/ bikahvebikeyif | www.bikahvebikeyif.com
Nisan 2020 | Sayı 28
bikahvebikeyif #evdekal KAHVE, KEYİF VE YAŞAM DERGİSİ
EKİN BERİL İZLEDİKTEN SONRA DEĞİŞİM BAŞLADIYSA BÜNYELERE BİLDİĞİNİZ ŞEYLER MUTLULUK VEREN ARTIK YOK DEMEKTİR. FİLMLER
OTURDUĞUN YERDEN YOLA ÇIKARAN KİTAPLAR
Nisan 2020
bikahvebikeyif mag
Sayı 28
KAHVE, KEYİF VE YAŞAM DERGİSİ
İÇİNDEKİLER
Yayın Sahibi Uluç İNCESOY Genel Yayın Yönetmeni İmge BALIK İNCESOY imge@bikahvebikeyif.com Katkıda Bulunanlar: Emir BOZKIRLI Kuketta.com Müge MENTAŞ Yunus Emre ORMAN
BİVİZYON İzledikten Sonra Bünyelere Mutluluk Veren Filmler BİKAHVEBİSOHBET Ekin Beril: Değişim Başladıysa Bildiğiniz Şeyler Artık Yok Demektir BİKEYİF Oturduğun Yerden yola Çıkaran Kitaplar
Reklam Rezervasyon reklam@bikahvebikeyif.com
İletişim | hello@bikahvebikeyif.com + www.bikahvebikeyif.com
bİHABER H&M GROUP HASTANELER İÇİN KORUYUCU EKİPMAN TEDARİK EDECEK H&M Group, COVID-19 pandemiğinin geniş çaplı etkilerinin üstesinden gelmek için, tedarik zincirinin hastanelere ve sağlık çalışanlarına sağlanacak kişisel koruyucu ekipman üretmesi için hızlı bir çalışmaya başladı.H&M Group, en kısa zamanda teslimat yapmaya başlamak için, geniş çaplı satın alma operasyonları ve lojistik kapasitelerini de dahil ederek tüm tedarik zinciri kapasitesini kullanacak. Şirketin dünya çapındaki tedarik zinciri ekipleri kolektif olarak, ülkeleri ve toplulukları desteklemek için başlayan bu çalışmaları destekliyor. #PSMYLEKAL ONLİNE KONSERLER SERİSİ BAŞLIYOR Her zaman konserler, müzikaller, tiyatrolar ve etkinliklerle kültür ve sanatın merkezinde olan Zorlu PSM, bu kez de Instagram hesabından gerçekleştireceği canlı konserlerle sanatseverleri evlerinde müzikle buluşturmaya devam ediyor.Bu haftanın “PSM’yle Kal” Instagram konserlerinde; Portekiz’li müzisyen David Santos’un müzikal anlatı becerileriyle hayali hikayeleri gerçek kılan tek kişilik orkestrası Noiserv, berrak sesi ve elektro-pop müzik tarzıyla Ghostly Kisses, çarpıcı beat’leriyle İspanya doğumlu, Arap kökenli genç DJ, besteci ve girişimci Fátima Hajji ve büyüleyici müzisyen, yetenekli besteci ve kamança ustası Mark Eliyahu müzikseverlerle buluşacak.
DAYANIŞMA BİRLİKTE GÜZEL Anadolu Efes 1 milyon TL’lik kaynak ile COVID-19 ‘dan etkilenen yeme içme ve eğlence sektörü çalışanlarının yanında olmak için Ahbap Derneği ile iş birliği yaptı ve "Dayanışma Birlikte Güzel” i başlattı. Bu sektördeki çalışanlara destek için 1 milyon TL kaynak sağlayan şirket, Türkiye’nin yardımsever ve iyiliksever derneklerinden Ahbap iş birliğiyle bu kaynağı ihtiyacı olan sektör emekçilerine, temel ihtiyaç malzemesi temini için ulaştıracak.
bİHABER KURU VE TAHRİŞ OLMUŞ ELLER İÇİN NEMLENDİRİCİ BAKIM Ellerimizi çok sık yıkadığımız, dezenfektan ve kolonya kullanımını artırdığımız bu dönemde; aşırı dezenfektan kullanımı ya da elleri sık yıkama nedeniyle ciltte kuruluk, çatlama, soyulma ve hassasiyet gibi problemler ortaya çıkabiliyor. Bioderma Atoderm Hand Cream formülündeki shea yağı ve gliserin sayesinde tahriş olmuş el ve tırnakların yeniden yapılandırılmasına destek oluyor.
GELENEKSEL SABUN İLE ELLERİNİZE İYİ BAKIN... Eczacılık geleneğinden gelen bilgi birikimini özel formüllerle karşımıza çıkaran Atelier Rebul, ellerin sıkça yıkanması gereken bugünlerde de en büyük destekçiniz.Pharmacy Koleksiyonu’nda yer alan, sülfat içermeyen ,%90 doğal içerikli, doğal yağlar ile formüle edilmiş Geleneksel Sabun ile hijyen ve bakımı aynı anda sunan Atelier Rebul; yararlı bakteri prebiyotikler ve probiyotiklerle cilt florasını güçlendiriyor, cildi nazikçe temizlerken besliyor, kurutmadangeriye yumuşak ve nemli bir his bırakıyor.
BAKTERİLERLE SAVAŞMANIN EN DOĞAL HALİ İngiltere’nin tamamen doğal içerikli ve ödüllü markası; The Organic Pharmacy’den dezenfektan etkili, mikrop kırıcı sprey ve krem ile ailedeki herkes bakterilere karşı güçlü durabiliyor. Unutmayın, içeriği tamamen doğal The Organic Pharmacy ürünleri bebeklerde de kullanılabiliyor.
BİKAHVE
BUZLU KAHVE SEVMEK İÇİN 5 LEZZETLİ ALTERNATİF
BİKAHVE
Buzlu kahve ile aranızda mesafeler varsa, onu sevmek için hazırladığımız 5 lezzetli alternatife kulak verin. Önümüz yaz, önümüz sıcaklar… Herkes lıkır lıkır buzlu kahvesini yudumlarken, siz sıcaklarla boğuşmayın diye, buzlu kahveyi sevmenize yardımcı olacak alternatifleri aşağıya bırakıyoruz.
Biraz krem şanti almaz mıydın? Buzlu kahve biraz acı mı geliyor? Çözümü var.. Kahvenin üzerine biraz krem şanti eklemeyi deneyin. O zaman her şey yoluna girecek, söz. Lavanta – Bal desteği… Lavanta, kahve ve bal aroması güne başlamak için harika bir üçlü… Bir yudumdan zarar gelmez, bak bizi dinle… Aradaki mesafeleri ortadan kaldırır Buzlu kahveye mesafeliyseniz, ee bir de dondurma ile deneyin… Affogato, buzlu kahveye bir adım atmak için iyi bir alternatif olacak. Tarçının gücü adına! Şimdi buzdolabına gidip, buz kalıplarına biraz tarçın, kahve, süt ve esmer şeker ile hazırladığınız karışımı koyarak buz hazırlamanızı istiyoruz. Donan buz kalıplarını soğuk süte ekleyin ve damağınızdaki lezzetin tadını çıkar. Henüz sevmeyeni görmedik Karamelin buzlu kahveyle mükemmel buluşması… Karamelli buzlu kahve… Sıcak yaz günlerinde en yakın arkadaşınız olacak, demedi demeyin! BONUS Yaz kokar… Buzlu kahveye ekleyeceğiniz nane şurubu, yaz kokulu lezzetler yudumlamanız için güzel bir alternatif olacak. Hala denemediyseniz, ee daha ne duruyorsunuz?
Koronavirüse Karşı Sihirli Kelime: Bağışıklık Sistemi
Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, Koronavirüse karşı sihirli kelime bağışıklık sistemini güçlendirmenin 10 kuralını anlattı
BİSAĞLIK
Ülkemizde de hızla yayılan Koronavirüse karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmek şüphesiz kritik önem taşıyor. Zira vücudumuzu hastalığa neden olan mikroorganizmalara karşı savunmak için çaba harcayan bağışıklık sistemimiz de yeterince güçlü olmadığında bazen kolayca bir mikroba yenik düşebiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, Koronavirüse karşı sihirli kelime bağışıklık sistemini güçlendirmenin 10 kuralını anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Dünyayı etkisine alan ve çok hızlı yayılımıyla dünyayı tehdit eden salgın hastalık Koronavirüs ile mücadelede bağışıklık sistemimizi güçlendirmek çok büyük önem taşıyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, özellikle de kronik hastalığı olanların ve yaşlıların çok dikkatli olmaları gerektiğini belirterek “Yaşlandıkça bağışıklık sistemimiz zayıflıyor, bu da yaşlılıkta daha fazla enfeksiyon ve kanser görülmesine, yaşlıların bulaşıcı hastalıklara daha yüksek oranda yakalanmasına yol açıyor. Bu nedenle solunum yolu enfeksiyonları, grip ve özellikle zatürre dünya çapında 65 yaş üstü kişilerde ölüm nedenleri arasında başı çekiyor” diyor. Bağışıklığı baskılayan bir diğer faktörün de sigara ve alkol tüketimi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya şöyle konuşuyor: “Sigara, bronşlarımızda yer alan ve yabancı partiküller ile bakterilerin vücut dışına atılmasını sağlayan “siliya” denen tüycükleri felç eder. Solunum sistemi sekresyonlarını artırarak, mikroorganizmaların yerleşip, çoğalmasını kolaylaştırır. Alkol de, özellikle çok miktarda alındığında birçok vitaminin vücut tarafından kullanılmasını bloke eder. Vücutta albümin üretimine sekte vurur. Doğrudan bağışıklık sistemini baskılar. Bağışıklık sistemi yanlış hedefe odaklanabiliyor! İnsan vücudunun birçok mikrop için ideal bir ortam olduğundan, mikropların içeri girmeye çalıştığını, bağışıklık sisteminin görevinin ise onları dışarıda tutmak, aramak ve yok etmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, buna karşın bağışıklık sisteminin bazen yanlış hedefe odaklanabildiğini, böyle olduğunda da dizi hastalığın ortaya çıkmasına yol açabildiğini söylüyor. Aşıların ise, bulaşıcı hastalıkları önlemenin en iyi yollarından biri olmaya devam ettiğini belirten Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, daha önce çiçek hastalığı, çocuk felci ve boğmaca gibi yıkıcı hastalıkların dünya çapında aşılama programları yoluyla büyük ölçüde kontrol altına alındığını ver ortadan kaldırıldığını vurguluyor.
BİSAĞLIK
Bağışıklığı güçlendirmenin 10 kuralı! Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı yaşam alışkanlığı edinmek gerektiğini, bunun için de aşağıdaki 10 kuralın büyük önem taşıdığını vurguluyor; Ellerimizi sık sık yıkamak Etleri iyice pişirmek Sigara içmemek Sağlıklı ve dengeli beslenmek Düzenli egzersiz yapmak İdeal kiloyu korumak Alkol almamak ya da ölçülü olarak içmek Yeterli ve kaliteli uyumak Stresi en aza indirmek Yeterince dinlenmek
ek nber l
Değ ş m başladıysa b ld ğ n z şeyler artık yok demekt r.
Bİkahvebİsohbet
Pek çoğumuz onu sosyal medyada yaratıcı soundlar eşliğinde yaptığı coverlar ile tanıdık. Sosyal medyadaki başarısını albümle taçlandıran, muazzam sesi ve tarzıyla adından söz ettiren başarılı müzisyen Ekin Beril, 28 Şubat’ta yayınladığı albümü Dualite ile bikahvebikeyif'in konuğu oluyor. Röportaj: İmge BALIK İNCESOY /imgeincesoy Ekin Beril nasıl bu aralar, nasıl hissediyor kendini? Düşünceli. Tüm dünyaya yayılan bir virüs olması ve geleceğin bu kadar belirsiz olması herkes gibi beni de psikolojik olarak etkiledi. Yine de eve kapandığımız bu günler kendimize dönmek, hayatı sorgulamak için iyi bir fırsat. Bu kötü günleri yaşarken bir yandan içimizde başka, güzel bir parçayı keşfedeceğiz gibi hissediyorum. Profesyonel olarak yaklaşık 5 yıldır müzik dünyasının içerisindesin. Yolun neresinde, nasıl bir hisle duruyorsun? Yolun tam olarak başındayım. Henüz ilk uzun albümümü, yeni yayınladım. Umutlu ve heyecanlıyım. Albümde tüm sözler sana ait ve oldukça gerçekçi. Bu kadar ‘sen’ olan bir albümü paylaşmak nasıl bir his veriyor? Tarif etmesi zor bir his. Bir yandan kendimi açıkça ortaya koymanın verdiği bir korku var. Bir yandan da bunu başarabilmenin coşkusu. Yayınlanınca dinleyicinin verdiği güzel tepkiler sayesinde korku kısmı baya azaldı. Şu an keyfini sürüyorum (Gülüyor).
Hepimizin var olma sebebi, kendini var etmek gibi geliyor.
Dualite’yi dinlerken var oluşunu ve gerçekliğini arama hissiyatı kaplıyor bünyeleri. Dualite böyle bir dönemde çıktı diyebilir miyiz? Senin var olma sebebin sence ne? Dualite gerçeklik kavramını sorguladığım bir dönemde ortaya çıktı. Hala sorgulamaya devam ediyorum. Hepimizin var olma sebebi, kendini var etmek gibi geliyor bana. Bunun için, kendimize gerçek diye inandırdığımız her şeyi önce anlayıp, sonra onları unutmalı; oradan yeni, farkında bir ben yaratmayı başarmamız gerekiyor. Birçok insanın otonom davranışlarını tespit bile edemeden, hiç var olamadan bu dünyadan gittiğini düşünüyorum.
Bİkahvebİsohbet
Albümde sakin olduğu kadar kaosun içinden sıyrılmak isteyen biri de var aslında... Her değişim, öncesinde bir kaosu mu getiriyor, ne dersin? Evren sürekli değişen bir kaos haliymiş de bazı noktalarda düzenli görünüyormuş gibi, hep değişiyor. Düzenli görünen şeyin değişimi başladığında; yenisini anlamlandırmak için, önceki bilgileri karman çorman edip yeni anlamlar yaratmamız gerekiyor. Bu süreç de bize kaos gibi geliyor. Çünkü değişim başladıysa bildiğiniz şeyler artık yok demektir. Son dönemde en çok neyin üzerine düşünüyor ya da sorguluyorsun? Yaklaşık 3 yıldır “gerçekliğe” kafayı taktım. Tüm albümde de gerçek diye tanımladığımız şeyin aslında sübjektif bir ilüzyon olduğunu anlatıyorum denebilir.
Yolunu kaybettiğini düşündüğün zamanlarda neler yapıyorsun? Yeni bir hobi ediniyorum. Mesela albüm sürecinde bir ara yolumu kaybettim. Bir şeyler eksik gibi hissettim. O sırada her şeyi durdurdum ve telefondan çizim yapmaya başladım. Günlerce çizdim. Derken albümdeki her şarkıya bir tema resim çizmeye başladım. Sonra o resimleri albümün şarkı sözlerinin ve gerçekliğe dair sorularının olduğu bir kitapçıkta topladım. Albümü bu haliyle görünce eksik parçam da tamamlanmış oldu. Öylesine başladığım bir hobi, sorunun çözümünde bir parçaya dönüştü. Küçük de olsa yeni bir hobi edinmek benzer şekilde birçok kez faydalı oldu. Müziğe de hobi olarak başladım mesela. Nerelere geldi.
