Hocama dokunma! ‹fl güvenceleri için ‹stanbul Üniversitesi’ni terk etmeyen araflt›rma görevlileri sadece 50/d güvencesizli¤i için de¤il, üniversiteleri için de isyandalar Araflt›rma görevlileri 5 Mart'ta tarihi bir eyleme imza att›lar. Güvencesizli¤e karfl› isyan eden 500 genç akademisyen “Biz kal›yoruz, YÖK gitsin!” slogan›yla gece boyu ‹stanbul Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi'nde üniversitelerini terk etmeme eylemi yapt›lar. Ayn› gün ö¤renciler baflta olmak üzere destekçilerle birlikte Beyaz›t Mey-
dan›'nda da 1000 kiflilik bir eylem yap›ld›. “Yusuf Ziya Özcan 50/D'ye geçsin”, “Ne istiyoruz -‹fl güvencesi -Ne zaman -Hemen flimdi -Vermeyecekler Alaca¤›z”, “Ferman YÖK'ün Üniversiteler bizimdir” gibi sloganlarla alan› inleten araflt›rma görevlileri ana kap›ya “Üniversitemizi terk etmiyoruz” pankarSayfa 7 t› ast›lar.
ö¤renci gazetesi www.kolektifler.net
say› 15
Mart 2009
destek niyetine 50 Kr
‹flte seçim tavr›m›z
AKP’nin arkas›nday›z! Enselerindeyiz
fiartlar›m›z var!
Üniversiteliler egemenlerin oyununa gelmeyecek. Ulafl›mdan bar›nmaya, burs hakk›m›zdan sosyal haklar›m›za kadar haklar›m›z› elimizden alan belediye yönetimlerine rahat vermeyece¤iz.
Haklar›m›z› almak için belediyelere yürüyoruz. fiimdi söz s›ras› bizim! Her yer üniversite eylemleriyle çalkalanmaya haz›rlan›yor. Yerel seçimlerde tavr›m›z net, haklar›m›z› alana kadar mücadeleye devam...
AKP tüm Türkiye’de yerel seçimleri kazanmak için bütün hünerlerini ortaya koyuyor. ‹kiyüzlü, yalanc› AKP piyasac›, gerici, anti demokratik bir kent yönetimini dayat›yor. AKP’nin gerçek yüzünü çok iyi biliyoruz. Son olarak da padiflah olarak karfl›m›za ç›kan Tayyip Erdo¤an, 29 Mart seçimleri öncesinde ensesinde oldu¤umuzu hissedecek
AKP aklad› biz hesap soraca¤›z 16 Mart Beyaz›t Katliam›’n›n y›l dönümünde üniversiteliler Beyaz›t Meydan›’nda katliam› lanetlemek için eylem düzenleyecek. Davay› aklayan AKP’ye ve dünden bugüne de¤iflmeyen “katil devlet” zihniyetine karfl› bu sene de sesini bulacak Beyaz›t 16 Mart 1978, devletin en kanl› üniversite katliam›n›n 31. y›l dönümündeyiz. Katliam›n üzerinden y›llar geçmesine ra¤men faillerin cezaland›r›lmas› bir yana yak›n geçmiflte baflka katliamlarda tekrar kullan›lmak üzere devlet taraf›ndan ödüllendirilmesi dikkat çekti. 16 Mart’ta bombalar at›ld›ktan sonra faflistlerin kaçmas›n› sa¤layan polis amiri Reflat Altay’›n Hrant Dink’in katliam›n›n sorumlular›ndan
Korkun flemsiyelerimizden Elimizde flemsiyeler, dilimizde bahar flark›lar›yla, Üzmezgillere, piyasac› rektörlere, fliddete, gericili¤e, paral› e¤itime karfl› flartlar›m›z var. Sadaka de¤il, yard›m de¤il; haklar›m›z› istiyoruz alaca¤›z. Sayfa 5
birisi oldu¤u ortaya ç›kt›. Son olarak, AKP 16 Mart davas›n› düflürerek katilleri de ‘katil devlet’ zihniyetini de sahiplendi¤ini gösterdi. 16 Mart Beyaz›t Katliam› her y›l oldu¤u gibi bu sene de Beyaz›t Meydan›’nda lanetlenecek. Katledilen 7 üniversiteliyi unutmamak, katliamc› devletten, 16 Mart’› AK’layanlardan hesap sormak için bütün üniversitelileri Beyaz›t Meydan›na ça¤›r›Sayfa 3 yoruz.
BU KUTUDAN HAYAT ÇIKAR Geçti¤imiz günlerde vizyona giren ‘Pandora’n›n Kutusu’ filminin yönetmeni Yeflim Ustao¤lu ile gazetemiz için bir röportaj gerçeklefltirdik. Ustao¤lu, ‘Pandora’n›n Kutusu’ ve yaflam üzerine görüfllerini gazetemizSayfa 10 le paylaflt›
Demokrasi yalanlar›yla rektörlükleri ele geçiren AKP’nin balonu sönmeye devam ediyor. 2008 yaz›nda AKP eliyle atanan rektörler üniversite ö¤rencilerine soruflturma ve ceza ya¤d›rd›. Tayyip Erdo¤an’› davet ederek polis ablukas›yla üniversite aç›l›fl› yapan ve ö¤rencileri gözalt›na ald›ran AKP’nin göz bebe¤i Muhammed fiahin afifl ast›¤› için, faflistlere karfl› üniversitesini savundu¤u için cezalar ya¤d›rd›. 1 yar› y›l uzaklaflt›rma cezas› alan arkadafl›m›z cezalara, AKP’nin ikiyüzlülü¤üne karfl› üniversitenin özgürlü¤ü ve demokrasisi için ‹stan-
bul’dan Ankara’ya YÖK’e yürüyor. Ergene’ye geçti¤imiz sene Yusuf Ziya Özcan’›n arabas›na yumurta att›¤› gerekçesiyle hakk›nda dava ve soruflturma aç›lan bir arkadafl›m›z daha kat›lacak. 13 Mart’ta da Sayfa 6 Ankara’da olacaklar.
c m y k
www.kolektifler.net
2 HABERLER
Kolektifler’den fanzin
‹nad›na ampülsün!
Pasosu olmayana dayak Öldüren seçim politikas›
Abant ‹zzet Baysal Üniveritesi Ö¤renci Kolektifi ç›kard›¤› fanzinle üniversitelere kendini tan›tt›. Fakültelere, yurtlara,ö¤retmenlere da¤›t›lan fanzinlere ilgi oldukça büyüktü. Geçen dönem da¤›t›lan kriz bafll›kl› fanzinle hafta sonu 3.25 tl olan yemekhane fiyatlar›n›n 1.5 tl olan hafta içi fiyat›na çektirilmesinin de etkisiyle ilgi çok yo¤un oldu. Yeni dönemle birlikte masa açmaya da bafllayan Kolektifler, bu sayede yüzlerce ö¤renciyle irtibata geçti. Özel güvenlik görevlilerinin olumsuz tav›rlar›na ra¤men Bolu'da kolektif çal›flmas› y›lmadan sürüyor.
Bursa’da, Tayyip Erdo¤an hakk›nda ‘Ampul Tayyip’ slogan›n›n at›ld›¤› iki eylem mahkemelik oldu. Liselilerin ÖSS’yi protesto eyleminde at›lan bu slogan yüzünden aç›lan davada, iki lise ö¤rencisi, iki ö¤retmen ve bir dernek üyesine Erdo¤an’a hakaretten 11’er ay 20’fler gün hapis cezas› verildi. Di¤er eylemin dokuz san›¤›ysa hâlâ yarg›lan›yor. Bursa emniyetinin tutana¤›nda flu not var: “Amerikanc›, iflbirlikçi, önce dinci, sonra libofl, e¤itimi satan’ sloganlar›na topluluk taraf›ndan hep bir a¤›zdan her cümlenin aras›nda ‘Ampul Tayyip’ sloganlar› at›lm›flt›r. Devam›nda topluluk taraf›ndan önde bulunan iki kiflinin trampetleriyle tempo tutturarak ‘Ampulsün sen Tayyip, ampulsün sen Tayyip, ampulsün sen Tayyip’ slogan› iki defa at›lm›flt›r.”
Antalya'da bindikleri Özel Halk Otobüsü'nde pasosu olmad›¤› için söförle tart›flan ö¤rencilere flöför ve arkadafllar› sald›rd›. Akdeniz Üniversitesi ö¤rencisi alt› genç, Tosmur Kavfla¤›'nda bindikleri otobüste, paso göstermelerini sert bir flekilde isteyen özel halk otobüsü flöförü ile tart›flt›. Bir ö¤renci dikey geçifl ile geldi¤inden pasosunun yan›nda bulunmad›¤›n› söyleyince flöför otobüsten inmelerini istedi. Ö¤renciler inmeyi kabul etmeyip seyahate devam edince, flöför arkadafllar›n› ça¤›rd›. ‹lerideki bir durakta otobüse binen iki kifli ile birlikte flöfor, cop ve sopalarla ö¤rencilere sald›rd›. Üniversite ö¤rencileri flöför ve arkadafllar›ndan flikayetçi oldular.
Lise son s›n›f ö¤rencisi Tolga Taflk›n, MP3 çalar verilece¤i vaadiyle AKP yerel seçim aday tan›t›m toplant›s›na götürülmüfl ve daha sonra da toplant›ya kat›l›m ödülü olararak di¤er gençlerle birlikte Ankara Büyükflehir Belediyesi'nin Sincan Gençlik Merkezi'nde havuza girmelerine izin verilmiflti. Ama havuzda cankurtaran ve görevli olmad›¤› için Tolga Taflk›n bo¤ularak hayat›n› kaybetti. Olay›n ard›ndan Ankara Ö¤renci Kolektifleri yaklafl›k 70 kiflinin kat›ld›¤› bir eylemle belediye binas› önüne giderek Melih Gökçek'i protesto etti. Ö¤rencilerin tafl›d›¤› pankartta “Kader diyemezsiniz siz de öldürmeyi iyi bilirsiniz” yaz›yordu.
Haklar›m›z› söke söke alaca¤›z Cebeci, ODTÜ, Mersin ve Mu¤la’da üniversiteliler; burs, ulafl›mda indirim, yurt, ö¤renci ev kiralar›n›n denetlenmesi, flehirdeki kültür sanat etkinliklerinin indirimli olmas› ve belediye yönetiminde söz hakk› taleplerini eylem ve kampanyalarla duyuruyor
Kocaeli’nin flartlar› var
ci Kolektifleri Kocaeli Üniversitesi Ö¤ren ›n› götürdü. tlar flar e yey edi seçim öncesi bel il belediye de¤ ket Ö¤renciler ellerinde “flir söyle” gibi › t›n flar e em istiyoruz, faturay› öd e belediye önüne dövizlerle tek s›ra halind u¤u dilekçeeyi çögittiler. fiartlar›n yaz›l› old isteyen ö¤renciler k me tür züm masas›na gö ›tan›n genifl güçevik kuvvet ekipleri ve zab Kap› önünde flt›. fl›la venlik önlemleriyle kar n onra iki ö¤renbas›n aç›klamas› yap›ld›kta götürdü. Ö¤›na ci dilekçeyi çözüm masas en üniversitenin renciler yedi flart içerisind r›n›n belediye ala elektrik, su, do¤algaz par renci ev kiralar›n ö¤ ve esi enm öd dan taraf›n ›n›n belediyetlar flar s› ma kontrol alt›na al›n u¤unu, di¤er flartnin yetki alan› d›fl›nda old irten numaralabel ›n› lar›n ise iflleme al›nd›¤ ›ld›lar. r› alarak belediyeden ayr ebebiyle ev kikriz li ma de ce ön ha Da r çad›rlar›n› cile ren ö¤ ralar›n› ödeyemeyen mak istemifllerdi. al›p belediye binas›na kur ciler zab›ta ve ren ö¤ Binaya girmek isteyen darp edilerek dan af›n tar iki otobüs polis Arbede s›ras›nda zorla bahçeye ç›kar›lm›flt›. irdi¤i çad›rlar da get a ö¤rencilerin yanlar›nd kalan tek çad›r› lam sa¤ r cile k›r›lm›flt›.ö¤ren rak belediye aça belediye binas› önünde beklemifl ve 'nu ¤lu ano baflkan› Karaosm c› ile görüflmüflsonra gelen baflkan yard›m lerdi.
Kriz flartlar›n›n etkisiyle de yaflam koflullar› giderek a¤›rlaflan üniversiteliler tepkilerini büyütüyor. Ö¤rencileri müflteri olarak gören belediyelere karfl› ülkenin her yerinde üniversiteliler “flartlar›m›z var” diyor Yaklaflan yerel seçimler öncesi siyasi partiler mitingler tertipleyerek, kirli çamafl›rlar› ortaya dökerek, halka bofl vaatlerde bulunarak oy avc›l›¤›na bafllad›. Üniversitelilere ise egemenler için bu seçimde uzaktan yak›ndan dikkate dahi al›nmayan bir kesim. Ekonomik krizin y›k›mlar›yla birlikte yaflam koflullar› a¤›rlaflan üniversitelilerin ise söyleyece¤i pek çok fley var. Bütün üniversiteliler belediyelere flartlar›n› hayk›rmak ve haklar›n› kazanmak için harekete geçmeye bafllad›. AKP'ye, paral› e¤itime, flirketleflen belediyelere karfl› üniversitelilerin flartlar› var eylemlerine birçok ilde start verildi. ‹stanbul, Ankara, Mersin, Mu¤la, Bolu, Kocaeli gibi illerde yap›lan etkinlikler ve eylemler kamuoyu oluflturmaya üniversitelilerin yoksanamayaca¤›n› belirtmeye ve haklar›n› kazanmaya bafllad›. Cebeci’nin flartlar› var
Ankara'n›n 15 y›ll›k belas› piyasac›, gerici, AKP'li Melih Gökçek'e; Ankara'l›lar› Gökçek'ten kurtaraca¤›n› iddia eden CHP'li Murat Karayalç›n'a üniversiteliler flartlar›n› hayk›r›yor. Üniversitelere ulafl›m›n ücretsiz olmas›n›, evlerde kalan ö¤rencilerin kiralar›n›n denetlenmesini ve faturalara % 50 indirim, burs, üniversitelerin elektrik, su gibi giderlerinin belediyelerin karfl›lamas›n›, sosyal kültürel alanlar›n ücretsiz olmas›n› ve belediye yönetiminde söz ve karar hakk› gibi taleplere üniversitelerden ilk günlerden güçlü kat›l›m oldu. Mu¤la ö¤rencisiz olmaz Mu¤la Üniversitesi Ö¤renci Kolektifleri “Bu flehir bizsiz olmaz” diyerek üniversitelerin belediyeden flartlar›n› aç›kl›yor. 24 fiubat günü S›n›rs›zl›k Meydan›'nda açt›klar› masada üniversite ögrencilerini flartlar›na sahip ç›kmaya ve “E¤itimin çivisi ç›kt› bir çivi de sen çak” diyerek haz›rlanan
Anadolu'da özgür kürsü Anadolu Üniversitesi Yunus Emre kampusünde ö¤renciler kendi kürsülerini yemekhane içinde kurdular. Yemekhanes›ras›nda bekleyen ö¤renciler Ö¤renci Kolektifleri'nin kürsüden hayk›rd›¤› talepleri alk›fllarla karfl›lad›. Yaflanan ulafl›m, beslenme, bar›nma gibi sorunlardan bahsederek ortak bir çözüm bulmaya çal›fl›ld›. Bir ö¤renci kenti olan ve Eskiflehir için ekonomik, kültürel geliflimi anlam›nda çok fley ifade eden üniversiteliler olarak belediyelerde söz hakk›, faturalar›n, ulafl›m›n, bar›nman›n çok pahal› oldu¤u günümüzde belediyelerden burs istediklerini belirttiler. 8 Mart’a yaklafl›rken üniversiteli kad›nlar›n sorunlar›n› ve taleplerini de kürsüden hayk›ran ö¤renciler, talepleri bir kez daha hep beraber Eskiflehir sokaklar›nda hayk›rmak için üniversiteli kad›nlara ça¤r› yapt›lar. Kolektifler önümüzdeki günlerde de ö¤renci kürüsünden taleplerini anlatmaya devam edecek.
kütü¤e çivi çakmaya davet ettiler. 1 Mart'ta da flehir meydan›nda açt›klar› masada üniversitelilerin bar›nma ve beslenme sorununu vurgulamak için “Bu kiraya bu makarna” slogan›yla makarna da¤›tt›lar. Yap›lan eyleme sadece üniversiteliler de¤il yafll›s›ndan gencine birçok insan destek verdi. Kampanya yap›lan panel ve söyleflilerle devam ediyor. ‘Oy'una gelme, flart›n› söyle” “Okudu¤un flehirde 'oy'una gelme, flart›n› söyle” ça¤r›s›yla 21 fiubat'ta bir eylem gerçeklefltiren Mersin Ö¤renci Kolektifi de belediyeye flartlar›n› söyledi. Belediye önünde yap›lan eylemde ücretsiz ulafl›m, burs, sosyal ve kültürel etkinliklerin ücretsiz olmas›, ö¤renci ev kiralar›n›n denetlenmesi gibi flartlar dile getirildi.
ODTÜ yüklendi kazand› Geçti¤imiz dönem ODTÜ Ö¤renci Kolektifleri'nin “Herkese ucuz, sa¤l›kl›, doyurucu yemek” talepleriyle bir kampanya bafllatm›flt›. Kampanya boyunca birçok eylem ve etkinlikle yemekhane sorununu ODTÜ yönetiminin gündemine sokmay› baflarm›flt›. Dört bin imza üç yüz ö¤rencinin kat›ld›¤› bir eylemle rektörlük önüne götürülmüfltü. Ayr›ca yemekhanede tiyatral gösteriler ve taleplerini daha güçlü duyurabilmek için her gün bir dakikal›k alk›fl eylemleri yap›lm›fl ve eylemlere ODTÜ'lülerin kat›l›m› oldukça yo¤un olmufltu. ‹kici dönem ö¤renciler okula döndüklerinde kampanyalar›n›n kazan›mla sonuçland›¤›n› gördüler. Çünkü art›k yemekhanedeki yemek çeflidi dörde ç›km›flt›.Rektörkükle yap›lan toplant›da imzalar›n dikkate al›naca¤› ama ücretlere de zam yap›laca¤› söylenmiflti. Buna ra¤men söylenen zam da yap›lmad›.
CEBEC‹'DEN SABAH-ATV BOYKOTUNA DESTEK 13 fiubat tarihinde Sabah ve ATV çal›flanlar›n›n bafllatm›fl oldu¤u greve Cebeci Ö¤renci Kolektifi destek verdi. 25 fiubat'ta alk›fl eylemi, bas›n aç›klamas› ve Türkiye Gazeteciler Sendikas›’ndan (TGS) bir temsilciyle yap›lan söylefli ile sürdü. ‹lk olarak ‹letiflim Fakültesi kantininde konuflmalar ile bafllayan bir dakikal›k alk›fl eylemine ö¤rencilerden yo¤un destek geldi. Ard›ndan fakülte binas›n›n önünde TGS temsilcilerinin de kat›ld›¤› bir bas›n aç›klamas› gerçekleflti. Yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada grev sürecine nas›l gidildi¤ine, iflveren konumundaki Turkuvaz medyan›n iflçilere yönelik yasad›fl› sald›r›lar›na ve tehditlerine de¤inildi. Sabah-ATV çal›flanlar›n›n ve tüm bas›n emekçilerinin örgütlenme hakk› için verdi¤i mücadelenin “iletiflim hakk›” ve haklar mücadelesi ile iliflkili oldu¤unu söylediler.
Krize karfl› on binler Kad›köy’deydi AKP’nin kriz politikalar›na karfl› 15 fiubat’ta halk Kad›köy Meydan›’ndayd›. Ö¤renci Kolektifleri de krizden en çok etkilenen toplumsal kesim olan üniversitelilerin taleplerini alana tafl›d› D‹SK, KESK, ve TÜRK‹fi’in ça¤r›c›l›¤›n› yapt›¤›, “Krizin Bedelini Ödemeyece¤iz; ‹flsizli¤e ve Yoksullu¤a Karfl› Birleflik Mücadele! Emek ve Demokrasi Mitingi”ne on binlerce kifli kat›ld›. Sabah›n erken saatlerinde toplanmaya bafllayan kalabal›k üç koldan ‹skele Meydan›’na yürüdü. Yürüyüfl boyunca AKP karfl›t› sloganlar at›l›rken emek cephesi, krize karfl› yapt›¤› ikinci kitlesel mitingle, krize
karfl› emekçilerin, yoksullar›n, ö¤rencilerin taleplerini alanlara tafl›d›. Kitlenin tamam›n›n alana s›¤mad›¤› miting, Naz›m Hikmet’in “Kerem Gibi” fliiri eflli¤inde bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Miting, Türk-‹fl, D‹SK ve KESK’in genel baflkanlar› Mustafa Kumlu, Süleyman Çelebi ve Sami Evren’in konuflmalar› ile devam etti. Kumlu’nun konuflmas› s›ras›nda, Ergenekon tutuklusu
Mustafa Özbek’in baflkan› oldu¤u Türk-Metal sendikas› Birleflik Metal-‹fl sendikas› kortejine sald›rarak provokasyon yaratt›. Sendika Baflkanlar› yapt›klar› konuflmalarda krize karfl› emekçilerin taleplerini vurgularken AKP’ye göndermelerde bulundular. Ö¤renci Kolektifleri olarak mitinge ‘Burs Hakk›m›z›-Ulafl›mda ‹ndirim ‹stiyoruz-Ö⁄RENC‹ KOLEKT‹FLER‹’ pan-
kart›yla kat›larak, krizden en çok etkilenen toplumsal kesim olan ö¤rencilerin krize karfl› flartlar›n› alana tafl›d›. “Faturay› Ödeme-fiart›n› Söyle, Krize Karfl› fiartlar›m›z Var, Müflteri De¤il Ö¤renciyiz, Krizin Faturas› AKP’ ye, Burs hakk›m›z› istiyoruz" sloganlar›n›n at›ld›¤› Kolektif korteji yürüyüfl ve miting boyunca olumsuz hava koflullar›na ra¤men coflkusundan hiçbir fley kaybetmedi.
GÜNDEM 3
www.kolektifler.net
fiirket de¤il belediye istiyoruz Yerel seçimlerin biz üniversiteliler için tek bir anlam› var. O da kime oy verilece¤inin derdine düflmek de¤il, haklar›m›z için mücadale etmek. Çözüm teker teker sand›¤a gitmekte de¤il, hep birlikte üniversiteliler olarak mücadelede! Yerel seçimlerde bu y›l 48 milyon kiflinin oy kullanmas› bekleniyor. Bu say›n›n 2 milyonu bu y›l ilk defa oy kullanacak olan 18 yafl›n› yeni doldurmufl genç nüfus. Bunun az›msanamayacak bir oran›n› ise üniversiteliler oluflturuyor. Üniversitelilerin yerel seçimler karfl›s›nda nas›l bir tavr› olmal›d›r? Bu noktada, “oyumuzu hangi adaya verelim?” sorusu üniversiteliler için kritik olan soru de¤ildir. Çünkü seçimlere giren adaylar, halk›n ve elbette bizlerin kendi taleplerimiz do¤rultusunda, kendimizin belirledi¤i adaylar de¤ildir. 4 y›lda bir halk›n önüne oy sand›¤› koymakla demokratik bir yerel seçim yap›lmam›fl oldu¤unu asl›nda herkes biliyor. Öte taraftan dikkat edilirse baflkan adaylar›n›n seçim programlar›nda üniversitelilere neredeyse hiç yer verilmemifl durumda. Oysa binlerce üniversiteli
hem say›sal anlamda yok say›lamayacak bir kalabal›k, hem de üniversiteli kimli¤iyle kent yaflam›n›n farkl› ve önemli bir parças›d›r. Ulafl›m, bar›nma, su-elektrik-do¤algaz faturalar›, ev kiralar› ve burs gibi belediyelerin do¤rudan sorumlu oldu¤u konular bugün krizin de etkisiyle üniversiteliler için ciddi sorunlar. Belediye yönetimleri ise bugüne kadar oldu¤u gibi piyasac› zihniyetle bu haklar› gasp etmeye devam ediyor. ‹flte tam da bu noktada gelecek dönemin kent yönetimleri yeniden belirlenirken üniversitelileri do¤rudan ilgilendiren bu sürece bizim de müdahale etmemiz gerekir. Ancak bu müdahale sorunlar›m›z›n ve taleplerimizin ortakl›¤›n›n da bir gere¤i olarak yerel seçimlere tam da bizden istenildi¤i gibi bireysel seçmenler olarak de¤il, kentlerin önemli ve belirli bir kesimini ifade eden üniversiteli kimli¤imizle olmal›d›r. Bu anlamda bizim gündemimiz sand›k de¤il, sokakta yürütece¤imiz hak mücadelesidir. Önümüzdeki günlerde seçim gündemi daha da yo¤unlaflacak. Bize kalansa her zaman söylediklerimizi bugün çok daha güçlü söylemek. Ulafl›m hakk›m›z› istemek, burslar›m›z› almak, belediye yönetimlerinde söz hakk› istemek gibi. Adaylar›n kendi meflreplerince birbirleriyle yar›flt›klar› seçimlerde bizler taleplerimizle, eylemlerimizle haklar›m›z› inatla gündem haline getirebiliriz ve adaylar› flatlar›m›z ve hak mücadelemizle zorlayabiliriz. Bu anlamda seçimlerden daha fazlas›n› beklemek 29 Mart’tan sonra hayal k›r›kl›¤›ndan baflka bir fley olmayacakt›r. Var olan biçimiyle yerel seçimlerin halk›n en temel sorunlar›n›n, seçimlerin oda¤›na yerleflti¤i bir se-
Z U R O ‹Y T ‹S I IZ IM R A L K HA Üniversiteliler bulunduklar› kentin önemli bir parças›d›r. Üniveristelilerin gündelik temel ihtiyaçlar› için çektikleri s›k›nt›lara dair belediyeler sürekli çözüm üreteceklerine dair vaatte bulunurlar. Fakat bulduklar› her çözümün ucu paraya dayanmaktad›r. Bizim fikirlerimiz ise belediyenin kap›s›ndan içeri dahi al›nmamaktad›r.
n Ulafl›m: Ulafl›m ücretleri belirli bir standarttan yoksun ve pahal›d›r. Belediye otobüsleri yetersiz ve niteliksizdir. T›ka basa dolu veya bozuk otobüsler ulafl›m› çileye çevirmektedir. Öte taraftan paso uygulamas› sadece ö¤rencili¤i ispat etmek için vard›r. Oysaki ö¤renci kimlikleri de pekâlâ bu ifle yarar. Üstelik pasolar her y›l yenilenmekte ve binlerce ö¤renciye parayla sat›lmaktad›r. Ulafl›m ücretsiz olmal›, paso ise kald›r›lmal›d›r. n Burslar: Belediyeler, üniversite ö¤rencilerinin yaflamlar›n› destekleyecek maddi yard›mlar› yapmak zorundad›r. Birçok belediye geçti¤imiz döneme kadar bir lütufmuflças›na burs yard›m› yapmaktayd›. Bugünse baflta ‹BB olmak üzere bir çok belediye bu bursu bile çok görür oldu. Burslar, belediye-
lerin bizlere lütuflar› de¤ildir, ihtiyac› olan her ö¤rencinin en temel hakk›d›r. n Bar›nma: Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ba¤l› yurtlar›n kapasiteleri oldukça s›n›rl›d›r. Üstelik kalabal›k ve niteliksizdir. Di¤er yurtlar ise özel ve tarikat yurtlar›d›r. Bu yüzden üniversiteliler ya pahal› yurtlarda kalmak zorunda ya da gericilerin kuca¤›na at›lmaktad›r. Belediyeler bu anlamda üniversitelilerin bar›nma sorununun asli muhatab›d›r ve üniversitelilerin ihtiyaçlar›na göre acilen nitelikli ve paras›z yurtlar yapmak zorundad›r. Ev sahipleri ö¤rencilere yolunacak kaz muamelesi yapmakta, ö¤renciler kötü evlere mecbur edilmektedir. Belediyeler kiralar›n ö¤rencilerin ödeyebilece¤i belirli bir s›n›rda tutulmas›na dönük kontrolün garantörü olmal›d›r. n Faturalar: Su, do¤algaz ve elektrik faturalar› üniversitelilerin
çim olmad›¤› ortada. Ne adaylar halk›n adaylar› ne de seçilecek adaylar halk›n yönetimini sa¤layacak olan adaylar. Bu anlamda halk asl›nda yerel seçimi belirleyen güç de¤il. Türkiye maalesef demokrasinin de¤il faflizmin, gericili¤in egemen oldu¤u bir ülkedir. Bu seçimlerde, AKP kendi iktidar›n› sa¤lama almaya çal›flacak; CHP ise AKP karfl›s›nda mevzi kazanmaya çal›flacak. Yani düzen partilerinin derdi kendi iktidar ve ç›kar alanlar›n› geniflletmekten ibaret. Fakat biz seçimimizi çoktan yapt›k. Demokrasi ve haklar›m›z bize kimseden bir nimet olarak gelmedi, gelmeyece¤ini de biliyoruz. Biz haklar›m›z› sokakta mücadeleyle kazanaca¤›z. fiimdi haklar›m›z için bütün üniversitelilerin piyasac›, gerici, anti demokratik belediyecilik anlay›fl›ndan daha fazla hesap sorma zaman›.
önemli sorunlar›ndand›r. Bunlardan su ve do¤algaz do¤rudan belediyelerin bünyesindedir. Zamlarla birlikte ö¤renci evlerinde biriken faturalar son aylarda eylemlerde yak›lmak için kullan›lmaya baflland›. n Sosyal kültürel hizmetler: Sinema, tiyatro, kütüphane, vb. mekanlar üniversitelilerin kentteki yaflam›n› desteklemek için tahsis edilmesi gerekirken ço¤u kentte bunlar ya hiç sa¤lanmamaktad›r ya da bu hizmetlerden yararlanmak bir lüks haline gelmifltir. n Kent yönetimi: Üniversitelilerin kent içerisindeki bütün konularda belediye yönetimlerinde söz ve karar hakk› sahibi olmas› zorunludur.
AKP aklad› hesab›n› biz soraca¤›z 16 Mart Beyaz›t Katliam›n›n üzerinden 31 y›l geçti. 7 üniversitelinin hayat›n› kaybetti¤i bu katliamla üniversitenin susmas›n›, elefltirel gücünü yitirmesini amaçlayanlar bugün de üniversiteler üzerinde gerici ve faflist bask›yla birlikte piyasan›n üniversiteyi iflgal etmesini sa¤layanlard›r 16 Mart 1978’de Beyaz›t Meydan›’nda, at›lan bomba ve aç›lan atefl sonucu 7 üniversitelinin (Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Hatice Özen, Abdullah fiimflek, Murat Kurt, Hamit Ak›n ve Turan Ören) can verdi¤i Beyaz›t Katliam›; polisi, faflisti, askeriyle yap›lm›fl bir kontrgerilla katliam›d›r. At›lan bomban›n ordu patentli oldu¤u ve Abdullah Çatl›'ya verilmifl oldu¤u sonradan ortaya ç›kt›. Katliam esnas›nda orada bulunan Polis fiefi Reflat Altay faflistlerin peflinden koflan polislere “Dur” emri vererek faillerin kaçmas›n› sa¤lad›. Reflat Altay y›llar sonra Hrant Dink cinayetinde ad› geçen Trabzon Emniyet Müdürü’ydü. Devletin katliamda kulland›¤› failler bugün AKP taraf›ndan ödüllendirildi; 16 Mart davas› y›llar sonra 2009’da düflürüldü. 16 Mart'› böylece AK’layacaklar›n›, bu kanl› katliam›n üzerine sünger çektiklerini düflünebilirler. Ancak 16 Mart’ta yitirdiklerimizin hesab›n› sormak için o günden bugüne üniversiteliler katliamc› devlete karfl› her zaman en önde oldular. 16 Mart'la üniversitenin susmas›n›, elefltirel gücünü yitirmesini amaçlayanlar, bugün de üniversiteler üzerinde gerici ve faflist bask›yla birlikte piyasan›n üniversiteyi iflgal etmesini sa¤layanlard›r. Üni-
Irak ‹flgali 6. y›l›nda ABD emperyalist planlar›n›, AKP iflbirlikçilik misyonunu geniflletirken her zaman oldu¤u gibi karfl›lar›nda ilk önce üniversitelileri bulacaklar
ABD’nin Ortado¤u'ya dönük sömürgecilik politikalar› do¤rultusunda gerçeklefltirdi¤i Irak iflgalinin 6. y›ldönümüne giriliyor. 20 Mart 2003'te bafllayan iflgalden bugüne Irak'ta yüz binlerce insan katledildi. Ancak ABD, Irak'ta halk›n direnifli karfl›s›nda arzulad›¤› sonuçlara ulaflamad›. ABD bu sömürgecilik politikas›na tüm dünyay› ortak etme çabas›ndan da hiç vazgeçmedi. ‹ncirlik Hava Üssü’nü, Mersin Liman›’n› seve seve ABD askerine açan AKP'nin iflbirlikçilik becerisini ise biliyoruz. Ancak 2003'te Meclis'ten geçirilmek istenen Irak'a asker gönderme tezkeresi, üniversitelilerin de içinde yer ald›¤› emper-
versitelerin bafl›na geçirilen onca AKP'li rektör, bu misyonun temsilcileridir. 16 Mart Katliam› bugünlere kadar davalarla de¤il, her y›l yüzlerce ö¤rencinin Beyaz›t Meydan›’nda faflizme karfl› mücadele için etti¤i yeminlerle hat›rland›. Tarihler 16 Mart’› gösterdi¤inde üniversiteliler yine Beyaz›t Meydan›’nda olacaklar. Ve sesini bulacak Beyaz›t yeniden!
Halepçe’yi unutmad›k 16 Mart 1988, Halepçe’de Saddam Hüseyin’in kimyasal silahlarla Kürt halk›n› imha girifliminin y›ldönümü. 5000 insan›n ölmesine ve 15 bin yaral›ya neden olan kimyasal silahlar ABD’den temin edilmiflti. Emperyalizmin co¤rafyam›zdaki katliamlar› bitmiyor, Gazze'de hala kan daml›yor. Ortado¤u’nun yoksul halklar› hep katliamla, gericilikle, faflizmle bo¤ufluyor. Halepçe katliam›n›n da y›ldönümü olan 16 Mart’ta Beyaz›t Meydan› faflizme karfl› halklar›n kardeflli¤i için yank›lanmaya devam edecek.
yalist savafl karfl›t› muhalefeti güçlendirmemiz ve halk›n Ankara'y› doldurarak tezkereye izin vermemesi sayesinde engellenebilmiflti. Bugün ABD ve ‹srail baflta olmak üzere emperyalistlerin savafl ve kan ifltahlar› bitmifl de¤il. Gazze'deki vahfletin yaralar› hala taze. AKP ise Osmanl› hat›rlatmalar›yla emperyalistlerin bölgedeki en büyük iflbilirkçisi olmak konusunda hevesini hiç yitirmedi. fiimdi de islamc› kimli¤iyle “beni kullan›n” diyor. Biz üniversitelilere düflense, emperyalist savafl ve sömürü politikalar›na ›srarla, inatla karfl› ç›kmaya devam etmek. AKP'nin ikiyüzlülü¤ünü teflhir
ederken, iflbirlikçi politikalar›n önüne üniversite duvar›n› çekmek.
AKP’nin de¤irmeni ‘yerel yönetimler’ Yediden yetmifle ülkece 29 Mart’taki yerel seçim gündemine kilitlendik. Egemenler seçim start›n› çoktan verdiler. fiimdi sokaklar›m›z hiç olmad›¤› kadar rengârenk olmaya bafllad›. Çocuklar için bu görüntü güzel olabilir, büyükler içinse her seçimden önce görülen görüntülerden baflka bir fley de¤ildir muhtemelen. Bu kadar basit de¤il tabi. 29 Mart yerel seçimlerinden sonra AKP ve baflta CHP olmak üzere di¤er muhalefet partileri için dengeler de¤iflebilir. Görünen o ki yerel seçimler iktidar mücadelelerinin k›z›flaca¤› bir dönem olacak. Öyle ki Davos’taki sahte kabaday›l›klar›n, tozlu toprakl› aç›lan metro istasyonlar›n›n, ortaya saç›l›p savrulan yolsuzluklar›n, kuran kursu/çarflaf aç›l›mlar›n›n vb. seçim öncesi ortaya ç›kan tablolar baflta AKP olmak üzere egemenlerin yerel seçimleri ne kadar önemsedi¤ini göstermektedir. Çünkü AKP’yi iktidar yapan özelliklerinden birisi devlet mekanizmas›n›n büyük bir bölümüne egemen olmas›ndand›r. Yerel yönetimler daha kurulmadan önce AKP projesinin bafllad›¤› yerlerdir. AKP buralarda daha da kökleflmifl bir geçmifle sahiptir. Yerel yönetimler TBMM’ye ba¤l› olarak hareket eder. Yani onun üzerinde de¤il denetiminde bir güçtür. Ancak bu güce sahip olmak, iktidar olma yolunda önemli bir mevkidir. 29 Mart yerel seçimlerinin egemenler aç›s›ndan önemli noktalar›ndan birisi budur. Di¤erleri ise yerel yönetimlerin piyasac›l›¤›n ve gericili¤in hayata geçirildi¤i sistemin hayat damarlar›ndan birisi olmalar›ndan ötürüdür. ‹stanbul, Ankara, ‹zmir gibi iller sanayi üretiminin ve ticaretin yo¤un oldu¤u yerler konumundad›r. Bu illerde belediyelerin kökleflmifl piyasa iliflkileri vard›r. Rantiyecili¤in, yolsuzluklar›n afl›r› oldu¤u büyükflehirlerde belediyeler piyasa kuruluflu gibi hareket etmektedir. Piyasalaflt›rma bugün belediyeler eliyle gerçekleflmektedir. Geliflkin olmayan taflra illerinde kentlerin yönetimleri, yine piyasac›l›k iliflkileri güçlü olan ve kendisi bir piyasa kuruluflu gibi çal›flan yönetimlerdir. Taflrada belediyeler geliflkin olmayan kent sermayesinin ihtiyaçlar› için yo¤unluku olarak üniversitelileri ekonomik gelir kayna¤› olarak görmektedir. Belediyeler kamusal hizmetleri piyasa kurallar›na göre paral›laflt›rarak sunmaktad›r. Yerel yönetimlerin halkla kurdu¤u iliflki Meclis’ten daha s›k›d›r. Bu iliflkiyi gericili¤i örgütlemekle egemenler aras›nda en iyi kullanan AKP’den baflkas› de¤ildir. Her yerel yönetimin, kendi yerelinin özgünlüklerine göre halk›n üzerinde tahakküm kurabilme yetene¤ine sahip oldu¤unu belirtmifltik. Belediyelerin cemaat ve tarikat iliflkileri ile içli d›fll› olmas›, yerel yönetimlerin gericili¤in uygulay›c›s› haline gelmesi (yayg›nlaflan kuran kurslar›, halk›n sosyal yaflam›n›n k›s›tlanmas›), özellikle yoksullar›n haklar›n› elinden al›p aza raz› gelme yani dilencilefltirme politikalar›n›n (kömür da¤›t›mlar›) uygulanmas› gibi gerici politikalar bugünkü yerel yönetimlerin temel özelliklerindendir. Bugün tüm bunlar›n sahibi ve yürütücüsü AKP’dir. Bu yüzden 29 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin temel stratejisi birincil olarak elinde bulundurdu¤u yerel yönetimleri kaybetmemek, iktidar olamad›¤› bölgelerde ise (Diyarbak›r, ‹zmir vb.) tüm olanaklar›n› ortaya koyarak iktidar olmakt›r. Seçimlerden zay›f ç›kmas› halinde güç kaybeden bir AKP'ye emperyalizmin ve sermayenin deste¤i de azaltacakt›r. Bu da genel olarak AKP’nin insiyatifini azaltacakt›r. ‹kincil hedefi ise 29 Mart’tan sonras›na sakl›d›r. AKP ayn› zamanda tüm dünyada yaflanan ve Türkiye’de de y›k›mlar› gün geçtikçe a¤›rlaflan ekonomik krizi egemenlerin ç›karlar› do¤rultusunda yönetmek zorundad›r. IMF’nin, DB’n›n, yerli ve yabanc› sermaye AKP’den krize karfl› kendi ç›karlar› için çok acil önlemler almas›n› istemektedir ve krizin faturas›n› halka ç›kartmak için bu önlemleri hayata geçirmesini beklemektedir. Bu projelerin hayata geçirilmesinde yerel yönetimlerin rolü önemlidir. AKP’nin hedefi neo liberalizmin pürüzsüz uygulanmas› için bugün yerel seçimlerden galip ayr›lmak ve tek bafl›na iktidar›n› devam ettirmektir. Üçüncü hedefi ise belediyeler eliyle örgütledi¤i gericilik olanaklar›n› elinden kaç›rmamak ve güç kaybetmemektir.
4 GÜNDEM
www.kolektifler.net
15 y›ll›k eziyet ‹. Melih Gökçek ODTÜ’ye düflman, yoksul Dikmen ve Mamak halklar›na düflman, Ankara’ya düflman. Piyasac› ve gerici belediyecili¤in en nadide temsilcilerinden birisi. Melih Gökçek’in bu konuda tarihi AKP’den bile eski Ankara'n›n bafl›na adeta çöreklenen ve bu durumunu sürdürmekte kararl› görünen Belediye Baflkan› ‹. Melih Gökçek, görevde kald›¤› süre boyunca neler yapm›fl, gelin bir göz atal›m: n Ankara Büyükflehir Belediyesi'nden 4 milyar 63 milyon TL gecikmifl borcu ile Hazine Müsteflarl›¤›’n›n vadesi geçmifl alaca¤›n›n yüzde 49’unu oluflturuyor. n Ankara’n›n do¤algaz da¤›t›m› GlobalEnergaz ortakl›¤›na sat›ld›. Gökçek’in do¤algaz› kendisinin özellefltirme ›srar›n›n sebebi belediyeyi içine soktu¤u borç bata¤›yd›. n Dikmen ve Mamak’ta yoksullar›n evlerini y›kmak için y›llarca inatla u¤raflt›. Hala da u¤raflmaktad›r. n Belediyenin bütçesi yasal olarak engeller olmas›na ra¤men tarikatlar›n ve Kuran kurslar›n›n ihtiyaçlar› için harcand› n Son birkaç y›l içerisinde Ankara’n›n hava kirlili¤i gözle görülür bir biçimde artt›. Da¤›t›lan kömürler de kükürtdioksit oran›n› olmas› gerekenin üzerine ç›kard›¤› için kirlili¤in daha da artmas›na sebep oldu. n Belediyece kiraya verilen flehirleraras› otobüs terminalinden yedi y›ld›r hiç kira al›nmad›. Bu nedenle de kamunun 37 milyon 734 bin TL zarara u¤rat›ld›¤› ortaya ç›kt›. AfiT‹ içerisindeki iflletmelerin hakk›n› kiralayan BUGSAfi’tan belediyece al›nacak kira bedelleri hesaplan›rken KDV’nin de hesaba kat›lmad›¤› biliniyor. n Ankara Anakent Belediyesi Asfalt ‹flleri Koordinatörü Burhan Yazar, Keçiören’de evinin bulundu¤u Anavatan Caddesi 1071 Sokak’›n asfalt› için Büyükflehir Belediyesi’nin ifl makinelerini seferber etti. Belediye’nin kepçe ve kamyonlar› Yazar’›n villas›na giden bütün yollar› asfaltlad›. Ankara'ya ait banklar, sokak lambalar› ve asfalt Yozgat'›n Kayak›flla köyünde ortaya ç›kt›. Burhan Yazar belediyenin olanaklar›n› kendi ç›karlar› için kulland›. n “K›z›l›rmak Suyu Raporu” suyun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan “arsenik ve kadmiyum” oldu¤u ve K›z›l›rmak suyunun ham halinde 12,1 mikrogram/litre olan arsenik miktar›n›n, ‹vedik Ar›tma Tesisi’nden ç›k›fl›nda 1 mikrogram›n alt›nda gösterildi¤i ancak geleneksel ar›tma yöntemleriyle miktar›n bu kadar düflürülemeyece¤ini biliyoruz.
K›y›s›nda, il e¤ köflesinde ddeyiz hayat›n için
AKP’nin bir numaras› TopbA.fi. Yolsuzluk, rantiye, y›k›m, özellefltirme, zamlar, gericilik ne ararsan›z var. Bir dönemiyle ‹stanbul’u yaflan›labilir hale getirdi¤ini iddia eden TopbA.fi.’tan akl›m›zda kalan manzaralardan baz›lar› Mimarl›k ve ‹lahiyat e¤itimleri alan Kadir Topbafl, Tayyip ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan› iken dan›flman›, bir dönem Beyo¤lu Belediye Baflkanl›¤›, Fazilet Partisi ‹l Baflkanl›¤› yapt› ve son olarak ‹BB baflkan› olarak AKP’nin görünür simalar›ndan birisi oldu. fiimdi Yeniden ‹BB baflkanl›¤›na aday olan Kadir Topbafl’›n ‹stanbul’a ve ‹stanbul halk›na verdi¤i zarar› baflka kimse verememiflti. n Üniversite Kampüslerinin yeni apartmanlar dikmek ve trafi¤i azaltmak gibi gerekçeler göstererek flehir d›fl›na tafl›nmas› önerisini yapt›. Ald›¤› tepkiler üzerine bu öneri havada kald›. n Mimar bey ‹stanbul’da bir çok
semtte kentsel dönüflüm projelerini hayata geçirmek için yoksullar›n evlerini bafllar›na y›kt›rd›. Ayazma, Kurtköy, ‹çerenköy, Sulukule, Hac›hüsrev, Bakkalköy, Bahçelievler’de Kadir Topbafl hizmet yerine y›k›m ekiplerini götürdü. ‹ETT arsas›n› özellefltirerek Dubai kulelerini diktiren Topbafl’›n halen devam eden projeleri aras›nda Tarihi Haydarpafla Gar›’n›n y›k›m›, Karaköy sahilinin özellefltirilmesi, defalarca kere eylem yap›lmas›na ra¤men 3. köprünün yap›lmas› var. Ayr›ca tarihi Taksim AKM binas› da y›k›m› bekleyen binalar aras›nda. n Çarp›k kentleflmeye bir türlü çözüm bulunamad› üstelik meydana gelen kazalarda ve ölümlerin ard›ndan ortaya ç›kan gerçek ise ‹BB’nin suçlu oldu¤uydu. Rögar çukurlar›nda can veren çocuklar, ruhsats›z çal›flt›r›lan dükkânlarda meydana gelen kazalar ve ölümler (Ümraniye ve Davutpafla), sabah›n beflinde halk ekmek s›ras›nda ölen insanlar oldu.
n ‹BB’nin olanaklar› adeta AKP yandafl› firmalar›n ç›karlar› için kullan›ld›. ‹ETT kaynaklar›n›n %50’ye yak›n› yandafl firma K‹PTAfi’a verildi. B‹MTAfi ve sa¤l›k Afi’nin zararlar› ‹BB taraf›ndan mal varl›¤› yüksek gösterilerek gözden kaç›r›ld›, zarar› ‹BB ödedi. ‹DO’nun kanunen kabul edilmeyen yaklafl›k 300 milyon dolarl›k borcu bulunmaktad›r. ‹BB 2 milyar dolar civar›nda borcun içinde bulunmaktad›r. (‹stanbul’u sivrisineklerden temizleme diye Sa¤l›k ‹stanbul’a 8 milyon 250 TL’ye verilen ihale daha sonra Sa¤l›k-‹stanbul’un açt›¤› bir ihaleyle CESA isimli flirkete 4.4 milyon TL’ye verildi. Aradaki fark›n nereye gitti¤i bilinmiyor.) n ‹stanbul’da üniversiteliler için yaflam koflullar› Topbafl döneminde daha da kötüleflti. ‹BB ö¤rencinin bursunu mahkeme karar›ndan ötürü veremiyoruz dedi. Yasal engeller var dedi¤i engellerin olmad›¤› ortaya ç›kt›. Öte yandan burslar› veren belediyeler oldu¤u da biliniyor.
Havay› bile satabilir ‹. Karaosmano¤lu Yak›n zamanda ‹ZGAZ'› özellefltiren Kocaeli Belediye Baflkan›, kente dikilen lalelerin ihalesini de yandafllar›na vererek hem piyasac› hem de rantç› oldu¤unu kan›tlam›fl oldu n Kocaeli’de 220 bin aboneye gaz da¤›t›m› yapan ‹ZGAZ’›, temel hizmetler ya¤mas›nda sab›kal› olan GDF-Suez'e satan Karaosmano¤lu, ‹ZGAZ’› satarak çok para kazanacaklar›n› belirtti. MMO özellefltirme ile ilgili dava açt›. n AKP'yi kapatma davas› iddianamesinde, partinin önde gelen yetmifl befl kiflilik listesinde ad› geçen Karaosmano¤lu hakk›nda, befl y›l boyunca herhangi bir partinin
kuruculu¤unu, üyeli¤ini, yöneticili¤ini ve denetçili¤ini yapamama cezas› istendi. n Kadir TopbAfi’tan özenen Karaosmano¤lu Kocaeli’ni lalelerle güzellefltirme ad› alt›nda t›pk› TopbAfi gibi projeyi yandafllar›na hibe ederek gerekti¤inden 3 kat› miktarda belediye harcamas› yapt›. n Döneminde Seka k⤛t fabrikas›n› özellefltirilmesi için kapat›lmas› ve iflçilerin ifllerinden at›lma-
s› karar› al›nd›. Fabrikan›n yerine “hydepark” yap›p 40 milyon TL gömüldü ve buras› için 30 teklif içinden 23. s›rada teklifi veren flirkete (Üstelik flirketin Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n o¤lunun orta¤› oldu¤u gruba ait) ihale edildi, n Atm›fltan fazla e¤lence mekan›n›n bulundu¤u Kocaeli fuar› ortas›na cami dikilmifl ve namaz vakitlerinde hocan›n namaz› k›ld›rma-
s›n› dahili hoparlör sistemi ile dinlenebilir bir mekana dönüfltürüldü. n Yuvac›k Baraj› Sapanca Gölü aras›ndaki 40 trilyona olan boru hatt› projesi için ihale yap›lmadan sadece deprem, sel, savafl gibi durumlarda yap›lan devlet usulü ile baflbakan›n o¤lunun genel müdür oldu¤u flirkete verildi 10/15 trilyonluk ifl 40 trilyona yap›ld›.
