AT SEVGİSİ VE BİNİCİLİK DERGİSİ
® Sencer Can
2
Fiyatı 10 TL
HAZİRAN 2014 - 2 / Sayı: 34+ +
“Çocukluğum babamın yarışlarını izleyerek geçti”
Nuri Oğlakçı Kupası
Kemal Öncü “Biz biniciliği dünyaya öğrettik şimdi onlardan öğreniyoruz”
İstanbul Kupası İstanbul Engel Atlama Bölge Şampiyonası
Yaza Merhaba Festivali
Sencer Can
Kemal Öncü
İÇİNDEKİLER
Dr. Berjan Demirtaş
Önyazı
06 Genç yetenekler 14 “Yaza Merhaba Festivali” 18 Nuri Oğlakçı Kupası 20 İstanbul Kupası 26 İstanbul Engel Atlama Bölge Şampiyonası 30 Pony Festivalleri 32 Kaya Baban Ligi 36 Kemer Kış Festivali 44 At Sanat
begumcelik@kaplanmedya.com
İki aylık bir aradan sonra yeniden karşınızdayız. Üstelik dopdolu bir içerik ile. Bu sayımızda sizlere çok güzel haberlerimiz, paylaşımlarımız var. Önemli binicilerimizden Sencer Can ile sizin için bir araya geldik. Yıllarını biniciliğe adayan Kemal Öncü ile biniciliğe dair sohbet ettik. Eski süvarilerimizden Minal Dizdaroğlu ile geçmiş dönemleri yad ettik. Geçtiğimiz dönemde Nuri Oğlakçı Kupası, İstanbul Kupası, İstanbul Bölge Atlama Şampiyonası öne çıkan yarışmalardan oldu. Kulüplerimizin düzenledikleri “yaza merhaba” partileri ve pony festivalleri sayfalarımıza renk kattı. Sizlere çok önemli bir haberimiz var. Ekip şefliğini Mert Alıcıoğlu’nun yaptığı; Çağrı Başel, Derin Demirsoy, Hüsnü Dinç, Ömer Karaevli ve Sencer Can’dan oluşan Milli Takımı’mız Polonya’nın Sopot şehrinde katıldığı Furusiyya Milletler Kupası’nda 10 ülke arasında yarışmayı kazanarak tarih yazdı. Kendilerini tebrik ediyoruz. Umarız başarıları günden güne artarak devam eder. Dergimize web sitemizden (www.atdunyasi.com), www.issuu.com’dan, Turkcell Dergilik’ten ve Apple Store’dan ulaşabilir; dilerseniz abone olarak dergimizin kapınıza kadar gelmesini sağlayabilirsiniz.
Begüm Çelik
Saygılarımla,
Kurucu HÜSEYİN KAPLAN İmtiyaz Sahibi ve Genel Koordinatörü F. BEGÜM ÇELİK begumcelik@kaplanmedya.com Genel Yayın Yönetmeni BARIŞ ÖZKAN barisozkan@kaplanmedya.com Yazı İşleri Müdürü CANSU AKKOCA cansuakkoca@kaplanmedya.com Editör DAMLA DURAK damladurak@kaplanmedya.com Görsel Yönetmen TAMER GÜLTÜRK Color Collection ERCAN TARHAN Fotoğraflar YERYÜZÜ İLETİŞİM MERKEZİ info@yeryuzuiletisim.com
Yayın Kurulu TULYA KURTULAN OKTAY KURTULAN, AHMET KARAMAN FİKRET MEMİŞOĞLU, MELTEM BİNGÖL AYHAN ÖKMEN, BEYNUR TÜRKOĞLU RESUL ENSONRA Sayı: 2 / 2014-2 İki ayda bir yayınlanır. Hazırlayan
Fatma Begüm Ay ve Barış Özkan Ortaklığı İnönü Mah. Ölçek Sokak 39/10 Deniz Ap. Elmadağ - İstanbul Tel: (0212) 296 02 88 Fax: (0212) 232 56 49 Reklam Rezervasyon reklam@kaplanmedya.com Tel: (0544) 612 90 90 Fax: (0212) 232 56 49
Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Baskı Tarihi Haziran 2014 Baskı ve Cilt: ÖZGÜN Ofset Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 Otosanayi 4. Levent -İstanbul Tel: (0212) 280 00 09 At Dünyası Dergisi’nde yayınlanan yazı, fotoğraflar ve ilanlar sahiplerinin sorumluluğundadır. İzin alınmadan tam ve özet alıntı yapılıp kullanılamaz.
Bu sayıyı www.issuu.com adresinden ücretsiz okuyabilirsiniz.
4 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014 Basın
bülteni için; cansuakkoca@kaplanmedya.com
Genç Yetenek
İpek Demirci
“Atlardan korkarsanız, onlar da sizden korkar”
EĞİTMEN GÖRÜŞÜ Gülru Turcan: İpek, en eski öğrencilerimizden biri, biniciliğe bizimle başladı. Bu sene ponylerle son senesiydi ve çok güzel yarışlar koştu. Umarım ata geçtiğinde de bu başarıları devam edecek... Yelda Topbaş: Kararlı ve istekli bir öğrencimiz olan İpek’e binicilik yaşamında bol kupa ve madalyalar dilerim. Nevra Ölçer: Birçok öğrencimiz için keşke büyüyüp ata geçmeseler dediğimiz oluyor. İpek’te bunlardan biri… İpek, çok iyi yarışlar çıkardı. Binicilik hayatında bol şans diliyorum kendisine. 6 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
12 yaşındaki İpek, beş senedir İstanbul Atlı Spor Kulübü’nde ponylere biniyor. Atlara olan ilgisi ailesiyle birlikte hafta sonları gittiği binicilik kulüplerinde başlamış. Ata binerken neler hissettiğini sorduğumuzda cevabı şöyle oluyor: “Atlarla beraber olmak kendimi iyi hissettiriyor; onlara binmek, yarışlara katılmak, birincilikler elde etmek çok güzel bir duygu.” Bu sporla birlikte sosyal çevresinin de genişlediğini söyleyen İpek, İrlanda ve İngiltere’ye giderek orada da ata binme fırsatı bulmuş. En çok ilgisini çeken branşın atlama olduğunu da sözlerine ekliyor. Kendisine örnek aldığı isimler Zeynep Sesel ve Deniz Üretmen. İpek’in ata binmek isteyen ama korkanlara ise bir önerisi var: “Korkmanıza hiç gerek yok! Atlar da insanlar gibi düşünebiliyorlar. Eğer atlardan korkarsanız, onlar da sizden korkar.” Röportaj: CANSU AKKOCA
Genç Yetenek
EĞİTMEN GÖRÜŞÜ Gülru Turcan: Mia, aynı İpek gibi uzun süredir bizimle. Geçtiğimiz yıl P1 kategorisinde çok başarılı bir sezon geçirdikten sonra bu yıl P2 kategorisinde yarışmaya başladı. Mia, bir süre daha bizimle İASK Pony Club’de kalacak. Yelda Topbaş: Binicilikte emin adımlarla ilerlemekte olan Mia’nın sırrı; bebek sınıfından beri İASK Pony Club öğrencisi olmasında gizli. Nevra Ölçer: Mia, yarış açısından iyi bir dönem geçirdi ve önümüzdeki dönemlerde de kendisinden iyi yarışlar çıkarmasını bekliyoruz. Binicilik hayatında başarılar diliyorum.
i Mia Çolakid
“Hayvanlarla iletişim kurabilmeyi öğrendim” 8 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Sekiz yıldır ata binen 10 yaşındaki Mia Çolakidi’nin atlara olan sevgisi Burgazada’da bindiği faytonlarla başlamış. Bu ilgisini fark eden ailesi ise onu hemen biniciliğe yönlendirmiş. Binicilik sayesinde hayvanlarla iletişim kurmayı öğrendiğini söyleyen Çolakidi, atların bakımının zor olduğunu, insanlar gibi onlarında bakım istediklerini belirtiyor. Türkiye Şampiyonluğu ve Engel Atlama’da birincilikleri olan yetenekli binicinin takip ettiğini isimler; Deniz Üretmen, İpek Mirci ve Ada Kitapçı. Röportaj: CANSU AKKOCA
Röportaj
“Çocukluğum babamın yarışlarını izleyerek geçti” Çocukluğundan beri sadece atlarla ilgili bir iş yapmak istediğini söyleyen Sencer Can, yurtdışında ve yurtiçinde pek çok başarının sahibi. Binicilik sporunun tanıtılması gerektiğini düşünen Can, medyada da daha çok haber yapılmasını istiyor.
SENCER CAN 10 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
- Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? 21 Haziran 1972, Edirne doğumluyum. Eski süvari at subaylarından olan babam Rafet Can, askerlik görevleri süresince Ankara’da ata biniyordu. Babam emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleştik. 1986 yılında İstanbul’da bir daha inmemek üzere atın üzerine çıktım. Zaten çocukluğum babamın yarışlarını izleyerek geçti. Çok başarılı biriydi ve atları da çok severdi. Çocukluğumdan beri atlarla ilgili bir iş yapmak istiyordum. Mesela, üniversite sınavına girdikten yarım saat sonra çıktım çünkü yarışma vardı. Tercihim başından beri belliydi; ilk eğitimlerimi iki yıl boyunca babam verdi ve benimle çok uğraştı. Babam temelimizin çok kuvvetli olmasını istiyordu ve iki sene bizi yarışmalara hiç sokmadı. 1989 yılında junior’lar da ulaşabileceğim en iyi skoru aldım. O dönemin artılarını şuan hissediyorum. - En çok sevdiğiniz, bağlandığınız atınız hangisi? Hayatımdan belli kalitede atlar geçti. Gönlümde taht kuran 2-3 tane atım oldu. Biniciliğe ilk başladığım zaman rahmetli babamın Veliefendi’den alıp getirdiği, sonra da belli se-
viyeye ulaştırıp bana verdiği ve üst üste başarılarımı yakaladığım atım “Topaz” bunlardan biri. Geçenler kaybettiğim bir atım vardı çok sevdiğim. Bana göre Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi atıydı. - Durusu Park’tan bahsetsek… Siz burada eğitim veriyor musunuz? Evet, Durusu Park’ta eğitim veriyorum. Durusu Park eskiden bir kulüptü; el değiştirdi ama bir türlü eski havasını yakalayamadı. Bence İstanbul dışında muhteşem bir ortam… Yarışmalara atını hazırlamak isteyenler için dört dörtlük bir tesis. Yazın okullar kapandıktan sonra benden ders almak isteyen insanlara hedefleri doğrultusunda yardımcı olmak isterim. Haziran ayı itibariyle çalışmalara başladık. - Ülkemizde binicilik için pahalı bir spor algısı var. Sizce de öyle mi? Yarışma standartlarında olmak istiyorsanız evet pahalı bir spor. Sizin böyle bir imkanınız varsa güzel, ama yoksa çok iyi bir sponsor bulmanız gerekiyor. Maalesef bizim ülkemizde bu spor zengin sporu olarak algılandığı için ve medyada çok fazla haberi yapılmadığı için insanlar da haklı olarak zengin sporu olarak görüyor. İsviçre’de, Almanya’da binicilik birinci dal ama bizde birinci dal futbol. Gazetelerde binicilik ile ilgili iki satır yazıldığında mutlu oluyoruz. Bizde at dediğimiz zaman yarış atları akla geliyor. Biraz daha tanıtmak gerekiyor. Medyanın buna daha fazla önem vermesi gerekiyor. İtalya’dan, dört haftalık bir yarışmadan geldik. Dört haftadır Türk biniciliğini çok güzel temsil ettik ama tek bir gazete de haberimiz çıkmadı. - At seçiminde nelere dikkat etmek gerekiyor? Öncelikle ne yapmak istiyorsunuz? Sadece binmek istiyorsanız sizi çok fazla zorlamayacak bir at seçmeniz gerekiyor. Profesyonellik istiyorsanız çok farklı özellikler gerekiyor. Branşa
göre de değişiyor tabi. O zaman engel, yükseklik tüm bunları yapabilecek bir ata ihtiyacınız var. Kuvvetli, kolay ve kaliteli olmalı. - Ata binmek isteyenlere önerileriniz neler? Öncelikle bu işi doğru şekilde öğretebilecek insanlarla başlamaları lazım. Ne yapmak istediğine bağlı… Yarışmacı değil, binici olmak istiyorum derlerse bunu her yerde yapabilirler. Her
kulüpte yapabilirler. Yarışma içinse öncelikle bu yarışmaları yapmış, tecrübeli insanlarla çalışmaları lazım. - Atatürk Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Başbakanlık Kupası gibi birçok başarılarınız var. İleriye dönük hedefiniz nedir? Tüm hedeflerimi gerçekleştirdim! Çok fazla kupam ve başarılarım var. Yapamadığım tek bir şey kaldı; olimpiyatları koşamadım. 2004
olimpiyatlarında direkten döndüm. Son dakika dördüncü oldum. O da çok külfetli bir iş. Bundan sonraki tek hedefim iyi bir sponsor bulduktan sonra yurtdışında Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek. - Uzun süredir ata biniyorsunuz ve birçok yarışmaya katıldınız. Unutamadığınız, ilginç bir anınız var mı? Bende anı çok! Ben ilklerin adamıyım; Türkiye’de ilk defa “young rider” ve “senior” koşan kişiyim. İlk ayağım da çok ilginçti. Babamın arkadaşı Mete Böke beni uçağa bindirip, Avrupa Şampiyonası’na gönderdi. Bir at verdiler, çalışma parkurunu gösterdiler. Yarışma Hollanda’daydı, yaklaşık 20 ülkenin katıldığı bir açılış senfonisi yapıldı. Yarışma yerine beş dakika uzaklıktaki bir kasabanın içinde bütün ülkenin binicileri, yöneticileri, federasyon yetkilileri ve önde bayrak tutan bir çocuk... Harf sırasına göre herkes yürüyordu. Bana sıra geldiğinde, ben tek başıma bayrağı tutuyorum, arkamda hiç kimse yok! Tabii insanlar bana bakıp gülmeye başladı. 1991 yılıydı ve federasyondan hiç kimse görevli değildi. Çok ani olmuştu. Birinci gün yarışma koşuldu, ben Hollanda Milli Takımı ile gittim. Çok güzel bir şekilde yarışmayı bitirdim. Hollanda Milli Takım hocası bana “bizim çocuklardan bile daha iyisin” dedi. İlk defa katıldığım bir Avrupa Şampiyonası’nda çok iyi bir sezon geçirdim ve finale kaldım. - Neler eklemek istersiniz? Yapılan yarışmalara 4-5 kişi katılıyor, at kalitesi çok düştü. Yanlış hoca çalıştırması, yanlış at alınması gibi hatalar oluyor. Junior seviyesinde bir yarışmaya 20 çocuk katılıyor, bunların çoğu yarışmayı zorla bitiriyor. Bana göre bizim binicilerimizin Avrupa’da daha çok iş yapması gerekiyor. Şu an maalesef kısır döngü içerisindeyiz. Röportaj: BEGÜM ÇELİK HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 11
AT Haber
Minal “Türkiye’de ikincilik rekoru kırdım” Dizdaroğlu “Hem kazandım hem kaybettim; kazandığımda mutlu oldum ama kaybettiğimde hiç üzülmedim’’ bu sözleri tüm samimiyetiyle, sportmence söyleyen eski süvarilerimizden Minal Dizdaroğlu, “çok başarılı yarışmalar koştum, çoğu zaman küçük hatalar veya saliselerle birincilikleri kaçırdım. Çoğunda ikinci oldum, ben Türkiye’de ikincilik rekoru kırdım’’ derken kahkahalar atıyor.
S
ubay çocuğu olarak dünyaya gelen Minal Dizdaroğlu, ilk olarak Gölcük’te daha ilkokul öğrencisiyken seyis atlarına binerek atlarla tanışmış ve bir ömür boyu kopamamış. Arazi binişleri yaptığı için Harp Okulu’nda Askeri Pentatlon ekibine seçilmiş. Daha sonra 1962 yılında süvari birliğinde grup komutanı Fazlı Örgüt ile ilk çalışmalarını yapmaya başlamış. Senenin sonuna doğru ise muhafız alayında ilk çalışmalarını yapmaya ve yarışma koşmaya başlamış. Kudret Kasar, Mennan Pasinli, Cemalettin Zorlu, Sait Beykoz, Nail Gönenli, Eyüp Öncü ve Yarbay Fon Zigner gibi kuvvetli hocalarla çalışmış ve binicilik kariyerini geliştirmiş. Birçok başarıya imza atmış; özel unvan kupalarına sahip olmuş. Ancak çok formda olduğu bir dönemde yetiştirdiği atı Dinamik ile Akdeniz oyunlarına hazırlanmalarına rağmen, oyunların iptal edilmesi sebebi ile gidememişler. Bunun üzüntüsünü hala üzerinde taşıyan sevgili Dizdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı, Atatürk, Spor Bakanlığı, birçok Bölge ve Türkiye Şampiyonlukları ve Balkan Şampiyonluğu bulunuyor. Askerliği süresince devam eden yarışma hayatı boyunca, atların beslenmeleri ve gıda sorunlarıyla çok yakından ilgilendiğini ve her
türlü kantarma çeşitlerinin doğru kullanımları hakkında da mücadele ettiğini belirten Dizdaroğlu, zamanında atlarına uygun kantarmaları kendisinin yaptığını da keyifle anlatıyor. Asıl olarak konkur kompleden yetişen ve en çok bu branşta koşan fakat hiç birinciliği olmayan Dizdaroğlu, daha sonra yüzbaşıyken antrenör olarak ekibin başına getirilmiş. 1977 senesinde eğitim için İngiltere’ye giderek İngiliz Binicilik sistemini öğrenmiş; ayrıca Türkiye’ye gelen Alman hocadan da Alman sisteminde eğitim almış. Araştırmacı ve hakemlik yanı ile tanınan Dizdaroğlu’nun birçok kitabı da bulunuyor. Atlarla ilgili derleme kitapları, 50 yıllık deneyimi ve öğrendikleri neticesinde “Atlarla 50 Yıl” adı altında bir kitap çıkarmış. Halen üzerinde çalıştığı kitaplar olduğunu vurguluyor. Şimdilerde ise İzmir’de yarış yerindeki 0-3 yaş atların eğitimi ile ilgili çalışmalar yapıyor ve Atlı Spor’da klinik çalışmaları ve seminerler veriyor. Atlarla 50 yıla nokta koymayan ve camianın sevilen siması Minal Dizdaroğlu’nu hala aramızda görmekten ve bilgilerinden yararlanıyor olmaktan dolayı mutluluk duyuyor ve kendisine teşekkür ediyoruz. Röportaj: MELTEM BİNGÖL
Dünya Binicilik Festivali başlıyor Prestijli spor etkinliği olan Dünya Binicilik Festivali’nin ana sponsoru, Avrupa’nın önde gelen hava yolu şirketi Türk Hava Yolları oldu. 360 bin seyircinin izleyeceği yarışlar, şimdiden büyük merak uyandırıyor. 11-20 Temmuz tarihleri arasında CHIO Aachen’de gerçekleşecek olan ünlü spor etkinliğinin sponsorluğunu Türk Hava Yolları üstlendi. Aachener Reitturnier genel müdürü Michael Mronz “Avrupa’nın önde gelen hava yolu şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları’nın, uluslararası bir marka olma özelliği ile Chio Aachen’la mükemmel uyum sağlıyor” şeklinde açıklama yaptı. THY ‘nin yanı sıra Rolex, DHL ve Mercedes Benz de Dünya Binicilik Festivali’nin diğer ana sponsorlarından. Yaklaşık 360 bin seyircinin izleyeceği bu yarışları, 10 gün boyunca 140 ülkede izleyicilerle buluşacak. 12 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
The ones who share the passion of perfection meet in the CHIO Aachen July 11th - 20th, 2014
Sponsored by Turkish Airlines
turkishairlines.com
AT Haber
“Yaza
14 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
” i l a v i t s e F a b Merha İ
stanbul Atlı Spor Kulübü Pony Club, biniciliğe gönül vermiş öğrenci ve velileri ile birlik ve beraberliğini güçlendirmek, bütün bir yıl disiplin içinde çalışan öğrencilere tatlı bir yarışma heyecanı yaşatmak ve renkli bir anı bırakmak amacı ile “Yaza Merhaba Festivali” düzenledi. 3 - 12 yaş arası minik biniciler, yaş ve kategorilerine göre düzenlenmiş olan yarışmalarda keyifli vakit geçirdiler. Pony Club öğrencilerinin yanı sıra, Tulya Kurtulan Atlı Spor Kulübü, Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü, Sipahi Ocağı, Alkuzu Çiftliği, Dünya Gençlik Spor Kulübü ve Erkanlı Country Riding Club öğrencilerinin de katılımı ile daha da renklendi. Festivalin sponsorları olan İstanbul Marriott Hotel Asia, Fun Time Eğlence Merkezi, Epona At ve Binicilik Malzemeleri’nin hediyeleri ve Kerem Alkan’ın özel olarak hazırlattığı at temalı yastıklar öğrencileri çok mutlu etti.
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 15
AT Haber
16 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Yarışma
Yusuf Cem Kayacan
Sencer Can
CS 1 * / CSIJ-A Nuri Oğlakçı Kupası sahiplerini buldu CS 1 * / CSIJ-A Nuri Oğlakçı Kupası’nın yarışması 16-18 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Atlı Spor Kulübü Akbank Private Banking Tesisleri’nde gerçekleşti. Nuri Oğlakçı Kupası’nda birinciliği Ballistic isimli atıyla Sencer Can alırken, ikinciliği Abner isimli atıyla Yusuf Cem Kayacan, üçüncülüğü Skara Glen’s Cascador isimli
atıyla Hulki Karagülle aldı. Yarışmacılar yarışmadan kazandıkları tüm geliri geçtiğimiz günlerde Manisa Soma’da gerçekleşen felaket sonucu yaşamını yitiren madencilerin ailelerine bağışladı. Kendilerine hassasiyetlerinden ötürü bir kez daha teşekkür ediyoruz.
NURİ OĞLAKÇI KUPASI 140 cm
Beytullah Hüseyinoğlu
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Ballistic Abner Skara Glen’s Cascador Colorland’s Cheyenne Amante M
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Grandioos BZ Wervelwind 4 Genzarova Leon G Contess 29
Binici Sencer Can Yusuf Cem Kayacan Hulki Karagülle Hasan Şentürk Hulki Karagülle
MELAHAT AKSEL KUPASI 130cm Zaman 78.97 77.47 83.11 84.99 78.74
ATA ATABEK KUPASI 135 cm
18 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Binici Necmi Eren Talya Afyoneri Nur Tuvana Baktıroğlu Selim Can Güney Serra Yedikardeş
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Bingo Abner Colorland’s Cheyenne Cassitano Abdi İbrahim Little Rock
Binici Zaman Beytullah Hüseyinoğlu 81.52 Yusuf Cem Kayacan 81.66 Hasan Şentürk 83.03 Osman Şen 87.67 Sabriye Sevda Esirtgen 90.25
QUALIFIER FOR CSI1 GRAND PRIX KUPASI 130 cm Zaman 77.5 78.52 84.99 75.41 80.4
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Monticelli 7 Contero 8 Contendrina Chambertino Aron
Binici Hasan Şentürk Melih Emir Delikan Hasan Şentürk Mustafa Ülkan Delikan Sencer Horasan
Zaman 69.25 71.17 71.58 76.17 76.29
Aslı Güleç
Selen Kitiş
Hulki Karagülle
Barkın Aydın
Sencer Horasan
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 19
Yarışma
Elif Özşahin
Şevval Mert
Oğuz Dalmış
CS 1 * / CSIJ-A İstanbul Kupası CS 1 * / CSIJ-A İstanbul Kupası yarışması 9-11 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Atlı Spor Kulübü Akbank Private Banking Tesislerinde gerçekleşti. Burak Azak
20 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Deniz Türkoğlu
Barkın Aydın
Neslihan Esen Coşkun Efe Başak
CSI 1* / CSIJ-A İSTANBUL KUPASI Qualifier For CsI1* Grand Prix 130 cm 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Amante M Colorland’s Cheyenne Skara Glen’s Cascador Cassitano Monticelli 7
1. 2. 3. 4. 5.
Colorland’s Cheyenne Wisecrack Unlimited Lady Cassinata Cathy 34
Binici Hulki Karagülle Hasan Şentürk Hulki Karagülle Osman Şen Hasan Şentürk
Zaman 69,67 74,85 76,12 79,92 70,94
Qualifier For CsI1* Grand Prix 130 cm
Sedef Etik
Hasan Şentürk Hulki Karagülle Senem Kibar Barkın Aydın Senem Kibar
69.75 73.68 70.63 73.41 73.81
CSI 1* / CSIJ-A İSTANBUL KUPASI Uluslararası CSI 1* GP 140 cm 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Skara Glen’s Cascador Amante M Colorland’s Cheyenne Zocor Cassinata
Binici Hulki Karagülle Hulki Karagülle Hasan Şentürk Necdet Kaan Karagülle Barkın Aydın
Zaman 74.11 73.08 75.79 85.76 72.76
CSI 1* / CSIJ-A İSTANBUL KUPASI CSIJ-A JUNIOR GRAND PRIX 135 cm 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Leon G Wervelwind 4 Carolus Caprice Contess 9
Binici Selim Can Güney Talya Afyoneri Aslı Güleç Oğuz Dalmış Serra Yedikardeş
Zaman 68,76 68.83 76.26 72.34 73.02
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 21
Röportaj
Ü C N Ö L A M KE
“Biz biniciliği dünyaya öğrettik şimdi onlardan öğreniyoruz” Türkiye’de biniciliğe olan ilginin her geçen gün arttığı bir gerçek. İsmi bu sporla özdeşleşen, Türkiye’de ve dünyada pek çok şampiyonluğa sahip ve şuanda Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü baş antrenörü Kemal Öncü’yle bir araya gelerek binicilik sporunda ne seviyede olduğumuzu konuştuk. Öncü’nün temennisi, Türkiye’de bu işin daha profesyonelce yapılması. Atatürk’ün hediye ettiği imzalı altın saat ve tabanca...
22 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
- Sizi sizden dinleyebilir miyiz? 1943 doğumluyum. Kendimi bildim bileli at binerim fakat profesyonelliğe doğru yürüyüşüm 1956’da başladı diyebilirim. Bu dönemde ata binmeye başladım ama daha çok Beşiktaş Genç Futbol Kulübü’nde futbol oynuyordum. O zamanlar Dicle ve Fırat olmak üzere iki takım vardı; ben Dicle’de oynuyordum. Daha sonra iki takım birleşerek Diyarbakırspor oldu. 1960’da babam Eyüp Öncü, askerlikten emekli olduktan sonra Türk biniciliğine önem verdi ve sivil biniciliğin kurucusu oldu. Süvari atı, Atatürk’ün dört süvarisi diye geçer ki, babam da bu dört süvariden biridir. Babam da dahil bu dört süvari Mussolini Kupası’nı kazandıktan sonra Atatürk, babama ve diğer üç arkadaşına “beni çok mutlu ettiniz” diyerek imzalı altın saat ve tabanca hediye etmiştir.
Ben de eğitimimi babamdan aldım. - Hangi kulüplerde çalıştınız şimdiye kadar? İlk İstanbul Atlı Spor Kulübü’nde çalışmaya başladım. Sonrasında Sipahi Ocağı’na geçtim. Sipahi Ocağı Atatürk’ün kurmuş olduğu bir kulüp. Ben 45 sene hizmet verdim Sipahi Ocağı’na. Babam da bir o kadar hizmet verdi. Sipahi Ocağı’nın formasını milli takım forması yaptık. Şimdilerde İstanbul Atlı Spor Kulübü iyi çalışıyor; Ali Ersin elinden geleni yapıyor. Bir de Galatasaray Kulübü’nün binicilik kısmını Alp Yalman ile beraber kurduk. Şimdi ise Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü’ndeyim. Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü diğer kulüplere baktığımız zaman en iyi olanı şuan. - Şuan Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü’nün baş antrenörüsünüz. Biraz çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Her şey çok iyi. Çok yetenekli çocuklar var, çokta meraklılar. At binmek isteyen çocuklara da, yetişkinlere ile ders verebiliyorum burada. Deneyimlerimi aktarmaya, onların başarılarına katkı sağlamaya çalışıyorum. İstiyorum ki tüm Türkiye genelinde eğitim vereyim, deneyimlerimi paylaşayım. - Kaç atınız oldu şimdiye kadar? 20-25 tane olmuştur. - En çok sevdiğiniz atınız? Kongo’yu çok seviyordum. 10 sene ayrı kaldık onunla. Amerika’ya gitmiştim. Döndüğümde dediler ki “bu ısırıyor, tepiyor hiç yanına girme.” Gittim dedim ki “kızım ne oldu sana” böyle dikti kulaklarını bakmaya başladı, yanına girip sevdim hiçbir şey yapmadı. Sonra geldi omuzuma koydu başını, baktım gözünden damla damla yaş akıyor. - Sizce binici ile atın ilişkisi nasıl olmalı? Tabii ki at ile binici birbirleriyle anlaşacaklar; at biniciyi hissedecek, binici atı hissedecek, nerede ne yapacağı bilinmeli ki, netice alınabilsin. Bunu biliyoruz ama maalesef tatbik
etmekte zorlanıyoruz. Aceleciyiz biz, hemen olsun istiyoruz. Biz biniciliği dünyaya öğrettik ama şimdi onlardan öğreniyoruz. - Biniciliğe başlamanın bir yaşı var mı? Bence yaşı yok. Hele şimdi biniciliğe üç yaşında çocuklar başlıyor; onları küçük atlara bindirip gezdiriyorlar. Sonra pony’e geçiyorlar. Pony’lerin dresaj yapanı, mani atlayanları var. 10-12 yaşlarında ise büyük atlara geçiliyor. Binicilik öyle bir spor ki her yaşta yapılabiliyor. - Peki, başarılı olabilmek için küçük yaşta
mı başlamalı? Hayır. Mesela İsveçli bir binici, doktor tavsiyesiyle 36 yaşında ata başlıyor; iki dünya şampiyonluğu ve bir olimpiyat kazanıyor. Ciddi ciddi çalıştıktan sonra yaşı yok. Eliniz ayağınız tuttuğu sürece yapabileceğiniz bir spor. Mani atlamazsınız ama gezip dolaşabilirsiniz. Doğada açık havada yapılan bir spor; ne kadar stresli olsanız da o ata bindiğiniz zaman hiçbir şey kalmıyor kafanızda. Çünkü altınızda bir canlı var; ne yapacağı belli değil, aklınız ona takılıyor. İş hayatındaki, evdeki problemlerin hepsi siliniyor kafanızdan. Ata hükmettiğiniz için ise bütün vücudunuz çalışıyor. - Ülkemizde biniciliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Biraz önemsemiyoruz sanki biraz da bu işin sadece ticaretini yapar olduk. Ne yapmalıyız düşüncesinden çok, ne varsa onunla yetinelim; günü, seneyi kurtaralım düşüncesi hakim bizde. Yurtdışından eğitmenler gelmiyor. Çünkü yüksek ücret talepleri var; federasyon bunu karşılamakta zorlanıyor. Böyle olunca da aslında bizden daha iyi olmayan eğitmenlerden biniciliği öğrenmeye çalışıyoruz gibi bir durum ortaya çıkıyor. Başarılı Türk eğitmenlerimiz de var tabii ki ama illa ki Avrupalı eğitmenler olsun isteniyor. Biz bugüne kadar gelen yabancı eğitmenlerden çok bir fayda görmedik açıkçası. Gene içimizdeki kişiler bize bir şeyleri öğretti. Eskiden süvari alayları vardı. Buralarda yetişen askerlerimiz eğitmenlik yapıyordu. Şimdilerde Bulgaristan’dan gelen seyisler bir kaç ay sonra bir kulüpte eğitmen olarak çalışmaya başlıyor. - Yurtdışındaki standartlar ile Türkiye’yi karşılaştırsak? Yurtdışında ciddi müsabakalar var; bizde bir parkur hazırlanıyor ve bu parkurda sadece 80 cm koşuyoruz. Eskiden en düşük parkur 1.10cm’di. Türkiye’de 1.20 cm koşan binici, Avrupa’da 1.40 - 1.50 cm’i gördüğü zaman zorlanıyor. Hem binicinin göz hem de atın atlayacak idmanı yok. - Biniciliğin gelişmesi için ne yapılması gerekir sizce? Bence biniciliği Anadolu’ya yaymak lazım. Anadolu’da bu işi yapacak bir sürü yürekli insan var. Bu da federasyonun, devletin ve sponsorların yardımı ile yapılabilir. Anadolu’da açılan her kulüp üç tane
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 23
Röportaj at alsa, bir de işini bilen bir hocayla çalışsa bu iş olur. Binicilik artık İstanbul’da daha çok gelir seviyesi yüksek insanların yaptığı bir spora dönüştü. Ciddi bir ekip kurup bu işi bilen, gerçekten katkı sağlayacak biriyle çalışılmalı. Türkiye’yi düşünmeliyiz. - Var mı sizce böyle bir isim? İlk aklıma gelen isimler; Ata Zorlu, Nevin Okçuoğlu... - Bugün “gelin” deseler size, seve seve destek olursunuz? Tabi ki deneyimlerimi paylaşmak isterim. Sadece Türkiye’de değil; Avrupa’da, Amerika’da, Orta Doğu’da ciddi başarılar elde ettim. Mesela Orta Doğu şampiyonluğum, Amerika’da eyaletler şampiyonluğum var. Bunlar kolay değil. Birikimimi niye paylaşmayayım, niye öğretmeyeyim? - Üniversitelerdeki antrenörlük eğitimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? At antrenörlüğü en zor antrenörlüktür; ne futbola benzer, ne tenise, ne yüzmeye... Bir canlıyla biniciyi adapte etmek söz konusu. Bazı meslekler teorinin yanı sıra tecrübe de gerektiriyor. Antrenörlükte böyle bir meslek. 1.40cm’lik bir müsabaka koşmayan, o heyecanı yaşamayan bir kişi nasıl antrenör olabilir ki? Binicilik Avrupa’da spor olarak değil, sanat olarak tanımlanır. Nalbantlık, seyislik, at bakımı bu mesleklerde teori yeterli olabilir ama antrenörlükte pratik olmazsa olmazdır. - Yurtdışında ki antrenörlük eğitimleri nasıl? Yur tdışında herkes hevesli bu işe; seyisinden tutun yüksek binicisine kadar... Herkes at binerek veya bu işi gerçekten bilen hocalarla çalışıyorlar. Mesela lise öğrencileri gelip at bakıyorlar. Avrupa’da hayvan sevgisi var her şeyden önce. At geliyor Avrupa’dan ne ısırır, ne teper böyle melek gibi; burada başlıyor ısırmaya, tepme24 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
ye! Çünkü burada bizim seyisimiz ona davranışı biraz farklı oluyor! - Şimdilerde daha küçük binicilik kulüplerinde kahvaltı yerleri var, oraya gidip ata binebiliyorsunuz ya da çocuğunuzu bindirebiliyorsunuz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Her ata biniş bir katkıdır. Onlarda sadece ata binip dolaşıyorlar sahilde, ormanda. Ama birisi “şöyle oturacaksın, ellerin bacakların şöyle olacak” derse ilerleme olur. - Ata binmek isteyen kişilere önerileriniz nelerdir? Nereden başlayabilirler? İlk önce kendilerine bir kulüp seçip orada ciddi olarak at binmeleri lazım. Dresajı bilmeyen ata da binemez, atlama da yapamaz onu bilmesi lazım. Doğru seçim ile olur bu iş. - Doğru seçimi nasıl yapacaklar? Doğru bir seçim doğru bir kulüp ve doğru bir hoca anlamına geliyor. - Binicilerden başarılarını takip ettiğiniz bir isim var mı? Sencer Can, Sencer Horasan, Hulki Karagülle var. Ata Zorlu da var ama sanırım bıraktı artık koşmayı, eğitimler veriyor artık. Gençlerden de Yaman Pak var. Melisa Tapan’da çok iyi biniyor. - Unutamadığınız bir anınızı paylaşmak ister misiniz bizimle? Unutamadığım çok anı var ama bir tanesini anlatırken hep gözüm yaşarır; Bulgaristan’da bir Balkan Şampiyonasındaydım. Bulgaristan Deliorman’da oturan Türklerin hepsi müsabaka var diye gelmişti. Orada ben atı ısıtırken ihtiyar bir bey geldi yanıma “hadi koçum şu yarışı kazan, Türk bayrağı direğe çıksın sonra da İstiklal Marşı’nı dinleyeyim... Ölsem de gam yemem” dedi. Ondan sonra koştuk, ben kazandım, birinci oldum. Ekipçe de kazandık; sonra o ihtiyar geldi çizmeme sarıldı başladı ağlamaya. Dedi ki: “İşte bu marşı dinlettin ya bize Allah senden razı olsun.” Bu anı hiç unutamam. Röportaj: BEGÜM ÇELİK
Yarışma Sencer Horosan Sencer Horosan
2014 İstanbul Engel Atlama Bölge Şampiyonası sonuçlandı
İST. ENGEL ATLAMA BÖLGE Ş ŞAMPİYONASI
2-4 Mayıs tarihleri arasında Dila Atlı Spor Kulübü’nde gerçekleşen İstanbul Engel Atlama Bölge Şampiyonası sonuçlandı. PRO (A) binicilerde Quick De Stehermelle isimli atıyla Sencer Horosan birinciliği alırken, Achila 9 isimli atıyla Thomas Flossmann ikinci, T.T. Amanda isimli atıyla Burak Azak üçüncü oldu. Barkın Aydın
C C+ Pro P D+ B+ BA 120 cm İst. İ t İl Kupası Final 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Libelle Lexus 52 Calıstı Vaquero Vaillant
Binici Ceren Zaim Mehmet Cem Uzman Sinem Peker Berk Utku Abdulbasit Mirziyodov
Zaman 76.5 72.72 76.56 72.51 73.94
C C+ B Pro B+ A 130 cm İst. İl Kupası Final 1. 2. 3. 4. 5.
Abner Prieur Bingo Cathy 34 Abdi İbrahim Little Rock
Yusuf Cem Kayacan Beysim Hüseyinoğlu Beytullah Hüseyinoğlu Senem Kibar Sevda Esirtgen
69.74 73.21 76.11 76.29 73.87
İST. ENGEL ATLAMA BÖLGE ŞAMPİYONASI Pro D+ Yıldız Biniciler İst. İl Şam. 125 cm 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Zara Florentine 62 Bacatina Luciano Rose
1. 2. 3. 4. 5.
www.Molenheide NL Wervelwind 4 Caesar Leon G Daytona De St. Anne
1. 2. 3.
Quick De Stehermelle Achilla 9 T.T. Amanda
Binici Ahmet Berk Başeğmez Emir Koçak Tara Subaşı Kumru Say Aleyna İrten
Zaman 79.09 81.14 86.47 81.17 71.35
Pro B+ Genç Biniciler İst. İl Şam. 135 cm Adnan Onur Talya Afyoneri Derin Demircioğlu Selim Can Güney Aslı Güleç
81.53 84.16 82.89 81.95 76.84
Pro A Usta Biniciler İst. İl Şam. 145 cm
26 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Sencer Horasan Thomas Flossmann Burak Azak
82.55 81 80.54
Senem Kibar
Zeynep Sesel
Aleyna İlten
Ozan Demirkara
Ceren Zaim
Neslihan Esen
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 27
Röportaj
ş a t r i m e D n a Dr. Berj - İ.Ü Veteriner Fakültesi M.Y.O. Atçılık ve Antrenörlüğü bölümü nasıl kuruldu? Atçılık eğitimi; Amerika ve Avrupa ile kıyasla Türkiye’de henüz çok yeni. Türkiye’de yükseköğretim seviyesinde ilk defa 2002 yılında Türkiye Jokey Kulübü desteğiyle İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Meslek Yüksekokulu’nda atçılık programları açıldı. İlk açıldığında nalbantlık, jokeylik, atçılık işletmeciliği ve at antrenörlüğü programları olarak düşünülmüş fakat daha sonra jokey programı yükseköğretim seviyesinde başlanması geç olduğu fark edilerek kısa sürede kapatılmış. Türkiye’de atçılık 2002 yılına kadar hep babadan oğula geçtiği için belli bir eğitim sistemi yok. Sadece jokeylik için Veli Efendi Apranti Eğitim Merkezi’nde eğitim veriliyor fakat bu kurs Milli Eğitim Bakanlığı tarafından mesleki orta öğretim olarak tanınmıyor. Türkiye’de ortaöğretim seviyesinde atçılık okulları maalesef bugün de yok. Yükseköğretim seviyesinde atçılık mesleki eğitimi 2002 yılında İstanbul Üniversitesi öncülüğünde Kocaeli Üniversitesi ile birlikte bu programlar kurularak başladı. 2009 yılına kadar bu programlar devam etti. 2009 yılında Yüksek Öğretim Kurulu’nun kararı ile atçılık ve antrenörlüğü olarak tek bir program oluşturularak tüm programlar birleştirilmiş oldu. Şu an bizimle birlikte Türkiye’de 28 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Söz konusu binicilik olduğunda şüphesiz ki en önemli iş antrenörlere düşüyor. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi M.Y.O. Atçılık ve Antrenörlüğü öğretim görevlisi Dr. Berjan Demirtaş ile bir araya gelerek hem verilen eğitimler, hem de bu mesleğe olan ilgi üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
“At; dünyadaki en iyi fakat en hassas atlettir” Atçılık ve Antrenörlüğü programı veren sekiz adet meslek yüksekokulu bulunmaktadır. - Yüksekokulunuzda verilen eğitimlerden bahsedebilir misiniz? Müfredatımızı geçen sene; özellikle yurtdışındaki okullar incelenerek ve Türkiye’deki atçılık sektörleriyle toplantılar yaparak yeniden düzenlendi. Atçılığın hem düz yarış hem de konkur ayağını içerecek şekilde bir müfredat oluşturuldu. Temel genel kültür dersleri, mesleki zorunlu ve mesleki seçmeli derslerden oluşan bir müfredat okutuluyor. Temel genel kültür derslerin dışında, anatomi ve fizyoloji, at sağlığı, egzersiz fizyolojisi, at beslenmesi, at ve ahır bakımı, haracılık gibi zorunlu dersler var. Seçmeli dersler vasıtasıyla öğrenciler ilgi alanlarına göre hippoterapi, adaptif, bini-
cilik eğitmenliği, atlarda davranış, antrenman bilimi, ileri binicilik, ekuri yönetimi gibi derslerden oluşturulan havuzdan ilgi alanlarına göre istedikleri dersleri seçebiliyorlar. Bunun dışında uygulama derslerinin oranını yükselttik. Atçılıkta teorik derslerden çok, öğrencilerin uygulamaya yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum. Öğrenciler; birinci sınıftan itibaren ata yaklaşmaya ve açık-kapalı manejlerde ata binmeye başlıyorlar. Dünyadaki atçılık sektörünü takip edebilmeleri açısından zorunlu mesleki İngilizce ve seçmeli mesleki ingilizce dersleri eklendi. Türkiye Jokey Kulübü ile kuruluşumuzdan itibaren yakın işbirliği halindeyiz ve her türlü desteği bize severek sağlıyorlar. Aynı zamanda İstanbul çevresinde binicilik kulüpleriyle işbirliği içindeyiz. Öğrencilerimiz
