3 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ
SAYI: 1079 KURULUŞ 1988 - YIL: 32
Dış Mahalle ziyaretlerine Elmaağaç’la devam edildi
FİYATI 1
Bozkır Belediyesi araç filosunu genişletmeye devam ediyor Bozkır Belediyesi ilçenin ihtiyaçlarına göre araç filosunu genişletmeye devam ediyor. Son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan hibe olarak alınan yol süpürme aracı, Bozkır Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü bünyesinde hizmet vermeye başladı.
İçişleri Bakanlığının talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen Halk Toplantıları Bozkır ilçemize bağlı “52 Haftada 52 Mahalle” şekliyle her hafta ilçemize bağlı bir mahalle ziyaret edilerek gerçekleştiriliyor.
Bozkır İHH Temsilciliğinden İdlib’e yardım tırı yola çıktı Bozkır’da faaliyet gösteren İHH Bozkır Temsilciliğinin düzenlediği yardım seferberliği ile Bozkır'dan İdlib’e gönderilmek üzere bir tır yardım dualarla geçtiğimiz hafta yola çıktı.
Stadyumda yenileme çalışmaları yapılacak Konuk; Seydibey tesisleri patatese güvence oldu! CHP Bozkır İlçe Başkanı Duran, güven tazeledi 2019 yılında üreticisine 2,54 Milyar TL’nin üzerinde ürün bedeli ödemesi yapan Konya Şeker’in Çumra Şeker Fabrikasının ardından üreticisinin tarımsal ürününü işlemeye yönelik yaptığı ilk yatırımlardan biri olan Seydibey Tarım Ürünleri İşleme Tesisi bu sene üreticiye 83 Bin 669 ton sözleşmeli patates ürettirdi.
D. Sayfa 3’de
SAYFA 2
Stadyumda yenileme çalışmaları yapılacak
CHP Bozkır İlçe Başkanı Duran, güven tazeledi Cumhuriyet Halk Partisi CHP Bozkır İlçe Başkanlığı olağan kongresi ilçe teşkilat binasında geçtiğimiz hafta gerçekleştirildi.
3 ŞUBAT 2020
HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR! Ne zaman olacak, nerede olacak, büyüklüğü kaç olacak diye endişeyle beklerken, Ülkemiz beşik gibi sallanmaya başladı. Manisa sallanıyor artçılar bile sarsıyor derken asıl felaket haberini Elazığ’dan aldık. Bir felaket karşısında üzülmemek için insan olmamak gerekir, dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan felakete düşmanın bile olsa sevinebilmek için insan vasfından çıkmış olmak hatta o vasfı hiç kazanmamış olmak gerekir. Bu felaket ister Yunanistan’ın başına gelsin ister Avusturalya’nın, ister Suriye’nin isterse Çin’in fark etmez, insan olan hiçbir canlının yaşadığı acıya sevinemez, oh olsun diyemez. Elazığ depreminin hemen ardından arama motorlarına etnik kökenlerle ilgili arama yapanların da insan olabileceklerine ihtimal vermiyorum, olsa olsa insanımsı varlıklar diyebiliriz. Neyse ki milletimiz bu insanımsı varlıklara rağmen yaşanan her felaketin ardından birlik olmayı, el vermeyi, yardımlaşmayı, kucaklaşmayı fevkalade güzel bir şekilde başarıyor. Bizim millet olarak en büyük özelliğimizde bu sanırım. Kavgayı, kini, nefreti unutup birbirimize kucak açabiliyoruz. Allah bu birliğimizi bozmayı kimseye nasip etmesin… Maalesef ülkemiz deprem kuşağında yer alıyor, günlerdir görsellerle iyice bunu hafızamıza yazmış olmalıyız. Bizden ziyade bunu yöneticilerin müteahhitlerin hafızalarına iyice kazıyıp hiç akıllarından çıkarmamaları gerekiyor. Bizim için ise bir teselli var ki deprem haritasında en