BThaber Sayı 1072

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

TÜTED, 17 Mayıs’ı kutlamaya hazırlanıyor

3

Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu

Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü kutlamalarının bu yılki konusu ‘Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği’ olarak belirlendi.

1072 16 - 22 Mayıs 2016

Dijital değişim sürecinin liderleri CEO’lar

Sayfa

4-5

Ege’de BTVizyon rüzgarı esti Bilişim Zirvesi, İzmir ve Denizli’de düzenlediği BTVizyon etkinlikleri ile Anadolu’nun bilişim nabzını tutmaya devam ediyor.

Sayfa

15

Elektrik faturası ile gerilmeyin Elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme internet sitesi EnCazip ile tedarikçilerini kolayca değiştiren tüketiciler, elektrik faturalarında önemli tasarruf elde edebiliyor.

Haber Merkezi

Sayfa

6

Samsung Türkiye, TÜSİAD, Deloitte Türkiye ve GfK işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı Araştırması” sonuçlandı. Sayfa

17 27

DOSYA: ‘Sağlık’taki hedeflere ulaşmak için tüm paydaşlar yatırımlarını artırmalı Sağlık sektörünün bilişim yatırımları ve stratejilerine yönelik önemli tavsiyeler dosya sayfalarımızda.

Hazırlayan: Sedef ÖZKAN


Günko Endüstriyel Sistemler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Ramazanoğlu Mah. Gürsu Sokak No:13/B Kurtköy, Pendik / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 (216) 595 06 52 pbx Fax: +90 (216) 595 07 84

www.gunko.com.tr / info@gunko.com.tr


BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 MAYIS 2016

3

TÜTED, 17 Mayıs’ı kutlamaya hazırlanıyor Haber Merkezi Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği (TÜTED), 17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü’nü kutlamaya hazırlanıyor. 17 Mayıs tarihinde Ankara’da düzenlenecek olan etkinliğe Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katılacak. Bu yıl ki etkinliğin konusu ise ‘Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği’ olarak belirlendi. Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü; internet ve diğer bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı ile ortaya çıkan fırsatlar hakkında farkındalığı artırmaya ve dijital bölünmenin kapatılmasına katkı sağlamaya yardım etmek amacıyla kutlanıyor. TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu, etkinlik ile ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: “Bilindiği gibi telekomünikasyon alanında uluslararası teşkilatlanmanın tarihi 19. yüzyıla uzanıyor. ITU, 17 Mayıs 1865’te, aralarında ülkemizin de bulunduğu 20 kurucu üye tarafından Paris’te Uluslararası Telgraf Birliği adıyla kuruldu. Bu vesile ile her yıl 17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü olarak kutlanıyor. Her yıl güncel bir konuda düzenlenen etkinliklerin konusu ITU Konsey’i tarafından belirleniyor. 2016 yılı konusu ‘Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği’ olarak belirlendi. Bu çerçevede; özellikle orta ölçekli girişimcilerin vurgulandığı temada, konuya ilişkin faaliyetlerin sürdürülebilir kalkınmanın hızlandırılmasındaki ve yeni teknolojilerin keşfedilmesindeki önemine değinilecek.” Mobil haberleşme teknolojileri üzerine yapılmış olan araştırmalara göre, mobil haberleşme teknolojileri 9-10 yılda bir evrilerek yenilenmekte ve 16-20 yıl kadar da hizmet vermeye devam etmekte. Bu sürelerin, hem teknolojinin olgunlaşıp yaygınlaşması için hem de işletmecilerin bir önceki nesil için yapmış oldukları yatırımları geri kazanabilmesi için gerekli olduğu düşünülen süreler olduğunu belirten Dr.

Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü kutlamalarının bu yılki konusu ‘Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği’ olarak belirlendi.

TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu Dilek Ataman Bağdatlıoğlu, “Ülkemizde 1 Nisan 2016 tarihi itibariyle devreye giren LTEAdvanced (4.5G) teknolojisinin de 2030’ların ötesine kadar varlığını sürdürebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır” dedi. Bilgiye erişimin hızlanmasının, Türkiye’nin küresel yarışta öne çıkmasının önemli bir rol oynadığını belirten Bağdatlıoğlu, şu bilgileri verdi: “Bilişimde hız berekettir. Artık bilgiye hızlı erişen kazanıyor. Bilgiye erişim; yaratıcılık ve yaratıcılık geliştirme potansiyelini artırırken, önemli olan bu potansiyelin bilgiye hızlı erişim ile de ortaya çıkarılabilmesine olanak sağlıyor. Düşük gecikme süreleri, şirketler için de kritik öneme sahip. Bu sayede özellikle sahada faaliyet gösteren çalışanları olan şirketlerin gerçekleştirdikleri işlemlerin süresi kısalarak müşteri memnuniyetleri yükseliyor. Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla işin mobil olarak yapılabilmesi mümkün hale gelecek. Tüm bu süreçler, Türkiye açısından iyi değerlendirilmesi gereken çok önemli fırsatları da içeriyor. Bu teknoloji ile ülkemizdeki katma değerli üretimi çoğaltabilir ve Türk ekonomisi için yeniden risk oluşturan ‘orta gelir tuzağı’ndan çıkabiliriz. Bu kapsamda TÜTED olarak oluşturduğumuz TÜTED Araştırma Geliştirme ve

İnovasyon Merkezimiz (TÜTED AGİM) hem üyelerimize hem de kurum ve şahıslara hizmet veriyor. Merkezimizde, ulusal ve uluslararası ArGe fonları ile vergisel, mali teşviklerden faydalanılması, üniversite-sanayi işbirliğinin gerçekleştirilmesi, Ar-Ge ve inovasyon alanında eğitimlerin verilmesi ve inovasyon workshopların düzenlenmesi konularında destek hizmetleri sağlanmakta; üniversite ve sanayi arasında bir köprü görevi oluşturarak, Ar-Ge proje fikri bulunmayan şirketlere üniversitelerde oluşturulmuş olan akademik danışman havuzu ile ticarileştirilebilir proje fikirleri sunulmakta ve desteğin verilmesini gerçekleştirmek üzere çalışmalar yapılmaktadır. TÜTED AGİM kanalı ile amacımız, 4.5G yerli ürün tedariki konusunda üreticilerimizi yönlendirmek, bu konularda yerli üretim yapabilecek firmalarımızı belirlemek ve ürünleri hazır hale getirmeye yardımcı olmaktır. Ekonomide güveni arttıracak, geçmiş yıllara göre artan terör baskısı ile azalan hizmet ve ürün ihracatını hareketlendirecek, sektörü cesaretlendirecek olan bu süreci doğru yönetiyor olmamız gerekmektedir. LTE-Advanced ile verinin gidip geleceği yollar çok şeritli otobanlara dönüşecek, veri çok hızlı akacaktır. Sürecin verimli ve etkili olabilmesi için ulusal genişbant stratejisinin de öncelikli olarak oluşturulması gerekmektedir. Türkiye’nin iddialı 2023 hedefleri bulunmaktadır, bu hedeflere ulaşabilmek için katma değerli ürün, hizmet üretmemiz gereklidir. Teknoloji, internet, geniş bant stratejileri, inovasyon, Ar-Ge gibi birçok alanda stratejik adımlar atmamız gereklidir. Hızlı davranmadığımız sürece vakit kaybedip gene teknolojiyi ‘takip’ eden konumda kalma riskini ortadan kaldırıp, teknolojiyi ‘üreten’ konuma geçmemiz öncelikli hedefimiz olmalıdır.”


4

BThaber

E-TOPLUM

Haber Merkezi 4 Mayıs’ta Swissôtel Büyük Efes’te düzenlenen toplantının açılış konuşmasını Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun yaptı. “Türkiye’de kurumsal BT yetkinliğini artırmak adına, bunun önemli bir etkinlik zinciri olduğuna inanıyoruz” diyen Aksun’a göre BT sektörü, kurumsal hayat ve kamu arasında güçlü bir köprü oldu, olmaya da devam ediyor. “Kesintisiz gelişimi ile öne çıkan bilişim ve teknolojide, kurumsal yetkinliklerin bir dönemlik değil, her zaman doğru yatırımlarla geliştirilmesinin gerektiği unutulmamalı” hatırlatmasını yapan Aksun’un dikkat çektiği gibi, yatırımlarda ‘tamam bu kadar yeter’ demek gibi bir şansımız artık yok. Aksun’un ardından sözü, “Günümüzde Verinin Önemi” başlıklı sunumuyla Tesan Veri Depolama Çözümleri Ürün Yöneticisi Sinan Yiğit aldı. Günden güne artan veri ışığında, ‘Felaketlere karşı hazırlıklı mısınız?’ sorusunu yönelten Sinan Yiğit, güvenilir veri depolama çözümleri hakkında bilgiler paylaştı. “Bilginin yükünü tek başınıza taşımayın” hatırlatmasını yapan Yiğit, bu noktada QNAP çözümlerinin özellikleri ve sunduğu avantajlar hakkında detaylar paylaştı. Artan verimlilik ve kârlılık fırsatı Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank ise ‘Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Önemi’ başlıklı konuşmasında artan nüfus, buna karşılık azalan kaynaklar, iklim değişikliği ve çarpık kentleşme gibi küresel sorunlara dikkat çekerek, “Bunların çözümü doğru planlama, etkin ve dinamik izleme, doğru analiz ve karar destek” bilgisini verdi. Dr. Bank, bu noktada coğrafi bilgi sistemlerinin (CBS) kapsamına dair detaylar paylaşırken, çok güçlü bir karar destek aracı olarak tanımladığı CBS ile konum bazlı değişiklikleri zamansal izlemenin mümkün olduğuna değindi. Bank, CBS iş sürecini ise planlama, analiz, tasarım, uygulama ve yönetim olarak sıralayarak, tüm bu süreçler hakkında detaylar paylaştı. ‘Mikro Yazılım ile Büyüyenler’ başlıklı sunumlarda İzmir’in başarı hikayesi Krea Makina oldu ve Krea Genel Müdürü Tansu Özçelebi, grup şirketleri ve faaliyet alanları hakkında bilgi verirken, Mikro öncesi genel kurumsal yapıyı anlattı. 2010 yılında Mikro ERP ile tanıştıklarını belirten Özçelebi, satış ve pazarlamadan üretime, satın almadan finans ve muhasebeye, iş zekası ve sistem uygulamalarına

16 - 22 MAYIS 2016

BTvizyon İzmir’de yeni trendler paylaşıldı Türkiye’nin her bölgesinde her ölçekte şirketin bilişim farkındalığı geliştirme hedefiyle düzenlenen BTvizyon toplantılarının İzmir buluşması, BT başlığında yeni eğilimlerin tüm taraflarca paylaşılmasını sağladı.

Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank

Krea Genel Müdürü Tansu Özçelebi

Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Bölge Müdürü Onur Cansu

Dell Kurumsal Müşteriler Teknoloji Danışmanı Cihan Özden

Trinoks Yazılım Genel Müdürü Cüneyt Gargin

Canon Eurasia Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Sinan Karabacak

kadar tüm kurumsal başlıklarda sağladıkları faydayı katılımcılarla paylaştı. Özçelebi, “Mevcut durumda unutulan sipariş kalmadı. Departmanlarda iş düzeni oluşurken, raporlamalarımız daha düzgün ve hızlı, buna karşılık periyodik işlemler daha az sorunlu. Sonuçta verimlilik arttı, kârlılık yükseldi” saptamasını yaptı. Güvenli ve kullanışlı bulut gerçeği İletişim arasından önceki son sunum olan “Bulutta Ticari Yazılım” başlığında Dia Genel Koordinatörü Süha Onay, şirket hakkında bilgi verirken, klasik

yazılımlar ve taşıdıkları riskler, buna karşılık bulut bilişim ve Dia çözümlerinin farkı hakkında detayları paylaştı. Bulut bilişim üzerinde çalışan kurumsal yönetim sistemi DİA’nın güvenlik başlığındaki zengin kapsamı da Süha Onay’ın sunumunda önemli bir başlığı oluşturdu. Daha güvenli, daha düşük maliyetli ve daha kullanışlı olarak tanımladığı bulut bilişimde Dia çözümlerinin önemine dikkat çeken Süha Onay, “2 binden fazla firmada 10 binden fazla kullanıcı 500’den fazla mobil kullanıcı, 50’den fazla e-ticaret sitesi bu yapıyı kullanıyor. 100’ün üstünde yetkili iş ortağı

ile 11 yılı aşkın deneyimimizi paylaşıyoruz” dedi. Kurumsal hayatta süreçler kolaylaşıyor İletişim arasının ardından sözü, Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Bölge Müdürü Onur Cansu aldı. “Endüstri 4.0 Yolunda Mobil İş Sürekliliği ve Verimliliği” başlıklı sunumunda Cansu, “Endüstri 4.0 ana prensibi makinaların, iş birimlerinin ve sistemlerin birbiri ile bağlantı kurması. Böylece işler, tüm değer zincirinde birbirini bağımsız olarak kontrol edebilen akıllı ağlar kurar” bilgisini

verdi. Panasonic Toughbook ve Toughpad’in bireylerin çalışma hayatlarını ve operasyonel verimliliklerini iyileştiren çözümler sunduğuna değinen Cansu, bu başlıkta ürün portföyü hakkında detayları ve küresel başarı hikayelerini de anlattı. Dell Kurumsal Müşteriler Teknoloji Danışmanı Cihan Özden ise “Geleceğe Hazır Kurumlar ve Teknoloji Çözümleri” başlıklı sunumunda Dell’in sunucudan güvenliğe, konferans odası monitörlerinden ‘hepsi bir arada’ uygulamalara, Dell’in kurumsal hayatta işleyişi kolaylaştıran ürün ve çözümleri hakkında detaylar paylaştı. BT sisteminizi izlemekten vazgeçmeyin “Üretim ve Lojistikte Yazılım Etkisi” ise Trinoks Yazılım Genel Müdürü Cüneyt Gargin’in sunumunun ana konusu oldu. Üretim süreçleri, depolama, lojistik, depo otomasyonları, RFID çözümleri hakkında detayları ve sağladığı faydaları anlatan Cüneyt Gargin’in ardından sözü, BT danışmanlık şirketi Monitoring World Kıdemli Danışmanı Mehmet Ali Büyükkarakaş aldı. “IT Altyapılarının İzlenmesi” odaklı sunumuna “Tüm IT sistemleri izlenmelidir” diyerek başlayan Büyükkarakaş, bu sözlerini şöyle detaylandırdı: “Tüm IT cihazları donanım ve yazılımlardan oluşur. Fiziki, elektriksel, yazılımsal sorunlar her zaman olur. Sorunlar çoğu zaman kendini küçük belirtilerle gösterir. Önemli olansa sorunu olabildiğince erken görmek. Bu yönüyle IT’yi izlemek ‘koruyucu hekimlik’ diyebiliriz. Ancak unutmamak gerekir ki, insan faktörü olan her kontrolde zafiyet de vardır. IT, artık iş hayatımızın vazgeçilmez bir parçası ve onu izlemiyorsak, muhtemelen yönetemiyoruzdur. Oysa IT sistemlerinizi izlemek firmanızı zaman, para ve itibar kaybından korur. Sonuçta arızalanması işinizi sekteye uğratabilecek her cihaz ya da sistem izlenmeye değerdir. Bu yönüyle ağ ortamına bağlanabilecek her cihazı izleyebiliriz.” Toplantının son konuşmasını ise Canon Eurasia Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Sinan Karabacak yaparak, Canon’un tarayıcı ve yazıcı çözümleri hakkında bilgileri ve yenilikleri anlattı. Teknolojinin çalışma ortamında günümüzde üstlendiği role değinen Karabacak, artan verimlilik ve bilgi yönetimi başlıklarında Canon ürünlerinin sağladığı faydaları ve taşıdığı entegrasyon yetkinliklerini anlattı. Sunumların tamamlanmasının ardından hediye çekilişleri yapıldı.


BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 MAYIS 2016

5

Denizli’nin bilişim gündemi ele alındı Haber Merkezi Teknoloji ve bilişimin kalbi İstanbul’da atıyor olsa da, Anadolu’nun teknolojiye ve bilişime olan ilgisini göz ardı etmek mümkün değil. Bu doğrultuda Anadolu’daki teknoloji şirketlerini İstanbul ve diğer illerdeki teknoloji ekosistemleriyle kaynaştırmayı amaçlayan Bilişim Zirvesi, BTvizyon Anadolu Toplantıları ile bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. 5 Mayıs’ta Denizli Dedeman Park Otel’de Btburada, Dia, Mikro Yazılım, Pikare, Tesan, Vektor, Venatron, Qnap ve Quadro’nun sponsor olduğu etkinliğin basın sponsorluğunu ise BThaber gerçekleştirdi. BTvizyon’un Denizli buluşması 100’den fazla katılımcıya ev sahipliği yaptı. Etkinliğin konuşmacıları arasında ise Denizli Bilişim Derneği Başkanı Haşem Şahan, Venatron Security CEO’su Serkan Kurt, Tesan Veri Depolama Çözümleri Ürün Yöneticisi Sinan Yiğit, Dia Genel Koordinatörü Süha Onay, ADM Elektrik Dağıtım Bilişim Teknolojileri Müdürü Mehmet Karadeniz, Trinoks Yazılım Genel Müdürü Cüneyt Gargin, Halil Pekdemir Gıda Yönetim Kurulu Üyesi M. Can Pekdemir, Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici ve Tetra Bilişim Satış Müdürü Geylani Gani yer aldı. Büyük veri daha da büyüyecek Açılış konuşmasının ardından söz alan ADM Elektrik Dağıtım Bilişim Teknolojileri Müdürü Mehmet Karadeniz konuşmasında, “ADM EDAŞ Bünyesinde Yapılan Teknolojik Projeler ve Nesnelerin İnterneti” konularını masaya yatırdı. Mehmet Karadeniz, veri kullanımı, enerji tüketimi ve SCADA sistemlerine dair detayları katılımcılarla paylaştı. Karadeniz’in ardından Tesan Veri Depolama Çözümleri Ürün Yöneticisi Sinan Yiğit, “Günümüzde Verinin Önemi” başlıklı sunumunda son dönemdeki teknolojik gelişmelerle beraber veri trafiğinin önemli ölçüde arttığına dikkat çekti. İlerleyen dönemde bu verilerin zettabayt seviyesine ulaşacağı gerçeğine işaret eden Yiğit, kurumların ve şirketlerin veri güvenliği

Bilişim Zirvesi’nin Anadolu turnesi hız kesmeden devam ediyor. BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın Denizli etabı, 5 Mayıs’ta düzenlendi.

BT yetkİnlİğİ gİttİkçe gelİşİyor Etkinliğin açılış konuşmasını Denizli Bilişim Derneği Başkanı Haşem Şahan gerçekleştirdi. Şahan

konuşmasında, Denizli Bilişim Derneği’nin faaliyetlerinden söz ederken, BTvizyon etkinliğinin bu noktada

yarattığı olumlu etkiye, Denizli’de gelişmekte olan bilişim sektörüne sunduğu rehberlik desteğine işaret etti.

Denizli Bilişim Derneği Başkanı Haşem Şahan

Venatron Security CEO’su Serkan Kurt

Tesan Veri Depolama Çözümleri Ürün Yöneticisi Sinan Yiğit

Dia Genel Koordinatörü Süha Onay

ADM Elektrik Dağıtım Bilişim Teknolojileri Müdürü Mehmet Karadeniz

Halil Pekdemir Gıda Yönetim Kurulu Üyesi M. Can Pekdemir

konusundaki eksiklerine de değindi. Kurumların ve şirketlerin olası felaket senaryolarına hazırlıklı olması gerektiğini hatırlatan Yiğit, günümüzde verinin şirketler ve kurumlar için altın değerinde olduğuna vurgu yaptı.

Bulut çözümleri fırsatlar sunuyor Sinan Yiğit’in ardından kürsüye Dia Genel Koordinatörü Süha Onay çıkarak, “Bulutta Ticari Yazılım” başlıklı sunumunda Dia yazılımlarının yapısından

bahsetti. Paket yazılımları ve ERP’leri artılarıyla ve eksileriyle değerlendiren Onay, Dia yazılımlarının her iki başlığın da artılarını barındırdığının altını çizdi. Onay, bulut çözümlerinin kurumlara ve şirketlere sağlayacağı avantajlar

konusunda katılımcıları bilgilendirdi. İletişim arasından önce kürseye gelen son isim Trinoks Yazılım Genel Müdürü Cüneyt Gargin oldu. “Üretim ve Lojistikte Yazılım Etkisi” konulu sunumunda üretimde toplanan verinin önemine değinen Gargin, bu verilerin şirketlerin müşterilerine ulaşmaları ve onların taleplerini karşılayabilmeleri açısından büyük önem taşıdığının altını çizdi. Güvenlik, hiç bitmeyen bir süreç İletişim arasının ardından etkinliğe Venatron Security CEO’su Serkan Kurt’un sunumuyla devam edildi. “Siber Tehdit İstihbaratı ve Kritik Altyapılar” sunumuyla katılımcıları kritik altyapılara yapılan saldırılar konusunda bilgilendiren, herkesin güvenlik konusunda farkındalık eksikliğinden söz ettiğini ifade eden Kurt, buna karşın kimsenin elini taşın altına koymadığı eleştirisini de yaptı. Serkan Kurt’un sunumunun ardından kürsüye Halil Pekdemir Gıda Yönetim Kurulu Üyesi M. Can Pekdemir geldi. Pekdemir, “Mikro Yazılım ile Büyüyenler” başlıklı sunumunda, Mikro Yazılım ile elde edilen kurumsal avantajlardan söz etti. Mikro Yazılım sayesinde veri takibi üzerinden müşteri eğilimlerini rahatlıkla takip edebildiklerini dile getiren Pekdemir, bu sayede müşteri beklentilerini sorunsuz bir şekilde karşılayabildiklerini vurguladı. Quadro Türkiye Genel Müdürü Serkan Gezici, “Giyilebilir Teknolojiler” konulu sunumunda bu başlıktaki teknolojiler ve nesnelerin interneti hakkında bilgiler verirken, bu alanda Quadro’nun geliştirdiği ürünleri katılımcılara tanıttı. Etkinliğin son konuşmacısı ise Tetra Bilişim Satış Müdürü Geylani Gani oldu. “Bilgi Güvenliği” başlıklı sunumuyla Geylani Gani, katılımcıları internet üzerindeki kişisel verileri konusunda bilgilendirirken, bu alandaki farkındalık eksikliği odaklı eleştirilerini katılımcılarla paylaştı. Konuşmasında kullanıcıları bekleyen siber tehditlere değinen Gani’nin konuşmasının ardından düzenlenen çekilişle katılımcılara hediyeler dağıtıldı.


6

BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 MAYIS 2016

Dijital değişim sürecinin liderleri CEO’lar Haber Merkezi Samsung Electronics; TÜSİAD desteği, Deloitte Türkiye ve GfK’nın işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ‘Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, ‘Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı Araştırması’ ile son yıllarda hızlı bir şekilde yaşanan dijital değişim sürecine farklı bir açıdan bakmak üzere yola çıktıklarını belirtti. “Dijital değişime, iş dünyamıza yön veren liderlerin, yani CEO’ların gözünden baktığımız bu özel çalışmamızla, geleceğe ışık tutacak önemli bilgi ve verilere ulaşmayı hedefledik” diyen Tansu Yeğen, araştırma ile ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin farklı sektörlerinde faaliyet gösteren ve iş dünyasının önde gelen 58 şirketinin üst düzey yöneticisiyle bire bir görüşmeler yaparak

Samsung Türkiye, TÜSİAD, Deloitte Türkiye ve GfK işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı Araştırması” sonuçlandı. çalışmamızı gerçekleştirdik. Sonuçta Türkiye’de yaşanan dijital değişimin seviyesini algılarken, aynı zamanda dijital yatırımların hangi alanlarda yapıldığı, değişim sürecinin nasıl ve kimler tarafından yönetildiği, hangi aşamada olunduğu ve ne gibi fırsatlar sunacağıyla ilgili de oldukça önemli bilgilere ulaştık.” Türkiye’de dijital değişimin ayak sesleri Araştırma sonuçlarını detaylarıyla paylaşan Tansu Yeğen; ortaya çıkan önemli bulguların Türkiye’de dijital değişimin başladığına, hatta ayak seslerinin yükseldiğine ve hızla yol alacağına işaret ettiğini söyledi. “Dijital değişim, Türkiye’de üst düzey yöneticiler

tarafından destekleniyor” diyen Tansu Yeğen, araştırmaya dair şu sonuçları paylaştı: “Katılımcıların yüzde 90’ı dijital değişim sürecinin liderliğinin üst düzey yöneticiler tarafından üstlenildiğini belirtiyor. Şirketlerin yüzde 40’a yakını, süreçlere teknoloji birimleri tarafından liderlik edildiğini, yüzde 20’si ise gelecekte de bu birimlerin liderlik etmesini planladıklarını belirtiyor. Ancak, Türkiye’de dijital değişim, henüz ‘bütün bir resim’ olarak ele alınmıyor. Değişim, organizasyonel birimler içerisinde birbirinden bağımsız olarak geliştiriliyor ve yönetilen inisiyatifler çerçevesinde yürütülüyor. Şirketler münferit teknolojilere operasyonel bir odak ile yatırım yapıyorlar.”

Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen Dijital strateji net ve anlaşılır olmalı Tansu Yeğen, araştırmada elde edilen diğer bulguların, önümüzdeki dönemde hem Türkiye ekonomisi hem de Türk iş dünyası için önemli gelişmeleri beraberinde getirdiğine işaret etti. “Şirketlerin cirolarının yüzde kaçının e-ticaret, mobil uygulamalar gibi dijital

kanallardan geldiğini gösteren Dijital Kanallardan Gelen Ciro Yüzdesi’ne baktığımızda, katılımcılar için ciro yüzdesi ortalaması yüzde 11 olarak ortaya çıkıyor” diyen Yeğen, sözlerine şöyle devam etti: “Dijital stratejinin net ve anlaşılır olmasına ilişkin gösterge niteliğindeki Net Dijital Strateji’ye baktığımızda ise katılımcıların yüzde 54’ünün ‘dijital stratejinin net ve anlaşılır olması’ ifadesine katıldıklarını görüyoruz. Kendilerine dijital olgunluk seviyesi algısına ilişkin gösterge olan Olgunluk Düzeyi’nde hangi aşamada oldukları sorulduğunda, araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 7’si kendisini ‘giriş’ seviyesinde, yüzde 59’u ‘gelişen’ seviyede, yüzde 34’ü ise ‘olgun’ seviyede şeklinde değerlendirdi. Şirketlerin toplamda dijitale yaptıkları yatırımların payını gösteren Dijital Yatırım Yüzdesi başlığa bakıldığında ise katılımcıların dijitale yaptıkları yatırımların ortalamada yüzde 27 seviyesinde olduğu görülmekte.”

Araştırmadan elde edİlen bulgu ve sonuçlar • Katılımcı her üç şirketten ikisi ‘net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu’ düşünüyor Araştırmanın katılımcıları, kurumsal dijital değişimin başarılı olabilmesindeki en önemli etkeni, net ve anlaşılır bir strateji olarak gösteriyor. Araştırmaya katılan her üç şirketten ikisi net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu düşünürken, her beş şirketten biri net ve anlaşılır bir dijital stratejilerinin olmadığını söylüyor. Araştırmada bankacılık, telekomünikasyon, perakende, dayanıklı tüketim ürünleri sektörlerindeki şirketlerin ise dijital stratejilerinin oluşturulması ve anlaşılır hale getirilmesi konusunda yol aldıkları görülüyor. Araştırmaya katılanlara ‘dijital değişime teşvik eden sebepler’ sorulduğunda, yüzde 17 ile ‘verimliliği artırmak’ ve yüzde 16 ile ‘müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek’ diğer tüm seçenekler arasında ön plana çıkıyor. Seçimlerin sıralamasına bakıldığında ise yüzde 21 ile en önemli sebep olarak

belirtilen ‘verimliliği artırmayı’, yüzde 19 ile ‘müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilme’, yine yüzde 19 ile ‘rekabet avantajı’, yüzde 12 ile ‘kârlılık’ takip ediyor.

