4 minute read

Merak Edilenler

Next Article
Tekno Oto

Tekno Oto

Akıllı Telefonların Gelişimi

Akıllı telefonların gelişimi biraz yavaşladı gibi görünüyor. Aslında bu konu kişiden kişiye ve konuyu nasıl ele aldığınıza göre değişiklik gösteren bir durum. Yavaşladı diyen kesim tarafından bakacak olursak neden yavaşladığını, yavaşlamadı diyenler açısından bakarak da neden yavaşlamadığını anlatıp, ardından kişisel görüşlerime göre akıllı telefonların geleceğini ve ileride bizleri nelerin beklemekte olduğunu sizlere aktaracağım. İsterseniz lafı çok fazla uzatmadan, “Neden yavaşladı?” biraz bundan bahsedelim…

Advertisement

Batuhan Dönertaş

AKILLI TELEFONLARIN GELİŞİMİ NEDEN YAVAŞLADI?

5-10 yıl öncesine gittiğimiz zaman, neredeyse her akıllı telefonun farklı bir tasarıma sahip olduğu rahatlıkla görülüyordu. Tuş takımı, ekranı, teknik özellikleri ve

kullanıcıya sundukları bir noktada değişiyor ve şu an olduğu gibi her telefon birbirine benzemiyordu. Durum böyle olunca, akıllı telefonlar hızlı bir şekilde gelişiyor ve kullanıcının tercih edebileceği birçok model ortaya çıkıyordu. Günümüze baktığımızda, neredeyse tüm telefonların aynı donanımları kullandığını ve birbirine çok benzer tasarımlar sunduğunu görebiliyoruz. Şu an Snapdragon 865 işlemcisini kullanan ve 6-8 GB RAM barındıran en az on farklı telefonu hemen sayabiliriz. İşte bu duruma gelmemizin nedeni, akıllı telefon dünyasının artık yalnızca telefon olarak görülmüyor olması diyebiliriz. Akıllı telefonlar, firmaların en çok kazanç sağladığı ürünlerden biri olurken, bu kazancı en düşük maliyetle ortaya çıkarma ve daha da fazla kar etme amacı gütmeleri nedeniyle, ortaya birbirine benzer model çıkar hale geldi.

UZUN BİR SÜREDİR “VAY!” DİYEMEDİK

Uzun zamandır ortaya “Vay!” dedirten bir akıllı telefon teknolojisi sunulmadı. En azından bunu, konuya hakim ve ilgili biri olarak kendi adıma rahatlıkla söyleyebilirim. Güzel fotoğraf ve video çekiyorlar, yüksek işlemci gücüne sahipler ve bataryaları da gelişiyor… Ama işin gerçekliğine indiğimiz zaman, büyük bir gelişim söz konusu değil gibi görünüyor. “Gibi görünüyor” dememin sebebini birazdan “akıllı telefonlar aslında gelişiyor” dediğim kısımda anlatacağım.

DAHA ÇOK KAR İSTEĞİ, GELİŞİMİ YAVAŞLATIYOR

Aslında akıllı telefonların gelişimindeki yavaşlamanın en büyük nedeni olarak, şirketlerin daha çok kar elde etmek istemeleri ve belirli teknolojiler üstünde ayrıca bir ar-ge çalışması yürütmemeleri gösterilebilir. Şu an kendi işlemcisini kullanan Apple,

Farklı tasarımlardan, benzer tasarımlara

Huawei ve kısmi olarak Samsung’dan başka marka aklıma gelmiyor. Samsung’a kısmi olarak dememin sebebi ise, Türkiye’ye Exynos işlemcili amiral gemisi versiyonlarını getirse de, ABD ve Avrupa’da Snapdragon’lu versiyonlarını satışa sunuyor. Bunun yanı sıra giriş ve orta seviye akıllı telefonlarının yüzde 80’ninden fazlasında yine Qualcomm’un işlemcilerini kullandığını aktarmamda fayda var. Yani bu durum biraz hazıra dayanmak. “Bu varken, ben neden vakit ve para harcayayım?” demek gibi bir şey. Çoğu üretici arge çalışmasına çok fazla önem vermiyor. Genelde odaklanılan nokta tasarımsal oluyor ve farklı bir ürün satıyormuş hissiyatına bürünmek adına katlanan telefon gibi tasarımsal olarak ilginç gelse de, kullanışlılık açısından pozitif katkı sağlamayan ve tam manasıyla tamamlanmamış, prestij amaçlı ürünleri piyasaya sunmaları ile sonuçlanıyor.

AKILLI TELEFONLAR NASIL HIZLI BİR ŞEKİLDE GELİŞİYOR?

Ben daha çok bu noktadan bakan biriyim. Aslında bardağın dolu tarafından baktığımı da söyleyebiliriz. Çünkü tasarım dışında ortaya çıkan performans benim için daha önemli. Bugün bir akıllı telefon alırken, yalnızca telefon almıyoruz. Küçük bir cep bilgisayarı alıyoruz. Tüm işlerimizi, her istediğimizi yapabilme kapasitesine sahip bir ürün alıyoruz. Telefonlar, yalnızca donanımlardan oluşmuyor. Yazılım da gelişmeye devam ediyor. Her geçen gün hem daha kaslı hem de daha iyi yazılıma sahip akıllı telefon modelleri görüyoruz.

İŞLEMCİ, GRAFİK BİRİMİ, RAM VE DEPOLAMA

Yalnızca bunlara baktığımız zaman dahi, neredeyse kullandığımız bilgisayarlar kadar güçlü telefonlara sahip olduğumuzu ve bu gücün çok küçük bir cihaza sığdırıldığını fark edebilirsiniz. Belki saf güç olarak bilgisayarların çok gerisinde olabilirler, fakat geliştirilen yazılımlar sayesinde biz bu güç farkını hissetmeden, bilgisayarda gerçekleştirdiğimiz neredeyse tüm işleri, telefonlarda da yapabiliyoruz. Bu nedenle bana göre akıllı telefonların gelişimi yavaşlamadı. Hatta telefonların fiyatları hakkında da bir fikir belirtmek

Her geçen yıl akıllı telefonları daha fazla kullanıyoruz

istiyorum. Çok pahalı diyoruz. Evet, pahalılar ama neye göre kıyaslıyoruz? Evimize aldığımız ve yalnızca bir şeyler izlemek için kullandığımız televizyonlara binlerce lira ödemiyor muyuz? Ödüyoruz. Bu noktadan bakınca, bence telefonlar çok da pahalı değil. Tüm özel hayatımızın içinde bulunduğu ve günde yüzlerce kez bakıp kurcaladığımız, işlerimizi hallettiğimiz ürüne verdiğimiz paralar çok fazla değil. İnsanların aklına sadece “Alo” dediğimiz ürünler kazındığı için akıllı telefonların fiyatına yüksek deniliyor. Türkiye’de vergilerden dolayı aşırı yüksek ücretler ödüyoruz, fakat dünya geneline baktığınız zaman aslında çok da pahalı değiller. Rahatlıkla ulaşılabilir görünüyorlar.

AKILLI TELEFONLARIN GELECEĞİ NE OLACAK?

Bu konuda sizlere tahminlerimden bahsedebilirim, çünkü geleceği görmem imkansız. Şu anki teknolojiye ve firmaların öne

çıkarmak istediği teknolojilere baktığımız zaman, akıllı telefonların tamamen giyilebilir teknolojilerle özdeşleşip, bir noktadan sonra sesli asistanlar ve giyilebilir teknolojiler üstünden ilerleyeceğini öngörüyorum. Akıllı saatler, kablosuz kulaklıklar, vb. ürünler. Markaların geneli kendi ekosistemlerini kurup, en stabil performansı vermeye çalışıyor. İstenilen noktaya gelindiği zaman, akıllı telefonları unutacağımızı söyleyebilirim.

İLK ÖNCÜ E-SIM DESTEKLİ AKILLI SAATLER

Bu konuyla ilgili ilk aklıma kazınan atılım, Apple’ın e-sim destekli akıllı saatleri oldu. Telefonunuzu evde unutsanız dahi, e-sim sayesinde saatinizi bir telefon gibi kullanabiliyor ve telefondan bağımsız olarak telefon görüşmesi gerçekleştirebiliyorsunuz. Durum böyle olunca, giyilebilir teknolojinin ileride tüm hayatımıza gireceğini düşünmek çok da zor olmuyor. Tabi bu durum, çok kısa zaman içerisinde gerçekleşebilecek bir şey değil. Biraz daha zaman var. Akıllı telefonların gelişimini baz alırsak, bu tür teknolojilerin gelişmesi çok daha zor ve uzun sürecek gibi görünüyor.

5G OYUNU DEĞİŞTİREBİLİR

İşin içine 5G gibi bir teknoloji girince, ne olacağına bir de bu yönden bakmak gerekiyor. 5G duyurulmuş olsa ve her gün ismi geçse de, halen günlük hayatımızda aktif olarak kullanamıyoruz. Aslında şu anda hepimiz için üzerinde konuşulması erken bir teknoloji olarak adlandırılabilir. Çünkü 5G’nin ülkemizde en erken kullanım tarihinin 2021 yılının sonları olduğunu

Artık sadece “Alo” demiyoruz

söyleyebilirim. Bu sebeple 5G konusuna şu an girmek istemiyorum. Fakat şunu sizlere şimdi söyleyebilirim; teknolojiyi hayatımıza doğru bir şekilde entegre eder ve yeterli çalışmaları doğru bir şekilde konumlandırırsak, “Yavaşladı mı? Yavaşlamadı mı?” sorusunu ve benzer soruları hiçbir zaman sorgulamamıza gerek kalmayacak…

This article is from: