Bozkır Postası Gazetesi Sayı:918

Page 1

26 ARALIK 2016 PAZARTESİ

SAYI: 919 KURULUŞ 1988 - YIL: 29

FİYATI 1

Kuşlara ve Sahipsiz Hayvanlara Bozkır’da da Yem Bırakılsın!.. Yoğun kar yağışının ardından yem bulmakta zorlanan kuşlar ile sahipsiz kedi ve köpekler için uygun yerlere Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya merkezde bazı semtlere yem bırakıyor. Kon ya Büy ük ş eh ir Be led iy es i s ınır la rı içerisindeysek Bozkır’da da aynı uygulamayı Büyükşehir Belediyesinden bekliyoruz. Bazı uygulamalarda hep merkez ilçeler önde olmamalı?

Bozkırlılardan Destek Ziyareti İlçemiz Bozkır’da faaliyet gösteren iş yeri sahipleri ve Bozkırlı vatandaşların oluşturduğu heyet ilçe Jandarma Komutanlığına ile İlçe Emniyet Amirliğine destek ziyareti gerçekleştirdi.

Bozkırlı Esnaf, Vatandaşlardan oluşan ve Bozkır’a bağlı Sorkun kasabasının eski Belediye Ba ş k a n l ar ı n da n A bd u r r a h m a n K e ş i r önderliğindeki 20 kişilik heyet ilçe Jandarma Komutanlığına ve İlçe Emniyet Amirliğine destek ziyaretinde bulundular. Ziyaretlerinde Bozkır olarak askerimizin ve polisimizin her daim yanındayız mesajını ilettiler. D. Sayfa 3’de

Konya Büyükşehir Belediyesi, yoğun kar yağışının ardından kuşlar ve sahipsiz hayvanların aç kalmaması için şehir merkezinde uygun yerlere yem bırakıyor. Büyükşehir Yasasından sonra Bozkır’da Konya merkez ilçe konumuna girdiyse, Konya B ü y ü k ş e h i r Belediyesinden aynı uygulamayı Bozkır’da da görmek istiyoruz. Konya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve D. Sayfa 2’de

Bozkırlı Ahmet Ilgaz Seçildi Zeytinburnu Kaymakamlığı Sosyal Dayanışma Vakfı Sivil Toplum Üyelik Seçimi Yapıldı. Yapılan seçimlerde, Merkezi İstanbul’da bulunan Bozkır’a bağlı Dere Mahallesi Dernek Başkanı Ahmet Ilgaz seçildi.

Haberi S. 6’da

21 Aralık 2016 Çarşamba günü, Z e y t i n b u r n u Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nda Sivil To pl um Teşkilatlarından bir üye i ç i n s eç i m y apı l dı . Seçime Bozkır Çevre Kasaba ve Köy Dernekleri olarak, Dere Dernek Başkanı Ahmet Ilgaz adaylığında k at ı l dı l ar. İ k i a da y arasında yapılan yarışmada Ahmet Ilgaz ezici bir D. Sayfa 4’de

Çevreye Duyarlı Öğrencilerden Başkan’a Ziyaret Lise öğrencileri, Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün’ü makamında ziyaret ederek doğayı koruma ve insanları bilinçlendirme konusunda geliştirdikleri proje konusunda Başkan Gün’ü bilgilendirdi. Atık pil, atık yağ, atık kağıt, atık pet şiş e konusunda ilçe genelinde proje kapsamında uygulayacakları etkinlikleri İlçemiz Belediye Başkanı İbrahim

Gün’e aktaran öğrenciler, insanlar olarak doğanın daha dikkatli ve daha çok korunması gerektiğini vurguladılar. Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün,

öğrencilere geliştirdikleri pr oj e i ç i n te ş ek k ü r ederek, projenin her safhasında Bozkır Belediyesi olarak destekleyeceklerini söyledi.


SAYFA 2

26 ARALIK 2016

Bozkır Çarşamba Çayı Donarak Karla Kaplandı Kışın ilk gününde (21 Aralık 2016) aşırı soğuklardan dolayı geçtiğimiz günlerde donan Çarşamba çayı Kar yağışı sonrası beyaz örtüyle kaplandı. Yurdumuzun genelinde olduğu gibi Bozkır ilçemizde de etkili olan olumsuz hava k oş ul l ar ı Bo zk ı r ’ ı n içinden geçen Çarşamba çayı dondu. Çarşamba çayının

donması ile ilgili açıklamalarda bulunan ilçe sakinlerinden Mehmet Görür: “Şükürler olsun i lç emi zde bereketl i y a ğ ı ş l a r ya ğ ı y o r. İlçemizde de devam

eden bu yağışlarla ilk kez bu yaşıma kadar Ç ar ş a m b a ç a y ı n ı n donduğunu i lk kez gördüm” dedi. Öte yandan ilçemizdeki vatandaşlar, yoğun kar yağışına

sevinirlerken, köy ve kasaba yollarının açılmamasını bile umurlarına takmadılar. “Yeter ki; kar yağsın. Bu kar yağışı bir berekettir” di y er ek s ev i n di l e r.

Kuşlara ve Sahipsiz Hayvanlara Bozkır’da da Yem Bırakılsın!..

Ko n tr ol D a ir e s i Baş k anl ığı’n a bağl ı e k i p le r, y o ğ u n k a r yağışının ardından yem bulmakta zorlanan doğal hayattaki serçe, sığırcık, güvercin gibi kuşlar ile sahipsiz kedi ve köpeklerin beslenmesi için gereken çalışmayı yaptığı gelen bilgiler arasında yer alıyor. Ama Konya merkez ilçeleri dışında diğer ilçelere aynı uygulamayı neden göremiyoruz veya gelen bilgiler arasında yer almıyor. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından gazetemize gelen bilgilerde şöyle denilmektedir: “Ekipler, olumsuz hava

