7 minute read

Giriş

Azerbaycan kelimesi, Gaugaınela yenilgisinden (MÖ 331) sonra Büyük İskender'in hizmetine giren İranlı satrap Atropates'in adından gelmektedir. Atropates, İskender'in ölümünden sonra, önceleri onun adına yönettiği Küçük Medya (Medya Minör) bölgesinde müstakil bir krallık kurmuş ve bu devlete "Atropates'in ülkesi" anlamında Grekçe Atropatane adı verilmiştir. Daha sonralan Ermenice' de Atrapatakan, Orta Farsça'da Aurpatakan, Süıyanice'de Azarbaygan şeklinde telaffuz edilen kelime, Arapça' da g/ c değişikliğiyle Azerbaycan'a dönüşmüştür. İsmin Pehlevice azer "ateş" ve baykan "muhafız" kelimelerinden teşkil edilmiş olduğu veya Azarbaz b. Bivaresf şahıs adından geldiği gibi görüşler mitolojiden ibarettir.1 Azerbaycan' da kurulduğu bilinen ilk devlet Manıia Krallığı' dır. Bu devlete MÖ 800 yıllannda, başşehri Hasanlu'yu ele geçirmek suretiyle Urartular son vermişlerdir. Azerbaycan' da kurulan ikinci müstakil devlet olan Atropatene Krallığı MÖ 220 yılında Selefki hükümdan 111. Antiokhos tarafından bir antlaşmayla tabi devlet haline getirilmiştir. MS 227 yılında İran'da Parthlar'dan sonra

A Zeki Velidi Togan, "Azerbaycan", İA, C: II, ı961, s. 93; Ziya Musa Buniyatov, "Azerbaycan'', DİA, C: N, ı991, s. 318.

kurulan Sasaniler Azerbaycan'ı tamamen ele geçirerek başşehri Erdebil olan bir eyalet haline getinnişler ve bu arada Atropatene'nin eski başşehri Gazaka'ya da çok büyük bir ateşkede yaptırarak burayı Zerdüştlüğün en önemli merkezlerinden bir durumuna getirmişlerdir. 2

VI. ve VII. yüzyıllarda Bizans-Sasani savaşlarına sahne olan ve birkaç defa el değiştiren Azerbaycan, İslam fütuhatından önce son olarak 624'te Bizans İmparatoru Herakleios tarafından ele geçirilmiştir. Azerbaycan, Hz. Ömer zamanında fethedilmiştir. Hz. Osman, Erdebil merkez olmak üzere Azerbaycan'ın çeşitli şehirlerine asker yerleştirmiş ve İslamiyet'in yayılması için yoğun bir gayret göstermiştir. Emeviler devrinde Azerbaycan Kafkaslar'daki fetih hareketleri için bir üs olarak kullanılmıştır. Abbasiler zamanında ise bölge başta Babek el-Hürremi isyanı başta olmak üzere tehlikeli isyanlara sahne olmuş ve bu isyanlar güçlükle bastırılmıştır.3 Bu dönemde ticaretin gelişmesine paralel olarak şehirler önemli birer merkez haline gelmişlerdir. Abbasi devletinin zayıflaması sonucu Azerbaycan'da sırasıyla Şirvanşahlar (799-1656), Sacoğullan (879-930), Revvadiler (X. yy. başları-1071), Sellariler (916-1090), Şeddadiler (951-1075) ve Ahmedililer (1108-1227) gibi mahalli hanedanlar kurulmuştur.4

Türklerin Azerbaycan'a ilk girişleri MÖ VII. yüzyıla rastlar. Sakalar (İskitler) olarak bilinen bu ilk Türk grubu uzun yıllar bugünkü Azerbaycan topraklarında yaşamışlardır.s Azerbaycan her ne kadar Hunlar, Göktürkler ve Hazarlar zamanında Türklerin kontrolünde kalmış ise de, Müslüman Oğuzlar, Selçuklu

Buniyatov, a.g.m., s. 318-319. 3 Geniş bilgi için bkz. Naile Velihanlı,Arap Hilafeti ve Azerbaycan, Bakı, Azerbaycan Dövlet Neşriyyatı, 1993. 4 Buniyatov, a.g.m., s. 319. 5 AZeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul, 2. bs., İstanbul, Enderun Kitabevi, 1981, s. 86-90.

Devletinin kuruluşundan önce bölgeye gelmeye başlamışlardır. Selçuklu sultam Tuğrul Bey Azerbaycan'a düzenlediği ilk fetih teşebbüslerinden bir sonuç alamamakla beraber daha sonra bizzat katıldığı seferler sonucunda bölgeye hfil<im olmuştur. Tuğrul Beyin ölümünden sonra Alparslan hemen hemen bütün Azerbaycan'ı Selçuklu Devletine katmıştır. Melikşah ise Emir Sav Tegin'i Azerbaycan valisi tayin etmiş ve bölgedeki Şeddadi hakimiyetine son vermiştir. Selçuklular döneminde Azerbaycan tam bir Türk yurdu haline gelmiştir.6 Büyük Selçuklulardan sonra Azerbaycan, Irak Selçuklulannın (1118-1194) ve Ildenizliler hanedanının (1137-1225) idaresine girmiştir. Azerbaycan Atabeyleri olarak anılan bu sülalenin kurucusu Şemseddin İldeniz bölgeyi tek bir devletin hakimiyeti altında toplamaya çalışmış ve komşu emirlikleri de kendine tabi kılmıştır. Şirvanşahlar ise Kuzey Azerbaycan' da hüküm sürmeye devam etmişlerdir.? Azerbaycan XII. ve XIV. yüzyıllar arasında sırasıyla Moğollar, Harizmşahlar ve Timurluların hakimiyetine ginniştir. 1222 ve 1231 yıllarında Azerbaycan'a iki sefer düzenleyen Moğollar bölgeyi tamamen yağma ve tahrip etmişlerdir. Celaleddin Harizmşah 1225'de Tebriz'i ele geçirmiştir. Hulagô'nun kurmuş olduğu İlhanlılar devletinin sınırlan Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın topraklarını içine alacak şekilde genişlemiştir.8 Timur'un ölümü üzerine Moğol egemenliğinden kurtulan Azerbaycan sırasıyla Karakoyunlular (1380-1468) ve Akkoyunluların

6 Faruk Sümer, "Azerbaycan'ın Türkleşmesi Tarihine Umumi Bir Bakış", Belleten, No: 83, 1957, s. 429-445; Saleh Muhammedoğlu (Aliev), "Azerbaycan Türklerinin Etnik Menşeine Dair Üç Ana Görüşün Eleştirisi", Türk Dünyası Araştırmaları, No:ıı6, Ekim 1998, s. 91-104. 7 Azerbaycan Atabeyleri konusunda geniş bilgi için bkz. Ziya Bünyadov, Azerbaycan Atabeyleri Dövleti (1136-1225), Bakı, Elm, 1985.

8 Buniyatov, a.g.m., s. 319.

(1340-1514) idaresi altına girmiştir. XVI. yüzyılın başlarında Akkoyunlu devletinin yıkılmasıyla bölge tamamıyla Safevilerin eline geçmiştir. Tebriz'i başşehir yapan Şalı İsmail (1501-1524), bölgede hakimiyet sağlamıştır. Moğol ve Timur hakimiyeti dönemlerinde işlenmeyen araziler bu dönemde ekilip-biçilmeye başlanmıştır. Tebriz, Baku ve Erdebil gibi şehirlerde el sanatları gelişmiş ve komşu ülkelerle ticaret arbnıştır. Anc.ak, ülkede canlanan ekonomik hayat Osmanlılar ile Safeviler arasında başlayan savaşlar ve çeşitli iç çab.şmalar neticesinde gerilemiştir. Yavuz Sultan Seliın'in Çaldıran Seferi ile Tebriz ve Güney Azerbaycan Osmanlı hfilcimiyetine girmiştir. Dalıa sonra tekrar Safevilerin eline geçen bölge Kanuni devrinde yeniden alınmıştır (1543). Aynı yıl Irakeyn seferine çıkan Kanuni Bağdat'a giderken bütün Azerbaycan'ı kontrol altına almıştır. Şirvan, Tiflis ve Dağıstan hanlıklarının Safevilere karşı isyan etmeleri ve Osmanlı Devletinden yardım istemeleri üzerine Osmanlı-Safevi mücadelesini yeniden başlatmıştır. 1578' den 1588' e kadar devam eden mücadelenin son yılannda Özdemiroğlu Osman Paşa Safevileri yenerek Tebriz'i geri almıştır (1585). Şalı I. Abbas'ın (1587-1629) Osmanlı topraklarındaki iç karışıklıklardan faydalanarakAzerbaycan'daki bazı şehirleri tekrar ele geçinnesine rağmen bölgede Osmanlı hakimiyeti yer yer devam etmiştir.9 N. Murat'ın bizzat katıldığı seferde Osmanlılar Azerbaycan'a girmişlerse de bölgeyi Safevi hfilcimiyetinden kurtarmak mümkün olmamıştır. III. Ahmet döneminde Revan ve Karabağ Osmanlı topraklarına katılmıştır. Rusların Hazar sahillerini ele geçinneleri sonunda Osmanlılar Güney Azerbaycan'a girmişlerdir. Ancak Nadir Şalım müdahalesiyle bölge tekrar Safevi hfil<imiyetine geçmiştir. Osmanlıların bölgede sürekli kalmaları Nadir Şalı ve Ruslar tarafından engellenmiştir. Nadir Şalı'ın öldürülmesi üzerine

' Mehmet Saray, Azerbaycan Türkleri Tarihi, İstanbul, Nesil Matbaacılık ve Yayıncılık, 1993, s. 13-14.

Azerbaycan'daki Safevi hfil<lrn.iyeti son bulmuş, bundan sonra Azerbaycan' da Hanlıklar dönemi başlamıştır.

Bölgede kurulan hanlıklar Rusya'ya fazla direnememişler ve birer birer Rusya'nın hakimiyetine girmişlerdir. Çarlık losa sürede bölgede kendi siyasi, ekonomik ve kültürel hakimiyetini kurmak için faaliyetlerine başlamıştır. Bu dönemde Rusya'da üniversite eğitimi alan ve geri dönen yeni bir aydın tipi ortaya çıkmaya başlamıştır. İşte Hasan Melikzade Zerdabi, Rus okullarında okuyan ve Moskova Üniversitesini bitirdikten sonra ülkesine dönen bu aydınlara ilk örneklerden birisidir.

İdealist bir kişiliğe sahip olan Zerdabi, öğrencilik yıllarında öğrendiği tecrübeleri milletinin hizmetinde kullanmak için mücadele etmiştir. Zerdabi'nin hayabnı araşbnrken çalışmanın birinci elden kaynaklan ihtiva etmesine özen gösterdik. Azerbaycan El Yazmaları Enstitüsü'nde çalışarak orijinal belgeleri inceleme imkanımız oldu. Özellikle Zerdabi'ye yazılan mektupların, özel belgelerin ve yazışmaların saklandığı söz konusu arşivde bu malzemeleri inceledik. El yazmaları Enstitüsünde ulaştığımız önemli eserlerden biri de Eldndnin 50. yılı münasebetiyle Zerdabi'nin eşi Hanife hanım tarafından 1925 yılında yazılan Zerdabi'nin biyografisidir. Bu hatıra-biyografi "Biyografi.ya Gasan Beka Melikova-.zardabi" daha sonra Revolyutsiya i Kultura adlı dergide yayınlanmış, sonrasında Sovremennild o G. Zardabi adlı eserde neşredilmiştir. Zerdabi'nin kızı Garip Sultan tarafından kaleme alınan babası hakkındaki hatıraları "Vospominiya ob ottse", Sovremennild O G. Zardabi'de yayınlanmıştır. Bu iki hatıratın dışında Zerdabi'nin bizzat kendisinin kaleme aldığı, hatıralarını anlattığı Hayat gazetesinde yayınlanan makaleleri de mevcuttur.

Zerdabi'nin sağlığında basılan Barama Kurdunu Yahşi Sahlamak İçün Düsturu'l Ameldir adlı bir kitapçığı vardır. Zerdabi'nin vefatından sonra ise Kiev' de okuyan Azerbaycanlı Türk öğrenciler tarafından makaleleri bir araya getirilerek Toprak, Su ve Hava

adlı eser basbnlınıştır. Yıne aynı grup tarafından Zerdabi'nin makaleleri bir araya getirilerek Bedeni Selamet Sahlamak Düstunı'l Amelidir adlı eser neşredilmiştir.

Azerbaycan Devlet Arşivinden Zerdabi'nin özellikle eğitimle ilgili çalışmalarının belgelerini tarama imkanı bulduk. Zerdabi'nin hayatı ve göıüşleriyle ilgili eserler 196o'lı yıllardan sonra yazılmaya başlar. Bu konuda en fazla mesai harcayan ve eser veren Ziyadclin Göyüşov'dur. Göyüşov'un hazırladığı Hasan Bey Zerdabi, Seçilmiş Eserleri önemlidir. Bu eserde 55 sayfalık Göyüşov'un Zerdabi'nin hayatını kaleme aldığı girişten sonra Zerdabi'nin seçme makalelerine yer verilmiştir. Ayrıca yazarın, kitabın sonunda verdiği dipnotlar oldukça faydalıdır. Yine Göyüşov'un hazırladığı Azerbaycan Maarijçilerinin Etik Görüşleri (XJX Asnn İkinci Yansı) adlı eserde Zerdabi'nin bütün sahalara ait fikirlerini, özlemlerini, beklentilerini ayrıntılarıyla bulmak mümkündür. Göyüşov'un Mirovozzreniye G. B. Zardabi adlı eserinde ise Zerdabi'nin görüşleri özellikle Kaspi gazetesinde yayınlanan makaleleri taranarak ele alınmıştır.

Göyü.şov'dan başka Sovyetler döneminde L.aman Memmedov'un Hasanbey Zerdabi; İzzet Rüstemov'un Hasanbey Zerdabi ve E.smira Cavadova'nın Satırlarda Döğünen Ürek adlı eserleri Zerdabi'nin hayatı, faaliyetleri ve görüşleri hakla.nda bilgiler sunmaktadır. Göyüşov'un eserleri de dahil Sovyetler döneminde yazılan eserlerin ve makalelerin tamamına yakını Zerdabi'nin görüşlerinin rejime uygun hale getirilmesi ve özellikle rejimle uyuşan görüşlerinin ön plana çıkarılmasıyla dikkat çelanektedir. Biz çalışmamızda özellikle görüşleri bölümünü büyük çoğunlukla yazarın makalelerini esas alarak hazırlamaya çalıştık. Zira yazılan eserlerde bazı görüşlerinin hiç dikkate alınmadığına bazılarının ise ön plana çıkarıldığına şahit olduk. Dolayısıyla Zerdabi hakkında doğrudan veya dolaylı yazılmış bütün eserleri inceleyerek ve bunları tenkit süzgecinden geçirerek çalışmanın belli bir temel üzerine oturmasını sağladık.

Zerdabi'nin Ekinci gazetesinin elde ettiğimiz orijinal nüshaları ile Hayat gazetesinde yayınlanan makalelerinin çalışmamıza önemli katkılan oldu. Azerbaycan Matbuatının Ellinci Yıllığı Ekinci 1925-1875 adlı kitapçık ile Yeni Kafkasya dergisinde yayınlanan "Azeri Matbuatının Şanlı Hatırası" adlı makale özellikle yazarın gazetecilik faaliyetleri ve görüşleri hakkında bilgiler vermektedir. Aynca Turan Hasanzade, Ekinci gazetesinin tamamım kril harfleriyle hazırladığı Ekinci adlı eseri neşretmiştir. N.F. Ahundov'un Azerbaycan Matbuatının İlki; Sadık Hüseyinov'un Ekinci Gazetesinin İzahlı Bibliyografyası; Veli Memrnedov'un Ekinci Gazetesinin Göstericisi adlı eserler çalışmamız açısından özellikle Ekinci bölümünü hazırlarken yararlı olmuştur.

This article is from: