Bidergi sayı 15

Page 1



Geleceğe

Sürüş

Bir otomobil, bir çok kisilik...

ADAM&YOU

Opel İletişim Hattı

www.opelcyprus.com Gönyeli Çemberi Yanı LEFKOŞA

6735

444

OPEL


2 AYLIK KÜLTÜR, MAGAZİN VE YAŞAM DERGİSİ

SAYI 15 / 2013

İmtiyaz Sahibi Esra DAĞLAR Direktör Melek KAYA 0533 832 30 21 Editör Yazı İşleri & Grafik Tasarım Ayşegül T. KANLITUNA Fotoğraf Sanatçısı Eray DİZMAN 0533 880 88 90 Fotoğraflar AML Grafik Tasarım ve Fotoğrafçılık Öğrencisi A. Zeynep DAĞLAR İletişim bidergikibris@hotmail.com 0 533 832 30 21 GİRNE - 2013 sayı 15 5000 adet ÜCRETSİZ dağıtılmaktadır.



- 4 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013



- 6 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

Barbaros ŞANSAL

TOP’LU İĞNE 34 ...



- 8 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

ASOK MOBİLYA 234 61 90 - 234 61 91


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 9 -


- 10 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


röportaj

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 11 -


- 12 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


NET HOLDING ŞİRKETLER GRUBU

Net Şirketler Grubu’nun kökeni Net Turizm A.Ş.’de başlayan başarılı girişimcilik hikayesidir. Türkiye turizmindeki kurumsallaşmış organizasyonların eksikliğini gören Besim TİBUK, 100 kadar tercüman rehber ile beraber 1974 yılında 500 lira sermaye ile Türk turizmine daha yaygın bir hizmet vermek amacıyla Net Turizm A.Ş.’yi kurmuştur. Çok ortaklı bir girişim olan Net Turizm, bugün sermaye piyasalarında ulaşılan halka açıklık kavramının ilk örneklerinden birini oluşturmuştur. Yeni bir anlayışla bir araya gelen girişimci ortaklar grubu, o güne kadar küçük bireysel işletmeler halinde faaliyet gösteren turistik eşya mağazalarından farklı olarak, büyük ölçekli ve kurumsal bir yapı altında çalışan ilk mağazalarını İstanbul’un tarihi ve turistik Nuruosmaniye semtinde açtılar. Net Turizm'in bu girişimi sayesinde Türkiye'yi ziyaret eden turist gruplarına, kurumsal bir altyapısı bulunan satış mağazalarında kaliteli, ciddi ve güvenli alışveriş olanakları yaratıldı. Satışı yapılan ürünlerin garantili ve eve teslim organizasyonu gibi ilkler NET tarafından gerçekleştirilmiş ve ülkenin imajını en üst düzeye çıkarmıştır.

izledi. Kuşadası, Pamukkale, Kapadokya, Antalya, Bodrum, Marmaris mağazalarının başarısı Net Turizm A.Ş.’nin kurucularını turizmin diğer alanlarına da yatırım yapmaya teşvik etti ve zaman içinde halı dokuma, turistik yayıncılık ve mücevher üretimi alanlarında da yatırımlar yapıldı.

İlk mağazayı kısa aralıklarla ülkenin tarihi ve turistik yörelerinde açılan diğerleri

Merkezi İstanbul’da bulunan Net Holding A.Ş. grup şirketlerinin faaliyetlerini

Bu şirketin genişleyen faaliyetleri sonunda, 1981 yılında 60 milyon TL sermaye ile Net Holding A.Ş. kuruldu. Net Holding A.Ş. çok kısa sürede turizm sektörüne yepyeni bir anlayış getirdi ve gerçekleştirdiği öncü yatırımlarla, ülkemizin var olan turizm potansiyelini bilinçle değerlendirdi.

koordine etmekte, planlama ve denetim işlevlerini yerine getirmektedir. Ayrıca grup şirketlerinin her türlü mali, idari ve hukuki konuda gereksindiği koordinasyonu sağlamakta, yönlendiricilik görevini üstlenmektedir. Merit Antique Oteli (Ramada Hotel) Laleli – İstanbul (Grup Dışı) Sunset Tatil Köyü / Kuşadası Aydın (Grup Dışı) Halki Palace Oteli Heybeliada – İstanbul

Akaretler Turizm Gelişim Projesi / (Grup Dışı) Ataköy Turizm Kompleksi / Ataköy – İstanbul (Grup Dışı) Gökova Turistik Konaklama Tesisleri / Ula – Muğla Bazaar 54 Mağazaları Net Diamond Mağazaları Net Turistik Yayınlar A.Ş. / Kitap Mağazaları Megavizyon A.Ş. Multimedya (Grup Dışı)

Crystal Cove Oteli Girne – K.K.T.C

Net Mağaza A.Ş. Duty Free Mağazaları

Cyprus Garden Oteli Magosa – K.K.T.C

Net Milas Gelişme Projesi / Bodrum

Green Karmi Oteli Girne – K.K.T.C Merit Mersin Oteli Mersin (Grup Dışı) Merit Capadoccia Inn Ürgüp – Nevşehir (Grup Dışı ) Netsel Marina / Marmaris – Muğla (Grup Dışı)

İnter Limousine Service Merit Cafe (Grup Dışı) Pegasus (Grup Dışı) Green Air (Grup Dışı) Global Menkul Değerler (Grup Dışı)

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 13 -


- 14 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013



LORİS Perfume

LORİS PERFUME KIBRIS BAYİİLERİ Magosa Güzelyurt Girne Alsancak Lefkoşa Dereboyu Lefkoşa Terminal Lefkoşa Gönyeli

Lefkoşa Önder AVM

0 548 844 48 48



Kezban Kesicisoy

Kübra Kesicisoy

C LORİS KKT RÜ Ö DİSTRİBÜT n çı Mikail Yal

K LORİS ALSANCA BAYİİ azkaya Vasfiye Bey ez m n Deniz Sö

Fatoş Yalçın

TÜRKİYE LORİS GENEL MÜDÜRÜ Özkan Usta Mikail Yalçın

Derya Yılmaz

LORİS KKTC DİSTRİBÜTÖRÜ Mikail Yalçın GİRNE LORİS BAYİİLERİ Feyza Günal

Derya Yılmaz

Funda Günal Zeynel Günal

Ayşe Günal

İİ LORİS BAY SERDARLI Bahçeci Iraz - Saraç

- 18 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


GÖNYE

Lİ LOR

İS

ALSANC AK LORİS

TERMİNAL LORİS

RİS 2 İRNE LO

G

GİRNE L

ORİS

U LORİS DEREBOY

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 19 -


Orkun Bozkurt

Mehmet Yücel

BAŞKANI

- 20 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 21 -


Gülücükleriyle hepinizi büyüleyen, hayatını devam ettirebilmek için bakımınıza ihtiyaç duyan, herşeyi ile ilgilendiğiniz küçük çocuğunuz büyümeye başlıyor ve büyüdükçe de değişiyor olmalı. Bu büyüme süreci herkes için kafa karıştırıcı olabilir. Herkesin bildiği şekilde ergenlik olarak adlandırılan bu dönem emin olun çocuğunuz için sandığınızdan çok daha fazlasını ifade ediyor. Ergenlikle alakalı çok fazla yazı, görüş, öneri mevcut durumda. Ben bu yazımda biraz daha farklı bir şey yapıp çocuğunuza nasıl davranacağınızı değil onun açısından ergenliği sizlere aktarmaya çalışacağım. “Nasıl olsa biz de yaşadık, ergenlikten geçtik, bir şey olmaz” demek emin olun çocuğunuzun içinde bulunduğu dönemi anlamanız açısından pek de yardımcı olmayacaktır. Eskiden evlilik yaşı daha düşük olduğundan ve hayat standartlarının değişikliğinden dolayı toplum ve aile içerisinde ergenliğe yüklenen anlam daha değişikti. Ergenlik sancılı bir dönemdir. Çocuğunuz için çocukluğa, çocukluk bedenine veda hatta bu yüzden hüzün anlamına gelebilir.Bedeni değişecek, bireyselleşecek, sosyalleşecek, anne ve babadan ayrışacak, kimlik karmaşasını yaşayıp çözümleyecek ve emin olun tüm bunları yaşarken kafası çok karışacak. Bu dönemi gereken şekilde yaşayıp bitirmek için de ebeveynleri tarafından anlaşılması gerekecek. Ergenliğin sizin için ne ifade ettiğini kendinize sordunuz mu? Evdeki anlaşmazlıklar, çocuğunuzun değişen tavırları, arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirmesi, sizden uzaklaşmaya başlaması “asi” olduğunu değil büyümeye çalıştığını ifade ediyor. Çocuğunuzun içinde bulunduğu çalkantılı, ya da gel-git yaşadığı bu dönem kimlik bunalımıyla karşı karşıya kaldığı dönemdir. Çocukluğu arkada bırakmak ve yargılarının değişmesi, - 22 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

toplum kurallarına uyacak bir birey haline gelmesi, sorumluluklarının değişmesi gerekir. Dış çevrenin baskısı ve zihinsel süreçlerinin arasında bocalayan birey aradaki dengeyi kurmak için deneme yanılma yöntemiyle ilerler. Kimi ergenlerde bu süreç belli belirsiz yaşanırken kimilerinde daha bariz bir şekilde görülür. Ergenliğin uyumsuzluğu aslında sağlıklı bir süreçtir. Çocuğunuzun bedeni birden büyümeye, değişmeye başlar. Çocuk yanıyla büyüyen bedenini birleştirmesi zordur. Cinsel kimliği gelişmiş, üretkendir fakat hala çocukluk dönemi algılarına, beklentilerine ve sorumluluklarına sahiptir. Bedeninin bu üretken haline alışmak, duygularını kontrol edebilmek yani ahlaki olarak topluma uyum sağlayacak bir yapılanmaya sahip olabilmek zor bir süreçtir. Üstelik tüm bunları yaşarken hem kimlik karmaşasını sonlandıracak hem de bireyselleşip kendini kanıtlayacaktır. Tüm bunlar satır satır çocuğunuzun alnında yazmaz ya da böylesine aşikar gözükmez ama ergenliğin temelinde yatan süreç bu şekilde gelişir. Biraz daha basitleştirelim. Çocukluk döneminde her şey onun için yapılır. Ebeveyn olarak yapılması gerekenleri gerçekleştirmek için hep yanında olursunuz. Sonra ergenlik dönemi gelir ve çocukluğa aniden veda başlar. Yasaklar, kurallar, sorumluluklar gelir ve ondan beklenen şey bunlara uyması, yerine getirmesidir. Burada bahsettiğimiz daha çocuk bedenine ve ruhuna veda etmeye çalışan bir birey. Bunun yanında bir de beklentiler ortaya çıkınca kuşkusuz öfke, aşırı duygusallık veya vurdumduymazlık gibi durumlarla karşı karşıya kalırsınız. Çocuğunuz artık bağımsız hareket etmek isteyecek, arkadaş çevresi değişecek, odasında daha çok vakit geçirecek, sizin fikirlerinize karşı çıkıp kendininkileri savunacak ve savunduklarını da sık sık değiştirecektir. Bu süreç içerisinde siz ne yaparsanız yapın çocuğunuz bunları yaşayacak ve yaşatacaktır. Bu yüzden katı kurallar yerine onu anlamanız, uyum sağlamanız gerekir. Tabi bunu yaparken çocuğunuzu tamamen kendi haline bırakmak da onun zararına olacaktır, bu yüzden o çalkantılı bir şekilde el yordamıyla

psikolokum

Psk. Esra DAĞLAR daglaresra@yahoo.com

ilerlerken yanında olup ona yardımcı olmanız gerekir. Aileden kopmaya çalışırken bunun hüznünü yaşar, çocuk değildir fakat korunmaya ve yanında sizi hissetmeye ihtiyacı vardır ve içten içe bunun ona hissettirilmeden yapılmasını beklerler. Sizden tamamen kopması ve ilişkinizin tamamen kırılması onu arkadaş çevresine daha çok iter ki bu da diğer ergenlik döneminde olan gençlerdir ve emin olun asıl tehlike bu noktada başlar. Ergenlik hastalık değildir ancak çok dikkat edilmesi gereken bir dönemdir. Bu süreci yaşayan çocuğunuzu anlayabilmek ve şartları onun için kolaylaştırmak gerekir. Eğer bununla baş edemiyorsanız bir uzmandan yardım alabilir, süreci hem aileniz hem de çocuğunuz açısından lehinize çevirebilirsiniz. Unutmayın çocuğunuz büyüyor ve aslında büyürken bir şekilde sizin de onun gibi düşünebilmeniz gerekiyor. İyi günler dilerim…


parfume

ล รง

parfume

Canbulat Cad. 22 C No: 1 Girne (Liman Casino yolu) 0 533 883 99 19


- 24 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


röportaj

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 25 -


0 392 650 00 50


Jasmine Court Hotel & Casino müsafirleri Şevval Sam ve Özcan Deniz konserleri ile müziğe doydular.

Sahneden inip masaların arasında şarkılarına devam eden Şevval Sam izleyicilerin büyük beğenisini kazandı.

Şevval Sam gecesinde Karadeniz ezgileri ile eğlence doruğa çıktı.

Seniha Kanatlı ve ekibi tarafından konser öncesi düzenlenen defile ve havai fişek gösterileri geceye ayrı bir keyif kattı. Sevilen şarkılarıyla Özcan Deniz sevenlerine unutulmaz anlar yaşattı.

Bulut Akacan ve eşi de Özcan Deniz’i dinlemeye gelenlerin arasındaydı.

Bidergi Kıbrıs Ajans Direktörü Melek Kaya ve ekibi de oradaydı.

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 27 -


Sıcak bir yuva, Sadece düşleyin! Lider Marka Hebo Yapı’dan Yenilikçi Çelik- Beton Yapılı Evler


röportaj

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 29 -



E

1985’TEN GÜNÜMÜZ

Hayalinizdeki eve 90 iş gününde sahip olun

Lefkoşa – Gazimağusa Anayolu Üzeri Demirhan KKTC Mersin 10 Turkey Tel: 0 392 232 31 01 -0 392 232 31 07 - 0 392 232 31 61 -0 392 444 19 70


Rus Kültür ve Sanat Dernegi Baskanı Natalie Beauty Institute Direktörü Grand Pasha Hotel Spa Müdiresi

- 32 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013



- 34 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 35 -


- 36 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 37 -



Düğün Çekimleri


- 40 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013



- 42 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013



N E E R G Y E L L VA LARI A L L Vİ

Muhteşem dağ ve deniz manzarası ile sizleri bekliyor...

- 44 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


GREEN VALLEY VİLLALARI

EUROPE CONSTRUCTION


- 46 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


röportaj

Uzman Dr. Hasan Feray Kardiyoloji Uzmanı LIVMED Kardiyoloji Kalp Hastalıkları Tanı ve Tedavi Merkezi Cep: 0 533 829 00 11 Klinik: 0 392 223 22 66 email: hasanferay@gmail.com

Çalıştığı Kurumlar 1992 – 1996 Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğt. Ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Asistanı 1996 – 1998 Özel City HospitalAnkara Girişimsel Kardiyoloji 1998 – 2006 Florance Nightingale Hastanesi Girişimsel Kardiyoloji 2006– 2009

Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Girişimsel Kardiyoloji ve Kardiyoloji Direktörü 2009– 2012 Özel Göztepe Şafak Hastanesi Girişimsel Kardiyoloji ve Kardiyoloji Birimi Sorumlu Hekimi 2012– 2013 Özel Acıbadem Maslak Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 47 -


- 48 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


röportaj

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 49 -


- 50 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013



sağlıklı yaşam

- 52 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 53 -


- 54 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


köşe yazısı

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 55 -


esra dağlar

. . kıtap kurdu

ALLAH BENİ BÖYLE YARATMIŞ PUCCA GÜNLÜK 3

PUCCA Kesinlikle sıradışı bir işe imza atmış olan Pucca’nın 3. kitabı diğerlerinde olduğu gibi sizi eğlendirmekle kalmayacak, bir başkasının hayatının her noktasına girebilmenin yaşattığı merak ve heyecan duygusuyla vazgeçilmezlerinizden olacak. Pucca bu kitabında bizlere o hiç bahsetmediği Ankaralısından bahsederken üniversite hayatını da anlatacak, güldürecek ve belki de ağlatacak… Serinin olmazsa olmazı bu kitap sizleri DENİZ PLAZA’da bekliyor…

ŞAHİKA & FERAYE

BOŞ KOLTUK KARA J.K. ROWLING

SİNAN AKYÜZ Ürdün’e gelin giden iki kız kardeş, savaş, kan, gözyaşı. Dört bir yana savrulmuş, darmadağın olmuş hayatlar ve ettiği yeminden dönemeyen, yanıp tutuşan bir baba. Şahika & Feraye gerçek bir yaşam öyküsü. Elinizden bırakamadan okuyacağınız ve bitirdikten uzun bir süre sonra bile etkisinden kurtulamayacağınız bir kitap. DENİZ PLAZA’dan vakit kaybetmeden alıp okumanız gerektiğine inanıyorum çünkü son zamanlarda okuduğum en iyi gerçek yaşam öyküsü olan bu kitap rafta beklemeyi hiç haketmiyor…

Harry Potter’ın yaratıcısı bambaşka bir tarz ve üslupla karşımızda. Boş Koltuk kesinlikle yazarın çocuk romanı dışında da çok başarılı olduğunun kanıtı. Bu kitapta hayata dair herşeyi bulabilecek dahası hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığını fark edeceksiniz. Belediye başkanının ani ölümünün sonrasında karışan bir kasaba ve bu kasabanın diğer kasabayla yıllardır süregelen kavgası… DENİZ PLAZA sizler için bu kitabı çoktan raflarına taşıdı bile…

GRUP PSİKOTERAPİSİNİN TEORİ VE PRATİĞİ

IRVIN YALOM Bu kitap hiç kuşkusuz grup psikoterapistlerinin vazgeçilmez kaynağı ve yol göstericilerinden. Bu alanda çalışan, ya da öğrenmek isteyen terapistler, akademisyenler ile öğrenciler için çok yararlı olan bu kitabı DENİZ PLAZA’da bulabilirsiniz.vazgeçilmezlerinizden olacak. Pucca bu kitabında bizlere o hiç bahsetmediği Ankaralısından bahsederken üniversite hayatını da anlatacak, güldürecek ve belki de ağlatacak… Serinin olmazsa olmazı bu kitap sizleri DENİZ PLAZA’da bekliyor… - 56 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