şartlarında yem ihtiyaçlarını gidermekte zorlanan kuşlar için A l a a d d i n Te p e s i , Kayalıpark, Mevlana bölgesi, m ezarlıklar b aş ta o lm a k ü z er e şehrin farklı bölgelerine b u ğ d a y b ı r a k ı y o r. Ekipler, başıboş kedi ve köpeklerin aç kalmaması için de şehir merkezindeki 160 adet beslenm e odağına günlük olarak tavuk kırıntıları ile pelet yem bırakıyor. Ekipler, hava şartlarına göre kuşlara ve sahipsiz hayvanlara yiyecek bırakmaya devam edecek.” Bizlerde yerel gazete m ensupları olarak vatandaşlarımızın

isteklerini yetkililere aktarma sorumluluğunu kendimizde görev bildiğimiz gibi, i l ç e m i z d e k i vatandaşların isteklerini de sizlere aktarmalıyız. Bu tür konulara Bozkır’daki vatandaşlar ise şöyle yanıt veriyor: “Büyükşehir Yasasından sonra madem Konya Büyükş ehir sınırları içerisindeyiz. Konya Büyükşehir Belediyesi, bu tür uygulamaları hep merkez ilçelerde yapıyor. Aynı uygulamayı neden Bozkır’da veya diğer il ç el er de y a pm ıy o r. Merkez ilçeler neyse bizim gibi diğer ilçeler de aynı konumda olmalı. Çünkü Büyükşehir

Yasası öyle diyor” Eski ya sa bun dan i yiy di diyerek dert yandılar. Bozkır Postası gazetesi olarak vatandaşlarımızın yukarıda belirttikleri isteğe Konya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri cev ap verm ezlers e, bizlerde Bozkır halkı olarak kendi göbeğimizi kendimiz keselim diyor ve misafirperver şehri olan Bozkır’da vatandaşlarımızın yoğun kar yağışının olduğu dönemlerde evlerinde artan yiyecekleri ilçemizde bulunan sahipsiz hayvanlar için uygun noktalara bırakmalarını istiyoruz.

MERHAMETİMİZİ GÖSTERELİM O mucize gerçekleşti ve nihayet beklediğimiz kar geldi. Beyaz felaket diyenleri yazın susuz bırakacaksın birkaç gün, o zaman anlarlar sanırım bunun bir felaket değil muhteşemlik olduğunu… Karın tadını elbette çocuklar çıkarıyor. Ben yazımı hazırlarken dışarıda kar topu oynayan, kayan ve kardan adam yapmaya çalışan çocukların sesini dinliyorum. Keşke çocuklar hep böyle mutlu ve neşeli olsa ve kar tüm savaşları barışa çevirse… Maalesef dünya kan gölünde yüzmeye, çocuklar ölmeye devam ediyor. Çocuklarımızın neşeli cıvıltısına etraflarında onlarla koşturan hayvanlarda kaptırıyor kendilerini,onlarla oynamaya çalışan sokak hayvanlarını da unutmayalım. Hepimiz günde bir miktar ekmeği yada onların yiyebileceği yemeği çöpe atıyoruz. Bu artık yemekleri ve ekmekleri bir poşette yada kapta toplayıp bir kenara bıraksak, bir hayvanın karnının doymasını sağlayabiliriz. İnsan olmak bunu gerektiriyor, ancak bir çok kişi özellikle köpeklerin saldırmasından korktukları için evlerinin yakınlarına alışmalarını istemiyor, haklılarda ama iyilik yapmanın sınırı yoktur, topladığınız yiyecekleri çöp konteynırlarının yanına yada evlerden uzak bir köşeye bırakabilirsiniz. Bizler sıcacık evlerimizde otururken, onların soğukta açlıktan ölmelerine seyirci kalırsak insanlığımız nerede kalır. Her canlı kendi doğasının gereğini yapacaktır elbet, biz insanlarda onlara bir kap yemek vererek insan olduğumuzu gösterebiliriz. Cam kenarlarına bırakacağınız ekmek kırıntıları da kuşlar için hayati önem taşıyor,karın altında yiyecek bulamayan hayvanların bir lokmada olsa karınlarına yiyecek gitmesine vesile olalım. Tüm bunları çocuklarımıza da öğretelim, dünyada s ad e c e bi z l e r i n y aş a m a d ı ğı n ı bi z i m merhametimize muhtaç diğer canlılarında yaşamaya hakları olduğunu ve onları sevdikçe dünyanın daha güzel bir yer olacağını anlatalım çocuklarımıza… Dünya kan gölüne dönmüş, her gün evlatlarımız ölüyor, hiçbir şeyden habersiz çocuklar dünya devlerinin güç savaşları yüzünden ölüyor, yerinden yurdundan oluyor ve biz bir film izler gibi olanları izlerken hiç olmazsa bir hayvana yiyecek vererek, bir canlıyı kurtararak insan olduğumuzu hatırlayalım. Tüm savaşların, kapışmaların bizleri de bireysel olarak birer caniye dönüştür mesine, umutlarımızın kırılmasına izin vermeyelim. Birbirimizi daha çok anlamaya, empati kurmaya gayret edelim. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara inat daha çok kenetlenelim, daha çok sahiplenelim birbirimizi… Hamaset dolu söylemlere, öfke nöbetlerine kapılmadan bu ülkede beğensek de beğenmesek de bir hukuk olduğunu hatırlayalım. Birbirimize saygı duyarak yüzyıllardır olduğu gibi birlikte daha güçlü olduğumuzu hatırlayalım. Bizi birbirimize kırdırmaya çalışanlara inat daha çok bağlanalım kenetlenelim. Ve Türk milletinin merhametini sevgisini devletimiz gösterirken, biz de bireysel olarak komşumuzu sevelim yardım edelim ve aç kalmış sokak hayvanlarına merhametimizi gösterelim.Belki dünyaya barışı getiremeyiz ama kendi kendimizle barışıp bir adım atabiliriz. Her şey bir adımla başlar unutmayalım…


SAYFA 3

26 ARALIK 2016

Uğurluel Bozkır’da Kudüs Konferansı verdi PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK

Talha Uğurluel, Bozkır’da lise öğrencileriyle Eyüp Sultan ve Süleymaniye isimli konferansıyla, İlçe sakinleriyle ise Kudüs isimli konferansıyla bir araya geldi.

