Bozkır Postası Gazetesi Sayı:951

Page 1

SAYI: 951 KURULUŞ 1988 - YIL: 29 FİYATI 1

7 AĞUSTOS 2017 PAZARTESİ

Şehir içi ulaşımı neden iptal edildi? Yıllardır ilçemizde Bozkır Belediyesi tarafından yürütülen şehir içi ulaşım hizmeti geçtiğimiz günlerde iptal edildi. İptal edilme sebebini araştırdığımızda ise ulaşım hizmetlerinin Konya Büyükşehir Belediyesinde olduğunu öğrendik. O zaman Konya Büyükşehir’e diyoruz ki; “Bozkır şehir içi ulaşımını derhal yerine getirmelisiniz.” Haberi S. 3’de

Viyadük inşaat alanını ziyaret ettiler Bozkır Kaymakamı Emre Öztürk, Belediye Başkanı İbrahim Gün ve ilçe Jandarma Komutanı Özgür Can komşu ilçemiz Hadim sınırlarında yapımına başlanan dünyanın en yüksek ikinci viyadük inşaatında incelemelerde bulundular. Komşu ilçemiz Hadim ilçesinin sınırlarında iki ay önce yapımına başlanan

Konuk; üretenin ve üretimin yanındayız! Gıda ve tarım sektörünün öncü kuruluşu Konya Şeker, üretime devam ediyor ve üreticiyi desteksiz bırakmıyor. Haberi S. 4’de

dünyanın ikinci yüksekliğine sahip olacak olan viyadüğün inşaat alanında incelemelerde bulunan Bozkır kaymakamı Emre Öztürk, Belediye Başkanı İbrahim Gün ve ilçe Jandarma Komutanı Özgür Can, Nurol İnşaat yetkililerinden konu ile ilgili olarak detaylı bilgiler aldılar. Yapılan incelemelerin ve edinilen bilgilerin ardından Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün gazetemize şu açıklamalarda bulundu: “Dünyanın en yüksek ikinci viyadüğü olan Hadim Eğiste viyadüğünde devam eden çalışmaları yerinde gördük. Konya-Alanya arasını 2 saate dü şürec ek ol an yol un çalışmalarında emeği geçen herkese teşekkür ediyor, çalışmaları yürüten Nurol İnşaat’a çalışmalarında da başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. (Haber: Yunus Yılmaz)

Bimder 3. Olağan Genel Kurulunu Yaptı

Haberi S. 3’de

ÖZMAR’da İndirim Şenliği PEPSİ 2,5 LT

BABY STAR İKİZ, PAKET

ÖZÇİDEM BEYAZ ÇEKİRDEK 900 GR

ECCO KAĞIT HAVLU 6’LI


SAYFA 2

7 AĞUSTOS 2017

Kalaycı; İsrail,Harem-i Şerif'ten derhâl elini çekmeli Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Bozkırlı Mustafa Kalaycı’nın, TBMM’nde görüşülmekte olan 492 sıra sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine yaptığı konuşmada aşağıdaki konuları gündeme getirmiştir. B u g ü n l e r d e Kud ü s't e , M esc id -i Aksa'da yaşanan olaylar tüm Müslümanların içini sızlatmaktadır. Kudüs uzun zamandır mah zu n du r. İlk kıblegâhımız Mescid-i Aksa yar al ıd ı r. Peygamberler diyarında her geçen gün, mü m i n l e r i n b i rl i ğ i , beraberliği, en kutsal değerleri hedef alınmaktadır. Masum insanlar acımasızca k at l ed il m ek t e di r. Müslümanların kendi ca mil e ri n de ib a de t etmeleri zalimce ve b a r b a r c a e n g e l l e n m e k t e d i r. Unutulmamalıdır ki bir mabedi ibadete k a p a t m a n ı n , engellemenin hiçbir hukuki gerekçesi, hiçbir dinî dayanağı, hiçbir insani yönü olamaz. Mescid-i Aksa bütün Müslümanların namusudur. Harem-i Şerif tüm Müslümanların şeref nişanesi, kutsiyeti çok yüksek bir ibadethanesidir. Mirac’a şahitlik eden, maddi mesafeye rağmen manen hepimizin kalbinde var olan kutlu mekândır. İsrail, musallat olduğu Harem-i Şerif'ten derhâl elini çekmelidir. Kutsallarımıza hürmet etmeli, Filistinli kardeşlerimizin hayat ve varlık haklarını ö ğ ü t m e k t e n vazgeçmelidir. Uluslararası toplum, Ku düs'te ki sui ka stı durdurmalı, daha büyük felaketlerin önüne geçmelidir. Mescid-i A k s a ' y a v e Müslümanlara karşı ya p ı l a n d ü ş ma n ca tutumu, mütecaviz ve

7 AĞUSTOS 2017 PAZARTESİ

zalimce muameleleri şiddetle ve nefretle kınıyorum. Meclis; saygınlığına, güvenilirliğine ve etkinliğine kavuşturulmalı. Milletin tüm sorunlarının çözüm yeri olarak kabul ettiğimiz Meclis, saygınlığına, güvenilirliğine ve et kinli ğin e mu tl aka k a v u ş t u r u l m a l ı d ı r. Yasama çalışmalarında asıl olan kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla yapılan görüşmeler sonucunda Meclisin gerçek iradesinin oluşmasıdır. Siyaset millî ülkü ve hedeflerde buluşmalı. Anlamsız tartışma, sö z dü el lo su , s ert kutuplaşma bitmeli, siyaset millî ülkü ve hedeflerde buluşmalıdır. Türk devletinin tarihî ve ebedî sürekliliği millî uzlaşma, anlaşma, ittifak ve kucaklaşmaya b a ğ l ı d ı r. Mi l l i y e t ç i Hareket Partisi olarak uzlaşmanın sorumluluk ruhuyla millî şuuru buluşturmuş, siyasi bir vicdanda vasat ve varlık bulacağına inanıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Anayasa de ği şi kl iğ in e uy um düzenlemelerinin odağında "Sistem nasıl daha de mokrati k, katılımcı ve etkin bir hâle getirilebilir?" sorusuna verilecek cevabın o l d u ğ u n u değerlend iriyoru z. Anayasa'ya uyum bağlamında İç Tüzük değişikliğinde gözetilmesi gereken temel ilke Meclis çalışmalarının etkin, verimli, kaliteli ve sağlıklı b ir ş ek il d e

SAYI: 951

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

yürütülebileceği bir çalışma düzeni ortaya konulması, yasa yapım sürecine, sivil katılımın ve etkinliğinin artırılması ve kuvvetler ayrılığına uygun düzenlemeler yapı lması suret iyle demok r as inin güçlendirilmesi olmalıdır. Meclis’te muhalefetin söz hakkı korunmakta ve etkisi artırılmakta Görüşmekte olduğumuz İç Tüzük Değişikliği Teklifi, Genel Kurulun yasama ve denetleme faaliyetlerini etkin, verimli ve huzurlu b i r ş e ki l d e ye r i n e getirmesini temin etmek üzere uygulamadan kaynaklanan sorunları g i d e r m e y i öngörmektedir. İç Tüzük d e ği ş i kl i ği n e i t i ra z edenler söz hakkının kı sı tl an dı ğı nı i ddi a etmekteyse de grup önerileriyle ilgili olarak 24'üncü Dönem İç Tüzük Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında üzerinde durulan süreler daha da k ı s a d ı r. Ya p ı l a n düzenlemeyle Genel Kurul çalışma saatleri ve televizyon yayın süresi de uzatılmakta, Mecliste muhalefetin söz hakkı korunmakta ve etkisi artırılmaktadır. Hakarette bulunmak ve sövmek özgürlük olur mu? Yapılan değişiklikle millet veki line, Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine, Anayasa'nın ilk 4 maddesinde çerçevesi çizilen anayasal düzene h a k a r e t e t me k v e sövmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak, ayrıca fiilî saldırıda bulunmak hâllerine de Meclisten geçici çıkarma disiplin cezası verilmesi öngörülmektedir. Bu düzenlemeye neden karşı çıkılmaktadır? Acaba hangi gerekçeyle, Türk milletinin tarihine ve

değerlerine sövmenin cezalandırılmasına itiraz edilmektedir? Ya da hangi gerekçeyle, cumhuriyetimizin temel ilkelerine, devletimizin ve milletimizin birlik ve bütünlüğüne yönelik hakarette bulunmayı bir kürsü hakkı olarak nitelendirebilmektedir? " K ü r s ü dokunulmazlığı" diyorlar, evet; "Meclis kürsüsü özgürlüğün kürsüsü." diyorlar, doğru. Ancak, soruyorum: Hakarette bulunmak ve sövmek özgürlük olur mu? Kim h aka re t e t meyi ve sövmeyi kendine hak olar ak görebilir. Sövmenin özgürlüğü, hakaret etmenin dokunulmazlığı olmaz, olamaz. Soruyorum: Dünyada kendi millî değerlerine hakaret edilmesine ve sövülmesine müsaade eden bir parlamento var mıdır? MHP olarak, milli ve manevi değerlerimize hakaret edilmesini göz ardı edemeyiz. İç Tüzük'ün mevcut hükmündeki "Türkiye Cumhuriyetine veya onun Anayasa düzenine" ifadesine açıklık getirilmektedir, yapılan budur. O hâlde itiraz edilen nedir? Neye karşı çı kılmaktadır, Anayasa'nın ilk 4 maddesine mi, Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne mi? An aya sa'mı z "T ür k Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen b u A n a ya s a " d i y e başlamaktadır. Anayasa'mızın başlang ıç ve il k 4 maddesi hükümleri de a ç ı k t ı r : D e vl e t i m iz Türkiye Cumhuriyeti'dir ve kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk't ür. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk d e vl e t i d i r. T ü rk i y e devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir

bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İ s t i k l a l M a r ş ı ' d ı r. Başkenti Ankara'dır. Bir milletin şerefi ve haysiyeti, millî ve manevi değerleri ortak değerler üzerinde yükselen millî birliği ve kardeşliğidir. Millî birliğimiz yara alır, ka r de ş l i k r u h um u z sarsılırsa bunun geriye dönüşü mümkün değildir. Millî ve manevi d e ğ e r l e r i m i z namusumuzdur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu değerlerimize hakaret edilmesini ve sövülmesini göz ardı edemeyiz, görmezden gelemeyiz. Yapı lan d ü z e n l e m e y i milletvekillerini su sturmak ola rak gösterenlere diyoruz ki: millî ve manevi değerlerimize hakaret ettirmeyiz, sövdürtmeyiz Milliyetçi Hareket Partisi, siyaseti milletin huzur ve refa hının teminine yönelik p o l i t i k a l a r ı n geliştirilmesinin yolu olarak görmekte, bunun için devlet hizmetlerinin vatandaşların beklentilerine uygun nitelikte sunulmasını, kurum ve kurallarının bu anlayışa göre şe ki llend irilmesini öngörmektedir. Demokratik siyasi kültürü, uzlaşma ve sorumluluk ahlakını önde tutan bir anlayışla siyaset yapan Milliyetçi Hareket Partisi, bu anlayışın Türk siyasi hayatına hâkim olmasına da öncülük etmeye devam edecektir. Sağlıklı bir demokrasinin ancak hoşgörü, dürüstlük, tutarlılık, samimiyet gibi ahlaki değerlerle bezenmiş bir siyasi kültür zemini üzerinde yükselebileceğine inanmakta ve ilkeli, seviyeli ve temiz siyaseti demokrasinin teminatı olarak görmektedir. (HABER MERKEZİ)

SEN DE HİÇ Mİ SUÇ YOK? Geçen haftaki “Bozkır Ölüyor Farkında mısınız?” başlıklı yazımız çeşitli internet sitelerinde tartışmaya açıldı. Doğal olarak pek çok kişi fikirlerini belirtti. Tüm yorumlarda ve sohbetlerde anladığım tek bir ortak noktamız var, o da “BEN” dışında herkes suçlu… Ben dediğim herkesin kendisi… Herkesin ortak kanısı Bozkır’ın bu gidişatında en büyük suçlu siyasiler, Bozkır’a yön verenler… Haklılar da, elbette ki bu kötü gidişatın en büyük sorumlusu siyasilerdir. Ellerindeki imkanları iyi değerlendiremeyen, vizyonu olmayan, projesi olmayan, günü kurtarma derdinde olan siyasiler bu işin en büyük suçlusudur. Ve burayı bir sürgün yeri olarak görüp bir an evvel bir yolunu bulup gitme derdine düşen, mesaisini bitirip gitme peşinde koşan, Bozkır yansa umurunda olmayan yöneticiler elbette bu gidişatta çok büyük paya sahipler. Bu durum sadece bugüne has bir durum da değildir, yıllardır böyle gelmiş böyle gider mantığıyla yönetildi Bozkır. Bu yüzden siyasileri ve yön et ic il eri suçl u b ul an la r ha klı la r… Ancak aramızda öyle bir suçlu var ki bütün kabahatler onda olmasına rağmen hiç üzerine suç kondurmayan, hep başkalarını suçlayan, hep başkalarından bir şeyler bekleyen, suskunca sessizce olup biteni izleyen ve hiçbir şeye tepki vermeyen, sesini çıkarmayan sesini çıkaranları da düşman bilip kafasını ezmeye çalışan, bananeci, benim işim yürüsün diğerlerinden bana ne diyen, kendi işi için ortalığı ayağa kaldırıp haksız da olsa işini gördürmek için her kapıyı çalan,hak hukuk deyince sadece kendi çıkarlarında hak hukuk arayan kocaman ama görünmeyen bir suçlu var ve bu suçlu asıl suçludur. Kolayına geldiği için vatandaşlık görevinin sadece oy vermek olduğunu sanan ve oy verdiklerine hesap sormayan, soramayan, sorgulamayan, bizim oğlanın işi görülsün, kızın tayini yapılsın, dayı oğlu işe girsin türü şahsi çıkarları için parti peşinde koşturan, işi yapılınca aman işim bozulmasın diye susan, konuşursam aram bozulur diye korkup çıkarlarını haktan hukuktan her şeyden önde tutan,çarşı pazarda ağzına geleni sayıp muhatabını görünce el etek öpen,iyiye iyi diyemeyen, kötüye kötü diyemeyen kocaman bir suçlu var ve o suçlu sensin, benim, biziz canım kardeşim… Biz, doğru söyleyeni dokuz köyden kovduğumuz sürece, biz kraldan çok kralcı olduğumuz sürece,biz her konuşanı muhalefet yapıyor diye yaftaladığımız sürece,biz günü kurtarma derdinden kurtulmadığımız sürece,biz kendimiz hiçbir şey yapmadan “İstanbullu zengin hemşerimiz fabrika kursun bir faydası olsun yahu” diyerek afaki hayaller kurduğumuz sürece, yani her şeyi başkalarından dışarıdan beklediğimiz sürece ve daha beteri düşünen, üreten, üretmeye çalışan insanları fitneyle fesatlıklarla, dedikodularla bıktırdığımız sürece daha çok gidenlerin ardından el sallayacağız. Bugün bildiğim iki aile daha göçünü sardı, vedalaştık. Yani güzel kardeşim, tamam siyasetçisi, yöneticisi, esnafı vs. suçlu anladık biliyoruz da, sen de hiç mi suç yok bir düşün bakalım… Ve dahası artık suçlu arama zamanını çoktan geçtik, bir şeyler yapmak için son demlerdeyiz, farkında mısın? ZAYİ: 1 Temmuz 2017 Tarihinde Nüfus Cüzdanımı, kaybettim. Hükümsüzdür. Hatice AKIN - Akçapınar Mahallesi - BOZKIR


SAYFA 3

7 AĞUSTOS 2017

Neden iptal edil

Konya Büyükşehir Belediyesine diyoruz ki; “Büyükşehir Yasası ile bu görev size aitse Bozkır şehir içi ulaşımını derhal yerine getirmelisiniz.” Büyükşehir Yasasıyla birlikte ar tık b iz le rd e m e r ke z i lç e konumundayız. Yıllar önce ilçemize açılan Bozkır Meslek Yüksekokulundan sonra, Bozkır Belediyesi o güzergâ ha se rvi s otobüsü koymuştu. O bölgeye bazı okulların, Devlet Hastanesinin ve TOKİ konutlarının da yapılmasıyla birlikte Bozkır Belediyesi servis seferlerini artırmıştı. Ama

geçtiğimiz günlerde alınan ani bir kararla şehir içi seferlerinin iptal edildiğini öğrenen vatanda şla r solu ğu gazetemizde aldılar. Konu ile ilgili araştırma yapan gazetemiz muhabiri u l a şı m ı n t a ma m e n B ü y ü k ş e h i r Belediyesinde olduğunu

öğrendi. Muhabirimiz konunun takipçisi olarak K o n y a B ü y ü kş e h i r Belediyesini aradı. Yine muhabirimizin Konya B ü y ü k ş e h i r Belediyesinden edindiği bilgilere göre, üç buçuk yıl önce yürürlüğe giren Büyükşehir Yasası ile birlikte yerel yönetimlerden ulaşım

hizmetlerinin tamamen alındığını ve bu durumun sonucu itibariyle iptal edildiğinin bilgisine ulaş tı. Yine de B üy ük şe hi r Yas as ı başladığı tarihten bu gü ne kadar Bozkır Belediyesi tarafından yürütülen şehir içi taşıma hizmeti geçtiğimiz hafta ilçemizde tamamen

Bimder 3. Olağan Genel Kurulunu Yaptı Bozkır İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Gönüllüleri Derneği 3. Olağan genel kurulunu gerçekleştirdi.

Bozkır İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Gönüllüleri Derneği dernek merkezinde 20.07.2017 tarihinde gerçekleştirilen 3.olağan kongresinde kurucu başkan Mehmet Görür yeniden başkan seçil irken güven tazeledi. Bimder Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Görür taraf ından yapılan a ç ı k l a m a d a : "Derneğimizin 3.

Olağan genel kurulunu gerçekleştirdik. Derneğimizin olağan genel kurulunda gerçekleştirilen seçimde bizi tekrardan hizmet etmek için yönetim kurulu başkanlığına layık g ö r e n t ü m arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kongremizde oluşan yeni yönetim ve denetim kurullarımızın hayırlı olmasını Cenabı Allah'tan Niyaz eder,

3. olağan kongrede isimleri yer almayan arkadaşlarımıza da dernek yönetimimizde şimdiye kadar vermiş o l d u k l a r ı hizmetlerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum" dedi. Bimder'in 3. Olağan Genel Kurulu sonrasında oluşan yeni Yönetim ve Denetim Kurulu listesi şu şekilde ge r ç e k le ş m iş t i r. Başkan Mehmet Görür, Başkan Yardımcısı

Vehbi Özalp, Muhasip Bekir Özçelik, Genel Se k r e t e r M e h m e t Tekin, Yön Kurulu Üyesi Halil İbrahim Danışan, Yön Kurulu Üyesi Abdullah Teke, Yön Kurulu Üyesi Yıl maz Ayyıld ız, Denetim Kurulu Üyesi Bilal Göksu, Denetim Kurulu Üyesi Mustafa Ç e t i n e r, D e n e t i m Kurulu Üyesi Halil Daşbaşı.

durduruldu ve bu durum ise vatandaşlarımızın mağduriyetine sebep oldu. Şuanda ilçemizde özel teşebbüs anlamında da şehir içi taşıma hizmeti olmadığı içi n sad ece özel araçlarla veya ticari taksilerle ulaşım sağlanabiliyor. Kaldırılan ulaşım özellikle hastane anlamında elzem olsa da TOKİ Konutları, Üniversite ve Anadolu Lisesi ulaşımına da hizmet vermekteydi. Şeh ir içi ula şı m anlamında özellikle Hastane ulaşımı tamamen durmuş durumdadır. Bu konuda gazetemize vatandaşlar tarafından sıkça şikâyetler gelmektedir. Şehir içi ulaşımı h a k kı n d a d a b i l g i talepleri sonucunda, ilçemiz şehir içi servis hizmetinin durmasının sebebini öğrendik. Konu ile ilgili Konya Büyükşehir Belediyesi açık masa birimine bildirimde bulunduk. Talebimizin sonucunu ve şehir içi ulaşımının Ko n y a B ü y ü k ş e h i r Belediyesi tarafından ne zaman verileceği veya verilip verilmeyeceğini merakla bekliyoruz. Büyükşehir yasası başladığı günden bu güne kadar ilçelerdeki Basını hiç hatırlamayan, eskisi gibi ilanlarını halen hep Konya merkez basınına veren Konya Büyükşehir Belediyesine diyoruz ki; “Büyükşehir Yasası ile bu görev size aitse Bozkır şehir içi ulaşımını derhal yerine getirmelisiniz.” Büyükşehir Yasasıyla birlikte artık bizlerde merkez ilçe konumundayız ve geçtiğimiz yerel seçimlerde de oylarımızı kullandık. Bunu da sizlere hatırlatalım.

(Haber:Yakup ÇETİN) (Haber: Yunus Yılmaz)

ALİ DUTAL DİYANET İŞLERİ BAŞKANI NASIL BİRİ OLMALI Diyanet İşleri Başkanlığı, Başbakana bağlı devletin bir kurumu olmakla birlikte hem kurumsal işlevi hem de toplumdaki yeri itibariyle Genel Kurmay Başkanlığı gibi hatta çok daha önemli bir konuma sahiptir. Emniyet güçlerimiz ülkemizin güvenliği için ne kadar önemli ise; Diyanet İşleri Başkanlığımız da insanımızın sağlam bir inanca sahip olması ve ibadetlerini yerine getirmesi yönünden çok önemlidir. Bana göre; Müslüman bir ülkede, “Din Güvenliği”, “Can ve Mal Güvenliğinden” önde tutulmalıdır. Çünkü, din insanın hem bu dünya hayatında hem de öbür dünya dediğimiz ahiret hayatında huzurlu olması için çalışır. Bir insanın dünya hayatında sahip olabileceği en büyük zenginlik; İMAN sahibi olmasıdır. Bir kişinin “İMAN”nının yanında değil dünya; tüm âlemin zerre kadar kıymeti yoktur. Onun için “Din Güvenliği”, “Can ve Mal Güvenliğinden” önde ve önemli diyoruz. Yazımızın konusu emekli olacak Diyanet İşleri Başkanının yerine atanacak başkanın nasıl olması gerektiğiyle ilgili olduğu için özellikle “Din Güvenliği” üzerinde durmaya çalışacağım. Başta FETÖ ve PKK olmak üzere emperyalist güdümlü tüm terör örgütleri cana kastettikleri gibi inanca da kastetmektedirler. Emperyalist güçler terör örgütlerini kullandıkları gibi Ehli Sünnet dışı yapı ve hoca kılıklı adamları da kullanıyorlar. Bunlar her türlü medyada boy göstermekte olup maalesef çok fazla ilgi görmektedirler. İçim acıyarak ifade etmek isterim ki, tahminimizin üzerinde başarılı oldular; olmaya devam ediyorlar. “Dinler Arası Diyalog”, “Ilımlı İslam”, “Kur’an İslam’ı” gibi çeşitli adlar altında Peygamber Efendimiz(sav)’i devre dışı bırakma faaliyetlerini yürüttüler ve yürütmekteler. O hale geldik ki adam “Sübhaneke Duasını” bile bilmez, dini bir husus ile ilgili bir konu açılınca “Ayet mi, Hadis mi?” diye soru soruyor. Güya, Hadis-i Şerifse itibar etmeyecek. Hoca kılıklı adamların etkisinde kalarak Ayeti Kerimeleri tebliğ edenin, açıklayanın Peygamber Efendimiz(sav) olduğunu bile idrak edemiyorlar. Hiç gizlemeye, saklamaya gerek yok; toplum olarak inanç, itikat ve ameli noktalarda çok büyük sıkıntılar yaşamaktayız. Yaşanan bu olumsuz durumun en büyük sorumlusu hiç kuşkusuz Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Öyle olunca, Diyanet İşleri Başkanı olacak kişinin önemi bir kat daha artmaktadır. Diyanet İşleri Başkanı hangi vasıfları taşımalı: 1- En önemlisi, “Ehli Sünnet Vel Cemaat” akidesine sıkı sıkıya bağlı; “Ehli Sünnetin yaşaması ve zaafa uğramamasına hassasiyet gösterdiği gibi kurumsal hassasiyetin gösterilmesi için de üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiren biri olmalı, Ehli sünnetin zafiyete düşmesi, ülkemiz ve insanımızın geleceği için çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir. 2- Sistemli bir şekilde yürütülen “Hadis-i Şerif ve Sünneti” devre dışı bırakma faaliyetlerine karşı her türlü araçla mücadele edilmesinde aktif rol almalı, 3- İslam’ın emirlerinin hayata yansımalarında yaşanan olumsuzluklara karşı duyarlı olmalı; özellikle tesettürde yaşanan yozlaşmaya karşı kurumsal çalışma başlatmalı, 4- Ülkemizde faaliyetini sürdüren Ehli Sünnet İslami Cemaatlerle işbirliği yaparak emperyalist güdümlü FETÖ gibi sapık yapılara karşı birlikte mücadele edilmesinin yollarını açmalı; en azından mücadele iradesinin oluşmasına katkı yapmalı, Ehli Sünnet İslami Cemaatlerin, Ehli Sünnetin yaşamasında çok büyük etkileri var. 5- Ülkemiz ve İslam coğrafyasında yaşanan olaylara karşı İslam temelli görüş ve önerilerini net olarak ortaya koymalı, Müslümanların birliği için aktif çalışmalı, Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi kadar olamasa da çok cesur olmalı; İslam’ın hükümleri ile ilgili konularda asla taviz vermemeli; doğruları söylemesi, makamına hatta canına bile mal olsa söylemekten kaçınmamalı; Hz. Ömer(ra) Efendimizin, “Doğruluk yüzünden öleceğini bilsen bile doğru ol,” sözünün gereği dosdoğru olmalı, Yüce Rabb’im yukarıdaki vasıflarda bir Diyanet İşleri Başkanı nasip etsin.


SAYFA 4

7 AĞUSTOS 2017

Konuk; Üretenin ve üretimin yanındayız, tarlayı desteksiz bırakmayız! Gıda ve tarım sektörünün öncü kuruluşu Konya Şeker, üretime devam ediyor ve üreticiyi desteksiz bırakmıyor. Umudunu toprağa bağlayan üreticiyi yalnız bırakmayan Konya Şeker, 02 Ağustos 2017 Çarşamba günü de 36 Milyon 656 Bin Liralık nakdi avans dağıttı. Üreticilerin hesaplarına yatırılan nakdi avans ile birlikte Konya Şeker’in 2017-18 kampanya döneminde çiftçilere verdiği ayni ve nakdi avansın miktarı toplamda 202 Milyon 807 bin lira oldu.

Hadim Belediye Meclisinden İsrail'e Kınama Komşu ilçemiz Hadim Belediye Meclis Üyeleri olağanüstü toplanarak, Ak Parti ve MHP Meclis Üyeleriyle birlikte Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatan İsrail’i kınadılar.

