2
3 4
5 9 12 15 18 22 25 28 32
3
EDİTÖRDEN
Sevgili dergiEMT okurları,
9.sayımız olan dönemin son sayısıyla yine karşınızdayız! 8.sayımızın ardından EMT etkinliklerinin yoğun bir şekilde gerçekleştirilmesinden dolayı bu sayımızda “EMT’den Haberler” bölümümüze geniş yer ayırarak 23.GK Kritiği, Seminer Kritiği-ODTÜ, VAY Yarı Final-ESOGÜ, Vay Yarı Final-DEÜ kritikleri ile son olarak VAY Final-KOÜ kritiğini sizlere aktardık. Endüstri Mühendislerinin sahip olması gereken nitelikler yazı dizisinin son konusu olan “Sosyallik” konusunu işledik. Kariyer sayfamızda “Şirketlerin üniversite öğrencileri için ‘Kariyer Programları’” ile ilgili bilgiler vermeye çalıştık. Günümüzde popülaritesi oldukça yüksek pazarlama seçeneklerinden biri olan “Dijital Pazarlama” konusuna yer verdik ve hepimizin ilgisini çeken “İkna” konusunun detaylarını sizlerle paylaştık. Dergimizin bu sayısının ve önceki sayılarının sizlere ulaşmasındaki ve ayrıca şimdiye kadar her sayıda dergiEMT’nin bir adım daha ileriye taşınmasındaki emekleri ve özverili çalışmalarından dolayı Bilgi Yönetimi Komitesi Üyeleri ve dergimiz Yayın Kurulu’na tek tek teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Özenle hazırladığımız 9.sayımızı beğenerek okuyacağınızı ve keyif alacağınızı umuyor, vaktinizi ayırdığınız için siz değerli okurlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bilgi Yönetimi Komitesi Lideri ve dergiEMT Editörü olarak katkı sağladığım son sayı olmasının burukluğu ve birbirinden muhteşem insanların yer aldığı muhteşem bir ekip sayesinde dönem boyunca dolu dolu içeriklere sahip sayılar çıkarabilmiş olmanın mutluluğuyla artık bayrağı devretmenin vakti geldi. Benden sonra gelecek Bilgi Yönetimi Komitesi Lideri ve dergiEMT Editörünün dergimizi daha da ileriye götürmek ve geliştirmek adına çok güzel işler başaracağına inanıyorum ve başarılar diliyorum.
Sevgiler,
Büşra FAZLIOĞLU Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı
4
BAŞKANDAN
Merhaba değerli arkadaşlar,
Bu sayının 2012-2013 Dönemi olarak bizler için son sayı olması sebebiyle buruk bir sevinç yaşıyoruz. Geride bıraktığımız bir yıl içerisinde hem projeler adına hem birliğimizin misyonu ve vizyonu adına hep birlikte güzel işlere imza attığımıza inanıyoruz. Vaka Analizi Yarışması (VAY) dahilinde Yerel Elemelerin ardından Yarı Finaller ve Final’i de gerçekleştirerek projemizi başarılı bir şekilde tamamladık. Yarışma sonucunda 15 takım arasından, İstanbul Teknik Üniversitesi birinci, Kocaeli Üniversitesi ikinci ve Yıldız Teknik Üniversitesi ise üçüncü oldular. EMT Seminer Projesi bu yıl düzenlenen ikinci seminer olan “Fark Yaratmak” konusu ile nisan ayında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde birbirinden değerli konuşmacıların katılımıyla gerçekleşti. Sosyal Sorumluluk Projemiz olan Lise Sunumu Projesi ise yıl içersinde farklı şehirlerde gerçekleşmeye, lise ve dershane ziyaretleri ayrıca geçtiğimiz dönem açılan web sitesi ile üniversite sınavı öncesi öğrencilere Endüstri Mühendisliği’ni tanıtarak bilinçli tercih yapmaları konusunda destek olmaya devam ediyor. Dopdolu içeriğiyle 9. sayısını yayınlama mutluluğu yaşadığımız, tamamen öğrenciler tarafından hazırlanan dergiEMT projesi ile bu sayı ve önümüzdeki sayılarda çok farklı konularda hep birlikte bilgi edinme şansı yakalıyor olacağız. Projelerimizin mimarları olan, canla başla çalışan çok sevgili proje ve komite lideri arkadaşlarıma, birliğimizin gelişiminde çok büyük rolü olan üye topluluklara ve komite/projelerde aktif rol alarak tüm çabaları anlamlı kılan EMT ailesinin bireylerine katkılarından dolayı tek tek teşekkür ediyorum. Özel olarak bu güzel derginin yayınlanmasında emeği geçen Bilgi Yönetimi Komitesi Lideri Büşra Fazlıoğlu ve ekibine çok teşekkür ediyorum. EMT’nin bir adım daha ileri gitmesi için bütün bir sene bizleri yalnız bırakmayan, EMT adına bir şeyler yapmaya çalışmış, birliğimizin gelişimine katkı sağlamış herkese tekrar teker teker teşekkür ediyorum. Yeni seçilen yönetim kurulunun EMT’yi daha da ileri taşıyacak çalışmaları bir sene boyunca en güzel şekilde yapacağına inanıyor ve başarılar diliyorum.
Daha nice güzel çalışmalara,
Gözde SAYIN Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
5
EMT’DEN HABERLER
ŞUBATTA ULUDAĞ GÜZELDİR
EMT
’ nin 23. Genel Kurul’u Bursa’da Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Topluluğu’nun ev sahipliğinde gerçekleşti. Gerek tarihi gerek doğal güzelliği ve gerek sanayisi ile Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri olan Bursa’nın birbirinden güzel mekânlarında ev sahibi ekip olarak 5 gün 4 gece boyunca başarılı bir şekilde katılımcıları ağırlayarak unutulmayacak bir GK gerçekleştirdik.
4 Şubat’ın erken saatlerinden itibaren kampüs sorumluları ve temsilcilerin gelmesi ile beraber saat 13.00’da çalışmalar başladı. Temsilci ve KS oturumları gerçekleştikten sonra Bursa’nın merkezindeki doğal ve huzurlu bir park olan Merinos Park’ın içindeki Gönül Dostları Sofrası adlı restoran’a otobüsle hareket ettik. Sohbet, muhabbet edildikten ve hasret giderildikten hemen sonra lezzetli yemeklerle karnımızı doyurduk. Otel odalarımıza döndüğümüzde sohbete doyamayan arkadaşlarla Saklı Bahçe adlı mekânda oturup panoramik güzel bir Bursa manzarası eşliğinde sohbet ettik. 5 Şubat günü, otelde yapılan açık büfe kahvaltıdan sonra açılış oturumunun gerçekleşeceği Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği binasında bulunan Aykut Barka Konferans Salonu’na doğru otobüslerle yola çıktık ve Genel Kurul, EMT Başkanı Gözde Sayın’ın açılış konuşmasıyla başladı. Aramıza yeni katılan arkadaşların - nam-ı diğer çaylakların - da komitelerini seçmesinin ardından oturumlara ve çalışmalara hızla devam ettik. KS’lerin çaylaklar için hazırladığı
EMT’DEN HABERLER
6
oyunlar oynandı ve kaynaşma sağlandı :) Oturum aralarında enerji depolamak için seyyar makarna arabasından lezzetli makarnalar yedik. Günün sonunda, oteldeki akşam yemeğinden sonra mükemmel bir gece geçirmek için KAT3 adlı mekâna doğru yola çıktık. KAT3’te günün yorgunluğunu geç saatlere kadar doya doya dans ederek ve eğlenerek attıktan sonra otele geri döndük. Fakat benim gibi açlığını bastıramayanlar için otelin hemen yanındaki dürümcü imdada yetişti :)
6 Şubat günü, yine otelde açık büfe kahvaltımızı yaptıktan sonra okula doğru yola koyulduk. Aykut Barka Salonu’nda Danışman Özcan Altınay’ın tecrübeleri ve deneyimlerini kendi mizacını katarak anlattığı eğlendirerek gelecek hakkında görüş açımızı değiştiren seminerine katıldık. Günün sonunda Gold Hotel’in bünyesindeki eğlence mekânında yemekli eğlence gerçekleştirdik. Sonrasında otelin restoran kısmında
7
EMT’DEN HABERLER
After-Party ‘de gecenin ilerleyen saatlerine kadar şarkılar söyledik ve sohbet ettik. 7 Şubat günü, son oturumları gerçekleştirmek üzere sıcacık yataklarımızı bırakıp güne başladık. Bütün komiteler işlerini layığıyla yerine getirdikten sonra artık 23.Genel Kurulu kapatmak için tekrar Aykut Barka Salonu’nda toplandık. Komiteler kapanış sunumlarını gerçekleştirmeden önce üniversitelerin üyeliklerinin değerlendirmesi yapıldı. Oturumun N eğlenceli kısmı ve adeta GK’nın özeti olan artık bir klasik haline gelen “N’ler” sunumundaki birbirinden eğlenceli, komik ve anlamlı fotoğraflar ile oturum sonlandı. Bursa’nın en güzel mekânlarından olan Hayal Kahvesi’nde Şebnem Ferah’tan daha Şebnem Ferah sesi olan solistin aralarında bulunduğu “Kaçamak” adlı grubun muhteşem canlı müzik performansının ardından geceyi sonlandırmak için yine soluğu dürümcüde aldık. Aramıza sadece o gecelik katılan GK’ların demirbaşı olan :) Ahmet Tuğrul BAKIR ve muhteşem sesi ile mükemmel bir After-Party daha gerçekleştirdik. 8 Şubat günü, son güne uyanmış olmanın burukluğu, Uludağ’a çıkacak ol-
8
EMT’DEN HABERLER manın heyecanı ile başladı. Uludağ’a uzun bir otobüs yolculuğunun ardından vardığımızda isteyen gönlünce kayak yaptı, isteyen oturup sohbet etti, isteyen oyun oynadı, karlarda yuvarlandı yani doyasıya eğlendi. Son olarak Uludağ’dan ayrılmadan önce acıkan karnımızı sıcacık sucuk ekmekle doyurduk. Yorucu bir Uludağ’dan sonra otobüslerle, şarkı ve
türküler eşliğinde otele döndük. Bavulları hazırladıktan sonra otelin lobisinde vedalaşmak için toplandık. Vedalaşıyor olmanın verdiği burukluk ama 24. GK’da tekrar görüşecek oluşumuzun heyecanı ile ayrıldık. Sizler için gayet keyifli ve verimli bir GK organizasyonu yapabilmiş olmayı umuyoruz. Benim ilk Genel Kurul’umdu, beklediğimden çok daha fazla keyif aldım ayrıca Genel Kurul sonrası 4-5 kez daha görüşebildiğimiz renkli arkadaşlıklarımız oldu. Son olarak tabi ki ben de 24. Genel Kurul’da İstanbul’dayım! :)
Yalçın Yılmaz Uludağ Üniversitesi
9
EMT’DEN HABERLER
FARK SENSIN!
Sizleri önce EMT Seminer projesi ile ilgili bilgilendirmek istiyorum. EMT Seminer Projesi, 2009 yılından bu yana EMT bünyesinde faaliyetlerini sürdürmektedir. 2012-2013 dönemi Seminer projesi lideri Burcu Çakmak’a göre bu projede amaç, gerçekleştirilen seminerlerle öğrencilerin sektörler ve şirket içi birimler hakkında daha fazla bilgiye ulaşmalarını sağlamak, öğrencileri ilgilendiren güncel ve önemli konularda çeşitli şirket ve sektörden konuşmacıların katılımıyla iş hayatına atılmadan önce kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam oluşturmaktır. 2012-2013 döneminin ilk semineri de hatırlayacağınız gibi 23 Kasım’da Koç Üniversitesi IES ev sahipliğinde başarılı bir şekilde ve dolu dolu gerçekleştirilmişti. Yılın ikinci EMT Semineri ise 5 Mayıs 2013’te ODTÜ Verimlilik Topluluğu ev sahipliğinde gerçekleşti. Bu seminer bütün üniversite öğrencilerinin akıllarının
10
EMT’DEN HABERLER
bir köşesinde hep var olan ve hayatlarına dair hedefleri içerisinde yer alan “Fark Yaratmak” konusuyla yola çıktı. Konuşmacı olarak hayatlarında fark yaratmayı gerçekten başarmış, hedefleri doğrultusunda korkusuzca ilerlemiş ve bu konuda üniversite öğrencilerine rehberlik edebilecek alanında uzman 3 kişi seçildi: Finansbank İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp, Microsoft Kurumsal Destek Hizmetleri Grup Yöneticisi Bora Kıvrak ve Campaign Türkiye köşe yazarı ve TEDxReset konuşmacısı Semih Yalman. İlk oturumda Microsoft Kurumsal Destek Hizmetleri Grup Yöneticisi Bora Kıvrak katılımcılara iş hayatıyla ilgili deneyimlerini, bugünlere nasıl geldiğini ve fark yaratmaya dair neler yaptığını anlattı. Bora Kıvrak pozitif enerjisi ve hayat dolu tavırlarıyla katılımcıları başarılı bir şekilde konuşmasının içine çekti. Fark yaratmanın aslında insanın kendi hayatında yapacağı küçük değişikliklerle de mümkün olabileceğini aktaran Kıvrak, kendi hayatının bir
kısmını sosyal sorumluluk projelerine ayırarak mutluluğu elde ettiğini belirtti. Doğru bilgi, hızlı geri dönüş ve güler yüzün fark yaratmanın anahtarları olduğuna değindikten sonra “Hayatınızda bir sürü ‘Olmaz’ duyacaksınız. Fark yaratmak için ‘Nasıl olur’ u düşünün” sözüyle katılımcıları hayata dair soru işaretlerini çözmeye yönlendirdi. İkinci oturumda ise Finansbank İnsan Kaynakları Genel Müdür
11
EMT’DEN HABERLER Yardımcısı Hakan Alp katılımcıların karşısındaydı. Bugüne kadar farklı sektörlerde farklı pozisyonlarda üst düzey yöneticilik yapan Alp, katılımcıların “Fark Yaratmak” konusunda tavsiyeler alabilecekleri en uygun konuşmacılardan biri. İş dünyasının zorluklarını ve bugüne kadarki anılarını anlatırken “ Fark yaratabilmek için değerlerinize uygun olmayan ya da saygı duymadığınız hiçbir işte çalışmayınız” tavsiyesinde bulundu. Finansbank için çalışanlarının fark yaratmak konusunda hırslı olmaları gerektiğini ve bireysel hayatlarında mutluluğun en önemli kavram olması gerektiğini aktardı.
