Aksak Terazi 4. Sayı

Page 1


Arkadaşlar merhaba,

Sayfa 3 Biz kimiz?

icindekiler .

Sayfa 4 Bu daha başlangıç

Sayfa 6 Ne yaptık? Ne yapacağız?

Direniş günleriyle dolu bir yaz döneminden sonra üniversiteye geri döndük, kimilerimiz ise üniversiteye yeni başlamanın heyecanını yaşıyor. Aksak Terazi ekibi ise bu yaz döneminde boş durmadı, yeni döneme dair çalışmalarını sürdürdü. Bir yandan çalışmalarını sürdürdü bir yandan da direnişte üniversiteli kimliğiyle mücadelenin içine atıldı. Geçen sene “Hukukta bi’ şeyler ters gidiyor!” diyerek başladığımız yolculuğumuza bu sene de devam ediyoruz. Önceki sayılarımızda ülkedeki pek çok hukuka aykırı uygulamalara, haksız tutuklamalara ve üniversitelerimizdeki hukuksuzluklara yer vermiştik. Bu sene de özel sayıyla döneme “merhaba” diyen dergimiz, çok kısa zamanda yeni katılımcılarla gündeme, hukuka, üniversiteye dair konularla hukuk fakültesi öğrencileriyle buluşacak. Hepimizin bildiği gibi aradan geçen zamanda oldukça yoğun bir süreç yaşadık. 31 Mayıs’ta Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm şehirlerde AKP faşizmine karşı direnişe dönüşen eylemlerde altı olarak bilinse de daha fazla arkadaşımızı kaybettik. Sayısız arkadaşımızsa yaralandı, tacize uğradı, tutuklandı. Bizlerse artık ülkede meydana gelen hangi hukuksuzluktan bahsedeceğimizi şaşırdık. AKP’nin polisi tarafından öldürülen arkadaşlarımızdan tutun da gözünü kaybeden onlarca insana, gözaltına alınırken polis tarafından taciz edilen kadın arkadaşlarımıza, haksız yere açılan davalara, soruşturmalara, tutuklamalara, bunları protesto eden avukatlara gözaltı yapılmasına kadar sayısız pek çok hukuksuzluğa şahit olduk. Yalnızca ülke gündeminde değil ünivesitede de yaşanan bütün hukuksuzluklar artarak devam ediyor. Üniversitemiz açılır açılmaz başlayan fakülteler arası geçiş yasağı, afiş asma yasağı gibi uygulamalar bize “ileri demokrasi”yi gösterirken bu keyfi yasakların uygulanamaması öğrencilerin ortak mücadelesinin önünde hiçbir engelin duramayacağını da göstermiştir. Bizlerin dahi aranarak alındığı okullarımızda Ali İsmail’lerin katilleri çok rahat dolaşmaktadır. Tüm bu hukuksuzluklar dört bir yanımızı sarmışken, Aksak Terazi seni direnişi kampüslerimize taşımaya çağırıyor. Eğer sen de hukukta bi’ şeyler ters gidiyor diyorsan, al eline kağıdı kalemini, Aksak Terazi’de yaz.

Aksak Terazi Yayın Ekibi


3

BiZ KiMiZ ?