• Dijital alanlara yatırımda telekomünikasyon, sigorta ve bankacılık ilk 3’te yer alırken; diğer sektörler arasında ise perakende öne çıkıyor Araştırma kapsamındaki şirketler; 2015 yılı yatırımlarının yüzde 27’sini internet, mobil yazılım, donanımdan oluşan dijital alanın oluşturduğunu belirtiyor. Tüm sektörler arasında dijital başlığına özellikle bankacılık, sigorta ve telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren şirketlerin ciddi oranda yatırımlar yaptığı görülüyor. Bu üç sektörün dijital alanlara yaptıkları yatırımların ortalaması yüzde 55’iken, bu sektörler dışındakilerin yaptığı yatırımların ortalaması yüzde 16’lar seviyesinde kalıyor. Net ve belirlenmiş bir dijital strateji kapsamında yatırım yapmaya başlayan şirketlerin gelecek dönem yatırımları sorulduğunda ise

giyilebilir teknolojiler, robot yatırımlar ve yenilenebilir enerji teknolojileri dışındaki bütün teknolojik yatırım alanlarında bir takım yatırımları olduğunu ve önümüzdeki yıllarda da yatırımlarını artırmayı planladıkları görülüyor.

• Son tüketici odaklı B2C şirketler ile B2B şirketlerin dijital yatırım odakları birbirinden farklılaşıyor Araştırmada son tüketici ile temas eden şirketlerin B2B şirketlere kıyasla dijital pazarlama, mobil teknolojiler, müşteri deneyimi ve e-ticaret konularında daha fazla yatırım yaptığı görülüyor. Diğer taraftan, B2B şirketlerin ise nesnelerin interneti (IoT), yenilenebilir enerji teknolojileri, iş analitiği, robot, tedarik zinciri takibi gibi alanlarda B2C firmalara kıyasla daha fazla yatırım yaptığı ortaya çıkıyor.

• Rekabetin daha çok diğer sektördeki şirketler veya girişimcilerden (startup) geleceği düşünülüyor Araştırmaya katılan şirketlerin değerlendirmelerine göre, rekabetin yüzde 45 oranında

‘bulundukları sektörden’ gelmesi beklenirken, diğer sektörlerden yüzde 30, girişimci firmalardan ise yüzde 25 oranında rekabetin gelmesinin beklenmesi, sektör dışından gelecek rekabetin önemini de vurguluyor. Özellikle bankacılık, telekomünikasyon, hızlı tüketim sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler, diğer sektörleri ve girişimci firmaları önemli bir tehdit olarak algılıyor. Telekomünikasyon sektörü daha çok diğer sektörlerdeki firmaların yeni oluşumlar göstereceğini düşünüyor. Rekabetin diğer sektörlerden ve girişimci firmalardan geleceğini söyleyen şirketlere ‘hangi sektörün kendileri için rekabet oluşumlarını ortaya çıkarabileceği’ sorulduğunda ise teknoloji ve perakende sektörleri açık ara öne çıkıyor.

• Dijital değişim konusunda CIO/CTO pozisyonları yerini korurken, dijital değişimden sorumlu C seviye görevlendirmeleri hızla yapılıyor Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de dijital

değişimin liderliğini ağırlıklı olarak bilgi teknolojileri (CIO/CTO) yürütüyor. Ancak şirketler, dijital değişimi hayata geçirmede doğru vizyon ve stratejinin önemi kadar, süreci yönetecek liderlerin konumlandırılmasının da başarıya ulaşmada kritik önem taşıdığının farkındalar. Araştırmada; Chief Digital Officer (CDO), bir unvan ya da pozisyon gerekliliğinden ziyade, dijital değişim konusunda görevlendirmeyi içeren tüm pozisyonları kapsayacak şekilde ele alınıyor. Varolan durumda Türkiye’deki şirketlerin yüzde 38’inde ‘CDO’ görev tanımına uyan bir yönetici bulunuyor. Ancak, katılımcı şirketlerin sadece yüzde 26’sı bu pozisyonun ‘CDO’ unvanı ile çalıştığını belirtiyor. Bankacılık, telekomünikasyon, dayanıklı tüketim ürünleri sektörlerinde bu oran yüzde 67’iken, perakende sektöründe ise bu yarı yarıya görünüyor. CDO pozisyonu olmayan şirketler ise önümüzdeki 3 yıl içinde bu pozisyonu yüzde 80 oranında doldurmayı planlıyor.



8

BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 MAYIS 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Bir haftada 6 bin patent

TOBB Ekonomik Forum, 2014, sayı 246

Gerçekçi beklentiler gerekiyor *Ülkemizde imalat sanayiinde 2013 verilerine göre yapılan bir hesap: Düşük teknolojili üretimin katma değeri % 39.6 Düşük-orta teknoloji üretiminki % 30.9 Orta-yüksek teknolojili üretiminki % 26.2 Yüksek teknolojili üretiminki % 3.3 Bu hesabın başka ayrıntıları için: Herkese Bilim Teknoloji Dergisi, s.23, 29.04.16 *KPMG Türkiye’nin liderliğinde Avrupa’daki 19 ülkeden 300 firmanın katılımı ile hazırlanan KPMG İnovasyon Araştırması’ndaki hesaplara göre, 2023 itibariyle Ar-Ge harcamalarının GSYH’ya oranının üç kat artarak yüzde 3’e ulaşması bekleniyor. (BST Bakanlığı, Ar-Ge Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri Toplantısı, Antalya, 15.04.16). *Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), hizmet sektörlerinin

2023 yılı 150 milyar USD ihracat hedefi doğrultusunda “2023 Ulusal Hizmet İhracatı Strateji Belgesi”ni oluşturma çalışması için bir tahmin yaptı, 2023 yılı için 15 Milyar USD ihracat hedefi belirledi. Hesabın mantığına göre: Yazılım pazarı 1 milyar USD civarında. Bunun % 40’ı işletim sistemleri ve altyapı, % 10’u bilişim operasyonları, güvenlik ve depolama, % 10’u uygulama ve içerik geliştirme, % 15’i iş süreçleri ve diğer uygulamalar, % 25’i de sektöre özel yazılımlar olduğunu söylenebilir. Bilişim sektörünün dünya ortalamasına gelmesi için 2,5 kat, yazılım sektörünün de bilişim içindeki payının dünya ortalamasına ulaşması için 2 kat büyümesi gerektiği düşünüldüğünde, yazılım sektörünün dünya ortalamalarına gelmesi için 5 katlık bir büyüme potansiyeli bulunuyor. (Bilişim, Yazılım, Telekomünikasyon Hizmetleri İhracat Stratejisi Çalıştayı, 28.04.16)

ABD Patent Kurumu (USPTO), “sadece” geçen 18-24 Nisan haftasında 6,774 patent onayladı. 2014’te onayladığı patent sayısı 326,033 oldu. Türkiye ile karşılaştırma yapmak, hem sayılar hem patentlerin niteliği açısından elma ile armut kadar farklı olur. Türk Patent Enstitüsü (TPE), 2015’te toplam 10,100 patenti tescil etti. Bunların 8,370’i Türkiye’de çalışan yabancı şirketlere aitti. Gerçek şu ki, yalnızca patent sayısı patentin önemini anlamaya asla yetmez. Patentin “ne için” alındığı, “ne işe” yaradığı, sayıdan daha önemli. Böyle bir bilgiye ülkemizde, sadece patent işleriyle meşgul uzmanlar, ilgilenen bilimciler erişebilir. Oysa TPE, her ay, verdiği patentleri yayınlayabilir. Patent, kamuya açık bilgidir. Gizli ve saklı olamaz. Böylece TPE, aynı zamanda, ülkemizin Sanayi 4.0 yönündeki gayretlerine de katkı yapmış olur. ABD’de alınan patentleri “haber” yapıp, dünyaya duyuran uzman siteler var. Zaten USPTO, başvuruları, tescilleri kendi sitesinde yayınlıyor: Açık bilim, açık veri. Orada her hafta ortalama 6 bin “yenilikçi” patent okuyabilirsiniz. Yüksekten de yüksek, çok acaip yüksek teknoloji patentlerini. 26 Nisan’da ise Apple, 36 patent birden aldı. Bunlardan biri, cam bir yüzeye dokunmadan, sadece parmağı yaklaştırarak

emir-komuta düzeni çalıştırmayı sağlıyor. Yani, ceptelin yüzeyine parmağı dokundurmak –bir gün gelecek- tarih olacak. Ekrana dokunmak gerekmeyecek. Ve elbette bir gün, emri sadece düşünerek cihazı yönlendireceğiz. Ama henüz bunun Ar-Ge’si sürüyor. Patenti yakında çıkar. Cihazı daha sonra çıkar. Samsung’un, Güney Kore’deki patent başvurusu, yüksekten öte, gayet fazla yüksek teknolojik bir tasarım için: Göze takılacak bir lens, retinaya doğrudan projeksiyon yapabilecek. Bu lenste gömülü kamera, anten ve sensörler, gözü “tanımlı” bir şekilde kırpmayla çalışıyor. Nanoteknoloji ve kuantum bilişim alanında varılan aşamaya bir örnek bu sadece. Sanal (VR) veya artırılmış gerçeklik (AR) uygulamalarını, bu lensle

yapmak daha kolaylaşacak. Çünkü bir bu uygulamalar için kafaya acaip bir kask takmaya gerek kalmayacak. Sony de benzer bir akıllı lens için ABD’de 7 Nisan’da patent başvurusu yaptı. Bu lens, kamera olacak. Göz kırpmanın “operasyonel olarak tanımlanmış” bir şekliyle, gözün gördüğünü fotoğraf ve video olarak çekecek. Hatta görüntüyü yaklaştırmak uzaklaştırmak (zoom) bile mümkün olacak. Sanayi 4.0 böyle patentlerle yürüyecek. Bizde de Sanayi 4.0 için heves ve heyecan büyük. Ancak bu duygularımızda gerçeklerden uzaklaşmamak, sorunlarımızı “kabullenmek” zorundayız: Türkiye’nin; ABD, AB ve Japonya’dan aldığı üçlü patent (triadic) sayısı 2013’te 42. Karşılaştırma için: ABD’nin 14,606 (OECD Factbook 2015-16, Tablo 138).

Richard ve Maurice McDonald kardeşler, üzerlerine buldozer gibi gelen Kroc’a direnemiyor, şirketi ona satıyor. Kroc’un McDonald’s’ı

küresel bir işletmeye dönüştürme ilkelerini sosyolog George Ritzer, McDonaldlaşma sözcüğüyle tanımlamıştı. Müşteriye hızlı doyum sağlamak (etkinlik). Nicelik eşittir nitelik (hesaplanabilirlik). Standart hizmet (öngörülebilirlik). Standart personel (kontrol)... Zaman içinde bu sözcüğün bir türevi, başka işletmeler için de kullanıldı. Örneğin, “öğrencilerin, zihinlerini fazla yormadan, kendilerini adamadan, zahmetsizce eğitimlerine devam ettikleri” üniversitelere “fast food üniversite” denildi.

İnovasyon ve Girişimcilik 101 Küresel hamburgeci McDonald’s nasıl McDonald’s oldunun öyküsünü beyaz perdeye Michael Keaton taşıyor. Ülkemizde hep ahvah ettiğimiz inovasyon ve girişimcilik için alfabe niteliğinde bir öykü bu: Birinin fikrini daha geliştirerek, ortaya daha yenilikçi bir ürün hizmet çıkartmak. Ray Kroc adlı 52 yaşında, emekliliğe doğru gitmekte olan bir McDonald’s bayisinin, zekasını, hırsını, sabrını, inatla kullanması sonucunda

2.7 milyon USD ödeyerek McDonald’s’ı satın alarak küresel bir imparatorluğa dönüştürmesi. Ray Kroc, yasal olsa bile ticaret ahlakına uymayan bazı girişimlerle bunu sağlıyor. Kroc, 1984’te öldüğünde sadece ABD’de 7,500 restoranı ve 31 ülkede şubesi olan 8 milyar USD ciro yapan bir küresel markanın sahibiydi. 1984’ten bugüne McDonald’s daha da büyüdü. Ray Kroc’un bu işe başlarkenki vizyonu ders gibi: “McDonald’s, Amerika’nın

yeni kilisesi olabilir. Sadece Pazar günleri değil, hergün açık olacaktır.” Şirketi 1940’ta kuran, sakin, gösterişsiz, küçük olsun benim olsuncu



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 MAYIS 2016

Turkcell ‘entegre’ oldu Haber Merkezi Entegre telekomünikasyon sektöründe 2018 yılı sonuna kadar liderliğe yükselme hedefi koyan Turkcell, bir süredir devam eden hazırlıklarını tamamlayarak mobil ve sabit hizmetlerini tek çatıda topladı. Bu doğrultuda “Dört Dörtlük Paketler” hazırladıklarını kaydeden Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, “Artık tüm sabit ve mobil hizmetlerimizi tek hizmet noktasından sunabileceğiz. Müşterilerimiz hem hizmeti satın alırken, hem faturalarını öderken farkımızı hissedecekler. Tek çatı ve tek fatura bizi entegre telekomda liderlik hedefine bir adım daha yaklaştıracak” dedi. Kısa bir süre öncesine kadar Turkcell Grubu’nda mobil hizmetlerin ayrı, sabit hizmetlerin ayrı noktalardan verildiğini, bu hizmetlerin çağrı merkezlerinin ayrı telefon numaraları olduğunu hatırlatan Erkan, şu anda bu hizmetlerin tamamını tek çatıda entegre ettiklerini ve bunların karşılığında müşteriye tek fatura sunduklarını söyledi. Hizmetlerin tek çatıda sunulması ile ilgili tüm altyapı çalışmalarının Türk mühendisler tarafından gerçekleştirildiğini, bu iş için toplamda 400’e yakın kişinin gece gündüz demeden 100 bin saatten fazla çalıştığını ve bununla gurur duyduklarını ifade eden Erkan, hizmetlerin entegre olmasının Turkcell’deki maliyetleri aşağı çektiğini ifade ederek, “Aradaki bu fark, yeni tarifeler hazırlarken bize daha uygun fiyat sunma avantajı sağladı. Bu sayede yeni dönemde müşterilerimize yüzde 30’u aşan oranlarda tasarruf sağlayan fiyatlarla hizmet sunacağız. Sadece 79 liraya hem sabit internet hem mobil konuşma

Dört Dörtlük Paketlerimiz’de her müşteriye hitap edecek tarifelerimiz var” dedi.

Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan ve mobil internet hizmeti verebilecek duruma geldik. 79 liralık paketimizde 50 Mbps hızda ev interneti, cepten 500 dakika konuşma ve 4 GB cepten interneti BiP ve Akıllı Depo servisleriyle birlikte sunuyoruz. Data ve ses ihtiyacı arttıkça paketler yükseliyor. Örneğin 149 liralık paketimizde 50 Mbps hızında sınırsız ev internetinin yanı sıra, 20 GB cepten internet, Turkcell TV Plus, BiP, Akıllı Depo ve fizy için de toplam 20 GB olmak üzere toplamda 40 GB cepten internet, 1000 dakika da cepten konuşma veriyoruz. Yeni dönemde

27 bin çalışana özel eğitim “Müşterilerimiz Türkiye’nin tamamındaki mağazalarımızda sabit ve mobil tüm iletişim ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Örneğin evinize sabit internet (Fiber/Adsl/Vdsl) almak için de, mobil hizmet için de mağazalarımıza girdiğinizde ilk temas kurduğunuz kişi size tüm hizmetleri verecek. Eskiden sabit internet için ayrı, mobil hizmetler için ayrı numaraları aramak zorunda kalınıyordu. Artık sadece 0532 532 00 00’yi arayarak hem mobil hem de sabit hattınızla ilgili hizmet alabileceksiniz. Mobil hattınızla ilgili bir şey sormak istiyorsunuz. Karşınıza çıkan arkadaşım bu talebinizi karşılayacak. Sizin ayrıca evinizdeki sabit fiberinizle ilgili de sorunuz olduğunu kabul edelim. Sizi başkasına aktarmadan bunu da çözecek. Bunun için hem sahada hem de çağrı merkezinde görev yapan 27 bin çalışanımıza özel olarak eğitim verdik. ‘Artık ‘sizi arkadaşıma aktarıyorum efendim’ cümlesini duymayacaksınız.”

Gözüyle

Kurumsallaşma… Oldum olası beni korkutan bir ifadedir kurumsallaşma. Zaman zaman bizim gibi insani ilişkilerin ön planda olduğu, kararların mantık ve bilgiden ziyade duygularla alındığı ülkelerde kurumsallaşma hep zor gelmiştir bana. Biraz daha duygusal yaklaşımlar ve kararların görece insanların mutluluğu ve sosyal sorumluluklar taşıması gerekliliği ağır basınca konumlandırmakta zorlandım ben kurumsallaşmayı. Evet bir uluslararası kurumsanız metodoloji ve sistematik çalışmalar ön planda olmalıydı ama yüzde 95i KOBİ olan bu ülkede kurumsallaşma nereye kadar önemliydi, karar veremedim. Belki de kurumsallaşmanın tarifinde takıldım hep. Yakın zaman öncesi geldiğim noktada, kendi ifadelerimle, “Görevlerin insanlara bağlı kalmaksızın yapıldığı yapılara kurumsal” dendiğini gördüm. Bence bu doğruydu ama birşeyler eksikti ya da bu ifadenin altı doldurulmalıydı. Bu nedenle de her ortamda bunu geliştirmeye, altını doldurmaya ve tabi ki kendimi iknaya çalıştım. Bütün bu çabalar doğrultusunda geçen hafta grubumuzda Değerler ve Yöntemlerimiz çalışmasını tamamladık. Bu çalışma ile iç yapımızı, düşüncelerimiz ve hayata bakışımızı maksimum şeffaflıkla ortaya koymaya çalıştık. Neydi bunlar :

BThaber Şirketler Grubu Değerler ve Yöntemlerimiz

Aydın’a da ışık hızında İnternet Turkcell’in fiber internet götürdüğü 15. il Aydın oldu. Şimdiden Aydın’da 7 bin haneyi ışık hızında internete terfi ettiren Turkcell, tüm yatırımlar tamamlandığında bu sayıyı 50 bine çıkarmayı hedeflerken, toplamda 635 km fiber optik altyapı sağlayacak. Murat Erkan, “Üç yıl içerisinde Aydın’a 22 milyon TL yatırım yapacağız. Bu yatırımla

birlikte Aydınlılar Turkcell TV Plus ile 4K yayın keyfini de yaşayacak. Böylece, Aydınlı Turkcell müşterileri fiber internet kotalarını etkilemeden buluta kaydettikleri içeriklere kolaylıkla ulaşarak, canlı yayını rahatlıkla 12 saate kadar geri alarak izleyebilecek ve aynı anda birden fazla kanalı kayıt edebilecek” dedi.

Çağrı merkezinden çok daha fazlası Bilgi ve iletişim hizmetleri şirketi Callus’ı satın alarak Türkiye’deki yatırımlarına hız veren Comdata Group, Türkiye’deki çalışmalarını “Comdata Türkiye” markası ile yürütecek. Callus’tan“Comdata Türkiye”ye değişim süreci de böylece tamamlanmış oldu. Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Comdata Group CEO’su Massimo Canturi, 2016’da Türkiye’ye 20 milyon TL’lik yatırım yapacaklarını, büyüme hedeflerinin ise yüzde 30 olduğunu belirtti. Canturi, “Ciro ve çalışan sayısı olarak sektörde

Başkanın

ilk beş şirket arasında yer alan Callus’ı, başarıları, şirket kültürü ve sunduğu ürün/hizmet portföyü ile Comdata Group’a yakın bir şirket olduğu için tercih ettik. Amacımız Callus’ın gücünü ve pazar konumunu koruyup, daha da üst seviyelere taşımak” dedi. Comdata Türkiye Genel Müdürü Bahadır Pekkan ise Callus’tan Comdata Türkiye’ye geçiş sürecindeki temel hedeflerinin; şirketi “call/çağrı” kavramından ayırma düşüncesi olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Artık çağrı merkezi

olmanın ötesine geçerek müşterilerinin uzun vadeli çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz. ComdataTürkiye olarak, 3 bine yakın çalışanımızla telekom, finans, enerji ve perakende sektörlerinde en büyük şirketlerin sadece çağrılarını değil, müşteri deneyimini, doküman yönetimini, satış kanallarını emanet ettiği iş ortağı konumundayız. Bu yeni dönemde küresel gücümüz, uzmanlığımız ve iş süreçlerine kattığımız değerle birlikte iş ortaklarımızı geleceğe güçlü şekilde taşıyacağız.”

1 - 22 yıldır çıkan gazetemizin doğaya ağaç borcu olduğunu düşünüyoruz. Bunun en azından küçük bir kısmının telafisi için BThaber abone gelirlerimizin yüzde 10’unu doğa koruma derneklerine bağışlamaktayız. 2 - İnternet üzerinden çocuk istismarı içeren uygulama, oyun ve benzeri oluşumlara karşıyız. Bu yapılarla mücadele etmeyi ve edenleri desteklemeyi doğal görevi olarak görüyoruz. 3 - Hayvan dostu şirketiz. Her canlının evrende eşit yaşam haklarına sahip olduğunu kabul ediyoruz. 4 - Tüm kurum ve kuruluşlara eşit mesafedeyiz. Herhangi bir politik oluşum yanında olmayacağız. 5 - Bütün insanların dil, din, ırk, mezhep ayırt etmeksizin eşit olduğunu kabul ediyoruz. 6 - Müşterilerimizin beklentilerini karşılayabilmek en önemli önceliğimizdir. Bu nedenle düzenli ve sürekli müşteri memnuniyet taraması yapıyor, gelen bilgilerin hepsini ayrı ayrı değerlendiriyoruz. 7 - Türkiye’nin bilişim teknolojilerini üreterek ve kullanarak kalkınacağına inanıyoruz, bu yönde içerikler üretiyoruz. 8 - Kurum ve şirketlerin bilişim teknolojilerini kullanarak daha verimli ve rekabetçi olacağına inanıyor ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz. Şimdi sırada iç kullanım amaçlı şirket anayasası var. Kişisel bilgi, şirket bilgileri, fikri hakların korunması da dahil birçok konuyu kapsayacak bu anayasa da çok ilginç olacağa benzer. Bunlar kurumsallaşmanın temel adımları, belki herkesten geç yapıyoruz ama daha samimi, daha açık ve anlaşılır olması nedeniyle ben çok mutluyum. Her şeye rağmen çok da kurumsal olmak istemiyorum, o da işin başka boyutu doğrusu. Mutlu ve güvenli günler dilerim

Murat Göçe


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 MAYIS 2016

2-5 Mayıs 2016 tarihlerinde Las Vegas’ta The Venetian’da düzenlenen EMC Handan Aybars World 2016’da ana tema Las Vegas ‘Modernize’ oldu. 16’ıncı kez iş ortaklarını, müşterilerini, sektör temsilcilerini, 40’tan fazla ülkeden 300’ü aşkın medya çalışanı ve analisti buluşturan EMC World etkinliğinde bu yılı farklı kılan unsur, 2015 Ekim’inde açıklanan Dell birleşmesinin ardından neler olacağı, nelerin değişeceğiydi. EMC 2015 yılını ‘all-flash yılı’ ilan ederken, Dell de iki şirketin çözümlerinin uyumu ile küresel pazarda payı daha da artırmayı hedeflediğini anlattı. EMC yetkililerinin ‘en önemli EMC World’ olarak tanımladığı buluşmada, satışların yüzde 85’ini oluşturan kanal ışığında Dell işbirliğinin daha fazla satış imkanı sunacağına dikkat çekildi. Dell’in kurumsal depolama ürünleri ile portföyün gelişecek olması da fırsat noktası olarak gösterildi. Kanal programında tekilleştirme yapıldığı, gerekli onayların alınmasının ardından Şubat 2017 itibariyle de bu tek kanal yapısının hayata geçirileceği bilgisi verildi. EMC ve Dell’den üst düzey yöneticilerin sunumları ile katılımcıları bilgilendirdiği bu dört günlük toplantıda yedi temel başlığa odaklanıldı: Depolama, bulut, veri koruma, içerik yönetimi, tümleşik altyapı, güvenlik ve büyük veri. Ekim 2016 yılında nihai sonucun alınmasının beklendiği EMC ve Dell birleşmesi de tüm sektörde merak edilen temel süreci oluşturdu. Her iki şirketin yetkililerine göre bu birleşme, küresel BT sektöründe yaklaşık geliri 80 milyar dolara ulaşan bir yenilik merkezini hayata geçirecek. Öte yandan etkinlikte yeni EMC® Unity ailesi tamamı flash depolama, Virtustream Depolama Bulut platformu, EMC MyService360 hizmet odaklı çevrimiçi arayüz, EMC Kurumsal Kopya Veri

Birlikten kuvvet doğuyor Son yıllarda hızlı değişimi ile sınır tanımayan veri merkezi alanı, bir tarafta büyük veri daha da büyürken, Dell ve EMC birleşmesi ile çok daha farklı bir boyut kazanacak.

Sorular yanıtlarını buldukça…

Etkinlik açılış konuşmasının ardından, Joe Tucci ve Michael Dell basın mensupları ve analistlerin sorularını yanıtladı, depolamanın iki şirketi de farklı kılan temel alan olduğu vurgusu dile getirildi:

Joe Tucci: “Kanal iş ortaklarımız başarımızda büyük paya sahip ve iki şirketin kanal programları birbirine büyük ölçüde benzediği için birleştirilecek. Bu işbirliği ile küresel bazda tüm müşterileri kapsar hale geleceğiz. Böyle bir birleşme, doğru entegrasyonla daha fazla değer kazanır, buna inanıyoruz. Modern veri merkezi başlığında yazılım Yönetimi (eCDM) ve ViPR Controller 3.0 da tanıtıldı. Değişim rüzgârına karşı koyamazsınız EMC Ürün ve Pazarlama Başkanı Jeremy Burton, medya ve analist toplantısında yeni bir yatırım döngüsünün başlamak üzere olduğunu vurguladı. Geleneksel altyapıdan kopuşa işaret eden Burton’a göre, modern uygulamalar çok farklı biçimde

tabanlı ürün ve çözümler odak noktamız. EMC ve Dell, alanında yetkin iki şirket ve deneyim bütünleşecek.”

Michael Dell: “İki şirket de kanalda son derece deneyimli. Ortak kanal programını tüm bu yetkin iş ortaklarımızla da konuşacağız. KOBİ’ler büyüme adına küresel pazarda önemli fırsatlar sunuyor. EMC’nin organik ve inorganik büyümede inanılmaz bir stratejisi var. Biz de kendimiz için en iyi modeli benimsedik. Depolamada EMC bir dev, bu nedenle iki şirketin odaklandığı başlıklar, birbirine engel teşkil inşa edilecek. Tüm bu değişim içinde modern veri merkezinin flash, bulut ve yazılım tanımlı olmasının önemine dikkat çeken Jeremy Burton, Dell ile birleşme kararı hakkında şu yorumları paylaştı: “Depolama bizim için her zaman önemli bir yere sahip olacak. Dell ile birleşme ile EMC, büyük ölçekli şirketlerden KOBİ’lere, pazardaki tüm başlıklarda öne çıkmayı hedefliyor. Bu arada

etmiyor, tersine birbirinin performansını geliştiriyor. Özel bir şirket olarak, birçok adımı biraz farklı atabilme becerisine sahibiz. Bizim için temel ölçütler pazarda pay, ürün geliştirme hattı, müşteri memnuniyeti ve çalışan tatmini. Bu işlevselliği sağlamak için tüm araçlar elimizde. Yeni satın almalar konusunda da bazı fikirlerim var, ama bunları şimdi söylemem. Toplam 3 trilyon dolarlık BT pazar büyüklüğü var ve IoT ile sektör daha da büyüyecek. EMC’yi özel bir şirket haline getirip Dell ile birleştirmek, müşteri ve İK tatmini önceliğimiz. İnovasyon EMC ve VMware içinde ilerleyecek.”

hep yeni uygulamalardan bahsediyoruz, ama ya eski uygulamalar ne olacak? Bu ihtiyacı bilerek, EMC de herhangi bir veri kaybı olmadan iş dünyasının eski uygulamaları emekliye ayırmasını mümkün kılan çözümler sunacak.” Dijital devrimin etkileri büyüyor Genel açılış toplantısında ise geçen yıllara kıyasla nispeten

“Türkİye’nİn yükselİşİ sürecek” EMC World 2016’nın son günü TEEAM (Türkiye, Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu) bölgesi odaklı medya buluşmasında EMC EMEA Başkanı Adrian McDonald, sorularımızı yanıtladı: “Türkiye pazarında

kanal stratejisi ile en iyi yapıyı ortaya koymak, KOBİ’lere de ulaşmak istiyoruz. Türkiye bizim için özellikle son iki yıldır öne çıkan bir pazar ve bunun sonucunda İK’ya, ekosisteme, iş ortaklarına

önemli yatırımlar yaptık. Türkiye’de küresel pazara kıyasla pazar payımız da ortalamanın üstünde. Bizim için kamu sektörü stratejik. Telekom, finans ve bankacılık sektörlerinde halihazırda güçlüyüz ve

artık imalat sektörüne de odaklanıyor, bir taraftan iş ortağı ekosistemine yatırım yapmayı da sürdürüyoruz. Türkiye bizim için TEEAM’de 5 büyük pazardan biri ve ilk 2’ye de çıkacağına inanıyoruz.”

11

kısa bir konuşma yapan EMC Başkanı ve CEO’su Joe Tucci, onay beklediklerine, Dell ile birleşmenin, müşteri ve iş ortakları için bir bitişin değil, çok daha mükemmel bir sürecin başlangıcı olacağına yönelik inanca vurgu yaptı. ‘Neden birleşme, neden Dell ve neden şimdi?’ sorularını soran Tucci’nin bu başlıklara yanıtı kısa ve öz oldu: “Yıllar içinde birçok şey değişti ve sanayi devrimleri bunun bir örneği. Bugün hayatımızda dijital dönüşüm var ve cihazlardan analizlere birçok başlığı kapsıyor. Dell ise bu tabloda bizim için önemli, heyecan verici bir fırsat sundu.” Herkes için buluta taşınma vakti Tucci’nin ardından sözü, Dell Başkanı ve CEO’su Michael Dell aldı. Bilgisayar işlem gücünde hızlı gelişimler Dell’in konuşmasında ana konu olurken, IoT devriminin daha çok başında olunduğuna dikkat çekti. Bu gelişimi, “Sınırsız olasılıklarla dolu bir geleceğe adım atıyoruz” sözleri ile özetleyen Dell, VR, AR gibi temel eğilimlere dikkat çekti. ‘Dell ve EMC, müşterilerini buluta taşımaya hazır’ vurgusunun öne çıktığı konuşmasında Dell, iki şirketin birbirini tamamlayan teknolojilerinin önemine, sektörde yarattığı farklılığa işaret etti. 21 başlıkta Gartner dörtlüsünde Dell ve EMC’nin başı çeker hale geldiğini belirten Dell, şöyle devam etti: Parçalar flash’ta buluşacak “Birlikte, bütünleşik portföyümüzle inovasyona daha da hız verebiliriz. İki şirketin kültürleri de birbirine çok benziyor. Bu yönüyle iyi bir çift yarattık. Vizyonumuzun temelinde stratejik uyum var. Bu yeni şirket yapımızın ismi Dell Technologies olacak. Bu yapıda Dell, EMC, VMware, Pivotal, SecureWorks, RSA ve Virtustream yer alacak. Geldiğimiz noktada BT, teknoloji ve işlemci gücünde demokratikleşme öne çıkıyor.” EMC Information Infrastructure CEO’su David Goulden ise konuşmasında modern iş dünyasının ihtiyaçlarına değindiği konuşmasında, çeviklik, etkinlik ve hızın önemine vurgu yaptı. Depolama noktasında çok geniş bir portföyü sunduklarının altını çizen David Goulden da 2016 yılını ‘all-flash depolama yılı’ ilan ettiklerini söyledi.


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 MAYIS 2016

Bölgesel bilişim liderliği için Huawei desteği Haber Merkezi Huawei, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve GSA (Global Mobile Suppliers Association) destekleriyle Türkiye 4.5G Endüstri Zirvesi‘ni 10 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirdi. Zirve’nin ana teması “4.5G ile Büyümek, BT Liderliğini Pekiştirmek” olarak açıklandı. Zirve, aralarında hükümet temsilcileri, sektör birlikleri, telekomünikasyon operatörleri, donanım sağlayıcılar, internet iş grupları, dikey endüstri temsilcileri ve diğer sektör paydaşlarının bulunduğu 300’den fazla katılımcı eşliğinde gerçekleştirildi. Bu önemli platformda, 4.5G özelinde sektörel gelişim, servis uygulamaları ve bu alandaki iş fırsatları tüm detaylarıyla ele alındı. Telekomünikasyon sektörünün hızlı gelişimi ve yazılım endüstrisinin de bu gelişime aynı şekilde ayak uydurmasıyla, rekabet ve sektörel dönüşümün geldiği son nokta, kişilerin ve kurumların hayatında köklü değişimlere yol açtı diyen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, şunları

Haber Merkezi Türkiye’nin büyüyen ve yatırım yapan yapısı ile ulusal ve uluslararası arenada en büyük yüzlerinden birine sahip olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fira Barcelona’nın da işbirliği ile 1-3 Haziran tarihlerinde Uluslararası Smart City Expo İstanbul (İstanbul Akıllı Şehir Kongre ve Fuarı) etkinliğini gerçekleştirecek. Etkinlik Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Kültür A.Ş. tarafından organizasyonu yürütülen Uluslararası Smart City Expo İstanbul Kongre ve Fuarı, UCLG (United Cities and Local Governments) Türkiye Belediyeler Birliği ve Marmara Belediyeler Birliği tarafından da destekleniyor. Yenilikçi, çevre dostu, çözüm odaklı, daha yaşanabilir bir kent yaşamı

kaydetti: “Huawei; ürünleri, sektörel çözümleri ve sahip olduğu Ar-Ge kültürüyle, geride bıraktığımız 40 gün boyunca önemli bir sınavdan başarıyla geçti. Bu başarılı yönetim süreci sonunda, Türkiye’de 4.5G kullanıcı sayısı kısa bir sürede 10 milyona yaklaştı. Bu başarı, aynı zamanda, Huawei’nin Türkiye BT pazarına gözle görülür katkısının da açık bir göstergesidir. Gelecekte endüstrinin lokomotifi genişbant internet teknolojileri olacak. Bu zirve ayrıca, 5G’nin getirilerini tartışmak bu konudaki yeni fırsatları ve gelişmeleri görmek için de önemli bir organizasyon. Türkiye’de 14’üncü yılını kutlayan Huawei’nin Orta Asya ve

Kafkasya bölgesinde merkez olarak Türkiye’yi seçmesinden de memnuniyet duyuyoruz.” Huawei Orta Asya Bölge Başkanı Liu Hongyun ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “4.5G ağları, insanlar ve cihazları birbirine bağlarken, aynı zamanda devlet organizasyonları, iş odaklı operasyonlar ve dikey endüstrilere de önemli oranda katkı sağlayacak. Dijital dönüşüme odaklandığımız bu dönemde iletişim sektörü, telekomünikasyon operatörleri, donanım sağlayıcılar, uygulama yazılım yöneticileri ve sistem entegratörleri, gerçek anlamda verimli bir 4.5G eko-sisteminin oluşması için, birbirlerine son derece yakın

ve motive bir şekilde çalışmalı ve bölgesel BT liderliği için tüm performanslarını ortaya koymalıdırlar.” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip Zerey ise konuşmasında; “4.5G Endüstri Zirvesi, bizlere bilgi ve iletişim sektörünün değişimi noktasında önemli fırsatlar sunuyor. Bu etkinliğin öne çıkan özelliklerinden biri de farklı endüstriler arasında bilişim odaklı bir işbirliği zinciri oluşturmasıdır. Bu zirvenin Türkiye’de, Orta Asya’da ve diğer yakın lokasyonlarda 4.5G’nin gelişimi sürecinde çok önemli bir rol oynayacağına inanıyor, sektörün tüm paydaşlarıyla birlikte kısa sürede önemli bir mesafe kat edeceğini düşünüyorum.

Akıllı şehirler buluşuyor

üzerine yapılan çalışmaların tümünü kapsayan “Smart City” (Akıllı Şehir), akıllı şehir alanında çalışmalarda bulunan, yatırımlar yapmak isteyen yerel ve küresel kesimleri bir araya getirecek. Uluslararası Smart City Expo İstanbul Kongre ve Fuarı’nda

dünyanın önemli şehir ve şirketleri kendi yenilikçi çözümlerini sunma imkânı elde edecek. Bu kapsamda yönetici ve profesyoneller üç gün boyunca bir arada olacak. Uluslararası Smart City Expo İstanbul Kongre ve Fuarı’na yurtdışı ve ulusal

düzeyde, nüfusu 100 bini aşan,150’nin üzerinde belediye başkanı ve heyetleri konuşmacı ve katılımcı olarak yer alacak. Kentsel gelişim ve teknoloji konularının 80’in üzerinde konuşmacı tarafından detaylı olarak ele alınacağı

Dolayısıyla uluslararası firmalardan, Türkiye’ye yönelik teknolojik yatırımlarının daha çok yapılmasını, Türkiye’de istihdamın, yerli üretim yapan Türk firmalarının daha çok desteklenmesini bekliyoruz” dedi. Türkiye’nin lider mobil telekomünikasyon operatörleri Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom temsilcileri de 4.5G operasyonlarını ve vizyonlarını katılımcılarla paylaştıkları birer konuşma ile zirvedeki yerlerini aldılar. Devamında ise GSA Başkan Yardımcısı Alan Hadden ve OVUM Baş Analisti Dimitris Mavrakis de 4.5G’nin global arenada gelişimi ile ilgili söz aldılar ve bu alandaki önemli başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştılar. Zirvede ayrıca Qualcomm ve Intel sözcüleri de donanım gereksinimleri özelinde 4.5G teknolojisini değerlendirdiler. Yerel video içerik üreticisi Saran Online, oyun sektörünün önemli temsilcilerinden OYUNDER, Türkiye’nin mobil ödemeler konusunda deneyimli finans kurumlarından Yapı Kredi Bankası temsilcileri de 4.5G teknolojisinin farklı sektörlere yönelik getirilerini ve öngörülerini zirve çerçevesinde paylaştılar.

Smart City Expo İstanbul’da düzenlenecek oturumlarda, akıllı şehirler alanında dünyadaki en son gelişmeler ve bu gelişmelerin yönü hakkında fikir paylaşımları gerçekleştirilecek. Dünyanın ve Türkiye’nin önemli şehirleri ve şirketlerinin katılım sağlayacağı, şehirlerin şehirlerle buluşma noktası olarak ifade edilen Uluslararası Smart City Expo İstanbul Kongre ve Fuarı’nda 200’e yakın şehir ve ilgili firmalar en son yenilikçi çalışmalarıyla yer alarak, yeni iş kanalları kurulması, mevcut iletişimin geliştirilmesi konularında doğrudan iletişim kurma imkanına sahip olacaklar. Bu çerçevede arztalep noktası oluşturularak sektörel anlamda çözüm üreten şirketlerin ülkemizin katma değerli ürün gelişimi ve ihracatına olan etkilerinin artırılması hedeflenmekte.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Moda perakendeciliği alanında faaliyet gösteren Aydınlı Grup, mağazalarla ilgili Handan Aybars tüm kritik başarı göstergelerini (KPI) içeren Mağaza Karne Projesi ile EuroCIS Perakende Teknolojileri fuarı kapsamında “Avrupa Perakende Teknoloji Ödülleri” töreninde “En İyi Kurumsal Çözüm” kategorisinde ödül aldı. Bu projenin önemli somut faydalarına işaret eden Aydınlı Grup Genel Müdürü Osman Şentürk, “Bölge yöneticisi, mağaza yöneticisi ve bütün çalışanlar birbirleriyle performans görüşmelerinde ve gelişim planlamalarında kullanabilecekleri standart bir rapora sahipler” dedi. Somut faydalardan bir diğeri de, bu konulardaki başarılı çalışanları tespit etmek ve çalışanlar arasında bilgi paylaşımı sağlamak. Bu noktada iki kritik unsur var: Başarının ödüllendirilmesi ve gelişim ihtiyacının tespiti. “Mağaza Karne bu ikisini birlikte yapmamıza vesile olduğu için bu sistemi önemsiyoruz” diyen Osman Şentürk, bu yapıyla ilgili sorularımızı yanıtladı: n ‘Mağaza Karne’ projesini ne gibi ihtiyaçlar ve önceliklerle hayata geçirdiniz? Perakende tarafında iki binin üstünde çalışanımız var ve bu çalışanlarımızın yönlendirilmesinde, çalışanlarımıza kişisel gelişim alanında geribildirim verilmesinde somut verilere ihtiyacımız oluyor. Bunu hep sistemde ölçtüğümüz ciro hedefleriyle ilişkilendiriyorduk. Sonra ‘her bir arkadaşımızın gelişim programını kişisel olarak hazırlamamız lazım’ dedik. Yani biraz daha detaya inmeli ve onlara vereceğimiz geri bildirimlerde daha spesifik olmalıyız. n Daha spesifik olmaktan kasıt nedir? Kimisinin kombinli satışta, kimisinin denim pantolon satışında kendini geliştirmesi gerekiyor olabilir. Bu durum çalışanımızın satış saatleriyle, satış yaptığı müşteri profilleriyle ilgili olarak değişkenlik gösterebilir. Arkadaki veri tabanımız, bütün bu bilgileri tutmaya müsait ve bunları zamanında doğru şekillendirmişiz. Eğer tüm şirketimizde performans artışı istiyorsak, bunu şirketin tabanına yayarak kurgulamamız gerekiyordu. Bir fuarda futbolcuların performanslarını takip etme uygulamasından esinlenerek dedik ki, ‘o zaman bizim de takım oyuncularımız U.S. Polo Assn., Cacharel ve Pierre Cardin mağazalarındaki ekibimizdir, kaptanları da mağaza

16 - 22 MAYIS 2016

Bir moda markası olduğumuz kadar bir teknoloji şirketiyiz Aydınlı Grup bünyesinde hayata geçirilen Mağaza Karne sayesinde bilimsel veriler ile kişiye odaklı performans yönlendirmesi hedefleniyor, ‘kişi bazlı performans ve gelişim yönetim sistemi’ hayata geçiriliyor.

Aydınlı Grup Genel Müdürü Osman Şentürk

Bİlİşİm yatırımlarınıza şİrket çalışanlarının, İş ortaklarınızın gerİ dönüşlerİ nasıl? Bir hazır giyim perakendecisi olarak bize tedarik yapan belki yüzlerce firma ve onların da binlerce çalışanı var. Biz bir kulvarda koştuğumuz zaman, yani dünya çapında rekabete hazırlanırken, tedarikçilerimizin de bu pazarda yer alması gerek. Dolayısıyla bize bir liderlik görevi düşüyor. O yüzden yaşadığımız deneyimleri ve gelişimleri paydaşlarımızla da paylaşıyor, gittiğimiz yönü anlatarak hem çalışanlarımıza

müdürlerimizdir. Nasıl ki futbol oyununda istatistikler tutuluyor, biz de kendi çalışanlarımızın istatistiklerini tutsak’ diye düşündük. n Bu nasıl bir ölçüm yapısını içeriyor? Hepsinin metrikleri farklı olabilir, ama değişmeyen bazı metrikler var. Mesela mağazaya kaç kişi girdiğini biliyoruz, çünkü her mağazamızın girişinde kişi sayım sistemleri var. Cirolarımızı saat başı biliyoruz, müşterilerimizin CRM kartları var. Dolayısıyla kime satış yaptığımızı biliyoruz. Prim sistemimize göre, her satış yapan kişi sistemimizde kayıtlı. Fakat sadece bu büyük veriye sahip olmak yetmiyor, bundan sonuçlar üretebilmek lazım. Mağaza müdürlerimiz için çalışanlarının cirosu nereye gidiyor, o ayın ve haftanın neresindeler, geliştirmeleri gereken yanları neler gibi alanları saptamak için bazı metrikler belirledik ve Mağaza Karne projemiz ortaya çıktı.

hem paydaşlarımıza rota çizmeye çalışıyoruz. Teknoloji olmazsa olmazımız ve bir moda şirketi olduğumuz kadar, bir teknoloji şirketiyiz aslında. İnsanların markalarımıza ulaşabilme kabiliyetleri ne kadar artarsa, marka olarak o kadar başarılı olabileceğimize inanıyor, teknolojiyi bu ulaşımı kolaylaştıran bir araç olarak görüyoruz. Bunu hem elektronik ticaret hem mobil ticaret boyutuyla hem de bizim satış kanallarımızın daha etkin

n Mobil cihaz kullanımından büyük veri analizine, ne gibi unsurlar yatırımda öne çıkıyor? Burada tam anlamıyla büyük veri kullanılıyor. Her satış ‘şu gün, şu saatte, X AVM’deki mağazamızda satış danışmanımız Ali bey tarafından, müşterimiz Fatma hanıma şu ürünler satıldı’ şeklinde kayıt olarak merkezimize geliyor. Bunu bütün satışlara yaydığınız, yüzlerce mağaza için bir yıllık veriye baktığımız zaman milyonlarca satırdan oluşan bir büyük veri ortaya çıkıyor. Dolayısıyla satış danışmanlarının hangi müşteri profillerine satış yaptığını, hangi ürün gruplarından satışlar yapabildiğini, satışlardaki ortalama fatura adedini, müşterinin sonrasında alınan hizmetten memnun olup olmadığıyla ilgili anket yapabiliyoruz. Bunun gibi birçok metriğimiz var ve satış danışmanının performansını değerlendirip, onun gelişimini tekrar planlamak üzere bu büyük

ve verimli yönetilmesi adına söylüyorum. Müşterilerimize, buradaki ürünün tasarımından hizmetine, mağazadaki çalışanımızın servisine, hatta satış sonrası hizmetlerine kadar kaliteli bir alışveriş deneyimi vadediyoruz. O yüzden mesele sadece bir giyim ürününü satmak değil, müşterimize kaliteli bir alışveriş deneyimi yaşatmak. O yüzden de teknolojiyi ‘en büyük verimlilik arttırıcı aracımız’ olarak görüyoruz.

veriyi kullanıyoruz. Mobil cihazlarda bu veriler, iPad’lerimizden geliştirebilir halde. Şirketin bütün yöneticileri, bölge müdürleri, üst yöneticileri bir mağaza ziyaretine gidecekleri zaman mağazaya girmeden 10 dakika önce iPad’lerini açıp, o mağazadaki satış danışmanlarının isimlerini, resimlerini görüp onların ciro hedeflerini, performanslarını inceleyebiliyor, böylece kişinin elde ettiği başarı fark edilmiş oluyor. Hatta bu başarılar için ödüller koyduk. Mağaza Karne’ye mobil cihazlardan ulaşılabilmesi veri kullanımını arttırdı. Şimdi de satış danışmanı arkadaşlarımızın kendi cihazlarından performanslarını sürekli takip edebilmeleri için uygulamanın üzerinde çalışıyoruz. n BT odaklı yatırımlar, perakende sektöründe nasıl bir gelişim sergiliyor? Yatırımlar perakendede de, organize perakende de çok anlamlı hale geliyor. Çünkü organize perakendede bir ölçek

2016 yılında hangİ başlıklarda yatırım yapmayı planlıyorsunuz? Mobil iletişim konusuna yatırım planlıyor, mobil uygulamalarımızı iki kanatta geliştirmeyi düşünüyoruz. İlk olarak müşterilerimiz kanadında CRM uygulamalarımızı içeren sadakat programlarımızı koyduğumuz bir mobil uygulamamız vardı ve onun güncellemesini yayınlayacağız. Bu sadakat programı ile tüketicilerimizi aynı zamanda koleksiyonlarımızı görebilecekleri, ürün bilgisini alabilecekleri ve alışveriş yapabilecekleri bir platforma taşıyoruz. Bu uygulamayla müşterimizle iletişimimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz. Üç markamızın kendi uygulaması olacak. İkincisi ‘mobilde çalışan’ uygulaması geliştiriyoruz. Bu uygulama da Aydınlı Grup bünyesindeki 3 bin 500’e yakın çalışanımızı kapsayacak. Hem özlük bilgilerinin, hem eğitim dokümanlarının olduğu, hem kendi KPI’larını ve girişimlerini takip edebilecekleri kişiselleştirilmiş mobil uygulamamız geliyor yine 2016’da. Çalışanlarımızın maaştan izin haklarına, mesai durumlarına, varsa sınav notlarına, kendi KPI notlarına kadar tüm bilgilere ulaşabilecekleri bir platform olarak bu uygulamayı geliştiriyoruz. Bu iki yatırım da bizim için önemli. Diğer yatırımımız olan lojistik merkezi yatırımımız da aslında BT ile ilişkili. Büyük bir lojistik merkezi yatırımı yapıyor, uçtan uca her şeyin tam otomasyon olduğu bir sistem geliştiriyoruz. Bu projeye de 2016’da başlayacağız. Bunun planlaması, ihalesi tamamlandı.

ekonomisi var. Biz 250-300 mağazalık operasyonumuzda yatırım yaptığımız zaman, bu yatırım bize mağazalarımızda çalışan onlarca kişiye hızlı ulaşım imkanı veriyor. Çalışanlarımızın eğitilmesi, güncellenmesi, ürünler ve koleksiyon hakkında bilgi sahibi olması gibi konularda BT yatırımlarını kullanıyoruz. Merkezde hazırladığımız bütün sunumları ve ürün tanıtımları gibi bilgileri hızlı şekilde kendi portalımızla yayınlıyoruz ve bütün mağazalarımız buradan bilgilere ulaşmış oluyor. Bu veriler, aynı şekilde her mağazanın ihtiyaç duyduğu verileri bir anlamda merkezileştirip, kullandırdığımız bir altyapı yaratıyor.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 MAYIS 2016

15

Elektrik faturası ile gerilmeyin Handan Aybars Elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme internet sitesi EnCazip ile tedarikçilerini kolayca değiştiren tüketiciler, elektrik faturalarında önemli tasarruf elde edebiliyor. Bu bilgiyi veren EnCazip kurucu ortaklarından Çağada Kırım’a, kurucu ortaklardan Onur Orakçıoğlu, şu eklemeyi yaptı: “Hedefimiz yalnızca tüketicilere en ucuz elektrik tarifesini bulmak değil, sektördeki rekabetin de tüketici lehine gelişmesini sağlamak. Bunu da bir anlamda rekabeti arttırarak yapıyoruz.” Elektrik kullanımında tüketiciye tercih hakkı sunan bu yapı hakkında Çağada Kırım ve Onur Orakçıoğlu sorularımızı yanıtladı: n Elektrik tedarikçilerinin tarifelerini karşılaştırma konusunda nasıl bir yasal altyapı var? Çağada Kırım: Elektrik piyasasında tedarikçi değiştirebilecek tüketicilerin durumu EPDK tarafından alınan kurul kararları ile şekilleniyor. EPDK kararları uyarınca 2001 yılından günümüze kadar elektrik tedarikçisi değiştirebilmek için üst fatura limiti kademeli olarak düşürülüyor. 2016 itibarıyla EPDK tarafından alınan kararla, aylık 120 TL ve üzerinde elektrik faturası olan herkes elektrik tedarikçisi değiştirebiliyor. Önceki yıllara göre nispeten daha düşük olarak belirlenen bu limitler, tedarikçi değişimin geniş kitleler tarafından tercih edilmesinde en büyük etken. Serbest tüketici limitinin tüm tüketicilere hitap edebilmesi gerek. Bu limitlerin önümüzdeki yıllarda daha da düşmesi, hatta serbestleşmesi bekleniyor. EPDK’nın bu şekilde karar alması, elektrik piyasasının büyümesinde kilit rol oynayacak. n EnCazip nasıl bir öncelikle kuruldu? Onur Orakçıoğlu: İş modelimizde öncelik, tüketicilere maksimum faydayı sağlayabilmek. EnCazip’in çıkarları, tüketicilerin çıkarları ile doğru

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 2016 yılı için serbest tüketici alt limitini aylık 120 TL olarak belirlemesiyle, milyonlarca tüketici elektrik tedarikçisini değiştirme imkanına sahip oldu.

hedef VE öncelİklerİnİz HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ? Çağada Kırım: Tüketicilere tasarruf sağlayabilecek her türlü sektördeki karşılaştırmalar ilgimizi çekiyor ve bu doğrultuda değerlendirmelerimiz sürüyor. Ancak elektrik piyasasının başlı başına çok büyük bir pazar olması nedeniyle kısa vade için tamamıyla elektrik sektörüne odaklanıyor, ilerleyen dönemlerde tüketicinin yararına olacak internet üzerinden her türlü karşılaştırmayı yapmayı cazip buluyoruz.

Elektrİk pİyasasında nasıl bİr gelİşİm beklİyorsunuz? Hayata geçmesİnİ bekledİğİnİz düzenlemeler var mı? Onur Orakçıoğlu: Rekabetin gelişmiş olduğu tüm sektörlerde e-ticaretin ileride olduğunu görürsünüz. Elektrik için de aynısı geçerli. Çünkü e-ticaret maliyetleri düşürür ve tüketicilerin avantaj sağlamasına olanak tanır. Bu doğrultuda elektrik piyasasında da

orantılı. Zaten tüketicilerden herhangi bir ücret talep etmediğimiz gibi, paralarının ceplerinde kalmasını sağlıyoruz. Kazancımızı ise tedarikçilerden aldığımız ufak ücretlerle sağlıyoruz. Ne kadar fazla tüketicinin güvenli bir şekilde elektrik tedarikçisini değiştirmesini ve tasarruf etmesini sağlayabilirsek, kazancımız o kadar yüksek olur. Buradan yola çıkarak, önceliğimizin ‘tüketicilere tamamen ücretsiz bir şekilde maksimum faydayı sağlamak’ olduğunu söyleyebiliriz. n Kurumsal ve bireysel elektrik aboneleri bu yapıyı hangi amaçlarla, nasıl kullanabiliyor? Çağada Kırım: Tasarruf etmek, tüketiciler için gün geçtikçe önem kazanıyor.

e-ticaretin önünün açılarak, sektörün tam anlamıyla serbestleşmesine ve tüketici lehine gelişmesini bekliyoruz. Şu an bunun önündeki tek engel ise sözleşmeler. Elektrik tedarikçisi değişikliğinde mesafeli sözleşmeler kabul edilmiyor, ıslak imzalı sözleşmeler zorunlu

Elektrik tedarikçisi değiştiren tüketiciler, elektrik enerjilerinin kalitesinde ya da tesisatlarında hiçbir değişiklik olmadan tasarruf edebiliyor. Türkiye’de elektrik tedarikçisi değişikliğinde EnCazip en önemli araçlardan. Tedarikçi karşılaştırma pazarı EnCazip. com’a giren tüketiciler öncelikle mesken, yani ev veya ticarethane, yani işyeri abonesi olduğunu belirtip, aylık tüketimlerini girerek en cazip tarifeleri karşılaştırabiliyor, her tedarikçi tarifesi için detayları açık ve anlaşılır şekilde görüp inceleyebiliyor. Numara taşır gibi seçtiği tedarikçiye geçiş yapabiliyor. n Abonelerin bu uygulamanıza geri dönüşleri nasıl? Onur Orakçıoğlu: Elektrik

tutuluyor. Bu da rekabetin yavaşlamasına neden oluyor ve tüketicilerin maksimum faydayı elde etmesini engelliyor. Bu doğrultuda 2017 yılının başında elektrik tedarikçisi değişikliğinde mesafeli sözleşmelerin kabul edilerek, rekabetin açılmasını bekliyoruz.

piyasası çok dinamik bir sektör olması nedeniyle tüketiciler tarafından çok anlaşılır değil. Dolayısıyla bu piyasasının daha anlaşılır olmasını sağlayacak ve bunu tüketiciler ile paylaşacak platformlara ihtiyaç duyuluyor. Her ne kadar tedarikçi değiştirmeyi kolay bir hale getirmiş olsa da, EnCazip’in tercih edilme nedenlerinden en önemlisi anlaşılır ve güvenilir olması. Tüketiciler, tarife seçimi yapmak için en önemli kriterleri anında ve kolayca görebiliyor. Ayrıca tedarikçiler ile EnCazip’in bağlayıcı sözleşmeleri bulunduğundan, yayınladıkları tarifelerin hiçbir koşulunu sonradan değiştiremiyorlar. Anlaşılır olmanın yanında, EnCazip’in tercih edilme sebepleri arasında bu da önemli.

Tüketicilerin ‘gerçekten bu fiyat uygulanır mı, şartlar sonradan değişir mi?’ diye düşünmesine gerek kalmıyor ve bu ticarette EnCazip bir garantör görevi de üstleniyor. n Elektrik tedarikçileri bu yapıyı nasıl değerlendiriyor, EnCazip tedarikçiler arasındaki rekabette nasıl bir paya sahip? Çağada Kırım: Elektrik tedarikçileri için tüketicilere ulaşmak büyük bir zorluk ve maliyetli bir süreç. EnCazip sayesinde tüketicilere kolayca ulaşan tedarikçilerin bu maliyetleri en aza iniyor. Tedarikçiler açısından maliyetlerin en aza indirilmesi, düşen maliyetlerin bunun verdikleri fiyata yansıması demek. Maliyetlerin azalması ve tedarikçilerin satış yerine ana iş kolları olan elektrik tedariği işine odaklanması ile fiyatlar düşerken, hizmet kalitesi de yükseliyor. Böylelikle tedarikçiler daha rekabetçi hale geliyor ve daha çok tüketici tarafından tercih ediliyor. Bunun sonunda tüketiciler de daha ucuz fiyatlarla hizmete ulaşabiliyor. Kazan-kazan modeli ile güzel bir döngü oluşmasını sağlıyoruz. Böylelikle hem tüketiciler hem de tedarikçiler mutlu oluyor.


16

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 MAYIS 2016

Faydabul.com aramanın kurallarını değiştirmek istiyor Arama motorları internet üzerindeki aramaları Ekrem Uçman kolaylaştırmak ve kullanıcıların aradıkları sonuçlara hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağlamak için yoğun çaba sarfediyorlar. Kullanıcılar aradıkları sonuçlara ulaşabilseler de çoğu zaman önemli bir zaman kaybını da gözden çıkarmak zorunda kalıyorlar. Kullanıcıların arama yaparken kaybettikleri zamanı ortadan kaldırmayı hedefleyen Faydata, bünyesinde geliştirdiği Faydabul.com ile kullancıların yaşadığı zorluğun önüne geçmeyi amaçlıyor. Faydata CEO’su ve Kurucu Ortağı Kenan Altun ile Faydabul.com’un gelişme sürecini, kullanıcılara sunduğu avantajları ve ilerleyen dönemdeki projelerini konuştuk. n İlk olarak Faydabul.com’un oluşma sürecinden bahsedebilir misiniz? Hepimizin yaptığı gibi ben de ilan siteleri üzerinden ev, iş yeri, araba gibi ihtiyaçlarım için aramalar yapıp, zamanımın önemli bir kısmını bu siteler üzerinde arama yaparken harcadım. Bu süreçte ihtiyaçlarımı belirtebileceğim ve bu ihtiyaçlarıma sahip olan kişilerin ya da şirketlerin bana geri dönüş yapabileceği ve ihtiyaçlarımı karşılayabileceği bir platforma ihtiyaç duydum. Bu konuda yaptığım aramalarda Türkiye’de böyle bir platformun bulunmadığını gördüm ve bu konuda harekete geçmeye karar verdim. 20 yıllık bilişim ve yazılım konusunda tecrübemizden yararlanarak bu tarz ihtiyaçları karşılayabilecek bir platform yaratmak için harekete geçtik. Önemli bir reklam bütçesine ihtiyacı olan platform için yatırımcı desteğini de bulmamızla birlikte Faydata Bilgi Teknolojileri Pazarlama

Kullanıcılar herhangi bir ihtiyaçlarını karşılamak için internet üzerinde arama motorlarında uzun vakitler geçirebiliyorlar. Faydabul.com ise yaşanan bu vakit kaybının önüne geçerek, arama süreçlerine yeni bir boyut katmayı amaçlıyor. Faydata CEO’su ve Kurucu Ortağı Kenan Altun

Ve Ticaret A.Ş. altında Faydabul.com’u geliştirerek, bu konuda somut bir adım attık. 1 Nisan tarihinden itibaren hizmet vermeye başlayan Faydabul.com, her geçen gün son kullanıcı ve kurumsal üyelerinin sayısını artırırken, özellikle kurumsal taraftaki müşterilerin artması için önemli bir pazarlama faaliyeti sürdürüyoruz. n Faydabul.com’un Türkiye’de bir örneği daha olmadığını ifade ettiniz. Faydabul.com kullanıcılara hangi alanlarda hizmet veriyor? Bu konuda Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri üzerine yaptığım araştırmalarda da Faydabul. com tarzında bir siteye rastlamadım. ABD’de hizmet veren Home Advisor gibi platformların benzerlerine Türkiye’de de rastlamak mümkün olsa da, bizim sunduğumuz hizmetin bir benzerini ne Türkiye’de ne de ABD’de göremedik. Bizim konseptimiz ise çok daha farklı işliyor. Hali hazırda kullanıcılarımıza

aralarında oto kiralama, gayrimenkul kiralama-satın alma, otel, lokanta, ajans hizmetleri, teknik servisler ve her türlü uçtan uca hizmeti ana teması olarak gören 30’dan fazla sektör, Faydabul.com üzerinde hizmet veriyor. n Faydabul.com’un çalışma prensibinden söz edebilir misiniz? Platformu yaratırken oldukça sade bir arayüze sahip olması için çaba sarfettik. Basit bir arayüze sahip olan platformumuz, yapılan aramaları diğer platformlarda olduğu gibi yeni bir “arama sonuç sayfası” üzerinde göstermiyor. Basit ve sade arayüze sahip olan Faydabul, üzerinde kullanıcıların bulundukları konumları tespit edebilen sistem sayesinde kullanıcıların bulunduklarını ili seçme zahmetine bile girmesine izin vermiyor. Kullanıcılar hangi kategori üzerinde arama yapmak istediklerini seçtikten sonra, arayüzde yer alan kutuya aradığı şeyle ilgili bütçe, aranan özellikler gibi detayları yazıyorlar.

Kullanıcıların gönder düğmesine basmasıyla beraber kullanıcıların talepleri, Faydabul’a kayıtlı olan kurumsal müşterilere ve şirketlere kısa mesaj ve e-posta yoluyla “yeni bir iş talebiniz var” iletiliyor. Kullanıcıların taleplerini karşılayacak ürün ya da hizmet portföyüne sahip olan şirketler ve ofisler, kullanıcılara bizim aracılığımız ile ulaşabiliyorlar. Bu noktada kullanıcıların bilgilerinin gizli tutulduğunu ve belirli bir iş süreci oluşması durumunda paylaşıldığını ifade etmem gerekiyor. n Faydabul.com’un gelir modelinden bahsedebilir misiniz? Platformumuzun gelir modelini şimdilik müşterikullanıcı arasındaki köprü rolümüz oluşturuyor. Konuyu açacak olursam, sitemize üye olan son kullanıcıların iletişim bilgilerini saklı tutuyoruz. Kullanıcılarımız yaptığı aramaları karşılayabilecek olan müşterilerimiz, kullanıcıların iletişim bilgilerine “1 kontör”

üzerinden erişebiliyorlar. Bir kullanıcıya birden fazla müşterinin geri dönüş yapabildiğini düşünürsek, gelir modelimizin şu an için yeterli olduğunu ifade edebilirim. İlerleyen süreçte blog sayfamıza alacağımız reklamlarla gelir modelimizi çeşitlendirmeyi amaçlasak da hali hazırda bu konuda somut bir çalışmamız olmadığını ifade edebilirim. n İlerleyen süreçte platformu zenginleştirmek için ne gibi çalışmalarınız olacak? Önümüzdeki tatil döneminde Türkiye genelinde ve Körfez ülkeleri nde hayata geçireceğimiz tatil konsepti aramalarla beraber hizmet verdiğimiz alanları da genişletmiş olacağız. İngilizce ve Türkçe olarak gerçekleştirilebilecek aramalar sayesinde kullanıcılarımıza ve kurumsal müşterilerimize sunduğumuz hizmetin kapsamını genişlettiğimiz gibi müşterilerimizin kurumsal çevrelerini genişletmelerine de yardımcı olmuş olacağız.


17 BThaber

DOSYA

Sağlıkta Bilişim

16 - 22 MAYIS 2016 www.bthaber.com

‘Sağlık’taki hedeflere ulaşmak için tüm paydaşlar yatırımlarını artırmalı

Sedef Özkan

Bilişim teknolojilerinin etkilediği sektörlerin başında sağlık geliyor çünkü sağlık hayati önem taşıyor. 7/24 uyumayan bir sektör olan sağlık hizmetlerinde bilişim; hizmetin kalitesini ve hızını olumlu yönde etkilerken hem hasta hem de çalışan memnuniyetinde artış sağlıyor. Hastanelerimizin sayısallaşmasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı, elde edilen sağlık verisinin vatandaşın hizmetine sunulması ve bireylere kendi sağlık kayıtlarını yönetme imkânının sağlanması hedefini gerçekleştirmeye yönelik e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni hayata geçirdi. Sağlık bilgi sistemleri, hastaya ait bilgilerin sadece üretildiği bölümde değil, aynı zamanda kurumun diğer

bölümleri ve başka kurumlar arasında da paylaşabilecek ve yeniden kullanabilecek şekilde tüm dünyada değişmekte. Sağlık sektöründe mobil kullanımı artırma, sosyal medya düzenlemelerine destek olma, sağlık verilerinden anlamlı raporlar üretilmesinde önemli bir rol oynamakta. Mobil ve internet üzerinden kişiselleştirilmiş sorgulamaların yapılabildiği, sağlık verisinin gizliliğinin ve kullanıcı mahremiyetinin sağlandığı bilgi sistemlerinin geliştirilmesi doğrultusunda çalışmalar devam ediyor. ‘Nesnelerin İnterneti’ kullanımı ve mevcut çalışmalara bu entegrasyonun sağlanması sektörün yeni hedeflerinden. Diğer yandan

‘Akıllı Hastaneler’ teması gündemimize çoktan girdi ama sektörün merkezine oturacak gibi görünüyor. Sağlık yatırımlarıyla beraber sağlık turizmi Türkiye için çok önemli bir fırsat oluşturuyor. En önemli nokta da; ulusal sağlık sistemi omurgasının iyi işleyebilmesi için Türkiye sağlık sektörüne yatırımlarını artırmalı ve inovasyona daha çok destek vermeli. Sağlık sektöründe BT’nin kullanımına paralel olarak, kişisel sağlık bilgilerine yönelik tehditlere karşı güvenlik önlemlerinin alınması da zorunlu hale geldi. Önümüzdeki günlerde, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sektörün gündeminde çok daha önemli bir yer tutacak.


18

DOSYA

BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

TÜM ÜLKENİN ‘SAĞLIK HİZMET KALİTESİNİ’ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ Gelişen teknoloji ve bilişim sistemleri, hayatın her alanına entegre oldu ve iş yapış şekillerinden bireysel ihtiyaçlara kadar tüm hayat anlayışını farklılaştırmaya ve yeniden şekillendirmeye başladı. Dünya bu eğilimde ilerlerken hayatın en hassas ve en önemli alanı olan sağlığın bu değişimden etkilenmemesi, hatta faydalanmaması beklenemez. Sağlık hizmetlerinde, bireylerin tedaviye ve tedavi olanaklarına erişimini kolaylaştırmaya yönelik olarak, teknolojik olanaklar üst seviyede kullanılmaya başlandı. Yine aynı eğilimin bireye özgü hizmetleri de beraberinde getirdiği düşünülürse; buradan hareketle bireye özgü tedavi hizmetleri de sağlığın gündemine yerleşti. Bunların başında kişisel sağlık kaydı sistemleri geliyor. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı olarak, hastanelerimizin dijitalleşmesiyle birlikte elde edilen sağlık verisinin vatandaşın hizmetine sunulması ve bireylere kendi sağlık kayıtlarını yönetme imkânının sağlanması hedefini gerçekleştirmeye yönelik e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni hayata geçirdik. Bu sistem vatandaşlara tüm sağlık kayıtlarını hayat boyu muhafaza etme ve bu kayıtlara her an yer yerden erişebilme imkânı tanırken, izinleri doğrultusunda hekimlerinin erişimine açarak tanı ve tedavi süreçlerine hız kazandırmalarını sağlıyor. Geçmiş

Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. M. Mahir Ülgü tetkik, reçete, rapor ya da tanılara erişim hem tekrar eden tetkikleri azaltırken hem de hekim-hasta iletişimini güçlendirdi. Bu da, sağlık hizmetine kalite ve hız kazandırırken, ülke ekonomisine olumlu katkılar sundu. e-Nabız aynı zamanda giyilebilir mobil sağlık cihazlarından ya da mobil sağlık uygulamalarından gelen verileri de sisteme kaydettiği için sağlığa dair her türlü bilgiyi tek bir platformda toplamakta ve vatandaşlarımız kendisiyle ilgili tüm detayları içeren tam bir sağlık geçmişi bilgisini hekimlerine sunabilmekte. 112 acil butonu, ilaç hatırlatma, bulaşıcı

hastalık takibi, organ, kan bağışı gibi işlemlerle de bu bütünleşik hizmet tamamlandı. Bilgi güvenliği konusunda kurumların hassasiyeti ve altyapı çalışmaları hayati önem taşıyor Sağlık tesislerimizden anonim (kimlik bilgilerinden arındırılmış) halde gelen sağlık verisi, Sağlık Yönetim Sistemi sayesinde istatistiki bilgiye dönüştürülerek, yöneticilere sağlık hizmetinin tüm detaylarına ilişkin gerçek zamanlı karar desteği sunuyor. Bu verilerle oluşturulan Karar Destek Sistemi ve

Coğrafi Bilgi Sistemi gibi sistemler, tüm sahaya hakim olunmasını ve sağlık politikalarının bu verilere göre planlanmasını sağlarken, aynı zamanda kronik hastalıkların takibi, önleyici sağlık hizmetleri uygulamaları gibi çalışmaların geliştirilmesini de mümkün kılıyor. Bilindiği üzere büyük veriyi doğru ve etkin kullanmak, çalışmalarınızda mevcut eğilimi yakalamak ve ihtiyaca yönelik uygulamaları geliştirmek açısından son derece önemli. Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü olarak, oluşturduğumuz bu güçlü altyapıyla özel ya da kamu ayrımı yapmaksızın tüm ülkenin sağlık hizmet kalitesini artırmayı ve sağlığın korunmasına yönelik önleyici hizmetleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Diğer yandan 7/24 uyumayan bir sektör olan sağlık hizmetlerinde bilişim; hizmetin kalitesini ve hızını olumlu yönde etkilerken, hem hasta hem de çalışan memnuniyetinde artış sağlıyor. Ülkemizde ve dünyada sağlık sektöründeki en yenilikçi çalışmalar mobil sağlık teknolojileri alanında kendini göstermekte. Bu alandaki sektör fırsatları kişisel sağlık sistemleri geliştikçe artacaktır. Elbette bilgiye erişim bu kadar kolaylaştıkça, bu bilgiyi nasıl muhafaza edeceğiniz konusu da en önemli tehdit olarak karşımıza çıkmakta. Bu noktada bilgi güvenliği konusunda kurumların hassasiyeti ve yapacakları altyapı çalışmaları hayati önem taşıyor.

ULUSAL SAĞLIK SİSTEMİNİN OMURGASI BT’DE Sağlık sisteminde bilişimin çok önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Fujitsu Türkiye Proje Yönetimi ve Entegrasyon Hizmetleri Müdürü Alper Yıldırım, şu bilgileri verdi: “Sağlık sektöründe, bilişim teknolojilerinin öneminin çok büyük olduğunu düşünüyoruz.

Ulusal sağlık sisteminin omurgasının, bilgi ve iletişim teknolojileri olduğu söyleyebiliriz. Bu sistemler iyi çalışıyorsa hastaneler de daha iyi ve verimli çalışıyor, hastaneler iyi çalışınca ulusal sağlık sistemi de daha iyi işlemeye başlıyor. Bunun için yatırım gerekiyor. Türkiye, sağlık sektörüne yatırımlarını artırmalı ve inovasyona destek vermelidir. Kamuda geliştirdiğimiz en önemli ve ses getiren projemiz 2012 yılında geliştirdiğimiz, Sosyal Güvenlik Sistemi kapsamında yer alan özel sağlık kurumları ve üniversitelere bağlı hastanelerin harcamalarını daha iyi kontrol etmek amacıyla kullanılan Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemleri’nde kullanılan ‘PalmScure Avuç İçi

Kimlik Doğrulama’ çözümüdür. Fujitsu’nun Türk mühendisleri tarafından geliştirilen bu çözümü, avuç içinde yer alan damarların taranmasından ortaya çıkan biyometrik veriyi kullanıyor. SGK, Sosyal Güvenlik Sigortası kapsamında tedavi gören hastaların özel ve üniversite hastanelerinde yaptıkları harcamaları daha iyi kontrol edebilmek ve tedavi gören kişilerin verdiği yanlış beyanların önüne geçmek amacıyla biyometrik kimlik doğrulama sistemlerine geçmeye karar verdi. Bu bağlamda Fujitsu, yüksek teknolojili ve kullanıcı dostu bir çözüm olan Fujitsu PalmSecure Avuç İçi Kimlik Doğrulama Sistemi’ni geliştirdi. Fujitsu Türkiye mühendisleri tarafından PalmSecure teknolojisiyle geliştirilen bu çözüm, tedavi gören hastaların

kimlik doğrulamasının yüksek güvenilirlikle yapılmasını sağlıyor. Kayıp ve kaçağı önlemede sağlanan başarı göz önüne alındığında, SGK’nın gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra, başta eczaneler olmak üzere hizmet aldığı diğer alanlar için de biyometrik kimlik doğrulama sistemlerinin kullanımını yaygınlaştıracağı düşünülmekte. Sağlık gibi çeşitli konularda uygunsuz yollarla hizmet alan kişiler, dünya genelinde devlet kurumlarının en büyük sorunlarının başında geliyor. Fujitsu PalmSecure, sunduğu yüksek güvenilirlikli ve patentli teknolojisi sayesinde devlet kurumlarının ve özel sektörün birçok ihtiyacına cevap verebiliyor. PalmSecure ile oluşturabileceğimiz projeler, dijital güvenlik ve kapı geçiş sistemleri başta olmak üzere sınır tanımıyor.”



20

DOSYA

BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

SAĞLIK BİLGİ SİSTEMLERİ, BAŞKA KURUMLARLA PAYLAŞABİLECEK ŞEKİLDE TÜM DÜNYADA DEĞİŞİYOR Sağlık alanında; yüksek nitelikte, verimli ve sürekliliği sağlayarak hizmet alma ve sunma gereksinimlerinin karşılanabilmesi için sağlık hizmetleri coğrafi olarak dağıtık hale geldi. Bunun sonucunda, sağlık bilgileri de dağıtık ve kişiselleşmiş bir yapıda sunulmaya başlandı. Sağlık bilgi sistemleri, hastaya ait bilgilerin sadece üretildiği bölümde değil, aynı zamanda kurumun diğer bölümleri ve başka kurumlar arasında da paylaşabilecek ve yeniden kullanabilecek şekilde tüm dünyada değişmekte. İnternetin her yerde ve her an kullanılabiliyor olması, kişilerin bilgi sistemlerine 7/24 erişimini sağlamakta. Bir kişinin kontrol ya da herhangi bir şikayeti üzerine istenen tüm tıbbi testlerin sonuçları, bir çok sağlık kurumu tarafından web üzerinden alınabilmekte. Ayrıca testi isteyen doktor da sistem üzerinden ya da internet üzerinden hastasının sonuçlarına ulaşabilmekte. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Anlamsal Web Çalışma Grubu olarak sağlık alanındaki önceki çalışmalarımızın deneyimlerini yeni alanlara, yeni teknolojilerle birlikte taşımaya devam etmekteyiz. Bu kapsamda; teşhis ve tedavi sürecine yardımcı olmak üzere tıbbi test sonuçlarının anlamsal web teknolojileriyle kayıt altına alındığı, mobil ve internet üzerinden kişiselleştirilmiş sorgulamaların yapılabildiği, sağlık verisinin gizliliğinin ve kullanıcı mahremiyetinin sağlandığı bir bilgi sisteminin geliştirilmesi doğrultusunda çalışmalar yürütmekteyiz. Ayrıca Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Hayriye Elbi ve ekibiyle obezite hastalarının tedavisinde kullanılacak bir sağlıklı yaşam takip portalı projemiz de

Soldan sağa: Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Anlamsal Web Çalışma Grubu; Yrd. Doç. Dr. Özgü Can, Doç. Dr. Murat Osman Ünalır, Dr. Emine Sezer devam ediyor. Bu portalın amacı, davranışçı psikoterapi tekniklerinin web ortamına uyarlanması, böylece düşük maliyetle çok sayıda hastaya obeziteyle mücadelede kişiselleştirilmiş bir kılavuz sunulmasında ve hekimlerin obezite hastalarını izleyebilmelerinde yardımcı olmaktır. Günümüz bilgi teknolojileri, çalışmalarını hızla nesnelerin interneti (IoT – Internet of Things) üzerine yoğunlaştırmakta. Sağlık alanında IoT kullanımı ve mevcut çalışmalarımıza bu entegrasyonun sağlanması yeni hedeflerimizden birini oluşturuyor. Kişilerin artık sadece sağlık kurumlarında değil, kendi evlerinde de çeşitli ölçümler yapıyor olmaları, sağlık verisini her yerde oluşturabiliyor. Bu cihazlardan ve sensörlerden elde edilen sağlık

verisinin IoT mimarisiyle güvenli olarak buluta aktarılması doğrultusunda çalışmalarımızı yürütmekteyiz.

‘IoT’, hızlı müdahaleyi getirecek Bilgi sistemleri ve internet sayesinde 7/24 kesintisiz iletişim içinde olmak, yaşam mücadelesinin olduğu acil durumlarda zaman açısından önemli bir verimlilik sağlayacak. Örneğin, tansiyonu yükselen bir kişinin bu durumu fark etmesiyle birlikte tansiyon ölçümünü yarım saatte bir yapması ve riskli bir seviyeye ulaştığında bu kişinin bulunduğu en yakın sağlık merkezine ve kişinin öncesinde tercih ettiği kişilere durumun otomatik olarak bildirilmesi sonucunda birçok kişinin hayatı kurtarılabilecek ya da kalıcı zararların

önlenmesi sağlanabilecek. Bireyin en vazgeçilmez haklarından biri sağlık hizmetleridir. Bu hizmetlerin giderek otomatik olarak sunulabiliyor olması yaşam kalitesinde verimlilik sağlayacaktır. Gelecek süreçlerde, ‘IoT’ ile sağlık alanında giyilebilir sensörler ya da çevremizde hareketlerimizi algılayabilecek sensörlerle kişinin sağlık durumu takip edilebilecek ve istenmeyen ya da beklenmeyen bir durum söz konusu olduğunda oldukça hızlı bir şekilde müdahale yapılabilecek. Ayrıca, gerekli sağlık verisinin kişiden güvenilir ve doğru olarak alınması da teşhis ve tedavide etkinliği ve verimliliği arttıracak. Sistemlerin birlikte çalışabilirliği ve bilginin sistemler arasında değişimi için sağlık verisinin tam ve net bir tanımının verilmesi gerekmekte. Verinin yeniden kullanılabilirliği ve paylaşılabilirliği için tıbbi bilişim standartlarının kullanılması gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, hasta mahremiyetinin korunması için veri aktarımının her aşamasında güvenlik ve gizlilik oldukça önemlidir. Erişim denetim mekanizmalarının eksikliği ya da yetersizliği sonucunda; kişisel güvenliğin ihlali, verinin bütünlüğü ve erişilebilirliğine yönelik tehditler söz konusu olabilecektir. Sağlık alanında hastalık değil de hastanın var olması, teşhis ve tedavide kullanılacak verilerin kişiselleştirilmesini gerektirmekte. Farklı sağlık kurumlarında kişiye yönelik sağlık hizmetleri sonucunda elde edilen teşhis verilerinin tarih bazlı izlenebilirliğinin sağlanması bu alandaki en önemli gereksinimlerden biri. Bu gereksinimlerin doğrultusunda, sağlık alanı için güvenli ve kişiselleştirilmiş bir sağlık bilgi sistemi mimarisi çalışmalarımız devam etmekte.

