25 KASIM 2019 PAZARTESİ
SAYI: 1069 KURULUŞ 1988 - YIL: 31
FİYATI 1
Bozkır, Alanya dayanışması güçleniyor Bozkır Belediye Başkanı Sadettin Saygı, Ak Parti Bozkır İlçe Başkanı Kadir Güven, MHP Bozkır İlçe Başkanı Ata Küçükduran ve belediye meclis üyeleri, Bozkır ve Alanya arasındaki yardımlaşma ve dayanışma Tarımsal incelemeler ve projelerin sahada gözlenmesi adına Uluslararası Tarımsal Kalkınma bağlarının Fonu IFAD ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı yetkilileri Bozkır'da Tarım Bakanlığı yetkilileriyle güçlendirilme birlikte bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. si için Alanya’da birtakım ziyaretlerde bulundu.
Uluslararası Konuklar Bozkır’da
Öğretmenlere Türk sanat müziği dinletisi Bozkır İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Mesleki çalışma programının sanatsal etkinlikleri kapsamında ilçede görev yapan tüm öğretmenlere Türk Sanat Müziği dinletisi yapıldı.
2.250 ceviz ve badem fidanı dağıtıldı
Bozkır İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi kapsamında sağlanan ücretsiz sertifikalı fidanlar çiftçilere düzenlenen etkinlikle dağıtıldı.
SAYFA 2
25 KASIM 2019
Bozkır, Alanya dayanışması güçleniyor
Ceviz ve Badem Fidanı Dağıtıldı
25 KASIM 2019 PAZARTESİ
SAYI: 1069
İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU
HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50
HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL
ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715
GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ
İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA
Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr
BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.
PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK Yardım Niyetiyle Yapılan Kötülükler (1) Gıdaların genetiğiyle mi oynandı yoksa yeni neslin genetiğiyle mi oynandı bilmem ama anne babalar, çocuk eğitiminin genetiğiyle oynadığı bir gerçek. Eskiden çocuklarını doğal yollarla (anne sütü, ev yapımı yoğurdu, tere yağı,…) beslemeye çalışan anne abalar, günümüzde ise çocukları hazır gıdalarla (hazır mama, hazır çorba, hazır yoğurt, çikolata, cipsi, kola…) beslenmeye çalışmaktadırlar. Her şeyleri hazır olacak olan bu çocukların doğumları da hazır olacaktır. Doktor tarafından anne adayına ağır kaldırmayacaksın deniyor o da bunu en küçük bir iş yapmayacak diye algılıyor ve her şeyi ayağına bekliyor. Sonuçta anne adayı hareketsiz kalınca ister istemez doğumda zor olacaktır. Doğumun zorluğundan korkan anne adayı, normal doğum yerine farklı bir seçeneği düşünecektir. Anne ile çocuk arsındaki duyusal bağları güçlendirecek normal doğum yerine, bugün birçok anne tarafından sıkıntısız olmasından dolayı sezaryen tercih edilmektedir. Oysa normal doğumun hem anne için hem de çocuk için birçok faydası olduğu doktorlar tarafından ifade edilmektedir. Normal doğum yerine sezaryenle hiçbir emek harcamadan dünyaya gelen çocuklar, beslenmeleri de anneyi emerek (ekmek için mücadele) değil de biberonla (hazırlığı alıştırma ve hazır mama) yapılınca çocukların fiziksel gelişimlerinin yanı sıra kişilik gelişimleri açısından da bazı sıkıntıları beraberinde getirecektir. Evet, birçok anne değişik mazeretler aldı altında bebeğini emme davranıştan mahrum bırakmaktadır. Anne ile çocuk arasındaki sevgiyi bağlarını güçlendirecek anne sütü yerine, daha çocuk doğar doğmaz biberon ve yalancı emzikle tanıştırılıyor. Çocuğu hazırcılığa alıştırmak biberonla başlıyor. Çünkü çocuk biberonla beslenirken emek harcamıyor. Biberonla beslenmek eskilerin tabiriyle “Armut piş, ağzıma düş!” oluyor. Anneyi emmek; başlangıçta çocuklar için çok zordur ve emek gerektirir. Oysa emmek bebeklerin birçok duygusal ihtiyaçlarını (bedensel temasa bağlı olarak sevgi bağı oluşturma) karşılamaktadır. Zekâ gelişimlerinin yanı sıra çene kaslarının gelişmesi, damak yapısının düzgün olması, diş ve gaz çıkarma gibi birçok faydası vardır. Anneyi emmenin birçok ruhsal ve sağlık faydasını bir yana bıraksak da çocuk emme davranışıyla ekmek için hayatla mücadeleyi öğrenmektedir. Hayatı öğrenmeyi ve hayatla mücadeleyi birçok çocuk, biberon yüzünden öğrenememektedir. Hazırcılığa alıştırma sadece biberonla beslenmekle de kalınmıyor. Birçok çocuk bebeklikten çıkıp kocaman olmalarına rağmen yemeğini kendisi yemiyor ya da yiyemiyor. Karnını iyice doyuramaz ya da üst başını kirletir diye eline kaşık verilmeyen b u ç o c uk l a r, d ö k m e de n y e me s i n i de öğrenemeyeceklerdir. Yemekleri anne babaları tarafından yedirilen bu çocuklar, kendilerine güv enmedik leri içi nde kendi k ararl arını veremeyeceklerdir. Bu yüzden çocuğun ekmek için hayatla mücadeleyi öğrenmesinin önüne bir kez daha geçilmiş olacaktır. Kendi yemeğini yiyemeyen, üstünü giyemeyen, okul çantasını anne babasına taşıtan çocukların hallerini gördükçe bir eğitimci bu çocuklara üzülürken kendimi de şanslı olarak hissediyorum. Köyde büyüyenler bilir. Bağ bahçe zamanında genelde herkes bağ bahçeye gittiğinden evde kimse olmaz. Bizlerde okul zamanında öğle tatilinde yemek için eve geldiğimizde yemeğimiz kendimiz hazırlardık. Günümüzdeki ocaklar gibi ocağımız otomatik değildi. Ocağı çakmakla yakar çayı ocağa koyardık. Çayla birlikte sofraya koyduğumuz zeytin, peynir, yoğurt ve kümesten getirip yağda pişirdiğimiz yumurtaları da yer okula tekrar geri dönerdik. İkindi vakti okuldan geldiğimizde rahmetli anneme naz l anmak adına ac ıktığ ımızı söylediğimizde; “Oğlum mutfağı sırtımda bahçeye götürmedim. Canı ne çektiyse alıp yeseydin.” diyerek mutfağı bana bırakan annem, bugünün annelerine sanki bir mesaj yollar gibiydi. Çocuğun mutfağa girmesini mutfağı karıştırmak olarak algılayan günümüzün titiz anneleri, çocuklara bırakın mutfakta bir şey hazırlamalarına müsaade etmek, sen git dersine çalış diyerek de mutfağa sokulmamaktadır. Bugün üniversite okuyan birçok kız öğrenci yemek yapmasını, lise öğrencisi de çay yapmasını bilmemektedir. Erkek çocuklarının da kız çocuklarından kalır tarafı yok. Birçok erkek çocuğu her şeyi otomatik olan ocağı kullanması dahi bilmemektedir.
SAYFA 3
25 KASIM 2019
Bozkır’a çöp kamyonu hibesi Bozkır Belediyesi Çevre v e Şe h ir c il ik Ba k a n lı ğı ta r a f ı n d a n 1 a d e t ç ö p kamyonu hibesi aldı. Yeni büyükşehir yasasıyla birlikte mahalle sayısının 3’ten 52’ye çıkan Bozkır’ın ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacak olan çöp kamyonu Bozkır’a ulaştı ve Belediyenin araç envanterine girdi.
