dilemma 3.1.2014 - 9.2.2014
Tekinsiz ama Oyuncu(L)
Uncanny but Playful
Rafet Arslan
Kuru kafalar, organ parçaları, kemikler, fırlamış gözler, sırıtan dişler... Bu tanımları okuyanlar gotik imgeden bahsedeceğimi düşünebilirler. Fakat bahsettiğimiz konu cins’in sanatıysa bu tanımlamaların hepsi zevkle ters köşeye yatar. Gotik ya da karanlıkla ilgili imgeler, onları kendine has bir çiçek dürbününden geçiren cins’in paletinden gökkuşağının renkleri olarak çıkar. Renk, cins’in takıntısı ve ustalık alanıdır. Onun için renk soyutu bir anlatıma çevirme biçimidir. cins’in renge bir anlatım aracı rolü vermesi ve bunu resminin merkezinde işlevselleştirmesi, onun resmine ait bir özgünlüktür.
Skulls, organ parts, bones, popped eyes, grinning teeth... Now, you may think I’m about to write regarding gothic images. But the art of cins will throw you a curve with pleasure. Passing through cins’s unique kaleidoscope, these gothic or dark images turn into the colors of the rainbow. Color is cins’s obsession and mastery. For him color is a way to turn abstract into a narrative. This role assigned to color as a narrative tool and its function at the center of his paintings are cins’s particularity.
Kuşkusuz sadece renk değil bu tuhaf imgeleri başkalaştırıp bir gökkuşağına çeviren. Konu cins’in resmiyse delişmen bir hayal gücünden ve uzun yıllardır geliştirdiği kendine ait bir evrenden de bahsetmeliyiz. Beden algısının parçalandığı bu evrende organlardan yeni bir “et” doğmaktadır. Antonin Artaud’un organsız bedenlerinin tersine çevrilmesi, bedensiz ve bağımsızlaşmış örgenler ya da kelimenin Cronenbergci yorumuyla “long live the new flesh!”
Clearly, color is not the only force that turns these strange images into a rainbow. When it comes to cins’s art, we should also mention his wild imagination and a unique universe that he has been constructing for many years. In this universe where the concept of body is shattered, a new “flesh” is created. A reversal of Antonin Artaud’s “body without organs”, organs that have gained their independence, or in tribute to Cronenberg, “long live the new flesh!”
cins, bağımsızlaşmış organlardan yeni mutantlar / mutasyonlar üretip kendine ait evreninin soykütüğünü sürekli büyütür. Etin kemikle mutasyonu, hayvan olanın insan olanla mutasyonu, doğal olanın mekanik olanla
cins creates new mutants / mutations from autonomous organs, constantly expanding the range of species in his universe. Crossbreeding of flesh with bone, beast with human, natural with mechanic creates a rich diversity,
mutasyonu; yani tam bir çeşitlilik, melezlik, akışkanlık ve yüksek farkındalık hali. Çocuksu neşenin kendisinin gündelik akışa karşı bir direnç olduğu, ironi ile kara mizah arası bir oyun parkı. Kuşkusuz sokakta ürettiği bir kavram olarak “erör” sanatının temel yapı-bozum pratiği olarak ortaya çıkar. Uzun yıllar graffitiye emek vermiş ve bu konuda ustalaşmış sanatçı sokağı bir medyum olarak görmenin ötesinde, bir alternatif evren ve yaşam uzayına dönüştürme düşünü de yaşar ve büyütür. Bu sokak resimleri aynı zamanda, cins için gündelik hayatın rutini içinde büyüttüğü birer vahadır.
hybridity, fluidity, and a state of high awareness. A theme park between irony and dark humor where the childish joy resist against the daily routine. Obviously created on the streets, the concept “erör” functions as the main deconstructivist element of his art. Having worked with and mastered the art of graffiti for many years, cins goes beyond using street as a medium, nurturing the dream to transform it into an alternative universe and a living space. For him, these street paintings also act as oases in the middle of daily routines.
Ardından bu vahanın neşesini, yaratıcılığını, enerjisini ve estetik bütünlüğünü çizimlere, cut-up resimlere, tuvallere ve dönüştürülmüş nesnelere aktarır. Sokağın yalınlığına ulaşma çabası buluntu nesne müdahalelerinde belirgindir. Örneğin “Rastlantı Otopsileri” adını verdiği serisinde buluntu çerçeveler ya da birer çerçeveye dönüştürülmüş farklı nesneler, tek tek doğaçlama süreçler olarak üretilmiştir. Tekilleşmiş nesnelerin ham halleri ya da dış çeperin yarılması ve etin dışarıya taşma hevesi.
Then he transfers the joy, creativity, energy and aesthetic unity of these oases to drawings, cut-up paintings, canvases and transformed objects. An endeavor to reach the simplicity of the street is obvious on the interventions on found objects. For instance, in his “Coincidence Autopsies” series, found frames or other objects that are transformed into frames are created one by one in processes of improvisation, reflecting the rawness of singled-out objects or the desire to split open the body for the flesh to come out.
Üzerine resim yaptığı duvarlar ardından tuval resminin nesnesi de olur aynı zamanda: Gitgide bizleri esir alan beton cangılın kasveti ve graffiti ustasının “erör” müdahalesinden sonra ona yansıyan soyut çatışma, patlama ve alevler (ki bazen gri alevler)... Duvarların resme yansıması aynı zamanda o duvarlardan canlanıp, dışarı çıkma heveslerinin de yansıtıcısıdır. Ressam cins artık insanların duvarlara daha çok bakar, onları fark eder ve hatta müdahale eder hale geldiğini bilmekte ve mahcupça
The walls that cins paints on eventually become the object of his canvas paintings: The gloom of the concrete jungle that imprisons us and the reflection of the abstract conflict that arise upon the erör intervention of the graffiti master, explosion and flames (which may at times be grey)… The reflection of walls onto paintings also mirror the wish to come to life and coming out of the walls. The artist is aware that people look at walls, notice them and intervene more often, and smiles bashfully at this festival of walls that turn
tebessüm etmektedir şehrin imgesine dönen duvarların şenliğine.
into the image of the city.
Bu neşeli ihlallerde büyüyen baştan/yoldan çıkarıcı havaya o kısaca “erör” der. Kuşkusuz vandal dilden peydah olmuş ve terörün keskinliğini akıllara çakan bir kavramdır.
He simply calls this seducing mood that is nurtured by these cheerful violations “erör”. This concept is obviously emerged from the language of vandalism and reminds the intensity of terrorism.
Etin sakatata dönme hali olarak; “erör”.
“erör” as flesh turning into offal.
Perspektifin neşeli bir yamukluğa çevrilmesi olarak; “erör”.
“erör” as perspective’s transformation into a cheerful crookedness.
Rengin perdesiz gitar gibi çalınabilmesi olarak; “erör”. “erör” as playing the color like a fretless guitar. Gündelik yaşamın rastlantı otopsileri olarak; “erör”. “erör” as coincidence autopsies of daily life. Sırıtan diş, diken yaprak, meme duvar, alev boynuz, kemik cennet bahçesi!.. Kuşkusuz bilinç kadar bilinçaltından sızan bir dekonstrüksiyon tavrı / sanatı ve Situasyonistlerin “détournement” dediği tarzda gündeliğin renksiz akışını renkli bir çarpıtma oyunu. Resmin içinden dünyaya sızan bir lunapark yaşam iştahı. Dünyaya karşı burnu büyükçe söylemler parçalamayan, iddialı cevaplar ortaya serme gayretine soyunmadan renkli soru baloncukları dağıtan bir resim bu. Yaşadığı çağın arzu, öfke, umut ya da karanlıklarını kendine has bir imgesel dünyada yadırgatarak yabancılaştırmış, hayal gücünü sırt çantasına yüklemiş bir resim. Ki bunun yaşanan zamanın tinsel sefaletine en büyük yanıt olduğunu bilerek ve isteyerek, inadına hep başka dünyalar kurgulayarak; düşe yatarak.
grinning teeth, thorn leaf, nipple wall, flame horn, bone garden of heaven!.. This is clearly a deconstructionist attitude / art that leaks from the subconsciousness as well as the conscious mind; a colorful game of twisting the pale flow of the daily in the manner of what the Situationists call “détournement”. A funfair-fit zest for life that oozes out of the painting and into the world. This is a painting that pops colorful question bubbles without trying to develop an arrogant discourse or give pretentious answers about the world. It has alienated the desire, anger, hope and darkness of its era in its unique imaginary world and took on imagination in its back, by knowing that this is the greatest answer to today’s spiritual
Sanatçı sadece kendisi düşe yatmaz, yapıtıyla da izleyicisini bu alternatif düşe çağırır. “Cennet Bahçesi ve Memekuşu” adını verdiği resmini buluntu bir yatak başı üzerine resmeder. cins bu hamlesiyle yatak başına bir çeşit düş anahtarı rolü verir, resmi seyreden izleyiciyi de rüyaya çağırarak; tedirgin bir mutluluk haliyle. Bu düş disiplinsizliğini seçmiş resmi ille de bazı ekollerle ilişkilendirmek gerekirse Picasso’daki soyut ile figür arasındaki gerilimden, Miro’nun renk şöleninden, Keith Harring’in çılgın çizgisel evreninden doğru beslenmiş bir pop ve de gerçeküstü-kendine şahsına münhasır bir uzay / evren olarak tanımlayabiliriz. Ki uzay demem tesadüften öte cins resminden dış dünyaya doğru fışkıran/taşan bir metafordur. Bu resimlerdeki “uzay hissi” bizi gerçeklik ya da ondan kaçış üzerine yeniden düşünmeye zorlar. Bu uzay hissi aynı zamanda bizi uzaklık ve yakınlık kavramları üzerine yeniden düşünmeye çağırır. cins’in tuvallerinde en reel ya da en tanıdık şeyin uzay kadar uzak olması başlı başına delişmen bir ironidir. Sokağın tozunu ve kolektif hareketlerin sancısını içine alarak on yılı aşkın emek / yaratı / zamandır cins sanatını, artık kendi büyülü evrenini, gündelik hayatın gri akışındaki insanlarla paylaşmaya çoktan hazırlanıp gelmiştir. Onları renkleri ve formlarıyla sarmaya ve sarsmaya, dünyayı daha sınırsız ve güzel yapmaya, kışkırtmaya; baştan çıkartmaya. Tekinsiz ama tamamen oyuncul!
disaster, by never giving up constructing other worlds, and by dreaming. cins does not just dream by himself, he also invites the viewer into his alternative dream. He has painted his “Nipple Bird and Paradise” on a found headboard of a bed, therefore turning it into a key to his dream, inviting the viewer in, in an anxious happiness. This is a painting that has chosen to dream without discipline and if we have to describe it over other schools in the history of art, we can claim that it is a unique pop and surreal space / universe inspired by Picasso’s tension between the figurative and the abstract, Miro’s festival of colors and Keith Harring’s insane linear universe. Describing cins’s art as a “space” is a metaphor springing from his paintings to the outer world rather than a mere coincidence. The “feeling of space” in these paintings compels us rethink the reality and the escape from it. It also invites us to mediate on the concepts of distance and closeness. It is a cracked irony that in cins’s paintings the most real or familiar things are as far as the space. Merging with the dust of the streets and pangs of collective movements for more than ten years of labor / creativity / time, the art of cins is ready to be shared with people in the grey flow of daily life, to embrace and shake them with colors and forms, to provoke them to make the world unbounded and beautiful, and to seduce. Uncanny but fully playful!
duvarlar I | walls I 2013 tuval üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on canvas 48 cm x 61 cm
duvarlar III | walls III 2013 tuval üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on canvas 65 cm x 75 cm
duvarlar II | walls II 2013 tuval üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on canvas 85 cm x 70 cm
kara delikten haber var | message from blackhole 2014 tuval üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on canvas 125 cm x 105 cm
gökten beklenti | expectation from the above 2014 tuval üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on canvas 140 cm x 125 cm
müzeden kaçan heykel | sculpture escapes from the museum 2013 tuval üzerine akrilik acrylic on canvas 111 cm x 86 cm
ölü doğa | still life 2013 tuval üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on canvas 86 cm x 111 cm
cennet bahçesi ve meme kuşu | nipple bird and paradise 2013 buluntu nesne üzerine akrilik acrylic on found object 103 cm x 86 cm
iştahlı haller I | desirous moods I 2013 karton üzerine cut-up, karışık teknik cut-up, mixed media on board 48 cm x 48 cm
iştahlı haller II | desirous moods II 2013 karton üzerine cut-up, karışık teknik cut-up, mixed media on board 50 cm x 54,5 cm
iştahlı haller III | desirous moods III 2014 karton üzerine cut-up, karışık teknik cut-up, mixed media on board 59 cm x 69 cm iştahlı haller IV | desirous moods IV 2014 karton üzerine cut-up, karışık teknik cut-up, mixed media on board 67 cm x 60 cm
gündelik ihlaller V | casual violations V 2014 kağıt üzerine markör marker on paper 42 cm x 30 cm gündelik ihlaller I | casual violations I 2014 kağıt üzerine markör marker on paper 52,5 cm x 34 cm
gündelik ihlaller III | casual violations III 2014 kağıt üzerine markör marker on paper 44 cm x 30 cm
rastlantÄą otopsileri 8 | coincidence autopsies 8 2014 buluntu nesne Ăźzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on found object 72 cm x 42 cm
rastlantı otopsileri 2 | coincidence autopsies 2 2014 buluntu nesne üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on found object 36 cm x 24,5 cm
rastlantı otopsileri 1 | coincidence autopsies 1 2014 buluntu nesne üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on found object Ø 17 cm
rastlantı otopsileri 4 | coincidence autopsies 4 2014 buluntu nesne üzerine akrilik ve sprey boya acrylic and spray paint on found object 30 cm x 20 cm
cins, daha çok grafiksel bir dil üzerine temellendirdiği çalışmalarında şehir duvarları da dahil olmak üzere birçok farklı mecra ve teknik kullanıyor. Kimi zaman bir bütün oluşturan, kimi zamansa tekil olarak konumlanan “organik” formlar sanatçının üretim sürecinde evrimleşmeye devam ediyor. Yer yer soyut ve gerçeküstü hikayeler kuran cins’in çalışmaları, izleyiciye temkinli bir yakınlıkta durarak bizleri sanatın gündelik hayat sınırları içindeki varoluşunu düşünmeye çağırıyor.
cins uses many different mediums and techniques including urban walls in his works that are mostly based on a graphical language. Whether the organic forms create a unity or a different sense of individuality, they remain as the main objects evolving in his artistic practise. cins’s works partly set an abstract and surreal scene, standing in a leery distance, inviting us to think about art’s existence in daily life.
Seçilmiş grup sergileri: Ateşin Düştüğü Yer, Depo, İstanbul, 2011; Yıkım 2011, İstanbul, 2011; Hayvan Gibi Sergi, Milk Galeri, İstanbul, 2012; Gerçeklik Terörü, Mars Galeri, İstanbul, 2012; Yaşam Laboratuvarı, Sanatorium, İstanbul, 2013; Post Studio: Yararsız Soruların Yersiz Cevapları, Hush Galeri, İstanbul, 2014.
Selected group exhibitions: Ateşin Düştüğü Yer (Where Fire Has Struck), Depo, İstanbul, 2011; Yıkım 2011 (Destruction 2011), İstanbul, 2011; Hayvan Gibi Sergi (Animal-like Exhibition), Milk Gallery, İstanbul, 2012; Gerçeklik Terörü (Reality Terror), Mars Gallery, İstanbul, 2012; Yaşam Laboratuvarı (Laboratory of Life), Sanatorium, İstanbul, 2013; Post Studio: Yararsız Soruların Yersiz Cevapları (Post Studio: Irrelevant Answers for Pointless Questions), Hush Gallery, İstanbul, 2014.
Bu katalog 09.05.2014-15.06.2014 tarihleri arasında Mixer tarafından düzenlenen cins’in kişisel sergisi ‘erör’ için 500 adet yayınlanmıştır. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan çoğaltılamaz, yayınlanamaz, dağıtılamaz.
Tasarım | Design: Serhat Cacekli Fotoğraflar | Photography: Haldun Kırkbir Çeviri | Translation: Mehmetcan Yaman Redaksiyon | Redaction: Esin Eşkinat
This catalogue is published 500 copies for the solo exhibition of cins, entitled ‘erör’ held at Mixer between May 9 and June 15, 2014. All rights reserved. No part of this catalogue may be copied, re-produced or distributed without the permisson of Mixer.
Bugüne kadarki destekleri için aileme, kız arkadaşıma ve bütün dostlarıma; katalog yazısı ve desteği için Rafet Arslan’a; açılış günündeki dj-set performansı için da poet’e ve yardımları için tüm Mixer ekibine teşekkürler. I would like to thank to my family, my girlfriend, and all my friends for their ongoing support; to Rafet Arslan for writing the catalogue essay and his support; to da poet for his dj-set performance at the opening, and to Mixer team for their assistance.
Sponsor