ılara; yaşanılan mesleğine yapılan bilinçli saldır elik şiddeti ve her kadın cinayetlerini, kadına yön olarak gören yargı türlü taciz ve tecavüzü kader ü olan yön er değ un uk huk ken lar lerce işçinin senHukuku tanım anlayışına; usulsüz yollarla bin biuğu old z mi evi gör s esa çhul cinayetlerin, adaleti sorgulamanın dikasızlaştırılmasına; faili me soen lett ada ku ku Hu encelerin linciyle hareket ediyoruz. nda yaşanan ‘’kayıpların’’ ve işk altı göz ı lar ram e olarak varlığını yutlayan, eşitlik, vicdan gibi kav Türkiye tarihinde bir kara lek düzeürü söm ız ğım adı yaş k uza kının tüm demosorgulamaktan sürdürüyor olmasına; Kürt hal lmü l öze , uk huk let, dev i gayrı meşru ninin esasını oluşturan tik hak ve özgürlük taleplerin kra ını ım tan uk huk bir n ada dile getikiyet ilişkilerine değinmeye iktidarlara ve devamında bur en gör ini tim eği uk huk şı duyarsız kalve bu tanım üzerine inşa edilen remediğimiz birçok soruna kar reddediyoruz. mamız beklenilemez. lukla un çoğ n üle dür sür de rin ele ığı ve önümüzHukuk fakült AKP'nin çalışmalarına başlad , tim eği n üle rüt yü da nın planladığı avusalt pozitif hukuk ala deki günlerde hayata geçirmeyi sder ilk n Yılı or. ziy ben j sürelerine mühendislik faaliyetine sınavıyla getirilecek uzun sta lık kat n ste der ilk bu , olalerinde bir hukuk tanımı yapılır ucunda oluşacak avukatlık bür son un bun ve hen mü ve geçilir Bu yolla yaratılasonra ilgili dersin mevzuatına rındaki tekelleşmeye karşıyız. im Biz er. gid er sür ca un boy i avukatlar dislik çalışmaları yıl cak emeğine yabancılaşmış işç ün mk mü iz em nm ulle ız ve birçobu eğitim anlayışını kab ayı reddediyor; eğitimini aldığım olm eni ned ış çık aya lık mesleğinin değil. Özetle, yakıcı olarak ort ğumuzun icra edeceği avukat öznesi ve l öze ut, som uz um duğ un koşullarına uydumiz; içinde bul neo-liberalizme ve piyasanın . dir tem sis mizi öne çıkarolduğumuz çarpık rulmasına karşı, hak mücadele tifi rna bir alte Bugün bakıldığında bize başka mayı ödev olarak biliyoruz. u, duğ dur dol i için nın asa paylaşmak yokmuş gibi sunulan, piy ler okulun ilk haftalarında not Biz uuyd rak ola f kılı e etmitüm ezen ve ezilen ilişkilerin açtığımız masalarda: ’’Rekabet yla acı am iyo nm iple sah ni riyer günleriyle, rulmaya çalışılan hukuk düzeni yoruz, paylaşıyoruz.’’ dedik. Ka en ekt etm lim tes hak u uk miş piyasacı anruz. Bu anlayışla huk hukuk eğitiminin iliklerine işle huı, akl n me ege an llan esi tasarıziyade bir araç olarak ku , üniversitelerin şirketleştirilm ışla lay uz. abetçi kuktan arındırmayı hedefliyor şturulmaya çalışılan bireyci, rek olu ıyla lar atihi öznesi oldurine inşa edilBu minval üzere, öncelikle biz anlayış ve tüketim kültürü üze sız ım bağ a ınd ına karşı; dayağumuz yerel konular ve devam meye çalışılan üniversite yaşam ek inm esas alındığı una değ nın, paylaşmanın ve üretimin ma düşünemeyeceğimiz birçok sor nış üyönelik sürdür yoruz. üzere toplandık. Üniversitelere bir üniversite yaşamını savunu öğbir i yen la rıy ala kuk Falen yıldırma ve baskı politik de biz, İstanbul Üniversitesi Hu dem Son de söz rın ida n ikt ce ve Hukuk renci modeli yaratmaya çalışa kültesi öğrencileri, Özgür Düşün e ins iler enc öğr n aya uym e del Terazi dergisi olahukukuna, bu mo Kulübü ve devamında Aksak taa yas K YÖ ne; esi ilm sed r.” diyerek ete dört duvar arasına hap “Hukukta bi’ şeyler ters gidiyo rak abey ir fik e ün üst sarısı taslağını inceleyen ve kemiğe bürünmüş haldeyiz. lan açı ere enl isy dem aka an nında bulun unma dokunuldayanaksız soruşturmalara; sav lara ve avukatlık mazlığını hiçe sayarak avukat


C I . G N A L S A . B A H A D BU

asıl derdinin “çukur”u görmezden gelmiştir. Ve termiştir. emekçi sınıfla, halkla olduğunu gös n ede önc a AKP iktiHepimiz yoğun bir yaz geçirdik. Dah Sonrasında sokakları halka kapatan ın halk olan iş em nm dire hiç rağmen da na atın ağı” belki de hay darı, kendi getirdiği “meydan yas a bağiran haz ısı may lar, ni düyon şöle mil r n ifta nde a her kesimi Ramazan’da Taksim Meydanı'nd ardaydı. akl sok le esiy öfk yerken ulan biri e kur lerd l'de a İstikla layan gün nı doldu- zenlerken aynı zamand ları dan mey ı, arın şunu akl nlar sok n ana eni yaş ülk Bu Ama bu yüzü sofralarına saldırmıştır. askerini, , sini poli in P P'n AK AK kler nda şısı ürlü kar özg ; ve ran halk göstermiştir; bu ülkede hak n polisi, leti Dev u. buld vd. sını dya me nı, savcısı iktidarının tekelindedir. al demokrayetmediğinde de jandarması anayas kemesi yüıyla, biber Gezi direnişinin etkisiyle İdare Mah A's TOM a halk n lana kul nı ları hak tik tir. Bu direniş ol. AKP savcılarını rütmeyi durdurma kararı vermiş gazıyla, silahıyla, copuyla saldırdı ydi böyle bir masaydı, halk sokağa dökülmese e soktu. Medcadı avını başlatmak üzere devrey kı, gezi parkı karar çıkabilir miydi? Şu an gezi par yip Erdoğan’ın yasına penguen belgesellerini, Tay emi bu kadar olarak kalabilir miydi? Hukuk sist ulusa seslenişini yayınlattı. pamuk ipliğine mi bağlıdır? in hepsi şu Gezi direnişçilerini katleden polisler Faili: AKP akkale Saan serbesttir. Tayyip Erdoğan, Çan umlularını orı tan des ük büy AKP Roboski'de ölen 34 canın sor vaşı’nın ardından polislerin ikinci ettiricisi oldu- taya çıkardı mı ki biz bugün adaletin yerini bulayazdığını söyleyerek katillerin azm katılan onlarca cağını umalım. Geçtiğimiz yaz Afyon'da ğunu göstermiştir. Gezi direnişine 25 er öldü, peki lı saldırgan pala cephanelikte patlama yaşandı ve insan tutukluyken, ne isabet ki, Türkiye tarihi ilere sopasorumluları ortaya çıktı mı? Ya da da serbesttir. Polisle birlikte direnişç aydınlatılabil, aksine sırtı boyunca hangi faili meçhul cinayet larla saldıranlar gözaltına alınmamış nu yapan ikına göre şemiştir? Emperyalizmin taşeronluğu sıvazlanmış; yani AKP kendi çıkarlar hemen i riayet etmetidar için üzeri örtülmesi gereken killendirdiği hukuk kurallarına dah ına gelince, T.C örtülmüştür. İş savaş çığırtkanlığ miştir. nin vurulduğu ının 45 desınırlarına giren Suriye helikopteri Mevcut düzenlemeye göre biber gaz varıncaya rına n, insanlar bilgisi TSK tarafından koordinatla recelik açıyla ateşlenmesi gerekirke oski katRob e dek kamuoyuyla paylaşıldığı hald direnişçinin hedef alınarak atılmış, 10’u aşkın sine rağme geç yıl 2 liamının üzerinden yaklaşık ağır yaralangözü kör olmuş, onlarca direnişçi r. ıştı am ılm men hala hiçbir açıklama yap aylardır yaşam mıştır. 14 yaşındaki Berkin Elvan düzeninin Abük, ısül Devletin nihayetinde de bu sömürü mücadelesi vermektedir. Ethem Sar bizzat devlet ş, Medeni işleyişine çomak sokan her kimse dullah Can Cömert, Mehmet Ayvalıta llendirilmişKorkmaz, eliyle öldürülmüştür. Failleri ise ödü Yıldırım, Ahmet Atakan, Ali İsmail Önder, Serdar tir. İrfan Tuna, Zeynep Eryaşar, Selim ak sonucu katleden day ı, gaz r bibe u, şun kur s poli l Kadaka 19 Ocak 2007 tarihinde Hrant Dink’i Türk ikte birl le katledilen canlarımızdır. tetikçi Ogün Samast’ın polisler fı ğra foto imi bayrağı altında çekilmiş sam AKP'nin Sokak Fobisi azmettiricisi ura çuk , var a bunun kanıtıdır. Ogün Samast ve 1 Mayıs'ta kamusal alanları "Çalışm Celalettin n aya n AKP, Gala- Yasin Hayal‘i koruyan ve koll düşersiniz!" diyerek halka yasaklaya devletin gün o n er’i Cerrah ve Muammer Gül kutlamasında tasaray taraftarının şampiyonluk


hangi kademesinde yer aldığına, sonrasında hangi devlet kademelerine getirildiğine bakmak yeterlidir. Celalettin Cerrah İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden Osmaniye Valiliği'ne getirilmiş, Muammer Güler ise İstanbul Valiliğinden kontrgerillanın merkezileştirilmesi anlamına gelen Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevi ve İçişleri Bakanlığı ile ödüllendirilmiştir. Tayyip Erdoğan Mısır’da öldürülen Esma için “Rabia” yapıp ağlarken, Diyarbakır Lice'de hayvanlarını otlattığı sırada asker tarafından atılan bomba sonucu ölen 12 yaşındaki Ceylan Önkol'u görmezden gelmektedir. Başından itibaren gizlilik kararı bulunan bu davada 4 yıldır hiçbir gelişme kaydedilememiştir. O zaman Diyarbakır Valiliği yapan Hüseyin Avni Mutlu ölen Ceylan için "Bombaya sopa ile vurmuştur" demiştir. Günümüz Eskişehir valisinin Ali İsmail'i arkadaşlarının dövdüğünü söylemesine şaşırmamak gerekir. Sıfır Sorun: Sırf Sorun AKP’nin dış politikasında izlediği savaş söylemlerinin sonucunda gerçekleşen Reyhanlı katliamında, resmi rakamlara göre 53, gerçekte ise 100’den fazla insanımız hayatını kaybetmiştir. Medyaya haber yapma yasağı konulmuş, olayın üzeri örtülmek istenmiş, deliller iş makineleriyle ortadan kaldırılmış ve patlamanın hemen ardından Suriye rejimi suçlanmıştır. Ama Redhack’in jandarma istihbaratından sızdırılan bilgiyi yayınlaması sonucu takke düşmüş kel görünmüştür. Olayı El Kaide’ye bağlı El Nusra cephesinin gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır. Redhack’in yayınladığı bu belgeler hükümet tarafından yalanlanamamıştır. Belgeleri sızdırdığı iddia edilen er Utku Kali gördüğü işkenceler yüzünden intihar etme noktasına gelmiştir. Suriye’ye karşı emperyalizmin Ortadoğu taşeronu Tayyip Erdoğan büyük bir savaş çığırtkanlığına giarişmektedir. Hatırlayalım; Irak savaşı sırasında “ABD askerleri için dua ediyorum.” diyen Erdoğan’ın duaları kabul olmuştur. 1 milyonu aşkın Iraklı hayatını kaybetmiştir. Camiler bombalanmış, kadınlara tecavüz edilmiş; işkence görüntüleri savaşın boyutunu gözler önüne sermiştir. Daha geçtiğimiz gün Bağdat’ta daha çok Şiilerin yaşadığı 9 mahallede art arda meydana gelen patlamalar sonucu en az 47 kişi öldü ve yüzlerce insan yaralandı. Sadece bu yıl içinde yaşanan mezhepsel saldırılar yüzünden 4500 kişi yaşamını yitirdi. Bu örnekler bize Irak’a demokrasi götürme vaadiyle saldıran ABD’nin götürdüğü demokrasinin en güzel örnekleridir(!) Biz de AKP sayesinde ileri demokrasiyi yaşadığımıza göre Tayyip Erdoğan’ın Suriye‘ye demokrasi ihraç etmek istemesine şaşırmamak gerekir.

AKP hükümetinin Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın “Suriye şu anda yıkılmaktadır ama yeniden yapılanması sürecinde bizler çok sayıda inşaat işi alacağız inşallah.” demesine de şaşırmamak gerekir. Ancak Arap Baharı’nı fırsat, Suriye'den gelen savaşzedeleri ise ucuz işçi olarak gören hükümetin savaş hevesi kursağında kalacaktır. Emperyalist ülkeler kimyasal silah sahibi değillermiş gibi, dünyanın en büyük katliamlarını kendileri yapmıyorlarmış gibi Suriye’de kullanıldığı iddia edilen kimyasal silahların tasfiyesi noktasında anlaşmışlardır. Mısır’da ikinci halk isyanını bastırmak amacıyla emperyalizmin isteği doğrultusunda ordu yönetime el koydu. ABD ve Mısır ordusu isyanı gerçekleştiren halk hareketinin yanındaymış görüntüsü vermeye çalıştı. ABD darbeye darbe diyemedi. Bu da AKP'yi efendisi ABD’ye karşı derin bir güvencesizliğe soktu. Çünkü Mısır’da seçimle iktidara gelen Müslüman Kardeşler ve lideri Mursi katılımın %46 olduğu seçimde bu oyların yarısını almış bir iktidardır. Diğer bir ifadeyle halkın 4'te 3’ü Mursi’ye oy vermemiştir. Tayyip'in dediğinin aksine halkın iradesini kazanmış bir Mursi yoktur. AKP'nin Gezi direnişinden sonraki telaşı da bu yüzdendir, Mursi nasıl sokaklarda meydanlarda devrildiyse, AKP de öyle devrilmekten korkmaktadır. Sonun Başlangıcı... Bugün halkta korku duvarları yıkılmış yerini AKP'de Gezi sendromuna bırakmıştır. Evet; üniversitelere, stadyumlara, konferanslara, festivallere kısacası halkın karşısına çıkacak yüzleri kalmamıştır. Çünkü çıktıkları zaman karşılaştıkları protestolar uykularını kaçırmaktadır. Bunun için stadyumlarda 1453 Kartallar grubu kurdurtup provokasyonlar tertip etmekte, üniversitelerde fakülteler arası geçiş yasağı koyarak Gezi direnişinin yarattığı ruhu öğrenciler arasında bozmaya çalışmaktadırlar. Gezi direnişinde ilaç satan eczanelere ve direnişte yaralanan vatandaşlara insan onurunun gereğini yapıp tedavi eden sağlık personeline ceza verilmesi gündemdedir. Fakat Eskişehir’de Ali İsmail'i direnişçi olduğu için tedavi etmekten kaçınan doktorun Hipokrat yemini ettiğinden şüphe duymak gerekir. Hatırlayacak olursak, Çağlayan Adliyesi’nde adaletsizliğin karşısına kaya gibi dikilen onurlu avukatlar yaka paça gözaltına alınmıştı, bugünlerde ise soruşturmalarla karşı karşıyalar. Avukatların yürüttüğü bu onurlu mücadeleyi biz genç çapulcu hukukçular da sürdüreceğiz. Şimdi ise direnişi her alanda büyütmenin zamanıdır. Çünkü zalimin karşısına dikilmeyen zulmüne ortak olmuş demektir.


NELER YAPTIK? YAPACAĞIZ?

