Bozkır Postası Gazetesi Sayı:1024

Page 1

SAYI: 1024 KURULUŞ 1988 - YIL: 31 FİYATI 1

7 OCAK 2019 PAZARTESİ

Esnaf ve vatandaş seçim derdine değil, geçim derdine düşürüldü Mart 2019 yerel seçimleri yaklaşıyor yaklaşmasını da Bozkır ilçemizde geçmiş genel ve yerel seçimlerde yaşanan heyecandan hiçbir eser yok.

Soba zehirlenmesinden iki kişi hayatını kaybetti

Komşu ilçelerimizden Yalıhüyük İlçesinde geçti ğimiz Cuma gün ü sob adan sız an karbonmonoksit gazından zehirlenen 2 kişi hayatını kaybetti. Haberi Sayfa 2’de

Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü'ne Görevlendirme Yapıldı

Çiftçilere %60 Hibeli Fiğ Tohumu Bozkır İlçe Tarım Müdürlüğünden Bozkır genelindeki çiftçilerimize bugün %60 hibeli fiğ tohumu dağıtılacağı öğrenildi. Haberi S. 2’de

Cumhurbaşka nlığı 1 numaralı kararnamesi ile değişen Gençlik ve Spor Bakanlığı teşkilat yapısının taşra teşkilatında Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü olarak yapılanması esas alınmıştır. Buna göre, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü'ne Erdoğan Erdal Müdür olarak getirilmiştir. Haberi S. 2’de

BİN GÜNDE BOZKIR GÜCÜ Bozkır Gücü Spor Kulübünün kurucusu ve Başkanı olan Muammer Tunahan, kulübün tüzüğünün tam 1000 gün önce yazdıklarını ve o tarihte kulübü kurup faaliyetlerine aralıksız devam ettiklerini gazetemiz Bozkır Postasına ifade ederken, 1000 günde çok yol kat ettiklerini de sözlerine ekledi.

“Kardeşim Olur Musun?” Haberi Sayfa 3’de

Konya Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi’nin çeşitli nedenlerle ülkemiz sığınan çocukların birbirleriyle kaynaşmaları ve kültürümüzü tanımaları amacıyla 3 yıldır sürdürdüğü “Kardeşim Olur Musun?” projesinin finali gerçekleştirildi. Haberi Sayfa 3’de


SAYFA 2

7 OCAK 2019

Soba zehirlenmesinden iki kişi hayatını kaybetti PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK

Okumayı “Diploma Al!” Olarak Algılarsak… (1)

Çiftçilere %60 Hibeli Fiğ Tohumu

7 OCAK 2019 PAZARTESİ

SAYI: 1024

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü'ne Görevlendirme Yapıldı

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

ZAYİ: 20 Aralık 2018 Tarihinde Nüfus Cüzdanımı Kaybettim Hükümsüzdür. Şahin TEKDAMAR Dereiçi Mahallesi - BOZKIR/KONYA

Millet olarak okumaya ve okutmaya önem veren bir milletiz. Onun için nerde okuyan bir çocuk görsek “Adam olacak çocuk!” yakıştırmasını yaparız. Okumayı o kadar önemseriz ki çocukları okutmak için vakıflar dernekler kurarız. Vatanına, milletine bilgili ve faydalı insanlar yetiştirmek için okullar açarız. Hatta bu çocuklara daha iyi imkânlar sunmak için yardım toplar, zenginlerimizin zekât ve sadaklarına da talip oluruz. Ancak en büyük eksikliğimiz okumayı “Diploma” almak olarak algılamamızdır. Okumayı ve eğitimi “Diploma” olarak algıladığımızdan okulu bitirip diploma alınınca okuma da bitiyor. Bugün birçok insan okulu bitirip diploma aldıktan sonra okumak için eline bir daha kitap almıyor. Eline kitap almayınca da kendini yenileyemiyor ve gelişmelerin gerisinde kalıyor. Hal böyle olunca bu sefer de yapılanları eleştirmeye başlıyor. Bir gün, bir yayınevinde otururken yayınevi sahibi; yanındaki bir beyefendiye (sonradan bir kurumda müdür olduğunu öğrendiğim) beni tanıttı. O da: “Hocam, kitabınızı hanım okudu, çok beğenmiş, yüreğinize ve kaleminize sağlık. Ancak ben okuyamadım. Malum iş güç derken okumaya pek fırsatımız olmuyor.” dedi. Yine iş icabı bir işveren kardeşimizi ziyarete gittiğimde çocuk eğitimi ile ilgili kitaplarımdan birini hediye etmek istedim. “Hocam bu ne?!” dedi. Ben de “Okumanız için size hediye ediyorum.” dediğimde, “Hocam ben kitap okumayı sevmiyorum ama yine de alayım da hanım okusun!” dedi. İnanın bu insanlara çocuk okutacağız yardımcı olur musunuz dense seve seve bunu yapabileceklerini düşünürüm. Fakat okuma adına aynı yardımı kendine yapmayı düşünmemektedirler. “Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür de, kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez…” der Victor Hugo. Dünya da değiştirebileceğimiz tek kişinin kendimiz olduğunu ve dünyanın değişmesi içinde öncelikle değişime kendimizden başlamak gerektiği kimsenin aklına gelmiyor. Kişideki değişim ve gelişim hakkında Konfüçyüs şöyle demektedir: “Dünyaya güzel karakterlerini göstermek isteyen eskiler, önce devletlerini düzene koymaya çabaladılar. Devletlerini düzenlemek isteyenler, önce evlerine çeki düzen vermek gerektiğini gördüler. Evlerini düzene koymak isteyenler, önce kişiliklerini terbiyeden geçirmeleri gerektiğini anladılar. Kendilerine çeki düzen verebilmek için önce düşüncelerini, düşüncelerini yoluna koyabilmek için önce bilgi eksikliğini gidermeleri gerektiğini anladılar. Sonuçta toplumsal değişimin kişisel gelişimle olacağının farkına vardılar.” Diploma Değil Merak İlmin Hocasıdır… Atalarımız “Merak ilmin hocasıdır.” demişler. Gerçekten de insanlarda akıl olmasaydı hiçbir şey öğrenemezdi. Rabbimiz tarafından, “Annelerinin karnından hiçbir şey bilmezken çıkarılan” (Nahl,78) insanoğlu, öğrendiklerini de merak ile öğrenmektedir. Merak edilmeyen hiçbir şey, öğrenilememektir. İnsandaki merak duygusu olmasaydı bugün teknoloji çağını değil de ilk çağı yaşar olacaktı. Çocuklar, ana kucağında, etrafı gözlemleyerek ve nesneleri ağzına alarak öğrenirken; konuşmaya başladıktan sonra da soru sorarak öğrenmektedirler. Özellikle de 34 yaşlarında çocukların merak duygusuna bağlı olarak soruları artar. Merak duygusu okul öncesi dönemde olduğu kadar olmasa da insanda ölünceye kadar devam eden bir süreçtir.


SAYFA 3

“Kardeşim Olur Musun?”

7 OCAK 2019

ALİ DUTAL DUBAİ’DE GÖRKEMLİ YILBAŞI (?)

