Bigaste Россия 5

Page 1

Hayata dair ne varsa...

15 günlük

igaste eğitim, kültür, iş dünyası

Psikolog ESRA DAĞLAR

Alkol Bağımlılığı sayfa 10

1.75

(KDV dahil) / sayı - 5

AB Second Project eğitimleri devam ediyor. Kamu ve Özel kurum çalışanlarına WEB programlama eğitimleri verilecek. SECOND Project tarafından başlatılan eğitim serisi devam ediyor.

Medyumunuz Dilek KAYADELENLER

Büyücülük... sayfa 6

Türkiye’nin ve Kıbrıs’ın 1 numaralı Tantunicisi

YAPRAK TANTUNİ sayfa 8 -9 “Mövenpick Dondurmaları” Kader ÇAMLIBELLİ

Kamu ve Özel sektör kesiminde bilişim ürünlerinin kullanımını ve üretimini yaymayı

sayfa 14-15

Berna BERBER

fırsatexpress.com

Genel Müdürü sayfa 12-13

Toksoplazma ve Gebelik

amaçlayan SECOND project tarafından WEB programlama eğitimleri verilecektir.17 Eylül tarihinde başlayacak ve beş gün sürecek olan uygulamalı eğitim programında HTML, CSS, JavaScript-AJAX, MySQL, CMS gibi günümüzde artık bilinmesi gereken konular işlenecektir. Eğitim merkezi ayrıca duyurulacaktır. Flora / Fauna ile ilgili Bağlıköy ve Lefke Köylülerine Mobil Eğitim Programı SECOND Ekibi, 19-22 Eylül 2012 tarihlerinde Bağlıköy'de, Bağlıköy ve Lefke köylülerine yönelik bölgenin flora/ faunası ile ilgili mobil eğitimler sunacak.Bu eğitim, bölgenin ekonomik potansiyelini aktive etmeyi amaçlayan eğitim programlarının bir parçası olarak gerçekleşecek.

PERDECIM perde bizim işimiz

sayfa 19

Hüseyin Süey BARDAK İşsizliğin Gizlisi Olur Mu demeyin

Başak burcunu 2012’de Neler Bekliyor?sayfa 23 Estetisyen

Hüseyin KANDULU

jinekomasti sayfa 4

Tül Fonluk Stor Zebra Perde

0 542 0 533

sayfa 21

853 62 37

Şht. Osman Tahir Sok. No:1 Hastane Çemberi Ortaköy - LŞA


Surlariçi Logo Yarışması Gerçekleştirildi. 61 tasarım arasından ‘Deniz’ rumuzuyla yarışmaya katılan genç tasarımcı Naz Atun birincilik ödülünün sahibi oldu. Yarışmada tasarımları finale kalan Eda Eminağa Baştuğ ve Verda Erk ise mansiyon ödülü aldı. Logo Yarışması’nda kazanan eserin, Lefkoşa Surlariçi Çarşı İnsiyatifi’nin stratejik hedefleri arasında yer alan markalaşma çalışmalarının bir parçası olarak kullanılması, yapılacak aktivite ve tanıtım faaliyetlerinde Lefkoşa Surlariçi Çarşı’nın logosu olarak kullanılması hedefleniyor. ‘Çarşıda Bişeyler Oluyor!’ sloganı ile festival havasında halka açık gerçekleşen olan ödül töreninde bölge restoranlarından geleneksel ikramların yanı sıra Gommalar müzik grubu tarafından müzik dinlentisi sunuldu. 25 Mayıs – 25 Haziran 2012 tarihleri arasında başvuru kabul edilen Logo Yarışması’nda 61 eser yarıştı.

Başvurular, İnsiyatif Çalışma Grubu tarafından 26 Haziran tarihinde teknik değerlendirmeye tabi tutularak 6 finalist logo tasarımı belirlendi. Finale kalan 6 logo tasarımı bölge esnafının oyuna sunuldu. İşyerleri teker teker ziyaret edilerek oylama işlemi gerçekleştirildi. Finale kalan 6 logo tasarımı, eş zamanlı olarak SECOND Projesi web sayfasında ve İnsiyatif’in Facebook sayfasında halkın beğenisine sunularak dijital olarak oylanması sağlandı. 6 Temmuz Cuma günü 17.00’de biten oylama işlemlerinin ardından oylar sayılarak kazanan eser belirlendi. Ağustos 2011’de paydaşların katılımı ile çalışmalara başlanan projede Çalışma Grubu oluşturulduktan sonra bölgenin ihtiyacının belirlenmesi için bir anket çalışması gerçekleştirildi.

Ocak – Mart ayları arasında gerçekleştirilen ‘İşletme Anketi’ sayesinde bölge esnafının durumu, ihtiyaçları, bölgeye dair bakış açısı belirlendi ve turistik açıdan bölgenin pazarlanmasında geliştirilebilecek unsurlar dikkate alınarak bölgeye özgü bir pazarlama stratejisi geliştirildi. Lefkoşa Surlariçi Çarşı İnsiyatifi Çalışma Grubu içerisinde SECOND Project, KOBİGEM, Turizm Planlama Dairesi, Lefkoşa Türk Belediyesi, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Restorancılar Birliği, Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği, Kıbrıs Türk Rehberler Birliği, İş Kadınları Derneği ve Surlariçi Kalkınma İnsiyatifi yer almakta.

Eğitimler devam ediyor

E-Ticaret ile tsunami etkisi kitabının yazarı Anıl Altaş tarafından "e-Ticaret, Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya Eğitimi" verildi. Eğitim, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Çıraklık-Ustalık Eğitim merkezinde 2-3 Ağustos tarihinde otuzdan fazla farklı sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştiridi.

Kuzey Kıbrıs Bilişim Meslek Standartları toplantısı yapıldı Kuzey Kıbrıs için gerekli olan bilişim insan gücünün yetiştirilmesinde önemli olan sektörel ve konjonktürel ihtiyaçların belirlenmesi ve buna göre eğitim müfredatının oluşturulması için

-2-

"Bilişim Meslek Standartları" çalıştayı yapıldı. Çalıştay 10.09.2012 tarihinde Avrupa Birliği Destek Ofisi’nde 14:00-16:30 saatleri arasında gerçekleştirildi. Toplantıda Bilişim

Derneği, Kıbrıs Türk Bilgisayar Mühendisleri Odası, Milli Eğitim, YÖDAK, Bilişim Teknolojileri ve Telekomünikasyon Üst Kurulu konuşmacı olarak yer aldı.

İmtiyaz Sahibi Esra Dağlar

Yazı İşleri Sorumlusu Esra Dağlar

Editör- Grafik Tasarım Ayşegül Tunçer K.

Fotoğraflar Eray DİZMAN

bigas’te - sayı 5

Toplantıda Bilişim Sektörünün mevcut durumu hakkında Second Project tarafından yapılan bilgilendirmeyi takiben, Meslek Standartlarının belirlenmesinde uygulanacak yöntem konusunda

Milli Eğitim uzmanları tarafından bilgilendirme yapıldı ve konu hakkında çalışma gerçekleştirildi.

Rezervasyonlarınız için 0 533 832 30 21

Matbaa Girne Grafik 0533 827 65 66


Artık Küçük Balıklar da Akıllandı! SECOND Projesi “Girişimcileri” Destekliyor:

- Teknik Danışmanlık

(Bilişim,Ticaret,İletişim, Markalaşma, Pazarlama, Turizm)

- Finansal Danışmanlık

(İş geliştirme, Maaliyet Hesaplama, Üretim & Yönetim, Organizasyon Planlama, finans kaynakları)

- İş Ağı Geliştirme - Eğitim

Şht. Ecvet Yusuf Cad., Hacıbulgur Apartmanı, No. 1, Yenişehir, Nicosia Phone: + 90 392 22 82 470, www.secondproject.eu Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte ve DIADIKASIA Business Consultants S.A Konsorsiyumu tarafından uygulanmaktadır.


Hüseyin KANDULU ile Estetik üzerine merak ettiğiniz herşey

Erkeklerde İri Göğüs Hastalığı

Jinekomasti

Estetik cerrahinin hasta yoğunluğunu bayanların oluşturduğu düşünülse de , erkeklerin de estetiğe ilgisi yadsınamaz derecede fazladır. Erkek hastalarımızın sıklıkla başvurdukları cerrahi işlemler burun estetiği, liposuction, yüz estetikleri , kulak estetiği ve meme estetiğidir. yapmalıdır?

Bu sayımızda sizlere jinekomasti yani erkekte iri göğüs rahatsızlığı ve tedavisi hakkında bilgi vereceğim. Aslında birçok erkeğin muzdarip olduğu bu sorun çözümsüz değildir. Jinekomasti hastalığı erkek göğsünün dokusunda ve yağlanmasında artış ile ortaya çıkan; belirli dereceler ile düzeyi saptanan, sarkamanın da eşlik edebildiği, kişiye yüksek düzeyde bir sosyal fobi yaratabilen ve kesinlikle ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Genç ergenlikte ortaya çıkabildiği gibi ileri yaşlarda da görülebilir. Özellikle gençlik dönemlerinde bu hastalar, okulda spor aktivitelerinde ya da deniz kenarlarında yaşadıkları güven kaybı nedeni ile psikolojik olarak sıkıntılar yaşarlar.

