Bozkır Postası Gazetesi Sayı:1065

Page 1

28 EKİM 2019 PAZARTESİ

SAYI: 1065 KURULUŞ 1988 - YIL: 31

FİYATI 1

Manavgat’ta birlik ve beraberlik pikniğinde bir araya geldiler Manavgat Bozkır Yöresi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin Manavgat’ta düzenlemiş olduğu birlik ve beraberlik pikniğine katılan Manavgat’ta, Bozkır’da ve çevre yerlerde yaşayan Bozkırlılar hasret giderdi.

“Bozkır” Filmi Antalya altın portakal film Festivali’nde Konya’lı Yönetmen Ali Özel’in yazıp yönettiği “BOZKIR” sinema filmi 56. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde Ulusal Uzun Metraj yarışmasında yer almaya hak kazandı.

Konya kitap günleri yoğun ilgi gördü Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Konya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Konya Kitap Günleri, gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle ve önemli yazarların düzenlediği Konya Kitap Günleri, gerçekleşokuyucularıyla buluşmalarıyla dün sona erdi. Konya Kitap Günleri, tirilen çeşitli etkinliklerle ve önemli gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle ve önemli yazarlarınyazarların söyleşileriyle Pazar günü tamamlandı. okuyucularıyla buluşmalarıyla dün sona erdi. Konya Kitap Günleri, gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle ve önemli yazarların söyleşileriyle Pazar günü tamamlandı.

Konuk; Bahane üretmiyor, çare üretiyoruz, üreticimizi desteksiz bırakmıyoruz

Bozulan yollarda Belediye çalışmalara devam ediyor Bozkır Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve Temizlik İşleri Müdürlüğü ilçe genelinde hummalı çalışmalarını sürdürüyor. Son olarak ilçe merkezinde doğalgaz çalışmaları nedeniyle kazı çalışması yapılan yollarda yama çalışması ve yine ilçe merkezinde bulunan Yukarı Mahallenin Mantakı mevkisinde kaldırım çalışmalarını yürüten ekipler çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Ülke tarımının lokomotifi Konya Şeker, bahane üretmiyor, çare üretiyor, bir yandan üreticinin ürününü kıymetlendirecek tesisler kuruyor, diğer yandan üreticisini desteksiz bırakmıyor. Üreticisine 2019-20 Kampanya Döneminde 500 Milyon Liranın üstünde finansal destek sağlayan Konya Şeker bugün de 31.146.000 TL tutarında motorin desteği dağıtıyor. Bugün dağıtımı yapılacak motorin desteği ile birlikte Konya Şeker bu yıl şu ana kadar çiftçiye toplamda 325.004.000 lirayı aşkın ayni ve nakdi avans dağıtımı gerçekleştirmiş olurken, bu destek kooperatif ekipman ve girdi desteği ile kümülatif olarak 557.807.750 TL’ye ulaştı.


SAYFA 2

28 EKİM 2019

Bozkırlılar’dan Manavgat’ta birlik ve beraberlik PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK

Sorumlu ve Hoşgörülü Anne Babalar

Sorumlu ve hoşgörülü aile değimiz zaman aile bireyleri arasında sağlıklı iletişim kurulduğu, aile bireylerinin kendilerini rahatlıkla ifade edebildikleri ve anne babadan herhangi birinin baskın olmadığı aile yapısıdır. Sorumlu ve hoşgörülü aile ortamlarında anne babalar, çocuklarını sonuna kadar desteklemekle birlikte gerektiği zaman sınırlar koymasını da bilirler. Çocuklarda sınırları bildikleri için sınırları zorlanmazlar. Aile bireyleri sınırların zorlama konusunda değil de kurallara uyulması konunda hem fikirdirler. Sorumlu ve Hoşgörülü Anne Babanın Özellikleri:

“Bozkır” Filmi Antalya altın portakal film Festivali’nde 28 EKİM 2019 PAZARTESİ

SAYI: 1065

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.