Seminerin son oturumunda konuğumuz Campaign Türkiye köşe yazarı, TEDxReset konuşmacısı ve Koç Üniversitesi öğretim üyesi Semih Yalman idi. Kendi fikrime göre günün en etkileyici, katılımcıların hayatın gerçeklerine varmalarını ve içe dönük bir sürü soruyla ayrılmalarını sağlayan oturumuydu. Fark yaratmanın anahtarının topluma dokunabilmek ve onunla iletişim “Hayatınızda bir sürü kurabilmek olduğunu söyledi. Dünyada ‘Olmaz’ duyacaksı- gerçekten kendilerini fark yaratmaya nız. Fark yaratmak adamış, kimsenin aklına gelmeyecek için ‘Nasıl olur’ u dü- fikirlerle diğer insanların hayatında büyük değişikliklere şünün” sebep olmuş kişilerin hayat hikâyelerinden örnek veren Yalman, gerçekten istersek başarılamayacak hiçbir şeyin olmadığını katılımcılara anlattı. Bütün katılımcılar ve konuşmacılar için karşılıklı etkili bir aktarımın olduğu, etkileyici ve öğretici bir seminer yaşandığını düşünüyorum. Tabii ki EMT Seminer ekibi Türkiye’deki öğrencilere güncel ve önemli konularıyla ulaşmaya devam edecek. Seçilecek olan 2013-2014 yılı Seminer Projesi liderine şimdiden başarılar diliyorum ve bu dönemki proje liderimiz Burcu Çakmak’ı ekibinin yardımıyla kendimizi her anlamda geliştirmemize yardımcı olan muhteşem seminerleri başarıyla gerçekleştirdiği için tebrik ediyor ve ona teşekkür ediyorum. Gelecek dönemde de muhteşem seminerlerde görüşmek üzere.
Esra Tuğçe ERGÜN Orta Doğu Teknik Üniversitesi
EMT’DEN HABERLER
12
EN İYİ OLDUĞUNU YARIŞMADAN BİLEMEZSİN! (YARI FİNAL - ESOGÜ) Vaka Analizi yarışması (VAY’13) yarı finalinin ilk ayağına Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Öğrenci Topluluğu (EMÖT) olarak ev sahipliği yaptık. Yıldız Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Marmara Üniver-
sitesi’nin katılımıyla gerçekleşecek olan yarı finalimiz Marmara Üniversitesi’nin katılamaması sonucu beş üniversite arasında gerçekleşti. VAY öncesi, ilk gelen grup Yıldız Teknik Üniversitesi oldu ve soluğu Eskişehir’in ünlü barlar sokağında aldılar :) Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nin de katılımıyla -yine Eskişehir denince ilk akla gelenlerdenSağlık Pide’de yemeğimizi yedik. Arkadaşlarımız İstanbul ve Ankara’daki resto-
13
EMT’DEN HABERLER
ranlarla burayı kıyaslayarak hem fiyatlardan hem de lezzetlerden çok memnun kaldılar :) Atlayamayacağım bir nokta da tabi ki yeni kurulan arkadaşlıklardı. Herkes çok sıcakkanlı ve keyifliydi, bu durum tabi ki bize de moral olarak yansıyordu. Yemek sonrası takılmak isteyenlerle barlara, dinlenmek isteyenlerle de
otele geçtik. Boğaziçi Üniversitesi gece yolculuğunun ardından direk otele geldiler ve sabah dinç kalkabilmek için dinlenmeye koyuldular. Yarışmaya katılan arkadaşlarımız çok istekli ve heyecanlıydılar. Tüm gruplar zaman çizelgemize
14
EMT’DEN HABERLER uygun olarak vakayı çözmek üzere üç buçuk saat ter döktüler ve ardından jürinin karşısına çıktılar. Seyircilerin de katılımıyla yarışmacı arkadaşlarımız tatlı bir heyecan yaşadılar. Dokuz Eylül Üniversitesi yoğunluklularına rağmen VAY’ı aksatmadılar; sabaha karşı gelip, yol yorgunluğuna hiç aldırış etmeden vakayı çözdüler hemen ardından sunumu yapıp İzmir’e geri döndüler.
Tüm grupların sunumları ve vakaya buldukları çözümler jüri tarafından çok beğenildi. Sonuçları tahmin etmek pek olağan olmadı, bu sebeple herkes heyecanlıydı. Değerli jüri üyelerimizden Korkut Hoca sonuçları açıklamak üzere sahneye çıktı ancak bir sorun vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi görünürde yoktu. Yemek yemeye giden İTÜ ekibi koştura koştura geldiler, nefes nefese kalmışlardı :) 16.30’da sonuçlar açıklandı ve tahmin edildiği üzere puanlar birbirine çok yakındı. 1. Yıldız Teknik Üniversitesi, 2. İstanbul Teknik Üniversitesi, 3. Gazi Üniversitesi oldu. Yarışmaya katılan arkadaşlarımız ile Leman Kültür’de akşam yemeğimizi yedik ve Grup Hafiften’i dinlemek üzere Şat Pub’a geçtik. Hem yarışmacı arkadaşlar hem de organizasyon ekibi olarak çok eğlendik.
Tüm ekip arkadaşlarıma ve EMT VAY Lideri Cansu Balkış’a çok teşekkür eder, tüm yarışmacı arkadaşlarımı tebrik ederim.
Mehmet TÜREGÜN Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
15
EMT’DEN HABERLER
EN İYİ OLDUĞUNU YARIŞMADAN BİLEMEZSİN! (YARI FİNAL - DEÜ)
Merhaba arkadaşlar,
7 GK’lık EMT hayatımda nihayet dergiye yazı yazma şerefine nail oldum. Bu fırsatı bana sunan Büşra’cığıma çok teşekkür ederim :) EMT’de bir dönemin daha sonuna geldik. Vaka Analizi Yarışması Proje Liderliği yaptığım bu dönemin sonunda hem projem hem de tüm EMT adına başarılı bir dönem geçirmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Yerel elemlerden itibaren tüm yarışmanın başarılı geçmesini sağlayan başta VAY sorumluları olmak üzere tüm organizasyon ekiplerine çok teşekkür ederim. Yine bu süreç boyunca hep beraber çalıştığımız İdari Kurul arkadaşlarıma da buradan şükranlarımı sunuyorum :) VAY’dan kısaca bahsetmek gerekirse, kendisi EMT’nin amiral gemisi, ilk projesidir. Üye okullarda
16
EMT’DEN HABERLER
gerçekleşen yerel elemlerle her okulun en iyi takımı belirlenir. Bu takımlar, iki okulun ev sahipliğinde gerçekleştirilen yarı finallerde yarışırlar. Yarı finallerde ilk 3’e giren takımlar, yine EMT üyesi bir okulun ev sahipliğinde gerçekleşen finalde yarıştıktan sonra bu final sonucunda ‘Yılın en iyi Endüstri Mühendisleri’ belirlenir. Bu seneki yarışmamızın yarı finallerinden biri de 16 Mart günü Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleş-
ti. Takımların bir kısmı 15 Mart akşamı İzmir’deydi ve organizasyon ekibi tarafından ağırlandılar. Ben 16 Mart sabahı İzmir’e vardığımda, İzmir beni hiç beklemediğim bir fırtınayla karşıladı. Sırılsıklam halde okula ulaştığımda ise organizasyon ekibinin sıcaklığıyla hazırlıksız yakalandığım rüzgar, yağmur ve dolu üçlüsünü unuttum :) Sabah saatlerinde yarışmacılar sırayla sınıflara girip vakayla boğuşurken organizasyon ekibi dışarıda misafirleri ve jurileri karşılıyor, yarışmacıların her türlü ihtiyacı için hazır bekliyorlardı. Sunumların başlamasıyla birlikte yarı finalin zorlu geçiceğini anlaşmıştık. Uludağ Üniversitesi, ODTÜ, Kocaeli Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi sırayla birbirinden başarılı sunumlar yaptılar. Juri üyeleri bu birbirinden
17
EMT’DEN HABERLER
iyi takımları değerlendirdikten sonra sıralamayı açıklama görevi Dokuz Eylül Üniversitesi VAY sorumlusu Gökhan Seymen’e düştü. Gökhan sıralamayı açıklamadan önce jurilere teşekkür etmek için her biri adına birer ağaç diktiklerini söyledi. Bu anlamlı ödül salondaki herkes tarafından çok beğenildi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nden çıkan sonuçlara göre Kocaeli Üniversiesi, Bilkent Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi finale çıkmaya hak kazandı. Yarışma bitiminde ise yarışmacıların bir kısmı, organizasyon ekibi ve bu organizasyonda bizi yalnız bırakmayan Burcu Gürel’ciğim ile birlikte İzmir’de çok güzel bir akşam geçirdik. Emekleri için başta Gökhan ve Hande olmak üzere tüm organizasyon ekibine çok teşekkür ederiz. Bu güzel günün sonunda İzmir’den ayrılırken hepimizin aklında aynı düşünce vardı: Kalbimiz Ege’de kaldı.
Cansu BALKIŞ 2012-2013 Vaka Analizi Yarışması Proje Lideri
EMT’DEN HABERLER
18
EN İYİ OLDUĞUNU YARIŞMADAN BİLEMEZSİN! (FİNAL) Türkiye ve KKTC genelinde 8.`si düzenlenen Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği(EMT) Vaka Analizi Yarışması (VAY’13) final ayağı Ford Otosan`ın ana sponsorluğunda, Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Kulübü (KOUEMK)`nün ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 14 üye üniversitesi olan EMT`nin her sene geleneksel olarak düzenlediği yarışma üye üniversitelerde eş zamanlı yapılan yerel elemelerle başladı. Sonrasındaki süreçte yerel elemelerde her üniversiteden birinci olan ekip, 2 farklı üniversitenin ev sahipliğinde düzenlenen yarı finallere katıldı. Bu uzun maratonun son bölümü olan final ayağında da Türkiye`nin en iyi 6 takımı yarıştı.
19
EMT’DEN HABERLER
KOÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü Proje Sorumlusu olarak benim, VAY`13 Organizasyon Takımı’nın ve EMT İdari Kurul’unun koordinasyonunda gerçekleşen yarışmanın finalinde; Ford Otosan`dan Murat Tezcan ve Ruşen Çavuşoğlu, Türk Pirelli`den Ahmet Oruç, Siemens`ten Edra Aydoğan, Brisa`dan Yaman Yazgan, Reckitt Benckiser`den Fatma Mine Ötkür, Ibtech`ten Gülşah Ergün, Nuh Çimento`dan Fatih Karaman, Kocaeli Üniversitesi`nden Arş. Gör. Mustafa Ateş ve
EMT’DEN HABERLER
20
Yard. Doç. Dr. Celal Özkale`nin bulunduğu jüri, yarışmacıları bir hayli zorladı. Mühendislik öğrencileri tarafından büyük beğeni toplayan organizasyonda takımlar her iki gün de 3.5 saat boyunca zorlu vakaları çözmeye, hemen ardından da jüriye yaptıkları sunumlarla onları ikna etmeye çalıştılar. Finalde İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi`nin takımları yarıştı. İki gün boyunca 2 farklı vaka çözüldü ve takımlar tarafından jüriye sunuldu. İki günlük heyecanın sonunda birinci takım İstanbul Teknik Üniversitesi olurken, ikinci Kocaeli Üniversitesi, üçüncü ise Yıldız Teknik Üniversitesi oldu.
Yarışma heyecanı haricinde öğrenciler birlikte de çok güzel vakit geçirdiler. Bütün ekiplerin karşılanmasının ardından vapurla gün batımı esnasında “Mehtap Turu” gerçekleştirildi. Körfez boyunca süren turda takımlar ve ev sahibi ekip üyeleri kaynaşma fırsatı buldular. EMTVAY’13
21
EMT’DEN HABERLER
FİNAL heyecanı başlamış oldu. Mehtap turunun ardından EMT ev sahipliklerinin vazgeçilmezlerinden olan after party ile Corner adlı mekânda yarışmacılar ve ev sahibi ekip eğlenceye doydu. 2. Gün sabahı zorlu finalin ilk ayağı olan 1. Vakayı çözmek üzere bütün takımlar otelden okula götürüldü, kıyasıya rekabetli takım sunumlarının ardından ilk günkü yarışmayı kapatıp geleneksel EMT eğlencelerinden olan FASIL için hepimiz yola koyulduk. Şen Balık Restaurant’ta gerçekleşen fasılın ardından yarışmanın artık son kısmı olan 2. vakayı çözmek için kuralar çekildi ardından otele geçildi. Sabahında ise vaka çözümleri için yola koyulduk. Takımların finale yakışır mücadelesi son günde de sürdükten sonra dereceler belirlendi. EMT VAY sürecinde bizi yalnız bırakmayan Kocaeli’nin birçok farklı sektörlerinden gelen jüri üyelerine plaket takdimi yapıldı, ardından finalde yarışan bütün takımlara plaketleri verildi. Bu uxun ve zorlu maratonun sonunda 1.’liği İstanbul Teknik Üniversitesi alırken 2. Kocaeli Üniversitesi ve 3. Yıldız Teknik Üniversitesi oldu. Yarışmaya katılan tüm takımları tekrar tebrik ediyorum. Yarışmanın ardından Türkiye’nin farklı illerinden gelen konuklarımız uğurlandı ve böylece EMT VAY’13 Final’i sona ermiş oldu. Bu süreçte planlı bir şekilde ilerlediğimiz EMT VAY Proje ekibine ve liderimiz Cansu Balkış’a ayrıca katkılarından dolayı bütün İdari Kurul’a teşekkür ediyoruz.