Özgür Düşünce ve Hukuk Kulübü’ nden Merhaba! 2012-2013 öğretim yılında faaliyete başlayan kulübümüz, sosyal faaliyetlerin sınırlı, kariyer günlerinin ise yoğunlukta olduğu üniversitemize farklı bir alternatif oluşturmak amacıyla kuruldu. Hukuk fakültesi öğrencilerinin sesine ses katabilmek, güncel olayların tartışılmadığı anfilerde öğrencilere bu alanı yaratmak, toplumsal ve siyasi davaları yerinde incelemek hedefiyle yola çıktık ve yıl boyunca “Adaleti arıyoruz.” sloganıyla birçok etkinlik düzenledik. Yoğun ilgiyle karşılanan etkinliklerimizde gündeme ve hukuka dair konulara değinirken, süren davalardaki hukuksuzluklara da ses çıkartarak adalete ve vicdana yabancılaşmamış hukuk öğrencileri olduğumuzu da ortaya koyduk. Geçtiğimiz yıl boyunca yaptığmız etkinlikleri kısaca hatırlatmak gerekirse;

HRANT DİNK DAVASINA BAKIP ADELETİ ARAMAK İlk etkinliğimizde 7 yıldır süren ve sorumlularının yargılanmamasından dolayı yol katedilemeyen, AKP İktidarının üzerini örtmeye çalıştığı bir siyasi cinayet olan Hrant Dink Davasını ele almıştık. Bu kapsamda Hrank Dink’in avukatı Fethiye Çetin, Hrant’ın Arkadaşları grubundan Garo Paylan ve Radikal gazetesi yazarı İsmail Saymaz ile bir araya geldik. Davada ortaya çıkan deliller doğrultusunda siyasi iktidar AKP’den, emniyet teşkilatına; medyadan istihbarat teşkilatına kadar sistemli işlenen bu cinayetin faillerinin açıkça ortada olmasına rağmen yargılanmamaları aksine terfilerle ödüllendirilmelerini ve şuan devletin en üst kademelerinde bulunmalarını “hukuk”la bağdaştıramadan tartıştık.

SAVUNMAYA VURULAN DARBE; ADALET SAVUNMASIZ

BİR YARGILAMA KARIKATÜRÜ; PINAR SELEK DAVASI İkinci etkinliğimizde ise Mısır Çarşısı’ndaki patlamadan sorumlu tutulan, defalarca beraat etmesine rağmen yargılanmasına devam edilen Sosyolog Pınar Selek’in davasını inceledik. Panelin katılımcıları Pınar Selek’in avukatı Ayhan Erdoğan, Amargi’de Selek’le birlikte kadın çalışması sürdürmüş olan Suzan Karaibrahimoğlu ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Zeynep Kıvılcım hocamızdı. Etkinliğimizin sürprizi ise şu an yurtdışında bulunan Pınar Selek’in bizlere gönderdiği video mesajıydı. Hukuk adına bir şeyler yeşerttiğimizi ve etkinliğimizin kendisi için değerli olduğunu belirten Selek direnmeye devam edeceğini de ekledi. Bildiğiniz üzere Pınar Selek için en son ağırlaştırılmış müebbet talep edildi.

ÇHD’li avukatlara yapılan baskıları ve gözaltıları değerlendirmek amacıyla “Savunmaya vurulan darbe; adalet savunmasız” adı altında üçüncü etkinliğimizi düzenledik. ÇHD’den avukat Efkan Bolaç, CHP Dersim milletvekili Hüseyin Aygün ve Bianet yazarı Ayça Söylemez’in katıldığı etkinliğimize ilgi oldukça yoğundu. Avukatlara yapılan haksız ve usulsüz tutuklamaları değerlendirdiğimiz etkinliğimizde, genç hukukçular olarak hukuksuzlukların karşısında olduğumuzu ve adaleti savunduğumuzu bir kez daha dile getirdik.


AVUKATLAR GÜNÜ’NÜ REDHACK DAVASINI TARTIŞIYORUZ: KLAVYELİ TERÖR ÖRGÜTÜ OLUR MU? KUTLAMIYORUZ: TUTUKLU AVUKATLAR Bir diğer etkinliğimiz de hak yiyeni hackleriyle protesto eden ve bu yüzden terör örgütü ilan edilen RedHack hakİÇİN ADALET İSTİYORUZ kındaydı. Hacktivizmi, halkın bilgi edinme hakkını ve bu bilgileri halkla paylaşanların ‘terörist’ ilan edilmesini hukuk ışığında değerlendirdik. Etkinlik kapsamında “Red!” belgeselini izledikten sonra Avukat Serhat Koç, Korsan Parti Hareketi Üyesi Şevket Uyanık, Hacktivist Barış Büyükakyol ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Erkan Saka ile dava sürecini tartıştık.

ÜNİVERSİTE MAHKEMELERİ KURUYOR, REKTÖRÜ SORUŞTURUYORUZ Bildiğiniz gibi İ.Ü. Rektörü Yunus Söylet geçtiğimiz dönem ikinci defa rektörlük koltuğuna gelerek “ustalık dönemi” ni yaşama ve yaşatma kararlılığını bizlere vakit kaybetmeden gösterdi. Ustalık alanının ne olduğunu ise, öğrencilere ve akademisyenlere açtığı usulsüz soruşturmalarla, yemekhaneye yaptığı %85’lik zamla, üniversitenin sermayeye daha da çok açılması için verdiği çabalarla -ki bu çabanın son örneğini kampüskart projesiyle gördük- ve araba sevdasıyla göstermiş oldu. Üniversitenin bileşenlerinden (akademisyenler, üniversite çalışanları, öğrenciler) oluşan Ünivesite Mahkemesi ‘’ Sen bizi yargılayamazsın rektör, biz seni yargılarız’’ diyerek temsili Yunus Söylet’i mahkeme karşısına çıkardı. Üniversite Mahkemesi rektöre kampüskart projesinden, yemekhane zammına; Redhack’in ortaya çıkardığı yolsuzluk belgelerinden, akademisyen ve öğrencilere açtığı soruşturmalara dek kendini savunması için birçok soru yöneltti. Fakat Üniversite Mahkemesi’nde kendini savunamayan rektöre ‘’üniversitelilerle sık sık bir araya gelme, kitap okuma, okul tuvaletlerine peçete, sabun alma ve havuzlu bahçeyi temizleme’’ gibi cezalar verildi.

Geleceğin avukat adayları olarak 5 Nisan Avukatlar Günü’nde, sırf mesleğinin icrasından ve toplumsal olaylara duyarlı olduklarından dolayı usulsüz yöntemlerle tutuklanan avukatların yanında olduğumuzu göstermek için ‘’ Savunmayı özgür bırak! ‘’diyerek hukuk havuzlu bahçede bir etkinlik gerçekleştirdik. Avukatlık mesleğini, ülkemizde bu mesleğin nasıl algılandığını, siyasilerin hukuk sistemini nasıl bir baskı aracı olarak kullandıklarını, halkın savunma hakkına yapılan bu operasyonu ve biz genç hukukçulara düşen görevleri, ÇHD Üyesi Av. Efkan Bolaç, Av. Eşber Yağmurdereli, Av. Gülvin Aydın, Av. Gülizar Tuncer ve GSÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Karlı ile tartıştıktan sonra Hukuk Fakültesi Öğrencileri olarak Ana Kapı’da bir basın açıklaması gerçekleştirerek etkinliğimizi sonlandırdık.

HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRENCİ VE HOCALARI KAHVALTIDA BULUŞUYOR Sene sonu geldiğinde ise ertesi yılı planlamak ve senenin yorgunluğunu hep birlikte atmak amacıyla İstanbul Barosu’nun tesisi olan BaroBahçe’de yaptığımız kahvaltıda bir araya geldik. Hukuk fakültesi hocalarını ve öğrencilerini amfi dışında daha sosyal bir ortamda buluşturan etkinliğimizde aynı sınıfta olmamıza rağmen tanışamadığımız sınıf arkadaşlarımızla tanışma fırsatımız oldu. Daha sonra Kanlıca’yı da gezerek etkinliğimize son verdik.


www.facebook.com/OzgurDusunceveHukukKulubu www.facebook.com/AksakTerazi www.twitter.com/AksakTerazi aksakterazi@gmail.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.