KRALİÇE KÖSEM DEMET ALTINYELEKLİOĞLU

Demet Altınyeleklioğlu Osmanlı ve Harem hakkında yazdığı kitaplarla son yıllara damgasını vurmaya devam ediyor. Osmanlı tarihini karmaşık, anlaşılmaz ve sıkıcı kabuğundan çıkarıp kurguluyor ve bizlere en masalsı haliyle tekrardan sunuyor… Kara Kraliçe Kösem hem Safiye Sultan’ın torunu Ahmet’in biricik gözdesi ve hem de diğer büyük hanım sultanlar gibi hırslı, zeki ve güzeldir. Çocukken koparıldığı evinden Osmanlı sarayına kadar uzanan yolda kaderine iki kişi yön vermiştir; biri çocukken kilisenin kaldırımlarında gördüğü dilenci, diğeri de eski sarayda tanıştığı Safiye Sultan’dır. İkisi de o zamanlar Anastasia olarak bilinen kıza tek bir şey söylemiştir; Kraliçe olacaksın ! Mahpeyker Kösem Sultan Osmanlı’ya damgasını vurmakta gecikmeyecektir…. Tarihin tozlu sayfalarına yelken açmak için mükemmel olan bu kitap DENİZ PLAZA’da sizleri bekliyor…


TABUR GARAJ 20 yıllık tecrübemiz ile iddia ediyoruz;

MEMNUN EDEMEYECEĞİMİZ MÜŞTERİ YOKTUR...

Hüdaverdi TABUR

0 542 852 88 04 - 0 533 869 88 04

Compound Fırın Boya Orjinal Mercedes Polish Aksesuarları

Dr. Fazıl Küçük Bulvarı No: 11 Taşkınköy- (Ektam Yanı) LEFKOŞA Tel: 0 392 22 74 115 2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 57 -


- 58 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


teknoloji

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 59 -


0 533 862 82 76


EN UYGU N FİYATLA R

695 TL L 460 T Bilgisayar Laptop Telefonlarınız için Hızlı Güvenilir Garantili

Teknik Servis

L 485 T

Mini HDMI Output

6000 mA/h Dual Cam Included 3.7 V

320 TL

Okullar Yolu 79 A/B K.Kaymaklı Lefkoşa Tel:229 07 00 Fax:227 63 50

250 TL Wifi 802. 11 Mini HDMI b/g/n Output

3000 mA/h 3.7 V

Tekno Market

Cam Included


r a l m ı r a s a t Bu size özel...

- 62 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 63 -


Ercan Havaalanı Fuat TOPALOĞLU Rezervasyon: 0533 870 78 48 Lefkoşa Otobüs Terminali Aziz GECE Rezervasyon: 0533 870 78 45 0392 228 85 90 Girne Colony Hotel Yanı Halil BİCENKARDEŞLER Rezervasyon: 0533 870 78 46 Mağusa Otobüs Terminali Şevket KIRMIZI Rezervasyon: 0533 870 78 47 Güzelyurt Otobüs Terminali Uğur SOLYALI Rezervasyon: 0533 870 78 49 Lefke Otobüs Terminali Uğur SOLYALI Rezervasyon: 0533 870 78 49

HAVALİMANI OTOBÜS SERVİSİ AIRPORT SERVICES LTD.

ERCAN LEFKOŞA GİRNE MAĞUSA GÜZELYURT LEFKE KALKIŞ KALKIŞ KALKIŞ KALKIŞ KALKIŞ KALKIŞ *08:10 09:30 *11:00 12:00 *13:30 14:30 16:30 *18:30 20:00 21:30 *23:30 00:30

05:15 07:45 09:30 10:15 12:00 12:45 14:15 15:30 17:00 19:00 20:30

04:50 07:15 09:00 09:45 11:15 12:15 13:30 15:00 16:15 18:30 20:00

05:00 07:45 09:00 11:45 13:30 15:00 16:30 18:30 22:45

04:20 08:20 11:20 13:20 16:20 18:20 19:20

03:50 07:50 10:50 12:50 15:50 17:50 17:00 18:50

Adanın her yerinden

Ekonomik, Güvenli, Düzenli Havaalanı Toplu ulaşımı.

Rezervasyonlar saat 22:00'ye kadar alınmaktadır. * Ercan'dan Kalkan 08:30 - 18:30 - 23:30 seferleri sadece LEFKOŞA ve GİRNE bölgeleri içindir. * GİRNE'den 22:30 ve LEFKOŞA'dan 23:30 seferleri için özellikle rezervasyon gerekmektedir.


Tehli keli Reklamlar

Geçmiş zamanda yayınlanan reklamları ilginç ya da komik bulurken genellikle günümüzde artık kendine yer bulamayan ırkçılık, cinsiyetçilik ya da günlük yaşam ritüelleri üzerinden hareket ederiz. Peki ya bilimsel gerçekleri çarpıtarak sigara gibi halk sağlığını tehlikeye sokan ürünlerin reklamları? Reklamcılık sektörünün en şaşaalı dönemlerini yaşadığı 50'ler ve 60'lar Amerika'sından hepimizi hayrete düşürecek 10 en tehlikeli reklamı seçtik. BEBEKLER İÇİN EN DOĞRU SEÇİM: SEVEN UP! Yetişkinlerin bile gazlı içecekleri bırakmaya çalıştığı bir dönemde gazoz içen bebek reklamı gerçekten şok ediyor. Günümüzde gazozun içindeki rafine şekerin zararları çoğunluk tarafından bilinse de 50'lerde annelere bebekleri daha çok sevsin diye sütün içine gazoz karıştırmaları öneriliyormuş.

DOKTOR TAVSİYESİ: SİGARA Günümüzde sigaranın zararlarını bizzat sigara paketi üzerinden okumak mümkün ancak 50'lerin sonuna kadar sigara, "Hiç bir olumsuz etkisi yoktur" "Doktorların tercih ettiği marka" gibi pazarlama taktikleri ile satıldı.

- 65 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

ABUR CUBUR - ŞİMDİ VİTAMİN VE MİNERALLERLE ZENGİNLEŞTİRİLDİ! 1910'da vitaminlerin keşfi, işlenmiş gıda pazarlayan firmalar için adeta bir cennet kapısı araladı. Çeşitli koruyucu kimyasallarla hazırlanmış ve trans-yağa boğulmuş bu kalori bombaları vitamin takviyeli iddiaarı ile tüketici ile kucaklaştı. Sonuç; vitamin alayım derken obeze dönüşen koskoca bir nesil. Günümüzde ekstra alınan vitaminlerin faydaları tartışılırken, vitaminli su, kalsiyumlu puding gibi ürünler üretilmeye ve aynı taktiklerle pazarlanmaya devam ediyor.

BİR KAÇ KİLO FAZLANIZ MI VAR? ŞEKERİ DENEYİN Reklamlarda görülen kadın yemekten önce gazoz içiyor ki iştahı kapansın. Erkeğin durumu ise daha vahim, biraz acıkınca çikolataya sarılıyor ve yemekte daha az yiyeceğini sanıyor. Obezite bir salgın olmadan önce yapılan bu reklamlar rafine şeker daha saçma bir şekilde pazarlanamazdı diye düşündürtüyor. En tuhafı işe Şeker Bilgi Hattı. İnsan telefonda ne önerdiklerini gerçekten merak ediyor.


BİM POŞETİNDEKİ ÇOCUK Poşetler plastiktir ve nefes almayı engeller, bu yüzden plastik poşetleri bebeklerden ve çocuklardan uzak tutarız. Açıkça söylemek gerekirse reklamı hazırlayanlar böyle düşünmemiş. Ana fikir, "naylonu sempatikleştirelim, reklamda sevimli bebekler kullanalım" olsa gerek.

evin hanımının kendi hijyenine pek dikkat göstermiyor oluşu. Çözüm ise günümüzde yer silmek için kullanılan bir ürün. Reklamın ana fikri kendinizi çamaşır suyu ile tamamen arındırmadığınız sürece kocanızı başka kadınlara kaptıracağınız, tabii önce ölmezseniz.

Kurşun yenildiğinde beyin zararına, epilepsi nöbetlerine, deliliğe ve hipertansiyona yol açabilir ve bu Romalılardan beri biliniyor. Ancak oyuncak sektörü 1977'de kurşun kullanımı yasaklanana kadar kurşun boyaları üretmeye ve onları tatlı bir şekilde pazarlamaya devam etti. Eşsiz tadıyla çocuklar için harika bir atıştırmalık olan kurşun boyalar kaç kişinin hayatını etkiledi bilinmiyor. MOR ÖTESİ IŞINLARLA GELEN GÜZELLİK Cihazın tam nasıl çalıştığı konusunda bilgim yok, ancak iddia sizi daha hayat dolu ve çekici yaptığı üzerine. Reklam görseline bakacak olursak adeta bir ampul gibi pırıl pırıl parlayacağımız vaat ediliyor. Tabii

MUCİZE ŞARKÜTERİ DİYETİ

HEPİMİZ İÇİN DDT!

2- Dünya Savaşı sonrasında et tüketimini arttırmak için kampanyalar düzenleyen Amerikan Et Enstitüsü salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinin insanı forma tutan bir numaralı yiyecek olduğunu iddia ediyordu. Sizi formda tutmak bir yana, işlenmiş etin içerdiği çok miktardaki sodyum nitrit insan sağlığına büyük zarar veriyor. İşlenmemiş etin fazla tüketimi ise kalp hastalığı ve kansere davetiye çıkartıyor.

Günümüzde kullanımı tamamen yasak olan tarım ilacı DDT'nin "Killing Salt Chemicals" a ait bu reklamı horozdan patatese, köpekten bebeğe kadar herkesin ve her şeyin kendi iyiliği için DDT kullanmasını öneriyor. Gerçek şu ki toprağı ve suyu kilometrekarelerce zehirleme özelliğine sahip DDT, hem dünyanın geleceği için büyük bir tehditti hem de yanlışlıkla veya bilerek DDT içip ölenlerin sayısı inanılmayacak kadar çoktu. Öldüren Tuzlar ve Kimyasallar markası kadar ironik bir şey de günümüzde DDT'nin yerini GDO'ya

EVLİLİĞİNİZİ YÜZEY TEMİZLEYİCİ İLE KURTARINIZ!

bırakmış olması. TATLI BİR ATIŞTIRMALIK:

1951'de bu tip ürünler insan sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle tamamen toplatılınca hepimiz bu şansı kaçırdık. Gene de talihinizi google'a "light therapy" "ışık terapisi" yazarak deneyebilir, depresyondan yaşlanmayı geciktirmeye pek çok alanda ışınlardan fayda görmeye çalışabilirsiniz.

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 66 -


РО а О К кт С ефкош е о пр са , Л рт, й о ьш Маго зелью е л о к Гю сь тб Это есёт ве апта , аз, Леф ите за д п ,Л сотр Гирне ле, Кар т . Сле ! ю , е в Иск все зна! остро ть нами Пус

Bu Büyük Proje Yakında Adayı Sallayacak Magosa, Lefkoşa, Girne, Lapta, Güzelyurt, İskele,Karpaz, Lefke Duyduk Duymadık Demeyin BİZİ TAKİP EDİN

met! z i H k Büyü n e d ’ i nde g i r s e e r d i e B ’ın n Kıbrıs z olun, size nı i olursa sını garant a ulaşılm oruz... ediy

Yen i Pr oj Alm emizde ak İ Yer BİZ ç E i n HEM ULA ŞIN EN Y ERİ ... AYI RAL NİZİ IM.

ание в и уж л с б е о Где бы а о н леп ergi ! лись н зь с о к и Вел от BiDнаходи уем свя е р Вы нгаранти и! ам ре, в п и К

Д учас ля того ч прое твовать тобы кте , СВЯ в нашем С НА ЖИТЕ МИ ! СЬ

BİDERGİ 0 533 832 30 21 - 67 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

Всё о жизни.

igasteРоссия

Hayata dair ne varsa...

KIBRIS

AYLIK TÜRKÇE-RUSÇA GAZETE

BİDERGİ tasarım ajans

0 533 820 72 71


Helal sertifikalı güzellik! Kozmetikte Türkiye’nin ihracat şampiyonu Tanalize Kozmetik, Farmasi ile Müslüman ülkelere satışını artırabilmek için ‘helal sertifikası’ aldı. Belgeyi uluslararası akreditasyona sahip Konya Selçuk Üniversitesi’nin verdiğini belirten Tanalize Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tuna, “Biz 118 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ama bu sertifikayı alarak özellikle Ortadoğu’ya açılmak istedik. Arap ülkelerine ve Türk cumhuriyetlerine de zaten ihracatımız vardı. Ama şimdi helal sertifikalı bir Türk şirketi olarak bölge ülkelerinden Malezya ve Endonezya’ya kadar olan yurtdışı pazarlarda rekabet gücümüzü artırmış olduk.” dedi. Malezya’da

mal alan şehirler. En çok satılan malzemeler sıvı sabun, şampuan, parfüm ve bebek ürünleri. Farmasi Azerbaycan’da 7 yılda kişiden kişiye satış yöntemiyle 80 bin kişilik satış ekibine ulaştı. Gürcistan’da bu sayı 8 bin kişi. Mısır’a ilk defa 1,5 ay önce bir konteyner mal gitti. Fas’ta Farmasi’ye çalışan kadın sayısı ise 3.500 kişi. Suudi Arabistan’da ise Aldava eczane zincirindeki kozmetik ürünlerinin üçte biri Farmasi’ye ait.

kraliçenin kendi ürünlerini kullandığını öğrendiklerini belirten Tuna, “Bu ülkede tanıtımımızı kraliçe yapacak.” dedi.

Tanalize Kozmetik şirketini 1946 yılında Hakan Tuna’nın babası Cevdet Tuna kurdu. Şirket en tanınmış markası Farmasi ile 9 ay önce ve kişiden kişiye satış yöntemiyle ilk defa Türkiye pazarına girdi. Bugün hemen hepsi kadın 25 bin kişi Farmasi ürünlerini yüzde 33 kâr payı karşılığı satıyor. Bunlardan 18’i satışta çok başarılı bulunduğu için Farmasi tarafından sigortalı yapıldı. Farmasi’de kayıtlı bu 25 bin kişi ortalama asgari ücretli kadar para kazanıyor. Hakan Tuna’yı en çok mutlu eden ise Batman’da bir babaanne

veya anneanneden aldığı şu e-mail: “Geçen ay ilk defa para kazandım, 35 TL bana kaldı. Bununla torunuma çikolata, şeker ve okul önlüğüne yakalık aldım. Size çok teşekkür ederim.”

ürünlerle Ortadoğu pazarına ihracatını artırdı. Başta Ortadoğu olmak üzere 118 ülkeye ihracat yapan, bu seneden itibaren ise iç pazara açılan Türk kozmetik firması Farmasi, helal kozmetik ile daha da büyüyecek. Helal kozmetik sertifikası alan şirket Ortadoğu ülkelerindeki pazar payını artıracak. Ürünlerinin İslami kurallara göre domuz yağı kullanmadan ve alkol içerisine esans atılarak yapıldığını söyleyen Farmasi Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tuna, “Ortadoğu’ya olan ihracatımız 13 bin ton. Üretimin Türkiye’de olması bu ülkelere güven sağlıyor. İhracata da katkıda bulunuyor” dedi. Tuna, Ortadoğu pazarının ihtiyaçlarını dikkate alarak daha canlı renkler ve gözleri ön plana çıkaran makyaj detaylarına önem verdiklerini, bu pazar için özel koleksiyonlar hazırladıklarını da vurguladı.

Gıda sektöründeki helal belgelendirmenin ardından bir düzenleme de kozmetik için geliyor.

Farmasi’nin Sibirya’da askerlere elleri sıcak tutan kremden havayolları için özel kozmetik malzemeler de ürettiğini söyleyen Tuna, Victoria Secret ile vücut spreyi üretimi için görüştüklerini belirtti

Tuna’nın hedefi 5 yılda 1 milyon kişiyle Farmasi satıştan pay karşılığı iş Türk kozmetik firması yapabilmek. 2 bin çeşit ürün arasında Farmasi helal kozmetikle makyaj malzemesi, deodorant, sıvı Arap kadınların gönlünü sabun, ıslak mendil, şampuanlara de fethedecek. kadar her türlü kozmetik ve kişisel bakım malzemesi mevcut. Balıkesir, Domuz yağı kullanılmadan yapılan Eskişehir ve Trabzon en fazla

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) helal kozmetik standartlarını belirlemek amacıyla komite oluşturdu. İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’ne (SMIIC) üye ülkelerin belirlediği standartlar Mart 2013’te tek çatı altında toplanacak. Helal kozmetik belgesi krem, şampuan, parfüm, ruj, yüz bakım malzemesi, sabun, kolonya, saç bakım ürünleri, ağız bakım ürünleri ve tıraş malzemeleri gibi geniş bir alanı kapsayacak. Helal belgelendirme ihracat başta olmak üzere iç pazara üretim yapan firmalar tarafından da kullanılacak. 2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 68 -


Plastik kaplar sağlıklı mı, değil mi? Çoğumuz bu kapların hangi şartlarda kullanılması gerektiğini bilmiyoruz. Kapların da zaten böyle bir kullanım kılavuzu yok! Dünya genelinde birçok uzman doktor, plastik kapların kullanım hatalarıyla ilgili önemli uyarılarda bulunuyor. Sağlıklı beslenme için doğru gıdaları tercih etmek kadar mutfakta kullanılan eşyaların da çok önemi var. Daha pratik olduğu için tercih edilen plastik saklama kapları, teflon tencereler çizilmesin diye kullanılan plastik kaşıklar ve daha birçok mutfak eşyası doğru seçim yapılmadığında sağlık için büyük bir risk oluşturuyor. Bu riskin üzerine bir de mutfaklarımızda donmuş gıdayı çözmek için kullandığımız mikrodalga fırında eklenince bu risk kanser olma riskini büyük ölçüde arttıracak kimyasalların yiyeceklerimize karışmasına sebep oluyor. Uzmanlar, mikrodalga fırınlarda kullanılan plastik kapların 70 derecenin üzerinde ısıtılması durumunda zararlı kimyasal maddelerin ortaya çıktığını belirtiyor. Bu maddeler hormonal dengeyi bozuyor, kanseri uyarıyor ve geliştiriyor, ayrıca doğurganlığı bozuyor. Melamin kapların 70 derecenin altındaki sıcaklıkta kullanılmasının güvenli olduğunu belirten uzmanların ortak görüşlerine göre mutfakta en çok kullanılan ve zararlı kimyasalları gıdalara bulaştırma riski olan plastikler şöyle; Polivinil klorür (PVC): Oyuncaklar, şişeler, gıda ambalajı; Ggıda ambalajı, emzik, oyuncaklar, - 69 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

sıkılabilir şişeler ve su borularında kullanılan bu plastiklere esnek ve yumuşak olması için ftalat kimyasal maddesi eklenir. Bu madde, endokrin (iç salgı) bozucu ve estrojeni (cinsel hormon) taklit edip vücuttaki estrojen etkilerini durdurabilir. Bu iki olumsuz etki meme ve prostat kanseri, kısırlık, kalp hastalıkları gibi birçok sağlık sorunlarıyla sonuçlanır. PVC ürünlerin üzerinde üçgen içerisinde 3 kodu veya “V” işareti vardır. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Polistiren: Tek kullanımlı köpüklü içecek bardağı; köpüklü sıcak içecek bardağı, et, balık ve peynir ambalajı, tek kullanımlık çatal bıçak takımı ve bazı yoğurt kapları polistirenin kullanıldığı mutfak gereçleridir. Bu kaplardan vinil benzen olarak da bilinen stiren açığa çıkıyor. Şüpheli kanserojen olarak bilinen stiren kimyasalı sindirim, böbrek ve solunum sistemi için zararlıdır. Polistiren ürünlerde üçgen içerisinde 6 kodu vardır. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Bisfenol-A (BPA)’lı polikarbonatlar: Damacana su şişeleri Damacana gibi sert su kaplarında kullanılan polikarbonatları plastikleştirmek için BPA kullanılmaktadır ve BPA bu tür kapların ana maddesidir. Son zamanlarda BPA’nın sağlığı olumsuz etkilemesi yönünden yeni bir kurşun olduğu şeklinde raporlar yer almaktadır. Bu gibi maddelerin Avrupa ve Kanada’da gıdalarla ilgili şişe ve kaplarda kullanılması yasaklandı. Gıdalara küçük miktarlarda da olsa bulaşabilen BPA’nın kurşun gibi anne karnındaki

bebeğe geçerek fetüsün gelişimini olumsuz etkilediği belirtilmektedir. Plastik ürünlerin altında üçgen içerisinde 7 kodu varsa bu, BPA içerdiğini gösterir. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Peki Yiyecekleri plastik poşetlere koymak sakıncalı mı? Naylon, folyo polietilen denen bir maddedir ve polietilenin bu güne kadar bir sağlık sakıncası saptanmamıştır. Daha büyük sorun yoğurt kapları, mesela köpük gibi bardaklardan bazen çay içiyoruz veya uçağa bindiğimizde şeffaf cam gibi çıt diye kırılan plastik bardaklar var. Hem o polystryne hem köpük gibi olan bardaklar da polystryne onlardan strine çayımıza geçiyor ve kanser olma riskini önemli ölçüde arttırıyor. Kabın altına veya yanına baktığınız zaman, bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir, o üçgenin içinde bir sayı yazar. 5 numara polipropilendir altında da zaten PP yazar. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Yani üçgenin içinde 5 mi yazması gerekir? Evet 5 polipropilen içindir. 1,5 litrelik su şişelerinde 1 yazıyor. Evet, işte o PET polietilen tereftalat, yani kötü olan 1 numara olanı. Evde 19 litrelik bidonların altına bakın, onlarda 7 yazar. 7 diğer plastikler anlamına gelir. Diğer plastiklerin içinde 6-7 farklı plastik vardır bunlardan bir tanesi de polikarbondur onun için üçgenin altında PC kısaltması vardır.


Maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde edebilmek için “çok ince” plastik bardak ve tabak üretildiğine şahit olmaktayız. Bu tür malzeme ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli kanserojen malzemelerdir. Köpük bardak, polimer bir malzemedir. Yukarıda açıklanan plastik malzemelere göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin (ör. polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik gruplar sıvıya geçecek ve ağız yolu ile bünyeye toksik madde alımı gerçekleşebilecektir. Sıcak su ile ilişkiye en az geçme ihtimali, kağıt bardaklar için geçerlidir, özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’nde kağıt bardak yaygın kullanımdadır. İnsan ve çevre sağlığı açısından geri dönüşümlü materyallerin kullanımı zorunlu ve öncelikli bir konu olduğundan yurtdışında soğuk-sıcak her türlü içeceklerin perakende satışı kağıt bardak ile yapılmaktadır. Ülkemizde ise plastik malzemeler halen yoğun olarak kullanılmakta ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri Suyun dolumunda kullanılacak kaplar Sağlık Bakanlığı’nın iznine tabidir. Bu kaplar, suyun niteliğini değiştirmeyecek ve su ile etkileşmeyecek, izin alınmış bir maddeden yapılır. Ambalajda cam dışındaki malzemeden yapılmış kapların kullanılması halinde, bu kapların

sağlık açısından sakıncalı olmadığına, kullanım ve üretimine ilişkin bilgi ve belgeler, ilgili bakanlığa sunularak izin alınır. Sonuç olarak, maliyeti yüksek olsa da cam malzemeden oluşmuş damacanaların piyasada bulunmasının önemli faydası olacaktır. Polimerik malzemelerin ısı ve ultraviyole ışınlardan etkilenerek bozunabilmesi de muhtemel olduğundan tüketicilerin aynı kapta su veya asitli içecekleri çok uzun süre bekletmemeleri, beklemiş ise kullanmamaları önerilir. KANSERDEN KORUNMAK İÇİN , PLASTİKTEN UZAK DUR.! Su şişeleri, gıda kapları, biberonlar vb. tüm plastik ambalajlar büyük tehlike saçıyor. Plastik kaplarda ürün almadan önce ‘plastik türünün’ sağlığa zararlı olup olmadığını anlamak için ambalajın üzerindeki numaralara dikkat edin. Plastik kapların altında 1’den 7’ye kadar rakamlar var. Gıda maddesi alırken bu numaralara dikkat... “1’in anlamı, PET veya PETE polietilen demektir. Genelde su, iki litrelik alkolsüz içecekler ve yağların konduğu pet şişelerde kullanılır. Cam gibi şeffaftır,

zararsızdır. 2’ ise HDPE yüksek yoğunluklu polietileni işaret etmektedir. Deterjan ambalajları ve pet sütlerde bulunur bu da zarar içermez. 3’ rakamı PVC polivinil klorid içermektedir. Streç folyo, dış mekanda kullanılan eşyalar, plastik pipo, zemin malzemesi, duş perdeleri, şeffaf ve kabartmalı plastik ambalajlarda kullanılır, zararlıdır. ‘4’ rakamı LDPE az yoğunluklu polietilendir. Kuru temizleme ve çöp torbaları, yemek saklama kaplarında bulunur, zararsızdır. ‘5’ rakamı şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında kullanılır ve zararsızdır. 6’nın anlamı PS polistirendir. Yemiş paketleri, plastik bardaktabak, markette etin satıldığı köpük tabak, hazır paket fast food ürünlerindendir, zararlıdır. 7’ ise diğer ürünleri işaret etmektedir. Bunlar birden altıya kadar kullanılan plastiklerin dışında kalanlardır. Yemek saklama kapları ve bazı pet şişelerde bulunur, kullanılması oldukça zararlıdır.

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 70 -


- 71 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013


Geleceğe

Sürüş

Heyecan veren görünüm, üst düzey teknoloji ve sıradışı performans Opel İletişim Hattı

www.opelcyprus.com

4446735

OPEL

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 72 -


Topkapı Sarayı Cinayetleri (1)

Pargalı İbrahim Paşa Osmanlı tarihinin en kanlı hadiselerine sahne olan yerlerden biri de, Topkapı Sarayı’dır. Topkapı Sarayı’nın kapısından girer girmez insan, kendini geçmiş günlerin hatıralar seline bir defa kaptırdı mı, artık alabildiğine bir hayal alemine sürüklenir. Kurtaramaz kendini. Kimbilir, bu duvarların arkasında ne günler yaşanmış, ne muhteşem şenlikler yapılmış; koridorlarında ne dilberler salına salına dolaşmış; bu sofalar, ne cümbüşlü saz alemlerini görmüş; bu odalarda ne şehvet kasırgaları esmiş ve bu çatı ne inanılmaz sefahat sahnelerine şahit olmuştur. Sarayın bir de küskün çehresi vardır. Biraz yaklaşırsak, birbirine kenetlenmiş küfekilerin arasında sanki harç yerine kullanılmış asırlık kan pıhtılarının lekelerini görürüz. Taşı ile, toprağı ile bu saray bize sayısız ve sorumsuz cinayetlerin hikâyelerini anlatır. Burada kimi masum, kimi melun bir sürü insan cesedinin izlerine basmadan yürünemez. Adım başında bir başka facianın renkli tabloları çizilidir. Şu kulenin ıslak merdivenlerinde sultanın sevgili vezirinin nasıl boğazlandığını, şu izbede bir padişahın türlü işkencelerle nasıl canına kıyıldığını, şu odada birbiri ardınca on dokuz yavrucağın nasıl kurban edildiğini, hünkarın önünde zorbalar tarafından bir paşanın nasıl paramparça edildiğini - 73 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

düşünürsek, tepeden tırnağa kadar titreriz; içimiz sızlar, dehşetten ürpeririz. Bu saray böyledir işte... İki mühim kapısı vardır. Biri kılıç, düğün, elçi ve zafer alaylarının

devirlerinin dilimizdeki kalıntılarıyle geviş getirmek veya çeregan safalarının iğrenç ve sefih alamine kendimizi kaptırarak avunmak istemedik. Madalyonın ters tarafındaki kıyasıya işlenmiş cinayetleri

sadece “Süru Sultani” içindeki cinayetleri alacağız... İsterseniz evvela Kanuni’nin tantanalı, mağrur veziriazamına ait dramın perdesini açalım:

Damat Makbul İbrahim Paşa ya da diğer adıyla Pargalı İbrahim Paşa.... Osmanlı tarihinde ihtişamı ve debdebesiyle saltanat süren, onun kadar bahtiyar, onun kadar itibarlı, kudretli bir başka vezir yoktur. 12 sene, 8 ay, 18 gün imparatorluğa hükmetmiş, Rumeli Beylerbeyi, Serasker, Veziriazam, Damat ve nihayet Sultan! Evet, “Serasker Sultan” diye imza edecek kadar ileri gitmiştir.

geçtiği «Babı Hümayun»; öteki, ölülerin çıktığı «Meyit Kapısı.» Biz, bu yazılarda, geçmiş, artık masallaşmış saltanat

deşifre etmeyi, bize utanç verici bir sadizm tarihinin ibretli sayfalarını biraz eşelemeyi daha uygun bulduk. Buraya

Padişah onu şehzadeliğinde tanımış, yanından hiç ayırmamış. Kanuni gibi okumuş, yazmış - şöyle böyle değil - şair ve alim, cihana hakim bir padişahın musahibi olmak, onun teveccühünü kazanmak, kızkardeşine koca olmak (Yavuzun kızı Hatice Sultan’ın kocasıdır), geceleri


padişahın harem bölümünde kalmak ve sarayda bir dairei mahsusası bulunmak az şey mi? Koskoca bir imparatorluğu - hem de Avrupa ötelerine kadar hududu genişlemiş bir ülkeyi - dilediği gibi idare yetkisine sahip, Veziriazam.

gösteren bir padişahın, en yakın dostunun ve vezirinin idamına razı olması, pek şaşılacak şey değildir.

Pargalı İbrahim Paşa, padişahın ayaklarını yıkadığı suyu içecek kadar dalkavuk, «Ben tasdik etmezsem padişahın iradesi icrasız kalır. Ben bir seyisi paşa yapabilirim. Devletin bütün hazinesi bende. Onun elbisesi benimkinden daha iyi değildir.» diyecek kadar cüretkar. Pargalı bir balıkçının oğlu olduğu halde, Sultanahmet Meydanı’ndaki sarayını akıllara sığmıyacak derecede süslemeye kalkışacak kadar şımarık ve megaloman. Ayrıca, iyi keman çalıyor. Zaten Kanuni’yi de ilk önce büyüleyen bu kemanıdır. İbrahim, daha on dört yaşında devşirme bir çocuk. Kanuni de şehzade ve Manisa Valisi. Bir gün avdan dönerken, bir evden keman sesi işitir. Çalan, dul bir kadının korsanların elinden satın alarak kurtardığı manevi evladı: İbrahim. Şehzade, çocuğu pek beğenir. Hem hem terbiyeli, hem sanatkar. Onu yanına alır. Artık hiç ayrılmazlar. Biri padişah olur, öteki vezir. Hürrem’in entrikasına kurban olacağı ana kadar, yakınlık ve dostluk devam eder.

Gece, Topkapı Sarayı’nın avlularına yayılmaya başladı mı, rüzgâr bir başka türlü eser, başka türlü ses verir, serviler, ağaçlar bir başka türlü sallanır; insana gölgeliklerde hayaletler dolaşıyor gibi gelir. İster ışıklı, mehtaplı olsun, ister kapkaranlık, saray geceleri korkunçtur. Adeta Sarayın labirentinde türlü entrikalar sinsi sinsi dolaşıyor sanırsınız. Burası bir dalavere ocağıdır.

Hürrem; ortada Mahidevran adındaki cariyeden dünyaya gelmiş, tahtın varisi Şehzade Mustafa varken, kendi oğlunu padişah yapmak istiyecek kadar muhteris. Onun emeli Şehzade Mustafa gibi akıllı, zeki ve olgun kafalı bir prensi ortadan kaldırmaktı. Bunu yapabilmek için de şu bir türlü çekemediği, cakasına dayanamadığı Veziriazam Pargalı İbrahim Paşa’yı bertaraf etmek gerekiyordu. Nihayet haklı, haksız bir sürü sebep (Irakeyn seferindeki yolsuzluk ve zayiat, Başdefterdar İskender Çelebi’nin öldürülmesi, kendini padişah ilan etmek hevesine kadar varan ve Yüce Divan’a sarhoş olarak gelmesi gibi küstahlıklar, Kuran’a saygısızlığı, Nafize Sultan’ın ölümü. vs.) bulunuyor ve Pargalı İbrahim Paşa’nın öldürülmesi kararlaştırılıyor. Mustafa gibi bir oğlunu feda edecek kadar Hürrem’e zaif

Nihayet, bir Ramazan gecesi...

Evet, hicri 942 senesi Ramazanının 21’inci salısını 22 çarşambaya bağlayan gece idi (1536)... Pargalı İbrahim Paşa, saraya davetli. Hünkâr sofrasında mükellef bir iftar sofrası kurulmuş. Padişah, Veziriazamını ayakta, hararetle, her zamanki şımartıcı iltifatlarıyla karşılamış!... Meclis gece yarısına kadar devam etmiş.

Şurası muhakkak ki, olay, bu kalın duvarlar arasında gömülü kalmıştır. Bu anı aydınlatacak tek vesika bulunmamıştır. Yalnız, iyi bilinen bir şey varsa, o da, biraz sonra Makbul İbrahim Paşa’nın “Maktul İbrahim Paşa” olarak sırtlarda taşındığıdır. Ceset, Sarayburnu’nda kayığa bindirilerek Galata’ya çıkarılır. İbrahim Paşa’nın mezarı bir rivayete göre Okmeydanı’nda, başka bir rivayete göre de Galata’da Canfeda Tekkesi’ndedir. Belki bunların ikisi de doğrudur. Zira boğulduktan sonra Paşa’nın kellesi kesilerek Padişah’a takdim olunmuştu. Gövdesinin birinde, başının ötekinde gömülü olması mümkün. (Sağda Gördüğünüz Resimde: Rivayetlere göre Pargalı (Pargalı İbrahim’in ölümüne ait tek resmi belde ise yukarıda görmüş olduğunuz mintyatürdür.)

Pargalı’nın Mezarı Pargalı Rum balıkçı Manolis’in oğlu Devleti Aliye’nin Vezir-i Azam’ı, şanlı Osmanlı Ordusu’nun Ser Askeri, Osmanlı Haneda’nından Hatice Sultan’ın biricik eşi İbrahim Paşa geçmişine özlemi hiç bitmeyen Pargalı’nın kabri; Fındıklı’da Canfeda Yokuşu başındaki yeşil boyalı mezardır. Yaşarken geçmişine, ailesine yaşadığı yerlere hatta yaşamak istediği başka bir hayata hep özlem içinde olan , geçmişiyle devamlı yaşayan Pargalı İbrahim Paşa’nın özlemi öldükten sonra dinmiş mi dir yoksa ruhu hala Parga’ ya ve ailesine özlem içinde midir Allah bilir.

Kanuni, “Gece sarayda kal. Yarın erken kalkar, yaklaşan bayram hazırlıklarını görüşürüz... diyerek ayağa kalkmış, hareme, Hürrem’in Yaşarken kendini ne parga’ ya nede Payitaht’a tam ait olarak yanına gitmiş. İbrahim Paşa da göremeyen hep bir ikilemde olan önce Makbul sonra Maktul odasına. olan Paşa’nın ruhu huzuru bulunmuş mudur bilinmez ama öldürüldüğü dönemde yeri bilinmeyen mezarının yeri bugün Koridorlarda bilinmektedir. Merak edip görmek isterseniz sizi beklemektedir.

karanlık ve meşum bir ölüm sessizliği var!.. Üç gölge belirir: Kızlarağası, Cellat Kara Ali ve yamağı, Pargalı İbrahim Paşa’nın odasına girerler. Burada, Pargalı İbrahim Paşa saraya gelirken, onu odasına kadar götürürken yerlere kadar eğilen Kızlarağası ile Veziriazam’ın aralarında cereyan eden konuşmalar, tarihi romancıların muhayyilelerinde türlü türlü canlandırılmıştır. Kimi Pargalı İbrahim Paşa’nın Kanuni’ye bir mektup yazmak istediğini, kimi cellatlarla boğuştuğunu yazar.

2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 74 -


Korku ve Kaygı Nedir ? Benim kaybetme korkum olmasaydı, senin kaybetme korkunu belki de hissedemeyecektim? Kendimde bunu dengeye almanın yollarını bulmamış olsaydım, sendekini nasıl dengeleyecektik? Bu yüzden yaşadığım tüm sıkıntılara binlerce kez şükürler olsun.

Hayatımızın içerisinde yaşadığımız birçok olumsuz olayın temelinde korkularımız yatıyor. Korkular bu güzel hayatımızı çoğu zaman yaşanmaz hale getiriyor. Eğer biri bana derse ki “Benim hiçbir şeyden korkum yok” ona vereceğim cevap “Ya korkularınla yüzleşmedin, ya da her şeyden korkuyorsun ve bunu bir maskeyle gizliyorsun” olurdu. Yıllar önce Yaşam koçluğuna başladığımda sadece bir yıl kendi kendime yaşam koçluğu yaptım. Bir yıl kendi korkularımı tespit etmekle uğraştım, kendime şifa aktardım, kendime enerji aktardım. Kendi iç dünyamla, kendi bilinçaltımla yüzleştim.

Eğer bu korkuları yaşamamış olsaydım, yaptığımız farkındalık çalışmaları olmayacaktı ve sizinle karşılaşmayacaktık.

Birlikte bu korkularımızı temizlemeye başlayalım.

YAŞADIĞIM SIKINTILARA ŞÜKÜRLER OLSUN Benzer enerjiler, benzer enerjileri çeker. Sizinle benzer bir frekansımız var ki karşılaştık. Eğer benim kaybetme korkum olmasaydı, senin kaybetme korkunu belki de hissedemeyecektim. Kendimde bunu dengeye almanın yollarını bulmamış olsaydım, sendekini nasıl dengeleyecektik? Bu yüzden

yaşadığım tüm sıkıntılara binlerce kez şükürler olsun.

Neler neler çıktı! Kaybetme korkum varmış; aldatılma korkum varmış; terk edilme korkum varmış; yalnız kalma korkum varmış; yok olma korkum varmış; parasızlık korkum varmış; hata yapma korkum varmış; başaramama korkum varmış; hasta olma, ölüm korkum varmış; insanlar ne diyecek korkusu; esir olma korkusu; çaresizlik korkusu; acı çekme korkusu.

Buradaki bilgiler, size ışık tutmak içindir. Bu süreç rafting yapmaya benzer benim gözümde. Bu benim bakış açım ve ben sizin bir takım arkadaşınızım. Seninle birlikte rafting botuna binmeye hazırım. Botun bir ucunda sen ve diğer ucunda ben olacağım. Birlikte kürek çekeceğiz, azgın nehirde, kayalıklardan, şelaleden birlikte geçeceğiz.

Bunların hepsi bende vardı. İyi ki var, iyi ki bunları bulmuşum, iyi ki bunları yaşamışım ve bunları dengeye getirmek için çalışıyorum iyi ki!

Daha önce bu nehirden çok kişiyi geçirdik ve kürek çekmeyi seviyorum. Sana da güveniyorum. Sen de şimdi güvensizlik korkunu sevgiyle kabullen ve gönder.

- 75 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

Ve bana güven.

Sevgi ve Işıkla Bülent Gardiyanoğlu Yaşam Koçu – Nefes Koçu Kuantum Uzmanı ve Uygulayıcısı 0533 876 1712 / 229 18 26


r a y y se o y d ü st ? u m

Seyyar stüdyoda bir başka dünya Maleonn ve asistanları gezi için yedi ay hazırlık yapmışlar: Fonları tasarlayıp boyamışlar, kostümden aksesuara, motorsiklet ve uçak gibi görünen karton modellere kadar her şeyi düşünüp bir kamyonun arkasını "retro fotoğraf stüdyosuna" çevirmişler. Sanatçı “Sahnelerin çoğu esprili, eğlenceli. Dijital teknoloji sayesinde fotoğraflarla çekim sonrası oynama imkanları hayli artsa da, ben eski tarz birşey yapmak istedim.” diyor. Maleonn bu projeye Şangay’ın avangart sanat projesi ‘Weihai Sokağı 696’daki stüdyosunu kaybettikten sonra başlamış. En az altı ayda 28 bin kilometre yol kat ederek, 54 kenti ziyaret etmeyi planlamış.

Çekimlere bekçilerden öğretmenlere, ev kadınlarından film yıldızlarına farklı kesimlerden katılım olmuş. Bazıları kendi kostümlerini getirmiş; hepsine fotoğraflarının bir kopyası verilmiş. Maleonn” Bundan önceki eserlerimde insanlar önemsiz birer aksesuardı. Bu sefer farklı.” diyor, “Umarım Seyyar Fotoğraf Stüdyosu özel bir hatıra olur onlar için. Yaşlandığımızda bu özel anı ve mekanı hatırlamak için ellerinde bir fotoğraf olması ne romantik olacak!” Çin’deki gezisini tamamlayan sanatçı, benzer bir projeyi İngiltere’de de gerçekleştirmeyi düşünüyor.

Proje Twitter benzeri mikroblog sitesi Weibo’da duyurulunca, fotoğraf çektirmek isteyen çok sayıda gönüllüden yanıt gelmiş. Maleonn da fotoğrafını çekeceği kişilerin ekibe yatak ve yiyecek vermelerini şart koşmuş. 2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 76 -


Plastik kaplar sağlıklı mı, değil mi? Çoğumuz bu kapların hangi şartlarda kullanılması gerektiğini bilmiyoruz. Kapların da zaten böyle bir kullanım kılavuzu yok! Dünya genelinde birçok uzman doktor, plastik kapların kullanım hatalarıyla ilgili önemli uyarılarda bulunuyor. Sağlıklı beslenme için doğru gıdaları tercih etmek kadar mutfakta kullanılan eşyaların da çok önemi var. Daha pratik olduğu için tercih edilen plastik saklama kapları, teflon tencereler çizilmesin diye kullanılan plastik kaşıklar ve daha birçok mutfak eşyası doğru seçim yapılmadığında sağlık için büyük bir risk oluşturuyor. Bu riskin üzerine bir de mutfaklarımızda donmuş gıdayı çözmek için kullandığımız mikrodalga fırında eklenince bu risk kanser olma riskini büyük ölçüde arttıracak kimyasalların yiyeceklerimize karışmasına sebep oluyor. Uzmanlar, mikrodalga fırınlarda kullanılan plastik kapların 70 derecenin üzerinde ısıtılması durumunda zararlı kimyasal maddelerin ortaya çıktığını belirtiyor. Bu maddeler hormonal dengeyi bozuyor, kanseri uyarıyor ve geliştiriyor, ayrıca doğurganlığı bozuyor. Melamin kapların 70 derecenin altındaki sıcaklıkta kullanılmasının güvenli olduğunu belirten uzmanların ortak görüşlerine göre mutfakta en çok kullanılan ve zararlı kimyasalları gıdalara bulaştırma riski olan plastikler şöyle; Polivinil klorür (PVC): Oyuncaklar, şişeler, gıda ambalajı; Ggıda ambalajı, emzik, oyuncaklar,

- 77 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

sıkılabilir şişeler ve su borularında kullanılan bu plastiklere esnek ve yumuşak olması için ftalat kimyasal maddesi eklenir. Bu madde, endokrin (iç salgı) bozucu ve estrojeni (cinsel hormon) taklit edip vücuttaki estrojen etkilerini durdurabilir. Bu iki olumsuz etki meme ve prostat kanseri, kısırlık, kalp hastalıkları gibi birçok sağlık sorunlarıyla sonuçlanır. PVC ürünlerin üzerinde üçgen içerisinde 3 kodu veya “V” işareti vardır. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Polistiren: Tek kullanımlı köpüklü içecek bardağı; köpüklü sıcak içecek bardağı, et, balık ve peynir ambalajı, tek kullanımlık çatal bıçak takımı ve bazı yoğurt kapları polistirenin kullanıldığı mutfak gereçleridir. Bu kaplardan vinil benzen olarak da bilinen stiren açığa çıkıyor. Şüpheli kanserojen olarak bilinen stiren kimyasalı sindirim, böbrek ve solunum sistemi için zararlıdır. Polistiren ürünlerde üçgen içerisinde 6 kodu vardır. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Bisfenol-A (BPA)’lı polikarbonatlar: Damacana su şişeleri Damacana gibi sert su kaplarında kullanılan polikarbonatları plastikleştirmek için BPA kullanılmaktadır ve BPA bu tür kapların ana maddesidir. Son zamanlarda BPA’nın sağlığı olumsuz etkilemesi yönünden yeni bir kurşun olduğu şeklinde raporlar yer almaktadır. Bu gibi maddelerin Avrupa ve Kanada’da gıdalarla ilgili şişe ve kaplarda kullanılması yasaklandı. Gıdalara küçük miktarlarda da olsa bulaşabilen BPA’nın kurşun gibi anne karnındaki

bebeğe geçerek fetüsün gelişimini olumsuz etkilediği belirtilmektedir. Plastik ürünlerin altında üçgen içerisinde 7 kodu varsa bu, BPA içerdiğini gösterir. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Peki Yiyecekleri plastik poşetlere koymak sakıncalı mı? Naylon, folyo polietilen denen bir maddedir ve polietilenin bu güne kadar bir sağlık sakıncası saptanmamıştır. Daha büyük sorun yoğurt kapları, mesela köpük gibi bardaklardan bazen çay içiyoruz veya uçağa bindiğimizde şeffaf cam gibi çıt diye kırılan plastik bardaklar var. Hem o polystryne hem köpük gibi olan bardaklar da polystryne onlardan strine çayımıza geçiyor ve kanser olma riskini önemli ölçüde arttırıyor. Kabın altına veya yanına baktığınız zaman, bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir, o üçgenin içinde bir sayı yazar. 5 numara polipropilendir altında da zaten PP yazar. Bu ürünlere karşı dikkatli olunuz! Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Yani üçgenin içinde 5 mi yazması gerekir? Evet 5 polipropilen içindir. 1,5 litrelik su şişelerinde 1 yazıyor. Evet, işte o PET polietilen tereftalat, yani kötü olan 1 numara olanı. Evde 19 litrelik bidonların altına bakın, onlarda 7 yazar. 7 diğer plastikler anlamına gelir. Diğer plastiklerin içinde 6-7 farklı plastik vardır bunlardan bir tanesi de polikarbondur onun için üçgenin altında PC kısaltması vardır.


Maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde edebilmek için “çok ince” plastik bardak ve tabak üretildiğine şahit olmaktayız. Bu tür malzeme ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli kanserojen malzemelerdir. Köpük bardak, polimer bir malzemedir. Yukarıda açıklanan plastik malzemelere göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin (ör. polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik gruplar sıvıya geçecek ve ağız yolu ile bünyeye toksik madde alımı gerçekleşebilecektir. Sıcak su ile ilişkiye en az geçme ihtimali, kağıt bardaklar için geçerlidir, özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’nde kağıt bardak yaygın kullanımdadır. İnsan ve çevre sağlığı açısından geri dönüşümlü materyallerin kullanımı zorunlu ve öncelikli bir konu olduğundan yurtdışında soğuk-sıcak her türlü içeceklerin perakende satışı kağıt bardak ile yapılmaktadır. Ülkemizde ise plastik malzemeler halen yoğun olarak kullanılmakta ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır.

sağlık açısından sakıncalı olmadığına, kullanım ve üretimine ilişkin bilgi ve belgeler, ilgili bakanlığa sunularak izin alınır. Sonuç olarak, maliyeti yüksek olsa da cam malzemeden oluşmuş damacanaların piyasada bulunmasının önemli faydası olacaktır. Polimerik malzemelerin ısı ve ultraviyole ışınlardan etkilenerek bozunabilmesi de muhtemel olduğundan tüketicilerin aynı kapta su veya asitli içecekleri çok uzun süre bekletmemeleri, beklemiş ise kullanmamaları önerilir. KANSERDEN KORUNMAK İÇİN , PLASTİKTEN UZAK DUR.! Su şişeleri, gıda kapları, biberonlar vb. tüm plastik ambalajlar büyük tehlike saçıyor. Plastik kaplarda ürün almadan önce ‘plastik türünün’ sağlığa zararlı olup olmadığını anlamak için ambalajın üzerindeki numaralara dikkat edin. Plastik kapların altında 1’den 7’ye kadar rakamlar var. Gıda maddesi alırken bu numaralara dikkat... “1’in anlamı, PET veya PETE polietilen demektir. Genelde su, iki litrelik alkolsüz içecekler ve yağların konduğu pet şişelerde kullanılır. Cam gibi şeffaftır,

zararsızdır. 2’ ise HDPE yüksek yoğunluklu polietileni işaret etmektedir. Deterjan ambalajları ve pet sütlerde bulunur bu da zarar içermez. 3’ rakamı PVC polivinil klorid içermektedir. Streç folyo, dış mekanda kullanılan eşyalar, plastik pipo, zemin malzemesi, duş perdeleri, şeffaf ve kabartmalı plastik ambalajlarda kullanılır, zararlıdır. ‘4’ rakamı LDPE az yoğunluklu polietilendir. Kuru temizleme ve çöp torbaları, yemek saklama kaplarında bulunur, zararsızdır. ‘5’ rakamı şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında kullanılır ve zararsızdır. 6’nın anlamı PS polistirendir. Yemiş paketleri, plastik bardaktabak, markette etin satıldığı köpük tabak, hazır paket fast food ürünlerindendir, zararlıdır. 7’ ise diğer ürünleri işaret etmektedir. Bunlar birden altıya kadar kullanılan plastiklerin dışında kalanlardır. Yemek saklama kapları ve bazı pet şişelerde bulunur, kullanılması oldukça zararlıdır.

Su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri Suyun dolumunda kullanılacak kaplar Sağlık Bakanlığı’nın iznine tabidir. Bu kaplar, suyun niteliğini değiştirmeyecek ve su ile etkileşmeyecek, izin alınmış bir maddeden yapılır. Ambalajda cam dışındaki malzemeden yapılmış kapların kullanılması halinde, bu kapların 2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 78 -


dekorasyon

Masallardan fırlayan çocuk odaları Çocuk odası nasıl olmalı? Çocuğunuz her geçen gün büyüyor ve ihtiyaçları değişiyor. Doğduğu andan itibaren nasıl bir odaya sahip olması gerektiğini biliyor musunuz? Evinizin bir tarzı varsa çocuklarınızın odasının neden olmasın? Bebek odasını bebek gelmeden iki ay önce hazırlamak yeterlidir. Renkli bordürler ya da canlı duvar kağıtları, çocukların hayal güçlerini harekete geçirir. Karyola, kıyafetler için bir dolap ve alt değiştirici birimi ilk etapta alınacak temel parçalardır. Perde seçiminde ışığı kesen perdeleri tercih etmek uygundur. Kendi hayal gücünüzü - 79 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

kullanarak ona farklı bir dünya yaratmak sizin elinizde. eğlenceli aynı zamanda kendine ait olan bu oda çocuğunuz için en önemli mekanlardan biri olacaktır. Hesaplı ve uzun süre kullanılacak bir oda Çocuklar hızla büyüdüğü için odalarında da sık sık değişikliğe ihtiyaç duyuluyor. Ancak çok fazla masrafa girmeden uzun süre kullanılacak eşyalar almak istiyorsanız yatağa dönüşen karyolaları tercih edebilirsiniz. Yine mobilyaların renk seçimlerini yaparken daha klasik renkleri seçebilir ve sadece aksesuvarları değiştirerek odanın havasını da çocuğunuzun yaşına göre değiştirebilirsiniz. Erkek çocuklar için kahve tonlarında doğal mobilyalar, kızlar için ise


dekorasyon beyaz mobilyalar alınabilir. Erkekler daha çok favori sporları, hayvanları ya da tırmanmaya müsait ormanlı dekorasyon stillerini tercih ederken, kızlar çiçekli, kelebekli, prensesli odaları istiyor. Tabii renklerde de büyük farklar var. Oda yanlızca ona ait olsa da sizinde hayatınızı kolaylaştıracak, çocuğunuz için tehlike teşki etmeyecek önlemler de alabilirsiniz. Mesela çekmeceler yerine tekerlekli kutularla dekorasyonu renklendirebilir ve daha eğlenceli aynı zamanda güvenilir bir ortam sağlayabilirsiniz. Çocuklar eşyalarına önem verirler ve hepsini saklamak isterler. Bu tür durumlarda en iyi çözüm bolca çekmece ve dolaptır. Yatak altlarına

konan tekerlekli kutular ve altı sandıklı sedirler de işe yarar. Duvarlara monte edeceğiniz raflar, küçükken oyuncaklara, büyüyünce de kitaplara yer sağlayacaktır. Odanın dekorasyonunda açık renk kullanmak da odayı daha geniş ve ferah gösterir.

tiyatrosu sahnesi ile hem onu çok eğlendirebilir, hem de hayal gücünü geliştirebilirsiniz. Kukla sahnesini firmalardan hazır bulabilir ya da bir marangoza yaptırabilirsiniz. Kulklaya ilgisi yoksa bir sahne yaratıp ona eğlenmenin yollarınız göstermenin tam zamanı...

Hazırlayacağınız oda bebeğinizin genç odası alacağı zamana kadar en fazla vakit geçireceği yer olduğundan hayal güçlerini geliştirecek, zeka gelişimini destekleyecek oyunları da dekorasyonunuza ekleyebilirsiniz. Eğer çocuğunuz henüz küçükse, odasına yapacağınız bir kukla 2013 - SAYI 14 - BİDERGİ - 80 2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 80 -


t a n a S z a r i e ç B az Ke r i B Keçe’nin Sanata Dönüşümü

Keçeden İnsan Portreleri Son birkaç senedir her döndüğümüz yerde keçeden yapılmış bir sürü şey görüyoruz. Süs eşyaları, kolyeler, küpeler, bileklikler, ev dekorasyonu ve hatta çantalar bile var keçeyle yapılan. Fakat bu sefer ortaya çıkan şeyler gerçekten tam anlamıyla sanat! Beata Bródka isimli sanatçı keçe kullanarak portreler, karakterler ve neredeyse replika denebilecek insan figürleri yaratıyor. Koleksiyon sever tarafından büyük ilgi gören bu şirin keçe eserler keçe severlerinden büyük ilgisini üzerine çekiyor. Siparişe bağlı özel - 81 - BİDERGİ - SAYI 15 - 2013

çalışmalar yaptığı gibi ünlüler veya hayvanlar gibi koleksiyonları da mevcut. Dilerseniz kendi sitesini http://www.beabrodka. daportfolio.com/ adresinden ziyaret edip daha fazlasını görebilirsiniz.


2013 - SAYI 15 - BİDERGİ - 82 -




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.