Hadim Belediyesi 21 Temmuz 2017 tarihinde düzenlediği olağanüstü meclis toplantısında Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatan İsrail’i ortak bir deklarasyonla kınadı. Belediye Başkanı Ahmet Hadimioğlu

Başkanlığında yapılan olağanüstü toplantıda söz alan meclis üyesi Ali Topak, İsrail’in Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatmasına tepki gösterdi. AK Parti ve MHP meclis üyelerince oy birliği ile kabul edilen deklarasyonla İsrail kınandı. (Haber: Yunus Yılmaz)

İstanbul Sanayi Odası ve rilerin e gö re gıda sektöründe ülkemizin en büyük 4’üncü sanayi kuruluşu olan Türkiye’nin üreten gücü Konya Şeker, sanayide elde ettiğini çiftçiye destek vermek için kullanıyor. Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok ülkesinde de örnek alınan Konya Şeker’in kurduğu modelin en önemli ayağını üreticinin tarımsal üretim sürecinde desteklenmesi ve üreticinin bu süreçte finansman ve tarımsal girdi ihtiyacının karşılanması oluşturuyor. Bu çerçevede tarımsal üretim için tarlanın hazırlanması ile başlayıp hasada kadar üreticiye tarımsal üretimin her aşamasında düzenli aralıklarla ve üreticinin ihtiyaçlarını dikkate alarak ayni ve nakdi avans dağıtımı gerçekleştiren Konya Şeker, 02 Ağustos 2017 Çarşamba günü üreticilere toplam 36 Milyon 656 Bin Lira nakdi avans ödemesi gerçekleştiriyor. 2017-2018 kampanya döneminde, Konya Şeker, 02 Ağustos 2017 Çarşamba günü gerçekleştirilen ödeme ile birlikte toplamda 202 Milyon 807 Bin Liralık avans ödemesi yapmış olacak. Üreticilerin hesabına yatırılan nakit avans ile birlikte Konya Şeker, 2017-18 k am pa n ya dö n em i nd e üreticiye tohum, gübre, ilaç, mazot ve nakdi avans olmak üzere toplamda 8 avans dağıtımı gerçekleştirmiş oluyor. “DESTEK BİZDEN, GAYRET ÇİFTÇİDEN, BEREKET ALLAH’TAN” Avans dağıtımı ile ilgili bir değerlendirme yapan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PA N K O B İ R L İ K G e n e l Başkanı Recep Konuk, açıklamasında şunları söyledi; “Konya Şeker olarak biz üretimin her aşamasını destekliyoruz. Çünkü bu destek olmazsa çiftçi tarlada huzurlu çalışamaz ve üretim de randımanlı olmaz. Bizim

ilk önceliğimiz tarlanın ekilmesidir. Üretici tohum, gübre, mazot, çapa, elektrik parasını denkleştiremezse tarlayı ekemez, ekse de bakımını yapamaz ya da üretmek için tefeciye teslim olur. Her iki durumda da ezilen üreticidir. Tarım dışı meseleler çiftçinin sırtında yük olmaya başladığı zaman üretimin s ür ek l i l i ği n i s ağ l am a k imkânsız hale gelir. Üreticiyi ezdirmemenin, üretimde sürekliliği sağlamanın tek yolu üreticinin desteklenmesidir. Bizim üreticimiz, finansmanı düşünmemeli, yaptığımız planlamalar çerçevesinde bugüne kadar düşünmedi, düşünmeyecek de. Bizim üreticimiz daha iyi ürün, daha verimli üretim için çaba harcayacak. Biz üreticinin kafasının rahat, bileğinin güçlü olması için gayret gösteriyoruz. Tarladaki ürünün, elektrik parasına takılıp susuzluktan yanmaması, mazot yokluğuna takılıp bakımının yapılamaması, yevmiye parası bulunamadığı için çapalanamayıp otlara yenik düşmem esi i çin biz ü r et i c i l e r i m i z e d e st e k oluyoruz. İçinde bulunduğumuz günler bir yandan pancarda tarlada işlerin sürdüğü öte yandan buğday ve arpada hasadın sürdüğü günler. Yani çiftçinin desteğe en çok ihtiyacının olduğu zaman bu zamandır. Bizim Konya Şeker olarak üreticiye yaklaşımımızın formülü şudur; ihtiyaç anında üretenin yanında olmak. Ürüne ilk can suyu, tohum tarlaya atılınca verilir, bizim yaptığı mız her destek üreticiye ve ürüne yeni bir can suyudur. Onlar eksinler, onlar üretsinler, bu can suyu hiç kesilmeyecek. Üretenin ve ür etim in ark asındayız , destekçisiyiz. Destek bizden, gayret çiftçiden, bereket Allah’tan…” KONUK: ÜRETİCİYİ NAMERDE MUHTAÇ ETMİYORUZ Çiftçiye verilen avanslarla tarladaki maliyetlerin aşağı çekildiğini ve üreticinin

namerde muhtaç edilmediğini vurgulayan Başkan Recep Konuk, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bölgeye kazandırılan yatırımlar kadar önemli olan husus, tarladaki üretimi kolaylaştırmak ve üretime destek olmaktır. O nedenle de pancar tohumu henüz tarlaya atılmadan üreticimizi hem tarlada kullanacağı girdilerle, hem de tarlada ürün büyürken hasada kadar nakdi ve ayni avanslarla destekliyoruz. Yani onları tarlada yalnız bırakmıyoruz. Konya Şeker, üretime verdiği destekle Konya Ovası’nda üreten herkesi daha çok üretmek konusunda cesaret lendirdi ğini de, üreticinin sırtından yük aldığını da biliyor. Onun için de Konya Şeker, eldeki imkânları zorlayarak üreticiyi tarlaya tohum düşmeden desteklemeye başlıyor ve bu desteğini hasada kadar a r a l ı k s ı z s ü r d ü r ü y o r. Bölgedeki üretimin hem miktar hem çeşit olarak artmasının daha çok tesis ve daha çok destek ile mümkün olduğunu biliyoruz. Tarla ne kadar bereketlenirse çiftçinin yüzü o kadar güler, tarla, tapan, ahır ne kadar çok üretirse üreticinin hanesi o kadar çok zenginleşir. Bizim i şi miz köyde, şehirde, ülkemizin dört bir köşesinde ve her hanesinde huzur ve refahı sağlayacak ortamı hazırlamaktır. Bizim herkesten ve her şirketten farkımız, halden anlamamızdır. Biz hayatın içinde ve halden anlayan bir şirketiz.” Konya Şeker’in avanslarının bölge ekonomisini de canlandırdığını ifade eden Başkan Konuk, “Konya’da üretici güçlendikçe, sosyal hayatta zenginleşmektedir. Bizim desteklerimiz bu çerçeveden baktığımızda sadece bağın bahçenin, tarlanın tapanın, ağılın ahırın değil çarşının pazarın da canlanmasına vesile olmaktadır” dedi. (HABER MERKEZİ)


SAYFA 5

7 AĞUSTOS 2017

Misafir Gözüyle

Ankaralı Ali ERZİNCAN

Bozkır Postası Gazetesine Bozkır’ın İlgisi

Yirmiyedi bin Nüfuslu bir ilçenin, gözü, kulağı olan ayrıca özgür basın kuralları içinde haftalık yayın yapan, herhangi bir kurum, kuruluş, dernek ve vakıftan maddi bir destek görmeksizin bu özverili amme hizmetini, Bozkır halkına, öğrencilerine ve idari kurumlara ücretsiz olarak sunan Bozkır Postası Gazetesi çalışanlarını Bozkır adına kutlarız. Gazete, Bozkır esnafı ve Bozkır dışındaki basına duyarlı bazı hemşehrilerinin yetmez ama idare et kabilinden yıllık cüzi bir abonelik ücreti ve yine sınırlı reklam, ilan gelirleriyle 28 yıldır aralıksız yayın hay at ı nı ke nd i i mkâ nl ar ıy l a sürdürmektedir. Ayakta kalma mücadelesi veren ilçenin tek ve rakipsiz özgür gazetesi olan Bozkır Postası’nın Genel Yayın Yönetmeni Yunus Yılmaz’ın azim ve di renci ni basındaki gazetecilik anlayışını özgür basın yanlısı vatandaşlar olarak ayrıca kutlar, taktir ve teşekkürlerimizi sunarız. Yerel basının yabancı bir ülkede gördüğü ilgi, önem ve okuyucusu olan halkın basına nasıl arka çıkıp, destek olduklarını örnek olabilecek kuzey denizi ülkelerinden Fillandiya’yı gösterebiliriz. Atatürk’ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap olan (Beyaz Zambaklar Ülkesinde) Grigoriy Petrov’un Fillandiya’yı anlatımındaki halkın ve özellikle yöneticilerinin eğitime verdikleri aşırı önemi vurgulaması bakımından bazı bölümlerden alıntılar yapmak istedik. Örneğin küçük bir kasabadaki yerel gazeteye kasaba halkının özverili desteğinin yerel basın camiasında yöre halkının örnek bir davranışı olarak algılamalıyız. Fi l y a n d i y a d a eğitim sisteminin bu kadar gelişmiş ve yaygın olması halkını okumaya teşvik etmekte, gazete ve kitap okuma alışkanlığı artmaktadır. Her tarafında okullar bulunan

(Haber: Yunus Yılmaz)

ülkede çok sayıda gazete çıkmakta olup, her kasabanın kendi yerel gazetesi bulunmaktadır. Onsekiz bi n Nüfuslu Vyborg’da ikisi Fince ikisi de İsveççe olmak üzere, dört gazete yayınlanmaktadır. Köyde neredeyse her bir aile gazeteye abonedir. Oranın resmi kurumları da bu gazetelere destek vermektedirler. Ülkede yerel basına ilgi ve desteğin önemine vurgu olması bakımından küçük bir kız çocuğunun bizlere örnek olabilecek davranışlarından, hikayesinden alıntı yapmamak okuma, öğrenme, bilgi edinme özgürlüğüne haksızlık olabileceğinden kitaptaki bu bölümü de sizlerle paylaşma zorunluluğu duyduk. Köylerin birinde fakir ama temiz iki kulübe var. Kulübelerin biri ayakları olmayan, yalnız ve yaşlı bir adama, diğeri ise on yaşındaki kız torunuyla birlikte yaşayan kör ve yaşlı bir kadına aittir. Bu iki yaşlı ve fakir insan ortaklaşa bir gazeteye abone olmuşlar. Her gün Postaneye koşarak gazeteyi alan küçük kız daha sonra kör ninesinin elinden tutarak ayakları olmayan yaşlı adamın evine götürmekte ve burada kendilerine gazeteyi baştan sona okumaktadır. Bu nedenle Filyandiya da halkın en alt kademeleri bile ölüm uykusuna yatmadan ve kurumuş ağaç dalı gibi çürümeye yüz tutmadan fikir üretme yeteneklerini geliştirmektedirler. İnsanlar fakirlikl erinden ut an mada n v e b aş kal a rı nın söylediklerine aldırmadan kendi inandıkları gibi yaşıyorlar. Tıpki ormandaki taze ve canlı otlar gibi, burada herkes üzerine çöken eski ve çürümüş yaprak yığının arasından sıyrılmak için çaba göstermektedir. Burada hayat enine boyuna, dolu dolu yaşanmaktadır. Kaynak: Grigoriy Petrov’un (Beyaz Zambaklar Ülkesinde)


Bu Yılda 90 Çocuk Sünnet Oldu Bozkır Belediyesinin düzenlemiş olduğu geleneksel 3. Sünnet şöleninde bu yıl 90 çocuk sünnet oldu.

Organik Bozkır Karpuzuna Yoğun ilgi

İlçemize bağlı Karayahya ve Yolören mahallerinde yetişen karpuzlar üreticiler tarafından ilçe merkezinde satışa sunulurken, vatandaşlarımız tarafından da yerli karpuzumuza ilginin oldukça fazla olduğu görüldü. Bozkır Karpuzunun yetiştirildiği mahallelerimi zde tarım sulaması olmamasından dolayı kıraçta yetişen yerli karpuzların lezzeti daha bir başka olduğundan dolayı satışında da vatandaşlar tarafından büyük rağbet görüyor. İlçe merkezinde ve

Cuma günü kurulan ilçe pazarında satışa sunulan ürünler ise ekonomik olarak genelde ilçe içinde tüketilmektedir. Bozkı r Yol ör en M a h a l l e s i sakinlerinden üretici Abdullah Çınar Karpuz tarlasında yaptığı açıklamasında: "Bölgemize has olarak

yetiştirilen ve kıraç alanda organik olarak yetişen karpuzlarımız lezzet bakımından i l ç e m i z d e k i vatandaşl arım ızın talebini ancak k a r ş ı l ı y o r . Karpuzlarımız tamamen doğaldır, gübre vs gibi yardımcı katkıları yoktur ve bu y üz d en bü y ük l ük

açısından standart boydadır ancak dediğimiz gibi lezzeti y ö n ü y l e v e s ul u olmasından dolayı büyük beğeni toplamaktadır. Devletimiz tarımsal anlamda desteklerse

ilçemizde daha fazla üreti ci mi z kar puz üretimine yönelirse, i l ç e m i z d e B oz k ır kar p uzu hem b ir marka değeri oluşturur hem de yöre halkına ek onom ik kazanç sağlar” dedi. (Özgür Yılmaz)

Bozkır Devlet Hastanesinde, Bozkır Be l e d i ye s i n e ka yı t yaptırarak, Bozkır’da ika me t ed en ve 3 yaşından büyük çocukların sünneti bu yıl da Başhekim Op. Dr. N u m a n Va r o l v e doktorlar tarafından yapıldı. Geleneksel 3. Sünnet şölenine kayıt ya pt ı ra n 9 0 ço cuk sünnet oldu. Bozkır Kaymakamı Emre Öztürk ve Bozkır Be lediye Başka nı İbrahim Gün, hastanede sünnet olan çocukları ziyaret ederek moral verdi, çocuklara çikolata dağıttı. Bu yıl üçüncüsünü düzenleyecekleri g e l e n e ks e l s ü n n e t şöleninde 90 çocuğun sünnet olduğunu belirten Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün, geleneksel sünnet şöleninde bu zamana kadar 290 çocuğun sünnet olduğunu söyleyerek konu şma ları nd a şu ifadelere yer verdi, “çok önemsediğim sosyal sorumluluk alanında yapmış olduğumuz bu etkinlik, yaptığımız tüm hi z me t l e rd e n d ah a önemlidir. Birinci sünnet şölenimizde 98 çocuğun, ikinci sünnet şöleninde 102 çocuğun ve nihayet bu yı l ü çüncü sü nü düzenlediğimiz sünnet şöleninde 90 çocuğumuzun sünnetini gerçekleştirdik. Yine geleneksel hale getirdiğimiz gibi sünnet olan çocuklarımızın da

şölenle birlikte düğünlerini yapacağız. Aynı zamanda çocuklarımızın sünnet kıyafetlerini de temin edeceğiz. Sünnet olan her bir çocuğumuza da bisiklet hediye edeceğiz. Çocuklarımızın erkekliğe ilk adımlarında yanlarında oluyoruz. Bu ş ö l e n i n düzenlenmesinde büyük emeği bulunan Bozkır Devlet Hastanesi Başhekimimiz Op. Dr. Numan Varol’a özellikle teşekkür ediyorum” diye konuştu. Bozkır Kaymakamı Emre Öztürk, şölenin düzenlenmesinde emeği geçenlere t eşe kkür ederek, bu hizmetin gelecek yıllarda da artarak devam etmesi temennisinde bulundu. Bozkır Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Numan Varol, çocukların sünnetlerinin, hastanede oluşturdukları doktorlardan oluşan ekiple birlikte hijyenik ve modern bir şekilde gerçekleştirildiğinin altını çizerek, bu yıl da 90 çocuğun sünnet edilmesinden dolayı büyük mutluluk duyduğunu söyledi, ekip arkadaşlarına teşekkür etti. Bo z kı r Be l e d i y e Başkanı İbrahim Gün daha sonra hastanede bulunan hastaları ziyaret etti, istek ve dileklerini dinledi, çocuklara çikolata hediye etti. (Haber:Resul BOLAT)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.