Lokman hekim mesleki ve teknik anadolu lisesi enes yilmaz ali güzeldülgeri

Page 1

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI LOKMAN HEKİM MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ACİL TIP TEKNİSYENLİĞİ BÖLÜMÜ

BOZKIR’DA YAŞAMIŞ ÂLİMLERİN HAYATINI ARAŞTIRMA YARIŞMASI ( BİMDER )

Enes YILMAZ Sınıfı : 11/ A - Numarası:1

ALİ GÜZELDÜLGER ARAŞTIRMA YAZISI


Konya–2016


ÖNSÖZ Milli, manevi ve en önemlisi dini değerlerimizden uzaklaşıp koptuğumuz bir dönemde, bu değerlerin öneminden bihaber hayatımıza devam ediyoruz. Son birkaç yüzyıldan bu yana “benimsetilmeye” çalışılan, özendirilen daha doğrusu bize alenen veya gizli yollardan empoze edilmek istenen, batı medeniyetinin (!) kültür ve inanç etkisinde yaşamaya başladık. Batı kültürünün etkisiyle de kendi değerlerimizden koptuk. Özellikle de 20. yüzyıldan sonra dinimizin emir ve yasaklarını unutarak, yerine içi boşaltılmış bir dünya hayatı ve Kapitalizm ile doldurduk. Çocuklarımızı batı kültürünün etkisinde yetiştirdik. Ve de en son 21. yüzyılda -ne vahimdir ki- dininden, kültüründen, tarihinden, öz değerlerinden bihaber bir nesil yetiştirdik. Bu düşünce çerçevesinde bizleri özümüze döndürecek, dinimizi öğretecek; ilmi, irfanı, kültürümüzü ve daha nice değerleri bize sevdirecek hocaların, âlimlerin; Akşemseddinlerin, Mevlanaların, Tevfik Bilge Efendilerin ve Ali Güzeldülgerlerin ehemmiyetini unuttuk. İşte bu değerlere sahip nadir kişilerden olan Tevfik Bilge Efendi'yi ve öğrencisi Ali Güzeldülger'i araştırarak, size tanıtmak; bizlere ilmi, dini ve milli kültürümüzü yeniden kazandıracak bu önemli şahsiyetlerin hayatını kaleme almak gereğini duydum. Ayrıca bu çalışmayı hazırlayabilmemiz için gerekli olan bilgileri gerek yazıyla gerekse sözlü anlatımlarıyla bizimle paylaşan; Abdülkadir Taşan’a, Osman Güleç’e, Hayrullah Uçar’a, Hasan Parlaktürk’e, Prof. Dr. Hüseyin Algül’e, Abdullah Güzeldülger’e, Sabri Sevinç’e, Rıza Sivri’ye ve Fatma Gigi’ye saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

i


İÇİNDEKİLER Önsöz

.....................................................................................................................................i

İçindekiler..................................................................................................................................ii Resimler Listesi........................................................................................................................iii Giriş

................................................................................................................................vi

ALİ GÜZELDÜLGER EFENDİ 1. Dere Kasabası’nın Tarihi ....................................................................................................5 2. Ali Güzeldülger Efendi ........................................................................................................7 2.1. Ali Güzeldülger Efendi’nin Hayatı ..............................................................................7 2.2. Ali Güzeldülger Efendi’nin Öğrencileri ...............................................................12 2.3. Ali Güzeldülger Efendi’nin Eserleri .........................................................................13 2.3.1. İslam ve Sapıklık ...................................................................................................13 2.3.2. İman ve İhlâs .........................................................................................................13 2.3.3. Doğru Mizân ..........................................................................................................13 2.3.4. Fetvaya Seçilmiş Meseleler ...................................................................................14 3. Güzeldülger Soyadının Kaynağı .......................................................................................14 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME.........................................................................................15 KAYNAKÇA...........................................................................................................................16

ii


RESİMLER LİSTESİ Resim 1: Dere Kasabası.............................................................................................................5 Resim 2: Ali Güzeldülger Efendi’nin Doğduğu Ev ..................................................................7 Resim 3: Ali Güzeldülger Efendi .............................................................................................8 Resim 4: Ali Güzeldülger Efendi’nin Evlilik Fotoğrafı.............................................................9

iii


GİRİŞ Bu değerli âlimleri gerçek anlamda anlayabilmek, çektikleri zorluklardan haberdar olabilmek için yaşadıkları dönem hakkında bilgi sahibi olmalıyız. O dönemde öğrenim görebilmek ve kendini yetiştirebilmek adına katlandıkları zorluklardan biraz bahsedelim. Bu zorlukların başında Arapça harflerin kullanımının kaldırılması ve yasaklanması gelmektedir. ‘‘3 Mart 1924tarihli kanunun birinci maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nde halkla ilgili bütün işlemlerin yürütülmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümete bırakıyordu. Ancak dinsel sorunları halledebilmek için başkanlığa bağlı Diyanet İşleri Reisliği kuruldu. Camiler, medreseler, tekke ve zaviyelerin idaresi; imam, hatip, vaiz, şeyh, müezzin ve kayyumların atamaları, il ve ilçelerdeki müftülük örgütleri de bu kuruluşa bağlandı. Diyanet İşleri Reisliği’nin bir de danışma kurulu vardı. Amacı cumhuriyet ve laikliğe hizmetti. Bu kurul ezan ve salâtın Türkçeleştirilmesi, hutbelerin Türkçe okunmasını ele aldı. Ayrıca hutbelerin konularının siyasi, sosyal, askeri, mali, içtimai ve iktisadi sorunları kapsamalarının da üzerinde duruldu. 1928’de Latin harflerinin alınması sırasında izinsiz olarak okul ya da kurs açılarak Arapça öğretilmesi yasaklandı. Bu yaklaşım, aynı yıl devletin bir dini olduğu maddesinin anayasadan çıkarılmasıyla devam etti. 4 Ocak 1932 tarihinde yayınlanan bir talimatnamede; harf devrimi kanununa aykırı olarak Arap harfleriyle eğitim yapmak için gizli veya aleni dershane açanların ve bu dershanelerde eğitim verenlerin, Türk ceza kanununun 526. maddesi gereğince üç aya kadar hafif hapis veya 10 liradan 200 liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. 1 Kasım 1935 ve 30 Kasım 1936 tarihleri arasında çeşitli illerde 35 kişi gizli bir surette Arap harfleriyle öğretim yapmak suçundan yakalanıp adliyeye sevk edilmiştir. 1937 yılında Gaziantep’te 50 yaşlarında bir kadının kendi evinde gizlice eski usul Arap harfleri ile çocuk okuttuğu haber alınmış ve suçüstü yakalanarak, aramada ele geçirilen kitaplarla birlikte mevcuden mahkemeye sevk edilmiştir. Suç olarak addedilen eşyalar ise; 3 adet Mevlit, 5 Tebareke cüz’ü, 25 Amme cüz’ü, 1 Kadesemiallah, 7 Kur’an-ı Kerim, 10 Elif cüz’ü 2 minder, 1 sıra.’’ 1

1- http://m.uludagsozluk.com/k/arapca-kuran-ve-ezan-yasaklanması/ E.T.:04.02.2016 iv


ALİ GÜZELDÜLGER EFENDİ

1- DERE KASABASI’NIN TARİHİ: Beldenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte kuruluşunun çok eski bir tarihe rastladığı bazı verilerden anlaşılmaktadır. Ancak kasaba ahalisi tarafından anlatılan bir yerleşim hikâyesi vardır: Resim 1- Dere Kasabası

Kaynak : http://derekoy.bozkir.info/2015/05/konya-dereliler-senligi-14-haziranda.html E.T. 14.02.2016

‘‘Dere kasabasına ilk yerleşenler barut kaçakçıları imiş. Dere’nin hamamlık mevkiini yurt tutan bu kişiler zamanla çoğalmış ve Derelileri oluşturmuştur.’’ Ayrıca Dere’nin Avşar Türklerinin yerleşkelerinden biri olduğu da bilinen gerçekler arasındadır. Dere kasabasının muhtelif mevkilerden 2500 yıllık ve daha yakın tarihlerden birçok tarihi ve arkeolojik kalıntı vardır. Kasabaya ait Sarıot yaylası M.Ö. 300 – 400’lü yıllarda Leontopolis adı ile bilinen bir şehir devletiydi. Bu yaylada antik kaya kabartmaları ve aslan heykelleri de bulunmaktadır. Dere kasabası kütüğüne kayıtlı Dibek Taşı yaylasındaki tapınak kalıntısı da dünyanın en ski ve en büyük iki kibele anıtından biridir. 5


Dere kasabasının bu denli eski bir yerleşim yeri olmasının nedeni, Bozkır, Seydişehir, Akseki ( Eskiden ve günümüzde Akdeniz’i Konya’ya bağlayan en kestirme yol ) ticaret yollarının kesişme noktası olmasıdır. Kasabada bir de Selçuklu döneminden kalma bir kemer köprü de bulunmaktadır. Bu köprü, bakımsızlıktan yok olma tehlikesindedir. Binlerce yıldır yaşayan bu eserler hazine aramak için yapılan bilinçsiz çalışmalardan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kasabanın nüfusu son elli yılda artmadığı gibi, son zamanlarda eksilmeler olmuştur. Beldenin adının, belde içinden geçen Çarşamba Çayı’ndan aldığı düşünülmektedir. Yıllardır da Dereköy adıyla anılmaktadır. Diğer yerleşim yerlerinin aksine bu yerleşim yerinin adı değişime uğramadan günümüze kadar ulaşmıştır. Beldede daha önceleri tarım ve hayvancılıkla uğraşanlarla birlikte yerleşimin dere kenarında olması sebebiyle su değirmenlerinin bundan otuz - kırk yıl öncesine kadar yaygın olduğu görülmektedir. Bunların sayısının yirmi beş – otuz arasında olduğu söylenmektedir. Ayrıca Manavgat yolu üzerinde kurulu olan beldede ticaretle geçimini sağlayan kişi sayısı bir hayli çoktur. Günümüzde ise kasabada dört tahin değirmeni iş imkânı sunmaktadır. Tarımla uğraşan yok denecek kadar azdır. Ticaretle uğraşanların sayısı da azalmıştır. Genel olarak beldenin nüfusu yaşlıdır. Emeklilerin sayısı bir hayli fazladır. Dere kasabası doğu ve güneydoğuda Çağlayan kasabası, batı ve güneybatıda Sorkun kasabası, kuzeyde Akçapınar köyü, kuzeybatıda Harmanpınar kasabası ile çevrilmiştir. Kasaba engebeli bir arazi üzerine kurulmuştur. Kasabanın yerleşim alanı Çarşamba çayının her iki tarafında bir şerit gibidir. Kasabanın iklimi Karasal iklimdir. Akdeniz iklimi ile Karasal iklim arasında bir geçiş iklimi olduğu da söylenebilir. Beldenin hane sayısı 1210, nüfusu 2868’dir. Beldede tarım alanının olmaması ve diğer iş alanlarının kısıtlı olması sebebiyle aşırı miktarda göç vermiştir. Bu göçlerin çoğunluğu sırasıyla İstanbul, Konya, Ankara, İzmir ve son yıllarda da Antalya’ya yapılan göçler oluşturmaktadır. Kasaba Bozkır ilçesine 7 ve Konya’ya 130 km uzaklıktadır. 1

1- https://tr.wikipedia.org/wiki/Derek%C3%B6y,_Bozk%C4%B1r 13.02.2016

2- ALİ GÜZELDÜLGER EFENDİ: Ali Güzeldülger Efendi 1932 yılında Konya’nın Bozkır ilçesine bağlı Dere kasabasında aşağıda resimdeki evde dünyaya geldi. Annesi Azime Güzeldülger, Babası Dere imamı Mehmet Güzeldülger namı diğer Hafız Dayıdır. Seksen yaşına kadar Dere imamlığı görevinde 6


bulundu. İmamlığı döneminde hem cemaatine namaz kıldırır hem de bağ ve bahçe işleriyle uğraşırdı. Annesi küçük yaşta kaybeden Ali Güzeldülger Efendi ablası Fatma ile büyüdü. Annesinin ölümüne çok üzülen Ali Güzeldülger arkasından çok gözyaşı döktü. Annesinin arkasından çok ağladığı için kardeşleri ‘‘ Yeter artık ağlama ’’ diye birçok kez uyarmış ve onu teselli etmek istemişlerdi. Kızı Azime’ye de sevgisinin bir göstergesi olarak annesinin ismini verdi. Resim 2- Ali Güzeldülger Efendi’nin Doğduğu Ev

Kaynak:

2.1. Ali Güzeldülger Efendi’nin Hayatı : Ali Güzeldülger Efendi de babası gibi bağ bahçe işleriyle, toprakla uğraşmayı severdi. Hadim müftülüğü yaptığı dönemde Hadime 7 km uzaklıktaki bahçeye buğday eker, samanını da hayvanlarına vermeleri için Hadimlilere dağıtırdı. İlk öğrenimini Dere’de babası Hafız Dayı’dan aldı. İlk mektebi üstün başarıyla 16 Mayıs 1942’de bitirdi. Ardından Ahırlı nahiyesinde mukim Tevfik Bilge Efendi’nin rahle-i tedrisinde İslami ilimler tahsil etmek üzere medreseye kaydoldu Tevfik Bilge Efendi’nin ilk öğrencisiydi. Tevfik Bilge Efendi’nin icazet verdiği iki öğrenciden biridir. Üstün zekâsı 7


çalışkanlığı ve edebi ile kısa sürede Tevfik Bilge Efendi’nin en gözde öğrencisi oldu Tevfik Bilge Efendi’den Arapça Sarf, Nahiv, Mantık, Kıraat, Hadis, Fıkıh, Feraiz ve Cebir gibi hem İslami hem de pozitif ilimler tahsil etti. Üstün gayretleri ile hocası Tevfik Bilge Efendi’nin bütün ilimlerini kendisinde toplamayı başardı. Bu konu ile alakalı olarak Ali Güzeldülger Efendi Tevfik Bilge Efendi’deki ilim tahsilini tamamladıktan sonra Tevfik Bilge Efendi’ye fetva sormak için giden Derelilere Tevfik Bilge Efendi’nin “Siz buraya neden geldiniz? Benim bildiğim her şeye Ali Efendi de vakıftır. Bundan böyle bana gelmenize gerek yok ne soracaksanız gidip Ali Efendiye sorun’’ Demesi bunun kanıtıdır. Resim 3- Ali Güzeldülger Efendi

Kaynak : http://www.bimderbozkir.org.tr/2016/01/dereli-muftu-ali-efendi-guzeldulger.html E.T. 13.02.2016

Ali Güzeldülger Efendi Tevfik Bilge Efendi’nin yanında yedi sene eğitim gördü Tevfik Bilge Efendiden en uzun süre ilim tahsil eden talebe oldu. Çok çalışkan ve ilme düşkün bir öğrenciydi. Çoğu zaman kitap okurken oracıkta uyuya kalırdı. Bu uyuya kalmaların birinde rüyasında yeşil sarıklı zatların medreseli ziyaret ettiğini gördü. Rüyasını hocası Tevfik Bilge Efendiye anlatınca hocası “Evlat sen bizi sahipsiz mi zannettin? ’’ diyerek latife etmiştir. 8


Hocasının derslerini dikkatle dinler, hocasını sevip sayardı. Sevgisinin bir göstergesi olarak da oğullarından birine Hocası Tevfik Efendinin adını verdi. Ali Güzeldülger Efendi hocasından birebir eğitim almış ve hocasının ilmini damla damla aklına kazıdı. Hocasından en son okuduğu kitap ise ‘Makamat’ adlı eser idi. Ali Güzeldülger Efendi Medrese tahsilini tamamladıktan sonra Apa nahiyesinde Ali Efendiye Apa da hocalık yapması için ricada bulunanlar oldu. Ali Güzeldülger Efendi cenaze yıkamaktan korkması sebebiyle bu görevi reddetti. Ancak ısrarlar üzerine cenaze yıkamamak şartı ile hocalık görevini kabul etti. Burada iki seneye yakın bir süre görev yaptıktan sonra bir Ramazan ayında gelen bir davet üzerine Mersin’in Tarsus ilçesine gitti. İştirak ettiği ilim sohbetlerinde, mecliste konuşulan konulara hâkimiyeti ve sorulara cevapları meclisteki başlı ve ilim sahibi insanların dikkatini çekti. Bunun üzerine yaşı itibarı ile kapıya yakın oturan Ali Güzeldülger Efendi’yi başköşeye davet edip yanlarına oturtmuşlardı. Ali Efendideki yüksek ilimden Ramazan ayı boyunca istifade etmişlerdi. Ramazan ayının bitmesine yakın “Aman hocam memleketine dönme; yeme, içme, iaşe her şeyine kefiliz burada seni evlendirelim’’ diyerek ilgi alaka göstermişlerdi. Ancak Ali Güzeldülger teklifleri reddedip Dere dönmüş ve hanımı Sabriye ile evlendi. Sabriye Hanım Deredeki Hacıaliler ailesinin kızıdır. Ali Güzeldülger Efendi ve Sabriye Hanımın evliliklerinden Azime, Tevfik, Mehmet, Abdullah ve Semiha isminde beş evlatları dünyaya geldi. Resim 4- Ali Güzeldülger Efendi’nin Evlilik Fotoğrafı

Kaynak:

Hocası Tevfik Bilge Efendiden aldığı icazetle müftü yardımcılığı imtihanı için Ankara’ya giderken Hocası eline içinde not yazılı olan bir zarf verdi. Ankara’ya varınca zarfı sınav heyeti başkanına vermek üzere zarfı alır ayağında kara lastik ayakkabılarıyla üzerinde köylü kıyafetiyle sınav salonuna girdi kendisini takdim ederek zarfı heyete teslim etti. Heyet başkanını açtığı zarfta şu not yazılı idi “Bu gelen benim en gözde öğrencimdir. Kendisine 9


nerde kıyıda köşede kalmış zor soru varsa sorabilirsiniz’’ Ali Güzeldülger Efendi hocasının kendine yardım edeceğini zannetti ancak Tevfik Bilge Efendi talebesinin keskin zekâ ve ilmine olan güvenini sınav heyetine ispatlamak istercesine bu muzip notu kaleme almıştı. Sorulan soruların zorluğuna rağmen tüm sorulara doğru cevap veren Ali Güzeldülger Efendi sınav heyetinin takdirini kazandı. 1957 yılında ilk görev yeri olan Kütahya’da müftü yardımcılığı yaptı. Bozkır Müftülüğü görevi sırasında Ali Bircan isimli bir tanıdığı, yakınını diyanet kadrosuna aldırmak için Ali Güzeldülger Efendi’ye getirmişti. Ali Güzeldülger Efendi şâhısı bir imtihana tabi tuttu imtihanda yeterli görülmediği için Ali Güzeldülger Efendi bu şahsa görev vermedi Ali Bircan’ın ısrarlarına ise şöyle cevap verdi “ Ondan daha bilgili olanlar varken ben onu nasıl işe alırım?’’ Bunun üzerine Ali Bircan dönemin içişleri bakanı Faruk Sükan’a giderek şikâyette bulundu. Bu durum neticesinde Ali Güzeldülger Efendi Bozkır’dan Korgan’a oradan da Adananın Bahçe ilçesine tayin edildi. Ali Güzeldülger Efendi bunların dışında Doğanhisar, Hadim ve Osmaniye’de Müftülük görevlerinde bulundu. Ali Güzeldülger Efendi talebe okutmaya çok meraklı bir insandı. Özellikle de Bozkır müftülüğü sırasında pek çok talebe yetiştirdi. İlme son derece önem verirdi. Öğrencilerine ders verirken önündeki kitabı –tabiri caizse- yutacakmış gibi şevkle istekle okurdu. Bozkır yukarı mahalledeki büyük kuran kursunu ve camii’ni Bozkır’a kazandırması ilme verdiği önemin açık delilidir. Bu Kur’an kursu 2015 yılında Bozkır İmamhatip Mezunları ve Gönüllüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği(BİMDER) tarafından hafızlık kursu olarak tekrar hizmete açıldı. Ayrıca İmam-ı Gazali’den çevirdiği iki eser ve yayınlamak istediği ancak yayınlayamadığı tercüme çalışmaları da ilime verdiği değeri bir kez daha gözler önüne sermiştir. Babasının adına bir kez hac ibadeti yapmış olan Ali Güzeldülger Efendi basının maddi yardımı ve teşvikiyle kendi hac ibadetini yapmak için hazırlanıyordu. Allah’ın hikmeti ile de1981 senesinin hac döneminde Diyanet işleri başkanlığı tarafından kafile başkanlığı görevi verildi. Otuz yıla yakın hizmeti neticesinde emekliliğinin yaklaşması sebebiyle ailesini memleketi Bozkır’a gönderdi ve kendisi Hadim’de kaldı. Hac görevine gideceği için ailesiyle vedalaşmak için Hadim’den Bozkır’a geldi. Ailesi ile görüştükten sonra oğlu Abdullah’ı okula bırakıp yola koyulmak üzere evden ayrıldı. Kapıdan adımını atar atmaz “Lebbeyk Allahümme lebbeyk lebbeyk la şerike leke lebbeyk’’ diye telbiye getirmeye başladı. Evinin bulunduğu Yukarı mahalleden merkeze kadar bu halde geldi. Oğlunun neden yüksek sesle telbiye getirdiğini sonrasına cevaben evden hac niyetiyle ayrılıp telbiye getirmenin müstehap olduğunu belirtti. 10


Bu gidişinde Ali Güzeldülger Efendi; Allah’ın yardımı ile rüyalarında görüştükleri Mısırlı bir âlimle karşılaştı. Mısırlı âlimle sanki kırk yıllık ahbap gibi sohbet edip hasret giderdi. Mekke’de şeytan taşlama görevinin yapılacağı gün kafilesinden bir hacı kayboldu. O hacıyı uzun bir süre aradı ancak bulamadı. Şeytan taşlama görevinden geri kalmamak için yola koyuldu. Uzun süre güneş altında kalması sebebiyle güneş iyice vücuduna tesir etmişti. Tünellerin girişinde bayılıp kaldı. Mektep arkadaşı Mustafa Çınar hoca efendiye mısırlı bir doktorun haber vermesi ile hemen Ali Güzeldülger Efendi’nin yanına koştu. Hastaneye kaldırılan Ali Güzeldülger Efendi kafilesini Medine’ye hareket etmesi sebebiyle oraya nakledildi. Türkiye’ye sevkini yapmak istemelerine rağmen Ali Güzeldülger Efendi’nin durumunun iyice ağırlaşması nedeniyle sevk işlemi yapılmadı. 1981 senesinde vefat etmesi üzerine cenaze namazı orada kılındı. Ali Güzeldülger Efendi’nin önemli bir âlim oluşu ve ısrarlar neticesinde Naşı Cennetü’l Baki’ye Hz. Osman’ın mezarına yakın bir bölgeye defnedildi. Değerli âlim Ali Güzeldülger Efendi temiz ve saf bir insandı. Kötü düşünce ve kine kalbinde hiç yer yoktu. Bu yüzden duyduğu her şeye inanırdı. Toplumda her kesim insanla iletişim kurardı. İnsanlara önyargılı davranmaz; kılık, kıyafet, mal, para ve makama itibar etmezdi. Tanıyanlar tarafından sevilen sayılan bir insanlık abidesiydi. Hemşerileri onunla gurur duyduğunu söylerlerdi. Ali Güzeldülger Efendi’nin şiire de ilgisi vardı. Mehmet Akif Ersoy’un ‘Safahat’ adlı eserinden yüksek sesle ayakta coşkuyla şiirler okurdu. Hatta oğlu Abdullah’a olan hasretinden dolayı ona şiirler yazardı. Ne yazık ki bu şiirlerden bugüne ulaşan tek bir nüsha bile kalmamıştır. Ali Güzeldülger Efendi sıkılgan tabiatlıydı. İslami ahlak abidesiydi. Bu konuda taviz vermezdi. Din ve ahlak konusunda hoşuna gitmeyen bir durumla karşılaştığında yüz hatları sertleşir ve tepkisini hiç çekinmeden ortaya koyardı. O kadar ince düşünceliydi ki Doğanhisar müftülüğü görevi sırasında Doğanhisar kaymakamı olan yeğenine resmiyetten taviz vermemek adına utana sıkıla“ Kaymakam Bey’’ şeklinde hitap ederdi. Ali Güzeldülger Efendi çok zeki ve bilgili idi. Kendisine fevkalade güveni vardı. Meseleleri kolayca çözümler, merak edilen her şeyi en ince ayrıntısına kadar açıklardı. Kendisi de muhatabının meseleyi iyice anladığından emi olurdu. Sonra konuyu iyice kavratmak için gerekli kitapları açar meselenin geçtiği bölümü okur ve muhatabına göstererek karşısındakini tatmin ederdi. Üstün zekâsına hayranlığını eniştesi de pek çok kez dile

11


getirmiştir. Hatta Ali Güzeldülger Efendi talebeliği zamanlarında gündüz okuduğu dersleri gece uyurken sesli sesli tekrarlardı. Sağlamcıydı, resmiyete önem verirdi. Rıza Sivri adlı köylüsüne Almanya’da oturan akrabalarından orada Cuma namazının nasıl kılınacağı ile ilgili Ali Güzeldülger Efendi’den bilgi almasını isteyen bir mektup gelmişti. Rıza Sivri Ali Güzeldülger Efendi’ye meseleyi açıklayınca Ali Güzeldülger Efendi daktilosunu çıkarır ve durum hakkındaki mevzuatı yazmaya başladı. Rıza Sivri’nin yazmaya gerek olmadığı uğraşmasının gereksiz olduğuna dair ısrarlarına aldırmayıp meseleyi özenle yazıp Rıza Sivriye teslim etti. İlmi derecesi yüksek, saygın bir kişi olan Ali Güzeldülger Efendi insanların saygı duyduğu bir kişilikti. Babası Hafız Mehmet Güzeldülger bile onun kapıdan girdiğini görünce ayağa kalkar ve başköşeye onu oturturdu. Öğrencisi Hayrullah Uçar ve beş arkadaşının hafızlık eğitimlerini hasebiyle Hayrullah Uçar’ın babası bir yemek verir. Yemeğe Bozkır müftüsü olan Ali Güzeldülger Efendiyi ve ondan kırk dört yaş daha büyük olan Seydişehir müftüsü Hacı İsmail Hakkı efendiyi çağırır. Bir müftüyü sağına Diğerini soluna oturtur. Sohbetlerine kulak vermeye çalışan Hayrullah Uçar’ın o süt beyaz sakallı Hacı İsmail Hakkı Efendi’nin sözüne her başlayacağında ‘‘ Evladım Ali Efendi’nin malumu vechi ile ’’ diyerek söze başlaması dikkatini çekmiştir. Kendinden kırk dört yaş büyük olan Hacı İsmail Hakkı Efendi’nin Ali Güzeldülger Efendi’ye bu denli saygı duymasının sebebi Ali Güzeldülger Efendi’nin ilmi derecesinin yüksekliğindendi. 2.2. Ali Güzeldülger Efendi’nin Öğrencileri: Ali Güzeldülger Efendi’nin bir özelliği de öğrenci okutmaya çok meraklı ve istekli oluşuydu. Özellikle Bozkır müftülüğü döneminde pek çok talebe yetiştirdi: 1- Osman GÜLEÇ 2- Abdülkadir TAŞPINAR 3- Halil İbrahim ALTUNTAŞ 4- Bademlili Ali 5- Bademlili Seyit 6- Bademlili Mustafa ÖZTÜRK 7- Meyreli Ömer GÜNDOĞDU 8- Işıklarlı Bozkır Camii Müezzini Kadir Hoca

12


Bu öğrencilerden bazılarıdır. Bu önemli insanların yetişmesinde en önemli yere sahip olan bu değerli şahısları memleketimize kazandıran Ali Güzeldülger Efendi’ye Allah rahmet eylesin. 2.3. Ali Güzeldülger Efendi’nin Eserleri: Ali Güzeldülger Efendi üst düzey Arapça ve Farsça bilgisi, aynı zamanda ilminin genişliği sayesinde aşağıdaki belirtilen kitapları yazmaya muvaffak olmuştur. Yaşadığı döneme damgasını vuran bu büyük âlim yalnızca dönemine değil, yazmış olduğu eserler ve tercüme çalışmalarıyla geleceğe de ışık tutmak istemiş ve başarılı da oluştur. 2.3.1 İslam ve Sapıklık: Bu eser 61 sayfa ve 23 bölümden oluşmuştur. Ali Güzeldülger Efendi’nin İmam-ı Gazali’den tercüme ettiği bu eserde İslam dininde sapıklık ve küfür sayılıp sayılmayan meselelere açıklık getirilmiştir. Eserde bilgiler ayet ve hadislerle desteklenmiş tereddüde yer bırakılmamıştır. 2.3.2 İman ve İhlâs: İman ve İhlâs 72 sayfadır. İman, ihlâs, tevekkül, sabır, Allah ve Peygambere sevgi, Hz Muhammed’e uyma bahislerini açık bir dille beyan eder. Kitabın son kısmında Arapçadan Türkçeye çevrilen, İmam-ı Gazali’nin “VÂZ ve İTİKAD’’ risalesinin tercümesi eklenmiştir. Ali Güzeldülger Efendi’nin bu iki önemli eserinin dışında Arapçadan Türkçeye çevirdiği ancak basılmayan eserleri de vardır: 2.3.3 Doğru Mizan: Bir seyahatte marifet beyanında geçen konuşmalar. ( İmam-ı Gazali’nin “El’Kıstas’il Müstekim’’ kitabının tercümesidir.) 2.3.4 Fetvaya Seçilmiş Meseleler: İlmi Fıkıhta Eb’ül’Fazl’il’Mûsılî Abdullah İbn-i Mahmud’un “EL’MUHTAR-Ü LİL’FETVA’’ adlı kitabının tercümesidir.

13


3- GÜZELDÜLGER SOYADININ KAYNAĞI Değerli âlimimiz Ali Güzeldülger Efendi’nin dedesi Hüseyin Efendi Dere Nahiyesinde sanatkâr bir yapı ustasıdır. Dere Nahiyesinde Orta Cami olarak bilinen ibadethane ve müştemilatını bizzat Hüseyin Efendi inşa etmiştir. Caminin bir duvarına yerleştirilen bir taşın üzerine “ Bismillah amele Hüseyin ’’ ibaresini yontmuş ve eserin mimarı olarak camiye bizzat kendisi yerleştirmiştir. 21 Haziran 1934’te kabul edilmiş, 2 Temmuz 1934’te Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 2 Ocak 1935 yılında yürürlüğe girmiş olan; her Türk vatandaşına bir soyadı taşıma yükümlülüğü getiren 2525 sayılı kanunun sonucunda, Hüseyin Efendi sanatçı kişiliğinden dolayı ‘ Güzeldülger ’ soyadını almıştır.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Bu eseri yazma aşamasında birçok bilgi ve tecrübeler edindik. Araştırmış olduğum Ali Güzeldülger Efendiyi tanıma, fikir düşünce ve üstün ilimlerinden yararlanma fırsatı bulduk. 14


Ayrıca bu şahsiyetlerin yaşadıkları dönem; o dönemdeki siyasi, sosyal, kültürel yapı, yaşamış oldukları zorluklar ve memleketleri hakkında bilgi sahibi olduk. Araştırma ve bir eser üretme konusunda bilgi ve becerilerimizi tartma imkanı bulduk. Araştırmalar ve eseri meydana getirme aşamasında eğlendik ve bilgilendik. Bu nacizane eseri oluşturduktan sonra topluma bu bilge ve önder şahsiyeti tanıtma şansına nail olduk. Bu süreçte elbette ki zorlandığımız umutsuzluğa düştüğümüz anlarda kendimizi kamçılayıp bu amaç uğruna kendi kendimizi teşvik ettik. İşte bu zorlu süreçte araştırma ve eseri oluşturma konusunda gereken her şeyi yapan, desteğini esirgemeyen ve bizlere önayak olan Bozkır İmamhatip Mezunları ve Gönüllüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ( BİMDER )’ne ve bu güzel kuruluşun değerli başkanı Mehmet Görür Hoca’ya en derin sevgi, saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

KAYNAKÇA

15


http://derekoy.bozkir.info/2015/05/konya-dereliler-senligi-14-haziranda.html

E.T.

14.02.2016 … http://m.uludagsozluk.com/k/arapca-kuran-ve-ezan-yasaklanması/ E.T.:04.02.2016 … https://tr.wikipedia.org/wiki/Derek%C3%B6y,_Bozk%C4%B1r 13.02.2016 … http://www.bimderbozkir.org.tr/2016/01/dereli-muftu-ali-efendi-guzeldulger.html E.T. 13.02.2016

16


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.