Daha önce de bahsettiğim gibi bu hastalığı hafif, orta ve ileri olarak derecelendirmekteyiz. Hafif düzeylerde lokal anestezi ile yapılacak liposuction işlemi yeterli olacaktır. Küçük bir delikten girilerek yapılan bu işlemden sonra 2 hafta süre ile özel bir korse kullanılacaktır ve hastanede kalmayı gerektirmeyecek bir işlemdir. Orta düzey jinekomastilerde ise vasser liposuctionı tercih etmek veya meme başı çevresinde yarım ay şeklinde kesi yapmak daha uygun olabilir . Vasser liposuction işleminde ultrasonografik dalgalar ve ısı ile yağların parçalanmasının yanında derinin kendini daha hızlı toparlanması da sağlanmış olacaktır. Erkekte meme ameliyatlarında kesi yapılması gerekecekse bu kesiyi meme başının renkli ve renksiz kısmı arasından yapmak izin gizlenmesi için en uygun yöntem olacaktır. Meme başı çevresinden yapılan bu kesi ile eğer gerekli ise (ileri düzeylerde)meme dokusunun yanında deri fazlalığıda çıkarılabilir .

Bu hasta grubunda irdelenmesi ve yapılması gereken bir dizi işlem Jinekomasti hastalığından 1-1.5 saat vardır. Öncelikle tek taraflı meme içerisinde kurtulmanın mümkün büyümelerinde meme kanserinden olduğunu hatırlatırken altta yatan de şüphelenilerek tetkik edilmeli hastalıkların olabileceğinin de ve estetik düzeltme daha sonra bilincinde olunması gerekliliğini bir planlanmalıdır. Bunun dışında kez daha vurgulamak isterim… rutin olarak hormonal testlerin yapılması ve ultrasonografik inceleme ameliyat öncesinde muhakkak yapılmalıdır. Çünkü www.huseyinkandulu.com herhangi bir rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkan jinekomastiler altta yatan sebebin düzeltilmesi ile Plastik Cerrah gerileyecektir.

Peki tüm bunların hiçbiri yoksa ve bir erkek sarkık yağlı göğüslere sahipse ne -4-

bigas’te - sayı 5

Hüseyin KANDULU

0533 652 54 13


Gerçekleştirdiği organizasyonlar ile bu seneye damgasını vuran Jasmine Court Otel eğlencenin Girne’deki yeni adresi haline geldi. Bu sene ilk defa Ramazan Şenlikleri düzenleyen Jasmine Court Otel, Semazen gösterilerinden Karagöz ve Hacivat gösterilerine, konserlerden dini dinletilere kadar etkinlikler düzenleyerek bir ilke daha imza attı. Ramazan ayı boyunca açık kalan şenlik alanında yiyecek, giyecek, hediyelik eşya, takı,

bitkisel yağlar, nargile gibi birçok alanda satış yapan masalar da bulunmaktaydı. Bidergi’nin de sponsorları arasında bulunduğu şenlik bayramın ilk gününe kadar sürdü. Kuantum Yaşam Koçu Bülent Gardiyanoğlu’nun “Evrenin İlahi Dili” isimli ilk kitabının da imza ve tanıtım gecesinin gerçekleştirildiği otel, Şeker bayramında dansöz Yeşim ve Angelo Ajans mankenlerinin defilelerinin de yapıldığı muhteşem Gülben Ergen ve ardından Mustafa Keser

konserlerine ev sahipliği yaptı. Misafirlerinden tam not alan organizasyonların ardı arkası kesilmiyor. Kurban Bayramı’nda Sıla ve Hakan Altun konserleri için bilet satışları başladı. Sizler de bu eşsiz mekanda muhteşem bir gece geçirmek istiyorsanız şimdiden biletlerinizi satın almalısınız.

sayı 5 - bigas’te

-5-


MEDYUMUNUZ Dilek Kayadelenler

Büyücülükte Gelinen Son Nokta Büyü, ilgi çekici alternatif bir din olarak hala insanları etkilemektedir.Dinden uzaklaştırılmış çağın sözde modern insanı; hatta bilim adamı, manevi bir boşluk içinde; nereye yöneleceğini şaşırmış vaziyette. Bilimin, insanın tüm sorularına cevap vermesi imkansız. Bugün insanoğlu, bilimin bunca gelişmişliğine rağmen, kendisini tanıyamıyor. Sadece kendisini mi? Hayır! Kendisinin kim olduğunu, neden burada bulunduğunu, yaşamının amacını, hayatı, ölümü, dirilmeyi, hesabı, kendisi dışında ne gibi varlıkların bulunduğunu; bunların dost mu, düşman mı olduklarını, kendi nefsinin(arzularının) kendisine ne gibi tuzaklar hazırlayabilecek potansiyele sahip olduğunu bilemiyor. İlim hızla ilerlese de, bu meseleleri anlamaya, problemleri çözmeye yetmiyor. Evrenlerin Yaratıcısı’nın, insanoğluna yol göstersin diye gönderdiği vahyin kaynakları; bozulmuş, Şeytan ve dostları tarafında karıştırılmış muharref kaynaklar.. En son ve tek korunmuş sahih kaynak Kur’an ise, içerden yorumlarla tahrif edilirken; mensuplarının yaptıkları sebebiyle dışardan yok sayılmış, örtülmüş ve inkar edilmiş. Yüce Allah, Kur’an’da, şöyle buyuruyor: “Şeytan, insanın düşmanıdır”, “Şeytan, insanların kalplerine vesvese verir”, “Şeytan, dostlarını korkutur”, “Şeytan, fakirlikle korkutur”, “Şeytan, hayâsızlığı emreder”, “Şeytan, isyanı emreder”, “Şeytanlar, aldatmak için yaldızlı laflar ederler”, “İnsanların bir kısmı cinlere sığınırlar”. “Şeytanlar, insanlara sihri(büyüyü) öğretirler.” İşte böyle bir Dünya’da, insanoğlunu, kendi nefsinin ve şeytanların tuzağından, şeytani büyü ve büyücülüğün cezbesinden, kim ve nasıl koruyacak? Bu tüm Dünya’nın ve Dünya insanlığının sorunudur. Sonuç olarak, Allah’ın, Kur’an’da ki şu beyanları, herşeyi açıklıyor: “Şeytanın, Allah’ın köleleri üzerinde bir gücü(etkisi) yoktur, onun gücü(etkisi) ancak kendisine (Şeytana) tabi olanların üzerindedir”, “Şeytanlar, dostlarını korkuturlar, şayet mü’minseniz onlardan korkmayın, benden korkupsakının.”Allaha ve gönül dostlarına emanet olun,sevgiyle kalın....

Klima kullanıyorsanız yazın zatürre mi olur demeyin! Alerjik bir bünyeniz varsa; en ufak üşütmede hastalanıyorsanız, yaz mevsiminin gelmesine hastalıklardan kurtulduğunuzu düşünerek sevinmiş olabilirsiniz. Ama unutmayın yazın da hasta olabilirsiniz; üstelik kış hastalığı olarak bilinen zatürre bu mevsimde de peşinizi bırakmayabilir. Özellikle yaz aylarında görülen alerjik zatürreyi ve korunmak için yapılması gerekenleri Hisar Intercontinental Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Dalkılıç ile konuştuk. Yazın da Zatürre Olabilirsiniz!

Dilek Kayadelenler 0 542 726 56 33 beyhude_1962hotmail.com

http://www.facebook.com/dkayadelenler

-6-

bigas’te - sayı 5

Son yıllarda artan çevre kirliliği, kimyasal katkı maddeleri, artan şehir yaşamı, kullanılan ilaç ve gıdalar, çalışma ortamı ve klima kullanımı ile astım başta olmak üzere çeşitli solunum yolu hastalıkları daha sık görülmeye başlandı. Alerjik zatürre ve özellikle klima-havalandırma sistemlerinin daha yaygın kullanımı ile birlikte halk arasında

pek bilinmeyen Lejyonella Pnomonisi görülme oranı arttı. Alerjik zatürre; klima ve havalandırma sistemlerinde üreyen küf mantarlarının solunması sonucu özellikle atopik bünyeli kişilerde solunum yollarının aşırı hassasiyetinden dolayı salgı üreterek bronşları daraltması sonucu nefes borularının içinde biriken mukus tıkaçları ve mikrobik ajanlara bağlı oluşabilir. Ayrıca Aspergillus ve Candida adıyla bilinen mantarlar da alerjik zatürreye benzer tablo oluşturabilir.

Yaz aylarında sık görülen zatürrelerden biri de Legionella pneumonia adlı mikrobik ajanın oluşturduğu zatürredir. İlk defa 1976 yılında Lejyonerler toplantısında oluşan salgının nedeni araştırılırken bulunan bu etkenden dolayı bu hastalığa Lejyoner hastalığı da denilir. Normal doğal sulu ortamların yüzeysel florasında bulunan bu bakteri, şebeke yoluyla binalardaki tüm sulu sistemlere geçerek patojen hale gelmekte ve özellikle duş, duş başlıkları,

kuleli sulu havalandırma tankları, kötü sular, nem vericiler, klima ve buhar odaları gibi sulu ortamlarda üreyen bir mikrobik ajandır. Bu tip havalandırma ve soğutma sistemlerinden çıkan enfekte zerrecikleri soluyan kişi veya topluluklarda salgınlara neden olabilir. Otellerde ve diğer toplu ortamlarda sıklıkla rastlanan bu hastalık salgınlara sebep olur. Erken teşhis çok önemlidir. Halsizlik, kas ağrıları, baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi zatürrelerde az görülen semptomlarla seyrettiği gibi, zatürrelere özgü öksürük, ateş, göğüs sırt ağrısı, nefes darlığı olanlarda bu tip temas öyküsü de varsa akla getirilecek zatürrelerin başında gelir. Zamanında tedavi edilemezse şok, koma ve ölüme bile neden olabilir. Bu tip klinik durumlarda erken ve etkin tedavi tam iyileşme sağlar. Yeni çıkan kan ve idrar testleri, akciğer röntgeni ile ön tanı konulursa tedaviye hemen başlanır. Tedavisi ve düzelmesi normal zatürrelere göre daha uzun sürer.


N. ÜSTÜNER oto galeri

İkinci Elde Kefilsiz 60 ve 72 ay vade 0392 228 61 30 Şht. Mustafa Ruso Cad. Reis Market Yanı K.Kaymaklı Lefkoşa


BİDERGİ tasarım

passion Fruit & mango

swiss chocolate

vanilya

Siz Nasıl İsterseniz...

pistachio

caramelita

malpe walnut

e k a c e ic

bizi takip edin

strawberry

-8-

bigas’te - sayı 5

TAKE AWAY 0 533 833 00 00

Yzb. Tekin Yurdabak Cad. No:25 Ortaköy / Lefkoşa


Türkiye’nin Köklü

Firmalarından Kıbrıs Rum yönetimi, Aytaç’ın isim ve logosunu taklit ederek Ada’da iki

toplumun da ürettiği “Hellim peyniri”ni Kıbrıs'ta Rumlar, şimdi de gıda sektöründe oyun oynamaya başladı. Rum kesimi, Kıbrıs'a özgü "hellim peynirini" AB'de bölgesel ürün olarak kabul ettirme girişimlerini sürdürürken, ilginç bir sahtekarlığa başvurdu. Ticari sahtekarlığı o kadar ileriye götürdü ki, Türkiye'nin köklü gıda firması Aytaç'ı taklit etmeye başladı.

AB BAYRAĞI Kıbrıs'ta hellim ve halloumi olarak satılan peyniri, İngiltere ve Ortadoğu'ya ihraç etmeye karar veren Rum yönetimi, ticari taklidi şöyle yaptı: Peynir paketlerinin üzerine Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ve AB bayrağı ile 'cyprus halloumi' diye yazdı. Ayrıca Türkçe olarak 'hellim'e de yer verdi. Arapça'nın da yazılı olduğu paketlerin üzerine, "Aytaç"ın logosunu ekledi. Ama Aytaç'ın isim ve logosu "Tek halkalı" iken, Rumlar taklit yaparak logoyu çift halkalı yaptı. İngiltere'de Alambra adlı marka ile satış yapan Rumlar, web sitesinde de peynirin reklamını yapmaya başladı.

bir firma vardı. Biz daha sonra tescil aldık ama bu firmanın bizimle hiç ilgisi yok. Bunlar, logomuzu taklit ederek değişik ülkelerde fason üretimler yapmışlar. İngiltere dışında bizim markamızın ve ürünlerimizin taklidi söz konusu değil. Belçika'da fabrikamız var. Logomuzda tek halka varken bu taklit logoda çift halka bulunuyor. Bununla ilgili İngiltere'de hukuki mücadeleyi sürdürüyoruz"dedi.

İSİM KAVGASI SÜRÜYOR

AYTAÇ DAVA AÇTI Rumlar'ın İngiltere'deki oyununu öğrenen Aytaç, hukuki mücadele başlattı. Aytaç Genel Müdürü Ahmet Tekten, "İngiltere'deki bu ürünleri biz de biliyoruz. Bu ülkede bizden önce tescil almış Aytaç Food diye

sayı 5 - bigas’te

-9-


Psi ko lo kum

Alkol

Psk. Esra DAĞLAR daglaresra@yahoo.com

Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olurlar. Benjamin Dizrealli

Alışkanlıklarımızın neler olduğunun farkında mıyız? Peki alkol alma alışkanlığımızın aslında bağımlılığa giden ilk yol Alkol çok sinsi bir yapıya sahiptir. Eğlenirken, üzülürken, sohbet ederken alkol almaya alışırız ve sonra bir bakmışız hayatımızın her yerine girivermiş. Her gece bir kadeh de olsa içerim ama sarhoş olmam diyen insanlara muhakkak rastlamışsınızdır. İşte alkol alışkanlığının alkol bağımlılığına dönüşmesi böylesine kolaydır. - 10 -

bigas’te - sayı 5

bağımlılığı; bireyin bedenve ruh sağlığını, aile içi ilişkilerini, sosyal durumunu ve iş uyumunu bozacak derecede sık ve fazla alkol alması, aynı etkiyi elde edebilmek için gittikçe artan miktarlarda alkol alması ve buisteğini durduramaması, son olarak da alkolü almadığında fiziksel ve psikolojik olarak bir takım negatif belirtiler yaşamasıdır. Alkol bağımlısı olan kişi hem

ailesinde, hem iş hem de sosyal çevresinde birçok problem yaşar. Aile içerisinde bir ya da birden fazla bireyin alkol bağımlısı olması diğerleri için de büyük problemlere neden olur. Bir önceki sayımızda bahsettiğim gibi alkol kişinin karar verme, düşünme gibi becerilerini ortadan kaldırır. Bu da aile içinde pek çok soruna yol açar. Böyle bir ortamda şiddet ilk akla gelen sorunlardan biridir. Devamında güvensizlik, sürekli gergin aile ortamı, iletişimsizlik gibi faktörler gelir.

Alkol bağımlılığı günümüzde ve toplumumuzda utanç duyulan bir davranış olduğundan aile bireyleri bunun aile içinde kalmasına özen gösterir. Tüm bunlar gitgide bir kısırdöngüye dönüşebilir ve işler içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Aile içerisinde olduğu kadar iş ortamında da sorunlara hazırlıklı olunmalıdır. Şöyle bir düşünün; bir önceki gece sarhoş olacak derecede alkol almışsınız ve ertesi gün işe gitmeniz

gerekiyor. Zor da olsa erkenden kalkıp işinize gittiniz diyelim peki baş ağrısı ya da dikkat problemleri gibi sorunlarla nasıl başa çıkacaksınız? Gerekirse o gün için hastalık bahanesi yaratıp işe gitmezsiniz. Bu sadece bir gecelik eğlencenin size geri dönüşü. Peki alkolik olan bir birey sizce ne yapabilir? Hergün izin alamaz işe gitmek zorundadır. İş ortamındaki başarısı gittikçe düşer ya da bazı günler ayılamayıp işe gitmeyebilir. Bu faktörler kişinin işinden kovulması için fazlasıyla yeterlidir aslında. İşsizlik ekonomik sorunları beraberinde getirir. Alkolizm bütün hatlarıyla kişinin hayatında kendisini göstermeye başlar. Tüm bunları okuduktan sonra oluşan iç sesinizi duyar gibiyim. O zaman bıraksınlar ve içmesinler; madem hem ailelerinde hem işlerinde sorunları var üstelik sağlık sorunları yaşıyorlar öyleyse içmesinler diyor iç sesiniz. Ama iş işten geçtikten sonra bunun olması çok zor.

Alkol bağımlılığı çok zor bir süreçtir. Kişinin hem

psikolojik hem fiziksel bağımlılığı alkolden uzak durmasına engel olur. Gün geçtikçe artan alkol miktarına sabahtan akşama kadar alkol alımı eşlik etmeye başlar. Kişi alkolün etkisinden kurtulduğunda bırakmak adına birçok karar alır fakat tekrar içmeye başlar üstelik aldığı miktar geçmiş yıllara oranla çok daha fazladır. İşte tam da bu noktada iki farklı kavram karşımıza çıkar; TOLERANS ve YOKSUNLUK. Tolerans gelişimi teknik bir terimdir. En basit yoluyla açıklamam gerekirse; alkol bağımlısı olan kişinin aldığı alkol miktarını geçen zaman içerisinde fazlalaştırmasıdır. Şöyle bir örnek verelim; ilk alkol aldığınızda muhtemelen bir kadehle çakırkeyif ya da sarhoş oldunuz.

