Nizamettin Onk - Azerbaycan Karabağ Tarihi

Page 1

Azerbaycan v

KARABAG TARiHi •

YAZAN: NİZAMETIİN ONK

İstanbul 1997



Basıldığı Yer: . Fatih Ofset Topkapı / ISTANBUL İsteme Adresi: ONK Yenimahalle Ar�boyu Çınar Apt: 1 Anadoluhisarı / ISTANBUL Tel.: (02 1 6) 3 32 78 08


Gazi Mustafa Kemal ATATĂœRK


AZERBAYCAN ve KARABAÖ Tarih aydınlığa çıktıktan bu yana Hazar Denizi, Karadeniz ve Basra Körfezi üçgeni n i kapsayan coğrafi bölgeler Azerbaycan Lopraklandır. Buralarda Doğu Oğuz lehçemiz olan "Azerbaycan Türkçesi" konuşulmaktadır. Oğuz boylarının anavatanı bu alanda Türk kültürü, Türk gelenek görenekleri zenginliğini ko­ ıuyarak öteki Millelleri de etkisine almıştır. İnsanoğlu Uygarlığa adım atarken ilk yerleşim bu yörelerde kendisini gösterdi. Türkçe adlarla köyler, kentler kuruldu. Tiflis, Şeki/Şirvan, Baku, Gence, Ahıska, Acara, Batum, Revan, Nahçivan, Van, Şuşa, Tebıiz, Rey, Hemedan, lsfahan, Uru­ miye, Musul, Kerkük, Bağdat şehirleri Türklerle güzelle.şti ... Geçmişe göz atarsak Sakaların ağırlık merkezi Urumiey Gölü çevresiydi. (Mü. 8yy) Abbasilerin baş­ kenti B ağdat' ta Türk- İslam beldes_i. olarak halifenin Türk vezirleri ( Bermekiler) eliyle parlak yüzeye ulaşmışu. (Mü. 8yy) . Burası Arsaklıklardan Selçuklu, Akkoyunlu, Osmanlı hakimiyetlerine dek güçlü ekonomiye sahipti. Göz kamaştırıcı doğal güzellikleri Avrupa' ınn iştahını kamçılıyordu. Sık sık Haçlı Seferleıi düzenlerken, nifak tohumlarını da eksik et­ m iyorlardı. Osmanlı Devleti 'nin hızla yükselişi, Avrupa' nın önemli topraklarını ele geçiımesi, Batı'da emperyalisL güçleıi harekeLlendirdi. Bir gün dahi adaletinden özenle söz etlikleri Osmanlı aleyhinde B irleşik Haçlı harekatına geçtiler. Yıkmak, yok etmek için biiyük gayret harcadılar. Dunımu iyi kavrayan Osmanlı Devleti Milyonluk ordusunu Avnıpa'da tutmak zorunda kaldı. Bu arada Doğu'dan da darbe eksik değildi. Safevi saldırılan, korkunç çarpışmalar Hazar Denizi, Ka­ radeniz ve Basra Körfezi üçgeninde ilk olarak Azerbaycan' ı ikiye böldü. Kasr-ı Şirin Anlaşması ( 1 7.5. 1 639) ile Tifüs, Şeki/Şirvan, Ahıska, Acara, Batum, Musul, Kerkük, Bağdat Osmanlı Devleti' nde; Baku, Gence, Şuşa, Revan, Nahçivan, Teb­ ıiz, Rey,Hcmedan, İsfahan, Urumiye,Safevilerde kaldı. Yüzyılllar ilerlerken felaket duımadı. Savaşlar birbirini kovdu. Yapılar da­ ğıtıldı. insanlar kıııldı. Yurdunu yuvasını terkedenler çoğaldı. Milyonlarca Türk'ün kanına mal olan Kacarlı (İran)- Rus Savaşı çıktı. Bir gün Türkmençay Anlaşması (22.2. 1 828) kapıyı çalınca doğudaki Azerbaycan topraklan da parçalandı. Kuzey Azerbaycan (Baku) ve Güney Azerbaycan (Tebriz) meydana geldi. Azerbaycan üzerindeki oyunların ardı arkası kesilmedi. Hileyle Giircistan' ı ele geçiren Ruslar, Osmanlı Devleti' ni zayıf anda yakalamıştı. Ani saldırıyla Tınis'i aşıp tamamen Türk olan Ahıska, Acara, Batum yörelerini ele geçirdiler... Azer­ baycan' dan ayırdıkları bu şirin elleri bir Osmanlı vilayeti iken elden çıkan Gür­ cistan' a dahil ettiler. ( 1 4.9. 1 829) Revan ' a da Ermeni taşıyarak suni devleL (ErmenisLan) temeli alıp Azer­ baycan' ııı çiğeri bu güzel vatan parçasını ayırdılar. Bat(nın gözü doymuyor. Entrikalar sürüyor. Bu gün de bir çıbanbaşı KA­ RABAG senaryosu gündemdedir. Ermeniler kullanılarak Kaikasya Türkleıinin is­ tiklal hareketlerinde uğursuz rolden vazgeçmiyorlar. Bu kirli oyunlar ne zamana dek sürecektir'! İnsanlık, Türklük, bu hiyaneucn nasıl kurtulacaktır'!... ·


Karabağ: Azerbaycan ' da Kür ve t\ras ıımakları ile Gökçe göl arasındaki Arran/Aran adlı geniş topraklar KARABAG'dır. 1 8.000 km. alanda yüksek vadiler boyunca gc­ nişleyen kara Loprağın bu bölgeye ad olduğu bilinmeklcdir. Karabağ yöresinde, Küçük Kafkasya'nın güneydoğu kesimini kapsayan 4392 km2 "Dağlık Karabağ Muhtar Vilayeli"dir. Kuzeyden güneye 1 20 km . , doğudan bauya 35-60 km. uzanır. Şahdağı silsilesiMurovdağ 3400 m. Kamış 3740 m. yük­ seklikleıinin sürdüğü Karabağ sıradağlarının ortasında Alakaya 2338 m. ve Kırk­ kız Dağı 2883. görülür. Karabağ yaylası ortalama 2500 m. boya ulaşır. Bu alan ta­ mamen otlakLır. Beslenen hayvanlar arasında hızlı koşan, atak, narin yapılı pek de iri olmayan Karabağ atları tarihin Türk'e en güzel aımağanıdır. "Dağlık Karabağ Muhtar Vilayeti"nin nüfusu (Azarbaycan SSCB çağı) 1 97 9 sayımında 1 23.076 Ermeni, 37.264 Türk olmak üzere 1 62.340 kişiden ibareui. Yine aynı kesimde Askeran, Hadrat, Mardakert, Martuni, ŞUŞA illeri yer al­ maktadır. "Dağlık Karabağ; Tarihi büyük Karabağ'ın bir parçasıdır. İnsanlıktan gü­ nümüze dek iç içe ayıılmaz, bölünmez topraklar olarak sürmektedir. Bu topraklar yöre, bölge, alan olarak Azerbaycan' a aittir.

!J{i.zamettin 09{_'1\_



.

: �

......... ,._,_ *'

Genaral Kazım KARABEKlR

.. _

'


TAKDİM Bu eser Türk Yurdu Karabağ ile ilgilidir. Bu ve benzeri milli meselelere dair ne kadar fazla eser neşredilirse, yine de azdır. Bu bakımdan taıihi gerçekleri ortaya çı­ karan, tarihi çaplırmakla uğraşan çevrelere karşı milli hassasiyete sahip yazar, araş­ tırmacı ve düşünce adamlarımıza ne kadar teşekkür etsek yine de görevimizi ye­ ıine getirdik diyemeyiz. Aslında yazan ve dolayısıyla meseleleri yazılı hale getiren taıihe mal edenlerin sayısı da fazla değildir. Bu konuda geniş bir teşvik politikasına ihtiyaç vardır. Eımeniler yayın yoluyla konuları çarptırarak Dünya kamuoyunu kendi dar, şö-· venist, insani duygulardan uzak, maksatlı görüşleri doğrultusunda şartlandıran gay­ retleri dün olduğu gibi bu günde sürmektedir. Elinizdeki eser ve benzerleri bu etnik merkezli kapalılığa ve taassuba veıilen cevaplardan sadece biıisidir. Düşünen ve belirli bir biıikime sahip insanların yerine getirmekten ka­ çamıyacaklan sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukları bir aydın olarak düşünme, araştııma, yazma ve yayınlama şeklinde özetleyebiliriz. İşte bu eserin yazan da bu sorumlulukları hissettiği için bu kitap ortaya çı­ kabilmiş ve c.:limize ulaşabilmiştir. Edebiyat tarihçiliği ve folklor alanında ça­ lışmaları ile dikkat çeken ve çeşitli yayınlan neşredilen Nizamettin ONK imzasını taşıdığı bu eseri ile Karabağ'ın Türk tarihi içindeki yeri, bölgedeki Türk ha­ kimeyetinin safhalan, bu gün de devam eden ve Milletleri birbirine düşüren Rus kışkırtmacılığı, günümüzde kapsamlı savunma anlaşması imzalayan Rusya ile Er­ menistan' ın geçmişteki iş birliği üzerinde duımaktadır. Yazarın, yörenin insanı ol­ ması da çalışmaya ayrı bir anlam katmaktadır. Eımeni çetecileri ve katiller hak­ kında yazılacak her bir satır, Aziz şehitlerimize adeta birer Fatiha niteliğindedir. Bu anlayışla yazarı tebrik ediyor, başarılar diliyoruz. Mustafa E. ERKAL Prof. Dr.


iÇiNDEKiLER

1. Takdim 2. Azerbaycan ve Karabağ 3. Karabağ 4. İslaıniyeı ve Araplar 5. Oğuz Boylan.Selçuklular çağı 6. Karabağ'da Cevaşir Türk Kabilesi 7. Azerbaycan Atabekleri 8. İlhanlılar çağı, Teymur Bek çağı, Karakoyunlular 9. Akkoyunlular çağı, Safeviler çağı 10. Osmanlı Devleıi ('ağı 11. Osmanlı---lran Savaşlıırı (1578 -1590) 12. Osmanlı l)jıvleıi Egemenliği 13. Gence· Karabağ Eyaleıi 14. Geoce • Karabağ Eyaleıi ve Osmanlı Düzeni 15. Türkiye ve lran Savaşlan(-1603 • 1618) 16. Karabağ'da Safevi yönetimi 17. Osmanlı - İran Savaşları (1614 • 163'.I) 18. iV Murad' ın Bağdaı Seferi ve Karsr-ı Şirin And. 19. lran Olayları, Azerbaycan' da (1722 • 1746) 20. Osmanlı -lran Savaşları (Nadir Şah ve Karabağ) 21. Azerbaycan Hanlıkları (1747 • 1827) 22. Karabağ Hıuılığı + 1747 • 1806 23. XIX. Yyıl başlarında Türkiyeniıı genel durumu 24. Türk· Rus Savaşı (1806 · 1812) 25. İran - Rus Savaşı 26. Gülisıan Barışı 27. İran Şahının Tilrkiycye yakınlaşması 28. Türkiye - lran Savaşı (1821 • 1823) 29. lran - Rusya Savaşı (1826 · 1828) 30. Revıuı Kalesinin Kuşaıılması 31. Til;kıncnçay Anlaşması 32. 1828 - 1829 Türk - Rus Savaşı 33. Edime Anlaşması 14.9.1829 34. Rusyanın Erınenisıaıı Kurması 35. Kının Savaşı 1853 • 1856 36. Kının Savaşı sırasında Ermeniler 37. Karabağ 38. 1877 • 1878 (93) Tiirk • Rus savaşı 39. Ayasıafanos ve Berlin Anlaşması 40. 1877 -1878 Savaşından sonra Karabağ 41. Karabağ·da Koçaklar 42. XIX. Yyıl son yarısında Karabağ 43. XX. Yyıl başlarında Karabağ 44. 1. Dünya Savaşı • Azerbaycan • Karabağ 45. Azerbaycan Cuıııhuriyeıi 46. Tiirkiyc'nin Azcrbaycaıı·a Askeri Yardımı 47. Azerbaycan·a bir Türkiye Tilmcniyle yanlım 48. Azcrbaycan'da faaliyetler 49. BakQ'ııiin Kunarılıııası 15.9.1918 50. Halil Paşa Eıivan'da 51. Türk Ordusunun Azcrbaycan'da l·luzurlu ('alışması 52. Mondros Miiıakcresi, Türk Ordusunun D.Aynlıııası 53. Aras Boyunda Halk Yönelimi ve Karabağ'la ilgisi 54. Aras Türk Hiikiiıneıi 55. 1919 (Kafkasya-Azcrhaycaıı-0.Arns Boyu Karabağ) 56. Azerbaycan Cııınhııriycıi'niıı ('alışmaları 51. 1920 A1.crhaycan Cuınlmriycıi'nin Yıkılması 58. Türk.iye Şark Cephesi Kuvvcılerinin Zaferleri 59. Güınril - Moskova - Kars Anlaşmaları 60. Nahçıvan·ın istiklali ve Karabağ 61. Suvycı Azerhaycan'ın Vilayeti Karabağ

1 5 7 10 il 12 15 14 16 18 19 26 28 30 32 33 34 36 38 39 43 44 47 48 49 49 50 53 55 56 61 62 64 65 66 67 68 69 72 73 74 75 78 7'J 80 81 83 88 90 91 '!.ı

<J:'i l)(ı 1)7 98-lJ')

ıo.ı

105 l()(ı 107


....,

KARABAG Taıih hoyunca seçkin ovaları, serin yaylaları yuı1 edinen Türk Milleti, M .Ö. IV hin yıllarında tıauya yönelirken geniş alanlara akmağa başladı. Kavimler, boylar, ahalar, oymaklar ilerledikçe şiıin beldeler seçildi. Ulus bünyesine uygun topraklara yayıldılar. Azerbaycan, Aras ve Kür ırmakları boyu, Doğu Anadolu, Dicle- Fırat uzantısı Karadeniz'in kuzeyi, Giiney-doğu Avrupa elverişli olduğu kadar; Asya'nın öteki mlimtıit köşelerinden de geıi kalmazdı. Büylik kabilelerle yerleşim merkezi k1:1ran Türkler; Gence çevresinde, Karabağ Bölgesi'nde tarih sahnesine çıkmaktadır. insanlığın gelişmesi, uygarlık, meskun mahal edinmekle şehirleşmeye yüz tutmak, ilk olarak bu güzellikler yöresinde görülmektedir. M.Ö. XII asırda Büyük Türk devleti, ŞU (SU) sülalesinin kurduğu SAK ALAR'ı görmekteyiz. ÇU ırmağı boyunda ORTATİYANŞAN'ı merkez edinen Sakalar. doğu da Çin, hali da Hazar Denizi'nin ötesinde Tuna nehıine uzanmaktatır.

(*)

M.Ö VIII asırda Azerbeycan'da Sakalar'ın merkezi An-ani Karabağ'ın ··şahcran" şehri idi. AıTan'da ki; Seng-i Surakh, Sakalar'ın büyük hakanı Meduva (Alp- Er Tunga/Afrasyab) nın Midiya (Med/İran) kıralı Keyhüsrey'le yaptığı savaşta sığınağıydı. Kafkasya' da Kimmerler hakim iken, Sakalar kuvvetlenince dayanamadılar. Kaçmak. yeni yurt aramak zoıunda kaldılar. Orta- Aras Boyu (Revan/Nahçivan)na indilersc tutunamadılar. Eskiden beri savaşukları Urartular'la anlaşarak Asur Dev­ leti'ne saldırdı�.ar. Buradan Anadolu içleıine hücumla, Frigya..kralı Midas'ı yenip hu devlete (MO. 675) son verdiler. Sonra Lidya krallığını (MO. 652) yıktılar. Yarattıklaıı terör ile paniğe kapılan ahali kaça-göçe başladı. Frigler'in bir kolu olan Ermeniler, Uraı1u iilkesinde Dersim(Tunçeli), Elazığ bölgelerine sokulmaya baş­ ladı. (**) Sakalar parlak devıini yaşarken, Asurlular'dan kurtulan Med (Midya)lcr istiklal kazandılar. Kıra! Kiakser (Keyhüsrev) ordusuna iyi bir çeltj-düzen verdi. Devletini de güçlendimıek için yeni çalışmalara başladı. Sakalar'ın Onasya'da gelişmeleri bun lan gölgeliyordu. Artık tahammül edemezlerdi. Çok güçlü.mükemmel bir ulus olan SAKA Tiirklcriyle dostluk gerekliydi. Diişmanca yapılmayacak yıkımı, dostça yapacaklardı. Önce yüksek seviyede kız alış-verişi ile akrabalık sağladılar. Sıcak ilişkilerle, maddi yardımlar, hediyeler ilerledi . Mcduva (Alp- Er Tunga) ve Kiakscr samimiyeti yukaııdan aşağıya her iki iilkc ulusunu çoşturdu. Böyle gü7.eliın hir çağda Medlcr, Sakalar için göz kamaşurıcı ne varsa yapıyorlardı. MÜ. 625 ya da 626 (7-Tcmmuz) günü Unımiyc Gölü yakınında davet ettiler. Dii­ zenledikleri hüyük şölende Meduva (Alp- Er Tunga) ve Sakalar'ın öteki ileri-gelenlerini hileyle katletdilcr. Arlık başsız ve sahipsiz kalan, llbeyliklere döniişen Sakalar uzun yıllar hellerini diizeltcmediler. (*)- Saka Türklerine; Yumuılılar " Skyıllskiı", Çinliler " S e'', Yahudiler (Tcvraı' ıa) ·· i\�kcnaz'', l lindisıaıı ·'Sakya", lrruıl ılar "Saki!" dcmckıedir. <"'*)- Kır1.ıoğlu M.F. "Kars Tarihi I.s. 67-6!!, lsı.aııhul- 1953 (***>- Mcduva (/\ip- Er Tunga) ya ait hauralar halen yaşaınakıadır. Tchriz kapılarıııdıuı hiri; ··ocrvazc-i Ser" haşııı gömüldüğü yer. Marağada; "Mrasyah köprüsü". Evliya çclehi (2�6/239, IV/12) " Nalıçivaıı. hu şehri zaman-ı kadiına Şah i\fra�yah hiııa iunüşılür ki. hala ccdaıııııın ıncdruıı olduğu kubhcler nüınayandur."


Bu çağlarda Göğçc göl, Gence, Nahcivan, Karabağ. Muğan hölgderiıı<le ya­ şayan "Saka" ve "Si" kabilcleıi dikkati çekmektedir. Yine Arran' da Anaria kavmi ve Gel}ce' de Uti kavmi ilk Türklerle ilgili görülen "Udh" ve "Udhiıı' lcr"' <lir. ( 1 J MO. VI yüzyılda (Gürcü Salnamelerinde) Kür boyunda c.Hirt hüyük şdıir<lc Bun-Türkler (Hun-Türkler) açıkça "Türk" adıyla yaşamaktadır. Bunlar kalahalık olmakla birlikte coşkun hay�.l süıınektedir. "Asil-Türk" veya "Temiz-Türk" gihi anlam taşıyan hu Türkler Mü. 586' ya dek parlak şekilde adlarını duyurmuşlardır.

.. .. Makedonyalı 1skender (Mü. 356-323) karşısında, Mü. 33 1 bozulan Ehemenişli (İran/Pers) III. Dara, Ortaasya' ya kaçmak isterken yolda b ir yakını ta­ rafından öldürüldü. Refakatinde ki, cesur komutan Medya (İran) lı Atropat, <lönüp lskender' e bağlılık gösterdi. Çok hoş karşılandı. Komutanlık görevi alınmadığı gibi Urumiye Gölü' nden Aras' a dek sahaya ilbeği (kıral) atandı. Böylece ikiye hii­ lünen Azerbaycan topraklarında merkezi Gazaka (Marağa yakını) "Midya Aı­ ropaten" i ile merkezi Bcrda (Gence yakını) olan Alhanya (Ağvan/Arraıı) il­ beylikleri meydana çıkmış oldu. Azerbaycan' ın kuzey kesiminde kurulan Alhanya, ikiyüz yıla yakın ayakta durdu. Burada yaşayan ahali çok çeşitli idi. En k�_lahalık olanı Şirvan' da ki, Saka/ lskit kolundan gelen Alban (Ağwan) lar' dı. (3) Ulkenin denize yönelik sahil kıs ­ mında onların adı ile Alban denizi ünlenirdi. (4) Bu iilkede g öriilen büyük Boy­ lardan biri de "Udin" Türkleriydi. Gargar Çayı uzantısında Gargarlar (Gargarlılar) meskundu. Yakut Hemevi ( 1 1 75- 1 229) "Gence' den Kür ıım ağ ı kuzeyiıı<lc ki. Alan ve Aras ırmakları arası Araplar ve daha çok Türklerden müteşekkildi."' d i ye yazmaktadır. (5) Yine Albanya için eski coğrafyacılar; "26 çeşit dil ko­ nuşulmaktaydı" demektedirler. (6) Albaııya' yı Miladi 64. yıla dek. ''Aran·· adlı sülfile yönettiğinden ülkenin ikinci adı "Aran" geçmektedir. (7) Arkeoh ıj ik araş­ tırmalarla; Mil-Muğan düzleıinde kanallar, arklar, ycralıı su yolları. su ke m erleri sisteminin mükemmelliği ortaya çıkmaktadır. Al hanya egemenliğinde sun· i su­ lama, pullukla toprağın işlemesi, sosyal ve ekonomik gelişmeler kendini gös­ tennektedir. MÖ. 255 Selelkuslular' a karşı ayaklanan Türkler İran · ı Makedo nya egc­ menliğinden kurtardılar. Bunlar Horasan yöresinde "Parlia"' iline göre ··Paıt"' adını alacaklardır. Sakalar' ın Dahe/Dae kolunun (8) Paııı/Aparn ya da Baran (9) hoyuıı<l aıı Arsak 1. (Koç-Arsak/MÖ. 250-248) ın kurduğu devlete "Arsakl ılar·· adı verildi. Merkezi Bahl (Balkh) bölgesiyle ilişkin Behlavig (Pelılevi/Heıııedaıı yakınında) şehri idi. (2)

(1) - Onl. Prof. Dr./\.Zeki Vclidi Tug:uı; "Umumi Türk TarihinL' (liri�"' 23,'.H-36. 165-170 vs. İstanbul - 1981 (2) - Tofıg Hacıyev - Elbrus Ezizuv; "Dün-Türkler Kimdir?"" l 11 .1 )l iZ dergisi. 2/81>. Bakii - 1 •J8ıı (3) - Kırzıuğll;! M.F. "1593 Osmanlı Vilayet Tahrir Ddıcri" mk anılan Cicncc-Karahağ Sancakları·· Aıaıürk llni. Eli. foak. Araşıınna dergisi,/\. Cafcroğlıı f sh. 2110. Aıık;u-a - ı•n•ı (4) - Azerbaycaıı Tarihi C.1165-66, Dakü - 1958 (5) - lslaın Ansk. C.11956, lsıaııhul - 197!! (6) - Azcrhaycaıı Tarihi, C. 1/65-66 Dakü - 195!! (7) - Mahınudov Fennaıı, "Alhaııya" Odlar Yurılu. Nıı: 11 Bakü - 1'>88 (!!) - Kırzıuğlu M. F. Kar.; Tarihi C.1/116-166 lsımıbul - 1'>5.� (9) - A.Z. Vclidi Togan "ll. Türk Tarihine G." s.47 lsı:uıhnl - ı•ısı


Arsaklı "Türkman"lar olan bu ulusun hakanı Büyük Arsak (MÖ.250-226) Aras ve Kür Boylarını aldılar. Geniş yerleşim merkezleıi kurdular. Kafkaslardan Fı ra t nehıine dek hakim olan Büyük Arsaklı Devleti gittikçe gelişmekteydi. Hakan 1. Arsak, Fırat boyunda büyük bir Selefkuslu ordusunu yenince kendine güveni daha da arttı. Yiğeni Val-Arsak' ı yukarı elleri almaya memur etti. Bu da Nizip yerindeki Medzpin şehrini merkez edinmek ü�re büyük bir bölgeyi işgal edip Arşagunik (Küçük Arsaklı) Devletini kurdu. MO 1 49 Bunlar MS.428 yılına dek ha­ kimiyeıJeıinde Bizanslıların Azerbaycan' a gelmesine karşı karakol görevini yap­ mıştır.

MÖ 1 52 Arsaklılar Güney Midya'nı zaptetti. Ekebatan/Hemedan şehrini ikinci

başkent ett il er. H akan 1. Mitradat Atropaten' i kendine bağladı. Teke Türkman 'Ianndan olan Büyük Arsaklılar Aras ve Kür Boylarına

hakimdiler. Bunlar 24 Oğuz Boyundan "sol" kol / üç-ok'tan Gök . - Alp (Gök Han)

oğlu Bayundurlu'dır. Küçük Arsaklılar ise Oğuz'un "Sol"kol./ üç ok'tan Dağ Alp (Dağ Han) oğlu Salgur / Sal vur Kazan Hansülaesindendir. MO il. asırda ArasKür boylarında ki, Arsaklı hakimiyetinde Saka ve Tokhar kabileleıinin vurucu kol­ lan Horasan'a dek akın etmekteydi. Büyük Arsak'ın Kafkasya ve Aras boyu sal­ tanatını anlatan Horenli Movses; "Kuzeyden dönen kralın, Kür boyundaki, Agu­ vanlı (Al banlar) ülkesine geldi. Si-sak (Si- Sakalar) soyundan Aran 'ı oranın ilbeği atadı."deme ktir. Paıt (Oğuz / Türkman) egemenliğini 428 yılında Sasanlılar son verdi. Bu y ı kılışa dek Yal-Arsak soyu Aras Boyu (Iğdır) na hakim oldu. Güney Kafkasya' ya; Türklerden alı p Azerbaycan' ı Derbend'e dek genişleten Nuşirevan (Sasani Kıralı), İran'lı getirmek siyaseti gütmüş ise bir kısım Bulgarlar ve Belencer Türklerini yerleştirmek zorunda kalmıştır. Göktürklerden İstemi Kağan ordusunun daha önce Sasaniler ile yaptığı savaşta yenilmesinde arta ka­ lanlar da buralara geldiler. Karabağ, Muğan yörelerine 5 lO yılına dek Arsaklı (Saka) Türklerinden Ağvan sli l ii lesi hakimdi. 705' e dek te Möhraniler söz sahibi oldular. Albanya (Azerbaycan) ülkesinde halk 43. yıllarda Hıristiyanlığı kabul ettiler. Arşangunikli Derdat Han (259-3 1 4) Hıristiyanlığı kabul edince, Alban İlbeği (Kralı) Urneyrin de 313' ıe resmen ilan e tti Ancak Arşangunikliler ülkesi ve Anı taraflarında azınlık tahmin edilen Ermeniler, 270 yıl sonra hıristiyan oldular. Oto­ rite ve milli birliği sağlamak üzere seçilen bu din için ibadet yerleri açılıp, ülke putlardan temizlendi. Albanya daha önce hıristiyanlığı tanıdığından din öncülüğü­ nü kendine hasretti. Dini üstünlükte ise Erme n i ler ' le mücadele ett i. Azerbaycan'da İslamiyetten önce yerleşen Türk Boylarından kalma yer adlan halen mevcuttur. Gargar, Gal-aç, Korkud-yurdu, Kamil-Tepe, Erki, Nergis-Tepe, Gara-Keber, Han yatağı, Yan-Tepe, Yastı-yol, İlanlı (Y ılanlı), Harami, Uçtepe, Şahtepe, Sultanbud, Muğ, Bayat, Kebir, Efşar / Avşar, Aş nan, vb. Araplar geldiğinde; Kazak, Şirvan, Borçalı, Şamhur, Kasala, Muğan, Halhal çevrelerinde yaşayanlar dışında bir çok kabile yerli halkla karışmaktan kur­ tulamadı. Karabağ, G.Azerbeycan, Araplar saldırısı yıllarına dek Türk asıllı in­ sanlar yönetimindeydi. ­

.


Miladi iV. asırda Azerbaycan'da yerleştikleri kesinlikle sabil olan Türk Kavmi HUN tardır. (1) "Doğu Avrupa'da ki Hunlar'ın bir kısmı Mi la di 445 (Auilla ha­ yattayken)Katkaslan geçerek Azerbaycan'ın Muğan taraflarına gelip yerleştiler. Arap kaynaklarında Belasegan yazılan güney Muğan şehrin Ak-Hun denilen bu HUN lar inşa etmişlerdir. (Bu kelime, Ortaasya'nın Balasagun şehıinin adıdır) . Sasani (Iran) Devletinin en güçlü çağında, 395-396 Derbend geçidinden Azer­ baycan'a akan Hunları durdurmak imkansızdı. Boy boy, el-oba şeklinde gelen Hun' !arın savaşçı, yılmaz, atılgan ordularıda halkla birlikteydi. Bu öyle hir sel idi ki, Kuzey Kafkasya ve Vo_!ga' nın aşağısında meskun Hazar Türkleride birlikteydi. (Taberi, Hazarlar' dan "TURKLER" diye söz eder.) 454-455 yıllannda il. Yezd­ gerd' i perişan eden HUN lar, Karabağ, Muğan, Kür ve Aras boylarına Kars' a dek yayıldılar. (2) 465' te Kafkasya' nın kuzeyinden Azerbaycan' a Ağaçeri Türk uruğu geçti. Bunlar Hazarlar' a akraba kavimlerdir. ---Bulgari� Hazarlar,Ağaçeri ve Sabirler Azerbaycan' a yerleşen en esaslı Türk Boylarıdır. Kars yöresine gı,:len Bulgarlar adlarını verdikleıi halde, Hazarlar' ın Miladi 197-216 dan beıi KUR' ü aşlık.lan nakledilir. Saragur (Sarıuygur/Uygur) lar ise 468 de Azerbaycan' ıCve Karabağ' a lç_ondular. Hazarlar' ın öteki kolu Sabirler' in karargahı genellikle Daryal ve Derbend geçitlerinin kuzeyinde ku­ ruluydu. Sabir başbuğu Ambazuk 508, Azerbaycan' da Sasaniler' den 1. Kuhad'ın 531 ordusuyla çarpıştı. Uzun süren savaş yıllarından sonra oğulla ı Kuhad'la anlaşarak Bizans'sa saldırdılar. Kubad yöneliminin sonlarına dek Aıı-an, Gürcistan, Vas­ purakan, vı,: Si-Sakan Hazarlar ve akraba kavimlerinin elinde kaldığından bu illere "Hazarlar Ulkesi" denildi. 1. Kubad ve 1. Husrev'in Bizans ve iç düşmanlarla mücadelesinde Sabirler'den yeteıince fayda sağlamışlardır. "Çok döği.işken, cesur insanlar" denirdi Sahirlen:.. . 522 de yine büyük Hun kabileleri karşısında lulunamayınca Alhanya nın baş­ kentini Berde' ye taşıdılar. (3) 558'den 576'ya dek Hazarlar, HUNLAR daha çok boylarla, Azerbaycan, Ka­ rabağ, Nahçivan, Revan gibi Aras nehri çevresinde kalabalıklaşıılar. Her geçen gün büyük kabileler geliyordu. Bunlar adeta Bizans karşısında karakol idiler. On­ ların daha doğuya ilerlemelerine engel olacaklardır. 590'dan sonra çok güçlenen Hunlar, arlık yerleştiler bu bölgelere ... 630 yıllarında Karabağ' da yaşayan "Tur" lar bi.iyiik kabileler halindeydi. İran­ lılar "Tür+k", Yunanlılar "Tur" "Turkae", Hintliler "Tunışka" diye ifil.de ellikleri bu ad, Türk' ten başkası değildir. "Türk" kelimesinin kökü "ıur/ıiir" di.ir. "Tur+an" L-anca "Türk" demektir. En doğru yabancı kaynaklarda; "Tiirk: Kuvvetli" an­ lamındadır. Avesta şerhlerinde "Türk" kelimesi "İk" cem'edatı ile hiıen diğer kavim adlan ile beraber getiıilmiş ıir. (4) MÖ.VII. asırlarda Karabağ'a geldikleri tahmin edilen Turlar iki boy ha­ lindeydi. Aşnan Turları ve Hazar sahili Jujjan Turları olan bu boylar arasında an­ laşmazlık baş gösterdi. Mucburen her ikisi de Alıay'a döııdiiler... Orada hiiliiıı Tur (Türk) kavimleıi ileri gelenleri bir arada kunılıay topladılar. MO. 5.:11 bir anlaşma ile yekdil oldular. Sonra daha büyük güçle Karabağ a döndüler. Miladi VII. asırda büyük varlık olarak Türklüğü ve Türk dilini açık ortaya koydular. (5) r

'

'

(1) • OrJ. Prof. Dr. A.Z.V. Togaıı; U. Tiirk Tarihine Giriş. <.170-l<ıaıılıul (2) - Azcrbaycmı Tarihi c.1. s.1 1O Balii - 1958 (3)- Aynı c.<ers.110 (4) • A.Z.V. Togaıı. •.37 .. U.T. Tarihim' G . .. lsıaııbul - 1981 (5) - Ehmod EllmL<, ··Azerbaycan·· No.3. <. 151 Dakıi/Mart · 1 •)89

·

ı•JRI


İSLAMİYET ve ARAPLAR

Araplar YIL yüzyıl oıtalanna doğru Suriye' yi aşıp kuzeye açıldılar. Bu taze İsliim kuvvetleri karşısında hiçbir güç dayanamıyordu. 642 de Mesleme oğlu Habip. Aras Boyunda ilerlerken, Rabia oğlu Selman da Azerbaycan fethini ta­ mamlıyordu. İşgalc i Arap komutanları, banş yoluyla itaati sağladıklarından, din­ inaııış aynen kalıyordu. Bu durum Oğuz Elleri' nin yüzlerce yıl sonra müslüman olmalaıına sebep oldu. Halife Osman çağında Divin, BERDEA, Tifüs gibi şe­ hirlerde ordug:1hlar kurdular. Karabağ' da ise tahkimatlarla genişlediler. Araplar "Maraga·· yı merkez edindikleıinde yönetime Arap Emirler atadılar. Bu arada Türkler de büyük görevler işgal etmişlerdi. Abbasiler de Harun Reşid (786-809) in Başvczirliğe dek yükselltiği Cafer Bermeki gibi, Azerbaycan' da da Mervan II . .Ye Ebu Cafer el-Mansur tek ünlü kişiler, önemli valiliklere ge­ tiıil mişLir. Ust görevlerde bulunan Türklerden Mübarek et -Türki, Kazvin iç ka­ lesinin yaptırarak adını venniştir. Merend' de (IX. yüzyıl) çıkan korkunç bir ayak­ lanmayı da T ürk komutan Zirek et -Türki büyük ordusuyla bastırdı. Halife Mütevekkil" in te vecc ühü n ü oldukça kazandı. IX. yüzyılın başlarında HuıTemiler de isyan oldu. 808 yılı Erdebil' de gelişen taşkınlığı Halife Harun Reşid kolayca yatışurdı. Savalan · ın Dağ kalesi Badz (Bezz) komutanı/sahibi Cavidan öldürülünce (816) bu işi Babek üstlendi. Giinüy Azerbaycan bölgesinde BiJalabadlı Abdullah' ın oğlu Babek (Hasan) Tebıiz' de tanıştığı Hurremiler' in önderi olmuştu. Araplara karşı isyan ederek (8 1 9-827) 20.000 kişilik orduyla .H alifenin 6 ordusunu da­ ğıtmayı beceımiştir. Halife Me'mun (813-833), Isa lbn Muhammed komutasında g ö nderdiğ i ordu Berda yakınında dağıtılarak başçı öldürüldü. 824'te Ahmed İbni Cüneyd ordusunu dağıtıp bu adamı esir aldılar. isy anc ı l ar Berde, Erdebil, Nah­ çı va n Beylakan ve Şirvan' ı aldılar. ARAN (Karabağ) topraklarının yönetimine Babek ve arkadaşı Rüstem atan d ı . 830 da M ı sır isyanlarını bastırarak ünlenen Türk asıllı Emir Haydar (Haydar İbni Kavus) oğlu AFŞİN (Apşın), Halife Mu' tasım· ın emriyle ve Biiyiik-Boğa ile biı) ikte Babek üzerine gönderildi. Büyük bir Türk ordusuyla ( 836) Doğu KARABAG' da Bahek kuvvetlerini bozan Afşin, Onu ARAS" ın sağ kıyısındaki sarp kayalık BevJBazd kalesine sığınmaya mecbur elli. Bu sırada B izans İmpara to ru Feolile (Teofil) den aldığı mektupla direnen Babek yardım alamayıııca kaçmak zorunda kaldı. O Bizans sınırına geçmek üzere Aran (Karabağ) ua saklanmaya çalışuğı sıraua, eski bir tarafları Sem bat oğlu Sah/Sehl denen Sekoy heyi (Gregoryan Oğuzlarından) yakalayıp Afşin' e tes l im etti. Babek, Sameffa· ya götürüldü. Halife Mu' tasim' in huzurunda 4.9.837' de eziyetle idam edildi . (1) Böylece diıiltmek iste nen Sasanlı (İran) tehlikesi, ortadan kalkmış oldu.

11). Vardan ffr.) s. 120. Osın:uı Turan "Bcbck". lslfun ı\ıısiklopcdisi 1 . 171/172 (M.F. Kımoğlu. Kars Tarihi - 1, s..256 - 257) h) - ı\1.. Tarihi. c. I. s.136 - 137 - 13R, Bakfı - 1952 .5


Anası Türk olan Halife Mu'tasım (833-842) laçka Arapları ve askerlik kml­ retini yitiren İranlıları bertaraf edip, dayısı sayılan Türk gücünden sağlam hirlik ve yiğit komutanlarla İslamiyeti genişletiyordu. Bağdaı' ın kuzey yanında Türk- onlu şehri olarak SameıTa'yı kurup, tamamen Türklerle şenlendirmiş idi. Burada ye­ tişen Afşin, Büyük-Boğa, Küçük Boğa, Itak, Zirek, Aşnas gibi Türkistan' dan gelme Türkler Beylerbeyi sıfatına ulaşarak Halifc'den sonra en hüy(ik m akam ı al­ dı lar. 852 Ara�-Boyu, Gence ve Aran' da Gregoryan Oğuz Beyleıi yer yer ayak­ landılar. Bunları yatıştırmak üzere Halife Mütevekkil (847-861) Biiyiik-Boğa ko­ mutasında bir ordu gönderdi. 853 yılında dunıma hakim olan B oğ a. kısa zamanda İstamlığın yayılmasında kudretini gösterdi. IX. yüzyılda Abbasi İmparatorluğu büyük buhran geçirdi. Azerhaycan ·da yeni türeyen valiler elinde kaldı. Saciler, Maraga, Erdebi l. Berde' ye hakim oldular. Ebi' s-sac Divdad 1. b. Yusuf Divdasi (öl. 879)' den adını alan hu sü1 5.le 931 'e dek devam etti. X. yüzyılında Oğuz Türkleri bariz şekilde Azerbaycan' a yayıldılar. Büyük Oğuz Han'ı "Atıl" (Edil/Volga) ırmağı ile Derhend arasında ki bölgeleri ·· Kır: çak"a verdi. Kendi de Ş irvan'ı aldı. Sonra Aran ve M u ğan' a gel i p KARAB AG'ı yuıt seçerek kışı burada geçirdi. (*) Dağıstan ve Ş irvan'da ki, Saka/Sykit kolunda Albanlar kuzeyde yer alan Kıp­ çakların baskısına dayanamayarak Terıer çayı ile Kür yak ı ı ı ın da Berdc · yi merkez edip Aras Boyuna uzandılar. işlek ıicareı yeri olan Berde' nin imarına oldukça önem verildi. Şehir yükselme çağında Kür ırmağından gelen Norınanl ar' dan ls­ veçli Ruslar ve Lezgiler' in baskınıııa uğradı. Bir daha helini diizelıemeyccck kadar talan edildi. Yakıldı, yıkıldı virana çevrildi . Bununla 75 km. kuzeyde Gence kalesi kunılarak merkez edildi. Genceli Nizami ( 1 1 4 1 -1204) Hamse' sinde Karabağ" ın merkezi B c rde · nin parlak anını işleyerek, hakime _'�Melike" Ni.i§iibe' nin "Aı:ra�yah-Nesli"' ııdeıı gelcıı . Iran Şahlanndan yüksek mevkıı de hu hın d ugun u helınm ışıır. XI. yüzyılda Yeni-Türkman/Oğuz Boyları Karahağ' a yerleşti. Karaden iz ku­ zeyinde Ruslara yenilen Kuman/Kıpçaklar da 1 1 1 8'de Derbent-Darya l yoluyla Kür Boyuna, Gence yöresine geldi ler. Azerhayean Aıahcki Şemseddin El Dengiz ( 1 1 46- 1 1 75) Müslüman olan bu Kıpçak Türkleri soyundandır. 111 8- 112-t'dl' bu­ ralara akan Kıpçaklara; "Eski Kı pçaklar"', l 195'ıe gelcnlere de '"Yl�ni Kıpçaklar"' denildiğini Gürcü Taıihçisi Karılis Chovreba iyice anlaıınışıı r. "Gence, KARABAG yörelerinde OğudTiirkıııan u y n� ak l �!·ı . Jalıa kalabalıktı. Aran ve Tifüs' i görmüş olan M afarkın (Silvanlı) tarihçi IBNU"L ARZAK Meyyafarıkın Taıihin' de/11 75 yılı konusunda Çiencl'· yi Türkmen ŞL"lıri diyl' anar. Harizim-Şah Celiilüddin' in Bcylikçisi NESEYI' de 1225-1226 da: A1T5ıı ül­ kesinin Türkman yığınağı, ve Aran i le Muğan· da Türkıııaııların karınca gibi ka­ labalık, olduklarını görmüştür." (**)

(*) - Reşiılcıldin Oğuznıuncsi. (Farsçaya ıcrc. D<nl (**) - M.F. Kımoğlu, "1593(H.1001) Yılı Osmanlı Yil:ıy.:ı_Tahrir Ddkri" ıııki\ıııl:ııı ( i,•ıı,·L·­ Karnhağ Sıuıcakları "Ulus" ve "Oymakları" Aıaliirk l ini. !:ti. Fak. ı\r. 1 kr�j,j .'\hııı�ı Cı· fcroğlu, f. 1 s. I O. Aııkara-1979


Abbasilerin Büyük Halife.<;i Harun-Ür Reşid çağında Sürmeli ve Sahat Çukur lan (Revan; Iğdır) valiliğine Yezid bin Mezyed bin Zaide atanmışlı. Şeddadiler KARABAG' da, (Revvadiler den sonra) Gence' de (93 1 - 1 076) iken, Zaide' nin evlatları Şiıvan-şahlar Hanedanını Şirvan' da Şamahı ( 1 028) de kurdular. Oğuz Boylan : 1 021 Azerbaycan' a Orta-Asya' dan bir çok Oğuz Boylan geldi ki, (Selçuklu değil) diğer Türk kabilelerinden idi. Oğuzları B auya göçerken güzelim Azer­ baycan' ın serin yaylakları, billur pınarları, mülayim dağ havası bağlamıştı. AıTan' ın yazda buram buram ter döktüren. kış mevsiminde hayal veren esintisi "Dur!.." demjşti. Onlar yayıldıkça Beyler, kaanlar, hanlar soylarını izlemişti ki; başta ÇAGRI Beğ gelir. Bu büyi.ik Başbuğ 1 02 1 içinde Azerbaycan' a geldi. Karabağ' ı güvenli görerek karargah seçti. Ahalinin büyük çoğunluğu Oğuz Türk' ü ol­ duğundan sırtını sağlama aldı. Oğuzlar akukça durdurmak imkansızdı. Revadiler' den Tebriz hükümdarı Vah­ sudan 20.000 yeni Oğuz Türk' ünü de Şeddadiler aleyhine Karabağ ve çevresine yerleştirdi. 1 038'de Rey' den yine Oğuz gurupları geldi. Kendileri aleyhine Oğuz­ lar geliştikçe tahammülü kalmayan Yahsudan ( 1 040) Oğuz ileri gelenlerini Tebriz' e davet elti. Düzenletıiği bir şölende pusuya düşürdü. Başçıları öldürdüyse�bir kıs­ mını esir elli. Oysa Oğuz-Türklerinin Azerbaycan' da özellikle KARABAG' da giiçlenmesini önleyemedi. Her geçen gün kuvvetlenen kahraman Oğuz halkı, Batı da Kür' e doğru sınırlarını genişletmekte olan Bizans' ı durdurmaya yeterli idi. SELÇUKLULAR ÇAÖI: B uhara' da (970) köklü aşirel olan Selçuklu Oğuzlar, Gazneli Mahmut 1 . za­ manı ( 1 009) nda Horasan' da ikameti başardılar. Az sürede büyük çoğunluğu Azerbaycan' a giren Selçukluların diğer kısım ları da Anadolu, Irak, Suriye ve daha ilerilerde ymt edineceklerdir. Tuğrul Beğ (1033- 1 036/sultan 1 063) ve kardeşleri Horasan' ı alıp Gazneli Sul­ tan Mes'ut tarafından 25.9. 1 035 te (sultan) tanınınca Orta-Asya' ya geri dönmek isteyen bir grup Oğuzlar da Horasan' da kalıp bağlılığ�fll açıkladılar. Hemen büyük bir ordu diizenine giren Selçuklular karşısında On-Asya kapılan açık sa­ yılabilirdi. İran' a, Azerbaycan' a sahip olmayı kararlaşlıran Selçukiler, Revvadi Yah­ sudan.'. ı Y�flip, Şeddadi Şavir' i de hoyun eğdirdiler.1.rtık Türkleşen Azerbaycan' da MUSLUMAN Oğuzların büyük kısmı KARABAG' a Y.erleştiler. (*) Selçuklular Azerbaycan' da büyük değişim yarattılar. ünce İslamiyet tümüyle kabul edildi. Odlar yurdunda Şii Türk halkının çoğu. Sünni Selçuklulann etkisiyle mezhep değiŞtirdiler. Hın stiyan ve diğer din mensupları az olsalar da ın üslüman oldular. Bu çağda Kuzey Kalkasya' dan itibaren Azerbaycan, İran, Irak, Anadolu kapılarına dek Türkleşıiği gibi İslamiyete kuvvetle sarıldılar. (*) - Azcrhaycıuı Tarihi C. I, s.154-155, Bakü

7

- 1958


Sultan Alp-Arslan (1 063-1072) başa geçince hemen Batı sefeıine çıktı. 22.2. 1 064 te Urumiye kuzeyinde ki Merend' c geldi. Buranın Türkman Bcği Tuğ­ Tekin kalabalık aşiretiyle Sultan' a katıldı. Nahçivan yakınında gemilerden yapılan bir köprü üzerinden Aras' ı geçen Alp­ Arslan, burasını üs yaptı. Ordusunun toplanmasını beklemek üzere Karabağ' a çekildi. K ış'ın son ayını burada geçirdi. .. Alp-Arslan Gürcistan' a sefer ederken, oğlu Melikşah ve veziri Nizam' Ul­ Mülk' ün komutasında büyük bir ordu ARAS Boyuna gönderdi. Bunlar Bizans' ın hudut kalelerini işgal edeceklerdi. Alp-Arslan, önce "Rum Gazası" çıkmışken Şavşat, Oltu yönünde ilerledi . Bu akını tehlikeli görerek Gürcistan' a döndü. Gürcü (Abhaz) meliki IV. Bagrat' ı ya­ kalaması an meselesi iken kaçırdı. Daha kuzeye gitmeyerek (Çıldır Gölü Ku­ zeyinde ki) ünlü Ahılkelek (Ahal-Kala) i sert hir hücumla aldı. Buradan VI. Berat'a elçiler göndererek banş yaptı.(*) .. 1 064 İlkbahar' ında Orta-Aras Boyu' nda ilerleyen Melikşah ve Nuz5. m ' U l ­ Mülk ordusu, Dehne Boğazı' ndan Şerur Düzü geçip Sahat Çukuru (Revan Ovası) na geldiler. Güçlü mukavemet görmeden Ar.ıs' ın sağ yakası (Ağrı Dağları ete­ ğinde ki) Sürmeli Çukuru (Iğdır Ovası) nda karargah kurdular. Iğdır Korganı (Ka­ lesi), Sur-Maıi (Iğdır-Karakalcsi) gibi müstahkem mevki leri ele geçirdikten sonra "Iğdır K arakalesi" nde Sultan Alp-Arslan' la karşılaştılar. Oğlununu başarısına se­ vinen Sultan, her iki orduyu birleştirip çağın en möhkem ANI (Kars) Kalesi üze­ rine yürüdü. Çetin kuşatma ve büyük fedakarlıklarla 1 6 Ağustos 1 064 Le ANI alı­ narak Anadolu kapıları, Türklere açılmış oldu. Alınan bu bölgeler (Iğdır, Revan, Nahçi van, Karabağ dahil olmak üzere) i Baş­ kenti GENCE olan müslüman Şeddad-Oğullaıı' ndan Ebü'I Es var'a teslim etıi . 1 064. Alp-Arslan Rey'e dö nünce Alanlar, Abhaz kıralı (kafir) IV. Bagrat ile bir­ leşerek Arran' ı istila etti. Her yeri yağma edip Gence kapısına dek ilerlediler. Berda çevresini de taladılar. Ebü'I Esvar ve umer5.sı Gence kalesi' nden ı,:ıkmağa cesaret edemediler. Bu acı durumu haber alarak hemen harekete geçen Alp-Arslan, K asım/ 1()(ı7 buraya gelince Ebü' l Esvar ölmüş, yeıine oğlu Fazl geçmişti. Faz), Alp-Arslan · ı karşıladı. Sultanın illifatına mazhar olarak hila'tlendi. Alp- Arslan, hu ikinı.:i Gür­ cistan Sefeıi' nde ( 1 067) Tiflis' i aldı. Melik iV. Bagrat' ın cezasını verdi. 26.8. 1 07 1 "Malazgirt Zaferi" nde Bizans İmparatoru Romcnos Diııgcnis' in 200.000 kişilik dehşet saçan ordusu , Alp-Arslan ' ın 50.000 lik ordusuna mağlu p olunca, imparator esir olmaktan kurtaramadı. Anado lu d a asıl sahihini bulmaya yüz tullu. Artık akın akın Türk boylan Anadolu ' ya yerleşeı.:ektir. Melikşah ( 1 072- 1Q92) Kuzey Kafl<aslara dek alıp. Türk birliğini sağlamak üzere harekete geçti. ünce Gence' yi kuşattı. ( 1 080) Şeddai hükümdarı III. Fez l u ıı ve Şirvanlı 1. Feriboz ( 1 074- 1 1 1 0) u Selçuklu Devletine bağladı. Karahağ t a ­ mamen Türklere geçmiş oldu. Melikşah ölünı.:e dört oğlundan Sultan Muhammed ( 1 1 1 0- 1 1 18 ) Gence hakimi idi. Kardeşi Sultan Bcrkyanık· tan ikıa olarak aldığı Gence' den inerek bütün An-an' da hakimiyet kurdu.

(•)- Prof. Dr. Mehmet Altay Köyıneıı; "Alp Arslan ve Zamanı

1. s.26-48

Ankara· 1 '>8.1


Selçuklular' ın aldığı her adım toprağa sel gibi akan Oğuz Tiirkleri üstünlük kuımada gecikmediler. İleriyi iyi gören Melikşah, Azerbaycan ve Karabağ' ı (l 076) haşıan haşa Oğuz Türkleri ile iskan etmişti. Nesevi. (XVIII . asır/Arapça) " 1 086 Melikşah' ın Arran' a, Muğan (Karahağ) a gönderdiği Tiirkler orada düzlere, dağlara, kalelere çekirge gibi yayıldılar ..." diye yazıyordu. Azerhaycan' da bulunmuş Arap coğrafyacısı Yakup Hemevi ( 1 1 75- 1 229) kay­ deder ki; "Muğan çok köyü çimenlikler olan vitayettir. Buralara hayvancı Türk­ menler hüyük kahilelcrle yerleştiler. Aıtık hu ha valinin her bir köşesi Türk' tür."

(*)

("') - /\zcrhaycruı Tarihi,

lJ

C.J. s . 157, Ba.kü

-

1958"


Karabağ'da Cevanşir, Türk Kabilesi: Karabağ; Oğuz' un üçüncü oğlu Yulduz'un büyük oğlu Afşar/ Avşar sl<lyundan Cevansir Türk kabilesinin Sancalı sülalesine ait, atadan kalma mülk idi. Bunlar Hülagu ile Türkistan 'dan Anadolu 'ya göçmüşlerse, Timur Bek ( 1 336- 1 405) Ka­ rabağ' a nakletmişti. Şeyh Safi oğullannın isnat ettikleıi Türk boylan ile birlikte bu Afşarlar daha Akkoyunlular devrinde Güney Azerbeycan ' ın merkez ve batı yö­ releıine toplu olarak yerleşmişlerdi. Derbend' in korunmasında Safevi güçleıi için­ de yer aldıkları dikkati çekmektedir. (*) Safevi hakimiyeti sıralannda Şiıvan ve Karabağ'da görülen "Otuziki cevanşir" Türk boyu izleri İslamiyetten önceki çağ­ lara çıkabilir. (**) Karabağ Hanlığı'nın Rus işgalinden sonra idarelere bölünürken bir kazasımn "Cevanşir" olduğu, bu mıntıkada soy-kütüğünün Sarıca Ali adlı bir başkana bağlayan ve Han süliilesine mensup bir aile de "Cevanşir" adını ta­ şımaktadır. (***) Arap saldırılarında (636-670) buraya hakim hıristiyan Arriin (albanya/ agvanya) krallarından prens "Cevanşiı'' adı arasındaki �itlik tesadüfi ol­ mamalıdır. "Hınstiyan ve Müslüman yazarların hiç sözünü etmediği yalnız Arriinlı M. Kagankatvaısi (istoriya Agvan, Rus. trc. Patkanyan, Petersburg1 8 64)'tarafından Bizans, Hazar, İran ve Araplar' la ilişkilere ait genişçe veıilen hu "Cevanşir' in yaşamış olduğu bölgede aynı adı taşıyan bir Türk aşiretinin zuhüru, Şirvan ve Karabağ'ın Araplardan evvelki ırkı teşekkülünde Türklerin rolünü ay­ dınlatmaya yarayacak bir olaydır." (****)

(*) - Abu'I Gazi Bahadır Han, (arş. Desın aisons, Pctcrsburg - 1871/1874 s.27 (**) - lslıun ansiklopedisi "Karnbağ" s. 2 13 (M.Eğ. B. Ankara- llJ ..) (***) - Revan ovası, Aras kıyısında (lğdır'a doğru) bir "Sanca" köyü hu reisin adınadır. "N. 1 lnk"" (****)- lslıun Ansk. "Karnbağ" s. 213

1 ()


Azerbaycan Atabekleri: "11-denizliler I Pehlivaniler" Atabekler ( 1 1 46- 1 225) de Güney Kafkasya, Dağıstan, Gürcistan, Batı İran ve Irak' ta Devlet olarak yaşamıştır. Atabekler süHilesinin kurucusu Şemsettin İldeniz' dir. Aslı Kıpçak Türk' üdür. 2.4.!ki, yiğit kişi olarak Selçuklu Devleti' nde büyük mevkii kazanmıştır. Kendisi Selçuklu Sultanı Tuğrul' un oğluna mürebbilik ettiği için "atalık" adı veıilmiştir. Şemseddin İldeniz, Gence' de vali iken ( 1 1 46) adına para bastınp, hutb.! okut­ turarak Azerbaycan' ın bağımsızlığını itan etmiştir. Bütün Azerbaycan' ı ha. kimiyeıinde birleştiren Şemseddin İldeniz 27 yıl hüküm sürmüştür. Onun ölümü ile yerine geçen oğlu Mehemmed Pehlevani ( 1 1 72- 1 1 86) zamanında Azerbaycan Devleti daha çok parlamıştır. Cihan pehlivanı denen cesareti karşısında bu ha­ nedana "Pehlivaniler" de denilmiştir. Azerbaycan' da çok güzel siyasi, ekonomik ve sosyal düzen kuran "Atabekler" Karabağ' ın Türk nüfGsu i.izeıinde hassasiyet göstermiştir. Türk asıllı Atabekler 79 yıl aynı sülfileden şu şekilde devam etmiştir: Şemsettin İldeniz ( 1 1 46- 1 1 72) Mehemmed Pehlivan-ı Cihan ( 1172- 1 1 86) Kızıl Arslan Osman ( 1 1 86- 119 1 ) Nureddin EbG-bekr ( 1 1 9 1 - 1 2 1 0) Muzaffereddin Özbek ( 1 2 1 0-1225) Atabekler' in Başkenti Gence, Nahçivan' dan sonra Tebıiz oldu. Atabekler. Azerbeycan'da şairlere, bilginlere çok değer vermiştir. Büyük Türk şairi Genceli Nizami ( 1 1 4 1 - 1 209) ünlü "Hüsrev ile Şirin" ve "İskendername"de Aıabekler'in adını işleyerek övmüştür. Şaire Kızıl Arslan bir köy bağışlamış. EbG­ bekr de ömrü boyu maaş bağlamıştır. Felek! Şiıvanl, Hakan! Şirvan!. Kıvaıni, Zahir-i Faryabı gibi şairler ve Mücirüddün-i Beylekanl gibi alimler onlardan lutı'.lf gönniiştiir. Atabekler'den kalma; Nahçivan'da "Mümine Hatun Türbesi, Hameden'da "Şemsellin İldeniz Cami" gibi anıtlar halen varlığını korumaktadır. (*) Atabekler saltanatına Celale�_din Harzemşah'ın (** ) Tebriz'i almasıyla son ve­ ıilmiştir. ( 1 225) Son hükümdar Ozbek, Tebriz'den Gence'ye kaçabilmişse ya­ kalanarak burada öldüriilmiiştür. Celaleddin Harzemşah, Muhammed oğlu; Tebıiz'dcn sonra Nahçivan, Revan, Iğdır, Kars' a saldırdı. 123 1 'de Gence halkı isyan elli. Celaleddin güneye çekildi ve Diyarbakır dağlarında helak oldu. İçte ve dışta zayıf düşürdükleri Atabekler (İl­ dcnizliler) dağıldı. 13. - 1 4. yüzyılda Karabağ, Muğan, Şirvan, Erdebil ınüslümanları Türkleri din­ lerini korudular. Göçebe Mongollar, Aras - Kür arası "Aınn"ı kışlak, Revan (Eıi­ van) dağlarını yaylak elliler. Sürü sürü hayvan, al beslediler. Revan - Iğdır ova­ larında ekincilikıe sulama sistemini geliştirdiler. (*)

- Şcmscııin ildeniz. haşkcııı yapuğı "Nahçivmı"da öldü. Hcım:dıuı'a gömüldü. Kızıl ı\rslaıı ise Tchriz'i haşkcııı yapıı.

<"'*)

- NESEVI (ı\rapçal r:r. ın:. s. 139, mcıiıı 1 IO (!!. Şavval. 61!1) 25. 11. 1221 yazıyor ki: Cclfılcddiıı Harzcmşalı, Oğuzlar'ııı "Ilcgdili" lıoyuııa ıııcıısupııır.


İLHANLILAR DEVLETİ ÇAÔ I tlhanlılar Devleli ( 1 256 - l 336)nin yazlık payilahtı Karabağ 'da bulunuyordu. İ lhanlı hakanları kışın bile burada kışlardı. Bu sırada Moğollarla birlikte gelen şaman Tiirklerini, kesip kiLlcler halinde Karahağ yöresine yerleştirdikleri gö­ rülmekledir. Daha önce buralarda meskun müslüman Türklerin şeyhleıi, hu soy­ daşlarını İslaml aştırmak için şamanlann dini törenlerini takliden, musikili ve şar­ kılı zikir ayinleri icra ederlerdi. İ lhanlılar'dan Teküdar Ahmet Han ( 1 2 84 - 1 28 8 ) Karahağ'da kışlarken müslüman Türk şeyhlerinden İşan Mengil Dede'yi sık sık ziyaret i le onun SEMA meclislerine kalılırdı. Halen Karabağ'ın saz va ses sa­ natkarlaıının beşiği haline gelmesi Şaman - Türk musikisi geleneklerinin de­ vamıdır. TEYMUR BEK ÇAÔ I Karabağ; Teymur bek (Timurlenk / 1 336 - 1 405) devri'nde de kesif Tlirk klit­ leleri i le dolmakta devam elli. Teymur 1 396 Kıpçak seferi"nden döniişiinde Ka­ rahağ; sağ cenah ordularının ikamelgahı olmak iizere, Derhend'den Bağdat"a kadar alanı oğlu Miran şah'a veım işli. 1 399 Miranşah sarayının iimerasını Ka­ rabağ'da kabul elti. 1 400 I 1 40 1 seferleri esnasıııda ve Anadolu seferinden dön­ dükten sonra yine Karabağ'da kışlayan Teymur, Türkiye ve Suriyc"den getirdiği 50.000 Türk ailesinin hüyiik kısm ını Karabağ'da iskan ettirdi. Teymur'un bu­ radaki imareti arasında Beylaykan şehrinin ihya ve iman ile biiyiik bir kanalın ya­ pılmasıda önem kaydetmektedi r. Eskiden mevcut olup zamanla dolan hu kanal bir ay içinde on fersah mesafeye dek kazdırıldı. İçinde bir kayık seyredebilc<.:ek şe­ kilde derinleştirildi. Teymur'un mensup olduğu (Türk) boyuna izafeten "Barlas Arkı" adlandırıldı. Karabağ bozkırında halen mevcut olan güneyden kuzeye akan hu kanalın şimdiki adı "Gour Arkı"dır. "

KARAKOYUNLULAR Karakoyunlu Tiirkleri 1 365 - 1 467 yıllarında Azerbaycan. Doğu Anadolu. İ ran ve Irak ' a egemen olmuşlarsa, imparatorl uk seviyesinde yaşamaları ( 1 437 1467) otuz yıldır. B unlar "Saranlı oymağı" heyleri Bayram Hoca. Murat Hoca ve l'vl ı s ı r Hoca adlarında iiç kardeşle tarih sayfasına çıkular. En kiiçlik kardeş M ı s ı r - Ho<.:a. CeHi.yiı-Iiler' in M usul (Irak) genci valiliğinde bulunm uştur. ( * ) Teymur Bek' in 1 405 öliim iinden soıır a Karahağ" da karı ş ıklıklar çıkı ı . B undan faydalanan Şirvanşah İ brahim ( 1 3 82-.! 4 1 7 ) burayı işgal ederek Ş irvan ·a bağladı ise Karakoyunl ular harekete geçti. KUR ırmağı sahilinde yapılan çelin sa,·aşla 1 4 1 2 Karahağ tamamen Karakoyunlu - Tiirk Devleti h ak im iyeti n e geç t i . Bu ı;ağda Karabağ, bir kii l llir merkezi olarak Tiirk diinyasında sesini çok ıızaklara ak­ settirmesini bildi. Canlılık, boy atarak biiyiik adamlar yetiştirdi. Karakoyunlular Tiirk - kardeş harekeli idraki i le Osmanlılara yakııı ulnı u � ı u r. Yıkılıncaya dek tevazuyla dost geçinmiştir (*) - Aralık (l(iDIR) ilçcsiııılc Karahağ'ılmı gclıııc (Cdayırlı - ( lyıııa�ı) ııdan

�ıiklii hır bıı� ya�nakıaıhr. 1. 4. 1960 ilçe olan ı\rahk' ııı 2. Dclcıliych:ı�kaııı Ralıiın Kuııı ıcpc ı·c ı:ıııııınıı�lard:ııı Tcyınur Turanlı, Cclayırlıılır. lğılır'ııı Karakoyunlu ıı�·csinılc ılc Cclayırlı kahik'i ııı.·ı·,·ııı ı ıır. (*"') - Tchriz'<lcki "Ciilkıncsciı''i Karakoyunlu lıiikiinulaıı Cihan Şah ııı qi 1 l:ıııın ( ' ANDE<IÜM (24. 10 .1465) ıc yapıııınışıır


AKKOYUNLULAR ÇAÖ I Kara bağ Ak.koyunlu Türkleıi çağında ( 1 467-1508) oldukça gelişmiş, hayaunı musiki.şenlik,varlık içinde geçinniştir.Yarım asra yakın Akkoyunlu sülalesine mensup hükümdarlara kışlak olan Karabağ,müstakbel şiilik hareketlerinin sahnesi idi. Şah İsmail ( 1 502- 1 524) in büyük babası cüneyt 1459 da Şirvan üzerine yap­ llğı seferden dönerek burada kaldı.Onun oğlu Haydar'ın ( 1 488)seferi için top­ ladığı kuvvetin mühim bir kısmını Karabağ'daki müridleri teşkil ediyordu. Ak.koyunlular, l 300'de Azerbaycan,özellikle Karabağ bölgesinde varlığını or­ taya koydular. Yükselişleri Uzun Hasan(l423-6. l . l 478) hakimiyetidir.Çapakçur (Hakkari) Meydan Savaşı ile Karakoyunlu Cihanşah' ı yenen Uzun Hasan,bu dev­ leti tarihten sildi.Daha sonra Teymurlu Ebu-Said Mirza'yı (28. 1 . 1 469)Azerbaycan'da "Mahmudabad Meydan Savaşı il�yenip katlederek devletini berbad eyledi.Böylece Akkoyunlular'ın başşehrini Amid (Di­ yarbakır)danTebriz'e aldı.Iran.Irak veAzerbaycan'a yayıldı .Uzun Hasanda Ka­ rabağ'da kışlama geleneğini sürdürdü. İstanbul'u fethederek orta çağı kapatı,yeni çağı açan Fatih Sultan Mehmet'e Avrupalılar "Buyük Türk" derken, Uzun Hasan ' a da "Küçük Türk" diyorlardı. Ancak Uzun Hasan,DoğuAnadolu (Erzincan) "Otluk Beli Meydan ( 1 1 . 8. 1 473) Savaşı"nda ( *)ağır yenilgiye uğrayınca kendini Tebıiz'e zor attı.Taıihte Azer­ baycan hükümdarı denen Uzun Hasan, Oğuzların Bayundurlu boyundandır. Şah İsmail Safevi ( 1 487-1524) Şerur Düzü (Nahçivan)nde Ak.koyunlu Elvend Han'ı ( 1 50 1 )yenince Safevi Devletini kuımuş oldu. SAFEVİLER ÇAÖI XV._yüzyıla doğru köyü,kenti,dağı yaylası,ovası ve her bucağı Türk olan KA­ RABAG,Safeviler'in ilk çağında geniş yerleşim gördü.Türk unsuıu çoğaltılarak oldukça kuvvetlendi. . Erdebil'de bir ocaktan çıkan Türk asıllı hanedan iki-buçuk asır lran'a hük­ mederken,Osmanlılar'dan sonra dünyanın 2.büyük devleti sıfatını taşımaktan geıi kalmadı .Şah İsmail "Hatai"( l 501-1524)* in mahiyetinde Akkoyunlular'a karşı sa­ vaşan TürkKacarlu (Ziyadoğlu)Şahverdi Sultan,Gence-Karabağ Beylerbeyi tayin oldu .Yavuz Sultan Selim ( 1 520) in öli.imünü Karabağ'da kışlarken duyan Şah İs­ mail buradan Şirvan'a bir ordu gönderdi ve kendisine bağladı. Bir süre çeşitli terör yaralan Iran karşısında.başkenti Şamahı olan Şirvanşah lar'dan Halil Sultan ( 1 524- 1535) "Şah 1smail'in damadı",Kanuni'ye haber gönderip kendisine yardım etmesi halinde Osmanlı Devleti'ne tabii olacağını bil­ dirdi . Kanuni'de hemen ordu göndererek (Ağustos- 1 534) gerekeni yaptı. , Şah Tahmasp ( 1 524- 1 576) sünni Türklere karşı amansız mücadelesini sür­ diiıınekten vazgeçmiyordu .Talışlı Mehmed Bey komutasında 20.000 Karabağlı Türk yiğidini "Şirvan"üzeıine gönderdi.Olup bitenden habersiz Şirvanşah vekili Hüseyin Beg'i katlettirdi. Fatih Sultan Mehmet' le başlayan Osmanlı,Azerbaycan-Karabağ ha­ reketlerini.Osmanlı (Türk) - Safevi (Türk) Devletleıi ilişkilerini "Osmanlılar Çağı"höliimünde izaha çalışacağız . de Er­ ( * > Şah lsımıil'iıı ruıası Akkoyunlu l lzun l lasaıı' ın kızı Ş ah Bıuıii Haıumlur. 1 50 1 debil'dcn kopup Şcyhiği.Şalılığa çeviren bu zat.Türk Edebiyatı'ııın Haıiiyi ınahla.� ıyla şiirler yazan güçlü şairi.Türk dünyasının seçkin simasıdır. -


OSMANLI DEVLETİ ÇAÔI

Oğuzların kayı boyundan olup, ortaasya' dan Anadolu'y gelen 400 göçer evli aşiret, ilk olarak Ağrı Dağları ile Aras nehri arasında, mümbit süımeli çukuıu (Iğdır Ovası)na geldiler. burayı kışlak ederek 7 yıldan fazla kaldılar, müstakbel devletin kurucusu Ertuğrul oğlu Osman bey bu yörede dünyaya geldi . 1 299 Söğüt (Bilecik) kasabasında kumlan osmanlı devleti kısa sürede büyük gayretle cihan egemenliği düzeyine çıktı . Fatih Sultan Mehmet lstanbul'u fethettikten sonra devletin sınırları hızla ge­ nişledi. 1 454 Kafkasya'ya uzanarak Sohum'un alınmasıyla Batum (Göniye) sancağı düzenledi. Otluk beli meydan savaşı'nda ( 1 1 . 8. 1 473) Uzun Hasan'ı feci yenen Fatih, Ana­ dolu ile Azerbaycan Türklüğünün bir araya gelmesine zemin hazırladı. Bu arada Gedik Ahmet Paşa komutasında bir donanma ile Kının Hanlığı alınarak ( 1 . 6. 1 475) Dağıstan, Derbend, Şirvan üzerine seferler yapıldı. 1 476 Karabağ'dan büyük bir Türk kafilesi Anadolu'ya geldi. Mardin ve çev­ resine yerleşenlere "Bozulus" adı verildi. (*) sonra oldukça kalabalık oymak, oba­ larla İç - Anadolu'ya yöneldiler Fatih, bu cesur insanlan ön karakol gibi Manisa'ya yerleştirildi. Sonra bunların büyük bölümü Afyon'un Bolvadin ilçesi dahiline yer­ leştiler. Ogün gelen Karabağ halkı bu gün mevcut olan Büyük Karabağ (Kasaba), orta Karabağ (Köy),dere Karabağ (Köy)da yaşamaktadır. Büyük Karabağ ka­ sabasındaki caminin kitabesinde Azerbaycan' ın Karabağ eyaletinden bahsedilirken. osmanlı döneminden kalma feımanla Karabağ'ın öz be öz Türk olduğu belirtiliyor (* *) Çaldıran savaşı (23. 8. 15 1 4)nı zaferle bitiren Yavuz Sultan Selim (15 1 2 - 1 520) hiç mukavemet görmeden Tebrize girdi. Safevili İran 'ın başkenti Tebriz ( 1 . 000.000) Türk nufusa malikti. Yavuz, 9 gün Tebıiz de kaldı oradan Karabağ' a ha­ reket elti. (22. 9. 1 5 1 4) Kışı Karabağ'da geçiımek niyetindeydi biricik güveni Ka­ rabağ olan Yavuz, burada ordusuna çeki diizen veıip Türkkistana ylirüyecekti. Ordu daha ileri gitmek istemiyordu. İstanbul İstanbul diye nara atanlarda vardı. Onları geri dönmeğe teşvik eden paşalarda Yavuz' un gözünden kaçmıyordu. Kısa sürü Karbağda Kalan Yavuz hemen toparlanıp İstanbul' a döndii . Tebriz"de Karabağ'da ve Nahçıvan'da halkın samimiyetiyle karşılaşan Yavuz buralara ezi­ yetten kaçınırken, sahat çukuru (Revan Ovası)da "Şii" diye bir hayli Tiirk' ii idam­ dan çekinmedi. Sultan, İran seferine başlarken Kayseıi ve Sivas arasında 40.000 Şii tebasını öldüıtmemiş miydi? . Kanunu Sultan Süleyman ( 1 520- 1 566) Jran üzeıine üç büyük sefer yaptı. Hk se­ ferde Erzurum, Kars üzerinden Revan, Nahçıvan ve Karabağ'ı aldıktan sonra (28. 9. 1534) Tebriz'e giren Kanuni çok iyi karşılandı. İkinci seferde Hünkar, Aras boyuna indi Revan ve Nahçıvan'ı alarak Karabağ'a girdi. Karabağ / Gence Beylerbeyi Ka­ carlu Ziyad - Han oğlu Şahverdi Sultan idi. Kanuni (27. 7. 1 548)de Tchriz\: geldi. Hoş karşılandığı gibi sıkı emirname çıkararak en u fak haksızlığı yaptırmadı. Tebriz ve Tebıizlileri korudu. ("'**) Osmanlı ordusunun 4. sefer işgal eniği Tdııiz'dc Kanuni, 5 gün kaldı Van'a doğru dönüldü. -

(*) · "T!lrkiye Ciazctes. 1 11.7. 1 9118 - lstmıbul (*') - 1 7. 7. 1 91111 GllnO Büyük Karabağ. Orıa Karabag. Dere Karahağ ahalisi ı\fyon'cla hiiyiik yüıiiyüş <lü·

1.enleyerck. Erivan Ermeni hareketini kıııaılılar. "Kar:ıhağ Türk yurdudm' · diyen hu insanl:u·: ··ol'ada kardc� b ı · r:ıkmış aynlıııışız, o ıoprak kimseye verilmez. Karabağ özerk dunııııdan dahi kurtarılıp sahihi t\ıcrbcycan · a w ­ rilmelidir! " slagonu atarak radyo. televizyonla seslerini dünya komuoyıına duyurmaya \'alışmışl:ırdır. ("**) - Y. Öztuna; Türkiye ıarihi, e. 6, s. 1 63 lstaııbul . 19Cı5 m. F. Kırzlll�hı: Osııı:ııılılarııı Kall<:ıs EI J.oriııiıı fethi s. 1 87 Ankara 1 965 Not: Bolvadin'de MuhaıTCm BAYAR (Araştınıı:ıcı öğretmen). Karabağ ''C K:u»ba�hlarııı i\ FYON"ıın hıı y;;. resi nde durumunu. yaşayışlanııı tarihi geçmişi ile anlaıan �ıık değerli hir eser haıırlanını�ıır. N. O N K -

14


..Nahçivan Seferi"Kanuni'nin İran Üzerine üçüncü ve son harekaudır.28 .8. 1 553 Le lstanbul\lan yola çıkılması akılalmaz vakitsizliği ortaya koymakta idi.Ordu Konya·ya vaxdığında Kanuni'nin elini öpmeye gelen büyük oğlu veliaht Mustafa boğduruldu.Onceden senaryosu hazırlanan bu faciayı ört-bas etmek için bir savaşa giıildiğinde kimsenin şüphesi kalmadı. Kışı Halep'te geçiren Kanuni' ye Şirvanşah Bürhan'dan bir mektup geldi. Şah Tah­ mashı'ın Genı.:e.Karabağ,Muğan ve Talış'ı yakıp yıktığı bildiriliyordu.Durum bir sa­ vaşın başladığını açıklıyordu.Artık bekleyemezdi Kanuni. . . Ordusunu alarak 1554 yazında Aras boyuna indi.Sünneli ve Sahat(lğdır-Rven)Çukurları'na geldi 8 .7 . 1554. Revan beylerbeyi "Karakoyunlu Türk'leıinden"Saaddlu Elvend Han idi.Kanuni kar­ şısında tutunamayacağını anlayarak birliklerini alıp uzaklaştı. Şah Tahmasb' ın Doğu Anadolu' ya sık sık saldırarak kaleleri yıkması Kanuni'nin gazabına sebep oldu. Bu arada Şah.şehirleri dağıllp,halkı kılıçlayarak,yağmacılığa yönelmesi bir intikam hissine sebep olmaktan geri kalmadı .Bu seferde Osmanlı or­ duları hırsla.şiddetle ilerledi.Tamamı Türk olan iki devletin orduları,Türk olan Azer­ baycan · da terör yaratıyordu. 25.7 . 1 554 günü Karabağ'a girildi.Gence/Karabağ Beyler beyi lmarnkulu Han.Osmanlının karşısında dunnaya cesaret edemedi.Kanuni.dört gün Karabağ'da kaldı.Sonra Nahçivan' a döndü.Ova bomboş şehir ıssızdı.Herkes kaçıp.gitmişti .Revan kalesi olduğu gibi Nahçivan kalesi'de Hünkar'ın emri ile yıktırıldı .Ne bul­ dularsa yağma ettiler.Yürekler acısı durum yaşandı. Bir Türk şehrinin, diğer Türk Sultanı tarafından yıktırılması.Halkın kaçıp git­ mesi.şurada.burada rastlanan birkaç zavallının öldürülmesi Türk taıihinin üzücü sahneleridir.Bir yandan Şah Tahmasb' ın zalim hareketi.öte yandan Şaha gözdağı ve­ recek Kanuni 'nin tahribatı korkunç olaylardır. Bu kanlı duruma son veıilmesi için barıştan başka çare bulamayan Tahmasb' ın,Kanuni' ye gönderdiği elçi kabul edildi. 1 .6. 1 555 AMAŞYA banşı yapılarak Revan (Erivan).Nahçivan,Tebriz,lrak (Bağdat) Osmanlılara bırakıldı. Gence, Karabağ,İranlılar da kaldı. Kanuni'nin önünden sürekli kaçan Şah Tahmasb,meydan savaşında perişan ol­ maktan kurtuldu ise büyük facialara sebep oldu

***

Tahmash,baş veziri (Revan beylerbeyi)Şah-kulu Han'la çok kıymetli hediye dolu, 250 kişilik hir kafile İstanbul'a yolladı.Yeni tahta çıkan il. Selim ( l 566- l 574)'i kutlayacak olan bu elçi hüyük ilgi ve törenle karşılandı . 1 568 osmanlı-İran dostluğu Tahmasb ' ın ölümü: ( l 576)'ne dek çok içli şekilde sürdii.

15


OSMANLI - İRAN SAVAŞLARI " 1 578- 1 590" Osmanlı Devleti'nin Murat IIl.( 1 574- 1 590) çağında İran' a karşı savaş açmasının asıl sebebi ; Ten-itil (Volga-Don) ııınaklarını hirhirine hağlayacak kanalı açurma teşebbüsüdür. Azak-Astrakan ticaret yolu için "Ejder Han Seferi" ve "Mos­ kova' nın fethi" hareketleri dikkate değerdir. Kırım Hanı Devlet Giray ( 1 20.000 kırım atlısı ve bir Tabur osmanlı topçusu i le) Moskova' ya giıince (24.5. 1 57 1 )Çar lvan (müth iş)Toz oldu.Ruslar 80.000 telefat ve 1 50.000 esir verdiler. Kuwyden gelecek tehlikeyi önleyen Osmanlılar, Hazar denizine gemi indirip güçlü donanma tutmak emelindeydi. Oıta Asya ve kazak Türkleıi nin Astrakan üzerinden Azak Denizi' 11e "Hac ve Ticaret yolu" sağlayarak cihan hakimiyetinde çok önemli adımı aunış olacaktı. il. Şah İsmail' in zalimliği.birçok beyleri öldürtmesi.onların yakınlarını Os­ manlı'ya sığınarak teşvike itti.Taht kavgaları da fırsat sayıldı.Savaşın çıkması ko­ laylaşmış oldu.Doğu Anadolu valileride her an akın etmeğe hazırdı. Kııım Hanı, Ş irvan,Karabağ üzerine gönderildi.28. 1 . 1 57 8 Osmanlı Devleti savaş (5.4. 1 578) açarken İran tahtında Şah Mehemmed Hudabende ( 1 578- 1 587 )bulunuyordu I,.ala Mehm�.t paşa 28.4. 1 578 büyük ordu ile üsküdar' dan hareket ederken ; Diyarbekir'den Ozdemir-oğlu Osman paşanın kendisine muavin ol­ masını padişaha tasdik ettirmişti. Orduya Diyarbekir,Van,Erzurum,Sivas Paşalan ile Kars sancak beyi katılacaktı. İran Devleli' nde ise savaşın acı kaderi.Kafkasya ve Azerbaycan topraklarına yük­ lenecekti.Azerbaycan beylerbeyi TOK MA K HAN (*) Muham med Sultan, Revan'da bulunuyordu. Gence/Karabağ Beylenbeyi İmam Kulu Han, Ahılkdek sancak beyi Mahmud Han, Tebıiz valisi şamlu Ali Kulu Han idi. Osmanlılar gihi İran'da da savaşa katılan komutan, subay ve erler tamamen Türk olup hirhirlerine vuımada tereddüt etmeyeceklerdir. Ezilen, çiğnenen halkta mecal kalmayacak, 1 2 yıl kardeş kardeşle çarpışacaktır. * ++ Özdemiroğlu Osman Paşa' nın 9. 8. 1 57 8 "Çıldır Meydan Savaşı"'nı kazanması (* + ) dunımun başlangıçtan Osmanlı lehine süreceğini açıkça ortaya dökmüştü. Tokmak Han, İmamkulu Han, Ustaçalu Kara Han yenilerek savaş alanından uzak­ laşmışlardı. 1 0. Ağustos. 1 57 8 Ahıska ve Ahılkelek Osmanlı Devleti ' ne geçti. 24 / Ağusıos'ıa Tiflis alındı. Anadolu Beylerbeyi Cafer Paşa 6. 1 0. 1 579 da Tokmak Han ' ı kaçırıp Revan üzerine yüıiidü. Şehri yıkarak 20.000 esirle döndü. Çok uzun süren hu sa­ vaşta Serdar Ferhat Paşa gelince 1 5. 8. 1 583. REVAN Fethedildi. Yörenin önemi anlaşıldığından Serdar çok kuvetli bir kale yapllrdı. Zengi suyu üzeıine de tarihi "Ferhad Paşa Köprüsü"nü kurdurdu. Artık Nahçıvan ve Karabağ Osmanlı hududu yakınındaydı.

(*) - l lsıaçlı Türkman Boyundan "Yagan" oymağına mensup Tokmak Hruı"ın Ilaba'1 �alıkıılu l laıı. 1 568 Edinıe'dc il. Selim'i tebrik conişıir. Revan Beylerbeyi Tokmak Hruı ise 0111111 oğlu fvluraıl ili. lsıaııbul'da kuılrunış, iyi karşılrun ışlardı. 1576 (**)- Çıldır Düzü, Kars ili ıopraklarıııdadır. Büyük halk şairimiz ı\şık �enlik ( 1850 - l 'l l .�) Bu­ radaki Çıldır ilçesinde yetişmiştir. N. Onk


Orta - Aras Boyu'nun güzide ovası Süımeli Çukuru (IGDIR Ovası) ve Sahat Çu­ (Revan / Eıivan) Anadolu topraklarına katıldı. Ferhad Paşa'ın ilk ser­ darlığında "Çukur Sa'ad Eyaleti" merkezi Revan kalesi devlet gücüyle yapıldı. Bu sırada Karabağ Beylerbeyi lmamkulu Han'ın eceliyle ölmesi üzerine, Zi­ yadoğlu Mehmed Han Gence / Karabağ valiliğine atanmıştır. Osmanlı 9rdusu 22. 9. 1585 Tebriz'i aldı. Gelecekte bir eyalet merkezi yapacağını düşünen Ozdemiroğlu Osman Paşa, yağmacılığı önledi. Bu da asker arasında hoş­ nutsuzluk yarattı. H atta katliam ve yağma yapan bir çok askeri de astırdığı da ger­ çektir. 9. 1 l . 1 588 de hal.kın müracaatı üzerine Revan Beylerbeyi Hızır Paşa, NAH­ ÇIVAN ' ı aldı, kale daha möhkem yaptırıldı. 1 . 9. 1 588 de Gence alınınca Osmanlı İmparatorluğunun " Kafkas Elleıi Sefeıi" ta­ mamlanmış oldu. Ferhad J?aşa, Cafer paşa, Hızır Paşa orduları tüm Aran'a inerek 1 . 1 0 . 1588 de KARABAG'ı ilhak edip "Şuşa" (kale) şehrinin temelini atmış oldu. Bu arada Kür nehıi sağındaki "Sarıkamış" konağına vanlınca bütün Aran (Ka­ rabağ) Türkiye'nin bir parçası oldu. Yerli halktan Kacarlu Şahseven (Şii - Türk) ler, Osmanlı akınlanndan korkarak Karabağ'ı terkettiler.Vaktiyle Akkoyunlulara ağır darbe vurarak.Şah lsmailin or­ dusunun kazanmasında çok rol oynamışlardı. Büyük savaş süıiisinde, İran şah'ının yiğit Karabağ gençlerinden toplayıp ordu düzenlemesi, Kınm Han'ı ve diğer Osmanlı paşalarını şiddete götürdüğünden, Ka­ rabağ hayli yıpranmıştı. Buranın düzeltilmesi, Halkın Osmanlıya m uhabbet duy­ ması için bir hayli emek gerekeceği anlaşılıyordu. 1 587 de yapılan Şemkür kalesi sağlamlaştmldı. Bütün güzelliklere ve verime sahip GENCE şehri eyfilet merkezi ya­ pıldı.Partaloğlu Mustafa Bey, vali ve komutan tayin edildi. 1 588- 1 593 yıllan ta­ mamlanacak "Gence Tahrir Defteri"yazıldı . Karabağ (Aran)'ın merkezi Gence ol­ duğundan" Gence/Karabağ Eyaleti"unvanı verildi. 2 1 . Mart. 1 590 (Nevruz Bayramı)Osmanlı-han Ferhad Paşa andlaşması yapıldı. Savaşın Osmanlılar lehine geliştiğini gören Şah Abbas 1. ( 1 587- 1 629) banş teklifi zorunda kalmıştı. Elbette ki bu antlaşma İran'a çok pahalıya mal oldu. Osmanlı Devleti, Hazar Denizinde bir donanma kuımak, petrollerden fay­ dalanmak üzere Baku Kalesi'ni onardı. Güçlendirdi. Hazar sahili Niyazabad'da da bir tersane vücüda getirdi. Şah İsmail ( * ) Büyük kudretle "Şii"'liği Edebiyata kanştıııp, dini - mezhep iken, siyasi-mezhep (Parti) haline soktu. Orta -Asya (Türkistan) Türklüğü ile Anadolu Türklüğü arasında uçurum yaratan bu durum Farslığa çok yaradı. Türk devleti iken Fars-İran egemenliğinin ortaya çıkması, Tiirk'ün Türk'e vuıma faciasını do­ ğurdu. Bereket ki; 1 905'ten beri Azerbaycan'da gelişen milli şuur, kanlı. yıkıcı mezhep ayrılıkları çarpışmasını durdurdu. kuru

(*)

17

-

M.F.Kırzıoğlu; Kars Tarihi c.1/5 1 7, İstanbul 1 953


OSMANLI DEVLETİ EGEMENLlGİ GENCE KARABAÜ EY ALETİ •

\:-;; '-�

1 57 8 - 1 590 Türk - İran Savaşları çok çetin, oldukça seıt, inatçı, kanlı. yıkıcı, yağmalayıcı geçti. Aklın, mantığın alamayacağı saldırılarla kardeşin kardeşe nasıl kılıç çaldığının, perişan ettiğinin, kendi yurtlarının her parçasını viraneye çe­ virdiğinin acı ömekleıindendir. Dünyanın emsalsiz büyük devleti karşısında 1 2 yıl direnen ikinci devlet İran büyük kayıplara uğradı ise durum Osmanlı'ya hiçte ucuza mal olmadı. 1 590'dan sonra Osmanlı Devleti; Gürcistan, Dağıstan (Şirvan, Arran/Gence­ Ka-rabağ, Tebriz, Rumiye, Nihavend gibi), bütün Azerbaycan, ve Kafkasya' yı ala­ rak Hazar Denizi'nde üstlendi. 21 Mart 1 590 / Nevruz (H. 1 00 1 ) günü yapılan "Ferhat Paşa Andlaşması" ile Kafkas Elleri'nin fethi tamamlandı. Osmanlılar açı­ lan yaraları sarmak üzere büyük gayretle işe koyuldular. Başta kale yapımı ve ona­ rımı ile müstahkem mevkiiler kurdular. Halkın refah ve huzurunu teminle, siyasi. sosyal, kültürel, ekonomik girişimlere geniş alanda yer verdiler. Alınan bu yeni bölgeleri Türkiye'nin en önemli bir durumuna getirdiler. (**) *** III . Murad, İstanbul'dan 1. Şah Abbas'a yazdığı barış mektubunda: (*) Aras güneyindeki; Karacadağ, Tebriz, Şehrizor, Luristan ve Nihavend' den başka al­ dıklaıı topraklarda yeni mülki "Eyalet" düzeni kurduğunu şöyle belirtmişti: a- Atabekler Yurdu'nda: Çıldır/Ahıska. b- Kartil'de: 2. Göri, 3. Tiflis, 4.Tumanıs. c- Aran'da: 5. Loru, 6. Revan, 7 .GENCE ç- Ş irvan'da: 8. Ereş, 9. Şamahı, 1 0. Derbent. d- Kahet'de: "Levendoğlu - ülkesi" Ocaklı - Beylerbeyliği (Tahi kırallığı) Osmanlılar "Revan Eyaleti" ve "Gence - Karabağ Eyaleti''ne özel itina gösterdiler. Revan Eyaleti: 1 . Revan, 2. Karpı, 3. Gemi, 4. Vadi (Ved-i Basar), 5. Aralık, 6. Talın, 7 . Er­ mevi (Armavir/ Serderabad'ın doğusunda) 8. ahlık, 9. Abaran, 1 0. Şarabhane, 1 1 . Ağca-Kala, 1 2. Nahçivan, 1 3 . Mevazi-i Hatun, 1 4 . Mülk-i Arslanlu, 1 5 . Ka­ rabağ (merkezi : Şüşik), 1 6. Dere - Şam, 1 7 . Dere - Şahnevaz, 1 8. Bazar - Çayı. 1 9. Şarur, 20. Zar, 2 1 . Zebil, 22. Alınca, 23. Sisyan (Si-Sakan) (***). 24. Ordubad, 25. Arad-Saran, 26. Sorluk, 27. Dere -Borluk. "Kars Eyaleti'nden ayırdıkları Şüregel, Mağazbert, Ağca - Kala'yı "Revan eyaleti"ne bağladıktan sonra halkının isteği üzerine Nahçivan'ın da hir nahiye ola­ rak buranın yönetimine katıldığını görüyoruz.

(*) - Kırzıoğlu. M.Fahreııiıı; Osınaııhlar"ııı Kalka.s . Ellcri"ııi Fethi 1 .590 1 4.5 l - l .590l s. �89 Ankara 1979 (**) - Revruı Eyaleti Talırir defleri : 1·1.999 ( 1 .59 1 ) l sı ;uı b ul B<L�vckalcı arşiv i Tapu höliiıııü. sayı: 633 (***) - M os kova da ilk Türk asıllı politbüro üyesi Haytlıır Aliycv. ( Ali Rızaoğlıı IO . .5. l lJ�3l (Nalıçivaıılıdır. Şimdi Azerbaycan CuııılıurhıL�kaıııdır. '

ı :-:


GENCE - KARABAÔ EYALETi "llLllS ve OYMAKLAR"

Aldıkları her alanda kendi düzenini kurup, kendi kanunlaıını işleten Osmanlı De\"leti. Kafkasya'da da yönetimde gecikmedi. Serdar Ferhat Paşa, l mamziidc Mehemmed Efendi ' y i Gence - Karabağ Tahrir Dclkri ' nin yazı lmasına memur etti .(*) 1588 S o n haha rı (Eylül)'nda 1. Mehemmcd Efendi başkanlığında; Ali Şa' han Kethüda. Hacı Kasımoğlu ve öteki Mehemmed Efendi'den miileşekkil beş kişilik kuru l hiı,: vakit yitirmeden çalışarak 1 593 i lkbaharı (Maı1)'ında tamamlandı. ·'Osmanl ı Tahıir Defteri" Başbakanl ı k Arşivi Genel Müdürlüğü / Tapu Bö­ l ü m li, 699 sayılı ve 1 00 1 ( 2 1 .3. 1 593 ) tarihl i İstanbul, kaydındadır. Bu defterin üzcıinc ·· Gence Vilayeti'nin veLivalannın Tımarlaıı ' nı ve Evkafı ' n ı Hafi İcmal Defteri" adı yazılarak son duruma getiıilmiştir. Başlangıcı ve bitimi ( 1 588 - 1 593 ) İ mamzade Mehemmed Efendi ' nin baş­ kanlığına nasip olan " Gence - Karabağ Tahıir Defleıi " beş m aliyecinin gayreti i le d ii zc n k nmi ş t i r. 27. l . l 995'te tahta çıkan III. Sultan Mchmed ' i n Tuğra (imza) sı çe­ kilm iştir. B u n a göre Gence - Karahağ İcmal Dirlik Defteri ' ndeki "Tayife" "Ulus" ve ··cemil· at'' sı fa t l a ıı yla gösterilen yaylakçı - kışlakçı lan üç kolda sıralamışur. a. "Ulus" periikendcleri I. KAÇAR' LAR :

1 . Ka rac a - Sevgülen ( Taifc-i Kaçar ) Berde'a kaı.ası Sır nahiyesinde 2 . Kaytak ( tlir soylu) (Taife-i Kaçar), Berdc'a'nın sır nahiyesinde. Ayrıca Sanc ağ ı ' n ın Çalabe rd (Çaraberd) nahiyesinde. 3. Kolsuzlu , ·an Tai fe-i Kaçar, Berde'a'nın Sır nahiyesinde. 4. Ağca Koyunl u ( Kaçar) Haçın Çalaberd Nahiyesinden. 5. Gengildilü Ağca - Koyunlu gibi aynı yerde. 6. Eğlenlii, Ağca Koyunlu gibi aynı yerde ve Gence'de. 7. Şam - Bayazı (Bayatı), Ağca - Koyunlu gihi aynı yerde. 8. Yıva - Kaçar. Kazaı Karaağaç ve Gence'de -

-

il. KARAMANLI :

1 . Tiirkınanan-i Karamanlı, Göğçe göl kuzeyindeki Şah dağından Kiir'e ka­ rı�an Şam hor / Şemklir çayının K lir'e kaııştığı yerdeki "Arani Şemki.ir" na­

hi yesi ııck. 2. Karaman l u ve Kescıncnli cemaatları, ( Kelb'a Ali Bey m ü lkleri ) B uradan R iislıın ve H ums-i harir ve çeltik vergileri alınıyor. Karam anlı ccınaau. Ahıstahiit - Aranı nahiyesi ve Yalnızağaç köyü arazisinde

z i raat euerlerd i . 3 . K a ram a n l u cemaati, Rustamoğlu' lar hurada ziraat ederlerdi. 4. K aram a n l u cemaati, E m i r Haydar Ağa. Mirza Ali Bek aynı nahiyede ziraat ve siiı. sah i h i u i rlcr. 5. H a li fe l i ( Karaınanlu ) aynı nahiyenin ileıi gelenleıindendir. B u rada · ' Kazak" ile "Karaınanlu" iki kardeş olduklaıı ve iki komşu oymakların hi rhirine adları n ı verdi kleri anlatıl ıyor.

Kıı.ıoğlıı M. F<�ırcııiıı. 1 5<>) Osmanlı Vi layet T��ırir D efleri, .. ı\ııı laıı C icııu; Karatıağ s;ull:akları. "l llus" ve ''Oymak" aılları ı\ıatürk l hıi vcrsiıcsi Ed. Fak . ,\r;ı�ıırına 1 lcr)!isi. ı\hıııc ı Cafcroğlu iizd sayısı fasikül 1 sayı 1 0 I slı. I IJfJ 222. ANKı\Rı\ 1 97'J <')

-

-

-

-


lll.

SORLUK ( Mol lacan-i Snrluk ) TA Y I FES İ

1 . Sorluk ( Mollacan-i Sorluk ) Boyu : Nahçivan ' ııı 1.hığusumla Aras · a �uldaıı dökiilen Berkiişal ile Akara ( Akan I Hakan ) çayları hoyunda merkezi ·· Nalıi yL· - i Hakkil.rrı" olan sancakla 505 - 5 1 O yıl ından heri yaşamaktadırlar. 1 004'Le hu bölgeye "Hagar", "Macaragasor" ( Macarlar - Deresi ) denil mesi "Sorluk Boyu" nun M acaristan'daki "Kun (Kuma/Kıpçak)" Tii rkleri ıı<leıı kalma şehir adı "Kun - Szolnok"la ilgilidir. ( 1 ) Defterdeki açıklama : (2) " Zeil.mel-i henam-i Mirza - Ali Vcled-i Pir - Budak B i ra d er za<le-i S u l tfınşfır Bek, Mire-i Aşirel-i cemaal-i Sorluk ve Cc m aal- i Hfıci - Vacardı k i ve Haci Tır­ negerd ve Til.yifo-i Mollacfın-i (Sorluk-ı) Hakkaın. an Sfık i ııan-i Livfı-i mezhür (Hakkaın) ve Dızak." iV. ŞEMŞEDDİ N LÜ 1 . Gence'nin "Tavus Nahiyesi"', N ch r- i H ın a m ( Hı ııaııı Ark ı ) köyün<lc · ·K a ­ panlu" cemaati ziraat eder. TfıyilC-i Şem şcd d i n l ii , Sakinan-ı Nehr-i Hı ıı a ııı ya�ar. 2. Gence'nin "Nahiye-i Aran-i N elı r- i Hasan (1-la.�an - arkı kışlağ ı ) kiiy­ leıinden "Nehr-i Kazak"da h ariç ten Şcmşeddinlii ccmınali ziraat ederd i . 3. Gence'nin "Arani Şemkiir" (Şcmkür Çayı'nın Kür'c karıştığı kesi mde) A l i Han Bek. Şemşeddinlü topluluğu yaşar. b. Ulus' lar : 1 . HACILU I HACILAR ULUSU: 'Tayife-i ususal-i Hacılar, der Kazfü Karaağaç" B u oymaklar hiiliinii y k Gence'nin " Karaağaç" kazasında kışlar g ös teri l i yor : (Alfabeti k o l arak ı : 1 7- Kağan - Erlii 1 - Alışarlu 2- Bakavullu 1 8- Kara - Sofıl u (4) 1 9- Kercmcddi n l ii 3- Canıl u 4- Çıracılu 20- Konıkçılu 5- Da'vılu 2 1 - Koyunlu -Mahıııad 22- Kul - Mah m ud l u 6- Davfıdlu 7- Dem iirçiler 23- Kiirclcr (5) 8- Ton - Ali 24- Mirhani l ii 25- Sarsarlu 9- Emir Alyanlu 26- Saza!!anlu 1 O- Emir Hasanlu 2 7 - Scınelii 1 1 - Gazilii 28- Scındii-yi Arı uç 1 2- Hindimallu 29- Siikdii 1 3- Hal i feli (3) 30- (Okunaıııaııı ışı ı r. l 1 4- lsahcğlii 1 5- lsınail Kadılu 3 1 - Tiiıdi 32- (Bulunması ı_!L'rd ; i rkL'n ya1 6- Kadim lsınai llii zılmamıştır) Gence' nin Varanda Sancağı (Varanda Nahiycsi)'nda hcş ki\yli ıı gl'l i ri ( Y ii / hin akçe yı Ilık). Hacılar Til.yi fesi ' nden lskender Bek \: veri lııı iştir.

( 1 )- Şerif B;L�dal: "Sahir Türkleri" T. Tarih kunııııu. ( lldkt.:nl C kak - N isan. 1 '1..1 1 ( · . \'/ S. l 7 -

1 8/75-77 (2)- Km'.ıoğlu M.F "(lence - K;mıhağ Sancakları" ayn ı

C\)- lğdır'ııı l lalildi kiiyiinc hu hoy ycrle�crck aılını \'crıııi�ı i r. (4)- lğdır'ııı evci köyünde "Sofıhı" Oyıııağıııııı tonıııları hakn ya�:uııaktıı l ı r. ('j). Dağ ıstan giim:yindı: S:ııı,,_ır ımı'.ı� ı ı".l)'l!l!ıl:!ki '" K iirdn'"dir. l'sl'r.

21 ı


il. OTUZ1KlL1 ULUSU Gence' nin Arasbar, Karaağaç, Çalaberd, Berdea, Şutur ve Gayıihu kazaları ile Gence Vilayeti başlıkları altında onbeş oymak ve birer yıllık vergileri defterde ka­ yıtlıdır. 1 . Atlucalı : Berdea'da 2. Badar : ( Ulusat-ı otuzikili) Arasbar, Küştab'da. 3. Bay Ahmedlü : Karaağaç kazası, Haçın nahiyesinde Bay Ahmedlü oymağından Mehemmed Bek hasat eder. 4. Buğdayüzü : Karaağaç'la . 5. Cancanlu : Arasbar kazasında. 6. Cevanşir (lü) : Arasbar kazasında. 7. Dögeıi : Arasbll.r kazasında. 8. Hasırlu (Veledzadelere tabi) 9. Hüseyinlü : Arasbar'da 1 0 . Kepenekçi : (Otuzikili oymağa tabi) Gence' nin Yevlak nahiyesinde "Yir­ midörtlü Ulusu' ndan dört boy ile aynı kışlakta." ( 1 ) 1 1 . Kırgallu: Karaağç kazasının Bedi nahiyesinde. (Irak Selçuklularından Şahzade Emiran'ın açtırdığı Miran - Arkı boyundaki kışlakta.) 1 2. Eski - Kumanlu : Kadim Kumanlı. (Bay - Ahmedlü gibi) 1 3 . Kumanlu-yi Cedid (Bay Ahmedlü gibi) 1 4. Late - Bükili (Gence kazasında) 1 5 . Maksudlu Cemaati; Nahiye-i Aran-i Çalaberd' inde Hfil< köyünde. 1 6. Maksudlu - Bazirganlı; Nehr-i Hak'te. 1 7 . Maksudlu - Hamidlü : Karaağaç kazasında. 18. Mehmed - Şahlu: Hanzalı sakinlerinden; Şutur najliyesinde. Aynca bunlar Nehr-i Serab, Neftlan ve Hamzalı Şutur 'da. 1 9 . Monla Abdülcelillü; Gence'de, Aran-i Gence ve Yatak-ı Şeme'de. 20. Monta Abdülcelillü; Haçın'da. 2 1 . Mukaddemlü; Arasbfir'da. 22. San - Hacılu. 23. Silkelü; Arasbiir'da. 24. Şirvanşah Tayifesi; (32'li) Berdea, Şirvanşahlı ve Arasbiir 'da. 25. Uç - Oğlan 26. Yay - Okçu; Berdea'da. 27 . Veysallu; Çalaberd kazasında. Otuzikili Ulus'ta ilk 1 5 oymak adının geçtiği, eksik olan 16.cının Kacarlar'dan "Şahsevenler"e katılıp şia olarak gittiği, Osmanlı'ya tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu 32'1i kuruluşun yansı olarak bir kol sayılmaktadır. Otuzikili Ulusu' nda ise belirtilmeyen 5 ulus; Ahmedlü, Gökçelü, Kara - ko­ yunlu, Ozan ve Padar 'lar XII. asırda Kür Boyu' na gelmiştir. (2)

21

( 1 )- B ugün Ciürcistmı toprakları sayılıuı Borçalı' ııın, (Bohıis/Bozulus-Kepcnekçi) köyü sa­ kinleri bu boyı.lanı.lır. 1 993 Azerbaycan - lstaııbul Başkonsolosu Abbas Abı.lullab Hacaloğlu Ke­ penekçi' <.lir (2)- Kaynağırıa işaret euneı.Ien yayııılaııan Faruk Swner, Böyle kayı.Ieunekteı.Iir. Kırzıoğlu M. F.


III. YIÔtRMİDÜRTLÜ ULUSU: Berdca Sancağı' nın Nahiye-i İnceıfıd (İnceçay) yöresinden 24 oymağın sağ sol kolundan hiri olan 12 oymak "Tayife-i U lusaı-i Yiğirmidörılü" Berdea ka­ zasında (alfaheıik) adlan:

ve

1 . Ali - Şarlu Alpavuı; Yevlak. Gence. ilerden ... Alpavuı - Nehr'i A l i-liblid saki nleri. 3. Bahşayuşlu; Şuıur. .. 4. Bahliyarl u ; Karaağaç'ıa. 5. Derebeğlü; Karaağaç ' ı a. 6. Göde(k) - Alıınedlü; Yevlak'ıa. 7. Clökçekl i ; Yevlak'ta. 8 . Monla Alilü; Nehr-i Bük. Yevlak. Berdea ... 9. Peyre - Malmıudlu; Nahiye-i İncenld ' da. 1 0. Sarı - Hacılu; Nahiye-i Çalaberd'de. 1 1 . Seydi - Zeng; Yevlak ' ı a. 1 2. Tub ı l u ; Nahiye-i Sır'da. 1 3. Tnka<:alu ; Yevlak. Berdea'da. 1 4. Tüleki : Berdea'da. l .'i . Tüllü ( Bahıiyarl u ' yl a beraber) Karaağaç' ı a. 1 6. Yarvan: 1 7. Yasavullu; Nahiye-i İ ncerıid. 1 8 . Zeııd; Yevlak 'ıa . . . llu oymağın 6'sı her nasılsa kaydedi lıııenıişıir.

2.

c. Ulus' u Bel irtilmemiş Oymaklar : l .Alunrnl u ; Berdea'da. Ali - Hanbeğlii, Aran-i İm.:e nahiycsinu, l Arablu; Berdea'da. 4. Arani yiin; Berdea'da. 5 . Arasbiir; İ n<:erıid nahiyesi. 6. Avcı lu; Yanında nahiyesinde. 7. llalıarlu ( 1 ) ; Berdea 'da, Bu oymağın " Karakoyu ıılu"lara mensup kalabalık bir boy olduğu hi li nıııcktedir. 8. Bfıziir<: ı : <lence kazasında. 9. Becenek; C ien<:e ve Berdea'da. 1 0. Bol ı l u ; ( H ak - l >i vanu ' l arla birli kle) Berdea. Aran-i İnce' de . . . 1 1 . llerküşatlu - Kadılu; İn<:en1d'da. 1 2 . Can - Paşalu ; Ahısıabad ' da. 1 3 . Cegirlü: Nchr-i Sulak. Nahiye-i Kür - Basan. 1 4. C,:iğlleııılü (2); Bcrdea"cta. 1 5 . Çoralu- - Kadı lu; C ieııce\lc. 1 6. Çömlekçi - Karadağlı (3): Çalaberd 'dc. 1 7. Dancırlu; Berdea'nın Kasaba nahiyesinde. 1 R. l >arugalu; Kasaba'da. 1 9. Dosı u ı u : İn<:e - Aran'da. Dnsıılu nahiyesi nde. 20. Diirllü : Clence'dc.

2.

( 1 )· Dıı hııy lğdır"a ycı'lcşcrck ··ııaharlıı'' l\fahallcsiııi kunnuşııır. ( N . Oıık) Burada ikaıııcı cuncklcdir. (2)- Eriv;ın ( lk\';ın)'ın �-i�dcııı li kiiyil hu l>ııy l;ırafıııd;ııı şcnlcıııııiş halen ıııcvcııııur. ( l '>XX Karal>;ığ ulayları ile adı dcğişıirilmcdiysc ... ) (J)- Trahı.un lim�ıuna incrk�n kar�ıla�ıığıınız sı.:mtlht)lgı.: Çümlı:k\·i lıu hllylann ycrlı.:şnu.'siyl� hu adı �ıl­ clığı gihi . halen hu ad devam cımckıcdir. N.Oıık


2 1 . l >iirı l c r : lkrdca ·da. 22. Dur - H ;ı s a n l u : S ı r n a h i yes i nde . 2 .' . Ekirn,:i - Uru m l u ; ( iargar çe vres i nde. 24. Eyy u pl u ; A l pavuı n a hi yesi nde . 2 .'i . C l azanfcrlii: Al ı ı s t fı h:1d Arı n ı nahi yesinde. .. 26. ( liilcg i n<en): 13enh.:a merkez "' Kas:ıha'" nahiyesinde. (Onceleri Anadol u ' ya gelen Dani �mendl[i - TOrkmanı' nın 24 hu y und a n ) 2 7 . H aı.: ı Nuri: Y ara nd a nahiyesimle. 2X. Hak - Dh· a n l u ; (13 o l ı lu i l e ) 29. H asa n - Ahdal l u : ( ll o l ı l u i le) ·' i l . H asaıı l u : ( icıırc'th: . ." 1 . H a l i l - rahreddi ıı l O : Karaağa ç ' ı n Ağı.:a - hedi nahiycsindc . ."' 2 . H a l i l - lucdd i n l ii ; Yaranda lıalıiyesinde ve Mczrc' a- i lluğutu'da. -' ·' · H ayme - S iyah: Aranı - Şcnıkiir nalıiycsindc. �4. H 1 1 aıı l u : 13enlea'tla. � .'i . H oL· al u ; ( iare ar' da . ·'6 . İ hrahinıheğlti ; Sır nahiyesinde . .'7. l hr alı i ııı - Hal i fclii: Alıısl fıhfül - Arani nah i yesi nde . ,X. İ nce - U rn ın l u ; ( iarl!ar\la. W. İ 11L·ddiıı l ii l I ) : ( İL'n�· c - 1 ) ağı s ı a n ' ı nah i yesi nde. 40. Kad ı l u : H aç ı n nahiyesi. Karamanlı ''e (,\ilgfılı mczrası nd a . 4 1 . K a l a l u : Alıısı;ihfül - Aranf nahiycsindc. 4 2 . K a l ayçı l ar ( M onla - Yel i l l ii l : H açın \l a . 4.' . K a ıt ı L·rl u - y i A ı i k VL' l"ed id; C i cııec \ le . ( 2 ) 44. Kara - A l pa n ı ı : ( iem:c - l >;ığısı a n ' ı n a l ı i yes i mle . 4.� . K ;ır:n : ı v a n : ( icm:e'de. ( .-:\ ) 46. Karat.l:İğ l u ; llenlea'tla. Haç ı n ' tla . . 47. Karadağ lu-yi l >ı ı a k ; Arash:ir' ı n l�han kii y ii ndc. 4X. Ka rakı ı yu n ı u : llcnlea · n ı n S ı r ve Kiirk - Basan n ah i yc l cri ndc. 49. Kara - Mfılıil[i : 13cnlea k aıa s ı vc Nchr-i Medincli'de . .'iO. Kara - M ıısalıı: .'i 1 . Kara - Y:ık u h l ıı : C ieııee 'dc ve Zei!cııı"de . .'i 2 . Kasahal u : C ic n ı.:c �::ıyı \'e 13as:ın ·(ıa . .'i .' . Kcııdihcı!lii: < i e ıı rc ' de . .'i4. KesL·ıncı'il i : ( Karaman l ı ları n 2 . kayd ı nd a ) Kcscnıenl i . Koçunı llek. Zü l fikar lle k . Kcd(i Nl'lıirlcri · ndc ı i raaı cıh.:rlcr . .'i .'i . K ı l ı�·ııı : Ahısı:ihfül - A raıı i n a h i y e si nde. (4) .'\(ı. K 1 1 ı l - Haı.:ı l ıı . 5 7 . K i rl li ı.: l'l i : �·aıahcnl - Ara11 1 " nda . .'i X . K ı ı1; - Taylu T ii r k ı ı ıa nl a rı : Varanda"da .'i'J. K ı ıı a n l ıı : Sır nahivcsinık. (ıl l. K ı ııı.:ııı!aılıı: /.cı!L:lll D ı ı i!a11' nıla. Cı I . K ıı ı ı ı a ı;l u - \·i Ar:�� Basaİi: Aras - Kiir kavsai!ı ııda. Cı2. K ııı ı ı a ıı l u - \· i Kiir - Dasan; Arash<ir ve Ara� : Kür ka v�ağ ı nd a. Cı .1 . K i ing L'll l i ·

K ı ı ı ld.: . ı h : " ,k· l ı1.c ı i ı ı rı.ılııvc.,.i hu hııvd;ındır. R1..· \· .• rı· 111 - ·K;ıııh.· ı lıi . . k;ıı;·ı,ı hıı hov İın ;ıdı\'landır. ı 4 ı l l11ıdı ,1;111 · tl;ııı �1.· lrnı..· . "'Sllh.'I' �-irı�..: ıı�kr o İdıı � u l liy;ıı'hı..·kir" dckilcrd..:11 :ınl:ı�ılıyor. ( Kırzıo�hı f\-1 . ı : 1 ı .ı ı. 1 :..: � lır d.ı K ı l ıdı fhını kalah;ılık ;ıikdir. " ' : ı'" t · ı r ı i · · u l ı ı ı · · ··ı rdtıiıı· Tiirk bı ı\'ıırıd;ırulır. ı Tı ı�aıı. A..Z. \f 1,.• J i d i ı ( Ernırum"un Nann:ın iı,·...·s i ıncrkc1.i i l ) � . i ı l • 1 1 1 1 l .ırıl.1111lıı' ı ı ;.._· ı h.·1.· - K i i ı k - Ar :ını ' r ıd:ı.

ı l ı ı2ı

ı rı , H . 1 J._ ı ı ' d1.: :\lııııı..·d l ı i ka,:ıb.t'•l l'll hoyıııı ;ıdıııd;ııı koılınatlıl'.


64. Kiiçiik - Arah; Arashfır'da. 65. Malııııadlu (İdili) ( 5) ; C icm:c. Kiir - Aranı ' nda. 66. M i kfıi l lü ; Tcıııir - Hasan Aranı'nda. 67. Monla - Alııııcd l ü ; Ahısınh;id - Arıııı ' nda. (6) 68. Mnnlıı - Aslanlu; İm.:cn'.ıd nahiyesinde. 69. Moııla - Haeı l u ; Alıısı iihfid - Aranı ' nda. 70. Monlıı - Osıııanlu ; Şenıkiir Araııı ' mfa 7 1 . Monla - Vı:lcdlii ; İ ncen1d nahiyesi ve Arııuı Nehri' nde. 72 . O k ı; ı l u ; lkrdca'da ve merkez Kasaha nahiyesinde. T!ı. ��dyadlu ; ( 1 ) Zeğcııı 'de. 74. Odü l l ii; C iem:e'nin Dankı kazasında.

75. Pir - Ahıııed l ü ; Alıısl fıhfıd - Aranı nahi yesinde.

76. l'eyrclii; Alıı sıahfıd - Aranı ve İ ncen1d - Aran ı ' nda. 77. Pir - Aslan Hal i fe; Ahı sıfıhfıd - Aranı' nda. 78. Rulıüdd i n l ii-yi Karadağ l ı ; Varanda nahi yesinde. 79. Sarı l u ; C ience'de ... Sarı�ın güzellik leriyle ünlüdür. 80. Sarılu - Müsclıııiirnın; ( iem:e'tle. . . 8 1 . Sarı - Sah u m;ıı ( 2 ) ; K ii r k - 13:ıs:ın nahiyesi nde. 82. Şad - l 'a�alu; Hasan - Suyu kanısında. 8J. Tarı arlar; Zei!eııı 13oi!azı' ııda. 84. Taı h ; C icnce ·kaıasın �la. 8 5 . Taylı - Y ı valan; 13cnlea ııı cr ke ı Kasaha nahiyl·si ndc . 86. U rel!ir; Zci!c ı ı ı ·de. 87. Var;-ı ndalı ;.Varamla 'da. ( Ta v�a nl ı ve Hari - Dcnlca ıııczrasıııda ı i raaı ederler. ) 88. Vcliyiidddi nlii; Arashar'tla. 89. Y ı va l ı - l'"alınılı C \ ) ; Tcıııir - Hasan Aranı n.: .5 eıııkiir'dL'. IJO. Yorhuthı. * * *

1 :'i'l:l ( lsmanlı V i layet Tahrir l>crtcriııi Ta111 ı ıııa: Tilrk Tarih i l minin ı,?iirkl· m l i siın:"ı sı l'nıl. l >r. 11 1 . 1 ' . Kır11ıığlıı. Osmanl ı ar�il'kriııtk 11ğra�arak ·· 1 :'i'H ( 1 1 . 1 00 1 ) Osman l ı V ilfıycı Tahrir l ldıcri''ni iinii111iitl' �L'l'llll"k lL'di r . l >iinya l:U"ihiııiıı �ahc,lTi ol a n hn 1 ls111anlı ( lsıaııh11 1 " da k i lla�hakaıılık Aı·�i v i . Tapu !l öliiıııii) c'cri için �ıı a,· ı klamayı yap· nıakladır: ·· a ) l ld'ıc r i n ha� ımla k i l l i h:"ı�·c 2 yapı�ık ol11p. hoy11 l 7:'ix-t'i.ı 1 1 1 1 11 . l'L' sııııraki 27_� ·2'l(>. , ;, . . . hiklcr .. l'L-ı iıııınl' . olup. l 66x-t(w 111111. boyundad ır. 277 'ahih: tk Tu ra vanlır. ı :,:ıs dl"lh:r i,c_ 1 711.x-t•J;'i m m hoy11111l:ı olup: 5-272 sahildcıi k a p la r n· •J).%. 'lX. l l l 'i . ı oıı . l l l l. l I X- 1 23 . ı .ı � 144. 1 <•'l- 1 711. l 'JO. 220-22.1. 2 3 7 . 267-272 sahikkr ho�ı ıır. Esas d.:lkri11 X O . , _ ,01111 117 ' 1\1111 1 l l4 s. tkıı 'oııras111111 eksik olılıı�ıı \'I: liırıııal:U"ııı kar"ık ıli k i l d i � i . sa�daki 'alıik "ıııları ııda. k;ır"ki · (sol) sahile hasımlaki i l k ih;trcvi hl'lirıcıı isarcılı:r;lı:ıı aıılasılıvor.' hl :12. s. i l Tı:tiııııııc (2Xlfs. l ılı:. �air C iı:ııl·c" l i Ni ı :i1 1 1 · ı ı ıı · · 11krlıııııı �cylı Niı:lıııi k : ı ddc "· ,,,._ rdıii" l - A ı i t'"iıı ""E\'kal"ı y:v ı l 11 1ı�ıır : l lc= l l aııuhıııiy:ııı. l'i r · ( 'cl i l kiiylı:ri. K ıı�br:ı"d:ı K ııı ı h ı · !lağı,:c Nl'lır-i lllC/rası. / m ı l ı Nı:hri'ııdc (\;lliik . Talııa s ı /ı:111 i ııi. Sakı Ndıri " ı ı dc- flı1'1: ı ı ı l.L· n ı ı ı ı ı . 1 > ı ı ı : ı k - �l·ııh Nchri" ııılc 20 Tağarlık ("ifıçilik /.ı:ıııiııi. ( il '.N< 'I: bıa,ıııd:ı iki N : ı " lhL'lld. hir K : ı":.ıb ve hir l 'k111ı:k\·i diikkiiıııııııı )!cl irkri ,·c hıııılanıı. · ·1>,·r-nıiıL"ih-i �arl·ı V :'ı k ı r · :ull:ın hdirı i k ı ı " ' . ı igdiyl' dap ı ı ı ın ı ya11hnı�ıır:·

i l

ı I 1- C >r� alllıı I C >yraıhı ı I hıyr:ııı uıunha\'a liirklı. l larpuı ,."'. 1\.1.· ı l.. ı ik. lı;ıLıl.ıı ı lıurıl.11 1.l.ırı dı.: ' .uıı ..· ı ı ı ıd,h·dıı Utıııl;ır "ir ı ı , :!lir kııhhlıır. i .! l- l<1ı.•\:a� ı o\·;ısıııd;ıki ··s;ıl,11111ı.·11·· kii\·H n.· E:dı ı ' l;ı :\r,ı:-. •'f\,ı,ıııd.ık.ı ··'\.ıhıırı ...·ıı .ı.ı.ı,ı·· 1•11 1'1 1\ l .ud;ıııı. l ı ı . L'l· ( iı.• 111.:ı.• ' d..• b i r k;ı\· . 1-"ahra l ı ' " :ıdı ��·ı,:ıi�i �'i lıı. ( iiir..-i .. ı.ırı' ı ı ı .-\lıı,� . • · d.ı ··ı:.ı11 1 . ı l ı " �i1� ıı ııh· � , 1111111


Osmanlılar ·ın "Gence - Karahağ" Tahıir (Sayım) Defleri şu gerçekleri oıtaya koyuyor ki: l . Karahağ tamamen Tiirk ulusu ile meskundur. 2. Karaba · da Türk gelenek ve göreneği hakimdir. Her el, obada Eski Oğuz düzenine uygun sınıllar vardır. 3. Tiirkiye Devleti: Halkını kendi soyundan (Tiirk) gördüğü Azerbaycan'ı, özellikle Karahağ'ı bir Anadolu ili kahul ederek aynı teraziye koymaktadır. Gence - Karahağ' ııı hir Erzunım, hir Sivas ya da öteki Türk illerinden farklı olmadığı zihniyetiyle aynı hayal şartlarının kurulmasına uğraşıldığı ortaya çıkmaktadır. 4. Savaşın zararlaıı halkııı sııtıııa yükletilmeyerek yörenin ekonomik gelişmesi önem ka zanmaktadır. 5. Tiirk ve Müslüman Azerbaycn halkının refahı, huzunı ve iyi yaşayış şaıt­ larına kavuşması için gayret edilmektedir.Her ilde defler düzenlenirken, Tiirk ol­ duklarına geniş yer verildiği halde, mezhep ayrılığına kat' i surette temas edil­ memi�ıir. Açıkçası halk üzeıinde şii, sünni ayrımı gözetilmeden eşitliğe dikkat edilmiştir.

ğ


GENCE - KARABAG EYALETİ ve OSMANLI D ÜZENİ Gence'yi Fetheden FerhaL Paşa, hemen bir kale inşaasına giıişti. 37 gün

(9. 1 0. 1 58 8) de tamamlattığı kalenin surlarınnı genişliği 3, yüksekliği 20, çevresi

ise 3800 zira idi. ( 1 zira = 75-90 cm.) Osmanlılar'a merkezi idari sistem uygulanıyordu. Devletin başı olan padişahın emıinde; Rumeli ve Anadolu Beyler beylikleıi vardı. 1 578 - 1 590 Savaşları' ndan sonra Kafkasya'da büyük eyaletlere bölünerek, Anadolu Beylerbeyi'ne bağlandı. GENCE KALESİ' de "Gence - Karabağ EyaleLi"nin merkezi oldu. Bu yeni bölgenin başına vezir (Paşa) rütbesinde " Beylerbeyi" ile bunun ma­ iyetinde Serdar (Paşa/Kale komutanı) atanırdı. İlk olarak Paı1aloğlu Mustafa Bey, Bu eyaletin Beylerbeyi oldu. Sonra da Sohumlu Çerkez (Apkaz) Haydar Paşa ve Hasan Paşa'yı görmekteyiz. Gence Kalesi, atım ve yıkım gücü fazla olan Loplarla mücehhezdi. 8500 sa­ vunma kuvveti yanında 2000'e varan serhatkulu süvarileri ile 1 500 kadar akıncılar yer almaktaydı. B undan başka Muğan ve Karabağ'da bir çok kaleyi korumak iizere 1 2000 asker taksim edilmişti. Osmanlı idaıi Leşkilatında; Beylerbeylikler, Eyaletlere onlar da; sancaklara, ka­ zalara, nahiyelere, köylere ve mezraalara bölünüyordu. Gence - Karabağ eyaleti ' nde : Gence (merkez), Hakarrı (Nahçivan doğusunda Aras'a karışan BerküsaL ve Akara / Hakan Çayı boyunda), Varanda Sancaklarına rastlıyoruz.Bunlara bağlı kazalardan ise; Berdea, Karaağaç, Arasbar, Küştab, Zeğem, Danki, Şam hor / Şeın­ kür, Hasansuyu, Gence kazası karşımıza çıkıyor. Nahiyelere gelince; Çalaberd, Sir, Tavus, Şemkür - Kışlak, Hasan - Arkı kışlağı, Aran, Şemkür - Aranı, Kasaba, Yevlak, Şutur, Hamzalı - Şuturu, Neftalan, Aran-ı Gence, Yatak-ı Şeme, Haçm, lncerfid (İnceçay), Ağca - Bedii, Aran-i ince, Ahıstabad, Nehr-i. Sulak, Nahiye-i Kür Basar, Kür - Aranı, Alpavut, Haçın, Ahıstabad - Aranı, İnceri.id - Aranı , Gence - Dağıstanı, Kürk - Basan, Gence -Basan, Zeğem - Boğazı. Gargar, Va­ randa, Kürk - Aranı, Temir Hasan Aranı, Arnud nehıi vb. Bunlara bağlı; Hanlık, lşhan, Hınan - Arkı, Henr-i Kazak, Kepenekçi, Karamanlu, Nehr-i Hak- Aliabad. Bugutu mezrası köyleri ile Tavşanlı, Koylugatı, Karamanlu, Hacı - Berdea, Gölgah vb. mezralar dikkatimizi çekmektedir. Osmanlılar'da toprak halkın malı olup, işleyenlere dağıtılırdı. Bu dağıtım çoğu kere irsi idi. Ekip, biçmek, istediği ürünü elde etmek serbestti. Ancak tarlayı iş­ lemeyenin elinden alıp başkasına veımek devleLe aitti. Tarıma çok önem ve­ riliyordu. İyi tohumluk dağıtılarak, cins hayvanlar ve para devletten sağlanıyordu. Boş yerlere Anadolu'dan getirilen göçebe Türkler iskan ettiriliyordu. Böylece her taşı - Loprağı Türkle şenlenen Karabağ, gün geçtikçe güzelleştiıiliyordu .


Muğan Çölü' nde pamuk, çeltik, buğday, arpa gibi mahsuller geniş çapta yer alıyordu. Bostan (kavun, karpuz), sebze, meyve bahçeleri göz kamaşuncıydı. Bağ­ cılık da ileıiydi. Karabağ'da; ipekböceği yetiştiriliyordu. "Kenar" adlı ipek oldukça ünlüydü. Gence'de, Ereş mahalında "Ereş ipeği" çok kalın olurdu. Karabağ' ın "Şe' rbafı ipeği" de zaıifti. Dünya ticaretinde yerini alan her iki cins de değerliydi. Burada yılda 1 2000 batman (takriben 96000 kg.) ipek elde edilirdi. ( 1 ) Karabağda do­ kunan kıymetli halılara dünya piyasasında "Türk halılan" adı veıilirdi. Arran ve Muğan ' da yetişen iyi cins pamuklardan pamuklu dokuma mükemmeldi. Karabağ'da beslenen "Karabağ atı" ve safkan " Türk - bedov" atları da sa­ vaşlarda çok hızlı koşar, iyi eğitilirdi. Aynca Dağlık Karabağ meralarında sürü süıii koyunlar, seçilmiş hayvanlar Türk halkının yegane gelir kaynağıydı. Osmanlılar, ticarete de önem veriyorlardı. Karabağ'dan elde edilen ya da Ka­ rabağ' a getirilen malların güvenini sağlamak amacıyla ticaret yollan üzerinde ker­ vansaraylar, konaklar kurulmuştu. Aynca Gence'de Kapalı Çarşı (Bedestan) açı­ larak her ülkeden gelen tüccarların işi kolaylaşurılmıştı. İstanbul'dan getirilen bakır % 1 8 - 20, gümüş % 1 4 - 1 5, altın ise %20 karla satılırdı. Karabağ'da samur, geyik derilerinden yapılan kürkler de İstanbul'da değer kazanırdı. Osmanhlar'ın çok önem verdikleri Karabağ - İstanbul ticaret yollan XIX. yüz­ yıl'a dek, lran'la anlaşılarak sağyam tutulmuştur. Bu yollar şöyleydi: l .Tebriz - Muğan / Karabağ / Gence - Merend - Esedabad - ��ya'ül Mülk köp­ rüsü - Nahçivan - Karabağlar Kervansarayı - Arapçay - Revan - Uçkilse - Ka­ rışgan kalası - Gomasor (Kars) köyü - Çoban Köprüsü - Hasankalası - Erzurum Erzincan - S ivas - İstanbul... 2. Muğan - Nahçivan - Revan - Kars ... 3. Tebriz - Muğan Çölü - Şamahı - Şebran - Niyazabad (Bakü) - Ejder Han transit yolu ... (Bilhassa ipeklerin sevki) 4. Şamahı - GENCE - Muğan - Şeki - Erdebil - Tebıiz - Erzurum - Sivas - İs­ tanbul... 5. İstanbul - Trabzon - Erzurum - Kars - Revan (Erivan) - GENCE - Aran Niyazabad ... (Hazar Denizi yoluyla Ortaasya'ya.) Karabağ'da, saz, söz meclisleri, düğün şenlikleıi bu çağ yazarlarının ka­ leminden eksik değildir. Güçlü ilim adamları, edebiyat - şinaslar da Karabağ'dan Türk dünyasına yayılmıştır. XVII.yüzyıl başlaıında, Türkiye dünyanın en büyük imparatorluğu,İstanbul ise ihtişamlı başkent idi. Devlet; Viyana'dan Basra Körfezi, Umman Denizi' ne uza­ nıyordu. Karadeniz bir Türk gölü, Akdeniz' in ise döı1ıe üçü Türkiye'nindj. Kırım, Dağıstan, Azerbaycan, bütün Kafkasya'ya hakimdi. Ozellikle KARABAG ol­ dukça önem taşıyordu. 60 m ilyonluk devlet nüfusunun 40 milyonu Tü!·k 20 mil­ yonu ise Hırıstiyan, Musevi ve diğer din mesuplanndandı. KARABAG, Azer­ baycan illerinden olup, tamamen Türk nüfusu sinesine çekmişti. Burada Türk gelenekleri, hak,adalet esaslarına göre tamamen Osmanlı Kanunları işliyordu.

(1)- Seyiclağa Onullahi; XIII - XVII Esirlerde Tebriz Şclıcriniıı Tarihi, s. 104, Baku

27

-

1982


TÜRKİYE VE İRAN SAVAŞLARI 1 603 - 1 6 1 8 XVII. yüzyıl başlarında REVAN' d a İsfahanlı Şerif Mehmet Paşa, Nahçivan'da Mahmud Paşa, Ahıska'da Halil Paşa, Tebriz'de ise Zincirkıran Ali Paşa vardı .İşler oldukça yolunda gittiği gibi Doğu'da iyice sükunet hakimdi. Başkenti lsfahan ' a taşıyan ( 1 598) Şah Abbas, kendi i ç duıumuyla meşguldu. Türk ordusu yıllardır süren Avrupa savaşlarında İran' dan saldırı beklemiyordu. Oysa akıllı devlet adamı, iyi bir asker olan I. Şah Abbas, kendi gibi Türk asıllı ko­ mutan ve askeıin başında ansızın Tebriz'e saldırdı. 26.9. 1 603'te çok üstün kuv­ vetlerle kaleyi dövmeye başladı. Osmanlılar, avlanmışlardı. İstanbul uzak, �.iğer kalelerden yetişen yardım ise yeterli değildi. Ali Paşa yiğitçe direniyordu. Ustün kuvvetlere dayanamayan Osmanlı kuvvetleri yenik düştü. Mahmut ve Halil Pa­ şalar şehid olunca 1 8. IO. l 603'ıe Tebriz'i Safevi birlikleri elde etmiş oldular. L Şah Abbas Aras Boyu'nda ileri harekata girdi. 26. I 0. 1 603'te Nahçivan ' ı alıp Çerağ Sultan Ustaçlu'yu vali tayin etti. 1 5. 1 1 . 1 603 günü REVAN Kalesi önüne geldi. Bütün gücüyle kaleyi kuşattı. 6 ay 23 günlük şiddetli hücumlarda, Şerif Mehmed Paşa, L-anlılara çok zayiat verdirdi. Ancak İstanbul'dan beklenen yardım gelip yetişmedi. Erzurum, Kars ve Ahıska'dan da yardım yoktu. Her geçen gün eıiyen bir avuç asker takatsızdı. Bütün saldırı süresince Şerif Paşa' yı mukavemete zorlayan Revan Beylerbeyi Hızır Paşazade Mehmet Paşa, 500'e inen kuvvetini kurtararak kaleyi terke razı oldu. Şerif Paşa ise Türkiye'ye gitmekten vazgeçip İran' a dönecektir. ( l ) Revan Kalesi (8.6. 1 604) Safeviler'e geçerken Türkiye' nin Kafkas Eyaletleri tehlikeye girmiş oluyordu. I. Şah Abbas, Kacarlu - Emir Güne oğlu Tahmasb Han' ı REVAN (Sahad Çu­ kuru) Beylerbeyliği'ne getirdi. (2) Türkiye'nin Doğu serdarlığının boş kaldığını kavrayan I. Şah Abbas saldırıyı durduramadı. Tesriz'de ele geçirdiği Osmanlı toplarına kendi döktürdüğünü ek­ leyerek GENCE Kalesi önünde göründü. Aylarca süren kuşatmadan sonra toplann açtığı gediklerle dayanamayan kale 6.7. 1 606'da di.iştü. Bununla da Türkiye'nin çok önem verdiği "Gence - Karabağ eyaleti" elden çıkmış oldu. 18 yıldır ki, Os­ manlı Devleti' nin üzerine titrediği Karabağ, onun güzelim ŞUŞA Kalesi de İran ' a tabi oldu. I. Şah Abbas Gence Kalesi ' ni yıkurdı. Sonradan tıugüne gelen GENCE Ka­ lesi' n i biraz ötede yaptırdı. Bu arada Gence'de döktürdüğü yıkım gücü dehşetli toplan da arabalarla Kür Irmağı 'ndan geçirtip 22.3. 1 607'de Şam ahı önleıine ge­ tirtti. Aylarca sürecek kuşatmada 2000 Osmanlı eri, Bakü - Nuha yolu üzerindeki müstahkem Şam ahı Kalesi' ni yiğitçe savunarak eridi ler. 27.6. 1 607'de kale ile bir­ likte Şirvan Eyaleli'nin önemli toprakları da Safevilcr'e geçiyordu. ·

(1)- Şerif Mehıned Paşa lraıı'da Horasan'ııı Meşhed şehrimle ölünceye dek imanı Rıza ıiirbesinin ınüıevelliğini yapacakur. . (2)- 8.6.1604 Revan'la birlikte "Iğdır - Tuzluca - Aral ık"ta lran Hakiıniycıinc gcçıııişıir.


Zülfikar Han Karamanlu, Şamahı valiliğine getirildi. 1 609 - 1 6 1 O yıllaıında savaş oldukça at�lendi. İstanbul' dan harekat eden 200.000 kişilik Osmanlı ordusu savaşın seyrini değiştirdi. Urumiye ve Şiıvan halkı da şah aleyhine dönerek büyük zaraıın meydana gelmesine sebep oldular. Osmanlı ordusunun geleceğini duyan Şah, daha önce Aras -Boyu halkını göç et­ tiımişti. Hele Culfa halkının çoğunu lsfahan' a yerleştiımişti. Bu arada her geç­ tikleıi yerde Osmanlı faydalanmasın diye otlar yakılmış, ekinler perişanlığa ter­ kedilmiş ve hayvanlar da İran içlerine kaçırılmıştı. Safeviler'e büyük darbe vuran Osmanlı birlikleıi çekilince Şah, k.ıyamcılar üzerine şiddetli yürüdü. 1. Şah Abbas, Karabağ'da Kacarlılann çok olmasına ııza göstermedi. Daha önce de korktuğu kalabalık Türk oymaklarından Avşar / Afşar, Bayat, Ziilkadirli / Dulkadirli' leri Iran içlerine dağıtıp erimeye mahkum etmişti. 1 609'da Karabağ'ın Yurt - Kışlak yöresinde kışlarken büyük bir Kacarlı topluluğunun Estarabfid ta­ raflarına göçürdü. Bunların yerlerine Anadolu'dan gelen Türk kabileleri ve Celali isyanlarına karışıp, kaçanlan yerleştirdi. Avusturya ile Zitvalorok Anlaşması ' nı ( 1 606) imzalayan Osmanlı devlel.İ Celfili isyanlarını da bir anda bastınnca 1. Şah Abbas telaşa düşlü. Barış isledi. Hiç güven veımeyen bu adam ın teklifini reddeden Kuyucu Murat Paşa, Doğu ordusu ile Tebıiz kapılarına dayandı. Acıçay' ın öteki yakasında duran Şah ordusuna karşı; beri yakada konaklayan Paşa, kışın yakınlaşmasını hesaba katarak Türkiye'yi bir maceraya sokmak istemedi. Şah ' ın banş isteğini kabul etti. Yıllardır içte ve dışta yıpranan Osmanlı ordusu ve onun başındaki 72 yaşına varan ihtiyar Paşa. geri çe­ kilmek zorundaydı. Döndüğü Diyarbekir' de 5.8. 1 6 1 1 'de oldii. Yeıine Güneydoğu Anadolu Beylerbeyi Nasuh Paşa Sadrazam ve Başkomutan atandı . 20. 1) . 1 6 l 2'de lstanbul Andlaşması yapıldı. REVAN, Nal!çivan, GENCE, KA­ RABAG, Unımiyc, Tebriz; Türkiye topraklarından koparak Iran ' a terkoldu.Yine 1 578 - 1 590 Savaşları ' nda kazanılan 570.000 km2'1ik Kafkasya'dan 400 km2'si içinde Göğçe - göl yöresi, Hazar Denizi' nin güneybatı kıyıları, Aras ve Kür hav­ zalarının doğusu, Unımiye çevresi gibi kıymetli yerler yitiıildi. Buna karşıl ık İran da Ti.irkiye'ye yılda 200 deve yükü ipek haraç verecekti. Kafkasya' da, Türkiye - İran devletlerinin birbirine vurduğu darbe bitmez ol­ muştu. 1. Şah Abbas kan dökmekten çekinmeyerek her iki Ti.irk ordusunu çar­ pışuııyor, sıkışmca haraç vermeye razı oluyordu. İran' ın sık sık inançlarla bağdaşmayan tutumu Türkiye' yi yeni savaşlare sü­ ıiiklemekten alıkoymadı. Harekete geçen Doğu Osmanlı ordusu 1 l .9. 1 6 l 5'te Revan ' ı kuşaLU. Yaklaşan kış ile durumun çetinliğini gözönüne alan Türkiye İran' ın yeni barış teklifini reddetmedi. 1 6 1 8 yılında da Türkiye orduları İran 'a akın elli. Çetin vuruşmalar oldu. Yüz­ binlerce insamn hayali pahasına Erdehil (Serab) Barışı (26.9. 1 6 1 8) yapılarak bir süre sükCıneL temin edildi. Büyük bir Avrupa t"üti.ihatına hazırlanan Sultan Genç Osman ( 1 6 1 8 - 1 622) Doğu sınırlarında siiklıııcti diişiiniiyordu. 26.9. 1 6 l 9'da hu barışı onayladı.


KARABAG'DA SAFEVİ YÖNETİMİ Karabağ'da; XVI.yüzyıl Safeviler'in Türk unsuıun oldukça çoğalmasına, güç­ lenmesine önem verd.iği dönemdir. Bu devleti kuran Anadolu Beylerinden biri, Kacarlu Şahverdi Sultan 1. Şah İsmail'e yardım ederek Revanlı Elvend Han ko­ mutasındaki Akkoyunlu ordusunun "Şarur Düzü" (Nahçivan yakını)nde ye­ nilmesini sağlamıştı. Bununla da "Şahsevenler" adı verilen bu oymak büyük iti-_ bara m azhar olmuştu. Şah Tahmasb ( 1 524 - 1 576) Şahverdi Sulı.an 'ı KARABAG EYALETİ Beylerbeyi ve bütün Kacar - İl oymakları üzeıine reis tayin etmişti. Ustaçlu Şahkulu Sultan oğlu Allah - kulu Hanı da Revan hakimi iken, Tebriz'e Darga ( 1 57 1 - 1 573) etmişti. Şah Tasmasb'a kardeşi Elhas Mirza'nın başkaldırmasında Gazi Han Tekelü, Salyan ve Mahmudabad'a sahiplenmişti. 1 540 bir Tillis seferi bahanesiyle Yev­ lak'a gelen Tahmasb, İbrahim Han Zülkadirli (Dulkadirli), Hüseyin Sultan Rumlu, Göğçe Sultan Kacarlu ve Şahverdi Sultan Ziyadoğlu Kacarlu'yu görevlendirdi. Samur / Şemkür Çayı Boyunda yapılan savaşta, Elhas Mirza yenilerek İstanbul'a kaçtı. Kanuni Sultan Süleyman'a sığındı. Osmanlı fethi ( 1 578 - 1 590) sıralarında KARABAG 'daki Kacarlu Oy­ m aklarından bir kısmı Aras ötesine göçtüler. Bunlar ilk anlarda perişan idiler. 1 . Şa Abbas, Karamanlu Ferhad Han'ı idam ettirdikten sonra Esterabad valiliğini Zi­ yadoğullaıı'ndaıı Kacarlu Emir Hüseyin Han 'a ( 1 598) verdi. Kacarlu İnıamkulu Han oğlu Vezir Allahverdi Han'ı da, geniş bölgelere yönetici tayin etti. Osmanlı Safevi Savaşlaıı başlayınca ( 1 603) sekiz Kacar oymağı, Revan ve Karabağ'a hücum eden Safeviler'den ayrılıp Osmanlı idaresindeki yerlere göçtüler. Bu sırada KARABAG'ın fethine Hüseyin Han atandı. Osmanlı hakimiyetindeki Ka_ carlu'ların çoğu Hüseyin Haıı'a katıldı. Çok şiddetli çarpışmalarla KARABAG ' ı aldılar 1 606 . . . Bir süre geçince Karabağ halkının şikayeti üzerine Hüseyin Han gözden düştü. ( 1 ) Karasağ valiliği yine Ziyadoğulları'ndan Halil Han oğlu Mu­ hammed Han'a verildi. İlk Karabağ valisi Muhammed Han ( 1 6 15) Gürcüler'le ya­ pılan bir savaşta öldürüldü. Onun yerine Ziyadoğullarındaıı_ Muhamıned Kulu Han'a rastlıyoruz. Bu adam azledildikten sonra KARABAG, "Beylerbeyliği"' adını almıştır. 1 626 . . . Kacarlu İmamkulu Han'ın kardeşi Davud Han Beylerbeyi edilmiştir. Şah Abbas'ın ölümü sıralarında iki Kacar Beyi'nin mevkii sahibi ol­ ması, onların gözden düştüğünü gösleımektedir. Bunlardan _Revan "Çukur Sa' ad"' Beylerbeyi Emir Gfine oğlu Tahmasb Han ve Berdea valisi Iğiıınidörl Peykel Han idi. Nevruz Sultan Kacarlu da Karabağ'daki :n Oyınağı'nın en büyük obası Ci­ vanşir'in reisi idi. Karabağ'ı ele geçiren Şah Abbas yurtlaıından ayrılmayarak Osmanlı Hiz­ metine giren Karabağlı'laıı cezalandırdı. 32 Kazak. Şemşeddiinlli oymaklarına "dönük" diyerek ileri gelcnleıi öldürttü. _

(1 )- Prof. f'aruk Sümer; " Safevi Ocvlcıi'nin Kurulıı�u rolü" s. 1 56 Ankara 1 976.

(2)- Ayııı eser, s. 1 53

ve (icli�ıncsiııllc Anadolu Tiirklcri 'niıı


Şah Abbas Azerbaycan illerinde Osmanlı idari sistemini benimsediğinden pek değiştiımedi. O merkezi hakimiyete yönelik yüksek rütbeliler, üst makam sahihi mülki .ı:nemurlar, ruhaniler ihate etti. Mahkemede kadılar ve onlara yol gösteren Şeyh'UI İslamlar, vakıf emlakine başçılık eden reisler Beylerbeyi hareketinin ta­ kipçisi Şah sarayına haber ulaştıran Beylerbeyi muavini, Maliyede Başvezirliğe bağlı vilayet vezirliği kurdu. Beylerbeylikler bölgeler haline getirildi. Başına Çiubar melikleri, binbaşılar, yüzbaşılar, sultanlar, naipler, konıcubaşı vs. atandı . Ozellikle h u meliklik teşkilini I . Şah Abbas yaptı. Türkiye ile İran savaşlarında başan gösterenlere " Melik" Unvanı verildi . Dağlık Karabağ, Beş Melikliğe bölündü. Melikler belirli hukukJara sahipti. Mıntıkalara dahilendekileri mahkeme etmek, ceza vermek yetkisi ile idam etmek hakkına dahi sahipti. Her melikler içinde Gubar Melikleıi de vardı. I. Şah Abbas yıktırdığı, hasar verdiği kaleleri onattı. İran' ın "Osmanlı'dan kale alınamaz. Osmanlı kale zaptetmekte Frenkten iistündür." inanışını çürüttü ( 1 ) Devlet işleıinin her yönünde Osmanlılaıı taklit eden I . Şah Abbas; Revan'da "Gök- mesçit", Gence'de " Şah Abbas Camii ( 1 606 / 7), Şuşa'da Mesçit'i yap­ tırdı.Serdar Ferhad Paşa'nın ( 1 590) Revan' da inşa ettirdiği kıymetli köprü ve Ser­ dar Köşkü yanında, Han Sarayı yüksellmeyi ihmil etmedi. Türk İran savaşlarında çok yıpranan Karabağ halkına ilk anlarda vergi yükünü azaltmasına rağmen görevlilerin buna önem vermedikleri anlaşılmaktadır. Ka­ rabağ'da taıım gibi bahçecilik de ileıiydi. İran buradan geniş çapta gelir sağ­ lıyordu. Halka karşı tutum ve davranışlar, hoş olmadığı gibi İsfahan'dan yüz çev­ rilmişti. Anadolu ve Azerbaycan'da olduğu gibi Karabağ halkının yaşantısı aşıkların sazında, şairleıin sözünde terennüm ediliyordu. Revan, Nahçivan, Tebriz ve Ana­ dolu'dan akseden sesler Karabağ'da benlik bulurdu. Yiğitlerine öğgüler yakan halk, namertlere çatmaktan kendini alamazdı . Köroğlu varlığında gelişen mertlik havaları, zalim Şah yönetiminin haksızlıklaıını dile getirerek kendi hakkını ko­ rumaları, milli egemenliğe sahip çık.malan teşvik edilirdi. Vatani hisler, milli arzular, İslamiyet'e bağlılık için için kaynardı. "Karabağ şi­ kestesi", "Bayatılaı'', "Divan faslı (muğam)" Karabağ halkının yükselen mu­ habbetiydi. Halk hikayelerinde Duvarganlı Abbas'ın varlığından halka ağır bas­ kılar eden 1. Şah Abbas kin, nefret duygulaııyla anılırdı. Bu çağlarda sayısız ilim adamları, bestekarlar, san'atkarlar da yetişmiştir. "Ehsen'ül Tevaıih" yazan, Hasan Bey Rumlu, Yusuf Muhammedcan oğlu Karahaği ilim dünyasında kahfil edilen değerlerdir.

{ 1 )- Prof. r. Sumer "Aynı Eser" s.153

.i 1


OSMANLI - IRAN SAVAŞLARI ( 1 6 1 4 - 1 639) 1. Şah Abbas 1 1 / 1 2 Ocak 1 6�4 gecesi Bağdat'ı hih!ylc ele geçirince Osmanlı lran Savaşları yeniden haşladı. Onceki lere benzemeyen çok kanlı, çok uzun süren çarpışmalar acı sonuçlarla tarihe gömiildii. Revan, Nahçivan, Gence, Tillis, Tcb­ riz. Bağdat, KARABAG ve Türk halkını perişan eden, her yörede yüzbi nlerce insan ölüsünün yayıldığı bu felaket, 1. Şah Abbas'ın ihtirasının kurbanlarıydı. Basil bir gaflet bulduğunda Osmanlı ' ya saldıran, milyonlarca ırkını sefalete, yok­ luk deryasına düşüren bu adam kaçmanın, göçmenin ne olduğunu hesaplamak is­ temiyordu. Dünyanın tek gi.içlii devleti Osmanlı'ya karşı bitmez, tükenmez kin içindeydi. Sıkıştığında 100 - 200 deve yi.ikü haracı vererek işin içinden çıkıyordu. Nitekim iildüğü 27 . 1 . l 629'a Anadolu ve Azerbaycan Ti.irk halkını maceradan maceraya si.i­ ıükledi.Bu alanda gelece::ğe telafisi imkansız acı ii'.ler hıraku, gitti. * * *

Korkunç çarpışmalar .�ürerken iV. Murad ( 1 623 - 1 640) devlet dizginlerin.':! tam hakim oldu. İstanbul bi.iyi.ik savaş hazırlığı ile Hünkarı 1 O Mart l 635'te Us­ küdar'dan yolcu etti. 3.7. 1 635'te Erzurum 'a varan IV. Murad, 50.000 eri burada bırakıp, 200.000'li k ordusu ve 1 30 büyük topla Kars üzerinden REVAN (Erivan)'a geldi. Sonradan Hünkar Tepesi adı verilen yerde otağını kurdu. Bu sırada dün­ yanın en büyük şchirleıinden biri olan Revan, tamamen Ti.irk nüfusu ih tiva ed i­ yordu. Kaleyi Beylerbeyi Em ir Güne oğlu Tahmasb Han (Kacarlı) yönetiyordu. Revan; Gence, Karabağ ve bi.itUn Aran iilkesinin merkezi idi. Kaleyi Mazenderan Beylerbeyi Emir Fettah Han kom utasındaki. 1 2.000 kişilik kuvvet koruyordu. Çok kısa zamanda kolayca teslim edildi. İhtişam lı karşılama ile (8.8. 1 635) iV. Murat Revan 'a girdi. İlk olarak Gök Mesciı'te Hünkar ad ına hutbe okundu. Revan'ı çok seven H ünkar 1 2 gi.in kaldı. Burada Gence ve Karabağ'ın kendine bağlandığını ilan ederek yeni atamalar yaptı. 1 583 - 1 604 yıllarıııda: Osmanlılar' ııı olan Revan . ve yine 1 588 - 1 606 yıllarında Osmanlılaı. ın olan Gence - Kara bağ hu dera da alınmış oldu.( 1 ) iV. Murad, Iğdır - D. Beyazll lizerinden Hoy'a geçti. Burada üç gün dinlenen Hünkar 1 1 .9. l 635'ıc dünyanın en bi.iylik Tlirk şehri (550.000 nii l"uslu)'ni 6. defa elde elm iş oldu. i V. Murad. İstanbura diindiikıen sonra Şah Sali yitirdikleri Aras Boyu şe­ hirlerini almak üzere harekete geçti . Revan Beylerbeyi Vezir Murıeza Paşa idi. lranlılar' ın kuşatmasında hiçbir yardım alamayan Paşa. şehid olunca yerine gcç�n Zi.ilfckar Ağa dunıma hakim olamayarnk savunmayı gevşetmek zorunda kaldı. Uç ay yedi gi.in sonra Revan kale.si diiştii. ( 1 .4. 1 636) Bu defa Rı.!van. Gence Karabağ' daki Osmanlı Hakim iyeti 7 ay 24 giin slirmliş oldu. Nisan I 1 636 ( 2 l

( 1 )- Rcv:uı Kalcsi ' n i kolayca ıcsliın cclcn Eıııir C iiin'e oğlu Tahımt'h i lan. Osıııan lr"yı kahırl ederek iV. Muracl' la lsıaııhul'a gddi. l'adi�:�ırıı yakııı hcmksi ve dostu olarak. O'nu sefahat w se­ falete sürükledi. Bugün Boğaz'da.ki "Eınirgfüı" koruluğır ve semti O' nım atlına ve padi�ahırı o·na hediyesidir. . (2)- iV. M urad, Revıuı Fcıhi h:ıurası lstanhırl / Topkapı"cla " Revan Küşkü"rıü yaptırrııı�trr.


iV.

MURAD'IN B AG DAT SEFERİ ve KASR-1 ŞiRiN ANDLAŞMASI

lran Seteri için 8.4. 1 638'de Üsküdar'dan hareket eden iV. M urad, 17 Ekim'de Musul'a geldi. Kendi adıyla anılan akın kasabadaki imam Musa - Kazım Tiir­ hesi " n i ziyaret ettikten sonra 1 5 Kasım ' da BağdaÇı kuşattı. Çok zorlu akınlar, çetin çarpışmalar neticesinde 24. 1 2. 1 638'de B AGDAT fethedildi. Kale'yi m ü­ kem mel savunan Safevi komutanı Bektaş Paşa ( Türk asıllı) Osmanlı emıine geçti. 2 1 gün Bağdat' ta kalan H ünkar, Sadrazam Kara M ustafa Paşa' yı, savaşa devam ya da hanş yetkisiyle Doğu ordusunun başına bırakıp İstanbul'a döndü. Sultan An­ kara· ya vaıınaküzereyken baıış yapıldı. 1 7 Mayıs 1 639 Kasr-ı Şirin Andlhaşması 'na göre: ( 1 ) 1 . Revan ( Sürmeli - Sahat Çukurları I Iğdır - Tuzluca - Aralık), Gence - Ka­ rahağ Eyaletleri lran'a terkedildi. (Ağrı Dağı tam sınır uçkesiminde yer alıyordu., D. BeyazıL Osmanlı sınır kalesi oluyordu.) 2. Bağdat (2). Çıldır. Ahıska. Ahılkelek, Borçalıı Türkiye' ye kaldı. Arlık Gence - Karahağ Eyaleti resmen İran'ındı. Buralarda fiilen İran yönetimi başlayacaktı. l 640'ta Karahağ ·da meydana gelen şiddetli deprem fazla panik yaratamadı. Kalbini ulu Tanrı'ya bağlayan Türkleri yerlerinden aynlmadılar. il. Şah Ahhas ( 1 642 - 1 667) saltanatında Karabağ Beylerbeyi Kacarlu Murteza Kulu Han idi. Çok iyi idareci olan hu zat halkının refahına çok emek harcadı. Kül­ türel gelişmeye, san' ata geniş yer verilerek i leri adımlar atılmasını sağladı. 30. 5. 1 664 Perşembe günü Ağrı Dağı ile Aras Boyu'nda korkunç deprem oldu. 7 .ı;ün 7 gece duıınadan yer oynadı. Savaşın ezikliğine tahammül eden Revan, IGDIR. Gence. Karabağ. Nahçivan ve Tehıiz halkı bu afete de göğüs gerdi. Azerhayean ' da ve Aras Boyu' nda Gence, Karabağ, Revan, Nahçivan "şii" ol­ duğundan Safevilere hağlı kalmış, Tebıiz Safevi saltanatının sağ kolu görevini üst­ lenm iştir. Şirvan. Dağıstan koyu "sünııi" olarak varlığını sürdürmüştür. Gence, Til1is. Ahıska arasındaki; Borçalu. Kazak. Cavak terekeme (Ar.ıpça; Terii.kimc/ Tiirkmanlar/ Karapapak Türkleri) şii olmadıkları halde gevşek sünni olarak ya­ şamışlardır.

( 1 l- K:ısr-ı Şirin; lrak 'a aiı (lr:uı - Irak sıııınııda) şirin lıir ka.�alıadır. (2)- iV. Muraı. Bağdat Fethinin hatırası olarak lsıaıılıul (Topkapı)'ıla "Bağdat Köşkü"ııü yap­ ıın.Jı. Bağı.lal hu ıari h t cıı itilıarcıı 19 l 7'yc dek Türkiyc'ııiıı iiııcınli cyfücıi olarak ıJcvıuıı cuııiştir.


İRAN OLAYLARI AZERBAYCAN'DA Osmanlı - Rusya Harekatları 1 722 - 1746 Osmanlı DevleLi İstanbul' da "Lale Dcvıi"ni y�arken, ( 1 7 1 8 - 1 730) İran' da "Şii - Sünni" mezhep kavgaları başladı. Rusya bu fırsaLta hemen çıkarıma yaptı. Barıştan yana Sultan III . Ahmed ve Başvezir Damal İbrahim Paşa, Çar 1. Petro' nun ( 1 690 - 1 72 1 ) bu harekiitına karşı istemeseler bile ordularını göndeımek zorunda kaldılar. Kafkas Serdaıı Erzurum Beylerbeyi Silahdar İbrahim Paşa İran üzeıine yü­ rüdü. 1 722 Dağıstan ' ın resmen Türkiye'ye geçmesinden sonra İran'ın Kafkas eyfiletleri hemen çözüldü. Van Kalesi komutanı Köprülüzade Abdullah Paşa, Güney Azerbaycan' a girerken İbrahim Paşa, 1 723 yazında Tillis'i aldı. Zaman yi­ tirmeden Şamahı, Baku üzerine gitmesi gerekiyordu. Ruslar'ın kuşattığı Baku Ka­ lesi Başbuğu Mehemmed Hüseyin Bey, Osmanlı'dan yardım talep ediyordu. Çok müşkül durumdaydı. Türk birlikleri, Temmuz 1 723'Le Gence üzerine yürürken, Azerbaycanlı Hacı Davud Han Osmanlı' ya yardıma koştu. Serdar İbrahim Paşa Giircistan'da sebepsiz 4,5 ay gecikince, Dergah Kulu Bey' in hilesiyle B aku Kalesi Ruslar' ın eline geçti. M. Hüseyin Bey hapse atıldı, kardeşleri de Ejderhan'a sü­ rüldii. Dergah Kulu Han Baku hakimi oldu ise söz Kniyaz Baryatinski ' nindi. B u nedenle azledilen İbrahim Paşa yerine Arifi Ahmet Paşa Serdar atandı. Osmanlı - Rus ordulan Mezenderan yakınlarında karşılaşacakları sırada Fran­ sız elçisinin arabuluculuğu ile lstanbul'da anlaşma yapıldı. (23.6. 1 724) Tarafların arzulan doğıultusunda Baku ve Hazar Denizi kıyılan Rusların, Ti llis. GENCE. KARABAG, Revan, Tebriz Osmanlılar'ın olacaktı. İstanbul' da diplomatlar barış masasında iken Osmanlı orduları savaşı sür­ düriiyordu. Aras Boyu' nda göıülmedik hızla ilerleyerek Revan ' ı kuşatan Tiirk or­ dusu 3 J .8. J 724'ıe Nahçivan'ı alıp toparlandılar. 3. I O. l 724'te Revan Kalesi'ni fethettiler. Ertesi yıl Ordubad ve Culfa geçilip 3.8. l 725'te Tehriz'e girildi. Sarı Mustafa Paşa kuvvetleri Ağustos 1 725'te GENCE'yi, 4.9. 1 725'te de KARABAG ' ı (Aran - Muğan) Türkiye topraklarına eklemiş oldu. Bu ey5.letlerin kapladığı 1 26.000 km2'1ik alan ile 290.000 km2'lik bölgeler l 590'da olduğu gibi yeniden ele geçti. Osmanlı birlikleri savaşı sürdürürken idari, ekonomik, tarım , ticaret ve sos­ yal gelişmelere oldukça önem veıiyorlardı. Halkın sefalete diişmemesi için tarla ziraati, hayvancılık için çalışmalar değer kazanıyordu. Karahağ" ın giizd Muğan ovası, Aran topraklan üzerinde bol tahıl, sığır, koyun siiıiileri için uğraşan halk devletten yardım görüyordu. Azerbaycan Türkleıi' nden; Gazigumuklu Surhay Han, Gaytak hakimi Ahmet Han ve Hacı Davud Han Osmanlı ordusunun yanındaydılar. Karahağ"da Ccvanşir, Oıuzikili ve Kebirli Türk oymaktan da Tiirkiyc kuvvetlcıine yardım cdi y nr l a rd ı . •


Rusya· nın İran · a müdahalesi, Osmanlı siyasetini temelinden değiştirdi. Savaş İstantıur uıı �iişiindüğü şekilde cereyan etmediyse Karadeniz'e eıişemeyen Çar' ı meylıs etli. Usıclik Ruslar' ı n sıcak denizlere inme ptanını suya düşürdü. Osman lılar'ııı aldıkları toprakları Şahlığının tanınması kaydiyle Afganl ı Şah Eşref katıul etli. 4. 1 O. l 727'de HEMEDAN Aııdlaşması yapıldı. Afganlılar' ın önünde duramayan il. Tahmastı ( 1 722 - 1 733) Horasan ' da Afşar Türk Boyları ' n ın reisi Nadir Ali Han ' a sığındı. Kendisini Şah-kul u ilan eden Nadir. Eşref' in üzeıine yürüyerek mağlup etli. İran ' ı iki şah kaıışık lığından kur­ lardı. 28 Eyliil - 1 Ekim 1 730'da İstanbul' da "Patrona Hali l isyanı" çıku. Halk geniş şeki lde ayaklandı. Başvezir Nevşehirli Damal İbrahim Paşa ve taraftarlaıı feci suretle öldürii ldii . Bu olay dunımu tamamen İran lehine çevirdi. lsıantıul karışıkl ıklarını geç de olsa önleyip duruma hakim olan 1. Mahmut ( 1 730- 1 754) lraıı ·a yeniden savaş açtı. Büyük fiiıfıhaıla i lerleyen Osmanlı kar­ şısında rı. Tahmastı harış istedi. Bağdat v'!l isi Ahmet Paşa ile yapılan anlaşmada ( 1 0. 1 . 1 7 32) Revan, GENCE- KARABAG. Tillis, Dağıstan Osmanlı'nın; Tetıriz, Heıııedaıı l ran ın olmak üzere ıestıit edildi. ·

·


OSMANLI - İRAN SAVAŞLARI Nadir Şah

ve

Karabağ

Nadir A l i H an, Ti.irk diinyasının son cihangiri olarak cepheden cepheye ko­ şuyordu. Kah Rusya, kah Osmanlı üzerine seferleri siirdürüyor, yitirilen yerleri geri alıyordu. " 1 732" Ahmet Paşa Anlaşması'ndan sonra Karabağ 'd a hir süre kış­ l ayarak ordusunu düzene soktu. UU. 1 735 Türkiye - Rusya arasında "GENCE ANLAŞMASI" imzalandı. Her \ki devlet uzun çarpışmalarla elde ellikleri toprakları Lerkederek çekilecekti. lra n ' ın da hunlar olmadan herhangi hir anlaşmaya onay yetkisi olmayacaku. Nadir Ali Han 1 736 başlarında Muğan ' a geldi. Kür'ün Aras'a kavuştuğu yerde Çok şirin küçük Cevad şehri ni canlandırdı...Geçici evler, cam iiler, hamam lar yap­ u rdı. Geniş Düzl üklere çadırlar kurdurdu. Ulkenin Söz sahibi ululaııııı, din ule­ malarını, seçkin han, hey, ağa takımını, üst düzeyde komutanlaıı hir araya getird i . Ş a h tanıdığı 3 yaşındaki Abbas'ııı ölümünü i leri siirerek ''Safevi Hanedanı"nın son bulduğunu açıkladı. Kimsenin i ıiraz edemeyeceği güce sahip olduğundan kendini Afşar/Avşar Hanedanı _o larak (27. 1 . 1 736) Şah ilan elli. Şii-Sünni uyşmazlığının önüne geçmek için de lran'daki "imam Cafer Sadık Mezhehi"ni, 5. Ehl-i sünncı olarak lslam hali fesi Osmanlı Padişahına kabul euirmck karan aldırıLı. 8.3. 1 7 36'da törenle tahta geçen Nadir Şah, İsıanhul 'dan şunları ıalcp ediyordu: 1. Türkiye yeni "Cafcıi" mezhebini tanımalıdır. 2. Mekkc'de Şiiler'e "rükn" i hadel yeri verilmelidir. 3. İra n ' a Suriye'den H acca gitme izni verilmelidir. 4. Türkiye - İran, esir m übadelesi i le karşılıklı elçi bulunduımalıdır. Heniiz istekler yolda iken akınların ı sürdiiren Nadir Sah Afşar, Aras Boyu, Revan yolu ile Kars'a Erzunım'a yürüyordu. O sırada Hindistan seferi söz ko mmı olduğundan barışa umul bağladı. Teki i ller İslan bul ' a sonbaharda ulaştı. l. Mahmul istekleri kabul ederken. 5. ehl-i siinnet Caferi mezhebi teklifini redde u i . 1 7 . 1 0. 1 7-1 6 lstanhul Anlaşması i le savaşlara son verildi. KARABAÖ da İran ·a bırakıldı. Muğan Kurultayı sırasıııda. Ziyadoğlu Gence Beylerbeyi Nadir' in şah i lan olunmasına itiraz eııi. ( ) Safevilerin devam etmesini istiyordu. B u siiz ve fikirler Nadir'e ulaştırıldı. O da hunların niifuzunu kırmak, gelecekte karşısında güçlü topluluk görmemek Ül'.en .: hakimiyetlerini sınırlandırdı. Gence Beylerbeyi · ne hağlı Karabağ'daki Cevanşirler. Otuziki ler, Kehirlilcr oymaklarını Honısan'a sün.ili. Os­ manlı yanlısı Kazak, Borçal ı ' yı Gürcistan · a ekledi. Karahağ'da Türk oy­ makları nın yiineııiği Varanda. Çalaherd. Giilistan. Haçııı ve Dı zak ıııclikliklcri ııi de G ürcistan ' a bağladı. Mi ı-ı.a Adıgül'd !Azerbaycan Tarihçisi) yazıyor ki: "Gence Hanları iiz hukuk ve yetkilerinden mahrum olı.lu lar. Hakim iyet gemi el lerinden çıkıı, sanki kanadı kııık kuş oldular.'' Nadir Şah Muğan ' ı ıerkederken, Kardeşi l hrahiııı Han·ı Azerbaycan hakimi tayin elli.


1 738'de KARABAG, Şeki, Şirvan ve Bala.ken'de lran'a karşı isyan çıktı. Halle yer yer ayaklandı. Nadir Şah, Kardeşi İbrahim Han Afşar komutasında kuvvetli bir ordu gönderdi. Karabağ, Şeki, Şirvan geçilip kuzeye gidildi . Çenik-dağı deresi' nde yapılan vuruşmada 26. 1 O. 1 738 İran askerleri dağıulara.k İ brahim Han öldürüldü. Nadir Hindistan Savaşı sürdüğü için isyancılann üzerine hemen kuvvet gön­ deremedi. Bu sırada Azerbaycan'da meydana gelen kıtlık, ortalığı kasıp kavuruyordu. Dağ­ lık Karabağ'da oldukça verimli tarlalardan elde edilen, buğday, arpa vs. tahıl; Gence, Revan, Nahçivan, Kazak, Tebriz ve diğer bölgelere gönderildi. Kıtlığı ön­ lemek için yapılan çalışmaya, Muğan'dan ve Dza.k'tan takviye ürünler gönderildi. Kardeşinin öldürülmesinin acısı Nadir'e çok işlemişti. Durmayan başkaldırmayı önlemek için gönderdiği oldukça fazla birlikler sert çıkışlar yaptı. Halka ağır bas­ kılar yapıldı. Muğanlılan korkutmak üzere acı tedbirler aldılar. Karabağ bu is­ yanların feci darbesini yedi. 1 74 1 Dağıstan Seferi'ne çıkan Nadir Şah, Muğan Ovası'nı 150.000 kişilik or­ dusuyla geçerek Berdea' ya geldi. Bu arada Muğanlılar yine çok eziyet görerek, deh­ şetli cezalar aldılar. 1 743- 1 744 Tebriz, Şirvan, Şeki, Hoy ve Salmas'ta lran'a karşı ayaklanmalar başladı. Safevili Siifi Mirza 3000 kişilik kuvvetiyle harekete geçince Türkiye'den yardım istedi. Eğer başarıya ulaşırsa Şamahı, Şeki, Şirvan, Gence, Tifüs ve Revan gibi halkının tamamı Türk olan bölgeleri Türkiye'ye tanıyacaku. Safi Mirza' nın İlk isyanı bastınldı . Kendisi yakalandıysa, bazı eziyetle bırakıldı. Yine harekete geçti . Gazi Kumuklu Surhay Han'ın oğlu Muhammed Han, Türkiye taraftarı olarak yardıma koyuldu. Ayaklananlar Şirvan'da 20.000 kişiye vardı . Aksu Kalesi'nde üst­ lendiler. Bunlara lran ordusundan çok asker de dahil oldu. Nadir'in tayin ettiği Şir­ van Beylerbeyi öldürüldü. Aksu'dan Derbend'e dek alana yayılan halk harekiiıı geniş bölgeleri ellerine ge­ çirdiler. Muğanlılar'dan ibaret garnizonun büyük kısmı da isyana kauldı. Derbentliler' in harekata güç katması insan sayısı ve alanlan genişletiyor, halkın umudunu artıııyordu. Nadir Şah çok büyük bir ordu gönderdi. Bağımsızlık ve öz­ gürlük uğıunda çalışanlar susturuldu. İran' ın Azerbaycan ha.kimi Aşur Han Afşar, 1 5 .000'den çok insanı öldürdü. Bir çok insanın gözünü çıkararak çeşitli eziyetler etti . B u olaylar Azerbaycan halkının İran yönetim ine olan nefretini aıtırdı. Ge­ lecekteki, muhtemel Rus işgalciliğine de zemin hazırlamış oldu.

*** l 746'da Osmanlı Devleti'ne savaş açan Nadir Şah, Revan - Kars kaleleri önünde korkunç çarpışmalar kaydetti. Çetin, kanlı, facia dolu zamanlar yarandı. Ancak 4.9. 1 746 lstanhul Anlaşması ile felaket yıllaıına son verildi . Osmanlı Devleti'ni büyük zararlara sokan bu maceralı savaşlarda, daha önce temas ettiğimiz gibi Rusya, lran' ı fethedip sıcak denizlere inemedi. Tek kazanç da bu oldu.


AZERBAYCAN HANLIKLARI 1747 - 1827 Nadir Şah' ın öldürülmesi (5.4. 1 747)nden ( 1 ) sonra Kafkasya' da "HANLIK" (Küçük Devlet/Beylik) lar kuruldu. Yabana boyun eğmek istemeyen Türk ulus ve oymakları yer yer ayaklandı. Sinesinden çıkardığı liderleri yöresinde hayrak açtı. Mevcut Kuba, Talış, hanlıklan gibi Azerbaycan hanlıkları ve bunlardan ba­ zılarına bağlı eyfilet ya da vilayet derecesinde sultanlık ve meliklikler kuruldu. Aras' ın kuzeyinde: 1 . Kuba Hanlığı: 1 726 - 1 744 2. Talış Hanlığı: 1 727 - 1 8 1 3 3. Şeki Hanlığı : a. Ilısu (Zahur) Sultanlığı b. Ereş Sultanlığı c. Gutgaşan sultanlığı ç. Kazak Sultanlığı d. Şemseddin Sulıanlığı 4. Bakfı Hanlığı 5. Şirvan Hanlığı 6. Derbent Hanlığı 7. Şamahı Hanlığı 8. Kür Hanlığı 9. Gence Hanlığı 1 0. Karabağ Hanlığı ve buna bağlı meliklikler: a. Varanda Melikliği b. Çalaberd Melikliği c. Giilistan Melikliği ç. Duzah Melikliği d. Haçın Melikliği Oıta ARAS BOYU'nda: 1 .Revan (İravan) Hanlığı 2. Nahçivan Hanlığı Aras'ın giineyinde: 1 . Tebriz Hanlığı (Diimbüller Hanlığı) 2. Maklı hanlığı 3. Hoy hanlığı 4. Hanhal Hanlığı 5. Karadağ Hanlığı 6. Erdebil Şeyhliği Bu hanlıklara bağlı Küçük beylikler: a. Maraga Melikanesi b. Urumiyc Melikanesi

( 1 )- Nadir Ş alı'ııı öldürülmesini bazı kaynaklar lJ.5 . 1 7.J,7 olarak hclirııııckıcılir.


KARABAG HANLIGI 1747-1806 Cevanşir Türk oymağının reisi Penah Ali Bey, Horasan (Sersah)'dan firar ederek Karabağ Dağları'na çekildi. İran 'a karşı savaşını sürdürdü. Nadir Şah ' ın kalledilmesiyle (5.4. 1 747) Penah Ali Bey'in oğlu İbrahim H alil'in Başbuğluğunda Horasan'dan Karabağ'a dönen Cevanşir oymağı, Penah Ali Bey' in yöresinde birleşerek "Karabağ Hanlığı"nın kmulmasına yardım etti.( 1 ) Karabağ Hanlığının Hudutlaıı: Kuzeyde Kür lımağı ile Gence Hanlığı, Güneyde Aras Irmağı, Batıda Nahçivan Hanlığı, Doğuda Kür ve Aras kavşağından ibaret idi. Bu iki ırmak arasındaki ovalar da Karabağ'a dahil olup, Bunun batı kesimi halen Karabağ bozkırı adını ta­ şımaktadır. Karabağ Hanlığı; Tarihi Niyazabad (Baku) - Şamahı - Muğan/Aran Gence - Revan - Kars - Erzurum - İslanbul licarel yolu üzerinde ağırlık taşıyan mev­ kiide idi. Penah Ali Han, Karabağ'da göçebe hayal süren Cevanşirler Oymağı'ndan olup Saııcali köyündendir. Azerbaycan (Karabağ) Larihçisi M irza Cemiil'a göre; "Sa­ ııcali" Penah Ali Han' ın büyük babalarından biıinin adıdır. Bu zat Cevanşirler içe­ ıisinde "çok ünlii, zengin, sözü geçen kişi" idi. Penah Ali Han gençliğinde Nadir' in dikkatini çekerek saraya alınmış, çok önemli görevler verilmişti. Kendisi ile birlikte İsfahan'da görevlendirilen kardeşi, Nadir Şah ' ın emri ile idam edilince umutları kı­ ıılmış, böyle zalimin yanında hizmcuen vazgeçerek Karabağ' a kaçmıştı. (2) Mü­ cadelesini buradan sürdürmeye devam elmişti. Penah Ali Han 1 747 sonlarına doğru Cevanşir, Oluziki, Karamanlu, Yi­ ğirm idöıtlü ve diğer oymaklarla İran'a açtığı savaşla Lez hakimiyel gösteıip "Ka­ rabağ Hanlığı"nı kuımuştu. Nadir' in vakliyle Karabağ'dan Horasan'a sürdürdüğü söz konusu oymakların kalan kısımlaıını da toparlayıp bir, iki yıl içinde Karabağ'a gelirebilmişli. (3) Karabağ' a yeniden dönen oymaklar, güzelim hayat şaı1larına kavuşarak rahat kazanç ve iyi geçimde idiler. Herkes kendi bölgesinde, önceki yurdunda, yuvasında huzurluydu. Penah Ali Han daha evvel elde eniği koyun sürüleıi, sığır, at ve diğer hayvanları halka dağıtmış, onları kendine bağlamıştı. Varanda meliki Şahnazar' ın yakınlığından da faydalanarak güçlü bir ordu vücude getirmişti. Penah Ali Han düşmanlarına karşı koyabilmek için ihtiyacı olan kalenin ya­ pımına karar verdi. 1 748'de Kebirli bölgesinde "Bayat Kalesi"nin yapımına baş­ landı. Kısa anda hisar çekildi, surlar viicGd buldu. Hendekler kazıldı. Çok mü­ kemmel bir kale ortaya çıkarıldı. Bu kalenin içinde pazar, hamam , camii kurularak çevre köylerin ahalisi, Tebıiz ve diğer yerlerden san'alkiirlar yerleştirildi. Penah Ali Han ' ın güçlenmesi, Şirvan ve Şeki Hanlaıını korkullu. Karabağ'ın bazı melikleri de ürklü. Bunlar iuifak etliler. Bütün güçleriyle Bayat Kalesi'ne sal­ dırdılar. Kalenin möhkemliği, Penah Ali Han'ın yılmaz savunma gücü önünde pe­ rişan olarak büyük kayıpla çekildiler. Söylenildiği gibi: Şeki Hanı Hacı Çelebi: "Penah Han Şimdiye dek bir sikkesiz gümüş idi. Biz onu sikke sahibi edip döndük"

demişlir. Savunma giicünü artırmak üzere Şahbulak (Ağdam yakını)'da ikinci bir kale de yaptırdı. () )- Karahağ; lslnın Aıısk. s.54 ANKARA

(2)- Azerbaycan Tarihi, c. 1 , s. 359-360. Bakiı-1958

(3) Aynı eser s. 360


lran'da Nadir Şah'ın halefleri arasında mücadele hızlanırken, Pcnah Ali Han durumdan yararlanmak istedi. Gence, Revan, Nahçivan hanlıkları ile Erdehil Şeyhliği'ni ele geçirecekti. Kısa zamanda bazılarını zorla bazılarını akrabal ıkla kendine bağladı. Penah Ali Han ' ın en yakın adamı Sarıcalu ' Iu Dergah - kulu Beyi Erdebil'e; Gence Hanı'nın haleflerini ise oraya hakim atadı. O birçok hanların oğullannı Şahbulak kalesinde rehin tutarak hakimiyet kuımak istiyordu. B u sırada Muhammed Hasan Kacar'ın Mazenderan ve Azerbaycan 'ın güney illerini zaptetmesi haberi karşısında Karabağ'ın iki kalesinin yetersizliği an­ Iaşılmışu. Yen i bir kale yapılmalıydı. B u kale lran'dan gelmesi beklenen sal­ dırılara cevap verecek güçte olacaktı. Penah Ali Han Karabağ ayanlarını toplayarak fikir teatisi yapıı. Karabağ Dağ­ lan ' nı n arasında (Osmanlı Serdarı Ferhat Paşa'nın 1 590'da kurduğu kalenin öte­ sinde) bir yer tesbit edildi. .. 1 750 Şuşakent'e yakın, sarp kayalık bir dağ üstünde kale yapımına haşl_a ndı. ünce "Penahabad" denen kale, sonralar Şuşakent'e izafetle ŞUŞA KALESi ad­ landırıldı. Karabağ Jfanlığı' nın veziri ve tarihçisi Mirze Cemal; " l 756- I 757'de ta­ mamlandı." diyor. Oteki tarihçi Mir Mehdi Hazani; "Penahabad, devrin biiyük bir şehri durumuna gelmişti. Şahbudak Kalesi ' nin birçok sakinleri, memurlar, kend­ hüdalar, sayısız seçkin aileler buraya göçüp yerleşmişlerdir. " diye yazmaktadır. Şehirde darphane kurularak "Penahabfidi" denen para basılmış, değeıini gös­ termiştir. Rakımı 1 368 m. yalçın kaya ve uçurum olan Şuşa Kalesi gerçekten geleceğin güçlü, müstahkem mevkii olmuş, sayısız kuşatmalarda, ordular zorlu hücumlarla işgal edememiştir. Penah Ali Han, Nadir Şah'ın sonra lide� .Türk oymaklarından olan beş Ka­ rabağ melikliklerini egemenliği altına aldı. Ulkenin düzenin ona göre kurdu. Azerbaycan fütuhatına başlayan Feth Ali Han Afşar, l 762'de Karabağ' a geldi.Penah Han' ı n oğlu İbrahim Halil Han'ı rehin aldı. Oysa bir süre geçince Kerim Hand Zend' le birleşen Penah Han oğlunu esareııen kuı1ardı. Durum öyle renk aldı ki, hanlığı oğluna bırakarak Şiraz' a gitti. Orada öldü. Vasiyeti üzeıine cenazesi Karabağ' a getirildi. İbrahim Halil Han ' ın saltanatı, Rusya ' n ı n toparlanıp yeniden yayıldığı ve İran'da ise taht kavgalarının şiddetlendiği çağa rasılar. 1 783'te Rusya'nın tahriki ile Arran'daki küçük Ermeni Katogikosu birkaç Ermeni köyündeki, karıştırıcılar tarafından l 789'da çıka�ılan bir isyanı bastırmı.ştır. İbrahi m Halil Han, cesur ve tedbirli kişiydi. ilmi, edebiyaıı, san ·aıı. severdi. Sarayına çağının alim, şair, san'atkarlarını toplamıştı. Karabağ' ı Türk dünyasının seçkin köşesi, m uhabbet yöresi, halkının rüyayı gerçeğe dönüştürecek beldesi et­ mişti. İbrahim Halil Han, Gürcistan Kıralı il. Iraklı ile dostluk kurarak, onun ve­ zirinin kızını almıştı. Dostluğun pekiştirilmesi için ünlii veziri Molla Pcnah Vakıf ' ı Tiflis'e göndererek güçlü siyasi ilişkiler edinmişti.


Kubalı Felhali Han Afşar, topraklarını genişletmek istiyordu. En büyük rakibi Karabağ Hanlığı 'na ( 1 780 - 1 789) saldırdı. B ütün gücünü harcadığı halde ala­ madı. Bir hayli telefat vererek geri döndü. Gittiği Baku'de 1 789'da hastalıktan öldü. Azerbaycan' ın gliney hanlıkları üzerinde hakimiyet kuran İran Şahı Ağa Mu­ ham med Han Kacar, kuzeyden gelecek Rusya Teh likesine karşı teşebbüse geçti. İngiltere ve Fransa'dan yardım dahi aldı.Karabağ ve Gürcistan' a saldırıya ha­ zırlanırken l 794'te İbrahim Halil Han'dan oğlunu rehin istedi. Tabii ki Karabağ Hanı hu teklifi reddetti. Buna sinirlenen Şah, 8.000 kişilik bir ordu gönderdi Ka­ rahağ i.izeıine ... O sırada Gi.ircistan' ın da yardımı ile Kacar - Ağa Muhammed Şah birlikleri dağtLıldı. 1 795 Ağa Muhammed Han Kacar' ın 85.000 kişilik ordusu Karabağ Hanlığı 'na baskın etti. ŞUŞA KALESİ'ni kuşattı. ( 1 ) Karabağ Hanlığı; Vezir Molla Penah "Yakıf'ın gayretiyle; Gürcistan kıralı il. Iraklı, Revan Hanı Muhammed ve Talış Hanı Mir Mustafa ile ittifak etmişti. Çev­ redeki göçebe halk ise ateşli vaziyette savaşa hazırdı. Güçlü toplar da Şuşa Ka­ lesi' ne yerleştiıilm iş, şehıin savunması için iyi duıuma getirilmişti. Böyle kritik halde Karabağ halkı da savaşı hayram sayıyordu. Yaranda, Dizak ve Haçın bölgesi melikleıi de oıınanlarda, yollarda, dağ geçitlerinde İran ordusuna karşı gerilla hü­ cumundaydı. Her gi.in, her fırsatta düşmanın at, kaur ve develerini kaçırdı.klan gibi erzak getiren kervanlarını da ele geçirirlerdi. Şuşa halkı da yiğitçe savunmaya geçf!1işti. Kalede 1 5.000 asker vardı. Di­ renmeye kadınlar dahi iştirak ediyordu. Uç gün şehri topa tutan İranlılar, bir gece Askeran Kalesi naibi Ha�an Bey ve Şuşalılann mukavemetiyle yüz yüze geldiler. Çok kanlı sliren savaşta düşman birlikleri yanlışlıkla kendi kendilerine ateş açarak hayli kırgına sebep oldular. Yine b�ka bir gece Yaranda askerleıi, Şah'ın muhafız birliği askerlerine oldukça telefat verdirdi. Iranlılar Şuşa lizerine yaptıkları ham­ lelerden hiçbir netice alamadılar. Şuşa'nın kuşatılması çı_tuz üç gün devam elli. Ağa Muhammed Şah (Kacar) ŞUŞA'dan geıi çekilip GURCİSTAN üzeıine gitti. Karabağ Hanlığı Tıtlis'e yar­ dıın ettiyse de eşit olmayan kuvvet karşısında yenik düştüler. il. Iraklı barış is­ tediyse, Şah Karabağ scrkerdelerinden birçok yiğitin Leslimini _jstedi. Mümkün ol­ mayan bu talep karşısında Titlis'e girdi. Bir hayli insan kll"dı. Oldüriilenler arasında anadili Türkçe olan ünlii gregoryan halk şairi "Seyyal Nova" adı da geç­ mektedir. (Ekim/ 1 795) (2) lj flis'teıı bir hayli yağma alan ağa Muhammed Kacar kışlamak üzere MUGAN ' a döndü. Buradan Şuşa kalesi üzerine yeniden hücum etmek istediyse de İran'da çıkan bir isyan için Aras'ın güneyine geçli. Biraz sonra Ağa Mu­ hammed Han'ın kendini şah ilfin elliğini görüyonız. ( 1 796) Ağa Muhammed Han,Tiflis'e saldırdığında Gence Kalesi Reisi Cevad Han (Ziyadoğlu)'nun Maddi ve manevi dunımla iaşe yardımı yapmış, başarıyı sağ­ lamışlt. ( 1 )- Azerbaycan Tarihi, C. I , s. 395-396 Baku - 1 958 (2)- Azerbaycan Tarihi, C. I , s. 398

41


l 797 yıllarında KARABAÔ HANLIÔ I çok ağır şartlar alLında idi.MüLLefiki Talış Hanlığı, Revan Hanlığı ve Doğu GürcisLan Hanlığı Leker teker İran ho­ yundunığuna alınmıştı. Osmanlı Devleti' nden beklediği yardım ya gön­ derilmemiş. ya da gelip ulaşmamışLı. İran saldınsının zararı yetmemiş gibi feci bir kıtlık olmuştu. Artık karşı koyma gücü oldukça azalmıştı. 1 797'de Ağa Muhammed Şah Karabağ Hanlığı 'na saldırdı. Yüzbinlik or­ dusuyla şidd�Lli Lop ateşi alLındaki Şuşa Kalesi, bir türlü muk?-vemeti yi­ tirmiyordu. Ust üsle hücumlara başarı ile uzun siire dayanan Ibrahim Halil Han, eşitsizlik, düşünülemeyecek (açlık, kıllık, heryerden yardım gelmemesi) im­ kansızlık olunca kaleyi terkedip Kafkasya dağlarında güç toplamayı düşündü. Ve Kafkas dağları eLeğindeki Ilısu Hanlığı'na çekildi. Ağa f\1uhammed Han Kacar, l 3.4. l 797'de ŞUŞA KALESİ'ne girdi. Katliam başladı. ünce Molia Peııah Vakıf (Başvezir) idama mahkum edildi.Vakıf'ın öldürülmesini ertesi güne hırakan Şah, Osmanlı DevleLi'ne yardım almak üzere elçi gönderilen Mirza Muhammed Ağa'yı idam ettirdi. O gece Şuşa'nın alınışını zevkle kutlayıp. önünde bağlı hıraktığı şair Başvezir Vakıf' a gözdağı veren Ağa Muhammed Şah Kacar 1 7.4. 1 797 gecesi sa­ baha karşı, yine ölüme mahkum ettiği üç hizmetkfııı tarafından katledilmesi üze­ ıine ertesi gün duıum değişmiştir. İki ay sonra Karabağ'a dönen İbrahim Halil Han, kardeşi oğlu Mehmed Bey Cevanşir'in ikLidarı ele aldığı, Vakıf (Molla Penah) olmak üzere bütün ta­ !·aftarlarını katlettirdiğini gördü. Mehmed Bey' in firaıı üzerine duruma hakim olan J. Halil Han, yaklaşmakta olan Çarlık tehlikesine karşı tedbir almaya başladı. Oysa Gürcistan Rusya'ya ilhak edilmişLi. 1 803 - 1 804'te Genceyi zapteden Çarlık ordusu karşısında İbrahim Halil Han anlaşmak zorunda kaldı. Yapılan mukaveleye göre Karabağ Hanlığı, Şuşa'da bir ufak Rus garnizonu konulmak üzere, muayyen vergi verecek bağımsızlığını koruyacaktı. Bu bir mahkumiyet, bir esareL demekti. İbrahim Halil Han bunu çok iyi biliyordu. Şubat 1 806'da Bakfi'de Rus orduları Başkomutanı Sisyanof (Gürcü asıllı) un öldürülmesi üzerine Azerbaycan' da . vukuu bulan ayaklanmadan faydalanaı:ak Rus garnizonunu çıkarmak istedi. Iran orduları da Ruslara karşı saldıııdaydı. lbrahim Halil Han' ın kızının FeLhali Han' ın eşi olması dolayısiyle İran sarayında hakkı vardı. Her çağda, her yerde iktidara sahip olmak isteyen, bu uğurda tiirlii kurnazlık, ihanet ve alçaklıktan çekinmeyen zavallı, fırsat düşkünleri vardır. Bir ülkenin. bir ulusun şahsın ihtirasına, menfaatine kurban gittiğini biiyiik toplu,, bilemez ki . . . İbrahim Han ' ın Raslar' a karşı davranışını kendi çevresinden biri haber verdi. Garnizon komutanı Binbaşı Lisanoviç, 1 0.6. 1 806'da bir baskııı ile beraber İbrahim Halil Han ve bütün ailesini katleLLi. Yerine sembolik olarak oğlu Mehdi Kulu Han geçti.

(*)- Mirze Cemal Karabağı "Karabağ Tarihi" Karatıağııaıncler, s. l 3R

Bakiı - 1 989 (etek) MüelliOn oğlu Rıza Kulu, tıu hadiseyi daha geniş tasvir ederek yanyor ki: o gece oııyclli adaın, o cüınleıleıı lbrahiın 1-Iıuı. avradı Tuha Hruııın, kızı Saytmıat hcgüın. oğlu Kebirli Ahhas Kulu Ağa ( 1 2 yaş). Hacı Haçaıı, Ali Bey. MirıA1 Hakvcrdi. Gcrvcmlli Hikmet Bey. S;uırnli C iiil­ meli Bey'iıı oğulları Ccvruışir ve Hasan Ağa, hizıncıçilerdcıı licrvcıulli Ali Pcııalı. Afşarlı C'cvaıışir ve Mirze Nağı Kebirli Eccmclcddiıı oğlu l lacı Hasmı iki oğlu ile. iki kişi Şclli ve iki admn i\1dürülmüşıür.

42


xıx.

YÜZYIL BAŞLARINDA TÜRKİYE'NİN GENEL DURUMU

Osmanlı Devlelinde alınan yerler şahzadelere. kumandanlara, savaşlarda ya­ rarlık gösterenlere dağıtılırdı. XIX. yüzyıl başlarında bu durum gitgide fenalıklara girdi. Hükümetin zaafı arttıkça bilgisiz, yeteneksiz, layık olmadıklan yetkiye ka­ vuşan valiler şımardılar, azdılar. Küçük yönetim kurumlan da merkezi dinlemez oldu. Avrupa. Asya, Afıika'da genişleyen Osmanlı ordusunun beslenmeyine ya­ rayan toprak idaresi devletin temelini sarsmaya başladı.

XVI. yüzyılda zirveye yükselen Türk uygarlığı, Türk tekniği, Türk ilim ve ki.il­ tüıii Avrupa'yı gölgelerken, şimdiki şımarıklık, yersiz gunır gerçeklerin gö­ ıiilmesine engel oluyordu. B irçok devlet adamı bile Avrupa üstünlüğünü d imağına sırdıramıyordu. Artık dünyayı yıldıran Türk askerlik tekniği XVII. yüzyıl son­ larındaki başarısızlığımızla gerilediğimizi belirtmeye yeterdi . Savaş alanlarında elde edilen ganimet, tazminatlardan da el çekmiş olduğumuz gibi çoğu yerde de­ ğerli toprak parçalan da elimizden çıkmıştı. Kocaman İmparatorluğun büyük harcamaları karşısında, yetişmeyen para. sefalete yüz çevirmişti. B oşalan hazineye Felemenk, İspanya gibi devletlerden borç istenmiş, temin edilemeyince maden (altın vb.), kaplar, mücevheratlar boz­ durularak banknot basılmış ise iilke entlasyondan kuıtanlamamıştır. Halk vergi altında ezilirken, kimsenin can, mal güvenliğinin kalmaması, büyük huzursuzluğa götüıii y ordu. En beteri de yüzyıllardır dünyayı titreten "Yeniçeıi Ocağı"nın bozulmasıdır. Sık sık isyanlar çıkararak muhteris komutan ve yobaz ta­ kımının oyuncağı olan bu milli kuruluş kimliğini yitinnişti. Osmanı sultanı III. Selim ( 1 789- 1 807) yenilikçi padişah olmak üzere Tür­ kiye'nin gerilemesinin durdurmaya çalışıyordu.Fransız İhtilali ( 1 789) ise Av­ rupa ' nın rengini değiştirmişti. XIX. yüzyıl başlarında Mısır ' a giren Napolyon Bonapart orduları çok çetin çarpışmalar sonunda Filislin' i n kuzeyindeki AKKA KALESİ komutanı Cezar Ahmet Paşa tarafından hezimete uğratıldı. Sadece kendi hayatını zor k1Jrtaran Na­ polyon bir gemi ile kaçınca Mısır'da bulunan Fransız kuvvetleri de da­ yanamayarak çekilmek zorunda kaldı. İstanbul' da Yeniçeri isyanlan baş alıp gidiyordu. Dünyanın büyük devletleri haline gelen Fransa, İngiltere, Rusya Osmanlı İmparatorluğu aleyhinde uğ­ raşırlarken Türkiye başkenti fokur fokur kaynıyordu.


Türk - Rus Savaşı (1806 - 1812) Osmanlı Dcvleti'nin zayıf anlaıını fırsat bilen Rusya. Gürcistan'a hileyle gi­ ıince ( l 80 1 ), doğu sınırlarımızı tehdide başladı. Kafkasya'da pek çetin İran Savaşları ( 1 804- 1 805) Rus ordulannın başarısıyla sürüp gittikçe Azerbaycan Hanlıklan ' nın çoğu işgal edildi. Artık Türkiye' nin de Anapa, Ahılkelek, Ahıska, Gümrü, Kars kalelerine komşu durumuna geliniyordu. l 806'da Sırp isyanı başlayınca Ruslar da topraklarımıza saldırdı. Rumeli 'de Bender'e (8. 1 2. 1 806), sekiz gün sonra da Hotin Kalesi ' ne girdiler. Buradan Ka­ radeniz sahillerine inerken Tuna deltası, İsmail'de Türk askerlerine yenilerek dur­ dular. Bu gelişmede Türkiye Rusya 'ya savaş ilan etti. ( 1 2. 1 2. 1 806) Doğu ve batı sınırlaıımızdaki kalelerimizi savunmaya geçtik. Eski Başvezir Yusuf Ziyaeddin Paşa, "Şark serdarı" olarak acele Kars'a geldi. Tıflis'te göreve başlayan, Rus orduları başkomutanı Feld Mareşal Kraf Gu­ doviç, maiyetinden general Nesvetayev (lşıkveımezoğlu)'i Gümıii ' yc gönderdi. Kendisi de büyük bir ordu ile Ahılkelek üzerine yürüdü. Dört yandan kuşattığı ka­ leye zorlu hücumlar yaptı. Hamşiziide Selim Paşa ' nın bıraktığı gözü pek erler ve kale halkının kahramanca savunması karşısında dayanamayarak Tillis'e doğru çekip gitti. ( 1 0.5. 1 807) Buradan yeni birlikler alarak Kars üzerine döndü. lstanbul'da "Kabakçı İsyanı" ile III. Selim tahttan indirilirken 29.5. 1 807, Rus orduları da Yusuf Ziyaeddin Paşa ile savaşa tutuşuyordu. Herbiri Arpaçay' ın bir yakasında olmak üzere Karşılaşan ( 1 8.6. 1 807) birlikleıin şiddetli çarpışmasıyla fazla zaiyat vererek çekilmek zonında kaldık., Kars'a giren General Nesvetayev kuvvetleri halkla karşı karşıya geldi, bozularak geri çekildi. General Kraf Gudoviç ise ordusunu alarak Revan üzerinden Tillis'e hareket etti. Birliklerimiz Ruslar'ın hızını Rumeli 'de kesmişti. Bükreş yakınında Silistre valisi Alemdar Mustafa Paşa' ya yenilen Rus akını kırılmıştı. Aynı yıllarda Rusya'nın müttefiki İngiltere ile denizde savaşmaktaydık. 1 807 Avusturya ve Rusya'yı yenen Napolyon. 1. Al:ıksandr la 'Tilsit" ateşkesi imzaladı. Ti.irkiye de bu sükunete göre; Napolyon'un tavsiyesi ve Ruslar' ııı isteği üzerine 25.8. 1 807'de ateşkes imzaladı. Alemdar Mustafa Paşa' nın ordusu Rumeli'yi bırakıp İstanbul'a gelmesi, III . Selim ' in isyancılar tarafından katledilmesi, il. Mahmut'un kurtaıı lıp pa­ dişahlığa çıkarılması hep bu ateşkes anına rastlamaktadır. Yine de Türkiye, Doğu 'da yenildiği halde Batı'da ve denizde büyük başarılar kaydetmişti.


Anlaşmaya göre; Hazar Denizi' nde hiçbir İran gemisine yer vermeyen Ruslar sadece kendi donanmalannı yüzdürecekti. Rus tüccarlan da %5 gibi gülünç meb­ lağ gümrükle Hindistan malların satabileceklerdi. Güllistan banşı Rusya' nın yıllardır sürdürdüğü Kafkasya (Azerbaycan)'yı işgal siyasetinin ilk basamağnın tamamlamış oluyordu. ( 1 )

1 8 1 3 - 1 826 Karabağ (Azerbaycan)'da gelişmeler Ruslar Azerbaycan'ın önemli bölümünü ele geçirince hızla kendi hakimiyet sistemini uygulamaya başladı. Mutlak istek, emir ve kanunlann geçerliliği için .. vakit yitirmek istemiyordu. 1 804- l 8 1 3 arası işgal edilen topraklarda gidişat değişti. Oncelikle Gence ve Kuba hanlı.klan lağvedildi. Askeri komutanlığa bağlandı. Moskova ' nı n tayin ettiği Kafka..�ya Başkomutanı Yeımolov 1 0. 1 0. 1 8 1 6'da Tif­ lis' e geldi. Sonsuz yetkilerle donanmıştı. Tayinler, toprak egemenliği, vergi top­ lamak, petrol, tuz, balık işletmeleıi emrindeydi. Yönetimi istediği şekle so­ kabilecek, her hareketinde tek Çar'a sorumlu olacaktı. 24.7. 1 8 1 9'da Şeki hakim i İsmail Han öldü. B ir yıl sonra uygulanan sistem, halka yapılan baskı karşısında tahammülü kesilen Şirvan Reisi Mustafa Han da ül­ kesini terkedip İran ' a kaçtı. Şimdi de Rus komutanını korkutan, tehlikeli gördüğü bir hanlık daha ayaktaydı. Hem de bu hanlık üzerinde uygulanacak emellleri vardı. Halkının rahatı kadar, bütün ailesinin hayat tehlikesi (tıpkı babası gibi) ol­ duğunu bilen Mehdi Kulu Han da 2 1 . l l . 1 822'de İran' a göçtü. Hanlara ait varlıkta gözü olan Ruslar, sanki büyük çoğunluğu teşkil eden halka dağıtacakmış gibi teşvikten bir an geri durmuyordu. Oysa çarlık ıejiıni %8'i geç­ meyen, fakir halkın sırtında yaşayan zengin taraftarıydı. 1 8 l 9'da Şeki Hanlığı, 1 820'de Şirvan Hanlığı, l 822'de Karabağ Hanlığı, 1 826'da Talış Hanlığı lağvedildi. Bütün topraklar, bağlar, bahçeler ve emlaklar m üsadere edildi. Çar adına hazineye verildi. Azerbaycan'da Baku, Kuba, Şeki, Şirvan, Karabağ, Talış adlaııyla 6 eyalet ku­ ıuldu. Gence, Car Balaken DAİRE ve Kazak ile Şeınşeddil Distansiya (kaza) si­ yasi yönetim i kuruldu. Baku ve Kuba merkezi Derbent'te olan komutanlığa bağ­ landı. Şeki, Şirvan, Karabağ ve Talış bir müslüman eyalet reisi sıfatıyla (ordu mensubu) Şuşa'da oturan şahsın emıine veıiliyordu.Diğerleıi ise komutanlara bağlanıyordu. Yöneticiler mutlaka Çar'a bağlı, denenmiş kişiler olmalıydı. Moskoya'nın sadık bendelerin i secmekte zor değildi onlar için ... Yönetim beyleıin, ağaların yanlısıydı. Kişisel çıkarlarını millet ve vatan üs­ tünde tutan şahsiyetsizler her ülkede her çağda olduğu gibi zavallı Azerbaycan halkının içinde de olmaz mıydı? ·

(1 )- 1 8 1 2 Ruslar, IREV AN (Revan) Serdarı Hüseyin Kulu Hruı aracılığıyla barış ko­ nuşmalarına başladılar. General Lisanoviç ıuılaşına hıısıısıııııla aılaınlarıııı görevleııılirıli.


Kanlı saldınlar, baskınlar, onbinlerce insanın öldürülmesi ve esir edilmesine tahammül edemeyen silahsız sivil halkın çoğu dağlara sığınmışlardı. İran ' a, Tür­ kiye'ye, başka yerlere göç edenler de çoktu. Savaş sona erince Karabağlı bir çok aileler yerlerine döndüler. Azerbaycan'ın verimli arazisini işleyecek rençbere, onun diğer kaynaklarından yararlanılacak insan gücüne ihtiyaç vardı. Henüz Ermeniler'i buraya yerleştirme siyaseti düşünülmemiş ya da başlatılmamıştı. O zaman ( 1 8 1 3- 1 828) yönetim or­ ganlarında görev alan Azerbaycan Türkleri uzaklaşan soydaşlarının, öz dede-baba yuıtlan Karabağ'a dönmelerinde önemli rolleri olmuştu. Kenthüda (muhtar) Hacı Ali Bey, l 8 l 2'de Gence'ye sığınan 2000 aileyi Ka­ rabağ yöresine getirdi. Cebrail kenthüdası Yakup Ağa da 1 8 1 3'de Karabağ'dan esir götürülmüş 8 1 aileyi lran'dan toplayıp vatanı Karabağ'a getirdi. Aynca Gülistan Anlaşması'ndan geçen üç yıl içinde sadece Karabağ Hanlığı 'na lran'dan 4000 kadar aile getirilerek geçmişte yaşadıkları köy ve şehirlere yerleştirildiler. Savaş süresince kaça-göçe uğrayan Karabağlı ailelerin çoğu sonra döndüler: Şöyle ki; 1 8 1 6'da Karabağ'da 7900 Türk aile var ise, 1 823'te bu sayı 1 8600 aileye yükseltilmiştir. ( 1 ) Bundan sonraki yıllarda Karabağlılar' ın çoğu kendi topraklarında göıülecektir.

(1)-Azerhaycaıı Tarihi C. 2, s. 25 Bakiı-1964


Azerbaycan hanlıklannın çoğunu ele geçiren Rusya, ötekileri de ör.celikle işgal etmeye çaba harcıyordu. lran'ın tam zayıf anında Azerbaycan'ın güzelim servetini kursağına atacak, sıcak denizlere inmek için mesafe kalmayacaktı. General Kraf Gudoviç iyi bir hazırlıktan sonra REVAN'a yürüdü. 1 7 Ekim 1 808'de Revan Kalesi'ni kuşattı. Kulaklan kapatan Lop sesleri, gülle yağmuru al­ tında kalan Revanffürk halkı kahramanca savundu. Büyük başarısızlık gösteren general merkeze çağnlınca hemen ordusunu alıp Revan önlerinden çekip gitti. Ge­ neral Nebolsin ise Karabağ çevresinde güçlendirdiği birliklerini indirerek Nah­ çivan Hanlığı'nı (4. 1 . 1 809) işgal etti ise de başkomutanın emri ile şehirden as­ kerleıiyle çekildi. Dünyanın merkezi haline gelen Avrupa, Fransız dehşetinden feci durumdaydı. Hele İngilizler korku dolu olarak dayanak anyordu. 5. 1 . 1 809'da Türk-İngiliz "Kale-i Sultaniye Anlaşması" imzalandı. Bunu yeterli görmeyerek lran' la da dost­ luk anlaşması yaptılar. Artık Fransız elçisinin yeri yoktu. İran da o ülkeyi terkedip gitti. İngilizler Fethali Şah'a ve onun vezirlerine büyük armağanlar verdi. Yine aynı ( 1 809) yılda top, tüfek, mühi mmat ve paralar döktüler lran'a... Osmanlılar ise İngiliz baskısından fazla bir şey elde etmemişlerdi. Rus sal­ dınları ise süıüp gidiyordu. lstanbul'un dehşet saçan, halkın bizar olduğu çok kaıışık günlerinde; Vezir-i Azam Yusuf Ziyaeddin Paşa 23. 7. 1 809 günü, 60.000 kişilik kuvvetini aldı. Vakit yitirmeden Silistre'ye geldi. Emeli sayısız insan öliimünü önlemek, her gün giden büyük m iktardaki ganimete sahip çıkmaktı. 24. 1 0. 1 809'da Pehlivan İbrahim Ağa, Ruslar'a ağır darbe indirdi. "Tatarice Meydan Savaşı"nda 1 0.000'den çok ölü verdirdiği Ruslar karşısında sadece bin kişi yok etmişti. Aralık l 809'da lsmai Kalesi, Ocak 1 8 1 O'da İbrail Kalesi düştü. "Tatarice"de ağır darbe yiyen Ruslar, bunun intikamı olarak çoğu Türk olan Basarahya halkını katlettiler. Napolyon Moskova'ya çıkarma yapınca Ruslar ne edeceklerini şaşırdılar. Do­ ğuda Batu m ' a kadar ilerleyen cepheyi teslime razı oldular. General Tormasov, sulhu harbe tercih ederek, eski sınıra çekilmeyi kabul etti. (.1 8 1 2) Batıda ise Prut Irmağı sınırı olmak üzere Türk-Rus, "BUKREŞ AN­ LAŞMASI" yapıldı. Halkının çoğu Türk olan BASARABYA Rusya ya Ler­ kediliyordu. (28.5. l 8 l 2) _

İran Rus Savaşı -

Rusların Azerbaycan'ı işgali, ardı arkası kesilmez saldınlarla sürüyordu. Doğu'da Türkiye ik çarpışırken Azerhaycan'dan her vesile ile toprak koparmaya çalışıyordu. Iran üzerinde baskılarını sürdüren Rusya' nın 1 809- 1 8 l 3 yılJaıın�aki iş­ gallerini, o günlerde yaşayan Mirze Adıgözel Bey "KARABAGNAGME"sinde şöyle açıklamaktadır. ( 1 )

"General Tormasov, fran 'la olan davaya ara vermezdi ve dögüş meclisini so­ ğutmazdı. Basiret gözünü kapatıp frcın tarafından rahatlık uykusuna gitmezdi. Buna bakmayarak Kızılbaşlm: .. Rusya devletinin emirlerini uyutıulaı: Mu­ hammed-Ali Mirza(2)'yı gizlice sınırdan öteye geçirdiler. O Gürcistan 'a gelip (1 )· Mirı.c Ac1ı�tize1 Dey. Karabaa,nağ.ınc, s. 76-77, Yazıçı - DaL"'0-19119 '"Yazık ki: y;ı.7.ru' kendi soyuna zulUm yap:m RltÇlann harckeıini aHaşlayıp, mazlum lri:cndi lı;ıllri:ını yemıekredir. AltlıAı mcv!Ui ve çı­ brfarını ıb açıkJarn�kladır." f2)- Mulıilııuned Ali Min.a. r-eılı·Ali Şnlı"ın uAlu ve velialıl A�bu.'i Mirz.:ı'nın �ırdeıı;.i<lir. (Tllrl.: • K:ıc.Y lı ılırl;V.)

47


Borçalı 'yı çalıp-çatptı (yağmaladı), hadsiz zararlar verdi. Bir çok esir götürdü. (Eylül 1809) Ertesi yıl Revanlı Serdar Hüseyin Han 'ı , vali ile birlikte Gürcistan is­ tikametine gönderdiler ki; Ahıska 'dan Gürcistan ' a dek karışıklık çıkarsınlar. Rus Başkomutanı Tormasov durumu öğrenince, Şemkür Çayı 'nı geçti ve hızla Sedre Köprü.sii yanına kondu. General Pauluççi ve General lisanoviç 'e asker vererek Ahıska 'dan Hüseyin Han 'ın üzerine gönderdi. Rus askerleri bir gece ansızın fran birliklerine fena darbe vurdular. Bir hayli ölii veren lran askerlerinde panik başgösterdi. Bazıları çok çetinlikle canların kur­ tarırken, bir çoğu da ( atlı-yaya) kaçıştılar. ( 1) Yolda Osmanlı askerlerine rast­ layanlar da soyuldular. Kılıçtan kurtulanlar Revan Hanlığı hududuna varabildi/er. Serdar Hüseyin Han, Kızılbaş (/ran) Devleti 'nden utanarak ve korkarak Köroğlu Kalesi 'ne kaçtı. Bir süre sonra onu ikna edip kendi yerine getirdileı: 6. 7. 1811 'de Tormasov merkeze alınınca yerine General Pauliççi Rııs orduları başkomutanı oldu. O da Tıflis 'te görevine başladıktan az sonra Baka seferine çıktı. ilk durağı Gence 'ye uğradı. l 804 'te Ruslar Gence Hanlığı 'nı fethederken, şehit olan kahraman Cevat Han 'ın tutsak edilen ailesi hapiste yatmaktaydı. Cevar Han 'ın ehl-i eyali ni (ailesini) oğul ve kızlarını, bir çok Kızılbaş (Azerbaycan/ Müslüman-Türk) hanları ile birlikte hapisten çıkarıp serbest etti. Onlar İran 'a giderken kendisi de Baku 'ye yola düştü. Bu sırada Rusya 'yı istemeyen , iilkesinin hileyle verildiğini kavrayan Gür­ cistan halkı isyan etti. Büyük kargaşa meydana geldi. Maktul lbrahim Han 'ın oğlu Cafer Kulu Ağa, Karabağ 'da geleceğini iyi gör­ meyerek lran 'a kaçmak zorunda kaldı. "

Bu haberler üzerine General Pauliççi Tiflis'e döndü. 1 8 1 2'de Napolyon Moskova üzerine yürürken, Veliaht Abbas Mirza (Kacar Türklerinden) 20.000 kişilik ordusu ile Hüdaferin geçidini aşıp Karabağ' a girdi. Şah bulağı mevki ini tuttu. Kırçı' daki Rus birliklerini dağıttı. ( Şubat 1 8 1 2) İyi hazırlanamayan İran ordusu tezlikle çekilmeye mecbur edildi. Gence'yi geri almak üzere (Temmuz 1 8 1 2) baskın düzenleyen 2.000 kişilik İran siivaıileıi de başarı sağlayamadılar. Ağustos 1 8 1 2'de 1 0.000 İran askeri Talış Hanlığı'nı aldı. Buradan Şeki Hanlığı da elde edilirken bir perişanlık oldu. Aslandüz'de yapılan savaşta Abbas Mirza or­ dusu bozulunca olaylar İran aleyhine gelişti. 1 . 1 . 1 8 1 3'te Lenkeran düştü. Böylece İngiltere' nin teşviki ile savaşa giren lran, yenik düşmüştü. Daha da ordusunu dü­ zeltmeye mecali kalmayan Abbas Mirza anlaşmadan başka yol g,ireıniyordu.

Gülistan Banşı (12.10.1813)

Giilisıan Barışı ( l 2. l 0. 1 8 1 3) İRAN (Kacar - Türk Hanedanı) için en biiyiik ta­ lihsizliktir. 1 804'ten beri Azerbaycan hanlıklarını teker teker peı�çcsine geçiren Rusya, bunu resmen İran'a kabul eııiıiyordu. Karabağ' ı n "GULISTAN" köyünde barış yapıldığından bu adla anıldı. Buna göre; Gence, Karabağ, Şeki . Şirvan, Kuba, Baku, Talış hanlıkları Rusya'ya bırakıldı. Revan Hanlığı cesur mukavemeti ile düşmedi. Nahçivan da Revan'la birlikte lran'a bırakıldı. ( ! )- M . Aı.lıgözcl B . Karabıığnrunc s. 76, Bakiı

·

1989

48


İran Şahı'nın Türkiye'ye Yaklaşması Revan ve Nahçivan Türk Hanlıkları dışında ARAS kuzeyinde ve güney Kaf­ kasya'da ki; topraklarının tümünü yitiren Iran (Kacar - Türk Hanedanı) bu ye­ nilgiyi bir türlü hazmedemiyordu. Savaş hazırlığının arkasını kesmek mümkün de­ ğildi. Halta bu durumu gören, Rusya'nın Tebriz konsolosu şöyle bildiriyordu: "Abbas Mizra ' nın arası kesilmeden talim gören koşunlarının top ateşinden uyu­ mak olmuyor!..." İran, Rusya' ya karşı diplomatik girişimleri de denemek peşindeydi. Aıtık İn­ giltere, Türkiye ve başka ülkelerle ittifak etmeli gerekli göıiiyordu. 1 8 1 8 İran, Türkiye ile dostluk kurmak istedi. FethaJi Şah, bu amaçla değerli hediyeler dolu bir hey'eti İstanbul' da Sultan Mahmut il. ye gönderdi. Çok iyi kar­ şılanan bu hey'eti; İran ' ı n Rusya ile savaşa girmesinde Türkiye' nin yardım et­ mesini istedi. Hatta Türkiye ile karşılıklı askeri ve diğer yardımlaşmayı zaruri gör­ düklerini açıkladılar. ( 1 ) Ancak bu sıralarda Türkiye içindeki, kaıışıklıkları halletmeye çalışıyordu.

Türkiye - İran Savaşı (1821 - 1823) Türkiye Yunan isyanı ile uğraşırken, lran'dan Fethali Şah'ın oğullan Abbas Mirza ( 1 790 - 1 834) ve Muhammed Mirza Rusya' nın teşviki ile Türkiye top­ raklarına saldırdı. 1 82 1 İlkbaharında Murat Boyu, Van Gölü çevresinde ilerlediler. Bitlis ' i işgal edip Diyarbakır'a yaklaşınca durduruldular. Erzurum - Kars yaylalarında ise Ranı 'nın kardeşi Hasan Han, birliklerimiz üzeıine galebe çaldı. Affedilmez ha­ tasının cezasını ilerde çekecek olan bu zat, kendi soyundan Türk halkının Kars yö­ resinde ki, mukavemeti ile püskürtülünceye dek bir hayli fenalıklarda işlemiş oldu. (2) 1 822 Tekrar Kars üzerine akın eden Hasan Han, Kars çayı sağında bulunan Koşa - Pınar' da yaylanan halka saldırarak bir hayli hayvan ve ganimet elde etti. Buradan Göle tarafına baskın yaparken halkın saldırısına uğradı. Bu defa gö­ tüımek istediği hayvanlar ve esirlerin çoğu kurtarıldı. Haziran - 1 822 de Eleşgeıt'e giren İran ordusunda kolera salgını korkunç durum aldı. Kuvvetlerinin tükeneceğinden korkar Abbas Mirza barış istedi. 3 Yıl slircn bu saldırılar Türk dünyası için şaşkınlık yaratacak derecede acıdır. B i r yanda "Kacar - Türk Hanedanı" olan İran Devleti'nin, öte yandan Osmanlı Tiirk Devletinden toprak koparmaya çalışması lirpeıticidir. 28. 7. 1 823 Erzurum ' da yapılan Türk -Iran barışı ile Kasr-ı Şirin ( 1 639) de tes­ pit edilen sınır aynen kabul edildi

( 1 )- Azcrhaycaıı Tarihi: C. 2, S. 37, Dakü - 1 964 (2)- Kars Tarihi. (Kır1.ıoğlu M.r) C. 1 ,s 548, lsıanbul - 1 953


İRAN RUSYA SAVAŞI (1826-1828) -

Napolyon Bonapart'ın 1 8 1 2 Moskova Sefeıi tam başarısızlıkla sonuçlanınca, Rusya'nın duıumu birden değişti. Her ne kadar büyük kuvvet yitirmiş, hezimetten hezimete giderken büyük zararlara uğramışsa da Avıupa'yı ti treten Fransız or­ dusunun erimesini sağlamıştı. Avrupa'nın doğal hali Rus genişlemesine engeldi. Oysa Rusya işgal si­ yasetinden vazgeçmiyordu. Yeni sınır arıyordu. Gözünü İran üzerinden Hin­ distan' a çevirdiği İngiltere tarafından rahatça kestiriliyordu. 1 8 1 4'te İran - İngiltere ittifakı yapıldı. Fethali Şah, hayli para ve askeri yardım aldı.

1. Çar Nikola ( 1 4/26 Aralık 1 825) tah t a geçince "Dekabıistler" isyanı oldu. Rusya'da muazzam kaıışıklık meydana geldi. Azerbaycan topraklaıının Rus pençesine geçmesi, Asya ülkeleri için ileıide gi­ derilmesi imkansız felfilcetti. (Mükemmel zenginliklerin Çarlık çağından beri ne­ reye gittiği açık değildir. Müstebid yöneticilerin midesine mi? Diinyayı tehdit eden korkunç silahlara mı gidiyor? .. Avrupa, Amerika yurttaşı refahla uçarken, koca Asya'nın geleceği kimin umrundaydı!) İran (Kacar) Devleti aldığı derin y a­ rayı tedavi için çırpınıyor, her çareye el uzauyordu. İngiltere de şahsi çıkan uğ­ runa lran ' ı te!lvikten geıi durmuyordu. Yer yer sınır çatışmaları yaratan Rus bi rl ikleri İran ' ı savaş a lan ı n a mec b ur e t li . Kafkaslar'daki Rus Başkomutanı General Yermolov'du. İ ran ı n �uzey i i le Tür­ kiye'nin doğu sınırları üzeıine topladığı kuvvetin merkezi BAKU ve TİFLİ S ' ti . Saldın sırasında 75.000 iyi yetiştirilmiş askeri mevcuttu. Merkezi Tebriz olan İran kuvvetleıi ise sistemli, modem 65.000 kişedin ibaret alaylardı. BU arada yö­ relerden toplanan asker, aşiret ve kuzeyden gelen hanların birlikleıi Veliaht Abbas Mirza komutasına kau lacak tı. 1 6.6. l 826'da Abbas Mirza 60.000 kişilik ordusuyla Aras ırmağın ı gl'!çerek Ka­ rabağ üzeıine yürüdü. 26.7. 1 826'da Şuşa Kalesi'ni kuşatıı. Çok möhkem Türk mi­ maıisi olarak inşa edilen burayı 4 top ve 1 500 saldat savunuyordu. Abbas Mirza, Azerbaycan' ın diğer şehirlerini tekrar elde etmek için birliklerini geniş alana serpiştirmişti. 23.6. l 826'da Lenkeran' ı, 26.6. l 826'da ise S a l y an ' ı aldı . Az vakitte Şamahı, Nuha kaleleri başta olmak iizere Azerbaycan ı n kuzeyinde k i büyük kısmı almış oldu. İran taraftarı ulema d a Merkez GENCE' yi zapte tt i . Gümıii yöresinde Revan Cephesi komutanı Hasan Han-Sarı Arslan· ııı 1 5.000' lik kuvveti muzafferdi. " Başparan Savaşı"nda önüne kattığı Rusl ar. da­ ğınık, peıişan Gümrii taratlaıına çekiliyordu. O s ı ra larda M i ralay Hüseyin Han "ANI" (Kars'ın) yakınında karşı laştıgı'Rus bozgununda hayl i esir ve ganimet aldı. Emri komutayı fena duruma d üş iireıı Rus ge nera l i Yermolov büyük kuvvetler gelmesi için İran akınını d urd u ım aya ça l ış ıyo rd u. Abbas Mirza orduları GENCE'ye yiiıiirken. Revan Haıı ı ' nın ku vvetleri dl' ba­ şarıyla ilerliyordui. 1 7.8. 1 826'da Ti ll is i ıı ahında "Cel al-Oğlu" mevki inde y a n sı Hristiyan Gürciilerden müteşekkil Rus birliklerini iyice sıkı ştırdı ki; hu nlar aıll"ak Giircistan' ı korumakla yetincbildiler. '

'

'


İran, savayı büyük hızla yürütüyordu. Sadece tehdit ettikleri birinci derecede en önemli Baku - Tifüs hattı dışında hedefe vanlmıştı. Savaşın b•J ilk devresi İran (Kacar - Türk)'ın her yanda kurduğu üstünlükle Ruslan perişan etmiş, çok mik­ tarda esir ve ganimet almışlardı.

*** Bu sırada dünya içinde durum Rusya lehine gelişti. B aserabya (Avnıpa) sı­ nınnda Türkiye ile anlaşma yapıldı. Halen Osmanlı Devletf ne karşı kullanılan kuvvetler hızla İran cephesine nakledildi. Bir anda ŞEMKUR (Şamhor) Nehri yakınaıında 50.000 muntazam Rus askeri toplandı. ( l ) .. (Bu felakete sebep asırlardan kalma Türk -Iran düşmanlığıdır. ünce İran Tür­ kiye'ye yardım etmediğinden şimdi de bizim banşımızla çok üstün Rus ordusu karşısında kaldılar.) Iran savaş süresince Avrupa devletleri ile ilgi kuımamış, bu fütuhattan fay­ dalanacak dost bir devletle de ittifak sağlamamıştı. Bununla da Rusya ile savaşı bitirecek barış tavassutu yapacak hiç bir girişim bulunmuyordu. Yazık ki; barış için zaman müsait olduğu halde faydalanılamamış, süre uzadıkça Ruslar iyi şekil almışlardır.

*** l 826'da sonbahara doğru General Paskiyeviç komutasında büyük bir kuvvet Azerbaycan ' a gönderildi. Gor Nehri havzasında merkez kolu, GENCE batısında ŞAHMOR Ovası bo­ yunca Muhammed Mirza (Abbas Mirza 'nın kardeşi)'nın 40.000 kişilik kuvveti yer alıyordu. Talış yöreleıinde Hacı Muhammed Han emrindeki birlikler Gor Nehri boyu ve Salyani Gölü karşısında 9.000 kadardı. 1 3.9. l 826'da Muhammed Mirza ordusu, Ruslarla Şemkür (Şam hor) Meydan Savaşı' na girdiler. Nehir boyunca atıştılar. Rus topçuları 50 topla ardı, arkası ke­ silmeden ateş eui .. Bol menni harcadılar. Çok çelin çarpışmada takviye aldıkları halde morali bozulan General Mededov kuvvetleri tesadüfi olarak savaşı ka­ zanınca İran ordusunda bozgun başgösterdi. Miralay Muhammed Kulu Han, Gence Kalesi muhafızlığına atanmıştı. Tah ­ kimat işlerini yürütmüştü. Sonra Muhammed Mirza Gence'den Muragalı hattına yüıiirken, bir kısım birlikleri Merend'li Nazarali Han'ın savunmasına terketti. Gence Kalesi üç gün sonra tekrar Rusların eline geçti. Büyük yenilgi karşısındaz Abbas Mirza 48 gündür süren ŞUŞA kuşatmasını kaldırdı. Kuba Kalesi kuşatması da kaldırıldı. l 827'ye doğru Hüseyin Kulu Han da Baku kuşatmasından vazgeçti. Artık durum 1 827 Şubatı 'nda İran aleyhine dön­ müştü.

( 1 )- 1 827 - 1828 "Rus - lran !-larbi" çev. Ömer Halis s. 14 As. Matbaa (yazarın sözü) Istanbul - 1932


Kısa zamanda Aras nehrine inen Gnl. Paskiyeviç Şubat l 827'de Odubad 'ı aldı. Haz.91· Denizi'nden takviye edilen 1 1 gemi Rus kuvvetleri önünde İran ' ın KA­ RABAG Cephesi bozulmuştu. Şemkür, Terler, Hanbağı şavaşlan peıişanlık ya­ raunca Abbas Mirza merkez ordusunu ustaca Aras' a doğru Hüdaaferin Köp­ ıiisü'ne çekebildi. 1 827 'de yaz içinde Ruslar Geımlu Savaşı'nda ağar yenilgi aldı. General Me­ dedov, dağılan birlikleıiyle esir olmaktan zor kurtuldu. Ruslar Karabağ taraflarına çekilmek zonında kaldılar. Savaşın verdiği zarar ve kayıp İranlılar için daha çoktu. Yen i gelen birliklerle toparlanan Rus birlikleri Şuregel yönünden akim kalan İran saldırısıyle Ser­ darabad ve Revan kalelerini kuşatmayı göze alacaktı. Orgeneral Paskiyeviç (Gürcü)'in ba_şkomutanlığı altındaki Rus ordusu Aras Boyunu, Sünneti Çukuru ( Tuzluca - IGDIR- Aralık) ve Sahat Çukuru ( Revan­ Zengi Basar-Gemi Basar ve Vedi Basar) topraklarını işgale yönelikti. Şuregel Düzlüğü'nün Ahtalar köyünde karargah kuran Gnl. Paskiyeviç, üç kolda sal­ dıracaktı: Gnl. Voyç, Serdarabad' a Gnl. M inkerof, Üçkilise (Açmiyadzin)'ye Gnl. Şuvarsimer, REVAN Kalesine ... Şuragel'deki Rus kuvvetleri cidden çok büyüktü. Abbas Mirza'nın solcenah gücü ve üçkalenin savunmasına dair bilgi almışlardı . Yine Abbas Mirza'nın Nalı­ çivan yönünden gelecek kuvvetleıin burada toplanmasına fırsat vermeden sal­ dınnak fikrindeydiler. ·

* * *

Azerbaycan hanlıklar kuruluşunun en möhkem kalesi REVAN"dı. Sırtın ı Ele­ gez Dağı'nın yalçın uzantısına dayamış, Ağıı Dağlarının buzlu tepesinde altın ve güneş şualarını alırken gözleri Aras Irınağı'nın köpük köpük çağlayışındaydı. Asırların ötesinde akıp gelirken gönlünü kaptırdığı Sürmeli ve Sahat Çu­ kuru ' nun Y!?Şilliklerinde yeryüziinün verimli parçası olduğunun mutlu yaşanusı içindeydi. üzenle yaratılan bu şirin alanda uygar Oğuz Kavmi' nin yiğit- Türk oğullan el tetikteydi. Yöre boydan haya Türklerle meskfındu. Düşmandan gelecek hiç bir akından çekinen yoktu. Sayıca çok üstün, modern silahlarla donanmış kuv­ vetlere karşı, atalaıının kemiklerini sızlatmayacaklardı. Her dimağda ölüm. yok olma korkusu yerine vatan aşkı vardı. REVAN KALESİ, İran ve Türkiye için çelik zırhlı siperdi. Buradan geçecek yol, Anadolu kapılaıını rahatlıkla açabilirdi. .. l 827'de askeri önem taşıyan tek Aras Boyu yolu: Mehri (M iğrı)-Uçkilise­ Revan-Nahçivan istikarı:ı:eti idi. Culfa'da Aras'ı geçerek Tebriz"de son bulurdu. Revan'dan Tiflis'e, Uçkilise'den de kuzeye dağ yollan vardı. B ir kayde değer yol da; Şalıtahtı Köpriisü' nden geçerek Makfı ve Hoy'a ulaşacak birlikleri biricik .. irtibatını sağlayabilirdi. General Leytenant Krovski ordusunun Uçkilise (Eçıniyazin)'ye harekatında; REVAN üstündeki Abaran Çayı yakınlarında Abhas Mirza kuvvetiyle karşılaştı. Çok korkunç ve şiddetli savaş oldu. 1 7.8. 1 827 her iki tarafında yigitç1:- vu­ nışmasında Ruslar oldukça ağır kayıplar verdi bununla ccsarctleııen Alıhas Miı-ı:a. Hoy' a vaımak üzere Aras boyuna indi ( 1 )- M.Adıgözel B. "Karalıağıııuneler." s. 87 Bakü 1989


Ağustos l 827'de Gnl. Voyç 4 alay piyade, 1 alay süvari, 8 batarya topla Ser­ dcrebad' a saldırdı. Revan Serdan Hüseyin Han ' ın kl!!·deşi, Hasan Han - San Ars­ lan (Revan başkomutanı) emrindeki İran kuvvelleıi Uçkilise ve Serdarabad yolu üzerindeki Karasu 'da karşılaşµlar.Çetin vuruşma oldu. İranlılar çok telafet ver­ dilerse de bu hauı_korudular. Oğleden sonra ikinci Rus saldınsını da defederken, karşıt hücuma geçip düşmana 200 ölü verdiıip 1 35 esir (asker) ve ganimet aldılar. Boz�lan Ruslar yeni tutunma karargahı aramaya yöneldiler. Uçkilise zayıf kuvvetle savunuluyordu. Kale'de ötekiler değin möhkem de­ ğildi. Abbas Mirza' nııı tayin ettiği birlikler yetişmeden Rus toplannın şiddetli ate­ şine maruz kalınca düştü. İkinci defa Serdarabad Kalesi' ne dönen Ruslar, 300 yi­ ğitin koruduğu surlardan giremeyince 1 500 soldat telefat vererek çekildiler. General Paskiyeviç, Hasan Han - Sarı Arslan' ı n mükemmel savunma pHi.nı ve yöre Türklerinin cesur mukavemeti önünde Revan Kuşatmasını bırakıp Tebriz üzerine yürüdü. Abbas Mirı:a Kara - papak Türklerinin dahi çokluk teşkil elliği or­ dusu ile 3 l .7. l 827'de Aras civarında Rus ordusunu yenerek çekilmeye mecbur etli. B u başarısıyla morali yükselen Veliaht 4.8. 1 827'de bıraktı. Gümrü üzerinden Tıllis' i almaya karar verdi. Habeıi vaktinde alan Paskiyeviç Tebriz'den vazgeçip Nahçivan üzeıindeki birlikleriyle Reyan 'a döndü. Abbas Mirza da, Ser­ darahad' dan Aras' ın güneyinde ki, lGDIR "Kara - Kalası"na çekildi. Revan Ka­ lesi ise Hasan Han - San Arslan kuvvetleıince konmuyordu. Revan Kalesi'nin çok zor alınacağını kestiren Paskiyeviç, günlerce uğraşlı. Tillis'ten muazzam kuşatma topları getirtti. Yeni takviye ile kuşatma hazırlıklanna haşladı.

Revan Kalesi'nin Kuşatılması:

Revan Ovası (Sürmeli - Sahal Çukuru) halkının da Ruslara karşı yiğitçe tu­ lumu, canla başla Kale' yi vermemek için her fenalığı göze alması General Pas­ kiyeviç ' i yıldırıyordu. O her an kuvvet çoğaltmasındaydı. 1 827 Ağustos oıtalannda Gnl. Şuvaıtsimer Revan'a yi.irüdii. Serdar Hüseyin Han ' ın kuzeyde 1 2 km. de ileti karakollannın karşı ateşinde durmak zorunda kaldılar. İranlılar Şuregel semtinde Ahatalar köyündeki, Rus genel karargahıııa dek girdiler. Amaç Rusları durdurup, Nahçivan'dan gelecek kuvvet için zaman kazanmaktı. Akdağ'ın batı eteklerine yerleşen Ruslar, kaleye giren erzak yardımına mani olamadılar. Saldırının üçüncü haftasında Rus topçuları Revan Kalesi'ni top ateşine tuttu. Gece Revan şehıinin güneyinde iki önemli mevkii aldılar. Nahçivan'dan da bek­ lenen kuvvet gelmeyince ümitsizlik başladı. 1 9. gün topçuların himayesinde ka­ lenin siperleıine saldırdılarsa da başaramayarak püskürtüldüler. Şurcgel ' de bir aydır süren İran - Rus çarpışmalan sonuçsuzdu. Her iki taraf yeni savaş plfını hazırlığındaydı. Ahhas Mirza, Serdarahad ve Revan kaleleri mah­ surların kurtaıınak için Nahçivan' daki çok cesur ve yetişkin süvari birliklerini Ruslaıın gerisine sevkctmcyi diişündü. Arkadan saldıracak olan süvariler Rusları zor duruma sokacaktı. Aras'ın sol sahilinden harekfil eden iiç alay siivaıi (Kacarlı) dehşet saçarkcn Arpaçay Ovası'nda Rus süvaıilcriyle müsademeye tutuştu. İki yandan hirkaç er öldü. Ruslar kuzeye sürülerek irtibatı kesildi.


Ertesi gün süvariler Gümrii yakınlaıına geldiler. Gümıü Serdarabad - Nah­ çivan arasında pek fazla tahribat yaptılar. Bir gün sonra Till is'ten Şiiregil mın­ tıkasına gönderilen General Eristof'un taze kuvvetleri Gümrü Şehri güneyinde İran süvarileriyle ansızın karşılaşular. Çok korkunç, kanlı çarpışma oldu. Hançer, kılıç, boğaz boğaza dayandı. İran süvarileri siliih ve tehçizat eksikliği yiizünden çok telefat verdi. Dağınık güneye rical etti ler. Eristof kuvvetleri Serdarabad hu­ duduna dek İranlılan takip etti. İran süvarileri 4 giin süren geri çekilişle Şah­ tahll 'na ulaştılar. Oysa öyle peıişandılar ki bir süre vücutlarından fayda ol­ mayacaktı. ( 1 ) Süvari akınlanndan sonuç alamayan Abbas Mirza; REVAN Kalesi ve SER­ DARABAD Kalesi'ni kendi hallerinde bırakarak diğer birlikleri Nahçivan 'da top­ ladı. Şuregel düzlüğündeki savaş durumu ile İranlıların umutları hiiziine çevrildi. Her iki kalenin koruyuculaıı (Müdafileri) tek saşlaıına kalmışlardı. (2) Güçlü kuşatma toplarından yararlanan Ruslar, Serdarabad surlarını dövdü ler. Kale burcunu yıkan top mermileri büyük gedikler açınca İran garnizonu şiddetli m uvakemet gösterdi. Çok ölü vererek Serdarabad Kalesi'ni terkettilcr. Ruslar 1 3 top ve askeıi malzeme dışında bol miktarda buğday ve pamuk ele geçirdiler. (3) ( 1 9.9. 1 827) Rus kuvvetlerinin Revan Ovası' na saldırılarında iyi savunma ve rahatça kur­ tuluşu sağlama amacı güden Serdar Hüseyin Han, silahsız ve siv:ı halkı İran ' a göç ettiımişti. Yalnız kardeşi Hasan Han - San Arslan' ı kaleleri koruma için Revan' da bırakmıştı. Kendisi de yörenin çeşitli semtlerinden savaşı yönetiyordu. 27 Eylül l 827'de Paskiyeviç kuvvetleri bütün gücüyle Revan Kalesi ' ne yük­ lendiler. Şiddetli top gülleleri kale surlarında onarılmaz yaralar açıyordu. Hasan Han'ın gayreti ve şehir halkının korkusuzca, ölümü hiçe sayarak karşı koyması fayda etmedi. Y ıkılan duvarlardan girecek kuvvetleri durdurmak imkanı yokıu. Abbas Mirza 26.6. 1 827' de düştüğü halde, 7 Temmuz' da Rus yönetim ine alınan Nahçivan Kalesi üzerine yürüdü. Hiç olmazsa Rus birliklerinin bir kısmını iizeri ne çekmek istiyordu. Bu durumda değişiklik yaratmadı. l Ekim l 827'de Revan Kalesi Ruslar tarafından işgal edildi. Bin yıllann ötesinden beıi Oğuz-Eli, Türk yurdu olan REVAN, binlerce şelı i ı vererek Tiirk dünyasına veda ediyordu.

"Kalelerin yükünü azalunak için bu süvari akını iyi _ll�şiinülıııüş ise de tıaşl<!�ındaki se rse m le ri n emniyet terlibau almayıp basılımılarıyla umulan ıersıı ı ı yaprumunmş o�d u l a r. _ (2)- (Ayııı eser s. 32) " i k inc i derecedeki komuıanhu· yardım edcmıyorlar. 1 ·akaı Abbas Mirza (Türkoillu) yokluk ve çaresizlik içinde gene bir çare hu imaya. mağlup ve hasına ı:ıh i olmamaya çalışıyor, y ılmıyor, yorulmuyor." Çeviren. {3)- Mirze Adıgözel Bey; "Karabağnaınelcr" s. 87, Bakiı - 1 989

( 1 )- 1 827 - 1828 "Rus - lran Harbi" Çcv: Ümcr Halis s. 32 isıanbııl -

1 932


Revan Kalesi düşünce, Rus ordularının ilerlemesine engel kalm ıyordu. 1 3 . I O. l 827'de Tebriz'e giren Pask.iyeviç, Daha ileri giderek Makfı, Hoy han­ \ıklann da alınca Fethali Şah hemen banş istemek zorunda kaldı. 7 . 1 1 . 1 827'de Iran ve Rus delegeleri bir araya geldi . . . Banş müzakereleri çok çetin geçti. uzun la11ışmalar oldu. Taraflar anlaşamadan konferans dağıldı. Kısa süre ateşkes içindeyken, Navaıin'de ( 1 8. 1 0 . 1 827) Osmanlı ve Mısır Do­ nanmalarının, Rus, İngiliz, Fransızlar tarafından yakıldığı haberi geldi. Abbas Mirza hu olayı bahane ederek yeniden savaşa başlayıp Osmanlı Devleli'nin yar­ dımını sağlamak istedi. Oysa yeniçeriliğin lağvı, yeni askeri teşkilatın ge­ liştirilmemesi ve donanmanın yokluğu ile Osmanlı Devleti mecalsiz durumda ol­ duğundan gerekeni yapamadı. Rus Çarı' nın aziz hendesi, Gürcü asıllı General Paskiyeviç, 1 828 başında harekiita geçti. Sinesi kin, Türk düşmanlığı dolu olarak insaf, vicdan sının dışında saldırdı. Bütün emeli Çar'ın iltifatına mazhar olmaktı. Güney Azerbaycan· da önlenemeyecek hızla 28. 1. 1 828'de Unımiye, 8 .2. 1 828'de Erdebil'i işgal elti. lran - Türk Devleti'nin büyük hiikümdan Fethali Şah, daha feci akıbete düşmemek için her ti.irlii zararı göze alarak barış te­ şebbi.isi.inde bulundu.

TÜRKMENÇAY BA RIŞI (10) 22.2.1828 Tahran - Tebriz arasında Ti.irknıençay köyünde Abbas Mirza ve Rus generali Paskiyeviç hir araya geldiler. Ruslann her isteğine hayır diyemeyen İran (Kacarlı Hanedanı) ( 1 O) 22.2. 1 828'de Türkmençay Barışı 'na imza attı. 1 8 1 3 Gülistan Banşı 'nın büli.in şartları aynen kabul edildiği gibi Revan (Türk) Hanlığı ve Nahçivan (Ti.irk) Hanlığı'nın da Rusya hakimiyetine terk edilmesi kahul edildi. Türkmerçay Barışı ile Dağıstan, Gürcistan, K. Azerbaycan (KARABAÔ), Revan I Erivan, Nahçivan)'ın Rusya'ya tanınması resmiyet kazandı. Anlaşmanın en önemli maddesi İran ve Rusya topraklarında yaşayan halklann istedikleri tarafa göç edebilmesi idi. Bununla da İran'da bulunan Ermenilerin Rus­ yaya yaklaşacakları aşikardı. İlk anlarda politik düşi.inülıneyen Ermeni yerleştiril mesi çok kısa zamanda Çarlığın menfi amacına alet olacak, etnik Hıristiyan grup olarak çıban başı alan­ lara yerleştirilecektir. Anık Avnıpa'nın gi.içli.i Hııisıiyan propagandası ıneyvasını verecekti. Ülkesinde Ermeni çoğunluğunu elde etmek için harekete geç�n Ru<>ya gelecek Ermenilerden 20 yıl vergi alınmaması hususunda kanunu hell!en çıkardı. Giimrii'den Kars'a, Revan (Sahal - Sürmeli Çukurları I IGDIR) ndan, D. Ba­ yezıl sancağımıza dayanan Rusya Ti.irkiyc içinde tehlikeli noktaya dayamış oldu. Ti.irkmençay Anlaşması, Rusyaya lran üzerindeki egemenliğini kazandırdığı gihi Türkiye içinde felfıkelli. * * *


1 828 - 1 829 TÜRK RUS SAVAŞI -

Kacarlu - lran ordusunu yenen Rusya, dünyanın en zengin bölgesi Azer­ baycan 'ı ele geçirince sıcak denizlere inme hevesi aıtll. Öteden heri Çarlaıın hayal ettiği siyasetin gerçekleşmesine tek engel Türkiye vardı. Bunu da aşmanın tam sı­ rası gelmişti. Fırsatı kaçırmak istemiyordu. Çok acele "Türkmençay An­ laşması"nın yapılması bundandı. Sultan il. Mahmut ( 1 807- 1 839) "Yeniçeri Ocağı"nı dağıttı. 1 3.6. 1 826'da yeni kurduğu "Asakir-i Mansure-i Muhammediye"nin sayısı azdı. Savaş görmemiş, asker ve subayları tecıiibesizdi. Geliştirilmesi için de zamana ihtiyaç olduğu n u iyi biliyordu Rusya... 1 82 1 f\1ora ve Yunan isyanlannın bastırılma.�ı İngiltere ile Rusya'nın işine gd­ miyordu. üstelik il. Mahmut'un vadettiği Mora ve Giril valiliklerinin Kavalalı Mehmedali Paşa (Mısır valisi)'ya veıileceği de korkutuyordu. Buralarda kuvvetli bir eyUlet yeıinc küçük bir Yunan Devleti ya da zayıf bir Osmanlı egemenliği gör­ mek peşindeydiler. Türkiye' ye karşı üçlü ittifak yapan İngiltere, Rusya, Fransa; donanmaların ı Amiral Codrington (İngiliz) komutasında Yunan denizine soktular. Bir süre sonra 1 8. 1 0. l 827'de ansızın Navarin Limanı 'ndaki Türk ve Mısır donanmasına sal­ dırdılar. Askerin izinli olduğu talil günü gemileıimizi yakarak büyük zarar ver­ diler. B u felaketle daha kara ordusunu toparlayamayan Osmanlı ')evle•.i, de ni z kuvvetlerinin de tümü denecek kısmını yitiımiş oldu. Türkiye "Navarin Faciası"nı protesto etti. Rusya, İngiltere ve Fransa arasında siyasi ilişkiler kesilince hemen savaş durumu hasıl oldu. 20. 1 2. 1 827'de Rusya, Türkiye'ye savaş il5n elli. Ocak l 828'de Giiney Azcr­ baycan'ı işgal etmekte olan General Paskiyeviç ordusu, Türkiye'dcn yard ı m ahı­ mayan İran' l a Türkınençay Banşı' nı acele imzalamak zorundaydı. ( 1 ) Rusya Türkiye'yc Batıdan ve doğudan savaş açtı. 26.4. 1 828'de Osmanlı Dev­ leti savaş teklifini kabul etti. Ettiği gibi bu sorumluluğun kendine ait olmadığın ı da bir beyanname ile iHin etti. 20.5. 1 828 (H: 6. Zilkade. 1243) Rumeli' nde ilerleyen Rus ordusu Ellak ve Buğdan ' ı işgal ederek Tuna Boy­ laıına inerken Doğu'da (Anadolu Cephesi) eşsiz derecede çetin ol uyordu. H içhir şekilde savaş hazırlığı yapmayan Osmanlı yönetimi, kaleleri dayanarak savunma esasını uyguluyordu. Doğu (Anadolu) Ccphesi' nde; Kuban ve Terek ııınakları ile Hazar Denizi. To­ roslardan Uzun Yayla arasında cereyan edecek savaş geniş alana yayılm ıştı. Giiney Kafkasya ile Dağıstan toprakları da savaşın ağ ırl ık merkezini l ll p l ıı yord ıı .

( 1 )- Azerbaycan Tarihi, C. 2, sh.48 Bakfı - 1 9. .


Sa\'aş başlarında Doğu - KalKas Cephesi 'ndeki her iki tarar ordularının aldıkları durum:

;\krkezi Erzurum olan Orgeneral Galip Beğin haşkomutanlığındaki Türk kuv\'etkri : 1 . Erzurum l 5000 asker, 28 top. Org. Galip - Korg. Mehmet Köse 2. Kars l 1 000 asker. 1 50 top, Emin Paşa 4000 asker. top bel l i değil 3. Ah ıska 2000 asker, top hell i değil ..ı. Bayezıt Sakinleri tamamen Türk olan Ahılkelek. Akçor, Poti Kaleleri, yerli halktan si­ lahlanmış kuvvetlerle savunulacaktı. Tiirk yığınağ ın a karşı. Orgeneral Paskiyeviç komutasındaki kuvvetler de şöyle durum al ıyordu: 1 . Revan 2500 asker. 8 top . · Tuğg. Cevçevadzi, Bayezit\� karşı 2. G iiııırü 1 4000 asker. 70 top. Org. Paskiyeviç, Kars'a karşı 3. Gori 1 700 asker. 4 top. Tuğg. Papor, Ahıska'ya karşı ..ı. Riyon H. 5000 asker, 1 4 top, Tuğg. Hess, ... İran ' dan gelebi lecek saldınya karşı da Rus işgal kuvvetleri şu şekilde yığınak yapmışı ı : 1 . Nahçivan 1 800 asker . 2 top , Gnrl. Pangraıiyev 2. Kuzey İran· ı işgal kuvvetleri. 2600 asker, 1 6 top Ruslar hu ku vvelleri dışında Kont Bi ıor emıinde 1 5()() er, 3 top ile Ahıska meydan savaşına. 2000 er Anapa Kalesi saldırısına katılacaktır. Çok kuvvetli du­ nı mla harekete geı.;cn Rusya' n ı n M uazzam hazırlıkla Türkiye iizeıinde harekete gcı.;ıiği göıiil mekıedir. Genci olarak 49000 asker ve 1 60 topları işler haldedir. Maı1 1 828 Revan (Erivan) ve Nahçivan ' ı Ermeni eyfileti ilan eden Çar formanı yayınlandı ise de savaşın doğrultusunda müstahkem mevkii ederek yığınak yap­ tılar. Yine Gümrü ·de askeıi dayanak haline getirildi. S ürekli Türkiye· nin aleyhine gidecek hu savaşta; aslen Azerbaycan toprakları olup Tüarkiye - İran arasında imzalanan "Kasr-ı Şirin Barışı" 1 639 i l e Osmanl ı ' da kaldığından dolayı G ürcistan ' ın sayılan Anapa. Acara, Ahıska, Ahılkelek gibi ka­ lelerimizden kcınuımızla ilgili olarak biraz genişçe söz etmemiz gerekmektedir.

Anapa kalesinin düşmesi : Ruslar ilk hücumla Karadcniz' iıı doğu kıyısındaki Kuban lrmağı' nın 32 km . giineyinde kuru l u küçiik hir Türk kalesi "Anapa" önlerine geldiler. 1 4.5. l 828'de Tuna birliği nden ayırdıkları çıkarma birlikleri içinden Karadeniz filosu Albay Profski komutasında kaleyi kuşattı. l 8 . 5. l 828'de Tuğg. Mençikof birlikleri de ka­ leyi Lopa tuttu. 41 gün süren ı.;etin saldın kerşısında yerli Acaralı Ahmet Bey ko­ m u tasındaki, haşı-hozuk (si vil) savunma kuvvetlerimiz dayanamadı. 24.6. 1 828 Anapa Kalesi d üştii.

KARS Savaşı \'e Kalenin Düşmesi: Türkiye ' n i ıı en iinem li m üstahkem mevkii olan Kars Kalesi, ülkenin de kilit noktasıdır. B u n u ı,:ok iyi kcstircn Paskiyeviç, ihtiyatl ı adımlarla ilerledi. Gümrii yak ı n ı ııda Arapçay' ı gcçcrek direkt gitmeyi giize alamadığından giineydeı�. dolaşıı. i lk br!iı laştığı zayıf hir Türk müfrezesini dağııııktan sonra Kiiçiik KOZKOY ci­ v a rı nda ord ugah kurdu. 1 .7. 1 82 8 Rus saldırısı ile sınırı geçiş tarihi arasında iki a y l ı k süre olduğu halde Türkiye lehine !"ayda sağlanmamıştır. B u da yönetimin za­ ai"iyı.:ıi vı.: ii lkı.:ııin zor duru m da olduğunu giistermcyı.: yeterl idir.


Rus ordulan Kars Kalesi' n i üç yerden lop aleşine lutlu. 7 günlük kuşalmada şöyle hareket edildi: 1 Tem muz, Kars önündeki düzlükle karargah kuran hirlikler ilk günü göz­ lemekle geçirdiler. 21 3 Tem muz, g�ce yapılan ateşin peşi sıra sükunel hakim olduysa kalenin yö­ _ resınde yapılan keşıtlere dayalı olarak top ateşini sürdürdüler. 4 Tem muz, Kars Çayı ' nın sol kıyısında üç batarya ve kuşatma tahkimall ha­ zırlandı. 5 Tem muz, şiddetli ateşle doğu ve batıdan kale dövüldii. Güneydeki büyük tabya tahkiınau düşlü. Göğüs göğüse gelinerek çok kan döküldü. Sayıca fazla olan soldatlar Karadağ eteğinde Kars Çayı ' nın sağındaki mahallelere girdiler. 6 Temmuz, Ruslann lop ateşi sürdü karşı karşıya çarpışan Türk askerlerine ka­ Lılan ve cesaret veren Kars halkı ileri atıldı. Albay Nikalaşefski soldalları Ak­ mezarlığa girerken halkı yiğitçe mukavemeti önüde bozuldu. Bu cesareti kırmaya çalışan Paskiyeviç yağlı paçavralarla şehri yakmaya başladı. Askeri birliklerin siingü, kılıç saldınlanna halk da kazma, kürek, taşla katıldılar. 7 Tem muz, Pazartesi sabahı Rus birlikleıi görülmedik takviye alarak şiddeti artırdılar. Dış kalede bulunan, "Kalciçi Mahallesi"ne girerek şehri işgalettiler. 1 1 .000 Kişilik Türk kuvveli hiçbir yerden yardım alamadı. Toplan işlemez hale geldi Erzurumdan gönderilen Köse Mehmed Paşa'nın 1 0.000 askerlik "Sey­ yar Ordusu" Kars'a I Okm yaklaşmıştı ki; Kars Kalesi' nin düştüğü habcıini alıp Ardahan' a yöneldi. Kars Savaşı ve kuşalmasında Rus ordusu 14 suhay ve 4.000 asker yitirdi. Türklerinki de bundan az değildi. Kale komutanı Emin Paşa; sağ kalanları, çoluk çoçuk ve kadınlan kurıarmak için düşman kuvvetlerini "İç-Kale"ye sokmuyordu. Mevcut birlikleriyle sa­ vunmayı sürdürüyordu bu duıumda Kars halkının insanlık dışı zulüm yapan Pas­ kiyeviç karşısında, Erzuıum'dan yardım umudunu kesen Em in Paşa şartl ı teslime razı oldu. 15 Temmuz 1 828 (H:2. MuhaıTcm 1 244) 60.000 nüfuslu, 72 cami ve mescide sahip KARS, ilk defa Ruslara geçmiş oldu.

Ahıska Kalesi 'nin düşmesi : Kars ' ı alan Rus ordusu, Çıldır Gölü üzerinden Ahılkelek yoluyla Ahıska"ya ha­ reket elli. Doğanım güzellikleriyle dolu Ahıska 50.000 nüfuslu bir Türk şehriydi. Kadınlı, erkekli son derece lslfinı dinine bağlı, güçlü milli duyguya sahip. cesur insanlarıyla tanınıyordu. Geçmiş yıllarda düşman saldırılan karşısında yiğitçe di­ reniş gösterdiğinden "Ahıska yad ellerin olmaz" deyimini yaratm ıştı. Gcleceğı bi­ linen Rus saldırılarına karşı çocuklar ve çok yaşlılar Anadolu kasabalaıına gön­ derilmişli. Bu kalede 4.000 eğitimsiz birliğimiz vardı. Ruslar Köse Mehmed Paşa'nın gönderdiği kuvvetlerden önce varmak için gayret eııilcrse de ba şaramadılar. B i r anda kaledekilerle takviye kuvveti 30.000 oldu. Ancak bunların çoğu başıbozuk ve eğilim gönneıniş insanlardı. 8.8. 1 828'de Ahıska'ya varan Gnl. Paskiyeviç ordusu, Gori'de bulunan Tuğ g Papof, Zalki'den Tuğg. Burtzof (2.500 er ve 2 Lop) kuvvetleriyle takviye edildi. Esaslı gözlemlerden sonra saldıran Rus kuvvetleri çok kan l ı yliıiidliler. Şid­ detli mukavemet gösteren Türk birlikleri kale dış ınd a b oğaz boğaza çarpıştı. Ka­ lenin içinde ise 4.000 er ve 70 veıimsiz lop savunmadaydı. 1 0.000 kadar da kad ın. erkek İıalk vardı. Günlerce süren vuruşmada kale dışındaki zay ı f Tiirk birl ikleri dağıtıldı. Kalede ise mukavemel süriiyordu. ­

.

58


22.8. 1 828'de Ruslar, kalenin teslimini teklif ettiler. Red cevabı alınca top ate­ şine tuttular. B u sırada kaleye yardım geleceğini haber aldıklarından bir an önce ele geçirmek için gayret ettiler. Kuşaunanın ağırlık merkezini teşki l eden kuzey kısmına yüklendiler. Topçu ateşi gücüyle açuklan bir gedikten Ahıska Kalesi'ne giımeyi başardılar. Bu savaşta surlardan düşman askerlerinin başına kaynar su döken kadınlar, içeriye giren soldatlan boğazına sarıldılar. Elle, tırnakla, kazma ve kürekle destani kahramanlık gösterdiler. Ruslar yağlı paçavralarla şehıi yakıp yık­ tılar. 20 günlük çok çetin kuşatma sonunda (28.8. 1 828) Ahıska Kalesi' ne gir­ dikleıinde enkaz ve yangınlar içindeki kadın, erkek cesetleriyle karşılaştılar. Pas­ kiyeviç' in vahşi ve alçak hareketi insanlık tarihinde yüz karası olarak unutulmamaktadır. Ahıska'yıa bizı.at yardıma gelmekte olan Köse Mehmed Paşa'nın 1 0.000 piyade, 20.000 süvaıi ve 25 toptan ibaret kuvveti Ardahan üzeıinden Digor ' u aştı ise de üstün Rus ordusu ile savaşı göze alamadı. ( 1 ) Ahıska' yı işgal eden Ruslar, bu savaş sırasından Poti, Ozurketi Kalası, Riyon ıımağı havzası ve Gürcistan' ı bütünüyle ele geçirdiler.

Ruslann Doğu A nadolu' da ilerleyişi: Iğdır yöresi ve Aras havzasında, Ağrı Dağı kuzey eteklerinde kuvvetli tah­ kimatlar yaptıran Rus kuvvetleıi Bayezıt üzerine yürüdü. Az askerle korunamayan BAYEZIT KALE'si (D. Bayezıt) kısa zamanda düştü. Artık Ruslar Diyadin, Eleş­ kert, Karaköse'yi aldıktan sonra kış geldiğinden durdular.

1 828 Yılında Savaşın Sürmesi : 1 929 yılı II. Mahmut savaşı durdurmak için çareler arıyonru. Rus saldırısını önleyecek imkana sahip değildi. Padişaha barış yollannı tavsiye eden Galip Paşa arz edilerek yerine Eğinli (Kemaliye) Org. Salih Paşa (Erzurum valisi) atandı. Savaş valisi Hakkı Paşa da seyyar ordu komutanlığına getirildi. Osmanlı kuv­ vetleri; asker, silah, cephane teminini çalışırken, Doğu Anadolu'nun şiddetli kışım hesaba kalan Paskiyeviç Tillis'ten takviye birlikler getirtiyordu. Bu arada kışın da geçmesini bekliyordu. Bir anda Rus ordusu beklemediği iki olayla karşılaştı: 1 - Tahran 'daki Rus büyük elçisi Gripviyedof, İranlılar tarafından öldürülünce, lran' nın Rusya' ya savaş açması ihtimali belirdi. 2- Türkler ani olarak Ahıska Kalcsi' ni kuıtarmaya kalktılar. Başkomutan Salih Paşa, fırsattan faydalanarak Ahmet Acaralı (Paşa)'yı l 2.2. l 829'da Ahıska'yı kur­ taımaya gönderdi. Ahmet Acaralı 4.3. l 829'da Ahıska Kalesi'ni kuşattı. Yapılan çok çetin çarpışma sonunda Rusların Tillis' ten getiıttikleri toplarla kuşatmayı kal· dırdılar. Burada Rus birlikleıi ağır kayıplara uğrndı. ( 1 ) - Ah ıs ka savunmasıııa, eski Rus akademisi profesörlerinden, Rus - J apon Savaşı baş­ komutanı Gııl. Kropaıkin şöyle demişti r: "i\lııska'ııın koruyuculanyla, halkın erkeklerinin yiğitliğini parlak surette anlaulmasına ih­ ıiyacı yoktur. i\ncak bu sırada hiç bir yerde cııi ve benzeri görülmemiş ıarLda ateşe a:ılan ka­ dınlarını haurlaınak yeter. Türk kadınları ellerinde kılıçlar bulunduğu halde Rusların üzerine ars­ lanlar gibi saldırmış, savlet ederek savaşta sebat ediyorlardı. Çaresiz kalıuı yiğit gaziler ise Rusla1'1 teslim olmak arını kabulleıımek ıeıı, esaret felakcıiııe uğrrunakıansa kendilerini diri diri yangın alevlerine atıyorlar, ateşlere gömülüp cesetlerini kül. ruhlarını ulu tanrıya teslim ediyorlardı."

59


Erzurum ' a doğnı: Gnl. Paskiyeviç, 1 829 ilkbaharı her iki tehUkeyi atlattığı için geniş nefes aldı. Revan'da karargah kurduğundan Açmiyazin (Uçkilise) Katolik Kilisesi 'nin; "Haçın kılıcını temsil ediyor!" emrini alınca yeni girişimlere başladı. casustan ve başka vasıtalarla; "Türkiye' deki Ermenileri İslam baskısından kurturmaktadır!" propagandasını yaydı. Türkiye topraklarındaki Eımenilerden geniş şekilde te­ veccüh ve yardım görünce Yeşi lııınak üzeıinden Samsun'a, Muş üzerinden de İs­ kenderun ve Akdeniz'e inme pl5.nı hazırladı. Paskiyeviç, Benliahmed (Kars)'de yığnak yaptığı 1 4.000 seçme a�keriyle Er­ zurum' a harekete geçti. (2 1 .6. 1 829) Soğanlı Dağları batısı, KAYINLI Köyü'nde 50.000'den çok başı-bozuk ve dü­ zenli asker yığın ile sözde mevzi almış Türk ordusu başkom utanı Kasap Salih Paşa, Rus gözcüleri tarafından iyice gözlenmişti. 29.6. 1 829'de Yeniköy - Zivin yo­ lundan ilerleyen Rus ordusu 30.6. 1 829'da hiç engelle karşılaşmayarak Soğanlı Dağları 'nı aşıı. Bir gün sonra ansızın Salih Paşa kuvvetlerine baskın yaparak da­ ğıttı. Pasi nlere geçen Hakkı Hapa birliklerini de Mıcıngeıt Kalası'nın kuzey - do­ ğusu "Milli Düzü/Meyilli düz" de bozarak Horasan' a girdi. Türk Paşasının ye­ teneksizliğinden Erzurum halkının dahi morali bozularak Sivas'a kadar ürküşüp kaçtılar. 7.7. 1 829'da Hasankale'ye giren Rus ordusu önünde engel bulunmaması hevesiyle Erzunı m ' a ilerlediler. 8.7. 1 829(da Çarşamba'yı - perşembe' ye bağlayan gece saat: 1 8.00'de Erzurum' a Rus bayrağını çekince Anadolu 'nun en büyük sa­ vunma üssüne sahip oldular. D.Bayezıt Kale'sini Kurtarma harekatı: İsak Paşa komutasında 6000 muntazam Türk askeri ustaca B ayezıı Kalesi ' ne akın etti.2.7. 1 829 On gün süren çok çetin çarpışmada Kalenin önemli kısmı alın­ dı.Bizzat paşalarını aralarında gören askerler yılmadan atılıyor.işgal inancı ile iler­ liyorlardı.Ağır darbe yedirdikleri Rus ordusu dağılmaya başladı.Savaşın başından beri çok sert Türk gücünü Ruslara şimdi gösteren İshak Paşa tam Bayezıı kalesini alacağı sırada "Yeniköy Meydan Savaşı" yenilgimiz ve Erzunı m ' un düştüğü ha­ berini alınca şok geçirdi. B ayezıt Kalesi 'ne mükemmel hücumu bırakarak askerini toplayıp VAN' a döndü. 1 2.7. 1 829 Artık Rusların Murat Çayı'nı aşarak Muş'a ilerleme imkanı doğuyordu. Savaşın Sona Ermesi: Paskiyeviç, D. Anadolu'da yerli Ermenileri başına topladı. Bunların önciilüğü ile Muş, Hınıs, B aybuıt ' u almak üzere yaptığı saldırıda l .8. 1 829 Türk birliklerini ve halkın karşı koylasına dayanamayarak bozuldular. 8.8. 1 829 ... B ir glin sona Bayburt'a yüklenildiğinde Türk halkının mukavemeti öıılindc ezildiler. Bayhmt " u saldılarsa da öteye geçmeye takaıları olmadı. Şehrin batısı, Hart Düzli' ııdc hiiyiik halk - meydan savaşı ile Rus ordusu daramadağın geri püskürtü ldü. Bu başarıdan muntazam ordumuz olmadığından fayda sağlanamadı .


Doğuda Sohum, Ahıska, Kars, Erzunım vb. kaleleri ele geçiren paskiyeviç or­ duları karşısında savaş tamamen aleyhimizde idi. Bauda General Diebiç 'in komutasındaki Rus kuvvetleri B alkanlar ' ı aşıp EDİRNE' ye girmeyi başardılar. Bu arada Tekirdağ ve Enez'e de ilerlediler. Ru­ meli'ndeki Osmanlı komutanlığı lstanbul'un tehlikeye düştüğü vahametine ka­ pıldı. Bu cephede 1 00.000 kişilik Rus kuvveti olduğunu sanan serasker Hüsrev Paşa ikaz ve ihtarlara rağmen banş karan aldı. Halbuki 20-25 bin kişilik kuvvetle Ruslaıı Edirne'den atıp savaşın seyrini değiştirmek mümkündü. Gnl. Diebiç' in 20.000 kişilik kuvveti olduğu haberi alınamamıştı. Batıdan ilerleyen güçlü Türk kuvvetleıi de Ruslan arkadan vurmak üzereydi. Büyük kısmı eıiyerek peıişan du­ nıma gelen Ruslann Boğazlara inmesi olamazdı. Türk.iye' nin barış teklifini Ruslar hemen kabul ettiler. Edirne Anlaşması'nda Rus şartlan nispeten hafifti. Çar 1. Nikola ele geçirilen sahalan tamamen geri verdi. Edirne Anlaşması: 1 4.9. 1 829 1 . '(unanistan' ın bağımsızlığı tanındı. 2. Sırbistan' a imtiyaz verildi. 3. Tuna ağzındaki adalar Rusya'ya; Eflak, Boğdan Türkiye'ye kaldı. 4. Doğuda; Anapa, Poti, Acara, Ahıska, Ahılkelek gibi kaleler Rusya'ya bı­ rakıldı. 5. Rus ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçecekti. .. 6. Türkmençay Antlaşması ( 1 0/22.2. 1 828)�nı Türkiye de tanıyacaktı.Ozellikle Revan ve Nahçivan Hanlıklarının, KARABAG' ın, Rusya egemenliğinde ol­ duğunu Osmanlı Devleti de tanıyordu. 7. Osmanlı Devleti ağır bir savaş tazminatını yedi yılda ödemeyi de üst­ leniyordu. Rusy�i 1 804 İran Savaşı ile Gence'yi alınca Ermeniler üzerinde başlattığı ha­ kimiyeti Uçkilise (Açmiyadzin/Revan)'ye dek uzatmıştı. Daha önce ta­ nıyamadıkları hu insanları kendilerine tabi olacaklarını anladığı gibi Türklere karşı rahatça kullanmaya da başlamıştı. Erzurum ' a (8.7. 1 829) giıip Ermenilerin bulunduğu alanları işgal eden Rus kuvvelleri ilk m ünasebeti hasıl etmişti. Ermenilerin Hıristiyan olduklaıından ken­ dine yakınlığını hesaba alarak Tiirklere kışkırtmaktan geri durmrmışlardı. Bu sı­ ralarda Rus ordusunda Eııneniler de çoktu. Onlar da bu yönde Ruslara alet olmayı sürdüıüyorlardı. ( 1 )

( 1) AkJes Nıınct kurat, 11 1 urkıyc ve Rusya" s. I 1 2- 1 1 3 -

Aııkara- 1 973


RUSYA'NIN ERMENİSTAN KURMASI Azerbaycan Topraklarım Ermenileştirme Rusya, Ti.irkmençay Antlaşması' ndan sonra lran 'ın çeşitli bölgelerinden Er­ menileıi hızla getirtirken, Türk-Rus savaşı ( 1 828- 1 829)'nın (Anadolu cephesinde) başarısını Ermenilere borçlu idi. Bu sadık dindaşlarını kullanmakta güçlük çek­ miyorlardı. Çar I. Nikola ( 1 825- 1 855) kendini Bizans' ın varisi göstererek, Osmanlı Dev­ leti ile yaptığı savaşlarda Rumeli'nde Rumlardan, Anadolu'da Ermenilerden fay­ dalanmıştı. 1 828:: 1 829 Savaşı boyunca Türk tebası Ermeniler Rus ordusuna yardım el­ tiler.( 1) Uçkilise (Açmiyadzin) Hırisıiyan Katolik Kilisesi; zehirli propagandasıyla Türkiye Eımenilerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Paskiyeviç kuvvetleri ya­ nında yer almalarına ön ayak oldu. Ti.irkiye' yi arkadan vuran bu nankör teba, Çar ve çevresinin teveccühünü elde elli. Azerbaycan'daki Türk ve İslam mukavemetini kırmak her zaman yaşadığı Os­ manlı Devleti korkusunu gidermek amacıyla yeni siyaset uyguluyordu. Türk milli gururu ile ruhlaıın derinliklerine inen İslfımiyet sevgisi.halkın çelik perçini idi. Çarların rüyalarını kaçıran bu sağlam bütünlüğü dağıtmak çaresi ve Azerbaycan halkını rahat sömürmek için bir Eımeni çıbanbaşı dayanağı yaratacaktı. Rusya; Sünni-İslam Osmanlı Devleti 'ne karşı Şii-İslam Iran'dan kopardığı Azerbaycan Türklerini bu savaşta kullandı. Kısmen de başarılı oldu. Edirne Antlaşması ( 1 4.9. 1 829), Türkmençay (22.2. 1 828) gibi taraf halklarının istedikleri yerlere göç etmesini kayda almıyorsa da, Rus ordusuna ya_ı:dım eden Er­ menilerin çoğunu korkuya düşürdü. Çar da ıaılı vaadler öneriyordu. Uçkilise/ Açmiyadzin (Revan'dan)'de Türkiye ve İran yerli Eımenilerini çağımıaktan geıi durmuyordu. Abbas Mirza (2) Ermeni göçünü önlemek amacıyla;"Rusya'ya giderlerse as­ kere alınacaklarını, köle olarak kullanılacaklarını" ileri sliıiiyordu. Eımeniler de; "Bir Hıristiyan ülkesinde ot yemeyi, İran 'da ekmek yemeye tercih ederiz" di­ yorlardı. (3) Göç devam ediyordu.Bu sırada İran' dan onbinlerce Ermeni ' nin büyük çoğunluğunu Karabağ'a yerleştiren Rusya, Edirne Antlaşması'ııdan sonra Türkiye' den kaçan, göçen Ermenileıi de başta Revan olmak lizere Nahçivan ve Karabağ gibi Türk bölgeleıine iskan ettirdi. Bu sırada Erzurum Marhasası Epis­ kopos Karabet; Erzunım, Kars, D. Bayezıt'tan 90.000 Ermen(yi alarak Rusya'ya geçti. Bu göçmenler Gümrü, Ahılkelek, Ahıska ve KARABAG yörelerine yer­ leştirildi. (4) 1 830'da çok ciddi Ermenileştirme siyaseti bizzat Çar tarafından ele alındı. Önce Azerbaycan Türklerinden başka yabancı unsura yer vermeyen "Revan Han­ lığı" topraklaıında Sünni bir Ermenistan Devleti yaraq)masının çekirdeği oluş­ tunıldu. Bununla da Anadolu Tiirklüğü ile Kafkasya (Ozellikle Azerbaycan) Tlirk­ lüğü arasında etnik duvarın temeli atılmış oldu.

(1) - Enneni Tarihi; lstepan Balasaııymı (Ermenice) - 1 9 1 1 (2) - Abbas Mirza (26.R. 1 789 - 25. 10. 1 833) Veliaht f-eıh:ıli Şalı Kacar'ııı lıüyük oğlu (Çok cesur komutan I Türk asıllı) (3) - Esm ! Iraz; Tarihte Enneııilcr ve Ermeni meselesi, s.623-624. lsıaııbul - 1 987 (4) - Aynı eser s. 624

62


Türkiye üzcıindeki emelleıini gizleyemeyen Rusya, Ermenileri yerleştirmekle tampon bölgeyi temin etmişti. Revan'a bir askeri vali tayin ederek çok büyük yetki verdi. Şiddet, zulüm gibi unsurları uygun gören bu valiler, feodal baskı re­ jimini de berabeıinde getireceklerdir. * * *

l 822'de lağvedilen Karabağ Hanlığı'nın yerine Kaikasya' nın Müslüman eya­ letleıinden biri "Karabağ Eyaleti" resmi olarak yaratıldı. Buna göre de Rusya' nın, "Hariciye, Dahiliye, Savunma ve Maliye bakanlıkları"nı 4 ciltlik "Za­ katkasiya' daki Rusiya torpaglannın İcmali" (SPB, 1 834) kitabında Karabağ, "Mi.i­ selman eyaletleıi" terkibine dahil edilmiştir. ( ! ) 1 828 - 1 829 Savaşı' ndan sonra yaranan "Ermeni Vilayeti" doğal olarak "Müslüman Eyaleti" sayılmıyordu. Oysa 1 830 kamera! nüfus sayımına göre ahalinin %46.2'si İran ve Türkiye'den göç et­ tirilen Ermeniler gelmeden önce %73.8'i "Müslüman- - Türk" (Azerbaycan) hal­ kından ibaretti. Demek ki Çar Rusyası Karabağ ' ı resmen "Enneni Vilayeti" olarak şimdi ki Ermenistan' m bir hissesi kabul etmiyordu. Bunun için de tarihi dayanak tanım ıyordu. Yine sistemli yapılan bu göçlere rağmen 1 832 yılındaki ilk resmi nüfus sayımına göre, Karabağ'da %64.8 Türk, %34.8 Enneni mevcut idi. Ancak geniş Karabağ alanı ortasında Hankendi ve Azerbaycan'ın kültiir merkezi, en şirin Türkçe' nin işlendiği, içli musikisi dünya halklarını etkileyen Şuşa dahil olmak üzere dağlık kesimde Eımeni nüfusun artmasına ayak atıldı. (2) Karabağ 1 828'den sonra Şuşa, Cevanşir, Cebrail ve Zengezur kazaları olarak bölündü. 1 833'te Azerbaycan 'da iki kamendantlık (askeri vali) yönetiminde eyalet kunıldu. 1 . Tillis, merkez olmak üzere halkının daha çoğu Gürcülerden oluşan "Tifüs Vilayeti" ... 2. Baku, merkez olmakla bütün K. Azerbaycan'ı içine alan 1 868'e dek süren "Baku Vilayeti" ( 1 84 1 'de bu adı taşıdı) Karabağ, Baku Vilayeti ' ne bağlandı. 1 868'den sonra dıı. "Gence Vilayeti" mey­ dana getiıilerek Karahağ'ı içine aldı. 1 830'da Karabağ Hanlığı paralannın hemen hemen büyük kısmı tedavülden kaldınldı. 1 830- 1 832 Karabağ topraklanndan ortalama 33.440 ton buğday elde edildi. Bu her yıl biraz aıtarken l 855'te 57.440 tona yükselerek, Rusya'nın çok önemli yiyecek giderini karşılamış oldu. Bol miktarda pirinç, ipek, üzüm, pamuk vb. mahsullerle Karabağ' ın ülke ekonomisinde ulaşılmaz değere vardığı gö­ ıiilmektedir. (3) Ağır vergi yükü, zulüm, şiddet, Çarlığın törelliği ağa ve bey baskısı, inanç (İsHimiyel) özgürlüğüne müdahale şeklindeki durum Karabağ Türklerini isyana götiirdü. l 844'te çıkan hiiyük Karabağ isyanı üç gün sürebildi. Çar birlikleri ta­ rafından dağıtıldı. (4) 1 .4. 1 840 - 1 . 1 . 1 84 1 Çar hiikümeti bir kanun çıkararak eski yönetimi lağvetti. Kamendantlık sistemi yerine: 1 . Tiflis - İmeratiya guberniya.� ı: (Gürcistan kesimini içine aldı .) 2. Hazar Vilayeti: Şamalıı, Şuşa (Karabağ), Nuha, Lenkeran, Baku, Kuba ve Derbend kazaları teşkil edildi. Kazalar ise mıntıkalara bölündü. (1J .

Bahıiyar Vahapzadc - Prof. Süleyman Eliyarov, ·· oağlık Karahağ: lddial-r ve Hakikaı"· BakO • 1 989 (2) - Aynı yazı (�) - A,.crhaycan Tarihi C. ll. s. 51! - 8 1 BakO - 1 964 (4) - Azcrhaycan Tarihi C. il. s. 97 DakO - 1964 (5) - Aynı eser s. 94 (Gence. Kazah. Şemseddin gihi Azcrhaycaıı loprakları da. hcrııiyası"ııa dahil edildi.

Tinis

-

lıııcraıiyc Gu


KIRIM SAVAŞI

1 853 - 1856

3 1 . 1 1 . 1 839 İstanbul' da Tanzimat-ı Hayıiye Fermanı "Giilhane Hattı Hü­ mayunu" ile Türkiye, B atı uygarlığına ilk adımı altı. Rum ve Ermenilere is­ tedikleri çok dini serbesti tanındığı için, bu durum Rusya' nın işine gelmedi. Hı­ ristiyanlığın hamisi kesilerek çeşitli entrikalarla 3.7. l 853'te Bali (Rumeli)'dan saldırdılar. Çeşitli m illetlerin diplomatik teşebbüsleri fayda veımeyincc 1 4. I O. l 853'te Osmanlı Devleti de Rusya'ya haklı olarak savaş açu. 5. 1 1 . 1 853'te Rus kuvvetleıi Arpaçay üzerinden Doğu Anadolu'ya saldırdı. Bir hayli ilerleyen Ruslar, Revan'dan da Iğdır' ı geçerek ZOR YAYLASI'na varıp "Musun Gediği"nden yüklendi. Durumu önceden Revan (Erivan) Türklerinde haber alan Feıik Salim Paşa, burada pusuya düşürdüğü Rus birliklerini perişan elli. Revan' a dönüp toparlanan Ruslar bu defa Ağn Dağı batısındaki "Çilli Ge­ diği"nden D. B ayezıt Kalesi"ne yöneldiler. Karabulak Köyü çevresinde Şiddetli savaş olduysa da, pusudaki Rus kuvvetleri de çıkarak Türk ordusunun Van ' a çe­ kilmesine sebep oldular. "Kııım Ş_avaşı" adı veıilen harekatın ağırlık merkez.i. Kırım Yarımadası idi. Bu­ rada Miişir Omer Lütfi komutasındaki Türk ordusu "GUZELOVA Zaferi"ni ka­ zanınca Rus ordusu dağıldı. Karadeniz'de de müttefik İngiliz, Fr:ınsız do­ nanmaları üstünlük kurdu. Bu sırada ( 1 834- 1 859) Kuzey Kafkasya Türkleıi, Şeyh Şamil ( 1 797 17.2 . 1 87 1 )'in başbuğluğunda bağımsızlık savaşı veriyordu. Buna ayak uyduran Kuba'dan başka, Azerbaycan' ın diğer illeıinde de yer yer ayaklanmalar baş­ gösteriyordu. İki nizami Rus ordusunu dize getiren Şeyh Şamil, sayısız esirler içine Rus Başkomutanının da karısını katmışu. Biiliin direnmelerine karşı hir kez Tıflis'e dahi inen Şeyh Şamil bütünisteklerine rağmen İstanbul 'tlan yardım sağ­ layamayınca yine Dağıstan ' ın sarp kayalıklaıı ve engin oıınanlan arasında mü­ cadeleye dönmek zorunda kaldı. Osmanlı Devleti eğer bu fırsatı de­ ğerlendirebilseydi, Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya bir Ti.irk Devleti olarak yükselecekti. Batı'da, Kmm ' da ve Karadeniz'de üstün başarılar kazanana Ti.irk ıırdusu Rus­ laıı aklı başına gelmeyecek şekilde perişan etti. Buralarda ortluınuz zaferden za­ fere koşarken, Doğu'da yeniliyordu. 29. 1 0. l 855'te Kars Kalesi diişüm:e barış ma­ sası kuruldu.

Paris Antlaşması 30.3.1 856 Kııım'da fena yenilen Rusya, Kars'ı almakla askeri şerefini korutlu. diye ba­ ıışa yöneldi. Tiirkiye. İngiltere, Fransa ve Rusya ile Piemonte Devlctleıi arasında Paıis Anlaşması imzalandı. 30.3. 1 856 Bu baıış ile Tiirk topraklarının biiliinlüği.i, Karadeniz' in tarafsızlığı ve Avrupa devletleri arasına (Türkiye' nin) katılması önemlidir. Ayrıca emclierinc ka­ vuşamayan Rusya, Edime Anlaşması' nın kazançlarını yitirdi. Boğazlar da Rus do­ nanm asına kapatıldı. Akdeniz'i Rus donanmasına kapatan hu anlaşma R uslara he­ zimet olduğu kadar Türkiye de otoritesinden oluyordu.


Kırım Savaşı Sırasında Ermeniler: 1 853- 1 856 Kınm Savaşı ' nda, Kars'ı işgal eden Rus kuvvetleriyle buralarda yaşayan Eımeniler arasında yakın ilgiler büsbütün artlı. Savaşın başında Türkiye Ermenilerinin Ruslar yönüne geçtiği; onlara casusluk yaptıkları gibi çıkar karşılığı türlü h izmetlerde bulundukları biliniyor. Onların bu duıumları ise, doğıudan doğ­ ıuya vatana ihanet mahiyetinde idi. Bu davranış Osmanlı hükümeti ve yerli Müs­ lüman halkın güvensizliğini, nefretini celbedecekti. Anadolu köy ve şehirlerinde, İstanbul' da meskun Ermeniler, Osmanlı Dev­ leli'nde uygulanan usfil, nizam ve çalışkanlıkları dolayısıyla refah içindeydiler. Osmanlı kanunları muvacehesinde dinleri ve yaşayışlarında tam serbestliğe sa­ hiptiler. Askerlik mükellefiyetleri ise oldukça hafifli. Türk İslam halk, Türk köylii gençleri vat.an savunmasında savaşlarda hayatların yitirirken Ermeniler kendi işi ve güçleıindeydi . Maddi sorunlan da yoktu. Ticaret ve san' atta ileri hayat şart­ lanndaydılar. İstanbul' da ise sayısız zengin Ermeni türemişti. Eımenilerin Türk Müslüman ahaliyle dostça yaşadıkları çağda, Türkiye'ye ihanetleıi aklın al­ mayacağı şeydi. ( 1 ) Osmanlı Devleti' ni n idare sakatlıkları, memurlarının baskı, rüşvet, haksız mu­ amelesi Eımenilerden çok müslüman halka yapılıyordu. Bu konuda şikayetler vaki idi. Türk Mi.isliiman halkın en ağır işlem karşısında devlete ihaneti dü­ şünülemezken Eımenleıin bu ihanet hareketi dış etkiler ve daha çok Rusya' nın kışkırtmasıyla idi . Doğu Anadolu'daki Rus işgali ile bu çalışmalarda elveıişli ortam yaratılmaktaydı. Ruslar ve Avrupalılar haritalarda, kitaplarda Doğu Anadolu' yu ısrarla "Er­ menistan" diye adlandırmaya bilhassa bu sıralarda devam ediyorlardı. "Er­ menistan" tabiri, Rusya tarafından tam siyasi anlam taşıyordu. İleride İskenderun Köıfezi ' ne çıkmayı Akdeniz'e adım atmayı hedefliyordu. Kınm Savaşı ' nda muzafferiyetimiz kadar başatı elde edemedik. Rus siyaseti ve Ermeni hayallerini yıktık ise de bir süre dayanabildi. Anadolu 'da Kars'tan öteyi ele geçircmememiz yine Türk düşmanı Çarların oyunlarına fırsat verecektir: Gümrü ve Revan' a yığınak yapacak olan Rusya, Türkiye aleyhine çalışmayı dur­ duımayacaktır. Kınm Savaşı' nda da, Osmanlı Devleti' ne ihanet eden sayısı ol­ dukça çok Ermeni aileleri, gelecekteki, hayati korkudan Rusya'ya göç etmiş, Çoğu Revan ve Dağlık Karabağ bölgelerine yerleşliıilmişlir. İstanbul, Van, Sivas ve diğer şehirlerimizdeki geniş kitleler ise en güzel du­ rumla yaşamayı devam ettirecektir. Müslüman ahaliden daha ileri olarak devlet makamlarında yer alacaklardır. En yüksek mevkiye getiıilen Ermeni tebamızdan bir çok bakan da devlet hizmetinde görevlerini sürdürecektir.

( ! ) - Akdes Niınet Kuraı. TÜRKİYE - RUSYA s. 1 12- 1 13

Ankara - 1 970


KARABAG (XIX. Yüzyılın ikinci yarısında) 1 868'de Baku, Erivan (Revan), Tillis ve Elizebetpol (Gence) eyalet (Gu­ bernia)'i yarandı. Merkezi Şuşa olan Karabağ da bir vilayet olarak Elizabetpol ' a bağlandı. Aynca Nuha, Kazah (Tiflis'ten), Ordubad, Mehri / Migıi (Nahçivan) de, Zengezur da Gence ye dahil edildi. ( 1 ) 1 860- 1 867 yıllan arasında en çok hayvan yetiştiren Cavad, Cevanşir, Şuşa gibi Karabağ yöresi, Çarlık ekonomisinde önemliydi. Dağ koyunu, merinos yetiştiren, Terekeme adlı kuyruklu koyunlar ihtiyacın çoğunu karşılıyordu. Bu her yıl ar­ tarken (2) Tiftik ve öteki keçilerin de çoğalması sağlanıyordu. Karabağ'de halkın çoğu yaz mevsimi yaylaklara, kış mevsiminde ise ovaya göçüyorlardı. Gi ttikçe yerleştiıilen Enneniler yüzünden Şuşa' da % 36. 1 , Cevad ve Cebrail' de ise %42.4 Türk-İslam aile göçebe halindeydi. (*) Daima Türk Azerbaycan halkına gü­ venemeyen Çarlık Rusya bunlardan orduya asker almıyordu. Karşılık olarak da "Herbi vergi" alıyordu. l 876'da Elizabetpol (Gence) Eyaleti çevresinde 448.078 Manat vergi borcu vardı halkın ... 1 880 - 1 890 arası oldukça artacakur. 1 870 Azerbaycanı tam bağımlı hale getiren Rusya buralara Eımeni göçmenleri yanında Rus halkından da yerleştirmeyi de ihmal etmiyordu. 1 87 1 sayılarına göre; Elizabetpol (Gence)'a bağlı Dağlık Karbağ'da: 870.000 Türk, 292.000 Eııneni nüfus görünmektedir. (3) Topraklann eyalet ve kaza reisleıi yetkisine verilmesi, onların dilediği gibi halka ektirip mahsul kaldıımalan, bu arada ağır vergi mükellefiyeti. memurların baskısı sık sık isyana sebep oluyordu. Çar memur ve kumandanlarını n bcslcnıne:-.i. onlara hasredilen hisse 1 870 yılı Şuşa'da 5.000, Gence'de ise 4.0<X) ınanata kadar yüklenmişti. (4) 1 878 Şuşa, Cevanşir bölgeleıinde köylüler ağalar ve beyler malikancleıine baskın yaptılar. Her tarafı yakıp yıkan halkın isyana dönen hu hareketi zor bas­ tırıldı. (5)

( 1 ) - Azerbaycan Tarihi C.2 s. 1 62 Baku - 1 964

(2) - Azerbaycan Tarihi s. 1 9 1 (3) - Tadeusz. a.g.e. s.33 (4) - Azerbaycan tarihi C.2, s. 1 94 (5) - Aynı eser s. 1 96 (*) - Aynı eser s. 1 96


1 877

-

1 878 TÜRK - RUS SAVAŞI "Doksanüç Harbi"

Kııım Savaşı ' nda ezilen Rusya, Boğazlan açma hülyasını gerçekleştiremediği gibi Balkanlar'daki itibarını da yitirmişti. Diğer yandan "Pan-islavizm" ha­ reketlcıi ile ırkını buralara yerleştirip Akdeniz'e hakim olmak peşindeydi. Kırım Savaşı ' nda Kalkasya, Aras Boyu Türkleıinde olan kıpırdanmalar da dik­ katinden kaçmıyordu. 24.4. l 877'de Rusya, Türkiye ' ye savaş ilan etti. Balkanlar'da çok çetin çar­ pışmalar olduğu gibi Anadolu Cephesi de kanlı, yıldırıcı, korkunç sahnelerle geçti. Doğu'da Revan, Gümıü gibi önemli mevkiide üs kuran Rus ordusu Aras Boyu' nda önemli derecede yığınak yapmıştı. Ti.irkiye ile Kalkas Türklerinin irtibatını kesecek, halkın m illi galeyanının ön­ lemek için tedbir alınıştı. Revan'dan Ağn Dağı 'nın batı uzantısı Aras dağlanndaki sarp kayalıklarda, geçitlerde çok asker banndıracak kışlalar hazırladı. Musun Gediği karşısında ZOR Yaylası, Bi.iyük Ağrı Dağı'nın kuzey döşiindeki Arkuıi / Alrnra kışlaları miikcmmeldi. Erköy / Suveren ve Çilli Geçidi yığınağı da Revan ve Iğdır Türklerinin D. Bayezıt'la ilgisini kesmekte yeterliydi. Katkasya, Azerbaycan ve Aras - Boyu Türkleri Çarlık zulmünden kurtulmak i.izere Türkiye' yi beklerken yeni başa geçen Sultan il. Abdülhamit ( 1 876 - 1 908) yurı içinde dengeyi bile sağlayamıyordu. Yeni açılan 23. 1 2. 1 876 Meclis-i Me­ busan ' ı n %40'ı Türk asıllı idi. Devamlı Osmanlı Devleti aleyhine ilerleyen savaş, zaman zaman Türk as­ kerinin zarerine alan oluyordu. Bunlardan Balkanlar'daki; Gazi Osman Paşa'nın hir avuç askerle Büyük Rus ordusuna karşı koyması ... dünya askerlik taıihinin eşine rastlanmayacak başarısıdır. Doğu 'da ise Ahmet Muhtar Paşa' nın yiğitçe gayretleri takdire şayandır. Os­ manlı Devleti can çekişirken; asker çokluğu teknik ve hazırlık bakımından çok üstün Rus kuvvetleri önlinde direnmeler başaıısız kaldı. Aras Boyu, Kars, Horasan (Erzurum' un) ve Ağrı ili çevreleıinde şiddetli çarpışmalarda oluk oluk kan aktı. Savaşın dehşetli anında Türk ordusunda kolordu komutanı Kurd - İsmail Hakkı Paşa (Hatunoğlu) emrindeki birlikler Revan'dan Tahir - Gediği (Ağn)'ne gelen Rus generali Loris Mel ikof' u kovarak Aras Dağlaıını aşıp ZOR Yaylası (lğdır'ın)'na kondu. (4.8. 1 877) Türk ordusunun lğdır'ı alıp, Revan Şehri önlerinde karargah kurması yöre Türkleıine bliyük umut vererek sevinç gösterilerine sebep oldu. Henüz %75'ten fazlası Türk olan Eıivan (Revan) Eyaleti Türkleri gönüllü hirlikler dlizen leyerek ordumuz yanında yer aldılar. Çok sayıda kurban kesildi. Türküler, şiirler yakıldı. ( 1 ) Erivan' ın "Dokuzlu" Köyü' ndan Kazım Bcg oğlu Hü­ seyin Beğ. dede-haha dostu ve kirvesi Kurt - İsmail Hakkı paşa'yı iyi karşıladı. Doğu'da zafer bizim iken, bilhassa Ermenilerin yardımı ve çevreyi iyi bilenlerinin kılavuzluğu ile Kars'ta Alacadağ bozgunumuz oldu. Bu haberle lğdır'daki Türk ordusu ovadan çekilmek zorunda kaldı. ( 1 8. 1 0. 1 877) ( 1) - Türk ordusunun lğılır'ı alıp. Erivan önlerinde karargftlı kurduğunda yöredeki Türk halkın g;ılcy;uıa gelmesi üncmlidir. Bugün halkımızın zengin lıclleğinıle sakladığı Kfızıın Beğ oğlu Hü­ seyin Beğ' in "Dilek Di v;uıı" sı içıcnlik eseridir. Du yiğil Türk oğlu beşyüzden çok gönüllü allısı ile Kıın - İsmail l lakkı paşa birlikleri yanıııda yer al acakı ır .


Sürmeli - Çukuru (Iğdır) ve Sahad - Çukuru (Revan) ovalarının Türkleri her türlü Rus hareketine göğüs gererek aldanmadan yaban oyununa gelmeden açıkça Türk ordusu yanında yer aldılar. İsmail Hakkı Paşa kuvvetleri çeki l i nce gözyaşların gizlemeyen halk, onları uğurlarken sayısız gençlerini de birlikte uğurluyordu.

20. 1 0. 1 877

Alacadağ bozgununda morali bozulan kuvvetleıi düzene sokan A. M u htar Paşa ,

300 lop ve 1 8.000 kişilik bir kuvvet bırakarak Kars'tan çeki ldi.

Hiçbir takviye alamayan A. Muhtar Paşa kuvvetleri ancak Erzunım çevresinde tutu n m ayı düşünüyordu. Ruslar büyük yardımcı güçler alarak ilerliyorlardı. Kah­ ı-amanca b i r savunma karşısında 617 . 1 1 . 1 877 gecesi Kars Kalesi ' de düşlü. Savaş oldukça aleyhim ize gitti. Erzurum kapı laıına dayanan Rus kuvvetleri yedi koldan sal d ı rdılar. 1 8. 1 . 1 877 sabahı Er.wnım (içkaleyi) ele geçiren düşman Su ka­ pısı mahal lesinde Deli Fatma ve evladı şehid düşen üç ananın " Tahmasb tab­ yası"nda kan l ı cesedi önünde ürperdiler. Erzunıın halkı ile boğaz boğaza çarpışmak dunımuna düştiiler. Halkın direnme azmini kıram ayarak Erzunı m ' dan çekilmek zo­ runda kaldıl ar. Kışın şiddeti karşısında iki tarafta Edirne' de ateşkes antlaşması yaptı 3 1 . 1 . 1 87 8

AYASTAFANOS (YEŞİLKÖY) ANLAŞMASI: 1 3.7.1 878

Ruslarla 3.3. 1 878 pazar günü Ayastefanos ( Yeşilköy) anlaşması yapıldı. Anlaşma sonucu B u lgaıistan, Karabağ, Sırbistan ve Romanya elimizden çıkarak bağımsızlık kazandı. Doğu Anadolu' da; Batum. Ardahan, Kars, Oltu, Bayezll sancakları m ı z Ruslara bırakıldı.

Berlin Anlaşması 13.7.1 878

Rusların Akdeniz'e inmek dunımuna geldiğini gören Avrupa ülkeleri Berl i n 'de toplanarak Ayeslafanos Anlaşması ' nı ortadan kaldıran konferansı yaptı lar. B i r ay süren konuşmalardan sonra D. Bayezll Tiirkiye'ye, Kars - Ardahan Batum Ruslara bırakıldı. Bertin Anlaşması ' nın en önem l i 58. maJdcsi Osmanlı Devleti ' n in Rusya' ya bıraktığı Elviye-i Sel ase I K ars - Ardahan - Batum san­ caklarının Türk - M üsliiman hal kının miilk ve toprağını salip serbestçe diğer eşya ve malını alıp Türkiye'ye göç edebilmesidir. Her iki yönün giimriikleriııdc hiçbir resme tabi tutulmadan geçebileceklerd i r. Beş yıl sonra buralanıı tüm ünde R us yö­ neti m i ve kanunları uygulanacağı kaydı vardır. Ayestafanos barışının 1 6. maddesinde ıesbil edilen " Ermenilerin yaşad ı ğ ı alan­ da reform yapılması", Berlin Kongresinde 6 1 . maddede yer aldı. Şöyle k i ; Doğu Anadolu'da Ermenilerle meskun 6 vilayetle refoıın yapılma kabul ediliyordu. B u reformlar Rusya, İngiltere gibi Bertin Anlaşması ' nı imzalayan devletlerce kontml edilecekti. B u konuda Rusya tam siiz sahibi idi. Ermeni rerormları ad ıyla Tür­ kiye ' n i n iç işlerine karışma fırsatı Rusya'ya açıklı. B u anlaşma ile "Elviye-i Selase"'den Türkler göçecek yerine Ermen i l er gö­ çecekti. Nitekim beklenen olduysa da. akı l l ı vatansever kişileri n cesur davranış ı ik kısa zamanda kısmen dahi olsa "kaç-göç"' önlendi. Bugün bir çok v i l aye limezdc o l ­ duğu gibi S i vas ilim izin "Çavuşbaşı" mahallesi ve diğer esk i ınahallckr Kars y ö ­ resinden gelen 93 harbi göçmenleridir. B i r çok köyleri de halen Karslı ad ları yl;ı o gi.i nlerde göç edenlerle şenlenmiştir.

DİLEK DİVANİSİ

Kalkıı saııcağ-ı şerif, yeıidi Türkler gene, Kalmadı yürekıc derdim, al gcyip dağlar gene. ı\l"i Osmaıı çekmiş asker kfılir l lrus üsıünc Ncçe canlar şchiıl olılu. ılöğüşiir sağlar gene

Hatunoğlu Kurt - l'a�a·ıııız Serdar olılu asknc. Erzurum. Van nrıhısıı gc l ıl i . ,· ı lııl ı lğıhr"a. Sürmeli Saıu:ağı hayraııı cyl.:siıı crıli nura Kalsııı ayağa lrcv;uı. g c l ıl i lın� ,·ağlar ).!l'llC !

(ı �


1 877 - 1 878 SAVAŞI' NDAN SONRA KARABAÔ XIX. yüzyıl ortalarında Türk köylü ve şehirlisinde "Moskof gavuru"na karşı düşmanlık duygulan derin kök saldı. ( 1 ) Savaşın başlamasında ise bu düşmanı kolaylıkla kamçılandı. Osmanlı hi.iki.imeıi, başlangıçta Rusların duruma giımesi amacıyla hudut öte­ sinde Çerkez ve Abazalaıı ayaklandırmak yolunda adım atu. 30.5. 1 877 ( 1 7 . Ce­ m aziyelevvel. 1 294) Ti.irk savaş gemiler Karadeniz sahilinde Sohum Kalesi ' ne bombardıman yağ­ dınnca, Çerkezler ve Abazalar ayaklandı. Abazaların Ruslara karşı kıyamları, bu ülkenin diğer Müslümünlarını da harekete geçme fikrini uyandırdı. (2) Bu çağda Çerkezler ve Azerbaycan Türklerinin silaha sarılmaları da m üşküldü. (3) Osmanlı Padişahı İsHimların ruhani reisi "Halife-i ruy-i zemin" sıfatiyle Kazak - Kırgız bozkırlarında Türkistan - İdil Boyu' nda adı ve şanı büyüktü. B u yolda beslenen saygı Ruslara karşı ayaklanmaları için yeterli değildi. Türk - Rus savaşlarında, Rusya 'daki Müslümanların soy itibariyle Türkiye'ye sempatileıinde şi.iphe yoktu. Oysa Türk ordusunda bir çok Türk - İslfim asker (soldat) in bu­ lunması ve din ve soy kardeşleri olan Osmanlı Türklerine karşı savaşa kaulmalan da acı bir gerçektir. B u durum Kazan Türkleri Başkuıt ve Kafkas Müs­ lümanlarının Rus hakimiyetinde yaşamalarının feci akıbetlerinden biıiydi. 1 789 Fransız Devrim i ile geniş alana yayılan milliyetçilik akımının etkisi, Av­ rupa'nııı tahrik ve desteğinde Osmanlı Devleti'nin Balkan milletlerine yöneldi. Yu­ nanistan ( 1 830) kmulması, Sırp, Bulgar isyanları ile muhtaıiyet istemeleri Er­ menilere de yansıdı. Ancak Anadolu illerinin hiçbirinde %5 ve I O'u geçmeyen orandaydı. En kalabalık oldukları Van'da bile %20'yi geçmiyordu. Hem de yüz­ yıllardır Türklerle barış içinde samimi yaşadıklarından "Millet-i sadıka" de­ niyordu. Tanzimat Fermanı ile geniş imkanlar sağlandığından müreffehtirler. 1 862 Ermeni Nizannamcsi, anayasal haklar vererek bağımsız işlem göıiiyorlardı. Okul­ lar açtılar. Gazete, dergi çıkardılar. Kurdukları 1 40 kişilik meclisin %80'i ls­ ıanbul, %40'ı öteki illerdendi. 1 877-78 (93) Savaşı ' ndan sonra usların kışkırtmasıyla güzelim hak sahibi Er­ meniler, haşta ruhanileri "muhtariyet ve istiklfil" propagandaları yaptıkları açıklık kazanmaktaydı. Ermeni patriği Nerses Varjavedyan, Rumeli' nde Ayestafanos (Ye­ şilköy)'a ilerleyen Rus komutanına giderek, "Doğu Anadolu'da bir Ermeni Dev­ leti" kurulmasını teklif etmiştir. (4) Kırdı halı yazı, Horum San Moskof belini, Sonu geldi inşallah, doğurdrun az yolunu, Kunanr l lünkar l lalifc, Ehl-i lslam elini Kiılirin bağrına odlar, düşürür, dağlar gene. -

Biz Muhammed ümmetiyiz, yoktur özge yadımız, Hinı Yemen'de söylenir; Türktür hizim öz adımız Yönümüz gazaya döndü hak vere muradımız. Al - yeşil bayrak ilerler, ordu saf bağlar gene!

Türk kitabın sı m n açmış, dördün eyler meşkine, Sen bir ulu padişahsııı , irehmeyle düşküne. Yardım eyle Türklere oııiki imam aşkına Yönümüz döndü sılaya Hüseyin ağlar gene . . .

( 1 ) - Akdes Nimce Kuraı, " Türkiye ve Rusya" s.94 Ankara - 1 9.. (2) - B B ı\ Yıldız Evrakı. Cemaziyclevvel. 1 294 (3) - Akdes Nimet Kural, "'Türkiye ve Rusya" s.96 Ankara - 19 .. (4) - E. I Jras, Tarihte Enncniler ve Ermeni meselesi, s. 199-201 lsıaııbul - 19S7, (iürtın, s. 1 05

69


1 877 1 878 Türk - Rus 93 Savaşı'nda, Rus ordusu ile birlikte olan Ermeniler aktif rol oy nad ı l ar. Kars'tan - Erzurum ' a geniş alanlara yayılarak çok kırgın yap­ ular çoğu da Rus birliklerine kılavuzluk ederek en emin yoldan başarı Lemin el­ tiler. Savaşın Rusları lehine gitmesinde %50 rol leri oldu ... Ruslar çekilince, Türk­ lerin Ermeni mezalimine misilleme yapmalan beklenebilirdi. Bunun için Rusya, Çerkezler ve Kürtlerin, Ermenilere misilleme yapmasını önlemek için d u rum u b anş şartlarında almadan geçmedi. Osmanlı Devleti' nin verdiği haklan suistimal eden Eıme niler Tiirkiye 'de kal­ malarını tehlikesini hesaplayarak yü zb inlerce aile olarak Kalkasya'ya g öç tü le r. Ayestafanos Anlaşması' nın 1 6. maddesinde Eımeni adını kağıt üzerine döken Rusya, Berlin Anlaşması ( 1 3.7. l 878)'nda da 6 1 . madde ile " Ermeni Islahat Me­ selesi" şekl in de hakimiyet buldu. Rusya, insani duygu değil siyasi amaçla Ermeniye sahip çıkıyordu. İnsanca ya­ şaması gereken "Rus Mujikleri" de dahi hakimiyelindeki çeş itl i milletler dururken Kafkas Dağları ötesin (Türkiye) deki, Ermenileri diişünmesine sebep var mıydı? Rusya' nın işgalci zihniyeti için Ermeniler en güzel aletti. 1 877-78 S avaş ı ' nda; Kuba, Zagatala, Rusya'ya karşı isyan elti. Kısa süre için­ de daha şiddetle Nuha' nın katılmasında; Elizabetpol (Gence) valisi; "N uha'da 1 3 köy halkı iştirak etti."diye gülünç bir rapor veımişti. ( 1 ) B u savaşta topraklandırdıklan; ağalık, beylik, meliklik Unvanı ile i m tiyaz ver­ dikleıi cahil, şahsiyetten yoksun kimseler Türk dahi olsa Çar ve yetkili me­ murlarına iyi görünmek istiyorlardı. Onlann sadık bendesi olarak vatan ve millet mevhumunu kişisel çıkarlarına harcamaktan çekinmezlerdi. Bu zavallılar, um­ madıkları yetkiye kavuşunca halkının Çarlık arzusu önünde haşsiyel ve şerefiyle alay ede rcesi ne sevk ediyorlardı. Kardeşi kardeşe vurmaktan çekinmiyorlardı. Bir çok toprak ağalan Kara bağ' ı n Türk halkından 1 00 kişilik süvari birliği dii­ zenleyip Türkiye karşısında savaşa sevkelmişlerdir. Rusya: İran'ın Tiirkiye savaşl arında kullandığı şii-sünni politikasına da el al­ mıştır. Oysa ümit ettiği sonuca ulaşamamıştır. Savaşın en ateşli anı Eylül 1 877 Dağıstan, Kuha'ya sınır şehirlerinde isyan kaldınnca (Dağıstanlı Gazi Alımet' in haşçılığında); Sam ur, Küre, Kuha Tiirkiye lehinde isyana kaulmıştı. Bu arada Ahıska, Alıılkelek, Derbend ve Erivan ' dak i, Rusya'ya karşı isyanlar dikkate değerdir. Eıivan ' ın Novnızlu köyliileri ( l 878)nin Türkiye leh ine hareketleri (2) takd i r edi leb i lir ön em dedir. Türk ordusu Kurt - İsmail Hakkı Paşa emıinde Iğdır Ovası 'na indiğinde Eıivan Tiirkleri hiç çekinmeden Türk sancağını Laşımışllr. Sayısız gönüllülerle Türk or­ dusunda yer alan kişiler savaştan sonra dahi çekinmeden yunlaıında kalmayı be­ cermişlerdir. -

( 1 ) - A zerbaycan Tarihi, Baku - 1 964 s. . . . (2) - Aynı eser s.206


Beri in Anlaşması ( 1 3.7. l 878)'nın 58.maddesince Rusya ' ya bırakılan Kars, Ar­ dahan ve B atum halk ı nın Türkiye'ye göçmesi serbestisi verildi. Tiirk m i l letinin Kars yöresinden boşalması ile huralara sadece Ermeniler değil ; Hahol, Duhobor, Malakan (Rus kolonisi), Nem iz (Alman), Eslonyalı, Rum, Yezidi, Süryan i / Asuri gihi gayri müslim insanlar yerleştirildi. Ermen iler" in büyük bölii m ü Osmanlı Devleti sınırlarından uzaklara iskan edil­ meyi terc ih eniklerinden, Karahağ'a sevk t!dildiler. Resmi kayıLlara göre; Ermeni halkının büyük toplulukları Karahağ' a iskan et­ tirildi. Şöyle ki; 5.000'den fazla Ermeni Aras'a yakınlaşırken, "Ermenistan vilayet I Eıivan"' yöneti mi; "ekmek yeıersezliğini" i leri sürerek: "gelmekte olan Ermeni göçmenlere lazım olan yardım gösterilemeyecektir." Bununla " göçmenleıin özel­ l ikle de fakir göçmenlerin hüyük bölümü" Karahağ' a gönderildi ki, "orada yi­ yecekleri sağlansııı. ( 1 ) Türkiyeden gelen Ermeniler çok olduğundan, ihLiyaçlannı hilhassa Ermeni co­ ğunluğu Lemin edilmek istenen ve "Eııneni Vilayeti" adlanan Erivan'ııı cevap ver­ mesi mi.imklin değildi. Karabağ, zengin, veıimli, işe ve çalışmaya uygun hölgeydi. Rusyaya giire Ermı:: n ileri bu hölgeye yerleştimıek daha uygundu. Sadece Kafkasya illerine. özellikle..Karabağ'a en sade hesaplara göre 1 30.000'den çok aile yerleştirilmiştir. Oteki malumatlarla da; bu göçmen - Er­ menileıin sayısı 200.000'den çoklu. (2) Bu güçler o kadar i lerledi ki 1 897 sayımında Dağlık Karabağ'da %5'.I Ermeni , '7' 45 Tiirk görünliyordu. Yaz<ırı n hiri: "Yalancı şahi tlikten geniş faydalanan Eımeniler topraksız gel­ dikleri halde devlet topraklarının geniş alanlarını ele geçirdiler... (3) Ermeniler i ıaatkiir, san'aıkiir, aldığı ödevi hemen yerine getiren i nsanlardır. Efendisinin beğeneceği davranışlardan kaçınmadığı gibi hizmetten bi.iyük zevk alırlar. Bununla da; Karahağ' a girerken ağalar, beyler, melikler (B unların hepsi Türk asıllı) yanında kalarak geçimlerini rahatlıkla tem in etmesini bildiler. Er­ meni lerin Karabağ ' a yerleşmeleriyk: çoğu göçehe duru muna sokulan Y..arabağ Türkleri. asırlardan aşan kendi yurtlarını terke mecbur olacaklardır. Çar hliklimetinin toprak verdiği t.:ahil kesim, Karabağlı Türkü öz - soyundan da olsa eziyordu. Halk ne kadar çalışsa mahsulü vergi ve öteki borçlarına yet­ miyordu. Gitıikçc sefaletıen kurtulamayan hu adamların çoğu Türkiye'ye gö­ çüyordu. Kars. Iğdır, Kağızman ve Ege Denizine kadar Karabağlıların yerliştiği "Karabağ"' adıylabu giin bir çok yerleşim birimleri mevcuttur. ( 1 877- 1 878) 9'.I Sa­ vaşı' nda Türkiye üzerine sevk edilen Rus ordusuna katılmayan Karabağlılardan da anayurtlarını terkedip Türkiye' ye gelenler çoktur. Savaşa sevkedilen bir çok Karabağlı şahıslar, üstüne yürüdi.ikleri Türkiye'nin; dini, dili. harsı ve ırkı kendinden olduğunu öğrenince ''Türkçül ük" duyguları kam­ çılanmış oldu daha sonra yurtlarına dönenler Rus'a karşı hınçla isyanlar baş­ latıılar.

( 1 ) - Ilgar İliycv, "Dağlık Karahağ" s.86 (Elm) Bakl'ı - 1 989 (2) - N . İ . Şavnıvt.Nov�ya Russkomu deli ve Zakafkasya; Predsıoyaşaya Rasp rodaja MUGAN lnorodcam. SPB, 1 9 1 1 , s. 59 ve B (1) - llgaı: İliyev, Dağl ık Karahağ s.86 (Elm) B aku - 1 989


Her ne kadar Çar memurları ve yöneLicileıinin ağır haskısına dayanamayan halk isyan ediyor, deniliyorsa da gerçek olan halkın Rus Devleli "ne karşı ayak­ lanmasıdı r. Kafkasya' da, Azerhaycan'da yayılan isyanların özell ikle Karahağ\la ardı arkası kes il memişLir. 1 877 - 1 87 8 Türk - Rus Savaşı, Rus egemenl iğindeki Türk halklarında Türk­ çülük ca Turancılık siyasetinin ilk Lezahiiıiinü Leşki l elmekle de önem l idir. XIX. asrın sonlarında en hüyük Türkçülerin Karahağ' da yeLişcrek, Türk dün­ yasına ışık saçLığı görülecektir Nitekim Karahağl ı Ahmad Ağaoğlunu Türkçülerin öncülerinden sayahiliıiz. KARABAG ' DA KAÇAK (KOÇAK)LAR: Rus yönetiminin ağır baskı ve zulmüne dayanamayan bir çok yiği tler. silahlı mücadeleye başvurdular. " Kaçak" ya da cesarcllerindcn "Koçak"' denen hu kişiler devleti, yönetim i ve hazan da Çar ordusunu arkalarına takular. Azerbaycan' ın her yöresinde sayısız yiğit "Kaçak/Koçak"'lar başkaldırmıştı. Karabağ Türklerinden de . Kaçak Süleyman, Kaçak Mürtüz"li başta sayabil iriz. Bunları takip eden ( şiir, destan içinde stayişle anı lan) Zengezurlu (A. Mollu / Ku­ badlı Köyü' nden) Kaçak NEBİ, Nahçivanlı Deli - Ali şöhretin zirvesine ulaşnı ışıı r. l 890'da Koçak/Kaçaklar oldukça kuvvetliydi. ( 1 ) Rus yönetimini çok müşkül duru ma sokan Kaçak/Koçakların ayaklanıııalarıııda ne organize, ne de sisLem düzeni vardır. Bireysel harekeLler, hirliğiıı olmayışı. ço­ ğunun m i l l i amaçları hclirlcnmediğindcn geniş alanda haşarı sağlanamad ı . Çoğu Çarın arkalarına. .Lakllğı para alan kişiler, düşmanları ya da herhangi durumla or­ tadan kalkLılar. OrgüLlenemeyen yerli halk sadece Kaçakları alkışlamakla, destanlar vücuda geliımekle kaldılar.

( ! ) - Azerbaycan Tarihi, C.2, s,209 Bakfı

-

1 %4


XIX. Yüzyıl Son Yarısında KARABAÔ l 870'te Şuşa'da "Kaza Mektebi" açıldı. 23 modem - özel okul ile 1 1 İslam dini eğitiminde (Ruhani) okul hizmete başladı. 1 872 Hurşid B anfı "Natevan" (Ağustos 1 832- 2. 1 0. 1 897) meclisi (San' at - ede­ biyat) Karabağ'da kunıldu. Şuşa'da M.M. Nevabı, Abdullah Bey Asi ( 1 ), M i rzc Elekber. Novruz, Hasanali Karadağı. Fatma Hanım Gemine ( 1 840 - 1 888) ve Er­ meni şair Ter - Vagan bu meclise kauldılar. B u gelişme kısa zamanda öteki kültür alanlarında da kendini gösterdi. " Han gızı bulağı" adıyla bugün mevcut olan su kemerini yapuran şaire Natevan (2) Aras Irmağı'ndan Mil - Düzüne Su kemeri çektirmeye teşebbüs etmiştir. Azerbaycan' ı n en güzel, Türklerle meskun Şuşa şehri bu sıralarda 60.000 nü­ fusa malikti. İstanbul' da bir süre kalarak Türk matbuaunı yakından tanıyan Melik Hasan Bey Zerdabi, Azerbaycan' a dönünce "EKİNCİ" gazetesini yayınlamaya başladı. 22. 7 . 1 87 5 günü ilk sayısı çıkan bu gazete demokratik amaçla halkına üncü olu­ yordu. ! 877- 1 878 Tiirk - Rus Savaşı başlayınca Azerbaycan Türklerini, Türkiye le­ hine ayaklandım, korkusuyla "Ekinci"yi Çar hükümeti kapauııır. İki yıl sonra "Ziya Gazl!tesi" aynı amaçla yayınlandı. Bunun yanında o günün büyük gazetesi olan "Keşkül"' geniş çevreye hitab etmek üzere hizmet ediyordu. "Keşkül'ün Ka­ rabağ'da temsilciliği açılınca kültürel ve politik çalışmalarla hızını aı1ırdı. 1 880'de Kör Halife'nin ders verdiği Musiki Mektebi açıldı. Dünyada şöhret olacak çok sayıda ince sanat adamlarının yetişmeleıini sağlayacak bu okul ge­ leceğe önem li eserler verecektir. 1 88 1 'de Şuşa'da Realin Mektebi açıldı. 1 882'de Şuşa'da tiyatro teşkil edildi. Han Demir Tiyatrosu denen bu sanat evi Karabağ Türklerine; Çağı, rejimi tenkit eden eserler gösterdi. M. Fethali Ahund­ zade'nin ( 1 8 1 2- 1 878) : Mösyu fardan - Hakim-i Nebatat komedesinde olay Ka­ rabağ'da geçtiğinden, tiyatronun burada oldukça gelişmesini sağlamıştır. Necef Bey Vezirqğl u, Abdüıı-ahim B. Hakverdili gibi kalemler yetişti. Hatta bu tiyatro gelişmesi Uzeyir Hacıbcyli ( 1 885 - 1 949) gibi bestekar, edip ve opera sanatçısının dünyamıza ışık saçmasını sağlamışur Karahağ'da yetişen Aşık Mahmut ve öteki kasabalar ve köylerden gelen seçkin aşıklar meclisi kurmakla, halka büyük hizmet veımiştir. "Aşık Ansamblı" mey­ dana getirerek Karahağ - Türklerinin bedii zevkini okşamışlardır. Bu devirde halk edebiyau, aşık şiirleıi mi lli duygulara hitab ederek köy köy bütün bölgeye ya­ yılmıştır. l 884'te Şuşa'da Kadın Mektebi Açıldı. l 890'da $ı.ışa Cemiyet-i Hayriyesi hesabına "İptidai Kadın Mektebi / Kadın il­ kokulu" eğitimine başladı. l 890'da "Risale-i Huruf ve Hudut" kitabı yazıldı. Azerbaycar Türk dili, hesap ve fen konularını kapsıyordu. Okulların önemli ihtiyacını karşılayan bu eserden sonra Azerbayceıı Türkçesi ile bir çok tarihi ve edebi eserler yayınlandı. 1 894'te Maıinsk Ucilisc / Kadın Mektebi ve l 899'da "Tiirkçe" eğitim yapan birçok okul, Knrabağ ve çevresinde açıldı.