Anne babalar, çocuklarını bir taraftan desteklerken bir taraftan da sınırlar koymasını bilirler. Bunun yanında sınırlara uyulup uyulmadığını da kontrol ederler. Aile bireyleri kendi içlerinde kuralları uyma ve uygulamada konusunda kararlı ve tutarlıdır. Kurallar kişiden kişiye ve zamana göre değişiklik göstermez. Başka bir ifadeyle çocukların aile içinde uyacağı kurallar nettir. Bugün doğru olan yarında doğru olduğu gibi bugün yanlış olan yarın da yanlıştır. Zorunlu olmadıkça kararlı ve tutarlı davranılmaktan taviz verilmez. Aile içinde iletişim samimi ve aktif dinleme (zaman ayırmak, empati, geri bildirim, beden dili, fikirlerine saygı duymak) şeklindedir. Bunu içinde aile bireyleri istek ve görüşlerini açık ve anlaşılır bir şekilde ifade ederler. Görüş ve düşüncelerinden dolayı eleştirilmezler. Çocukların olumsuz tutum ve davranışları konusunda aşırı tepki verilmez. Çocukların olumsuz tutum ve davranışlarının nedenleri üzerinde durularak özeleştiri yapılır. Çocukların olumsuz tutum ve davranışları için de çocukla birebir konuşulur. Konuşulurken de yadırgamadan ve ben diliyle konuşulur. Amaç çocuğun özgüvenini sarsmadan davranışın düzeltilmesi sağlamaktır. Çocukların hatasında kullanılan dil ile olumlu davranış sergilediklerinde verilen geribildirimde kullanılan dil aynıdır. Yani tepki ve geribildirimlerde abartı yoktur. Aile ortamında duygular ve tepkiler uygun şekilde ifade edilir. Kişiliği hedef alan tepkilerden kaçınılır. Gerekirse duygu ve düşüncelerini uygun ifade etme becerilerini kazanabilmeleri için aile içinde tartışma imkân sağlanır. Bu sayede çocuklar tartışma adabını da öğrenirler. Sorumlu ve hoşgörülü ailelerde aile bireyleri statüsünün gereğini yerine getirir. Statüsünü koz olarak kullanmaz. Anne sevecen ve sıcaktır. Baba güven verir fakat otoritesini korur. Diyaloglarda korku yerine sevgi ve saygıyı esas alırlar. Herkes sorumluluğunun bilincindedir. Sorumluluk bilinci konusunda aileler birbirlerine yardımcı olurlar. Çocuk adına çocukların yapması gerekenler ne düşünülür ne de adına yapılır. Sadece görev ce sorumlulukları çocukların anlayacakları uygun bir dille yapılır. Ç ocuk lardan bek lenti ler gerçekç idir. Çocukların yetenekleri üstünde bir beklenti içine girilmez. Çocukların başarıları takdir edilirken başarısızlıkları da yüzüne vurulmaz. Başarısızlığı yenme konusunda çocuklara gerekli destek verilir. Aile bireylerinin sevgileri şartlı ve koşullu değildir. Sevgi silah olarak da kullanılmaz Sevgiler koşulsuzdur. Koşulsuz sevgide her şeye rağmen k abul l enm ek v ar dır. Ç oc u ğun ol ums uz tutumundan dolayı kişiliğini olumsuz etkileyecek sevgiden mahrum bırakılmazlar. Yani çocuğun davranışı ve kişiliği sevgiyle değerlendirilmez.


SAYFA 3

28 EKİM 2019

Bozkır’a yeni yürüyüş yolu Yıllardır atıl durumda olan, ilçe merkezinde yer alan sokak, Bozkır Belediyesi tarafından yapılan düzenleme çalışmasıyla Bozkır’ın yeni yürüyüş yolu haline geldi. GELDİM!

