Öcalan MİT’ten kadro istiyor Öcalan ile BDP heyeti arasında gerçekleştiği iddia edilen görüşme tutanakları yayımlandı. Öcalan, Suriye’de kurulacak ‘kantonlar’ için hükümetle görüşmeler yaptıklarını söylüyor
Aydınlık 3 Şubat 2014 tarihli manşetinde Suriyeʼdeki özerklik adımlarını Öcalan ile MİTʼin İmralıʼda birlikte planladığını duyurmuştu.
KURULUŞ 1921
Sosyal paylaşım sitesinden sızdırılan tutunaklara göre Öcalan, PKK’ya belediye yönetimlerinde kadro verilmesi halinde AKP ile ittifak yapılabileceğini belirtiyor. Öcalan, hükümet heyetine, “MİT’e bir Kürt müsteşar yardımcısı atanması” ve “Türk Ordusu bünyesinde Kürt birimi” önerdiğini de vurguluyor.
Önerileri için belli bir uzlaşma düzeyi yakalandığını belirten Öcalan, “Rojava” diye anılan Suriye’deki bölge için de heyetle bazı kararlar alacaklarını söylüyor. “Bizimkiler yeni oluşacak Suriye’de başat rol oynayacak” diyen Öcalan, “Orada özerk bölgeler olur, İsviçre gibi özerk bölgeler” ifadelerini kullanıyor. 10’da
23 MART 2014 PAZAR - 75 KURUŞ
ERDOĞAN, ERDOĞAN, GÜL, GÜL, VE VE GÜLEN’E GÜLEN’E TOPLU TOPLU TİVİT TİVİT
İşçi Partisi’nin sanatçı be lediye başkan adayları Lev ent Kırca ve Suzan Aksoy .
SALTANATINIZI YIKACAĞIZ! çi Partisi lideri Do u Perinçek 6 y ll k tutsakl n ard ndan ilk mitingini stanbul Kad köy’de yapt . Co kulu kitle, Perinçek’in sözlerini Erdo an’a tivit att
FOTOĞRAFLAR: ALPAY TUĞLU - AKADUR TÖLEĞEN IRMAK METE - GAMZE ÇINLAR - SEDA AKYÜZ - DERYA DERVİŞ
Kadıköy İskele Meydanı’nda 15.30’da başlayan miting için 3 saat öncesinden toplanmalar başladı. Gençler ve kadınların yoğun olarak katıldığı mitingte önce İP’nin İstanbul adayları sahneye çıktı. Ardından yoğun sloganlar altında kürsüye gelen Doğu Perinçek, konuşmasına Twitter yasağına tepki göstererek başladı.
‘Kadir Abi’nin eşi de gayrimenkul zengini
AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kadir Topbaş’ın eşinin tapuda görünen 6 gayrimenkulü, 10 bin metrekare de arsası bulunuyor. Oğul Topbaş da Arnavutköy meraklısı. Özleyiş Hanım’ın gayrimenkullerin değeri 20 milyon civarında. Bekir BATU’nun haberi 12’de
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, Gülen Cemaati’nin Türkçe Olimpiyatları’na sahip çıktı ve “Bizim zamanımızda çok daha görkemli bir şekilde kutlanacaktır” dedi. Sarıgül, organizyon için Cemaat’e yardımcı olacağını söyledi. 12’de
CHP’li Tanrıkulu: Açılıma karşı olmadık CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP’nin çözüm sürecine karşı çıkmadığını, hatta destek verdiğini bildirdi. Tanrıkulu, “Genel Başkanımız şeffaf, açık olunması ve bilgi verilmesi kaydıyla açık çek vereceğini açıkladı” dedi. 10’da
M T NGDE GEZ EH TLER PANKARTLA ANILDI
Mitingde en dikkat çeken görüntülerden biri de gençlerin Gezi şehitlerini unutmamasıydı. Üzerinde Haziran Direnişinde hayatını kaybedenlerin çizimlerinin bulunduğu pankart büyük alkış aldı.
Gül’ün kasetleri de vakti gelince çıkacak Tayyip Erdoğan
Hatay’da konuşan Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen cemaatinin Abdullah Gül’ü de kasetlediğini söyledi. Erdoğan, “İnsanların yatak odalarını izleyenlerden alim olur mu? ‘Başbakanla uğraşıyoruz, Cumhurbaşkanı ile neden uğraşalım’ diyorlar. Onu da dinlemişler. Vakti saati gelince ortaya çıkaracaklar” diye konuştu. 7’de
Cinayetteki ‘1453’ izleri
3
Arslanlı Yol’a çağrı
“Bayrağını kap, Atatürk’ün huzurunda adalete fener yak” diyen taraftarlar bugün Anıtkabir’de olacak. Spor’da ISSN 2146-2356
Sarıgül’den Cemaat’in olimpiyatına destek!
Perinçek’in “Saltanatınızı yıkacağız” sözleri yurttaşlarca toplu olarak tivit atıldı. Perinçek, “Zalimler, diktatörler yıkılışlarını yasaklar koyarak önleyebildiler mi? Devrim kanunları, ülkeleri karanlıklara boğanları bacaklarından aşağı asmıştır. Türkiye’yi kasetlerle beyzbol sopalarıyla yönetenleri yıkacağız” diye konuştu. 11’de
Hazırlayan: Osman ERBİL
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
aşbakan, twitter’ı da yasaklandı. Okudunuz mu, ya da izlediniz mi 20 Mart akşam saatlerinde Twitter’ın ‘’gerçek’’ kapanma nedeni neymiş? TİB’de söylenen ve Arınç’ın yinelediği şu: ‘’Bazı sakıncalı nedenlerden dolayı, URL adresleri tamamen kapatılamadığı için Twitter’a yasak değil ama engelleme koyduk.’’ Dikkat buyrun! Yasaklama değil, engelleme.. BTK web sitesinde 21.03.2014 günü yapılan basın açıklamasında gerekçe olarak,’’Twitter ile ilgili mahkemelerden ulaşan kararlar nedeniyle Twitter’ın engellendiği söylenmiştir.’’ Bu gerçek değil, yalandır. Evvela, alınan kararların içeriğine ve Samsun’daki kararın hüküm kısmına
bakıldığında, kararların hiçbirisinde twitter’ın engellenmesi ya da kapatılmasından söz edilmemektedir. Twitter’ın bu şekilde engellenmesi 5651 sayılı yasaya aykırıdır! Diğer yandan daha acıklı olanı, basına yansıdığı kadarıyla Başsavcılık bu şekilde bir karar olmadığını açıklamıştır. Bu durumda açık bir şekilde TİB suç işlemektedir.
Yasağın aksine Twitter kullanımı daha da arttı Yasağın başlamasından itibaren atılan mesaj sayısı 6 milyon’un üzerinde. Her gün bir gün önceyegöre artış oranı % 30’un üzerinde... Saatlere göre mesaj atan kullanıcı sayısındaki artış %17. Son 12 saat içerisinde mesaj atan kullanıcı sayısı yaklaşık 1 milyon kişi...
TEPETAKLAK
Bu daha baslangıç B
Bu mesaj atanların içinde kim mi var? Mesela Cumhurumuzun Başkanı Muhterem Abdullah Gül. Yapılan yasaklamaları vahim buluyor, yanlış buluyor ama Twitter üzerinden belirterek yanlış buluyor. İ. Melih Gökçek mesela yasağı delenlerden. Daha kendileri uygulamıyorlar. Sonuç olarak herkes bu yasağı deldi. Tanıdığım bir çok insan; hayatında hiç twitter hesabı almamış, kullanmamış bir çok insan, bu yasaktan sonra twitter kullanmaya başladı.
Levent
KIRCA leventkirca@aydinlikgazete.com
Gelelim ‘gerçek nedene’.. Demin anlattıklarım TİB’in, Arınç’ın, BTK’nın dolayısı ile Tayyip’in gerçekleri.. Tayyip’in pireleri için yorgan yakılma gerçekleri. Ben size ‘gerçek’ 3 neden sayayım mesela; Başka bir deyişle Tayyip’in 3 piresi: 1- ‘haramzadeler333 ve başçalan’ duyurularının engellenmesi gerekiyordu.. Tapeler, fezlekeler vs. Malum meclis tv’den okutmuyorlar.
2- Bu kendilerince montaj olan, dublaj olan kayıtlar var ya, onların linkleri, halkın tepkisi yorumları.. Bir şekilde engellenmeliydi. Şimdi de silikon yolsuzluğu diye birşeyden bahsediyorlar. Ne mi? Hani eskiden görevimiz tehlike diye bir dizi vardı. Orda ajanlardan biri, istediği kişinin yüzünün bir kopyasını alıp, silikon bir maske ile kendi yüzüne takarak onun yerine işler çeviriyordu. Mevzu nereye gidecek anladınız mı? Bakanların ya da kendilerinden birilerinin ayıp kasetleri, görüntüleri çıkarsa bahane şimdiden hazır. Silikon o canım. Gerçek değil. Peki bu estetik olmayan erotik görüntülerin linkleri nerden yayınlanacak? Tabi ki Twitter’dan. Seksi, erotizmi, pornoyu bırakın bir kenara. Mesela benim yaptığım makyajları herkes bilir. Bu silikon fikri de hiç fena değilmiş. Mesela ben Tayyip’in silikon maskesini yapıp taksam şeyime; yüzüme, gidip adamın meclisten emekli maaşını çeksem kimse farketmez mesela. Sesim farklıymış, boyum kısaymış, göbeğim varmış, farketmez. Silikonu taktın mı hayatta anlaşılmaz. Direk silikonlu montaj bu. 3- Fuat Avni ismini duydunuz mu? Bir mahlas. Yani takma isimle insanları bilgilendiren, yapılan her türlü yolsuzluğu, ahlaksızlığı direk içeriden aktaran kimse. Tayyip seferber oldu fakat bu adamın kimliğini ortaya çıkaramadı. Alınan kararları, yapılacak sahtekarlıkları, gizli saklı çevrilen her işi ayyuka çıkardığı için panik oldu. Niçin mi panik oldu? Fuat Avni’nin yazdıkları şöyle; Bakın dinleyin: Teşkilat içerisinde çok güvendikleri 40 kişilik bir ekip oluşturuldu. İsimlerini tek tek açıklayacağını söylüyor. Nerden mi? Tabi ki twitter’dan. Hem oy tutanaklarının, hem imzaların, hem de sandıktaki oy pusulalarının sahteleri hazırlanmış durumda. Önemli bir merkezde depolanmış, bekletiliyormuş. İlçelerden merkeze sonuçlar gönderilirken hile yapılacak, en yakın partinin oyu mesela 450 iken, 45 diye yazılacak, farkedilirse hata olmuş denilecek. Sandık başkanına, ilçe seçim kuruluna, evrakları verip, listeleri gireceği ana kadar eşlik edilmeli. Hile bu safhada yapılacak. Geçen seçimde Çekmeköy’de seçim, sahte oy torbaları ile kazanıldı. İlçe Başkanı, İstanbul’daki bir toplantımızda övüne övüne anlatmıştı. Özel bir çalışma ile sandık başkanlarının siyasi düşünceleri öğrenilmeye çalışılıyor. Her birine ulaşılıp tekliflerde bulunulacak. Sahte oy kullanacak kişiler için, hayali adresler çıkarıldı. Hayali caddeler, sokaklar, mahalleler, gecekondular adres verildi. İncelenirse görülecektir. Seçimde görevlilere ve diğer partili yetkililere problemçıkarılacak. Kavga ve kargaşa çıkarılarak iş yapmaları engellenecek. İtirazların boşa çıkması için, ilçe seçim kurulundaki hakim ve savcılar, özel olarak söyleneni yapacak kişilerden seçildi. Oy pusulaları fazla basıldı. Bunlar seçim sandıklarının içleriyle değiştirilecek. Yine de başarılı olunmazsa, sonuçlarla bilgisayar üzerinde oynanacak. İstanbul’un, Ataşehir, Beykoz ve Üsküdar ilçelerinde sistemli bir şekilde mükerrer oy kullanılacak. Ataşehir’de sistem şimdiden hazır. Evet, bunlar FuatAvni’nin twitter’da yazdıkları. Halkın kullandığı Twitter yorganını yakmasındaki Tayyip’in 3. piresi de bu. FuatAvni her kim ise, bunlar onun kendi iddiaları. Gerçeklik ve inandırıcılığı kısmındaki sağ duyuyu size bırakıyorum. Bunun gibi daha yüzlerce, her konuda uyarıları ve açıklamaları var. Kaynağı, kimliği bulunamıyor. Twitter yasaklanarak, bu açıklamaların da önünün alındığı sanılıyor. Bu konuda FuatAvni’nin yazdığı 2 maddenin altına ben de imza atıyorum: Duyarlı sandık görevlileri, mutlaka bütün sandık sonuçlarının fotoğraflarını çekmeli ve açıklananlarla karşılaştırılmalı. Milletin herşeyini çalanlar, şimdi iradesini çalma peşindeler. Demokrasi isteyenler, bu oyunu bozmalı.
YARIN DEVAM EDECEK
23 MART 2014 PAZAR
Hazırlayan: Osman ERBİL
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
ALPER AKPAK CİNAYETİNDEKİ SIR PERDESİ
AKP’nin sokak şebekesi: KASIMPAŞA 1453 Yüksel Yüksel Yüksel Ustahüseyin Ustahüseyin
Burakcan’ın öldürülmesinin ardından gözler, toplanma çağrısı yapan Kasımpaşa 1453 grubuna çevrildi. Akpak cinayeti sonrasında ise grup AKP’nin müdahalesiyle ikiye bölünmüştü kuruyor. Özellikle Çakır’ın gruba mali destek verdiği ve bilet temin ettiği belirtiliyor. Kasımpaşa tribünlerindeki bölünmenin de, bu müdahalelerle rantın büyümesiyle gerçekti.
CEYHUN BOZKURT
B
erkin Elvan’ın cenaze töreni sonrasında Okmeydanı’nda çıkan olaylarda, 22 yaşındaki Burakcan Karamanoğlu’nun hayatını kaybettiği olayın ardından, toplanma çağrıları yapan Kasımpaşa 1453 grubuna çevrildi. Aynı grubun bugün Burakcan Karamanoğlu için okunacak mevlit sırasında da provokasyon yapabileceği uyarıları yapılırken, Haziran Ayaklanması’nda ellerinde sopalarla İstiklal Caddesi’nde yurttaşlara saldıranların da bu grup mensupları olduğu dile getiriliyor.
Gerginlik sonucu cinayet işlendi
pak isimli eski Kasımpaşa Ülkü Ocakları Başkanı’nın öldürülmesi AKP Kasımpaşa 1453’ü de dahil birçok olayla sonuçlandığı ikiye böldü öğrenildi. Burakcan Karamanoğlu’nun ölAydınlık’ın Kasımpaşa 1453 dürülmesinin ardından gözler, 12 Grubu’yla ilgili araştırmasında çarMart akşamında toplanma çağrıları pıcı bilgilere ulaşıldı. Grup, önceden yapan Kasımpaşa 1453 grubuna ağırlıklı olarak taraftar grubu, Kaçevrildi. Grubun, bir süre önce sımpaşa semt gençliği olarak biliAKP’nin müdahaleleriyle bölün- niyordu. Çoğunluğu MHP’ye yadüğü ve bu bölünmenin, Alper Ak- kınlığıyla bilinen milliyetçi gençler oluşturuyordu. Ancak, Kasımpaşa taraftarları AKP müdahaleleri nedeniyle ikiye bölündü. İki grup da Kasımpaşa 1453 ismini kullanmaya Hasan Hilmi Öksüz, Erdoğan’a forma hediye ediyor. devam etti. Bir
Bu yılın başında bir cinayete kurban giden Alper Akpak’ın da, gruplar arasındaki gerginliğin sonucunda öldürüldüğü de ifade ediliyor. Olay kamuoyuna farklı bir şekilde yansıtıldı. Vatan Gazetesi 2 Şubat 2014 tarihli haberinde, 6 grup ağırlıklı olarak “tribüncü” Ocak’ta öldürülen Akpak’ın elinde, olarak bilinen kesim oluştururken, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölmeden AKP’nin desteklediği grup, bu par- önce namaz kıldığına ilişkin görüntinin gençlik kolları gibi hareket tüler olduğunu savundu. Ancak eski Kasımpaşa Ülkü Ocakları etmeye başladı. TribünBaşkanı Olan Akpak’ın, cü grubun lideri Tayfun iki grup arasındaki gerTaşkıran, AKP’ye yakın ginliği bitirmek için giriolan grubun liderliğini şimde bulunduğu, bunun ise Cemalettin Safi yüüzerine AKP’ye yakın rütüyordu. grubun lideri Cengizhan Grubun AKP ayağı Safi tarafından öldürüldüğü bildiriliyor. Aydınlık’ın araştırSafi’den sonra AKP masında AKP’ye yakın yandaşı grubun Yüksel grubu perde arkasınAlper Alper Akpak Akpak Alper AlperAkpak Akpak Ustahüseyin geçti. Ustadan kimlerin yönettiğini de ortaya çıkardı. Buna göre, hüseyin, Tayyip Erdoğan hayranı grubun AKP’yle bağlantısını, Ka- olarak biliniyor. Ustahüseyin’in, sımpaşaspor Yönetim Kurulu Üyesi hakkında yakalama kararı olduğu ve Başkanvekili Hasan Hilmi Öksüz bir dönemde, Tayyip Erdoğan ile ve Beyoğlu Belediyesi’nin AKP’li çektirmiş olduğu bir fotoğrafı, sosyal Başkanı Ahmet Misbah Demir- paylaşım sitesi facebook’taki kişisel can’ın danışmanı Mustafa Çakır sayfasında paylaşması dikkat çekti.
21 ‘telekulakçı’ polis açığa alındı Yasadışı kayıt iddiası
Açığa alınanlar polislerin, Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ve Terörle Mücadele Şubesi’nde görev yaptığı öğrenildi. Açığa alınanlardan 11’i internet sistelerine ses kaydı ve tape sızdırmakla suçlanıyor. 10 personele yöneltilen suçlama ise Emniyet’teki kayıtları silmek ve yasadışı kayıt tutmak. 17 Aralık’ta İstanbul merkezli başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra beş binden fazla emniyet görevlisi ya görevden alındı ya da yeri değiştirildi.
Burakcan için mevlit okutuldu
Berkin Elvan’ın cenazesinin ardında 12 MArt akşamı Okmeydanı Kulaksız bölgesinde, Kasımpaşa 1453 grubunun sosyal medya üzerinden yaptığı çağrı sonucunda toplanan grupla karşı grup arasında çıkan olaylarda silahların patlaması sonucunda hayatını kaybeden 22 yaşındaki Burakcan Karamanoğlu için mevlit okutuldu. Karamanoğlu için Alucra Kalkınma ve Eğitim Vakfı’nın öncülüğünde dün Okçular Tekkesinde, ikindi namazının ardından mevlit okuttu.
TSK’da irticaya af Atatürkçü askerlere tasfiye
Tasfiye Edilen Yurtsever Askerler Hareketi (TEYAD) YAŞ kararıyla ordudan atılan Cumhuriyet’e karşıt oluşlarıyla bilinen subayların affedilmesine tepki göstererek AKP İl binasına siyah çelenk bıraktı. Yüksek Askeri Şuara (YAŞ) kararıyla ordudan atılan subayların kurduğu TEYAD, dün Bayraklı Salhane’de bulunan AKP İl binasının önünde bir araya geldi. Hava İstihbarat Ast Subay Kıdemli Çavuş Yıldırım Gülcemal, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinden aldığı talimatla ordudan atılan 1543 kişiyi affettiği, affedilenler içinde irticai faaliyetler nedeniyle atılanlarında olduğunu söyledi. Gülcemal, “Biz Mustafa Kemal’in askeri olduğumuz için atıldık Özlük haklarımız AKP tarafından gasp edildi. Bizim rticai faaliyetlerimiz yok. Bizlerin suçu demokrat olmak, doğrudan yana olmak” diye konuştu. TUĞÇE YERDELEN / İZMİR
İ
stanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 17 Aralık operasyonu sonrası başlatılan soruşturma kapsamında, “usulsüz dinleme yaptıkları ve kayıtları silmekle” suçlanan 21 polis açığa alındı. Polis amirleri ve şube müdürlerinin yer aldığı isimler arasında Yurt Atayün ve Ömer Köse de bulunuyor.
Yurt Atayün ve Ömer Köse de var Müfettişlerin hazırladığı rapor doğrultusunda, 17 Aralık operasyonu sonrası başka ilçelere ve polis okullarına tayin edilen, aralarında 2 şube müdürü ile amirlerin de
bulunduğu 21 polis açığa alındı. Görevden alınanlar isimler arasında Temmuz 2012’de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden alınan 2’inci Sınıf Emniyet Müdürü Yurt Atayün ve görevi Atayün’den devralan 17 Aralık operasyonunun ardından personel emrinde görevlendirilen Ömer Köse de yer alıyor. Ayrıca görevden el çektirilenler arasında emniyet müdür yardımcısı Kazım Aksoy ve geçtiğimiz yıl Ömer Köse’nin yardımcılığını yapan Osman Özgür Açıkgöz de bulunuyor. Açığı alınan amir ve komiserlerin ise Muhammet Kaya, Mehmet Işık, Bilal Gümüşdağlı, Serkan Durmaz,
Serhat Taner Doğan, Selman Yuyucu, İbrahim Demir,Ümit Çampaşalı, Murat Çetiner olduğu öğrenildi. Açığa alınanlar polislerden 13’ünün geçtiğimiz dönemlerde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde çalıştığı öğrenildi.
PKK ajansından ‘saldırı’ çarpıtması
P
KK’ya yakın siteler İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maslak Kampüsü’nde önceki gün PKK propagandası yapılan HDP etkinliğinin öğrenciler tarafından protesto edilmesini “linç etmek istediler” diyerek çarpıttı. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 21 Mart’ta İTÜ Maslak Kampüsü’ne
gerçekleştirdiği etkinlik, PKK sloganlarının atılması ve Öcalan posterlerinin açılması üzerine İTÜ’lü öğrencilerce protesto edilmiş, HDP’li grupsa tepkilerin dile getiren öğrencilere sopalarla saldırmış ve 2 öğrenciyi yaralamıştı. BDP-PKK’ya yakın sitelerde İTÜ’de yaşanan saldırı çarpıtılarak
HDP’liler, elinde Türk bayrağı olan öğrencilere sopalarla saldırıyor.
verildi. PKK’nın haber sitesi ANF olayları Türkiye Gençlik Birliği üyesi gençlerin kışkırttığını iddia etti ve PKK’nın gençlik yapılanması olan YDGH’lilere karşı bir linç kampanyası yürütüldüğünü ileri sürdü.
TGB’den yanıt Yaşananlarla ilgili TGB dün bir açıklamada bulundu, açıklamada şunlar ifade edildi: “Kardeşlik zeminine yansıması gereken Nevruz kutlamaları ABD’nin bölünme programının gövde gösterisi olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda birlikte savaşan ve Cumhuriyeti kuran Türk ve Kürdün ayrışması mümkün değildir. Ayrışma yaratmaya çalışan hiç bir girişime izin vermiyoruz Bu tip bir girişime karşı duran öğrencilere saldıranları kınıyoruz.”
Mustafa MUTLU mustafamutlu@aydinlikgazete.com
Türkiye duydu, savcıya göre ‘aleniyet unsuru’ oluşmadı: Takipsizlik!
İ
ktidara yakın işadamı Mehmet Cengiz’in, bir başka işadamı Celal Koloğlu ile yaptığı telefon konuşması internete düşmüş, yer yerinden oynamıştı: “Bu milletin a..na koyacağız...” “İnşallah, inşallah!” Hafta içindeki gelişmeler o kadar yoğundu ki yazmaya bir türlü fırsat olmadı: Bu ses kaydı üzerine tam 32 kişi, “Türk milletini aşağılama” ve “hakaret” iddiasıyla iki işadamı hakkında suç duyurusunda bulunmuş... Dilekçeleri inceleyen Cumhuriyet Savcısı Ömer Solmaz, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş... Çünkü ona göre bu konuşma iki kişi arasında geçmiş... Taraflar, o sırada başkasının dinlediğini ya da duyduğunu bilmiyormuş... Dolayısıyla hakaret suçunun aleniyet unsuru oluşmamış! Savcı haklı, hukuk böyle diyor olabilir! Ama vicdan, bu konuşmaları yapanlara da onlar hakkında işlem yapılmasına olanak vermeyen yasaya da “Pes” diyor... Çarpıklığa bakın: Ergenekon davasında adam ortağıyla, arkadaşıyla, karısıyla, sevgilisiyle konuşuyor... Havadan sudan sohbet ediyor. Hatta biri, “Emaneti bıraktım, aldın mı?” diyor... Adam ne kadar para olduğunu söylese de savcılar, bu “emanet”in tabanca olduğuna kanaat getiriyor. Hakimler sırf bu yüzden telefonda konuşan iki kişiyi de tutukluyor. Kimse “emanet”in aslında ne olduğuyla, konuşmanın iki kişi arasında geçtiğiyle ilgilenmiyor. Ama iktidara yakın biri millete küfredince, “Bu konuşma iki kişi arasında geçmiştir” denilerek, dosya kapatılıyor! Tekrar ediyorum: Cumhuriyet Savcısı Ömer Solmaz’ı suçlamıyorum,
eleştirmiyorum. Sadece yargımızdaki çifte standarttan söz ediyorum. Muhalifsen; yasa dışı dinlemelerle kaydedilen konuşma yüzünden yıllarca cezaevinde yatıp, örgüt üyeliğinden hüküm giyebilirsin... Yandaşsan, milletin a..ına da koysan yırtarsın! Ve ne ilginçtir ki bu çifte standart, bir kez bile muhaliflerin lehine olmaz... Allah göstermesin, bir ülkede salgın hastalık olabilir ve on binlerce insan hayatını kaybedebilir. Bu çok büyük bir faciadır. Ama eğer bir ülkede yargıya duyan güven zedelenirse... Kararlar “hukuka” değil de “aidiyete” göre verilirse... Ya da en azından vatandaşlar bunun böyle olduğunu düşünmeye başlarsa... İşte bu; salgın hastalıktan bile beterdir! Belki kimse ölmez ama milyonların hayatı kararabilir! Ne demişti Mehmet Cengiz? “Bu milletin a..na koyacağız...” Suç unsuru oluşmamış... Aman ne iyi!
FRENKESTEİN! ABD ve AB, Türkiye’de Twitter’ın kapatılmasına sert tepki göstermiş... Peeeh! Sen tıpkı Dr. Frenkestein gibi kendi çıkarların için bir canavar yaratacaksın; sonra da bu canavar kontrolden çıkınca tepki gösteriyor ayaklarına yatacaksın! Yemeyiz beyler, yemeyiz... Anayasa Mahkemesi bu partiyi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan suçlu bulduğu zaman, kapatılmaması için yaptığınız baskılar hâlâ hafızamızda... Şimdi bağırmaya hakkınız yok! Çünkü en az onun kadar siz de suçlusunuz!
GÜNÜN SORUSU Fenerbahçeliler, bugün hep birlikte Anıtkabir’e giderek, ülkedeki hukuksuzlukları Atatürk’e şikayet edecek... Gelin görün ki bugün aynı zamanda üniversite adayları için sınav günü... Sorum Aziz Yıldırım’a: Bu açık ofsayt, sizin gibi usta bir forvete yakıştı mı?
Esrarengiz seyahat! Kemal Kılıçdaroğlu dahil CHP’li tüm siyasetçilerin muhalefet etme tarzı belli: Gazetelerde yazılanları alıp, üstüne birkaç cilalı söz yazmak! Bunu yapmayan, gazetecilere bilgi ve belge servis eden iki kişi var: Biri Milletvekili Aykut Erdoğdu... Allah’ı var; yolsuzluklar konusunda bilgi bankası gibi çalışıyor ve inanılmaz malzemeler topluyor. Diğeri ise artık “dedektif” lakabını hak eden Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran... Oran, yolsuzluk operasyonunun patladığı 17 Aralık gününde yaşananların peşine öyle bir düştü ki; bırakacağa da benzemiyor! Şimdi de o gün TC-ANA uçağı ile Konya’ya giden Başbakan’ın “gizli saklı” bazı işler çevirdiğini düşünüyor. Bunun nedeni de
Başbakan’ın Konya’da kaldığı 11 saatlik zaman dilimi içinde, uçağının Konya’dan havalanması ve kimlikleri bilinmeyen bazı yolcuları Ankara’ya götürüp dönmüş olması! “Bilinmeyen” diyorum; çünkü TC-ANA’nın bu uçuşunda kimlerin olduğuna ve uçağın rotasına ilişkin tüm bilgiler silinmiş! Birileri Uçuş Harekat Kontrol Merkezi’ne talimat vererek bu kayıtları yok etmiş! Bu esrarengiz seferin İstanbul’daki evlerden “sıfırlanan” paralarla ilişkisi var mı; henüz bilmiyoruz. Ama Başbakan’ın o güne dair her şeyi sildirmesi, o günü adeta yaşanmamış gibi göstermeye çalışması gerçekten ilginç... Bakalım bu ilginç “sefer”in altından ne çıkacak?
GÜNÜN İSYANI! İsyanım, “Twitter’a girmek için hiçbir ayar yapmam gerekmiyor. Demek ki Başbakan Erdoğan Twitter’ı yasaklatmamış” diye mesaj atan saf ya da pişkin AKP yandaşlarına: Sizinkinin gücü henüz oralara yetmiyor paşalar; özgürlüğün keyfini çıkarın!
Hazırlayan: Özlem KONUR USTA
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
ANKARA İmsak 04.15 Güneş 05.41 Öğle 12.02 İkindi 15.27 Akşam 18.12 Yatsı 19.30 HAVA DURUMU
Ankara: 5/20
b
İstanbul: 8/18
b
Sapanca Gölü’nü 22 su şirketi kuruttu
Dünya Su Günü’nde yaşanan kuraklık bir kez daha gündeme geldi. Yaklaşık 2.5 milyon kişinin içme suyu olarak da yararlandığı Sapanca Gölü’ndeki su çekilmesine son yağışlar da fayda etmedi. Sapanca Gölü çevresindeki iskelelerin ayakları, sahilden 100 metreyi bulan su çekilmesi nedeniyle tamamen karada kaldı. Çevre sakinleri, kuraklığın etkisinin yanı sıra suyun azalmasında su şirketlerinin de etkili olduğuna inanıyor. Su şirketlerinin denetim altına alınmasını istiyorlar. Yalnızca Sapanca’da 22 su şirketinin faaliyet gösterdiğini söyleyen ve burada çiftçilik ve hayvancılık yapan İlker Gonca, “Göl suyunda bu seneki kadar hiçbir zaman böyle düşüş yaşanmadı. Bunun en büyük sebeplerinden biri de çevrede kurulan su fabrikaları. Çok su fabrikası var. Gölü besleyen kaynaklar kurudu veya kurumak üzere. Yağış da olmayınca, gölün su seviyesi aşağı çekildi” dedi. Hasan Özçırak ise, Özel İdare’nin tüm su kaynaklarını sattığı için bu durumun yaşandığını ileri sürerken, “Göle akması gereken dereler dahil tüm su kaynakları dağın üstlerinden itibaren borularla alınıp İstanbul, Ankara’ya servis yapıyor. Herkes bunu seyrediyor” diye konuştu.
Bir anlık dalgınlık Çınar’ı aldı
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Geriş Köyü’nde 2 yaşındaki Çınar Bozdağ, saklandığı akaryakıt tankerinin altında ezilerek yaşamını yitirdi. Oğlu gözlerinin önünde can veren baba Muslu Bozdağ, sinir krizi geçirdi. Muslu Bozdağ, Geriş Köyü’nde, tanker şoförü olan arkadaşı Ekrem Bayır ile karşılaştı. İki arkadaş ayaküstü sohbete başladı. Bu sırada babasının elini bırakan Çınar Bozdağ, yanlarında oynamaya başladı. Bayır, az ilerideki akaryakıt tankerine binip, yoluna devam etmek istedi. Hareket eden Bayır, tekerleğin arkasına saklanan minik Çınar’ı ezdiğini fark etti. Ağır yaralanan çocuk, ambulansla hastaneye kaldırılmak istenirken yolda yaşamını yitirdi. Acılı baba sinir krizi geçirdi. Gözaltına alınan Bayır, “Çok üzgünüm. Babası çok yakın arkadaşım” dedi.
İzmir: 10/21
b
İSTANBUL İmsak 04.29 Güneş 05.56 Öğle 12.18 İkindi 15.42 Akşam 18.27 Yatsı 19.47
Antalya: 14/22
b
Adana: 11/27
b
Diyarbakır: 3/22
b
Erzurum: -1/12
b
Sivas: -1/18
b
Tunceli: 4/21
AKP Üsküdar Belediye Başkan Adayı Türkmen, tarihi köşkler, anıt ağaçlar, 100’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan 1. derece sit alanı Validebağ Korusu’na seyir terasları, açık hava tiyatrosu, gözlem kulesi yapacak DERYA DERVİŞ
A
KP’nin Üsküdar Belediye Başkan adayı Av. Hilmi Türkmen’in Validebağ korusuna Hyde Park Projesi, bölge halkı tarafından tepkiyle karşılandı. Validebağ Korusu, Anadolu yakasının ikinci büyük yeşil alanı. AKP’li aday seçilirse 1. derece sit alanı olan koruya seyir terasları, açık hava tiyatrosu, çocuk eğlence ve oyun alanları, yürüyüş yolları, hidrolik koruma alanları, gözlem kulesi yaptırmayı planlıyor.
Anıt ağaçlar var Adile Sultan Kasrı, Abdülaziz
Öğrencilerden Engelsiz üniversite
Akdeniz Üniversitesi’nde (AÜ) bir grup görme engelli öğrenci, Eğitim Fakültesi öğrencileriyle birlikte “Kampüs içi körcül tarif projesi”ni hayata geçirdi. AÜ Görme Engelli Birim Sorumlusu Sarper Arıkan ile birim çalışanı Aylin Işık, Eğitim Fakültesi’nden bir grup öğrenciyle birlikte yerleşkeyi adım adım dolaştı. İnternet sitesi üzerinden mobil telefonlara indirilen yazılım, görme engelli öğrencilerin yerleşke içinde bir noktadan başka bir noktaya ulaşımını sağlıyor. Programda binalar arası uzaklıklar adım olarak veriliyor ve tarif olarak da saat yönü kullanılıyor. Projenin 6 ay sonra tamamlanacak ikinci aşamasında ise anlık navigasyon hizmeti verilecek. İkinci aşamada her nokta görme engelli öğrencilere sesli olarak anlık bildirilecek. Böylece görme engelli öğrenciler, yerleşkede yardımsız şekilde dolaşabilecek. Öğrencilerin proje için aylarca çalıştığını aktaran Sarper, “Yazılımı önce internet sitemizden cihazlarına indirecekler. Yazılımın kurulumunu gerçekleştirdikten sonra, yerleşke içi körcül tariflere ulaşmış olacaklar” dedi.
b
Trabzon: 8/18
b
Zonguldak: 9/18
b
Bursa: 7/22
b
Konya: 4/19
b
AKP’li adayın çılgın projesi Validebağ’ı tehdit ediyor
Validebağ Validebağ Gönüllüleri Gönüllüleri korunun korunun rant rant rant uğruna uğruna peşkeş peşkeş çekilmesine çekilmesine izin izin vermeyeceklerini vermeyeceklerini açıkladı. açıkladı. ValidebağGönüllüleri Gönüllülerikorunun Validebağ Validebağ Gönüllüleri korunun rantuğruna uğruna peşkeş peşkeşçekilmesine çekilmesineizin izinvermeyeceklerini vermeyecekleriniaçıkladı. açıkladı. Av Köşkü, Güvercinlik Köşkü, Şevket Atalay İzci Okulu, Kız Sağlık Meslek Lisesi, Üsküdar Devlet Hastanesi’ne ait birimlerinin de bulunduğu 354 dönümlük Validebağ Korusu’nun yapılaşmaya açılacak olması tepkilere neden oldu. Validebağ Gönüllüleri önceki gün Aydınlık için koruda bir araya geldi. Validebağ Gönüllüleri sözcüsü Arif Belgin, “Koruda içinde onlarcası anıt ağaç olmak üzere binlerce ağaç, çoğunluğu göçmen olmak üzere 100’den fazla kuş türü yaşıyor. Rant uğruna buraların peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Belgin, projenin Hyde Park
ya da Central Park’la ilgisinin olmadığını da dile getirdi. “Çılgın projede önerilen tesislerin çoğu Hyde Park ya da Central Park’ta yok. Burası 1. Derece doğal ve tarihi sit alanı. Bu koruda bir çivi dahi çakılamaz.” Av. Hilmi Türkmen, projesinin Başbakan tarafından onaylandığını açıkladı. Barbaros Mahallesi Muhtarı Yasemin Çakır Özşafak projenin mahalle sakinlerinin onayının alınmadan yapılmak istendiğini belirterek “Mahalleli olarak buna müsaade etmeyeceğiz, burası 1. dereceden SİT alanıdır, SİT alanına bir çivi dahi çakılamayacağını önce Avu-
Define arayan kardeşler toprak altında kaldı Kayseri’nin Sarıoğlan ilçesinde define aramak için açtıkları tünelde meydana gelen göçükte toprak altında kalan Muhittin Sevalkalaycı (24) ve kardeşi Ramazan Sevalkalaycı’yı (22) arama kurtarma çalışmalarına ikinci günde devam edildi. Olay önceki gün Burunören köyü Üçtepeler mevkiinde sabaha karşı 5.30 sıralarında meydana geldi. Roma dönemine ait olduğu sanılan tünelde meydana gelen göçükte toprak altında kalan Ardahan Üniversitesi öğrencisi Muhittin Sevalkalaycı ve kardeşi Çankırı Üniversitesi öğrencisi Ramazan Sevalkalaycı’yı bulmak için tünelde kamerayla araştırma yapılıyor.
İZMİR İmsak 04.40 Güneş 06.04 Öğle 12.25 İkindi 15.50 Akşam 18.34 Yatsı 19.51
Validebağ ValidebağGönüllüleri araya arayagelerek gelerek gelerektepkilerini tepkilerini tepkileriniAydınlık’a Aydınlık’aanlattı. anlattı. Validebağ Gönüllüleri Gönüllüleri koruda koruda bir bir araya Aydınlık’a anlattı. Validebağ Validebağ araya gelerek tepkilerini
kat olan Türkmen’in bilmesi gerekir” dedi. Altunizade Mahallesi Muhtarı emekli öğretmen Rıza Şener de, yıllardır doğal haliyle kalmış korunun bir çılgın projeyle heba olmasının insafsızlık olacağını dile getirdi. Şener, “Geçen seneden bu yana öğretmen evinin çevre düzenlemesi adı altında yapılanlar burayı yeterince çirkinleştirdi. Bundan sonra tepeden inme projelere karşı demokratik tepkimizi göstereceğiz” diye konuştu.
‘Ceplerindeki yeşili seviyorlar’ AKP Belediye Başkan adayı Hilmi Türkmen’in “Koruyu halka açacağız” açıklamasını hatırlatan İşçi Partisi Üsküdar Belediye Başkan Adayı Av. Perihan Işık Özben de şöyle konuştu: “Burası zaten halka açık. Siz halka açmak derken ranta açmaktan bahsediyor olmalısınız. Her yapılaşma kar amacı güdüyor. Kârın olduğu yerde de insana, bitkiye, ağaca ve canlılara yer yok. Birileri biz de yeşil seviyoruz diyor, ama onların sevdiği doğa yeşili değil ceplerindeki yeşiller.”
Anadolu yakasının akciğerleri
Hababam Sınıfı’nın çekimlerinin yapıldığı Adile Sultan Kasrı (1863), öğretmenevi olarak hizmet veriyor. 2012 yılı Ağustos ayından beri sürdürülen çevre düzenlemesi çalışmaları buradaki doğal görüntüyü bozdu. Bahçe taş bir alana dönüştürüldü. Validebağ gönüllülerinden Seval Uzunal “Önce onlarca ağacı keserek buraya otopark yaptılar, sonra otoparkı genişlettiler. Adile Sultan Kasrı önündeki güzelim çimenleri yok ederek, betonlaştırıp, asırlık ağaçları betona hapsettiler. Şimdi de çılgın projeden bahsediyorlar. Burası yapılaşmaya açılırsa önüne geçilemez. Validebağ Korusu yalnızca bölgenin değil Anadolu yakasının akciğerleridir” dedi.
Şikayete rağmen değişmeyen şirket öğrencileri zehirledi EDA DEMİR
K
adıköy’de Göztepe İllköğretim Okulu öğrencileri yedikleri yemekten zehirlendi. 26 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Öğrencilerin velileri, defalarca uyarmalarına rağmen yemek şirketinin kalitesiz malzeme kullandığını söyledi. Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi’nde bulunan Göztepe İlkokulu’nda okuyan öğrenciler önceki gün tavuk döner, pilav, ayran ve çorbadan oluşan öğlen yemeklerini yediler. Akşam saatlerinde kusma ve mide bulantısı gibi şikayetlerde bulunan 26 öğrenci Medeniyet Üniversitesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve çevrede bulunan özel hastanelere kaldırıldılar. Hastanede serum takılan öğrencilerin hayati tehlikesinin bulunmadığı ancak şikayetlerinin devam ettiği belirtildi.
‘Okul müdürü ilgilenmedi’ Konuyla İlgili Aydınlık’a konuşan velilerden Kemal Soyaslan, yemek şirketinin değiştirilmesiyle ilgili birçok kez okul müdürüne talepte bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını
Dilencilik çetelerin kontrolüne geçti
T söyledi. 3 senedir aynı yemek şirketiyle anlaşıldığını belirten Soyaslan “Değiştirin dedik, değiştirmediler. Yemek kaliteleri düşüktü. Velilerin daha önce de uyarıları olmuştu ancak okul müdürünün konuyla ilgili geri dönüşü olmadı” diye konuştu.
‘Çocuklarımızın sağlığıyla oynanmasın’ Zehirlenen öğrencilerden Defne Mutlu’nun annesi Sabiha Mutlu da defalarca okul ye-
mekhanesinin kalkmamasını ve dışarıdan yemek getirilmemesini istediklerini söyledi. Şubat ayında yapılan veli toplantısında çocuklara ayçöreği, poğaça gibi yiyecekler verilmesine karşı olduklarını belirten Mutlu şöyle konuştu: “Çocuklarımız temiz ve sağlıklı yemekler yesin istiyoruz. Yarın sabah 9:00’da veliler olarak okulda toplanacağız ve şikayetlerimizi dile getireceğiz. Çocuklarımızın sağlığıyla oynanmasın.”
ürkiye’nin her ilinde dilenci sayısı arttı. Özellikle Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde her trafik ışığında, her direğin dibinde, her merdivenin başında bir dilenci görmek mümkün. Son yıllarda yerli dilencilere bir de yabancı dilenciler eklendi. Türkiye’nin bütün illerinde sokaklarda dilenen Suriyeliler’e rastlayabiliyorsunuz.
‘Çetelerin kontrolünde’ Konuyu Meclis gündemine de taşıyan CHP Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. AKP iktidarında dilenci ordusunun her geçen gün katlanarak arttığını kaydeden Karaahmetoğlu, dilenciliğin çetelerin kontrolünde
olduğunu vurguladı. Karaahmetoğlu İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan şu sorulara yanıt istedi: “Türkiye’de dilenci sayısı kaçtır? 2002-2014 yılları ve yıllar itibarıyla, hangi şehrimizde kaç dilencinin bulunduğu tespit edilmiş midir? Ülkelerindeki iç savaş dolayısıyla yurdumuza göç etmiş, dilencilik yapan yabancı uyruklu kaç kişi tespit edilmiştir? Dilencilik sektöründe faaliyet yürüten gruplar, çeteler tespit edilmiş midir? Bu grup ve çetelere karşı yürütülen mücadele ve sonuçlar nedir? Yoksullukla mücadelenin temel hedefi olduğunu söyleyen AKP iktidarında dilencilik sektöründeki rekor artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?” AYDINLIK / ANKARA
23 MART 2014 PAZAR
DOLAR
Cuma 2.2369 Perşembe 2.2331
Hazırlayan: Yiğit ERYILMAZ
EURO
Cuma 3.0902 Perşembe 3.0789
BORSA
Cuma 64.896 Perşembe 65.555
ALTIN
(Cumh.)
Cuma 645 TL Perşembe 642 TL
FAİZ
Cuma % 11.47 Perşembe % 11.41
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
PETROL (Brent)
Cuma $ 107.26 Perşembe $ 105.92
*Serbest piyasa satış fiyatları
Yılmaz: Kuşlar bile dargın! ‘Çıraklık cazip hale getirilmeli’
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, zanaatkarların mesleklerini devam ettirebilmeleri için çıraklık sisteminin cazip hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, zanaatkar esnafın en önemli sorununun çırak bulamamak olduğunu söyledi. Yüzde 10’lar seviyesine çıkan işsizliğin önüne geçmenin en önemli yolunun mesleki eğitimden geçtiğini ifade eden Palandöken, “Mesleki eğitimi daha ileri noktalara taşımamız kaçınılmazdır. 800 yıllık Ahilik geleneğinin devamı ve işsizliğin önüne geçebilmemiz için esnafımız çırak yetiştirmelidir. Erkenden bir mesleğe adım atmanın ilk yolu çıraklıktan geçer” değerlendirmesinde bulundu. Palandöken, açıklamasına şöyle devam etti: “Ayrıca çıraklarımızın sigorta prim başlangıçları emeklilikleri açısından sigortalı başlangıç tarihi kabul edilmeli ve kalfalar da çıraklar gibi iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortaları hükümlerine tabi kılınmalıdır.”
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan TÜSİAD Başkanı Yılmaz, ‘Helikopterle gelirken Twitter kuşunu gördünüz mü?’ şeklindeki soruya ‘Kuşlar bile dargın’ diye yanıt verdi
T
ürkiye’nin Davos’u olma iddiasıyla yola çıkan ve Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin bu yıl üçüncüsü gerçekleştirildi. Zirvenin ikinci gününde Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz ile gündeme ilişkin konuştuk. Zirvede katıldığı panelin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Muharrem Yılmaz
Recep ERÇİN
Bendevi Palandöken
Reformlar bitti Gazetecilerle sohbete başladığı sırada kendisine yöneltilen ‘’Helikopterle gelirken Twitter kuşunu gördünüz mü?’’ şeklindeki soruya ‘’Kuşlar bile dargın, kuşlar bile dargın’’ diyerek cevap veren Yılmaz, daha sonra bu konuda, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok siyasetçinin Twitter üzerinden yayımladıkları mesajlarla zaten bu yasağı kabul etmediklerini ifade
ettiklerini söyledi. Daha sonra gündeme ilişkin değerlendirmelerini anlatan Yılmaz, ‘’Bugün davet edildiğim toplantıda da ifade ettim. Kısa vadeli gündem içerisinde uzun vadeyi unutmamamız lazım. Eğer büyük hatalar yapmazsak uzun vade için olumlu düşünüyorum. Tabii bunun güzel tecrübelerini yakın zamanda yaşamış olmamıza rağmen bazı
hatalar yapıyoruz. Geçen sürede önemli işler yaptık, reformlar yaptık. Ama bu reformcu irade kesintiye uğradı. Reformlarla beraber Avrupa Birliği’ne de ilgimiz azaldı. Üç yıl müzakere başladığı açılmadı. Avrupalılara da müzakere başlıklarının neden açılmadığı soruyorum. Kısa vadeli risk unsurlarımızı güvenli bir şekilde aşmaktan kastım da şu; ekonomide elde ettiğimiz
başarıları sürdürebilmemizin tek yolu demokratik standartlarımızı da aynı oranda sürdürebilmemiz’’ diye konuştu.
21. yy yakışmayan ekonomik ilişkiler Bağımsız düzenleyici denetleyici kurumların bağımsızlıklarıyla ilgili sorgulamalarının olduğunu ifade eden Yılmaz, “Yaşanan bazı olaylar
bunları sorgulamamıza neden oluyor. Bunu çok tehlikeli buluyorum’’ şeklinde konuştu. Bağımsız düzenleyici denetleyici kurumların bağımsız yapısının korunabilmesinin Türkiye’nin sağlıklı ekonomik yapısının sürdürülebilmesi açısından önemli olduğuna dikkat çeken Yılmaz, ‘’21. yüzyıla yakışmayacak bir ekonomik ilişkiler ağını görebiliriz. Türkiye’de bunun rahatsız edici örneklerini son zamanlarda yaşadık’’ ifadelerini kullandı. Yılmaz, Gezi Parkı ile başlayan sokak hareketlerinin Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesi sonucu tekrar başlamasını nasıl karşıladıklarına ilişkin soruyu ise şu şekilde yanıtladı: ‘’Sokak gösterilerine ürkütücü diye bakmamak lazım. Çağdaş bir toplumun bireye sağladığı ifade özürlüğü kapsamındaki toplantılar. Bunları özümsememiz lazım.’’ Yılmaz, son dönemdeki gelişmelerle ilgili olarak hükümetle görüşme talebinde bulunup bulunmadıklarına ilişkin ise, yerel seçim döneminin yoğun gündemi nedeniyle böyle bir taleplerinin olmadığını belirtti.
TÜRKİYE İŞ DÜNYASI TWİTTER YASAĞINA KARŞI ÇIKTI
‘Temelsiz korkuların göstergesi’ Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nden de (TÜSİAD), Twitter’ın kapatılmasına ilişkin yayımlanan açıkosyal medyanın önemli lamada, “Orantısız ve özgürlüklere haberleşme kanallarınaykırı bu tür yasaklamaların temelsiz dan Twitter’ın önceki korkuların göstergesi olduğu ve degece yasaklanmasına Türk iş mokrasiye hizmet etmediği açıktır’’ dünyasının temsilcileri de tepki denildi. gösterdi. Uludağ Ekonomi Zirİstanbul Hazır Giyim ve Konfekvesi’nde konuştuğumuz iş dünsiyoncuları İhracatçıları Birliği Başyası temsilcilerinden Doğan kanı Hikmet Tanrıverdi de yasakHolding Yönetim Kurulu Başlanmasına rağmen alternatif yolla kan Vekili Hanzade Doğan girdiği Twitter’dan yazdığı mesajda Boyner bu yasaklamalarla bir “Mobil Twitter’a girebilmek için Goyere gidilemeyeceğini kaydetti. Mehmet Büyükekşi Hikmet Tanrıverdi Ali Yücelen oglePlay ya da Apple Store’dan HotsBorsa İstanbul Başkanı İbrapot Shield programını indiriniz” yazdı. him Turhan, Twitter konuzeyde anayasal haklar bağlamında; hem sunda konuşmaktan kaçınırken, Türkiye de küresel dünya gerçekleri bağlamında Ve ekran görüntüsü paylaştı. İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Meh- kabul edilmesinin olanaksız olduğunu Piyasaların tepkisi sınırlı oldu met Büyükekşi ise, “Bunları bu şekilde belirterek uygulamaya karşı çıktı. Twitter’ın yasaklanması sonrası dün yasaklayarak bir yere gidemeyiz. İnşallah Uludağ Ekonomi Zirvesine katılan en kısa zamanda devreye girer’’ dedi. Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv de, WSJ borsa, döviz ve faiz cephesinde ise aşırı Türkiye’ye verdiği demeçte, Twitter’ın hareketlenme gözlenmedi. Çarşamba TÜGİAD: Kabul edilemez yasaklanmasına ilişkin, “Türkiye muazzam günü 2.2335 TL’den işlem gören dolar Türkiye Genç İşadamları Derneği potansiyeli olan bir ülkedir. Abonelerimizin kuru dün 2.2391’e, gösterge faiz de yüzde (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali 35 milyonu Türkiye’dedir. Bu yasaklar 0.53 artışla yüzde 11.47’ye yükseldi. Borsa Yücelen de, Türkiye’de Twitter uygula- hiç kimsenin hoşuna gitmiyor. Kısa sürede İstanbul ise yüzde 0.76 değer kaybıyla 64.763 puan seviyelerinden işlem gördü. masının kapatılmasının, hem ulusal dü- bunun aşılacağına inanıyoruz” dedi. RECEP ERÇİN / ULUDAĞ
S
Davutoğlu: Suriyelilere harcama 2,5 milyar doları aştı AYDINLIK/ANKARA
ve fuhuş iddialarının asılsız olduğunu iddia eden Davutoğlu, Yapılan harcamalarla ilgili de şunları söyledi:
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriyeliler için yapılan 2.5 milyar dolar harcandı harcamaların toplamının 2,5 “Çadır ve konteynır kentlerde milyar doları aştığını bildirdi. kalmakta olan Suriyelilerin barınma, Davutoğlu bir soru önerbeslenme ve sağlık ihtiyaçları için gesine verdiği yanıtta Türkigerekli olan bütçe Başbakanlık ye’nin Suriyelilere yönelik Acil Yardım Ödeneğinden karşı“açık kapı politikası” izlendiğini lanmaktadır. Sadece çadır ve konkaydederek, “Bu çerçevede, Ahmet Davutoğlu teynır kentlerde kalan Suriyelilerin zorla geri göndermeme ve sınırdan geri çevirmeme ilkelerini titizlikle uy- barınma, beslenme ve sağlık ihtiyaçları için gulayarak, uluslararası hukuk uyarınca Suri- 2011 Nisan ayından beri harcanmış olan topyelilere, ayrım gözetmeksizin, ‘geçici koruma’ lam miktar 1 milyar 751 milyon 281 bin 19,40 sağlanmaktadır” dedi. Davutoğlu, Suriyelilerin TL’dir. Buna karşılık, Suriye’deki savaş nehalen 10 ilde bulunan 22 barınma merkezinde deniyle ilk günden itibaren ülkemize sığınan tüm Suriyelilerle ilgili olarak yapılan toplam kaldığını belirtti. Barınma merkezlerindeki kadın ticareti harcama ise 2.5 milyar ABD Dolarını aşmıştır”
5 akarsu santrali özelleştirilecek
Elektrik Üretim AŞ’ye ait Esendal, Işıklar, Kayaköy, Dere ve İvriz akarsu santralleri 3 grup halinde “işletme hakkının verilmesi” yöntemi ile özelleştirilecek. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (OİB) Resmi Gazete’de yayımlanan ilanına göre, Esendal ve Işıklar santrallerinin geçici teminat tutarı 250 bin dolar, Kayaköy santralinin geçici teminat tutarı 500 bin dolar, Dere ve İvriz santrallerininki ise 250 bin dolar olarak belirlendi. Gerçek, tüzel kişiler ve ortak girişim gruplarının katılabileceği ihaleler için son teklif verme tarihi 9 Mayıs olarak belirlendi.
T.C. ANKARA 28. CRA DA RES POTEKL TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2013/2020 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri. Özellikleri : Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Yuva köyünde kain, 44829 ada, 2 parseli teşkil eden 657,00 m2 yüzölçümlü, Mermerciler Sitesinde, Mermer Atölyeleri içinde bulunan, ticari vasıflı, topoğrafık yapısı itibariyle hafif eğimli, her türlü yapılaşma imkanı bulunan, ARSA VASIFLI HALEN BO OLAN MARLI TA INMAZ Adresi : Yuva köyü, Mermerciler Sitesi-Mermer Atölyeleri içinde, 3706 sokak üzeri Y.MahalIe/ANKARA Yüzölçümü : 657,00 m2 Arsa Pay : TAM H SSES imar Durumu : E:0.50,Hmax:9.50 m olup (küçük sanayi) kullan mda K ymeti : 262.800,00 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : 1. Sat Günü : 21/05/2014 günü 10:15 - 10:25 arası 2. Sat Günü : 25/06/2014 günü 10:15 - 10:25 arası Sat Yeri : ANKARA ADLİYESİ (3) NOLU MEZAT SALONU Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı
takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde Ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/2020 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/03/2014 BASIN: 18943 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
ÜNSAL enginunsal35@gmail.com
Siyasetsiz sendikalar kime hizmet eder?
D
ünya sendikacılık tarihini inceleyenler şunu göreceklerdir ki siyasal kurumlar üzerinde baskı kurulmadığı sürece çalışanlar hiçbir kazanım elde edememişlerdir. Sanayi devriminin başladığı 1800’lü yıllardan bu yana işçiler meydanlara çıkmadıkça, toplumun aynasında bir güç olduklarını kanıtlamadıkça parlâmentolar işçilerin çığlıklarına kulak vermemiştir. 1900’lü yıllara doğru işçiler toplum içinde bir güç olduklarını ve haklı istekleri bulunduğunu kanıtladıkça parlâmentolar bu sese cevap vermeye ve işçileri koruyucu yasalar çıkarmaya başlamışlardır.
Toplusözleşme düzeni yetmez Sendikaların kurulmaya başlaması ve toplusözleşme düzenine geçilmesi ile işçilerin çalışma yaşamında belirli iyileştirilmelere tanık olunmuş fakat teknolojik ve ekonomik gelişmeler bu kazanımları kısa zamanda yetersiz kılmıştır. Çağın değişen koşulları işçi haklarının yeni yasalarla korunmasını gerektirmiş fakat işverenlerin denetimindeki siyaset sosyo-ekonomik gelişmelerden işçiyi koruyacak yasaları çıkarmakta nazlanmıştır. Yasaların değişime ayak uyduramaması işçileri yeni arayışlara yöneltmiş ve işçiler sınıfsal kurtuluşlarının siyasette etkili olmakla çözülebileceği sonucuna varmışlardır. İşte bu nedenle İngiltere’de İngiliz İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC) İngiliz İşçi Partisi’ni ve İsveç’de İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu (LO) İsveç Sosyal Demokrat Partisi’ni kurmak zorunda kalmışlardır. Bu iki ülkede sendikaların siyasette söz sahibi olması sonrasında işçi kazanımları hızla artmaya başlamış ve bu ülkelerin işçileri siyasette etkili olmanın kendileri için ne kadar önemli olduğunu anlamışlardır.
Siyasetsizlik Türk işçi hareketini bölmüştür Türkiye’de işçi hareketi önce 1947’de 5018 sayılı yasa ile sonra 1963’de 274 ve 275 sayılı yasalarla hukuki bir temele oturtulmuş fakat sendikacılığımızın ve Türk-İş’in kuruluşu Amerikan gölgesinde şekillendiğinden sendika ve siyaset ilişkisi sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Sendikacılık kavramı yanlış anlaşılarak 1946 yılında CHP’nin İşçi Büroları kurması ve sendikaları kendi güdümüne almak istemesiyle bu konuda ilk yanlış yapılmış ve 1950-60 arasında Amerika’nın işçi hareketimizi yönlendirmek istemesiyle devam etmiştir. Amerika’nın katkısı ile 1952’de kurulan Türk-İş ısrarla partilerüstü politika uygulamasının sendikacılığımıza egemen olmasını istemiş ve ücret sendikacılığı uygulamasını öne çıkarmıştır. Ücret sendikacılığının işçiyi sömürülmekten kurtaramayacağı ve siyasetsiz sendikacılığın yetersiz olduğu kanısına varan Türk-İş üyesi sendikalardan 12 sendikacı sendikaların siyasette etkili olabilmesi amacı ile 1961’de Türkiye İşçi Partisi’ni ve siyasetsiz sendikacılık anlayışına isyan eden Türk-İş üyesi dört sendika 1967 yılın Devrimci İşçi Sendikalarını (DİSK) kurmuştur. Sendikacılık tarihimizim bu en önemli bölünme olayı siyasetsiz sendikacılık anlayışına isyan nedeni ile yaşanmıştır.
ÇİFT GEYİK KARACA İŞVERENİNDEN İŞÇİYE RÜŞVET TEKLİFİ:
Al şu 50 bin lirayı sendikadan istifa et İşyerine sendika girdi, düzen geldi. Çalışma saati 8’e düştü. Ancak işveren, fazla çalışma ücreti için dava açan işçileri tek tek kapı önüne koydu. İşçiler yılmadı, işe geri dönebilmek için direniş çadırı kurdu
N
arin Triko Grup bünyesinde yer alan Çift Geyik Karaca’da çalışan 224 işçiden 11’i sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarıldı. İşveren, “hırsızlık” suçlamasıyla işçileri kapı önüne koyarken, iddiaya işçiden itiraz geldi: “10 yıldır suç bulamadı da sendikalı tarikaydinlik@gmail.com olunca mı buldu?” Başka bir iddia ise, işçilerden Ramazan Turhan’a rüşvet teklif edilmesi. Fazla çalışma ücretini alabilmek için işverene dava açan Ramazan Turhan’a, davadan vazgeçmesi ve sendikadan istifa etmesine karşılık 50 bin lira rüşvet teklif edildiği öne sürüldü.
İşçi neden sendikalı oldu? Çift Geyik Karaca’nın İstanbul Bayrampaşa’da bulunan fabrikasında çalışan işçiler, 2010 yılında ücretlere yapılan yüzde 5 oranındaki zamma itiraz ederek, 50 lira zam istedi. Ancak işçilerin talepleri geri çevrildi. İddiaya göre ustabaşı da işçilere sert çıktı ve şu sözlerle tehdit savurdu: “Çalışan çalışsın. Kapı orada, çalışmayan defolup gider.” Tehditler ardından bir araya gelen işçiler, haklarını savunması için Türk-İş’e bağlı Teksif Sendikası’na üye oldu. İşçilerin sendikalı olma süreci böyle başladı.
Sendika girdi, düzen geldi Teksif Sendikası, 2010 yılının Aralık ayından itibaren işyerinde örgütlenmeye başladı. İşçilerin an-
‘İte kaka şekilde attılar’ Çift Geyik Karaca’da 10 yıldır çalıştığını söyleyen Ramazan Turhan, işverenin kendisine rüşvet teklif ettiğini iddia etti. Turhan, fazla çalışma ücretlerini almak için işverene dava açtığını belirterek şunları söyledi: “Bana davadan vazgeçmemi ve sendikadan istifa etmemi söylediler. Karşılığında 50 bin lira vereceklerini belirttiler. Ben ne sendikadan istifa etmeyi lattığına göre sendika fabrikada örgütlenmeye başlamadan önce çalışma saati 12 saati buluyordu. Ücretlerin bir kısmı asgari ücret üzerinden bankaya yatırılıyor geri kalanı ise elden ödeniyordu. İşçilere resmi tatillerde izin verilmiyor, yıllık izin ise 13 gün kullandırılıyordu. Sendikanın işyerinde örgütlenmeye başlamasıyla birlikte çalışma saati 8’e indi. Ücretlerin
ne de davadan vazgeçmeyi kabul ettim. Bunun üzerine 3 Şubat 2014 tarihinde tazminatlarım ödenmeden işten çıkarıldım. Gerekçe olarak ‘hırsızlık’ gösterildi. Beni, fabrikadan ite kaka şekilde, hırsızlık muamelesi yaparak çıkardılar ve ‘Git nerede hakkını arıyorsan ara. Sana sendika sahip çıkacak mı görelim’ dediler.” tamamı bankaya yatırıldı, resmi tatillerde izin verildi ve yıllık izinler olması gereken şekilde kullandırıldı. Ancak işveren tüm bu iyileştirmeleri devlet istediği için yaptığını iddia etti. İşçilere göre bu kazanımlar sendikanın verdiği mücadele sonucu oldu. “Derdimiz para değil” diyen işçiler, bir an önce işlerine geri dönmek istediğini belirtti.
‘Kahvaltıyı çadırda yapıyoruz’ Yusuf Ceviz 6 yıllık çalışanlardan. 11 Şubat tarihinde işyeri önünde çadır kurduklarını belirten Ceviz, direniş çadırında günü nasıl geçirdiklerini anlattı: “11 Şubat tarihinde Çift Geyik Karaca önünde çadır kurduk. Sabah 6.50’de işyeri önüne geliyoruz ve her sabah çadırımızı
kuruyoruz. Fabrikada çalışan işçilerle selamlaşıyoruz. Kimi işçiler çekiniyor, korkudan selam veremiyor. Daha sonra çayımızı demliyoruz, kahvaltıyı çadırda yapıyoruz. Gelen giden misafirleri ağırlıyoruz. Fabrikada çalışan arkadaşlarımıızın mesaisi bitene kadar çadırda bekliyoruz.”
Dengesini kaybetti inşaattan düştü
Luna işçisi, işten çıkarmaları protesto etti. İşçiler, “İşveren iftira attı bizi işten çıkardı” dedi.
Siyasetsiz sendikacılık kapitalizme hizmettir O günlerden bugüne kadar geçen zaman içinde işçi hareketimiz ilerleyeceğine gerilemiştir. Siyasette etkili olarak işçi sınıfının çıkarlarına hizmet edileceğine siyasetsiz sendikacılık beninsenmiş ve hükümetteki siyasi partilere yanaşılarak bazı haklar elde etme yoluna gidilmiş başka deyişle sendikacılığımız özgür sendikacılık anlayışı yerine biat sendikacılığı anlayışını benimseyerek işçi hareketinin kaderini sermayenin güdümündeki siyasi partilere teslim etmiştir. Hele AKP’nin iktidar olması ile kurmak istediği İslam Cumhuriyeti yolunda en büyük engel olarak sendikaları gördüğünden sendikaların çoğunu teslim almış ve sendikalar kağıttan kaplana dönüşmüştür. Sendikacılığımızı AKP’ye teslim eden sendika yöneticilerinin ne üyelerine ne işçi sınıfına ne de demokrasiye hiçbir katkıları olamayacağı, sadece kendi koltuklarını korumak için bunu yaptıkları artık anlaşılmıştır. Sendikacılığın içine sürüklendiği karanlıktan aydınlığa çıkması için hiçbir sendika başkanı, kendisinin yanması, koltuğunu kaybetmesi pahasına direnmeyi, AKP iktidarına karşı ayağa kalkmayı göze alamadığından işçilerimizin sömürüsü artarak devam edecek ve hiç kimsenin şikayete etmeye hakkı olmayacaktır.
Ramazan Turhan, gece vardiyasında işyeri kapısının üstlerine kilitlendiğini söyledi.
Luna işçisi patronun kapısına dayandı TUĞÇE YERDELEN / İZMİR İzmir Çiğli’de bulunan Luna Sayaç Fabrikası’nda Birleşik Metal-İş’e üye olan 106 işçi, sendikanın yetki kazanmasının ardından işten çıkarıldı. Ancak işveren işçileri suçladı, hırsızlık yaptıklarını öne sürdü. Önceki akşam Kıbrıs Şehit Caddesi önünde bir araya gelen işçiler, “Luna işçisi yalnız değildir”, “Vur vur inlesin Mustafa dinlesin” ve “Alsancak uyuma di-
renişi alkışla” şeklinde slogan atarak işveren Mustafa Karabağlı’nın evine yürüdü. Eyleme DİSK Genel Başkanı Kani Beko da katıldı.
Eğer siz Anayasa’nın maddesini çiğneyip, Anayasa’ya karşı geliyorsanız, cezaevine girmek zorunda kalırsınız. İşveren derhal cezaevine gönderilmelidir.”
‘İşveren cezaevine gönderilmeli’
‘Gözünüzü hırsız hükümete çevirin’
Burada bir konuşma yapan Beko, işverene seslenerek şunları söyledi: “Sendikalı olma hakkı, Luna işçilerinin de hakkıdır. Anayasanın 51. maddesini çiğneyen Luna’nın sahibidir.
İşçilerin “hırsızlık” bahanesi ile işten çıkarıldığını belirten Beko, “O güzelim işçilere, tertemiz insanlara hırsız diyemezsiniz. Böyle bir patron görmek istemiyoruz. Şu anda kapalı ka-
Yenimahalle’de işçiye yüzde 15 zam Ankara Yenimahalle Belediyesi ile Genel-İş arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ile işçiye yüzde 15 zam yapıldı. Yenimahalle Belediye işçilerinin toplusözleşmesi bir törenle imzalandı. Törene, Yenimahalle
Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Başkan Yardımcıları Başar Bal, Erhan Aras, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Turan Kütükbaş, sendika yetkilileri, Yenimahalle Belediyesi Meclis üyeleri ve çok sayıda belediye çalışanı
katıldı. Törende bir konuşma yapan Belediye Başkanı Fethi Yaşar “Hayatım boyunca emeğin, alın terinin hakkını vermek için çalıştım. Alınterinin karşılığını gününde vermek benim en önemli önceliğimdir” dedi.
pılar ardında bizi dinleyen patrona sesleniyorum. İzmir’i sana dar ederiz. Siz hırsız görmek istiyorsanız, gözünüzü hükümete çevirin. Bakanların çocuklarına bakın. Ama Luna işçisine hırsız diyemezsiniz” diye konuştu.
‘İşçinin hakkını yedirmeyiz’ İşten çıkarılan işçilerin işbaşı yapana kadar mücadelelerini sürdüreceğini belirten Beko, sözlerini şöyle bitirdi: “Biz burada fabrikanın kapatılmasını istemiyoruz. Ancak 106 arkadaşımız işbaşı yapana kadar mücadeleye devam edeceğimizi dile getiriyoruz. Onurlu mücadelenin, sonuna kadar yanında olacağız. Yağma yok, işçinin hakkını yedirmeyeceğiz. Nasıl kıdemi leş kargalarına yedirmediysek, sizin ekmeğinizi, geleceğinizi de leş kargalarına yedirmeyeceğiz.”
Giresun’un Espiye ilçesinde inşaattan düşen demir ustası 60 yaşındaki Haydar Tomruk öldü. Olay Çam Mahallesi’nde öğle saatlerinde meydana geldi. Espiye Belediyesi’nce yaptırılan mezbaha inşaatının çatısında demir işleri yapan Haydar Tomruk, dengesini kaybederek düştü. Olay yerinde hayatını kaybeden Tomruk’un cesedi Espiye Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÜNEŞİN ZAPTI Bu kavga; taa… başından beri, çağdaş ile çağdışı, Cumhuriyetten, aydınlıktan, emekten yana olanlarla, muhafazakar, gerici, emperyalist arasında bir mücadele. Birde; anlamadan bakanlar var meseleye. İşin garibi, emekten yana olanlar, haramilerden kalabalıktır daima. İşte…tam da burada, inançlar sokulur devreye. çoğunluk aldatılır, Din’le hurafeyle. Genelde derler ki; Doğru kazanır daima, Hiçbir şey kalmaz cezasız, sakın inanma. Eğer; edilmezse mücadele, anlatılmazsa gerçekler, saf tutulmazsa yanında doğrunun. Eğer katılmamışsa alın terine emek. Eğer zapt edilmemişse güneş kendiliğinden gelmez aydınlık…
Muzaffer TALATPAŞAOĞLU
BU BİR İLANDIR
Engin
TARIK TEKGÖZLİ
Hazırlayan: Tarık TEKGÖZLİ
23 MART 2014 PAZAR
Hazırlayan: Gizem ERTUĞRUL KOÇ
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Yolsuzluk sansürüne İP’den bantlı eylem
ERDOĞAN AKP’LİLERİ UYARDI:
‘Bizden Cemaat’e artık su yok’ AYDINLIK / HATAY
İşçi Partisi Samandağ Belediye Meclis Üyesi adayları Sami Gözen ve Anıl Cevahir Can, son 5 yılda belediyede yapılan yolsuzlukları canlı yayında belgeleriyle açıklarken, HRT yayını kesti ÖZGÜR BURSALI / HATAY
H
atay Radyo Televizyonu (HRT), Samandağ Belediyesi’ndeki yolsuzlukların kamuoyuna açıklanmasına sansür koydu. CHP’den istifa ederek İşçi Partisi’ne katılan Samandağ Belediye Meclis üyeleri Sami Gözen ve Av. Anıl Cevahir Can’ın katıldığı program, sunucunun müdahalesiyle yarıda kesildi. Belediye Meclisi’nde Denetleme Komisyonu Başkanlığı görevinde de bulunan Gözen ve Can, ÖDP’den istifa edip CHP’den yeniden aday olan Mithat Nehir’in başkanlığı döneminde yapılan yolsuzlukları belgeleriyle açıklayacaklardı.
Selim Kamacı
‘Benim programımda yapamazsınız’
Anıl Cevahir Can
Sami Gözen
İşçi Partisi Samandağ Belediye Meclis Üyesi Adayları Sami Gözen ve Av. Anıl Cevahir Can, önceki akşam HRT’de yayınlanan Demokrasi Bulvarı programında Ali Yolcu’nun konuğu oldular. Program tarihi önce 15 Mart olarak belirlenmişti, ancak o gün, Yolcu hasta olduğu gerekçesiyle program 20 Mart akşamına ertelendi. Program başladıktan 8 dakika sonra, Gözen ve Av. Can, Samandağ Belediyesi’nde geçen 5 yıl içerisinde yapılan ihale yolsuzluklarını ve usulsüzlükleri belgelerini ortaya koyarak anlatmaya başladılar. Bunun üzerine sunucu Ali Yolcu, yayında teknik bir arıza olduğu gerekçesiyle programa aniden ara vererek reklama girdi. Reklam sırasında Hataylı yurttaşlar telefonla arayarak ve sosyal medya üzerinden HRT’ye tepki gösterdi ve yayının devam etmesini istedi. Bir süre sonra stüdyo yayını tekrar başladı. Fakat sunucu, Gözen ve Can’ın anlatımlarına “Lütfen burada projelerinizi anlatın. Benim programı üzerinden politika yapmayın” diyerek defalarca müdahale etti ve yayını yarıda keserek programı
HRT’nin yayını kesmesi üzerine basın açıklaması yapan İşçi Partisi adayları, ağızlarına siyah bant takarak sansürü protesto ettiler. noktaladı.
‘Halkımıza gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz’ HRT’nin tutumu üzerine, İşçi
Partisi Samandağ Belediye Başkan Adayı Selim Kamacı ve Belediye Meclis Üyesi adayları, parti yöneticileriyle birlikte yaptıkları basın toplantısında ağızlarına si-
yah bant takarak sansürü protesto ettiler. Av. Anıl Cevahir Can, yaptığı
İşte belgeli yolsuzluklar Av. Anıl Cevahir Can, İşçi Partisi binasında yaptıkları basın açıklamasında, programda açıklamalarına engel olunan yolsuzlukları sıraladı ve dosyaların hepsinin yargıya intikal ettiğini bildirdi. Av. Can şunları söyledi: “ Samandağ’da akrabalara verilen ihale süreçlerini, Belediyeden emekli olan emekçilerimizin ücretlerinden yapılan yüzde 30 zoraki kesintiyi, ’Sosyal konut’ adı altında yapılan apartmanların arasına serpiştirilen dubleks villaları, Araç alımı yerine sıfır araç fiyatına yapılan araç kiralamalarını,
Gökçek’in boksör ekibi CHP adayı Yavaş’a saldırdı CHP İl Başkanlığı’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, Mansur Yavaş ve ekibine saldıran grubun ‘En büyük başkan Melih Başkan’ sloganları attığı belirtildi
22 yaşında 1 milyon 562 bin TL tutarında ihale alan kişileri, CHP’li oldukları için belediyeden gönderilen 43 işçiyi, Kasaplar Balıkçılar Çarşısı için kullanılan 10 milyon TL tutarındaki krediyi ve dükkanların satışından elde edilen gelirle bu kredinin ödenip ödenmediğini, Tamir giderlerinin fahiş bir meblağ ile yapıldığını, Çöp ihalelerinden önce çöp araçlarının nasıl hurdaya satıldığını belgeleriyle açıklamamıza izin verilmedi. HRT’de yayının kesilmesini ve yaşanan müdahaleleri halkımızın
takdirine sunar, halkımızı her alanda savunmaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.”
AYDINLIK / İZMİR
İ
şçi Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hüseyin Tugay Şen, CHP adayı Aziz Kocaoğlu’nun bir televizyon programında sarfettiği “Atatürkçülüğümü, laikliğimi, cumhuriyetçiliğimi kim tartışacak?” sözlerini değerlendirerek, “Atatürkçülüğünüzü ve cumhuriyetçiliğinizi tartışmak için sizi istediğiniz televizyon programına davet ediyorum” dedi.
Sopalı saldırganlar CHP aracının camlarını kırdı.
AYDINLIK / ANKARA
A
nkara’da İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde bir toplantıya katılan CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş ve ekibi, AKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Melih Gökçek’in adamlarının saldırısına uğradı. Saldırı, CHP Ankara İl Başkanlığı’nın Twitter hesabından şu ifadelerle duyuruldu: “Bugün (dün) saat 12.00’de İvedik Organize Sanayii Fora İş Merkezi’nde CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Mansur Yavaş’ın ve örgütümüzün İvedik Organize esnafı ile yapmış olduğu toplantıya, AKP’li
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Melih Gökçek’in gönderdiği boksör ekibi tarafından saldırı düzenlenmiştir. ‘Ülkücüyüz’ diyerek toplantıya katılan, akabinde sallamalar ve silah çıkarıp toplantıya katılan esnafın, örgütümüzün, gönüllülerimizin üzerine saldıran 50-60 kişilik grup, ‘En büyük başkan Melih başkan’ sloganları atarak, küfürler ederek hem insanları yaralamış hem de binaya ve araçlarımıza zarar vermiştir. Toplantıdan 5 dakika önce İl Başkanlığımıza gelen provokasyon ihbarı gerçekleşmiş, ancak önlem alma fırsatı olmamıştır. “Aralarında bilinci kapalı bir gencimizin de olduğu yaralıları hastaneye sevk edilmiştir.”
açıklamada sorulacak her soruyu belgelerle yanıtlamak imkan ve cesaretine sahip olduklarını belirterek “Bize güvenerek, bize oy vererek bizi Samandağ Belediye Meclisi’ne gönderen halkımızın çıkarlarını, haklarını sahiplenmek öncelikli görevimizdi. “Bu hak elimizden alınmıştır. Ancak biz belgeyse belgelerle, meydansa meydanlarda halkımıza yaşananları anlatmaya devam edeceğiz” dedi. Sami Gözen de belediyenin adeta bir aile şirketi gibi yönetildiğini belirterek, belediyedeki yolsuzlukların halka açıklanmasına engel olan HRT’yi eleştirdi. İP adayı Selim Kamacı da şunları söyledi: “Yayını sunmak üzere programa çıkan kişi, karşı partilerle ilişki içindedir. Böyle bir ortamda bağımsız bir yayıncılık söz konusu olamaz. Belgelerle açıklanacak gerçekleri engellediler. HRT’yi kınıyoruz.”
Atatürkçülerin adayı Şen’den Kocaoğlu’na hodri meydan Hüseyin Tugay Şen
Hüseyin Tugay Şen, seçim çalışmaları kapsamında önceki gün Güzelyalı, Seferihisar ve Sığacık’ta bir dizi ziyaretlerde bulundu. İlk olarak Güzelyalı seçim bürosunu ziyaret eden Şen, İP Konak Belediye Başkan Adayı Bülent Karagöz ile birlikte büroda toplanan çok sayıda yurttaşla sohbet etti. Yoğun ilgiyle karşılanan Şen, Aziz Kocaoğlu’nun bir televizyon programında sarfettiği “Atatürkçülüğümü, laikliğimi, cumhuriyetçiliğimi kim tartışacak? Malumu ilan etmenin anlamı yoktur. Ben projelerimle tartışırım” sözlerine yanıt verdi. Kocaoğlu’na “Atatürkçülüğünüzü ve cumhuriyetçiliğinizi tartışmak üzere istediğiniz televizyon programına sizi davet ediyorum” diye seslenen Şen, Kocaoğlu’nun “Sema Pekdaş Atatürkçüyüm diyenlerden bin kat daha Atatürkçüdür” sözlerine ise “Eğer Sema Pekdaş Atatürkçüyse biz Atatürkçü de-
elinden kurtarıp yurttaşlarımızın Anıtkabir’e gidebilmesi için mücadele ettik” şeklindeki açıklamasını da sert bir dille eleştirdi. 18 Mayıs gecesi bazı CHP’li milletvekilleri ile birlikte kendisinin de orada olduğunu hatırlatan Şen, “Alaattin Yüksel doğru söylemiyor. Biz orada Sema Pekdaş’ı görmedik. Sema Pekdaş’ı Haziran direnişinde ellerinde Türk bayrağı taşıyanların yanında da görmedik” diye konuştu.
‘İzmirlinin Erdoğan ile problemi var’
‘Pekdaş Atatürkçü ise biz değiliz’ Mansur Yavaş
Başbakan Tayyip Erdoğan, dün AKP’nin Hatay mitinginde yaptığı konuşmada yine Fethullah Gülen’e yüklendi. Partililerini cemaatin yayın organlarını almamaları konusunda uyaran Erdoğan, “Bizden bunlara artık su yok. Nasıl olsa bunlar ananasçı. Ananaslar geliyor bir yerlerden” diye konuştu. Cemaat için “çete” suçlamasını tekrarlayan Erdoğan, “İnsanların özel hayatlarını dinleyenlerden alim olur mu? İnsanların yatak odalarını izleyenlerden alim olmaz. Mahkeme kararı dahi olsa başbakanı, bakanları dinleyemezsin. Cumhurbaşkanından söz etmiyorlar şimdi. Onu da dinlemişler, vakti saati gelince onu da ortaya çıkaracaklar” Tayyip Erdoğan diye konuştu. Cemaat’in CHP ve MHP’nin de mahremini izleyip yayınladığını söyleyen Erdoğan, bu partileri “Pensilvanya’nın kuyruğunda siyaset yapmakla” eleştirdi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nasıl Hoca Efendiyse, bir ceketi de varmış. Ceketin cebine CHP de, MHP de, şirketler de sığıyor. Bu nasıl bir ceket. Bu nasıl bir Hoca Efendilik. Bırak tüccarlığı başka birileri yapsın. Dürüst ol. Dürüstsen neden bu ülkeden kaçıp gittin? Demek ki su kaçağı var.” Öte yandan, AKP’nin Hatay mitingine ellerinde Haziran ayaklanması şehitlerinin fotoğraflarıyla katılarak Erdoğan’ı protesto etmek isteyen 4 genç, tartaklanarak gözaltına alındı.
ğiliz” yanıtını verdi.
‘Yüksel doğruyu söylemiyor’ Şen, CHP İzmir milletvekili Alaattin Yüksel’in basında yer alan “19 Mayıs’ı yasaklamaya kalktıklarında, İzmir’de Ankara’ya gidecek otobüslere el koydular. O gece dönemin Baro Başkanı Sema Pekdaş kardeşimizle otobüsleri bunların
Kocaoğlu’nun “İzmirlinin ne Sayın Başbakanla, ne AKP’yle ne de bakanlarla problemi var, İzmirlinin kimseyle problemi yok” açıklamasını da eleştiren Şen, şöyle konuştu: “Kocaoğlu İzmirliler adına bu sözleri sarfederek haddini aşmıştır. İzmirlinin Cumhuriyetimizi yıkanlarla, vatanımız bölenlerle problemi vardır. Bu problemi AKP hükümetini yıkarak çözecektir.”
Seferihisarlılar bugün Gündoğdu’da olacak Hüseyin Tugay Şen, Seferihisar ve Sığacık’ta da pazar yerlerini ziyaret ederek esnaf ve yurttaşlarla sohbet etti. Şen, konuştuğu herkesi İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in katılımıyla bugün saat 14.00’te Gündoğdu Meydanı’nda yapılacak Birlik ve Dirlik Mitingi’ne davet etti. Büyük ilgiyle karşılanan Şen’in davetine yurttaşlar, “Atatürkçü adayları destekliyoruz, oyumuzu İşçi Partisi’nde birleştiriyoruz. Mitinge mutlaka geleceğiz” yanıtını verdiler.
‘Başbakan’ın Gezi’den sonra çarkı bozuldu’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçim çalışmaları kapsamında dün İzmir, Aydın ve Manisa’nın Turgutlu ilçesinde düzenlenen mitinglere katıldı. İzmir mitinginde Kuvayi Milliye ve “Mustafa Kemal’in askerleri” vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, Haziran ayaklanmasına değinerek şöyle konuştu: “Gezi eylemlerini unutmadık. Ne pahasına olursa olsun o mücadelelerinde başarı sağladılar. Zaten Gezi’den sonra da hiçbir zaman çarkı tutmadı, bozuldu. Kendi kendisiyle bile kavga ediyor. İktidardan gitmemek için her türlü yolu deneyebilir. Onun provokasyonlarına asla gelmeyeceğiz. Sağduyulu, sorumlu bir yurttaş olarak demokrasi için sandığa gideceğiz. Twitter yasağına da değinen Kılıçdaroğlu, “Siz hiç ‘Facebook’u kapatacağım, Twitter’ı kapatacağım, baş Kemal Kılıçdaroğlu belasıdır’ diyen bir siyasetçi gördünüz mü? Türkiye’de var. Adam bizi dünyaya rezil etti. O yasak gençlere söktü mü? Yasak size işlemez” diye konuştu. Kılıçdaroğlu rüşvet iddiaları için de şunları söyledi: “Ben ona bir unvan veriyorum. Sıradan bir çalan değil Başçalan. Onun unvanını artık bütün dünya biliyor. Yolsuzluğu inkar ediyor. Adımın Kemal olduğu kadar onun doğru olduğunu biliyorum. O her türlü hakareti yapar. Onu adam yerine koymuyorum ki. Adam olsa 4 bakanın çocuklarının yatak odalarında onun boyu kadar para kasaları olmaz.”
‘Yüce Divan’dan kurtulamayacak’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün partisinin Erzurum mitinginde yaptığı konuşmada Erdoğan’ın başbakan olma meşruiyetini ortadan kaldırdığını belirterek, “Yüce Divan’a gitmekten kurtulamayacak” dedi. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına değinen Bahçeli, “Bir başbakan her yatırımda, her projede kendi özel hakkını alarak servetine servet katma yolunu tercih etmişse artık o başbakan başbakan olmaktan çıkmıştır. Başbakan yoldan çıkmış, güç delisi olmuş, gücü çılgınca Devlet Bahçeli kullanmaya başlamıştır” diye konuştu. Konuşmasında “açılım” sürecine de eleştiren Bahçeli, Erdoğan’ın Türkiye’yi bölünmenin eşiğine getirdiğini ve PKK’yı siyasallaştırdığını söyledi.
El bombalarını polis mi gömdü?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siit mitingi öncesi toprağa gömülü halde bulunduğu belirtilen bombaları bir başkomiser ile emniyet amirinin koydurduğu iddia edildi. Yeni Şafak’ın iddiasına göre 7 Mart’ta meydana gelen olaydan sonra 2 polis açığa alındı. Sabah gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 12 Mart’ta düzenlediği Siirt mitingi öncesinde Siirt’in Kurtalan ilçesi çıkışında yol kenarında toprağa gömülü 2 adet el bombası bulunduğunu yazmıştı. Yeni Şafak gazetesi, miting öncesi toprağa gömüldükleri belirtilen o bombaları Kurtalan Emniyeti’nde görevli bir başkomiser ile emniyet amirinin koydurduğunun belirlendiğini ve 2 polisin açığa alındığını yazdı. Habere göre, 7 Mart’ta polis merkezine yapılan ihbar üzerine polis harekete geçti. Belirtilen bölgede yapılan kazıda ihbara konu olan 2 adet bombaya ulaşıldı. İhbara göre, bombaları toprağa gömdüren kişiler Kurtalan İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Bürosu’nda görevli Başkomiser A.B. ve Emniyet Amiri İ.F. idi. Soruşturması çerçevesinde, ihbarı yapan polis memuru ile isimleri olaya karışan emniyet amiri ve başkomiser açığa alındı.
SURİYE’NİN KESSEB BÖLGESİNDE YAŞANAN ÇATIŞMADA SEKEN KURŞUNLAR GÖZLEKÇİLER KÖYÜNE İSABET ETTİ
Hatay Yayladağ’ın sınır köyü boşaltıldı H
atay’ın Yayladağı İlçesi’ne bağlı Gözlekçiler Köyü, Suriye tarafındaki çatışmalar nedeniyle boşaltıldı. Suriye’nin Lazkiye kentine bağlı Kesseb bölgesinde Suriye ordusuyla silahlı gruplar arasında önceki gün başlayan çatışmalar sürüyor. Yayladağı Sınır Kapısı’na çok yakın olan Kesseb bölgesindeki çatışmalardan seken kurşunlar sınır kenarındaki Gözlekçiler Köyü’nde, köy camisine ve bazı evlere isabet etti. Sınırına yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bulunan köydeki bazı evlerin camları kırıldı. Bunun üzerine 200 nüfuslu köy önlem amacıyla boşaltıldı.
Çamlıtepe’ye havan topu Yayladağı Sınır Kapısı ya-
ADD’den ‘Cumhuriyet için oy kullanın’ çağrısı
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, 30 Mart yerel seçimlerinde sandığa giderek oy kullanmaları için yurttaşlara çağrıda bulundu. Çölaşan yaptığı yazılı açıklamada, 30 Mart 2014’te Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşayacağını belirtti. AKP’nin 11 yıllık iktidarı döneminde işçinin iş güvencesi ve sendikal haklarının tırpanlandığını, demokratik hakların kullanılmasının engellendiğini, gençlerin gösteri hakkını kullanırken, gaz fişekleriyle veya dövülerek öldürüldüğünü ve son sosyal medya yasağında olduğu gibi kişi hak ve hürriyetlerinin baskı altına alındığını kaydeden Çölaşan, “Yolsuzluk ve rüşvet ilişkileri açığa çıkmış, halka hizmet etmek yerine kendilerini zenginleştiren bir iktidarın, hiçbir yerde yerel seçimleri kazanabilme olasılığı kalmamalıdır” ifadelerini kullandı. İktidarın yerel seçimleri kazanması halinde ülkenin, bir diktatörlüğe dönüşebileceğini bildiren Çölaşan şöyle devam etti; “Halkımız; cumhuriyetin, demokrasinin ve özgürlüklerinin tehlikede olduğunu görmüştür. Daha büyük pişmanlıklar yaşamamak için 30 Mart’ta bunlara sahip çıktığını da göstermelidir. 2011 milletvekili genel seçiminde yaklaşık 8 milyon seçmen sandığa gitmemiştir. Sandığa gitmeyen seçmenin oyu, mevcut seçim sistemimiz gereği seçimden birinci çıkan partiye yaramaktadır. Bu nedenle, sandığa giden ve oyunu dikkatli kullanan her seçmen ülkemizin geleceğini doğrudan etkilemektedir. ADD olarak, tüm seçmenleri; Cumhuriyetimiz, özgürlüklerimiz ve çağdaş-laik-demokratik Türkiye için, 30 Mart’ta sandığa gidip oy kullanmaya çağırıyoruz.” AYDINLIK/ ANKARA
Sümer Kraliçesi ‘Uyanın Artık’ kitabını imzaladı
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Cadde Bostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen imza gününde Kaynak Yayınları’dan çıkan son kitabı “Uyanın Artık”ı imzaladı. Çok sayıda kitabı okurları için imzalayan Çığ’a kızı Esin Çığ eşlik etti. Çığ “vatandaşlık tepkimi gösterdim. Bu tepkilerimi gösterirken örnek olmak istedim. Ben vatandaşlık görevimi yapıyorum. Demokraside en önemli şey vatandaşlık tepkilerinin gösterilmesidir” dedi Muazzez İlmiye Çığ’ın, Uyanın Artık isimli kitabında Atatürk devrimleri, laiklik, kadın sorunları, dil üzerine yazıları ve vatandaşlık tepkileri konulu açık mektupları yer alıyor. BAŞAK KAHVECİ
kınlarındaki Çamlıtepe bölgesine de bir havan topu mermisi düştüğü bildirildi. Ormanlık alanda küçük çaplı yangın başladığı ve itfaiye ekiplerinin bölgeye sevk edildiği öğrenildi. Olay üzerine Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz, köye giderek gelişmelerle ilgili bilgi aldı. Bu gelişme üzerine köy sakinleri, jandarma ekiplerinin gözetiminde çevre köylerdeki akrabalarının yanına taşındı. Olay nedeniyle, Yayladağı Sınır Kapısı’nda da askeri önlemler arttırıldı. Kesseb bölgesinde dün çatışmalar başlayınca; Çandır, Gözlekçiler ve Eyerci sınır köylerinde oturanlara evlerinden çıkmamaları ve sınıra yaklaşmamaları konusunda uyarı yapılmıştı.
Önlem amacıyla boşaltılan köyde evlerin duvar ve pencerelerine isabet eden kurşun delikleri görülüyor.
ULUKIŞLA’DA ASKER VE POLİS ŞEHİT EDEN SALDIRGANLARIN İSTİKAMETİ NETLEŞMEDİ
IŞİD militanlarına güvence mi verildi? Niğde Ulukışla’da yol kontrolü yapan jandarmanın üzerine ateş açan IŞİD şüphelisi militanların, sınırdan rahatlıkla geçerek Türkiye’ye giriş yapmış olmaları soru işaretlerini beraberinde getirdi CEYHUN BOZKURT
N
iğde Ulukışla’da 20 Mart’ta yol kontrolünde durdurulmaları üzerine güvenlik güçlerine ateş açarak kaçan, daha sonra yaşanan kovalamacnın ardından çıkan çatışmada 2 güvenlik görevlisini şehit eden ve bir yurttaşı öldüren teröristlerle ilgili çok sayıda soru henüz yanıtlanmadı. MİT ve Emniyet tarafından sorgulanan militanların, Türkiye’ye nasıl giriş yaptıkları soru işaretlerine neden olurken, Aydınlık’a bilgi veren askeri kaynaklar militanlardan birinin Alman vatandaşı, bir diğerinin de İsviçre doğumlu Kosovalı olduğunu bildirdi.
Soru işaretleri Teröristleri sorgulayan MİT ve Emniyet ile İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma ile ilgili açıklama yapılmadı. Militanların, bu kadar rahat hareket etmesi, çok sayıda soru işaretini de beraberinde getirdi. Uzmanların konuyla ilgili
Saldırıyı yapanların kaldırıldıkları Niğde Devlet Hastanesi önünde gerginlik yaşanmıştı. dikkat çektikleri noktalar şöyle: Militanlar, Türkiye’ye nasıl giriş yaptı? Bir eyleme gidiyorlarsa, silahların arabanın bagajında taşınması ör-
neğinde olduğu gibi tedbirsiz davranmalarının nedeni ne? Militanlara bir güvence mi verildi? Yanlarında Türk Lirası bile taşımayan bu militanlar hangi eylem
için Türkiye’ye geldi? Balkan kökenli militanların, Kosova’da ve Arnavutluk’ta örgütlü NATO paramiliter gücü UÇK ile bir bağlantıları var mı?
Dışişleri kaynakları: Tehdit önemsiz Bazı gazetelerde, Suriye’de El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu boşaltması için Türkiye’ye 3 gün süre verdiği yönündeki haberler, Ankara’da temkinli karşılandı. Dışişleri kaynakları tehdidin 16 Mart’ta yapıldığını ve verilen sürenin dolduğunu belirterek “ Te h didin ciddiye alınacak bir tarafı olduğunu düşünmüyoruz. Tehdit 16 Mart’ta yapılıyor. 19 Mart’ta süre doluyor. Bunun üzerinden de 3 gün geçti. Zaten kimse Türkiye’ye yönelik böyle bir saldırıyı göze alamaz” değerlendirmesinde bulundu.
Kumpas davalar, denizciler ve Amiral Semih Çetin’in şiiri
Y
argıtay 9’uncu Dairesinin 9 Ekim 2013 Balyoz kararı ile 237 Balyoz tutuklusu hüküm giydi. Bunların 134’ü denizciydi. Doğası ve görev alanının fiziki şartları gereği bir darbede rol alması beklenmeyecek Deniz Kuvvetlerinin, sahte bir dava üzerinden en değerli 33 Amirali ile çoğu sınıfı birincisi ve amiral adayı Deniz Kurmay Albay 101 deniz subayı acımasızca tasfiye edildi. 28 karacıya karşılık 134 denizci. 29 Nisan 2011 tarihinde kumpasın kurulduğu mahkemeye verdiğim manifestoda şunları söylemiştim. “Ancak, bu isimleri sahte listelere ekleyenler, ekletilmesini tavsiye edenler veya emredenler şu gerçeği asla unutmasınlar. Denizciler tarihsel süreç içinde sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sosyolojik ve psikososyal bir gerçek olarak silahlı kuvvetlerin en demokrat, açık fikirli ve dinamik kesimini oluştururlar. Zira Deniz Kuvvetlerinde ana birim gemidir. Ana tehdit deniz yani doğadır. Gemide doğa disiplini ile teknolojik disiplin her şeyin üzerindedir. Dolayısı ile deniz subayları akılcı, sorgulayıcı ve hesap verici tarzda yetiştirilir ve görev yaparlar. Hemen hepsi yurt dışında görev yapmıştır. En az bir yabancı dil bilirler. Çok kitap okurlar. Deniz savaşının gereği daima bir sonraki anı
MAVİ VATAN
Hazırlayan: Emine DÖLEK
Amiral Cem
GÜRDENİZ
planlar ve yaşarlar. Ufkun ötesini hayal ederler. Gemi gibi küçük ve dar bir hacimde yüzlerce kişi ile bir arada karadan uzak yaşadıklarından demokrasi ve uzlaşma kültürleri çok gelişmiştir. Denizciler hukuku ve özellikle uluslararası hukuku iyi bilmek zorundadırlar, zira kara sularını terk eden her gemi komutanı, açık denizde, artık vatan toprağını ve devleti temsil eder. Bu temel farklılıklar bizlerin yaşam tarzına ve meslek felsefesine de yansımıştır. Bu nedenle bir deniz subayının pusulası Atatürk, cumhuriyet, demokrasi, hukuk, akıl ve bilimdir. Bu gerçekler ne Osmanlı döneminde değişmiştir ne de gelecekte değişecektir. Bu hasletler günümüzde cumhuriyet kazanımları ve Atatürk sayesinde daha da güçlenmiştir. Bu şekilde yetişen ve yetişecek insanlar ancak dijital terör ürünü belgeler, sözde darbe planları ve sahte davalarda sözde
darbeci yapılabilir. Bu süreçte sözde Balyoz planına ve diğer sahte davalara ismi eklenen denizcilerin tümü sonuçta aklanacak ve her türlü iftira, komplo ve baskıya rağmen Deniz Kuvvetleri personelin sosyogenetik kodları değişmeyecektir. Deniz Kuvvetlerinin pusulası ulusal çıkarlar ve cumhuriyetin kuruluş felsefesinin değişmeyecek doğrularını göstermeye devam edecektir.” Bu manifestodan üç yıl sonra Silivri’de takip ettiğim Powerboats & Yachts isimli denizcilik dergisinin Şubat 2014 sayısında Yazı İşleri Müdürü Emre Güler’in başyazısı, mensubu olmaktan gurur duyduğum ve büyük bir tutku ile bağlandığım mesleğime yönelik duygularımı daha da güçlendirdi. Güler şunları yazmış: “Deniz ayrı bir kültür, ayrı bir yaşam tarzı... Denizde karacı olunmaz, ama karada denizci ruh ile mutlu olunur... Denizciler saygılıdır, doğaya saygılıdır, diğer denizcilere de
saygılıdır. Denizciler doğa dostudur, çöpünü evinin karşısındaki arsaya atmaz. Denizciler mücadelecidir, her işini kendi yapabilecek kadar güçlüdür. Denizciler akıllıdır, akılcıdır. Akılsızlıklarının sonuçlarının çok ağır olabileceğini bilirler. Denizciler bilgilidir. Bilmedikleri maceralara çıkanların başlarına ne gelebileceğini bilirler. Denizciler bilgedir. Çok okur... Hatta yazar... Sürekli yalnızlığı, bazen akıl almaz büyüklüğe erişir...Doğanın ihtişamı karşısında kendini aciz hissederler... Tüm bunlar bilgeliğinin elinde denizciyi hoş görülü ve anlayışlı yapar..İnsanı sever, yalan ve iftiradan uzak durur...İşte bu nedenle, denizde karacı olunmaz ama karada denizci ruhu ile mutlu olunur...Denizcilik bir hayal değildir, denizcilik insanın ruhunda olmalıdır. Tekne almak ile hedefe varılmaz, denizi ve denizciliği insan ruhunda barındırmak gerekir. Yeni ufuklara açılırken denizci ruhunu hep düşünün ve hep yaşayın. Mutlu olacaksınız.” Güler’in kelimelerine eklenecek hiçbir şey yok. Kendisini kutluyorum. Denizcileri, özellikle Cumhuriyet Donanmasının kumpas davalarına boyun eğmeyen, başı göklerde yüksek onurlu ve ruhlu denizcilerini gelecekte en güzel tarih yargılayacaktır. Onlar daha ölmeden Kurtuluş Savaşında İstanbul’daki sıcak
yuvalarını terk ederek İnebolu’ya geçen ve denizdeki Kuvva-i Milliye’ye katılan kahramanların bugünkü temsilcileri olmuşlardır. Sadece kendileri değil, eşleri ve aileleri de başta kurdukları Vardiya Bizde’nin faaliyetleri ile Mustafa Kemal’in eseri Cumhuriyet Donanmasına ait olmanın ayrıcalık, onur ve sorumluluğunu son üç yıldaki direniş ve asla vazgeçmeyişleri ile ispat etmişlerdir. Hiç şüpheniz olmasın, aradan yüzyıl da geçse bu seçkin denizciler ve eşleri, Anadolu denizciliğinin direniş ve yükselişinin sembolü olacaklardır. Sahte bir darbe davası ve diğer kumpas davalar üzerinden Türk denizcisinin ruhundaki bu direniş ve mücadele geleneğinin tekrar ortaya çıkmasına neden olan sözde küresel egemenlerin, bu ülkeden ve Mustafa Kemal’den daha çok öğrenecekleri var. Bu yazıyı Amiral Semih Çetin’in “Tutsak Denizciye” isimli şiiri ile bitirelim: Ne yaman leventlerdi, / zindanlara kapattılar onları. / Dere oldu, / ırmak oldu, / nehir oldu ulaştı denize / adaletin döktüğü kanları... / Doğa ile ölümüne savaştıkları, / öfkeyle kükreyen rüzgârın, / ağzından köpükler saçan / kudurmuş dalgaların vatanı, / yine eskisi gibi kucakladı onları. / Bedenleri hâlâ tutsak ama / özgürlüğe yelken açtı ruhları...
Hazırlayan: Yigit ERYILMAZ
Twitter yasağı tutmadı AKP Google’ı zorluyor
‘Google AKP’nin YouTube’u kapatma talebini reddeti’ Tube’a da geleTwitter’dan sonra sıranın You en, Amerikan lurk uşu kon ceği ihtimali üzerinde bu konuda çarpıcı Wall Street Journal gazetesi e YouTube’un sabir iddiada bulundu. Habere gör içerik kaldırma in hibi Google’ın Türk hükümetin rnal’a konuşan Jou et Stre talebini reddetti. Wall n tamamen kapanbir Google yetkilisi, YouTube’u nı açıkladı. masından endişe duydukları
Twitter’a girişler engellenemedi. Vatandaşların DNS ayarlarını değiştirerek Twitter’a girmesi üzerine Google DNS’lerinin kullanımı engellendi. Daha sonra bu DNS’lere yapılan engelleme de kalktı
S
osyal medyadaki milyonlarca yurtaşın farklı DNS’lerle Twitter yasağını delmesinin ardından dün bir engelleme de Google DNS’lerinin kullanımına geldi. İnternet kullanıcıları bunun üzerine Open DNS numaralarına yöneldi, kısa bir süre sonra ise Google DNS’leri üzerinden sitelere ulaşım yeniden sağlandı. Aynı gün içinde Twitter’ın, askıya alınması istenen siteleri kapatmaya başladığı bildirildi. Tayyip Erdoğan’ın “Twitter, mivitır, kökünü kazıyacağız” sözü üzerine girişimi engellenen Twitter’a alternatif ulaşım yolları bulunmuş ve yasak DNS ayarları değiştirilerek aşılmıştı. Dün sabah saatlerinde ise internet kullanıcılarına yasaklı sitelere erişim imkanı sağlayan Google DNS’le-
rinin de kullanıma kapatıldığı öğrenildi. Google DNS’lerini tercih edenlerin hiçbir internet sayfasını açamaması ve Twitter’e girememesiyle ortaya çıkan durum için alternatif DNS adreslerine yönelildi. Dün Saat 12.40 itibariyle ise Google DNS’leriyle yeniden Twitter’a ve diğer sitelere ulaşabildi.
DNS ayarı nasıl değiştirilir? Uygun olan DNS numaralarını bilgisayara girerek buradaki DNS sunucuları üzerinden internetteki sitelere erişim sağlanıyor. Open DNS ayarlarını girmek için şu işlemler sırasının takip edilmesi gerekiyor: Bilgisayarın “Başlat-Ayarlar-Denetim Masası” kısmına girmek ve buradaki “Ağ Ayarları” bölümünden “Yerel Ağ Bağlantısı Durumu” penceresini açmak. ”Özellikler” düğmesine girilmesi ve “Internet Protokolü sürüm 4 (TCP/IPv4)” seçeneğine çift tıklanması, ardından da “Aşağıdaki DNS sunucu adreslerini kullan” bölümünü aktif hale getirilmesi. Son olarak da “Tercih edilen DNS sunucusu” kısmına “208.67.222.222”, diğer DNS sunucusu bölümüne de “208.67.220.220” numarasının yazılması.
Twitter kapatmaya başladı AA’daki haberine göre Twitter’ın Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) mahkeme kararıyla askıya alınmasını istediği hesapları kapatmaya başladığı bildirildi. Sitelerin kapatılmasında ilk olarak “Samsun’da C.K. adlı kadının ismi kullanılarak müstehcen içerikli yazı ve resimlere yer veren sahte hesap” askıya alındı.
‘Mustafa Kemal’in askerleri esir tutulamaz’ SEDA AKYÜZ
İSTANBUL
V
ardiya Bizde Platformu’nun her Cumartesi günü tutsak askerlerin serbest bırakılması için düzenlediği Sessiz Çığlık eylemine bu hafta İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, İP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Levent Kırca ve İP Şişli Belediye Başkan Adayı Ümit Ertaç Zileli katıldı. Perinçek konuşmasında cezaevlerindeki tutuklu komutanların çok yakında çıkacaklarını belirterek “O duvarlar yıkılmıştır. Cumhuriyet’in askeri, Mustafa Kemal’in askeri esir tutulamaz, tutsak olamaz, kimse onlara zincir vuramaz. Onlara zincir vuracak kudreti görmüyoruz, tanımıyoruz” dedi.
‘Tek bir arkadaşımızı zindanda bırakmayacağız’ İstanbul’da yapılan sessiz çığlık eylemine Hasan Basri Özbey, Levent Kırca ve Ümit Ertaç Zileli de katıldı.
Özgürlük sırası Balyoz’da OLCAY KABAKTEPE / ANKARA Vardiya Bizde Platformu, Ankara’da Sakarya Caddesi’nde 78. Sessiz Çığlık eylemini yaptı.
‘Bizi halk çıkardı’ Hasan Atilla Uğur
H
ayrola diyeceksiniz... Nereden çıktı bu çift kutuplu dünya? Ben ne yapayım, kabahat ben de değil, çıkıyor işte... Reel politik yapıyoruz...
Değişmeyen tek şey değişim... Sovyetler Birliğinin çöküşü ile oluşan tek süper gücün jandarmalığına dayalı dünya düzeni, çeyrek asırlık toparlanma sürecinden sonra Rusya-Çin-İran blokunun güçlenmesi ve AB-D blokunun ekonomik zorunluluklarla jandarmalık maliyetlerini düşürme gereği nedeniyle çift kutuplu dengeye dönüşüyor...