( i l - Şair Kasım Bey 7.akir'iıı ıoruııu (Ah<.lull<�ı Asi)

(2)

-

11 .B. Naıevaıı; Son Karahağ Hakimi, Mehdi - Kulu H:uı'ııı kızıdır. Na­ ıcv:uı' ııı oğlu �air Mehdi - Kulu, 1900. Ti l l i s ıe iiklürülınüşıür. '


XX. Yüzyıl Başlarında KARABAG XX. üzyıl haşın9a Baku (Yüksek okul)'de öğretmen Karabağlı Ahmet Ağaoğlu ( 1 869 Şuşa - 1 939 Istanbul) Hayat Gazetesi'ni yayınlıyordu. Sonra İrşat Ga­ ı.etesinde ateşli Türkçe yazılarıyla Azerbaycan halkına seslendi. Çarlığın ağır bas­ kısı ve tehditlere rağmen cesaretini yitiımeyen Ağaoğlu, gittikçe azimli dav­ ranıyordu. Bu sırada bütün Kafkasya'yı saran Türkçülük akımı Karbağ'da da ileri derecede idi. 1 904 - 1 950 Rus Japon Savaşlannda Rusların ağır mağluhiyeti devletin za­ afiyetini oıtaya döktü. Petersburg'ta başlayan ayaklanma kısa zamanda bütün ül­ keye özellikle Azerbaycan' a yayıldı. 1 950 İhtilali denen bu harekette asker ve Kazaklaıın Çar'ı desteklemesiyle sonuç iyiye gitmedi. Rus Çarı il. Nikola'nın Ermenileıi şımartması onlara silah ve maddi yardım yapmasıyla yüzlerce Türk evi, ocakları söndü, yokoldu. Bu alanda Baku ve Azcrhaycan' ııı diğer şehirlerinde kanlı sahneler vücuda geldi. Karabağ ise ayaklanmanın Ermeni Azerbaycan Türkü mücadelesinin en ağır darbesini yedi. Ermeni katliamı, evlere, ailelere saldın, yağmalama karşısında tarihin en acı gün­ leıini yaşayan Karabağ yine de yiğitçe karşı koymasını becerdi. Bir avuç dahi olsa bölgelerini terketmeyerek azimle direndiler. Ermenilerin eli kanlı, "dur!. .. " bilmeyen hareketleri, Azerbaycan "İllihatı İslam Cemiyeti Türk birliği" ile Gürcistan "İhtilalci Sosyalist Gürcüleri" birleştiler. Tif­ lis ve Baku elel bu mezalime karşı koydular. Titlis' te Celil Mehmet - Gulizade'nin "Molla Nasreddin" dergisi. Baku'de Ahmet Ağaoğlu' nun İrşad Gazetesi ve bunlara paralel öteki yayııılar Çar il. Ni­ kola'yı iyice korkunu. Bazı midesini düşünen hocalara, sadık uşaklanna paralar yağdırarak "Türkçüler" aleyhinde propaganda başlattı. Baku'de taşlanan Ahmed Ağaoğlu B ir kısım cani halkın kendisini linç etmesinden zor kuıtuldu ve Is­ tanbul 'a (Türkiye' ye) geçerek yayınlanna "Türk Yurdu" dergisiyle buradan devam etti. 1 908 ( 1 ) ·

(1)1905 ihtilalinde O. Pund) Çar il. Nikola büyük gayretle bütün Kan..asya'da i\zcrhaycan. Karabağ dahil Türk Enneni düşmanlığı yarattı. Bol silah verdiği Enncnilcr on binlcrcı: Tiiıi.:ün ka­ nına girdiler. Tüyler ürperten bu acı sahneleri şiir, hikaye, destan konusu oldu. Clöğçc Malıalı ' ııı şairlerinden Aşık Elesker ve Alçah Aşık Muharre ın'in feryadı açık örneklerindendir. ONK Nizameıtin, Göğceli Aşık Elesker S.53-54 Kültür Bakanlığı yayınlarından. ı\ nkaı�ı 1 987


I. DÜNYA SAVAŞI - AZERBAYCAN - KARABAG 1 9 1 4 - 1 9 1 8 Birinci Dünya Savaşı isler istemez Türkiye' yi içine çekti. Al­ manya ile ittifak ederek savaş girdik. Doğu Anadolu'da Rus ordusuna karşı Sa­ rıkamış Harekatı yapıldı. ( 1 5. 1 2. 1 9 1 4 - 1 5. l . 1 9 1 5) Ani basuran kış ve kar fınınası 100.000 kişilik Türk ordusundan 80.000'in üzerinde telefat verdik. 2.000 deve ve diğer taşıt hayvanlarının mahvolması ise giderilmesi imkansız zarar açtı. Savaşı bizzat yöneten Osmanlı orduları başkomutanı vekili Enver Paşa, bom­ boş lstanbul'a döndü. Kurtaıılan az miktar askeri de Erzurum'da toparlayan ordu komutanı Hafız Hakkı Paşa, tifüs hastalığıyla öldü. ( l ) Böylece düşman görmeden savaş aleyhjmizde sonuçlandı. Kafkasya Türkleıiyle, özellikle Erivan, Nahçivan, KARABAG, Tiflis ve diğer bölgeler bir anda hayal kınklığına uğradılar. (2) 9/22. l . 1 9 1 7'de Rusya(da ihtilal başladı. 2/ 1 5.3. 1 9 1 7'ye dek Çar Il. Nikola bütün ailesiyle öldürülerek "Romanovlar" sülalesine son verildi. Savaşı etkileyen bu olayla Rusya' da hızla hürriyet ve milli istiklal hareketlendi. Yer yer ayaklanan bölgelerde B olşevikler mahalli hükümetler kurmaya yöneldiler. Güney Kaf­ kasya'da Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcislan temsilcileri ve baş komutanlar bir araya gelerek "Mavere-i Katkasya Komiserliği"ni kurdular. ( 1 5 . 1 1 . 1 9 1 7) . i Bolşevik Rusya'nın Kafkasya mümessili Şaumyan, boşaltılan O.Anadolu (Osmanlı) topraklaıında Ermenistan kurmağa gayret ediyordu. Her bölgede Türklere ı j saldıran Ermeniler yakıp yıkmadık yer bırakmıyordu. 1 8. 1 2. 1 9 1 7'de Erzincan' da Türk - Rus orduları arasında ateşkes antlaşması yapılınca, dağılan soldalların önü alınmaz oldu. Ricat ederlerken, silah, top gibi eş­ yalaı·ını Ermenilere bırakan Ruslar, Gence'den geçerken elleıinde geri kalan siHi ve cephanelerini de Türkleıin baskınıyla terk etmek zorunda kalıyorlardı. Bu­ nunla, Karabağı ve Gence Türkleıi ŞAMHOR'da, 1 2km demiryolunu bozarak kaçan soldalları siiahlan azat edip bırakıyorlardı. Arlık Ruslar vaziyete hakim olmak için Kazbek ve Elbruz dağlaıını aşarak Don ırmağı havzasına çıkan düz­ gün, kestirme şose yaptılar. 1 .3. 1 9 1 8'de Rusy:ı'dan ayıılarak seçilen Milletvekilleri; "Maverai Kafkasya Seymi" (Seym/Meclis) hiikfımetini teşkil ettiler. Böylece komiserlik adı kal­ dııılmıştı. Bütün yetki şimdiden sonra "Seym"e ait idi. 1 8.3. 1 9 1 8'de Bakfı'de Türklerle Ermeniler arasında çıkan şiddetli çar­ pışmalarda 1 5.000 Türk canını kaybetti. Kısa zamanda bi.itün Kafkasya' ya yayılan bu acı olay önü alnmaz hale geldi. Şaumyan, düzenlediği hükumet darbesiyle Bakfı'yü Türklerden aldı. Artık şehir kızıllaıın eline, Azerbaycan m illi yöneticileri Gence'yi merkez edindiler. Bu saldırılarda Lenkeran, Salyan, Kuba, Ermeni kat­ liam ından kuıtulamadı. 3.3. l 9 l 8'de Elviye-i SeHise (Kars, Ardahan, Batum / Üç sancak) B rest - Li­ towsk Anlaşması' yla, Rusya tarafından Türkiye'ye geri verildi. 1 1 .5. 19 l 8'de Seym, "Mavera! Kafkasya Cumhuriyeti" adını aldı. Merkezi Tif­ lis 'te üç ayrı ırk ve bölge insanları bir bayrak ( !) altına toplanıyordu. 1

l

·

(1) Hafız Hakkı Paşa'ııın mezan Er.ı:urum şehitliğinin giriş kapısının solunda ikinci sıradadır. (2) - Türk ordusunun Sarıkmnış'a gelmesini duy:ın Kafkasya Türkleri büyük umut bağladılar. Buna ait deyişlerden Revan'ın (Daşnik'li) Şair Abbas'ın deyişi ıakdire şayandır. Kitabın sonuda sunacağız. (***) -


Türkiye' nin "Seym" ile başlattığı, Trabzon Konferansı ( 1 4.3 - 1 4.4. l 9 1 8) so­ nuca vannadan dağıldı. Çünkü Ermeniler Kars'ıan, Gürcüler Batum 'dan vaz­ geçmiyordu. Azerbaycan delegeleri ise açıkça Türkiye'yi destekliyordu. Elviye-i Selase'nin, Brest - Litowsk' a göre de olsa ülkemize kavuşması masa başında mümkün değildi. Enver Paşa silaha sanlmamız gerektiğine hükmederek harekat emri verdi. Vehip Paşa komutasında ki, III . Odumuz ileri hücuma geçti böylece Doğu Anadolu Türklerini, baskınlar düzenleyerek mahveden Ermeni kırgını da önlenmiş olacaktı. Kazım Karabekir'in, 1 . Kaflcas Kolordusu Erzurum 'dan ileriye yürüdü. 5 Nisan J 9 1 8'de Sankamış' ı, 25 Nisan'da Kars ' ı alarak 1 5.5. 1 9 l 8'de Gümrü ' ye girdi. Oteki birlikleıimiz de 1 4.4. 1 9 1 S'de Batum 'u işgal ederek Ruslardan kalma bol miktarda top, silah ve cephane elde ettiler. Türk ordusu, Aras - Boyu' na dönerek Erivan (Revan) üzeıine yürüyordu. Ka­ ğızman 'ı aşıp Sünneli Çukuru'na indi. 20 Mayıs l 9 l 8'de Iğdır anayurda kavuştu. Doğu B ayezıt'tan gelen birliklerimiz de Iğdır' da birleşti. Buradan Alican (Aras) ( ! ) Köprüsü geçilerek Erivan'ın 6 km. güneyinde karargah kuruldu. Gümrü'yü aşan kuvvetlerimiz Karakilise'de General Nazarbeykof ko­ mutasındaki büyük bir Enneni ordusunu tamamen imha etti. Türkiye' de adi cinayet suçlusu Andranik Ağa, topladığı Ermeni çeteleıiyle Anadolu'dan uzaklaşmıştı. Türk ordusunun Kaflcasya'daki başansı önünde ne ya­ p�cağını şaşırdı. Bir yandan canını kurtarmak öte yandan terör yaratmak amacıyla Karabağ' a girdi. Sitahsız, masum Türk - İslam halkın meskun köylerine saldırdı. Baku, bolşevik - Eımenilerin elinde olduğu için hiçbir yardım beklemeden Ka­ rabağ ahalisinin büyük kısmı kendi anavatanlannı terke mecbur nldular. henüz Gence de konınamıyordu. Karabağ'da; IX. yüzyıl, Bağdat' tan sonra dünyanın en büyük şehri olan Ber­ dea küçülerek bir nahiye olmuştu. Aynı çağda ekonomik ve uygar şehir olan Bey­ lekan 'da ufak bir kasaba halinde Cebrail'e bağlıydı. 60-70.000 Türk nüfuslu ŞUŞA ise eriyerek 6-7.000 nüfusa inip Dağlık Karabağ dahilinde kalmıştı. Karabağ, kuzey ve giiney, iki koldan "Baku - Batum", "Baku - Cul fa" yollaıı ile bağlanır. Yevlak istasyonundan itibaren Şuşa'ya mükemmel bir kara yolu var­ dır. B u sırada Muğan'da ekin çok iyi olup, sadece 1 0.000 ton arpa - buğday mev­ cuttu. Andranik ' in Karabağ ve Zengezur bölgeleıinde tehdit, _tedhiş ve saldınlarının resmen Erivan hüküıneti ile ilgisi olmasa bile bu harekete Ingilizler ve Ermeni hü­ kümeti göz yumuyordu. Eğer Adranik karabağ' ı elde edebili_rse Azerbaycan top­ raklaıı nı n önemli bölümü tehlikeye girecek bir hayli Türk - Istaı:n halk öl­ dürülecekti. Türk kuvvetlerinin tezlikle buralan kurtarmalaıı. Azerbaycan ve Kafkasya' da teşkilat kurup yerel güçler vücude getiımeleri gerekiyordu. (2) Baku'ye hakim Bolşevik - Ermeniler güneye genişliyordu. Şamahi'yi alarak Kiirdemir'e yaklaşmışlardı. . Karabağ'da Eımeni çeteleri Azerbaycan - Iran yolunu kesecek tehditkar du­ rumdaydı. Andranik ' in talııik ve teşvik ettiği Taşnak - Eııneniler Karaba üzeıinde ilk olarak hak iddiasına kalkışular.

J

(1) - lğd 1r' 1 11 kuu.yindı: �riıı bir AriL� kıyısı ki.iyii. Akkoymılu hoylarııulaıı alınan hu :u lla. ı\zı:;rh;ıyc1.1'1la (Cil·nc..- y�ı­ kınında) Alican Köyü ve '"Alican Boğazı'" vardır. (2) - lsıı�ıil Berkok; ·· O. Hnrp'ıo • Ş. Kaf1'a.<yndaki Faaliy<1lori111i1. w 1 5 . Tli111<·11iıı l lar<bıı1v< �lııhard><kri'" lsıanbul • 1 .9.1934 s. 35 sh.53 (A.< Maıbaa)

76


Fırtına hızıyla açılan Türk ordusu modem Harbiye'de yetişen komutanlar em­ ıinde ilerliyordu. Harekatın niçin, nasıl yapıldığı bilinciyle yürüyen Mehmetçiğin durdurulması m ümkün olmazdı. Çağın savaş tekniğinde yetişen erler gözünü bu­ dak�� sakınmıyordu. Uç ayn m illiyete mensup "Seym"in askeri gücü yoktu. Enneniler kendi içindl büyük askeıi varlığa sahipti. Gürcülerin de ufak birliği vardı. Azerbaycan ise hep· sinden yoksundu. Seym'den istedikleri silah ve cephane bir türlü gelmez olmuştu 26.5. 1 9 1 8'de Gürcistan Cumhuriyeti "Tıflis"te kurulunca SEYM dağıldı. Aynı gün "Erivan"da "Ermenistan Cumhuriyeti" ve 28 Mayıs 1 9 1 8'de "Azerbaycan Cumhuriyeti" "Gence"de kurulmuş oldu.

Batum Anlaşması: Türk ordusu ilerlerken, Vehip Paşa ve Halil Bey ( Adliye Bakanı) Batum'da Gürcülerle müzakeredeydi. 3 1 .5. 1 9 1 8'de Batum 'un Türkiye' ye bırakılması im­ zalandı. Gümrü'de Türk - Enneni heyetleri yeni sının tespit ederek Batum An­ laşması'nın en önemli maddesini imzaladılar. 1 1 .6. 1 9 1 8'de böylece Türkiye'nin Doğu'da Ermenistan' la Elegez Dağı'nın zirvesinden inen hat, Erivan'ın 6 km. gü· neyinde demiryolundan hesaplanarak sınır oluyordu. Aras'ın sol yakası ( Sürmeli Çukuru) I Ô DIR Ovası ve sağda (Sahat Çukuru) Revan Ovası'nın büyük kısmı Türkiye' ye kalıyordu. Yine Batum'da (4.6. 1 9 1 8) Vehip Paşa, Halil Bey ve Azerbaycan Heyeti Baş­ kanı Mehmet Emin Resulzade, Mehmet Hasan (Dışişleri Bakanı) arasında an­ laşma imzalandı. Türkiye Azerbaycan' ın asayişini, güvenini sağlamak amacıyla yapacağı askeıi yardım resmiyet kazandı.


AZERBAYCAN CUMHURİYETİ (* ) Azerbaycan Cumhuriyeti (28.5. 1 9 1 8 - 27.4. 1 9 1 8) 86.000 km2 alanda ba­ ğımsızlığını ilan etti.Parlamento 60.000 Türk insanına malik Gence'de çalışmaya başladı. 3.200.000 nüfuslu Azerbaycan ' da 19 şehir 1 9 kasaba, 1 1 28 köy vardı. Halk %67 köyde %33 şehirde oturuyordu. Aralık 1 9 1 7'den beıi Baku (809.347) ve çevresi Bolşevik Eımenilerde olduğu için Azerbaycan Hükümeti henüz milli topraklara tamamen sahip değildi. Şa­ umyan 'ın Ermeni kuvvetleri Türk-İslfim ahali üzerinde tüyler ürperten katliam yapmıştı. ( 1 ) Onbinlerce Türk'ün hayatı pahasına, Batıya genişleme yeteneğini gösteriyordu. Çar ordusunda yetişen küçük ve büyük rütbeli Enneni subaylar; askerlik yap­ mış binlerce gençten düzenli bir ordu ve birkaç kolordu vücude getirmişti. Rus­ ların bıraktığı bol m iktarda �ilah, top, makinalı vb. değerli cephane de elleıinde vardı. Azerbaycan ise Türk-Islfim olduğundan silahtan aıındırılmış, askerlik san' atından da yoksun bırakılmış feci durumdaydı. Gence, Karabağ bölgelerinde şiddet, baskı, terör zulüm duvaıını aşarak İran Azerbaycan yolunu dahi tehdit ediyordu. (2) Azerbaycan milli ordusu Gence'de; 600 er, 250 subaydan ibaretti. (3) Bu kuv­ vetin içinde bir kısım Osmanlı savaş esiıi subay ve erler mevcuttu. Kürdemir'de Bakil'ye karşı 400 asker vardı. Kafkasya'da olduğu gibi Azerbaycan halkında da bir hayli silah bulunuyorsa da yönetecek bir baş yoktu.

*** Kafkasya' da Türklere yapılan zulüm, 1. Dünya Savaşı ' nın başından beıi Os­ manlı Devleti başkomutanlığını endişeye düşürüyordu. Brest - Litowsk Anlaşması 'na göre 93 ( 1 877 - 1 878) Savaşı sınırında dur­ mamız gerekti. Bu da Kafkasya'ya fiili yardım yapmamıza mani idi ki; Kuzey Azerbaycan' ın çeşitli yerlerinde bir miktar Rus esiıi Türk subaylar ve erlerinin de hayatı tehlikeye giriyordu. *** Kafkas Tiirkleıi (Kasım - 1 9 1 7) (4) Musul'daki VI. Ordumuza başvurarak, Er­ meni saldmlarından konmmak üzere yardım talep atmişti. Mart - 1 9 1 8'de B atum yoluyla İstanbul'a gelen bir Azerbaycan heyeti yardım istemişti. Buna karşılık du­ rumun tetkiki için VI. Ordudan bir kısım subay Azerbaycan'a gönderilmişti. Baki\ petrollerinde gözü olan müttefik Almanya Türk ordusunun Kafkasya harekatına karşı idi. SiHihlı yardımımızı hazmedemediği için Gürciilere hami gö­ ıiinüyordu. Titlis üzerinden Azerbaycan'a geçmemize de engeldi. Bakfı' niin Tiirk­ lere geçmesi halinde petrolün Batum 'a akıtılarak Alman ekonomisine Karadeniz yoluyla biiyiik çıkar sağlayacağı düşüncesi ise İngilizleri çok korkutuyordu. (*)- Onk Nizruneıtin, Türk Dünyası TARiH Dergisi" Şutıaı 1 992 s.62, Mart 1 992 s.63. Nisan 1992 s.64, Aralık 1993 s.84, Ocak 1994 s.85 ( 1 ) - A. N. Kural, Türkiye - Rusya, s. 53 1 -532 (2) - 1. Berkok, B üyük Harpte ( 1 334) Ş. Kalkasya'<.la s. 5. l_struıbul - 1 .9. 1 934 (3) - K. Rüştü, Büyüklıarpıa Bakiı Yollannıla, 5 . K.F.s.5 Istıuıbul - 1 .6. 1 934 (4) - E. Aysan, Büyük Harptc, lran Cephesi, C.3, s. 14 lsıaııbul - 1 938

7X


TÜRKİYE'NİN AZERBAYCAN'A ASKERİ YARDIMI Türk ordusunun 1 877 - 1 878 Türk hududunda dunnası mümkün değildi. Kaf­ kaslarda hüküm süren karışıklıklar, Türk ve Müşlüman halka yapılan katliam, zulüm ileri harekau m utlaka gerektiriyordu. Türkiye ile Rusya arasında büyük bir Türk "İ slam Devleti" kunnakta çetin olmayacağı gibi bu bölgelerin insanları ta­ hakkü m ve mezalimden uzaklaştırılacaktı. ( 1 ) İ stanbul Hükümeti ve Başkomutanlık, gelen talepler üzerine Azerbaycan' a geç kalınsa bile bir orduyu göndenneyi yerinde görerek harekete geçti. Almanların m üdahalesini bertaraf etmek üzere "Kafkas lslam Ordusu" adı verildi. Azerbaycan'da yeni ve m untazam kuvvet olacak bu orduya oradan toplanacak gönüllüler takviye edecekti. İ ngilizlerin de Tebriz ve Azerbaycan'a girmelerini ön­ lemek için Yakup Şevki Paşa komutasında IX. Ordu meydana getirilerek hemen harekete geçirildi. " İslam Ordusu'nun çekirdeği de IX. Ordudan, 5. Kafkas tü­ meniydi. (2) B aşkomutan Enver Paşa, kardeşi (üvey) Nuriye Feriklik (Korgeneral) (3) rüt­ besi vererek "Kafkas İ slam Ordusu" komutanlığına tayin etti. Nuri Paşa'nın 20 subay, bir m iktar erbaş ve çekirdek olacak birkaç bölükle yola çıkması uygun gö­ rüldü. Bu heyet Musul - Savucubulak - Tebriz üzerinden Azerbaycan'ı geçecekti. Erbil'den 1 2.5. 1 9 1 8'de Revandiz yönüne hareket ederken 6. tümenin müfrezesi koruyacaktı. Nuri Paşa 9.5. 1 9 1 8'de Tebriz'e vardı. 1 6 Mayıs'ta Nahçivan'da ol­ dular. Enneni saldırganlığına karşı cephe alan Nahçivan' ı yönetecek kimse bu­ lunmadığından birkaç subay, teşkilat kunnası için bırakıldı. B urada 10 top ve I OOO'e yakın silah vardı . 2 5 Mayıs 1 9 l 8 tarihin ihtişamlı karşılanm ası ile Gence'ye girildi. Artık halkta doğan güven, içlerindeki korkuyu söktü. Herkeste geleceğe umutl u bakış belinniş oldu. Gence'de Nuıi Paşa, Azerbaycan 'ın içinde olduğu müşkül durumu görerek, III. orduya yazdığı mektupta şunlar dikkate değerdir: "... O taraflarda İslamlar çok sa da gayri muntazamdırlar. Askerliğe talip pek �ok insan varsa da elbise, silah ve cephane yoktur. Yanımda pek az para vardır. Ozellikle elbisesiz asker yapmak m ü mkün olmayacaktır. B u rada kumaş tedariki şimdilik gayri kabildir. Silah ve cephane ile birlikte beş, on bin kat elbisenin de temini m ü mkün olursa hemen asker kaydı yapılabilir. Askerin talim - terbiyesi için buraya ait olan heyeti as­ keriye Musul'da kaldı. B ir aya kadar gelmeyecektir. Kurulacak askere komuta etmek üzere muallim subay ve küçük subay göndermenizi rica ederim .."(4) Türk ordusu önemli problemler karşısında idi. Kuzey Kafkasya, Lenkeran, Karabağ ve Enzeli bölgelerini düşmandan temizlemek ve yerel teşkilat kurmak şarttı. .

( 1 ) - A.N. Kural, "Türkiye - Rusya" Ankara - 1970 s. 327 Sadri Maksudi; Türkistan'ın ille kapısı, Bakü'nüıı işgalini Türkiye - Moskova sefirimiz Galip Kemali' ye teklif ediyor (2) - Aynı eser s. 530-53 1 (3) - lran Cephesi; s.14- 1 5 (4) - Bakü Yollan, s.5-6

79


Azerbaycan'a Bir Türkiye Tümeniyle Yardım Borçalı, Kazak, Sadaklı yörelerinde ki Halk kuvvetleıini yetiştinnek üzere 9. Kaflcas alayı çalışıyordu. Albay Cemil Cahit ( * ) Beğ, buralardaki misillere künye dağıtımı için Genceli Rıza Beğ ve arkadaşlarını görevlendirmişti. Kazak' ta yüz­ başı Sabıi Beğ, Sadaklı'da da yüzbaşı Rıfat Efendi, gençleri yetiştiriyordu. Azerbaycan'da gerekli başarının sağlanması için çok mükemmel V.Tümenin hareketine emir verildi. Gümrü'den i lerleyecek bu kuvvetler "Tifüs-Gence" (tren) yolundan itibaren 1 1 istasyonda Alman müfrezelerince maniayla karşılaşılırsa karşı koymaları için yöre suvarilerinden de faydalanılarak hazırlık yapıldı. Ayrıca 1 3 . Kaflcas Tümeni 1 3.Alay, 1 .Kafkas Alayı gerekli yerlerini aldılar. Azerbaycan' a gitmekte olan V.Tümen bulunduğu kolordu ve ordudan ay­ rılıyordu. Bu durumda III .Ordu ile irtibatı tehlikeye düşürebilirdi. Çünkü arayerde Ermenistan ve Gürcistan gibi yeni kurulan hükumetlerin Tiirklere düşmanca tu­ tumu yer alıyordu. V.Tümenin mükemmel, günün yeni silahlarıyla teçhiz edilmesi uygundu. Azer­ baycan'da karşılaşacakları düşmandan başka, yerli Enneriler de aleyhte ça­ lışıyordu. •.

"Azerbaycan'da vukua gelecek savaşlarda, telefetın Azerbaycan Türk halkıyla giderileceği düşünülmüştür. Şöyle ki; askerlik çağında pek çok insan vardır. Oysa halk askerlik ve silah kullanmaktan uzak kaldığından ziraat ve ticaret gibi işlerle meşgul olmuştu. Liyakatli birlikler vücude getirmek için tecrübeli Türk subayları tarafından çalıştırılmalıydı. Eğer askerlik san'atı hemen şevk ve heyacan duygulu vaktanseverlikle derhal meydana çıksaydı, insanda hasıl olacak kadar basit ve hemen duygulu, güzel bir asker imkanında ordular beslemeğe gerek görülmez, milis teşkilatı ile yetinilirdi. Osmanlı Devleti' nin şan ve şerefli, ordusunun kıy­ metli ve kudretli; güvenilip de Azerbaycan'a gönderilen V.Kafkas Tümeni' nin ic­ raat ve harekatındaki başarısıyla ölçülecekti. Bütün dost ve düşman Kafkas Mil­ letlerinin, hatta m üttefikimiz Almanların dahi gözleri V.Tümene dikilmişti. ( 1 ) " "V.Tümen Azerbaycan'da savaşacak, asayişi sağlayacak, Türk askeri gör­ memiş yörelerde otoriteyle halka sempatiyi gösterecek, yerel savunma teş­ kilatlarını kuracak, yardım edecekti." (2) Bir avuç askerden ibaret V.Tümeninin aksi bir hareketi Osmanlı Devleti' nin itibarıyla oynamaktı. İşte bu şartlarda geleceği bilinmeyen sergüzeşte atılmakta olan V.Tümen, Ordu içinde normal kadrosuyla hazırlanıyordu. lleride görülecektir ki; korkunç çarpışmalarda, silah, cephanesiz elim da­ kikalan geçirecek bu Tümen, bütün felaketlere göğüs gererek çekinmeden kan­ larını, canlarını verecektir. V.Tümen yola çıkaraken, (Kazak) Celaloğlu doğusu, Gergeri köyü çevresinde teftiş edilirken; Gurup Komutanı: 6'1JaşK9m.utaruian itifiaren fıepimi.zingüvenini K_azanmış ve frer frususta muntazam o(an '//.'l(p.fk_as 'Iiirrıenini JJl.zar6aycan 'a, (jerıce 'yegöruferiyonım. 'Burala oUuğu gi6i orala la feıfali;flrane ça(ışacağınızıfan eminim. .91.[(afr m.uvffal(jyet(er versirı! "(3) (1) - K. Rüştü, B . Balciı Yollannda, s. 19 lstaııbul - 1934 (2) - Aynı eser s. 19 (3) Aynı eser s. 19-20 .. ("') - 10.6. 1 9 1 8 Gence'ye muazzrun gösteriyle giren, yarbay C .Calıiı 'gcııcr:ıl TllYDEM İ R) Bey' in 9.Alayı Azerbaycan Cumhuriyetini ilk Türk Birliği olarak büyük otorite kazruıdırdı. -

80


Bakfı' yu, Bolşevik Ermenilerden temizlemek üzere iki kademe de yürüyecek V.Tümen şöyle düzenlemişti. 1 . Kademe; 1 47 subay, 28 1 2 er, 2. Kademe; l lO subay, 2763 er idi. Her iki ka­ deme de 698+668= 1 366 hayvan mevcuttu. Tümen karargahı 1 . kademe ile 8/ 1 0. 6. 1 9 1 8'de Celaloğlu' ndan Lambalu'ya geçti. Buradan "Kafkas İslam Ordusu"na bilgi sunmak üzere öneml i bir yazıyı atlı ile Kazak'a gönderdiler. Bu yürüyüş esnasında karargahta BORÇALl'dan Emin Ağa ile Azerbaycanlı Cemiyet-i Hayriye-i İslamiye' den İsmail Bey rehberlik edi­ yorlardı. ( l ) Emin Ağa, Milli teşkilatı güçlendirme, yerel yönetimi düzene sokmak için Sadaklı'ya dek refakat etti. Burada aynldı ise de öteki devam etti. 1 2.6. 1 9 1 8 Kazak' a yaklaşan 5. Tümeni binlerce atlı, yöre eşrefi, milis başçıları ve bu teşkilata memur yzb. Sabri Efendi istikbal ettiler. Bura halkı gerçekten mahir biniciydiler. Hücum dört - nalı ile at üzerinde eşsiz hareketler yapıyorlardı. Kazak Kasabası baştan başa Osmanlı bayrakları ile donanmış, bütün dükkanlar kapanmıştı. Gece mükemmel bir ziyafet verildi. Halk m illi çalgılar çalarak bol bol oynadılar. (2) V. Katkas Tümeni, "Tiflis - Gence - Baku" demiryolundan Gence'ye girdi. ( 20.6. 1 9 1 8) Bu tümen bir gün önce 3.000 kişilik bir Ermeni müfrezesini dağıtarak ilerlemişti. * * *

Gence ve çevresinde bir hayli Ermeni vardı. Bunlar Türk ordusunce ken­ dileıine yapılan muamelelerden memnun görünüyorlardı. Karabağ bölgesinde Şuşa civan Ermenilerinin Türk - İslam halkın yayladan inmesinde. kışlağa izin vermedikleıi, ara sıra cetin çarpışmalar olduğu gelen haberler aasındaydı. B ir­ likleıimizden bir tabur piyade, bir takım süvari, bi bölük makinalı tiifek ve 2 top­ tan oluşan kuvvetimiz göç meselesini hallederek, halkın kendi köyleıine yer­ leşmesi sağlanacaktı. Bu sırada Alam nlarn bir uçakla havadan inip Baku'ye kendi bayraklarını çe­ keceği emelinde olduğu, Bolşevikler arasında İngilizler olduğu, İran'daki Baratof Rus kuvvetinden Bakfı' ye bir miktar geldiği ve Ermenilerin Türk - lslam Köy­ leıini yakıp yıktıkarı, kaçamayan masum halkı öldürdükleri bildiıildi. Zengezur ve Karabağ çevresindeki Ermenilerin şüpheli durumlanna nazaran 3 sınıftan kurulu bir müfre1.esi, Culfa - Ordubad ü:r..erinde tehlikeli idi. 1 .7. 1 9 1 8 20/25 Haziran 'da Ermeniler, Culfa (Aras) Köprüsünü yaktı. 40 km. gü­ neyindeki Ordubad'da 2.000 Türk'ü öldürdü. Karahağ' da Eımeni saldırganlığı durmak bilmiyordu. Gence Vilayeti ve Kür Irmağı güneyindeki Ermeniler, halen sükfınettedirler. Ancak Karabağ' dan em in olabilmek için bir Türk müfrezesinin Culfa - Ordubad üzerinden ŞUŞA'ya yürümesi emri verildi. (3.7. 1 9 1 8) Karabağ'daki Eımeni felaketini susturmak için, tasvip edilecek kuvvet, III. Ordu ve Şark Ordulaıınca; Bakfı'nün zaptından sonraya bırakılmıştır. 23.8. l 9 l 8'de Andranik, Zengezur yöresinde 8.000'den çok askeriyle saldırıya hazırlanmak Uzere rırsat kollamaktadır. Andranik kuvvetlerinin yok edilmesi için 1 1 . Tümen' in şimdilik Tebriz'den uzağa sevkinden vazgeçilmesi ve Scrdarabad (Sürmeli Çukunı / Iğdır)'dan Culfa'ya dağılan 9. tümenin Nahçivan'da toplanması gereklidir. (3) ( ( ) - K.Rü�ıü, O)

(2) 81

-

Baku Yollarıııdaıı, s.25 lsıaııbul

Aynı eser .s.26 E. Aysan, Iran Cephesi, c.3,

s.50 lsıruıbul

-

1 .6. 1 934

-

1 93R


Azerbaycan'da Faaliyetler: . Türk "Kafkas İslam Ordusu" ve BAKU Enver Paşa'nın Kafkasya' ya yardım etmekle Türk dünyasına açılma siyaseti, ilk olarak İngilizleıi kuşkulandınyordu. "Pan Türkizm" namı yakışurarak efkar-ı umumiyede aleyhimizde propaganda yürütüyorlardı. O günler Enver Paşa, Talat Paşa gibi duyarlı devlet adamlan gerçeğe yakınlaşmış, eziyet, zulüm gören, da­ ğıtılıp mahvolmaya yüz tutan soyuna sahip cıkmıştı. Asırlarca hükmettiği miz top­ raklarda Türk'ten başka unsur en iyi yaşayış, hak-hukuk, en yükş_ek kademelerde devleti yönettiği halde devleti arkadan vurmayı esirgememiştir. Ulkenin asıl sahibi Türk, kendine ne şekilde fena muamele edilse dahi "Bu devlet benimdir!"' de­ mekten uzaklaşmamıştır. Biıinci Dünya Savaşı can çekişiyordu. Müttefiklerimiz, hele Almanya Kaf­ kasya'da i!_leyhimizde idi. Yetişkin, önemli birliklerimiz Batı Cephesi ' ndeydi. Devlet-i Aliye (Osmanlı)'nin gücü oldukça yayılmıştı. * * *

BakG'ye akın edecek Türk odusu, Şaumyan'ı oldukça korkutuyordu. Burada Hıristiyanlar da kızıl rejimin baskısından bıkuklaıı için İngilizlcıi istiyordu. Stalin ise; "Hiçbir suretle İngiliz adımının atılmamasını" sık sık emrediyordu. İran'ın Hazar Denizi kıyısındaki Enzeli Limanı'na giren General Donsıervill'in İngiliz kuvvetlerine göz yuman Rus Generali Piçarof, BakG'yü savunmaktan vazgeçti. Kazalc.larını alarak Terek boyuna aynldı. Donstervill ise denizden BakO ' ye çıkıp Türklere karşı cephe aldı. 25.7. 1 9 1 8'de Baku Sovyeti ' nin yaptığı toplantıda, Bolşevik üyelerin oyu (226'ya karşı 259) ile bir heyet gönderilerek lngilizler çağıııldı. Genaral Dons­ tervill, 4.8. 1 9 1 8'de BakQ'ye girdi. Enver Paşa, bunları önlemek için amcası Halil Paşa ve üvey kardeşi Nuri Paşalardan BakG ' ye akını bizzat yönetmelerini istedi. Azerbaycan ' ın her ilinde, her yöresinde Türk subaylaıı milis teşkilatı ku­ ıuyordu. bir yandan vatan gençleri eğitilirken, öte yandan Rus, Eımeni ve diğer düşmanlar temizleniyordu. Gökçay, Kürdemir, Nuha ele geçirildikten sonra Kuha alımlı. 3.8. 1 9 1 8 Ordu teşkilatını daha başarılı kılarak genişleten Nuri Paşa. yörede menzi l ve mıntıka komutanlıkları kurdurdu. Böylece: Karahağ Mıntıka Kom u tan l ığ ı ; Şuşa, Gerus ve Karabulak sancaklarını ihtiva edecektir. Mıntıka komutanl ığının merkezi Ağdam 'dır. 28.7. 1 9 1 8 Artık Azerbaycan Türklcıinin biricik dayanağı 5.Tümeni istisna durumu kar­ şısında fazla dahi olsa düşman kuvvetinin dayanaınacağı aşikardı. Bütlin ihtiyaçlar Lemin edildiği gibi düşmana kati darbe vuruluyordu. Kürdemir- Karamaryan hattındaki düşmana ağır darbe indirildikten sonra sağ­ lanacak birlik Nuha üzerinden Kuba'ya ve ŞUŞA'ya gönderil ece k ti Ordunun bir an önce BakQ'yü alması gerekiyordu. Biitlin önlem alınmıştı. 2 Ağustos- 5 Ağustos l 9 l 8 de Bakfı üzerine yapılan akı nlarda haşarı sağ­ lanamamıştı. Bu da eldeki kuvvetleıin azlığı ve yeıersii'.liğini onaya koyuyordu. Yeni kuvvetlerin gelmesi açıkca belirmişti. ( 1 ) .

'

( 1 ) - Ni1A1ıneııiıı Oıık, "Kafka.� Seferimiz 1 9 1 8 s. l 1 lstaııbul - 1977 (Su Yayınları).

- Milli Mt:yhaııı:··


BAKÜ ' NÜN KURTARILMASI: 1 5 EYLÜL 1 9 1 8 İslam ordusu, Azerbaycan (Türk) gönüllülerinin takviyesiyle Baku şehrini ala­ caktı. O anda Mirliva (Genaral) Mürsel (Baku) Paşa emrindeki 5. Kafl<.as Tümeni 3.000 mevcutluydu. Bu durumda IX. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa ku­ vetlerinden 36. Piyade Tümeni' nin yetişmesini beklemek zorunluluğu doğdu. Ro­ manya'dan deniz yolu ile Batum'a nakledilen Süleyman İzzet Bey komu tasındaki tümenin Gümrü üzerinden Baku'ye gitmesi emredilmişti. B atum'dan"Gence­ Tiflis" yolu Almanlar tarafından tutulduğu için bu birliğin cepheye varması ge­ cikti. Baku' nün alınmasını Enver Paşa bir aile meselesi gibi istiyordu. Bu sıralarda kurulan "Şark Ordulan Gurubu" komutanı Halil Paşa (Enver Paşa' nın amcası) 'ya Nuri Paşa' ya emir verilmişti. İngilizlerin B aku'ye gelmesi, burada uzun süre kalarak sağlarrı mevkii edin­ meleı; önlenmeliydi. Yine Alman - Sovyet anlaşmasında, Ruslann desteklendiği ortaya çıkmıştı. Kızılların da Müslüman ahaliye baskısı sürüyordu. Enneniler taş­ kınlık yaparak Türklere ait dükkanlan yağma, yiyeceklerini elinden almak gibi zu­ lümler ediyorlardı. Baku'de ne ekmek, et ne de meyva, sebze bulunuyordu. Sıkıntı içindeydiler. Baku, Türk - İslam ahali kurtuluşu Türk ordusunun gelmesinde bu­ lacaktı. Sabırsızlıkla bekliyorlardı. Türk ordusunu, yalnız Azerbaycan Türkleri değil, Kafl<.aslardan Gürcistan' a dek her çeşit dindeki bütün milletler, hatta Rus ahali dahi sabırsızlıkla istiyordu. katliamın duracağı, mal ve can güvenliğinin sağlanacağı Türk ordusunun gel­ mesiyle m ümkün olacaku. 20.8. 1 9 1 8 tarihli ordu tebliğinde: "Nahçivan' ın kuzey doğusundaki bölgede, Andranik'in seferberlik ilan ederek 1 5'ten 45 yaşa dek Ennenileri silah altına açık­ lanıyordu. Andranik 5.000 Ermeni ile Gerus'un ! Okm güney batısında çeteleri 700 pi yede, 400 süvaıi (Atlı), 4 makinalı tüfek, 2 cebel topu olduğu o yöredeki Er­ menileri ihtilfüe çağırarak Müslümanları katletmek için teşviki bildiriliyordu." ( 1 ) Demek ki; Azerbaycan ve Baku cephelerinde savaş sürerken Ermeniler güney'e tedhiş, kan içme geleneklerine devam ediyordu. Eylül' ün ilk haftalanna doğru "İslarrı Ordusu" ve diğer Türk bierliklerinin ha­ zırlıkları bitirilmek üzereydi. İslam ordusu'nun mevcudu 5. Kafl<.as Tümeni ile 8.000 kadardı.

( 1 ) S. İzzet, 1 5 . Fıkra'nın Kallcasya Sereri, s. 20 lstanbul 1934 -


B aku' nün kurtarılmasında "Kafkas İslam Ordusu" Komulanı Nuri Paşa' nın idare etmesine "Şark Orduları Gurubu" komulanı Halil Paşa bizzat emir veri. la­ kiben harekat şöyle bir düzen aldı: Bütün cepheye Mürsey Paşa, 5. Tümen'e Albay Cemi l Cahit Bey, 1 5. Tümen 'e Süleyman İzzet Bey, buna bağlı 56. Alay'a B inbaşı Fehmi Bey ( ! ), 4. Alay'a Halim Pertev Bey komuta edecekti. Diğer alay ve birliklerde muntazam savaş va­ ziyeti almıştı. Baku önünde yedi kademeli hücum haltı kuruldu. Baku ' nünü dört çevresinde gerekli mevzii alınırken, denizde düşman saldırılannı da durduracak kuvvetler yerleştirildi. Türk ordusu 14 EylUI 1 9 1 8 sabahı saat 02.00'de hücuma başladı. Hacıhasan Köyü güneyinden Sarıhaçlı Kilise yönünde harekata başlayan 5. Tümen, düş­ manın ilk kenar mevziini ele geçirerek buraya yerleşti. Bu hal yalnız bomba ve süngü ile alındı. Aynı cephede bulunan 56. Alayda (Saat. 02.00'de ) bomba ve ma­ kinali tüfekle düşmanın birinci, ikinci hatları işgal etti. 1 5. Tümen Balacari, Ba­ lahani, Serehani ve Ahmetli'deki düşmanı tesbit ederek buraları ele geçirdi. Türk birlikleri, azim ve cesaretle ilerliyordu. Baku'nün kuzeydoğusunda Hır­ dalan - Baku caddesinde egemen olup, Ermenikend' i düşmandan temizlediler. İngiliz generali Donstervill, yaralı ve esir bırıkarak arta kalan askerlerini ge­ miye doldurup, gece karanlığında ışıklan söndürmek suretiyle Enzeli' ye kaçtılar. (2) 1 5 Eylül 1 9 1 8 saat 4.00'te başlayan Türk lopçu aleşi bütün şiddetiyle isabetini gösterdi. Her taraftan şehre giren Türk askerlerinden bazıları ufac sokak çar­ pışmalanyla karşılaştı ise de bunu def' etmek çetin olmadı. Akşama doğru herşey Türklerin elinde olmak ü zere şehrin asayişi sağlanıyordu. * * *

İlk anda 1 0 (8 Sahra, 2 dağ) top, 2 uçak, 6 makineli ve 800 tüfek alındı. B ilahare gelecekte büyük yekun tutacak siHih ve mühimmat ele geçirildi. 17 Eımeni, 9 Rus, 1 O Gürcü subayı ile 1 1 5 l Ermeni, 383 Rus, 1 1 3 diğer öleki milletlerden asker esir edildi. B ununla da; Türk ordusu Azerbaycan'a girdikten beri, çoğu Baku alınmasında olmak üzere 30 subay ve 1 1 00 asker ve şchil vermiş oldu. Baku'ye giren Türk ordusu, şehrin ekmek ihtiyacını hemen hallederek, yağ­ macılık ve yüksek fiyau önledi. Nuri Paşa' nın emri ile 43 yağmacı karargah önün­ de asıldı. (3)

(l) - K. Rüştü; B üyük Harpte - BakO Yollarında, s. 2 1 5 lsıanbu l - 1 8 34 '"56. Alay topçu ateşi olmaksızın geceleyin düşmanın ikinci hattını işgali başartlığındaıı alay koınuıanı Binhıt!i• Fehmi Bey' in yarbaylığa terfii için genel - kurmaya artedilın işı ir. '" . (2) - Manaf Süleymanov; "Eşitlikleriın - Okuduklarun - Clördüklcriın" s . . 208 "'lııgili:r (ini . Donstervil'in sonralar yazdığı hauralannda; 3.000 kadar Türk ordusunun hücumu k:uşısımla. 30.000'den çok Menşevik ve Daşnak (Ermeni) askeri vardı." "Bunlar Baklı'yü ıcrkcllcrkcıı. haıı­ kalan, mağazaları, zengin - Türk evlerini yağmalayıp öncede n hazır olan gcııı ıkrlc g�cc ka­ çırdılar." (3) - (Aynı Eser) "15.9. I 91 8 saat 9'da Nuri Paşa ordusu Baku' ye girdi. s.2 1 O I Kutia I Fuzuli meydanı, Kurubağ, Parabeı, Vağzal, Bulvar, Şehir Köprüsü gibi yerlerde d:uağacı kuruldu. Suç­ lular asıldı. En kısa anda tarihte görülmedik asayiş ve düzen temin edildi.


5. Tümence Baylof B urnu'na konan, 1 5. Tümen ve 15. Tümenin'de Zıh B ur­ nuna koyacağı obüs bataryaları ie düşman savaş gemilerinin B AKU şehrini ateş ahında almalaıının önlenmesi bildirildi. Şehirde her tümene ayrılan bölgede ku­ mlan bir komisyonla ganimetleıin tadat ve tescil edilmesi, bu işlerin her iki tümen tarafından Y.ürütüleceği tebliğ olundu. ( l ) Kafkas Islam Ordusu Komutanı Nuri Paşa (telefona) kuvvetleıi şöyle kut­ luyordu: (2) "Baku' nün zaptı için cereyan eden muhaberatta bütün kıtaat zabitan ve ef­ radının gösterdikleri gayret ve fedakarlıktan dolayı beyanı teşekkür ederim . Ge­ celeyin başarıyla ilk piyade hücumunu yürüten 9. ve 56. alaylara ve gündüz çok fazla düşmana karşı saldırarak Balacari' nin güneydoğusundaki sırtlan işgal eden 38. alaya teşekkür ederim. Bu savaşta fedakarlık ve gayreti görülen zabitan ve ef­ radın (Subay ve erleıin) taltifleri hakkında tekliflerin 1 7.9. 1 9 1 8 akşamına dek or­ duya göndeıi lıncsini rica edeıim." 1 6.8. 1 9 1 8 "Şark Ordular Gurup" komutanı Halil Paşa, "Katl<.as İslfim ordusu" komutanı Nuri Paşa Poti'den B akfi' ye geldiler. Şehrin dışında çok güzel bir geçit resmi yapıldı. Halil Paşa, N uri Paşa, Süleyman İzzet Bey, Mürsel Paşa mahiyetleıiyle Azer­ baycan Parlcmentosu' ndan birkaç zevat bizzat töreni izlediler. Atlı ve hızlı geçitte 38. Alay 1 . Tabur subay ve erlerine kahramanlıklarından dolayı yüksek sesle teşekkür edildi. Türk dünyasında ilim, irfan, sanayi, ticaret alanında mükemmel pınar olan alınmasında hesapsız kan akıtılan, can verilen Baku şehri nihaye• Osmanlı( Tür­ kiye) silahlan yal 36 saatlik çetin savaştan sonra alınmıştır. Zaferle sonuçlanan Türk gi.ici.ine Eımeniler, Ruslar değil ta lran'dan koşup gelen İngiliz ordusu da boyun eğiyordu. General Donstervi, mevcut birliğinin yarıya yakınını kaybetmişti. Bu yenilgi B rilanya hükümetince General Tamson' un atanmasıyal savayın ko­ mutanının yitiıilmesini sağlamıştır. Ti.irk birliği ve bütünlüğüne yüıüyen Osmanlı Türklerini durduımak İngilizlerin biricik amacıydı. Yoksa Eııneni hi.ikümetine yar­ dım için orduyu Baku ' ye değil Erivan' a gönderebilirlerdi. Osmanlı Ti.irkiyesi' nin Asya'daki, büyük Türk toplumuyla birleşmesini Hin­ distan için tehlike gören İngiltere Baku'yii tutmak Osmanlı ' yı Hazar Denizi öte­ sine geçirmemekle çırpınıyordu. ·

* * *

Baku, Eımeni Bolşevikleıin eline geçtiğinde şiddet, baskı gören bir kısım Tiirkler şehıi terketmişti. kalanlar ise ölüm kalım savaşı veriyordu. Gözler her an gelmesi beklenen Türk ordusundaydı. İngilizlerin perişan ettiği uluslar da Türk or­ dusunun gelmesine sabırsızlanıyorlardı. Aıtık beklenen günün içindeydik. (4) Tiirk ordusu, gösterişli düzenle şehre girdi. Savaşın acılan yoktu. Kurtarıcı Türkler: "Vefalı Tiirk geldi yine selam Türk'ün bayrağına ! " diye alkışlarala, ço­ ğunlukla çiçeklerle karşılanıyordu. Bakfı'yü terkedenler de dönüyordu. Gerçek bayramdı Bakfı ...

( l) (2) (3) (4)

85

- K. Rüştü, Baku Yollannda, s.2 l 4 İstanbul - 1 934 - Aynı eser s. 2 1 4-2 1 5 - S. İzzet, " 1 5. Fırka'nın ... s. 48 ... - K. Riiştii , Baku Yollaıııda s. 2 1 5 İsı.anhul 1 934 -


Halil Paşa, Nuri Paşa, Mürsel Paşa, Mehmel Ali Şeyhlınski (Azerhaycanlı) Paşa, Habip Selimov (Azerbaycanlı - Yarbay), Azerbaycan Parlaınenlo iiyeleri nin bir kısmı, J}zerbaycanlı yüksek şahsiyeller ve sevilip - sayılan kimseler hep bir­ likte BAKU'ye giriyordu. Generaller ve bazı zeval allıydılar. Takihcn ordu nizam ı olarak piyade, topçu. süvaıi, en arkada yardımcı ve diğer birlikler ilerliyordu. Kadın, erkek bültin halk göğüsleri kabararak yol boyundaydı. Çocuklar yandan, arkadan koşuyordu. Caddeler, evler, mermiden harap olan duvarları Osmanlı ve Azerbaycan bayraktan süslüyordu. Türk ordusu ve Azerbaycan halkı iç içe Hazer' in mavi sularına göz diken alan­ da toplandı. (*) Nuıi Paşa; günü değerlendiren konuşmasını yaparak: "Din, ırk, dil ayır­ maksızın her insanın eşit olduğu, mal ve can güvenliğinin teminal aluna alındığı, herkese eşit kanuni işlem yapılacağı bundan sonra duıumu yüıii lecek Azerbaycan hükümeli görevi devralacağına" açık ifadeyle anlallı. Esas olan asırlardır kendi soyundan askere susamış Azerbaycan halkı; ka­ nından, canın�an bir parça olan bu kahraman lopluluktan göz ayıramadığı idi. Nuri Paşa (lsmailiye) karşısında iki katlı konağa Mürsel (Baku) Paşa da (kar­ şısında vaktiyle, Muzaffer Addin ' in / İran Şahı /Kalmış olduğu) konuta yerleştiler. Halil paşa ise karargahı Tebriz'de bulunan " Şark Ordular Gurubu" komutanlığı görevine döneceğinden Zeynelabidin Tağıyov Beğ ' in hanesinde konaklandı. ( 1 ) Aynı gün Azerbaycan ileri gelenleri, Türk Paşaları ve yüksek rülbeli subaylar şerefine "Bıistol Oteli"nde zarif bir öğle yemeği veıildi. Akşam da Maliof Ti­ yatrosu' nda tören yapıldı. Hacı Zeynelabidin Beğ (Baku - Milyar deri) Tağızade. önceden niyetlendiği 800 odalı konağını Tiirk ordusuna hağışladı.(2) Bir anda Lo­ cadan bir kız öğrencinin içli, şirin sesiyle (Çırpınırdı Karadeniz / Bakı p Tiirk " iin bayrağına! / Ah Derdim ki, hiç ölmezdim / Düşebilsem ayağına ! ... " şarkısı du­ ıulunca alkış tufanı Tiirk komutanların gözyaşları sel sel oldu. Her göniil zaferin tadını çıkarıyordu. Her insan bağımsızlık heyecamn laşıyordu. * * *

Bir aralık Danimarka ve Irak konsoloslarıyla, Eımeni batı cephesi komulanı Bolşevik çağı Ermeni heyeti bir gurup Nuri Paşa' ya çıktılar. "Kendilerine renalık edilmeyeceği, mal ve can güvenliği içinde kanuni işlem leıin eşil yapıla1.:ağı an­ Iatıdı. Tarafeyn devletleıinden gelecek emirleıin hemen hasılıp (Tiirkçe - Rusça) halka dağıtılacağı da eklendi." (3) 1 000 kadar Eımeni esiri sorulduğunda Nuri Paşa cevapsız bıraktı. Ancak Azerbaycan Cumhuriyeti içinde serhest yaşamaları için düzene uymalan söylendi . Baku' nün emniyet ve asayişine 15. Tümen içindeki bugiinc dek giircvini şe­ refle, fedakarlıkla yapan 56. alay bakacaktı. Cemil Cahil Bcğ'dc Bakfı ınıııuka ko­ mutanlığına tayin edildi.

(•) - Bu alaıı 1989'dan sonra "Azadlık Meydanı" adını aldı.

( 1 ) - 1981 'de Bakü'de Tesbil ettiğim bu durumu, Mruıaf Sülcyıııaııof, "l�iıtiklı.:riııı - ı lku­ duklanm - Gördüklerim" s. 208-210 teyid ederek öğle yemeğinin O risıol Oıcli' mlı.: ycmli�iııi ya ­ zıyor. Bakü - 1987 (2) - Bugün tarih müzesi olan bu yapı, çok ihtiş.-uıılıdır. l <J8Jıc Mll. Pror Püste I laıııııı < M usa Azizbekov' un kızı) yakın ilgi gösterdi. (3) - K. Rüştü, Büyüklıarpıe Bakü Yollan ııda, s.214, lstaııhul - 1 934 (4) - S. izzet, ''B . I S . Fırkanın Kafkas Seferi" s. 58 lstıuıhul - l <J34


Baku' nün kurtarılması haberi Türkiye'de sevinç yarattı. Enver Paşa, o sırada İstanbul'da bulunan Azerbaycan parlamentosu başkanı Mehmet Emin Re­ sulzade'ye telefonla müjdeleri lstanbul'da çıkan 2 1 .9. 1 9 1 8 ."Yeni Gün Ga­ zetesi",Bakii' nün alanmasına geniş yer verdi. Berlin'de bulunan Talat Paşa' ya şöyle müjdeleniyordu:

·

"Berfin 'de Sadrazam Talat Paşa hazretlerine, Kafkas fs/am Ordusu kumandanlığından aldığım 15. 9. 1334 (28. 91918) tarihli telgrafı, aynen aşağıya dercediyorum. " Enver "Suret" "Al/ahın yardımı ile 13akıl şehri, 30 saat şiddetli muharabeden sonra 15. 9. 1334'te saat 9 evvelde zapıedilmiştiı: Biitün kıtaat ve bilhassa Binbaşı Fehmi Bey kumandasmdaki 56. Alay 'ın kahramanlığı, zikredilmeye değer. Tafsilat arz olunacaktıı: " ",'\ifre yazıldı " - N.424

15.9.334

Mehmet Emin ResUlzade'nin "AÇIKSÖZ" Gazetisi, milliyetçi şair Abdullah Şaik (Talipzade), Türk ordusunun geç kalmasında halkının üzüntülerini ve en­ dişelerini şöyle kaleme alır: İNTİZAR KARŞISINDA Niçin böyle geciktin? Şensiz kalbim kırık, sönük, çiğnenmiş, hırpalanmış, Omür-ü şişem taşa değmiş, hayaum parçalanmış, Kırık bir saz gibi sızlar kanlı, yorgun telleri. Yıkılırda, yakar bütün kaygu vurmuş illeıi. Şu vatanın öksüzleri, gelinleri, dulları Gözyaşıyla sulamış hep geçtiğimiz yollan. Yolunuzu beklemekten benizleri sararmış, Hiç gelmedin, o şen güler yürekleri gam almış Sen gelmesen harebeye dönen kalb abad olmaz, Sen gelmesen güneş doğmaz, ümit gülüm açılmaz Dudaklanm gülme, sönük bahtıma nur saçılmaz. Başkasını istemem de, Ey Türk, çabuk sen gel, sen ! Beklemekten yoruldum oh ! İşte geç kaldın neden? Yollarına taş mı kalanmış? Ya azgın kuldurlar!.. Bırakmıyor taş, demir, polat ya alsada onlar, Yüreğinde şulenenen metin, kızgın ateşle Yak onları eril söndür, çiğne, boğ, ez, hırpala. Hain, alçak düşmanlara kol gücünü hep göster, Aç yollan, çabuk gel ki kalbim seni pek ister Şiir İngiliz ve Enneııi kontrolü alımdaki Baku' de yayınlrunazdı. Türk ordusu şehre girdikten sonra 7/20.9.19 1 8 ''Açık Söz"de yayııılandı. Kafka� lslfun Ordusu Baku' deydi ... XVI. - XVll. yüzyıllarda Hazar Denizi sahillenııle dalgalanan şanlı Türk bayrağı, yine bu Türk illerini süslüyordu. -

87


HALİL PAŞA ERİVAN ' DA Türk ordusunun Kafkasya Seferi üç safhada gelişiyordu.: 1 . Güney Azerbaycan (Tebriz ve Urumiye) 2. Kuzey Azerbaycan ( Baku'nün alınması; 1 5.9. 1 9 1 8) 3. Kuzey Kafkasya ( Derbend; 6. 1 0. 1 9 1 8) ve Encikale ( Petrofsk) 6. 1 1 . 1 9 1 8) ( *) Baku alındı. Gence'de ki, Milli Azerbaycan Hükümeti B aku' ye taşınınca "Şark Ordular Komutanı" Halil Paşa'nın görevi burada bitmiş oldu. İran (Güney Azer­ baycan)'a döndü. Kazım karabekir Paşa' nın 1. Kolordusu Tebriz'de bulunduğundan O'nu görmek üzere hareket etti. Planın ilk bölümü başanlmıştı. Culfa (Aras Vadisi) üzerinden lran' a varan Halil Paşa; Veliaht Hüseyin Han ' ı n ihtişamlı, güzel günler yaşatuğını anlattıktan sonra Ermeniler tarafından Erivan 'a davet edildiğini şöyle kaleme alır: ( 1 ) "Rusya'da ihtilfil çıkınca Türk ordusunun önündeki birlikleri dağıldı. B u cep­ heleri Enneniler tutarak kıyasıya savaşa giriştiler. İki yanlı çok kanlı çarpışmalar oldu ise de Ermeniler kendi cephelerine çekildiler. Biz de buralan işgal ettikten sonra arada kısmen dahi olsa sükunet hasıl oldu. Anlaşılan bu havayı daha pe­ kiştirmek daha istikrarlı şekil vermek düşüncesiyle olmalıdır ki; Erivan'a davet edildim. Bu kadar kanlı hesaplaşmalar, kanlı savaş ve boğazlaşma sonundu bir Türk paşasının Ermenistan içine davet edilmesi garip görülebilir. Hatta bu ziyaret 1 00.000'lerce intikam davalannın havasıyla tehlikeli de sayılabilirdi . Oysa daveti kabul etmekte tereddüt etmedim. Tebriz'den Erivan' a bir hayli alem içinde gittik... ... Erivan ' a yaklaşırken uyumak gerekti ... Erivan istasyonu'nö bizi inanılmaz heyacanlar. çoşkunluklar içinde karşıladılar. Büyük halk kalabalıklarmdan başka bütün hükumet erkanı ve askeri komutanlar onadaydılar. Mızıkalar çalıyordu. Sanki bir kaç ay önce birbirimizin-boğazına sanlan sarılanlar biz değildik. Meselii; benim orada Ermeni ihtiliili komiteleıinin en ünlülerinden Aram Paşa ile hareketli kucaklaşmalanm, seyircilerin gerçekten gözlerini yaşaı1ıyordu. Aran, aslında Vanl ı bir Ermeniydi. Ben Van'da jandarma komutanıyken o anada Ermeni : Taşnak Süt­ yun Komitesi ' nin başkanı idi. Tabi Paşa falan değildi. Oysa ihtiliil içindeki mevkii ve SOJl savaşlardaki mücadeleleri ile herkes ona Aram Paşa diyordu. Aran Paşa ile orada karşılaşmaktan çok memnun oldum. Hemen birbirimize sarıldık. Aran beni yine Van 'daki dostluk günlerimizde olduğu gibi adımla "Halil !" "Halil !., diye ça­ ğırıyor, duımadan ağlıyordu. Oysa Tiflis'teki Almanlar bu Ermenistan ziyaretimde beni rahat h ırakm adı l a r. Genaral Yon Kres, kendisini ve birkaç subayın da orada b u l u n m aları için henden izin istemişti. Muvafakat ettim. B izim trenimiz Erivan istasyonu na girerken . Kres ve maiyeti de oraya ulaştılar. Erivan'daki günlerimiz çok hareketli ve güzel geçti. Aram o sırada Ermenistan İç işleri Bakanı idi. Günleıin progra m ı n ı da galiba o dü­ zenliyordu. Gelişim resmiyetten çok dostluk ziyareti halini alın ıştı . Bu arada dünya Ermenilerin ruhanilerini de ziyaret ettik. İlk resmi mü nasebet satlıalanndan sonra Genaral Yon Kres' i.

(0) · Miralay lsmail Berkok: "Büyük Harple f.134. Şim al i Kafkasya"daki foaliycıkrimiı. ve 15. Fıkr•ı' 11111 harekatı ve muharebeleri" s. 68. 89,90,91 ( 1) . "nırk Kacar sülalesiııin davamı suıı hükümdarı ( l 92$'c d e k ) ı\ hmc ı ::;aıı· ıı. ".'cliahı ;,c l•ıı soydan Güney Azerbaycan genel · valisi Hüseyin Man idi. (N. ONK) Halil Pa.� a'nın hatıraları: derleyen: Ş.SUrcyya Aydemir. ""Akşam Clazcıcsi'" 10. 1 0. 1 %7- 25.2 . 1 \J(ıl( s 1•0 lsı. •

88


ve maiyetini de Eıivan'da Tiflis'e yolcu etmiş ve Erivan' da Ermenilerle başba.şa kalmışlık. Von Kres gördüğü dostluk sahnelerinden şaşkındı. Nitekim istasyonda bt:nden aynlırken sözleri şunlar oldu: - Paşam, aylardan beri gönüllerini kazanmaya çalıştığım Ermenileıi bir günde nasıl teshir ettiğinizi gözlerimle gördüm. Bundan bir müttefik sıfatıyla iftihar du­ yuyonım. Oysa Almanlann bütün gayreti, para, silii.h ve uçak sözü vererek Ermeni ru­ hundaki eski Türk düşmanlığını alevlendirmek ve siyasetlerini, bu koza bağ­ lamaktan ibaretti. Ermenilere nutuk: Bize gelince, her gün daha birbirimize kaynaşıyorduk. Bunun en hararetli sah­ nesi benim bir Türk Paşası olarak Eımenistan başkenti Erivan'ın büyük mey­ danında leıtiplenen bir mitingde Erivan halkına karşı konuşmam oldu. Yaveıim Seliihallin o günün ve oradaki konuşmalarımın notların hatıra defteıine derlemişti. Sözlerime şöyle başladım : "Memleketimizde zalim bir padişahı yıkmak, hür ve mes' ut bir vatan kurmak için el birliği euiğim Ermeni milleti ! (Meydan alkıştan yıkılıyordu) Ve en gaıibi o meydanda toplanan insanların çoğu Türkiye' den kaçarak buralara sığınan, yani, Türk topraklarında kalan akraba ve yakınlan elbetteki çok hırpalanan insanlardı. . . . Nutkuma devam eııim. Herşeyi açık ve kesin konuştum. Ama şunu söy­ leyelim ki; bu meydandan belki de sağ dönemeyeceğim ihtimalini bir saniye ak­ lımdan çıkaramadım. Sözleıim bilip de alkışlar arasında kürsüden indiğim zaman, ARA M ' ın da bana hatırlattığı ihtimal oldu: " Halil, bugün buradan senin de, benim d e sağ dönüp dönemeyeceğimizi ilk andan beri düşündüm." "- Evet dönmeyebilirdik. Ama ben doğru bulduğumu yaptım ve doğnı bul­ duğumu söyledim. Oysa işte bu sıralardı ki, Makedonya'daki Bulgar cephesi çöktü. (Ekim 1 9 1 8) Birinci Dünya Savaşı'nı kaybetm iştik. İstanbul'dan Enver Paşa'dan aldığım bir tebliğ, hüküınel..İ n silahı terkeuiğini ve müttefikleri mütareke teklifinde bu­ lunduğunu bildiıiyordu. Demek ki, herşeyi kaybetmiştik ve istikbal kimbilir ne­ lere gebeydi?" . ._

* * *

Ermeniler, elbette ki, Türk ordusunun Katkasya'daki başarısı karşısında bir dostluk kurup, Karabağ ve Zengezur'dan elleıini çekmek, hiç olmazsa 1 828'den sonra ilk yerleştikleri Revan (Erivan), Gümrü kesiminde rahat bırakılmak is­ tiyorlardı. Yazık ki, "Mondros Mülakeresi" yaklaşacak, taıihin hiçb;r orduya nasip et­ mediği üstünlüğümüz, başarımız gölgelenecekti. Bundan sonra yeni Eımeni gailesiyle karşı karşıya gelecektik...


Türk Ordusunun Azerbaycan'da Huzur İçinde Çalışması "Azerbaycan' a çıkarılan ilk Osmanlı (Türkiye) Devleti' nin 5. Tümeni esas alaylarından başka, iki bölüklü süvari alayından ibaretti. Orduya hazırlanıp katılan birliklerle kabararak adeta bir kolordu oldu. Milis ve yiyecek gücü cidden yük­ seldi. Karargah subaylan takviye edilemediğinden geceli gündüzlü çalışmak ge­ ı-ekiyordu. Zaruri sebeplerle birçok bölgelere asıl kuvvet dağıldığı halde dahi tümen kendine düşen görevi bütün zorluklan yenerek azimi gayret ve fedakarl ıkla başardı. Har yandan gelen tehlikeleri, müşküllükleri ve yoklukları yendi. ( 1 ) Türk ordusu vatan savunmalannda dahi böyle korkunç telefata uğramamıştı. Dininden, hem öz soyundan I kanından milletini kurtaımaya sonsuz derecede gay­ ret etti. Türk askeıinin destani şerefini yere düşürmemek için subay ve erleriyle Je­ ragat-i nefs etti. Çalıştı, didindi, mübarek kanlarını akıllı. İstikbal aşıkı Anadolu Türkü, komşu, kardeş Azerbaycan Türki.i'nün ba­ ğımsızlığını çetin mücadelelerle sağladı. Çoğu yüksek tahsil yapan, yüksek eğitimden eçen modem anlayışlı Azer­ baycan Türkü' nün geleceğinin kendi vücude getirdiği hükümetine teslim etti. Artık bütünüyle söz milli "Azerbaycan Cumhuriyeti"nindi. *** Baku'süz Azerbaycan olmazdı. Başsız bir gövde olarak hiç işe yaramazdı. Baku kuıtanlınca hemen bu genç devlet, parlamentosunu Gence'den buraya taşıdı . (2) *** Kafkasya'da Osmanlı ordusunun iki problem i kalıyordu. Kuzey Katkasya'nın kurtulması ve Karabağ ... (*) 1. Kuzey Kafkasya'ya önce gönderilen İsmail Hakkı Berkuk ve arkadaşlannın çalışmalannı takviye etmek Derbend, Petrovsk, Tem urhanşura'yı düşmandan almak. 2. KARABAG: Karabağ bölgesinde Ermeniler susmuş gihi görünüyordu. Bu geçici bir süre içindi. Buralara tamamen Ermeni etkisi alundan kurtarmak, taşnak çetelerinin az­ gınlıklarına son verip bütün bölgeyi ıslah etmek gerekti. Azerbaycan Anayasası da din, ırk, dil farkı gözetmediğinden yerli Ermeniler normal hayata dönmek istiyordu. Zaten Taşnak azgınlıkları Ermenileri de usan­ dırmıştı. Tek kurtuluş Türk kuvvetleıinin buraya gelmesiydi. Karabağ'ı ıslah etmek görevi 1. Azerbaycan Tümeni'nc bırakıldı. 9. ve 1 06. alaylar da bu ti.imenin emrine verildi. Baku'den 23 Eylül'de Karabağ' a Cemil Cahil Bey (Gnl. Toydemir) ko­ mutasında hareket eden Türk kuvvetlerinin nakliyatı 27.9. l 9 l 8'de tamamlandı. Türk ordusu Ekim 1 9 1 8'de KARABAG ' ı tam hakimiyete alarak bütün düzeni kurdu. Aıtık rahatça Ermeni ve Türkler birlikte işlerini yapıyor. saminı ya­ şayışların sürdürüyordu. Bu sırada ŞUŞA şirin şehir konumunu sürdiiıiirken, Karahulak. Ağdam (Mer­ kez) sancakları düzenleniyordu. Vaktiyle Karahağ Hanlarının merkezi Ş a h hu lak" küçük bir istasyondu. (3) Karabağ halkından bir süvari alayı, Berdca alayı da Mehenımcd Ağa' n ın milis kuvvetleri de tümenin yanındaydı. "

( 1 ) · K. Riişıü. O. Bakıl Yollarınıla. s.197 lsıanhul - 1934 (2) - Aynı eser s. 197 (J) • Aynı eser .<. 27 (•) · Aynı "·.�er s. 2 1 7

l)()


27.9. 1 9 1 8'de İslam Ordusu Komutanı Nuri Pa.Şa, 5.Tümen komutanı Mürsel Paşa, I S .Tümen komutanı Süleyman İzzet Beğ ve Erkanı harpleriyle " Azerbaycan Cumhuriyeti" hukumetiyle tanışular. Başbakan Fethali Han (Çok zeki ve ağır başladır), Dışişleri Bakanı Mehmet Hasan Hacınski (mühendis), içişleri Bakanı Cevaşir Bey, Maliye Bakanı Abdulali Bey, iaşe Bakanı Aşiruf, Ziraat bakanı Hüsrev Bey Sultanov, Kadı, Mustafa Efen­ di hep bir arada idiler. B u radan Tezepir Camii'ne gidilerek namaz kılındı ve dua edildi. Ertesi gün Mürsel Paşa'yı yeıinde vekil bırakan Nuri Paşa Gence'ye döndü.

Mondros Mütarekesi Ekim sonlarına doğru B ulgar ve Alman cepheleri çökmeye başladı. Bu dunım, Bau-Türkiye cephesini de etkiledi. Aruk bir dağılmadır yürüdü. kısa zamanda bu iki m üttefikimizin teslim olmaları yüzünden silfilı bırakmak zorunda kaldık. l 9.Ekim. l 9 l 8'de Enver Paşa, Talat Pa§a ve cemal Paşa fiilen hükumetten çe­ kildiler. B aşnazırlık görevi Müşir Ahmet izzet Paşa' ya verildi. ( 1 ) 3 1 .Ekim l 9 l 8'de Türkiye ile itilaf Devletleri arasında Mondros m ütarekesi im­ zalandı. Mondros Mütakeresinin 1 5. Maddesine göre Baku' nün İngilizler tarafından iş· galine m uvafakat ediliyordu. Bununlu da Azerbaycan'da ki, Türk kuvvetleri ko­ mutanına, lngilizlere karşı durulmaması emri gödrerilmişti. Fethali Han 'Azerbaycan Başbakanı) Başnazır Ahmet izzet Paşa'ya müracaat!; durumu ve nasıl hareket edileceği hususunda bilgi istedi. A.lzzet Paşa' ada mah­ rem bir cevapla; 1 1 . 1 1 . 1 9 1 8'de "Türk ve İslam Devleti" olarak kurulan Azer­ baycan ' ın varsa gizli faaliyetlerden çekilmesi, Ermenilerle ve lngilizlerle iyi ge­ çinmeleri tavsiyesi yapılmıştı. Başka yapacak bir şey yoktu. (2) İstanbul yönetimi Kafkasya ve Azerbaycan'dan kuvvetlerini çekerken; "İs­ tenmeyen subay ve eratın ayrılarak Azerbaycan'da kalabileceğini de ordu bir­ liklerine tamim etmişti." 1 3.Ekim 1 9 1 8'de "Kuzey Katkasya Cumhuriyeti" kurulduğundan, iki Türk Devletine Türk subaylardan aynlanlar faaliyetlerini sürdürecekti.

Türk Ordusu'nu Bakô'den ayrılması: Kısa zamanda Azerbaycan'da huzuru sağlayan, Türk ve yabancı unsurun te­ veccühünü kazanan Osmanlı Ordusu çekilecekti. Karabağ'da sükunet bularak, %60 Türk olan halk, Ermeni çetelerinden ya­ kasını kurtaımıştı. Yerli Ermeniler de huzurları için Türk ordusuna minnettardı. 1 6/ 17. Kasım. 1 9 1 8 gecesi Azerbaycan halkının gözyaşları ile uğurlaması, gerd Türk ordusunu, gerek Azerbaycan hükumetini (3) ağlatıyordu. B undan sonra Er­ meni ler, İtilaf Devleti ve diğer düşman karşısında durum ne olacaktı? Bu sorunu n cevabını verecek yoktu. Yine de güven Karabağ'daki birlikler, 1 . ve 2. Azerbaycaı Tümeni ve çoğu yerde başlarında Türk subay ve erbaşları olan muhtelif sehir ve çevrelerinde ki milis kuvvetleriydi.

91

( ! ) - S. izzet, D. 15. Fırka s 237 lsıanbul - 1 934 (2) - A. N. Kural, Türkiye - Rusya, s... 2 1 8 Ankara - 1970 0) - K. Rüştü, Bakiı Yollarında, s. 2 1 8 lsıanbul - 1934


Azerbaycan'da yaşayan Müslüman Türk halkı, askerlikten, siHihtan yoksundu. Rus ordusunda yetişen bir çok Enneni subaylann kurduklan nizami birlikler, ta­ rihin gönnediği vahşete örnek oluyordu. Doğu Anadoludan Kuzey Kafkasya'ya dek uzanan geniş alanda, Ermeni ve değer gayri - müslim insanlann katlimanı önünde mahvolan milyonlarca müslüman - Türklerdi. Medeniyet edebiyatı satan Batı dünyası acı olaylan gönnek istemediği gibi alkış dahi tutuyordu. 1 9 1 7 ihtiıaii ile Rus imparatorluğu çökünce vukuu bulan asayişsizlik, mal ve can güvenliği yokluğu, kanunsuzluk milyonlarca silahsız, eğitimsiz Türk top­ lumunu mecalsiz bırakm ıştı. Yer yer Enneni çetelerini yıllarca katliamı yüz­ binlerce ocağı sönmesi Osmanlı Devletini seyirci bırakamazdı. 1 877 - 1 878 (93) sının ötesinde, dininden, soyundan va kanından öz halkına yardım etmeliydi. Bu ne macera, ne de "Türkçülük" adında uykusu kaçan Av­ rupa'nın sorumsuz propagandasına boyun eğmemekti. Türk iradesinin bu hükmü yüzyıllara, bin yıllara akacak, soyuna yardım nesilden nesile unutulmayacaktı. Azerbaycan'ı düşmandan temizleyen, BakG'ye gururla giren 5.Tümenin erkanı harbi yarbay Rüştü Bey şöyle diyor: " ... Türk Ordusunun dörtbuçuk aydan beri Azerbaycan'ın istikbiili uğrunda çar­ pışarak verdiği şehit ve yaralıları kanlanyla sulanan bu kardeş memleket top­ ıcıklan üzerjnde, Gence'de, (Gökçay - Aksu - Şamahı - Baku) demiryolu boyunda; KARABAG ve Kür nehri sahilleıinde halkın ziyaretgah haline koyduğu bir çok mütevazi ve hazin mezarlara tesadüf olunur ki, işte bunlar; ırkının imdadına koşan Anadol u ' lu Mehmetçiğin m übarek mezarıdır. Çoğu yerlerde Mehmetçikle beraber koyun koyuna yatan Azeri Türkleri de vardır. Türk subayları, erleri Azerbaycan'da emsalsız bir feragatı nefisle, yüksek bir duygu ile çalışmış ve çırpınmıştır. Anavatanın hemen her köşesinde bir tek dahi olsa, askeri kesim ihtiyaç varken başlangıçta 5. Kafkas Tümeninin daha sonra diğer piyade ve topçu kuvvetlerinin Azerbaycan 'a gönderilmesi; Türklüğün kur­ tanlması, uyanması uğnında olduğu için pek te tenkide layık değildir. Esasen Teb­ ıiz cihetinde toplanmak görevi almış olan 9.0rduya, Azerbaycan'daki işler bitince Lenkeran üzeıinuen iltihak ta peka.Ia imkan dahilinde idi. Bu ordudan ayrılan bu kuvvetler pek te aykın istikametlerde uzaklaşmış değildi. O sırada fevkaHide sı­ kışık haldeki Osmanlı İ mparatorluğunun bu fedakarlığı çok büyük, çok yüksekti. Bununla siyasi ve ırki (Milli) menfaat ve taze insan menbai de elde ediliyordu. Aynı soydan bu iki millet arasındaki bağ ve ilişki akıtılan kanlarla bir kat daha ya­ kınlık peyda etmiştir. Anadolu Türklerinin; Azerbaycan' ın isliklfil ve istikbali uğ­ runda yaptıkları çetin ve kanlı sava.şlan, mücadeleler eminim ki, nesilden nesi le nakledilecek unutulmaz birer destan halinde kalacaktır."

( l ) K. Rüştü, B. Bakü Yollannda, s. 216 lst. -

-

1934


İki ay önce mağlup ettiğimiz İngiliz birliklerine 1 7 . 1 1 . 1 9 1 8 sabahı, sevimli Bakfı' yi.i teslim ediyorduk. General Thomson, Enzeli'den deniz yoluyla geldi. Kuvvet ve maiyetini karaya çıkardı. Baku, Mondros Mütarekesi (3 1 . 1 0. 1 9 1 8) ahkamına dayanarak terkediliyordu. 1 3. Kafkas alayı Türk komutanı, 19. süvaıi (atlı) bölüğünde alarak büyük hüzün içinde Bakii'den ayrılıyordu. ( 1 ) Talihin en büyük acısı ki, galip ordu mağ­ lup sayılıyordu. Türk kuvvetleri Aralık'a 1 9 1 8 kadar, çekilecekti. Türkiye orduları baş­ komutanı gider ayak: "... subay ve erlerim izden isteyenler ayrılıp Kafkasya hü­ kümetlerinde kalabilirler." tamim ediyordu. Aıtık arzu edenler m ilis ya da kurdukları Azerbaycan ordusunda ça­ lışacaklardı. Türk ordusu Aras Boyu, Azerbaycan ve Kafkasya'ya yayılmıştı. Hızla yeni kuvvetler vücfıde getirdiğinden öteki düşman güçler pusudaydı. Hele Ermeniler, birer vampir olarak Türk - İslam kanı içmekıenyazgeçecekler m iydi? Biıinci dünya Savaşı sonlannda KARABAG'ın nüfusunun %60'ı Türk idi. İki Azerbaycan tümeni burada asayişi sağlamaya çalışıyordu. Türk kuvvetleri Azerbaycan'dan çekilince Ermeni çete reisi Andranik, Ka­ rabağ'a saldırdı. Yapılan katliam, tüyler ürpertici cinayetler halkı kaca-göçe zor­ luyordu. Karabağ'da güç dengesi bozacak noktaya geldiğinden İngiliz General Thomson'un müdahalesiyle durduruldu. Hatta Zengezur ve Karabağ' ın birlikte Azerbaycan yöneliminde kaldığını açıkladı. * * *

1 O Aralık 1 9 1 8'de Albay Dolhanof emıindeki Ermeni alayı, ansızın "Aras Türk Hükfımeti"ne saldırdı. Merkezi Erivan' ın kamerli kasabası olan bu hükumet, Kars'tan Nahçivan' a bütün oıta Aras Boyu' nu kapsamına alıyordu. Dalhanof, Aras Irmağı boyunca kanlı izler bırakarak Noroşin'e ilerlerken sivil Türk halkının karşı koymasıyla Erivan'a dek piiskünüldü. Andranik ile Derelegez, Zcngezur çevrelerinde Türk - İslfün köylerini yağma, katliam yaparak tedhişe uğratıyordu. (2) "Azerbaycan Cumhuriyeti"nin çalışmalarına müdahale etmediler İngilizler... General Thomson 18 Aralık 1 9I 8'dc bu milli Azerbaycan Cumhuriyeti'ni tanıdı. İngiliz işgal kuvvelleıi komutanlığı; coğrafya, ekonomi, tarih, kültür alanında bağlılığı ve nüffısunun çoğunluğu (%60) Türk' ten teşekkül Karabağ'ın Azer­ baycan' a ait olduğunu 28. 1 . 1 9 1 9'da resmen ilan etti. (3) Milli Azerbaycan Cumhuriyeti ( 1 9 1 8 - 1 920) Karabağ'ı bir viliiyet haline ge­ tirdi. Bölgede geniş ıslahat yaparak çoğu rençber olan halkın huzur ve güvenle ça· lışmasına uğraştı . Karabağ'ın Enneni köyleri 1 9 1 9 Erivan'daki Ermeni ku­ nıltayında Azcrbaycan'la tam birlik olma lehine oy kullanmışlard ır. Azerbaycan(lı birleşmeye karar alm ışlardır. (4) Ağustos 1 9 1 9'da N. Nerimanov, B. Mdivani, Al. Mikoyan, 1. Nuri Çanyan' ı n Moskova'da Çiçcrin (Dışişleri komiseri) v e Viladi - Kafkas'ta Çi . K. Or­ çonikitzc'yc yazdık.lan mektupta. . . ". . . Zengezur ve KARABAG kesinlikle, şüphe kahul etmeden gelecekte AZERBAYCAN dahilinde kalmalıdır" kararı, açık­ lamışlardır. (5) ( 1 ) - K. Rii�ıii. ll. ll:ı�iı Yoll:�ıııl:ı s.2 1 8 lsı:ıııbul 1 934 12) • i'iııiivar Vcy«l. 1 . 1 1 Dolşcviklork 8 ay s. 15 lsıaııbul 1948 0/4) • 1 - l.<l;uu Aıısk. s_56 Aııkara - 1 9.2- lğr;or Eliycv. l l:ığlık Karahağ. s.88 / A l'AI'. f'- 1 . <l.i 1 1 <- 9 1 ·92 lla�-ü IElııı) - 1989 !5) - Ayııo "'""· 90 (Az. CCI'. MDOIA. f. 4 1 0. c_2. i 69. - 1 8 1 - 1 87) (J\tlı bl"Çl."11 o �iiuliıı .so.... yalisıleri Karabağ'ın Azcrhayc;:ın'a ail olthığu k.·uarı alılırnıışlanlır.)


ARAS BOYU' NDA HALK Y ÖNETiMi VE KARABAG ' LA İLGİSİ 1 9 1 7 Rus ihtilali'nin bıraktığı hükumet boşluğy karşısında bazı yörelerde hal­ kın kendini yönetmesi gerekiyordu. Bu alanda, "IGDIR İCRA KOMUTESİ"ni ilk girişim saymakla yanışlık yapmadığımızı sanırım. Her ne kadar IGDIR, Erivan (Revan)'a bağlı ise de zuhur eden hükumet boşluğunda hiçbir yetkili söz dinletemiyor ya da d inletmesi mümkün olm uyordu. Iğdır İcra Komitesi: 1 9 1 8'de Iğdır (Sürmeli Sancağı) nüfus dağılımı şöyleydi: ( 1 ) Ermeni: 1 5.000 erkek 1 3.699 kadın 29.027 toplam : 22. 1 72 erkek 1 8.82 1 kadın 40.993 toplam

Türk

Küıt- lsıam : 1 0.320 erkek 9.02 1 kadın 1 9. 3 4 1 toplam 40.993 Türk'e karşılık 29.027 Ermeni yaşıyordu. Sürmeli Çukuıu (ığdır Kulp/Tuzluca-Aralık)'da ... 1 9.34 1 Müslüman Kürt de dahil edilirse nüfusun iki ka­ tından çoğu Müslümandı. Yine de Çarlık Rusya'sı gibi Hıristiyarı imparatorlukta Eımeniler imtiyazlı sayı larak eşit temsilciyle bir yönetim teşkil edildi. Beş Türk, beş Ermeni'den, Behçet Beğ (Ahılkelekli öğretmen) başkanlığında kurulan Iğdır İcra Komitesi 'nin diğer Türk üyeleıi şunlardı: Ekber Be,ğ (Melekli Hacı Ekber Tufan), Ahmet Beğ (Ahıskalı), Rıza Beğ (Nahçıvanlı) ve Ismail Beğ (Iğdır' ı n Küllük köyünden) ... 6.4. 1 9 1 7 Türk ordusunun Doğu Harekatı (Brest - Litovsk'a göre) ve Ermeni - Taşnak taşkınlığı tehlikesi bir yıla yakın, yönetimi dağılmak zorunda bıraktı. Iğdır Milli Komitesi: 1 9 1 8'de, Nevruz Bayramı' ndan sonra Iğdır'ın Melekli köyi.inii merkez edinen "IG DIR M İLLİ KOMİTESİ'', şöyle kuruldu: Rıza Beğ (Nahçivanlı Başkan, Ekber Beğ Ramazan (Tufan), 2. başkan, Abbas Beğ (Iğdır-Mavalı), Abbas Kulu Beğ (Iğdır - Obalı), Aziz Beğ Rahimoğlu (lğdır)'ndan sonra aşiret ileri gelenleri de ka­ tıldı. Hamit Beğ oğlu Fettah Beğ (Güneş) de bilfiil görev almışlardı. Haziran 1 9 1 8'e dek yönetimi ele alan "Iğdır Milli Komitesi" en çok halkı si­ lahlandınyordu. Her an gelmesi beklenen Ermeni tehlikesinde halkın hazır olması ön plandı. 20.5. 19 l 8'de Türk ordusu Iğdır'a girdiğinde törenle karşılandı. 9. Tümen ko­ mutanı Rüştü Paşa (Erzurum' lu)'nın desteklediği merkezi Kamerli olan ARAS TÜ RK H Ü K U METİ" kuıulunca buranın bir şubesi olarak görevine devam eııi. (1) - 1 907 Erivruı yıllığı (2) - Hacı Ekber Tufan'ııı bi1..zaı yazdırdığı hauraları henüz hasılınadığı halde �alısııııa verdi. 1 960'ıa .. . "N. Onk" "Iğdır lem Koıniıesi", "Iğdır Milli Koıniıcsi (l lükümcıi)"' ve "/\ras Türk 1 lii­ kümeıi"nde görev alıuı bu zaı. çok iıiııah aıılanı. ONK Nizameııiıı, " Türk Dünyası Tarih Dergisi" s.84/48-58 lsı:uıhul Aralık- 1 <JlJ;I 94


ARAS TÜRK HÜKUMETİ Sahat Çukuru ve Sürmeli Çukuru' na inen Türk ordusu, Batum Anlaşması (4.6. 1 9 1 8) ile sınırı Erivan (Revan)' ın 6 km. güneyinden tesbit etti. Artık Sürmeli Çukuru (Tuzluca /Kulp - Iğdır - Aralık) ile Sahat Çukuru ' nun büyük kesimi (Ser­ darabad - Zengi basar - Gemi - B asar - Vedi basar) ile Nahçivan toprakları anavatana (Türkiye) kavuşmuştu. IX. T�men kq_mujanı Rüştü Paşa, merkezi IGDIR olmak üzere Kamerli de , ARAS TURK HUKUMETİ' nin kurulmasını temin elli. 1 8. 1 1 . 1 9 1 8 B u hükumette resmen 1 9.000 Türk ailesi, 3. 700 Eımeni ailesi yaşıyordu. Nüfusu 1 80.000 olarak görülmektedir. ( 1 ) Aras Türk Hükumeti bünyesinde milis kuvvetleıi olarak Kulp / Tuzluca "Ayrım Oymağı" (Şamil Beğ - Ayrım), Iğdır Milli Komitesi, Aralık Halk teşkilatı, Iğdır Aşiret Desteleri, Zengi-Basar, Gemi-Basar, Vedi-Basar, Noraşin, Şerur, Ye­ nice Sederek, ERİVAN' a karşıydı. Nahçivan alayı ve Ordubad teşkilatı Zen­ gezur'daki Eımeni saldırısını önleyecek ve Karabağ' a her saldın da yardım ede­ cekti. Oltu, Göle, Çıldır, Ardahan, Arpaçay, Kağızman ve Kars Şura teşkilatları ise Gümrü ' ye karşı olmakla beraber yöre Eımeni saldırılanna önündede koruyucu du­ ıumdaydılar. �

* * *

Batum, Ahıska, Ahılkelek, Borçalı, Kazak teşkilatı kuvvetleıi gerek kendi sa­ vunmalarında gerekte Aras Türk Hükumeti dahilinde, Ermeni vahşetinde yardıma koşuyorlardı. Kısaca açıklayabilirsek; Kars'tan Batum, Ahılkelek, Ahıska, Kazak ve Nah­ çivan bölgelerine dek her yerde Türk teşkilatlan el eleydi. Eğer bunlann gayreti olmasaydı, Türk ordusu çekildikten sonra bu bölgelerdeki Türkler, Ermeni vah­ şiliğinden nvasıl korunacaku? Azerbaycan iki tümen gücüyle bütün ülkeyi bırakıp KARABAG ' ı nasıl savunucaktı.? Mondros (3 1 . 1 0. 1 9 1 8) Mütarekesi' nden sonra Doğu Anadolu, Aras Boyu ve Nahçivan bölgesi Türkleri, daimi surette Ermeni saldırılarını durduracak, Ermeni gücünü kıracak, Karabağ'daki Türkleıin yaşamalarına destek olacaktır. Aksi tak­ dirde buradaki kuvvetler önlenemeyip Azerbaycan'a yüklenseydi, Karabağ ve çevresi Türklerden tamamen aıındınlabilirdi. Yine Vedi-Basar'da (Büyük Vedi den) Abbas Kulu Bey (Hanbabaoğlu) in­ gayrctini hatırlamak yerinde olur. Gerek Vedi, gerek bölge halkına öncü olarak birkaç Ermeni alayı ve kuvvetini dağıtıp perişan ederek ileri akını durdurmuştur.

( 1 ) -Veysel Ünüvar, i.H. llolşeviklerle 8 ay, s.9, 14-20 vb. lst-1 948

95


1 919 Kafkasya - Azerbaycan - Orta Aras Boyu - Karabağ İ ngiliz generali Thomson, Kafkasya'ya çıkınca işgal kuvveLlcri komutanı ola­ rak bir açıklama yayımladı: "Büyük Ennenistan kurulmuştur. Nerede Ermeni varsa bu sınır dahiline gelsin ... " Amerika. Fransa, İngiltere, Mısır, Yunanistan' da bulunan Eımeniler de akın akın Gümrü'ye geldiler. Buradan Kars, Gümrü, Erivan, Aras Boyu, �ngezur ve Karabağ' a hızla yerleştirilmeye başlandı. ( 1 ) CENUBi GARB İ KAFKASYA CUMHURiYETİ Mondros M ütarekesi'ne göre; 26. 1 2. 1 9 1 8'e dek, Türk ordulan kendi sınınna çekilerek Kars terkedilecekti. Kars, Batum, Aras vadisi ve Nahçivan bölgelerinin Ermenilere verilmemesi için IX. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa,3. Tümen ko­ mutanı Halit Paşa' nın gayretiyle 8 kişilik "Kars Milli Şura Hükumeti"ni kurdurdu. Kısa zamanda büyüyerek çalışmalar geniş alana dağıldı. Batum, Ahıska, Borçalu, Ahılkelek, Artvin, OILu, Gümrü, Kağızman, Sürmeli, (Tuzluca/Kulp - Iğdır - Aralık), Kamerli, Zengi-Basar, Vedi-Basar, Şeri.ir, Nah­ çivan, Ordubad' ı içine alan " Cenubi-garbi Kafkasya Cumhuriyeti " kuruldu. 1 7/ 1 8. 1 . 1 9 1 9 Cihangiroğlu İ brahim (Aydınoğullanndan) Beğ ' in Cumhurbaşkanı seçildiği hu genç Türk devletinin başkenLİ "Kars" idi. 1 8 maddelikanayasası sunulan devletin tek yayın organı B atum 'da "Seda-i Millet" gazetesi idi. Bununla hükumet üyeleıi, bildiriler vb. durum dünyaya açıkll)..nıyordu. Sipkanlı Aşireti başkanı (Hamid iye alayı komutanı) Abdülmecit Bey (Oztürk), Eleşkiı1'ten gelerek hükumetin tümen komutanlığı görevine tayin edildi. Yöresel teşkilatlar dışında birleştirici kuvvetin temini için harekete geçildi. Erzurum ' da Türk ordusundan siJah getirildi. Ki.içlik birliklerin büyütülmesi, yetiştirilmesi için çalışmalar hızlandı. 23.3. 1 9 1 9'da KARABAG' da Erivan Hükumeti 'nin desteklediği büyük isyan çıktı. Azerbaycan Cumhuriyeti' ne karşı ayaklanan Eımenilere gidecek silahlı yar­ dımı "Cenubi-Garbi Kafkasya Cumhuriyeti" önledi. ( Bu cumhuriyetin Aras Va­ disi ve Nahçivan bölgesinden hiçbir Ermeni kuvvet ileriye gidemezdi.) Çetinlikle bastırıldı ise de B aku son derece zayıf düştü. Gittikçe güçlenen bu hi.ikümetin çalışmalaıı İ ngilizleri korkuttuğu için, Kars'a yerleştirdikleri 1 2.000 Yenizellandalı kuvvetle 1 2.4. 1 9 1 9'da ansızııı haskınla iiye­ leıi yakalayıp MALTA Adası'na sürdüler. Cenub-i Garbi Kafkasya Cumhuriyeti'ni ortadan kaldıran İngilizler, bu yöre halkını sahipsiz, desteksiz, Perişan bırakmak isteğiyle "Büyük Ermenistan" si­ yasetlerine devam ettiler. Kars' tan Nahçivan' a dek kadeıiyle haşhaşa kalan Türk halkı, Karabağ'a doğru ilerleyecek Ermeni saldırılarını da küçük teşkilatlar ve Şura hi.iki.imetleıi kurarak önlemeye çalışacaklar. Bütün ahali birbiıine destek olsa da nizami Ermeni kuv­ vetlerine karşı durmak çetin olacakur. Çok feci akıbetler vüdıd bulacaktır.

( 1 ) - F. Erdoğan, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 175

(2) Aynı eser s. 167 2 1 9 (bak) Kımoğlu, Kars Tarihi c. 1 lst 1953 {bak) -

M.F.

-

-


Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Çalışmalan 1 9.4. 1 9 1 9'da Azerbaycan Cumhuriyeti (birlik beraberlikle) hükumeti şöyle kunıyordu: : Başbakan Nesip Bey Yusutbeyli : Dışişleri Bakanı Fethali Han Hoylu Mehmet Hasan Hacınsk.i : İçişleri Bakanı Ham i t P�a Mihmandarlı : Harbiye Bakanı Ahmet Bey B ilinof : Mesai Bakanı Reşit Han Kaplanof : Maliye B akanı Hamil Bey Şahtahunsk.i : Milli Eğitim B akanı Camu Bey : PTT H üdadad Bey Melikaslanof : Ticaret - Yol Bakanı Azerbaycan Cumhuriyeti, her an gelişmekte ve kuvvetlenmektedir. Gence'deki Savunma B akanlığı ordusu da Baku' ye gelip-güven aruncı çalışmalar yapmıştır. Türk ordusu Bakfi'den aynldığında Azerbaycan'da kalan subaylar birçok yer­ lerde milis kuvvetleri teşkil ettikleri gibi nizami ordunun sistemleşmesinde de en büyük rolü oynuyorlardı. 1 9 1 9'da 1 1 .000 mevcutlu 3 tümene malikti. B u kuvvet gelecekte, 24.000 süngü, 6.000 kılıçlı, güce malik olacağı gibi küçük bir donanma da kunılarak Hazar Denizi'nde bulundurulacaktır. Polis, jandarma da yerini alıyordu. ( 1 ) Resmi dili Türkçe ola Azerbaycan Cumhuriyeti' nde Türk subayların görev al­ malarına İngilizler m üsaade ediyordu. Kısa zamanda banka açmak, toprak re­ formu, eğitim düzeni, bazı ülkelerde siyasi temsilcilik açmak gibi çalışmalar hızla yüıüyordu. Haziran 1 9 1 9'da Karabağ'da Şuşa'ya saldıran Ermeni kuvvetleri dağıtılarak hakimiyet sağlanmışu. Ermeniler Gerus' u da işgale teşebbüs ediyordu. Erivan' dan Ermeni kuvvetleri devamlı Iğdır ve Zengi-Basar bölgelerine sal­ dırıyorsa da ilerleyemiyorlardı. 5/6.7. 1 9 l 9'da Mayor Şolkonikof kuvvetleri Aras solundaki B üyük VEDİ'ye saldırdı. AbbasKulu Bey ve Iğdır bölgesi milis kuvvetlerinve tamamen dağıuldı. Ermeniler 800 ölü, 1 .200 yaralı, 6 makineli tüfek, 2 top ve bir hayli ganimet bı­ rakular. (2) Bu ağır yenilgi, Nahçivan ve Karabağ ' ı işgal düşüncesi taşıyan Ermenileri pe­ ıişan etti. İntikam için yeni bir teşebbüsle Iğdır'a saldırdılar. 26.7. 1 9 l 9'da Küllük Köyü (lğdır)'nde çok kanlı savaş oldu. Yüzlerce ölü verildi ise de Ermeniler püs­ kürtüldü. 30.7. 1 9 1 9'da daha güçlü kuvvetle Iğdır' a yüklendiler. Melekli ve Taş­ burun geçitlerinde iki gün süren çaqıışmada Türkleıi üç misli ölü ve yaralı veren Eımeniler hayli siliih bırakıp kaçtılar. . Ağustos 1 9 1 9'da Kulp/Tuzluca'da Şamil Bey "Aynm Oymağı"na saldırdılar. Kağızman ve Iğdır' dan giden kuvvetler Ermenileri belini düzeltemeyecek ye­ nilgiye uğrattılar. Gerek Aras Irmağı 'nın sağ yönünde gerekse de sol yönünde her çarpışma Nah· çivan ' a, Karabağ' a gidecek Ermeni saldınsını durduruyordu. Buralarda Azer­ baycan Hükfimeti' nin hakimiyet gücü artıyordu. ( ) ) - K. Karabekir, lstikl.11 Harbimiz. s. 337 Isı. - 1 969 (2) Aynı eser, s.67 (3) Ni7.aıneltiıı Oıık, Iğdır, s. 20 Iğdır 1 970 -

-

97

-


1 920 Azerbaycan Cumhuriyeli'ni İ ngilizler (22. 1 2. 1 9 1 8) lanımışlardı. İyi hir dip­ lomal olduğunu kahul ettiren Fethali Han, 3.kabinesiyle çalışmaya haşl ayacaktı. İngilizlerle B akı'.i'ye giren Rus Generali Biçerakov da diplomalik yolla uzak­ laştırılmışu. (2. 1 . 1 9 1 9) 1 3. l . 1 9 1 9'da Paıis Banş Konferansı çalışmaya başladı. Azerbaycan' ı temsilen Ali Merdan Topçubaşı başkanlığında bir hey' el vardı ki; bunlar arasına İ stanbul' dan katılan Ahmet Ağaoğlu'nu İngilizler yakalayıp Malla'ya siirdüler. (20. 1 . 1 9 1 9) Azerbaycan' la bir dostluk kuran İngilizler halalarını geç dahi olsa anladılar ki; General Milne'yi Bakı'.i'yü ziyarete gönderdiler. 23. l . 1 9 1 9'da Azerbaycan Cumhuriyeli'ni Kafkasya'da, Yegane devlel olarak gördüklerini bildiren İngiliz B aşbakanı Loyd George, Mavera-ı Kafkasya' dan çe­ kileceklerini ilan etli. (30. 1 . 1 9 1 9) İstanbul Hükümelinin çağırdığı Türk generalleıi, yurdun döıt bucağına ko­ şarak, vatan kurtulmasında görev aldılar. Susmayacaklardı. Bunca yıldır ekmeğini yedikleri halkına layık olacaklardı. Omuz omuza istikllil mücadelesine başladılar. 1 9 Mayıs 1 9 1 9'da Mustafa Kemal (Atatürk) Samsun'a çıku. 24.7. 1 9 1 9'da Er­ zurum Kongresi, 4.9. 1 9 1 9'da Sivas Kongresi yapıldı. Ankara' da büyük bir lop­ Jantıya karar verildi. 1 9 1 9 yaz aylarında Anadolu ' ya general Harbord maiyelinde gelen Amerikan hey' eti Erzuru m ' a uğradı. 1 5. Kolordu komutanı general Kazım Karabekir'le gö­ ıiiştü. Aras boyu, Nahçivan ve Azerbaycan'a geçli. 4. 1 0. 1 9 1 9'da "Büyük Er­ menistan" hikayesini iyice letkik eden Harbord, döndüklen sonra; "Adı Er­ menistan oysa Ermeni 'ye rastlamadım. " diye raporunda kaydetmişlir. Ayrıca Azerbaycan hükumetinin çok çetin şartlar altında çalışmasında; "milli '.'.'ğitimi ba­ şardıklaıı halde, toprak reformu, pelrol ihracatı vb. alanlarda gelişme gösteımem işlerdir." demiştir. Ekim l 9 l 9'da Türk subaylarından Yüzbaşı Ahmet Cengiz. "IGDIR Cengiz Bey Şura Teşkilau"nı kurdu. Aralık ve Iğdır köyleıinde eli siHl.h tutan gençleıi top­ layıp m ükemmel bir kuvvet vücfide gelirdi. Edindiği silahlarla yörenin sa­ vunmasında çok hızlı adımlar attı. Zengi-Basar ve Vedi-Basar'daki. Abbas Kulu Bey ' in çok güçlü milisleriyle iş birliği yaparak Nahçivan ve Karahağ' a Eri­ van'dan hücum edecek Eımenileıi önlemiş oldu. Önceleri bir kalkas hükümeli kurulmasını deneyen hilaf Devletleri , gü­ vendikleri Amiral Kolçak ve Tuğgeneral Denikin gibi Rus ihlilalcileıine karşı olanların beceriksizliğini gördü. Onlardan ziyade mahalli cuınhuıiyetlere umul bağladı. Bu cumhuriyetlerin varlığına ait anlaşmayı İngiliz dışişlcri hakanı Lord Curzon açıkladı. . 1 2. 1 . 1 920'de İtilaf Devlelleıi, Azerbaycan Cumhuıiyeli'ni resmen tanıdılar. iti­ laf' Yüksek Şurası ' nın kararına göre İ ngiliz işgal ku vvetleri acele çek ilece k t i . 14. l . l 920'de Azerbaycan "İslikliil Bayramı" ilfin edildi. Törenler. şenlikler ülke çapında yayıldı. Ancak Karabağ'da ayaklanan Ermeni çeteleriyle ciddi ça­ lışmalar oldu. 1 7.3. 1 920'de Azerbaycan birlikleri Karahağ·da Ermenileri susturdu. _

98


1 .4. 1 920 Hal il Paşa emrindeki Azerbaycan kuvvetleri Ekero Nehri (Zen­ gezur"da) üzerinde Ermeni birlikleıiyle şiddetli çarpışmaya tutuştu. Çok kanlı oldu. Gerus (Mollu)'u alan Türk kuvvetleri Ermeni gücünü kıramayınca, amaç­ lanan Karabağ - Nahçivan birleştirilmesi sağlanamadı. Ancak Şuşa güvenlik aluna alınmış oldu. Mayıs 1 9 1 8'de Karakilise'dc Nazarbeykof idaresindeki Enneni kuvvetlerin i darmadağın eden General Kazım Karabekir, Aras Boyu'na inmişti. Nahçivan'dan Teb ıiz'e geçip, burada karargah kuran K. Karabekir, " Şark Ordulan" komutanı Halil Paşa' ya " Zengezur'un m u tlaka alınması gerektiğini" ileri sürdüğünde, bu makul isteğin yapılmayışından şöyle yakınır: ··ı. D ünya Savaşı ' nın son yılı "Şark Orduları" komutanı Halil Paşa' ya de­ falarca, Zcngezur' un işgaliyle Bayezıt - Nahçivan - Azerbaycan ulaşımının temini teklif ettiğim halde söz dinletemedim. O zaman ben kolordumla hazır idim. (Bu ü ziinlli m ii yeri geldikçe tekrar gereği duyuyorum.) Şimdi Halil Paşa, Bu kay­ bolmuş fısatı arıyor. Tarihin izininden faydalanmamanın acı olarak aleyhine kay­ deııiğini BaI<G ' ye giderken Erzuru m ' a uğradığında söyledim. O zaman yerli Ermeni çetelerini ezecek güçteydi. KARABAG Harekatı ya­ pılmadığından, Azcrbaycan ' la Nahçıvan arasında bir Eımeni mınukası bırakıldı. Türkiye ile de arada İran var. Karabağ'a elimizin uzanması güçtür ( 1 ) * * *

Azerbaycan Hükümeti (Nisan l 920) Bolşeviklerle anlaşmaya yanaşmıyordu. Bu İngiliz oyunu devletin vahim sonucu olacaktı. 23 N isan l 920'de Ankara' da "Türkiye Büyük Millet Meclisi" açıldı. Yurdun dörı yanından gelen milletvekilleri Mustafa Kemal ' i başkan seçtiler. Artık Kazım K arabekir komutasındaki, "Şark Cephesi Ordulan" Eımenistan seferine başlayacaktı. Ermeni vahşetinin hüküm sürdüğü doğu illeıimiz hemen kurtarıl malıydı.

Azerbaycan Cumhuriyeti 'nin Yıkılması:

Dağıstan'ı alarak Azerbaycan topraklarına dayanan Kızıl Ordu, hemen bu­ raların işgalini göze alamıyordu. Bir yandan barış teklif ederken öte yandan Ka­ rabağ'da bir Ermeni ayaklanmasına önay_ak oluyordu. Azerbaycan Cumhuriyeti ise iki tümeni Karabağ'a gönderirken BAKU zayıf bir tümenle savunulacaktı. Kara bağda, Eımenilerin 3 piyade, 1 süvari alaylaıı, 1 2 mitralyos, 2 Osmanlı cebel topu vardı. Zcngezur'da da Erivan'dan gönderilmiş nizami bir piyade alayı 20 mitralyos, 4 top, 1 5.000 kişilik kuvvetleri yer alıyordu. (2) Bu kuvvctleıirı bir anda Azerbaycan tümenleri tarafından kovulduğu halde, Kızıl Ordu B AKU önlcıindeydi. Azerbaycan, Karabağ tümeninin karargahı Gence'de idi. Bu durumda; K. Karabekir, 28.4. 1 920 tarihli teki ilini 6.5. 1 920 tarihiyle tek­ raeayarak "Eımcnistan Seferi" için Ankara'dan izin istiyordu. Yazık ki bu m ü­ saade sonbahara bırakılıyor.

(2) -ı\yııı eser s. 765

(1)

99

-

K. Karabckir, lsıikliı.1 1-larbimiz, s.609, 764,765,773 lsı - 1969


1 920 Nisan ' a doğru; 'l(arafıağ 'ıfaK.i ve K.ısmeıı .!Jl.zcrfıaycaıı ask.eri ılunmıu ':�·arK._cep : licsi " {\çnıu.tanı 'l(dzım 'l({ırafıeK.ir 'e ,<öyCe rapor eıfilmeK.Jeıfir: 1 920 Maıt sonlarında; "Mahalli Ermeni ahalisi KARABAÔ yöresi nde te­ cavüze başlayarak ... işgal ve Karabağ'ın merkezi Şuşa Kalcsi ' nc saldırdıl ar. Er­ menileıin bu özel durumları Hükumet çevrelerinde Hiyık olduğu önemle telakki edilmemiş ve yalnız re[a�atinde bir hataıya hulunan Karabağ yöresine sevgiyle yeti n m iştir. K ARAB AG Jsliim halk (Tiirkler) ı Hükumetin bu tutum larını yeterli göımediklerinden 10 gün önce B ak u ' ye gelen Hal i l Paşa' y ı davet ettiler. Onun emıinde Eımeni saldırılarını kendi kuvvetleıiyle defetmek arLusunu gösterdiler. Halil Paşa da bu davete icabetle 4 gün önce hareket elli. Hali hazırda Ermeni hükumeti hali tava� uftadır. Ermeniler, İngilizlerden biiyiik çapta yardım gör­ mektedir. Bilhassa Ingiliz subayları maıifetiyle ord u ları n ı düzenle takviye et­ mektedirler. Bol siliih ve mühimmatlaıı vardır. Yal nı z Zengezur bölgesinde dü­ zenl i ve m ilis ( * ) karışık 1 2.000 kadar kuvvetleıi mevcuttur. . . " ( 1 ) "Azerbayc an ' ı n genel kurmay hey'eti yoktur. Tek kuımayı Habip Selimor halen kolordu komutanıdır. Teğmen lcıi önce Baku'dc bizim ordu tarafından ye­ tiştirilen gençlerden ibareuir. Sabık Rus ordusunda küçük subay ve suhay veki l l i ğ i (zabit vekill iği) rütbeleıinde bölük komutanlığı teğmen . . . yüzbaşılarda yarbay, albay rütbeleriyle tabur ve alay komutanlığı yapıyorlard ı . Eski R us ordusundan devralan, geri kalanı Azerbaycan tarafından terfi edilmek iizcre ... paşaları vard ı r. Alay ve tabur kom u tanları neyanıııda M. Savunma Bakanlığı ' nda hirçok Rus ve Giircü subayları vardır. B u nların çok defa sadakatsizlikleri ve düşman tarafına kaçmaları görülmesine rağmen kendilerine bizim Türk subaylarından <la iyi h i r mevkii bahşedilmek tedir. Orduda yazışma Rusçadır. Harh okul ları n ı R u s s u ­ baylarının idaresine bı raktıklarına bakıl ırsa gelecek için kendi m i l l i d i llerini öğ­ renmeye yönelmedikleıi anlaşılır. Durum gösteıiyor ki, ordu kuPı l u ş urıda zinde bir ruh ve varlık sahibi azi m l i bir zat bunlar arasında mevcut olmasa gerek. B i r­ liğin eğitimi yanaşık düzen şeklindedir. Subaylar zevk ve sefahat alemine dalmış, ınaiyetlerine hakim değildiler. B aşta azimk5.r bir kom u tan hey' eti hul uıımayan ve subayların değişik fertleri yetişmemiş olan bu kiiçiik ordunun savaş yeteneği ne olabilir? Bu ordu muntazam savaşta daha ilk karşılamada dağılmaya malıkGımlur. Oysa erat cesarete ve savaş yeteneğine sahiptir. . . " (2) "Azerbaycan'ın İngrliz, Eımeni saldırısına uğraması çoktur. Bu durum kar­ şısında Azerbaycan Türkleri yeterli derecede kuvvetli değil lerdir. Ordu nanı ile d ­ Ierdeki kuvveti sefer edecek, ellerine geçen yeni silahlar i l e yeni teşkilat yaparak iilke savunmasını yiiıütecek düzene, mahir sevk ve yönetime hakim yiik_,� ek kum uta heyetine malik değillerdir. B u elim durum şu giin lerde KARABAG Ermeni çeteleriyle vuku bulan si Hihlı atışmada bir daha ispatlanmıştır. A ze rhey c an askeri isyan ettirilerek; " B i z Türk Osmanlı Türk ' ü" suhaylan isteri z ! Kendi su­ bayları m ızı istemeyiz şeklinde harekete sebep olm uştur. Bugiin Bakfı ' tlc Deni k i n (Çar taraftan R u s tuğgenerali)'den satın alı nan vapur v e zırhlan m uayene ederek teslim alacak tek bahriye (deniz) subayı olmadığı parlemento ta ra fında n yana yü­ k ı la söylenmektedir. Buna sebep olan hiikGmetc lanet cdil mckteJ i r. . . " · - . .. ilk fır­ satta Osm anlı kara ve deniz subayları getirilmesine ıevessiil o l u n aca ğ ı aç ı k ­ lanm aktadır. . . " (3) ( 1 )-

Milis: Başıbozuk halk kuvveti. ( 1 12)-K.Karahckir. İ . Harhiıniı_ s.�78 (3) Aynı eser s. 579

·

İsıaııhııl 1 %'1

-

1 00


Mehmet Emin Resfılzade (Azerbaycan parlamento başkanı) o günlerde ki du­ ıumu şöyle açıklamaktadır: "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin en buhranlı günlerinde Kara bağ· da olaylar töredi. Nevruz Bayramı (2 1 .3. 1 920) gecesi Şuşa ya­ kınlannda,HANKEND1 denilen askeıi kasabada, bayram zevki geçiriliyordu . . . Asker şenliklerdin sonra istirahata çekilmiş uyuyordu . Bu esnada çevre köylerde meskun Ermeniler bu geceye özel getirttikleri süngülerle donanmış kimselere gece baskını yaptırıyordu. Bereket ki, yataklarına dahi yeni giren erler fırlayıp amansız düşmanla pençe pençeye geliyor. Haberi zamanında alıp, müdahale eden komuta Hey' eti saldırıyı muzaffer olarak defediyor." (" Hankendi baskını sırasında"2 as­ keran geçidi EımeJ.lilerce kapatılıyor. Bakii' yle irtibat kesilince, KARABAG genel valisi olayı (BAKU' ye) şöyle bildiriyor: "Kışlanın Ermeniler tarafından muhasara edildiği, imdat gelmezse sükGtun muhakk a.k�olacağını kuvvetli cümlelerle ifade ediyordu ." Kışla düşerse; Bütün KARABAG Ennenilerin eline geçeceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Mevcut askeıi gücün önce önemli bölümü Askeran' a sevk olundu. Şiddetli çar­ pışmadan sonra Askeran Geçidi geri alınarak HANKEND1 kurtanldı. Kaçan asi Ermeniler yüksek dağlara çekilerek mukavemetlerinde ısrar ediyorlardı. Onları da Keşiş Köyü' ndeki, erlerimiz çeviriyordu. Peşleri bırakılmıyordu. Karabağ olaylan gelişmekteyken, Ennenistan hududunda tedhişler sürüyordu. Aynı anda Kazak Kazası 'nda da yeni bir cephe açılarak Enneni - Azerbaycan ara­ sında ciddi çatışmalar başl ıyordu. Böyle ansızın ve caniyane hücum Müslüman (Türk) halkı son derece ezerek her tarafta kırgın yaratılıyordu. Şamahı, Şeki, Gence illeıinde Eımeni - Türk çarpışmaları şiddetleniyordu. O sırada Bolşevikler BakG'de petrol meselesini müzakere etmekteydi. Karabağ olaylan üzerinde Azerbaycan Cumhuriyeti Meclisi oturumlarında, Bolşevik Milletvekili Ali Haydar Karayev ( * ): Karabağ'da meydana gelen olaylar; saldırganların bizi boğmak için saııldıkları zincirin bir halkasıdır. Bu halkaları Azerbaycan kendi gC.:üyle parçalayamaz. Bırakın Şark uluslarının hukukunu sa­ vunan Kızıl Ordu gelsin de Karabağ isyanını bastırsın. Daha son;·a An&dolu'ya (M ustafa Kem al'e) imdada gitsin! Diyordu. O sırada dinleyeci localarından Os­ manlı Türkü kardeşleri mizden gördüğüm birisi, tasdik ve takdir alametleri gös­ teriyordu. Ermeni isyanından az önce Azerbaycan Komünist Partisi adıyla toplanan ih­ tilal komitelerinin, hükümeti devirmek kastiyle isyan niyetinde oldukları keş­ folunmuştur. Bunlar için takibata başlanmış, bu teşkilata mensup zevatın birkaç kişisi göz altına alınmıştı. Eımeni isyanı ile bu zevatın sıkı işbirliği ettiği Mos­ kova 'ya giden Ermeni Sosyal Demokratlarından Pıimov ve Zaheryan' ın (Mos­ kova' da Rusça) " Heyatı - Milel" gazetesindeki cümlelerden açığa çıkmaktadır.

(1)

Ekim l 9 l 8 ' de Yarbay Cemil Cahit (Toydemir) Bey komutasındaki, 9. ve 1 06. Türkiye alayları i le Azerbaycan gönüllülerinden müteşekkil kuvvetler Ka­ rahağ ' d aydı. S i lahsız kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk gibi masum Türk halkı kar­ şısı nda kahraman kesilen Ermeni çeteleri darmadağın edilmişti . Düzenli Türk kuv· vetlerinin huzura kavuşturduğu Karabağ' da bir yıla ya.kın zaman geçtiği halde meydan boş görülüyordu. (*)

- A . 1 1 . Karaycv; Sosyalist listeden seçildiği halde Bolşevik olmuştu. < I ) - M .E. Rcsul1.adc; s.64 - 65 <Elm) Baku - 1990


Oltu (Erzurum)'dan Kara bağ ' a dek terör yaratan Eımeııi ler. her yerde Türk ahaliyi kırıp, kendileri nde çoğunluk sağlamaya çalışıyorlardı. Kars, Ahıska. Ah ı l ­ kclek, Kağızman, Tuzlm.:a (Kulp). Iğdır, Aralık, Zengi-Basar, Gemi-Basar, Yed i ­ Basar, Nahçivan, Zcngezur Türk halk ku v ve tl eri slirekl i çarpışma hali ndeyd i . Müstakbel bir banşın yapılmasına kadar direnccekledi. Ermeni mezalim i nde m uh telif zamanlarda 1 O.OOO'den çok Klirı ahalisini Aras'tan geçirerek Türkiye'ye sevkeden Yedi- Basarlı Abhas K u l u Bey aşiret ara­ sında çok saygın yer kazanmıştı. Ona kurtarıcı güzüyle bakıyorlardı. ln­ gilizleıinMusul'dan Doğu Anadolu ve Aras Boyu'na kadar; "Kliıılerle Ermeniler

kardeştir" propagandalarını etkisiz hale geıirmişıir. Abbas Kulu B ey ' in Eıivan çevresinden kurtardığı 5.455 k i ş i l i k Blirikan l ı aşi­ reti reisi, Hacı Balı oğlu A l i , kabilesini yolcu ellikten sonra geri dönerek Dalınc Boğazı ' nda Ermenilerle çarpıştığında şeh i t ol ması (kanı soydaşı Türk - İslfını ka­ nına kalması) aşiret arasında Ermen iye karşı kini arı ı rmışıı. * * *

IGDIR blilgesi nde de aşiretle, yerli Tlirkler iç içeydi. Söyle k i ; :m. 8 . 1 9 1 lJ'da "Baron Haçador"' Ağa' n ı n Klirılere, Erivan'dan resm i (Dostluk - Kardeşl ik) mli­ raacatları kendileıine h i ta be n yazı lan; Ham i t Bey (Giincş). Ali M i rza (Yiğit) Bey. Ahmet Hasso Ağa ve Yusuf Ağalar tarafı ndan reddedi l m işti. Tiirk ruhu ve k anı ta­ şıyan bu cesur Kiirı l !_d erleri hiçbir etkiye kapılmadan 4.9. l 9 l 9'da teklifi şiddetle kabul etmem işlerdi. Ozel likle "Kürtlerle Ermenilerin dostluk ve kardeşl ik bağı ol­ mayaca ğ ııı ı ·· da aı.;ıkça hclirıın işlerdir.( 1 ) İngilizlerin Erm en i l ere yardım iç i n Tiirk giiciinü kıracak hu teşebbüsleri Zen ­ gezur ve Karabağ' a yardımı önleyemeyecek t i . * * *

5/6 N isan 1 920'de Nizam i orduyla Türkleri imha edemeyeceğ i n i a n l a yan Er­

meni ler çete güçlcriylelıarekete geçti ler. Kağı zman. Tuzl w.:a (Aynın oymağ ı ) . Iğdır (Türk - Kürt k uvvetleri lıirl ikıe) önünde perişan oldular. Iğdır' da duruma hakim olan Cengiz Bey şura ıeşki laıı aynı b i rl i k l e Nahç i v a n ' a gi dece k Ermeni sal d ı rı s ı n a karşı koyarak yüzlerce ıelcfaı verdirmekten geri kalmadı. 6.4. l lJ20'de Yed i Dağ­ l arında bliyük Ermeni kuvvetleri mahvoldu. (2) Nahı.;ivan'a yüklenen Ermeni çeteleri de rahatlıkla dağı tıldı. Kelbi A l i i lan (Nahçi va n l ı ) Hüsey i n Ağa, Hacı Hal i l , Hacı Muhammed. ZENGEZ U R " u Erııı cııi kaıliamınd;ııı k urtarmaya çalışan Azerbaycan kuvvetlerine kavuşmak ist iyorlard ı . Ermeni lerin aldaıııkları b i rk aç Tü rk kii y ü i ç te n v ur m a k su re t iy l e l ı u i ki g iil"li n bir­ leşmesine engel oldular. Hacı Halil şehit edildi. Na hç i v;ı n çevresinde piiskiirı iikn Ermeniler 200 lilü, 7 ma k i ne l i tüfek ve birçok savaş g a ni met i b ı raktı lar. * * *

Bu başarıl arı pek iştiren T.B.M.M açılması (2J.4. 1 920) haberi S ü rm e l i Ç u k u ru . Snhat Çukunı vy Nahçivan halkına mü jde olduğu kadar moral verd i . Zeııg,· ı u r · �ı alıp KARABAG" la Nahçi van ' ı h i rleş t i rem c di lc rse tlc, ist i k l a l u m u t ları da ll'sd l ı oldu.

( i l - K. Km·ahekir.

İsıiklfıl llarhinıiz; s . .l<ı 1 -.l(ıJ i,ı · 1 %'> (2) - Ayııı eser ve 1 1 . l �kher Tııl'aıı°llaıı ıliııleılikkriııı.


Azerbaycan Cumhuriyeti B olşevikler Larafından sıkıştınlınca, iktidar "Mu­ saval Partisi"' sağcılarla işbirliği yapmak isledi. Arlık geç kalmışlı.Moskova'ya gönderdiği hey' et ise daha yoldaydı. B aku'yü savunacak tümen de yenilgiye uğ­ ramıştı. Hileye başvuran B olşevikler "Kaıına İhtilal Komitesi" adı alunda ultimatom vererek 12 sat içinde yönetimin devredilmesini istediler. Verilecek cevap yoktu. Bütün evraklaıı devreden Fethali Han' ı tevkif ederek 27.4. 1 920'de kurşunladılar. 28.4. l 920'de Dr. Neriman Nerimanof başkanılğında geçici "Sosyalist" hü­ kümeci kurarak, milli hakimiyete son verdiler. "' "' *

Karabağ'da Azerbaycan kuvvetleri sükunete yönelmişti. Halk emin olarak işine dönüyordu. Ağdam, Şuşa ve diğer kasaba çevrelerinde ayaklanan Ermeniler haklanıyordu. Bolşevikler, Baku'ye sahip olduktan sona öLeki Azerbaycan şehirlerini de ele geçiriyorlardı. Bir hayli güçlenen Kızılordu büyük kuvveLle Karabağ üzeıine yü­ rüdü. ( 1 ) 9.6. l 920'de Nuri Paşa başında bulunduğu Azerbaycan Lümenleri ile Ağdam mevkiindc K ızıllarla karşılaştı. Şiddetli savaşa tutuştu. Silah gücü üstün olan B ol­ şeviklere yenilince Aras Boyu' nda "Hüdaaferin" (Nahçivan'da) e çekildi. Sabık Azerbaycan kuvvetleri komutanı Habip Selimof (Paşa) da l .7. 1 920'de Baku'den kaçarak Erdebil, Tebriz üzerinden Nahçivan' a geldi. Nuri Paşa' nın Bolşeviklerle çarpışma hatası İngilizlerin oyunu idi. Bu durumda Karabağ önündeki, büyük bir Enneni kuvveti Erivan) savunmak üzere geri alındı. Bu Ermeni birlikleri z.engi­ Basar, Vedi-Basar ve IGDIR Türk halkı ve milis teşkilalına tehlike hasıl etti. (2) 5.7. l 920'de Kızılordu 7.000 soldatı ile Gerus'u işgal etti. 32. Kızıl tümen Gerus'ta iken 28. Lümen de yola çıkaıılmıştı. (3) 1 4.7. 1 920'de Sosyalisl Azerbaycan kuvveti Karabağ'ı tamamen aldı. (4) Dr. Nerimanof, bir beyanname yayınlayarak Azerbaycan vaziyetinin düzene girdiği, Karabağ' ın elleıinde olduğunu duyurdu. (5) * * *

Karabağ ve Zengezur Ermeni kuvvetleri Bolşeviklere yenik düşünce Nahçivan ' a saldırdıar. Buradaki Yüzbaşı Halil Bey ve Kelbi Ali Han birlikleri önünde dayanamayarak rical eltiler. Erzuruın 'da "Şark Cephesi" Komutanı Kazım Karabekir, durumun Vl!-_hametini gördü. Doğu Bayazıt'taki; 1 1 . tümenin kurmay başkanı Binbaşı Veysel (Unüvar) Bey emıinde güçlü sir müfrezeyi Nahçivan' a gönderdi. (3.7. 1 920) Nahçivan 'da çok iyi karşılanan 1 0.7. 1 920 Veysel Bey mevcut müfrezeleri ni­ zami duruma getirerek 1 5.000 kişilik Lümen kurmayı başardı. Karabekir'in teklifi ile 23.7. 1 9204'de Genıs'tan Nahçivan'a gönderilen Kızılordu müfrezeleıi de geldi. Veysel (Ünüvar) Bcy'in iyi niyelle maiyetine aldığı Albay Parhof' un bu bir­ likleıi, Türk tümeni yanında güç teşkil elti. Artık Ermeni saldırılan önünde Aras Boyu ve Nahçivan'da muazzam bir sel çekilmiş, halkın güveni hasıl olmuştu. * * *

Azerbaycan kuvvetleri ve Nuri Paşa'nın Azerbaycan süvari alayı Temmuz 1 920 sonlannda Türkiye'ye gelerek " Şark Cephesi" komutanlığı emrinde Er­ menistan Sefeıine katılacak, büyük haşan gösLerecektir. ( 1 J . K.karahckir. lsıiklal l larbimiz. s. 765 lsı - 1969 (2) - Aynı eser s. 755-765-766

ı rn

(3) - Ayııı eser s. 771 (4) - Aynı eser s. 763-7H5 (5) - Ayııı eser s. 757


TÜRKİYE "ŞARK CEPHESİ" KUVVETLERİNİN ZAFERLERİ 24.9. 1 920'DE Ermeniler (Bardız) topraklanmıza bir bombaaıular. Bunu fırsat sayan "Şark Cephesi" komutanı Kazım Karabekir; "48 saat içinde Kars' ın Ler­ kedilmesi" ultimatomunu verdi. Türk bölgelerinde "kırgın"la uğraşan Ermeni ler, kulak asmadılar bile... 28.9. 1 920'de 9. ve 1 2. tümenlerimiz akın emri aldı. Hızla sınırı aştılar. 29 Eylül' de Sankamış, 30 Eylül'de Göle, 1 Ekim'de Kağızman, 4 Ekim ' de Tuzluca (Kulp) alınarak Iğdır önlerine varıldı. Aruk Kars, Gümrü ve Eıivan ' ın alınması an meselesi idi. İ leri hücumu bekletmeyen K. Karabekir, kısa hazırlıktan sonra K ars ı çevirdi. 30 Ekim 1 920 günü kahraman Türk ordusu Kars'a girdi. Aynı gün ka­ rargahını kuran K. Karabekir, ANKARA, TBMM hükümetine müjdeyi verirken Türk illeri bayram sevincindeydi. Kars'ın alınışında: Ermenilerden, 3 general, 6 albay, 1 2 yarbay, 1 6 yüzbaşı, 59 teğmen, 16 sivil memur, 1 2 subay vekili, l 1 50 asker esir alındı. 337 sağlam, 339 anzalı top, bol m iktarda tüfek, cephane ele geçirildi. Eımeni Savunma Bakanı Araraıov, genel kurmay başkanı Yekilov, Kars Kale Komutanı Primor ve bir çok bak<.!-_nlar esirler arasındaydı. ( 1 ) üte yandan Nahçivan'daki Veysel Bey Kuvvetleri de Eıivan ' a doğnı iler­ liyordu. 2 Tümen gücünde olan bu birliklere; (Vedi�- Basar/Abbas - Kulu Bey. Nahçivan/Kelba Ali Han, Şerur, Yenice, Noraşin, IGDIR, Aralık (Kars)) milis teş­ kilatlan ve Türklerin emrindeki bir Bolşevik alay da dahil idi. (2) Kazım Karebekir Paşa, 7. l l . 1 920'de Gümrü'ye girerken aynı gün Nahçivan kuvetlerimiz Şahtahtı'nı aldı. Doğu Bayazırtan Ağrı Dağı yamaçlarına çıkan Cavit Paşa komutasındaki 1 1 . Tümenimiz ise IGDIR'a yürüy9rdu. Erivan'ı savunma korkusuna düşen Ermeniler daha Türk ordusu yolda iken IGDIR'ı terk ederek (Alican/Markara Köprüsii ' nden) Aras nehrinin sağ yönüne çekildiler. 12 Kasım 1920 sabahı Cavit Paşa tümeni. Albay Firuz Bey, Albay Reşat Bey akınları ile Iğdır'a girdiler. Henüz doğan gü­ neşle birlikte ayyıldızlı Türk bayrağı Iğdır belediye binasının üzerinden Ana­ vatan' a tebessüm ediyordu. '

* * *

Yıllardır Türk ordusunun bulunmayışı, Ennenileıi azgınlaştırmıştı. İnsar, m anevi duygu zaafıyeti taşıyan bu insanlar yamyamların yapamayacağı gaddarlıkla Türklere acımamışlardı. Erzurum, Ağrı, Kars, Kazak, Ahıska, lğdır'dan Nah­ çivan'a (Orta Aras Boyu), zengezur ve Karabağ'da yüzbinlerce ınüslüman Ti.irk ' ii katletmişlerdi. Şimdi Türk ordusunun merhametine teslim idiler. Mecalsiz ateşkes istiyorlardı. "Hiç olmazsa Erivan'ı kuıtaralı m ! " diyorlardı. Türkiye B üyük Millet Meclisi, Enneni isteğini �ahul . �ıti. Kazım Karahckir Paşa başkanlığında bir Türk hey'eti Ermenilerle GUMRU ANLAŞMAS I ' nı (Güm ıii'de) yaptı. 3 Aralık 1 920 (1) - K.karabekir, istiklal Harbimiz, s. 889, 895 - 896 - 897 lsı (2)- Ünüvar Veysel, Bolşeviklerle 8 ay, s.30 - 34 lsı. - 1 948

-

1969


Gümrü - Antlaşması (Türkiye - Ermenistan Barışı) T. B.M.M. Hükümeti, Eımenislan'la savaşa son vermek üzere Gümrü An­ laşması· nı yaplı. 2/3. 1 2. 1 920 ( 1 ) Bu anlaşmaya göre Gümrü (Arpaçay kuzeyinde) Ermenilere veıiliyor. Süımeli Çukuru ( Kulpffuzluca - Iğdır - Aralık) Türkiye'ye kalıyordu. Nahçivan'da Azer­ baycan' a bağlı muhtar Cumhuriyet oluyordu. (2)

Türk "Şark Cephesi" ordularının ileri akını. T.B.M.M. (Ankara) HükGmeli' nin emri ile ileri akına devam etli. 23.2. 1 92 1 'de Ardahan alındı. 7.3. 1 92 1 Ahılkelek, 9.3. 1 92 1 'de Ahıska'ya girildi. 1 1 .3. 1 92 1 'de Karadeniz'e çıkan 7. Alayın bir taburu B alum'a girdi. Burada hemen tayin edilen Türk memurları göreve başladılar.

Moskova A ntlaşması : 1 6.3. 1 92 1 'de Türk - Rus hey'eti, Moskova'da Gümrü Baıışı'nın esaslarına sadık kalmak üzere anlaşma imzaladılar. (3) Ardahan, Artvin Türkiye' ye kalmak üzere, Baluın (Karadeniz'de açık liman olduğundan) Gürcislan ' a bırakıldı.

Kars Antlaşması: 20 Eyllil 1 92 1 'de Moskova Anlaşması 'nın tasdikli suretini Bolşevik hey'eti

Kars'a getirdi. Şark Cephesi Komutanı K.Karabekir Paşa merasimle karşılandı. 22 Eyl ü l " de de Ankara'nın tasdik etliği suret geldi. Kars vali konağında aynı şekilde tören yapıldı. Misalirler Türk ve Rus bayrağı hediye ettiler. Kars konferansı için hazırl ıklara başladılar. 20 Eylül' de başlayan Kars Konferansı neticesinde, 1 3. 1 0. 1 92 1 öğleden sonra saat 02.00'de parlak törenle imza atıldı. (4) Kars Anlaşması'nı 4.maddesi Aras Irmağı'nın Lalvek hattı sınır çizgisiydi. 5 . ın addesi de Nahçivan Muhtar Cumhuriyeti kabul ediliyor. Azerbaycan toprakları olarak, haşka hiç bir devlete veya ülkeye dahil edilmemesi şartı ela imzaya alı­ nıyordu. Bu anlaşmalar, Kafkas milletleri ve Rusya ile hiç bir sınır ihtilafı mız ol­ madığını tasdik ettiği gibi Türk - Rus dostluk barışı olarak "İstiklal Savaşı"mızda Rusya'dan yardım gelmesini de sağlıyordu. C iüınrü Aııla�ın;L" yapılırken, Enncııi hey'cıi başkruıı Haıi syaıı büyük üzüntü ile kazım Ka­ < l ) - K .karahddr, islik lal llarhiıniz, s. 292 Isı. 1 969

rcbckir'c ştiylc tlcdi : "Amerikan hey' eli başk;uıı Cıenaral l larbord, Erivruı'a gtldiğinde; Paris'e ınur;�ıhas gü ııdcrcc eğ ini zc, Er1.ııruın 'a gönderin de Türklerle ruılll:is ın , aksi taktirde işiniz ha­ rapur." Doğu Anadolu ve Kall<asya'ya "Ermeni çoğunluğunu" ıcsbiı cıınck için Amerika' dıın güıı­ dcrilcn l l arhcırd , 24.1J. l <JT9'da Er1.urum'a gelmişti. O bir aylık tcdkikindcıı sonra Amerikan Par­ lcınıııı ıosuııa hazırladığı rapordu, D. Aııa<.folu, Aras D oy u , Nahçivaıı, Ahıska, Ahılkclck, Kmmk ve hirçıık Aze rhaycan i l l e ri n dek i Ermeni iddaal arı ııı n:<.f<.fcUnişti. Hatta "Adı Enncnisıaıı, oysa hiç Er­ ım:niyc m'ılamaılım" demeyi raporunda açıkca kaydcunişıir. (2) - Ayııı eser s. 846 n ı - Ayııı eser s. 886- 89 1 (4) - Aynı eser s. 'J51 - 958

1 05


Nahçivan'ın istiklali ve Karabağ ErmenisLan Cum huriyeLi'ni (29. 1 1 . 1 920) Bolşevikler isLila edince, Azerhaycan Bolşevik HükümeLi çılgınlık gösLerdi. Başkan Dr. Neriman Nerimanov. hiçbir ge­ rekçe göstermeden pervasızca, Nahçivan ve Karabağ' ı Eımenistan 'a peşkeş çekti. 1 . 1 2. 1 920 vakti ile lngilizlerle, Amerikalılar da Nahçivan 'ı Ermenistan 'a tahc (ait) görmek isLemiş, başaramam ışlardı. İki yıldır bütün gücüyle, yılmadan yorulmadan Ermeni karşısında mücadele veren, kan döken Karabağ Türkleri ve Nahçivan Tiirkleıi boyun eğemezlerdi. Is­ rarla direndiler. Erınenistan CuınhuriyeLi Nahçivan' ı almak için çok kan dökmeliydi. Nah­ çivanlılar, Amerikan Generali Harbord' a bölgenin tamamen Türk olduğunu is­ paLlamış, doğru rapor hazırlamasını sağlamışlardı. Ayrıca T.B.M.M hükumeLine, o'nun Şark Cephesi Kom utanı Kazım Karabekir Paşa' ya müraacal ederek is­ Liklfüleriuğrunda gerekenin yapılmasını talep eLmişlerdi. Nahçivan' ın gerçek durumu Gümrü'de baıış masasına oturan Tiirk mu­ rahhaslarının da gözi.inden kaçacak değildi. Ayrıca orada bir Liimenlik müfrezemiz ve Türk milis birlikleri ayaktaydı. * * *

Türk ordusu, "Şark Cephesi" harekatı ile doğu sınırlaıımızı sağlam ıeıııcl üze­ ıine oturttu. Ni.ifusunun %95) Türk olan Nahçivan ili - bölgesine Azcrbaycan 'ııı höllinmcz parçası kabulu ile "Ozerk Cumhuriyet" hakkını onaylatıı. Yapılan barış antl­ laşmalarında başka bir devlete Lerkelmemck şaruy_la Azerbaycan Devleti hi­ mayesinde mümtaz bir vililyet olarak "Nahçivan Ozerk Cumhuriyeti'' resmen ku­ nılınuş oldu. 2/3 Aralık 1 920 Türk kuvvetleri, Eımenistan Cumhuriyeti ' nin tcpcsinc yumruk indirdiği hu şaşkın devrede, Eıivan 'ı kurtarmakıan başka çaresi olmayan Enııeniler. KA­ RABAÔ'ı iltihak hakkından fiilen vazgeçmek zorunda kaldı lar. Ancak çok sonra Bolşeviklerin Zengezur'u Erınenislan 'a hediye etmclcıini önlemekte de sanı rı m geç kalının ışu. *

*

*


SOVYET AZERBAYCAN'IN VİLAYETİ KARABAG (*) 2. 1 2. l 920'de Eımenistan - Azerb aycan arasında devlet sınır için V.1. Lenin, Er­ menistan İnkılap Komitesi' nin başkanına şöyle telgraf çekiyordu: "Sovyet Azerbaycanı Hükümeti ' n in lideri N.Nerimanov'un 1 . 1 2. 1 920 tarihli beyanatında: Şimdiden sonra hiçbir arazi konusu asırlardır birbirine komşu olan iki halkın (Eımeni - Türk/İslam) karşılıklı kanlannı akıtılmasına sebep olmaz. (Komünist, gazetesi no: 78, 2. 1 2. 1 920) ... Dağlık Karabağ' ın emekçi köylülerine tam kendini tayin etme hukuk verilmiştir." 27 .6. 1 92 1 'de Dağlık Karabağ için, Sovyetler Birliği Merkez teşkilat bürosunda durum incelenmiştir. Siyasi Teşkilat Bürosu Ennenistan delegesi A.Begzadyan 'ın teklifi kabul edilmiş ve yazılmıştır ki bu konu, " ... Dağlık Karabağ'ın Azer­ baycan ' a kesin ikilisadi bağlılığının göz önüne alınması ile halledilebilir." Siyasi ve teşkilat bürosu göstermiş ki "Enneni ve Türk halkı kendilerine ait a�azilerin m uvafık olarak Ermenistan ve Azerbaycan'a ayrılıp verilmesi" teklifi, "inzibati ve iktisadi elverişlilik noktai nazarından: kabul edilmez hesab edilsin" ... Dağlık Karabağ hakkındaki konun hallinde muayyen şekildeki, ihtilafı nazara alarak, Sovyetler B irliği' nin merkezi komite yetkilisi; 1.V.Stalin' in ve Kafkas bü­ rosu söz sahipleri; G . K. Orçonikidze, F.1. Maharadze, S.M. Kiro, N . Nerimanov, A.F. Myasnikov, A.Nazaretyan, M .Orahelaşvilin, Y.P. Tigatner birlikte müzakere etmişlerdir. Oy birliğiyle kabul ettikleri kararla; "Müslümanlar ve Eımeniler ara­ sında Mi lli sulhun, yukarı ve aşağı Karabağ' ın iktisadi alakasınm zaruriliğine, onun Azerbaycan 'la daimi m ünasebetine esaslanılarak Dağlık Karabağ ASSR 'ın (Azerbaycan SSP - i n -1.E.) Azenbaycan' ın huduttan dahilinde bırakılması, m uh­ tar vilayetin terkibine dahil olan inzibati merkezi Şuşa şehıihde olmakla ona geniş vilayet m uhtariyeti verilsin" (F. 1 , s. 1 25, i. I 07, v. 1 07). Ayrı ayrı Ermeni hadimleri öyle yalan - sahte fikirler ileri siirüyorlar ki; DKMV ( Dağlık Karabağ Muhtar Vilayeti) 1 923'te Stalin iradesi ile Azerbaycan ' ın S.S.P' nın terkibine dahil edilmiştir. Bu konu prensip itibaıiyle, 1 92 1 'de halledilmiştir. Hemen o vakit i. V. Stalin hele başkatip derken ( Sovyetler Birliği Devlet Başkanı) değildi. Ve olayların gidişine hiçbir etkisi olamazdı. B ütün mu­ sübetleri Sıalin'e yüklemek şimdi yakışıksızdır. 20.7. 1 92 1 'de SSCB. siyasi ve teşkilat sürosu Karabağ' ın işlenip hazırlanması için komisyon kurulmasını karar almıştır. SSCB. Kafkas bürosu, sonradan MK. Kafkas bürosu tarafından tasdik edil­ mekle Dağlık Karabağ' ın muhtariyetinin hacmini muayyen etmeyi tem bih etti. Kafkas bürosunun kararına uygun olarak SSCB yöneticileıinden E.H. Garayev ( deniz işlcıi komiseri), L.Mirzoya (Ahiş - Reisi) ve ötekiler gönderildi. L.Minzoya, Bakü'ye dönerken SSCB en yüksek kademe ve merkezi kademesinin Kafkas bü­ ro.� una E. H . Garayev"le anlaşmaya vaıılmış karar takdim edilmiştir. E. H . Garayev Bu maruzaııın esas müddealaıı ile anlaşuğını bildinn iştir. L.Mirzoya' nın hu manızada kaydettiği gibi; "Hisolunur ki, köylü kitleleri için Karahağ konusu mevcut değildi. Yalnız halledilmemiş olan ya da düzgün hal­ lolmayan tam !;ıir sıra küçük pıraıik konular vardır. Benim derin akidem böyledir ki, KARAB AG meselesi bir yanda bizim paıtı en iist kademe (rehber daireler) !e­ rince, öte yanda da bir sıra m illetin ahval-ı ruhiyeli aydın Ermenilerce uy­ durulmuştur. (*) - İkrar Eliycv. Dağlık Karabağ; s.92-96 (Elın) Bakü - l lJRIJ

1 07


L.Mirzoyan Şöyle kaydediyor: "Halis Şekilde Karabağ konusu yoktur. Ermeni köylüsü diyor ki; O (Karabağ), Baku ve Ağdam'la sıkı ilgisiz yaşayamaz. O'na yalnız düzenlik hisseye giden yolu tehlikesiz etmek ve uygar alanda gelişme im­ kanı vermek gerektir. L. Mirzoyan, Dağlık Karabağ muhtariyetinin yaratılması projesinin kendisi, mürekkep şaıtlarda vukua gelmiştir. Bu tedbire karşı ister Karabağ' ın kendisinde, İsterse de Ermenistan S.S.C'de Ermeni aydınlarının ırkçı tutumları hitabetmiştir. Köylüleıin bir kısmı da böylesi aydın ( !)ların etkisi altında kalmıştır. Sovyet Azer­ baycan' ın bazı rehber işçileri (Yöneticileri) de bu konunun önemini kav­ rayamadıklanndan açık veriyorlardı. 26.9. 1 92 1 Sovyetler Birliği ' nin Siyasi ve taşkilat Bürosunun toplantısında bu konu mü­ zakere edilirken oy çokluğu ile böyle karar kabul edilmiştir... Dağlık Karabağ' ın muhtariyetinin yaratılma konusu 1 4. 1 2. 1 922 Zakalkasya Diyar Komitesi' nin toplantısında gözden geçiıilm iştir. Bazı üyelerin itirazlarına rağmen Zakafkasya Diyar Komitesi, Sovyet - Kafkas bürosunun 5.7. 1 92 1 karanna dayanarak şöyle kabul etmiştir. Azerbaycan S.S.C Halk komiserleri şurası nez­ dinde Sovyetler B irliği ' ne bilavaslla müracaat etmek hukuku olanDağlık Karabağ işleri üzre merkezi komisyon kuruldu. A.Karakozov başta olmakla Dağlık Ka­ rabağ'ın durum unu yürütecek komite onaylandı. Muvafık karar Azerbaycan S.S.C. Halk Komiserleri şurası tarafından da kabul edildi. 1 923 yaz mevsimine doğru Karabağ işleri komitesi A. Karakozov'un baş­ kanlığı maiyetinde yerlerde durumla etrafı tanış olarak Karabağ konusunun hal­ ledilmesinin lahiyesini takdim etti. Sovyetler Birliği yiiksek rişaset hey'eti, S.M. Kirov'un başkanlığında bu layıhanı gözden geçirerek 20.6. 1 923 k arar vardı. Şöyle ki ; "İster dağlık ve isterse düzliik olsun Karabağ idari vahit şekilde ayn iması zaruri sayılsın." ( 1 ) 1 923 Haziran sonunda Zakafkasya Diyar Kom itesi toplantısı oidu. Ali Haydar Karayev (Başkan), İ.Devletov, L. Mirzoyan ve ötekilerden kurulu komisyon ka­ ran, aslında Karabg.ğ konusunu yeniden müzakere ettiler. . . Zakafkasya Di yar Ko­ mitesi, KARABAG ' ın muhtar vilftyete çevrilmesi hakkındaki karan artık ge­ çerliydi. Sovyet yüksek riyaset heyeti 1 .7 . 1 923 (Bu karan onayladı) 7.7. 1 923'te DAGLIK KARABAG MUHTAR VlLA Y ETİ idari kurul uşu ke­ sinlik kazandı. Bunu Azerbaycan - Ermenistan halklaıının dostluğu yönünden önem li saydıklaıı gibi Lenin Milli siyasetinin parlak zaferi saydılar. (2) Dağlık Karabağ Muhtaıiyeti, gösteri yürüyüşleri, şenliklerle kutlandı. Tiirk vı:: Ermeni tüm Karabağ halkı topyekun mutlu gün ol arak beğendiler Hararetli ko­ nuşmalar kararı takdir etmeler birbiıini izledi. (3) .

(1)

ikrar Eliycv. Dağlık Karabağ. s.96 (Elın) Baku

(2) Aynı eser s. 97 -

-

(3)

-

Aynı eser s.97 98 -

-

1 989


Dağlık Karabağ Muhtar ViHiyeti kurulunca, Şuşa yakınındaki, Hankendi ''STEPANAKERT' merkez edildi. Azerbaycan'ın yönetiminden ayn duruma ge­ tirilmedi. Coğrafi, ekonom ik, kültürel ve idari bakımından Azerbaycan'ın ayrılmaz par­ çası bu vilayet, asıl KARABAG'ın döıtte bir topraklaıını kapsamaktaydı. 4.200 km2. alan üzcıinde, 1 50.000 ( 1 933) nüfusa malik, %65-70 oranında Ermeni ve geri kalanı Türk (İslam) ahalinden ibaret duruma geldi. Dağlık Karabağ Muhtar Vilayeti 'nin çevresi ise % 100 Türk olarak be­ liıtilmiştir. Bu sahalar önce Ağdam, Cebrail, Laçın kazaları durumunda sonralan ise mütcattit "bölgcleı�· şeklinde doğrudan doğruya BAKU'ye bağlı idari taksimat yer aldı. ( 1 ) * * *

1 924 Sovyetler Birliği Kominist Parti iV. kurultayında S.M.Kirov, "Dağlık Karabağ Muhtar Vil5.yeti"nin kurulmasından sitayişle söz etmiştir. Karabağ ko­ nusu en biiyi.ik başaıılaıı olarak halledilmiş, bir daha her hangi bir değişiklik ya­ pılmayacağının da kesinlik kazandığı açıklanmışur. * * *

( ) ) - Türk ı\nsk. MEB - lsı:uıbul


lo/izameııin ONK 9nku, "Ni;;ami adına Edtbiyaı

fosıııusü"nde 26. 12. 1989 ve "Tiırıh Ensıiıüsli "nde 29. 12. 1 989 �ımlen, ''Karabal '' ve "Aıerbaycan ''ın arıhi ve genel durumu lnkkındn, ögreıim üyeleri ve alimlerine konferans •ermiştir. "Elmlllim " gazetesi sitayişle bahsetmek tedir.

N İZAMETTİN ONK'la YENİ GÖRÜŞ rıırk larihçisi. halk edcbiyaı ı ve folklor araşıırınacısı 'J(.i:;ano:ı/,fiıı Oııt bu yakınlarda 13akO'da olmuş ve Nizami Adına Eclchiyycı lnsıi ıunda. Onun Ehni iı·ıiıııaiyyeılc görUşll kcçirilmişıir. Yığıncakda Akadcıniyyaııın ıarih ve Şarkşinaslık lnsıiıuılannııı alimleri. ali mekıqı ınü· cssiselerinin müelliınleri de iştirak eımişıir. iştirakçiler müellifin Azerhayç;ın ve Karnha•• ıarihinc dair ıne'ruzcsini dinlemişler. Azerbaycan tarihini Eram ızdan (lsa'dan) çok çok e vvelki asırlara aparıp 1·ıharan bıı .

Tllrk - Azerbaycan Ebedi -Medeni clôgalerinin mühkemlenmcsi \'C inkişafında büyük himıclleri <>lan

kıyıneıli yazıda ıarihimi7.c dair maraglı fakılar dinleyicilerin dik.kaıini celb eunişıir. Azerbaycan arazisinde hele ıniladdan önce Tllrk ctioslannın olcluğ.uııu kayded e n v� huııl;ınrı 11\csklııı nl­ <lııklan yerleri sadalayaıı müellif ÖZ ınc'ruzesinde arlık Miladdan ünce xıı . asırda Şu (Sıl) s(ilalcsinin S:ı­ kalar'dan ibaret büyük Tür� Dcvleıi ve M ilaılclan evvel VnI. Asırda Azcrl>aycan'da yerleşen S;ıb ı.S;ık l l:ınıı merkezi Arran ( KARAl3AG) ve ŞEl3ERAN şchcri olduğunu güsıerir. Ta hminen 42 sayfalık bu yazıda bazı ıarihi scncdlcr esasında ınrihiın izin nnıhıclif devirleri ı�ıklaııdınlır. Müzakirede işıiı·ak eden alimleıiınizclen filolokiyn alimleri. clokh>ı'lan Ya�;u· KAR/\ Yl:V. � l ire l i SE­ Dilare Eliycva. Şevkeı Tağı yeva . "/\zade R üsıcnwva" ,.e Iıa�kalan meraklı ııı,· · ruıe ı�� n müell ife öz tc�ckkürlcriııi hildi.nniş, ıclkiniııin Aı.crbayı:an ve Rus düıı yasıııda \· ap ııltıııma�ını mı.:skhcL surın llşlc r. . .

YlDOV, Gafer Kcndli.

V.

Feyzullaycva

Azerb aycan SSCl3. Elınlcr /\kadcıııiyası'nın l fofı al ık Gazeli. 24. Şuhaı. 1 990 No:7 ( 2 1 5 ) il ak O

"ELM"


URARTULAR VE ERMENİ HAYALLERİ

ProfDı: M. Fahrettin.Kırzıoğlu

Eski hunilerin torunları olup Asyanik soydan URARTULAR ve bunlara bağlı Aras ve Kür boylan ile Göğçegöl çevresindeki yerli tabi kırallıklar ahalisi, Kim­ merlerle bunları kovalayarak gelen Sakaların yerleşmesiyle tedirgin olmuş, daha çok sık ormanlı, dere-tepe balkanlık yerlere çekilerek atlı-göçebe Sakalar' a geniş otlaklı yax!alan ve bereketli ovaları yaylak ve kışlak olarak bırakmışlardı. Sa­ kaların Mü. VIII. Asır boyunca olan yerleşmesinden beş asır sonrasına kadar, Azerbaycan ile Doğu Anadolu'ya istilacı olarak gelip yerleşen hakim bir kavim yoktur: Ancak Sakalarla aynı soydan olup büyük yılkı (ılhı) ve sürüleıiyle yaylak ve kışlak arayıp böyle yerlerde yerleşmek gayesiyle yer değiştiren �rsaklı akın­ cılarının arkasında Eski Oğuzların, "Büyük" lakaplı il Mitradat MO. 1 23 - 88 ça­ ğından iıi haren Aras ve Kür boylarına gelip yerleştiğini görüyoruz. Bazı tarihçiler ve bilhassa bugünkü "Büyük Ermenisıan"devleti hülyası peşinde k9şan po­ litikacılarla hunlara alet olanlara göre; HERODOT' un (VII, 73) Mü. 480 İran Yunan savaşından bahsederken Pers ordusundaki Frigyalılarla birlikte gösterip, · 'Frigyalı kolonisi olan Armeniler, Fıigyalılar gihi kuşanıp silahlanmışlardı. B un­ ların her ikisi de (Frigyalı ve Armen), Daryus'un bir kızıyla evlenmiş olan Ar­ Lokhemes'in başbuğluğu altında idiler."demesine ; STRABON (XI, XIV, 1 2) ef­ sanevi Argonavi seferleri sırasında Tesclyalı kahraman Aımenio'un doğmuş olduğu (Teselya'daki) Armanyan şehrini bırakarak, Kolkid'e varan Yason ' u ta­ kiben gelip Akil isen (Erzincan) bölgesine yerleştiği, arkadaşlaıından bazısının Syspirilid (Bayburı-İspir)'de yerleştiği ve Adiaben (Musul çevresi)'e değin ele ge­ çirdiği yolundaki kaydına M0.370'ıe Yunanlı EVDOKS'un Armeniler, Frig men­ şelidirler; bunların dili Frigler' inkinin aynıdır, demesine dayanarak Eımenileri Kı· zılıımak yukarılaıına ve Yeşilırmak boylaıına geleı�. Frigler' in bir kolu sayarlar. Bundan sonrasını da hayalleriyle tamamlayarak MO. VIII. Asır ve sonraki za­ manlarda Fırat ve Murat boylarının hemen "ErmenileşLirildiği"ni, savaşmada ses­ sizt.:e hulfıl yoluyla Armeno-Fıigler' in Aras ve Dicle boylaıını da "Er­ menileştirerek" buralara yerleştiklerini iddia ederler. ( 1 ) Halhu k i gerek KSENOFON ' un, ötekiler gibi uzaklan ve efsanelere dayanarak değil, ülkeden geçip görerek verdiği haberler, gerekse bölge ve şehir adları ve bu­ ralardaki bilhassa allı-göçebe; Phasian, Skythin, Sakaseıı, Gogaren, Taok ve Kar­ duk gihi Fatih Saka kahileleıinin mevcudiyeti, bu iddiayı kökünden çiiıütür. Hek "Ermeni"diye öteden heri tanınan ve gregoryan mezhebi etrafında toplanmış bulu·


nan kavmin antropolojik hususiyetleri, bilhassa yuvarlakbaşlı oluşları, Ar­ yanilerdcn uzunbaşlı Frigler'in bir kolu farzı!dilen Arrncniler ' in Doğu Ana­ dolu' yu, savaşsız da olsa kaplayacak bir çokluk ve canlılık gösteremcdikkrinin en büyük şahididir. (2) KARS TARİHİ C. l , s. 1 3 1 - 1 32, 1 953 İstanbul

( ! )- R. Grousset, s. 69-7 1 ; Ş. Günaltay, "Yakın Şark Tarihi iV", il 56 1 -565 (2)- Sami Aramileıi� dilinde, Eski Ur-artu ölkesi adı gihi. Dicle' nin kaynaklan yu­ kansına "Yüksek - Olke"manasına "Armeni deniliyordu. 1. Daryus' un Behistuıı yazıuııda (5 l 8'de kazılmış) Dadarşiş idaresine gösterilen "Anneııya" ve .. Ar­ minya" ölkesi (R. Grousset, s.74-75), Heredot'ta (1. 1 84, V, 49-52): "Asur"uıı iis­ tiindek! . Armeniler memleketi ; "Kilikya ile Armenya arasındakiserhad Fırat neh­ ridir. "Uç kol olan Dicle'den yalnız birinin (Diyarbckir'den geç�n batıdakinin) kaynağı Arrncnya'dadır. (Eleziz bölgesinde gölcük güneyinde) Otekileri (Batman ve Bothan suları) ayn bölgelerden kaynar"; Arrnenya'dan sonra (Doğuda) "Ma­ tianilerin yurdu gelir'', diye aşağı ve Orta-Murat boylan Arm�!lya olarak gös­ tcriliyor.Selevkoslu generali olan İran menşeli Artaksiyas, M0.200 yılllarında . III. Antiyokhos'un zaptettiği Aras boyuna da satrap tayin edilince, huraya da "Ar­ ınenya" coğrafi adı teşmil edildi. Kendilerine "Hay" diyen ve "Hayk" adlı bir ulu­ atadan töredikleri efsanesini yaşatan ve Türklerle bütiin yabancıların "Eııneni" dc­ dikleıi kavimle "Aımenya ülkesi adının bir alakası yoktur. Prof N ikola MARR ' ın "çok doğru hir m üteala olarak" dediği gibi: "Eımeııi kilisesinin Ortotlııks ki­ lisesinden ayrılmasına kadar; Ermenilerin milli bir isim leri yoktu." (Esaı Uras, 'Tarihte Eııneniler, s.97, 1 02


BOZULUS AŞİRETİNDEN KARABAGLI TÜRKLERİ Muhaın:m Bayar Bozulus'tan Karabağlı Türkmenleri Osmanlı Arşiv belgelerine g9.re ( 1 ) konar­ göçer Türkmen ilinin en büyüğüdür. IX .-X. yüzyıllarda Mavera U n-nehr, Man­ gışlah " ta oturuyorlardı. (2) Doğuda Moğol baskısı haşlayınca, batıya dalgalar ha­ linde gelmeğe başladılar. Yoğun durumda Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak ve Su­ ıiye'ye yerleştiler. Bu Tiirkmen aşiretinde Artuk ve Ekşit (Akşit) Beyleri çok asil sayılıyorlardı. Aıtuk Beylerinden olan İl Gazi, Sökmen ve bunların yeğeni olan Belek. Haçlı savaşlannda büyük başarılar kazanmışlardır. Aynı yıllarda Bozulus TürkmcnlerindenKarabağlı aşiretine mensup Selfihattin Eyyubi "Eyyubiler Dev­ leti"ni XII. yüzyılda kurması bu aşiretin etkisini artım. Aym aşirete mensup Zengilcr aynı bölgede devlet kurdular. Bu devletin en büyük h ükümdarları Muzaffer' Ud-din Gök-Börii, Selahaddin Eyyubi' nin eniş­ tesidir. Hz. Muhammed için muhteşem bir mevlit töreni düzenlenmiş, bu olay ıa­ ıihe geçmiştir. (3) XIII. yy sonlarında Eyyubi De�}eti 'nin yıkılması ile buralardaki Boz-ulus Türkmenlerinin bir kısmı dağıldı. Uç ana kola ayrıldılar. 1 - Akkoyunlu Kolu 2- Dulkadirli Kolu 3- Suriye ve Şam Türkmenleri Bug[inkü Kuzey Irak, Suriye ve Doğu Anadolu'daki Türkmenler Bozulus'a bağlı olup bu çağdan kalmadır. Bu aşiret konar-göçer hayat devresinde yazlan Munzur Dağlarını, Bingöl dağ­ laıını aşarak Murat- Aras nehir kenarlarına, oradan Erzurum ve Kars yaylalarına dek gidiyorlardı. Kışın giineyc inerek Musul - Diyarbakır - Halep üçgeni içe­ ıisinde konaklıyorlardı. Eyyubi Devleti 'nin yıkılmasından sonra Akkoyunlu Kolu' nun bir kısmı yayli:ı yollannı takip ederek Kafkasya'ya çıktı. Arran'a (Dağlık Karabağ'a)yerleşti. Dağ­ lık Karabağ'da ise daha önce gelmiş, yerleşmiş Büyiik Arsaklar ve Kiiçük Ar­ saklar denilen Tiirkmen (Oğuz) Boylan vardı. Dcde-Korkud oğuznaıneleri bah­ seder. Celal ' Ud-din Harzem Şah Karabağ ziyaretinde Türkmenleri (çok kalabalık ol­ duğunu belirterek) "Karınca sürüleri gibi" tabiıini (4) kullanmıştır. Karabağ Tiirk­ mcnleri bu bölgede üstünlük sağladılar ve "Emirlik" kurdular. Başlarında Emir Hüsam Ud-din Kılıç Arslan bulunuyordu. (5) Daha sonra Moğollann baskısıyla buradaki Türkmenlerin bir kısmı Ana­ dolu ' ya gitti. (5) Kalanlar Celyirliler zamanına dek varlıklannı sürdürdüler. Uzun Hasan'ın Celayirli Beyliğine son vermesi iizerinc buradaki Bozulus ' a bağlı Ka­ rabağ Türkmenleri Anadolu'ya göçettiler. Bu göç olayı 1 476'da oldu. Karabağ aşireti uzun süre Doğu Anadolu, iç Anadolu ve Ege Bölgeleıinde konar-göçer hayat yaşadı. Bunların efsaneleri, menkıbeleri, yaşayış tarzları, vergi tahrir, iskan kayıtlarında ve şeriiye mankemc defterlerinde vardır. (6) ( 1 )-Bozulus, Ba�bakaıılık Arşivi No:561 (2) - Cüveyni. Tarihi Cihan - Cu şa, s SC-8 1 , Lcyden- 1916 . CI) - llın l lalliknıı, Tcfayaı ul a"'yruı s. 148 ve 1. Kafesoğlu, Gök-Börü 1.1 s.885-892 (4) - Ncscvi, Siyreı us-Sullaıı Celfıl" lld-din Mengübetti. s.32 Paris - 1 895 (5) - Zekcrriya el Kazvini, Asfır ul Bilad s. 564 (6) - Muharrem Bayar' m özel Arşiv belgeleri


Sanı han (Manisa) valiliğine göndeıileıı 2. Şahaıı 1 1 07 (M. 1 695) tari hli kr­ nıanda Karabağ Türklcıinin Bolvadin 'e yerleştirilmesi kararlaştırı l m ıştır. İskan iş­ lem ini Akşehir Sancak Beyi Bolvadinli Şatır Mehmet Paşa haşlatmış, oölu AI"yon e valisi Bolvadinli Seyyid Ahmed Halil Paşa sonuçlandırmıştır. ( I ) Karabağ Türkmenleıinden Pror. Dr. Ahmet Cafer Uludağ i ncelemelerinde aynı sonuca varmıştır. (2) Osmanlı arşiv kayıtlarına göre; XVII. yy'da Anadolu'da Karabağ aşireti şu şe­ hirlere iskan olm uştu . Bolvadin, Emirdağ, Aydın, Hüdavendigar (Bursa), Gcr­ miyan (Kütahya), Adana, Rakka, Tarsus, Sis, İçel, İnegöl, Yenişehir, Çirnıen, Bar­ çınlı, İbradı (Alanya), Karaman, Adala (Salihli)) (3) Bol vadin ve çevresindeki Karabağ Türkmenleri 28 köy kunıınştur. Bu köyler Büyük Karabağ köyüne bağl ıdır. Bu köylerde kültür aşınması olmam ıştır, töre aynen siirmektedi r. Bozulus tabirini sık sık kullanmaktadı rlar.Ayrıca Büyük Ka­ rabağ Camii m inaresi üzerindeki mezar taşı da çok i lginçtir. Kitahe: "Karahağ Eyaletinde/Gence Vilayetinden/Bozulus aşiretin<len Mehmet Bey B i n Mehmet Bey 1 1 1 0" Büyük Karabağ'daki oymaklar Balcıoğlu, Araplı, Çiçekli. Kasımlar. Hacı Ese­ ler, Çıntılar, Gödekler, Zeyneller, Karagözler, Anasızlar, Alaböl iikler, Memi ler. Göğcel i ler, Ceritler, Genceliler, Zedler, Azgınlar, Kanlıoğulları, Keleşler haş­ lılaııdır. Büyük Karabağ'dan göç olayları: Zed oğullarının bir kısmı 1 840 büyük kuraklığın<la eski tuz yol unu izleyerek Cihan - Beyl i ' ye ve Konya'ya gitm iştir. Burada Giil balıçe Karahaı ve Hod a l l u köylerini kurmuşlardır. 1 989 ve 1 990 bu köylere yaptığım gezide h a l k ı ıı ıaıııaııı ı Bolvadin 'den geldiklerini ve oraları unutamadıklarını söyledi ler. a) - Keleşoğlu uşağından Deli Pürçekli Mehmet Ali köyün beyi Has<ın Ağa i le arası açılmış, kalabalık olan sül1ilesini alarak 1 870 Yeniköy' ii kıııınıışıur. b) - Kanlıoğul llan ve Ze<llerin bir kısmı 1 890 yılında Ortaköy' ii kurmuştur. c) - Çeşitli tarihlerde Balıkesir, Aydın, Den izli. Manisa ve Eskişeh i r ' e göçler olmuştur. ç) - Bolvadin ' de bunlardan kalabalık güçler olm uştur. Balcılar (Eşkiya Alımcı Oğul llan), Çiçekliler, Anasızlar, Bercbcr Salihler (Karakayalar). Birdaneler (Recep B irdanegil), Kasımlar (Osman Karabağ), Keleşler, Hacı Eseliler. Zedlcr (Yağnı Zed'i Hacı Ali Ağa sülalesi), Bayram Zcd' i - Çiftlik oğull ları , B ayramcrlcr. Ak.kuş Zed' i - Zedlekçiler, Karahanlar aynca Ağılönii ve Aşağı mahal lede pek çok Karabağlı vardır.

( 1 ) - Türbesi Bolvadin Kaymaz ınalıalll:simlcdir. l lalk "' l l al i l l kılc·· olarak ı;uıır. (2) - Türklük MccınuıL�ı. /\r. 1, s.24 (3) - Cevat Türkay, "Oymak l ar. /\şircılcr. Ccına:ıtlar s.4�8--t)<J


"Halk sözii,

hak siizii "

BlRLlÔt ELDEN VERMEYELİM TEMKİNLİ OLALIM Halkımız TÜRK halkıdır. Azerbaycan Türk ' üdür bu halk !..

Bahtiyar Vahapzade Biz şimdi son derece ağır günler içindeyiz ve bu günlerde en basit hatamız he­ pimize çok pahalıya mal olabilir. Ona göre de ben ilk önce temkin arzu ediyorum halkıma ... Temkin ! Elbeue demek istemiyorum ki halkım mübarizesini dur­ duıınalıdır. Kesinlikle yok ! Son günlerde çok güzel bir ifil.de tez tez tekrar edilir: "Halk sözü, Hak sözü !" Halk kendi hakkını talep ediyor: Biz mitinge, nümayişe bahtiyarlıktan çıkmamışız. Derdimiz bir günde, iki günde yaranmamış, bu bir yılın, iki yılın derdi değildir. Daha sabnmız tü­ kenmiştir. Ona göre de halk kendi içindekileri açıyor, bildiriyor kendi hakkını ... Halkın talebi ise bigane kalmak olmaz. Nümayişte halkın taleplerinden biıi; Dağlık Karabağ'daki m uhtariyetin lağv olunmasıdır. Geçen gün mitingte karara vardık ki Ermenistan'da yaşayan Azer­ baycanlılara muhtaıiyet veıilmesini Ermenistan' ın rehberliğinden talep etmek 15.zımdır. Aksi takdirde yani Eremenistan'da yaşayan 20Q.000 Azerhaycanl ı ' ya ımıhtaıiyet verilmese, Dağlık Karabağ Muhtar Vilayeti (Ozerk Bölgesi)'ni lağ­ vetm e l i y iz. Halk hunu talep ediyor ve ben de buna tamamiyle katılıyorum. Dün sahalı erken Bu konuda Azerbaycan SSCB. yüksek makamına, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birl iği yüksek makamına ve Ermenistan SSCB yüksek makamına telgraf çektim. Bir kaç saat sonra telgrafların unvan sahiplerine ulaştığı habeıi geldi. Onlar ne cevap verecekler kendileri bilirler. Umarım ki, cevap menfi ola­ caktır. Ne olur ki; biz de S SCB 'nin üst makam yetkililerini çağınp Dağlık Ka­ rahağ Muhtar Vilayeti ' n i lağvetmeliyiz. tkincisi; halkın talebi böyledir: "Karabağ" (özerki*) teşkilatı ce­ zalandırılmalıdır. "Karabağ" teşkilatının yöneticileri (Uzvü) olan "sakallılar ce­ zalarını almalıdırlar. Pogosyanların, Manuçarovlann ve bilmem ne yanlann dersi verilmelidir. Ben şimdilik bu işi başlatan Aganbekyan' ı , Zoribalayan' ı , onlar gi­ bi leıi hesaba katmıyorum. * * *

Halkın talebi çoktur. En mühim taleplerden biıi Azerbaycan diline, tarihine, medeniyetine aiııir. Buyunın kabullenelim: "Eğer kabul etmezsek halk bizimle başka dille (şekilde) konuşacaktır. Dilimizin başına oyunlar açmışız. Uzun yıllar boyu 40 yıl, 50 yıl hundan evvel de Azerbaycan halkının dili işlenmemiş devlet idarelerinde ... Acaba hu halkın dili yok muydu? ..


Vaktiyle "Latin Dili" adl ı şiir yazmıştım. Diyordu.!11 ki ; Yer yiizünde Latin d i ­ linde konuşan halk yoktur. Amma d i l devam ediyor. Oyle halklar var ki, kendi ya­ şıyor, dilin i ise öldürmüşler. B u şiire göre başıma çok musi betler getirdiler: "Sen neyi nazara alıyorsun?" diye. B iliyorlardı ki, ben neyi nazara alıyoru m . "Ana Dili" şiirimde ise dem işlim ki; "Ey, doğma dilinde damşınağı öziine ar bilen fasonlaı; edebazlar! Ruhunuzu ohşamır koşmalar, telli sazlar. . . Bunlar goy menim olsun, r!ncak, veten çöreği size ğenim olsun

Genim olmadı (çarpmadı). Böyleleri vazife başına çıktılar (yüksek mevkillcre atandılar) ... Halkı çok ezdiler, yani halkın dilini, tarihini, medeniyetini ... Bir halkın alfabesi kaç defa dcğiştirilebiliım iş? Bir halkın tarihini kaç defa dc­ ğiştiımek olunnuş'! Kah M idiyalı oluyoruz, kah Arap oluyoruz, kah Fars' ı n sii­ pürüntüsü . . . Kardaş, böyle olmaz! B u halkın adı var. Halka, kendi adın ı b i l e söylcmcğc mi.i­ sa�de etmediler. B uyurun ! . . Bir defa kat ' iyyctlc (Kesinlikle) söyleyel i m : Halkım ız, TURK halkıdır. Azerbaycan Türkü'dür bu hal k ! ... Tarihçileıi suçluyorlar ki; onlar tarihimize ait sanballı (akıcı) eserler ya­ ratmıyorlar. Nasıl yaratsınlar'! Yukaııdan daima buyurmuşlar ki; halkın tarihini şöyle yazmalısın? Onu Midiyalı adlandıımalısın ... Peki, zavallı tarihçi nereye gitsin, nereden ınallımat getirsi.!1 ki biz Midiyalıyız diye . . . Azerbaycan Devlet Universitesi ' nin Pedagoji Enstitüleıi, yüksek oku llların Azerbaycan fakültelerinden mezun olanlar iş bulamıyorlar. Burada (Azerbaycan · da) başka m i lletlere iş var, amma Azerbaycan halkının oğullaıına yoktur. Mecbur olup gidiyorlar uzaklara ... Orada kendilerine iş arıyorlar. Azerbaycan halkın ı n binlerce genci kenarda çalışıyor. Kızlarımız evlenemiyorlar. Evde kalarak gocalıp-garıyorlar (yaşlanıyorlar) . . 40-45 yaşında bekar kızlarımız var. Çünkü oğul ları m ı z bir lokma ekmek için uzaklarda çalışıyorlar. B u türlü hallere son verilmelidir. Azerbaycan d i ­ lini, devlet d i l i seviyesine yükseltmek ve bununla alakadar kom isyon kurmak is­ tiyoruz. Komisyon başkam benim. Şu anda üzerinde işliyoru m . Azerbaycan dil ini devlet dili seviyesine kaldıracağız. Bütün Nazır (Bakan)lara. idarelere. teşkilatlara gideceğiz. B akalım kim cürct edip halkımın dilini işletmeyecek? Anadilinde ko­ nuşamayan nazırlardan, idare ve teşkilat başçılık (başkan)lanndan çok şey talcp edeceğiz. .


B ü t ü n hun lan .lan sonra hen y i ne sözümün evveline dönüyoru m . K üçücük bir hata bizi tdakete sürliklcr. Su mgayıt olayları n ı hayırda (iyi günde) ve şerde (rena g li ndc) k ak ı yurlar. S u m g a y ı t o l a y l a rı tekrar ı?di l memelidir. B i z hüman ist M i l letiz . . . İnsan se­ ,·crl i ğ i m i z i devam eni rcl i m . lleıi aulımlara yürüyd i m . Tem k i n l i olal ı m . Küçük bir h a taya yul vcrm i yel i m . A m m a mücadelemizi devam ettirel i m . H a l k ı m a uğurlar a r w ediyoru m . Dedikleri m i z olmalıd ı r. Ş i m d i l i k halkım ızdan hir arzum var; B i rl ik ve beraberl i k ! ..

------

6axn•jap BAhA53AAa

6 H P n H J H anA8H BEPM8J8K, T8MKHHnH OJIArl • � • l'WM co" ..P9 • 111wp lr'(Ha9p � ...;- .. 6y - -.. � -· .......,WılılııMM ..o. 6aa ıs.u. -- 6111N1p. Owı İmp9 iM .-M &.pııı .... ..-..... ....... ııc..ı .epaynı1j� ..,....... . .. T•-1 8.n�. ,.._. .:,..,,....,.,.. .., ........, .a ...�..""' Mi...,.,....... ... .... r....;. İeM joal CoM �·· HO& •Mn .. ....... Ta� TWCpılp •Aıll":"'P . ,.x.,.. C9 ,., _ .,,,.,,.. Cl9>'Y'•· x..,.. ea .....,. .,.._ '9196 .,..,.... ..... __ ...,....;... 6-

Xanr

ce3y-harr c:e3Y -

- - ...;.,,___" ... _ r.... ,...... . . ..... .... ...... oepr KM .......ıanw o.nyprr, · ah ••"" ,.. ..,..,._ .,.., .._ 11..,...._ -ıı-.. ,..;.. : ..A.Mll6.;..e " r � '1 •Mrl ,.....,...., . ,.. Ten::NPMıfUl...,lmp b, ,KllllP ,.... .... . � �· ...,.. nop İ-'""-· H- ""9n:w-I Jy• ......... A9'M 6yj� -. uınııtl

,__ 6eno �··· ...,. llW �M. iec a.HMMıl 1.. PMPfM htıpı •Tc.M, � .,..,,_. -�... .... 61111 • .,...;enwjwr

......oı.- 1

A�e"

.a,..,., IMC'ftıl'T'y'T,.,.-

- AaoplNJ_ ... ,.._..r'011191

Y�

·--

nllP ..., ,.,.. -

M� --..;.- -. e-· � ·- ...-.. pıe6w. 'NIYlJınl'TM ..... .ropo6w. � -=-__ n.... --

4\,_...,.... ..,.. , � . ry...• ı--oiw6 _ ..""' . ,,.. -· .....

< * ) - B . Ya lı ap zfıde ; 1 925 / Şeki (N ulıa) doğum l udur. Çağımız Türk ' � !' yüz akı, Yahya Kemal, Faruk Nariz, Orhan Seyfi gibi otoritcleıin devamcısıdır. Ulkemizde hliyük hir şaire iizlem duyduğumuz şu s ı ralarda hu boşluğu fazlasıyla doldurmakla k a l m a yı p varl ı ğ ı ile her ferd i m izin kalhini fchtetmiştir. İçli m ü tefekkir ve gi.i�' l ü ka­ l e m d i r. S SC B . B li y lik Devlet m adalyasın ı h akeden şairi m iz, B aktı üniversitesi pro­ fc siir ü d ü r. B . Yah apzfıde Kası m I 1 988 / Azerbaycan (Baku) televizyonunda, hu konuşmayı y a p m ı �t ı r. S onra "Komin ist" K.Azerhaycan Devlet gazetesi (Baku), "Halk sözi.i, hak sii z li , / B i rl i ğ i elden vermi ycrek I Temkinli olak!" başlığı i le 25. 1 1 . 1 988 de ya­ yınlanm ı�tı r. Bu y a z ı . 'Tlirk Dünyası Tarih Dergisi" s.30 slı . 37-:W İstanbul - Haziran - 1 989 r l '. ı � ; -.1 � ı ın ı • l l İ 1ı ( \ N J( • �ı r�ı fınırl'lrı \1".l \ 1 1 n l .. rını u _• ı 1 1·


8

li

li

1

J

, Jďż˝ r1


O,

-

e : ::::: : : :: : : :::: : � : .

�n

1

Oıy111 r "

tJ ıh

ı ..r:==ı n

� D. t.

--

-

"'f .

.

..

'f

.. v ·-a_. 3M.

t. -

ı. -

--

--

--

- -

-

., .

n r""l

r

-

e_

\'

ın n

f fl ı·c iA

..

- -

.

ın n

ıh

I?

J

l

. 1

!I

ı f°"3 n ı J

jQ

-.

- -

-

r .. • -

" a

il'

ı:.. --

..

- -

.

ı ..n n ı n n

h

ı

ifl 1 -ı· iA @



� : em : : : : ::::: :: ::::!:::: : : B

, .n n

- d•n

-

S.1 1"\ 1

e. y

-

, � n , .ı:---ı n

,J

J


, ,,.. . c; _ J.;A . , ,,.,, ö . ı i.· . ..

E

tr

n ı 0a ı J


nn

�·ıı•

J

, n n , � n , r-:3 n ı n n �

212Jffl5jJ@

1

1

1

w

1

]

e /::2:: :;::=�=::=: : 1

n .n , � .n , n o ı n n , n J� ., n n , F tr -

F,

m/ r,.

_

tr_

,J

,n n ,


77

�·

r

.Ju 1��1" --E ;tf 1r r! l ?" ı. � ._E l �,.4 s Fw

iV E

ti

=

��-

r

rf r re er ı r

r _ zi ". z i m

•y

r

ı r 1 H rr ı f et o ı li'W rı r r I

J

..

,. iA , min / ..__-

m/

_....

J

11,

-.;-f#h JJJ 1 J

- ,...

1C

J!rtqt FTLJ 1 p!rCfl r

r

. Si - ,.,;

iı"

IA

, .,.

iA

ı"!

�A


rJ n

rı t'Z' �

tr-

w .......-

tr-

-

I

,m m

B

1 • 1

D3

"'' -

m/ --

.. iti

J


lı.ı.

---


Karabağ'<la Askcran Kalesi

22.

Şubat

1 828 Türkıncnçay J\ıılaşınası

Ahhııs Mimı ile C icncral Paskiycviç


Gazi AhıneıJ Mulııw· Pa�a 1 1\7 7

Şair Molla Penal ı Vakii' K arabağ 1 !anının Veziri 1 8. yüzyıl

Nesib Dey Yusunıeyl i B:ı�bakan FcUıali Han Hoylu


Sadrazam SaiL Halım l'a5a 13aştıakmı 1 9 1 4

Cemal Paşa

Talat Bey (Pa.�a) içişleri Bakanı 1 9 1 4

Enver Paşa


1 9 1 8 Oc;iincii Onlıı Koı n u ıanı Vclı ip Pa�ı

1 l:ıl i 1 K ı ı ı 1 ':1':1 1 :11\'�r l ':ı�:ıııın ı\;fü."ı


!\ l i l\ krtl: ı ı ı Top�· ı ıha�ı

Ağaoğlu Ahmet Bey (K;ırııbağlı)

�uşa - l l mıkızı B u lağı ( l 'ıılfU')

1 8. Yüzyıl


Azerbayc;uı Dcvlcıiııiıı ileri gch::ıılcıi 1920 tl1: hir ıııcra�iındcıı çıkarlarken.

Azcrhaycaıı ( İ l k Bakanlar Kıırıılu)


1\zcrh.ıp:;ın. i l k

Mehnıcı Em i n Rc�ııl1:1dc

lhr;ıhım

lhnıhiın ( /\ vcl ı n ) ( 'ilıaıı!! i ro i! l u

< A ydın ) Bc{C 'ıh:.n;.! i rl i ı )�liı < ·� ıuıhu c K;dk;h l l i lk u ı ı ı"·ı r l "1 1mlmrl•:1<.;l\;ınıd11'

i:ırhi

P.ırl:ııııı.:1110 Oa�k�nı.

< 'cmıhıı C i;ırl•i

Falın.:ı ıin ı::nınğaıı K;ıfk;ı' l liiklim�ıi Dı ·i�kri ll�ık:ıııı.


(1 larpııllu) 9. Ordu Komuımıı

Yakup Şevki Sıılıa�ı

M ii rscl O;ıkı)

Emin Ai!;1 ( Hacaloglu) Boı\·�,l�!K�pı..: h.'k�ı � ilk �'Km:-; ,lilli Şura R�ı�ı . 1 � I �

P;ı�:ı


T ürkeli Y ı l: 3 7

·�nlılık!rı'" r'!lll \1vıillf c.tıı• edettı.. ........ı,u., elnıo ' }�ldlmlolJf'f l!'I•

(

. pın � lmo11 ll

Kanıtıağ Eczanesi <Falih zaınaııınU.ı ycrlc�cıı ll iiyiik Karnbağ KıL<;<ıbası l lalkınllıuı bil'inc aiı). Bol ·adiıı AFYON

-


M uhıuTcın 13 /\ Y /\R - Nizaıncııiıı ONK D üyük Karabağ (l3olvadirı / /\fynıı) Dclcdiyc Dalikaııı Bekir AKYOL ile (N.ON K ' uıı solunda)

Dakü "Ni�.aınl Edcbiyaı Ensıi ıiisii'"rıtk 0 .6. 1 '.!. l 'l�')l Ni7.:uncıliıı ( )

K

Karnbıığ öğreıiın üyelerine ;uılaııyor. Solıııııhıki Rektör Yaşar K/\Rı\EV\lir.


Nizrunettiıı ON K

-

Bahtiyar VAI-IAPZADE


GÜRCİSTAN

AZERBAYCAN


2:

LL.ı a

-----..r-o

Nehiıleı ll:<tod

O

28 Mayıs 1 9 1 8 de kurulan Mili Azerbaycan Cumhuriyeıi'nin sınırları. 1 9 1 8 - 20 1 1 4.000- km 1 920 - den sonra Zengezur verildikten sonra 87 .000 km.


KARABAG ŞİKESTESİ 'Ezi.zim simigözCer 'Tar ça[an simigözCer (jaşın Kimigaş o{maz (jözCerin KimigözCer? 'Ezi.zim K.Jıra 6ağı .Şirvan 'ı 1\pra6ağ 'ı, 'Ter[anımı itirıfim 'Boynunıfa K.Jıra 6ağı. 1\pra6ağ 'ı{a ta{an var, Meni ıfenfe sa[an var, Çel(sanca/(jır, sancağı (jözü yo{ıfa K.p[an var. 'Ezizim !(ara 6ağa (jöğ 6ağça, K.Jıra 6ağa f!Jünya cennet tksder f!Jeğer mi 1(ara6ağ 'a? 'EsCim 1(pra6ağ{ııfır, Sinem çarpaz ıfağfııfır, 9ıf!, gden var, negeıfen 'Beğem, yo{[ar 6ağ{u{ır?


KAYNAKLAR

1. ı\hu· ı Ga1.i Dahadır Han, Arş. Dcsnıal Sons, Pcıersburg 1 87 1 / l l!i4 2. Aysan E. Büyük Harpte lran Cephesi C.3 lsıanhul - 1 938 -' · Azerh aycan Tarihi C. I , Bakıl - 1 958 4. ı\zcrtıavcan Tarihi C.2, Bakü - 1 964

5.Balasanyan lsıcpan, Ermeni Tarihi (Ermenice) 1 9 1 1 C>. ll crk o k lsınail, E. Genemi ..Büyük l l arp ıe S. Kafkasyadaki F;�iycılcriıııiz \'e 1 5 .Tünıcniıı ll arckau ve Muharebeleri (Askeri Maıhaa) lsıanbul 1/9/ 1 934 7. ll B A Yıldız Evrakı, C'cmaziyelevvcl - 1 294 8. Ehnıcd Ellırus ·'Azcrtıaycan" No:3 Bukıl - Marı / 1 989 9. Erdoğan Falırc ııin, Türk Ellerinde 1 lauralarıııı, lsıantıul / 1 956 10. Erivan Yıllığı (Salname) 1 907 1 1. Evliya Çelebi .. Scychaınamc" iV I 1 2 236 - 239 1 2. Esaı Aıascvcr ..l l auralanm" N.Oıık"un Arşivinde. U. Hacı Ektıcr Turan ' m Haııraları (N.Onk'uıı Arşivinde). 1 4. ikrar Eliyev, Dağlık Karabağ, ELM, Bakıl - 1 989 15. lsıam Ansiklopedisi '"Karabağ", M EB. Ankara 1 6. Karabekir KAzı ııı, lsıiklfil l-larbiıni1., lsıanbul - ı 960 ve 1 969 1 7 . Kaymak am Rüşıü, Büyük Harpıe Baku yollarında, "5.Kafkas Fırkası" (92 Sayılı Askeri Mecmuanın Tarih Kısmı) 18. lsıanbul - 116/ 1934 1 9. Kırzıoğlu M . Fal ırc ııin, Kars Tarihi 1. lsıaııbul - 1 953 20. Kırzıoğlu M . Fahrellin, Os.pıaıılı Vilayet Tahrir Deflerindc A nı l aı ı Gence­ Karabağ Saııcakları, Aıaıürk llnivcrsitcsi Ed Fak. Araşıırma Dergisi Ahıııeı C'afcroi!lu. Ankara - 1 979 2 1 . Kırzıoğlu M . Fahreııin, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fcıhi Ankara - ı 965 22. Kö yıııen, Prof. Mehel Altay, "Alparslaıı Zamanı" 1, Ankara - 1 989 2.1 . Kural Akdes Nimet, Türkiye \'e Rusya, Ankara - 1 970 24. lsıam Ansiklopedisi, C. I - I 956, lsıanbul - 1978 25. Mohmudov Ferman, '"Albanya" Odlar Yurdu No: 1 1 Baku - 1 988 Manav Süleyınanov," Eşitıiklcrim, Okuduklarım. Gördüklerim" Bakıl - 1 987 26. Mirzc Adıgözel Bey, Karabağname, Yazıçı, Bakıi - 1 989 27. Mirze Cemal Karabağı. Karabağ Tarihi Karabağnaıneler, Bakıl - 1 989 28. Nesevi (Arapça) Fransızca Tercümesinden s. 1 3 9 metin 1 1 O 8. Şavval . 6 1 8 Milfidi 25. 1 1 . 1 22 1 29. N .l.Savrov, Novoya Ru skanu !leli ve Zakalkasya,Predstoyaşaya rasprodaga Mugan lnarodcaın SPB. 1 9 I ı 30. ONK Nizamcııiıı, "Karseli" (Özel Sayı:28) Kars - 1 966 3 1 . ONK Nizaıneııin, IGDIR (Teksir) - 1970 32. ONK Nizameııin, "'Kafkas Sereriıniz 1 9 1 8 ve Meyhane" Su Yayıııları- lsı - 1 977 33. ONK Nizaınenin Şiirler Sürmeli Çukuru / IGDIR - Biclefeld - Almanya - 1 985 34. ONK Nizaıııcııin, Göğceli Aşık Eleskcr. Kültür Bakanlığı Yayuıı, Ankara - 1 987 35. ONK Ni zaıneııin, "Yeni Azerbaycan Cumhuriyeti Kurulurken" (Türk Dünyası Araştırmaları Vakrı) Sayı :62-63-64 / Şubat - Mart - Nisan - 1 992, Sayı:84 / Aralık - 1993 ve Sayı:85 / Ocak - 1 994 lsıanbul 36. Ömer Halis, (Çcv.) 1 827- 1 828 Rus - Iran Harbi (Askeri Matbaa) İstanbul - 1932 37. Özıuna Yılımız, Türkiye Tarihi, c.6 (İstanbul) 38. Reşidüddin Oğuzııaınesi, Fr. ıcr. 1 303 39. Revan Eyaleti Tahrir Derıeri, il 999 ( 1 5 9 1 ) lsıanbul Başvekalet arşivi Tapu Bölümü , sayı: 633 40. Resulzade Mehmet Eınin (Elm) Bak.O - 1 990 4 1 . Süleyman bıeı, " 1 5. Fırkanın Kafkasya Scrcri (Askeri Maıbaa) lsıaııbul - 1 934 42. Seyidağa Onullalıi, " Xlll , XVll Asırlartla Tebriz Şehrinin Tarihi", BakO - I 982 43. Sumer Faruk Pror. "Safevi Devletinin Kuruluşu ve Gel işmesinde Anadolu Türklerinin Rolü" Ankara - 1976 44. Tadeusz. A.G.E. 45. Tofıg Hacıyev - Elhrus Azizov "Bün Türkler Kimdir?" lllduz 2189 Bakıl 1 987 46. Türkiye Gazcıcsi, lsı aııbul - 1 8 . 7. 1 987 47. Togruı Zeki Velidi, ll ınuıni Türk Tarihi Giriş, lsıanbul - 1 98 1 48. llrez Esaı. "Tarihle Ermeniler v e Ermeni Meselesi" lsıanbul - 1 987 49. Ünivar Veysel, "istiklal Harbinıle Bolseviklerle Sekiz Ay" lsıanbul - 1 948 50. Vahapzade Bahtiyar " Birliği Elden Vemıiyelim. Temkinli Olalım" Türk Dünyası Tarih Dergisi s,3739 sayı: 30 Haziran - 1 989 5 1 . Vahapzadc Bahtiyar - Pror. Süleyman Eliyarov "Dağlık Karabağ" lddaalar ve Hakikat BakO - 1989 52. Vardan (Fr) Osman Turan "Bebek" lsıaın Ansiklopedisi



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.