Bozulan yollarda Belediye çalışmalara devam ediyor

Arada bir dinlenmek lazım, dinlenirken dinlemek lazım. Dinlemiyorsanız anlamazsınız, biz genelde anlamak- öğrenmek için dinlemeyiz, laf yetiştirmek, altta kalmamak, laf sokmak için dinlermiş gibi yaparız, o yüzdendir ki çok enderdir bi r t ar tı şman ın so nun da kı rıl mad an, bağrışmadan bir şeyler öğrenerek ayrılmamız. Yazmak için de dinlemek, anlamak, öğrenmek, okumak birinci şarttır. Uzun zamandır yazıyorum ama bir durup dinlemek, anlamak lazım diye düşünüp kendime biraz izin verdim. Her insanın bir penceresi var, olaylara, gündelik yaşantısında ki akışa, siyasete hatta her şeye bu pencereden bakar, ona göre değerlendirmeler yaparız. Bu pencerenin manzarası yaşadıklarımızdan aldığımız derslere, baktığımızda gördüklerimize göre değişir. Kimisinin penceresi bir nokta kadar iken bazımızın penceresi dev bir apartman büyüklüğündedir. Yaşadıklarından ders alanlar, empati yeteneğini geliştirenler, olumlu düşüncelere sahip olanlar, dinlemesini bilenler, genelde büyük pencerelere sahipken, kendini sadece kendi dünyasına hapsedip başka her şeye kapatanlar, kötümserler, fesatlar, dedikoducular, hatta dünyanın kendi ekseninde döndüğünü zannedenler ve dinlemesini bilmeyenlerin pencereleri maalesef hem küçük hem de manzarası kapkaranlıktır. Herkesin kendi tercihidir elbet bir şey diyemeyiz, ancak sorun şudur ki penceresi küçücük olup, dünyayı sad ece ke ndi e kseni nd e dön düğ ün ü zannedenlerin, dünyayı büyük bir pencereden izleyen ve farklı bakış açılarıyla insanlığa yol göstermeye çalışan ya da bir işin ucundan tutup daha güzel bir dünya için çabalayanlara engel olmaya çalışması, hatta onları karalayıp toplum nezdinde küçük düşürmeye, yok saymaya yada yalnızlığa mahkum etmek için çabalamasıdır. İşte sorun budur, kendisi gibi olmayanı, kendisi gibi düşünmeyeni, kalabalıkları arkasına almanın bir yolunu bulup dışlamaya çalışılmasıdır. Özellikle muhatap bir kadınsa bertaraf etmek daha kolay olur. Hiçbir şey bulamazsan, hiçbir şey yapamazsan elinde en değerli koz olan namusu kullanırsın ki işte o zaman tam isabet… Canından bezdirinceye kadar, pes ettirinceye kadar uğraşılır ve nihayet terk eder memleketini… O küçük kafalar zanneder ki barınamadı da gitti, hayır, bir şeyleri değiştiremeyeceğini anladığı için, daha fazla kendini yıpratmamak, hatta onlar gibi olmamak için Bozkır’ı terk eden bir çok kişi tanıyorum. Maalesef hiç de pişman değiller, aksine çok mutlular, tek özledikleri şey Bozkır’ın doğası, havası ve eski Bozkır… Yani söylemek istediğim şey, uzun zamandır nüfus kaybetmemizin tek sebebi istihdam değil, fikir alanında, kültür alanında, eğlence alanında ve sosyal hayat anlamında da gün geçtikçe daha kötüye giden, daha içine kapanık, daha baskıcı, daha dedikoducu, daha iftiracı ve maalesef daha kalitesiz bir ort amı n orta ya çı kmaya başlamasıdır. Bunun en büyük sebebi birbirini anlamayan, anlamaya çalışmayan, empati kuramayan, okumayan, okuduğunu anlamayan, dinlemeyen ki sadece tartışmak, laf sokmak, karşısındakini alt etmek, laf yetiştirmek için çırpınıp, ne dendiğine aldırmayan, üç beş kelimeyle hayatını idame ettiren, öğrenmek, hayatına yeni bir şeyler katmak için değil, kendince zafer kazanmak için tartışan insanlar olmaya başlamamız. Samimiyetsiz, kalitesiz, göstermelik ve ben bu işten ne kaparımcı zihniyetlerin hızla artması, Bozkır’ı terk eden insan sayısını artırmaktadır. Ne yapabiliriz dersek; sadece biraz empati, biraz saygı, biraz nezaket, biraz cesaret ve çokça vicdan ve adalet duygularımızı geliştirmenin bir yolunu bulmalıyız. Tüm bunlar ben de var diyorsanız pes etmeden yola devam etmeli, etrafa ışık saçmaya, yol göstermeye devam etmelisiniz, yoksa hepimiz bu çukurda boğulacağız….


SAYFA 4

28 EKİM 2019

Konuk; Bahane üretmiyor, çare üretiyoruz, üreticimizi desteksiz bırakmıyoruz

ZAYİ: Selçuk Üniversitesi Bozkır Meslek Yüksekokulundan almış olduğum Öğrenci Kimlik Kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Meryem DUMAN - Yolören Mahallesi - BOZKIR

ZAYİ: İngenico Marka 16018DE20038424 Seri No’lu ve JI20038424 Sicil No’lu Yazarkasa POS Cihazımın Ruhsatını kaybettim. Hükümsüzdür. Baki BAYIR Bozkır V.D. 441 945 89408 - BOZKIR

ALİ DUTAL Demokrasiyle Aldatılmak Var Ya! Cumhuriyet; hepimize öğretildiği şekliyle cumhurun yani halkın kendi kendini yönetmesi, halkın yönetime doğrudan veya dolaylı katılmasıdır. Demokrasinin kelime karşılığı da cumhuriyet gibi “Halk Yönetimi” olarak tanımlanmaktadır. Ancak, demokrasi tanımının ötesinde özgürlük, eşitlik, adalet, emek, refah gibi kavramları içine alan ideolojik bir anlayış olarak insanlara sunululmuştur. Bundan dolayıdır ki, demokrasiye bilinçli olarak bir kutsiyet yüklenmiş; dokunulmaz, eleştirilemez bir duruma getirilmiştir. Bu durumu iyi bilen emperyalist güçler, “Demokrasi Getirme” vaadi ve bahanesiyle ülkelerde iç karışıklıklar çıkararak milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuşlar ve olmaya da devam etmektedirler. Yetmiyormuş gibi bu ülkelerdeki zenginlik kaynaklarını büyük şirketleri aracılığıyla sömürüyor; ülkelerin başına kukla yöneticiler getirerek isteklerini yaptırıyor; bir kısmını ise yönetilemez duruma düşürüyorlar. Kısaca “Demokrasi” dediğimiz sistem; kapitalist ülkelerin diğer ülkeleri sömürme ve yönetme aracı olarak kullandığı aldatmacadan başka bir şey değildir. Demokrasinin içinde yer alsın veya almasın; özgürlük, eşitlik, emek, hak, adalet çok çok önemli kavramlar olup bunlara bir itirazımız olamaz. Ancak, kavramların nasıl, hangi amaçlar için kullanıldığını da iyi görmeliyiz. En çok kullanılan kavramlardan özellikle ÖZGÜRLÜK kavramı üzerinde duracağım. Genel olarak özgürlük; “Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın, düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbest” olarak tanımlanmaktadır. Özgürlük yukarıdaki gibi tanımlansa da bu tanım gerçek özgürlüğü tanımlamaktan çok uzak, böyle bir özgürlük kişiyi mutsuz edeceği gibi toplumun felaketine de yol açabilir. -İnsan dediğimiz sorumlu bir akla sahip varlık, hayvanlar gibi her istediğini yapabilme serbestliğine sahip olabilir mi? -Olamaz! Kaldı ki her istediğini yapabilme özgürlüğüne ve imkanına sahip olanlar bir yere kadar istediklerini yapsalar bile bir noktadan sonra yine mutlu olamayacaklar. Aslında, toplumların yaşadığı travmanın, temel nedeni de gerçek anlamda özgürlüğün ne olduğunu anlayamadıklarındandır. Dünyevi, sınırsız özgürlükler, kişiyi, doyumsuzluk sarmalı içine hapsedip felakete sürüklemektedir. İnsan, müthiş bir doyumsuzluk içinde sürekli bir şeyler istemekte hiçbir şey onu doyuramamakta mutlu edememektedir. Dünyanın yaşadığı bunalımın temelinde hep bu doyumsuzluk sarmalı vardır. Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu sonsuz emellerin dünyaya yansıması “Vahşi Kapitalizm” olarak ortaya çıkmıştır. Kapitalizm dünyanın başına bela olmuş; insanlığı felakete sürüklemiş ve sürüklemeye devam etmektedir. Dünyada yaşanan vahşet ve gözyaşının sorumlusu bu doyumsuz sömürü düzenidir. Dünyevi olan hiç bir düzende sınırsız, gerçek bir özgürlük yok; olmamış, olamaz ve olmayacaktır. Gerçek özgürlük için mutlaka ve mutlaka Allah(cc)’a bağlanmak gerekmektedir. Yüce Allah(cc) kişinin özgürlük alanını belirlemiş; belirlenen alanlar içinde hareket eden insan huzur bulur. Bu özgürlük alanı içinde bir kişi başka birinin özgürlük alanına tecavüz edemez; serbestim diye başka birine zarar veremez. Herkesin Allah(cc)’a bağlı olduğu bir düzende adalet olur; huzur olur; en önemlisi orada anarşi olmaz. Eğer, Allah(cc)’a bağlılık vicdanlara hükmedemiyorsa kişide gerçek anlamda Allah(cc)’a bağlılık oluşmamış, demektir. Dünyayı sömüren, kan gölüne çeviren kesimlerin en çok kullandıkları “EŞİTLİK” kavramı üzerinde duralım. -Neden eşitlik insanların hoşuna gider? Çünkü, eşitlik sınıfsallığı, uygulamalarda adaletsizliği ortadan kaldırdığı düşünüldüğü için insanlara hoş gelmektedir. İnsan olma noktasında Allah(cc) katında tüm insanlar eşittir. -Bugün, “Demokrasi Getirme” adına yapılan zulümleri, akan kanları hepimiz bütün çıplağı ile seyretmiyor muyuz? Milyonlarca insanı katlettiler ve katletmeye devam ediyorlar! Vahşi emelleri için insanları katleden bu canavarlar; kanlı, pis ellerini özellikle Müslüman ve tüm insanlığın üzerinden çekerlerse dünyaya huzur gelir, barış gelir; eğer, demokrasi dedikleri gerçek anlamda özgürlük, eşitlik, adaletse oda gelir. Adalet ve liyakat temelli bir yönetim anlayışının gerçek anlamda özgürlük, eşitlik, refah getireceğine yüzde yüz inanıyorum. Topluma düşen vazife, demokrasi kandırmacalarına karşı uyanık olup kısır çekişmeler yerine birlik beraberlik içinde emperyalistlere karşı mücadele etmek, olmalıdır. Demokrasiyle aldatılmanın dayanılmaz ağırlığından kurtularak dünyaya kendi değerler eksenimizden bakabilmeliyiz.


SAYFA 5

28 EKİM 2019

Konya kitap günleri yoğun ilgi gördü

Şekerpancarına özel gübre ile verim katlandı Sektörün öncü şirketlerinden GÜBRETAŞ, bilinçli tarımı yaygınlaştırma faaliyetleri kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında ve yurtdışında kurduğu model üretim alanlarındaki hasatlarda yüksek verim almaya devam edildiğinin haber metnini gazetemiz Bozkır Postasına gönderdi.


Bozkır Şoförler ve Nakliyeciler Esnaf Odası Başkanı Mustafa Asan, gazetemize verdiği basın açıklamasında:

“Korsan Taşımacılığa Hayır” Oda Başkanı Mustafa Asan, korsan taşımacılık yapanların önüne yetkililerin biran önce geçmesini istedi. Başkan Asan; “Bilinçli ve kayıt dışı olarak para karşılığı taşımacılık yapan, özellikle merkez mahallelerimiz dışında kalan 48 mahallemizde bu işi adeta meslek haline getirmiş olan insanlar vardır. Kendilerine meslek edinmiş esnaflarımız özellikle korsan taşımacılıktan muzdariptir.” dedi.

Bozkır Meslek Yüksekokulu "Öğrencilerimizi Dinliyoruz" adlı panel gerçekleştirdi Selçuk Üniversitesine bağlı Bozkır Meslek Yüksekokulunda, geçtiğimiz hafta içerisinde; "Öğrencilerimizi Dinliyoruz" adlı panel gerçekleştirildi. Panele Bozkır Kaymakamı Oltan Bayraktar’da katıldı.

GAZETESİ OLMAYAN İLÇE, KURU BİR AĞACA BENZER!..


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.