Nejdet Sançar - Komünist Nedir

Page 1

ZONGULDK J<omünizmle Mücadele Derneği :

Yayınları

:

3

.�.tomOnlst Nedir?.· Nejdet Sançar

Birgün Matbaası - Zonguldak



Önünç Insanlık, komünizmin ve komünistin ne olduğunu ve ne yapmak istediğini uzun zaman kavrayamadı. Bunun bir sebebi bolşevikliğin esaslı vasvlarından birisinin gizlilik oluşu

ise, di ker bir arnili de insanlardaki umu mı gaflettir. Eğer in..

sanlık yıllarca bu gafletin esiri olarak yaşamasaydı; komü· nizmin ve komünistin ne olduğu ve ne yapmak istediği pek ala anlaşılırdı . Çünkü her cemiyette, yirminci yüzyılın bu kor· kunç ·ideolojisinin gayesini kavramış insanlar vardı ve onlar

yıllarca uyandırıcı bir çalışma göstermekten geri kalmamış­

lardı. Fakat sinsi komünizm ve bin türlü kalıba girerek insan­ lara başka şekillerde· gözükınesini pilen komünist, büyük ka­ labalığın bu gafletinden faydalanarak, gayesini sezmiş olan­ ların bu uyandırıcı çalışmalarını kötletmesini bildi.

Bolşevik­

liğin, karşısındaki küçük ve dağmik unsurların savaşına rağ·

men) dünyanın her tarafına yayılması ve her yerde.. tutunma··

·

sının sebeplerinden birisi de bu olsa . gerektir.

Halbuki komünizmin hedefinin hürriyeti ve insanlığı yok

etmek olduğu pek de bilinmiyecek birşey değildi.

Çünkü bu hedef bolşevikliğin ana kitaplarında çok evvelden tesbit olun­

muştu. Bu hedef büyük kalabalık tarafından bilinmese bile,

bunu devlet ve hükumet adamlarının· anlamaları ve dü11yaya

. kasdetmeye

uğraşan

komünizmin önüne set çekmek üzre

müŞterek hareketlere girİŞıneleri lazımdı. Fakat acı bir haki· kattır ki insanlık böyle toplu bir harekete .girişmek için dav­ ·

ranmak Jüzumunu yıllarca duymadı ve ancak bıçak �emi �e

dayandıktan sonra bu yolda bir adım

atabildi.

Dünya

tari·

�·3-


hinde en büyük gaflet muhakkak ki yirminci yüzyılın bu ina­

mlması güç vakıasıdır.

Bugün artık insanhk tehlikenin büyüklüğünü anlamış gibi­

dir. Bunda İkinci Dünya Savaşında Almanya'nın yere seril­ mesinden sonra karşılaşılan seri halindeki hadiselerin ve bil­ hassa komüni�tlerin, içinde yaşadıkları memleketleri sistemli bir şekilde ve kıyasıya vurmaları il� bunun neticesi

nizmin ilerlemesinin büyük payı olduğu muhakkaktır.

komü

·

Lakin

şu da muhakkaktır ki hala dünya çapında bir komünist teh· likesinin var olduğundan habersiz yaşıyanlar, hala komünistin nihayet bir fikir adamı(!) olduğunu sananlar vardır.· Böylele:­ rine komünizmin ne büyük bir felaket olduğunu anlatabilmek için önce komünistln ne olduğunu öğretmek lazımdır. İşte bu broşür bu düşüncenin. neticesi ve ''komünist nedir?, sorusunun c.evabıdır. Yaln•z şurasını bilhassa belirtmek ye­ rinde olur ki, broşürde "komünist nedir?, sorusuna cevap verilirken indi' hüküm ve mütalaalara veya birtakım parlak sözlere yer verilmemiş; sadece vesika ve deliliere dayanılmış; hükümler ve netice broşürde yer konuşmalarından çıkarılmıştır.

alan

vesikalarla

delillerin

Zonguldak, 13 Mart 1950

J�fdet 0 ança�

-4-


Komünist Nedir? Komünistin ne olduğunu ve hangi gaye uğruna çalıştı · tığını anlamak, dün k ol ay bir iş değildi. Bunun için en az husus! bir takım bilgilere ihtiyaç vardı. Fakat bugün durum böyle· değildir. Bugün bir komünistin hangi gayenin adamı olduğunu anlamak için artık ne husus! bir zekaya , ne de başka şeylere lfızum yoktur. Bunun için sadece dü nyan ı n gün­ lük hadiselerinden mana çıkarabilecek kadar bir düşünce sahibi ol mak kafidir. İk�n�i Dünya Savaşından bu yana yer y üz ü nde geçen bir çok hadiseler komünistin iç yüzünü açık bır şekilde ortaya koymuştur. Okadar açık bir şekilde orta ya koymuştur ki, ar­ tık bundan sonra komünistin y ü zünde ınaske ile gezme si im­ kansızdır. Zira parçalanan maskenin altından çı kan yüz, in­ sanlığm g·özlei'i önüne hakikatı bütün çıplaklığı ile sermiştir. B� ·çıplak hakikat şudur : Komünist Moskof kulu ve ajariıdırf Evet, her komünist, ajanıdır l .

Moskovanın azatsız

kulu ve

sinsi

bir

Bugün · artık bir sır ol mıyan bu gerçeğin sağ·lanmasında, 1917 deki bolşevH·. ihtilalinden sonra Moskovacia husus! bir tc: rbiye v.e fikir 1·� y etişti r ilerek dünyaya salıverilen kızılların b üyük hizmetleri olduğu muhakkaktır. Fakat şu da muhak, kaktır ki bunda asıl hüner, Kremlin'in bu yoldcı.ki şeytanı bu� l u şları nd a

ve telkin ustalığındadır �

Moskovanın bütün dünya k om ü ni stl er in e

telkin ettiği fikir­ lerden birisi şu'dur: Dünya komünistlerinin b ağl ı l ı k �ö�tere­ cekleri ilk memleket Sovyet Rusyadır. Kendi y ur tla nnın milli menfaatlan kaygusu ikinci derecede gelir 1 -.:5 ·-:-- ·


Bu inanç kafafara okadar kurnazlıkla sokulmuş ve Sovyet Rusyaya hizmet etmenin büyük ve asil bir gaye olduğu husu.. sunda öyle şeytani telkinler yapılmıştır ki bunun neticesi her komünist kendi meml€ketinin milli menfaatlarımn, Sovyet Rusyanın menfaatlarindan sonra geleceğine inanmıştır. Işte qu inançtır ki komünistleri dindar insanların dini akideleri kadar sağlam liağlarla Moskovaya. bağlamıştır. Ve bunun içindir ki vatanseverler vatanıarına nasıl kopmaz bağlarla bağlı iseler, komünistler d� Sovyet Rusyaya ·ve Moskovaya okadar sıkı bağlıdırlar. Kremlin, bu şeytani telkinlerle dünya komünistlerini oir robotolar ordusu haline getirmi şti r. Evet, her komünist asr bir robotodur: Beyni, ağzı ve gözleri Moskovacia b�lunan bir roboto!. Onun için yer yüzünde hiçbir kızıl yoktut ki Mosko- . vanın ağzı ile konuşmasın, Moskovanın gözü ile görmesin ve Moskof kalemi ile yazmasıni Dünyanın dört bir köşesindeki ırklan, dinleri, dilleri, harsları ve kısaca · her şeyleri başka başka olan kömünistlerin aynı kelimelerle konuşmalarının, aynı şeyle� i söykmelerinin, aynı şahıs ve fikirlere saldırmalav nmn sebebi işte budur. Moskovanın yarattığı bu asrf robotolar ordusundaki. bü.. ·tün makine adamların nasıl birer Kremlin kulu olduklarını isbat eden delil ve vesikalar bugün okadar çağalmıştır ki artık ne kızıllann, ne de oil.lan büyük bir g�fletle hala müda­ taaya çalışan şaşkınların bu vesika ve deliller karşısında söy­ Iiyecekleri sözlerin bir manası olamaz. -

*

*

*

Dünya milletleri' içindeki komünizm hareketlerinin, 'O mem­ leketlerde gizli·veya açık surette çalışan komünist partileri tarafından idare edildiği malumdur. Yine malumdur ki, ne halt ettiklerinin pek de farkmda olmıyan bir takım 1oy şaş­ kalozlar müstesna, bütün komünistleri içinde ·yaşadıkları mem­ leketlerdeki komünist partileri idare eder. Yer yüzündeki gizli ':'eya serbest çalışan bütün komünist partileri ise Moskoyaya _,..6-


bağlıdır. Yapılacak işlerin emirleri Moskovadan gelir. Komü nist partileri bu emirleri aynen yerine getirmeye mecburdurlar· Bunu ben söylemiyorum. Bunu komünist düşmanı filan veya falan da' söylemiyor. Bunu söyliyen kızılların kendile­ ridir. Çünkü bunlar "Milletlerarası Komünist Teşkilatı Nizam­ namesi, nin 12 nci ve 13 üncü maddelerinde yazılıdır . ·

O

maddelerin Türkçesi şöyledir :

Madde: 12

-

İcra komitesi [*],

milletlerarası ko ...

münist teşkilatının idare m_erke­ zidir: Milletlerarası komünist teş­ kilatının bütün şubelerine

direktif

veren ve onların çalışmalarını kon· trol e de n bu merkezdir . Ma d de

:

13

,

İcra komitesinin kararları�ın bütün şubeler tarafından

he ınen

t atbik

e dilmesi mecburidir.

Merkezi Moskovada� olan milletlerarası komünist teşkila� tıiun nizamnamesindeki şu iki madde dünyadaki bütün komü­ nist hareketlerinin Mo�.kof başkentinden idare edilmekte . ol. duğunu göst�rmektedir. Ohalde, ortada başka hiçbir deli� ol­ masa dahi, ya.�nız ·şu vesika bile, dünya milletleri içindeki bü tün kom·ünist partilerinin Moskovadan direktif ve emir aldık­ larını anlatmaya yeter.

·

·Komünist partilerinin Moskova bağı eskiden dünyanın ' pek b_ilemediği ve kızılların da gizlerlikleri bir keyfiye tti. Fa­ kat son yıllar. içinde gerek muhtelif vesilelerle hür dünyanın :.eline geçen bazi vesikala r ve gerekse Rusyanın İkinci Dünya Savaşından muzaffer çıkıp Avrupanın büyük bir . parçasını

[*]

Merkezi Moskovadadı r.


yutarak d üny a y a hakim bir durum kazanması üzerine kızıl­ bunu saklamaya pek de 1üzum g ör memeye başlamaları,

lar ı n

artık bu bağı bir sır olm a ktan çıkarmış bulunuyor. Kremlinin gözünden düştükten sonra Mosko vaya çağırılan ve orad a eceli (1) ile ölen Bulgar Komünist Partisi lideri Di­ mitrov, bir konuşması sırasında kızıl partilerin Moskova kul­ luğunu açıklıyan şu sözleri söylemişti : " Dünya d a ki

bütün komünist partiler, bir tek bir­

leşik -cephe teşkil e derler . Bu cephe

de en güçlü

ve tecri.ibeli komünist partisinin idaresi altındadır. Bu parti ise Lenin ve S tal i n� in partisidir. Bütün ko ..

mUnist partile-rinin bir tek lideri ve hocası vardır ki oda Stalin Y oldaştır ·

Stalin'in

. ,

doğumunun yetmişinci

yılı

dolayısıyla

bütün

peykler de olduğu gibi Bulgarİstanda da büyük bir merasimde, sonradan kalpten öld üğü ilan olunA: n, ·o zamanki Bulgar Başba ka nı 'Kolarov, 1949 yılı ar a l ık ayında, aynı şeyi ya pıl a n

şöyle tekrarladı :

"Şimdiye kadar Bu lg arİst an ın yaptığı her hareket .

ve gi rişti ği her teşebbüs Stalin' den alınan e mirlerle olmuştur. Stalin bize

her

vakit

gideceğimiz

yolu

göstermiştir. �A:emleketimizi idare e den, Bulg arİstan ı

aydınlatan bir güneş olan Stalin Y ol d aş tır .

Stalin'dir ki Sovyet

tanın

Esasen

yurd�muzda çiçeklerle karşıladığımız , askerlerini göndermek suretiyle Bulgaris­

Angln - Amerikalılar tarafından işgal

sine eng el olmuştur.,

Komünist k odamanlan lun

yılarının kahramanlık

söylediği ve

Çingene

edilme­

kabada­

taslarken hırsızhidanm aç.ıklamalarına

pek b�nziyen bu cins sözlerden başka, hür dünyanın eline ge= çen kızıllara ait bazı vesikalar da .moskofçuluk hareketlerinde Moskovanın rolünü ayrıca göstermiş olmaktadır . -8--


Böyle bir vesika Şili hükümeti tarafından 22· mart 1948 de açıklanmıştır. Bu vesika Güney Amerikada yapılacak ihtilal hareketi dolayısıyla komünist partilerine gönderilen· talirnattır·.

Meşhur Voroşilov t.arafından imzalanrriış �ol(;! n. ,ve büyük yapı·

.. a{e�� :·.::v.er�lmeleri, hükümet şeflerinin ve a sk er i ·şahsiyetlerin -�sir··. edilrneı�·ri ..gibi birtakım emirleri ihtiva eden bu talİmatın baŞi�da ·'' Mi llet­ lerarası Koıpünist Teşkilatının Paris siyasi . bürosu Gün ey . Amerika kısmı tarafından· t�svip edilere k Güney ., Aınerika ko münist partilerine gönderilen ·tali- .

ların, dairelerin, fabrika ve istasyonlarİn

mattır, cümlesi yazılı bulunmaktanır. Şili hükumeti bu vesi­

kayı ele geçirdikten so�ra, memleketinde ihtilal çıkarmak için beşinci kolları olan komünistlere .emirler veren

Mos�ova .ile,

haklı olarak, siyasi münasebetlerini kesmiş ve bu vesikayı da insanhğın gözleri önüne sermiştir.

Böyle başka bir vesika d[� Tito- Kremlin kavgası alevien­

dikten sonra açığa vurulmUştur. Bu vesika da Stalin'in komÜ·

nist partiletine gönderdiği talim:ıÜır. mektedir:

Bu talimatta şöyle den�

· "Bütün komünist partiler · kominforma hesap ver. rnek mecburiyetindedirler. �_ Korninform milletlerarasıl birleşik c e p henin siyasi temelidir. Ondan her tiirlü ayrılış hıyanete varır., Korninformun hakikatta Kremlin demek

olduğu

düşünü­

lürse yuk arki emrin manası ve mahiyeti kolayca ?nlaşılir. ( 1)

------- (1> .

Komlnform, Komlnternin

devamından

başk�.

bir

şey

değildir,

Milletler arası ·komünist teşkilatı olan Komhıtern, Ilk olarak 'Lenin zamanında 1919 da toplanmıştı. Sta ln'den �onra bu teşkilat tamamen Krem.llnln emri altı�"'a· girdi. Rusya son büyük savaşta

Kom.lnternl

lağvettlğfnl Ilan etti, 1947 de Komlnforn icat edildi. Bu, laf olarak lağvedllmlş olan Konıinteriıln resmtın devamını Ilan

ldl.

Stalin'In

Imzası ile Komünist partHerine gönderilen talimatın yukarki satır. ları da bunu göstermektedir.

·

1

'-i.

•'9 �

...... ·

.


Bu cins delil v� vesikaların sayısı çoktur. Fakat bu kadari ile dahi Kremlinle dünya komünistlerinin karşılıklı durumla· rını yeter derecede kavramak mümkündür:

Kremlin, dünya ihtilali için çalışari milletlerarası komünist­ lik hareketlerini sevk ve idare eden bir merkezdir. Yer yü­ zündeki bütün kızıllar ise Kremlinin emrinde birer

ajandır. Bu ajanlar içinde yaşadıkları memleketlerde Moskovanın beşinci kolları olarak Mc;>skof emperyalizimi uğrunda çalışmak� la vazifelidirler. Ve bu vazifelerini aldıkları emirlere göre, ·

"Kremlinin planlarını on yorum. Mesela yer yüzündeki her kette Rus beşinci kollarının gece · emirlerine g�re nasıl çalıştıklarını yaparlar.

yıldır ezb'ere bili­ hangi bir memle­ gündüz Kremlinin bilirim , diyen eski

·Rus komünisti meşhur V. Krevçenko da bunu söylemekten başka bir şey yapmış değildir�

- · ıo


Rusyaya, Kremline ve Stalin'e Kasidecllik

Her komünist, Sovyetler Birligini, Kremlini ve baş yoldaş StaJin'i her fırsatta övmeye mecburdur! Bu asri kasidecilik

komünizmin esaslİ şartl::ırından biri haline gelmiştir . Dünya­

nın irili ufaklı bütün kızılları komünizmin bu

şartını yerine

g..!tirnıek zorundad.ırlar. Ve bu mecburiyet sade parti liderleri

ve hükümet adamları gibi siyasiler için değil; sanatkarlar(!) ve hukukçular kimseler için de. vardır.

bi�ginler (1) ,

(l) g·ibi siyaset dışında . kalmış ·

Bir yerde bir kongre toplanşın; kürsüye çıkan kızıl hatip­

lerin nutuklarında Sovyetler Birliğinin insanlığa hizmetinden, Stalin'in dahlyane idaresinden, Kremlinin barışa hizmetlerin· · den bahsedilmesin, bu imkansızdır. Kızıl bir savcı yabancılara

casusluk (l) ve vat�nma ihanet(!) eden bir hain (1) hakkındaki iddiasını· okusun da sözleri arasında Sovyetler Birliği aley­ hinde itharnlarda bulunan vicdansıziara (1) saidınşlar bulun·

masın, bu da imk;��1sızdır. Bir siyasi, ·resmi bir ziyarette bu-� lunsun. Tas ajansı veya peyk

ajansları vasıtasıyla

dünyaya

yayılan sözleri muhakkak bu asrl kasideciliğin basma kalıp t�kerlemel�rinden başka bir şey olmıyacaktır.

