Bozkır Postası Gazetesi Sayı:1030

Page 1

SAYI: 1030 KURULUŞ 1988 - YIL: 31 FİYATI 1

18 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ

Bozkır Ulu Çınarını Kaybetti Bir süredir tedavi gördüğü hastanede geçtiğimiz hafta yaşamını yitiren Prof. Dr. Mustafa Öz, İstanbul’daki Fatih Camisinde geçtiğimiz hafta öğle vakti cenaze töreni düzenlendi. Hemşehrimiz, gururumuz Prof. Dr. Mustafa Öz, düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Merhum Mustafa Öz'ün oğlu Dr. Mehmet Öz ile eşi Lisa Öz ve Annesi Suna Öz, taziyeleri kabul ettiler.

Mehmet Akif Ülker, Büyük Birlik Partisinden Bozkır Belediye Başkanlığı için;

Resmen Adaylığını Açıkladı D. Sayfa 4’de

Başkanlık koltuğuna bu kez Ali Öztürk oturdu 2 Şubat 2019 günü yapılan seçimde, Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Öztürk, 1 oy farkla başkanlığı kazandı. Yeni Başkan Ali Öztürk 24 oy alırken, Ali Köse 23 oy aldı. Salih Özdemir’de 3 oy aldı. Bir oy da kullanılmadı. Böylece Bozkır Ziraat Odası Başkanlığının koltuğuna Ali Öztürk oturdu.

2004 yılında Ak Parti’den Bozkır Belediye Başkan Aday Adayı olan ve aday gösterilmeyen Mehmet Akif Ülker, bağımsız aday olarak kazanmıştı. 2004-2009 yıllarında bağımsız olarak Bozkır Belediye Başkanlığı görevini yürütmüştü. Eski Bozkır Belediye Başkanı Mehmet Akif Ülker, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan mahalli seçimler için, tekrar Ak Parti’den Bozkır Belediye Başkan Aday Adayı oldu. Yine aday gösterilmeyen Ülker, bu kez Büyük Birlik Partisinden aday oldu. Ak Parti Bozkır Belediye Başkan Adayı Sadettin Saygı olarak açıklamasının ardından, Mehmet Akif Ülker’de Büyük Birlik Partisinden Bozkır Belediye Başkan adayı olduğunu geçtiğimiz hafta resmen açıklamasının ardından Bozkır’da seçim hareketi hızlandı. Haberi S. 2’de

SON GÜN 28 ŞUBAT Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılandırılan ve borcunu ödeyemeyenler, Genel Sağlık Sigortası Prim borcu bulunanlar için 28 Şubat 2019 tarihine kadar ödeme imkânı getirildi.

Devamı Sayfa 2’de

D. Sayfa 4’de


SAYFA 2

18 ŞUBAT 2019

Ülker, Resmen Adaylığını Açıkladı

Başkanlık koltuğuna bu kez Ali Öztürk oturdu

18 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ

SAYI: 1030

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK Çocuk Eğitiminde İmam-ı Gazali (2) 5. Çocuğun azalarının katılaşıp bedeninin yağ tutmaması için yumuşacık yataklardan menetmelidir ki çocuk rahata alışmasın. Aksine çocuğu yatağın, elbisenin ve yemeğin az ve kaba olanına alıştırmalıdır. 6. Günün bir kısmında yürümeye, hareketler yapmaya, sportif faaliyetlerde bulunmaya alıştırmalı ki çocuk tembelliğe alışmasın. Bütün bu hareketler esnasında avret yerlerini açmamaya, normalin üzerinde hızlı yürümemeye, ellerini gevşek bırakmamaya, göğsünün üzerine koymaya çocuğu alıştırmalıdır. 7. Çocuğu, ebeveyninin servetiyle veya yemeklerinin, elbiselerinin, kitaplarının, kalem veya divitinin bir kısmıyla, akran ve yaşıtlarına karşı böbürlenmekten menetmelidir. Çocuğa yüceliğin almakta değil, vermekte olduğunu öğretmelidir. 8. Çocuğa başkasına sırtını çevirmemeyi, ayak ayaküstüne atmamayı, el ayasını çenesinin altına koymamayı, başını dirseğine dayamamayı öğretmelidir. Çünkü böyle yapmak, tembelliğin delilidir. Çocuğuna oturma şeklini öğretmelidir. 9. Fazla konuşmaktan çocuğu menetmelidir. Çocuğuna fazla konuşmanın kişinin hakirliğine ve hayasızlığına delâlet ettiğini ve fazla konuşmanın düşük insanların âdeti olduğunu belirtmelidir. 10. Çocuğunu fuzulî konuşmaktan, çirkin konuşmaktan, lânet etmek ve küfür etmekten menetmelidir. Böyle konuşanlarla oturupkalkmaktan çocuğunu sakındırmalıdır. Çünkü bu çirkin şeyler, şüphesiz kötü arkadaşlardan insana sirayet eder! Çocukların terbiye edilmesinin esası ve temeli, kötü arkadaşlardan korunmalarıdır. 11. Çocuğun keyfine göre konuşan insanlarla oturup-kalkmayı menetmelidir. Çünkü çocuk, yetişmesinin başlangıcında ihmal edildi mi, çoğu zaman kötü ahlâklı, yalancı, hasetçi, hırslı, kovucu, ısrarcı, fuzulî konuşan, fuzulî gülen, hilebaz ve hayâsız olur 12. Başkası konuştuğu zaman, onu ciddiyetle dinlemeyi, eğer kendisinden yaşlı ise hürmetle kulak vermeyi çocuğuna telkin etmelidir. Kendisinden yaşlı olanlar için kalkıp, yerini vermeyi ve onların huzurunda edeple oturmayı çocuğuna telkin etmelidir. 13. Çocuğun gizlice yaptığı her şeyden onu menetmelidir. Çünkü çocuk gizlice yaptığı bir şeyi çirkin kabul ettiği için böyle yapar. Bu bakımdan çocuğu bundan menetmek, çirkin davranışları terk etmeyi öğretmek demektir. 14. Baba, çocuğuna karşı otoritesini korumalıdır. Anne ise, çocuğu babasıyla korutarak bu şekilde çirkinliklerden uzaklaştırmalıdır. 15. Çocuk mektepten dönünce ona oyun oynayarak mektebin yorgunluğundan kurtulması için izin verilmesi gerekir. Fakat burada çocuğun oyun ile yorulmamasını gözetmelidir. Çünkü çocuğu daima oyundan menetmek ve öğrenmeye mecbur tutmak çocuğun kalbini öldürür, zekasını dumura uğratır. Hayatını altüst eder. Hatta çocuk böyle bir sıkılıktan kurtulmak için, çeşitli hileli yolları denemeye mecbur olur. 16. Anne ve babanın çocuğa, öğretmene itaat etmeyi öğretmesi gerekir. Kendisinden yaşça büyük olanlara -ister yakınları olsun, ister olmasın- hürmet etmeyi, onların huzurunda oynamamayı çocuğa telkin etmelidir. 17. Çocuk erginlik yaşına vardığı zaman, tahâreti ve namazı terk etmes i ne göz yummamalıdır. Mübarek Ramazan-ı Şerifin bazı günlerinde çocuğa oruç tutmayı emretmelidir. Sonuç olarak; çocuk eğitiminde Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle hareket edip, en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan anne babalar, bu dünya da olduğu kadar öbür dünya içinde sorumluluklarını yerine getirmiş olacaklardır. Hayırlı evlat yetiştirme adına üzerine düşen görevi fazlasıyla yapan anne babaların çocukları hayırsız çıksa dahi emeklerinin karşılığı olarak Rabbim mükâfatını verecektir. Bu çocuklar annelerine cariyeye davranır gibi davransalar dahi sabrettikleri takdirde onların günahlarının dökülmesine ve ahi retteki derecelerinin artmasını sağlayacaktır Allah’u alem. Yeter ki çocuk eğitiminde çocukların sadece bu dünyaları değil, öbür dünyaları düşünülerek eğitim verilsin. Zaten gerekli eğitim ve terbiye almış çocuklar, anne babalarının hak ve hukukunu gözeteceklerinden onlara “Öf” bile demeye haya eden hayırlı evlatlar olacaklardır. Bu da anne babalarının amel defterlerinin kapanmamasını sağlayacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadırlar: “İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden sâlih çocuk.” (Müslim, Vasıyye,14)


SAYFA 3

18 ŞUBAT 2019

Köşe Yazarımız M. Emin Karabacak, etkinliklere aralıksız devam ediyor Meram İmam Hatip Ortaokulu öğrenci ve velilerine yönelik etkinlikler düzenlemeye devam etmektedir. Öğrenci velileri Gazetemiz Bozkır Postası Köşe Yazarı M. Emin Karabacak’ın “Çocuklara Allah ve Namazı Bilinçaltında Sevdirebilmek kitabını okudular ve öğrencilerinin sıralarında sınava girdiler.

GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN

MUHTAR ADAYLARINA

DUYURU Afiş, Broşür ve Oy Pusulalarınız Kaliteli ve Uygun Fiyatlarımızla Gazetemiz ve Matbaamızda Basılmaktadır. Tel: 0.530 458 1232 KOMEK Yanı - BOZKIR

Konya’nın Bozkır ilçesinde, kerpiç bir evde doğan dünyaca ünlü Prof.Dr. Mustafa Öz diye başlayıp devam etti haberler… Bozkır gelmiş geçmiş en değerli insanlarından birini kaybetti. Orta okulu yoksulluk içinde bitirip, yatılı okulda babasının “paramız yok okutamam” demesine rağmen okuyan, anatomi atlası alamadığı için dersleri takipte zorlanıp İsmet İnönü’ye mektup yazıp durumunu anlatan, karşılığında ihtiyacı olan kitaplara kavuşan, hiç İngilizce bilmemesine rağmen Amerika’ya gidip orada kendini daha da geliştirmeyi başaran, kendi başarılarının yanına yetiştirdiği evladının kendinden daha iyi ve daha ünlü olmasıyla da daha büyük bir hizmette bulunan, yıllarca Amerika’da yaşamasına rağmen doğup büyüdüğü yeri hiç unutmayan, ameliyatlarına Aslan Mustafa dinlemeden, kaşıkla oynamadan girmediğini söyleyen ve aradan geçen onca yıla rağmen Bozkır’ı hiç unutmayan, verdiği tüm röportajlarda illa ki Bozkır’ı anan, ilçesine yardım etmekten hiç vaz geçmeyen, hasta yatağında bile Bozkırlı çocuklara burs vermek için çabalayan büyük bir değeri kaybettik. Bozkır’a yaptırdığı yurdu görmek için bir otobüs dolusu arkadaşıyla geleceğini haber etmişti. Yeğeni O zamanın Belediye başkanı Mustafa Uyar beni çağırıp organizasyona yardımcı olmamı istemiş, “resmi değil özel bir ziyaret, arkadaşları da varmış mahcup olmayalım” demişti. Ne yapsak ne etsek diye düşünürken bizzat kendisi arayıp “kaşık ekibi, Bozkır balı ve tahın olsun başka bir şey istemem” demişti. İsteklerini yerine getirmiştik de arkadaşları kim acaba diye düşünürken gördük ki bakanlar, gazeteciler, büyük firmaların sahipleri ünlü işadamları inmişti otobüsten… O zaman daha iyi anlamıştık Mustafa Öz’ün kim olduğunu… Ve o zaman daha bir kabarmıştı omuzlarımız… Oysa ki onun başarısında hiç katkımız yoktu ama Bozkırlı olması ve bizi unutmaması gururlanmamız için yetmişti… Bir caddeye adını vermek için çok çabalasak da başarılı olamamıştık ama çok şükür Belediye Başkanımız “sokak yerine yenilenen parka verelim ismini, daha çok yakışır” dedi ve kendisinin de onayıyla yenilenen parka onun ismi verildi. Keşke daha fazlasını yapabilsek. Böyle insanlar kolay yetişmiyor, yetişenler doğup büyüdüğü yerleri unutup hatta adını bile anmaktan imtina ederken, O hep gururla bahsetti Bozkır’dan… Mesleği gereği kurtardığı canlar kadar, yetiştirdiği oğluyla da dünyaya, insanlığa hizmet etmeye devam ediyor… Böyle büyük bir değerini kaybetti Bozkır, içi yanmayan, üzülmeyen kalmadı ama o bıraktığı eserleriyle hiç unutulmayacak, unutmayacağız… Hepimizin başı sağ olsun, yattığı yerler nur, mekanı cennet olsun… Biz Ondan memnun kaldık, İnşallah Rabbimde memnundur.