derslerinin bazılarını burada çalışan meslek deneyimi olan öğretim görevlilerinden alıyorlar. Bilgi çağında her şey çok hızlı değiştiğinden müfredatlarda 2-3 senede bir dünyadaki eğitim kurumlarına ve sektörlere uyum açısından sürekli yenilenmeli diye düşünüyorum. - Biniciliğin hangi dallarında eğitim veriliyor? Atçılık ve antrenörlük eğitimi; hem düz yarış hem konkur ayağını içeriyor. Öğrenciler binicilik dersleri alıyorlar. Binicilik olarak konkur alanına ağırlık veriliyor. Türkiye Binicilik Federasyonu’nun desteği ve hocalarımızın katkılarıyla voltij çalışmaları da yapılıyor. Düz yarış biniciliği ise temel bazda bir antrenörün bilmesi gerektiği kadar veriliyor. Çünkü biz jokey değil, düz yarış antrenörü yetiştiriyoruz. - Staj zorunluluğu var mı? Staj zorunluluğu var. İlk senenin sonunda 30 iş günü yapılıyor. - Programda ne kadar öğrenci var? Kontenjan sayısını az tuttuğumuz için 20 ile 25 arasında öğrencimiz var. Öğrenci sayımızın az olması bizim için bir avantaj. Okulumuzdan mezun olanların hepsi atçılık sektöründe çalışmıyor. Okulu bitirdikten sonra bazı öğrencilerimiz dikey geçiş sınavıyla veterinerlik bölümüne geçip hekim olmak istiyorlar. Atçılığa gönül veren 4-5 kişi oluyor ve bunlar gerçekten atçılığı çok seven kişiler. Türkiye’de yüksekokul bünyesinde bu 4-5 kişiyi atçılık sektöre kazandırmak bizim için büyük başarı. Toplam sekiz tane okulda eğitim veriliyor; her sene hepsinden toplam 40 kişi sektöre girmiş oluyor. 30 yaş üstü üniversite mezunu meslek sahibi ve bu işi hobi veya iş alanı olarak gören at yetiştiriciliği yapmak isteyen yetişkin öğrencilerimizde var. - Peki, 2002 yılına kadar Türkiye’de atçılık babadan oğula geçmiş dediniz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Evet, atçılığın babadan oğula geçtiği bir kesim hala var. Bizler bu kesimden çok şey öğreniyoruz ama onların da bizlerden yani bilimsel yaklaşımdan çok şey öğrendiklerine inanıyorum. Belki bundan bir 20 sene sonra daha bilinçli şekilde atçılıkla uğraşan bir nesil ortaya çıkacak. At antrenörleri gelecekte daha bilimsel, tıpkı bir sporcu antrenörü gibi her atın bireysel anatomik, fizyolojik farklılıklarını dikkate alarak ata özgü beslenme programları ve antrenmanlar oluşturabilen, dünyayla entegre olmuş, bilgiye anında ulaşan, diğer ülkelerdeki meslektaşlarıyla bilgi alışverişinde olabilen bir nesil. - Atçılık sektörünün daha da gelişmesi için eğitim çok önemli. Sizin bununa ilgili özel çalışmalarınız var mı? Öğretim görevlisi olarak özellikle kendimi
Dr. Berjan Demirtaş, Prof.Dr. Güven Kaşıkçı, Dr. Çağla Parkan Yaramış
Kulüp olarak yapılan etkinlikleri ve öğrenciler üzerindeki artıları İstanbul Üniversitesi Atçılık ve Binicilik Kulübü’nün ve Program Başkanı Dr. Çağla Parkan Yaramış anlatıyor. “Kulübümüz, Veterinerlik Fakültesi bünyesinde Atçılık ve Binicilik Kulübü olarak yer alıyor. İstanbul Üniversitesi’nin diğer öğrencileri de kulübün etkinliklerinden faydalanabiliyor. Atla ilgili seminerler düzenleniyor, sektörden görüşmek istedikleri isimler var ise onlarla görüşmeler sağlanıyor ve yarışlara gidip seyrediliyor. Diğer üniversitelerin kulüpleri ile toplantıları geziler düzenleniyor. Bir atın ameliyatı veya pansiyonu varsa Veterinerlik Fakültesi’ndeki öğrenciler geliyorlar ve onlar ilgileniyorlar. Ameliyat öncesi ve sonrası bakımlarının öğrencilerinin yapmasını sağlıyoruz.” atçılık ve antrenörlüğü programının eğitim kısmına adadım diyebilirim. Zaten geçen seneye kadar Program Başkanlığı görevini yürüttüm. Geçen sene müfredatı çağa ve sektöre uygun olarak daha önce size söylediğim gibi değiştirdik. Doktora çalışmalarım sırasında 6 sene Londra Üniversitesi’nde olmam yurtdışındaki atçılık ve antrenörlük eğitimini kavramamda çok yardımcı oldu. İyi bir antrenörlük için eğitim şart ve bu eğitimin bilimsel verilere göre yapılması gerekiyor. Öğrencilerime atı bir sporcu olarak görmelerini hep söylüyorum. At; dünyadaki en iyi fakat en hassas atlettir. İnsanlarda bir atletin yetişmesi sağlığından, beslenmesine, antrenmanına kadar nasıl bilimsel doğrultuda yapılıyorsa at içinde aynı şey geçerlidir. Öncelikle öğrencinin neden antrenör olduğunu bilmesi gerekiyor. Burada verilen eğitim sonunda öğrenci dört dörtlük tabii ki mezun olmuyor. Her meslek gibi tecrübe çok önemli ve bu da zamanla oluyor. Meslek; hayat boyu öğrenilmesi ve geliştirilmesi gereken süreç. Okulumuz, gerek hocala-
rıyla gerekse sektörle olan ilişkileriyle meraklı, sevdalı öğrencinin önünü her zaman açıyor. Atçılıkta sevda olması çok önemli, sevmeden bu iş yapılamaz. Biz burada yeterli bilgiyi ve uygulamayı vermeye çalışıyoruz ama öğrenci ahıra girmiyorsa, sadece derste gördüğü bilgiler ile kalıyorsa ondan iyi bir antrenör olmaz. Türkçe yayın, kitap eksikliği oluğundan At Terbiyesi (Dresaj) adlı bir kitabın editörlüğünü yaparak çorbada biraz tuzum oldu diye düşünüyorum. - Eğitimde eksik gördüğünüz bir alan var mı? Eksiklikler tabii ki var ve her zaman da olacak… Biz kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Eğitim kadromuz çok iyi. Gelişmeye ve öğrenmeye açık, en iyisini nasıl yapabiliriz diyen bir eğitim kadrosu bu. Toplam yedi senedir burada eğitim veriyorum. Her geçen gün alt yapımız daha iyi oluyor, bizler de daha çok bilinçleniyoruz. Sektöre daha fazla önem veriyoruz, fuarlara katılıyoruz ve bilimsel gelişmeleri daha yakından takip ediyoruz. At antrenörlüğü inanın farklı bir alan. Röportaj: CANSU AKKOCA HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 29
Pony Club
PONY Festivalleri B
inicilik sporunun alt yapısını oluşturan pony club’ların, sezon bitmeden buluştukları yerler pony festivalleridir. Çocukların at üzerinde strese girmeden eğlenerek öğrendikleri bir ortam. Bugün sahalarda koşan onlarca başarılı gencin, sahalara ilk adım atışı da diyebiliriz. Başarılarını belgeleyen ilk sertifikaların duvara asıldığı zamanlar. Çocukların seviyelerine göre at üzerinde oyunlar oynadığı, ilk sırık parkurlarını gerçekleştirdiği, kaybedip kazanmaktan çok takım ruhunun geliştirildiği ilk yarışmalar bunlar. Festival sezonu, 23 Nisan nedeniyle Sipahi Ocağı’nın organizasyonu ile açıldı. 25 Mayıs Pazar günü ise Tulya Kurtulan Atlı Spor Kulübü, 60 çocuğun katılımı ile “10. Yıl Pony Festivalini” gerçekleştirdi. Caprilli test adı verilen; çocuklara mani atlamayı ve dresaj kurallarına özen göstererek öğreten bir test ile başladı festival. Çocuklar at üzerinde daha önceden belirlenmiş bir dresaj izini takip ederek sırık ve kavalettoların üzerlerinden geçerek puan toplamaya çalıştılar. Tabii ki sonunda, pozisyonu en iyi, atına en çok hâkim, atı ile en uyumlu ve sahayı en iyi kullananlar kazandı. Ardından atlı oyunlar başladı. Birinci oyun, sandalye kapmacanın at üzerinde oynananı olan, hulahup oyununda; at üzerinde bir dairede dönen çocuklar müzik durunca atlarından inerek hulahupların içine giriyorlar, dışarıda kalan elendiği için atına en çabuk inip binen 30 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
çocuk oyunu kazandı. İkinci oyun olan çuval oyununda; at üzerinde slalom yaparak basket potasına inen çocuklar, atlarından indikten sonra basket atıp, dönüşte ise çuvalın içine girip zıplayarak bayrak yarışını tamamladı. En hızlı oyunu bitiren gurup günün galibi oldu. Üçüncü oyun ise, en çok güldüğümüz oyunu oldu. İki guruba ayrılarak zamana karşı yarışan çocuklar, at üzerinde slalom yaparak hedefe gidip, un dolu leğenin içindeki ayıcık şekerini bulup, yüzleri una bulanmış bir şekilde geri döndüler. En hızlı gurup oyunu kazandı. Oyuna katılan tüm çocuklara ödüllerinin yanı sıra Göze Pastanesi’nden at motifli kurabiyeler dağıtıldı. Günün sonunda festivalin en heyecanlı bölümü olan engel atlama yarışması başladı. Seviyelerine göre çocuklar sırık, 30 cm ve 50 cm yüksekliklerinde ponyleri ile yarıştılar. Tulya Kurtulan Atlı Spor Kulübü’nden Yasemin Kap ve Nilüfer Önder, İstanbul Atlı Spor Kulübü’nden Yelda Topbaş ve Gülru Turcan, Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü’nden Ela Acar ve Meral Peker ve Sipahi Ocağı’ndan Esra Gorbon’un değerli katkıları ile TASK’da bir araya gelen çocuklar; hem çok eğlendi hem de tüm yıl çalışmalarının karşılığını aldılar. Onları desteklemek için 4 ayrı kulüpten gelen veliler ise bir yandan piknik yaparken, bir yandan da oyunları seyrederken eğlendiler. Tüm oyun ve yarışmalar seviyelerine göre
çekiciler eşliğinde veya tek başına, 6 ila 9 ve 10 ila 12 yaş gurupları arasında 4 ayrı tasnifte gerçekleşti. Biniciliğin ilkokulu olan pony club’ları buluşturan festivallerin daha sık yapılması dileğiyle, çocuklar bir sonraki hafta İASK’da yapılacak ‘Yaza Merhaba Pony Festivali’ için hazırlanmaya başladılar bile. • TULYA KURTULAN • Foto: HALUK AKALIN
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 31
Yarışma
Yusuf Cem Kayacan
Barkın Aydın
KAYA BABAN BRONZ LİG FİNAL 110 cm Amatör E+, D kategori biniciler 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Karmen Febeline Boy Lekurio Ronaldo
1. 2. 3. 4. 5.
Drama Libelle Conrad Genia Aspen
1. 2. 3. 4. 5.
Desteny Afford Dew Drop Warus L Castor Ask Bacatina
Binici Renk Aşık Aylin Aygıt İrem Lal Gören Gamze Gür Alara Altun
Zaman 65.93 67,99 71.02 66.53 68.41
Amatör C+, C kategori biniciler Göksu Trakyalı Ceren Zaim Mehmet Cem Uzman Atacan Aktaş İrem Özenç
67.82 66.63 65.02 70.60 70.82
Pro A, B, D+, B+ kategori biniciler Barkın Aydın Zeynep Sesel Ferhat Yavaş Selim Yıldız Tara Subaşı
70.09 66,08 67.20 70.21 66.10
KAYA BABAN SILVER LİG FİNAL 125 cm 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Billion Dollar Babywz Costa Overcinge’s Z Campeador 2 Aaike Fernand Van Het Kouterhof
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Abner Skara Glen’s Cascador Aron Quick De Stehermelle Amante M
Binici Onur Coşkun Barkın Aydın Selim Yıldız Emre Eratıcı Ahmet Oğuzalp Şamlı
Zaman 83.47 81.75 86.14 76.73 85.99
KAYA BABAN GOLD LİG FİNAL 135 cm
Renk Aşık
32 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Binici Yusuf Cem Kayacan Hulki Karagülle Sencer Horasan Sencer Horasan Hulki Karagülle
Zaman 71,84 77.57 78.57 71.61 73.84
Mert Bayır
Onur Coşkun
Kaya Baban Ligi sona erdi
Nergis Zaim
CRIMSON AT YEMİ KUPASI 100 cm KÜÇÜK TUR III
NIPPON HOTEL KUPASI KUP UPA UP AS 115 ASI AS 11 cm KÜÇÜK TUR III
B
u yıl dokuzuncusu düzenlenen Kaya Baban Ligi tamamlandı. Nisan ayında finali gerçekleşen lig, bu yıl da İstanbul Atlı Spor Kulübü Akbank Private Banking sponsorluğunda yapıldı. Türkiye’nin çeşitli illerinden katılan yarışmacılar oldukça zor bir ligi geride bıraktı. ECE SPOR MALZ. KUPASI 120 cm BÜYÜK TUR FİNAL 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Costa Overcinge’s Z Axioma Ter Goes Z Cassina Ex Zara Chilly
Binici Barkın Aydın Zeynep Aksoy Ali Burak Özkan Ahmet Berk Başeğmez Şevval Mert
Zaman 64.84 70.56 71.62 72.87 73.02
PHILLIPPE DE CUNCHY KUPASI 130 cm BÜYÜK TUR FİNAL 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Abner T.T. Amanda Caprice Prieur Wervelwnd 4
Binici Yusuf Cem Kayacan Burak Azak Oğuz Dalmış Beysim Hüseyinoğlu Talya Afyoneri
Zaman 38,99 42,56 42,75 42,89 43.45
1. 1 2. 3.
Atın Adı Rose Febeline Karmen
Bin Binici Aleyna Aley İrten Aylin Aygıt Renk Aşık
1. 2. 3. 4. 5.
Lasor Libelle Bon Shans Vaquero Coco Valyano
Zaman 63,13 71.30 6149
1. 2. 3. 4. 5.
62.24 63.00 66.19 66.15 69.18
1. 2. 3. 4. 5.
Zaphira’s Diamond Rock Time 13 Libelle Playboy Chartbreaker 2
1. 2. 3. 4. 5.
Rock Time 13 Afford Dew Drop Udinese Admiral Abner
58.67 62.28 66.99 67.75 72.20
1. 2.
Lipsy Ask Very Nice 11
Amatör C+, C kategori biniciler Viktor Evtimov Ceren Zaim Kaan Hallaçoğlu Berk Utku Yusuf Burak Batur
Pro A, B, D+, B+ kategori biniciler Barkın Aydın Zeynep Sesel Beytullah Hüseyinoğlu Neslihan Esen Yusuf Cem Kayacan
Amatör E+, D kategori biniciler Atın Adı Rose Ascot Fausto Mostara Van Galgen Luzifer
Amatör E+, D kat kategori biniciler
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Vaillant Genzarova Daytona De St. Anne Carolus Siec Aristo
Binici Abdülbasit Mirziyodov Nur Tuvana Baktıroğlu Aslı Güleç Aslı Güleç Ivaylo Dobrev Dobrev
Zaman 64.10 66.85 71.52 73.57 77.39
Pro A, B, D+, B+ kategori biniciler 1. 2. 3. 4. 5.
Udinese Campeador 2 Wervelwind 4 Zikora Costina
Beytullah Hüseyinoğlu Selim Yıldız Talya Afyoneri Beysim Hüseyinoğlu Dilara Pars
73.32 75.13 73.93 74.43 80.91
Zaman 60.49 62.68 67.85 59.03 67.17
Amatör C+, C kategori biniciler Zeynep Selin Saatçi Yeliz Başeğmez Ceren Zaim Muhammet Uğur Özçam Esi Özkurt
65.16 68.18 69.07 69.56 69.81
Pro A, B, D+, B+ kategori biniciler Selim Yıldız Emir Koçak
74.53 76.19
CRIMSON AT YEMİ KUPASI 105 cm KÜÇÜK TUR III Amatör E+, D kategori biniciler
LORENZINI KUPASI 120 cm KÜÇÜK TUR III Amatör C+, C kategori biniciler
Binici Aleyna İrten Murat Günay Merlin Berkpınar Hande Yazıcı Mina Karahanoğlu
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Rose Kordoba Ascot Fausto Mostara Van Galgen
Binici Aleyna İrten Ferhat Bostan Murat Günay Merlin Berkpınar Zeynep Hande Yazıcı
1. 2. 3. 4. 5.
Tyni Paradise Merve Naz Hazinedaroğlu Rolabu Sophia Kaan Hallaçoğlu Cassius Clay Efe Utku Chartbreaker 2 Esi Özkurt Tip Top Des Hauts Droits Melike Demirbilek
1.
Lipsy Ask
Zaman 57,73 62.36 62.42 62.62 68.41
Amatör C+, C kategori biniciler 57.02 57.18 63.75 64.40 65.72
Pro A, B, D+, B+ kategori biniciler Selim Yıldız
HAZİRAN 2014
68,21
www.atdunyasi.com 33
Atlar üzerinde zehir etkisi oluşturan bazı bitkiler DERVİŞ ÖZTÜRK - Antrenör Öğr. Gör.
İ
nsan veya hayvanlar tarafından yenildiğinde ya da herhangi bir şekilde temas edildiğinde, canlıların fizyolojikbiyokimyasal bakımdan sağlıklarının bozulmasına neden olan maddelere zehirli madde, bu maddeleri içeren bitkiler de zehirli bitki olarak isimlendirilir. Doğada ve bahçede yetişen bazı bitkiler zehirlenmeye neden olabilecek maddeler içerir. Zehirlilik çoğu zaman alınan miktar ile zehirli bitkiyi yiyen canlının biyokütlesi ile ilgilidir. Zehirli bileşikler bitkilerin tüm organlarında (kök, gövde, yaprak) eşit miktarda bulunmaz. Bazı organlarında yoğun olarak bulunurken, bazı organlarında hiç bulunmaz. Bitkinin zehir miktarı; mevsim, hava şartları, güneş, gübreleme, zemin şartları, kullanılan kimyasallara göre değişkendir. Doğada yetişen bazı bitkilere dikkat edilmesi gerekir. Çünkü atlarda zehirlemeye sebep olabilecek ya da yem kalitesini düşürebilecek maddeler içermektedirler. Bitkilerin canlılara ne derecede zarar vereceklerini tahmin etmek zordur. Listedeki bitkilerin zehir derecesinin yanı sıra hayvanların, bitkilerin hangi parçalarını yediklerine ve ne derecede ayıklayabildiklerine bağlıdır. Yetersiz tecrübe, merak ve cezbeden yeşilliklere olan iştah; atların çevredeki ulaşabilecek her şeyi kemirmesine sebep olabilmektedir. Aşırı ve kontrolsüz otlatma, bitki türlerinin azalmasına ve bitki örtülerinin orijinal kompozisyonlarından uzaklaşmalarına neden olmaktadır. Meralarda hızla çoğalan ve pek çoğu istilacı türlerden oluşan bitki topluluklarının büyük bir bölümü toksik maddeler içeren bitkilerden oluşmaktadır. Zehirlenmelere karşı alınabilecek bazı koruma önlemleri - Bitkiler hakkında bitki sahibi olunmalı, - Atlar erken ilkbaharda veya yağmurlardan hemen sonra meralara çıkartılmamalı (Bu dönemde toprak yumuşak olduğundan; bitkilerin soğan, kök, yumru gibi zehirli toprak altı organlarını, hayvanların yeme ihtimali artmaktadır.),
34 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
bileşikler nedeni ile önemli sorunlar yaratmakta. Az tüketildiğinde hayvanlarda iştahsızlık ve buna bağlı olarak kilo kaybı görülmekte, aşırı tüketildiğinde ise zehirlenen hayvanların kurtarılması güçleşmekte ve bazen ölümle sonuçlanmaktadır. At tesislerindeki peyzaj düzenlemelerinde hayvan sağlığı açısından toksik madde içeren bitkilerin tanınması ve meralardan yararlanan üreticilere tanıtılması gerekmektedir. Kaynakça
- Meralar doğru şekilde ıslah edilip, planlanarak otlatmaya açılmalı, - Atların tesisi yakınlarına tehlike oluşturabilecek bitkiler dikilmemeli, - Hayvanları meralara çok aç göndermemeli (Normal şartlarda hayvanlar zararlı bitkilerin çoğunu tanır ve otlamaz. Ancak çok aç bırakıldıklarında ve gece otlamalarında veya yeme karıştırıldıkları zaman yerler.) Kurutulmuş yemlerin zehirli bitkiler içermediğinden emin olunmalı, - Zehirlenme belirtileri hakkında fikir sahibi olunmalı, Zehirlenme şüphesi halinde vakit geçirmeden veteriner hekimlere müracaat edilmeli ve görüşleri doğrultusunda hareket edilmelidir. Zehirli bitkilerin büyük çoğunluğu içerdikleri çeşitli alkaloidler ve diğer organik kimyasal
Balabanlı, C. Albayrak, S. Türk, M. Yüksel, O. Türkiye çayır meralarında bulunan bazı zararlı bitkiler ve hayvanlar üzerindeki etkileri, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri: A, Sayı: 2, Yıl: 2006, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 89-96. Baytop, T, 1994. Türkçe Bitki Adları Sözlüğü. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu. Türk Dil Kurumu Yayınları:578, Ankara. Çelik, N. Bulur, V. 1996. Çayır-mera ve yem Bitkileri kaynaklı hayvan zehirlenmeleri ve beslenme bozuklukları. Türkiye 3. Çayır-mera ve Yem bitkileri Kongresi, 17-19 Haziran, 51-58, Erzurum Türkiye’nin Çayır Ve Mera Bitkileri, Tarım Ve Köy İşleri Bakanlığı, 2008 Basım. Yücel E, “Türkiye’nin Çayır, Mera ve Ormanlarının Zehirli Bitkileri “, Arkadaş Basım, Ankara, 2012.
AT Haber
Tonalist’in zaferi L
ongines, tüm dünyada bilinen İsviçreli saat markası ve Belmont Stakes yarışlarının resmi saat ve resmi kronometresi olarak, Belmont Park’ta Tonalist’in zaferini kaydetti. Tonalist’in zaferine itafen, Longines, Tonalist’in sahibi Robert Evans, jokey Joel Rosario ve Valerie Clement’e Longines Conquest Classic koleksiyonundan zarif modeller hediye etti.
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 35
Yarışma
Meltem Çelik
Kemer Kış Festivali tamamlandı
Hulki Karagülle Kara
Avni Atabek
B
u yıl lig sponsorluğunu Avek Audi Guattro, sağlık sponsorluğunu Sky Mobil Ambulans, medya sponsorluklarını Vatan ve Milliyet Gazetesi ile Radyo D’nin üstlendiği lig, Kemer Golf Resort Atlı Spor Kulübü’nde tamamlandı.
SKY MOBİL AMBULANS KUPASI 110 cm E+ D biniciler 1. 2.
Atın Adı Dolce Inocenta Dartelle Van Bekenhof
1. 2. 3. 4. 5.
Kanka D.San.Game Over Kondor Twister Twentynine Santino
1. 2. 3. 4. 5.
Bacatina Udinese Afford Dew Drop Admiral LcWaikiki Billie Jean
Binici Melis Çelebioğlu Doğasu Aksoy
Zaman 55.71 G
C C+ biniciler Ata Nail Sular Hüseyin Çakmak Talya Topalyan Selin Gülersoylular Sena Ulaşan
51.08 57.13 58.56 52.78 56.09
D+ B+ B A biniciler Tara Subaşı Beytullah Hüseyinoğlu Zeynep Sesel Neslihan Esen Selçuk Köksalan
56.01 56.42 56.66 58.78 55.50
RADYO D KUPASI 125 cm D+ C C+ B+ B A biniciler 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Abdi İbrahim Nebraska Dijital Sanatlar Desperado Prıeur Udinese Noir Et Rouge
Binici Sevda Esirtgen Hüseyin Çakmak Beysim Hüseyinoğlu Beytullah Hüseyinoğlu Selçuk Köksalan
Zaman 33.05 32.32 32.35 40.20 T
MİLLİYET-VATAN KUPASI 130 cm A B B+ C C+ biniciler 1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Omoff Des Champs Bingo LcWaikiki Dominique 164 Le June 3 Allblesse Van Tvlasmeer
Binici Avni Atabek Beytullah Hüseyinoğlu Selçuk Köksalan Avni Atabek Hulki Karagüllü
Zaman 30.86 33.60 33.71 36.61 38.41
AVEK AUDI QUATTRO KUPASI 135 cm A B B+ biniciler
Ferhat Yavaş Sencer Horosan
36 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
1. 2. 3. 4. 5.
Atın Adı Chartbreaker 2 Amante M Zilvanus K Allblesse Van Tvlasmeer Aron
Binici Sencer Horasan Hulki Karagülle Avni Atabek Hulki Karagülle Sencer Horasan
Zaman 33.44 36.24 35.78 38.19
Türk Milli Takımı’ndan tarihi başarı E
kip şefliğini Mert Alıcıoğlu’nun yaptığı; Çağrı Başel, Derin Demirsoy, Hüsnü Dinç, Ömer Karaevli ve Sencer Can’dan oluşan Milli Takımı’mız Polonya’nın Sopot şehrinde katıldığı Furusiyya Milletler Kupası’nda 10 ülke arasında yarışmayı kazanarak tarih yazdı. 1.60 yüksekliğinde ve iki tur üzerinden koşulan Furusiyya FEI Milletler Kupası’nda Türk Milli Takımı’mız; Almanya, Belçika, İtalya, İsveç, Norveç, Polonya, Finlandiya, Danimarka ve Macaristan gibi Avrupa’nın en iyi ekipleri ile yarıştı. Toplam 10 ülkenin katıldığı müsabakada, Türkiye ilk turu toplamda sekiz puan ile Norveç ile birlikte ikinci sırada tamamlarken, ev sahibi Polonya’nın yalnızca bir sırık gerisinde yer aldı. İkinci turda Polonya ile baş başa bir mücadele sergileyen ekibimiz, Chaccomo isimli atı ile Çağrı Başel, Harry K isimli atıyla Derin Demirsoy, Chiara isimli atıyla Hüsnü Dinç ve Dadjak Ter Putennen isimli atıyla Ömer Karaevli mücadeleyi kazanarak altın madalyanın sahibi oldu ve Polonya’da Milli Marşı’mızı çaldırarak gururumuz oldular.
AT Haber
Kulüplerin ortak çalışması Marmaris Padok Atlı Spor Kulübü antrenörü Sezgin Şanlı ve İzmir Atlı Spor Kulübü antrenörü Meltem Bingöl’ün ortaklaşa yaptıkları çalışma takdir topladı. Programa destek veren Gökhun Çilingir ve eski süvarilerimizden sevgili Cüneyt Eryıldız’ın da renk kattığı 36 kişilik grup harika üç gün geçirdi. 18 sporcu ve aileleri program dahilinde doğa gezileri gerçekleştirdi. Sporcuların sabah ve öğleden sonra değişimli olarak atlarla yaptıkları eğitim çalışmaları oldukça verimli geçti. Hocaların ortaklaşa yaptığı çalışmaya sporcular disiplin ve keyifle eşlik ettiler. Ekip çalışması ve farklı atlarla eğitime tüm sporcular rahatlıkla adapte oldu. Sevgili Gökhun Çilingir’in üç gün boyunca yalnız bırakmadığı İzmir grubu, eğlenceli anılarını konuşurken sonbaharda görüşmek üzere vedalaştı. • Meltem BİNGÖL
38 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
At sağlığında homeopati… Dr. Çağla PARKAN YARAMIŞ - cparkan@istanbul.edu.tr - İ. Ü. Veteriner Fakültesi, M.Y.O. Atçılık ve Antrenörlüğü Programı Başkanı Latince’de “homeos” -“benzer”, “pathos”“hastalık” demektir. Homeopati, “benzeri benzer ile tedavi etme” prensibine dayanan; doğal, bütüncül ve yan etkisiz bir tedavi yöntemidir. Alman hekim Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından geliştirilmiş olan homeopati, tedavinin hastaya “zarar vermeden” uygulanması, yan etkisiz olması, mümkün olduğunca kısa sürede tamamlanması ilkeleri üzerine kurulmuştur. Homeopati her hastanın kendine özgü bir vücudu ve sağlık durumu olduğunu kabul eden ve hastanın geçmiş hikâyesine başvurularak uygulanan, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duygusal iyileşmede etkili bir tedavi yöntemidir. Homeopatide her hasta için tamamıyla doğal maddelerden (bitkiler, mineraller, organik ürünler, doku ekstreleri) tek bir ilaç hazırlanır. Her preparat, bireye özgü belirtiler bütününe etki eder, çünkü her canlının vücudu ve hastalığı kendisine özgü belirtiler gösterir. Homeopatiden her türlü fiziksel rahatsızlıkta, ciddi kronik hastalıklarda, ruhsal bozukluklarda faydalanılabilir. Hayvan sağlığında homeopatik tedavinin uygulanmasındaki avantajlar: • Homeopatik preparatların yan etkilerinin olmaması, vücutta kalıntı bırakmaması, • Pediatri ve geriatri hastalarında güvenli kullanımı • Tedavi süresinin kısa olması • Kronik hastalıklarda hastanın ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğunun ortadan kalkması • Toksik olmamaları • Klasik tedavi yönteminde kullanılan ilaçlar ile birlikte kullanılabilmesi • Ucuz olması • Uygulama yollarının kolaylığı • Doğru teşhis ve tedavi ile hastalığın tekrar etmemesi At sağlığında homeopatinin kullanım
alanlarından başlıcaları: • Genel rahatsızlıklar: Zayıflama, yangı, yorgunluk, iştahsızlık, sık terleme, yaralanmalar, ameliyat sonrası bakım… • Genç atların rahatsızlıkları: Tay artiriti, ayak abseleri, büyüme anormallikleri, osteokondroz, spinal ataksi… • Antrenman atının rahatsızlıkları: Artirit,
bursit, b i tendinit, di i naviküler ikül sendrom… d • Solunum sistemi hastalıkları: Kornaj, amfizem, epistaksis, kronik öksürük… • Kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları:
Aritmi, pulmoner arter yetmezliği, hipotansiyon… • Sindirim sistemi hastalıkları: Sancı, konstipasyon, diyare, karaciğer hastalıkları… • Doğum ve reprodüktif hastalıklar: Abort, eklampsia, nimfomani, döllenme sorunları… • Üriner sistem hastalıkları: Sistit, hematüri, myoglobinuri, nefrit… • Deri hastalıkları: Alopesi, depigmentasyon, egzema, papillomatozis, cidago yaraları, fistül… • Göz hastalıkları: Glokom, alerjik konjuntivitis, travmatik keratit… • Davranış bozuklukları: Dominant agresyon, anksiyete, tikler, pika… • Acil müdahele uygulamaları. Günümüzde Avrupa ülkelerinden Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında uygulanmakta ve
hızla yaygınlaşmakta olan homeopatik tedavi yöntemi, sağlık sisteminin önemli bir kolu olarak kabul görürken, Türkiye’nin de içinde olduğu, sayılabilir sayıda az ülkede homeopati kullanılmamaktadır. Ülkemizdeki veteriner hekimler ve hayvan yetiştiricilerinde homeopatiye olan ilginin arttığı kanaatindeyim. Dünyada önemli tedaö l vii yöntemlerinden biri olan homeopatinin Türkiye’de de gelişmesi için biz de bu alanda çalışmalar yapmaktayız. Hepinize sağlıklı günler dilerim…
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 39
AT Haber
İpek Sevgür “Atınızı siz seçin,
biz en konforlu şekilde size teslim edelim”
At Merkez firmasının sahibi
Kendinden emin, rahat duruşu, içten kahkahaları ve neşeli sohbetinin yanı sıra son derece iş bitirici bir kadın... Bir at malzemesine ihtiyacınız olsa ya da dünyanın bir ucunda bir atınız olsa, ‘At Merkez İpek’e bir telefon açmanız yeter! Almanya’da, Amerika’da, Anadolu’da, dünyanın pek çok yerinde sayısız çiftlikte bulunmuş ve ‘At Merkez İpek’ adının hakkını vermiş İpek Sevgür.
- At malzemeleri satmak nereden aklınıza geldi? 1993 yılında üniversite öğrencisiyken bir Amerikalının yanında asistan olarak çalışmaya başladım. İthalat-ihracat işlerine ve yazışmalarına bakıyordum şirketin. At ve at malzemeleri satıyorlardı. Daha sonra bir terslik oldu, firma sahibi Amerika’ya döndü ve ben de bu kadar özel bir ticarete el atmışken devam ettirmek istedim. At Merkez 1994’ten beri faal bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. atmerkez.com.tr ile ticaret alanım daha da renklendi. Türkiye içi çok seyahat yaptım ve farkına vardım ki engel atlama dışında çok güzel bir piyasa var; ciritçiler, rahvancılar, tarım sahası, hayvanları ve köydeki yardımcılarımız olan atlar... Bu gezilerimde karar verdim ki ben marka malzeme satmak yerine kalitesini en iyi şekilde sunabileceğim isimsiz bir ürün yelpazesi oluşturmalıyım. - Faaliyet alanlarınız nereler? Balmumcu’da çok merkezi bir lokasyonda dükkanımız var. Bunun yanı sıra atmerkez. com.tr aktif olarak satışlara devam ediyor. Dünyada aklınıza gelebilecek her ülke ve bölgeden farklı zaman ve nedenlerle atların relokasyonunda yer almak çok heyecan verici ve bir o kadar da zevkle çalışılan bir ortam yaratıyor. İlk yıllarda sadece uçak nakliye ve ahırdan ahıra teslim prosedür işlemleri yapıyorduk. 2007’den beri ise ortak olduğumuz HORSETRANS KFT firması ile başarılı bir şekilde kara nakliyelerini de gerçekleştiriyoruz. Ancak gümrükleme ve tarım mevzuatlarında büyük özveri ile beraber çalıştığımız ekibime de minnet borçluyum. At Merkez Team hem hayvanlara olan özen ve dikkatle hem de bu süreçteki profesyonellik gerektiren evrak takip ve işleyişi konusundaki hassasiyetleri ile atları en konforlu şekilde nihai adreslerine teslim etmeye çabalıyorlar. At hassas ve özenle bakılması gereken bir hayvan; bu yüzden Hollanda Pavo at yemi firması ile resmi ithalat ve özel dağıtım çalışmalarımıza tüm hızıyla devam ediyoruz. 40 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
- At ihracat/ithalat prosedürlerinden biraz bahsedebilir misiniz? Başlıca sloganımız: “Atınızı siz seçin, biz en konforlu şekilde size teslim edelim.” Müşterimiz bize atın ahır adresini verdikten sonra haftalık programlarımızı yapıyoruz. Bölgesel çalışan kamyonlarımız ile EU Transport sertifikası eşliğinde aldığımız atlar, tarafımızdan ihracat ve kan işlemlerinin ardından Türkiye’deki adreslerine doğru yola çıkarılıyorlar. Üç saatlik gümrük prosedürünü At Merkez Kapıkule ekibi ile gerçekleştirip atları adreslerine ulaştırıyoruz.
- İşinizin zorlukları ve riskleri neler? At çok hassas bir canlı. Her birinin kendine özgü tavrı ve huyları mevcut. Bazı zamanlar ne kadar dikkat ve özen gösterseniz bile istenmeyen küçük aksilikler yaşanabiliyor. Yol boyunca sekiz saatte bir anlaşmalı ahırlarda dinlenen atlar strese bağlı olarak su içmeye-
biliyor. Atı teslim aldığımız dakikadan, teslim ettiğimiz dakikaya kadar devamlı önlerinde ot filesi olduğu halde hafif zayıflayan atlar bizleri hem çok üzüyor hem de işimizi layığı ile yapamadığımızı düşündürüyor. At Merkez ekibi olarak kendi hayvanlarımız da olduğu için itina ve dikkat bizler için kaçınılmaz. Ülkelerarası farklı kural ve işleyişlerde bazen umulmadık evrak işleri zaman kaybı yaratsa da biz bu durumları müşterilerimize yansıtmadan hallediyoruz. Bu yüzden tekrarlamalıyım ki; At Merkez Team eşsiz bir beceri ve çalışma disiplinine sahip. Bu açıdan çok şanslı bir aileyiz. - At nakliyesinde yaşadığınız ilginç bir deneyim oldu mu? Bizimle paylaşmak ister misiniz? At nakliyesinde yaşadığımız ilk en heyecanlı olay gebe olan bir Shetland’ımızın Bulgaristan-Türkiye sınırında ekibimizin profesyonel yönlendirmesi ile doğurmasıydı. İlk nakliye tayımızı 2011’de doğurttuk. Daha sonra başka bir gebe kısrağın doğumu da Türkiye-İran transit organizasyonunda gerçekleşti ki İranlı müşterimizin sevinci görülmeye değerdi. - Sizlere nasıl ulaşabiliriz? Biz aktif olarak internet sitelerimizi kullanmaktayız. E-postalarımız aktif olarak 7/24 cevaplanmakta ve tüm prosedürler ve özellikler konusunda yetkili arkadaşlarımız müşterilerimize yardımcı olmaktan mutluluk duymaktadırlar. atmerkez.com.tr at ve binicilik malzemeleri için; horseport.co at ithalat ve ihracat prosedürleri için; pavotr.com atınızın en iyi şekilde beslenmesi için sizlerin emrinde. - Neler eklemek istersiniz? 20 seneyi aşkın süredir zevkle çalışmakta olduğumuz At Merkez ticaret kolumuza şimdi de At Merkez Resort’u eklemekteyiz. Bu sayede atlar ihtiyaçları olan padok ve dinlenme alanlarına sahip olacak. Transit geçişlerde lokasyon ayrıcalığı ile tüm yabancı ve Türk kamyonlarına dinlenmeleri için en iyi hizmeti sunacağız. Atlara hizmet etmek ve bu sektörde ürün yelpazemizi genişletmek her gün yenilenen amaçlarımızdan biri.
Yazla gelen tehlike: Sıcak / Güneş Çarpması FİKRET MEMİŞOĞLU - Veteriner Hekim
Y
az ayları kapıda, kimi atlar için tatil başlarken kimi atlar için de zor çalışma koşulları yaklaşıyor. Sıcak ve güneşli havalarda açık alanda çalışan ya da gün boyunca gölgeliği olmayan padoklara bırakılan atlar için bir tehlike kapıda; sıcak (güneş) çarpması. Özellikle bakımına daha az özen gösterilen ve oldukça yoğun çalıştırılan kulüp ve gezinti atları için bu tehlike daha ön planda. İster yoğun bir çalışma temposunda olsun ister gün boyunca padoka/ çayıra bırakılmış olsun oldukça sıcak seyreden yaz aylarında sıcak çarpması ihtimali göz ardı edilmemelidir. Sıcak çarpmasına karşı gerekli müdahale zamanında yapılmadığı takdirde ölümcül olabilmektedir. Problemi tedavi etmektense oluşmasını engellemek amacıyla önlemler alınmalıdır. Her ne kadar bu önlemler çok basit ve herkesin aklına gelebilecek konular olsa da günlük iş telaşı içinde unutulmaktadır. Gezinti amacıyla ya da kulüp atı olarak kullanılan atların ders/ gezinti aralarında dışarıda bırakılmamaları gerekir. Ahırlara alınıp eyer ve başlık gibi ekipmanın çıkarılarak dinlenmelerine, su içmelerine izin verilmelidir. Mümkünse tüm atlara otomatik sulukla sürekli su içebilme imkânı sağlanmalıdır (Böylece at sürekli ihtiyacı kadar su içeceğinden çalışma öncesi ya da sonrasında su kısıtlamasına gerek kalmaz). Kova ile su verilen atlara ise su verilme sıklığı artırılmalıdır. Ahırların serin ve hava dolaşımının iyi olması gerekir. Yeterli hava dolaşımı olmuyorsa vantilatörler yardımıyla bu sağlanmalıdır. Çalışma sonrasında sadece
ayaklara değil tüm vücuda duş yapılarak atlar serinletilmelidir. Ayrıca padoklarda atların altında serinleyebileceği gölgelik alanlar oluşturulmalıdır. Bu basit önlemler alındığında atınıza sıcak çarpması ihtimali çok azalacaktır. Ancak yine de bir sıcak çarpması durumunda atta ne gibi belirtiler
görüleceğini bilmek gerekir: - Atta terleme azalmıştır. (Vücut sıcaklığının kontrol altında tutulması terleme ile olur. Sıcak çarpması halinde bu mekanizma sekteye uğrar.) Deri kurumuştur. - At hızlı hızlı nefes alıp verir. Solunum sayısı ve nabız artmıştır.
- At halsiz ve keyifsizdir. İştahı azalmıştır. - Ateş vardır. Termometre ile ateşini ölçtüğünüzde 40°C’nin üzerinde bir değer görürsünüz. - Diş etlerine baktığınızda mora yakın bir renkte olduğunu görebilirsiniz. - İlerlemiş durumlarda at sallantılı ve kontrolsüz bir yürüyüş sergileyebilir. Sıcak ve yoğun bir günün ardından atınızda bu belirtilerden birini bile görürseniz sıcak çarpmasından şüphelenmeniz ve veteriner hekiminizle iletişime geçmeniz gerekir. Veteriner hekiminiz size soracağı sorularla durumun ciddiyetini anlamaya çalışır. İlerlemiş durumlarda acil tıbbi müdahale gerekir. Aksi taktirde bu durum ölümcül olabilmektedir. Veteriner hekim gelene kadar ise sizler basit uygulamalarla ilk müdahaleyi yapabilirsiniz. İlk müdahale ne kadar çabuk olursa hastalığın çözümü o kadar kolaylaşır. Yapılacak basit uygulamaları şu şekilde sıralayabiliriz: - Atı gölge ve hava dolaşımı iyi olan bir yere alın. - Soğuk su ile tüm vücuda duş yapın. - Atın üzerini ıslak havlularla kapatmayın. (Bu deriden buharlaşmayı engeller ve vücut sıcaklığının düzenlenmesini zorlaştırır.) Tüm bu uygulamalara başlamadan önce veteriner hekime haber vermeyi lütfen ihmal etmeyin. Yapılacak tıbbi müdahale bunlarla sınırlı değildir. Sizler tarafından yapılacak ilk müdahale veteriner hekim müdahalesinin başarı şansını artıracak önemli bir uygulamadır. Atınızın ve sizin sağlıkla geçirdiğiniz keyifli bir yaz dileğiyle…
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 41
AT Haber
BU YAZ “AT”LANIN… T
atil planlarınızı kesinleştirmeden önce Türkiye’nin hemen her köşesinde atlı etkinlik beklentilerinizi karşılayacak 150 civarında işletme olduğu bilgisini yineleyeyim… Kastamonu / Daday, Kapadokya, Bodrum, Marmaris, Fethiye, İzmir, İstanbul, Çanakkale, Ankara, Sivas, Erzurum, Kayseri ve diğer şehir, yöreler… Doğanın eşsiz güzelliklerini cömertçe sunduğu, çağlar açıp kapamış kültürlerin beşiği nice şehir, köy, kasaba ve engin bir coğrafyada yerli veya yabancı turistlerin, gezginlerin atlı etkinlik ve tatil olanakları bulması mümkün. Atlı bir yaşam sizlere neler sunabilir? Bahsettiğim işletmelerin bazılarında konaklama olanakları var ve bir kısmı gerçekten bildiğimiz otel, motel nitelikli ve hemen hepsi de yüksek damak tatları sunuyor. Çiftlik içinde konaklamanın doğrudan o yaşamın içinde olmayı sağladığını söylemeye gerek yok. Atların bakımını üstlenmek ve çiftlik yaşamını 24 saat boyunca aktif bir şekilde katılarak tecrübe etmek mümkün. Atlı etkinliklerden neleri kastediyoruz? Günlük atlı geziler ve uzun süreli atlı kamp yapabilirsiniz… İstanbul’da devam eden iş düzenini daha esnek hale getirip memleketi olan Nevşehir / Mustafapaşa’da Sinasos At Çiftliğini de kuran Hakkı Yazıcı’nın sağladığı olanaklara bakalım… Çiftlik içinde konaklamak mümkün… Dilerseniz 5-6 Km uzaklıktaki Mustafapaşa’da hatta meşhur Asmalı Konak’ta geceleyebilirsiniz. Ana ulaşım hariç transferler ile birlikte her şey dahil tatil yapabilirsiniz. Sinasos’un Atlı Kamp olanağı peri bacalarını, binlerce yıl öncesinin yerleşim alanları olan vadileri gezebileceğiniz, geceleri çadırda geçirebileceğiniz etkinlikleri içeriyor. İki tecrübeli Fransız kadın binicinin de işletmeye destek olduğu at sevdalısı insanlarla göl kenarlarında, tepelerde her gün 25-30 Km sürecek, tarlalarda, toprak yollarda dörtnal yaşanacak bir deneyim sizi bekliyor… Çok önem verilmesi gereken bir konu olarak; beklenen performans itibari ile de atların çok iyi bakıldıklarını, sağlıklarının çok iyi, sakin huylu ve canlı yapılarının olduğunu vurgulamam gerek… 42 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Bunlar çok önemli… Kendimizden önce atlar gelir… Öncelikli olan onların sağlığı ve haklarıdır… Doğada atlı gezi olanağı sağlayan işletmelerin en eskilerinden biri olan Çömlekçiler Atlı Turizm işletmesine bakalım… Kastamonu / Daday’a bağlı Çömlekçiler köyünde Zuhal & Levent Bıyıklı’nın yönetiminde olan bu çiftlik 24 oda, yetmiş yatak imkanı ve zengin yöre yemekleri ile 1981 yılından bu yana özellikle yurt dışından gelen konuklarına hizmet veriyor. Daday’a 7 km uzaklıktaki köy çevresinin sessiz doğasında kilometrelerce süren, göletleri dolaşan parkurlarda geçireceğiniz saatler
özlediğiniz dinginliği sağlayacaktır… Dilerseniz yaylalarda çadırda konaklamalı 3-4 gün sürecek at binişleri de mümkün… Binişlerde yoğunlukla yerli at ırkları kullanılıyor… Doğal ortamları ile iç içe olan bu atların sakin huylu olmaları biniş güvenliğini üst düzeyde sağlayan önemli bir konu… At binmek çok keyiflidir… Günlerce at binmek çok daha keyiflidir ancak her alanda olduğu gibi başka bir canlının, atın belirleyici olduğu şartlarda yapılan atlı geziler de tedbir alınmasını gerekli kılıyor… İşletmeler bu konuda titizler… Konuklar dilerlerse başlıklarını işletmeden temin ederek dilerlerse vücut koruyucu ekipmanlar da temin ederek gezilerini rahatlıkla yapabilirler…
Bir diğer at sevdalısı ise Ege’den… Seferihisar / Sığacık yakınlarında atlı gezi imkanı sunan Halit Özdere’den bahsediyorum… Özdere’nin bu konuya profesyonel yaklaşımı, müşterilerinin haklarını, gereksinimlerini öncelikli olarak düşünmesi ve titizliğine şapka çıkarmak gerek… Yerel yönetimlerle kurduğu ilişkiler sayesinde bulunduğu bölgede keyifli biniş parkurları yaratmış… Yerli, yabancı konuklarını bu parkurlarda gezdiriyor… 2014 sloganı “At Üstünde Tarihe Yolculuk”… Sığacık, İon uygarlığının başkenti Teos kalıntılarının olduğu bir yer ve buraları Halit’in rehberliğinde atla geziyor, kumsalda at koşturuyorsunuz… Denize mi girmek istersiniz? Buyrun… Unutmadan; hiçbir atçı hiçbir binici gecelerin tadından, eğlenceden uzak kalmıyor tabi ki… Siz yeter ki zevkinizi, renginizi belirleyin… Geceler uzun ve keyifli… Atlı tatilin maliyeti nedir diye merak edenleriniz olacaktır… Kendi tecrübemi aktarayım; kahvaltı / yemek dahil, günde 4-5 saat hayallerinizi gerçekleştireceğiniz düzende at binmenin maliyeti ana ulaşım hariç 200 - 500 TL / gün aralığında mümkün… Tabi ki 15 gün sürecekse indirim de mümkün… Günü birlik kısa süreli binişlerde daha makul rakamlar da var… Örneğin, İstanbul’un yakın çevresinde doğada 2-3 saat at binmenin maliyeti 100 - 150 TL arası… Küçük şehirlerde rakamlar da küçük… Yer kısıtlı olunca irili ufaklı 150 civarı işletmeden ancak 3 örnek verebildim… Amaç bilgi vermek ilgi yaratmak tabi ki… Yoksa bütün atçılar, biniciler dost, imkanlar uygun, atlar iyi, yöreler güzeldir… Size düşen buraları ziyaret etmek… Kamp ateşinin etrafındaki sohbetlerin, sabah uyanılan doğanın sıcaklığını yakalamak… Bir canlının sorumluluğunu da alarak kendinizi kolay ayak basılmayan doğa / kültür ortamlarının kucağına bırakmak… “At”lanmak zamanıdır şimdi… • UĞURHAN ACAR
AT Sanat
“At’nağme” Sergisi Türkiye’nin önde gelen baskı resim ustası Süleyman Saim Tekcan’ın gravür, yağlıboya ve heykel gibi farklı teknikler kullandığı yeni sergisi “At’nağme”, FMV Galeri Işık Teşvikiye’de sergilendi. “At’nağme” adını verdiği, sözcüklerin yerini atların aldığı bu sergisinde gravür, yağlıboya ve heykel gibi farklı teknikler kullanıyor Süleyman Saim Tekcan. Eserlerinde artık onun alamet-i farikası olan at figürünü nasıl seçtiğini ise şöyle açıklıyor: “Çünkü at sırtında Anadolu’ya gelmişiz. İmparatorluklar at olmasa kurulmayacaktı. Osmanlı’nın Batı’ya kan dökerek gittiğini zannetmeyin.” Süleyman Saim Tekcan’ın usta ellerinde, birer sanat eserine dönüşen at figürleri bu sergisinde de hem özgürlüğü hem de barışı temsil ediyor.
44 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
Kısraklarda suni tohumlama SAMET YILDIRIM - Uzm. Veteriner Hekim - Dörtnal Veteriner Kliniği ve Hara Hizmetleri Sevgili yetiştiriciler sizlere her ne kadar ülkemizde pek fazla kullanılmasa da, diğer dünya ülkelerinde bir sektör halini alan kısraklarda suni tohumlamadan bahsetmek istiyorum. Belki merak edersiniz; ilk suni tohumlama tarihte XIV. Yüzyıl başlarında Arap aşiretlerince yapıldığı ve bu uygulamanın bir aşiret reisinin çok değerli aygırından gizlice alınan sperma, düşman olan öbür aşiret reisinin kısrağının tohumlanmasıyla sonuçlandığı rivayet edilir. Tabi ki spermanın nasıl alındığı, nasıl taşınıp kısrağa verildiği bilinmemektedir. Bu bakımdan gerçekle ilişkisi tartışılır. Fakat gerçek olan şudur ki Avrupa at yetiştiriciliğinde ilk suni tohumlama 1890’da uygulanmıştır. Kısraklarda suni tohumlama uygun metot ve tekniklerle aygırdan alınan spermanın kısrağın dölyatağına verilmesi olayıdır. Ekonomik değeri olan ve yarış amaçlı kullanılan atların yetiştirilmesinde suni tohumlama uygulamaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de sadece safkan Arap atlarında ve konkur atlarında uygulanmaktadır. Fakat safkan İngiliz atlarında suni tohumlama yasak olduğu için bu ırkta bu tür uygulamalar yapılmamaktadır. Tabi bu uygulama sadece yarış atı olacaklarda yasaklanmıştır. Suni tohumlama uygulamaları sadece spermanın uzun veya kısa süreli muhafazasında değil; bir yerden başka bir yere transportunda ve kullanılmasında gerekli malzemelerin yapım ve ticaretiyle ilgili konularda da başlı başına bir endüstrinin doğmasına sebep olmuştur. Suni tohumlamanın birçok avantajları bulunmaktadır. Bunlar; Genital yolla bulaşabilecek birçok hastalığın kontrolünü mümkün kılar. Kısrağın aygıra veya aygırın kısrağa verebileceği hasarları önler. Aygır sperminin kontrolü daha kolay ve pratik olur. Aygırın çok fazla kullanılması önlenerek yıpranması asgariye indirilir ve daha uzun yıllar aygırdan faydalanabilinir. Ayrıca bir aygıra rahatlıkla 100 ve üzeri kısrak çekilebilir. Aynı gün içerisinde aynı aygıra(doğal aşımla 3 kısrak tohumlanır.) daha fazla kısrak tohumlanır. Kısrak sayısı aygır spermasının kalitesine ve miktarına bağlıdır. Gebelik oranı doğal aşıma nazaran daha fazladır. Özellikle; döl yatağı problemi yaşayan kısraklarda suni tohumlama çok uygun olmaktadır. Çünkü doğal aşımda aygır penisiyle kısrak her zaman kontamine olabilir ama suni tohumlama daha hijyeniktir. Aygırların bölgesel uyumsuzluklarından kaynaklanan fertilite problemlerini minimuma indirir. Kısrağın özellikle taylı kısrakların transport stresi ortadan kalkar. Taylı kısrakların bir başka yere transportunda oluşabilecek kazalar minimuma iner. Kısraklarda suni tohumlamayı ülkemizde az sayıda kişi uygulamakta olduğundan, kullanılan alet ve ekipmanların ekonomik olarak külfetli olduğundan kısrak sahiplerince pahalı bir yöntem olabilir. Çünkü bu tip bir serviste aygır ücretine ek olarak Veteriner Hekim ücreti de uygulanır. Ayrıca kısrak sahibi kısrağını tohumlamaya hazır hale getirmelidir. Çünkü bu işte asıl önemli olan; tek tohumlama ile ovulasyonun(yumurtalığın patlaması) sağlanmasıdır. Aksi takdirde diğer tohumlamalar maliyeti artıracaktır. Yurt dışında ki atlarla ilgili dergileri karıştırdığımız zaman safkan İngiliz aygırlar hariç diğer aygırların doğal aşım ücretlerinin
altında dondurulmuş sperm veya taze sperm ücretlerinin de yazıldığını görürüz. Bu aygırların spermleri şehirlerarasını bırakın, ülkeler hatta kıtalar arası bile transport edilmektedir. Bu da suni tohumlamanın diğer ülkelerde ne kadar yaygın olduğunun göstergesidir. Bizde de Tarım Bakanlığı ve Türkiye Jokey Kulübü Arap aygırlarının spermlerini belli prosedürler altında yurt dışında ve yurt içinde kullandırabilmeli ve hatta yurt dışından sperm girişine olanak sağlanmalıdır. Bu şekilde yurt dışından yeni kan hatları daha ucuza ve kolay yolla getirilebilir. Tabi bunlardan doğacak taylara Tarım Bakanlığı pedigri verebilmelidir. Başta Amerika ve Avustralya olmak üzere pek çok ülkede bu uygulamalar rutin bir şekilde yapılmaktadır. Aygırdan alınan spermalar uygun koşullarda ve tekniklerde dondurularak uzun süreli saklanabilir veya soğutulup kısa süreli(24-72 saat)muhafaza edilebilir. Spermanın dondurulmuş şekli değil, kısa süreli muhafaza yöntemleri dünyada en çok uygulanmakta olan yöntemdir. Kısa sürelide sperm canlılığını 72 saat kadar koruyabilir. Bu da tek suni tohumlama servisinde iki kez tohumlamaya olanak verebilir. Özet olarak suni tohumlamanın avantajlarının çok olduğu ve yetiştiricilerimiz için geçerli bir teknik olduğu bu konuda Tarım Bakanlığının öncülük yapması gerektiğini dilim döndüğünce sizlere vurgulamak istedim.
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 45
Atlı Dayanıklılık için at seçimi, bakımı ve çalıştırılması OKTAY KURTULAN - Atlı Dayanıklılık Komite Üyesi ve Hakemi
D
aha önce Atlı Dayanıklılık Yarışmaları’na katılabilecek tek tırnaklılar ailesi Genus Equus’dan bahsetmiştik, tüm tek tırnaklılara açık bu yarışmalar. Nadiren de olsa gördüğümüz İngiliz, Anglo Arap ve Shagya Araplar dışında bu sporun at kaynağı safkan Arap atlarıdır. Türkiye’de Arap Atı yetiştiriciliğinin yaygın olması bir avantaj olmakla beraber atlı dayanıklılığa yönelik bir yetiştiriciliğin olmaması bir dezavantaj haline geliyor. Düz koşuda başarılı olamamış ama sağlıklı atların satın alınmalarıyla başlıyor bu atların atlı dayanıklılık serüvenleri. Elbette Avrupa’da çoktan başlamış sadece bu dala yönelik olan yetiştiricilik ve doğduğu yer olan Ortadoğu’dan daha çok at satıyorlar ve hatta Araplar bile Avrupa’dan alıyor atlarını. Biz maalesef düz koşu gibi bir tecrübe atlatmış atlarla yapabiliyoruz bu sporu. İkinci bir alternatif batı yada doğu Avrupa ülkelerinden kalifiye olmuş koşmaya hazır at satın almak; Almanya, Fransa, İtalya olabileceği gibi Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’da bu konuda oldukça geniş bir yelpazeye sahip, rakamlar aşağı yukarı bir standartta oturmuş tüm Avrupa’da. Ama tabii ki atı dışardan getirmenin de ekstra maliyetleri olacaktır. At satın alırken mutlaka at konusunda uzman bir veterinerden tam bir kontrol yapmasını sağlamanızı kuvvetle tavsiye ederim. Daha sonra pişman olmaktansa baştan küçük bir maliyete katlanıp, sonraki olası büyük masraftan kurtulabilirsiniz. Bakılması gereken önemli şeylerden biriside atın ahır nabzıdır. 30-35 gibi olması normaldir ama daha alt seviyelerde de olması mümkündür. Yarışa başladığımız nabız sayısı ne kadar aşağıda olursa geri gelme süresi de o kadar çabuk olur. Düşük
46 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
ahır nabzı seçim yaparken önemli bir kriterimizdir. Tabii ki en önemlisi atın işlem görmemiş tendonları, dört ayağı ve sağlam bir sırtı olmasıdır. Elbette bu konu bir veteriner yardımıyla netliğe kavuşacaktır. Yarışmalarda sık sık veteriner kontrolleri olduğundan, atın sakinliği ve muayeneye izin verişi de oldukça önemli bir kriterdir.
Muayene esnasında sakin kalamayan atın nabız sayısı da artacaktır. Bu yarışmalar için rahatlıkla veteriner yarışmasıdır diyebiliriz. Atların kaderi çoğunlukla vet-check’lerde belirlenir. Sırf bu özelliğinden dolayı da atları en çok koruyan binicilik dalı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ortalama bir Arap atı günde 3-4 kg yem yer, karışımı bir çok değişiklik gösterebilir. Ben günlük diyetinde mutlaka bolca yeşil ot bulunmasına özen gösteriyorum ve atın sindirim sistemini düzenlediğini görüyorum. Zaten buda at padoğa çıkıyor demektir -ki olmazsa olmaz diyebiliriz- atın padok ihtiyacı için. Bunların yanında ahırda kalan atlara da gün boyunca en az üç dilim kuru ot vermek gerekir. Beslenme konusunda düzenli görüştüğünüz veteriner ile mutlaka konuşmanızı ve tavsiyelerini uygulamanızı öneririm. Bizim için atın bilmesi gereken en önemli şey, gitmek istediğimiz kararı doğru bir şekilde uygulayabilmesidir yani biz sakin süratli isterken o çalışma kararı süratli yapıyorsa veya sakin dörtnal isterken hücum dörtnal yapıyor olması işleri zorlaştıracaktır. Yarışma parkuru gezilirken gidilecek kararlar yarışmanın hızına göre hesaplanarak belirlenir. Dolayısıyla binici parkurun farklı yerlerinde farklı kararlarda gideceği bir program yapar ve nerede süratli nerede dörtnal gibi yerleri belirlenir. Hedefi; doğru zamanda düşük nabız ile bitiş çizgisine ulaşmaktır. Bu yol boyunca atla mücadele etmek zorunda kalmamak için atımızı çalıştırırken bu kararları uygulamasını sağlamak üzere bir çalışma yaptırmayı hedeflememizde fayda olacaktır. Haftanın üç günü orman veya sahil de yapılan uzun süratli, adeta paketleri, haftanın üç günüde manejde çalışmalar yapılabilir. Yarışma tarihlerine göre tabii ki değişiklik gösterebilir. Yarışmalara yakın tarihlerde çalışmalara az da olsa dörtnallar eklememiz gibi. Bu yarışmalara katılan atlara sık sık elektrolit takviyesi yapmakta fayda vardır, artı olarak piyasada satılan bir çok destek ürünü de bulunmaktadır. Fotoğraflar: OKTAY KURTULAN
Doğru sorular SEVGİ D. SAYBAŞILI ‘Think harmony with horses (Atlarla uyumu düşünün)’ kitabında Ray Hunt, “Atı anlamak için kendi üstünde çalışman gerektiğini göreceksin” der. Aslında dünyadaki her şeyi anlamak için kendimize bakmalı, kendi farkındalığımızı geliştirmeliyiz çünkü içerisi nasılsa dışarısı da öyledir ama günlük hayatımızın pek çok alanında içeriyi hesaba katmadan pekala da yaşayıp gidebiliyoruz. Ancak atlarla çalışırken başka şansımız yoktur, çünkü onlar bizimle ilişkilerinde tamamen bizi aynalar. Dolayısıyla, hangi alanda olursa olsun, atlarla çalışırken sorulacak ilk soru “Nasıl daha iyi bir atçı/binici olurum?” değildir. Doğru soru; “Nasıl daha iyi bir insan olurum?”dur. İyi insan olmanın herkese göre farklı bir ölçütü vardır elbet ancak davranış bilimleri üzerine eğitimler veren birisi olarak burada benim kastettiğim; insanlık için sevgi, saygı, dürüstlük, adillik, paylaşma, sorumluluk gibi temel değerlere aykırı hareket etmeyen, zihin, beden ve ruh üçlemesinin hiçbirini dışarıda bırakmadan tam potansiyelini kullanabilen ve kendini kendisinin en iyi hali olma yönünde sürekli geliştiren insandır. Bu kriterlere uymadan başka evcil hayvanlarla doyurucu bir ilişki yaşamak mümkün olabilir ancak atlarla, her iki taraf açısından da tatmin edici bir ilişki yaşamak bunlar olmadan olmaz. İşte bu da atların biz insanoğluna armağanı, hatta bazılarına göre atların dünyada varoluş nedenidir. Her geçen gün, atların insanların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için nasıl da gönüllü olduklarını, verdiğim eğitimlerde ve koçluk seanslarında bizzat yaşadığım için buna inanmak benim açımdan çok kolay. Ancak bazılarımızın biraz daha kanıta ihtiyacı olabilir. Biz insanların hatalı bir yazılımı var. Öğrenmek ve bilgileri kaydetmek için silme / bozma / genelleme denilen araçlara başvuruyor zihnimiz. Bu da eğer çocuk değilsek, bilinçli bir çaba göstermedikçe gördüğümüze inanmadığımız anlamına geliyor. Gördüğümüz, deneyimlediğimiz şeyleri daha önceden zihnimizde oluşmuş eşitlikler çerçevesinde anlamlandırıyor, bir bilgisayar gibi benzerlerinden oluşan klasörlere kaydediyoruz. İstediğimiz kanıtlara ulaşmanın yolu; gözümüzün önünde cereyan eden olayları müdahale etmeden, oldukları haliyle, önyargısız bir gözlemci gibi izleyebilmek. Buradaki doğru soru da “Bu olayı, geçmişte bununla ilgili hiçbir deneyimim olmamış gibi anlamlandırsaydım ne düşünürdüm?” Böyle bir yaklaşımla, daha önce atımızda davranış problemi olarak değerlendirdiğimiz pek çok şeyi mesaj olarak alabilir ve düzeltmek için ne yapmamız gerektiğini bulabiliriz. Bu temel sorular atlarla çalışırken sürekli ak-
48 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
lımızda olması gerekenler. Bir de her çalışmada kendimize yeniden sormamız gerekenler var. İster zevk için biniş, ister bir yarışmaya hazırlanma, isterse atımıza sadece egzersiz yaptırma olsun, bu sorular hem amacımıza ulaşmamızı kolaylaştıracak, hem de bizi bize tanıtarak farkındalık yaratacaktır. 1. Kimden istiyorum? Atınızın sizin için birşey yapmasını istediğinizde bunu kimden istediğinizi net olarak biliyor olmanız gerekir. Bu soruyu ceveplayabilmek için; genelinde atların doğal davranışları, öğrenme şekilleri ve psikolojileri hakkında bilgi sahibi olmak, özelinde ise o atın karakteristik özellikleri, yaşam koşulları, deneyimleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Doğru cevabı en zor bulunacak soru budur çünkü, gördüğüne inanır bir halde yapılacak belki de yıllara dayanan bir gözlem ve tecrübe ile bilgi birikimi ister. Ama doğru cevaplara ulaşma uğraşı da keyiflidir, atlarla birlikte olmaktan keyif almıyorsanız zaten niye uğraşacaksınız ki? Örneğin atların her iki gözü ile gördüklerinin beyinlerinin farklı yanlarına kaydolduğunu biliyorsanız, “Demin önünden geçtiğimiz bayraktan niye dönerken korktu ki?” diye şaşırmazsınız. Veya daha önce bayrak sopası ile şiddete maruz kalmış atınızın ondan korkabileceğini önceden bilir ve buna göre davranırsınız. 2. Ne istiyorum? Atınızın yapmasını istediğiniz şey tam olarak nedir? Eğer bunu tam olarak tanımlayabiliyorsanız; hem siz doğru komutları doğru zamanda verirsiniz, hem de isteğinize uymazsa nedenini daha iyi bilebilirsiniz. Yani “Lonj yapmasını istiyorum işte” değil de, “Şu sıcaklıktaki havada, şu sertlikteki zeminde, şu yönde, bu kadar süre ile, şu hızda gitmesini istiyorum.” Bu aynı zamanda at, isteğinize uyduğunda da fark etmenizi ve çabasını takdir etmenizi sağlar ki, atın çabalarına devam etmesi için gerekli olan budur. 3. Neden istiyorum? Atınızdan bir şey istediğinizde neden istediğinizi tam olarak bilmeniz şarttır. Tabii bir de doğru nedeni bilmeniz. Atlar içgüdüsel olarak liderliği hak edene uyarlar, hak etmek ise her yerde sürekli dile getirdiğim gibi, şiddet ve güç gösterisi ile olmaz. Liderliği hak etmek için öncelikle; hedefinizin kafanızda net ve açık olması gerekir. Nereye gitmek istediğini bilmeyen lideri
kimse takip etmez, değil ki bunu beden dilinizden, nefes sıklığınızdan, hatta bedeninizin salgıladığı kimyasallardan algılayabilen ve av olma korkusunu sürekli içinde taşıyan bir hayvan hiç bilmez. Atınızdan istediğiniz şeyin sizin için son derece anlamlı ve gerekli olması da gerekir ki, içgüdüsel olarak koruma eğiliminde olduğu enerjisini sizin istediğiniz şey için harcamayı göze alsın. Tabii yine her yerde dile getirdiğim gibi, atın karşısında -mış gibi yapamazsınız, hedefi gerçekten anlamlı bulmuyorsanız anlayacak ve isteğe cevap vermeyecektir. Dolayısıyla atınızla, başkasının sizin için belirlediği hedeflerdense, sizin için anlamlı hedeflere yönelmeniz her zaman daha iyidir. 4. Nasıl istiyorum? Atlar karşılarındakini önce enerji boyutunda, sonra duygusal açıdan ve ardından da beden dillerine bakarak okurlar. Kendi enerji alanları da oldukça geniş olduğundan, bir atın yanında veya üstünde otomatikman onun alanına girmiş olursunuz. Bu şekilde sizin ne hissedip, düşündüğünüzü anında alırlar. Maalesef biz insanlar sosyal açıdan uyum sağlayabilmek adına geliştirdiğimiz sosyal benliğimizle hareket etmeye öylesine alışığız ki, gerçek içsel sesimizi hiç duyamıyor, duygularımızı fark etmiyor veya fark etsek bile duygularımızın mesajlarını algılayamıyoruz. Bu nedenle atımıza daha hızlı gitmesi için bacak yardımı yaparken, aslında korktuğumuz için kendimizi ve kollarımızı kasıyoruz ve bir yandan da ona dur diyor oluyoruz. Veya bizi kaçıracak gibi olduğunda durması için dizginleri çekiyor ve vücudumuz geriye veriyoruz ama aslında durmayacağını düşünüyor oluyoruz ve kendimizi sağlama almak için bacaklarımızı sıkıyoruz. Atlar her zaman içimizden gelen komutları dinler, bu nedenle böyle durumlarda da atımız gitmiyor veya durmuyor. Bu nedenle atımızdan bir şey isterken enerjimizle, duygularımızla ve beden dilimizle de istiyor olduğumuzdan emin olmalıyız. Atımızla işler planladığımız gibi gitmediğinde; atı, koşulları, havayı, yemi, suyu, ekipmanı suçlamak kolay olan ancak bizi ileriye götürmeyen yoldur. Ancak atınızla çalışmak için kendi üstünüzde çalışmanız gerektiğini ilk söyleyen ben değilim. 60 yıl boyunca atlarla çalışmış, üstelik atların onlardan istediklerine uymamalarının sadece rahatsızlık değil çoğu zaman ölüm anlamına geleceği bir şekilde çalışmış, dünyaca ünlü bir kovboy söylüyor bunu. Bana inanmak istemiyorsanız, ona inanın. Ya da en iyisi siz her zaman gördüğünüze inanın ama gerçekten gördüğünüze.
AT Haber
Alltech ve IAEJ Medya Yarışması’nın ödülleri sahiplerini buldu
A
lltech’in başkanı ve kurucusu Dr Pearse Lyons konuşmasında şunları söyledi: “Alltech Hoof Beats ödülleri ile üç uluslararası gazeteciye Normandiya’yı ziyaret etme fırsatı vermek istedik. Bu sayede bahsi geçen gazeteciler, 15 günlük yarışma sırasında oyunları merkezden izleyerek okurlarına aktarabilecek.” IAEJ başkan yardımcısı ve sekreteri Chris Stafford ise “Alltech, Uluslararası Atçılık Gazetecileri Birliği’nin (IAEJ) değerli bir ortağı ve atçılık basınının cömert destekçisi olmaya devam ediyor. IAEJ üyelerine Normandiya’da yapılacak Alltech FEI Dünya Atçılık Oyunları ™ 2014 Normandiya’yı izleme fırsatı sunan bu yenilikçi katkı ödülü ile Alltech’in bir kez daha basının çabalarını ve çalışmalarını takdir etmiş olması çok sevindirici bir durum. Bunu gerçekleştirdikleri için Alltech çalışanlarına ve katılımları için üyelerimize teşekkür ederiz” şeklinde görüşlerini dile getirdi. Avustralya’dan Anna Sharpley, oyunların sekiz resmi disiplininden birinde yarışan önemli bir ismi hakkında yaptığı haberle “Equine Athlete Beat” ödülüne layık görüldü.
Sevil Sabancı Saint Tropez’de dördüncü Üç başarılı gazeteci Alltech “Hoof Beats” medya yarışmasında ödüle layık görülerek Alltech FEI Dünya Atçılık Oyunları ™ 2014 Normandiya’ya katılmak üzere davet edildi. Hoof Beats kazananları, Uluslararası Atçılık Gazetecileri Birliği (IAEJ) üyeleri ve Alltech yetkilileri tarafından seçildi.
S
aint Tropez’de düzenlenen CSI2* uluslararası engel atlama yarışmalarına katılan Sevil Sabancı, 1.45m yüksekliğindeki yarışmada dördüncü oldu. Brezilya adına yarışan Nando de Mirando birinci olduğu yarışmada, İngiliz binici Jane Davies ikinci, İspanyol binici Mart Ortega Perez üçüncü oldu.
Sopot Ranking Class üçüncüsü:
T
Sencer Can
ürk Milli Takımımızın tarihi başarısının başar ardından, Sopot’ta yarışan binicimiz Sencer Can ilk üçte yer alarak büyük başarı elde etti. AB19 Chepetto ile yarışan Sencer Can, takım yarışmasının ertesi günü koşulan 1.50 Ranking Class’da hatasız yarışarak 43 yarışmacı arasında üçüncü sırada yer aldı.
HAZİRAN 2014
www.atdunyasi.com 49
AT Haber
Öncülerin performanslarının onuruna! Chi, The Spa ile aradığınız cennet enizaltı keşiflerinde öncülerin
D
performanslarına ithaf olarak Longines, The Longines Heritage Diver’ı sunuyor. Üç ibreli bir parça ve bir kronometre olarak, iki model halinde mevcut olan bu saatler; 70’li yıllarda üretilen denizaltı dalgıç saatlerinin yeniden çıkarılan modelleri. Yastık şeklindeki çelik dış gövdesinde, orijinal çap muhafaza edilmiş ve 30 bara kadar su geçirmezliğe sahip. Parlak siyah kadranlar; Super-LumiNova® kaplı detaylar ile kırmızı haneleri birleştirerek, orijinal parçaların özgün tasarımlarını anımsatıyor. www.longines.com
A
sya kültürünün zarif dokunuşlarıyla tasarlanan, üstün servis kalitesi ve konukseverlik anlayışıyla konaklama sektörüne farklı bir boyut getiren Shangri-La Bosphorus Istanbul, CHI, The Spa ile Uzakdoğu’nun en eşsiz bakımlarını İstanbul’a getiriyor. Geleneksel Uzakdoğu felsefesini, Türk kültürünün karakteristik özellikleri ile kombine ederek misafirlerine sunan CHI, The Spa, sizi duyularınızı şımartmaya, vücudunuzu rahatlatmaya ve ruhunuzu yeniden canlandırmaya davet ediyor.
Eşi görülmemiş bir yenilik!
Red Dot 2014’e Electrolux damgası
R
ed Dot Tasarım Ödülleri’nin en üst kategorisi olan ve sadece alanında çığır açan tasarımlara verilen “En İyi Ürün Tasarımı Ödülü”nü Electrolux Ergorapido kazandı. Dünyanın en büyük ve en prestijli yarışmalarından biri olan Red Dot Tasarım Ödülleri’nde bu yıl 53 farklı ülkeden 1,816 ürün yarıştı. Ürünler dünyanın dört bir tarafından, alanında uzman 40 jüri üyesi tarafından yenilikçilik, işlevsellik, ergonomi ve yüksek performansta dayanıklılık özellikleri ön planda tutularak değerlendirildi.
e Zarif v ik t r o ma n
O
MEGA Seamaster Planet Ocean Orange Ceramic dünyada bir ilk olmasının çok ötesinde aynı zamanda bir işçilik ve eşi görülmemiş bir yeniliğin de ilk emsali! 43.50 mm fırçalı cilalı kasası ve 950 ayar platinden elde edilen, iki yöne de çevrilebilen 24-saat GMT özellikli turuncu seramikten yapılmış çemberi ile Seamaster Planet Ocean Orange Ceramic dünyada bir ilke imza atıyor! Bu baş döndüren saatten sadece sekiz adet üretilmiş olması, Seamaster Planet Ocean Orange Ceramic üretiminin ne denli zor ve karışık olduğunu adeta kanıtlar nitelikte. www.omegawatches.com
Y
uvarlak kasaları, karakteristik siyah indeksleri, guilloche kadran gibi yüksek saatçilik dünyasının vazgeçilmez detayları ile Montblanc ürün yelpazesinde önemli bir yere sahip olan Star koleksiyonu, Twin Moonphase modeli ile bir kez daha dikkatleri üzerinde topluyor. Otomatik makine MB 29.13’ün ayın evrelerini hem Kuzey hem Güney Yarımküre’ye göre kadrana taşıması ve ayın yaşını gün olarak vermesi, Star Twin Moonphase ile ilgili en çarpıcı satırbaşları. www.rotapsaat.com.tr 50 www.atdunyasi.com HAZİRAN 2014
U.S. POLO ASSN
U
.S. Polo Assn. 2014 Yaz koleksiyonu, rahatlıkla kombinlenebilen rengarenk ürünlerle şıklık ve rahatlığı bir araya getiriyor. Zengin koleksiyon ile kıyafetlere özel olarak hazırlanan aksesuarlar zarif bir bütünlük oluşturuluyor.
550’den fazla yolcu salonu
880’den fazla uçuş noktası
Daha muhteşem ödüller
Daha büyük bir dünyada yolculuğa hoşgeldiniz. oneworld'e hoşgeldiniz. Artık bir oneworld birliği üyesiyiz. Dolayısıyla dünyanın 880’den fazla uçuş noktasına seyahat edebilir, 550’den fazla havalimanı özel yolcu salonuna giriş yapabilir ve uçtukça size de daha fazla seyahat imkanı sağlayan ödüller kazanabilirsiniz.
Qatar Airways ve oneworld ile daha büyük bir dünyada yolculuğa hoşgeldiniz. qatarairways.com/oneworld World’s 5-star airline.
Elegance is an attitude Simon Baker
Conquest Classic
$NDV\D $YP .RQ\DOó 6DDW ದ $NEDWó $YP .RQ\DOó 6DDW ದ %DáGDW &DGGHVL ]J¾U 6DDW ದ &DUUHIRXU .R]\DWDáó $YP .RQ\DOó 6DDW ದ &HYDKLU $YP ]J¾U 6DDW ದ 0HUVLQ )RUXP .RQ\DOó 6DDW ದ 3LHU $YP .¾ODK©óRáOX ದ 7DXUXV $YP .RQ\DOó 6DDW ದ 7HSH 1DXWLOXV $YP ]J¾U 6DDW ದ 7HYILN $\GóQ 6DDW òVWDQEXO ದ 7LPHV 2SWLN $GDQD ದ 9LROOD &HQWHU $QWDO\D