AT SEVGİSİ VE BİNİCİLİK DERGİSİ
® MART-NİSAN 2014 - 1 / Sayı: 34+
Kaya Baban Kış Ligi devam ediyor
1
KG & CC Kış Festivali’nde ilk iki ayak sonuçlandı
2014 White Turf St. Moritz The European Snow
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
18
12
Kaya Baban Ligi devam ediyor
KG & CC Kış Festivali’nde ilk iki ayak sonuçlandı
İÇİNDEKİLER
06 2014 White Turf St. Moritz 08 Genç yetenekler 14 Üniversiteler arası binicilik toplantısı 16 İzmir 2014 yarışmaları 26 Horse Village’da At Süsleme Yarışması 28 Dresaj 30 Pony Club 38 Atlı Turizm 42 Ayşe Seferoğlu / At Sanat
editör’den begumcelik@kaplanmedya.com İlk olarak bundan tam 13 yıl önce merhaba demiştik sizlere bu sayfalardan. 3 yıllık bir aradan sonra yine karşınızdayız. Hüseyin Kaplan ile tanıyorsunuz aslında bizleri. Yaklaşık bir buçuk sene oldu onu kaybedeli... Şimdi bize düşen bıraktığı mirası yaşatmak. At Dünyası dergisi de böyle bir miras bizim için... Kıymetlimiz bizim... Amacımız binicilik dünyası ile ilgili her şeyi bulabileceğiniz, okurken zevk alacağınız, bilgilerinizi paylaşabileceğiniz, belki de yeni bilgiler edinebileceğiniz bir yayın hazırlamak. Bu süreçte başta her türlü desteği bize sağlayan, engin bilgilerini bizimle paylaşan Tulya Kurtulan olmak üzere tüm Yayın Kurulu’na, isimlerini buradan sayamadığım tüm destekçilerimize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu ilk sayımızda İASK Pony binicilerinden Deniz Üretmen, Ada Kitapcı ve Begüm Gönül ile binicilik üzerine konuştuk. Ayşe Seferoğlu ile cam sanatı üzerine sohbet ettik. Umarım okurken keyif alırsınız. Bu sene dokuzuncusu düzenlenen Kaya Baban Kış Ligi ilk iki ayak yarışmaları tamamlandı. 2014 White Turf St. Moritz The European Snow gerçekleşti. KG & CC Kış Festivali ise Avek Audi quattro ana sponsorluğunda devam ediyor. At Dünyası dergisi bundan böyle 2 ayda bir yayınlanacak. Dergimize web sitemizden (www.atdunyasi.com), www.issuu.com’dan, Turkcell Dergilik’ten ve Apple Store’dan ulaşabilir; dilerseniz abone olarak dergimizin kapınıza kadar gelmesini sağlayabilirsiniz. Saygılarımla,
Begüm Çelik
Kurucu HÜSEYİN KAPLAN İmtiyaz Sahibi ve Genel Koordinatörü F. BEGÜM ÇELİK begumcelik@kaplanmedya.com Genel Yayın Yönetmeni BARIŞ ÖZKAN barisozkan@kaplanmedya.com Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) CANSU AKKOCA cansuakkoca@kaplanmedya.com Editör GÖKÇE ÇETİN gokcecetin@kaplanmedya.com Görsel Yönetmen TAMER GÜLTÜRK Color Collection ERCAN TARHAN Fotoğraflar YERYÜZÜ İLETİŞİM MERKEZİ info@yeryuzuiletisim.com
Sayı: 1 / 2014-1 İki ayda bir yayınlanır. Hazırlayan
Fatma Begüm Ay ve Barış Özkan Ortaklığı İnönü Mah. Ölçek Sokak 39/10 Deniz Ap. Elmadağ - İstanbul Tel: (0212) 296 02 88 Fax: (0212) 232 56 49 Reklam Rezervasyon reklam@kaplanmedya.com Tel: (0544) 612 90 90 Fax: (0212) 232 56 49
Yayın Kurulu TULYA KURTULAN OKTAY KURTULAN, AHMET KARAMAN FİKRET MEMİŞOĞLU, MELTEM BİNGÖL AYHAN ÖKMEN, BEYNUR TÜRKOĞLU RESUL ENSONRA Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Baskı Tarihi Mart-Nisan 2014 Baskı ve Cilt: ÖZGÜN Ofset Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 Otosanayi 4. Levent -İstanbul Tel: (0212) 280 00 09 At Dünyası Dergisi’nde yayınlanan yazı, fotoğraflar ve ilanlar sahiplerinin sorumluluğundadır. İzin alınmadan tam ve özet alıntı yapılıp kullanılamaz.
Bu sayıyı www.issuu.com adresinden ücretsiz okuyabilirsiniz.
4 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014 Basın
bülteni için; cansuakkoca@kaplanmedya.com
Yarışma
Ş
iddetli kar yağışları ve yumuşak iklimin etkisiyle bitiş çizgisine varan 5 yarışmacı atların birbirine değmesi ve düşüşlerin yaşanması üzerine iptal edilen 2014 White Turf – The European Snow gerçekleşti. Maitre de la Piste ve Laurence Kindler Grand Prix yarışmanın sürpriz kazananlarıydı. Skijöring kazananları ise Bergonzi ve Fadri Casty oldu. Grison Devlet başkanı Mario Cavigelli kazanları ve özellikle üç zafere imza atan eğitmen Philipp Scharer ‘i kutladı. 8.000 kişinin izlediği yarışma, hiçbir yarış kazası yaşanmadan son buldu.
6 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
2014 White Turf St. Moritz The European Snow 75.Gübelin Grand Prix of St. Moritz yarışlarını Fadri Casty kazandı. Fadri Casty’in en son zaferi olan Engadine Kralı unvanını koruma altına almış oldu. Terry Gahn ve Caroline Huguelet Grand Prix BMW de durdurulamadı. Bu iki yarış güvenlik sebebiyle yarış yönetimi tarafından iptal edildi.
MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 7
Genç Yetenek
“At ile iletişim kurmak çok farklı bir duygu” Deniz Üretmen
Biniciliğe 8 yaşında başlayan ve en büyük hayali milli takım kadrosuna katılmak olan İASK Pony Club binicisi Deniz Üretmen ile biniciliğe dair konuştuk…
- Biniciliğe nasıl başladınız? Biniciliğe 8 yaşında bir arkadaşımın vasıtası ile başladım. 4 yıldır binicilik yapıyorum. 1 pony ve ata sahibim. Biniciliği çok seviyorum. - Biniciliğin size kazandırdığı özellikler nelerdir? En çok sorumluluk sahibi olmam gerektiğini öğrendim. Atımızı sürekli çalıştırdığımız için sürekli kulübe gelmemiz gerekiyor. Bir takım eşyalarımız var onları unutmamamız gerekiyor ve düzenli olmamız gerekiyor. - Biniciliğin hangi branşı daha çok ilginizi çekiyor? Atlamayı çok seviyorum. Biliyorum dresajda yapmamız gerekiyor ama atlama ilk tercihim. - Takip ettiğiniz, kendinize örnek aldığınız binici var mı? İstanbul Atlı Spor Kulübü’nde beğendiğim hocalarım ve büyüklerim var. Hepsinden ufak ufak aldığım biniş teknikleri ve özellikler var. - Başarılarınız nelerdir? Yaklaşık 1,5 yıldır kendi pony’m ile yarış koşuyorum. Bölgede dördüncülüğüm var. Kaya Baban Kış Ligi’nde üçüncülüğüm var. Liglerde şuan sayamadığım çok fazla başarım var diyebilirim. - Geleceğe dönük hedefleriniz? Ata binmeye devam edip bir gün mutlaka milli takım kadrosuna dâhil olmak istiyorum. - Eklemek istedikleriniz? Kulübümüzün konumu çok güzel... Burada doğa ile iç içeyiz. Bütün manejlerimiz çok büyük ve hocalarımız her konuda bize yardımcı oluyor. Genelde insanlar ata binmekten korkuyor ama atın da bir canlı olduğunu unutmamalıyız. Bizim bütün düşüncelerimizi anlıyor, tüm duygularımızı hissediyorlar. Biz sakin olduğumuzda zaman o da sakin oluyor. At ile iletişim kurmak çok farklı bir duygu. Bu duyguyu hissedebilmeleri için herkese ata binmeyi tavsiye ederim.
EĞİTMEN GÖRÜŞÜ Gülru Turcan: Deniz, her zaman çok çalışkan, güler yüzlü ve birlikte çalışması çok keyifli bir öğrenci olmuştur. Pony’si ile birlikte ilk başlarda biraz bocalasa da son dönemde çok başarılı yarışlar çıkarttı. Nevra Ölçer: Kendisinden alt seviyede binicilik yapan öğrencilere iyi ve kötü tecrübelerini anlatıp yardımcı olmaya çalışan örnek bir öğrencidir. Yelda Topbaş: Deniz, binicilik sporuna yaşıtlarına göre geç başlamasına rağmen, düzenli çalışma ve özveri ile çok iyi seviyelere gelmiştir. Gelecek vaat eden öğrencimize, sporda başarılar dilerim. Röportaj: CANSU AKKOCA 8 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Genç Yetenek
Ada Kitapcı
“At ile aramızda farklı bir duygu var” - Biniciliğe nasıl başladınız? Biniciliğe 3,5 yaşında başladım, şuan 13 yaşındayım. Önceleri sadece eğlence amaçlı biniyordum, sonrasında sürekli binmeye başladım. 8 yılın sonunda biniciliğe 1 yıl ara verdim fakat çok fazla uzaklaşamadığım için yeniden biniciliğe başladım. İstanbul Atlı Spor Pony Club’dan yeni mezun oldum ve şuan ata biniyorum. - Ata binmek nasıl bir duygu? Neler hissediyorsunuz? Ata binmek beni mutlu ediyor, at ile aramızda farklı bir duygu var ve ben bu duyguyu hissetmeyi seviyorum. - Pony Club’tan yeni mezun oldunuz ve ata biniyorsunuz, duygularınız nelerdir? Pony ile atın arasındaki fark nedir? Ponyler daha kurnaz olabiliyorlar ve daha az söz dinliyorlar. Atlar ise daha çok sözden anlıyorlar ve tepki veriyorlar. - Biniciliğin hangi branşı daha çok ilginizi çekiyor? Daha çok atlama ile ilgileniyorum. Dresaj da yapıyorum fakat atlama ilk tercihim. - Başarılarınız nelerdir? Çoğu yarışmaya katılmıyorum. 2013 yılında pony ile bir yarışa katıldım ve birinci oldum. - Geleceğe dönük hedefleriniz? Biniciliğe devam etmek istiyorum, kendi atımla birlikte yarışmalara katılıp başarılı olmak istiyorum.
EĞİTMEN GÖRÜŞÜ Gülru Turcan: Bazı çocuklar sadece ata binmeyi severler. Hayvan sevgisi eksik olduğunda, en ufak bir zorlukta çocuk ata binmeyi bırakabilir. Begüm ponylere olan sevgisiyle her zaman örnek öğrencilerimizden olmuştur. Nevra Ölçer: Kolu çatladığında bile atların kokusundan ayrı kalamayacak kadar atları seven bir öğrencimizdir. Yelda Topbaş: Begüm, at sevgisi çok fazla olan bir öğrencimizdir. Pony Club’ımızdan yeni mezun olan Begüm’e yeni atıyla bol başarılı bir sezon dilerim.
“Binicilik canlıyla yapılan tek spor” 3 yaşından beri İstanbul Atlı Spor Kulübü’nde ata binen ve at ile arasında özel bir bağ olduğunu belirten binici Ada Kitapcı ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik. - Biniciliğe nasıl başladınız? Hayvanları çok seviyorum. Daha önce annem ata biniyordu, benim de hoşuma gittiği için annem ile beraber ata binmeye başladım. Binicilik, canlıyla yapılan tek spor olduğu için ayrıca hoşuma gidiyor. - Biniciliğin size kazandırdığı özellikler nelerdir? Bir ata sahipseniz eğer her gün kulübe gidip onunla özel olarak ilgilenmeniz gerekiyor. Dolayısıyla belli bir sorumluluklarınız oluyor. Binicilik için bana sorumluluk sahibi olmayı öğretti diyebilirim. - Biniciliğin hangi branşı daha çok ilginizi çekiyor? Atlama ile ilgileniyorum. İlk başladığımda zorlanmıştım ama zamanla daha rahat biniyorsunuz ve daha çok keyif alıyorsunuz. - Başarılarınız nelerdir? İlk kupamı 60 cm yarışmasında 2013 yılında aldım. Şubat ayında da 2 birinciliğim var. - Eklemek istedikleriniz? Çoğu insan ata binmekten korkuyor. Benim tavsiyem kesinlikle korkmamaları yönünde, zaten ata bindikçe ve at ile aralarında sevgi bağı kuruldukça çok keyifli olduğunu görecekler.
EĞİTMEN GÖRÜŞÜ
Begüm Gönül
Gülru Turcan: Ada, çok özel çocuklardan biri. Duygularını çok belli etmez ve soğukkanlıdır. Bu özelliği ona binicilik sporunda büyük fayda sağladı. Çok kabiliyetli olmasının yanında bindiği her pony ile uyum sağlayabiliyor ve hep zoru seviyor. Nevra Ölçer: Bizi inatçılığıyla zorlayan bir öğrenci olmasına rağmen cesur yüreğiyle gönlümüze girmiştir. Binicilikte emin adımlarla ilerliyor. Yelda Topbaş: Ada, anlatılmaz yaşanır:) Kendisini çok seviyorum. Röportaj: CANSU AKKOCA MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 9
Yarışma
KG & CC Kış Festivali’nde ilk iki ayak sonuçlandı
Neslihan Esen 12 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Sencer Can
Meltem Çelik
B
inicilik dünyasının heyecanla beklediği KG & CC Kış Festivali tüm hızıyla devam ediyor. Kemer Golf & Country Club Atlıspor Kulübü’nde düzenlenen festivalin bu yıl lig sponsorluğunu Avek Audi Guattro, sağlık sponsorluğunu Sky Mobil Ambulans, medya sponsorluklarını Vatan ve Milliyet Gazetesi ile Radyo D üstlendi. Gerçekleşen yarışmaların sonuçları şöyle; KG&CC 1. Ayak Yarışmaları 15 Şubat 2014 tarihinde yapılan Sky Mobil Ambulans Kupası’nda Evita Sz isimli atıyla Sencer Can birinci olurken, Bering Deux isimli atıyla Serra Yedikardeş ikinci, Caprice adlı atıyla Oğuz Dalmış üçüncü, Cassira adlı atıyla Sevim Defne Yesin dördüncü ve Ciona adlı atıyla Tuncer Can beşinci oldu. Milliyet – Vatan Kupası’nda Unicum’s Jumpy adlı atıyla Hasan Şentürk birinci olurken, AB 19 Jilet adlı atıyla Sencer Can ikinci, Roncalli adlı atıyla Sencer Horasan üçüncü, Chambertino adlı atıyla Sencer Can dördüncü ve Achilla 9 adlı atıyla Thomas Flossmann beşinci oldu. KG&CC 2. Ayak Yarışmaları 08 Mart 2014 tarihinde yapılan KG&CC Pony Kupası PII kategorisinde, Young Winsome’s Fernand isimli atıyla Yağmur Öztürk, Stand Back isimli atıyla Defne Özgü Günel, J Barolo isimli atıyla Debora Debi Haviyo ve Mirette De L’Ain isimli atıyla Yağmur Öztürk birinciliği paylaştılar. Sky Mobil Ambulans Kupası E+, D kategorisinde; Dartelle Van Bekenhof isimli atıyla Doğasu Aksoy birinciliği alırken; Baro isimli atıyla Ahmet Arda Uğur ikinci oldu. Sky Mobil Ambulans Kupası C, C+ kategorisinde; Cassira adlı atıyla Sevim Defne Yesin birinci olurken, Calvin Vonhof isimli atıyla Sude Tanyıldızı ikinci, Tequila isimli atıyla Onur Coşkun üçüncü, Zaphira’s Diamond isimli atıyla Zeynep Selin
Sencer Horosan
Sencer Can
Saatçi dördüncü ve D.San.Game Over isimli atıyla Hüseyin Çakmak beşinci oldu. Sky Mobil Ambulans Kupası D+, B+, B, A kategorisinde Campari isimli atıyla Neslihan Esen birinci olurken, Kanka isimli atıyla Nail Sular ikinci, Admiral isimli atıyla Neslihan Esen üçüncü, Costina isimli atıyla Dilara Pars dördüncü ve Bacatina isimli atıyla Tara Subaşı beşinci oldu. KG&CC Dünya Kadınlar Günü Kupası’nda Ciona isimli atıyla Sencer Can birinciliği alırken, Comengo Mosley isimli atıyla Berkin Bakan ikinci, Billion Dolar Babywz isimli atıyla Onur Coşkun üçüncü, Prieur isimli atıyla Beysim Hüseyinoğlu dördüncü ve Florentine 62 isimli atıyla Emir Koçak beşinci oldu. Milliyet - Vatan Kupası’nda Chartbreaker 2 isimli atıyla Sencer Horasan birinci olurken, Ballistic isimli atıyla Sencer Can ikinci, AB 19 Yeter isimli atıyla
Sencer Can üçüncü, Lorri isimli atıyla Hüsnü Dinç dördüncü ve AB19 Chepetto isimli atıyla Sencer Can beşinci oldu. 09 Mart 2014 tarihinde yapılan KG&CC Pony Kupası PII kategorisinde, Young Winsome’s Fernand isimli atıyla Yağmur Öztürk, Dodo isimli atıyla Serra Ergüder, J-Barolo isimli atıyla Debora Debi Haviyo ve Mirette isimli atıyla Yağmur Öztürk birinciliği paylaştılar. KG&CC Pony Kupası E+,D kategorisinde ise, London isimli atıyla Deniz Akyürek, Tiamo isimli atıyla Tuba Yetkin ve Gitane isimli atıyla Tolga Erem birinciliği paylaştılar. 09 Mart 2014 tarihinde yapılan Radyo D Kupası’nda Dijital Sanatlar Desperado isimli atıyla Hüseyin Çakmak birinci olurken Axioma Ter Goes Z isimli atıyla Zeynep Aksoy ikinci oldu.
Selçuk Kökaslan Neslişah Evliyazade
MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 13
AT Haber
Üniversiteler arası binicilik toplantısı Üniversiteler arasında ilk defa düzenlenen binicilik kulüplerinin toplantısı 7 tane üniversitenin katılımı ile gerçekleşti.
U
şak Üniversitesi Binicilik Ve Cirit Topluluğu, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nin katılımı ile toplam 200 öğrenci bir araya geldi. Sabahın ilk saatlerinde Uşak Üniversitesi Bir Eylül Kampüsü’nde toplanan öğrenciler Uşak’ta bulunan Taşyaran Vadisi’nde doğa yürüyüşü gerçekleştirdiler. Yürüyüş sonrasında Uşak Belediyesi Atlı Spor ve Rehabilitasyon Merkezi’nde öğrenciler cirit gösterisi izlerken isteyenler aynı zamanda kapalı manejde at bindi. Etkinlik sırasında kulüp başkanları tarafından gerçekleştirilen toplantı da binicilik topluluklarının birliktelik içerisinde hareket ederek etkinlikler düzenlenmesine ve sorunların çözümünde kulüplerin birbirini desteklemesine karar verildi. Topluluk başkanlarının birleştikleri bir diğer ortak nokta ise bulundukları üniversitelerin bünyesine üyelerinin binicilik eğitimi alabilecekleri FEI standartlarında bir tesis yapılması konusunda T.C. Gençlik Spor Bakanlığı’ndan destek istenmesiydi.
14 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Yarışma
İzmir 2014 yarışmaları İ
zmir 2014 yarışma sezonunu, özellikle katılımın fazla olduğu sahalara yeni çıkan binicilerinin heyecanı ile başladı. Yapılan yarışma da yıldız binicilerin gayreti görülmeye değerdi. At terbiyesi ve kapalı manej de yapılan parkurlarda pony ve atlarla yeni biniciler başarılı sonuçlar aldılar. Açık manej de yapılan İzmir Ligi 1.ayakta ise katılım ve heyecan oldukça yüksekti. • Meltem BİNGÖL
16 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Yarışma
KAYA BABAN LİGİ
Alper Işıkal
1. AYAK
İ
ASK-İstanbul Atlı Spor Kulübü Akbank Private Banking organizatörlüğünde bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Kaya Baban Kış Ligi devam ediyor. Kaya Baban Kış Ligi Engel Atlama Yarışmaları sonuçları şöyle; Küçük Tur 1. Ayak; 14 Şubat 2014 tarihinde yapılan İASK Kupası Pony Festivali’nde PII kategorisinde kupayı Honey isimli atıyla Deniz Altınok alırken birinciliği, Maviş Candy isimli atıyla Derin Demirel, Honey isimli atıyla Ali Murat Armağan ve Soraja isimli atıyla Elif Sesel paylaştı. 15 Şubat 2014 tarihinde yapılan Crimson At Yemi Kupası Amatör (E+, D) kategorisinde birinciliği Karmen isimli atıyla Renk Aşık alırken, U isimli atıyla Selin Altınok ikinci, Lekurio isimli atıyla Gamze Gür üçüncü, Dartelle Van Bekenhof isimli atıyla Doğasu Aksoy dördüncü ve Kordoba isimli atıyla Ferhat Bostan beşinci oldu. Crimson At Yemi Kupası Amatör (C+, C) kategorisinde birinciliği Davignon II isimli atıyla Ahmet Güner Erturgut alırken, Amigo isimli atıyla Fuat Kutay Gürünlü ikinci, Zalero NB isimli atıyla Caner Karaağaç üçüncü, Cassius Clay isimli atıyla Efe Utku dördüncü ve Goldshtain isimli atıyla Selen Terzi beşinci oldu. Lorenzini Kupası’nda birinciliği Village Born M isimli atıyla Emre Eratıcı alırken, Zocor isimli atıyla Necdet Kaan Karagülle ikinci, Little Miss Trouble isimli atıyla Mert Bayır üçüncü, Siec Aristo isimli atıyla Ivaylo Dobrev Dobrev dördüncü ve Cathy 34 isimli atıyla Senem Kibar beşinci oldu. 18 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Ece Kitiş
16 Şubat 2014 tarihinde yapılan Crimson At Yemi Kupası Amatör (E+, D) kategorisinde birinciliği Kordoba isimli atıyla Ferhat Bostan alırken, Mostara Van Galgen isimli atıyla Zeynep Hande Yazıcı ikinci, Speedy 54 isimli atıyla Ece Utku üçüncü, Dartelle Van Bekenhof isimli atıyla Doğasu Aksoy dördüncü oldu. Crimson At Yemi Kupası Amatör (C+, C) ka-
Ahmet Turgut
tegorisinde birinciliği Davignon II isimli atıyla Ahmet Güner Erturgut alırken, Zaphira’s Diamond isimli atıyla Zeynep Selin Saatçi ikinci, Loti isimli atıyla Mehmet Anıl Günaydın üçüncü, Waldperle isimli atıyla Selen Terzi dördüncü ve Tyni Paradise isimli atıyla Merve Nazlı Hazinedaroğlu beşinci oldu. Point Hotel Taksim Kupası’nda Amatör (E+, D) kategorisinde birinciliği Karmen isimli atıyla Renk Aşık alırken, Dartelle Van Bekenhof isimli atıyla Doğasu Aksoy ikinci oldu. Point Hotel Taksim Kupası’nda Amatör (C+, C) kategorisinde ise birinciliği Demet Apokalipsis isimli atıyla Hristo Kırov alırken, Goldstain isimli atıyla Selen Terzi ikinci, Quinquela isimli atıyla Selin kitiş üçüncü, Wishfull isimli atıyla Liora Morhayim dördüncü ve Demet Carletto isimli atıyla Meliha Kirova beşinci oldu. Büyük Tur 1. Ayak; 22 Şubat 2014 tarihinde yapılan Ece Spor Malzemeleri Kupası’nda birinciliği Aaike isimli atıyla Emre Eratıcı alırken, Kanada isimli atıyla Necmi Eren ikinci, Evita Sz isimli atıyla Sencer Can üçüncü, Zocor isimli atıyla Necdet Kaan Karagülle dördüncü ve Costa Overcinge’s Z isimli atıyla Barkın Aydın beşinci oldu. Berk İnciroğlu Kupası’nda birinciliği Lamiro 41 isimli atıyla Uğur Yılmaz alırken, Chambertino isimli atıyla Sencer Can ikinci, Lavaro isimli atıyla Sencer Horasan üçüncü, Allblesse Van T Vlasmeer isimli atıyla Hulki Karagülle dördüncü ve Abdi İbrahim Nebraska isimli atıyla Sabriye Sevda Esirtgen beşinci oldu.
DEVAM EDİYOR Zeynep Selin Saatçi
Talya Topalyan
2. AYAK Küçük Tur 2. Ayak; 15 Mart 2014 tarihinde yapılan İASK Pony Ligi PII kategorisinde birinciliği Ouragan isimli atıyla Jasmin Yasemin Uysal alırken, Qartoon D’anto isimli atıyla Alida Aylin Zavaro ikinci, Daupine’s Macy isimli atıyla Suna Maria Aydın üçüncü, Mickey Mouse isimli atıyla Mia Alice Gorbon dördüncü ve Kiss II isimli atıyla Selin Özyar beşinci oldu. İASK Pony Ligi PIII kategorisinde ise, Lucky Free Spirit isimli atıyla Deniz Üretmen birinci olurken, Candy isimli atıyla Ada Kitapcı ikinci oldu. Crimson At Yemi Kupası Amatör (E+, D) kategorisinde birinciliği Lekurio isimli atıyla Gamze Gür alırken, Amarena isimli atıyla Nazlı Saral ikinci, Rose isimli atıyla Aleyna İrten üçüncü, Fausto isimli atıyla Merlin Berkpınar dördüncü ve Wilande isimli atıyla Melis Çelebioğlu beşinci oldu. Crimson At Yemi Kupası Amatör (C+, C) kategorisinde birinciliği Davignon II isimli adıyla Ahmet Güner Erturgut alırken, Galaktika isimli atıyla Ayça Solmaz ikinci, Tyni Paradise isimli atıyla Merve Naz Hazinedaroğlu üçüncü, Playboy isimli atıyla Muhammet Uğur Özçam dördüncü ve Deja Vu isimli atıyla Ada Taşpolatoğlu beşinci oldu. Crimson At Yemi Kupası Pro (A, B, D+, B+) kategorisinde Kaguar isimli atıyla birinciliği Nil Tepecik alırken Reason Why M isimli atıyla Selin Çetin ikinci, Costina isimli atıyla Dilara Pars üçüncü ve Irmak isimli atıyla Levin Okçuoğlu beşinci oldu. Lorenzini Kupası’nda birinciliği Genzarova
Nil Altınok isimli atıyla Nur Tuvana Baktıroğlu alırken, Siec Aristo isimli atıyla Ivaylo Dobrev Dovrev ikinci, Chilly isimli atıyla Şevval Mert üçüncü, Caesar isimli atıyla Derin Demircioğlu dördüncü ve Carolus isimli atıyla Aslı Güleç beşinci oldu. 16 Mart 2014 tarihinde yapılan Crimson At Yemi Kupası PII, PIII kategorisinde birinciliği Rose isimli atıyla Aleyna İrten alırken, Luzifer isimli atıyla Mina Karahanoğlu ikinci, Fausto isimli atıyla Merlin Berkpınar üçüncü, Boy isimli atıyla İrem Lal Gören dördüncü ve Lekurio isimli atıyla Gamze Gür beşinci oldu. Crimson At Yemi Kupası (C+, C) kategorisinde birinciliği Davignon II isimli adıyla Ahmet Güner Erturgut alırken, Playboy isimli atıyla Muhammet Uğur Özçam ikinci, Lagata isim-
Şevval Mert
li atıyla Murat Işık üçüncü, Galopin Du Pre isimli atıyla Yaren Pala dördüncü ve Magic De Caven’e isimli atıyla Kemal Feyyaz Yüzatlı beşinci oldu. Pro (A,B,D+,B+) kategorisinde birinciliği Reason Why M isimli atıyla Selin Çetin alırken, Kaguar isimli atıyla Nil Tepecik ikinci oldu. Point Hotel Taksim Kupası’nda Amatör (E+, D) kategorisinde birinciliği Wilande isimli atıyla Melis Çelebioğlu alırken, Boy isimli atıyla İrem Lal Gören ikinci, Dartelle Van Bekenhof üçüncü oldu. Point Hotel Barbaros Kupası’nda Amatör (C+, C) kategorisinde birinciliği Deja Vu isimli atıyla Ada Taşpolatoğlu alırken, Tyni Paradise isimli atıyla Merve Naz Hazinederoğlu ikinci Quinquela isimli atıyla Selin Kitiş üçüncü, Cara Castle isimli atıyla Hande Varhan dördüncü ve Zalero NB isimli atıyla Caner Karaağaç beşinci oldu. Büyük Tur 2. Ayak; 22 Mart 2014 tarihinde yapılan Ece Spor Malzemeleri Kupası’nda birinciliği Zocor isimli atıyla Necdet Kaan Karagülle alırken, Leon G isimli atıyla Selim Can Güney ikinci, Tekila isimli atıyla Onur Coşkun üçüncü, Costa Overcinge’s Z isimli atıyla Barkın Aydın dördüncü ve Caesar isimli atıyla Derin Demircioğlu beşinci oldu. Celal Barlas Kupası’nda birinciliği Achilla 9 isimli atıyla Thomas Flossmann alırken, Chartbreaker 2 isimli atıyla Sencer Horasan ikinci, Le June 3 isimli atıyla Avni Atabek üçüncü, Amante M isimli atıyla Hulki Karagülle dördüncü ve Bingo isimli atıyla Beytullah Hüseyinoğlu beşinci oldu. MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 19
Yarışma
Aslı Güleç KAYA BABAN GOLD LİG 1. AYAK
C, C+, B+, B, A KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Sencer Can 2. Hulki Karagülle 3. Hulki Karagülle 4. Sencer Horasan 5. Uğur Yılmaz
Sena Ulaşan Berk Özkan
Kategori A A A A A
Puan 25 22 18 17
KAYA BABAN BRONZ LİG 1. AYAK
AMATÖR (E+, D) KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Renk Aşık 2. Doğasu Aksoy 3. İrem Lal Gören 4. Ahmet Arda Uğur 5. Renk Aşık
Kategori E+ E+ E+ D E+
Puan 25 22 20 18 -
KAYA BABAN BRONZ LİG 1. AYAK
AMATÖR (C+, C) KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Oğuz Dalmış 2. Onur Coşkun 3. Selin Gülersoylular 4. Sude Tanyıldızı 5. Onur Coşkun
Kategori C+ C C+ C+ C
Puan 25 22 20 18 -
KAYA BABAN BRONZ LİG 1. AYAK PRO (A, B, D+, B+) KATEGORİSİ BİNİCİLER Name 1. Özgür Özkan 2. Sencer Can 3. Beytullah Hüseyinoğlu 4. Neslihan Esen 5. Neslihan Esen
Kategori B A B D+ D+
Puan 25 22 20 18 -
KAYA BABAN SİLVER LİG 1. AYAK
Ece Kitiş 20 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
(C, C+, B+, B, A) KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Özgür Özkan 2. Necmi Eren 3. Emre Eratıcı 4. Cem Vardar 5. Sencer Can
Kategori B C C+ C A
Puan 25 22 20 18 17
Emir Cemiloğlu KAYA BABAN GOLD LİG 2. AYAK
C, C+, B+, B, A KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Selçuk Köksalan 2. Sencer Horasan 3. Burak Azak 4. Avni Atabek 5. Hulki Karagülle
Kategori B A A A A
Puan 25 22 20 18 17
Burak Azak Atahan Deliormanlı
KAYA BABAN BRONZ LİG 2. AYAK
AMATÖR (E+, D) KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Renk Aşık 2. İrem Lal Gören 3. İrem Lal Gören 4. Ahmet Arda Uğur 5. Renk Aşık
