5 minute read

Tekno Sağlık

Next Article
Tekno Oto

Tekno Oto

Kadınlarda Güzellik Algısı

GÜZELLİK VE ESTETİK KAVRAMI

Advertisement

Avcı-toplayıcı hayattan yerleşik düzene geçişte, hatta kırsaldan şehir hayatına göçlerden, sosyal medyanın hayatımızda daha belirgin yer kaplamaya başladığı günümüzde güzellik ve estetik kavramları daha önemli olmaya başladı. Güzellik denince sadece kadınları kastetmiyoruz. Total olarak “güzellik”ten kasıt cinsiyet, yaş, coğrafi bölge, sosyo kültürel faktörler ayırt etmeksizin olan güzelliği kastediyoruz. Doğada, hayvanlarda, bitkilerde dahi güzel olan dikkat çeker ve tercih edilme kriterleri arasında belirleyicidir.

GÜZELLİĞİN SÖZLÜK ANLAMI VE DUYGUSAL BİÇİMİ

Sözlüğü açıp baktığımızda, güzelliğin sözlük anlamını “estetik bir beğeni, duygu, coşku, hoşlanma duygusu

Güzellik herkes için önemlidir

uyandıran nitelik” olarak bulacağız. Güzelliğin duyusal bir biçimi vardır. Düşünceye değil, seyre ve hayale dayalıdır. İşlevsel ya da kullanışlı olma niteliğinden ziyade, karşılık beklenmeden edinilen bir izlenimdir. Güzel olanı, bir işe yaradığı için değil, duyusal izlenim ve seyir için tercih ederiz. Yaşadığımız dönemde güzellik algısı, insanların sağlıklı olması kadar önemli görülen bir algıdır.

İnsanlar yüzlerce, hatta binlerce yıldır güzelliği aramışlardır. Hem kendileri güzel olmak istemiştir hem de güzel olanı bulmak için çabalamışlardır. Güzellik algısı tabi ki her dönemde aynı değildi.

SON BİRKAÇ YÜZYILI ÖZETLEYECEK OLURSAK

14. ve 16. yy Rönesans döneminde; Eski “nu” tablolara baktığımızda çok zayıf kadınlar göremeyiz. Genelde çekici kadınlar bugünlere göre daha kilolu, küçük göğüslü, ayva göbekli ve geniş kalçalı kadınlardı. Tombul ve kilolu olmak sağlık göstergesi olarak kabul edilirdi. Bunun yansımasını bizim kültürümüzde de, “Bir dirhem et, bin ayıp örter” sözü ile görebiliriz. Eski zamanlarda saraylarında oturan, güneş altına çıkmayan, hareketsiz, beyaz tenli ve toplu kadınlar güzel sayılırdı.

VICTORIA DÖNEMİ İNGİLTERE’Sİ (1837 - 1901)

Bu dönemde Rönesans döneminin aksine kadınlar bedenleriyle ilgilenmeye başladı. İnce bel güzellik anlayışının temeli de bu dönemde atıldı. Kadınlar güzellik uğruna zar zor nefes alarak korse giymeye işte tam bu dönemde başladı. Kadınlar bellerini olabildiğince sıkan korseler kullanmaktaydılar ve bu da bir kum saati görüntüsü yaratmaktaydı. Bu korseler kadınların hareket kabiliyetini azaltıyordu ve bu onları iş sahasından, çalışmaktan uzaklaştırıyordu. Ayrıca uzun saçlar için de postiş kullanılmaktaydı.

1920’Lİ YILLARDA DEĞİŞİM DEVAM ETTİ

1920’lerde kadınların seksi görünümüne kısa saç ve küçük göğüs eklendi. Korsenin yerine daha esnek kemerler kullanılmaya başlandı. Açık ten, koyu göz ve erkeksi görünüm öne geçti. Kadınlar daha androjenik görüntüleri tercih etmeye başladılar. Belleri ve göğüsleri düzleştirip, belirsizleştiren kıyafetler tercih edildi. 1920’lerde kadın güzelliği kıvrımsız ve daha erkeksiydi.

1930 VE 1940’LI YILLAR

Hollywood’un yükselişe geçtiği 1930 ve 1940’larda kadınlar bedenlerini ön plana çıkardılar. Bugünkü kadar olmasa da, hafif antrenmanlarla daha atletik vücutlara yönelindiği yıllardı bunlar. Sarışın ve

Dr. Metehan Özgür

Güzelliğin tanımı her dönem değişti

kızılların popüler olduğu yılların seksi kadın ikonu olarak Jean Harlow ve Rita Hayworth’u sayabiliriz. Zaten Gilda filminde Rita Hayworth’un o lüle lüle saçlarını arkaya atarak şarkı söylemesini kim unutabilir ki? Makyaj trendi olarak 1920’lerle kıyaslandığında çok daha sade makyajlar tercih edildiği görülüyor. Bu yıllar, destekli sutyenlerin en ilkel formlarının kullanılmaya başladığı yıllara denk geliyor.

1950’Lİ YILLAR

1950’lerde muhafazakâr ABD’de kıyafetler daha kapalı ama inceden vücut hatlarını belli ediyordu. Bugün neredeyse 3 bikini çıkacak kumaş kullanılan yüksek belli bikiniler, hatta kapalı sayılabilecek iç çamaşırları bile dönemin toplumsal algısı hakkında fikir veriyor. Bu dönemde Marilyn Monroe gibi film yıldızlarının tarzları kabul görmeye başladı.

1960’LI YILLAR

1960’lar ve özellikle sonları

sıfır beden modasının temellerinin atıldığı dönemdir. Modeller kadınların zayıflıkla kafayı bozmasına neden oldu. Bu dönemde kadınların seksapelinin vazgeçilmezleri ise mini etekler, kısa elbiseler ve takma kirpiklerdi. 1960’ların sonlarına doğru Çiçek Çocukları ve Woodstock etkisi görülmeye başlandı. Vücutlardan dökülen rahat, bol ve salaş kıyafetler, yuvarlak çerçeveli güneş gözlükleri, düz saçlarda bantlar vardı. Twiggy gibi ünlü modeller ile kıvrımlı vücutların yerini ince ve uzun vücutlar aldı.

1970’Lİ YILLAR

Bu dönemde kadınlar bedenlerinin görüşlerine çok fazla takıntılı değillerdi. Vitrinlerde pastel renkli

kıyafetler, ince belli İspanyol paça pantolonlar ve ipek gömlekler yer alıyordu. İnsanlar yüzlerinin şekillerine değil, daha çok kıyafetlerine kafa yoruyorlardı. Zaten o zamanlarda da yüzlerine yaptıracakları uygulamalar ve estetik ameliyatlar da tam manasıyla icat edilmemişti.

1980’Lİ YILLAR

1980’lerde aerobik ve fitness yükselişe geçti. Atletik vücut bir seksapel göstergesi olarak kabul edilmeye başlandı. Filmlerde taytları, kalın havlu çorapları ve kabarık saçlarında bantlarıyla televizyon karşısında aerobik yapan kadınlar gördüğümüz yıllardı. Sahil Güvenlik dizisinde fit vücutlu oyuncular vardı. 80’lerde herkes geniş

Diziler ve artistler güzelliğin tanımına yön veriyor

omuzluydu. Ama fitness veya aerobik yaptıkları için değil, vatkalı kıyafetler moda olduğu için. Bir kadının güzelliği, saçının kabarıklığıyla doğru orantılıydı. Bu dönemde anoreksiya gibi hastalıkların sayısında da artış başladı. Uzmanlar bu durumu egzersiz ihtiyacındaki yükselişle ilişkilendiriyorlardı.

1990’LI YILLAR

90’larda tek tip kalıpların içine konmasa da, modanın aksine güzellik algısında daha minimalist bir yaklaşım hâkim olduğu söylenebilir. İnce, soğuk, içine kapanık ve solgun görüntüsüyle ünlü model Kate Moss 90’ların güzellik algısının sembolüydü. Efsane dizi Friends’te Jennifer Aniston’un “Rachel’s Cut” çok popüler olan saç stillerindendi.

2000’Lİ YILLAR

2000’lerde de zayıflık fazlasıyla eleştirilmesine rağmen bir güzellik göstergesi olarak kabul görmeye başladı. Sıkı diyetler, kendini sağlıksız derecede aç bırakmalar,

hatta tok tuttuğu söylenerek pazarlanan değişik içecek tozları, güzelliğin zayıflıkla sıkı sıkıya ilişkilendirilmesinin sonuçlarıydı. Güzel olarak gösterilen kadınlar Victoria’s Secret mankenleri oldu. Güzellikte kabul gören unsurlar düz karın bölgesi, belirgin kalça ve leğen kemikleri ile orta büyüklükteki göğüslerdi. Bunun yanı sıra Jennifer Lopez ve Shakira gibi ünlüler ‘geniş kalça’ modasını yavaş yavaş yeniden gündeme getirdiler.

2010’LU YILLAR VE GÜNÜMÜZ

2010’lar kıvrımların seneleri oldu. Skinny görünümler ve sıfır bedenler itici olarak kabul edilmeye başlandı. Kadınlar artık, kıvrımlı vücutları olsun istiyorlardı. Kıyafet denerlerken ayna karşısında azcık popom olsa diye düşünmeye başladılar. Lady Gaga konserlerde kostümlerinden taşan bel ve basen bölgesi ile çok barışıktı ve kendine güveniyordu. Kim Kardashian büyük

Günümüzde estetik uygulamaları, kadınlarda 30 yaşın altına indi

kalçalarından hiç rahatsızlık duymuyor, hatta gururla sergiliyordu. Kadınlar ise, onlar gibi olmak için squad egzersizleri, meme ve kalça protezleri, vücut dolguları yaptırdılar. Sadece vücut değil, yüzlerde de çıkık elmacık kemikleri, belirgin çeneler, dolgun dudaklar adeta kıvrımların yüzde de moda olmasının belirtisiydi. Kadınlar bu görüntüleri yakalamak için git gide daha fazla estetik kliniklerine başvurmaktalar. Kalça ve göğüs büyütme operasyonları artmakla beraber, selfie gibi kültürel fenomenler ile 30 yaş altı kadınlarda estetik uygulamalar gün be gün daha fazla önem kazanmakta.

This article is from: