Bozkır Postası Sayı:1001

Page 1

SAYI: 1001 KURULUŞ 1988 - YIL: 30 FİYATI 1

30 TEMMUZ 2018 PAZARTESİ

‘Kuşlara Bak Kuşlara’ Sinema Filmi Bozkır’da Çekiliyor

Bozkırlı hemşehrimiz işadamı Mehmet Tanrısever’in sahibi olduğu Feza Film’in yapımcılığını üstlendiği, başrollerinde Ayçın Tuyun ve Soydan Soydaş'ın yer aldığı 'Bozkır: Kuşlara Bak Kuşlara' sinema filminin çekimleri Bozkır’da devam ediyor. Haberi Sayfa 2’de

Bozkır’da 10 hafız icazet aldı Bozkır Müftülüğü ve Bozkır İmam Hatip Mezunları ve Gönüllüleri Derneği Bimder'in ortaklaşa düzenlediği 2. Hafızlık İcazet Merasimi Bozkır Anıt meydanında düzenlenen programla gerçekleştirildi.

Engeline rağmen hainlere karşı yine meydanlardaydı 15 Temmuz 2016’da hain darbe g i ri şim in e ka rşı i lk m eyd an la ra çıkanlardan biri olan bu yiğit Bozkırlı hemşehrimiz Fatih Tuş, 15 Temmuz’un 3. Yılında da elinde Türk Bayrağı ve asker s el am ıy la yi ne me yd an l ar d ay dı . 2016 Yılının 15 Temmuz’unda hain fetöcülerin darbe girişimine karşı ilk meydanlara çıkanlardan biri olan bu yiğit Bozkırlı hemşehrimiz Fatih Tuş, engelli olmasına rağmen 27 gün boyunca tüm demokrasi nöbetlerine katılmıştı. 2017 ve 2018 yıllarında yapılan 15 Temmuz demokrasi kutlamalarına da katılan Tuş, her yıl 15 Temmuz kutlamalarında ilçe halkımızın dikkatlerinden yine kaçmadı. Bu yiğit, erdemli, vatansever Bozkırlı kardeşimizi Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası olarak tebrik ediyor, gözlerinden öpüyoruz.

Bozkır İlçe Müftülüğüne bağlı Tevfik Bilge Yatılı Erkek Kur' an Kursu ve Hz. Aişe Ya t ı l ı K ı z K u r ' a n Kursunda Ha fızlığa geçen 8 Hafız ve 2 Hafize için Konya İl Müftüsü Ahmet Poçano ğlu hocanın k a t ı l ı m ı y l a gerçekleştirilen gecede icazet alan hafız ve Hafizelere yeterlilikleri İl Müf tü sü t araf ın dan verildi. D. Sayfa 2’de

55 yıldır yorulmak bilmeyen aşk İlçemize bağlı Dereiçi Köyünün arazilerinde gezen gazetemiz muhabirinin fotoğraf makinesinin deklanşörüne takılan 73 yaşındaki Muharrem Kuyucu ve Gülizar Kuyucu eşinin 55 yıldır yorulmayan aşkları oldu. Kendilerine ait tarlada kazma ile çalışan Muharrem Kuyucu ve eşi Gülizar Kuyucu bakın gazetemize verdikleri pozda şöyle konuştular: “Bu gördüğünüz arazi bizimdir. Burada Antep Fıstığı yetiştiriyoruz. Ben Antep’ten getirdiğim Antep Fıstığı kalemlerinden cırtlık dediğimiz ağaçlara aşı yaptım. Bizim bu bölgede de iyi oldu. Ben yedi yıldan sonra bu ağaçlardan verim aldım. Devamı Sayfa 3’de


SAYFA 2

30 TEMMUZ 2018

Bozkır’da çekilen sinema filmi ülke genelinde büyük yankı uyandıracak PSİKOLOJİK BAKIŞ M. Emin KARABACAK Hayatın Çekilmezliği “Titizlik” (2)

65 kişilik ekibiyle film çekimlerinde herhangi bir sorunla karşılaşmadan çekimlerin yapıldığını vurgulayan yönetmen Bozkırlı hemşehrimiz işadamı Mehmet Tanrısever, filmin ülke genelinde büyük yankı uyandıracağını düşündüğünü söyledi. Y ö n e t m e n koltuğunda da Bozkırlı hemşehrimiz Mehmet Tanrısever’in oturduğu film setini ziyaret eden Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün ile gazetemizin Genel Ya y ı n Y ö n e t m e n i Yunus Yılmaz, filmin B o z k ı r ’ d a ç e k i l me s i n d e n v e toplumsal bir olayı yansıtmasından dolayı mutlu olduklarını ifade ettiler. Başkan Gün ile Yılmaz, Filmin, Bozkır’ın sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy hemen hemen tüm

Bozkır’da çekildiğini ve filmin Bozkır’ın doğasını, kültürünü, yaşantısını, mimarisini önemli derecede yansıttığını söyledi. İlçe sakinlerinin sinema filminin çekilmesine büyük destek verdiklerini de sözlerine ekleyen Başkan Gün ile Bozkır Postası Gazetesi Genel Yayın Y ö n e t me n i Yu n u s Yılmaz “toplumsal bir olayı konu alan sinema filmi, Bozkırlı hemşehrilerimiz arasında büyük merak uyandırdı ve ilçemizin her kesimi bu filme

büyük destek vermeye başladı. Umarım bu bir başlangıç olur ve diğer film yapımcısı a rk ad aşla rımız d a filmlerini burada çeker. İlçe olarak buna hazırız ve gönülden destekliyoruz” dediler. F i l m i n senaryosundan k e s i t le ri B e l e d i y e Başkanı İbrahim Gün ile Yunus Yılmaz’a izleten yönetmen Mehmet Tanrısever, B o z k ı r ’ ı n misafirperverliğiyle, tarihi sokaklarıyla, insanlarıyla, doğasıyla filmin ço k uyumlu

olduğunu söyledi. 65 kişilik ekibiyle film çekimlerinde herhangi bir sorunla karşılaşmadan çekimlerin yapıldığını vurgulayan yönetmen Bozkırlı hemşehrimiz Tanrısever, filmin ülke genelinde büyük yankı uyandıracağını düşündüğünü söyledi. Bozkır’da çok güzel günler geçirdiklerini ve bunun için Bozkır’a bu güzel günlerin karşılığı olarak filmin g alala rın dan birin i burada yapmayı düşündüğünü söyleyen Yönetmen Mehmet

Tanrısever, “Bozkırlı olma m ve bu ra da geçirdiğim her günde es ki günl eri yad etmem, beni buraya bağlayan en önemli nedenlerden. Bozkır’ı çok seviyorum. 65 kişilik ekibimizle Bozkır’ı hem dünyaya tanıtıyoruz hem de ekonomik anlamda ilçeye gelir getiriyoruz. Bir anlamda Bozkır’a ya tırım ya pıyo ru z. Diğer Bozkırlı işadamlarını da buraya bekliyoruz” dedi. (Haber: Özgür Yılmaz)

Bozkır’da 10 hafız icazet aldı

Bozkır Anıt Meydanında Mehteran Takımının ve Hafız ile Hafizelerin, etkinliğine halkımızın da katıldığı davet yürüyüşüyle başlarken, Anıt Meydanında devam edildi. Bozkır halkının da yoğun katılımı ile gerçekleştirilen gecede protokol konuşmalarını gerçekleştiren Konya İl Müftüsü

Ahmet Poçanoğlu, Bozkır ilçe Müftüsü Seyit Böğet ve Bozkır İmam Hatip Lisesi Mezunları Gönüllüleri Derneği Başkanı M e h me t G ö rü r H a f ı zl ı k müessesinin önemi ve ilçede yürütülen Hafızlık eğitimi çalışmaları hakkında vmerasime katılan ilçe halkına bilgilendirmelerde bulundular.

Program sonrasında Hafız ve Hafizeler çeyrek altın ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildi. Bozkır Anıt Meydanında gerçekleştirilen geceye başta Konya İl Müftüsü Ahmet Poçanoğlu katılrken, Bozkır Kaymakamlığı Vakıf Müdürü Hasan Adıgüzel, Ak Parti Bozkır ilçe Başkanı Memduh Çelmeli,

Hadim İlçe Müftüsü Abdullah Aslan, Taşkent İlçe Müftüsü Nizamettin Bayrakçı, Di yanetsen Konya Şube Başkanı Ali Koç, Diyanetsen Bozkır Şube Başkanı Hüseyin Doğan, Bozkır İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Aziz Demir ve çok sayıda vatandaşın katıldığı görüldü. (Haber: Özgür Yılmaz)

Titizlik Hastalığının Kaynaklanma Nedenleri? Titizlik hastalığının tam olarak bilinmese de titizliğin oluşmasında iki önemli sebebin olduğu düşünülmektedir. Bunlardan biri annenin titizliğini çocuk eğitiminde de kullanması ikincisi ise yanlış tuvalet eğitimi. Mükemmeliyetçi ve kuralcı anne babanın çocukları bu hastalığa daha yatkın olmaktadır. Yani çocuk bu konuda anne babasını model almaktadır. “Lütfen”siz konuşturmama, “misiniz, musunuz” dışında cümle kurdurtmama, en küçük ıslaklıkta ve kirlenmede üzerini çıkarttırma, her şey için el yıkatma gibi davranışlarla sürekli karşı karşıya kalan çocuk, bu davranışları kendisi de farkında olmadan içselleştirecektir. Anne babaların, çocuklarının tuvalet eğitimine erken yaşta başlamaları, çocuğun tuvalet eğitiminde onlara katı davranmaları ve onlara sık sık ceza uygulamaları bu hastalığa yol açar. Aileler çocuklara tuvalet eğitimini verirken uygun zamanı beklemek yerine çocukla inatlaşmaya girerler. Anne kendince uygun bir zamanda, çocuğu, tuvaletini yapması için tuvalete götürür. Fakat çocuk o anda ihtiyacı olmadığı için tuvaletini yapamaz. Tuvaletini yapmayan çocuğa anne kızar. Daha sonra ihtiyacı gelip de annesinden korkan çocuk bu sefer de altına yapar. Bunu gören anne çocuğa, bu sefer daha şiddetli olarak, tekrar kızar. İkilem içinde kalan çocuk ne yapacağını şaşırır. İkilem içinde kalan ve bağımsızlık davranışları pekiştirmesi gereken çocuk, cezalardan ve aşırı kontrolcü ailelerden dolayı ayrı bir kimlik geliştiremezler. Böyle aileler, çocuklarının yaptıkları her şeyin doğruluğundan da sürekli şüphelenirler. Yine mükemmeliyetçi anne babaların empoze ettiği katı düzen ve disiplin içinde çocuk kendisini onlara göre değerlendirip onlara göre yaşar. Çocuklukta öğretilen ya da öğrenilen bu tür davranışlar bir hastalığa dönüşerek kendini, daha çok ergenlikte ve gençlik çağında göstermeye başlamaktadır. Titizlik Hastalığı Nasıl Yenilebilir? Çocukluktan itibaren öğrenilerek kazanılan bu olumsuz davranışlar, yine uzman gözetiminde ilaç ve terapi ile terk edilebilir. Kişi olumsuz davranışı bırakma ve olumlu davranışı kazanmak için öncelikle kendisinde sıkıntı oluşturan düşünce ve davranışlarının bir listesini çıkarmalı. Bu liste, kişiyi en az rahatsız edenden başlayarak en çok rahatsız edene doğru sıralanır. Kişi, kendini en az rahatsız edenden başlayarak bırakma çalışmaları yapar. Belirli aralıklarla o davranışı bırakmasını sağlamak kişideki diğer rahatsızlıklar için hem bir geri bildirim hem de bir pekiştireç olur. Elini her seferinde yirmi kez yıkıyorsa zamanla on dokuz, on sekiz, on yedi, on altı… şeklinde istenilen seviyeye getirilebilir. Bu davranış, kişinin titizlik hastalığıyla yüzleşebilmeyi öğrenmesidir. Kişi hastalığına neden olan davranışını yapmamayı veya bir kısmını terk etmeyi öğrenir. Tetikleyici durumla defalarca yüz yüze gelen kişi buna karşı durmayı öğrenir. Kişi, başına olumsuzluk gelmediğini ve anksiyetesinin azaldığını görünce bir rahatlama hisseder. Bu da kişide bir geribildirim oluşturur. Bunun yanında bunaltının artmasını isteyerek daha çok o hareketi yapma çalışması istenebilir. “Ocağı kapattım mı, kapıyı kilitledim mi?” sorusu aklına gelen kişinin ocağın ve kapının kapalı olup olmadığına defalarca bakması istenerek, bıktırma yöntemi uygulanabilir. Sonuçta kişinin bu davranışı bırakma konusunda istekli olması gerekir. Bunun için de üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmalıdır. Aşırılığı halinde uzmandan yardım alınmalıdır.


SAYFA 3

30 TEMMUZ 2018

Yerli ve yabancı Turistler’den Bozkır ziyareti

İlçemize bağlı Dereköy mahallesine, Alanya’da faaliyet gösteren bir tur şirketi Famtour tarafından turistik gezi düzenlendi. Gezi sırasında Bozkır’a bağlı dipsiz gölde de evrensel atık temizliği gerçekleştirdiler.

55 yıldır yorulmak bilmeyen aşk Geçtiğimiz yıl bol ve bereketli bir ürün aldım. Kilosunu da 30 liradan sattım. Allah bereket versin. Bakın gördüğünüz gibi

eşimle birlikte kazma ile çalışıyoruz. Hareket eden ve tarlada bedenen çalışan insan kolay k olay has ta olmaz ve yaşlanmaz

da, biz 78 yaşındayız. H ala ça lışıyoruz. Benim ihtiyacımda yok ama ihtiyacım yok diye d e temb el tem bel yatmıyoruz.

Eşimle 55 yıllık evliyiz. Bir gün bile birbirimizden ayr ılmıyoru z. İyi günümüzde de kötü günümüzde de hep birbirimizin yanında olduk. Daha birbirimizi hiç kırmadık. 55 yıllık evliyiz. 8 çocuğumuz var. Ama hala dün evlenmiş gibi b irb iri mi z i kal pten seviyoruz ve birbirimize de deliler g i b i a ş ığ ız . E ş i m b enim h er za man yanımda olmuştur” diyen Muharrem Kuyucu bütün eşlerde aynen b izim g ibi o l m a l ıd ı r l a r d e d i . Daha sonra Muharrem Kuyucunun eşi Gülizar Kuyucu’da gazetemiz muhabirinin fotoğraf makinesinin karşısında utanarak şöyle konuştu: “Ben eşim Muharrem Kuyucuyu daha hiç

kırmadım. Her zaman yanında oldum. K e nd i s i n e d e h i ç kıyamam birbirimizi seviyoruz. Aşkın yaşı o l ma z . B e ni m bi r tanecik eşimdir o. Ama şimdiki gençlere bakıyorum daha dün evlenmeden bugün ayrılmaya kalkıyorlar. Bizi kendilerine örnek alsınlar. Eşler birbirini iyi anlarlarsa mesele k a l m a z . 5 5 y ıl l ı k sevgim izi daim a kalbimizde saklıyoruz. Bizim Dereiçi Köyü herkesin bildiği gibi kalender ve fakir bir yerleşim alanıdır. Ama gördüğünüz gibi ben eşimle birlikte tarlada kazma ile çalışıyoruz ve yorulmak nedir bilmeyiz. Biz bunu sevgimize ve aşkımıza borçluyuz” şeklinde konuştu. (Haber: Yunus Yılmaz)

En Güzel Düğün Davetiyesi Çeşitleri Uygun Fiyatlarla Bozkır Ofset Matbaa’da

Alanya'da faaliyet göstere n Turizm firması Famtour tarafından bölgede Konya ili ne bağlı Dereköy Mahallesi ve Bozkır yaylalarında gerçekleştirilen etkinliklerde 35 doğaseverler yerli ve yabancı turist bölgeyi gezdi. Gezi hakk ında bi lgi lendi rm elerde bulunan tur şirketi sahibi Halil Tokgöz: “Al anya'da turizm firması olarak hizmet veriyoruz, kendimin de Bozkırlı olmamdan dolayı bölgemizde de Tu r i z m böl ge si o l a b i l m e s i ad ı n a işletme olarak böyle bir girişimde bulunduk. Bölgede ilk defa gerçekleştirmiş olduğumuz gezimize y er l i v e y a ba nc ı turistler dâhil olmak üzere 35 misafirimiz katıldı. Gezi s o n r a s ı n d a misafirlerimizin memnun kaldıklarını

30 TEMMUZ 2018 PAZARTESİ

belirtmelerinden dolayı ara ara bölgede turistik geziler de bulunmaya devam edeceğiz. Özellikle yeşil alanların çokluğu ile Karadeniz’deki bir köy olarak değerlendirilen D e r e k ö y ' d e misafirlerimiz meşhur Bozkır Tahinin tadına baktılar. Gezimizde ilçeye bağlı Dipsizgöl yaylası ve yaylada bulunan Göl’deki atık maddeleri de t e m i z l e y e n ziyaretçilerimiz, böylesi bakir ve doğal yerlerin insan eliyle kirletilmesinden duydukları rahatsızlığı belirttiler. Bölge olarak gerçekten çok sayıda m ü ş t e r i ağırlayabilecek alternatif seyahat güzergâhlarımız var ancak bu yerlerin daha fazla tanıtıma ihtiyacı var” dedi. (Haber: Yakup Çetin)

SAYI: 1001

İMTİYAZ SAHİBİ Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Adına Şerife YILMAZ

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Filiz KILINÇEL DURU

HUSUSİ İLANLAR SÜTUN CM.: 3.00 ABONE ŞARTLARI POSTA ÜCRETİ DAHİL YILLIK YURT İÇİ 50

HUKUK SORUMLUSU Avukat Mustafa AKGÜL

ABONE ÜCRETLERİNİ YATIRABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARASI BOZKIR PTT HES. NO.: 1108715

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Yunus YILMAZ

İDARE YERİ - DİZGİ VE BASKI Bozkır Postası Gazetesi ve Matbaası Yukarı Mahalle Çarşı İçi Kızılay Binası Yanı No: 2 - BOZKIR/KONYA

Tel. (0332) 426 1026 - Gsm: 0530 458 1232 web: www.bozkirpostasi.com.tr email: haber@bozkirpostasi.com.tr

BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYAR YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR.


SAYFA 4

30 TEMMUZ 2018

SGK’da yeniden yapılandırmanın günü yarın bitiyor EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR “Eleştiremediğiniz her şey sizin putunuzdur” demiş bir düşünür. Putperestliğin cahiliye dönemi denilen dönemde helvadan put yapıp tapınma olduğu öğretilmişti bize, Peygamberimiz gelince tüm putları yıkmış, o dönemi sonlandırmıştı. Ama kimse bize putperestliğin içimizde yaşadığını, devam ettirdiğimizi anlatmadı. Anlatmadı çünkü aslında kimse de bunun ne olduğunu bilmiyordu. Yeni yeni insanlar düşünce yapılarını değiştirmeye başladıkça ve tabi ki internet kullanım alanları çoğaldıkça put perestliğin aslında hiç kaybolmadığını anladık. Aklını işletmeyen, işletilmesi de istenmeyen toplumlar da maalesef putperestlik had safhaya tırmanmakta ve kandırılmalar, aldatılmalar hayatın her kademesinde, her anında yaşanmaktadır… Hep söylüyoruz söylemeye de devam edeceğiz, inandığı dinin ne olduğunu, ne dediğini bilmeyen, bilmemek mutluluktur ilkesiyle yaşayan insanların bitkiden ya da hayvandan ne farkı vardır. Sen okumazsan, sen araştırmazsan birileri senin yerine okuduğunu, senin yerine araştırdığını iddia eder ve senin tüm iradeni sen farkına bile varmadan ipotek eder ki sonunda düştüğün kuyuda debelenirken bulursun kendini… Yine hiç farkına bile varmadan putperest olursunda sana doğruyu söylemeye çalışanlara bile düşman kesilirsin. Artık putlar helvadan falan olmuyor, bunu anlamak için iyice pisliğe batmamız gerekiyor galiba, çünkü başka türlü anlayamıyoruz. Peygamberimiz kızı Fatma’ya bile “Ey Fatma; babam peygamberdir diye güvenmeyesin, hesap gününde benim sana faydam dokunmaz” diye nasihatte bulunmuşken, şeyhlerin efendilerin elini eteğini öpüp, ahrette şefaat edeceğine, bizi kurtaracağına inanmak,o şahsı göklere çıkartıp çeşitli uydurma kerametler anlatıp bunlara hem kendini hem insanları inandırmak, şeyhi olmayanları da ahirette tek başına kalmakla korkutmak, bizi şeyhimiz kurtaracak diye övünmek ve böylece bir çok cahil insanı da bu zincire dahil etmek,o çukura çekmek başlarda masum bir inanç gibi görünse de aslında öyle olmadığını son zamanlar da yaşananlardan anlıyoruz. Aklını işletmeyenlerin nasıl putperest olduklarına şahit oluyoruz ve dahası din adına iyi şeyler yaptığını zannederken mensup olduğu gurubun aslında nasıl bir terör örgütü olduğunu görüp şaşıranlara biz şaşırıyoruz. Bir gün önce kedicik olanların ertesi gün her şey ortaya çıkınca nasıl fareye dönüştüğünü görüp, kendi mensup olduğu gurubu, tarikatı , şeyhini, efendisini sorgulamayan insanlar,er geç diğerlerinin düştüğü duruma düşeceklerdir. Kimsenin inancı kimseyi ilgilendirmez, ilgilendirmemeli de, herkes istediği gibi inanmak ve yaşamak özgürlüğüne sahip olmalı ama bu inanç diğerlerini düşman bilip katli vacip noktasına kadar gidiyorsa ve devlete millete kast amacı taşıyorsa, bu inanç özgürlüğü falan değil terörizmdir. Ve eninde sonunda hak ettiği cezayı bulacaktır. Bu pisliklere buluşmadan yaşamak için ise aklımızı kullanmaktan başka yol yoktur. Aklını kullanan toplumlarda ne şeyhler ne efendiler kandırabilir insanları… Atatürk boşuna “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” dememiştir.

Konya Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü, 7143 sayılı kanun kapsamındaki yapılandırma için son başvuru tarihini 31 Temmuz 2018 olarak belirtirken, vatandaşların b u h a k t a n yararlanmaları gerektiği vurgulandı. SGK Konya İl Müdürü Mustafa Murat Yavuz, konu hakkında yaptığı yazılı açıklamasında şu sözlere yer verdi. 7143 Sayılı Kanun k a p s a m ı n d a yapılandırma için son başvuru tarihi 31 Temmuz 2018 salı günü

olup borçlu olan tüm i şverenl erimizin bu h a k l a r d a n yararlanabilmesi için Sosyal G üvenl ik İl Müdürlüğümüze b a ş v u r m a la r ı gerekmektedir. 7143 Sayılı Kanun k a p s a m ı n d a yapılandırma için son başvuru tarihi 31 Temmuz 2018 salı günü olup, İşveren prim borcu ve Bağkur prim borçlarının yapılandırma k a p s a m ı n d a değerlendirilebilmesi için Sosyal Güvenlik K u r u mu n a g e l e r e k başvuruları yapmaları gerekmektedir

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Konya İl Müdürü Mustafa Murat Yavuz , vergi ve diğer bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 7143 sayılı kanun kapsamındaki yapılandırmanın SGK'da 31 Temmuz'da yani yarın sona ereceğini belirtti.

Vatandaşlarımızın yapılandırmadan f a y d a l an a r a k ö d e m e l e r i n i gerçekleştirmek için 31 Te m m u z ' a k a d a r

başvurmaları gerekiyor. Bu kapsamda kurum personelimiz de vatandaşlarımızın bu fırsattan yararlanması için sahada gerekli

bilgilendirmeleri yapıyor. V a t a n d a ş l a r yapılandırma işlemlerini son güne bırakmamalı.” dedi. (Haber Merkezi)

Konuk: işletmeler araç, üretici refahı amaçtır! Konya Şeker'in bir taraftan hasat dönemi nde y aptığı yüksek tonajlı alımlarla ürün fiyatlarını regüle ederek üreticiyi koruduğunu, bir taraftan yaptığı yatırımlarla tarımsal ürüne talebi arttırarak üreticiyi daha çok üretmeye teşvik ettik. Diğer taraftan da üreticiyi üretim aşamasında desteksiz bırakmadığını belirten Başkan Recep Konuk, Konya Şeker’in, tarımsal üretimi olumsuz etkileyecek herhangi bir sorunun y a ş a nm am as ı i ç i n gayret gösterdiğini, tarlada alın teri döken çift çin in na merde muhtaç olmaması için çalıştığını vurguladı. “ Ü L K E Y İ SEVMENİN BİRİNCİ ŞARTI ÜRETMEKTİR” Hayata geçirilen projelerle üreticinin daha çok kazanması ve d a h a ç o k üretebilmesinin hedeflendiğini ifade eden Başkan Recep Konuk, “çiftçi tarımsal üretim sürecinde desteksiz kalmamalı. Biz, hiçbir üreticimiz finansman sıkıntısı nedeniyle tarladan uzak kalmasın, tarl a i le üreticinin arasına yokluk girmesin diye tohum tarla ya atılmadan başlattığımız desteğimizi hasada kadar sürdürüyoruz. Konya Şeker, üretim sürecinin üç aşamasında da üreticiyi y a l nı z bır a k mı y or, ürünün yanında yer alıyor. Yani üretirken