şanslı yerlerden birinde yaşıyoruz. Yine de buna çok fazla güvenmemek gerekiyor ve her an hazırlıklı olmamız şart, çünkü ne zaman Akdeniz’de güçlü bir deprem olsa bizde ye ri mizd e n sı ç rı yor uz. H af i f şe kil d e hissettiğimizde bile ne yapacağımızı şaşırıp kendimizi sokaklara atıyoruz, o anı merkezinde yaşayan ların Allah yardımcısı olsun. Elazığ depreminde gördük ki aslında insanları öldüren deprem değildi, hırsız müteahhit, işgüzar ev sahibi, vurdumduymaz yönetici, işini layıkıyla yapmayan görevliler öldürdü onca insanı… Aynı mahallede diğer evler sapasağlam ayakta dururken ya da çok az hasarla depremi atlatmışken, kum yığınına dönen apartmanların içinde can veren insanımızın vebali yukarıda saydıklarımızın boynunda asılı kalacaktır. Üç kuruş daha fazla kazanmak için yapılan hileler, masraf olmasın diye harçla kapatılan çatlaklar, kesilen kolonlar ve daha nice sorumsuzluklar yüzünden kaybettik onca insanımızı… Hiç bir para, hiçbir maddiyat o insanları geri getiremeyecek maalesef… Enkazdan çıkartılan Yüsra bebeği gördük hepimiz, bir kez izleyebildim o sahneyi, bir daha izlemeye yüreğim dayanmadı dayanamaz da… O yaşta bir çocuğa ve annesine bu acıyı yaşatanlardan hesap sorulmalıdır, öyle cezalar verilmelidir ki kimse bir daha inşaatına hile katmaya, çalmaya, bir şey olmaz demeye cesaret etmeyi bırak aklından bile geçirememeli… Ben o bebek enkazdan çıkartılırken kendi çocuklarımı düşündüm, hepimiz kendi çocuklarımızı düşündük, bizim yüreğimiz bunu izlemeye dayanamazken o insanlar bizzat yaşadılar. Çoğu insan hayatta kaldığına bile sevinemedi çünkü canlarından parçaları toprağa verdiler. Bunların tekrar yaşanmaması için daha sert cezalar ve önlemler alınması artık kaçınılmaz olmuştur. Biz her deprem ardından Yüsra bebeklerin enkazdan çıkışını görmek istemiyoruz, biz Japonlar bu işin üstesinden nasıl geldilerse bir an önce öğrenilip yapılması gerekenin yapılmasını istiyoruz. Yaklaşmakta olan o büyük depremi korkuyla beklemek, hurafelerle avunmak yerine bilimle ilimle tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Bozkır deprem kuşağında olmayabilir ama sevdiklerimiz riskli şehirlerde yaşıyor ve hepimizin yüreği ağzımızda bekliyoruz. Biz sıradan vatandaşlar dua etmekten başka bir şey yapamıyoruz ama elinde yetki olanların Atamızın tavsiyesiyle “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyerek kollarını sıvamalarını istiyoruz. Hem de hemen… Depremde hayatını kaybedenlere Rahmet kalanlara da sabır diliyorum. Yaşadığımız son felaket olsun İnşallah…
SAYFA 3
3 ŞUBAT 2020
Belediyenin araç filosuna yenileri katılıyor
Konuk; Seydibey tesisleri patatese güvence oldu!
3 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ
SAYI: 1079
İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU
HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50
HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL
ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715
GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ
İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA
Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr
BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.