DEVLET DESTEĞİYLE KOMŞU ÜLKELERDEKİ FIRSATLAR DA YAKALANABİLİR Türkiye’de pek çok alanda olduğu gibi sağlık sektörünün de kendine özgü çözüm bekleyen sorunları bulunuyor. “Günümüz teknoloji düzeyi, internete erişim oranları ve bilişimin hayatımızdaki yeri dikkate alındığında, hem işlem hızı hem de işlem kolaylığı anlamında BT iş dünyasına tam olarak girmiş durumda” diyen Mia Teknoloji Kurucu Ortağı ve HBYS Proje Koordinatörü M. Cengiz Bağmancı, şunları kaydetti: “Mia Teknoloji olarak hem hastane yönetimleri hem de hastalar açısından kolaylık, işlem hızı ve tam raporlama yapabilen, Türkiye’nin sağlık kültürüne

ve sağlık kurumlarına uygun, kâğıtsız Hastane Bilgi Yönetim Sistemi olan MIA-MED’i geliştiriyoruz. Hastanelerin en hayati birimleri olan laboratuvar, radyoloji ve cihaza bağımlı olan tüm noktalarındaki verilerin toparlanarak, doktorun önüne beşeri hatalardan arındırılmış ve analiz yapılmış bir halde getirilmesi, ‘KIOSK’ sistemleri ile hasta, kayıt işlemlerini tamamlaması ve LCD ekran sistemleri ile doktoruna ulaşması, sistemin istemci, mobil ve web uygulamalarda aynı anda çalışabilmesi MIA-MED sisteminin öne çıkan özelliklerinden. MIA-MED bu özellikleriyle uluslararası hastane

standardizasyonu olan HIMSS’ta Stage 6 seviyesinde hizmet veriyor. Sistem, hastanın hastanelerde tam takibini sağlamak amacıyla hastaların biyometrik veya RFID sistemlerle fiziksel takibini sağlıyor ve bu sayede ameliyathane takip, hasta başı monitör ve eczane ilaç çıkış sistemlerini kontrol altına alarak en az insan hatasını amaçlıyoruz. Önümüzdeki dönemde şehir hastanelerinin hayata geçirilmesi gibi muazzam bir fırsat var. Ayrıca yeknesaklığın korunması ve işlemlerin hızlı bitirilebilmesi için de günümüz çözümlerinden farklı düşünen ve işleyen yapılar da ön

plana çıkacak. Bu süreçte, MIA-MED istemci, mobil ve web çözümleriyle tam entegrasyon, özellikle hasta ve doktor ilişkileri tarafında bir refah artışına yol açacağı için önem arz etmekte. Diğer taraftan ülkemizde başarıyla hizmet yürüten firmalar için özellikle yakın ülkelerde de büyük fırsatlar mevcut. Ülkemizde verdikleri hizmetlerle büyük tecrübeler edinen firmalar, bir de çeşitli bakanlıkların yurt dışı destek programlarını arkalarına alabilirlerse, e-devlete geçiş sistemlerini başlatan ya da başlatmak üzere olan birçok komşu ve yakın ülkede fırsatları yakalayabilir.”


BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

SAĞLIK BİLİŞİM SİSTEMLERİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR Bilişim teknolojilerinin güvenilir, kanıta dayalı, kaliteli, sorumlu hizmet anlayışımızı destekleyecek şekilde kullanılmasına son derece önem veriyoruz. Bu uygulamaların olası iş gücü kayıplarını önleme, yaşam kalitesini yükseltme ve toplum sağlığı gelişimine hizmet ettiği düşüncesindeyiz. BT’nin gerek koruyucu hekimlik gerekse de tedavi edici sağlık hizmetleri alanındaki etkileri de yadsınamaz bir gerçek. Bu kapsamda hasta kayıtları, tıbbi görüntüleme, laboratuvar sonuçları, istatistiksel çalışmalar, CRM, tıbbi araştırmalar, cerrahi işlemler, bilimsel veri tabanları, veri iletimi, bebek-çocuk takibi, gebelohusa takibi gibi alanlarda veri tabanları ve kayıtlar oluşturuyoruz. Hasta takip sistemi ve mobil sağlık uygulamaları kapsamında uzaktan kan şekeri takibi, ikinci tıbbi görüş gibi akıllı ekran uygulamalarının hastanelerimize uyarlanması da çalışmalarımız dahilinde. BT alanındaki yeni projelerimiz ve hedeflerimiz arasında bilgi sistemlerinin son kullanıcı tarafından daha etkin, hızlı ve doğru kullanılması yatıyor. Sektörel uygulamaların, yönetmeliklerin değişim sıklığı göz önüne alındığında, esnek, aktif bir sunucuyla yazılımın kurulabilmesi, son kullanıcının hastaya hızlı, doğru bilgileri sağlayabilmesi hususunda sürekli çalışmalar yürütmekteyiz. Verinin bilgiye dönüşmesi, doğru biçimde doktor ve hasta tarafından yorumlanması sağlık grubumuzun

Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Sezai Sevgin eğildiği noktaların başında geliyor. Buna ilave olarak, sağlık grubumuzun kuruluşundan bu yana oluşan veri tabanının karar mekanizmaları tarafından etkin bir şekilde yorumlanabilmesi için altyapı çalışmaları yapmaktayız. Kurum olarak, BT’nin sunduğu nimetleri kamu yararı ve pazarlama fonksiyonu olarak geliştirmenin çok önem taşıdığının farkındayız. Kişiselleştirilmiş ve hasta deneyimlerinden istifade ederek iyileştirilmesine hizmet eden, doktor ile etkileşimi sağlayan sağlık bilişim sistemleri bilgi yönetiminde hayati önemi haiz olmaya devam edecek.

DOSYA

21

SAĞLIK KAYITLARININ ULUSLARARASI DEĞİŞİMİNE YÖNELİK UYGULAMALARA ÖNCELİK VERİLMELİ Bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkilediği sektörlerin başında sağlık geliyor. Tanı ve tedavi yöntemlerinde yaşanan hızlı gelişmelerle birlikte Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda 2000’li yılların başlarında Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi Projesi başlatıldı ve e-Sağlık Strateji ve Eylem planı hazırlanarak önemli mesafe kaydedildi. e-Dönüşüm Türkiye Projesi ve Bilgi Toplumu Stratejisi çerçevesinde de e-Sağlık önemli yer tutmakta. e-Sağlık Stratejisi çerçevesinde Aile Hekimliği Bilgi Sistemi, Saglık-NeT, Merkezi Hastane Randevu Sistemi ve Teletıp projeleri hayata geçirildi. Aile Hekimliği Bilgi Sistemi ile tüm vatandaşların birinci basamak sağlık kayıtları tutulmakta. Merkezi Hastane Randevu Sistemi üzerinden vatandaşlar Internet veya 182 nolu çağrı merkezi üzerinden randevularını alıp aile hekimliği merkezleri ve hastanelerden sıra beklemeden muayene olmakta. Hizmet erişimi güç bölgelerde teletıp pilot uygulamaları gerçekleştirildi, projenin yaygınlaştırma çalışmaları ilgili Bakanlığın eşgüdümünde devam etmekte. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geliştirilen Medula uygulaması ile tüm hastanelerin geri ödemesi çevrimiçi yapılabilmekte. Son olarak tüm vatandaşların sağlık bilgilerine e-Devlet kapısı ve mobil platformlardan erişilebildiği e-Nabız projesi hayata geçirildi. e-Nabız uygulamasıyla kişisel sağlık kayıtlarının güvenli platformda yönetilmesi mümkün hale geldi.

Medula, İlaç Takip Sistemi ve e-Reçete uygulamalarıyla kaynak tasarrufu sağlanıyor Kamu bilişim projelerinin yarattığı ekonomik değer ve verimlilik

TBD Sayısal Gündem 2020 Sağlık Bilişimi Uzmanlık Grubu Yöneticisi Dr. Nihat Yurt anlamında sağlık sektörü önemli yer tutmakta. Merkezi hastane randevu sistemi yüzde 50’ye yakın bir oranda kullanılmakta ve sistem sayesinde önemli zaman ve kaynak tasarrufu sağlanmakta. e-Nabız projesiyle vatandaşların kişisel sağlık bilgilerinin sağlık profesyonelleri arasında etkin paylaşımı sayesinde tanı ve tedavi süreçlerinin doğru ve verimli yönetimine önemli ölçüde katkı sağlaması öngörülmekte. Savunma sektöründen sonra en yoğun kamu harcamalarının olduğu sağlık sektöründe, Medula, İlaç Takip Sistemi ve e-Reçete uygulamaları sayesinde büyük oranda kaynak tasarrufu sağlanıyor. Küresel sağlık harcamaları ve kronik hastalıkların artması, yaşlanan nüfus ve etkin hasta yönetimi sağlık sektörünün başa çıkması gereken önemli sorunlar arasında yer almakta. Bu çerçevede güvenilir elektronik sağlık kayıtlarının sürdürülebilir ve birlikte işlerlik altyapısında olması önem arz ediyor. Akıllı giyilebilir teknolojilerin yaygınlaştırılması, IoT (Internet of Things) fırsatlarının sağlık alanında değerlendirilmesi, yüksek riskli hastalık gruplarının kanıta dayalı bilimsel geçerliliği olan yöntemlerle tanımlanması, kronik hastalık takibi sistemlerinin geliştirmesi, sağlık sektöründe öncelik verilmesi gereken alanlar arasında bulunuyor. Son yıllarda yaşanan zorunlu göç sorunu ve ülkeler arası seyahatlerin artmasıyla birlikte uluslararası düzeyde tema olarak başlatılan sağlık kayıtlarının uluslararası değişimine yönelik uygulamalara öncelik verilmesi gerekmekte.


22

DOSYA

BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

TÜRKİYE, BÖLGENİN SAĞLIK ÜSSÜ OLACAK

‘IoT’ SAĞLIK SEKTÖRÜNDE ÇOK DAHA AKTİF KULLANILACAK Hastalarla ilgili verilerin dijital ortamda depolanması ve hasta mahremiyeti gözetilerek korunması, bilgi teknolojilerine ihtiyaç duyulan temel noktalar olarak ön plana çıkıyor. Buna paralel şekilde, güvenlik regülasyonlarıyla uyum içinde çalışan elektronik kayıt sistemlerinin kullanımı da giderek yaygınlaşıyor. Söz konusu sistemler, ağ bakımına, ilave sunuculara ve ekstra depolama alanına duyulan ihtiyacı artırıyor. Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar, “Farklı cihazlar üzerinden sağlık kayıtlarına erişim, hasta-doktor iletişimini hızlandırdığı ve kolaylaştırdığı ölçüde güvenlik zafiyetlerine de zemin hazırlıyor. Güvenlik açıklarını ve saldırıları mümkün olan en hızlı şekilde ortaya çıkarmak ve engellemek, verilerin korunması ve iş sürekliliği noktasında hayati önem taşımakta. Kritik seviyede hizmet veren cihazların insan sağlığı ve hayatına doğrudan etkisi güvenliğin ne derece vazgeçilmez olduğunu ortaya koyuyor. Nisan 2016’da yürürlüğe giren ‘Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ ile birlikte sağlık sektöründe güvenlik konusu daha da önem kazanmış durumda. Bu noktada biz devreye giriyoruz” dedi.

Çok geniş veri havuzuna sahip sağlık sektöründe siber saldırı tehditleri her geçen gün artıyor Sağlık sektöründe bilişim teknolojilerinin etkin kullanımının, verimliliği büyük ölçüde artıran bir unsur olduğunun altını çizen Özar, şunları kaydetti: “Örneğin bilişim

araçlarını etkin kullanabilen hastane yöneticileri, doktor ve hemşirelerden hasta bakıcılara kadar tüm sağlık personelinin çalışma takviminin sorunsuz uygulanıp uygulanmadığını kontrol edebildiği gibi, elde ettiği veriler ışığında verimliliği artıracak önlemler de alabilirler. Sağlık sektöründe BT’nin kullanımına paralel olarak, kişisel sağlık bilgilerine yönelik tehditlere karşı güvenlik önlemlerinin alınması da zorunlu hale gelmekte. Fidye yazılımları ve kötü amaçlı yazılımlar sağlık sektörü de dahil olmak üzere her ortamda yaygınlaşıyor. Çok geniş bir veri havuzuna sahip olan sağlık sektöründe siber saldırı tehditleri her geçen gün artıyor. Mali kayıplar ve özellikle itibar kaybı yaşamamak için sağlık kuruluşlarının entegre çözümler kullanarak sistemlerini ve hizmetlerini olabilecek en güvenli hale getirmeleri gerekiyor. Intel Security olarak, sağlık sektörünü hedef alan siber saldırılara, zararlı yazılım ve web sitelerine karşı bütünleşik bir koruma sağlayan güvenlik çözümlerimizle BT ekiplerine hizmet verdiğimiz gibi, aynı zamanda maliyet yükünü de hafifletiyoruz. Sektörün geleceğine ilişkin görüşlerimizi paylaşacak olursak; yakın zamanda IoT’nin (Internet of Things Nesnelerin İnterneti) sağlık sektöründe çok daha aktif kullanılacağını öngörmekteyiz. Ağa bağlı sistemler için çok güçlü bir güvenlik altyapısının kurulmuş olması gerekli. Bu tür yeni teknolojilere geçiş süreçlerinde biz yetkin ve deneyimli kadromuzla kurumlara destek sağlıyoruz.”

Ülkemizde son 20 yılda tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektörü de hızla gelişim gösterdi. Gerek hastanelerimizin altyapısındaki işleyiş ve fonksiyonelliği gerekse cihaz ve donanım modernizasyonuyla yeni bir vizyona kavuşan sağlık sektörü bu gelişime paralel olarak bilgi teknolojilerinin nimetlerinden de sonuna kadar faydalanmakta. Ülkemizde bulunan modern hastanelerimizin işleyiş ve hizmet sunumları tamamen güncel ve teknolojik altyapı çözümleriyle desteklenmekte olup insan faktörlü yanlışlıkların da önüne geçilmekte. Tüm bunlarla beraber ilaç dağıtım, hizmet sunum ve malzeme kullanımı optimizasyonu sağlayan Sağlık Bakanlığı Medula sistemi ile israfın önüne geçilerek ülke kaynaklarının tasarruflu bir şekilde harcanması sağlanmakta. Tüm hizmet ve malzeme yönetiminin çevrimiçi yapılıyor olması ayrıca zaman ve insan gücünden tasarruf edilmesini de beraberinde getiriyor. Sağlık Bakanlığı ve ilgili bakanlıkların ortak bilgi havuzunu kullanıyor olması günümüz bilgi teknolojilerinin boyutlarını bizlere sunuyor.

Tüm sağlık sektörünün katkısı hedeflere ulaşmayı kolaylaştırır Sağlık sektörüne genel olarak bakacak olursak Sağlık Bakanlığımızca yürütülmekte olan Şehir Hastaneleri projeleri sektörümüzün güncel konularının başında gelmekte. Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığınca yürütülmekte olan 22 ilde yapılması planlanan ve inşaatı süren toplam

KBB Medikal Koordinatörü Murat Ataman 43 bin 200 ek yatak kapasiteli Şehir Hastaneleri ile Türkiye sağlık sektörü bambaşka bir boyut kazanacaktır. Söz konusu yatırımlar sadece Türkiye içinde değil tüm dünyada heyecan uyandıracak boyutlarda yatırımlar özelliğinde. Doğru politikalar oluşturularak tasarlanacak ve işletilecek programlarla Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içinde bölgemizin en büyük sağlık üssü olacağı açıktır. Tüm sağlık sektörünün aynı bilinç ve duygularla konuya katkı sağlaması şüphesiz bu hedeflere ulaşmamızı kolaylaştıracak. Ülkemizde sağlık sektöründeki son 20 yıldaki gelişmelerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde doğru politikalar sayesinde hızlanarak devam edeceğinden hiçbir şüphemiz yoktur.


BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

DOSYA

23

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU, SEKTÖRE YARDIMCI OLACAK Sağlık sektörüne yönelik günümüzün en önemli tehditlerinden biri hasta bilgilerinin çalınması. Bu bilgiler ‘bulut’a, mobil ve giyilebilir cihazlara taşındıkça gelecekte daha da büyük problemlere yol açma potansiyelini ortaya koyuyor. Innovera Genel Müdürü Gökhan Say, şunları kaydetti: “Özellikle sigorta şirketleri ve hastaneler risk altında. Geçen sene Anthem’in yaşadığı 78 milyon kişinin sağlık bilgilerinin çalınması

şeklinde gerçekleşen saldırı bir kere daha tüm sektörü alarma geçirdi. Bununla beraber yine mobil cihazlar ve ‘bulut’ teknolojileriyle, hem maliyetleri düşürmek hem de hastaneye gidemeyen hastaları teşhis ve tedavi için giderek yaygınlaşacak ‘Dijital Teşhis ve Terapi’, sağlık sektörü adına büyük bir gelişme kabul edilirken güvenliğin 3 temel prensibi CIA (Gizlilik- Bütünlük- Erişilebilirlik) anlamında tehditler içeriyor. Yani teşhis

DAHA SAĞLIKLI BİR HASTANE ORTAMI MÜMKÜN Bilişim kesinlikle verimliliği olumlu etkiliyor. Bu verimlilik kurum içi sağlık, hız, maliyet gibi pek çok alanda oluşturulabilmekte. Cep telefonlarıyla entegre sağlık sistemleri her an durumumuzu kontrol edebiliyor. Epson Türkiye Müşteri Hizmetleri Müdürü Ahmet Gürle, şunları kaydetti: “Epson olarak sağlık sektöründe daha çok yazıcı ve projektör tarafındayız. Hastanede veya herhangi bir sağlık kurumunda basılan reçete, rapor gibi evraklardan tutun da X-RAY ya EMAR cihazlarından alınan bilgilerin CD/DVD yüzeyine basımına kadar pek çok alanda ürün sunuyoruz. Amacımız sektörde ortamı daha sağlıklı bir yapıya dönüştürmek ve baskı maliyetlerini düşürüp hem kullanan kuruma hem de çevreye daha olumlu etki yaratır bir konuma getirmek. Bildiğiniz gibi toner tozu sağlık açısında zararlı ve toner partükülleri havada asılı kalarak solunum yoluyla doğrudan ciğerlerimize gidiyor. Avrupa’da sağlık sektöründe tonerli yazıcıların kullanımı konusunda tereddütler var. Bu nedenle bir kısmı mürekkep püskürtme teknolojisine geçti. Mürekkep püskürtme teknolojisinde de yenilikler bulunuyor.

Artık toner teknolojisinden çok daha uygun maliyetli çözümler mevcut. Epson olarak en son 75 bin sayfa kapasiteli yazıcı üreterek bu ihtiyacı karşılamaya yönelik bir adım daha attık. Bu sayede hem hastane ortamında sağlıklı solunabilir bir ortam yaratmış hem de çevresel atıkların oluşmasını azaltmış olduk. Bununla birlikte, kamuda ve özel sektörde pek çok sağlık kurumunda CD/DVD kopyalama robotumuz hasta bilgilerini CD/DVD’’ye kayıt yapıyor. Önümüzdeki dönemde bu ürünlerimizin sağlık kurumlarına tanıtımı konusunda temas halinde olacağız. Epson olarak BT-200 akıllı gözlüğümüzle; hasta ameliyatından, eğitime kadar pek çok alanda varız ve kurum içi verimliliği arttırabiliriz. Her sağlık kurumu en iyi hizmeti en verimli şekilde verebilmenin peşinde. En basitinden Colorworks C3500 serisi renkli etiket yazı ile yurt dışında bir sağlık kurumunda yaptığımız çalışmayla renkli etiket kullanarak personelin dikkat ve algısını arttırarak yanlış uygulamaların önüne geçtik. BT uygulamalarını kullanmadan çözüm üretmek ve verimliği arttırmak mümkün değil.”

bilgilerinin çalınması, değiştirilerek yanlış tedavi uygulanmasına neden olunması veya acil bir sağlık müdahalesi esnasında müdahaleyi engelleyecek şekilde sistemlerin durdurulması. Bu konuda önlemlerin alınması gerçekten çok kritik. Benzer tehlikeler ‘Health Robotics’ alanında da görülebilir, yani ameliyatı gerçekleştiren robotun kontrolünün kaybedilmesi ve bunun için fidye istenmesi gibi tehditler de ne yazık ki çok olası. Günümüzde

hayatımızı kolaylaştıran ve büyük hızla kitlelere yayılan tüm teknolojilerde olduğu gibi sağlık teknolojilerinde de güvenlik tehditlerinin giderek artacağını öngörmek zor değil. Ben ülkemizde kanunlar ve regülasyonların bu konuya sağlık sektöründe de daha da düzenleyici ve belirleyici yaklaşması gerektiğine inanıyorum. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun da bu konuda daha dikkatli olunmasına yardımcı olacağı inancındayım.”

GÜNDEM: MOBİLİTE VE AKILLI HASTANELER Hastaneler çok fonksiyonlu hizmetlerin bir arada sunulduğu tıbbi hizmet veren kuruluşlardır. Tıbbi kayıt, muhasebe, depo, laboratuvar ve daha birçok konu açısından; hastanelerde kaynakların yerinde kullanılması, israfın önlenmesi, sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde verilebilmesi, alınacak önemli kararlarda bilgi teknolojilerinden faydalanılması, ileriye yönelik doğru hedef ve kaynak yönetiminin yapılabilmesi için ‘Bilgi Teknolojileri Sistemleri’nin sorunsuz ve kesintisiz çalışması çok büyük önem arz ediyor. Teknoser Sağlık Sektöründen Sorumlu Satış Yöneticisi Serdar Akkuş, şunları kaydetti: “Kamuda birçok sağlık kurumuna BT hizmetleri sunmaktayız. Hastanelerin BT altyapılarının iyileştirilmesi, veri merkezi sunucularının sanallaştırılarak kaynakların efektif kullanılması, sürekli büyüyen veri merkezlerinin hız ve iş sürekliliğinin kesintisiz olarak sağlanması, tıbbi cihazların kablosuz ağ gibi yeni teknolojilerle donatılması gibi birçok çözüm sunuyoruz. Bu çözümleri sunarken; kaynakların efektif kullanılmasını, donanım maliyetlerinin düşürülmesini, verimliliğin ve hizmet kalitesinin arttırılmasını hedefliyoruz. Sağlık sektöründe bilişim de; bilgiye hızlı ve ucuz şekilde ulaşılmasını, kaynakların daha iyi yönetilmesini,

karar verme aşamalarında çıktıların daha doğru analiz edilmesini sağlayarak kurumların kalite, verimlilik ve karlılığını artırıyor. Sektördeki şirketlerin bu faydalardan istifade edebilmesi için bilişim sistemlerinden yararlanması bir zorunluluk haline geldi. Doğru bir şekilde planlanan BT yatırımlarıyla istenilen verimliliğe ulaşmak daha kolay ve hızlı olacaktır. Önümüzdeki süreçte, sektörde bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle beraber mobilite ve akıllı hastane temaları gündemimize girecek. Mobilitenin giderek yaygınlaşması ve akıllı hastanelerde giyilebilir teknolojilerin kullanılmasıyla sağlık dünyasında yeni bir devir başlayacak. Hayatımızın her alanında kullandığımız akıllı mobil cihazların, gelecekte hastalıkların tedavisinde önemli araçlar olacağı ve çok sayıda insanın bu cihazlarla sağlık uygulamalarını kullanacağı düşünülüyor. Ülkemizde üretilecek giyilebilir ve taşınabilir cihazlar ve akıllı telefon uygulamalarıyla sektörün pazar büyüklüğünün 2017 senesinde 26 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın kamuözel ortaklığıyla kurmayı planladığı şehir hastaneleri ile 3 yılda 34 hastanenin 2018 yılına kadar bitirilmesi planlanıyor. Projenin uygulanmasıyla sektör daha da hareketlenecektir.”


24

DOSYA

BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

SİBER SALDIRILAR, SAĞLIK SEKTÖRÜNE DE KAYIYOR Güvenlik ihlallerine ve veri sızıntılarına yol açan, Gelişmiş Kalıcı Tehditler (APT) ile ‘Güvenlik Yaşam Döngüsü’nün hedef alındığı, dağıtık hizmet aksatma (DDOS) saldırıları, sanal saldırılar, ısrarcı tehditler ve e-posta vektör saldırıları gibi tehditler önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde artacak saldırı türleri arasında. Fortinet Bölge Satış Direktörü Derya Aksoy, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bankacılık ve finans sektörlerinde daha çok karşımıza çıkan siber saldırılar, başta sağlık olmak üzere güvenliğin ilk önceliklerden biri olmadığı sektörlere de kayıyor. Fortinet olarak özellikle sağlık sektörüne yönelik birçok bir projeyi hayata geçirdik. Dünya genelinde sağlık sektörünün çeşitlilik gösteren ve güvenlik açısından kritik önem taşıyan ihtiyaçlarını karşılayan çözümleri sunuyoruz. Kolay entegre edilebilen, ölçeklenebilen güvenlik çözümlerimizle, sağlık sektörüne performanslarından feragat ettirmeden güvenlik katıyoruz. Bu nedenle ABD’nin en büyük on sağlık kurumundan yedisi ve yine en büyük on ilaç şirketinden yedisi güvenlik hizmetini Fortinet’ten alıyor. Fortinet’in sağlık çözümleriyle; hasta verilerini koruma altına alan bir ağ güvenliği sağlanıyor, merkezi güvenlik mimarisiyle hasta bilgileri kolaylıkla yönetilirken düşük gecikme süresine sahip ağlarla büyük tıbbi dosyaların transferi güvenli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Diğer yandan dahili segmentasyon güvenlik ağları (Internal Segmentation Firewalls) kullanılarak tıbbi cihazlar korunurken gelişmiş tehdit koruması yapısı ATP ile klinik güvenlik en üst seviyeye çıkartılıyor.”

Hasta bilgileri, çalınan kredi kartı bilgilerinden 20 kat daha değerli Elektronik Sağlık Kayıt sisteminden tıbbi cihazlara kadar sağlık sistemlerinin tamamı, düşündüğümüzden çok daha büyük bir tehdit altında. “Günümüzde karaborsaya dönüşmüş olan hasta bilgileri, perakende sektöründeki güvenlik açıkları nedeniyle çalınan kredi kartı bilgilerinden 20 kat daha değerli” diyen Aksoy, şunları kaydetti: “Hastayla

ilgili tıbbi bilgiler, siber suçluların kimlik hırsızlığı ve sahtecilik işlemlerinde kullanabileceği kadar ayrıntılı veriler içeriyor. Daha da önemlisi, hastaların bilgilerinin ele geçirildiğini anlaması çok daha uzun sürüyor. Kötü amaçlı yazılımlar, e-Dolandırıcılık, ‘trojan’lar ve fidye yazılımlar gibi tehditlerin hepsi pusuya yatmış durumda. Özellikle sağlık sektörü, bu tehditler karşısında çok daha savunmasız; çünkü gömülü güvenlik mekanizmalarından yoksun ve diğer sektörlerde olduğu gibi güvenlik algısına öncelik vermiyor. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar yalnızca hassas verileri açığa çıkarmıyor; aynı zamanda uzun süreli ve yüksek maliyetli BT sorunlarına da yol açıyor. Bu saldırılar yeni olmamasına rağmen her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Bugün kalp monitörlerinden insülin pompalarına kadar her şey, bir ağ üzerinden birbiriyle bağlantılı hale getirilebiliyor ve otomatik Elektronik Sağlık Kayıt sistemi arayüz bağlantısı üzerinden sağlık çalışanlarına gerçek zamanlı uyarılar gönderebiliyor. Hasta bakımı ve operasyonel verimlilik açısından bu iyi bir şey olsa da güvenlik açısından önemli açıkları da beraberinde getirebiliyor. Yine MR cihazları, CT tarayıcılar ve pek çok tanı cihazı gibi tıbbi cihazların çoğu, güvenliği ön planda tutarak tasarlanmamış değil. Siber teröristler hastalara zarar vermek veya hastanelerdeki kritik sistemleri tamamen sekteye uğratmak için de makineleri istedikleri gibi kontrol edebilirler. Kısacası evimizdeki glukoz takip cihazından telefonumuzdaki iPhone uygulamasına kadar her şey siber saldırılara bu kadar kolay maruz kalabiliyorken, sağlık kurumlarının ne denli savunmasız olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Bu sorunun önüne geçmek için en başta, sağlık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin verimlilik ve performansa ek olarak kesinlikle siber güvenlik mekanizması sunan çözümleri tercih etmesi gerekiyor. Sağlık sektörü, tıbbi kayıtlar siber suçlular tarafından ele geçirilmeden önce, proaktif bir şekilde gerekli güvenlik önlemlerini almalı; hem ağ hem de uygulama seviyesinde güvenlik sistemlerinin kurulumunu planlamalı.”