Üniversiteliler olmadan olmaz
Üniversitelilerin ilerici de¤erlerinin halkla buluflmas›n› istemeyenler yerel seçimlerde üniversitenin ad›n› dahi anm›yorlar. Oysa halk ve üniversiteliler belediye önlerini tart›flma alanlar›na çevirdiler bile! Bir üniversite bulundu¤u kent için ne ifade eder? Kent halk› aç›s›ndan ilk olarak kendi çocuklar›n›n yaflad›¤› kentte okuyabilece¤i ve meslek sahibi olabilece¤i yerdir. Ev sahipleri ve esnaf için kazanç kap›s›. fiirketler için büyük bir yat›r›m ve kar alan›. Günümüzde piyasa kurallar› geçer akçe oldu¤u için bunlar›n ilk akla gelen fleyler olmas› anlafl›labilirdir. Fakat bu durum üniversite-kent iliflkisini tan›mlamak için yeterli de¤ildir. Üniversiteler pek çok aç›dan kentle ve kent halk›yla de¤ifltiricidönüfltürücü bir iliflki içerisinde olurlar. Burada biraz da üniversitelerin ve üniversitelilerin bütün sorunlara ra¤men bulunduklar› kentlere katt›¤› olumlu özelliklere de¤inelim. Üniversitenin kent aç›s›ndan önemi Bilim: Üniversite üretti¤i bilimle toplumsal yaflam›n tümüne katk›da bulunmaktad›r. Bu durum son dönemler-
de üniversitelerin sanayi ve sermaye ç›karlar›n› gözeten bir flekilde yeniden flekillendirilmesi nedeniyle asl›nda kamusal de¤il özel fayda güden bir flekilde çal›flmas›na neden olmaktad›r. Ama “bu haliyle bile” üniversiteler pek çok aç›dan bir kentin toplumsal yaflam›nda son derece önemli ifllevler üstlenmektedir. Bugün t›p fakültelerinin varl›¤› sa¤l›k sistemi önemlidir. Çevre, mimarl›k gibi bölümler kentin dokusunu gelifltirilmesinde güzellefltirilmesinde etkendir. Üniversitenin bilimsel üretimin halka en do¤rudan bulufltu¤u yerler taflra üniversiteleridir. Türkiye'de tar›m ve hayvanc›l›k gibi alanlarda gelifltirici unsur ziraat fakülteleridir. Edebiyat fakülteleri , güzel sanatlar, halk›n kültürel gelifliminin can damarlar›d›r. Dil, edebiyat, siyaset bilimi vb. alanlarda üretilen bilgi kent halk›n›n da sosyal gelifliminde rol oynar.
Kültür: Üniversitelerin oldu¤u kentlerin atmosferi de farkl› olur. Üniversiteliler flehrin havas›na canl›l›k, nefle katar. Üniversitelilerin yaflam biçimi olan flenlikler, sinema, tiyatro gibi faaliyetler giderek kent halk›n›n da hayat›n›n bir parças›n› oluflturmaya bafllar. ‹lericilik: Türkiye toplumu, özellikle de anadolu kentleri gericilik kuflatmas› alt›ndad›r. Fakat üniversiteler gerek sosyal ortam› gerekse bilimsel e¤itimle kurdu¤u iliflki sayesinde gerici kuflatman›n bir nebze d›fl›nda kalabilmektedir. Ayr›ca üniversitelilerin günlük sosyal yaflant›s› tüm sorunlar›na ra¤men baflka bir sosyalli¤in varl›¤›n› göstermektedir. Örne¤in kad›n-erkek iliflkileri “onca sorunlar›na ra¤men daha eflitlikçidir” denilebilir. Dinsel dogmalar›n, tarikat zincirinin en çok sorguland›¤› yer yine üniversitelerdir.
Yal›t›lmaya çal›fl›lan üniversitenin fikridir Üniversite kampuslar› ile kent yaflam› aras›na yüksek duvarlar örüldü. Sadece bu de¤il üniversiteler halk›n tüm yaflam›n› etkileyen kent politikalar›n›n belirlendi¤i yerel yönetim mekanizmalar›ndan da d›fllanm›flt›r. Kast›m›z bir ‘prof’un Belediye Meclisi'nde yer almas› de¤ildir. D›flalanan fley üniversitenin emekten, insandan yana çözüm önerileridir, üniversitenin rant ve gericilik karfl›t› kent tasar›mlar›d›r. Belediyelerin üniversitelilerin uyar›lar›n› takmadan icraatlar›na devam ettiklerini biliyoruz. Yönetimde “SIFIR” söz hakk›: Binlerce kiflilik kampüsler kent yönetimleri aç›s›ndan sadece ticari kaynak olarak görülmektedir. 29 Mart seçimlerinden önce AKP’nin bizim için ç›kt›¤› oy av›nda gördü¤ümüz tabelalar›n iki yüzlülü¤ü üniversitelerin yerel yönetimlerden d›fllanm›fll›¤›n› gizleyemez.
Üniversiteler de kentler de bizim!
Üniversiteliler piyasac›l›k ve gericili¤in kendilerine çizdi¤i bütün s›n›rlara ra¤men halkla ilerici bir iliflki içerisine girebilmektedir.Bunun en güzel örne¤ini ise Ö¤renci Kolektifleri’nin fikir ve eylemlerinde görmek mümkün. Yapt›¤›m›z yaz kamplar›, bölge halk›nda kültüre sanata olan açl›¤› bir nebze giderirken, üniversitelilerdeki ortak yaflama kültürüne tan›k olmalar› aç›s›ndan da önemliydi. Ayn› flekilde “okumufl insan halk›n yan›ndad›r”
kampanyas› üniversitelilerle yoksul mahalle halk›n›n birbirlerinden ö¤renecekleri çok fley oldu¤unu göstermiflti. Özellikle çocuklarla müzik, tiyatro, satranç gibi atölyelerde özgürlefltirici bir e¤itimin deneyimleri yaflanm›flt›. Öte taraftan üniversitelilerin hak mücadeleleri, eylem tarzlar› halk›n ilgisini çekmektedir. Halen belediyeler önünde gerçeklefltiriyor oldu¤umuz oturma eylemleri, halka da haklar› için mücadele etmede yol gösterici ve yüreklendiri-
ci bir özelli¤e sahip. Kent yaflam›,biliyoruz ki biz üniversitelilerin fikir ve eylemleriyle daha eflitlikçi, daha özgürlükçü bir biçime kavuflacak. Bugünlerde yerel yönetimler çok tart›fl›l›yor, biz de diyoruz ki üniversiteliler olmadan olmaz! Kent yaflam›,biliyoruz ki biz üniversitelilerin fikir ve eylemleriyle daha eflitlikçi, daha özgürlükçü bir biçime kavuflacak. Bugünlerde yerel yönetimler çok tart›fl›l›yor, biz de diyoruz ki üniversiteliler olmadan
KADIN 5
www.kolektifler.net
Kuaför var doktor yok!
Günün ad› kad›n
Amac› üniversite bileflenlerine sa¤l›k hizmeti vermek olan medikonun, Ankara Üniversitesi’nde bu hizmeti yeterince sa¤layamad›¤›n› belirten kad›nlar, medikoda kad›n sa¤l›¤›na iliflkin bir bölüm bulunmad›¤›na dikkat çekerek 24 fiubat günü DTCF ve Cebeci Kampüsü’nde bir imza kampanyas› bafllatt›lar. Medikolarda kad›n sa¤l›¤› bölümlerinin aç›lmas› ve bu bölümlerde yeterli say›da uzman hekim bulundurulmas› talebiyle bafllat›lan kampanyan›n ilk gününde 1000’e yak›n imza topland›. DTCF’de kad›n ö¤renciler için aç›lm›fl bir kuaför dahi bulunmas›na ra¤men kad›nlara yönelik sa¤l›k hizmeti bulunmad›¤›n› vurgulayan kad›nlar toplad›klar› imzalar› rektörlü¤e teslim edecekler.
Yaflas›n kad›n dayan›flmas› Küreselleflme ve kad›n
Bolu'da Kolektifçi Kad›nlar “Duyulmayan seslerini” oynad›klar› skeçle duyurdu. Ayn› zamanda 8 Mart broflürü da¤›tan kad›nlar, saat 12.15'den sonra etkinli¤in duyurusunu tüm fakültelerin kantinlarinde yapt›lar. Saat 12.30 oldu¤unda A‹BÜ Kolektif Kad›n Atölyesi'nin haz›rlam›fl oldu¤u skeci yemekhanede ,gayet coflkulu ve heyecanl› bir bafllang›çtan sonra, bütün ö¤rencilerin umut dolu, biraz flaflk›n ve takdir eden bak›fllar›n›n alt›nda oynad›lar. Skeci 400'ün üzerinde ö¤renci hayranl›kla izledi.
Ö¤renci Kolektifi’nden Kad›nlar sendikaya üye oldu¤u için iflten at›lan Emine Arslan’a destek için 21 flubat Cumartesi günü Desa Direnifliyle Dayan›flma ‹stanbul Kad›n Platformu’nun düzenledi¤i eylemdeydi. Eylemde yap›lan aç›klamada krizi bahane eden Desa patronunun özellikle sendikal› iflçileri, en baflta da kad›nlar› iflten att›¤›na dikkat çekildi. Eylem Desa patronunu uyarmak amac›yla ‹stiklal Caddesi’nde bulunan ma¤aza önüne ayakkab› b›rak›lmas›yla son buldu. Emine Arslan, 3 Temmuz’dan beri ‹stanbul Sefaköy’deki DESA fabrikas› önünde, ifle geri al›nmak için direniyor. ‹fle iadesi mahkeme taraf›ndan hükme ba¤land›¤› halde ifle geri al›nm›yor.
Mart ay›n›n karfl›m›za ç›kan ilk önemli gününün 8 Mart olmas›ndan dolay›, bu ay›n kitab› olarak as›rlard›r zorlu bir mücadele veren kad›nlar› konu alal›m istedik. Feminist bir tutum yerine, giderek geliflen neoliberal sömürü düzeniyle hesaplaflarak kad›nlar›n karfl›laflt›klar› sorunlar› anlatan; Sibel Özbudun, Cahide Sar› ve Temel Demirer'in ortak kaleminden ç›kan bu kitap, kafam›zdaki soru iflaretlerinin giderilmesinde etkili olabilir. Sosyalizmin bütün eflitsizlikleri yok edece¤ine inanan yazarlar belki de flu sözden etkilenmifllerdir kitaba bafllamadan önce: “Sosyalizmin zaferi olmadan kad›n›n kurtulmas› mümkün de¤ildir, ama sosyalizmin kurtulmas› da kad›nlar›n fiili ifltiraki olmadan mümkün de¤ildir”.
Korkun flemsiyelerimizden! Piyasac› rektörler, belediye baflkanlar›, Üzmez-giller...
Elimizde flemsiyeler, dilimizde bahar flark›lar›yla, Üzmezgillere, piyasac› rektörlere, fliddete, gericili¤e, paral› e¤itime karfl› flartlar›m›z var. Sadaka de¤il, yard›m de¤il; hakklar›m›z› istiyoruz. Alaca¤›z! Henüz çocukluk ça¤›nda okuldan al›nan k›z çocuklar›n›n ma¤duriyetinde anlam buluyor kad›n mücadelesi ve kad›nlar günü. Ma¤duriyet deyince kiflisel bir pozisyona denk düflüyor gibi görünse de var olan asl›nda toplumsal bir “altta kalma” hali. Kad›nlar yüzy›llard›r “arkadan yürüdükleri” bir dünyaya göz açt›¤› için daha o andan itibaren bafll›yor kad›n mücadelesi; kad›n›n insanl›k mücadelesi. Kad›ndan efl olur, anne olur, kardefl olur, ö¤retmen olur ama erke¤in sahip oldu¤u egemenli¤i hiçbir flekilde paylaflamaz. Kad›n›n yaflam›nda rol alan erkek figürleri, baba, sevgili, kardefl, efl, patron biçiminde sürekli de¤iflse de; kad›na yönelik fliddet, bask› ya da geri plana itilme hali de¤iflmeyendir. Kriz ve kad›n Ülkemizle birlikte bütün dünyan›n en önemli günde-
Tarihe geçen bir isyan günü 8 Mart 1857 tarihinde New York’lu dokuma iflçisi yüzlerce kad›n düflük ücretleri ve artan ifl yükünü önce yürüyüfl yaparak protesto ederler. En sonunda, haklar›n› alabilmek için grev ilan ederler. Patronlar›n buna verdi¤i cevap; iflçi kad›nlar› fabrika binas›na kilitle-
mek olur. Fabrika binas›nda birdenbire beklenmedik bir yang›n bafl gösterir, k›sa bir süre içinde binan›n hemen hemen tümü alevlere teslim olur. Fabrikan›n çevresinde kurulan barikatlar› aflamayan 129 kad›n iflçi alevler aras›nda kalarak feci flekilde can verirler. ‹flçi cenazelerine yüzbin kifli kat›l›r. 1910 y›l›nda Kopenhag’da düzenlenen 100’e yak›n kad›n delegenin kat›ld›¤› II. Enternasyonal Kad›n Konferans›’nda Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart, Uluslararas› Kad›nlar Günü olarak kabul edilir.
mi olan ekonomik kriz; kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlar› daha görünür k›lman›n yan›nda, kad›n›n yaflad›¤› bask› ve fliddetin dozaj›n› da art›r›yor. Kriz nedeniyle iflten at›lmalar dalga dalga yay›l›rken; fatura yoksullara ve özelde kad›nlara ç›kar›l›yor. Evine ekmek götürme imkân› elinden al›nan kad›nlar bu faturan›n bir yüzüyken; evine ekmek götüremeyen erke¤in evde yaratt›¤› bask› ve fliddet ortam›n›n bedelini ödeyen kad›nlar da öbür yüzü oluyor. Krizin bedelini daha çok s›rtlayan kad›nlar›n mücadelesi flimdi krizi de içeren bir biçimde geniflliyor ve kad›nlar bütün mücadele alanlar›nda en önlerde yer al›yor. Üniversiteli kad›nlar mücadeleye 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü, egemenlerin gerici politikalar›na araç olarak kulland›klar›, cemaat yurtlar›nda ve istenen form-
larda yaflamaya zorlanan, iflsizler ordusuna kat›lmaya haz›rlanan üniversiteli kad›nlar için önemli bir mücadele günü. Özellikle kriz koflullar›nda okulu b›rakma riskini her an ensesinde hissediyor üniversiteli kad›nlar. Bu yüzden, öncelikle kad›nlar olmak üzere bütün üniversitelilerin ö¤renim hakk› güvence alt›na al›nmal›d›r. Bask› ve fliddet sarmal›n›n
içinde, gericili¤in gölgesinde, söz söyleme hakk› elinden al›nan, kriz koflullar›nda yaflamak zorunda kalmas› yetmezmifl gibi “krizin yan etkilerini” de katmerli olarak yaflamak zorunda kalan üniversiteli kad›nlar da haklar› olan taleplerini hayk›rmak için art›k daha fazla alanlarda.
fiartlar›m›z sand›¤a s›¤maz Yerel seçime yaklafl›rken adaylar sunduklar› vaatlerle meydanlarda boy göstermeye çoktan bafllad›. Seçim kürsülerinde üniversiteli kad›n›n ad› yok ama bizler belediyelerden flartlar›m›z var diyerek yola ç›kt›k bile... Yerel yönetimlerin hayat›m›z› ne kadar yak›ndan etkiledi¤ini bir düflünürsek, önemini anlamam›z daha kolay olacakt›r; özellikle de biz kad›nlar için. Bugün belediye-üniversite iliflkisi denince ilk akla gelen, belediyelerin flirket ihaleleri arac›l›¤›yla üniversitelere siparifl etti¤i projeler oluyor. Ancak biz üniversiteli kad›nlar sermaye üzerinden kurulan bu iliflkileri kabul etmiyoruz. Bizler bu seçim sürecinde, flartlar›m›z var diyerek ç›kt›k yola.
Onlar Oy ‹stiyor, Biz Haklar›m›z› ‹stiyoruz! E¤itim hakk›m›z çeflitli nedenlerle kesintiye u¤ruyor, ya da hiç bafllayam›yor. Paras›zl›k yüzünden birçok üniversiteli kad›n okulu b›rakmak zorunda kalabiliyor. Üstelik içinde bulundu¤umuz ekonomik kriz sürecinde bu tehditle eskisinden daha fazla yüzyüzeyiz. Ayr›ca bugün bir çok üniversiteli kad›n e¤itim masraflar›n› karfl›layabilmek için
çal›flmak zorunda kal›yor. Çal›flaca¤›m›z ifller de biz kad›nlar için bedenimiz üzerinden de¤erlendirilen, fiziksel görünümümüzün ön planda oldu¤u ürün tan›tma, stand hostesli¤i gibi ifller oluyor. Biz üniversiteli kadinlar tacize u¤rad›¤›m›z, cinsiyetimiz üzerinden pirim yap›lan bu ifllerde çal›flmak istemiyoruz. Yaflad›¤›m›z ekonomik s›k›nt›lar gün gibi ortadayken, belediyeler; bizim bu s›k›nt›lar›m›za çözüm üretecek mercilerden biri oldu¤u halde, bugün Türkiye genelinde birçok yerde burslar› keserek, haklar›m›z› seçim malzemesi haline getirmifltir. E¤itim hayat›m›z› devam ettirebilmek ve tacize u¤rad›¤›m›z ifllerde çal›flmamak için burs talep ediyoruz. Yaflamaya, çal›flmaya imkan olmayacak derecede kalabal›k odalar›, kad›n sa¤l›¤›n›n önemli bir parças› olan hijyenden yoksun tuvalet ve banyolar›yla dev-
let yurtlar›n›n hali içler ac›s›. Bunlar yetmezmifl gibi bir de son aylarda yurt bask›nlar›, bekaret testi uygulamalar› gibi insanin kan›n› donduran olaylar yaflan›yor. Özel yurtlarda da ücretlerin yüksek olmas› bir yana tüm yurtlarda oldu¤u gibi buralarda da eflitsizlikler, girifl-ç›k›fl saatleri, izin alma zorunlulu¤u gibi ayr›mc› kurallar devam ediyor; hatta daha da kat›lafl›yor. Düflük ücret aldatmacas› ile cemaat/tarikat yurtlar› birçok ailenin adresi oluyor. Bask›lar burada daha da ileri boyutlara tafl›narak, kad›n ö¤rencilere adeta “biçilmifl" yaflamlar dayat›l›yor. Tüm bunlara karfl›n ucuz, nitelikli bar›nma koflullar›na sahip yurt talep ediyoruz. Okullar›m›za varabilmek, otobüselerde tacize u¤ramamak için otobüs seferlerinin artt›r›lmas›n› ve ulafl›mda yüzde elli indirim yap›lmas›n› talep ediyoruz. Üniversite kampüslerindeki
sa¤l›k merkezlerine kad›n sa¤l›¤› bölümleri aç›lmas›n› ve yeterli say›da hekim bulundurulmas›n› talep ediyoruz.
fiartlar›m›zla alanlarday›z Bugün bizlere birer “lütuf“mufl gibi sunulan vaatler asl›nda bizim en temel haklar›m›z. AKP iktidar›n›n uygulad›¤› piyasac› ve gerici siyaset bugün kad›nlar›n hayat›n› daha fazla k›skaca alm›fl durumda. Bizler Ö¤renci Kolektifleri’nden Kad›nlar olarak AKP`nin dilencilefltirme politikalar›na karfl› “hakk›m›z“ olan› almak için mücadele ediyoruz; okulda, sokakta, yurtta, anfide, belediye kap›s›nda... Tüm üniversiteli kad›n arkadafllar›m›z› bu taleplerimizi birlikte dile getirmeye ça¤›r›yoruz. Gelin seslerimizi birlefltirerek isyan›m›z›n flark›s›n› birlikte söyleyelim. Bu flark›yla düfllerimiz hayat bulsun.
‘Bofl vaatlerin fark›nday›z’ Yerel seçim öncesinde üniversiteli kad›nlar›n düflüncelerini ve yerel yönetimlerden beklentilerini sorduk... Özlem Atefl - A‹BÜ Seçim öncesi kad›n›n de¤erini ve haklar›n› a¤z›na almayan taraflar, bu yar›fl› kazanmak u¤runa birden, farkl› kad›n portreleriyle karfl›m›za ç›k›yorlar. Yerel seçim için yap›lan gövde gösterilerinin, göz boyamalar›n›n ve verilen bofl vaatlerin fark›nday›z. Bu yüzden biz mücadeleci kad›n ruhumuzla gerici dogmalara ve bask›c› güçlere karfl› direnece¤iz.
Fatma DEN‹Z - DÜ Yerel seçimler Kütahya’da muhafazakar toplumdan kaynakl› genelde hep tek elde yürümekte ve bundan dolay› taleplerimizi dile getiremiyoruz.Yurtlarda her odada 6 kifli kalmakta ve yemekler çok kötü durumda. Yurttan ç›k›p ev tutmay› düflünsen evler çok pahal› ve kad›n oldu¤umuzdan kaynakl› ev sahipleri ev vermiyorlar.
P›nar Beyke - OMÜ Bence belediyelerin her ö¤renciye burs vermesi gerekiyor. Üniversiteli kad›nlar›n belediyenin verece¤i burslara daha çok ihtiyac› var. Geçen sene yap›lan ulafl›m zamm› ile birlikte ö¤rencinin beli iyice büküldü. Bir de otobüslerin sefer say›lar›n›n artt›r›lmas› gerekiyor. T›kl›m t›kl›m otobüslerde tacize u¤rama endiflesiyle seyahat ediyoruz.
Üzmez’e kad›nlardan yumurtal› protesto Bursa’da 14 yafl›ndaki B.Ç’ye cinsel istismarda bulundu¤u iddiasiyla tutukland›ktan sonra tahliye edilen Vakit Gazetesi yazar› Hüseyin Üzmez, duruflma için adliyeye girerken, d›flar›da bekleyen kad›nlar›n protestosuyla karfl›laflt›. Duruflma salonuna gelen Üzmez’i gören Bursa Kad›n Platformu üyeleri, ‘Hüseyin Üzmez sen hiç terlik yedin mi?’ ‘Utanmaz Üzmez’ sloganlari atti. Protesto s›ras›nda sessiz kalan Üzmez, gazetecilerin “Tepkilere ne diyorsunuz?” sorusuna
cevap vermedi. Kad›nlar Üzmezi yumurtalad› Duruflman›n ard›ndan adliyenin arka kap›s›nda bekleyen Halkevci ve Kolektifçi kad›nlar Üzmez’e yumurta att›. Bir yumurta aya¤›na, savrulan bir flemsiye de omuzuna isabet eden Üzmez'i, Çevik Kuvvet ekipleri kurtard›. Kad›nlardan ikisi gözalt›na al›nd›. Protestoya destek Eskiflehir’de Halkevci ve Kolektifçi kad›nlar düzenledikleri bir bas›n toplant›s› ile Üzmez’i protesto eden kad›nlara
yönelik sald›r›y› k›nad›. Aç›klamada; Üzmez vakas› gerici, kad›n düflman› ve halk› yoksullaflt›ran iktidar›n yaratt›¤› bir durum olarak de¤erlendirildi. Eylemde yaflanan gözalt›lar, “Tüm kad›nlar›n vicdan› olan ve cinsel istismarc›, tacizci Üzmez’i protesto eden kad›n arkadafllar›m›z›n derhal serbest b›rak›lmas› gerekmektedir. Hüseyin Üzmez d›flar›da serbest dolafl›rken demokratik tepkisini dile getiren kad›nlar›n gözalt›na al›nmas› hukuk sistemimizin ay›b›d›r” sözleri ile de¤erlendirildi.
Üzmez kad›nlardan flikayetçi Adliye önunde gercekleflen protestodan yaklafl›k bir hafta sonra Üzmez, kendisine yumurta ve flemsiye ile sald›ran Bursal› kad›nlardan flikayetçi oldu. Ancak savc›l›kta konuyla ilgili ifade veren Üzmez, “Avratlarla m› u¤raflay›m” diyerek flikayetini geri ald›¤›n› aç›klad›. Kad›nlar›n olanlardan ders ç›karaca¤›n› ve kendisini bir daha protesto etmeye gelemeyeceklerini söyleyen Üzmez’e kad›nlar, bir bas›n aç›klamas›yla cevap vererek, “görüflece¤iz” dediler.
Kendi hikayemizi yazmak için... Hayat› ellerinde tutuyor kad›nlar. Görünmeyen eme¤iyle, dünyay› görünür k›l›yor. Dünya iflinin %66’s›n› yaparken*, sesini ç›karmas›, karfl› ç›kmas› istenmiyor. Ama kad›nlar art›k kendi sözlerini söylemeye bafllad›lar. Eskisinden daha fazla alanlara ç›k›yor, haklar›n› ar›yorlar. Krize karfl› faturay› ödemeyi redderek flartlar›n› hayk›ran kad›nlar, iflten ç›karmalara karfl›, sendikal mücadeleyi büyütmek için direnen kad›nlar, mahallesinde krefl, sa¤l›k oca¤› hakk› için mücadele eden kad›nlar, tacize, tecavüze, fliddete karfl› isyan eden kad›nlar art›k alanlara ç›k›yor. Tek bafl›na bir fley yapamayaca¤›na inan›lan kad›nlar, bir araya gelerek mücadelelerini yükseltiyorlar. Bu baflkald›r›fl çok yönlü bir mücadeleyi gerektiriyor üstelik. Soka¤a ç›kabilmek için bir de evdeki bask›larla bafl ediyor, sonra haklar› için yollar› afl›nd›r›yorlar. Üniversiteli kad›nlar da yükselen bu mücadele içerisinde, kendi mücadelesini büyütmeli art›k. Asl›nda üniversiteli olmam›z›n yan›nda bir de kad›n olmam›z do¤al›nda bir mücadele zemini yarat›yor bizlere. ‹flte bu yüzden son y›llarda üniversitede yükselen mücadele içerisinde, kad›n olarak da kendine yer açmal› üniversiteli kad›n. Üniversitede sözünü, taleplerini bir de kad›n oldu¤u için söylemeli. Toplumsal cinsiyet ayr›mc›l›¤›n› ve kad›n›n ö¤renilmifl rollerini pekifltiren birçok çeliflkiyi bar›nd›r›yor gündelik hayat›m›z. ‹flte bu çeliflkileri görünür hale getirmeli, karfl› ç›kmal›, dönüfltürmek için iki kere mücadele etmeli. Ancak bu flekilde üniversiteli kad›n kimli¤ini yaratabilir, daha özgür bir yaflam› kurabiliriz; kendimiz ve herkes için. Son zamanlarda hayata geçirdi¤imiz pratikler, bu kimli¤i yaratma konusunda oluflturdu¤umuz ilk yap› tafllar› say›labilir. Evet, üniversiteli kad›nlar olarak yaflad›¤›m›z sorunlar› “geçifltirmenin” ötesinde, bu sorunlar›n ilk muhataplar› olarak söz söylüyor, soka¤a ç›k›yoruz. Ankara ve ‹stanbul’da yap›lan eylemlerden sonra en son flemsiyeleriyle “Üzmez”e haddini bildiren üniversiteli kad›nlar; kuaför de¤il, sa¤l›k hakk› isteyen üniversiteli kad›nlar; burs hakk› için belediye kap›s›nda, verilmeyen okul salonlar› için rektörlük kap›s›nda nöbet tutan üniversiteli kad›nlar; belediyelere flartlar›n› hayk›ran üniversiteli kad›nlar bir araya gelerek bahar›n ilk müjdelerini verir gibiler. Bu somut unsurlar beraberinde daha fazla “kendimize” dönmemizi ve üniversitelerimizde sorunlar›m›z› daha çok say›da kad›nla tart›flma olana¤›n› da getiriyor. Art›k daha yüksek sesle konufluyor ve de¤iflen alg›lar›m›zla daha önce sorun olarak alg›lanmayan fleylerin asl›nda çözüm üretilmesi gereken üniversiteli kad›n sorunlar› oldu¤unu tart›fl›yor ve ikna ediyoruz. Tüm bunlar›n yan›nda üniversiteli kad›n mücadelesinin –henüz bir bafllang›ç olmas›na ra¤men- ortak üniversite mücadelesine yeni bir dinamik getirdi¤ini de gözlemleyebiliyoruz. Evet, üniversiteli kad›nlar olarak bir y›l› aflk›n bir süredir, üniversite mücadelesi içinde kendimize bir alan yaratmaya çabal›yoruz. El yordam›yla, deneme yan›lma yoluyla ilerlemeye, üniversitede dönüfltürücü ve özgürlefltirici özneler olarak kendi özgün, ba¤›ms›z çizgimizi belirlemeye çal›fl›yoruz. Elbette ki yolun çok bafl›nday›z ve daha yap›lmas› gereken çok fley var. Dayan›flmay› büyütmek için, üniversiteli kad›n›n asi, mor isyan bayraklar›n› alanlara daha fazla tafl›mak için daha çok u¤raflmal›y›z. Bunun fark›nday›z. Ve gelen bahar da gösteriyor ki üniversiteli kad›nlar da kendi seslerini büyütüyor. Ellerinde flemsiyeleri, dillerinde bahar›n flark›lar› ve flartlar›yla tacizcilere, piyasac› rektörlere, fliddete, gericili¤e, eflitsizli¤e, paral› e¤itime, AKP’ye karfl› sokaklar› inletmeye geliyorlar. Üniversiteli kad›nlar kendi hikayelerini yazmaya haz›r. *08-03- 2006/NTV haberine göre
6 ÜN‹VERS‹TE
www.kolektifler.net
A‹HM'ye yakaland›lar
Osmangazi’de yemedi
A‹HM, ‹stanbul Üniversitesi 2002–2003 ö¤retim y›l› aç›l›fl›nda, Rektör Alemdaro¤lu’nun konuflmas›n› ‘Demokratik Üniversite’ talebiyle protesto etmek isterken darp edilerek gözalt›na al›nan sekiz üniversiteliyi hakl› bularak oybirli¤iyle Türkiye'nin "iflkence ve kötü muamele yasa¤›"n› ve "ifade özgürlü¤ü hakk›"n› çi¤nendi¤ine hükmetti. A‹HM, aç›klama yapmalar›na izin verilmeyen, kollar› bükülerek polis karakoluna götürülen Ö¤renci Koordinasyonu üyesi sekiz kifliden 4’üne kötü muamelede bulunuldu¤u gerekçesiyle Türkiye'yi toplam 4 bin avro tazminat ödemeye mahkum etti.
a Soruflturmalar aflcezalara uzakl › t›rmalara karfl
Aç›ls›n okulumun kap›lar›
Geçen y›l 6 Kas›m öncesi Osmangazi Üniversitesi'nde 5 ö¤renci, bildiri da¤›tmaktan hakk›nda aç›lan soruflturmalar sonucu uzaklaflt›rma cezalar› alm›flt›. AKP'nin atad›¤› ilk rektör olan Osmangazi Üniversitesi rektörü Faz›l Tekin'in verdi¤i cezalara karfl› ö¤renciler Eskiflehir muhalefetinin deste¤iyle eylemler yaparak cezalar›n geri al›nmas›n› talep etti. Ö¤rencilerin oluflturdu¤u kamuoyu bask›s› sonucu verilen cezalar›n tümü durdurularak iptal edildi.
Galatasaray Üniversitesi'nde ziyaretçi yasa¤› uygulamas›na tepki büyüyor. Kampusun kap›lar›n›n ziyaretçilere kapatan üniversite yönetiminin yasakç› tutumuna karfl› kurulan “Ziyaretçi Yasa¤›na Karfl› Ö¤renci Platformu" eylemlerini sürdürüyor. Çeflitli tiyatro ve skeçler yaparak yasa¤› protesto eden ö¤rencile, 27 fiubat Sal› günü bir eylem gerçeklefltirdiler. Üniversitenin imkanlar›ndan halk›n da faydalanmas› gerekti¤ini belirten Galatasaray Üniversitesi ö¤rencileri kap›lar›n derhal aç›lmas›n› dile getirdiler.
ODTÜ J‹TEM’i fena üzmüfl 19 Ocak'ta ODTÜ yemekhanesinde ö¤rencilerin gizlice resimlerini çeken ve notlar alan bir kifli orada bulunan üniversitelilerce farkedildi. Ö¤rencilerin, resimlerini çeken kifliyi al›koymas› sonucu üzerinden ATO'ya ait bir kimlik kart›yla Uzman Çavufl belgesi ç›kan flah›s, rektörlü¤e tutturulan tutana¤›n ard›ndan jandarmaya teslim edildi. J‹TEM'cinin yakalanmas›n›n ard›ndan bir ay geçtikten sonra, 26 fiubat'ta ODTÜ'lülerin evlerine yap›lan bask›nla 13 ö¤renci gözalt›na al›nd›. "Jandarmay› görevini yapmaktan al›koymak" suçlamas›yla savc›l›¤a ç›kar›lan ö¤rencilerden befli tutukland›.
Adalet için yürüyorlar
Üniversitelerde, yeni atanan AKP’li rektörlerle birlikte ögrencilere dönük bask› ve terör artt›. Kendilerine her f›rsatta soruflturma aç›lan ve ceza verilen ö¤renciler haklar›n› ar›yor. E¤itim hakk› ve özgürlükleri için üniversiteliler Ankara’ya, ikiyüzlü AKP’nin YÖK’üne yürüyorlar Yürüyüfl ‹TÜ'den Bafll›yor... 2 Aral›k'ta ‹TÜ Maçka'da üniversite içerisindeki ö¤rencilere ülkücü-faflitler taraf›ndan sat›r ve b›çaklarla sald›r›lm›flt›. Sald›r› sonucu biri a¤›r üç ö¤renci yaralanm›fl, sald›rganlar elini kolunu sallayarak okuldan ç›km›flt›. Olay›n ard›ndan ‹TÜ aç›l›fl›na Tayyip Erdo¤an'› davet ederek ‹TÜ'yü AKP'nin hizmetine sokan rektör Muammed fiahin, sald›r›lar› bahane ederek okulda afifl asmay› ve masa açmay› yasaklad›. ‹TÜ Ö¤rencileri yasaklar› kabul etmedi ve inatla afifl as›p masa açmaya devam etti. Yüzlerce ö¤renci yasaklar› fiilen k›rarak reddetti. Muhammed fiahin ise üniversitenin özgürlü¤ünü savunan ö¤rencilerden 32'sine soruflturma açt›. Soruflturmalar›n sonunda 2 kifliye 1 dönem, 2 kifliye 1 ay, 6 kifliye 1 hafta uzaklaflt›rma ve onlarca kifliye de uyar› cezas› verildi. Faflist sald›r›da darp edilerek yaraland›¤› halde 1 dönem, afifl ast›¤› içinse 1 hafta ceza alan arkadafllar›m›zdan biri e¤itim hakk› ve özgürlük için Ankara'ya, YÖK önüne 10 Mart'ta ‹TÜ Rektörlü¤ünün önünden yürüyüfle bafllad›. ‹TÜ'lü demokrasi ma¤durunun özgürlük yürüyüflüne geçen y›l Kocaeli Üniversitesi'nde YÖK Baflkan› Yusuf Ziya Özcan'›n arabas›na yumurta att›¤› için hakk›nda soruflturma ve dava aç›lan bir ö¤renci daha kat›l›yor. Dört günlük bir yürüyüflün ard›ndan YÖK'ün önüne varacak ö¤renciler, üniversitenin özgürlü¤ünü burada da hayk›racaklar. Neden Yürüyorlar? AKP'nin Cumhurbaflkanl›¤›na Abdullah Gül'ü, YÖK Baflkanl›¤›na ise bir baflka AKP'li olan Yusuf Ziya Özcan'› getirmesiyle üniversitelere AKP'li rektörler atanmaya bafllad›. Bu rektörlerin ortak özelli¤i, göreve bafllarken "üniversitelere demokrasi getirece¤iz" vaadinde bulunmalar›. Demokrasi naralar›yla rektörlükleri iflgal eden AKP'lilerin yalan› çok k›sa bir sürede açt›klar› soruflturmalarla, verdikleri cezalarla gözler önüne serildi. Üniversitelerimizde bask›lar artt›, yasaklar yayg›nlaflt›. Piyasan›n üniversitelerini yaratmaya çal›flan AKP'li rektörler, müflterilefltirmeyi kabul etmeyen, flartlar›n› hayk›ran üniversitelilere polis ve güvenlik sald›r›lar›yla yan›t veriyor, soruflturmalarla sindirmeye çal›fl›yor. Ancak bir yandan da "demokrasi neferleri" olarak kendilerini pazarlamaya çal›fl›yorlar. ‹TÜ ve Kocaeli tek örnekler de¤il. ‹stanbul'un di¤er üniversitelerinde; Ankara'da, Eskiflehir'de, Kütahya'da ve AKP'nin rektörlü¤ünü ele geçirdi¤i her yerde soruflturmalar üniversitelileri sindirmek için bir silah olarak kullan›lmaya çal›fl›l›yor. Ama bu silah ters tepecek! ‹TÜ'den bafllayacak olan yürüyüfl soruflturma terörüyle ve verilen cezalarla engellenen e¤itim hakk›na, yok edilmeye çal›fl›lan üniversite özgürlü¤üne sahip ç›kmak için. Bu yürüyüfl sadece bireysel bir mücadele de¤il; tüm üniversitenin, üniversitelinin demokrasi ve özgürlük yürüyüflüdür. 13 Mart Cuma günü YÖK önüne varacak olan üniversiteliler, soruflturma ve cezalara karfl› ö¤rencilerin demokrasi flartlar›n› aç›klayacak, cezalar›n geri al›nmas›n› talep edecekler.
Bu adam nereye yürüyor ‘Bu onuruma sahip ç›kma yürüyüflüdür. Bizi de¤ersiz bir varl›k olarak görüp kap›n›n önüne b›rakanlar›n karfl›s›na dikilmeyi simgeliyor. Bask›lara karfl› neler yapabilece¤imizi gösteriyor’ Ankara’ya yürüyüfl fikri nereden ç›kt›? Birçok üniversitede y›llard›r ö¤rencilerin haklar›n› savunmalar›, taleplerini dile getirmeleri yasaklan›yor. Yüzlerce ö¤renci soruflturma tehdidi ve ceza bask›s› alt›nda. Birçok üniversitede ö¤rencilerin haklar›n› savunduklar› için uzaklaflt›rma cezalar› ald›¤›n› hatta üniversiteden at›ld›¤›n› görebiliyoruz. Üniversitede siyasetle ilgilenenler, alternatif düflünenler ve taleplerini dile getirenler için ceza almak neredeyse ola¤an hale gelen bir durum. Ancak bunu ola¤anlaflt›rmamak gerek. Bu noktada ben de anti-demokratik bir biçimde bana verilen bu cezan›n adaletsizli¤ini göstermek, e¤itim hakk›ma yap›lan bu sald›r›y› teflhir etmek için böyle bir eylem yapma karar› ald›m. Peki yap›labilecek birçok eylem varken neden Ankara’ya yürümeyi seçtin? Bunun iki sebebi var. Öncelikle kolayca ezeceklerini, bask› alt›nda tutabileceklerini
zannettikleri ö¤rencilerin neler yapabilece¤ini göstermek. Bu bir onuruna sahip ç›kma yürüyüflü ayn› zamanda. Sizi bir cezayla kap›n›n önüne koyabilecekleri de¤ersiz bir varl›k gibi görenlerin karfl›s›na dikilmeyi simgeliyor. Devam›nda ise üniversitelerde örgütlenmeye çal›fl›lan siyasal sürecin sald›r›lar›n›n karfl›s›na geçme hedefi var. Bu süreç flöyle özetlenebilir. Bu sene bafl›ndan itibaren birçok üniversitede rektör de¤iflimleri yafland›. Rektörlük koltuklar›na YÖK ve Cumhurbaflkanl›¤›n› elinde bulunduran AKP’nin çizgisindeki rektörler oturtuldu. Bu rektörler bafla gelirken hep bir a¤›zdan üniversitelere demokrasi getireceklerini söylediler. Bunun gerçek olmad›¤› ise çok geçmeden belli oldu. Sadece ‹TÜ’de de¤il; ‹zmit, Eskiflehir, Trabzon, Ankara ve daha birçok ilde yeni rektörler ö¤rencilere yönelik soruflturma sald›r›lar›na girifltiler. Yürüyüflün Ankara’ya YÖK’e yap›lmas› da bu nedenle. Sorunun kayna¤›na yap›lan bir yürüyüfl. Çünkü bu sorunun kayna¤› kendinden baflkas›na özgürlük tan›mayan demokrasi anlay›fl›n sahip AKP’dir. kap›s›na dayan›lacak bu yürüyüflle.
Ne gibi sonuçlar elde edilebilir? Bu yürüyüflün ana hedefi cezalar›n geri çekilmesini sa¤lamak. Hiçbir meflru zemini olmadan verilen bu cezalar›n tüm kamuoyunca duyulur olmas› cezay› verenler için ciddi bir bask› unsuru ve geri ad›m atmalar›na yönelik ciddi bir tehdit. Bence bu yürüyüflün ard›ndan tüm rektörler soruflturma açmadan, ceza vermeden önce iki kere düflüneceklerdir. Çünkü haklar›n› ellerinden almaya çal›flt›klar› ö¤rencilerin bafllar›na bela olacaklar›n› art›k bilecekler. Çünkü bugün bir kifliyle yap›lan bu yürüyüfl yar›n onlarca yüzlerce ö¤renciyle yap›lacakt›r.
Saz›yla sahnesiyle bir okul direniyor ‹TÜ’de afifl asma ve masa açma yasa¤›na karfl› ö¤renci klüpleri de tepkili. Eskiden sadece klüp etkinlikleri ile ilgilenirken art›k bask›c› uygulamalara yasaklara karfl› da tepki gösteriyorlar. Halk Bilimi ve Sanat Klubü ve ‹TÜ Sahnesi’yle yasaklar ve rektörlü¤ün tavr› hakk›nda bir röportaj gerçeklefltirdik. ‹TÜ'deki afifl yasa¤›n›n ve soruflturma sürecinin nedenleri sizce nedir? HBSK: Bu süreç, sistemin sorunudur. Muhalefeti susturmaya yönelik eylemlerden biridir. Sistemin beslenmesini elefltiriyorsan, sistem bundan rahats›z olur.
‹TÜS: Eskiden de çok farkl› bir tutumlar› yoktu ama yönetimin de¤iflmifl olmas› daha çok etkiledi. Ö¤rencilerin birbirleriyle iliflkilerinin yaln›zca amfi ve derslerde oldu¤u bir zemin oluflturan e¤itim flekliyle daha da birbirinden kopuk iliflkiler destekleniyor.
M.S. 2009! Soruflturuluyoruz Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Co¤rafya Fakültesi'nde ö¤rencilere faflistler taraf›ndan fiubat ay›nda polis deste¤iyle sald›r›lar gerçekleflti. Sald›r›lar›n ard›ndan fakülte yönetimiyle iflbirli¤i yapan polis taraf›ndan okul günlerce iflgal edildi. Faflist sald›r›lara ve polis iflgaline karfl› DTCF ö¤rencilerinin yapt›¤› "Polis-‹dare ‹flbirli¤ine Dur De" ve "Faflizme Dur De" etkinlikleri gerekçe gösterile-
rek onlarca ö¤renciye soruflturma aç›ld›. "Halay çekmek" dahi gerekçe gösterilerek aç›lan soruflturmalar›n ard›ndan DTCF ö¤rencileri soruflturma terörüne karfl› "M.S. 2009! Hala Soruflturuluyoruz!" bafll›kl› bir kampanya bafllatt›. "Bu Okulda Pankart Asmak Yasakt›r!", "Buraya Afifl Asmak yasakt›r" yaz›l› rektörlük imzal› pankartlarla fakülteyi donatan DTCF ö¤rencileri, soruflturma tutanaklar›n› da "dekanl›¤›n yapt›¤› sululuktur Kurutuyoruz!" diyerek mandallarla çamafl›r iplerine ast›lar. Ayr›ca fakültenin her taraf›na üzerinde "Afifl" yazan afifller asan ö¤renciler bahçeye de "Pankart" yaz›l› bir pankart açarak dekanl›¤›n mant›k d›fl› yasaklar›n› ve bask›lar›n› teflhir ediyor. DTCF'liler kampanya kapsam›nda üniversitelilere soruflturmalar›n tutars›zl›¤›n›, anti-demokratikli¤ini anlat›yor. Soruflturmalar›n geri al›nmas› için imza da toplayan DTCF ö¤rencileri, dekanl›k geri ad›m atana kadar kampanyay› sürdürecek.
Yasak ve soruflturmalara karfl› neler yapt›n›z? HBSK: Toplu protestolara, müzik birimi oldu¤umuz için türkülerle destek vermeye çal›flt›k. Di¤er kulüplerle ortak çal›flarak ne yap›laca¤› noktas›nda birbirimizden yard›m istedik. Bu bask›lar›n belki de tek iyi taraf› bizleri birlefltirmesi oldu. Birbirimizi tan›mazken ortak kararlarda birleflmeye, ülke ve üniversite gündemi hakk›nda yorumlar yapmaya bafllad›k. Bu aç›dan sevindirici oldu. Yasaklar sizin üretimleriniz noktas›nda bir sorun yaratt› m›? HBSK: K›sa vadede bizi etkileyen bir yan› yok. Ama bu yasaklar bir süre sonra ça¤›raca¤›m›z sanatç› ve panellerin konuk ve konular›n› etkiler. Hatta onlar›n engellenmesi noktas›na kadar var›labilir. Hiçbir tepki gösterilmedi¤i takdirde bunun arkas› gelerek her fleye müdahale fleklini al›r. ‹TÜS: Bu gerginlik birey olarak ger-
çeklefltirece¤imiz faaliyetlerde dahi engel teflkil eden bir durum oluflturuldu. Bu sürec sizi nas›l etkiledi? HBSK: Susars›n susars›n ama bir noktadan sonra “yeter art›k” dersin. Üniversitenin muhalif ö¤eleri olmam›za da bu neden oldu galiba. Okul ve ülke gündeminde yaflananlar patlama yaratt›. Di¤er kulüplerde de bu durumun oldu¤unu düflünüyorum. Daha önce yaln›zca kulübü ilgilendiren ya da sadece ilgi alanlar›m›z do¤rultusunda konulardan konuflurken; flimdi toplant›lar›m›zda üniversitemizde olan bitenleri de de¤erlendiriyor ve tart›fl›yoruz. Sizce, kulüplerin bu muhalif çizgileri ilerleyen süreçte de devam eder mi? HBSK: Bizde kifliler de¤ifltikçe olaylara bak›fl aç›s› da de¤ifliyor. Bizden önceki kuflak, müzikal alan d›fl›nda pek bir faaliyette bulunmuyordu. Ben 10 hafta sonra mezun oluyorum ve ilerde neler olaca¤›n› bilmiyorum. Tepki göstermenin bir hak oldu¤unu, bir fleyler
söylemenin do¤al bir davran›fl oldu¤unu bilmemiz ve gelece¤in entelektüel adaylar› olarak, bunu bizim bir görevimiz kabul etmeliyiz. Bu mant›k kulübe yerleflirse muhaliflik kal›c› olur. fiimdi ne yapmay› düflünüyorsunuz? HBSK: Di¤er kulüp ve siyasetlerle ortak bir fikir birli¤ine vararak muhalefet etmeye devam edece¤iz. Sadece afifl yasa¤› üzerine kalmamal›. Olay sadece bu de¤il. Tart›fl›lacak çok konu var. Tepki göstermekten korkulmamal›. (Gülerek) Az›c›k anarflizm iyidir. ‹TÜS: Net bir eylem plan› olmamakla birlikte “fiiddete Karfl› Sanat Etkinli¤i” ad› alt›ndaki varl›¤›m›z hala sürüyor. 10 Mart Sal› günü Üniversitelerdeki fliddete ve bask›ya karfl› ANKARA’ ya gidecek olan arkadafl›m›za destek için bafllang›ç noktas›nda biz de bulunaca¤›z. Biz afifllerimizi bize gösterdikleri yere de¤il, daha önce nereye ast›ysak yine oraya asaca¤›z. Var olan haklar›m›zdan vazgeçmeyece¤iz
Önce rezalet sonra pardon Üniversite yönetimleri her f›rsatta ö¤rencilere soruflturma aç›yor. Soruflturma gerekçelerinin ak›ld›fl›l›¤› ö¤rencilerin tepkileri ile savunulamaz hale gelince rektörlere tükürdüklerini yalamak düflüyor Üniversite yönetimlerinin ö¤rencileri sindirmek için kulland›¤› soruflturmalarda ipin ucunu kaç›ran rektörlükler zaman zaman trajikomik uygulamalara imza atabiliyor. ‹deolojik halay çekmekten, ba¤lama çalmaya; karn›n› tutarak okuldan ç›kmaktan fakülteye yiyebilece¤inden çok ayran sokmaya kadar birçok "garip" suçlamadan soruflturmalar›n aç›ld›¤›na flahit olmufltuk. KTÜ yönetimi "garip soruflturmalar ve cezalar" konusunda di¤er rakiplerini geride b›rakmaya dönük bir ad›m att›. Soruflturma Abes, Ceza Absürd 2007 y›l›nda YÖK protestosuna kat›ld›¤› gerekçesiyle 14 ö¤renciye aç›lan soruflturmalar 2008 y›l›n›n Nisan ay›nda sonuçland›. Ancak rektörlük 4 kifliye 1'er dönem, 10 kifliye 1'er ayl›k cezalar vermesine karfl›n bunu ö¤rencilere tebli¤ etmedi. Ayr›ca ceza verdi¤i ö¤rencilerden biri üniversiteden mezun olmufl, bir di¤eri okuldan kayd›n› al-
d›rm›flt›. Verilen kimi cezalarda ise konu olarak henüz yap›lmam›fl bir eylem gerekçe gösterilmifl. Absürdlükler bununla da s›n›rl› kalm›yor. KTÜ yönetimi bir eylem hakk›nda açt›¤› soruflturmaya dayanarak, soruflturma konusuna dahil olmayan baflka eylemden ceza vermek gibi bir yöntemi dahi kullanm›fl. 'Pardon Bir Yanl›fll›k Yapt›k' Cezalardan haberi olmayan ö¤renciler ö¤renim y›l› boyunca derslerine devam etti. Tüm bunlar›n ard›ndan cezalardan haberdar olan ö¤renciler rektörlükle durumu konuflunca, rektörlükten; "Yeni oluflturdu¤umuz soruflturma komisyonunun ilk icraati bu soruflturmalard›. O yüzden hata yapm›fl olabiliriz" cevab›n› ald›. Görüflmenin ard›ndan ö¤rencilere ceza vermek için binbir çaba gösteren ama beceremeyen rektörlük ö¤rencilere 'Pardon' diyerek geri ad›m att› ve cezalar› geri ald›.
ÜN‹VERS‹TE
www.kolektifler.net
ciler n i i n e y n e t ’ K YÖ
Hyde Parklar ler Özel güvenlik
7
Eyvah yine özgürlük!
Özcan'›n incileri bitmiyor. Y›llard›r üniversiteler üzerinde bask› oluflturan YÖK'ün projesine göre "özgür alanlar" yarat›l›p, özel güvenlik say›s› artt›r›larak üniversiteler özgürlefltirilecekmifl. Özcan'a bir sözümüz var: Üniversitlerimiz AKP zihniyeti gitmeden özgürleflemez. Göreve geldi¤i ilk günlerde “üniversiteler paral› olmal›d›r” aç›klamas›n› yapan YÖK Baflkan› Özcan incilerini aç›klamaya devam ediyor. AKP eliyle YÖK Baflkanl›¤›na getirilen Yusuf Ziya’n›n en son aç›klamas› ‹ngiltere’deki Hyde Park örne¤ini göstererek “üniversitelerde özgür alanlar oluflturaca¤›z” demesi oldu. Yap›lan aç›klamaya göre, üniversitelerde Londra Hyde Park’takine benzer “özgür alan”lar yarat›lacak. ‹steyen herkes bu “özgür” alanlarda görüfllerini aç›klay›p konferans, panel vs. düzenleyebilecek. Tabi bu görüfllerin ifade edilebilmesi için “kanunlara gö-
‹flte AKP demokrasisi ‹TÜ'ye bu y›l atanan et AKP'li rektör Muhamm e P'y AK nü gü fiahin, aç›l›fl oku rak ola risi ste gö net min etet dav › la Tayyip Erdo¤an' eti. Aç›l›fl etkinli¤e üniversit pro i P’y AK en azk ›lm kat r lile lis po ci ren ö¤ testo eden 18 a zoruyla dövülerek gözalt›n al›nd›. Samsun 19 May›s Ünii versitesi’nin aç›l›fl›nda yen llah du Ab tör rek atanan Gül’ü davet etti. Gül’ü pro iün ci ren ö¤ testo eden 41 na versite içinde polis daya¤› d›. maruz kald› gözalt›na al›n Gazi Üniversitesi kantininde faflistler bir k›z ö¤ren etiyön e rsit ive ün ciyi dövdü de mi k›z ö¤renciyi kantin ›. lad suç bulunmakla ODTÜ’de üniversiteliler yabir J‹TEM üyesini suçüstü ini di¤ izle ini iler nd Ke . ad› kal flah er elil rsit fark eden ünive rek ede l tro kon ni li¤i s›n kim durumu anlad›lar. ‹TÜ ve Marmara’da efl fazamanl› olarak yaflanan r cile ren ö¤ da ›lar flist sald›r e rsit ive Ün ü. nd dö en md ölü yönetimleri sat›rlarla yarala ya¤ a cez re cile ren nan ö¤ d›rd›.
Haydi hay›rl›s› olsun!!!
re suç unsuru” içermemesi gerekiyor. Üniversitelerde “özgür alanlar” yarataca¤›z diyenlere flu soruyu sormak gerekiyor: Zaten üniversitenin bütününün özgür olmas› gerekmiyor mu? YÖK baflkan› Özcan’›n üniversitelerin belli yerlerinde ‘özgür alanlar’ yaratma aç›klamas›n›n tam tersine üniversitenin belli bir bölgesi de¤il her köflesi özgür olmal›d›r. Bugün üniversitelerimizin özgürleflmesi AKP flubesi gibi çal›flan YÖK’ün ve gittikçe üniversitelerimize sald›r›s›n› artt›ran AKP’nin üniversitelerimizden elini çekmesine ba¤l›d›r. Üniversitelerimiz AKP zihniyeti gitmeden özgürleflmez. Üniversitenin her köflesine polisi yerlefltiren, ö¤rencilerin afifl asmas›n› yasaklayan, üniversitelilere durmadan soruflturma açan ve cezalar veren bir zihniyet üniversitelerimizi özgürlefltir e b i lirmi? Üniversitelerde bunlar› yapanlar›n yarataca¤› özgürlük ise sahte bir özgürlük olur.
Her ö¤renciye bir güvenlik Özcan’›n üniversitelerimiz hakk›nda yapt›¤› bir di¤er aç›klamas› ise polis ve özel güvenlikler ile ilgiliydi. Yusuf Ziya’ya göre polis ve jandarma üniversitenin d›fl›na ç›kar›lacak, üniversitede yaflananlara özel olarak e¤itilmifl güvenlikler müdahale edecek. Bunu için kollar› s›vayan YÖK ilk ad›m› Ankara Üniversitesi’nde att›. Ankara Üniversitesi’nde özel güvenlik birimlerine üniversite ö¤retim üyeleri taraf›ndan iletiflim e¤itimi verilmeye baflland›. Geçti¤imiz ay bafl›nda yürürlü¤e giren bir yasaya göre de Emniyet Genel Müdürlü¤ü bünyesinde Özel güvenlik Daire baflkanl›¤› kuruldu. Bu yasayla özel güvenlik birimlerinin üniversitelerde kolluk kuvveti haline gelmesinde önemli bir ad›m at›l›yor. Polisin üniversite d›fl›na ç›kmas›yla üniversitelerimizin bask› ortam›ndan kurtulaca¤›, özgürleflece¤i büyük bir yaland›r. Çünkü bugün üniversitelerimizde özel güvenlikler s›kl›kla polisten daha sald›rgan bir tutum alabiliyor. Özel güvenlikler üniversiteliler üzerinde bask› kurup takip ediyor. Bunlar›n örneklerini yak›n zamanda üniversitelerimizde gördük. Geçti¤imiz y›l Ankara Üniversitesi’nde bir üniversiteli özel güvenlik taraf›ndan takip edilmifl ve silahla tehdit edilerek sald›-
‹Ü'de Söylet devri besmeleyle bafllad›!
‹stanbul Üniversitesi'nin rektörlük görevini besmele çekerek devralan AKP'li Söylet görevine h›zl› bafllad›. Fakültelere reklam panolar› yerlefltiren Söylet, piyasac› aç›klamalarda bulundu ‹stanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde AKP’nin aday› olarak bilinen Yunus Söylet, 19 Ocak’ta rektörlük koltu¤una oturdu. Geçti¤imiz yaz aylar›nda birçok üniversite rektörlü¤üne (41) AKP’ye yak›n olarak bilinen adaylar atanm›flt›. AKP, ‹.Ü’de “AKP’li olmaktan onur duyuyorum” aç›klamas›n› yapan aday› atayarak kendi üniversite projesinde önemli bir ad›m atm›fl oldu. AKP kendi üniversitesini yaratma
yolunda ad›mlar atarken bu duruma üniversiteliler d›fl›nda tepki gösteren olmad›. Ö¤renci Kolektifleri üniversitelerine sahip ç›karak birçok eylem gerçeklefltirdi. Parlak halefinin s›rt›n› s›vazlad›, Söylet göreve besmeleyle bafllad› Söylet’in göreve bafllad›¤› gün rektörlük binas›nda 1980’den sonra ilk defa devir teslim töreni yap›ld›. Söylet görevini besmele çekerek devrald›. Üniversitede besmelenin ne ifli var ya
Göreve gelmeden önce AKP’li oldu¤unu her f›rsatta dile getiren Söylet, koltu¤una oturdu¤u andan itibaren partisinin de gurur duyaca¤› icrattlar›na bafllad›: Besmele, reklam panolar› ve ÖGB sald›r›s›...
da besmele çekerek görevini teslim alan bir rektör, bilim insan› olur mu? Peki, böyle bir rektör üniversitede bilimi, özgürlü¤ü savunabilir mi? Eski rektör Mesut Parlak ise ‹.Ü’nün aç›l›fl töreninde Söylet’in rektör adayl›¤›na tepki göstermifl ve Söylet’i hedef alan aç›klamalarda bulunmufltu. Ancak Parlak, rektörlük koltu¤unu halefinin s›rt›n› s›vazlayarak b›rakt›. Devir teslim töreninde yaflananlar Parlak’›n AKP iktidar›n›n üniversite projesine asl›nda hiç muhalif olmad›¤›n› göstermifl oldu. Söylet göreve h›zl› bafllad› Yunus Söylet göreve geldi¤i ilk gün piyasac› ve bask›c› uygulamalar›n› bafllatt›. AKP’li rektörün yapt›¤› ilk ifl afifl asman›n yasak oldu¤u üniversitenin merkez kampusuna dev reklam panolar› yerlefltirmek oldu. Söylet’in bir di¤er uygulamas› da devir teslim töreni s›ras›nda yafland›. Söylet törende, demokrasiden üniversitenin özgürlü¤ünden bahsederken güvenlikler Hukuk Fakülte-
si’nde afiflleri y›rt›p ö¤rencilere sald›r›yordu. Bu yaflananlar Söylet’in piyasac››¤›n›, özgürlük anlay›fl›n› ve ‹Ü’de nas›l bir yol izleyece¤inin göstergesiydi. Yunus Söylet göreve geldikten sonra ‹stanbul Üniversitesi’ne dair rektör olmadan önceki aç›klamalar›na yenilerini ekleyerek devam etti. Söylet’in ilk aç›klamas› üniversitenin fakülte hastanelerini flirketlefltirme projesi oldu. Yapt›¤› di¤er aç›klama ise üniversitelerdeki türban serbestli¤i ile ilgili idi. Yunus Söylet’e göre türban üniversitelerde serbest olmal›. AKP’li rektör karfl›s›nda üniversitelileri bulacak Söylet’in görevinin ilk gününde yapt›¤› ve daha sonraki aç›klamalar› gösteriyor ki; Yunus Söylet ‹stanbul Üniversitesi’nde AKP için biçilmifl kaftan. Ancak Yunus Söylet hayata geçirdi¤i her piyasac›, gerici, faflist uygulama karfl›fl›nda bizleri bulacak. AKP’nin üniversitesini yaratmak için kollar›n› s›vayan Yunus Söylet’e üniversitemizi b›rakmayaca¤›z.
r›ya u¤ram›flt›. Daha bir kaç hafta önce ise ‹stanbul Üniversitesi Avc›lar Kampüsünde üniversiteliler fakültenin yemekhanesinde ‹srail’in Filistin’e sald›r›s› protesto eden bir konuflma yapt›klar› s›rada özel güvenliklerin sald›r›s›na u¤rayarak yerlerde sürüklendiler. Bu yaflananlar›n benzerleri birçok üniversitede oldu¤u için bu örnekleri ço¤altmak mümkün. Yusuf Ziya’n›n aç›klamas›na göre özel güvenlikler üniversite içersinde daha da yayg›nlaflacak. Projeyle güvenliklerin üniversitedeki meflrulu¤u artt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bugün üniversite fakültelerinde ö¤rencilerin kulüp odalar› olmazken, özel güvenliklerin özel odalar› var. Üniversite bütçesinde güvenliklere ayr›lan pay ise bir hayli fazla. Üniversitedeki bilimsel üretim için gerekli olan ihtiyaçlara bütçe ayr›lmazken özel güvenliklere yüksek miktarda bütçe ayr›l›yor. Özel güvenlikler üniversitelerde sadece ö¤renciler üzerinde bask› ve otorite kurmak amac›yla yoklar. Güvenliklerin üniversitelere yerlefltirilmesi neo-liberal toplum yaratman›n bir parças›. Üniversitedeki özel güvenliklerin kurdu¤u bask› ve otorite ile üniversiteliler daha sonraki yaflamlar›nda sürekli bask› ve otorite ortam›nda yaflamaya ve güvenliklerin varl›¤›na al›flt›r›lmaya çal›fl›l›yor.
Özgürlü¤ü YÖK de¤il üniversiteliler getirecek. Üniversitelerimize dair yap›lan bu aç›klamalar AKP’li Özcan’›n ikiyüzlülü¤ünü gözler önüne seriyor. Özcan üniversitelerde türban serbestli¤ini isteyerek sözde “özgürlük” savunucusu kesiliyor. Ancak bir yandan da üniversitelerde her türlü özgür-
Ö¤renciler Söylet’in peflinde ‹stanbul Üniversitesi'nin rektörlük koltu¤una oturduktan sonra fakülteleri gezen AKP'li Yunus Söylet, Ö¤renci Kolektifi taraf›ndan protesto edildi. Fen-Edebiyat Fakültesi’ne gelen Söylet "AKP'li Yunus Söylet ‹.Ü.'den defol" "‹.Ü. Söylet'e 's›cak yuva' olmayacak" dövizleriyle karfl›land›. Sivil polis ve özel güvenlik ordusuyla Fen Fakültesi'nin bahçesinden geçen Yunus Söylet'e "üniversite hastanelerinin flirketlefltirilmesi, üniversite
bünyesinde tekno-park yap›lmas› ve türban›n üniversitede serbest olmas›" gibi bas›na yapt›¤› aç›klamalar› soruldu. Ö¤rencilerin sorduklar› sorulara hiçbir flekilde cevap vermeyen AKP'li Söylet arabas›na binerek h›zla fakülteden uzaklaflt›. ‹stanbul Üniversitesi’ndeki Rektörlük görevine besmele çekerek bafllayan, üniversitenin piyasaya aç›lmas›n› savunan AKP'li Yunus Söylet'in peflini b›rakmayaca¤›z.
Rektöre tabutlu karfl›lama ‹stanbul Üniversite`sinin yeni rektörü AKP`li Yunus Söylet`in göreve geldigi ilk gün Ö¤renci Kolektifleri sessiz kalmad›. Rektörlük b›nas›nda devir teslim töreni yap›l›rken Kolektifçi ö¤renciler de üzerinde “Hamdolsun bilimi de gömüyoruz. Mesut Parlak-Yunus Söylet“ yazan temsili siyah bir tabutla küçük bir tiyatro oyunu oynad›lar. Oyunda bilimi gömmek için anlaflan Parlak ve Söylet'in elindeki tabut parçalanarak bilim ellerinden al›nd›. Kara tabutu rektörlü¤ün kap›s›na b›rakmak isteyen ö¤rencilere ise güvenlikler engel oldu. “Üniversiteni AKP’ye b›rakma” "‹.Ü. Söylet'e 's›cak yuva' olmayacak"
yaz›l› dövizlerin tafl›nd›¤› eylemde bir de bas›n aç›klamas› okundu. Bas›n aç›klamas›nda ‹.Ü.'nün AKP'ye b›rak›lmayaca¤› ve Ö¤renci Kolektifleri'nin Söylet'in peflinde olaca¤› vurguland›.
lü¤ün önüne set koyuyor, üniversitelilere soruflturmalar aç›p, cezalar veriyor. Bugün üniversitelere özgürlü¤ü YÖK de¤il ancak üniversiteliler YÖK’e karfl› mücadele ederek getirebilir. Üniversitelerimizde gerçek özgürlü¤ü elde etmenin yolu AKP’nin YÖK’ünü da¤›tmaktan geçiyor.
Asistanlar eylemde!
YÖK Yürütme Kurulu, geçti¤imiz günlerde 50/d kapsam›nda sözleflmeli çal›flan ve lisansüstü e¤itimlerini bitiren asistanlar›n ifllerine son verme karar› ald›. Karardan önce lisansüstü ö¤renimini tamamlayan araflt›rma görevlilerinin 33/a kapsam›na al›narak kadrolu çal›flmas› sa¤lan›yordu. Asistan ve araflt›rma görevlileri ise bu durumu protesto eden birçok eylem yapt›. ‹lk eylemlerler ‹.Ü ve ‹TÜ'den ilk asistan eylemi ‹.Ü. Rektörlük seçimlerinin oldu¤u gün ‹stanbul Üniversitesi asistanlar› yapt›. Eyleme 300 asistan kat›ld›. 13 fiubat'ta ise ‹TÜ'lü asistanlar, ‹Ü'den ve Marmara Üniversitesi'nden gelen araflt›rma görevlileriyle birlikte Maslak Yerleflkesinde bir eylem ile 50/d uygulamas›n› protesto etti. Son eylem Beyaz›t’tan 5 Mart‘ta ‹.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde buluflan yaklafl›k 500 araflt›rma görevlisi “Biz Kal›yoruz, YÖK Gitsin” pankart› arkas›nda yürüdüler. Akademisyenlerin ifl güvencesinin zorunlulu¤una ve bu haklar›n› engellemelerine sebep olacak karar›n YÖK’ten geçmesine karfl› gece de üniversitelerini terk etmediler. Türkü, marfl ve sloganlarla eylemlerini noktalad›lar.
Sa¤l›k emekçisi kazand›!
Üniversiteye Arabistan’dan gericilik takviyesi ‹TÜ Rektörü Muhammet fiahin, Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, TÜB‹TAK Baflkan› Nükhet Yetifl burdan kalk›p Arabistan’a “iyi niyet anlaflmas›” imzalamaya gitti. Anlaflma, iki ülke aras›nda karfl›l›kl› ö¤retim görevlisi ve ö¤renci de¤iflimi yap›labilmesine iliflkin Geçti¤imiz günlerde Cumhurbaflkan› Abdullah Gül yan›nda sermaye temsilcileri ile birlikte Arabistan'a gitmiflti. Söylendi¤ine göre Gül ve yan›ndaki sermaye temsilcileri ticari iliflkilerde bulundular. AKP'lilerin bu iliflkilerine al›flt›k ama burada daha ilginç bir durum var. O da Gül'ün yan›nda TÜB‹TAK baflkan› Nükhet Yetifl ve ‹TÜ rektörü Muhammed fiahin'in de olmas›. Arabistan diyince akla gelen ilk fley fleriatla yönetiliyor olmas›. Bilimin, akl›n ve elefltirel düflüncenin Arabistan yar›madas›ndan kap› d›flar› edilmifl oldu¤u herkesin bildi¤i bir gerçek. Peki ‹TÜ rektörünün ve TÜB‹TAK baflkan›n›n böylesi bir ülkede, üstelik bir siyasetçi ve tüccar kafilesi içeri-
sinde ne ifli var? Arabistan üniversitelerinin engin “bilimsel!” tecrübeleriyle fikir teatisinde mi bulunmaya gittiler acaba? Üstelik üniversitelerimiz ad›na oraya gitmek için kimden izin ald›lar? Daha önemlisi fiahin'in di¤er rektörlerden farkl› olarak Gül'ün yan›nda yer bulmas›n› sa¤layan özelli¤i nedir pek merak ettik? Muhammed fiahin'in söylediklerine göre Kral Saud Üniversitesi ile bir “iyi niyet anlaflmas›” imzalanm›fl. Anlaflman›n içeri¤i de iki ülke aras›nda karfl›l›kl› ö¤retim görevlisi ve ö¤renci de¤ifliminin yap›labilmesine
iliflkinmifl. (Arabistan ve Malezya gibi ülkelerin islam üniversiteleri ile Türkiye üniversiteleri aras›nda bu tür antlaflmalar için yasal engel oldu¤unu hat›rlatal›m) Orada olmad›¤›m›z için daha neyin “iyi
niyet” pazarl›klar›n› yapt›lar bilemiyoruz. Ama flunu biliyoruz ki e¤itim piyasas› her gün büyüyor ve Türkiye özellikle Fethullah Gülen eliyle Ortado¤u'dan Afrika'ya bakir bir piyasan›n içerisinde yer bulmak istiyor. Bu konudaki yasal engelleri de bu tür iyi niyet anlaflmalar›yla deliyorlar. Türkiye'de YÖK yönetmeli¤ine göre ö¤retim görevlileri iflten ç›kart›l›rken Arabistan üniversitelerinden hocalar getirilecek. Peki, “iyi niyet” anlaflmas› imzalanan Kral Saud Üniversitesi bilimle ne kadar iç içe? ‹TÜ rek-
törünün yapt›¤› anlaflma, Arabistan'dan getirilecek hocalar arac›l›¤›yla da gericili¤in üniversitelerimizde yayg›nlaflt›r›lmas› anlam›na geliyor. YÖK baflkan› Özcan da yerinde durmuyor. Göreve geldi¤i günden itibaren sürekli ABD'ye ziyarette bulunan Özcan, Malezya'y› da unutmuyor. Malezya ‹slam Üniversitesi'nde iki y›l ö¤retim üyeli¤i yapan Özcan bu üniversite ile yapt›¤› görüflmeler sonucu YÖK yönetmeli¤ini de¤ifltirdi.
Maliye Bakanl›¤›’n›n 11 Mart 2008 tarihli karar›yla kamuya ait yatakl› tedavi kurumlar›nda emekçilerin ücretsiz yemek hakk› ellerinden al›nd›. Uzun süredir bu uygulamaya karfl› Türkiye’nin dört bir yan›ndaki hastanelerde ücretsiz yemek hakk› için mücadele eden Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas› (SES) uygulamay› protesto için yemek boykotuna bafllad›. Bir y›l öncesine kadar çal›flma saatleri içinde yemeklerini paras›z yiyen sa¤l›k çal›flanlar› Maliye Bakanl›¤›’n›n ç›kartt›¤› bir genelge ile paral› yemek yemek zorunda b›rak›lm›flt›. Bunun üzerine Ankara, ‹zmir, ‹stanbul, Mersin ve Antalya’da uygulamay› protesto için boykotlar, eylemler ve imza kampanyalar› yap›ld›. Bu mücadeleler sonucunda Maliye Bakanl›¤›, Devlet Personel Baflkanl›¤›’na 9 fiubat günü bir yaz› ile yatakl› tedavi kurumlar›nda çal›flanlardan yemek ücreti al›nmamas› yönünde bir yasal de¤ifliklik yap›lmas›n› talep etti.
ÜN‹VERS‹TE
www.kolektifler.net
ciler n i i n e y n e t ’ K YÖ
Hyde Parklar ler Özel güvenlik
7
Eyvah yine özgürlük!
Özcan'›n incileri bitmiyor. Y›llard›r üniversiteler üzerinde bask› oluflturan YÖK'ün projesine göre "özgür alanlar" yarat›l›p, özel güvenlik say›s› artt›r›larak üniversiteler özgürlefltirilecekmifl. Özcan'a bir sözümüz var: Üniversitlerimiz AKP zihniyeti gitmeden özgürleflemez. Göreve geldi¤i ilk günlerde “üniversiteler paral› olmal›d›r” aç›klamas›n› yapan YÖK Baflkan› Özcan incilerini aç›klamaya devam ediyor. AKP eliyle YÖK Baflkanl›¤›na getirilen Yusuf Ziya’n›n en son aç›klamas› ‹ngiltere’deki Hyde Park örne¤ini göstererek “üniversitelerde özgür alanlar oluflturaca¤›z” demesi oldu. Yap›lan aç›klamaya göre, üniversitelerde Londra Hyde Park’takine benzer “özgür alan”lar yarat›lacak. ‹steyen herkes bu “özgür” alanlarda görüfllerini aç›klay›p konferans, panel vs. düzenleyebilecek. Tabi bu görüfllerin ifade edilebilmesi için “kanunlara gö-
‹flte AKP demokrasisi ‹TÜ'ye bu y›l atanan et AKP'li rektör Muhamm e P'y AK nü gü fiahin, aç›l›fl oku rak ola risi ste gö net min etet dav › la Tayyip Erdo¤an' eti. Aç›l›fl etkinli¤e üniversit pro i P’y AK en azk ›lm kat r lile lis po ci ren ö¤ testo eden 18 a zoruyla dövülerek gözalt›n al›nd›. Samsun 19 May›s Ünii versitesi’nin aç›l›fl›nda yen llah du Ab tör rek atanan Gül’ü davet etti. Gül’ü pro iün ci ren ö¤ testo eden 41 na versite içinde polis daya¤› d›. maruz kald› gözalt›na al›n Gazi Üniversitesi kantininde faflistler bir k›z ö¤ren etiyön e rsit ive ün ciyi dövdü de mi k›z ö¤renciyi kantin ›. lad suç bulunmakla ODTÜ’de üniversiteliler yabir J‹TEM üyesini suçüstü ini di¤ izle ini iler nd Ke . ad› kal flah er elil rsit fark eden ünive rek ede l tro kon ni li¤i s›n kim durumu anlad›lar. ‹TÜ ve Marmara’da efl fazamanl› olarak yaflanan r cile ren ö¤ da ›lar flist sald›r e rsit ive Ün ü. nd dö en md ölü yönetimleri sat›rlarla yarala ya¤ a cez re cile ren nan ö¤ d›rd›.
Haydi hay›rl›s› olsun!!!
re suç unsuru” içermemesi gerekiyor. Üniversitelerde “özgür alanlar” yarataca¤›z diyenlere flu soruyu sormak gerekiyor: Zaten üniversitenin bütününün özgür olmas› gerekmiyor mu? YÖK baflkan› Özcan’›n üniversitelerin belli yerlerinde ‘özgür alanlar’ yaratma aç›klamas›n›n tam tersine üniversitenin belli bir bölgesi de¤il her köflesi özgür olmal›d›r. Bugün üniversitelerimizin özgürleflmesi AKP flubesi gibi çal›flan YÖK’ün ve gittikçe üniversitelerimize sald›r›s›n› artt›ran AKP’nin üniversitelerimizden elini çekmesine ba¤l›d›r. Üniversitelerimiz AKP zihniyeti gitmeden özgürleflmez. Üniversitenin her köflesine polisi yerlefltiren, ö¤rencilerin afifl asmas›n› yasaklayan, üniversitelilere durmadan soruflturma açan ve cezalar veren bir zihniyet üniversitelerimizi özgürlefltir e b i lirmi? Üniversitelerde bunlar› yapanlar›n yarataca¤› özgürlük ise sahte bir özgürlük olur.
Her ö¤renciye bir güvenlik Özcan’›n üniversitelerimiz hakk›nda yapt›¤› bir di¤er aç›klamas› ise polis ve özel güvenlikler ile ilgiliydi. Yusuf Ziya’ya göre polis ve jandarma üniversitenin d›fl›na ç›kar›lacak, üniversitede yaflananlara özel olarak e¤itilmifl güvenlikler müdahale edecek. Bunu için kollar› s›vayan YÖK ilk ad›m› Ankara Üniversitesi’nde att›. Ankara Üniversitesi’nde özel güvenlik birimlerine üniversite ö¤retim üyeleri taraf›ndan iletiflim e¤itimi verilmeye baflland›. Geçti¤imiz ay bafl›nda yürürlü¤e giren bir yasaya göre de Emniyet Genel Müdürlü¤ü bünyesinde Özel güvenlik Daire baflkanl›¤› kuruldu. Bu yasayla özel güvenlik birimlerinin üniversitelerde kolluk kuvveti haline gelmesinde önemli bir ad›m at›l›yor. Polisin üniversite d›fl›na ç›kmas›yla üniversitelerimizin bask› ortam›ndan kurtulaca¤›, özgürleflece¤i büyük bir yaland›r. Çünkü bugün üniversitelerimizde özel güvenlikler s›kl›kla polisten daha sald›rgan bir tutum alabiliyor. Özel güvenlikler üniversiteliler üzerinde bask› kurup takip ediyor. Bunlar›n örneklerini yak›n zamanda üniversitelerimizde gördük. Geçti¤imiz y›l Ankara Üniversitesi’nde bir üniversiteli özel güvenlik taraf›ndan takip edilmifl ve silahla tehdit edilerek sald›-
‹Ü'de Söylet devri besmeleyle bafllad›!
‹stanbul Üniversitesi'nin rektörlük görevini besmele çekerek devralan AKP'li Söylet görevine h›zl› bafllad›. Fakültelere reklam panolar› yerlefltiren Söylet, piyasac› aç›klamalarda bulundu ‹stanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde AKP’nin aday› olarak bilinen Yunus Söylet, 19 Ocak’ta rektörlük koltu¤una oturdu. Geçti¤imiz yaz aylar›nda birçok üniversite rektörlü¤üne (41) AKP’ye yak›n olarak bilinen adaylar atanm›flt›. AKP, ‹.Ü’de “AKP’li olmaktan onur duyuyorum” aç›klamas›n› yapan aday› atayarak kendi üniversite projesinde önemli bir ad›m atm›fl oldu. AKP kendi üniversitesini yaratma
yolunda ad›mlar atarken bu duruma üniversiteliler d›fl›nda tepki gösteren olmad›. Ö¤renci Kolektifleri üniversitelerine sahip ç›karak birçok eylem gerçeklefltirdi. Parlak halefinin s›rt›n› s›vazlad›, Söylet göreve besmeleyle bafllad› Söylet’in göreve bafllad›¤› gün rektörlük binas›nda 1980’den sonra ilk defa devir teslim töreni yap›ld›. Söylet görevini besmele çekerek devrald›. Üniversitede besmelenin ne ifli var ya
Göreve gelmeden önce AKP’li oldu¤unu her f›rsatta dile getiren Söylet, koltu¤una oturdu¤u andan itibaren partisinin de gurur duyaca¤› icrattlar›na bafllad›: Besmele, reklam panolar› ve ÖGB sald›r›s›...
da besmele çekerek görevini teslim alan bir rektör, bilim insan› olur mu? Peki, böyle bir rektör üniversitede bilimi, özgürlü¤ü savunabilir mi? Eski rektör Mesut Parlak ise ‹.Ü’nün aç›l›fl töreninde Söylet’in rektör adayl›¤›na tepki göstermifl ve Söylet’i hedef alan aç›klamalarda bulunmufltu. Ancak Parlak, rektörlük koltu¤unu halefinin s›rt›n› s›vazlayarak b›rakt›. Devir teslim töreninde yaflananlar Parlak’›n AKP iktidar›n›n üniversite projesine asl›nda hiç muhalif olmad›¤›n› göstermifl oldu. Söylet göreve h›zl› bafllad› Yunus Söylet göreve geldi¤i ilk gün piyasac› ve bask›c› uygulamalar›n› bafllatt›. AKP’li rektörün yapt›¤› ilk ifl afifl asman›n yasak oldu¤u üniversitenin merkez kampusuna dev reklam panolar› yerlefltirmek oldu. Söylet’in bir di¤er uygulamas› da devir teslim töreni s›ras›nda yafland›. Söylet törende, demokrasiden üniversitenin özgürlü¤ünden bahsederken güvenlikler Hukuk Fakülte-
si’nde afiflleri y›rt›p ö¤rencilere sald›r›yordu. Bu yaflananlar Söylet’in piyasac››¤›n›, özgürlük anlay›fl›n› ve ‹Ü’de nas›l bir yol izleyece¤inin göstergesiydi. Yunus Söylet göreve geldikten sonra ‹stanbul Üniversitesi’ne dair rektör olmadan önceki aç›klamalar›na yenilerini ekleyerek devam etti. Söylet’in ilk aç›klamas› üniversitenin fakülte hastanelerini flirketlefltirme projesi oldu. Yapt›¤› di¤er aç›klama ise üniversitelerdeki türban serbestli¤i ile ilgili idi. Yunus Söylet’e göre türban üniversitelerde serbest olmal›. AKP’li rektör karfl›s›nda üniversitelileri bulacak Söylet’in görevinin ilk gününde yapt›¤› ve daha sonraki aç›klamalar› gösteriyor ki; Yunus Söylet ‹stanbul Üniversitesi’nde AKP için biçilmifl kaftan. Ancak Yunus Söylet hayata geçirdi¤i her piyasac›, gerici, faflist uygulama karfl›fl›nda bizleri bulacak. AKP’nin üniversitesini yaratmak için kollar›n› s›vayan Yunus Söylet’e üniversitemizi b›rakmayaca¤›z.
r›ya u¤ram›flt›. Daha bir kaç hafta önce ise ‹stanbul Üniversitesi Avc›lar Kampüsünde üniversiteliler fakültenin yemekhanesinde ‹srail’in Filistin’e sald›r›s› protesto eden bir konuflma yapt›klar› s›rada özel güvenliklerin sald›r›s›na u¤rayarak yerlerde sürüklendiler. Bu yaflananlar›n benzerleri birçok üniversitede oldu¤u için bu örnekleri ço¤altmak mümkün. Yusuf Ziya’n›n aç›klamas›na göre özel güvenlikler üniversite içersinde daha da yayg›nlaflacak. Projeyle güvenliklerin üniversitedeki meflrulu¤u artt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bugün üniversite fakültelerinde ö¤rencilerin kulüp odalar› olmazken, özel güvenliklerin özel odalar› var. Üniversite bütçesinde güvenliklere ayr›lan pay ise bir hayli fazla. Üniversitedeki bilimsel üretim için gerekli olan ihtiyaçlara bütçe ayr›lmazken özel güvenliklere yüksek miktarda bütçe ayr›l›yor. Özel güvenlikler üniversitelerde sadece ö¤renciler üzerinde bask› ve otorite kurmak amac›yla yoklar. Güvenliklerin üniversitelere yerlefltirilmesi neo-liberal toplum yaratman›n bir parças›. Üniversitedeki özel güvenliklerin kurdu¤u bask› ve otorite ile üniversiteliler daha sonraki yaflamlar›nda sürekli bask› ve otorite ortam›nda yaflamaya ve güvenliklerin varl›¤›na al›flt›r›lmaya çal›fl›l›yor.
Özgürlü¤ü YÖK de¤il üniversiteliler getirecek. Üniversitelerimize dair yap›lan bu aç›klamalar AKP’li Özcan’›n ikiyüzlülü¤ünü gözler önüne seriyor. Özcan üniversitelerde türban serbestli¤ini isteyerek sözde “özgürlük” savunucusu kesiliyor. Ancak bir yandan da üniversitelerde her türlü özgür-
Ö¤renciler Söylet’in peflinde ‹stanbul Üniversitesi'nin rektörlük koltu¤una oturduktan sonra fakülteleri gezen AKP'li Yunus Söylet, Ö¤renci Kolektifi taraf›ndan protesto edildi. Fen-Edebiyat Fakültesi’ne gelen Söylet "AKP'li Yunus Söylet ‹.Ü.'den defol" "‹.Ü. Söylet'e 's›cak yuva' olmayacak" dövizleriyle karfl›land›. Sivil polis ve özel güvenlik ordusuyla Fen Fakültesi'nin bahçesinden geçen Yunus Söylet'e "üniversite hastanelerinin flirketlefltirilmesi, üniversite
bünyesinde tekno-park yap›lmas› ve türban›n üniversitede serbest olmas›" gibi bas›na yapt›¤› aç›klamalar› soruldu. Ö¤rencilerin sorduklar› sorulara hiçbir flekilde cevap vermeyen AKP'li Söylet arabas›na binerek h›zla fakülteden uzaklaflt›. ‹stanbul Üniversitesi’ndeki Rektörlük görevine besmele çekerek bafllayan, üniversitenin piyasaya aç›lmas›n› savunan AKP'li Yunus Söylet'in peflini b›rakmayaca¤›z.
Rektöre tabutlu karfl›lama ‹stanbul Üniversite`sinin yeni rektörü AKP`li Yunus Söylet`in göreve geldigi ilk gün Ö¤renci Kolektifleri sessiz kalmad›. Rektörlük b›nas›nda devir teslim töreni yap›l›rken Kolektifçi ö¤renciler de üzerinde “Hamdolsun bilimi de gömüyoruz. Mesut Parlak-Yunus Söylet“ yazan temsili siyah bir tabutla küçük bir tiyatro oyunu oynad›lar. Oyunda bilimi gömmek için anlaflan Parlak ve Söylet'in elindeki tabut parçalanarak bilim ellerinden al›nd›. Kara tabutu rektörlü¤ün kap›s›na b›rakmak isteyen ö¤rencilere ise güvenlikler engel oldu. “Üniversiteni AKP’ye b›rakma” "‹.Ü. Söylet'e 's›cak yuva' olmayacak"
yaz›l› dövizlerin tafl›nd›¤› eylemde bir de bas›n aç›klamas› okundu. Bas›n aç›klamas›nda ‹.Ü.'nün AKP'ye b›rak›lmayaca¤› ve Ö¤renci Kolektifleri'nin Söylet'in peflinde olaca¤› vurguland›.
lü¤ün önüne set koyuyor, üniversitelilere soruflturmalar aç›p, cezalar veriyor. Bugün üniversitelere özgürlü¤ü YÖK de¤il ancak üniversiteliler YÖK’e karfl› mücadele ederek getirebilir. Üniversitelerimizde gerçek özgürlü¤ü elde etmenin yolu AKP’nin YÖK’ünü da¤›tmaktan geçiyor.
Asistanlar eylemde!
YÖK Yürütme Kurulu, geçti¤imiz günlerde 50/d kapsam›nda sözleflmeli çal›flan ve lisansüstü e¤itimlerini bitiren asistanlar›n ifllerine son verme karar› ald›. Karardan önce lisansüstü ö¤renimini tamamlayan araflt›rma görevlilerinin 33/a kapsam›na al›narak kadrolu çal›flmas› sa¤lan›yordu. Asistan ve araflt›rma görevlileri ise bu durumu protesto eden birçok eylem yapt›. ‹lk eylemlerler ‹.Ü ve ‹TÜ'den ilk asistan eylemi ‹.Ü. Rektörlük seçimlerinin oldu¤u gün ‹stanbul Üniversitesi asistanlar› yapt›. Eyleme 300 asistan kat›ld›. 13 fiubat'ta ise ‹TÜ'lü asistanlar, ‹Ü'den ve Marmara Üniversitesi'nden gelen araflt›rma görevlileriyle birlikte Maslak Yerleflkesinde bir eylem ile 50/d uygulamas›n› protesto etti. Son eylem Beyaz›t’tan 5 Mart‘ta ‹.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde buluflan yaklafl›k 500 araflt›rma görevlisi “Biz Kal›yoruz, YÖK Gitsin” pankart› arkas›nda yürüdüler. Akademisyenlerin ifl güvencesinin zorunlulu¤una ve bu haklar›n› engellemelerine sebep olacak karar›n YÖK’ten geçmesine karfl› gece de üniversitelerini terk etmediler. Türkü, marfl ve sloganlarla eylemlerini noktalad›lar.
Sa¤l›k emekçisi kazand›!
Üniversiteye Arabistan’dan gericilik takviyesi ‹TÜ Rektörü Muhammet fiahin, Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, TÜB‹TAK Baflkan› Nükhet Yetifl burdan kalk›p Arabistan’a “iyi niyet anlaflmas›” imzalamaya gitti. Anlaflma, iki ülke aras›nda karfl›l›kl› ö¤retim görevlisi ve ö¤renci de¤iflimi yap›labilmesine iliflkin Geçti¤imiz günlerde Cumhurbaflkan› Abdullah Gül yan›nda sermaye temsilcileri ile birlikte Arabistan'a gitmiflti. Söylendi¤ine göre Gül ve yan›ndaki sermaye temsilcileri ticari iliflkilerde bulundular. AKP'lilerin bu iliflkilerine al›flt›k ama burada daha ilginç bir durum var. O da Gül'ün yan›nda TÜB‹TAK baflkan› Nükhet Yetifl ve ‹TÜ rektörü Muhammed fiahin'in de olmas›. Arabistan diyince akla gelen ilk fley fleriatla yönetiliyor olmas›. Bilimin, akl›n ve elefltirel düflüncenin Arabistan yar›madas›ndan kap› d›flar› edilmifl oldu¤u herkesin bildi¤i bir gerçek. Peki ‹TÜ rektörünün ve TÜB‹TAK baflkan›n›n böylesi bir ülkede, üstelik bir siyasetçi ve tüccar kafilesi içeri-
sinde ne ifli var? Arabistan üniversitelerinin engin “bilimsel!” tecrübeleriyle fikir teatisinde mi bulunmaya gittiler acaba? Üstelik üniversitelerimiz ad›na oraya gitmek için kimden izin ald›lar? Daha önemlisi fiahin'in di¤er rektörlerden farkl› olarak Gül'ün yan›nda yer bulmas›n› sa¤layan özelli¤i nedir pek merak ettik? Muhammed fiahin'in söylediklerine göre Kral Saud Üniversitesi ile bir “iyi niyet anlaflmas›” imzalanm›fl. Anlaflman›n içeri¤i de iki ülke aras›nda karfl›l›kl› ö¤retim görevlisi ve ö¤renci de¤ifliminin yap›labilmesine
iliflkinmifl. (Arabistan ve Malezya gibi ülkelerin islam üniversiteleri ile Türkiye üniversiteleri aras›nda bu tür antlaflmalar için yasal engel oldu¤unu hat›rlatal›m) Orada olmad›¤›m›z için daha neyin “iyi
niyet” pazarl›klar›n› yapt›lar bilemiyoruz. Ama flunu biliyoruz ki e¤itim piyasas› her gün büyüyor ve Türkiye özellikle Fethullah Gülen eliyle Ortado¤u'dan Afrika'ya bakir bir piyasan›n içerisinde yer bulmak istiyor. Bu konudaki yasal engelleri de bu tür iyi niyet anlaflmalar›yla deliyorlar. Türkiye'de YÖK yönetmeli¤ine göre ö¤retim görevlileri iflten ç›kart›l›rken Arabistan üniversitelerinden hocalar getirilecek. Peki, “iyi niyet” anlaflmas› imzalanan Kral Saud Üniversitesi bilimle ne kadar iç içe? ‹TÜ rek-
törünün yapt›¤› anlaflma, Arabistan'dan getirilecek hocalar arac›l›¤›yla da gericili¤in üniversitelerimizde yayg›nlaflt›r›lmas› anlam›na geliyor. YÖK baflkan› Özcan da yerinde durmuyor. Göreve geldi¤i günden itibaren sürekli ABD'ye ziyarette bulunan Özcan, Malezya'y› da unutmuyor. Malezya ‹slam Üniversitesi'nde iki y›l ö¤retim üyeli¤i yapan Özcan bu üniversite ile yapt›¤› görüflmeler sonucu YÖK yönetmeli¤ini de¤ifltirdi.
Maliye Bakanl›¤›’n›n 11 Mart 2008 tarihli karar›yla kamuya ait yatakl› tedavi kurumlar›nda emekçilerin ücretsiz yemek hakk› ellerinden al›nd›. Uzun süredir bu uygulamaya karfl› Türkiye’nin dört bir yan›ndaki hastanelerde ücretsiz yemek hakk› için mücadele eden Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas› (SES) uygulamay› protesto için yemek boykotuna bafllad›. Bir y›l öncesine kadar çal›flma saatleri içinde yemeklerini paras›z yiyen sa¤l›k çal›flanlar› Maliye Bakanl›¤›’n›n ç›kartt›¤› bir genelge ile paral› yemek yemek zorunda b›rak›lm›flt›. Bunun üzerine Ankara, ‹zmir, ‹stanbul, Mersin ve Antalya’da uygulamay› protesto için boykotlar, eylemler ve imza kampanyalar› yap›ld›. Bu mücadeleler sonucunda Maliye Bakanl›¤›, Devlet Personel Baflkanl›¤›’na 9 fiubat günü bir yaz› ile yatakl› tedavi kurumlar›nda çal›flanlardan yemek ücreti al›nmamas› yönünde bir yasal de¤ifliklik yap›lmas›n› talep etti.
B‹L‹M 9
www.kolektifler.net
Halka tasarruf sermayeye peflkefl
Susatacaklar!
Dünya Su Forumu’nun beflincisi ‹stanbul’da yap›lacak. Bu durum bir rastlant› de¤il. Türkiye’nin Ortado¤u pazar›ndaki konumu ve sahip oldu¤u nehirler, dereler, barajlar bu karar›n al›nmas›nda önemli rol oynuyor 1430 m3 su ile san›ld›¤›n›n aksine su zengini bir ülke de¤ildir. Kentsel su kullan›m›nda altyap› yetersizli¤inden kaynaklanan kay›p ve kaçak oran›n çoklu¤u, endüstrideki ar›t›lmayan at›k suyun tatl› suyu h›zla kirletmesi de kifli bafl›na düflen kullan›labilir su miktar›n› azaltmaktad›r. Tüm bunlara küresel ›s›nman›n etkisiyle azalan ya¤›fllar› da eklersek kuruyan su kaynaklar› ve tükenen yer alt› sular›m›z karfl› karfl›ya 1994 y›l›nda Uluslar Aras› Su kald›¤›m›z su sorunu Kaynaklar› Kurumu’nun (IWRA ) aç›kça gözler önüne Kahire’de düzenledi¤i 8.Dünya Su sermektedir. TürkiKongresinde küresel ölçekteki su yöne ye’de özellikle son timi çal›flmalar›n ortak bir çat› alt›n da y›llarda görünen tablotoplamak için Dünya Su Konseyi kuru lmas› fikri ortaya ç›km›flt›r.1997 y›l›n da, neredeyse tüm a gelindi¤inde Dünya Su Konseyi kentlerde musluktan ile beraber Dünya Su Forumu kon akan sular içilemesey taraf›ndan kurulmufltur. Üç y›lda mekte, suyun ticarileflbir toplanan foruma enerji, inflaat, finan s, mifl hali olan damacasu, tohum tekellerinden oluflan su na ile su tüketimi h›zsanayisinin tüm bileflenleri, hüküme tler la artmaktad›r. Her y›l ve yerel yönetim temsilcileri kat›lmak yer alt› su seviyemiz tad›r. Forumun dikkat çeken taraf› ise yap›ld›¤› ülkelerde su ticarilefltirilm azalmakta, sulak alanesi sürecinin h›zlanmas›d›r. Daha önc lar›m›z› kaybetmektee s›ras›yla Marakefl ( 1997) ,Hag yiz. En önemli sorun ue (2000), Kyoto (2003) ,Meksika (200 6) ise, Türkiye’nin topluyap›lan forum 16- 22 Mart 2009 tarih mu düflünen bir su polerinde Su için Farkl›l›klar›n Birlefltirilmes i litikas›n›n olmamas›d›r. temas›yla ‹stanbul’da yap›lacak. Sermaye, su kaynaklar›
Dünya üzerinde suyun ticarilefltirmesinin yürütücülü¤ünü üstlenen Dünya Su Forumu 16-22 Mart 2009 tarihleri aras›nda ‹stanbul’da toplan›yor. Dünyada su zenginli¤i, kifli bafl›na düflen y›ll›k 8000-10000 m3 su ile ölçülüyor. Türkiye ise kifli bafl›na düflen y›ll›k
?
Dünya Su Forumu nedir
ve su da¤›t›m flebekelerine kamunun yat›r›m yapamad›¤›n› söyleyerek yaflamsal önemi olan bu kamusal hizmetin özellefltirilmesini istiyor. Temiz suyun ço¤unu sanayide kullanan ve ar›tmadan d›flar› ak›tan halk›n sa¤l›¤›n› ve ekosistemi hiç düflünmeyenlere karfl› sözü olmayanlar, temiz su sorununa çözüm olarak suyun fiyat›n› art›r›p, halk›n kullan›m›n› azaltarak (tasarruf ederek!) çözmeye çal›flacak. Emperyalist su planlar› için kamuoyu oluflturmak ve süreci planlay›p uygulamaya koymak için 3 y›lda bir Dünya Su Forumu’nda toplan›yorlar. Dünya Su Forumu’nun beflincisi ‹stanbul' da ya-
p›lacak. 5. Dünya Su Forumunu Türkiye’de olmas› da rastlant› olamaz. Türkiye’nin Ortado¤u pazar›ndaki konumu ve sahip oldu¤u nehirler, dereler, barajlar bu karar›n al›nmas›nda önemli rol oynam›flt›r. Bunlara ek olarak AKP hükümetinin neoliberal politikalar do¤rultusunda özellefltirmeleri baflar›yla uygulamas› Türkiye’nin seçilmesine katk› sa¤lam›flt›r. Ülkemizde yap›lacak su forumun aktörleri ise al›nacak kararlar› uygulayacak AKP hükümeti ve 5. Dünya Su Forumu onursal baflkan› ‹.B.B Baflkan› Kadir Topbafl olacak. Sat›lan dereler ve nehirler üzerine kurulacak baraj ve HES ihalelerine göz diken birçok inflaat ve mühendislik alan›nda faaliyet gösteren flirket forum sürecinde aktif olarak yer almaktad›r. Özellefltirmenin ard›ndan belediyelerin su hizmetlerinde çal›flan birçok iflçi, tüm özellefltirme örneklerinde oldu¤u gibi iflten ç›kart›lacak. Tek hedefi kar olan tekeller su fiyatlar›n› yükseltip, yat›r›mlardan kaç›narak maliyet azaltma yoluna gidecekler. Küçük çiftçiler artan maliyetler yüzünden tar›m yapamayacak, tar›m da flirketlere kalacakt›r. Tar›m›n yap›lamamas› artan maliyet g›da fiyatlar›n› da etkileyecektir.
O bir su tüccar›
O eski DS‹ baflkan›, o ‹ÇTAfi A.fi. yönetim kurulu baflkan›, o Dünya Su Forumu’nda aktör, o ODTÜ’de ö¤retim görevlisi, o bir su tüccar›... 5. Dünya Su Forumu, suyu ticari bir meta haline getirerek halk›n su hakk›n› elinden almay› hedefliyor. Forum emperyalist planlar›n›, su yönetimi, su krizi, temiz su için yat›r›m gibi masum gözüken bafll›klarla insanl›¤›n yarar›na oldu¤una inand›rmaya çal›fl›yor. Bunu yaparken de üniversite-sermaye-toplum üçgeninde kendini sermaye ile ç›kar ortakl›¤›nda görenleri kullan›yor. Üniversitelerin toplumun bilim ve teknoloji alan›nda ilerlemesinde rol üstlenmesi ve halk›n yaflam›n› kolaylaflt›rmas› gerekir. Ancak ekonomik süreçleri etkileyebildi¤i gibi süreçten etkilenen üniversiteler günümüzde de neoliberal politikalarla bütünüyle piyasaya aç›lm›fl ve sermaye için bilim üretme rolüne soyunmufltur. Bu da halk›n kaynaklar›yla e¤itim veren üniversitelerin, halka maddi ve sosyal sermaye üretmeleri gerekirken küresel ve ulusal flirketlerin sermaye birikimine çal›flmaya bafllamas›na neden olmufltur. Bunun bir örne¤i de Dünya Su Forumu’nda ise Orta Do¤u Teknik Üniversitesi ‹nflaat Mühendisli¤i Fakültesi’nden Dr. Do¤an Alt›nbilek’te görülmektedir. Dünya Su Konseyi’nin kurulmas›nda görev alan kurumlardan biri olan Uluslararas› Su Kaynaklar› Kurumu’nun (IWRA) baflkan vekil-
Yaflad›¤›m›z mekan›n neoliberalleflmesi Belediye hizmetlerinin ticarilefltirilmesiyle beraber belediyeler anonim flirketler haline, belediye baflkanlar› da CEO haline dönüflmüfltür. Bu gerçeklikle girdi¤imiz Mart 2009 yerel seçimlerinde ne kadar belediyeye ait flirket ve bütçe varsa, orada düzen partileri aras›ndaki yar›fl o derece k›z›flmaktad›r. Neoliberal hükümetlerin ulafl›m,bar›nma,sa¤l›k gibi birçok temel hak üzerindeki dönüflümlerinin halk üzerinde uygulay›c›s› pozisyonundaki belediyecilik anlay›fl› hayat› özellikle yoksullar için yaflanmaz hale getiriyor. Hayat›m›z› sürdürdü¤ümüz mekanlar›n neoliberal politikalarla iliflkisini daha da iyi anlamak için Metis Yay›nlar›ndan ç›kan Gecekondu Gezegeni ve Sosyal Adalet ve fiehir kitaplar›n› öneriyoruz. Gecekondu Gezegeni / Mike Davis Kitap, dünya üzerinde bir milyardan fazla insan›n yaflad›¤› gecekondu mahallelerini masa-
Örnek al›nas› bilim insanlar› Fikir ve eylemlerini eme¤in ve insanl›¤›n hizmetine sundular. Emperyalist savafllara karfl› ç›kt›lar, ezilenin yan›nda oldular. Egemenlerin türlü bask›lar›na karfl› “Ben sadece bir bilim insan›y›m ne yapabilirim ki?” acizli¤ine düflmediler. Düzen ideolojilerine karfl› evrensel do¤rular›n savunucusu oldular. Bilim her türlü sömürüye, otoriteye ve yasa¤a isyan›n ta kendisidir dediler!
Charles Darwin’in ‘Türlerin Kökeni’ isimli eseri yay›nland›ktan 150 y›l sonra da bir inanç sorunu olan yarat›l›fl düflüncesini yalanlayan kan›tlar bulmaya devam ediyor 2009 y›l›, evrim teorisini ilk olarak ortaya atan Charles Darwin’in 200. do¤um y›l› ve ‘Türlerin Kökeni’nin yay›nlan›fl›n›n 150. y›ldönümü olmas› ne-
deniyle UNESCO taraf›ndan ‘Darwin Y›l›’ ilan edildi. Darwin bilim ve düflünce tarihinde insanl›¤›n yaflam› anlamas›nda büyük bir miras b›rakm›fl-
t›r. Binlerce y›ll›k dogmatik bilgileri alt üst eden Darwin’in evrim kuram› yay›nland›ktan 150 y›l sonra da bir inanç sorunu olan yarat›l›fl düflüncesini yalanlayan kan›tlar bulmaya devam ediyor. Evrim teorisinin günümüzde de tart›flma konusu olmas› ve önünü açt›¤› yeniliklerden ötürü, bilimi tabulara karfl› savunan insanlar› bir araya getirdi. Darwin y›l› çerçevesinde, evrim kuram›na karfl› çabalara yine Darwin’le cevap vermek için tüm dünyada oldu¤u gibi Türkiye’de de ayd›nlanma ve bilimsel düflünceden yana birçok bilim adam›, E¤itim-Sen, Türk Tabibler Birli¤i, Türkiye Yazarlar Sendikas›, Uluslar Aras› Yazarlar Birli¤i Türkiye Merkezi (Pen) bir araya geldi. Darwin2009 ad›n› alan oluflum ülkemizin pek çok yerinde bütün bir y›l etkinlikler düzenleyecek, düzenlenmekte olanlara da yard›m edecek.
Ö¤rencilerden iktisat kongresi
ya yat›rm›flt›r. Yazar›n yeryüzünde var olan hiçlik olarak adland›rd›¤›, gecekondu mahallelerinin neoliberalizmin yoksulluk politikalar›ndan ne kadar etkilendi¤ini gözler önüne seriliyor. Ülkemizde yerel yönetim seçimleri öncesinde çamur siyaset yapmakla yetinilen yerleri ve 3. Dünya’n›n kent yoksullar›n› anlamak için okunmas› gereken bir kitap. Sosyal Adalet ve fiehir / David Harvey David Harvey’in bu kitab›, Tarihsel maddecilik ve yaflam alanlar› çal›flmalar›n›n bir araya geldi¤i ilk örneklerdendir. Yaflan›lan co¤rafyan›n kapitalist toplumdaki gelirlerin da¤›l›mdaki rolü anlat›l›yor. Sosyal adaletsizli¤in mekân üzerindeki bölünme ve farkl›laflmalarla nas›l örtüfltü¤ünü gösteriyor. Döneminin bak›fl aç›lar›n› derinden etkileyen Sosyal Adalet ve fiehir kapitalizmin geliflimine yaflam alanlar›nda da bak›lmas› gerekti¤ini gösteriyor.
Darwin 200 yafl›nda tezleri hala ayakta
Frantz Fanon (1925-1961) Psikiyatrist olan Fanon çal›flmalar›yla sömürgecilik karfl›t› hareketlerin ve özgürlük hareketlerinin esin kayna¤› olmufltur. Kendisi de Cezayir'in sömürgelikten kurtulma mücadelesinin içerisinde yer alm›flt›r. Sömürgecilik politikalar›n›n halklar üzerindeki etkilerine “sömürge travmatizmi” ad›n› vermifltir. 1951 y›l›nda yay›nlanan ‘Yeryüzünün Lanetlileri’ isimli kitab›, sömürgecilik ça¤›n›n bitti¤inin ilan edildi¤i bir dönemde, sömürgecili¤in yeni biçimler alt›nda devam etti¤ini ortaya koymufl ve sömürgelerdeki yabanc›laflma gibi somut, gerekse fliddetin kurtar›c› karakteri ve devrimci Üçüncü Dünya için
li¤ini yapan Alt›nbilek, bunun yan›nda Uluslararas› Hidroelektrik Santraller Birli¤i’nin de (IHA) baflkanl›¤›n› yürütmektedir. Bütün bu kurumlardaki görevlerini kolayca aç›klayan nedenlerden biri Alt›nbilek’in enerji ve inflaat alan›nda faaliyet gösteren ‹ÇTAfi Enerji Üretim ve Ticaret A.fi’de yönetim kurulu baflkanl›¤› yapmas›d›r. Birçok HES projesini yapan ‹ÇTAfi A.fi “dereleri, gölleri, bütün su kaynaklar›n› sataca¤›m” diyen AKP iktidar› ve bu süreci h›zland›racak 5.Dünya Su Forumu’nun sayesinde yap›lacak daha nice HES ve baraj yap›laca¤›n› iyi bilmektedir.
yeni bir insan yaratman›n perspektifi gibi mitsel temalarla döneminde genifl gençlik kesimlerinin hayranl›¤›n› kazanm›flt›r. Albert Einstein (18791955) Ad›n› bilmeyen yok ama fikirlerini bilmeyen çok! Einstein, Genel Görelilik Kuram›’yla Newton’dan beri var olan dünya kavray›fl›n› yerle bir eden, uygarl›¤› de¤ifltiren birçok ilerlemenin kökeninde imzas› olan bir bilim insan›. Giyimine kuflam›na, saç›na bafl›na hiç dikkat etmeyen, formüllerinin ve hayal dünyas›n›n içine gömülmüfl bir araflt›rmac›. Bar›fl savunucusu, dünya vatandafl›, keman›yla huzur bulan müziksever bir insan.
Nazilerin yükselifline, “özgürlükler ülkesi” olarak görülen Amerika’n›n militaristleflmesine, atom bombas›n›n yap›l›fl›na karfl› ç›kan bir bilim insan›. “Sosyalizm neden gerekli” isimli k›sa makalesine internetten ulafl›labilir.
Bu y›l yedincisi düzenlenecek olan ” Türkiye Üniversite Ö¤rencileri Ba¤›ms›z ‹ktisat Kongresi” 5-6-7 Mart tarihleri aras›nda Dokuz Eylül Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi'nde yap›lacak. “Varsayal›m ki ö¤renciler bir iktisat kongresi düzenliyor” diyerek çal›flmalar›n› sürdüren ö¤renciler, kongrenin iktisat e¤itimine, güncel sorunlara ve sosyal bilimlere dair fikirlerini sunabilecekleri bir tart›flma platformu olma özelli¤i tafl›d›¤›n› ve daha çok ö¤renciye ulaflmay› hedeflediklerini söylüyorlar. Bu y›l da ülke ve dünya meselelerinin bafl›nda gelen sorunlar için tart›flma alan› açmak isteyen Üniversite Ö¤rencileri Ba¤›ms›z ‹ktisat Kongresi, “Çevre” konusunu ana gündem konusu olarak seçtiler. Oturumlarda dünya çap›ndaki finansal kriz ile ilgili tart›flmalara da yer verilecek.
Karaburun’da bilim kongresi
Üst bafll›¤› “80'den sonra” olarak belirlenen Karaburun Bilim Kongresi bu y›l 3-6 Eylül'de Karaburun ve Mordo¤an'da gerçekleflecek. Geçen y›l kapitalizmin 1970'lerde bafllayan son ve uzun yap›sal krizini takiben beliren de¤iflim- dönüflüm süreçlerini ele alan kongrede bu y›l, ”80'den sonra Türkiye kapitalizmi” ifllenecek. Bu amaçla bu y›l düzenlenen Karaburun Bilim Kongresi'nde, 1980 ile birlikte Türkiye'de yaflanan toplumsal dönüflüm süreçlerinin tart›fl›lmas› hedefleniyor. Bu y›l dördüncüsü gerçekleflecek kongrede kolektif, kamusal, elefltirel bilgiye, akademi içinde ve d›fl›nda etraf›m›z› çeviren tel örgüleri aralay›p gerçe¤i ortaya ç›karma çabas›n› birlikte gerçeklefltirmenin gere¤ine vurgu yap›lmak isteniyor. Ça¤r› yaln›zca akademik alanda çal›flmalar yapan bilimcilere de¤il, gerçe¤i anlamak, aç›klamak, de¤ifltirmek isteyen herkese yap›l›yor.
10 RÖPORTAJ
www.kolektifler.net
Bu kutudan hayat ç›kar Yeflim Ustao¤lu Pandora’n›n Kutusu’nda bize bir anahtar veriyor. Anahtar› kullanmak bize kalm›fl. Ya elimizdekilerle devam ederiz ya da asl›nda umudun as›l kayna¤› olan hayat›m›z›n kilidini açar›z... Biz de Pandora’n›n Kutusu’nun yönetmeni Yeflim Ustao¤lu’yla keyifli bir sohbet gerçeklefltirdik... Kendinizi filmde bir yere koyabiliyor musunuz? Koyuyorum. Sonuçta yapt›¤›m›z her fley çok kiflisel. Yapt›¤›m bütün filmler benim kiflisel bak›fl aç›m›, duygumu, düflüncemi, dünyayla olan iliflkimi bir flekilde seyirci ile buluflturur. Beslendi¤im, yaratt›¤›m yer buras›d›r. Benim bak›fl›md›r o. Kendi elefltirdi¤im, kurdu¤um hayat› anlatt›m. Filmde iki ana karakter var; anneanne ve torun. Bunlar› “ geçmifl ve gelecek” diye nitelendirelim. ‹kisi de sistemi reddediyor. Anneannenin yafl›, hastal›¤› gibi nedenlerden dolay› yapabilece¤i pek bir fley yok. Belki de yapabilece¤i tek fley çocuklar›n› yan›na, flehre geldi¤inde o “çok k›ymetli” hal›ya iflemek. Ama torun köye gidip baflka türlü bir hayat olabilece¤ini görüyor. E¤er bundan sonra bireysel bir kurtulufl olarak orada kalmay›, o feodal yap›y› tercih ederse bu bir ümitsizliktir. Ya da kendi hayat›na dönerek oray› dönüfltürebilir. ‹flte bunda ümidi görüyoruz. Peki, sizce ümit var m›? Pandora’›n kutusundan umut ç›-
kacak m› orada m› kalacak? Bence ç›k›yor çünkü fley diye düflünmeyin; çocuk o kuflat›lm›fll›¤›n içinde ne yapaca¤›n› bilmez bir haldeyken anneannesi ile gitti¤inde orda ilelebet kalacak, yaflayacak gibi bir bilgi vermiyoruz, böyle bir finalle de bitirmiyoruz. Biraz seyirciye b›rakt›¤›m bir final bu. Ucu aç›k. Ama çocu¤un geriye dönece¤ini düflünürsek (ki ben öyle düflünürüm) daha farkl› bir hayat bilgisi olan bir çocuk oldu¤unu düflünürsek bir umut ç›kar oradan. Geri dönüp kendi hayat›na daha farkl› sahip ç›kacakt›r. Çocu¤un hayat›na bakal›m biraz da. Çok iyi maddi olanaklara sahip, özel üniversitede okuyan, ortalaman›n üstünde gelire sahip bir ailenin çocu¤u. Ama mutsuz. Bir gün bo¤az›na b›çak dayand›¤›, ölümün efli¤ine geldi¤i anda hissediyor yaflad›¤›n›.”Damarlar›ma, kan›m›n ak›fl›na kadar o an hissediyorum” diyor. Bu tam bir ümitsizlik hali. Gençlik sizce neden bu kadar umutsuz ve geleceksiz? Film çocu¤un çemberi delebilme hikâyesini anlat›yor, öyle bir süreçten geçiyor. Bu kadar kuflat›lm›fll›k içinde yaflayan bir gencin elinden kendi kimli¤ini, kiflili¤ini oluflturabilme yetisini alm›fl olursunuz. Kendisi gibi olabilmeyi, ayaklar›n›n üzerinde durabilmeyi, kendi kararlar›n› verebilme, i¤difl olmufl bir insan onuru… Onun da en büyük s›k›nt›s› bu. Hazza dair, insano¤luna dair, meraka dair, korkuya dair insan›n bir fley üretmesine dair hemen her fleyden biraz alm›fl olursunuz. O yüzden önemli o anda yaflad›¤›n› hissetmesi. Daha korkuyu bile hissetmemifl hayat›nda hiç. Korkunun anlam›n› bile hiç duymam›fl her fley o kadar çok veril-
mifl ki. O anda korkuyu tan›yor, bir duyguyu tan›yor. ‹nsan oldu¤una dair, yaflad›¤›n› hissediyor. Baflka insanlar› anl›yor o anda. Sokakta yafl›yor, bunu kendi çabas›yla anlamak için zaten. Baflka insanlar›n kaybedecek bir fleyleri olmad›¤›n›, kaybedecek bir fleyin olmamas›n› ne demek oldu¤unu anl›yor. O gün, o andan çok ciddi dersler ç›kar›yor asl›nda. Annesinin ona her fleyi alt›n bir kab›n içinde sunarken, ö¤rendi¤inden çok daha fazla fley ö¤reniyor. O yüzden day›s›na “Yaflad›¤›m› hissettim” diyor. Filmde en çok ifllenen konulardan birisi de sevgisizlik, yabanc›laflma. Anne-çocuk iliflkisi, kardefller aras›ndaki asl›nda anne gelene kadar pek de fark edilmeyen sorunlu iliflki. Sahnelerden birinde anne, efli ile yaflad›¤› sorunlar› kardefline anlat›rken, “ben dokunmay› bilmiyormuflum.” diyor. Bu bizlerin de yaflad›¤› çok ciddi bir sorun. Bunu aflmak bir fleyleri de¤ifltirmek için ne yapmal›y›z sizce? Film bunu sordurmay› deniyor. Durup durup kendimize bakt›rmay› amaçl›yor. En az›ndan çözüm olmasa bile dokunmay› ö¤reniyorsun. Dokunmay›, birbirimize hakiki temas› yani, ö¤renece¤iz. Film gerçekten bunu tart›flt›rmak istiyor. Herkesin kendisine bir ayna tutup flöyle bir kendisine bakmas›n› istiyor. Ama bir önermede insanlara sevmeyi de ö¤retemeyiz. Ö¤renmeyi becermemiz laz›m. Ailesi asl›nda hayatlar›nda bir sorunun oldu¤unun fark›nda bile de¤il. Çocuklar›na maddi her fleyi veriyorlar. Ama sevgi sat›n al›namaz bir fley. Pandora’n›n mitolojisine bakt›¤›m›z zaman kad›n›n merak›ndan dolay› aç›lan kutudan kötülü¤ün ç›kt›¤›n› görüyoruz. Bizim toplumda da kad›n hep toparlayan, sistemin bozulmas›ndan korkan, çemberi daha da sa¤lamlaflt›ran bir rol oynar. O kad›n› filmde de çocu¤un annesi mi temsil ediyor? Hay›r ben hiç öyle düflünmedim. Oturup mitolojik anlam›na bak›p kad›n açm›flt›r kutuyu diye de¤erlendirmedim. Kutunun varl›¤›n› bir düfltü¤ü durum olmaktan, bir fleyin içine s›k›flm›fl kalm›fl olmaktan, oradan ç›kamamak hareket edememekten... O araban›n içinde de (hatta yolculuk s›ras›nda bir araban›n içine s›k›fl›p kal›yorlar annelerine gitmek için) oran›n içine hapsolmaktan kaynakl› birbirlerine tahammül edemeyen üç insan patl›yorlar zaten. Birbirleriyle didiflerek, itiflerek gidiyorlar. Tam bir kardefl olma halini görüyoruz bazen, konufluyorlar, gülüflüyorlar. O dürtüleri bazen kavga ettiriyor, bazen kardefl olduklar›n› hissediyorlar. O anda saptad›klar› esas duygular›, düflünceleri birbirlerine karfl› ortaya ç›k›yor. Benim kutum, Pandoran›n kutusu dedi¤im, böyle bir kutu. Bizim toplumumuzda dedi¤iniz gibi kad›n aileyi tutand›r. Toplumda genel olarak kabul edilen bir düflünce vard›r; evin içinde olan bir s›k›nt› d›flar›yla
paylafl›lmaz. Kol k›r›l›r yen içinde kal›r. O sorunu çözmez ama hep sorunun üstünü örter. Kafan kuma gömülü gibi bir tav›rd›r bu asl›nda. Sorunu çözücü bir tav›r de¤ildir. Bizde genel olarak, toplumun yap›s›nda bu vard›r. Bu önce bizim, ailenin içindeki sorunlar› çözemiyor, toplumun bütün bünyesine sinmifl olan di¤er sorunlar› da çözemiyor. Kollar›m›z› k›r›p k›r›p yen içinde b›rakmamal›y›z. O kolun düflmesi, tamir olmas› laz›m. Ya da k›r›ld›¤›n› söylemek laz›m. Filmdeki olaylar çok fazla ayr›nt›ya girmeden anlat›lm›fl. Foto¤raf kareleri gibi sanki. Olan bir durumu söyleyip as›l sonuçlar› üzerinden de¤erlendirmelere gidilmifl. Evet bu do¤ru. Olay de¤il de sonuçlar üzerinden de¤erlendirmeler yapmay› tercih ettim. Anneannenin torununa ölen eflinin ad›n› vermesi de büyük bir ümidin göstergesi mi sizce? Tabi, orda büyük bir aflk var terk edilmeye ra¤men. Ve de her ne olduysa, hikâyesini bekleyen bir kad›n da var orada. Adam›n geri gelece¤ini düflünmüfl hep. Köyünü b›rakmam›fl mesela. Ayr›ca o yere getirilmifl, oral› de¤il. Hat›rlay›n; “annemi ald› getirdi köye, sonra da b›rak›p gitti.” diyor çocu¤u. Oral› olmay›p d›flar›dan getirilmifl olmas›na ra¤men o evini hiç terk etmemifl. Bir mendil figürü var filmde sembolik olarak ifllenen. Kad›n hiçbir flekilde elinden b›rakm›yor. Sanki o yabanc› yaflamda ona ait olan, ona özgü, kendini bulabildi¤i tek fley o. Özellikle dikkatimi çeken bir sahne de elinde sanki o mendille örgü örüyor. Kendi hayat de¤erlerine ait ne varsa o mendile yüklüyor sanki. Aynen öyle, kir pas hiçbir flekilde elinden b›rakm›yor. Siz hayat›n›zda benzer fleyler yaflad›n›z m›? Filmin yönetmeni, senaristi sizsiniz. Bu anlat›lanlar›n bir yaflanm›fll›¤› var m›? Siz de böyle bir büyü¤ün yan›nda m› yetifltiniz? Ben dedelerimi kaybetti¤imde ortaokuldayd›m. Dedelerim beni çok etkiledi. Anneannem hala yafl›yor ve çok benziyor ona. 97 yafl›nda benim anneannem çok da benziyor, hep ayn› tav›rlar›, konuflmalar›. Çok çal›flkan bir kad›nd› yani çok uzun y›llar çal›fl›p emekli oldu. Ö¤retmendi. Büyükler, dedeler, neneler çok etkiliyor hayat›m›z›. Dedelerimi ikisini de erken kaybetmem, biri müzisyen biri felsefe ö¤retmeniydi, beni çok etkiledi. Film ortaya ç›kt›ktan sonra ara ara söyledim; Fethi Naci Bey Türkiye’nin en iyi edebiyat elefltirmenlerinden birisidir. O benim 9-10 y›ll›k çok yak›n dostumdur. Onunla da ayn› hastal›ktan dolay› benzer fleyler yaflad›k. Bundan sonraki projeleriniz neler? Çal›fl›yoruz. Gençler üzerine bir fley olacak san›r›m. Ama flimdilik söylemeyeyim, çok erken.
Hayat› s›rtlayanlar›n günefle yolculuklar› Kendine has üslubu ve onu di¤erlerinden ay›ran bak›fl aç›s›yla; sineman›n kültrel hakk›n› veren bir yönetmen: Yeflim Ustao¤lu. Ustao¤lu’nun daha iyi tan›nmas› için belki de en iyi yol filmlerinin izlenmesidir. Bu sebepten 3 filminden bahsedece¤iz sizlere, umar›z be¤enilerek izlenir hepside… Günefle Yolculuk: Film, 2 gencin birbiriyle rastlant›s› sonucu çak›flan hayatlar›n› ele al›rken; Kürt sorununu oldukça etkileyici ve yal›n bir dille anlat›yor. Sadeli¤in ve gerçekli¤in buluflmas› diyebiliriz “Günefle Yolculuk” için en sade ifadeyle… Bulutlar› Beklerken Karadeniz’in uçsuz bucaks›z yaylalar›nda çekilen bu film bir sürgün hikayesidir ayn› zamanda. Evlat edinildi¤ini ö¤renen Ayfle’nin yaflad›klar› ve kardeflini bulma çabas› ifllenmektedir. S›rtlar›nda Hayat Var Hayatlar›n› gerçekten s›rtlar›nda tafl›yanlar›n filmidir bu. Yaz aylar›nda Kaçkar Da¤lar›nda uçurumun k›y›s›nda çal›flmaya b›rak›lan kad›nlar›n konu edildi¤i zorlu yaflam mücadelesi anlat›lmaktad›r. Pandora'n›n Kutusu Pandora'n›n Kutusu Türkiye, Fransa, Almanya, Belçika ortak yap›m› bir film. Filmin senaryosu Yeflim Ustao¤lu ve Sema Kaygusuz'a ait. Film, bir gün kayboldu¤unu ö¤rendikleri yafll› annelerinin yaflad›¤› küçük bir Bat› Karadeniz kasabas›na do¤ru yola ç›kan üç kardeflin öyküsünü anlat›yor. Filmin oyuncu kadrosu ise; Tsilla Chelton, Derya Alabora, Övül Avk›ran, Onur Ünsal, Osman Sonant, Tayfun Bademsoy, Nazmi K›r›k'tan olufluyor. Filmin çekimleri ‹stanbul ve Bat› Karadeniz'de çekilmifl.Pandora'n›n Kutusu, San Sebastian Film Festivali’nde en iyi fim ödülünü al›rken filmde yafll› anne rolünde oynayan 90 yafl›ndaki Frans›z oyuncu Tsilla Chelton ise En ‹yi Kad›n Oyuncu ödülünü ald›. Filmle olduça uyum içinde olan müzikler ise Frans›z besteci Jean Pierre Mas’a ait. ‹lk gösterimini Eylül ay›nda Toronto Film Festiveli'nde yapan film 23 Ocak'ta Türkiye'de gösterime girdi.
KÜLTÜR-SANAT 11
www.kolektifler.net
Melodilerdeki “Hayalo¤lu”
“Ay›n filmi” Topbafl’tan
fiafl›rmak m›?
Vakit tamam! seni terkediyorum. O bütün al›flkanl›klardan ve bütün s›radanl›klardan öteye Yorumsuz bir hayat› seçiyorum. Doyamad›m inan, Kanamad›m sevgiye... Bu dizelerin sahibiydi. Belki de giderken böyle demifltir tüm sevdiklerine. Arkas›nda b›rakt›¤› fliirlerle ve Ahmet Kaya'n›n fliirlerini yorumlayarak onlara farkl› bir hayat›n kap›lar›n› aralamas› sonucu, o da çok ayr› dünyalara konuk olmufltur. “Sanatç›lar›n barlarda kendi aralar›nda ürettikleri konufltuklar› de¤il, halk›n aras›nda onlar›n denizinde y›kanarak yaratt›klar›d›r, sanat” der ve aynen dedi¤i gibi de bir yaflam sürer. Yusuf Hayalo¤lu'dur ad›. Güzel bir flark›n›n melodisindedir m›sralar›...
Yapt›¤› seçim oyunlar›n›n ard›ndan asl›nda gerçek bir aktör oldu¤u ortaya ç›kt› ‹BB Baflkan› Kadir Topbafl’›n! “Namaz Ö¤reniyorum” adl› k›sa filmde rol alan Topbafl, ormanl›k alanda geçen bu filmde o¤lunu namaz kursuna gönderen baba rolünde. Filmde niçin k›z›n bir bahane ile kursa gönderilmedi¤ine anlam verilemezken (ki filmde mant›k aramak zaten anlams›zken) kendisine gazeteciler taraf›ndan bu soru yöneltildi¤inde Topbafl soruyu ilginç bularak “senaryoyu ben yazmad›m” diyebildi bir tek. Performans›n› be¤enmeyerek devam eden konuflmas›nda flunlar› söyledi “e¤er iyi olsayd› devam› gelirdi”. Öyleyse iyi ki kötü olarak de¤erlendirmifl kendini diyoruz. Yoksa bu k›sa filmin ormandan sonra deniz k›y›s›nda, da¤da, evde çekilmifl çeflitli versiyonlar›n› izleyebilirmifliz.
Kültür ve Sanat Ödülü’nün bu y›lki sahibi Çetin Altan! Ödülünü R. Tayyip Erdo¤an’dan alan Altan böyle fleylere al›fl›k olmad›¤›n› vurgulad›. Tayyip Erdo¤an demokrasi kelimesini “s›kça” kulland›¤› konuflmas›nda ülkemizin art›k “Çetin Altan’› 300 kez mahkeme kap›lar›na ça¤›r›p, düflünceyi mahkûm eden ya da Naz›m Hikmet’i 12 y›l hapislerde tutan bir Türkiye olmad›¤›n›” da söyledi. Kendisine yap›lan övgülerin ard›ndan ödüle hala inanamad›¤›n› ve insanlar›n art›k kendisine kuflku ile bakacaklar›n› aç›klayan Altan flaflk›nl›¤›n› dile getirdi. Kültürel de¤erlerimizle ilgili yaz›lar yazmamas›na ya da aktif bir çal›flmada yer almamas›na ra¤men bu ödülü almas› gerçekten flafl›rt›c› ancak Çetin Altan’›n “AKP demokrasisinden” medet ummas› daha çok flafl›rt›c›!
Yol yaflam›n k›y›s›na vard›¤›nda... ‹ki y›ld›r düzenli olarak gerçeklefltirilen ‹TÜ Sinema Günleri 17 fiubat’ta bafllad›. Birbirinden güzel filmlerin gösteriminin ve ard›ndan sanatç›larla gerçeklefltirilen hofl sohbetlerin oldu¤u ‹TÜ Sinema Günleri’nin bu sene üçüncüsü düzenleniyor
‹TÜ Ö¤renci Kolektifi’nin düzenledi¤i “‹TÜ Sinema Günleri” etkinli¤inin üçüncüsü 17 fiubat Sal› günü bafllad›. Üniversitenin kültürel ihtiyac›n› karfl›layan ve üniversitelilerin birlikte üretti¤i bu film gösterimleri yaln›zca ö¤rencileri sosyal bir aktivite içinde bir araya
getirmiyor, ayn› zamanda onlar› filmlerin yönetmen ve oyuncular›yla da buluflturuyor. Alternatif bir sosyal kültürel alan yaratan bu film gösterimleri ve söylefliler; üniversitelerin asl›nda nas›l bir yer olmas› gerekti¤i ile ilgili bir fikrin kap›lar›n› aral›yor. Bu sorunun sorulmas›na yard›mc› oluyordur belki de... Sadece amfilerde derslerin verildi¤i ve kalabal›k s›n›flarda kimsenin birbirini tan›mad›¤› bir okulda oldukça zay›f olan bu tür faaliyetlerin ek-
‹zlemekle yetinmeyenler için Üniversitenin çehresinde gülümseme yaratan ‘’Sinema Günleri’’ üretilenleri izlemenin ötesinde üretmek için bir çal›flma bafllat›yor. 3 senedir yap›lan “Sinema Günleri” nde bir ilke bafllan›yor ve “sinema atölyesi” kuruluyor. Çal›flmam›zda bizlere teknik bilgiler verecek olan sanat yönetmeni Celal Çimen olacak ve 24 fiubat12 Mart tarihleri aras›ndaki Çar-
Bahara ‘Sonbahar’l› girifl…
flamba günleri 2 saat gerçekleflecek olan etkinlikte k›sa filmin nas›l çekilece¤ine dair bilgi edinilecek ve uygulamaya geçilecek. Bu bilgilerle oyunculu¤undan yönetmenli¤ine kadar filmin bütün yap›m› bizlerin ilgi ve eme¤ine kalacak. ‹TÜ de bu sayede ö¤renciler sanata doyacak ve kendilerinin de içinde yer ald›¤› bir filmi izlemenin zevkini tadacaklar.
sikli¤i düflünülürse “Sinema Günleri”nin yaratt›¤› etki daha iyi anlafl›lacakt›r. Bu etkinin sonucu daha ilk gösterimde görüldü. Tar›k Akan’›n kat›l›m›yla gerçeklefltirilen “Yol” filmi gösterimi yaklafl›k 350 kifli taraf›ndan izlendi. Filmin ard›ndan üniversitelilerin sorular›n› cevaplad› Tar›k Akan ve hem o hem de ö¤renciler salondan memnun ayr›ld›lar. 2. gösterim Handan ‹pekçi’nin “Sakl› yüzler” filmiydi ve töre konusuna de¤iflik bir aç›dan de¤inen film büyük be¤eni gördü. Daha sonra Yeflim Ustao¤lu’nun konuk oldu¤u etkinli¤imize S›rr› Süreyye Önder de sürpriz yaparak kat›ld› ve “Günefle Yolculuk” filmi izlendi. 4. günümüzde ise Ça¤an Irmak’ ›n “Ulak” filmi kalabal›k bir kitle taraf›ndan be¤eniyle izlendi ve söylefliyi gerçeklefltirdi¤imiz Yetkin Dikinciler ile uzun ve oldukça keyifli vakit geçirdik. 5 Mart Perflembe günü ise Yönetmen Nur Akal›n’›n kat›ld›¤› bir söylefli gerçeklefltirdik. 8 Mart Dünya Kad›nlar günü özel gösterimi olan ‘Lilith’in K›z
Ö¤renci Kolektifleri’nin üniversitelerde bahar yar›y›l›n›n bafllamas›yla birlikte yapt›¤› etkinlikler h›z kesmeden devam ediyor. Kocaeli Ö¤renci Kolektifi 21 fiubat’ta “Sonbahar” filminin gösterimini yapt› ve ard›ndan filmin yönetmeni Özcan Alper ile söylefli gerçeklefltirdi. Yo¤un kat›l›m›n yafland›¤› gösterimden önce Kocaeili’nde bu tür etkinliklerin çok az oluflu
?
Kardeflleri’ isimli filmin gösteriminin ard›ndan gerçeklefltirilen söylefli ilgiyle takip edildi. Kampüs içindeki film gösterimleri 12 Mart’a kadar devam edecek. Sal› ve perflembe günleri gerçekleflecek ve 17 fiubat–12 Mart tarihleri aras›ndaki çarflamba günleri de “sinema atölyesi” çal›flmalar› olacak. Yönetmen Celal Çimen'in kat›l›m›yla, bilgilerini tekniksel ve pratik bir anlat›mla paylaflaca¤› bu atölye çal›flmalar›n›n neticesinde “sinema atölyesi”nin dersleri bitiminde, ö¤rencilerin çekti¤i bir k›sa filminde sonlanacak. Bir yandan teknik ö¤retiler sürerken bir yandan da üre-
etkinlik öncesi üniversitede bir heyecan yaratt›. Üniversite yönetiminde de etkinli¤e karfl› bir “heyecan” vard›. Etkinli¤in bafllamas›na 1 saat kala gösterimin yap›laca¤› salonun baflka bir etkinli¤e verildi¤ini belirten üniversite yönetiminden ›srarlar üzerine baflka bir konferans salonu al›nd›. Ancak burada da jandarma ve ÖGB’nin etkinlik bitene kadar provokasyonlar› bitmedi. Film
Sosyal yaflam alan› m› piyasan›n oyunca¤› m›
Üniversiteler bahar› etkinliklerle karfl›l›yor. Ama bir tarafta üniversite ö¤rencilerinin sponsorsuz, ücretsiz aktiviteleri, di¤er tarafta ise piyasac› etkinlikler var Üniversitelerde bahar aylar› etkinliklerle karfl›lanmaya bafllad›. Birinci dönemin üniversiteye uyum sa¤lama süreci, ikinci yar›y›lla birlikte hemen hemen her üniversitede etkinliklerle beraber birlikte üretimlere dönüflmeye bafllad›. Ancak üniversitenin ayn› zamanda bizim yaflam alan›m›z oldu¤unu söylemek ve bu alan›n s›n›rl› da olsa ö¤rencilerin gayretleri d›fl›nda alternatif üretimlerle dolduruldu¤unu söylemek maalesef kolay de¤il. Çünkü üniversitelerin bütün olanaklar› üniversitelilerden ziyade kariyer etkinliklerine ayr›lmakta. Son y›llarda hem hem piyasa kurulufllar›n›n hem de rektörlerin özel gayretleri sonucu kariyer kulüpleri birçok üniversiteyi iflgal etmifl durumda. Bahar aylar› geldi. Bir tarafta dersliklerinde güç bela kendi imkânlar›n› zorlayarak yasakla-
ra ra¤men, duyuru afifllerine ÖGB veya polislerin sald›rmas›na ra¤men atölye çal›flmas› yapmak isteyen üniversitelilerin ça¤r›lar›, bir tarafta ise üniversite yönetimlerinin tüm imkânlar› sa¤lad›¤› ve her türlü deste¤i sundu¤u kariyer etkinlikleri boy gösteriyor. Sakarya, Sabanc›, ‹TÜ ve ODTÜ gibi üniversiteler kariyer etkinlikerinde aç›l›fl› yapan üniversiteler oldu. ‹TÜ’de ‹KZ (insan kaynaklar› zirvesi) Pepsi, Alcatel, Evyap, Kosgeb, Koç, Bosch ve Finansbank gibi flirketlerin sponsorlu¤unda amac› ise “‹TÜ ö¤rencilerinin, piyasa koflullar›n›n rekabet ortam›nda rakiplerine oranla avantajl› konuma geçmelerine yard›mc› olmak” olarak aç›klanan bir kariyer etkinli¤i düzenledi. ODTÜ’de ise Eczac›bafl› yönetim kurulu üyelerinin kat›ld›¤› “giriflimcilik” kongreleri örnek ola-
Üniversitelinin sosyal kültürel haklar›
rak belirtilebilir. Üniversite yönetimlerinin bizden beklentisi kampüste geçirdi¤imiz her saat aral›¤›nda her nefes al›fl›m›zda kariyerist, bireyci, bencil bir kültürü edinmemiz. Kapitalizmi bize kusursuz bir sistem olarak pazarlamaya çal›flanlar›n sadece son birkaç ay içinde kriz bahanesiyle binlerce iflçiyi kap› d›flar› etti¤ini, bizim üniversitelerimizi yönetenler de gayet iyi biliyor. Ama bilmedikleri bir fley var ki asla ö¤renemeyecekler: “yaflam›n kendisi bir sanatt›r”. Ne yaflam›m›z› ne de sanat›m›z› esir alabilirsiniz. Hele bunu üniversitede asla baflaramazs›n›z. Siz patronlara kucak açarken, biz onlar›n att›¤› iflçileri üniversitelerimize davet edece¤iz. Siz kariyer sertifikalar› da¤›t›rken, biz sizin ç›karc›l›¤›n›z› h›rs›n›z› tiyatrolar›m›za konu edinece¤iz.
tim olacak. Sinema atölyesi etkinlikleri Kolektif Kültür Merkezi’nde gerçekleflecek Film gösterimleri ve söylefliler ise ‹TÜ Maslak Kampüsü’nde gerçekleflecek. ‹flte “‹TÜ Sinema Günleri önümüzdeki günlerde flu flekilde devam edecek: 10 Mart Sal› Film gösterimi: Yeni Çeltek Belgeseli Söylefli: Dönemin Yer alt› Maden-‹fl Sendikas› Baflkan› Çetin Uygur 12 Mart Perflembe Film gösterimi: Yaflam›n K›y›s›nda Söylefli: Erkan Can, GüvenK›raç, Nejat ‹fller
gösterimi ve söylefli zorluklara ra¤men yap›ld›. Yönetimlerin ç›karmaya çal›flt›klar› zorluklar ve engellere ra¤men, bu aktivitelerden ödün verilmeden ve üniversitelerin kültür ve sanattan en iyi biçimde yararlanabilmesi için bundan sonra da ellerinden geleni yapaca¤›n› belirten Kocaeli Ö¤renci Kolektifleri bahara güzel bir girifl yapt› “Sonbahar”la…
Seçim telafl›nda ‘Naz›m’ seferberli¤i Memleketini, y›ld›zlardan daha m› yak›n ettiler flimdi Naz›m’a?
Küçüklükten beri duyar›z hep “kültürümüze sahip ç›kal›m”. Baflka s›k tekrarlanan laflardan biri de “çocuklar›m›z› sosyal aktivitelere katal›m”. Bu birbirinden farkl› iki kullan›m› birlefltirdi¤imizde ortaya flimdiki gençli¤in halini ç›kartabiliriz. Alakas›z gibi gözükebilir fakat öyle iç içe ki… Bu incelemeye üniversite ö¤rencileri temelli bakal›m: ‹ki tümcenin bizim bak›fl aç›m›zla aç›l›m› flu; kültürel de¤erleri bilmeyen zaten bilse bile onlardan yararlanmayan, yararlanmay› pek beceremeyen sosyal ortamlardan “bir flekilde” uzaklaflm›fl gençler. “Bir flekilde” nin alt›nda yatan, sistemdir. Asl›nda bir önceki tümcedeki tüm sözcüklerin kullan›m nedeni ayar› bozuk kapitalist sistemin bir sonucudur. Kültürel de¤erleri bilmez çünkü yozlaflt›r›lm›flt›r. Yozlaflm›fl, sömürge haline gelmifl bir ülkede, toplumdaki öteki insanlar›n aras›na kar›fl›r ve hepten beceremez nas›l yararlanaca¤›n›. Son olarak ise bu sistemde, tüm devlet düzeni neo liberalizme uygun flekilde oturtulmufltur ve sosyalleflmesi yaln›zca cebindeki maddiyata ba¤lanm›flt›r. Tüm bu söylediklerimizi günümüzle ba¤daflt›r›rsak: Üniversite ö¤rencileri sosyal ve kültürel aktivitelerden yararlanam›yorlar. Sebebi; kitap paras›na, ulafl›ma, beslenmeye, kiraya, faturaya bile zorlukla yeten gelirleri olmas›. Nas›l yararlanabilirler sorusuna gelecek olursak, yerel seçimlerinde yaklaflt›¤›n› düflündü¤ümüzde bu bir talep fleklinde de düflünülebilir. Yerel yönetimlerin, bar›nd›rd›klar› ö¤rencilere ücretsiz tiyatro, sinema, müze, sergi gösterimi yapmas›ndan geçer ve bu sosyal bir devlet olman›n gere¤idir zaten. Üniversiteliler flehirlerindeki tiyatrolardan, sinemalardan yararlanam›yor. Sadece müzeleri gezebiliyorlard›. Onlar da ücretsiz olmad›¤› gibi bir de ücretlerinde art›fla gidildi. Çok Kültürlü Bakan›m›z Ertu¤rul Günay ise “fiyatlar denildi¤i gibi %400 art›r›lmad› sadece %100 art›rd›k” diyor. Yerel yönetimlerden üniversite yönetimlerine geçelim. Kampuslar›ndan ç›kamayan üniversiteliler, kendi etkinliklerini yaratmak istediklerinde ise birçok engelle karfl›lafl›yorlar. Yönetimin bunlar› kendisinin düflünmemesi bir yana her türlü eme¤i kendileri, yard›m almadan yapm›fl olan ö¤rencilere kimi zaman ses sistemi vs vermezken kimi zamanda etkinli¤in gerçeklefltirilece¤i alan bile vermiyor. O alanlar flirketlere pazarlan›yor. Bu aç›ktan yürütülen pazarlamalara karfl› hakk›m›z› söyleyelim: Sineman›n, tiyatronun vs ö¤rencilere ücretsiz olmas›n›, üniversitelerde yap›lacak etkinliklerde yönetimin maddi deste¤ini istiyoruz. Üniversiteliler olarak haklar›m›z› alaca¤›z.
Seçim haz›rl›klar›na bafllayan AKP’nin kendine seçti¤i yeni “oy”un Naz›m...Vatandafll›¤a tekrar kabulü geçen ay Bakanlar Kurulu’nda görüflüldü ve imzaya aç›ld›. Naz›m Hikmet art›k Türk vatandafl›! 58 y›l›n ard›ndan “memleketi aln›n›n çizgilerinde” kalm›flken... Bunun sevindirici bir ad›m oldu¤unu düflünenler mevcut. Fakat geçti¤imiz gün Tunceli'de yaflananlar her fleyi ortaya koyuyor. Tunceli'de bir lisede düzenlenen Naz›m Hikmet gecesinde hem okunacak fliirlere hem de gösterilecek olan resimlere ‹l Milli E¤itim müdürü taraf›ndan sansür konuyor. Naz›m'›n resimlerinin olmas› gereken yerde cami ve do¤a resimleri oluyor. Bu olay›n ard›ndan ‹stanbul'dan bir ses yükseliyor:Muhtemelen iyi bir fley dedi¤ini zanneden ‹BB fiehir Tiyatrolar› Sanat Yönetmeni gururla “Naz›m'› oynayan tek tiyatroyuz” diyor. Mezar›n› buraya almak; onu daha iyi anlamam›z›, daha çok insan›m›z›n onunla tan›flmas›n› sa¤layacaksa hiç durmayal›m! Her fleye alk›fl ve çanak tutanlar bunu da “uyar›na” getirmeye çal›fladururken; bizim bafl›m›zda kavak var...
cmy k
50. gününde
50 bin imzayla
‹BB’ye yürüyoruz
Bekle bizi Topbafl Burslar dahil olmak üzere, belediyeden acil taleplerimiz var. Onlar seçim mitinglerinde flov yapadursun, bizler 26 Mart’ta 50 bin imzayla AKP’den de, Topbafl’tan da hesap sormaya geliyoruz ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi(‹BB) taraf›ndan her y›l binlerce üniversiteliye verilen burslar bu y›l art›k verilmiyor. ‹BB, resmi gazetede yay›nlanmam›fl olan Anayasa Mahkemesi karar›n› bahane ederek burslar› iptal etti. Zaten zor koflullarda yaflayan binlerce üniversiteli burslar›n kesilmesiyle bir kez daha ma¤dur edilmifl oldu. Üniversitelileri zor durumda b›rakan ‹BB büyük bir yalan söylüyor. AKP'li ‹zmit, CHP'li ‹zmir ve ‹stanbul'da birçok ilçe belediyesi ö¤renci burslar›n› vermeye devam ediyor. Topbafl burslar›n verilmemesine “CHP neden oldu” diyerek yerel seçim takti¤ini uyguluyor. Fakat bu durumda ma¤dur olan ne davay› açan CHP ne de burslar› kesen ‹BB' dir. Ma¤dur olan oy u¤runa burslar› kesilen üniversitelilerdir. Dünyadaki krizden en çok etkilenen ülkelerden birinde, ülkenin kalbi say›labilecek olan bir flehirde üniversite ö¤rencilerinin burslar›na el konuluyor. 200 bin civar›nda ö¤renciyi bar›nd›ran ‹stanbul’da, dörtte birinin yararlanabildi¤i bu hak, yaklaflan yerel seçimin en büyük malzemesi haline getiriliyor. Topbafl baflta olmak üzere kendini Davos’ta kahraman ilan eden Tayyip bile ülkeye ad›m›n› atar atmaz burslardan söz ediyor. Kriz ortam›nda nas›l bir ma¤duriyete sebebiyet verdiklerinin bilincindeler ve bu bilincin yans›mas›n› meydanlarda yalan söyleyerek sergiliyorlar. Üniversitelilerin belediyeden flartlar› var ‹BB burs hakk›m›z› gasp ederek seçim malzemesi yapt›. Ancak kriz koflullar›nda üniversitelilerin belediyeden burslar da dâhil olmak üzere acil talepleri var. Ve haklar›m›z› geri alana kadar hem ‹BB önünde hem de üniversitelerde eylemler etkinlikler devam edecek. Ancak ‹stanbul’da okuyan bütün üniversiteli arkadafllar›m›za daha büyük bir ça¤r›m›z var. fiimdiye kadar yapt›klar›m›z› biriktiriyoruz. Öfkemiz büyük. fiartlar›m›z kesindir. Biz iyilik beklemiyoruz. Zorla gasp edilen haklar›m›z› geri istiyoruz. Görülen o ki AKP’li belediyenin vermeye pek niyeti yok. Almak içinse sadece bir tek yol var. Bütün üniversitelilerin bir araya gelmesi ve harekete geçmesi gerekiyor. Yolun bafl›nda de¤iliz. Haftalard›r sürdürdü¤ümüz eylemler TopbAfi’a meydan›n bofl olmad›¤›n› gösterdi. Ancak flimdi daha da büyük bir ç›k›fla ihtiyac›m›z var. 26 Mart’ta bütün üniversiteliler flartlar›m›z için ‹BB önüne fiartlar›m›z için bafllatt›¤›m›z imza kampanyas›na artan ilgiyle birlikte bir hedef koyduk önümüze. 26 Mart Perflembe günü burs nöbetinin 50. günü ve 50. günde TopbAfi bizi 50 bin imzayla ve çok daha güçlü bir eylemle binas›nda beklesin. Onlar seçim mitinglerinde flov yaparken bilsin ki biz de sokakta olaca¤›z. Bütün üniversiteliler 26’s›nda AKP’den de, piyasac› ‹BB’den de hesap sormaya haz›r m›y›z?
cmy k
! e t t e b ö n a d a r a k n A
Üniversiteliler haklar›n› ararken yeni bir yönteme baflvuruyorlar art›k. Birçok ilde yayg›nlaflarak devam eden bu yöntemin ad›; “nöbet”. En son bu yönteme baflvuran illerden biri de Ankara. ODTÜ Ö¤renci Kolektifi üyeleri, belediyeden taleplerini belirterek burs nöbeti bafllatt›lar. Ankara’ da üniversiteli olman›n zorluklar›n› belirterek; ev kiralar›n›n fazlal›¤›ndan, ulafl›m›n zorlu ve pahal› olmas›ndan ve bunlar›n yan› s›ra burslar›n kesilerek seçim oyunu olarak kullan›lmas›ndan bahsettiler. Belediyelerin hizmetlerinden ucuza yararlanmay›, daha çok sosyal kültürel alan yarat›lmas›n›, daha çok yurt yap›lmas›n› ve ulafl›m›n ücretsiz olmas›n› talep ediyorlar. T›pk› ‹stanbul Ö¤renci Kolektiflerinin ya da KTÜ Kad›n Atölyesinin; nöbetlerini, isteklerinden ödün vermeden ve hiçbir koflulda b›rakmadan tuttuklar› gibi onlar da taleplerinin gerçekleflti¤ini görmeden nöbete son vermeyeceklerini bir kez daha belirttiler.
KADINLAR ÜN‹VERS‹TEN‹N SES‹ OLDU
Atma Recep biz var›z!
8 Mart etkinlikleri için salon talepleri, rektörlük taraf›ndan geri çevirilen KTÜ’lü kad›nlar, rektörle görüflmek için rektörlü¤e gittiler. Görüflme talepleri de reddedilen kad›nlar, rektörlük önünde oturma eylemine bafllad›lar. Oturma eyleminin 5. gününde, KTÜ’de sosyal-kültürel faaliyetler için daha fazla alan yarat›lmas› ve tüm salonlar›n ö¤renci etkinlikleri için ücretsiz tahsis edilmesi talebiyle imza kampanyas› bafllatt›lar. Oldukça ilgi ve destek gören kampanyan›n 2. Gününde 1500 civar› imza topland›. Etkinliklerini gerçeklefltirmek konusunda kararl› olduklar›n› belirten kad›nlar, kendileriyle görüflmeyen rektöre seslerini duyurmaya çal›fl›yorlar. Kendilerine takma b›y›k takarak “bir de böyle deneyelim dedik” diyen kad›nlar, “madem demokratiksin, AKM’yi de verirsin” yaz›l› dövizlerle oturma eylemlerini sürdürdüler. Çay gönderme gibi çeflitli tav›rlar sergileyen rektör, bir tek kendinden isteneni, salonlar› vermeyi ve görüflme talebini reddediyor.
Ve Karayalç›n da flartlar› kabul etti ro ve Taksim-fiiflhane aras›nda yap›lan met akan Baflb ›nda Kad›köy’deki metrobüs aç›l›fl› s›ras kez iki an f›nd tara ri ktifle Erdo¤an, Ö¤renci Kole usunda kon lar burs , ¤an Erdo de ‹lkin i. edild protesto acakt› ki, tam kendilerini aklamaya çal›fl Büyükflehir bul ‹stan y›l “Bu arkadafllar›m›z, i. Bunun kest Belediyesi ö¤rencilerin burslar›n› Kadir . oldu dur ma¤ r yüzünden üniversitelile ane bah r›n› kara in esi’n kem Mah Topbafl Anayasa lanyay›n tede ediyor ama daha karar resmi gaze ise, da esto prot i ‹kinc i. kest mad›” diyerek sözünü bizleri , oruz am›y ulafl de tlerin ücre ›m “Bu ulafl ücretlerini kaz›klamaktan vazgeçin, ulafl›m getirdiler. dile i ilerin tepk düflürün” diyerek ktifçiler Kole Kesilen burslara da de¤inen ›r›ya sald an f›nd tara r› Baflbakan’›n özel korumala ›z, ar›m dafll arka da da olay ‹ki u¤rad›lar. a ›r›s›n sald lerin polis Baflbakan’›n özel korumalar› ve n, n›rke yafla lar olay ’›n, ¤an u¤rad›. Baflbakan Erdo i görüldü. zaman zaman bas›na müdahele etti¤
6 Mart'ta A.Ü.'de bir söylefliye kat›lan Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan aday› Murat Karayalç›n “üniversitelilerin flartlar›n›” imzalad›. Ankara Ö¤renci Kolektifleri daha önce Genç Bak›fl'ta, ard›ndansa ODTÜ'deki bir panelde Karayalç›n'a üniversitelilerin belediyeden flartlar›n› söylemifller ancak, Karayalç›n her defas›nda flartlar› imzalamaktan çekinmifl ve de¤erlendirece¤ini söylemiflti. SBF'de Kolektif'ler'in kendisine ayn› flartlar› hat›rlatmas› üzerine metni sonunda imzalad› ama imzadan önce kendince bir seçim pazarl›¤›na da giriflen Karayalç›n, karfl›l›¤›nda oy istedi. Kolektifçilerse “üniversitelilerin flartlar›n›n” en temel haklar› oldu¤unu bunun pazarl›k konusu yap›lamayaca¤›n› belirttiler. Karayalç›n'›n imzalad›¤› üniversitelilerin flartlar› flunlar: 1. Ulafl›m ücretlerinde acilen %50 indirim ve pasolar kald›r›lmald›r›. 2. Belediye üniveristelilerin yurt ihtiyaçlar›n› ücretsiz karfl›lamal›d›r. 3. Bütün üniversitelilere karfl›l›ks›z burs sa¤lanmal›d›r. 4. Belediye yönetimlerinde üniveristelilere söz, karar, denetim hakk› sa¤lanmal›d›r.
KILIÇDARO⁄LU ÜN‹VERS‹TEL‹LER‹N fiARTLARINI ‹MZALADI 19 fiubat' ta Sabanc› Üniversitesi’nde yap›lan, Kemal K›l›çdaro¤lu’nun konuk oldu¤u Genç Bak›fl program›nda söz alan ö¤renci, üniversitelilerin sorunlar›n› anlatt› ve belediyeden taleplerini okudu. K›l›çdaro¤lu'nun seçildi¤ takdirde yerine getirece¤ine dair flartlar› imzalamas›n› istedi. Talepler, kesilen belediye burslar›n›n geri verilmesi, ulafl›mda ö¤ren-
cilere indirim yap›lmas›, ö¤renci evlerine ucuz do¤algaz, su, elektrik sa¤lanmas› ve üniversitelilere kent yönetiminde söz hakk› verilmesidir. K›l›çdaro¤lu, üniversitelilerin taleplerinden, elektrik ve do¤algazda fatura denetleme ifli flirketler taraf›ndan yap›ld›¤› için bu konuda bir fley yapamayacaklar›n› belirterek bu madde d›fl›ndaki flartlar› imzalad›.