Bozkır Belediyesi ve Bozkır İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü katkılarıyla kültür sohbetleri ç e r ç e v e s i n d e gerçekleştirilen ve Talha Uğurluel’in konuşmacı olarak katıldığı konferans Bozkır’da büyük ilgi gördü. Ta l h a Uğurluel, konferansında lise öğrencilerine Eyüp Sultan ve Süleymaniye’yi anlatarak dinleyenleri adeta Eyüp Sultan’a ve Süleymaniye’ye götürdü. Akşam saatlerinde ise ilçe sakinleriyle bir araya gelen Uğurluel, ilçe sakinlerini a n l a t ı m ı y l a K u d ü s’ e g öt ü rd ü . D i nl e yi ci le r tarafından ilgi odağı olan

Ta l h a Uğurluel, konferanstan sonra kitaplarını imzaladı. Konferanstan sonra açıklamalarda bulunan Bozkır Belediye Başkanı İ brah im Gü n, sosyal belediyeciliğin önemine dikkat çekerek Talha Uğurluel’in konferansıyla dinleyicileri Eyüp Sultan, Süleymaniye ve Kudüs’e götürmesinden övgüyle söz etti. Sosyal belediyeciliğin olmazsa olmazları arasında yer a l dı ğ ı nı d il e ge t ire n Ba şkan Gü n, so syal belediyecilik çerçevesinde bu tür programların yıl içerisinde devam edeceğini söyledi.

Eğitime büyük önem verdiklerini de sözlerine ekleyen Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün, “Bozkır’da yetişen bir öğrencimizin büyük ideallere sahip olmasını istiyoruz. Yine aynı şekilde Bozkır ’da yaşayan vatandaşlarımızın da büyük ideallere sahip olmasını istiyoruz. Bu konuda ecdadımızı tanımak, onları anlayabilmek, onların g ö rü ş le ri n i s in e m iz e çekebilmek ve eğitim çok önemli. Bu çerçevede gerçekleştirmeye devam ettiğimiz kültür so hbe tle rimiz de vam ediyor. Kültür

sohbetlerimizin bu ay k o n u ğ u m u z Ta l h a Uğurluel ve bizi ecdadımızın miraslarına götürdü. Bu güzel konfe rans için Talh a Uğurluel’e teşekkür ediyorum. Aynı zamanda bu konferansın ge rçekle ştiri lmesi nd e emeği geçen Bozkır İlçe M i l l i E ğ i t i m Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konferansa Güneysınır Kaymakamı Orhan Yalınız, Bozkır Ak Parti İlçe Başkanı Memduh Çelmeli, Bozkır İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Bozkır Müftüsü Seyit Böğet de katıldı.

Bozkırlılardan Destek Ziyareti 26 ARALIK 2016 PAZARTESİ

SAYI: 919

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ HUSUSİ İLANLAR GENEL YAYIN YÖNETMENİ SÜTUN CM.: 3.00 Yunus YILMAZ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

Ziyaret dolayısıyla açıklamalarda bulunan heyet temsilcisi Başkan Keşir: “Bozkır halkı olarak her zaman olduğu gibi Devletimizin ve Milletimizin yan ında olmayı sürdüreceğiz. Bugün burada bu ziyaretleri kahramanca vatanımızın müdafaası için can siper hane olarak çarpışan güvenlik

kuvvetlerimize destek için gerçekleştiriyoruz. Polis, Asker ve millet el ele bu günleri aşacağız” dedi. Ziyaretler sonrasında heyette bulunan Mustafa Hamarat Şehitler için Kuran-ı Kerim okuduktan sonra Jandarma Komutan lığı ile İlçe Emniyet Amirliği önünde hatıra fotoğrafı çektirildi.

Çocuk Eğitiminde “Nasihat” (1) Yaradılışları gereği anne babalar, her zaman çocuklarının iyiliklerini düşünürler. Bunun için de onlara nasihat etmeyi elden bırakmazlar. Bazı anne babalar, çocukların olumsuz davranışlarını bırakmaları konusunda nasihat ederken; bazı anne babalar ise onların okuyup daha iyi yerlere gelmeleri konusunda nasihat ederler. Sonuçta her anne babanın çocuklarına edeceği nasihatin bir gerekçesi vardır. Anne babaların çocuklarına yaptıkları nasihatlerin pek çoğu kendilerinin yapmadıkları şeyler hakkındadır. Bu yüzden çocukların eğitiminde sadece nasihat boyutunu dikkate alan anne babalar, sözlerinin tutulmadığını görünce ister istemez üzülmektedirler. Bu tür anne babaların durumu için Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey İman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylersiniz?” (Saff, 61/2) Sağlığını olumsuz şekilde etkileyecek kadar çok süt içen bir çocuğu, anne babası daha az süt içmesine ikna etmek için zamanın âlimine götürürler. Durumu dinleyen âlim zat; anne babaya bir gün sonra gelmelerini söyler. Ertesi gün gelen çocuğuna âlim zat: -“Her şeyin aşırısının sağlık için zararlı olduğu, bunun için de bütün besinlerden yemesi gerektiği ve sütü de daha az içmesini” söyler. Nasihati dinleyen çocuk, daha az süt içeceği konusunda âlim zata söz verir. Anne babası, çocuğun zamanla daha az süt içtiğini görünce durumu merak edip âlim zata neden ertesi gün çağırdığını sorarlar. Âlim zat da aileye: -"Ben de sütü çok severdim ve o sabah da süt içmiştim. Daha sütün kokusu ağzımda dururken ben o çocuğa nasıl süt içme diyebilirdim ki. İşte bu yüzden ertesi günü gelmenizi söyledim." der. Söylediği sözü ve yaptığı nasihati hayatında yaşamayan, çocuklarına uygun model olamayan anne babaların edeceği nasihatin de hiçbir faydası olmayacaktır. Bu noktada çocuğa verilecek eğitimin söz ile değil, hal ile yapılması gerekmektedir. Mevlana Hazretlerinin: “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.” sözü anne babalar, çocuklarına model olma konusundaki ince noktayı çok güzel ifade etmiştir. Çocuklara yapılacak nasihatler, yerinde ve zamanında özlü bir şekilde verildiği takdirde etkili olmaktadır. Çocuklara yapılacak uzun uzun nasihatler, çocuklar tarafından hem sıkıcı bulunmakta hem de benimsenmemektedir. Bir anne, çocuğuna yaklaşımını şu şekilde anlatmaktadır: “Ben çocuğumla hemen her akşam sohbet etmeye çalışırım. Anlattıklarım daha çok yaşadığım olumsuzluklar adı altında nasihat türündendir. Fakat benim anlattıklarım çocuğun bir kulağından giriyor, diğer kulağından çıkıyor. Dilimde tüy biten bir konuda, bazen tutup tam tersini yapıyor. Oysa ben bu çocuğun iyiliğini düşünüyorum. Benim gibi sıkıntı çekmesini istemiyorum. Beni okutan olmadı; fakat çocuğumun okumasını istiyorum. Sonuna kadar okutmak istiyorum; fakat onun okumaya niyeti yok.” demektedir. Benzer yakınmaları anne babalardan fazlaca duymaktayız. Anne babalar iyi niyetli olarak çocuklarına doğru yolu göstermek için nasihat ederler. “Çocuğun sınavı var; fakat hiç oralı değil. Ders çalışmıyor. Bu çocuğun işi gücü oyun oynamak. Başka bir şey düşünmüyor ve yapmıyor. Sınavlara neden çalışması gerektiğini, sınavı kazanamadığı takdirde iyi bir yerlere gelemeyeceğini uzun uzun anlatıyorum. Benim anlattıklarıma tamam diyor; fakat bir saat sonra yine bildiğini okuyor. Çocuk çalışsa yapacak; fakat çalışmıyor. Bu çocuk geleceğini zerre kadar düşünmüyor.” diyor bir baba. Bu baba da çok iyi niyetli olmasına rağmen çocukların en büyük özelliği olan anı yaşamak ve somut örnekleri model alacağını aklına getiremiyor. Bu nedenle çocukları eğitip yetiştirirken, nasihat etmek yerine model olmak gerekir. Evde çocuğun ders çalışmasını isteyen anne baba, çocuğuna model olması için kitaplarla haşır neşir olmaları gerekir. Çünkü çocukların anne babaların sözlerine değil, onların davranışlarına baktıklarını bilmeyenimiz yoktur. Olumsuz davranışlar sergileyen bir anne baba, çocuklarının olumsuz davranışları bırakması ve bu davranışların yanlış olduğunu anlatmaya çalışması ne kadar etkili olabilir ki. Yine kendisi olumsuz davranışlar sergilemede bir sakınca görmeyen; fakat çocuğunun olumsuz davranışlarına aşırı tepki veren bir anne babanın davranışları ne kadar tutarlı olabilir ki. Çocuğa uygun şekilde model olmak yerine; “Çocuğum dediklerimi yap; fakat gittiğim yoldan gitme.” sözü çocukta ne kadar etkileyici olabilir ki.


SAYFA 4

26 ARALIK 2016

DÖKÜNTÜ VARSA, EL-AYAK VE AĞIZ HASTALIĞINDAN ŞÜPHELENİN Çocuklarda sıklıkla görülen el, ayak ve ağız hastalığı hakkında Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Burak Çakçak, yaptığı açıklamaları gazetemiz Bozkır Postasına da gönderdi. Uzm. Dr. Burak Çakçak, gazetemize gönderdiği bilgilerde, El, ayak ve ağız hastalığının genellikle

bebek ve 10 yaşın a l tı nda ki ç oc uk l ar ı etkileyen ancak bazen yetişkinlerde de görülebilen yaygın bir ha stalık o ld uğunu söyleyen Medical Park Antalya Hastane Ko mpleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Burak Çakçak, “Bu hastalık kendini en çok yüksek ateş, el ve ayakta döküntü, ağız içinde yaralarla gösteriyor” dedi. El, ayak, ağız hastalığının 3 ila 6 gün arasında kuluçka süresi olduğunu belirten Uzm. Dr. Çakçak, “El, ayak ve ağız hastalığı olan kişilerde hafif ateş, iştah kaybı, boğaz ağrısı ve halsizlik görülebilir. Ateş başladıktan sonra 1 ila 2 gün içerisinde, ağız içinde ağrılı yaralar oluşur. Bu durum kişinin

sinirli olmasına neden olabilir. Avuç içinde, ayak tabanı ve kalçada döküntü gelişebili r. Boğazda şişkinlik ve yutma zorl uğu gibi so runlar meydana gelebilir” dedi. İLK HAFTA BULAŞMA RİSKİ YÜKSEK El, ayak ve ağız hastalığının bulaşıcı olduğunun altını çizen U z m . D r. Ç ak ç a k , “Genellikle el, ayak ve ağız hastalığı olan kişinin, hastalığın ilk haftasında bulaştırıcılığı yüksektir. Hastalığa yol açan virüs; burun ve boğaz salgısından, ciltte oluşan kabarcıklardaki s ı v ı d an v e y a k a t ı dışkıdan bulaşabilir. El, ayak ve ağız hastalığı tedavisi için ilaç tedavisine gerek yoktur. Ağız yaraları ve cilt lezyonları için lokal bakım ve sıvı alımı

arttırılabilir” diye konuştu. “TEMASTAN KAÇININ, ELLERİNİZİ MUTLAKA YIKAYIN” Bu hastalığın bulaşm a s ür esi nde hasta kişilerle temastan kaçınm anın öneml i olduğunu vurgulayan U z m . D r. Ç ak ç a k, “Hastalarla yakın t em as t a b u l u nm ak dışında ortak tabak ve bardak kullanımından da kaçınmalısınız. Kullanılan tüm malzemelerin yüzey temizliğini ve dezenfeksiyonunu doğru yapmalısınız. Ellerinizi özellikle tuvalet kullanımı sonrası, yemek hazır lam adan veya yemekten önce mutlaka su ve sabunla yıkanmalısınız” ifadel erini kullandı. B E Y İ N İ LT İ H A B I OLUŞABİLİR VE

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ BOZULABİLİR El, ayak ve ağız h ast al ığ ını n ç eşi t l i komplikasyonlara neden olabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Çakçak şöyle devam etti: “Hastalık ateş, baş ağrısı, boyun tutulm ası veya sırt ağrısına neden olabilir. Çok nadir olarak beyin

i l t i h a b ı , ba ğ ı ş ı k l ı k sisteminde zayıflama ve aseptik menenjit görülebilir. Ayrıca 4 hafta içerisinde el ve ayak tırnaklarında geçici tırnak düşmesi görülse de tırnak kayıplarının bu hastalığın sonucu olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir.”

Bozkırlı Ahmet Ilgaz Seçildi ç o ğ u n l u k l a Z e y t i n b u r n u Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfının üyeliğine seçildi. Bu başarı Ahmet Ilgaz şahsında, İstanbul’daki Bozkırlı derneklerinin de başarısı oldu. Bozkırlı Dere Dernek Başkanı Ahmet Ilgaz’ın Zeytinburnu Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfının Üyeliğine seçilmesine, Bozkır Postası Gazetesi ailesi olarak gururlandık. Başkan

I l g a z ’ d a n Zeytinburnu’nda ikamet eden, ihtiyaç sahibi Bozkırlılara, Sosyal Ya r d ı m l a ş m a v e Dayanışma Vakfının imkanlarından f a y d a l a nm a s ı i ç i n gerekli girişimleri yapacağına şimdiden inancımız tam olduğu gibi kendisine de hayırlı olmasını dileriz. Öte yandan İstanbul’da yaşayan B o z k ı r l ı hemşehrilerimiz ise, Bozkır’a bağlı Dereköy

Dernek Başkanı Ahmet Ilgaz’ın seçilmesine sevinirlerken, şöyle dediler: “Bozkırlılar ailesinden olmakla yeni bi r gur ur yaşadık . B oz k ır l ıl ık s a m i m i olmaktır. Vefalı olmaktır. Hizmete talip olmaktır. Her şarta Bozkırlıların y an ı n d a o l m a k t ır ” diyerek özetlediler. Yapılan seçimlerin ardından Dere Dernek Başkanı Ahmet Ilgaz’da yaptığı konuşmasında: “Arkadaşlar hepinize çok teşekkür ediyorum.

Bugün yine tarihi bir gün yaşadık, birlik ve beraberliğin, Bozkırlılık ruhunun, sevgi ve saygıda kusur etmemek olduğunu yaşadık. Çünkü en başta Zeydef başkanı diğer belli başlı dernek b a ş k a n l a r ı yanımızdaydı. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada görevimizi layıkıyla yaparız. Mevlam utandırmasın. Hepinize canı gönülden teşekkür ederim” dedi.


SAYFA 5

26 ARALIK 2016

KONUK: BİRLİKTE ÜRETME, KOOPERATİFÇİLİĞİN DE İLHAM KAYNAĞIDIR AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Dünya Kooperatifçilik Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Başkan Konuk, “El ve gönül birliği yapılınca kooperatif çatısı altında nelerin başarılabileceğinin örneği, pancar üreticisinin son 15 yılda başardıklarıdır” dedi. BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN ORTAK BİR AMAÇ OLMALI Dünya Kooperatifçilik Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “bir elin nesi iki elin sesi var” atasözünde ifade edildiği gibi birlikte hareket edilince bir şeylerin ortaya çıkarılabileceğine, bir şeylerin yapılabileceğine dikkat çekti ve ellerin iki yerine üç, üç yerine beş, beş yerine dokuz, dokuz yerine yüz, yüz yerine bin, bin yerine on binler olunca daha çok ses çıkarılacağını, bir iken yapılamayacak, yapılması hayal bile edilemeyecek, hayallerde bile yer verilemeyecek işlerin, beraberlikle yapılabileceğini söyledi. Konuk, hedefe ulaşmak için ortak bir amacın olması, bir işin ucundan el birliğiyle ve uyum içinde tutulması gerektiğini vurguladı. SOSYO-EKONOMİK ORGANİZASYONLARIN ORTAK ADI KOOPERATİFLERDİR Hemen herkesin, boylarından kat be kat büyük yükleri kaldırıp taşıyan karıncaları hayatında en az bir kere izlediğini ifade eden Başkan Recep Konuk, “görev dağılımı yapan karıncaların uyum içinde çalıştığını hayranlıkla gözlemeyen yoktur. Onların o çalışmasında en çok hayran olunan, olunacak husus ise zor günlere hazırlık yaparken ortak ihtiyaçlarına ancak ortak emek ve ortak irade ile çare bulabilecekleri bir organizasyonu gerçekleştirmeleridir. Onların yaptıkları organizasyon; tek başına yapılamayacak işlerin, üstesinden gelinemeyecek zo r lu k la r ın , ka ld ı r ıla ma y a c a k y ü k le r in n a sı l başarılacağının, nasıl aşılacağının, nasıl hafifleyeceğinin dersi niteliğindedir. Onların tabiatta yaptığının bir benzerini ekonomik hayata taşıyıp tek başına başarılamayacak işleri el ele vererek başaran, finanstan üretime, katma değerli üretimden ürününü değerlendirmeye, başını sokacak ev inşa etmekten mal ve hizmetlere ve daha ucuz erişmeye kadar insan hayatının her alanında çıkan zorlukları güçlerini birleştirerek aşan, maddi yetersizliklerin omuzlarına yüklediği yükü omuz omuza vererek hafifleten ve taşınabilir hale getiren organizasyonlar artık günümüzde var. Bu sosyo-ekonomik organizasyonların ortak adı kooperatifler, ilgi alanı hemen hemen her sektördür” diye konuştu. KOOPERATİFLERİN ÜSTLENDİĞİ ROL, HİÇBİR TANIMA SIĞ MAYACA K KADA R B ÜYÜKTÜR İlgili kanunda kooperatiflerin, “ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan ortaklıklar” şeklinde tanımlandığını belirten Recep Konuk, “ders kitaplarında ise kooperatifler, amaç eksenli tanımlanıp bu amacın “ortaklarının ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle ve en az maliyetle karşılamak” olduğu vurgulanıyor ve bu amacı gerçekleştirmek için kooperatiflerin “bireylerin tek başlarına yetersiz olan sermayelerini birleştirip yatırıma yönelterek üretimde artış sağladığı” belirtiliyor. Her iki tanım da doğrudur. Ancak kooperatiflerin günümüzde üstlendiği rol ve işlev hiçbir tanıma veya tarife sığmayacak kadar büyük, hiçbir tanım veya tarifle anlatılamayacak kadar büyüktür” dedi. KOOPERATİFLER, SON YÜZ YILIN TARIM SEKTÖRÜNDEKİ EN BÜYÜK BULUŞU Tarih sahnesine çıkışları henüz iki asrı yeni bulan kooperatiflerin, dünyanın dört bir tarafında insanlara başını sokacağı ev kazandırmaktan, ihtiyaçlarını piyasada ezilmeden karşılamaya, finansman ihtiyaçlarına uygun koşullarla cevap üretmekten, birikimi sınırlı toplum kesimlerini ekonominin etkin aktörü yapmaya kadar çok sayıda alana hitap ettiği kesimlerin hayatını değiştirecek rol ve roller üstlendiğini dile getiren Başkan Konuk açıklamasında, “Dünyamızda bugün için 1 milyarın

üzerinde insan, kurduğu veya ortağı olduğu kooperatifler vasıtasıyla ekonomi çarkının etkin aktörüdür. Her sektör ve her alanda kooperatiflerin hitap ettiği kesime artı bir katkısı olmuştur. Ancak hiçbir sektördeki kooperatif organizasyonunun veya hiçbir kooperatif çeşidinin katkısı, tarım kooperatiflerinin tarım sektörüne ve üreticiye katkısı ile boy ölçüşemez. Belki de, hatta tam da bu sebeple, kooperatifler çiftçiyi, üreticiyi, tarladaki, ağıldaki, ahırdaki, meradaki, bağdaki, bahçedeki, üretimlerini rafa kadar taşıyacak, emeklerini tarımsal sanayi ile zenginleştirecek bir ekonomik zincir oluşturmalarına imkân sunduğu ve tarımsal ürün üzerinden oluşan katma değerin üretim zincirinin ilk halkasındakilere intikal etmesini sağladıkları için son yüz yılın tarım sektöründeki en büyük buluşu olarak tarif edilirler” ifadelerini kullandı. BU TOPRAKLARDA KOOPERATİFLERİN İHTİVA ETTİĞİ MANA BÜTÜNLÜĞÜ ASIRLARDIR VARDI Tarım kooperatifleri de dâhil olmak üzere dünya ekonomisindeki kooperatiflerin 1.800’lü yıllarla birlikte rol üstlenmeye başladığını aktaran AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “ülkemizde ise bugünkü bilinen anlamıyla ilk kooperatif girişim, dünyada kooperatiflerin sahne alışından yaklaşık üççeyrek asır sonra 1.800’lü yılların sonunda gerçekleşti. Yaklaşık 75 yıllık zaman farkı kimseyi aldatmasın, bu topraklarda kooperatiflerin ihtiva ettiği mana bütünlüğü ve kooperatifçiliğe de ilham kaynağı olan birlikte üretme, birlikte başarma geleneği, hayat yükünü birlikte omuzlama alışkanlığı, hem kültürü hem de kurumlarıyla asırlardır vardı. Bu toprakların, ekonomik sistemine kooperatifleri sandık veya kooperatif adıyla dahil etmesi sadece ve sadece dünyadaki terminolojiyi k u ll a n m a y a b a ş la m a s ı n d a n i b a r e t t ir ” d e d i. TA R I M S A L K O O P E R AT İ F L E R , K I R S A L KALKINMANIN TEMİNATI OLARAK KABUL EDİLİYOR Başkan Recep Konuk, Dünya Kooperatifçilik Günü mesajına şu cümlelerle devam etti: “Kooperatifçilikte dünyaya ilham vermiş bir medeniyetin mirasçıları olarak bizim mesuliyetimiz, kooperatifleri toplumsal kalkınmanın bir dinamiği olarak ekonomik hayatın her alanına taşımak, kooperatif girişimlerle daha çok insanın refahtan daha çok pay almasına aracılık etmektir. Dünyada binlerce kooperatif yaptığı işler, ürettiği ekonomik değerle 1 Milyarın üzerinde yani dünya nüfusunun %13’ten fazlasını oluşturan insanı ekonomik sisteme dahil ediyor, onların birlikte hareket ederek refahtan daha fazla pay almasını sağlıyor. Dünyamızda tarım sektöründeki ekonomik faaliyetlerin %50’sinden fazlası kooperatif işletmeler eliyle yürütülüyor. Dünyadaki 300 büyük kooperatifin bir yıllık iş hacmi 1,6 Trilyon doların üzerindedir. Tüm dünyada hem gıda güvenliğinin, hem sürdürülebilir tarımsal üretimin hem de kırsal kalkınmanın teminatı olarak kabul edilen tarımsal kooperatifler, ekonomik sistemde sosyal guruplara etkileri de düşünüldüğünde dünya refahı açısından özel ve önemli bir rol üstlenmiştir”. BU TOPRAKLARIN GENLERİNDE BİRLİK RUHU VAR Genel Başkan Recep Konuk, “Bu topraklarda da kooperatifçiliğin hızla gelişip tüm sosyal kesimler, özellikle de tarım sektöründe ekonomimize yeni bir dinamizm kazandırabileceğini biliyoruz. Çünkü bu toprakların genlerinde birlik ruhu var. Bu topraklar komşusu açken tok yatmayacak, meslektaşı siftah yapmadan yeni bir alış veriş yapmayacak kadar erdemli. Ve bu topraklar kendisinden daha az dünya nimetine sahip kardeşleri incinmesin diye azami dikkat gösteren ahlaka sahip bir kültürün ana vatanı. Bu topraklar, kardeşlerinin işi rast gittikçe daha mutlu, refah iklimi komşularına da sirayet ettikçe daha huzurlu olan bir milletin yaşadığı topraklar. Yani varlıkta da yoklukta da bir olma, bir davranma, yükü birlikte omuzlama ve zenginliği paylaşma bu toprakların özelliği. O özellikler dünyanın kooperatif diye adlandırdığı