16 - 22 MAYIS 2016

GERÇEK ZAMANLI VERİLER, SEKTÖRÜN İLETİŞİMİNİ FARKLILAŞTIRACAK Son yıllarda her türlü ortamda farklı uygulamalarla kullanabilmek amacıyla veri depolama seviyesinde geliştirilen, yüksek verimlilik ve erişebilirlik odaklı, düşük maliyetli, hızlı ve güvenilir ‘tümleşik veri depolama mimarileri’ ön plana çıktı. NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç’un verdiği bilgilere göre veri merkezlerinde temel unsurlar olarak esneklik, hız ve erişilebilirliği gösterebiliriz. Bu üç unsur yalnızca büyük ölçekli perakendecileri değil, farklı sektörlerdeki büyükküçük tüm oyuncuları ilgilendiriyor. Uygulamalar ister borsayı takip etsin, ister sağlık kayıtlarını toplayıp analiz etsin, ister eğitim projelerini desteklesin, ister üretim süreçlerini geliştirsin; günümüzün sürekli çevrimiçi ve hareket halinde olması gereken işletmeleri BT altyapılarının bir parçası olarak esnek, hızlı ve yüksek erişilebilirliğe sahip veri depolama altyapıları oluşturmalı. Mevcut veri setlerini bir araya getiren, fakat gerçek zamanlı içgörüler elde edemeyen sağlık sektöründeki şirketler, artık iş süreçlerini en iyi hale getirmek ve hastalarına daha iyi hizmet vermek için gerçek zamanlı veri setlerini kullanacak. Birbirine bağlı cihazlardan elde edilen gerçek zamanlı veriler ve bu verilerin mantıksal analiz araçlarıyla işlenmesi, bu şirketlerin çevrelerindeki dünyayla iletişimini ve temasını farklılaştıracak.

Koç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Sağlık sektöründe, elektronik sağlık kayıt sistemlerinden (EMR/EHR) masaüstü sanallaştırma ve BT altyapı çözümlerine kadar pek çok konuda 7/24 kesintisiz erişim sağlayan hizmetler sunuyoruz. Örnek olarak; Intermountain Healthcare, ‘Büyük Veri’ zorluklarını aşmak için NetApp ile birlikte sanal alan kullanımı, veri tekilleştirme, Flash Cache ve Flash Pool çözümlerimizi kullanarak depolama maliyetlerinden 3 milyon dolar tasarruf etti. Aynı şekilde Türkiye’nin en büyük sağlık kurumu Acıbadem Sağlık Grubu, hizmet kalitesini artırmak ve maliyetlerini düşürmek amacıyla NetApp’ın çözümlerini kullanarak BT stratejini tamamen yeniledi. Veri depolama ve yönetimi alanında dünyanın lider şirketlerinden NetApp’ın SSD sürücüler üzerine kurulu flaş depolama gibi son teknolojilerini kullanarak BT hizmetlerini güncel tutmayı amaçlayan Acıbadem, 400 sunucusunda yüzde 20 performans artışı sağlarken maliyetlerini de düşürdü. Örneklerden de anlaşıldığı gibi, sektörlerdeki iş yükünün birbirinden farklı olduğu gerçeğinden hareketle sunduğumuz ve dört ana grupta toplanan ‘flash’ portföyümüz, performanstan ödün vermeyen, depolama verimliliğini en üst seviyede tutan, veri koruma ve veri yönetimi konusunda düşük maliyet sağlayan ürünlerden oluşuyor.”


BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

DOSYA

25

Sağlık bilişim dünyası HIMSS Türkiye’de biraraya geliyor Sağlık ve bilişim profesyonellerini buluşturan 2016 HIMSS EMRAM Eğitim Konferansı ve Sağlık Bilişimi Fuarı, 26-27 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul Green Park Pendik Hotel’de gerçekleştirilecek. Yerli ve yabancı bilişim firmalarının sağlık alanında geliştirdikleri son teknoloji ürün ve hizmetleri sergileyecekleri HIMSS Türkiye 2016’nın çarpıcı konu ve konuşmacıları ile sağlık camiasının dikkatlerini üzerine çekmesi bekleniyor. Yerli ve yabancı sağlık bilişimi kurumları ile sağlık bilişimi ve dijital hastanecilik alanında faaliyet gösteren kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren HIMSS Türkiye 2016, katılımcılarına sağlık bilişim deneyimlerini paylaşma, bilgi alışverişinde bulunma ve geliştirme imkanı sunacak. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS Avrupa işbirliğiyle gerçekleşecek HIMSS Türkiye EMRAM Eğitim Konferansı ve Sağlık Bilişim Fuarı, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, TKHK Başkanı Prof. Dr. Alper Cihan, Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. M. Mahir Ülgü gibi Türkiye’den konuşmacaların yanı sıra HIMSS Başkanı ve CEO’su H. Stephen Lieber, King Faisal Araştırma & Tıp Merkezinden Osama Alswailem ve HIMSS Avrupa Başkanı Sean M.Roberts gibi uluslararası konuşmacıları da ağırlayacak. Sağlıkta hizmet kalitesini ve çeşidini artırmak amacı ile başlatılan dijital dönüşüm sürecinde, hastanelerin bilişim teknolojilerine uyarlanmasından kişiselleştirilmiş tıbba, engelli ve yaşlı sağlığı için bilişim çözümlerinden klinik karar destek sistemlerine kadar sağlık bilişimi alanında değişik konu ve konuşmacılar HIMSS Türkiye 2016’nın gündemini oluşturacak. HIMSS Türkiye 2016’da yer alacak panel konuları ise şöyle: • Büyük ölçekli şehir hastanelerinde sağlık hizmet kalitesini bilişim teknolojilerini kullanarak nasıl iyileştirebiliriz? • Genom bilimi ve kişiselleştirilmiş tıp • Engelli ve bakıma muhtaç kişilerin hayatlarındaki engelleri kaldırmak için geliştirilebilecek bilişim çözümleri • Gelişmekte olan ülkeler için yeni bir tehdit: Yaşlanan nüfus ve artan kronik hastalıklar Bilişim sistemleri ile yönetilebilir mi?

• EMRAM: Sizin hastaneniz ne durumda? • Toplum sağlığı ve halk sağlığı alanındaki bilişim çözümleri • Sağlık bilişimi: Hizmet kalitesi ve hasta güvenliği arasındaki ilişki • Siber güvenlik: Sağlık kayıtlarımızın güvende olduğunu nereden bileceğiz? • Hasta katılımlı e-sağlık sistemleri • Klinik karar destek sistemleri: Tıbbi hataları engellemek için anahtar.

BTvizyon Anadolu Yıldızı; Konya BTvizyon Konya Toplantıları

Konya Dedeman Hotel 2 Haziran 2016, Perşembe 09.00 – 13.30

Destekleri ile

√ e-Ticaret √ Giyilebilir Teknolojiler √ Buluta Ticari Yazılım Teknolojileri √ Yedekleme ve İş Sürekliliği √ Büyük Veri Çözümleri √ İş Verimlilik Teknolojileri √ Coğrafi Bilgi Sistemleri Sponsorlar

Basın Sponsoru

Online Kayıt için: www.btvizyon.com.tr/kayit.html


26

DOSYA

BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

DİKKAT! DEPRESYONA GİREBİLİRSİNİZ! Günümüzün veri üretim hızı ve çeşitliliği, farklı tiplerde ve farklı frekansta üretilen verilerin de BT sistem döngüsünde tüketilebilmesini zorunlu kılıyor. ‘Büyük Veri’ olarak nitelendirilen bu yaklaşımla, her türlü verinin kurumların karar verme sürecinde kullanılabilmesi mümkün. Oracle Türkiye Satış Direktörü ve Genel Müdür Yardımcısı Cem Şatana’nın verdiği bilgilere göre kurumların önümüzdeki dönem büyük veri projelerinin kolay ve maliyet etkin bir şekilde kullanım alanı bulacağına inanıyorum. Bu sayede salgın hastalıkların yayılma hızını ve alanını tarif etme, kişiye özel tedavi ve ilaç hizmetleri sunma gibi imkânlara sahip olunacak. Şatana, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha da ileri düzeyde, depresyona girme ihtimali olan kişilerin ne zaman depresyona girebileceğini bile kestirim yapmak mümkün hale gelecek. Sağlık sektöründe maliyeti düşürmek ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla mobil kullanımını artırma, sosyal medya düzenlemelerine destek olma, sağlık verilerinden anlamlı raporlar üretilmesinde önemli rol oynamakta. Günümüzde uygulama kullanıcılarının mobil cihazlara olan yatkınlıkları ve bu tür cihazların sağladığı konfor, üretilen tüm çözümlerin her noktasında mobil platformların kullanılabilirliğini desteklemesini vazgeçilmez kılıyor. Teletıp uygulamaları gelişen teknolojideki en önemli adımlar içerisinde ve teknolojilerimiz ile Erzincan’daki bir hastamızı Ankara’ya getirmeden, teşhis veya olası tedavi hizmetlerini Ankara’daki uzman doktoru tarafından gerçekleştirmesi sağlamaya çalışıyoruz. Bu ve bunun yanında hükümetimiz uyguladığı sağlık yatırımlarıyla beraber Türkiye’nin sağlık turizmi açısından çok talep görecek bir fırsatı yakalayacağına inanıyorum. Verinin bu kadar hızlı büyümesi ve dijitalleşmesi, hasta mahremiyeti açısından ilk aşamada bir tehdit olarak görünse de, kişisel verileri koruma kanunuyla daha sağlam bir zemine ulaşacaktır. Veri ve bilişim

teknolojileri o kadar hızlı ilerlemekte ki tıp fakültelerinde hekimlerimize bu kapsamda verilen eğitimlerin yavaş ve eksik kalma ihtimali yüksek olabilir, bu ortamın oluşmaması adına ilgili müfredatlara tıp ve medikal hekimliğin yanı sıra, yoğunlaştırılmış tıp bilişiminin eklenmesi önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Oracle, yatırımlarının önemli bir kısmını sağlık alanında geliştirdiği teknolojilere harcıyor. Oracle sağlık standartlarının oluşturulmasında maddi ve inovatif katkılar sağlamakta, ortaya çıkan standartları da ürünlerinde kullanarak sağlık kuruluşlarının daha iyi hizmet vermesini hedeflemekte. Yakın zamanda hastanelerin iller bazında merkezileştirmesi projeleriyle birlikte, veri miktarı giderek büyüdü, güvenlik ve yüksek devamlılık ihtiyaçları da arttı. Oracle veritabanı ürününün; Oracle donanımlarıyla bütünleşik olarak sunulduğu ve bu sayede yüksek devamlılık ve güvenliğin maksimum seviyeye çıkarıldığı Oracle Bütünleşik Sistemleri, günümüzde ‘Genel Sekreterlik’ bünyelerinde kullanılmaya başlandı. Oracle yüksek devamlılık çözümleri veriye kesintisiz erişim sağladığı gibi, kullanıcıların ürettiği uygulama kullanım yükünün birden fazla sunucu üzerinde ihtiyaçlara göre dağıtılabilmesini de sağlamakta. Yine beraberinde birçok farklı sağlık hizmetlerinin dijitalleşmesi ve sigorta hizmetleriyle beraber bütünleşmesi gerekliliğiyle, özellikle uygulamaların web servisleriyle konuşur hale gelmesini ve farklı kurumların birbiriyle servis odaklı mimari çatısı altında entegre olmasını sağlamaktayız. Hasta ve doktorun mekân bağımsız bilişim hizmetlerinden faydalanması adına Portal üzerinden mobil uygulamalarımızı devreye sokmaktayız. Oracle Türkiye olarak bir diğer hedefimiz; iş ortaklarımızın geliştirdiği HBYS yazılımlarının, dünyada tanıtılmasında ve pazarlanmasında önayak ve destek olmak. Bu vesileyle de ülkemize kazanım sağlamış oluyoruz.”

16 - 22 MAYIS 2016

KLİNİK KARAR VERME SÜRECİNİ DESTEKLEYECEK YAZILIMLAR SUNULUYOR Sağlık, BT sistemleri anlamında standartlaşmadan en uzak, veri paylaşımının en az olduğu sektörlerden biri olarak öne çıkıyor. SAP Türkiye Endüstri ve Uygulamalar Satış Destek Direktörü Özgür Odabaşıoğlu, şunları kaydetti: “Bu bağlamda, kişilerin yaşadığı sağlık deneyimini artırmak için BT anlamında gidilecek daha çok yol olduğunu söyleyebiliriz. SAP olarak kişinin tüm sağlık verisinin konsolide edildiği sağlık altyapısı konusunda çözümler sunuyoruz. Bu da sağlık sektöründeki çalışanların hastayı daha iyi tanıması, anlaması, anlamlandırması ve ona özel teşhis, tetkik ve tedavi yöntemleri geliştirmesini sağlıyor. SAP’nin özellikle fark yarattığı konu ise; ‘SAP Medical Research Insight’ yazılımıyla gen bilgisi de dahil kişiyi tanımayı ve ona özel klinik karar verme sürecini destekleyecek yazılımları sunması. SAP son zamanlarda, sağlık hizmetlerindeki çalışmalarını derinleştirerek bilgilerin dijitalleşmesini ve bu bilgilerin kolayca paylaşılıp analiz edilmesini sağlıyor. Sunduğumuz bu yapının e-Nabız ile de tümleşik şekilde çalışabileceğini biliyoruz ve entegrasyonun en optimal şekilde yapılabilmesi için kamuda mevzuat ile ilgili değişiklikleri yakından takip ediyoruz. Örneğin; ASCO (American Society of Clinical Oncology) SAP HANA’ya geçerek bütün hasta bilgilerini tek bir yerde toplayabilecek. Bu durum eş zamanlı analiz imkânı sunarak hastaların tedavisinde, bakımlarında daha gelişmiş ve üst düzey hizmet kalitesi sağlayacak.”

9 milyon dolar tasarruf sağlandı Sağlık sektöründe Türkiye’nin deneyiminin çok yüksek olduğu bir ülke olduğunun altını çizen Özgür Odabaşıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece yurt içinde değil, yurt dışındaki hastalara da sağlık turizmi sayesinde hizmet sunabilecek imkânlara sahibiz. Tabii ki bu yapının sağlıklı işlemesi için kurumsal kaynak planlamasının doğru yapılması, hem maliyet etkin çalışmak hem de hasta memnuniyetini artırmak için önemli. SAP ERP ve SAP Medical Research Insight’in beraber çalıştığı durumlarda ise önleyici hekimlik için gereken altyapıyı kurgulamak mümkün. Bu doğrultuda biz, dünya çapında sunduğumuz çözümlerle Türkiye’de de ‘Koruyucu Hekimliği’ temel alacak sağlık yaklaşımı için gereken BT altyapısını uçtan uca sunmaya talibiz. Hastaların kendi hastalık geçmişini tam olarak aktaramaması doktorlar için önemli bir sıkıntı. Tedavi yönteminde hayati önem taşıyan bu faktör SAP çözümleri sayesinde bilgilerin depolanması ve analiz edilmesiyle ortadan kalkıyor. Aynı zamanda bilgilerin bir yerde toplanmasıyla maliyetler de kontrol altına alınabilecek. Bu anlamda daha önceden birçok farklı sistemde depolanan bilgilerin SAP S/4HANA ile tek bir noktada birleşmesi oldukça önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Yurt dışında hayata geçirilen bir örnek projede de, bu uygulama sayesinde tedarik maliyetinde 9 milyon dolar tasarruf sağlandı.”


BThaber

SAĞLIKTA BİLİŞİM

16 - 22 MAYIS 2016

DOSYA

27

SAĞLIK HİZMETLERİNDE ENTEGRE ÇÖZÜMLER DEVRİ

HEDEF NİTELİKLİ VE ÖLÇÜLEBİLİR SAĞLIK HİZMETİ Sağlık Bakanlığı’nın en önemli stratejilerinden birini de nitelikli ve ölçülebilir sağlık hizmetinin sunulması. Microsoft Türkiye Tüketici Ürünlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tarık Tüzünsu, bu konuda şu bilgileri verdi: “Microsoft’un sağlık vizyonunu 4 ana başlıkta incelemek mümkün: Mobilite, Sağlık Analitiği, Birlikte Çalışabilirlik ve Bulut Bilişim. Bu 4 ana başlıkta Türkiye’nin sağlık sektöründeki ihtiyaçlarına paralel olarak çalışmalar yürütmekteyiz. Özellikle Sağlık Analitiği özelinde Sağlık Bakanlığı’nın en önemli stratejik amaçlarından biri olan ‘Nitelikli ve Ölçülebilir Sağlık Hizmeti’ sunmak hedefine ulaşmak için Microsoft SQL Server ile sağladığı karar destek platformunun kurulması için çalışmalarımız devam etmekte. Ayrıca mobilite alanında Windows 10 ile birlikte gerek kağıtsız hastane dönüşümünde gerekse sağlık sektörüne özel ihtiyaçların karşılanması için iş ortaklarımızla birlikte mobil çözümlerin oluşturulması ve kamuya sunulmasıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Sağlık personelinin birlikte çalışabilirliğini sağlayarak üretkenliğin arttırılması için Office 365 kullanımının gittikçe yaygınlaştığını görmekteyiz.

Özellikle, Office 365 içerisinde de yer alan Skype for Business ile bütünleşik iletişim (Görüntülü görüşme – Video Konferans – Anlık Mesajlaşma) ihtiyaçlarını yaygın olarak karşılamaktayız. Hedefimiz ise Microsoft’un sağladığı güvenli Bulut platformu Azure ile birlikte kamuda sağlık sektörünün ihtiyaçlarını daha ölçeklenebilir ve maliyet avantajıyla karşılayabilmek. Bu doğrultuda gelecek yıllarda yapılacak kanuni düzenlemelerle hizmet sunumunu daha kesintisiz, daha güvenli ve yüksek standartlarda bir altyapıya kavuşturmak birinci önceliğimiz. Microsoft’un Xbox konsolu için geliştirdiği hareket algıma aracı Kinect, Novartis iş birliği ile MS hastalığının teşhisinde kullanılmaya başlandı. Microsoft’un sağlık hizmetlerine yönelik BT çözümleriyle hasta verilerinin güvenliği ve emniyeti sağlanıyor. Sağlık hizmetlerine yönelik Microsoft teknoloji çözümleri veri güvenliği, gizlilik ve uyumluluk için en yüksek standartları karşılayan tümleşik bir koruma sunuyor. Hasta sağlığıyla ilgili hassas bilgilere (PHI) güvenli şekilde erişim sağlanabilir, güvenlik ve uyumluluk standartlarından ödün vermeden e-Sağlık iş gücü desteklenebilir.”

Bilişim Teknolojilerinin yarattığı katma değer sadece bilgi akışı ve iletişimi hızlandırmak değildir; hizmet kalitesinin ve verimliliğin artırılması, tasarrufun sağlanması, rekabet gücünün artırılması gibi hedefler de söz konusudur. Daha da önemlisi BT çözümlerinin kurumların iş süreçlerine entegre çalışan ve katma değer yaratan çözümler haline gelmesidir. Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bu yüzden kullanılacak çözümlerden, kurumların yeni iş yapış biçimleri geliştirmesine yardımcı olması ve rakipler arasında öncü, farklı olarak konumlanmalarına destek sunması beklenmelidir. Karel olarak sağlık sektörü ihtiyaçlarına uygun geliştirdiğimiz çözümlerle hasta ve hasta yakınlarının memnuniyetinin artırılmasına, hızlı ve etkin hasta müdahalesinin desteklenmesine, maliyetlerin düşürülerek operasyonel ve sağlık personeli verimliliğinin artırılmasına önemli katkılar sağlıyoruz. Sağlık sektöründe de çok başarılı sonuçlar elde edilen Karel Tümleşik İletişim Çözümleri sayesinde, hastane personeli nerede olursa olsun tek numara kullanarak birbirlerine hızla erişebiliyor. Karel olarak akıllı cihazlar için geliştirdiğimiz mobil telefon uygulaması, yazılım tabanlı telefon ve anlık mesajlaşma, durum bilgisi, ‘Outlook entegrasyonu’ gibi tümleşik iletişim avantajları, sağlık sektöründeki hareketli kullanıcıların her yerden kolay iletişim kurmalarına, yönetim ve kontrol yapabilmelerine olanak tanıyor. İletişim çözümlerimize entegre çalışan hemşire çağrı sistemleriyle haberleşme ve kontrol hizmetlerini etkinleştiren, verimliliğini arttıran ürünler sunuyoruz. Aynı şekilde Acil Kod Sistemi de entegre çalışabildiği için farklı uç birimlerine, en geniş alanlarda bile erişim sağlayıp ilgili birimlere 5 saniyeden kısa bir sürede durumu bildirerek, acil müdahale olanağı buluyoruz. Sağlık kurumlarının giderek artan kablosuz haberleşme ihtiyaçlarına yönelik olarak hem yüksek performanslı hem de esnek olan IP DECT çözümünü

sunuyoruz. Hem Karel iletişim hem de hemşire çağrı sistemleriyle uyumlu olan IP DECT ihtiyaçlarını kapsanacak alan ve kullanıcı sayısına uygun olarak yapılandırıyoruz.”

M2M ile sağlık hizmetinin kalitesi artarken maliyetler aşağı çekiliyor Her büyüklükte sağlık kuruluşunda, hasta ve hasta yakınlarının danışma, randevu, tedavi süresi ve sonrasında bilgi ve ilgili kişiye ulaşma ihtiyacı bulunuyor. Bazı kurumlarda bu ihtiyacın oldukça yoğun olduğunun altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti: “Bu noktadaki ihtiyaca yönelik Karel IP Çağrı Merkezi çözümümü ile erişim hızını artırıyor, kişilerin memnuniyetini yükseltiyor ve sağlık kurumuyla bağını güçlendiriyor. Personel ve sağlık kurumuna bağlı araçların lokasyon ve anlık durum bilgilerinin uzaktan takip edilerek operasyonel verimliliğin sağlanması ise bir diğer önemli nokta. Karel’in makineden makineye (M2M) tabir edilen iletişim çözümü sayesinde ise hem verilen sağlık hizmetinin kalitesi artıyor, hem de maliyetler aşağı çekiliyor. Sağlık sektöründe güvenlik bir diğer önemli unsur. Güvenlik konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, personel ve hasta güvenliği sağlanırken, hastaların rahatsız edilmemesi, izleniyorum hissine kapılmamasıdır. Karel olarak güvenlik çözümlerimizi, bu hassasiyetlere uygun olarak tasarlıyor ve yapılandırıyoruz. Bu amaçla, Karel CCTV çözümlerimiz, açık veya kapalı alanlarda gece, gündüz farklı çevre koşullarında, kaliteli görüntü ve kayıt imkânıyla, uzaktan, canlı veya geçmişe dönük izleme ve analiz olanağı sunuyor. ONVIF özelliğiyle diğer sistemlerle entegre çalışabilmeleri, sahip oldukları kolay kurulum, denetim ve yönetim özelliği, ağ kapasitesiyle orantılı olarak verilen iletişim kalitesi, farklı işlevlere aynı sistem üzerinden ulaşabilmesi özellikle IP CCTV çözümlerimizin tercih edilmesini sağlıyor.”


28

BThaber

GÖRÜŞ

16 - 22 MAYIS 2016

6698 Sayılı Yasa; 2000 yıl sorunu, liradan 6 sıfır atılması gibi olaylarla eşdeğer bir yasa. BT departmanlarına birçok iş ve sorumluluk getirmekte. Bu yasanın yorumlanması sadece hukukçuların veya danışmanların eline bence asla bırakılmamalı.

Hakan Cem Topal (*) 6698 sayılı “Kişisel Verilerin Korunması Yasası” 07.04.2016 tarihinde Resmi gazete yayınlanıp devreye girdi. Bu yasanın siyasi boyutlarına bakmadan Bilgi teknolojilerine etkilerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Yasanın amacı nedir ? Özel hayatın gizliliği, temel hak ve özgürlükleri koruma, kişisel verilerin işlenmesi hakkında usul ve esasları belirlenmesi amacıyla çıkartılan bu yasanın benzerleri tüm dünyada bulunmaktadır. Hata yakın zamanda yaşanan Apple ve FBI arasındaki tartışmasında çıkış noktası bu yasadır. Yasanın kapsamında neler var? Özel sektör ve kamu ayrımı yapılmayan bu yasada sadece kişisel verileri ilgilendirmekte olup şirket verileri bu yasanın kapsamı dışında tutulmuştur. Biraz detaylandırmak gerekirse, genelde mevcutta kullandığınız CRM uygulamalarımızda potansiyel veya gerçek müşteri veritabanımızda saklarız. CRM üzerindeki bu bilgiler bireysel müşterilere aitse yasa kapsamında ele alınmalıdır. Eğer veritabanımızda kurumsal şirket bilgileri varsa bu yasa kapsamında değildir. Bu yasanın kapsamında sadece dijital ortamda tutulan veriler değildir, matbu evraklar, parmak izi, göz retina bilgileri gibi kişisel bilgilerinizi içeren bilgilerde yasaya tabidir. Yasadaki veri çeşitleri… Veri yasada kişisel veri ve özel nitelikli (Hassas ) veri olarak ikiye ayrılmıştır. Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik veriler yasada hassas veri olarak tanımlanmıştır. Eğer ERP/CRM sistemlerimizde bu hassas bilgileri içeren müşteri kayıtları varsa bu bilgileri silmeliyiz. Bu tür bilgilerin kanunda belirtilen özel durumlar dışında veritabanında saklanması, müşterinizden onay alınmış olsa dahi tamamen yasaktır.