Uluslararası Konuklar Bozkır’da
BİR TANE İÇİN BİLE DEĞER Geçtiğimiz hafta sonu Çat yaylasına bir gezi yaptık. Sarıot yaylasını tepeden izledik. Yanından geçerken çok da farkında olmadığımız bir şeyi fark ettim. Yıllar önce dikilen fidanların ormana dönmek üzere olduğunu görmek keyif verdi. Tepeden bakınca daha iyi, daha net anlıyor insan. O fidanlar oraya dikilirken bir çok eleştiri yapılmış, hava şartları yüzünden hepsinin kuruyacağı, tutmayacağı, boşuna masraf ve emek harcandığı gibi şeyler konuşulmuştu. O zaman “birkaç tanesi bile tutsa değer” demiştim. Görünen o ki neredeyse hepsi tutmuş ve orman olma yolunda ilerlemekte… Elbette üşüyenler, tutmayanlar olmuştur ama üç beş tane bile tutmuş olsaydı yine de emeğe değerdi. Keşke daha önce dikilmiş olsaydı o fidanlar ama geleceğe büyük bir hediye verildiği için mutluyum. Emeği geçen herkese teşekkür ederim… Bizim bir ağaç dedemiz var, karacaardıç köyünden Übeyit Sarı, köyünde ağaçsız toprak bırakmamaya kendini adamış, etrafındaki herkesi de bu amaca hizmet etmeleri için teşvik etmiş, bulduğu her fırsatta köyünün dağına taşına fidan dikmeye çalışan bir vatansever kendisi. Keşke daha çok insan kendini bu amaca adasa diye düşünüp kendisine imrenirken, kendi köyümden de böyle birinin çıkması hem gururlandırdı hem doğa adına çok sevindirdi beni… Kendisi yıllar önce okumak için köyünden çıkıp, yoklukla zorluklarla tek başına mücadele etmiş, ülkenin en zor dönemlerinde tek başına büyük şehirin her türlü zorluğuyla başa çıkmış ve sonunda başarılı olmuş, uluslararası alanlarda da adını duyurmuş, iyi bir hukukçu olmuş ama köyünü unutmamış, geri gelip ne yapabilirim diye çırpınan birisi… Şimdiye kadar köyü ve köylüsü için yaptıklarının en güzeli ise binlerce fidanı toprakla buluşturmak için bizzat çaba harcamış olmasıdır. Bir açıklama çok hoşuma gitti “okumak için kestiğimiz, harcadığımız ağaçların yerine yenisini dikmek borcumuzdur, onu ödeme vakti…” Çok doğru bir düşünce ve herkesin bu konuda bir şeyler yapması gerekiyor. Fidan dikimi yapamayanların, fırsatı olmayanların, o fidanları korumak, en azından zarar vermemek gibi bir görevi olduğunu da unutmayalım… Çünkü iş fidanı toprağa dikmekle bitmiyor, onları korumak kollamak, her türlü zararlı etkenden uzak tutmak da bizlerin görevi… Bu amaca hizmet eden herkese, koruyan gözeten, su veren herkese şimdiden teşekkürler, en çokta köyünü unutmayıp doğasına katkı sağlayan, hemşeri olmaktan onur duyduğum Av. Mehmet Gün beyefendiye teşekkür ederiz. Sarıot yaylasına fidanlar dikilirken olumsuz konuşanlar yine konuşuyor, onlar hep konuşur zaten, iyi ki onları dinleyen yok… Tutmaz, olmaz, üşür vs… Bizde yine o günkü sözümüzü tekrarlıyoruz “ birkaç tanesi bile tutsa değer.” Yıllar sonra ıhlamur kokularına uyanacak çocuklarımız, hayali bile güzel değil mi? Emeği geçen herkese teşekkürler…
ZAYİ : Vera Delta Plus Marka RJ 11008128 Sicil Numaralı Yazar Kasama ait Ruhsatını kaybettim. Hükümsüzdür. Seyfullah GÖKÇİMEN Bozkır V.D. 127 946 35412
SAYFA 4
Öğretmenlere Türk sanat müziği dinletisi
Ceza infaz koruma memurlar ücreli mahkum İyi Parti Konya Milletvekili Beyşehirli Fahrettin Yokuş, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyon toplantısında cezaevi çalışlarının sorunlarını dile getirdi.
ÖZEL HİSARLIK MEHMET EFENDİ ORTAOKUL ERKEK ÖĞRENCİ YURDUNA
REHBER ÖĞRETMENİ ALINACAKTIR. MÜRACAAT : (0332) 438 5131 Hisarlık Mahallesi - BOZKIR
25 KASIM 2019
ALİ DUTAL AHMAKLIK NEREYE KADAR Ahmak, “akılını gereği gibi kullanmayan, bön, budala, aptal” olarak tanımlanmakta olup yazımda daha ziyade ”aklını gereği gibi kullanmayan” anlamı ekseninde değerlendirmeye çalışacağım. Öyle ilginç bir zamanda yaşıyoruz ki; en akıllıları en akılsızlar “aklını kullanmıyorlar” diye suçlamaktadırlar. Akıllı kimin olduğu içerikli yazımı daha önce paylaştığım için bu yazımda fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Normal şartlar altında bir Müslüman neyin faydalı ve zararlı olacağını bilir; ancak, nefse söz geçiremediğinden ahmakça söz ve davranışlarda bulunur. İmam-ı Rabbani Hazretleri “Mahlukatın, yaratılmışların en ahmağı nefistir. Çünkü daima kendi aleyhine, zararına olan şeyleri ister” buyurarak ahmaklığın nereden kaynaklandığını net olarak ortaya koymaktadır. Müslüman kendisine neyin faydalı olacağını bilmeli, söyleyeceklerini iman ve akıl süzgecinden geçirerek söyleme gayreti içinde olmalıdır. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle dolduruşa gelip iman ve itikada zarar verici söz ve yazılardan kaçınılmalıdır. Birkaç hafta önce kalabalık bir camimizin imamı Cuma namazından önceki vaazında, birazda cemaati uyanık tutmak için olsa gerek sosyal medyada çok kullanılan tuzak paylaşımlardan örnekler veriyordu. Herkesin bildiği aşağıdaki örneği de cemaate anlattı. Hacı amcamızın biri bankada işlem yaptırırken işlem yapan bayan memura, “kızım sol elle çay içmek mekruhtur” diye ikazda bulunur. Bayan memur da “Hacı amca senin faiz işlemlerini sağ elimle yaptığım için sol elimde çayımı içiyorum” diyerek ilginç bir ifadeyle tepkisini ortaya koyarak hacı amcayı can evinden vurur. Cemaatin tamamına yakını Nasrettin Hoca fıkrası anlatılmış gibi güldüler. Güldüler; çünkü, burada amaçlananın ne olduğunun şuurunda değillerdi. Kimse böyle bir olayın olup olmadığını, kurgulanmış bir tuzak olduğunu düşünemedi; çünkü, anlatan imam efendiydi! İnsan azıcık düşünse böyle bir diyaloğun geçmediğini bunun hacı, hocayı kötüleme amaçlı kurgulandığını anlayabilirdi. Anlayamadılar; çünkü, bunu anlatan kişi tuzağı ilk önce fark etmesi gerek imam efendiydi. Anlasaydı zaten anlatmazdı! İmam efendi anlatmaya devam etti. Oturarak su içen örtülü bir genç kıza namaz kılıp kılmadığını sorar. Genç kız kılmadığını söyleyince imam efendi, sünnetten önce farz ibadet olan namazı kılması gerektiğini, söyler. Ne var bunda elbette ki farzı yerine getirmek sünnet ve vacipten daha önceliklidir, diyebilirsiniz. Elbette ki, doğrudur. Farz ibadetlerin yerine getirilmesi sünnet ve vacip ibadetlerden önce yerine getirilmelidir. -İyi de kardeşim farzın işlenmesine engel olan sünnetin işlenmesi midir? Bu da tuzak örneklerden biridir. Amaç, sünneti kıdım kıdım ortadan kaldırmaktır. Bir Müslüman farzları yerine getirdiği gibi sünnetleri de yerine getirmenin gayreti içinde olmalıdır. Ancak, yukarıdaki mantıkla bu durumu açıklamak çok yanlıştır. Şunu da beynimizin bir kenarına nakşedelim. Sünnete hassasiyet gösterme şuurunda olan bir kişi farzları yerine getirmede de mutlaka hassasiyet gösterir. Hacı, hoca ve dindarları itibarsızlaştırmaya yönelik kurgulanmış çok örnek var. Geçmişte bu algı operasyonu filmlerle yapıyorlardı. En çok izlediğimiz Kemal Sunal filmlerindeki hoca ve hacılara bir bakınız. Nerede pespaye, üçkağıtçı, sapık, çirkin adam varsa hoca, hacı rolünde oynatılıyor. Toplumun tüm fertleri sütten çıkmış ak kaşık, kötü olan ise hacı ve hocalar. Elbette ki, hacı, hoca ve kendini dindar olarak tanımlayan insanlar söz ve davranışlarına daha fazla dikkat etmeli olup buna bir itirazım olamaz. Ancak, yüzde doksanın kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir toplumda herkes ahlaklı, adil ve dürüst olmalıdır. Ayrıca, İslam düşmanlarının bu tür algı operasyonlarından çok bu algıların tuzağına düşen ahmaklara kızıyorum. Bu tuzaklara düşmemek için yapmamız gereken en önemli iş ahmak arkadaşların ahmakça söz ve davranışlarına karşı dikkatli olup ahmaklığa düşmemektir. Hz. Ömer(ra) Efendimiz “Ahmakla arkadaşlık etmekten kaçın; çünkü, ekseriya sana iyilik yapayım derken, zararı dokunur” buyurarak ehli sünnet alimlerimiz dışında kim ne söylerse söylesin her söze balıklama atlanılmamalıdır. Hele hele yalakalık ve birilerini güldürmek amacıyla bu ve buna benzer örnekler hiç verilmemelidir. Soytarılığa lüzum olmadan anlatılmak istenen toplumsal sorunlar mecrasının dışına çıkarılmadan anlatılmalıdır. İmam-ı Rabbani Hazretleri “Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü Tealayı bırakmak ahmaklıktır” buyurmaktadır.
SAYFA 5
25 KASIM 2019
Türkiye, terörün kökünü kurutmak için büyük bir mücadele içindedir Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Bozkırlı Mustafa Kalaycı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda içişleri Bakanlığı Bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı konuşmada: “terör, polisin çalışma şartları ve Uluslararası Polis Özel Harekat Eğitim Merkezini” gündeme getirirken, “Türkiye, bölücü terörün belini kırmak, kökünü kurutmak için büyük bir mücadele içindedir.” dedi.
‘Mutlaka ve ivedilikle çıkarılmalı’ Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Bozkırlı hemşehrimiz Mustafa Kalaycı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı konuşmada “Konya’nın kültür ve turizm açısından önemini” gündeme getirmiştir.
T.C. BOZKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı : 2019/158 Esas İLAN METNİ Mahkememizde açılan Nüfus davasının yapılan açık yargılaması sonunda; 1-Davacı tarafından davalı Aleyhine açılan isim değiştirme davasınınKABULÜ İLE; 2-Konya İli Bozkır İlçesi, Karacaardıç Mahallesi cilt no:41, hane no.90, birey sıra no:44 Nüfusuna kayıtlı anne adı Nurgül, baba adı Fatih olan,26/03/2007 Seydişehir doğumlu,10448714896 T.C. kimlik nolu MUSTAFA YALÇIN'INnüfus kaydındaMUSTAFAolan isminin iptali ile ALPER olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE ve nüfus kaydının bu şekilde DÜZELTİLMESİNE, ilişkin verilen kararın 4721 sayılı TMK'nın 27.Maddesi uyarınca ilan olunur
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
Basın: 1090298
Koreli Çiftçiler Bozkırlı çiftçinin bahçesindeler Tarım Bakanlığının gelişmiş alternatif tarımı araştırma projesi kapsamında başkent Seul'den gelen çiftçi kafilesi bir bahçede incelemelerde bulundu.
Takdir ve Teşekkür alan öğrencilere burs ödülü Bozkır İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Gönüllüleri Derneği (Bimder) tarafından Tevfik Bilge Kur'an Kursunda yatılı olarak kalan öğrenciler okulların da takdir ve teşekkür alan 26 öğrenci burs almaya hak kazandı.