10 minute read

Teknoloji Dünyası

Next Article
Tekno Güncel

Tekno Güncel

Arda Meriç ile Teknoloji Dünyası

Herkesin Merak Ettiği “HMS” Nedir?

Advertisement

Bu makalemde, son günlerin en çok konuşulan ve merak edilen konusuna sizler için değinip, konuya açıklık getireceğim. GMS nedir? HMS nedir? Huawei telefonlar GMS olmadığı için güncelleme alır mı? almaz mı? Neden HMS kullanmalıyım? gibi birçok sorunun cevabı ve daha fazlası bu makalemde sizleri bekliyor.

İLETİŞİM SERVİSLERİ HER ŞEYİMİZ OLDU

Son yıllarda akıllı telefonların hayatımızın her alanına girmesiyle birlikte lokasyon servisleri, mail servisleri ve otomatik şifre tamamlayıcı servisler gibi birçok hayatımızı kolaylaştıran, ancak bir uygulama gibi göze çarpmayan arka plan servisleri uygulamalar ile bağdaşık olarak hayatımızda yer alıyor.

MOBİL SERVİS HİZMETLERİ

Belirli protokollerin desteklendiği mobil servis

@ardameric

hizmetleri var. Bu servis hizmetleri genel olarak açık platform olan Android işletim sistemli ürünler ve sertifikalı Google Mobile Services (GMS) olarak kullanılıyor. Aslında GMS Android telefon işletim sisteminin bel kemiği olarak karşımıza çıkıyor. Daha da açık bir söylemle, Google Mobil Servisler (GMS)’nin, Google markalı uygulamalar ve bulut tabanlı hizmetler paketi olduğunu söyleyebiliriz. Önemli bir noktanın altını çizmek isterim ki; GMS, Android Açık Kaynak Projesi’nin (AOSP) bir parçası değildir. Yani cihazınızda GMS bulunmuyorsa, güncelleme alamaz ve telefonu aktif kullanamazsınız gibi bir durum asla söz konusu değildir. GMS bir Google hizmetidir ve bu nedenle Android cihaz üreticileri GMS’yi yasal olarak Android cihazlarına kurmak için Google’dan bir lisans almak zorundadır.

HMS’nin hiçbir eksiği yok

GMS’NİN PARÇASI OLAN UYGULAMALAR

GMS iki bölümden oluşuyor, bunlar popüler bir paket ve ek bir paket. GMS lisansına uygun olan ve genellikle önceden yüklenmiş uygulamalara Android cihaz üreticileri tarafından önceden yüklenmiş uygulamalar olarak yer veriliyor. Popüler GMS paketi olarak genel manada birçok Android tabanlı telefonda “Google Arama, Google Chrome, Youtube ve Google Play Store” uygulamaları yüklü olarak geliyor. Bunlara ek olarak, “Google Drive, Gmail, Google Duo, Google Haritalar, Google Foto, Google Play Müzik” uygulamaları da yüklü olarak gelebiliyor. Tüm bu uygulamaları sunan akıllı telefon üreticileri, cihazlar arasında kesintisiz ve akıcı bir iletişim deneyimi yaratabiliyor.

GMS YOK, HMS VAR!

GMS’yi net bir şekilde anlattım. Şimdi gelelim HMS’ye. Nedir bu HMS? HMS’nin açılımı, teknolojiseverlerin tahmin edeceği gibi “Huawei Mobile Services”in kısaltması. Yani tıpkı “Google Mobile Services” GMS gibi. Tıpkı diyorum, çünkü kısaltmadaki benzerlik servislerde de devam ediyor. Şimdi birazda HMS’ye

değinelim.

