Downloaded from: justpaste.it/11tgb
Müjdat GÖKÇE Ankara / Aralık-2016 Araştırmacı –Yazar-Prodüktör
Bilgi Toplumunun Varlığı, Eğitimi ve İnsan Faktörü (Derleme)
ÖZET Bir toplumun insanlarının sahip olduğu eğitimin niteliği, o ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen ölçü olmuştur. Bunun için günümüzde bilgi ve eğitim; kalkınmanın, gelişmenin en etkili aracı olarak görülmektedir. Bilgi toplumunda bireye öncelik verilir bireyden aklını kullanması, yeteneklerini ve yaratıcılığını sergilemesi beklenir. Bunu başarabilen bireyler toplumda iyi bir sosyal konuma ve statüye sahip olurlar. Bunun geniş anlamda ve orta vadede birçok dezavantajı ve kayıpları vardır. Bilgi toplumu oluşturmada ki amaç birey değil toplum olmalıdır. Eğitim programlarının odak noktasını toplumsal temelli eşitlik, dürüstlük, çoğulculuk, yaşam ve insanın yüceliği ile ilgili her şey oluşturmaktadır. Eğitimin amacı, ülkede yaşayan bireylerin eğitim isteklerine ve toplumun tüm gereksinimlerine cevap verebilecek bir biçimde olmalıdır. Bu bağlamda öğretimin hedeflerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bunları yaparken toplumun bir kısmın öğretimi ile ilgilenirken bir kısım ihmal edilmemelidir. Örneğin öğrencinin öğretimi göz önüne alınırken öğretmenlerin günün gelişen şartlarına göre eğitilmeleri ihmal edilmemelidir. Çünkü toplum sadece öğretmen-öğrencilerden değil ülkenin kalkınmasında rol alan herkesin eğitimi göz önünde bulundurulmalıdır. Çağın gerektiği şekilde eğitim sağlanmalıdır. Toplumdaki bireylerin eğitim düzeyleri yükseldikçe toplumun kalkınması da o nispette artacağından hiç kuşku yoktur. Bunu yaparken kişinin üretken olması hedef alınmalıdır. Tüm bu çalışmalar yapılırken özellikle bilgi toplumunun oluşturulması hedeflenmelidir. Bilgi toplumu, çağdaş, günün teknolojisini kullanan daha kolay kılan bir uygulama alanı oluşturmayı hedeflemelidir. Bilgi ekonomik gelişmenin ve teknolojinin temel karakteristiğidir. Bu nedenle, toplumun kendini de saracak şekilde hayatın içine uzanmıştır. Bilgi toplumunun önemli üç sacayağının bilgi, bilişim ve yönetişim olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi toplumsal, kurumsal gövdenin içinde dolaşan kana benzetilebilir. İkincisi hücreler, ağlar ve damarlar olarak nitelendirilebilir. Yönetişim ise tüm bu süreçlerin verimli bir işletimini sağlayan yeni yönetsel bir modele denk düşer. Bilgi, tüm çalışmada değinildiği üzere artık toplumun kurumsal eksenini oluşturmaktadır. Dijital ağlarla örgütlenen yeni toplumda, bu ağlardan bilgi/bilgilenme/bilgilendirme akmakta ve toplumun hacmini bu açıdan sürekli genişletmektedir.
Bilgi toplumunun en önemli bilgi dağıtıcısı, toplayıcısı ve yayıcısı tabi ki internet ve bilgisayarlardır. Artık arama motorlarındaki sitelerin çoğu abonelik istemektedir ve bu sitelere belirli bir miktar abonelik bedeli ödedikten sonra ancak bu sitelerden bilgiye ulaşılabilmektedir. Günümüzde en basit yolla bilgi satışı bu şekilde gerçekleştirilmektedir.
Giriş; Bilgi toplumunun temelini oluşturan eğitim, günümüzde yeni bir yer, güç ve değer kazanmıştır. İçinde bulunduğumuz bilgi ve ileri teknoloji çağında, doğal olarak bir toplumun insanlarının sahip olduğu eğitimin niteliği, o ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen ölçüsü olmuştur. Bunun için günümüzde bilgi ve eğitim; kalkınmanın, gelişmenin ve saygınlığın en etkili aracı olarak görülmektedir. Bu da belirli bir karakter oluşturmaktadır; Bilginin karakteristikleri 1. 2. 3. 4.
Bilgi kullanılmakla tükenmez. Hammadde kullanıldıkça tükenir. Bilgi transfer edilmekle kaybolmaz. Bilgi mebzul olmakla birlikte sadece az bir kısmının kullanılabilme yeteneği vardır. Bilgi örgütlerin çoğunda akşam olmadan dışarı çıkar. Bilginin elde edilmesi emek ve masraf gerektirdiğinden yabancıların eline geçmesi istenmemektedir.
Günümüzde Bilgi Teknolojilerinin, bilgi toplumlar üzerinde büyük etkisi vardır. Teknolojiler toplumda yaygınlaşmaya ve kullanılmaya başladıktan sonra, değişme kaçınılmaz hale gelmiştir. Eğitimini, fertleri toplumun gereksinimleri doğrultusunda bireyler yetiştirmek üzere düzenleme yaparak vermemiz gerekmektedir. Bilgi çağına uygun, bilgi toplumuna özgü, özellikler göz önüne alınarak bireyleri yetiştirmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Eğitimin amaçlarından biri de toplumun gereksinimleri doğrultusunda bireyler yetiştirmek olduğuna göre bilgi çağına uygun, bilgi toplumlarının özelliği göz önüne alınarak öğrencilerini yetiştirmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Günümüzde yetiştirilen bireylerin bilgiye ulaşma, bilgiyi düzenleme, bilgiyi değerlendirme, bilgiyi sunma ve iletişim kurma becerileri ile donanık hale getirilmesi gerekir. Kuşkusuz ki; yalnız öğrencilerin değil onları yetiştirecek olan öğretmenlere de bu becerilerin kazandırılması gerekmektedir. Hem öğrencileri de öğretmenlere bilgisayar okuryazarlığından başlanarak sırasıyla yukarıda saydığımız beceriler kazandırılabilir. Günümüzde çocuklar hızla değişen bir dünya ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bu hızlı değişme, ilerde birer yetişkin olacak bu çocukların nelere gereksinim duyacaklarını yordamamızı güçleştirmektedir. Çağdaş toplum olmanın yolu yaratıcı eğitim ve öğretim gerçekleştirildiği eğitim sistemlerinden, erken yaşlarda başlayarak çocukları yaratıcı kılmanın yolu da özel yeteneklerinin ortaya çıkmakta geçmekte bu bilime ve teknolojik alanlara da yansımaktadır. Karmaşık ve yarışmacı bir Dünya’nın insan, hayatta kalabilmek ve varlığını sürdürebilmek için önemli nitelikte ve nicelikte bilgiye ulaşabilmeli, bilgiyi kullana bilmeli kısacası bilgiye sahip olmalıdır. Burada karşılaşılabilecek en önemli sorun bu bilginin nasıl elde edilip, hangi yolla dağıtılacağı ve nasıl saklanacağıdır. Ayrıca, bilgi patlamasıyla karşı karşıya bulunan günümüz toplumlarında bu sorun, daha da önem kazanmaktadır. Bilgi toplumlarında eğitim sürecinin geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Öğrenme ve öğretme ortamına önemli bir yer almakta, yeni olanaklar sunmaktadır. Eğitim, bilgi toplumundaki bireyleri yetiştirmek zorundadır.
Bilgi toplumunun en önemli bilgi dağıtıcısı, toplayıcısı ve yayıcısı tabi ki internet ve bilgisayarlardır. Artık arama motorlarındaki sitelerin çoğu abonelik istemektedir ve bu sitelere belirli bir miktar abonelik bedeli ödedikten sonra ancak bu sitelerden bilgiye ulaşılabilmektedir. Günümüzde en basit yolla bilgi satışı bu şekilde gerçekleştirilmektedir. Bilgi toplumunda öğrenim görmüş kişinin, hukuktan bilgisayara kadar çeşitli bilgileri anlama yeterliği kazanmış olması gerekir. Burada sorumluluk, kendi bilgilerini anlaşılır duruma getirmeleri gereken uzmanlara düşmektedir. Bu konuda medyanın da yardımı olacaktır, fakat medya bunu tek başına sağlayamaz. Bu sorumluluk, başta üniversiteler ve onların öğretim üyeleri olmak üzere, bilgi liderlerine düşmektedir, böyle bir bilinçleşme ve oluşumun, yani gerçek bilgi toplumunun ne I adar zaman alacağını kestirmek ise, akıllıca bir davranış olmaz. Bu eğitimi belirli bir sistemle kriter haline getirmek ve uygulamak artık kaçınılmazdır. Aşağıdaki tabla bir örnek teşkil edebilir… Bilgi Toplumunun Gelişimi İçin Kriterler Teknolojik Kriter Bilgi teknolojileri anahtar güçtür. Evde, eğitimde, fabrikada bilişim teknolojilerinin yaygın bir kullanımı söz konusudur. Sosyal Kriter Bilgi hayat kalitesini çoğaltır. Yaygın enformasyon bilinci, yüksek nitelikli bilgiye son kullanıcı erişimi yaygındır. İktisadi Kriter Bilgi, iktisadi faktörlerin anahtarıdır: kaynak, hizmet, mal, ürün ve istihdam gibi. Siyasal Kriter Bilginin serbestiyeti, uzlaşma ve katılımın artmasıyla karakterize edilen siyasal sürece yol açar. Kültürel Kriter Ulusal ve bireysel gelişmenin ilgi merkezindeki bilgi, değerinin yükselmesiyle, bilginin kültürel değerinin tanınması Kaynak:William J. Martin,(1988) The Information Society, s:40 Özellikle 1980 li yıllardan itibaren teknolojik yenilikler hızlı değişime yol açmaktadır. Birey, grup ve örgüt seviyesinde bilgi ağları hızlı bağlantılar kurulmasını sağlamaktadır. Küreselleşme sosyal ve kültürel düzenlemeler üzerinde coğrafi sınırların ortadan kalktığı ve insanların daha çok katıldığı sosyal süreç olarak tanımlanmaktadır. Ekonomik anlamda küreselleşme, ülkeler arasında mal, hizmet, sermaye ve teknik bilgi transfer hızı artmasıyla bağımlılığı karşılıklı artırmaktadır. Böylece finans, nitelikli emek, mal ve hizmet boyutlarında küreselleşme ortaya çıkmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde nitelikli emek üzerindeki engeller kaldırılırken bilginin özünü henüz kavramamış vesayet rejimlerinde değişime karşı beyhude uğraşlar görülmektedir. Yeni yapılanma dönemle ilgili olarak sanayi ötesi toplum, bilgi toplumu ve kapitalist ötesi toplum terimleri kullanılmaktadır. Bilgi toplumunda eğitim en önemli mesele haline gelmiştir. Ekonomik gücünü gereksiz savunma harcamalarına ayıran ülkelerde refah düzeyinin artması engellenmekte bireylerin temel ihtiyaçları
karşılanamamaktadır. Birkaç yıl içinde modası geçen silahlar ülkeleri eski eserler müzesine dönüştürmektedir. Bir kısmı saflık olarak görse de bunun çıkar amacıyla sürdürüldüğünü düşünenler az değildir. Yolsuzlukları sansürle ve kültür değerlerini kullanarak örtmek isteyenlerin rolü öne çıktığı ve vitrinde görülenlerin bunları başarabilecek zekâ düzeyinde olmadıkları bile belirtilmektedir. Kişiliksiz veya niteliksiz veya onursuz insanlar her toplumda bulunabilmekte ve yoksulluğun artmasında bunlar kullanılmaktadır. Günümüz ekonomisinde bilgi yönetme yeteneğinin önemi artmaktadır. Rekabet etmek için bilgi üretme ve yayma daha önemli faktörler olmaktadır. İleri teknoloji gerektiren malların üretimi için daha çok örtülü bilgi gerekli olmaktadır. Otomotivde kullanılan yanma testi gibi bazı testlerden geçebilen tekstil ürünlerinin değeri diğer ürünlerin birkaç katı olabilmektedir. Bir kg domates tohumu ile birkaç tır domates satın alınabilmektedir. Bilgi teknolojileri, toplumsal yaşamın her alanında bilgiye başvurma ve bilgilenme ve ayrıca bu bilgiyi kullanabilme zorunluluğunu getirir. Bilişim teknolojileri sonuçta onu kullanabilme bilgi ve becerisini zorunlu kılan bir içerik ve mantıkla düzenlemiştir. Bilgi teknolojileri, toplumun, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir aracıdır artık. Bu, bireylerin, toplumsal yaşamla bağ kurdukları her kurumsal bağlamda bilgi teknolojilerinin sosyal bir uzantısıyla yüzleşmesine yol açmıştır. İnternet ve cep telefonunun bireysel yaşamı psikiyatrik süreçlere konu olunacak kadar etkilemesi/belirlemesi ise, teknolojinin tüm sosyal süreçleri kuşatıp belirlediğinin açık bir göstergesidir. İnsan bedeninin bu süreçlere konu olurken oluşan edilgenliği, insanların makine tarafından tüm algı içeriklerinin dönüştürülmesi anlamındaki bağımlılığının göstergesidir. Bilgi toplumunun önemli üç sacayağının bilgi, bilişim ve yönetişim olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi toplumsal, kurumsal gövdenin içinde dolaşan kana benzetilebilir. İkincisi hücreler, ağlar ve damarlar olarak nitelendirilebilir. Yönetişim ise tüm bu süreçlerin verimli bir işletimini sağlayan yeni yönetsel bir modele denk düşer. Bilgi, tüm çalışmada değinildiği üzere artık toplumun kurumsal eksenini oluşturmaktadır. Dijital ağlarla örgütlenen yeni toplumda, bu ağlardan bilgi/bilgilenme/bilgilendirme akmakta ve toplumun hacmini bu açıdan sürekli genişletmektedir. Bilişim teknolojileri, yapı içerisinde, bireyler arası ilişkiyi sanal bir düzleme çekmiştir. Kişisel gelişim için gerekli olan tüm bilgiler bilişim teknolojileri yoluyla kolayca erişilebilir kılınmıştır. Bu durum, hem eğitim sistemini çok köklü etkilemiş, hem de klasik muhafazakar eğitim anlayış çerçevesini paramparça etmiştir. Bilgiye ulaşmak için sınır kavramı, kurum kavramı büyük oranda aşınmıştır. Yüksek teknolojiyle artan boş zamanlar, bilişim teknolojilerinin karşısında değerlendirilmektedir. Bu açıdan bu eylemler, küresel fiiller olarak da nitelendirilebilinir. Fakat buna rağmen içerikte büyük bir yozlaşma, anlayışta kısırlaşma ve yle “enformatik cehalet” oldukça yaygınlaşmıştır. Bilişim alanındaki yoğun gelişme ve ilerleme aynı oranda toplumsal ve bireysel bilgiyi sığlaştırma tehlikesine de kapı aralamıştır. Bilgi bollaşmakta, anlayışlar ise daralmaktadır. Bu durum, daha çok insan-teknik ilişkisinin niteliğinden kaynaklanan bir durumdur. Bilginin çoğalıp yaygınlaşması bilgiye açlığı aynı şekilde artırmamıştır. Bilginin varlığı, bireysel iştahı kabartmamakta, aksine düşürmektedir. Bilgi toplumunda bilgi, bilişim, yönetişim kurumsal eksenlerde, işletmeler düzeyinde yaygınlaşmaktaysa da, aynı oranda bu yaygınlık kalite bazında aynı şekilde toplumsal yaşamı kuşatmamaktadır. Bilgi toplumunun gelecekte belki de karşılaşabileceği en ciddi sorunların başında, bu sığlaşma-düzeysizleşme-sıradanlaşma tehlikesi gelmektedir. Bizzat ‘bilginin kendisi’ her düzlemde değerlenince bu sorunları aşılabilinir ve daha adil bir dünyayı da rüya olmaktan çıkarır. Bugün bilgi toplumu gerçeği karşımızda durmaktadır. Fakat insanlık için huzurun ve güvenliğin geldiğini tam olarak söyleyemiyoruz. Bilginin parladığı yerde huzurun ve güvenliğin geleceği
yönündeki sağduyumuz, fiili durum ile sınandığında çok da işe yaramamaktadır. Bilgi toplumunun insanlığa birçok önemli imkanlar ve faydalar getirdiği şüphe götürmez. Fakat bu durum eşit ve adil bir şekilde tüm toplumsal katmanlara yayılmamaktadır. Gelişmiş-azgelişmiş-gelişmemiş ülke ayrımları rafa kaldırılmıştır. Bugün sosyal bilimlerde aciliyetle incelenmesi gereken konuların başında, ülkemizin de içinde bulunduğu tüm gelişmekte olan ülkelerde, bilgi toplumuna geçiş sürecinin nitelikleridir. Bu incelemelerin gözden kaçırılmaması gereken belki de en önemli konuların başında bilgi toplumunun varlığı ile bilginin tüm insanlara eşit bir şekilde ulaştırılması için gerekli alt yapının kurulması yönündeki dengenin sağlanmasıdır. Bu cümleye bilimsel bilgi açısından baktığımızda; Bilimsel bilginin özellikleri 1.Bilimsel bilgi genelleyici bilgidir: bilim tek tek olayları açıklamaz, olguları açıklar. Olgular her yerde kendi koşullarına göre gelişse de genel kurallar içinde oluşurlar. Örneğin kültürle ilgili açıklamalar tüm kültürleri kapsayacak niteliktedir. 2.Bilimsel bilgi evrenseldir. Yaşamla doğrudan ilgili olduğundan hayatın kendisi için olduğu gibi aynı zamanda herkes için olur, herkesi ilgilendirir. 3.Bilimsel bilgi akla dayalıdır. Bilimsel araştırmalarda bulgular birbiriyle çelişen değil birbirini doğuran sonuçlar etkinliği olduğundan rasyonellik ilkesine de uygun düşmektedir. Bir hipotezin test edilmesinde gözlem ve sonuçlara başvurulur. Gözlem ve sonuçlar mantıksaldır ve birbiriyle çelişmemektedir. 4.Bilimsel bilgi nesneldir. Bilimsel bilgiler bilim adamlarının kendi kişisel özelliklerinden, inançlarından ve değerlerinden bağımsızdır. Bilimsel bilgide nesnellik denildiğinde gerçeklerin ve olguların istenildiği gibi değil olduğu gibi yansıtıldığı anlaşılmalıdır. 5.Bilimsel bilgi kesindir. Bilimsel yasalar gözlem ve deneylerle doğrulanırlar. 2+2’nin 4 etmesi gibi bir kesinlik değildir. Bilimsel bilgi vahiy değildir. Bilimsel bilginin yanlış olduğu sonradan ortaya çıkabilir. Bilimsel önermeler deney ve gözlemler sonucunda doğrulanmadıkları sürece kesinlik kazanmazlar. Bu kesinlik matematikteki gibi değildir, belirli koşullar altında kesindir. Yanlışlık ortaya çıkmadığı sürece doğru kabul edilir. 6.Bilimsel bilgi tekrarlanabilir. 7.Bilimsel bilgi birikimli olarak ilerler. Şeklinde bir tablo ortaya çıkar. Ve devamında bilgi, bilgi kuramı ve bilginin imkânı, yine şu şekilde bir tablo, bilgi konusunda ilave bilgileri bize sunar. Bilginin imkânı, bilginin doğruluğu, doğru bilginin ölçütleri, bilginin kaynağı ve bilginin sınırları konusunda yapılan araştırmalar bilgi kuramının ortaya çıkmasına ortam hazırlamıştır. Bilgi kuramının temel kavramları şunlardır: 1. 2. 3. 4.