Ali AKKUŞ Kocaeli Üniversitesi
22
YAZI DİZİSİ: SOSYALLİK
ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE SOSYALLİK Değerli okuyucularımız hepinize olan “Sosyallik” kavramı devreye girselamlar, mektedir. Öncelikle sosyallik kavramını detaylandırırsak; genel olarak, kişinin Bu sayımızda da “Endüstri Mü- içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olma hendislerinin Sahip Olması Gerekenler”den bahsetmeyi ihmal etmedik. Fakat bu sefer farklı bir noktadan adım atarak, ‘Endüstri Mühendisliği ve Sosyallik’ konusunun detaylarına değineceğiz. Endüstri mühendisliği, çok geniş kapsamlı bir meslek dalı olması ile birlikte esas amaçlarından biri de çeşitli sınıflar arasında köprü kurmaktadır. Daha detaylı şekilde incelersek, endüstri mühendisliği; insan, malzeme, araç-gereç ve enerjiden oluşan bütünleşik sistemlerin tasarımı, geliştirilmesi ve kurulmasıyla ilgilidir. Bu sistemlerden elde edilecek sonuçların tahmin edilmesi, değerlendirilmesi ve belirlenmesi için matematik, fen ve sosyal bilimlerdeki bilgi ve yeteneklerin, mühendislik analizi ve tasarımı metotlarıyla birlikte kullanılması gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için sınıflar arası etkileşim incelenmeli ve mantık çerçevesinde bir köprü kurulmalıdır. Tam bu noktada endüstri mühendisliğinde önemli bir faktör
sürecine sosyalleşme denir. Kişi ve toplum ilişkisini ifade eden sosyalleşme, bir bakıma disiplinler arasındaki köprüyü de kurmaktır. İnsanların sosyalleşmesi çok karmaşık bir süreçtir. İnsan, her gün karşılaştığı sayısız olayların ve kişilerin, içinde bulunduğu sosyoekonomik-kültürel koşulların, gelenek, töre ve yasaların, fiziksel çevrenin ve saymakla bitmeyen daha pek çok etkenin etkisindedir. Bu etkenlerin önemli kısmını da teknoloji ve teknolojik gelişmeler oluşturur. Zaman ilerledikçe her
23
şey değişerek yerine yenisini getirmektedir. Teknoloji de kendini yenileyerek her geçen gün daha da ilerlemektedir. Bu durum bazı sistem etkileşimlerini arttırırken, bazı bütünleşik sistemlerin birleşiminde sorunlar yaratmaktadır. Sorun varsa tabi ki de bir çözüm bulunacaktır. Bu konu ile ilgili çözüm gerekli olduğunda ise akla ilk gelen kişiler ‘Endüstri Mühendisleri’ olacaktır ve onları bu konuda ön planda tutan özellikleri ise ‘Sosyallik’leridir. Sorunlara çözüm bulurken; ortada var olan durumu birçok olgunun etkileşim
YAZI DİZİSİ: SOSYALLİK süreci ile değerlendirip, ona göre fikir yürütmeleri gerekmektedir. Bu yetiye sahip olmak onların sosyallik derecesi ile mümkündür. Toplumla ilgili, her konuda bilgi sahibi olmuş bir endüstri mühendisi olaylara karşı özgün bakış açısını yansıtabilir ve işte o zaman fark yaratabilir. Bunu nasıl sağlayabilir sorusu hepinizin aklından geçiyor olmalı. İşte bu noktada sosyalleşme kavramını daha detaylı incelemek gerekmektedir. Çeşitli sosyalleşme konularını iki grupta toplayabiliriz. Birinci grup kişilik ya da benlik gelişimidir. İkinci grup ise bilişsel gelişimdir. Kişi doğru zaman ve ortamlarda, algılarını geliştirerek benlik gelişimine katkı sağlamalıdır. Aynı zamanda edindiği bilimsel veriler ile de bilişsel gelişimini sürdürmelidir. Karmaşık bütün, hiçbir zaman iki ayrı insan için tıpatıp aynı olmayacağından; hiç kimse bir diğerinin tıpatıp aynısı değildir. Bu sebeple her kişi kendi algısı, yaşam biçimi vs. etkenlere dayanarak, bu gelişimi kendisine uygun bir şekilde sağlamalıdır. Bu noktaya kadar endüstri mühendisliğinde sosyallik olgusunun öneminden bahsettik. Değinmemiz gereken diğer konu ise ‘Sosyallik’ kavramında endüstri mühendisliğinin oynadığı rol olacaktır. Üretim, çağımızda çok etkin kullanılan bir faktördür. Üretilen her ürün belirli bir sosyal çevreye hitap etmektedir. Ürünler insanların toplu
24
YAZI DİZİSİ: SOSYALLİK
yaşayışlarına uyum sağlarken, kendi içlerinde de bir uyuma sahip olmaları gerekir. Üretim, planlama, stok gibi birçok aşamada her şeyin insanların kullanılabilirliğine uygun olarak düşünülmesi gerekmektedir. Bu etkileşim bize yine sosyallik kavramını çağrıştırır. Sosyallik insanların topluma uyum çabası olduğu gibi, ürün–insan arası uyumun da sağlandığı takdirde kendini var edebilen bir kavramdır. Çünkü insan çevreyi etkileyebildiği gibi, çevreden de büyük ölçüde etkilenmektedir. Bu sosyal etkileşimin planlama ve yönetiminin mimarları tabi ki de endüstri mühendisleridir. Hepimizin bildiği gibi insanların var olduğu her ortamda sosyallik kavramı ön planda olacaktır. Bunu iyi bilen endüstri mühendisleri öncelikle sosyal işleyişi çok iyi bir şekilde gözlemler, aksaklıkları gidermek adına hayal gücü ve yaratıcılıklarını kullanırlar. Bu şekilde sosyal işleyişin de merkezinde yer alırlar.
Kısaca özetlemek gerekirse, Sosyallik ve Endüstri Mühendisliği arasında çift yönlü bir ilişki vardır. İnsanın var olduğu her ortam, sosyallik kavramını da beraberinde getirir. Endüstri mühendisleri daima insanlarla iç içe çalışacağı için, sosyallik kavramını özümsemiş olmalıdır. Ancak bu şartlarda kendilerini en iyi şekilde ifade edip, ön planda tutabilirler. Diğer taraftan endüstri mühendisleri çeşitli disiplinler arasında kurduğu köprüler sayesinde, sosyallik kavramını inşa edebilir. Yerine göre sosyalliğin mimarları endüstri mühendisleri olurken, çoğu zamanda sosyallik kavramı endüstri mühendisleri için olmazsa olmaz özelliklerindendir.