“Kişisel Verilerin Korunması Yasası”nın bilişim teknolojileri açısından etkileri Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. Kişinin TC numarası, adresi, iş başvuru formu gibi bilgiler bu kapsamda olabilir. Ad soyad bilgisinde bir tekillik olma durumu varsa o bilgide kişisel veri olabilir. Örnek vermek gerekirse CRM sisteminizde birden fazla “Mehmet Yılmaz” isimli kullanıcı olabilir. Tek başına Mehmet Yılmaz kişisel veri değildir. Ne zaman ki TC kimlik numaranızla isminiz arasında bağ kurulabilir o zaman adınız soyadınız kişisel veri olarak kabul edilebilir. Kişisel verilerin işlenmesi nasıl olmalıdır? Kişisel verilerin işlenmesi yasada belirli şartlara bağlıdır. Belirli açık ve meşru amaçlar için işlenebilen bu veriler, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmalıdır. Mesela kan grubu bilgisi iş faaliyetleriniz ile ilgili değilse bu bilginin veritabanında saklanması sorun yaratabilir. Verilerimizi belli bir süre ile saklayabiliriz ve bu süreyi saklama aşamasında karşı tarafa iletmek zorundayız. ERP sistemimizdeki finansal kayıtları yasal olarak 10 sene saklayabilirken, CRM üzerindeki veriler tehlike altındadır. Açık rızası alınmayan her türlü CRM verisinin geçiş dönemi sonucunda silinmesi veya anonim hale getirilmesi gerekmektedir. Açık rıza ne demektir? Belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rızayı ifade eder. Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez. Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere aktarılamaz. Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurtdışına aktarılamaz. Buna göre, açık rıza ilgili kişinin kendisiyle ilgili veri işlenmesine, özgürce, konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olarak, tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta ve sadece o işlemle sınırlı olarak verdiği onay beyanı şeklinde anlaşılmalıdır. Yasa çıkmadan önceki tüm verimiz opt-in şeklinde düşünülmelidir. Yani tüm veritabanımızdaki müşterilerden

bu geçiş döneminde açık rızasını almamızda fayda bulunmaktadır. Müşterilerimizden alacağımız onaylar için atacağımız e-posta, SMS gibi kanallarda müşterilerimizin sessiz kalması, izinli pazarlama yasasında olduğu gibi onay verdiği anlamına gelmeyecektir. Açık rıza aranmama durumları nelerdir? Yasaya göre aşağıdaki durumlarda onay almadan verileri veritabanımızda saklayabiliriz. • Kanunlarda açıkça öngörülmesi: Kolluk güçleri tarafından bir suç soruşturması sebebiyle • Fiili imkansızlıklar: Örneğin hasta yatağındaki bir kişinin kan grubunun 3. kişilerden öğrenilmesi • Sözleşme kurulması : Yapmış olduğunuz bir sözleşme sebebiyle karşı tarafın kişisel verilerinizi işlemesinin zorunlu olması. Muhasebe departmanının fatura kesilebilmesi için gereken bilgiler için onay almaya gerek yoktur. Ama veritabanımızda faturada olmayan meslek bilgisini de tutmak istersek o zaman onay almamız gerekmektedir. • Hukuki yükümlülükler: Leasing sözleşmeleri için BDDK’nın bazı bilgileri istemesini örnek verebiliriz. Meslek bilgisi bu durumda leasing sözleşmelerinde kullanılan gerekli bir veridir ve onay alınmadan saklanabilir. • Alenileştirilmiş bilgi: Örneğin sosyal mecrada herkese açık şekilde paylaştığınız bilgileriniz işlenebilir. • Bir hakkın tesisi, kullanılması ve korunması: Bir şirketin kendi çalışanı tarafından açılan bir davada ispatı için olabilir. • Veri sorumlusunun meşru menfaatleri : Örneğin bir şirket sahibi sosyal haklarının düzenlenmesinde bu bilgileri isteyebilir. Veri sorumlusu kimdir? Nasıl ki belli kriterlere uyan işletmeler doktor veya ISG uzmanı bulundurmak zorundaysa, kişisel verilerin işlendiği işletmelerde veri sorumlusu bulunması zorunludur. Veri sorumlusu yasadaki ifadesi ile ‘Kişisel verilerin işleme amaçlarını

ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi’dir. Kullanılan CRM ya da ERP sistemlerinin yönetilmesinde, bilgi girecek kişilerin eğitiminden bu kişi sorumludur. Toplu SMS, e-posta atmak için anlaşılan şirketler veya kargo şirketleri ile veri paylaşımı Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere aktarılamaz . Mesela sadece cep telefon numarası ve mesaj bilgilerini içeren bir üçüncü parti işbirliği için onay alınması gerekmez. Ama kişiselleştirilmiş mesaj atıyorsak, attığımız mesaj içinde mesela ad - soyadı bilgisi varsa bu işlem için müşterimizin açık rızasını önceden almak gerekebilir. Müşterilerimize yollayacağımız kargolarda adres ve müşteri kimlikleri açıktır. Bunun için kargo şirketleri ile gizlilik sözleşmesi yapılıp müşterilerimizin de açık rızasını alıyor olmamız gerekebilir. Verilerimizi yurtdışında saklayamayacak mıyız? Azure, Amazon, Salesforce, CRM Online gibi sistemler ne olacak? Yasada kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurtdışına aktarılamaz şeklinde bir madde vardır. Kişisel verileri saklarken müşterilerimizden açık rızasını alırken verilerimizin yurtdışında saklayabileceğimizi de açıkça belirtmemiz gerekmekte. Ama kullanıcı verisinin saklanmasına izin verip ama verimi yurtdışında saklayamazsanız derse sıkıntı yaşanır. Ayrıca kullanılacak yurt dışı sistemler için Kişisel Verileri Koruma Kurumu’ndan onay alınması en sağlıklısı olacaktır. Yedekler ve güvenlik önlemleri hakkında ne yapılmalı? Alınan yedekler de kişisel verileri içermektedir. Bu yüzden açık rızası alınması gerekmektedir. Ayrıca alınacak güvenlik önlemleri de veri uzmanı tarafından sicile işlenmelidir.

Kişilerin başvuru şikayetleri nasıl olacak? Kişilerin istediği şirketlerde verisinin tutulup tutulmadığını öğrenmek için öncelikle o şirketteki veri sorunlusuna başvurması zorunludur. Kişi isterse tüm verisini sildirebilir veya anonim hale getirebilir. Veri sorumlusu 30 gün içinde kişiye bilgi dönmek zorundadır. Verilen bilgi yetersiz veya yanlış olduğu düşünülürse ilgili kişi, ilgili işletmeyi kurula şikayet edebilir. Kurul gerekli incelemeyi yapıp kararını verebilir. Yasalara uyulmazsa hapis cezası ve idari ceza var mıdır? Yasada açıkça belirtildiği üzere 4 yıla kadar hapis cezası ile 1.000.000 TL’ye kadar idari ceza uygulanabilir. Kişisel Verileri Koruma Kurumu nedir? Bu kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere, idari ve mali özerkliğe sahip ve kamu tüzel kişiliğini haiz Kişisel Verileri Koruma Kurumu kurulmuştur. Öncelikle yapılması gerekenler nelerdir? • Web siteleri üzerinden alınan onayların veya matbu formların içeriklerinin yasaya göre değiştirilmesi • Çağrı merkezindeki temsilcilerin metinlerinin ilgili yasaya uygun hale getirilmesi • Şirket içi kullanıcı eğitimi verilmesi • Mevcut durum analizi bir an önce yapılıp yasaya uygun hale getirilmesi • Data tekilleştirme yapılıp özellikle CRM üzerindeki potansiyel datanın kaybedilmemesi • Veri Uzmanı seçimi. Son söz olarak bu geniş kapsamlı ve cezai yaptırımları büyük olan yasayı her bilgi teknolojileri çalışanı okuyup kendi şirketine göre uyarlamalıdır. Benim yukarıda yazdığım bilgiler benim kişisel görüşüm olmakla beraber herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Merak edilen herhangi bir sorunun cevabını en doğru cevabını “Kişisel Verileri Koruma Kurumu” yapacaktır. *Sinpaş GYO Bilgi Teknolojileri Müdürü



30

BThaber

BTnet.com.tr

16 - 22 MAYIS 2016

General Motors ve Lyft sürücüsüz otomobil için düğmeye bastı

IBM ve Sesame Workshop çocuklar için bir araya geliyor Üç yıl sürecek çalışma kapsamında Sesame Workshop ve IBM, okul öncesi çağdaki çocukların farklı yatkınlık düzeylerine ve öğrenme tercihlerine uyum sağlayacak şekilde tasarlanacak eğitim platformları ve ürünleri geliştirmek için güçlerini birleştirecek. İnsan beyninin gelişiminin önemli bir kısmının 5 yaşına kadar gerçekleştiğini gösteren araştırmalar, bu dönemin öğrenme ve gelişim için çok kritik olduğunu belirtiyor. Konuyu değerlendiren IBM Watson IoT, Commerce and Education Birimi Genel Müdürü Harriet Green ortaklığı şöyle değerlendirdi: “Watson, toplumumuzun karşılaştığı en zor konulardan biri olan çocukların eğitilmesi konusundaki engeli aşmak için uygun bir teknoloji. Watson’ın çok büyük ve yapılandırılmamış

Son dönemde akıllı telefon ve bilgisayar pazarında beklediği sonuçlara ulaşmakta zorlanan Lenovo, yeni girişimler için 500 milyon dolarlık fon oluşturdu.

Kar amacı gütmeyen eğitim kuruluşu Sesame Workshop ve IBM, dünya çapında okul öncesi eğitimin geliştirilmesine yardımcı olmak amacıyla bir araya geliyor. verileri alma, ilişkilendirme ve dersler çıkarma yetisi ile kişiye özel eğitim deneyimleri sunma potansiyelinin bir benzeri yok. Sesame Workshop ile birlikte çalışarak çocukların öğrenmesinde ve öğretmenlerin eğitim süreçlerinde bir dönüşüm gerçekleştirmek istiyoruz ve milyonlarca çocuğun yaşamında ve eğitiminde önemli bir etki yaratmayı hedefliyoruz.” İşbirliği ile beraber Sesame Workshop’un 45 yılı aşkın bir süredir yaptığı kapsamlı araştırmaların ve çocuklara dair ideal öğrenme

biçimleri üzerine yapılan binin üzerinde çalışmanın sonuçları ve içeriğinden yararlanılacak. Bu uzmanlık ile Watson’ın doğal dil işleme ve desen tanıma gibi birçok kognitif bilişim yetilerinin bir araya gelmesi sonucunda kişiselleştirilmiş öğrenim deneyimleri oluşturularak çocuk gelişiminde ebeveynlerin ve öğretmenlerin çabalarına katkı sağlanması hedefleniyor. Watson, farklı öğrenci gruplarıyla gerçekleştirilen deneyimlerin geri bildirimi ile sürekli olarak eğitim faaliyetlerini geliştirmeye devam edecek.

Paylaşım ekonomisine olan ilgi arttıkça, şirketlerin bu konudaki çalışmaları ve işbirlikleri de artmaya başladı. Sürücüsüz otomobil konseptine, otomotiv sektörünün ilgisi her geçen artıyor. Şirketlerin konuyla ilgili yaklaşımları her geçen gün farklı bir boyut kazanırken General Motors ve Lyft, günümüzün önemli yükselen değerleri arasında yer alanpaylaşım ekonomisi ve sürücüsüz otomobil konseptlerini bir potada eritmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz Ocak ayından bu yana bu alanda görüşmeler yapan Lyft ve General Motors, sürücüsüz otomobil konusunda somut adımlar atmaya başlıyorlar. Bu doğrultuda Chevrolet Bolt EV üzerinde çalışacak General Motors ve Lyft, geliştirme, yasal prosedür ve test süreçlerinin ardından elektrikli sürücüsüz aracı tüketicilerin beğenisine sunacaklar. Chevrolet Bolt EV

konusunda ortak karar alan şirketler, henüz geliştirme sürecine başlamadılar. Yakın bir tarihte test sürüşlerine başlaması beklenen aracın maksimum 48 km hıza ulaşması beklenirken, Lyft’in yeni araçları önümüzdeki yıl kullanıma açabileceği ifade ediliyor. Lyft, General Motors ile anlaşarak önemli bir araç filosunu, paylaşım ekonomisi konsepti dahilinde kullanma imkanı yakalayacak. Bu sayede Uber ile olan rekabette yeni sayfa açacak olan şirket, paylaşım ekonomisinin benimsenmesi konusunda da önemli rol oynayacak. General Motors ise, sürücüsüz araç konsepti için önemli bir “test” alanı yaratmış olacak. Bu sayede sürücüsüz otomobillerini geliştirme imkanı yakalayacak olan şirket, farklı kullanıcı geri dönüşleriyle sürücüsüz otomobil pazarında söz sahibi olabilecek.

Lenovo yeni yatırım fonu oluşturdu Lenovo, yeni fikirlere olan yatırımlarını artırmaya karar verdi. 2010 yılında girişimlere yatırım yapmak amacıyla 100 milyon dolarlık fon oluşturan şirket, yeni bir fon ile girişimlere yatırım yapmaya hazırlanıyor. Bu doğrultuda girişimlere verdiği desteği 5’e katlayacak olan şirket, bu sayede girişimcilik ekosistemini de önemli ölçüde geliştirebilecek.

2010 yılındaoluşturulan 100 milyon dolarlık fon sayesinde başta Face++ ve Nok Nok Labs olmak üzere

40’tan fazla girişime destek veren şirket, oluşturulan 500 milyon dolarlık fon ile yatırım yaptığı sektör yelpazesini de genişletmeyi planlıyor. Özellikle bulut bilişim, yapay zeka ve robotik üzerine yoğunlaşması beklenen Lenovo, yatırım yapacağı girişimlerin, Lenovo’nun şirket politikaları ile uyumlu olmasına da özen gösteriyor. Son dönemde daralan

PC pazarından etkilenmeye başlayan Lenovo, her ne kadar PC pazarındaki liderliğini sürdürse de, bir önceki yıla göre daha az cihaz satışı gerçekleştirmişti. Bunun yanı sıra akıllı telefon pazarında da beklediğini alamayan şirket, ilerleyen süreçte bu yatırımların faydasını görerek, daha başarılı sonuçlara imza atmayı hedefliyor.



32

BThaber

BTnet.com.tr

Vitel, ödülleri seriye bağladı Vitel, Moxa Avrupa distribütörleri arasında ikinci kez En Üst Seviye Ödül Alan Distribütör oldu. Almanya’nın Münih kentinde gerçekleştirilen ödül töreninde Moxa Avrupa Genel Müdürü Steve Lin’in elinden aldığı ödül sonrası Vitel A.Ş. Genel Müdürü Deniz Eşiyok, şunları kaydetti: “Gece gündüz müşterilerimize en doğru çözümü, en iyi teknik destek kalitesiyle sunmak için uğraşan tüm çalışma arkadaşlarımı tebrik ederim. Aynı zamanda hedeflerimizi daha yukarılara taşımak için yürüdüğümüz bu yolda bizi

tercih eden müşterilerimize ve iş ortaklarımıza teşekkür ederim. Vitel Moxa ekibi, Grup Müdürü Aytan Kızıltan liderliğinde sektörde uzun yıllar tecrübe edinmiş profesyonellerden oluşuyor. Uzun yıllardır elde etmiş oldukları saha tecrübeleri ile müşterilerine endüstriyel network tasarımı, projelendirme, uygulama ve eğitim hizmetleri veriyorlar. Vitel Moxa ekibi tamamladıkları sertifika programları ile 2015 yılında Moxa’nın Avrupa, Afrika ve Ortadoğu bölgesindeki 12 resmi teknik eğitim merkezinden biri de oldu.”

NVIDIA GeForce GTX 1080’i tanıttı NVIDIA, şirketin yeni Pascal mimarisi tabanlı ilk oyun GPU’su olan, sanal gerçeklikte GeForce GTX TITAN X’e kıyasla 2x daha fazla performans sunan GeForce GTX 1080’i kullanıcılara sundu. Pascal performans; bellek bant genişliği ve güç verimliliğinde keskin bir artışı beraberinde getirirken, grafik özellikleri ve teknolojileri ile AAA oyunları oynamak ve sanal gerçekliğin keyfini sürmek için fırsat sunuyor. NVIDIA, Pascal mimarisini VR (Sanal Gerçeklik) veri işleme

ihtilyaçlarını karşılamak üzere tasarladı. Yeni nesil GPU mimarisi, geliştirilmiş bellek gibi özelliklerin yanında, sanal dünyalara geçiş için geliştirilmiş NVIDIA VRWorks yazılım geliştirme kiti de 2x VR grafik performansı, ses yetkinliği, etkileşimli dokunma gibi özellikleri sunuyor. Bunların yanı sıra güçlü bir oyun yakalama aracı olan Ansel’i duyuran NVIDIA, böylece oyuncuların oyunlardaki sanatsallığı keşfetmesini, yakalamasını ve paylaşmasını mümkün kılıyor.

Uçtan uca güvenlik Security Fabric’te Siber güvenlik çözümleri şirketi Fortinet; entegre, ortak çalışmaya dayalı ve uyarlanabilir mimari Security Fabric’i duyurdu. Bu mimari, altyapı merkezinden buluta kadar nesnelerin interneti ve uzaktan bağlantılı cihazlardan gelebilecek tehditlere karşı güvenlik sunuyor. Fortinet buna ek olarak, Fabric genelinde ağ güvenlik seviyesi sunmak için yeni nesil FortiASIC CP9 içerik işlemcisinden güç alan son FortiGate 6000E ve

2000E serisi kurumsal güvenlik duvarlarını da duyurdu. Fortinet Gelişmiş Tehdit Koruma (Advanced Threat Protection - ATP) yapısında yapılan yeni geliştirmeler; dinamik olarak üretilen yerel tehdit istihbaratlarını ve otomatik tepkileri, küresel tehdit istihbarat korumaları için yeni FortiGuard servisleri ile bir araya getiriyor. Fortinet, korumayı güçlendirmek için Carbon Black Güvenlik Platformu ile yeni bir teknoloji ortaklığı da kurdu.

16 - 22 MAYIS 2016

Siber saldırılarda “Ismarlama” dönemi Siber suçluların saldırı yöntemlerini ve siber saldırı araçlarını bölgelere ve ülkelere göre özelleştirme eğiliminde olduklarını ortaya koyan araştırma sonuçları açıklandı. Araştırma, SophosLabs tarafından dünya geneline yayılmış milyonlarca uç nokta güvenlik çözümünden gelen bilgilerin analiziyle gerçekleştirildi. Siber suçlular, daha fazla kurbanı ağlarına düşürmek için artık tuzak mesajlarını yerel dil, kültür, marka ve ödeme sistemleriyle uyumlu hale getirerek daha ikna edici bir yöntem izliyor. Fidye yazılımlarını (ransomware) içeren linklere tıklamayı özendirmek için hazırlanan mesajlar, bölgenin resmi kurumlarından gönderilmiş gibi logolarla süslenerek uygun bir dille hazırlanıyor. Yerel posta ofisinden, resmi vergi ve emniyet kurumlarından veya büyük şirketlerden gönderilmiş gibi görünen bu mesajlar, gönderilen paketin adrese teslim edilemediği, elektrik ve telefon faturalarının ödenmediği, ödenmemiş trafik cezası bulunduğu gibi merak uyandırıcı içeriklerle kişiyi zararlı yazılımların olduğu bağlantılara yönlendiriyor. Araştırma, bu tarz mesajlarda sıkça rastlanan gramer ve noktalama hatalarının giderek azaldığına ve dilin profesyonelleştiğine özellikle dikkat çekiyor. Siber dolandırıcılık için kullanılan yöntemlerin giderek daha profesyonel bir hal alması, özellikle ev kullanıcılarını büyük risk altında bırakıyor. Sahte e-posta bildirimlerini gerçek olanlardan ayırmanın gün geçtikçe zorlaştığına dikkat çeken Sophos Kıdemli Güvenlik Danışmanı Chester Wisniewski, özellikle yaşadığınız bölgede insanları tuzağa düşürmek için uygulanan taktikler hakkında bilgi sahibi olmanın giderek

Siber suçlular artık kurbanlarını konuma göre belirlerken, bölgenin özelliklerine ve kültürüne uygun kara para aklama ve siber saldırı tekniklerini tercih ediyor. Araştırmalara göre Türkiye, yüzde 9,9’luk Tehdide Maruz Kalma Oranı ile ortalamanın üzerinde yer alıyor.

Her bölgenİn yazılımı farklı, Türkİye favorİler arasında Araştırma, kullanılan fidye yazılımlarının niteliğinin de bölgelere göre değiştiğini ortaya koyuyor. CryptoWall fidye yazılımı daha çok ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, Almanya ve Fransa’yı hedeflerken, TorrentLocker’in öncelikli hedefleri arasında İngiltere, İtayla, Avustralya ve İspanya yer alıyor. TeslaCrypt’in favorileri ise İngiltere, ABD, Kanada, Singapur ve Tayland. Sophos’un Ocak-Nisan ayları arasında ülke başına bin uç nokta güvenlik ürünü üzerinden gelen verileri karşılaştırarak ortaya koyduğu Tehdide Maruz Kalma Oranı (Threat

daha fazla önem taşıdığının altını çiziyor. Mağaza hediye çekleri fidyecilerin yeni gözdesi Yeni kullanılan tekniklerde para aklama yöntemlerinin bile yerelleştiğini ifade eden Wisniewski, kredi kartı gibi takibi kolay ödeme yöntemleri suçlular için risk teşkil ettiği için fidye taleplerinde farklı ödeme yöntemlerinin öne çıkmaya başladığını söylüyor. Wisniewski bunlar arasında çeşitli marketlerde para yerine geçen hediye çekleri başta olmak üzere pek çok alternatife rastlamaya başladıklarına dikkat çekiyor. Saldırı için belli ülkelerin hedef alınma eğiliminin de

Exposure Rates-TER) analiz raporları da ilginç sonuçlar içeriyor. Örneğin batılı ekonomiler daha öncelikli hedefler olmalarına rağmen, TER oranları nispeten düşük. Fransa’da bu oran yüzde 5,2 iken Kanada’da yüzde 4,6, Avustralya’da yüzde 4,1, ABD’de yüzde 3 ve İngiltere’de sadece yüzde 2,8. Bununla birlikte Cezayir yüzde 30,7, Bolivya yüzde 20,3, Pakistan yüzde 19,9, Çin yüzde 18,5 ve Hindistan yüzde 16,9 ile en çok tehdide maruz kalan ülkeler arasında. Türkiye ise yüzde 9,9 ile ortalamanın üzerinde tehdide maruz kalan ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.

arttığına değinen Wisniewski, bunun olası sebeplerini şöyle açıklıyor: “Siber suçluların saldırılarını planlarken belli ülkeleri ve belli dillere ait klavye dizilimlerini es geçme eğiliminde olduklarını gözlemiyoruz. Belki de suçlular bu sayede daha kolay yakalanabileceklerini düşündükleri bölgelerde iş yapmaktan kaçınmayı tercih ediyorlar. Milliyetçi duygular nedeniyle kendilerini yakın hissettikleri ülkelerden uzak durmak, veya belli bölgeleri saldırı alanının dışında tutarak şüphelerin bu bölgelerde yoğunlaşmasına neden olma çabası da bunun sebepleri arasında olabilir.”

Bankacılığa yönelİk zararlı yazılımlar dev bİr endüstrİye dönüştü Bankalara yönelik saldırılar da, siber suçluların amaçları için kullandıkları yazılımları farklı bölgeler için özelleştirdiklerini ortaya koyan bir tablo çiziyor. Siber suçluların kullandığı Truva atlarının ve zararlı yazılımların farklı bölgelerde kullanımına dair veriler şöyle:

• Brezilya için Brazilian banker Truva atı tercih ediliyor. Özellikle Brezilya’daki bankaları hedefleyen yazılımları hazırlamak üzere dev bir yeraltı endüstrisi mevcut. • ABD ve Almanya’da Dridex popüler. • Trustezeb özellikle Almanca

konuşulan ülkelerde daha yaygın. • Yebot’a Hong Kong ve Japonya’da daha fazla rastlanıyor. • En yaygın örneklerden Zbot, özellikle ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Avustralya, İtalya, İspanya ve Japonya’yı hedef alıyor.


BThaber

KARİYER

16 - 22 MAYIS 2016

33

Veri merkezinde eğitim, küresel sertifikayı da getiriyor

Ofis tutmak artık zor değil Son dönemde özellikle startup’lar ve freelancer’ların tercihi olan sanal ofisler, ayda ortalama 500 TL’ye kiralanabiliyor. Hazır ofis ve sanal ofis sektöründe faaliyet sunan Plaza Cubes’un İstanbul ve Ankara’daki lokasyonları, tek kişi ya da küçük bir ekiple dahi plazada iş adresi sahibi olmayı sağlıyor. Telefonların cevaplanması, kargo teslimatı, lounge alanı ve networking gibi imkanlar da bu yapıda yerini alıyor. Plaza Cubes ortaklarından Süleyman Çoruh, sanal ofis hizmetlerinden yararlanan

bine yakın müşterileri olduğunu söylerken, “’Siz işinizi yönetin, biz ofisinizi’ mottosu ile çalışıyoruz. Profesyonel biçimde yönetilen plaza ofislerinde, müşterilerimiz işlerine odaklanabiliyorlar” bilgisini verdi. Sanal ofis konsepti, çalışma alanının yanında firma ya da kişiler için yasal iş adresi olarak Plaza Cubes’un 9 lokasyonundan birini sunuyor. Herhangi bir plazada ofis tutma imkanının yanında, mesai saatlerinde firma adıyla telefonları cevaplayan, yabancı dil

E T K İ N L İ K L E R 24-26 Mayıs 2016

Citrix Synergy Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.citrixsynergy.com

bilen profesyonel bir ekip de mevcut. Kargo ve yasal tebligatlar müşterilerin adına teslim alınıp ilgiliye bildiriliyor, ofis ve toplantı odası kullanımı sağlanıyor. Plaza Cubes’un sanal ofisleri Maslak Sun Plaza ve Spring Giz Plaza’da, Levent Metrocity’de, Ümraniye Akkom Office Park’ta, Ataşehir Palladium Tower’da ve Ankara Çukurambar’daki The Paragon ile Söğütözü’ndeki Via Flat’te yer alırken, yakında İstanbul Şişhane’de Bilsar Binası ve Kağıthane Papirus Plaza’da da hizmet verilecek.

Y U R T D I Ş I

31 Mayıs – 2 Haziran

18th Critical Communications World RAI Amsterdam AYRINTILI BİLGİ: https://criticalcommunicationsworld. com/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 15-17 Mayıs 2016 Kamu Bilişim Zirvesi Port Hotel, Belek Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.kamu-bib.org.tr 17 Mayıs 2016 Bilgi Toplumu ve Dünya Telekomünikasyon Günü Grand Cevahir Otel AYRINTILI BİLGİ: www.tuted.org.tr 19-22 Mayıs 2016 TBD Kamu BİB Xanadu Otel Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.kamu-bib.org.tr

Y U R T İ Ç İ

20-21 Mayıs 2016 LOCARD Cyber Security Summit İstanbul Steigenberger Hotel Maslak AYRINTILI BİLGİ: www.locard.org 25 Mayıs 2016 ICT SMART UPDATE’16 Sakıp Sabancı Müzesi, The Seed AYRINTILI BİLGİ: www.ictsmartupdate.com 31 Mayıs - 1 Haziran 2016

1 Haziran 2016 Kurumsal Mimariye Genel Bakış Eğitim Semineri Point Hotel Barbaros AYRINTILI BİLGİ: www.mind2biz.com.tr/index.php/ etkinlikler/701-event-kurumsalmimari-genel-bakis-june-2016 2 Haziran 2016 BTvizyon Konya Toplantısı AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr/index. html

smartcon İstanbul 2016 Wyndham Grand Levent İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://smartcon.com/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

Schneider Electric, veri merkezi kurulması ve işletilmesi konularında altyapı sertifikasyonundan eğitime birçok hizmeti kapsayan ABD merkezli Uptime Institute’un Türkiye’deki eğitim sponsoru olarak işbirliğinin ikinci yılında. İki kurum arasındaki işbirliği kapsamında, ilk etapta 25, ikinci etapta 20 BT profesyoneli ATD (Accredited Tier Designer) eğitimine katıldı ve dünyada yaklaşık bin 500 mühendisin sahip olduğu ATD sertifikasını almaya hak kazandı. Finans, telekom, kamu, internet servis sağlayıcı ve danışmanlık şirketlerinden

birçok profesyonelin ilgi gösterdiği eğitimlerin 2016 ve 2017 yıllarında devam etmesi hedefleniyor. Uptime Institute’un eğitimi tamamlayan katılımcılara verdiği ‘TIER’ sertifikası; elektrik, soğutma, fiziksel güvenlik, yangın, bina sağlamlığı, network yapısı gibi konularda, doğal afet, felaket ve benzeri olağanüstü hallerde yeterliliği de kapsıyor. Bu yönüyle sertifika; uluslararası veri merkezi pazarında hizmet standartlarını belirleyen ve internet endüstrisinde pazarlama gücünü artıran değerli bir belge olarak görülüyor.

HoReCa’da yenilikler yarışacak Metro Toptancı Market, Techstars ile birlikte bu yıl ikincisini düzenlediği “Techstars METRO Accelerator” programı ile HoReCa (Hotel/Restaurant/ Cafe) sektörünün geleceğine yön verecek girişim projelerini destekliyor. Metro Group yöneticileri ve HoReCa sektörlerinin tecrübeli isimleri, 12 Eylül 2016’da Berlin’de başlayacak ve 13 hafta sürecek olan program kapsamında girişimcilere tedarik, satış, pazarlama, finans, iletişim gibi konularda mentorluk desteği sunacak. 12 Haziran’a kadar başvuruların alınması ve ön inceleme sürecinin ardından, 15 Haziran’da İstanbul’da değerlendirme komitesi toplanacak. Temmuz ayında Türkiye’den programa katılmaya hak kazanan

girişimler ilan edilecek ve 12 Eylül’de Berlin’de Metro Techstars Accelerator Programı başlayacak. 7 Aralık ise yine Berlin’de Demo Day. Öte yandan Metro Toptancı Market Türkiye, başvurular için BUBA ile işbirliğine gidecek. Projeleri için BUBA’dan destek almak isteyen girişimcilerin BUBA websitesi üzerinden başvurularını iletmelerinin ardından, BUBA ve Metro Toptancı Market Türkiye’nin ön inceleme ve değerlendirme sürecinden geçen projelere ücretsiz profesyonel destek verilecek. Bu süreci başarıyla tamamlayan girişimciler de doğrudan Metro Techstars Accelerator yarışmasına yönlendirilecek. Detaylar ise www.buba.com.tr/metro adresinde yer alıyor.


34

BThaber

KARİYER

16 - 22 MAYIS 2016

İş geliştirmede kaynak havuzu girişimcileri bekliyor Uydu ve yayıncılık operatörü SES, yeni bir iş geliştirme merkezi olarak; e-öğrenme, enerji, Fintech, kaynak yönetimi, akıllı şehirler, medya, lojistik gibi birçok alandaki çeşitli fikirleri, başarılı Satcom uygulamalarına dönüştüren SATLAS’ı faaliyete geçirdi. Bu kapsamda SATLAS, uydu haberleşmeden yararlanabilir yenilikçi BT hizmet fikirleri ile girişimcilere destek sunacak. İş ve teknik kaynakların tasarım, geliştirme ve ürün testini kolaylaştıracak olan bu destekle hedef; fikirlerin, Satcom çözümler ile uygulanabilir hale gelmesi. Proje, Avrupa Uzay Ajansı’nın ARTES 3 – 4 SATCOM – APPS programı kapsamında ortak destekleniyor. Söz konusu Twitter, Türkiye’deki kullanıcıların da katılabileceği Avrupa çapında #İşBulmaFuarı başlattı. 19 Mayıs’ta düzenlenecek online fuar #İşBulmaFuarı platformu ile farklı sektörler ve ülkelerden şirketler, Tweet atarak bünyelerindeki açık pozisyonlara en uygun adayları bulmaya çalışacak. Bu sosyal kampanya için hashtag #İşBulmaFuarı olarak belirlenirken, uluslararası alanda

Negmar Grup bünyesinde çalışmak üzere; aşağıdaki konularda deneyimli “Sistem Network Uzmanı”

işbirliği, SES iştiraki SES Techcom Hizmetleri, Newtec ve SatADSL ile ortak olarak, geniş bant platformları ve terminaller, donanım, yazılım ve teknik destek ile eğitim de dahil olmak üzere kaynaklara ve hizmetlere erişimi olan seçilmiş uygulamaları

sağlayacak. SATLAS ile girişimcilerin, SES Techcom ve ortaklarının desteği ile bir test aşaması sonrası fikirlerini doğrulamaları da mümkün olacak. SATLAS’ın sunduğu fırsatlarla ilgili detaylı bilgi ve başvuru şartları ise www. satlas.lu adresinde yerini alıyor.

Yazılımcılar kampta buluşacak Web tabanlı geri bildirim uygulamaları odaklı olarak 2014 yılında dört bilgisayar mühendisi girişimci tarafından kurulan Pisano, sahip olduğu yazılım ekibi yönetiminde, sektöre yeni yazılımcılar kazandırmak için bir projeyi hayata geçiriyor. Pisano ekibi ve sektöründe öncü kuruluşlardan konuk eğitmenlerden 6 hafta boyunca ücretsiz eğitim alacak adaylar, ön eleme ile belirlenecek. Pisano’nun eğitmenleri ile 6 hafta boyunca kendini geliştirme imkanı bulacak adaylar, program sonunda ekibin bir parçası olma fırsatına da sahip olacak. Pisano Yazılım Geliştirme Ekip Lideri Ömür Turan, “Hedefimiz Pisano Yazılım Kampı’nı her yıl tekrarlayarak geleneksel hale getirmek” dedi. Başvuru

İş fırsatları bir Tweet mesafede da #JobFair hashtag’inden fuarı takip etmek mümkün. Online fuar, Türkiye dahil işverenleri ve iş arayanları Avrupa çapında bir araya getirirken, tüm gün boyunca farklı sektörlerden ve ülkelerden şirketler, Tweet atarak bünyelerindeki açık pozisyonlara en uygun adayları bulmaya

çalışacak. Şirketlerin ayrıca #Pazarlama, #Üretim, #Finans gibi sektörler özelinde veya #İstanbul, #Ankara, #Bursa gibi il bazında hashtag’ler koymaları da mümkün. Daha fazla bilgi içinse şirketlerin kaydolması gerek. Bunun ardından, kuruma özel bir bilgilendirme paketi ile Twitter’ı

iş bulma alanı olarak kullanmanın temellerini öğrenmek için eğitim seansına katılmak mümkün. İş arayanlar ve sektörlerin uzmanları, attıkları Tweet’lere hashtag’leri ekleyerek #İşBulmaFuarı içindeki tüm sohbetlere katılabilecekler. Twitter Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Avrupa Pazarlama

adresi kamp.pisano.co olan kampa son başvuru tarihi 15 Haziran. Mülakat dönemi 17 Haziran’a kadar devam ederken, kazananlar da 24 Haziran’da açıklanacak. 11 Temmuz - 19 Ağustos arasındaki kamp döneminin ardından değerlendirme de 19 Ağustos’ta yapılacak. Direktörü Brian Lavery, çalışma ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “İşverenseniz Twitter; şirketinizi online platformlarda hareketlendirmek ve iş fırsatlarınıza uygun adayları bulabilmek için önemli bir platform. İşverenleri, iş arayanları ve sektörün uzmanlarını Twitter’da #İşBulmaFuarı çatısı altında buluşturacağımız için heyecanlıyız.”

İnternet Güvenliğinin Öncü Firmalarından biri için “Birinci Seviyede Uygulama Destek Uzmanı” Arayışımız bulunmaktadır.

Arıyoruz! l

Windows Sistem Ürünleri

l

Sanallaştırma Teknolojileri

l

Network Ağ Yönetimi

l

Firewall Yönetimi

insankaynaklari@negmar.com gizem.algul@etislojistik.com

info@teknobadi.com



36

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Biriciğimiz annelerimizin Anneler Günü’nü kutladık, hediyelerimizi sunduk. Hepsiburada.com da “hediye bulucu” hizmeti ile Anneler Günü hediye alışverişinde en çok tercih edilen e-ticaret sitesi olmuş. Roamler Türkiye’nin yaptığı araştırmaya göre de Anneler Günü öncesi tüketicilerin online hediye alışverişine olan ilgisi artmış. Küçük ev aletleri kategorisi ve moda kategorisi tüketicilerin en çok tercih ettiği seçenekler olmuş. Hediye bahane, onlar iyi ki varlar… Gelelim şehrin acı gerçeklerine… Yandex, İstanbul’un yoğun trafiğinde sürücülerin yolda uzun süre kalmasına neden olan noktaları belirlemiş. Yapılan araştırmada işe gidiş ve işten dönüş saatlerinde trafik akışını durma noktasına getiren yerler tespit edilmiş. Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Altunizade, Kennedy Caddesi, Eminönü, Zeytinburnu, Kavacık, Şirinevler, Zincirlikuyu, Şile Otoyolu gibi yerlerin öne çıktığı araştırmada trafikte geçirilen süre, sıkışıklık uzunluğu ve ortalama hız açısından İstanbul’da sürücüleri çileden çıkaran noktalar sıralanmış. Bu çileye derman olabilecek toplu taşıma adına, İETT’den bir habere yer vermem gerek. İETT tarafından üretilen ve enerjisini güneş panellerinden alan Konsept Akıllı Durak, Yıldız Teknik Üniversitesi durağında hizmet vermeye başlamış. İstanbulluların hizmetine giren projenin önümüzdeki günlerde daha da yaygınlaştırılması hedefleniyormuş. Bu uygulama ile akülü araçlarıyla durağa gelen engelli yolcular da şarj cihazı bulunan alana giderek aküsünü şarj edip yolculuğuna devam etme imkanı bulacakmış. Panasonic de güneşten

16 - 22 MAYIS 2016

Trafik çilesi bitmez maksimum yararlanmayı sağlayan güneş panelleri ile pazara ileri teknoloji ve büyük avantajlar sunmaya başlamış. Hatta Panasonic Eco Solution grubu Türkiye ve Hindistan’ı güneş enerjisi alanında odak pazarlar olarak tanımlıyormuş. Rüzgarı kolayca akıllı enerjiye dönüştüren LEITWIND, yatırımın getirisi, kalite, performans ve güvenilirlik konuları ile ön plana çıktığı rüzgar tribünleri ile Türkiye pazarında yerini almış. Yatırımın getirisi, kalite ve performans da yüksekmiş, daha ne olsun… Bu arada, Aksa Enerji ve National Geographic Kids Dergisi işbirliğiyle 6-12 yaş arası çocuklar arasında düzenlenen ‘‘Yenilenebilir Enerji ve Doğal Kaynakların Korunması’’ konulu resim yarışmasının sonuçları açıklanmış. Türkiye’nin birçok bölgesinden yoğun katılımın olduğu yarışmada, yaş faktörlerini de göz önüne alan jüri üyeleri iki resmi büyük ödüle layık görmüş. Yenilenebilir enerjinin gücünü çocukların gözünden anlatan

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

yatırım tanıtım ajansı seçilmişti. Açıklanan yeni listeye göre ise İzmir Kalkınma Ajansı Doğu Avrupa Bölgesi’nin en başarılı yatırım tanıtım ajansı. L’Oréal Türkiye’nin 14 yıldır başarıyla sürdürdüğü “Bilim Kadınları İçin” programı kapsamındaki destek bursları da 2016 yılı sahiplerini bulmuş. ODTÜ’den iki, Harran, Acıbadem, Gebze Teknik ve Mersin Üniversiteleri’nden toplam altı Genç Bilim Kadını başarılı araştırmaları ile L’Oréal Türkiye’den her bir araştırma için 15 bin dolar değerinde burs kazanmış. Ödül töreni kapsamında “Başarı Hikayeleri ile Bilim Kadınları” paneli de gerçekleştirilmiş. 2015 yılında ‘En Etkin 30 Türk Amerikan Kadın’ listesinde yer alan Prof. Dr. Banu Onaral tecrübelerini katılımcılarla paylaşırken, Kansas Üniversitesi Profesörlerinden Candan Tamerler, 2013’te Brüksel’de “Avrupa’da Yılın Türk Kadını” seçilen İTÜ Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Elif Genceli

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1072

16 - 22 MAYIS

resimler 28 Mayıs’a kadar Aksa Enerji Genel Müdürlük binasında sergilenecek. Yeni nesilde farkındalık daha da artar umarım. Bu vesileyle ödüllerime de başlıyorum. ABD’de düzenlenen ve dünyanın en prestijli robot yarışması olarak kabul edilen First Robotic Competiton’da ödül alan Şişli Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi öğrencileri yeni başarılara imza atmak istiyormuş. Biliyorsun, OKI Türkiye’nin ana sponsorları arasında yer aldığı Şişli Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi ABD’de düzenlenen First Robotic Competiton’da (FRC) “Rookie Inspiration Award- İlham veren takım” ödülünü almıştı. Doğrudan yabancı yatırımlar konusunda çalışmalar yapan ABD merkezli Site Selection dergisi her sene belli kriterler doğrultusunda en başarılı yatırım ajanslarını belirliyor ve derginin bu ay çıkan son sayısında 2015’in en başarılı yatırım tanıtım ajansları açıklanmış. İzmir Kalkınma Ajansı, geçtiğimiz yıl Ortadoğu ve Afrika Bölgesinin en iyi

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Ekrem Uçman ekremu@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış Grubu Perihan Kıtay Özden Özge Karataş Canan Şahin

Kutay Göçe

Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90

Abone ve Dağıtım Nurefşan Tellioğlu btabone@bthaber.com.tr

Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

Güner ve Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Tekinay da başarı hikâyelerini anlatmış. L’Oréal’in UNESCO desteği ile uyguladığı uluslararası “For Women In Science” programı 18 yıldır, 112 ülkede uygulanarak 2 bin 500’ün üzerinde kadına ulaşmış. Türk Telekom Grup şirketi İnnova, son 5 yıldaki 42’inci ödülünü SAP’den “En Büyük Ciro Artışı” ile almış. Vodafone Türkiye de sürdürülebilirlik konusundaki yaklaşımını ve bu alanda hayata geçirdiği faaliyetleri tüm paydaşlarına sunmak amacıyla yayınladığı 5. Sürdürülebilirlik Raporu ile Astrid Kurumsal Tasarım Ödülleri’nde ‘Sürdürülebilirlik Raporu’ kategorisinde ödüle layık bulunmuş. Canon, küresel bazda önde gelen görüntüleme kuruluşlarından TIPA’da 5 ödül birden kazandı. EOS 5DS/ EOS 5DS R En İyi DSLR, EOS1D X Mark II En İyi Profesyonel Fotoğraf Makinası, IXUS 285 HS En İyi Kullanımı Kolay Kompakt Fotoğraf Makinası, PowerShot G5 X En İyi Uzman Kompakt Fotoğraf Makinası, imagePROGRAF PRO-1000 ise En İyi Fotoğraf Yazıcısı seçilmiş. Bu arada Microsoft, Capital dergisi tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri 2015’ araştırması kapsamında Türkiye’nin en beğenilen bilişim şirketi ödülünü aldı. Ödül de Microsoft Genel Müdürü Murat Kansu’ya verilmiş. Haftaya noktayı Ankara’dan bir sergi ile koyuyorum. 4 Haziran’a kadar Çankaya’da Galeri Akdeniz’de gezilebilecek sergi Evrensel Baş, Osman Zeki Demirkale ve Ekrem Kutlu’nun eserlerini bir araya getiriyor. Benden söylemesi, detaylar ise www.galeriakdeniz.com sitesinde. Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle buluşmak dileğiyle,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Samsung Electronics announced the “CEO Perspective of the Digital Transformation in Turkey” research results conducted for the first time in Turkey with TUSIAD’s support and Deloitte & GfK’s cooperation. Samsung Electronics Turkey Vice President Tansu Yeğen stated that they set out with the “CEO Perspective of the Digital Transformation in Turkey” research in order to look at it from a different angle to the digital transformation process in Turkey and added: “Via the special study we carried out where we look at the digital transformation through the eyes of CEOs, leaders shaping the business world, we aim to reach important information and data to shed light on the future. With this study for which we carried out meetings with the senior executives of Turkey’s leading 58 companies active in different sectors of the business world, we perceived the level of the digital transformation in Turkey and reached important information on which fields the digital investments are made, how the transformation process is managed and by whom, at what stage we are and what opportunities it offers.” Footsteps of the digital transformation in Turkey Sharing the research results with details Tansu Yeğen explained that the important findings of the research show the digital transformation began and accelerating in Turkey and added: “The digital transformation is supported by senior managers in Turkey. 90% of respondents said that the digital transformation leadership is undertaken by senior managers. Nearly 40% of the companies are led by technology departments, while 20% said they plan to be led by the technology departments in the future. However, the digital transformation in Turkey is not handled as the ‘big picture’ yet. The transformation is independently developed and managed within the framework in various

CEOs are the leaders of the digital transformation process

organizational units. Companies are investing in individual technologies with an operational focus.” Tansu Yeğen explained that the other findings of the study indicate that the coming period will bring significant improvements both Turkey’s economy and Turkish business world and added: “Examining the turnover from digital channel percentage of companies, we see that the turnover average is 11% for the participants. When we look at the Net Digital Strategy, 54% of respondents agreed that the ‘digital strategy must be clear and understandable”. Managers in the research are asked about their digital maturity level perception and 7% stated as the entry level; 59% as the developing level and 34% as the mature level. The total share of digital investments made by the companies showed that the average digital investment percentage of participants appears to be 27%.” • Two in three participant companies think that they have ‘a clear and understandable digital strategy’ The participants of the research define the most important factor to be successful in the digital transformation as having a clear and understandable strategy. While two in three participant companies think that they have ‘a

clear and understandable digital strategy’; one in five companies say that they do not have a clear and understandable digital strategy. In the research, it is visible that the companies in banking, telecommunications, retail and durable consumer goods are in a great level for creating a digital strategy and making it understandable. When survey participants are asked about the reasons encouraging them for digital transformation, 17% chose the increase in productivity and 16% chose responding quickly to customer needs among all other options. Looking at the rankings of options, the most important reason seems to increase productivity by 21%, to respond quickly to customer needs and competitive advantage follow it both by 19% and profitability by 12%. • Digital investment focuses differ in end user oriented B2C and B2B companies In the research, it is seen that the companies in contact with the end customer invest more in digital marketing, mobile technology, customer experience and e-commerce than B2B companies.

On the other hand, B2B companies invest more in the internet of things (IoT), renewable energy technologies, business analytics, robots and supply chain fields compared to the B2C companies. • The competition is expected from companies in other sectors or entrepreneurs (start-ups) According to the evaluation of the companies participated in the research, the competition is expected from the same sector they are active in by 45%, from other sectors by 30% and from 25% by start-ups. This emphasizes the importance of competition out of the sector. Especially companies in banking, telecommunications and fast moving consumer sectors perceive other sectors and entrepreneurs as a major threat Telecommunications industry thinks that the companies from other sectors will be in new formations. When the competitive sectors are asked to the companies which stated that the competition will arise from other sectors or startups, they indicate the technology and retail sectors. • CIO/CTO positions remain in digital

transformation process while C level assignments responsible by digital transformation are done rapidly According to the research results, the leader in digital transformation processes in Turkey is mainly information technologies (CIO / CTO) department. However the companies are aware of the critical importance of positioning the leaders executing the process as well as the right vision and strategy in order to successfully implement the digital transformation. In the study; Chief Digital Officer (CDO) is perceived as an umbrella position containing all assignments for digital transformation rather than a single title or position. In the existing situation, there are managers in the position of CDO in the 38% of the companies in Turkey. However, only 26% of the participating companies stated that this position has the CDO title. The rate is 67% in banking, telecommunications, and durable consumer goods sectors while it is only the half in the retail sector. By 80 percent, the companies without a CDO position plan to fill this position over the next 3 years.


TUTED is preparing to celebrate May 17 Faydabul.com wants to change the search rules Search engines are putting great efforts to help users reach results quickly and facilitate search on the internet. Users get the results they are looking for most of the time, although they may also be forced to lose a considerable amount of time. Aiming at eliminating the time the users lose while searching, Faydata plans to facilitate these searches via Faydabul.com. Faydata CEO and Co-Founder Kenan Altun told us about the development process of Faydabul.com, the benefits offered to users and their future projects: “As we all do, I also look for houses, offices and cars in certain websites and lose time while doing it. I always needed a platform where I can express my needs and the individuals and companies who can meet my needs would get back to me. In the search I did on this issue, I saw no such support existed in Turkey and decided to take action in this regard. Depending on our 20 years of experience in information technology and software, we

took some steps to create a platform that can meet our needs. For a platform that requires a significant advertising budget, we found an investor support and developed Faydabul. com under the Faydata Information Technologies Marketing and Trading Inc. Since April 1, Faydabul.com started serving and increasing the number of end users and corporate members every day, carrying out marketing activities especially for corporate clients. I have not seen a website in the style of Faydabul.com, neither in Europe nor the United States, in my research. It is possible to find Turkish websites just like Home Advisor in the USA; we haven’t been able to spot a similar platform to ours, neither in Turkey nor in the USA. Our concept is very different. At present, more than 30 sectors are serving for the needs of car rental, real estate lease-purchase, hotels, restaurants, agency services, technical services and all kinds of end to end services that you can think of through Faydabul.com.”

All Telecommunication Businessmen Association (TUTED) is preparing to celebrate May 17, World Telecommunication and Information Society Day. In event will be held on May 17, in Ankara with the participation of Transportation, Maritime Affairs and Communications Minister Binali Yıldırım. The theme of this year’s event is ‘Information and Communication Technology Entrepreneurship for Social Impact’. World Telecommunication and Information Society Day is used as a medium to raise awareness about emerging opportunities through the use of internet, information and communications technology and to help

closing the digital divide. TUTED Chairman Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu explained her views about the event: “As it is known, the history of the telecommunication field international organization dates back to

the 19th century. ITU was founded in 17 May 1865, by 20 founding members, including our country with the name of International Telegraph Union in Paris. Herewith, every year May 17 is celebrated as the World Telecommunication and Information Society Day. Each year, the theme of the organized event is determined by the ITU Council. The theme of 2016 is “Information and Communication Technology Entrepreneurship for Social Impact”. In this context; especially mediumsized enterprises will be emphasized with this theme and the importance of the sustainable development acceleration and the discovery of new technologies.”

Software developers will meet at camp Founded in 2014 by four computer engineer entrepreneurs focused on web-based feedback applications Pisano realizes a project in order to bring new software developed into the sector under the supervision of their software team. The candidates will receive free training from Pisano team and guest

instructors from leading companies in the industry for 6 weeks and have the greatest opportunity for self-development and also to be a part of the team at the end of this program. Pisano Software Development Team Leader Ömür Turan stated that: “Our goal is to make Pisano Software Camp

traditional by repeating it every year.” Application address is kamp.pisano.co and the deadline is June 15. The interview period continues until June 17, the winner candidates will be announced on June 24. After the camp period of July 11 - August 19, an evaluation will be held on 19 August.

Don’t get stressed by the electricity bill The Energy Market Regulatory Authority (EMRA) lowered the limit of the determination of free consumer as 120 TL per month for the year 2016; millions of consumers now have the opportunity to change their electricity supplier. Consumers who easily change their electricity suppliers with electricity tariff comparison website EnCazip obtain significant savings in electricity bills. This information is given by

Çağada Kırım, Co-founder of EnCazip and Co-founder Onur Orakçıoğlu added: “Our goal is not only to find the cheapest electricity tariffs for consumers, to ensure that the competition in the sector improves for the consumer’s favor. We do this to increase competition in a sense.” About the structure offering consumers the right to choose the electricity supplier, Cağada Kırım and Onur Orakçıoğlu gave the following information:

“The situation of consumers who would change supplier in the electricity market is shaped by the decisions of the taken by EPDK. In accordance with EPDK decisions, the upper bill limit has been gradually reduced since 2001. As of 2016, thanks to a decision taken by EPDK, anyone with a monthly electricity bill of 120 TL can change the electricity supplier. Relatively low limits compared to previous years

are the biggest factors for consumers to change the supplier. Free consumer limit needs to appeal to all consumers. In the future, these limits are expected to decline and in the end liberate. EPDK’s decision in this regard will play the key role on electricity market growth. The priority in our business model is to provide maximum benefits to consumers. EnCazip’s interests are directly proportional to the

interests of consumers. As we do not charge any fees from consumers, we are helping to keep their money in their pockets. We earn our income with the small fees we receive from suppliers. The more we can get the consumer safely and easily change the electricity suppliers and save money, the more we can earn money. Based on this, our priority is to ensure maximum benefit to consumers without any charges.”


24 MAYIS 2016

HILTON KOZYATAĞI

14.00 - 15.00

Kolay ve Anlaşılır Mobil Cihaz Yönetimi Hiyerarşiye göre gruplanan proolleri kısıtlamalar için kullanın Mobil Cihazlarınızı Şifre,Lokasyon Takibi,Uzaktan Kapatma-Silme işlemleri ile güvenli hale getirin Yalnızca izin verilen uygulamaların cihazlarınızda yer aldığından emin olun, herhangi bir müdahele gerektirmeden arka planda uygulamaları kurun Office 365,Exchange ActiveSync ile e-mail yönetiminizi kolaylaştırın

15.00 - 15.15

Çay ve Kahve Molası Otomatikleştirilmiş Yama/Patch Yönetimi

15.15 - 16.15

Microsoft ve 3rd party uygulamalar için otomatik yama yönetimini hemen bugün sağlayın 3rd party uygulamaların dağıtımını kolaylaştırın Önceden hazırlanmış 500+ fazla hazır template ile "script" "yazılım dili" bilmeden "silent" bir şekilde uygulamalarınızı dağıtın

16.15 - 16.30

Çay ve Kahve Molası Efektif IT Envanter Yönetimi

16.30 - 17.30

Office 365 ve Active Directory kullanıcı oluşturma kolaylaştırılmalı; Exchange Mailbox Yönetimi-Office 365 ve Active Directory senkronizasyonu, toplu yönetim işlemleri (toplu kullanıcı açma,lisanslama vb.)

14.00 - 14.45 14.45 - 15.00 E 2016’DA NELER ManageEngine USER CONFERENC

BULACAKSINIZ?

Çay ve Kahve Molası

15.00 - 16.00

Zekice oluşturulmuş Active Directory Delegasyon iş akışı; Gerçek zamanlı Active Directory denetleme, denetim gereksinimleri için oluşturulmuş hazır raporlar!

16.00 - 16.15

Çay ve Kahve Molası Hata yapmaktan korkmayın, kullanıcılarınız da korkmamalı! Kullanıcılarınız kendi şifrelerini kendileri yönetebilirler! Active Directory objelerinizi yedekleyin!

16.15 - 17.15

14.15 - 15.15

AJANDA 09.00 - 09.15

Açılış Konuşması VİTEL - Genel Müdürü

09.15 - 09.30

Vitel Yazılım Çözümleri Ürün Grup Müdürü

09.30 - 09.50

Müşteri Başarı Hikayeleri

09.50 - 10.00

Çay ve Kahve Molası

10.00 - 10.30

Müşteri Başarı Hikayeleri

10.30 - 11.00

Müşteri Başarı Hikayeleri

11.00 - 11.30

Müşteri Başarı Hikayeleri

11.30 - 12.00

Müşteri Başarı Hikayeleri

12.00 - 12.10

Çay ve Kahve Molası

12.10 - 12.30

Müşteri Başarı Hikayeleri

12.30 - 13.00

Ödül Töreni

Gerçek envanter bilgilerinize ve uygulama kullanımı istatistiklerinize ulaşın Bazı küçük ipuçları ile Desktop Yönetiminizi kolaylaştıralım

15.15 - 15.30 15.30 - 16.30 16.30 - 16.45

Başarılı Service Desk organizasyonunun altını birlikte çizelim Başarılı Olay Yönetimi, Talep Yönetimi veya Self Servis yönetimi nasıl yapılmalı ? Servicedesk Plus Olay ve Talep yönetiminde bazı küçük sırlar,hileler Çay ve Kahve Molası Olgunlaşmış bir IT Servis Yönetimi Proje Yönetimi ve Değişiklik Yönetim süreçlerinin iç içe uygulanması durumundaki verimini birlikte değerlendirelim Servicedesk Plus Değişiklik Yönetiminde sırlar,hileler Çay ve Kahve Molası

16.45 - 17.45

Servicedesk Plus'ın Diğer Güçlü Yönleri ile Tanışma Vakti Organizasyonunuzda kullanmak üzere "gizli özelliklerin" kullanımı Bazı ip uçlarını uygulayarak Servicedesk Plus ile daha fazla değer yaratın Servicedesk Plus ile ilgili herşeyi bildiğinizi mi zannediyorsunuz ? ManageEngine SDP Uzmanının sunumunu bekleyin, ipuçları,hack ve tüm gizli özellikler paylaşılacak,kendinizi hazırlayın!

ONLINE KAYIT İÇİN;

http://www.vitel.com.tr/utl/uc2016/



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.