SAYFA 4

Bozkır Ulu Çınarını Kaybet 

SON GÜN 28 ŞUBAT Yazan: Bahadır ALTUNAY Mahlası: Gaybeti Hakk

DUA

Muradın için harcadığın çaba, Kâfi sanırsın yaptığın hesaba. An gelir de uğraşın gider boşa, Nasip hamurunun mayası dua. Didinir durursun iş bu dünyada, Zahmetsiz acep ne buldun sofranda? Emeksiz ulaşılan her bir vara, Müsrif olur düşersin bir gün dara. Biçare ne yapsın, yakınır durur, Zengini de servetiyle avunur, Gaybeti dertten bizar, arar huzur, Canı tenden sıyırmış, dara durur. Şiirlerim noter onaylı olup telif hakları şahsıma aittir.

18 ŞUBAT 2019

ALİ DUTAL VARSAYDIM BEN BİR KRALIM(?) Hayal kurmak parayla değil ya, ben de kral olma hayali kurdum! Ben varsaydım siz de varsayın ben artık bir kralım! Kral oldum olmasına da nasıl kral oldum. Bizim ve bizden önceki yaş grubunun bildiği sınıf kitaplığımızda “Padişah ve Oğulları” adlı bir masal kitabı vardı. Masalda özetle; Padişah bir gün oğullarını yanına çağırmış “oğullarım söyleyin bakayım beni ne kadar seviyorsunuz” demiş. Büyük oğlan “altın, elmas, pırlanta”; ortanca oğlan “bal, börek”; küçük oğlan da “tuz kadar seviyorum” demiş. Büyük oğlan ve ortanca oğlanın cevabından çok memnun olan padişah küçük oğlanın cevabına o kadar kızmış o kadar kızmış ki masal bu ya celladı çağırarak “bu küçük saygısız oğlanın kellesini al, kanlı gömleğini bana getir” demiş! Müsaadenizle, biraz gerçeğe dönelim. Zalim, kestiğini kestik astığını astık içerikli padişah masallarıyla Osmanlıya karşı bilinç altımıza bilinçli olarak düşmanlık yerleştirilmeye çalışılmış. İlkokulda iken farkına varamasam da sonradan farkına vardım. Neyse, gerçekler can sıkıcı en iyisi hayal; hayaller tatlı ve zevk verici oluyor. Masalımıza dönelim: Cellat, küçük oğlanın kellesini almak üzere şehrin dışına götürüyor. Cellat oğlana acımış “evlat, uzak memleketlere git bir daha buralara geri dönme” diyerek salıvermiş. Bir hayvanın kanıyla buladığı gömleği de padişaha götürmüş. Oğlan az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş; dönüp arkasına bakmış ki arpa boyu yol gitmiş, uzak mı uzak bir memlekete varmış! Bu memleketin kralı ölmüş, talih kuşu ile kral seçiliyormuş. Şaşkın şaşkın olan biteni anlamaya çalışan oğlanın başına talih kuşu konuvermiş. Bu duruma halk tepki göstermiş: -Olmaz olmaz bir yabancı bizim kralımız olamaz talih kuşunu yeniden uçuralım, diye bağrışmışlar! Bir, iki, üç her defasında talih kuşu oğlanın başına konmuş. Yapacak bir şey yok yeni kralımız bu oğlan demişler ve oğlan ülkenin kralı olmuş. Masalın devamını internetten bulup okuyabilirsiniz. Bu masal bana göre değil, bu kadar zorluğa giremem, daha kolayı VARSAYDIM BEN BİR KRALIM! Herkes önümde eğiliyor, çevremdekiler beni övüyor; iyi veya kötü ne söylersem söyleyeyim “tamam efendim” diyor, kimse itiraz etmiyor! Liyakat, adalet oda ne kardeşim? Ben kralım, istediğimi istediğim göreve getirir, istediğimi görevden alırım. Her şeye ben karar veririm; adalette kim oluyor! Herkes bana kayıtsız şartsız bağlı olacak, bunun aksini ihanet sayarım; ihanete hiç tahammülüm yok! İstişareden, müzakereden hiç hoşlanmam, her şeyin en iyisini ben bilirim ben ne dersem o olur. Güzel köşklerde oturur, güzel bineklere biner, güzel urbalar giyerim. Ben varsam her şey var ben yoksam hiçbir şey yok! Oh oh krallıkta ne güzel şeymiş be yavvv! Ufak tefek canımı sıkan olaylarla karşı karşıya kalsam da bir şekilde hallediyorum. Hallediyorum halletmesine de yine de beynimi kurcalayan, beni huzursuz eden düşünceleri bir türlü kafamdan atamıyorum. Her şey güzel gibi görünse de huzurum yok huzurum! Sen hayali kralsın hayallerine böyle rahatsız edici düşünceleri sokma, diyorum; ancak, ben hayal değil, gerçeğim! Hayali kral olsam da kul olma gerçeğinden kaçamıyorum! BEN BİR KULUM! Biliyorum, bir gün gelip biri kapımı çalacak “kalk ey Allah’ın kulu vakit geldi gidiyoruz” diyecek. Kral olmayı varsaysam da işte bunu yok sayamıyorum. Çünkü, ölüm gerçek, hesap muhakkak hesaptan kaçmak mümkün değil; her ne varsa iyi veya kötü yaptıklarımız bir bir önümüze getirilecek, bütün azalarımız buna şahitlik edecek! Yok arkadaş yok! Varsayarak da olsa hayali de olsa ben KRAL olmak istemiyorum. Çünkü ben, cenazemin başında “bu er kişiyi nasıl bilirdiniz” sorusu sorulduğun da sesli çoğunluğun “iyi bilir, hakkımızı helal ettik” demesinden çok “hakkımızı helal etmeyeceğiz” diyen sessiz çoğunluğun galebe gelmesinden korkuyorum hem de çokkk! Yüce Rabb’imiz, “Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.”(Nisa 58) Buyuruyor. Bu buyruğa uygun işi ehline verecek, adil olacak, taraf tutmayacak, insanları kayırmayacak, istişare edecek, öfkesine hakim olacak, vaatlerini yerine getirecek, yalan söylemeyecek, halkını her türlü zina, kumar, içki gibi kötülüklerden koruyacak cesur, merhametli, uykusuz kalacak kadar çalışkan, halkının huzuru için kendi huzurunu rafa kaldıracak kral olabilecek miyim? Olamazsam sonumun ne olacağını düşünüyor düşünüyor işin içinden çıkamıyorum! En iyisi varsayarak bile olsa bu krallık bana göre değil, azizim!


SAYFA 5

Torosların Bilinmeyen Tarihi Bize Ne Anlatıyor (2)

18 ŞUBAT 2019


Bozkır’a ve bölgeye hayırlı olsun!

Aşırı yağışlardan dolayı Dereköyde heyelan Bozkır’a bağlı Dereköy Mahallesi Taşdibi mevkiinde son günlerde yaşanan yoğun yağmur yağışları sonrasında kayalıklardan taş bloklar koparak yuvarlandı. Olayda can ve mal kaybı yaşanmazken, gerekli tedbirler alındı.

(Özgür Yılmaz)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.