Kremline kul oluşun tabii bir netıcesi olan bu asrl kaside- · ciliğin işte son yıllara ait ·bazı misalleri:

1945 Haziranında toplanan onuncu Fransız komünist kon­ gresi, Stalin'e bir tel göndermişti. Sovyet diktatörüne verilmiş yeni ünvanlar 'dolayısı. ile tebriklerini s� nan kongre, bu telde Rusya:yı ve Stalin'i şöyle· övüyordu:

�.ıı· -


Halkımız, umumi barış ve kendi emniyeti için Sovyet Rusya - Fransa dqstluğunun çok esaslı bir unsur�olduğuna�kaanidir. Bunun için bu dost"· hığun yeni teminatını�hararetle karşılamıştır. Rus­ yanİn, kızıl qrdı.ı. tarafından �urtarılan ·sürgünleri­ mi:r.e ve esirierimize gösterdiğ� kardeşçe muamele b!zi çok duygulandır mıştır.:Onuncu· komünist kongresi sizin şahsınızda yalnız Fransanın bir dostunu değil, · dahi Lenin;:in eserine devam eden büyük talebesini . de·· selamlamaktadır. >> «

.

.

·

Aynı kongrede .konuşan parti lideri Mareel Ca.chin, Rusya aleyhfndek!_ itP,kmi� r dolayısıyla, manevi vatanını şu sözlerle korhmaya·,:ç�Jrş(yordu : . ·

.... '"::� .. ;:r:.�···. "t

�.

-

'

':':Gaz·etelerde Rusya aleyhinde el altından· sinsi·:: propagandalar yapılmakta, Sovyet Rusyanın gizli emell�rind�n . bahsedilmektedir. H' albuki Moskovanın tak�p -ettiği siyasetin korku verici hiçbir tarafı yok­ tur. ·Rusya hiçbir toprağın zaptı fikrinde değildir. Rusya· yalnız faşizmi yıkmak ve 1941 Haziranı sal­ dırışının yenilenmemesini sağlamak· emelindedir . , ··:.

·

·

Bulgar Başbakanlarından Georgiev; 1946 yılının ocak ayında Moskovaya gitmişii. Kızıl Başbakan uçaktan iner in­ mez Tas ajansına, bütün dünyaya bildirilen şu sözleri söyledi:

. '�İslav milletlerinin kalesi ve bütün demokrat : �Uletlerhn iyman kaynağı olan ve· başbuğ Stalin'in uzağı görür idaresi sayesinde . bijtün insanlığın bir ümit yeri ·haline gelen bu başkente geldiğimden dolayı bahtiyar�m., ·

·

Kızıl ihtilalin otuzuncu · yıl_ dönüıp.ü, �ünya lp;ııU�rıJ.?.çı .bu


asrl kasidecilik için büyük bir fırsat ha�ırlamış oldu. Bu yıl dönümü münasebetiyle peyk dev I etierin hepilinde merasim yapılmış ve bu merasim günlerinde okunan kasidelerden bazı pa�çalar dünyaya ilan olunmuştur: '

.

·Komünist Macar hükumeti 1947 Ekiminde bir Rus haftası yaptı. Stalin'in Mareşal Zamercev tarafından temsil edildiği merasimde, Sovyet diktatörü pöhpöhlü sözlerle Macar baş­ kentinin fahrl ıiemşehrisi ilan olundu. Ronıen hükumeti 6 ekimde pir toplantı yaptı. Başta Baş­ bakan olmak üzere bütün ileri gelen komün.istlerin söz aldığı toplantıda Kremlini ve Stalin'i göklere çıkara·n nutuklar söy­ .ıendi . Bulgarİstanda yapdan merasirnde ise Moskova yetiştirme-:­ lerindeıi meşhur Kolarav, 5 ekimde Sofya radyosunda Mos­ kova iÇin parlak bir kaside okudu. Bulgarİstanda yapılan merasirnin . ötekilerden farkı, merasim. günl�rinde başka mil­ liyetlere mensup kızıliara da söz hakkı verilmiş olmasıdir. Bu arada " Bulgaristan Ermeni Azınlığı Komitesi Başkanı Korpielov , adlı bir kızıl da, radyoda Bulgaristan Ermenileri adına yaptığı·'bir konuş.mada şunları söyledi : ·

.,

"Sovyet Rusya, Ermeni milletini maddeten yok olmakbın kurtarmıştır. Büy�k Stalin'in ve kudretli Sovyetler Birliğinin iradesi yakın bir zamanda zorla al�nmış Ermeni topraklarının geri verilme-sini de sağlıyacaktır., ·

·

Mihverin yenilenmesiyle· Doğu Avrupadaki memleketlere kurtarıcı(!) olara� giren ve bu ülkelere yerleşen Rusya; Ma� caristan ve Çekoslavakya gibi devletleri de hazırladıkları darbelerle ele geçirerek gayesi bulunan dünya hakimiyetine doğru adım adım ilerlerken, "Kremlinin hiç bir emperyalist maksat gütmediği 1" hakkındaki propagandalar da radyolar, ve. ga_zetelerle her _gün ilan ·ohinup. duruluyordu. --.13-


Kremlinin ·siyaseti hakkında Moskova_ radyosu ile Pravda gazetesinin fikir yürütmeleri şüphesiz tabii bir şeydir. Fakat. işin garip ve hatta gülünç ciheti, aynı iddiaların başka mem­ leketlerdeki kızıllar tarafından da ileri sürülmesidir. Bir mem;­ leketin her hangi bir vatandaşının bile kendi hükumetinin gizli emellerini bilmesi mümkün değilken, Rusyanın dışındaki Rus olmıyan kimseler,in, Kremlinin hiçbir gizli gayesi _olmadığın� . dan bahsetmeleri şÜphesiz' en az gülünç bir harekettir. I?ünya kızılları böyle gülünçlüge sık sık düşmekten kendilerini alı­ koyamamışlardİr .•

Meşhur Ingiliz kızılı Harold Laski, ll ekim 1947 de bütün dünyaya karşı şu gülünç yalanı söyliyebiliyordu :

"Rusya dünyaya tahakküm etmek istemiyor. Fa­ kat Rusya bizzat korkunun ve her , şeyin üstünde Birleşik Amerika korkusunun· tahakkümü altındadır. . Amerika da Rusyanın· dünya.(a tahak­ Hernekadar küm� etmeye ·kalkışmasından korkuyorsa da bu

·korku hem manasız, heın de haya)idir. Çünkü US'H. yanın böyle bir isteği yoktur . , ·

Laski'nin bir Rus diplamatı ağzı ile bu sözleri söylediği . günlerde, ·Amerikanın Wallace'ı da tıpkı onun gibi: "!Rusya

savaş istemiyor. Aksine savaştan korkuyor. Sovyet Rusyanın dünyaya tahakküm etmek isteği yoktur. ,,

diyordu. ·

Bulgar Komünist Partisinin Merkez Komitesi· Umumi . Katibi Çervenkov, 17 .ekim .l947de uzun ·:bir nutuk söyledi.


· Asri. 'kasideciliğin . en parlak �rneklerinden biri olan

bu nutuktaki şu sözler, kızılların Moskovaya hangi gözle bak· makta olduklarımn da güzel bir misalidir : .

«Bulgar tarafsızlığından bahsedecek bir· kimseye vatansever gözü ile bakmak artık mümkün değildir. :Bar•ş uğrunda ve . ·emperyalist tecav�zlere karşı yaptığımız savaşta bizim için tarafsızlık bahis nıev- · zuu olamaz. Biz ölünceye kadar Sovyetler Bir.liğine Bağlıyız. Çünkü Rusya olm,ısaydı biz hür bir millet · olarak �ugün var olamazdı�. Rus siyaseti ile Bulgar halkının başlıca menfaatları tamanı en. aynıdır� Ve Rusya�ın düşmanları bizim de düşmanlarımızdır. >> Kızıl emperyalizime göğüs geren ve ko�ünizmin yayıl­ masına engel olan din sınıfına karşı bütün p eykl erde 194 9 da toptan bir temizleme hareketine girişilmişH. Bu arada Bulga­ rİstanda yapılan temizleme sirasında v at;- na ihanet d) suç.u ile tevkif edilen on beş papazıri muhakemeleri sırasında, devlet savcısı Dimiter Georgiev, Rusya hakkınd 1 şunları söyliyordu:

"Sovyet Rusya ·aleyhine yapılan çirkin propa gandalar arasında Rusyada açlık hükmü sürdiiğü ve İslav ırkınci mensup . on beş mil yon esir işçinin Sovyet ülkesinde· çalıştırıldığına 'dair ithamlar da vardır. Ancak vicdanlarını satan .kimseler böyte ya­ lan söylentileri ortaya atabilirler., ·

·

.

Bulgarİstanın ileri gelen adamlarından birisi, 1949 Nisa· nında S ofy adan dünyaya yayıbn şu sözleri söyledi:

«Bulgar gencinin birinci vazifesi ·Rus Bolşevik .

. �-15

,.,.._

-


Partisi ve büyük devlet adamı Stal in'i sevme�ten ibarettir.»