Değişimde mihenk taşı Suriye... Afganistan- Irak -”Turuncu Devrimler” ve “Arap Baharları” ile yükselen süper jandarmalık Suriye’de fena halde duvara tosladı. Mısır’da ise kafasına düşen Mursi saksısının şaşkınlığı ile eski yavuklusu Mısır ordusuna sarılarak bu ülkeye demokrasi(!) getirmiş oldu... Diğer blokta ise çeyrek asırlık toparlanma ve özellikle kendi hinterlandındaki
İzmir Perinçek’i karşılayacak
İZMİR Yurtseverlere özgürlük için bir araya gelen Vardiya Bizde Platformu’nun İzmir’deki Sessiz Çığlık Eylemi’nde Doğu Perinçek’in katılacağı İşçi Partisi’nin bugünkü mitingine çağrı yapıldı.
Mehmet Ali
GÜLLER maliguller@aydinlikgazete.com
Batı Asya - Güney Amerika hattı
T
ürkiye Gençlik Birliği ile Arap Öğrenci Birliği’nin Hatay Samandağ’da düzenlediği “Gericilik ve Teröre Karşı Dünya Gençliği Buluşuyor” sempozyumu çok yararlı tartışmalara sahne oldu. İlgilendiğim konular bakımından özellikle Iraklı ve Lübnanlı kardeşlerimizden çok şey öğrendim. Bu arada sempozyumda yaptığım “Kürt Koridoru” konuşması Venezuelalı kardeşlerimiz tarafından ilginç ve şaşırtıcı bulundu. Zira yıllarca Kürt sorunu konusunda tek yanlı ve yanlış bilgilendirilmişlerdi. Türk hükümetleri ne yazık ki ABD işbirliği nedeniyle Kürt, Ermeni ve Kıbrıs meselelerini Batı’ya doğru anlat(a)mamıştı. Anlaşılan Ermeni meselesi konusunda Türkiye’ye önemli bir kazanım sağlatan İşçi Partisi’ne daha çok iş düşmekteydi.
2300 yıllık kardeşlik Bu arada sizlerle paylaşayım. Hatay’ın sevilen turizmcilerinden Ayhan Kara anlattı: Sempozyum için toplandığımız Samandağ milattan önce 300’de, yani 2300 yıl önce, çok önemli bir kardeşlik anlaşmasına sahne olmuştu. Selevkiya, Antiyokya, Laodikya ve Apamiya kent-devletleri, yani Samandağ, Antakya, Lazkiye ve Hama şehirleri arasında 2300 yıl önce bir anlaşma yapılmıştı. Türkiye’nin Samandağ ve Antakya’sı ile Suriye’nin Lazkiye ve Hama’sı 2300 yıl önce kardeşlikle bağlanmıştı. Selevkiya’nın kurucusu Selevkos, bu dört şehirin sonsuza kadar kardeş olmasını istemişti. İşte şimdi de TGB’nin çabalarıyla yine Samandağ’da Türk, Iraklı, Suriyeli, Lübnanlı ve Venezuelalı gençler bir dayanışma platformu inşa ediyordu: Kardeşlik, antiemperyalizm, birlik!
’Tarihi bir iş yapıyoruz’ Anti-emperyalist gençlerin Samandağ’dan inşa etmeye başladığı bu platform, bu kardeşlik projesi tüm dünyayı etkileyecek bir potansiyel taşıyor. Nitekim Iraklı temsilci Münaf El Ubeydi konuşmasına bu nedenle “dünyanın merkezindeyim” diye başladı. Çok doğruydu ve bize göre iki nedenle böyleydi: 1) Hatay bugün emperyalizm ile Ortadoğu’nun düğüm merkezlerinin başında gelmektedir. 2) Hatay’da anti-emperyalist dünya gençliğinin çatı örgütü inşa ediliyor. Nitekim sempozyuma videokonferans sistemiyle katılabilen Arap Öğrenci Birliği Genel Sekreteri Nidal Ammar da bu noktaya dikkat çekti: “Sıradan bir sempozyum değil, tarihi bir iş yapıyoruz, tarihi bir adım atıyoruz. Orada yalnız değilsiniz. Gelemeyen, sınırı geçemeyen, yanınıza bırakılmayan, vize alamayan biz gençlik örgütü temsilcileri de yanınızdayız. Orada bir üst örgüt kuruyorsunuz. Bu bir şemsiye olacak. Buradan çıkacak kararlar bütün dünya anti-emperyalist gençliğine ulaşmalı.”
Birlikte mücadele
MERHABA
ANKARA
Eylemde, “İnternete sansüre hayır”, “Twitter’ıma dokunma”, “Berkin Elvan ölümsüzdür” yazılı dövizler de tutuldu. Eyleme 78 Harp Okulu Mezunları ve 78 De-
niz Lisesi girişliler de destek verdi. Eyleme katılan İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi emekli Albay Hasan Atilla Uğur Ergenekon tertibinden Silivri zindanlarını yıkarak çıktıklarını belirterek “Bizi bu zindanlardan, 19 Mayıs’larda, 29 Ekim’lerde, Sessiz Çığlık’larda ayağa kalkan halk çıkartmıştır. Şimdi sıra diğer silah arkadaşlarımızı almakta” diye konuştu.
Vardiya Bizde Platformu üyele-
rine “Siz Türkiye’nin yüz akısınız, kahramanlarısınız” diye seslenen Perinçek sözlerine şöyle devam etti: “Onun için sizin aranızda çok heyecanlı, çok duyguluyum. Önümüz çok açık, orada tek bir silah arkadaşımızı, arkadaşımızı, komutanımızı, aydınımızı bırakmayacağız. Mamak’ta, Silivri’de, Hasdal’da, Maltepe’de tekbir komutanımızı bırakmayacağız. O duvarlar yıkılmıştır. Cumhuriyet’in askeri, Mustafa Kemal’in askeri esir tutulamaz, tutsak olamaz, kimse onlara zincir vuramaz. Göreceksiniz, çıkaracağız. ” Perinçek, “Sizin gözlerinizdeki ışık Türkiye’nin geleceğini temsil ediyor. Bunlar yıkılmıştır. Tayyip Erdoğanlar, Abdullah Güller, Fethullah Gülenler hepsi toptan gidecek, hepsini toptan götürüyoruz. Sizlerin ellerinizle üreteceğiniz Türkiye’yi önümüzdeki birkaç yıl içinde göreceksiniz kurmaya başlayacağız” diye konuştu.
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
UFUK ÖTESİ
23 MART 2014 PAZAR
Dr. Noyan UMRUK
Çift kutuplu dünyaya doğru seçimler (I) turuncu devrimlere karşı savunma sürecinden sonra “Savunma Konseptinden” Gürcistan’la başlayan Ukrayna ile devam eden “ “Etkin Müdahale Konseptine” geçiş yaşanıyor. Tahmin ve iddiaların aksine blok Suriye’yi “satmayarak” rüştünü ispatlamış oluyor...
Yumuşamadan Soğuk Savaşa... Ukrayna müdahalesi nedeniyle Rusya’nın G-8 den çıkarılması ile yine çeyrek asırlık “Detent-Yumuşama” sürecine son verilme adımları atılırken, siyasi literatürde “Soğuk Savaş” denilen dehşet dengesi sürecine geçişin ilk adımları atılmış oluyor. Bu süreç, önümüzdeki on yıllarda halkların “Welfare
State-Refah Devleti” umutlarının düş kırıklığına dönüşmesine koşut olarak müsait tarla buldukça Avrupa’nın içlerine kadar uzanacak gibi görünüyor. Örneğin, Romanya, Moldavya, Macaristan, Yunanistan, İspanya ve giderek İtalya... Etme, bulma dünyası... Son çeyrek asrın “bir bölenleri” bölücülüğe karşı “halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkına” karşı hukuk yaratmaya çalışırlarsa, “ulus devleti” savunmaya başlarlarsa, hiç şaşmayın... Bakındı hele şu yüce rabbimin işine... Dinsizin hakkından imansız geliyor...
Ya Türkiye... Dünya çift kutuplu yeni dengelere doğru evrilirken,
Türkiye başını kuma gömmüş, iyice hırpalanmış kurumları ve taammüden kışkırtılmış etnik ve dinsel motiflerle karpuz gibi dilimlenmiş bir toplumsal yapıyla yolsuzluk ve hukuksuzluğun arş-ı alaya vardığı bir ortamda iki yıl sürecek bir seçimler sürecine giriyor. Belki bu da bir şans... Önümüzdeki hafta başlayacak seçimler sürecinde başta yeni dünya dengeleri olmak üzere sakin ve ciddi bir değerlendirme yapmak için yeterli zamanımız var. Hatta tam zamanı. Fenersiz yakalanmış sayılmayız... Özellikle son 10 yılda yaşanan hukuksuzluk, yolsuzluk ve aymazlıkları değerlendirmek için yeterince zamanımız ve bilgimiz oldu... Reel üretim ve akılcı planlamadan uzak, tarım alanlarını yok eden, musluğu kapatılmakta olan sıcak para, inşaat sektörü ve kent rantlarına dayanan kolaycı ekonomik politikaların çevreyi mahvettiğinin, ülkeyi krize sürüklediğinin farkına hala varmadık mı? Doymak bilmez yolsuzluk ve rüşvet hayâsızlığına karşın, gittikçe bozulan gelir dağılımı
ve işsizlik sonucu derin bir yoksullaşmayı yaşamıyor muyuz? Yaz boz tahtasına dönüştürülen yargı başta olmak üzere eğitim, üniversiteler, bilim ve sanat, ordu ve polis vb. bir asırda onca güçlükle yarattığımız cumhuriyet kurumlarının uğradığı ağır hasarı hep birlikte izlemedik mi? Tek kutuplu bir dünyanın kraldan daha kralcı Murtazalığına soyunulup hata üstüne hata yapmakta ısrar ederek, “time out” almış kendi teröristlerimiz yetmezmiş gibi ne idüğü belirsiz El Kaide patentli teröristlere kucak açarak güvenliğimiz kevgire dönmüşken, bölgede ve dünyada Cumhuriyetten bu yana oluşturduğumuz saygınlığın yerle bir edilmesine kahrolmamak elde mi? Bütün bu sorunları twittera pranga vurarak çözmek mümkün mü? Yoksa temel sorunumuz siyasi iktidar değişikliği mi? Değerlendirelim. Zamanımız var... Haftaya seçim sandığına gitmeden önce buluşmak üzere saygı ve sevgilerimle.
Gerçekten de Hatay Samandağ’da bir tarih yazıldı. Konuşmamda da vurgulu olması için biraz abartarak söylediğim gibi “yüzyıl önce İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni kurarak birlikte mücadele eden Türk, Kürt, Arap öğrenciler yüzyıl sonra yeniden birlikte mücadele etme kararı alıyorlar.” Iraklı gazeteci Münaf El Ubeydi’nin Suriye’den videokonferansla sempozyuma katılan Nidal Ammar’a sorduğu şu soru aslında bu gerçeğe işaret ediyordu: “Benim babam Irak, annem de Suriye. 21 Mart biliyorsun anneler günü. Annem Suriye nasıl?”
Direniş değil taarruz hattı Venezuela temsilcileri Micaela Ovalear ve Yurimar Longart Hatay’da bir tarih yazıldığına katıldığını belirttiler ve daha da ötesine geçtiler. Ovalear ve Longart Hatay’dan Karakas’a bir dayanışma hattının kurulmaya başladığına dikkat çektiler. Evet, Samandağ’nda emperyalizme karşı bir taarruz hattının temeli atıldı: Hatay’dan, Ortadoğu’dan, Batı Asya’dan Venezuela’nın başkenti Karakas’a, Güney Amerika’ya kadar dünya antiemperyalist gençleri yeni bir dünya kurmak için birleşti.
ROTA
Hazırlayan: Mustafa GÜRBÜZ
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Doğu PERİNÇEK dperincek@ip.org.tr
Terör ithali koşullarında karşılaşacağımız sorunlar
T
ayyibistan terör ihracatında dünya şampiyonuydu. Şimdi terör ithalinde çok iddialı bir konuma geldi. Yakında rekora koşarsa kimse şaşırmasın. Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın komşumuz Irak’tan sonra Suriye’ye ihaneti, aslında Türkiye’ye ihanetti. Bugün bu gerçek daha iyi anlaşılıyor. Perşembe günü Niğde’de bir astsubay, bir polis ve bir yurttaşımızı şehit eden teröristler, Tayyip Erdoğanların dün Suriye’ye gönderdikleri teröristlerdi.
Planın habercileri Son günlerde karşılaştığımız olaylar, Türkiye’ye yönelik bir planın habercileri olarak gözüküyor. Bu olayları önümüzde bizi bekleyen büyük ekonomik sarsıntı ve Güneydoğu’daki özerklik inşa etme iddialarıyla birlikte değerlendirmek doğru olur. Bütün veriler ve sayılar gösteriyor ki ekonomik deprem kaçınılmazdır ve çok yakınımızdadır. Sıcak paraya bağımlı ekonominin sonuna gelinmiştir. Özerklik inşası ve terör eylemleri ise bir plana işaret ediyor. O planı tezgâhlayan gücü doğru saptamamız gerekiyor. Önümüzdeki sorunları göğüsleme ve aşma yeteneğimizi önce bu saptamada göstereceğiz.
Tayyip Erdoğan’ın silahı yok Bu eylemleri Tayyip Erdoğanların yönlendirdiği iddiası hiç gerçekçi gözükmüyor. Tayyip Erdoğan’ın bir kargaşalık yaratarak seçimleri erteleme şansı yoktur. Hele Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Suriye’nin üzerine sürme olanağından söz etmek kurgunun ötesinde bir anlam taşımıyor. Seçimleri ertelemek, faşizme tırmanan bir baskı rejimi inşa etmek, Suriye’nin üzerine yürümek; bunların hepsi, güvenilir bir silahlı kuvvet gerektirir. Önümüzdeki süreçte Tayyip Erdoğanların böyle bir kuvveti bulunmuyor. Ne ordusu var ne polisi var. Kuşkusuz bunu herkesten çok kendisi bilmektedir.
Ekonomik deprem ve iktidar sorunu Ekonomik depremle ve özerklik kalkışmalarıyla birlikte iktidar sorununun gündeme geleceği açıktır. Dahası tasarlanan yönetim bu koşullara hazırlanan bir cevaptır. ABD’nin şu anda Türkiyemiz üzerindeki denetimini sürdürmek için parlamenter bir seçenek üretemediği çok önemli bir olgudur. Seçimlerde hangi oranda oy alırsa alsın, Washington yönetiminin Türkiye’yi artık Tayyip Erdoğan marifetiyle yönetemeyeceği apaçık ortadadır. Abdullah Gül-KılıçdaroğluFethullah Gülen seçeneği de tutmamıştır. Şu anda oluşturulmuş bulunan bu ortaklığın toplum içinde iktidara dayanak oluşturacak bir karşılığı bulunmuyor. O nedenle yerel seçimden sonra AKP ve CHP’yi bölerek bir Geçici Hükümet kurma planı suya düşmüştür.
Washington’un önündeki soru Bu durumda Washington’un önündeki soru ciddidir. Türkiye’yi ekonomik sarsıntı koşullarında nasıl denetim altında tutacaktır? Ekonomik krizin derinleşmesi kaçınılmaz olarak sopalı yönetim seçeneğini gündeme getirir. TSK komuta kademesi, ülke yönetimini üstlenmekten kaçınmak istese dahi ekonomik kriz ve bölücü kalkışmalar ortamında iktidar yetkisine müdahale misyonunu kucaklarında bulur. Komuta kademesi eğer bundan kaçınırsa TSK içinde Atlantik ile bağlantılı gruplara da bu tür karanlık görevler dayatılabilir. Bu rol tanımı, TSK’nın toplum içinde kaybolan itibarını iade edecek bazı armağanları da içerebilir. Washington’dan Türkiye’nin önündeki sarsıntılı döneme baktığınız zaman bu plan dışında bir seçenek görünmüyor.
Bölgesel Özerklik kalkışmasının anlamı Bölgesel Özerklik kalkışması da böyle bir plan içerisinde anlam kazanıyor. Çünkü Bölgesel Özerklik PKK açısından başarı vaat etmiyor. ABD; Suriye’yi bölemedi, Irak’ı bölemedi, Mısır’ı elinden kaçırdı, İran kaya gibi duruyor. Bölgemizde bölücülük toptan yenilgiye uğramıştır. Bu Ortadoğu koşullarında Türkiye’deki bölücülüğün de sonu gelmiştir. O nedenle özerklik kalkışması bir PKK planı değil, fakat PKK’yı enstrüman olarak kullanan Atlantik planıdır. Zaten ABD’nin strateji sözcüleri, PKK’nın girişimini desteklediklerini açık açık ilan ediyorlar. Bununla uyumlu olarak PKK liderlerinden Duran Kalkan da ABD’nin kendilerini İran ve Türkiye’nin üzerine sürdüğünü açık açık vurguluyor ve bu role hazır olduklarını bütün dünyaya ilan ediyor. PKK kullanılacak ve ortada bırakılacaktır. ABD’nin artık PKK konusunda tek seçeneği budur. Buradan yaşadığımız topraklara ayağını basan herkese, bu toprakların insanlarına karşı sorumluluğu olan herkese bir uyarıda bulunuyoruz: Türkiye’yi kargaşalığa iten Atlantik planlarında rol almayın. Bu tür enstrüman rollerinin faturası yalnız Türkiye’ye çıkmayacaktır. O roller enstrümanın çöpe atılmasıyla da sonuçlanacaktır. Tek “kazançları” Türkiye’nin geleceğine bırakacakları yaralar olacaktır.
Rojava’da kanton sistemi MIT’le beraber planlanmış Öcalan’ın İmralı’da BDP’li İdris Baluken ve Pervin Buldan ile 14 Ekim 2013’te yaptığı görüşmenin tutanakları ortaya çıktı. Tutanaklarda, Öcalan’ın serbest bırakılmasına ve siyaset yasağının kaldırılmasına kadar geniş bir liste üzerinde mutabakat sağlandığı görülüyor HABER MERKEZİ
A
bdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde BDP Milletvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile 14 Ekim 2013’te yaptığı görüşmenin tutanakları ortaya çıktı. İhanet süreci adlı twitter hesabından yayınlanan tutanaklarda, Öcalan ile MİT-Erdoğan görüşmelerinde AKP ile ittifaktan, Öcalan’ın serbest bırakılmasına ve siyaset yasağının kaldırılmasına kadar geniş bir adımlar listesi üzerinde mutabakat sağlandığı görülüyor. Tutanaklarda en dikkat çekici ayrıntılardan birisi, MİT Müsteşar Yardımcılarından birinin PKK’dan atanması ve Türk Ordusu içinde bir Kürt birimi oluşturma önerisinin görüşmelerde gündeme gelmiş olması. Tutanakta Öcalan, “Hükümlü”, görüşenler de “Ziyaretçi” olarak yazılmış. İşte o tutanaktan çarpıcı bazı bölümler:
Tutanağın ortaya çıkardığı gerçek Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken’den oluşan BDP heyetinin geçen yıl İmralı Cezaevi’nde Öcalan’la yaptıkları görüşmenin tutanaklarının yayınlanması, AKP ile PKK/BDP arasındaki işbirliğini gözler önüne seriyor.
Öcalan: Ben heyeti çözüme ikna ediyorum, heyet de hükümeti çözüme hazırlıyor. Heyetle tartışmalarımız var, ileride bir gün yayınlanması lazım. AKP şark kurnazlığı yapmasın. Tek taraflı paket kesinlikle olmaz. Sayın Fidan da bunu söylüyor. KCK, Ergenekon, hukuk komedisi, trajedisi ile de ilgilenebilir. Çok önemli iki şeydir. Bunları çözümlemezsek Başbakanı da götürür.
mız bu yasadışılığı bitirmek. Ayrıca Beşir Bey’in bilmesi lazım. Onunla periyodik, derinlikli toplantılarınız önemle, titizlikle planlanmalı, kararlar hayata geçirilmeli. Erdoğan’ı ikinci bir Mursi’ye çevirirler. Paralel devlet devrede ama boşa çıkarabiliriz. BDP Heyeti: Bu arada cezaevlerindeki hasta tutsaklarla ilgili gelişmeler bekliyoruz. Öcalan: Zaten yasal çerçevesi oluşturuldu. Hasta mahkûmlarda Adalet Bakanı çok seri davransın. Kendisine selam söyle.
Öcalan’dan MİT’e Müsteşar Yardımcısı...
‘Federasyon ve özerklikten vazgeçmedim’
Öcalan: Heyetle her şeyi geniş bir şekilde ele alabiliyoruz. Mesela bir MİT Müsteşar Yardımcısı Kürt hareketinden olabilir mi gibi? Seçimle iş başına gelen bir köy güvenlik birimi mesela. Belediyelere bağlı trafik polisi, zabıta, bekçi gibi. Türk ordusu bünyesinde bir Kürt birimi niye olmasın. Devletle bütün bu konuları tartıştım. Belli bir uzlaşma düzeyi yakalanmış durumda. Ancak faşist iktidarların yıllardır toplumun beynini sömürmesi var. Toplumun hazır olması gerekiyor.
Öcalan: Abdulkadir Selvi, Eyüp Can gibi adamlar yalan yanlış konuşmuş. Basına yanlış şeyler yansıyor. Öcalan bağımsızlıktan, federasyondan, özerklikten vazgeçti dediler. Ben hiçbir şeyden vazgeçmedim.
‘Ben heyeti, heyet hükümeti hazırlıyor
‘PKK yasadan yararlanıp meşrulaşacak’ Öcalan: Pratik ilerlemenin olması gereken dönemdeyiz. Bakanla görüşüp söyleyin, gerekirse 50 yasa çıkaracaklar. PKK yasadan yararlanıp meşrulaşacak. Amacı-
‘Rojava’ İmralı’da planlandı Öcalan: Beni şaşırtmayın. Tarihî çatışma sürecini sona erdirdik dediysem banş oldu demiyorum. Aşağıdaki (Kandil’i kastediyor) arkadaşların başka aktarımları oldu, Cuma ne yapıyor, yaşlanmış mı? BDP Heyeti: Başkanım size devrimci selamlarını yolladılar. Çizginizi pratikleştirme noktasındaki kararlılıkları en üst seviyede. Suriye konusunda geniş tartışma imkânı oldu. Şu anda 12 bine yakın bir gücün orada bulunduğunu, bunun çok kısa bir zaman
3 ŞUBAT 2014 / AYDINLIK
içerisinde 20 binli rakamlara doğru evrilebileceğini aktardılar. Öcalan: Tabi tabi 50.000’e kadar çıkarmalılar. Daha önce söylemiştim. Suriye konusunda kesinlikle geç kalmasınlar. Benim geçmişte yaptıklarım üzerine bir şeyler bina edebilirler. Suriye konusunda çok geç kaldılar. Önümüzdeki günlerde Suriye’deki duruma dair heyetle de konuşacağız, bazı kararlar alacağız herhalde. Yeni oluşacak Suriye’de bizimkiler başat rol oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur, İsviçre gibi özerk bölgeler. Oradaki azınlıkların da Asuri, Nusayri, Yezidilerin desteği de sağlanmalı, onlara da temsil imkânı... Suriye’de kim demokratik özerkliğe evet diyen onula anlaşsınlar. Bakın heyete söyledim, Esad etrafını sarar sen de kapıları açıp devlet olarak yardım etmezsen Esad’la da anlaşırım. Kendimi nasıl koruyacaksam öyle korurum tabi ki. Kaldı ki Suriye ile Maliki ile ittifak durumu var. Ben de çılgınlık yapmaz diye düşünüyorum.
Apo serbest kalacak Öcalan: Tabi ki eğer tümüyle normalleşme denen süreç yaşanacaksa büyük kongrede dışarı çıkıp yara bizzat toplayıp, silahlı mücadeleyi... Size karşı tümden bitirdik demem lazım. Yasa çıkaracaklar
biz de yasanın içine dâhil olacağız. Hadi bana ve yönetime 5 yıl siyaset yasağı falan olur, bu fedakârlığı yaparız. Yarın bir gün ben gerillaya konferans yapsam ne diyeceğim, silaha gerek yok, siyaset hakkınız var demem gerekir. BDP Heyeti: İttifak politikalarına ağırlık verme yönünde bir eğilim var. Öcalan: İttifak da olabilir. AKP ile anlaşırsak onla da olabilir. CHP-MHP faşisttir. Kürtleri fiziken tasfiye peşinde koşup durdular. Metropollerde biz kime oy versek o kazanır. Çok yönlü pazarlıklar olabilir. AKP İstanbul Belediyesi’nde bize on bin kadro versin mesela. BDP Heyeti: Mersin Akdeniz ve Toroslar da. Öcalan: Tabi onu da. O da var. Metropollerde biz onları destekleriz. Akdeniz gibi Toroslar’da. Karşılıklı yani. İstanbul’da, Ankara’da biz...
‘Bakan kim oluyor’ BDP Heyeti: Başkanım sizinle bu defa fotoğraf çekecektik ama makine yokmuş bir dahaki sefere çekelim. Tabî bakanla falan konuştuk, sorun yok diyor. Öcalan: Ne bakanı... Bakandan izin mi alacağız çekeriz... Bunlar normaldir. Ben heyete de söyledim.
BDP-HDP’DEN YALANLAMA Twitter’dan yayınlanan İmralı tutanaklarına İmralı’ya BDP-HDP heyetinden yalanlama geldi. Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Pervin Buldan imzanı açıklama metninde “Bugün bazı internet sitelerinde dolaşıma sokulan kaynağı belirsiz ‘İmralı tutanakları’ başlıklı haberlerin gerçekle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Psikolojik savaş amaçlı olarak servis yapılan bu tür gerçek dışı haberler dün Diyarbakır Newroz’unda bir kez daha ortaya konulan çözüm ve barış iradesinden, kararlılığından rahatsız olan odakların işidir. Heyetimizin İmralı görüşmeleri sonrası rutin olarak kamuoyuna yaptığı açıklama ve değerlendirmeler dışındaki haber ve yorumlara kamuoyu itibar etmemelidir” denildi.
Tanrıkulu: CHP ‘Açılım’a hiç karşı olmadı HABER MERKEZİ CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP’nin çözüm sürecine karşı çıkmadığını, hatta destek ver-
diğini bildirdi. “Gölge CIA” olarak bilinen düşünce kuruluşu Strafor’un belgelerinde “TR705” diye kodlanan Sezgin Tanrıkulu, El Cezire’ye yaptığı açıklamada ABD koordinatörlü-
ğünde AKP ile Öcalan arasında yürütülen açılım süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. CHP’nin açılım sürecine karşı çıkmadığını kaydeden Tanrıkulu, “Genel Başkan’ın ve MYK üye-
Ankara’da Öcalan posterine göz yumdular Berkin Elvan’ı ananlara gaz ve tazyikli suyla müdahale eden polis dev Öcalan posterine ses çıkarmadı. Dün Ankara’da yapılan ve 500 civarında kişinin katıldığı Nevruz eyleminde Öcalan posterleri açıldı. Ankara Kolej meydanında açılan büyük boy Öcalan posterine güvenlik güçlerinin seyirci kalması ve hiçbir şey yapmaması dikkat çekti. Binlerce polisin gözü önünde asılan Öcalan posterine çevrede bulunan vatandaşlar tepki gösterdi. Vatandaşların, “Berkin Elvan’ın ölümünü protesto edenlere gaz, tazyikli su sıkanlar şimdi nerde? Hükümet PKK ile birlikte hareket ediyor, işte kanıtı” dediler.
lerinin ağzından 14 aydır negatif bir söz çıkmamış, bu bir destektir. İlk başta 3 Ocak 2013’te yapılan Parti Meclisi toplantısında genel başkanımız şeffaf, açık olunması ve bilgi verilmesi kaydıyla açık çek vereceğini açıkladı. Ama Başbakan bu şekilde işbirliği yapmayı kabul etmedi. Biz yöntem olarak parlamentoda bir komis- Sezgin Tanrıkulu yon kurulmasını ve bu komisyona bağlı bir akil insanlar komisyonu kurulmasını önerdik. Yani bu işin muhatabı Meclis’tir dedik” diye konuştu.
Öcalan-BDP heyetinin tutanağının ortaya çıkardığı en önemli gerçek şu: Erdoğan ve Öcalan kapalı kapılar arkasında bir yol haritası üzerinde mutabakata varmış ve bu, adım adım uygulanıyor. Yol haritasında PKK’nın yasallaşmasından Öcalan’ın serbest kalmasına ve siyaset iznine, federasyondan güneydoğudaki özerklik planının uygulamasına, hatta PKK’nın bölgede askeri güç haline getirilmesine kadar ayrıntıların karşılıklı konuşulduğu görülüyor. Yapılan kimi sert açıklamalar kamuoyu oluşturma amaçlı. Öcalan, MİT’e ve Erdoğan’a angaje olmuş durumda, kendi örgütünü de ikna etmeye çalışıyor. Diğer görüşmelerde de dönüp dönüp MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı övmesinin nedeni bu. Öcalan, fotoğraf çekilmesiyle ilgili Bakan’ın izni konusunda gösterdiği “Bakan’dan izin mi alacağız” tepkisi Bakanlardan daha yüksek bir yerden yani Erdoğan’dan sağlam güvence aldığını göstermek istiyor. Ayrıca Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile daha “özel” bir ilişki içinde olduğunu gösterecek ifadeler kullanması dikkat çekiyor. Atalay ile “derinlikli ve periyodik bir görüşme”den söz ediyor. Öcalan, Aralık ayında Türkiye’nin gündeminde ağırlıklı yer tutan “paralel devlet” tartışmalarıyla ilgili olarak da konuşuyor. Tayyip Erdoğan’ı savunma ve korumaya çalıştığı başka değerlendirmeleriyle de ortaya çıkan Öcalan’ın, “Erdoğan’ı ikinci bir Mursi’ye çevirirler. Paralel devlet devrede ama boşa çıkarabiliriz” diyor.
Arınç: Ben de dağa çıkardım
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İmralı ile yürütülen “çözüm süreci”ne ilişkin, “Benim şahsıma bu zulümler yapılsaydı ben de belki dağa çıkmayı düşünürdüm” dedi. AKP’nin Van’ın Çaldıran İlçesi’nde düzenlediği mitingte konuşan Arınç, “çözüm süreci”ni en çok destekleyenlerden biri olduğunu söyledi. Bülent Arınç, Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz’a görüntülü mesajı dinletilen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın “AKP’nin çözüm önündeki en büyük engel olduğu ortaya çıktı. Bu engel ortadan kaldırılmadan çözüm gelişmez” açıklamalarıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.
23 MART 2014 PAZAR
Hazırlayan: Mustafa GÜRBÜZ
6 YIL SONRA SİLİVRİ’DEN ÇIKAN İP LİDERİ DOĞU PERİNÇEK İSTANBULLULAR’LA BULUŞTU
Perinçek’ten ekonomik kriz ve özerklik uyarısı
Doğu Perinçek, İşçi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Levent Kırca ile birlikte Kadıköy’de halkı selamladı.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1 saat süren konuşmasında Türkiye’nin önündeki iki tehlikeye vurgu yaptı. Ekonomik kriz ve özerklik konularında önemli açıklamalar yapan Perinçek, Kadıköy rıhtımını dolduranlara “Can yoldaşlarım, sevgili arkadaşlarım, değerli yurtaşlarım” diye seslendiği konuşmasında şu vurguları yaptı: Kasetlerle yönetilen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Obama’nın beyzbol sopasıyla yönetilmektedir. Bugün Türkiye’nin en önemli gerçeği budur. Bu en büyük acımız, en büyük utancımız, bu utanca katlanacak mıyız? Türkiye’yi kasetlerle beyzbol sopalarıyla yönetenleri yıkacak mıyız? 30 Mart’tan sonra Türkiye 2 büyük önemli sorunla karşı karşıya gelecektir. Birisi ekonomik depremdir. Hacizci bugün Türkiye’nin kapısını çalmaktadır. Önümüzde ekonomik alanda da bir milli direnme var. Yasadışı yollardan el konan bu milletin alın terini, milletin hazinesi, kamu kaynağı haline getireceğiz. Bu ekonomik krizi göğüsleyeceğiz. Korkmuyoruz. Bizim İstiklal Marşı’mız “Korkma” diye başlıyor. Krizi tepeleyeceğiz. Ekonomik krizin hakkından geleceğiz.
Levent Kırca
Doğu Perinçek
Ümit Ertaç Zileli
Suzan Aksoy
‘Diktatörler yıkılışlarını yasaklarla önleyemez’ Doğu Perinçek, Kadıköy’de İskele Meydanı’nı dolduran yurttaşlarla beraber Gladyo’ya meydan okudu: Saltanatınızı yıkacağız! İSTİHBARAT SERVİSİ
İ
şçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 6 yıl tutsaklığın ardından dün ilk mitingiyle İstanbullular’la buluştu. ‘Birlik ve Dirlik Mitingi’nde coşkulu bir kalabalığa hitap eden Perinçek, “Zalimler, diktatörler yıkılışlarını yasaklar koyarak önleyebildiler mi? Devrim kanunları, ülkeleri karanlıklara boğanları bacaklarından aşağı asmıştır. Türkiye’yi kasetlerle beyzbol sopalarıyla yönetenleri yıkacağız” mesajını verdi. İşçi Partisi’nin Kadıköy’de gerçekleştirdiği “Birlik ve Dirlik Mitingi” öncesinde polis İskele Meydanı’nı barikatlarla kapattı. Alana arama noktalarından giriş yapıldı. Mitingden bir saat önce yurttaşlar İskele Meydanı’nı doldurmaya başladı. Meydana dev bir sahne kuruldu. Tüm meydan İşçi Partisi flamaları ile donaltıldı. Yurttaşların ellerinde ise Atatürk’lü Türk bayrakları ve İP bayrakları çoğunluktaydı. Bekleyiş sırasında İşçi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Levent Kırca’nın
“Olacak o kadar” adlı seçim şarkısına alandaki kitle de eşlik etti. Miting boyunca sık sık “Fedailer partisi İşçi Partisi”, “Türk Kürt kardeştir Amerika kalleştir”, “Öncü cesur Doğu Perinçek”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Berkin Elvan ölümsüzdür”, “Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye” sloganları atıldı. Sahnenin ve kürsünün güvenliğini Öncü Gençlik sağladı. Gençler etten duvar örterek sahneye geçişleri engelledi. İP Genel Başkanı Perinçek’in alana girmesiyle meydan “Öncü cesur Doğu Perinçek” sloganıyla inledi. Yurttaşlar uzaktan da olsa sevgi dolu sözcüklerini Perinçek’e duyurmaya çalıştı.
‘Başını taşın altına koymuş bir sanatçıyım’ Sahneye ilk olarak İşçi Partisi’nin yöneticileri ve belediye başkanı adayları davet edildi. Daha sonra “Zor günlerin şairi” Hüseyin Haydar kürsüye gelerek ilk konuşmayı yaptı. Haydar’ın “Ergenekon’dan çıkış” şiirini okumasının ardından, İP Kadıköy Belediye Başkan Adayı oyuncu Suzan Aksoy bir konuşma yaptı. Aksoy, “Bizler Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz. Biliyor musunuz belki çok acılar çektik, çok üzüldük, kabus gördük ama o kabusun arkasından muhteşem güzel rüyayla uyandık. Silivri bizim için çok önemliydi. Silivri’nin duvarlarını yıktık. Ben sanatçıyım ama Türkiye için başını taşın altına koymuş bir insanım. Onun için ‘Sanat sanat içindir’ demiyorum, ‘Sanat Türkiye içindir’ diyorum” dedi ve Kadıköylülerin oylarına talip olduğunu sözlerine ekledi. İP Şişli Belediye Başkan Adayı Ümit Ertaç Zileli de şunları kaydetti: “Güneşin zaptı çok yakın. 12 senelik esaret
İşçi Partisi’nin Kadıköy Meydanı’nda düzenlediği mitinge katılım hayli yoğundu. Bayrağını alan yurttaşlar meydanı doldururken Perinçek’in konuşması sık sık sloganlar ve alkışlarla kesildi.
çok yakında sona erecek. Twitter yasağı bunların tabutuna çakılan son çivilerden biri oldu. Zaman içinde dünyanın her yerine diktatörler gelmiştir. Büyük zulümler yapmışlardır. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi çökmüştür. Bu projenin eşbaşkanları da deliğe süpürülmüştür. Onlar bu ülkeyi parçalamak ve birilerine peşkeş çekmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar. Yüreği olmayanlar, ne kadar uzun süre iktidarda kalmış olur-
larsa olsunlar sonunda deliğe süpürülen bir yılan gibi giderler, gidecekler. En büyük emeği, en büyük cesareti ve kahramanlığı gösteren İşçi Partisi’nin Şişli Belediye Başkan Adayı olduğum için şeref duyuyorum. Ve ilan ediyorum; ben bu yolda yüz binler gibi sadece bir neferim ve bütün birikimimi, gücümü, kanımı, canımı bu yolda harcamayı bir şeref addediyorum. Şairin dediği gibi güneşli günlere ulaşacağız.”
‘Halkın içinde olmayan derdini bilmez ‘ Perinçek’in ardından İşçi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Levent Kırca bir konuşma yaptı. CHP’yi eleştiren Kırca “Hükümet adayı bir partimiz ‘açılım süreci yeniden devam edecek’ diyor. Bu ne demek? ‘Tükiye’yi yıkma çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğiz’ demek. Biz bu ülkeyi sana da yıktırmayacağız” şeklinde konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kapılarının halka açık olacağını vurgulayan Kırca şöyle de-
vam etti: “Odama kapı koymam. Makam arabam olmaz. Ben de sizinle beraber otobüslerde dolaşırım. Halkın içinde olmayan, onun derdini bilmez. 50 yıldır sizin önünüzdeyim. Hayatımın hiçbir gününde size ihanet etmedim. Bunda sonra edersem boynum, elim kırılsın. Makam, koltuk meraklısı değilim. Ama artık dürüst, devrimci insanların, Mustafa Kemal’in askerlerinin oturması lazım bu makamlarda. Sizin oturmanız lazım.”
lediye başkan rinçek İstanbul be Pe ğu Do ı an şk Ba İP Genel
lamladı. adaylarıyla halkı se
‘Köylümüzü bağrımıza basıyoruz’ Anadolumuzun Trakyamızın çalışkan, cefakar çok görmüş geçirmiş köylüsünü bağrımıza basıyoruz. Köylümüzü yeniden destekleyeceğiz. Köylünün belini kırarak samanı bile dışarıdan alır hale getirdiler. Biz yeniden çiftçimizi destekleyeceğiz. Gübreyle, tarım aracıyla, ucuz faizsiz krediyle destekleyeceğiz. Kamu iktisadi teşekküllerimizi, ekonomimiz için hayatlarımız için, can alıcı sektörlerimizi yeniden kamunun malı, milletimizin malı, sizin malınız yapacağız. Gladyo devletini, mafya-tarikat devletini büyüttüler. Kan döken, Türk ordusunu esir eden, İçi Partisi’ni baş hedef alan Gladyo’yu büyüttüler. Polisi, yargıyı, Gladyo’nun karargahı haline getirdiler. Gladyonun kökünü kazıyacağız. Gladyo’nun merkezinde olan Tayyip Erdoğanlarla Abdullah Güllerle birlikte kurdukları F Örgütü’nün inlerine girecek miyiz? Bu hukuk dışı yargının, polisimizin içindeki bu F Örgütü’nü kökünden kazıyacak mıyız? Kazıyacağız!
CHP’yi uyardı Okyanus ötesinden tuzaklar kuruluyor hainler tarafından. İkinci önemli kriz etkeni kargaşalık etkeni, kan etkeni... Biliyorsunuz Güneydoğu’da PKK özerklik inşa edeceğini söylüyor. Bunu AKP’yle birlikte açılım dedikleri o Türkiye’yi bölme planının sonu olarak planlıyorlar ve özerklik yapacaklarını bağıra bağıra ilan ediyorlar. Maalesef ana muhalefet partisinden Sezgin Tanrıkulu açıklama yapıyor. “AKP ve BDP’nin açılım programını onlardan daha fazla destekledik” diyor. CHP merkezini uyarıyorum. Bu özerklik destekleme sevdasından vazgeçin diyorum, bu hıyanete ortak olmayın çağrısını Kadıköy’den yapıyorum.
‘Özerklik yanlıştır vatan bölünmez’
Mitingten notlar Basının yoğun ilgi gösterdiğimitingi Ulusal Kanal canlı yayınladı. Mitingin sunumu Ulusal Kanal program yapımcısı Can Karadut yaptı. Sahnedeki dev ekranlardan konuşmalar yansıtıldı. Yurttaşlar metro çıkışlarında oturarak konuşmaları ekrandan izledi. Üzerinde direniş şehitlerinin resimleri olduğu pankart açıldı. Alanda Fenerbahçe bayraklarının da taşındığı görüldü. Vapurla Kadıköy’e gelenleri sahil boyunca asılan İşçi Partisi flamaları karşıladı. İP Şişli adayı Ümit Zileli, üzerinde TCG Hasdal yazılı şapka ile yurttaşları selamladı. Haziran Ayaklanması’nda Türk bayrağı satan ve tutuklanan Ali Sarıçiçek işinin başındaydı. Öncü Gençlik mitingin bitiminde halaylar çekti. Perinçek yurttaşların ilgisi nedeniyle alandan güçlükle ayrılabildi.
FOTOĞRAFLAR: ALPAY TUĞLU-AKADUR TÖLEĞEN- DERYA DERVİŞ-IRMAK METE-GAMZE ÇINLAR-SEDA AKYÜZ
Kadıköy’deki mitingde coşku en üst seviyedeydi. Güzel havayı da fırsat bilen yurttaşlar çoluk-çocuk miting alanını doldurdu.
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
arı dinledi. ıtı’nda konuşmal An k ür at At ki da y Meydanı’n Yurttaşlar Kadıkö
Özerklik “eşitlik, kardeşlik” programı değildir. Özerklik bizim Kürdümüzü ikinci sınıf yurttaş konumuna iten bir programdır. Onu zebra gibi damgalı yapan programdır. Sen ikinci sınıf yurttaşsın diyen programdır. Özerklik kanla olur. Herkesi uyarıyoruz. Bütün partileri bir maddelik bir Türkiye barışı, Türkiye cephesine davet ediyoruz. O madde de şudur; “Özerklik yanlıştır, vatan bölünmez.” Bizim o yöneteceğimiz Milli Hükümet, Kürdümüzü, Diyarbakırlımızı, Cizrelimizi, Silopilimizi, Uluderelimizi, Tuncelilimizi bağrına basacaktır. Aynı Muğlalılar gibi, tıpkı Kırklarelililer gibi eşit, özgür, can kardaşlarımızdır, yurttaşlarımızdır. Biz Milli Hükümet olarak Türkiye’de müzakere edilecek bir yasadışı örgüt, yasadışı terör örgütü kabul etmiyoruz ve tanımıyoruz. Biz Milli Hükümet olarak Kürdümüzün emrindeyiz. Bütün milletimizin emrindeyiz ama onlar adına elinde silah olan elinde mayın olan, karakolların etrafına mayın döşeyen askerimizin yoluna mayın döşeyen, bizi kahpece arkamızdan vuran bir yasadışı terör örgütü tanımıyoruz.
Okyanus ötesine tivit
T
ayyip Erdoğan’ın sosyal paylaşım sitesi twitter’ı kapatması mitingte de yankı buldu. Doğu Perinçek, mitinge katılan yurttaşları tivit atmaya davet etti. Perinçek, “Şimdi buradan BOP eşbaşkanlığı yıkılmakta olan Tayyip Erdoğan’a bir ses atacağız, Abdullah Gül’e ve ta Pensilvanya’ya giden bir ses yollayacağız” dedi. Perinçek’in ilk tviti Tayyip Erdoğan’a “Saltanatını yıkacağız!” şeklinde oldu. Yurttaşlar gür bir sesle Perinçek’e eşlik etti. Mitinge katılamayan binlerce kişi de aynı dakikalarda twitter’dan “Saltanatınızı yıkacağız” diye yazdı. Perinçek ardından Abdullah Gül’ü işaret ederek “Çankaya’yı işgal eden Atatürk’ün koltuğuna Amerika marifetiyle oturtulan Abdullah Gül’e ses atacağız: Çankaya’dan seni indireceğiz!” mesajı gönderdi.
Pensilvanya’daki Gladyo şefi Perinçek’in hedefinde son olarak da Fethullah Gülen vardı. Perinçek şunları söyledi: “Bu gür sesimiz, bu attığımız ses, şimdi Ankara kalesinin taş duvarlarında yankılanıyor değerli yurttaşlarım. Ve şimdi okyanusları aşan bir ses atacağız. Okyanusları geçen güzel insanların kahpe bir diktatörlük altında yaşadığı Washingtonlara Pensilvanyalara bir ses atacağız. Pensilvanya’daki Gladyo şefine bir ses atacağız: Türkiyemizi şeyhler, dervişler, meczuplar ülkesi haline getiremezsin!”
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
İsmet ARALIK
ÖZÇELİK
İkisi de ABD adayı
B
aşbakan Erdoğan’ın Başkanlık hayalleri de Cumhurbaşkanlığı rüyası da bitti. “Kendim ettim, kendim buldum” şarkısını söylediği konuşuluyor. 12 Eylül 2010 referandumundan bin pişman olduğu ifade ediliyor. “Cumhurbaşkanını Meclis seçsin” diye nabız yokladı ama olmadı. Seçime az kaldı. Gül’ün adaylığına razı olacak gibi. Önüne konan da bu. Çaresiz! Bu arada bir aday daha piyasaya sürüldü. MHP’li Akşener. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da destek vereceği söylendi. “Hayır” denmedi. Kapalı kapılar arkasında çalışmalar yapılmış.
‘Kadir Abi’nin eşi Özleyiş Hanım 20 trilyonluk gayrimenkul zengini AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kadir Topbaş’ın eşinin tapuda görünen 6 gayrimenkulü, 10 bin metrekare de arsası bulunuyor. Oğul Topbaş da Arnavutköy meraklısı
İkisi de aynı! Hanımefendi geçen yıl Hac’ca da gitti. Verdiği fotoğrafların seçim kampanyası için kullanılacağı ifade ediliyor. F tipi örgütle de arası iyi. Onun yeni kankası CHP yönetimi ile de. ABD’yi söylemeye gerek yok. “Onu bulup çıkaran zaten ABD” deniliyor. Topluma bu iki adayın dayatılması gündemde. Ya Gül, ya Akşener! ABD durumdan memnun. İki adayı da kendi belirlemiş. Her koşulda kendisinin kazanacağını düşünüyor. “Gül de kendisi, Akşener de!” Hesabı bu!
Hesap tutar mı? Hesap tutar mı? Herhalde ayağa kalkmış milyonlar boş duracak değil. 19 Mayıs’daki İstiklal Caddesinin, 29 Ekim’deki Ulus’un, 10 Kasım’daki Tandoğan’ın, 13 Aralık’taki Silivri’nin, “Haziran Direnişi”nin, milyonların yürüdüğü Arslanlı Yol’un da bir adayı olacaktır. Önümüzdeki günler yeni gelişmelere gebe! Hep birlikte göreceğiz.
Başkanlık’ta ‘Başkanlık sistemi’ Erdoğan “Başkanlık Sistemi” ile ilgili anayasa değişikliğini gerçekleştiremeyince yeni bir yola girdi. HSYK yasasıyla yargıyı kontrol altına alma yoluna gitti. İnternet ve TİB yasasıyla sansür yetkisi aldı. Kuvvet komutanlarına soruşturma yetkisini kendine bağladı. MİT yasası ile her şeye hükmetme planı yaptı. Tepki artınca donduruldu. Erdoğan “Başkanlık Sistemi”ni başaramayınca Başbakanlığı güçlendirme yoluna gitti. Başbakanlıkta “Başkanlık Sistemini” kurmaya kalktı.
Hava döndü Ama iş o kadar kolay gözükmüyor. 17 Aralık’ta sabahtan gece yarılarına kadar taşınan paraların kaynağı Erdoğan’ı zorluyor. Önümüzdeki günlerde siyasetin daha da şenleneceği kesin. Kim altta kim üstte kalacak tartışmalı. Artık alınacak oy değil, “iktidar” önemli. Erdoğan’ın “iktidar” olması da artık çok zor. Dedik ya yüzde 50 oy alsa da zor. Artık her şeye “evet” diyen değil, “neden, niçin?” diyen bir halk var. Fazla zorlamaya kalkarsa işlerin daha da kötüye gideceğinin o da farkında! Attığı her adım ters tepiyor. Hava döndü!
Yine aynı manzara Yine seçim, yine aynı manzara. Öcalan ile sürdürdüğü “açılım” politikasıyla ülkeyi fiilen bölen Erdoğan bayrağı ağzından düşürmez oldu. Çanakkale’de, Balıkesir’de Kuvva-yı Milliye’den bile söz ediyor. Mustafa Kemal’i övüyor. Yeri geliyor “laiklik” bile diyor. Kılıçdaroğlu ise yine aynı. Bir seçim kampanyası bitti, neredeyse “Laiklik, Atatürk, Altı Ok, ...” demedi. Muğla’da meydan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye ayağa kalkmasaydı yine sesi çıkmayacaktı. İzmir’de da halk bağırmasaydı Kuvva-yı Milliye aklına gelmeyecekti. Erdoğan bayrağa sarılarak, milliyetçiliğe sarılarak oyunu arttırmaya çalışıyor. CHP yönetimi AKP’nin oy kaybederim diye unutturmaya çalıştığı “açılım”a. Ne oluyor kararı siz verin!
Arsanın alındığı tarihten itibaren üzerinde zamanla yapılmaya başlanan ev inşaatı googel earth’ten bile fark edilebiliyor.
ÖNCE BEKİR BATU
Kalem kalem gayrimenkuller
İ
stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Beyoğlu Nüfusu’na kayıtlı eşi Özleyiş Topbaş, 21 Şubat 1958 doğumlu. Orhan ve Saadet kızı Özleyiş Hanım’ın sahibi olduğu gayrimenkullerin neredeyse tamamı İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde bulunuyor. Tapuda kendi üzerine kayıtlı toplam 6 adet gayrimenkulü bulunan Özleyiş Hanım’ın arsalarının toplamı yaklaşık 10 bin metrekareyi buluyor. Eşiyle birlikte Bakırköy Şenlikköy’de oturan Özleyiş Hanım her ne kadar eşi kadar olmasa da oldukça hatırı sayılır bir gayrimenkule sahip. Bu gayrimenkullerin değeri yaklaşık 20 milyon civarında...
Güzelce’ye güzel yatırım Özleyiş Hanım’ın, yatırımlarının neredeye tamamını Marmara Denizi kıyısındaki Büyükçekmece’nin Güzelce Mahallesi’ne yaptığı görülüyor. Bayan Topbaş’ın 21 Temmuz 2011 yılında satın aldığı deniz kenarındaki 5 bin 303
Özleyiş Topbaş Kadir Topbaş metrekarelik arazide şu sıralar muhteşem bir ev yaptırmaya çalışması gözlerden kaçmıyor. Zira arsanın alındığı tarihten itibaren üzerinde zamanla yapılmaya başlanan ev inşaatı googel earth’ten bile fark edilebiliyor. Tapu kayıtlarında arsa görünen gayrimenkuldeki inşaatın tamamlanmasından sonra iskanının alınması gerekiyor. Aksi halde bu inşaat çalışması kaçak olarak işlem görecek. Deniz kenarındaki bu arsa Bayan Top-
baş’ın toplam 6 adet gayrimenkulü içindeki en değerlisi olarak dikkat çekiyor.
Oğul Topbaş’ın Arnavutköy merakı Bu arada Topbaş ailesiyle aynı adreste ikamet ettiği görünen oğul Mustafa Ömer Topbaş’ın ise sadece 2 adet gayrimenkulü görülüyor. Yaklaşık 10 milyon değerinde serveti bulunan oğul Topbaş’ın, Arnavutköy ve Bağcılar’da gayrimenkulleri mevcut.
Galip Çakmak
İşte Özleyiş Topbaş’ın kendi üzerine kayıtlı gayrimenkulleri; 1- İstanbul Büyükçekmece ilçesinde Güzelce Mahallesi Aydınlar Caddesi Sevda Sokak üzerinde deniz kıyısında 5 bin 303 metrekarelik arsa. 21 Temmuz 2011 yılında satın alınan bu arsa 623 ada 1 parsel üzerinde bulunuyor. Topbaş, Marmara Denizi kıyısındaki arsayı satın aldıktan sonra büyük bir inşaata başladı ve burada kendi zevkine göre şu sıralar ev inşaatı yapıyor. 2- İstanbul Beylikdüzü Gürpınar’da 130 ada 2 parsel üzerinde inşaa edilen 450 kişinin tapu sahibi olduğu sitede milyonluk bir daire... 3- İstanbul Büyükçekmece ilçesi Güzelce Mahallesi’nde 623 ada 592 parselde bulunan 1.860 metrekarelik arsa. Bu arazinin oldukça değerli bir bölgede bulunuyor. Deniz manzaralı arazinin piyasa değeri birkaç milyon dolardan başlıyor. 4- İstanbul Büyükçekmece ilçesi Güzelce Mahallesi’nde 583 parselde 1.900 metrekare arsa... 5- İstanbul Büyükçekmece ilçesi
Güzelce Mahallesi’nde 580 parselde 300 metrekare arsa... 6- İstanbul Büyükçekmece ilçesi Güzelce Mahallesi’nde 628 parselde 500 metrekare arsa... İşte 3 çocuğu bulunan Başkan Kadir Topbaş’ın oğullarından Mustafa Ömer Topbaş’ın üzerine kayıtlı gayrimenkuller; 1- İstanbul Arnavutköy Yassıören’de 105 ada 3 parsel üzerinde bulunan 4 bin 961 metrekare arsa... 3. Havalimanı Projesi gibi dev projelerin bu bölgelerde başlatılması Arnavutköy’daki bu arsanın değerini oldukça yükseltiyor, Topbaş’ın yüzünü güldürüyor. 2- İstanbul Bağcılar Mahmutbey’de 3270 ada 14 parsel üzerinde bulunan 55 bin 193 metrekarelik arsada inşaa edilen İstanbul 212 Power Outlet AVM’de işyeri... 780 ayrı işyeri bulunan AVM’de en büyük hisse Edip Uluslararası Gayrimenkul Şirketine ait. Akdeniz İnşaat’ın da aynı AVM’de çok sayıda gayrimenkulü bulunuyor. Oğul Topbaş’ın işyerine ise paha biçilemiyor.
Şehit babası: AKP’ye oy verene haram olsun K
ırıkkale’de şehit yakınları adına konuşan şehit babası 68 yaşındaki Mehmet Gençer, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Öcalan/PKK açılım sürecinde PKK’ya taviz verdiğini söyledi. Gençer, “Ülkenin bölünmesini isteyen, çocuklarımızın katilleri olan PKK’yı muhatap alan AKP’ye oy veren vatandaşlara şehit evlatlarımızdan dolayı kanımız ve hakkımız varsa haramdır” dedi.
konuştu: “Askerlerimiz karakollardan çekilerek dağlar PKK’ya bırakılmıştır. Tabelalar üç dilli oldu. Apo’yu getiren paşalar içeri alındı. Bu ülkede ‘Türküm’, ‘Milliyetçiyim’ demek suç oldu. Ülkeyi yönetenler, ‘Türküm’ demekten korkmaktadır. Adı Türk olan devletimizin Başbakanı siyasi hayatında bir defa olsun ‘Türküm’ dememiş, tam
aksine Türklüğü ayaklar altına almıştır. Açılım süreci dedikleri koca bir balondur ve ülkeyi daha büyük olaylara hazırlayan bir süreçtir. Açılım sürecindeki gizli görüşmelerinde Diyarbakır’ı PKK ya mı bıraktılar. Apo,’müzakareler yasal olsun anayasal zemine oturtulsun, biz bu işi ancak AKP ile yaparız eğer AKP olmaz kötü şeyler olur’ diyor.” Şehit babası Mehmet Gençer ve diğer şehit aileleri AKP’nin PKK açılımına isyan etti.
‘Apo’yu getiren paşalar içeri alındı’ Şırnak’ta PKK’nın 1994’teşehit ettiği Deniz Piyade Astsubay Serhat Gençer’in babası Mehmet Gençer, aralarında şehit ailelerinin de bulunduğu yaklaşık 50 kişiyle birlikte Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Güneydoğu bölgesinin bölünme noktasına geldiğini ifade eden Gençer şöyle
HP Siirt Belediye Başkan Adayı Galip Çakmak adaylıktan çekildi. Çakmak adaylıktan çekilmesine gerekçe olarak Siirt’e gelen Parti Meclisi üyesi Dursun Bulut’un partilileri BDP’ye oy vermeye çağırmasını gösterdi. Galip Çakmak için 13 Mart’ta Siirt Öğretmen Evi’nde tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıda PM
üyesi Dursun Bulut’un kendi seçmenlerine “CHP’ye oy vermiyorsanız BDP’ye verin” açıklaması yapması şaşkınlık yaratmıştı. Olay üzerine Aydınlık Bulut’a ulaşarak iddiaların doğru olup olmadığını sordu. Bulut “BDP’ye oy verin” diye bir ifade kullanmadığını ifade etmişti. Ancak durumun öyle olmadığı Bulut’un bu ifadeyi kullandığı ortaya çıktı.
Türkiye’de tarihinin en büyük tepkisel kitle hareketi Haziran Ayaklanması olurken kayıplarda olan Mustafa Sarıgül en son Türkçe Olimpiyatı’nda görülmüştü.
CHP’li Sarıgül, Cemaat’in Türkçe Olimpiyatları’na sponsor olacak HABER MERKEZİ
C
PM üyesi BDP’ye oy istedi, aday istifa etti
C
SONRA
CHP’nin Siirt Belediye Başkan adayı Çakmak Bulut’un açıklaması sonrası adaylıktan çekildi. Çakmak, “Yaklaşık 10 gün önce ilimizi ziyaret eden PM üyesi sayın Dursun Bulut’un yapmış olduğu açıklama partimizi ve adaylığımı olumsuz etkilemiştir. Bu rencide etmiştir. CHP adaylığından çekiliyorum” dedi. Çakmak bir soru üzerine parti yönetimini de eleştire-
rek, şunları söyledi: “Bir ilin bir adayı varsa tamamıyla bir partinin kendi adayına destek vermesi lazım. Bugün İstanbul’da tespih dağıtacaksın, Ankara’da bozkurt yapacaksın, İzmir’de Türk bayrağını kaldıracaksın, Siirt’te BDP’ye çalışacaksın böyle bir mantık yoktur. Cemaate mi çalışıyorsun Cumhuriyet Halk Partisi’ne mi çalışıyorsun belli değil.”
HP istanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, Fethullah Gülen Cemaati’nin Türkçe Olimpiyatları’na sahip çıktı ve “Bizim zamanımızda çok daha görkemli bir şekilde kutlanacaktır” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Bundan sonra Türkçe Olimpiyatları’nı yapamazlar. O iş bitti” sözleri üzerine CHP İstanbul heyeti Mustafa Sarıgül’den Cemaat’i sahiplenen açıklamalar geldi. CNN Türk’te “Hafta Sonu Keyfi” programına konuk olan Sarıgül, Başbakan Erdoğan’ın daha önce Arena Stadı’nda Fethullah Gülen’i Türkiye’ye çağırdığı sözlerini hatırlattı. Sarıgül, “Türkçe Olimpiyatları artık yapılmayacak mı?” sorusuna da “Daha görkemli bir şekilde kutlanacak” diyerek yanıt verdi.
Cemaat’i Atatürkçü yaptı Olimpiyatların organizyonu için Cemaat’e yardımcı olacağını ifade eden Sarıgül şunları söyledi: “Ben
değil Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı 109 ülkeden ayrı olarak İstanbul’a gelen, yurttaşlara oradan Türkçe konuşarak, ayyıldızlı bayrağımızın dalgalandığı, İstiklal Marşı’mızın okunduğu Atatürk’ün resimlerinin bulunduğu okullara destek vermekle mükelleftir ve ben elimden gelen desteği yaparım.”Sargül Cemaat’e vereceği desteği Twitter hesabından paylaştığı mesajla da ilan etti.
Gezi’de yok, Olimpiyatlar’da var Sarıgül geçen Mayıs ayı sonunda başlayan11. Türkçe Olimpiyatları’na da katılmış ve burada yaptığı açıklamada “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapması gereken bir oluşumu gönüllüler ordusu yapmış vaziyette. Olimpiyatlar’da bulunmaktan, bu düşünceyi hayata geçiren herkesten Allah razı olsun diyorum” demişti. Olimpiyatlar’a giden Sarıgül’ün aynı tarihlerde devam eden Haziran Ayaklanması eylemlerine hiç katılmaması ise tepki çekmişti.
23 MART 2014 PAZAR
Hazırlayan: Şafak TERZİ
SNOWDEN’IN BELGELERİ, NSA’NIN ALMAN VATANDAŞLARI VE SİYASETÇİLERİ DİNLEDİĞİNİ ORTAYA ÇIKARMIŞTI
UNN Haber Ajansının aktardığına göre Ukrayna Parlamentosu tarafından Başbakan atanan Arseniy Yatsenyuk yaptığı açıklamada Ukrayna’ya sağlanan Rusya doğalgazının bin metreküp fiyatının 500 dolara kadar çıkabileceğini söyledi. Yatsenyuk açıklamasında ‘Rusya, doğalgaz fiyatını neredeyse iki katı artırmak istiyor’ dedi. Yatsenyuk ‘Ukrayna’nın bu fiyat nedeniyle doğalgaz alımını durduramayacağını’ çünkü ‘son yıllarda doğalgaz alımlarını çeşitlendiremediğini’ söyledi.
11 milyar Dolar ödeme Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev önceki gün yaptığı açıklamada Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasında 2010 yılının Nisan ayında Harkov’da imzalanan ve Ukrayna’ya doğalgaz alımlarında bin metreküp başına 100 dolar indirim sağlayan antlaşmaların feshedilmesini ve Kiev’in Moskova’ya 11 milyar dolar ödemesi gerektiğini söylemişti. Harkov’da imzalanan antlaşmalar Rusya’nın Karadeniz Filosunun 2017 yılından sonra 25 yıl daha Ukrayna’da bulunmasını ve karşılığında Ukrayna’nın doğalgaz indirimi almasını öngörüyordu. Rusya’nın sağladığı indirim devletin doğalgaz ihracatından aldığı vergiyi sıfırlaması sayesinde gerçekleştiriliyordu. Bu nedenle Rusya Devlet Bütçesi toplam 11 milyar dolar kayba uğramıştı.
Bundestag, ABD, İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’dan oluşan ittifak neleri ve kimleri dinlediğini tespit edecek. Komisyon askeri üsler ile temsilciliklerinin kullanılıp kullanılmadığını da araştıracak
A
lman Meclisi Bundestag’da temsil edilen siyasi partiler uzun süren görüşmelerin sonucunda, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın ülkedeki faaliyetlerini sorgulamayı amaçlayan Meclis Araştırma Komisyonu’nun kurulmasını kararlaştırdı. NSA’nın, aralarında Alman başbakanları Gerhard Schröder (SPD, 1998-2005) ve Angela Merkel’in de (CDU, 2005-) bulunduğu, ülkedeki milyonlarca kullanıcının telefon görüşmesini dinlemesi Almanya ile ABD arasında güven bunalımına neden oldu. Uzmanlar, Berlin’in, “Ortak komisyon kuralım” çağrısına Washington’dan yanıt alamaması üzerine, kaçınılmaz olarak Meclis Araştırma Komisyonu’nun devreye girdiğini belirtiyorlar. Ana muhalefetteki Sol Parti ve Yeşiller, uzun zamandır Komisyonu’nun kurulmasını istiyordu. Yeşiller Moskava’da yaşayan eski ajan Snowden ve Başbakan Merkel’in de ifadesinin alınmasını talep ediyor. BEYHAN YILDIRIM
Ukrayna’da Rus doğalgazına yüzde 100 zam
Alman Meclisi casusluğu araştıracak
70 bin ABD askeri var Komisyonun 8 asli ve 8 yedek
üyeden oluşacağı açıklandı. Buna göre Bundestag, ABD, İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’dan oluşan “Five-Eyes [Beş-Göz] İttifakı’nın” Almanya’yı hangi ölçüde, neleri ve kimleri dinlediğini tespit edecek. Komisyonunun, dinleme skandalına ilişkin Almanya’daki askeri üsler ile diplomatik temsilciliklerinin kullanılıp kullanılmadığını da araştırması hedefleri arasında yer alıyor. Almanya’da halen 50 ABD askeri üssü ve yaklaşık 70 bine yakın Amerikan askeri bulunuyor.
30 gün boyunca kayıt
ABD saldırıları Almanya’daki üslerinden mi? Aydınlık, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) eski ajanlarından Edward Snowden ile bir araya gelerek dünya çapında geniş yankı uyandıran Alman Meclisi Üyesi Hans-Christian Ströbele (74) ile 13 Ocak 2014’de Bundestag’daki ofisinde görüşmüştü. Ströbele, Aydınlık’a yaptığı açıklamada, “ABD’nin Afrika ve Kuzey Afrika’daki insansız hava araçları saldırılarını Almanya’daki üslerinden planladığı şüphesi var.
Öte yandan, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın dünyanın bütün ülkelerinde yapılan her telefon görüşmesini 30 gün süresince kaydettiği öğrenildi. Washington Post’un haberine göre, geliştirilen yeni programla NSA, dil sorununu da giderebiliyor. “Mystic” adındaki programın 2011’den bu yana en azından bir ülkede uygulandığı açıklandı. Hangi ülkenin olduğu ise gizli tutluyor. Mufazakâr Neocon’lara yakınlığyla bilinen gazete, haber kaynağı olarak adını açıklamak istemeyen Hükümet yetkilileri ve eski NSA çalışanı Edward Snowden’in olduğunu duyurdu.
Hans-Christian Ströbele
Bu Alman egemenliği ve anayasasına aykırı. Bunu kanıtlamak zor, çünkü Amerikan üslerinde ne olup bittiğini bilmiyoruz” demişti. (Aydınlık, 18.01.2014)
Almanya ile ABD gerildi Ströbele, Meclis Araştırma Komisyonu’nun kaçınılmaz olduğunu, ülkedeki ABD üslerini de sorgulayacaklarını, ABD’nin Almanya’daki faaliyetlerinin Anayasa’ya, Alman egemenliğine aykırı olduğunu vurgulamıştı. Almanya ile ABD arasındaki ilişkiler “NSA Dinleme Skandalı” nedeniyle gerilmiş durumda. Eski NSA ajanı Snowden’in açıklamaları ve belgeleri iki ülke arşındaki ilişkilerin 11 Eylül’den bu yana en kötü aşamaya gelmesine yol açtı. ABD dış istihbarıtına bilgi toplayan NSA’nın Brezilya’dan Vatikan’a, Almanya’dan Hindistan’a dünya genelinde telefon görüşmelerini dinlediğinin ortaya çıkması Obama yönetimine zor anlar yaşatıyor.
Venedik’te bağımsızlık referandumundan ‘evet’ çıktı İtalya’nın kuzeyindeki Veneto bölgesinde yapılan bağımsızlık referandumu, yüzde 89 “evet” oyuyla sonuçlandı. Başkenti Venedik olan, ülkenin en zengin bölgelerinden Veneto’da 16-21 Mart tarihleri arasında yapılan referandumda bölge
halkına “Veneto’nun bağımsız ve egemen bir federal cumhuriyet olmasını istiyor musunuz?” diye soruldu. Oylama internet üzerinden yapıldı. Referandum sonucunun Roma yönetimi tarafından tanınmasını sağlamak için bağımsızlık
yanlılarını zorlu bir süreç bekliyor. Bölge Başkanı, Veneto bölgesinin her yıl ödediği vergilerin, Roma’dan aldığı yatırım ve hizmetlerden 21 milyar euro daha fazla olduğunu söyledi. Veneto, 1000 yıldan uzun süre Venedik Cumhuriyeti adıyla
bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürdü. Bir dönem dünyanın en güçlü deniz devletlerinden biri olan Venedik Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına 1797’de Napoleon son vermiş ve bölge 1866’da İtalya’ya bağlanmıştı.
Çıkardığı dinleme yasaları kendini vurdu farklılar mı?
Mahkeme kararıyla dinleme
ALİ RIZA TAŞDELEN / PARİS
D
ışarda saldırgan bir politika izleyen Fransa’nın içerde demokrat olmasını bekleyebilir miyiz? Önceki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde Fildişi Sahilleri ve Libya’ya yapılan askeri işgal ve saldırılar, Mayıs 2012’den sonra Sosyal Demokrat Hollande komutasında Afrika’da Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ne yapılan askeri müdahale ve Suriye’ye karşı izlenen saldırgan tutum. Fransa, Afrika ve Ortadoğu’da ABD planlarının bir parçası olmuştur. Sarkozy bir neo-liberal, Hollande ise bir sosyal demokrat. Dış politikada ikisi de saldırgan; aralarında zerre kadar bir fark yok! Peki iç politikada
Sarkozy, Libya’nın devrik lideri Kaddafi’nin 2007 yılındaki seçim kampanyasına destek verdiği suçlaması kapsamında 6 ay boyunca dinlenmiş. Dinlendiğini bildiği için de başka bir kişi adına kayıtlı bir telefon kullanıyormuş; o da dinlenmiş. Eşiyle dostuyla, partisinin yöneticileriyle, yabancı devlet adamlarıyla ve özelliklede avukatı ile yaptığı telofon görüşmeleri dinlenmiş. Dinleme öyle korsan yöntemlerle değil mahkeme kararıyla yapılmış. Şimdi isyan ediyor! Le Figaro gazetesinde yayınlanan makalesinde bu dinlemeleri, Doğu Almanya Devlet Güvenlik Bakanlığı’nın (STASİ) döneminde muhalefete karşı yapılan uygulamalarına benzetiyor. Dinlemelerin dünyada herhangi bir diktatörün rakibine yönelik yaptığı bir eylem değil Fransa’da gerçekleştiğinin altını çiziyor. Sarkozy adalet arıyor, “Hukukun üstünde olmak istemedim, ama al-
Sarkozy tında olmayı da kabul edemem” diyor. Avukatı ile telofon görüşmelerinin dinlenmesine “Gazeteciler dinlenemeyeceği gibi avukatlar da mesleklerini icra ederken dinlenmemeli” diyerek isyan ediyor. Özet olarak Sarkozy şunu diyor: Fransa, Nazi Almanyası yöntemleriyle muhalefeti dinliyor. Hükümet, benim yeniden adaylığımın önünü kesmek için bu yöntemlere başvuruyor. Devletin başı Hollande, hükümet sosyal demokrat.
Kendi sivriltti Bugün, anti-demokratik yöntem-
leri uygulayan, bakanları rüşvet ve yolsuzluklarla itham edilen ve ezilen dünyaya emperyalist saldırılar düzenleyen sosyal demokrat yönetim böyle de, neo-liberal Sarkozy dönemi farklı mı? Değil! Sarkozy, 2002-2004 ve 2005-2007 yılları arasında içişleri bakanı ve 2007’den 5 yıl boyunca bu ülkenin cumhurbaşkanı olduğunu unutmuşa benziyor. Polisin telefon dinlemelerinin kolaylaştırılması için bir çok yasa çıkardığını unutuyor. Sadece 2009 yılında 100 bin kişinin telefonunun dinlendiğini hatırlamıyor. IMF eski Başkanı Sosyal Demokrat Dominique Strauss-Kahn’ın cumhurbaşkanlığı aday adaylarının belirlenmesine iki ay kala New York’ta yaşadığı “komplo” ile bertaraf edilmesinin Sarkozy’nin marifetiyle yapıldığı yazılıp çizilmedi mi? Batı’nın emperyalist sistemi sadece bir ekonomik kriz yaşamıyor; ahlaki değerler ve yargısal alanda da bir çözülme içinde. Sistemin korunması için her şey mübah olarak görülüyor.
Rusya Fransa’nın blöfünü yutmadı Batı’nın yükselen Avrasya devi karşısındaki çaresizliği Ukrayna krizinde de ortaya çıktı. Pek işe yaramayan o kozlarını birer birer uygulamaya koyuyorlar. Avrupa Birliği (AB), Kırım’ın Rusya Federasyonuna katılmasına cevap olarak Ukrayna ile daha yakın ilişkiler kurulmasını öngören ortaklık anlaşmasını Brüksel’de imzaladı. İmzalanan anlaşma Ukrayna’daki geçici hükümete ekonomik ve siyasi destek verilmesini öngörüyor ama Yanukoviç’in Kasım’da imzalamayı reddettiği anlaşmanın bütünü kapsamadığı ortaya çıktı.
AB ile ticari entegrasyon konusu henüz imzaya bağlanmış değil. Fransa da o işe yaramayan kozlarından birini ortaya sürdü. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius yaptığı açıklamada, “Putin bu yolda devam ederse Fransa da Mistral satışının iptalini değerlendirecektir” şeklinde konuştu. Mistral, güvertesinde konuşlanan 16 adet taarruz helikopterini, 70 adet zırhlı araç, 4 amfibi çıkarma botu ve 450 tam teçhizatlı asker taşıyabilen ve hava savunma füzeleri taşıyan dev bir savaş gemisi. 2011 yılında Fransa ve Rusya arasında imzalanan bu anlaşma
ABD’nin tepkisine neden olmuştu. Satış, bir NATO ülkesinden Rusya’ya ilk önemli askeri teknoloji transferiydi. 1,2 milyar dolara mal olan 2 Mistral için anlaşmaya varılmıştı. İlki 2014, ikincisi 2015’te Rusya’ya teslim edilecek.
Fabius’ün bu açıklamasına Rusya’dan cevap anında geldi. Rusya Başbakan Yardımcısı Dmitri Rogozin “Ya yapılan anlaşmaya uyun ve zamanında gemileri bize teslim edin ya da paramızı iade edin” dedi.
Fransa bugün sandık başında Bugün Fransa’da yerel seçimlerin birinci turu yapılıyor, ikincisi ise 30 Mart’ta yapılacak. Toplam 36 bin 767 belediye yeni başkanları ve yerel meclis üyeleri belirlenecek. Seçim yarışı Hollande’ın Sosyalist Partisi (PS) ile Sarkozy’nin Halk Hareketi İçin Birlik Partisi (UMP) arasında geçecek. Birinci tura tüm partiler kendi adaylarıyla katılıAksyonov yor. İkinci turda bu iki parti adayları etrafında ittifaklar gündeme gelecek. Birinci turda oylarını artırması beklenen aşırı sağ Milli Cephe partisinin ikinci turda PS ve UMP karşısında fazla şanslı olmadığını söyleyebiliriz. İktidardaki Sosyalist Parti seçimlere ekonomi politikalardaki başarısızlık ve bunun sonucunun doğurduğu işsizlik ve yoksulluk nedeniyle bir çok belediyeyi kaybetme korkusuyla gidiyor. UMP ise bu durumu lehine çevirme gayretiyle daha umutlu. Fakat, parti içinde yaşanan bölünme ve Sarkozy dinlemelerinin ortaya çıkmasıyla beklediğini bulamayacağı kanısı yaygın.
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Prof. Dr. Mehmet
YUVA yuvacenudi@gmail.com
Davutoglu’nun eseri
H
z. Süleyman’a, hayvanlarla özellikle de kuşlarla konuşabilme yeteneği bahşedilmişti. Bir gün yaralı bir kuş ona gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Dervişi huzuruna getirten Hz. Süleyman sorar; Bu kuş senden şikâyetçi, niye bu kuşun kanadını kırdın? Derviş; Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacakken kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı incindi, der. Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa dönerek; Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun! Kuş cevap vermiş; Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım! Hz. Süleyman bu savunmayı beğenir ve kısasın yerine gelmesi için; Kuş haklı, hemen bu dervişin kolunu kırın, diye emreder. Kuş o anda; Efendim, sakın böyle yapmayın, der. Niçin diye sorar Hz. Süleyman. Kuş; Efendim, bunun kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın...
Bu rejim acil değiştirilmeli Derviş kıyafeti ile Suriye’ye yaklaştılar. Gerisi malum. Kanadını kırdılar. Tüylerini talan ettiler. Yetmedi, dünya cani ve haramilerini musallat ettiler. Tarihin şahit olduğu en karanlık, en sahtekar ve en kindar zihniyetini Türkiye-Suriye arasına yerleştirdiler. Hudut kapılarını teslim ettiler. İnsani yardım yalanları ile talan edilen malın değerine karşılık ticaret emtiası sattılar. Savaş lordları ve savaş ticaret rantçıları yarattılar. Hudutlarımız dünya istihbarat örgütlerinin operasyon merkezi. Suriye’nin yıkımı, talanı ve terörize edilmesi için devşirilen bu cani ve harami şebekelerin efendileri farklı merkezlere tabi. Suriye için planlanan 21. yüzyılın en kapsamlı terör hareketinin son merhalede Türkiye’yi hedef alacağı tespitini yüksek sesle dillendirdik. Bu planın ayrıştırıcı ve bölücü karekterine atıfta bulunduk. Irkçı, faşist ve talancı özüne dikkat çektik. Allah ile aldatanların, din ile soyanların imansız olduklarını haykırdık. Tekrar yüksek sesle paylaşalım: Türkiye ve bölgemizin selameti için ülkemizde egemen olan mevcut rejim acilen değiştirilmelidir.
Tek sınır kapısını Davutoğlu kapattı Türkiye’nin farklı kentlerinde katliamlar yaptılar. Tereddütsüz ‘Esad’ dediler. Hatay Cilvegözü hudut kapısını patlattılar. “Muhakkak Esad ve işbirlikçileri yapmıştır” dediler. Reyhanlı katliamını yaptılar. Videosunu canlı yayınladılar. Tekbir getirdiler. “Esad’ın işidir” dediler. Ergenekon kumpası misali birilerini sorumlu ilan ettiler. AdanaNiğde otobanı üzerinde güvenlik kuvvetlerine kahpece saldırdılar. İçişleri Bakanı bile “Batı uyruklu, Balkan kökenli” açıklamalarla temkinli davranırken, El-Kaide bağlantısı güçlü emareler taşırken, yandaş medya Niğde’de “Esad terörü” diyecek kadar fahişeleşti. Ertesi gün, Hatay Yayladağı bölgesinden Lazkiye vilayetine ve tek güvenli kapısı olan Keseb hudut kapısına geniş çapli bir saldırı başlattılar. TürkiyeSuriye arasinda en güvenli ve tek hudut kapısı olarak Suriye krizi boyunca hizmet veren bu kapı Davutoglu’nun özel talimati ile Mayıs 2013 tarihinde kapatılmıştı. Bu karar ile Davutoglu Türk ve Suriyeli vatandaşları terör örgütlerinin kontrol ettiği kapılara mahkum etmişti. Hemen ardınandan Hatay-Lazkiye güvenli hudut bölgesi önemli bir terör merkezi haline geldi. Lazkiye’de Alevi, Ermeni, Kürt, Türkmen ve Suriye devletine karşı silah taşımayan her topluluğa karşı katliamlar yaptılar. Türkiye’yi kana bulayanlar bu bölgeden transfer edilen cani ve harami şebekeleri. Hangi karanlık amaçlar için olursa olsun Türkiye ve bölgemizde terör estiren bu çeteler ülkemizin içinde bulunduğu köhnemii rejim ile Davutoğlu’nun eseridir.
‘Lanet olsun!’ Bir okurum israrla, “hocam, benim Sünni bir Müslüman olduğumu belirtmenizi ve bu bedduamı paylaşmanızı istirham ediyorum” diyerek yüreğinin derinliklerinden gelen bu ahı harfiyen paylaşıyorum: “Suriye’de soykırım uygulayanlara LANET OLSUN!.. Destekçilerine LANET OLSUN!.. Bile bile görmezden gelenlere LANET OLSUN!.. Masum insanları katledenlere, silah temin edenlere, yardım ve yataklık yapanlara, bağış yapanlara, içinde olanlara, dışardan destekleyenlere, sempati duyanlara, katliama sevinenlere, dünya nimeti için göz yumanlara, katillere, hırsızlara LANET OLSUN!..” Amin.
Hazırlayan: Aysen BEYAZ
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
DÜNÜN ÇÖZÜMLERİ Sudoku 2
Sudoku 1
Kakuro 1
Aydınlık
KURULUŞ. 1921
ŞEFİK HÜSNÜ DEĞMER
Kakuro 2
Yıl. 94 Sayı. 2324
VATAN - EMEK - NAMUS
Sahibi Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdür Celal Demirel Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel Yazıişleri Müdürü Ergün Gedek Sorumlu Müdür Murat Şimşek
Kare
Dünya Şafak Terzi Önder Öztürk Erdem Atay Emek Esin Turhan Cansu Yiğit Toplum Özlem Konur Usta Sezim Özadalı Anıl Budak Ceyhun Bozkurt Spor Bilgi İşlem Güven Karakurt Recep Erçin Hayati Asilyazıcı Dağıtım Md.Cumali Karagöllü Ankara İsmet Özçelik İzmir Hayati Özcan Avrupa Beyhan Yıldırım Reklam Müdürü: Kamile Karakadılar Genel Müdür Yardımcısı (Tüzel Kişi Temsilcisi) Metin Aktaş Genel Müdür Yardımcısı (Personel ve İdari) İsmet Öğütücü Genel Müdür Yardımcısı (Baskı ve Teknik) Melih Yıldırım
Haber Koord. Haber Müdürü Haber Md. Yrd İstihbarat Şefi Haber Araştırma Ekonomi Kültür Sanat
Yönetim Yeri. İstiklal Cad. Deva Çıkmazı No.3/3 Beyoğlu - İstanbul
Tel. 0212 251 21 14 - 15 - 16 Faks. 251 55 06 Ankara Büro Tel. 0312 229 88 45 Faks. 0312 229 88 47 İzmir Büro Tel ve Faks. 0232 489 16 15 Avrupa Tel: 0049 69 25 62 88 73 E-Posta: haber@aydinlikavrupa.eu Adana Baskı. Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Tel. 0322 435 92 77 İzmir Baskı. Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Tel. 0232 257 69 01
Ankara Baskı. Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. 35. Cadde Matbaacılar Sitesi No. 11 İvedik-Ankara İstanbul Baskı. Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Oruçreis Cad. Remzi Özkaya Sok. No.16 Bahçelievler / İstanbul Tel. 0212 655 44 34
Dağıtım. Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Önerileriniz için. halklailiskiler@aydinlikgazete.com www.aydinlikgazete.com Yayın Türü. Yaygın Süreli
Sayısal
Soldan sağa 1. Melez, azma - Zarif, kibar 2. İşlem - Mayalı hamurdan yapılan, yassı bir ekmek türü 3. Belli bir anlamı olan iz, işaret Korna 4. Ek çizgisi - En kısa zaman parçası, lahza - Bir yüzölçümü birimi - Bir kan grubu 5. İlham sonucu elde edilen Kayınbirader 6. İkinci derecede olan - Umursamaz, aldırmaz 7. Varlığını ortadan kaldırma - Geri verme 8. Tavır, davranış - Damarlarda dolaşan yaşamsal sıvı - Saha, meydan 9. Fas’ın plakası - Bir peygamber adı - Bir şekerleme türü 10. Hücum - San Marino’nun plakası - Şaman 11. Afrika’da yaşayan bir antilop türü - Kimi zaman - Numara (kısa) 12. İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisad - Akanyıldız, ağma, şahap Yukarıdan aşağıya 1. Bir amirin yanında veya em-
rinde bulunan kimseler - Üzeri emayla kaplanmış olan 2. Halk dilinde amca - Bir derneğe belirli sürelerde ödenen üyelik parası 3. Bir cetvel türü - Yazlıkta veya şehir dışında bulunan, bahçeli ve güzel, müstakil ev - Bir Afrika ağacı 4. Başlangıçta yer alan - Küme Hz.İsa, Meryem veya azizlerin tahta üzerine yapılan boyalı resimlerine verilen ad 5. Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç - Dingil - “… Derek” (aktris) 6. Yanda olan, yana düşen İsviçre’de bir nehir 7. Bir tür tatlı çörek - Eşkenar dörtgen - Kayak 8. Yıldırım - Fakat, lakin 9. Fizik kondisyonu iyileştirmeyi amaçlayan etkinlikler - Kutsal bir güce, bir dileği yerine getirmesi için yapılan vaat, nezir Bir gayret ünlemi 10. Ruh - Sahiplik, mülkiyet 11. İsim - Kutsal sayılan bir şey üzerine kutsal sayılan bir varlık tanık gösterilerek verilen söz, edilen yemin - Bir ilimiz 12. Sonradan edinilmiş olan Dağ lalesi
Soldan sağa 1 Bir topluluğu siyasal alanda etkilemek için yapılan yoğun çalışma 9 Rusça’da “evet” 11 Parça ya da ezme et ya da sakatata çeşitli harçlar katılarak hazırlanan bir şarküteri ürünü 12 Kalınca bükülmüş ipek iplik 14 En kısa zaman parçası, lahza 15 Sazın en kalın teli ya da kirişi 17 Bilginler 18 İçinde deniz kabuğu kalıntıları olan kum 20 Bir sayı 21 Bayram ve şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer 22 Araba koşumlarında atların boynuna geçirilen ağaç çember 24 Ölünün ardından yakılan ağıt, mersiye 25 İnci Aral’ın “Orhan Kemal Roman Ödülü”ne layık görülmüş kitabı 27 Askerler 29 Eski Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad 31 Örnek olarak, örneğin 33 Yerleşim bölgesi 34 Çiçek ve meyveyi dala bağlayan ince bölüm 35 Boru sesi 36 Gezegenimizin uydusu
37 Cet 39 İlkel benlik 41 Baryum’un simgesi 43 Doğum işini yaptıran kadın 44 Endonezya’da yapılan ve karanfille kokulandırılan sigara 46 Hindistan ve İran’da yetişen hoş kokulu bir pirinç türü 49 Ayrıtılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan 50 Sık gözlü bir balık ağı türü 51 Salatalara yemeklere ekşilik vermek için kullanılan ekşimiş üzüm suyu 52 İlkel bir silah
13 Sevinç, şenlik, neşe 16 Çok gelişmiş 19 Mısır firavunlarının piramit biçimindeki mezarlarına verilen ad 20 Tedavi 23 Akıl 24 Bir hava olayı 26 Plastik ya da tahta taşlarla ve ıstakalarla oynanan bir oyun 28 Çorak toprak 30 Osmanlı devletinde taht yeri, saltanat makamı anlamında kullanılan bir sözcük 32 Futbolda bir mevki 33 Esas maddesi gümüş sülfür Yukarıdan aşağıya olan siyah bir minenin, gümüş 1 Afrika yerlilerinin çalı çırpıdan bir levhanın önceden hazırlanyaptıkları çardak gibi barınak 2 Avrupa resim sanatında gün- mış lük yaşamı, ev yaşamını, festi- bölümlerine kakılmasıyla gerçekleştirilen süsleme tekniği valleri ya da içki sahnelerin 34 Bir dilek şart eki betimleyen 38 Aksi, huysuz yapıtlara verilen ad 40 Yüz yapraklık altın varak 3 Köpek paketi 4 Uyruk 42 Genellikle yüzük yapımında 5 İşlemelerde kullanılan, kullanılan değerli bir taş gümüş görünümünde parlak 43 Bulut sırma ya da metal tel iplik 44 Ulusal bir parayla yabancı 6 İtterbiyum’un simgesi bir para birimi arasındaki 7 Hiyerarşik bir düzende önemli bir görev, makam değişim oranı 8 Afrikada bir nehir 45 Bir cetvel türü 9 Beyin 47 Molibden’in simgesi 10 Japonya’da adalar topluluğu 48 Bizmut’un simgesi
23 MART 2014 PAZAR
Hazırlayan: Oktay YILDIRIM
filizcemsu@yahoo.com
Çok kolay... Öyle iddianameye duruşmaya filan gerek yok. İşi Fetullah Gülen’e bırakıyorsunuz, o da şöyle diyor: “Eğer biz çeteysek, örgütsek Allah benim belamı versin. Değilsem, Allah senin belanı versin...” (F.Gülen, 19 Mart,
yı, tarafsız kalmayı, kavgadan geri durmayı doğru bulmadığım, ‘Biz Tayyipçiler’ gibi yazılarımda Tayyipçiliğimi ilan ettiğim herkesçe malum...” (Hakan Albayrak, Star, 22 Mart).
Haftanın yağ rekortmenini siz seçin
STV) Peki, şimdiye kadar cansiperane savunduğunuz Ergenekon örgütünün kumpas olduğunu söylüyorsunuz. Cemaat AKP’yi, AKP Cemaat’i kumpasçılıkla suçluyor. Bu durumda Allah kimin belasını verecek?
HAFTANIN TERÖRÜ
Twitter: @medyaninhalleri #HaftaninYagRekortmeni Faks numarası: 0 212 251 55 06 Telefon numarası: 0212 251 21 14 (dahili: 188)
Zirve yayınevi davasında kurbanları elleriyle doğrayan katiller salıverildi. Ama hem tanık, hem gizli tanık olan ve insan
mantığının almayacağı şekilde ifadeler veren bir zavallının iddiaları yüzünden E. Org Hurşit Tolon hâlâ hapiste...
NAZLI ILICAK GÖREV BAŞINDA
HAFTANIN
Hep aynı şeyi yaptı Nazlı ılıcak. Önce bütün iddiaları kanıtlanmış gerçeklermiş gibi yazıp arkasından da “bunları yargı çözecek” diye ekledi. Ergenekon’da böyle yaptı, yine aynı şeyi yapıyor. Bu sefer hedefi İran: “İran’la iliş-
KORKUSU Her mitingden önce ortada ne kadar TGB üyesi varsa gözaltına alıyorlar. Ki, başlarına bir sürpriz gelmesin. Başbakan gelmeden önce binlerce koruması önlemler alıyor. Ki, cesur başbakanımızın imajı zarar görmesin. En son Bursa’daki miting alanında bir koku peydahlandı. Doğalgaz, moğalgaz kardeşim, kaynağını bulamadılar. Derken işin içine polis girdi. Şimdi kokuyu araştırıyorlar. Bir adım sonra miting meydanını dolduran vatandaşları kameralardan tesit edip, o gün ne yemek yediklerini sorarlar mı, onu bekliyorum...
kili casusluk hikâyelerini ciddiye almayanlar çıkabilir ama unutmayalım ki, bakanları ve bakan çocuklarını bozan Rıza Sarraf da İranlı.” (20 Mart, Bugün) Amerika kime düşman olsa Ilıcak’ın kalemi ona batıyor...
HAFTANIN KEHANETİ “Putin’in politikasına güven olmaz.” (Güneş, 20 Mart 2014)Bu muazzam politik öngrüyü Medyum Memiş yaptı. Evlerde
toplu beddua seanslarının yapıldığı, hoca efendilerin paralel devletler kurduğu bir ülkede buna şaşırmamak gerek...
HAFTANIN BULUŞU
HAFTANINI KUYRUKLU YALANI Engin Ardıç, kendisini Refik Halit ile özdeşleştirir. Onur intiharı eden kahraman askerlere bile dil uzatmaktan çekinmedi. Şimdi de komik bir yalanla İşçi Partisi’ne saldırıyor: “Bi-
Devrim yaratacak bir buluş... “Erzurum’da, ‘Dadaş Mucit’ olarak tanınan ve kendi atölyesinde çeşitli çalışmalar yapan Ebubekir Taşbaşı, cep telefonu bataryası ve dizüstü bilgisayar fanı kullanarak yaptığı
lindiği gibi, İP iktidara gelince bankalardaki döviz hesaplarına el koyacak, kendi yöneticileri söylediler. Bankada döviz, yani pis emperyalist parası bulunduran solcularımıza oh olsun!” (Sabah, 21 Mart).
DOĞRU SÖZE NE DENİR
klimalı şapkayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edeceğini söyledi...” (Yeni Akit, 21 Mart 2014). Demek, kafanın harareti o noktaya geldi... Ne zeki adamlar bunlar... Şaşırıyor insan vesselam...
S
uzan Aksoy’un basın danışmanlığını bir süredir keyifle yürütüyorum. İşçi Partisi Kadıköy Belediye Başkan Adayımız. Tamamıyla “BİZ” bilinciyle çalışıyoruz. Yani “ben merkezciliğin” günah sayıldığı kardeşlik, eşitlik ortamında. Üyeler, yöneticiler hep beraber üzerlerine düşen görevleri adanmışlıkla yerine getiriyorlar. Herkesin değeri, emeği, onuru kutsanıyor. Kimse kimseyi ezmeye çalışmıyor, ayağına çelme takmıyor.
BİZ bilinci Suzan, örgütün “sıradan” üyesi. Örgütün, Parti’nin üzerinde konumlandırılmış değil (aksi çalışma tarzı devrimci olmazdı). Etrafına görünmez duvarlar örülmüş değil. Belediye başkan adaylığından, sanatçılığından kaynaklanan kaprisleri yok. İşçi Partisi’nin devrimci kültüründe hakeza şeylerin “gerici davranışlar” şeklinde nitelendirildiğinin farkında. Bütün birimler titizlikle birbirlerini bilgilendiriyor. Bilgi akışına, paylaşımına özen gösteriliyor (tersine durum ekibin dağılmasıyla sonuçlanır zaten). Her gün sonunda “eleştiri-özeleştiri” toplantısı düzenleniyor. Kimse gocunmuyor. Suzan’la arkadaşlarımız egolarını masaya getirmeden açık yüreklilikle, vakarla tenkitleri karşılıyorlar. Röportaja davet ettiğim gazeteciler gelmeden önce Suzan, İlçe Başkanımız Turan Baş’ı, diğer üyelerimizi de davet ediyor “Siz de katılın röportaja lütfen” diye (kendisini pratikte böyle şeyin olamayacağına ikna ettik! Ama düşünmesi bile hoş)! Bitince ekibiyle birlikte muhakkak fotoğrafının alınmasını rica ediyor gazetecilerden. Ailenizdeki herhangi bir kişinin dışlanmasını, hakir görülmesini, katkılarının yok sayılmasını düşünebilir misiniz? Tabii ki hayır! “BİZ” Kadıköy’de böyle çalışıyoruz. Ufuktaki toplumcu, mutlu Türkiye’yi de böyle hayal ediyoruz: Aileyiz! Hırs, bencillik, kendini kanıtlama deliliği, başkalarının sınırlarını ihlal etme, adaletsizlik, kıskançlık, hizipleşme, sesini yükseltmek, laf sokmak ayıp! Neden? Çünkü BİZ devrimci bir aileyiz! Çaya bekleriz. Çok yaşasın “BİZ”!
Suzan’ın Mutfak Cadıları adlı oyunun galasına gittim. Gencay Gürün’ün Tiyatro İstanbul’unda oynuyor. Bedia Ener, Erman Bağrı, Levent Çimen başrollerde. Ne müthiş tesadüf ki bu güldüren, hınzır eser de ben merkezciliği aşağılıyor, BİZ duygusunu yüceltiyor! İki TV programcısı aşçının egoları, reytingleri için kapışmaları sonunda arkadaşlıkla tatlıya bağlanıyor. Metin Arslan’ın yönettiği yapımı muhakkak izleyiniz. Suzan Aksoy’la Bedia Ener’in samimi, yüksek enerjili performansları görülmeye değer.
Acıbadem Dayanışması AKP’li Belediye’den yakasını silken sevgili Acıbademliler kendi parklarını kendileri yapmaya karar verdiler. Acıbadem’in can çekişmekteki son yeşil alanını 10 yıldır halka açmayan Üsküdar Belediye’sine karşı savunmak için Acıbadem Dayanışması, 23 Mart’ta ( bu Pazar), Acıbadem Park Alanı’nda (Türk Telekom ile Tibaş Sitesi arasında) 13: 30’daki basın toplantısına vatandaşlarımızı davet ediyor. Ardından saksafon-klarnet dinletisi ve park temizliği yapılacak. Acıbademliler “dilek ağacına” parkla ilgili dileklerini asacaklar. Hadi bu Pazar dileklerimiz gerçekleşsin diye Acıbadem Park’ında buluşalım, onurlu mücadelelerine destek verelim. “Diren Acıbadem!” diyoruz. Facebook adreslerinin linki şöyle: www.facebook.com/groups/dayanismaciba dem Hayırlı Pazarlar :))
ediyorum. Yani şöyle mi diyeceksiniz, “her ne kadar AK Parti sizden oy istemiyorsa da, siz yine de oy verin...” Ya onlar döner de size, “ama Sayın Başbakan, ‘seçimlerden sonra sizi bitireceğiz’ diyor. Oy verelim de, işimizi çabuk mu bitirsin?” diye cevap verirlerse, hâlâ ikna edici bir lafınız olacak mı?...” (Hüseyin Gülerce, Zaman, 21 Mart 2014)
Dört gündür hastanedeydim. Ve gündemi gerektiği gibi takip edemediğim için yakınıyordum. “Hafta sonu olunca ne göndereceğim gazeteye, bil-
BİZ bilinciyle belediyecilik
Mutfak Cadıları
HAFTANIN TEHTİDİ “Şimdi bazı dostlar eleştiriyor; “Cemaat CHP ile MHP ile ittifak yaptı, bu Hizmet insanlarına yakışır mı?” diyorlar. Çok rica ederim, can evinden vurulan, kendilerinden oy istenmediği yüzlerine, hem de meydanlarda her gün en ağır hakaretlerle söylenip istiskal edilen bu insanlara, gelin siz bir şey söyleyin de ikna edin... Ben de ne söyleyeceğinizi merak
Filiz
CEMSU
YAĞ REKORTMENİ
Her hafta, hangi sözünden dolayı, kimi yağ rekortmeni seçtiğinizi bize ulaştırın... Önerilerinizi bekliyoruz... E-posta adresi: muratsimsek@aydinlikgazete.com
twitter.com/medyaninhalleri
SI A M A L I G R A Y N HAFTANI
HAFTANIN “Ben gazetecilik iddiasında değilim, hiç olmadım. Ben rengi, kimliği, ideolojisi herkesçe malum olan bir yazarım. Ülkemin hayat memat meselesinde objektif davranma-
Çizimler: Ayhan ALGUR
gisayarın kapağını bile açamadım” diye söyleniyordum. Eşim... Durdu durdu ve şöyle dedi: “Sen yedi yıldır bu evin kapısını da açamadın.”
YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... 07:00 Çizgi Film “Marsupilami”
09:00 Basının Gündemi 11:00 Ruhat Mengi ile Her Açıdan
08:00 Belgesel
14:00 Güniçi Gelişmeler
10:00 Sanat Hayatı
15:00 Haber Bülteni
11:00 Alternatif
19:00 Halk Ana Haber 20:00 Nihat Genç Konuşuyor
13:00 Haber Bülteni
21:00 En Ana Haber
13:30 Merhaba Sağlık
22:00 Bakan Bakana
07:30 Klip Saati 10:00 Çizgi Film Kuşağı 11:30 Gonca Elmas İle 7 Renk 13:00 Klip Saati 13:20 Sağlıklı Yaşam 15:00 Önce Eğitim 17:00 Oto Gündem 18:30 Ana Haber 20:30 Kent Belgeselleri Kuşağı 21:00 Umman (T) 22:15 İkrar Yolu (T) 00:00 Ana Haber
11:00 Başkent’te Sağlık 13:00 Başkent Konserlerinden 14:00 İllerimiz 15:00 Bu Toprağın Notları 16:00 Ellerin Türküsü 16:30 Haber 17:00 Engelim Olma 17:30 7 Gün 19:00 Kitap Dünyası 20:00 Ana Haber Bülteni 21:00 Yurdun Sesi 23:00 Gezi Notları
10:00 Hafta Sonu Keyfi 12:10 Renkler 13:10 Arda’nın Mutfağı 14:10 İki Kahve Arası 15:00 32. Gün 16:10 Burada Hayat Var 16:55 Bir Zamanlar Haberler 17:00 Ana Haber 17:48 Spor Vizyon 18:15 Lezzet Durakları 19.25 Para Dedektifi 21.00 Ankara Günlüğü 23.00 Başka Şeyler
08:00 Haber Bülteni 09:15 Makam Farkı 10:15 Pınar Ergüner’le Hafta Sonu 12:00 Haber Bülteni 12:15 Söz ve Müzik 15:00 Haber Bülteni 15:15 Türkiye’nin Seçimleri 16:15 İstanbul Kafası 17:00 Akşam Haberleri 18:15 Saffet’in Garajı 20:00 Ana Haber 20:55 %100 Futbol 22:15 Yakın Plan Seçim
08:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 10:00 Ankara’nın Dikmeni 12:30 Pazar Gezmesi 13:45 Boynu Bükükler 16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Güneşi Beklerken 23:15 Galip Derviş 01:45 Film: 12 Kehanet
07:00 Hayatımın Rolü 08:00 Acemi Cadı 10:00 Nedir Ne Değildir 12:00 Süper Star Life 14:00 Tülin Şahin İle Moda 16:15 Tom ve Jerry 17:00 Animasyon: Megazeka 19:00 Ana Haber 20:00 Survivor 23:30 Kardeş Payı
11:50 Enine Boyuna 14:00 Bu Benim Hikayem 14:15 Gönlümün Sağ Alt Köşesi: Berçelan 16:45 Seksenler 18:40 Seçmenin Sesi 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Bir Yusuf Masalı 22:00 Stadyum 00:05 Sinema: Chino
11:40 Kuklagiller 12:20 Resim Sevinci 15:15 Bu Toprağın Canları 16:15 Fazla Mesai 17:10 Ömür Dediğin 18:00 Ana haber 18:30 Bundesliga “Bayer Leverkusen Hoffenheim” 20:40 Bin Kişiye Sorduk 23:00 Avrupa’nın Denge Oyununda Balkanlar 00:15 Dosya Kapandı ‘Solved’
10:10 Burası Hafta Sonu 12:00 Haber Bülteni 15:00 Haber Bülteni 16:15 Airport 17:00 Haber Bülteni 17:40 Spor Bülteni 18:00 Akşam Raporu 18:45 Spor Bülteni 19:00 Akşam Raporu 21:00 Enine Boyuna 23:00 Öteki Gündem
10:45 Haftamım Ardından 12:00 Gün Ortası 13:00 Koridor 14:00 Doktorunuz Sizinle 14:45 Western Kuşağı 17:30 Nazım Usta İle Mutfak Keyfi 19:00 Spor Haberleri 19:30 Ana Haber 20:00 Milletin Efendisi 22:00 Kordor (T) 00:00 Gece Haberleri
12:20 Revolution 13:15 The Simpsons 14:05 Hot İn Cleveland 15:50 2 Broke Girls 16:10 Leverage 17:00 Person Of İnterest 18:00 The Carrie Diaries 19:00 Two And A Half Men 20:00 Rizzoli & İsles 21:00 Revolution 22:00 Vikings 23:00 Person of Interest 00:00 South Park
08:00 Hayallerin Peşinde 09:30 Taht Oyunları 11:25 Sinbad 13:00 Ellen Show 15:00 Dallas 16:45 Kanun Ve Düzen 18:20 Hell on Wheels 19:10 The Tonight Show With Jay Leno 21:30 The Simpsons 22:00 Winners And Losers 23:00 Shameless
15:00 Bilim ve Toplum
07:00 Cennet Mahallesi 09:00 Winx Club 10:00 Pazar Sürprizi 13:00 Dila Hanım 15:45 Güldür Güldür 17:00 Sinema: Her Gönülde Bir Aslan Yatar 19:00 Ana Haber 19:45 Saklı Kadın 21:30 Güldür Güldür Show 22:15 Kuzeyin Oğlu Volkan Konak 00:45 Sinema: Fasulye
08:00 Gülhan’ın Galaksi Rehberi 09:00 Dünya Listeleri 10:30 Pazar Magazin 12:00 Güneri Civaoğlu ile Şeffaf Oda 13:15 Bay Tahmin 16:30 Sinema Kediler ve Köpekler 18:30 Pazar Magazin 19:45 Sinema: Charlie’nin Melekleri Tam Gaz 21:45 Sinema: Tabanca
16:00 Haber Bülteni 16:15 Edebiyat Cephesi 17:00 Şiiriçi Şarkılar 18:00 Hukuk Saati 19:00 Seyran Ataklı ile Ana Haber 22:00 Hücum Faul 23:00 Futbol Pazarı 01:00 Belgesel;
08:40 Adanalı 10:00 Nihat Hatip Oğlu İle Kuran Ve Sünnet 11:30 Dizi Tv 12:45 Kapanmadan Kazan 14:30 Kara Para Aşk 17:05 Alemin Kralı 19:00 Ana Haber 20:00 Doksanlar 23:15 Kara Para Aşk 01:50 Huzur Sokağı
07:30 Çalar Saat 10:00 Çocuklar Duymasın 12:00 Kaç Para Kaç 14:45 BKM Güldür Güldür 15:45 Karagül 18:30 Ana Haber 19:30 O Hayat Benim 22:15 Çocuklar Duymasın 00:15 Düşler ve Umutlar
09:40 Kategori 8 12:00 Shine a Light 14:20: Can Dostum 15.20 Film: Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay 17:40 Yeşil Öyküler 18:20 Sesli Güldüm 18:40 Fırılak Ailesi 19:10 Film: Kara Delik 21:30 Film: Duvak 23:50 Film: Seni Görüyorum 01.10 American Horror Story
Hazırlayan: Ece KIRBAŞ
‘Farkındalık’ Artnext’te Artnext İstanbul Çağdaş Sanat Alanı ARTNEXT 19 Mart’ta açılan heykeltıraş Hüseyin Suna’nın “Farkındalık” başlıklı kişisel sergisini çağdaş sanat izleyicisi ile buluşturuyor. Hüseyin Suna, “farkındalık” temasında oluşturduğu bu yeni çağdaş heykel serisinde bronz ve ahşabın yanısıra yeni kompozit malzemeler ile heykeldeki form arayışını sürdürüyor. Son yirmi yıldır ürettiği işler ile Türk heykel sanatında özgün üslubuyla dikkat çeken sanatçı, aralarında anıtların da bulunduğu iki yüzden fazla heykel üretmiş ve birçok ödül almıştır. “Farkındalık” kavramından hareketle eserlerini üreten sanatçı, bu yeni heykel serisinde gerçek ve kurgunun üzerindeki ör-
tüyü kaldırırken sanatsal yeteneğini de ortaya koyuyor. Bronz ve ahşap gibi geleneksel malzemelerin büyülü dünyasına dalıp bu malzemeleri çağdaş bir yorumla bize sunuyor. Hüseyin Suna bronzun kimyasına ustaca müdahalelerle malzemenin şaşırtıcı renk varyasyonlarını keşfetmemize de olanak sağlıyor. Sergi 19 Nisan 2014 tarihine kadar görülebilecek.
İdil Biret soruları cevaplayacak İstanbul’un kültür sanat hayatının vazgeçilmez parçası Pera Palace Hotel Jumeirah her ay düzenlediği etkinliklere 25 Mart Salı günü bir yenisini daha ekliyor. Andante dergisiyle işbirliği yapan otel, klasik müziğin ülkemizdeki ve dünyadaki önemli isimlerini Orient Bar’da misafirleri ile buluşturmayı hedefliyor. İlk konuk ise ünlü piyanist İdil Biret. Andante dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali’nin moderatör olarak katılacağı etkinliklerde, her ay belirlenecek başlıklar
üzerinden klasik müzik tarihi, besteciler, akımlar, dönemsel olarak ön plana çıkan müzik aletleri gibi konularda bilgiler paylaşılırken, konuk sanatçılar da verecekleri mini konserle söyleşiye renk katacaklar. 25 Mart Salı günü saat 15.0017.00 arasında Orient Bar’da gerçekleştirilecek ilk etkinliğin konuğu İdil Biret Serhan Bali ile yaşamı, sanatı, kayıtları, son dönem müzik çalışmaları hakkında sohbet edecek, misafirlerin sorularını yanıtlayacak, kitap ve CD’lerini imzalayacak.
Tolkien’den Beowulf çevirisi JRR Tolkien’in ‘Beowulf’ tercümesi, yazılmasından neredeyse 90 sene sonra yayımlanıyor. HarperCollins tarafından çıkarılacak “Yeni Beowulf:Çeviri ve Yorumu” başlıklı kitabın editörlüğünü, yazarın oğlu Christopher Tolkien yaptı. Kahraman Beowulf ile kana susamış canavar Grendel’ın mücadelesini anlatan epik şiir “Beowulf”, eski İngilizcede yazılmış en uzun metin
olarak biliniyor. Tolkien’in 1926’da tamamladığı çevirisi, aynı zamanda filolog olan yazarın Oxford’daki derslerinde kullanmak üzere aldığı notlarla beraber yayımlanacak. Tolkien, “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesi ve “Hobbit”in kazandığı başarıyı gördükten sonra 1973’te hayata veda etmişti ancak hayatı süresince basılmayan birçok eser de miras bırakmıştı. TURGAY OĞUZ
Serinin konserleri devam ediyor Borusan Müzik Evi ve Kod Müzik işbirliğiyle İstanbulluları müziğin en yeni ve çarpıcı örnekleriyle buluşturan Nova Muzak Serisi Mart ayındaki ikinci konserinde ABD’li deneysel post psychedelic grubu Grails’i sunuyor. Grails’ın temelleri üç yakın arkadaş Alex Hall, Emil Amos ve Paul Spitz tarafından 2000 yılında atıldı. Gitarist Spitz daha sonra Türkiye’ye yerleşerek Zak Riles gruba katıldı. Grails, büyük yankı uyandıran çıkış albümü The Burden of Hope’u ünlü sludge grubu Neurosis’in plak şirketi Neurot Records’tan çıkardı ve Timothy Horner (keman) ile Bill Slater’ın (piyano) katılımıyla ilk EP’sini kaydetti. 2004’te çıkardıkları Red Light iseBurden of Hope’taki post rock soundunu grubun müzikalitesine yerleştirdi.
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
2006’da tamamen psychedelic rock’a yönelerek “Black Tar Prophecies” adıyla seri halinde üç single çıkaran Grails’ın elemanları bu dönemde pek çok müzisyen ile işbirliği yaptı. 2008’de Important Records plak firmasından Take Refuge Clean in Living daha sonra da Temporary Residence Limited’dan çıkan Doomsdayer’s Holiday albümünü çıkardılar.
Süleyman Saim Tekcan’ın
ATLARI
Tekcan’ın yeleleri köpürmüş atları, geniş soluklu ağızlarıyla her an tuvalinden fırlayacaklarmış gibi bir coşkunluk veriyor insana. İnce bilekli sert toynaklı atların yerdeler mi, gökteler mi oldukları belirsiz
A
uğultular, vakşi kedi t zenginçığlıklarını anımsatan liktir, sesler, cayırtılar, devg ü ç t ü r, rilen ağaçlar, yuvarözgürlüktür. lanan taşlar olurdu. Yeryüzünde Gözkyüzü boşluğunkadınla erkekda binlerce at sürüsü ten sonra adı koşarmış gibi kişneanılan tek hayme ve toynak sesleri vandır. duyulurdu. At binicisine Yaşlı masal anaları bu seslere: göre kişner derler. “Üç kıla dikkat etmek gerek; “Gök atlar geçiyor” derlerdi. Bu sözler damarlarımızdaki Türkkadın saçına, erkeğin bıyığına, atın kuyruğuna dikkat etmek gerek. Yoksa men kanını çoşturur, gök atları düşünürdük hep. ‘kan’ çıkar” derler. Bir de, at nalı değerliydi. Çok yer Oğuzlarda hükümdarların, komutanların, beylerin atlarıyla birlikte gördüğü, dağları, ovaları aştığı için at nalları “uğurlu” sayılırdı. Binaların gömüldükleri bilinir. Atları olmasaydı, devletler, im- dış kapılarının üstüne çakılırdı. Nalparatorluklar kurulmazdı. Bizler, Na- ların başka işlevleri de vardı: O zazım Hikmet’in: “Dört nala gelip manlar, şimdiki gib yol, gazlı pamuk, Asya’dan / Bir kısrak başı gibi uzanan bebe bezleri yoktu. Genç analar bebu memleket bizim” dizelerindeki belerinin kıçlarına sarmak için, ince bulgur iriliğinde boz renkli kil toprağı Anadolu’ya gelemezdik. Asur yazıtlarında, Çukurova kral- elerler, bebelerinin kıçlarına sararlardı. larının, Asurlulara yılda üç yüz atı Bebe altını ıslatınca, kil toprak ısvergi olarak verecekleri yazılıdır. Sultanahmet Meydanı’nın adı, Bi- l a k l ı ğ ı zans döneminde “At Meydanı” idi. At yarışları yapılırdı. Meydanda şaha kalkmış dört beyaz at heykeli, İstanbul’un simgesiydi. İtalya’da Roma meydanına açılan köşede, şaha kalkmış dört beyaz Süleyman Saim Tekcan, 45 yıllık öğretmenat heykeli göze çarpar. lik, dekanlık ve yaratma süreçleri içinde, dePir Sultan Abdal’ın Hz. sen, sulu boya, yağlı boya ve bronz heykeller Ali’nin ölmediğine inanılan atı yapmış, sanatseverleri, atölyeler açmış büyük Düldül için söylediği: “Yebir aydındır. Özgün baskı ve resim sanatının ülmen’den öte bir yerde, / Dülkemizde öncüsüdür. Bu dalda pek çok sanatçı yedül hala savaştadır” dizeleri, tiştirmiş, özgün baskı resim sanatının doruğuna ağıt - türkülerimizden “Kır çıkmıştır. Sonradan Mimar Sinan Üniversite’ne atımı sekişinden bilmişler / dönüşen, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar AkadeBeni öldürmeye kavil etmişmisi’nde yıllarca hocalık dekanlık, Yeditepe Üniler” dizeleri, Murat Çobaversitesi’nin hem kurucu, hem de Güzel Sanatlar noğlu’nun: “Bir at biner, alaFakültesi’nin dekanlığını yapmıştır. Işık Üniverpaça, Mecel vermez ırak kaça” sitesi’nin Maslak yerleşkesinde Güzel Sanatlar dizelerinde atlar vardır. Fakültesi’nin yine kurucu dekanlığını, Güzel Yunus Emre’nin AnadoSanatlar Liseleri’nin de kurucu projelerini hazırlamıştır. Karacaoğlan’ın, özünlu’yu işgal ve yağma eden Mode derin bir felsefe yatan: “Kim var idi, Biz burada yoğuken?” dizelerinin içinden ğollarla, işbirlikçi bazı Türkmen çıkmıştır Sülayman Saim, sayısız Anadolu gezilerinde, eski yeni bütüns anatbeylerini taşlayan dizelerinde de larla ilgilenmiş, Ahlat’daki büyüleyici Selçuklu mezar taşlarını incelemiş, teatlar vardır. sayısız yontuların izini sürmüş, böylece kendi özgün sanatını yaratmel “Geçti Beyler mürüvveti / Binmıştır. Anadolu aydınlanmasını başlatan Atatürk ile devamı figür mişler birer atı / Köy Enstitüleri geleneğinin gününmüzdeki özgün yoolarak kulYedikleri insan eti, / İçtikleri kan rumunu sürdürmektedir. Süleyman Saim lanıldığını göolmuştur...” emerdi. Tekcan’ı kutluyorum. rüyoruz. At yetiştiriciliği bir kültürdür. Atlar Kışın kil “Her atın farkı vardır. aylarca çamurlu tarlalarda koşturulur, toprak soğuk olurResimlerimdeki atlar da farklıdır. atın ayağında damla çamur kalmazdı. du. Analar at nalını ateşte ısıtır Tımarı da sıkça yapılır, teri silinirdi. kil toprağın üstüne koyarlardı, top- Ve ben her resmimde kendi atımı Atın kılları, geyik yosunu gibi kısa rağını ısıtsın diye. Dalgın, deneyimsiz, yapıyorum” diyor Süleyman Saim olur, ele-tırnağa gelmezdi. genç analar, kil toprağı içindeki kızgın Tekcan. Koşmanın, şaha kalkmanın, uçAtlar içinde beyaz atlar ünlüydü. demirle birlikte bebenin kıçına sarınca Büyük İskender’in atı, son Bizans bebek bağırır ağlardı. Genç ana, kızgın manın, kişnemenin, yelelerini, kuyİmparatoru Konstantin, Fatih Sultan nalı maşanın ucuyla alır ocağa atar- ruklarını gerilerine doğru kabartan atlardır Tekcan’ın atları. Mehmet’in atları beyazdı. dı. Yeleleri köpürmüş atlar, geniş Çocukluğumda çoban arkadaşımla Gök atlar soyunur, dere suyunda çimerken, bazı soluklu ağızlarıyla her an tuvalinden Çocukluğumun geçtiği Toroslarda arkadaşların kıçında, kalçasında yanık fırlayacaklarmış gibi bir coşkunluk veriyor insana. İnce bilekli sert toyat yetiştirilir, cirit oynanırdı. Kısraklar nal izleri görürdük. naklı atların yerdeler mi, gökteler doğuracakları zaman, rüzgarın bol mi oldukları belirsiz. Sağrılarında olduğu doruklara çıkarılır, kısrağın Atlar ve Hatlar Anadolu uygarlıklarının geçmi- kar beyazı renkler, lekeler, savrulan orada doğum yapması istenirdi: rüzgar şinde, yukarıdakilere benzeyen sayısız kuyruklar, bayraklı bir bulut etkisi atlar olsun diye. Hititlere, “Fırtına Tanrısı’nı ilham at kültürleri, at söylenceleri vardır. yapıyor insanda. Arka arkaya yığılveren Toroslarda akıl almaz boranlar, Bu kültürleri, Süleyman Saim Tek- dıkça sahile vuran dalgaların coşkulu kar fırtınaları eser, karlar tozar, derin can’ın “Atlar ve Hatlar” sergisinde köpükleri gibi.
Özgün baskı ve resmin öncüsü
Yoğunlaşan sıcağın ince buğularına benzeyen belli belirsiz bir mavi, bir başka tuvalde koşan atın karnı yere değiyor, yelesi,kuyruğu gerilere doğru sünüyor. Her tuvalde ayrı bir atın öyküsü, duruşu var. İnce, güçlü bileklerin üstünde dans edermiş gibi duran, güneşe batmış çıkmış atlar. Apayrı renk enerjileri, ışıklar veriyor. Kutup ışıkları gibi değişken, gizli renk patlamaları... Nar kırmızıları, sütleğen mavisi, saman sarısı özgün renkler... Desenler özlesine özgün ve tarafsız ki, kimi yerde renkler çığrından çıkarak, bulut oyunu gibi kendi içlerinde kaynıyorlar. Biri diğerinin içinde eriyor. İçimizde daha önce varolan, amagünlük kargaşaların, yığılmaların altında kalan renk dünyamızı yeniden, olgunlaşmış renkler. Gül yeleleri, kuyrukları ile kendi çağlayanını yaratan atlar. Süleyman Saim Tekcan, Karadeniz’in kıyıcığı, Trabzon’da geçirdiği çocukluğunun rüzgarlarını, renklerini, atlarını, patlayan dalgalarını, rüzgar düğümlerini, yıllar sonra belleğinde tuvallere taşıyor.
T.C. SÖ ÜT CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2011/421 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Taşınmaz Bilecik ili inhisar ilçesi Tozman Köyü Köyiçi mevkii 358 ada 1 parselde bulunmaktadır. Tapu kayıtlarında ipek fabrikası işletme binası ve arsası olarak yer almakta olup atıl vaziyettedir. 4.343,32 m2 alana sahiptir. parsel içerisinde 571.84 m2 taban alanına sahip tek katlı betonarme bina, 202,30 m2 taban alanına sahip zemin + 2 normal katlı betonarme bina ve parsel girişine yapılmış 18,34 m2 taban alanına sahip tek katlı yığma bina bulunmaktadır. Bahçe içinde muhtelif yaşlarda 7 adet kiraz, 2 adet erik, 3 adet dut. 1 adet incir, 1 adet şeftali, 1 adet fındık, 1 adet ceviz, 1 adet elma, 1 adet fıstık çamı dikili olup söz konusu ağaçlar ekonomik gelir elde etmek amacı ile değil çevre düzenlemesi için dikilmiş olup herhangi bir maddi değeri bulunmamaktadır. Alan üzerinde bulunan yapılar 41-50 yaş aralığında II-B yapı sınıfındadır. 571,84 m2 lik betonarme tek katlı bina 101.901,88 TL + 3 katlı (202,30 x3 m2’lik) betonarme zemin + 2 normal katlı bina 108.149,58 TL + 18,34 m2’lik betonarme tek katlı bina 3.268,18 TL +4343,32 m2’lik arsa bedeli 8.686,66 TL olup Taşınmazın Genel Toplamı 222.006,30 TL’dir. Adresi : Bilecik ili inhisar ilçesi Tozman Köyü Köyiçi mevkii Yüzölçümü : 4.343,32 m2 Arsa Pay : TAM imar Durumu : İmar planı dışındadır. K ymeti : 222.006,30 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : 1. Sat Günü : 30/04/2014 günü 10:00 - 10:05 arası 2. Sat Günü : 30/05/2014 günü 10:00 - 10:05 arası Sat Yeri : Orta Mahale İstiklal Caddesi Ertuğrul Gazi Pasajı 1. Kat Müzayede Salonu - SÖĞÜT
Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse icra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/421 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/03/2014 BASIN: 18582 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
BEDRİ RAHMİ’NİN EKMEK TEKNESİ:
Hazırlayan: Sema SEZEN
NARMANLI HAN
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Hayati
ASILYAZICI hayatiasilyazici@yahoo.com
ELEŞTİREL BAKIŞ
23 MART 2014 PAZAR
‘Ölü Ordunun Komutanı’
B Arte İstanbul Sanat Galerisi’nin yöneticisi heykeltraş Yunus Tonkuş’la, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yapıtlarının bulunduğu sergi ve Narmanlı Han hakkında görüştük. Serginin adı, ‘Narmanlı’ya selam’ SEZİM ÖZADALI / EZGİ HOTALAK
A
rte İstanbul Sanat Galerisi’nde 18 Mart’ta Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun eserleri sergilenmeye başlandı. Eyüboğlu’nun ailesinin katkılarıyla açılan sergide yaklaşık 100 yapıt sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. 26 Nisan’a kadar açık olan serginin adı ise “Narmanlı’ya selam.” Sanat galerisinin yöneticisi Yunus Tonkuş sergiyi “Bu sergiyle birlikte aslında Beyoğlu’nun ruhunu getirdik” diye anlattı. Tonkuş, “Biz ısrarla Narmanlı’yı olduğu gibi restore etmelerini, sanata dönük atölyeler, kafeler yapılmasını istedik. Bu isteğimizi yerine getirselerdi bugünkünden daha çok para kazanacaklardı ve Beyoğlu da inanılmaz bir kültür mekanı elde edecekti. Kafaları ranta çalıştığı için kültürü geri plana bırakarak değiştirmeye çalışı-
Bedri Rahmi Eyüboğlu
İki yüzyıla dayanan tarihiyle Tünel Meydanı’nın gözdesi Narmanlı Han, yıkılma tehdidiyle karşı karşıya... yorlar. Yıkılıp yerine çok katlı otel mi, alışveriş merkezi mi yapılacak bilmiyoruz. Bizim derdimiz tarihi dokununun bozulmaması ve o ruhun devam etmesi” dedi. Tonkuş, “Neden Narmanlı’ya selam gönderdiniz?” sorumuza “Biz de aktüel olarak Narmanlı’nın satışına karşılık bir gönderme yapalım dedik” yanıtını verdi. Sergideki pek çok eserin tam bilinmese de Narmanlı’da üretilmiş olabileceğini belirten Tonkuş, “Bedri Rahmi, Narmanlı Han için ‘ekmek teknemiz’ der. Başka sanatçılar da vardı. Niye bir sanatçı orada yaşadı? Bunun üzerine de kafa yormak lazım. Beyoğlu dokusuyla, mimarisiyle, yaşam şekliyle, birleştiriciliğiyle inanılmaz tatları olan bir yer. Bu anlamda da Narmanlı, ruhuyla o tatlardan birisi. Bu tatları yok edip yerine soyut, karaktersiz, rezil
bir şey yapmaktansa varolan eseri daha ileri götürmek önemli. Bunu yaşatmak önemli” diye konuştu.
‘Yıllarca Narmanlı ölsün diye bırakıldı’
adam. Sanatçı kimliğinin arkasında Anadolulu olması, Türkiyeli olması var. Kimliğini unutmadan o kimliğin üzerine çağdaş bir kültür-sanat kurması, bu mihenk taşı olarak çok
önemli. Bizde birçok sanatçı, kendinden nefret eder, kendi kimliğinden nefret eder, başkası olmak ister. Bedri Rahmi öncelikle bu toprakların adamı sonra da dünya adamıdır.”
Tonkuç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Narmanlı Han, pekala işler bir hale getirilebilir; restore edilebilir. Sanatçı atölyeleri, konserler, sergi alanları olabilirdi. Yıllarca orası ölsün diye bırakıldı. Çok daha önceden bu hayata geçirilebilseydi daha sonradan kazanacakları paranın çok daha ötesini kazanacaklardı. Beyoğlu güzel bir yer. Sadece temizleyip ortaya çıkaracaksın. O zaten kendiliğinden ekonomiye de kültüre de dönüşür.”
‘Bedri Rahmi’nin arkasında Anadolulu olması var’ Tonkuç, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu ise şu sözlerle anlattı: “Bedri Rahmi çok yönlü bir
Yunus Tonkuş
ursa’da düzenlenen 1. Uluslararası Balkan Tiyatro Festivali’nin kalıcı oyunlarından biri de “Ölü Ordunun Komutanı” idi. İsmail Kadare (1936) Arnavutluk’un en ünlü edebiyat insanıdır. Onu dünya edebiyatına tanıtan “Ölü Ordunun Komutanı” (1964) adlı romanıydı. Şiirle edebiyata girmesine karşın romanlarıyla Avrupa’da ünlendi. Arnavutluk Cumhuriyeti’nin doğuya ve batıya açılan edebiyat alanının en ünlü yazarıdır. Tiran’da edebiyat eğitimini aldıktan sonra Moskova’da Maxim Gorki Edebiyat Enstitüsü’nü de bitirdi. Bilinçli bir sosyalisttir. 1990 yılında Ramiz Alia yönetimine karşı protesto olarak Fransa’ya sığındı. Şimdilerde Tiran’da ve Paris’te yaşamını sürdürmektedir. İsmail Kadare’nin “Ölü Ordunun Komutanı” adlı romanını Attila Tokatlı Türkçe’ye çevirdi ve ilk kez Sander Yayınları’nda çıktı (1970). 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri diye baktığım İsmail Kadere’nin bu romanını büyük ilgiyle okumuştum. Bu kez festivalin en seçkin oyunlarından biri olarak izlediğimde romandan tiyatroya uyarlamanın günümüz sahne sanatı için ne kadar önemli ve yaygın bir çalışma olduğunu düşündüm. Makedonya, Üsküp Arnavut Tiyatrosu, İsmail Kadare’nin “Ölü Ordunun Komutanı”nı bu festivalde oynadı. Jeton Neziraj’ın tiyatroya uyarladığı “Ölü Ordunun Komutanı”nı, Üsküp Arnavut Tiyatrosu’nda Dino Mustafiq sahneye koydu. Romanın özgün içeriği büyük bir başarıyla sahneye taşınmıştı. Sahneleme ve oyunculuk açısından bütünleşen bir yorum vardı. Tiyatro dilinin, romandan sahneye uyarlanışında bu denli işitsel ve görsel etki yapanı çok azdır. Ve bunu gerçekleştirmek gerçekten de güçtür. “Karamazov Kardeşler”den sonra “Ölü Ordunun Komutanı” uyarlamanın ikinci bir örneğiydi. Her iki oyun Türkçe’ye çevrildiğinde tiyatromuz repertuvarına değerli iki oyunu katacaktır. Çağdaş yazarların öncü oyunları elbette ki tiyatronun gereksinim duyduğu oyunlardandır. Ancak oyun yazarlığının kısır bir döngüye dönüştüğünü daha çok duyumsamamak için çözümleyici bir yöntem olarak uyarlamalara baş vurulmalıdır diye düşünüyorum. Türk tiyatrosunda da buna benzer örnekler vardır. Bu tür uyarlamalar bizde de uzun süre afişte kalmıştır. Roman sanatının tiyatroda anlamlı bir yeri olduğunu gösteren örnekler pek çoktur.
Örnek gösterebileceğim iki oyun
Haldun Taner’in oyunu AHT’de AYDINLIK/ ANKARA
Aşık Veysel
Aşık Veysel Gülhane Parkı’nda anıldı İSMAİL AYDOĞMUŞ
S
azıyla sözüyle Cumhuriyet dönemine damgasını vuran önemli halk ozanlarımızdan Aşık Veysel, her yıl olduğu gibi başta İstanbul Gülhane Parkı’ndaki anıtı olmak üzere yurdun dört bir yanında törenlerle anıldı. 21 Mart 1973 yılında 79 yıllık ömrünü tamamlayıp, “İki Kapılı Han” dediği dünyamızdan sonsuzluğa göç ederken ardında binlerce türkü, binlerce söz ve gözyaşı bırakarak gidiyordu. Türkülerinden birinde “Dostlar beni hatırlasın” diyordu. Ölümü aradan geçen kırk bir yıl boyunca halk ozanları, âşıklar, şairler, sanatçılar ve sevenleri onu hiç unutmadı, hep hatırladı. Sevenleri ve dostları her yıl geleneksel olarak Eminönü Gülhane Parkı’nda onun anıtı önünde bir araya geldi. Şarkışla’nın Sivrialan köyünde 1894’te dünyaya gelip,
küçük yaşta iki gözünü de kaybeden Aşık Veysel bir yandan geleneksel türküleri söylerken, diğer yandan gönül gözünden akan öz Türkçe, arı duru diliyle, yalın ifadelerle çok güzel eserler üretti. Sivas’ta Halk Ozanları Bayramı düzenleyen Cumhuriyetin aydınlarından dönemin Milli Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer’in dikkatini çekti, tanınmasında desteğini aldı. Cumhuriyet onu köyden alarak dönemin Köy Enstitüleri’nde öğretmen olmasını sağladı. Anadolu’yu bir baştan bir başa köy köy dolaşan Aşık Veysel Şatıroğlu akciğer kanserine yenik düştü. Ölümünün 41. Yılında 21 Mart 2014 Cuma günü sabah 10.00’da da Gülhane Parkı’ndaki heykelinin önü yine ozanlarla şairlerle ve seven dostlarıyla doluydu. Tören türkülerle şiirlerle ve onunla geçen anıların anlatılmasıyla son buldu.
‘Dört el piyano resitali’ Mehmet Mestçi ve Artisan tarafından düzenlenen 3. İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’nin, dördüncü konseri 23 Mart Pazar akşamı (bugün) saat 20.30’da Fulya Sanat’ta
gerçekleşecek. 22 Mart Cumartesi günü yayımladığımız ‘Bilkent Nefesli Topluluğu Fulya Sanat’ta’ başlıklı haberimizde, konserin tarihinde yaptığımız yanlışlık için özür dileriz.
Ankara Halk Tiyatrosu (AHT), Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” adlı müzikli, danslı, dram-komedi oyununu tiyatro severlerle buluşturdu. Ankara Halk Tiyatrosu Kültür Merkezi’nde başlayan oyun ilk günden izleyicinin büyük ilgisiyle karşılandı. 20 kişilik dev bir kadro ile Ankaralı tiyatroseverlerin karşısına çıkan oyunu T. Murat Demirbaş yönetti. Oyunun müziklerini usta besteci Cem İdiz yaparken, danslarını usta koreograf İhsan Bengier, dekor tasarımını Emre Satı, ışık tasarımını da Murat Atmış yaptı. Müziklerin ise canlı olarak kullanıldığı oyunun başlıca rollerini T. Murat Demirbaş, Cengiz Çelik, Özge Çelik, K. Anıl Adıgüzel, Günsan Piri Onurlu, Bahadır Buyruk, İlkin Demirbaş, Fatih Şener paylaşıyor. Oyun, Cumhuriyetin ilanından önce başlayıp yakın tarihimize
kadar olan dönemi ele alıyor. Yer yer günümüze de göndermeler yapan oyunda; bir tarafta hayatı boyunca sorgulamayan, eleştirmeyen, kendisine dayatılan her duruma gözü kapalı razı gelen “Vicdani”; diğer tarafta ise her durumu kendi çıkarı için kullanmayı beceren, köşe dönmeci ve yükselmek için her türlü yolu mü-
bah sayan anlayışın temsilcisi “Efruz” tiplemesi dikkat çekiyor. Namuslu dürüst vatandaş Vicdani ile uyanık ve çıkarcı Efruz’ un ibretlik öyküsü olan “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” oyunu, Menekşe 1 sokak 8/A adresinde her Cuma ve Cumartesi günleri saat 20.00’de tiyatroseverlerle buluşuyor.
Kenan Işık yoğun bakımda
Çocuklardan 23 Nisan etkinliği
D
oğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, TRT Çocuk Korosu ve Devlet Opera ve Balesi “Çocuk Balesi Bölümü” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda buluşuyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında sahnelenecek yılın en büyük çocuk konseri, saat 19.30’da Ankara Arena Spor Salonu’nda izleyiciyle buluşacak. 2006 yılında kurulan Türkiye’nin ilk ve tek ulusal çocuk senfoni orkestrası Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası (DÇSO), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Ankara’da özel bir konser vermeye hazırlanıyor. Şefliğini ve genel müzik direktörlüğünü Rengim Gökmen’in üstlendiği ve yak-
Bursa’da izlediğimiz en yeni festivalin iki seçkin oyun örneğini okurlarımıza sunmuş oluyoruz. Bunlardan biri yukarıda belittiğim gibi, Hırvatistan’ın Marin Drzic Şehir Tiyatrosu’nun oynadığı Dostoyevski’nin “Karamazov Kardeşler” adlı oyunun eleştirisini 19 Mart 2014 Çarşamba günü bu sayfada yayınlamıştık. “Ölü Ordunun Komutanı” da burada örnek gösterebileceğim ikinci oyundur. Sahne tasarımını Dragutin Broz, giysileri Blagoj Micevski, müziği Nexhat MujoviWirus, koreografiyi Gjergj Prevazi’nin hazırladığı bu çalışmalar oyunun görsel gücünü arttırmıştı. Seçkin ve yetenkli oyuncuların rol aldığı oyun, kolektif çalışma ürünü olarak olağanüstü güzeldi. “Ölü Ordunun Komutanı” savaşın toplumsal bir yıkım olduğunu anlatan keskin bir oyun. Aynı oyun, insanlığı ve savaşan ülkelerin yazgılarını ve umutlarını yıkan bir vahşetin çağrısını andırıyordu.2. Dünya Savaşı ve bugünkü dünyamızın içinde bulunduğu karmaşık politik, ekonomik ve savaş kışkırtıcı olaylar hala ders alınmadığının göstergesinden başka bir şey değildir. Dünyayı karıştıran ülkelerin geçmişteki görüntülerini en iyi anlatan oyunlardan biriydi “Ölü Ordunun Komutanı”.
laşık 90 öğrenciden oluşan DÇSO konserde, 120 kişilik TRT Ankara Çocuk Korosu ile 40 kişiden oluşan ve ünlü baletimiz Tan Sağtürk’le birlikte sahne alacak olan Ankara Devlet Opera ve Balesi Çocuk Balesi Bölümü’ne eşlik edecek. Barış Manço’nun “Bugün Bayram”ından, Ayten Alpman’ın sesinden zihinlere kazınan “Memleketim” şarkısına uza-
nan bir repertuvar ile popüler çocuk eserlerinin koro ve orkestra uyarlamalarına yer verilecek konser, birbirinden özel bale gösterilerine de ev sahipliği yapacak. Ücretsiz olarak düzenlenecek konsere giriş için biletler “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu” ile “Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü” gişelerinden temin edilebilecek.
Devlet Tiyatroları Yönetmeni ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nın eski Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık hastaneye kaldırıldı. Beyin kanaması geçiren Işık yoğun bakımda tedavi altına alındı. Alınan bilgiye göre, Kenan Işık, Balmumcu’daki Renaissance İstanbul Bosphorus Otel’in saunasından çıkarken, yere düşerek başını sert zemine çarptı. Işık, hemen Amerikan Hastanesi’ne kaldırılarak ameliyata alındı. Hastaneden yapılan açıklamada, “Kenan Işık, kafa travması geçirdiği ifade edilerek bilinci kapalı olarak ambulans ile saat 14.29’da hastanemiz Acil Servisi’ne getirilmiştir. Yapılan değerlendirmesinde beyin Kenan Işık kanaması saptanarak, acil koşullarda ameliyata alınmıştır. Hayati tehlikesi devam etmekte olan hastamızın izlem ve tedavisi yoğun bakım ünitemizde sürmektedir” denildi. DHA
Hazırlayan: Hüseyin KAYA
23 MART 2014 PAZAR
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Bu a d v se ! z e bitm
‘Evlatların ‘Evlatların sana sana geliyor’ geliyor’
HEDEF 1 MİLYON AMAÇ ADALET Çıta yükseliyor Daha önce F.Bahçeli Avukatlar Derneği’nin organize ettiği, “Türkiye için adalet, Fenerbahçe için adalet” yürüyüşü Bağdat Caddesi’nde yapılmıştı. Başkan Aziz Yıldırım ve yöneticilerin de katıldığı yürüyüş, Şaşkınbakkal’da başlayıp, Şükrü Saracoğlu Stadı’nda sona ermişti. Fenerbahçe Kulübü’nün açıkladığı rakamlara göre, yürüyüşe 450 bin destekçi katılmıştı. Türkiye genelindeki çok sayıda taraftar derneğinden katılımcılar İstanbul’a akın etmişti. Şimdi ise hedef, Anıtkabir’e yapılacak yürüyüşte katılımcı rakamını ikiye katlamak olarak belirlendi.
Bugün Anıtkabir’de 1 milyon yurttaşın Fenerbahçe’lilerin çağrısı üzerine ‘Adalet’ talebiyle toplanması bekleniyor
AYDINLIK/ANKARA
A
nkara Fenerbahçeliler Derneği’nin öncülük yaptığı ve kulübün destek verdiği ve ülke genelindeki bütün taraftar derneklerinin katılım sağlayacağı, Anıtkabir’deki “Türkiye İçin Adalet, Fenerbahçe İçin Adalet” ekinliği bugün gerçekleşecek. Kulüp başkanı Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu üyelerinin de tam kadro yer alacağı buluşmaya, ayrıca futbol ve diğer spor branşlarında geçmişte ve bugün büyük başarı göstermiş isimlerle birlikte diğer takımların taraftar gruplarının da kendi formalarıyla katılacakları bildirildi.
Öte yandan büyük Anıtkabir buluşması için, ülke genelinde faaliyet yürüten 150 dolayındaki Fenerbahçe taraftar derneği de bulundukları şehirlerden otobüsler kaldıracak.
Bayrağını kap, “Ata’nın huzurunda Adalete Fener Yak” Dernek yönetiminin verdiği bilgilere göre, ADD, Türkiye Emekli Subaylar derneği, T. Emekli Astsubaylar Derneği, Milli Merkez, TGB ve Vardiya Bizde Platformu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kurum ve kuruluş da bayrak, flama ve pankartlarıyla Anıtkabir’deki buluşmada yer ala-
cak. Derneğin verdiği bilgiye göre ektinliğe ilişkin planlama, bir milyon katılımcı üzerinden gerçekleştirildi. Çağrıyı yapan Ankara Fenerbahçeliler Derneği bir haftadır gece gündüz demeden çalışıyor. Hangi takım taraftarı olursa olsun Özellikle Ankaralı yurttaşlardan Antıkabir’deki buluşmaya katılması için günlerdir Ankara’da cadde cadde el ilanları dağıtılırken kentin dört bir yanı da yürüyüşe davet eden afişlerle donatıldı.
Yıldırım, Anıtkabir özel defterine ne yazacak? Aziz Yıldırım ve kulübün diğer yöneticilerinin kortejin en önünde
yer alacağı yürüyüş, Aslanlı Yol’dan başlayıp önce mozoleye çelenk konulması, ardından da başkan Aziz Yıldırım’ın Anıtkabir özel defterine yazacağı mesajlarla sona erecek şekilde planlandı. Etkinliğe ilişkin en fazla merak uyandıran konuların başında ise Aziz Yıldırım’ın Anıtkabir özel defterine neler yazacağı geliyor. Kulübe yakın kaynaklar, Aziz Yıldırım’ın yazacakları ile çok önemli mesajlar vereceğini belirtiyor. Aziz Yıldırım’ın da deftere yazacağı ifadeleri günler öncesinden hazırladığı ve ‘adalet ve cumhuriyetin temel değerleri’ vurgulu bir metin hazırladığı kaydediliyor.
Fenerbahçe’nin taraftar grubu 12Numara, bugün gerçekleştirilecek yürüyüş hakkında bir bildiri yayımladı. Bildiride şu ifadeler kullanıldı: “Sarı saçlı mavi gözlü dev! Evlatların sana geliyor! Hani şu “Ebedi muvaffakiyetler” emrettiğin evlatların..”İZİNDEYİZ” diye pankart açıp, mesaiye hiç başlamayanların tersine canları dişlerine takıp, adalet için çalışan evlatların! Haksızlığa, hukuksuzluğa FENERBAHÇE sevdasıyla set çekmek için!.. Gösterdiğin yolda cesaretle yürüdüklerini dosta düşmana haykırmak için! Şehit kanlarıyla, alınterleriyle yazılmış tarihlerine layık olmak için! O tarihe leke sürmeye cüret edenlere “hiçbir durum ve şartta dahi” boyun eğmeyeceklerini gösterip, alayına meydan okumak için! Birinci vazifeleri gereği emanetlerini sonuna kadar muhafaza ve müdafaa edeceklerini yeni baştan ilan etmek için!.. En kıymetli hazineleri olan varlıklarının ve geleceklerinin yegane temeline sahip çıkmak için! Aziz vatanın bütün kalelerini zaptettiklerini sananlara inat, “SON KALE”nin burçlarında bayraklarını dalgalandırmak için!.. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanların suratlarına SARI LACİVERT direnişin tokadını çakmak için! Şahsi menfaatlerini her şeyin üzerinde tutanlara karşı omuz omuza yürümek için!.. Sarı saçlı mavi gözlü dev! Evlatların sana geliyor! Güneş sarısı saçlarının gök mavi gözlerinin üzerine yemin ederek, huzurunda adalete “FENER” yakmak için! Ve biliyoruz ki, ihtiyacımız olan kuvvet damarlarımızdaki asil kanda fazlasıyla mevcut! EVLATLARIN SANA GELİYOR!”
