yenicag gazetesi

Page 1

HAFTALIK SÝYASÝ GAZETE

BU MEMLEKET BÝZÝM

S A H Ý B Ý : Y E N Ý K I B R I S PA R T Ý S Ý

ÝNSANLIÐIN VE DOÐAL ÇEVRENÝN FELAKETÝ OLAN, KAFKASLARDA BAÞLAYAN VE DÜNYANIN PEK ÇOK BÖLGESÝNDE SÜREN SAVAÞLARA, ÝÞGALLERE VE KURTARICILARA

HAYIR

aykýrý uygulamalarýnýn sonuçlarýdýr. Ýnsanlarýn dil, dil, ýrk ve etnik köken farký gözetmeden ile bir arada kardeþçe yaþamasý için gerekli olan sosyalist kültür yerine aþýrý milliyetçilik ve þovenizmin her yerde hortlamasý savaþlarý ve iþgalleri gündemde tutmaktadýr

n Dünyaya ve dünyadaki tüm insanlýða ait servetlerin hakimi olmayý amaç edinen emperyalist güçler milliyetçilik ve fanatizmi besleyerek bu durumlarýný korumaktadýrlar

n Son günlerde Kafkaslarda patlak veren savaþ, dünyanýn pek çok diðer bölgelerindeki önemli yerel servetlerin paylaþýlmasý kavgasýnýn bir yeni parçasýdýr n Kafkaslarda yaþanan bugünkü savaþýn, bir asra yakýn Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliði rejiminin hüküm sürdüðü topraklarda ve topluluklarý arasýnda sürmesi, Sovyet Rejiminin, tamemen sosyalizmin dýþýnda sosyalist deðerlere

n YKP, Dünya Barýþ gününe yaklaþtýðýmýz bu günlerde, dünyada barýþý korumakla görevli BM'nin de artýk savaþ açgözlülerin dýþýnda yeniden örgütlenerek, barýþý korumak ve barýþý kalýcý kýlmak için aktif ve etkin bir duruma gelmesi gerektiðini vurgular

Uzun lafýn kýsasý...

u 2. sayfada

Kafkas savaþý ile ilgili geniþ haber ve resimler... sayfa 2,3 ve 4 sayfada 2008 Olimpiyat Oyunlarý’nýn Pekin’deki görkemli açýlýþý ile ilgili haber ve resimler... sayfa 7’de “Otello’nun güzel ülkesi Kýbrýs” yazý dizisi... sayfa 6’da “Birinci Kuþak Kýbrýs Türk Solu” yazý dizisi... sayfa 8’de S E R H A N

HERKES BOYUNDAN BÜYÜK DERT ÜRETEMEZ...

Arif Hasan Tahsin 6.sayfada ...

S E Ç E N E K !

FÝYATI: 1.50 YTL

S O S Y A L Ý S T

S AYI: 906

K A R Þ I

ÝSÝ T R A P RIS B I K Ý N YE AHA D Z E K BÝR I: D A L U VURG

YIL: 17

A C E N T A L A R A

TARÝH: 15 AÐUSTOS 2008 CUMA

G A Z Ý O Ð L U

KAFKAS KRÝZÝNDE KONUÞULMAYANLAR...

Özkan Yýkýcý 11.sayfada ...

2 PUAN KÝME?

Yýlper Ýþçioðlu 12.sayfada ...


2

HABER

YENÝÇAÐ

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

SAVAÞLARA, ÝÞGALLERE VE KURTARICILARA HAYIR Kýbrýs Alternatif Haber: Yeni Kýbrýs Partisi Örgütlenme Sekreteri Salih Uyguroðlu, yayýnladýðý bir bildiri ile Kafkaslardaki savaþý deðerlendirdi. Konu ile ilgili bildiri þöyle: Ýkinci dünya savaþý sonrasýnýn yarattýðý yýkýmýn tekrarlanmamasý için BM nin ilan

ettiði ve kuruluþ yýlý olarak kutlanma arifesinde olunan Bünya Barýþ Gününde, ne yazýk ki savaþlar dünyamýzýn çeþitli bölgelerinde sürmektedir. Savaþý engellemek, insanlýðý ve doðayý korumak her birey ve örgüt için en büyük görev olmasýna raðmen ülkemiz

Gürcüler toplama kampýna götürülüyor' Gürcistan Dýþiþleri Bakanlýðý, baþkent Tshinvali ve civarýndaki yerleþim yerinde kalan sivil Gürcülerin Rus askerleri ve ayrýlýkçý Oset milisleri tarafýndan toplanarak, Kurta bölgesindeki toplama kampýna götürüldüklerini kaydetti. Gürcü Kýzýlhaç teþkilatý da çatýþma bölgesinde kalan yaralýlara insani yardým ulaþtýrýlmasý çaðrýsýnda bulundu. Gürcistan topraklarýna giren Türk Kýzýlayý ekibinin yardým malzemesiyle birlikte akþam saatlerinde baþkent Tiflis'e ulaþmasý bekleniyor. Türk Kýzýlayý'nýn, Gürcü Kýzýlhaç teþkilatýyla bir planlama yaptýktan sonra insani yardýmlarý ihtiyaç duyulan bölgelere ulaþtýrmak için harekete geçeceði kaydedildi. Putin'den AB' ve Batý'ya eleþtiri Rusya Baþbakaný Vladimir Putin, ABD ve Batý'yý, Gürcistan'dan tek taraflý baðýmsýzlýðýný ilan eden Güney Osetya ile ilgili tutumlarý konusunda eleþtirerek, Batý'nýn Gürcistan ile çatýþmada "gerçek saldýrgan" ve "kurban" konusunda yanlýþ yaptýðýný söyledi. Putin, Rus kabinesinde yaptýðý konuþmada, Gürcistan'ýn çatýþmalar yüzünden Irak'ta görevli 2000 askeri ülkeye geri çaðýrma kararýna deðinerek, ABD'nin buradaki Gürcü askerlerini ülkelerine kendi uçaðýyla taþýyarak verdiði desteðe dikkat çekti. Bazý Amerikalý politikacýlarýn hala soðuk savaþ dönemi mantýðýna sahip olduðunu belirterek, "Bazý partnerlerimizin bize yardým etmemesi, aksine engellemeye çalýþmasý utanç verici. Bundan ABD'nin Irak'taki Gürcü askerlerini kendi askeri uçaklarýyla çatýþma bölgesine taþýmasýný kastediyorum" dedi. Putin, "Bu olumsuzluk, siyahý beyaza çevirme giriþimi, ustaca bir þekilde bu saldýrganlýðýn kurbanlarýný saldýrgan taraf olarak ve kurbanlarý da bu saldýrganlýðýn

ortaya çýkardýðý sonuçlardan sorumlu tutmak oldukça þaþýrtýcý bir durum" þeklindeki sözleriyle sürdürdü. Rusya'nýn Güney Osetya'daki barýþ gücü misyonunun "mantýklý bir sonuca" ulaþtýrýlacaðýný ifade eden Putin, "Rusya elbette Güney Osetya'daki barýþ gücü misyonunu mantýklý bir sonuca getirecek. Gürcü tarafý da dahil olmak üzere tüm taraflarla iliþki kurmaya çalýþacaðýz" diye konuþtu. Saakaþvili: "Rusya kavgayý seçti" Gürcistan Devlet Baþkaný Mihail Saakaþvili, Rusya'nýn, Gürcistan'ýn Batý yanlýsý demokrasisini yok etmek için kavgayý seçtiðini söyledi. Saakaþvili, Wall Street Journal gazetesinde bugün yayýmlanan makalesinde, Rusya'nýn eski Sovyet cumhuriyetlerindeki denetimini geniþletmek istediðini yazdý. Bu anlaþmazlýðýn Avrupa'daki özgürlüðün geleceðiyle ilgili olduðunu ifade eden Saakaþvili, Rusya baþarýlý olduðu takdirde eski Sovyet cumhuriyetlerindeki Batý etkisinin sona erebileceðini kaydetti. Rusya'da þimdiki yönetimin, bir zamanlar Moskova'nýn idare ettiði yerlerde sömürgecilik benzeri denetimi yeniden saðlamak istediðini yazan Saakaþvili, Rusya'nýn aylar süren kýþkýrtmasýnýn sonucu düþmanlýðýn geçen hafta týrmanýþa geçtiðini ve bu kýþkýrtmanýn ilk olarak Abhazya ile olduðunu ifade etti. Makalesinde, Kremlin'in Abhazya'da baþarýlý olmayýnca dikkatini Güney Osetya'ya verdiðini belirten Saakaþvili, hükümetinin buna tek taraflý ateþkesle karþýlýk vermesine raðmen ayrýlýkçýlarýn sivillere saldýrmaya ve Rus tanklarýnýn Gürcistan sýnýrýný aþmaya baþladýðýný belirtti. Saakaþvili, sivilleri korumaktan ve anayasal düzenlerini saðlamaktan baþka

seçenekleri olmadýðýný vurguladý. Süregelen ayrýlýkçý anlaþmazlýklarýn, Rusya'nýn saldýrganlýðýnýn bir bahanesi olduðunu ifade eden Saakaþvili, bunun aslýnda baðýmsýzlýk ve Gürcistan'ýn geleceðiyle ilgili bir savaþ olduðunu yazdý. Saakaþvili, aslýnda bunun çocuklarýnýn yaþayacaklarý bir tür Avrupa için savaþ olduðunu belirterek, "Samimi olalým; anlaþmazlýk, Avrupa'daki özgürlüðün geleceðiyle ilgili" dedi. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden hiçbirinin demokrasiyi saðlama, yolsuzluðu ortadan kaldýrma ve baðýmsýz bir dýþ siyaset oluþturma konusunda bu kadar ilerleyemediði için Gürcistan'ýn hedef alýndýðýný belirten Saakaþvili, Rusya'nýn kesinlikle bunu yok etmek istediðini yazdý. Gürcistan'ýn, Abhazya ve Güney Osetya'yý, vatandaþlarýnýn çýkarlarýnýn ve haklarýnýn tamamen korunacaðý þartýyla bünyesine barýþçý bir þekilde almak için çok çalýþtýðýný ifade eden Saakaþvili, ancak Rusya'nýn bu çabalarýna Abhazya ve Güney Osetya'yý ilhak ederek zarar verdiðini kaydetti. Abhazya ve Güney Osetya halkýna ortak gelecek çaðrýsýnda bulunduklarýný, ancak Moskova'nýn bu ayrýlýkçý rejimler üzerindeki denetimini artýrdýðýný ifade eden Saakaþvili, Kremlin'in hatta bu rejimleri silahlandýrmak ve idare etmek için Rus güvenlik subaylarý atadýðýný belirtti.

dahil,dünyanýn çeþitli bölgelerinde iþgaller sürmektedir. Dünyaya ve dünyadaki tüm insanlýða ait servetlerin hakimi olmayý amaç edinen emperyalist güçler milliyetçilik ve fanatizmi besleyerek bu durumlarýný korumaktadýrlar. Son günlerde Kafkaslarda patlak veren savaþ, dünyanýn pek çok diðer bölgelerindeki önemli yerel servetlerin paylaþýlmasý kavgasýnýn bir yeni parçasýdýr. Kafkaslarda yaþanan bugünkü savaþýn, bir asra yakýn Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliði rejimin hüküm sürdüðü topraklarda ve topluluklarý arasýnda sürmesi, Sovyet Rejiminin tamemen sosyalizm dýþýnda sosyalist deðerlere aykýrý uygulamalarýnýn sonuçlarýdýr. Ýnsanlarýn dil, dil, ýrk ve etnik köken farký gözetmeden sýnýf bilinci ile bir arada kardeþçe yaþamasý için gerekli olan sosyalist kültür yerine aþýrý milliyetçilik ve þovenizmin her yerde hortlamasý savaþlarý ve iþgalleri gündemde tutmaktadýr. Savaþlar sonucu,dünyada tüm bu yaþanan felaketlerden sonra, Gürcü, Osed ve Abazlarýn, kardeþçe bir arada yerel servetlerini paylaþarak yaþamalarý asýl iken, bu kaynaklarý uluslararasý tekellere peþkeþ çekilmesi için kendilerine " kurtarýcý" seçerek savaþý tercih etmeleri, çýlgýnlýktan baþka bir þey deðildir. Kendilerine kurtarýcý seçenlerin, kurtarýcýlarýn elinden kurtulmak için neler çektiði ortada iken , pek çok ülkede yaþanýrken, Kafkasya'nýn bu bölgesinde benzer bir durumun devamý dünya barýþý için son derece tehlike oluþturmaya devam etmektedir. Savaþ'a ve iþgallere karþý olan YKP, Kafkasyadaki bu savaþa da þiddetle karþý çýkmaktadýr. YKP, Dünya Barýþ gününe yaklaþtýðýmýz bu günlerde, dünyada barýþý korumakla görevli BM'nin de artýk savaþ açgözlülerin dýþýnda yeniden örgütlenerek, barýþý korumak ve barýþý kalýcý kýlmak için aktif ve etkin bir duruma gelmesi gerektiðini vurgular. YKP, Dünya insanlýðýnýn barýþ ve kardeþçe yaþamasý için uluslararasý dayanýþmanýn güçlenmesi yönünde mücadele çaðrýsý yapmaktadýr. Savaþlara,iþgallere ve kurtarýcýlara hayýr.

VAKIFLAR BANKASI NET AÇIKLAMA YAPMALIDIR ÖRP'ye 10. Yil Marþý eþliðinde katýlan Alanlý'nýn durumunu siyasette istismarýn en açýk örneði olarak deðerlendirdi. Parlan, UBP'den halkýn oylarýyla seçilen bir vekilin ayartýlýp ORP'ye iltihak etmesini ve bu düzeysizlige Atatürk'ün 10. Yýl Marþý'nýn bile alet edilmesinin yozlaþmanýn nerelere vardýðýnýn kanýtý olduðunu belirtti . Parlan sözlerine þöyle devam etti: "Bu politika esnafýnýn suyu çoktan ýsýndý ama istismarýn bu dereceye varmasýnda CTP'nin çok büyük sorumluluðu mevcuttur. Hesap günü çok yakýndýr ve herkes yaptýðýnýn hesabýný döne döne ödeyecektir. Son günlerde basýnda sözkonusu olan Vakýflar Bankasý'ndan alýnan ve geri dönmeyen krediler ile ilgili iddialara hükümetin sessiz kalmasý son derece düþündürücüdür ve sessizliðin ardýndan kötü kokular gelmektedir. Hükümete gelmeden önce tüm yolsuzluklarý araþtýracaklarýný söyleyenler basýnda yer alan ciddi ithamlar karþýsýnda tek kelime etmemekte, bu da bize karadeliklerin sanýldýðýndan da büyük olduðunu

göstermektedir. Zam yaparken bize sürekli AB veya Brüksel kritelerinden bahsedenlerin her nedense AB'nin esas normlarý olan seffaflýk ve hesap verilebilirlik ilkesini gözardý ettikleri, iþine geldiðinde Brüksel kriterleri gelmediðinde ise gizlilik ilkesinin arkasýna saklanmalarý ikiyüzlülükten baþka birþey deðildir. Bir kamu bankasý olan Vakýfbankla ilgili olarak banka yöneticileri ve Yönetim Kurulu üyelerinin iddialar karþýsýnda suskun kalmalarý bir baþka dikkat çekici unsur olup sade vatandaþýn ve esnafýn bir iki taksit ödemesi geri kaldýnda aslanlar gibi yakasýna yapýþanlar turizm için verdikleri krediler geri dönmediðinde sus pus oturmaktadýr. Verilen rakamlar dudak uçurtan cinsten olup bu paralar sözde turizm yapanlara deðil de küçük esnafa verilmesi durumunda küçük esnaf katma deger yaratarak ekonomiye doping etkisi saglayacaktý. Vakýfbank yönetim kurulu üyeleri ve tüm kamu bankalarý basýnýn özgürlüðünü tehdit ederek deðil kamuoyuna saygý gereði doyurucu açýklama yapmalýdýrlar.

Kamunun parasýnýn bu þekilde keyfice daðýtýlýp, yöneticilerin gizlilik ilkesinin arkasýna saklanmamasý gerekir. Toplum önünde baþý dik yürümek isteyenler söz konusu iddialara doyurucu yanýt verip, tüm hesaplarý kamuoyuna sunmalýdýrlar. Yüce Mecliste bulunan milletvekilleri halkýn menfaatleri doðrultusunda yazýlý önerge vermeli, Ombutsman da yaþanan geliþmelerle ilgili soruþturma baþlatmalýdýr." Parlan son olarak bir milletvekilinin siyasi bir partiye bu þekilde transfer olmasýnýn skandal ötesi olduðunu belirterek halkýn böyle þeylere prim vermemesini, partiye katýlým töreninin yapýldýðý sözkonusu tesisin Vakýflar Bankasýna milyonlarca $'lýk ödenmemiþ borcu olduðunu, devlete karþý diðer yükümlülüklerini de yerine getirmediðini, elektrik borcu ve yýllýk kira bedellerini dahi ödemediðini buna karþýlýk sade vatandaþýn 30 ytl için elektriðinin kesildiðýný ve adý ÖRP olan bir partinin müdahalesi sonucu Bakanlar Kurulu'nun kararý ile böylesi bir tesisin borcunun 12

takside bölündüðüne dikkat çekip, bu ülkede iþler maalesef böyle yürüyor dedi. Esnaf Zanaatkarlar Odasý Asbaþkaný Yýmaz Parlan


YENÝÇAÐ

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

HABER

3

Sarkozy-Medvedev buluþmasý Kafkaslar'daki savaþý durduracak mý? Güney Osetya krizinde arabuluculuk giriþimlerini yürüten AB dönem baþkaný Fransa'nýn lideri Nicolas Sarkozy, Rusya ve Gürcistan'ýn çözüm planý üzerinde anlaþtýðýný açýkladý. Söz konusu plan, Gürcistan'ýn baþkenti Tiflis'te görüþen Sarkozy ve Mihail Saakaþvili tarafýndan ortak basýn toplantýsý ile duyuruldu. Anlaþmada tüm taraflarýnýn, çatýþmalarýn baþladýðý geçen haftaki pozisyonlarýna geri dönmesinin önemi vurgulanýyor. Rusya'nýn da Güney Osetya'da, sadece daha önce olduðu gibi barýþ gücü askerlerini býrakmasý öngörülüyor. Fransa Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy, bir anlaþma saðlanmýþ olmasýna raðmen, önlerindeki zorluklarýn farkýnda olduklarýný dile getirdi. Gürcistan Cumhurbaþkaný Mihail Saakaþvili de, uluslararasý gözlemcilerin durumu ve yaþanan felaketi yerinde incelemesi gerektiðini söyledi. Fransa lideri Sarkozy, dün Saakaþvili'den önce Rusya lideri Dimitri Medvedev ile bir araya gelmiþti. Rusya ve Fransa liderleri, Gürcistan'ýn

en önemli þeyin, Rusya'nýn bölgedeki askeri operasyonlarýna son vermesi ve bölgede sükunetin saðlanmasý olduðunu dile getirdi. Washington, Rusya ile Cuma günü yapmayý planladýðý ortak deniz tatbikatýný ise iptal ettiðini duyurdu. Gerekçe olarak Rusya'nýn Gürcistan'a askeri müdahalesi gösterildi.

ayrýlýkçý iki bölgesi Güney Osetya ve Abhazya'nýn gelecekteki statüleriyle ilgili olarak uluslararasý görüþmelere ihtiyaç duyulduðu noktasýnda anlaþtýklarýný açýklamýþtý. Gürcistan geçen hafta yeniden kontrolü altýna almak amacýyla ayrýlýkçý Güney Osetya bölgesine saldýrmýþ, saldýrýda çok sayýda sivilin öldüðünü söyleyen Rusya buna askeri operasyonla yanýt vermiþti. Öte yandan Avrupa Birliði üyesi ülkelerin dýþiþleri bakanlarý bugün olaðanüstü bir toplantýda bir araya geldiler.

Fransa, barýþ giriþiminin tüm AB üyelerince resmen desteklenmesini istiyor. AB dýþiþleri bakanlarý ayrýca, Rusya ve Gürcistan arasýndaki ateþkesin kalýcý olmasý ve insani yardýmlarýn sahiplerine sorunsuz olaþabilmesi için bölgeye barýþ gücü göndermeyi de deðerlendirecekler. ABD memnun ABD Dýþiþleri Bakaný Condoleezza Rice da krizi sona erdirmeye yönelik çabalarý memnuniyetle karþýladýklarýný belirtti. Rice

Gürcistan'da on binlerce kiþi evsiz Bu arada Gürcistan'daki Uluslararasý Kýzýlhaç Örgütü sözcüsü, ülkede çatýþmalarýn sona ermesinin, ihtiyaç sahiplerne daha hýzlý insani yardým aktarýlmasýna yardýmcý olacaðýný söyledi. Gürcistan'da çatýþmalar sonucu on binlerce kiþinin evsiz kaldýðý, bunlarýn bazýlarýna yardým aktarýlmasýnýn çok zor olduðu belirtiliyor. Tiflis'teki bir BBC muhabiri, kentte silahlý kiþilerin yaðmalama ve adam kaçýrma eylemlerine giriþtikleri yönünde haberler olduðunu bildiriyor. Güvenlik güçlerinin havaya ateþ açtýklarý, bazý evlerin ateþe verildiði belirtiliyor. Tiflis'teki muhabirimiz ortada polisin gözükmediði kente kanunsuzluðun hakim olduðunu söylüyor.

Güney Osetya'da 2 gazeteci öldürüldü Gürcü ve Rus birliklerinin çatýþtýðý Güney Osetya'da iki Gürcü gazeteci öldürüldü. Eko Moskova radyosu, Grigol Çihladze ve Aleksander Klimçuk adlý gazetecilerin Gürcistan ordusuyla çatýþmanýn olduðu bölgeye girdiklerini bildirdi. Çihladze'nin Newsweek Rusya dergisine, Klimçuk'un ise Rusya'nýn Ýtar-Tass ajansýna çalýþtýðý kaydedildi. News Georgia adlý haber ajansý, her iki gazetecinin Gürcistan vatandaþý olduðunu belirtti. NTV VE KANALTÜRK EKÝBÝNE SALDIRI Gürcistan'ýn Güney Osetya'ya yönelik operasyonunu ardýndan Rusya'nýn da Gürcistan'a karþý baþlattýðý harekat tüm dünyaca dikkatle izleniyor.