t ar l ad a av a ns l ar l a destek oluyor. Tarladaki desteği bununla da sınırlı kalmıyor, yaptığı toprak analizi ve ziraat teşkilatımızın teknik desteğiyle üreticimize teknik destek de veriyor. Konya Şeker’in üretime ve üreticiye desteği üretim aşamasından sonra farklı bir şekilde devam ediyor. Hasadın başlaması ile birlikte Konya Şeker bu sefer pazarda ürünü desteklemeye başlıyor. Ne yapıyor Konya Şeker, yüksek tonajlı

üretim hacmini arttırması, ikincisi ürünü katma değerli ürün haline getirerek tüketimde harcanan paradan üreticinin daha ç ok pa y a l m a s ı nı sağlaması. Özetlersek, Konya Şeker üreticinin hep y anı nda; ür eti r ken tarlada, satarken pazarda, işlenirken fabrikadadır. Avans uygulaması bu üçayaklı desteğin birinci ve en çok önemsediğimiz ayaklarından biri. Çünkü tarlada üretim

birlikte 201.062.148 Liraya ulaştı. Bu, ayni veya nakdi avans olarak Konya Şeker’in üreticiye aktardığı meblağdır. Bu destek sadece üreticiye yapılan destek midir? Evet, bi z ödemeyi doğ ru dan çiftçiye yapıyoruz, ancak bu para sıcak para olarak Konya ekonomisine giren bir paradır ve bölgemizin, şehrimizim e k o n o m i s i n i canlandıran büyük bir meblağdır” dedi. KONYA ŞEKER’İN ÖNCELİĞİ ÜRETİM

al ıml arla ve peş in ö dem l er l e p az ar ın dinamiklerini şekillendiriyor ve ürün fiyatlarını üretici lehine regüle ederken, ürün bedeli ödemelerinin vadesini öne çekiyor veya peşin ödemeyi sağlıyor. Konya Şeker’in ürüne ve üreticiye bir diğer desteği ise f a b r i k a l a r l a g e r ç e k l e ş t i r i l i y o r. Fabrikaların iki yönlü işlevi var, birincisi ürüne talep garantisi oluşturarak tarımsal

olmazsa sürecin diğer ayaklarının bir anlamı kalmaz. O nedenle önce üretici tarlada sı kın tısı z t asa sı z üretecek. Bunun yolu da üreticinin omzundaki y ük ü ha fi fle tmek le mümkün. İşte avans uygulaması o omuzdaki yükü alan bir uygulamadır. Bu çerçevede Konya Şeker ’in kampanya döneminde üreticiye verdiği destek, dağıtımına başladığımız motor in avans ı ile

K on ya Ş ek er ’ i n bi r i n c i ö n c e l i ği ni n tarladaki üretim olduğunu vurgulayan Başkan Konuk, “biz ticari bir şirketiz. Ama bizi diğer ticari şirketlerden ayıran husus, bizim bilanço rakamlarından daha çok tarladaki üretim rakamlarını önemseyen bir şirket olmamızdır. Bizim için ticari başarı tarladaki başarının anahtarıdır. Yani bizim s an ay i d e t i c ar e tt e başarılı olma

gayretimizin yegâne sebebi , tarl ay a ve üreticiye daha çok destek olmak içindir. Bizim için işletmeler araç, üretici refahı amaçtır. Konya Şeker olarak biz her şeyden k ıs ar ız , ür et ic i d en kısmayız. Çünkü biz üreticinin üretimi sürdürebilmesini şirket bilançosunun kâr sütunundan, kâr hanesinden daha kı ymet li gö ren b ir şirketiz. Bizim varlık sebebimiz üreticidir, üreticinin üretirken işini kolaylaştırmaktır. Bu ülkenin her vatandaşının birinci vazifesi bu ülkeye sahip çıkmaktır. Ülkeye sahip çıkmak sadece sözle olmaz, ülkenin bayrağına, kurumlarına, işletmelerine nasıl sahip çıkıyorsak, tarlasına tapanına, ahırına ağılına da öyle sahip çıkacağız” diye konuştu. K o n y a Ş e k e r, verdiği son motorin av an s ı i l e b i r l i k te üreticilerine, 2018-19 Kampanya döneminde patates avansı ödemeleri de dahil olmak üzere üreticilere ayni ve nakdi desteklerini düzenli olarak sürdürüyor. 25 Te m m u z 2018 Çarşamba günü dağıtımına başlanacak 34.563.528 Lira tutarındaki motorin avansı ile birlikte bu kampanya döneminde şu ana kadar üreticiye dağıtılan avans miktarı 201.062.148 Lirayı buldu. (Haber Merkezi)


SAYFA 5

30 TEMMUZ 2018

Kalaycı; Bedelli Askerlik, Sağlık çalışanları ve kamu çalışanlarını gündeme getirdi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Bozkırlı hemşehrimiz Mustafa Kalaycı’nın, TBMM’nde görüşülmekte olan 2 sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerine yaptığı konuşmada “Bedelli askerlik, Sağlık çalışanları ve kamu çalışanları”nı gündeme getirdi. MHP Konya Milletvekili Bozkırlı Mustafa Kalaycı, 26 Temmuz 2018 tarihinde Tü r k i y e B üy ü k M i l l e t Meclisinde bedelli askerlik ile ilgili kanun teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerdeki konuşmasını gazetemiz Bozkır Postasına gönderdi. Milletvekili Kalaycı TB M M ’ si nd ek i y a pt ı ğ ı konuşmasını aynen yayınlıyoruz. Kalaycı konuşmasında: “Vatan hizmeti hak olduğu gibi, her Türk vatandaşının da vecibesidir. MHP Türk milletinin eşit, saygın ve onurlu fertlerden oluştuğuna yürekten inanmaktadır. Vatan hizmetini ise herkesin manevi bir sorumluluğu olarak değerlendirmekte ve millet olmanın doğal ve doğrudan bir sonucu olarak görmektedir. Bizim bedelli askerlikle ilgili görüş ve düşüncelerimiz dünden beri hiç değişmemiştir. Bedelli askerlik konusu ele alınırken Türk Silahlı Kuvvetlerinin ikaz, ihtiyaç, imkân ve kapasitesi belirleyici olmalı, vatan savunmasını aksatacak ve riske sokacak manevi veya moral çöküntüye müsamaha gösterilmemelidir. Askerlik özel ve zorunlu bir hizmet alanıdır, her Türk vatandaşı buna uymak durumundadır. İlke olarak şunu önem ve özellikle vurguluyoruz ki askerliğin, vatan savunmasının bir bedeli asla yoktur. Bedelli askerlik tartışmalarını uzatarak, canı yla bedel ödeyen kahramanlarımızın ruhlarını ve fedakârlık numunesi evlatlarımızın duygularını incitmemek asıldır, esastır,

şarttır. Ancak askerlik çağını geçmiş, bir sebeple askerlik görevini ifa edememiş yüz binlerce vatandaşımızın çağrısına ilgisiz kalmak belli kıstaslar dâhilinde çok makul olmayacaktır. Bedelli askerlik konusu özel bir konu, hassas bir konudur. Ama bu konuda dile getirilen askerliğin teorik eğitimi doğru bir değerlendirme değildir. Asker silahla anılır. Teklif, Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşünü içerdiği için MHP olarak bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor ve destekliyoruz. Fiilî hizmet süresi zammı tüm sağlık çalışanlarını kapsamalı Sağlık çalışanları sağlık hizmeti sunumu sırasında çeşitli tehlike ve risklerle karşı karşıya kalmakta, ağır iş yükü ve risk altında hizmet vermektedir. Bu kanun teklifiyle insan sağlığı hizmetlerinde çalışan sağlık mesleği mensupları için bir yıllık çalışmalarına 60 gün fiilî hi zm e t s ür e s i za m m ı uygulaması öngörülmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi ol arak yıllardır sürekli gündeme getirdiğimiz bu düzenlemeyi de destekliyoruz. Fi ilî hizm et sür esi zammının aynı ortamda görev yapan tüm sağlık çalışanlarını kapsaması, her yıl için doksan gün süre eklenmesi ve bu uygulamanın geçmi ş hizmetlere de uygulanması gerektiği görüşündeyiz. Serbest çalışan eczacıların durumu da dikkate a l ı n m a l ı d ı r . Ya p ı l a n düzenlemede fiilî hizmet zammından yararlandırılacak

Yazan: Bahadır ALTUNAY Mahlası: Gaybeti Hakk

MAVİ VE KIRMIZI Gözlerinde hapsolmuş mavi ufuklar, Ruhunun rengini yansıtır alkım tonlar. Aşkta serenat misali libasta kırmızılar, Eşsiz güzelliğini ancak kar beyaz saklar. Gün batımında kızıla açan sarı saçlar, O an sarmaşık olur ruhumu sarmalar. İki renk, iki mavi; sema ve okyanuslar, Sevginin hüzmelerini resmeden anlar. Yüreğimde hep sen varsın aklımda zaman, Karanlık çökünce yaşarım azap hali inan. Beklerim her tan vakti dünyama doğsan, Meltem esintileriyle can-ı tenim okşasan. Öyle bir vakit ki huzur-u aşkı yayan, Nihal suretini izlerken huşu içinde can. Doğumum aşk-ı tan, ölümüm gurûbi an, Seyyah olmuşum yolunda geçer zaman. Şiirlerim noter onaylı olup telif hakları şahsıma aittir.

sağlık meslek mensupları içinde eczacılar zikredilmekte ancak kendi nam ve hesabına sağlık hizmeti veren eczacılar bu kapsamda yer almamaktadır. Eşitlik ilkesi uyarınca serbest çalışan eczacılar da fiilî hizmet z a m m ı n d a n yararlandırılmalıdır. Ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların sorunları kapsamlı bir düzenlemeyle çözülebilir. Veterinerler, veteriner sağlık teknisyenleri, teknikerleri, çevre sağlığıyla ilgili çalışanlar, çevre sağlık teknikerleri, teknisyenleri gibi meslek grupları da bu kapsamda olmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde fiilen çalışan stenograflar ile Tutanak Hizmetleri Başkanı ve Başkan Yardımcıları da mutlaka kapsama alınmalıdır. Öğretmenlerin, PTT dağıtıcıl arı nı n, zi rai mücadeleyle uğraşanların da haklı talepleri bulunmaktadır. O sebeple, fiilî hizmet zammı uygulaması bakımından ağır ve yıpratıcı işlerin yeniden gözden geçirilmesi, tüm taleplerin bir d e ğ e r l e n d i r m e y e t ab i tutulması ve bunun kapsamlı bir düzenlemeyle çö zül m es i ni n m üm k ün olabileceğini düşünüyoruz. MHP olarak bu konuda çalışmalar yapacağımızı ve gerekli kanun te klifi vereceğimizi buradan ifade ediyorum. Aynı meslek grubundan emekli olanların aylıklarında eşitsizlik oluşacak Kanun teklifinde tabip ve diş hekimi emeklilerinin aylıklarının aldıkları eğitim ve y ürüttük le ri h iz metle mütenasip olmaktan uzak oldukları belirtilerek aylıklarına ilave bir ek ödeme yapılması öngörülmektedir. Buna göre, uzman tabip emeklilerine yaklaşık 2.000 TL, tabip emeklilerine yaklaşık 1.500 TL tutarında ilaveten ek ödeme yapılacaktır. 2008 Eki m ayında çıkarılan 5510 sayılı Kanun uyarınca anılan tarihten sonra işe girip sigortalı olan tabip ve diş hekimleri farklı statüye tabi olduğu için emekli olunca söz konusu ek ödemeyi alamayacaktır. Yine, eski adıyla SSK ve BAĞ-KUR emeklisi olan tabip ve diş hekimleri de ek ödemeden yararlanamayacaktır. Bu durum aynı meslek grubunda emekli aylıkları yönünden büyük bir eşitsizlik oluşturacaktır. Eczacılar, veteriner hekimler, ebe, hemşire ve diğer sağlık personelinin emekli aylıklarına da ek ödeme yapılmalı. Eczacılar da diş

hekimleri gibi beş yıllık bir zorlu eğitimden geçerek mesleğe başlamakta ve kamuda çok önemli görevler üstlenmektedir. Veteriner hekimler 657 sayılı Kanun kapsamında beşerî hekimlerle birlikte sağlık hizmetleri sınıfında aynı özlük haklarına sahip olarak yer almaktadır. Bu nedenle, kamuda çalışan eczacıların ve veteriner hekimlerin de kapsama alınması gerektiği açıktır. Ebe, hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni gibi sağlık personellerinin de b u kap samda değerlendirilmesi gerekir. Esasen, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan tüm çalışanların çalışırken aldıkları maaş ile emekli aylıkları arasında büyük fark bulunmaktadır. Bu durum dikkate alınmalı ve döner sermayeden yapılan ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılması sağlanmalıdır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda çalışan eczacıların özlük hakları düzeltilmeli. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda çalışan eczacılar gerek Sağlık Bakanlığına bağlı h as t a ne l er d e ge re k se eşdeğer kurum olarak kabul edilebilecek Sosyal Güvenlik Kurumunda çalışan eczacılara göre çok daha düşük maaşlarla çalışmaktadır. Türkiye İlaç ve T ı b b i Ci h a z K u r u m u eczacılarının bu mağduriyeti mutlaka giderilmeli, özlük hakl arı düzelt ilm eli dir. Yardımcı sağlık personeli istihdamı artırılmalı Günümüzde yardımcı sağlık personeli okullarından mezun olmuş işsizler ordusu ortaya çıkmış olup bunların uygun bir şekilde i s t ih da m ı nd a so r un la r yaşanmaktadır. Bu grupta ebe, acil tıp teknisyeni, anestezi teknisyeni, sağlık memurları ve tıbbi sekreterler b u l u n m ak t a dı r. B u personellerin gerek özel gerekse de resmî kuruluşlarda istihdam edilmesi için gerekli koşullar sağlanmalıdır. 3600 ek göstergeyle ilgili yapılacak düzenleme tüm kamu çalışanlarını kapsamalı. Öğretmenlerin, mühendislerin, kamu avukatlarının polislerin, din görevlilerinin, şef, müdür ve benzeri yöneticilerin, velhasıl birçok kamu çalışanının emekli aylıklarının da yeterli olmadığı, aldıkları eğitim ve yürüttükleri hizmete mütenasip olmaktan uzak o lduğ u a çık tı r. Seçi m döneminde, öğretmenlerin, polislerin, sağlık

ALİ DUTAL YARINLARDA MİLLİ EĞİTİM

çalışanlarının, din görevlilerinin ve yönetici personelin ek göstergelerinin 3600'e çıkarılması konusunda vaatlerde bulunulmuştur. Memurlar için ek gösterge çok önemlidir. 3600 ve 6400 ek gösterge kritik eşiklerdir. Bu ek göstergelerin özellikle emekli aylığına önemli tutarda yansıması bulunmaktadır. Dolayısıyla 3600 ek gösterge vaadiyle ilgili yapılacak düzenlemede tüm kamu çalışanları dikkate alınmalı, hakkaniyete uygun bir düzenleme yapılmalıdır. Esasen personel rejimi li yakati esas alan ve performansı değerlendiren anlayışla yeniden düzenlenmeli, kamuda ücret adaleti sağlanmalı, görev, yetki ve sorumluluk bakımından eşit değerde iş yapanın eşit ücret alması temin edilmelidir. Kamuda kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B'li, vekil, sözleşmeli, geçici, ücretli ve fahri statüde çalışanlar kadroya alınmalı. Kamu çalışanları arasında mağduriyet yaşamayan neredeyse yoktur. Sözleşmeliler, geçici ve mevsimlik işçiler, ücretli öğretmenler, vekil imam ve müezzinler, fahri Kur'an kursu öğreticileri, aile sağlığı çalışanları, usta öğreticiler kadroya geçmeyi beklemektedir. Kamuda kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B'li, vekil, sözleşmeli, geçici ücretli ve fahri statüde çalışanlar kadroya alınmalı, güvencesiz personel çalıştırılması son bulmalıdır. K am ud ak i t a şe r on işçilere kadro verilmesini öngören düzenleme taşeron işçilerin tamamını kapsamamıştır; yüzde 70 mağd urları, 4 Aralık mağdurları, kiralık araç mağdurları oluşmuştur. Başbakanlıkta taşeron işçi olarak çalışan kiralık araç şoförleri kadroya alındığına göre, bu hak, eşitlik ilkesi gereği diğer bakanlık ve kurumlarda çalışan kiralık araç şoförlerine de verilmelidir. Taşeron işçilerden kadro verilmemiş olanlar hiçbir ayrım yapılmadan kadroya geçi ri lm eli dir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kamu çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulması konusunda önümüzdeki süreçte gerekli kanun tekliflerini vereceğimizi buradan ifade ediyorum.” dedi. (Haber Merkezi)

Yarınlara kaygıyla bakılsa da yarınlar umuttur. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi de her türlü eleştiri ve kaygısına rağmen ülkemiz ve insanımız için yeni bir umut olmuştur. Bu durumu toplumun yeni sistemin bakanlar kuruluna olan tepkilerinde gördük. Yazımda milli eğitim eksenli bir değerlendirme yapacağım. Farklı bakış açılarına sahip olsalar da en aşağıdan en tepeye kadar ülkemiz insanının kahir ekseriyeti eğitime olan şikayetini sürekli dile getirmiştir. Bugünde tartışma konularının başında eğitim gelmekte ve yeni sistemin en çok gündem oluşturan bakanı da Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ziya SELÇUK olmuştur. Sayın Prof. Dr. Ziya SELÇUK’un bakan olması sistemin sağlıklı bir zemine oturmasını isteyen kişi ve kuruluşlar için umut olmuş ve genel olarak olumlu karşılanmıştır. Buna mukabil, özellikle milli eğitim sistemimizin milli ve manevi temeller üzerine bina edilmesini arzu eden kesimler içinde sayın bakanın daha önceki bazı paylaşım ve sözlerinden kaynaklı biraz endişeyle karşılayanlarda olmuştur. Her şeye rağmen sayın Prof. Dr. Ziya Selçuk’un kurumsal barış ve uzlaşma kültürünün sağlanmasında başarılı olacağını düşünüyorum. Temennimiz başarılı olması; başarılı olması içinde herkes destek olmalıdır. Hepimiz şunu iyi bilmeliyiz ki; eğitim ile ilgili sorunların dünden bugüne, bugünden yarıma çözülmesi mümkün olmamakla birlikte gerekli adımlar acilen atılmalıdır. Çünkü, toplumda milli ve manevi erozyon her geçen gün belirgin düzeyde artmaktadır. Bu gerçeği hiç kimsenin görmezden gelme hakkı yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip EDOĞAN 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmasında; “Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur” açıklamasıyla eğitim sistemimizin içinde bulunduğu durumu en çıplak haliyle ortaya koymuştur. Yani, durum ortada olup milli ve manevi değerlerimizin aktarılmasında büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Milli eğitim sistemimizin milli değerlerimizin aktarılmasında yaşadığı sıkıntıları gerek yazılarımda gerekse sohbetlerimde defalarca dile getirdim, getirmeye de devam ediyorum. Daha önce “Milli Eğitim Sistemimizin Milli Olamama Sorunu” başlığı ile paylaştığım bir yazımda; Genel anlamda milli eğitim; milletin, milli ve manevi değerlerini kendi evlatlarına aktaran, aktarılan değerlerin yaşatılmasını sağlayan eğitimdir. Ülkenin geleceği milli değerlerin ne ölçüde verilip verilmediğine bağlıdır. Onun için, milletler; kendi milli eğitim sistemini oluştururken milli ve manevi değerlerin çocuklara kazandırılmasını öncel ikli amaç ol arak benimsemişlerdir. Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarında da “….Türk Milleti’nin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan yurttaşlar olarak yetiştirmek,” öncelikli olarak yer almıştır. Türk Milleti’nin; öz değerlerini koruması, devletimizin bekası; nesillerimize milli ve manevi değerlerimi zin aktarılmasıyla daim ol ur. Buraya kadar her şey tamam; ancak, milli eğitim sistemimiz değerlerimizin aktarılmasında ne derece etkili; maalesef toplum olarak yaşadığımız bunalımlar, sistemin amaçlarına uygun olarak işlemediğini ortaya koymaktadır. Yine maalesef; okullarımız, sınavlara hazırlama merkezleri olarak çalışmakta ve bütün başarı değerlendirmeleri bu minval üzerine yapılmaktadır. -Hainlerin, devlet ve millet düşmanlarının kahir ekseriyetinin okumuşlardan çıkması sizce manidar değil mi? -Allah aşkına, kendinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın; solcu olun, sağcı olun, siyasi tercihleriniz ne olursa olsun hiç önemli değil; söyleyin, bu bunalımları niye yaşıyor bu ihanetler niye?


Çalışmalar tam gaz devam ediyor

Çalışmaları yaklaşık 2 hafta önce başlayan “Temiz Üret Temiz Tüket” projesiyle Bozkır’a kazandırılan Bozkır modern mezbanesinin çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Ya p ı m ç a l ı ş malarını yerinde inceleyen Bozkır B e l ed i y e B aş k a nı İbrahim Gün, çalışmaların kurban bayramına yetişmesi için elinden geleni yaptıklarını belirterek çalışmaların bu bağlamda çok hızlı yürütüldüğünü söyledi.

Konya Şeker üreticinin hep yanında; üretirken tarlada, satarken pazarda, işlenirken fabrikada;

Konuk: işletmeler araç, üretici refahı amaçtır! Türk ekonomisinin lokomotif kuruluşlarından olan Konya Şeker, üreticilerine yönelik desteklerini de aksatmıyor, üretimi düzenli bir şekilde desteklemeye devam ediyor. Konya Şeker, 25 Temmuz 2018 Çarşamba gününden itibaren 5.979.870 litrelik 34.563.648 TL tutarındaki motorin avansını üreticilerin hesabına aktarıyor. Bu avansla birlikte Konya Şeker 2018-2019 kampanya döneminde üreticiye toplamda 201.062.148 TL’lik avans dağıtmış olacak. KONYA ŞEKER ÇİFTÇİNİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRÜYOR PA N K O B İ R L İ K Genel Başkanı Recep Konuk'un üretimi destekleme merkezli kurduğu sistem çerçevesinde Konya Şeker üreticisini desteklemeye devam e d i yo r. R a m a z a n Bayramı öncesi iki avan sı aynı and a çiftçilerin hesabına yatıran Konya Şeker şimdi de, 34.563.648 TL tutarında motorin a v a n sı ö d ü y o r. Üreticinin sırtındaki finansman yükünü

hafifletmek amacıyla sık aralıklarla düzenli b ir şekilde avan s ödemesi yapan Konya Şeker'in avansları, tarlaya tohum düşmeden başlıyor ve periyodik bir şekilde hasada kadar devam ediyor. Motorin Avansı ile ilgili bir açıklama yapan PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, üretimde sü rekli liği n b üyü k önem taşıdığını, birinci önceliklerinin, üreticinin ve üretimin desteklenmesi o lduğu nu söyle di. Devamı Sayfa 4’de

Çalışmalar hakkında bilgi de alan Başkan Gün, “Modern mezbahane, seçim beyannamemizde bulunan en önemli s ö z l e r i mi z d en b i r ta ne s i y di v e tü m sözlerimizde olduğu gibi bu sözümüzü de yerine getirdik. Mezbahane ile birlikte önceki dönemlerde yaşanan sıkıntılar artık yaşanmayacak, kesimler daha modern ve zahmetsiz olacak. Bozkır ’ın ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak olan mezbahanemizi inşallah kurban bayramına yetiştirmek için can la b aşla ça l ış ı y or uz ” ded i . S e ç i m beyannamesinde verdikleri sözleri bir bir yerine getirdiklerini ve modern mezbahane projesinin başlamasıyla birlikte 34 maddelik seçim beyannamesinin 33 maddesini gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Gün, geriye sadece otogar projesinin kaldığını vu rg ul adı . Ot ogar projesi için yoğun çaba ha r c a d ı k l a r ın ı d a sö zl e ri ne e k le y en Başkan Gün, otogar proj esi nde öneml i mesafeler aldıklarını belir terek, “otogar proj emi z i çi n il ç e merkezinde bulunan es k i s o ğ u k h a v a deposunun bulunduğu alanın yanında kamulaştırma yaptık, projemiz hazır ve ihale aşamasına getirdik. Projenin ilçeye kazandırılması için yolu yarıladık diyebiliriz. İnşallah bu projeyi de hayata geçirdiğimizde B oz k ı r ’ ım ız ı n ç ok önemli bir ihtiyacı k al m ay a c ak ” d i y e konuştu. (Haber: Yunus Yılmaz)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.