Eğer sosyal içiciyseniz bu oran yıllar içerisinde fazla farklılık göstermez. Bünyenize bağlı

olarak iki ya da üç kadeh sizin limitiniz olur. Bir alkol bağımlısı ise aynı etkiyi kendinde yaratabilmek için bir kadehten çok daha fazlasına ihtiyaç duyacaktır. Yıllar içerisinde sıkça alkol kullanımından doğan sonuçtur bu. Vücut alkole karşı bağışıklık kazandıkça daha fazla miktar tüketmek gerekir. Tolerans gelişimi budur. Tabi bir de yoksunluk faktörümüz var.

İnsanların büyük bir bölümü uyuşturucu sonrası yoksunluktan haberdardır fakat alkol için de aynı durumun söz konusu olduğunu bilen fazla insan yoktur. Alkol yoksunluğu; alkol kandan kaybolunca başlar. Birkaç saatten bir kaç güne kadar uzayabilen, terleme, nabız hızının 100’ün üzerine çıkması, ellerde aşırı titreme, uykusuzluk, bulantı ya da kusma, bunaltı, ruhsal bedensel huzursuzluk, sanrılar, kısa süreli dokunsal ya da işitsel

varsanılar ve yanılsamalar, sara nöbetleri görülür. Doğaldır ki bu tablo içindeki kişi, günlük yaşamını sürdüremez; toplumsal işlevleri bozulur. Kişi bu belirtilerden kurtulabilmek adına tekrar alkol alır yani bir çeşit kendi kendini tedavi etme yöntemine başlar; yani fiziksel bağımlılık başşlamıştır. Bir de yoksunluk döneminde ortaya çıkan “deliryum tremens” tablosu vardır. Uzun süre aşırı alkol tüketiminden kaynaklanan ve genellikle aşırı alkol alımının kesilmesinden sonraki 1 ila 4 gün içinde kendini gösteren ve bazen ölümcül olabilen psikotik bir tepkidir. Zihin bulanıklığı, heyecan, canlı ve ürkütücü görsel-işitsel halusinasyonlar, nöbetler, kaygı, kol ve bacaklarda olduğu kadar dilde de titreme, kas spazmları, ateş, terleme, karın ağrısı ve göğüs ağrısı sayılabilir. Alkol yoksunluğunun en ciddi boyutudur.

Alkol bağımlılığı çok ciddi bir süreçtir ve profesyonel bir şeklide tedavi edilmelidir. Yoksunluğu bile ölümle sonuçlanabilecek bu tehlikeli

süreçte psikolojik ve psikiyatrik yardım alınması çok önemlidir. Yalnız şunu da belirtmek isterim ki her alkol alan alkolik değildir.

Alkolizmin tanısının koyulabilmesi için belli kriterler vardır. Bağımlılık bir hastalıktır. Eğer alkolle alakalı bireyin beden ve ruh sağlığı bozulmuşsa, aile içi ilişkileri, sosyal durumu ve iş uyumunda problem yaratacak derecede sık ve fazla alkol alınıyorsa, aynı etkiyi elde edebilmek için gittikçe artan miktarlarda alkol kullanma ve alkol alma isteğinin durdurulamaması söz konusuysa, son olarak tolerans ve yoksunluk belirtileri varsa alkolizmden söz edebiliriz. Bu aşamada bize zorluk çektirecek nokta ise kişinin bağımlı olduğunu kabul etmemesidir. Tedavi için kişi istekli olmalı ve bunun bir hastalık olduğunu kabul etmelidir. Zorlama veya tehdit gibi yöntemlerle tedaviye getirilen bireylerde fazla başarı sağlanamadığı yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Eğer siz de hem çevrenizi bilgilendirir hem de bu konuda


plastik cerrahi hastanesi

ESTETİK SANATTIR

TÜM ESTETİK CERRAHİ OPERASYONLARI SAÇ EKİMİ VE TEDAVİLERİ www.esteworld.com.tr

0216 474 54 54 0530 762 06 70




Mükemmel Lezzetin Tutkuyla Buluştuğu Dondurma, Mövenpick... Doğallık, gerçek lezzet deneyimine giden yolda vazgeçilmezimiz. Taze İsviçre kremasını, güneşte olgunlaşmış meyveleri ve kullanılan tüm malzemelerin sadece en iyilerini sizin için bir araya getiriyoruz. Örnek mi? Vanilyamız Madagaskar’dan, limonumuz İspanya’dan, cevizimiz Çin’den, mangomuz Ekvator’dan geliyor. Tüm bu malzemeler, her biri gerçek birer gurme olan dondurma ustalarının ellerinde harmanlanıyor ve mükemmel lezzetin formülü ortaya çıkıyor.

Bir buçuk senedir Kıbrıs’ta satışa sunulan ve kısa zamanda beğeni toplayan Mövenpick Dondurmaları’nın Kıbrıs piyasasına girişini, kampanyalarını ve tanıtımlarını gelin Gıda Ltd. Şti.’nin Horeca Satış Müdürü Kader ÇAMLIBELLİ’den dinleyelim... Kader bey şu anda Satış Şefliğini yaptığınız Nestle firmasının ürettiği Mövenpick dondurmalarından bize bahsedebilir misiniz? Mövenpick Nestle firmasına ait bir marka ve Kıbrıs’ta Maniyera ailesine ait olan Gıda Ltd. Şti. - 14 -

bigas’te - sayı 5

tarafından adamıza getirilmekte. Ramiz Manyera tarafından kurulan şirketimiz şu anda Niyazi, Tülin, Bora kardeşler tarafından yönetilmekte. Mövenpick marka dondurmalar, %100 doğal ürünlerle üretilmiş katkı maddesi içermeyen, İsviçre’de Nestle firması için üretilmiş olan özel bir dondurmadır. Mövenpick dondurması ilk olarak Mövenpick Oteli’nin mutfağında üretilmiş daha sonra Nestle firmasına satılarak Nestle kalitesinde üretilmeye devam

edilmiştir. Avrupa ve Türkiye’den sonra 1,5 senedir Kıbrıs pazarına da el atan Mövenpick firmasının ürün yelpazesinde Kıbrıs pazarında satışa sunulan 12 çeşit dondurma bulunmaktadır.

Yeni bir ürünün piyasada yer edinmesi çok zordur. Ancak siz bunu Gıda Ltd. Şti. olarak kısa

zamanda başardınız. alkollü sorbeli içeceklerimizi misafirlerimize tattırıyoruz. Bu başarıyı nasıl elde ettiniz? Sadece tadım geceleri Firma olarak piyasada yer mi düzenliyorsunuz? edinmek için sürekli tanıtım ve sponsorluklar ile tadım çalışmaları yaptık. Birlikte çalıştığımız firmaların görsel reklamlarını ve kurumsal menülerini hazırladık. Ayrıca ürün tanıtım geceleri ile firmamızı desteklemek amacıyla özel geceler düzenleyerek hem dondurmalarımızı hem de

Farklı şekilde yaptığımız tanıtımlar da var. Mesela geçen yaz sezonunda Colony Misty Bar’da sinema geceleri düzenledik ayrıca Cadde Passport gibi firmalarda Mövenpick sorbe dondurmaları ile hazırlanmış alkollü kokteyl tanıtımları gibi tanıtımlarımız da oldu. Son


olarakta Merci Pattiserie ile yapmış olduğuz Mövenpick dondurmalı ICE CAKE ile dondurmaya farklı bir lezzet getirdik.

Yaz sezonu bitti tanıtımlarınız devam edecek mi? Tanıtımlarımız kış sezonu da devam edecek. Amacımız Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Kıbrıs’ta da dondurma tüketimini yaygınlaştırmak. Ülkemizde kış aylarında dondurma yemenin hasta edeceği şeklinde bir görüş var. Avrupalı doktorlar kış aylarında yenilen katkısız hazırlanan dondurmaların hastalığa yol açmadıklarını aksine daha yararlı olduklarını açıklamaktalar. Mövenpick dondurmaları % 100 doğal olduğundan dolayı çocuklarınıza da gönül rahatlığıyla yedirebilirsiniz. İçeriğinde sadece süt ve krema kullanılan dondurmalarımız doğal meyveler ile hazırlanmakta. Ayrıca çeşitlerimizin arasında meyvelerden hazırlanan sorbeler de mevcut. Sorbe meyvenin kendi özü kullanılarak hazırlanan bir dondurma türüdür. Rasberry, strawberry, lima-lemon, passion furit-mango çeşitlerimiz Sorbe olan çeşitlerimizdir.

Hangi firmalar ile çalışıyorsunuz? Şu anda ada genelinde Arkın Group, Malpas, Palm Beach Hotel, Colony, The House, The Garden, Rocks Hotel, Piazza, Merci Pattiserie, City Life, Cafe Aşk-ı, İstasyon (Girne-Lefkoşa), Seasons gibi birçok Kıbrıs markasıyla çalışmaktayız. Ayrıca Lemar’lardan da ürünlerimizi satın alabilirler. Her geçen gün Mövenpick kalitesine güvenen yeni firmalarla ailemiz genişlemeye devam etmektedir.

patronluk yapmadılar aksine aileden biriymişim gibi davrandılar. Belli bir süre yollarımız ayrıldı. O dönemde kendi şirketimi kurdum. Kendi şirketimi kurduğum dönemde de yine Manyera ailesi desteklerini esirgemediler. Ancak kurduğum işte beklediğim başarıyı yakalayamadım. Ve tekrardan Manyera ailesinin yanında HORECA Satış Şefi olarak geri işe alındım. 4 yıldır birlikte iş yapmaya devam ediyoruz. Uzun bir süre de birlikte çalışarak başarılara imza atmaya devam edeceğiz.

Bu kadar işin içinde kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Bu yoğunlukta kendime zaman ayırdığımı pek söyleyemem. Genelde işten arta kalan zamanımı eşim ve köpeklerim ile geçiriyorum. Av merakım olduğundan dolayı köpeklerim var. İş dönüşü onları gezdiriyorum. Daha sonra da bisiklet sürüyorum. Onun dışında pek bir şey yapmaya zamanım kalmıyor zaten.

Son olarak söylemek istediklerinizi öğrenebilir miyiz? En başta Manyera ailesine daha sonra değerli eşime, bizden desteğini esirgemeyen Bidergi - Bigaste’ye ve bizi destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Kampanyalarımız, tanıtım ve tadım gecelerimiz devam edecek. Bizleri takip etmeye devam edin.

Başarınızı neye borçlusunuz? İşimde en büyük desteği Niyazi, Tülin ve Bora Manyera’dan görüyorum. Daha sonra da çalıştığım ekip arkadaşlarım tabii ki. Manyera ailesinin bana olan güveni ve desteği ile daha da büyük başarılara imza atacağımızdan eminim.

Kaç senedir Gıda Ltd. Şti.’de çalışmaktasınız? Aslında Manyera ailesi ile çalışmam çocukluk yıllarıma dayanıyor. Manyera ailesi beni kendi ailelerinden biri gibi gördüler ve öyle yetiştirdiler. Hayatımın her alanında maddi ve manevi desteklerini asla benden esirgemediler. Bana asla

sayı 5 - bigas’te - 15 -


Orginal Angry Birds Land Finlandiya’da açıldı Son zamanlarda dünyanın en popüler mobil oyunlarından olan Angry Birds oyununun taraftarları tüm dünyada çığ gibi büyümeye devam ediyor. Kızgın kuşlar yine dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Akıllı telefon sektörünü adeta gölge gibi izleyen oyun sektörü bildiğiniz üzere uzun süredir son derece yenilikçi bir süreç geçiriyor. Bu süreç içerisinde dünyanın en iyi oyun geliştiricisi şirketleri birbirleriyle kıyasıya mücadele ederek oyunlarını mobil oyun severler için piyasaya sürüyor. Bu geliştiricilerden Rovio Games dünyanın en çok indirilen oyun serisi olan Angry Birds'in son serisi Space'i geçtiğimiz aylarda sunmuştu.

Kızgın kuşlar her alanda kırdığı rekorlar ve ilklere bir yenisini daha ekletti. Real yani gerçek hayata yansıyan ilk mobil oyun sektöründen olan Angry Birds Finlandiya'da bir çoçuk parkını süsledi. Kızgın kuşların son hedefi çocukların kıyasıya eğlendiği parklar oldu. Angry Birds Land adı verilen bu park şimdiden akın akın çocuk ziyaretine uğramaya başladı bile. Geçen yıl Çin'de de Angry Birds isminde "lisanssız" bir parkın açıldığına şahit olmuştuk fakat bu seferki "orijinal." Sarkanniemi Amusement Park CEO'su Miikka Seppela, "Özgün teması olan bir alan kurup güçlü ve herkesçe bilinen bir markayla birleştirmeyi amaçladık." dedi.

ÜMKAYA LTD.

ERTUGRUL GARAJ

Her türlü Hurda Alınır.

Sanayi Bölgesi 21. Sok No:40 LEFKOŞA 0 542 858 00 64 - 0 533 858 00 64 - 16 -

bigas’te - sayı 5


Ünlü Sanatçı Müslüm GÜRSES ve Yunus BÜLBÜL Ada TV’deki Bir Akıllı Bir Deli adlı programda ÖZLEM AKAY SÜT ÜRÜNLERİ ve ÖZLEM MEYVE SULARI’nın tanıtımını gerçekleştirdi.

Ada Tv’de yayınlanan programın fotoğraf çekimlerini Bidergi ve Bigaste için AML Grafik Tasarım ve Fotoğrafçılık öğrencisi Asya Dağlar gerçekleştirdi.

sayı 5 - bigas’te - 17 -


Kıbrıs’ta pizza denilince ilk akla gelen isim olan Pizza Town Girne’de açtığı yeni mekanı Piazza ile bu yaza damgasını vurdu. Dünya mutfağından lezzetlerin de tadına doyabileceğiniz Piazza bu sefer de Günkut Ajans’ın düzenlemiş olduğu 7. Dünya Barış Güzellik Yarışması finalistlerini ağırladı. Girne’de bulunan Piazza’da yemek yemek isteyen güzeller basının da büyük ilgisini çekti. 1 Eylül’de Golden Tulip Otel’de finali gerçekleşen, 18 farklı ülkeden güzellerin katıldığı yarışmada Çek Cumhuriyeti güzeli Dominika Opplova Dünya Barış Güzeli seçildi.

- 18 -

bigas’te - sayı 5

Piazza’

güzeller bastı...


Toksoplazma & Gebelik

Pek çok kişi etraflarında bir kadının kediden bulaşan bir hastalık yüzünden düşük ya da ölü doğum yaptığı öykülerini duymuştur. Bu öyküler nedeni ile hamile kadınlar genelde kedi köpek gibi evcil hayvanlardan uzak durmaya çalışırlar. Hatta hamilelik öncesinde evlerinde bu tür evcil hayvan besleyenler ya bu dostlarını ebediyen terk ederler ya da bir tanıdıklarına vermeye çalışırlar. Hamilelikleri sırasında da kedi ya da köpek beslenen evlere pek uğramazlar. Kedilerden bulaştığı inancı yaygın olan bu hastalığın adı toksoplazmozis’dir. Gerçekçi olmak gerekirse insanlara bulaşan toksoplazma enfeksiyonlarında kediler en az suçlanması gereken faktördür.

Toksoplazmozis nedir? Toksoplazmozis Toxoplasma gondii adı verilen parazitin neden olduğu bir enfeksiyondur. İlk kez 1908 yılında Afrikada gondi adı verilen bir tür kemirgende saptanmıştır. Tüm dünyada insanların da dahil olduğu pekçok tür omurgalı canlıda enfeksiyona neden olur. Buna karşılık sadece evcil kedilerin barsağında dişisi ve erkeği bir araya gelerek üreyebilir. Başka bir yerde üremesi mümkün değildir. Bu enfektif parazitler kedinin dışkısı ile dış dünyaya atılır ve buradan diğer canlılara sindirim sistemi yolu ile bulaşır. Bir başka değişle enfeskiyonun insan ya da diğer hayvanlara bulaşabilmesi için ağızlarından girmesi gerekir.

Toksoplazmozis nasıl bulaşır? Kediler de bu paraziti enfekte bir hayvanı (fare gibi) çiğ olarak yediklerinde alırlar. Bundan sonta yaklaşık 2 hafta süreyle parazit kedinin barsağında çoğalır. Takip eden dönemde kedinin dışkısı ile dışarıya atılır. Atılan bu parazitlerin bulaşıcı olabilmesi için dış dünyada 24 saat geçirmeleri gerekir. Daha önce bulaşıcılıkları olmaz. Enfekte bir kedi yaklaşık 2-3 hafta süreyle dışkısı ile parazit atar. Bundan sonraki dönemde kedinin dışkısında parazit olmaz. Bir kere toksoplazma enfeksiyonu geçiren kedi bağışıklık kazanır ve daha sonra yeniden enfekte olmayacağı gibi bulaştırıcılık özelliği de taşımaz Benzer bir özellik insanlarda da vardır. Bir kere enfeksiyon geçiren bir kişi bağışıklık kazanır ve daha sonra yeniden hastalanmaz. Sokak kedileri genelde bu enfeksiyonu yaşamlarının çok erken döneminde geçirirler ve beğışıklık kazanırlar. Bu nedenle büyük sokak kedilerinden enfeksiyon bulaşması çok uzak bir olasılıktır.Benzer şekilde çiğ etle beslenmeyen sadece kuru mama yiyen ve sokağa çıkmayan ev kedilerinde ise hastalığın görülmesi olanaksızdır.

Kedinin dışkısı ile toprağa atılan ve 24 saat içinde bulaşıcı özellik kazanan parazitler beslenme sırasında (örneğin otlaklarda) sığır, koyun, inek gibi hayvanların sindirim sitemine geçer. Daha sonra buradan kas dokusu içine geçerek hayvanı enfekte eder. Böyle bir hayvanın eti pişirilmeden ya da az pişirilerek bir insan tarafından yendiğinde direkt olarak o insanda da enfeksiyona neden olur. Bir başka bulaşma yolu da toksoplazma bulunan toprakla temas etmiş meyve ve sebzelerin uygun şekilde yıkanmadan yenmesidir. Görüldüğü gibi toksoplazma insana 3 temel şekilde bulaşabilir. Enfekte bir kedinin dışıkısı ile temas edip daha sonra bu temasın gerçekleştiği eli yıkamadan ağıza götürmek Enfekte bir hayvanın etini iyice pişirmeden yemek Paraziti barındıran bir besin maddesini iyice yıkamadan yemek İnsanlarda bir bulaşma yolu daha vardır: Enfekte bir anne adayından hamilelik sırasında bebeğine bulaşması

Ne sıklıkta görülür? Tüm dünyada toksoplazmozisin görülme sıklığı konusunda net bir istatistik yoktur. Ancak insanların yaklaşık %25-50’sinin yaşamlarının herhangi bir döneminde parazitle temas ettikleri ve enfekte oldukları tahmin edilmektedir. Ilıman iklimlerde daha fazla görülür. Hastalığın en fazla görüldüğü Fransa’da insanların %65’inin bu enfeksiyonu geçirdiği tahmin edilmektedir.

Belirtileri nelerdir? Toksoplazma enfeksiyonları erişkinlerde genelde pek belirti vermez. Çoğu zaman doktora gitme gereksinimi doğurmayan hafif bir soğuk algınlığı şeklinde atlatılır. Hafif kas ve eklem ağrıları, halsizlik, yorgunluk, lenf düğümlerinde şişlik gibi belirtiler görülebilir. Belirtiler birkaç hafta ile birkaç ay içinde kendiliğinden geriler. Çok nadiren göz enfeksiyonlarına neden olabilir. Bağışıklık sistemi baskılanmış lösemi, lenfoma, AIDS hastaları ile organ nakli yapılan hastalarda çok daha ağır seyredebilir ve hatta ölümlere neden olabilir.

Tanısı nasıl konur?

kanında IgM varlığı bebekte enfeksiyon olduğunun kesin belirtisidir.

Toksoplazmozis kanda bu parazite karşı vücudun bağışıklık sisteminin ürettiği antikorların varlığının saptanması ile konur. Yapılan incelemede toksoplazmaya karşı IgG pozitifliği hastalığın daha önceden geçirildiği ve bağışıklık olduğu anlamına gelir. Böyle bir durumda yeniden toksoplazmaya yakalanmak mümkün değildir. kanda IgM varlığı ise aktif yeni bir enfeksiyon varlığını gösterebilir. Böyle bir durumda tekrarlanan incelemelerde IgM düzeylerinde artış görülmesi ile tanı konur ve tedavi edilir. Hem IgG hem de IgM negatifliğinde hastalık yok ve kişi daha önce bu hastalık ile hiç karşılaşmamış demektir ve toksoplazmaya yakalanmamak için önlemlerin alınması gerekmektedir.

Tedavi

Bebek için riskleri nelerdir? Hamilelikleri sırasında toksoplazma enfeksiyonuna yakalanan kadınların sadece %30-40’ı bu hastalığı bebeklerine geçirirler. Annedeki enfeksiyonun bebeği de etkileme riski gebelik yaşı ile direkt ilişkilidir. Bu risk gebeliğin son trimesterında daha yüksektir ve %70’le kadar ulaşabilirken bu oran ilk trimester enfeksiyonlarında %15’ler civarındadır. Ancak ilk trimesterda bebeğe enfeksiyon geçme olasılığı düşük olmasına rağmen bebekte yaratacağı zarar daha fazladır. Bir başka deyişle son 3 ayda bebeğe enfeksiyon geçmesi daha kolay ancak zarar yaratma olasılığı son derece düşükken, ilk 3 ayda çok zor geçen enfeksiyon daha ciddi sorunlara neden olmaktadır. Erken dönemde görülen toksoplazma düşük ya da ölü doğumlara neden olabilir. Toksoplazmanın diğer etkileri ise beyin hasarı, beyinde su toplanması (hidrosefali), görme ve işitme bozuklukları, gelişme geriliği, zeka geriliği ve epilepsi gibi sinir sistemi bozukluklarıdır. Hamilelikte toksoplazma enfeksiyonu saptanırsa ne yapılmalıdır? Hamilelikl sırasında anne adayında toksoplazma enfeskiyonu saptanması bebekte mutlaka bir sorun olacağı anlamına gelmez. Böyle bir durumda detaylı ultrasonografi ile enfeksiyonun bebekte zarar oluşturup oluşturmadığı aranır. 20. gebelik haftasından sonra ise bebeğin göbek kordonundan kan alınarak (kordosentez) kesin tanı konulabilir. Burada bebek

Hamile olmayan bir kadında toksoplazmanın tedavisi antibiyotik ile yapılır. Hamilelerde ise uygulanan antibiyotiğin bebekte oluşması muhtemel hasarı engelleyip engellemediği açık değildir. Eğer bebekte ciddi sekel saptanır ise tercih edilmesi gereken yöntem gebeliğin sonlandırılmasıdır. Hamilelikte toksoplazmaya bağışıklık olmadığı saptanırsa ne yapılmalıdır? Böyle bir durumda toksoplazmadan korunma önlemlerine dikkat edilmeli ve belirli aralıklarla kanda toksoplazmaya karşı antikor oluşup oluşmadığı araştırılmalıdır. Toksoplazmadan korunma yolları Toksoplazmadan korunmanın en etkili yolu hijyen kurallarına uymaktır Ellerinizi sık sık yıkayın. Eğer toprak ile uğraşıyorsanız mutlaka eldiven giyin Çiğ ya da az pişmiş et yemeyin (salam sucuk vb) Çiğ et ile temas ettikten sonra mutlaka ellerinizi yıkayın Çiğ et kesiiğiniz bıçak ile iyice yıkamadan başka bir madde kesmeyin Çiğ et kestiğiniz kesme tahtalarını iyice yıkamadan üzerinde başka bir işlem yapmayın Çiğ sebze ve meyveleri mutlaka çok iyi yıkayın Tercihan dışarıda yeşil yapraklı salataları yemeyin Pastörüze edilmemiş süt içmeyin bu tür sütlerden üretilmiş ürünleri kullanmayın Evde kedi varsa kumunu siz değiştirmeyin Kedinin kumunun 24 saat aralıklarla mutlaka değişmesini sağlayın Kedinizi dışarı bırakmayın, Kedinize çiğ et yedirmeyin

sayı 5 - bigas’te - 19 -


Lapta Belediyesi’nden Çocuklara Anlamlı Bağış Lapta Belediyesi, SOS Çocukköyü’ndeki çocukların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, yıllık bir “Çocuk sponsorluğu” ve “Aile Güçlendirme projesi sponsorluğu” aldı. Lapta Belediyesi Başkanı Fuat Namsoy, sosyal sorumluluk adına SOS Çocukköyü Derneği’nde bakım alan çocukların ve Aile Güçlendirme Projesi kapsamında destek verilen çocukların ihtiyaçlarına maddi katkı koydu. Namsoy’u SOS Çocukköyü Derneği’nin Fon Geliştirme ve Halkla İlişkiler bölümünden Seder Dedeler ve Muhasebe Sorumlusu Naciye Sümbül ziyarette bulunarak Sponsorluk Teşekkür sertifikalarını sundular. Fuat Namsoy, “Bu küçük katkılar korunmaya muhtaç çocuklarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında çok önemlidir. Her kurum kuruluş ve kişilerin SOS Çocukköyü’ne destek vermelerini, bu sorumluluğu herkesin hissetmesini tavsiye etti. Lapta Belediye’sinin bu davranışla toplumda örnek olmalarını temenni ettiklerini belirterek, bundan huzur ve mutluluk duyduklarını” vurguladılar. Seder Dedeler ve - 20 -

Naciye Sümbül çocuklar hakkında bilgi vererek teşekkürlerini sundular. Tüm toplumumuzdan sürekli gelecek yardımlarla korunmaya muhtaç çocuklara sahip çıkarak, onları geleceğe başarılı bireyler olarak yetiştirebilmekteyiz” sözlerine eklediler. SOS Çocukköyü Derneği Ulusal Direktörü Ahmet Ataner ise, Lapta Belediyesi’ne içten teşekkürlerini sundu ve şöyle bir mesaj iletti, “Korunmaya muhtaç çocuklarımıza yapılan bağışlar ve verilen hizmetler kendimize, toplumumuza, geleceğimize, barışa ve huzura yapılan çok değerli katkılar olarak görülmelidir.” Ayrıca Ataner, bu tür yardımsever kurumlardan ve şirketlerden gelecek yardımın diğer kuruluşlara da örnek olmasını dilediklerini belirterek, her kesim halktan gelecek sürekli yardımlara ihtiyaç olduğunun bilgisini verdi. Bağış veya sponsorluk

bigas’te - sayı 5

olarak yardım yapmak isteyen kişiler veya kurumlar SOS Çocukköyü Derneği Fon Geliştirme bölümüne 225 7017 telefon numaralarından veya www.soscocukkoyu.org resmi sitesinden bilgi alabilirler.


Hüseyin Süey BARDAK

huseyinsuey.bardak@sekerbank.com.tr

Genelde az gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde türeyen ve marjinal verimi sıfır çalışanların yarattığı ekonomik düzen olarak da tanımlanabilir bu durum. Yani, birçok iş ve işçi varken aslında bir o kadar da işsizlik var demektir.. Gizli İşsizlik kavramının alt boşluklarını dolduracak olursak, az gelişmiş ülke ekonomilerinde özellikle kamu yönetimindeki devlet dairelerinde ve iktisadi kamu kuruluşları ile turizm,tarım, ticaret ve çeşitli hizmet sektörlerinde bu garip yapı kronik bir görüntü vermektedir. Bu durumun en hazin yaşandığı sektör şüphesiz ki kamu sektörü. Kamu kesiminde iş gücüne duyulan ihtiyaç ile gerçekleşen istihdam arasındaki akıl almaz dengesizlik kamu sektörünü gizli işsizlik alanında tartışmasız lider yapmaya yeter de artar bile. Hatta alışılagelmiş bu mevcut kamu yönetimi mantığıyla daha uzun yıllar bu konudaki öncü ve lider kimliğini başka bir sektöre kaptırmayacağını söylemek yanlış olmaz. Özellikle birçok devlet dairesinde bir kişinin yapabileceği bir iş için onlarca kişinin sırf onun bunun tanıdığı ya da akrabası, yeğeni oğlu ya da kızı olduğu için bazen de iktidara yakın çevrelerin kırılamayacak hatırları için istihdam edildiği bir düzende gizli işsizlik kavramı olsa değil de olmasa şaşırmalı.., Ortada yapılacak bir iş olmadığı için bulmaca çözenlere, oyun oynayanlara, kazak ören hatta utanmayı atıp akşam yapacağı yemek için hep beraber sebze ayıklayanlara yani özetle yapması gereken işten başka herşeyi yapan avaracı bir çalışanlar topluluğuna rastlamak hiç de zor değil. Sabahtan akşama kadar sadece bir iki evrak düzenleyen ve yazımın başında da dediğim gibi işe gelseler de gelmeseler de bir şey değişmeyen bu memurlar için katlanılan iş ila istihdam maliyetlerinin o ülke ekonomileri için ne kadar önemli olduğu göz ardı edilmemesi gereken kaçınılmaz bir gerçektir ! İktisadi kamu işletmelerinde ise bu durum, çoğu zaman tam kapasitede çalışmaları halinde bile esas gerekli olanın

İşsizliğin gizlisi olur mu demeyin..

Gizli işsizliktan kasıt, ekonomik bir düzende çalışır gibi görünen fakat neredeyse üretkenlik adına hiçbir hava kesmeyen çalışanlar topluluğudur. Bu insanların üretime katkıları sıfır denecek kadar azdır. Bir başka deyişle, bu kesimin ekonomik düzende olmaları ya da olmamaları herhangi bir anlam ifade etmez.

üzerinde işçi bulundurulması şeklinde kendini gösterir ki bunlar, genellikle az gelişmiş ülkelerde siyasi yapı içerisinde oluşan menfaat ve baskı grupları sayesinde gerçek işsizlerin bu işyerlerinde istihdam edilerek ve bu iş yerlerinde bir iş yapar gibi görünür hale gelmeleridir. Diğer basettiğim birçok kesimde de durum farklı değildir. Mesela tarım sektöründe oluşan gizli işsizliğe bakalım.Aile bireylerinden yaşı ne olursa olsun eli iş tutan kişilerin, o aile işletmesinde işgücüne gerek duyulup duyulmamasına bakılmaksızın, şu ya da bu biçimde bir iş ile iştigal olmaları ve bir iş yapar görünmeleri biçimidir. Bu kişilerin sırf aile bireyidirler diye, aile işletmesi içinde kalmaları ya da kalmamaları üretim tarafından herhangi olumlu ya da olumsuz bir etki yaratmaz.

sermayenin ve koordinasyonun yetersiz kalması ve yönetimlerin acizliğinden kaynaklanan hiçbir anlam ifade etmeyen işgücü ve beraberinde getirdiği gereksiz maaliyet yaratılması durumudur. İnsanların evine, yerine, ailesine bağlılığı da bu tür işsizliğin sosyal nedenleri arasında sayılabilir.” Örneğin ülkenin merkezi bölgelerinde, yani şehirlerde iyi bir maaş karşılığı iyi bir iş bulabilecek bir insan, ailesine veya köyüne olan duygusal bağımlılığı sonucu, daha kötü şartlarda köyünde ya da ailesinin yanında çalışmayı tercih edebilir. Böylece o kişi,

marjinal verimi sıfır olmasına rağmen bir ekonominin o kesiminde uzun süre istihdam edilebilir. Aslında, “gizli işsizlik”, işsizlik gizli olduğu için vardır. Çünkü bu tür bir işsizlik Gayri Safi Milli Hasıla’nın daha az oranlarda gerçekleşmesine, yani kişi başına ulusal gelirin ve/ veya yatırımların daha düşük gerçekleşmesine de neden olacaktır. Dolayısıyla açılacak yeni işyeri sayısı daha az olacak, nispeten daha düşük ulusal hasılata neden olan bir kısır döngü yaratılacaktır. Bu tür kısır

bir döngü içerisine girmiş olan bir ekonominin barındırdığı gölge risklerin bir an önce yüreklilikle tespit edilmesi ve iş ile istihdam topluluklarının en verimli olabilecekleri, yeni açılan veya yeni işgücüne ihtiyaç duyan mevcut işyerlerine kaydırılması şarttır.

Peki ticaret ve hizmet sektörü nasıl payını almış olabilir ? Bu kesimde oluşan gizli işsizlik ise bazı insanların sırf yapılacak başka bir işi olmadığı için, ticaret ile uğraşma eğilimi göstermesiyle kendini gösterir. Genelde bu tür ekonomilerin yaşandığı ülkelerde hemen her sokak üzerinde, neredeyse hepsi de yarım yamalak çalışan çok sayıda bakkal, çakkal, eczane bulunmasına rağmen, bu kadarı yetmezmiş gibi bir de sokak aralarında meyve, sebze, abur cubur hediyelik eşya v.b. mallar satan seyyar satıcıların türemesinin nedeni bu gizli işsizliktir. Hizmet sektörüne gelince gizli işsizlik başka bir boyuta bürünüyor. Özellikle oteller ve restoran gibi işyerlerinde asgari ücretle gerekli gereksiz işçi çalıştırılması, bu kişilerden bazılarının ek gelir yaratmak adına çeşitli arayışlar içerisine girdiği ve sonuç itibariyle ne birinde ne diğerinde ülke ekonomisi adına en küçük olumlu etki yaratacak bir fayda sağlamadığı söylenebilir. Peki özünde nedir bu gizli işsizliğin nedenleri ? En kısa deyişle sadeleştirecek olursak, üretim araçlarının, yani

sayı 5 - bigas’te - 21 -


- 22 -

bigas’te - sayı 5


24 Ağustos - 22 Eylül

K A Ş BA U N U C R U B e d ’ 2 1 20 R E L E N ? R O Y İ L K BE

Başak burcu insanından dikkat gerektiren tüm işlerde başarı beklenir. Bu başarılarının meyvesini 2012 yılında alacaksınız gibi görünüyor. Aşka ve sevgiye karşı isteksiz olduğunuzu düşünenler olabilir. Çekingen ve tutuk görünmenizin sebebi istediğiniz ve sevdiğiniz kişileri daha fazla incelemeniz ve eleştirmeniz. Sevdiğiniz insanla aklınızı paylaştığınız kadar duygularınızı da paylaşmayı istiyorsunuz. Sevgili Başaklar, 2012 de farklı görüşte olan kişilerle ortak işler yapabilir, mesleki ve özel hayatınızda yeni sorumluluklarla karşılaşabilirsiniz. Başkalarıyla olan iyi ilişkileriniz sayesinde mesleki alanda uzmanlaşabilirsiniz. Hayatınızı biçimlendirme ve yeni hedeflere yönelmeye istekli olabilirsiniz. Güçlü iradenizle olayları kendi iyiliğinize olacak şekilde yönlendirmeyi arzulayabilirsiniz. Yeteneklerinizi kazanca dönüştürmeniz kendinizi yeniden keşfederek dış dünyaya sunabilmeniz açısından önemlidir. Geçmişte yaşananların gölgesi altında kalarak, üzülmek, hayıflanmak yerine kendi içinizdeki özgür insanı ortaya çıkartarak gücünüzü yeniden toplayabilirsiniz. Ayrıca bu süreçte etrafınızdaki insanları iyice tanımadan, iyi niyetli bir şekilde sırlarınızı kimseyle paylaşmayınız. Evlilik, iş ortaklığı, eğitim, gelişim, akademik kariyer nedenleriyle yerleşim yerinizi değiştirebilir, bir başka ülke veya şehirde ikamet etmek için mücadele verebilirsiniz. Sınırlarınızı iyi bilmeniz, bütçenizi ciddi biçimde düzenlemeniz ve savurganlıktan uzak durmanız gerekiyor. Etrafınıza uyum sağlamak, zevk ve konfor içinde yaşamak

ihtiyacınızın diğer zamanlara göre çok daha ön plana çıktığı, önünüze çıkan engelleri kolayca aştığınız, barış, güzellik ve estetik duygunuzun yüksek olduğu bir yıl sizi bekliyor. 2012 BAŞAK BURCU İŞ HAYATI Özellikle yılın ilk ayları gözlem gücünüz yüksek. Kıvrak zekânızla, algılama gücünüzle, iletişim ve konuşmalarınızla etrafınızda hayranlık uyandırabilirsiniz. Meraklılığınız birçok alanda bilgi toplamanızı sağlayabilir. Bu bilgileri başkalarıyla paylaşabilir, takdir görebilirsiniz. Farklı görüşte olan kişilerle ortak işler yapabilir, mesleki ve özel hayatınızda yeni sorumluluklarla karşılaşabilirsiniz. Başkalarıyla olan iyi ilişkileriniz sayesinde mesleki alanda uzmanlaşabilirsiniz. Parasal konularda kontrol dışı sürpriz gelişmeler yaşanabilir. Risk ve abartıdan kaçınmak gerekiyor. Lüks harcamaları bıraktığınız taktirde finansal açıdan rahat olacaksınız. Mart gibi sadece kendiniz adına değil, birlikte olduğunuz kişi veya kişiler adına da düşünmek, hareket etmek durumundasınız. Nisan-Mayıs aylarında Yarım kalan işlerinizi

bitirin. Üstlerinizle patronlarınızla ilişkinize dikkat ediniz. Karamsar düşünmeyiniz. Bu yıl iş yerinde canınızı sıkmak isteyen sizi çekemeyen hatta ayağınızı kaydırmak isteyen kimseler olabilir ancak bu kimselerin tüm çabaları boşa çıkacak ve size zarar veremeyecekler unutmayın çevrenizde sizi sevenler daha çok. Temmuz Ağustos Projelerinizi yürürlüğe koymadan önce iyi inceleyiniz. Kimlerle iş birliği veya temas halinde iseniz bu kişileri dikkatlice gözden geçiriniz. Parayla alakalı meselelerde aşırı bir yükün altına girmeyiniz. 2012 BAŞAK BURCU AŞK HAYATI İlişkinizle ilgili konularda inatlaşmayınız. Sen ve ben demek yerine biz olunuz. Yeni bir ilişkide hemen karar vermeyiniz. Dikkatlice gözden geçirmelerde bulununuz. Nisan gibi sosyal ilişkilerinizde durgunluk, iletişimle ilgili konularda yavaşlıklar görülebilir. Bu sizi yıldırmasın Temmuz sonu rutin yaşamınıza renklilik gelecek ve var olan ilişkinizde de güzel bir dönem başlayacak. Sağlam temelli bir gelişimin yaşanması adına pek etkili olmasa da, moraliniz ve yaşama bakış açınız açısından

gayet hoş bir dönem olacağı kuşkusuz. Var olan ilişkinizde eğer doğru ve yerinde kararlar alabilirseniz, birlikte yola devam edeceksiniz. İlişkiniz hala tutkuyla devam mı ediyor yoksa artık birbirinizi görmek dahi istemiyor musunuz? Öncelikle bunları saptamalısınız. Adımlarınızı dikkatli atın eğer hala tutkulu bir ilişki yaşadığınız kanısına vardıysanız eşinize sevginizi göstermekten çekinmeden yola devam edin ancak yola devam edemeyeceğiniz kararını aldıktan sonra pişman olup geri dönmek sizin tarzınız değil bunu da hatırlatalım. Bu yüzden fevri hareketlerle bu yılı berbat etmeyin. Kalbi boş yalnız olan Başak burçları için bu yıl aşk ve evlilik konuları gayet iyi görünüyor. Ancak kafalarının netleşmiş olması geçmiş yıllardan ders almış olmaları önemli. Şimdi bazılarınız tüm arkadaşlarım aşkta aradığını buldu bazısının kısmet ayağına kadar hiçbir çaba sarf etmeden geldi de ben neden bu kadar başarılı değilim bu gönül işlerinde diye düşünüyor. Ancak Sayın Başak şimdiye kadar olan ilişkilerinde ince eleyip sık dokuduğunu ne kadar seçici davrandığını ufak pürüzleri bile gözünde ne kadar büyüttüğünü mükemmeliyetçi

olduğunu hatırladın umarız. Peki, bir düşün bakalım çevrende mutlu beraberlikleri var dediğin çiftlerde senin kadar seçici miydiler? Artık gerçekleri görme vakti eğer karşındaki insana bir şans verdiğin hemen kestirip atmadığın takdirde evlilik planlarını hayata geçirebileceğin bir yıl önünde duruyor. Yılın ilk yarısı sıra dışı ve oldukça sempatik, ahlaki açıdan güçlü bir insanla yakınlaşmanızın olabileceği gibi bir aile dostunuz aracılığı ile tanışacağınız birinin de sizden hoşlanması söz konusu. 2012 BAŞAK BURCU SAĞLIK Fiziğine ve dış görüntüsüne son derece önem veren Başakları sağlıklı bir yıl bekliyor. Genel anlamda sağlık durumları iyi ve sorunsuz gibi gözükse de yoğun tempolu dönemlerinde Başaklar, strese bağlı boyun ve sırt ağrılarından yakınabilirler. Bunun dışında ağız sağlığına dikkat etmelerini öneririz.

CU R U B RI BAŞAK A L K ÇOCU Maddenin verdiği güven ve gücü okul sıralarında keşfederler. Başak bebekleri oldukça sessizdirler. Eğer doğru bir şekilde beslenirlerse bütün bir gece hiç ses çıkarmadan uyurlar. Küçük yaşlardan itibaren beyinleri yüksek bir tempo da çalışmaya başlar. Tembellikleri ve dağınıklıklarıyla etrafını şaşkına çevirebilir. Tüm sorunları, çevrelerinde olup bitenleri hızla analiz ederler. Yüksek bir kavrama güçleri vardır. Ama kendilerine olan güvenlerinde birtakım eksiklikler olabilir, bu nedenle teşvike ihtiyaç duyarlar. Büyüdükçe sevimlileşen bu çocuklar doğayı sever, açık havada oynanan oyunları tercih ederler. Zekalarından kaynaklanan bitmek tükenmek bilmeyen sorularına, daha küçükten ciddiye alıp cevap verilmelidir. Aksi takdirde çocuk önemsenmediğini düşünerek, içine kapanır ve zaten doğasında olan güvensizliği perçinlenir. Zihinleri tıpkı İkizler çocukları gibi çok hızlı çalışır. Ders çalışmayı sevmeyen Başak çocuğu, ödüllendirme metodu ile okulu sevip başarılı öğrenciler arasına girecektir. Bu ödülün ve teşvikin derecesini ayarlamak anne-babalara düşecektir. Biraz sessiz, sakin görünen bu çocuklar aslında dost canlısı ve sıcaktır. Okul dışında yapacakları uğraşlar bulmak yüksek potansiyellerinin değerlendirilmesini sağlar. Doğru bir destekleme ve alakayla her alanda dikkate değer bir gelişme göstereceklerdir. Hayvanları çok seven bu çocuklara, küçük yaşta ona ait olan bir ev hayvanı almak, duygusal yönünü geliştirmesini sağlar. Başak çocukları aile hayatında uyumlu ve söz dinleyen tavırlarıyla dikkat çekerler. Düzenli bir evde yaşamak isterler. Onlar için aile, anne, baba, kardeşlerle sınırlı bir kavram değildir. Tüm akrabalar hatta arkadaşlar o evin bir parçasıdır. Becerikli, çok yönlü, organizatör ruhlu ebeveynler onları çok kolay çekip çevirebilir. Başak çocuğu çeşitli aktivitelere beraber katılacağı bir babayla uzun ve neşeli saatler geçirebilir. İyi bir iletişim onlar için önemlidir. Onların dostluğuna, arkadaşlığına ve güvenine ihtiyaçları vardır.

sayı 5 - bigas’te - 23 -


BİDERGİ tasarım

TSE-HYB


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.