Murat KANATLI

KARAKALEM muratkanatli@yahoo.com

Siyasal liberalizm Bugünlerde en çok konuþulan ve üstünde söz söylenen konu, siyasal liberalizm ama ne anlatmak istediklerini, kendilerinden baþka anlayan yok... Önce Birikim Özgür sonra Mutlu Azgýn CTP'ye yönelik liberalizm suçlamalarýný biraz da sulandýrmak için gazetelerdeki köþelerinde siyasal liberalizm kavramýný piyasaya sürdüler... CTP'nin siyasal liberal olmadýðýný ispatlamak üzere sayfalarca yazý yazmaya gerek yok, yazý yazan arkadaþlar da biliyor ki siyasal liberaller için üçüncü kuþak insan haklarýnýn uygulanmasý ve bunlarýn geliþtirilmesi önemlidir; ama bunun anlamý bunlarla ilgili niyet ortaya koymak deðil, pratikte uygulanmasýný saðlamaktýr kast edilen ... Hangisini isterseniz koyun önünüze, hangi alaný alýrsanýz alýn elinize üçüncü kuþak insan haklarýnda Kýbrýs'ýn kuzeyi tipik bir Ortadoðu ülkesidir (hatta kimi yerde onun da gerisi) ve maalesef CTP dahil ana akým siyasal oluþumlar için insan haklarýný savunmak birinci kuþak insan haklarýný savunmaktýr yani on yýllar öncesinin mücadelesini hiç geliþmemiþ gibi sürdürmektir... Mülteci konusunu, sýðýnmacýlarý yeni yeni konuþuyoruz, bu konu ile ilgili yasal düzenleme yapmanýn henüz çok gerisindeyiz ve yapýlmasý muhtemel düzenleme de zaten

dünyanýn birçok yerinde çoktan aþýldý ama biz hala bunu yürürlüðe koyup koymamýyý tartýþýyoruz. Yeþiller, radikal sol ve liberal demokratlarýn kavgasýný verdiði hiç kimse yasadýþý deðildir, emperyalistlerin yarattýðý dünyada insanlar yaþam alanlarýný terk etmek zorunda kalýyor; ve çoðu kez ülkelerini yaþam haklarý tehdit altýnda terk ediyorlar. Böylesi koþullarda onlara kendi ülke sýnýrlarýnýzý dayatmanýz, kendi ülklerini yasadýþý terk edenleri/etmek zorunda kalanlarý kendi ülkenize yasal girmedikleri için yasadýþý insan demeniz aslýnda sorunun absürdlüðü ortaya koyar... Bizim açýmýzdan çözüm her birey gibi her ülke de militanca barýþý savunmalý ve her bir bireye bulunduðu ülkede yaþam hakký saðlamalý ya da bunun saðlanmasý için diðerleri üzerinde baský oluþturmalý, bu gerçekleþtirilinceye kadar her bir bireye yaþayabileceði bir alan yaratmak da insan haklarý mücadelesidir; ancak Kýbrýs'ýn kuzeyinde neyi tartýþýyoruz? Siyasal liberal olduðu iddia edilen CTP bu konuda ne önerdi, pratikte neler yaptý? Bu sorunlar cevaplarý açýk, kocaman bir hiç! Pratikte yaptýðý çoðu zaman yaþam hakký ellerinden alýnma riski olan insanlarý sýnýrdýþý etti, hala bazý istinalar hariç bugün de göndermeye devam ediyor... Peki cinsel yönelim, LGBT haklarý?! Kýbrýs'ýn kuzeyinde hala gay olmak suç, Ýran'da idam uygulanýðý düþünüldüðünde halimize þükretmek mi gerek yoksa AB içinde bu konuda mesela evlenme, miras haklarý, çocuk edinme gibi haklarý elde ettiklerini düþünüp "siyasal liberal" (!) CTP'nin bunlarýn neresinde olduðunu düþünüp efkarlanmak mi gerekir bilinmez. Listeyi uzatmak mümkün ama gereksiz çünkü her defasýnda CTP'nin yalnýzca laf ürettiði ama iþ yapmadýðýný yazmak zorunda kalacaðýz ve bu da gizli bir konu, bilinmeyen birþey deðil... CTP'nin siyasal liberalliðini hatýrlayan dostlar, parti içi demokrasiye de atýfta bulunuyorlar. Unutanlara hatýrlatalým

Savaþýn ortasýnda görev yapan gazeteciler de zor anlar yaþýyor. Güney Osetya'da bulunan Türk gazetecilere de ateþ açýldýðý bildirildi. Kanaltürk televizyonunun internet sitesinden duyurduðu habere göre, Güney Osetya'nýn baþkenti Tshinvali'nin 2 km içine giren basýn aracýna Osetyalý askerleri ateþ açtý. Açýlan ateþ sonucu araçta bulunan NTV ekibinden Hilmi Hacaloðlu ve Cumhur Çatkay yara almazken, Kanaltürk muhabiri Levent Öztürk ile kameraman Güray Ervin hafif þekilde yaralandý. Hastanede tedavi altýna alýnan gazetecilerin durumunun iyi olduðu bildirildi. Öte yandan, NTV yayýnlarýna baðlanarak geliþmelerle ilgili bilgi aktaran muhabir Hilmi Hacaloðlu da saðlýk durumlarýnýn iyi olduðunu bildirdi.

CTP'nin son kurultayda geçmeyen parti dökümünlarý vardý, parti meclisi kurultay görevi yapacak ve dökümaný tamamlayacaktý çünkü doküman zamanýnda üyelere daðýtýlmamýþ, parti meclislerinde tartýþtýrýlamamýþtý. Bunun anlamý CTP PM çalýþmýyordu. Eðer organlar çalýþmýyorsa belli aralýklarla seçim yapýp organlarý yenilemek mi parti içi demokrasi? Ýþine geldiðinde siyasal sorumluluk almamak için bakanlarýn deðiþimini PM'ye getiren Soyer, hükümetteki diðer kritik konularý da PM gündemine getiriyor mu? Mesela saðlýk yasasý; bu konuda tartýþýlan, özellikle döner sermaye kýsmý ile, paralý saðlýk sisteminin temelleri atýlmýþ olacak, bir sol parti için kritik bir karar çünkü parasýz saðlýk ve parasýz eðitim en temel sol taleptir, bunun gerisine düþecek bir sürecin arifesindeyiz, peki CTP PM bunun siyasal sorumluluðunu alýyor mu? Bu iç tartýþmalarý çok bilmiyoruz ama partinin doktor kökenli bir milletvekili son geçen saðlýk yasasýný medya üzerinden tartýþýyor, parti içi kanallar açýk mý, bu konuda PM tartýþma yaptý mý bunu bilmiyoruz ama geliþmelere baktýðýmýzda yapýlmadý, o zaman nasýl parti içi demokrasi var, o zaman nasýl olmayan birþeyi CTP'nin siyasal liberalliðine kanýt olarak sunulabilir??! Siyasal liberallik ile ekonomik liberalliði örtmeye çalýþan dostlara söyleyebileceðimiz, CTP'nin ekonomik liberalizme kaydýðý ve bu hatta politikalar ürettiðidir, siyasal liberallik ise bazen lafta bazen lafta bile deðildir... Bu kadar açýk önümüzde duran konuda zürafayý boyayýp fil diye sunmanýn tartýþmasýný yapmak da Kýbrýs gibi coðrafyada mümkün olur herhalde, yoksa CTP'nin siyasal anti-liberalliðini görmemek için ya bakmamak ya da bakýp görmek istememekle alakalý bir durum...

www.yenicag.com.cy


4

YENÝÇAÐ

HABER

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

Güney Osetya Neresi? Kafkasya savaþýn eþiðinde. Gürcistan, 1991'den beri otoritesini tanýmayan Güney Osetya özerk bölgesinde denetimi yeniden saðlamak üzere harekete geçti, Rusya ile Gürcistan arasýnda karþýlýklý restleþmeler baþladý. Güney Osetya, 3 bin 900 kilometrekarelik yüzölçümüyle Gürcistan'ýn kuzeyinde yer alan küçük bir bölge. Rusya ile sýnýrý bulunan bölgenin nüfusu 70 bin civarýnda. Gürcistan'ýn Sovyetler Birliði'nden ayrýlýp baðýmsýzlýðýný ilan etmesinden sonra tek yanlý olarak baðýmsýzlýðýný ilan eden Güney Osetya, Rusya dahil hiçbir ülke tarafýndan tanýnmýyor. Gürcistan, 26 Mayýs 1918 tari-

hinde, ülkedeki bütün azýnlýklara eþit siyasi ve sosyal haklar verdi, kendilerini serbestçe geliþtirme imkaný tanýdý. Ancak 1919'da yerel meclisleri kapatma kararý aldý. Güney Osetya'daki Gürcü hakimiyeti 25 Þubat 1921 tarihinde Kýzýl Ordu'nun Gürcistan'a girmesiyle sona erdi. Güney Osetya, 1922'de "Güney Osetya Özerk Bölgesi" olarak Gürcistan'a baðlandý. Eski Sovyetler Birliði zamanýnda durgun bir dönem geçiren bölge, Sovyetlerin daðýlmasý sürecinin ardýndan pek çok baðýmsýzlýk hareketine sahne oldu. Rusya Federasyonu'na baðlý Kuzey Osetya ile birleþmeyi

isteyen Güney Osetya ve Gürcistan arasýndaki gerginlik 1989 sonlarýndan itibaren artýþ gösterdi. Güney Osetya'nýn, 20 Eylül 1990 tarihinde kendisini "Demokratik Güney Osetya Sovyet Cumhuriyeti" ilan etmesine, Gürcistan ayný yýl içinde söz konusu bölgenin özerk statüsünü kaldýrdýðýný açýklayarak, tepki gösterdi. Bu geliþmeden sonra, 1991'de Gürcü birliklerinin baþkent Tshinvali'ye girmesiyle çatýþmalar baþladý. 14 Temmuz 1992 tarihinde Ruslar, Gürcüler ve Osetlerden oluþan 4 bin kiþilik barýþ gücü birlikleri bölgeye gir-

Suriye'den UAEK'ya izin yok... Suriye, Uluslararasý Atom Enerjisi Kurumu uzmanlarýnýn, bu ülkenin gizli nükleer programý olduðu iddialarýný araþtýrmak amacýyla yapmak istediði yeni ziyarete izin vermedi. Viyana'daki diplomatik kaynaklar, Haziran'daki ilk ziyaretten sonra geçen ay yapýlmak istenen ikinci ziyaretin Suriye tarafýndan reddedildiðini söyledi. Ayný kaynaklar, ABD'nin Suriye'nin UAEK Yönetim Kuruluna üye olma çabalarýnýn engellenmesi için diðer üyeler nezdinde giriþimlerde bulunduðunu da belirtti. Yönetim Kurulu normal olarak oybirliði ile karar aldýðý için, Suriye'nin üye olmasý durumunda kendi nükleer programý ile ilgili araþtýrmalarý engelleyebileceði belirtiliyor. Ýsrail savaþ uçaklarý geçen yýl Suriye topraklarýna düzenledikleri bir saldýrýda, tamamlanmak üzere olan bir plütonyum üretim merkezini imha etmiþlerdi. Suriye Cumhurbaþkaný Beþþar Esad geçtiðimiz hafta sonu Ýran'a bir ziyaret yapmýþtý. Esad Ahmedinejad ile görüþmesi ardýndan yaptýðý konuþmada, "Ýran'ýn nükleer enerji elde etme hakkýný desteklediklerini" söyledi.

Konuk Cumhurbaþkaný, "Suriye, nükleer enerji faaliyetleriyle ilgili uluslararasý yasalara büyük önem veriyor. Bu þartlarda Ýran'ýn da diðer ülkeler gibi uranyum zenginleþtirme ve nükleer santraller kurma hakký var" ifadesini kullandý. Liderler, Tahran-Þam iliþkilerini bozmaya yönelik giriþimlerin sonuçsuz kalacaðýný kaydetti. Bu, göreve geldiði 2000'den bu yana Esad'ýn 6. Ýran ziyaretiydi.

erek, ateþkesi saðladý. Ateþkesin denetlenmesi için taraflar arasýnda Rusya'nýn da katýlýmýyla ortak kontrol komisyonu oluþturuldu. Bölgede ateþkes saðlanýncaya kadar süren çatýþmalarda 39 bin Oset ve 11 bin Gürcü evlerini terk etti. Güney Osetya bölgesinde yaklaþýk 10 gün Gürcü köylerine yoðun ateþ açýlmasý üzerine baþlayan çatýþmalar þiddetlenerek devam etti. Gürcistan, taraflar arasýnda saðlanan ateþkesin üzerinden kýsa süre geçmesinden sonra bölgedeki Gürcü yerleþim birimlerinin bombardýmana tutulduðunu gerekçe göstererek geniþ çaplý askeri operasyon baþlattý. Gürcistan Cumhurbaþkaný Saakaþvili'nin "Derhal ateþkes yapmayý ve müzakerelere baþlamayý öneriyorum. 3 yýl önceki plan geçerli. Güney Osetya'ya sýnýrsýz özerklik ve kendini yönetme hakký, Rusya'ya da Gürcistan bölgesindeki özerk Güney Osetya cumhuriyetinin güvenliði için garantörlük rolü öneriyorum" þek-

lindeki uzlaþma çaðrýsýndan birkaç saat sonra, bölgedeki çatýþmalar þiddetlendi. Gerilimin çýkýþ noktasýysa Kosova'nýn baðýmsýzlýðýný ilan etmesi. Moskova, Kosova'nýn ardýndan özerk bölgeler Güney Osetya ve Abhazya'nýn baðýmsýzlýðýnýn da tanýnmasýný istemiþti. 70 bin nüfuslu Güney Osetya, Gürcistan'ýn Sovyetler Birliði'nden ayrýldýðý 1991'den bu yana Gürcistan'ýn otoritesini tanýmýyor. Güney Osetyalýlar, etnik ve kültürel baðlarýnýn bulunduðu Rusya sýnýrlarý içindeki Kuzey Osetya ile birleþme kararý almýþ, ancak 2006'da yapýlan referandumda halkýn yüzde 90'ý baðýmsýzlýktan yana oy kullanmýþtý. Gürcistan ise iki referandumun sonucunu da tanýmadý. Rusya'nýn halihazýrda Güney Osetya'da da bin, diðer özerk cumhuriyet Abhazya'da da 2 bin civarýnda askeri bulunuyor. Gürcistan, Rus barýþ gücü askerlerinin yerini uluslararasý bir gücün almasýný istiyor.

ÖNYARGIMIZ, SON YARGIMIZDIR! MELÝH PEKDEMÝR - Birgün Aslýnda adý ne olursa olsun, kontrgerilla dediðimiz bir vakýa hakkýnda, yargý sonucunu dahi beklemeden 'önyargýlý' olmanýn hiçbir sakýncasý yok. Çünkü yedikleri haltlar iddianameden çok önce ön bilgi olarak hafýzalarýmýza kazýndý, hayatlarýmýzý kararttý. Bu yüzden, mesela tek baþýna Danýþtay cinayetinin aydýnlatýlmasý bile yüreðimizi soðutacaktýr. Çünkü buradan hareketle Hrant Dink cinayetinin, Þemdinli'nin üzerinin örtülmesine itirazlarýmýz daha güçlü olacaktýr. Bakalým 'darbe günlükleri' nasýl ele alýnacak? Bu dava elbette tarihsel öneme sahip bir dava. Ýddianamede yer alan somut suçlamalarýn, kanýtlarýn, tanýklarýn hangi ölçüde isabetli olduðunu bilemem. Ama kurgusu itibarýyla ilk izlenimim þudur: 12 Eylül mahkemelerinde savunmamýzý kontrgerillayý teþhir üzerinden yapmýþtýk. Ergenekon iddianamesinin çýkýþ noktasý, kontrgerilla, bu savunmalarýmýzýn bir tasdiki anlamýna geliyor. Ergenekon örgütünün, kontrgerillanýn kendisi olmasa da onun bir parçasý, bir uzantýsý olarak ele alýnmasý, Türkiye'deki devrimcilerin tarih önünde bir kez daha aklanmasýdýr. Çünkü savcýlar bu örgütlenmenin NATO'nun komünizmle mücadele amacýyla kurduðu kontrgerillaya dayandýðýný, ama bunun zaman içerisinde amaçlarý dýþýna çýktýðýný söylüyor. Ne var ki 'zaman içerisinde' nelerin olduðunu es geçiyor. Ama bizler, en azýndan 12 Eylül öncesinin canlý tanýklarý olarak, bunlarýn hepsini biliyoruz. Ýddianame ancak Susurluk'a kadar uzanabilmiþ. Susurluk, yani Veli Küçük hakkýnda savcýlar, "adý birçok yerde geçmesine raðmen hakkýnda herhangi bir iþlem yapýlamamýþtýr" derken elbette haklýlar. Sebebini de "yapýlanmanýn devlet kurumlarý içindeki uzantýlarýnýn güçlü olmasýna", "devlet kurumlarýnda ciddi bir þekilde irtibatlarýnýn olmasýna"

baðlýyorlar. Burada savcýlar susuyor, ama biz konuþmaya devam etmeliyiz: 1) Evet, bu yapýlanma ABD ve devlet marifetiyle 1950'lerde kurulmuþtur. 2) Adýnýn Ergenekon olduðu, 12 Mart döneminde muvazzaf general Memduh Ünlütürk tarafýndan Ziverbey iþkence köþkünde ifþa edilmiþtir. 3) Tasfiye edildiðine yönelik hiçbir kayýt yoktur. 4) Bu yüzden, bu örgütlenmede yer alan þahýslarýn (hiç olmazsa belli bir dönem) "devlet kurumlarýnýn uzantýsý" bir yapýlanmanýn görevlileri olduðu aþikardýr. Bu dört noktanýn mevcudiyeti bize þu soruyu sorduruyor: Kontrgerilla rejimini yargýlamak, demokrasinin önünü açmak için þimdi bu iddianameye 'kaç elle' sarýlmalýyýz? Aman dört elle sarýlmayalým! Bakýn bizler 12 Eylül yargýlamalarýnda, þimdiki liberaller kadar kurnaz deðildik. Ama akýllýydýk. Mesela 12 Eylül mahkemelerinde MHP hakkýndaki iddianameleri alýp kendimize savunma yapmayý düþünmedik. Çünkü 12 Eylülcüler ve ABD, MHP'yi de yargýlayarak kendi ellerini temizliyorlardý; MHP üzerinden kendilerini aklamýþlardý ve devrimcileri 'kolayca' suçlamýþlardý! MHP'liler kendileri cezaevinde, fikirleri iktidarda bir tuhaflýk içindeydiler. Ergenekoncular ise þimdi 1980 öncesindeki MHP'nin akýbetini yaþýyorlar. MHP yargýlandý diye 12 Eylül dönemi ve yargýsý aklanabilir mi? Ergenekoncular'ýn da, açýktýr ki, misyonlarý bitmiþtir ve üstelik fikirleri de iktidarda deðil. Çünkü ABD'nin ve müesses nizamýn 'paradigmasý' deðiþti (hani þu ulusalcý NATO'cu çatýþmasý, ýlýmlý Ýslam gidiþatý denilen olay). Savcýlar madem lafý NATO eliyle kurulan kontrgerilladan açmýþtýr, iddianamede yer alamayan bir baþka soru mutlaka sorulmalýdýr: Bu tür bir örgütlenme, toplumsal muhalefeti iç düþman ve komünizme karþý mücadele kategorisinde ele alýp binlerce solcunun canýna kast ettiðinde 'devlet görevi' yapýyordu, öyle deðil mi? Bu tür bir örgütlenme, Kürtlerin en masum taleplerini bölücülük kate-

gorisinde ele alýp ve bütün muhalif Kürtleri PKK'li olarak yaftalayýp katledince, kirli savaþý devlet adýna gayri nizamý savaþ olarak týrmandýrýnca, 'vatani bir görev' yapýyordu, öyle deðil mi? Ýddianamenin elbette 'iddia edemeyen' (zülfü yare dokunamayan) özelliði öne çýkýyor. Þurasý açýk ki, CIA, MÝT, JÝTEM vb. olmadan, belki yumurtasýz omlet olur ama, ne kontrgerilla ne Ergenekon diye bir þey olamaz. Zaten MÝT (misyonu sona eren) bu yapýlanmayý 2003 yýlýnda rapor etmiþ. Bakýn iþte CIA'nýn da bu iþin içinde olduðu açýklandý: Özkök için suikast giriþiminden haberdarmýþ ve ilgilileri uyarmýþ, yalan mý? Zaten savcýlar da "Ergenekon terör örgütü, 'derin devlet' ifadesi ile anýlan bir örgüt," diyorlar. (Tayyip Erdoðan, Hrant Dink cinayeti sýrasýnda derin devleti "kurumlar içindeki çeteleþme" olarak tanýmlamýþtý.) Derin devlete bizler 'kurumsal faþizm' deriz! Klasik faþizmden farklý olarak, yani aþaðýdan yukarýya kitle tabaný üzerinde yükselen bir faþizm yerine, devlet kurumlarý eliyle toplumun faþistleþtirilmesi… Bu uygulama pek ala 'sömürge tipi demokrasi' kisvesinde yutturulabilir ve yutturuluyor. Demek ki asýl mevzu þudur: Kontrgerillanýn ana prensibi balýklarý yakalamak (muhalifleri temizlemek) için gölü (toplumu) kurutmaktýr. Eðer hakikaten 'hukuk devleti' arzulanýyorsa, kontrgerillayý tasfiye etmenin ana prensibi de böyle olmalýdýr. Yani sadece 'sanýklarý' (balýklarý) yargýlamak deðil, devletin kurumsal yapýsýndaki zulmü (bataklýðý!) sorgulamak ve kurutmak. (Ama böylesi, burjuva devletin kendisini ilgasý, 'intiharý' anlamýna gelmez mi?!) Yoksa sanýklar cezalarýný bulur, gün gelir devran döner, bu kez 'ulusalcý kontrgerilla' yerine 'Ýslamcý kontrgerilla' ayný haltlarý yer. Yani ha Veli Küçük, ha Ali Küçük, fark etmez. Haldeki rejim krizi ortamýnda keriz durumuna düþmemek, soyut hukuk devleti talebiyle deðil ancak zulüm üreten sistemin çarklarýna itirazýn tekrarýyla mümkündür.


YENÝÇAÐ

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

‘2009'da Petrol 80 Dolara Düþebilir!’ Alman Commerzbank iktisatçýlarýndan Eugen Weinberg, Kafkaslar'daki kriz ortamý ýþýðýnda ham petrol piyasalarýndaki geliþmeleri Deutsche Welle'ye deðerlendirdi. Son aylarda rekor üstüne rekor kýran ham petrol fiyatlarý, geçen hafta baþýndan itibaren gerilmeye baþladý. Hatta dün itibariyle 115 dolarýn da altýna düþtü. Oysa daha birkaç hafta önce petrolün varil fiyatý 150 dolar sýnýrýna kadar dayanmýþtý. Tam da piyasalar kendine gelmeye baþlamýþken Kafkaslar'da patlak veren Güney Osetya krizinin piyasalardaki olumlu havayý yoketmesinden endiþe ediliyordu. Ancak bu endiþelerin þimdilik- yersiz olduðu görüldü. Uluslararasý piyasalar derin bir nefes alsa da finans uzmanlarý yine de ihtiyatlý deðerlendirmeler yapmayý tercih ediyor. Dünyanýn büyük bir enerji krizinin eþiðinden döndüðünü belirten Commerzbank'ýn ham petrol piyasalarý uzmaný Eugen Weinberg, Deutsche Welle'ye yaptýðý deðerlendirmede, karamsar senaryolarýn gerçekleþme ihtimalinin her geçen gün azaldýðýný savundu. Mevcut verilerden hareketle olumlu bir tablo çizilebileceðini belirten Weinberg yine de temkinli bir iyimserlikten yana. Balon söndü! Uluslararasý petrol piyasalarýnda son dönemde yaþanan hýzlý geliþmelere dair tahminlerin abartýlý oduðunun görüldüðünü ifade eden Weinberg, sözlerini þöyle sürdürdü: "Þimdi bu balon sönmüþ vaziyette. Biz daha sene baþýnda bu þekildeki abartýlý ve karanlýk senaryolara itibar edilmemesi gerektiðini belirtmiþtik. Ham petrol fiyatlarýnýn önce 150 dolarý aþacaðýný hatta 170 dolar seviyesinin bile mümkün olduðunu, ama kýsa bir süre sonra hýzlý bir düþüþ olacaðýný tahmin etmiþtik. Nitekim söylediklerimizin büyük bir bölümü de aynen gerçekleþti. Spekülatif hareketler neticesinde ham petrol piyasasýna akan paralar yeniden ait olduklara yerlere, yani menkul kýymetler piyasalarýna, dolar bölgesine ya da tahvil piyasalarýna aktarýlýyor. Biz bu eðilimin devam etmesini bekliyoruz." 80 dolar beklentisi! Weinberg tahminlerini daha da ileri götürüyor

ve olaðanüstü bir geliþme yaþanmazsa, kýsa süre içinde 100 dolarýn da altýna ineceðini savunuyor. Commerzbank uzmanýna göre önümüzdeki yýl ham petrolün varil fiyatýnýn 80 ila 100 dolar arasýnda seyretmesi kuvvetle muhtemel. "Amerikan ekonomisindeki durgunluðun, Baþkanlýk seçimleri de dikkate alýndýðýnda bir süre daha devam edeceðini beklediklerini kaydeden Eugen Weinberg, bunun ham petrole olan talebi düþürdüðünü belirtiyor ve ekliyor: Halihazýrda gerek Avrupa'nýn, gerek OECD ülkelerinin gerekse ABD ve özellikle de Çin gibi büyük tüketicilerin petrol talebinin gerilemesi piyasalarda bazý endiþeleri de beraberinde getiriyor. Ancak bu geliþme ayný zamanda Çin'deki olaðanüstü ekonomik büyümenin de artýk yavaþlama sürecine girdiðinin bir göstergesi. Çin'in son ithalat rakamlarý pek de parlak deðil. Bu verilerden hareketle ham petrole olan talebin daha da düþeceðini, buna paralel olarak fiyatlarýn da gerileceðini söyleyebiliriz. Tabii arada kýsa süreli yükseliþlerin olmasý da ihtimal dahilinde." ‘Dikkatler Bakü-Tiflis-Ceyhan'a çevrilecek' Piyasalar tam da rahat bir nefes almýþken patlak veren Güney Osetya krizinin þu an için gerek menkul kýymetler gerekse ham petrol piyasasý üzerinde herhangi bir etkisi olmadýðýna dikkat çeken Commerzbank'ýn ham petrol piyasalarý uzmaný Eugen Weinberg, krizin uzamasý durumunda bunun özellikle enerji piyasalarýna olumsuz yansýyabileceði görüþünde. Gürcistan'ýn zaten önemli bir transit ülke konumunda olduðunu belirten Weinberg, ilginç bir noktaya dikkat çekiyor: "Dünyanýn en önemli petrol boru hatlarýndan biri olan Bakü-TiflisCeyhan hattý, Gürcistan topraklarýndan geçiyor. Sözkonusu boru hattý Güney Osetya'ya sadece 100 km uzaklýkta. Kaantimce bu durum uluslararasý piyasalarý önümüzdeki günlerde fazlasýyla meþgul edecektir. Uzun vadede bakýldýðýnda ise Hazar bölgesinden Karadeniz'e baþka önemli boru hatlarýnýn da planlandýðýný biliyoruz. Öyle görünüyor ki, son geliþmelerin ardýndan bu planlarýn yeniden gözden geçirilmesi gerekecek."

Rasýh KESKÝNER

DOSTÇA keskiner@kibris.net

SAVAÞLAR VE BM 1 Eylül Dünya Barýþ Gününün bir yýl dönümü ile daha karþý karþýyayýz. Ýkinci dünya savaþýnýn baþladýðý gün esas alýnarak BM tarafýndan , " Dünya Barýþ Günü " olarak ilan edilen bu gün, bir daha savaþ felaketlerinin yaþanmamasý içindi. Keþke BM bu günü savaþýn sona erdiði günü esas alarak ilan etmiþ olsaydý. Daha anlamlý olurdu. Ýkinci Dünya savaþýnýn baþladýðý günü, yani 1 Elül'ü Dünya Barýþ Günü ilan edenler de, dünyada barýþýn yýlda bir gün dahi gerçekleþmeyeceðini biliyorlardý. Nitekim de öyle oldu. Çaðýmýzda savaþlar bütün þiddediyle sürüyor. Kimi yerlerde kanlý, kimi yerlerde kansýz. Çünkü egemenlerin kar hýrsý sürüyor. Uluslar arasý tekellerin, silah tüccarlarýnýn aþýrý kar hýrsý sürüyor. Ezen ve ezilenler arasýndaki kavga sürüyor. Emperyalist güçlerin dünyadaki tüm insanlýðýn malý olan servetleri kontrol etmek için açgözlülüðü sürüyor. Bu þartlar altýnda savaþlar da sürüyor, iþgaller de sürüyor. Þimdi de Kafkaslarda savaþ var. Kafkaslarda iþgal var. Kafkaslarda felaketler, acýlar var. Buradaki savaþýn derinliklerine baktýðýmýz zaman, bu

HABER

5

‘Fýrtýna sonrasý’ Economist dergisinde, Türkiye'de Adalet ve Kalkýnma Partisi'ne karþý açýlan davanýn sonuçlanmasýnýn ardýndan yaþanan geliþmeler 'Fýrtýna sonrasý' baþlýklý bir makalede yorumlanmýþ. Dergi, Anayasa Mahkemesi'nin kararýnýn ekonomik güvene yardýmcý olduðunu söylüyor. Ancak reform yapýlmazsa, bu güvenin kýsa süreli olabileceði uyarýsýnda bulunuyor. Economist, ekonomik istikrar açýsýndan hükümetin kendisinin daha büyük bir risk oluþturabileceðini de vurguluyor ve þöyle devam ediyor. "Baþbakan Tayyip Erdoðan, temize çýkmýþ olmanýn verdiði güvenle, baþarýsýzlýkla sonuçlanan üniversitelerdeki türban yasaðýný kaldýrma giriþiminde olduðu gibi, lâik kesimleri kýþkýrtma konusunda ýsrarcý olabilir. Bu anlamda bir kötü iþaret de, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül'ün Ýstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüðüne, üniversitenin seçimine aldýrmayýp, daha az anti-Ýslamcý olduðu söylenen bir kiþiyi atamasýyla baþlayan tartýþma." Economist dergisi, bazý kesimlerin de, hükümetin Mart'ta yapýlacak yerel seçimler nedeniyle, popülist bir ekonomi politikasý uygulayabileceðinden kaygý duyduðunu vurguluyor. "AKP'nin bu seçimde, biri lâikler, biri de Kürtler tarafýndan yönetilen iki büyük þehir Ýzmir ve Diyarbakýr'ý da alma iddiasý, duruma yardýmcý olmuyor." diyen Economist þöyle sürdürüyor: "Birçok kiþi hükümetin ekonomik popülizme kayabileceðinden kuþkulu.

savaþýn çok daha acý veren yanlarýný görüyoruz. Bir asýra yakýn bir zaman bu coðrafyada Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliði'nin varlýðý ve daðýlmasýndan sonra ortaya çýkan durum çok vahimdir. Adýna sosyalizm dediler ama hiçbir zaman sosyalizmin deðerlerini, sosyalist ahlaký hayata geçiremediler. Yetmiþ küsur yýl, insanlarýn dil, din, ýrk, etnik köken farklýlýðý göstermeden bir arada yaþamasýný saðlayamadýlar. Bundan dolayý hem çöküp gittiler, hem sosyalizm adýna kötü bir örnek teþkil ettiler ve en önemlisi kendi topraklarýnda milliyetçiliðin, fanatizmin, þovenizmin hortlamasýna neden oldular. Milliyetçilik ve fanatizm savaþlarýn çýkýþ nedeninin esasýný teþkil eder. Emperyalist güçler, dünyanýn her yerinde milliyetçiliði desteklediler þovenizmi beslediler. Ve halklarý, toplumlarý birbirlerine kýrdýrdýlar. Þimdi Gürcüler, Osetler ve Abazalar neden bir arada yaþayamazlar? Dertleri nedir? Sorunlarý nedir? Neyi paylaþamýyorlar? Kýbrýs'ta Türklerle Rumlar neyi paylaþamadýk ise, onlar da onu paylaþamadýlar. Dünya pazarýný ve bu pazardaki servetleri elinde tutmak isteyen güçler bu gibi yerlerde halklarý hep birbirlerine kýrdýrdýlar. Halklarý kýrdýrýrken de hepsine ya bir baba, ya bir ana bulmayý da ihmal etmediler Onlara bu ana veya babalarýn onlarýn " kurtarýcý"larý olduklarýna inandýrdýlar. Gürcülere ABD'yi, Osedlere de Rusyayý gösterdiler. Bir sorunlarý olunca hemen onlarý ana ve babalarý kurtaracaktý. Bu ana ve babalarýný arkalarýnda hissedenler de horozlandýlar. Horozlanýnca da felaketi yaþadýlar. En önemlisi felaketi daha çok çok yýllar yaþayacaklar. Çünkü onlarý þimdi kurtarýcýdan kim kurtaracak?

Merkez Bankasý enflasyonu tek haneli rakamlarda tutmaya çabaladýðý bir sýrada, Kürtler'in çoðunlukta yaþadýðý yoksul güneydoðu bölgelerine yönelik 12 milyar dolarlýk bir yatýrým paketi açýklandý." Yüksek Askeri Þura'da hiçbir ihraç kararýnýn çýkmamasýný 'umut veren bir iþaret' olarak yorumlayan dergi, Genelkurmay Baþkanlýðýna atanan Orgeneral Ýlker Baþbuð ile ilgili olarak da, þöyle bir deðerlendirme yapýyor: "Bütün gözler bu hafta Genelkurmay Baþkaný olan eski Kara Kuvvetleri Komutaný Ýlker Baþbuð'da. Sessiz ve mesafeli bir kiþi olan Baþbuð, eski moda bir lâik. Ama bir farkla. Baþbuð'un, Türkiye'ye 1984'ten bu yana, 120 milyar dolara malolduðu belirtilen Kürt isyaný konusunda, yeni fikirleri memnuniyetle karþýladýðý ve bu kronik sorunun sadece kuvvet kullanýlarak çözülemeyeceðini anladýðý söyleniyor."

Esas felaketi bundan sonra yaþayacaklar. Týpký dünyanýn diðer bölgelerinde yaþayanlarýn yaþadýklarý gibi. Týpký Ýraklýlarýn yaþadýklarýný, týpký Kýbrýslýlarýn yaþadýklarýný yaþayacaklar. Peki bütün bunlar olurken, savaþlarýn artýk felaket olmamasý için Dünya Barýþ Günü ilan eden BM ne yapmaktadýr. Oturmuþ Banki Moon New York'tan : Savaþý durdurun diyor. Olur yavrum, baþka sýkýntýn varsa onu da söyle. Yahu dünya barýþýný bozan, tehdit eden BM'in en büyük üyeleri deðil mi? Güvenlik Konseyinde oturan bunlar deðil mi? Bunlarýn hepsi vukuatlý, hepsi suçlu. Dünyaya hakim olmak isteyen bunlar.. Halklarý birbirine kýrdýran, analýða, babalýða soyunan bunlar. BM bu savaþ vanpirlerinin hegemonyasýndan kurtulmadan, Dünya barýþýný korumasý mümkün müdür? Savaþlarý önlemesi mümkün müdür? Savaþ çýkartaný ululuslararasý topluluðun dýþýna atabilir mi? Bu savaþ açgözlülerinin dýþlanacaðý bir BM örgütü kurulabilir mi? Etkin müdahaleyi ön planda tutan, savaþ çýkmasýna derhal müdahele eden bir BM kurulmalýdýr. Silah ticaretini yasaklayan, silahlara harcanan paralarýn insanlýðýn refahý için kullandýran bir BM kurulmalýdýr. Tüm dünyada eðitimin temel kurallarýný planlayan, bu çerçevede þovenizm ve milliyetçiliðin kurumasý, bütün halklarýn kardeþliðinin esas olmasýnýn eðitilmesini örütleyen ve denetleyen bir BM kurulmalýdýr. Savaþlar ancak bu þekilde durdurulabilir. Yoksa bu günkü hal ile daha çok savaþlar, daha çok iþgaller ve insanlýk daha çok felaketler yaþayacaktýr. www.yenicag.com.cy


6

YENÝÇAÐ

HABER

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

Othello'nun güzel ülkesi Kýbrýs (1) Ayþe Hür KIBRIS'IN FETHÝ 16/17. yüzyýl yazarý Shakespeare'in Othello adlý tiyatro eseri Kýbrýs'ta geçer. Bu güzel ada bir zamanlar Mýsýrlýlarýn ülkesiydi. Sonra Fenikeliler, Asurlular, Persler, Romalýlar, Bizanslýlar, Emeviler, Abbasiler, Templar Þövalyeleri, Ýngilizler, Cenevizliler ve Memluklularýn hâkimiyetine girdi. 1489'da baþlayan Venedik dönemine, 1571'de Lala Mustafa Paþa komutasýndaki Osmanlý ordusu son verdi. II. Selim, Venedikliler tarafýndan zorla Katolikliðe geçirilen Rumlarýn Ortodoksluða dönmesine izin verdikten sonra, adada býraktýðý 20 bin askerin yanýna10 bin kadar Türkmen göndererek nüfus yapýsýný dönüþtürmeye baþladý. Ýzleyen yüzyýllarda, Anadolu'da huzursuzluk çýkaran Türkmen aþiretlerinin ve diðer kiþilerin Kýbrýs'a sürülmesine devam edildi. KIBRIS'IN TERKÝ Ancak 1754'te 'millet' olarak kabul edilen Rumlarýn modern anlamda 'milliyetçi' uyanýþý 1821 Mora ayaklanmasý ile eþzamanlý oldu. Kilisenin önderliðindeki kalkýþma Vali Küçük Mehmet Paþa tarafýndan bastýrýldý. Kýbrýslý Rumlarýn gelecek tahayyüllerini oluþturan meþhur Enosis (Yunanistan'la birleþme) fikri ilk kez 1828'de dile getirildi. Kýbrýs, Süveyþ Kanalý'na yakýn konumuyla Ýngilizlerin her zaman ilgisini çekmiþti. Ýngilizlerin beklediði fýrsat 1877-1878 Osmanlý-Rus Savaþý ile çýktý. Savaþtan Rumeli'yi kaybederek ve büyük tazminatlar ödeyerek çýkan II. Abdülhamit, Kars, Ardahan ve Batum'a giren Rus ordularýnýn geri çekilmesi karþýlýðýnda, Kýbrýs'ý Ýngiltere'ye kiraladý. Ýngiltere adaya bir 'yüksek komiser' atadý, böylece Kýbrýs hukuken Osmanlý Devleti'nin, fiilen Ýngiltere'nin oldu. ENOSÝS VE TAKSÝM Bu tarihte nüfus 186 bin civarýndaydý ve bunun 46 bini Müslüman'dý. Bu oran ileriki yýllarda da aþaðý yukarý ayný kaldý ve iki toplum arasýnda dengeli bir iliþki kurulmasýný engelledi. 20. yüzyýlýn ilk yarýsý Ýngilizlerin tavrý sayesinde nispeten yumuþak geçti ama, 1955'te Rumlar Ýngiliz sömürgecilerini adadan kovarken, Türkler Enosis korkusu ile Ýngilizleri destekleyince iki toplumun arasý açýldý. Ardýndan iþe uluslararasý aktörler ve anavatanlar karýþtý. Rumlar Enosis, Türkler 'Taksim' dediler. Rumlar 'Akritas Planý', Türkler 'Geçici Merhale Planý' dediler ve 1960'da Türkiye, Yunanistan ve Ýngiltere'nin garantörlüðü altýnda kurulan, iki toplumun eþit haklara sahip olduðu baðýmsýz Kýbrýs Devleti'ni 1963'te fiilen, 1974'te hukuken yýkmayý baþardýlar. Ayný çevreler iki toplumu birleþtirmemek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Bu yazýda Kýbrýs'ýn modern tarihine bir göz atacaðýz. MODERN MÝLLÝYETÇÝLÝKLER Kýbrýs'ta Türk milliyetçiliðinin doðuþu, Jön Türkler'in

Arif Hasan TAHSÝN

OLAYLAR ve GERÇEKLER HERKES BOYUNDAN BÜYÜK DERT ÜRETEMEZ YA BÝZÝM GÝBÝ... Madem dertlerden baþladýk, bizde dert çok. Þair Eþref gibi bir dostumuz da yok bir þiirle bir torpil yaptýrsýn bize… Her neysa… Lefkoþa'da doðruya doðru küpdüþenlerden bir þikayetimiz yoktur. Kendi payýma söylerim. Sivrisineklerden de tabii… Ama Lefkoþa'nýn her yaný öyle mi, ya da her zaman öyle mi bilmem. Eskilerde gece uyumak kolay mýydý sivrisineklerden? Sýcaðý da cabasý… Cemal Efendi'nin baþarýsý mý bu? Cemal Efendi böyle küçük iþlerinan uðraþýr mýydý? Onun derdi büyük. Ahaliye sosyal konut yapacak mesela… "Belediye evi" dese anlayacaðým…

Mekteb-i Týbbiye'de ilk örgütlenmesiyle eþ zamanlý oldu. 1891'de Lefkoþa'da Kýraathane-i Osmanî adlý örgüt kuruldu, Feryat adlý bir de gazete çýkarýldý. Ama padiþah ve Ýngiltere yanlýsý hareketler de güçlüydü. 1907'de Britanya'nýn genç Sömürgeler Bakaný Winston Churchill, Kýbrýs'a geldiðinde tren istasyonu boydan boya Yunan bayraklarý ve Enosis talebini dile getiren pankartlarla donatýlmýþtý. Kýbrýslý Türkler bu manzara karþýsýnda Churchill'i karþýlamaya gitmemiþler, özürlerini ve þikâyetlerini daha sonra arz etmiþlerdi. Durumun hassasiyetini fark eden Churchill, Helenlerin ulusal bilincine ve özgürlük tutkusuna hayran olduðunu ifade ettikten sonra, Müslümanlarýn rencide edilmemesi için uyarýda bulunmuþtu. Rum toplumunun liderinin buna cevabý "Bu küçük azýnlýðýn uygarlýk ve ekonomik geliþme bakýmýndan herhangi bir önem taþýdýðý iddia edilemez" olmuþtu. Bu sözler, Rumlarýn bundan böyle, 300 yýllýk Osmanlý hâkimiyetine duyduklarý nefreti onlarýn bakiyesi olan Türklere yönelteceðini gösteriyordu. Türkler ise 300 yýllýk hâkim pozisyonu kaybetmeyi hiçbir zaman hazmedemeyeceklerdi. YA YUNANÝSTAN EVET DESEYDÝ? Balkan Savaþý bittiðinde, Türk toplumu, Ýngiliz yönetimine baþvurarak Kýbrýs'ýn Ýngiltere veya Mýsýr'a baðlanmasýný isteyecek kadar çaresizdi. Rumlar ise buna dünden razýydý. Bu arzular, Osmanlý Devleti Almanya'nýn yanýnda savaþa girince gerçekleþti. Ýngiltere, Ada halkýnýn isteðini ileri sürerek, 5 Kasým 1914'te Kýbrýs'ý ilhak etti. Osmanlý Devletibu yasadýþý ilhaký protesto etmekle yetindi. Ekim 1915'te, Ýngiltere bir hafta içinde Ýttifak Devletleri'ne savaþ açmasý ve Bulgaristan'a karþý sefer düzenlemesi karþýlýðýnda Kýbrýs'ý Yunanistan'a vermeyi teklif ettiðinde az daha Enosis gerçekleþiyordu ama neyse ki Zaimis baþkanlýðýndaki Yunan hükümeti bu öneriyi reddetti. Haziran 1917'de baþkanlýk koltuðuna üçüncü kez oturan Venizelos da, Ortadoðu haritasýnýn yeniden çizildiði Paris Konferansý'nda kendisine önerilen Kýbrýs'ý deðil, Batý Anadolu'yu isteyecekti. LOZAN'DA ELVEDA Osmanlý'nýn Kýbrýs'ý çoktan unuttuðu 28 Ocak 1920'de Osmanlý Meclis-i Mebusaný'nda kabul edilen ünlü 'Misak-ý Milli' belgesinde Kýbrýs'a deðinilmemesinden anlaþýlýyordu. Kemalist kadrolarýn da Kýbrýs'ý önemsemediði, 1923 tarihli Lozan Barýþ Antlaþmasý'ndan belli oldu. Anlaþmanýn 21. Maddesi, "Türkiye, Britanya hükümeti tarafýndan Kýbrýs'ýn 5 Teþrinisani 1914'te ilan olunan ilhakýný tanýr" derken, tek olumlu adým, Kýbrýslý Türklere, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðý ile Ýngiliz vatandaþlýðý arasýnda tercih yapma hakkýnýn (Hakk-ý Hýyar) verilmesiydi. O dönemde, Türkiye'nin Kýbrýs'taki Türk varlýðýný korumaya yönelik bir politikasýnýn olmadýðý, Kýbrýslý Türklerin Türkiye'ye göç

"Park yeri" dese anlayacaðým… "Hastalara, yaþlýlara parketme meselesinde özel muamele dese anlayacaðým"… Neysa… Ben anlamam diye halkýna hizmetten vazgeçecek deðil ya… Biz ne bilirik? Bu dünya bildiðimiz dünya deðil ki… Nerden bilsin bizim yaþtakiler bugünü? *** Evet, derdimiz yalýnýz fareler, yýlanlar deðil. Bir de küpdüþen derdimiz var hiç bitmeyen… Ýyi ki Ferdi Baþbakan oldu, Ahmet Uzun da Maliye Bakaný da biraz rahatladýk. Küpdüþenin çaresi vantilatördür yazda. Elektrik sorunumuzu hallettiler ya, yazda küpdüþenleri böyle kovarýz. Bir ara eski belediyeci bir dosta sordum, "boþuna arama bunlarý ilaçlar öldürmez" dedi. *** Aslýnda bu iþin çaresi var da bizim Belediye Baþkanlarýmýz, Bakanlarýmýz, Baþbakanlarýmýz bilmez. Nedir bunun çaresi? Þimdi durum deðiþti mi bilmem. 1988'de Avustralya'ya çocuklarý görmeðe gittiðimde öðrendim ben da. Avustralya'da o sýralarda mesela, karasinek, yýlan öldürmek kesinlikle yasaktý. "Öyle olunca, herhalde diðer haþarat için de öyle idi durum" derim. Çünkü sebebini sorduðumda, "öldürürsan doðanýn dengesi bozulur" dedilerdi. ***

etmesi için teþvikler yapýlmasýndan belliydi. 21. Madde uyarýnca 5-6 bin kadar Kýbrýslý Türk Türkiye'ye göç etti. Ancak Türkiye'de ciddi sorunlarla karþýlaþtýlar. Ýlginçtir, Türklerin Ada'dan ayrýlmamasýna karþý çýkan taraf Türkleri Rumlara karþý bir denge unsuru olarak gören Ýngilizlerdi! Rumlarýn 1931'den itibaren açýkça dillendirmeye baþladýklarý Enosis talebini sürekli püskürten de onlar oldu. DP'NÝN BATICI POLÝTÝKALARI 1941'de Kýbrýs Komünist Partisi (KKP) yerine kurulan AKEL, kilisenin yönlendirdiði milliyetçi halk kitlelerine hoþ görünmek için, sosyalist ilkelerden uzak politikalar izlemeye baþladý, II. Dünya Savaþý sýrasýnda her iki toplumun üyeleri Ýngilizlerin yanýnda Nazilere karþý savaþtýlar. Bu dönemde sendikalarda, meslek örgütlerinde birlikte örgütlendiler. 1950'de Rumlar Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra pek çok ülkeye tanýnan 'kendi kaderini tayin' hakký uyarýnca bir plebisit yaparak Yunanistan'a baðlanmak istediðinde Türkiye hâlâ eski tavrýný sürdürüyordu. Hatta 1949'da CHP'nin Dýþiþleri Bakaný Necmettin Sadak, 1950'de ise DP'nin Dýþiþleri Bakaný Fuat Köprülü "Türkiye ve Yunanistan arasýnda Kýbrýs diye bir sorun yoktur" diyerek Yunanlýlarýn ve Rumlarýn elini epeyce güçlendirmiþlerdi. Aslýnda bunda þaþýlacak bir þey yoktu; çünkü o yýllarda hem CHP'nin hem de DP'nin en önemli hedefi Batý bloðuna ve NATO'ya kabul edilmekti. Ayný arzu Yunanistan'da da olduðu için, taraflar suyu bulandýrmak istemiyorlardý. Nitekim 1952 yýlýnda Türkiye ve Yunanistan arasýnda diplomatik bir bahar yaþandý. Ocak ayýnda Yunanistan Dýþiþleri Bakaný Ankara'ya geldi, Nisan-Mayýs'ta Adnan Menderes ve Fuat Köprülü Atina'ya gitti, bunlarý Yunan Kral ve Kraliçe'sinin Ankara ziyareti ile Cumhurbaþkaný Celal Bayar'ýn Atina ziyaretleri izledi. ‘ÞAHÝN' BAKAN FATÝN RÜÞTÜ ZORLU Rum toplum lideri Baþ Piskopos Makarios'un zorlamasýyla 1954'te Kýbrýs'ýn 'kendi kaderini tayin hakký' BM'nin gündemine alýndý. Bu kararýn alýnmasýnda Ýngiltere'nin Kýbrýs'taki egemenliðini sýnýrlamak isteyen Sovyetler Birliði ve onun çevresinde kümelenen ülkeler kilit rol oynamýþtý. Ýngiltere ise Kýbrýs'ýn uluslar arasý platformda tartýþýlmasýný istemiyordu çünkü 1952'deki Nasýr darbesiyle Süveyþ'ten çýkarýlmalarýndan beri Kýbrýs Akdeniz'deki en önemli üsleri konumundaydý. 1955'te EOKA, Ada'yý Ýngiliz sömürgeciliðinden kurtarýp ardýndan Yunanistan'a baðlamak için silahlý tedhiþ hareketlerine baþlayýnca Ýngilizler Kýbrýslý Türkleri polis ve komando olarak kullanmaya baþladýlar. O güne kadar Kýbrýs nasýl bir statüye sahip olursa Türkiye açýsýndan iyi olur konusunda kafalar karýþýktý ama 'güvercin' Fuad Köprülü'nün yerine 'þahin' Fatin Rüþtü Zorlu'nun Dýþiþleri Bakaný olunca durum deðiþecekti. -DEVAM EDECEK-

Biz kendimizi kebapçý sayarýz ya, Avustralyalýlar bizden beterdir. O nedenle devletleri mi belediyeleri mi kebap yapýlan alanlara her türlü teþkilatý kurdu. Vatandaþ sadece eti ile yiyecekleri ile gider. Çoðu da fýþfýþlarý ile. Karasinek ordusuna karþý savaþ içindir "fýþfýþ"… O da öldürmek için deðil, geriye püskürtmek için kullanýlýr… *** Ýþte size çare! Diyeceksiniz ki sinek-minek, yýlan-mýlan, fare-mare, arýmarý, ve her türlü haþarat koruma altýna alýnmýþtýr. Hiçbir surette öldürülemez! Peki çare? Avustralya'da evlerin kapýlarý ile pencerelerinin bir de telli eki vardýr. Böylece içeriye sinek-minek giremez. Yýlan girerse ne olur? Görevli "yýlancý"'lar vardýr. Evine yýlan giren yýlancýlara haber verir, yýlancý gelir ve, yýlaný sað salim evden çýkarýr. *** Herifler sorunlarýný çözerler ama, basit düþünürler. Bizim gibi büyük düþünmezler. Küçük iþlerle uðraþýrlar evela… Ýnsan yaþamýný kolaylaþtýran iþlerle… Ýnsanýn ekmeði inan, suyu inan, saðlý ve her türlü sorunu inan… Büyük iþler sonra gelir onlar için! Ama tabii ki onlarýn Kýbrýs sorunu gibi bir sorunlarý yoktur. Sorun yaratmayý, dert üretmeði bilemediklerinden mi ne? Herkes bizim gibi boyundan büyük dert üretecek kadar akýllý deðildir ya! www.yenicag.com.cy


YENÝÇAÐ

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

HABER

7

Pekin’de görkemli açýlýþ... Çin'in ilk kez ev sahipliðini üstlendiði 2008 Yaz Olimpiyat Oyunlarý, binlerce kiþinin katýldýðý görkemli bir açýlýþ töreniyle baþladý. Çinli organizatörler, dünyanýn dört bir yanýndaki milyonlarca izleyiciye görsel bir þölen yaþattý. Açýlýþ töreni on binlerce davulcunun gösterisi ile baþladý. Geri sayýmýn ardýndan, havai fiþeklerle yaratýlan dev adýmlarýn Pekin'i baþtan baþa geçerek Olimpiyat Stadý'na varmasýyla asýl törene geçildi. Olimpiyatlar Çin'in dünyaya açýlmasýnýn ve küresel bir güç olarak kendini göstermesinin simgesi olarak görüldüðünden, Çinli yetkililer törenin unutulmaz olmasý için hiçbir masraftan kaçýnmadý. Yedi yýllýk çalýþmanýn ürünü Yedi yýl süren planlamanýn eseri olan Oyunlar için 40 milyar dolarlýk rekor bir harcama yapýldý. Çin açýlýþ için yapýlan provalarý aylardýr büyük bir gizlilik içinde sürdürüyordu. Törendeki gösterilerde yaklaþýk 10 bin kiþi yer aldý. Törende 30 bine yakýn da havai fiþek kullanýldý. Oyunlar için 08.08.08'de akþam 8'de start verildi Tören için film yönetmeni Zhang Yimou'ya beþ bin yýllýk Çin tarihini simgeleyecek bir gösteri sipariþ edildi. Özel ýþýklý giysiler içindeki dansçýlar, sahadaki hareketleriyle Çin tarihi ve kültüründen çeþitli kesitleri temsil eden tablolar oluþturdular. Ardýndan oyunlara katýlan 204 kafilenin geçidi baþladý. Bunlar arasýnda oyunlara Çin Taipei'si adýyla katýlan Tayvan gibi, hukuken BM nezdinde tanýnmayan ülkeler de bulunuyor. Geçit Çin alfabesine göre düzenlendiði için Türkiye dördüncü sýrada yer aldý. Tören kafilelerin geçidi ardýndan, Uluslararasý Olimpiyat Komitesi Baþkaný Jacques Rogge ve Çin Cumhurbaþkaný Hu Jintao oyunlarýn resmen baþladýðýný ilan etti. Olimpiyat bayraðýnýn stada getirilip gön-

çiftin de bugün evlenmeye hazýrlandýðýný bildiriyor. Açýlýþ öncesinde Olimpiyat Meþalesi Pekin'in bazý semtlerinden geçerek dünya turunun son ayaðýný tamamladý. Pekin'de hayat oyunlara endeksli Çinli yetkililer 16 gün sürecek oyunlar için stad etrafýnda sýký güvenlik önlemleri aldý. Oyunlar için yaklaþýk yüz bin kiþilik bir güvenlik ekibi görev yapýyor. Açýlýþýn sorunsuz geçmesi için okullar ve iþyerleri tatil edilirken, Pekinlilerin açýlýþý izlemesi için kentin çeþitli noktalarýna 24 dev ekran yerleþtirildi. Ancak kent sakinlerinden mümkün oldukça seyahat etmemeleri de istendi. Ancak oyunlarýn baþlamasýna saatler kala, Çinli yetkilileri düþündüren hava kirliliði meselesi konusunda hala pek parlak bir tablo bulunmuyordu.

dev meþaleyi tutuþturdu. Bunu binlerce havai fiþeðin Pekin göklerini aydýnlattýðý bir gösteri izledi. Pekin'in Olimpiyatlar için özel olarak inþa ettiði ve sýradýþý þekli dolayýsýyla "Kuþ Yuvasý" adý takýlan stadyumda düzenlenen töreni buradaki 90 bin izleyicinin yaný sýra, dünya genelinde bir milyar kiþinin de ekranlarýndan izlediði tahmin ediliyor. Açýlýþa 80 kadar ülkenin devlet ve hükümet baþkanlarý da katýldý. dere çekilmesi ardýndan, dünyanýn dört bir yanýnda 130 bin kilometre kateden meþale yolculuðun son metreleri için Çin'in jimnastik dalýnda eski Olimpiyat þampiyonlarýndan Li Ning'e teslim edildi. 1984 olimpiyatlarýnda ülkesine üç madalya getiren Li, kablolarla stadýn çatýsýna kadar yükseltildi ve stadýn kenarýna iliþtirilmiþ olan

ÝLM-Ý HAL Vur YEKTAOÐLU vur.yektaoglu@yenicag.com.cy

Savaþ Haberleri Aslýnda bu yazýyý daha önce kaleme dökmeyi planlamýþtým ama araya baþka konular girince evdeki hesap çarþýya uymadý. Daha önce çaðlarýn isimlendiriliþi, deðiþimini konu ederek çaðýmýzýn bilgililiði konusunda bir eleþtiri yazmýþtým fakat geçenlerde okuduðum, benimkini defalarca aþan baþka bir "çað" yaklaþýmýný aktarmak istiyorum. John Philger'e göre, baþkalarýnýn tanýmýyla "bilgi çaðý" olarak adlandýrýlan içinde bulunduðumuz zaman diliminin, isimsel olarak, gittikçe cahilleþen toplumlara tezat düþmesinin sebebi, bilgi kavramýnýn medya ile karýþtýrýlmasý. Bunun nedenin medyanýn, yanlýþ bilgilendirme, bilgisizleþtirme ve yaratýlan cehaleti yönlendirme amacýyla kullanýlan en güçlü silah durumunda olmasý olduðuna þüpe yok, zaten kendisi, sözlerinden sonra çarpýcý örneklerke konuya yaklaþýyor. Yazar, ayrýntýsýna daha sonra deðineceðim, uzun bir süredir savaþ konusunda kontrol altýnda tutulan medyanýn, batýlý militaristler tarafýndan Vietnam savaþý sonrasýnda bu hale getirildiði görüþünde. Viyatnam savaþý süresince medya tarafýndan gerçekleþtirilen açýk ve eleþtirili haber sürecinin, toplumsal hareketlenmeye ve eleþtirilere sebep olmasý üzerine, savaþ süresince sansür ve yanlýþ bilgilendirme teknikleri uygulanmaya ve geliþtirilmeye baþlanmýþ. Bu nedenle baba Goerge Bush, Panama'yý iþgal ettiðinde hiçbir gazecibu yýkýma tanýklýk edememiþ. Çatýþmalarýn sonrasýnda ise sadece bir grup gazeteciye limitli geçiþ verilmiþ ve þehrin

Çin tarih ve kültürünü temsil eden gösteride binlerce dansçý yer aldý Çin inanýþýna göre 8 uðurlu bir sayý olduðu için açýlýþ 08.08.08 tarihinde, yerel saatle akþam 8.00'de baþladý. Devlet haber ajansý Þinhua 16.400 Çinli

varoþlarýnýn ABD helikopterleri tarafýndan deðil de Panama'lý General Noriega'nýn adamlarý tarafýndan yapýldýðý konusunda direktif almýþlar... Zaten Vietnam savaþý sonrasý dönemde, savaþ basýný anlayýþý deðiþtirilme sürecine girdi ve basýn konferanslarý, askeri tesislerin cerrahi bir biçimde bombalandýðý eðlence vieolarý gösterilen "baþarý propagandalarýna" dönüþmeye baþladý. Bu dönemden itibaren ilk defa, askeri açýklamalar basýnýn denetleme þansý olmadan yapýlmaya, haberler, emrivaki ve ikincil kaynaklý olarak insanlara yönlendirildi. Bazýlarý þansýný zorlamayý ve gerçekleri aramayý denedi, militarist güçlerin aleyhine olarak, az sayýda basýn kuruluþlarý ve gazeteciler, Körfez Savaþý ile ilgili olarak gösterilen resimleri sorgulamýþ ve band kayýtlarýnýn nasýl "düzeltildiðini" soruþturmaya baþlamýþtý, fakat ülkedeki spikerler, geriye kalan büyük çoðunluktaki yalancý þahitlerin kölesiydi, ki þimdiki durum hiç þüphesiz ki hala koþullarýný koruyor. Yazarýn bahsettiði çarpýcý örneklerden baþka biri ise, Körfez Savaþý sýrasýnda, akýllý silahlarla devre dýþý býrakýldýðý söylenen Irak'ýn Scud roketleini taþýyan füze rampalarýnýn bir tanesinin bile vurulmuþ olmamasýydý. Askeri raporlarda bunlarýn hiçbiri yoktu, fakat bu yalanlarý yaratan, kabul eden ve halka aktaran medyada buna benzer birçok haber yeralýyordu. u ana kadar yazýlanlardan "Amerikanýn baþarýsýzlýklarýný saklamasý" gibi bir sonuç çýkarýlmasý hata olur, çünkü Irak ve Kuveyt'e atýlan bombalarýn çok az bir kýsmýnýn "akýllý silah" olduðu gerçeði göz önüne alýndýðýnda, gerçek amacýn "sadece düþmanýn silahýný vuran ama kendisini vurmayan onurlu kahraman" senaryosunun olmadýðý bariz bir biçimde ortaya çýkar. Yapýlan sivil katliamlarýnýn önemli kanýtlarýndan biri, Ken Jarecke'nin Basra yolunda çektiði vahþet görüntüleridir fakat bunun haricindekilerin hiçbiri rapor edilmemiþ, her nasýlsa araþtýrmasýna izin verilen az miktardaki

Açýlýþ büyük bir organizasyonun eseri Alýnan tüm önlemlere raðmen hava puslu ve kentin silüetini görmek bile güç. Uluslararasý Olimpiyat Komitesi Baþkaný Jacques Rogge, dün düzenlediði son basýn toplantýsýnda Çin'in hava kirliliðini önlemek için harcadýðý "olaðanüstü" çabalarý övmüþ ve kirliliðin sporcular için tehlike oluþturmayacak düzeyde olduðunu kaydetmiþti. Ancak, BBC'nin dün yaptýðý ölçümlere göre kentteki hava kirliliði Dünya Saðlýk Örgütü standartlarýnýn üstünde. Bu arada, açýlýþ törenleri öncesi, yarýþmalara katýlacak 40 sporcu, Çin Cumhurbaþkaný Hu Jintao'ya, Tibet'teki durumla ilgili kaygýlarýný ileten bir mektup yazdý. Çin açýlýþýn Tibet'te baský uyguladýðý veya insan haklarý konusuna eðilmediði suçlamalarý ile gölgelenmemesi konusunda son derece titiz. BBC'nin Pekin'deki muhabiri Alex Capstick, kentteki olimpiyatlarýn, 1980 ve 1984'te Batýlý ve Doðulu ülkelerin karþýlýklý boykotlarýndan bu yana, en siyasi oyunlar olduðunu belirtiyor.

gazetecinin dikkati dýþýnda kaldýlar. O dönemde yakalanan baþka bir önemli olay ise, Amerikan zýrhlý bulldozerlerinin konuþlandýrýlmasýnýn ortaya çýkmasýydý. Buldozerle çoðunlukla geceleri iþleyerek, yaralýlar dahil birçok Iralýyý canlý canlý hendeklere gömdüler. Ateþkes dönemine denk gelen bu olaylarýn baþlamasýndan altý ay sonra New York Newsday isimli bir haber ajansý, üç alay A.B.D. askerinin, bahsedilen zýrhlý buldozerlerin ve kar küreyicili tanklarýn kullanýlarak, bazýlarý hala hayatta olan binlerce Irak askerini gömmelerini görüntüledi ve yetmiþ milden uzun bir hendeðin kaydý tutuldu. Konumuza geri dönecek olursak, o dönemde haber ajanslarýnýn eline birçok kaynak düþmesine raðmen, bahsettiðimiz bu vahþetin ifþasýna karþý, birkaç karelik fotoðraflardan fazlasý gösterilmedi. Gösterilen fotoðraflar ise, garip bir biçimde, gece yarýsýndan sonra yayýnlanan bir BBC arts programýnýn tartýþma konusu sürsince arka planýnda tutuldu, katýlýmcýlar ise arkalarýnda duran rahatsýz edici görüntülerden birhabermiþ gibi davrandý. Irak'da ölen 148 A.B.D. "þehidi" ise demokrasi, barýþ ve özgürlük adýna canlarýný veren fedakarlar olarak anýldý, her nekadar bu sayýnýn bir çeyreði A.B.D. askerleri tarafýndan öldürülmüþ olsa da... Kýsaca "kahrmanca ölüm" lerin "kahramanlýðý" medya tarafýndan eklenmiþti. Bugün, Türkiye üzerinde ve K.K.T.C.'de anlatýlan "kahramanca ölümlerin" bazýlarýndaki gerçek olmayan kahramanlýðý ayýklayabilsek, kim bilir ne sonuçlara varma þansýmýz olacaktýr. Politikacýlar tarafýndan yaratýlan ve medya tarafýndan süslenilerek kullanýlan "Etik" ve "Kahramanlýk" maskesinin ardýnda, General Schwarzkopf, Körfez Savaþý sýrasýnda en az 100 bin Irak askerinin öldürüldüðünü açýklamýþtý. Hakkýnda daha önce yazdýðým, öldürülen sivillerin tahmini sayýsý ise çok sonra ortaya çýkmýþtý. Evet, bunun ismi medya çaðý... www.yenicag.com.cy


8

YENÝÇAÐ

HABER

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

BÝRÝNCÝ KUÞAK KIBRIS TÜRK SOLU (13) Geçen haftadan devam

amacýyla, devrin Demokrat Parti hükümeti tarafýndan Halil AKEL'ÝN ENOSÝS ISRARI, KIBRIS TÜRK (Baþbakan Menderes ve PAÞA SOLUNUN FELAKETÝNÝ HAZIRLADI: Dýþiþleri Bakaný Zorlu) Ýstanbul'daki öðrencilere ve EOKA'nýn adadaki Ýngiliz karþýtý þiddet halka "kendiliðinden oluþmuþ" sýnýrlý bir gösteri eylemleri arttýkça, Ýngilizler Yunanistan'ýn yaptýrma kararý ile düzenlenen fakat giderek EOKA'ya diþ geçirmekte isteksiz olduðunu, büyüyen ve önlenemeyen bir provokasyon dahasý EOKA'nýn silahlarýnýn kaynaðýnýn olduðu sonradan anlaþýlacaktýr. Yunanistan olduðunu bilmektedir. Eyleme geçmemek için talimat almýþ Bu durumda Ýngiliz diplomasisi devreye giregözüken polis bu olaylarý müdahale etmeden cektir. Ýngiliz Sömürge Ýdaresi, bir yandan izlerken, gösteriler denetimden tamamýyla EOKA'ya karþý mücadele ederken, öte yandan çýkarak, önce Rumlarýn iþ yerlerine karþý bir da Kýbrýslýtürkleri kendi yanýna çekmeye katliama, sonra gecekondu halkýnýn katýlýmý ile çalýþýr. Türkiye'nin, dönemin Kýbrýslýtürk liderservete karþý genel bir saldýrýya dönüþmekte liði tarafýndan "Anavatan" olarak içselleþtirgecikmemiþti. ildiðini çok iyi takip eden Ýngiliz yönetimi, 6 Eylül öðleden sonra þiddetlenen ve 7 Eylül yüzünü Türkiye'den yana çevirir. Adada tamasabahýna kadar süren yaðma, tecavüz ve kunmen kendisine yönelen EOKA þiddetini, daklama olaylarý sonunda bilanço: Rum azýndaðýtabilmek için, Kýbrýslýtürk nüfustan yararlýklardan 3 ölü, 30 yaralýdýr. Ayrýca 1 Havra, 8 lanmaya çalýþýr. Bunun için de bir yandan Ayazma, 2 Manastýr, binlerce ticari iþyeri, EOKA'ya karþý kendi güvenlik güçlerini konut, okul ve kilise (3548'i Rumlara ait 5538 Kýbrýslýtürklerle takviye ederken, diðer yandan gayri menkul, 5 bini aþkýn okul, 74 Ortodoks da Türkiye'yi Kýbrýs sorununa dahil etmek, bu Kilisesinin 70'inde yangýn) tahrip ve yaðma þekilde Yunanistan ve EOKA hareketini denedilmiþtir. gelemek için yeni siyasi ve diplomatik hamOlaylarýn ardýndan onbinlerce Rum lelere giriþir. Yunanistan'a göç etmeye baþlar. Ýngiliz dilomasisi ilk meyvesini 24 Aðustos Kýbrýs'ta ise Türkler ile Rumlar arasýnda 1955 tarihinde verir. Bu tarihte Ankara Liman nefret ve gerginlik þimdi eskisinden daha da lokantasýnda, dönemin Baþbakaný A.Mendres; üst düzeye çýkmýþtýr. bazý bakan, milletvekili ve gazetecilerin de ............................................................ bulunduðu bir yemek verir. Menderes, yaptýðý Bütün bu olaylar etnik çatýþmalar ve proaçýklamada, 28 Aðustos tarihinde Kýbrýs'ta vokasyonlar yaþanýr ve adada iki toplum Türklere yönelik bir imha ve katliam yapýlacaðý keskin bir milliyetçilikle birbirlerinden ayrýlýryönünde etrafta sözler dolaþtýðýný, ancak larken, AKEL, kendi milliyetçilerinin peþinde, kesinlikle Türkiye hükümetinin buna seyirci Enosis davasýna destek olmaya devam etmekkalmayacaðýný bildirir. Aslýnda Menderes'in tedir. AKEL'in, çeþitli vesilelerle Enosis'i destekLondra Konferansý öncesinde vermek istediði lediðini beyan etmekten geri kalmamasý, mesaj özlü bir deyiþle: "Türkiye adadaki Kýbrýslýtürkler arasýnda doðal bir milliyetçilik statükodan yanadýr. Statüko deðiþecekse tezahürü olarak karþýlanýr. önce adada terör durmalýdýr. Ýngiliz egemenliði Doðal karþýlanmayan, Makarios ve Grivas altýnda bir özerklik sonra konuþulur. Bu aþaönderliðindeki milliyetçi kalabalýklarýn davasý mada Türkiye hükümeti self determinasyona olan Enosis'e, Kýbrýslýtürk Solcularýn verdiði kesinlikle karþýdýr. Kýbrýs'ýn statüsünde Türkiye sessiz destektir. O yýllarda AKEL Türk Kolu Birinci Kuþak Kýbrýs Türk Solu önde gelen isimlerinden Derviþ aleyhine bir deðiþiklik ise kesinlikle kabul altýnda örgütlü olan Kýbrýslýtürk Solu ise ne Kavazoðlu idi. AKEL'in Enosis tezine karþý olduðu, ancak parti edilemez." yazýk ki Enosis'e destek veren AKEL'in bu disiplini adýna eleþtirilerini de parti dýþýna taþýrmadan, partinin Ankara'da yapmýþ olduðu bu konuþmasý ile tavrýna etkili bir muhalefet yapmamak bir yana, içerisinde yaptýðý söyleniyordu. Menderes adada önce EOKA þiddetinin durdüþünsel olarak destek de verir. masý gerektiðini, adada genel bir self determiBöylece o yýllarda Kýbrýslýtürk solu Elen ve Yunan sözcüleri, önerilen Yeni Anayasa'ya itiraz edernasyona karþý çýkarak, çoðunluk olan Kýbrýslýrumlarýn Milliyetçiliði ile Kilise'nin ortak amacý olan Enosis davasý'ler ve konferans çýkmaza girer. "kendi kaderini tayin etmesi"ne karþý olduðunu söyleyna, AKEL aracýlýðýyla destek olmakla karþý karþýya kalýr. Londra'da bu konferans devam eder ve Kýbrýs soruerek, bir bakýma Ýngiliz Sömürge yönetimine istediði Halbuki 1950'li yýllarýn ortasýnda Yunanistan'da nunun çözümü üzerine taraflar arasýnda diplomatik desteði vermiþ olur. Komünist gerillalar çoktan yenilmiþ ve iþbaþýna asker müzakereler kýyasýya sürerken, söz konusu bu Bunlarýn yanýnda Baþbakan'ýn verdiði diðer bir mesaj kökenli saðcý-milliyetçi bir hükümet gelmiþti. O yýllarda görüþmeleri gölgede býrakacak çok büyük bir geliþme ise, Türkiye'nin artýk Kýbrýs Sorununa dahil olmaya hazýr adanýn Enosis olmasý demek, Elen Milliyetçiliðinin en yaþanýr. olduðudur. yoðun arzusu "Megali Ýdea"nýn, yani "Yunan Büyük Takvimler 1955'in, 6 ve 7 Eylül günlerini gösterdiðinde, Kýsa bir süre sonra, Ýngiltere, Türkiye ve Yunanistan ile Ülküsü"nün adýmlarýndan birinin atýlmasýndan baþka bir Türkiye'nin büyük kentlerinde, özellikle de Ýstanbul'da Kýbrýs Sorununa bir çözüm bulmak amacýyla Londra'da iþe yaramayacaktý. yoðun olarak bulunan Rumlara karþý iki gün süreyle, bir konferans yapýlmasýný saðlayýnca, Türkiye de Kýbrýs Hatýrlatmakta fayda var, dönemin fanatik Elen vahþice saldýrýlar düzenlenir. Rum iþyerleri ve evleri sorununun içerisine dahil edilmiþ olur. Milliyetçiliði için "Megali Ýdea" ne kadar anlamlý ise, yakýlýp, yýkýlýr ve talan edilir. Saldýrýlar sonunda ölenler ve Londra Konferansý tartýþmalý geçip de 2 Eylül 1955 tariTürkiye'nin Türk Milliyetçilerinin "Turan Ülküsü" de o yaralananlar da vardýr. hinde Konferansý'nýn ikinci bölümüne 6 Eylül'de toplakadar anlamlý ve önemli bir arzuya denk gelmekteydi. Olay kýsaca þöyle gerçekleþir. narak devam edilmesi karara baðlandýðýnda, ayný gün Birinci Kuþak Kýbrýslý Türk Solu, ne yazýk ki AKEL'in Önce 6 Eylül günün öðleyin Ýstanbul, Atatürk'ün Kýbrýs'a yeni atanan, Kýbrýs Polis Baþkomutaný G.H. parti disiplinine, dolayýsýyla da politikalarýna sadýk Selanikte doðduðu eve bomba atýldýðý haberleriyle Robbins M.B.E istediði yetkilerle donatýlmýþtýr. Robbins, kalmakla, bu basit gerçeklere pek kafa yormayacak, ya çalakalanýrken, Ýstanbul Ekspres gazetesi, öðleyin yaptýðý da bunlarý kavrayamayacak, veyahut da AKEL'in birliði ve diðer Ýngiliz sömürgelerinde terör ve kargaþalýklarýn ikinci baskýsýnda bu haberi kýþkýrtýcý bir üslupla duyurur. bastýrýlmasýnda ün kazanan Yarbay W.E. Fairbairn'in de dirliði uðruna sessizce geçiþtirmeyi deneyecekti. Ekspres gazetesi, Yunanlýlar ve Rumlar aleyhindeki bu Kýbrýs'a tayinini saðlar. Ýþte bu Yarbay Fairbairn bu tarihte Tüm bu gailelerle Enosis'in Birinci Kuþak Kýbrýslý Türk kýþkýrtýcý yayýný ile provakatif bir rol üstlenir. "Komandolar" adýný alacak olan "Mobile Reserve" ( Solu tarafýndan desteklenmesi: Daha sonra bu konu üzerinde görülen dava ve Motorize Birlikler ) polis örgütünü kurar. Birliðin komuta Bir hata mýydý? tutanaklarda, Kýbrýs Türk Liderlerinden Dr. Küçük'ün, mevkilerine, devrin sömürge yönetiminin polis örgütündeKomünist Parti'nin çelik disiplinine uymak mýyýdý? Ýstanbudaki Kýbrýs Türktür Cemiyeti'ne, 3 Aðustos tariki Türklerden seçilen 5 subay, 1 baþçavuþ, 2 çavuþ ve 3 Hala Yunanistan'da solun iktidar olabileceði ihtimali hinde çektiði ve Kýbrýs'ta Türklere topyekün bir katliam onbaþý atanýr. Ýlk aþamada 165 Türk komandosu eðitilip miydi? yapýlacaðýný anlatan telgrafýn, bu cemiyet tarafaýndan görevlendirilir. Bu rakam kýsa süre sonra 600'e ulaþýr. Parti içerisindeki Kýbrýslýrum çoðunluðun kararýna, azýnyaygýn bir dedikodu ile duyurulmasý, 6 Eylül tarihindeki Böylece Ýngiltere Sömürge Ýdaresi EOKA'ya karþý lýkta olan Kýbrýslýtürk üyeler tarafýndan verilen gönülsüz savaþacak olan Kýbrýslýtürklerden oluþmuþ kendi komusaldýrýlarýn provokatif bir tarzda tetiklenmesine ve Ýstanbul destek miydi? tasýndaki silahlý birlikleri oluþturur. Öyle ya da böyle... ve de diðer büyük þehirlerde yaðma eylemine dönüþme............................................................ Hata, yanlýþ veya siyasi olarak baþka bir þey... sine yol açan diðer önemli bir neden olduðu iddia edile6 Eylül 1955 tarihinde, Ýngiliz Dýþiþleri Bakaný, adadaki Ne yazýk ki AKEL'in Enosis ýsrarý ve inadýnýn peþine cektir.. sömürge idaresinin yeni anayasal-reform tasarýsýný açýktakýlan Birinci Kuþak Kýbrýslý Türk Solu'nun birçoðu, bu Nitekim Ýstanbul'daki Kýbrýs Türktür Cemiyeti üyesi lar. Yeni anayasa, kendini yönetme (self government) yanlýþýn bedelini, yakýn zaman sonra, ABD'nin soðuk Aydýn Konuralp, 27 Mayýs darbesinden sonra, üzerine kurulu ve iki topluma birtakým özel haklar tanýsavaþta kendi çýkarlarý lehinde eðitip finanse ettiði Türk Yassýada'da yargýlanýrken, Ýstanbul'da Kýbrýs'ta Türklere maktadýr. gladyosu tarafýndan askeri olarak eðitilip finanse edilen, katliam yapýlacaðý haberlerini bu cemiyetin yaydýðýný Ýngiltere, Yunanistan ve Türkiye ile birlikte kurulacak bir Türk Milliyetçisi yeraltý teþkilatý tarafýndan birer birer hazin kabul edecektir. Zaten 6-7 Eylül olaylarýnýn, Londra'da üçlü komisyon önerisinde bulunur. Bu üçlü komisyonun bir biçimde tuzaða düþürülüp, siyasi cinayetlere kurban sürmekte olan Kýbrýs konusundaki görüþmelerde, Türkiye da görevini de; "Özerklik Anayasasý ile çýkabilecek olasý halkýnýn Kýbrýs meselesine olan duyarlýlýðýný gözler önüne giderek, kendi hayatlarýyla ödeyeceklerdi. sorunlarý görüþmek" olarak belirlemek ister. Ancak Türk .............................................................. sermek için ve böylece Kýbrýs'ta Türk tezini güçlendirmek


15 AÐUSTOS 2008 CUMA

YENÝÇAÐ

HAFTANIN GETÝRDÝKLERÝ...

ÖZEL

9

Serhan Gazioðlu


10

YENÝÇAÐ

HABER

Çin'de enflasyon alarmý Olimpiyat Oyunlarý'na ev sahipliði yapan Çin Halk Cumhuriyeti'nde bugün açýklanan enflasyon rakamlarý kaygý yarattý. Hükümetin bugün açýkladýðý rakamlara göre ülkede toptan eþya fiyatlarýnda yýllýk enflasyon Temmuz ayý itibarýyla yüzde 8,8'den yüzde 10'a yükseldi. Çin'de 1996'dan bu yana enflasyon bir ayda bu oranda artmamýþtý. Ülkede enflasyon oraný son bir yýlýn en yüksek düzeyine ulaþmýþ durumda. Yarýn açýklanacak parakende fiyatlara yönelik enflasyon oranýnýn da, hýzlý bir artýþ göstermesi bekleniyor. Enerji ve hammadde fiyatlarýnýn hýzla artmasýnýn, Çin'de enflasyon artýþýný da tetiklediði belirtiliyor. Bu geliþmeler ise Çin hükümetinin enflasyonla mücadele çabalarýný olumsuz yönde etkiliyor. Çin'de hükümetin enflasyonu kontrol altýna almakta zorlanmasýnýn, sosyal patlamaya yol açabileceði yolunda kaygýlar var. Öte yandan enflasyon rakamlarýnýn açýklanmasý sonrasý Þangay Borsasý'nda hisse senetleri ortalama yüzde 5,2 deðer yitirdi. Borsa günü 135,65 puanlýk bir düþüþle 2470,07 puandan kapattý. Bu da Þangay Borsasý'nda yaklaþýk bir buçuk yýldýr gözlenen en düþük düzey.

Ankara'da amblem gitti, flama geldi Ankara Büyükþehir Belediye Meclisi, "Danýþtay'dan karar çýkýncaya dek, þehrin mevcut ambleminin 'belediye flamasý' olarak kullanýlmasýný" kararlaþtýrdý. Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek, Ýdare Mahkemesi'nin amblem hakkýndaki iptal kararýný Danýþtay'ýn düzeltmemesi durumunda AÝHM'ye gideceklerini söyledi. Gökçek baþkanlýðýnda toplanan Büyükþehir Belediye Meclisi'nde, AKP'liler tarafýndan verilen, "Ankara 3. Ýdare Mahkemesi tarafýndan iptal edilen Ankara ambleminin belediyenin flamasý olarak kullanýlmasý" yönündeki önerge görüþüldü. Önergeye itiraz eden CHP Grup Baþkanvekili Fazýl Güleken, amblemin estetik olmadýðýný, konunun gündeme geleceðini yeni öðrendiklerini söyledi. Güleken, "Bu ambleme siyaset, sanat ve üniversite çevresi ile esnaf karþý çýkýyor. Figür, Ankara'ya yakýþmýyor" diye konuþtu. Gökçek ise, amblem konusunda verilen iptal kararýný Danýþtay bozmazsa Avrupa

Ýnsan Haklarý Mahkemesi'ne (AÝHM) gideceklerini bildirdi. "Mahkeme kararýna saygýlýyýz ama Ankara simgesiz kalamaz" diyen Gökçek, 14 yýldýr kullanýlan amblemin deðiþmemesi geretiðini söyledi Gökçek, figürdeki tüm unsurlarýn da Cumhuriyet'i temsil ettiðini savundu. Toplantýda 11'e karþýlýk 72 oyla, Danýþtay kararýna dek mevcut amblemin 'belediyenin flamasý' olarak kullanýlmasý kabul edildi.

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

Ýþsizlik ölüm riskini iki katýna çýkarýyor Sheffield Üniversitesi"nin araþtýrmasýna göre, iþsiz kaldýklarýnda insanlarýn ölüm riski iki katýna çýkýyor ve bu sonuç yoksulluktan öte iþsizliðin sosyal bir sorun olmasýndan kaynaklanýyor. Ekonomik durgunluk dönemlerinde de yaþam süresi ortalamasýnda azalma gerçekleþiyor. Saðlýk Araþtýrmalarý Sitesi"nde yer alan Sheffield Üniversitesi"nden Profesör Danny Dorling"in çalýþmasýna göre, iþsizlik ölüm riskini iki katýna çýkarýyor. Profesör Danny Dorling iþsiz kaldýklarýnda insanlarýn ölüm riskinin iki katýna çýktýðýnýn görüldüðünü ve bu sonucun yoksulluktan ziyade iþsizliðin sosyal bir sorun olmasýndan kaynaklandýðýný belirtti. Profesör Dorling, ekonomik durgunluðun yol açtýðý endiþenin, daha çok kiþilerin iç dünyasýný etkilediðini ve bu sorunlarýn ölçülebilen sonuçlarýnýn buzdaðýnýn görünen kýsmý olduðunu ifade etti. SAÐLIÐI OLUMSUZ ETKÝLÝYOR Nottingham Üniversitesi"nden Profesör Richard Wilkinson"ýn araþtýrmasýna göre ise, iþ piyasalarýndaki durgunluk toplum saðlýðýný olumsuz etkileyebiliyor. Wilkinson, iþsizliðin en çok iþsiz kalanlarý etkilediðini, ancak çalýþmaya devam eden kiþiler üzerinde de güvensizlik hissi üzerinden etkili olabildiðini belirtti. Profesör Wilkinson, ekonomik durgunluk ve iþsizliðin, saðlýk üzerine olan etkisini, stres iliþkili hastalýklar üzerinden gösterebileceði konusunda yeni bulgulara ulaþýlmýþ olduðunu bildirdi. Profesör Wilkinson, çeþitli nedenlerle ortaya çýkan stresin kalp-damar sistemi ve baðýþýklýk sistemi üzerinden etkide bulunarak saðlýðý olumsuz etkileyebileceðini ve uzun dönemde erken yaþlanma sorununa neden olabileceðini de ifade etti.

Yoksulluk Sýnýrý Bin 323 YTL Türkiye Kamu-Sen'in araþtýrmasýna göre, çalýþan tek kiþinin yoksulluk sýnýrý temmuz ayýnda bin 323 YTL 45 YKr'ye yükseldi. Türkiye Kamu-Sen'den yapýlan yazýlý açýklamada, konfederasyonun Araþtýrma Geliþtirme Merkezi'nin, Türkiye Ýstatistik Kurumu'ndan alýnan temmuz ayý fiyatlarýný baz alarak yaptýðý "asgari geçim endeksi" araþtýrmasýna göre, çalýþan tek kiþinin yoksulluk sýnýrýnýn bin 323 YTL 45 YKr'ye yükseldiði, 4 kiþilik bir ailenin asgari geçim haddinin ise 2 bin 646 YTL 45 YKr olarak belirlendiði kaydedildi. Araþtýrmaya göre, 4 kiþilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya oranla yüzde 0.75 oranýnda arttý. Çalýþan tek kiþinin açlýk sýnýrýnýn ise bir önceki aya göre yüzde 1.49 oranýnda artarak bin 12 YTL 62 YKr oldu. 4 kiþilik bir ailenin ortalama gýda ve barýnma harcamalarýnýn toplamý da 2008 yýlý temmuz ayýnda bin 15 YTL 57 YKr olarak hesaplandý. Açýklamada, Temmuz ayýnda bir memurun ortalama maaþýnýn yüzde 93.37'sini yalnýzca gýda ve barýnma için harcamak, diðer ihtiyaçlarýný ise maaþýnýn yüzde 6,63'ü ile karþýlamak zorunda kaldýðý bildirildi.