Hergün gazetelerde, çoğu küçük habeder arasında oku· nup geçilen bu sözlerle bunların yüzlerce benzerleri, şüphesiz ağızlardan gelişigüzel çıkmakta olan laflar değildir. Bunlar, son zamanlara kadar insanlığın gözlerinden kaçınlmaya çalı­ şılan bir hakikatın, kızılla.rın Kremlinin kulu oldukları hakika· tının tabii neticeleridir. Kızıl sistemin hayvani esaslara daya­ nan terbiyesi, bu asrf kasideciliği bü tün moskofçulara farz kılmıŞtır. Bu sistem y ıkılınc aya kadar bu gülünç. kasideciliğin devam edeçeğf şüphesizdir.

-· 16-


Mosl{of Menfaatlarını Destekleme

Her komünist, Kremlinin k'üçük veya büyük bütün men­ faatıarını desteklemeye mecburdur! Ve bu mecburiyet de komuni;z;imin esaslı şartlarından birisi halindedir.

Stalin, daha 1925 de "Sovyetler· Bi r liğini destelde ­

mek bütün komünistlerin başl�ca vazifelerinden bi­ rid�r., demek suretiyle bunu en salahiyetli bir ağızia be·

·lirtmişti. Dünyamn her tarafındaki kızılların komünizimin bu şartını nasıl yerine getirmekte oldukları, yıllardanberi büyük veya küçük bir çok hadise lerde görülmektedir.

Moskof menfaatlarının desteldenmesi eskiden perde arka­ sından ve kaçarnaklı yollara baş vurularak yapılırdı. r akat ikinci dünya savaşından sonra yüzlerindeki maskeyi atmak­ tan çekinıniyen kızıllar, artık bu işi · de gizli yapmak h1zuö' munu duymaz oldular. Son zamanlarda iyice açı_ğa vurulan bu moskofçuluk gayretinin pek dikkate değer misalleri, kı· zılların Moskof kulluğunun da en güzel vesikaları olarak ' , meydanda bulunmaktadır. ..

·

Bütün komünistlerin, Kremlinin rnenfaatlarını nasıl des· teklediklerini gösteren hadiseler içinde . bazıları bilhassa dika kate değer- bir mahiyet taşımaktadır. Bunlardan, yaygara ve propagandası uzun zaman devam ettirilen ve Türk gaze­ telerinde de zaman zaman yer alanlardan bazılarını ilk ola· rak ele alıyorum. Bunların birisi "Türkiyenin doğu topraklarının Sovyet Ermenistanına eklenmesi!, meselesidir. ·

...... · 17 .....


Kremlin, ikinci dünya savaşının mihverin yıkılmasıyla ne· ticelenmesi üzerine, emperyalist niyetlerini birer birer açık­ larken ortaya bir de doğu Türk topraklannın Sovyet Erme­ nistanına eklenmesi iddiasını attırmıştı. Bu, Kremlinin Türkiyeden resmi olmıyan bir isteği idi. Bu istek dünyanın muhtelif köşelerinden yükselen. kızıl sesler le ·hemen destek­ lenıneye başlandı ve bu destekleme uzun zaman sürdü . Romen

Komünist Partisi,

Bükreşte bir miting y.-ıptırdı.

.1945 temmuzunun 31 inde Bu mitingde birçok kızıl Er­

meniler söz alarak Kremlinin bu isteği hakkında birer Mos· kof gibi konuştular .. Mitingi aç�n ve "Ermeni Cephesi1, adlı kızıl teşkilatın başkanı Danyelyan ile umumi katip Bazayan'­ ın, Bükreş Ermeni rnektebi müdürü Dr. Tirasyan'ın ve diğer hatiplerin sözleri hep "Türkler tarafından haksızca gas-

pedilen öz(!) Ermeni topra'darının Sovyet Ermenis­ tanı ile birleştirilmesi, lüzumunu belirtmekte idi.

·tık olarak Bükreşten yükselen bu Moskof ağzı sesler zaa man zaman başka yerlerden akisler vererek devam etti. Beyrut ve Hayf.ada yaşıyan Ermenilerin 1945 eylülü içinde yaptıklan toplantılar ve bu toplantılarda söylenen nutuklar da tamamen yukarkilerin aynı idi. Suriyenin muhtelif şehir­ lerinde tertiplenen nümayişlerde ise bu isteği haykırarak sokak sokak dolaşan moskofçu kalabalık, kızıl bayraklarla donatılmış kamyonlar içinde Stalin'in büyütülmüş resimlerini de dolaştırmak suretiyle bu toplantılarla nümayişlerin rengi· ni de göstermiş oluyorlardı. 1'İskenderon Sancağını Kurtar-' ma Certıiyeti, adı ile Suriyede kurulan kızıl bir t�şekkül de o sıralarda Kremlinin bu isteğini destekliyen toplantılar yap­ maktan geri kalmadı. Bu toplantıların diğerlerinden farkı nümayişlerin komünist Moskof marşı ile başlayıp yine Mos­ kof marşı ile bitirilmesidir. .

Türkiyenin doğu sınırları üzerindeki bu Moskof isteği sonu�da Amerikalı kızılları da harekete geçirdi. A�erikah kızıllar işi· oir adım daha ileri götürerek Providans'da yap ..


tıklan ' bir toplantıdan sonra Beşler Konseyine baş vurdular . . Onların istekleri de 4'Türkler tarafından gaspedilen

ve tarihin en eski çağlarındanberi Ermeni olan top­ rakların ve Türklerin zulümlerine göğüs geren Er� , menilerio kurtarılarak Sovyet Ermeni Cumhuriyetine katıl malar ı , idi. ·

Yer yüzünde Ermenilerin kütle halinde yaşadıkları türlü bölgelerden yükselen aynı mahiyetteki bu seslerde dikkati çeken nokta şudur : Türkiyenin doğu topraklarının Sovyet Ermenistanına eklenmesi iddiası hep kızıl Ermeni muhitle­ rinden çıkmıştır. Esasen iddia vatansever Ermeniler tarafın.. dan ileri sürülmüş olsaydı, şüphesiz bu Türk topraklarında bağı ms� bir Ermenistan kurulmasf istenirdi. Zira bu öz ( l) Ermeni topraklarının Türkiyeden alınıp Sovyet Erınenistanı­ na eklenmesinde ermenilik bakımından hiçbir fayda yoktur. Ve çünkü Sovyet Ermeni Cumhuriyeti sadece laftan ibaret . bir varlıktır. Gerçekte bu cu mhuriyet de· Kremlinin pençe­ sindeki diğer uydurma cumhuriyetler gibi Moskof elinin bir parçasından başka bir şey degildir. Moskovanın doğu Türk toprakları üzerindeki bu isteği sadece kı zıl Ermeni teşekkülferi tarafından desteklenmiş değildir. Bir- Ermeni davası şeklinde ortaya atılan bu isteğe ırka� Ermeni olmadıkları halde başka kızıllar ile kızıl teşek· küller de katılmışlardır.

·

·

. Kızıl papaz diye ün· almış olan Canterbury papazı Dr. Helvet Yalınson'un . bu husustaki fikirleri de, nedense, mos .. kofçu Ermenilerin düşünceJerinden farklı değildir. Ermeni ki.. l�sesinin ruhani meclisi toplantısına katılmak üzre Erivana gitmis olan kızıl papaz; Ermeniler tarafından Sanfransisko �konferansına gönderilen muhtıra hakkıcia ne düşündüğünü soran gazetecil�re şunları söylemiştir.

Türkiye tarafından gas. pedilen bölgelerin müm­ kün 'olan çab uklukl a Ermenistana geri verilmesi ge«


rektiğine tamamiyle ve bütün kalbirole inanıyorum.­ Türkiye, kendisine ekiediği toprakların iktisadi ge-. lişmesine bile bile engel olmuştur. Oralarda halk şimdi nisbet kabul etmiyecek derecede azdır. Bu toprakların as•l halkı. bütün dünyaya dağılmış bulu­ nuyor. Türkiye. büyiik bir vahşetle Ermeni halkını yok etmiştir. Birinci dünya savaşından sonra galip milletler, bu toprakların asıl sahiplerine. geri veril­ mesi için hakka dayanan kanunlar yapılması zaru­ retinin kendini · gösterdiğini bildirmişlerdi. O zaman yazılmış olan şimdi başa.rılmalıdır. M uhtırariın. neşri­ ni selamlıyorum ve bunu çok uygun buluyorupı. »

·

Aynı tarihlerde Avrupanın bir çok komünist partileriyle bir takım kızıl teşekküller de aynı şekilde ve aynı yolda çalış.. malarda bulunmuşlardır. Komünist partileri içinde bu yolda en çok çalışan frarisız Komünist Partisidir. Fransalı kızıllar Türk topraklarının Ermanistan Cumhuriyetine eklenmesi perdesi altında Rusyaya verilmesi isteğini hem kendileri des· teklemişler, hem de emirleri altında bulunan bazı kızıl teşek­ külleri kışkırtarak onlara bu yolda nümayişler yaptırmışlardır. Pariste kurulmuş olan ve adına " Türkiye Ermenistanını müdafaa Cemiyeti , denilen kızıl teşekkülün, Fransız Komü­ nist Partisinin yardımıyla 2 temmuz 1946 da bir lokantada yaptığı taplantı ile yine Fransız Komünist Partisinin teşvi- · kiyle ikikızıl Ermeni cemiyetinin Pariste yaptıkları büyük bir toplantı' bunlaı·ın en gürültülüleri olmuştur. Başta Ko­ mi!nist Partisi başkanı Cachin olmak üzre bir ç9k tanınmış komünistlerin hazır bu lu ndu kları birinci toplantıda Kars ve Ardahanın Rusya Ermenista.nına eklenmesi için Fransız dış iş­ leri bakanlığı ile dört büyükler dış işleri bakaniıkiarına baş vurulması�a karar verilmiş, ikinci toplantıda da aynı istekler ileri sürülüp bir tçıkım parlak ( ! ) nutuklar söylenmiştir� �

20· --

·


Bu Ermeni dava sı ( 1 ) ile bilhassa ilgilenen Fransız Ko· münist Partisi de bu hususta bir takım kararlar almıştır. Bu

kararlar arasında Kars ve Ardahanın Ermeni Sovyet Cum­ için çalışmak da vardır. Komünist par-­ t isini n kontrolü altındaki bütün kızıİ Fransız gazeteleri bu tezi m ü d af aa eden yazıları uzun zaman sayfalanndan eksik e t memi şlerd i r . huriyetine eklenmesi

Bir

başka dikkate değer ve devamlı destekleme, Yuna­ terk etmeleri

nistanda bulunan İngiliz kıtalannın bu ülke yi

isteği

üzerinde. olmuştur

:

M osko v ,:1 dünyanın rahatını kaçırmak için mesele üzerine mesele .çıkarmaya çılışırken, 1946 ocak ayınd a , Yunanistanda bulunan İngiliz kİtalarının bu ülkeyi terk etmeleri isteği ile ·

Birleşmiş Milletiere baş vurmuştu. O nlar bu isteklerinde ken­ di hesaplarına· hakb idi ler . Çünki bu kı.talar, Yunanİstanın

kızıllaştırılması �olundaki ·çalışmalara geldi.

karşı

büyük bir en­

bu i stekte bulunur bulunmaz dünya moskofçuları koro halinde aynı türküyü söylemeğ·e ba şladılar . Bilhassa Fransız · ve İtalyan komünist gazeteleri ile peyk ülkelerin rad­ yoları, Yunanistandaki bu İngiliz kıtaları aleyhine . şiddetli saldırışlara giriŞtİkten başka bizzat Yunan Komünistleri de bu koroya katılmaktan geri kalmadı1ar. Yunan Komünist Partisinin mer kez komitesi 23 ocak 1946 da Atidada bir be­ yanname yayınladı. Beyanname, Moskovanın Birleşmiş Mil� letlere verdiği mu htıradaki esasların tekranndan başka bir Şey değildi. Yine k omünis tlerin elinde bulunan Yunan i ş Fe­ dera s yon u o gÜnlerde yayınladığ·ı bir tebliğde " İngi liz res bir

Kremlin

mi makamlarının Yunanistandaki faşist hareketlerini desteklediklerini,

Yunanistandan

·

dafaa ediy ordu .

bu

sebepten

Çekilmeleri .

İngiliz

kıtalarının

lazım geldiği , ·fikrini müq ·

·

Moskof emperyalizimine karşı bir sed ol ma k üzre Yunanis­ tanda bulunan General Scobje ku mandasındaki İngiliz. kuv· -21-


vetlerini Yunan h ükumeti ile komünist olmıyan Yunanlıların hepsi

isterler k en, Yunanlıc kızılların bu kıtalara Moskoflarla

aynı safta yer C;ılarak saldırinaları

m osko fçuların

iç yüzlerini

gösteren güzel bir ·misaJdir. Fakat bu hususta daha güzel bir

.

misal ·bu hadise karşısında İngiliz komünistlerinin hareketidir: Zira t�. gil iz Komünist Partisi, İngiliz 'birliklerinin Yunanistan­ da bulunuşiarını protesto etmek üzre ·nümayişler y a p maya karar vermiştir ki bu . karar, üzeri nde ehemmiyetle durula­ cak mahiyettedir. Düşünmek lazımdır ki General Scobie'nin k�andasında ki İngiliz kıtaları, Moskof seline karşı. Ingiltere

devletinin menfaatlarını korumak üzre Yunanistanda bulunu­ yorlardı. İngiliz Komünist Partisi ise, mensup bulunduğu dev­ letin kendi millf menfaatları için bir yerde ordu tutması aley· bine nümayiş]er yapmak suretiyle, bu meselede tıpkı kızıl İtalyan ve Fransız gazeteleri, moskofçu radyolar, Yunanlı komünistler ve nih�yet tıpkı Kren:ılin gibi düşündüğünü gös· termiş ol u yord u . Amerikanın, demir perde dışında . kalan ve· komü nizimin ö­ nüne. dikilen memleketlere yapmak i stediği ve yapmaya baş­ ladığı yardırnlara karşı dünya Kızıllctrının takındıkları tavır ve. aldıkları cephe de, bu desteklemenin bir .başka dikkate değer mi�alidir :

Moskof

te-h de 'o ls a nihayet uyanmış ve bu seli önleyecek bir takım tedbirlere baŞ vurmuştu. Mos­ kof selinin çarpıp durduğu iki sed olan Türkiye ile Yuıianis­ tan,a yapilmak istenen ve y a pılan yardımlarla demir perde dışında kal an ülkelerin iktisadi kalkınmaları ve bu suretle komünizime daha kolay dayanmaları için bir tedbir olarak tatbike . ·girişilen Marshall planı bunun en mü hi mleri idi. Moskova , bu, tedbirlere karşı daha ilk günden cephe almış, gerek Türkiye ile Yunanİstana yapılan yardımı ve gerekse Ma r sha ll planını Amerikan emperyaliziminin yeni bir delili diye ilan edip mücadeleye başlamıştı.· Kremlin, d ünyayı penemperyaliziminin komünizm şeklinde dünyayı

didi karşısında, Amerika, bir a z geç

·

·


'

çesine geçirmek isteğini suya düş ürecek olan bu tedbirlere karşı böyl e hükümler vermekte ve bunu ortaya çıkaranlara saldırmakta kendi hesabına h ak l ı o.labilirdi. Faka t diğer memleketlerdeki komünist partileriyle bütün kızıl ""gazetelerin bu tedbirlere karşı aynen. Moskova radyosunun ağzmı kul­ lanarak saldırmaları, elbette . gözden k aç amazdı . Amerikanın bu dünya çapındaki tedbir1er�ne karşı dünya kızıllarının gösterdikleri tepkini n en güzel misali A merikalı kızıl Wallace'ın bu da yaya karşı takındığı tavırdır. Wallace, o sıralarda gerek Amerikada ve gerekse· Av r upaya yaptığı sey a hatta hep bu yardım aleyhinde konuşmuş, Amerikan kalkını ve umumi efkarını bu karar aley hine sevk etmek için bütü n nüfuz ve. iktidar ını kullanmaktan çekinmemiştir�

1

.

Walla�e, kendisin i adi e,den bu

sevk

«

.

bir takım yal.anlar bile söylemeye konuşmalarından birisinde şöyle demişti :

Bir Yunan . huhranı ile . değil,

b ir

Amerikan

buhranı ile k arşı k arşıyayız. B ir Amerikan vatanda, şı olarak demokr at olmıyan ve iyi beslenmiş Tür­ kiyeye y ardım edilmesine t araftar değilim . Paramı­ ,

zın Yunan h alkının refahı uğrunda kullanılacağı hu-

susunda Amerikayı ikna e debilecek· temsili bir Yu­

nan hükumeti kuruloneaya kadar Yunanİstana yar-· dım edilme sine de taraftar d�ğilim. » ·

ra

. RadyQ vasıtasıyla "

yayılan· bu sözlerden bir

Türkiyeye bir santim b ile

kaç

v erilmemesi

gün

son­

gerek-

. t iği, ni söyliyen Wallace, bu sözleriyle nasıl Moskovanın ve

moskofluların isteklerini dile getirmişse ; o da kendi Cıev}etinin menfaatlarını hiçe sayara k yaptığı bu propagan� dalarda dünya kızılla r ı tarafınd a n öylece de stek lenmiş ve al · kışlanmıştır. Birçok kızıl gazetelerin, "Vallace'ın fikirlerini al�ışlıyan yazılarından başka, Birezilya Komünist Partisinin .Amerikan baş kızılına çektiği bir tel, b u nun . en gü zel vesibütün

....;.. . 23-


kasıdır. 22 eylül 1946 da· çekilen ve Birezilya Komünist Par­ tis! umumi katibi Luis Carlos Prestes'in imzasını taşıyan bu tel, Wallace'ı ·4' Amerikan kapitalizminin en koyu irti­ caa kaçan. tarafına· karşı giriştiği

te bri k ! , etmektedir.

savaştan

dolayı

.