Profesyonel bir müzisyen olmak kendinle ilgili neleri keşfetmeni sağladı? Müzikal anlamda, öğrendikçe, ne kadar bilmediğimi anladım. Çünkü ancak öğrendikçe bilmediklerinizin farkına varabiliyorsunuz. Özgüvenim yeni yeni kendine geliyor (Gülüyor). Bir yandan meslek olarak bakıldığında çok ilginç, aynı zamanda, kolay görünen ama zor bir meslek. Müziğin sanatsal yönü ile ticari yönü arasında ince bir denge kurmak gerekiyor. Yaptığının arkasında durabilmen ve doğru kararlar alabilmen çok önemli. Bu noktada kendinizi çok iyi tanıyor olmanız da gerekiyor. Birçok açıdan da kendinizle barışmanız… Çünkü yaptığınız müziği insanlara sunuyorsunuz. Bu aşamada başkasının ne düşündüğünü umursamayı bırakman gerekiyor. Aksi çok yorucu oluyor. Ben de tüm bunlar sayesinde her geçen gün kendimle biraz daha barıştım ve özgürleştim. Hala da devam ediyorum.
Bİkahvebisohbet Yeterince anlaşılmadığını düşündüğün oluyor mu, nasıl çözümlüyorsun? Yeterince anlaşılmadığımı düşünmüyorum. Ne kadarın yeterli olduğunu da bildiğimi söyleyemem (Gülüyor). Bence daha yolun başındayım. Özellikle kendi şarkılarımı yazmaya başladığımdan beri dinleyen bir kişi bile çok özel hissettiriyor. İlk büyük albümümü yayınladım ve daha bir ay dolmadan 430 bin streaming i geçti. Bana bu rakamlar çok yüksek geliyor. Albümde bir tasarım yaptık ve bu kadar kısa bir sürede, aynı rafine zevkte buluşabildiğimiz binlerce kişi oldu. Çok popüler olmak ya da herkes tarafından bilinip dinleniyor olmak benim için bir amaç değil ancak bir sonuç olabilir. Şuan durumumu; “Yapmak istediğim şeyler var ve bunları yaparken, şimdiden, beni binlerce kişi takip ediyor” şeklinde yorumluyorum. Mutluluğun tarifini verecek olsan, nasıl bir kür oluşturursun? İçine mutlaka biraz mücadele eklerdim. Kalanına herkes istediği şeyi atsın. Geçmişten biriyle kahve eşliğinde sohbet edecek olsaydın kim olsun isterdin? Nikola Tesla ile sohbet ederdim. O bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyor gibi (Gülüyor).
EKİN BERİL’İN ‘EN’LERİ En son keşfettiğin yer? Beynimin uzayları Aldığın en yeni karar? Zevkine, senaryo yazmaya karar verdim “Hayatıma fon müziği olur” dediğin en sevdiğin şarkı? En sevdiğim şarkı olmasa da Beirut- Elephant Gun ‘ı fonda duymaktan rahatsız olmazdım Şehirde en sevdiğin semt? Beşiktaş En sevdiğin kahve? Filtre kahve
BİKEYİF
Oturduğun Yerden Yola Çıkaran K taplar
BİKEYİF Dünya’nın ortak gündemi; Koronavirüs ile birlikte “sosyal mesafe”, “karantina” ve “izole yaşamak”. Artık hepimiz zamanımızın büyük bir bölümünü evde geçiriyoruz. Bu günlerde evde geçirdiğimiz zamanımızı güzelleştirecek fikirlere ihtiyacımız var. Bu nedenle de kitap okumak ve film izlemek gibi entelektüel birikimimize katkı sağlayacak aktiviteler oldukça önemli. Enuygun.com, evden çıkmadığımız bu günlerde farklılık arayanlar için çay ya da kahve eşliğinde okunacak, oturduğunuz yerden sizi bambaşka maceralara çıkaracak çoközel kitapları bu yazıda derledi.
Gabriel Garcia Marquez – Doğu Avrupa’da Yolculuk “Doğu Avrupa’da Yolculuk” Marquez’in 1950’lerde genç bir gazeteci olarak Frankfurt’tan yola çıkıp sırasıyla Doğu Almanya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan ve Sovyetler Birliği’ne uzanan yolculuğunu anlattığı bir günce. Aslında bir gezi kitabı yazmak için değil sosyalist düzeni irdelemek için yola çıkmış Marquez. Yolculuk esnasında yaşadıklarını, insanların konuşmalarını ve surat ifadelerini öyle detaylı anlatmış ki sanki o insanlarla sohbet ediyormuş hissini üzerinizden atamayacaksınız. Kitabı okuduktan sonra “Şu an gitsem o dönemin Doğu Avrupa’sını bulamam ki” diye düşünmeyeceksiniz bile. Ahmet Hamdi Tanpınar – Beş Şehir“ Beş Şehir” Tanpınar’ın öğretmenlik yapmak için gittiği Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunda yaşadığı deneyimleri anlattığı bir kitap. Aslında kaybolanın ardından nasıl üzüldüğümüzü ve yeniye duyduğumuz özlemi irdeliyor. “Beş Şehir”i okurken Tanpınar’la birlikte her bir şehrin geçmişinden ve kültüründen bilmediğiniz bir şey öğrendiğiniz bir yolculuğa çıkacaksınız.
Albert Camus – Yolculuk Günlükleri “Yolculuk Günlükleri” Camus’nün 1946 yılında Amerika’ya, 1949 yılında da Güney Amerika’ya yaptığı gezileri anlattığı iki ayrı günlükten oluşuyor. Amerika’yı Avrupalı bir gazeteci olarak keşfediyor Camus ve gelecekte adından söz ettirecek kitaplarını bu gezi esnasında tasarlıyor. Güney Amerika’ya ise artık tanınan bir yazar olarak resmi bir davet üzerine gidiyor ama hastalığı yüzünden yaşadığı sıkıntılarla mücadele veriyor. Camus ile Amerika’dan, Güney Amerika’ya uzanan muhteşem bir yolculuk hikayesine ortak olacaksınız.
BİKEYİF Jack Kerouac – Yolda “Yolda” aslında Amerika yolculuğu görünümlü bir Kerouac otobiyografisi. Chicago, Seattle, New Orleans, Los Angeles gibi Amerika denilince akla gelebilecek her yeri dolaşan Kerouac, yolculuğu esnasında aldığı notlarla yazmış “Yolda”yı. Kerouac’un gezdiği, gördüğü yerleri ve oralarda hissettiklerini tasvir ettiği kitabı Yolda ile adeta Amerika’ya karış karış keşfe çıkacaksınız.
D.H. Lawrence – İtalya’da Alacakaranlık “İtalya’da Alacakaranlık” Lawrence’ın Frieda ile ilk önce Almanya’ya sonra İsviçre Alplerini geçerek İtalya’ya gittiği yolculuğu anlattığı bir gezi kitabı. Lawrence, bu yolculuk esnasında hayatlarına az da olsa dahil olduğu insanlar hakkındaki gözlemleriyle ve insanın kültürle ilişkisi üzerine derin yorumlarıyla bambaşka bir maceraya sunuyor.
Ece Temelkuran – Düğümlere Üfleyen Kadınlar “Düğümlere Üfleyen Kadınlar” her biri birbirinden farklı karakterlere sahip dört kadının intikam hırsıyla Ortadoğu’ya yaptıkları yolculuğu anlatan bir roman. Bir gezi kitabı olmamasına rağmen Beyrut, Lübnan, Tunus, İskenderiye, Mısır gibi Ortadoğu ülkelerini bir gezi kitabında anlatılacağı kadar detaylı tasvir ediyor. Kitabı okurken kendinizi bu dört kadının yerine koymuş bulacaksınız ve onlarla yolculuğa çıkacaksınız. Kitabı okurken “Ben de bir intikam için bütün Ortadoğu’yu gezer miydim acaba?” diye düşünebilirsiniz.
Elizabeth Gilbert – Ye Dua Et Sev“ Ye Dua Et Sev” 30’lu yaşlarındaki Elizabeth Gilbert adlı bir kadının İtalya, Hindistan ve Endonezya seyahatlerini anlatan bir roman. Karakterin adından anlaşılacağı üzere karakterimiz aslında yazar Gilbert’ın ta kendisi. Gilbert zorlu bir boşanma döneminin ardından kendini seyahat etmeye adamış. Birçok ülke gezmiş ve en sevdiği 3 ülkeyi bu kitapta anlatmış. Gilbert’in anlatımı bireysel deneyimlerine dayandığı için çok gerçekçi. Bu yüzden kendinizi bu yolculuğun bir parçası olmuş halde bulmamanız imkânsız.
HER ZAMAN FAVORİ: ELMALI KURABİYE 15
BİTARİF Tarif: Kuketta /burcubune Üzgünüm çikolata parçacıklı kurabiye. Benim favorim hep elmalı kurabiye olacak :) Bu tarifi deneyince sizin de favoriniz olacak eminim.
NELERE İHTİYACIMIZ VAR? Hamuru için 125 gram tereyağı (soğuk) 1 orta boy yumurta 2 su bardağı un 1,5 su bardağı mısır nişastası Yarım çay bardağı sıvıyağ (fındık yağı kullandım) Yarım çay bardağı yoğurt Yarım çay bardağı pudra şekeri Yarım paket kabartma tozu 1 tatlı kaşığı vanilya özütü veya 1 paket vanilin
NASIL YAPIYORUZ?
İçi için; 3 orta boy kırmızı elma 2,5 yemek kaşığı toz şeker 1 tatlı kaşığı toz tarçın 1 çay bardağı irice kırılmış ceviz içi Üzeri çin; 1 çay bardağı pudra şekeri
Elmaların kabuklarını soyup rendeleyin. Üzerine toz şeker ekleyerek suyunu çekene kadar orta ateşte pişirin. Piştikten sonra tarçını ve ceviz içini ekleyin ve oda sıcaklığında soğumaya bırakın. Tüm malzemeyi pürüzsüz ve yumuşak bir kıvama gelene kadar yoğurun. Hamurdan cevizden biraz büyük parçalar kopararak elinizde hafif açtırın. Fotoğraftaki şekil için.Tezgaha aldığınız açılmış hamurun üst kısmına (ucuna gelmeyecek şekilde) aralıklı olarak boyuna 5 çizgi atın. Size doğru olan alt kısmına elmalı harçtan koyarak hafifçe yuvarlayın. Ay şeklinde hafifçe kıvırın. Uğraşmak istemiyorsanız açtığınız hamurun ortasına harçtan koyarak ortadan ucunu birleştirin, kenarları açık kalsın. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine aralıklı dizin. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında altı hafif pembeleşene kadar yaklaşık 20 dakika pişirin. Fırından çıkarınca 5 dakika tepside sertleşmesini bekleyin. Üzerine bir elek veya süzgeç yardımıyla bolca pudra şekeri serpin. Hafif ılınmış hali enfes oluyor. Bon appetit
İZLEDİKTEN SONRA BÜNYELERE MUTLULUK VEREN FİLMLER #evdekal
BİVİZYON
Tüm dünyayı ele geçiren Corona Virüs dolayısıyla dünyaca pek de keyifli günler geçirmediğimiz ortada. Ancak bu demek değil ki kendimize mutlu olmak için sebepler çıkarmayacağız… Kendimizi mutlu etmenin, yüzümüzde tebessüm oluşturmanın en kolay yollarından birisi hiç şüphesiz mutluluk veren filmler… Kafanızı biraz boşaltmak, yoğun gündem içinden sıyrılmak, keyiflenmek isterseniz diye izledikten sonra bünyelerde dev mutlululuk hissi yaratacak zamansız filmleri aşağıda sıraladık.
