1 minute read
Biricik AbimizBurak NARİNÇ
Biricik Abimiz
Burak NARİNÇ
Advertisement
Sevgili Nusret Abimiz hakkında ne söylesek yine de kifayetsiz kalır. Kendisi ile sohbet ettiğimiz bir mekânda hemen her gün beraberdik. Çay içer; kimi zaman hayatın gerçeklerinden, kimi zaman da tarihî ve dinî konulardan, müzik ve edebiyattan bahsederdik. Biz daha çok dinleyici durumundaydık. Anlattığı olayları gözümüzün önündeymişçesine canlandırır, o olaylardan dersler çıkarmamızı isterdi. Kimse ile ayrısı gayrısı yoktu. Kişinin tipine hiç önem vermez, gönül güzelliği arardı. Kendisine sorulan soruları dikkatlice dinler, sözün bitmesini bekler ve ona kendi hayat tecrübesi ile yardımcı olmaya çalışır veya yönlendirirdi. Türk Sanat Müziğini çok severdi, bir o kadar da Bach, Beethoven dinlerdi. Anlattığı hikâyelerle bazen içimizi hüzün kaplar, bazen de keyiflenirdik. Hiç bitmesin isterdik sohbet; hep anlatsın, hep anlatsın Nusret Abim.
İş gezisi için Ürdün’ün Amman şehrine gitmiştim. Bir müddet orada kalmam gerekliydi.
Gitmeden önceki gün Nusret Abim ile helalleştik. Ertesi akşam ben Amman’a vardım. Uçaktan iner inmez telefonu açtığımda ailemden önce beni ilk arayan Nusret Abim’di. “Nasıl bir yer orası, n’apıyorsun, sesin ürkek geliyor” diye konuştu durdu benimle. Ve bana “Boşver, bırak, dön gel” dedi.
Sözünü dinledim, birkaç işimi halledip iş yerinden istifa ederek geri geldim. Beni sohbet ettiğimiz mekânda görünce çok sevindi, sarıldı, “Koçum benim, gelmiş” dedi. 10 günün hasretini giderdik...
Nusret Abimiz, sohbet ettiğimiz mekânın en ön sıradaki masasına oturur ve mekâna teker teker gelen arkadaşlar ilk önce o masaya bakarlardı. Eğer orada ise selam verilip yanına oturulur, hasbihal edilirdi. Yine birgün sohbet ederken Nusret Abimize, bir gün önce iki arkadaş Şehzade Camii’ne namaz için gittiğimizde camideki restorasyon sebebi ile kıbleyi göremediğimiz için kıbleyi şaşırdığımızı söylemiştik. Tabii hemen bize veryansın etti “Siz bu hataya nasıl düşersiniz!” diyerek. Ama bizler bilirdik ki onun kızması bile bizi sevdiğindendir. Bizler de biraz mahcup bir şekilde “Haklısın abi” diyerek boyun büktük. Hiç kırılmamıştık ama yine de gönlümüzü aldı.
Nusret Abim, hâlâ unutamadığımız, ailemizden daha da yakın aile büyüğümüzdür. Kardeşlerime, bizlere, her birimize ayrı ayrı “Allah biliyor, seni çok seviyorum.” dediğini çok duymuşuzdur. Allah biliyor, bizler de Nusret Abimizi çok seviyoruz. Rahmetle anıyoruz. Rabbim sevdikleriyle komşu eyleye…