Marshall planına karşı kızıl dünyanın gazeteleri, radyo· ları ve hatipleriyle giriştiği mücadele ise henüz hatırlardan çıkmamış olsa gerektir. Kremlin, Marshall planının tatbikine engel olmak için bü­ tün imkanlan�ı ortaya koyarak mücadele etmiş ve hatta Molotof, Paris konf;}ransı ·sırasında, Marshall planı lehindeki görüşmeler ileriediği takdirde birçok kargaşalıkların meyda na geleceği tehdidinde bulunm�ştu. Gere� M oskovanın Marshall planını Amerikan emperyaliziminin yeni b ir şekli diye gösteren iddiası ve gerekse Molotof'un bu . tehdidi, kızıl dünyanın radyolarında, gazetelerinde ve hatiplerinin dillerin· de her zaman tekrarlandı durdu. Fakat Amerikanın bu dün· ya ç�pındaki iktisadi müdahalesi bütün propaganda ve sal� dırmalara ra� men gerçekleşmeye doğru yüz tu tunca, Krem lin, planı suya düşürmek için ffll harekete geçti. Bu fi'll . hareketlerin_ en büyükleri 1947 yılı sonlarında Fransa ve İ talyada baş gösteren grevler ve bunların neticesi meydana gelen büyük kargaşalıklardır. Fransa ve İtalyadaki bu büyük grevleri Çİkaranlar Fran� sız ve ltalyan komünist partileridir.· Bu partilerin ise grev ve kargaşalığı bir ihtilal ile neticelendirmek emrini Mosko·· varlan aldıkları, bu grevler sırasında basılan bazı komünist yuvalarında ele geçirilen vesikalardan anlaşılmıştır. Bu vesikalara göre Fransız komünist Hcleri · Thorez ile İ talyan Komünist Partisi başkanı Togliatti, grevierden önce Moskovaya giderek Kremlinden . daha yumuşak bir siyaset . takip etmek için izin istemişler, buna sebep olarak. da şiddet hareketlerinin kendilerine taraftar olan diğer partilerin. dü ş ­ manlığı neticesini .doğurdu.zunu söylemişler ; fakat Kremliıi den. esas davanın Marshall planıqı baltalamak olduğu, bunun ·

·

·

·

-24-


için de gerekirse bu partileri feda etmek lazım geldiği · ce · vabını almışlardır. İ şte Fransa ve İ talyadaki 1947 grevleri bu t a limatın naticeleridir. · Daha sonra İngiliz dış işleri ba kanlığınca elde edilen ve­ sikalar da Marshall planı hakkında Kremlinin ·biitün komünist partilerine ve peyk hükümetlerine baltalama emri verdiğini ve onların da bu emri yerine getird iklerini gö.stermiştir: In­ giliz Dış işleri Bakanı B evin 22 ocak 1 948 de Ava m Kamara sında yaptığı konuşmada, elindeki vesikalara dayanarak Marshall planını Lehistan, Macaristan ve Romanya hükumet­ lerinin kabul etmek üzere olduklarını, Çekoslovakyanın ise kabul bile ettiğini, fakat Moskovadan bütün peyklere , bal� talama emri verilince bütün bu hükümetlerin plan aleyhine döndüklerini açıklamıştır. •

Batılıların kurdukları Atıantik Paktı da ; kızılların Mos­ kovayı nasıl desteklediklerinin örneğini seri halindeki misal­ lerle ortaya koymuştur : Kremlin, ihtiraslarına sed çeken bütün tedbir lere olduğu gibi Atiantik Paktı fikrine de daha ilk g·ünden düşman ke­ silmişti. Bu düşmanlık Moskof radyo ve gazeteleriyle mos­ kofçu radyo ve gazetelerde daimi bir saidınş mevzuu teşkil ettikten sonra; paktın demokrat memleketlerin meclislerinde müzakeresi sırasında ' komünist partilerinin aldıkları aleyhte cephe ile fi'li neticesini de verdi. Moskovanın ateş püskür­ düğü bu harekete Kremlinin emir kulları ·olan komünist par­ JUerinin batarya ile ateş etmew�leri hnkansızdı. Nitek im de öy­ le oldu. Bu mevzu üzerinde yapılan müzakerelerde pakta kı­ yasaya bir şekilde yalnız komünistler saldırmış ve neticede · parmak kaldırma zamanı gelince aleyhte rey kullaıııanlar da sade�e kızıllar olmuştur. Misaller : . Fin parlamentosu 4 mart 1949 tarihli oturumunda pakta iştiraki 1 ı e karşı 1 18reyle kabul etti. Aleyhte rey veren 1 1 �işi Fin komünistleridir Belçika Ayan Meclisi 12 mayıs 1�49 da ' paktı . 1 3 e karşı 1 27 reyle kabul etti. Bu 13 mu h a l if de Bel · - 25

,.__


çi ka komünistleridir. Fran.sız parlamentosu Dış İşleri Komit� .. si de 1 3 temmuz 1 949 da paktı 13 e karşı 20 reyle tasvip etti. Buradaki 13 aleyhtar da Fra ns ız moskofçulandır. Kızılların, Kremlinin menfaatlarını desteklemek hareketle · ri sadece dünya çapındaki büyük 'hadiselerde ve mutla�a .Moskovanın hu·sus1 emri ile değildir. Komünizme sed teşkil eden bir hadise, kızıl afeti kötüleyen bir hitabe , Moskof dik­ · tatörlüğünün iç yüzünü açıldıyan bir eser ve bunlar g�bi her antikomünist hareket her fırsatta moskofçular tara­ . fından · hırpalanmak, vurulmak lalihindedir 1 Bu itibar la son yılların gazet�lere kadar geçmiş hiç bir hadisesi yoktur ki, ortada Kremlinin menfaatlarını ilgilendiren bir mesele olsun da kızıl agız veya kalemler bu menfaata karşı gelenlere sal · dırmasınlar ! İşte Amerikanin eski Moskova büyük elçisi Willia m Bullitt'nin kızıl Rusva aleyhindeki meşhur eseri . . . İngiliz Komünist Partisinin gazetesi olan · Daily. Worker, bu eserden · dolayı Amerikan büyük elçisine şiddeti � çatmış ve Bu llitt'yi tam bir kom ünist kabalığı ile " insan kaatili bir deli ! , olarak vasıflandıracak kadar ileri gitmiştir . .İ şte Amerika hükumetiniv Çin milliyetçilerini tutan siya­ seti . . Amerikan Komünist Partisi 1 945 kasımında Nevyork : ta bunun için bir miting tertip e tti. Bu ınitingde · . Amerikan hükümetinin, komünistlerle vuruşan Çin milliyetçileri ve. Çan Kay Şek lehindeki müdahale siyaseti şiddetle protesto edildi. . İşte İngiliz Komünist Partisi umumi katibi Harry P o l­ lit'nin İngiliz işçi hükumetiİle sai dınşları . . H. Pollit, 1 2 şubat 194 6 d a yayınladığı bi r beyann arnede İngiliz işçilcdni Moskovalı komünistlere hi{ı"lıet etmediklerinde;n bolayı şöyle hırpalıyordu : " İşçi bir biikumetin . iktidara' gelmesi, ··

İngiltere ile Sovyetler Birliği arasında daha sıkı bir

Iş birliği kurulacağı ümidini doğ· urduğu h al de, bunun· t.a nuıme.� . aksi. çıkıluştır . . Bu sebepten umum.i

.26 - .

efkar"


endişe içindedir. Sevin'in ·

vey a

öfkesinin

Portekize veyahut her

tarzda yeni den

dirilen

yerde

irticaa

(!)

faşist

dikkati

İspanya

çevrilmesi

çeker

ederken. Sovyetler B irliğine dönmüştür. , .

icap

İşte· Macaristandaki komünist darbesi hakkında Wallace'ın sözleri . . . Bahtsız Macaristan 1947 yazında

Moskova

tara­

fından haz trlanan bir hükumet da rbesi ile komünistlerin eline düşmüştü. Moskova hadisenin bir f' iç me se le r

"

olduğu pro­

pagandasına girişince irili ufaklı bütün moskofçu ağızlarla· . kalemlerin k atıldığı bu ye ni l{oroya Amerikan kızılı Wallaceda iştirak etti. Wallace, 16 ha ziran 19 4 7

de

Vaşingtonda

diyorciu : " Macaristandaki hükumet darbesi

yayılması mahiyetinde

değildir.

Macar

şöyle

bir Rus

hükumeti

Rusyadan _ geleıı bir d arbe ile değil, memleket için­ deki bir azlık -tarafından devrflmişt.ir. , ·

İşte İngiliz Komünist Partisinin İngiliz

İşçi Partisi aleyhindeki

beyannamesi . . 1945 de iktidara geçtikleri vakit kızıl alemde bir ümit uyandıran işçiler, az zamanda muhafazakarlar kadar In­ giliz olduklarını gösterince önce Moskovadan başlıyan itiraz sesleri bütün mo.skofçu dünyada akisler bulmuştu: İngiliz Ko­ münist Partisi, işçi hükumetinin bu Moskof aleyhtarı siyaseti karşısında 2 eylül 1946 tarihli beyannamesinde şöyle diyordu;

Ç

" . İngiliz iş i hükumeti muhafazakarların

,yalist siyasetini devam . ettirerek

�ı

/;mürteci devletlerin ekmeklerine

·ış·çi

hükumeti Sovyet Rusya ve

dünyadaki

yağ

diğer

emper­

bütün sürmektedir.

demokratik �i ��·- Avrupa devletleriyle hakiki •:>ir dostluk · siyaseti de ... vam ettirmelidir. "

İşte bir kızıl Amerikan memurlar birliğinin verdiği bir ka= , .. > '.rar

. . .