HMS’DE HER GMS HİZMETİNİN BİR KARŞILIĞI VAR

Google Play Store’a karşılık Huawei AppGallery, Google Drive, Google Keep, Google Fotoğraf’a karşılık Huawei Mobile Cloud, Google Chrome’a karşılık Huawei Tarayıcı, Google Asistan’a karşılık Huawei Asistan, Google Otomatik Doldur Servisi’ne karşılık Huawei Şifre Kasası, Google Haritalar’a karşılık Here WeGo ve yakın zamanda Huawei Haritalar gibi her GMS’nin karşılığı HMS tarafında da mevcut. Ama Youtube’u saymadınız diyebilirsiniz. Aslında Youtube karşılığı olarak Huawei Video Servisi’nin içerisine birçok dijital televizyon kanalı ve uygulaması eklenerek anlaşmalar yapıldığını ekleyebilirim, fakat Youtube’un yalnızca bir video servisi olmamasından, aynı zamanda bir sosyal platform olmasından dolayı tam karşılığı olması oldukça zor. Buna karşın tarayıcı üzerinden ve 3. Parti uygulamalar üzerinde yine Youtube uygulamasını da rahatlıkla kullanabiliyorsunuz.

NEDEN HMS KULLANMAK İSTİYEYİM?

Huawei markasının Amerika ile yaşadığı ticari kriz sonrasında Amerika’nın Huawei markasına getirdiği yaptırımlar neticesinde, Google bu yaptırıma istekli olmasa dahi, mecbur kaldığı için uygulamak zorunda olduğundan, bu süreçte Huawei kendisine yeni bir yol haritası çıkarmak zorundaydı. Bu sebeple hızlı bir hamleyle önce mevcut Huawei AppGallery isimli uygulama mağazasını geliştirmeye başladı, akabinde GMS’den hiçbir eksiği olmayan, hatta performans olarak fazlasını sunan HMS’yi kullanıma açtı. Şimdi gelelim, “Neden HMS kullanmalıyım?” veya “Neden GMS varken, HMS kullanayım ki” sorusunun cevabına. Aslında bu sorunun cevabı çok basit. Son yılların gelişim gösteren en büyük firması ve akıllı telefon pazarının lideri konumuna gelmiş olan, amiral gemisi olarak tabir edilen modelleri, Leica gibi dünyanın en iyi markaları olarak lanse edilen iş ortaklıkları dahilinde geliştirilmiş modeller olan, teknik servis ve müşteri deneyimini ön planda tutan Android tabanlı bir akıllı telefon kullanmak istiyorsanız. Daha kısa bir söylemle iyi ve güçlü bir telefon kullanmak istiyorsanız, bundan sonra HMS kullanmanız gerekiyor.

HMS DAHA PERFORMANSLI

GMS’nin birçok akıllı telefon modelinde “kasma” olarak tabir ettiğimiz takılmalara yol açtığını biliyoruz. Öyle ki, bazen bu kasmalardan kurtulmak için dahili gelen tarayıcı olan Google Chrome’u dahi silmek isteniyor, ancak “gömülü” olarak tabir edilen yani kaldırılamayacak bir şekilde cihazın içinde bulunduğu için maalesef kullanmak zorunda kalınıyor. GMS, Google sertifikalı bir servis hizmeti olduğundan Android telefon üreticileri GMS servislerini kendi geliştirdikleri arayüzlerin içerisine yerleştiriyorlar. Tabi GMS servis hizmeti özel olarak her model için üretilmiyor, daha çok Android üreticileri kendilerini GMS’ye uygun hale getiriyor. İşte bu da sıklıkla performans kayıplarına yol açıyor. HMS ise, şimdilik yalnızca Huawei cihazlarında kullanıldığı ve test edildiği için GMS’li cihazlardan çok daha performanslı çalışıyor. Karşılaştırmalı testlerde iki Android Market arasında dahi bu performans farkını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bu arada akıllı telefon yerine cihaz tabirini kullandığıma dikkat etmişsinizdir. Çünkü yalnızca akıllı telefon değil, tabletlerde de HMS kullanılıyor. Özellikle Android tabanlı tabletlerin en güçlüsü olarak rahatlıkla adlandırabileceğimiz Huawei MatePad Pro’da HMS servislerini kullandığından, performansının çok daha güçlü olduğunu söyleyebilirim. Uzun yıllardır teknoloji dünyasının içerisinde olan, ilk çıktığından beri iPad kullanan ve son olarak iPad Pro kullanan biri olarak, iPad Pro’mu geride bıraktığımı ve MatePad Pro’ya geçtiğimi açıklıkla söylemek isterim.

HMS UYGULAMA GELİŞTİRİCİLERE VE KULLANICILARA DA KAZANDIRIYOR

Huawei uygulama mağazasını genişletmek ve geliştirmek için HMS’ye olağanüstü bir mesai harcıyor ve yatırım yapıyor. Ülkemizde özellikle pandemi sürecinde oldukça fazla kullanılan Getir, İstegelsin, Migros Sanal Maket gibi lokasyon bazlı birçok mobil uygulama hızlı bir şekilde HMS lokasyon servisini uygulamalarına entegre ederek Huawei AppGallery’de yerini aldı. Geleceğin, yazılım dünyasından geçeceğini her fırsatta dile getiren biri olarak, Huawei’in bu noktaya yatırım yapması da oldukça doğal olmakla birlikte, yazılım geliştiricilere de ayrıca bir kazanç kapısı aralıyor. Geçtiğimiz aylarda radyo programıma da konuk ettiğim Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Mobil Ekosistem İş Geliştirme Müdürü Kaan Arlı ile gerçekleştirdiğimiz sohbet esnasında Huawei Eko Sistemi’nden bahsederken, HMS’ye yapılan yatırımlardan ve uygulama geliştiricilere yapılan yatırımlardan da bahsetmiştik. Geliştiricilere toplamda 50 Milyon TL gibi ciddi bir rakam ile destek sunan Huawei’in, benzer teşviklere devam edeceği çalışmalar olduğunu ve uygulama geliştiriciler kadar, kullanıcılara da avantajlar sağlayacağını da dile getirmişti. Kendisinin söylediği gibi geçtiğimiz ay başlayan kampanya ile Huawei AppGallery üzerinden uygulama indiren kullanıcılar BluTv, Getir, BiSU, Faladdin ve Huawei Store’da geçerli olan indirim ve puanlar kazanmaya başladı.

REKABET GELİŞİMİ HIZLANDIRIR, MOTİVASYONU ARTTIRIR

GMS’nin Android dünyasında yalnız kalması hem gelişim açısından hem de sunulan hizmetlerin verimliliği açısından oldukça olumsuzdu. Öyle ki, Google bazı servilerini hiç haber vermeden sessiz sedasız kapatma kararı alabiliyor veya değişiklikler yapabiliyor. Ancak bu noktaya farklı bir oyuncunun beklenmedik bir şekilde entegre olması ve rekabet oluşabilecek bir pozisyon yaratması, hem uygulama geliştiriciler hem kullanıcılar hem de üreticiler için oldukça pozitif bir gelişme olarak adlandırılabilir. Kim bilir, belki de ilerleyen zaman içerisinde farklı üreticiler de HMS kullanmaya başlayabilirler…

Son yılların yükselen değeri olarak sosyal medyayı rahatlıkla gösterebiliriz. Sosyal medya hayatımızın o kadar içerisinde ki televizyon programı ve sinema filmi, hatta haber izlemekten çok, sosyal medyada vakit geçiriyoruz. Tabii, akıllı telefonların gelişimiyle birlikte sosyal medya uygulamalarının kullanımında da büyük bir artış yaşandığı aşikar. Bu makalemde sizlere sosyal medya kullanımı ve mobil uygulamaların etkisinden bahsedeceğim.

SOSYAL MEDYA KULLANIM ORANI ARTIYOR

Son yıllarda oldukça sık kullanılan sosyal medya platformu, artık günümüzün kabul gördüğü bir platform haline geldi. Sosyal medyada varolma isteği ve insanın doğası gereği beğenilme isteği sosyal medya uygulamalarının kullanımının hızla artmasına neden oldu. Uygulamaların tarzları ve isimleri değişse de, genel kullanım oranı düşmüyor, hatta sürekli artış gösteriyor.

Hande Arpalıgil’den “Kadın Gözüyle Teknoloji”

Sosyal Medya Çılgınlığı ve Mobil Uygulamalar

@handearpaligil YALNIZCA EĞLENCE DEĞİL, TİCARİ BİR PLATFORM

Sosyal medya kullanımı ilk olarak adından da anlaşılacağı gibi sosyalleşme, arkadaş çevresini geliştirme ve irtibatta kalabilme üzerine kuruluyken, şimdilerde çok farklı bir noktaya geldi. Artık hiç tanımadığınız insanlar ile sohbet etmek ve iletişim kurmak dahi sıradan bir hal aldı. Durum böyle olunca, yani platformlar genişlemeye başlayınca reklam dünyası ve ticari yapı da sosyal medya dünyasına entegre oldu.