Buket KILIÇ Dokuz Eylül Üniversitesi
25
KİŞİSEL GELİŞİM
İKNA VE İNCELİKLERİ ÜZERİNE Sosyal Psikolog Solomon Asch’in yürüttüğü Asch deneyini çoğunuz bilirsiniz. Deneyde tüm katılımcılara iki kart gösterilir. Kartlardan birinde bir çubuk, diğer kartta ise boyları birbirinden farklı üç çubuk vardır. Katılımcılara ilk karttaki çubuğun boyunun diğer karttaki hangi çubuğun boyuna eşit olduğu sorulur. Gruplarda diğer kişilerin asistan olduğundan haberi olmayan, birer denek vardır. İlk turda her grupta asistanlar doğru cevabı vermiştir. Bu esnada deneklerde asistanlarla aynı cevabı vermiştir. Diğer turda asistanlar bilinçli olarak yanlış cevap verdiğinde deneklerinde %32 ‘sinin doğru cevap aşikâr olduğu halde yanlış cevabı verdiği görülmüştür. Asch deneyi örnek olarak bize bir şeye inanmanın veya inandırmanın çevreden etkilendiğini göstermektedir. Çevre gibi alışkanlıklar, kişilik, inanç ve değerler de inanma ve inandırmayı etkileyen kavramlardır. Bir kişiyi bir şeye inandırmanın sözlükte karşılığı ise bize “İkna” kelimesini verir. 7 ‘den 70 ‘e herkes iknayı kullanmaktadır. Özellikle pazarlamacılar, politikacılar ve medya çalışanlarının ilgi duyduğu bir konudur ikna. Birçok bilim adamı bu konu üzerine kafa yormaktadır. İkna bir yandan bilimin içine girerken bir yandan da sanat olarak karşımıza çıkmaktadır. İknada başarılı olabilmek için birçok aracı kullanmak gerekir. İkna olayı tek bir sözcükle gerçekleşebilirken, uzun bir süreci de kapsayabilir. İknada en önemli etken kullandığımız dil ve beden dilimizdir. Seçtiğimiz sözcükler, onların sıralanışı, ses tonumuz, duruşumuz, mimiklerimiz bizi ya iknaya ya da itiraza ulaştıracaktır. Yeryüzündeki insan sayısı kadar bakış açısı vardır. Herkes için seçeceğimiz kelimenin o kişiye uygun olması, kişiyi ikna etmemizi kolaylaştıracaktır. Yani nabza göre şerbet vermeyi bilmemiz gerekecektir.
KİŞİSEL GELİŞİM
26
İknanın önemli araçlarından biri de güvenilirliktir. İnsanlar bize ne kadar güvenirlerse fikirlerimize de o kadar güvenirler. Güvenin yanında uzmanlığın da olması ikna kabiliyetini oluşturan taşlardandır. Güven kazanmanız için en önce samimi olmanız gerekir. İkinci olarak kendinizden asla hiçbir şüphe duymamalısınız. Fikrinize en önce siz inanmalısınız. Doğruluğundan emin olmalı ve bütün gerekli araştırmaları yapmış olmalısınız. Burada konu yine uzmanlığa gelmektedir. Üçüncü olarak ise reddedilmekten asla korkmamalısınız. Düşünün… Reddedilirseniz ne kaybedersiniz? Ve son olarak imkânınız varsa öncesinde prova yapın. Konuyla ilgili ne gibi itirazlar gelebilir hazırlıklı olun. Proaktif düşünmeyi alışkanlık haline getirin. Karşınızdaki insanın size inanabilmesi için öncelikle onun fikirlerine saygı duyduğunuzu hissetmesi lazımdır. Bu da öncelikle karşınızdakini dinleyerek gerçekleşecektir. Dinlerken empati yapmayı ve soru sormayı unutmamalısınız. Özellikle soru sormak ikna sanatında sizin görünmez silahınız olacaktır. Soru sorarak karşınızdakinin savunma mekanizmalarını ve zayıf noktalarını görebilirsiniz. İnsanlarda bir şeyi kaybetme korkusu kazanma isteğine göre daha ağır basar. İnsanlara ikna olmazlarsa neleri kaybedeceklerinin altını çizmeniz size yol kat ettirecektir. Güveni sağladıktan sonra sürdürülebilirliğini sağlamak da önemlidir. Fikrimizi kabul etmesi gerçekten bireye fayda sağladı mı, ya da araştırdığında gerçekten bizim dediğimiz sonuca ulaştı mı, bazı durumlarda bunların takibini yapmak gerekecektir. Ayrıca fikri araştırmaya teşvik etmek de güven kazanmada bize artı puan getiren faktörlerdendir. Gerçek hikâyeler, örnekler ve görseller kullanarak da kazandığınız güveni pekiştirebilirsiniz. İnsanlar kendilerine seçenek sunulmasından hoşlanırlar. Buda ikna etme sanatındaki taktikler-
27
KİŞİSEL GELİŞİM den biridir. Fikrinizi karşınızdaki kişiye kabul etmeyeceğini düşündüğünüz başka bir fikirle birlikte sunarsanız, büyük oranda ikna şansınız artmış olacaktır. Bir kişiye direk sinemaya gidelim mi demek yerine sinemaya mı tiyatroya mı gidelim derseniz kişi kendinin ikna edilmeye çalışıldığını fark etmeyecek ve kendi karar verdiği için durumdan hoşnut kalacaktır.
İkna asla tartışma, egoların savaşı hatta kavga süreci haline gelmemelidir. Aksine bu bir uzlaşma süreci olmalıdır. Çatışmayı doğru yönetmeyi bilmek de iknada bize başarı sağlayacak yetkinliklerdendir. İknada başarı sağlamak için öncelikle sizde hangi ikna aracı eksik bunların farkına vararak, eksiklerinizin üzerine gitmelisiniz. İkna kesinlikle zor değildir. Kullanmanız gereken aracı veya taktiği bildikten sonra ikna sizin için çocuk oyuncağı olacaktır. Bir suyun sıcak ya da soğuk olduğuna bir insanı ikna etmek için, sıcak demesini istiyorsanız önce biraz daha soğuk suya, soğuk demesini istiyorsanız yalnızca biraz daha sıcak bir suya dokundurmanız yeterli olacaktır. Ya da on kilodan sonra tutulan beş kilo hafifken, bir kilodan sonra tutulan beş kilonun ağır olması gibi düşünebilirsiniz.
Merve YURTSEVER Marmara Üniversitesi
KARİYER
Merhaba sevgili okuyucular, dergiEMT’mizin yeni sayısında yine sizlerle beraberiz. Hatırlayacak olursanız geçen sayımızda “üniversite hayatını etkili kılmanın yolları” başlığı altında bazı paylaşımlarımız olmuştu. Bu sayımızda da, bu yollardan önemli bir tanesi olan “şirketler tarafından üniversite öğrencileri için düzenlenen kariyer programları” başlığını biraz açalım istedik. Yazıya başlamadan önce vurgulamak isterim ki, bu yazı tamamen bilgilendirme ve zihinlerde kıvılcım oluşturma amaçlı yazılmıştır; asla bahsedilen programlar ve şirketlerin reklamını yapmak gibi bir amaç gütmemektedir. Ayrıca, bu kariyer programları hakkında detaylı araştırma yapmak da okuyucuya bırakılmıştır; yani “Bu bahsettiğim kariyer programlarının ‘hepsi’ hakkında detaylı bilgim var, hepsine kefilim.” şeklinde bir mesaj vermek gibi bir amacım olmadığını belirtmek isterim, amacım sadece tecrübelerimi aktararak programlar hakkında kafanızda bir fikir oluşmasını sağlamak.
28
tımıza adım atarak uzun sürecek bir kariyer yolculuğuna merhaba dedik. Üniversite hayatımızı ne kadar zenginleştirirsek, o kadar fazla şey kazanır ve bu kazançlarımızı etkili bir şekilde iş hayatımıza yansıtabiliriz diye tekrar vurgulamak gerek. Bu süreçte göze çarpan alternatiflerden birisi de şirketler tarafından düzenlenen kariyer programları. Bu tarz kariyer programlarının özellikle son üç yılda, şirketler arasında tabiri caizse moda haline geldiğini görmekteyiz. Şüphesiz ki şirketlerin değişen politikaları bunu sağlamakta. Gerek gençlere değer katmak, gerek kendisi için uygun olan çalışan adayı havuzuna daha rahat erişebilmek, gerekse sektöründeki diğer şirketlerle rekabeti sürdürebilmek adına farklı sektörlerden çok sayıda şirket üniversite öğrencileri için kariyer programları organize etmeye başladı.
Kariyer programı dünyasına göz attığımızda irili ufaklı çok sayıda öğrenci kulübüne, proje yarışmasına ve eğitim kamplarına rastlıyoruz. Kimisi 2-3 gün Pek çoğumuz, üniversite haya- sürüyor, kimisi 2 sene. Örnek teşkil et-
29 mesi için bildiklerimden ve internette araştırıp bulduklarımdan göze çarpanları paylaşmak istiyorum: Yapı Kredi Heroes Club, Akbank Düşünce Kulübü, AveaMasters, Turkcell PAF Takımı, Unilever Ideatrophy, Unilever Bizztrip, Vodafone Discover, TSKB Kariyer Atölyesi, Ernst&Young Vergi Maratonu, Eczacıbaşı Kariyer Test Sürüşü, Finans UP, L’oreal Brandstorm, Garanti Talent Camp, P&G Business School, TEB Akıl Fikir Kampüsü, Microsoft Start Up Weekend, Microsoft Imagine Cup. Daha araştırılsa başka programlara da mutlaka rastlarsınız, artık sayılarını takip etmek zorlaştı. Hangisine katılacağınıza karar verme aşamasında en öne çıkan kısıtınız ‘zaman’ oluyor tahmin edileceği üzere; sonuçta bir yandan da öğrencilik ve özel hayatımızı sürdürdüğümüzden vakit yelpazemiz hepsini içine dahil edemiyor. İşte tam bu noktada üzerinde düşünülmesi gereken noktalar, hangi sektörde/firmada çalışma hedefiniz olduğu veya planlarınız doğrultusunda hangi sektörü/firmayı içinde bulunarak daha yakından tanımak istediğiniz oluyor.
KARİYER yarışmasına bizzat katılan, diğer bahsettiklerimden de bazılarına katılan arkadaşlarımdan bilgi alıp süreç içerisinde onları gözlemlemiş olan birisi olarak sizlere aktarmak istediklerim var. Tabii ki bu, katılacağınız programın süresine, içeriğine, düzenleyen şirkete ve sizin oradaki aktivitelere sağladığınız motivasyonla alakalı. Emin olarak söyleyebilirim ki, içeriği zengin ve size uyan bir programa katılarak, bu süreci de sağlam bir motivasyonla harmanlayarak, sizi adım adım ileriye götürecek hayat boyu kullanabileceğiniz deneyimler ve bilgiler edinebilirsiniz. Başvuru yapmadan önce mutlaka detaylı araştırma yapın, mutlaka daha önce katılanlardan bilgi alın, çünkü katıldığınız program bazen sizin hedeflerinize uygun olmayabiliyor veya organizasyondan memnun kalmayabiliyorsunuz; bu şekilde örnekler de gördüm bugüne kadar.
Öncelikle, seçtiğiniz kariyer programına kabul edilme süreciyle başlıyor kazançlarınız. Çok büyük olasılıkla CV ve önyazı elemesinden geçiyor, ardından çeşitli soruları yanıtlıyorsunuz. Aşama aşama ilerleyen bu kabul edilme sürecinde çeşitli vaka analizi yarışmalarına veya grup mülakatlarına dahil edilerek hünerlerinizi sergileme olanağı kazanıyorsunuz. Ardından sizi daha sıkı bir mülakat süreci bekliyor. Örneğin, benim de diğer mülakat çeşitlerine göre daha uygun olduğunu düşündüğüm yüz yüze mülakatlar size merhaba diyor. Ancak bazı şirketler internet üze Peki neler kazanırsınız bu prog- rinden görüşme veya telefon aracılığıyramlara katılarak? Bu konuda, Yapı Kre- la mülakatı tercih edebiliyorlar. Eleme di Heroes Club ve Unilever Ideatrophy aşamalarının ardından şirket sizi uygun
KARİYER
görürse, kontenjan dâhilinde programa katılmaya hak kazanıyorsunuz. Gördüğünüz üzere bu aşamalar bir nevi iş başvurusunun biraz sadeleştirilmiş bir simülasyonu tadında. Bu süreci tebrübe ederek ve başarılı olmak için hazırlık yaparak kazanımlarınıza başlamış oluyorsunuz bile. Örneğin Yapı Kredi Heroes Club’ın eleme aşamaları bana CV’yi daha etkili hazırlamayı, mülakata doğru şekilde hazırlanmayı, tanımadığım birçok kişinin katıldığı bir vaka analizi çalışmasında nasıl bir yaklaşım göstermem gerektiği konusunda beni gerçekten çok geliştirdi. Bu andan itibaren kendinizi projeler yapacağınız, interaktif ve profesyonel eğitimlere katılacağınız, farklı takımlarla eğitici ve eğlenceli yarışmalara gireceğiniz, kendinizi çeşitli alanlarda test edeceğiniz, güzel dostluklar edineceğiniz bir sürecin kollarına bırakacaksınız. Bu programlar staj ya da yarı zamanlı çalışma imkanı da sağlayabiliyor. Örneğin, bu yazı yayına girdiği zaman Yapı Kredi Genel Müdürlük’te staj yapıyor olacağım; bazı arkadaşlarım da geçen dönem Yapı Kredi’de yarı zamanlı çalışma im-
30 kanı bulmuşlardı. Programın içeriğinde yüksek ihtimalle profesyonel bir proje hazırlama görevi de oluyor ve bu proje için yaptıklarınızı şirketin üst yönetimlerine sunma imkanı kazanıyorsunuz. Başlı başına çok büyük bir deneyim olan bu son görevin sonunda, o şirkette işe girmek için büyük bir artı kazanabiliyorsunuz ya da bir başka örnek olarak Akbank Düşünce Kulübü’nün Harvard’da yaz okulu sağlaması gibi özel ödüller alıyorsunuz. Ayrıca, etkinlikler esnasında meslek hayatı ve çalışma birimleri hakkında detaylı bilgi ve izlenime sahip olmaya başlayacağınız için gelecek planlarınızı daha sağlam temellere dayandırarak oluşturm a y a başlıyorsunuz; ki bu bir üniversite öğrencisi için çok önemli bir nokta. Etkinlikler başladığı zaman size ayrı bir motivasyon katan da; program katılımcılarının hedeflenen iş için motivasyonunun, donanımının ve isteğinin yüksek oluyor olması. Bu gerçekten işin veri-
31 mini yükselten temel taşlardan önemli bir tanesi. Hem beraber yaptığınız işten verim alıyor, hem de karşılaştığınız farklı fikirler ve yetenekler size ilham kaynağı oluyor. Bu kişilerle kuracağınız güzel dostluklar da cabası. Öte yandan, bu programlara dahil olmak belirli aralıklarla başka bir şehire gitmenizi gerektirebileceğinden (genellikle İstanbul ve civarına), hem yeni yerler görmenizi sağlayabilecek, hem kafanızı dağıtmanıza imkan verecek, hem de zaman yönetimi konusunda sizi birkaç adım ileriye taşıyacak. Yazıya bir sonuç olması adına şirketlerin üniversite öğrencileri için düzenliyor oldukları kariyer programlarına geç olmadan göz atarak başvuruları takip etmeniz gerektiğini önerebilirim. Hatırlatırım ki bazı programlarda sadece üniversite 3. sınıfta olan öğrencilerin başvurabilmesi gibi çeşitli ön koşullar olabiliyor. Başvuru tarihlerini ve yolunu kendi web siteleri üzerinden, sosyal medya aracılığıyla ya da cv oluşturarak iş başvurusu yapabildiğimiz internet
KARİYER
adreslerine verdikleri ilanlarla duyuruyorlar. Başvurular genellikle sonbahar aylarında oluyor. İçinde olmak istediğiniz kariyer programlarının başvurularını kaçırmamanız ve hayallerinizi gerçekleştirecek başarılara ulaşmanız dileğiyle.
Uğur Öztürk Orta Doğu Teknik Üniversitesi
32
GÜNCEL
DİJİTAL PAZARLAMA Dünyada 2 milyardan fazla internet kullanıcısı var. Türkiye’de ise 30 milyon civarı. 30 Milyonun %71’i her gün internete giriyor. Akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar ile bu oran giderek daha da artıyor. Her 10 internet kullanıcısından 9’u markalar hakkında internetten bilgi alıyor ve bu oran, dünya ortalamasının üzerinde. Dijital pazarlama, giderek sayısı artan ve çeşitlenen birçok kaynaktan beslenen, gelişen teknoloji ile birlikte farklılaşan bir satış kanalıdır. Dijital‘de ulaşmak istediğiniz hedef kitleye uygun kanalı kendiniz seçebilirsiniz. Yatırımlarınızı anlık yönetebilir, değişen durumlara göre acil aksiyon alabilirsiniz. Diğer mecralara göre daha ölçümlenebilir olması da onu çekici kılan özelliklerden. Son yıllarda digital pazara girmeye çalışanların sayısı, bu pazarın büyüme hızından daha yüksek bir artış potansiyeline sahip. Bu da bize rekabetin artmakta olduğunu gösteriyor. Rekabet arttıkça maliyet de artıyor, firmaların dijitale ayırdığı bütçeler de... Müşteriler tabiri caizse her yerden reklam bombardımanına tutuluyor. Böylesi zor ve maliyeti artan bir ortamda müşteriyi yakalamak için dikkatini kendi üzerinize çekmekse size düşüyor. Dijital pazarlamada ilerlemek istiyorsanız için öncelikle var olan müşteriyi elde tutmalı ve amacın insan ilişkileri olduğunu unutmamalısınız. Bir müşteriyi kaybetmek kazanmaktan çok daha kolaydır. Elindeki müşterileri kaybetmeyi kimse göze alamaz. Doğru hedefler ve detaylı çalışmalarla yola çıktıktan sonra hedef kitleye daha etkin ve verimli şekilde ulaşabilmek için yapmanız gereken şey: doğru hamleler. İşte size dijital pazarlamada doğru hamleleri yaptıracak ipuçları; - Kendiniz için açmak yerine hedef kitleniz için bir blog oluşturun. Onların okumak istediklerine daha çok yer verin. Açtığınız blogu ne
33
GÜNCEL
kadar güncel tutarsanız o kadar çok ziyaret edilirsiniz. - Eğer bir twitter hesabınız var ve müşterileriniz oradan size ulaşmaya çalışıyorsa, mutlaka bunları takip eden bir çalışanınız olsun. - Sıklıkla tweet atıyorsanız, yapılan araştırmalara göre hashtag‘li tweetlerin daha az tıklandığını bilmenizde fayda var. - Twitter hesabınızda mümkün olduğu kadar az kişiyi takip edin. - Eğer müşterileriniz sizi yerinizde ziyaret ediyorsa, onlara foursquare fırsatları sunun. - Bir siteden alıntı yapıyorsanız bunu belirtin, asla içerik hırsızlığı yapmayın. - Web siteniz mobil tabanlı olsun. - Sosyal ağlardaki dile ve popüler içeriklere hakim olun. - ROI aracılığıyla sosyal medyada yatırım getirinizi hesaplayın. - Global ve yerel; trend raporlarını, sektörel blogları, güncel haberleri, sektördeki etkili kişileri hatta en iyi kişiyi, rakiplerinizi, sosyal medya üzerine yapılmış araçları, kullandığınız platformların kullanım koşullarını, sektörle alakalı kitapları, araştırma, ölçümleme ve analiz yöntemlerini takip edin ve takip ettiğiniz, ölçümlediğiniz konularda rapor hazırlayın. - Basılı ilanlar ve TV gibi diğer bulunduğunuz mecralarda kullandığınız dil aynı olsun. - TV‘nin amacının marka bilinirliğini artırmak olduğu, digital ortamın ise daha çok satış odaklı olduğu ayrımının farkında olun. - Basın bültenleri hazırlayarak bilinirliğinizi artırın. - Markanızı sosyalleştirin. - Rakiplerinizden farklı düşünün, onların hesaba katmadığı yerleri keşfedin. - Son kullanıcı seviyesine inerek onlar gibi düşünün. Müşterinizle empati yapın. - İnovasyonlara çabuk adapte olun. Denemekten korkmayın, cesur olun. - Dijital mecrada verdiğiniz vaatleri yerine getirin. - Ve tabii ki her şeyden önce dijital mecrayı sevin.
Cantekin ÇELİK Marmara Üniversitesi
34