Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler İbrahim BALCI
Bu fani âlemden dostlar göç ettiğinde faniliği daha bir derinden hissediyoruz. Bir zamanlar Topkapı’dan yola çıkıp Edirnekapı’da çay için, sohbet için mola verdiğimiz Nusret (Özcan) hayata mola dedi ve bizi yalnız bıraktı. Gazeteciliğe Millî Gazete’nin arşivinde başlayan Nusret’le dostluğumuz arşivde başlıyordu. Meşşaîler gibi sohbet ede ede Edirnekapı’ya çaya oturuyorduk, geç vakitte ben Mecidiyeköy’üne, o Edirnekapı’daki evlerine gidiyordu. Sonra araya fasılalar girdi, sık görüşemez olduk, ama uzaktaki yakın dost olarak varlığını yakından hissettik. O, selam veren, merhaba eden, herkese gönlünü açan sevecen bir dosttu. Sevgi dolu, aşk dolu, heyecan dolu can bir yoldaştı. “Yaratılanı yaratandan ötürü seven” gerçek bir mümindi. Edebiyatı edep için bilmiş, tiyatrodan öyküye birçok alanla ilgilenmişti. Celadeti, gayret-i diniyesindendi; iyi bir münekkiddi. Ama hepsinden önemlisi candan bir dost, sohbet eri, sohbet medeniyetimizin yalınkılıç bir neferiydi. İstanbul’da artık geç görüşsek de sohbet meclislerinde önemli bir gedik açıldı. Nusret Özcan
51