Birliğin Atlantic City'de yaptığı bir kongrede verdi-

ği karar,

'öz

olarak şudur : " Amerikan

e mperyalizimini

protesto ve tehikede (!) bulunan Rusyayı �üdafaa ! ,

--- 27 --


Işte Macar Parlamentosunun l �emmu z 1947 oturumundaki hadise . . . Bu oturumda hükiimetin üç yıllık iktisadi plan ı görüşülüyordu . H ü r r iye t Partisi lideri � Su liak, bu planı ten kit ederken Macar Komünist Partisine ka r ş ı " siz totaliter bir iktisat üzerine kurulmuş bir re jim,

· esare

t üzerine

kurulmuş bir devlet sistemi istiyorsunuz. Ferdi hÜr·

riyeti tamamen yok etmek niyetindesiniz 1

,,

�özlerini

söyled i . Bu. sözler üzerine yerinden fırlıyan komünist mebuslardan Revai, büy ük bir öfke ile hürriyet çilere " bu sözle­

rinizle Sovyet Rusyada esaretin mü söylemek istiyorsunuz ?

üzerine

bütün

,

hüküm

sürdüğünü

diye haykırmış, bunun komünistler aya ğa kalkarak " Hainler 1 Al­

çaklar 1 Sovyet Rusy.aya

nasıl

saldır•yorsunuz !

diye b a ğ nşma ya ve yumruk sıkmaya başlamışlardır.

,

Ve nihayet . işte Ava m Karnarasındaki h adise . . . Bev in , ocak 1948 toplantısında Marshall · phlnma· karşı

karnaranın 22 k ızıllar

tarafından girişilen baltalamalar hakkında vesikalara dayanan uzun bir k onuşma yapmıştı. Bu k on u şm a sır.a sında bakanın Rusyayı dünya ba rışın ın en büyük eng eli olarak göstermesi ve bunu misallerle belirtınesi üzerine kamaradaki iki . komünist meb us hemen ayağa kalk arak itiraza başlamış­ lar ve Bevin'i Sovyet Rusyanın durumu hakkında yanlış bilgi vermek ve yalancılık ile suçlandırmışlardır. .

·

Bunlar, ikinci dünya savaşında A l m a nya nm teslim inde n sonrak i yıl lar içinde m u htelif memleketlerde geçen hadiselerin ancak bir kısmıdır. Düşünce sahiplerinin bu m ah iyetler i ayrı . fakat manaları aynı hadiselerden çıkaracakları netice şüphe­ . siz başka başka o lmıyacakt ır . Zira bütün hadiseler kı zılların Moskof kulu oluşlarının tabii neticeleridir.

_;_ 28 -


Kuklalıktan Vatan lhanetine. ! Kızıl sistem, Kendisine gönül verenle rde şa hsiye t diye bir şey bulunmasına a sla müsaade edemez. Dünyanın · dörtbir köşesinde Kremlin için emek sarf eden bu robotolar ord�­ sundan hiç bir fert, Moskovadaki diktatör ile onun etrafın d aki bir kaç çöme.zin düşüncelerinden ga yrı - bir düşüneeye ne sahip olmak, ne de onu nkil erin dışında bir fikir ileri s ür .. rnek h a kk ın a maliktirler. Bu itibarla bu r ob otolar ordusu· nun · bütün fertleri hakiki manasıyla · birer kukladırlar. Ve kukla oyunlarındaki bez kukialar ipl€ri parmaklarına bağlı oyuncunun iradesine ne şekilde ta bi iselei-, bu canlı kukla­ lar da manevi iplerle bağlı old ukl arı kukia cı ya öyle tabid i rl er. ·

·

In sa n lık, bQ canlı kuklalığın çok hazin ve gülünç teceı-· lileri ile yıllardanberi karşılaşıp durmaktadır :

1948

b a h a r ı nd a

Cenevrede

" Birleş�iş Mi lletler Haber­

ve Basın Hürriyeti , konferansı ' toplanmışh. Elli beş katıldıkları bu konferansta çeşitli m ev zu lar i!zerinde yapılan türlü münakaş.alar . sıra sında ko· mü� i st de vletle rin murahhaslarının bir defa olsun Moskova .. nın tezlerinden . gayrı bir tez veya fi ki r ileri sürdükleri g·ötü lme m iştir . Halbuki dört hafta süren bu konfe ran s sıra· sında demokrasi cephesi devletleri ·murahhasları birçok ke.:.

leşme

devletin murahhaslarının

rel�r biribirlerinden ayrı

fikirler

ileri

sürmüşlerdir.

Hatta

doğu ve ba tı sistemlerinin çarpıştığı münakaşalarda bile demokrasi cephesi murahhasları ayrı ayrı tezler müdafaa etmişlerdir. Buna karşı · Sovyet Rusya ile yardakçılarından (Romanya, Bulgaristan, Çek o slov a ky a, : Y u goslavya, Arna . vutluk, M a c ari stan .v. s.) mürekkep doğu · bloku, bütün mü- . -

2 9 ..-

·


nakaşalarda tek ağızia konuşmuş ve· rey6 baş vuruldu ğu zaman doğu cephesinde her zaman alh parmak kalkmıştır (1). Bu derece çeŞitli mevzular üzerinde milliyetleri, kültürleri, inançları birbirinden ayrı cemiyetlere mensup şahsiyetlerin her defasındat� tek bir insan ·gi bi düşünmesi � ve daha doğ· .l rusu düşünür gibi gözükmesi- bu canlı kukiacılığın tabii fakat insanlık için gülünç bir neticesinden başka bir şey ·. değildir. Tito, Kre!Dlinle bozuşunca, Moskova 29 eylul 19.49 da Yugpslavya ile olan dostluk paktını bozduğunil ilan etti. Bunu 30 eylüldej Macarisb:ı.n, 2 ekimde!! Polonya takip etti. Ekimin haftası tamam olduğu zaman, vaktiyle Yugoslavya ile dostluk ( f) paktı yapmış olan bütün komünist hükumetler bu anlaşmaları bozmuş �ulunuyorlardı. ·

Çin deki milliyetçilik-komünistlik f' boğuşmasınd a k��iıarın Ü üst n bir durum kazanmaları üzerine, Moskova, 1 949 eylülü sonlarında Amerika, ingiltere ve r ransaya birer not& vere­ rek milliyetçi Çin hükümeti ile siyası münasebetlerini kestiğini · ve komünist Çin hükümetini tanıdığını bildirdi. Moskovanın nota sından az sonra, ekimi.n ilk günlerinde, Bulgaristan, Ro­ manya, Macaristan, Polonya ve diğer komünist hükumetleri aynı mahiyettekf notalarla üç batı demokrasisinin karşı�ına dikildiler. ·

.

.

.

Aynı kuklalık Batı Almanya Federal Cumhuriyetinin kuruluşu üzerine bir kere daha dünyanın gözleri önüne serildi. Sovyet R usyanın bu cumhuriyetin kuruluşunu protesto et.. mesi uzerine .kuklalar da aynı mahiyette protestolar yağdı.r­ maktan geri kalmadılar. . ·.....................�...........................................................

(1)_ B i r leşm iş M i l l etlerde aza o l mıyan devletlerin rey hakları by l u n mad ı ğmdan Arnavutlu k, B u l garistan. Romanya ve M aca ristan gibi aza ol m ı yan devletl erln m u rahhasları reye. Iştirak .edem iyorlardı . Bu se­ bepl e doğu;· Rusya , Beyaz Rusya, U k ranya. Polonya, Çekoslovakya v� lVugÖslav.yadan mürekkep- altı · devletılk b i r blok ol uyordu.i ..

·

..

.

- so- --


Sovye t R u syanın milliyetçi Çin mu�ahh�ıslarıı:ıın varlığını p 1h�ne ederek 1950 yılının OCC�:k a yında Ö JC(;! G�venlik Ko11se· yinden, sonra birtakım komisyonlardan çekilmesi üzerine bu toplantılarda bulunan diğer komünist hükumetler m u r ah has l a rının rnoskova l ı yold aşı t a kip · etmeler i de bu ku klalı ğın en yeni misallerindendir. ­

.

·

Canlı kuklaların bu k n klaca oyunları hem hazin, hem de gülünçtür. F a k a t insanl ı ğa kı zıl siste m ln insa nlık :inefhumunu nasıl katiettiğini göstermesi bakımından ayni zamanda ibret verici bir karakter de taşımaktadır .

