Travel and Gourmets / Aralık 2017

Page 1

“ T Ü R K İ Y E ’ N İ N E N İ Y İ L EZZ ET L E R İ , OT E LL ERİ V E RESTORA N LA RI ” K U T L U Ö Z EMR A K

TRAVEL AND

GOURMETS AYLIK ONLINE YEME, İÇME VE GEZİ KÜLTÜRÜ DERGİSİ / ARALIK 2017 / SAYI 28

KARAYİPLERİN İNCİSİ

JAMAIKA GEZMEK YAŞAMAKTIR

KOPENHAG ŞEFLERİMİZDEN

ARTI

LEZZET NOKTALARI İSTANBUL & ADANA

LEZZET DOLU TARİFLER BİR GÜNDE

MİLANO

TRAVEL AND GOURMETS

1


BU AY Kutlu Özemrak Genel Yayın Yönetmeni

Koskoca bir yıl geride kaldı, daha dün gibiydi neredeyse 2017’ye girişimiz. Acısıyla, tatlısıyla ama sürekli üretip kendimizi yenileyerek geçti bir yıl. 2018 yılında yine aynı azimle ama daha farklı projelerle sizlerle birlikte olacağız. Travel and Gourmets Dergisi bundan iki buçuk yıl önce dijital yayıncılığa verdiği önem ve inançla yola çıkmıştı; o zamanlardan bu yana dijitale yaptığımız yatırımdan hiç vazgeçmedik. Şimdi daha da güçlenerek yolumuza devam ediyoruz; teknik alt yapı bitti yeni site bu ay içinde yayında olacak. 2018 itibariyle Türkiye içinde on beş ayrı şehir ve yurt dışında beş ülkede temsilcimiz ile yola devam edeceğiz. Her zaman olduğu gibi yine sizlere pek çok farklı destinasyon ve lezzetleri aktaracağız. Travel and Gourmets yaptığı yeni ortaklık ile farklı bir işlevselliğe bürünecek. Bu sürprizimizi çok yakında sizlerle paylaşacağız. Umarız 2018 yılı, savaşların, kavgaların ve kötülüğün son bulduğu; barış içinde özgürce yaşanılan bir dünyanın başlangıcı olur. Herkese mutlu, huzurlu, başarılı, sağlık ve aşk dolu bir yıl dileriz.

travelandgourmets tgdergi 2

TRAVEL AND GOURMETS

travelandgourmets


burgerrepublictr

Burger Republic Türkiye

Atakent Mahallesi No:120 A Caher Dudayev Bulvarı Atakent/İzmir TRAVEL AND GOURMETS

3


TRAVEL AND

GOURMETS WWW.TRAVELANDGOURMETS.COM İMTİYAZ SAHİPLERİ KUTLU ÖZEMRAK kutluoz@gmail.com / ÖZGÜR KAYA ozgurkaya@gmail.com GENEL YAYIN YÖNETMENI

KUTLU ÖZEMRAK kutlu@travelandgourmets.com

EDITÖR & GÖRSEL TASARIM DIDEM MAZLUM didemmazlum@gmail.com Katkıda Bulunanlar

Reklam

Ahmet Karanis, Ayça Çelebioğlu Gökpınar, Buse Ünal, Christopher George Downs, Ender Şire, Gülhan Kara, Kenan Yıldırım, Müberra Bağcı, Sıla Uçan, Simla Üner 0 (532) 604 30 34 dergi@travelandgourmets.com

Travel And Gourmets bir Doka Reklam, Turizm, İnsaat LTD. ŞTİ. markasıdır. Travel And Gourmets basın meslek ilkelerine uymayı kabul etmiştir. Reklamların sorumlulukları reklam verenlere, yazıların sorumlulukları yazarlarına aittir.

YAZIŞMA ADRESİ / MERKEZ 6436/2 NO:4 D:1 YALI MH. KARŞIYAKA - İZMİR TEL: 0 (532) 604 30 34 MAIL: dergi@travelandgourmets.com

4

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

5


KISA SINCERELY YOGURT TÜRKIYE’DE! KISA

Sincerely Yogurt; dondurulmuş tatlılara sağlıklı bir alternatif olan, fakat geleneksel frozen yoğurt markalarından da bir adım ileriye giderek yağsız, katkı maddesi ve renklendirici içermeyen bir ürün sunuyor. Öğün alternatifi olabilecek kadar besin değeri yüksek olan Sincerely Yogurt, sağlığı için pozitif değişim yapmak isteyen toplumlara tatlı için alternatif sunma konusunda giderek önem kazanan bir marka haline geldi. Sincerely Yogurt Suadiye / 0216 999 4271

“THE CRUISE LINE” MÜJDESİ

Altı yıldızlı ultra-lüks cruise firmalarının temsilciliğini yapan “The Cruise Line” sektörün en deneyimli ismi aileden turizmci “Sami Güvenç” ortaklığı ve yönetimiyle Türkiye’de faaliyete başladı. The Cruise Line Türkiye Başkanı Sami Güvenç “Geniş portföyümüzle en sofistike, benzersiz cruise programlarını kişiye özel organize ediyoruz” diyor.

6

TRAVEL AND GOURMETS


KISA

SEMPRE’DE

LEZZET VE EĞLENCE DOLU BİR YILBAŞI Eskişehir’in lezzet ve kaliteli eğlencedeki adresi Sempre Mediterranean Cuisine, unutulmaz bir yılbaşı kutlaması için konuklarını ağırlamaya hazır. Muhteşem bir menü ve doyumsuz eğlencenin bir arada olduğu Sempre’de 2018 yılına eşsiz bir kutlama ile merhaba denilecek. Tüm yılın stresini atarak, kendinizi özel hissedeceğiniz yılbaşı gecesinde zengin ve seçkin “SEMPRE Yılbaşı Menüsü” ve “Nevin Tezer ve Orkestrası”nın müzik ziyafeti ile ve yeni yılı mutlulukla karşılayacaksınız.

JOLLY TUR 2018 IÇIN HEDEFI BÜYÜTTÜ

Jolly Tur, bir kez daha hedeflerinin üzerinde büyüdü. 2017’yi yüzde 45’lik büyümeyle kapatmaya hazırlanan Jolly Tur, 2018 için hızını daha da artırarak yüzde 50 büyüme oranı belirledi. Büyüme hızındaki artışın ana dinamiği, teknolojiye yapılan büyük yatırım oldu. TRAVEL AND GOURMETS

7

KISA


i ğ e r ö ç ı ş a b l ı Y

y r t s a p h Danis : Ercan Fotoğraf

Christopher George Downs Chef

thechef4u.com thechef4u 8

TRAVEL AND GOURMETS

Şenkaya


İç malzemeler: 2 tatlı kaşığı Tarçın 100 gr. Ceviz veya badem 80 gr. Şeker MALZEMELER: 400 gr. Un 80 gr. Tereyağı 8 gr. Maya 50 gr. Şeker Bir tutam Tuz 150 ml Süt 2 adet Yumurta

Üzeri için: 100 gr. Tereyağı 120 gr. Akçaağaç şurubu 50 gr. Şeker 100 gr. Ceviz veya badem

HAZIRLANIŞI: 1. Süt bir kapta ısıtılır. İçine şeker eklenir, maya karıştırılır. Tezgaha un koyulur, ortası açılarak içine tuz, yumurta ve süt eklenerek on dakika boyunca yoğrulur. 2. İçi için tüm malzemeler rondodan geçirilir. 3. Hamur dikdörtgen şekilde açılır, iç karışım her yerine yayılır ve yuvarlanıp porsiyonlara ayrılarak tepsiye dizilir. Üzeri streç filmle kaplanır ve mayalanmaya bırakılır. Oda sıcaklığında bir saat mayalandıktan sonra 200 derecelik fırında on dakika pişirilir. 4. Üzeri için tereyağı, şeker ve akçaağaç şurubu üç dakika kaynatılır. Altı kapatıldıktan sonra içine fındık eklenir. Fırından çıkan çöreklerin üstüne kaşıkla gezdilir.

TRAVEL AND GOURMETS

9


Kek köftesi

Sonbaharın en güzel zamanları için nefis bir tarifim var. Üstelik tam bir kurtarıcı… Bazen fırının azizliğine uğrar keklerimizi bir türlü istediğimiz gibi kabartamayız, bazen de hiç sebep yokken kek pekişir, kuru kalır... İşte bu tarif böyle zamanlara özgü, süper kahraman gücüne sahip. Şimdiden afiyet olsun.

Ayça Çelebioğlu Gökpınar Pastry Chef & Food Stylist aycanummies.com aycanummies 10

TRAVEL AND GOURMETS


MALZEMELER: 1 adet 2 adet ½ çay bardağı ½ çay bardağı 1 çay bardağı 1 yemek kaşığı

Baton kek Olguın muz Kakao (Arzuya göre artırılabilir.) Damla çikolata Ceviz (İrice kırılmış) Süt (Arzuya göre)

HAZIRLANIŞI: 1. Keki, ince ince ufalanana kadar mutfak robotunda parçalayın. 2. Muzları ayrı bir kasede bir çatal yardımıyla iyice ezin. 3. Cevizleri irice doğrayın. 4. Ufalanan keki ve kakaoyu güzelce yoğurun. Tam karışım sağlanınca muzu ilave edip karıştırın. Damla çikolata ve kırılmış cevizi ilave ederek karıştırın. 5. Eğer karışım çok kuru olursa 1 yemek kaşığı süt ilave edebilirsiniz. 6. Dilerseniz, çiğ köfte gibi şekil vererek dilerseniz de yuvarlak top kek şekli vererek Hindistan cevizi ile süsleyerek servis yapabilirsiniz.

s iz @aycanummie n se er en d i m ifi ar T bilirsiniz. etiketi ile paylaşa

TRAVEL AND GOURMETS

11


n a k i p i l l e m a r a K Hindi, iç pilav, birbirinden leziz mezeler derken yılbaşı sofrası hazırlıkları başladı bile. d.Ream Akademi şefleri de bu özel gecenin ağızlarda tat bırakacak Karamelli Pikan tarifini bizlerle paylaştı.

d.Ream Akademi dreamakademi.com.tr d.reamakademi

12

TRAVEL AND GOURMETS


MALZEMELER: 115 gr. Bal 335 gr. Pikan cevizi 165 gr. Toz şeker HAZIRLANIŞI: 1. Pikan cevizlerini fırın tepsisine yayın ve önceden ısıtılmış 160 °C fırında 10 dakika ısıtın. 2. Farklı bir fırın tepsisine 20x20 cm ölçülerinde cam ya da metal kalıp yerleştirip içerisine taban ölçüsünde yağlı kağıt yerleştirin. Kalıbın kenarlarını yağlayarak hazırlayın. 3. Karamel hazırlamak için bal ve toz şekeri derin bir tavanın içerisine alarak kaynatmaya başlayın. Şeker karışımı karamel rengini almaya başladığında pikan cevizlerini ekleyerek karıştırın. 4. Önceden hazırladığınız kalıba pikan cevizli karamel karışımını dökün ve spatula yardımıyla kalıbın içerisine yayın. 5. Oda sıcaklığında soğuması için bekletin ve kesilmek için hazır olduğunda büyük ve keskin bir bıçak yardımıyla ince uzun bar ya da dilediğiniz formda dilimleyin.

TRAVEL AND GOURMETS

13


Truffle Cake

Gülhan Kara

Yemek Yazarı / Danışman gulhankara.com chefgulhankara 14

TRAVEL AND GOURMETS


Kek için: MALZEMELER: 250 gr. Tereyağı 250 gr. Toz şeker 5 adet Yumurta sarısı 2 adet Yumurta 100 gr. Eritilmiş bitter çikolata 1 kahve Kakao 3 su bardağı Un 1 çay bardağı Süt

Ganaj için: MALZEMELER: 200 gr. Krema 400 gr. Bitter kuvertür (Ham çikolata) 100 gr. Tereyağı

Kekin Hazırlanışı: 1. Oda sıcaklığında yumuşatılmış tereyağına şekeri ekleyip mikserle çırpın. 2. Yumurta sarılarını ve iki bütün yumurtayı da ekleyip çırpmaya devam edin. 3. Süt ve eritilmiş bitter çikolatayı ekleyip tekrar çırpın. 4. Un ve yarım paket kabartma tozunu ilave edip tahta kaşık ya da spatula ile karıştırın. 5. Kek hamurunu 18-20 cm çapında kelepçeli bir pandispanya kalıbına döküp önceden ısıtılmış 170 derece fırında 35-40 dakika pişirin. 6. Keki fırından alıp altı saat kadar dinlendirin.

Ganajın Hazırlanışı: 1. Bir sos tavasında kremayı kaynatın. 2. Ocaktan alıp doğranmış çikolatayı ekleyin, eriyene kadar karıştırın ve ardından tereyağını da ekleyip karıştırın. 3. Karıştırma işlemine soğuyuncaya kadar devam edin. 4. Keki altı saat sonra kalıptan çıkarıp enine üç eşit parçaya bölün. 5. Katların arasına hazırladığınız çikolata kremasını (ganaj) sürüp üst üste yerleştirin. Üzerini ve çevresini ganajla sıvayın. Kalan ganajı ve pastayı buzdolabına koyup iki saat kadar soğumaya bırakın. 6. Kalan ganajdan küçük parçalar koparıp avuç içinde şekillendirin ve kakaonun içinde yuvarlayın. Pastayı dolaptan çıkarıp kenarlarını çikolata parçacıkları ile kaplayın. Üzerine de süzgeç kullanarak kakao serpin. Çikolata toplarını (truffle’ları) yerleştirip pastayı servise kadar buzdolabında muhafaza edin.

Süslemek için: 200 gr. Krema 400 gr. Bitter kuvertür (Ham çikolata) 100 gr. Tereyağı

TRAVEL AND GOURMETS

15


Bir günde

MİLANO

Müberra Bağcı Gezi Yazarı egedentarifler.com egedentarifler 16

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

17


18

TRAVEL AND GOURMETS


İtalya’nın kuzeyinde yer alan Milano, modanın başkenti olmasının yanı sıra tarih ve sanat meraklılarına da hitap edecek bir şehir. Büyük bir kültürel mirasa sahip olan Milano, turistlerin farklı beklentilerine cevap verecek bir zenginliğe de sahip. İtalya gezime kuzeyden başladığım için İtalya turumun ilk durağı Milano oldu. Ben Milano’da sadece bir gün geçirebildim, sizlere de bir günde neler yapabileceğinizi anlatacağım. Turistik yapıların çoğu şehir merkezinde ve birbirine yakın olduğundan şehirde bir günde pek çok şey yapabilirsiniz. Akdeniz ikliminin elverişliliği dolayısıyla her mevsim gidilebilecek bu güzel şehri yılbaşı tatil planınıza ekleyebilirsiniz.

TRAVEL AND GOURMETS

19


NE YAPILIR?

DUOMO DI MILANO/DUOMO KATEDRALI Duomo di Milano, Milano’nun merkezinde yer alan büyük bir katedral. Duomo Katedrali, şehrin simgesi diyebileceğimiz ünlü yapılardan biri. Dış mimarisi bile insanı etkilemeye yetiyor. Bu görkemli yapı Avrupa’nın en büyük katedralleri arasında. Yapımının 500 yıl gibi uzun bir süre devam ettiği söyleniyor. Önünde fotoğraf çektirmeden dönmemeli. İç mimarisinin de etkileyici olduğunu duyduk ancak bizim gezme şansımız olmadı. Turistler için giriş biletli ve bilet alınacak yerde uzun bir sıra oluyor. Bir de girişte yer alan güvenlik görevlileri kıyafetin uygunluğu, fotoğraf çekilmemesi gibi konularda epey katı davranıyorlar. Teras kısmına çıkıp Milano’ya bir de tepeden bakabilirsiniz. Katedralin hemen önünde Piazza del Duomo adlı geniş bir meydan bulunuyor. Meydanın etrafında alışveriş merkezi, müze, sanat galerisi ve pek çok cafe yer almakta.

GALLERIA VITTORIO EMMANUELE II Katedralin hemen yanında yer alan Galleria Vittorio Emmanuele şehirde görülmesi gereken bir diğer görkemli yapı. Burası tarihi bir alışveriş merkezi, tarihi dedik ama canlılık hala devam etmekte. Adını İtalya krallarından Vittorio Emmanuele’den alan Galleria, hem dışı hem de içi ile mimari açıdan da dikkati çeken bir yer. Tam orta noktasında zeminde sekizgen şeklinde bir mozaik yer alıyor, burada tek ayak üzerinde üç kez dönenin dileklerinin kabul olacağı şeklinde bir inanış söz konusu. Pek çok kişinin denediğine şahit olabilirsiniz. Galeria’da Versace, Gucci, Prada gibi pek çok ünlü markaya ait mağazaları görebilirsiniz. Ayrıca oldukça şık restoran ve cafeler de yer alıyor.

20

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

21


22

TRAVEL AND GOURMETS


LEONARDO DA VINCI MEYDANI Leonardo da Vinci heykelinin bulunduğu meydan hem şehre gelen turistlerin önünde fotoğraf çektirdiği hem de oturup dinlendiği bir alan. Galeria’nın kapılarından bir tanesi de bu meydana açılıyor.

TEATRO ALLA SCALA/ LA SCALA TIYATROSU La Scala Tiyatrosu, Avrupa’nın ünlü tiyatrolarından bir tanesi. Burada sahnelenen bir gösteriyi izlemek isterseniz çok önceden bilet almanız gerekli. İç kısmını, düzenlenen turlara katılarak gezebiliyorsunuz.

CASTELLO SFORZESCO/ SFORZESCO KALESI Şehirdeki önemli tarihi yapılar arasında yer alan Sforzesco Kalesi, Milan dükü Francesco Sforza tarafından inşa edilmiştir. Büyük duvarlarla çevrili kale oldukça heybetli bir yapı. Kaleye giriş ücretsiz olmakla birlikte içinde bulunan resim müzesi, müzik enstrümanları müzesi gibi kısımlara giriş ücretli. Birkaç saat zamanınız varsa bu müzeleri de gezebilirsiniz. Arka kısmında bulunan huzur verici park da dinlenmek için ideal.

TRAVEL AND GOURMETS

23


SANTA MARIA DELLA GRAZIE KILISESI Milano’nun merkezinde bulunan kilise Leonardo da Vinci’nin “Son Yemek” freskine ev sahipliği yapması ile ünlü. Kilise küçük, gördüğü ilgi büyük olunca ziyaret çok kolay değil. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kilisenin müze kısmına girmek için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor.

BRERA Brera, Milano’daki en eski yerleşim alanlarından biri. Şehrin kültür sanat merkezi diyebileceğimiz bölgede birçok tarihi yapı ve sanat atölyesinin yanı sıra pek çok güzel cafe de bulunuyor. Brera, Milano’nun gece hayatını merak edenler için de hareketli bir bölge. Bölgenin en önemli tarihi yapısı Palazzo Brera içerisinde bir sanat galerisi olan Pinacoteca Di Brera ile birlikte botanik bahçesi, kütüphane gibi kısımlar da yer alıyor.

NAVIGLI Kanallardan oluşan Navigli bölgesinde gezi tekneleri ile gezebilir ya da etrafında yürüyerek şık restoran ve cafeleri keşfedebilirsiniz. Navigli Milano’nun hareketli ve sevimli yerlerinden biri. Pek çok sanat galerisi ve tasarım ürünler satan mağazalar da görebilecekleriniz arasında.

24

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

25


26

TRAVEL AND GOURMETS


NE/NEREDE YENİR?

Milano’da gezi kısmını dar tutmakla birlikte yeme içme kısmı için daha geniş bir rehber sunmaya çalışacağım. Damak tadı değişken olduğu için siz bu seçeneklerden kendinize en uyacak olana göre tercihinizi yapabilirsiniz. Milano, İtalya şehirleri arasında mutfak anlamında bir adım geride gibi görünse de pek çok lezzetli şey tatmanız mümkün. Sonuçta İtalya’dasınız... İtalyan mutfağı deyince akla önce makarna, pizza gelse de biz kahvaltı seçenekleri ile başlayalım. İtalyanlar yemek kültürü olarak bize yakın olsa da bizim gibi bol çeşitli bir kahvaltı anlayışları yok. Genelde kahvaltıda kahve ve kruvasan (kayısı marmelatlı) ya da ona benzer bir hamur işi çeşidi tercih ediyorlar. Çok güzel fırın ve pastaneleri var, hamur işi çeşitleri lezzetli. Bunlardan biri olan panzerotto bizdeki pişi ya da hamur kızartmasına benzeyen bir lezzet. Mozarella-domates, ricotto-ıspanak gibi lezzetli çeşitleri var. Panzerotto için önünde uzun kuyruklar oluşan Luini’yi tercih edebilirsiniz. Luini, Duomo çevresinde yer alan mekanlardan. Kahvaltı için bir başka mekan önerim Pave olacak. İki şubesi olan Pave’de yine kahve ve sandviç çeşitleri ile hızlı ve lezzetli bir kahvaltı yapabilirsiniz. Cova yine kahvaltı için ya da daha sonra kahve ve tatlı için tercih edebileceğiniz yerlerden. Scala Tiyatrosunun orada yer alan pastane Milano’nun eski mekanlarından biri. Tiramisusu meşhur, tabii diğer İtalyan tatlıları da. Kruvasan, biscotti, sandviç çeşitleri deneyebilecekleriniz arasında. Tatlı demişken bir yerde mutlaka cannoli de deneyin. Cannoli dışı kızarmış hamur içi peynirli krema dolgusundan oluşan lezzetli bir tatlı. Kahve severler için hoş bir ambiyansa sahip Mint Garden Cafe’de tatlı ve sandviç çeşitleri de lezzetli. Bu kategorideki son mekan önerim ise Princi olacak. Princi kruvasan, kek, sandviç, pizza, focaccia gibi hamur işi çeşitlerini bulabileceğiniz ve pek çok şubesi olan bir fırın. Bir alışveriş merkezi olan La Rinascente’nin Duomo manzaralı teras kısmı çok keyifli. Burada bir şeyler yiyip içmek için bir mola verebilirsiniz.

TRAVEL AND GOURMETS

27


Kahvaltıyı yaptık sıra öğle yemeğine geldi. Pizza tercih edecekseniz en çok önerilen mekanlardan biri Spontini oluyor. Spontini, zincir bir pizzacı pek çok şubesi var. Öğleden sonra genelde bitiyormuş pizzalar, o yüzden çok geç kalmamalısınız. Burası uzun uzun oturulacak değil alıp hızlıca yenecek bir yer. Spontini’nin pizzası çok ince değil, üç çeşit pizzaları var. Pizza Am da Milano’daki bir başka ünlü pizzacı. Burada da oturmak için sıra beklemeniz olası ama beklerken pizza ve prosecco ikramı ile sıkılmaktan kurtulabilirsiniz. Pizza çeşitleri vejetaryen olduğundan et severlere hitap etmeyebilir. Pizza yemek için son önerimiz ise Dry olacak; Dry pizzaları ile olduğu kadar kokteylleri ile de ön planda. Sıra geldi akşam yemeğine, Navigli ve Brera canlılığı ile tercih edilebilecek bölgeler. Burada pek çok cafe, pizzacı ve aperitivoya uygun mekan bulabilirsiniz. Aperitivo özellikle Kuzey İtalya’da yaygın bir alışkanlık. Nedir derseniz, akşam üzeri içkisi ve ona eşlik eden aperatif yiyeceklerden oluşan bir öğün diyebiliriz. İş çıkışı yemek öncesi içkinin yanında lezzetli atıştırmalıklarla keyif saatleri... Çoğu mekanda bu saatlerde sadece içki parasını ödeyerek açık büfe atıştırmalık menüsünden yararlanabiliyorsunuz, bazı yerlerde ise sadece zeytin, cips, çerez gibi ikramlar geliyor. İçkiler arasında en çok tercih edilen, daha önce Portofino yazımda bahsettiğim gibi Aperol Spritz.

28

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

29


30

TRAVEL AND GOURMETS


Aperitivodan sonra hala yeriniz varsa akşam yemeği tercihinizi makarna ya da risottodan yana kullanabilirsiniz. Nerede yerseniz yiyin lezzetli ve alıştığınızdan farklı olacağı garanti. Pişme kıvamı olarak “Al dente” olduğundan az pişmiş gelebilir, sosta ise sarımsak, fesleğen ve zeytinyağı ile hazırlanan pesto soslu ya da deniz ürünlü makarna çeşitleri nefis oluyor. Risotto’da da yine deniz ürünlü favorim. Dondurmadan söz etmeden yeme içme konusunu kapatmaya niyetim yok. İtalya’da karşınıza sık sık “Gelato” kelimesi çıkacak, gelato aslında dondurmadan farklı. Daha krema kıvamında ve taze meyveler kullanılarak katkısız bir şekilde hazırlanıyor, dolayısıyla çok uzun süre de dayanmıyor. Lezzetli İtalyan dondurmaları için pek çok öneri yapabilirim. Bu yerlerin başında Cioccolati Italiani geliyor. İtalya’nın genelinde pek çok şubesi olan mekanın Milano’daki yeri Duomo’nun yakınında, Luini fırınının karşısında. Dondurmalar kadar çikolata şelalesi de ilginizi çekecektir. II Massimo Del Gelato da popüler dondurmacılardan, meyveli ve çikolatalı çeşitleri ön planda olmakla birlikte acı biberli, tarçınlı gibi farklı seçenekleri de var. Grom’dan da bahsetmemek olmaz, yine çeşitleri arasında seçmekte zorlanacağınız bir yer. Venchi de çok nefis dondurma ve çikolata seçenekleri olan bir diğer mekan.

TRAVEL AND GOURMETS

31


NEREDEN/NE ALINIR?

Milano modanın başkenti, etraf çok şık insanlarla dolu, her tarafınızda ünlü markaların şık dükkanları var. Hal böyle olunca insanda bir alışveriş isteği uyanmıyor değil. Bunun için en uygun yerlerden biri Corso Como. Burası şık mağaza ve restoranların bulunduğu bir cadde. Özellikle burada bulunan 10 Corso Como tasarım ürünleriyle öne çıkan bir yer, fiyatların yüksek olduğunu da belirtelim. Tasarım ürünlerin yanı sıra cafe olarak da hizmet veren mekanda bir şey yiyip içerek bir mola da verebilirsiniz. Via Torino da alışveriş açısından önemli bir başka cadde. Burada da pek çok ünlü markanın mağazası yer almakta. Birçok yere göre daha uygun fiyatlı ürünleri bu caddede bulabilirsiniz, pek çok ayakkabı mağazası var. Via Montenapoleone da şehrin popüler alışveriş caddelerinden. Outlet dükkanlardan daha ucuz ve kaliteli ürünler almak da mümkün. Şehir içerisinde küçük outletler karşınıza çıkabileceği gibi daha büyükleri biraz daha şehir dışında. Duomo’nun karşısında bulunan La Rinascente pek çok markayı bir arada bulabileceğiniz güzel bir alışveriş merkezi. Şehir merkezinde Duomo’nun hemen yanında yer alan Vittorio Emanuele de hem lokasyon hem de barındırdığı markalar açısından tercih edilen bir yer. Kılık kıyafetten çok benim gibi İtalyan peynirleri, makarna çeşitleri, pesto soslar filan ilginizi çekiyorsa bunlar için La Rinascente’nin market kısmı uygun bir seçenek olabilir.

32

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

33


KARAYİPLERİN İNCİSİ

JAMAIKA

Simla Üner

Gezi & Yemek Yazarı simla-ruchan.com simlaruchan 34

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

35


36

TRAVEL AND GOURMETS


Çok uzun zamandır Rüçhan ile Jamaika Sahillerini keşfetmek için fırsat kolluyorduk. Amerika’daki Şükran Günü tatilini fırsat bilerek, bembeyaz pudra kumsalların ve Karayip Mutfağını keşfetmenin hayaliyle kendimizi Los Angeles’dan uçağa binerken bulduk. Atlanta’da aktarma yapıp biraz bacaklarımızı açıp tekrar yola devam ettik. Sabah çok erken saatlerde yola çıkmamıza rağmen saatlerimizi üç saat ileri aldığımız için gece saat on civarı adanın kuzeyinde Montego Bay’e indik sonunda. Hayatımda ilk kez havaalanından çıkar çıkmaz köşede bir barla karşılaşıyordum. Hem de öyle böyle bir bar değil, sanırsınız bir Beach Club barı kendisi. Bize yolda içmemiz için çeşitli kokteyller satmaya çalıştılar ama yolculuk yorgunluğuyla açlığımız birleşince çok da çekici gelmedi bu fikir, biz hemen aracımıza yöneldik. Hava alanından bizi Negril’deki otelimize götüren şoförümüz Peter, yol boyunca neredeyse iki saat susmaksızın Jamaika ile ilgili bilmemiz gereken her şeyi anlattı. Orada kaldığımız süre içerisinde anlattıklarının hepsi tek tek anlam kazandı, bu yüzden kendisine müteşekkiriz! Gece yarısı otelimize vardık ve fark ettik ki bütün restoranlar kapanmış! Balkona çıkıp tropik ve hafif nemli Jamaika havasını aç midelerimize çektik ve yolda aldığımız bademlerden yiyip hemen uykuya daldık. Sabah perdeleri açtığımızda okyanusun mavi tonları ile bembeyaz kumların birleştiğini bu kadar yakınından göreceğimizi tahmin etmiyordum. Tevekkeli değil 1494 yılında, Kristof Kolomb Jamaika’ya ayak bastığında Jamaika’yi “Gözlerin gördüğü en güzel ada” olarak ilan etmiş. Canlı canlı görünce ona hak vermemek elde değil. TRAVEL AND GOURMETS

37


İlk şoku atlatır atlatmaz aşağı inip kahvaltımızı ısmarladık. Zaten gece aç karnına yatmışız, koşarak kahvaltı servisi yapılan yere indik hızlıca. Hala inanamıyordum, okyanus oturduğumuz yerden sadece on adım ilerideydi. Suya bakmaktan yediklerime kendimi veremiyordum. Her gördüğüm ağacın, kumun, denizin, bulutun bile resmini çekmek istiyordum; adeta büyülenmiştim. Kahvaltıda omlet ve yanında Amerikan usulü kahvaltı patatesleri geldi. Çeşitli muffinler ve French toast istedik. Bir gece önceden aç olduğumuz için önümüze ne geldiyse yedik. Her şey bir yana içtiğimiz kahve inanılmaz güzeldi. Neredeyse dibinde Türk kahvesi kıvamında tortusu vardı. Öğrendik ki, Jamaika’nın meşhur dağları Blue Mountain’da yetişen kahveleri dünyaca ünlüymüş. Bunlardan birisi de Bob Marley’in oğlu Rohan’ın sahibi olduğu, “Marley Coffee”. Kullandığı sloganlardan biri Bob Marley’in meşhur şarkılarından “Stir It Up” olmuş. Buna karşın Rohan başarısını ailesinin ününe bağlamaktan kaçınmış hep. Ürettiği organik kahveler, üzerinde yetiştiği toprakların hikayesini anlatıyormuş ve çoktan büyük bir hayran kitlesi oluşturmuş durumdaymış. Tatilimizin ilk günü başlıyordu, karnımız doymuştu. Kitaplarımızı alıp şezlonglarımıza kurulduk. Sahilde Bob Marley görünümlü seyyar şarkıcılar ve çalgıcılar vardı. Hepsi de Bob Marley şarkılarını aynı ses tonu ve aksanla söylüyorlar, gözünü kapasan ayak ucunda Bob Marley canlı söylüyor sanırsın. Bunların arasında en sevdiklerim öncelikle müzisyenler oldu, bir de yiyecek satanlar. Bunlardan en favorim “Patties” dedikleri Jamaika usulü börekleri oldu. Kıymalı ve Sebzeli Patties satan adam bizim otelin önünden geçerken “Börekçi geldi” diye heyecan yapan bir tek ben değildim; şezlonglarda hemen bir hareketlenme başlıyor ve sonra herkes bu böreklerden almak için sıra oluyordu. Sonra bir de bal gibi tatlı minik tropik muzları satan çocuğun yolunu gözlüyordum. Çekirdek gibi muz yiyorduk adeta. Bu arada meşhur Jamaika usulü “Jerk Chicken” (Jerk baharatlı tavuk) satandan tutun da taze ızgara ıstakozlara ve hayatımda görmediğim tropik meyvelere kadar bin çeşit yiyecek geçiyordu gün boyu önümüzden.

38

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

39


40

TRAVEL AND GOURMETS


Her şeyi de sahilde yiyecek değiliz yani. Araştırmalarımıza göre en iyi “Jerk Chicken” yapan yer otelimizin hemen karşı caddesinde idi. Hem lokallerle biraz daha kaynaşalım hem de kendisine “Best in the West” (Batının en iyisi) diye isim takan bir mekan nasılmış diye öğle yemeğinde denemeye gittik. Bizim Marmaris, Bodrum gibi yazlık beldelerimizdeki küçük cafe restoranlara benzer bir yer. Menü gayet basit; et, tavuk veya balık seçiyorsun ve de kendilerinin hazırladığı bir Jerk sosunu masaya getiriyorlar yanında. Biz de Rüçhan’la tavuk istedik, yanında da “Rice and peas” dedikleri bizim barbunya’dan biraz daha küçük fasulye taneleri olan bir pilav, coleslaw ve plantain muzla birlikte geldi tavuklarımız. Bu arada evet “Rice and peas” İngilizce’de pilav ve bezelye demek. Ama fark ettik ki her gittiğimiz yerde bize rice and peas ister misiniz diyorlar ve hep fasulyeli pilav geliyor. Enteresan evet ama Jamaica dilinde böyle demek. Aslında bizim “pilav üstü kuru” gibi bir mantık, her et yemeğinin yanında geliyor. Meşhur tavuklarımız geldi ve sosun tadına çok azıcık ucundan baktım, acı ile aram pek olmadığı için pek cesaret edemedim ama tavuk o kadar lezzetliydi ki, sos dökmeye kıyamadım zaten. Rüçhan ise tam tersi, acıya bayılır kendisi, Jamaika baharatlarını tatmak için heyecanla sosu boca etti yemeğine. İkimiz de parmaklarımızı yiyerek yemeğimizi bitirdik. Aslında bakıldığında, mangalda bir takım Jamaika baharatları ile kısık ateşte çok uzun süre pişirilmiş bir tavuk yedik, ama o acı sos tamamen Jamaika’ya özgü. Yemeklerimizi yiyip tavukların piştiği dev mangalın olduğu yere yöneldik adam hemen kapağını açıp Rüçhan’in eline tavukları çevirmesi için bir masa tutuşturdu. Rüçhan da havaya girdi hemen tabii. Malum, bayılırız Türk milleti olarak ocakbaşı muhabbetine, Jamaika’da da bizim kültürün esintilerini hissettik resmen. Şefimizle de vedalaşıp otelimize doğru yöneldik.

TRAVEL AND GOURMETS

41


Akşam kendi otelimizde bulunan Negril’in en iyi “Fine dining” restoranlarından biri olan “Bongos”a gittik. Fine dining diyorum ama kıyafetler konusunda öyle bir ciddiyet zorunluluğu yok. Güzel bir şarap seçtikten sonra yemeklere bakmaya başladık. Rüçhan kendisine “Escowitched Jamaican Fish” (Kızarmış snapper balığı) sipariş etti. Ben de “Lobster in Jamaican coconut lime sauce” (Hindistan cevizi ve lime sosunda ıstakoz) istedim. Yemeklerimiz geldiğinde Rüçhan’ınki tam da kafamda canlandırdığım gibiydi. Ben ise bütün bir ızgara soslu ıstakoz beklerken; tabağımda ortasında beyaz pilav ve nefis koku bir sosun içinde yüzen, ufak ufak doğranmış ıstakozlar geldi. Görüntü gözümü bir an doyurmasa da lezzeti beni benden aldı. Hiç bu kadar değişik bir kombinasyon ve sos içinde ıstakoz yememiştim. Yani ıstakoz ile pilav enteresan gelebilir ama sosun içinde ince bir acılık var tabii, Jamaika olunca baharatlar konuşuyor, pilav da o acıyı hafifletiyor. Yemekten sonra sahile doğru çalıların arasından yürürken ıslık kıvamında yoğun bir kuş cıvıltısı olduğunu fark ettik. Ama niye bu kuşlar gece karanlıkta hep birlikte şarkı söylüyor ki diye aramızda konuşurken, bir otel çalışanına yanımızdan geçerken sorduk hemen. Nedir acaba bu sesler diye, cevabına inanamadık, meğersem mini minnacık ağaç kurbağalarıymış!

42

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

43


44

TRAVEL AND GOURMETS


Sabah daha otantik bir Jamaika kahvaltısı istedi canımız, hani serpme kahvaltı tadında. Biz de yine sahilden yürüyerek gidilen otelimize çok yakın nefis kahvaltısı olan bir yere gittik. Jamaika’nın milli yemeği sayılan “Ackee and Saltfish” (Ackee meyvesi ve tuzlama balık) ısmarladık. Bu Ackee denen tropik meyveyi uzun süre kaynatıp tuzlama morina balığı ile pişiriyorlar, ortaya inanılmaz bir şey çıkıyor. Görüntüsü ve lezzeti o kadar scramble egg gibiydi ki içinde yumurta olmadığına inanamadık. Balığın tuzuyla meyvenin şekeri çok iyi dengelenmişti. Bu arada Ackee meyvesinin doğru hazırlanmaması durumunda zehirlenme riski olduğunu bir yerde okumuştuk, o yüzden biraz tedirgindik. Balığın yanında gelen bir diğer ilginç yiyecek de “Bread fruit” (ekmek meyvesi). Bu da Jamaika’ya has bir meyve, nişasta oranı öyle yüksek ki, ekmeğe gerek kalmıyor, tadı da ekmeği aratmıyor. Bir de tabii ki, Jamaika’nın meşhur “Banana bread”i, (off o nasıl bir lezzet), yanında da French Toast; bir nefeste yedik sanırım. Ve tabii ki benim için günün bombası “Johnny cakes” isimli muhteşem hamur topları oldu. Mısır unuyla yapılan bir çeşit pişi diyebiliriz kendisine. Jamaika kahvaltısı gerçekten de çok güzel bir dokunuş oldu damak tadımıza.

TRAVEL AND GOURMETS

45


Bu arada Jamaika denince akla gelen ilk şey; Rastafarianizm. Onunla ilgili her yerde bir şeyler görüyoruz. Bu aslında bir inanış ve düşünce biçimi. Bob Marley başta olmak üzere bu dinin takipçileri daha sonraları Jamaika’da reggae müziğine ilham olmuş. Rasta’nın renkleri siyah, kırmızı, sarı ve yeşil. Siyah; Afrika halkını temsil ediyor, Sarı; bütün altın, mücevher ve hazineleri; Yeşil; insanların üzerinde yürüdüğü dünya ve Kırmızı ise siyahi halkın dökülen kanı. Çoğu Rasta, inanışları gereği etin sınırlı türlerini yiyorlar. Kabuklu deniz hayvanı ve domuz eti yemiyorlar. Hatta bazıları hiç et yemiyor. Alkol kullanımını genellikle zararlı olarak görüyorlar ve marijuana kullanımını faydalı bitki olarak sigara şeklinde içiyorlar. Rastalar saçlarını taramıyor ve kesmiyorlar ve bir süre sonra uzayan saçları Dreadlock adını verdikleri şekilde örüyorlar. Rastalar bu şekilde tanrının (Jah) uzun tırnaklarıyla bir gün onları yeryüzünden alıp Zion’a götüreceğine inanıyorlar. Günümüzde Dreadlock şeklindeki saçlar neredeyse moda haline gelmiş durumda ama çoğu Rastafari bu saçın stil olarak kullanılmasına karşı. Biz de bir satıcıdan Rasta bilezikleri aldık ve yerellerle aramızda bir bağ kurmamıza yardım etti. Bu büyüleyici kültürü, müziği ve mutfağı dört günde keşfetmemiz mümkün olmadığı içi, tekrar bu adaya gelecek miyiz? diye kendimize sorduğumuzda, cevabımız; “Kesinlikle evet!” oldu.

46

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

47


Minyatür yemek trendi; MİNİ TÜRK MUTFAĞI

Minik bir mutfak, minik eşyalar ve minik yemek malzemeleri... Gerçeği ile birebir aynı şekilde yapılan minicik yemekler. Bu keyifli yemek videoları izleyenler için adeta bir terapi etkisi yaratıyor. Son zamanlarda dünyaya yayılan minyatür yemek trendi şimdi Türkiye’de.

Türk Mutfağı’nı tanıtmak üzere yola çıkan “Mini Türk Mutfağı” Anıl Aydın ve Burcu Çelenoğlu Aydın’ın bir girişimi. Bu mutfakta baklavasından yaprak sarmasına, çiğ köftesinden kumpirine pek çok lezzetli tarifi denemişler. İki yıldır sürdürdükleri çalışmalarının sonucunda evlerinin bir bölümünü stüdyoya çevirmişler ve bu Kek kalıbından sarmaşık çiçeğine, salçasından sarı bezine... Ta- lezzetli tarifleri yapmaya başlamışlar. Yakın zamanda birçok yeni mamen Türk Mutfağı’na özel detaylar içeren “Mini Türk Mutfağı” ve lezzetli tarifin geleceğini düşündüğümüz Mini Türk Mutfağı’nı sosyal medyada miniturkmutfagi olarak aratarak bulabilirsiniz. şimdilerde sosyal medyada oldukça popüler. 48

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

49


Tayland’ın Kültür Başkenti

CHIANG MAI GEZI REHBERI Chiang Mai, Tayland sınırları içerisinde en sevdiğim yerdi sanırım. Bu yüzden “Tayland’ın Kültür Başkenti Chiang Mai Gezi Rehberi” yazısı beni yine oralara götürecek türden anılarla dolu. Bu güzel şehir Tayland’ın kültür başkenti olarak anılıyor ve Kuzey Tayland’ın en büyük şehri. Aynı zamanda da Chiang Mai Eyaleti’nin başkenti. Ping Nehri kenarına kurulan şehir aynı zamanda tarihsel öneme de sahip. 1200’lü yılların sonundan 1800’lü yılların başına kadar Lanna Krallığı’na ev sahipliği yapmış. Kelime anlamı olarak Chiang Mai “Yeni Şehir” anlamına geliyor. Deneyimlerime ve tanıştığım insanların yorumlarına göre söyleyebilirim ki burası; hem ucuz hem de denildiği gibi kültür açısından oldukça zengin. Aynı zamanda Chiang Mai insanının çok kibar olduğu da söyleniyor. Bunu ben değil yerel halk söyledi. Onu da buraya iliştireyim.

Kenan Yıldırım Gezi Yazarı

gezmelerdeyim.com gezmelerdeyim 50

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

51


Chiang Mai’ye Nasıl Gidilir?

Tayland’da hayli zaman geçirdiğimi takip edenler ve yazımı okuyanlar bilir. Bu ülkeye başlangıç noktam da haliyle Bangkok oldu. Gerek uçuş yoğunluğu gerekse merkezi konumu göze alındığında; sizler için de aynısı söz konusu olacaktır. Bangkok’tan Chiang Mai’ye uçak, otobüs ve trenle ulaşabilirsiniz. Size ilk tavsiyem uçak bileti bakmanız olacak. Tıpkı ülkemizdeki gibi orada da uçak biletleri otobüs ve tren biletlerinden ucuz olabiliyor. Eğer ucuz uçak bileti bulamazsanız o zaman tren bileti bakmanızı öneririm. Bilet bakarken sınıfına ve havalandırma sistemine dikkat etmenizi şiddetle öneririm yoksa sıcakla mücadele etmek durumunda kalırsınız. Her trende klima bulunmuyor, benden söylemesi. Son şansınız da Bangkok Kuzey Otogarı’na gidip bilet almanız olacaktır. Otogara gitmek için; Mo Chit metro istasyonunda inmeniz ya da şehir içinden otobüslerle buraya gelmeniz gerekiyor. Hatalı bilgi vermek istemem ama bir sürü firma var ve otobüs bulamama durumu pek yok. Alternatif oldukça fazla. Gece bindiğim otobüs sabah saatlerinde Chiang Mai’ye ulaştı. İhtiyaç molası veriliyor, bilginiz olsun. Yol üstünde pilav, sulu yemek veren yerlerde durup uygun fiyatlı yemekler yiyebilirsiniz. Not: Otobüsler şehir merkezinde indiriyor sizi ve siz de merkezde bir yerde kalacaksanız yürüyerek gidebiliyorsunuz.

52

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

53


54

TRAVEL AND GOURMETS


Chiang Mai’de Nerede Kalınır?

Şehirde çok sayıda otel ve hostel bulunuyor. Konaklama konusunda da sıkıntı çekmezsiniz. Konaklama yeri seçerken, merkezde ve tapınaklara yakın bir konumda olmasına özen gösterin derim. Evet, şehrin dışında da otel ve hosteller var ama gece dışarı çıktığınızı ya da akşam pazarına gittiğinizi düşünürsek biraz zor olur. Konaklama da öyle pahalı değil göreceksiniz. Hosteller 20 TL civarında ve otellerin ölçeği daha geniş tabii.

TRAVEL AND GOURMETS

55


Chiang Mai’de Nerede Ne Yenir?

Burada bir sürü restoran var. Özellikle Ratvithi Caddesi üzerinde çok sayıda ve çeşitli mutfakları bulabilirsiniz. Mesela köşede bulunan Loco Elvis hem güzel müzikleri olan hem de kalabalık mekanlarından. Gece pazarlarını zaten saydım ve çok güzel alternatifler var. Ben bu pazarlarda bulunan özellikle sushileri bol bol yiyip sonra Zoe in Yellow Bar’a gidiyordum. Burası bayağı piyasa bir mekan, gece yarısından önce gitmenizi öneririm. Tayland’da askeri darbe sonrasında mekanlar gece yarısından sonra açık tutulmuyor. Burası da onlardan biri bilginiz olsun. Ayrıca barın karşısında bulunan dönerciyi de ziyaret edin derim. Sağ olsun çok iyi bir abi var ve Türkiye’den on üç yıl önce oraya gitmiş. Zaten kapının hemen üstünde bayrağımızı göreceksiniz.

56

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

57


58

TRAVEL AND GOURMETS


Chiang Mai’de Gezilecek Yerler Madem “Tayland’ın Kültür Başkenti Chiang Mai Gezi Rehberi” yazısı hazırladık o zaman detaya inmeli ve hakkını vermeli. Öncelikle size şu bilgiyi vereyim; bazı şeyler göründüğü gibi değil kandırmacadan ibaret. Ben her zamanki gibi bu şehri de lokal arkadaşımla gezdim ve size bazı noktaları anlatayım. Maddeler halinde hem bilgi verip hem de popüler yanlışları da aktarmaya çalışayım.

TRAVEL AND GOURMETS

59


Wat Phra That Doi Suthep Tapınağı Wat Phra That Doi Suthep Tapınağı aynı zamanda da ulusal park olarak hizmet veriyor. Aktarılana göre tapınak 1383 yılında yapılıyor ama ulaşım için yapılan yol ancak 1935 yılında inşa ediliyor. Zaman zaman burada yöresel dans gösterileri yapılıp kültürel etkinlikler düzenleniyor. Tapınak Chiang Mai şehir merkezine 15 km uzaklıkta yer alıyor. Tapınağa Budistler hac ibadeti için geliyor ve belirli zamanlarda çok kalabalık olduğu söyleniyor. Dilerseniz tapınağa dağ yolu üzerinden bir doğa yürüyüşü yaparak giriyorsunuz. Evet bu coğrafyada çok tapınak var ama burası gerçekten başka güzel. Tapınak 24 metre uzunluğunda ve her yanı altın varaklarla süslenmiş. Mistik bir havasının olduğu da gerçek. Dilerseniz tapınağın alt katında bulunan merkezde meditasyon eğitimi alabiliyorsunuz.

Wat Chedi Luang Tapınağı

Aslında bu tapınak üç ayrı tapınağın birleşmesiyle oluşuyor. Bunlar; Wat Chedi Luang, Wat Ho Tham ve Wat Sukmin. Saen Muang Ma, babasının küllerini buraya götürmeye karar veriyor ve yapı 1385 yılında inşa edilmeye başlıyor. Kralın öldürülmesinden sonra biraz aksaklıklar olsa da inşa işlemleri devam ediyor. 1545 yılında yaşanan deprem neticesinde; 82 metre olan yapının yüksekliği 30 metre düşüyor ve büyük zarar görüyor. Tayland’ın en önemli eserlerinden olan Zümrüt Buda Heykeli de bu olay neticesinde taşınıyor. Yapı 1990 yılında UNESCO ve Japon Hükümeti tarafından finanse edilerek onarılıyor. Yapı onarılırken de beraberinde bazı tartışmaları getiriliyor. Halkın bir kısmı kullanılan motiflerin yanlış daha doğrusu özüne uygun olmadığını söylüyor. Günümüzde ziyarete açık olan yapıda demin bahsettiğim Zümrüt Buda Heykeli’nin bir kopyası mevcut.

60

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

61


62

TRAVEL AND GOURMETS


Cumartesi Günü Pazarı / (Wua Lai Yolu)

Bu pazar, pazar günü pazarına göre nispeten daha az katılımcıya sahip ve dolayısıyla daha az kalabalık. Ben özellikle akşam yemeği için bu pazarlara gidip bol bol yemek yiyordum. Aynısını size de tavsiye ederim hatta çok severseniz bu pazara yakın bir alanda konaklayabilirsiniz.

Pazar Günü Pazarı / (Walking Street Bazaar)

Rachadamnoen Caddesi ve etrafına kurulan pazarda yok yok. Sokak sanatçıları, bol bol yemek ve hediyelik eşyaları burada bulabilirsiniz. Hani şu meşhur böcek satan tezgahları burada da sıkça görebilirsiniz. Pazar akşama doğru kuruluyor ve geç saate kadar açık. İlerleyen saatlerde tıpkı diğer Tayland pazarları gibi oldukça kalabalık. Meraklısı için söyleyeyim; Tay Para Müzesi de bu yol üzerinde bulunuyor.

TRAVEL AND GOURMETS

63


Padaung Köyü Turu

Padaung Köyü, hani şu uzun boyunlu kadınların yaşadığı köy olarak biliniyor ve buralara turlar düzenleniyor. Bölgede yaşayan halk yani Karenler, aslında Burmalıymış ve ülkedeki sorunlardan dolayı buraya göç etmişler. Size turu anlatayım; topluca bu köye gidiyorsunuz ve ablalar sizi bekliyor. Fotoğraf çekebilmek için para ödüyorsunuz ve bu gelir kapısı haline getirilmiş. Günümüzde de böyle boyun ve bileklere takılan bileziklerle yaşayan kadınlar yokmuş. Bunları nereden mi biliyorum? Kaynakları okumuş olsaydım ben de varlığına inanırdım ama birlikte gezdiğim arkadaşım bunun tamamen turist aldatmacası olduğunu söyledi. Ben de size söyleyeyim de gerisi size kalmış.

Fil Gezisi ve Fillerle Banyo

Bence bu “Tayland’ın Kültür Başkenti Chiang Mai Gezi Rehberi” yazısının önemli konularından. Öncesinde bunu “Tayland Fil Turizmi Gerçeği” yazımda aktarmıştım ama burada işler biraz değişik. Araştırmalarıma göre gerçek bir fil bakım yeri bu şehirde yok. Hemen yakında bulunan Chiang Rai’de mevcut. Bu merkezle ilgili şöyle bir bilgi paylaşayım; Chiang Mai’de de filler ile ilgili birçok tur v.s satılıyor ama şöyle geçiyor; filler aç bırakılıp sizin beslemeniz bekleniyor. Siz de orada muzları v.s alıp veriyorsunuz. Ardından bu kadar bakım yeter deyip fillerin üstüne çıkıp uzunca bir yol geçtikten sonra göle inerek yıkanıyor ve yıkıyorsunuz. Chiang Rai’de nasıl oluyor anlatayım; fillerle öyle temas, üzerine çıkalım v.s yok. Tesisi gezip yapılanları dinliyorsunuz. Gezi sonunda muz verip besleyebiliyorsunuz ama filler öyle aç kurt gibi saldırmıyor çünkü aç bırakılmamış. Buradaki fillerin arasında mayından ayağını kaybeden v.s birçok bakıma muhtaç fil var. Bağış kabul ediliyor.

64

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

65


66

TRAVEL AND GOURMETS


Chiang Mai Grand Canyon

“Tayland’ın Kültür Başkenti Chiang Mai Gezi Rehberi” yazısında hiç denizden bahsetmedik ama serinlemek için çok güzel bir yol biliyorum. Burası kanyon diye geçiyor ama bunun yanında su parkı olarak da hizmet veriyor. Yüksekten atlayabilir ve burada yemek yiyebilirsiniz hatta set menüleri tercih ederseniz daha da avantajlı olabilir. Bu menülerde giriş ücreti ve menüye dahil olan içecek ile yemek var.

Chiang Mai Doğa Yürüyüşü Turları

Haliyle her yere araçla gidemiyorsunuz ve böyle olunca da tur kullanmak zorunlu oluyor. Şehir merkezinde çok sayıda tur acentesi var. Ne isterseniz ne severseniz buna uygun turları bulabilirsiniz burada. Günübirlik ya da iki üç günlük turlar var. Konaklama, yeme içme gibi şeyler de bu turların içinde oluyor. Zaman zaman bir köye gidiyorsunuz zaman zaman da ormanların içinde yürüyorsunuz. Size bununla ilgili en büyük önerim her şeyi sormanız olacak. Konaklama nerede ve nasıl yapılıyor? Fiyata ne dahil ne hariç? Bunun gibi birçok soruyu not alın ve öyle pazarlık edin derim. Ne yazık ki özellikle bu coğrafyalarda insanlar sizleri yürüyen atm cihazı olarak görebiliyorlar. Tabii çeşitli tur firmalarından da bilgi almayı ihmal etmeyin. Fiyatlar kişiye, turun doluluk oranına göre fark gösteriyor. Turların çok güzel ve gidilesi olduğunu da aktarmalıyım. Çok sayıda şelale ve doğa harikası görüp doğanın tadına varabilirsiniz.

Chiang Dao Mağarası

Demin bahsettiğim turlar içinde bu da var. Chiang Mai merkeze 70 km mesafede bulunuyor bu güzel mağara. Ülkenin en meşhur ve emsalsiz mağarası olduğunu da eklemeliyim. İrili ufaklı yüzden fazla mağaradan oluşuyor ve uzunluğu 12 km. Aslında mağaranın çok daha büyük ve uzun olduğu söyleniyor ama ziyarete açık kısmı bu kadar. Mağara içinde bol miktarda figür var ve oldukça korkutucu göründüğünü söylemeliyim. Kendi başınıza gittiğinizde de rehber ile gezme olanağınız var. Mağaranın bir kısmı elektrikle aydınlatılıyor ve kaybolma ihtimaliniz yok. Sarkıtlardan oluşmuş duvarlar tam bir doğa harikası.

TRAVEL AND GOURMETS

67


Thai Masajı

Şehirde yapılması gerekenler listesinin zirvesine oynar bence. Dünyaca ünlü Thai masajı, bedenin çeşitli noktalarına baskı yaparak bedensel olarak iyileştirmeyi amaç edinmiş. Ayak, boyun, komple gibi çeşitleri var ve pazarlık neticesinde masajınızı yaptırabilirsiniz. Sadece masaj yaptırmayayım kursuna da gideyim derseniz o da çok iyi bir alternatif. Çeşitli süre alternatifleri bulunan Thai masajı kursuna gidebilir hatta bu kurs aracılığıyla bol bol masaj yaptırabilirsiniz. Özellikle hostel gibi topluluğun yoğun olduğu yerlerde kalırsanız; masaj kursuna gidenlere yanaşın. Uygulamalı olarak masaj yapıp aynı zamanda da öğreteceklerdir. Ben hem kursa gidip hem de bol bol masaj yaptırmıştım Chiang Mai günlerimde. Özellikle masaj kursuna gidince ne denli geniş ne denli karmaşık bir şey olduğunu anlayacaksınız. Öyle birkaç saate ya da bir iki kursa sığmayacak özellikte olduğunu anladım. Masaj kursu ile ilgili, Tripadvisor gibi sitelere bakmanızı öneririm. O süreçte hangi hoca var, kampanya yapılıyor mu gibi soruların cevabını da öğrenebiliyorsunuz.

68

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

69


70

TRAVEL AND GOURMETS


Tayland Yemekleri Kursu

Bu da güzel bir deneyim ve “Tayland’ın Kültür Başkenti Chiang Mai Gezi Rehberi” yazısının bence olmazsa olmazlarından. Öyle tarifi verelim yemek yapalım mantığı yok bu kurslarda. Grup halinde pazara giderek; meyve, sebze ve baharatları seçiyorsunuz. Bir diğer alternatifte de meyve ve sebzeleri dalından topladığınız yerler mevcut. Yemek malzemelerini topladıktan sonra başlıyorsunuz Tayland’ın meşhur yemeklerini yapmaya. Deneyimlemeniz gereken aktivitelerden biri bu da. ÖZETLE: Adettendir kısa kısa özet yazayım; “Tayland’ın Kültür Başkenti Chiang Mai Gezi Rehberi” yazısı ile ilgili. Fiyatları, aktiviteleri ve güzel insanları ile burası hem kafa dinlemek hem de eğlenmek için çok güzel. Turist yoğunluğu var ama bir Bangkok olamaz ve haliyle çok daha güvenli, çok daha eğlenceli.

TRAVEL AND GOURMETS

71


GEZMEK YAŞAMAKTIR

KOPENHAG

Sıla Uçan

Gezi & Yemek Yazarı ucanmutfak.com ucanmutfak 72

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

73


74

TRAVEL AND GOURMETS


Birçoğumuz onun masalları ile büyümüş, onun masalları ile rüyaya dalmışızdır. Kimden mi bahsediyorum, tabii ki Danimarkalı yazar Andersen’den ya da çocukluğumuzdan hatırladığımız haliyle; Andersen’den Masallar. Kopenhag’a doğru yol alırken birden aklıma geldi Andersen’in çok sevdiğim; “Gezmek yaşamaktır” sözü. Gerçekten de öyle... Kendi adıma durup düşündüğümde; yaşadığımı en çok hissettiğim anlar seyahatte olduğum zamanlar. Özellikle de hiç bilmediğim bir ülkeyi keşfe doğru yol alıyorsam; tıpkı şu an olduğu gibi.

TRAVEL AND GOURMETS

75


Uçaktan iner inmez sizi Kopenhag’ın ahşap kokulu sıcacık hava limanı karşılıyor. O ahşap kokusu, duvarlardaki ahşap kaplamalar bir anda sizi sarıp sarmalıyor ve şahane geçecek bir tatilin ilk sinyallerini veriyor. Uzun bir pasaport bekleyişinin ardından şehir merkezine gitmek üzere yola koyulduk. Kısa bir metro yolculuğunun ardından şehir merkezine ulaştık. Karanlık bir gökyüzü ve neredeyse dondurucu denilebilecek bir soğuk bizi karşıladı. Ancak şehir o kadar renkli ve canlıydı ki, cıvıl cıvıl sokaklar havanın sıkıcılığını hissettirmemek için çabalıyor gibiydi sanki. Oldukça büyük bir şehir olan Kopenhag’da yapılacaklar listemiz bir hayli uzun, o yüzden planlı olmakta fayda var diye düşündük ve şirin bir kafeye oturduk. Bir yandan kahvemizi yudumlayıp bir yandan da gezi planımızı hazırladık. Şehrin ilk etapta dikkatimi çeken en güzel yanlarından bir tanesi oldukça düz olması. Bu da demek oluyor ki tüm şehri yürüyerek gezebileceğiz. Eğer siz yürümeyi çok tercih etmiyorsanız burası tam bir bisiklet cenneti, bisikletinizi kiralayıp keyifli ve güvenli bir şekilde de gezebilirsiniz. Avrupa’nın trafiğe kapalı en uzun alışveriş caddesi Stroget burada bulunuyor, hatta o kadar uzun ki mağazalara girip çıkarsanız bir günde bitiremezsiniz benden söylemesi. Bu yürüyüş esnasında karşınıza çıkacak olan “Frellsen Chokolade”nin enfes çikolatalarının tadına mutlaka bakmalısınız. Benim favorim kesinlikle içi marshmallow’lu olanı.

76

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

77


78

TRAVEL AND GOURMETS


Yine aynı güzergahta ilerlerken eski bir gözlem kulesi olan “Round Tower”a çıkabilir, bu büyüleyici güzellikteki şehri bir de tepeden izleyebilirsiniz. Hatta tepe tırmanış sırasında solunuzda kalan kütüphaneyi gezerek hem kısa bir mola verebilir, hem de raflar arasında kısa bir yolculuk yapabilirsiniz. Sırada, görür görmez kendinizi bir kartpostal resmine bakıyormuş gibi hissedeceğiniz “Nyhavn” yani yeni limana gitmek olmalı. Nehrin etrafına dizilmiş rengarenk binalar, nehrin üzerine yer alan her biri birbirinden güzel ahşap tekneler arasında gezerken kendinizi bir masalın başkahramanı gibi hissediyorsunuz. Eğer şanslıysanız sokak sanatçılarının keyifli müzikleri eşliğinde kendinizi tarif edilemez bir huzurla dolu hissedebilirsiniz. Burada tatlı bir yorgunluk molası vermek isterseniz pek çok seçeneğiniz var. İster yan yana sıralanmış kafelerden birine oturun, isterseniz de kokusuyla sizi kendine çeken “Rajissimo”da İspanyolların meşhur tatlısı churros, klasik Belçika waffle’ı ya da tazecik külahlarda sunulan dondurmanın tadına bakın.

TRAVEL AND GOURMETS

79


Nyhavn’ı geçip sahil boyunca ilerlerseniz oldukça uzun bir yürüşün ardından şehrin simgesi olan “Little Mermaid” heykeline ulaşıyorsunuz. Ancak söylemeden geçemeyeceğim, eğer hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız beklentinizi fazla yüksek tutmamalısınız. Dönüş yolunda ise aynı yolu izlemek yerine, şayet fazla üşümediyseniz biraz daha içerilerden ilerleyerek şehrin kuzeyinde yer alan göletler ve parklar bölgesini gezebilirsiniz. Kopenhag’ın ilk yerleşim yeri olan ve Slotsholmen Ada’sında yer alan Christianborg Saray’ı da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Aynı zamanda parlamento ve adliye binaları da burada yer alıyor. İçinde kraliyet mücevherlerinin de sergilendiği “Rosemborg Kalesi” ise görülmesi gereken yerlerden bir tanesi. Serbest bölge olarak bilinen “Christiania”, Kopenhag sınırlarını içerisinde yer almasına rağmen 1971 yılından beri özerk olan özgürlükler bölgesi. Buraya geldiğinizde kendinizi bir anda başka bir dünyada buluyorsunuz. Her biri başlı başına sanat eseri niteliğinde grafittilerle süslenmiş duvarlar, özgün tasarım heykeller ve fotoğraf çekmenin yasak olduğu sokaklar sizi bir anda farklı bir boyuta taşıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse benim çok tarzım olan ve gezmekten keyif aldığım bir yer değil ama tabii ki mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Eğer içinizde bir hippi sevdası varsa ya da alternatif takılmayı seviyorsanız burası tam size göre.

80

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

81


82

TRAVEL AND GOURMETS


Biraz da yeme içmeden bahsedelim. Kopenhag diğer Avrupa ülkeleri ile kıyasladığımızda oldukça pahalı, üç öğün dışarıda yemek bütçenizi biraz zorlayabilir. Ancak şehir merkezinde öyle güzel bir yer var ki orayı keşfettiniz mi bir daha başka bir yerde yemek yemek istemeyeceksiniz. İşte orası tek katlı iki binadan oluşan “Torvehallerne”. Burası sushi’den pizzaya, tazecik ekmeklerden sağlıklı kahvaltı alternatiflerine birçok şeyi aynı anda bulabileceğiniz enfes bir yemek yeri. Yüksek tabure ve masalarda oturarak salaş bir ortamda nispeten daha uygun fiyatlı ve tadına doyulmaz yemekler yemek, kahvaltılar etmek istiyorsanız istikametiniz “Torvehallerne” olmalı. Eğer sushi seviyorsanız hemen girişte yer alan “Sushi Lovers”a mutlaka uğramalısınız. Hayatımda yediğim en iyi sushi’ydi diyebilirim. Burayı o kadar sevdik ki ertesi gün gözümüzü açar açmaz kendimizi yine burada bulduk ama bu sefer fırından yeni çıkmış mis kokulu ekmeklerin, chia pudinglerin, granolalı yoğurtların yanında aldık soluğu. Bir ekmek sevdalısı olarak tazecik ekmeklerin arasında adeta kendimi kaybettim ve bol tahıllı ekmeklerden birer ikişer yemeye koyuldum. Ayrıca burada, yemek yemenin dışında tazecik meyve sebzelerden peynir, şarküteriden et ürünlerine mutfağınızın birçok ihtiyacını karşılayabilirsiniz. Eğer biraya özel bir merakınız varsa Carlsberg’in fabrikasını da listenize yazmalısınız. Biz burayı biraz kaybolduktan ve oldukça uzun bir yol yürüdükten sonra bulduğumuzdan mıdır bilmem pek de beklentilerimizi karşılamadı ama yine de bir bardak bira tadıp oldukça az seçenekli menüden bir şeyler seçerek mini bir mola verebilirsiniz. TRAVEL AND GOURMETS

83


Kopenhag’da mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biri de “Tivoli Bahçeleri” ancak bizim orada olduğumuz tarihlerde “Halloween” kutlamaları hazırlıkları için kapalıydı ve ne yazık ki gezemedik. Umuyorum bir yaz mevsiminde bir daha gelme şansım olur ve bu sefer burayı da gezebilirim. Listenizdeki görülmesi gereken tüm yerleri tamamladıysanız ve boş zamanınız kaldıysa İsveç’in üçüncü büyük şehri olan Malmö’ye geçebilirsiniz. Biz Kopenhag’ı doyasıya yaşamak istediğimizden geçmedik ama yaklaşık 45 dakikalık bir tren yolculuğu ile iki ülkeyi birbirine bağlayan köprüden geçerek Malmö’ye ulaşabilirsiniz. Bir şehirde aynı anda kaç güzellik bir arada bulunabilir derseniz Kopenhag’ı görmeden bu soruya cevap vermeyin derim. Burası o kadar eşsiz güzelliklerle dolu ki... İster nehir kenarında yürüyüş yapın ister deniz ya da kendinizi geçmişin izleri arasına bırakın, kısa bir sürede andan kopun ve tarihi saraylarda gezinin. Daha fazlasını mı istiyorsunuz o zaman şahane sanat eserlerinin yer aldığı müzeleri gezebilir, parklarda çimenlere uzanıp kitap okuyabilir ya da cıvıl cıvıl sokaklarda dolaşıp kalabalığa karışabilirsiniz. Uzun zamandır beni bu kadar etkileyen, kendine hayran bırakan bir şehir olmamıştı sanırım. Gözümün önünde eşsiz manzaralar, aklımda şahane anılarla veda ediyorum bu güzel İskandinav şehrine; bisiklete binmeyi öğrenmiş biri olarak, bir yaz mevsiminde tekrar görüşmek üzere Kopenhag... Ne demiş Amin Maalouf “Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.” Ben de önüme çıkan hiçbir seyahat fırsatını kaçırmamaya çalışıyorum, çünkü her bir seyahat yeni bir deneyim, hem kendinizi hem de farklı hayatları keşfe çıktığınız keyifli bir serüven...

84

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

85


SANAT

BERLIN REHBERI

Buse Ünal Gezi Yazarı

unalbuse91@hotmail.com outtolunchbebacksoon 86

TRAVEL AND GOURMETS


TRAVEL AND GOURMETS

87


88

TRAVEL AND GOURMETS


Berlin’de soğuk, çok soğuk bir cuma günü. Elime aldığım kahve buz keseli, yüzüm mora çalalı, burnum; “Bak şimdi düşeceğim, beni anlıyor musun Buse?” diye söylenmeye başlayalı yalnızca bir kaç saniye geçmiş. Soluğu Bansky’nin başyapıtlarının önünde almışım. “Girl with the Red Balloon” eserine, Primark’tan üç beş kuruşa aldığım kırmızı beremle bakarken, Civil War’dan Girl with the Red Balloon dinliyorum. Berlin denen bu şehrin neden bu kadar kuzeye kurulduğunu sorguluyorum. Dört yüz elliden fazla sanat galerisi ve 11.000 den fazla uluslararası sanatçının kendine mesken tuttuğu Berlin; sanata olan düşkünlüğü ile ve yalnızca yirmi sekiz yıl önce yıkılmış olan Berlin Duvarının yarattığı adaletsizliğe adeta meydan okuyarak, dünyanın sanat merkezleri arasında başı çekiyor. Peki herkesin gezmeye ve görmeye çalıştığı sanat merkezlerinin dışında, Berlin’de hangi galeriler ziyaret edilmeli?

TRAVEL AND GOURMETS

89


y r e l l a G i n i l Fel

90

TRAVEL AND GOURMETS


Nüfusun büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu, zamanında “Türk Gettosu” olarak anılan, son dönemlerde ise yoğunlaşan sanat faaliyetleri ile öne çıkan Kreuzberg semtinde yer alan Fellini Gallery; contemporary art yoğunluğundaki eserleri ile dikkat çekiyor. Ünlü İtalyan yönetmen Federico Fellini’den esinlenilerek yaratılmış olan galeride, art residency programı ile uluslararası sanatçıların ağırlanması da söz konusu.

MITTENWALDER STRASSE 6, 10961 BERLIN

TRAVEL AND GOURMETS

91


Hakkında İngiltere doğumlu olmasının dışında pek de bir şey bilinmeyen; anonymous, all-purpose provokatör, sosyal düzene ve adalete sanatıyla karşı duran, aktivist Bansky sergisine yer vermesi sebebiyle adı ön plana çıkan Felix Gallery, yeni yıla kadar Berlin’e yolu düşenler tarafından muhakkak ziyaret edilmeli.

BEHRENSTRASSE 72, 10117, BERLIN

92

TRAVEL AND GOURMETS


y r e l l a G x i l e F TRAVEL AND GOURMETS

93


r o f e t u t i t s n I KW t r A y r a r o p m e Cont

94

TRAVEL AND GOURMETS


Modern sanat temsilcilerinin en önemli merkezlerinden biri olan KW Institute of Contemporary Art, galeri olarak hizmet vermesinin yanı sıra; birçok etkinlik, workshop ve gösterim olanaklarını da bünyesinde barındırmakta. Kendisini “Laboratory for communicating and advancing contemporary cultural developments in Germany” olarak tanımlayan, 1996 yılında Berlin Biennale’ine ev sahipliği yapmış olan merkez, sanatseverler tarafından mutlaka ziyaret edilmeli.

AUGUSTSTRASSE 69, MITTE, BERLIN

TRAVEL AND GOURMETS

95


Galeri kurucuları Rolf and Robert Kuchling’in 2011 yılında, Berlin’de tanıştıkları Bedri Baykam’ın eserlerine 15 Aralık tarihine kadar yer verecek olan galeri, Türk ve Yabancı sanatseverlerin dikkatini çekmekte. I wish I had a Harem/ Bir Haremim olsun İsterdim sergisine Berlin’e yolunuz düşerse göz atmanızı öneririm.

KARL-MARX-ALLEE 121-123, 10243 BERLIN

96

TRAVEL AND GOURMETS


y r e l l a G g n i l h 4. Kuc TRAVEL AND GOURMETS

97


y r e l l a G g i n Kรถ

98

TRAVEL AND GOURMETS


Check point Charlie gibi tarihi ve turistik destinasyonların konumlandığı Mitte bölgesinden çok da uzakta olmayan, etrafındaki yapılara göre modern görüntüsü ile dikkat çeken König Gallery, modern sanatın en önemli merkezlerinden.

DESSAUERSTRASSE 6-7, MITTE, BERLIN

TRAVEL AND GOURMETS

99


1950’li yıllarda cam deposu olarak kullanılan binanın müzeye dönüştürülmesi ile ortaya çıkan Berlinische Galerie, Berlin’nin bir nevi MOMA’sı (Museum of Modern Art-New York). Geniş koleksiyonu ile dikkat çeken müze mutlaka ziyaret edilmeli.

ALTE JAKOBSTRAßE 124–128, 10969 BERLIN

"Ich bin ein Berliner" demenin yolu; iki düzine yıl öncesinin adaletsizliğinin temsili tarihi yapıtlarını gezmek ve tarihi anlamak, anlamaya çalışmak olduğu kadar; her şeye meydan okuyan sanata yaslanmaktan da geçmeli ve günümüzün galibi her şeye inat, özgür ruhların sanatı olabilmeli. Bir Kış Gecesi Rüyası; geçmişe meydan okuyan, sanatın başkenti Berlin... 100

TRAVEL AND GOURMETS


e i r e l a G e h Berlinisc TRAVEL AND GOURMETS

101


e l i s i n a r a Ahmet K LEZZETNOKTALARI

yiyelimguzelleselim

İSTANBUL

QUYYU HANIMELİ BALIK GÖKTÜRK

Göktürk’te yaşayanlar gerçekten çok şanslı! Quyyu Hanımeli gerçeği Karaburun’daki salaş yerinden sonra yepyeni bir bakış açısıyla Göktürk’te açılmış geçenlerde. Mekan sahibi Trabzonlu hemşehrim olunca balığın iyisini yemek kaçınılmaz oluyor. Domates Soslu Kırlangıç tek kelimeyle enfesti ama bir sonraki gidişimde mekanın çok meşhur Kalkan Balığını yiyeceğim kesin bilgidir.

BURGERILLAS ATAŞEHİR

Burger, yemekten sıkılmayacağım tek yeme-içme buluşu olabilir benim için. Ataşehir’deki Burgerillas da bu bağlamdaki yeni keşiflerimden. Burger Fest’te keşfettiğim markanın Bombastic ismindeki burgeri acilen yapılması gerekenler listenize girmeli, benden söylemesi.

102

TRAVEL AND GOURMETS


MYO SUSHI

Uzakdoğu lokantası sevdamız o kadar büyüdü ki artık, İstanbul’daki restoranlar potansiyeli karşılayamaz duruma geldi. Daha fazlası açılsa keşke! Her mahalleye bir sushici! Güzel olmaz mı? FSM Mahallesi’ndeki MYO Sushi şehrin en yenisi ve şimdiden en iyilerinden.

THE GALLIARD VADİ İSTANBUL

İstanbul’un şık mekanları arasına bir yenisi daha eklendi. Etiler şubesindeki ağır havasından sonra Vadi İstanbul AVM’deki yeni yerinde oldukça renkli bir mimari tercih eden The Galliard’ın kahvaltısı da en az dekorasyonu kadar renkli. (Yemeklerine zaten oldum olası kefilim.) Sahanda yumurta hariç tüm sıcakların ekstra olduğu, sınırsız çaylı kahvaltının kişi başı fiyatı: 44 TL. Ciddi tavsiyemdir.

TRAVEL AND GOURMETS

103


endermutfakta

KAZBAŞI HOUSE

e l i e r i Ş r Ende LEZZETNOKTALARI

ADANA

Henüz 7-8 aylık bir mekan, az sayıda masasının yanında fiyat ve lezzet performansı gayet başarılı. Kobra adını verdiği kebap, görüntü ve ağızda bıraktığı lezzetli tadıyla çok konuşulacak gibi. Adana seyahatlerinizde mutlaka uğrayıp et çeşitlerini denemelisiniz. Adres: Turgut Özal Bulvarı Aksa Gaz Kavşağı / Adana

104

TRAVEL AND GOURMETS


MAKI RESTAURANT

Adana’nın en elit mekanlarından biri olan Maki Restaurant, Dünya Mutfağının Adana’daki en iyi temsilcilerinden. Yemeklerin kalitesinin ve lezzetinin yanında ödüllü kokteylleriyle damaklara çok sağlam hitap edip şehir dışından gelenleri de şaşırtıp müdavimleri yapmayı ihmal etmiyorlar. Adres: Gazipaşa Bulvarı Eski Amerikan Konsolosluğu Sokağı ve Uğur Mumcu Bulvarı

TRAVEL AND GOURMETS

105


KARAKÖY MON ANGE’DAN GERÇEK BELKÇİKA USULÜ MOULES MARINIER! TÜRKİYE’DE BİR İLK:

Son dönemlerin yükselen trendi, lezzetin ve eğlencenin tek bir adres- Akdeniz mutfağının canlı, günlük ve özel olarak seçilen malzemelerle te buluştuğu popüler mekanlar listesine adını yazdıran Karaköy Mon hazırlanacağını vurgulayan Karaköy Mon Ange; İstanbul’da bu kaliteAnge; yenilenen menüsüyle dikkatleri üzerine çekiyor! de hizmet veren “İlk ve tek” restoran olma özelliğiyle rakiplerinin bir adım önüne geçiyor. Özellikle Türkiye’de hem en iyi hem de gerçek Haftanın altı günü müzik dinlemeye gelecek olanları öncesinde şık ve “Belçika Usulü Moules Mariniere”i doğru servis eden tek restoran lezzetli bir menüyle karşılayan Karaköy Mon Ange; Bodrum’daki mü- olma özelliğiyle yıldızlaşan Karaköy Mon Ange; menüsünde yer alan davimlerinin uzun yıllardır İstanbul’da da görmek istediği, Yalıkavak taze mavi yengeç etinden yapılan “Yengeç Köfte”, taze karideslerle Kabuk Restaurant’ın başarılı şefi Ercan Altındemir’in hazırladığı özel yapılan özel ev yapımı soslu “Karides Mücver”, altmış beş çeşit taze ve menüsüyle kış sezonuna iddialı bir giriş yapıyor. özel baharatlarla hazırlanan soslu salata çeşitleriyle lezzet avcılarının radarına takılıyor. Kabuklu deniz ürünlerini ve gerçek Akdeniz mutfağını özleyenlerin vazgeçilmezi olan Karaköy Mon Ange’ın menüsünde öne çıkan Yoğunluğun yaşandığı saatlerde rezervasyon şartı arayan restoran, lezzetlerin başında Belçika Usulü Moules Mariniere ile taze deniz Karaköy’ün sosyal çevresinin özlediği popülerliği semte yeniden kamahsulleriyle pişirilen Istakoz Kuyruklu Tagliatelli geliyor. Gerçek bir zandırmayı hedefliyor. 106

TRAVEL AND GOURMETS


KARAKÖY MON ANGE YILBAŞI ÖZEL MENÜSÜ;

BAŞLANGIÇLAR Meksika Usulü Ceviche Ahtapot Carpaccio Somon Avocado Bruschetta Enginar Salatası ARA SICAaKLAR Fıstıklı Keçi Peyniri Mavi Yengeç Köftesi (Şefin özel sosuyla birlikte servis edilir.) Karidesli Mücver Deniz Tarağı Izgara Kaşarlı Köfte ANA YEMEK Lokum Bonfile; Köz Patlıcan Salatası (Roka ve Parmesan ile birlikte servis edilir.) Levrek Izgara (Tabule salatasıyla birlikte servis edilir.) Ev Yapımı Ravioli; Füme Patlıcan, Mozerella, Füme Peynirli Porcini ve Dağ Mantarlı Risotto TATLI Bitter Çikolatalı Sufle

Kişi Başı Menü Ücretleri; Yemek + Sınırsız Şarap: 300 TL Yemek + müzikli eğlence: Sınırsız yerli ve standart yabancı içki: 500 TL Rezervasyon: 0(553) 907 7877 - 0(505) 098 8450 TRAVEL AND GOURMETS

107


“Çocuğum büyüyünce bana anne diyebilsin yeter...” Otizmli çocuk annesi Feriha Birdal

Feriha Hanım gibi annelerin hayalleri, birçok çocuk için küçük ama otizmli çocuklar için büyük hayaller. Fakat erken tanı ve eğitimle ulaşılamayacak hayaller değil.

Destek verseniz yeter.

TOHUM YAZIN

www.tohumotizm.org.tr - 0 212 244 75 00 Tüm operatörlerin faturalı hatları için geçerlidir. SMS başına Türk Telekom 2 SMS, Vodafone 1 SMS bedeli ayrıca ücretlendirmekte, Turkcell ücretlendirmemektedir.

108

TRAVEL AND GOURMETS TOHUM_Anne - 21x28cm.indd 1

22/03/16 17:55


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.