sistemi hem kapsayan hem de onu aşan özelliklerdir. Dahil olduğumuz medeniyet havzasının bize mirası olan bu hasletlerimiz bu topraklarda ve bu toprakların geleceği için kooperatifçilikten çok daha fazla istifade edebilmek için yaptığımız işlerde bizim asli dayanağımızdır” şeklinde konuştu. PANCAR ÜRETİCİSİ, KOOPERATİFÇİLİKTE ÖRNEK OLDU Ülkemiz kooperatifçiliği yeni bir döneme girdiğini, ülke kooperatifçiliği açısından umutlu olmamızı gerektirecek sebeplerin çoğaldığını belirten Başkan Konuk, “Sadece dört sene önce kooperatifçilik strateji belgesini yayınladık. Kooperatifleri bir sivil toplum örgütü konumundan iktisadi bir aktör konumuna yükselttik. Türkiye’nin her tarafında kooperatif çatısı altında birleşip ne yaparız sorusuna cevap aramaya, neleri nasıl başaracağımız konusunda akıl terletmeye başladık. Kooperatif çatısı altında birlik olmak konusunda Türkiye’nin özellikle tarım sektörünün fikir birliği artık tamdır. İki binli yıllara girerken kooperatifçilikle nelerin başarılabileceğini bu toprakların dışından örneklerle izah ediyor, uzaklara methiyeler düzüyorduk. Şimdi kendi örneklerimiz, kendi modellerimiz de var. Dün özendiklerimizin özendiği bir modelimiz, başka coğrafyalarda anlatılan başarı hikâyemiz, hikayelerimiz var. Bu modelin müellifi, pancar üreticileridir. El ve gönül birliği yapılınca kooperatif çatısı altında nelerin başarılabileceğinin örneği pancar üreticisinin son 15 yılda başardıklarıdır. Kooperatifçiliği eğer ucuza almak ve pahalı satmak gibi dar kalıplara hapsetmezseniz, onun sanayi ile de taçlanacağının, finansman problemine de çözüm üreteceğinin, tarlada atılan tohuma da müdahil olacağının, ürettiğini katma değerli hale getirerek ekonomik sürecin bütününe de müdahil olunabileceğinin, daha da önemlisi faaliyet alanını büyüttükçe üreticisini de büyüteceğinin ispatı pancar üreticisinin diktiği sanayi tesisleri ve bir marka altında rafa kadar taşıdığı ürünleridir” dedi. K OO P E R AT İ F Ç İ L İ K , BİR KALIBA HAPSEDİLMEMELİ AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Dünya Kooperatifçilik Günü mesajını şöyle tamamladı: “1 fabrikadan sadece 16 yılda onlarca fabrika çıkarmak, tek üretim kaleminden binin üzerinde mamul ürüne doğru genişlemek, tarlada başlayan süreci bir marka altında toplayıp rafa kadar ulaştırmak ve dünün içe kapanık sektöründen dünyanın en büyük beş gıda şirketinden birini çıkarmayı hedeflemek kooperatifçiliği geniş yorumlamanın ve bir kalıba hapsetmemenin sonucudur. Omuz omuza verilirse sağılan süt, sağanlar tarafından peynir yapılır. Tarlada pancarı söken onu rafa çikolata olarak göndermeyi de başarır. Merada besisinin peşinde koşmakla kalmaz bir marka altında sucuk da üretir, salam da pastırma da. Üzüm bağında asma fidesini diken meyvesinin suyunu da çıkarır, sirkeyi de rafa kadar taşımayı başarır. Tıpkı karıncalar gibi işin ucundan hep birlikte tutar, çiftçilikten sanayiciliğe adım atar, eli tarladan rafa ulaşır. İlhamını Anadolu’nun birikiminden alan, insani değerlerimizle zenginleştirilmiş bir kooperatifçiliğin tesisi için gayretimiz ile Türk Kooperatifçiliğine ve ülke ekonomisine katkı verme azim ve kararlılığımızın artan bir heyecanla sürdüğünü ve süreceğini belirtir, “muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır, kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir” sözleriyle kooperatifçiliğin özünü tarif eden Büyük Önder Atatürk ve Türk Kooperatifçiliğine emek vermiş değerli büyüklerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anar, 21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Gününü kutlarım”.


SAYFA 6

26 ARALIK 2016

2017 Yılı zor bir yıl olacak!.. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Bozkırlı hemşehrimiz Mustafa Kalaycı, TBMM’nde 2017 Bütçe görüşmelerinde, Kesin Hesap Bütçe Tasarısının 2. Maddesi üzerine yaptığı konuşmada, aşağıdaki konuları gündeme getirirken, 2017 yılının zor bir olacağını söyledi. MHP Konya Mil letvekili Bozkırlı hemşehrimiz Mustafa Ka l a y cı g az e te m i z Bozkır Postasına gönderdiği basın açıklamasını siz okuyucularımıza aktarıyoruz. H ü k ü m e t kepçeyle almakta ama emeklilere ve çalışanlara kaşıkla bile vermem ektedir. Ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere ve artan hayat pahalılığına karşın, emeklilerin ve çalışanların maaşlarına yapılacak artış çok yetersiz kalacak olup, 2017 yılı zor bir yıl olacaktır. 2017 yılında uygulanacak asgari ücretle ilgili çalışmalar hâlen sürüyor. Yıllardır asgari ücret belirlenirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri göz ardı edilmiş, TÜİK

tarafından belirlenen bir işçinin geçim şartları için gerekli harcama tutarı hiç dikkate alınmamıştır. Yapılan açıklamalar dur umun yine aynı o l a c a ğ ı n ı göstermektedir. Ayrıca, bireysel emeklilik sistemine zorunlu katılım nedeniyle birçok çalışanın çok düşük zam alması söz konusudur. Asgari ücret açlık sınırının üzerine çıkarılsın. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılmasını, asgari ücretlilere büyük şehirlerde ulaşım desteği verilmesini, asgari ücretten vergi alınmamasını ve çalışanların asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılmasını gerekli görüyoruz. Asgari ücret in vergi dışı

bırakılması prim m a t r a h ı n ı düşüreceğinden, işveren maliyetini de azaltacaktır. Asgari ücret, çalışanları sefalete mahkûm etti. Asgari üc ret, çalışanlar ı sefalete mahkûm etmiştir. TÜRKİŞ'in araştırmalarına göre kasım ayı itibarıyla dörk kişilik bir ailenin yapması gereken sadece gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 1.417 liradır, yoksulluk sınırı ise 4.512 liradır. Buna göre, mevcut asgari ücret çalışanların gıda harcamasını bile k ar ş ıl am a m ak t a dı r. Zaten çalışanlar şiddetli geçim sıkıntısı çekmekte, geçi mini borçla sürdürebilmekte ve borç batağına girmiş durumdadır. Emekli, artan millî