Kategori E+ E+ E+ D E+
Puan 25 22 18 -
KAYA BABAN BRONZ LİG 2. AYAK
AMATÖR (C+, C) KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Abdülbasit Mirziyodov 2. Atacan Aktaş 3. Talya Topalyan 4. Ada Taşpolatoğlu 5. Mehmet Can Uzman
Kategori C+ C+ C+ C+ C
Puan 25 22 20 18 17
KAYA BABAN BRONZ LİG 2. AYAK PRO (A, B, D+, B+) KATEGORİSİ BİNİCİLER Name 1. Zeynep Sesel 2. Beytullah Hüseyinoğlu 3. Emir Koçak 4. Selim Yıldız 5. Barkın Aydın
Kategori D+ B D+ B B
Puan 25 22 20 18 17
KAYA BABAN SİLVER LİG 2. AYAK
(C, C+, B+, B, A) KATEGORİSİ BİNİCİLER
Name 1. Senem Kibar 2. Beytullah Hüseyinoğlu 3. Selim Yıldız 4. Nur Tuvana Baktıroğlu 5. Senem Kibar
Kategori B B B C+ B
Puan 25 22 20 18 -
Neslihan Esen MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 21
Yarışma
22 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Kaya Baban Kış Ligi 1956 yılından bu yana hizmet veren İstanbul Atlı Spor Kulübü, üyelerinin özverili çalışmaları ve gönüllülüğü sayesinde günümüzdeki görkemli tesislere kavuştu. Biniciliğe gönül verenlerin büyük yatırımlarıyla dünyanın sayılı şehir kulüpleri arasına giren İASK’ın her biriminde deyim yerindeyse ayrı bir emek var. 2002 yılında, İASK’da başkanlık görevini yürütürken aramızdan ayrılan Kaya Baban da gönüllü isimlerden biri. İASK’ı tesis olarak dünya standartlarına taşıyan Baban’ın ani vedasının ardından ailesi ve sevenleri O’nun adına anlamlı bir anı bıraktılar. Binicilik dünyasına katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan ve bu yıl 9.’su düzenlenen “Kaya Baban Kış Ligi”, engel atlama yarışmalarından oluşuyor. İASK tarafından, Baban ailesinin katkılarıyla gerçekleşen organizasyonun bir diğer amacı da kış sezonunda biniciliği tanıtmak. Baban ailesinden Hanzat Öz ile Kaya Baban’ı ve adına düzenlenen organizasyonu konuştuk. - Biniciliğe olan ilginiz nasıl başladı? Kaya’nın vefatına kadar atlara ilgim hiç yoktu... Vefatının hemen akabinde atlarının satılması beni çok etkiledi. Kaya gitti, atları da gitti gibi oldum. Ondan sonra Kaya’nın dediği gibi “atların ihtişamını ve asaletini’’ anlayabildim. - Kaya Baban’ı sizden dinleyebilir miyiz? Kaya çok iyi bir evlat, çok iyi bir ağabey ve çok iyi bir işadamıydı... Babamı da ani ve genç yaşta kaybettiğimiz için; Kaya, genç yaşta iş hayatına atılmak zorunda kaldı ve babamın işlerinin başına geçti. Çok da başarılı oldu, işi daha da büyüttü hatta tabir yerindeyse boyundan büyük işlere imza attı. İşinden vakit bulduğunda çok sevdiği atlarıyla ilgilenmek, çalıştırmak en büyük keyfiydi. Yarışmalara katılırdı, büyük beklentileri yoktu, sadece yarışmayı severdi. İstanbul Atlı Spor Kulübü’nü yeni ve modern tesislere kavuşturmak Kaya’nın en büyük hedefiydi ve
başkanlığı döneminde bu uğurda çok da uğraş verdi. İASK üyelerinin katkılarıyla yenilenen ve dünya standartlarına uyarlanan kulüp tesislerimizde Kaya Baban’ın emeği çoktur. - Bu yıl 9. Kaya Baban Kış Ligi yapılıyor. Neler hissediyorsunuz? Bildiğiniz gibi Kaya’yı, İASK’ın başkanlığını yaptığı 2002 yılında, yine Kaya tarafından yaptırılan kapalı manejde, atını çalıştırırken kaybettik. Bu ani ve genç ölümün şokunu biraz atlatınca, O’nun adını yaşatmak istedim. Düşündüm ki Kaya’nın en keyif aldığı şey
Kulüp’te atlarıyla vakit geçirmekti. Bu doğrultuda yola çıktım ve İASK yönetimiyle birlikte “Kaya Baban Ligi” fikrini geliştirdik. 2006 ve 2007 senelerinde İASK ile KCGC’nin birlikte düzenlediği Kış Festivali kapsamında Kaya Baban Kış Ligi’ni gerçekleştirdik. 2008’den bu yana da bireysel olarak düzenliyoruz. Dolayısıyla bu sene 9. yılımızdayız. Her sene aynı heyecan ve aynı özenle yola devam ediyoruz. Bir şeylerin kalıcı olabilmesi için sürekliliğin gerekliğine inanıyorum ve böyle de yapmaya çalışıyoruz. MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 23
AT Haber
At Yılı Baht Yılı
Ç
in hayvan takvimine göre At Yılı başladı. Teması ‘kariyer ve başarı’ olarak kabul edilen At Yılı, atçılık dünyasının da beklentisini artırdı. “At yılı baht yılı olsun” diyen At ve Binicilik Fuarı EQUIST İstanbul Horse Show Proje Müdürü Osman Bayazit Genç, “Bu yıl için ilginç bir denk düşme oldu” diyerek şunları söyledi: “Çin hayvan takvimi, dünyanın en kalabalık ülkesinin insanları tarafından kullanılıyor. Ancak astrolojiye meraklı milyarlarca insanın da takip ettiği bir sistem bu... Atın gücünün yanında insana boyun eğişi, sadakati kadar vazgeçmediği özgürlüğü, haşmetinden beklenmeyecek orandaki nezaketi başka hiçbir canlıda yoktur. EQUIST ekibi olarak At Yılı’nı baht yılı olarak geçireceğimize inanıyoruz.”
Dünya Kupası Grand Prix
Osman Bayazit Genç
Kocaeli Üniversitesi Kartepe Meslek Yüksekokulu At Antrenörlüğü Bölümü’nü bitirdikten sonra lisansını alan 28 yaşındaki Gözde Gökmen, bir yılda kazandığı başarılarla adı gibi, Gözde ‘Hipodromun Gökmen Gözde’si oldu.
Hipodromun ‘Gözde’si
A F
lorida’nın Wellington kentinde düzenlenen 2014 FTI Consulting Kış Binicilik Festivali’nde 280.000$ para ödüllü FEI Dünya Kupası Grand Prix’sini, Citizenguard Cadjanine Z isimli atı ile Rodrigo Pessoa kazandı. Dünyanın en iyi binicilerinin de aralarında bulunduğu bu yarışta Brezilya-
lı binici yine harika bir performans ortaya koydu. Efsane binici umut vaat eden yeni atı ile üç genç Amerikalının önünde galibiyete ulaştı. Jessica Springsteen atı Vindicat W ile ikinci, Wilton Porter atı Paloubet ile üçüncü, Katie Dinan da Nougat du Vallet ile dördüncü oldu.
Jessica von BredowWerndl için bir ilk 28 yaşındaki Alman binici, Göteborg’da koşulan Dünya Kupası ayağını 13 yaşındaki aygırı Unee BB ile kazandı. En güçlü rakiplerinin yokluğundan faydalanan Jessica von Bredow-Werndl kariyerindeki ilk Dünya Kupası zaferine erişti. Bu sezon yedi ayaktan altısına katılan binici, Unee BB isimli atı ile % 80 üzerinde puan almayı başaran tek isim oldu. 28 yaşında ki genç binici: “Bunu hiç beklemiyordum, ilk Dünya Kupası sezonumu koşuyorum ama çok ilerleme kaydettik. Unee ile çok gurur duyuyorum. İki senedir ona biniyorum. Şimdiye kadar hiç Grand Prix koşmamıştı. Bu sene en yüksek seviye için hazır olduğuna karar vermiştik” dedi. 24 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
ntrenörlüğünü üstlendiği atlarla 2 kupa, 7 birincilik, 13 tabela yarışı kazanan Gözde Gökmen, erkek meslektaşlarına meydan okuyor. “Kaçın Geliyor”, “Ayten Hanım” ile “Leydi Riwer” isimli atları yarışa hazırlayan Gökmen, genç yaştan beri atlara karşı büyük bir sevgisi olduğunu belirterek, “Atlara daha yakın olabilmek için At Antrenörlük bölümünü bitirdim. Lisansımı aldıktan sonra kısa sürede birincilikler kazandım. Atlarla duygusal bağ kurabildiğim için başarılı olduğuma inanıyorum. Kazandığım başarılar erkek meslektaşlarımı da şaşırtıyor” dedi. Türkiye Jokey Kulübü ailesinin her geçen yıl büyüdüğünü ve bu camiaya hizmet eden binlerce kişinin ailesine baktığını belirten 28 yaşındaki Gözde Gökmen, “Bana küçük yaşlarda ne olmak istediğimi sorduklarında, doktor olmak istediğimi söylerdim. Ancak, atlara karşı da inanılmaz bir sevgim vardı. Kendi kararlarımı verecek yaşa geldiğimde atlara yakın olmak istedim. Bunun için Kocaeli Üniversitesi Kartepe Meslek Yüksekokulu At Atrenörlüğü bölümünü bitirdim.
AT VE B‹N‹C‹L‹K FUARI ‹STANBUL HORSE SHOW
®
11 -13 Nisan 2014 Yeflilköy - ‹stanbul
www.equist.org ORGAN‹ZATÖR
SUPPORTED BY
FUARCILIK T‹C. LTD. fiT‹. THIS FAIR IS HELD UPON THE AUTHORIZATION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY, IN ACCORDANCE WITH LAW NUMBER 5174.
Yarışma
HORSE VILLAGE’da At Süsleme Yarışması A
At dünyasında, keyifli bir yarışma düzenlendi. Kadın binici ve binici annelerinin katıldığı bu yarışma da en güzel süslenen at seçildi.
26 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
t Köyü Binicilik Spor Kulübü, keyifli bir yarışmaya ev sahipliği yaptı. Horse Village’de düzenlenen “At Süsleme Yarışması’’’na, kulübün bayan binicileri ve annelerinden oluşan çocuk, genç, yetişkin biniciler katıldı. Demir Yuseinova ve Meryem Yuseinova tarafından düzenlenen At Süsleme Yarışması’nda katılımcılar at dünyasını yakından tanıma fırsatı yakaladı. Atların sadece binilmek için değil aynı zamanda dost canlısı hayvanlar olduğunu keşfeden katılımcılar, yarışma boyunca keyifli vakit geçirdiler. Yarışma süresince duygularını paylaşan katılımcılar, eşsiz deneyim kazandıklarını belirttiler ve atların kendilerine has sevecen halleriyle tanışma şansı yakaladıklarını söylediler. At Süsleme Yarışması’nı Zeynep Gerev kazanırken, tüm biniciler madalya ile ödüllendirildi. Yarışma sonrası tüm atlar havuç ve elma ile ödüllendirildi.
AT Haber
Ata sporumuza büyük destek
Ata sporumuz olan ciritin yaşatılıp tanıtılmasını sağlamak amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi tesis inşa edeceğini açıkladı.
B
aşkan Altepe, “Sporun ve sporcuların her zaman yanındayız” dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’nın spor kenti olması hedefiyle sürdürülen çalışmalar doğrultusunda ata sporu ciritin yaşatılıp tanıtılmasını sağlayan Bursa Ata Atlı Spor Kulübü’ne de tesis sözü verdi. Recep Altepe, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Seyfettin Avşar ve Büyükşehir Belediyesi bürokratlarıyla birlikte Kestel Gölbaşı’nda çalışmalarını sürdüren Bursa Ata Atlı Spor Kulübü’nü ziyaret etti. Altepe; “Tüm spor dallarında yatırımlarımıza devam ettiğimiz gibi ata sporumuz olan atçılık ile yakından ilgileniyoruz. Bursa’da bu işi layıkıyla yapan Ata Atlı Spor Kulübü’yle bu sporun en güzel şekilde yapılması için gereken düzenlemeleri yapacağız” şeklinde konuştu.
Atlı rehabilitasyon Eskişehir’de
Palandöken’de cirit show Palandöken’de tatil yapan Polonyalı gazeteciler ve büyükelçiler için Erzurumlu atlı ciritçiler karlı sahada gösteri yaptı. Türkiye’nin Polonya Büyükelçisi Yusuf Ziya Özcan’da ata binerek cirit attı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mahmudiye Meslek Yüksekokulu bünyesinde 1,9 milyon lira bütçeyle 2015 yılında hizmete girecek olan ve Türkiye’nin dünya standartlarındaki ilk Atlı Terapi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde engelliler tedavi görecek.
G
österi amaçlı cirit karşılaşmasında atlı ciritçilerin bir ok gibi attığı ciritçilerin rakibe vurması Polonyalıları heyecanlandırdı. Karla kaplı cirit sahasının tribünleri dolduran Polonyalılara dev semaverde kaynatılan ıhlamur ikram edildi. Gösteri maçı sonrasında YÖK eski Başkanı olan Türkiye’nin Polonya Büyükelçisi Yusuf Ziya Özcan kırata binerek cirit attı. Büyükelçiden cesaret alan Polonyalı gazeteciler de diğer atlara binerek hatıra fotoğrafı çektirdi.
