1 minute read

Evvel giden ahbâba selâm olsun erenlerİbrahim BALCI

Next Article
Gazel

Gazel

Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler

İbrahim BALCI

Advertisement

Bu fani âlemden dostlar göç ettiğinde faniliği daha bir derinden hissediyoruz. Bir zamanlar Topkapı’dan yola çıkıp Edirnekapı’da çay için, sohbet için mola verdiğimiz Nusret (Özcan) hayata mola dedi ve bizi yalnız bıraktı.

Gazeteciliğe Millî Gazete’nin arşivinde başlayan Nusret’le dostluğumuz arşivde başlıyordu. Meşşaîler gibi sohbet ede ede Edirnekapı’ya çaya oturuyorduk, geç vakitte ben Mecidiyeköy’üne, o Edirnekapı’daki evlerine gidiyordu. Sonra araya fasılalar girdi, sık görüşemez olduk, ama uzaktaki yakın dost olarak varlığını yakından hissettik. O, selam veren, merhaba eden, herkese gönlünü açan sevecen bir dosttu. Sevgi dolu, aşk dolu, heyecan dolu can bir yoldaştı. “Yaratılanı yaratandan ötürü seven” gerçek bir mümindi. Edebiyatı edep için bilmiş, tiyatrodan öyküye birçok alanla ilgilenmişti. Celadeti, gayret-i diniyesindendi; iyi bir münekkiddi.

Ama hepsinden önemlisi candan bir dost, sohbet eri, sohbet medeniyetimizin yalınkılıç bir neferiydi. İstanbul’da artık geç görüşsek de sohbet meclislerinde önemli bir gedik açıldı.

Nusret herkesten önce saçlarını ağarttığında, Hz. Ömer (r.a.) gibi bizden önce gideceğini söylemişti ama biz anlamamıştık; bari yaşayan dost ve arkadaşların kıymetini bilebilsek, bu fani hayatın gulgulesine aldanmasak.

Beyaz saç ve sakallarıyla Nusret, tanımayan insanlara görüntüsüyle de güven veren bir güzel insandı. Nusret sevgiyle özdeşleşmişti. Çocuklarını, annesini, babasını, arkadaşlarını anlatırken gözleri sevgiyle kıpırdıyordu. O bir sevgi adamıydı. Çok sıkıntılar, acılar, hastalıklar çekti. Bunlar onun sevgisini ve sevecenliğini artırdı. “Çile çekmeyen, varlığını duyamaz” der gibiydi.

Bu sevgi erini Resulullah’ın sancaktarının yanından Rabbine uğurlayacağız.

Rabbim biz ondan razıydık, sen de razı ol, Resulullah’a komşu eyle, bizi de onlara komşu eyle.

Sevgili kardeşim Nusret, makamın cennet olsun. Dostlar başımız sağolsun. “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.”

Millî Gazete, 23.6.2007

This article is from: