Hayata dair ne varsa...
e t s a ig
Hüseyin Kandulu ile Göğüs Büyütme ;
İZ gazete ÜCRETS
Mavi Elma Okul Öncesi Eğitimde
Sosyalleşme
Psikolog Esra Dağlar
“Değerli okuyucular meme protezi ameliyatı iyi ellerde sonucu fevkalade iyi olan ömür boyu kalıcı, sağlığınıza hiçbir şekilde kötü etkisi olmayan bir operasyondur.”
Çocuklarda Yalan Söyleme
sayfa 4
sayfa 11
sayfa 7
SECOND PROJECT’ten
Lefkoşa Ve Mağusa Suriçi Gelişim Projesi Lefkoşa Surlariçi Çarşı İnsiyatifi ile ilgili hazırlıklar tamamlandı. Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın AB tarafından finanse edilen SECOND Projesi ile birlikte yürütmekte olduğu ‘Lefkoşa Surlariçi Çarşısı Pazarlama İnsiyatifi’ ile ilgili ön çalışmaların tamamlandığını söyleyen Bakan Atun, genel amacı Lefkoşa Surlariçi Çarşısı’nda uygulanacak organize bir pazarlama insiyatifi ile ekonomik gelişimin sağlanması olan projede, spesifik olarak bölgesel markalaşma, bölge esnafına yönelik eğitim ve danışmanlık programları, ürün geliştirme çalışmaları ve etkinliklerle bölgesel pazarlama konusunda destek sağlanmasının hedeflendiğini söyledi. Projede ilk adım olarak geçtiğimiz aylarda ilgili paydaşlardan oluşan bir çalışma grubu kurularak insiyatifin gerçekleştirileceği pilot bölge seçildiğini belirten Atun, hemen ardından Lefkoşa Çarşısı’nda bulunan işletmelerin teknik destek ihtiyaçlarının belirlenmesi amacıyla
Boğa Burcunu 2012 Yılında Neler Bekliyor? sayfa 20
Ocak-Mart ayları arasında çarşıda bir işletme anketi gerçekleştirilerek, esnafın ihtiyaçlarının belirlendiğini, görüşlerinin alındığını ve bölgedeki sektörel dağılımın tespit edildiğini ifade etti. Önümüzdeki günlerde ise projenin bir sonraki adımı olarak “Lefkoşa Surlariçi Çarşısı Logo Yarışması” düzenlenerek bölgeye haiz bir marka yaratılmasının hedeflendiğini söyleyen Bakan Atun; “Ülke genelinde katılıma açık olacak yarışmanın kriterleri önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı ile açıklanacak. Tasarlanacak marka ile Lefkoşa Çarşısı’nın kendine has bir turistik değer olarak hem yurtiçinde hem de yurtdışında pazarlanmasını hedefliyoruz. Bu markanın aynı zamanda konfeksiyon ve hediyelik eşya gibi sektörlerde yeni ürünler geliştirilmesini sağlamasını bekliyoruz.” dedi.
Mağusa İnsiyatifi ve Markalaşma Projesi yaz aylarında geliştirilecek. Sunat Atun,SECOND Projesinin
KOBİGEM ile birlikte yürütmekte olduğu Mağusa İnsiyatifi ve markalaşma” projesi kapsamında Gazimağusa’da paydaşlarla yapılan ön görüşmelerde, bölgeyi ziyaret eden ziyaretçi sayısının artırılması yönünde bir ihtiyaç olduğu, daha fazla yerli nüfus, öğrenci ve turistin bölgeye getirilmesi için adım atılması gerektiği konusunda tespitler yapıldığını söyledi.Yapılan bu tespitler üzerine bölgenin markalaşması ve özgün olması için atılması gereken adımlarla ilgili bir araştırma başlatıldığını da açıklayan Atun,Nisan- Mayıs ayı içerisinde tamamlanıp, raporlanması amaçlanan “markalaşma” projesinin pilot uygulamalarının yaz sonu gerçekleşmesini hedeflediklerini belirtti.
Akova, Gazimağusa ve Girne’de toplam 6 adet eğitim düzenlendiğini söyleyen Atun, bu eğitimlere katılan ve başarıyla tamamlayan, bir çoğu halihazırda işini kurmuş fakat geliştirmek isteyen girişimcilerden oluşan toplam 115 kişinin sertifika almaya hak kazandığını söyledi.Atun ayrıca, eğitimlere katılan girişimcilerin, ihtiyaçları olan konularda SECOND Projesi uzmanlarından birebir danışmanlık hizmeti de almaya halen devam ettiğini hatırlattı.
Girişimcilik Programları Bütün bunların yanında SECOND Projesi kapsamında girişimcilik eğitimleri çerçevesinde, 16 Eylül 2011’de ‘Girişimcilik Eğitimcileri’nin Eğitimi’ ile başlayarak, 19 Aralık 2011 ile 6 Nisan 2012 arasında Lefkoşa,
Medyumunuz Dilek Kayadelenler
“Şifacı”
sayfa 17
Röportaj:
Diyetisyen
Münüre Musioğlu sayfa 14 -15
JASMINE COURT HOTEL 1. ÇOCUK ŞENLİĞİ SPONSORLARI
KANER ŞİRKETLER GRUBU UNIVERSAL BANK BİDERGİ &BİGASTE CYPRI COLA TAMEK DİMES
BİDERGİ ve BİGASTE’ninde sponsor olduğu
JASMINE COURT HOTEL 1. Çocuk Şenliği düzenlendi.
İlköğretim Daire Müdürlüğü, T.C.Büyükelçilik Yardım Heyeti ve 23 Nisan İlkokulu'nun katkılarıyla 13 ülkeden 260 çocuk, 200 KKTC'li kardeş okul ve 40 rehber öğretmenin katılımıyla gerçekleşti. Sosyal sorumluluk projesiyle yola çıkan Jasmine Court Hotel bu proje kapsamında yurtdışından gelen çocuklara ülkenin kültüründen örnekler sunarak KKTC'nin sosyokültürel tanıtımına katkıda bulundu. Kaner Şirkeler Grubu, Tamek, Dimes, Cypri Cola, Universal Bank, Bidergi ve Bigaste’nin katkılarıyla düzenlenen etkinlikte çocuklar oynadıkları oyunlarla
günün anlam ve önemine uygun keyifli saatler geçirdiler. Jasmine Court Hotel ailesi bu önemli güne ev sahipliği yapmanın gururunu ve coşkusunu yaşayarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerini geleneksel hale getirme kararı aldı. İçecek,su, patlamış ve sandviçlerin ikram edildiği şenlikte müzik eşliğinde çeşitli yarışmalar düzenlendi. Maskotlarla bol bol fotoğraf çektiren çocuklar eğlenceye doydular.
KAHVALTI DEYİP GEÇMEYİN Başarıda büyük payı var... Okul öncesi çocukların yüzde 15-17’sinde beslenme bozukluğu, okul çağı çocuklarının yüzde 25’den fazlasında kansızlık problemi görülüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanlarına göre, okul çağındaki çocuklarda kahvaltı, beslenme bozukluklarını ve kansızlığı engelliyor.
Günlerinin büyük çoğunluğunu okulda geçiren öğrenci ve öğretmenlerin beslenme düzeylerinde birtakım düzenlemelerin yapılması, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşamın devamlılığı için oldukça önemlidir. Özellikle çocuklarda hızlı bir büyüme ve gelişmenin olduğu okul
çağlarında yeterli ve dengeli beslenme, sağlıklı gelişim ve büyümenin devamlılığı, artan enerji ve besin öğeleri gereksiniminin karşılanması yanında, beslenmeye bağlı sağlık sorunlarının oluşmasının engellenmesi adına da önemlidir. Yanlış veya yetersiz beslenme alışkanlıkları, zayıflık ya da şişmanlık, diş çürükleri, kansızlık, kemik bozuklukları ve iyot yetersizliği gibi önemli hastalıklara sebebiyet verebilir. Sabah okula yetişme telaşı, erken kalkma nedeniyle görülen iştahsızlık, açlık hissetmeme, biraz daha fazla uyuyabilme, kilo vermeye çalışma veya tüketime hazır bir öğünün olmayışı gibi nedenler öğrenci ve öğretmenlerin güne kahvaltısız başlamalarındaki belli başlı nedenleri arasında yer alıyor. Ancak kahvaltı, günün en uzun açlığı olan gece açlığını takip etmesi nedeniyle, biten enerjinin tekrar alınabilmesini sağladığı için günün en önemli öğündür.
kan şekerinin düşmesine ve buna bağlı olarak yüksek şeker ve yağ içerikli besinleri yeme arzusunun doğmasına, öğrenme ve konsantrasyon kabiliyetinin azalmasına neden olur. Kahvaltı, kan şekeri olarak bilinen glikoz için kaynak oluşturur. Glikoz, beyin için en önemli ve tek eneri kaynağıdır ve bir depoya sahip değildir. Çocuk veya yetişkin her birey, normal beyin fonksiyonları için yüksek oranda glikoza ihtiyaç duyar.
Kahvaltı yapan öğrencilerin; * Sınıf içerisindeki başarısını daha fazla olduğu, * Kavrama yeteneklerinin daha iyi olduğu, * Problem çözme gibi konularda daha başarılı olduğu, * Beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalandıkları, * Kilo kontrolünü daha iyi sağlayabildikleri belirtiliyor. Kahvaltı yapma alışkanlığı edinmiş bir çocuk, öğrencilik hayatı boyunca bu alışkanlığını devam ettirme eğiliminde olacağından, gelecekte sağlıklı bir yetişkin olarak hayatını devam ettirecektir.
Gece boyunca devam eden açlığın ardından kahvaltı öğününü atlamak,
-2-
İmtiyaz Sahibi Esra Dağlar
Yazı İşleri Sorumlusu Esra Dağlar
Editör- Grafik Tasarım Ayşegül Tunçer K.
Fotoğraflar Murat Sezer
bigas’te
Rezervasyonlarınız için 0 533 832 30 21
Matbaa Girne Grafik 0533 827 65 66
Anatomik
Terlik ve Ayakkabılar
Konforu annenizin ayağına getirin CEYO’yu seçin.
T.ONBAŞIOĞLU LTD.
Ceyo Gönyeli Yenikent Enverpaşa Cad. A Blok Dükkan 3G. Tel: 223 21 94
Ceyo Girne Çelebi Sok. No 2 Girne Tel: 816 00 34
Ceyo Terminal Atatürk Cad. 95 / B Lefkoşa Tel : 228 97 25
Ceyo Magosa G. Mustafa Kemal Bulvarı / Baykal G. Mağusa Tel: 366 14 04 Fax:366 14 05
Hüseyin KANDULU ile Estetik üzerine merak ettiğiniz herşey...
Göğüs Büyütme
Estetik cerrahide meme büyütme işlemi için en güncel tedavi yönteminin silikon protezler olduğunu söyleyerek söze başlamak gerek. Tabi ki süratle gelişen yöntemler protezin tahtını elbet bir gün sallayacaktır. Bu güncel yöntemlerden bir tanesi otolog doku transferi ile hastanın kendinden alınan yağ hücrelerinin hazırlanıp transfer edilmesidir ki bu yöntem henüz meme büyütme cerrahisinde protez ile boy ölçüşememektedir. •Peki o zaman altın standart olan protez hakkında ve meme büyütme ameliyatı hakkında nelere dikkat etmeliyiz… Değerli okuyucular meme protezi ameliyatı iyi ellerde sonucu fevkalade iyi olan ömür boyu kalıcı, sağlığınıza hiçbir şekilde kötü etkisi olmayan bir operasyondur. •Memenin hayatımızdaki önemi nedir? Sekonder seks karakteri olan memenin önemini konuya değinmeden önce bir kez daha vurgulamakta fayda görmekteyim. Göğsü olmayan veya olupta yeterli hacimde olmadığını düşünen genç erişkin hanımların veya doğum sonrası göğüs hacmi azalan ve sarkan hanımların bu operasyon sonrası artan özgüvenlerini görmek ameliyatın ne kadar etkili ve başarılı olduğunu kanıtlamaktadır. Öte yandan birçok ünlü iç çamaşırı firmasının her geçen gün reyonlarında dolgulu sütyenlere, çeşitliliği artırarak yer vermeleri hanımların bu konuda ki duyarlılıklarını ortaya koymaktadır. • Bu ameliyatı kimlere yapalım? Ergenliğini tamamlamış olan ve göğsündeki küçüklük ile sarkmadan şikayetçi olan herkes bu ameliyatı olabilir. Meme protezinde elde edilmek istenen temel olay dolgun, dik, yeterli dekoltesi olan ve bunların yanında doğal görünümlü göğüsler elde etmektir. •Protez ameliyatına karar verdikten sonra ne yapmalıyım? Öncelikle cerrahınızdan kullanılacak protezin yapısı ve kalitesi hakkında bilgi isteyerek işe başlamakta fayda var. Protezler bildiğiniz üzere içeriklerine göre temelde iki tür olup, her iki protezinde etrafı ince silikon bir tabaka ile kaplıdır. İnce silikon tabaka ile çevrili olan protezlerin bir grubunun içerisinde serum fizyolojik(saline) dediğimiz tuzlu su, diğer grubun içerisinde ise koheziv jel bulunmaktadır. Protezler içerikleri dışında -4-
bigas’te
silikonunun dış yüzey özellikleri(düzgün veya pürtüklü) ile de farklılıklar gösterirler. Protez meme dokusu altına yerleştirilecekse ameliyat sonrası kapsül kontraktürü gelişmemesi amacı ile pürtüklü yüzey protezler kas altına yerleştirilecekse kapsül kontraktür gelişimi daha nadir olması sebebi ile düz yüzeyli protezler tercih edilebilir.
Kapsül nedir?
Meme protezi ameliyatlarından sonra memenin sertleşmesi ve protezin kendini belli etmesi olayına “kapsül kontraktürü” denir. Kapsül vücudun proteze karşı gösterdiği reaksiyon ile ortaya çıkar. Bu nadir komplikasyona gelişen cerrahi yöntemler ve protez yapıları ile günümüzde pek rastlanmasada , ileri düzey kapsül gelişimi olan hastalarda protezin değiştirilmesi kaçınılmaz olacaktır. Şekillerine göre de protezler anatomik(damla) ve yuvarlak(round) olarak sınıflanırlar. Anatomik şekilli protezler meme alt kısmında daha fazla dolgunluk sağlayarak daha doğal bir görünüm oluştururlar. Ancak dekolte bölgesinde yeterli dolgunluğu round protezler kadar yeterli sağlayamazlar. Protezler kanser yapmazlar emzirmeye engel değildirler ve rutin meme muayenelerine engel teşkil etmezler. Protez hakkında bilgi sahibi olduktan ve uygulanacak protezin sağlığınıza hiçbir zarar vermeyeceğini öğrendikten sonra şu sorular hakkında doktorunuzla tartışmalısınız: Ameliyat sonrası doğal bir göğüs mü, büyük bir göğüs mü istiyoruz dekolte düzeyi nasıl olmalı, göğüs çevresine göre planlanan kup ölçüsü nedir ? Ameliyat sonrası arzuladığınız hayal ettiğiniz göğüs hakkında da hem fikir olduktan sonra , kendinizi güvendiğiniz ellere teslim edebilirsiniz çünkü bundan sonrasında hekiminiz tecrübesi ile size yön vererek arzu ettiğiniz sonuca hangi protezle ve hangi
cerrahi yöntemle ulaşacağınız hakkında bilgi verecektir . •Protezin meme dokusu veya kas altına yerleştirilmesi 4 ana yol ile gerçekleştirilir. Bunlardan ilk üçü daha sıklıkla kullanılan meme altı, meme başı ve koltuk altı insizyonlarıdır. Bu insizyonlardan hangisinin seçileceği, yerleştirilecek protezin türü, protezin kas altına mı yoksa meme dokusu altına mı yerleştirileceği, meme başının büyüklüğü ve cerrahın deneyimi ve sizin göğüs yapınız ile ilişkilidir. Daha nadir olarak ise göbek deliğinden yapılan küçük kesiler ile serum fizyolojik içeren meme protezleri kullanılabilmektedir. Farklı bir protez uygulama yolu da eğer kişi karın germe ameliyatı olacaksa aynı seansta ayrı kesiler yapılmadan bu ameliyatın insizyonundan hazırlanacak tünellerden meme protezinin yerleştirilmesidir. Meme protezi ameliyatı genel anestezi altında veya sedoanaljezi (sakinleştiriciler ve lokal anestezi) ile yapılan, ağrısız ve uygulanan yönteme göre 1-1.5 saat süren bir ameliyattır. Ameliyat sonrasında hastanede bir gece kalmak yeterlidir, ancak eğer ameliyat sabah olmuş ise akşama eve dönmekte problem olmaz. Meme estetiğinin yüz güldürücü ameliyatlarından olan meme büyütme ameliyatı sonrası 3 ile 5 gün arasında işinize dönebilirsiniz desek de hastalarımız ertesi gün yeni çamaşırlarına kavuşmak için alışveriş merkezlerinde soluğu almaktadırlar.
HATIRLATMALAR : Çekici göğüslere kavuşmak için hormonal içerikli veya içeriği belli olmayan vücudunuza
zarar verici ilaçlar kullanmayın göğsünüze ne olduğunu bilmediğiniz hiçbir şey sıktırmayın . Günümüzde meme büyütmenin en güvenilir yolu meme protezidir. Meme protezlerinin kanser yapmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır, korkmayın. Genç kızlık dönemlerinde takılan protezler emzirmeye engel olmaz, ayrıca rutin meme
kontrollerinde görüntüleme işlemlerine engel teşkil etmez. Meme protezleri ciddi kesici yaralanmalar almadığınız taktirde hasara uğramaz(patlamaz), böyle bir yaralanma olsa bile kohesive yapılarından dolayı vücut içinde dağılmazlar. Saline protezlerde ise vücut tarafından emilmede problem yaşanmaz.
Sen Ben
Biz
Ekonomik Kalkınma Bireysel Girişimlerle Başlar. SECOND Projesi “Girişimcileri” Destekliyor: - Teknik Danışmanlık (Bilişim,Ticaret,İletişim, Markalaşma, Pazarlama, Turizm)
- Finansal Danışmanlık
(İş geliştirme, Maaliyet Hesaplama, Üretim & Yönetim, Organizasyon Planlama, finans kaynakları)
- İş Ağı Geliştirme - Eğitim
Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte ve DIADIKASIA Business Consultants S.A Konsorsiyumu tarafından uygulanmaktadır.
bigas’te
-5-
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE SOSYALLEŞME Sosyalleşme bireylerin en temel ihtiyaçlarından biridir. Ancak günümüzdeki yaşam koşullarının değişmesi nedeniyle çocuklar çevrelerinden olumluların yanısıra çok fazla olumsuz bilgiler edinmektedir. Bu durum da anne babaları zorlamakta ve çocukları çoğunlukla evde veya tercih edilen ve güvenli olduğuna inanılan (aile ziyaretleri veya kapalı oyun alanları gibi)sınırlı sayıda ortamlarda serbest bırakmalarına yol açmaktadır. Bunun sonucunda ise; çocukların bulundukları bu ortamlar onları uzun vadede sosyallikten uzak, paylaşmayı çok fazla tercih etmeyen, içe kapanık ve kendi hayal aleminde yaşayan çocuklar haline getirmektedir. Çünkü başkaları ile serbestçe ve korkmadan etkileşime giremeyen çocuk yalnız kalmayı tercih edecek ve bu durum ileriki yaşantılarında onları asosyal, bencil bireyler haline dönüştürebilecektir. Bu zamanda sokakta oynayan çocuk bulmak hiç yok denecek kadar az duruma gelmiştir. Çocuklar birbirleri ile oynamak yerine teknolojinin yanlış kullanımının da etkisiyle televizyon, bilgisayar veya telefon oyunlarını tercih etmektedir. Oysa ki yaşıtları ile oynayan çocuklarda gerek psikomotor gerek dil gerekse sosyal becerilerini çok daha hızlı ve etkili bir şekilde geliştirebilme olanağı bulmaktadır. Bu nedenle okul öncesinde çocuğa paylaşım duygusunu aşılamayı, arkadaşları ile birlikte oynamayı, arkadaşlarını dinlemeyi, sırasını beklemeyi ve fikirlerini çekinmeden söylemesini sağlayacak ortamlar hazırlanmalıdır. Bu sayede çocuk temelden kazandığı bu becerileri ileriki hayatına da aktarabilecek ve paylaşmayı bilen, -6-
bigas’te
düşüncelerini söyleyebilen ve başkarının düşüncelerine saygısı olan bireyler haline gelmelerini sağlayacaktır. Bu nedenle biz Mavi Elma ekibi olarak eğitim programlarımızda akademik etkinliklerin yanı sıra çocukların sosyalleşerek öğrenebileceği etkinlikleri de koyarak onların eğlenerek, paylaşarak, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerine zemin hazırlamakta; aynı zamanda çocukların yaratıcı düşünce, sorgulama ve üretici yaklaşım yeteneklerinin gelişimlerini de desteklemekteyiz.
MAVİ ELMA EĞİTİM MERKEZİ’nde uygulanan bazı eğitimler şunlardır;
sağlıklı ve kontrollü enerji boşalımına olanak verir, kendini tanımayı sağlar, kendini ifade etmede güven kazandırır, bilgiye ulaşmaya ve onu kullanmaya istekli duruma getirir.
Okul Öncesi Eğitimde Yabancı Dil Eğitimi:
Yabancı dil öğretimi her yaşta ve her düzeyde uygulanabilen fakat oldukça ciddiye alınması gereken bir süreçtir. Erken yaşta yabancı dil öğretimi ülkemizde son yıllarda çok büyük bir önem kazanmaktadır. Krashen; çocukların beyinlerindeki dil gelişiminin iki
öğrenmeye başlarsa yabancı dili de anadili gibi rahatlıkla konuşabilir. Okul öncesi yabancı dil öğrenen çocukların; problem çözme yetilerinin çok güçlü olduğu, dış dünyayı daha rahat algıladığı ve etkileşime girdiği, bilişsel sürecin gelişimiyle yakından ilgili olduğu bir gerçektir. Bu yüzden dil gelişimine büyük önem vermeliyiz. Erken yaşta verilen yabancı dil öğretiminin çocukta kıvrak zekayı geliştirdiğini ve anadilinde de anlama kabiliyetini arttırdığı unutulmamalıdır. Yabancı dil öğrenmeye ne kadar erken yaşta
Satranç Atölyesi:
Satranç; çocukların konsantrasyon sürelerinin artması, sorumluluk duygusunun aşılanması, çocukların öngörü ve analiz düzeylerini geliştirmesi, zamanın önemini kavratması ve psikolojik sorunların ve ruhsal boşluğun üstesinden gelmesine yardımcı olması açısından önemli bir etkinliktir. Satranç atölyesinde çocuklar sadece oyundaki hamlelere değil hayatta yapacakları hamlelere de kendilerini hazırlıyor olacaklar.
Bilgisayar Destekli Eğitim:
Yaratıcı Drama Atölyesi: Drama
oyunun gücünü eğitimde kullanan bir alandır. Farkındalık kazandırır, bağımsız düşünmeyi sağlar, işbirliği yapabilme özelliğini geliştirir, sosyal ve psikolojik duyarlılık yaratır, dört temel dil becerisini geliştirir ( konuşma, dinleme, okuma, yazma ), sözel olmayan iletişimin oluşmasını sağlar, yaratıcılık ve estetik gelişimi sağlar, etik değerlerin gelişimine olanak sağlar, kendine güven duyma, karar verme, becerilerinin gelişmesini sağlar, kaslarını hareket ettiren yeni yöntemleri bulmayı, denemeyi ve bedenini çok yönlü kullanmayı sağlar, hata yapma korkusu olmaksızın yeni davranışlar geliştirmeyi sağlar, sanat formlarına duyarlılık göstermeyi sağlar, duygunun
ve kültürünün dışındaki dillerin ve kültürlerin varlığının bilincini vermektir.
yaşında başladığını ve bu gelişimin ergenlik dönemine kadar sürdüğünü açıklamaktadır. Eğer çocuk bu dönemde yabancı dil
başlanılırsa dili öğrenmek o kadar kolaylaşır. Aslında okul öncesinde yabancı dil öğretiminin amacı yabancı dili çocuğa ana dilini öğrendiği gibi edindirmek değil, kendi dili
Bilgisayar kullanımının yaygınlaşması bu teknolojinin eğitim alanına girmesini kaçınılmaz hale getirmiştir. Çocukların bilgisayar destekli eğitimden maksimum düzeyde yararlanabilmelerini sağlayabilmek için de varolan koşullar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Okul öncesinde bilgisayar kullanımına ilişkin yapılan çalışmalarda bilgisayarın; küçük çocukların temel becerilerinin iyi duruma getirilmesi ve öğrenme hızını artırmasıyla yakından ilgili olduğu görülmüştür.
Mutfak Atölyesi:
Yaşayarak öğrenme ilkesinin gerçekleştirilebileceği zengin bir yerdir. Çocuklar genelde mutfağın dağılabileceği,
tehlikeli olabilirliği düşünülerek mutfaktan uzak tutulmaktadırlar. Ancak çocukların belkide en zevk aldığı, öğreticiliğinin yüksek olduğu yerdir mutfaklar. Biz de çocuklarımızın hep uzak tutulduğu mutfağı okulumuzda mutfak atölyesi olarak oluşturduk. Her şey onların ölçülerine göre yapılmış tamamı ile onların kendi mutfağı. Bu mutfakta kek çırpıp, kurabiyeler yaparak kendi meyvelerini kendileri yıkayacaklar. Minik şeflerimiz bu atölyede yaratıcı ve besleyici tatlar oluşturarak eğlenceli keyifli dakikalar geçirecekler.
Müzik Atölyesi:
Müzik; kendini ifade etme becerisini, yaratıcılık, zevk ve estetik duygusunu geliştirir. Ses ve dil
gelişimi ile bilişsel gelişim ve soyut düşünmeye katkıda bulunur. Müzik çocukların eğitiminde kullanılan, tüm gelişim alanlarını destekleyen en etkili ve önemli disiplinlerden biridir. Müzik çocuklar ile iletişim kurmada yararlanılabilecek çok etkili bir tekniktir. İletişimde dinleme ve dikkatini yoğunlaştırabilme becerilerinin gelişimi büyük önem taşımaktadır. Bu atölyede çocuklar Orff aletleriyle içlerindeki ritmi bulup, kendilerini ifade etmeyi öğreneceklerdir.
Sanat Atölyesi:
Çocukların yaratıcılıklarının sınırlarını zorlayacakları her türlü resim malzemesi, atık materyaller, pullar, simler ve hamurların bulunduğu, hayallerini süsleyip gerçeğe dönüştürme fırsatı bulacakları sosyal, psikomotor ve dil becerilerinin gelişimine katkı sağlayacak olan önemli bir atölyedir. Aynı zamanda sanat terapi yönteminin de kullanılacağı bu atölyede çocukların çizdikleri resimlerden iç dünyalarına, düşüncelerine ve kişiliklerine dair bilgiler edinme şansı yakalanacaktır.
Saatlik Oyun Grupları (Playtime):
Oyun ve oyuncak çocukların yaşamı öğrenmesinde en önemli araçtır. Sosyalleşme ve öğrenme sürecinin beraber işlediği oyun gruplarında amaç sosyalleşme sürecinde çocuğu oyalamak yerine ona yeni beceriler ve deneyimler
kazandırmak, çocuğun sağlıklı ve güvenli koşullarda, keşif yapmasına, deneyerek öğrenmesine, yeni beceriler geliştirmesine olanak tanımaktır. Amacı sağlıklı ve güvenli koşullarda çocuklara yaşıtlarıyla oynama fırsatı tanımak, sosyalleşme becerilerini arttırmak olan Playtime, sosyalleşme ve öğrenme sürecini beraber yürütüyor. Her yaş grubu için dikkatlice hazırlanmış bir eğitim-oyun programı bulunuyor. Bu programda çocuğa yeni beceriler ve bilgiler kazandırmak, yeni kavramlar öğretmek, düşünme becerilerini geliştirmek ve motor gelişimlerini desteklemek hedefleniyor. Ancak verilen eğitim ve yapılan etkinlikler sadece okulla sınırlı kaldığında hedeflenen en yüksek verim alınamamakta ve çocuklarımız için sadece eğitim olarak kalmaktadır. Fakat biz aile ve çocuk destekli eğitimlerimizle çocuklarımızın bütün bilgileri içselleştirmelerini ve günlük yaşamlarına geçirmelerini hedeflemekteyiz. Bu nedenle etkinliklerimiz arasında “Aile – Çocuk Etkinlikleri” de önemli bir yer tutmaktadır.
Aile – Çocuk Etkinlikleri:
Çocuklara sunulan öğrenme ortamları ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun aileler tarafından desteklenmediği sürece istenildiği ölçüde etkili olmamaktadır. Aile ve okul, çocuğu aynı doğrultuda ve aynı zamanda desteklediklerinde gelişimleri çok daha
sağlıklı olur. Aile katılımı; anne-babaların eğitim kurumuna devam eden çocuklarının gelişimlerine ve eğitimlerine katkıda bulunmaları için organize edilmiş etkinliklerin bütünüdür. Bu etkinliklerin tümü, velinin çocuğunun eğitimi ve gelişimindeki rolüne destek olmayı amaçlar. Okulda verilen eğitimin evde, evde verilen eğitimin okulda desteklenmesi, bir devamlılığın söz konusu olması ve bu sayede hem okulda hem de evde çocuğun istendik davranış değişikliklerine güvenli ve kontrollü bir biçimde ulaşması ana amaçtır. Eğitimde bütünlüğü ve devamlılığı sağlamak aile katılımı ile mümkün olacaktır. Aile katılımını destekleyen programlarda yetişen çocukların gelişimindeki olumlu etkilerin, kalıcı olduğu araştırmalar tarafından ortaya koyulmuştur. Bu koşullarda yetişen çocuklar meraklı, aktif, girişken, uyumlu ve diğerlerine göre daha az olumsuz davranış gösteren çocuklar olacaklardır. Ayrıca böyle bir tutum ebeveyn ile çocuğu yaklaştırmakta, etkileşimi artırmakta ve böylece çocuktaki kaygı azalmaktadır. Ebeveynçocuk ilişkisi daha az korkulu ve daha az güç yönelimli bir ilişki haline gelmektedir. Bu koşullarda çocukların özsaygıları yüksektir ve olumlu davranışlar daha fazladır.
Yarat ıcı
e Özgüv
nli
Paylaşım cı
yan Sorgula
Kendini bilen
Çocukl
ar
6 - 11 Yaş
YAZ OKULU Kayıtlarımız Başlamıştır.
444 35 62
0 392
Çocuk Yogası:
Sinir ve salgı bezlerini uyarır, iç organları düzenler, güç esneklik ve koordinasyon becerileri sağlayarak, spor ve diğer fiziksel faaliyetler sırasında incinmeyi engeller, daha kolay öğrenme ve yeni şekillerde öğrenmek için olumlu düşünce ve motivasyonu kazandırır, çevreleri için farkındalık geliştirmeyi kendilerini incelemeyi ve keşfetmeyi öğretir, konsantrasyon, odaklanma ve dikkati geliştirir böylece öğrenme becerileri gelişmiş olur. Hayal gücü, ifade ve yaratıcılığı geliştirir.
Yağmur Sok. No 4 Gönyeli / Lefkoşa (Mr. Pound Yanı)
bigas’te
-7-
Sağlıklı Beslenme Kilo Kontrol Merkezi
MÜRÜDE MUSİOĞLU
Yaz geliyor düğünler yaklaşıyor. Peki ya kilolarımız ne olacak? Bu sayımızda sizi can alıcı noktanızdan vurmaya karar verdik. Düğünler ve gelinler :) Sağlıklı beslenme köşemizde konuğumuz genç diyetisyen Mürüde Musioğlu. Mürüde hanım sizler için sağlıklı beslenmenin nasıl olduğundan, zayıflama aletlerinin faydalarından, nasıl kullanıldığından ve son olarakta düğünleri yaklaşmış olan gelinlerimiz ve düğünde fit olmak isteyenler için bilgiler verecek. Bigaste - Sağlıklı Beslenme Ve Kilo Kontrol Merkezi’nde nasıl bir hizmet veriyorsunuz? Kişiye özel analizler yapıyorum. Kişinin sağlık durumu, yaşı, cinsiyeti, beğenileri, yaşam şekli, aktivite durumu, kan değerleri ve tabiki de beslenme durumularını göz önünde bulundurarak kişiye sağlıklı beslenme programları oluşturuyorum.
Tabiî ki bu tahlillerinde etkisi var ancak sadece tahliller yeterli değildir. Kişinin hayatındaki alışlanlıklarını da göz önünde bulunduruyorum. Beslenme alışkanlıklarına bakıyorum ve zararlı alışkanlıkları yavaş yavaş azaltırken sağlıklı beslenme programını yaşam tarzı haline dönüştürmeye çalışıyorum. Bunun etkili olabilmesi içinde yavaş yavaş ilerlememiz gerekiyor örneğin hayatında hiç sebze yemeyen birine hergün sebze yiyeceksin diyemezsiniz. Aksi taktirde beslenme programı uygulanırken belli alışkanlıklardan dolayı kaçamaklar olacaktır.
Bigaste - Haftalık uygulanması gereken programda kan tahlilerinin ve hastalıkların Bigaste - Sağlıklı beslenme sonucunda mı beslenme programı nedir? programı oluşturuluyor?
Kişinin günlük hayatını sürdürebilmesi
-8-
bigas’te
için gereken besin çeşitlerinden yeterli miktarda tüketilmesidir. Yani hiçbirşey yemeyerek değil dengeli beslenerek sağlıklı kilo verilir. Sağlıklı beslenme programlarında amacımız kilo kaybının yağdan dengeli şekilde verilmesidir. Ancak bilinçsiz yapılan diyetler ile su kas kaybı olmakta ve diyet sonrasında verilen kilolar geri alınmaktadır. Her gün tüm besin maddeleri belirli oranlarda mutlaka tüketilmelidir. Sağlıklı Beslenmede aç kalmadan zayıflamak çok önemli. Bu nedenle ben salatayı sınırsız veriyorum aslında çiğden pişen sebze yemeklerinin içine girecek yağ miktarı sınırlandığı sürece kalorileri düşük özellikle salatanın kalorisi yok denecek kadar az. Ayrıca bol su tüketilmeli. Günde 8 bardak su mutlaka içilmeli. Yinede unutmayın ki; herşeyin fazlası zarar bu yüzden yeterli ve dengeli olsun diyoruz.
Bigaste - Çalışan bayanların ve beylerin sağlıklı beslenme programlarına uymaları biraz zor oluyor çalışma zamanları ve şekillerini düşünecek olursak bir de spor yapılması konusu var. Sizce çalışan insanlar nasıl beslenmeli? Aslında sağlıklı beslenme programları dediğim gibi kişiye özeldir. Çalışma şekli, çalışılan ortam, çalışma saatleri gibi konular göz önünde bulundurulmalıdır. Spora gelince sağlıklı kilo verimi için spor şarttır.Sağlıklı beslenme ile verdiğiniz kiloyu spor ile birleştirirseniz hem daha çabuk zayıflarsınız hemde kısa sürede vücudunuz forma girer
Tercihimiz tabiî ki açık havada yapılan sporlardan ve spor salonlarından yana, ancak yoğun bir iş temposunda çalışıyorsanız ve spora zaman ayıramıyorsanız zayıflama aletlerini bir alternatif olarak öneriyoruz.
Bigaste - Merkezinizde bulunan zayıflama aletlerinden bahsedebilir misiniz? * Maxuvibe; Fitness, masaj, rehabilitasyon, genel sağlık ve güzellik alanlarında güvenle kullanılan bir sistemdir. Kan dolaşımını artırır, selülitleri yok eder, size daha fit bir görüntüye kavuşturur ve bunlar için sadece haftanın 3 günü 10 dakikanızı ayırmanız yeterli. Hareketler gayet kolay ve bu hareketlerle bir saat spor yapmış gibi kalori kaybediyorsunuz. * Kavitasyon; Ultrasound ses dalgalarıyla yağ dokusunu duyarsız hale getiriyor. Acısız, ağrısız, güvenli ve cerrahi müdahele gerektirmeden selülitleri yok eden ve kısa sürede incelmeyi sağlayan bir alettir. Haftada bir kere olmak üzere 45 dakikalık seanslarla 3-4 seans uygulanan Kavitasyon aletiyle; göbek, bel, basen, kalça gibi vücut yağ birikiminin en fazla olduğu yerler kısa sürede inceliyor. * Lenf Drenaj; Sahip olunan teknolojilerle selülitin yok edilmesi mümkündür. Bu zayıflama aleti 35 – 40 dakikalık seanslar ile kan dolaşımını hızlandırarak vücuttaki şişkinlikleri, ödemi, yağ hücrelerini lenf yoluyla atılımını sağlıyor. Bu aletler ile birlikte sağlıklı beslenme programı uygulandığında beslenmenin getirdiğinin yanı sıra aletler sayesinde + 0,5 ile 1 kg arası yağ kaybınız oluyor ve vücudunuz sağlıklı bir görünüme sahip oluyor. Yaz aylarında kilo verimi daha kolaydır. Vücut soğuk havalarda gösterdiği direnci göstermez.
SADECE 10 dakikada * Selülitleri azaltır * Vücudu sıkılaştırır * Yağ yakımına yardımcı olur * Vücut dayanıklılığı arttırır * Kan dolaşını arttırır * Kan dolaşımı yetersizliğinde vücut kas koordinasyonunu arttırır * Dengeyi güçlendirir
Dolayısıyla sıcaklarda tüketilen sıvı ve yemeklerin yanında bol salata ile sağlıklı kilo verilebilinir. Salata kalori oranı düşük bir besindir bu sebeple beslenme programlarımızda salatayı ve suyu (2 lt) mutlaka tüketmelisiniz. Bunun yanı sıra spor yapılaması yada zayıflama aletlerinin kullanılması zayıflamayı hızlandıracak yardımcı etkenlerdir.
Bigaste - Yaz ayları aslında düğünlerin en sık yapıldığı aylardır. Sıkı diyetlerle forma girilmeye çalışılır. Bir diyetisyen olarak sizin düğünü olanlara önerileriniz nelerdir? Benim önerim fazla kilolarından kurtulmak isteyenler bir diyetisyen yardımı ile sağlıklı beslenme programına başlanmalıdır. Şok diyetler veya yanlış beslenme düğün öncesi sorun yaratabilir. Bu dönemde sağlıklı ve doğru kilo verimi çok önemlidir. Yanlış beslenme veya kendi kendine yapılan yanlış uygulamalar sonucunda kas ve sudan kayıplar çok fazla görülmekte vücutta sarkmalar, halsizlik ve yorgunluk oluşabilmektedir bu yüzden bir uzman tarafından sağlıklı beslenme programlarına başlanmalıdır diyorum. *Evlilik öncesi uygulanacak program az yağlı, probiyotik özellikteki fermente süt ve süt ürünleri, yumurta, beyaz et naturel zeytinyağı ve ceviz, çiğ badem gibi sağlıklı yağları , tam buğday ekmeği ve kurubaklagiller gibi kompleks karbonhidratları, antioksidan özellikteki sebze ve meyveleri içermelidir. * Öncelikle evdeki bütün abur cuburları yağlı ve aşırı karbonhidratlı yemeklerin hepsini çöpe dökün. * Size bol su içmeniz gerektiğini hatırlatacak dolu bir şişe sürekli gözünüzün önünde durmalı. Bol su tüketmek mide hacminizi doldurarak daha geç acıkmanızı sağlarken aynı zamanda sağlıklı ve parlak bir cilt için de en önemli ihtiyacınızdır. Yine yeterli su tüketen bireyler çok daha dinamik ve canlı olurlar.
* Yapmanız gereken ikinci şey ise alışveriş sepetinizi bol sebze ile doldurmak. Burada dikkat edin, bol meyve ile demiyorum, bol sebze ile diyorum. Bunun nedeni meyveler her ne kadar harika besinler olsalar dahi şeker içerikleri yüksektir. Bu da onların kalorilerini yükseltir. Günde 3 porsiyon meyve tüketmek sizi daha sağlıklı yapabilir ancak fazlası kiloya neden olabilir. *Pilav ve makarnayı düğün gününe kadar tüketmezseniz pişman olmazsınız. Bunun yerine öğünlerde ve ara öğünlerde ekmek ve yağ içeriği düşük karbonhidrat ürünlerini tercih edebilirsiniz (örneğin lightetiform). *Ancak et tüketmeyi ihmal etmemelisiniz. Günlük protein ihtiyacınızı yumurta, yağsız tavuk göğsü, bonfile ve fileto şeklindeki et ve balıklarla karşılayabilirsiniz ancak kızarmış köfte gibi yağlı etlerden uzak durun. *Bütün bunlara düğün koşturmacası haricinde biraz yürüyüş ve koşu eklerseniz istediğiniz forma kavuşur ve harika görünebilirsiniz.
SAĞLIKLI BESLENME KİLO KONTROL MERKEZİ
Diyetisyen Mürüde Musioğlu
0533 875 39 93 0548 887 10 87 22 38 607
0 392
Bigaste - Peki zayıflama aletleri spor yapamayanlar için bir alternatif olabilir mi?
Evren Paşa Cad. Günayel Apt. (Gönyeli Belediyesi yolu Üzeri) Yenikent / GÖNYELİ dyt.murudemusioglu@yahoo.com
bigas’te
-9-
KKTC SOS Çocukköyü Derneği’nin Kökleri İlk SOS Çocukköyü Hermann Gmeiner tarafından 1949 yılında Imst, Avusturya’da kurulmuştur. O kendini ihtiyacı olan çocuklara adamıştır – İkinci Dünya Savaşı’nda evlerini, güvenliklerini ve ailelerini kaybeden çocuklara. Pek çok bağışçının ve çalışanın desteğiyle organizasyonumuz, bütün dünyada çocuklara yardım elini uzatacak hale geldi.Biz sosyal gelişmeyi gözeten bağımsız bir sivil toplum organizasyonu olarak çocuklar için harekete geçiyoruz. Farklı dinlere ve kültürlere saygı duyuyoruz, misyonumuzun gelişmeye katkı yapabileceği bütün ülkelerde ve toplumlarda çalışıyoruz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’nin ruhuyla çalışıyoruz ve bu hakları dünya çapında geliştiriyoruz.SOS Çocukköyleri kavramıyla organizasyonumuz, öksüz, yetim ve terk edilmiş çocukların uzun vadeli bakımıyla ilgili olarak aile yaklaşımı uygulamasına öncülük ediyor. Bu kavram bizim dört prensibimize dayalıdır:
Anne
Her çocuğun ilgili bir ebeveyni vardır SOS annesi kendisine emanet edilen her çocukla yakın bir ilişki kurar ve her çocuğun ihtiyacı olan güveni, sevgiyi ve istikrarı sağlar. Bir çocuk
bakım profesyoneli olarak, çocuklarla birlikte yaşar, onların gelişimine rehberlik eder ve evini bağımsız olarak idare eder. Her çocuğun aile geçmişini, kültürel köklerini ve dinini kabul edip saygı duyar.
Erkek ve Kız kardeşler
Aile bağları doğal olarak gelişir Farklı yaşlardaki erkek ve kız çocuklar kardeşlik anlayışı içerisinde birlikte yaşarlar, öz erkek ve kız kardeşler de her zaman aynı SOS ailesi içinde kalırlar. Bu çocuklar ve onların SOS annesi bir ömür boyu sürecek duygusal bağlar kurarlar.
Ev
Her aile kendi evini yaratır Her ev kendine has atmosferi, ritmi ve rutini ile ailenin yuvasıdır. Evin çatısı altında çocuklar gerçek bir güvenlik ve aidiyet hissiyle yaşarlar. Çocuklar birlikte büyür, birlikte öğrenirler; sorumlulukları, günlük hayatın bütün sevinç ve kederlerini paylaşırlar.
Köy
SOS ailesi toplumun parçasıdır SOS aileleri birlikte yaşar ve çocukların mutlu bir çocukluk yaşadıkları destekleyici bir köy ortamı oluştururlar. Aileler birbirlerinin tecrübelerini paylaşır ve birbirlerine yardım elini uzatırlar. Aynı zamanda toplumla bütünleşmiş ve ona katkıda bulunan üyeler olarak yaşarlar. Her çocuk, ailesi, köyü ve ait olduğu topluluk aracılığı ile topluma aktif olarak katılmayı öğrenir. Vizyonumuz Dünya çocukları için ne istiyoruz? Her çocuğun bir ailesi vardır ve çocuk sevgi, saygı ve güvenlik içinde büyür. - 10 -
bigas’te
Her çocuk bir aileye aittir
Aile toplumun kalbidir. Aile içindeki her çocuk korunur ve aidiyet duygusunu tadar. Çocuklar burada değerleri öğrenir, sorumlulukları paylaşır ve yaşam boyu sürecek ilişkiler oluştururlar. Aile ortamı, onlara, üzerinde kendi yaşantılarını inşa edecekleri sağlam bir temel sunar.
Her çocuk sevgiyle büyür
Sevgi ve kabul yoluyla, duygusal yaralar sarılır ve güven oluşur. Çocuklar kendilerine ve başkalarına güvenmeyi, inanmayı öğrenir. Bu özgüvenle her çocuk kendi potansiyelinin farkına varır ve kapasitesini geliştirir.
Her çocuk saygıyla büyür
Her çocuğun sesi dinlenir ve söyledikleri ciddiye alınır. Çocuklar kendi hayatlarını etkileyen konularda verilen kararlara katılırlar ve kendi gelişimlerinde öncü bir rol üstlenmeleri için rehberlik sunulur. Çocuk ailesinin ve toplumun değerli bir üyesi olarak saygı ve onurla büyür.
Her çocuk güvenlik içinde büyür
Çocuklar istismar, ihmal ve sömürüye karşı korunurlar, doğal afetler ve savaşlar esnasında da özel korumaya alınırlar. Çocukların barınma, yiyecek, sağlık bakımı ve eğitim hakları vardır. Bunlar bütün çocukların düzgün bir gelişim göstermeleri için temel gerekliliklerdir.
0392 225 7017 info@soscocukkoyu.org
Her çocuk için sevgi dolu yuva...
Psk. Esra Dağlar daglaresra@yahoo.com
Çocuklarda Yalan Söyleme Çocuklarımız doğduklarından itibaren bizler için güzel şeyleri temsil ederler. Fakat bir gün aniden çocuğunuzun yalan söylediğini fark edersiniz. Benliğinize hükmeden alarm zillerini susturun ve düşünün, yalanın nedeni ne olabilir? Gelişimsel ve psikolojik açıdan bir problemi olmayan çocuklar 7 yaşlarına geldiklerinde neyin doğru neyin yalan olduğunu bilirler hatta yalan söylemenin kötü sonuçlar doğurabileceğinin farkındadırlar. Sizlere düşen onlara doğruyu göstermek ve yalan söylemelerinin altında yatan gerçekleri algılayabilmektir.
Yapılan araştırmalara göre çocukluk döneminde söylenen yalanların sebepleri dört başlıkta toparlanmış. Bunların ilki sorundan kurtulma çabasıdır. Çocuk yanlış bir şey yapmıştır ve sonucunda ceza alabileceğinin farkındadır, bu yüzden yalana başvurabilir. Çocukların yalan söylemesinin bir diğer sebebi yakınlarının onunla gurur duymalarını istemeleridir. Ailesini mutlu etmek, onunla gurur duymalarını sağlamak adına katıldığı bir yarışmada ödül alamamış olsa bile aldığını söyleyebilir. Bir diğer yalan söyleme sebebi arkadaşları ya da çevresi tarafından ilgi çekmek olabilir. Abartılmış hikayeler anlatıp arkadaşlarının ilgilerini
çekerler ve gerçek ortaya çıkmadığı sürece yarattıkları popülerlikten hoşnut olurlar. Son olarak da yalanın nedeni merak ve heyecan duygusudur. Bazı çocuklar sadece eğlence olsun diye yalan söylerler ve ne kadar ileriye gidebileceklerini
söylemeye başlıyor, yalan söyleme davranışı diğer olumsuz davranışları tetikliyorsa ve çocuğunuz yalan söylemekten dolayı hiç pişmanlık duymuyorsa endişe etmeniz gereken bir durumla başbaşasınız demektir.
Bir çocuğa “yalan söyleme”demeyin. “Doğruyu söyle” deyin. Birincide suçlamış, İkincide ise yol göstermiş olursunuz… -Victor Hugokendilerince görmek isterler. Bunlar küçük ve zararsız yalanlardır aslında. Çocuklar gelişim çağında bunları yaparak deneme-yanılma yöntemiyle yalanı test ederler. Sonuçlarının kötü olduğunu anladıkça bundan vazgeçmeye başlarlar. Fakat bir de işin diğer boyutu var. Çocuk eğer gün geçtikçe daha fazla yalan
Peki ne yapmak gerek? Öncelikle kendi davranışlarınızı ve çocuğunuza karşı yaklaşımlarınızı gözden geçirin çünkü çocuğunuz bazı konularda yalan söylemekten başka çaresi kalmadığını düşünebilir. Sizin ona karşı tutumunuz, olaylara verdiğiniz tepkiler çok önemlidir. Çocuğunuz
için çıkış noktası olmayan bir durum yaratıyor olabilirsiniz. Diğer yandan yalan söylemek diğer olumsuz davranışları tetikliyor, yani hırsızlık vb gibi olaylar yaşanıyorsa ya da çocuğunuzda yalan söylemekle alakalı herhangi bir pişmanlık duygusu oluşmuyorsa bir uzmana danışmalısınız.
Çocukların çok geniş bir hayal dünyası vardır. Bazen olmamış olayları olmuş gibi anlatabilir, ilginizi bu yöne çekmek isteyebilirler ya da yaşanmış olayları bambaşka şekillerde size aktarabilirler. Diğer yandan yalan söylemelerine sebep sizden gördükleri baskılar olabilir. Yalan söyleme davranışı çocuğun yaşı büyüdükçe azalacaktır. Çocuğunuzun yalan söylediğini fark ederseniz onu suçlamayın. En başta da söylediğim gibi bunun altında yatan sebepleri araştırın. Çocukla iletişime geçin, onun dünyasına girmeye çalışın. Onun gibi düşündükçe ve hissettikçe neden yalan söylüyor sorusunun cevabına daha çok yaklaşırsınız. Diğer yandan yalanın sonuçlarını ve kötü bir şey olduğunu ona anlatın ve iş içinden çıkılmaz bir boyuta gelmişse mutlaka bir uzmana başvurun. Emin olun çocuğunuz zamanla fark edecektir ki, Pinokyo’nun bile burnu bir gün kısalabilir…
bigas’te - 11 -
FARMASİ Yüz Bakımı
Farmasi Daily Face Cream Serisinin Aloevera & E Vitamini sayesinde, cildiniz çevresel faktörlere karşı savunmaya geçerek hasar görmesini engeller. Cildinizde pürüzsüz bir his bırakarak güzel görünüm sağlar.
pürüzsüz bir his bırakarak güzel görünüm sağlar. Yüz ve boyun bölgesi için günde 2 kez kullanım önerilir. Güneşlenme sonrası ve makyaj altı kullanım için uygundur.
Mineral Complex
Argan Oil
Nemlendiricili Yüz Kremi
Farmasi yüz kremi içeriğindeki Argan yağıyla cildinizi nemlendirir, yumuşatır, kurumaya karşı koruyarak erken yaşlanmasını engeller. Aloe vera ve E vitamini ile çevresel faktörlere karşı cildinizi koruyarak hasar görmesini engeller. Cildinizde
İçerdiği Mineral karışımıyla cildinizin yağ salgısını dengelerken Shea butter ve Vitamin E ile zenginleştirilmiş formülü sayesinde cildinizi nemlendirir, tahrip olmuş cildi iyileştirmeye yardımcı olur. Güneşin zararlı etkilerine karşı koruma sağlar. Cildinizde yumuşacık bir his bırakarak
Canlandırıcılı Yüz Kremi
w w w. f a r m a s i k i b r i s . c o m
- 12 -
bigas’te
cildinizin günlük bakımını yapar. Yüz ve boyun bölgesi için günde 2 kez kullanım önerilir. Güneşlenme sonrası ve makyaj altı kullanım için uygundur.
Gün Boyu Nemlendiricili Beyazlatıcılı Yüz Kremi İçeriğindeki B3 Vitamin ve nar özü ile cildin renk tonunun açılmasına ve aydınlanmasına yardımcı olurken, badem ve shea yağı ile gün boyu nemlendirme sağlayarak cildin kurumasını engeller.
Yüz Temizleme Toniği Yüz Temizleme Sütü
olur. E Vitamini ve buğday yağı ile gün boyu nemlendirmek sağlarken C Vitamini ile cildinize doğal bir parlaklık kazandırır. Çabuk emilen yapısıyla ipeksi bir dokunuş sağlar. Adaçayı özleri ile cildinizin yağ dengesini gün boyu korur.
Bitkisel Cilt Rengi Dengeleyici Beyazlatıcı Yüz Kremi İçeriğindeki B3 Vitamini ile cildin renk tonunun açılmasına ve aydınlanmasına yardımcı olurken, papatya, adaçayı ve ıhlamur ile zenginleştirilmiş formülü ile hücre yenilenmesini ve cildin elastikiyetinin artmasını sağlar. Cilt dokusunu güçlendirerek hücre oluşumunu destekler.
Multi Vitaminli Beyazlatıcı Yüz Kremi
Özel formülü sayesinde yüz makyajınızı kalıntı bırakmadan temizler, cildinizi nemlendirerek kurumaya karşı korur, sıkıştırır, canlandırır ve ışıltı kazandırır.
İçeriğindeki B3 Vitamini ile cildin renk tonunun açılmasına, güneş lekelerinin görünümlerini hafifletmeye yardımcı
saç bakım ürünleri
makyaj ürünleri
117 ülkede 2000 ürün seçeneği 350 milyon kullanıcının vazgeçilmezi Türkiye fiyatlarıyla satış sistemi Yüksek prim sistemi, serbest çalışma saati işinizde ilerleme imkanı
FARMASİ kozmetik fırsatlarına hoşgeldiniz. Ayrıntılar için bizi arayınız! (0 392)
444 37 67
parfüm &
oje &
tırnak bakım
deodorantlar
vücut & cilt bakım ürünleri
bebek serisi ÖNGEL T R A D I N G LT D . Kıbrıs Yetkili Distribütörü
bigas’te - 13 -
- 14 -
bigas’te
EKRANA YAPIŞMA TARTIŞMASI Yapılan araştırmalar çocukların, haftada 18 saatini televizyon karşısında geçirdiğini ortaya çıkardı. “Çocuklara televizyon izlemeyi yasaklamak bir çözüm değil” diyen uzmanlar bakın, çocukların sağlıklı bir şekilde televizyon izlemesi için yapılması gerekenler konusunda neler diyor. Her çocuğun aile yapısı, genetik özellikleri, kişilik yapısı, duygusal yapısı farklı olduğundan dolayı televizyondan farklı şekilde etkilenir. Televizyonu izleme sıklığı ve süresi, izlerken ailelerin vermiş olduğu tepkiler, çocuğun içinde bulunduğu duygusal durum gibi etkenler çocuğun televizyondan etkilenme şeklini belirlemektedir.
Artık neredeyse her odada televizyon var Günümüzde televizyonun çocukların hayatında yadsınamaz bir etkisi bulunmaktadır. Çocuğun televizyon karşısında geçirdiği zamanı ve izlediği programları kontrol edebilirsek televizyonu olumlu yönde kullanmış oluruz. Geçmişte evlerde tek televizyon ve sınırlı sayıda program ve kanal varken günümüzde sayısız televizyon kanalı ve evlerimizde neredeyse her odada televizyon bulunmaktadır. Bu durumda televizyonun yanlış kullanılma olasılığını arttırmaktadır. Ne yazık ki bu yanlış kullanım özellikle çocuklar ve gençler üzerinde sayısız olumsuz etkiye yol açmaktadır.
Çocukların sağlıklı televizyon izlemeleri için yapılması gerekenler neler; • Özellikle 0–6 yaş arası çocuklara uzun süreli olarak televizyon izletmemek, bu aralıktaki çocuklarla konuşulmadığında, onların yaptıkları ve söylediklerine tepki verilmediğinde, dokunmalarına ve oyun oynamalarına fırsat verilmediğinde beyin gerektiği gibi sağlıklı gelişmeyebilir. Televizyon tek yönlü bir iletişim aracı olduğundan karşılıklı bir ilişki söz konusu değildir. Bu aralıktaki çocuklar 3 boyutlu objelerle ilgilenirler. Oysaki televizyondaki görüntüler 2 boyutludur. Yani bu yaş aralığı için öğrenme süreçlerinde televizyon kullanımı yeterince anlamlı değildir. Özellikle 0-6 yaş grubu çocuklarda televizyon başında geçirilen süreyi en aza indirerek, çocukla birlikte onun istediği aktiviteleri yaparak vakit geçirmek, çocuğun gelişimi için en yararlı yol olacaktır. • Cinsel ve şiddet içerikli görüntüleri izletmemek nasıl sunulduğuna bağlı olarak değişmekle birlikte televizyondaki cinsellik, özellikle şiddetle birlikte yer aldığında küçük çocukların cinselliği yanlış yorumlamalarına yol açabilmektedir. Çocukların izledikleri yetişkin cinsel davranışları, huzursuzluk duymalarına ve utanmalarına yol açabilmekte, gençler için bu davranışları sergileyenler rol modeli olabilmektedir. Eğer cinsellik, diğer tüm davranışlarımız gibi, sorumlulukları ve riskleri olan bir davranış biçiminde sunulmazsa, bu tür programlar çocukların cinsellikle ilgili uygun olmayan tutumlar geliştirmelerine yol açabilir. 7 yaş ve üstü çocuklarda özellikle şiddet içerikli görüntüler, korku, kaygı, gerilim yaratabilir. Bu tarz program ve görüntüleri anlamlandırmada zorlanan çocuk, dış dünyayı korkutucu olarak algılayabilir. Bu durum ebeveynden ayrılma zorluğu, yalnız kalmak istememe, anneye aşırı düşkünlük ve okula gitmek istememe gibi davranışların oluşmasına neden olabilir.
• Anne ve baba olarak olaylara ve görüntülere karşı abartılı tepkiler verilmemeli ve özellikle şiddet içeren haberler başka kanallarda aranarak tekrar tekrar izlememelidir. • Özellikle ergenlik öncesi dönemde çocuğun tek başına televizyon izlemesine ve program seçmesine izin verilmemeli, anne-baba çocuklara birlikte seçtikleri programları izlerken anlamlandıramadıkları konularda rehberlik etmelidir. • Çocuğa uyumadan önce televizyon seyrettirilmesi, uykuya televizyon karşısında geçilmesi önerilmemektedir. • Televizyon karşısında çocuğu beslemek daha sonraki yıllarda çocuklarda yeme bozukluklarına neden olabileceği için önerilmemektedir.
Televizyonun olumlu etkileri de var Bilinçli ve sınırlandırılmış olarak kullanıldığında bazı çocuklarda televizyon; • Çocukların kelime haznesini zenginleştirebilir. • Hayal gücünü geliştirebilir. • Belgeseller; doğa, hayvanlar, bitkiler, farklı kültürler gibi konularla ilgili çocuğun genel bilgisi artar. Eğitim amaçlı çocuk programları okul-öncesi çocukların şekilleri, renkleri, sayıları öğrenmesi konusunda çok yararlıdır. • Bazı konulara karşı merak duymasına ve kitaplardan bunu araştırmasına neden olabilir. Bunun sonucunda televizyon çocuğu okumaya teşvik edebilir. • Televizyon izlemek bir anlamda çocuğun olumsuz duygularını boşaltma yolu olabilir. • Sosyal ortamlarda konuşulacak ortak konular sağlar dolayısıyla arkadaşlarıyla iletişimi kolaylaştırabilir.
Çocukla beraber televizyon nasıl izlenmeli? • Çocuğun yaşına ve kavrama düzeyine uygun programlar seçilmeli. • Anne-baba veya bir başkasıyla beraber izlenmeli izlenen olaylarla ilgili konuşulmalı ve tartışılmalı. • Televizyon seyrederken ışık açık olmalı. Gözlerin daha fazla yorulmaması için aydınlık bir ortamda televizyon izlemek daha uygundur. • Yemek yerken televizyon kapalı olmalı. Yemek ortamında aile bireylerinin birbiriyle iletişim içinde olması daha sağlıklıdır. • Günde ortalama aralıksız en fazla 1 saat izlenmelidir.
Televizyon izleme saatlerini azaltabilmek için yapılabilecekler?
• Haftalık program listesi yapılması ve bu listeye göre televizyonun açılması, diğer zamanlarda televizyonun kapalı tutulması, • Haftada bir veya birkaç gün “Televizyon seyretmeme günleri” belirlemesi ve çocuğa televizyon izlemek yerine birlikte ya da yaşıtlarıyla yapılabilecek etkinlikler sunulması, • Çocuğun odasına televizyon konulmaması, • Televizyon ceza veya ödül olarak kullanılmaması, • Televizyonun izlemenin dışında yapılabilecek farklı etkinliklerin çocuklara önerilmesi (Beraber alışverişe gitmek, kek pişirmek, arabayı yıkamak, çiçekleri sulamak, tamir yapmak, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, kitap okumak gibi) televizyon izlemeyi azaltma açısından yararlı olacaktır.
bigas’te - 15 -
Haydi Pilates’e Gebelik, kadının fiziksel, hormonal ve psikolojik açıdan birçok değişiklik yaşadığı uzun bir süreçtir. Gebelikte salgılanan bazı hormonlar ve büyüyen bebeğin ağırlığı, annenin kas ve iskelet sisteminde birtakım değişiklikler yaratır. Annede bel ve sırt ağrıları görülebilir, bağ dokusu gevşer, eklemler kolay yaralanabilir, özellikle el ve ayak bileklerinde oluşan ödem, karpal tünel ve tarsal tünel sendromuna neden olabilir. Hamilelik boyunca bebeğin ağırlığının rahime yaptığı bası ve yerçekiminin etkisiyle pelvis tabanı yaklaşık 2.5 cm aşağıya çöker.Pelvik taban kaslarındaki bu sarkma anne adayına idrar kaçırma gibi yaşam kalitesini düşüren daha birçok sıkıntı yaşatabilir. Kısacası güçlü pelvik taban kasları, doğum sırasında ve sonrasında anne adayları için büyük önem taşır. Pilateste bu kasları kuvvetlendirmek için yapılacak en doğru ve güvenli egzersizleri içerir. PİLATES YAPAN ANNE ADAYLARI; *Doğum sırasında rahat ıkınarak rahat bir doğum gerçekleştirirler. * Doğum sırasında oluşan yırtıklar azalır. * Gebelikte ve sonrasında oluşan idrar kaçırma problemleri ortadan kalkar. * Doğum sonrası uterus çok daha kolay toparlanır. * Pilates,gebelikte görünen, hazımsızlık ve ödem gibi sorunların azalmasına yardımcı olur. * İçerdiği nefes egzersizi sayesinde hem gevşeyen ve uzayan karın kaslarının çok daha çabuk güçlenip, toparlanmasını sağlarken annenin, gebelik sürecinde yaşadığı duygusal dalgalanmalardan daha az etkilenmesine sebep olur. * Anne adayı, yaptığı egzersiz sayesinde uykuya daha çabuk dalar, gününü zinde ve motive şekilde geçirir. * Cinsel yaşamın doğum sonrası normale dönmesini kolaylaştırır. * Hormonların etkisiyle zayıflayan göğüs kaslarının kuvvetlenmesini sağlar. * Egzersiz sırasında zihinsel farkındalığı ve anda kalmayı sağladığı için pilates, kişiye mental olarak rahatlama sağlar. * Ayrıca, yapılan araştırmalarda, hamilelik sürecinde egzersiz yapan annelerin bebeklerinin otonom fonksiyonları, egzersiz yapmayanlara göre daha iyi - 16 -
bigas’te
çalıştığı kanıtlanmıştır.(Otonom sinir sistemi vücut kalp atışı, nefes alma organları, iç organ fonksiyonları gibi istem dışı fonksiyonları kontrol eder)
HAMİLELİKTE PİLATESE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Hamilelikte pilatese doktorunuz izin verdiği sürece, gebeliğin 12 ve 16. haftası arasında başlanabilir, ortalama olarak haftada 2 veya 3 defa doğumunuza kadar güvenle devam edebilir, hamileliğinizi daha mutlu ve konforlu hale getirebilirsiniz.
HAMİLELİK DÖNEMİNDE KİMLERE PİLATES ÖNERİLMEZ? * Erken
doğum riski taşıyanlar. * Vajinal kanaması olanlar. * Erken memran rüptürü olanlar. * Hipertansiyon gibi tıbbi problemi olan gebelerin doktorlarının görüşünü alması önerilir.
KAS VE İSKELET SİSTEMİ PROBLEMİ OLAN GEBELER VE LOĞUSALARDA PİLATESİN YARARLARI Skolyoz, ilerlemiş omurga eğrilikleri, fıtık, kas problemleri, doğuştan kalça çıkığı gibi rahatsızlıkları olan gebelerin, hamilelik süreçlerinde ve sonrasında vücutlarında hissettikleri şikayetleri artabilir. Pilates egzersizleri düzenli olarak yapıldığında iskelet ve kas sisteminde büyük değişiklikler sağlar, anne adaylarının
rahatsızlıklarından dolayı hissettikleri ağrıların azalmasına yardımcı olur. Aslında bu tip problemleri olan kişiler, hamilelik öncesi pilates egzersizlerine başlayıp vücutlarını hamilelik süresince yaşayacakları fiziksel değişime hazırlamaları gerekir. Pilates, hamileler için çok güvenli bir egzersizdir. Tüm vücudu dengeli bir şekilde çalıştırırken, gebelik boyunca annenin değişen anatomisine göre egzersiz modifikasyonları içerir. Kısacası pilates, konusunda uzman bir eğitmenle yapıldığında gebelik sırası ve sonrasında yapacağınız en güvenli ve vücudunuz için yararlı bir egzersizdir.
MEDYUMUNUZ Dilek Kayadelenler Bu yazıda şifayı değil şifacıyı ele alalım. Bir medyumun zaman zaman kendisini ele alması, ruhsal halini dinlemesi önemlidir aslında... Güzel egomuz her ne kadar bizlere dik dur sen bir şifa verensin desede! Sonuçta bizler etten ve kemikteniz değilmi ? Yaşadığımız olaylar bazen şifaya ihtiyacı olanları daha iyi anlamamızı sağladığı gibi, bazende bizlerin ruhsal halinide etkileyebilir! Bu yüzden şifacılar tüm egolardan arınmaya zaman zaman kendilerinide ele alarak yol almaya dikkat etmelidirler...Bu konuda geçmiş yıllarda rastladığım, bir kısmınızında kulaklarına çalınan pek çok yaşanması hazin olan konular olmuştur... Kendimizi ve bedenimizi ne kadar tanıyoruz? Bu can alıcı soruya vereceğimiz cevaplar, klasik toplumsal telkinler ve eğitim ile öğrendiğimiz bilgilerle sınırlıdır. Oysa “İnsan” varlığı üzerine yapılan çeşitli araştırma sonuçlarına baktığımızda, insan bedeninde birtakım enerji merkezlerinin olduğunu ve hatta bunların haritalarının bile çıkarılmış olduğunu görüyoruz. Bu enerji merkezlerini beş duyumuzla algılamamız mümkün değildir. Ancak parapsikolojik araştırmalarda çok yol almış olan Ruslar, bu enerji alanlarının bir kısmını görünür
hale getiren Kirlian fotoğraf tekniğini geliştirmişlerdir. Kirlian fotoğraflarında, bu enerji merkezlerinin durumunu, duygu ve düşüncelerin niteliğine göre değişen renklerle tespit etmek mümkün olabilmektedir. Zaman zaman toplumda pek çok kişi de, tüm canlıların bedenleri etrafında parlayan bir enerji bulutu gördüklerini ifade ederler. Bu kişiler, auranın renk ve şekil değişikliklerine bakarak, kişinin içinde bulunduğu fiziksel ve ruhsal durumu tasvir edebilmektedirler. Bu enerji merkezleri insanın fizik bedeni üzerinde yer almayıp, fizik bedenin daha
Dilek Kayadelenler 0 542 726 56 33 beyhude_1962hotmail.com
http://www.facebook.com/dkayadelenler
ince titreşimlerine sahip, ruhsal enerjinin fizik beden ile etkileşiminde katalizör vazifesi gören süptil bedenlerimiz (astral, esiri) üzerinde yer almaktadırlar.
beden üzerindeki enerji merkezlerini harekete geçirerek şifa veren gerçek bir medyomdur.
ŞİFACILIK NEDİR? Geniş bir perspektifte baktığımızda, şifacılık, tüm evrende bulunan, ancak biz insanların gerek görgü ve tecrübemiz gerekse takip ettiğimiz metotlar nedeniyle kullanmakta yetersiz kaldığımız bazı kanunlardan, güçlerden yani evren enerjisinden yararlanmak demektir. Gerçek bir şifacı, tedavi ettiği hastasının astral bedeniyle ileşitim kurarak, bu
Hali hazırda şifacılık adı altında dünyada pek çok intihar tarikatları ve bunların beyni uyutulmuş müridleri malesef bulunmaktadır... Dikkatinizi çekmek istediğim kısaca şifa alıcağınız konu her ne ise, konunun uzmanı tüm egolarından arınmış cana can katmaya sevdalanmış olmalı! Bizlerin soyut olan güzel dilekleri,sizlerin somutlarınız olsun dileklerimle ....
Anne Sütü nasıl sağılır ve saklanır?
Anne sütü memeden elle, el pompalarıyla yada elektrikli pompalarla sağılır. Anneler genelde sağılan miktarın azlığından şikayet ederler. Unutmayın ki doğurduğunuz bebeği oluşturan vücudunuz ona gereken besini de hazırlayacaktır. Siz sadece onu oradan çıkartmasını sağlayacaksınız.
Emzirme döneminde çalışıyor iseniz sakın bunu sorun yapmayın. Sütünüzü sağarak sağlıklı koşullarda muhafaza edebilirsiniz. Peki nasıl? Bu işlem için çalışıyor olsanız bile mümkün olan en uzun zamanı ayırın. Varsa size destek verecek bir yakınınızla beraber sessiz bir yerde oturun. Eğer mümkünse bebeğinizi tensel temas yapacak şekilde tutun yoksa bebeğinize bakın yoksa fotoğrafını kullanın. Kafeinsiz ılık bir şeyler için. Memelerinizi ısıtın. Ilık kuru /yaş havlu yada ılık duş ile yapabilirsiniz. Bu işlem süt kanallarını rahatlatacaktır. Meme uçlarını her meme ucunu 3-5 dakika olmak üzere masajla dokunup, yuvarlayıp hafifçe sıkarak prolaktin ve oksitosin hormonlarının çalışmasını sağlayın ki hem süt üretimi
artsın hem de süt bezleri kasılarak süt meme ucuna doğru ilerlesin. Sağma işlemi sırasında memeye hafifçe masaj yapın. Bir memeyi 5-7 dakika sonra diğerini 5-7, daha sonra ilk memeyi 3-5 ve diğerini 3-5 en sonunda yine ilk memeyi 2-3 ve diğerini 2-3 dakika sağın. Tüm bu işlemlere ek olarak bir yardımcı sırtınıza iki kürek kemiğinizin arasına masaj yapabilir ve sizde öne doğru eğilip göğüslerinizi sallayarak biraz daha süt gelmesini sağlayabilirsiniz. Bu işlemleri yapmadan, özellikle hormon reflekslerini uyarmadan yapılacak sağma işleminden yeterli süt alınamaz, annenin morali bozulur ve mamaya yönelir. Mama ve biberon kullanımının başlaması ve artması bebeğin memeyi daha az tutup uyarmasına, bu daha az süt üretimine ve bir kısır döngüye neden olur. Elle sağma yöntemi size zor geliyor ise piyasadaki süt pompaarından da temin edebilirsiniz.
Hangi Pompayı Almalıyım? Süt sağma pompalarıyla ilgili olarak doğumdan itibaren doktorunuza danışarak yardım alabilirsiniz. Her anne kendi yapısını ve çocuğunun alışkanlığına göre pompa temin eder mesela İkili pompalar sütünü hızlı bir şekilde sağması gereken anneler için iyi olabilir. Bu sebeple sağlıklı bir karar vermek için doktorunuza danışmalısınız.
Unutmayın ki; anne sütü verilmeyen çocuğun mama, biberon, temizlik ve daha sık hastalanacağı için sağlık harcamaları düşünüldüğünde en pahalı pompa bile ucuz kalmaktadır.
Anne sütünün saklama süreleri * Anne sütü dondurmadan 72 saat ve dondurulmuş sütü erittikten sonra 24 saat buzdolabında (+ 1 ile +4 °C arasında) saklanabilir. * Süt, tek kapılı buzdolabının buzluğunda (-7 ile -2°C arasında) 3 haftaya kadar, iki kapılı buzdolaplarının buzluğunda 3 ay saklanabilir. * Sütünüzü derin dondurucuda (-18 °C nin altında) 6 aya kadar saklanabilir. * Kolostrum olarak adlandırılan doğumdan sonraki ilk 7 gün üretilen anne sütü sağıldıktan sonra içerdiği antikorlar sayesinde oda
sıcaklığında 12 saat, daha sonra ki anne sütü ise 6 saat besin değerini kaybetmeden saklanabilir. * Anne sütü bebeğe verilmeden önce ısıtılmamalı. Isı anne sütünün anti-mikrobik özelliğini yitirmesine sebep oluyor. Bunun yerine anne sütü, ılık akan suyun altına tutularak ısıtılabilir. Donmuş anne sütü ise ya buzdolabında yavaş yavaş eritilebilir. Ya da donmuş süt, benmari usulü yani sıcak suyun içine oturtulmuş bir kabın içinde hızlıca hazırlanabilir. Sütü çözmek içim mikrodalga fırın kullanılmamalıdır.
Anne sütü ile ilgili diğer öneriler * Eritilmiş sütü bir saatten fazla oda ısısında bırakmayın. * İkinci kullanımdan sonra kalan sütü atın. * Eritilmiş sütü tekrar dondurmayın. * Sütü buzdolabının kapağına koymayın.
bigas’te - 17 -
- 18 -
bigas’te
BOĞA BURCUNU 2012’de NELER BEKLİYOR?
21 Nisan - 21 Mayıs
2012 yılı, Boğa burcundakilerin dayanıklılığını test edecek. Kariyerinizde yeni bir sayfa açılabilir, ancak mücadele etmeniz gerek. Aşk hayatında ise hem çatışma hem tutku var... Bu yıl sıkıntıların azaldığı bir yıl olacak. Eğitim hayatı devam eden veya sınava hazırlananlar için başarı var. Sosyal ilişkiler ve yeni çevreler hayatınızı renklendirecek. Paranızı ileride memnun olacağınız bir yatırımda değerlendirebilirsiniz...
.İş Hayatı Yılın ilk zamanlarında var olan işinizde pek fazla bir değişim yok. Haziran gibi parasal konularda parlak bir dönem olacak. Bazılarınız Ağustos sonu Eylül başı gibi iş değişikliği yapabilir. Ancak hemen söyleyelim bu değişim sizi memnun edecek yada uzun zamandır istediğiniz bir iş olacak. 2012 yılında, iş ortamınızın hızlı bir değişiklik geçirebileceğini söyleyelim. Çalışma yöntemleriniz, iş yeriniz değişebilir. Bu alanlarda daha özgür olabilir ve tek başına çalışma imkânı da elde edebilirsiniz. Size özgü, daha bağımsız karar verip hareket edebileceğiniz işler içinde olabilirsiniz. Bu arada kişisel düzeniniz, hayat biçiminiz de değişebilir, bu durum sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Bu yıl ortak iş yapanlarınız varsa ortaklarıyla sorunlar yaşayabilir. Bazı ortaklıklar bitebilir. Ağustos-Eylül arası sorumluluklar söz konusu olduğunda mücadele etmeyi unutmayınız. Pes ederek geri çekilmek, problemlerden kaçmak çözüm değil. Ekim – Aralık arasında masraflarınızı daha iyi kontrol - 20 -
bigas’te
etmeye bakmalısınız. Bu dönemde ekstra harcamalar yüzünden bütçeniz sarsılabilir ve parasal alanda güvensizlik yaşayabilirsiniz.
Aşk Hayatı
Yılın ilk zamanları uzun zamandan beri haber alamadığınız eski sevgiliniz yeniden ortaya çıkabilir. Haziran gibi partnerinizle aranızda sorunlar çıkabilir neredeyse her olumsuzluktan onu sorumlu tutuyor olmanız problemlerin büyümesine yol açacak daha yapıcı bir tavır takınmalısınız. Tartışmalardan uzak durun ve alıngan bir tavır içinde bulunmamaya özen gösterin. Bu yıl Boğa burçları için evlilik görünmüyor. Ancak kısa süreli ilişkiler olacak. Mayıs - Temmuz tarihleri arasında duygusal ilişkilerde şansınız kapalı. Ağustos ayında sizin için önemli biri ile karşılaşabilirsiniz. Erkekseniz bazı ciddi ağlantılar yapabilir, kadınsanız bir erkekten teklif alabilirsiniz. Ağustos ayı özellikle evli olanlar açısından zorlayıcıdır. Eğer sorunlar çözülecek gibiyse bu tarihte her iki tarafın da oturup gerçekçi bir planlamada bulunması lazımdır. Tam tersine taraflardan biri için bu ilişki bitmişse o zaman, karşı tarafın sorumlulukları üstlenilmeli ve ondan sonra yeni bir hayata adım atılmalıdır. Eylül-Ekim arasında aşk hayatınız ya da evliliğinizle ilgili konularda ani kararlar vermeyiniz.
Beklemede kalınız. Daha önce boşanmış ve aile evine geri dönmüş veya kendine yeni bir düzen kurmuş Boğalar için de bu dönem biraz sıkıntılı geçebilir. Aralık ayında aşkla ilgili düşüncelerinizi abartacaksınız. Eğer bu süreçte aşk konusunda sorunlarınız büyürse veya bir şeyler yoluna girmediyse gerçeklerden kaçıp başka şeylerle teselli bulmak yerine bilakis sorunların üstüne giderek kendinize yeni bir sayfa açmalısınız. Siz mücadelenizi verin, olmuyorsa olmuyor ama en azından bir çaba gösterilmiş olur. Yaşadığınız aşkı duygusal olarak ele almaktansa, mantıklı bir şekilde hareket edilmesi daha doğru olacaktır.
Sağlık
Sağlığınız yerinde ancak kış aylarında artan kilolara dikkat etmeniz gerekir. Sağlık konusunda dikkatli olmalı ve kendinize daha çok vakit ayırmalısınız. Katılacağınız toplantılarda tartışmalardan uzak kalın ve tansiyon sorunlarınıza dikkat edin. Mideniz ve sindirim sisteminizle ilgili sorunlar olabilir. Masaj, sıcak doğal ortamlar hayatına ahenk katabilir. Kendinizi çok zinde hissediyor olsanız bile soğuk algınlığı türünden hastalıklara açıksınız. Kasım-Aralık arasında sağlığınıza dikkat ediniz. Bu dönemde yurt dışı seyahati yapacak olanlar özellikle hava değişimi ile ilgili problemler yaşayabilir.
Ayrıca kalp ve tansiyon sorunları olanlar gerekli perhizlerini yapmalı ve diyete başlamamışlarsa bir an önce bu konuya eğilmelidirler. Boğa burcu kadınını birkaç kelime ile tarif etmek gerekirse, sessiz, sakin ve mağrur denilebilir. Boğa Burcu Kadını Girdiği ortamlarda hal ve tavırları ile oldukça dikkat çeken Boğa kadınlarının olaylara bakış açısı gerçekçi, duruşu otoriterdir. Duygusal açıdan hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olsa da otoriteye olan düşkünlüğü iyi bir yönetici olmasını sağlar. Hırslı, ideallerine düşkün olan Boğa burcu kadınları alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmez ve sadakatsizlikten hiç hoşlanmaz. Maddiyatı çok önemseyen Boğa kadınları, iş konusunda risk almayı tercih etmez ve garanticidir. Boğa Burcu Erkeği Boğa burcu erkeği inatçı, çalışkan, hareketli ve sakin yapısıyla dikkat çeker. Bu sakin görünüşünün altında oldukça hareketli bir insan vardır. Kızdığı zaman oldukça inatçı olur ve hiçbir şekilde düşündüklerinden ödün vermez. Boğa burcu erkeği karşı cins tarafından oldukça beğenilir. İlişkilerinde sadıktır ve her anlamda fedakârdır. Lüksten ve konfordan fazlasıyla keyif alır. Cömerttir, fakat savurgan değildir. En sadık dostlar Boğa burcu erkeklerinden çıkar. Boğa Burcu hangi burçlarla anlaşır; Aşkta anlaştığı burçlar: Başak, Oğlak, İyi: İkizler, Yengeç, Balık, Koç Anlaşamadığı burçlar: Kova, Aslan, Akrep Ne iyi ne kötü: Terazi, Yay Akrep.
U C R U B I A R Ğ A BO CUKL ÇO İnatçı bir bebek olmasına rağmen onu yetiştirmek zevklidir. Boğa çocukları genelde güçlü ve sağlıklı yapılıdırlar. Erkekler bebekler yaramaz, şakacı ve dayanıklı, kızlar ise düzenli, evcilik oynamayı seven çocuklardır. Her zaman oturup bebeklerle oynamazlar, sokakta erkek çocuklarla misket oynarken ya da ağaçlara tırmanırken de görebilirsiniz. Dayanıklı yapıları nedeniyle ruhsal yönden de dengelidirler. Ara sıra aksi, inatçı olmalarına rağmen çabuk kırılıp gücenmez, saldırganlık yapmaz, duygusal depresyonlara girmezler. Kendi halinde oyun kurup oynamayı severler, üzerlerine varırsanız kavgacı olurlar. Disipline ve emirlere karşı çıkabilirler. Makul açıklamalar yapmanızı bekler. Hassas yapısı ve renklere, seslere duyarlılığı dolayısıyla parlak, çarpıcı turuncular, kırmızılar onu huzursuz yapar fakat daha pastel tonlar ve mavinin tonları onu sakinleştirir. Müzik yeteneği de küçük yaşta keşfedilerek ses ve enstrüman eğitimi alması sağlanabilir. Okul hayatında başarılı ve düzenli olurlar, öğrendiklerini kolay kolay unutmazlar. Ev işlerinde size yardımcı olurlar, büyüdüklerinde ise oturan karakterleri ile daha uslu, sakin bir yapıya sahip olurlar. Sadece sevgiyle sarın onları…
YIKANABİLİR PEDLER Bugün dünyamızda milyarlarca kadın hayatlarının büyük bölümünde kadın pedi veya tampon kullanmakta. Ortalama bir kadın tüm hayatı boyunca yaklaşık 10.000 adet ped veya tampon kullanır. Bu pedler doğaya atıldıklarında en az 200 yılda yok olabilir, veya yakıldıklarında ciddi miktarda zehirli bir gaz olan dioksin çıkışına sebep olurlar. Ped atıkları Hepatit B, HIV gibi hastalıklara da adeta davetiye çıkarmaktadır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları adet ve özellikle yeni annelerin lohusalık dönemlerinde yumuşak ve pamuklu pedleri öneriyor.
Türkiye'de Kadın sağlığı açısından özellikle doktorlar tarafından önerilen yıkanabilir kadın pedleri, Türkiye’de NeoComfort’la hayat buluyor. NeoComfort, üretildiği organik pamuk kumaş sayesinde hem kadın sağlığını koruyor hem de uzun soluklu kullanılmasıyla bütçeyi sarsmıyor. NeoComfort, diğer pedlere göre daha yumuşak ve pamuklu yapısıyla iç çamaşırınızda rahatsız etmediği gibi lohusalık döneminde de sağlıklı korunmaya yardımcı oluyor.
Hem sağlıklı hem uzun ömürlü Üretimi Türkiye’de gerçekleşen NeoComfort yıkanılabilir kadın pedleri, en iyi iplik kumaşlardan üretilip, dış yüzeyinde kullanılan kumaş sıvı geçirmeyip nefes alabilme özelliğine de sahip. Bu özelliği sayesinde genital bölgede tahriş ve alerji oluşumunu da engelliyor. Ayrıca hiçbir şekilde
klorla beyazlatma işlemine tabi tutulmadığından, kanserojen madde içermiyor. Kullan - at pedlere göre daha sağlıklı ve ekonomik olan yıkanabilir pedler, ortalama 25 yıl boyunca yıkanıp tekrardan kullanabiliyor. NeoComfort yıkanılabilir kadın pedleri günlük, normal ve gece pedi olmak üzere üç boyuttan oluşuyor. Pedler yaklaşık 30 dakika veya bir saat kadar soğuk suda bekletildikten sonra, çamaşır makinasında az miktarda deterjanla kolayca yıkanabiliyor. Ayrıca pedlerin emiciliğini azalttığı için yumuşatıcı veya çamaşır suyu kullanılması tavsiye edilmiyor. NeoComfort paketinde 6 adet Günlük boy Bambu Kadın Pedi, 1 adet sızdırmaz taşıma çantası içeriyor. NeoComfort çok özel ve yumuşak bir dokunuşa sahip olan bambu kumaşından üretilmiştir. Alerji yapmaz, normal pamuğa göre %30 daha
çabuk ve fazla sıvıyı emer. Ürünlerde kullanılmakta olan kumaştan, dikiş ipliğine kadar her bir malzemenin Öko-Tex 100 Standardı’nın en üst seviyesi olan Class 1 sertifikası bulunmaktadır. Gün boyu her zaman rahatlıkla kullanabileceğiniz Günlük Ped’in iç yüzeyi %70 Bambu - %30 Pamuk kumaştan üretilmiş olup, bir çok katman ile emiciliği arttırılmıştır. Dış yüzey ise %100 PU ile lamine edilmiş anti-alerjik ve antibakteriyel %100Microfiber PES kumaştan üretilmiştir. Bu katman içteki bambu katmanlar tarafından emilen sıvının çamaşırınıza geçmesini engeller. Ayrıca pedin yanlarındaki kanatlar ve çıtçıt pedi çamaşırınıza rahat yerleştirmenize yardımcı olur ve pedin kaymasını engeller. Kullandıktan sonra bu kanatları içe katlayıp çıtçıtları kapatarak yıkayacağınız zamana kadar saklayabilirsiniz.
KULLANIM
* Kullanmadan önce emiciliği arttırmak için 3
defa yıkayınız. * Pedi beyaz sızdırmaz kısım çamaşırınıza, ekru renkli yumuşak emici kumaş kısmı teninize gelecek şekilde çamaşırınıza yerleştiriniz. * Kulakları çamaşırınızın dışına doğru katlayıp, çıtçıtları kapatınız. * Kullandıktan sonra emici kısım içe gelecek şekilde üst ve alt kenarları içe katlayınız. Kulakları da üstüne katladıktan sonra çıtçıtları kapatınız. Böylelikle kullanılmış pedleri yıkayacağınız zamana kadar sızıntı olmadan çantasında saklayabilirsiniz.
YIKAMA VE BAKIM
* Yıkamadan en az 30 dak.-1 saat önce soğuk suya bastırınız. * Çamaşır makinanıza 1-2 yemek kaşığı deterjan koyarak yıkayınız. * Soğuk suda yıkanmalıdır. Sıcak su kandaki demirin kumaşın üstüne sabitlenmesine neden olur ve leke oluşumuna yol açar. * Çamaşır suyu ve
yumuşatıcı kullanmayınız. Çamaşır suyu kumaşın kolay deforme olmasına neden olur ve cilt sağlığı açısından zararlı olabilir. Yumuşatıcılar ise ipliklerin üzerini sararak emiciliği engeller. * Kurutma makinasında veya kurutma askısında kurutabilisiniz.
ÖNERİ - Lekeler Nasıl Çıkar?
* Öncelikle belitmeliyiz ki leke pedin kirli olduğu anlamına gelmez. * Bastıracağınız soğuk
suya isteğe bağlı olarak çok az limon suyu veya beyaz sirke de ekleyebilirsiniz. Bu işlemi uygularsanız yıkama sonrası ekstra durulama yapmanızı öneririz. * Mantar rahatsızlığınız varsa, kullanılmış pedlerinizi bastırdığınız suya çok az beyaz sirke koymanızı öneririz. Bu durumda yıkama sonrası ekstra durulama yapılmalıdır. * Güneş ışığında kurutmak da leke çıkarmanızda yardımcı olacaktır.
YEMEK ZAMANI Fincan Kek
Malzemeler Malzemeler: * 1 yumurta * 1 çay bardağı şeker * 1 çay bardağı süt * 1 yemek kaşığı sıvı yağ * 2 çay bardağı un * Yarım paket kabartma tozu * 2 yemek kaşığı kakao * İsteğe bağlı damla çikolata
- 22 -
bigas’te
Herkesin evinde kahve fincanı vardır eminim ki, ama cupcake kalıbı yoktur. İşte bu tarifle size özel minik kekleri yaptıktan sonra üzerlerini çikolata sos, krem şanti ve pasta süslemeleri ile süsleyip çok şık kekler hazırlayabilirsiniz. Hazırlanışı: Yumurtayı ve şekeri krema kıvamına gelecek şekilde çırpın. Süt ve sıvı yağı da ekleyip 2-3 dk çırpın. Un, kabartma tozu ve kakaoyu ekleyip düşük devirde iyice karışıncaya kadar çırpın. Kahve fincanlarını tereyağı ile yağlayın. Karışımı fincanların yarısına kadar doldurun. Fincanları büyük ve derin bir tencerenin içine dizin ve yarısına gelecek kadar sıcak su ekleyip ağzı açık şekilde kaynamaya bırakın. Kaynamaya başlayınca üzerine bir mutfak havlusu ile birlikte tencerenin
kapağını da kapatın. 20 dk. kısık ateşte pişirin. Eğer damla çikolata kullanacaksanız kaynamaya başladıktan 5 dk. sonra damla çikolataları keklerin üzerine koyup kapağı tekrar aynı şekilde kapatın. 20. dk. sonra altını kapatın ve 15 dk. kapak kapalı şekilde dinlendirdikten sonra ister süsleyerek, isterseniz sade şekilde servis yapın.
Anneler günü indirimlerle sizleri bekliyor.
GÜRAN’S ECOLOGY GARDEN lü Tür r e H dan Fi
an Arajmek Çiç
İç Me-Dış Bitk kan iler i
HayEvcil van lar
% 50 iNDiRiM çe leri h Ba eme alz M
Akvaryu m v MalezeBmalık eleri
Limon Ağacı
Zengin bir adamın bahçesinde, yan yana dikilen iki limon ağacı vardı. Mayıs ayı sonlarında açan limon çiçekleri, bütün bahçenin havasını bir anda değiştirir ve apartmanlara hapsedilmiş insanlara baharın geldiğini müjdelerdi. Ancak limon ağaçlarından biri, diğerinden cılız ve şekilsizdi. Bu yüzden büyük ağaç her fırsatta onu küçümser ve tepeden bakardı. Ev sahibi de küçük boylu limon ağacından ümit kesmiş görünüyordu. Ona göre ağaç bu gidişle kuruyup ölecekti. Bu yüzden de onu fazla sulamaz ve bakımını yapmayı pek istemezdi. Günün birinde esen sert bir poyraz, karlı dağların yamaçlarındaki bir grup çiçek tohumunu iş adamının bahçesine uçurdu. Fakat bahçenin her tarafı parsellenmiş, sadece limon ağaçlarının altında yer kalmıştı. Bir an önce filizlenmek zorunda olan tohumlar, limon ağaçlarının yanına gelerek onların altında yeşermek için izin istedi. Büyük ağaç, iyice kasılarak: —Böyle bir şey asla mümkün olamaz, diye atıldı. Bizler kuru kalmayı pek sevmeyiz. Eğer dibimde çoğalırsanız, suyu emip beni kurutursunuz. Aslında büyük ağacın çekindigi baska bir şey daha vardı. Çiçekler rengarenk açtıklarında, limon ağacının sarıya çalan beyaz çiçekleri sönük kalacak ve bahçe sahibinin gözündeki değeri azalabilecekti. Oysa ki ağacın, kendinden güzel olanlara hiç mi hiç tahammülü yoktu. Küçük ağaç, uzun boylu arkadaşının tohumlara verdiği cevabı beğenmemişti. Çünkü o, kendisine hayat verenin, o hayat için gerekli olan suyu da vereceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden, aklına bile gelmiyordu susuzluk.
Ekoloji Uzmanı Melek Serap GÜRAN
Tohumların teklifini kabul ederken: —Sizlerle birlikte olmak, bana mutluluk verir, dedi. Böylelikle yalnızlık da çekmeyiz. Büyük ağaç bu işten hoşlanmamıştı. Fakat küçük olan: —Güzel yaratılanlardan kimseye zarar gelmez, diye tekrarlıyordu. Güzellerden güzellikler doğar sadece. Küçük limon ağacı altında filizlenen tohumlar, bir kaç hafta içinde cennet çiçekleri gibi açıp bütün bahçenin göz bebeği haline geldi. Bu arada ağaç, elinden geldiği kadar kendilerine yardımcı olmaya çalışıyor ve çiçeklerin sevdiği yarı güneşli ortamı sağlamak için, eski yapraklarını döküyordu. Çiçekler, kısa bir süre sonra mis gibi kokular yaymaya başladı. Bahçe sahibi, o ana kadar hiç duymadığı bu kokunun nereden geldiğini araştırdığında, davetsiz misafirleri bularak hayrete düştü. Adam, ancak rüyalarında görebildiği bu çiçeklerin güzelliğini devam ettirebilmek için sabahları artık daha erken kalkıyor ve onları en kaliteli gübrelerle besleyip bol bol suluyordu. Küçük limon ağacı, köklerinin en ince ayrıntılarına kadar ulaşan bu suları çiçeklerle birlikte içiyor ve büyük bir hızla serpilip büyüyordu. Çiçekleri sevgiyle kucaklayan ağaç, ertesi bahara kalmadan o civarın en büyük ağacı haline geldi ve birbirinden güzel kelebeklerin ziyaret yeri oldu. Daha sonra da kendi çiçeklerini açarak bahçenin güzelliğine güzellik kattı. Şimdi küçük ve yalnız kalmış olan limon ağaci ise, komşusuna duyduğu kıskançlıkla için için kuruyordu. LÜTFEN SEVGİ İLE DÜŞÜNÜN HER CANLIYI.
Evc Ma il Hayv lzem an eler i
Lefkoşa - Güzelyurt Anayolu Ali Nihad Güran Sok. Gönyeli / Lefkoşa Tel: 0 533 866 00 87 Fax: 0 392 223 91 60
bigas’te - 23 -