Bilinç; akıl, irade sahibi olan bireyde vardır. Bilinen; öznenin bilme etkinliğinde kendisine yöneldiği pasif durumdaki varlıklardır. Bilgi; bilen ile bilinen arasındaki ilişkiden doğan ürüne denir. Doğruluk; bilginin bilgisi edinilen şeyle uygunluğunu dile getirir. Buna göre doğruluk algılar, kavramlar, bilimsel kuramlarla nesnel gerçeklik arasındaki uygunluktur. Doğruluk yalnızca bilginin niteliğidir. 5. Gerçeklik; söylenen şeyin, iddianın konusu olan şeydir ve dış dünyada yani nesnel dünyada
bulunur. İnsanın bilme eyleminde kendisine yönelmiş olduğu varlığın bir özelliğidir. Her düşünülen ve zihinde olan şey gerçeklik değildir. Gerçeklik varlığın bir özelliğidir. Buna göre deniz kızı (mitoloji), Zümrüdüanka kuşu için gerçeklik yoktur. Bu anlamda cismin doğruluğundan söz edilemez. Gerçeklik düşünceden ve bilen insandan bağımsız olarak var olan her şeyi gösterir. Bilgi toplumu aşaması, sanayi toplumu aşamasından sonra gelen aşamadır. Artık bilgi toplumunda sanayi toplumunda olduğu gibi sanayileşme veya fabrikalar kurma yoktur. Bilgi toplumunda daha çok yapılan, sanayi toplumuna daha yeni geçmekte olan toplumlara, sanayi kurmaları için yardım etmek bu toplumlara gerekli olan makinesel araçları yaptırmak, sonra bu makinelerin çalışması için gerekli bilgiyi elinde tutmak ve bu bilgileri yavaş yavaş ve parça parça satmaktır. Bilgi toplumları diğer toplumların sanayileşmesine yardım ediyorsa, buradaki en önemli nokta hala bilgi toplumlarının da sanayileşmeye ihtiyaçlarının olduğudur. Bir anlamda bilgi toplumu ile sanayi toplumu aslında iç içe ve birbirini tamamlayan bir yapı oluşturmaktadır. Bilgi toplumunda, sanayi toplumlarında olduğu gibi maddi güç ön planda değil bilgi ön plandadır. Bu bilginin satılmasıyla maddi güç elde edilecektir. Bilgi toplumu, sanayi öncesi veya sanayi toplumunun maddi gücüyle değil zeki insanların akıl gücüyle kurulabilir. Bilgi toplumunda teknoloji, bilginin paylaşılmasını ve sanayi alanındaki yeni gelişmelerin daha önceki bilgilerle birleştirilip tamamlanmasını sağlamıştır. Bu üretime yansımış ve üretimde daha çok uzmanlaşmayı meydana gelmiştir. Bununla birlikte sanayi toplumunda bilgi somut düzeydedir ve fayda sağladığı oranda değerlidir. Teknolojinin hızla gelişmesi, tüm değişmelerin bir takım toplumsal ve sosyal temellerini de yeniden oluşturmaktadır. Bilgi toplumundaki değişimler toplumların sınıf yapısını da etkilemiştir. Bilgi toplumunda hızla gelişen teknoloji, kültürel olarak bir üst yapının ortaya çıkmasını da sağlamıştır. Bilgi teknolojisi denilince, modern teknolojinin ürünü olarak ilk akla gelen tabi ki bilgisayar olmaktadır. Bilgi, telefonların ve bilgisayarların icadından sonra hızlı bir şekilde bu araçlar aracılığıyla işlenip, toplanıp istenilen yerlere dağıtılmaktadır. Bilgisayarlarla birlikte istenen bilgileri, istenildiği kadar depolayabilen, bunları işleyebilen buradan yeni bilgiler üreten bilişim teknolojileri sayesinde