. Y alnız bu canlı kuklalar hayatta sadec� böyle g�lünç ve hazin oyunlar oynamakla kalmamaktadırla·r . · Onlar, bu kuk lahklarının neticesi olarak, vatan ihaneti gibi en· büyük ve .k�rkunç bir lekeyi bile bir vazife saymakta, yani vicdanla­ rını sattıkları yere vatanlarını satmaktan dahi çekinmernek­ tedirl er . ..

·

Onları alçaklıkların en a l çakç a s ı - olan vatan ihanetine . şey Kremlin �için!, d llstu r � d ur.

kadiir götÜren " her

"Bana yabancı bir devlete gizli bilgiler vermem emredildiği takdirde komünişt partis�ndeq .ayrıhrııiı! ,,

diyen Fransız Atom Enerjisi AraştırmaJan Şefi Frederic jo� liot Curie'nin, 1949 ocak a yı nd a .. Fransız Komünist . Parti· sinden çıkarılm �sı üzerine, partinin siyasi . bürosu tar_afmdan yayınlanan tebl iğde � "joliot Curie , bütün işçilerin v a·

tanı olan Sovyetler Birliğini diğer yaba�cı

·.

devlet­

lerden_ . sayınakla yanılmıştır. Bir Fransıi komünisti·

nin Sovyet Rusyadan saklıyacak hiç bir

qenilmesi işte bunun içindir.

J

sırrı

olaınaz. ,

Korninformu n 1947 deki toplantısmda F�ansız mümessil 'erinden Fachon 'un " Sovye tler Birliğini b Ütün gücü­ müzle korumaya söz�vei-i yoru z! , , deınesi, d iğer F�ansız ınüınessHi Louis Saillant' ın "B ugün her · zamandan , daha

­

- 3!

.�

·


çok .kanaat getirdim ki Sovy.e tler Birliğini a·nlamak, · sevmek ve - müdafaa etmek gittikçe daha büyük bir · zaruret haline gelmekte dir. , sözlerini söylemesi, İ talyan

.

� omünist

Parti sinden Bitossi'n in "İtalyan demokrasi kuv. .

'fetleri, Sovyetler Birliği aleyhine dizginsiz bir · ta­ arruza geçen savaş kışkırtıcılarına karşı azimli bir müdafaaya geçmelidirler, demek suretiyle ltalyalı kızıl ·

ları batılı. demokrasiler aleyhine kışkırtması ve nihayet Amerika Komünist Partisi şeflerinin: "Amerika Rusya aley­ hinde bir savaşa girecek olursa komünist partisi azasının Amerikan ordusunda çarpışmıyacakları,

na söz vermeleri de işte bundan dolayıdır.

Kızıl kuklaların vataniarına ihaneti nasıl büy ük bir zevk ve şevk ile yaptıklarını gösteren . hadiseler ve vakalar az değildir. Fakat bunların içinde bütün dünyanın · gözleri önü · ne serilmiş olan· bazıları vardır ki bunlar bilindikten sonra haşka misaller aramaya luzum kalmaz :· ·

Çek darbesini yaparak bu memleketi ele geçiren Mosko­ va, aynı g ünlerde Finlandiyaya da bir nota vermişti. Bu no­ tarla iki memleket arasında bir ittifak yapılması isteniyordt.i. Komünist sözlüğünde ittifakın manası Moskof hakimiyetinin kilbulü demektir. Yani Kı emlin bu n ota ile Finlandiyadan peyk bir devlet olmasını istemekde idi. ·

·

1 948 martında belli başlı Fin partilerini· teşkil eden şahsi­ yetler toplanıp bu askeri ittifak isteğini incelemeye başladı · lar. Rus notasının kabulünü istemenin tek manası, Finlandi­ yanın Moskova emrine girmesi demek olacağı için bütün partiler temsilcileri toplantıla ı-da notanın aleyhinde bulunmuş­ lar, .yalnız komünistl�r notaya taraftarlık edip ittifak teklifi · · � nin kabulünü ısrarla istemişlerdir. Parti temsilcilerinin b u 1 meseleyi konuştukları ve kızılların notayı ısrarla müdafaa .-� ettikleri sırada� Finlan_diyah komünistlerden mürekkşp büyük ; �� �ir kalabalık da sokaklarda nümayişler yaparak Moskof is- >Sffi·� ·

.

� 32 -

.· ·.�


teğinin aleyhinde bulunan partiler temsilcilerini man evi bir baskı altında tutmaya çahşm�şlardır . . Bu, Fiıi'< komünistlerinin ihanetlerinden bir örnektir. Fransız Komünist Rartisinin umumi katibi Maurice Tho ­ rez partilerinin 1949 şubatındaki büyük toplantısında salonu dolduran ırkdaş yoldaşlarının alkışlarıyla karşılanan şu sözleri söylemişti

:

« Bir dünya savaşı p atlak verir ve Fransa bu savaşa katılma zorunda kalırsa, Fransızlar kızıl or-

. du ile iş birliği y apacaklar ve memleketimize gele-· cek Rus orduları

Fransada da tıpkı Polonya, Ro­

manya ve Bulgarİstanda lanacaklardır.

karşılandıkları gibi karşı.­

»

Fransanın Rusyaya nasıl satılacağının ilanı demek olan bu sözler, Fransız Parlamentosunun 24 şubat tarihli toplantısında ve sinirli bir ha va içinde bahis mevzuu edildi. Muhtelif partilere mensup mebusların Thorez"i şiddetle itharnları ve 1 hatta komünist partisinin kanun dışı ilan edilmesini - isteyen sözleri üzerine kürsüye gelen Thorez , " Parti kongre­

sinde söylediklerimi Mecliste tekrarl a maktan sadec e övünç ve zevk duyarıİn » demiş ve sözlerini bitiri rken kürsüyü yumruklayarak : " Rusyaya karşı savaş açı­ lırsa bu vuruşu güçleştirrnek ve hatta i mkansız bir hale getirmek için Fransız komünistleri ell e rin de n gelen . her şeyi y ap acaklardır ! » diye haykırmış ve

bu sözleri komünistlerin çılgınca alkış]arı ile karşılanmıştır.

Bu da Fransız k o münistlerinin ihanetlerinden blr örnektir. Rusya, 1 947 başlarmda �orveç hükümetine bir nQta ver­ di. Kremlin bu notasında Spitgbergen'de askeri üs kurmak

, �.,.,:ı.i'irlın-ı

bildiriyor ve bunun kabulünü istiyordu. Norveç Par·

33 -


lament o su 1 947 martının ilk günlerinde yaptığı bir toplan­ tıda bu isteği müzakere etti. Ve neticede N orveç bağımsız­ lığı ve hakimiyeti ile bağdaşması mümkün olmıyan b u mü · nasebetsiz isteğİn reddine karar verildi. Karar 1 1 e karşı 101 reyle verilmişti. Kendi vatanlarının bir parçasında. ya­ bancı bir devletin üs sahibi olması, yani oraya yerleşmesi lehinde rey veren bu on bir kişi, Norveç Parlamentosundaki on bir ko·m ünist mebustu. ·

Bu da N orveç komünislerinin ihanetlerinden bir örnektir; Işte yirminci asrın canlı kuklalar ı ve bu kuklaların kukla­ hklarmm netic-esi olan korknnç cephelerı . . .

- 34 -


N e t i c e Bu broşürde toplanmış vesikalarla delillerden çıkardacak olan neticeler şunlardır : a ) Dünya üzerindeki bütün komünistlik hareketleri bir merk ezden idare olunur. Bu merkez Moskovadır. b ) Moskova, bu komünistlik hareketlerinin sevk ve idaresini yer yüzündeki - gizli veya serbest faaliyette bu ... lunan - komünist partileri vasıtasıyla yapar.

c ) Yer yüzündeki bütün komünist partileri Mosko ­ vadan aldıkları emir ve . direktifleri a yn.en yerine getirmekle mükelleftirler. Aksi -hareket ihanet sayılır.

ç ) Komünist, keliminin mutlak şekli ile bir Mos.­ . kof kuludur. Bu mutlak kulluk komünistlerde şahsiyet diye , bir şey bırakmadığından, bütün kızıllar Moskovadaki dikta­ törle yaranı gibi düşünmeye, yazmaya ve konuşmaya mecbur­ ·. ; durlar. Yani her kızıl beyni, dili ve kalbi Kremlinde bulunan · pir robotodur. d ) Maddi ve manevi büfün gücünü Kremlin için seferber etmiş bir varlık olan komünist Moskovanın hem çasusu, hem de beşinci koludur. e ) Moskovanın beşinci kolu ve casusu olan ko­ ,m,ını'ıst, her şeyini · feda ettiği Rusya için, üzerinde yaşadığı da sabır. Yani komünist buz gibi bir vatan hainidir. Evet ; her komünist hiç bir şahsiyeti olmıyan, Kremline bir köle sadakati ile bağlı, Moskovanın beşinci kolu ve ve h epsinin üstünde korkunç bir vatan hainidir. Bu· aksini iddia ya dünyadan h �bersiz yaşıyan bir gafil, ya tadılselere mana verrnek iktidarından mahrum ·bir zavallı ve sinsi bir komünist olmakla mümkündür. - 35 -


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.