1 minute read
Ses DostluğuAfet ILGAZ
Ses Dostluğu
Afet ILGAZ
Advertisement
Yeni Şafak’ta yazarken... En az on sene oluyor, sayfa editörüm Nusret Özcan’dı.
Bazen cümlelerim konusunda onunla istişare ederdim. Cümlelerim ve kendimle şakalaşmayı, (dalga geçmeyi) severim. Bir cümlem için:
“Bu cümle biraz uzun, bu yüzden de karışık. Şunu ikiye böleyim” demiştim.
Biraz sustu. “Hocam bu cümle baba bir cümle, dokunmayın” dedi.
Henüz gazeteciliğe yeni alışıyordum ve bir edebiyat metni ile gazete yazısının arasındaki incelikli farklara pek aldırmıyordum. O zaman Nusret Özcan’ın bazı edebiyat ilgileri ve bilgileri olduğunu hissetmiştim.
Sonra, çok sonra, gazeteden ayrıldıktan çok çok sonra yayınlanan bir hikâye kitabım için, Kazdağı Öyküleri için de “şeker” gibi bir yazı yazmıştı. Şeker gibi bir yazı dememin sebebi, o hikâyelere “şeker gibi hikâyeler” demesinden dolayıdır.
Ben, bugün de öyle yapıyorum, sayfa editörlerime “oğlum, evlâdım” falan diyorum. Bu, kendi çocuklarıma hitabımdan kalan bir alışkanlık. Gençler de kusuruma bakmıyorlar.
Nusret Özcan’a da öyle derdim. Sonra, gene gazeteden ayrıldıktan sonra bir gün, onun bir fotoğrafını gördüm. Yaşlı başlı bir adamdı. Böyle düşünmem için ak saçları ve uzun sakalları bile yetebilirdi. O resmi görünce çok utandım. Nerdeyse ben yaşlarda biri zannettim. Hikâyenin asıl Aziz Nesin’lik sonucu, onun gerçekten de o saç ve sakalına rağmen, oğlum yaşında biri olduğunu öğrenmem oldu.
Bu kış, çocuklar, her ne hikmetse, benim hatırlamadığım yaş günümü hatırlayıp pasta almaya kalkmışlar. Onlara itiraz edemedim de şöyle takıldım:
“İyi, üzerine de bâri ‘yaş yetmiş, yolun tamamı eder’ yazdırın.” (*)
İşte, Nusret Özcan’ın ölümüne bundan dolayı şaşırdım. Cahit Sıtkı Tarancı’nın ölçülerine bakarsanız, bu, erken bir ölümdü. Ama ne yaparsınız ki Azrail(AS)’in ölçüleri, Tarancı’nın ölçülerini tutmuyor.
“Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında” mısralarına bakarsanız, Tarancı ile Azrail (AS)’in ölçüleri birbirini tutuyor. Tarancı’nınki sadece ince bir hüzün, ince bir şiir!
Nusret Özcan’ı hiç görmemiş olduğumu düşündüm de onun için yazımın başlığını “Ses dostluğu” koydum. Gerçekten de sesi dost bir sesti. (*) Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” şiirindeki “Yaş otuz beş, yolun yarısı eder” mısraına gönderme.
Millî Gazete, 27.6.2007