BİN GÜNDE BOZKIR GÜCÜ

Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nin hatta Ortadoğu’nun en gösterişli en şatafatlı şehridir. Lüksün, eğlencenin, turizmin merkezidir. Dünyadaki yüksek binalar içinde 828 metre yüksekliğe sahip en yüksek bina olan “Burj Halife” adlı bina buradadır. Dubai, Ortadoğu’nun aslında İslam dünyasının utanç göstergelerinden birisidir. Uzak değil, çok yakınında Yemen’de, Filistin’de, Suriye’de Müslümanlar katledilir, çocuklar açlıktan ölürken Dubai lüks içinde yüzüyor. Doğrusu, “Dubai” Müslüman zenginlerin içinde bulunduğu azgınlığın sembolidir. Yılbaşı gecesi 23 Haberlerinde Dubai’nin en yüksek binası “Burj Halife” de yeni yıla giriş kutlamasının yapıldığı ışık gösterilerini canlı yayında izledim. Utanmak bir yana sinirimden kahroldum. Kolay kolay kimseye beddua etmem, insanların hidayeti ve kurtuluşu için dua ederim. İnanın, içimden şu bina yerle bir olsa diye beddua etmek geldi. O ne çılgınlık o ne abartıydı; anlamak mümkün değil! Ne diyeyim yazıklar olsun! Sadece Dubai’mi Yılbaşını çılgınca kutlayan tüm Müslümanlara yazıklar olsun! Gerçi, Müslüman sadece yılbaşı değil; gayri Müslimlerin hiçbir kutsal gününü kutlamaz! Yılbaşı sadece yeni bir yılın başlangıcı değil; Hıristiyanlar için kutsal sayılan dini bir gündür. Ya değilse yeni yıl girdi diye kutlama yapılır mı? Tam tersi insan bir yaş daha yaşlandım diye üzülmesi gerekir. Geçmiş yılın muhasebesi gelecek yılın planlaması yapılır. Madem yeni yıl; insan yeni yıla güzel işler yaparak başlamak ister. Hayırla başlanılan işin sonu da hayır olur. İnsan büyük günahlar işleyerek yeni bir yıla başlar mı? Aklı selim insan başlamaz. Yeni yıl kutlamalarının asıl sebebi yeni bir yılın başlangıcı değil; kutsal bir günün kutsanmasıdır. Hıristiyanların Hz İsa(as)’nın doğumu olarak kabul ettiği 25 Aralık’tan itibaren 1 Ocak sabahına kadar devam eder. Müslümanların bayramı değil ve İslam’la hiçbir alakası yoktur. Müslümanların Hıristiyanların kutsal gününü Hıristiyanlar gibi kutlamasının imani sakıncasını İslam Âlimleri net olarak açıklamışlardır. İmam-ı Rabbanî Hazretleri; “Hinduların bayram günlerine [ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyorlar; kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar; eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar; o geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar; bunlar hep şirktir, kâfirliktir” buyuruyor. (Mektubat 3/41,) Ayrıca, Peygamber Efendimiz(sav); “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd) Gayri Müslimlerin hayat tarzlarını taklit etmek zaman içerisinde normalleşir ve normalleşme ahlaki ve imani yönden bir takım sıkıntılara sebep olabilir. Çünkü, işin tabiatı gereği şekli taklit içselleşerek kalbi beraberliğe dönüşür bu ise felakettir. Yukarıdaki sözler bana ait değil; ben sadece aracılık yapıyorum. Sakın bu değerlendirmelerimden dolayı bana kızmayın! Geçen günlerde Cumhurbaşkanımız bir konuşmasında “Dünyada 1,7 milyar Müslüman olduğuna, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri içesinde neden bir Müslüman ülke olmadığına” vurgu yaparak acı gerçeği dile getirmişti. Doğru olmasına yüzde yüz doğru da 1,7 milyar Müslüman var mı? İslam dünyası diye bir dünya var mı? Eğer, dünyada 1,7 milyar Müslüman ve İslam Dünyası diye bir dünya olsaydı bu kadar Müslüman ölür bu kadar kan akar mıydı? İslam dünyası diye bir dünya yok! Sadece içinde az bir Müslümanın yaşadığı dünya var! 62 tane adı Müslüman olan ülkenin nüfusunun aritmetik toplamının sayısı Müslümanların toplam sayısını vermez. Matematikle Müslüman sayısı belli olmaz. Matematikle Müslüman olunsaydı 9 milyon nüfuslu İsrail Filistin’de Müslümanlara kan kusturamazdı. Uzağa gitmeye gerek yok; yüzde 99’nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı ülkem insanının hayatında İslam yüzde kaç var; Allahü Teâlânın emirlerini ne kadar yerine getiriyor, yasaklarından ne kadar kaçınıyor? Zina, içki, kumar, faiz, kul hakkı yeme vs. gibi günahların işlenme durumu ne? İslam dünyası denen dünya ne zaman Müslüman olursa işte o zaman Müslümanlar katledilemez; Müslüman çocukları açlıktan ölmez; İslam coğrafyasının yer altı kaynakları sömürülemez ve bu kaynaklar çarçur edilemez! Her ne kadar Dubai üzerinden yazımı yazsam da sadece Dubai’de mi sorun var? İslam’ın kutsal yerlerinden İSLAMBOL’da yılbaşı çılgınca kutlanmıyor mu, İstanbul’da yaşanan kültür İslam Kültürü mü? Müslüman Müslüman! Aklını başına almaz, acı gerçeklerle yüzleşemezsen bu dünyan hüsran olacağı gibi ahiretinin de hüsran olacağını unutma!


SAYFA 4

7 OCAK 2019

Sinirli Anne Babaların AKLLI TELEFONLA İMTİHANI PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK Okumayı “Diploma Al!” Olarak Algılarsak… (1) Millet olarak okumaya ve okutmaya önem veren bir milletiz. Onun için nerde okuyan bir çocuk görsek “Adam olacak çocuk!” yakıştırmasını yaparız. Okumayı o kadar önemseriz ki çocukları okutmak için vakıflar dernekler kurarız. Vatanına, milletine bilgili ve faydalı insanlar yetiştirmek için okullar açarız. Hatta bu çocuklara daha iyi imkânlar sunmak için yardım toplar, zenginlerimizin zekât ve sadaklarına da talip oluruz. Ancak en büyük eksikliğimiz okumayı “Diploma” almak olarak algılamamızdır. Okumayı ve eğitimi “Diploma” olarak algıladığımızdan okulu bitirip diploma alınınca okuma da bitiyor. Bugün birçok insan okulu bitirip diploma aldıktan sonra okumak için eline bir daha kitap almıyor. Eline kitap almayınca da kendini yenileyemiyor ve gelişmelerin gerisinde kalıyor. Hal böyle olunca bu sefer de yapılanları eleştirmeye başlıyor. Bir gün, bir yayınevinde otururken yayınevi sahibi; yanındaki bir beyefendiye (sonradan bir kurumda müdür olduğunu öğrendiğim) beni tanıttı. O da: “Hocam, kitabınızı hanım okudu, çok beğenmiş, yüreğinize ve kaleminize sağlık. Ancak ben okuyamadım. Malum iş güç derken okumaya pek fırsatımız olmuyor.” dedi. Yine iş icabı bir işveren kardeşimizi ziyarete gittiğimde çocuk eğitimi ile ilgili kitaplarımdan birini hediye etmek istedim. “Hocam bu ne?!” dedi. Ben de “Okumanız için size hediye ediyorum.” dediğimde, “Hocam ben kitap okumayı sevmiyorum ama yine de alayım da hanım okusun!” dedi. İnanın bu insanlara çocuk okutacağız yardımcı olur musunuz dense seve seve bunu yapabileceklerini düşünürüm. Fakat okuma adına aynı yardımı kendine yapmayı düşünmemektedirler. “Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür de, kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez…” der Victor Hugo. Dünya da değiştirebileceğimiz tek kişinin kendimiz olduğunu ve dünyanın değişmesi içinde öncelikle değişime kendimizden başlamak gerektiği kimsenin aklına gelmiyor. Kişideki değişim ve gelişim hakkında Konfüçyüs şöyle demektedir: “Dünyaya güzel karakterlerini göstermek isteyen eskiler, önce devletlerini düzene koymaya çabaladılar. Devletlerini düzenlemek isteyenler, önce evlerine çeki düzen vermek gerektiğini gördüler. Evlerini düzene koymak isteyenler, önce kişiliklerini terbiyeden geçirmeleri gerektiğini anladılar. Kendilerine çeki düzen verebilmek için önce düşüncelerini, düşüncelerini yoluna koyabilmek için önce bilgi eksikliğini gidermeleri gerektiğini anladılar. Sonuçta toplumsal değişimin kişisel gelişimle olacağının farkına vardılar.” Diploma Değil Merak İlmin Hocasıdır… Atalarımız “Merak ilmin hocasıdır.” demişler. Gerçekten de insanlarda akıl olmasaydı hiçbir şey öğrenemezdi. Rabbimiz tarafından, “Annelerinin karnından hiçbir şey bilmezken çıkarılan” (Nahl,78) insanoğlu, öğrendiklerini de merak ile öğrenmektedir. Merak edilmeyen hiçbir şey, öğrenilememektir. İnsandaki merak duygusu olmasaydı bugün teknoloji çağını değil de ilk çağı yaşar olacaktı. Çocuklar, ana kucağında, etrafı gözlemleyerek ve nesneleri ağzına alarak öğrenirken; konuşmaya başladıktan sonra da soru sorarak öğrenmektedirler. Özellikle de 34 yaşlarında çocukların merak duygusuna bağlı olarak soruları artar. Merak duygusu okul öncesi dönemde olduğu kadar olmasa da insanda ölünceye kadar devam eden bir süreçtir.