insanoğlu, hem yaratıcılığıyla yeni ürünler ortaya koyarken, hem de mevcut oluşan sorunlara artık teknoloji sayesinde çözüm bulabilmektedir. Bilgisayarların internet aracılığıyla bilgiyi anında dünyanın birçok yerine yayabilmesi, aynı zamanda bilginin çok hızlı bir şekilde aktarılarak yayılmasına ve bu bilgiye ihtiyacı olanların da anında bilgi veya bilgilere ulaşmasını sağlamaktadır. Sanayi toplumlarında olduğu gibi bilgi toplumlarında da çalışanları fabrika gibi belirli bir yerde belirli zamanlarda fiziki veya beden gücü kullanarak üretim sürecine dâhil etmek pek uygun olmamaktadır. Çünkü bilgi toplumu çalışanları zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın her hangi bir zamanda her hangi bir yerde bilgi ve iletişim teknolojilerine ulaşabildikleri sürece, bilgi üretme sürecine etkin olarak katılabilmektedirler. Yani insanlar bulundukları yerden bilgi iletişim teknolojileri sayesinde başka bir yerdeki kişilerle çok rahat bir şekilde anında iletişim kurabilmekte ve fikir alış verişinde bulunabilmektedirler. Toplumlar kendinden önceki toplumlardan aldığı bilgilerin ve kültürlerin üzerine yeni bilgiler ekleyerek ya da toplumda yanlış edinilen bilgi veya bilgiler varsa bunları düzeltmeye çalışarak mükemmeliyetçi bir topluma doğru gitmeye çalışırlar. Bilgi toplumuna geçmeden önceki tüm toplumların bir önceki toplumlardan almış oldukları bilgi birikimleri, çeşitli kültürleri ve tecrübeleri vardır. Ancak eğitim zaman içinde devamlı kendini yenileyen ve geliştiren bir olgu olduğundan, her toplum kendisinden sonra gelen toplumlara biriktirdiği bilgileri ve edindiği eğitim anlayışını aktararak hem eğitimde hem de bilgide onların gelişmesine yardım etmektedir. Bu durum insanlığın başlangıcında çok yavaş olmakla beraber, insanoğlunun eğitimi, bilgi birikimi ve
deneyimi arttıkça insanların bilgi ve eğitimde mesafe kat etmeleri daha kolay hale gelmiştir. Toplumlar zaman içerisinde (tarım öncesi toplumlar, tarım toplumları, sanayi toplumları, bilgi toplumları) evrelerini tamamlarken her evre bir önceki evreden daha kısa zamanda tamamlanmıştır. Bilgi toplumunda, bilgiye ulaşarak kendini geliştiren “İnsanların, dünyanın başka bir ucundaki insanlarla anında görüşüp, onlarla her türlü bilgiyi paylaşmayı, ürünlerinden haberdar olmayı ve ticaret yapabilmeyi öğrenirken, bu süreçte gelişimini tamamlamış zengin ülkelerin, geri kalmış ülkeleri sömürerek daha da zayıflatacağı endişesini de gün yüzüne çıkarmıştır.
Kaynakça; -Bünyamin AYDIN, Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi -Yrd.Doç..Dr. Mehmet MEDER / Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi - Osman YAZICIOĞLU / İstanbul Ticaret Üniversitesi, Mühendislik ve Tasarım Fakültesi -Kemal VAROL / İstanbul Ticaret Üniversitesi, Mühendislik ve Tasarım Fakültesi -Oğuz BORAT / İstanbul Ticaret Üniversitesi, Mühendislik ve Tasarım Fakültesi - Okan SARIGÖZ / Öğretim Görevlisi, Hakkari Üniversitesi, Eğitim Fakültesi