SOSYALLEŞMEDEN DİJİTALLEŞMEYE

Birçok kişinin sosyalleşme olarak adlandırdığı ve kullandığı platformlar kısa zamanda gelişti, çeşitlendi ve evrildi. Artık bilgisayarda çalışmayan ve sadece mobil uygulama olarak çalışan sosyal medya platformları dahi var. Bu uygulamaların her birinin de kendi ticari reklam yapısı ve dijital algoritması var. Sosyalleşme ve dijitalleşmeyi aynı kapıya çıkaran uygulamalar gün

Sosyal medya kullanımında tam bir çılgınlık yaşanıyor

geçtikçe çoğalırken, aynı zamanda kitlelere de yön verir hale geldi.

SOSYAL MEDYADA YOKSAN, SEN YOKSUN!

Kişisel, şirket veya bir marka olarak sosyal medya platformlarında bulunmuyorsanız, siz zaten yoksunuz diye düşünebiliriz. Evet evet yanlış duymadınız, aynen cümle içinde kullandığım gibi “siz yoksunuz”. Ticaret siciline kayıtlı ve vergi numarası olan resmi bir firma olarak ofisiniz, internet siteniz, personelleriniz var, ama sosyal medyanız yok. Bu müşterilerde bir güven eksikliğine neden olduğu gibi iş dünyasında tercih edilmemenize de neden oluyor. Dolayısıyla ticari faaliyetleriniz sosyal medya uygulamaları ile örtüşmüyorsa dahi, sembolik olarak bir hesap açmalı ve haftada en az 2-3 defa etkileşim göstermelisiniz. Bunun yanında tabi ki de, takipçilerinizin hatırı sayılır derecede fazla olması ve paylaşımlarınıza da beğeni gelmesi gerekiyor. Yoksa şirketiniz işinde ne kadar başarılı olursa olsun, başarılı gözükmeyecek ve yeni müşterileri portföyüne alamayacaktır. Aynı durum kişisel kullanım için de geçerli. Bir şirket yöneticisi olarak sosyal medyada ben

buradayım diyemiyorsanız, o pozisyonda uzun süre kalamazsınız demektir. Hal böyle olunca, dijitalleşme adı altında milyonlarca TL’de maalesef yurtdışına gidiyor.

HERKES KENDİNİ GÖSTERMEK İSTİYOR

Sosyal medya platformu farketmeksizin özellikle pandemi döneminin de etkisiyle zorla, istemeden video konferanslar yapılıyor, konunun uzmanı olan veya olmayan herkes canlı yayın videolarını havada uçuşturuyor ve adeta ben buradayım demek istiyor. Ama artık şunun farkına varılmalı ki, bu durum biraz da gülünç olmaya başladı. Herkes, hatta firma yöneticileri dahi uzman olmadığı konular hakkında online toplantılar düzenleme gayreti içerisine girdi. Hep birilerine “bakın biz buradayız, hiç durmadan çalışmaya devam ediyoruz” demek istiyorlar. Ama bunlar gerçeğe döndüğümüzde tamamen hayalden ibaret. Çünkü kimse yapılan çalışmanın, harcanan zamanın geri dönüşünü gerçek olarak ölçümlemiyor, ölçümleyemiyor, daha da kötüsü ölçümlemek istemiyor. Çünkü gerçeği görmek istemiyor. Sadece bir kandırmaca ve rakamdan ibaret olduğunu anlamak istemiyor.

RAKAMLAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR

Özellikle gerçekleştirilen toplantının, seminerlerin veya brifinglerin faydalı olup olmadığını anlayabilmek önemli. Ancak bu hiçbir zaman anlaşılamıyor. Çünkü katılımcı sayıları ve rakamlar manipüle edilerek, sorgulayan birime öylece yansıtılıyor. İlgili birimler de, iş gerçekleştiği ve sona erdiği için durumu irdelemiyor. Çünkü irdelerse başka bir proje yaratılması, aksiyon alınması gerekecek. Kim bunlarla uğraşacak, öyle değil mi?

SOSYAL MEDYA MANİPÜLE EDİYOR MU?

Sosyal medyanın yaygın kullanımı ve akıllı telefonlar ile etkileşimi, her şeyin mobil uygulama üzerinde çalışan sosyal medya platformlarından paylaşılmasını tetikledi. Mutlu olunan anlar, işlerde gösterilen başarılar paylaşıldığı gibi kulaktan dolma doğru veya yanlış haberler de paylaşılmaya başlandı. Bu haberlerin hızla yayılması “siber zorbalığa” varan noktalara kadar geldi. Çünkü haberin çıkış yeri bilinmeden, gündemde olabilecek bir konu olması yeterli görülüyor ve paylaşıldıkça paylaşılıyor. Bunun kimleri, nasıl olumlu veya olumsuz etkileyeceği, kimlere fayda veya zarar sağlayacağı bilinmeden, bu işlemlerin birçoğu istemsiz şekilde gerçekleştiriliyor. Peki neden mi sorgulanmıyor veya dikkat edilmiyor? Çünkü şimdilik bu durumlara karşın herhangi bir güçlü yaptırım söz konusu değil.

YALNIZ KİŞİLER DEĞİL, MARKA VE ŞİRKETLER DE ETKİSİNDE

Günümüzde sosyal medyanın etkisi altında olanlar yalnız bireyler değil. Markalar ve şirketler de oldukça büyük bir etki altında. Hem de öyle bir etki altındalar ki, kendilerini kurtaramıyorlar. Bir taraftan sosyal projelerde yer alıp o ülkenin insanlarına şirin gözükmek, bir taraftan dijital pazarlamayı kullanarak ticari kazanç elde etmek, diğer taraftan sık kullanılan sosyal medya platformlarında her an gözükerek akılda kalıcı olmak, başka bir taraftan gözde influencerlar ile milyonlarca TL’lik anlaşmalar yaparak hiç kendilerini yormadan, işleri akışına bırakıp, influencer takipçilerinden faydalanarak avantaj sağlamak gibi yapmak zorunda olunan çalışmaları yürütüyorlar.

Herkes bir yarış içerisinde ve yıpranıyor

BU ÇILGINLIK NEREYE VARACAK?

Sosyal medya ve akıllı cihazlarımızdaki mobil uygulamaların kullanımı her geçen gün artarak devam ediyor. Televizyon izlenme oranları hızla düşerken, pandemi sürecinden dolayı sinema, tiyatro, gösteri, spor karşılaşmaları gibi birçok sosyal etkileşim de tüm dünya genelinde sekteye uğramışken, belki de insanların elinde kalan tek eğlence sosyal medya ve mobil uygulamalar olarak görülebilir. Bu süreçte her şeyde olduğu gibi sosyal medya ve mobil uygulama kullanımındaki doz aşımından kaynaklı sorunlar yaşanabileceği de aşikar. Özellikle içinde bulunduğumuz süreçte herkesin mutlu olmaya ihtiyacı var, şirketlerin de kazançlarını devam ettirmeye ihtiyaçları var. Ama şunu asla unutmayalım; spor güzeldir ama holiganlık kötüdür, yemek yemek keyiflidir ama obeziteye yakalanmak sağlığa zararlıdır. Örnekler çoğaltılabilir, ancak sosyal medya ve mobil uygulama kullanımında şunu çok iyi anlamamız gerektiğini düşünüyorum; Keyif almak güzel, ancak strese girip hırs yapmak bünyeye mutlaka zarar verir. Sosyal medyayı ve mobil uygulamaları keyif aldığınız sürece, tabir etmek gerekirse “tadında kalması” deyişine uygun şekilde kullanmaya özen göstermenizde fayda var.

En kısa zamanda teknoloji ve sağlıkla dolu günlere kavuşmak dileğiyle, siz değerli okurlarımın sağlıklı günler geçirmesini diliyorum.

This article is from: