Purchasing Turkiye Sayı : 1

Page 1




EDİTÖR

Merhaba, Günseli Özen Ocakoğlu Genel Yayın Yönetmeni

Pek çok bilim dalı ve bu dalları kullanarak icra edilen pırıltılı işler sanırım matematik gibi somut ve bireysel birikim kadar soyut iki disiplini içeren “satınalma” fonksiyonu kadar çelişkili değildir. Satınalma meslek alanına bakınca daha önce bildiğim tüm doğruların kılık değiştirerek başka bir formata büründüğünü görüyorum. İtiraf etmeliyim ki ben de pek çok iş insanı gibi biraz dikkat ve araştırmayla iyi bir satınalma profesyoneli olunabileceğini düşünenlerdendim. Yanılmışım! Bir yandan Purchasing Türkiye’nin yeni sayısını hazırlar diğer yandan mesleğin erbaplarıyla zaman geçirirken işin inceliklerini derinden öğreniyorum. Yine bir itiraf, öğrendikçe işin görünen yanını, beylik benzetmeyle aysbergin ucu gibi olduğunu anlıyorum.

Satınalma bir süreç ya da sonuç değil başlangıç olmalı Başlarken bir süre sonra konular çıkmaza girer endişemi çoktan bitirdim. Okumakta olduğunuz ilk sayımızı yayına hazırlarken bir sonraki sayımızın konuları üzerinde epey kafa yorduk. Satınalma sadece işin değil hayatın öylesine içinde ki, etrafımıza bakmamız yetti. Üçüncü Köprü’nün, Üçüncü Havalimanı’nın proje bazlı satınalma sürecinin yönetimi, optimizasyonu ve on binlerce kaleminin bir araya getirilmesi bile bizi heyecanlandırdı. İşte o zaman Tedarik Zinciri ve Satınalma fonksiyonlarının bütçeden ziyade yaşam standardını nasıl şekillendirdiğinin ayırdına vardık. Yani işin özü başkalarını ne kadar heyecanlandırır bilmem ama satınalma işini bir süreç ya

4

Purchasing Türkiye Mart 2016

da sonuç değil başlangıç olarak görmenin işletmelerin hayatını kolaylaştırdığını söylemek abartı olmaz.

İlk sayıda neler var? Elbette her disiplinin rakamlarla ilişkisi vardır ama adı üstünde iş satın almak olduğunda kelimler yerini rakam dizinine bırakıyor. Yayıncılık anlayışımız gereği her dergimizde araştırmalara yer veririz. Purchasing Türkiye de aynı yaklaşımla konulara araştırmalarla açıklık getirmeye çalışacak. “Satınalmanın 7 Yıldızı” çalışmasında stratejik hedeflere ulaşmada kritik rol oynayan etmenleri sizler için sıraladık. Satınalma ve tedarik zinciri yönetimi zamandan ve ekonomiden tasarrufun odağında. Büyük şirketler çevrimiçi çözümleri tercih ederken zamandan tasarruf edip kısa sürede pek çok teklif toplayabiliyor. Adil ve şeffaf bir ortamın varlığının ise e-satınalmanın katma değeri olduğu hissediliyor. Kapak konumuz “Daha yeşil bir tedarik zinciri” satınalma fonksiyonunun önemine ne kadar inandığımızı göstermesi açısından önemli. Yaşanası bir dünya için çevre duyarlılığı yüksek tedarikçilerle çalışıyor olmak işin önemli bir başlangıcı. Çevreci ürünlerin daha pahalı olduğu düşünülse de şirkete uzun vadede karlılık, verimlilik ve tasarruf olarak döndüğü biliniyor. 21 Şubat’ta gerçekleşen TÜSAYDER Genel Kurulunda üyeler Başkan Gürkan Hüryılmaz ile devam kararı aldı. Yeni dönemde yeniliklerle devam edeceğini açıklayan yeni yönetim kuruluna başarılar dileriz. İlerleyen sayfalarda daha pek çok konu sizi bekliyor. Keyifli okumalar.



İÇİNDEKİLER

İmtiyaz Sahibi Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic .Ltd. Şti. adına Günseli Özen Ocakoğlu Ortaklar Caddesi Murat Apt. No: 29/A Bahçe Mecidiyeköy, Şişli / İSTANBUL • Genel Yayın Yönetmeni Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Günseli Özen Ocakoğlu • Haber Müdürü Ferruh Altun •  Purchasing Türkiye Editörü  Nihan Kaşoğlu • Marketing Magazine ve Marketing Anadolu Editörü  Tuğçe Köse •

Bu sayı

Web Editörü Duygu Omay •

Daha yeşil bir tedarik zinciri yönetimi

Yazı İşleri Merve Şahin, Ali Cemal Karabudak,  Selin Sayar Tekkuş • Görsel Yönetmen Murat Genç •  Fotoğraf Savaş Batmaz •

Dünyadaki kaynakların sürekli azalması, çevre kirliliği, nüfus artışı gibi sorunlar tasarrufun önemini her geçen gün açıkça ortaya koyuyor. Tasarrufa giden yol ise, şirketlerin kar ve pazar payı hedeflerinde çevresel risk ve etkilerini azaltarak ekolojik verimliliklerini artırmaktan geçiyor. Bunun için şirketlerin bilhassa satınalma profesyonellerinin tasarruf bilincini özümsemiş olmaları gerekiyor. Yaşamsal kaynakların hızla tükenmesi, çevre...

Reklam Müdürü Gülşah Marhan • Reklam Departmanı Duygu Tanışan • Abone İlişkileri Yasemin Eriç • Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın • Baskı Tarihi Şubat 2016 Yönetim Yeri ROTA Yayınları Ortaklar Caddesi Murat Apt. No: 29/A Bahçe Mecidiyeköy, Şişli / İSTANBUL • Tel: +90 (212) 211 11 12 • Faks: +90 (212) 211 17 84 • E-Posta: rota@rotayayin.com.tr • http://www.rotaline.com Baskı ve Cilt TOR OFSET SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Osmangazi Mahallesi 3112. Sokak No.2 Esenyurt / İstanbul • Tel : +90 212 886 34 74 (Pbx) • Fax: +90 212 886 34 80 • E-Posta: tor@torofset.com.tr • Dağıtım Yaysat Purchasing Türkiye (ISSN 2149-9810) ©2016 , Rota Yayın Yapım Tanıtım Ticaret Ltd. Şti. tarafından iki ayda bir yayınlanan meslek dergisidir. Bu yayının tamamı ya da bir bölümü yayıncısının yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. * Bu dergide yayımlanan köşe yazıları, yazarlarının sorumluluğundadır. 6

Purchasing Türkiye Mart 2016

36

Araştırma: Mükemmel satınalma için 7 adım

Ocak ayı emtia fiyat analizleri

Bu çalışma satınalma ve tedarik zinciri yöneticilerini şirket içi fonksiyonlarını mükemmelliğin 7 kritik alanına taşımaları için teşvik ediyor. Nasıl değer...

Yeni yılın bu ilk aylarında yaşanan gelişmeler satınalma profesyonellerini oldukça yakından ilgilendiriyor. Uzunca bir bekleyişin ardından Ocak ayında yeni...

24

64


Ali Rıza Ersoy

Nihal Temur

Semra Sevinç

“Tedarik zincirinde 4 boyutlu liderlik zamanı”

Endüstri 4.0: Endüstride yepyeni bir devrim

“Sürdürülebilirlik bu günün dünyasında var olma koşu-

‘Sürdürülebilir Tedarik Zinciri’ denilince akla ilk gelen isimlerden biri Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı...

Teknolojide son yıllarda yaşanan gelişmeler dünya endüstrisini de etkisi altına almış durumda. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan yeni bir sanayi devriminden...

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir kavram “Sürdürülebilirlik”… Dünyanın karşı karşıya olduğu ekolojik sorunlar göz önünde bulundurulduğunda...

44

52

48

Satınalmada Dijital Dönüşüm ve Geleceğe Dokunan

“Sürdürülebilirliğe Adanmış 160 Yıl”

Gelişen dünyada artık şirketler sadece ve sadece teknolojiyi kullanarak büyüme sağlayabiliyor. Hem zamandan hem ekonomik olarak tasarruf sağlayan bu teknolojileri kullanan şirketlerin fark...

Siemens A.Ş’nin tüm sektör ve bölümlerine hizmet veren tedarikçilere yönelik olarak düzenlediği Siemens Supplier Day (Tedarikçi Günü) bu yıl 28...

56

80

Mart 2016 Purchasing Türkiye

7


ATAMALAR 3M Türkiye’ye Polonya’dan yönetici transferi 3M Türkiye Üretim Operasyonları ve Tedarik Zinciri Müdürlüğü’ne, Eylül 2015 tarihi itibariyla son olarak 3M’in Polonya Wroclaw’da bulunan İş Güvenliği Ürünleri fabrikasında Fabrika Müdürü olarak görev yapmakta olan Ilona Sroka atandı. 2005 yılından bu yana 3M bünyesinde görev yapan ve giderek daha da fazla sorumluluk gerektiren görevlerde bulunan Sroka, son görevi sırasında ayrıca Polonya Wroclaw’da bulunan 3M Super Hub üretim operasyonlarına da destek sağlıyordu. Ilona, 3M’in Çerkezköy ve Çorlu fabrikalarının yönetiminin yanı sıra üretim ve tedarik zinciri operasyonlarını yürütecek.

Doğtaş’a tedarik zinciri direktörü Doğtaş Kelebek Tedarik Zinciri Direktörlüğü'ne Ahmet Gürsoy getirildi. Doğtaş Kelebek’te Tedarik Zinciri Direktörlüğü'ne atanan Ahmet Gürsoy, lisans eğitimini 1992 yılında Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı. İş hayatına 1994 yılında Pirelli Türkiye’de Kaizen Mühendisi olarak başlayan Gürsoy, 2008 yılında Amerikana Türkiye’nin kurulumunda Tedarik Zinciri Direktörü olarak rol aldıktan sonra 2009 yılında Eczacıbaşı Grubu’na katılarak önce Ezcacıbaşı Girişim’de, 2013’den beri de Eczacıbaşı Baxter’da Tedarik Zinciri Direktörü olarak görev yapıyordu.

Henkel, Kasper Rorsted'in yerine CEO olarak Hans Van Bylen'i atayacak Henkel, sözleşmesini 2017 sonrası için yenilememeye karar veren CEO Kasper Rorsted’in 30 Nisan 2016 itibarıyla şirketten ayrılacağını duyurdu. Rorsted, 8 yılı CEO olmak üzere toplam 11 yıl boyunca Henkel Yönetim Kurulunda görev yaptı. Yerine 1 Mayıs 2016 tarihinden itibaren görev almak üzere Hans Van Bylen atandı. Baharda CEO’luğa atanması ile Van Bylen, Henkel’in bu yılın sonunda duyuracağı yeni stratejisinin geliştirilmesinden ve bu stratejinin başarılı bir şekilde yürütülmesinden sorumlu olacak.

Sabancı Çimento Grup Başkanlığı'na atama Sabancı Holding’de uzun yıllardır topluluk bünyesinde önemli sorumluluklar üstlenen ve en son Akçansa Genel Müdürü olarak görevine devam eden Mehmet Hacıkamiloğlu, Sabancı Holding Çimento Grup Başkanlığı görevine atandı. 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olan Hacıkamiloğlu, Sabancı Topluluğu’na 1993 yılında katılarak Betonsa’da sırasıyla Hazır Beton Tesis Şefi ve Yatırım ve Planlama Şefi olarak çalıştı. Hacıkamiloğlu 1 Eylül 2014 tarihinden itibaren de Akçansa Genel Müdürlüğü görevini sürdürmekteydi.

Saray Bisküvi’ye yeni tedarik zinciri direktörü Türkiye’nin sevilen bisküvi markası Saray’ın Tedarik Zinciri Direktörlüğü’ne, sektörde başarılı işlere imza atmış bir isim getirildi. Hızlı tüketim ürünleri ve lojistik sektörlerinde, 30 yılı aşkın bir süredir üst düzey pozisyonlarda görev alan Ünal Türkay Saray Bisküvi Tedarik Zinciri Direktörü olarak göreve başladı. Hacettepe Üniversitesi mezunu olan Ünal Türkay, iş hayatına 1984 yılında Fako İlaç fabrikasında Kalite Kontrol Mühendisi olarak başladı. 2013 yılında Albaan Co.’da Genel Müdür olarak görev alan Türkay, ardından Aynes Gıda’da Tedarik Zinciri Direktörü olarak çalıştı.

8

Purchasing Türkiye Mart 2016

Teknik Alüminyum’a yeni transfer Daha önce Akansel A.Ş.’nin Genel Müdürlüğünü yürüten Aydın İzgialp, Teknik Alüminyum’un Satınalma ve Lojistik Direktörü olarak göreve getirildi. Teknik Alüminyum Satınalma ve Lojistik Direktörü, Aydın İzgialp, çalışma hayatına sigorta sektöründe başladı. Daha sonra Berdan Tekstil’de İhracat Müdürlüğü görevine getirilen İzgialp, dış ticaret ve lojistik alanında farklı kurumlarda yönetim sorumlulukları üstlendi. İzgialp son olarak, lojistik sektöründe Akansel A.Ş.’nin Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.


MUTLU SONLA BITEN BIR SATIN ALMA SURECI...

1. TEKLIF


KISA KISA

Arçelik A.Ş.’den Türkiye Ekonomisine Altı Rüzgar Santraline Eşdeğer Enerji Tasarrufu ATA Freight Line 20’nci yılını kutladı ATA Freight Line sektördeki 20. yılını, tüm şirket çalışanları ve iş ortaklarıyla Çırağan Sarayı’nda yapılan görkemli bir galayla kutladı. Galada farklı ülkelerden gelen yerli ve yabancı şirket yöneticileriyle iş dünyasından çok sayıda saygın isim yer aldı. ATA Freight Yönetim kurulu başkanı Cengiz Oğuzhan gecede yaptığı konuşmada, “Şirketin kurulduğu yıldan bu zamana geldiği noktadan ve de bu gece 20. yılımızı kutluyor olmaktan dolayı çok heyecanlıyım. Bu anlamlı yıldönümünde 20 yıldır lojistik alanında itibarlı şekilde hizmet vermiş, sektörün en köklü şirketlerinden biri olmanın gurur ve sevincini yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’deki galayla 20.yıl kutlamalarının başlangıcının yapıldığını belirterek diğer ülkelerde de bu anlamlı yıl dönümünün aynı çoşkuyla kutlanacağını ifade eden Oğuzhan, “20 yıl boyunca dürüstlük, sorumluluk ve mükemmelliği değerlerimizin merkezine yerleştirdik. Bu mutlu günleri yaşıyor olmamıza sağladığınız katkılarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, elbette ki bu başarıların ardında tüm ATA Freight ailesinin ilkeli, düzenli ve özverili çalışması yatıyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

10

Purchasing Türkiye Mart 2016

Arçelik, 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleştirdiği yenileme kampanyalarında Türkiye çapındaki yetkili satıcılar ve servislerinin çevreci yaklaşımı ve verdiği destekle topladığı ürünleri geri dönüştürerek 2,5 Megawatt gücünde altı rüzgâr santralinin yıllık enerji üretimine eşdeğer tasarruf sağladı. Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların (AEEE) Kontrolü Yönetmeliği kapsamında hayata geçirilen yenileme kampanyası 2015 yılında yeniden uygulamaya konuldu. Yenileme kampanyasında, Arçelik ve Beko bayileriyle yetkili servisler tarafından tüketicilerden toplanan ürünler geri dönüştürülmek üzere Eskişehir ve Bolu’daki geri dönüşüm tesislerine gönderildi. Bu tesislerin 2014 ve 2015 yılı performansı sonucunda 2,5 Megawatt gücünde altı rüzgâr santralinin yıllık enerji üretimine eşdeğer tasarruf elde edilerek ülke ekonomisine katkı sağlandı.

Türk şirketleri İngiliz tedarikçi ağına ulaşabilecek Birleşik Krallık hükümetinin ücretsiz sunacağı eşleştirme hizmeti sayesinde Türk şirketleri, İngiliz tedarikçi ağına ulaşım sağlayarak birinci sınıf ürün ve hizmetlerden faydalanma fırsatı yakalayacak. Türk şirketleri, Birleşik Krallık şirketlerini iletişim ağlarına katmanın yanı sıra Liverpool’da gerçekleştirilecek Uluslararası İş Festivali 2016’ya ticaret heyeti kapsamında katılma fırsatı bulacak. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, “Birleşik Krallık hükümetinin sunduğu bu hizmet, Türk şirketlerinin işletmelerini

geliştirmesine hali hazırda yardımcı oluyor. Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla şirkete destek olmayı hedefliyoruz. Birleşik Krallık, sağlık hizmetleri, teknoloji ve yaratıcı sektörlerdeki engin tecrübesini paylaşmaya ve iş yapmaya her zaman açık. Şirketler, işletmelerinin ihtiyacı ne olursa olsun bu öncü hizmete başvurabilirler. Birleşik Krallık tüm çağrılarınıza yanıt verecektir” şeklinde konuştu. Şirketler hizmetten faydalanmak için www.events.ukti.gov.uk/business-isgreat-2016 adresinden 1 Nisan’a kadar kayıt yaptırabilecekler.


GELIR


KISA KISA

Vestel’den 4 milyar TL enerji tasarrufu sağlayacak öneri Enerji Tasarrufu Haftası’nda açıklama yapan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, Türkiye’nin enerji verimliliğine yönelik projelerinin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Erdoğan, Vestel’in tasarruf rekortmeni ürünlerinin kullanılmasıyla Türkiye’nin enerji ve su tüketiminde toplam 4 milyar TL’lik tasarruf sağlayabileceğini söyledi. Söz konusu rekortmen ürünleri, ilk kez Avrupa’nın en büyük tüketici elektroniği fuarı IFA’da sergilediklerini ve Türkiye pazarında da satışa sunduklarını hatırlatan Turan Erdoğan sözlerine

şöyle devam etti: “Enerji tasarrufu yüksek A+ ve üstü ürünlere kaydırdığımız beyaz eşya üretimimizle, pazara sunduğumuz ürünlerde enerji ve su tüketimini büyük oranlarda azalttık. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızı aralıksız sürdürerek doğa dostu ve yüksek tasarruf sağlayan ürünler ortaya koymak için çalışıyoruz. Klimadan buzdolabına, çamaşır makinesinden LED aydınlatmaya kadar bütün ürün gruplarımızda enerji verimliliğine büyük önem veriyoruz. Bugün Türkiye’deki tüm evlere Vestel’in su tasarrufunda rekortmen Pyrojet teknolojili çamaşır

Turan Erdoğan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı

makinesi ve Ekomaks bulaşık makinesi girse yılda 327 milyon metreküp sudan tasarruf edip Türkiye’nin toplam su faturasını 1,3 milyar TL düşürebiliriz.” Enerji Tasarrufu Haftası’nda (11-17 Ocak) Vestel’in enerji verimliliğine yönelik çalışmalarını paylaşan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, enerji ve su kaynaklarını verimli

şekilde kullanmayı en önemli sorumluluklarından biri olarak gördüklerini belirterek, “Hem geliştirdiğimiz ürünlerde hem de üretim süreçlerimizde enerji ve su tasarrufuna büyük önem veriyoruz. Enerji rekortmeni Vestel beyaz eşyalar, kendi sınıfındaki rakip ürünler karşısında enerji ve su tasarrufunda öne geçiyor” dedi.

Ortadoğu ve Afrika Bölgesi LG InnoFest 2016’da buluştu LG Electronics’in tüm Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde 250’den fazla tedarikçi ve partnerle birlikte tüketicilerin de katılımıyla gerçekleştirdiği iki yönlü inovasyon festivali LG InnoFest 2016 Dubai’de düzenlendi. “Hayatı Güzelleştiren Yenilikler” konseptiyle düzenlenen etkinlikte, LG Electronics’in Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’ne yönelik plan ve stratejileri yeni ve heyecan verici ürünlerle birlikte katılımcılara aktarıldı. Etkinlikle ilgili konuşan LG Electronics Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Başkanı Kevin Cha şunları söyledi: “Ortadoğu bölgesi katlanarak artan bir büyüme eğilimi yaşamakla beraber, yaşadığı hızlı gelişim sürecini de sürdürüyor. LG Electronics olarak bölge için oldukça kapsamlı ve güçlü planlarımız 12

Purchasing Türkiye Mart 2016

sayesinde küresel rekabete yönelik önemli bir avantaj sağlıyoruz. Tanıttığımız yeni ve inovatif ürünlerle mevcut ürün portföyümüzü genişletiyor ve sektördeki varlığımızı güçlendiriyoruz”. LG Electronics, InnoFest 2016’da sergilediği devrimci OLED TV’lerinden çığır açan TWIN Wash™ çamaşır makinelerine kadar en son teknolojiyle birleştirdiği birçok ürünüyle kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyor. Kullanıcılara sunulan inovatif ürünlerde sınırları zorlayan LG Electronics, etkinlik kapsamında yeni Premium LG SIGNATURE ürün ailesini de tanıttı. LG Electronics, InnoFest 2016’nın bir parçası olarak, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’ndeki ürün serilerinin geliştirilmesine yönelik stratejilerini açıkladı.


noema C R E A T I V E

&

C O N T E N T

w w w . n o e m a . c o m . t r

www.yeryuzuiletisim.com


KISA KISA

Marketlere tıbbi ürün yasağı Marketlere gelen tıbbi ürün yasağı nedeniyle yara bandı, pamuk, diş macunu, nefes açıcı burun bantlarının arasında olduğu 10 kalem dışındaki tıbbi ürünler marketlerde, internette ya da bu alanda ruhsatlandırılmayan başka bir iş yerinde satılamayacak. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Ali Sait Septioğlu, “Diş macunu ve diş protez ürünleri, kondom, hasta altı bezi, inkontinans pedi, topikal uygulanan sıcak soğuk kompres, yara bandı, flaster, pamuk, ağız çalkalama suyu, nefes açıcı burun bantları. Bu ürünler satış merkezleri haricinde de satılabilecek. Tıbbi cihazları ise satış merkezleri ya da bizim yetki verdiğimiz eczaneler satabilecek. İnternetten, marketten ya da herhangi bir yerden tıbbı cihaz satışı mümkün olmayacak. Tıbbi cihaz satan yerler eğer bunu ispatlamışlarsa, mevzuat ve yönetmeliğimiz çerçevesinde sorumlu müdür, satış tanıtım elemanı belgelerini de almışlarsa oralara biz yönetmeliğimizin çerçevesinde birtakım hakları veriyoruz. Onlar başvurularıyla ruhsat alabilecekler” şeklinde konuştu.

İnci Akü’den yeni hedefler

Sektörünün ihracat lideri İnci Akü’nün Japon akü deviyle ortaklığından doğan İnci GS Yuasa, ulusal ve uluslararası pazarlarda çıtayı yükseltiyor. İnci GS Yuasa’nın Türk ve Japon yöneticileri İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında yeni hedeflerini açıkladı. Önceliği kapasite artırma çalışmalarına vereceklerini belirten İnci GS Yuasa İcra Kurulu Direktörü Cihan Elbirlik, 5 yıllık vadede yapılacak yatırım tutarının toplamda 200 Milyon TL’yi bulacağını söyledi. 5 ay önce İzmir’de atılan imzayla Türkiye’nin küresel anlamda büyük bir yatırımcı kazandığını vurgulayan Cihan Elbirlik, bunun İnci Akü için olduğu kadar Türkiye ekonomisi için de değer taşıdığını kaydetti. Ortaklıktan kısa bir süre sonra Türkiye ve Avrupa pazarı için güçlü hedeflerle yola çıktıklarını belirten Elbirlik, önümüzdeki beş yıl için planlarını şöyle anlattı: “Starter ve endüstriyel fabrikalarımızın kapasitelerini güçlendireceğiz ve beş yıllık süreçte toplam kapasitemizi iki katına çıkaracağız. İnci GS Yuasa olarak toplam 200 milyon TL yatırım gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Toplam yatırımımızın yüzde 50’sini teknoloji gelişimi alanında kullanacağız. Kapasite artırma çalışmalarıyla istihdam rakamımızı beş yıl içinde iki katına çıkaracağız. Böylece, Türkiye’deki işgücünü de katkı sağlayacağız." 14

Purchasing Türkiye Mart 2016

Obama’nın enerji danışmanı ICSG için Türkiye’ye geliyor ABD Başkanı Barack Obama Paris Anlaşması'nın iklim değişikliğiyle mücadelede bir dönüm noktası olduğunu ve anlaşmanın iklim krizinin çözümü için dünyanın ihtiyacı olan sürdürülebilir çerçeveyi oluşturduğunu belirtti. Bu tür çalışmaların öneminin tüm dünya ülkelerinin her birinin ayrı önem arz ettiği düşünülürse; Bu kapsamda enerji kullanımı verimliliği açısından 2023 hedefleri doğrultusunda “Akıllı Şebekelerde Yol Haritası” belirlenerek Türkiye adına ilk ve en önemli adım atılacak. Bu kapsamda Obama’nın Enerji Baş Danışmanı John McDonald “her yönüyle dünyada akıllı şebekeler ve şehirlerin mevcut durumu ve geleceği” hakkında son gelişmeleri duyurmak için ICSG İstanbul’a katılacak. “Her yönüyle dünyada akıllı şebekeler ve şehirlerin mevcut durumu ve geleceği” paneline katılacak isimler arasında, Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü Dönem Başkanı Miroslav Begovic, 100’ün üzerinde akademik yayını bulunan Damir Novose, Alstom şebekeler direktörü Jay Girigibi sektöre yön veren önemli isimler yer alıyor.



KISA KISA

GE, Türk Hava Yolları'nın 300. Uçağını Kutluyor Türk Hava Yolları’na son teslim edilen ve CF6 motorlarının güç verdiği A330-300 modeli uçak filosunu toplam 300 uçağa çıkartıyor. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı, “Türk Hava Yolları için çok önemli bir kilometretaşı olan 300. uçağımızın teslimi filomuza ve uçuş ağımıza yaptığımız stratejik yatırımın önemli bir göstergesi” diye konuştu ve şunları ekledi: “GE’nin 300. uçağımıza güç veren CF6 motorları Türk Hava Yolları’nın A330 uçak

filosunda son derece iyi bir performans gösteriyor. Üstün teknolojiye sahip ürünleri ve desteği sayesinde GE, Türk Hava Yolları’nın değerli bir iş ortağıdır”. GE Havacılık’ın Türk Hava Yolları’nın genişleyen filosunda önemli bir rol oynamaktan ve 300. uçağına güç vermekten dolayı gurur duyduklarını belirten GE Havacılık Türkiye

İ. Sami Özdemir GE Havacılık Türkiye Genel Müdürü

Genel Müdürü İ. Sami Özdemir, “GE olarak uzun yıllardır Türkiye’de yerel inovasyonu, üretimi ve Ar-Ge çalışmalarını destekliyoruz.

Türkiye’de havacılık endüstrinin gelişimine katkıda bulunma taahhüdümüzde kararlılığımız devam ediyor” şeklinde konuştu.

VODAFONE “4BUCAKG” TIRI 4.5G İÇİN YOLLARDA Dijital bağlantılı Türkiye hedefiyle teknoloji yatırımlarına hız veren Vodafone, 1 Nisan’da hizmete girecek 4.5G teknolojisi öncesinde Türkiye’yi dolaşarak, kullanıcılara 4.5G dünyasını

anlatacak. Vodafone, 4.5G için düzenlediği Türkiye turuyla Nisan sonuna kadar 1 milyon kişiye ulaşmayı hedefliyor. 4.5G ile mobil iletişimde çağ atlayacağını belirten Vodafone

Gökhan Öğüt Vodafone Türkiye CEO 16

Purchasing Türkiye Mart 2016

Türkiye CEO'su Gökhan Öğüt şunları söyledi: "Kullanıcılar, 1 Nisan itibariyle akıllı telefonlarında 4.5G sinyalini gördüklerinde, eskiye göre daha hızlı, yaygın ve kapasiteli bir internet deneyimi yaşayacaklar. Bu teknolojiyle 3G'nin en az 10 katı hızlara ulaşacağız. Şu anda 100 milisaniye civarında olan gecikme süresi 4.5G teknolojisiyle yaklaşık 10 milisaniyeye düşecek. Bu yüksek veri hızları ve düşük gecikme süreleri sayesinde bilgiye erişimimiz hızlanacak. Vodafone, 4G ve üstü teknolojilerde dünyada en çok ülkede tecrübesi ve altyapısı olan operatörüz. Halihazırda 19 ülkede 4G, 5 kıtada ve 15 ülkede ise 4.5G hizmeti veriyor. Şimdi 4.5G teknolojisindeki bu global deneyimimizi Türkiye'ye taşıyarak 81 ilimizde en ücra köşeye kadar en iyi hizmeti vermeyi ve herkesi 4.5G teknolojisiyle buluşturmayı hedefliyoruz."



KÖŞE YAZARI

Gürkan Hüryılmaz TÜSAYDER Yönetim Kurulu Başkanı gurkan.huryilmaz@tusayder.org

Satınalınan Tedarik Zincirleri Tedarik Zincirini gerçek anlamda anlatan uzmanlar bu fonksiyonun ana görevinin ilk tedarikçiden son tüketiciye kadar olan zincirin maksimum hızda ve minimum maliyetle hareket etmesini sağlayacak doğru modellerin kurulması, yürütülmesi ve geliştirilmesi olduğunu yani dünyanın kendisinin büyük bir tedarik zinciri olduğunu vurguluyorlar. Tedarik zincirinin bu kadar önemli bir görevi olmasına rağmen son katıldığım tedarik zinciri konferansında bu konulara hiç değinilmeyerek sadece satınalma ve tedarik fonksiyonunun öneminin anlatılması satınalmanın ne derece önemli olduğunu bizlere birkez daha gösteriyor. Bir kez daha anlaşılıyor ki; “Satınalma olmadan tedarik zinciri hareket edemiyor.”

Maksimum hız minimum maliyet

Özellikle, sadece üretim odaklı düşündüğü için karsız veya zarar ederek faaliyet gösteren şirketleri satınalan sermaye şirketleri; tedarikçilerin ve fiyatın profesyonel satınalma birimleri tarafından yönetilmesi gerektiğini çok iyi biliyorlar.

18

Purchasing Türkiye Mart 2016

Tedarik zinciri fonksiyonunun çalışabilmesi için gerekli olan doğru tedarik kaynaklarının araştırılması, bulunması, değerlendirilmesi ve seçilmesi sorumluluğunu günümüzde satınalma fonksiyonları bizzat üstleniyor. Global ve giderek daha karmaşık hale gelen tedarikçi ağlarının profeyonel satınalmalarla maliyet, kalite, teslimat, esneklik ve inovasyon faktörleri gözetilerek yönetilmesi gerekliliği şirketleri satınalma fonksiyonlarını ayrı bir birim olarak güçlendirmeye zorunlu kılıyor. Özellikle sadece üretim odaklı düşündüğü için karsız veya zarar ederek faaliyet gösteren şirketleri satınalan sermaye şirketleri; tedarikçilerin ve fiyatın profesyonel satınalma birimleri tarafından yönetilmesi gerektiğini çok iyi biliyorlar. Bu şirketlerde tedarik zinciri yöneticilerinin fiyat pazarlıklarına kesinlikle girmediklerini de görüyoruz ki bunu başarabilen şirketler satınalma ve tedarik zincirinin odaklanması gereken noktalara yönelmesini sağlayıp ilk üreticiden son tüketiciye kadar maksimum hızda ve minimum maliyette hareket ettirebiliyor. Başka bir deyişle,

doğru çalışmayan tedarik zincirleri satınalınarak, doğru çalışan satınalma ve tedarik zincirlerine dönüştürülüyor. Ödülü ise rekabet avantajıyla rakiplerinden bir adım öne geçen, karlı şirketler…

Yöneticilere tavsiyeler Diğer yandan stratejik düşünen satınalmalar ihtiyaçlar ortaya çıktığında harekete geçen değil daha öncesinden ihtiyacı görebilen fonksiyonlara dönüşüyorlar. Yani, ihtiyaç ortaya çıktığında ihtiyacın hangi tedarikçiden, hangi fiyat ve şartlarda tedarik edileceği önceden belirleniyor. Bu bakış açısı aynı zamanda, satınalma fonksiyonunun günü kurtarma odaklı acil ihtiyaçlar için çözüm ararken zaman ve para kaybetmesini de önlüyor. Satınalma fonksiyonları yeterli zamanı olduğu için daha iyi fiyatlarla anlaşma yapabiliyor ve ilk seferde doğru tedarikçileri zincire katabiliyor. Yanlış fiyatlarla anlaşmanın şirketlerin rekabet avantajlarını azalttığını biliyoruz. Yanlış tedarikçi seçimi ise tedarik zinciri fonksiyonunu bloke ederek finansal ve operasyonel kayıplara neden olabiliyor. Siz yöneticiler şimdiden satınalma fonksiyonunuzu organizasyonunuzda direkt üst yönetime rapor veren, stratejik planlarda rol alan, yeni ürün ve pazar gelişimine destek veren, global bazda tedarikçi ilişkilerini ve riskini yönetebilen, toplam sahip olma maliyetini riskleri gözeterek minimize eden, inovatif, profesyonel ve güçlü bir birim haline getirmelisiniz. Çalışanlarınızın yaptığı hatalar çözülebilecek sorunlar yaratır ancak siz yöneticilerin hataları şirketlerinizin geleceğini dahi sona erdirebilir. Başarıya ulaşmanız için doğru yol haritasının çizilmesinde ve uygulanmasında her zaman sizlerin yanında olmaya ve sizlere azami desteği sağlamaya devam edeceğimizi yineleyerek satınalan konumunda başarılı olmanızı dileriz…


bucuk


KONUK YAZAR

Yrd. Doç. Dr. Halim Yurdakul OKAN Üniversitesi İİBF Uluslararası Lojistik Bölümü Öğretim Üyesi halim.yurdakul@okan.edu.tr

Sürdürülebilir satınalmayla gelecek

Satınalma, bir yandan daha fazla kaynak tüketimine yol açan bir eylem olmakla beraber diğer yandan kaynakların tüketiminde sürdürülebilirlik ilkelerine uyulması açısından bir kontrol mekanizması olarak kullanılabilir.

20

Purchasing Türkiye Mart 2016

Devletler ellerinde bulundurdukları satınalma gücünü piyasanın sürdürülebilirlik faktörleri olan sosyal, ekonomik ve çevreyle uyumlu ve katkılı hale gelmesi için bir yaptırım ve teşvik gücü olarak kullanmaya başladılar. Birleşmiş Milletler ve AB gibi uluslararası kurum ve kuruluşların da son yıllardaki zirve toplantılarında aynı yolda kararlar alması kaçınılmaz olarak bütün dünyada satınalmaya olan bakış açısını değiştirmeye aday bir gelişme olarak görülmektedir. Türkiye’de de yerini almaya başlayan bu yeni durum firmaları hem birer satınalmacı hem de tedarikçi olmaları nedeniyle iki taraflı olarak ilgilendirmektedir. Peki, bu duruma nasıl hazırlıklı olunmalı? Son zamanlarda önemi gittikçe artmaya başlayan ve üzerinde araştırmaların sıklaştığı sürdürülebilirlik konusu, maliyet bazlı bakıldığında “değer zinciri” adını alan tedarik zinciri ve satınalmanın da gündeminde yoğunlukla yerini almaktadır. 1992 yılında “çevre ve gelişim” konulu olarak toplanan Birleşmiş Milletler dünya liderlerine ve halklarına seslenirken, yeryüzü kaynaklarını hoyratça tüketmenin önüne geçilmesi için yeniden düşünmenin zamanının geldiğini hatırlatıyordu1. Sürdürülebilirliğin ekonomik yönünün haricinde sosyal ve çevresel faktörlerinin de yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ticari hayatın içinde geniş yer bulması için satınalmanın gücünün kullanılması düşüncesi Avrupa Birliği’nin kamu otoriterleri tarafından da önemsenmektedir2. Bunun en önemli nedenlerinden biri, AB otoriteleri tarafından yapılan harcamaların (satınalmaların) AB Gayri Safi Hasılasının yaklaşık yüzde 19’unu oluşturmasıdır. Satınalma bir yandan daha fazla kaynak tüketimine yol açan bir eylem olmakla beraber diğer yandan kaynakların tüketiminde sürdürülebilirlik ilkelerine uyulması açısından bir kontrol mekanizması olarak kullanılabilir. En başta sürdürülebilirlik esaslarını çok iyi belirleyerek firma içinde içselleştirmek ve bu esasları tedarikçi seçiminde ve değerlendirmesinde etkin bir şekilde

kullanmak, yalnızca kendi organizasyonu değil aynı zamanda etkileşim içinde bulunulan tüm iş çevresinde de sürdürülebilirliğin yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacaktır3. Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılı tanımına göre: “İnsanlık gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan günlük ihtiyaçlarını temin ederek kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir4”. Sosyal anlamda düşündüğümüzde ise “Sürdürülebilirlik uzun vadede bir birey ya da kurumun daha geniş bir toplumun sosyal ve ekonomik çıkarına olacak şekilde çevreye duyarlı davranma prensibidir”. Satınalma birçok disiplinin merkezinde bulunma özelliği nedeniyle sürdürülebilirliğin yaygınlaştırılmasında ortak bir rol oynayabilir. Sürdürülebilirliği satınalmaya entegre etmek durumunda kalır veya bunu yapmayı bizzat istersek nelere dikkat etmemiz gerekir? Buna cevap olarak şunları sıralayabiliriz5; ● Satın alınan her tür ürün ve hizmetin ömür devri ve tedarik zinciri süresince karşılaşılması muhtemel tüm negatif etkilerini minimize etmek. ● Kaynak kullanımına olan talebi asgariye indirmek (Satınalmanın azaltılması, az yakıt kullanan araçlar, geri dönüşümlü malzemenin kullanılması vb.). ● Sözleşmelere en uygun fiyat ve şartların konduğundan ve asgari seviyedeki etik, insan hakları ve işveren şartlarının sağlandığından emin olmak. ● Küçük ve orta ölçekli müteşebbisler ve gönüllü sektör kuruluşları için fırsatlar yaratmak ve aynı zamanda iş, farklılık, eğitim ve yetenek gelişimini desteklemek. Sürdürülebilirliğin üç ana konusu olan sosyal, ekonomik ve çevre faktörlerinin satınalmayla etkileşimlerinden aşağıdaki görevleri çıkarmak mümkündür6:

Sürdürülebilir satınalmanın ekonomik faktörleri ● Yeşil teknoloji, geri dönüşüm sanayi yaratmak


karşılaşılabilecek tüm riskleri, etkilerini ve çözüm yollarını ele alan bir yaklaşımdır. ● Sürdürülebilir satınalma, organizasyonun hedeflerine ulaşmasında geniş çaplı katkıda bulunur: Finansal katkının yanında CO2 salınımındaki azalmadan inovasyon stratejilerine, müşterek sorumluluktan kamu siyasetine kadar. ● Sürdürülebilir satınalma, sonuçların ve çıktıların gözlemlenmesi ve ölçülmesini gerektirir: CO2 emisyon hacmindeki azalma, maliyet indirimleri, istihdam yaratma ve eğitim imkanları. ● Sürdürülebilir satınalma, küresel pazarlarda uygulanır: Yerel, ulusal ve uluslararası seviyelerdeki etkilerin tamamı hesaba katılmalıdır. ● Organizasyonlar etik ve sorumlu davranışlar sergilemelidirler: Olgun müesseseler, ekonomik kazancın ötesinde ahlaki ve etik nedenlerle sürdürülebilir gelişme arayışındadırlar. ● Satınalmacılar, sürdürülebilirliği maksimize edebilmek için karar alma ve çıktılarda sorumluluk almalıdırlar: Örneğin sürdürülebilir çözümlerin olmadığı yerlerde kendi pazarları ve tedarik zincirlerinde rekabet ve kapasite oluşturmaya çaba göstermelidirler. Sürdürülebilirlik gibi hayati bir konunun satınalma vasıtasıyla yerleştirilmeye çalışılması bir yönden bakıldığında satınalma fonksiyonunun bugüne kadar çok da anlaşılmamış önemini gözler önüne sererken aynı zamanda yukarda bir nebze değindiğim ve bu sütunlara sığamayacak kadar çok ve önemli sorumlulukları da satınalma profesyonellerinin üzerine adeta yıkmaktadır. Burada satınalmacılara düşen görev önümüzdeki bu sürece hazırlıklı olacak şekilde bilgi ve donanım edinerek sürdürülebilirlikle satınalmanın entegrasyonu ve bunun tedarik zinciriyle uyumunun sağlanması için fikren ve bedenen hazır olmaktır. Son söz olarak şunu söylemek gerekir ki yine isimsiz kahramanlar olan satınalmacılar devreye girecek ve işlerin tıkırında gitmesi için ellerinden geleni yapacaklardır.

Tüm ömür maliyetini dikkate almak Küçük ve orta ölçekli teşebbüsleri desteklemek ● Piyasaya girişteki engelleri kaldırmak ● Tedarikçilerle yapılan sözleşmelerin uygun şart ve fiyat seviyelerinde olmasını sağlamak ● ●

Sürdürülebilir satınalmanın sosyal faktörleri ● Farklı etnik yapıdaki tedarikçilere de fırsat vermek ● İşe alımda eşit haklar sağlamak ● İşçilerin sağlık ve güvenliği konularını desteklemek ● Eğitim ve yetenek geliştirmeye imkân sağlamak ● Etik ticaret ve kaynak kullanımı (Uygun fiyatlandırma) Sürdürülebilir satınalmanın çevresel faktörleri ● Egzoz, emisyon hacimleri ● Suya salınan atıklar (Kirleticiler) ● Toprağa atılan atıklar (Kimyasal gübreler) ● Hammadde ve kaynakların kullanımı ● Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ● Enerji kaynağı salınımları (Gürültü, radyasyon vb.) ● Atık ve çöpler (Geri dönüşüm ve atık azaltma) Sürdürülebilir Satınalma Prensipleri7; ● Açıklık, ayrım yapmama, rekabete dayalı ve muteber bir satınalma yaklaşımı, tedarikçi yakın takibi ve risk yönetimi alıştırmaları ● Sürdürülebilir satınalma, geleneksel satınalma yetenekleri gerektirir. (Müzakere, etkileme, iletişim ve analiz) ● Sürdürülebilir satınalma, liderlik yeteneği gerektirir (Başarı için gelişmiş liderlik yeteneği gereklidir) ● Sürdürülebilir satınalma, sürekli bir gelişim sürecidir. Ürünün ömür devri boyunca

KAYNAKÇA: 1 Elanor Fisher, (2013), The power of purchase: Addressing sustainability through public procurement, 2013 2 Luca Tosoni, (2013), The impact of the revised WTO government procurement agreement on the EU procurement rules from a sustainable perspective, 2013 3 Halim Yurdakul, Satınalma Yönetimi Süreçler ve Uygulamalar, Nobel Yayınevi, Ankara, 2015, s. 233 4 Genel Başvuru Sitesi, http://tr.wikipedia.org/wiki/ Sürdürülebilirlik; Çevrimiçi : 07.12.2014 5 Halim Yurdakul, Satınalma Yönetimi Süreçler ve Uygulamalar, Nobel Yayınevi, Ankara, 2015, s. 234 6 Halim Yurdakul, Satınalma Yönetimi Süreçler ve Uygulamalar, Nobel Yayınevi, Ankara, 2015, s. 235 7 Halim Yurdakul, Satınalma Yönetimi Süreçler ve Uygulamalar, Nobel Yayınevi, Ankara, 2015, s. 236

Mart 2016 Purchasing Türkiye

21


SÖYLEŞİ

Yusuf Ziya Gündüz Multinet Kurumsal Hizmetler CEO’su

“İhtiyaca özel çözümler” Multinet Kurumsal Hizmetler CEO’su Yusuf Ziya Gündüz, uzun yıllar yurt dışında farklı sektörlerde edindiği bilgi birikimi ve deneyimi bugün Multinet Up’ın hizmetine sunuyor. Şirketler ve kamu yönetimi için ödeme sistemleri ve akıllı hizmet çözümleri sunan Multinet Up’ı Yusuf Ziya Gündüz’den dinledik. Multinet’in sunduğu ürün ve hizmetler nelerdir? Multinet sunduğu akıllı çözümlerle bir işletmeye bütün ihtiyaçlarını tek bir sistem üzerinden karşılayabilme ve kontrol edebilme imkânı sağlıyor. Bununla birlikte kaliteli hizmet anlayışı, operasyonel avantajlar ve finansal avantajlarda getirmiş oluyor. Temel hedefimiz çalıştığımız şirketlere fayda sağlamak ihtiyaca özel çözümler sunmak. Bu başlıklar altında şunlara değinmek isterim. Takip sitemi, raporlama hizmeti, teknolojik altyapı, tek fatura ile kontrol imkanı, yüzde 89’a varan vergi avantajı, alırken kazandıran toplu satın alma imkanı gibi fark yaratan ve rahatlatan avantajlarımız bulunuyor. 22

Purchasing Türkiye Mart 2016

Ürünlerimizi 4 temel kategoride toplayabiliriz. Şirket çalışanlarına yönelik paketimiz çerçevesinde Restonet, Passnet ve Gift ürünlerimiz bulunuyor. Bu paketle çalışanların yemek giderleri, mesai kontrolü, ID kart ihtiyacı ve ayni yardım hizmetleri tek sistem üzerinden yönetilebiliyor. Şirket araçlarına yönelik paketimizde ise Multicar ve Petronet ürünlerimiz bulunuyor. Bu ürünlerle şirketin filo ve akaryakıt ihtiyacını, uygun fiyat ve koşullarla karşılamak mümkün oluyor. Konaklama ve seyahat paketimizde yer alan Otelnet ürünümüzle de kurumlara birçok avantajlar sunuyoruz. Yine bu paketle konaklama masrafları tek sistem üzerinden kolaylıkla yönetilebiliyor.


“İHTİYACA ÖZEL ÇÖZÜMLER”

Satınalma avantajlarınızdan bahsedebilir misiniz? Tedarik ve toplu satınalma paketimizde ise Multiavantaj platformumuz yer alıyor. Bu ürünümüzle kurumsal firmalara tedarik ve toplu satın alma konusunda avantajlar sağlıyor ve onlara satın alırken kazanma ayrıcalığı yaşatıyoruz. Multinet kartına online para yüklemek ve online alışverişlerde kullanmak mümkündür. Ayrıca Multimobil sistemiyle kart bakiyesini ve işlemleri görüntülemek, Multinet kartına para yüklemek, hizmet noktalarını listeleme ve yol tarifi alma işlemleri de yapılabilir. Parantez mobil uygulamamız ise harcadıkça kazandıran ve kart bakiyesini artıran bir sistemin yanı sıra Multimobil üzerinden kampanyalara katılım ve her yemekte “Tatlıpara” adını verdiğimiz gerçek para kazanma imkânı sağlıyor. Tüm bunlara somut olarak marka iş birliklerimize değinmek isterim. Dünyada havacılık alanında bir ilk olan Pegasus Cafe ödemelerini Multinet kartları ile gerçekleştiriyoruz. Vodafone Cep Cüzdan projesiyle Vodafone abonelerinin Multinet Mobil Ödeme altyapısı üzerinden daha kolay ödeme yapmasını sağlıyoruz. Bütün bu başarılarımızın yanında Türkiye’nin ilk temassız yemek kartını da Multinet Up olarak hizmete sunduk. Temassız kartla işyerlerinde ödeme işlemlerini hızlandırdık. Akıllı hizmet ve ödeme sistemleri pazar lideriyiz. Bu liderliği sürekli değişen dünya teknolojileri doğrultusunda güçlendirdiğimiz altyapımız ve yenilikçi anlayışımıza borçluyuz.

bu yıl “İnovasyon, Teknoloji ve Finansal Enstrümanlarla Anadolu Yarına Hazırlanıyor” temasıyla Anadolu’ya açıldı. Marketing Türkiye’nin öncülüğünde gerçekleştirilen İPZ Anadolu buluşmalarında bu yıl resmi sponsor olarak biz de yerimizi aldık. İlk buluşmamızı Bursa’da gerçekleştirdik. Sonrasında Kayseri, Konya, Antalya ve Gaziantep ile etkinliğimiz devam etti. Gelecek hedefleriniz nelerdir? Up Group ile yarattığımız güçlü sinerji ve Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz yapılanma şirketimizin önünde yepyeni ufuklar açtı. Hem Türkiye pazarında, hem de yurtdışı pazarlarda potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirerek şirketlere ve çalışanlarına, kamu kuruluşlarına ödeme sistemlerinde fayda sağlamaya devam edeceğiz. Kısa ve orta vadeli olarak Türkiye’de özellikle kamu sektörü ve Anadolu sanayi kentlerinde yenilikçi ürün ve hizmetlerle Multinet Up’ı büyütmeyi hedefliyoruz. Daha uzun vadeli bir hedef olarak da şirketimizi Orta Doğu, Asya ve Afrika pazarları için güçlü bir kalkış noktası, bir üs yapmak istiyoruz.

Ülkemizde şirketlerin kurumlaşma düzeyi arttıkça satın alma konusunda uzman teknoloji şirketleriyle çalışma bilinci de gelişiyor.

Multinet global bir şirket. Türkiye pazarını diğer pazarlardan ayıran farklar nelerdir? Ülkemizde şirketlerin kurumlaşma düzeyi arttıkça satınalma konusunda uzman teknoloji şirketleriyle çalışma bilinci de gelişiyor. Şirketlerin bu alandaki farkındalığı artıyor. Bu etkenler içinde bulunduğumuz sektörü hızla büyütüyor. Ekonominin büyümesine ve farkındalığın artmasına paralel olarak son derece dinamik bir sektörde faaliyet gösterdiğimizi söyleyebilirim. Bu dinamizmin gelecekte de süreceğine ve pazarın ciddi bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz.

Yusuf Ziya Gündüz kimdir? 1954 İstanbul doğumlu Yusuf Ziya Gündüz TED Ankara Kolej’ini ve İktisadi Ticari İlimler Akademisini bitirdikten sonra Londra’da sertifika programını tamamladı. Askerliğini bitirdikten sonra profesyonel iş yaşamıma Shell’de başladı. 20 yıl Shell’in değişik kademelerinde yurt içinde ve yurt dışında çalıştıktan sonra Petrol Ofisi özelleştirmesini yapan takımda yer aldı. Bunun ardından kariyerime lojistikte devam etti ve sırasıyla Yurtiçi Kargo ve Aras Holding’de görev yaptı. Temmuz 2012’den bu yana da Multinet Up'ın CEO’luğunu yürütüyor.

Sadece İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde değil Anadolu’nun diğer bölgelerinde de faaliyet gösteriyorsunuz. Buralardaki faaliyetlerinizi anlatabilir misiniz? Anadolu’daki pazar payımızı artırmak Multinet Up’ın önemli hedefleri arasında yer alıyor. Bu doğrultuda önemli bir adım attık. Türkiye’nin en kapsamlı pazarlama etkinliği olan İnteraktif Pazarlama Zirvesi (İPZ) Anadolu,

Mart 2016 Purchasing Türkiye

23


ARAŞTIRMA

Mükemmel satınalma için 7 adım Bu çalışma satınalma ve tedarik zinciri yöneticilerini şirket içi fonksiyonlarını mükemmelliğin 7 kritik alanına taşımaları için teşvik ediyor. Nasıl değer yaratılacağıyla ilgili stratejik düşünme, satınalma personelinin eğitim konusunda desteklenmesi, maliyet bedeli analiz ve tekniklerinin kullanımı, tedarikçi ilişkisi geliştirilmesi, pazarlık ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi, taşımacılık kontrol fırsatlarının yaratılması ve sözleşme sürecinin geliştirilmesi satınalmanın 7 yıldız unsuru olarak sıralanıyor.

24

Purchasing Türkiye Mart 2016


MÜKEMMEL SATIALMA İÇİN 7 ADIM

Nasıl değer katacağınızla ilgili stratejik düşünün

Satınalma personelini gelişimi ve eğitimi konusunda destekleyin Maliyet bedeli analiz ve tekniklerini kullanın Hizmet biriminiz için tedarikçi ilişkisi yapılandırın ve geliştirin Pazarlık ve iletişim becerilerinizi geliştirin Taşımacılık kontrol fırsatları yaratın sözleşme sürecini geliştirmeye odaklanın

Mart 2016 Purchasing Türkiye

25


1

ARAŞTIRMA

Nasıl değer katacağınızla ilgili stratejik düşünün

B

u stratejik alan Satınalmanın ve Tedarik Yönetiminin önemini C-Level kategorisindeki (CEO, COO, CFO) yöneticilere aktarmayı içeriyor. Eğer satınalma yarattığı katma değeri organizasyona gösteremezse fonksiyon dışkaynak olarak kullanılacak veya küçülmeye gidecek. CEO’lar ve Başkanların satınalma fonksiyonu hakkındaki "İleri Satınalma Çalışmaları Merkezi Raporu"na göre satınalmanın karşı karşıya kaldığı problemler şöyle ifade ediliyor: ● Birçok şirket kendi satınalma fonksiyonlarını yetersiz buluyor. ● Birçok CEO ve başkanın gözünde satınalma iş kararları alınırken göz önünde bulundurulan ana fonksiyon değil. Bunu satınalma ve tedarik yönetimi mesleğinin bugün neden bir şirketin C-Level yönetimi tarafından katma değeri yüksek bir fonksiyon olarak kabul edilmediğinin iki muhtemel sebebi takip ediyor: ● Satınalma aslında sonuca gerçekten çok fazla katkıda bulunmuyor. ● Satınalma departmanı aslında gerçekten değer katıyor fakat üst 26

Purchasing Türkiye Mart 2016

düzey yönetim tarafından kolaylıkla anlaşılacak şekilde iletişime geçmiyor. Hangi ölçüm ve istatistiklerin kullanılacağını bilmeden C-Level yöneticilerinin fonksiyonun ne gibi bir değer yarattığını anlamalarına nasıl yardımcı olursunuz? Nerden başladığınızı ve şimdi nerde olduğunuzu bilmiyorsanız iyi bir iş çıkarıp çıkarmadığınızı nerden bilebilirsiniz? Bu nedenle, her satınalma yöneticisi kendi şirketi için Key Performance Indicator (KPI) veya anahtar ölçümlerine sahip olmalı. Her ölçüm veya KPI departmanın performans

değerlendirmesi ihtiyacıyla değişmesi öngörülen ve önceden tasarlanmış bazı hedeflere sahip olmalı. Ölçüm veya KPI gelişimi sürekli geliştirilmesi gereken bir süreçtir. Bu, bilgisayar sisteminizdeki stratejik bilgiye bağlı olduğu kadar sözleşme ve standartları isimlendiren veri girişimleri, veri kalitesi, uygunluk, zamanlama, gecikme gibi veri yönetişimi sorunlarına da bağlı. KPI’lar ve diğer ölçümlemeler olmaksızın veriyi raporlamak ve satınalmanın şirketin nihai kar-zarar hanesine yaptığı ve yapabileceği gelişmeleri yönetime göstermede zorluk yaşayabilirsiniz.


2

MÜKEMMEL SATIALMA İÇİN 7 ADIM

Satınalma personelini gelişimi ve eğitimi konusunda destekleyin

S

atınalma profesyonelleri yetenekleri yakalamalı ve onları güçlü, donanımlı, iyi eğitimli ve fonksiyonel bir personel haline dönüştürme tutkusuyla dolu olmalı. Ayrıca yetenek avcısı ve mentor olmak gibi niteliklerin bir kombinasyonuna da sahip olmalı. Böylesine bir gelişim, işlevlerarası ekip ortamında faaliyet göstermek için gerekli kişilerarası yetkinlikler gibi temel tedarik zinciri içerik bilinç ve süreç yetkinliklerini beraberinde getirecektir. Uzmanlık çok daha sofistike bir hale gelerek değişim hızlanırken kişisel mesleki gelişim ihtiyacı da buna bağlı olarak daha önemli hale gelir. Satınalma profesyonellerinin eğitimi “akıllı” bir eğitim olmalı yani profesyonellerin temel öğretiler konusunda problem yaşamayacağını garanti etmeli. Bu temel becerileri elde etmek için çeşitli yöntemler mevcut: meslek birlikleri, üniversiteler, profesyonel organizatörlerinin düzenlediği halka açık seminerler ve kişiye özel kurum içi eğitimler, internet üzerinden yapılan seminerler veya

uzaktan eğitim forumları... Bu eğitimler bazı spesifik alanlarda şirketinizin profilini yükseltirken satınalma mesleğini şirket için daha stratejik hale getiren anlayışı da ortaya koyar. İnsan odaklı bir fonksiyon olarak satınalma mesleği yukarda tabloda verilen üç öncelikli beceriyi geliştirmelidir.

Başarılı satınalma kurumları “silo satınalma”larına bir son vermeleri, işlevlerarası ekipleri oluşturarak faydalı hale getirmeye başlamaları gerektiğinin giderek artan bir şekilde farkında olmalılar. Koordinasyonu, iç bağlantıları, iletişimi, kaynak kullanımını, odağı, etkinliği, yaratıcılığı ve genel yeterliliği arttırmak için işlevlerarası ekipler eğitilmeli ve satınalma süreçlerinde rehberlik etmeye yardım edebilmeleri için donanımlı hale getirilmeliler. Sonuç olarak tedarik yönetimi her geçen gün daha kompleks hale geliyor, profesyoneller için tüm tedarik zinciri ve ilişkide olduğu diğer bileşenleri keşfetmek üzere fonksiyonel alanlarının kapsamı dışına çıkmak ayrıca önem arz ediyor. Eğitim ise böylesine bir keşif için bir çok doğru bir araç.

Satınalma mesleğinin geliştirmesi gereken üç beceri Temel Bilgi Becerileri

Süreç Bilgi Becerileri

Kişilerarası Bilgi Becerileri

İş zekası

Stratejik planlama

Kişilerarası iletişim

Emtia/hizmet piyasası tedarik bazı

Süreç tasarımı, sözleşme ve Koçluk, danışmanlık, prosedür gelişimi mentorluk

Fiyat teklifleri için talep süreci

İş beyanı ve teknik şartnamenin hazırlanması

Ekip yönetimi ve gelişimi

Lojistik envanteri ve nakliye Teslim alma maliyet analizi seçenekleri ve ölçümlemeleri

Müşteri odağı ve iş kolaylaştırma

Fiyat ve finans analizi

Maliyet analizleri

Problem çözme

Hükümler ve koşullar

Sözleşme hazırlanması

Yazılı iletişim

Müzakereler

Anlaşmazlık çözümleri

Taraftarlığın değişmesi

Mart 2016 Purchasing Türkiye

27


ARAŞTIRMA

B

u madde piyasa alt yapısı, tedarik zinciri gereksinimleri, lojistik kanalları ve toplam teslim maliyetleri gibi global ekonomiyi anlamaktan geçiyor. Bu alan özellikle şu faktörlere odaklanıyor: ● Satış fiyatını piyasa belirler. ● Fiyatlar aşağı ve yukarı yönlü dalgalanabiliyor. ● Fiyatların yükseltici baskılara alçaltıcı baskılara olduğundan daha hızlı tepki verme eğilimindedir. ● Müşteri kaybı, güçlü rekabet ve yetersiz talep de alçaltıcı baskılar arasındadır. ● Satınalmacılar maliyet ve fiyat arasındaki farklılığı anlamalı. ● Fiyat ve maliyetler neye harcama yapılacağı belirlenirken pazarlıkta güçlü bir araç niteliğinde kullanılmalı. ● Satınalmacılar önerilen fiyatların makul, adil ve ekonomik olduğundan emin olmalı. Satınalma yönetimi organizasyonel kaynak kontrolüne önemli katkılarda bulunur ve bu katkıların kalitesi işletmenin finansal durumunu önemli ölçüde etkiliyor. Bu nedenle, hem finans/muhesebe ve satınalma/tedarik için karşılıklı hedefler bulunmalı. Organizasyonun operasyonlarını optimize etme hedefini şu koşullar sağlıyor: ● Maliyeti düşürmek ● Kar ve getiriyi maksimize etmek. ● Organizasyonun değerini maksimize

3

MÜKEMMEL SATIALMA İÇİN 7 ADIM

Maliyet bedeli analiz ve tekniklerini kullanın

etmek. Satınalma ve tedarik organizasyonun harcamaları kontrol etme ve buna bağlı olarak karlılığı arttırma becerisini önemli ölçüde etkileyebilir. Örneğin, şirketiniz vergilerden sonra yüzde 5 kar sağladı. Bu karlılık seviyesini üretmek için satış ve pazarlamadan gelen karlılık karşısında satınalmanın böylesine sonuçlar elde etmesi için ne gerektiğini aşağıda görebiliriz.

Açıkça, etkin satınalmanın nihai kar zarar hanesine etkisinin oldukça büyük. Bu oldukça sık gözden kaçan karlılık kaynağının özellikle de ekonomik olarak güçlenmek için öncelikli olarak satışlarına odaklanmayı tercih eden şirketler için keşfedilmesinin zamanının gelmiş olduğunu söyleyebiliriz. Ekonominin mevcut durumu ve piyasadaki olumsuz dalgalanmalarla, satınalmanın maliyet-fiyat analizlerinin karlılığın sağlanması için gerektiğinden daha çok dikkate alınması gereklidir.

SATINALMADAN GELEN TASARRUF

KARŞILIK GELEN SATIŞ RAKKAMI

10.000 $

200.000 $

100.000 $

2.000.000 $

1.000.000 $ 20.000.000 $ 28

Purchasing Türkiye Mart 2016



ARAŞTIRMA

4

Hizmet biriminiz için tedarikçi ilişkisi yapılandırın ve geliştirin

T

Dış kaynaklı harcamaları bölmek ve tedarik kaynaklarının en edarikçiler bir şirketin operasyonel başarısında önemli satınalma kategorilerine odaklanmasını garantilemek kritik rol oynuyor. Her ne var ki, her tedarikçi için tasarlanmıştır. Stratejik satınalmayı ayıran şey, bir şirketin farklı yönetim tekniği gerektirmektedir. Tedarik satınalma faaliyetlerini yeniden değerlendirmek ve geliştirmek bazının tabakalaşması sadece tedarikçilerle olan ilişkinizin için süregelen efordur, böylelikle şirketlerin değişen piyasa derinliğini belirlemez aynı zamanda kendi kaynaklarını koşullarına adapte olmaları mümkün olur. Tedarikçi faydalı hale getirmede satınalma ve tedarik zinciri yönetimine ilişkilerini yapılandırmak seçilen satınalma grup stratejisine yardım eder. Haliyle, birçok organizasyon tedarik bazındaki de bağlıdır. İlk adım satınalma yöntemlerinizi ilişkilerini 4 kademede kategorize ediyor: Bu BİR ORGANİZASYONDA stratejik kategorilere entegre etmektir. kademeler tedarikçinizle ilişkinizin seviyesini tanımlayacak ve yönetim yapısının kapsamlı TEDARİKÇİ BAZINDAKİ ● Kategori 1- Kritik Olmayan: bir programını çıkaracak ve resmi iletişimlerin Genellikle, direkt olmayan malzeme ve İLİŞKİLER PRAMİDİ frekansını ve türlerini belirleyecektir. hizmetler, satışa hazır kalemler ve MRO Birçok şirket bu alanı en etkin şekilde yönetmek için (bakım, onarım ve modifikasyon) türü kalemler ● Kategori 2 - İtici güç: onlara önemli tedarikçi ilişkilerine odaklanmalarını STRATEJİK sağlayan stratejik satınalma programına geçti. Genelde parçalar ve ham madde ürününün son ORTAKLAR Genel kabul, tedarikçi bazınızın yaklaşık haline giren bileşenler ● Kategori 3 - Zayıf halka: olarak yüzde 5-20’si şirketinizin satınalma İŞ ORTAKLARI harcamalarının yüzde 70-85’i karşılayacak Sabit varlıkların tek sefere mahsus olduğu yönündedir. Bu da, yıllık bazdaki satınalması sermaye teçhizatı, hizmet malzeme ve hizmet satınalmalarının ise araçları ve teknoloji TEDARİKÇİLER / ● Kategori 4 - Stratejik: yüzde 10 ila 25’ine denk gelmektedir. YÜKLENİCİLER Stratejik satınalma başlı başına bir Güvenlik, seyahat, bakım, ulaşım, gösterge niteliğindedir. En iyi ürün mühendislik gibi yüksek bütçeli ve hizmetleri en iyi kalitede hizmetler SATICILAR ve en düşük maliyette almak Tedarik pazarı karakteristiği stratejik satınalmayla ilgilidir. ve emtia/hizmet önemi,

30

Purchasing Türkiye Mart 2016


MÜKEMMEL SATIALMA İÇİN 7 ADIM

Tedarikçi ilişkileri kriterleri Bayiler

Tedarikçiler/ Yükleniciler

İş ortakları

Stratejik Ortaklar

Çok az ya da sıfır fark

Kalite ve teslimatta üstün performans

Taraflara karşılıklı avantajları bulunan

Tedarik&teknolojinin ötesinde karşılıklı güven

En düşük fiyata odaklanma

Kişisel olmayan ve şirket kontratına sahip

Sınırlı ilişkiler

Sınırlandırılmamış açık ilişkiler

Etkileşimsel iş ilişkileri

Kendine özgü, satışa Etkileşim odaklı ve hazır ürünler veya önemli katma değer standart hizmetler

Daha güçlü bir iş hareket alanı

İşlem vadesi taahhüdü yok

Çoklu ürün ve hizmet sunma becerisi

Müzakere tipi fiyatlandırma

Son teslim alma maliyeti

İhtiyaç dahilinde

Güven kazanımı

Güven ilişkisi kurulması

Özel taahhütler

Spot tipi satınalma

Uzun vadede ilişkiler Beceri ve fikirlerin yollarını aramak paylaşımı (6 ay - 1 yıl)

En zorlu ilişkiler için bile uzun vadeli ve geniş tabanlı bir planlama oluşturma

3 yıldan Daha uzun vadeli kontratlar veya süresiz kontratlar

SATINALMA KATEGORİ DEĞERLENDİRMESİ YÜKSEK

İTİCİ GÜÇ KATEGORİ 2

STRATEJİK KATEGORİ 4

Tedarikçilerin güçlendirilmesi İş hacmi güç aktarımı

Kategori etkisi

maksimum şirket rekabet avantajı sağlamada kullanılan stratejik bir bileşen kadar satınalma stratejilerinizi yönlendirebilir. Bir sonraki model pazarın karmaşasına bağlı olarak bu satınalma kategorilerinin işletmenize nasıl bir etkisi olacağını görmenize ve ürün ve hizmet satınalmasında size rehberlik etmesine yardımcı olacaktır: Örneğin, Satınalma Kategori Değerlendirme Konum Sistemi’nde her kategorinin etkisine bağlı olarak her kategorinin tedarik pazarı karmaşasını görebilirsiniz. Kategori 4 stratejik satınalma belki de en önemli önceliğiniz olmalı. Bu nedenle, iş ortaklarının küresel kaynakla olan satınalma strateji ilişkilerini kullanarak, şirketinizin satınalma üstünlüğünü gerçekleştirmeye en yakın siz olacaksınız. Bu mantığı tablonun geri kalanına uygulamak bu alanlar içerisinde en çok ilgi göstermeniz gereken alanı artan bir şekilde belirlemenize yardımcı olacaktır.

4-5 yıldan daha uzun vadeli kontratlar

Stratejik ilişki Kaynak

Satınalma Kategori Değerlendirme Konum Sistemleri

KRİTİK OLMAYAN KATEGORİ 1 En iyi fiyat değerlendirmesi

ZAYIF HALKA

İş hacmi güç aktarımı

KATEGORİ 3 Sürüç geliştirme Süreç tasarımı

DÜŞÜK

Kategori tedarik pazarı güçlüğü

YÜKSEK

Mart 2016 Purchasing Türkiye

31


5 ARAŞTIRMA

Pazarlık ve iletişim becerilerinizi geliştirin

K

üresel seviyede satınalmada etkin pazarlık yeteneğinin ihtiyacı hissedilebilir özellikle de uluslararası sınırlar içerisinde. Kısacası, uluslararası bir pazarlıkçı iyi bir iletişimci olmak zorundadır. Çok aşikar görünse de, iletişim herkesi etkiler ve davranışlarımız üzerinde derin bir etki bırakır. Bu insanların bilgiyi yaratma, gönderme, işleme ve yorumlama şeklidir. Pazarlık yapan satınalmacılar kültürler arası bir yakınlık kurduktan sonra bariyerlerin kaybolduğunu, güvenin yerleştiğini ve bilgi alışverişinin gerçekleştğini görecekler. Bu da pazarlığını yapan tarafın şunlardan emin olmasını gerektiriyor: ● Kendi kültürünüz ● Karşı tarafın kültürü ● Mevcut durumdan beklentiler Çok kimlikli, çok kültürlü, çok fonksiyonlu faktörleri yansıtan renkli bir ortamda başarılı bir şekilde faaliyet gösterebilmek için meslektaşlarınızla uluslararası alanda iş yaparken tıpkı evinizdeymişcesine rahat olmanız gerekiyor. En başarılı pazarlıkçılar bile gitgide 32

Purchasing Türkiye Mart 2016

gelişen kültürel etkileri aynı seviyede tutmak ihtiyacı duyacaktır. Konuşma dışı iletişim olarak bilinen bilim dalı iletişimin sözlü yönüne odaklanıyor ve bize geçmişte zor gelen diğer kültürleri

anlamada en direkt yolu açıyor. Paralinguistiğin ötesinde çalışmalar aynı zamanda tanımlı kültürler üzerinden daha rahat olduğumuzu ve onlarla samimi ilişkiler geliştirmekte bize daha az yakın kültürlerde olduğundan daha kolay olduğunu ortaya koyuyor. Algılaması daha zor olan kültürler pazarlık yapan tarafın bir samimiyet geliştirmesi için daha çok çalışmasını gerektiriyor. Bu nedenle pazarlık süreci boyunca algıları etkilerken iletişim sürecini etkileyebilecek kültürel değişkenlerle ilgili bilinçli hale gelmek buradaki temel etken. Pazarlık, iletişimin belli bir alanda uzmanlaşmış bir formu olarak kabul edilebilir. Daha spesifik olarak; ● İletişimin özel bir halidir ● Sözleşme şartlarında karşılıklı anlaşmayı gerektirir ● İş anlaşmalarındaki husumetleri çözmek için ikna becerilerinin kullanımı gerekir ● Tarafların ilgisini daha çok arttıracak kazan-kazan ilkesini gerçekleştirmek için bir girişimde bulunulması ● Gerekli ve mevcut iş hedeflerini gerçekleştirmek için pazarlığın güçlü yönleri tarafından desteklenen mantık ve niteliklerin entegrasyonu ● Amacın anlaşmaya varabilmek için ürün, hizmet, materyal alışverişinin yaşandığı bir al ve ver durumu Başarılı bir pazarlıkçı güçlü yanlarını tanımladığında ve onları stratejik olarak kullandığında en etkin bir şekilde işin üstesinden gelir. Aşağıda pazarlık sürecinin özü anlatılıyor:

Pazarlık Süreci KABUL ARALIĞINIZ

ANLAŞMAZLIK ALANI

Anlaşma Alanı ANLAŞMAZLIK ALANI

KARŞI TARAFIN KABUL ARALIĞI


MÜKEMMEL SATIALMA İÇİN 7 ADIM

N

6

Taşımacılık kontrol fırsatları yaratın

akliye yönetimi önemli maliyet azaltımları için en çok aranan alanlar arasında geliyor. Bazı tahminlere göre nakliye işinin birçok şirketinin lojistik maliyetinin yüzde 35’i kadar yüksek bir maliyeti bulunuyor. Nakliye işleminde gerçekleşen tasarrufların doğrudan nihai kar-zarar hanesine gittiğini unutmayın. Nakliye işlemlerine önem veren birçok başarılı şirket nakliye yönetimini taşımacılıktaki envanter kayıtlarını kontrol etmek olarak görüyor. Envanteriniz en değerli varlığınızsa, bu varlığın yönetimi de iş başarınızda kritik bir öneme sahip. Bu fonksiyonun iyi yönetilmesi envanterin, verimliğin ve hizmet amaçlarının gerçekleştirilmesinde önemli rol oynuyor. Nakliye işlemi, yurt için ve deniz aşırı tedarikçilerden navlun kontrolü ve yönetimini, tedarikçinin sevkiyatının güçlendirilmesi, müşterilere direkt sevkiyat, çoklu taşımacılık puanlarını, ikmal ve ilk siparişte temin edilmeyen parçanın tekrar siparişi için depo sevkiyatlarını içeriyor. Ürünlerinizi şirketinize nakliyesini efektif bir şekilde kontrol etmek karışık bir süreçtir ve müşteriler hizmet beklentilerinde artış talepleriyle birlikte çok daha kompleks hale gelmektedir. Nakliye işlemlerinizi analiz etmeye başlarken, süreci oluşturan kararlarınıza rehberlik edecek hedefler koymalısınız. Hedefler şu alanlar doğrultusunda alınmalı; ● Azaltılmış navlun ücretleri ve geliştirilmiş nihai kar zarar hanesi ● Teslimatlarda iyileştirmeler ● Azaltılmış satınalma tedarik süresi ● Daha az ambalaj ve sevk ve daha az hasar ● Daha düşük envanter seviyeleri ve azaltılmış taşıma ücretleri ● Kabul sürecinde maksimum görünürlük ● Depo verimliliğinde iyileştirme ● Müşteri hizmetlerinin arttırılması

Mart 2016 Purchasing Türkiye

33


7 ARAŞTIRMA

Sözleşme sürecini geliştirmeye odaklanın

S

özleşme sürecinin zor kısmı bazen gerçekten bir sözleşmeniz olduğunu ya da olmadığını bilmektir. Satınalma profesyonelini hazırlıksız yakaladığınız ve şirketlerine masraf çıkardığınız birçok akit benzeri durum yaşanıyor. Uluslararası alanda sözleşme sürecini yönetmek uzun vadede meseleleri karmaşıklaştırabilir. Örneğin, Uluslararası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (CISG) kontratın devamına ilişkin kanıtların tamamına yer veriyor. Bazen, müzakere sürecindeki uluslararası taraflar tartışmalarınızı da öneri olarak değerlendirebilmektedir. CISG sözleşmesince kontratların sözlü ifadelere dayanılarak sonuçlandırıdığına dair iddiaları önlemek için herhangi bir hüküm bulunmuyor. Burada satınalmacılara verilen mesaj eğer CISG sözleşmesi altında bir kontratın yorumlanması istendğinde uluslararası tedarikçilerle olan bütün müzakere kayıtlarını daha verimli muhafaza etmeleridir. Uluslararası iş anlaşmalarında şu maddeleri göz önünde bulundurun: ● Konuşmalarınızı belgelendirin ve yazılı hale getirin 34

Purchasing Türkiye Mart 2016

● Konuşmalarınıza kontratınızın başlama

ve bitiş tarihlerini ekleyin ● Anlaşmanızın ilerleme durumunu ortaya koyan bir takip mektubu, faks, veya mail gönderin Müşterileriniz için konsept ve tasarım aşaması ürünün tasarım şartnamesi ve tanıtımı veya iş beyanını içermekle birlikte süregelen hizmete veya var olan ürüne getirilen iyileştirme ve modifikasyonu da içerebilir. Bu aşama satınalmanın maliyet azaltımındaki etkisinin en çok görüldüğü aşamadır. Kontrat sürecine ilişkin birçok kısaltma bulunuyor. Görev için doğru araçları seçmek deneyimli satınalma profesyonellerini bile sıklıkla zorluyor. RFX ise stratejik satınalma ve tedarik için en yaygın kullanılan kısaltma. RF İngilizcedeki “Request For..” kalıbının baş harflerini almış olup X I, P, B, ve/veya Q harflerinin yerine kullanılıyor. Bir başka deyişle, RFX RFI, RFP, RFQ, RFB terimlerinin tamamını kapsayan bir terimdir. Bu terimlerin amacı hangi şartlarda nasıl ürün veya hizmet satın alınacağına ve kimden satın alınacağına ilişkin satınalmacıların mantıklı kararlar almalarına izin verecek

şekilde çeşitli yöntemlerle tedarikçilerden bilgi toplamaları için bir talep platformu sağlamaktır. Etkili bir RFX sürecinin amacı tedarikçinizden elde edilen bilginin sağlam ve doğru olarak filtrelenmesini sağlayan eylemler aracılığıyla şirketinize en büyük değeri katmaktır. Doğru RFX aracını seçemez ve uygulayamazsanız, talep sürecinde zamanlama sıkıntısı, yanlış anlaşılmalar, hatta yeniden tanımlanma ihtiyacı yaşanır. Aşağıda satınalma koşulları için hangi RFX formatlarının kullanılacağını belirleme yöntemlerini anlatılıyor: RFX türlerinin talep sürecinde benzersiz bir işlevi ve yeri olsa da, satınalma profesyonellerinin bunları en doğru şekilde ne zaman ve nasıl uygulayacaklarını bilmeleri oldukça iyi bir gelişme. Yani mükemmel sonuçlara ulaşmadaki ilk zorluklardan biri, bu araçların en uygun bağlamında nasıl kullanılacağını öğrenmektir. Tedarikçileriniz farkı biliyorsa, siz de bilmelisiniz! Bugünün kavgalı ve rekabetçi iş dünyasında sözleşmeler doğru tarafların hak ve yükümlülüklerini yansıtması ayrıca önem


MÜKEMMEL SATIALMA İÇİN 7 ADIM

Yerinde kontratlar oluşturmak için de satınalma personelinin pazarlık sürecinin ötesine geçmesi gerekir. Bütün aksiyonlarını denetlemeleri için yasalara bel bağlayamazlar, kontratla ilgili yasaları ve iş ortamını anlamalı ve ne zaman yasal tavsiyeye başvurmaları gerektiğini bilmeliler. Satınalma süreçlere dahil edilip kayıp ve riskleri en aza indirdiğinde değer yaratıyor. Kontratların pazarlığında, taraflar oluşabilecek ve çözüm sağlayabilecek mümkün ve mümkün olmayan durumlara katılım göstermeyi denerler. Anlaşmazlık olduğu takdirde taraflar sıklıkla resmi uyuşmazlık kararına hukuki ihtilaf ve tahkime gitme suretiyle başvururlar. Bu nedenle satınalma personelinin kontratla ilgili problemlerden kaçınması, resmi uyuşmazlıkları mahkemeye son çare olarak taşıması, yasal ve işle ilgili anlaşmazlıkları süreç dahilinde en erken şekilde çözmesi kritik önem taşır. Esas olarak, satınalma profesyoneli olarak kontrat oluşturmadaki rolünüz iki yönlüdür: ● Müşteri ve kullanıcıların kontratta ne istemiş olduklarından emin olmak ● Kontratın satınalma gerekli hükümleri içerdiğinden emin olmak.

taşıyor. Giderek artan bir şekilde, satınalma departmanları ve satınalma uzmanlarından, kontratta satınalmacının arzu edilen hizmet ve ürünlerin adil bir fiyatta olduğunu ve çıkarlarının uygun şekilde korunduğunu sözleşmelere dahil ederken uygun bir dilin kullanıldığından emin olmaları bekleniyor.

Neden sözleşme yapmalı? ● İhtiyaç duyulan ürün ve hizmetleri

belirlenen süre dahilinde elde etmek

● Taraflar arasında anlamlı ilişkiler oluşturmak

− Hak ve sorumluluları tanımlayan anlaşma − İhlalerin yasal sonuçlarını olması ● Taraflar arası süregelen ilişkiler oluşturmak − Kontratlar ilişkiler hakkındaki anlaşmaları içeren dökümanlardır. − Oluşumdan ayrılmayı mümkün kılar ● Kontratlar risk yönetim araçlarıdır Unutmayalım ki, kontratın öncelikli amacının ürün ve hizmet elde etmek olduğunu unutmayalım. Böyle olunca da sözleşmeyle ilgili zorlukları pazarlık süreciyle çözmek en yapıcı yöntem haline geliyor.

RFX FORMATLARI & SATINALMA FAKTÖR KOŞULLARI SATINALMA FAKTÖR KOŞULLARI

RFI

RFB/IFB/IFT

RFP

Satışa hazır ürün ve Bilinen ürünler ve standart hizmetler olarak hizmetler bilinen

Bilinmeyen detay, ne ve neden sorusuna cevap veren

Elverişli bir tedarikçi Bilinen ve bilinmeyen, kapasitesi veya rekabetçi onaylı tedarikçi listesine tedarikçi bazı bağlı olarak değişen

Bilinen, genelde kalifiye tedarikçi listesi

Bilinen ve bilinmeyen, onaylı tedarikçi listesine bağlı olarak değişen

Eğer RFI kullanıldıysa bilinen

Kullanıcı veya müşteri işbirlikleri

Erken satınalma müdahalesiyle desteklenmiş

Tamamlanmış satışa hazır ürünler ve standart hizmetler

Genellikle tamamlanmış

Erken satınalma girişimi gerektiren

Tedarikçi işbirlik seviyesi veya ticari cazibe

Erken tedarikçi ve bayii müdahalesiyle desteklenmiş

Tamamlanmış ve ticari olarak cazip

Tamamlanmış ve ticari olarak cazip

Tedarikçi ve bayii katma değer analizini gerektiren

Detaylı fiyatlandırma bilgisi gereksinimi

Hayır, standart fiyatlandırma geçerli

Evet, operasyona bağlı

Evet, fiyat teklifinize bağlı Evet veya hayır, olarak değişen RFP formatına bağlı

Potansiyel tasarruf fırsatları

Düşük potansiyel

Düşük potansiyel, pazarlığı açak

Kapalı ve “en iyi ve en son teklif”e bağlı olarak değişen

Çok yüksek, kategoriye bağlı olarak değişen

Satınalmadan kaynaklanan doğal riskler

Düşük risk

Ortalama riske yakın

Ortalama risk ve tek kaynaktan fazlası

Yüksek risk

Tanımlı şartnameler ve yasal zorunluluklar

Bilinen ve bilinmeyen

RFQ

Mart 2016 Purchasing Türkiye

35


KAPAK

Daha Yeşil Bir Tedarik Zinciri Yönetimi 36

Purchasing Türkiye Mart 2016


DAHA YEŞİL BİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

Dünyadaki kaynakların sürekli azalması, çevre kirliliği, nüfus artışı gibi sorunlar tasarrufun önemini her geçen gün açıkça ortaya koyuyor. Tasarrufa giden yol ise, şirketlerin kar ve pazar payı hedeflerinde çevresel risk ve etkilerini azaltarak ekolojik verimliliklerini artırmaktan geçiyor. Bunun için şirketlerin bilhassa satınalma profesyonellerinin tasarruf bilincini özümsemiş olmaları gerekiyor. Yaşamsal kaynakların hızla tükenmesi, çevre bilincinin hızla gelişmesi, çevrenin korunmasıyla ilgili amaçların uluslararası ve ulusal alanda her geçen gün daha fazla önem kazanmasıyla birlikte son zamanlarda “yeşil tedarik zinciri yönetimi” yükseliyor. Bilinçlenen tüketicilerin doğa dostu markalara yönelmesi şirketleri yeşil tedarik uygulamalarına geçmek zorunda bırakıyor. Artık şirketler bütün bu faktörlerin bilincinde bir iş modeliyle verimliliği ve pazar paylarını arttırabiliyor. Okuyacağınız çalışma, tedarik zinciri yönetiminin tanımı, neden uygulanması gerektiği ve yeşil tedarik zincirinin bileşenlerine ilişkin önemli ipuçları veriyor.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

37


KAPAK

1

Yeşil tedarik zinciri yönetimi nedir?

Bir tanıma göre yeşil tedarik zinciri yönetimi yeşil satınalma, yeşil üretim/malzeme yönetimi, yeşil dağıtım/pazarlama ve tersine lojistik süreçlerinin bir bütünü olarak tanımlanıyor. Yeşil tedarik zinciri, çevresel kriterlerin veya kaygıların organizasyonel satınalma kararlarına ve tedarikçilerle kurulan uzun süreli ilişkilere dahil edilmesi sürecidir. Yeşil tedarik zinciri yönetimi çevresel kaygıların tedarik zinciri içerisine entegre edilmesi seklinde tanımlanabilir. Yeşil tedarik zincirinin temel amacı şirketin tedarik zincirinde değer yaratırken çevrenin de önemini açıklamaktır. Yeşil tedarik zinciriyle enerji, emisyonlar, kimyasallar, katı atıklar gibi her türlü atıkların çevreye olan negatif etkilerinden tedarik zinciri süreci arındırılmak isteniyor.

2

Çevre kirliliğinin önlenmesi

Hükümetler tarafından çevrenin korunmasıyla ilgili birçok tedbir alınmasına karsın birçok işletme bununla yetinmemiş kendi koruma tedbirlerini geliştirmişlerdir. İşletmeler işletmenin çeşidine göre yapılan üretim artıklarının mümkünse nasıl geri kazanılacağı, atık varsa bunların çevreye olan kirliliğinin nasıl önleneceği üzerinde çalışıyor. Böylelikle işletmeler hem doğayla barışık yasamakta hem de yeniden kazanımlar sayesinde önemli ölçülerde maliyetlerini düşürüyor. İşletmelerde bu işi yeşil tedarik zinciri departmanları üstleniyor.

Neden Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi? Geleneksel tedarik zinciri yönetiminin yerini yeşil tedarik zinciri yönetimine bırakmasının arkasındaki nedenleri başlıklar halinde sıralanıyor.

3

Doğal Kaynakların Korunması

Sanayi bölgelerinde su, hava, toprak kirliliğiyle sınırlı olduğu düşünülen çevre sorunları aslında küresel ısınmaya, deniz ve okyanusların kirlenmesine, hızlı nüfus artısına, erozyon ve doğal kaynakların tükenmesine kadar birçok konuyu kapsıyor. Yenilenebilmesi imkânsız olan petrol, doğalgaz, kömür gibi enerji kaynakları, madenler, ormanlar, yiyecek türleri, temiz hava, toprak ve içme suyu gibi doğal kaynaklarımız hızlı bir tükenme sürecine girmiştir. Buna benzer sorunların ortaya çıkmasından sonra üreticilerin asıl hedefi, olabildiğince az girdi ve enerjiyle en az atık çıkartabilecek üretimleri geliştirmektir. Bu bağlamda işletmeler yok etmek yerine, kirliliğe neden olmayacak üretimi kaynakta sağlıyor. Bu amaca ulaşmak için işletmeler şu yöntemleri uyguluyor; ● Ürünlerini yeniden tasarımlamak, ● Üretim süreçlerini kirliliğe neden olmayacak şekilde yeniden tasarımlamak, ● Daha az malzeme ve enerji girdisi kullanmak, ● Alternatif kaynak kullanım metotlarını geliştirmek,● Dağıtım sistemlerini daha verimli hale dönüştürmek, 38

Purchasing Türkiye Mart 2016

● Atıklarını yeniden değerlendirmek. Tüm bu nedenlerden dolayı işletmeler sürdürülebilirliği sağlamak ve hayatlarını devam ettirebilmek için doğal kaynakları korumak zorundadırlar. Yeşil tedarik zinciri yönetimi tüm bu işlemleri içinde barındırmakta ve bu yüzden işletmeler yeşil tedarik zinciri yönetimine yöneliyor.


DAHA YEŞİL BİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

4

Sürdürülebilir Kalkınma

Çevre bilimcileri 21. yüzyıl için gerekli olduğunu öne sürdükleri küresel kalkınma modelinin “Sürdürülebilir Kalkınma” modeli olduğunu söylerler. Bu modele göre insanlar doğal kaynakları bilinçli kullanmakta, bunları gelecek nesillerle paylaşmakta, üretim ve tüketim süreçlerinde oluşan artık ve atıkları zararsız hale getiriyor ya da en aza indiriyor. Sürdürülebilir bir sonucu olan sürdürülebilir üretim ise gelecek nesillerin kendi ihtiyaç ve isteklerini karşılama yeteneğini tehlikeye atmadan şimdiki toplumların istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlerin üretilmesini sağlayacak faaliyetler oluşturmak seklinde tanımlanıyor. Sürdürülebilir kalkınmayı kendilerine ilke edinen işletmeler doğal olarak yeşil tedarik zinciri yönetimini de kullanıyorlar.