Güce tapýnmak ve CHP MUSTAFA TOKDEDE (Arþivi) CHP'yi þimdi daha iyi anlýyorum. Týpký, beðenmediði bir yasayý protesto ettiði için hapse giren Waldo Emerson'un, "niye hapistesin" diye soran arkadaþýna, "sen niye deðilsin" diye sormasý gibi. Benzerini CHP'ye soralým: Siz darbecilere neden karþý deðilsiniz? Güce tapmak için mutlaka gücü tanýmak gerekiyor. Anýmsar mýsýnýz, bugün Irak'ta çocuklarýn üzerine bomba yaðdýran ABD'nin eski baþkaný Clinton Türkiye'ye geldiðinde deprem bölgesinde bir çocuðu seveceði tutup kucaðýna almýþtý. Gücün ne olduðunu bilmeyen çocuk da Clinton'un burnunu þöyle kývýrývermiþti. Bazen düþünüyorum da keþke tapýnaklarý hiç tanýmadan çocuk olarak kalsaydýk. Güce tapýnmak için önce gücü görmemiz, hissetmemiz, öðrenmemiz, kabullenmemiz gerekiyor. Eðer bunlarýn hiç biri olmuyorsa zaten gücü kafamýzda yaratýyoruz. Ben ilk insanlarda olduðu gibi desem de, çaðýmýzý ilk insanlar gibi yaþamakta ýsrar edenler gibi diyelim. Gök gürlemiþ, þimþek çakmýþ yaðmur yaðmýþ bütün olanlardan çok korkmuþ ilk insanýmýz. Çaresiz, bir anlam verememiþ. Bütün bunlarý bir gücün yaptýrdýðýný düþünmüþ. Kendince bir gök tanrýsý yaratmýþ ve ona tapýnmaya baþlamýþ. Sular çok kabarmýþ, üstüne üstüne gelmiþ yine çok korkmuþ. Deniz tanrýsý yaratmýþ. Güneþ yok olunca üþümüþ, devamlý görününce yanmýþ ve güneþ tanrýsýný da yaratmýþ ona da tapýnmaya baþlamýþ. Derken zamanla tanrýlarýn sayýsý o kadar artmýþ ki binleri geçmiþ. Körleþmiþ beyinler istiyorlar Tanrýlarý ve elçiliklerini kurumsallaþtýranlar ise düzenini kurmuþ, halký uyutarak günümüze kadar gelmiþler.

Günümüzde zaten onlarý eleþtiremiyoruz, onlar kendilerine biat edecek körleþmiþ beyinler istiyorlar. Din tartýþýlmaz, eleþtirilmez, tek bir kelimesi bile deðiþtirilmez diyorlar. Bizim bunlara iznimiz yok, ama onlarýn bizim nasýl düþünmemiz gerektiði konusunda akýl vermek, yönlendirmek gerektiðinde korkutmak, asmak, kesmek, yakmak ve yok etmek gibi haklarý var. Dini anlamda insan en yüksek seviyeye gelse, para pul, þan þöhret her þeyi olsa bile neticede bir "kul" olduðu gerçeði deðiþmiyor. Ait olduðu dinin gereði mutlaka bir þeylere tapýnýyor. Tapýnmanýn bir de din dýþý þekilleri var ki, hayatýn her alanýnda gözleyebiliyoruz. Karþýmýza para, egemen güç, þiddet olarak çýkýyor. Egemenler ezip, yoksul býraktýklarý halkýn örgütlenmesinden çekinirler. Onlarýn devamlý itaat etmelerini isterler. Aksi durumlarda sistemin en caydýrýcý ve temel koruma metodu olan þiddete baþvururlar. Kapitalist sistemde sýnýf kavramý önemli bir yer tutar. Devlet, bu sistemde egemen sýnýfýn hizmetindedir. Hakim sýnýf ezilen sýnýfý baský altýnda tutmak için devleti istediði gibi kullanýr. Ýþçinin, köylünün, memurun açlýðýný söylemesi, mevcut þartlarla geçinemediðini bildirmesi egemenlere bir baþ kaldýrýdýr. Bu tür hareketler devlet tarafýndan bastýrýlýr. Siz hiç devlet güçlerinin hak hukuk, iþsizlik, yoksulluk, saðlýk için sokaða düþenleri desdeklediklerini gördünüz mü? Elbette hayýr, aksine copladýklarýný tekme tokat attýklarýný biber gazý sýktýklarýný defalarca gördük. Artýk bunlar devletimizin halkýna layýk gördüðü olaðan uygulamalar. Bir zamanlar gençlik kollarý baþkanlýðýný yaptýðým parti Güce tapýnmak siyasi arenada da kendisini gösterir. Aslýnda bu yazýmýn baþlýðýný CHP Genel Baþkan

Yardýmcýsý Onur Öymen'in Ergenekon'la ilgili deðerlendirmelerde söylediði sözden esinlenerek yazdým. Onur Öymen "TSK'yi korumak herkesin görevidir. Bunun içine emekli subaylar da girmektedir." buyuruyor. Bir zamanlar gençlik kollarý baþkanlýðýný yaptýðým bir partinin bulanýk sularda çýrpýnmasý ve çýrpýndýkça da batmasý beni düþündürüyor. Kendine sosyal demokrat yakýþtýrmasý yapan bir partiye siz oy veriyor Meclis'e gönderiyorsunuz. Bu parti Meclis'te oy aldýðý kesmin hak ve hukukunu savunacaðý yerde güce tapýnýyor. Gücü daha güçlü yapmanýn yollarýný arýyor. Peki sormazlar mý Onur Öymen, Türkiye'de egemen güçlerin derin iliþkileri, sistemin kirliliði ve kokuþmuþluðu çekilmez boyutlara ulaþtý, bir milletvekili olarak bunlar sizi hiç rahatsýz etmiyor mu? Ýki darbede ülkemizde milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu, iþkenceler, hapisler, idamlar, faili meþgul cinayetleri saðýr sultan duydu, failleri üzerine kitap bile yazdý. Sizi bu haksýzlýklar hiç ilgilendirmezken, hala bu darbenin resim yapan mimarýný koruma çabalarýnýza inan ki aþk olsun diyorum. Siz bir suçu yaptýrýmsýz býrakýrsanýz, elbette ondan sonra yapýlan suçlarý da korumak zorunda kalýrsýnýz. Böylece hak, hukuk adalet yerine güce tapýnmaya baþlarsýnýz. Bombacýyý, katili, yolsuzluk yapanlarý deðil, bu entrikalarý iþaret edenleri suçlu ilan edersiniz. Darbe planlarýnýn araþtýrýlmasý talebiyle TBMM'ye verilmek istenen önergeye neden CHP olarak onay vermediniz. Ben sizi ve CHP'yi þimdi daha iyi anlýyorum. Týpký beðenmediði bir yasayý protesto ettiði için hapse giren Waldo Emerson'un, "niye hapistesin" diye soran arkadaþýna, "sen niye deðilsin" diye sormasý gibi. Benzerini biz size soralým, peki siz darbecilere neden karþý deðilsiniz?


YENÝÇAÐ

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

HABER

11

Pakistan'da yoðun çatýþmalar... Pakistan'ýn kuzeybatýsýnda aþiretlerin etkili olduðu Bajaur bölgesi, ordu birlikleriyle Taleban'a mensup olduklarýndan þüphelenilen savaþçýlara arasýnda þiddetli çatýþmalara sahne oluyor. Pakistan ordusu Taleban'ýn iddialarýný yalanladý Pakistan güvenlik güçlerinin savaþçýlara helikopterlerden ateþ açtýðý bildiriliyor. Savaþçýlara karþý havan topu kullanýldýðý da gelen haberler arasýnda. Taleban'a mensup olduklarýndan þüphelenilen savaþçýlar, Pakistan-Afganistan sýnýrý yakýnlarýndaki Bajaur bölgesinde bir güvenlik noktasýna saldýrmýþlardý. Pakistan ordusundan yapýlan açýklamada ise 150 kadar askerin dieniþçilerle kuþatýldýðý yönündeki haberler yalanlandý. Açýklamada, iki gündür

süren çatýþmalarda, 30 savaþçýnýn ve yedi askerin öldüðü bildirildi. Ancak Taleban sözcüsü BBC'ye yaptýðý açýklamada, 60'dan fazla askeri öldürdüklerini, 20 askeri de rehin aldýklarýný söyledi. Pakistan ordusu bu iddiayý da yalanlýyor. Taleban liderleriyle Pakistan hükümeti arasýndaki müzakereler Haziran ayýnda kesilmiþ, bu tarihten itibaren bölgede þiddet hýzla týrmanmýþtý. Son haftalarda sýk sýk Pakistan-Afganistan sýnýrýnda güvenlik koþullarýnýn kötüleþtiði belirtiliyordu. Daðlýk ve eriþimi zor olan Bajaur, siyasi açýdan da özerk statüsü bulunduðundan, Pakistan hükümetinin geleneksel olarak fazla etkili olmadýðý bir bölge. Afganistan hükümeti ve NATO yetkilileri, bölgenin, El Kaide ve Taleban militanlarýnýn sýðýnýp rahatlýkla saklanabildikleri bir alana dönüþtüðünü söylüyorlardý.

Çin'deki insan haklarý ihlallerine PEN'den tepki PEN üyeleri, aralarýnda Tsering Woeser, Yang Tongyan ve diðer karþýt görüþlü yazarlarýn da bulunduðu Çin'deki meslektaþlarýnýn yasaklanmýþ, sansürlenmiþ çalýþmalarýný, cezaevindeki yazarlardan ve onlarýn ailelerinden gelen mektuplarý okumak için New York'ta biraraya geldiler PEN Amerika Merkezi baþkaný Francine Prose, "Biz olimpiyat coþkusu içindeki dünyanýn 45 meslektaþýmýzýn Çin hapishanelerinde olduðunu unutmamasý için buradayýz, meslektaþlarýmýzýn ve ailelerinin unutulmadýklarýný bilmelerini istiyoruz, onlar olimpiyatlar bittikten sonra da unutulmayacaklar" açýklamasýný yaptý. PEN'in üç ülkede yer alan þubelerince yürütülen Bringing Down the Great Firewall of China: Silenced

Writers Speak on the Eve of the Olympics kampanyasý Çin'de hapsedilen gazeteci ve yazarlarýn salýverilmesi ve olimpiyatlar devam ederken, öncesinde ve sonrasýnda basýn özgürlüðü saðlanmasý için Çin'e çaðrýda bulundu. Olimpiyatlarýn baþlamasýyla kampanya son bulsa da tutuklanmalar ve tacizler gibi kayýtlar Çin'in insan haklarý konusunda verdiði sözleri tutmadýðýnýn bir kanýtýný oluþturuyor PEN'e göre. PEN Kanada, PEN Amerika Merkezi ve Çin Baðýmsýz PEN Merkezi, Çin'de tutuklu bulunan 40 yazar ve gazetecinin dosyasýný 10 Aralýk 2007 tarihinden beri takip ediyordu. Sayýsýz gözaltý ve birkaç salýverilme dýþýnda PEN bugün, 45'i hâlâ hapiste bulunan toplam 52 yazarýn dosyasýný takip ediyor.

Avrupa'da resesyon kaygýsý... Euro bölgesinin en büyük üç ekonomisinde yýlýn ikinci çeyreðinde daralma görülmesi, Avrupa'da resesyon endiþelerini artýrdý. Kýtanýn en büyük ekonomik gücü Almanya'da, NisanHaziran döneminde ekonomi, yýlýn ilk üç ayýna oranla yüzde 0,5 küçüldü. Almanya'da yaklaþýk dört yýldýr ilk kez ekonomide bu düzeyde bir küçülme gözleniyor. Fransa ve Ýtalya'da da, yýlýn ikinci yarýsýnda gayri safi milli hasýla yaklaþýk yüzde 0,3 azaldý. Tüm bu ülkelerin yaþadýklarý ekonomik sorunlarýn, ihracatýn ve tüketim harcamalarýnýn azalmasýndan kaynaklandýðý belirtiliyor. Euro'nun deðerinin fazla olmasý, bu para birimini kullanan ülkelerin ihracat düzeylerini olumsuz etkilemiþ durumda. Tüketim harcamalarýnýn azalmasý ise sadece Avrupa'nýn problemi deðil, küresel düzeyde bir sorun. Alman yetkililerin, yýlýn üçüncü çeyreðinde de ekonominin küçülebileceðini

söylemeleri esasýnda Almanya'nýn resesyonda olduðu anlamýna geliyor. Almanya Ekonomi Bakan Yardýmcýsý Walther Otremba, "Halen resesyonda olduðumuz ihtimalini yadsýyamayýz" dedi. Ancak Otremba, yýlýn ikinci yarýsýnda gözlenen daralmaya karþýn, ülkenin gayri safi milli hasýlasýnýn bu yýl yüzde 1,7 büyüyeceði yönündeki tahminlerini deðiþtirmiyor. Resesyon, ekonomik durgunluða iþaret ediyor. Makroekonomide geleneksel olarak, bir ülkenin resesyona girdiðinin kabulü için, o ülkenin reel gayri safi milli hasýlasýnýn iki veya daha fazla çeyrek yýllýk periyotta arka arkaya azalmasý gerekiyor. Öte yandan para birimi olarak Euro'yu kullanan büyük ülkeler arasýnda, yýlýn ikinci çeyreðinde sadece Ýspanya'da, ekonomik büyüme gözlendi. Ýspanya ekonomisi, yýlýn ikinci çeyreðinde, ilk çeyreðe oranla yüzde 0,1 büyüdü.

Özkan YIKICI ozkan.yikici@yenicag.com.cy

KAFKAS KRÝZÝNDE KONUÞULMAYANLAR Son günlerde Dünya medyalarýna Kafkasya krizi düþtü. Dar anlamda Gürcistan - Osetya , genel anlamda ise sistemsel Kafkas hesaplaþmasý sýcak gündeme girdi. Öncelikle basit ama hep unutulan önemli bazý kriterleri anýmsatarak konuya gireceðim. Emperyalist sistemin sermaye eksenli olduðunu unutursak, günümüzdeki neoliberalleþme kuramýný gözardý edersek ve bu siyasal açýlýmýn AVRASYA STRATEJÝK hedefini akýl dýþýnda býrakýrsak sadece duyduðumuz haberlerle KKTC dar gözlülüðü ile bakarsak hiç bir zaman konuyu anlayamayýz. Yaþanan adý ne konursa konsun ne KKTC?ye benzerliði

Filipinler'de Hristiyanlar kaçýyor Filipinli yetkililer, ülkenin güneyinde ordu ile Ýslamcý militanlar arasýnda devam eden çatýþmalar yüzünden yaklaþýk 130 bin kiþinin evlerini terk ettiðini bildirdi. Hükümet, köylerinden kaçanlara gýda ve barýnak yardýmý yaptýðýný söylüyor. Güneydeki çatýþmalar, buradaki özerk Müslüman bölgenin sýnýrlarýný geniþleten bir anlaþmayý Yüksek Mahkeme'nin durdurmasýyla alevlenmiþti. Haber üzerine Moro Ýslami Kurtuluþ Ordusu'ndan bir grup isyancý güneydeki bazý Hristiyan köylerini iþgal etti. Filipinler ordusu onlara köylerden çekilmeleri için 24 saat süre tanýdý. Ordu dün sürenin dolmasý üzerine harekete geçti. Bölgedeki bir Filipinli komutan, yalnýzca ateþkesi bozan 800 kiþilik bir gruba saldýrdýklarýný söyledi. Hükümet ile Moro Ýslami Kurtuluþ Ordusu, ülkenin güneyinde yýllardýr süren isyaný sona erdirecek bir anlaþmaya varmýþtý. Anlaþma Müslüman Mindanao Özerk Bölgesi'nin sýnýrlarýný geniþletiyordu. Fakat 712 köyün daha bu bölgeye katýlmasý öncesinde bir halkoylamasý yapýlmasýný öngörüyordu. Bölgedeki Hristiyan milletvekillerinin itirazlarý üzerine, Yüksek Mahkeme anlaþmayý askýya aldý.

vardýr nede Gürcistan ? Osetya ikilemindedir. Kimse tam da Olimpiyatlarýn baþladýðý günde Rusya?nýn gücüne raðmen Gürcistan?ýn tek baþýna bu kararý alacaðýný düþünemez. Ancak fatura çýkan sonuca göre kimseye dokundurtmadan Gürcistan liderine kesilmesi en kolay iþtir. Biraz düþünerek ve Amerikan eksenli ezberden çýkýnca hemen konu için can alýcý noktalara ulaþýlýr. Gürcistan , NATO?ya girme aþamasýndadýr. Eðitiminden aracýna dek askeri ihtiyacý NATO çevrelerince karþýlanmaktadýr. Uluslar arasý enerji havzasý yolu üzerinde bulunmaktadýr. Bu iki evrensel gerçek yanýnda en baþta Gürcistan lideri bilinen Amerikan tipi sivil darbe ?Gül Devrimi? ile iktidara geldi. Ayrýca geçen yýl oluþan sosyal tepkilere ve yapýlan yolsuzluklarla süslü seçimlere raðmen, Batý hala Þakaþvili?yi desteklemekle kalmayýp, hem NATO?ya almaya hem de yeni uluslararasý Tren yolunu bu ülkeden geçirilmesine karar verdi. Böylesi bir lider öylesi koþullarda nasýl tek baþýna karar verir? Gözden kaçýrýlan önemli bazý noktalar daha vardýr. Enerji havzasý üzerinde sýcak çatýþma olmasýna raðmen ve petrol krizi yaþanmasýna karþýn her nedense petrol fiyatlarý etkilenmedi. Oysa ufak bir Ýran gerilimi dahi piyasayý altüst etmeye yetiyordu. Ayrýca ABD?nin hep direk tavýr sonucu

bu konuda da diplomaside yetersiz kaldýðý ortaya çýktý. Ne acýdýr ki yine de bu olayda Amerikan seçimlerinde Rusya?ya karþý sert tavrý savunan, kaybetti gözüyle bakýlan Cumhuriyetçi adaya yönelmeler oldu. Genel siyaseti sorgulatan önemli bir sonuç da ?Özgürleþtirme? adýyla yapýlan ve Balkanlarda temeli atýlan giriþimin iflasýdýr. Kosova ile açýlan Pandora Kutusu tehlikeli sinyalleri þimdiden verdi. Uluslararasý sýnýrý Kosova?yla yýkan sistem artýk zorlanmaya adaydýr. Konu oldukça geniþtir. Bir makaleye sýðdýrmak hele de tek eksenli bilgilenme sürecinde oldukça zordur. Þunu eklemeden yazýyý bitirmek olmaz. Gürcistan ile Osetya iliþkisi Kýbrýs?la hiçbir benzerliði yoktur. En basiti SSCB daðýlýrken oluþan Gürcistan ile Osetya ortak yapýda buluþmadý. Bu dahi yeterli bir basit bulgudur. Gürcistan baðýmsýz olduðu günden beri Osetya hep ayrý koþullarda yaþadý. Son bir uyarý. Genelde sistem adýna çalýþanlar hep þu yanýlgýyý yaþar. Ýstenilenleri yapmakla yönetimde kalacaklarýný zannederler. Gürcistan lideri iyi bir örnektir. Gürcistan Osetya?yý dar gözlükle, Amerikancý gözlükle deðil de normal þekilde ders çýkarmak istenirse kullanýlan iþbirlikçilerin ne hale geldiklerinin canlý kanýtýdýr. www.yenicag.com.cy


12

YENÝÇAÐ

HABER

Filistinli büyük þair Mahmud Derviþ öldü... Filistin'in yetiþtirdiði dünyaca ünlü þairlerden Mahmud Derviþ, Amerika'da geçirdiði açýk kalp ameliyatýndan 3 gün sonra, durumunu aðýrlaþmasýnýn ardýndan yaþamýný yitirdi. Filistin haber ajanslarý ve Arap televizyonlarý, 67 yaþýndaki Derviþ'in ameliyat sonrasý komplikasyonlarý nedeniyle öldüðünü duyurdu. Derviþ, geçen çarþamba günü, Texas'taki Houston Memorial Hermann hastanesinde baþarýlý olduðu belirtilen bir açýk kalp ameliyatý geçirmiþti. Ancak Derviþ'in durumu kötüye gitmiþti. Filistin Yönetimi'nin, Derviþ'in naþýný Ürdün üzerinden Filistin'e getireceði de bildirildi. Mahmud Derviþ, 1941 yýlýnda, halihazýrda Ýsrail sýnýrlarý içinde bulunan Akko kentinin köylerinden ElBerva'da doðmuþ; köyünün 1948 Arap-Ýsrail savaþý sýrasýnda saldýrýya uðramasýyla, ailesi ile birlikte köyünü terketmek durumunda kalmýþtý. Çocuk yaþta þiir yazmaya baþlayan Mahmud Derviþ, ilk þiirlerini yayýmladýðý dönemde, El-Ard (Toprak) hareketinde de çalýþmaya baþlamýþtý. Filistinliler'in yaþadýðý zorluklarý dizelerine taþýyan çaðdaþ Filistin þiirinin önde gelen temsilcisi, El Ýttihad gazetesi ile El Cedid dergisinin yazý iþleri müdürlüklerini yapmýþ, þiirleri ve yazýlarý nedeniyle bir kez Ýsrail ordusu tarafýndan tutuklanmýþ, 1970 yýlýnda Ýsrail'den sürgün edilmiþ, 2 yýl bir çok Arap ülkesinde dolaþmýþtý. Þiirleri 20'den fazla dile çevrilen Filistinli þair, 2003 yýlýnda uluslararasý Nazým Hikmet þiir ödülüne de layýk görülmüþtü. Birçok þiiri Arap besteciler tarafýndan bestelenen Mahmud Derviþ'in adý, 2006 Nobel Edebiyat Ödülü adaylarý arasýnda yer almýþtý. Mahmud Derviþ'in Türkiye'de basýlan þiir kitaplarý arasýnda Zeytin Yapraklarý (1964), Filistinli Sevgili (1971), "Gecenin Sonu, Uzak Bir Sonbahar'ýn Hafif Yaðmuru, Celile'de Kuþlar Ölür, Düðünler, Uykudan Uyanýyor Sevgilim, Yedinci Deneme" bulunuyor. Derviþ, 1982 Eylül'ünde Sabra-Þatilla'da yaþananlarýn ardýndan Beyrut Kasidesi'ni yazmýþ ve bu kaside ile 1984'te de dönemin Sovyetler Birliði'nde Lenin ödülünü almýþtý.