SAYFA 5

7 OCAK 2019

Ilgın Şeker Fabrikası'nın satış iptalini vatandaşlar sevinçle karşıladı 2018 Nisan ayında ihalesi yapılan, Mayıs ayında da Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından satış ihalesi onaylanan Ilgın Şeker Fabrikası, aradan yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen alıcı firmaya devredilememişti. Ederinden çok çok ucuza satışına karar verilen Ilgın Şeker Fabrikası'nın satışının iptal edilmesi vatandaşlarımız tarafından büyük bir sevinçle karşılandı.

Siristat.com haber sitesi editörü Deniz, Dereköy Mahallesine Muhtar adayı Yaklaşan yerel seçimler öncesi yurt genelinde olduğu gibi Bozkır ve mahallelerinde de muhtar adayları adaylıklarını duyurmaya başladı. Gazetemiz Bozkır Postası’nın kardeş haber sitesi Siristat.com editörü Ramazan Deniz Dereköy Mahallesine Muhtar adayı olduğunu açıkladı.

Yazan: Bahadır ALTUNAY Mahlası: Gaybeti Hakk

BEYAZDAN Hasretin, sevinç çığlıkları koparan Bitmez sana duyduğum daim heyecan Her çiçekte aşk suretini boyayan Hakk değil mi beni sîrette yandıran Bir şeyler var beni peşinden koşturan Ya gün ya gurûbdur sonunda yaşanan Ayrılık düşse de ufukta kızıldan Her doğan gün getirir aşkı beyazdan Şiirlerim noter onaylı olup telif hakları şahsıma aittir.


Başkan Gün’den yeni yıl mesajı “2019 barış ve kardeşlik yılı olsun” Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün, 2019 yılına girmemiz dolayısıyla bir tebrik mesajı yayımladı. Başkan Gün, yayımladığı tebrik mesajının içerisinde, geride bıraktığımız 2018 yılında birçok projeleri tamamladıklarını ve Bozkırlı hemşehrilerimizin hizmetine sunduklarını belirtirken, seçim beyannamesindeki söz verdiği hizmetlerin tamamını fazlasıyla gerçekleştirmesinden dolayı “Allah’a çok şükürler olsun ferah ve rahatım” diye konuştu.

ALIŞIRIZ, ALIŞIRIZ !

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Bozkır’ın gururu olan Bozkırlı hemşehrimiz Uğur İbrahim Altay, 2019’un gönül coğrafyamız başta olmak üzere tüm dünya için barış ve huzur yılı olması temennisinde bulundu. Başkan Altay, “Milletimizin sevinçlerini çoğaltmak adına, hep birlikte sorumluluklarımızı yerine getirecek, ülkemizin hedeflerine emin adımlarla yürüyeceğiz” dedi.

Yeni yılla birlikte marketlerde poşetler ücretli oldu biliyorsunuz. İlk başta tepkiler olsa da zamanla alışılacağını düşünüyorum. Amacın doğayı korumak olduğunu söyleyince insanın aklına daha birçok önlem geliyor ama bunu bir başlangıç olarak düşünmek istiyorum. Çok eskiden ülkemizde bu kadar poşet kullanılmıyordu, Dedemler zamanında mesela, ürünler ambalaj kağıtlarına sarılarak verilirdi, marketler büyüdükçe ve zamanla poşetler arttı. Poşet kullanım olarak kolaylık sağlıyor biliyorum ama doğada sıkça vakit geçiren ve doğayı seven birisi olarak her yerin poşetlerle kirletildiğini görünce ve küçük bir rüzgarda bile yüzlerce poşetin havada uçuşmasına şahit olmuşken, poşetlerin ücretli olması fikri çevre açısından doğru bir uygulama diye düşünüyorum. Hatırlarsanız kapalı alanda sigara yasağı başladığında da çok tepkiler olmuştu ama zamanla alıştık, hatta memnun kaldık bundan. Paralı poşet işine de bir süre sonra alışacağız… Gelelim işin diğer tarafına, doğanın korunması açısından olumlu bir adım tamam ama parasını ödediğimiz poşetin üstünde firma adının olması kafaları karıştırıyor. Madem ki paramızla poşet alıyoruz o zaman niye o firmanın bedava reklamını yapayım diyenlerde az değil. Aldığım poşetin üstünde firmanın adı olacaksa, firmalarda bize reklam ücreti ödesin diye esprili yaklaşımlar da var… Neyse zamanla buna da alışacağız hatta alışmak zorundayız. Birileri kazanacak, birileri kâr edecek falan filan diye düşünmek yerine, artık doğada daha az plastik atık olacak diye seviniyorum. Hiç yoktan iyidir diye teselli oluyorum. En çok kasiyerlere üzülüyorum, çünkü tüm tepkilerle onlar karşı karşıya kalıyorlar, sanki tüm bunları onlar yapıyormuş gibi, azarı ilk onlar yiyorlar. Eminim uygulama başladığından bu yana, aynı açıklamaları yapmaktan yorulmuşlardır. Neyse, biraz sabredecekler artık biz alışana kadar… Bazı yorumcular diyorlar ki; biz o poşetleri boşa gidermiyorduk ki, çöp poşeti olarak kullanıyorduk… İyi ama sonuçta yine o poşetler doğaya salınıyordu. Toprakta sekiz yüz yılda eriyormuş bu poşetler ve erimesiyle de olay bitmiyor, içindeki zehri toprağa, havaya saçıyorlar. Biz alışkanlıkla fazla fazla poşetler alıp kullanıyorduk ama sonuçta doğaya atıyorduk bir şekilde, toprağa- suyahavaya karışıyordu. Ücretli olmasıyla bu bol keseden saçma işi bitecektir. Darısı daha büyük kirlilikler yapan her şeyin başına… Artık yanımızda file ya da pazar çantası bulundurmayı alışkanlık haline getireceğiz, üçer beşer poşet almak yerine her şeyi bir poşete dolduracağız. Şimdi zor gibi görünse de zamanla buna da alışacağız. Hayırlı olsun…


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.