Rekabetin değişen koşulları

Bazı işletmeler çevre konusuna fon ayırmanın mantığını hala anlayamamakla beraber, kendilerine rakip işletmelerin çevreyi bir rekabet unsuru olarak ele aldıklarını fark ediyor. Bu konuda zamanlama çok önemlidir çünkü işletmeler bu konuda ya başı çekeceklerdir ya da geriden takip edeceklerdir. Rekabette lider rolünü üstlenen işletmeler tedarik zincirlerinde çevre faktörlerini fazlasıyla önem vermelidir. Bir yandan tüketiciler, diğer yandan aracılar ve finans kurumlarının yasal ve siyasal baskıları rekabetin eksenini sağlık, eğitim, insan ve hayvan hakları ve çevre korumacılığı vb. İşletme yöneticileri ise bu değişimi işletme politikalarına uygulamaktadırlar. Hükümetlerin çevre korumaya ilişkin yaptırımları ve tüketici baskıları, işletmeleri bu yeni alanda çevreci taleplere daha fazla uyumlu olmaya itiyor.

6

Toplumsal ilişkiler

7

Tüketici tercihleri

Toplumun son yıllarda çevre kirliliği, çevresel bozulma ve gürültü konularında daha duyarlı olmaya başlaması, toplumsal sorumluluk bilincini arttırarak çevreci örgütlerin oluşmasına neden olmaktadır. Bunun sonucunda firmalar içinde bulundukları topluma karı daha duyarlı olmak zorunda kalmaktadırlar. Günümüzde tüketiciler giderek daha çok çevre koruma bilinciyle hareket ediyor. Tüketiciler çevreyle daha fazla ilgili yeşil tüketiciler haline geldikçe, şirket sahipleri veya yöneticileri toplumla olan ilişkilerini geliştirebilmek amacıyla çevreci olmaktadırlar.

Küreselleşme, yoğun rekabet, iş etiği, çevrecilik, yasal düzenlemeler gibi konular işletmelerin pazarlama yöneticilerini, tüketicilerin, organizasyonların ve toplumun isteklerini birlikte karşılayabilecek çözümler bulmaya yöneltiyor. Bilinçlenen tüketiciler artık işletmelerin tüm faaliyetlerini yakından inceliyorlar. Tüketiciler satınalma tercihlerinde çevreye duyarlı bir şekilde tedarik, üretim ve dağıtım yapan işletmelerin ürünlerini fazla fiyat ödemeyi kabul ederek talep ediyor.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

39


KAPAK

8

Yeşil Üretim

Yeşil üretim süreci geleneksel üretim süreçlerinden farklıdır. Çünkü diğer ürünlerin üretim süreçlerine nazaran yeşil ürünün tüm süreçlerinde çevresel faktörlerin göz önüne alınması gerekir. Yeşil üretimin temel amacı ürünlerin tasarım aşamasından itibaren geri dönüşüm, yeniden üretim ve tekrar kullanım olanaklarının değerlendirilmesidir. İşletmeler yeşil üretim yaparken iki tür yaklaşımı göz önünde bulundururlar; ● Ürün yaklaşımı: Benzerleriyle kıyaslandığında daha tercih edilebilir çevresel özelliklere sahip ürünler geliştirmek ve bu ürünleri yeşil olarak pazarlamak ● Süreç yaklaşımı: İmalat ve diğer işlemleri enerji ve malzeme kullanımını azaltarak veya ürünün üretim sürecindeki atıkları azaltarak geliştiriyor. ● Üretim yaratılan değerdir. Yeşil üretim ise tüm üretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi sırasında çevre faktörlerinin dikkate alınarak ve gerekli duyarlılık gösterilerek üretim işleminin gerçekleştirilmesidir. Yeşil üretim aynı zamanda kullanılan ürünlerin geri toplanarak çeşitli işlemlerden geçirilmesinin ardından tekrar pazara sürülmesini de içeriyor. Yeşil üretim farklı yöntemlerle kullanılmış ürünlerin tekrar kullanılmasını sağlayarak hem çevreye verilen zararı

en az seviyeye indirmekte hem de hammadde kullanımını azaltmaktadır. Yeşil üretim süreçlerinin özellikleri şu şekilde belirtilebilir: ● Daha az doğal kaynak tüketir ● Üretim için daha az enerjiye gereksinim duyar ● Küresel iklim değişikliğine yol açan zararlı gazlardan daha az ortaya çıkarır ● Daha az toksik materyal kullanır ve ortaya çıkarır ● Daha az atık meydana getirir.

Yeşil Satınalma Yeşil satınalma faaliyetleri, yeşil tedarik zinciri yönetimindeki en önemli faaliyettir. Yeşil satınalma; işleme tabi tutulacak olan hammaddelerin seçiminde çevreye duyarlı, geri dönüştürülmüş, işlevi sona erdikten sonra toprakta kolayca çözülebilen veya tekrar işlenebilen özellikler gibi çevresel niteliklerin satınalma işleminde göz önünde bulundurulması ve satın alımı ve tedarikçi seçimini etkilemesidir. Üretimde kullanılacak hammadde satın alımından başka teknoloji alımlarında da çevreye duyarlı teknolojiler tercih edilmelidir. Bu teknolojiler daha az enerji harcayan ve çevreye daha az zarar verecek atık üreten teknolojiler olmalıdır. Yeşil satınalma, yeşil tedarik zinciri yönetiminin bir alt kümesidir, fakat kurumun yapısı ve satınalma işlevinin önemine bağlı olarak çok büyük bir alt küme haline geliyor. Bu açıdan bakıldığında yeşil satınalma işletmeler açısından tasarımla başlayan ve ürünün son satışı boyunca devam eden bir süreç olarak görülüyor. Kısacası satınalma fonksiyonu çevre yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Satınalma stratejisi çerçevesinde çevreyle ilgili katlanılan maliyetleri azaltmak için piyasadaki fırsatlar sürekli olarak yeniden değerlendirilmekte, çevreye daha az zarar verecek malzemeler araştırılmakta ve üretimde kullanılmaktadır.

40

Purchasing Türkiye Mart 2016


DAHA YEŞİL BİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

10

Çevre maliyetleri ve yasal yükümlülükler

İşletmeler atık, imha ve kirlilik kontrol elemanları için hem zaman hem de para harcamaktadırlar. Çevresel sorunların yanlış yönetilmesi sonucunda ortaya çıkan para cezaları işletmelere çok ciddi bir yük getirmekte bundan öte yasal yükümlülüklerin sebep olduğu engelleri aşmakta işletmeler açısından ciddi süre kayıplarına neden olmaktadır. Yeşil tedarik zinciri kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte atık ve kirliliğin oluşumunun önlenebileceği ya da büyük miktarda azaltılabileceği işletmeler tarafından anlaşılmıştır.

11

Müşterilerin çevresel gereksinimleri

Günümüzde kamuoyunun ve politikacıların çevreye ilişkin düşünceleri oldukça değişmiş, hatta kalkınma ve çevre arasındaki tercihler çevre koruması lehine kullanılmaya başlanmıştır. Tüketiciler yasadıkları dünyayla ilgili hızlı bir şekilde bilgilenmeye başlamışlardır. Oluşan çevre bilinci sayesinde çevreye zarar vererek üretilen ürünleri satın almama eğilimi gelişmiştir. Bu durumda da tedarik faaliyetlerinin her bir aşamasında yeşil düşünmek işletmelerin kaçınılmazı olmuştur.

Yeşil Tedarik Zinciri Faaliyetleri Peki, yeşil bir tedarik zinciri için hangi bileşenler gerekli? Etkin bir tedarik zinciri yönetimine ilişkin formül bu yöntemi oluşturan faaliyetleri tanımlıyor.

Yeşil Tedarik Yeşil Yeşil Üretim / Yeşil Yeşil Tersine = + + + + Zinciri Yöntemi Satınalma Malzeme Yönetimi Dağıtım Pazaralama Lojistik

12

Tersine lojistik

Tersine lojistik; hammadde, yarı mamul, nihai ürün ve buna ilişkin bilgilerin tüketim noktasından başlangıç noktasına doğru değer kazanımı ya da uygun şekilde yok edilmesini sağlamak amacıyla etkin akısını planlama, uygulama ve kontrol etme aktivitesidir. Tersine lojistik, lojistiğin tüm faaliyetlerini içeriyor. Lojistikten farklı olduğu nokta, tüm faaliyetlerin tersine işletilmesini de kapsıyor olmasıdır.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

41


KAPAK DAHA YEŞİL BİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

13

Yeşil pazarlama

Yeşil pazarlama 1990’ların başında ciddi anlamda önem kazanmaya başlamasına rağmen çok öncelerde tartışılmaya açılmış bir konudur. Yeşil pazarlama; çevresel pazarlama, ekolojik pazarlama, sürdürülebilir pazarlama gibi isimlerle de adlandırılmaktadır Amerikan Pazarlama Derneği halkı, işletmeleri ve politikacıları bir araya getirecek şekilde bir yeşil pazarlama tanımı yapmaktadır. Bu tanıma göre yeşil pazarlama; kirlilik üzerine yapılan pazarlama çalışmalarını, enerji tüketimiyle ilgili konuları ve

yenilenemeyen kaynakların tüketiminin olumlu ve olumsuz yanlarını inceleyen bilim dalıdır. Yeşil pazarlama, tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini yerine getirirken işletmenin de hedeflerine ulaşmasını sağlayacak doğayla dost ürünlerin üretilmesini, fiyatlandırılmasını, dağıtılmasını ve tutundurulmasını içeren ve ürünün kullanım sonrasını da kapsayan pazarlama faaliyetleridir. İşletmelerin yeşil pazarlamayı seçmelerinin nedenleri aşağıdaki 5 maddeyle açıklanmaktadır. ● İşletmeler yeşil pazarlamayı amaçlarına ulaşmak için bir fırsat olarak görüyor. ● İşletmeler konuyla ilgili sosyal duyarlılık göstererek moral seviyelerini yükselttiklerini düşünüyorlar. ● Devlet kurumları, çeşitli teşvik ve yaptırımlarla işletmeleri çevre konusunda duyarlı olmaya zorlamaktadır. ● İşletmeler çevreyle ilgili faaliyetlerini rekabet ettikleri diğer işletmeler üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanmaktadırlar. ● Atıkların boşaltılması sırasında uygulanan ücretlendirme, hammadde ve diğer malzeme kullanımının azaltılması gibi maliyet faktörleri işletmeleri konuyla ilgili davranışlarını değiştirmeye zorlamaktadır.

Yeşil paketleme Paketleme sürecinin beş temel amacı vardır. ● Birinci amacı, taşıma ve depolama sırasında meydana gelebilecek herhangi bir zarara karşı ürünü korumaktır. ● İkinci amaç, ürünlerin bir araya toplanmasıdır. Küçük parçalar bir araya toplanır ve beraber taşınır, böylelikle verimlilik sağlanabilir. ● Üçüncü amaç bilgi iletimidir. Bu bilgiler ürünün nasıl kullanılacağı, nasıl elden çıkarılacağı veya taşınacağı hakkında olabilir. ● Dördüncü amaç pazarlamayla ilgilidir. Tüketicilerde ürünü alma isteği uyandıracak paketlerin dizayn edilmesi gibi. ● Son amaç ise, ürünlerin çalınmasını engellemektir. Günümüzde kullanılan paketleme formları genellikle petrol bazlı materyallerden üretiliyor ancak artan bir ölçüde yeniden kullanılabilir materyaller bulup kullanma çalışmaları vardır. Yeşil paketleme materyalleri çevreye çok az etkisi olan veya hiçbir etkisi olmayan sürdürülebilir paketleme için kullanılır. Yakın bir zamanda paketleme alanı, yeniden kullanım ve geri dönüşüm konularında katı kurallarla karışı karşıya kalacaktır Avrupa Birliği’nde uygulanmakta olan “Paketleme ve Paketleme Atığı”na dair direktif birçok paket tiplerini gözden geçirmeye zorlamıştır. Kaynak: Konya Ticaret Odası

42

Purchasing Türkiye Mart 2016



SÖYLEŞİ

“Tedarik zincirinde

4 boyutlu liderlik ZAMANI” Sürdürülebilir Tedarik Zinciri denilince akla ilk gelen isimlerden biri Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Temur. 46 ülkede 3 milyar euro ciroluk bir kategori yöneten Nihal Temur’a tedarik zinciri yönetiminde sürdürülebilirliği sorduk. Unilever’in bu alandaki stratejileri ve gelecek hedeflerine de değinen Nihal Temur Türkiye’de umut verici gelişmeler olduğunun altını çiziyor. Unilever büyük bir şirket ve satınalma kalemlerinin sayısı çok büyük. Bize tedarik yönetiminizden söz eder misiniz? Türkiye, İran, İsrail ve Orta Asya’yı kapsayan bir coğrafi bölgede üretilen ve satılan gıda, içecek ve dondurma, ev bakımı ve kişisel bakım kategorileri de dâhil olmak üzere tüm Unilever ürünlerinin baştan sona tedarik zinciri sürecini yürütmekteyim. Sorumlu olduğum bölgede toplamda 19 ülke 14 fabrika, 25 dağıtım merkezi ve yaklaşık 3000 tedarik zinciri çalışanı bulunuyor. Türkiye tedarik zinciri olarak baktığımızda ise toplam sekiz fabrika, üç merkezi depo, 2000’den fazla çalışan, 900’den fazla distribütör ve müşteri teslimat noktası, 1200’den fazla tedarikçi ve 1 milyon tonun üstünde üretimle “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri” uygulamalarımızı hayata geçiriyoruz. Unilever’in tedarik zinciri yönetimindeki stratejileri nedir? 2016 için yeni bir iş modeli söz konusu mu? Unilever olarak şirket vizyonumuz doğrultusunda pozitif sosyal etkimizi artırırken, diğer taraftan büyüme sürecimizi çevresel etkimizden ayırmayı hedefledik 44

Purchasing Türkiye Mart 2016

ve iş planımızla büyüme hedeflerimizi Sürdürülebilir Yaşam Planı’mız altında topladık. Bu kapsamda 2020 yılına kadar bir milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmesine yardımcı olmayı, işimizi büyütürken ürünlerimizin üretim ve kullanımdan kaynaklanan çevresel etkilerini yarı yarıya azaltmayı ve milyonlarca kişinin geçim koşullarını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Tedarik zinciri olarak da bu hedefler doğrultusunda yapmayı planladığımız “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri” uygulamalarımızı hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda: ● Hammaddeden başlayarak sürdürülebilir kaynaklardan satınalma, ● Tüm lokasyonlarımızda atıkların azaltılması, ● Lojistik süreclerinde CO2 azaltım çalışmaları ve su kullanımının azaltılması, ● Çalışan haklarına saygılı ve adil yönetim, kadın çalışanların güçlendirilmesi, ● Sürdürülebilir bir müşteri ilişki modeli için servis ve ürün kalitemizin en yüksek noktada tutulması,


“TEDARİK ZİNCİRİNDE ARTIK 4 BOYUTLU LİDERLİK LAZIM”

Nihal Temur Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi

Sürdürülebilir insan kaynağımız için üniversitelerle ortak platform oluşturulması üzerine çalışıyoruz.

Unilever’in her sene sürdürülebilirlik raporları yayınladığını biliyoruz. Bu bağlamda Unilever’in bu konuya dikkat çekerek diğer organizasyonlara da örnek olma gibi bir misyon üstlendiğini düşünüyor musunuz? 190’dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve her gün 2 milyar tüketiciye ulaşan bir şirket olarak attığımız adımların büyük pozitif değişiklikler yaratma gücüne sahip olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle 2010 yılında tüm dünyada kamuoyuna duyurduğumuz “Sürdürülebilir Yaşam Planı”mızı hayata geçirdik ve bu plan altında düzenli olarak takip ettiğimiz, belli bir zaman planı olan hedeflerimiz bulunuyor. Türkiye’de de 2007 yılından beri sürdürülebilirlik raporlarımız aracılığıyla çalışmalarımızı ortaya koymaktayız. Bu bir öğrenme ve dönüşüm süreci, kolay bir süreç değil ancak Unilever olarak buradaki öncülüğümüzle daha geniş etki alanları oluşturma, hem birlikte çalıştığımız iş ortaklarımızı hem de bireyleri harekete geçirme misyonunu gönülden gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim. Fark yaratan projelerinizi paylaşabilir misiniz? İlk olarak beni en çok heyecanlandıran Konya’da yapımına devam ettiğimiz Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri fabrikamızdan bahsetmeliyim. Buradaki uygulamalarımızla hem Unilever globalde ilklere imza atıyor hem de Türkiye’de tedarik zinciri eko-sistemini yaratıyoruz. Buradaki uygulamalarımızla tedarik zincirinde mihenk taşlarını koymanın ve iş ortaklarımızı da bu yolculuğun bir parçası olmasının haklı gururunu yaşıyoruz. Yeni fabrikamız bu yıl devreye girecek ve Unilever'in dünyadaki en büyük tesislerinden biri olacak. Fark yaratan bir başka işimiz tedarik zincirinde sürdürülebilirlik uygulamalarıyla geldiğimiz nokta. Türkiye’de tedarik zincirinde yetenek konusunda dört yıldır yaptığımız çalışmalara da değinmek isterim. Tedarik zincirinde insan kaynağımızın sürdürülebilir olması ve akademi-endüstri arasında arzu edilen bağlantının öğrenim ayağında kurulabilmesi adına üniversitelerimizin mühendislik bölümleriyle ChainReaction Umbrella Brand adı altında ortak bir platform oluşturduk. Unilever olarak global ve yerel bilgi birikimimizi ve deneyimimizi gençlerle düzenli olarak paylaşıyoruz. İlk olarak Sabancı Üniversitesi, ardından da Koç Üniversitesi’nde kredili tedarik zinciri derslerini ilgili

Mart 2016 Purchasing Türkiye

45


SÖYLEŞİ profesörlerle birlikte başlattık. Yöneticilerimiz bizzat endüstri tecrübesiyle birlikte aktif ders vermeyi sürdürüyorlar. Chain reaction, öğrenciler ve akademisyenlerin birbirinden farklı projeleriyle Unilever Türkiye Tedarik zincirine yıldan yıla değer katıyor. Öğrencilerin akademik donanımlarıyla iş dünyası gerçekleri arasında bağlantı kurmalarını sağlıyor. Öğrenciler, tedarik zinciri dünyasındaki son gelişmeleri öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda yöneticilerin ilgili problemlere bakış açılarını bizzat kendileriyle tartışarak anlama şansına sahip oluyorlar. Diğer derslerinde edindikleri kuramsal yöntem ve yaklaşımların iş dünyasındaki problemlerdeki karşılıklarını görüyorlar. Bu bakımdan, Chain Reaction Umbrella Brand ile 30’u aşkın profesörle birlikte 1000’i aşkın öğrenciye yaptığımız katkı ve bu sayının her sene katlanarak artması beni çok mutlu ediyor. Sürdürülebilirlik konusuna dikkat çekilmeye çalışıldığını biliyoruz. Sizce bu girişimler yeterli mi? Şirketler ve kamu kurumları arasında nasıl bir işbirliği öngörüyorsunuz? Unilever’in benzer iştirakleri var mı? Bu konuda Türkiye’de atmamız gerekenden daha küçük adımlarla ilerlediğimizi düşünüyorum. Sürdürülebilirlikle ilgili projelerde ilerlemenin gerekliliği tek başına bir şirketten daha çok tedarikçi, sektör, kamu yetkilileri ve tüketiciye kadar birçok ortak paydaşla beraber hareket edebilmektir. Sürdürülebilirlikle ilgili proje ve aksiyonlarda en büyük zorluklar tüm bu paydaşları ortak bir karara getirmek konusunda yaşanıyor. Bu amaç üzerine beraber çalışma imkanı yaratmak için daha geniş kapsamlı, daha fazla kişiye dokunan insiyatifler yaratılması gerekiyor. Ancak dünyada umut vadeden gelişmeler de elbette var. Paris Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı bu konuda uluslararası bir dönüm noktası oldu diyebiliriz. Dünya çapında bir farkındalık oluştu; çok zorlu bir süreç sonucunda 190 ülke iklim değişikliğine karşı ortak bir adıma imza atmayı başardı. Unilever olarak bu tarihi kararın alınmasında başta dünya başkanımız Paul Polman’ın girişimleriyle aktif bir rol oynadık. Sizce şirketlerin tedarik zincirinde tamamen sürdürülebilir bir iş modelini geçmeleri için ne gerekiyor? Bu farkındalık ne zaman tam anlamıyla yerleşecek? Burada Unilever olarak deneyimimizden yola çıkabilirim. Sürdürülebilir iş stratejilerini oluşturabilmek ve uzun dönem planları 46

Purchasing Türkiye Mart 2016

Nihal Temur kimdir? Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden 1983 yılında mezun oldu. 1987 yılında Gıda mühendisliği ihtisasımı tamamlayarak, TSE Ambalaj Geliştirme Merkezinde Gıda Ambalajları yöneticisi olarak kariyerine başladı. Birleşmiş Milletler’le ortak yürütülen projelerde yönetici olarak Japonya, Hindistan, İngiltere ve Macaristan’la çalıştı. Profesyonel olarak ilk yurt dışı deneyimi Japonya. Unilever'de 1989 yılında tedarik zinciri stratejilerini yapılanması başta olmak üzere yeni yatırım ve yapılanmalarda farklı görev ve sorumluluklar üstlendi. 2011 yılından beri tüm kategorilerin tedarik zincirini kapsayan Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran’dan Sorumlu Tedarik Zinciri Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Aynı zamanda Unilever Türkiye Yönetim Kurulu üyesi.

yapabilmek için öncelikli olarak bulunduğunuz noktayı tespit ederek anlamanız mühim. Örneğin Unilever olarak bu yolculuğa 2008 yılında Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı altındaki 3 ana hedefimizi ve onun altındaki taahhütleri belirlemeden önce su, enerji ve sera gazı etkimizi kapsamlı bir yaklaşımla analiz ederek başladık. Tedarik zincirinden değer zinciri yaklaşımına geçişimiz de bu süreçte başlamış oldu. O dönem ürünlerimizin yüzde 70’inin satış hacminin gerçekleştiği 14 ülkede; hammaddelerin tedarikinden ürünlerin tüketiciler tarafından kullanımına ve atılmasına kadar tüm ürün yaşam döngüsünü kapsayan bir değer zinciri yaklaşımı benimsedik. Sürdürülebilir tedarik programımız aracılığıyla satın aldığımız hammaddelerde de ölçüm yapıldı. Toplamda, 20,000’den fazla ürünü temsil eden 1600 Unilever ürünü incelendi. Çalışmaya dahil edilen her ürün için detaylı bir çevresel değerlendirme yapıldı. Bu değerlendirme sırasında toplam değer zincirinin tamamındaki sera gazlarının miktarı, ürün kullanımı ve atımıyla ilişkili su ve atık miktarları da olabildiğince kesin tahminlere dayandırıldı. Sonuç olarak, ürünlerimizin ‘tüketici kullanımı başına’ yani tek bir kullanımda, porsiyonda veya adette yarattığı çevresel etkiyi tahmin etme noktasına geldik. Yaptığımız analiz sonucunda Unilever’in sera gazı ayak izi, hammadde tedarikinde yüzde 21, üretimde yüzde 2, nakliyede yüzde 2, satış noktasında yüzde 4, atık imhasında yüzde 1 ve tüketici kullanımında yüzde 70 olduğunu gördük. Bu veriler hangi alanlara odaklanmamız gerektiğini ortaya koydu ve yıllar içinde


“TEDARİK ZİNCİRİNDE ARTIK 4 BOYUTLU LİDERLİK LAZIM”

ilerlememiz ve zorlandığımız noktaları düzenli takip ederek çalışmalarımıza devam ettik. Üretim tesislerimizdeki su kullanımı ve atık yönetiminden sürdürülebilir kaynaklardan hammadde tedarik etmeye, markalarımızın reklamlarda tüketicilere verdiği mesajlardan ürün inovasyonlarımıza kadar pek çok konuyu bu yaklaşımla ele aldık ve almayı sürdürüyoruz. Kısacası bulunduğunuz noktayı doğru tespit etmek, gitmek istediğiniz nihai hedefi net bir şekilde ortaya koymak ve tüm iş süreçlerinin kalbine sürdürülebilirliği entegre etmek çok kritik. Tüm bu nedenlerle kanımca ancak tedarik zinciri de dahil olmak üzere şirketin tüm birimleriyle hareket etmesi yoluyla tam anlamıyla sürdürülebilir bir iş modeline geçmek mümkün. Yöneticiler tedarik zinciri yönetiminde nasıl bir rol oynuyor? Tedarik zincirinin hem karlılıkta ve maliyet yönetiminde, hem sürdürülebilirlik stratejilerinin devamlılığının sağlanmasında hayati bir rolü var. Özellikle VUCA olarak adlandırdığımız muğlak, karmaşık, öngörülemez, istikrarsız yapıdaki ülkelerde tedariğin sürekliliğinin sağlanması en önemli faktördür. Hem global hem yerel pazarların dinamiklerini çok iyi okumak, bunun için de jeopolitik konum ve ihtiyaçları özümsemek ve bunlara adapte olabilmek, müşteri ve tüketiciyi yakından takip etmek, onların bölümlere ayrılan taleplerini karşılamaya yönelik stratejileri oluşturabilen kısacası çok dinamik, değişim yaratmak için sorumluluk alabilen, hızlı karar verebilen, esnek bakış açısına sahip yöneticiler gerekli. Tabii tüm bunlara ilave olarak, tedarik zinciri yönetimi ciddi bir genel yönetim ve liderlik gerektiren bir iş. Liderlik artık hızlı bir dikey gelişimi gerektiriyor, günümüzün koşullarında ufak adımlarla tedarik zincirinde ilerlemek mümkün değil. Bu nedenle bence tedarik zincirinde artık 3 boyutlu yönetici olmak yetmiyor, kısacası 4 boyutlu liderlik zamanı! Öte yandan tedarik zincirinde; müşterilerle, ülkelerle, STK’larla işbirliğinin daha fazla ön plana çıktığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Tedarik zincirini değer zinciri olarak gördüğünüz noktada tek yönlü bir fonksiyon yönetimi yeterli olmuyor, bu eskimiş bir yaklaşım. Dolayısıyla bunu bir şans olarak görmeli değer zinciri ekseninde ortaya çıkabilecek şirketlerin yanı sıra toplumlara da fayda sağlayabilecek, fark yaratabilecek fırsatlara karşı açık olmalıyız diye düşünüyorum.

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNİN GELECEĞİ İçinde bulunduğumuz çağı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce tedarik zinciri yönetimi önümüzdeki süreçte nasıl bir yere doğru gidecek? İçinde bulunduğumuz dönemi “büyük değişim çağı” olarak özetleyebilirim. Bunun nedenini ve tedarik zinciri yönetiminin gelecekte nereye gittiğini birkaç trend aracılığıyla anlatabilmek mümkün: Öncelikle teknolojik, özellikle de dijitalleşmenin getirdiği geometrik ilerlemenin önümüzdeki 5 sene içinde etkisini daha fazla hissettirmesini bekliyoruz. Örneğin dijital aletlerin kullanımının artışı, tüketicilerin direkt olarak daha fazla dijital aplikasyona ulaşabilmesiyle birlikte “kişiselleştirilmiş ürün” talebi artıyor. Dolayısıyla tüketicinin önünde çok sayıda seçenek oluşuyor. Tedarik zinciri de bu gidişata dijital tedarik zinciriyle yanıt verecek. Artan kişiselleştirilmiş ürün talebiyle birlikte müşteri ve tüketici bacağında tedarik zincirinin ürünleri daha parçalara ayrılmış şekilde kişiye özel teslimat noktasına gitmesini bekliyoruz. Büyük kamyonlar ve koliler aracılığıyla teslimat yöntemi gelecekte yerini birey özelinde planlamaya bırakacak. Önümüzdeki 10 sene içinde tedarik zinciri olarak buna nasıl adapte olacağımızı iyi çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan özellikle planlama, lojistik ve müşteri hizmetleri konusunda “gerçek zamanlı” datanın ulaşılabilirliği daha da önemli bir hale gelecek. Burada iki taraflı iletişim de ön plana çıkacak; müşteriden tüketiciye veya tüketiciden müşteriye değer zincirindeki bilgi akışının sağlanması daha da önem kazanacak. Bugün “now economy” dönemindeyiz. Now economy’e cevap verebilecek kabiliyette bir tedarik zinciri şirketlerin büyümesi ve hayatta kalması açısından çok önemli bir aktör konumunda daha ön plana çıkacak.

1

2

3

4

Diğer bir değişim de robot kullanımı, aplikasyonlar, sensörler, okuma sistemleri kullanımındaki artış ve yatırım fiyatlarının giderek ucuzlaması. Yine dijitalle ilgili olarak e-ticaret ve onun getirdiği tedarik zincirindeki farklı beklenti ve ihtiyaçlara hizmet eden servisleri geliştirebilme kabiliyeti; buna hazırlıklı olmak ön plana çıkan bir alan olacak. Şirket, müşteri, tüketici, tedarikçi arasındaki işbirliği ve entegre paydaş yönetimi gittikçe tedarik zincirinde de çok önem kazanmaya devam edecek, önümüzdeki süreçte daha farklı ve etkili işbirlikleri göreceğimizi düşünüyorum. Son olarak tedarik zincirinde insan unsuru, yeni yeteneklere duyulan ihtiyaç gittikçe artacak. Farklı düşünen, çığır açacak fikirler üretebilen, klasik yöntemlerin dışına çıkabilen yöneticiler daha ön plana çıkmaya başlayacak.

5 6 7

Mart 2016 Purchasing Türkiye

47


SÖYLEŞİ

“Sürdürülebilirlik bugünün dünyasında var olma koşuludur” Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir kavram “Sürdürülebilirlik”… Dünyanın karşı karşıya olduğu ekolojik sorunlar göz önünde bulundurulduğunda sadece bireylerin değil marka ve şirketlerin de varlıklarının tehlikede olması bu kavramın ortaya çıkmasındaki en büyük etken… Günümüz koşullarıyla değişen tüketici bilinci bu marka ve şirketleri nasıl etkiliyor? Satınalma ve tedarik zincirinde sürdürülebilirliğin önemi nedir? Bu soruların yanıtını bu alanda etkin çalışmalar yürüten Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç’ten aldık…

Sürdürülebilirlik Akademisi nasıl bir oluşum? Sürdürülebilirlik Akademisi sivil toplum örgütü gibi çalışan bir thinktank topluluğudur. Amacı Türkiye’de sürdürülebilir iş modellerine geçişi hızlandırma konusunda farklı alanlarda çalışmalar yapmak. Eğitim çalışmaları yapmak, konferanslar düzenlemek, iyi uygulamalara ödüller vermek, paydaş kurumlarla paydaş çalışmaları yapmak 48

Purchasing Türkiye Mart 2016

da yürüttüğümüz faaliyetler arasında. Sürdürülebilir gelecek için çalışan; iş modeli ve süreçlerine sürdürülebilirliği yerleştiren ve yerleştirmeyi hedefleyen ulusal ve uluslararası kurumlar, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve üniversitelerle iş birliği yaparak çeşitli projeler, araştırmalar, sertifika programları, paydaş buluşmaları, kurum içi eğitimler, konferanslar, seminerler, workshoplar, sosyal


“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BUGÜNÜN DÜNYASINDA VAR OLMA KOŞULUDUR”

Semra Sevinç kimdir? Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunu Semra Sevinç farklı kurumlarda pazarlama ve planlama alanında çalıştı. Daha sonra bir hazır giyim firmasının Türkiye, Rusya ve Türki Cumhuriyetler bölgesinin genel müdürlüğünü yaptı. 2007 yılından bu yana Sürdürülebilir İş Modelleri ve Marka Stratejileriyle ilgili çalışmalar yapıyor. Sürdürülebilirlik Akademisinin kurucu üyelerinden ve iki farklı üniversitede sürdürülebilirlik üzerine dersler veriyor.

sorumluluk projeleri, sosyal etki değerlendirmeleri, bilgilendirme ve danışmanlık çalışmaları yürütüyoruz. İçinde bulunduğumuz çağı nasıl tanımlıyorsunuz? Neden sürdürülebilirlik? Bugünün dünyasında karşı karşıya olunan çok önemli gerçekler var. Bunlar kurumlar için bir risk teşkil ediyor. Bunlar nüfus artışı orta sınıfın yükselişi ve beraberinde getirdiği kaynak azalışı var. Ciddi şekilde ekosistem bozuluyor ve kaynaklar tükeniyor. Kaynakların tüketilme sebebiyse bugünün dünyasında olan üretim ve tüketim modelleri. İşte o zaman kurumların gelecekleri için yarınları için yönetim modellerini farklılaştırmaları gerekiyor. Ben biraz sürdürülebilirliği bugünün dünyasında var olma koşulu olarak tanımlıyorum. Çünkü sürdürülebilirlik bir işi yaparken yalnız kendinizi düşünmeden geleceği de düşünerek biraz gelecek nesiller için de ben bu işi yaparken kaynağı nasıl tüketmem gerekiyor diye düşünmek, öbür tarafta da sosyal refahı arttırma konusunda özel sektörün ve devletin planlarını bu şekilde revize etmesi demek. Semra Sevinç Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi

Dünyada örnek olarak gösterebileceğiniz, başarıya ulaşmış sürdürülebilir iş modelleri var mı? İş dünyası artık şunu biliyor. İklim

Mart 2016 Purchasing Türkiye

49


SÖYLEŞİ “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BUGÜNÜN DÜNYASINDA VAR OLMA KOŞULUDUR”

Bir kere, en önemli konulardan bir tanesi tedarik zincirinde sürdürülebilirlik. Çünkü bir markanın bir kurumun sürdürülebilirliği her bir birimin sürdürülebilir iş modeline geçişiyle mümkündür.

değişikliği, kaynakların verimli kullanılması, refahın arttırılması, yoksulluğun giderilmesi gibi çevresel ve sosyal konular yalnız devletlerin işi olamaz. Özel sektör devreye girmediği sürece bu iş çözülemez, özel sektör kaynakları tükenirse gelecekte varlığını sürdüremez. Su kaynakları tükendiğinde suyla ilgili üretim yapan hiçbir marka ve kurum gelecekte varlığını devam ettirmez. Enerji konusunu ele alalım. Enerjiyi verimli kullanamazsanız, üretiminizin önemli bir girdisi enerjiyse siz bir süre sonra bu üretimi de daha sağlıklı yapamaz olacaksınız. Dünyada lider markalar Siemens bu konuda çalışıyor. Siemens zaten sürdürülebilirliğin tedarikçisi. Bir kurum bugün sürdürülebilir iş modeline geçiyorsa Siemens ile çalışıyordur. Schneider Elektrik, Unilever gibi şirketler de yine sürdürülebilirliği esas alan şirketlerden… Unilever tüketim ürünleri satan bir marka ve bu konuda

50

Purchasing Türkiye Mart 2016

çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Çünkü Unilever şunu biliyor, bu şekilde tüketim olursa su kalmayacak ve ürettikleri deterjanlar kullanılamaz hale gelecek. Su kalmayacak çay yapamayacağız. Bu şekilde üretim ve tüketim modellerinin değişmesi için çalışan çok kurum var. Pek çok lider marka gibi Türk markalarında da böylesine iş modellerini uygulayan markaların sayısı son yıllarda artmış durumda. Peki, sürdürülebilirlik açısından satınalma ve tedarik zinciri departmanlarında nasıl bir yapılanma öngörüyorsunuz? Bir kere, en önemli konulardan bir tanesi tedarik zincirinde sürdürülebilirlik. Çünkü bir markanın bir kurumun sürdürülebilirliği her bir birimin sürdürülebilir iş modeline geçişiyle mümkündür. Tedarik zincirini yönetenler de kurumlarda satınalma kriterlerini dünden daha farklı yapmak zorunda. Yani yalnızca ucuz olduğu gerekçesiyle bir şeyi satınalma gerekçesi artık rafa kalkması gereken bir anlayış. Dünyanın önde gelen markalarına bakın, hepsinin satınalma kriterleri var. Ürün satın alınan yerde herkes sigortalı mı, insan sağlığına dikkat ediliyor mu, işçi güvenliğine dikkat ediliyor mu, bunun gibi birçok unsura dikkat ederek ürün satın alacaklar. Bu faktörleri göz ardı eden bir tedarik modeli uzun ömürlü olmayacaktır.



SÖYLEŞİ

Endüstride yepyeni bir devrim Teknolojide son yıllarda yaşanan gelişmeler dünya endüstrisini de etkisi altına almış durumda. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan yeni bir sanayi devriminden söz ediliyor. Bu dijital dönüşüme entegre olabilen ülkeler ve ekonomiler fark yaratacak. Peki, Türkiye bu dönüşüme hazır mı? Siemens A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy ile bu yeni devrimi ve yaşanacak olası değişimleri konuştuk. Ali Rıza Ersoy Siemens A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

52

Purchasing Türkiye Mart 2016


ENDÜSTRİ 4.0: ENDÜSTRİDE YEPYENİ BİR DEVRİM

Ali Rıza Ersoy kimdir? Ali Rıza Ersoy Tarsus Amerikan Lisesi’nden mezun oldu. Arkasından İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği okudu. Viyana Teknik Üniversitesinde asistanlık görevinin ardından aynı üniversiteden de lisans eğitimi aldı. Türkiye’ye döndükten sonra Siemens bünyesine katıldı. Şimdilerde Siemens’te İcra Kurulu Üyesi, Genel Müdür Yardımcısı ve Dijital Fabrikalar Divizyonu Direktörü olarak görev yapıyor.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

53


SÖYLEŞİ Endüstri 4.0 nedir ve günümüzde uygulamaları nasıl olacak? Sektörden bahsetmiyoruz aslında bütün endüstriden bahsediyoruz. Bunun içinde food&beverage de var, otomotiv de var, cam da var yani hepsi. Almanya da 2011 yılında konuşulmaya başlanmış ama ete kemiğe bürünmesi 2013 yılını bulmuş olan yeni bir endüstri devriminden bahsediliyor. Birinci devrim buhar gücünün sanayiye gelmesiyle sanayinin başlangıcı. İkinci elektrik gücünün sanayiye girmesi, üçüncüsü 1970’li yıllarda IT ve elektroniğin eş zamanlı olarak sanayiye girmesi... Bunlar hep endüstri devrimi olarak nitelendiriliyor. Şu anda Doğudaki sanayi üretiminin Batıdakini aşmış olması Batı için bir tehdit. Batı Doğuya karşı nasıl konumumu güçlendirebilirim diyerek arayışa girdi. Bu konuda en iddialı insanları bir araya getiriyor ve Almanya’ya yol haritası çıkartıyorlar. Her yıl ne kadar yatırım yapacaklarına karar veriyorlar. Ama sadece Almanya için değil, bütün Avrupa ülkeleri adına bir yol haritası yapılıp adım adım o yol haritasını uygulamaya çalışıyorlar. Daha çok yeni, dünyada çok yeni o açıdan çok şanslıyız ilk üç devrimi uzun uzun zamanlardan sonra yakalayabildik. Gerçekten kamu üstüne düşeni yapıyor şu anda, özel sektörde üzerine düşeni yaptığı takdirde hiç umulmayacak bir şekilde hızlıca bunu hayata geçirebiliriz diye düşünüyorum. Kaynaklar yeterli mi bunun için? Bence kaynak her zaman kıttır. Kaynağın yeterli olduğu ne zaman ne de yer var. Önemli olan kaynakları nasıl yönettiğin. Gerçekten gerekli olmayan kaynakları harcamamak yerine ArGe’nin tamamını Endüstri 4.0’a ayırabilirsek belki bir Almanya kadar zengin olmasa bile bol miktarda kaynak bulunabileceğini zannediyorum. Kaldı ki devlet çok ciddi hibe ve teşvik yasaları üzerine çalışıyor. Yakından görüyor ve takip ediyorum. Ümitli olmak için bir yığın sebebimiz var. Özel sektör ve kamu ortak birlikteliğini çözüm olarak görüyor musunuz? Türkiye bu sürece hazır mı? Şöyle olacak; bir sermaye ortaklığından ziyade fikir ve gönül birliği ortaklığı bence çok daha kıymetli, Ankara'daki çalışmaları biliyorum eğer düşünüldüğü gibi giderse, biz de Türkiye’nin platformunu oluşturabiliriz. Sanayiden, teknoloji şirketlerinden, kamudan, üniversitelerden 10-15 kişi bir araya gelsek 6 ay çalışsak, Türkiye’nin yol haritasını yıl sonuna kadar çıkartabiliriz. Kamuda bu arada kendi alt yapısını hazırlayacağı 54

Purchasing Türkiye Mart 2016

için 2016 sonuna geldiğimizde tüm Türkiye olarak “hadi artık yola çıkalım” diyebilir duruma geleceğiz. Bunların hepsi mümkün. Bu akıl ve gönül birliğiyle kurulacak çünkü kamuda bu irade ve istek var. Kamu her şeyi görüyor. Bize dünyadan örnekler verebilir misiniz? Almanya’dan örnekler vereyim, bu düşüncenin çıktığı yerlerden. Siemens’in Amberg’teki fabrikası neredeyse insansız yani insan gücünün sadece yüzde 25 etkisi var. Geri kalan yüzde 75 otomasyon, tamamen otomasyon. Aynı hattan 1000 değişik ürün alınabiliyor. Bu nasıl otomasyondur? Aynı BMW’nin kırmızı deri koltuk siparişi geldiğinde yapabilecek olması gibi. Biz buna 1000 değişik renk diyelim. Yani bu otomasyonla 1000 değişik renk ürün üretilebiliyor. Ve sadece yüzde 25 insan katkısıyla. Çin’in ciddi projeleri var. Finlandiya’nın var. Tahmin ediyorum gelişmiş ülkelerin hepsinin üretimle ilgili projeleri var.

“2016 sonuna geldiğimizde tüm Türkiye olarak ‘hadi artık yola çıkalım’ diyebilir duruma geleceğiz.”

Endüstri 4.0’ın şirketlere nasıl bir yapılanma getireceğini düşünüyorsunuz? Bugünkü hiyerarşiler olmayacak çünkü bir günde 600 otomobil üreten bir fabrikayı düşündüğünüzde bir şey ters gittiğinde, “Bunu bir genel müdüre sorup gelelim”


ENDÜSTRİ 4.0: ENDÜSTRİDE YEPYENİ BİR DEVRİM

Evren Akgül, Borusan Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla, Debak Genel Müdürü Faruk İnceoğlu, Berdan Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Şemsi, Asil Çelik Satış Pazarlama Direktörü Ali Çatal ve Siemens A.Ş. Genel Müdürü Yardımcısı, İcra Kurulu Üyesi ve Dijital Fabrika Ülke Direktörü Ali Rıza Ersoy (soldan sağa)

dediğiniz anda 40 tane araba zaten hurdaya çıkmış olacak. Yani bunu hiçbir kompleks üretim sistemi karşılayamaz. Dolayısıyla kararlar analitik programlar sayesinde, big data analitik algoritmalarıyla, o an yerinde verilecek. Yani fabrikalar modüler olacak. Her modüler fabrikanın başında bir modül müdürü olmayacak. Bir modül robotu olacak. O modül robotu algoritmaları kullanarak karar verecek. Bu da “real time decision making” diye isimlendirilecek. Başka türlü bu kadar kompleks dünyaları yönetemeyiz. Bu işin temelinde bir de sürdürülebilir olması var. Endüstri 4.0 buna uyarlanabilir mi? Kesinlikle uyarlanabilir. Bir kere “more with less” felsefesinden hareket ettiği için çok daha az elektrik enerjisi kullanarak üretim gerçekleştirilecek. Bir de light-out yani ışıksız fabrikalardan bahsettim. Işıksız fabrikaların ne kadar tasarruf yaratacağını düşünün... İçinde yemekhaneleri yok, ışık yok, klima yok. Sadece robot hareketleri var. Dolayısıyla bundan daha “eko” bir sistem düşünemiyorum.

ise alçak gerilim fabrikası. Bu fabrikamız da Endüstri 4.0’ın bugünkü nimetlerinin tamamından faydalanıyor olabileceğiz ki ülkemize de bir rol model yaratabilelim. Gelsinler, görsünler, gezsinler “Aa oluyormuş” desinler , “biz de yapalım” desinler heyecanlansınlar, hayal kursunlar ilham alsınlar ve yapmaya başlasınlar ülke kurtulsun.

“Işıksız fabrikaların ne kadar tasarruf yaratacağını düşünün. İçinde yemekhaneleri yok, ışık yok, klima yok... Sadece robot hareketleri var. Dolayısıyla bundan daha ‘eko’ bir sistem düşünemiyorum.”

Satınalma ve tedarik zinciri yöneticilerine tavsiyeleriniz neler? Endüstri 4.0’ı nasıl kullanabilirler? Çok basit. Türkiye Siemens’in büyük oranda Endüstri 4.0’a geçtiğini farz edelim, henüz o noktada değiliz. Farz edelim ama 3-4 yıl sonra o noktaya geleceğiz. Geldikten sonra kimlerle çalışacağımızı düşünüyorsunuz? Endüstri 4.0’ın yanında çaba harcamayan tedarikçilerle çalışabilir miyiz artık! Vertical entegrasyon benim görevim. Ama horizantal entegrasyon tedarikçi ve onun alıcısının görevi. Biz elektronik ortamda her saniye real time anlaşamazsak, o koca zincir yani hammaddeden recycle’a kadar giden zinciri nasıl Endüstri 4.0 a geçireceğiz? Mümkün değil. Dolayısıyla, Siemens gelecekte şartnamelerde şunu yazacak: Endüstri 4.0 konusunda ne yapıyorsunuz? Yapanlar ön plana çıkacak, yapmayanlar geride kalacak.

Siemens'in Türkiye yatırımları devam edecek mi? Gebze’ de iki yeni fabrika kuruyoruz. Mevcut fabrikamızın yerine iki yeni fabrika. Onlardan bir tanesi hafif raylı sistemler fabrikası. Diğeri

Mart 2016 Purchasing Türkiye

55


E-SATINALMA

SATINALMADA DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE GELECEĞE DOKUNAN ÇÖZÜMLER

SATINALMANIN “E” HALİ Gelişen dünyada artık şirketler sadece ve sadece teknolojiyi kullanarak büyüme sağlayabiliyor. Hem zamandan hem ekonomik olarak tasarruf sağlayan bu teknolojileri kullanan şirketlerin fark yarattığı, uzak kalanların ise zamanla yok olduğu bir iş dünyasıyla karşı karşıyayız. Bu rekabet ortamında şirketlere avantaj sağlayan yazılımlar ön plana çıkıyor. Araştırmalar ortaya koyuyor ki, elektronik ortamda gerçekleştirilen ihalelerin tutarı geçtiğimiz yıllara oranla bir hayli yüksek rakamlara ulaşmış durumda… Elektronik ihale ve satınalma uygulamalarının sunduğu sayısız çözüm satınalma ve tedarik zinciri birimleri için de büyük kolaylık sağlıyor. Tasarrufun yanı sıra şeffaf ve etik bir ortamda çalışma avantajı sağlayan bu yazılımlar yaygınlaşmaya devam edeceğe benziyor.

56

Purchasing Türkiye Mart 2016


SATINALMANIN “E” HALİ


E-SATINALMA SATINALMANIN “E” HALİ

eki, “Elektronik Satınalma” tam olarak nedir? Şirketler arası ticaretin (B2B) çevrimiçi olarak gerçekleştirilmesi e-satınalma olarak ifade ediliyor. Yani, e-satınalma ürün ve hizmeti satan ve alan firmaları buluşturan sistemlerin tamamına verilen ad. Satınalmanın talepten siparişe kadar tüm süreçlerinin gerçekleştirebileceği bu sistemlerde genel olarak e-Bilgi ve Fiyat Teklifi Toplama Talebi, e-İhale, Sözleşme Yönetimi, Tedarikçi Yönetimi, Proje Yönetimi, e-Satış gibi ana modüller yer alıyor. E-satınalma sisteminin bileşenleri RFI (Request for information-Bilgi İsteği), RFP (Request for ProposalTeklif İsteği), RFQ (Request for Quotation-Fiyat İsteği) şeklinde sıralanıyor. Kısaca özetlemek gerekirse; RFI: Bilgi İsteği olarak adlandırılır. Önceden tanımlanmış bir iş için teklifte bulunması beklenen firmaların ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgi aktarmasına yöneliktir. RFP: Teklif isteği ya da teklif talep formu olarak adlandırılır. Tedarikçiler arasında seçim yapmak, onlardan fiyat, talep etmek için kullanılan doküman. RFQ: Fiyat isteği ya da teklif talebi olarak adlandırılır. Fiyat teklifi sunması için başka bir firmaya gönderilen talep formu ya da dosyasıdır.

Raporlama ve analiz imkanı E-satınalma platformlarının bir diğer artısı ise raporlama ve analiz imkanı sunması. Raporlamalar sayesinde ise pazarlıklardaki bütün veriler kontrol edilebiliyor, bilgi doğruluğu teyit edilip bütün raporlar kayıt altında tutulabiliyor. Bu özelliği alıcı ve satıcı arasında güven unsurunu inşa ederek her iki taraf için

58

Purchasing Türkiye Mart 2016

Recep Palamut CPM Yazılım Yön. Kurulu Başkanı

Dr. Sencer Yücel NegoSmart Kurucu & CEO

“Raporlama ve takip avantajı”

“Akılcı müzakere, kolay satınalma”

Tedarik zinciri bir işletmenin sürdürülebilirliği açısından en önemli konular arasında. Gıda ya da hammadde açısından yetersiz kaldığınız zaman işletmenizin durmasına ve maddi açıdan zarara uğramanıza sebep olur. Bunların yanı sıra sektörde de firmanızın isminin zedelenmesine yol açar. Tedarik Zinciri Yönetiminde; zamanlama, depolama, kullanılacak ürün stok bilgisi, son kullanım tarihleri ve ürün hakkındaki bütün verilerin elinizin altında bulunması sizi son derece avantajlı kılmaktadır. Ödemelerinizi dahi stok durumunuza göre ayarlamanıza olanak sağlar. Hangi tarihte ne kadar ürün nereden gelecek, deponuzda bekleyen ürünle ne kadar gönderim yapabilirsiniz en küçük detaya kadar tek sistem üzerinden takip etme olanağı sunuyor. E-yazılımların önemi ise; raporlama ve takip. Önceki yıllarda kağıt üzerinden ya da excel tablosu üzerinden yapılan takiplerde her zaman aksaklıklar yaşanıyordu. Çünkü tedarikçileri kontrol eden ya da sürekli veri sağlayan bir sistem yoktu. Bu verileri alan ya da kontrol eden kişiyle gönderim yapan kişi arasında bir bağlantı yoktu. Yazılımlar bu iki kişiyi ya da bu iki kişinin bilgisayarını birbirine bağlayarak sürekli bir veri alışverişi sağlıyor.

2000’li yılların başında elektronik satınalma sürecinin kurumlara nüfuz ederek, geleneksel iş yapış yöntemlerine alternatif gösterilmesi, özellikle o yıllardaki kurumsal internet kullanım oranları, bilgi güvenliği altyapısı ve internet hızları göz önüne alındığında çok da mümkün olmadı. Bugün ise gelinen noktada, ülkemizdeki kurumların neredeyse tamamında internet ve bilgisayar kullanılmakta ve ticaret hayatında çok önemli rol oynamaktadır. Bunun yanısıra internet güvenlik altyapısıyla ilgili düzenlemeler ve sunulan internet hızları yeni nesil satınalma sürecinin gelişmesine çok önemli katkı sağlamaktadır. Bu noktada; önümüzdeki on yıl içinde IoT (nesnelerin interneti), ERP Sistemleri ve Stratejik Satınalma Platformlarının harmanlanmasıyla satınalma dünyasının ve iş yapış şeklinin bu mecralara kayacağının kaçınılmaz olduğu kanaatindeyim. Bu doğrultuda da; ülkemizde Stratejik Satınalma sisteminin yaygınlaşacağına dair olan inancımızı ortaya koyarak kurmuş olduğumuz teknolojik ortaklıkla dünyanın en önde gelen stratejik satınalma platformlarından birisini ülkemize kazandırmanın haklı gururunu taşıyoruz.



E-SATINALMA de oldukça kolaylık sağlıyor. Bu sayede taraflar bir veri tabanı oluşturabiliyor, daha önce gerçekleşmiş olan ihalelere sistemden istedikleri zaman ulaşabiliyor. Kalite yönetimi, lojistik yönetimi, mali işler yönetimi, insan kaynakları yönetimi, proje yönetimi, otomasyon yönetimi, bilgi kaynakları yönetimi, karar destek sistemleri yönetimi gibi çok farklı fonksiyonlarını kapsayan ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) bu çözüm arayışlarını kapsayan bilgi sistemleri olarak adlandırılıyor.

E-Satınalma sistemlerinin tedarik zinciri ve satınalma departmanlarının kolayca zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabilmesini tedarikçilerle olan ilişkilerinde adil, şeffaf, raporlanabilir ve hesap verilebilir iş akışları yaratabilecekleri çözümler sunuyor. CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut ERP yazılımlarını şu şekilde tanımlıyor: “Paket program olmadığı için sistemi “ERP” diyoruz. ERP’nin açılımı ise (Enterprise Resource Planning) “Kurumsal Kaynak Planlama” olarak Türkçeye çevirebiliriz. Yazılım sektörü açısından, yani teknik olarak açıklarsak “Bilgi Akış Sistemi” anlamına geliyor. ERP’nin en üstün özelliği ise firmanın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilmesidir. Örnek vermek gerekirse; üretimdeki makineden, depoda çalışan personelden, satış yapan pazarlama ekibinden sisteme bilgi aktarılıyor ve bunların hepsi bir datada toplanarak bir rapor oluşturuluyor. Bu rapor üzerinden de stok ve üretim süreçleri takip ediliyor. Sistemi sadece depo yönetimiyle sınırlı tutmamak gerekli, tek bir merkezde kurulu sisteme insan kaynaklarından, satınalma biriminden, finans birimine kadar birçok farklı birim üzerinden veri girmek mümkün. Böylelikle farklı birimlerdeki süreçleri tek bir sistem üzerinden yönetme olanağı sağlanıyor. Bu da ekstra maliyet ve zaman tasarrufu sağlıyor.”

Tedarik zincirinin vazgeçilmezi E-Satınalma sistemlerinin tedarik zinciri ve satınalma departmanlarının kolayca zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabilmesini tedarikçilerle olan ilişkilerinde adil, şeffaf, raporlanabilir ve hesap verilebilir iş akışları yaratabilecekleri çözümler sunuyor. Ayrıca tedarikçi ağını kolaylıkla genişleterek tedarikçiler arasındaki sistematik rekabeti arttırma olanağı sağlamasıyla da tedarik zinciri ve satınalma profesyonellerinin vazgeçilmezi arasında yer alıyor. 60

Purchasing Türkiye Mart 2016

“Daha esnek teknolojiler" Satınalma hizmet ve teknoloji oluşumlarını, küresel mega-trendlerle ilişkilendirerek incelemenin uygun olacağını düşünüyorum çünkü bu trendlerin yakın geçmişte esasında çok ‘klasik’ bir disiplin olan satınalmayı da etkisi altına aldığı gözlemleniyor. Yakın gelecekte, ‘operasyonel satınalma’ süreçlerinde hizmet ve teknolojilerin önem kazanacağını düşünüyorum çünkü talepten ödemeye kadar tüm süreçleri yönetebilmek için şirketler yüksek iş gücü maliyetleriyle karşı karşıyalar. Teknolojinin bir sonraki odağı bu süreçlerdeki verimlilik olacaktır. Örneğin, görüntü algılama ve yapay zekâ teknolojilerini kullanarak bir ürünü talep eden kişi mobil cihazla ihtiyacı olan ürünün fotoğrafını çekerek talebini başlatabilir. Bu

Ahmet M. Dalyan Promena Stratejik Satınalma Çözümleri Genel Müdür Yardımcısı fotoğrafın ne olduğunu, hatta hangi marka/model olduğunu anlayabilecek teknoloji mevcut. Satınalmacının önüne talep, kategorize edilmiş, potansiyel tedarikçileri belirlenmiş hatta online pazar yerleri taranarak fiyatı araştırılmış şekilde düşebilir. Tedarikçilerin, ürünlerin tasarımına katkılarının giderek arttığı düşünülürse, bu işbirliklerini geliştirecek esnek teknolojiler gündeme daha sık olarak gelecektir.


SATINALMANIN “E” HALİ

Bugün şirketlerin neredeyse tüm süreçlerinde bu yazılımları kullandığının altını çizen Intengo Genel Müdürü Mehmet Murat Talu bu yazılımların sistemli bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade ediyor. Talu, “ERP’si, CRM’i vb. yazılımları olmayan şirket neredeyse kalmadı. Ancak iş talep, teklif toplama, pazarlık gibi satınalmayı ilgilendiren konulara geldiğinde hala çok sayıda şirket sistemsiz çalışıyor. Bu günümüzde kabul edilebilir değil. E-Satınalma olmadığı zaman satınalmada bir kurumsal hafıza yaratılamıyor. Ürün kategorilerinde hangi tedarikçilerden teklif alındı, bir alımda teklifler neydi, bu bilgilere ulaşmak zor. Çalışanların bilgisayarlarında kalıyor bilgiler. Şeffaflık ile ilgili soru işaretlerinin doğması kaçınılmaz oluyor. Teklif alma ve ihale süreçleri tanımlı ve açık değil. Ayrıca, satınalma personeli zamanını teklif peşinde koşma ve pazarlık yapma ile geçiriyor ki, bu katma değeri düşük bir iş. E-Satınalma kullanan şirketlerse satınalmanın teklif toplama, karşılaştırma tablosu hazırlama, pazarlık yapma gibi operasyonel yükünden kurtuluyorlar. Satınalma ile ilgili çok güzel bir kurumsal hafıza ve raporlama sistemine kavuşuyorlar. Satınalmanın şeffaflığı ve denetimi ile ilgili kimsede hiç bir şüphe kalmıyor. Ayrıca, e-ihaleler ile çok önemli tasarruflara ulaşıyorlar.”

E-satınalma çözümlerinin hem operasyonel hem de stratejik satınalmaların yönetilebileceği platformlar olması önem taşıyor. Satınalma “Operasyonel Satınalma” ve “Stratejik Satınalma” olarak ikiye ayrılıyor. Operasyonel Satınalma, parasal olarak küçük ancak çok sayıda yapılan alımlar, Stratejik Satınalma ise parasal olarak büyük ve daha az sayıdaki alımlar olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla e-satınalma çözümlerinin hem operasyonel hem de stratejik satınalmaların yönetilebileceği platformlar olması önem taşıyor. Promena Stratejik Satınalma Çözümleri Genel Müdür Yardımcısı Ahmet M. Dalyan, satınalmanın operasyonuna girmeden önceki “Operasyonel Satınalma” süreçlerini şu şekilde tanımlıyor: “Operasyonel Satınalma teknolojileriyle örneğin e-ihaleyle kağıt üzerinde sağladığınız tasarrufun gerçekleşmesini garanti ediyor ve tüm iç süreçlerinizde verimliliği, kontrol ve raporlanabilirliği sağlıyor. Uçtan-uca bir kullanımda, ‘harcama analizi’ ile keşfettiğiniz tasarruf alanlarını, ‘Tedarikçi Yönetimi’ ile doğru ve güvenilir tedarikçi havuzu yaratarak, sorasında ‘e-ihale’ ile rekabete açıp, oluşan tasarrufu ‘sözleşme’ ile bağlayarak, ‘Operasyonel Satınalma’ platformu ile bu sözleşmeye uyumlu olarak satınalma yapılmasını sağlayabilirsiniz. Ya da sadece ihtiyacını olan süreçlerde teknolojiyi devreye alabilirsiniz.”

Mehmet Murat Talu INTENGO Genel Müdürü

Serkan Yurtseven BimSA Elektronik Satın Alma Müdürü

“E-satınalma yaygınlaşıyor"

“Geleceğin ticareti"

Türkiye’de e-satınalma kullanımında büyük hacimli şirketler ön plana çıkıyor. Önümüzdeki dönemde ise E-Satınalma kullanımının artacağını; büyük şirketlerden, orta ölçekli şirketlere ve kobilere doğru yayılacağını düşünüyoruz. E-Satınalma yaygınlaşıyor ve yaygınlaşma hızlanarak devam edecek. Tüm süreçlerde yazılım kullanılırken, şirketin parasını harcayan satınalmada bir yazılım kullanılmaması mümkün değil. Bizden daha gelişmiş ekonomilere baktığınızda e-satınalma çok yaygın. Türkiye’de de e-satınalma kullanımı hızlanarak artacak. Bu yaygınlaşma beraberinde, e-satınalma yazılımlarının daha kullanıcı dostu, kolay, pratik yazılımlar haline gelmesi ihtiyacını doğuruyor. Dolayısıyla ana trend, çözümlerin daha akıllı ve kullanıcı dostu haline gelmesi olacak.

Geleceğin e-satınalma trendlerinde yazılımlar, tüketicilerin hayatlarını maksimum seviyede kolaylaştırmak üzere tasarlanacaktır. İş hayatındaki etkin zaman kullanımının öneminin giderek artmasıyla, yazılımlar daha yaygın şekilde kullanılmaya başlanacaktır. Mobil uygulamaların yoğun biçimde hayatımızın her alanına girmesiyle yazılımların da, Pratis Mobil uygulaması gibi, mobil uygulamaları giderek çoğalacaktır. Bu sayede artık bilgisayarlara bile gerek kalmadan, telefonlarımızdaki aplikasyonlar aracılığıyla bütün satınalma süreçleri kolay ve hızlı bir şekilde tamamlanabilecektir. Bu da hem verimli zaman yönetimi sağlayacak hem de tüketiciye esneklik kazandırarak tüketicinin kolay bir satınalma süreci geçirmesini sağlayacaktır.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

61


DÜNYA TURU

“APAS” ailesi görücüye çıktı Ağa bağlı bir yaşam için çözümler geliştirmeyi sürdüren Bosch, Endüstri 4.0 uygulamaları için tasarladığı ve üretim dünyasına yeni bir boyut getiren APAS ailesi yazılım çözümlerini piyasa sundu. Bosch Grubu’nun 2016’da odak noktalarından Endüstri 4.0 çözümleri için tasarlanan APAS ailesi, üretim ve lojistik zincirlerinde tasarruf sağlarken, üretim hatlarında da birçok yorucu ve tehlikeli görevi üstlenecek.

Lloyds'daki kamu hisselerinin satışı ertelendi İngiltere Maliye Bakanı George Osborne Lloyds Bankacılık Grubu'ndaki kamu hisselerinin satışının ertelendiğini açıkladı. BBC'ye konuşan Osborne, bankacılık grubundaki kamu hisselerinin satışının piyasalardaki çalkantılı dönem sona erene kadar ertelendiğini söyledi. Llyods'daki kamu hisselerini satışından bu yıl içerisinde yaklaşık 2 milyar sterlin elde etmeyi planlayan Osborne, "Sadece satış için piyasalardaki çalkantının sakinleşmesini bekleyeceğiz" dedi. İngiliz hükümetinin Royal Bank of Scotland'da (RBS) yüzde 73, Lloyds Bankacılık Grubu'nda ise yüzde 9,89 hissesi bulunuyor.

62

Purchasing Türkiye Mart 2016

Coca-Cola Filistin’de dördüncü fabrikasını açıyor Coca-Cola Filistin'deki yeni fabrikasını Gazze'ye açıyor. 20 milyon dolarlık yatırım yapıldığı ifade edilen fabrika Filistin’de bulunan Coca-Cola fabrikalarının dördüncüsü olacak. Gazze Şeridi’nde açılması planlanan yeni fabrika dünyada işsizliğin en yüksek olduğu bölgeler arasında yer alan Gazze Şeridi’nde binden fazla kişiye istihdam sağlayacak. Filistin’de Coca-Cola ürünlerinin şişelemesini ve dağıtımını yapan National Beverage Company’nin (NBC) Başkanı Zahi Khouri yeni yatırımla ilgili olarak “Coca-Cola Filistin’e yatırım yapan ilk büyük global şirketlerden biri ve bu yatırım Filistin’e başka yatırımların gelmesi için kapı araladı. Aynı durumu Gazze Şeridi’nde de göreceğiz” şeklinde konuştu.


ABD Hükümetinden HSBC’ye 600 milyon dolar ceza ABD hükümeti, HSBC’ye konut kredilerindeki “tehlikeli ve kusurlu” uygulamaları nedeniyle toplam 601 milyon dolar ceza verdi. ABD Merkez Bankası’ndan (FED) yapılan yazılı açıklamalarda, HSBC’nin konut kredileri ve ipotek sürecinde “tehlikeli ve kusurlu” uygulamalarda bulunduğu için toplam 601 milyon dolar cezaya çarptırıldığı bildirildi. Cezanın 470 milyon doları Adalet Bakanlığı, 131 milyon doları ise Fed tarafından kesilirken kuruluşlar toplam cezanın 370 milyon dolarlık kısmının konut kredisi kullanan tüketicilerin borçlarında indirim yapılması yoluyla karşılanabileceğini belirtti. İngiltere’nin piyasa değeri bakımından en büyük bankası olan HSBC daha önce de “kara para aklama” suçlamalarıyla ilgili olarak ABD’ye 1,9 milyar dolar uzlaşma bedeli ödemek zorunda kalmıştı.

OPEC petrol üretimini arttırdı Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ham petrol üretimi ocakta günlük ortalama 131 bin varil artarak 32,3 milyon varile yükseldi. OPEC’in Ocak ayı “Petrol Piyasası Raporu”na göre ham petrol üretimi en çok Nijerya, Suudi Arabistan, Irak ve İran’da gerçekleşti. Söz konusu dönemde, İran’da petrol arzı 2,92 milyon varile, Birleşik Arap Emirlikleri’nde ise 2,87 milyon varile ulaştı. OPEC’in ham petrol üretimi Ocak ayında günlük ortalama 32,33 milyon varile yükseldi. Ocak’ta küresel petrol arzı ise bir önceki

aya göre, günlük ortalama 0,03 milyon varil artışla 95,6 milyon varile çıktı. Rapora göre, bu durum üretimde, OPEC’teki günlük 0,13 milyon varil artış ve OPEC dışı ülkelerindeki 0,1 milyon

varil düşüşten kaynaklandı. Küresel petrol üretiminde OPEC’in payı ise yüzde 33,8’e yükseldi. Verilere göre, 2015’te günlük 92,96 milyon varil olan küresel petrol talebi, bu yıl günlük ortalama 1,25 milyon varil artışla 94,21 milyon varile ulaşacak. Bu yıl OPEC ham petrol talebi geçen yıla göre, günlük ortalama 1,3 milyon varil artarak 31,6 milyon varile yükselecek. Geçen yıl 56,87 milyon varil olan OPEC dışı petrol arzının da bu yıl günlük 0,7 milyon varil düşüşle 56,17 milyon varile gerileyeceği tahmin ediliyor.

FIA ERC Junior Şampiyonası’nda tek tedarikçi Pirelli Pirelli, FIA Avrupa Junior Ralli Şampiyonası’na özel lastik tedariği için iki yıllık bir anlaşma imzaladı. ERC’nin Letonya’da koşulacak ilk yarışı Liepaja Rallisi’nde Sottozero Ice lastiği kullanılacak. En yeni R2 sınıfı araçlar için özel tasarlanan bu lastikler, takımların kendi lastik tedarikçisini seçebildikleri FIA Avrupa Ralli Şampiyonası ve FIA Dünya Ralli Şampiyonası’ndaki takımların bazıları tarafından da kullanılıyor. FIA ERC Junior Şampiyonası uluslararası ralli kariyerine sahip olmak isteyen genç sürücüler için düzenleniyor. 2015’te 27 yarışçıyı bir araya getiren ve Emil Bergkvist’i ikinci kez şampiyonlukla taçlandıran ERC Junior’a uygun olmak için yarışlarda standart olarak Pirelli lastiklerini kullanan önden çekişli R2 araç kullanmak ve 1 Ocak 1989 ya da sonrasında doğmuş olmak gerekiyor.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

63


FİYAT ENDEKSİ

Ocak ayı emtia fiyat analizleri Yeni yılın bu ilk aylarında yaşanan gelişmeler satınalma profesyonellerini oldukça yakından ilgilendiriyor. Uzunca bir bekleyişin ardından Ocak ayında yeni asgari ücret tutarı belli oldu. Öte yandan FED yetkililerinin aşağı yönlü risklerin ve belirsizliklerin arttığına dikkat çekerek emtia fiyatlarındaki düşüş ve finan piyasalarındaki karmaşanın ABD ekonomisi üzerinde artan bir risk teşkil ettiğine ilişkin endişeleri de yaşanan gelişmeler arasında. Ocak ayına ait emtia fiyat analizleri şirket kararlarınızı verirken sizlere ışık tutacak. Gürkan Hüryılmaz gurkan.huryilmaz@tusayder.org

T

edarikçilerimizin işçilik maliyetlerini direkt olarak etkileyen asgari ücret net 1.300TL olarak açıklandı. Asgari ücrete yapılan yüzde 30 oranındaki artış tedarikçilerimize de ilave yük getirmiş oldu. İşverenin ödeyeceği ek maliyetin yüzde 40'lık kısmını ise hazinenin karşılayacağı belirtilirken, özellikle A grubundaki tedarikçilerimizin maliyetleri için bu hesabın daha hassas yapılması gerekiyor. İşçilik maliyetlerinin yüzde 8 ile yüzde 20 arasında olduğu ve ortalama ücret artışının yüzde 12 olduğu varsayımı ile yola çıkarsak; tedarikçilerimizin birim maliyetlerinin yüzde 0.96 ile yüzde 2.40 arasında artacağı görülüyor. Bu maliyet artışını karşılamak için düşen emtia fiyatları gibi dış faktörlerin yanında, daha verimli çalışma, yalın satınalma gibi iç faktörleri kullanmamız gerekiyor. EUR veya USD bazlı alım yapan firmalar; döviz kurlarındaki artışların, TL bazlı artan işçilik maliyetlerini ne kadar kompanse edeceği hesaplamalıdır. Ayrıca, üretim/hizmet maliyetini etkileyen elektrik, doğalgaz ve nakliye maliyetlerini etkileyen benzin ve dizel fiyatları da bu hesaba katılmalıdır. Özetle, rekabetçi kalabilmek için artışları kompanse edecek tüm kriterler değerlendirilmeli ve gerekli iyileştirici çalışmalar tedarikçilerimiz ile başlatılmalıdır. “Asgari ücretteki artış bazı faydalar sağlayabilir ancak riskler de yaratıyor” diyen IMF heyeti, “Türkiye ekonomisinin önündeki ana zorluk dış dengesizlikleri azaltmak ve potansiyel büyümeyi yukarı çekmek.” açıklamasında bulundu. IMF, Türkiye ekonomisinin 2016’da yüzde 3.5 ile yüzde 4 arasında büyümesini beklerken, bu büyümeyi orta vadede yüzde 5 hedefli enflasyon ile başarabilmek için daha sıkı bir para politikası duruşu gerektiğini de belirtti. Diğer yandan Fitch, TCMB'nin daha önce duyurmuş olduğu “para politikasında sadeleştirme” sürecini ertelemesinin kurum’un kredibilitesini zayıflattığını ileri sürdü. Yapılan açıklamada güçlü mali göstergelerin Türkiye’nin yatırım yapılabilir kredi notunu desteklediği ancak, seçim vaatlerinin mali disipline yönelik soru işaretlerini artırdığı belirtildi. ABD tarafında ise FED, küresel ekonomideki yavaşlamanın ve oynaklıkların ABD ekonomisi için de risk teşkil edebileceğini belirtirken, belirli bir faiz artırım politikası planı bulunmadığının ve kararların veri odaklı alınacağının altını çizdi. Fed’in Aralık ayında 64

Purchasing Türkiye Mart 2016

yayımladığı faiz oranı tahminlerine göre, 2016 yılı içinde 4 faiz artırımı gerçekleşeceği öngörüsüne karşılık piyasalar yalnızca 1 faiz artırımı bekliyor. Bank of America Merill Lynch’in araştırma raporuna göre, emtia fiyatlarının seyrinde Çin yuanındaki hareketler belirleyici oluyor. Araştırmada, Çin yuanındaki yüzde 1’lik değer kaybının Bloomberg emtia fiyatları endeksinde yüzde 0.6’lık gerilemeye yol açtığı belirtiliyor. Piyasalardaki genel beklentinin yuanın bu yıl içinde değer kaybedeceği doğrultusunda olması emtia fiyatları açısından da olumsuz bir tablo çiziyor. Euro Alanı’nda Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan ekonomik güven endeksi Ağustos ayından bu yana en düşük değerini aldı. Ekonomiye duyulan güvenin zayıflamasının ardından ECB’nin teşvik programını genişletmesi için üzerindeki baskının arttığına dair yorumlar öne çıkıyor. Çin’de açıklanan verilere göre, Ocak ayında imalat PMI 49,4 ile üç yılı aşkın sürenin en düşük seviyesine geriledi. Ülkede imalat PMI son 6 aydır uretim faaliyetlerinde azalışa işaret eden eşik düzeyin altında seyrediyor. Japonya Merkez Bankası sürpriz bir karar ile faiz oranını eksi yüzde 0.1’e düşürmesi piyasaları destekleyici olarak görüldü. Bu gelişmeler ve beklentiler altında fiyat analizleri emtialar bazında devam eden kısımlarda paylaşılmıştır.


Ocak ayı emtİa fİyat analİzlerİ

BAKIR LME Bakır stokları Ocak ayında yüzde 3.05’lik artış gösterirken; bakır fiyatları yüzde 2.66 oranında azalış gösterdi. Societe Generale analistleri yaptıkları değerlendirmede, “Çin ekonomisinin yavaşladığını biliyorduk, ancak şimdi dikkatler bir sert iniş yaşanması riskine çevrildi. Böyle bir iniş temel metaller için çok kötü olur” ifadelerini kullanıyorlar. Analistlere göre yatırımcı güveni aşağı yönlü olmaya devam ettiği sürece bakır fiyatı baskı altında olmaya sürdürecek. Şili Maliye Bakanı, düşen bakır fiyatlarından dolayı ekonomik büyüme tahminlerinde değişiklik yapmak zorunda kalacaklarını söyledi. Ülkenin en büyük ihracat emtiası olan bakır fiyatlarının 6-6,5 yılın en düşük seviyeyi görmesinden dolayı ekonomik görünümde değişiklik olacağını düşünüyor. Diğer yandan; Japonya’nın en büyük bakır ergitme şirketlerinden Pan Pacific Copper, 2016 yılı bakır işleme ve rafine ücreti için madencilik şirketi Freeport ile anlaşmaya vardı. Yapılan anlaşmaya göre bakır işleme ve rafine ücreti 2015’e

göre yüzde 9 düşüşle 97.35 dolar/ton olarak belirlendi. Global tahminlere baktığımızda; Barclays bu yıl bakır fiyat tahminini düşürerek, 4.350 dolar/ tonda beklediğini açıkladı. 2017 yılı için ise bakır fiyat beklentisi 4.180 dolar/ton oldu. Londra Metal Borsası bakır fiyatlarının 2016 yılında dip yapması sonra 2017 yılında yükselişe geçmesi bekleniyor. Düşük fiyatlardan dolayı 2016 yılında yaşanması muhtemel kapasite kapanışlarının piyasayı dengelenmesi üzerinde

duruluyor. Ortalama fiyat beklentileri ise 2016 ve 2017 için sırasıyla 4850$/ ton ve 5180$/ton. GFMS araştırma kuruluşunun yayınladığı verilere göre bakır üreticilerinin yüzde 50’den fazlası 4400$/ton civarında maliyetlerini kurtaramıyor ve zarar ediyor. Cochilco, bu yıl bakır fiyatlarının 2,15 dolar/lb ve gelecek yıl 2,20 dolar/lb olmasını bekliyor. Dünya bankasının 2016, 2017 ve 2018 yılları için bakır fiyatları tahmini ise sırasıyla 4.645, 4.744 ve 4.847 USD/ton oldu.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

65


FİYAT ENDEKSİ

Alüminyum LME Alüminyum stokları Ocak ayında yüzde 3.86 oranında artarken, alüminyum fiyatları yüzde 0.75’lik bir azalış gösterdi. BGC Partners’a göre alüminyum fiyatları halen üretim fazlası, düşen petrol fiyatları ve Çin sorunları ile karşı karşıya olmayı sürdürüyor. Küresel arz fazlasına yönelik tüccarların harekete geçmesi ve işlem hacmindeki düşüşe rağmen fiyatlar düşüşüne devam ediyor. Firma, üretimde daha fazla kesintiye gidilmesi gerektiğini de öneriyor. Alcoa, artan piyasa oynaklığının büyüme üzerinde etkisinin olacağını ancak, dünya ekonomisine ciddi zarar veren bir gelişme olmadığı sürece, alüminyumun çelik ve plastiği de içeren diğer maddeler için ikame olarak kullanılması sebebiyle alüminyum talebinin 2016 yılında yüzde 6 oranında büyümesini beklediğini ifade etti. Japonya Maliye Bakanlığı verilerine göre rafine alüminyum ithalatı 2015 yılında son 6 yılın en düşük seviyesine geriledi. 2015 yılında ithalat yüzde 14 düşüşle 1.46 milyon ton olarak gerçekleşti. Global tahminlere baktığımızda; Citigroup, Çinli alüminyum üreticilerinin

maliyetlerini düşürdüğünü ve bunun global alüminyum fiyatları üzerinde baskı yarattığını bildirdi. "Çin'in alüminyum ürünleri ihracatının bu yıl piyasada önemli bir rol oynamasını ve arz fazlası trendinin 2016 boyunca devam etmesini bekliyoruz" değerlendirmesini yapan Citigroup, 2016 için ortalama alüminyum fiyatı tahminini yüzde 5 düşürerek 1.435 dolar/tona indirdi. Citigroup alüminyum fiyatının 2. çeyrekte 1,400 dolar/ton seviyesinin altını test etmesini beklediğini de ifade etti. HSBC alüminyum fiyatlarını bu yıl ve gelecek yıl için sırasıyla 1.463 ve 1.477 USD/

ton olarak beklediğini açıkladı. Dünya bankasının 2016, 2017 ve 2018 yılları için alüminyum fiyatları tahmini ise sırasıyla 1.440, 1.473 ve 1.507 USD/ton oldu. Ocak ayının son haftasındaki bölgesel LME Alüminyum Prim verilere baktığımızda; primlerin ABD için 200 dolar/ton, Batı Avrupa için 110 dolar/ton, Doğu Asya için 100 dolar/ton ve Güney-Doğu Asya için 90 dolar/ton olduğunu görüyoruz. Platts tarafından Güney Kore’de Max. yüzde 0.14 demir içerikli P1020 ingot için alüminyum prim değerlerinin spot piyasalarda Şubat başında 109-111 USD/ ton aralığında işlem gördüğü belirtildi.

Nikel LME Nikel stokları Ocak ayında yüzde 0.67’lik artış gösterirken, nikel fiyatları yüzde 0.47 oranında düşüş gösterdi. Çin'de devlet destekli araştırma şirketi Antaike, Ülke'de nikel üretiminin 2016 yılında yüzde 20 civarında düşmesini beklediğini bildirdi. Antaike yaptığı açıklamada, bu yıl nikel üretiminin 2015 yılındaki 620 bin tondan 500 bin tona ineceğini öngördü. Aynı dönemde nikel talebinin ise 2015 yılındaki 960 bin tondan 980 bin tona yükselmesini bekliyor. Uluslararası Nikel Çalışma Grubu (INSG) verilerine göre global nikel piyasasında 2015 Ocak-Kasım döneminde 53.200 ton arz fazlası oluştu. Ocak-Kasım döneminde dünya nikel tüketimi

66

Purchasing Türkiye Mart 2016

yüzde 1.4 artarak 1.738.500 ton olurken, üretim ise yüzde 1.6 azalarak 1.791.700 ton seviyesinde gerçekleşti. En büyük ithalatçılardan olan Çin’deki ekonomik yavaşlama arz fazlalığı oluşmasının en büyük sebebi oarak gösteriliyor. Global

tahminlere baktığımızda; HSBC nikel fiyatlarını bu yıl ve gelecek yıl için sırasıyla 9.250 ve 12.000 USD/ton olarak beklediğini açıkladı. Dünya bankasının 2016, 2017 ve 2018 yılları için nikel fiyatları tahmini ise sırasıyla 9.291, 9.871 ve 10.493 USD/ton oldu.


Ocak ayı emtİa fİyat analİzlerİ

ÇİNKO LME Çinko stokları Ocak ayında yüzde 0.80 oranında artış gösterirken, çinko fiyatları yüzde 4.85’lik yükseliş kaydetti. Londra Metal Borsası, “Çinko fiyatları bu sene arz sıkışıklığından dolayı en iyi performans gösteren kontrat olabilir” yorumunu yaptı. Bu sene küresel çinko pazarının 53.000 ton talep fazlası vermesi beklenirken, önümüzdeki sene için beklenti 275.000 ton talep fazlası yönünde. 2016 yılı ortalama fiyat beklentisi de 1680$/ ton. Diğer yandan, ABD'de çinko üreticisi Horsehead Holding, metal fiyatlarındaki düşüşün kurbanları arasına katıldı. Gerek emtia fiyatlarında düşüşün etkisi, gerekse yaşanan nakit sıkıntısının etsiyle iflas başvurusunda bulunan Şirket, 150 yıldan bu yana çinko sektöründe faaliyet gösteriyordu.

Uzmanlar, düşük emtia fiyatlarının 2016 yılında başka iflaslara yol alabileceğini konusunda uyarıda bulunuyor. Buna rağmen, Peru’lu Volcan, bu yıl çinko üretimini yüzde 5 arttırarak 299.000-305.000 tona çıkarmayı istediğini açıkladı. Global

tahminlere baktığımızda; HSBC çinko fiyatlarını bu yıl ve gelecek yıl için sırasıyla 1.731 ve 2.094 USD/ton olarak beklediğini açıkladı. Dünya bankasının 2016, 2017 ve 2018 yılları için çinko fiyatları tahmini ise sırasıyla 1.672, 1.699 ve 1.726 USD/ton oldu.

Kurşun ve Kalay LME Kurşun stokları Ocak ayında yüzde 1.45 azalırken, kurşun fiyatları da yüzde 2.03’lük azalış gösterdi. LME Kalay stokları Ocak ayında yüzde 15.73 oranında azalış gösterirken, kalay fiyatları yüzde 1.54’lük artış kaydetti. Çin Demir Dışı Metaller Sanayii Derneği, hükümetten metal stokları arasına kalayı da dahil etmesini istiyorlar, ancak hükümet şu ana kadar bir karar vermiş değil. Çin'in en büyük kalay üreticilerinden Yunnan Tin Co'nun sözcüsü yaptığı açıklamada, kalay fiyatlarının sektörün temel göstergelerini yansıtmaktan çok uzaklaştığını belirterek hükümetten kalay stoklarını artırmasını istediklerini hatırlattı. Dünyanın en büyük kalay üreticisi Çin’deki Uluslar arası Kalay Araştırma Enstitüsü'ne (UKAE) göre, üretimi kısmayı kararlaştıran firmalardan sadece 9 tanesi ülkenin kapasitesinin yüzde 80'nini oluştururken, dünya kapasitesinin yüzde 40'ını oluşturuyor.

Talepte beklenen yüzde 3’lük düşüşe rağmen, arz kısıntılarının kalay fiyatları üzerinde artış baskısı yaratması bekleniyor. Global fiyatlara baktığımızda, Dünya bankasının 2016,

2017 ve 2018 yılları için kurşun fiyatları tahmini sırasıyla 1.649, 1.661 ve 1.675 USD/ton olurken, aynı dönemler için kalay fiyatları tahmini ise 13.936, 14.376 ve 14.837 USD’ton oldu.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

67


FİYAT ENDEKSİ

Demir - Çelik - Paslanmaz

Demir cevheri fiyatlarında; maden kapatmaları ve onarım çalışmalarından dolayı kısa sureli artışlar görüldü. Artışlarda Çin’in Lunar yeni yıl tatili için alımların artması da etkili olurken, fiyatlar Şubat ayı başında tekrar 40 USD/ton seviyeleri geriledi. Dünyanın en büyük madencilik şirketlerinden BHP Billiton, gelecek birkaç yıl demir cevheri ve kömür fiyatlarında toparlanma beklemediğini bildirdi. BHP CEO'su Andrew Mackenzie; şirketin çeyrek dönem üretim rakamlarına ilişkin yaptığı açıklamada, orta vadede bakır ve petrol fiyatlarında toparlanma beklentisini dile getirirken, demir cevheri veya kömürde toparlanma beklentisine işaret etmedi. Citigroup, 2016-2018 dönemi için demir cevheri fiyat tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Talebin azalmakta olduğuna işaret eden Citigroup, fiyatlarda toparlanma için arzın aşağı çekilmesi gerektiğini vurguladı. Citigroup 2016 için fiyat tahminini 41 USD/ton’dan 36 dolar/ tona, 2017 ve 2018 tahminlerini ise 39 ve 40 USD/ton’dan her iki yıl için de 35 dolar/ton seviyesine indirdi. Raporunda gelecek yıl global demir cevheri arzının 100 milyon ton ve 2018'e kadar 200 milyon ton daha azaltılması gerektiğini de vurgulayan Citigroup, arzın azalmaması halinde gelecek birkaç yılda

68

Purchasing Türkiye Mart 2016

fiyatın 28 dolar/ton seviyesine kadar gidebileceğini de ifade etti. Goldman Sachs, diğer tahminlere parallel olarak 2016 ve 2017 için demir cevheri fiyat tahminlerini düşürdü. Banka, demir cevherinin 2016'da ortalama 38 dolar/ton ve 2017'de 35 dolar/ton seviyesinden işlem görümesini bekliyor. Posco, 2016 yılında demir cevheri fiyatlarının güçsüz seyredeceğini belirtti. Dünya Bankası’nın 2016, 2017 ve 2018 yılları için demir cevheri fiyat tahmini ise sırasıyla 39, 40.3 ve 41.6 USD/ton oldu. Kardemir Ocak ayında düz yuvarlak fiyatlarını değiştirmezken; profil ve köşebent fiyatlarında 15 EUR/ ton ve pik fiyatlarında 15 USD/ton oranında indirim açıkladı. Şirketin, 9 şubat tarihinde fırın bakımı için 18-20 günlük duruşa geçeceği şeklindeki açıklamalar ile piyasada tedarik sıkıntısı konusunda tedirginlik görüldü. Çin’li Shougang Group; soğuk haddelenmiş sac ve galvanizli sac fiyatlarını Şubat ayı için 200RMB/ton artışla açıkladı. Bu artış ile birlikte, 1mm’lik SPCC sac 3.050RMB/ton ve 1mm’lik DX51D+Z1 galvanizli sac 3.100RMB/ton (EXW) seviyelerinden satılacak. Paslanmaz Çelik üreticilerinden Outokumpu Şubat ayı prim değerlerini; 430 kalite için 34 €/ ton, 304 kalite için 55 €/ton ve 316 kalite için 42 €/ton düşüşle açıkladı.

Plastik Global piyasalarda plastikler üzerindeki düşüş baskısı yurtiçi fiyatlarına da yansıyor. Petkim, Ocak ayında aşağı çektiği PP, PE ve PVC fiyatlarını Şubat ayının başında yeni bir düşüşle açıkladı. Bu ilave düşüş ile birlikte 2016 yılında fiyatlar ortalama yüzde 7.48 oranında gerileme kaydetti. Düşen kaprolaktam fiyatları PA fiyatları üzerinde düşüş baskısı yaratıyor. PA6’da düşüş, PA6.6’ya göre daha yüksek olurken, Ocak ayındaki ortalama değişim -yüzde 1.0 olarak gerçekleşti. Styrolution, şubat ayı Terluran ABS fiyatlarını 20EUR/ton düşüşle açıklarken; BASF, Ortadoğu ve Afrika pazarları için “Lupranate” TDI (Toluen Diizosiyanat) fiyatlarına 100$/ton artış yaptı. Yurtiçinde PP piyasası Şubat açıklamaları öncesi mütevazı miktarlarda da olsa ilave indirimlere sahne olurken, Çin’de PP fiyatları bazı oyuncuların tatiller öncesinde bir miktar stok yapmak amacıyla piyasaya dönmesiyle beraber artışlar görüldü. Avrupa’da ise Şubat propilen kontratları, spot PP fiyatlarını aşağı çekti. Avrupa’da PVC piyasası Ocak ayını istikrarlı ve düşüş eğilimli seyrederek kapatırken, Şubat ayı içinde piyasalar ilave düşüşler bekliyor. Yurtiçinde Şubat ayı için oluşan gevşek beklentiler piyasalarda düşüş baskısı yaratıyor. PE piyasalarında Avrupa tarafında ve yurtiçinde Ocak ayında düşen fiyatlar, satıcılar üzerindeki satış baskısı ile düşüş eğilimli hareket ediyor. Yurtiçinde Kore menşeili ABS fiyatları Şubat ayı için indirimle açıklanırken; Avrupa’da Şubat ayı için yapılan monomer kontratlarına istinaden piyasalar ilave düşüşler bekliyor. Bölgede PET piyasası da monomer kontratlarının yapılmasının ardından düşüş eğilimini sürdürüyor. Bazı satıcılar, Şubat’ın başında düşüşleri kısıtlamayı hedeflerken, alıcılar ham madde maliyetlerindeki belirgin düşüşü göz önünde bulundurarak daha büyük indirimlerin mümkün olduğunu düşünüyor. Şubat ayı etilen kontratlarında görülen 70EUR/ton’a varan indirimler PVC şubat fiyatlarında ilk tekliflerin 20-25 EUR/ton düşüşle verilmesine neden oldu. Yurtiçinde dönemsel petrol fiyat artışlarına dayandırılarak PET fiyatlarında bazı artışlar görüldü.


Ocak ayı emtİa fİyat analİzlerİ

Enerji ve Petrol Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Ocak 2016 tarihi itibari ile geçerli olacak tarifeyi yayınladı. Perakende satış elektrik fiyatları yüzde 6.8 oranında zamlandı. Buna göre, dağıtım bedeli, iletim bedeli, kayıpkaçak bedeli, perakende satış hizmet (psh) bedeli; faturalarda sadece “dağıtım bedeli” olarak belirtilerek tek bir kalem altında tahsil edilecek. Aktif enerji bedeli ile TRT fonu ve Enerji fonu gibi yüzdesel olarak tahsil edilen bedeller aynen faturalarda yer alacak. Bu şekilde, uzun bir süredir devam eden ve tüketici lehine sonuçlanan kayıp-kaçak davaları ile TRT davalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Elektrik dağıtım şirketi özelleştirmeleri ile serbest tüketici piyasasının doğmasından önce PSH olarak belirtilen Perakende Satış Hizmet Bedeli, Aktif Enerji Bedelinin içinde yer alıyordu. Sonrası dönemde PSH ile Aktif Enerji Bedeli birbirinden ayrılarak faturalarda ayrı yer aldı. 1 Şubat 2016 tarihi itibariyle uygulamaya konacak otomatik fiyatlandırma mekanizmasının doğalgaz fiyatlarını düşürmesi bekleniyor. Zira, Gazprom'un bu yılın ilk dönemi için açıkladığı 184 USD/1000m3

doğalgazın, BOTAŞ ve dağıtım şirketleri üzerinden abonelere (konutlara) 340 USD/1000m3’ten ulaştırıldığı belirtiliyor. Dünya Bankasının her üç ayda bir yayımlanan "Emtia Piyasaları Görünüm Raporu"nun Ocak 2016 sayısında, ham petrol fiyatlarının gelişen ekonomilerde devam eden yavaşlama, İran’ın ihracata beklenenden daha önce başlayabileceği, ABD üretiminin direncini koruması ve ılıman geçen kış mevsimi nedeniyle düşmeye devam ettiği ifade edildi. Raporda, 2015’te yüzde 47 gerileyen ham petrol fiyatlarının 2016’da yüzde 27 daha değer kaybedebileceği belirtiliyor. Goldman Sachs, OPEC üyesi ve üyesi olmayan petrol üreticilerinin üretimin

kısılması yönünde işbirliği yapmalarının muhtemel olmadığına inandığını ve güçlenen fiyatların üretimi yeniden piyasaya getirerek kendini engelleyen bir faktör olarak ortaya çıkacaklarını savundu. Brent petrolünde bu yıl ortalama fiyatın 45 dolar/varil olacağı tahminini devam ettiren Goldman Sachs, piyasanın yeniden dengelenmesi için 20 dolar/varil seviyesine doğru bir düşüşün gerçekleşeceği görüşünü değiştirmediklerini de vurguladı. Capital Economics hazırladığı raporda; ham petrol fiyatlarının 2020’ye kadar varil başına ortalama 70 dolar seviyesinin altında kalabileceğini ancak 2017'de 60 dolara kadar yükselebileceğini kaydetti.

Tarım-Gıda-Et İTO geçinme endeksine göre Ocak ayında 242 ürünün 102’sinin perakende fiyatı artarken, 49 ürünün fiyatı düştü, 91 ürünün fiyatı ise değişmedi. Fiyatı en fazla artan gıda ürünü; mevsimsel şartlara bağlı olarak yüzde 42.89 ile Sivri Biber olurken; bunu yüzde 39.75 ile Kabak, yüzde 36.54 ile Salatalık, yüzde 22.50 ile Kıvırcık Salata, yüzde 21.13 ile Domates ve yüzde 18.68 ile Lahana takip etti. Fiyatı en fazla azalış gösteren gıda ürünü ise yüzde 5.86 ile Portakal oldu. Gruplar bazında bir önceki yılın sonuna göre Ocak ayı sonu değişimi şu şekilde görüldü : Ekmek/ Tahıllar yüzde 1.06, Et/Balık/Kümes Hayvanları yüzde 4.29, Yağlar Süt/Süt Mamulleri yüzde 1.29, Yaş Kuru Sebze/Meyve yüzde 5.88, Çeşitli/Hazır Yiyecekler yüzde 0.48, Tütün/AlkollüAlkolsuz İçkiler yüzde 14.83 ve Dışarıda Yenen Yemek yüzde 0.0. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Küresel Gıda Fiyatları Endeksi Ocak ayında 150.4 puanla ortalamayla geçen seneden yüzde 16 düşük, Nisan 2009’dan beri de en düşük seviyesini kaydetti. FAO’nın Gıda Fiyatları Endeksi beş farklı ürün grubunun fiyatlarını uluslararası piyasalarda takip

eden ticaret ağırlıklı bir endeks olma özelliği taşıyor. Temel gıda ürünlerinde uzun süredir devam eden düşüşün nedenleri arasında genellikle tarımsal stokların yüksek seviyede olması, yavaşlayan küresel ekonomi ve güçlenen dolar sayılıyor. Bu ay aynı zamanda, tahılın tüketim tahminlerinin altında kalması ve 2015 üretiminin artması sonucunda, FAO 2016’da tüm dünyadaki tahıl stoklarıyla ilgili tahminlerini de yükseltti. FAO şeker fiyatları endeksi Aralık ayındaki değerinden yüzde 4.1 düşerek dört ay sonra ilk düşüşünü yaşadı. Buna neden olarak dünyanın en önemli şeker üreticisi ve ithalatçısı olan Brazilya’daki ürünlerin iyileşmesi olarak gösterildi. Süt ürünleri fiyatları endeksi AB ve Yeni Zelanda’daki yüksek seviyedeki stoklar ve talep azlığının etkisiyle yüzde 3.0 düştü. FAO tahıl fiyatları endeksi güçlü dolar, buğday ve mısırdaki ihracat rekabeti ve küresel stoklardan dolayı yüzde 1.7 düştü. Soya fasulyesi stoklarının fazlalığı soya yağındaki fiyatları etkileyerek bitkisel yağ fiyatları endeksinde yüzde 1.7 düşüşe neden oldu. Et fiyatları endeksi güncellenmiş Aralık değerinden yüzde 1.1 düştü.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

69


FİYAT ENDEKSİ

Kağıt ve Kereste

Ocak ayında yurtiçi gri karton üreticilerinin fiyat artışları görülürken; oluklu mukavva üreticileri genel olarak fiyatları korudular. OMÜD Aralık ayı verilerine göre yurtiçi özel sektör fiyatları ortalama yüzde 1.4 azalırken; son 12 aylık değişim ise ortalama yüzde 21.6 artış yönünde oldu. Dünya fiyatları Aralık ayı değişimi USD bazında ortalama yüzde 2.5 artarken, TL bazında da ortalama yüzde 2.14 artış gösterdi. Yurtiçi Aralık ayı fiyatlarında Esmer Testliner ortalama -yüzde 4.3, Beyaz Testliner yüzde 0.0 ve Fluting ortalama yüzde 0.9 değişim gösterirken; Dünya fiyatlarında aynı ay için USD bazında Kraft Liner ortalama yüzde 3.5, Beyaz Kraft Liner ortalama yüzde 1.6, NSSC Fluting yüzde 1.6 ve Beyaz Test Liner yüzde 1.6 değişim gösterdi. Global Kereste fiyatları, Aralık ayında yüzde 9.83 oranında azalış göstererek 2015 yılını yüzde 27.59 oranında düşüşle kapattı.

Diğer Emtialar ve Haberler SunSirs tarafından izlenen verilere göre Ocak ayında yükselen bazı emtialar: Galvanizli sac yüzde 7.44, Soğuk haddelenmiş levha yüzde 5.27, Kloroform yüzde 4.74, Vidalı Çelik yüzde 2.82, Brom yüzde 2.59, Renk kaplı levha yüzde 2.06, Sıcak haddelenmiş rulo yüzde 1.80 ve fiyatı düşen bazı emtialar: Kükürt yüzde 20.20, Sıvılaştırılmış Gaz yüzde 10.50, Ksilen yüzde 8.57, Sülfürik Asit yüzde 6.53, PP yüzde 2.46, Cam yüzde 2.32, Paslanmaz çelik levha yüzde 1.30. İSKİ tarafından Ocak ayında işyerleri tüm kullanımlar için su fiyatı yüzde 0.53 oranında azaltılarak 9.39TL/m3 olarak açıklandı. İşyerleri su fiyatları 2016 yılının ilk ayında düşüşle açıklandı. 70

Purchasing Türkiye Mart 2016

Döviz Kurları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ocak 2016 Beklenti Anketine göre 2016 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/ TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 2.9394 TL iken, bu anket döneminde 3.1704 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 3.1044 TL ve 3.2306 TL olarak gerçekleşmiştir. Global tahminlere baktığımızda; Morgan Stanley Ocak ayı tahminine göre EUR/USD paritesi 2016Q1/Q2/Q3/Q4 için sırasıyla 1.04, 1.03, 1.01 ve 1.00 olarak revize ederken; aynı dönemler için Commerzbank EUR/USD paritesini; Euro bölgesindeki devamlı düşük enflasyonun yarattığı baskıyı ve FED faiz beklentilerini işaret ederek, sırasıyla 1.06, 1.01, 1.05 ve 1.03 olarak tahmin ediyor. Ayrıca Morgan Stanley’in aynı dönemler için USD/TRY kur tahmini yukarı yönlü revize ederek 3.06, 3.15, 3.20 ve 3.25 olarak açıkladı.

Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri Üreticilerin ürün fiyat değişimlerini izleyerek tedarikçilerimizin maliyetlerinde fikir edinebileceğimiz fiyat ve maliyet endeksleri aşağıda verilmiştir: Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), 2016 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,55 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 0,55 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,94 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 5,50 artış gösterdi. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler; diğer ulaşım araçları (yüzde 5,85), kömür ve linyit (yüzde 4,73), diğer mamul eşyalar (yüzde 4,41) alt sektörleridir. Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz (yüzde -26,05), kok ve rafine petrol ürünleri (yüzde -11,67) ve tütün ürünleri (yüzde -3,23) bir ay önceye göre endekslerin en fazla düştüğü alt sektörler oldu. Ülke sınırları içinde üretimi yapılarak yurt dışına ihraç edilen malların üretici fiyatlarındaki değişimi ölçen yurt dışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE), 2015 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 0,36 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 10,90 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,90 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,68 artış gösterdi. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler; tütün ürünleri (yüzde 2,72), içecekler (yüzde 1,99), diğer ulaşım araçları (yüzde 1,97) alt sektörleridir. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri (yüzde -10,90), bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler (yüzde -7,03), deri ve ilgili ürünler (yüzde -1,86) bir önceki aya göre endekslerin en fazla düşüş gösterdiği alt sektörler oldu. Tarım ÜFE, 2016 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 3,36, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,36, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,13 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,77 artış gösterdi. Bir önceki aya göre değişim, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 3,81, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 4,30, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler ana grubunda ise yüzde 0,73 artış olarak gerçekleşti.


Ocak ayı emtİa fİyat analİzlerİ

OCAK FİYAT ENDEKSİ Emtialar

PB

Dec-13 Jan-14 Feb-14 Mar-14 Apr-14 May-14 Jun-14 Jul-14 Ağu.14 Sep-14 Oct-14 Nov-14 Dec-14 Jan-15 Feb-15 Mar-15 Apr-15 May-15 Jun-15 Jul-15 Aug-15 Sep-15 Oct-15 Nov-15 Dec-15 Jan-16

Bakır

USD

100.00 95.90 95.10

Alüminyum

USD

100.00 94.28 94.90 100.68 98.41 102.95 104.14

Nikel

USD

100.00 98.07 103.87 115.46 130.28 138.90 134.93 130.85 132.10

118.15 109.70 116.00 106.91 107.73 99.39 88.26 98.50 89.76 85.22

77.13

109.81 109.47 105.25 103.91 101.80 98.23 99.21

90.67 87.32

90.78 90.59

94.71

94.87 95.72 94.60 91.09 111.33

Çinko

USD

100.00 94.25 100.46 95.13 96.50 99.78 105.20 112.54

Kurşun

USD

100.00 94.81

94.33 92.29 93.40 94.70

96.51

91.76

86.35 86.00 74.86

79.73

81.41

86.04 80.74

77.83 70.00 68.90 70.03 69.44

119.81 109.66 114.22 114.54 103.80 104.96 101.84 100.06 108.76 95.86 94.42 88.64 89.40 89.46 82.01

113.11

112.95 102.54 97.12

71.15

99.57 102.40 94.42 90.84 91.80 84.00 83.36 78.20 82.50 96.96 86.54 79.37 76.20 77.95

72.51

81.72

87.22 86.54

-0.78%

-0.78%

61.92

-0.92%

-0.92%

61.35

72.98 75.98

4.11%

4.11%

73.84 78.65 75.68

-3.78%

-3.78%

66.61 66.36 65.30 61.86

-5.26%

-5.26%

76.16

Kalay

USD

100.00 97.23 102.57 102.55 102.00 103.88 100.13 99.69 96.90 90.16 88.38 89.29 86.47

USD

100.00 103.75 111.88 106.87 106.78 103.60 110.49 106.91 107.01 100.71 97.65

Gümüş

USD

100.00 99.03 110.05 101.64

Motorin

TL

100.00 102.16 102.59 93.74 93.52 94.38 96.76 95.46 95.68 93.74

Benzin(95)

TL

100.00 102.42 102.63 101.01

Gemi Yakıtı

USD

100.00 98.43 97.97

Doğalgaz (TR)

TL

100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00 109.00

0.00%

0.00%

Sanayi Kömürü

TL

100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 98.98 100.00 100.00 95.45 95.45 95.45 95.45 95.45 95.45 98.92 98.92 98.92 108.03 108.03 108.03 108.03 108.03 109.85 109.85 109.85 109.85

0.00%

0.00%

LNG (TR)

TL

100.00 100.38 104.92 106.40 106.85 105.80 105.41 105.92 105.60 105.61 105.71 102.03 95.92 96.51 96.83 96.80 96.89 90.45 90.74

91.15

91.47

91.54

91.45

91.74

92.19

92.13

-0.06%

-0.06%

LPG (TR)

TL

100.00 110.27

91.46 98.96 98.65 98.03 96.34

96.12

95.61

95.42

99.71

99.71

101.23

1.53%

1.53%

Fuel-Oil (TR)

TL

100.00 100.29 100.39 107.59 108.61 109.04 109.28 109.31 109.14 109.16 109.39 109.53 109.81 104.94 105.32 105.30 105.40 98.19 98.49 98.91

99.24

99.31 99.22 99.51

99.97

99.91

-0.06%

-0.06%

Elektrik (TR)

TL

100.00 100.00 100.00 100.00 100.06 100.06 100.06 100.06 100.06 100.06 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 106.16 112.98

6.43%

6.43%

USD/TRY

---

100.00 104.22 102.15 98.96 97.03

1.67%

1.67%

EUR/TRY

---

100.00 102.74 102.73 99.66 98.15 95.89 97.54 96.56 95.65 96.65 93.00 93.02 95.05 92.30 94.66 93.99 99.89 98.24 100.02 102.28 110.49

113.10

107.81 103.53 107.27 108.57

1.21%

1.21%

EUR/USD

---

100.00 98.58 100.57 100.71

81.68

79.73

81.20 80.09 82.33

81.40 80.33 77.25 79.99 79.63

-0.45%

-0.45%

Yurt İçi ÜFE

---

100.00 103.32 104.75 105.52 105.61 105.06 105.12 105.89 106.33 107.24 108.22 107.18 106.36 106.71 107.99 109.12 110.68

111.91

112.19

111.84

112.94 114.66 114.43 112.80 112.43 113.05

0.55%

0.55%

Yurt Dışı ÜFE

---

100.00 105.73 105.80 105.99 102.59 100.92 101.46 102.09 103.28 103.60 104.22 102.30 102.63 101.10 104.50 106.67 108.82 110.47

112.12

110.69 115.88 120.45 117.95

0.00%

0.00%

97.74

101.41

96.46 108.10 104.31 99.85 87.74

98.21

95.16

72.73

71.84

98.31

98.13 98.82 97.52 90.97 95.04 92.73 95.53 87.86

88.31

90.71

77.54

101.41 103.43 100.61 100.61 98.99 95.15

94.07 95.04 98.24

78.27

98.79 106.05 101.27

83.08 80.67 80.77 84.67

81.64

89.70 85.86 84.24

93.43 88.80 80.33 72.94 59.50

51.21

97.59 98.75 99.38 104.85 101.42 102.22 107.14

101.15 99.36 99.95 97.78 96.25

92.17

91.70

91.00

88.72

80.15

72.21

72.82

72.21

-0.85%

-0.85%

81.64 80.35 87.26

86.61 86.83 83.15 80.99 84.67

81.21

79.91

75.16

72.57

-3.45%

-3.45%

87.47

94.14

95.96 93.74 88.89 90.91 88.28 88.69 86.26 85.05

-1.41%

-1.41%

-2.08%

-2.08%

82.71

81.84

TÜFE

---

100.00 101.98 102.41 103.57 104.96 105.38 105.70 106.18 106.28 106.43 108.45 108.65 108.17 109.36 110.14

TL

100.00 104.85 104.85 104.85 104.85 104.85

111.01

111.01

Ham Petrol (Global)

USD

100.00 101.88 109.68 104.39 104.11 107.98 117.90 102.58 100.35 98.68

Doğalgaz (Global)

USD

100.00 112.90 105.05 98.93 110.15 106.38 103.66 88.43 94.20 95.95

USD

100.00 97.55 96.57 95.69 95.72 95.76

Kraft (Kahve/Beyaz) Testliner (2/3) Düz Yuvarlak Çelik

111.01

111.01

95.61 90.90 95.61

52.15

44.95 47.52 46.37 42.28 34.90

34.17

111.60 115.66 119.75 122.29 123.23 123.18 127.71 134.21 138.93 134.22 134.03 134.09 136.33

Asgari Ücret

111.01

3.82%

74.62

61.85 55.96 62.44 62.08 61.50

75.54 75.28

3.82%

85.18

90.10 95.35

80.15

89.21 92.63

85.28 84.92 82.92

110.01 106.84 105.30 105.04 104.25 102.80 106.21 104.64 104.64 105.24 101.65 97.65 92.23

96.51

68.29 63.24 70.95 65.85 69.51

-2.70%

62.49

81.06 80.22 74.08 75.41

2016%

-2.70%

63.29 61.58

Altın

98.11

84.15

74.37

Son Ay %

62.14

78.48

113.81

117.70 119.84

1.82%

1.82%

111.01

117.62 117.62 117.62 117.62 117.62 117.62 124.67 124.67 124.67 124.67 124.67 124.67 161.23

29.33%

29.33%

84.41

72.31

57.18

49.60

90.17

92.27 67.26 62.65 62.82 60.65 64.63 61.68 64.80 63.84

95.61 96.46

94.15

TL/USD 100.00 113.63 113.67 112.54 112.26 108.90 107.03 93.30 107.03 107.03 110.99 112.54

113.27 113.90 113.32 113.42 113.87 114.89 116.68 117.45

113.81

111.01

51.97

111.45

113.41

52.49 61.99 63.09 59.69 49.07

51.94

46.89 48.83 43.65 39.93 35.23

62.91 56.65 54.04

92.29 89.89 90.16 89.50 88.39 88.30 88.35 89.42 88.28 86.13 116.31

114.93

115.15

114.00 113.92

115.41

47.24 46.89

-11.76% -0.74% -3.66%

81.87

-3.66% 2.67%

2.67%

77.52

-2.33%

-2.33%

100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 106.98 91.47

77.52

77.52

77.52 66.67

Profil Demir

EUR

100.00 100.00 100.00 95.65 95.65 96.74

Pik (H1-H2)

USD

100.00 100.00 95.10

98.91 101.09 101.09 96.74 100.00 100.00 94.57 94.57 97.83 101.09 95.65 95.65 88.04 85.87 70.39 66.47 66.47

59.61

82.61

82.61

79.35 72.83

-8.22%

-8.22%

59.61

59.61

52.75 49.80

-5.58%

-5.58%

Köşebent

EUR

100.00 100.00 100.00 100.00 100.00 100.96 100.96 100.96 102.88 102.88 102.88 99.04 101.92 101.92 100.00 100.00 102.88 105.77 100.96 100.96 94.23

92.31

Hurda Demir

TL

100.00 104.22 92.97 103.05 98.83 98.83 93.20 93.20 101.64 97.42

89.42 89.42 86.54 80.77 51.70

-6.67%

-6.67%

0.00%

HRP Sac

USD

0.00%

100.00 98.35 98.35 98.35 98.35 100.00 100.00 100.00 101.66 101.66 101.66 94.22 94.22 89.67 85.95 80.58 78.93 75.62 75.62 70.66 67.36 65.70 59.09 58.28 58.27 58.27

0.00%

DKP Sac

0.00%

USD

100.00 96.25 95.57 94.20 94.20 95.57 95.57 92.83 94.20 94.20 94.20 94.20 87.37 88.06 84.64 83.62 80.88 76.79

60.07 60.07

0.00%

0.00%

Galvanizli Sac

USD

100.00 98.74

97.49 94.37 92.50 89.37 84.99 80.62 79.38 79.38 80.00 80.00 77.49 70.00 68.75 75.00 75.00 73.75

-1.66%

-1.66%

Etial Sıcak Levha

TL

100.00 106.94 104.72 102.68 99.17

Etial Metalik Folyo

TL

100.00 106.97 104.77 102.81 99.39 98.00 101.81 103.61 113.96

98.74

96.74

95.10 99.02 99.02 99.02 99.02 103.92 103.92 103.92 92.16

97.19

97.81

98.43 99.06 100.00 99.06 98.74 97.97 99.35 101.39

111.74

86.17

79.13

92.16

79.13

92.16 80.39 80.39 76.47

86.17

74.91

77.73

76.47

77.52

77.52

84.52 82.79 84.98

-11.76% -0.74%

116.63 116.86 125.22 137.02 137.34 136.25 133.64 137.21

USD

96.74

99.22 96.12 93.02 93.02 85.27 83.72 79.84 79.84

51.57

83.82 87.34 78.90 67.64 67.64 63.42 56.39 53.81

76.79

72.70

68.61

68.61

63.15

61.48

51.70

65.12

112.95 114.98 116.27 118.68 120.90 126.82 133.66 136.34 135.88 134.68 139.76 143.37 148.91 119.70 119.42 122.75 124.60

1.51%

1.51%

115.13

1.43%

1.43%

117.19

118.35 120.93 123.12 129.86 136.09 139.06 138.51 137.48 142.47 146.47 151.83 123.12 122.90 126.09 127.90

97.99 100.14 102.09 112.52 113.68 115.65 116.87 119.35 121.59 127.61 134.42 137.19 136.73 135.60 140.65 144.48 149.86 120.81 120.61 123.85 125.68

Etial Külçe/T.İngot

TL

100.00 106.88 104.68 102.63 99.21

Etial Yuvarlak İngot

TL

100.00 106.80 104.68 102.61 99.24 98.02 99.48

Demir Cevheri

USD

100.00 94.33 89.40 82.33 84.37

Döküm Pikleri

TL

100.00 108.75 106.51 106.32 104.33 102.79 103.65 103.65 103.90 110.01 109.46 104.88 105.04 105.59 108.29 107.25

101.11

118.14

119.63 121.35 117.73 120.46 122.72 128.76 135.60 138.41 137.84 137.07 142.04 146.16 151.54 124.40 113.42 116.97

74.05 68.29 70.73 68.20 60.58 58.98 53.85 50.66 49.62

46.16

41.93

118.12

1.48%

1.48%

0.98%

0.98%

37.67 44.35 45.87 37.92 40.78

41.56

38.84 33.99 29.16 30.38

4.16%

4.16%

111.15

97.64 96.04 92.02 79.86 82.32

3.08%

3.08%

110.13 109.49 95.46 95.61

Paslanmaz Prim - 430K EUR

100.00 98.53 101.59 100.41 94.53 100.18 101.12

Paslanmaz Prim - 304K EUR

100.00 95.70

113.35 110.76 107.00 103.71 102.06 104.65 107.24

2.47%

2.47%

99.19 100.65 103.17 114.03 130.72 134.21 134.31 134.50 139.06 126.55 119.95 127.71 124.32 127.42 127.03 122.47 122.96 119.08 112.09 103.95 94.54 95.80 96.48 88.91

-7.84%

-7.84%

Kauçuk-Singapur

USD

100.00 90.92 83.84

71.99

71.50

64.08 55.52

51.28

50.84

47.77

Kereste-Global

USD

100.00 99.98 100.62 100.87 101.40 102.05 102.26 103.12

101.11

98.34 97.06 94.08 92.86 90.89 91.56 89.69 89.63 91.80

91.75

91.83 92.03

91.42

91.37

47.67

-2.24%

-2.24%

90.33 89.48 87.45

-2.27%

ABS

USD

100.00 100.00 100.00 97.73

97.73

97.73

97.73

98.41

98.41 96.59 90.68 89.55

81.14

85.23 89.77 92.05 93.18 88.86 87.05 80.68 74.32

71.82

71.82

62.95

63.41

0.72%

-2.27% 0.72%

HIPS

USD

100.00 100.00 100.00 95.29 95.29 95.29

94.12

95.29 95.76 95.29 92.94 86.82

68.71

72.71

69.41

69.41

60.47 60.47

0.00%

0.00%

PVC

USD

100.00 100.00 100.00 100.00 99.37 100.00 100.62 101.04 101.46 100.20 99.37 96.46 90.21 80.38 86.41

PP

USD

100.00 100.19 99.21

PE

USD

100.00 100.52 99.04 99.18 98.92 101.36 104.43 106.61 107.15 104.76 102.44 99.90 92.07

PA

EUR

100.00 98.17

Emtialar

PB

Dec-13 Jan-14 Feb-14 Mar-14 Apr-14 May-14 Jun-14 Jul-14 Ağu.14 Sep-14 Oct-14 Nov-14 Dec-14 Jan-15 Feb-15 Mar-15 Apr-15 May-15 Jun-15 Jul-15 Aug-15 Sep-15 Oct-15 Nov-15 Dec-15 Jan-16 Son Ay %

2016%

Tusayder Emtia Index

---

100.00 100.98 101.10 100.14 100.04 100.42 101.60 100.96 102.73 100.83 99.93 97.65 94.86 92.95 93.16 93.33 96.10

0.56%

98.17

89.17

101.18

94.19

85.81

97.73

81.02

81.56

104.18 105.12 106.76 110.29 107.00 103.47 102.29 106.06 106.76 108.65 112.65 111.00

78.91

72.30 64.27 63.33 63.94 62.66 64.65 70.68 67.83 66.46

77.18

74.12

94.19

94.19

77.40 82.64 83.44

94.19 95.60 96.66 87.07 96.39 92.49 70.34 72.39

77.18

74.12

72.24

87.66 96.87 97.49 97.49 95.82 94.57 89.98 87.90 84.96 83.30 83.30

99.27 102.74 104.62 105.47 105.89 103.10 102.31 98.48 89.26 73.45 79.88 84.06

94.19

79.06 80.24 80.00

48.77

76.78

91.19

92.42 90.62 86.33 79.98

75.27

93.14

96.52 96.94 92.94 86.61

73.75

75.37

74.62

73.13

76.77

95.47 94.24 92.29 91.65

75.18

75.75

81.74

81.99

83.44 78.26

74.13

73.50 72.86 72.82

91.16

0.00%

0.00%

0.00%

0.00%

78.19

-0.08%

-0.08%

74.62

2.47%

68.57 68.57

87.50 85.75 84.52 84.99

0.56%

* Ocak ayı açıklanmadığı için Aralık ayı baz alındı.

2.47%

Mart 2016 Purchasing Türkiye

71




TEDAR SOHBET TOPLANTILARI:

AKILLI ÇÖZÜMLER

TEDAR Sohbet Toplantısının Ocak Ayı Konuğu MultInet’in Ceo’su Yusuf Ziya Gündüz Oldu

T

EDAR sohbet toplantılarının Ocak ayı buluşması Bosch Genel Müdürlük binası toplantı salonunda gerçekleşti. Toplantıya Multinet Kurumsal Hizmetler A.Ş. CEO’su Yusuf Ziya Gündüz “Akıllı Çözümler” sunumuyla katıldı. Konuşmasına satınalma alanının bir iş kolu ve önemli bir fonksiyon olmasına rağmen Türkiye’de ihmal edildiğini belirterek başlayan Yusuf Ziya Gündüz, bu alanın şirketlerin stratejik gelişiminde önemli bir mihenk taşı niteliğinde olduğundan bu konuda farkındalık yaratılması konusunda TEDAR’a çok iş düştüğünün altını çizdi. Multinet’in kurum ve kuruluşlara, çalışanlarına ve bireylere sunduğu akılcı çözümlere de değinen Gündüz, Multinet’i fayda sağlayan bir teknoloji şirketi haline dönüştürdüklerini ifade etti. “Şirket çalışanlarının tüm masraflarını elektronik sisteme bağlayarak bir kartla hayatlarını sürdürmesini sağlayabilir miyiz” sorusundan yola çıkarak kendilerine bir vizyon yarattıklarını vurgulayan Gündüz konuyla ilgili şu şekilde konuştu: “Multinet olarak değer yaratan” çözümler sunmaya çalışıyoruz. Farklılık yaratmanız için karşınızdakine farklı bir fayda sunmanız gerekiyor. Uzunca süre çalışmalarımız sonucunda altyapılarımızı oluşturduk ve sistemlerimizi kurduk. Hatta bir “Ortak Satınalma Platformu” satın aldık. Büyük ölçekte yaptığımız tedarikleri buradan gerçekleştiriyoruz. Sağladığımız faydayı da yine paydaşlarımıza sunarak ortak değer yaratıyoruz. Onların memnuniyeti bizim birinci önceliğimiz." Salondakilerden çokça soru alan Gündüz sunumunun ardından tüm soruları yanıtladı.

74

Purchasing Türkiye Mart 2016

TEDAR Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Günal (solda) ve Multinet Kurumsal Hizmetler A.Ş. CEO’su Yusuf Ziya Gündüz



ETKİNLİK

CEO’lardan tedarik zinciri yöneticilerine çağrı:

Dijital dünyayı fark edin!

I.Tedarik Zinciri Yönetimi Konferansı'nda tedarik zinciri yönetiminin önemi ele alındı. Marketing Türkiye stratejik ortaklığıyla gerçekleşen konferansta Finansbank, BOSCH ve Siemens Yönetim Kurulu Başkanları dijitalleşme vurgusu yaptı.

S

ürdürülebilir ekonomiler yaratmada tedarik zincirinin üstlendiği rol I.Tedarik Zinciri Yönetimi Konferansı kapsamında TEDAR tarafından düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Finansbank Kristal Kule’de Marketing Türkiye stratejik ortaklığıyla gerçekleşen konferansın moderatörlüğünü TEDAR Başkanı Tuğrul Günal yaptı. Günal açılış konuşmasında TEDAR’ın amacına ve çalışmalarına değinerek, geçmiş ve gelecek dönem faaliyetleriyle ilgili bilgi verdi. Ayrıca dünyada Tedarik Zinciri Yönetimi fonksiyonunun önemini, tedarik zinciri konusunda çeşitli araştırma şirketleri tarafından yapılan araştırma sonuçlarını baz alarak katılımcılarla paylaştı. Toplantıda Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup CEO’su Ömer 76

Purchasing Türkiye Mart 2016

Aras, Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis ve Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında satınalma bölümünün önemine değinen Ömer Aras, Finansbank olarak Satınalma Birimi’nin Genel Müdür Yardımcısı seviyesinde temsilini sağladıklarını ve satınalma işlemlerine bankacılık işlemlerindeki gibi analitik yaklaştıklarını belirtti. Şirketlerin sürdürülebilirliği yakalamasında tedarik zincirinin önemli rol üstlendiğini ve bu süreçte dijitalleşmenin öne çıktığını belirten Aras, “Teknolojinin, dijitalleşme sürecinin yakalanması gerekiyor. Türkiye bankacılık sektörüne 20042010 arasında çok fazla yabancı oyuncu geldi ama hiçbiri


Toplantıda TEDAR Başkanı Tuğrul Günal, Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup CEO’su Ömer Aras, ve Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young değerlendirmelerde bulundu.

teknoloji getirmedi. Çünkü biz onlardan daha öndeydik. Finansbank olarak dijitalleşme adımlarımızın en önemlisini de banka içinde banka diyebileceğimiz Enpara.com’u kurarak attık” dedi. Aras ayrıca, TEDAR’ın sektörde eğitim konusunda öncü olmasını istedi.

Siemens KOBİ tedarikçileri destekleyecek Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin

Gelis “Eskiden satınalmadan bahsederdik. Şimdi tedarik zincirinden bahsediyoruz. Eskiden bir şey almak isterken kriterlerimiz kalite ve ucuzluktu. Şimdi verimlilik ve sürdürülebilirlik üzerine gidiyoruz. Artık partnere ihtiyacımız var. Çünkü artık her şeyi kendimiz yapmak istemiyoruz. Verimlilik için güvenilir tedarikçilere ihtiyacımız var” dedi. Siemens olarak önümüzdeki yıllarda KOBİ’lere daha fazla destek vereceklerini belirten Gelis, “Türkiye ekonomisi

Mart 2016 Purchasing Türkiye

77


ETKİNLİK

deyince aklımıza büyük şirketler geliyor ama aslında ekonomiyi sırtlayan KOBİ’ler. Belli standartlara gelmeleri için onlara destek vereceğiz” dedi.

Bosch Başkanı’ndan dijitalleşme uyarısı Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young’ın konuşmasında da dijitalleşme öne çıktı. Young şunları söyledi: “Şirketin içeride ve dışarıda ortakları vardır. Tedarikçilerimizi de iş ortağı olarak görürsek daha rekabetçi olabiliriz. İş ortakları olarak tedarikçilerin ve bizlerin aynı dili konuşmamız lazım. Tedarikçilerimizi bu yönde eğitmemiz gerekiyor. Başarılı olmak için bizimle aynı kurumsal değerleri yakalamalarını sağlamalıyız. Bu noktada dijitalleşmeye yeniden bakalım. Türkiye tedarik zincirinde 4.0 teknolojisini bilmiyor. Bizim halihazırda en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa ise hızla 78

Purchasing Türkiye Mart 2016

dijitalleşiyor. Bu da bizim de hızla adapte olmamızı gerektiriyor. Aksi halde onlarla yakında aynı dili konuşamayacağız. Tedarikçilerimiz bizimle aynı dijital platformu kullanırsa kazanırız. Ve bölge ülkeleri içinde de öne geçerek bu tehlikeyi fırsata dönüştürebiliriz. Biz Alman firmalarıyla Türkiye tedarikçilerimizin bu yöndeki farkındalığını artırmak için 2016’da özel çalışmalar yapacağız. TEDAR’ın da bu farkındalığı artırmaya yoğunlaşması gerektiğine inanıyorum.” Panelden sonra Deloitte Türkiye Tedarik Zinciri Hizmetleri Direktörü Murat Kılıç “Satınalmanın Yarını, Trendler ve CPO’ların Gündemi” konulu bir sunum yaptı. Sunumunda, geleceğin tedarik zincirleri için ne gibi farklılıklar getireceği, satınalma profesyonellerinin bu değişime nasıl cevap verdikleri ve gelecekte satınalmanın rolünün nasıl olmasının beklendiği gibi konularda Deloitte Türkiye tarafından yapılan araştırma sonuçlarına yer verdi.


Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis: “Türkiye tedarik zincirinde 4.0 teknolojisini bilmiyor. Bizim halihazırda en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa ise hızla dijitalleşiyor.”

Mart 2016 Purchasing Türkiye

79


ETKİNLİK

“Sürdürülebilirliğe Adanmış

160 Yıl”

Siemens A.Ş’nin tüm sektör ve bölümlerine hizmet veren tedarikçilere yönelik olarak düzenlediği Siemens Supplier Day (Tedarikçi Günü) bu yıl 28 Ocak 2016 tarihinde CVK Park Bosphorus Otel’de gerçekleştirildi. Etkinlik tüm gün Marketing Türkiye web sitesinden canlı olarak yayınlandı.

80

Purchasing Türkiye Mart 2016

B

eşincisi düzenlenen Siemens A.Ş. Tedarikçi Günü, Siemens A.Ş. çalışanları ve tedarikçilerinin katılımıyla gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan Tedarik Zinciri Direktörü ve Sürdürülebilirlik Başkanı Tuğrul Günal, bu yıl “Türkiye’de sürdürülebilirliğe adanmış 160 Yıl” sloganıyla yola çıktıklarını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kadar yıldır faaliyet göstermenin arkasında tüm

paydaşlarla birlikte yapılan mükemmel çalışmalar yatıyor. Siemens olarak dünyada takribi yıllık 5 milyar euroluk Ar-Ge yatırımımız var. Günde 40-50 arası bir patent başvurusu gerçekleştirmekteyiz. Keza ülkemizde 2015 yılında 400 milyon euroluk bir satınalma gerçekleştirdik. Hacmimiz yaklaşık 700 milyon euroyu bulmakta. Bu hacmi tedarikçilerimiz ve müşterilerimizle beraber gerçekleştirdik. Şirketimize


sağlamış olduğunuz katma değerden dolayı teşekkür eder, toplantımızın başarılı geçmesini dilerim.”

160 yıllık bir serüven Tedarik Zinciri Direktörü ve Sürdürülebilirlik Başkanı Tuğrul Günal açılış konuşmasının ardından “Tedarik zinciri yönetiminin şirket başarısına olana katkısı” konulu panel Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens CFO’su Thomas Kolbinger, Siemens Indirekt Satınalma Dünya ve Bölgeler Başkanı Robert Suchy’nin katılımıyla gerçekleşti. Gelis konuşmasında Siemens’in bugün geldiği noktada iş ortaklarının katkısının oldukça büyük olduğunu vurguladı ve “Türkiye’de 160. yılımızı kutluyoruz. Sürdürülebilirliğin en güzel örneklerinden biri tanesiyiz. Türkiye’de endüstriyel anlamda bu kadar uzun yıllar faaliyet gösteren başka bir şirket daha yok. Kendimizi bir Türk şirketi olarak görüyoruz. Büyüdüysek tedarikçilerimiz ve partnerlerimizin bunda büyük rolü var” dedi.

Tuğrul Günal: “Tedarik zinciri yönetimi olarak bizim şirketin her kademesine çok önemli etkimiz var. Nihai hedefimiz sınırsız müşteri memnuniyeti."

Panelde söz alan bir diğer isim Siemens CFO’su Thomas Kolbinger oldu. Thomas Kolbinger, “Birçok iş ortağımızı bir arada görmekten çok memnunum. Tedarik zinciri yönetimi şirket başarısında çok önemli bir rol oynuyor. Birçok CFO’ya sorduğunuzda tedarik zinciri yönetiminin sadece düşük fiyata satın almaktan ibaret olduğunu söyleyeceklerdir. Fakat uzun vadede müşteri ilişkisi için ürünün kalite, fiyat ve elverişliliğinin bir birleşimi söz konusu” olduğunu ifade etti. Tedarik zinciri yönetiminin değişen rolüne de değinilen panelde Siemens Indirekt Satınalma Dünya ve Bölgeler Başkanı Robert Suchy, “Siemens’in kuruluşundan bu yana Türkiye’de 160

Siemens Tedarik Zinciri Direktörü Tuğrul Günal, Siemens CFO’su Thomas Kolbinger, Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis ve Siemens Indirekt Satınalma Dünya ve Bölgeler Başkanı Robert Suchy (üstte soldan sağa).

Enerji Yönetimi Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Oğuz Tezel, Tuğrul Günal, Rüzgâr ve Yenilenebilir Enerji Direktörü Hakan Yıldırım (soldan sağa).

yılda ve globalde 170 yılda otomasyon ve dijitalleşme kazandırdığımızı düşünüyorum. Endüstri 4.0 ve nesnelerin internetiyle çok daha gelişim göstereceğiz. Fakat şu bir gerçek ki, satınalma hacmimiz siz tedarikçiler sayesinde yıldan yıla arttı. Bu sayede rekabet avantajı sağladık. Siemens bu anlamda ortaklarıyla daha uzun vadede ilişkiler geliştirmeyi istiyor” dedi.

Global bir altyapı hedefi Etkinlikte gerçekleştirilen ikinci panel Tedarik Zinciri Direktörü Tuğrul Günal, Enerji Yönetimi Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Oğuz Tezel, Rüzgâr ve Yenilenebilir Enerji Direktörü Hakan Yıldırım’ın katıldı

ğı “Sınırsız müşteri memnuniyeti” oldu. Tuğrul Günal tedarik zinciri biriminin şirket içindeki öneminin altını çizerek, “Tedarik zinciri yönetimi olarak bizim şirketin her kademesine çok önemli etkimiz var. Nihai hedefimiz sınırsız müşteri memnuniyeti. Tedarik zinciri olarak hiçbir zaman en önemli faktör fiyat demiyoruz. Karar verme aşamasındaki fiyat, teknoloji, kalite, lojistik gibi kriterlerimizi nasıl değerlendirdiğimizi inceleyin ve şirketimize sağlamaya çalıştığımız katma değerin ne aşamada olduğunu görebilirsiniz. Şirketlerin pazar paylarını rekabetçi teklifler vereceğiz. Tedarik zinciri kadrosuyla, süreciyle, şirkette olan konumuyla, tedarikçilerle olan ilişkileriyle Mart 2016 Purchasing Türkiye

81


ETKİNLİK

Evren Akgül, Borusan Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla, Debak Genel Müdürü Faruk İnceoğlu, Berdan Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Şemsi, Asil Çelik Satış Pazarlama Direktörü Ali Çatal ve Siemens A.Ş. Genel Müdürü Yardımcısı, İcra Kurulu Üyesi ve Dijital Fabrika Ülke Direktörü Ali Rıza Ersoy (soldan sağa)

çok önemli katma değere sahip olan bir birim” ifadesini kullandı. Enerji Yönetimi Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Oğuz Tezel, “Türkiye’deki üretim merkezlerini global birer üretim merkezi haline getirdik. Bugün orta gerilim konusunda üretim yaptığımız fabrikaların yüzde 70 üretimini 50’den fazla ülkeye pazarlıyoruz. Alçak gerilim konusunda üretim yapan fabrikamız yine Avrupa’da önemli pazarların ihtiyacını karşılıyor.

Bu şekilde bir altyapıya sahip olunca artık sadece kendi iç pazarımızın ihtiyaçlarını değil globaldeki müşterilerimizin de ihtiyaçlarını karşılayacak bir hareket kabiliyeti olan bir altyapı oluşturmamız lazım. Bunun için dünyadaki üretim konseptimizi değiştirdik. Siemens’in üretim yaptığı ülkelerdeki fabrikalar artık kendi başlarına sadece o ülkenin ihtiyacı için çalışmıyor, global platform dediğimiz bir altyapı oluştu. Bugün Türkiye’de

Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Murat Şakar, Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis ve Siemens Tedarik Zinciri Direktörü Tuğrul Günal (soldan sağa) 82

Purchasing Türkiye Mart 2016

imal ettiğimiz bir panonun aynısını diğer ülkelerde de imal edebiliyoruz. Dolayısıyla müşterilere tek bir ürün platformu sunuyoruz ve tedariği de yine global satınalma üzerinden bütün bu ülkelere hizmet verebilecek şekilde geliştiriyoruz. İşte bu yüzdendir ki, zaman zaman siz tedarikçilerimize ülke dışından da teklif geliyor. Bu teklifleri karşılamada süreklilik sağlar, belirlenen süre ve kalitede karşılayabilirsek bu sizlere maliyet avantajıyla birlikte volüm ekonomisi olarak geri dönecektir” dedi. Öğle arasından sonra Siemens A.Ş Genel Müdürü Yardımcısı, İcra Kurulu Üyesi ve Dijital Fabrika Ülke Direktörü Ali Rıza Ersoy “Endüstri 4.0” sunumuyla endüstride yeni bir devrim niteliğinde olan Endüstri 4.0’ı katılımcılara aktardı. Ardından günün son paneli olan “Tedarikçi Kalite Yönetimi” Alçak Gerilim Fabrika Kalite Yöneticisi Ahmet Yılmaz, Orta Gerilim İş Kolu Kalite Yöneticisi Ömer Aparangil, Orta Gerilim Fabrika Operatif Satınalma Yöneticisi Levent Yazicioğlu katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlik, Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Semra Sevinç’in “Global Şirketlerde Sürdürülebilirlik Yaklaşımları” adlı sunumuyla birlikte bu sene ödül alan tedarikçilerin katıldığı bir törenle sona erdi.



ETKİNLİK

TÜSAYDER’de yeni yönetim kurulu heyecanı

T

ürk Satınalma Profesyonelleri ve Yöneticileri Derneği (TÜSAYDER)’in 2016 yılı olağan genel kurulu toplantısı sonucunda derneğin yeni yönetim

kurulu belirlendi. TÜSAYDER’in kurucu başkanı Gürkan Hüryılmaz, bu yıl da Satınalma Profesyonelleri ve Yöneticileri Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı

olarak seçildi. Hüryılmaz’ın ekibinde, Başkan Yardımcısı olarak Suat Geriş, Genel Sekreter olarak Boran Alpaslan, Sayman olarak Meriç Baykal, üye olarak ise Birol Kanbir görev alacak.

2016'da yeni hedefler Farklı dinamikteki sektörlerden satın alma profesyonellerinin yer aldığı yeni yönetim kurulu 2016 yılında satın alma konusunda bilinci artırmak amacıyla bölgesel ve sektörel eğitimler düzenlemeyi planlıyor. Bu doğrultuda TÜSAYDER, yaptığı çalışmalarla sektörün birleşme noktası olmayı sürdürecek. Yıl içerisinde çeşitli zirveler düzenleyerek hem dijital hem geleneksel kanallar üzerinden yapacağı iletişim çalışmaları ve duyurularla tüm Türkiye’deki satınalma profesyonellerini bir araya getirmeyi hedefliyor. 84

Purchasing Türkiye Mart 2016


Türk Satınalma Yöneticileri Derneği'nin (TÜSAYDER) 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında üyeler bir araya geldi.

Levent Esen, Günseli Özen Ocakoğlu ve Oğuzhan İpek

Erdoğan Bayraktar, Kerem Ataman ve Levent Esen

Mart 2016 Purchasing Türkiye

85


ETKİNLİK

İPZ ANADOLU’DA FARKINDALIK YARATMAYA DEVAM EDİYOR

İPZ Anadolu Antalya etkinliğine iştirak eden bazı katılımcılara Multinet Up CEO'su Yusuf Ziya Gündüz tarafından Multinet giftcard hediye edildi.

Hepsiburada.com Pazaryeri Deneyimi Yöneticisi Tolga Ereymanlı 86

Purchasing Türkiye Mart 2016

Digital Partners CEO'su Tunç Günbay

Marketing Türkiye tarafından düzenlenen İnteraktif Pazarlama Zirvesi (İPZ) Anadolu, “Trendler, İnovasyon ve Teknolojiyle Antalya Yarına Hazırlanıyor” temasıyla Antalya’da gerçekleştirildi. Antalya’nın en değerli markalarının ödüllendirildiği zirvenin açılış konuşmasını Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni ve MMI Türkiye Başkanı Günseli Özen Ocakoğlu yaptı. Açılış Konuşmasının ardından Project House Ajansı Yönetici Ortağı Cüneyt Devrim “Markalar, Vizyonerler ve Trendler” başlıklı sunumla sahneye çıktı. Devrimden sonra sahneye çıkan Multinet UP CEO’su Yusuf Ziya Gündüz “Yeni İs Süreçleri, Yeni Üretim Modelleri” başlıklı konuşmasını gerçekleştirirken, Hepsiburada Pazaryeri Deneyimi Yöneticisi Tolga Eraymanlı ise “Yeni Nesil Girişimcilik: E-Ticaretin Sunduğu Fırsatlar” sunumunu gerçekleştirdi. Eraymanlı’ın ardından “Internet Reklamcılığında Yeni ve Etkili İş Yapış Biçimleri Nelerdir, Nasıl Kullanmalısınız?” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Digital Partners CEO’su Tunç Günbey gerçekleştirdi. Marketing Toys CEO’su Koray Özdemir “Duygusal Pazarlama ve İnsanlaşan Markalar” sunumunu, Yrd. Doç Dr Hande Bilsel ise “Cesur Yeni Dünyanın Dönüştürücü Aktörleri: Millenial'ler” sunumunu gerçekleştirildi. Etkinlik “İtibar ve Marka Değer Performansı Araştırması Ödül Töreni”nin ardından sona erdi.


İPZ’DE GAZİANTEP’İN EN DEĞERLİ MARKALARI ÖDÜLLENDİRİLDİ Türkiye’nin en kapsamlı pazarlama etkinliği olan İnteraktif Pazarlama Zirvesi (İPZ) Anadolu, “Kurumsallaşma, İnovasyon ve Teknolojiyle” temasıyla geçtiğimiz günlerde Gaziantepli iş adamlarını bir araya getirdi. Bugüne kadar binlerce pazarlama profesyonelini ve yüzlerce konuşmacıyı aynı çatı altında buluşturan İPZ Anadolu Gaziantep’te de Anadolu markalarının geleceğine ışık tuttu. Ayrıca İPZ Anadolu Gaziantep’te “Gaziantep İtibar ve Marka Değer Performansı Araştırması” ve “Gaziantep’e Değer Katan Markalar” değerlendirmesiyle heyecanı zirveye taşıdı. Globalleşen dünyada inovasyonun önemine dikkat çekilen etkinlikte, ürün ve hizmetin çeşitlendiği pazarlarda, müşterilerin seçim kriterlerinin esaslı bir sebebe dayanması gerektiği vurgulandı. 3M’in CEO’su George Buckley etkinlikte yaptığı konuşmada inovasyonun bir sayı oyunu olduğunu, bu sayı oyununu en iyi oynayan şirketlerin gelecekte rekabette açık ara öne geçeceklerinin altını çizdi. Ayrıca bu yılki zirvede şirketler açısından inovasyonun dünyadaki örnekleriyle ele alınarak inovatif olmak için yapılması gerekenler katılımcılarla paylaşıldı. İPZ Anadolu Gaziantep'te derğerlendirmeler sonucunda sertifika almaya hak kazananlar sertifikalarını GSO Başkanı Adil Konukoğlu'nun elinden aldılar. Ayrıca etkinlikte Marketing Toys CEO'su Koray Özdemir (üstte solda) Hepsiburada.com Satış Geliştirme Müdürü Mehmet Ekerbiçer birer sunum gerçekleştirdiler.

Mart 2016 Purchasing Türkiye

87


ETKİNLİK CIPS Türkiye İzmir'de kokteyl düzenledi Türkiye’de satınalma mesleğinin geliştirilmesi için sertifika programları ve konferanslar düzenleyen CIPS Satınalma ve Tedarik Enstitüsü geçtiğimiz günlerde İzmir Key Hotel’de bir kokteyl düzenledi. İzmir’de satınalma profesyonellerini bir araya getirmek ve mesleki dayanışmaya imkan yaratmak amacıyla düzenlenen etkinliğe Vestel, Cummins, Krone, Siegel, Klimasan, Mecalac gibi çeşitli şirketlerden 30 kadar satınalma profesyoneli katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren CIPS Türkiye Müdürü Faruk Demir, CIPS üyeliğinin faydaları hakkında katılanlara bilgi vererek, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde benzer etkinliklerin devam edeceğini sözlerine ekledi. Etkinlikte konuşma yapan bir diğer isim CIPS Avrupa Başkanı Will Beattie oldu. Beattie konuşmasında satınalma mesleğinin önemine değindi. Satınalmacıların şirketlere katkı sağlamaları için kendilerini geliştirmek zorunda olduklarını belirten Beattie konusunda deneyimli, yetkin satınalmacıların tüm dünyada arandığını ifade etti.

Unlu Mamuller Satınalma Profesyonelleri Buluştu “Lezzetli Toplantılar” sloganıyla başlayan TÜSAYDER Unlu Mamüller Satınalma toplantısı 5 Şubat 2016 tarihinde TÜSAYDER Unlu Mamuller Sektör Lideri ve Hacısayid Satınalma Yöneticisi Sn.Murat Altun’un organizasyonuyla sektörün önde gelen firmalarından Seyidoğlu Gıda Satınalma Müdürü Gülen Topal, Saray Muhallebicisi Satınalma Sorumlusu Kadir Kuzgun, Şölen Çikolata Satınalma Müdürü Mehmet Kağan Şahin ile birlikte Purchasing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Günceli Özen Ocakoğlu katılımlarıyla gerçekleşti. Sektörel satınalma konularının ve sorunlarının ele alındığı toplantıda, sektördeki tüm satınalma profesyonellerinin gelişimine destek olacak şekilde sonraki toplantıların ve çalışmaların yapılmasına karar verildi. Unlu Mamuller Sektörel Satınalma toplantıları ve çalışmalarıyla ilgili gelişmeler www.tusayder.org adresinden takip edilebilir.

IFPSM Ailesi Büyüyor TÜSAYDER, Türkiye’yi satınalma ve tedarik konularında uluslararası alanda temsil eden ilk ve tek dernek olarak IFPSM (International Federation of Purchasing & Supply Management) üyeliğine kabul edildi. Satınalma ve tedarik mesleğini sahiplenme, kurumsal alanındaki faaliyetleri TÜSAYDER’in üyeliğe kabul edilmesinde rol oynadı. TÜSAYDER, üyelik sertifikasını 21 Mart 2016 tarihinde Almanya’nın Dortmund kentinde, tüm ülke dernek temsilcilerinin katılacağı bir buluşmada gerçekleştirilen törenle alacak. 88

Purchasing Türkiye Mart 2016

Sağlık yöneticileri satınalmayı konuştu Satınalmada sektörel dinamikleri yakından takip eden ve sektörel satınalma konularında özel çalışmalar yaparak satınalma mesleğinin geliştirilmesini hedefleyen TÜSAYDER, Satınalma Sektör Lideri ve Genel Sekreter Suat Geriş’in organizasyonuyla sektörün önde gelen firmalarından Medipol Sağlık Grubu Satınalma Direktörü İsmail Hızlı, Acıbadem Sağlık Grubu Satınalma Direktörü Hakan Evsine, Medicalpark Sağlık Grubu Tedarik Zinciri Direktörü Mustafa Işık katılımında ilk toplantıyı 22 Ocak 2016 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirdi. Toplantıda sağlık sektöründeki satınalma konuları ele alınırken, sektördeki tüm satınalma profesyonellerini bir araya getirecek ve güncel konuların paylaşılacağı sektöre özel bir satınalma konferansı yapılması konusunda fikir birliğine varıldı.



AJANDA

MART 2016

9 MART

21 MART

Tedarik Zincirinde Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi, Şişli Belediyesi

IFPSM Üyelik Sertifika Töreni, Dortmund

Şişli Belediyesi tarafından 9 Mart Çarşamba günü "Tedarik Zincirlerinde Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi" konulu bir etkinlik gerçekleştirilecek. Etkinlik kapsamında, kamu ve özel sektör satınalma ve ihale sorumluluklarına değinilecek etkinlikte kadın girişimciler şirket sunumlarıyla yer alacak.

4 kıtada birçok ülkeden satınalma derneğinin üye olduğu, Uluslararası Satınalma ve Tedarik Yönetim Federasyonu IFPSM (International Federation of Purchasing & Supply Management) satınalma ve tedarik zinciri alanındaki faaliyetleri, mesleki fayda gözeten çalışma ve organizasyonlarını değerlendirerek, ödül almaya hak kazanan derneklerin ödüllerini vermek üzere 21 Mart’ta bir tören düzenleyecek.

21 - 23 MART

23 MART

Women in Procurement, Melbourne

“Sözleşme Hukuku - Satınalmacılar İçin Hangi Konular Önemlidir?”, Bebek

Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Women in Procurement etkinliği, 21-23 Mart tarihleri arasında Avustralya’nın Melbourne şehrinde gerçekleştirilecek. Dünyanın çeşitli yerlerinden kadın CPO’ların katılacağı etkinlik, kadın satınalma profesyonellerinin tedarik zinciri yönetimi ve satınalma dünyasındaki en iyi uygulamalara dair kapsamlı bilgi edinmeleri için fırsat sunuyor.

CIPS Türkiye mesleki eğitimler vermeye devam ediyor. Sözleşme Hukuku üzerine gerçekleşecek açık eğitim Akıncı Hukuk Bürosunun Bebek’teki ofisinde yapılacaktır. Katılım ücreti 1500 TL.

NİSAN 2016

15 NİSAN III. Uluslararası Satın Alma ve Pazarlık Stratejileri Konferansı, Haliç Kongre Merkezi Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin satınalma yöneticilerinin katılacağı III. Uluslararası Satın Alma ve Pazarlık Stratejileri Konferansı “Kazandıran Tedarikçiler” temasıyla düzenleniyor. ByPi Çözüm Ortaklığı tarafından düzenlenecek organizasyon 15 Nisan’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

90

Purchasing Türkiye Mart 2016


Osmangazi Mahallesi 3112. Sokak No: 2 Esenyurt/Ä°stanbul Tel : 0 212 886 34 74 (Pbx) Fax : 0 212 886 34 80 E-Posta : tor@torofset.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.