İyi Bir Yıl / A Good Year (2006) Londra’da yatırım danışmanlığı yapan Max Skinner, amcasından miras kalan üzüm bağını satmak için Provence’e gider. Fakat bu satış işlemi, hiç de tahmin ettiği gibi sorunsuz geçmeyecektir. Üzüm bağının kendisine ait olduğunu iddia eden Amerikalı bir kadının varlığı, ilk zamanlarda canını oldukça sıksa da, zamanla hayatının en keyif verici günlerini geçirdiğinin farkına varacaktır. İlk Aşk / Flipped (2010) Bryce ve Julie ikinci sınıfta tanışmıştır. Küçük Juli, Bryce’ın hayatına girmesi ile ilk aşkını da tatmış olur. Ancak durum Bryce için aynı değildir. Kızlardan korkan, utangaç ve sıkılgan Bryce, her ne kadar Juli’yi kaybetmek istemese de, kızın ısrarı ve “hayır” cevabını kabul etmemesi canını sıkmaktadır.Aradan geçen altı yıl boyunca Juli ve Bryce için işler daha da zorlaşır. Karşı evlerde oturan ve aynı okula devam eden Juli ve Bryce artık ergenlik çağına girmişlerdir. Zaman zaman birbirlerinden uzaklaşsalar da, aralarında hala bir bağ vardır. Tiffany’de Kahvaltı / Breakfast at Tiffany’s (1961) New York Sosyetesinin renkli simalarından Holly, yan dairesine taşınan genç bir adama ilgi duymaya başlar. Holly aslında canı istediği her erkeği kendisine aşık edebilen bir kadındır. Gönlünce geçirdiği gecelerin sabahında mücevher dükkanı Tiffany vitrini önünde kahvaltısını yapar. Bu hep böyle yaşanır. Yalnız bir sabah işte bu genç adam Paul Varjak ortaya çıkar ve bu kez bir duygusallık oturuverir Holly’nin gündemine. Bu zamanla platonik bir aşka dönüşür. Film Truman Capote’nin romanından uyarlanmıştır. 50 İlk Öpücük / 50 First Dates (2004) 50 İlk Öpücük’ün ana karakterleri seviş-bırak zihniyetinde bir Kazanova olan Henry ile her gece hafızasının silinmesine yol açan ender bir nörolojik rahatsızlığa sahip sanat öğretmeni Lucy.Soğuk deniz canlıları veterineri olan Henry Roth bütün geleceğini planlamıştır.Hawai’deki Deniz Yaşamı Parkı deniz hayvanlarına bakmadığı zamanlarda, tatil aşkı arayışındaki turistlerin kalbini çalmakla meşguldür. Henry için uzun süreli bir ilişki söz konusu değildir, zira böyle bir şey, 10 yıldır planladığı Alaska’ya tekneyle gidip morsların sualtı yaşamını inceleme hayallerini sekteye uğratır.
BİVİZYON
Küçük Gün Işığım / Little Miss Sunshine (2006) Küçük Gün Işığım / Little Miss Sunshine (2006)Hoover ailesinin her bireyi denemekten yılmayan sıcak insanlardır. Bir Volswagen minübüse doluşup ailelerinin en küçük bireyinin hayalini gerçekleştirmek için California’ya doğru yola çıkarlar. Bu üç günlük traji komik yolculuk sürprizlerle ve aile fertlerin hayal bile edemeyeceği bir sonla tamamlanacaktır. Küçük Gün Işığım bilinen kalıpları kıran bir Amerikan yol komedisi.
BİVİZYON
Saksı Olmanın Faydaları / The Perks of Being a Wallflower (2012) Lise öğrencisi Charlie, bir arkadaşına ilk aşkı ile ilgili mektuplar yazar. Amerikan lise hayatına karamsar bir açıdan bakıyor. Uyuşturucu, vahşet ve kalpsiz öğrencilerin oluşturduğu lise hayatında, Charlie hala gelecekten umutlu olmaya devam ediyor.
Amélie / Le fabuleux destin d’Amélie Poulain (2001) Paris’te garsonluk yaparak, kendine özgü bir dünyada yaşayan saf, çekingen ve masum bir kızdır Amelie. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında hayatı sıkıcı bulduğu için kendisini son derece yalnız hissetmektedir. Bu kısır döngü Amelie’nin evde bulduğu bir kutuyu ve onun aracılığıyla sahibini keşfetmesiyle birlikte bir anda bıçak gibi kesiliverir… Amelie aşık olmuştur. Cesaretin Var mı Aşkla?/ Jeux d’enfants (2003) Annesi kanser ve ölmek üzere olan Julien Janvier ve göçmenliğin zorluğu ile başa çıkmaya çalışan Sophie Kowalsky arasında özel bir bağ vardır. Bu bağ oynadıkları cesaret oyunu sayesinde güçlenmektedir. Oyun icabı her biri sırasıyla, diğerine cesaret gerektiren, sınava sütyenle gitmek, okulun en sert çocuğunu tokatlamak gibi, zorlu görevler vermektedir. Zamanla hayatın zorlukları da bu oyunun bir parçası haline gelmektedir. Bu oyun iki arkadaş arasında büyük bir aşkı alevlendirirken aynı şekilde birbirlerine kavuşmalarına da engel olmaktadır. Mitty’nin Gizli Yaşamı / The Secret Life of Walter Mitty (2014) Ben Stiller’ın yönetmenlik koltuğuna oturduğu ve başrolünde yer aldığı Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı filminde; herkesin iyi hissetmesi için gereken potansiyelin içinde bir yerlerde gizlendiği anlatılıyor. Büyük bir derginin fotoğraf negatif bölümünde çalışan Walter (Stiller), sessiz sakin hayatına devam etmektedir. Dergide yeni işe başlamış Cheryl’dan (Kristen Wiig) hoşlansa da ona bunu bir türlü söyleyememektedir. Bir yandan da kendini sürekli komik ve şok eden gerçek üstü hayallerin ana kahramanı olarak görmektedir. Günün birinde dergi el değiştirir ve basılı bölümün kapanacağı duyurulur. Dergi son bir veda sayısı çıkaracaktır. Forrest Gump (1994) Forrest Gump, zeka seviyesi 75 olan bir erkeğin hayatını ele alıyor. Zeka seviyesi nedeni ile devlet okullarına girmekte bile zorlanan Forrest Gump zamanla akla mantığa uymayan başarılara imza atıyor. Her ne kadar zeka seviyesi düşük olsa da fiziksel olarak son derece sağlam olan Forrest Gump, zamanla gelişen olaylar zincirinde bizi hayal edemeyeceğimiz bir dünyaya götürüyor.
Corona Vİrüs: Tuvalet Kağıdı Stoklarken VİrüsÜn Ruhunu Ele Geçİrmesİne İzİn Vermek
Bİrelax Kabul edelim, kaygı, huzursuzluk, belirsizlik yaşamın bir parçası. Ancak son günlerde küresel bir salgın haline gelen, sosyal yaşamımızı ele geçiren Corona Virüs diğer adıyla COVID – 19 ile işler ruhsal anlamda da rayından çıkmış durumda.Süreç devam ederken durumun daha da kötüleşeceği hissiyle duyguları kontrol altına almak daha da zorlaşıyor. ‘Hayatta kalma’ dürtüsüyle insanlar hiç olmadığı kadar telaşlı, huzursuz ve sıkışmış hissediyor. Beraberinde ise karmaşa, telaş, daha fazla tüketim eşliğinde kaos geliyor. İmge BALIK İNCESOY imgeincesoy
Peki bu kaygı düzeyini nasıl yöneteceğiz? “Sosyal medyada, gazetelerde, tvlerde he an yeni bir haber uyarısına maruz kalıyorken, bu süreci nasıl yöneteceğim? dersen yanıtı sandığından çok daha kolay; daha fazla öz farkındalık.
Her duygunun bedende kalma süresi sadece 90 saniye! Nöroanatomist Dr. Jill Bolte Taylor’ın 90 saniye kuralına göre tecrübe ettiğimiz her duygunun ömrü sadece 90 saniye! Yani bu demek oluyor ki; yaşadığın kaygı, husursuzluk, öfke, korku… Sahip olduğun o duygu her neyse, içinde beslemediğin,köpürtmediğin, serbest bırakıp gitmesine izin verdiğin sürece bilimsel olarak sade 90 saniye seninle kalıyor. Ben 90 saniye kuralını öğrendiğimden beri beni aşağı çeken hiçbir hissin yaşamımda uzun soluklu kalmasına izin vermiyorum. Duygularının yükseltiğini hissettiğinde ona bağlı kalmazsan, yok olup gittiğini hissedebilirsin. O duyguda kalıp seni ele geçirmesine izin vermek yerine serbest bırakarak bu duyguları yaşamana sebep olan tetikleyicileri daha kolay fark edebilir ve bir sonraki duygusal karşılaşmada daha kolay mücadele edebilirsin.
Bİrelax Peki bunun virüsle ne ilgisi var? Her zaman altını çizerek söylediğim bir şey var; hayat kontrol edebildiklerin ve kontrol edemediklerinden oluşuyor. Sadece kontrol edemediklerine odaklanarak yaşamaya başladığında (korona virüsü bunlardan sadece bir tanesi) ise duygusal çöküş beraberinde geliyor. Yani bu sürede öz farkındalığını artırırken kontrol edemediklerine değil, kontrol edebildiklerine odaklanman gerekiyor. Olanı kabul edip, bu süre içerisinde bireysel olarak neleri, nasıl iyileştirebileceğini bulman gerekiyor. Yaşadığın süreci, bunun geçici bir durum olduğunu kabul et ve bu duygunun seni ele geçirmesine izin vermeden serbest bırak.
Etrafımda herkes koronıvirüsü COVID-19 hakkında konuşurken ben ne yapacağım? Virüs hakkında Gerçekten ‘uzman’ olanların bilgilerine kulak ver. (World Health Organisation) Kaynağı olmayan bilgilere güvenme.Kişisel hijyenine dikkat et. Yaşamında neleri kontrol edebileceğine, düşüncene, yaşam alanına, vücudunun ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağına odaklan. Ruhunu sıkışmış hissettiğinde meditasyon yapmak için kendine zaman ayır ve ruhunu şifalandır. Nefes egzersizlerinden faydalan. Stresle, kaygı ve huzursuzlukla mücadelenin en iyi arkadaşı hiç şüphesiz nefes egzersizleri. Nefes egzersizleri sayesinde stresi azaltabilir, seni korkutan düşünce ve durumlardan uzaklaşabilirsin.
Nefes egzersizi nasıl yapılır? Burnundan yavaş ve derin bir nefes al. “bana hizmet etmeyen duygu ve düşünceleri serbest bırakıyorum” diyerek nefesini ver. Bu egzersizi 5 ile 10 dakika kadar uygulamaya çalış.
ŞEHİRDE EVDE
NE VAR?
İş Sanat'la Evde Kal Küresel bir salgınla mücadele ettiğimiz bugünlerde İş Sanat, Facebook, YouTube, Twitter ve Instagram IGTV üzerinden #işsanatlaevdekal etiketiyle yerli ve yabancı sanatçıların hazırladığı video içerikleri sanatseverlere sunuyor. Dünyanın dört bir yanından sanatçıların İş Sanat için oluşturduğu özel paylaşımlar da bu serinin içinde yer alıyor.
Pera Film’den Online Kısa Film Seçkisi: “Evde Tek Başına” Pera Müzesi Film Programları, evde kalıp sosyal etkileşimi sınırladığımız bu günlerde, internet üzerinden erişilebilen özel bir kısa film seçkisi hazırladı. “Evde Tek Başına” adlı programa, Nisan sonuna kadar Pera Müzesi web sitesinden ulaşılabilecek.Pera Film, Covid-19 salgını nedeniyle evde kalmanın hayati öneme sahip olduğu bu dönemde, yeni film programını internet üzerinden gösterime sunuyor. “Evde Tek Başına” başlıklı seçki, gündelik yaşam pratiklerimiz ile etkisinden çıkamadığımız duygu ve durumları hatırlatan 7 kısa filmden oluşuyor.
Olimpik Sporcular ile evde spor yap Türkiye Evde Olimpik antrenmanHer biri kendi branşında oldukça başarılı olan ve ülkemizi uluslararası arenalarda temsil eden sporculardan İbrahim Çolak (Cimnastik), Aliye Demirbağ (Badminton), Yasemin Anagöz (Okçuluk), Nida Elizüstündağ (Yüzme) ve Enver Yıldırım (Eskrim) ve anneleri ile beraber hazırlanan videolarda sporcular, “Olimpik sporcular gibi” antrenman yapma tekniklerini anlatıyor. P&G’nin evde de spor yaptırmayı hedeflediği videolar, Olimpik sporcuların ve P&G Türkiye’nin resmi sosyal medya hesaplarından yayınlanıyor.
ŞEHİRDE EVDE
NE VAR?
Red Bull Sunar: Eve Çal Mesafeleri yakın eden, dünyanın en uzak köşelerinden aslında sanıldığı kadar uzak olmadığımızı gösteren ‘Red Bull Sunar: Evde Çal’ serisi birçok sevilen ismi daha konuk etmeye hazırlanıyor. Serinin 1 Nisan Çarşamba akşamki konuğu Gökhan Türkmen olacak ve en sevilen şarkılarını seslendirecek. 3 Nisan’da rock müziğin yükselen ismi The Ringo Jets, 8 Nisan tarihinde ise Eda Baba olacak. 10 Nisan’da ise Gülinler mikrofonu teslim alacak. Her performans yayınlandığı akşam saat 21.30’da gerçekleşecek.Red Bull Sunar: Evde Çal serisine ilişkin detaylar, ayrıca müzisyenlerin Red Bull takipçilerine özel olarak paylaşacağı çalma listeleri ile röportajları da yine RedBull.com adresinde olacak. “İbrahim Selim ile Bu Gece” bir süre evde! Sezon başından itibaren her hafta Zorlu PSM touché sahnesinde Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçıları ile seyirci karşısına çıkan İbrahim Selim’in sevilen programı “İbrahim Selim ile Bu Gece” bir süre evde gerçekleştireceği online yayınının ilkini gerçekleştirdi.Hande Doğandemir’in konuk olduğu program, Zorlu PSM YouTube kanalında izleyiciler ile buluştu.Bir süre evden izleyicilerle buluşmaya devam etmeye hazırlanan “İbrahim Selim ile Bu Gece” her Çarşamba sürpriz isimlerle Zorlu PSM Youtube kanalında izlenebilecek. adidas #HOMETEAM ile evde hareket devam ediyor adidas, adidas Runners koşu grupları, ünlü adidas sporcuları ve sanatçılarıyla start verdiği #HOMETEAM hareketiyle, aktif kalmaya karşı farkındalık yaratmaya çalışırken, sosyal ve dijital kanallarda bu akımı destekleyecek ücretsiz sanal deneyimler sunuyor.adidas, içeriğinde evde yapılacak egzersiz planlamaları ve beslenme rehberleri sunan, dünya çapında 15 farklı dilde indirilebilen adidas Training ve adidas Running uygulamalarına üç ay boyunca ücretsiz premium erişim sağlıyor
bikahve bikeyif . com