ALİ DUTAL TEDBİR, TAKDİR, SORUMLULUK İnsan ve insanlık, hayat adını verdiğimiz süreç içerisinde zaman zaman deprem, sel, yangın gibi doğal afetlere; kendisinden kaynaklı savaş ve terör saldırılarına maruz kalarak telafisi mümkün olmayan can ve mal kayıplarına uğramaktadır. Ülkemiz insanı da bu olaylardan nasibini almış, almaya da devam etmektedir. Sadece ülkemizde değil; dünyanın her tarafında farklı şekillerde “koranavirüs” gibi olaylar yaşanıyor ve bundan sonra da yaşanacak. Esas olan bu olayları “tedbir, takdir ve sorumluluk” ekseninde değerlendirerek en az zararla atlatmak en önemlisi de yaşanan olaylardan ders çıkarmak, olmalıdır. Yüce Allah(cc)’ın insanların uyanışına vesile olmak üzere çeşitli şekillerde ikazları ve bilemediğimiz maddi ve manevi cezaları olmaktadır. Ancak, bu durumu dile getirirken çok dikkatli olmalı, ikazlarımızı da usulü dairesince yapmanın hassasiyeti içinde olmalıyız. Sözlerimiz muhataplarını incitmemelidir, Maalesef, özellikle de deprem sonrası polemik ve incitici sözleri gerek sosyal medya gerekse diğer ortamlarda görüyoruz. Değerlendirmeler birilerini incitmek amaçlı olmasa da farklı yönlere bilerek veya bilmeyerek çekenler olabileceği de dikkate alınmalıdır. Hepimiz samimi olmalı acıların tavan yaptığı bir dönemde incitici sözlerden uzak durmalıyız. Mesela, Elazığ Sivrice depremini Hz. Allah(cc)’ın mutlak cezası olarak değerlendirirsek bu yaklaşım bizi doğru sonuca ulaştırmaz; çünkü, Türkiye’nin cezaya en müstahak insanları Elazığ’da yaşayan insanlar mı? Asla değil; üç buçuk yıl içlerinde yaşadığım ve içten sevgi duyduğum Elazığ insanına haksızlık yapmış oluruz. Elbette ki, her yerin iyisi ve kötüsü olur, buna bir şey diyemem; ancak, benim tanıdığım Elazığlıların çoğu çok iyiydi. Şunu hepimiz kabul etmeliyiz ki ülkemiz deprem kuşağında olan bir ülke olup küçük veya büyük depremlerle karşı karşıya kalması kaçınılmaz olup buna göre gerekli önlemleri hem birey hem de devlet olarak almak zorundayız. Lafı çok fazla uzatmadan esas konumuz olan “Tedbir, Takdir, Sorumluluk” üzerinde durmaya çalışalım. Konunun daha iyi anlaşılması için “KADER” konusuna kısaca değineceğim. “Kader” konusu çok hassas olması hasebiyle derinliğine girmeyeceğim; ancak, imanın altı şartından biri olan “KADERE İMANA” şeksiz şüphesiz inanıyorum. Kaldı ki, ehli sünnet inancına sahip bir Müslümanın “KADER”e inanmaması düşünülemez; çünkü, inanmamak insanı imansızlığa götürür. Peygamber Efendimiz(sav); “Kadere iman etmedikçe başa gelecek olanın asla şaşmayacağına; başa gelmeyecek olanın da asla gelmeyeceğine inanmadıkça hiç kimse iman etmiş sayılmaz” buyuruyor.(Tirmizi) Kader;” insanın ömür boyu neler yapacağını, Allahü Teâlâ’nın ezeli ilmiyle bilmesi” olarak açıklanmaktadır. -“Kaderimiz böyleymiş” deyip hiçbir şey yapmamakihtimal dahilinde olan olaylara karşı TEDBİR almamak doğru mudur? -Kesinlikle doğru değildir. Hatta tedbir almamak büyük vebal olup Allah(cc)’ın emrine karşı gelmek olur. Yüce Rabb’imiz, “Ey iman edenler, tedbirinizi alın”(Nisa 71) buyuruyor. Başımıza gelecekleri bilmediğimiz için tedbir almak, sebeplerini yerine getirmek gerekiyor; çünkü bu dinimizin emridir. Efendimiz Muhammed(sav), “Akıllı tedbir alır; tedbir almakta acizlik gösterme; tedbire rağmen bir işe gücün yetmezse “hasbiyallahü ve ni’mel vekil, de” buyuruyor. -Tedbir takdiri bozar mı? Asla ve asla tedbir takdiri bozmaz! Cenab-ı Allah bir şeyi murat ettiyse o iş olur; kimse engel olamaz! Müslüman, Allah(cc)’ın emrine uyarak tedbir alır; takdir neyse onun olacağına inanır ve Allah(cc)’ın hükmüne boyun eğer, sabır gösterir. Japonya, 10 şiddetindeki depremlere karşı koyabilecek binalar yaparak tedbirlerini en üst düzeyde alıyor. Japonlar depreme karşı her türlü tedbiri almasına rağmen deprem sonrası oluşan tusunaminin önüne geçebildi mi? Geçemedi. -Öyleyse tedbir almaya gerek var mı? Var; çünkü, tedbir kişiyi sorumluluktan kurtarır. Tedbirsizlik sonucu oluşan zarara karşı sorumluluk sahipleri Al lah(cc)’a karşı sor um ludur lar. Gerek birey gerekse devletin kurumları olarak başta İMANSIZLIK felaketi olmak üzere tüm felaketlere karşı gerekli önlemlerin alınması için yapılması gerekenleri yapmalıdır. Bu tür olaylar üzerinden kişileri ve kurumları karalama, siyasi ve ideolojik rant elde etme ahlaksızlığı içerisinde olmamalıyız; çünkü, bu tür kasıtlı söz ve davranışlar toplumsal barışa zarar verdiği gibi çözüme yönelik çalışmalara da zarar verebilir.
SAYFA 4
3 ŞUBAT 2020
Dış Mahalle ziyaretlerine devam ediliyor
Bozkır’dan İdlib için yardım tırı yola çıktı
ZAYİ: Bozkır Esnaf Odasından almış olduğum Seri SP 355151’den 355200’e kadar olan Sıra No’lu 1 Cilt Faturamı ve Seri LF 859051’den 859100’e kadar olan Sıra No’lu 1 Cilt Parakende Satış Fişimle birlikte kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet Ali BORAN
ZAYİ: Seri: A-1 009201’den 009250’ye kadar Sıra No’lu 1 Cilt Taşıma İrsaliyemi ve Seri: A1 044301’den 044400’e kadar Sıra No’lu 2 Cilt Faturam ile birlikte kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet Emin YILDIZ
PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK İkinci Dönemde Çocuklarla İstişare… İstişare; bir konu hakkında doğruya ulaşmak için fikir alışverişinde bulanmaktır. Başka bir ifadeyle bir işi yaparken o işin ehli olan kimselerin görüşlerini almaktır. İstişarenin Müslümanlar için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek için Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Yapacağın işi önce meşveret et!” (Al-i İmran,159), “Onların işleri, aralarında danışma iledir.” (Şura,38) Peygamber Efendimiz (s.a.v) de hakkında nas olmayan konularda ashabıyla hep istişare etmiştir. Yani Peygamber Efendimiz (s.a.v) önemli kararlarda, karar vermeden önce ashabına da fikirlerini sorar, önemli olanları dikkate alır ve sonucu içinde Allah'a tevekkül ederdi. Bedir Savaşı’nda karargâhını değiştirmesi, Uhut Savaşı’nda Medine dışına çıkması düşüncesi olmamasına rağmen Uhut’a çıkılması, Hendek Savaşı’nda hendek kazılması hep istişare ile olmuştur. Bunun içinde Ebu Hureyre (r.a): “Ben Resulullah’tan daha fazla arkadaşları ile meşveret eden birini görmedim.” (Tirmizi, Cihat, 35) demiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) istişare konusundaki bir örneğini de Hudeybiye Antlaşması sonrasında yaşananlardır. Yukarıda anlattığımız Hudeybiye Antlaşması’ndaki gibi Peygamber Efendimiz (s.a.v); sıkıntılı zamanlarda yaşanan duygu yoğunluğunda nasıl hareket edilmesi gerektiğini yaşantısıyla göstermiştir. Burada Peygamber Efendimiz (s.a.v) Ümmü Seleme annemizle istişare etmiş ve onun dediklerini uygun bulup hemen uygulama geçmiştir. Özellikle duygu yoğunluğu yaşandığı zamanlarda duygusal olarak hareket etmek yerine istişare yapılması ve fiili hareketlerin sözlerinden daha etkili olduğunu göstermiştir. İnsanların bireyselleşip istişarenin ikinci plana atıldığı günümüzde, özellikle de çocuk eğitiminde istişarenin üzerinde daha fazla durulması gerekir. Anne babalar, aile içinde istişare ortamları oluşturarak, istişareyi ailenin vazgeçilmezlerinden yapmaları gerekir. Özellikle Anne babalar, çocukları ilgilendiren konularda istişare adına çocukların fikirlerini almalıdırlar. Çünkü çocukların görüşleri alınmadan verilen b ir ço k ka r ar l a r, ço cu k la r t a r af ı nd a n benimsenmeyecekleri için uygulama konusunda da es geçilecektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in istişare sünnetini, bugün evlerimizde çocuklarımızla uygulamış olsaydık çocuklarla ilişkilerimiz bugünkünden çok daha farklı olacaktı. Bugün çocukların söz dinlememe davranışları ve düşük benlik saygılarının temelinde de istişare yap(a)mama yatmaktadır. Nedir Bu Düşük Benlik Saygısı? Düşük benlik saygısı; kendine güvenmemek, sorumluluk almaktan korkmak, yeteneklerinin altında başarı göstermek demektir. Aileyi ilgilendirilen konularda çocuklarla istişare edilmediği takdirde, çocuklar karar verme ve sorumluluk alma konusunda kendilerine güvenemeyeceklerdi. Kendine güvenemeyen bu çocuklar, büyüdükleri zamanda kendi kararlarını vermekte zorluk çekeceklerdir. Yine çocukları ilgilendiren konularda çocuklarla istişare etmek yerine “Sen daha çocuksun, anlamazsın!” ya da çocukların en küçük olumsuz davranışlarına karşı “Kocama oldun, ama hala çocuksu hareketlerin var! “ diyerek çocukları ikilem içinde bırakılmaktadırlar. İstişare edilmeden büyüyen çocuklar, uygun model edinemedikleri içinde ilerde ne eşiyle ne çocuklarıyla ne anne babasıyla ne de bir başkasıyla istişare etmeyecektir. Sıkıntılı zamanlarında da “Sıkıntı var mı?” diye sorulduğu zaman “Bir şey yok, önemli değil!” diye birçok şeyleri geçiştirecektir. Oysa duygu yoğunluğu yaşandığı zamanlarda kararlarını istişare ederek veren aile bireyleri, olası hataların önüne geçmektedirler. Bunu yanında istişare sayesinde birbirlerinin değerli olduklarını, birbirlerinin görüşlerini önemsemelerinin yanı sıra çocukların karar verirken kendilerine güvenlerini geliştirmelerini ve olaylara farklı açıdan da bakmalarını sağlayacaktır. Hz. Ali (r.a)’nin şu sözleri çocuklarla istişarenin önemini çok güzel ifade etmektedir: “Çocuklarınızla yedi yaşına kadar oynayın, on beş yaşına kadar onlarla arkadaş olun, on beş yaşından sonra da onlarla istişare edin.”
SAYFA 5
3 ŞUBAT 2020
BOZKIR TARİHİNE DAİR İKİ KİTABIN TANITIMI
Gelirini depremzedelere bağışladı İlçemiz Bozkır’da faaliyet gösteren lokanta işletmecisi Mesut Çiçek öğlen arası 12.00-14.00 saatleri arasında elde ettiği tüm satışların gelirini depremzedelere bağışladı.
Bozkır tarihi ve kültürel bakımdan köklü bir ilçemiz olup gerek ilçemizden gerek dışarıdan akademisyenler ilçemiz üzerine araştırmalar yapmaktadırlar. Biz bugünkü yazımızda bu alanda iki kitabın tanıtımını yapmak istiyoruz. Bunlardan birincisi Bozkır Kazası Vakıfları XV.- XX. Yüzyıllar isimli eserdir. Eserin yazarı Hamit Şafakçı olup bir dönem Bozkır Anadolu Lisesinde tarih öğretmenliği de yapmıştır. Eserde 15. ve 19. yüzyıllar arasında Bozkır kazasına bağlı vakıfların durumu çalışılmıştır. Vakıf eserlerin kullanımı, vakıfların idarecileri ve gelirleri belgelere dayalı olarak ortaya konulmuştur. Yine bu eserden idari sınırlar ve bu dönem vakıflara ilişkin sorunları da izlemek mümkündür. Örnek olması anlamında eserden şu bölümleri alıntılamak doğru olur düşüncesindeyim. “Siristat Bozkır kazasının merkezidir. Köyde iki zaviye, üç ibadethane, bir muallim hane, bir medrese, bir kilise, bir çeşme ve köprü bulunmaktaydı.” (sayfa 175) Bu kayıtlardan Osmanlı döneminde Siristat köyü olarak geçen Bozkır merkezin dini, ilmi ve sosyal durumuna ilişkin fikir edinmek mümkündür. Bozkır tarihine ilişkin ikinci eser “1256( 1840) Tarihli Bozkır Temettuat Defteri” isimli eserdir. Kitabın yazarı Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Tosun’dur. Bu eser o dönem 172 haneden oluşan Bozkır kaza merkezini yani Siristat’ı esas almaktadır. Temettuat devletin elindeki kaynakların sayımını yapması anlamına gelmektedir. Sayımda nüfus başta olmak üzere menkul veya gayrimenkul mallar ve bunların gelirleri kaydedilmiştir. Bu anlamda devletin vergi ve askerlik işlerinde en önemli veri kaynağı temettuat defterleridir. Bu yüzden güvenilir bilgiler vermektedir. Devlet planlamalarını bu kaynağa göre yapmaktadır. Örnek olması bakımından kitaptan alınan şu bilgileri aktarmak istiyorum. “Keçi: Oğlaklı ve yoz toplam 849 keçi mevcuttur. Oğlaklı keçinin tanesi 12 , yoz keçinin tanesi 12 , yoz keçinin tanesi 8 kuruş olup , 93 hanede keçi vardır. ( sayfa 11) Konu bütünlüğü için dükkan sayısı ve durumuna ilişkin de bilgiler vermek istiyorum. “ Bu tarihte 3 kahve , 2 duhancı , 1 berber , 1 saraç , 1 bakırcı , 1 kalaycı , 1 nalbant 2 demirci, 2 su değirmeni, 7 kavaf bulunmaktadır.”( sayfa 12-13) Bu bilgilerden hareketle bozkır kaza merkezinin ticaretten ziyade tarım ve hayvancılıkla geçindiği söylenebilir. Özetle ilçemiz ile ilgili bu tarz çalışmaların artması tarihimizin öğrenilmesi için yararlı olacaktır. Mustafa AK Tarih öğretmeni
“Tüm bu algılara rağmen Bozkır olarak iyi niyet anlayışımız devam edecektir”
Haberin Baştarafı Sayfa 6’da
Metruk binaların yıkımı devam ediyor
Bozkır Belediyesi, ilçemize bağlı dış mahallelerde emniyet ve sağlık açısından tehlike oluşturan metruk binaların yıkımına devam ediyor. Beyşehir Belediye Sporla Bozkır’da oynan maçın ardından gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Bozkır Gençler Birliği Spor Kulübü Başkanı Kamil Gölgeli;
“Tüm bu algılara rağmen Bozkır olarak iyi niyet anlayışımız devam edecektir” Bozkır Gençler Birliği Spor Kulübü Başkanı Kamil Gölgeli, geçtiğimiz hafta sonu oynanan Bozkır Gençler Birliği’nin 3-2 yenildiği Beyşehir Belediye Spor maçının ardından gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.
D. Sayfa 5’de