M
ahmudiye Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hakan Çalışkan, konuşmasında Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansının kalıcı eserler kapsamında desteklenmeye layık bulunduğu merkez için Eskişehir Valiliği, Mahmudiye Kaymakamlığı ve Mahmudiye Belediyesi’nin de katkı sağladığını kaydetti. Bu projeyle atın tedavi edici etkisinden yararlanılarak buna ihtiyaç duyan, hemen hemen her yaşta insanın uluslararası standartlarda, uzman gözetiminde rehabilitasyon ve terapi olanağı sunulmasının amaçlandığını ifade eden Çalışkan, şöyle konuştu: “Proje sayesinde, ülkemizin uluslararası standartlarda kurulmuş ilk hipoterapi merkezine sahip olacağız. MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 27
Dresaj
2013 Bulgaristan 2006 Romanya
J A S E DR 2009 Avrupa Şampiyonası
2009 Balkan Şampiyonası Ferhat 2009 Bulgaristan
28 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
DRESAJ NEDİR? Dresajın, (Türkçe’de at terbiyesi anlamına da gelir) temel amacı; binicisini kolaylıkla taşıyabilen, dengeli, düzgün bir kas yapısına sahip, aktif, duyarlı, binicisinin komutlarına uyan bir at oluşturmaktır. At kendini dengede tutabilmeli, kendisinin ve üzerindeki binicinin ağırlığını kuvvetini arka ayaklarına vererek taşıyabilmelidir. Bu anlamda dresaj tüm binicilik dallarının temelidir. Dresajın temel mantığını ve prensiplerini öğrenmeden, belli başlı hareketleri uygulamadan gerek atın gerekse binicinin diğer binicilik dallarında başarılı olması beklenemez. Dresajda binicinin atın altında ne yaptığını hissetmesi çok önemlidir. Atın doğru pozisyonda, sakin, itaatkar, istekli olması ge-
2010 Almanya Milli Takım 2008
2013 Balkan Gençler Takımı
reklidir. Dresaj eğitimi oldukça zordur. Sabır, emek ve azim ister. Ancak tüm bu zorluklar yanında atın müzik eşliğinde dans edercesine yaptığı tüm o zarif hareketleri seyretmenin de zevki elbette bir başkadır…. DRESAJIN TARİHİ Binicilik ve atın binek hayvanı olarak eğitimine yönelik ilk çalışma MÖ 4.yy’da Yunanlı Xenephon tarafından yazılan bir kitaptır. Bu kitap öncesinde, at eğitimi daha çok atın arabalarla koşulmasına yönelikti. Binicilik özellikle 16.yy’dan itibaren Avrupa’da gelişmeye başladı. 19.yy’da atın ileri hareket etmesi, biniciye itaati, kuvvetini arka ayaklarına vererek ağırlığını taşıması gibi yüzyıllar öncesinden gelen temel ilkeler uygulanmaya başlandı. Dresajın tüm dünyada yaygınlaşmasına ise Viyana’da bulunan İspanyol Binicilik Okulu ustaları ve Fransa’daki Cadre Noir’daki eğiticiler ön ayak oldular. Böylece dresaj uluslararası bir spor olarak yapılmaya başlandı ve bir çok binici için de gerçek bir tutku oldu. ULUSLARARASI YARIŞMALAR Dresaj müsabakaları FEI (Uluslararası Binicilik Federasyonu) yönetiminde düzenlenmektedir. Olimpik bir spor dalıdır. Başlangıç, orta ve usta gibi değişik seviyelerde koşulur. Dresaj testleri etrafı 30-40 cm yüksekliğindeki küçük çitlerle çevrili dikdörtgen şeklindeki alanın içerisinde koşulur. Dresaj sahaları başlangıç seviyesindeki dresaj testleri için 20m*40m, daha ileri seviyelerdeki dresaj testleri için ise 20m*60m ebadındadır. Başlangıç seviyesindeki testlerde, her hareket serisini ayrı ayrı puanlayan ve atın gidiş şekli ile binicinin performansı için de genel bir puan veren bir hakem vardır. Daha ileri seviyelerdeki testlerde
ise hakem sayısı 3 ila 5 arasındadır. Hakemler sahanın bir kenarına sıralanır. Her hakem kendi puanını verir. Her hakem atı farklı açıdan gördüğü için puanlar da birbirinden oldukça farklı olabilir. Tüm hakemlerin puanlarının ortalaması ise dresaj testinin nihai sonucunu oluşturur. Orta ve ileri seviyelerde koşulan dresaj testlerinde pasaj, piaf, piruet, yanaşma, omuz içeri, sağrı içeri, havada ayak değiştirme gibi komplike hareket serileri bulunmaktadır. TÜRKİYE’DE DRESAJ Dresaj, ülkemizde popüler bir disiplin olmamakla beraber, temelleri Süvari Birliği tarafından atılmıştır. İlk kez 2005 yılında, Türkiye, zamanın komite başkanı Celal Barlas’ın teşvikleri ile üç ayrı kategoride Bulgaristan’da düzenlenen Balkan Şampiyona’sına katıldı ve Balkan Şampiyonası Dresaj dalı Yıldızlar kategorisinde bronz madalya aldı. Hemen ertesi yıl 2006’da Yıldızlar kategorisinde Romanya’da Balkan Dresaj Şampiyonu olduk ve Gençler kategorisinde bronz madalya aldık. Yunanistan’da yapılan 2007 Dresaj Balkan Şampiyonası’nda Yıldızlar’da bronz, Gençler’de gümüş madalya aldık. İstanbul’da
yapılan 2008 Dresaj Balkan Şampiyonası’nda büyük başarı göstererek Yıldızlar, Gençler ve Yetişkinler’de Balkan Şampiyonu olduk. 2009 Bulgaristan Balkan Dresaj Şampiyonası’nda Yıldız ve Gençler’de gümüş madalya ve Yetişkinler’de Balkan Şampiyonu olduk. 2009 yılında ilk kez Avrupa Şampiyonası’na kalifiye olarak ülkemizi Hollanda’da temsil ettik, 2010 yılında Almanya, 2011 yılında Hollanda, 2012 yılında İsviçre’de Gençler Milli Takımız Avrupa Şampiyonası’na katılarak tecrübeler kazandı. 2010 yılında Yunanistan’da yapılan Balkan Dresaj Şampiyonası’nda Gençler’de gümüş madalya aldık. 2011 yılında İstanbul’da yapılan Balkan Dresaj Şampiyonası’nda Yıldızlar’da Balkan Şampiyonu, Genç Yetişkinler’de gümüş madalya sahibi olduk. 2012 yılında Yunanistan’da gerçekleştirilen Balkan Dresaj Şampiyonası’nda Senior ve Gençler’de gümüş madalya, Yıldızlarda bronz madalya aldık. 2013 yılı Bulgaristan’da düzenlenen Balkan Şampiyonasında, Gençler’de Balkan Şampiyonu olduk, Yıldızlar’da gümüş madalya, Seniorler’de bronz madalya aldık. • TULYA KURTULAN MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 29
Pony Club
1999 ilk Pony Club ekibi
Tulya Kurtulan Fransa yaz kampı
30 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
PONY CLUB
“Pony Club” nedir? 1929 yılında İngiltere’de temelleri atılan Pony Club sistemi, bugün 30’u aşkın ülkede milyonlarıca çocuğa hitap ederek, biniciliğe doğru adımlarla başlamalarını sağlamaktadır. Amacı tüm dünyada, çok hasas bir konu olan çocuk eğitiminin ve gelişiminin önemli bir ayağını oluşturan binicilik sporunun; “pony club” sistemi içerisinde, güvenli ve pedogojik belirli kurallara bağlı kalınarak yapılmasını sağlamaktır. İngiltere, İrlanda, Amerika, Kanada, Yeni Zellanda, Avustralya, Avrupa ve bir çok orta doğu ülkesinde “pony club”larda ponye veya ata binen binlerce genç, bu sistem sayesinde tüm dünya’da paralel ve entegre çalışmalar yürütmektir. “Pony Club”ın amaçları: • Gençleri ve çocukları biniciliğe teşvik etmek ve onlara atlarla ilgili yapabilecekleri tüm aktiviteleri sunmak. • Gençlere ve çocuklara atla yapılan sporları ve at bakımı öğreterek, onların karakterlerinde sorumluluk, sağduyu, liderlik, disiplin ve özgüven faktörlerinin oluşmasında yardımcı olmak • Alt yapısı sağlam sporcu gençler yetiştirerek, binicilik sporunun ilerlemesine katkıda bulunmak Dünya’nın sayılı olimpik binicileri de dahil olmak üzere, bu spordaki başarılı binicilerinin %90’ı Pony Club’lardan yetişmektedir. Her merkez; ralliler, müsabakalar yazlık ve kışlık kamplar, seminerler ve birçok atlı aktivite düzenler. Buralarda en önemli amaç, aktivitelerin bilgilendirici ve eğlendirici olmasıdır. Sık sık şube ve merkezler birbirleri arasında aktiviteler yaparlar ve nihayetinde üye ülkeler birbirleriyle buluşurlar.
Kıyafet
Türkiye’de Pony Club Türkiye’de “pony club” sistemi ilk kez 1999 yılında Sipahi Ocağın’da Tulya Kurtulan tarafından kurulmuş olup, 2000-2003 yılları arasında Galatasaray Binicilik Tesisleri’nde büyümeye devam etmiştir. 1999-2003 yılları arasında “pony club” sistemini başarıyla hayata geçirmiş olan ekip sayesinde, bugün sahalarda koşan yüzlerce başarılı yıldız ve genç binicinin altyapısı oluşturulmuştur. Aynı ekip, bilinçli, ve uzun vadeli planlama ile binicilik sporunun yaygınlaştırılabileceğini ve Türkiye’yi nihayet, dünya ülkeleri arasında hak ettiği yere taşıyacak, başarılı ve disiplinli sporcuların yetiştirilebileciğini kanıtlamıştır. 2004 yılında Tulya Kurtulan, Galatasaray Binicilik Tesisleri’nden Gümüşdere Köyü Sarıyer’de bulunan Tulya Kurtulan Binicilik Akademisi’ne taşınarak, Pony Club anlayışını binicilik okulu sistemine adapte etmiş ve ülkemizde popüler olmayan Engel Atlama dışındaki disiplinlerin alt yapısını oluşturmuştur. Aynı yıl, İstanbul Atlı Spor Kulübü, Ayşe Danişment’in liderliğinde İASK Pony Club’ı, Kemer Golf and Country Club Ela Acar liderliğinde KGCC Pony Club’ı açtı. 2005 yılı itibari ile Pony Club’ın, binicilik kulüplerinin alt yapılarını oluşturan ve bu kulüplere maddi gelir sağlayan bir sistem olduğu anlaşılmış ve tüm ülkede kabul görerek ya-
2004 Pony Club voltij
2003 Pony Club voltij
yılmıştır. Pony Club sistemi öncelikle eğitimli okul atları, eğitmen kadrosu, uluslararası eğitim programları ve binicilik okulu anlayışı dolayısıyla, çocuklar başta olmak üzere, veliler, öğretim kurumları, medya ve binicilik sporuna gönül vermiş tüm insanlar tarafından ilgi ve destek görmektedir. Pony Club sisteminin bir diğer amacı da, yaz kampları düzenleyerek, değişik dil ve kültür ortamlarında tanışacak olan gençlerin biniciliğe daha geniş bir bakış açısı ve anlayış getirmesini sağlamaktır. Pony Club organizasyonlarında, Engel Atlama ve Dresaj disiplinlerinin temelini oluşturacak Caprilli Testler, çocukların at hakimiyetinde dengelerini oluşturacak olan Atlı Oyunlar,
çocuklara at terbiyesini sevdiren müzikli dresajlar, biniciliğin altyapısını oluşturacak eğlenceli aktiviteler düzenlenmektedir. 2005’ten itibaren federasyonumuzca da kabul görerek resmi yarışmaları düzenlenen Pony Club sistemi içerisinde bir çok değerli eğitmen yetişmiş ve Pony Club işletmesi açılmıştır. Biniciliğimizin temellerini oluşturan bu sistemin tüm Türkiye’de aynı standartlarda yapılabilmesi için, Binicilik Federasyonumuzun özel uzmanlık isteyen Pony Club eğitmenliği ve antrenörülüğü konularına düzenleme getirmesi, bu konuda oluşan suistimallerin önüne geçecek ve binicilerin temellerini sağlam bir alt yapıya oturtacaktır. • TULYA KURTULAN
2001 Pony Club MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 31
Atlarda beslenme ve sindirim FİKRET MEMİŞOĞLU - Veteriner Hekim Bu ilk sayıda atlarımızın beslenme alışkanlıkları ve sindirim sistemleri ile ilgili kısa ve değişik bilgiler aktarmak istiyorum. İnsanlar tarafından bakılan tüm hayvan türlerinde olduğu gibi atları da mümkün olduğunca doğal ortamdakine benzer şekilde beslemek, onların daha uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamasına katkı sağlayacaktır. Atların doğal beslenme alışkanlıklarını anlamak, veteriner hekim gözüyle olmasa da en temel özellikleriyle sindirim sistemlerinin genel yapısını öğrendikten sonra daha da kolay olacaktır. Sindirim tüm memeli hayvanlarda olduğu gibi atlarda da ağızda başlamaktadır. Ağızda, dişler ve tükürük salgısı sayesinde besin maddeleri mekanik olarak parçalanmaktadır. Atların dişleri insanlardan farklı olarak sürekli uzamaktadır. Doğal ortamında yaşayan atların dişlerinde bu uzamalar fark edilmez. Çünkü doğada serbest olarak yaşayan ve kendisini güvende hisseden bir atın (Güvenlik hissi çok önemlidir. Kendini tehlikede hisseden hiçbir otçul hayvan kafasını yere indirip otlamaz) günde yaklaşık 1820 saat otladığı bilinir. Bu süre içerisinde dişler birbirine sürekli sürtünerek aşınır. Ancak ahır şartlarında bakılan atlarda çiğneme süreleri çok kısaldığı için uzamalar belirgin şekilde fark edilmektedir. Bu nedenle atların dişleri altı ayda bir kontrol edilerek gerektiğinde törpülenmelidir. Sindirim ağızdan sonra midede devam eder. Atların, sığır ve koyun gibi türlere göre sindirim sistemlerindeki en belirgin fark; biz insanlar gibi yalnızca tek midelerinin bulunmasıdır. Diğer otçul türlerin mideleri ise dört bölümlüdür. Ayrıca atın sahip olduğu tek midenin hacmi de diğer türlerle karşılaştırıldığında, vücuduna oranla oldukça küçüktür. Atın doğal ortamda ne kadar uzun süre otladığından bahsetmiştim. Bu süre boyunca kısa aralıklarla azar azar besin alır. Bu alışkanlığı; zaten küçük olan midesini “içgüdüsel olarak” bir seferde fazla miktarda besin ile doldurmak istememesinden kaynaklanır. Bu sayede hem sağlığını koruyacak hem de çevredeki yırtıcılardan daha kolay kaçabilecektir. Ayrıca atlar midelerinin özel yapısı sebebiyle kusamazlar. Bu yönden de diğer birçok memeli türünden farklılık gös-
32 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
terirler. Bu özellik midelerinin sahip olduğu en büyük dezavantajdır. Çünkü midelerinde aşırı doluluk ya da bir problem hissettiklerinde diğer birçok tür gibi kusarak kendilerini rahatlatamazlar. Atların geviş getirmemesinin sebebi de bu mide yapısıdır. (Geviş getiren hayvanlar yuttukları besinleri tekrar ağıza getirip çiğnemektedirler.) Muhtemelen bu sebepten dolayı beslenme alışkanlıkları da diğer otçullardan biraz farklıdır. Atların bir damak tadı vardır, yedikleri gıdalarda seçicilerdir ve kimi zaman verdiğiniz ot ya da yemi beğenmeyebilirler. İçinizde mutlaka böyle durumlarla karşılaşanlar olmuştur. Bu durumda atınıza kızmaktansa hala
damak tatları olduğu için sevinmelisiniz. Bir inektense böyle bir davranış beklemek pek mümkün değildir. Mideden sonra başlayan bağırsaklar oldukça uzundur. Toplam uzunlukları 30 metreyi geçebilmektedir. Karın boşluğunda kendilerine yer bulabilmek için çok keskin dönüşler ve ani daralmalar yaparak yerleşmişlerdir. Bu nedenle ağız ve midede yeterince sindirilmemiş besinler bu kıvrılma ve daralma noktalarında sıkışıp sindirim sorunlarına yol açabilirler. Mide ya da bağırsaklarda yaşanan sorunlar kendini “sancı” ya da “kolik” olarak nitelendirdiğimiz bir şekilde gösterir. Sancı oldukça detaylı ve önemli bir konu olduğundan bununla ilgili ayrıntılı bilgilere bu yazıda yer vermeyeceğiz. Ancak bu hususta bilinmesi gereken en önemli bilgi şudur ki: insan bakımı altında olan ve yaşamını yitiren atların çok büyük bir kısmının ölüm sebebi sindirim sistemi problemleridir. Ve bu durum çoğunlukla besleme hatalarından kaynaklanmaktadır. Atların kullanım amaçlarına göre (yarış,
engel atlama, dresaj, cirit, araba atı vb.) farklı beslenme programları hazırlanabilir. Bu rasyon hazırlanırken atın ırkı, kilosu, yaşı, iş yükü gibi bir çok kriter değerlendirilir. Her bir at için farklı bir rasyon hazırlanması en idealidir. Bu program tek tek tane yemleri karıştırarak ya da hazır yemleri kullanarak belirlenebilmektedir. Günümüzde yerli ve yabancı birçok hazır yem firması atçılık dünyasına hizmet vermektedir. Bu hazır karışımlar sayesinde beslenme programları daha kolay hazırlanabilmektedir. Ancak bu yazıda üstünde durmak istediğim asıl konu hangi ata hangi yemden kaç kilo verilmesi gerektiğinden ziyade genel at besleme alışkanlıklarımızın nasıl olması gerektiğidir. Atın sindirim sisteminin genel özellikleri ve doğal alışkanlıkları dikkate alındığında bu sorunun cevabı çok da karmaşık değil aslında. Öncelikle atın sürekli olarak taze ve temiz içme suyuna ulaşabilmesi beslenme açısından oldukça önemlidir. Kova içerisinde uzun süre beklemiş sular hem zevkle tüketilmez hem de içinde bakteri üremesine müsait olduğundan sindirim sistemi problemlerine yol açabilir. Hem hijyenik sebeplerden ötürü hem de atın istediği zaman su içmesini sağlamak amacıyla ahırlarda otomatik sulukların tercih edilmesi yerinde olacaktır. Bu sayede çalışmadan önce ve sonra su kısıtlaması yapmanıza da gerek kalmayacaktır. Doğal hayatında günde 18-20 saat otlayan atınıza mümkün olduğunca sık ve az porsiyonlarla yem ve ot vermek onun beslenmesi için yapabileceğimiz en iyi uygulamalardan biri olacaktır. Bu ağız ve diş sağlığı için de önemlidir. Bu sayede atınız daha fazla çiğneme yapacak ve dişlerinin daha seyrek aralıklarla törpülenmesi gerekecektir. Yemleme ve ot verme sıklığını günde en az 3 defa olacak şekilde ayarlamak atın sağlığını korumasına katkıda bulunacaktır. Bu durum işletme için önemli bir iş yükü artışına da neden olmayacaktır. Ayrıca kullanılan ot ve yemlerin taze ve kaliteli ürünlerden tercih edilmesi önemlidir. Böylece atınız verilen gıdayı keyifle tüketirken, bozuk ya da içinde yabancı cisim bulunan gıdaların sebep olabileceği olumsuz durumlar önlenebilecektir.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
AT Haber
Dünya Kupası Finalleri’nin
At dünyasının Britanya temsilcisi Ben Maher, Florida’da düzenlenen 2014 FTI Kış Binicilik Festivali’ni galibiyetle tamamladı.
Ben Maher 2014’e hızlı girdi
2014 FTI Kış Binicilik Festivali, Florida’daki Palm Beach Uluslararası Binicilik Merkezi’nde gerçekleşti. Dünya yıldızlarının yarıştığı festivalde Longines Dünya sıralamasında şu anda dünya ikincisi pozisyonunu koruyan Ben Maher, Kavanagh IV isimli atı ile 30.000 dolarlık Mar-a-Lago Grand Prix’sini kazanarak, birinci haftayı galibiyetle bitirdi. Yarışta mücadele eden 47 binici ve attan sadece 10’u baraja kalabilmeyi başardı. Eric Hasbrouck’un tasarladığı parkur, birçok biniciye tuzak kurmuş olsa da, baraja kalan 10 binici de parkuru hatasız geçmeyi başardı. Amerikalı binici Paris Sellon, Heracross isimli atıyla 40,053 saniyede parkuru hatasız bitirerek birinciliğe yerleşmişken, daha sonra start alan Maher 35,017 saniyede hatasız geçerek galibiyete ulaştı.
Engel atlamada Scott Brash 2887 puanla dünya bir numarasındaki yerini korurken onu 2685 puanla Ben Maher izliyor.
D
ünya sıralamasında engel atlamada, iki yıl üst üste birinciliğini koruyan Scott Brash, puanını 2887’ye yükseltti. Brash’i 2685 puanla, Ben Maher takip ediyor. 1 Aralık 2013 ile 1 Ocak 2014 arasındaki yarışları kapsayan sıralamada, Amerika Birleşik Devletleri’nden General Patton’ın torunu Beezie Madden 2451 puanla dördüncülüğe yükselirken, Almanya’nın tecrübeli binicilerinden Ludger Beerbaum 2250 puan ile üçüncülüğünü koruyor. 2012 Londra Olimpiyat Şampiyonu Steve Guerdat ise 2443 puanla beşinci. 2012 Olimpiyatı’nda altın madalyayı kazanan Büyük Britanya takımının üyeleri Brash ve Maher, bu başarılarını gösterdikleri performanslarla 2013 yılına da taşıdılar. Danimarka’nın Herning kentinde yapılan Avrupa Şampiyonası’nda takım olarak altın madalya kazandıktan sonra, Maher bireysel mücadeleyi gümüş, Brash ise bronz madalyayla tamamlamıştı.
Ulrike Prunthaller’a ağrılı eğitim cezası Avusturyalı dresaj binicisi Ulrike Prunthaller, atına uyguladığı ağrılı eğitim yöntemleri nedeniyle dokuz ay boyunca yarışlara katılamayacak. Prunthaller ayrıca 4.000 Euro para cezasına çarptırıldı.
34 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
A
t terbiyesinde uygulanan yanlış ve kötü eğitimler güncelliğini korurken, üzücü bir haber de Avusturya’dan geldi. Dünyaca ünlü dresaj binicisi Ulrike Prunthaller’ın atının fiziksel hareketlerinden yola çıkarak uzmanlar, binicinin atına ağrılı eğitim uyguladığına karar verdi. Dresaj karelerinde atların baş boyun açısı aşırı kapalı, atın burnu da göğsüne yakın biniliyorsa ve bu esnada at, kuyruğunu devamlı sallıyorlarsa, bu atların rahatsızlığına ve çoğu zaman da canlarının yandığını gösterir. Atına ağrılı eğitim verdiği anlaşılan Ulrike Prunthaller, dokuz ay boyunca yarışlara katılamayacak ve 4.000 Euro para cezası ödeyecek. Ayrıca bu hatalı eğitim yönteminde suça ortaklık ettiği için Avusturyalı binicinin hocası da 5.000 Euro para cezasına çarptırıldı. Ulrike Prunthaller 2011 yılında üç yıldızlı Vierzon CDI mücadelesinin galibi olmuştu. Yargının ancak iki sene sonra karara varabilmesi ile binici ve antrenörü hüküm giymişti.
ilk üç ismi belli oldu
U
Lyon’da yapılacak olan Engel Atlama Dünya Kupası Finali’ne sadece beş ayak kaldı. Final öncesi Scott Brash ve Steve Guerdat genel klasman liderliğini garantiledi.
M
erakla beklenen ve Engel Atlama Dünya Kupası Finali’ne sadece beş ayak kaldı. Son olarak Oslo ayağını kazanan ve Verona’da ikinci olan Britanya temsilcisi Scott Brash, 52 puana yükselerek genel klasman lideri oldu. Brash’ı ise İsviçreli Steve Guerdat takip ediyor. Guerdat, Oslo, Helsinki ve Stuttgart duraklarında ikinci oldu puanı ise 51. Lyon’da koşulacak finale çıkabilmek için 40 puanı aşmak yetiyor. Brash ve Guerdat’ın ardından 47 puanla Edwina TopsAlexander geliyor. Tim Gredley, Marcus Ehning, François Jr Mathy, Luciana Diniz, Daniel Deusser ve Kevin Staut da 38 ile 27 puan arasında sıralanmış ve kalifiye olmaya çok yakın isimler.
Engel atlamada Scott Brash lider
Interfloor Next One Hollanda’da üçüncü kez şampiyon oldu.
zun yıllardır Hollanda’da devam eden Drachten, son üç yıldır aynı şampiyonu ağırlıyor. Edward Gal’in 19 yaşındaki atı Interfloor Next One, Drachten yarışlarında Grand Prix ve Kür şampiyonu oldu. Interfloor Next One, Grand Prix’de yüzde 73.14’e ulaşarak birinci olurken, Hans Pieter Minderhoud ile Romanov yüzde 72.66 ile ikinci bitirdi. Yarış sonrası açıklama yapan Gal 19 yaşındaki atı için şunları söyledi; “Inter Next One halen çok formda ve çok çetin bir savaştı. Yarışmaya devam ediyor ve her şeyini veriyor. Büyük yarışmalarda diğer atlarla yarıştığım için biraz unutuldu gibi oldu, ama Drachten’de sıra ondaydı.”
Interfloor Next One geleneği bozmadı
G
eride bıraktığımız son 12 ayda, Britanyalı Dujardin kendi rekor puanını geliştirerek Avrupa Şampiyonu olurken, Alman Langehanenberg Dünya Kupası Finali’ni kazandı. Ondan önceki yıl Londra Olimpiyat Oyunları’nda verilen yarış sonunda ise Dujardin altın, Langehanenberg gümüş madalya almıştı. O günden beri iki binici tüm büyük şampiyonalarda birincilik mücadelesini sürdürüyor. Langehanenberg Göteborg’da koşulan Dünya Kupası Finali’ni kazanmıştı. Ingrid Klimke’nin öğrencisi olan binici, Westphalian cinsi atı Damon Hill ile Hollandalıların dominesine bir son verdi ve Adelinde Cornelissen’i ikincilikte bıraktı. Dujardin hız kesmedi ve yılın sonunda Londra’da çok daha iyi olabileceğini kanıtladı ve öncesinde Edward Gal ile Totilas’a ait olan Serbest Stil rekorunu da 93.975 ile kırdı.
Dresajın efsane iki ismi olan Charlotte Dujardin ve Helen Langehanenberg’in 2013 yılı boyunca sürdürdükleri başa baş mücadele Dujardin’in galibiyetiyle sonuçlandı.
Dujardin ve Langehanenberg’in tatlı rekabeti MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 35
Atlar ve insanlar Öğr.Gör. AHMET KARAMAN - Esogü Mahmudiye M.Y.O At ve Binici Antrenörü Level-1 Atlar insanları ne olarak görür: Günümüzde atlar birçok alanda yeniden kullanılmaya başlandığını görmek mutluluk verici bir durumdur. Dizilerde yeni sinemalarda atları sıkça görmekteyiz. Atların hayatımıza girmesi toplumu olumlu yönde (özellikle çocukları) etkilemektedir. Tekrar yaklaştığımız atlar acaba bizleri ne olarak görmektedir? Bu soruya cevap vermeden önce atların biraz doğal yaşamlarından birazda hiyerarşik düzenlerinden bahsetmek gerektiğini düşünmekteyim.
Yırtıcılar ancak karınları aç olduğu zaman saldırgan olurlar. Saldırganların karınlarının tok olduğu durumlarda atların aşırı tedirgin olmadığı dikkatimizi çekmektedir. Doğal yaşamda atların evcil atlara göre daha sessiz oldukları gözlemlenmiştir. Aksi takdirde yırtıcılar yerlerini daha kolay bulacaklardır.
Padokta mutlu bir şekilde oynayan iki at
Tüm dikkatiyle eğiticisine konsantre olmuş genç bir at.
Doğal yaşamda atlar, diğer canlılarla birlikte yaşamaktadırlar. Bu yaşam içerisinde hayvanları iki guruba ayırabiliriz. 1. Grup: Avlayanlar (etçil) 2. Grup: Avlananlar (otçul) Atlar ikinci grupta bulunmaktadır. İnsanlar ise birinci grupta yer almaktadırlar. Yani atlar bizi bir avcı olarak görmektedir. Bu durum şunu göstermektedir ki bizler ne kadar dost olmaya çalışsakta avcı olan bir canlıya karşı atlar temkinli olacak, uzak kalmayı tercih edecektir. Doğada atları tehdit eden avcılar: Aslan, kaplan gibi kedigiller, yabani köpekler ve uçan yırtıcılar (kartal, şahin vb.)’dır. Bu yırtıcıların her bir gurubu atların farklı noktalarına saldırıda bulunarak onları avlarlar. İnsanlar ise bu yırtıcıların saldırdığı tüm bölgelere etkilidirler. En etkili avcı insandır. Adı geçen yırtıcılarında atlar gibi bir beden dili vardır ve atlar bu dili de bilirler. Şayet bilmeselerdi nesilleri bu güne kadar gelemezdi. Doğada atlar ile aslanları birbirine yakın olarak görmemiz mümkündür.
36 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Atlarda hiyerarşik düzen; Doğal yaşamlarında atlar çok düzgün bir hiyerarşik düzen içinde yaşarlar. Sürü lideri olan erkek (aygır) sürüsünün beslenme, barınma, neslin devamını sağlama ve her türlü tehlikelere karşı koruma görevini yürütmektedir. Sürü içerisinde bulunan dominant (baskın) dişi at sürüsünün eğitiminden ve disiplininden sorumludur. Sürü içerisindeki olumsuz bir hareketi (yaramazlık yapan genç bir at) kesinlikle çok şiddetli bir şekilde cezalandırmak suretiyle düzeltmektedir. Ceza verme şekli çok şiddetli bir tekme atarak sürüden belirli bir mesafeye kadar uzaklaştırmaktadır. Yalnız kalan genç at avcılara yem olmaktan çok korkar ve bir müddet sonra af dilemeye başlar ve affedilmeyi bekler. Aksi
Kendini insanlara tamamen teslim etmiş 5 yaşında bir İngiliz atı
takdirde sürüye dönmesi mümkün değildir. Dominant dişi at onu affettiğini beden diliyle kendisine iletir. Sürüye dönebileceği işaretini verir. Bu işaretleri gören genç at sürüye tekrar dahil olur, bu esnada dominant dişi onu sevip okşamak suretiyle affettiğini bildirir. Ancak genç at aynı hatayı yapmaya devem ederse düzelinceye kadar ceza alacaktır. Atlar arasında bu konuşma beden diliyle olmaktadır. Atlar var oldukları günden beri bu dili kullanmaktadırlar. At eğitmenleri, at sahipleri ve atla uğraşan herkes bu dili kullanırsa atlarla çok mucizevi bir anlaşma içinde olduklarını göreceklerdir. İnsanlar bu dili (Atların beden dili) İngilizce Fransızca’yı nasıl öğreniyorlarsa bu dili de öğrenebilirler. Atlar çok iyi öğretmenlerdir. Atların dilini kullanabilen atçılar kesinlikle daha başarılı olacaklardır. Atlarının nallanmasında, taşıma araçlarına bindirilmesinde, veteriner hizmetlerinde, tımar ve traş olunmasında nasıl itaat etikleri hayretle görülecektir.
10 yaşındaki bir çocuğa tabi olmuş genç bir İngiliz atı.
Atlardan maksimum verimi alabilmemiz için önce onlara travma yaşatmadan güvenini kazanmak, sabırla ondan ne istediğimizi şiddete dayanmayan eğitim metotlarıyla öğretmeliyiz. Travma yaşamış atların da güvenini tekrar kazanarak sabırla ondan ne istediğimizi anlatmalıyız. Ülkemizde de Dünya standartlarında at eğitimi verebilen az miktarda da olsa kendini geliştirmiş eğitmenlerin olduğu sevindiricidir.
AT Haber
At yaralanmalarında ilk yardım Atlar, kazalara en çok yarışlarda maruz kalıyor. 3 günlük yarışmalar, engelli yarışlar bu kaza sıralamalarında başı çekerken, atların zarar görmemesi veya sakatlığını en kısa sürede atlatabilmesi için ilk olarak bilinçli bir müdahaleye ihtiyaçları vardır.
U
zun çalışmalar ve performanslar sonrası yarışlara katılan atların birçoğu maalesef daha yarış tamamlanmadan çeşitli sakatlıklarla karşılaşabiliyor. Bu sakatlıklar çoğu zaman atlarda hafif yaralanmalar olarak görülse de farklı türde ciddi sakatlıkların da habercisi olabiliyor. Yarışma kuralları gereği büyük yarışlarda her zaman görevli bir veteriner bulunur ama daha küçük yarışlarda veteriner gelinceye kadar ilk müdahaleyi kendiniz yapmak durumunda kalabilirsiniz. Bu durumlarda, atınız için hayati önem taşıyan müdahalelerin bir kaçını bilmek de fayda var. Ani topallık Yarışma sırasında performansın gerektirdiği adrenalinden dolayı atlar yaralı olsalar bile genellikle yarışın sonuna kadar koşarlar. Sadece yarışın sonuna vardıklarında canlarının yandığını fark eder ve topallarlar. Bu ilk aşamada yaralanan bölgede şişme veya ısı gözlenmez. Ciddi bir şekilde topallayan bir at, veteriner kendisine bakmadan kesinlikle yürütülmemeli veya evine götürülmemelidir. Olası ciddi yaralanmalarda tendon hasar görmüş ya da kırık oluşmuş olabilir. Daha fazla hasar oluşmadan önce bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Doğru ve acil tedavi ile bacağa verilecek destek, alınacak sonuçta büyük farklılıklar yaratabilir. Soluksuz at Bir arazi yarışı sonunda düşen bir at, soluksuz kalabilir. Derhal kendiliğinden ayağa kalkmazsa, hemen eyeri çıkartın. Soluksuz atlar genellikle düz yatar ve çok hızlı nefes alırlar. Toparlanıncaya kadar sakin yatmasına izin verin. Beş dakika içinde kalkmaya hazır olmalıdır.
Dehidratasyon Diyetisyen Katie Lugsden şöyle diyor: “Uzun zaman önce atların idmanından hemen sonra su verilmesinin doğru olmadığını öğrendik. Bu, ata kovalarca su verildiği takdirde geçerlidir. Ancak susuzluğu ve dehidratasyonu önlemek için ata az miktarda, içebildiği kadar soğuk olmayan su vermek çok önemlidir. Özellikle endurans atlarında bu konu yarış sonrasında çok daha önemlidir.” Eğer atınız su içmiyorsa, sıvı ihtiyacını karşılamak için otunu ıslatarak da verebilirsiniz. Suyunun içine kaybetmiş olduğu mineralleri yenileyebilmesi için biraz tuz ilavesi de yapabilirsiniz. Bir atın kalkmasına yardım etmek Bazen bir atın kalkmasına yardım etmek gerekebilir. At dik zeminde yokuş aşağı, yüzü yokuş aşağı bakacak şekildeyken, ön ayaklarını dışarı doğru çekin. (Zemin kaygansa at kalkarken kaymasın diye kauçuk halı kullanabilirsiniz.) Bir kişinin atın başında durup diğerinin artlarını desteklemek için kuyruğunu tutması, genellikle atın kalkmasına yeterli olur.
İsviçre’den dresa j atağı
İsviçre’de, at yarışlarında ve eğitiminde kullanılan Rollkur’un kullanımını yasaklayan bir yasayı yürürlüğe soktu.
İ
sviçre, at sağlığını uzun vadede tehdit eden ve hayvanları tehlikeye sokan Rollkur kullanımını çıkardığı bir yasa ile yasakladı. Rollkur, at terbiyesinde kullanılan, dizginleri aşırı derecede çekerek veya başka yöntemlerle başın ve boynun hiperfleksiyona gelmesi ve sırt bölgesinde aşırı gerginlik yaratması sonucu, atın kafasına düşük bir konumu empoze ederek oluşması anlamına geliyor. İsviçre’nin Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre yasak, yarışmaların yanı sıra günlük çalışmalar için de geçerli olacak. İsviçre, bu yasak dâhilinde ayrıca Ocak ayı itibariyle, atlara baraj yapmayı, yüksek atlama yapmak için sopa veya sırıklar ile atların bacaklarına vurmayı yasakladı. MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 37
AT Haber
G
ünümüzün at ve atçılık anlayışı neleri gerekli kılar diye sorulsa; ilgi, sevgi, bilgi ve bilimselliği gerekli kılar demek herhalde doğru bir cevap olur… Bunlar olmazsa olmaz temel bileşenlerdir. Bir de, atçılığın sadece profesyonellerin uygulama alanı olmadığını, dileyen herkesin yerli ırklar veya dilerlerse Arap, İngiliz, Avrupa cins atlarla günlük veya daha uzun sürelere yayılan geziler yapabileceklerini bir gereklilik olarak düşünmek zamanıdır. Ülkemiz atçılığı 4.000 yıllık bir geçmişe tarihleniyor. Bu coğrafyada yer alan hemen her etnik unsur at ve atçılıkla ilişkilidir denir. Anadolu’da yirmiyi aşkın at ırkı konusunda bilimsel çalışmalar başlatılmış. On’dan fazla bölgede sürü halinde yaşayan yılkı atları, vahşi atlar var. Atlı cirit’ten, rahvan binişlere, atlı dayanıklılıktan, TJK yarışlarına, engel atlamaya kadar geleneksel veya federatif yapı altında spor ve biniş olanakları var. Bütün bunlar doğada ve insan bakımı, koruması altında yaşayan ciddi bir at popülasyonunun, köklü bir bilginin ve geleneklerden süzülerek gelmiş bir atçılık disiplininin, bağlantılı mesleklerin olduğunu gösteren gerçek bulgular. Ancak çoğu alanda olduğu gibi yukarıdaki profesyonel alanlar dışındaki atlı etkinlik bilgileri ile ilgili sağlıklı sayısal verilere ve bilgiye ulaşmak çok olası değil. Açıkçası; herhangi bir insanımızın atlarla, atçılıkla ilişkisi ne düzeyde veya bu ilişkinin nasıl kurulduğunun bilinmediği düşüncesindeyim. Atçılığın sağlıklı bir şekilde gelişmesi için bu konuyu çok yönlü detaylı irdelemek zorunludur. Çünkü her açıdan kaynak insandır, halktır… Öncelikle atçılığı sadece profesyonel yetiştiricilikle ilişkili ve yarış alanlarında, manejlerde ve spor amaçlı yapılan bir etkinlik olduğu algısından uzaklaştırmak gereklidir. Çünkü hemen
her ülkede insanların atla iletişim kurması ve bütünleşmesi bu alanların dışında sağlanan olanaklarla olmaktadır. İnsanların atlarla temas kurması sağlanmalı ve bunun içinde mevcut olanakların doğru algılanması, değerlendirilmesi ve yorumlanması gereklidir. Türkiye’de 30 şehre yayılmış 150 civarında kulüp ve sadece arazi binişi sağlayan 20’ye yakın işletme var sanıyorum. İşte bu oluşumlar insanımız ile atın temas kurmasını sağlayacak imkânları temsil etmektedirler. Ancak öncelikle bu işletmelerin tanımlanmaları ve insanlarla, binicilerle ilişkilendirilmeleri gerekir. Bu işletmelerde at binen kişi sayısı nedir? Kaç saat at binilmektedir? Eğitimci sayısı ve niteliği nedir? Biniş dışında atlarla iletişim kurma amaçlı bir kulüp ziyareti var mıdır? Binicilerin güvenlikleri
Atçılığın itici gücü: 38 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
nasıl sağlanmaktadır? İnsanlara atlar ve atçılıkla ilgili bilgi verilmekte midir? Atlar sadece biniş amaçlı mı yoksa dikkat ve özeni, sevgiyi, ilgiyi hak eden canlılar olarak mı tanımlanmaktalar? Uzun süreli arazi binişi yaptıran işletmeler neden hemen “Biz sadece yabancılarla çalışabiliyoruz” diye kategorilerini ortaya koymaktadır? Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik onları atlarla yakınlaştıracak özel etkinlikler var mıdır? Bu kulüplerin bir yıllık süre içinde sadece hafta sonları kapılarını çok uygun şartlarda onlara açmaları halinde ve her tatil günü 50 çocuk / genç (veya herhangi bir yaş insanı da olabilir) hedeflenmiş olsa bir yıl içinde yüz binlerce insanın atlarla temas kurması sağlanabilir. Tabi ki bu sayıyı her gelir gurubundan ve her kesimden ve sürekli farklı insanın oluşturması gerektiğini vurgulamak gerek. Oysa benim kısıtlı da olsa gözlemim bu işletmelere gelen kişilerin büyük çoğunlukla aynı kişiler olduğu yönünde. İşaret ettiğim noktaları eksiklik tespitinden öte seri bir şekilde planlanması ve uygulanması gereken hususlara kaynak teşkil etmesi adına belirtiyorum. Planlama ve uygulama için ülkemiz atçılığının farklı bir alan ile ilişkilendirilerek insanların bu disipline çok daha etkin bir şekilde yakınlaştırılabileceğini düşünüyorum… Atçılık ülkemizde günü birlik olsun, arazide veya otel, köy evleri gibi mekânlarda konaklamalı olarak haftalara yayılacak uzunluklarda yapılabilecek gezilerle olsun ciddi bir turizm potansiyeli taşımaktadır. Ülkemizin sahip olduğu kulüp adedi ve bunların çoğunun özellikle turizm merkezlerinde yer alıyor olmaları bu potansiyeli somutlaştırmaktadır. Kapadokya’dan, Bodrum’a, Marmaris’ten, Kemer’e ve Kastamonu’dan, Altınoluk’a kadar çoğu merkez de yukarıda saydığım olanaklar
m z i r u T ı l At
mevcut. Manej dışında biniş olanaklarını günlük veya birkaç günlük sürelerle tesis dışında arazide veya tesislerde konaklamalı olarak da gerçekleştirmek önemli bir potansiyeldir. Yemekten barınmaya, rehberlikten ulaşıma ve arazide veya mekânlarda konaklamaya kadar hizmet alan müşteriler bu işletmeler için ciddi potansiyel yaratmaktadır. Atlı turizme ilgi duyanların bir kısmı araçların giremeyeceği noktalarda tarihi alanları gezebilmekte, yine seçecekleri deniz sahillerinde, göl, nehir boylarında, dağlarda, ovalarda atlı gezi keyfini yaşamaktalar. (Maalesef henüz bu tür olanakları çoğunlukla yurt dışından gelen müşteriler değerlendirmekteler.) Kimi atçılar hafta sonları atlarını yakın bölgelere taşımakta ve oralarda aileleri, arkadaşları ile biniş gerçekleştirerek evlerine dönmekteler. Aynı motorlu grupların yaptığı gibi… Bu etkinliklerin maliyetlerinin (özel konaklamalı tesisleri hariç tutarsak) standart bir deniz - kum - güneş tatilinden veya bir kar tatilinden çok daha hesaplı olduğunu söylemem gerek. Kaldı ki atlı geziler bu tatillerin bir kısmı içinde de yapılabilir. Seçim sizin… Şöyle bir dünyaya baktığımızda birçok ülkede atlı turizmin ciddi bir potansiyel oluşturduğunu bunun için uluslararası organizasyonların, şirketlerin ciddi yol aldıklarını görebiliriz. Ülkemizin geniş yüzölçümü, iklim ve doğası, tarihi zenginlikleri ile ciddi bir atlı turizm potansiyeli taşıdığı açık. Tabi ki unutmamak gerek; günü birlik binişler dışında özellikle uzun süreli veya konaklamalı arazi binişleri iyi bir biniş tecrübesi ve bedensel dayanıklılık gerektirmektedir. At sırtında geçirdiğiniz bir günün sonunda eğer vücudunuz alışkın değilse sonraki birkaç günü kas ağrıları ile geçirebilirsiniz. Turizm dışında at çiftlikleri gönüllüler için keyifli bir konaklamalı çalışma olanağı da yaratmaktadır. Bu konuda uluslararası değişim yapılması mümkün. Kendilerini bu alana uygun görenler çalışmaları karşılığında binicilik eğitimleri de alabilmektedir. Evet, ülkemizin at ve atçılık kültürü çok köklü ve atçılığımızın birçok alanda dünya çapında söz sahibi olduğunu düşünüyorum. Ancak bu köklü kültürün halktan kopuk bir şekilde seyrettiği de bir diğer gerçektir. At ve atçılığı insanımıza yaklaştırmak adına her disiplinin ciddiyetle tasarruf edilmesi tabi ki gereklidir. Bu anlamda atlı turizm, gezi olanaklarının ve bağlantılı alanların da değerlendirilmesinin kritik olduğunu düşünüyorum. Yapılması gereken potansiyel binicileri, müşterileri olanak yaratan işletmelerle bir araya getirecek ve bu disiplini halka tanıtacak profesyonel uygulamalar, etkinlikler içinde olmaktır. • UĞURHAN ACAR
“Sizin İçin Küsurat, Lösemili Kardeşlerimiz İçin Bir Hayat” Ülkemizde her yıl, binlerce çocuğumuzun ansızın yakalandığı, en güzel yaşlarında okulundan, evinden ve ailesinden ayrı kalarak geçirdiği ve en önemlisi de tedavisi çok uzun ve çok pahalı olan lösemi hastalığı, en çok düştüğü yeri yakıyor. Ancak, duyarlı insanların maddi ve manevi destekleri ile bu hastalığın pençesinden kurtulmak mümkün.
Ü
nlü Sanatçı Cem Yılmaz’da işte tüm bu sorunlardan yola çıkarak lösemili çocuk-
larımızın tedavilerine katkı sağlamak üzere kolları sıvadı ve LÖSEV tarafından “Sizin İçin Küsurat, Lösemili Kardeşlerimiz İçin Bir Hayat” sloganıyla başlattığı bağış kampanyasında kameraların karşısına geçti. Kampanyadan elde edilecek küsuratlar, lösemili çocuklar için inşa edilmesi planlanan tam donanımlı hastane için kullanılacak. Kampanya partneri firma ve markalarla yapılacak işbirliği sonucu Türkiye genelinde kredi kartı ya da nakit alışveriş yapan müşterilerin alışveriş tutarlarındaki küsurat, bir sonraki elli kuruşa tamamlanarak LÖSEV’e aktarılacak ve bu yolla gerçekleşecek birikimler hayat kurtaracak. Lösemili çocuklar, aileleri, kanser hastaları ve gönüllülerden oluşan büyük LÖSEV Ailesi şimdi Kurumsal Sosyal Sorumluluklarının farkında ve bu ülkenin çocuklarını sağlıklı yarınlara kavuşturmak için kampanyaya hangi firmaların destek olacağını heyecanla bekliyor.
Hayata Renk Ver Derneği, Düşlerimi Boyar Mısın Projesi İstanbul Atlıspor Kulübü’nde düzenlenen Kaya Baban Kış Ligi’nde Hayata Renk Ver Derneği’nin kurduğu tanıtım masasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki sınıfın yenilenmesi ve renklendirilmesi için bağış toplandı.
U
zun süredir tedavi gören çocuklara psiko-sosyal destek sağlamak ve bu konudaki farkındalığı arttırmak için gönüllü ekibiyle birlikte projeler hazırlayan ve uygulayan Hayata Renk Ver Derneği, çocuk kliniklerindeki sosyal alanların temiz, çok kullanımlı, çocuk dostu ve aydınlık bir mekâna dönüşmesi için Düşlerimi Boyar Mısın projesi ile ilgili çalışmalara başladı. www.hayatarenkver.com MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 39
Atlı Dayanıklılık nedir? OKTAY KURTULAN - Atlı Dayanıklılık Komite Üyesi ve Hakemi Atlı Dayanıklılık yarışmaları, atın ve binicisinin dayanma yeteneğinin test edildiği bir yarışmadır. Başarılı olabilmek için yarışmacı; atın yürüyüş̧ tempolarını ve arazide uygun kullanımını, anatomisini, dolaşım sistemini ve aerobik çalışma dediğimiz antrenman sistemini bilmek zorundadır. 20 km’lik bir lisans sınavı ile başlayan yarışmalar 40km’den, 160 km’ye kadar çıkmaktadır. Bir Atlı Dayanıklılık Yarışmasında, yarışma birkaç safhadan oluşur, bunlar yarışmanın bölümleridir ve her biri için ayrı zaman tutulur. Her safhanın sonunda, zorunlu veteriner kontrolü yapılır ve sağlık durumu uygun olan atlar yarışmaya devam edebilir. Atin nabzı burada kilit role sahiptir. Bunun yanı sıra topallık muayenesi, dehidrasyon, mukoza kontrolleri yapılır. Safhalar iki veya daha fazla güne yayılabilir. Her yarışmacı yarışı tek başına ve zamana karşı devam ettirir. Parkuru en kısa zamanda, en iyi sağlık durumuyla bitiren at yarışmayı kazanan olarak ilan edilir. Binicilik dalları arasında atın sağlığını en çok koruyabilen dallarından biridir. Bu yarışmalarda at ve binici birlikte veya ayrı ayrı her bir mesafe için kalifiye olmak zorundadır. Bir Atlı Dayanıklılık yarışmasına
40 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Genus Equus ailesinin tüm üyeleri yani tek tırnaklılar “at” olarak kabul edilir ve bu yarışmaya katılabilirler. Bu disipline köydeki at, katır ve eşeklerinizle dahi katılabilirsiniz. Federasyona bildirerek, atınıza bir kimlik çıkarmanız yeterlidir. Türkiye’de Atlı Dayanıklılık; 2005 yılından beri Binicilik Federasyonu Atlı Dayanıklılık Komitesi tarafından düzenli olarak yapılan yarışmalar sayesinde, bu disiplin popüler ve en hızlı büyüyen binicilik dalıdır. Yılda 9-10 ulusal ve 2-3 adet internasyonal ya-
rışma her yıl federasyonun yarış takvimine girmektedir. Yarışmalar İstanbul, Bursa, Nevşehir, Kayseri, Eskişehir, İzmir, Antalya illerinde yapılmaktadır. Kayseri’de Talas İlçe Belediyesi, İzmir’de de Seferihisar Belediyesi yarışmalara destek vermektedir. Federasyon Başkanımız Tunç Çapa’nın da teyit ettiği gibi uluslararası platformda başarı gösterme ihtimalimizin en yüksek olduğu binicilik dalı Atlı Dayanıklılık’tır. Dünya’da Atlı Dayanıklılık; İlk olarak şeyhlerin sporu olarak adını duyurmuş olan bu binicilik dalının geçmişi tabii ki Orta Asya’ya kadar dayanır, son hali ile gelişimini büyük miktarda yine şeyhlere borçludur. Bir önceki dönem Dubai şeyhini karısı ve Ürdün Kralının da kızı olan Prenses Haya’nın Internasyonal Binicilik Federasyonu’nun Başkanı olması ve tabii ki kendisi de yarış koşan Eşi Al Maktoum’un büyük para yardımları ve sponsorlukları sayesinde bu binicilik dalının hızlı bir şekilde büyümesini sağlamıştır. Bu branşın 2020 Olimpiyatları’nda olimpik olması beklenmektedir. Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Amerika’da oldukça popüler bir binicilik dalı olmakla birlikte dünyada en hızlı büyüyen binicilik dalı olduğu FEI tarafından da teyit edilmiştir. İçinde bulunduğumuz grupta rakiplerimiz Bulgaristan, Romanya ve Sırbistan’dır.
AT Sanat
“Bir yaprağa bakıp onu cam Ayşe hayal etmek Seferoğlu bambaşka bir şey...” Ayşe Seferoğlu, içinde sanat biriktiren ve bu arzusuna karşı koyamayıp bunu dışa vuran bir isim. Kalbinin sesini dinleyenlerden... Yaptığı başarılı tahsilin ve mezun olduğu mühendislik bölümünün yanı sıra sanatı hayatına taşıyarak, ona büyük bir yer ayırmış. Yurtiçi ve yurtdışı çok sayıda workshopa katılan Seferoğlu, cam sanatının ince işçiliğiyle harikalar yaratıyor. Doğa, insan ve hayvandan ilham aldığını vurgulayan Ayşe Seferoğlu yarattığı eserle A’dan Z’ye kendisi ilgileniyor. Birçok cam çalışmasının yanı sıra “İstanbul’un 100 Cam Sanatçısı” ve “Glassworks” isimli iki kitabın da sahibi.
42 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
- Amerika’da mühendislik eğitimi aldınız. Sanatla yollarınız nasıl kesişti? Üniversite hayatımın son senelerinde rahatlamak amaçlı heykel sanatıyla ilgili çalışmalara başladım ve devamı geldi. Çok keyif alarak yaptım, ticari amaçlı hiçbir zaman düşünmedim. Beni rahatlatan, huzur veren bir çalışma oldu. 2000 yılında camın ana yapısını tanıyabilmek için şalümo çalışmalarına başladım. Bu çalışmalarda genelde küçük boyutlu boncuk çalışmaları oluyordu. Benim amacım hep heykelimi cama çevirmekti. Çünkü heykel yaparken de hep cam
sırlarla çalışıyordum. Heykelimi cama nasıl dönüştürebilirimin peşindeydim. - Çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Yurtdışında çok sayıda workshopa katıldım. Dünya cam eğitimi haritasında Türkiye noktasında bulunan Cam Ocağı’nda çalışıyorum. Kendi atölyemde fırınım var, titiz çalışırım her işimi kendim yaparım. İkinci bir kişi ile asla çalışamam. Dolayısıyla işim biraz uzun zamanda çıkıyor ama sonrasında çok keyifli oluyor. İşin sonunda bir hata var ise de o benim hatam oluyor. Özellikle cam çalışmalarında 2. 3. partiler olarak çalışabiliyorsunuz, ustalardan destek alabiliyorsunuz ama ben her şeyi kendim yapmayı tercih ediyorum. 2002-2012 yılları arasında yaptığım işleri içeren bir kitabım çıktı. Amerika’da yayınlandı, orada da satışa sunuldu. Türkiye’de satışı yok ama Blurb.com kitap satış sitesinden ulaşılabilir. - Cama hayat vermek nasıl bir duygu? Cam materyal olarak beni her zaman çeken malzemeydi. Onun saydamlığı, akışkan olması, zaman içinde şekil değiştirmesi, sıvı iken katı haline döndüğünde aldığı hal her zaman heyecan vericiydi. Çünkü bir işe başlıyorsunuz bir hayal ile
başlıyorsunuz ve o hayalin neticesi nasıl olacak… O bana çok büyük keyif veriyor. Tekniğin aşamalarını bilince tasarım yaparken de çok keyif alıyorsunuz. Bir yaprağa bakıp onu cam hayal etmek bambaşka bir şey... Çok keyif alarak, zevk alarak yapıyorum. Zaten keyif almadan yapılabilecek bir iş değil. Çok zaman alan ve uğraştıran bir iş… - At dünyasına ilginiz nasıl başladı? Çocukluğumda bende ata biniyordum. Seneler sonra at binmeye yeniden başladım, kızım da benimle başladı. Fakat ikinci çocuğuma hamile olduğumu öğrenince ben bıraktım, kızım devam etti. Hem milli yarışçı oldu hem üniversite de binicilik bölümü okudu. Atı çok seven ve A-Z’ye atın her şeyi ile ilgilenen bir çocuk. Atlar hep hayatımızdaydı, yarış atı olsun, binicilik atı olsun ailemizde hep var oldu. Genel anlamda tüm hayvanları severim, kedi, aslan, köpek çalışmalarım var. Ama at zarif bir hayvan ve çalışılması çok zor. Kızımın yarışmalarında ben hep çizerim, sürekli notlar alırım. Çok modern çalışmıyorum hiçbir zaman doğa kadar harika ve kusursuz olamayız. Doğa en mükemmelini yaratıyor. Çok modern değilim gördüğümü, hissettiğimi çıkartmayı seviyorum. - At figürlerini nasıl yapıyorsunuz? Yöntemi nedir? İlk önce çizerek başlıyorsunuz, çamurdan heykelini yapıyorsunuz camın son halini gördüğünüzde ne kadar mükemmelse aynı mükemmellikte heykelini yapmanız gerekiyor. Çamur ıslakken onun üzerinden silikon bazlı jel flex diye tabir ettiğimiz bir malzeme var. Onunla kalıp alıyorsunuz, yaklaşık 400 derecede eriyen bir malzeme. Onu bir hazne içerisinde kalıba akıtıyorsunuz. Kilden yapılmış heykel jel flex kalıp soğuyunca içinden sökülerek boşaltılıyor. Dolayısıyla kilden yaptığınız heykel cama çevrilirken imha oluyor. Heykel olarak çıkartırken bozarak çıkartıyorsunuz, heykeli koruyamıyorsunuz fakat negatifi jel flexin içinde kalıyor. Bu sefer o jel flexin içine balmumu döküyorsunuz. Bal mumu jel flexin içine girdiği zaman soğuduğunda sizin heykelinizin aynısı mum şeklinde çıkıyor. Mumun üstüne de fırında ısıya dayanıklı bir malzeme var silika diye. Silika ile alçıyı karıştırıyorsunuz ondan yeniden bir kalıp alıyorsunuz mum alçının içinde kalıyor ve donduğu zaman fırına girebilecek bir kalıp elde ediyorsunuz. Onu da bir tencere buharının üstüne koyuyorsunuz ve mumu akıtıyorsunuz. Sizin objeniz bu sefer alçı kalıbının içinde kalıyor. Ondan sonra da objenizin açı hesaplarını yapıyorsunuz. Fırın hesabı da çok çok önemli. Onu da yapıp fırınınıza koyuyorsunuz ve objenin boyutuna göre objeniz MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 43
AT Sanat
C
2-10 gün arasında hazır oluyor. - Rengini nasıl veriyorsunuz? Renkli led kristal camlar ile karıştırıyoruz. Kalıbımızın içine koyacağınız camı da hesap etmeniz gerekiyor. Fazla koyarsanız kalıptan taşıyor, az koyarsanız kalıp boş kalıyor. - Camla yapabileceğiniz bütün teknikleri yapabiliyorum diyebiliyor musunuz? Benim hedeflediğim hep heykelimi cama çevirmekti. Şalümo ile başladım, füzyon yaptım, pate de verre, soğuk cam tekniklerini kullanıyorum. Sıcak cam denemelerim oldu ama çalışmıyorum. Hiçbir zaman ben biliyorum cümlesini kurmayı sevmem. Daima öğrenmeye odaklanırım ve öğrenmenin, kendini geliştirmenin sonu olmadığına inanırım. - Bir objeyi nasıl yapmaya karar veriyorsunuz? İlham kaynağınız nedir? Genelde her şey ilham olabilir, size komik gelebilecek bir şey de bana ilham olabilir. Seyahatte bir demir parçası görürüm fotoğrafını çekerim oda bana ilham olur. Ama daha çok doğadan esinleniyorum benim için sonsuz bir kaynak. 3 ana temam var; doğa, insan ve hayvan. - Cam sanatı için geleceğe dönük planlarınız nelerdir? Mesela sergi açmayı düşünüyor musunuz? Sergilerim oldu, TOÇEV yararına bir sergim oldu. Cam ocağı kapsamında İzmir’de karma bir sergim oldu. Benim asıl hayalimde bir sergi var onu da bir türlü gerçekleştiremiyorum. Öncelikle bir teması olacak. Galeride sergi sevmiyorum otantik bir yer olmalı, ışık ve müzik düzeni istiyorum. Diyelim ki bir at sergisi yaptım atlarımı koyacağım. Her objenin önünde kulaklık olacak ve kişi o kulaklığı takarak seyredecek objeyi. Böyle 44 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
şeyler düşününce sergi astarı yüzünden pahalıya geliyor. Ben bunu hobi olarak yapıyorum, ticari bir amacım yok. Hiçbir zaman satmayı düşünerek bu işimi yapmaya başlamadım. Sergide satış olduğunda da hep üzülürüm. Çünkü her işimden tek bir tane çalışmayı seviyorum. Aynı işi tekrar yaratırken aynı keyfi alamıyorum. Kendimi tekrar etmiş gibi hissediyorum. Benim yarışım hep kendimle olduğu için herhalde bu duygu. Aynı objeyi yerine koymak gerçekten zor. Bunlar benden çocuklarıma kalacak, ruhumun izlerini taşıyan güzelliklerim, mirasım diyebilirim. Röportaj: CANSU AKKOCA
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
AT Sanat
Gerçekleri hangi pencereden görüyoruz...
2007 yılında sinema yönetmeni Serdar Akar’ın süpervizörlüğünde kuruldu Tiyatroadam. 2008-2009 sezonunda ilk oyunları Albay Kuş’u Murat Karasu yönetti ve 20.000 seyirciye ulaşan oyun pek çok ödül aldı: Yardımcı Rolde En Başarılı Erkek Oyuncusu (8. Lİons Tiyatro Ödüller), Gençlik Özel Ödülü(Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri), Yılın En Başarılı Yeni Tiyatrosu (Muhsin Ertuğrul Tiyatro Ödülleri)
2009-2010 sezonunda yine Murat Karasu yönetmenliğinde Markalı Hava oyununu sahnelediler. Bir sonraki sezon, Engin Alkan, Generaller, Savaş ve Barbekü oyununu yönetti ve Komedi ya da Müzikal Dalında Yılın En Başarılı Yapımının Yönetmeni ödülüne layık görüldüler. 2012 sezonunda Bölge Hastanesi oyunuyla Komedi Ensemble Ödülünü(XII Direklerarası 46 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Seyirci Ödülleri) ve En Başarılı Takım Çalışması ödülünü (İstanbul Tobav Tiyatro Çırakları Başarı Ödülleri) aldılar. Geçen sezon İntikam dizisinden de tanıdığımız başarılı tiyatro sanatçısı Zafer Algöz’ün yönettiği Bababaannem 100 Yaşında oyununu sahnelediler. TV dizilerinden söz açmışken oyuncular arasından Fatih K. Beni Böyle Sev dizisinde, Aşkın Ş. Seksenler’de oynuyor. Tiyatroadam bu sezonu ise epik tiyatro yazarı Bertolt Brecht’in Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı oyunuyla açtı. Anadolu Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Tiyatro Anadolu’nun kurucularından Ümit Aydoğdu’nun yönetmenliğini yaptığı oyunda ışık, müzik, kostüm ve dekorda başarılı isimlerle çalışmışlar. Işık tasarımı Yüksel Aymaz’a, müzik direktörlüğü Oktay Köseoğlu’na, kostüm ve dekor Tasarımı ise Barış Dinçel’e ait. Oyun I. Dünya Savaşı’ndan sonraki 1929 Dünya Ekonomik Bunalımında büyük şirketlerin çıkar savaşlarında dürüst insanların nasıl oyuna getirildiğine değiniyor. Oyuna gelen bir Belediye Başkanı öyküsü… Belediye Başkanı aklanmak için çırpındıkça batıyor. Tam battım derken bir çete lideri, gangster -adını her ne koyarsanız- Arturo Ui ile işbirliği yapmak zorunda kalıyor. Bu işbirliği Arturo Ui’yi pis emellerinde daha da güçlendirip yükseltiyor ve zaten yabancısı olmadığı karanlık işler
çevirerek sömürü yoluyla bir ülkenin düzenini alt üst ediyor, değiştiriyor. Halkın bu değişiklik ve alt üst olmuşluğun karşısındaki nabzını tutuyor oyun… Her yerde, herkesle olan bir karakter yaratılmış Arturo Ui ile. Hayatını çıkarları yöneten bir gangster, kahraman, iş adamı, maceracı... Adını her ne koyarsanız, o olan bir adam. Tek bir kişiyle tüm dünya düzenini özetleniyor. Oyunda yaklaşık otuz farklı kişiyi sekiz oyuncu dönüşümlü olarak oynuyor. Sekiz oyuncu otuz farklı kişiyle sahneden hiç inmiyor ve enerjilerini de hiç düşürmüyor. Hep sahnede, hep harekette olan oyuncuların akapella (insan sesi) ile yaptıkları sahne müziği de oyuna tempo ve coşku kazandırıyor. Oyunda her şey seyircinin önünde yapılıyor: Müzik, kostüm ve dekor değişimi… Tiyatroadamı biraz da oyuncularından tanıyalım: - Tiyatroadam’ın kuruluş öyküsünü anlatır mısınız? Fatih Koyunoğlu: 2007 yılında 8 arkadaş çıktık yola. Daha önce çeşitli tiyatrolarda çalışmıştık. Fakat ortak bir amacımız vardı. İstediğimiz oyunları istediğimiz biçimde sergileyebilmek. Bu ortak derdin etrafında toplandık. Elimizde Hristo Boytçev’in Albay Kuş adlı oyunu bulunuyordu... İlk Oyunumuz. Ekip olarak çok inanmıştık metne… Çok tuhaftır,
oyunun metni ile tiyatronun hikâyesi birbiriyle paralel yürüdü diyebiliriz. Oyunda da 8 delinin kendi devletini kurup Birleşmiş Milletlere üye olmaya çalışmalarının hikâyesi anlatılır. Bizim hikâyemiz de biraz böyleydi… Biz de sonuçlardan yahut nelerle karşılaşacağımızdan habersiz, deli cesaretiyle bir kere çıkmıştık yola. Bu süreçte süpervizörümüz Serdar Akar maddi manevi destekçimiz oldu. Murat Karasu kar-
şılıksız koşulsuz oyunumuzu yönetti. Semaver Kumpanya ve Oyun Atölyesi sahnelerini açtı. Anladık ki başka deliler de varmış tiyatroya inanan… İyi ki de varlarmış ki biz bir Tiyatro olduk. - Tiyatroadam ekibini bize anlatır mısınız, yani sizi tanıyabilir miyiz? Aşkın Şenol: Yola çıkarken bir düsturumuz
vardı: Samimiyet. Hala onu korumaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Hepimiz konservatuvar mezunuyuz, daha sonra yeni gelen arkadaşlarımız da hep okullu oldular. Hepimizin okuldayken kurduğu hayaller bir baktık ki gerçek olmaya başlamış. Biz de dişimizi tırnağımıza kattık elimizden geldiğince. ‘Gerçek’; izleyicimizi de kendimizi de kandırmadan tiyatro yapmaya çalışıyoruz. Çok iddialı gelmesin, daha çok bir çaba bu... Tiyatrolar da insanlar gibi: Hata yaparlar, bazen dürüstlüklerini kaybederler, insanları kırarlar, kendilerini bir şey zannederler. Sorun bunlarla karşılaştığında kendine dönüp hatalarından ders almaktır, kaynağa geri dönmektir. Elimizden geldiğince böyle yapmaya çalışıyoruz. En sağlam tarafımız da bu galiba. - Tiyatroadam’ın farkı desek, ne söylersiniz? Berk Yaygın: Tiyatroadam ekibinin çoğu oyuncusu daha önce ödenekli tiyatro geçmişine sahip ve bu ekipte yer almaları tesadüf değil. Ödenekli tiyatrolarda ki birçok sorundan hemdert olmanın getirisi olarak ortak bir ‘keşke’ etrafında toplanmış durumdayız diyebilirim. Hem işleyiş hem de içerik açısından geçerli bu söylediğim. Herkesin eşit söz ve fikir hakkına sahip olduğu ve işi tiyatro olduğu için değil tiyatroyu iş edindiği için tiyatro yapan bir ekibiz. Oyunlarımızı seçerken yazar gözetmiyoruz, bizim için önemli olan söylemek istediğimiz söz. Bu günü, bu günün insanını ve bu günün dertlerini göz ardı etmeden insandan yana bir tiyatro yapma çabasındayız. - Yeni oyununuzda diğerlerinden farklı olarak denediğiniz bir şey var mı? Deniz Özmen: Yeni oyunumuzda daha önce sahnelenen Brecht oyunlarında pek rastlanmayan türde modern, özgün bir sahneleme anlayışı var. Daha önceki oyunlarımızda da bu yaklaşımımız vardı. Ama bu bizim ilk Brecht oyunumuz. Yönetmenimiz Ümit Aydoğdu, Brecht’in Epik Tiyatrosu’nun özüne uygun bir şekilde, oyuna modern, özgün, yaratıcı bir yorum getirdi. 8 oyuncu, yaklaşık 36 farklı karakteri -her sahnede başka bir karakteri canlandırarak- dönüşümlü bir şekilde oynuyoruz. Aynı zamanda sahne geçişlerinde kostüm ve dekor değiştiriyor, geçiş müziklerini akapella ile (insan sesi ile) hep beraber yapıyoruz. Bütün bunlarla seyirciye baş döndürücü bir tempo ve alışılagelmişin dışında bir tiyatro lezzeti sunmayı amaçlıyoruz. - Oyun kimlere hitap ediyor? Çetin Kaya: Bütün seyircilere çünkü oyunun söylemek istediği söz herkese. “Kişilerin yoktur bir önemi, çerçevelerdir var eden o dönemi” derken herhangi bir dönemde bir durum karşısında herkesin sorumluluğu oldu-
ğunu anlatmak istiyor. Yani olaylar karşısında onaylayan kadar onaylamayanın, gören kadar görmezden gelenin, sesini çıkartan kadar sesini çıkarmayanın payı olduğunu söylemek istiyor. Önlenebilir durumların gün gelip önlenemez hale geldiğinde uğranılan yıkımda herkesin payının olduğunu söylediği için bütün seyircilere hitap ediyor. Ayrıca oyuna gelen herkesin oyundan alabileceği farklı tatlar var. Brecht’i, epik tiyatroyu seven, oyun içinde müzik kullanımını seven (hele bir de bu müzik insan sesiyle ‘akapella’ yapılıyorsa), bütün sahne geçişlerini seyirciyi sıkmadan bu işin de oyunun bir parçası olarak kabul eden bir kurguyla yapılmasını seven, sahne üzerinde bir an bile enerjinin düşürmeden sevene... - Tiyatroadam’ı tanımlayan bir cümle desek ne söylersiniz?
Ayça Koyunoğlu: Sahneye birbirimize sarılmadan çıkmayız. Deniz Özmen: Ekip ruhu ve oyuncu performanslarının ön planda olduğu, içerikli, mizahi oyunlar oynayan, sahne dışında ve sahne üstünde “samimi” olmaya özen gösteren, konservatuvar mezunu oyunculardan oluşan bir tiyatrodur. Fatih Koyunoğlu: Herkes işçi, patron yok. Aşkın Şenol: Yaklaşık yılın 300 gününü ti-
yatro mesaisiyle geçiriyoruz. Bunu bir cümleye indirmek benim yapabileceğim bir şey değil. Çetin Kaya: Röportajımızı en sevdiğimiz sözle bitirelim o zaman: “Fikir güzelse, kimin söylediğinin önemi yok.” Seyirciyi her an yakalayan oyun, epik tiyatronun çağdaş yorumuyla eğlenceli bir biçimde sunuluyor ve hoş, farklı bir tat bırakıyor zihinlerde… Röportaj: DİDEM OKUR KAYA MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 47
AT Sanat
İstanbul Atlı Spor Kulübü Sergisi Tuncay Deniz İstanbul Atlı Spor Kulübü’ndeki sergisinde daha çok özel koleksiyonundan derlediği “Master Works 2” adlı serisiyle; sanatseverlere, insanların iç dünyasındaki süreçleri anlattı.
P
ortreleri ve Duyuları ele alan sanatçı; insanın aslında çok özel bir varlık olduğunu, onun tarihten bu güne yaşadığı her türlü iyi kötü özelliklerinin yanı sıra içinde sürekli olarak taşıdığı genel ve özel sorunlarını, hüzünlerini insanların yüzlerine vuran ifadeyle anlatmayı seçiyor. Sanatçı eserlerinde, aslında günümüz problemlerinden ve gerçeklerinden biri olan temel
48 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
bir duygusal boşluk ve onun karşısında ne yapacağını bilemez hale gelen insanın yaşadığı boşluğu resmetmiştir. “İşte portreler bu boşluğun karşısında özüne dönüp kendi salt benliğini ve salt değerini ‘yeniden ve tekrar tekrar’ anlamaya, bilmeye veya keşfetmeye başlayan insanın o umutlu duygulara geçişini ortaya koyarlar ve bizlere bu sürecin en güzel evresini anlatırlar” ifadeleri kullanılmıştır.
Tuncay Deniz kimdir? 1982’de İstanbul’da doğan Tuncay Deniz, ilköğretimini tamamlarken resim sanatına olan kabiliyetini keşfetmeye başlar. Çizgi kahramanlarının resimlerini yaparak tutkusunu büyüten sanatçı, Caravaggio’nun, F.Boucher’in ve Van Gogh’un çalışmalarından çok etkilenerek; çizgi roman kahramanlarının yanı sıra ilgisini klasik resim sanatına ve insan figürlerini gerçekçi biçimde resmetmeye yöneltir. İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ni 2.likle kazanan Tuncay Deniz, bu yıllarda resim sanatındaki kabiliyetini ilerletirken müziğe olan ilgisini de keşfedip piyano çalmaya başlamıştır. Sanatçı; 2003 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazanıp, son 30 yılın en başarılı öğrencisi seçilmiştir. Lise ve üniversite yıllarında karma sergilerde bulunan Tuncay Deniz, ilk kişisel sergisini henüz öğrenciyken 2008 yılında açtı. Mezuniyetinin ardından yabancı dil eğitimini geliştirmek için New York’a gidip, eğitimine Adelphi Üniversitesi ELS/Manhattan’da devam eden Tuncay Deniz, burada aynı zamanda müzeler, galeriler, sanatsal pazarlamada çalışma prensipleri hakkında araştırmalarda bulundu. İstanbul Nişantaşı’nda 2010 yılında Usta İşler (Master Works) adlı sergisini, 2011 yılında Sanat ve Geçicilik (Art and Trasience) adlı sergisini açtı ve sanatseverlerden büyük ilgi topladı. 2012 yılında Antik A.Ş Müzayedesinde yer alan üç eseri koleksiyonerlerin beğenisine sunulup, üç eseri de satıldı. 2013 yılında ise Bodrum’da Mini Retrospektif Kişisel Sergisini açan sanatçı, bu sergiden büyük ilgi topladı.
Yarışma
Bursa Atlı Spor Kulübü Kapalı Manej Kış Yarışmaları tamamlandı
T
ürkiye Binicilik Federasyonu Bursa Atlı Spor Kulübü Kapalı Maneş Kış Yarışmaları tamamlandı. Bursa Atlı Spor Kulübü’nde gerçekleşen yarışmalarda Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Kupası’nda Sencer Can birinciliği AB 19 Jilet, ikinciliği AB 19 Beter ve üçüncülüğü AB 19 Chepetto isimli atlarıyla alırken; dördüncülüğü Unicom’s Jumpy isimli atıyla Hasan Şentürk, beşinciliği ise Contendrina isimli atıyla Erol Akbaş aldı.
MART-NİSAN 2014
www.atdunyasi.com 49
AT Haber
ek i d n i z e k r e m n Şe hr i “Cennet” Sarıyer’in Gümüşdere Köyü Ovası’nda bulunan Atlıtur Kulübü Tesisleri, Belgrad ormanlarıyla çevrili bir oksijen cenneti…
A
tlıtur Kulübü, at sevgisinin ve ata olan düşkünlüğün Türk kültüründeki önemi esas alınarak, at neslinin geliştirilmesi, sahip olunan öz değerlerin muhafaza edilmesi ve geliştirilmesi, kıymetli bu emaneti gençlere en nitelikli haliyle
ve tüm incelikleriyle öğretmek amacıyla 1993 yılından bu yana hizmet veriyor. Atlıtur Kulübü; alışveriş merkezlerinde kurulan geçici manejler ile binicilik hizmetleri, okullara yönelik binicilik hizmetleri, turistik yerlerde
atlı gezi organizasyonları, temel binicilik eğitim programları düzenleme gibi hizmetler sunmaktadır.
Spor Toto’dan TBF’ye destek
S
por Toto Teşkilat Başkanlığı’nda düzenlenen imza gününe Türkiye Binicilik Federasyonu Başkanı Sayın Tunç Çapa katıldı. İmza töreninde Teşkilat Başkanı Sayın Mehmet Kasapoğlu ile bir araya gelen TBF Başkanı Sayın Tunç Çapa sponsorluk anlaşmasına imza attı.
Miras ve gelenek
H
eritage de Longines koleksiyonundaki, Longines Column-Wheel Single Push-Piece Chronograph serisinin tek düğmeli kronografları kanatlı kum saati logolu markanın zengin tarihinden ilham alan ve özel bir Longines mekanizmasına sahip ve markanın yarattığı ilk kronograflı bileklikleri anımsatıyor. Bu modellerin çelik veya pembe altından yapılmış üç modeli bulunmakla birlikte beyaz kadran, oksit mavi ibrelerle uyumlu siyah rakamlar ve kırmızı on iki rakamı ile süslenmiş. Tekli düğmenin içine geçtiği yivli kurma kolu bu parçaların klasik estetiğini tamamlıyor. http://www.longines.com 50 www.atdunyasi.com MART-NİSAN 2014
Sarar’dan Cool Wool koleksiyonu
Ş
ehirli erkeklerin vazgeçilmez markası Sarar, The Woolmark Company ile işbirliğine giderek, şık ve inovatif bir koleksiyon olan Cool Wool lansmanını Zorlu Center mağazasında gerçekleştirdi. Tanıtım etkinliğinde Sarar Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet YILMAZ, The Woolmark Company Türkiye Müdürü A.Mahmut KOÇAK ve ünlü oyuncu Engin HEPİLERİ yer aldı. Tanıtımın ardından Oben BUDAK’ın DJ Performansı ile katılımcılar eğlenceli anlar geçirdi. Yünün sadece sonbahar kış mevsimlerinde kullanıldığına dair ön yargıyı yıkan Sarar Cool Wool Koleksiyonu, yazları serin, kışları ılık tutan yapısıyla şıklığına, sağlığına ve rahatına düşkün erkeklerin yeni gözdesi olmaya aday görünüyor.
U.S. Polo Assn. ile İlkbahar-Yaz Doğanın uyanışını ve baharın tazeliğini 2014 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’na yansıtan U.S. Polo Assn.’de elbiselerden capri pantolonlara tiril tiril bir sezon sizleri bekliyor.
A
tlı polo sporundan ilham alan, rahatlık ve şıklığı buluşturarak modaya yön veren U.S. Polo Assn., baharın canlı renklerini gardıroplara taşıyor. U.S. Polo Assn.’nin 2014 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’ndaki tiril tiril tasarımlar şıklığıyla göz kamaştırırken rahatlığından ödün vermek istemeyen tarz sahiplerini bekliyor.
550’den fazla yolcu salonu
880’den fazla uçuş noktası
Daha muhteşem ödüller
Daha büyük bir dünyada yolculuğa hoşgeldiniz. oneworld'e hoşgeldiniz. Artık bir oneworld birliği üyesiyiz. Dolayısıyla dünyanın 880’den fazla uçuş noktasına seyahat edebilir, 550’den fazla havalimanı özel yolcu salonuna giriş yapabilir ve uçtukça size de daha fazla seyahat imkanı sağlayan ödüller kazanabilirsiniz.
Qatar Airways ve oneworld ile daha büyük bir dünyada yolculuğa hoşgeldiniz. qatarairways.com/oneworld World’s 5-star airline.