ge lirden kendine düş en pay ı niy e alamıyor? Emeklilerin enflasyona ezdirilmediği söyleniyor. Hükûmetin yaptığı zamlardan ve hayat pahalılığından acaba haberi var mı? Bugün sadece elektrik, gaz ve su faturaları ile sağlık kesintileri emekli aylığının önemli bir kısmını alıp gö t ür m ek t ed i r. Ev i olmayan, kira ödemeye gücü yetmeyen emekliler ev almayı h a y a l b i l e edememektedir. "Sağlık hizmetleri ücretsiz." deniyor ama muayene, ücret farkı ve katılma payı kesintileri nedeniyle emekliler maaşlarının ne olduğunu bile bilememektedir. L a f a ge l i n c e "Ekonomi büyüdü, milli gelir arttı, zenginleştik."

“Bu Topraklarda Barış, Mevlana Ruhunu Yaşatmakla Sağlanacak” Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü (BYEGM) Mehmet Akarca, vuslatının 743’ncü yıldönümünü idrak ettiğimiz bugünlerde, Hazreti Mevlana’yı gerçekten anlamanın, her zamankinden çok daha büyük anlam taşıdığını ifade etti. “Kendi deyimiyle düğün gecesi olan Hakk’a kavuşmasının 743’ncü yıldönümünde, sevginin, hoşgörünün, kardeşliğin sembolü, büyük alim ve gönül insanı Hazreti Mevlana’yı rahmetle yad ediyorum” diyen Akarca, O’nun öğretisini uygulayabilmenin, bu ka d i m c o ğr af y ad a yaşanan tüm savaşların, ölümlerin, ak an g öz ya ş ını n durdurulmasına vesile olabileceğinin altını çizdi. Yanı başımızda, Suriye’de, Irak’ta yaşanan insanlık dra mı na di k kat ler i çeken Akarca, “Bu

to pr ak l a r da ba r ış , Mevlana ruhunu y a ş a t m a k l a sağlanacak” diye konuştu. Türkiye’nin Hazreti Mevlana’nın felsefesi doğrultusunda olaylara yaklaştığını ifade ederek mazlumların çığlığını duymayan dünyaya büyük din adamının sözleriyle seslendi: “Senin bir saman çöpü kadar değer vermediğin yıkık gönül, arştan da üstündür, kürsüden de. Kırılmış, iki yüz parça olmuş gönlü yapmak Allah katında Hac’dan da, Umre’den de değerlidir” dedi.

Gazetemize Abone Olunuz. Abone Bulunuz.

diyorsunuz. Öyleyse büyüm eden payını, refah payını emekliye niye vermiyorsunuz? Emekliyi sadece resmî enflasyonu esas alıp düşük zamma talim ettiriyorsunuz. MHP olarak; e m e k l i l e r i n sorunlarının çözüme kavuşturulması için çağrıda bulunuyoruz. M i ll et ve ki l l er i dâhil herkes sekiz yıldır banka pr omosy onu alırken emeklilere verilmiyor. Hükûmet söz verdiği hâlde emeklilere banka pr omosy onu ödenmesini bir türlü becerememiş, emeklileri hep oyalamıştır. Şimdi de haftaya ve Başbakana bırakıldığı açıklanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, emekli aylıkları ar asındaki eşitsizliklerin giderilmesi, emeklilere büyümeden pay verilmesi ve "emekli destek ödeneği" altında yılda 2 kez net asgari ücret tutarında ikramiye ödenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz ve emeklilerin sorunlarının artık çözüme kavuşturulması için çağrıda bulunuyoruz. Hükümet yandaş sendika eliyle kamu çalışanlarını ve emeklileri oyuna getirdi. AKP Hükûmeti yandaş sendika eliyle kamu çalışanlarını ve e m e k l i l e r i n i oy u na getirmektedir. Özellikle, 2014 ve 2015 yıllarında ciddi boyutta ekonomik kayba uğrayan kamu çalışanları ile emeklilerin uğratıldığı zarar giderilmemiştir. Geçmiş enflasyon kayıplarının telafisi amacıyla çalışanlara ve emeklilere m utlak a iyi l eş tir me z am mı veril meli dir. K a m u çalışanlarına çeşitli adlar

altında yapılan bazı ek ödemeler prime tabi tutulmamakta ve emekli a y l ı ğ ı n a yansıtılm amaktadır. Özel sektörde ücret gelirini düşük gösterene bir dünya idari para cezası kesilmekte iken kamunun kendi çalışanlarının gelirlerini düşük göstermesi büyük bir çelişkidir. Kamu çalışanlarına yapılan tüm ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılmasını sağlayacak yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır. K a m u ç al ış anl ar ı nın ö zel hizmet tazminatıyla ilgili sorunları çözüme k av u şt ur ul m a l ı, e k göstergelerde ve ek ö dem eler de ki adaletsizlikler giderilmelidir. E m e k l i l e r i mahkemelerde süründürmeyin K a m u görevinden daha önce emekli olanlar, otuz yıl üzerindeki hizmetlerine karşılık emekli i k r a m i y e s i n i alamamakta, yargıya başvurmaktadır. Kamu görevlilerinin otuz yılın üzerindeki hizmetleri için ikramiye ödenmesine dair tasarıya ödenecek ikramiyede güncelleme yapılacağına dair hüküm eklenmeli ve tasarı bir an önce yasalaşmalıdır, e m e k l i n i n mahkemelerde sürünmesi önlenmelidir. Kamu Personeli Danışma Kurulunda hayata geçirilmesi için görüş birliğine varılan konular hızla gündeme a l ı n m a l ı d ı r. K a m u g ör ev l i l er i nd en bi r derece hakkından daha önce yararlanmamış olanlara mevcut eşitsizliğin giderilmesi amacıyla bir derece verilmesi için gerekli düzenleme yapılmalıdır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.