T.C. SAVA TEPE CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2013/16 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : Balıkesir İI, Savaştepe İlçe, Balıkesir ili Savaştepe ilçesi Cumhuriyet mahallesi tapunun 76 ada 4 parselinde kayıtlı ilçe imar hudutları içinde olup, taşınmaz içerisinde bahçeli bodrum ve zemin katlı (iki katlı) bahçeli kargir ev. 3 kat olarak imar onaylı 383.00 m2 dir. Bina zemin ve 1.kat olmak üzere toplam iki katlıdır. 41-50 yıllık bina olduğu, bina yığma tarzından olup yıpranması %50 dir. Zemin kat 2 odalı antre girişli banyo wc.li mutfak olup, duvarlar plastik tavan kireç dış cephe doğramaları demir iç kapıları ahşap, taban döşemesi beton mutfakta terek dolap, tezgah üstü mozaik banyo ve wc içi fayans kaplamadır. Zemin kat yanında ilave depo ve kiler olarak bölüm yapılmıştır. Birinci kata ön cepheden merdivenle çıkılmakta olup, iki odalı mutfak banyo wc.li.antre giriş döşemesi karo mozaik tavan ahşap rabist sıvalı olup, kireç badana duvarlar plastik badana pencereler demir doğrama giriş kapısı demir iç kapılar ahşap mutfak kısmında tezgah alt ve üstü dolaplı tezgah üstü mermer birinci katın ön cephesi terasla balkon yapılmıştır. Ev sobalıdır. Her iki katta oturulmaktadır. Zemin ve 1.kat 119,41 m2.dir. Arsa ve binanın toplam değeri 68.726,55-Tl.dir. Adresi : Yüzölçümü : Arsa Pay : imar Durumu : K ymeti : 68.726,55 TL KDV Oran : %18 Kayd ndaki erhler : 1. Sat Günü : 20/05/2014 günü 14:00 - 14:10 arası 2. Sat Günü : 16/06/2014 günü 14:00 - 14:10 arası Sat Yeri : Savaştepe adliye binası önünde -
Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/16 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 13/03/2014 BASIN: 18836 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
T.C YALOVA 1. CRA DA RES TA INMAZIN AÇIK ARTIRMA LANI 2012/863 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri : 1 NO’LU TA INMAZIN Özellikleri : TAPU KAYDI: Yalova İli, Çınarcık İlçesi, Esenköy köyü, Çalıdere mevkii, pafta 13/2, ada 112, parsel 21 sayılı, 521.20 m2 yüzölçümlü, arsa vasıflı anagayrımenkulün Kat İrtifaklı, 28/608 arsa paylı, B giriş, 1.Normal kat 6 nolu Meskeni (Ek.6 nolu Köm.) Borçlu adına kayıtlıdır. Bu Parselin Eklentindeki Kömürlüklerinin 2447 parsele Tecavüzlü olduğu Şerh’i ile Taşınmaz üzerinde İpotek Şerh’i bulunmaktadır. HALI HAZIR DURUMU: 6 Dairenin; salon/açık mutfak / antre 12 oda / banyo/ wc / balkondan ibaret, brüt 75.00 m2 alanlı olduğu öğrenilmiştir. Daireye dışarıdan bakıldığında, giriş kapısının ahşap kapı, pencerelerin ahşap doğrama ve pancurlu olduğu, balkonun kısmen pvc doğrama ile kapatılmış olduğu ve güney/doğu cepheli olduğu görülmüştür. Taşınmaz, Estaş sitesi içerisinde, Esenköy köy çıkışında, ana yola yaklaşık 200 metre, denize yaklaşık 300 metre mesafe, belde merkezine yaklaşık 4.5 km mesafe içerisinde, köşe başı konumlu, denize ve ana yola yakın, alt yapısı mevcut, Belediye hizmetlerinden faydalanır durumda, ulaşımı kolay bir mevkide olup, üzerindeki bina 5 katlı, eski Deprem Yönetmeliğine göre yapılmış, yaklaşık 18 yıllıktır. Adresi : Aliyehanım Mah. Estaş Sitesi, Ezine Sokak, B Giriş No 17/6 Esenköy- Çınarcık YALOVA Yüzölçümü : 75 m2 Arsa Pay : 28/608 imar Durumu : Belediye Başkanlığından bildirilen cevabı yazıda; Taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içerisinde, Ayrık Nizam (TAKS: 0.40 - KAKS: 1.60) 4 kat imar durumlu olduğu ve Üzerindeki Yapı ve Bağımsız bölümlere ait Ruhsatın bulumağı öğrenilmiştir. K ymeti : 60.000,00 TL KDV Oran : %1 Kayd ndaki erhler : Satışa çıkartılan Parselin Eklentindeki Kömürlüklerinin 2447 parsele Tecavüzlü olduğu Şerh’i ile Taşınmaz üzerinde İpotek Şerh’i bulunmaktadır. 1. Sat Günü : 27/05/2014 günü 14:40 - 14:50 aras 2. Sat Günü : 23/06/2014 günü 14:40 - 14:50 aras Sat Yeri : YALOVA 1. CRA MÜDÜRLÜ Ü
Sat artlar : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- bu ilan talimat gere ince ; borçlunun adresi bulunmad ndan BORÇLUYA LANEN TEBL yerine kaimi olunur. Ayr ca . .K: nun 127. maddesi gere ince, tapuda adresi bulunmayan, Tapuda smi tam olmayan veya tapuda kay tl adresinde bulunamayan ve adli tebligat iade edilen, tebligat yap lamayan ilgililere tebli yerine kaim olunur. 7- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/863 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 15/03/2014 BASIN: 18736 (www.bik.gov.tr)
Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de
23 MART 2014 PAZAR
Hazırlayan: Hüseyin KAYA
Aslan evinde yıkıldı!
Orhan
SALKINAZ Sezon bitmiş meğer Galatasaray, ligin son dokuz haftasında mucizelere kalmış şampiyonluk şansını sürdürmek istemiyor. Dün gece bu belli oldu. Şampiyonlar Ligi mücadelesi de bitince, herkesin kafaca tatile çıktığını anladık. Öyle bir ilk yarı yaşandı ki ASY’de, devre arası soyunma odasına giderken ıslıklandı oyuncular. Ne de olsa 45 dakika içinde ayakta kalan sadece dört oyuncu vardı. MusleraSemih-Melo ve Sneijder’i çıkarın, sıradan bir averaj takımı görüntüsü doğar. Hakkını yemeyelim, Telles de kendini göstermeye çalışıyor. Her ne kadar gücü Şampiyonlar Ligi mücadelesine yetmiyor olsa da, Süper Lig’de çok iş yapacağını oynamayan takımda bile gösterdi. Gerçi o ters vuruşundan gelen gol sıkıntı yaratsa da, gelecek sezon umut beslenecek isimlerden. İkinci yarıda şöyle bir parlayan Galatasaray gördük. 15 dakika rakip kaleyi abluka altına alan, gol için bastıran, hepsi o. Sonrası ilk yarının tekrarı. Duraklama anlarında gelen Kayseri golü de sıkıcı gecenin tuzu biberi. Deplasmanların kayıp takımı, belli ki son kalesini de teslim ediyor. Artık tek hedef Türkiye Kupası, bu belli. Unutmadan, bir de iki hafta sonra oynanacak Fenerbahçe maçı var tabii ki. Sonrası, yeni sezona bakalım... Sonsöz: Galatasaray’ın şampiyonluk yarışına havlu atmasının ardından, uzun zamandır üzeri örtülen sorunların konuşulacağı zamana gelindi. Sanırım Aysal yönetimi bu dönemde ortaya dökülecek pek çok idari sorunla uğraşmak zorunda kalacak...
PUAN DURUMU 1 FENERBAHÇE 2 GALATASARAY 3 BEŞİKTAŞ 4 TRABZONSPOR 5 ESKİŞEHİRSPOR 6 KASIMPAŞA 7 KARABÜKSPOR 8 SİVASSPOR 9 AKHİSAR BLD. 10 G.ANTEPSPOR 11 BURSASPOR 12 KONYASPOR 13 G.BİRLİĞİ 14 ANTALYASPOR 15 RİZESPOR 16 ELAZIĞSPOR 17 K. ERCİYESSPOR 18 KAYSERİSPOR
O 24 26 25 25 26 26 26 25 25 25 26 26 25 26 26 25 25 26
G 17 13 13 10 10 9 9 11 10 10 9 9 9 5 6 8 7 5
B 3 10 8 8 7 9 9 3 6 5 7 4 4 12 9 3 4 7
M 4 3 4 7 9 8 8 11 9 10 10 13 12 9 11 14 14 14
A 53 47 42 36 28 39 25 42 33 30 28 35 29 27 30 32 26 19
Y Av. P 27 26 54 22 25 49 24 18 47 29 7 38 25 3 37 32 7 36 25 0 36 43 -1 36 36 -3 36 40 -10 35 34 -6 34 37 -2 31 33 -4 31 30 -3 27 36 -6 27 48 -16 27 38 -12 25 42 -23 22
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
0
SPORDA BUGÜN
1
GALATASARAY
FUTBOL
KAYSERİSPOR
SPORDA DÜN
Süper Lig 13:30 G.Birliği-Elazığ 16:00 K.Erciyes-Sivas 19:00 Beşiktaş-Akhisar BLD.
FUTBOL Süper Lig Rizespor 0-0 Eskişehir Bursaspor 1-2 Konyaspor Antalyaspor 0-0 Karabükspor Galatasaray 0-1 Kayserispor
1.Lig
13:30 Ankara-Samsun 13:30 K.Maraş-Fethiye 16:30 Karşıyaka-A.Demir 19:00 Mersin İ.Y.-G.Antep BŞB 19:00 Adana-1461 Trabzon
1.Lig İstanbul B.B. 1-3 T.Linyitspor Manisaspor 1-2 Denizlispor Orduspor 1-0 Boluspor
BASKETBOL
BASKETBOL
Erkekler
Erkekler
13:30 Banvit-Karşıyaka 16:00 Selçuk Ü.-F.Bahçe 17:00 Aliağa-TED Kolejliler
Beşiktaş 87-68 O.Edirne T.Telekom 72-82 Trabzon Tofaş 81-87 Uşak
VOLEYBOL
Kadınlar Beşiktaş 50-69 Galatasaray Konak 87-73 Antakya Canik BLD. 70-63 Mersin Tarsus 83-63 Ordu Kayseri 75-73 Ceyhan Botaş 67-49 Ankara Kolej. Fenerbahçe 80-66 İstanbul Uni.
Süper Kupa
19:00 Vakıfbank-Beşiktaş 16:00 G.Saray-Yeşilyurt
0 GALATASARAY
Muslera **, Veysel **, Semih **, Hakan *, Telles **, Ceyhun * (Dk.46 Umut *), Selçuk * (Dk.81 Sabri *), Melo **, Hajrovic ** (Dk.65 Ontivero *) , Sneijder *, Burak * T.D: Roberto Mancini
KAYSERİSPOR
1
Sinan **, Levent **, Cüneyt **, Sereno **, Mijailovic **, Tziolis **, Engin * (Dk.59 Alper **), Ömer**, Bobo ** (Dk.80 Nobre ?), Mouche ***, Biseswar ** (Dk.88 Okay T.D: Ertuğrul Seçme ?) Gol: 90+5 Mouche (Kayserispor) Sarı kart: Hakan, Melo, Sneijder (Galatasaray), Cüneyt, Tziolis,Okay (Kayserispor) Kırmızı kart: Dk. 90+5 Mouche (Kayserispor) Stat: ASY Arena Hakem: Hüseyin Göçek
Çanakkale unutulmadı Galatasaraylı taraftarlar 18 Mart Çanakkale Zaferi’in unutmadı. Kayserispor karşılaşması öncesinde kale arkası tribünde “Çanakkale bu milletin gurur başkentidir” , Maraton trinünde ise “Geçmişini bilmeyen geleceğe yön veremez. Bir ruhtur Çanakkale” yazılı pankart açıldı. Kale arkası üst tribünde ise “Bir destandır Çanakkale” , “99. yılında Çanakkale şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz” yazılı pankartlar yer aldı.
Puan kayıplarıyla şampiyonluk şansını zora sokan Galatasaray, lig sonuncusu Kayserispor’a 1-0 mağlup olarak şampiyonluğu mucizelere bıraktı
CENK ÇINAR
S
üper Lig’in 26. Haftasında Galatasaray, kendi sahasında ligde kalma mücadelesi veren Kayserispor’u konuk etti. Hafta içi Chelsea mağlubiyeti ile taraftarını üzen SarıKırmızılılar seyircisi önünde maça istekli başlasa da istediği pozisyonları bir türlü üretemedi. Karşılaşmanın ilk önemli pozisyonu 18’de Kayseri’den geldi. Sol çarprazda topla buluşan Mouche kaleciyle karşı karşıya vuruşunu yaptı ama Muslera’yı geçemedi.
Bu pozisyonun hemen ardından dakika 20’de Burak ile Galatasaray gole çok yaklaştı. Hajrovic’in ortasında Burak kafa vuruşunu istediği gibi yapamadı seken topa bir kez daha vuran Burak’ın şutunu Sinan son anda çeldi. İlerleyen bölümlerde Sarı-Kırmızılıların isteksiz oyunu taraftara adeta saç baş yoldurdu ve nitekim Galatasaraylı oyuncular devre arasına ıslıklar eşliğinde golsüz eşitlikle girdi. Karşılaşmanın ikinci yarısında da ev sahibi ekibin istekli futbolu vardı ve nitekim 48’de gole çok yaklaştı.
Ceza sahasına yapılan ortada Burak’ın kafa vuruşu üst direkten geri döndü. İlerleyen bölümlerde bütün stadın desteğini arkasına alan Galatasaray, topu Kayserispor yarı alanına yıkarak gol üretmeye çalıştı. Son dakikalarda baskısını iyiden iyiye arttıran Galatasaray girdiği pozisyonlardan yararlanamadı. Maçın son saniyelerinde Kayserispor kontra atakla golü buldu. 90+5’te sağ çarprazdan ceza alanına giren Mouche Kayserispor’u öne geçirdi ve maçında sonucunu belirledi.0-1.
G.Saray’dan Twitter tepkisi! Taraftardan büyük tepki Twitter yasağına tepki gösteren Galatasaray Kulübü, Arena’da oynanan Kayserispor maçı öncesi ısınmak için sahaya, üzerinde twitter logosu ve resmi twitter adresinin yer aldığı bir tişörtle çıktı. Hükümetin, Türkiye’de twitter erişimi-
ni yasaklaması üzerine resmi sitesinde bu yasağa tepki koyup açıklama yapan Galatasaray, dün de ısınma tişörtüne özel olarak twitter logosu ve hesabını yazarak bu karara bir kez daha karşı olduğunu ortaya koydu.
Dün oynanan Kayserispor karşılaşmasında taraftarın takıma gösterdiği tepki dikkatleri çekti. Her maçtan önce takımıı tribüne çağıran Sarı-Kırmızılılar dün oynanan arşılaşmada bu geleneğini bozdu. Devre arasında ve maç sonunda takımı ıslıklayan taraftarlar maçın son böümlerinde ‘’Sabrımız taşıyor adam gibi oynayın’’ tezahüratı yaparken dakika 81’de yerini Sabri’ye bırakan kaptan Selçuk inan tüm stat tarafından yuhalandı.
TEKZİP 30.11.2013 tarihli AYDINLIK gazetesinde müvekkil ile Sayın Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ ın resminin altında ‘’STAT YASAKLI ERDOĞAN HOLİGANI’’ başlıklı yazıda; Trabzonspor’un Kıbrıa Rum Kesimi takımlarından Anartosis Famagusta ile oynadığı Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı öncesinde taraftar grupları arasında yaşanan ‘’bilet’’ kavgasında, bir başka taraftar grubunun liderinin kardeşinin vurularak öldürüldüğünü ve Mehmet FINDIKÇI isminin uzun süre bu olayda duyulduğunu, taraftar derneğinin bu olaydan sonra kurulduğunu, aynı yıl Ramazan Akyürek’in yönlendirdiği ekiple de ilişkileri olduğunu, McDonalds bombalanması , Rahip Santori cinayeti, Hrant Dink cinayetinin bu ekip üzerinden yapıldığı , Mehmet FINDIKÇI’nın şike meselesinde ortaya çıkıp Trabzon kamuoyuna yönelik ‘’aslında şike yoktur, varsa da herkes yapıyor, işi abartmayın’’ şeklinde haber yapılmıştır. Bu haberin içeriğindeki iddiaların tamamı gerçek dışı, hayal mahsülü olup, müvekkilin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gibi, kendisini toplum önünde küçük
düşürmek hatta şuçlu olarak göstermeye yöneliktir. Ayrıca yazı dizisinde birbiri ile ilgisi olmayan yargı kararlarında müvekkilin aktif rol aldığı inancı oluşturulmakta ve bu şekilde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. Söz konusu haberde geçen ifadeler ve müvekkilin ilişkisi olduğu iddia edilen olaylar tamamen gerçek dışı olup, karalama ve yıpratmaya matuf kasıtlı ifadeler taşımaktadır. Bu sebeple haberde kullanılan başlık ve yazı içeriğinde sıralanan iddialar gerçek dışı olup okuyucuyu yanlış yönlendirerek müvekkilin kamuoyundaki itibarını haksız yere zedelemektedir. Bu haberin, haber verme hakkı ve basın özgürlüğü ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Hatta müvekkil hakkında soruşturma açılmasına sebebiyet verecek nitelikte iftira içermektedir. Böylelikle söz konusu haberde belirtilen iddia ve ithamların müvekkilin kişilik haklarını ihlal ettiği, onur ve saygınlığını zedelediği ve gerçekleri yansıtmadığını belirtir, her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile haberi tekzip etmenizi talep eder, gereği hususunda ihtar ederiz.
Hami Mandıralı: Bize yakışmadı Sahasında Kasımpaşa ile 0-0 berabere kalarak puan cetvelindeki 4’üncülüğünü korumak için önemli bir avantaj kaybeden Trabzonspor’da moraller bozuldu. Karşılaşma boyunca girdikleri gol pozisyonlarını değerlendiremedikleri için oldukça üzgün olan teknik sorumlu Hami Mandıralı, soyunma odasında futbolcularına, “Bu kadar gol pozisyonuna girip atamamak ve sonunda bir puan almak bize yakışmadı. Herkes biraz daha fazla özverili oynamalı” diyerek uyarılarda bulundu. Öte yandan Trazonspor’un Kasımpaşa’dan 1.5 yıllığına kiraladığı 1.5 milyon Avro’luk satın alma opsiyonu olan Özer Hurmacı’nın bonservisini almak için Kasımpaşa Kulübü’yle girişimlerine başladığı ifade edildi.
Halkbank finalde! Avrupa Erkekler Voleybol Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finali’nde Jastrzebski Wegiel’i 3-0 yenen Halkbank, finale yükseldi. Türk temsilcisi, finalde Rus takımı Belogorie Belgorod ile eşleşti. Maç oldukça çekişmeli başladı. Halkbank’ın sert hücumları karşısında manşet kalitesi düşen ve iyi hücum yapamayan Jastrzebski Wegiel, servis hatalarından da üst üste sayı kaybetti. İlk set 2521 Halkbank’ın üstünlüğüyle tamamlandı: 1-0. İki ekipte ikinci sette hücum anlamında sıkıntılar
3-0
yaşarken, temsilcimiz Halkbank, savunmada önplana çıkınca, seti 25-19 kazanarak, maçta durumu 2-0’a getirdi. Halkbank 3. sete, ilk iki setin verdiği yorgunlukla başladı. İlk molaya geride giren Halkbank, daha sonra toparlanarak seti 25-19 maçı ise 3-0 kazanmayı başardı. Halkbank, bugün saat 17.00’de yapılacak final maçında Belogorie Belgorod ile Türk voleybol tarihinin ilk Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmak için mücadele edecek.
Kartal’da tek hedef galibiyet! Ligde istikrarsız bir görüntü sergileyen Beşiktaş, bu akşam Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Akhisar Belediyespor’u ağırlıyor. Hakem Bülent Yıldırım’ın yöneteceği müsabaka saat 19.00’da başlayacak. Bu sezon tek kulvarda mücadele eden ve istikrarsız görüntüsüyle dikkat çeken Beşiktaş’ta teknik direktör Slaven Bilic kayıp istemiyor. Tüm teknik heyet ve yönetim, ligin kalan 9 haftasında kayıp yaşanmaması durumunda şampiyonluğa inanırken,
Bilic de takımını galibiyete odakladı. Akhisar maçını galibiyet serilerinin başlangıcı olarak gören Siyah-Beyazlılar, kadın ve çocukların izleyeceği maçtan 3 puan ile ayrılmak istiyor.
BEŞİKTAŞ AKHİSAR BLD. SAAT: 19:00 STAT: Atatürk Olimpiyat HAKEM: Bülent Yıldırım YAYIN: Lig TV
Hazırlayan: Özlem KONUR USTA
halklailiskiler@aydinlikgazete.com
Ormancılar Derneği 90’ıncı yaşını kutluyor Türkiye Ormancılar Derneği, kuruluşunun 90’ncı yılını etkinliklerle kutladı. Derneğin Genel Başkanı Fevzi Kaleli yaptığı açıklamada kısa vadeli ekonomik programlar için çıkarılan Maden Yasası ve 2/B yasası olarak bilinen 6292 sayılı 23 MART 2014 PAZAR
Aşırı kaygılı anne çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor Hamilelikte başlayan aşırı kaygı, ilerleyen dönemde çocuğun psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, bunun tedavi edilebilir bir durum olduğunu belirtiyor ANIL IŞIK
Ö
zellikle hamileliğin ilk aylarında başlayan ve doğum sonrasında da devam edebilen, çocuğa karşı sergilenen aşırı kaygılı ruh hali çeşitli şekillerde kendini gösteriyor. Bu durum çoğunlukla annenin hamilelik nedeniyle yaşadığı hormonal değişikliklerinin bir sonucu olarak düşünülüp kabulleniliyor. Aşırı kaygı hem anne hem de çocuk için ciddi sakıncalar yaratabiliyor. Uzman Psikolog Sermin Gediz, anne adaylarının içgüdüsel olarak çocuklarla daha çok ilgilenme ve daha çok koruma eğiliminde bulunduğunu ifade etti. Gediz, en çok geç kavuşulan ya da ilk doğan çocukların abartılmış ilgi ya da kaygıya maruz kaldığını belirtti. Gediz, “Genellikle bu tür çocukların üzerlerine titrenir. Ağlamasın, üşümesin, yorulmasın, hasta olmasın, incinmesin, mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti gösterir. Ebeveynler, çocuklarının sokakta koşmasına, başka çocuklarla oynamalarına izin vermezler. Çocuğun sağlığı konusunda sürekli evhamlı davranırlar, çocuklarına zarar geleceğini düşündükleri her türlü durumda gözlerinden sakınırlar” dedi.
Babada da görülebiliyor Uzman Psikolog Sermin Gediz, baba adayının da aşırı koruyucu tavırlar sergileyebileceğini belirtti. Gediz, “Aşırı koruyucu ve abartılı sevgisi olan anne babalar çocuklarına derin duygusal bağla bağlıdırlar. Anne babalar çocukları için sebepsiz yere aşırı endişe duyarlar. Bu kaygı da onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir” ifadelerini kullandı.
Anne-baba ilişkisini etkiliyor Gediz, annenin içinde bulunduğu ruh hali ile bazen babayı sorumsuzlukla suçlayabileceğini belirtti. “Evlilik yaşamında eşinden
destek göremeyen anneler, kendi yalnızlığıyla bu durumun üstesinden gelmeye çalıştıkça kendini daha çok baskı altında hissedecektir. Baba adaylarının eşlerine destek olmaları ve çocuklarının bakımında yardımcı olmalarıyla anne kendini daha rahat ve güvende hisseder. Aşırı koruyuculuk çocuğun okul başarısını ve uyumunu da etkiler. Bu durum, arkadaşları tarafından dışlanmasına neden olabilir.”
olmaya itiyor. Bu tür çocuklar da yaşıtları ve sağlıklı çocuklar gibi gelişimlerini rahat yaşamalıdır. Bu süreçte aile eğitiminin önemi karşımıza çıkıyor. Özellikle anne çocuk iletişiminde sevginin tutuma dönüşmesi ve sağlıklı bir etkileşim için etkinlikler
‘Destek alınmalıdır’ Kaygılı tutumun ve etkileşimin çocuğun gelişimini ve çocukla sağlıklı iletişimi olumsuz etkilediğini belirten Gediz, şunları söyledi: “Aşırı kaygının kendini anlatmaya çalışan çocuğa destek olmadığı gibi çocuğun içe kapanık ya da saldırgan tepkiler geliştirmesine neden olduğu biliniyor. Ayrıca, zihinsel yetersizliğe sahip çocuğu olan aileler daha koruyucu oluyor. Bu da onları sürekli kaygılı
yapılarak annelerin kaygı düzeyleri azaltılabilir. Anne babaların kaygı düzeylerini kontrol edebilme becerisi geliştirmeleri gerekir. Kaygının zamanla bireyin davranışı haline dönüşebileceği düşünüldüğünde destek alınmalıdır.”
Bırakın yemeğini kendi yesin Sermin Gediz, çocuğun psiko-sosyal gelişiminin tamamlanması için ailelerin sevgi ve koruyuculukta ölçülü davranmaları gerektiğini belirtti. Çocuğun kendi başına yemek yemesine, uyumasına, giyinip soyunmasına, kendi seçimlerinin olmasına, arkadaşlarının davetlerine katılmasına ve onları davet etmesine izin vererek onlara özerklik tanınması gerektiğini vurguladı. “Ebeveynlerde görülen aşırı kaygı
hali aslında tedaviyle kontrol edilebilen bir hastalıktır” diyen Gediz, “Böyle durumlarda yardım ve destek aranması, hem anne babanın sağlığı hem de çocuğun sağlığı açısından büyük önem taşır. Anne babanın, çocuklarını yetiştirirken takınacakları ortak tavır evliliği de olumlu yönde etkileyecektir. Evdeki sevgi ve anlayış ortamındaki olumlu tavırlardan en çok etkilenenler yine çocuklar olacaktır” diye konuştu.
Ölümden korkuyorsa sorularını ertelemeyin TOPLUM SERVİSİ
Ç Alışverişi kentte kadın kırda erkek yapıyor EDA DEMİR Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre, kentlerde yiyecek ve içecek alışverişini yapan kişilerin yüzde 65’ini kadınlar oluştururken, kırsalda bu oran yüzde 38.8’e iniyor. Alışveriş yapılan yerlere bakıldığında ise, kentlerde çoğunlukla market ve süpermarketten, kırda sosyoekonomik düzeye bağlı olarak bakkaldan alışveriş yapılıyor. Şehirde bakkal alışverişi yüzde 30 dolaylarında iken, Güneydoğu’da bu oran yüzde 52.9’a çıkıyor.
En çok son kullanma tarihine bakılıyor Araştırmada bireylerin ürün alırken dikkat ettiği unsurlara da yer veriliyor. Buna göre, bireylerin yüzde 6.5’i ürün alırken hiçbir şeye dikkat etmiyor. Yaş ilerledikçe bu oran yükselmekle birlikte, 75 yaş ve üzerinde dikkat etmeme oranı yüzde 20’yi buluyor. Ürün alırken dikkat edilen unsurların başında fiyatı, markanın güvenilir olması, besin değeri, son kullanma tarihi ile içindekiler kısmı geliyor. Yüzde 73.7, ürün alırken öncelikle son kullanma tarihine bakıyor.
ocuklar erken dönemde ölümü, büyükler gibi algılamıyor. Ölü bir kelebek ya da arkadaşının kaybettiği yakın akrabası ölüm kavramını düşünmeye başlamasına neden oluyor. 3 yaşından sonra çocuk, annesinin ya da kendisinin ölümünden duyduğu kaygıyı, “Anne ben ölecek miyim”, “Sen de ölecek misin” sorularıyla yansıtıyor. Uzmanlara göre çocuğun bu tür sorularına yanıt ertelenmemeli, ölüm maddi temele dayandırılarak anlatılmalı.
Meyve vermeyen ağaç yerine yenisi Uzman Doktor Şükrü Alkan, Aydınlık’a ölüm kaygısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Alkan, ölüm konusunun 10 yaşındaki çocuğa gerçekçi, 3-7 yaş arasında ise doğadan örneklerle anlatılabileceğini söyledi. Alkan, ölümün çocuğa “Bir ağaç artık çok yaşlanmış ve meyve vermiyor, kuruyorsa onun yerine bir başka ağaç dikilmeli... İşte o ağaç da sensin... Bizleriz...” denilerek açıklanabileceğini söyledi.
Yapraklar gibi toprağa karışıyor Alkan şöyle konuştu: “Çocuğa bitkilerden örnek verilebilir. ‘Ağaçlardaki yapraklar yere düşünce nasıl toprağa karışıyor, insan da ölünce toprağa karışır. Böylece sevdikleri onu toprağa
karıştığı yerde zaman zaman ziyaret edebiliyor. Ölen kişiler unutulmuyor, güzel anılarla yaşıyor’ sözleriyle ölen kişinin ne olduğu anlatılabilir. Bir yaşlının ya da hastanın ölümü, ‘O kadar yaşlandı ki yürümeyez hale geldi. Acı çekmesindense ölmesi daha iyi...”
Kaybettiği yakınına mektup yazabilir Şükrü Alkan, çocuğun ölüm konusunu sürekli gündeme getirmesi durumunda, anne babanın da tavrının değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Alkan, “Anne baba olayı, kabus gibi fobi gibi mi yansıttı. Duygusallaştırmadan, yansız bir şekilde anlatılmalı. Ayrılıkla ilgili kaygı varsa, ölen kişiye şiir ya da mektup yazmak çocuğu rahatlatabilir. Böylece ölen kişi kayıp olmaktan çıkar ölüm de anlaşılır hale gelir” dedi.
RÜZGARGÜLÜ
KURULUŞ 1921
yasanın ormanlara verdiği zarara dikkat çekti. Kaleli, yurttaşları ormanlara sahip çıkmaya çağırdı. Etkinlik, Sakarya’da fidan dağıtımı, resim sergisi ve canlı heykel gösterimi ile sona erdi. ARZU ÖZTÜRK / ANKARA
Şule
PERİNÇEK suleperincek@aydinlik.com.tr
Bir yanım zindanda
G
eçen hafta yazamadım. Vakitsizlikten değil. Sabah beşte kalkıp yazdığım çok olmuştur. Son dakika uçağa binmeden, havaalanında. Bazen de q klavyeyle boğuşaraktan tek tek sekerek... Gerçi eskiden derdim ki, benden iki tane olsa ne iyi olur... İlk günlerde o da yetmezdi... Telefonlar, kapılar, çaylar, kahveler, toplantılar. Aman ne keyif! Bir de sürekli art arda tahliyeler. Ortalıkta uçuştum tahmin edebileceğiniz gibi. O sırada günler nasıl geçti bilememişim. Hafta sonu gelivermiş. Yazı zamanımı kaçırmışım. Farkettiğimde çok geçti. Ne yapalım, insanın kocası, genelbaşkanı, arkadaşları her
zaman tahliye olmuyor... Tertipler çatır çatır çökmüyor... Onlar da ne direndiler ama. Dövüşe dövüşe... son güne kadar, saate kadar... Vermeyeceğiz dediler. Seçenekleri yoktu. Çaresiz uçak biletleri. Söke söke aldık... Sizlere nasıl teşekkür etsem. Duvarlara dayandınız, onlar içeriden siz dışarıdan, alanlardan, duruşma salonlarından... Başardık. Mola yok. Bir albay kardeşim yazmış. “Zindandan sanki ben çıktım. Gözümüz aydın. (...) ellerinizden öpüyorum. Doğu abi size emanet...” Sizler de ablalarınıza! Devam. Sırada Balyoz var. O kolay. Sonra. İlk sınav 30 Mart. Devam. Sizden de beşer tane olsa iyi olur. Sonra. Sonra Ankara. Kaleye al yıldızlı bayrak yeniden. Kalıcı çözüm. O molada kahveler benden! Davul zurna Memleketimin İngilizcesine kurban... Ne gerek varsa... bandosu sizden.
Midyeyi kabuğuyla yemişler Bir yanım Egeli biliyorsunuz. Son milletvekili seçimlerinde Doğu Perinçek yine cezaevinde olduğu için, onun yerine iki aya yakın bir zaman bütün İzmir ve çevresini karış karış dolaşıp güzel İzmir’in güzel insanlarıyla kucaklaşmıştık. Seçiiimden seçiiime değil, hep gelir gideriz. Tanırız, biliriz. AKP’nin İzmir mitingini görünce ne yalan söyleyeyim şaşırdım ilk başta. Bu kalabalık da nereden çıktı... Sonra dinlemeye başladık kürsüyü: “İzmir’e hoş geldiniz!” Demek ki “gelmişler” Erdoğan’ın deyimiyle “Akdeniz’in incisi”ne... Baksanıza yalnızca dinleyiciler değil, konuşmacılar daha da yabancı. Sümeyye hanım Copacabana’yı İzmir sanmış. Erdoğan 45 dakika olan İzmirÇeşme arasını üç saat daha kısaltmış. Manisa-İzmir arasını 15 dakikadan 15 dakikaya düşürmüş. Adnan Menderes’i
İzmirli yapmış. Doğruya doğru. Mitinglere çevre illerden gelinir. Doğaldır. Aslında taşınır demek daha doğru ya neyse... İzmirlileri dinledikçe şapka iyice düştü. “Kordon ne yana düşer abi” diye adres soranları geçiyorum. Artık İzmirlilerin şakacılığı mı bilemiyorum. Midyeyi kabuğuyla yemeğe çalışan beş miting turisti hastanelik olmuş. İlk kez denizi görenler, fotoğraf çektirenlerin yanında şaşırtıcı değil elbette. Yalnızca İzmir mi... Her yerde böyle. Miting yapılan kentlerde yerliler dışarı çıkmıyorlarmış, yabancılar ortalığı sarınca. Neden hiç anlamıyorum. Düşünüyorum... düşünüyorum... Siyasette sahteciliği hiç anlamıyorum. Yani, bile bile nasıl yapılır. Ne siyaseti, nerede?? Diyeceksiniz. E, siz de haklısınız. Elinizde mum, dolaşıyorsunuz.
SİYASET VE ANA YÜREĞİ Lüleburgaz ve Kırklareli’deydim. İP adayı Teoman Üstündağ’ın yemeğinin yapılacağı otelin önüne, CHP o gün kocaman boydan boya bir afiş asmış. Dediler ki “Erdoğan geldi asmadılar, o geldi, bu geldi... bize de izin vermediler...” Bir gazeteci yorumladı hemen: “Demek ki İP’den çekindiler...” Anlayacağınız kızdırmadı, tam tersine teşvik oldu. Üstündağ gerçekten iddialı. Aileden deneyimliler. Eski ünlü başkanlardan Mustafa Üstündağ’ın yeğeni. Trakyalılar neşelidir bilirsiniz. Yaşam dolu. Toprağı gibi bereketlidir insanı da. “H”leri söylediğime bakmayın bir yanım Trakya, Balkan... (diyeceksiniz ki senin de ne çok “yanın” var. Anamın anası oralardan. Üç köşe Türkiyeliyim. Dördüncü köşe
eksikti. Doğu’yla tamamlandı...) Hele Mustafa Kemal’in askeri olunca bereket nasıl da artıyor. Hele de genç olunca. Adımınızı attığınız yerden fışkırıyorlar. Zaytung haber yazmış “AKP Bitlis’te gözaltına alacak TGB’li bulamadığı için mitingini iptal etmiş...” Her yerde varlar. Nasıl da insanın içini rahatlatıyorlar. Büyük güvence. Genç bir kızımız konuşmamdan sonra beni eleştirdi. Keşke “Berkin Elvan’dan da söz etseydiniz”... Şu kadarını yazayım. Bu konuya sonra geniş yer veririm. Seçim konuşuyorum. Siyaset konuşuyorum. Berkin’imin adını anıp alkış almaya, her şeyden önce ana yüreğim dayanmazdı. Öyle siyasete zaten cepheden karşıyım. Birileri yaptıkça bile içim sızlıyor.
Kök kazıyanlar Herkes bir şeyin kökünü kazıyor son zamanlarda. Bir siyasi lider bağımsızlığına göz dikenlerin, cemaatlerin ve tarikatların... Öteki tivitirın mivitirın... Kimi de ayaklarının altındaki toprağın derinlerinde yatan kendi köklerini. Kaz babam, kaz! Buyurun tercih sizin... Tercih sizin geleceğinizin...