GÜRCÝSTAN UYGULAMASI; RUSYA'NIN ARKA-BAHÇE POLÝTÝKASININ DIÞA VURUMUDUR!... Bu günü deðerlendirebilme becerisine sahip olabilmek için, düne ve dündekilere bakmakta fayda vardýr. Bu durum çoðu zaman kendisini mecburi kýlmaktadýr. Dünü tanýmak bu günü bilmemize imkan sunabilmektedir. Çarlýk Rusya'sý dönemi ayný zaman da halklar hapishanesidir. Milletler imparatorluk hükümdarlýðý altýnda yaþamakta, ayný zamanda Rusya en geri kapitalist ülke durumunda olmaktadýr. 1917 Ekim Devrimi ile birlikte, kapitalizmin en zayýf halkasý olmasý itibari ile sistemden kopmuþtur. Ekim Devriminin en önemli karakterlerinden biri olan Uluslarýn Kendi Kaderlerini Tayin Etme Hakký; ulusal boyunduruklardan kurtulma, tamamlanmamýþ ve/veya yapýlamamýþ Burjuva Demokratik Devrimlerinin, proleterya ve yoksul köylülük tarafýndan Demokratik Devrimler olarak yürütülmesinide beraberinde getirmiþtir. Proleterya kendi diktatoryasýný kurma aþamasýnda en uzun yol arkadaþý olan yoksul köylülükle yürürken, uluslarýn ancak gönüllülük temeli üzerinde birlikte olacaðý bilincindedir. Bu bilinç, kendi sýnýf diktatoryasýný kurma sürecinde Demokratik Devrimlerin, ayný zamanda çözülmesi gereken sorunlarýn çözülme halkasý olarak alýnmasýný da beraberinde getirmiþtir. Proleterya yapýsý gereði, üretim araçlarý karþýsýnda ki konumlanýþý itibariyle, uluslarýn ancak gönüllülük temeli üzerinde birlikte yaþamasýnýn kendi doðrusal geliþiminin diyalektik sonucu oluðunun farkýndadýr. Bu bilinci de, onun örgütlenmesinde kendini ifade etmektedir. Bu günden baktýðýmýzda ise gördüklerimiz, reel-sosyalizmin çöküþüdür. Kendi diktatoryasýna sahip çýkmasý gereken proleterya ve müttefiki, ondan kurtulmanýn kendi çýkarlarýna daha denk düþtüðü bilincindeliðidir. Halklar, uluslar pýtýrak gibi yerden sorunlarýyla birlikte ortaya çýkmýþlar. Baðýmsýz devletler þeklinde varlýklarýný devam ettirmenin daha doðru olacaðý noktasýna varmýþlardýr. Anlatýmlarýmýzý bir kaç cümle içinde toplarsak: ZORLUKLAR ZORUNLULUK OLARAK ELE ALINMIÞTIR. ZORLUKLARIN, ZORUNLULUK DERECESÝNE YÜKSELTÝLMESÝ ÝNDÝRGEMECÝ TEORÝK ÝFADELERLE; SOSYALÝZMÝN TEORÝKYAPISINA KATKILANDIRILMIÞTIR. ABD'NÝN KONUMLANIÞI: Sosyalist bloðun çökmesi ile birlikte, ortaya çýkan yeni durum hemen baþta ABD olmak üzere geliþmiþ diðer kapýtalist-emperyalist devletlerin ilgi odaðý olmayý beraberinde getirmiþtir. Yer altý ve yer üstü zenginlikleri

Yýlper ÝÞÇÝOÐLU

KIBRISLI yilper.iscioglu@yenicag.com.cy

2 Puan kime? Bütün oyunlarýn önceden belirlenmiþ kurallarý vardýr. Bu kurallarýn oyun içinde doðru uygulandýðýný kontrol etmek için de bahsedilen oyunun kuralarý konusunda eðitilmiþ hakemlere, oyunun hakimlerine ihtiyaç duyulur. Kýbrýs'ta oynanmakta olanýn da bir oyun olduðunu kabul ettiðimize göre bu oyunun da benzerlerine uygun kurallarý olmalýdýr ve vardýr. Bu kurallarý iyi bilen ve denetleyebilen hakemlerinin de olmasý lazýmdýr, o da vardýr. Yani kurallar, oyuncular arasýnda karþýlýklý geçerlidir ve hakem veya hakim de taraflarca kabul edilmiþ sayýlmalýdýr, buna Kýbrýs'taki oyunda itiraz eden de yoktur. Ýtiraz eden yoktur ama, bir baþka deðiþle söylersek, bölücülük için olan kalkýþmaya barýþ sever takým ve taraftarla çýkýlamayacaðý görüntüsü hakimdir ortaya konan manzarada. Kýbrýs'ta her þey halledilmiþ ama sadece topraðýn mülkiyeti meselesi halledilmemiþ gibi bir hava yaratýlmak istenmektedir. Ana tema tekrar ve bir daha maskelenmektedir, böylece. Resmi açýklama; ''en çok endiþelendiðim konu mülkiyet konusudur.'' diye yapýlmýþtýr. Kýbrýs'ta; evet, bir sorun vardýr yani bir oyun oynanmak-

tadýr ama bu oyunun içinde topraðýn kime ait olduðu konusunda bir tereddüt yoktur. Resmi aðýz bu tereddüdün olmadýðýný devamlý söylemektedir. Oyun da kurallarý da buna izin vermez zaten. Masa tenisi maçýna Greko-Romen güreþ takýmý ile çýkýlarak zorla, golf maçý yaptýrýlamaz. Anlatýlmak istenmeyen ve halk tarafýndan anlaþýlmasý istenmeyen budur. Kýbrýs, kendi saltanatýný kurtarmak için Ýngiliz'e Osmanlý tarafýndan peþkeþ çekildikten sonra 1878'de Kýbrýs'a gelen Büyük Britanya idaresi Kýbrýs'ý ve Kýbrýs'ta olan her þeyi zaptürap altýna almaya baþlamýþ ve 1905 yýlýnda Kýbrýs'ýn demografik yapýsý ile tapu ve kadastrosunun yazýlmasý Mýsýr'ýn liman kenti Ýskenderiye'de tamamlanarak kayýt altýna alýnmýþtý. Yani yüz seneden fazla bir zaman önce. Bakýnýz; Sir, Samuel White Baker 18211893; Cyprus as ý saw it in 1878 ve Mrs, Turnbull Lawrence 1927, The Royal Pawn of Venice ve A Romance of Cyprus. Görülmektedir ki, ''Kýbrýs'ta topraðýn mülkiyeti!'' diye bir sorun yoktur ve son yüz yýlda olmamýþtýr. Kayýtlar; deðiþmemiþtir, deðiþtirilmemiþtir, muhafaza edilmiþtir. AÝHM kararlarý ile uluslararasý kuruluþlarýn kararlarýnda bu mülkiyetin kesin olduðu bellidir, kayýt altýndadýr ve uluslararasý yasalarýn güvencesi altýndadýr. Daha ileriye giderek þunu da söyleyebiliriz, uluslararasý yasalara göre bu mülkiyetin 3 garantöründen biri de Türkiye Cumhuriyetidir. Sözün özü; konu topraðýn mülkiyeti üzerine deðildir, uluslararasý yasalarýn tanýmladýðý mülkiyet ile ilgi haklarýn tanýnýp tanýnmamasýdýr. Yani Evrenselin inkarý bir daha burada ortaya çýkmaktadýr. Þimdi bunu neden yazdým diyeceksiniz, açýklayayým. Kuzey Kýbrýs'ta yaratýlan

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

Ali SARITEPE kapitalist ekonomiye eklemlenmeye baþlanmýþtýr. Bunun baþlangýcý olarak da devletler ve topluluklar siyasi etkinlikler altýna alýnmýþtýr. Petrolün ve özellikle de doðal gaz kaynaklarýnýn zenginliði, ABD ve AB vb. nin stratejik çýkar sýnarlarýný buralara kadar uzatmýþtýr. Petrol ve doðal gazýn, kapitalist ekonomi kullanýmýna sokulmasý için boru hatlarý döþenmeye baþlanmýþtýr. Oluþturulan bu enerji hatlarý stratejik-güvenlik ekseni üzerinden siyasal baðlýlýklar, baðýmlýlýklarla birlikte ele alýnmýþtýr. En olmasý gereken hat ise AzarbaycanGürcistan-Türkiye güzergahý olmuþ olmasýdýr. Ayrýca, Türkiye daðýtým terminali olma özelliðini de kazanmýþ olmaktadýr. ABDA dünyanýn tek kutubu olduðunu ifade etmiþtir. Dolayýsýyla ekonomik ve siyasal düzenleme, tek kutup ekseni üzerinden olmaktadýr. Oluþacak olan küçük, minik devletler BM gözetiminde, emperyalist-kapitalist sistem çýkarlarý esas alýnarak güç verilmiþtir. RUSYA YENÝDEN ULUSLAR ARASI SAHNEYE DÖNERKEN: Reel-sosyalizmin çökmesi ile birlikte uluslar arasý güç sahnesinden çekilmek durumunda kalan Rusya, siyasal krizide beraberinde yaþamaktadýr. Putin'de ifadesini bulan yenilenme, toparlanma sürecine kadar, ekonomi durma noktasýna kadar gelmiþtir. Ülkü borç bataðý içerisinde yüzmektedir. Siyasal kriz hayatýn olmazsa olmazý olmuþtur. Putin devleti yeniden düzenleyerek -kapitalizm ekseninde-, doðal gaz getirisi ile hýzla ekonomik bunalýmdan çýkmaya baþlamýþtýr, siyasal kaos yerini siyasal istikrara býrakmýþtýr. Ve Rusya borçsuz bir ülke ve yüksek bir döviz birikimiyle tekrar sahneye çýkmýþtýr. AB ekonomisinin doðal gaza olan gereksinim yüksekliði ile birlikte siyasette de varým demeye baþlamýþtýr. Rusya merkezli Sovyet reel-sosyalizmden ortaya çýkan yeni devletleri ve topluluklarý kendisinin arka-bahçesi görerek, tekrar etkinliðini kurmaya baþlamýþtýr. Bu süreç doðal olarak ABD ile bölgesel güç mücadelesini de beraberinde getirmiþtir. Yeniden etki alanýna giren ülkeler olduðu gibi, etkisinde tutamadýðý Azarbaycan, Gürcistan vb. ülkelerde olmuþtur. Emperyal devletlerin temel prensibi kendisini bir bütün olarak burada da göstermiþtir. ELÝNDE TUTAMIYORSAN, ELÝNÝ ÝÇÝNDE TUT. Gürcistan, Rusya'nýn baský alanýnýn dýþýnda kalabilmek için NATO'ya üyelik müracaatý yaparak , güvenlik ve etnik sorunlarýný çözeceðini zannediyordu. Unuttuðu ise büyük devletler, cýkar çatýþmalarýnda her zaman küçük güçleri ve küçük devletleri MÜCADELE ZAYÝATI olarak kendi hanelerine kaydetmekte bir sakýnca görmeyeceðiydi. Rusya, Gürcistaný iþgal ederek KENDÝSÝNÝ YENÝDEN ULUSLAR ARASI SAHNEDE DÝKKATE ALINMASI GEREKEN BÝR GÜÇ OLDUÐUNU ÝLAN ETMÝÞ BULUNMAKTADIR.

topraðýn mülkiyetinin ihlali, bu ihlalden yeterince yararlanmadýðýný iddia edenler tarafýndan hep korkunç bir ihlal ve yapanlarýný ipe götürecek bir sorumluluk olarak gösterilmiþti. Tesadüfe bakýnýz, bu iddiada olanlardan ''bazýlarý'' yararlanma olanaklarý artýrýlýnca yavaþ yavaþ fikir deðiþtirerek önce '' biz Marksistler için topraðýn mülkiyeti önemli deðildir!'' denilerek deðiþtirilmiþtir. Burada;* biz, çuvaldýzýn kardeþi, *Marksist de aþaðý mahallede ikinci el TV ve cep telefonu satan ticaret erbabýnýn yandaþlarý oluyor, baþka bir þey ile karýþtýrmayýnýz. Bu yandaþlar veya ''bazýlarý'' defalarca ''size toprak ihlalini artýrma imkaný yaratarak daha büyük kar saðlatacak yeni imkanlar yaratmak üzereyim buna hazýrlýklý bulununuz!'' diye kendi *Marksistlerine talimat vermiþti. Bunlarýn hepsi hafýzalarýmýzdadýr, hatýrlayýnýz! Bu durumda, önümüzdeki oyuna bakarak; ýslak olmayan, kuru bir havuzda, palto ile yapýldýðý varsayýlan yüzme müsabakalarýnda yarýþanlarýn, futbol ayakkabýlarýnýn kramponu ile rakiplerine basarak arkadan dolaþmalarýna iki puaný veren voleybol hakeminin düdük yerine saksafon kullandýðý ortaya çýkmýþ olmaz mý? Dünya insan haklarý ihlalleri sýralamasýndaki yerimize bakýyorum da bu son iki puanýn oraya nereden ve niçin yazýldýðýný anlayamýyorum. ''Adalet mülkün temelidir!'' Mülkiyet hakkýnýn olmadýðý bir yerde, mülkiyetin olmadýðý bir yerde kim, hangi konudan bahsettiðini bilebilir? Mülkiyet hariç, yani en basit hak yok olunca hangi konuda kim anlaþmýþ olabilir? A ha de re.

www.yenicag.com.cy


15 AÐUSTOS 2008 CUMA

YENÝÇAÐ

HABER

13

www.bilban.org

ÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝK

Ayrýca Çalýþma Dairesi Yetkili Mühendisi olarak

Her türlü mekanik proje iþlerinizde hizmetinizde

u Mekanik Bilirkiþilik Hizmetleri u Kompresör, Buhar kazaný, Forklift, Vinç, vs. Testleri yapýlýr

u Sýhhi Tesisat u Isýtma u Soðutma

u Havalandýrma u Yüzme Havuzu u Altyapý Projeleri

Adres: Bedreddin Demirel Cad. No:13 Kat 1 Daire 3, GÝRNE, DERYA BUTÝK üzeri Ofis Tel: 816 1087 Fax: 815 7144 Ev: 815 4418 Cep: 0533 861 2004

RAL-KAN AUTO SOLUTION ENGÝNEERÝNG LTD Makina mühendisligi alanýnda sundugu çözümlerle hizmetinizdedir. Þht. M. Ruso Cad. Çelik Apt. Kat 1 Daire 4 K.Kaymaklý, Lefkoþa TEL: 0392 229 10 21 FAX: 0392 22912 65 TEL: 0533 863 76 11


14

YENÝÇAÐ

HABER

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

LATÝN AMERÝKA... LATÝN AMERÝKA... LATÝN AMERÝKA... LATÝN AMERÝKA...

Morales referandumdan zaferle çýktý

Küba'da siyasi mahkum azaldý

Bolivya'nýn sosyalist lideri Evo Morales, liderliðinin devamýna iliþkin referandumda zaferini ilan etti. Bolivya'da dün gerçekleþen referandumun resmi olmayan ilk sonuçlarýna göre seçmenlerden yüzde 60'ýn üzerine destek alan devlet baþkaný Evo Morales ve baþkan yardýmcýsý Alvaro Garcia görevlerine devam edecekler. Morales'in ülkenin yer altý zenginliklerini ve temel kamusal hizmetleri yeniden kamulaþtýrma politikalarý karþýsýnda ABD yanlýsý oligarþinin güçlü olduðu doðalgaz zengini doðu eyaletlerinde ayrýlýkçý faaliyetler yükselmiþ ve eyalet yönetimleri doðalgaz zenginliklerini diðer eyaletlerle paylaþmamak için ayrýlýk referandumlarý düzenlemiþti. Bunun üzerine Morales yönetimi de Devlet Baþkaný ve Baþkan Yardýmcýsý ile tüm eyalet valilerini içeren bir geri çaðýrma referandumu ile sað muhalefete karþý hodri meydan demiþti. Morales ve Garcia'nýn göreve devam için kuvvetli bir destek aldýðý referandumda Morales'in muhalifi olan altý validen dördü de bölgelerinde zafer kazandý. Halkoylamasýnda iki muhalif, biri Morales yanlýsý üç vali yeterli desteði bulamayarak, geri çaðrýldý. Prensa Latina'nýn aktardýðýna göre Potosi valisi Mario

Michael Voss / BBC Havana muhabiri

Virreina, Santa Cruz valisi Ruben Costas, Beni valisi Ernesto Suarez, Tarija valisi Mario Cossio ve Pando valisi Leopoldo Fernandez görevlerine devam edecekler. Öte yandan Cochabamba valisi Manfred Reyes, La Paz valisi Jose Luis Paredes ve Oruro valisi Alberto Luis Aguilar, seçmenlerden yeterli desteði alamadýlar. Sonuçlarý deðerlendiren Evo Morales, ülkedeki belli baþlý sanayi kollarýnýn kamulaþtýrýlmasýný öngören reformlarýna devam sözü verdi. Sonuçlar Morales'e programýný ilerletmede cesaret vereceði gibi oligarþinin direncinin de kýrýlmayacaðý ve sað muhalefetin devam edeceði bir durum açýða çýkarýyor. Göreve gelmeden önce yürüttüðü seçim stratejisinde ülkedeki diðer sosyalist örgütlenmeler ve aydýnlarýn, Lula benzeri merkez-sol bir çizgide ilerleyeceði yönünde tahminler yürüttüðü Morales, toplumsal hareketler sokaktan çekilmedikçe ve kendisini sýkýþtýran oligarþi karþýsýnda beklenenden daha sol bir çizgide ilerledi. Morales son dönemde ayakta kalabilmesini ayný zamanda halk desteðinin devam etmesini saðlayan sosyal programlara borçlu.

Küba'nýn en büyük insan haklarý örgütü, adadaki siyasi mahkum sayýsýnýn son altý ayda azaldýðýný açýkladý. Raul Castro iki yýl önce liderliði kardeþi Fidel'den devraldýðýndan beri, ülkede siyasi mahkum sayýsý düþüþte. Küba Ýnsan Haklarý ve Ulusal Uzlaþma Komisyonu adlý örgütün raporuna göre, adada halen 219 siyasi mahkum bulunuyor. Bu, Ocak ayýndan bu yana 15 kiþilik bir azalmaya iþaret ediyor. Fakat örgüt rakamlardaki azalmanýn, Raul Castro döneminde muhaliflere daha iyi davranýldýðý anlamýna gelmediðini de söylüyor. Aksine Küba'da "keyfi sistematik gözaltýlarýn" ciddi þekilde arttýðýný belirtiyor. Buna göre muhalifler artýk kamuoyu önünde, açýkça tutuklanýp hapsedileceklerine, polis tarafýndan sessizce alýnýp götürülüyor. Gözaltýlar genelde planlanan toplantý ve mitinglerden önce yapýlýyor; sonra muhalifler 24 saat içinde, herhangi bir suçlama getirilmeden serbest býrakýlýyor. Küba Ýnsan Haklarý ve Ulusal Uzlaþma Komisyonu yasadýþý, fakat yetkililerce göz yumulan bir örgüt. Komisyon Baþkaný Elizardo Sanchez, yýlda iki kez yayýmladýklarý raporlarýn sonuncusunda insan haklarý alanýnda iyileþmenin en azýndan kýsa vadede mümkün görünmediðini söyledi. Son iki yýlda salýverilen mahkumlardan çoðu, cezalarýný tamamlayanlar ya da saðlýk sebepleriyle tahliyesine karar verilenler. Kübalý yetkililerse ülkede siyasi mahkum olmadýðýný, bunlarýn ABD tarafýndan devrime zarar vermek için tutulan "paralý askerler" olduðunu söylüyor. Raul Castro iktidara geldikten sonra BM Ýnsan Haklarý Sözleþmesi'ne imza attý. Cumhurbaþkaný Castro ayrýca cep telefonu ve bilgisayar sahibi olmayý kolaylaþtýrýp, ekonomik reformlar da yaptý. Ancak siyasi deðiþim konusunu gündemine almadý.

FARC: Uribe varsa barýþ yok (La Jornada)- Hizmet dýþý býrakýlan Enrique Banquez Martínez, 2000 yýlýnýn Þubat ayýnda El Salado bölgesinde altmýþtan fazla köylü müzisyenin, aþýrý saðcý gruplar tarafýndan aðaçlara asýldýktan sonra kafalarýnýn kesildiðini, Kolombiya adaleti önünde açýkça itiraf etti. Yirmi yýl süresince, özellikle sivil halktan 9000 kiþiyi öldüren AUC (Kolombiya Öz Savunma Birliði; Kolombiya'nýn en büyük paramiliter örgütü) elemanlarýnýn, 20 yýl sonra görevlerine son verilmesi konusunda, Uribe hükümeti ile bir iþ yüzünden anlaþmazlýða düþerek iþine son verilen ve buna karþýlýk olarak alacaðý cezadan indirim yapýlmasýný isteyen paramiliter Enrique Banquez (ve ortaðý Juancho Dique) Barranquilla þehir savcýsýna her þeyi anlattý. Bu savcý, 2003 -2006 yýllarý arasýnda, Alvaro Uribe hükümeti ile aþýrý saðcý AUC arasýndaki iliþkileri araþtýrarak, bu gruplardan 32 bin kiþinin silahsýzlandýrýlmasýný onaylamýþtý. Ýtirafçý, Bolivar Departmaný'ndan (Kolombiya'da ülke idari olarak eyalet benzeri bir yapý olan departmanlara bölünmüþtür; ç.n) 300 AUC üyesinin, Salado bölgesinde bulunan köye, gerillalara sempati duyan köylüleri öldürmek amacý ile geldiklerini söyledi. Sözde isyaný durdurma bahanesiyle, olay yerine gelen askeri birliklerin, AUC üyelerine destek verdiklerini de doðruladý. Barranquilla þehir savcýsý, yine bu katliamla ilgili olarak, paramiliterlerle iþbirliði yaptýðý þüphesi ile emekli deniz filosu komutaný Hector Pita'yý ifade vermeye çaðýrdý. El Salado katliamýnda, bugüne kadar altmýþ kiþinin öldüðü

söylendi. Fakat baþsavcýlýk makamý geçen ay, yerleþim bölgesindeki þahitlerin ve aralarýnda Banquez'in de bulunduðu itirafçý paramiliterlerin ifadelerine dayanarak yalnýz o sefer için yüzden fazla köylünün katledildiðini, katledilen kurbanlarýn evlerinin yakýldýðýný ve 280 kiþinin de köyden kaçmak zorunda kaldýklarýný açýklamýþtý. Katliam günü olanlarý, salý günkü oturumda anlatan itirafçýlardan biri "El Tiempo de Bogota" gazetesine "Bunlarý anlatmanýn ne kadar zor olduðunu söyleyemem ama anlatmak daha iyi… El Salado kurbanlarýnýn bazýlarý aðaçlara asýlarak süngülendikten sonra kafalarý kesildi. Bu esnada diðerleri, davul, gayda ve keman çalarak eðlendiler. Üç veya dört saat süren katliam süresincede eðlenmeye devam ettiklerini" söyledi. Ayný itirafçýya, 2001 yýlýnýn Ocak ayýnda 27 kiþinin öldürüldüðü Chengue köyü katliamý ve diðer katliamlar sorulunca 565 cinayet olayýna katýlmýþ olduðunu belirtti. El Salado katliamý Rodrigo Tovar Pupo'nun (Jorge 40) adamlarý tarafýndan gerçekleþtirildi. Bu cani ve 13 eski paramilitar þefi, uyuþturucu trafiðinde görevlendirilerek geçen mayýs ayýnda, Amerika Birleþik Devletleri'ne geri gönderildiler. Jorge 40'ýn el konulan bilgisayarýnda, parapolitica diye adlandýran, siyasetçilerin paramilitarlarla olan iliþkileri açýða çýkarýlmýþ ve yüksek mahkeme, 70 milletvekili hakkýnda soruþturma açmýþ ve de bunlardan 32 siyasetçiyi suçlu bularak tutuklamýþtý. Sadece siyasi cinayetlere katýlmakla kalmayan, her türlü pis

iþlerin içinde bulunan Juancho Dique, Kuzey Bolivar bölgesinde, 2003 yýlýnda yapýlan yerel seçimlerde, 18 belediye baþkanýnýn, AUC elemanlarýnýn desteðiyle seçildiklerini de açýkladý. Durum böyle iken, Kolombiya Devrimci Silahlý Güçleri (FARC) sekretaryasýndan Ývan Marquez, Telesur televizyonu tarafýndan yapýlan röportajda, "silahlý mücadeleye devam edeceklerini ve savaþý bitirmek için Alvaro Uribe hükümeti dýþýndaki baþka bir partinin, hükümet olmasý durumunda, siyasi bir çözüm arayabileceklerini" belirtti. Ývan Marquez, "Sorun silahlý mücadele deðil, onu motive eden nedenlerdir" diyerek "son saldýrýdan sonra, gerillalarýn bozguna uðratýldýðýný söyleyenlerin insanlarý kandýrmaya çalýþtýklarýný" belirtti. 1964 Mayýs'ýndaki Marquetalia* katliamýndan (FARC bu saldýrýdan hemen sonra kuruldu; -ç.n) bu yana, çeþitli hükümetlerin tarihini bile saptadýklarý, kendilerini yok etmeye yönelik birçok planlarýnýn(!) buluna geldiðine iþaret etti. Komutan Ivan Marquez "Alvaro Uribe ile barýþ ancak bir düþ olabilir. Mücadeleye siyasal bir çözüm; sadece olasý baþka bir hükümetle… Yani bölgelerdeki askeri birlikleri kaldýrabilecek, Gringo'larý (Latin Amerika'da ABD'lier gringo diye anýlýyor; ç.n) evlerine gönderebilecek…" sözün kýsasý en üst düzeyde objektif olabilecek, yeni bir hükümet ile" ya da "yönetim merkezinin, ülkenin en büyük isyan hareketinin eline geçmesi…" ile mümkün olabileceðini söyledi. Komutan Ývan konuþmasýný; "eðer, gerilla örgütümüz çatýrdamakta olsaydý, Kolombiya için

Manta (Ekvador hükümetinin kapatmayý düþündüðü, Ekvador sýnýrlarý içinde bulunan, bölgenin en büyük ABD askeri üssü; ç.n) askeri üssünden geçerek buraya gelemezdim. Burada sizlerle konuþuyor olamazdým. Asýl çatýrdamakta olan, Kolombiya'nýn, narco-paramiliterizme (uyuþturucu ticareti ve paramiliter faaliyetlerin bir arada yürütüldüðü yapý; ç.n) kokaine ve kana bulaþmýþ, çürüyen gayrimeþru kurumlarýdýr" diyerek sürdürdü. FARC sekretaryasýndan komutan Ývan Marquez, "FARC liderlerinin, hapis tuttuklarý rehineleri salývermelerine karþýlýk kendilerine Fransa'da siyasi sýðýnma hakký verilmesi önerisine hazýr olduklarý iddilarýný" yalanladý ve bu planýn "gerillalarýn haysiyetine bir saldýrý" olduðunu belirtti. Marquez, "gerçek savaþçýlar, ülkelerinin daðlarýný ve inançlarýný aþaðýlýk bir denizaþýrý sürgüne deðiþmezler" dedi. Fidel Castro'nun, ormanlarda tutulan sivil rehinelerin serbest býrakýlmasý konusundaki önerisi komutan Marqueze sorulunca, Amerikan "imparatorluðunun ve Uribe rejiminin cezaevlerinde bulunan, savaþçý gerillalarýn özgürlüklerini, her koþulda aramak onun da hakký" diyerek,

efsanevi komutanýn gerillalarý desteklediðini söyledi. Guantanamo ve Ebu Garip cezaevlerinde haklarý gasp edilerek tutulan binlerce esirin ve Amerikanýn farklý hapsa hanelerinde bulunan "beþ Kübalý kahramanýn" da ayný þekilde acý çektiklerine iþaret ederek, zindanlarda tutulan bu yoldaþlarý düþünmek gerektiðinin altýný çizdi. Bölgesel anti-narkotik zirvesi Diðer taraftan, büyük uyuþturucu patronlarýna karþý etkili yaptýrýmlarýn bulunmadýðý ve uyuþturucu üretiminde herhangi bir azalmanýn görülmediði cesaret kýrýcý bir ortamda, Kolombiya Ýdari Ýþleri, 18 yýl sonra, 6 Devlet Baþkaný ve temsilcilerinin katýlacaðý, bölgesel bir anti-narkotik zirvesi gerçekleþtireceklerini açýkladý. Buluþma bu Cuma günü, Kolombiya'nýn Cartagena limanýnda gerçekleþeçek. Meksika Devlet Baþkaný Felipe Calderon'nun, Salvador Baþkaný Elias Antonio Saca'nýn, Guatemala baþkaný Alvaro Colom'un, Panama baþkaný Martin Torrijod'ýn, Dominik Cumhuriyeti baþkaný Baþkaný Leonel Fernendez'in ve ev sahibi Alvero Uribe'nin zirveye katýlacaklarý açýklandý.


YENÝÇAÐ

15 AÐUSTOS 2008 CUMA

HABER

15

Mýsýr'dan 'tünel operasyonu'

Müþerref seçeneklerini inceliyor... Pakistan'da hükümet ortaklarýnýn, Cumhurbaþkaný Pervez Müþerref'in azledilmesi için harekete geçeceklerini açýklamasý ardýndan, Müþerref'in önündeki seçenekleri deðerlendirdiði bildiriliyor. 1999 Yýlýnda bir askeri darbeyle iþbaþýna gelen Pervez Müþerref, siyasi hayatýnýn en büyük sýnavýný vermeye hazýrlanýrken, henüz ne yapacaðý konusunda hiçbir açýklamada bulunmadý. Danýþmanlarý ve avukatlarýyla toplantýlar yapan Pervez Müþerref'in, saðlam bir savunmaya dayanak oluþturacak desteðe sahip olup olmadýðýný deðerlendirdiði tahmin ediliyor. Þubat ayýnda yapýlan seçimlerden galip çýkan iki büyük partinin liderleri, Cumhurbaþkanýn derhal azledilmesi için giriþimlerde bulunacaklarýný bildirdiler. Ancak bunun Pakistan'daki eyalet meclislerinden, parlamentodan ve bir olasýlýkla hukuk mercilerinden geçirilmesi haftalar alacak. Koalisyon liderleri, azil kararýný parlamentodan geçirecek sayýda oya sahip olduklarýný vurguluyorlar ancak 17 baðýmsýz senatörün ve küçük partilere üye milletvekillerinin benimseyecekleri tutum, sonuçta belirleyici olacak. Ýktidardaki partilerden birinin önde gelen bir yetkilisi, gelecek hafta, Cumhurbaþkanýnýn anayasayý hangi bakýmlardan ihlal ettiðini gösteren bir iddianamenin gelecek hafta sunulabileceðini kaydetti. Yetkili, listede yeralan suçlamalarýn çok uzun bir liste oluþturduðunu ve okunmasýnýn bir saat alacaðýný söyledi. Cumhurbaþkaný Müþerref'in yandaþlarý, Müþerref'in azletme kararýna meydan okumasýný istiyorlar. Ancak Cumhurbaþkaný Müþerref'in, oylamayý kazanma þansý olmadýðýna kanaat getirmesi durumunda, istifa etmeyi yeðleyebileceði bildiriliyor.

Mýsýrlý yetkililer, Gazze Þeridi'ne yakýt kaçýrmak için yeraltýnda açýlmýþ bir tünel þebekesi bulduklarýný duyurdular. Mýsýr polisi, sýnýr bölgesinde bu hafta 20 kadar tünel ortaya çýkardý. Güvenlik güçleriyle kaçakçýlar arasýnda bugün çýkan çatýþmalarda kaçakçý olduðu düþünülen 18 ve 15 yaþlarýnda iki Filistinli yaralandý, tüneldeki üçüncü bir zanlý da gözaltýna alýndý. Tünellerde ise çok miktarda yakýt, gýda, ve sigara ele geçirildi. Hamas'ýn Gazze Þeridi'nde kontrolü ele almasýnýn ardýndan, Ýsrail geçen yýl Haziran ayýnda Gazze'yi ablukaya altýna almýþtý. Bu yýlýn Haziran ayýnda ise Ýsrail ve Hamas, Mýsýr'ýn arabuluculuðunda bir ateþkes anlaþmasýna varmýþtý. Ýsrail yetkilileri sýk sýk Mýsýrlýlarýn, tünelleri aramak ve onlarý ortadan kaldýrmak için yeterli derecede çaba harcamadýðýndan söylüyor ve bu durumdan þikayet ediyordu. Amerika Birleþik Devletleri yönetiminden de Mýsýr'a benzer eleþtiriler

geliyordu. Mýsýr suçlamalarý reddediyor. Bazý Gazzelilerse, Mýsýrlýlarýn, zehirli gaz kullanarak tünelleri bul-

maya çalýþtýklarýný, bu gazlarýn ölümlere de yol açtýðýnýn bilindiðini belirtiyor.

Moritanya'da darbe... Afrika'nýn kuzey batýsýndaki Moritanya'da ordu darbe düzenleyerek yönetimi ele geçirdi. Ülkenin demokratik seçimle belirlenen ilk lideri olan Cumhurbaþkaný Sidi Uld Þeyh Abdallahi ikametgahýný basan askerlerce gözaltýna alýndý. Cumhurbaþkaný, ordudaki bazý komutanlarý görevden alma giriþiminde bulunmuþtu. Yönetime el koyan konseyin baþýnda da görevden alýnmasý düþünülen yetkililerden biri olan cumhurbaþkanlýðý muhafýzlarýnýn komutaný var. Baþkent Nuakçot sokaklarýnda çok sayýda asker bulunduðu, toplanan 50 kadar protestocunun gözyaþartýcý gazla daðýtýldýðý haber veriliyor. Afrika Birliði darbeyi kýnadý ve anayasal yönetime dönülmesini istedi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon da bir an evvel anayasal düzene geri dönülmesi çaðrýsýnda bulundu. ABD bir kýnama açýklamasý yaparken,

BAÞSAÐLIÐI Deðerli dostumuz Kemal Güçveren'in kýymetlisi yengesi

AYÞE GÜÇVEREN'in Vefatý dolayýsý ile tüm ailenin acýsýný paylaþýr baþsaðlýðý dileriz.

YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ

serbest seçimler sonucu iktidara gelmiþti. Maden kaynaklarý bakýmýndan zengin olan ülkenin yakýnlarda petrol de bulmasý, ekonomisi açýsýndan umut verici bir geliþme olarak görülüyordu. Cumhurbaþkaný'nýn yaný sýra Baþbakan Yahya Uld Ahmed ElVakýf da gözaltýna alýndý. Cumhurbaþkanýnýn yeri bilinmiyor ancak baþbakanýn bir kýþlaya götürüldüðü belirtiliyor.

Avrupa Birliði Moritanya'ya yardým sevkiyatýný ve iþbirliðini kesebileceði uyarýsýnda bulundu. AB ülkeye 150 milyon euro'yu aþkýn yardým veriyor. Üç milyon nüfuslu yoksul Afrika ülkesi Moritanya, 1960'da Fransa'dan baðýmsýzlýðýný kazanmasýndan bu yana çok sayýda askeri darbeye sahne oldu. Cumhurbaþkaný Abdallahi da bir askeri darbeden sonra düzenlenen

Darbeyi destekleyen milletvekilleri Ülke, iki hafta önce hükümete verilen güvensizlik oyundan bu yana siyasi kriz içindeydi. Pazartesi günü de 48 milletvekili iktidar partisinden istifa etmiþti. Milletvekilleri darbeden sonra bir açýklama yayýnlayarak ordunun eylemlerini desteklediklerini bildirdiler ve halký deðiþim ve reform güçleri diye niteledikleri bu hareketi desteklemeye çaðýrdýlar.

Nijerya Bakassi'den vazgeçiyor Toprak anlaþmazlýklarý yüzünden savaþýn eþiðine gelen iki Batý Afrika ülkesi bugün bu sayfayý kapatmaya hazýrlanýyor. Bin kilometrekarelik yarýmadanýn 300 binden fazla nüfusu var. Nijerya ile Kamerun, aralarýndaki sorunu Uluslararasý Adalet Divaný'na taþýmýþtý. Çýkan karar uyarýnca Nijerya, petrol zengini olduðu düþünülen Bakassi yarýmadasýný Kamerun'a býrakma sürecini bugün tamamlýyor. 300 bin kiþilik Bakassi nüfusunun çoðu, kendilerini Nijeryalý olarak görüyor. BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon'a göre devir iþlemi, sýnýr sorunlarýnýn müzakere yoluyla çözülmesi açýsýndan "bir örnek". Ancak Afrika muhabirlerimizden James Read, özellikle Nijerya'da tartýþmalarýn dinmediðini belirtiyor. Nijerya, Uluslararasý Adalet Divaný'ndaki temyiz giriþimini de kaybedince bölgeyi Kamerun'a býrakmayý iki yýl önce kabul etmiþti. Ancak devrin gerçekleþmesi hukuki itirazlar ve siyasi muhalefet dolayýsýyla gecikti. Daha geçen ay Nijerya'nýn Federal Yüksek Mahkemesi iþlemlerin durdurulmasýný istedi.

Ortak petrol keþfi Nijerya Cumhurbaþkaný Umaru Yar'Adua ise taahhütlerini yerine getirmekte kararlý davrandý. Cumhurbaþkanýnýn bir sözcüsü, sürecin "cumhurbaþkaný dahil herkes için acý verici olduðunu", ancak Nijerya'nýn "uluslararasý topluma söz verdiðini ve bu sözü tutma sorumluluðu olduðunu" söyledi. Bakassi yarýmadasý, Afrika'nýn batýsýndaki Gine Körfezi'nde yaklaþýk bin kilometrekarelik bir çýkýntý. Binlerce kiþi, Kamerun hükmünde yaþamamak için balýkçýlýk yaptýklarý köylerini terketti. Bu gruplara yarýmadada küçük bir yer ayrýldýðý ancak bu yerin denizden uzak olduðu belirtiliyor. Bakassi'de son bir yýlda ciddi bir silahlý direniþ de yaþandý. Nijeryalý devir karþýtý militanlarla, Kamerun güvenlik güçleri arasýnda çýkan çatýþmalarda geçen yýl 50 kiþi öldü. Bugün yarýmadadaki baþlýca kent olan Abuna'da yapýlacak bayrak deðiþimi töreninin aksamamasý için sýký önlemler alýndý; törenin süre ve kapsamý daraltýldý.


HAFTALIK SÝYASÝ GAZETE

TALÝMATLA YÖNETÝLMEYE HAYIR !

A C E N T A L A R A

K A R Þ I

S O S Y A L Ý S T

S E Ç E N E K !

Kan Testiyle Akciðer Kanseri Tespiti Nagazaki Kayýplarýný Andý

Amerikalý bilim adamlarý, basit bir kan testiyle erken aþamadaki akciðer kanserlerinin saptanabileceðini ortaya koydu. TÜBÝTAK'ýn popüler bilim dergisi "Bilim ve Teknik"in Aðustos sayýsýnda yer alan habere göre, Pensilvanya Üniversitesi'nden týp doktoru Yrd. Doç. Dr. Anil Vachani ve çalýþma arkadaþlarýnýn kullandýðý test, baþlangýç aþamasýndaki tümörün kana salgýladýðý faktörleri taramak yerine hastanýn kan dolaþýmýndaki kendi beyaz kan hücrelerindeki gen ifadelerine bakýlmasý temeline dayanýyor. Dr. Vachani çalýþmalarý ile ilgili olarak, "Bu hücrelerdeki gen tiplerinin bizlere kanserin var olup olmadýðýný söyleyebileceðini bulduk" ifadesini kullandý. Yöntemin doðruluðunu ve geçerliliðini sýnamak için araþtýrmacýlar, yaþ, sigara içme durumu, cinsiyet ve ýrk bakýmýndan ayný özellikler taþýyan akciðer kanserlerinin erken evrelerindeki 44 hasta ve 52 saðlýklý bireyden oluþan bir kontrol grubu oluþturdu ve kanserin varlýðýný saptamada kullanýlabilecek en iyi hedefi belirlemek için birtakým genetik diziler kullandý. 15 gen dizisinin yüzde 87'lik bir oranla en yüksek

YENÝÇAÐ

doðruluðu taþýdýðýný buldular. Dr. Vachani, þunlarý kaydetti: "Bu bulgular, akciðer kanserlerinin dolaþýmdaki beyaz kan hücreleriyle etkileþtiðini ve bu hücrelerdeki etkin gen tiplerini deðiþtirdiðini gösteriyor. Elde edilen bu sonuç, ileride akciðer kanseri kuþkusu taþýyan hastalarda non-invaziv tanýsal bir testin geliþtirilmesi için kullanýlabilir. Hastalardaki kanser riskini daha kesin bir þekilde belirleyebilecek bu tanýsal test, çok deðerli olabileceði gibi gereksiz cerrahi müdahaleleri, biyopsileri ve yinelenen görüntüleme tetkiklerini azaltacak ve önemli ekonomik etkileri olacaktýr." Dr. Vachani, bu yaklaþýmýn akciðer kanseri tanýsýnda kullanýlabilirliðini daha iyi deðerlendirmek için daha geniþ gruplar üzerinde doðrulama çalýþmalarý yapmayý planladýklarýný ve sonuçlarýn umut verici olmasý durumunda gelecekte klinik bir deneyde sýnamak istediklerini belirtti. Araþtýrma, Amerikan Göðüs Derneði'nin 20 Mayýs 2008'de Toronto'da gerçekleþtirilen uluslararasý konferansýnda da sunuldu.

A D R E S : A t a t ü r k C a d. 2 6 / 1 C a n d e m i r 7 A p t. Le f ko þ a w w w. y e n i c a g. c o m. c y

Japonya'nýn Hiroþima kentine atýlan ilk atom bombasýndan sonra ikinci hedef olan Nagazaki kenti, bombanýn atýlmasýnýn 63. yýl dönümünde kayýplarýný andý. 1945'de bir ABD B-29 bombardýman uçaðýnýn atom bombasýný attýðý Nagazaki'de bir araya gelen binlerce insan, ölenlerin anýsýna bir dakika saygý duruþunda bulundu. Hiroþima'da felakete neden olan ilk atom bombasýndan 3 gün sonra Nagazaki'de patlayan ikinci bomba, 74 bin kiþinin ölümüne neden oldu.

TEL: 227 4917 FA X : 2 2 8 8 9 3 1

Nagazaki "Barýþ Parký"nda yapýlan törende konuþan Belediye Baþkaný Tomihisa Taue, dünyanýn nükleer silahlardan arýndýrýlmasý çaðrýsý yaptý. Taue, Rusya ve ABD'nin silahsýzlanma yarýþýnýn baþýný çekmesi gerektiðini kaydetti. BM ve uluslararasý topluma, "Kuzey Kore, Pakistan ve Ýsrail'deki nükleer silahlarýn ve Ýran'ýn muhtemel silah geliþtirme çabalarýnýn görmezden gelmemeleri" çaðrýsý yapan Belediye Baþkaný, bu ülkelere karþý önlem alýnmasý gerektiðini belirtti.

e-mail: y e n i c a g @ y e n i k i b r i s. o r g


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.