dergiEMT 8. Sayı

Page 1


2


3

EDİTÖRDEN

Sevgili dergiEMT okurları,

8. Sayımızla karşınızdayız!

Proje yönetimi ile sertifika programı ve endüstri mühendislerinin tercih ettiği başlıca yüksek lisans alanları ile ilgili bilgi vermeye; aynı zamanda kapak konumuz da olan endüstri mühendislerinin sahip olması gereken nitelikler yazı dizisinin beşinci konusu olarak ele aldığımız yenilikçilik ve inovasyon konusundan bahsetmeye çalıştık bu sayımızda. Rehber niteliğinde hazırladığımız üniversiteye yeni başlayanlar için tavsiyeler niteliğindeki yazımız, VanGogh “Çerçeve yok, içindesin.” Sergisinden gözlemlerimizi aktardığımız yazımız, aile şirketleri ve yönetim stratejileri hakkında gerçekleştirdiğimiz röportajımızla; GK, “Marka Yönetimi” konusuyla gerçekleştirdiğimiz seminer ve EMT’nin yepyeni organizasyonu “Aktivite Günleri”nin kritikleriyle bezenmiş dopdolu bir sayı sunuyoruz sizlere. Dergimizin sizlere ulaşmasında, emekleri ve özverili çalışmalarından dolayı Bilgi Yönetimi Komitesi üyeleri ve dergimiz Yayın Kurulu’na tek tek teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Özenle hazırladığımız dergimizi beğenerek okuyacağınızı ve keyif alacağınızı umuyor, vaktinizi ayırdığınız için siz değerli okurlarımıza çok teşekkür ediyorum.

Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle!

Büşra FAZLIOĞLU Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı


4

BAŞKANDAN

Merhaba değerli arkadaşlar,

Vaka Analizi Yarışması (VAY) dahilinde, Yerel Elemeleri tamamlayarak yarı finale çıkan takımlarımız 9 Mart 2013’de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde ve 16 Mart 2013’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde düzenlenecek olan yarı finallerde yarıştıktan sonra finale kalan takımlarımız, 27-28 Nisan 2013’de Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenecek olan finalde yarışıyor olacaklar. EMT Seminer Projesi bu yıl düzenlenecek ikinci seminer olan “Fark Yaratmak” konusu ile nisan ayında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşiyor olacak. Sosyal sorumluluk projemiz olan Lise Sunumu Projesi ise yıl içerisinde farklı şehirlerde gerçekleşmeye, lise ve dershane ziyaretleri ayrıca geçtiğimiz dönem açılan web sitesi ile üniversite sınavı öncesi öğrencilere Endüstri Mühendisliği’ni tanıtarak bilinçli tercih yapmaları konusunda destek olmaya devam ediyor. EMT üyeleri arasındaki iletişimi kuvvetlendirmek ve farklı platformlar kurabilmek adına bu sene ilk kez düzenlediğimiz Aktivite Günleri’nin ikincisini düzenleyerek EMT ailesinin çok daha kuvvetli bağlara sahip olmasını hedeflemekteyiz. Dopdolu içeriğiyle 8. sayısını yayınlama mutluluğunu yaşadığımız, tamamen öğrenciler tarafından hazırlanan dergiEMT projesi ile bu sayı ve önümüzdeki sayılarda çok farklı konularda hep birlikte bilgi edinme şansı yakalıyor olacağız. Projelerimizin mimarları olan, canla başla çalışan çok sevgili proje ve komite lideri arkadaşlarıma, birliğimizin gelişiminde çok büyük rolü olan üye topluluklara ve komite/projelerde aktif rol alarak tüm çabaları anlamlı kılan EMT ailesinin bireylerine katkılarından dolayı tek tek teşekkür ediyorum. Özel olarak bu güzel derginin yayınlanmasında emeği geçen Bilgi Yönetimi Komitesi Lideri Büşra Fazlıoğlu ve ekibine çok teşekkür ediyorum.

Hep birlikte daha nice güzel çalışmalara,

Gözde SAYIN Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı


5

GÜNCEL

GÜNÜMÜZÜN İHTİYACI: PROFESYONEL PROJE YÖNETİCİLERİ

P

roje; ortak bir hedefe ulaşmak üzere, belirli bir zaman diliminde, belirli bir maliyette ve nitelikte olan ve risk, insan kaynakları, iletişim ve hizmet sunumu öğelerini içeren bir hizmet sürecidir. Proje; bir fikrin, bir hedefin, bir gelişimin hayata geçirilmesi için gereken amaç odaklı aksiyondur. Sınırlı bir süre içinde belli bir amaca ulaşılması yönünde planlanmış ve açıkça tarif edilmiş aktivitedir. Bir aktiviteye proje denilebilmesi için bazı kriterlere uyması gerekmektedir. Bunlar; “5N 1K, neyi başarmak istiyoruz, hedeflerimiz neler, zamanımız ne kadar, hangi faaliyetler programlanmalı, maliyet ne kadar, kimler hangi düzeyde projeye dahil olacak, proje yürütülürken nasıl sorunlarla karşılaşılabilir” gibi sorulardır.

Proje Yönetimi; belirli bir hedefe, sınırlı bir süre içerisinde, verimli ve uygun bir şekilde ulaşılabilmesi için kaynakların yönetimi, tahsisi ve zamanlaması sürecidir. Proje yönetimi, yapılması gerekenlerin düzenini sağlar, zamanında gerçekleştirir. Bütçeye uygun hareket edilmesini sağlar, hüsran ve stres duygusunu azaltır. Çalışanların takdir edilerek kendilerine güven duymalarını ve onlardan fayda sağlanmasını hedefler. Proje yönetilirken, “Zaman + Kalite + Maliyet = SABİT” dengesinin kurulması gerekmektedir ve her 3 terim için de optimumun ayarlanması hedeflenir. Proje süreci; başlatma, planlama, yürütme, kontrol etme ve bitirme bölümlerinden oluşmaktadır. Kısımlarda görev alacak elemanlar proje yöneticisi tarafından uygunluk ve maksimum verim gözetilerek seçilmelidir. Günümüzde proje-


6

GÜNCEL

lerden istenilen verimin alınabilmesi ve hedefe ulaşılabilmesi için proje elemanlarından maksimum verim beklenmektedir ve çeşitli kurslarla, eğitim ve sertifika programlarıyla elemanların proje yönetimi konusundaki gelişimine katkı sağlanmaktadır.

tegrasyon yönetimi, kapsam yönetimi, zaman yönetimi, kalite yönetimi, İK yönetimi, risk yönetimi, tedarik ve satın alma yönetimi konusunda uzman sayılmaktadır. Bu sertifikaya sahip olabilmek için bazı niteliklere sahip olmak gerekmektedir. Sertifika programına başvurmak için lisans diplomasına sahip olup 4500 saatlik süre ile proje görevlerine önderlik etme, yol gösterme ve projelerde takım üyesi olarak yer alma tecrübesinin edinilmesi gerekmektedir. Aranan bu tecrübelerin yanında Proje Yönetimi konusunda en az 35 saatlik eğitim almış olmak gerekmektedir.

Proje Yönetimi üzerine geliştirilen en önemli ve tüm dünyada geçerli olan PMP ( Project Management Professional) Sertifika Programı; PMI ( Project Management Institute) tarafından sağlanmaktadır. Bu sertifikaya sahip olan kişiler dünya çapındaki projelerde rahatlıkla yer alabilmektedirler. Bu sertifikayı alan kişi; maliyet yönetimi, enİnternet üzerinden online olarak yapılan sınav çoktan seçmeli test yöntemiyle hazırlanmış olup toplam 4 saat sürmektedir. 200 soru içinden 25 tanesi sınav notunu etkilememekte, 175 soru üzerinden not verilmektedir. Sınavı geçmek için en az 106 (% 61) soruya doğru cevap vermek gerekmektedir. Sınav sonunda değerlendirme; anında yapılarak sonuç ekrandan yansıtılmakta, yazıcıdan raporlanarak katılımcılara sunulmaktadır. Raporda bilgi alanları içinde ayrıntılı bir şekilde doğru ve yanlış soru sayılarının oranları verilmektedir.


7 Sertifika almaya hak kazanan kişiler, proje yönetimi konusunda profesyonel düzeyde uzman olduklarını kanıtlamaktadırlar ve bununla birlikte kariyer gelişimlerinde de büyük bir başarıya imza atmış olurlar. ABD’de proje yöneticiliği ile ilgili çıkan ilanların 10 tanesinden 8’inde PMP’lik sertifikası şart koşulmaktadır. Özellikle uluslararası çalışan firmalar, proje bazlı çalıştıkları tedarikçilerinde veya danışmanlık hizmeti aldıkları firmalarda proje yöneticiliğini üstlenen kişinin PMP® olmasını istemektedir. Sonuç olarak PMP’lik sertifikası yalnızca ABD’de geçerli bir belge olmaktan çıkmış, dünyanın tanıdığı ve geçerliliğini kabul ettiği, tecrübeyi, bilgiyi ve başarıyı simgeleyen bir araç haline gelmiştir. PMP sertifikasının geçerlilik süresi 3 yıldır. 3 yıl içinde 60 PDU (Professio-

GÜNCEL nal Development Unit) toplanması durumunda sertifika yenilenir. Aksi takdirde sınava tekrar girmek gerekmektedir. Proje Yönetimi ile ilgili seminer, panel, kongre, kurs, workshop katılımcısı yada sunucusu olmak, makale yazmak gibi aktiviteler ile PDU kazanılabilir. Ülkemizde de birçok şirket tarafından tercih edilen PMP sertifikası sahibi kişiler çeşitli kurslar yardımı ile kendilerini geliştirebilmektedirler. Özellikle İstanbul olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde yer alan eğitim merkezleri PMI tarafından bu eğitimi vermeye hak kazanmıştır ve hizmet vermektedir.

Cantekin ÇELİK Marmara Üniversitesi


YAZI DİZİSİ: YENİLİKÇİLİK

8

YENİLİKÇİLİK VE İNOVASYON Merhaba Arkadaşlar ! Endüstri mühendislerinin sahip olması gereken özelliklerden bahsederken; bu sayımızda, en gerekli gördüklerimizden biri olan ‘yenilikçi ve inovasyona açık olma’ özelliğini inceleyeceğiz.

faktörün insan faktörü olduğunun bilincindedirler. Bunun bilincinde olan bir endüstri mühendisi mantık çerçevesinde, analitik düşünebilen, sorgulayan ve en önemlisi çözümsel odaklı yaklaşım sergileyen bir bireydir. Çünkü insanın var olduğu her yerde çözülmeyi bekleyen bir sorun da var olacaktır. Önemli olan bu sorun hakkında mantık çerçevesinde düşünüp daha önce yapılmamış veya var olan üzerinde iyileştirmeler yapılarak elde edilecek bir çözüm geliştirmektir. Yani olaylara yenilikçi bir pencereden bakmaktır. Yenilikçi düşünme, insanların sorunlara ve çözümlere nasıl yaklaştıklarını, var olan fikirleri yeni bileşimler halinde bir araya getirme kapasitelerini gösterir. Yerleşik düşüncenin dışına çıkan çözümleri doğal olarak deneyen bir çalışan, daha yenilikçi bir kapasiteye sahip demektir.

Öncelikle “Bir endüstri mühendisi ne yapar?“ sorusuna değinmek konuyu açıklamaya yönelik olacaktır. Endüstri mühendisleri bütünleşik üretim ve hizmet sistemlerinin tasarımını yapar, planlar. Bu sistemleri yönetir ve çevrimini sağlar. Girdilerin en verimli şekilde kullanılması ve süreçlerin performansının yükseltgenmesi, böylece çıktı miktarlarının ve kalitesinin arttırılması endüstri mühendislerinin başlıca görev ve sorumluluk alanlarındandır. Endüstri mühendisliğini diğer mühendislerden farklı kılan en önemli nitelikler, insan odaklı olmaları ve bütünsel bakış açısıyla olaylara yaklaşmalarıdır. Yani sistemin merkezindeki en önemli

Yenilikçi düşünceden bahsetmişken, “yenilikçi olmak” yani “inovasyon” kavramından bahsetmek de çok yararlı olacaktır. En basit tanımıyla inovasyon; farklı, değişik, yeni fikirler


9

YAZI DİZİSİ: YENİLİKÇİLİK

geliştirmek ve diğer firmaların yerine bu firmaları bunları uygutercih ederler. Dolayısıyla bu firmalar lamaktır. Bu daha çok müşteri çeker, daha çok ürün fikirler, daha satar ve daha büyük gelir elde ederönce çözülmeler. Böylece daha hızlı büyürler, daha miş sorunları çok insana iş imkânı sağlarlar. Ürünçözmek veya lerini iç pazarda satmakla yetinmeyip daha önce karihraç da ederler. Bu da işlerini daha da şılanmayan büyütmeleri ve kendi ülkelerinin kalihtiyaçlara cekınmasına ve gelişmesine büyük katkı vap vermek sağlamaları anlamına gelir. amacıyla geliştirilebilir. Ya da zaten İnovasyon süreci, bilginin ekovar olan pek çok ürün ve hizmeti daha nomik ve toplumsal faydaya dönüştügüzel, daha kullanışlı, daha çok insanın rülmesi olarak tanımlanırken; teknik, işine yarayacak hale getirmeyi amaçlaekonomik ve sosyal süreçlerin oluşyabilir. Bu fikirlerin hayata geçirilmesi turduğu bir bütündür. Bu süreçlerin ve ortaya ürün, hizmet veya iş yapış bütünleşmesini sağlayacak olan kişiler yöntemlerinin çıkarılmasıyla ve ardınde endüstri mühendisleridir. Topluma dan bu ürün ve hizmetlerin satılmaya anlatmakla bitmeyecek kadar fazla veya iş yapış yöntemlerinin uygulankatkısı olan yenilikçi olmak özelliği, maya başlanmasıyla inovasyon yapılbu sebeptendir ki bir endüstri mühenmış olur. Örnek vermek gerekirse: Bir disinin sahip olması gereken en önemli firma, yıkandığında buözelliklerden biridir. ruşmayan dolayısıyla İnovasyon süreci, bilginin Bu özellik sayesinde da ütü gerektirmeyen ekonomik ve toplumsal fay- yapılan inovasyonlakumaş geliştirip, üretir ve satarsa inovasyon daya dönüştürülmesi olarak rın yer aldığı ülkeleryapmış olur. Başka bir tanımlanırken; teknik, eko- de işsizlik azalır, kişifirmanın daha iri, bol nomik ve sosyal süreçlerin lerin kazançları artar, ürün veren, hastalık- oluşturduğu bir bütündür. herkes daha iyi şartlara dayanıklı domates Bu süreçlerin bütünleşmesi- larda yaşamaya başüretmek için domates ni sağlayacak olan kişiler de lar. Hepimizin arzusu bu yönde olacağından tohumlarını geliştirendüstri mühendisleridir. endüstri mühendislemesi de inovasyondur. ri ve en çokta “yeniYa da bir hastane, haslikçilik” özellikleri, bütünün olmazsa talarının tahlil sonuçlarını internetten olmaz parçalarını oluşturmaktadırlar. görebilmelerini sağlıyorsa, o da inovasyon yapmış olur. Bahsettiğimiz gibi inovasyon yapan firmalar, diğer firmaBuket KILIÇ lara göre rekabet avantajı kazanırlar. Dokuz Eylül Üniversitesi Yani bu tür hizmet ve ürünlerin alıcıları ve kullanıcıları, rakip konumdaki


10

KARİYER

EN POPÜLER YÜKSEK LİSANS ALANLARI

G

ünümüz iş dünyasında hızlı değişen ihtiyaçlar, sektörlerin büyümesi ve yoğun rekabet ortamı bir alanda uzmanlaşmış endüstri mühendisi ihtiyacını arttırmaktadır. Bu rekabet ortamında öne çıkmak için artık sadece lisans eğitimi görmüş olmak yeterli olmamaktadır. Nitelikli bir endüstri mühendisi olabilmek için yüksek lisans eğitimi, gereken koşulların en başında gelmektedir. Yüksek lisans tercihini yaparken kişi kendi kabiliyet ve ilgi alanlarını belirlemeli, hangi konuda uzmanlaşmak istediğine karar vermelidir. Endüstri mühendislerinin en çok tercih ettiği alanlardan bazıları şunlardır:

*Endüstri mühendisliği yüksek lisansı *İşletme Yönetimi (Master of Business Administration) *Finans ve Ekonomi *Satış ve Pazarlama *Lojistik

Endüstri Mühendisliği Yüksek Lisansı Program için lisans eğitiminde verilen eğitimin daha derinleşmiş hali denebilir. Yöneylem araştırması ağırlıklı bir programı olan bu yüksek lisans, özellikle akademik alanda kariyer düşünen kişilerin tercih ettiği bir alandır.


11

KARİYER

İşletme Yönetimi MBA (Master of Business Administration) en popüler yüksek lisans alanlarından biridir. Birçok endüstri mühendisi lisans eğitiminde aldığı sayısal bilginin üstüne işletme alanında yüksek lisans eğitimi alarak yönetim birimlerinde kariyer sahibi olmayı hedef olarak belirlemektedir. Ülkemizde olduğu kadar Amerika ve Avrupa’da da oldukça revaçta olan bir alandır. Hemen hemen her üniversite bu alanda eğitim vermektedir. Vakıf Üniversitelerinde eğitim ücretleri diğer bölümlere Programın İçeriği: Mikro-makro göre daha fazladır ve bazı devlet üniekonomi, stratejik karar alma, risk yöversiteleri de bu eğitimi ücretsiz yapnetimi, uluslararası finans piyasaları. mamaktadır. Programın bulunduğu bazı Üniversiteler: Boğaziçi Üniversitesi, İTÜ, Satış-Pazarlama ODTÜ, Bahçeşehir Üniversitesi, SabanBirçok sektörün rekabet dünyacı Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversi- sında öne çıkmak için üstünde çalıştığı tesi. önemli bir alandır. Tüketiciyi çekmek, Programın İçeriği: İşletme ekono- kar getirecek stratejiler belirlemek misi, operasyon yönetimi, işletme mu- için birçok kurumsal şirket bu alanda hasebesi, yönetim simülasyonu, satış uzman endüstri mühendisine ihtiyaç yönetimi, tahmin metotları, yatırım te- duymaktadır. orileri, kriz yönetimi. Programın bulunduğu bazı üniversiteler: Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi.

Finans ve Ekonomi

Bu alanda master yapmak özellikle finans sektörü ve bankacılık kariyeri düşünenler için önemli bir alandır. AB sürecinde değişen finans çevresi, bu alanda uzmanlaşmış kişilere ihtiyacı arttırmıştır.

Programın İçeriği: Marka bilinirliği, inovatif pazarlama teknikleri, stratejik pazarlama, hizmet pazarlaması, reklam yönetimi, ürün geliştirme.

Lojistik

Programın bulunduğu Bazı ÜniBaşlı başına bir alan olan lojistik, versiteler: Galatasaray Üniversitesi, bazı üniversitelerde ayrı bir bölüm olaBoğaziçi Üniversitesi, Sakarya Üniver- rak okutulmaktadır. Ülkemizde de hızlı sitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi. yükseliş gösteren bir sektördür.


KARİYER

12

Distribütörlük ve taşımacılık, lidir. Ayrıca yabancı dil yeterliliği için uluslararası ortaklı şirketlerin uğraştığı KPDS veya TOEFL (Test of English as a bir alandır. Foreign Language)’dan başvurulan üni Programın bulunduğu bazı Üni- versitenin istediği derecede puan alversiteler: İstanbul Üniversitesi, Ege mak gerekmektedir. Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi.

Yurt dışında ise özellikle Ameri Programın İçeriği: Tedarik zinciri ka’da TOEFL’ın yanı sıra GMAT (Graduayönetimi, taşımacılık çeşitleri, stok yö- te Management Admission) ve GRE (Graduate Record Examinations) sınavları netimi, küresel lojistik ve dış ticaret. şart koşulmaktadır. Ayrıca akademisyenlerden alınan bir referans mektubu ve programa neden katılmak istediğiniYüksek Lisans Koşulları ve zi belirten, tatmin edici bir motivasyon Başvuruları mektubu yazılmalıdır. Türkiye’de yüksek lisans eğitimi Irmak Gürcan almak için öncelikle ALES (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Yıldız Teknik Üniversitesi Sınavı)‘ten belli bir puan almak gerek-


13

EMT’DEN HABERLER

E-kim-de TOBB ETÜ! EMT’nin 22. Genel Kurulu Ankara TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Endüstri ve Verimlilik Topluluğu’nun ev sahipliğinde gerçekleşti. Ankara’nın birbirinden güzel mekânlarında 5 gün 4 gece boyunca kusursuz bir şekilde bizleri ağırlayan ev sahibi ekip; her anıyla unutulmayacak bir GK’ya imza attı. 27 Eylül günü, mükemmel bir karşılama ile odalarımıza

yerleştikten sonra saatler 13.00’ı gösterdiğinde Kampüs Sorumluları ve Temsilciler için çalışma vakti gelmişti. Güzel bir GK geçmesi için KS ve Temsilciler oturumlarını gerçekleştirdikten sonra, hem karnımızı doyurmak hem de tanışıp kaynaşmak için Çukurağa Sofrası adlı Restoran’a doğru yola çıktık. Sohbet, muhabbet eşliğinde yemekler yendikten sonra yurtlarımıza geri döndük.


EMT’DEN HABERLER

28 Eylül günü, yurtta yapılan güzel bir kahvaltıdan sonra Açılış Oturumu’nun gerçekleşeceği salona doğru hep beraber yol alındı ve Genel Kurul, EMT Başkanı Gözde Sayın’ın açılış konuşmasıyla resmen başlamış oldu. Çaylakların da komitelerine karar vermesiyle birlikte ekipler tüm hızlarıyla çalışmalara başladı. Günün sonunda yurttaki akşam yemeğinin ardından Satsuma adlı mekanda mükemmel bir gece geçirmek üzere yola çıkıldı. Yol boyunca şarkılar, türküler söyleyerek ulaştığımız Satsuma’da eğlenceye devam ettik. Yurda döndüğümüzde acıktığımızı fark ettik ve bunu ETU EVT Temsilcisi Mert Algır’a ilettiğimizde ev sahibi ekipten arkadaşlarımız bizi kırmayarak herkese köfte ekmek almak için yola çıktılar. Belki de o ana kadar ki en mutlu anımızdı o sıcacık köfteleri yiyerek karnımızı doyurduğumuz anlar :).

14


15 29 Eylül günü, kahvaltımızı yaptıktan sonra bu sefer güne farklı bir şekilde başlıyorduk. Mavi Amfi’de bizleri İK Danışmanı Sayın İpek Aral Kişioğlu bekliyordu. Tecrübe ve deneyimleriy-

le bizleri aydınlatan İpek Hanım, iş görüşmelerinde nasıl davranmamız gerektiğini özetleyen simülasyonlarıyla oturumuna son verdi. Yoğun geçen günün ardından Ankara’nın bir başka gözde mekânı olan Victoria’da aldık solukları. 30 Eylül günü, birçoğumuz için uyanmak zor olsa da işler beklemez diyerek son oturumlarımızı gerçekleştirmek üzere güne başladık. Bir yandan da yavaş yavaş sona yaklaşıyor olmanın verdiği hüzün herkesin yüzünden belli oluyordu. Tüm komiteler, bütün işlerini layığıyla yerine getirdikten sonra 22.Genel Kurulu kapatmak için tekrar Mavi Amfi’de toplandık. Komiteler kapanış sunumlarını gerçekleştirdikten sonra N eğlenceli an gelmişti, “N’ler”. Birbirinden güzel fotoğraf kareleriyle eğlendikten sonra akşamki mükemmel

EMT’DEN HABERLER fasıl için herkes odalarına çekilerek hazırlıklara başladı. Ve Genel Kurul’ların vazgeçilmezi Fasıl; mükemmel bir mekân olan Meandros’ ta sazlı sözlü bir yemekten sonra dayanamayarak tüm ekibin hep bir ağızdan bağıra bağıra şarkılar söylemesiyle devam etti. Unutulmayacak GK’nın unutulmayacak gecelerinden birinin daha sonuna gelmiştik böylece. Bir kısım arkadaşımız bizlere bu gece veda ederek şehirlerine dönerken, diğerlerimiz ertesi gün için enerjilerimizi toplayabilmek için odalarımıza çekildik. Ve 1 Ekim, son güne uyanmış ol manın burukluğu ancak düzenlenen teknik geziye katılacak olmanın heyecanıyla başladı. Ev sahibi ekibin

organize ettiği keyifli ve bir o kadar da verimli “Türk Traktör” teknik gezisinin ardından bir Genel Kurul’u daha tamamlamış olduk. Veda etmenin verdiği burukluk, komite-proje gruplarındaki


EMT’DEN HABERLER başarılı çalışmaların verdiği haz, eğlencenin dibine vurmuş olmanın verdiği keyif, 5 günlük tatlı yorgunluğumuz ile ve dolu dolu bir Genel Kurul geçirmiş olarak Şubat’ta Bursa’da görüşmek üzere sözleşerek Ankara’dan ayrıldık. Ev sahiplikleri için TOBB ETÜ EVT’ye bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Cantekin Çelik Marmara Üniversitesi

16


17

EMT’DEN HABERLER

MARKA YÖNETİMİ’NE DAİR Seminer Kritiği’ne geçmeden önce Seminer Projesi’ni bir de 2012-2013 dönemi Seminer Projesi Lideri Burcu Çakmak’tan dinledik ve öncelikle sizleri kısaca proje hakkında bilgilendirmek istedik. EMT Seminer Projesi, 2009 yılından bu yana EMT bünyesinde faaliyetlerini sürdürmektedir. EMT Seminer Projesi’nde amacımız gerçekleştirilen seminerlerle öğrencilerin sektörler ve şirket içi birimler hakkında daha fazla bilgiye ulaşmalarını sağlamak, öğrencileri ilgilendiren güncel ve önemli konular hakkında çeşitli sektör ve şirketten konuşmacıların katılımıyla iş hayatına atılmadan önce kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam oluşturmaktır. Bu hedefler doğrultusunda farklı üniversitelerin ev sahipliğinde farklı ve güncel konularla birçok seminer gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye de devam etmektedir. Görüntüye, imaja ve isimlere verilen değerin giderek artması “Markalaşma”yı da beraberinde getiriyor. Bu durum karşısında hepimizin ak-


EMT’DEN HABERLER

18

lında aynı sorular var: “Marka nedir?”, “Nasıl marka olunur?” ve daha önemlisi “Bu marka nasıl yönetilir?”. Bütün sorularımızın cevabı 23 Kasım’da Koç Üniversitesi’ndeydi. 33 üniversiteden 300’e yakın katılımcıyla gerçekleşen EMT Seminer projesinin en son etkinliği ‘Marka Yönetimi’ semineri hem sorularımızın cevaplarını bulmamıza yardımcı oldu hem de konuya farklı açılardan bakmamızı sağladı. İlk konuşmacımız C-Section Dijital Reklam Ajansı Genel Koordinatörü Tuna Tiryakioğlu’nun enerjisi ve neşeli haliyle güne güzel bir başlangıç yaptık. Herkesin tüketici hakları düşkünü olduğundan yakınan Tuna Bey, “Küçücük harflerle hızlı hızlı geçirerek de olsa her şeyi yazmak zorundayız, artık müşteriye yalan söyleme devri kapandı.” deyip hepimizi güldürerek başladığı konuşmasında özellikle dijital ortamda yapılan reklamın inceliklerinden bahsedip küçük ipuçları verdi. En vurucu önerilerinden birisi de akşamki haberle, sabah reklam yapılan bir dünyada; yıllık planlamaların gittikçe işlevini kaybettiği ve esnek olmanın ne kadar önemli olduğuydu. Hemen arkasından CocaCola İçecek Grup Ürün Müdürü Seray Akyıldırım bizimleydi. Önemli olanın alışverişe çıkan herkesi kazanmak, yandaki ürüne giderken dikkatini çekip bir de CocaCola alayım dedirtmek olduğundan bahsedip;


19

EMT’DEN HABERLER bunu yapmak için renklerden raf sıralamasına her şeyin ne kadar önemli olduğunu söyledi. Bence asıl ilgi çekici olan kısmı ise sunumun bir parçası olmadığı halde gelen “Siz kendi çocuğunuza içiriyor musunuz?” sorusuna verdiği soğukkanlı ve markaya güvenen tavrıydı. Marka olmak, o markanın değerini arttırmak için her şeyden önce böyle bir eminlik gerekiyor, der gibiydi.

“Markalaşmada Rekabet” oturumuyla Avea Pazarlama İletişimi Direktörü Meltem Ersöz, belki de ülkemizdeki en büyük rekabetten bahsetti bize: “Bir konuda rekabet ediyorsanız o konuda rakibinizden iyi olduğunuzu kabul ettiniz demektir.” diyerek rekabete bakışlarını belirtti. Gelen bir soru üzerine bir süre daha reklamlarında Turkcell’e göndermeler yapacaklarını ama bunun bir süreç olduğunu söyledi. Ülkemizde diğer firmanın adını kullanarak reklam yapmanın yasak olmasından da biraz yakınarak yurtdışından eğlenceli örnekler verdi. Bunlar üzerinden ince detayların ne kadar etkili olabileceğini ve önemli olanın karşı tarafı rekabete itmek olduğunu anlattı. Unilever Pazarlama Direktörü Yasemin Özaydınlı ise pazarlama, trendlerin erken safhalarında yakalanmasıyla başlıyor, tüketicinin mutsuz olduğu anlar ise inovasyon için en uygun anlardır diyerek reklamcılığın ilk aşaması için bize yol gösterdi. Ancak yeniliklerin “marka DNA’sına” bağlı kalınarak yapılması konusunda uyardı. Marka duruşunun ve pazarlama yöntemlerinin kullanıcıya değil alıcıya yönelik olması gerektiğini, erkek kullanacak olsa bile ev için satın alan bayansa etkilenmesi gerekenin o olduğunu söyledi. Axe reklamlarından bahsederken bazı ürünlerin kendilerine göre bir karizması olduğunu; bu ürünlerin açık açık reklamlar yerine


20

EMT’DEN HABERLER bilinçaltına hitap eden, “mesaj” içerikli reklamlarla tanıtılması gereken özel ürünler olduğundan bahsetti. Verdiği örnekler ve uyarıların özel ürün grupları için çok faydalı olduğuna inanıyorum.

“Parmak İzini Nasıl Oluşturursun?” eğitimiyle Kişisel Marka ve İmaj Danışmanı Rüzgar Mira Okan ise bu muhteşem günün son konuşmacısıydı. 1 dakika 45 saniyede edinilen ilk izlenimin ne kadar önemli olduğundan bahseden Rüzgar Hanım, gösterdiği fotoğraflara yorum yapmamızı isteyerek de bunu hepimize kanıtlamış oldu. Dış görünüşün önemi üstünde durarak tokalaşmaktan iletişim tekniklerine kadar çeşitli konularda tavsiyelerde bulundu. “Bir kişi yapabildiyse herkes yapabilir; kulaklarımızı dışarıya tıkamamız, isteklerimize cesaret bulabilmemiz için çok önemli.” diyerek hem görünüşüyle hem tavrıyla hepimize “Işığımızı yansıtmamız” için ilham kaynağı oldu. Her bir konuşmacı ayrı ayrı bize çok şey kattı, Kurukahveci Mehmet Efendi ve Redbull oturum aralarını daha da güzelleştirdi. Koç Üniversitesi IES olarak başta EMT Seminer ekibine ve bütün katılımcılara çok teşekkür ederiz. Umuyoruz siz de bizim kadar eğlenmişsinizdir!

Koç Üniversitesi IES adına Ilgaz ŞAYLAN


21

EMT’DEN HABERLER

EMT’NİN YEPYENİ ORGANİZASYONU: AKTİVİTE GÜNLERİ!

E

MT 21. GK’nın ardından ÜİK; ilerleyen günlerde EMT üyelerinin kaynaşmasına yönelik, sadece eğlence amaçlı birkaç gün sürecek olan ‘Aktivite Günleri’nin müjdesini vermişti. 25 Kasım’da Koç Üniversitesi’nde ‘Marka Yönetimi’ başlığıyla gerçekleşen seminerin ardından 2 gün boyunca yine Koç Üniversitesi IES’in ev sahipliği ile EMT Aktivite Günleri başladı. Cuma akşamı, seminerin ardından İstiklal Caddesi’ndeki Liberta Hostel’e yerleştik. Hostelin İstiklal Caddesi’nde olması bize büyük avantaj sağladı. İstanbul’un hemen hemen bütün eğlence merkezlerine yürüme mesafesindeydik. Hostelimize yerleştikten sonra günün yorgunluğunu atmak ve güzel bir akşam yemeği yemek için Beşiktaş Kafe Pi’ye gittik. Böylece EMT Aktivite Günleri resmen başlamış oldu! Yemeğin ardından hostelimize dönüp ufak bir yakıt ikmali yaptıktan sonra İstanbul’un en gözde gece kulüplerinden biri olan Curcuna’ya geçtik. Tıklım

tıklım, canlı atmosferi eşliğinde geç saatlere kadar eğlendik. Sabaha karşı hostelimize döndüğümüzde bütün EMT üyeleri saniyeler içerisinde uykuya daldı. Cumartesi öğlene doğru zor da olsa uyandığımızda, bizi Koç IES ailesi poğaça ve çaylarla karşıladı. Güzel bir sabaha başlamak için yeterliydi. Ayrıca bize, asıl eğlencenin bugün olduğunu söylediler. Macera Avı isimli bir oyun oynadık. İstiklal Caddesi’nin belirli noktalarına Koç IES üyeleri yerleştirilmişti. Beşerli gruplara ayrıldıktan sonra bu üyelerin bulundukları noktalara gidiyorduk. O noktalardaki görevli arkadaşlar bizlere çeşitli oyunlar oynuyor ve oyunları kazanmamız halinde iki ya da üç harfli şifreler veriyorlardı. Puzzle yapmak, kocaman bir metinden belirli bir kelimeyi bulmak bu oyunlardan bazılarıydı. Daha sonra bu toplanan şifreleri mantıklı bir şekilde birleştiren ilk grup yarışmanın galibi oluyordu. Şifre “IŞIĞINI YANSIT IES”ti ve bütün gruplar yarışmayı kazanmış sayıldı!


EMT’DEN HABERLER Yarışmanın ardından İstiklal Caddesi’nde bir kafede birkaç saat oturduk. Bu süre zarfında kahve falları bakıldı, fotoğraflar çekildi. EMT üyeleri birbirlerini daha iyi tanıma şansı buldu. Yine İstiklal Caddesi’nde yemeğimizi de yedikten sonra yarışma ödüllerimiz olan içkilerimizi içmek üzere shot bara ardından da Ekvator isimli bara gittik. Sarhoş olan çokça EMT üyesi etrafa neşe saçıyordu :) İçimizdeki bu fazla enerjiyi atmak için, gecenin kapanışı ve sabahın açılışını yaptığımız İstanbul’un en ışıltılı gece kulüplerinden biri olan Mürekkep’e doğru yol aldık. Eğlencenin dibine vurduğumuz bu gecenin ardından kendimizi yatağa zar zor attık. Ertesi sabah kalktığımızda yine güler yüzlü Koç IES ailesi tarafından hazırlanan kahvaltı ile yavaş yavaş Aktivite Günleri’nin sonu-

22 na geldik. Hostelden on iki gibi çıkışımızı yaptıktan sonra herkes yavaştan veda ediyordu. Şubatta Bursa’daki Genel Kurul’da buluşmak üzere ayrıldık. Özetlersek, EMT Aktivite Günleri vize ve final stresini unutturan bir hafta sonu olmuş; bunun yanında birçok sıkı dostluğun temellerini atarken, EMT üyelerinin farklı illerdeki diğer üyeler ile hasret gidermesini sağlamıştı. Bu organizasyonun sık sık tekrarlanmasını ümit ediyor, Koç IES ailesine bu harika ev sahiplikleri için bütün misafir üyeler adına bir kez daha teşekkür ediyorum.

Berk Çapar TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi


23

RÖPORTAJ

AİLE ŞİRKETLERİ ÜZERİNE Şüphesiz ki ülkelerin ekonomilerini ayakta tutan şirketlerin büyük bir kısmını “Aile Şirketleri” oluşturmaktadır. Aile şirketlerinin kurumsallaşma süreçleri ve yönetim stratejileri ile ilgili bilgi sahibi olmak için bir bilene danıştık ve Fortune Kariyer Eğitim ve Danışmanlık Yönetici Ortağı Sayın Ayşen Arıduru ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik. İşte sizlere röportajımızın ayrıntıları;

• Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

tör araştırmaları, kişisel gelişim eğitimleri, insan kaynakları sistemlerinin tasarlanması ve uygulamaları konularında şirketlere danışmanlık hizmetlerimizi sunmaktayız. Müşterilerimiz; aile şirketleri, kurumsal ve büyük ölçekli firmalar, start-up oluşumlar, yabancı sermayeli şirketler, yurt dışında faaliyet gösteren şirketlerdir.

yapılar olduğunu görüyoruz. Bu işletmelerin sayısı çok ve Türkiye’nin her bölgesinde faaliyet göstermektedirler. Yeni 1994 yılından itinesillerin de yönetime baren danışmanlık sekgeçmesiyle beraber daha töründeyim. Ekonomi modern yönetim modelmezunuyum. Kariyerleri uygulanmaktadır. ime CEO’s dergisi köşe Devletin teşvik, hibe ve yazarlığı VE dergisi destekleri de olduğu için köşe yazarlığı, CIO Dergirişimcilik de sürekli gisi yazarlığı, Working gelişim göstermekte ve Mother dergisi yazarlığı, bir taraftan da yeni işler Kobifinans Danışmanı kurulmaya devam etmekve Dünya Bankası Busitedir. Aslında girişimcilik ness Advisor Sertifikalı modelinin gelişmesi Danışmanı olarak devam • Aile şirketlerini istihdamı güçlendiren ediyorum. Ayrıca Capi“ekonominin bel bir unsurdur. Var olan tal, Ekonomist, Turkishkemiği” olarak şirketlerin veya yeni kutime ve Para dergileri rulan şirketlerin istihdeğerlendirecek için sürekli görüş bildiriyorum. Bazı dernek ve kadar önemli yapan dama katkısı yadsınamaz. Çok büyük yapılara vakıflar için danışmanlık nedir? baktığımızda da aslında yapmaktayım. aile şirketleri olduğunu Fortune olarak, KOBİ’ler yani görüyoruz. Bazı yapılar ekibimizle birlikte şirket küçük ve orta ölçekli daha hantal, bazı yapılar yapılanmaları, yönetim işletmeler ve daha daha dinamik olarak göze danışmanlığı, üst düzey büyük aile işletmelerine çarpmaktadır. yönetici araştırmaları, baktığımızda, ekonomik işe yerleştirme, sekkalkınmaya katkı sağlayan


RÖPORTAJ • Peki, bir aile şirketini kurumsallaşma sürecinde neler bekliyor, hangi aşamalardan geçiyor?

ve raporlama sisteminin kurulması gerekmektedir. Ayrıca, doğru yönetim felsefesinden yola çıkarak; Şirketini emanet edebileceği, güven duyabileceği, iyi tem sil edecek başarılı bir Türkiye’de aile yöneticiye sahip olmak, şirketleri yoğunlukta. ayrıca ‘’işin içinde yine Yeni girişimler, yeni kendisinin de var olması” yatırımlar, gelişen strate- gereklidir. jiler ve büyüyen işler Şirketin içinde bulunduğu sonucunda karşılaşılan sektörde prestijini en önemli gereksinarttıracak kurumsal imler; kurumsallaşma, iletişim faaliyetlerini profesyonelleşme, uygulanması ve sistem alt yapısı ve inMüşteri ilişkileri tarafında san kaynaklarına olan fayda sağlayacak CRM bakışın iyileştirilmesidir. (Customer Relations En önemli sorunlardan Management - Müşteri biri de, bu tip şirketlerin İlişkileri yönetimi ) bakış açısında, yapının uygulamalarına en önemli unsuru olan geçişi sağlamak emek gücüne, ‘’insana’’ da oldukça önemolan yaklaşımındaki eksik- lidir. liklerdir. Diğer önemAile Şirketleri Nasıl li faktörleri de şu Kurumsallaşır? şekilde sayabiliriz; Öncelikle, örgüt modelinin -Teknolojiyi kuloluşturulması, yüksek lanmak kurumsallaşma düzeyini -Modern satış ve sağlamaya yönelik pazarlama takçalışmalar, yönetim tiklerini uygulaorganizasyonunun mak, yapılandırılması, yetki ve -Stratejik Plansorumluluk delegasyonu lama ve Yönetimi

24 uygulamak, -Başarılı Finans Yönetimi ve uygulamalarını gerçekleştirmek -Yeni ekonominin getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda, değişime ve yeniliğe açık olmak, uyum sağlamak ve adapte olabilmek -İnsan Kaynağını önemsemek.

• Özellikle yeni kurulan bir aile şirketinin ayağını yere sağlam basabilmesi için nasıl bir yönetim politikası uygulaması gerekiyor?


25 Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri veya Danışmanlarla çalışmaları önerilir. Profesyonel bir Yönetici ile yollarına devam etmeleri kurumsallaşmanın adımıdır. Sistem kurma, doğru yapılanma, doğru organizasyonu oluşturma, sorumluluk ve yetki devri gibi oluşumları önemsemelidir. Stratejik Planlama ve Stratejik Yönetimi başarmalıdır. Hukuk ve Finans fonksiyonu mutlaka çok güçlü olmalıdır.

RÖPORTAJ Tek bir hata olarak açıklayamayız. Birçok sebebe bağlı olarak sonuçlar kötüye gidebilir. İleriyi görememek, değişen dinamiklere ayak uyduramamak, finans yönetimini yapamamak, şirketle ilgili büyük resmi görememek, bilinçsiz yapılan yatırımlar, teknolojiden uzak olmak, insana yatırım yapmamak, riski -Daha büyük maliyetler ve krizi yönetememek, Nitelikli ve katma değer egosal yaklaşımlar, iş katacak personelin devredememe, profeşirkete kazandırılamaması syonel yönetim ekibi oluşturamama ve güven- (Bu kişilerin bu tarz bir firmada çalışmak istesizlik gibi sebepler aile şirketlerinin sonunu get- memeleri ) -Sektördeki imajın, irmektedir. prestijin giderek zedelenmesi İnsan Kaynakları alanına yatırım • Türkiye’deki yapılmadığında ve kurumsallaşma süreaile şirketlerini cinden uzaklaşıldığında dünya geneli ile karşılaşılacak sorunları kıyaslayacak ise şöyle sıralabiliriz;

Disiplin, vizyon, iyi analiz, planlama, izleme, sistem içinde olma, denetim, kuvvetli bir iç ve dış iletişim, ekip motivasyonunu canlı tutma, maliyet kontrolü, teknolojiye uyum sağlamak ve teknolojiyi etkin olarak kullanmak zorundadır. Marka yaratma, itibar kazanma, başarılar ve referanslar ise büyümeyi -Eleman sirkülasyonu destekleyecektir. -Motivasyonsuzluk ve Verimsizlik -Şirketin genel • Size göre bir aile performansında yaşanan şirketinin sosıkıntılar nunu hazırlayan -Yönetim tarafından yapılabilecek en alınan yanlış ya da eksik kritik hata ne ola- kararlar bilir? -Büyümenin durması ya da küçülme hali

olursak ne düşünürsünüz, ne durumdayız sizce?

Dünya’da girişimcilik eğilimi daha yüksektir. Dolayısıyla ülke bazında değerlendirmek ve analiz yapmak gerekirse genel anlamda aile şirketlerinin sayısı veya oranı daha fazladır. Her ülkenin


26

RÖPORTAJ -Pozitif kişilerarası ilişkiler oluşturulması, Ekip ruhunun benimsetilmesi. Röportajımızı sonlandırırken Ayşen Hanım şunları ekliyor:

“Rekabetle yarışmak

gelişiminde ve tercihlerinde kendi dinamikleri, yerel özellikleri, sosyalkültürel yapısı etkili olmaktadır. Girişimciliği geliştirme ve özendirme konusunda Avrupa Birliği Geliştirme Merkezleri, Dünya Bankası, Kalkınma Ajansları ve KOSGEB tarafından sürekli olarak eğitimler, konferanslar sertifika programları düzenlenmektedir. Hibe ve teşviklerle yeni işlerin kurulmasına destek vermektedirler. Ayrıca ARGE alanında da Tübitak, TTGV gibi kuruluşlar da şahıslara ve yeni oluşumlara katkı sağlamaktadırlar.

ve varlığını sürdürebilmek için, krizleri kolay atlatabilmek için, daha canlı ve daha gelişmiş bir ekonomiye sahip ol-Doğru İnsan Kaynakları mak ve büyümek politikalarının yerleştirilmesi için, Türkiye’deki -Çalışan personelin moti- tüm işletmelerin; vasyonunun sağlanması en önemli varlıkları -Yeni alınan personelin olan çalışanlarına, kurum kültürüne uyacak insan kaynaklarına şekilde doğru seçimi yatırım yapmalarını -Aidiyet duygularının ve önemsemelerini yaratılması tavsiye ediyorum. -Uzun dönemli Uzun dönemde, çalışabilecek ve sadayaptıkları yatırımın, kati yüksek çalışanlar çok çok üzerinde yaratılması bir geri dönüşle -Performans karşılaşacakları değerlendirmeleri ve ödüllendirme sistemleri inancındayım.”

-Bireysel Kariyer Planlamasının yapılması -Yetki ve sorumlulukların doğru belirlenmesi -Kişisel gelişimin sağlanması ve sürekli eğitimler Aile Şirketleri’ne İnsan Kaynakları açısından -Şirkete duyulan güvenin, inancın sağlanması önerilerimiz:

Büşra FAZLIOĞLU Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı


27

REHBER

Uzun bir süreç… Yıllar süren bir emek, uğraş… Tahmin ediyorum ki, yıllar boyu beklenen zamanlar bunlar sizler için de. Sayısız strese ve sınava sokan üniversite giriş sisteminin ucundaki ödül. Nihayet, hayat boyunca bir daha sahip olunamayacak üniversite hayatı sizler için başlamış bulunmakta. Öncelikle sizlere bu yolda başarılar ve mutluluklar diliyorum. Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği olarak sizlerin yanında olduğumuzu hissettirerek sizlerle bir nebze olsun fikir paylaşımında bulunabilmek için bu yazıyı ele almaya karar verdik ve bu görev bana düştü. Öncelikle söylemekte fayda var ki, üniversite hayatı kişiliğinizin tam olarak oturduğunu hissedeceğiniz, hayata çok daha farklı açılardan bakma yetisi kazanacağınız, çok sayıda yeni deneyim ile girişimi harmanlayacağınız ve tüm bunlar gerçekleşirken zamanın nasıl akıp gittiğini hayretle seyredeceğiniz bir süreç. Tabii ki bu süreci sağlıklı bir şekilde yönlendirip hissedebilmeniz büyük ölçüde sizlere bağlı. Benim kişisel tavsiyem, bu yolda yürürken kişisel değerlerinizi, vizyonunuzu ve misyonunuzu yol göstericiniz olarak görmeniz. Bu hem sizin daha sağlıklı karar vermenizi sağlayacak, hem de kendinden daha emin bir birey olmanıza yardımcı olacaktır. Peki, üniversite hayatında neler yapmalı? Odak noktası ne olmalı? Hedefler nasıl belirlenmeli? İş odaklı planlar ile diğer bireysel planlar arasındaki denge nasıl tutturulmalı? Yapılabilecek kritik hatalar neler olabilir? Bu noktadan itibaren az önce saymış olduğum soruları kişisel fikirlerim, deneyimlerim, gözlemlerim ve bugüne kadar benimle paylaşılmış olan fikirler ile yaşantıları harmanlayarak yanıtlamaya çalışacağım. Takdir edersiniz ki bu soruların belli bir yanıtı yok, yanıtları kişiden kişiye mutlaka değişecektir. Fakat, göz ardı edilmemesi gereken bazı hususlar var. Yazının devamına geçmeden önce, gözlerinizi kapatın ve düşünün:


REHBER

28 Sizin kişisel vizyon, misyon ve değerleriniz neler? Daha önce bunların üzerinde ayrıntılı düşünmediyseniz, şu an tam zamanı! Kişisel değerleriniz sizin önemli gördüğünüz ve hayat boyu taşımaktan vazgeçmek istemediğiniz değerler olmalı; hedefler revize edilebilse de, kişisel değerler kalıcı olacak. Vizyon ve misyonunuz da sadece kariyer odaklı olmamalı, sonuçta onlar sizin yaşama amacınız ve kendinizi nelere adayıp nasıl bir hayat çizmek istediğiniz ile ilgili.

Üniversitede yapılabilecek aktiviteleri iki ana başlık altında toplayabiliriz: Meslek odaklı aktiviteler ve diğer bireysel aktiviteler. Aralarında kesin çizgiler yok. Meslek ve ders odaklı düşünme hususunun yanlış anlaşılmaya ve bu yanlış anlaşılmadan ötürü mutsuz ve az yönlü bireylere neden olduğuna sık sık tanık olduğum için, önceliği bu konuya vermek istemiyorum. Ancak, meslek ve ders odaklı olmayan aktiviteler de “her gün kendimizi dağıtarak boş boş geçirmek” kavramına tekabül etmiyor. Bu hususta benim en ön plana çıkarabileceğim önerilerim şunlar olacaktır: Aktivitelerinizi mümkün olduğunca zengin tutmaya çalışın, araştırmacı olun, hobilerinizin peşinde koşun, sevdiklerinize değer verin, yaşadığınız şehri erkenden keşfedin, farklı çevrelerden arkadaşlıklar edinin, öğrenci topluluklarının organizasyonlarına katılın, aktif sorumluluk alın, ufkunuzu geniş tutun, hedefleriniz doğrultusunda kitaplar ve çalışmalar okuyun. Bütün topluluk faaliyetleriniz de uzun vadeli kariyer odaklı olmasın; örneğin, sosyal sorumluluk projelerinde yer edinerek topluma da artı değer katmayı unutmayın. Günümüzde çok sayıda sosyal sorumluluk projesi ve kuruluşu var hayli yol katetmeyi başaran; tüm bu organizasyonların istikrarla bu yolda yürümeye devam edebilmesi için siz taze kanlara çok ihtiyacı var. Ayrıca, imkanlar dahilinde edineceğiniz bir yurtdışı deneyiminin (Work and Travel, Yurtdışı Dil Okulu, seyahat) sizlere dil, genel kültür ve sosyal çevre açısından büyük katkısı olacaktır. Tüm bu aktiviteler topluma karşı sorumluluklarınızı yerine getirdiğiniz için size gönül ferahlığı sağlayacak, sizleri çok farklı çevreler ile kaynaştıracak, yeri gelince çeşitli sebeplerden iyice bunalan kafanızı dağıtmanıza imkan sağlayacak, yıllar geçtikten sonra geçmişe baktığınızda gurur duyarak paylaşacağınız anılar olacak ve de size hayat boyu kılavuz olarak kullanacağınız deneyimler kazandıracaktır. Tüm bunların yanında tabii ki derslerinizi ve mesleki gelişiminizi de ihmal etmeyin. Alınan sonuç ne olursa olsun, derslere verilen değer sizlere hem


29

REHBER

teknik ve mesleki bilgi katacak, hem de sizin yaptığınız işe verdiğiniz önemi bir nebze de olsa gösterecektir. Ayrıca kendinizi mesleğinizin alanına giren özel bir yetkinlik alanına yönlendirip, şimdiden bu sektörler ve işleyişleri hakkında bilgi edinmeye başlamanızı öneririm. Endüstri Mühendisliği’nden birkaç örnek verecek olursam bu üretim sistemleri olabilir, finans olabilir, danışmanlık olabilir veya bilişim olabilir. Katılmakta olduğunuz etkinlikler ve eğitimler bu konuda size artı sağlayacaktır. Günümüz koşullarından çıkaracağımız bir sonuç olarak, en az bir yabancı dil öğrenin. Mümkünse yabancı dil sayınızı artırın. Bu hem size kariyerinizde büyük bir avantaj sağlayacak, hem de uluslararası temaslarınızda size yardımcı olacaktır. Yurtdışı demişken, yazının ilk kısmında bahsettiğime paralel bir şekilde bir yurtdışı deneyimi (Erasmus, Staj) size faydalı olacaktır. Staj mevzusuna gelecek olursak, stajı iyi değerlendirebilecek olduğunuz yerlere başvurun. Stajın yararlı olması için büyük bir kuruluşta yapmanız şart değil, önemli olan sizin o kuruluşta işe nasıl dahil edileceğiniz ve nasıl bir programa tabi tutulacağınız. Tabii büyük şirket ve kuruluşlar bu açıdan biraz daha ön plana çıkıyor, o inkar edilemez. Tüm bunların yanında bilgisayar programlama, web tasarımı, temel bilgisayar programlarında profesyonellik kazandıran eğitimler tarzı teknik bir kurs da ek bir yetkinlik kazandıracaktır sizlere. Kabul etmek gerekir ki günümüzde özel sektördeki iş pozisyonları için not ortalamasının önemi hayli azalmış bulunmakta; not ortalamasından ziyade aktifliği, deneyimi ve bilgiyi ön plana çıkarıyorlar. Ancak ileride akademik kariyer düşünüyorsanız, notun önemi önemli ölçüde artıyor. Bu noktada her ne kadar klişe gözükecekse de belirteceğim: Derslerinizi ezberlenmiş kalıplar üzerinden götürmeyin. Ayrıca, kör bir şekilde kendinizi derslere bağlamayın, bir başka deyişle, hedefiniz ve muhabbetiniz sadece not olmasın. Neyi, nasıl, nerede ve niçin kullanacağınızı öğrenmeye çalışın.


30

REHBER

Öğrendiklerinizin size ve ufkunuza kattığı zenginliği hissetmeye çalışın. Bu, sizleri işe yaramayacak bilgi çöplüğünden, stresten ve gerçek hayatta hüsran yaşama ihtimalinden uzak tutacaktır. Sonuçta bu hayatta tek başarı ölçütünün alınan notlar olması büyük bir yanılgı, çeşitli sebeplerden (hastalık, dersin ilgi ve yetkinlik alanı olmaması, kişinin önceliğinin farklı olması, sınavların farklı bir işe denk gelmesi vs.) düşük notlar alınabilir, ancak bu kimsenin kapasitesini ve zekasını üste veya alta taşımaz. Eğer ki siz dersleri değil, dersler sizi kontrol etmeye başlarsa, hem hayattan tat almanızı sağlayan tomurcuklarınız körelerek mutsuzluğa davetiye çıkaracaksınız, hem de önünüze çıkan diğer fırsatları kaçırma olasılığınız artacak. Daha önce de bahsettiğim gibi iş, sizin irade ve hedeflerinizde bitiyor. Yazımı sonlandırmadan belirtmek istiyorum ki, özellikle eski zamanlarla kıyasladığımızda, bir üniversite öğrencisinin kendini geliştirebileceği ve dahil olabileceği çok daha fazla fırsat var. Bunun sebebi, gerek şirketlerin üniversite öğrencilerine daha fazla yatırım yapmaya yönelmesi, gerek üniversitelerin bünyelerindeki öğrenci topluluğu faaliyetlerinin çeşitlenmiş ve artmış olması, gerekse üniversitelerin ve devletlerin öğrencilere sunduğu imkan sayısının yükselişe geçmiş olması. Aktivitelere sadece “ileride işime yarar” mantığı ile katılmayın; orada olmayı gerçekten istediğiniz ve hissedebileceğiniz aktiviteleri tercih edin. Bu zaten sizi yüksek motivasyonla istediğiniz yollara çıkaracaktır. Dahil olduğunuz bütün işlerde zaman zaman başarısızlıklar yaşayacaksınız; ancak unutmayın ki bunlar hiçbir zaman dünyanın sonu olmayacak sizler için. Hatta, hatalarınızı görerek basamak atlamanız için en etkili fırsatlar olacaklar bu başarısızlıklar. Hedeflerinizin peşini asla bırakmayın diyor ve yanında çok sevdiğim bir sözü de unutmamanız için vurguluyorum: “Olduğu kadar, olmadığı kader.” Hep beraber ömür sonuna dek alacağımız daha nice yollar var, yolunuz açık olsun.

Uğur ÖZTÜRK Orta Doğu Teknik Üniversitesi


31

KÜLTÜR-SANAT

ÇERÇEVE YOK, İÇİNDESİN!

Türkiye önemli bir ilaç firmasının 100. yıl etkinlikleri kapsamında tanıştı Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisiyle. 10 Şubat-15 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Karaköy Antrepo 3’te, ardından da 16 Ekim 2012-03 Ocak 2013 tarihleri arasında Ankara Cern Modern’de sanatseverlerle buluştu. Tam olarak 215.000 sanatsevere ev sahipliği yapan sergi maalesef kapılarını kapattı. Peki, Van Gogh Alive Sergisi nedir? Sergi Van Gogh’un 1880-1890 yılları arasında yaptığı çalışmaları ve dünyaca tanınan başyapıtlarını dev ekranlara, duvarlara, kolonlara, zemine ve tavana yansıtarak sanatseverlere tabloları adeta canlı canlı yaşama fırsatı verdi. Güçlü bir ses sisteminin sağladığı klasik müzik eşliğinde muhteşem bir gösteri ziyafeti sunmuş oldu. Sergi, izleyenlerin ağzından dinamik, bilgilendirici ve görkemli olarak nitelendirildi. Van Gogh mın bir dönevurmuş eserleAçmış Erik AğaAdam”, VinOdası”, Vazoda “Kırmızı Üzüm Çiçekleri” ve yaklaşık 3000

Alive’da ressame damgasını rinden “Çiçek cı”, “Çalışan cent’in Yatak 12 Ayçiçeği”, Balığı”, “Süsen bunlara ek eseri yer aldı.


KÜLTÜR-SANAT

32

Ressam, herkesin bildiği gibi fırtınalı hayatıyla ünlüdür. Ömrünün son 10 yılında bugünkü ünlü, kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir. 1888 yılında bir ressam arkadaşı ile arası bozulduğu için sol kulağının bir kısmını kesmiş ve ruhsal durumu giderek kötüleşince intihar etmiştir. Sergi de Van Gogh’un bu fırtınalı hayatını ziyaretçilerine iyi yansıtabilmek amacıyla güçlü bir klasik müzik listesiyle beraber tabloların kronolojik diziliminden yararlanmış. Ayrıca sergiye girmeden önce ressamın bazı tabloları klasik sergi düzeninde sıralanmış ve yıl yıl değişimlerini anlatan metinler eklenmiş. Sergiyi gezerken ressamın hikâyesinin tüm duygusal ve çarpıcı yönlerini hissedebiliyor ve sanatının tüm derinliklerini anlayabiliyorsunuz. Ziyaretçilerin sanatçıyla ilgili yaşayabilecekleri eşsiz ve muhteşem bir deneyime sahip olduklarını düşünüyorum. Sergiyi kaçıranlar sanırım bu sefer üzülebilirler. Gerçekten yaşamaya değer bir gösteri olduğunu söyleyebilirim. Sergi her ne kadar kapılarını kapatsa da tekrar ziyaretçi kabul edeceği günler gelecektir diye düşünüyorum.

Esra Tuğçe ERGÜN Orta Doğu Teknik Üniversitesi


33


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.