Bozkır Postası Gazetesi Sayı:1091

Page 1

27 NİSAN 2020 PAZARTESİ

SAYI: 1091 KURULUŞ 1988 - YIL: 32

FİYATI 1

Korona Tedbirleriyle 23 Nisan Kutlandı İlçemiz Bozkır'da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları, Covid - 19 tedbirleri kapsamında sokağa çıkma kısıtlaması olması nedeniyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 100. yılında İlçemizde sade ve sosyal mesafe kurallarına uygun bir program düzenlendi.

Hastanemize bir uzman doktor daha atandı

Geçtiğimiz ay kadın doğum uzmanı doktorunun atanmasından sonra, Bozkır Devlet Hastanemize bu ayki 92. Dönem Devlet Hizmet Yükümlülükleri kuraları ile kulak burun boğaz uzman tabibi atandı. 92. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü kurasında PBS üzerinden tercih başvurularının alınması sonrasında 22 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirilen kura sonucunda ilçemiz Bozkır'a kulak burun boğaz hastalıkları uzman tabip ataması yapıldı. Son yapılan 92. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü kurası ile ilçemize 992202 başvuru numaralı Dr. Nuri Ünsal kulak burun boğaz hastalıkları uzman tabip olarak atandı. Geçtiğimiz ay, kadın doğum uzamanı doktorunun atanmasının ardından, bu ayda, kulak burun boğaz hastalıkları uzmanının atandığının haberlerini duyan vatandaşlarımız arasında sevinçle karşılandı. Konu ile ilgili olarak ilçe halkı gazetemiz muhabirine şöyle konuştular: “İlçemiz Bozkır Devlet Hastanesinin en büyük eksiklerinden kadın doğum uzmanı ve kulak burun boğaz uzmanı doktorlarının atandığı haberlerini duyduk. Böylece hastanemizde önemli branşlardaki doktorlarımızın eksikliği inşallah sırasıyla giderilmiş olacaktır.” ifadelerinde bulunan ilçe halkı ‘emeği geçenlerden Allah razı olsun’ diyerek konuşmalarını tamamladılar. (Haber Merkezi)

Başkan Saygı; “Halkımızın yanındayız! Yanın da olmaya da devam edeceğiz!” Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde tüm imkânlarını seferber eden Bozkır Belediyesi personeli mesai gözetmeksizin, Belediye Başkanı Sadettin Saygı ile birlikte Bozkır halkının yanında oldular. Başkan Saygı muhabirimizin sorusu üzerine: “Halkımızın yanındayız! Yanında olmaya da devam edeceğiz!” dedi.


SAYFA 2

Ak Parti Gençlik Kollarından yeni bir proje daha:

“Eller Çok Olunca, Yükler Hafifleşir” Daha önce gerçekleştirdiği projelerle adından söz ettiren Ak Parti Bozkır Gençlik Kolları Başkanlığı, yeni bir proje başlatarak “Eller Çok Olunca, Yükler Hafifleşir” projesiyle Bozkır’ın 52 mahallesinde 65 yaş üstü vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte kapı kapı dolaşarak 65 yaş üstü vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşıladı.

23 Nisan Kutlandı

27 NİSAN 2020

PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK

Saraylar mı? O Kadar Ömrüm Olsa... Ne kadar yıl yaşadığı bilinmeyen; fakat 950 yıl peygamberlik yapan “Biz Nuh’u kavmine peygamber olarak gönderdik. O da aralarında bin yıldan 50 sene az kaldı.” (Ankebut,14). Rivayete Nuh (a.s)’a göre bir kadın ağlayarak gelir ve oğlunun genç yaşta öldüğünü söyler. Nuh (a.s) oğlunun kaç yaşında olduğunu sorunca kadın; 300 yaşında olduğunu söyler. Nuh (a.s) da kadına: “Ahir zamanda insanlar 6065 yıl yaşayacaklar, senin oğlun bak; 300 yıl yaşamış.” der. Kadın da: “Peki, o zaman o insanlar ev bark sahibi olabilecekler mi?” der. Nuh (a.s) da: “Evet. Hem de ne evler barklar…” der. *** Rivayete göre eski zamanlarda Rabbinin aşkıyla yanıp tutuşan sabah akşam ibadetle uğraşan bir zat varmış. Öyle ki bu adamın dünyalık hiçbir şeyi yokmuş. Nerde sabah orda akşam yaparmış. Bu adamın halini gören zamanın peygamberi “Gel sana bir kulübe yapalım, ibadetlerini orada daha rahat yaparsın.” demiş. Allah aşığı zat da zamanın peygamberine “350 yıllık hayat için kulübe yapmaya değmez.” demiş. Bunu duyan zamanın peygamberi Allah aşkıyla yanan zata: ''Ahir zamanda son peygamberin ümmetinin ömrü ortalama 60-65 yıl olacak." demiş. O zat da: ''Peki, bu insanlar o zaman evde yapacaklar mı?” diye sorar. Zamanın peygamberi de: “Hem de ne evler, ne saraylar, ne köşkler yapacaklar.” der. Bunu duyan zatta zamanın peygamberine: “Benim o kadar ömrüm olacağını bilsem bir ağacın gölgesinde oturur ibadetlerimi yaparım.” demiş. Herhalde Nuh (a.s) ve zamanın peygamberine o zaman; zamanımız insanın hallerini de anlatsalardı bize daha farklı gözle bakıp daha farklı değerlendirirlerdi diye düşünüyorum. “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât,56) buyuran Cenab-ı Hakk’a kul olarak yaratılan bizler; şu üç günlük dünyada gerçekten de ömrümüzü boşa geçirmekteyiz. Evin en iyisini, en iyi yerden olmasını isteriz. Ardından eşyasının markalı ve kaliteli olmasını isteriz. Bir iki sene sonra da modası geçti diye yenisini almak için tekrar mağaza mağaza gezeriz. Sonra evin ikincisi derken yazlığını (yazlıklar, bağ evleri, yaylalardaki evler…) düşünür fırsatını bulduk mu da hemen yaparız. Çocuklar büyüyüp evlenme çağları yaklaştıkça çocuklara da bir ev alalım diye düşünmeye başlarız. Araba alırız, bir iki yıl bindikten sonra değiştirmeye kalkarız. Araba değiştirirken çocukları da unutmayız. Telefonuydu, bilgisayarıydı, beyaz eşyasıydı, onlar da değişimden nasiplerini alırlar. Değişimin haddi hesabı da yoktur. Gerçekten de bizler dünya malına gösterdiğimiz hassasiyeti ibadetlerimizde de göstermiş olsaydık belki de bugünkünden daha bilinçli bir Müslüman olurduk. Telefon ve bilgisayarda bulunması gereken özellikleri araştırdığımız kadar, bir Müslüman da bulunması gereken özellikleri de araştırmış olsaydık herhalde İslam’ı yaşantımız bugünkünden daha çok farklı olurdu. Şu üç günlük dünyada değişmesi gereken bir şey varsa, inanın o da bizleriz diye düşünüyorum. Oysa bizler nimetler içinde yüzerken Rabbimize en güzel şekilde kulluk yapmak gerektiğini ne kadar çabuk unutuyoruz. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de: “Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir ziynet yaptık.” (Kehf,7) buyurur. Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadislerinde şöyle buyurmaktadırlar: “Her ümmet için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır."(Tirmizî, Zühd, 26). "Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin sizlere açılmasıdır. Şüphesiz ki bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime ve yolcuya veren bu malın Müslüman sahibi en iyi (insan) dir. Bunu hak etmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şâhitlik yapacaktır."(Buhârî, Zekât,47) "Bir sürüye salınan (dadanan) iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dine verdiği zarardan daha fazla değildir." (Tirmizî, Zühd,43) "Âdemoğlu için iki vadi dolusu mal olsaydı mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Âdemoğlunun iç boşluğunu (karnını) ancak toprak doldurur (gözünü toprak doyurur). Allah tövbe edenleri affeder." (Buhârî, Rikak,10) Sonuç olarak Nuh (a.s) kadar ömrümüz olsaydı… cümleyi zihninizde sizin tamamlamanız daha uygun olacağını düşünüyorum. Çünkü yazıya devam edecek olursam buna; ne gazetemdeki köşem ne de sizin okuyacak zamanınız vardır. Selam ve dua ile… Kaynak: BİLİNÇALTI ŞAKADAN ANLMAZ, Ensar Neşriyat, İstanbul.


SAYFA 3

27 NİSAN 2020

Başkan Saygı; “Halkımızın yanındayız! Yanın da olmaya da devam edeceğiz!”

27 NİSAN 2020 PAZARTESİ

SAYI: 1091

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

GAZETESİ OLMAYAN İLÇE, KURU BİR AĞACA BENZER!..

ALİ DUTAL ORUÇ İMSAK TEMKİN Mübarek Ramazan Ay’ına girmiş bulunmaktayız. Ramazan Ay’ının tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Rabb’imden niyaz ederim. Bu yazıyı yazmamın amacı temkin ile ilgili bir tartışmanın içinde olmak değil; çok çok önemli olan bir husus ile ilgili Müslüman kardeşlerimi Allah(cc) rızası için ikaz etmektir. Temkin; yapılacak bir işin sonunu düşünerek ölçülü olmak, tedbirli davranmak, oluşabilecek olumsuz bir duruma karşı önlem almak kısaca ihtiyatlı hareket etmektir. “Temkin Vakti” meselesi ise namaz ve oruç vakitleri ile ilgili bir kavram olup özellikle Ramazan Ay’ında daha fazla gündemimizi meşgul etmektedir. Namaz ve orucun gerçek değerlerini koruyabilmek için bu vakitlere ayrı ayrı zamanlar ilave edilmiş veya çıkarılmıştır. İşte bu ilave veya çıkarmalara “TEMKİN” denilmektedir. “Temkin Vakti” ile ilgili toplumun bazı kesimleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında bazı ihtilaflar yaşanmaktadır. Her kesimin kendine göre haklı gerekçeleri olabilir; ancak, tedbirli olmak her zaman kişinin lehinedir. Yani, temkinli olmak özellikle de ibadetlerde temkine uymak çok daha önemli ve kişinin faydasınadır. Örnek; yatsı namazı vakti 10 dakika önce girmiş olsa bile 10 dakika sonra kılınmasının hiçbir zararı olmaz. Oysa ki, vakit girmeden kılınan namazın geçerliliği olmayıp sahibini namaz kılmama vebaliyle karşı karşıya bırakmaktadır. 1982 yılındaki değişikliğe kadar temkinle ilgili herhangi bir ihtilaf olmayıp Diyanet İşleri Başkanlığı’nın takvimlerinde de temkin vakitlerine uyulmaktaydı. Sebebini bilmiyoruz ama temkin uygulamasından vazgeçilmiştir. Her neyse biz bugüne dönelim; Toplumun bazı kesimleri temkin vakitlerine hassasiyet göstermekle birlikte kahir ekseriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı takvimindeki temkinsiz zaman değerlerine uymaktadırlar. Doğrusunu söylemem gerekirse bu durum toplumun genelini çokta ilgilendirmediği için araştırma ihtiyacı da duyulmamaktadır. Müslümanların İslami konulardaki farklı uygulamaları oturup konuşacakları yerde tartışma konuları haline dönüştürmelerini uygun bulmamakla birlikte temkin ile ilgili ikazları yapanları dikkate almalarını ve teşekkür etmeleri gerektiğini de düşünüyorum. Uyup uymamak kişinin kendi tercihi olup yapacağı ibadetin sonucunda oluşabilecek olumsuz durumun vebali elbette ki kendisine aittir. Ancak, duyarlı bir Müslüman, kardeşlerinin yaptığı ibadetin zayi olmasını istemez. -Yazık değil mi kardeşim, şu uzun günlerde orucunuzu tutuyorsunuz, Allah(cc) kabul etsin; zayi olmasın! Diyanet İşleri Başkanlığı takvimlerinde belirlenmiş imsak vaktine uyulsa bile sıkıntılı bir durumun yaşanabileceği hepimiz tarafından bilinmeli ve dikkat edilmelidir. Sahurda Müslümanların çoğu Diyanet İşleri Başkanlığı takvimindeki imsak vaktine bakarak değil; okunan ezana göre yeme içmeye son vermektedirler. Sahur bitiminde okunan ezanları bir dinleyiniz; bir çok camide ezanın aynı anda okunmadığını duyacaksınız. Namaz ve oruç ibadetinde vakit farz olup vakitlerine uyulmadığı zaman ibadet yerine gelmez. Bunun vebali büyük olup her Müslüman ibadet vakitlerine titizlikle uymalı ve birkaç dakikadan ne olacak dememeli ve diyemez. Diyanet takviminde imsak 03:30 olsun. Yeme içmenizi ezana göre kesiyorsunuz, varsayalım. Bu yıl merkezi sistemden ezanlar okunmaktadır; ancak, okunmayan yerlerde sizin mahallenin imamı ezanı 2 dakika geç veya erken okudu. Geç okuduysa sizde ezan okunur okunmaz yemeyi içmeyi kestiyseniz, oruca 2 dakika geç başladığınız için orucunuz yerine gelmemiş olacaktır. Eğer iki dakika erken okuduysa sizde ezan başlar başlamaz sabah namazını kılarsanız namaz vakti girmediği için namazınız yerine gelmeyecektir. Merkezi sistem ezanın okunduğu yerlerde ezanın uzun okunması da ayrıca dikkat etmeyenler için sıkıntı oluşturabilmektedir. Çünkü, bir takım kişiler ezanın sonuna kadar yeme içmesine devam ediyorlar. Bu verdiğim örnekler çok uç gibi gelebilir; ancak, yaşanma ihtimali yok değil ve yaşanmaktadır. -Müslüman kardeşim, ibadetlerimizin zayi olmaması için yemeyi içmeyi ezandan 10-15 dakika önce kessek; namazımızı da 10-15 dakika sonra kılsak daha iyi olmaz mı? Diyanet İşleri Başkanlığı bu duruma sebebiyet vermemek için sabah ezanlarının sahurun bitiminde değil; normal zamanlarda ne zaman okunuyorsa o zaman okunması için gerekli talimatı vermeli; Müslümanlar ezana göre değil, imsak vaktine göre yeme içmelerine son vermelidirler. İbadetlerimizin zayi olmaması temennisiyle hayırlı Ramazanlar.


SAYFA 4

27 NİSAN 2020

Tarımda yerli üretimin önemi bir kez daha görülmüştür RAMAZAN YAZILARI: SAADET ASRINDAN PORTRELER-I“Ramazan ayı boyunca Asrı Saadet’ten kişileri ve olayları köşemizde aktarmaya çalışacağız. Bu yolda ilk tanıtacağımız kişi Abdullah bin Ümmü Mektum(r.a)’dur. Rabbim yollarında olmayı nasip etsin.” Saadet asrı Resulullah’ın içinde bulunduğu asır. Pek çoğumuz bu dönemin içinde olmayı ve Resulullah’ın yanında olmayı arzu etmişizdir. Bu dönem ve insanları bir anlamda çok şanslıdırlar. Çünkü hem Resulullah’ın tanıyorlar hem de İslamiyet’e hizmet ediyorlardı. Bu dönemin bir diğer yönü insanların yaşadıkları olaylar veya içlerinden geçirdikleri mevzuların dahi vahye konu olabilmesiydi. Yani ödülü ve imtihanı çetin bir zamandı. Ümmü Mektum görme engelli bir sahabeydi. Mekke’de dünyaya gelmişti. İslami tebliğin ilk yıllarında iman etmiş ve ömrünün sonuna kadar da sadık kalmış bir Asrı Saadet yıldızıydı. Ümmü Mektum ile ilgili ilk olay Abese suresinin nazil olmasıyla ilgili olaydı. Resulullah bir gün Mekke müşriklerinin ileri gelenlerine tebliğ yaparken Resulullah’ın yanına geldi. Hz. Peygamber’den kendisine Kur’an’dan bir ayet okumasını istedi. Hz. Peygamber müşriklerle konuşurken Ümmü Mektum ısrarcı oldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber durumdan hoşnut olmadığını belli ettikten sonra tebliğe devam etti. Konuşmanın sonunda ise Abese Suresi nazil oldu. Ayetlerde “Yüzünü ekşitti ve çevirdi. Çünkü ona ama geldi. Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya senden öğüt alacak da, o öğütten yararlanacaktı. Fakat kendisinin hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını zannedene gelince, sen ona yönelip öğüt veriyorsun. Onun arınmamasından sana ne. Allah’a karşı derin bir saygı ile koşup geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun. Hayır, böyle yapma. Çünkü Kur’an bir öğüttür. Dileyen ondan öğüt alır. O şerefli ve sadık yazıcı meleklerin elindeki yüksek tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir. Bu olay hakkındaki ilmi değerlendirme hakkını erbabına bırakıp sadece şunu söyleyerek mevzuyu noktalayacağız. Hz. Peygamber Ümmü Mektum geldiği zaman” Rabbimin beni kendisi hakkında uyardığı kişi hoş geldin” diyerek iltifatlarda bulunurdu. Ümmü Mektum ile ilgili önemli bir bilgi ise görme engelli

olan sahabemizin Resulullah’ın bizzat çıktığı savaşlarda onun yerine Medine’de vekâlet görevini üstlenmesidir. Bu görev cemaate imamlık, şehrin sorumluluğu gibi vazifeleri kapsıyordu. Bu noktada Hz. Peygamber’in engelli bir sahabeye itimadı Asrı Saadet’te engellilerin toplumdan tecrit edilmediğini aksine kimi zaman toplum önderi olarak ta bulunabildiklerini görmekteyiz. Resulullah Ümmü Mektumu birkaç defa aynı göreve atamıştır ki bu tercih Ümmü Mektum’dan vazifesini yapma yönünden memnun olunduğunu göstermektedir. Burada ikinci bir noktada Resulullah’ın insanları kabiliyet ve durumlarına göre değerlendirmede başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ümmü Mektum’ un Resulullah devrinde müezzinlik yapan ve de hafız olan sahabe arasında sayılması onun İslami ilimlere vakıf olduğunu göstermektedir. Bir diğer noktada ibadetlerine devam eden takva sahibi bir örnek bir kişilik olduğunu da belirtmemiz gerekmektedir. Son olarak Hz. Ömer döneminde Kadisiye savaşına katıldığını görmekteyiz. Bu noktada Allah yolunda cihat için elinden geldiğince çaba gösterdiğini de ifade etmeliyiz. Yazımıza son vermeden bir de kitap serisi tanıtmak istiyoruz. Beyan yayınları arasında çıkan Peygamberimizin İzinde 40 Sahabi serisi Prof. Dr. Adnan Demircan ve Prof. Dr. Şaban Öz editörlüğünde alanın uzmanı bilim insanları tarafından yazılmıştır. Bizim Ümmü Mektum ile ilgili istifade ettiğimiz serinin 22. kitabı Nadir Karakuş tarafından kaleme alınmıştır. Her okuyucu düzeyine hitap eden ve okuyanı sıkmayan üslubu ile hem siyer okumak hem de sahabeyi yakından tanımak isteyenler için önemli bir kaynak olacaktır. Ramazan döneminde ele alacağımız sahabe hayatlarını yine bu serideki kaynaklardan yararlanarak yazmayı planlıyoruz. Rabbim kutlu elçisi Hz. Muhammed(S.A.V) ve onun ashabının yolundan gidenlerden olmayı nasip eylesin. Selam ve dua ile

Mustafa AK Tarih Öğretmeni


SAYFA 5

27 NİSAN 2020

Gürer “Süt üreticisi diken üzerinde”

“Süt üreticisine seçim öncesi desteği dahi verilmedi!” diyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, geçtiğimiz yıl yerel seçimlerden önce 10 kuruştan 25 kuruşa çıkartılıp, seçimden sonra tekrar 10 kuruşa düşürülen çiğ süt prim desteğinin, virüs nedeni ile verilecek destekte sadece 5 kuruş artırılarak 15 kuruşa yükseltilmesinin, süt üreticisinin sorunlarına çözüm olmadığını belirtti.

VEFAT ve TEŞEKKÜR Canımız Babamız; Mehmet KOÇAK (Erbakan)

12 Nisan 2020 Tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucunda, Hak’kın rahmetine kavuşmuştur. Canımız Babamızın vefatı sonrası mesaj atarak, telefonla arayarak taziyelerini bildiren ve acımıza ortak olan, Akraba, Arkadaş ve Dostlarımıza Teşekkür ediyoruz. KOÇAK AİLESİ Mustafa KOÇAK


Ramazan ayı öncesi 650 aileye yardımlar ulaştırıldı Mübarek Ramazan Ayına girmeden önce, Bozkır Vefa Platformu Bozkır ve Bozkır’a bağlı dış mahallelerimizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun tempo hizmet vermeye devam ediyorlar. Bozkır Kaymakamı Oltan Bayraktar’ın Başkanlığında devam eden Bozkır Vefa Platformu Ramazan ayına girmeden önce ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıkları yardımlarını, Ramazan ayı boyunca da ihtiyaç sahiplerinin yanlarında olacakları belirtildi. Mübarek Ramazan Ayına girmeden önce, Bozkır Vefa Platformu Bozkır ve Bozkır’a bağlı dış mahallelerimizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun tempo hizmetlerine devam ediyor. Bozkır Kaymakamlığı tarafından

gerçekleştirilen yardım kampanya kapsamında, Bozkır Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının belirlemiş olduğu 650 aileye gıda ve hijyen kolisi yardımı Ramazan ayına girerken yapıldı. Bozkır Kaymakamlığı tarafından yapılan açıklamada: "Kampanyamıza destek olan ve yardımlarımızın vatandaşlarımıza ulaşmasında çaba sarf eden ilçemizin sivil toplum kuruluşları; BİMDER, Bozkırlılar Vakfı, Bozkırlılar Derneği, İHH Bozkır Temsilciliğine ve Bozkırlı hayırsever vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz" denildi.(Özgür Yılmaz)

Başkan Altay: Ülkemiz Dayanışmanın En Güzel Örneklerini Sergiliyor Türk Dünyası Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu üyeleriyle video konferans üzerinden toplantı gerçekleştiren Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Türkiye’nin bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bir yandan kendi içinde dayanışmanın en güzel örneklerini sergilerken; bir yandan da 40’a yakın ülkeye tıbbi malzeme yardımında bulunduğunu söyledi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.