Sayfa
4
Sayfa
5
BEYAZ KÖŞE
MURAT GÖÇE İki farklı kişi, iki ayrı vizyon… Biri teknolojik çözümlerle hayat kalitesini arttırmaya çalışıyor, diğerinin projeleri insanları teknolojiyle yakınlaştırıp, dijital çağda görece daha güçlü olmalarını sağlıyor.
Siber saldırıları püskürtmenin yolu; daha akıllı sistemler geliştirmekten geçiyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı çalışmalarında istediğimiz yere gelemedik. Bunun için kamu ve özel sektöre ait veri merkezlerini bir düzene sokmamız şart.”
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1256 17 - 23 Şubat 2020
Sayfa
11
Turkcell ve Huawei’den stratejik işbirliği Huawei ve Turkcell, Mobil Ekosistem Stratejik İş Birliği’ni açıkladı.
Sayfa
14
Sayfa
3
Dijital dünya, reklam algoritmasını yeniliyor EngageYa, yayıncı ve reklamveren ihtiyaçlarını uyumlu hale getiren yeni katma değerli çözümlerle native reklam alanını geliştiriyor.
Girişim yatırımları büyümeye devam edecek KPMG’nin yılın her çeyreği için hazırladığı ‘Venture Pulse’ araştırmasında, 2019’un üçüncü çeyreğine ilişkin küresel girişim yatırımları analiz edildi. Buna göre, girişim sermayesi yatırımları ikinci çeyreğe kıyasla küresel bazda üçüncü çeyrekte azaldı ama Avrupa ve ABD’deki yatırımlar gücünü korudu. Türkiye’den ise 30 girişim 2019 yılında toplamda 36 milyon doların üzerinde yatırım aldı.
SEKTÖRÜNDE ERP GELECEK canias İLE ŞEKİLLENECEK 30 yıllık ERP tecrübemiz ile onlarca sektörde olduğu gibi ELEKTRONİK sektörünün de ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. ENDÜSTRİ 4.0 çağını yakalamanız için geleceğin teknolojisini üretiyoruz. Advertising & Promotion · Automotive · Aviation & Defense · Building · Chemicals & Paint · Cooling & Heating · Construction Materials · Education · Electronics · Energy · Food · Furniture & Wood Processing · Geology · Glass Processing · Import & Export · Jewelry · Leather · Logistics · Machinery & Industrial Automation · Medical · Metal · Mining · Packaging · Plastic · Retail · Service & Maintenance · Textile & Garment · Tourism
Detaylı bilgi için: www.caniaserp.com /caniasERP
BThaber
GÜNDEM
17 - 23 ŞUBAT 2020
3
Girişim yatırımları büyümeye devam edecek
KPMG’nin yılın her çeyreği için hazırladığı ‘Venture Pulse’ araştırmasında, 2019’un üçüncü çeyreğine ilişkin küresel girişim yatırımları analiz edildi. Buna göre, girişim sermayesi yatırımları ikinci çeyreğe kıyasla küresel bazda üçüncü çeyrekte azaldı, ama Avrupa ve ABD’deki yatırımlar gücünü korudu. 2019’un üçüncü çeyreğinde dünyada yapılan 4 bin 154 işlemle girişim sermayeleri 55,7 milyar dolar yatırım yaptı. İkinci çeyreğe göre rakam bir miktar düşse de aslan payı 2 bin 265 anlaşma ve 28,1 milyar dolarla ABD’ye gitti. Avrupa üç ayda 9,79 milyar dolarlık yatırımla rekor kırarken Asya’daki girişim yatırımları biraz gerileyerek 14,9 milyar dolarda kaldı. KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Lideri Gökhan Kaçmaz, 2020’de takip edilmesi gereken küresel trendleri ise şöyle sıraladı: “Küresel girişim sermayesi piyasalarında önemli miktarda likidite bulunsa da, yatırımcıların yatırımlarını yaparken daha dikkatli olacakları tahmin ediliyor. Küresel düzeyde girişim yatırımlarının revaçta olduğu alanlar fintech, taşımacılık, ulaştırma, healthtech ve biotech'ler olmakla beraber, teknolojik dikeyde ise yapay zeka kritik bir odak noktası olacak. Brexit, Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşı ve 2020 sonu yapılacak ABD Başkanlık seçimi dolayısıyla
küresel ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin yatırımcılar açısından yüksek olması bekleniyor. Türkiye’de oyun, ödeme sistemleri, pazaryeri uygulamaları ve siber güvenlik girişimlerinde yatırım iştahının devam etmesini bekliyoruz.” Siber güvenlikte artan yatırımlar, Asya’daki kırılganlık başta olmak üzere, araştırmada öne çıkan başlıklar ise şöyle: - Avrupa’da en çok yatırım çeken sektörler otomotiv ve mobilite ve fintech’ler, sağlık teknolojisi, biyoteknoloji ve siber güvenlik hızlı büyüyen sektörler. Siber güvenlik şirketlerine yapılan girişim sermayesi yatırımları, yılın başından bu yana küresel çapta 5,8 milyar dolara ulaşarak 2018’deki 6,4 milyar dolarlık rekoru aşmaya hazırlanıyor. Dünyada tüm bölgelerdeki sektörlerde teknolojik yeniliklerle ilgili trendin yükselmesi ve buna bağlı olarak siber güvenlik risklerinin artması, bu alana yapılacak yatırımların büyümeye devam edeceğini gösteriyor. - Hacim ve işlem açısından Asya’daki yatırımlar, önceki yılın aynı dönemine göre 10 milyar dolar azalarak 14,9 milyar dolara geriledi. Ancak bölgedeki toplam işlem sayısı 839’dan 922’ye çıktı. Yatırım hacmindeki düşüşe rağmen işlem sayısındaki artış, yatırımcıların bölgeye ilgisinin devam ettiğini gösteriyor.
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı nedeniyle Asya’daki girişim yatırımlarının kırılgan kalmaya devam edeceği tahmin ediliyor. - 2019'un üçüncü çeyreğinde küresel Fintech şirketleri yüksek yatırımlar aldı. Almanya’da N26’ya 470 milyon, Brezilya’da Nubank’a 400 milyon ve İsveç’te Klarna’ya 460 milyon dolar seviyesinde yatırım yapıldı. Yatırımcılar arasında Brezilya, Meksika ve Güneydoğu Asya gibi finansal penetrasyonun düşük olduğu pazarlarda fintech yatırımları popüler. - 2019'un üçüncü çeyreğinde küresel anlamda en çok yatırım çeken alanlar taşımacılık ve ulaşım oldu. Çin’de Didi Chuxing'e Toyota tarafından 600 milyon dolar, CHJ Automotive'e 530 milyon dolar ve Hellobike'a 400 milyon dolar yatırım yapıldı. Genel Asya tablosuna baktığımızda ise Hint şirketi Ola Electronic Mobility'nin aynı çeyrekte
490 milyon dolar yatırım aldığı görülüyor. Avrupa'da Alman ulaşım uygulaması FlixMobility 2019'un üçüncü çeyreğinde en yüksek yatırımı alırken, Amerikan lojistik şirketi Samsara ve Nikola Motor Company sırasıyla 300 milyon ve 250 milyon dolar yatırım aldı. - Beykon Meat, Lyft, Peloton, SmileDirectClub, Uber, Zoom gibi bazı yüksek profilli Amerikan ‘Unicorn’ şirketler 2019’da halka arz edildi. Bazılarının beklentileri karşılayamadığı, bazılarında ise oldukça başarılı sonuçlara imza atıldığı halka arz uygulamalarının tek bir sonucu yok. 2019’un üçüncü çeyreğinde kurumsal yönetimi konusundaki tartışmalar sürerken WeWork, Uber’den sonra yılın en büyüğü olacak şekilde planlanmış halka arz sürecini durdurdu. Spofity’dan sonra halka arz edilen ilk teknoloji şirketi ise Slack oldu.
Türkiye’den 30 girişime 36 milyon dolar yatırım - Startup.watch verilerine göre; 2019’da Türkiye’den 30 girişim 2019 yılında toplamda 36 milyon doların üzerinde girişim sermayesi yatırımı aldı. Eski Peak Games çalışanlarının girişimi olan Dream Games, Kasım 2019'da Balderton Capital'in Makers Fund liderliğindeki katılımıyla 7,5 milyon dolarlık bir tohum yatırımı aldı ve bu dönemde Türkiye'de gerçekleşen en büyük girişim sermayesi yatırımı oldu. - 2019'da Türkiye'nin önde gelen girişim sermayesi yatırımlarından ikisi
olan Picus Security (5 milyon dolar) ve oBilet’e (5 milyon dolar) katılan Earlybird, Türk ekosistemine olan isteğini gösteriyor. Maxis ve Collective Spark’ın Mutlubiev'e yaptığı 2,1 milyon dolarlık yatırım da Türkiye'nin önde gelen işlemlerinden biri oldu. Dekopasaj, Eylül 2019'da Galata Business Angels, Collective Spark ve açıklanamayan bir melek yatırımcıdan 1,87 milyon dolar yatırım aldı. Türk pazaryeri girişimlerinin bu alanda devam eden yatırım isteği ile daha fazla öne çıkması bekleniyor.
4
BThaber
BEYAZ KÖŞE
17 - 23 ŞUBAT 2020
İki farklı kişi, iki ayrı vizyon…
MURAT GÖÇE muratgoce@bthabersirketleri.com Tesla sayfasında Elon Musk’ı şöyle anlatmışlar: Elon Musk, Tesla'nın kurucu ortağı ve CEO'su olup, şirketin elektrikli araçlarının, batarya ürünlerinin ve solar çatıların tüm ürün tasarımını, mühendisliğini ve üretimini denetlemektedir. 2016 yılında Tesla, ABD'nin önde gelen güneş enerjisi sistemleri sağlayıcısı SolarCity'yi satın aldı ve 2017'de Solar Roof'u piyasaya sürdü. Elon aynı zamanda Mars’ta kendi kendine yeten bir şehir yaratmak amacıyla Dünya yörüngesine ve ötesine giden görevler için gelişmiş roketler ve uzay aracı geliştirme ve üretiminin denetlediği Space Exploration Technologies'in (SpaceX) kurucu ortağı, CEO'su ve baş tasarımcısıdır. Musk, Neuralink' ve The Boring Company'nin kurucusu ve CEO'su olarak çalışmalarını sürdürüyor. Elon daha önce, dünyanın önde gelen internet ödeme sistemi olan PayPal'ı ve ilk internet harita ve yönlendirme hizmetlerinden biri olan Zip2'yi kurdu ve sattı. Leila Janah ise kendi sayfasında şöyle anlatılmış: Hintli göçmen çocuğu Leila, New York'un dışında doğdu ve Los Angeles'ın bir banliyösünde büyüdü. Kaliforniya Matematik ve
Bilim Akademisi'ne devam etti. İlk profesyonel görevlerinden biri Mumbai'deki bir çağrı merkezi müdürü olarak görev yaparken, çalışanlarından birinin gecekondudan ve çekçekle her gün işe geldiğini öğrendi. 2014 yılında Christian Science Monitor'a Samasource fikrini şöyle açıkladı: “Çağrı merkezini gecekondu mahallesinde kursak ne olur?” Sonrasında da Samasource'u kurdu. 2019'da 14.8 milyon dolarlık bir dizi fon toplayan Samasource, şimdi Doğu Afrika ve Hindistan'dan insanları işe alıyor, onları yapay zeka ve veri becerileri konusunda eğitiyor, daha sonra insan muhakemesini teknolojiyle birleştirerek bir dizi küresel şirkete çözümler sunuyor. Kurulduğu günden bu yana Samasource, gelişmekte olan ülkelerde 50.000'den fazla insanı uygun araçlar ile dijital çağda rekabetçi çalışanlar haline getirdi. Leila’nın çabaları ile iş yoluyla onurlu bir şekilde dünya yoksulluğunu ortadan kaldırabileceğimiz ve yıllar içinde bu görevi yerine getirmenin yeni yollarını buldu. 2013 yılında Leila, kar amacı gütmeyen Samaschool'u başlattı. Amaç, teknolojik knowhow seviyesini yükselterek ABD'deki yetersiz hizmet verilen yerel topluluklardaki dijital uçurumu kapatmaktı. Sosyal girişimci, aktivist, maceracı ve Samasource, Samaschool ve LXMI'nin kurucusu Leila Janah, Epitelioid Sarkom komplikasyonları nedeniyle 24 Ocak Cuma günü vefat
etti. 37 yaşındaydı. Leila, yoksulluğu ortadan kaldırma çalışmalarına getirdiği yenilikler nedeniyle en iyi şekilde hatırlanacak. İki kişi, ikisi de Dünya tarihinde yerine alacak. Biri çok havalı, sosyal medya fenomeni, diğeri ismini çok az duyduğumuz bir Hintli. Biri teknolojik çözümlerle hayat kalitesini arttırmaya çalışıyor, diğerinin projeleri insanları teknolojiyle yakınlaştırıp, onlara dijital çağda görece daha güçlü olmalarını sağlıyor. Kimi yerlerde açlığı ortadan kaldırıyor, insanı ve Dünya’yı yaşatıyor. Benim Musk’a laf söylemeye pek cesaretim yok. Ne zaman sosyal medyadan bir laf etsem birileri ciddi saldırıyor, onu kahraman gören bir kesim de var. Projeleri ve anlattıkları ile Dünya’yı kurtaracağını düşünüyorlar. Fakat en önemli 2 projesi, biri fiberden hızlı internet projesi, diğeri ise Mars’ta koloni. Ben şahsen bu gücün, bu zekanın, bu acil olmayan teknolojiler yerine insanları açlıktan kurtaracak, daha iyi yaşam sunacak projelere yönelmesini isterdim. İnternetin çok hızlı olmasına elbette benim gibi teknoloji aşığı birisinin karşı çıkması mümkün değil ama bu projeye ayrılan bütçe ile Dünya’da açlık sorunu kalmayabileceğini düşünüyorum. Hala deniz suyunu tam içme suyuna ekonomik olarak çeviremiyoruz ve yakında su savaşlarının çıkması bekleniyor. Çok acıklı ama su nedeniyle Avustralya gibi medeni bir ülkede binlerce hayvan katledildi. Kanser, aids gibi önemli hastalıkların tedavisi kısıtlı.
Hayvanları koruyamıyoruz, nesilleri tükenen veya yaşam alanları gittikçe daralan türler var. Doğa bitiyor, ağaçlar kesiliyor, erozyon ve benzer nedenlerle topraklar eksiliyor. Dünya’da tablo böyle olunca ya düzelteceksiniz ya da Mars’a kaçacaksınız. Dünya’da Antartika var, hala ayak basılmayan uçsuz bucaksız yer, orayı kullanmayı bile beceremiyorken Mars’ta koloni bence tamamen gereksiz. Dünya’yı daha yaşanabilir hale getirebiliriz. Ömrünü uzatabiliriz. Kaynaklarımızı israf etmeden, çok kirletmeden yaşayabiliriz. Mars projesi için ayrılan paralar bunlara yeter. Henüz Corona virüsü ile baş edemezken Mars’ta çıkabilecek dertlere soyunmak neden? Oradan gelecek virüsleri bırakın Dünya’dan çıkabileceklerde durumumuz ne olacak belli değil. Elon Musk benim
göremediğim kadar insanlığa hizmet için kendini feda edecek biri de olabilir, Amerikan rüyası yaratma projesinin parçası da. Bilmiyorum ama özellikle Dünya’yı çevreleyecek internet ağının kime hizmet ettiğini ya da Mars kolonisi projesinin sonuçlarını öğrenince konu daha netleşecek. Bilindiği üzere Elon Musk ülkemizi de ziyaret etti. Cumhurbaşkanımız ile görüştükten sonra şovunu tamamlayıp, Anıtkabir fonlu bir de fotoğraf çektirdi. Ne konuştu, ne için anlaşıldı bilinmiyor çünkü kendisi veya arkasındakiler büyük güç. Ben umudumu kesmedim, bir sürü teknoloji tarım için, su için, doğal yaşam için, okyanuslar için, plastik savaşlarını yok etmek için, hastalıklara tedavi ve önlemler bulmak için, sürekli barış için çalışıyor ve gelişiyor. Tek korktuğum geç kalabilecek olmaları.
BThaber
E-TOPLUM
17 - 23 ŞUBAT 2020
5
Siber saldırıları püskürtmenin yolu; daha akıllı sistemler geliştirmekten geçiyor ‘Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) Açılış Töreni’ ve Güvenli İnternet Günü etkinliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 10 Şubat tarihinde BTK'da gerçekleştirildi. Erdoğan, “Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, altyapı yatırımlarının en etkin ve verimli şekilde yürütülmesinin gerekliliğine dikkat çekerek “Hedefimiz ülkemizde haberleşme altyapısının kapsama alanına girmeyen tek karış yer bırakmamaktır. Türkiye’nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK’ı bu amaçla ürettik. Bugün ülkemizde yaklaşık 190 bin baz istasyonu bulunuyor. ULAK’ın kullandığı baz istasyonu sayısı ise henüz bin civarındadır. Her ne kadar çeşitli operatörlerimizin verdiği 3 bin 400 adetlik bir ULAK siparişi var ise de henüz bu konuda kat etmemiz gereken çok mesafe olduğu ortadadır” dedi. 2016 yılında 4.5G ihalesini yaparken kademeli olarak yüzde 30, yüzde 40 ve yüzde 45 yerlilik şartı getirdiklerini ancak yüzde 23 ile henüz bu yerlilik oranlarının çok uzağında olduklarını kaydeden Erdoğan, “Önümüzde 5G süreci var. Kritik bir alan olan mobil teknolojide 5G’de daha yüksek yerlilik oranlarına ulaşmak mecburiyetindeyiz. 5G’nin etkileyeceği tüm sektörlerle ilgili kapsamlı bir çalışmayı da hızlı yürütüp geleceğin teknolojisine bir an önce hazır hale gelmeliyiz. Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz.” şeklinde konuştu. Veri güvenliği için kamu ve özel sektöre ait veri merkezlerini mutlaka düzene sokmamız gerekiyor Türkiye’nin teknolojiyi sadece tüketen değil, asıl olarak
tasarlayan, geliştiren, üreten ve dünyaya pazarlayan bir ülke haline gelmesini hedeflediklerini belirten Erdoğan, “‘Milli Teknoloji Hamlesi’ni bunun için başlattık. Yerli ve milli yenilikçi teknolojilerin kamu başta olmak üzere ülkemizdeki tüm kurumları ve bireyleri kucaklayacak şekilde gelişmesi için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Teknolojinin insanlığa faydalı bir yüzü yanında suçu bir endüstri haline getiren yönü de vardır. Geçmişte basit amaçlar ve üst düzey yetkinlikte kişiler tarafından yapılan siber saldırılar artık devletler düzeyine kadar çıkmıştır. Bu durum siber saldırıların çok güçlü altyapıyla ve güçlü kadrolarla yürütülebilmesine, dolayısıyla hedef odaklı ve çok daha yıkıcı hale gelmesine yol açıyor. Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse elektronik sistemlerimizin ve buralarda saklanan verilerimizin güvenliği de o derece önemlidir. Yapay zekâ destekli insansız hava araçları ve robotik sistemler başta olmak üzere her türlü teknolojik ürünün hayatımızda giderek daha çok yer edineceği bir döneme girdik. Bu işin güvenlik boyutuna artık çok daha önem vermeliyiz aksi takdirde ülkemizin hem teknoloji çöplüğü haline dönüşmesine engel olamayız hem de tüm kritik sistemlerimizi başkalarının eline teslim etmiş oluruz” dedi. “Veri en az petrol kadar önemli hale geliyor” ifadesini kullanan Erdoğan, “Veri güvenliğini yabancı çözümlerle sağlamaya çalışmak
sınır güvenliğini yabancı askerlere emanet etmekle eş değerdir. Veri güvenliği konusundaki yerli ve milli çözüm çalışmalarını hızlandırıyoruz. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı anlayışıyla başlattığımız çalışmalarda henüz istediğimiz yere gelemediğimiz bir gerçektir. Bunun için kamu ve özel sektöre ait veri merkezlerini mutlaka bir düzene sokmamız şarttır. İlgili kurumlarımızdan bu konudaki çalışmalarını süratle tamamlamalarını bekliyorum. Akıllı sistemlerle kullanılan saldırıları püskürtmenin yolu daha akıllı sistemler geliştirmek ve kullandırmaktır. Siber saldırılara konvansiyonel sistemlerle karşı koymaya kalkmak kurşunu kağıtla durdurmak gibidir. Bu amaçla Cumhurbaşkanlığı olarak ‘Bilgi ve İletişim Güvenliği Genelgesi’ yayımladık. Kurumlarımız ve kamu görevlilerimiz için bağlayıcı olan bu genelgenin tüm unsurlarıyla uygulanmasına önem veriyoruz” şeklinde konuştu. Tüm sektörlerdeki kritik kurum ve kuruluşlarımızda siber olaylara müdahale ekipleri oluşturuldu Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan USOM’un yılın 365 günü, günün 24 saati kesintisiz çalışacağını vurgulayarak “Burada yerli ve milli imkânlarla geliştirdiğimiz siber güvenlik sistemlerini kullanarak hem saldırıları engelliyor hem de önceden tedbir alıyoruz. Savunmadan iletişime, sağlıktan enerjiye, finanstan eğitime kadar
tüm sektörlerdeki kritik kurum ve kuruluşlarımızda siber olaylara müdahale ekipleri oluşturduk. Şu anda bin 300 kurumumuzda yaklaşık 4 bin uzmanla siber güvenlik faaliyetleri yürütülüyor. Bu ekipler istihbarat paylaşımından güç birliğine kadar her alanda dayanışma içerisinde çalışıyor. Siber savunmada yapay zekâ ve makine öğrenmesi teknikleri giderek önem kazanıyor” açıklamasını yaptı. Siber güvenlik alanında milli hassasiyetlere sahip nitelikli uzmanlar yetiştirmeyi de ihmal etmediklerini ve bu doğrultuda ‘BTK Akademi’yi kurduklarını söyleyen Erdoğan, “Eğitim dâhil herhangi bir ön şart aranmaksızın tüm gençlerimize açık olan akademide siber güvenlik ve 5G başta olmak üzere sektörün nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamaya yönelik çalışmaları yapıyoruz” dedi. ‘Türkiye Ulusal Mobil Uyarı Sistemi’ni hayata geçirdik “İnternetin sorunlu değil sorumlu kullanımı giderek daha önemli hale gelmeye başladı” değerlendirmesini yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Türkiye Ulusal Mobil Uyarı Sistemi’ni hayata geçirdik. Bu sistem ile gerektiğinde ülkemizdeki tüm kullanıcıların cep telefonlarına bir saat içinde mesaj gönderebilecek bir altyapı oluşturduk. Sistemi sadece belirli bölgelerimize, belirli illerimize, ilçelerimize göre sınırlayarak kullanabiliyoruz. Afetlerde ve her türlü acil durum hallerinde bu sistemden göndereceğimiz mesajlarla vatandaşlarımızı ikaz edebilecek, bilgilendirebilecek ve yönlendirebileceğiz. Yakında bu sistemi ülkemizdeki ilgili kurumların kullanımına açıyoruz” açıklamasını yaptı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ve BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu’nun konuşmalarının ardından USOM'un açılışı gerçekleştirildi.
6
BThaber
E-TOPLUM
17 - 23 ŞUBAT 2020
Ekosistem, farklı çalışma gruplarıyla büyüyecek Blockchain Türkiye Platformu (BCTR), üyeleri ile gerçekleştirdiği “2020 Vizyon Toplantısı” etkinliğinde, 2020 yılı çalışma planı ve hedeflerini paylaştı. 2018 yılında Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV), kâr amacı gütmeyen bir inisiyatifi olarak kurulan BCTR platformu üyelerinin katılımı ile 4 Şubat’ta gerçekleştirilen toplantıda açılış konuşmasını yapan TBV Genel Sekreteri Çağdaş Ergin, “BCTR, 75 üyesi ile önemli bir başarıyı yakaladı. Çalışma gruplarımızın hazırladıkları 7 rapor yayımladık, ancak bizim başarı hikayeleri üretmeye ihtiyacımız var” dedi. BCTR 2020 yılında üyeleri arasındaki sinerji ile ortak projeler yaratmak ve bu projelerden en az bir başarı hikayesi üretmeyi hedeflerken, bu süreçte girişimcilik ekosistemi ile yakın ilişkiler kuracak ve bir fikrin veya uygulamaya geçirilmiş bir projenin gerek Türkiye içinden gerekse yurtdışından yatırım almasını hedefleyecek. Ayrıca, yatırım alan projelerin büyümesi ve daha geniş çerçevede kullanıcılar ile buluşması için çalışacak. BCTR Yürütme Kurulu adına konuşan DefineX Kurucusu ve CEO’su Tolga Ulutaş, “Blockchain alanında Türkiye’nin önde gelen bilgilendirme
ve eğitim platformu olmayı hedefliyoruz. Bunun için bu sene üniversite blockchain kulüpleri ile daha yakın ilişkiler kuruyoruz, girişimlerin çalışma grubu toplantılarımızda daha aktif olmasını hedefliyoruz ve sadece gençleri değil, tüm istekli ve meraklı kesimleri harekete geçirmek için etkinlik, seminer ve eğitim programlarımızın sayısını artıracağız” dedi. BCTR’nin 2020 Vizyon Hedefleri
arasında kamu ilişkilerini güçlendirmek de var. Bu çerçevede Enerji ve Sağlık Bakanlıkları ile işbirliği anlaşması yapmak, Enerji ve Sağlık Çalışma Grupları oluşturmak öncelikli hedefleri. Ayrıca, yerel yönetimler ile daha yakın ilişkilerin kurulması ve bu alanda gerek rapor gerekse potansiyel uygulamaların, birer kavram kanıtlama çalışması olarak, hayata geçirilmesi için çaba
sarf edilmesi hedefleniyor. Yeni kurulan Sosyal Fayda ve Eğitim Çalışma Grubu ile yeni kurulacak Emlak Çalışma Grupları ise kendi alanlarında blockchain teknolojisinin potansiyelini açığa çıkartmak için çaba sarf edecek. BCTR 2020 yılı boyunca her ay en az iki etkinlik düzenleyecek. Bu etkinlikler BCTR Web Sitesi (bctr. org) üzerinden duyurulacak. BCTR’nin faaliyetleri İstanbul dışındaki illerde de yoğunlaşacak. Öte yandan, girişimler ve bireyler de artık BCTR’nin çalışma gruplarına katılmak için başvuru yapabilecekler. Ön değerlendirmeden geçirilen bu başvurular, kabul edildikleri takdirde, ücret ödemeksizin BCTR’nin üyeleri için düzenlediği çalışma grubu toplantıları ve etkinliklere katılım gösterebilecek.
Depreme karşı hackathon Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul'da olası bir deprem anı ve sonrasındaki iletişim problemlerini çözmek amacıyla fikir ve projelerin yarışacağı “Deprem Hackathonu” düzenliyor. 13-15 Mart 2020 tarihlerinde düzenlenecek yarışmaya katılacak 15 takım, 48 saat boyunca makine öğrenmesi, yapay zekâ, büyük veri, blockchain ve nesnelerin
interneti gibi yeni teknolojileri kullanarak inovatif çözümler geliştirmeye çalışacak. İş insanlarının, deprem bilimcilerin, yazılım ve veri bilimi uzmanlarının jüri üyesi olacağı etkinlikte ilk üçe giren takımlara ödüller verilecek. Bir TBV oluşumu olan Başlangıç Noktası koordinasyonunda düzenlenen yarışma hakkında detaylar https://depremhackathonu. ibb.istanbul/ sitesinde.
Kredi ve banka kartı noterde de geçerli olacak Şekerbank, Türkiye Noterler Birliği ile noterlik dairelerinde POS cihazı kullanılmasına ilişkin anlaşma imzaladı. Anlaşma ile noterler Türkiye’de ilk defa kredi ve banka kartı aracılığıyla POS’la ödeme almaya başlayacak. Noterlerin iş süreçlerine hız ve kolaylık getirecek bu anlaşmayla Şekerbank, noterlere avantajlı POS fiyatları sunarken, vatandaşlar da ödemelerini rahatça yapabilecek. Şekerbank Perakende ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Tuğbay Kumoğlu, Türkiye Noterler Birliği’nde
gerçekleştirilen imza töreninde şunları söyledi: “Noterlerde kredi ve banka kartı ile ödeme yapılması yönünde altyapı çalışmalarını tamamlayan Türkiye Noterler Birliği ile POS anlaşmasını ilk kez imzalayan bankalar arasındayız. Noterlerde kurulumlarını gerçekleştireceğimiz POS sistemleri sayesinde hem vatandaşlarımızın hem vezne görevlilerinin işlemlerinin kolaylaşmasını sağlayacağız. Anlaşma çerçevesinde noterlerimizde hızlı biçimde POS kurulumlarını gerçekleştireceğiz.”
BThaber
E-TOPLUM
17 - 23 ŞUBAT 2020
7
e-Bilet, sektörleri ve süreçleri yeniden tanımlayacak
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 19 Ekim 2019 tarihinde yayımlanan Vergi Usul Kanunu Tebliği ile e-Bilet kullanımına ilişkin bazı zorunluluklar getirildi. Tebliğe göre; e- Dönüşüm uygulamaları kapsamında tüm
sinema işletmeleri 1 Temmuz 2020’ye, kara ve deniz yolu ile yolcu taşımacılığı yapan firmalar ise 1 Ocak 2021’e kadar e-Bilet uygulamasına geçiş yapmak zorunda. 2019 Ekim’inde yayımlanan tebliğ ile beraber e-Bilet uygulamasının kullanıcı sayısında önemli artış yaşanması bekleniyor. e-Bilet uygulamasının dijitalleşme ve e-Dönüşüm süreçlerinde işletmelerin hayatını kolaylaştıracağını vurgulayan Digital Planet Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Vural, detayları şu şekilde anlattı: “Etkinlikler, kara, deniz ve hava taşımacılığında kâğıt biletlerin yerine geçen, üzerinde mali mühür bulunan ve elektronik bir
belge niteliği taşıyan e-Bilet, işletmeleri biletlerin ikinci kopyalarını saklamak zorunda bırakmayarak, maliyet açısından avantaj sunarken, doğrulama, görüntüleme, istenen işlenebilir veri formatını taşıma ve kâğıt baskı almaya olanak sağlıyor. Sinema işletmelerinin e-Bilet’e geçişi ile sinema gişelerinde kâğıt bilet verilmeyecek. Sinema bileti alışveriş sürecinin tamamı dijitalleşecek ve biletler de telefonlarda olacak. Elektronik bilet üzerinde, kâğıt bilet üzerindeki zorunlu bilgiler yer alacak. e-Bilet kullanımı firmalara operasyonel maliyetlerde azalma, verimli iş akışı, hızlı ve hatasız bilet gönderimi, geliştirilmiş
güvenlik, arşivleme, otomatik yasal bildirim, entegrasyon gibi faydalar sağlayacak. 1 Temmuz 2020’de ve 1 Ocak 2021’de gerçekleşecek zorunluluklar var, fakat biz süreçlere en iyi şekilde adapte olmaları için bu zorunluluk dönemini beklemeden işletmelere e-Bilet süreçlerine bir an evvel geçiş yapmalarını öneriyoruz. Nitekim 1 Ocak 2020 zorunluluk sürecinde, işlemler son güne bırakıldığı için bazı işletmelerin zor durumda kaldığına tanık olduk. e-Bilet kullanma zorunluluğu bulunan işletmelere de son güne kalmadan rahat bir geçiş dönemi ile operasyonlarına devam etmeyi öneriyoruz.”
Donanımlı teknoloji kampı, gençleri kariyerleri için hazırlayacak Kıbrıs’ın Siber Kahramanları Eğitim Kampı tamamlandı. Gençlik Dairesi, Türkiye Stratejik Teknoloji Dönüşümleri Araştırma Merkezi (TÜSİDAM), IntelProb ve Denizler Bilişim’in yürüttüğü proje kapsamında, Aralık 2019’da yapılan online sınavla kampa katılma hakkını elde eden gençler üç günlük eğitim kampını tamamladı. İki grup halinde düzenlenen kamp ile 4-5-6 Şubat’ta birinci grup, 7-8-9 Şubat’ta da ikinci grup eğitimlerini tamamladı. Kamp, iki grup halinde Gençlik Dairesi’nin Lapta Teknoloji Gençlik Kampı’nda oluşturulan 2 laboratuvarda gerçekleştirildi. Eğitimler de TUSİDAM desteği ile Intelprob’un uzman siber güvenlik danışmanları ve Denizler Bilişim’in Gençlik Dairesi ile koordineli olarak gerçekleştirildi. Üç günlük kamplara katılan gençlere ‘siber güvenlik uzmanlığı’ yolunda uygulamalı eğitimler verildi. Uygulamalı eğitimlerin
yanında, akşamları da kampta açılan laboratuvarlarda gündüz aldıkları eğitimleri pekiştirme fırsatı bulan gençler, 3’er günlük iki kampın son günü kendi kurdukları takımlar ile CTF yarışmasına katıldılar ve kampta öğrendiklerini kurulan Simülasyon Sistemler üzerinde uygulama şansı buldular. Gençlik Dairesi Müdürü
Hasan Eren, “KKTC’de ilk kez bu denli donanımlı bir teknoloji kampının olması, gençlere yeni mesleklerin tanıtılması ve bu yolda kariyer sahibi olmak isteyenlere fırsatların sunulmasına olanak sağlayacak” derken, TÜSİDAM temsilcisi Eren Atik ise “Siber Güvenlik Uzmanlığı konusunda meslek edinmek isteyen
gençlere desteğimiz sürecek” bilgisini verdi. Denizler Bilişim Direktörü ve Proje Koordinatörü Lisani Deniz ise şu açıklamayı yaptı: “Kıbrıs’ın Siber Kahramanları projesinin ikinci adımını oluşturan 3’er günlük kampı çok güzel ve verimli tamamladık. Projenin ilk adımı olan eğitim seminerleri ve sınavın ardından, projenin ikinci adımı olan 3’er günlük eğitim kampına katılan 86 gencimiz kamp süresince İntelprobe Siber Güvenlik uzmanlarından aldıkları eğitimi, kamp sonunda CTF yarışması ile taçlandırdılar. Kıbrıs’ın siber Kahramanları Projesi’nin üçüncü adımı olan Online Eğitim ve Haziran sonunda yapılacak online sınavda başarı gösteren gençlerimizi ise 5 günlük Siber Güvenlik Uzmanlık Eğitimine alacağız. Böylece onları, uluslararası geçerliliği olan Siber Güvenlik Uzmanı Sertifika Sınavına hazırlayacağız.”
8
BThaber
E-TOPLUM
17 - 23 ŞUBAT 2020
Belediyeler, dijital dönüşümlerini uzmanlarla gerçekleştirmeli Ankara’da gerçekleştirilen ‘Akıllı Şehirler ve Belediyeler Kongre ve Sergisi’ kapsamında düzenlenen ‘Akıllı Şehir Teknolojileri - 2’ panelinde sektör bakış açıları irdelendi. Mobil Telekomünikasyon Operatörler Derneği Genel Sekreteri Erhun Baş’ın moderatörlüğünü yaptığı ‘Akıllı Şehir Teknolojileri - 2’ paneline; Turkcell Kurumsal ve Ev Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Süel, Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı, LoRa Alliance Başkan Vekili Alper Yegin, SAS Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Tayfun Topkoç ve Ford Otosan Yenilikçilik Direktörü Gül Ertuğ katıldı. Baş, Mobil Telekomünikasyon Operatörler Derneği’nin sektörle ilgili sorunlara yapıcı çözümler üretmeye çalıştığını kaydederek ‘Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulamada da başarısının devam etmesini dileğini ifade etti ve mobil iletişim ve diğer sektörlerin yakınsama içinde olduğunun altını çizdi. Ertuğ, anahtar sektör olarak akıllı şehirlere bakış açılarını aktararak ‘Akıllı Hareketlilik’ başlığını gündeme taşıdı ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ford Otosan olarak Türkiye’nin ilk ve tek yerli şarj edilebilir, hibrit, elektrikli ticari aracını ürettik ve burada sergiliyoruz. ‘Akıllı Şehir’ uygulamaları çerçevesinde geliştirilen ‘Temiz Ulaşım’ projeleri
kapsamında, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne test amaçlı 2 araç veriyoruz. Böylece kullanıcıların elektrikli araç deneyimleri gözlemlenecek ve araçlardan alınacak veriler, Ford Otosan ürün geliştirme süreçlerinde kullanılacak. Ankara Büyükşehir Belediyesi ise elektrikli araçlar ile taşımacılık hizmetleri verecek.” Geleneksel işlerinin dışında başka sektörleri de araştırdıklarını aktaran Ertuğ, “Örneğin; daha akıllı bir sigorta poliçesi nasıl oluşturulabilir?” sorusunu irdelediklerini dile getirdi. Çıkış noktası; teknolojinin dönüştürücü gücüdür diyen Süel, “Teknolojik çözümlerle insanlar yeni bir hayat tarzı elde ediyor. Yeni paradigma; nesnelerin birbiriyle bağlantılı olması” değerlendirmesini yaptı. Süel, şu çıkarımlarını paylaştı: “Birleşmiş Milletler'e göre, bugün dünya nüfusunun yüzde 55'i şehirlerde yaşıyor ve 2050 yılında bu oran yüzde 68'e yükselecek. Şehirlere olan talep artıyor. Şehirlerin bu artışı göz önünde bulundurarak çözümler oluşturması gerekiyor. Vodafone grubu 50’yi aşkın ülkede ‘IoT’ hizmeti veriyor. Bu bilgi birikimini ülkemize taşımak istiyoruz.”
Başarı ölçüsü; şehir için doğru vizyon oluşturmak olmalı Akıllı belediyeciliğin, dijital dönüşümün bir alt başlığı olduğunun altını çizen Özata, “Vatandaş deneyimini en üst düzeye çıkarmak için teknolojiyi en verimli şekilde kullanmak gerekiyor” dedi. Özata, “Ülkenin teknoloji çöplüğü olmaması lazım, uygulamalar birbiriyle konuşabilmeli. Sürdürülebilir ve ölçeklenebilir olması çok önemli. Belediyelere, dijital dönüşümlerini uzmanlarla birlikte yapmalarını tavsiye ediyorum. Her şey internete bağlı olacağı için ‘IoT’ platformu gerekecek, ‘IoT’ katmanının üzerinde uygulamalar çalışacak. Bunların hepsini çevreleyen bir siber güvenlik katmanına ihtiyaç olacak. 5G, endüstrilerin ve kurumların hayatına doğrudan etki edecek, dolaylı olarak da insanların hayatına dokunacak” şeklinde konuştu. Önümüzdeki dönemdeki 5G iletişimi için mevcut fiber altyapısının yeterli olmadığına dikkat çeken Özata, “Doğru düzenlemeler yapılırsa, daha az maliyetle hayata geçirilebilir” değerlendirmesinde bulundu. ‘Smart Dubai’ projesinde
çalıştığını dile getiren Topkoç, başarı ölçüsünün; şehir için doğru vizyon oluşturmak olduğunu vurguladı. Topkoç, “SAS, veri konusunda dünya lideri. Bu birikimi Türkiye’ye de taşıyoruz. Başta Gaziantep Belediyesi “olmak üzere pilot projelere başladık. Verinin analiz edilip açık bir platformda raporlandığı öngörülebilir sistemlere ihtiyaç var. Platformu kurduktan sonra sürdürülebilir kılmak, kaynak ve kapasiteyi yaratabilmek çok önemli” açıklamasını yaptı. Gelecekte dünyadaki rekabet şehirler bazında olacak Gelecekte dünyadaki rekabetin şehirler bazında olacağına dikkat çeken Kundakçı, “Ulaşımda büyük sorunlar var ama aynı zamanda fırsatlar da burada. Yenilenebilir enerji çok önemli. Yerinde üretim artıyor; ‘drone’lar sayesinde anında tedarik hızla çoğalıyor” şeklinde konuştu. Yegin, LoRa Alliance’ın uluslararası bir teknoloji organizasyonu olduğunu kaydederek şunları paylaştı: “‘IoT’ teknolojisinin ilerlemesiyle ortaya çıkan LoRa; düşük güç tüketimini ve geniş alanlardaki iletişimi destekliyor ve kullanım alanı çeşitliliği sağlıyor. LoRa, düşük bit oranlarındaki verinin uzun mesafelere, çok düşük güç tüketimiyle aktarımını sağlayan kablosuz haberleşme teknolojilerinin başında geliyor. Şebeke maliyetleri düşük. Operatörlerden bağımsız olarak otonom kurulumlara da açık. ‘IoT’den ‘Massive IoT’ye geçişe başlıyoruz.”
Comdata; Ar-Ge Merkezi olarak onaylandı İş süreçleri dışkaynak alanında, kendi sektöründe lider 80’in üzerinde markaya müşteri deneyimi ürün ve hizmetleri sunan Comdata, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi olarak onaylandı. Comdata IT Direktörü Ragıp Atik, Ar-Ge merkezi onayının Comdata’nın dijitalleşme adımları
ve çağrı merkezi sektörü için önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. “Çağrı merkezi sektöründe müşteri memnuniyeti alanında dünya standartlarında çalışmalar yapılıyor. Biz de Comdata Group’un global vizyonu, 23 ülkede hizmet deneyimi ve teknoloji gücü ile daha da kapsamlı çalışmalar
yapmak üzere Ar-Ge merkezi projemizi hayata geçirdik “ bilgisini veren Ragıp Atik, şöyle devam etti: “Ar-Ge merkezimizle; RPA, büyük veri, yapay zeka alanlarında yazılımlar üzerinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. BPO hizmetleri kapsamında, yapay zekayı çok daha ön plana çıkaran ürün ve
çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Ar-Ge merkezi olarak tescil edilmemizle birlikte, 23 ülkede faaliyet gösteren grup şirketlerimiz için geliştirdiğimiz inovatif ürünler üzerinde de derinleşeceğiz. Hem iç hem de dış pazarlarda kullanılacak teknolojiye dayalı yeni ürün ve hizmetleri tasarlamak ana odağımız olacak.”
BThaber
10 BİLİŞİM DÜNYASI
17 - 23 ŞUBAT 2020
OT ve BT arasında Cisco köprüsü Cisco, işletmelerin artan kusursuz dijital deneyim taleplerine yanıt verebilmeleri amacıyla uygulama ile altyapı ekipleri arasında köprü görevi görecek çoklu-etki alanlı yaklaşımı duyurdu. Barselona’daki Cisco Live etkinliğinde tanıtılan bu yöntem ile BT ve uygulama ekipleri sorunları gerçek zamanlı olarak önleyebiliyor, ayrıca otomasyon özelliğini kullanarak, olası sorunları etki alanı fark etmeksizin daha ortaya çıkmadan çözebiliyor. Hem gerçek zamanlı hem otomatikleştirilmiş sorun gidermeyi mümkün kılan bu yaklaşım, ideal uygulama performansı sağlıyor. Yeni Kubernetes-tabanlı uygulama platformu hem DevOps hem de BT ekiplerinin çoklu bulut dünyasını benimsemesini kolaylaştırıyor. Söz konusu yenilikleri değerlendiren Cisco
Türkiye Genel Müdürü Didem Duru, “HyperFlex Uygulama Platformu ile Kubernetes'i hem uygulama hem altyapı ekipleri için konuşlandırılması ve yönetimi daha kolay hale getiriyoruz. Cisco’nun bu yenilikleri; kurumların, uygulama performansını altyapı otomasyonuna bağlayan, BT verimliliğini artıran ve Kubernetes için günlük işlemleri basitleştiren teknolojileri benimsemesini teşvik edecek” dedi. Cisco’nun yenilikleri şöyle sıralanıyor: • Cisco’nun uygulama performansı izleme çözümü AppDynamics, yaşamsal uygulamalar içinde en önemli kullanıcı deneyimi yolculuklarını otomatik olarak görüntüleyen AppDynamics Experience Journey Map’i (AppDynamics Deneyim
Yolculuğu Haritası-2020’nin 2’nci çeyreği) tanıttı. Bu yapı hem işle ilgili ölçütlere hem uygulama deneyimine odaklanarak, işletmelere ve uygulama geliştirme ekiplerine iş performansı, kullanıcı deneyimi ve uygulama performansını tek bir görüntü içinde izleme imkanı sunuyor. • AppDynamics ve Cisco Intersight Workload Optimizer (İşyükü Optimize Edicisi) ile uygulama ve altyapı ekipleri, uygulama performansını, kullanıcı deneyimini ve altyapı destek dosyalarını paylaşımlı olarak görüntüleyebilmek için kendi aralarında veri alışverişi yapabiliyor ve bu veriler arasında bağlar kurabiliyor. • Cisco Intersight Workload Optimizer (2020’nin 2’nci çeyreği) hibrit uygulama mimarileri için güçlü iş yükü
ve maliyet optimizasyon özellikleri sunuyor. Performansı, maliyeti ve uyumluluk kısıtlarını göz önünde bulunduran bu çözüm, proaktif biçimde sorunları saptamak ve kaynakların optimum kullanımı ile maliyetlerin düşmesinin ortaya çıkardığı fırsatları listelemek için geçmiş ve gerçek zamanlı bilgileri kullanıyor. • Cisco HyperFlex Application Platform (Uygulama Platformu-2020’nin 2’nci çeyreği) Kubernetes için bulut, veri merkezi ve edge ortamlarında kaynak kullanımını ve süregelen işlemleri basitleştiren entegre bir hizmet olarak kapsayıcı platformu sunuyor. Bu yeni platform, açık kaynak araçlarının kullanımını düzenlerken, rutin görevleri otomatikleştiriyor.
İnovasyon çalışmaları süreklilik kazanıyor İnovasyon danışmanlığı alanında hizmet veren ArtBizTech, yaptığı çalışmalarla Design Thinking kavramının yaygınlaşması adına düzenlediği workshop, seminer ve eğitimlerle firmaların daha yenilikçi fikirler geliştirmelerine destek veriyor. 2019 yılı boyunca seminer hariç eğitim ve workshop’larla 550 kişiye ulaşan ArtBizTech, ilaç, otomotiv, perakende, sigorta, bankacılık, enerji
gibi farklı sektörlerden 32 firmayla çalışmalar yaptı. ArtBizTech, 2019’da şirketlerin Design Thinking konusunda gerçekleştirdikleri çalışmaların haritasını çıkararak, firmaların inovasyon dönüşümünü de analiz etti. ArtBizTech Yönetici Ortağı Emrah Yayıcı, “2019’da, çalıştığımız firmaların birçoğu tekrarlanan Design Thinking workshop’ları ile inovasyon çalışmalarına devam ettiler. Bu
durumun, şirketlerde önemli bir kültürel dönüşüme işaret ettiğini düşünüyoruz. Artık inovasyon çalışmaları süreklilik kazanıyor” dedi. ArtBizTech’in 2020 öngörüsü ise “cocreation”; yani farklı ekipler, birimler ve pozisyonlardan insanların, hatta müşterilerin bir araya gelerek belirlenen konular üzerinde çalışmalar yapma ve bu çalışma çıktılarını paylaşma kültürünün içselleşmesi.
DCMax kabinler güvenliği barındırıyor Veri merkezleri için ihtiyaç duyulan her detay düşünülerek özel olarak tasarlanmış dizaynı ve güçlü, güvenli, esnek yapısı ile DCMax kabinler, beyaz alan uygulamalarında öne
çıkıyor. Bin 500 kg taşıma kapasitesi ile DCMax kabinler, sıcak/soğuk koridor uygulamalarında, alt üst panellerinde bulunan çoklu kablo girişleri, tüm markaların sunucularına uygun olarak
tasarlanmış derinlik ayarlı 19’’ montaj dikmeleri, profesyonel kablolamayı sağlayan dikey parmak tip kablo yöneticilerine ve kablo tavalarına uygun geniş iç hacme sahip. DCMax kabinler, IP20 ve IP55
koruma derecelerine sahip serileri ile iç ortamda farklı kullanım imkanlarına da sahip. Kabinler; minimum yüzde 80 perforeli ve 180 derece açılır kapıları ile güçlü hava akışı ve kullanım kolaylığı da sağlıyor.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 11
17 - 23 ŞUBAT 2020
Turkcell ve Huawei’den stratejik işbirliği Huawei ve Turkcell, 12 Şubat 2020 tarihinde Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Huawei Tüketici Elektroniği Grubu Global Başkan Yardımcısı Wang Yanmin ve Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang’ın katılımıyla Mobil Ekosistem Stratejik İş Birliği Basın Toplantısı gerçekleştirdi. Huawei ve Turkcell’in üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında; Huawei Mobil Servis (HMS) destekli akıllı telefonların Türk kullanıcılara sunulması ve Turkcell’in bu konudaki desteğinin önemi hakkında açıklamalarda bulunuldu. Basın toplantısı açılış konuşmasını Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Genel Müdürü Seth Wang gerçekleştirdi. Huawei Mobil Servisleri’nin (HMS) tanıtıldığı ve Turkcell’in kendi uygulamalarını bu platforma taşıdığını açıkladığı basın toplantısında, taraflar iş birliği anlaşması da imzaladı. Turkcell, HMS destekli Huawei telefon satış adedinin önümüzdeki dönemde 1 milyon olacağını dile getirdi. Turkcell ayrıca, Huawei'nin HMS ekosisteminden karşılıklı olarak yararlanmak için iş birliği yapan ilk GSM operatörü oldu. Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang, Turkcell ile gerçekleştirilen önemli ortaklık için duyduğu mutluluğu belirterek, “Markamızın
Türkiye'de 17 yıllık bir geçmişi var. İlk günden bugüne Türkiye'de teknoloji açısından yenilikçi bir gelişmeye yatırım yapmaya ve yardımcı olmaya devam ediyoruz. Bu nedenle, 2019'da çok sert yaptırımlara rağmen Türkiye'deki beklentilerimizi düşürmedik. HMS destekli akıllı telefonlarımızla Türk kullanıcılara ulaşma konusunda Turkcell ile güçlü bir iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Bu vesile ile Turkcell yöneticilerine değerli destekleri için teşekkür ederiz” dedi. Huawei Tüketici Elektroniği Grubu Global Başkan Yardımcısı Wang Yanmin ise Huawei ve küresel mobil uygulamalar ekosistemi için tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek; “Huawei bugün, 194 bin çalışanı ile 170'ten fazla ülkede faaliyet gösteren küresel bir şirket olma özelliğine sahip. Huawei, 2019 yılında küresel olarak bazı zorluklarla
karşılaştı. Huawei, bu şartlar altında yoluna devam etmeyi seçti ve bu amaçla daha yenilikçi ve güçlü bir ekosistemi hayata geçirmek üzere çalışmaya başladı. Huawei Mobil Servisleri ile hem tüketiciler hem de geliştiriciler için yeni bir mobil dünya yaratmayı amaçlıyoruz. Turkcell, birbirinden değerli uygulamalarını, Huawei Mobil Servisleri’ne entegre eden dünyanın ilk GSM operatörlerinden biri olma özelliğine sahip. Ayrıca, Huawei'nin HMS ekosisteminden karşılıklı olarak yararlanmak için iş birliği yapan ilk GSM operatörüdür” dedi. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan ise şunları kaydetti: “Huawei ile daha önce de Türkiye’de ilklere imza atmış ve çok önemli çalışmalar gerçekleştirmiştik. İki büyük marka arasındaki bu iş birliğinden dolayı son derece gururluyuz. Şimdi bu
uyumu yeni bir alana taşıyoruz. Turkcell olarak birinci önceliğimiz her zaman müşterilerimizin talep ve ihtiyaçlarına uygun çözüm ve ürünler sunmak. Bu proje ile cep telefonu pazarında müşterilerimize daha fazla alternatif sunma imkanı sağlayacağız. Müşterilerin alışveriş yolculukları değiştiği gibi satın alma kriterleri de değişti. Satış sonrası servis ağı ve yedek parça temininin önemi kullanıcı trendlerinde en önde yer alıyor. Resmi distribütörler tarafından ve yasal yollarla ithal edilmişüretilmiş cihazlar, garanti kapsamı vb. konular satın alımda belirleyici unsurlar haline geldi. Son yıllarda ise internet üzerindeki ürün yorumlarını da dikkate alarak ürün seçimi yapmakta olduklarını ekleyebiliriz. İstedikleri güveni ve teknolojiyi bulan tüketiciler fiyat performans değerlendirmesiyle de tercihlerini belirliyor. Bugüne kadar örneğine rastlanmayan bu iş birliği sayesinde önümüzdeki dönemde Huawei Mobile Services (HMS) yüklü 1 milyon telefon satmayı hedefliyoruz. İş birliği çerçevesinde mağaza ve online kanallarımızdan Nisan ayı başında satışa sunacağımız Huawei cep telefonlarında Turkcell’in 30’a yakın uygulamasının yer alması için HMS entegrasyonuna da başlamış durumdayız. Huawei ile yaptığımız yeni iş birliğinin sinerjisinden müşterilerimizin memnun kalacağını ümit ediyoruz.”
2020 öncelikleri büyük veri ve IoT olacak Türkiye’nin dijital ekosistemine katkı sunmak ve kurumların dönüşümüne öncülük etmek amacıyla bir yıl önce kurulan Turkcell’in Dijital İş Çözümleri şirketi, bugüne kadar binden fazla projeyi hayata geçirerek yüzlerce şirkete hizmet verdi. Dijital İş Çözümleri’nin dijital entegratör kimliğiyle uçtan uca çözümler sunduğunu vurgulayan Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata,
kurumsal hedeflerini şöyle anlattı: “Geldiğimiz noktada telekomünikasyon alanında yetkinliğimizi de kullanarak yapay zekâ uygulamaları, robotik teknolojiler, nesnelerin interneti, büyük veri, siber güvenlik ve bulut teknolojileri gibi yeni nesil teknolojilere yönelik çalışmalarımızı müşterilerimize sunduk. Türkiye’nin en büyük veri merkezinde kurumsal
müşterilerimize hizmet vermeye başladığımız bir yılı geride bıraktık. Bugüne kadar binden fazla dijital entegrasyon projesine imza attık. Hedefimizi ‘üç yılda bilgi teknolojileri pazarında liderlik’ olarak belirledik. Sürekli geliştirdiğimiz yetkinliklerimiz ve güçlü ekosistemimizle müşterilerimizin dijitalleşme yolculuklarına değer katmak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
BThaber
12 BİLİŞİM DÜNYASI
17 - 23 ŞUBAT 2020
“Esas uzmanlığımız doğru ölçüm” Önceliğini ihracat olarak belirleyen Ortem, bu kapsamda dolaylı yapılan ihracatı da direkt olarak yapacak. Tüm dünyada distribütör olarak konumlanmayı planlayan Ortem, önce Avrupa, Rusya ve Arap Handan Aybars bölgesi, ardından Uzakdoğu pazarlarını hedefliyor. 2019 yılında bu kararı aldıklarını, söz konusu pazarların da otomotiv üretimi gerçekleştirilen, otomotiv üst yapı alanında yetkin ülkeler olduğunu vurgulayan Ortem Genel Müdürü Ömer Şahin Karaman, “2019’da bu hedeflerimiz kapsamında uçtan uca yetkin distribütörlerle bağlar kurduk” bilgisini verdi. Bunların birkaç tanesiyle satış sözleşmesi noktasına gelindiğini ifade eden Ömer Şahin Karaman, yılın ilk çeyreğinde bunların 3-4 tanesi ile anlaşma yapma hedefine vurgu yaptı. “Katma değer ve ihtiyaca uygun modelleme yetkinliği olan distribütör üzerinden ilerlemek, hedeflediğimiz distribütörün de bölgesinde kendi iş ortağı ağını kurabilmesi önemli” hatırlatmasını yapan Karaman’a göre, gelinen noktada Ortem gibi katma değerli distribütörler otomotiv sektörü için çok önemli. Karaman ile kurumsal hedeflerden Ar-Ge önceliklerine, birçok başlığı konuştuk: Ortem’in Ar-Ge stratejisi hakkında bilgi verir misiniz? Girilmemiş sektörlerde geliştirilmemiş teknolojilere odaklanıyor, böylece açık bir pazarı yakalıyoruz. Uzmanı olduğumuz üç sektör var: Otomotiv elektroniği, savunma teknolojileri ve telemetri. Telemetride araç takip ürünümüz ile arka plandaki oyuncuyuz ve ulusal pazarda yüzde 65 payımız, 2020 itibariyle Türkiye’de 700 bin çalışan cihazımız var. Bunlara aktif hizmet veriyoruz. Biz B2B çalışarak, son kullanıcıya ulaşmak isteyen firmalara da teknolojimizi veriyoruz. 2017 yılında Mahrek Teknoloji firmamızı kurduk ve son kullanıcı know-how’ını alıp,
makine öğrenmesi ve yapay zeka veriler üzerinden yorumlama ve analiz yaparak, özellikle araç takip sektöründe tahminleme araçları sunuyoruz. Mahrek bu yönüyle Ortem’in birikimini alıp, yeni bir disipline kanalize ediyor. Yapay zeka ile prediktif olmak önceliğimiz. Kendi geliştirdiğimiz, doğruluk payı yüzde 90 olan 3-4 algoritmamız var. Yapay zekayı kullandık ve bunları cihazınıza entegre ettik. 700 bin tekil cihaz kontrolümüzde ve müşteri onayını alarak aldığımız araç ve kişi bilgileri var. Örneğin; 20 yaşında bir şoförün kullanımı ve alışkanlıkları ile 35 yaş ve 50 yaş arasında fark vardır. Tüm bu farklı verileri toplayarak, fayda oluşturacak algoritmalarımız var. Sektör ilgisi ne seviyede? Burada danışmalık yetkinliğimiz öne çıkıyor. Otomotiv ve telemetri için baktığımızda, teknolojik olarak belli bir seviyedeler. Biz işin elektronik tarafındayız ve bu alanda otomotiv odaklı çalışan firma sayısı az. Telemetride de benzer bir durum var. 2004'te bu sektöre adım attık ve 2008'de araç takip dışındaki sektörlere, tarıma, hayvancılığa, tutuklu takibi gibi alanlara girmeye başladık. Geliştirdiğimiz teknoloji ve doğru ölçümle karşı tarafa doğru yönetebilme imkanı verdik. Çünkü bizim esas uzmanlığımız ölçebilmek. Ölçmeye başladıkça gördük ki, aslında birçok sektör bakir, sektör spesifik veri toplayan yok. Konvansiyonel metotları aşarak, bu konuda çalışmalar yaptıkça, sektörün ilgisini aslında biz oluşturuyoruz. Şu anda Ar-Ge birimimizde 2022, 2023 yıllarının projelerini çalışıyoruz. Yeni çıkardığımız ürünler de en az 2 yıldır üzerinde çalıştıklarımız. 5G, bu çalışmaları nasıl geliştirecek? Herkes 5G için yatırım yapma hevesinde, ama geçiş devasa yatırım demek. Baz
istasyonlarından yazılımlara uzanan, ülkenin yatırım yapması gereken başlıklar söz konusu. 5G, bireyselden ziyade reel sektöre etkileri olacak dönüşüm sağlayacak. Bu da Ortem tarafında kullanılan 2G cihazların 5G’ye geçmesi demek. Bunu otomotiv yanında tarım gibi faaliyet gösterdiğimiz diğer sektörler için de düşündüğümüzde, bütünsel dev bir değişim söz konusu oluyor. Her bir sektörde farklı ihtiyaçlar için spesifik geliştirmelerimiz bu yönüyle bizi farklı kılıyor ve kılacak. 5G geliştirmelerinde önce küresel ihtiyaçları ve küresel adımları okuyoruz. Bu konuda ülkenizin stratejisi olması lazım. Sonrasında da siz neler yapabileceğinizi analiz edebilmeli ve bunu nasıl ticarileştirebileceğinizi bilmelisiniz. Bu sistemimiz ve süreç takibimiz, örneğin hangi Ar-Ge çalışmamız için ne kadar istihdamı yönlendirebileceğimizi görmemiz adına kritik önemde. Otomotiv elektroniğinde rota nereye gidiyor? Elektrikli araçlarda otonoma, yani sürücüsüz araçlara doğru gidiş var. Bunun altında yatan unsur yapay zeka ve gelişimi. 2010’da bu geleceği öngörmüştük. Algılama yazılımları gibi çalışmaları yapmaya başladık. Bu perspektifte ilerliyor, 2022’de bu yetkinlikte araçlar çıktığı zaman sunacağımız teknolojileri geliştiriyoruz. Sektörde de değişim var. Bence 2030’da sektördeki firmaların büyük bölümü değişmiş olacak, bir konsolidasyondan ziyade, startup’lar çıkacak. Otomotivde toplu taşıma başlığı da var. Örneğin; otomotivde bireysel sahiplik vardır. Ama artık beni ofise getiren araba da toplu taşımaya evrilecek ve ben ofisteyken parkta duran arabam başkası tarafından kullanılabilecek. Böylece ‘sahiplik’ kavramı değişecek ve bireysel araç kullanımı azalacak. Bu nedenle
Ortem Genel Müdürü Ömer Şahin Karaman araç üreticilerinin iş modelleri değişim içinde. Kişiye satılan araç değil, toplu satış önem kazanacak. Bu beklentiler, kurumsal stratejinizi nasıl etkiliyor? Dünyanın önde gelen otomotiv firmalarına çalışıyor, bu yönüyle aslında dolaylı ihracat yapıyoruz. Kısa vadeli hedefimiz 2019’da tohumlarını attığımız çalışmalarla 2020’de yaptığımız sözleşmelerle satış arzı oluşturmak. Orta vadede bu başlıkta küresel bağı oluşturup distribütör ve altında yerleşik bayi sistemi ile satışları gerçekleştirirken, globalde farklı Ar-Ge merkezleri kurmak da istiyoruz. Küresel bazda rekabet ve işbirliğini buluşturabilmek gerek. Hedefimiz; bu küresel Ar-Ge merkezlerini kurup, söz konusu ülkelerdeki teknolojinin Türkiye’ye transferini sağlamak. Mesela Çin, pil teknolojileri konusunda yetkin ve orada bir Ar-Ge merkezi kurup orada pil geliştirip bunu ülkeme çekebilirim. Elektronik yüzde 60’ımız, yüzde 40’lık kısım ise bilgisayar teknolojileri, yazılım teknolojileri, mekanik teknolojileri. Bu başlılarda da Ar-Ge yapıyoruz. Tüm bu disiplinler değişecek. Uzun vadede hedefimiz küreselde otomotiv denildiği zaman yarattığı know-how ve teknolojisi ile Ortem’in akla gelmesi. Yapay zekanın gelişimi paralelinde karşılıklı veri alışverişi kritik. Hedefimiz bunun yazılımlarını da yapmak, mekanik yetkinliğimizi yazılımda güçlendirmek.
BThaber
14 BİLİŞİM DÜNYASI
17 - 23 ŞUBAT 2020
Dijital dünya, reklam algoritmasını yeniliyor EngageYa, yayıncı ve reklamveren ihtiyaçlarını uyumlu hale getiren yeni katma değerli çözümlerle native reklam alanını geliştiriyor. Handan Aybars Artık ölçeğe bağlı bir ekonomi yok. Hızlı olmak, altyapı ve dijital transformasyonda bu bakış açısı ile ilerlemek, kurumsal ölçekten daha önemli. Önemli olan ise mevcut müşteriyi korumak, yenisini de en düşük maliyetle müşteri portföyüne katmak. Dijital platformlar bunu sağlamaya çalışırken, bütçeler de doğru yol haritaları ile dijital mecralara aktarılıyor. Native reklamcılık platformu EngageYa (Engage Your Audience), Türkiye’den küresele dokunan çalışmalara imza atıyor. Algoritma tabanlı öneri motorunun yanında native widget’leri ile doğrudan ve programatik satın almaya dayalı reklamverenlerin bütçelerini entegre etme ve yönetim kolaylığını sunan EngageYa, yayıncılar ve medya satın alma ajansları için uçtan uca kontrol sağlıyor. SaaS platformu ile EngageYa, milyarlarca gösterimi yönetiyor, birçok küresel ve ulusal internet sitesi de EngageYa widget yapısını kullanıyor. EngageYa Türkiye Ülke Müdürü İlter Avcı, yerel ofis ve yetkin ekiple önde gelen ajanslarla işbirlikleri kurduklarını, böylece Türkiye’de ulusal ve uluslararası markalara hizmet verdiklerini vurguladı. 12 senedir internet reklamcılığı üzerine çalıştığı, 5 yıl boyunca Twitter’ın satış direktörü olarak görev yaptığı bilgisini veren İlter Avcı, EngageYa olarak hedeflerini kullanıcıların etkileşimini artırmak ve native kampanyalarından yeni gelir yaratmak üzere web sitesi alanlarının akıllı kullanımını sağlamak, böylece yayıncılara ve medya ajanslarına içerik tabanlı güçlü çözümler sunmak olarak gösterdi. "Hem markalar hem reklamcılar, native reklamcılığın avantajlarını fark ediyor. Bu potansiyelin yanında EngageYa ölçülebilir marka farkındalığı faaliyetlerine de odaklanıyor, pazarlama çalışmalarında markalar ve tüketicileri arasında farklı ve etkili
pazarlama çözümleri sunuyor" diyen Avcı, ekledi: "Marka güvenliği ve şeffaflığın yanında kişiselleştirme, ölçülebilirlik ve marka görünürlüğü de bizim için önemli." Doğru hedefleme esas Native önce radyodan, yani konvansiyonel yapıdan başlıyor, sonrasında dijital reklamcılık olmaya başlayıp, içerik pazarlaması ile öne çıkmaya başlıyor. Dijital taraftaki native, içerik pazarlamasının bir dağıtım kanalı. İçeriğinizi üretiyorsunuz, kendi varlıklarınız, web siteniz, blog’unuz var ve bunların hepsi içerik. “Ama bunların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamak için native modelleri kullanıyorsunuz. ‘Benim ürünümü alın kullanın’ demek yerine, editoryal olarak bir şeyi öğrenmek, bilgisini almak istiyor” diyen İlter Avcı, devam etti: “Biz ise bunları öğrendikten sonra içeriklerinizi internet mecralarında kullanıcının deneyimini bozmadan, onu rahatsız etmeden, doğal bir şekilde gösteriyoruz. İşte bu ‘native’. Biz içerik ve reklam öneriyoruz. Burada kişiye özel işleyen bir içerik motoru var. Kendi algoritmamızla kendi bilişsel yeteneğimizle o ilgi alanlarına göre hedeflemeye çalışıyor, yayıncıya, yani içerik üreten her mecraya bu şekilde kazandırıyoruz.” Tanımına baktığınız zaman native reklamcılık; kullanıcının deneyimini bozmadan içeriklerin paralı bir şekilde dağıtılması yöntemi. Kullanıcılar bu tip içeriklerin editoryal olarak güvenirliğini daha yüksek görüyor, ama Avcı’nın dikkat çektiği gibi, bu biraz uzun ve stratejisinin de iyi kurulması gereken bir yöntem. “Kişiye özel bir strateji var ve algoritmanın en büyük yeteneği kişiselleştirme. Arkasında doğru kaynaklardan veri alan bir makine öğrenmesi var” açıklamasını yapan İlter Avcı, şöyle devam etti: “Yayıncılarımızda kayıtlı kullanıcı verimiz yok. Biz sadece çerez bazlı
kullanıcı davranışları üzerinden takipteyiz. Çerezleri ve yaptığınız hareketleri okuyarak, rotanızı takip ederek bir şeyler yapıyoruz. Ama siz onu sildiğiniz zaman biz de körleşmiş oluyoruz. Çünkü biz veri tutmuyoruz. Markalar bu yetkinliğimiz dolayısıyla bizimle çalışıyor, pazarlama taktiklerini değiştiriyorlar. Biz de o taktiklere göre teknoloji üretmeye çalışıyoruz.” EngageYa’nın içerik çözümleri ölçeklenebilir yapılar sunuyor. “Daha fazla native içerik çözümümüz olacak, böylece yayıncılara ve reklamverenlere SaaS platformu ile ileri teknoloji tabanlı çözümler sunacağız” vurgusunu yapan İlter Avcı, şöyle devam etti: “Analitik; çalışmalarımızın temeli ve EngageYa ürünleri de içerik sağlayıcılara; sitede geçirilen süre, yüksek kullanıcı etkileşimi gibi faydalar sunuyor. Bu yenilikler önemli, çünkü native reklamlar, ilerleyen süreçte tüm reklamcılık geliri içindeki payını kat be kat artıracak. Native ve video reklamcılık konvansiyonel araçlara kıyasla daha da öne çıkacak. İşin en zor kısmı içerik üretmek ve markalar, bunların hepsini ölçmeye yarayan sistemlere odaklanıyor. EngageYa kullanımı da markaya bu yeteneği sağlıyor. CRM ve kişiye özel sunumlarda yerinde algoritmaların oluşması, bunların anlamlı bir şekilde müşteriye aktarılması önemli.” EngageYa, tasarladığı yeni ürünü StoriYa'yı 2019 Ağustos'unda pazara sundu. İçerik sitelerinde, hikaye (story) formatında içerik önermesi ve reklam gösterimi için tasarlanan StoriYa, sosyal paylaşım sitelerinin ‘hikaye’ konseptini baz alıyor. İlter Avcı, detayları ve 2020 yılı hedeflerini şöyle anlattı: “Bu formatı hem Türkiye’de hem dünyada iyi bir şekilde anlatabilmeyi ve yayıncıların buradan gelir sağlamasını istiyoruz. İçerik pazarlamasını dağıtım kanalı olarak
EngageYa Türkiye Ülke Müdürü İlter Avcı konumlandırıyoruz ve elimizde sürekli geliştirebileceğimiz bir yapı var. İki modelimiz var. Tıkladığınız zaman ayrı bir pencere açarak web sitesine gider. Bir de, mesela bir sitede bir haber okuyorsunuz ve o haberin altında yine reklamı gösteriyorum, tıkladığınızda haber sitesinin içinde kalıyorsunuz. Bütün sitelerin tasarımına göre uyarlanmış içeriği, yani metin veya videoyu size gösteriyorum. Ayrıca, oraya anket koyuyoruz. Bir haber sitesinde size bir içeriği gösteriyor, kısa bir anket de sunuyorum. Gideceğim tatilde doğal güzellikler görmek, tatilde bana arkadaşlarımın eşlik etmesi, dağlık bir lokasyon tercihi, bu seçeneklerin paralelinde otomobile olması gerekenleri mangal ve çay termosu olarak sıralıyorum ankette. Tüm bu yanıtların sonunda anket, bana gidilecek bir lokasyon öneriyor, ama bunu yaparken ‘Michelin lastiklerini de keşfet’ diyor, Michelin sayfasına yönlendiriyor. Bunu Türkiye’de geçen yıl Michelin ile birlikte yaptık ve bir başarı hikayesi oldu. Michelin merkez bu örneği alarak, diğer ülkelere de uygulanmasını istedi. İlk olarak Yunanistan’da başladık ve bunu Çekya ile Polonya izleyecek. Bu operasyonu Türkiye merkezden yürüteceğiz. Yani bir fikir ihracı var. Global bir şirketin içinde olmanın en büyük avantajı da bu. Farklı stratejileri hızlı öğrenip kendiniz uyarlayabiliyor, reklamvereni farklı bir reklam formatına alıştırıyoruz.”
Milli Eğitim Bakanlığı, yazılımcılarla toplandı
BDE için 3 yılda 1 milyar dolar Milli Eğitim Bakanlığı Ankara'da yazılım firmalarıyla
TÜBİTAK ve Yazılım Destek A.Ş.'den Milli Eğitim Bakanlığına danışmanlık teklifi
biraraya geldi. Müsteşar Bener Çordan başkanlığında yapılan toplantıda Milli Eğitim Bakanlığı Bilgisayar Destekli Eğitim için ayrılan bütçeyi, hedeflerini ve neler yapacaklarını açıkladı. # 1 5 Eylül 1998 tarihinde öğrencilerin ö n ü n e çalışan bilgisayarlar koyamazsak Türkiye'de başka gelişmelere fırsat doğar" diyen Müsteşar Çordan, BT sektörüne şu mesajları verdi: 9 Bilgisayar destekli eğitim ve bilgisayar kullanımı için 1998-1999 öğretim yılı da dahil olmak üzere 3 yıl için ayrılan bütçe 1 milyar 100 bin dolar. • 1 milyar dolan Türk BT sektörünün gelişmesine harcanacak. Yazılımlar Türk yazılımevlerinden satın alınacak. Bu görüş bakanlığın resmi görüşü haline
tamamlanmış olacak. Alımlar yeni bir düzenlemeyle
getirilecek.
gerçekleşecek.
% Yazılım konusunda TÜBİTAK'ın teknik desteğinin
• İlk yıl en az 2 bin 500 üe 3 bin okulda BDE
sağlanması planlanıyor. 1998 yılında öncelikle yabancı
başlıyor. İkinci ve üçüncü yılda 40 bin okulda en az 25
dil ardından da ana derslerin Türkçe yazılımları
derste BDE veya bilgisayar kullanma eğitimi
alınacak. 2000 yılına kadar tüm ders yazılımları
gerçekleşmiş olacak.
(Sayfa 16)
Modem iletişiminin yeni standardı: 56 Kbps
BT ürünlerinde gümrük vergisi kalkıyor
TÜBİTAK ve Yazılım Destek A.Ş., Milli Eğitim Bakanlığı tara fından yürütü len bilgisayar destekli eğitim projesi çerçe vesinde ba kanlığa danışmanlık yapmak isti yor. Bakanlı ğa yapılan danışmanlık önerisi yazılım alımlarında şartname hazırlanması, iha le edilmesi, ihalenin değerlendirilmesi, projelerin kabulü ve bunların kalite de netiminin yapılmasını içeriyor. Şirket yetkililerinin önemle üzerinde durduk tan bir nokta da şirketin yazdım geliş tirmeyeceği, yazılım geliştirmek için eleman istihdam etmeyeceği yönünde. (Sayfa 12)
(Sayfa 5) ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Örgütü)'nun düzenlediği bir toplantıda modem üreti cileri, rekabet halindeki 56 Kbps'lik modem tek TÜBİTAK Ulusal Akademik Ağ ve Cahit Arf Bilgi Merke- nolojileri üzerindeki savaşlarını sona erdirdikleri zi'nin açılışı Başbakan Mesut Yılmaz'ın katıldığı bir törenle ni ilan etti. ITU üyeleri de 56 Kbps ile iletişim yapıldı. (Sayfa 4) kurmalarını sağlayacak olan başlangıç aşamasın daki bu standardı kabul etti.
ULAKBİM resmen hizmete girdi
(Sayfa 26)
EVRENSEL
• Silicon Graphics ve Baan işbirliklerini tanıttı
A K I N E VREN
(Sayfa 3)
MERNİS'in veri tabanı ihalesi sonuçlandı
Kaplan yılı
(Sayfa 4)
S e v g i l i Yazı İşleri M ü d ü r ü m , " m ü n d e r a c a t ı n ç o k l u ğ u n d a n ötürü" b e n i m S a n Fransisko y a z ı m ı
• Ali Talip Özdemir: BT'yi milletvekillerine
m a k a s l a m a s a y d ı , biraz tarih, b i r a z c o ğ r a f y a y l a karışık bir
anlatmak gerekir
batı sahili esintisi d u y a c a k t ı n ı z . E l N i n o o sahilleri v u r u p g e ç t i a m a y i n e d e g ü n e ş , bereketli topraklarının ü z e r i n d e parıldıyor. (Devamı 2.
E T
H A İ T R F A A T UH B
Bu sayıda...
(Sayfa 8)
• Vestel PC pazarının yüzde 10'una göz dikti (Arka sayfa)
sayfada)
Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 17
17 - 23 ŞUBAT 2020
Antalya, dijital dönüşüm ile gelişiyor BTvizyon Toplantıları’nın 2020 yılındaki ikinci durağı Antalya oldu. Farklı konulardaki teknolojik gelişmelerin konuşulduğu etkinlik 6 Şubat günü Antalya Ramada Plaza Oteli’nde gerçekleştirildi. BTvizyon Antalya Toplantısı’nın açılış konuşmasını gerçekleştiren TBD Antalya Yönetim Kurulu Başkanı Ersan Gençaslan, günümüzün önemli gündem maddeleri arasında yer alan KVKK konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Daha sonra söz alan Turizm Teknolojileri ve İnsan Kaynakları Danışmanı Timuçin Diş ise “Küresel Otelcilik Teknoloji Trendleri” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Turizm ve otelcilik sektöründe teknolojinin evrimi ve geleceğini misafir, çalışan, ürün - hizmet sağlayıcı ve otel yatırımcı – ortak gözüyle değerlendiren Timuçin Diş, misafirlerin bağlanabilirlik, kendi cihazını kullanma, kendi içeriğine ulaşma gibi konulara önem verdiğinin altını çizerek, bu alandaki satınalmalarda kadınların ve çocukların etkili olduğunu kaydetti.
Turizm Teknolojileri ve İnsan Kaynakları Danışmanı Timuçin Diş “Dijital ve Fiziksel Arşiv Yönetim Sistemleri” başlıklı bir sunum gerçekleştiren KodA Ege ve Akdeniz Bölge Müdürü Gürhan Güngör, doküman arşiv sistemlerinin kurumlara sağladığı faydalar hakkında bilgi verirken, İzmir’de bulunan KodA doküman arşiv merkezinde de bu konudaki
KodA Ege ve Akdeniz Bölge Müdürü Gürhan Güngör
tüm hizmetleri sunabildiklerini belirtti. Etkinliğin ilk bölümündeki son konuşmacı ise E-Data Teknoloji Satış ve Pazarlama Direktörü Tuncay Işık oldu. Tuncay Işık da “KVKK Dedikleri” başlıklı sunumunda, günümüzün önemli gündem maddelerinden bir tanesi olan KVKK’nın gelişim süreci ve kurumlara getirdiği yükümlülükleri anlattı. Tuncay Işık, bu alanda kurumların ihtiyaçlarına yönelik çözümler hakkında da bilgiler verdi.
E-Data Teknoloji Satış ve Pazarlama Direktörü Tuncay Işık BTvizyon Antalya Toplantısı’nın ikinci bölümünün ilk sunum başlığı ise “Blockchain ve Avrupa Veri Koruma Tüzüğü (GDPR)” oldu. ICS Bilişim Teknolojileri adına Avukat Deniz Seval tarafından gerçekleştirilen sunumda, merkezi bir otoriteden bağımsız şifrelenmiş işlem sağlayan dağıtık veri kayıt sistemi olan Blockchain hakkında bilgiler ve GDPR’a uyum için öneriler verildi. “Dijital Dönüşümde Çözüm Ortaklığı” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Vitel Danışmanı Filiz Uçar ve Vitel Kıdemli Teknik
dijital süreçlerde KEP’in kurumlara sağladığı faydalar hakkında da bilgi verdi.
ICS Bilişim Teknolojileri Danışmanlık Hizmetleri Avukat Deniz Seval Danışmanı Murat Dağıdır’ın verdiği bilgilere göre, dijital dönüşümlerin kurumlara getirileri verimlilik, sonuç odaklılık, süreç optimizasyonu, müşteri memnuniyeti ve operasyonel iyileşme olarak sıralanıyor.
Vitel Danışmanı Filiz Uçar
Türkkep Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Olgar Ataseven Etkinlikte panelden önceki son konuşmacı ise Veritas Kıdemli Teknoloji Danışmanı Koray Alkan oldu. “Veri Yönetimi ve E-Posta Arşivleme” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Koray Alkan, arşivleme ile veri artışı ve barındırma maliyeti, teftiş ve güvenlik, eKeşif’e hazırlık, denetim rahatlığı, saklama zamanı kontrolü ve bilgiye hızlı erişim gibi faydaların elde edildiğini kaydetti. BTvizyon Antalya Toplantısı’nın son bölümünde gerçekleştirilen “Dijital Dönüşümde – Sonraki Adım” başlıklı panel ile ilgili ayrıntılı içerikleri ise önümüzdeki sayımızda bulabilirsiniz.
Vitel Kıdemli Teknik Danışmanı Murat Dağıdır Daha sonra söz alan Türkkep Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Olgar Ataseven, “Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) ile Dijitalleşme ve İş Zekası” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dünyada yaşayan her üç insandan ikisinin dijitalleştiğini kaydeden Ataseven,
Veritas Kıdemli Teknoloji Danışmanı Koray Alkan
Günümüzün gündem maddesi KVKK KVKK konusundaki gelişmeler hakkında bilgi veren TBD Antalya Yönetim Kurulu Başkanı Ersan TBD Antalya Yönetim Kurulu Gençaslan, veri Başkanı Ersan Gençaslan sorumlusunun tanımını “Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi” olarak tarif etti. Veri
Sorumluları Sicili’nin (VERBİS), veri sorumlularının kayıt olmak zorunda oldukları ve veri işleme faaliyetleri ile ilgili bilgileri beyan ettikleri bir kayıt sistemi olduğunun altını çizen Ersan Gençaslan, sunumunda güvenlik konusunda da bilgiler verdi. Gençaslan’ın verdiği bilgilere göre, siber suç hasarı maliyetleri 2021 yılına kadar yılda 6 trilyon dolara ulaşacak. Siber saldırıların yüzde 43’ü küçük işletmeleri hedefliyor. Şirketlerin yüzde 64’ü web tabanlı saldırılar yaşıyor. Siber güvenlik harcamaları 2017'den 2021'e kadar 1 trilyon dolara ulaştı. Küresel kuruluşların sadece yüzde 38’i siber bir saldırıya karşı hazır olduklarını iddia ediyor.
BThaber
18 BİLİŞİM DÜNYASI
17 - 23 ŞUBAT 2020
En fazla takip edilen ilk üç spor dalından biri e-spor Türkiye’de sektör desteklenmeli Araştırma sonuçları ışığında McKinsey danışmanlarına göre, e-spor endüstrisinde gelişimi ve büyümeyi sürdürülebilir kılmak için öncelikler şunlar olmalı: Sürekli canlılık sağlanmalı, yayıncılarla işbirlikleri geliştirilmeli, sanal oyunlar birebir iletişime açık mekanlara taşınmalı, izleyici ölçümleri geliştirilmeli, hedefleme için altyapı oluşturulmalı. Türkiye’de de e-sporun önemli bir potansiyel taşıdığına, ama gelişim için gerekli altyapının henüz hazır olmadığına işaret eden McKinsey & Company Ülke Direktörü Can Kendi, şu yorumu yaptı: Küresel yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company, dünyada hızla yayılan ve güçlü bir ekonomiye dönüşen e-spor alanındaki araştırmaları kapsamında endüstrinin gelişimine yönelik özel bir çalışma yayınladı. E-spor, son yıllarda hızlı bir büyüme trendi içerisinde ve güçlü yatırımlar yapılan bu alanın 2019’da yüzde 34 büyümesi bekleniyor. McKinsey’nin paylaştığı verilere göre, Amerika’da 21 milyon e-spor takipçisi var. Bu kitlenin yüzde 83’ü erkek ve yüzde 84’ü 35 yaş altı kişilerden oluşuyor. Takipçilerin yüzde 10’u haftada 20 saatten fazla süre boyunca oyun izliyor. E-sporun izleyiciler, oyuncular ve sponsor markalar tarafından bu denli ilgi görmesinde geleneksel sporlara göre daha yüksek etkileşim imkanı sunması etkili. Canlı sohbet, yarışmalar ve takipçilere özel içeriklerle e-spor izleyicileri, takımlar ve oyuncularla geleneksel sporlarda olmayan bir yakınlık ve deneyim paylaşma imkanına sahip. E-spor takipçileri çeşitli oyunlara, lig ve takımlara ilgi duyuyorlar. Markaların doğru bir strateji ile hareket etmeleri, yatırımlarının karşılığını almalarını mümkün kılıyor. McKinsey de araştırma verilerine dayanarak şu konulara dikkat çekiyor: • Oyuncuların yalnızca yarısı oyun izliyor: Amerika’da video oyunları oynayan 211
milyon kişi var ve 13-49 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 83’ü bu grupta. Bu kitlenin yüzde 63’ü haftada en az bir kez oyun oynarken, sadece yüzde 37’si haftada en az bir kez oyun izliyor. • Şampiyonalar çok çeşitli: Halen 30 farklı şampiyonluk için düzenlenen e-spor ligleri ve turnuvaları mevcut. Hiçbir e-spor organizasyonu tüm şampiyonaları kapsamıyor. Oyuncular nadiren birden fazla şampiyonada yer alıyor. Yani bir sporcuya sponsor olan bir marka, sınırlı görünürlük elde edebiliyor. • E-spor profesyonellerinden fazlası var: Profesyonel turnuvalar; izleme oranlarının sadece yüzde 11’ini oluşturuyor. 2018 Twitch verilerine göre, 2018’de en çok izlenen e-spor kanallarından sadece ikisi profesyonel takımlara ait. Diğerleri ise bireysel video oyun yayıncılarından oluşuyor. İzlenme oranlarını artırmak isteyen profesyonel takımlar da bu bağımsız yayıncıların görüntülerini yayınlıyor, ama bu işbirliklerini sürdürülebilir kılamıyor. • İzleyiciler bölünmüş durumda: Amerika’daki e-spor hayranlarının yüzde 84’ü haftada en az 1 saat oyun izliyor. Ancak, bunların sadece yüzde 37’si 3 ya da daha fazla lider e-spor
takımından haberdar. Bu izleyicilerin genellikle sadece bir favori oyuncusu ya da yayıncısı oluyor ve takımlarla çok fazla ilgilenmiyorlar. Global üstünlük sağlamış bir e-spor turnuvası da yok. Buna karşılık, yerel turnuvalara çok farklı ülkelerden ilgi gösterenler mevcut. • Kesin verilere ulaşmada zorluk: Geleneksel sporlara göre e-spora yapılan reklam ve sponsorluk yatırımlarının geri dönüşünü ölçümlemek oldukça güç. Bu alanda YouTube ve Twitch önemli aşamalar kaydetse de, halen izleyicinin hangi ülkeden olduğu, cinsiyeti, yaş aralığı, izleme süresi gibi verilere ulaşılamıyor. Dijital pazarlamada genel olarak olduğu gibi reklam görünürlüğü, sahte hesaplar ve bot’lar ile hedefleme alanında markalar endişelere sahip. • Yatırımlar erişilebilirliği artırıyor, etkileşimi değil: YouTube ve Twitch gibi platformlarda tüm oyun türlerine yatırım yaparak markalar, bu çok çeşitli alanda izleyicilere erişme oranlarını artırabilir. Ama geleneksel spor sponsorluklarında olduğu gibi takipçilerle duygusal bağ kurulması ve etkileşimi artırmak için daha doğru tasarlanmış stratejilere ihtiyaç var.
“Türkiye E-Spor Federasyonu verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık bin lisanslı takım ve oyuncu var. Amatör takımların sayısı ise 15 bini aşkın ve bu takımlardaki oyuncularla birlikte 60 binden fazla oyuncu e-spor oyunlarında yer alıyor. E-spor taraftarlarının sayısı 4 milyon ve bu yeni spora aşina olan 32 milyon kişi var. Bu güçlü ekosistemi ile e-spor; kamu ve özel sektörün ilgisi ile gelişiyor. Son 2 yılda devlet desteği ile oyun ihracatı yüzde 100 artarak 1 milyar doları aştı. Ancak, markaların lider turnuvalara isim sponsoru olarak destek verdiği sektörde, bu hızlı gelişimi karşılayacak bir altyapı ise kurulamadı. Organik büyüyen endüstride oyuncuların gelişimi için hukuk, finans, analitik gibi alanlarda uzmanların endüstriye dahil olmaları ve Endüstri 4.0 uygulamalarından yararlanılarak güçlü bir dijital teknoloji üretim ağının kurulması gerek. Böylece Türkiye’de e-spor ilgisi ekonomik bir güce dönüşebilir, uluslararası marka değeri elde edilebilir, Türkiye teknoloji ihracatında konumunu güçlendirebilir. Bunun içinse e-spor endüstrisinin desteklenmesine olanak tanıyacak bir satış ve pazarlama stratejisi belirlenmeli ve bu yeni nesil alanda kariyer yapmak isteyen kişilerin eğitim ihtiyaçları karşılanmalı.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI 19
17 - 23 ŞUBAT 2020
Gayrimenkuller ‘gerçek’ değerini bulacak Mekânsal planlamadan arazi düzenlemesine, altyapıdan üst yapıya, yerleşim alanlarının tasarlanması ve yönetilmesi ihtiyaçlarına yönelik mühendislik ve coğrafi bilgi sistemi yazılımları sunan Netcad ile tüm Türkiye için il/ilçe/mahalle bazında konut, ticari gayrimenkul ve arsa/arazilerin değerlerini sunan otomatik gayrimenkul değerleme modeli Endeksa.com işbirliği yaptı. Böylece mekânsal analizden başlayarak kentsel dönüşüm, imar
hakkı transferi, kamulaştırma ve toplulaştırma başta olmak üzere mekânsal uygulama ve politikalar eşdeğerlik ilkesi çerçevesinde, çok daha adil ve şeffaf olabilecek. Ayrıca, imar ve değer bilgilerinin bir araya gelmesiyle güvenilir değer haritaları da oluşturulabilecek. Netcad CEO’su Ali Güven, “Planlama ve imar uygulamalarında adaletin, eş değerliğin sağlanması, donatı ve altyapı hizmet alanlarının doğru konumda ve yeterli olacak şekilde
tesisi gibi birçok konu ciddi bir veri ve akıllı planlama altyapısı gerektiriyor. Sonrasında bu verilere, değerleme konusundaki uzmanlığın eklenmesi önemli. Bu sebeple Endeksa ile işbirliğinin, hizmet sunduğumuz kurumlar için fark yaratacağına inanıyoruz” dedi. Endeksa Kurucu Ortağı ve CEO’su Görkem Öğüt de “Amacımız Türkiye’de doğru ve güvenilir gayrimenkul değerinin ulaşılabilir olması. Netcad’in planlama ve imar
Netcad CEO’su Ali Güven uygulamalarındaki bilgi birikimi ile Endeksa’nın değerleme uzmanlığını birleştirerek imar uygulamalarında katma değer odaklı çözümler sunacağız” dedi.
Sildiğinizi sanıp aslında silemediğiniz çok veri var! ‘Veri silme’ ve ‘güvenli veri silme’ aynı anlamda kullanılıyor olsa da, teknik açıdan birbiri ile karıştırılmaması gerek. Zira veri silme işlemi; verileri kurtarılabilir hale getirme imkanı sağlarken, güvenli veri silme işlemi ise kalıcı bir işlem. Bu iki ifadeyi karıştırmak ise adli düzeyde önemli sorunlar yaratabilir. Tekniknokta’nın dikkat çektiği gibi, kurumsal veriler büyük bir değere sahip olduğu gibi, büyük riskler de taşıyor. Müşteri verileri, çalışan verileri ve kurumsal verileri içeren veri üçgeninde Tekniknokta, veri silmenin ve ‘güvenli’ veri silmenin farkını bir araştırma ile ortaya koydu. Bunun için medyalardaki kalan verileri analiz etmek için ikinci el hard disk satıcılarından ve
online satış sitelerden 159 adet ikinci el medya (HDD ve SSD) satın alındı ve medyaların yüzde 42’sinde silinmiş veriler tespit edildi. Bu verilerin yüzde 15’i ise kişisel olarak tanımlanabilir bilgi içeriyordu. Bu da, analiz edilen her 20 medyadan en az üçünün üzerinde kişiye özel veri olması demek. Tekniknokta’ya göre, araştırmanın sonucu ışığında, sürücülerin satın alındığı ikinci el satıcılarının hepsinin, medyalara veri silme yöntemlerinin uygulandığını ve hiçbir eski verinin olmadığını garanti ettiğini belirtmesi önemli. Oysa sonuçlar durumun böyle olmadığını gösterirken, bireyler de verilerin silinmesinin önemini fark etseler bile kullandıkları
yöntemlerin yetersiz olduğuna dair bilgileri yok. Biçimlendirme yoluyla silme ile güvenli veri silme karşılaştırmasına da dikkat çeken Tekniknokta’nın belirttiği üzere, medyayı biçimlendirme yaparak verileri silmenin güvenli olduğu da yaygın ama yanlış bilgi. “Tabi ki dosyaları silmekten daha güvenilir, ancak biçimlendirme yalnızca işletim sistemi alanını ‘silindi’ olarak belirlemesini sağlar. Böylece üzerine yeniden yazma gerçekleştirebilir. Ekranınızda herhangi bir veri göremezsiniz, ancak yine de orada bulunur ve bu verileri kurtarmak da mümkündür” açıklamasını yapan Tekniknokta uzmanları, ‘güvenli’ veri silme yazılımlarını şöyle anlattı:
“Veri silme yazılımı; PC’ler, sabit sürücüler, sunucular, veri merkezi ekipmanları ve akıllı telefonlar da dahil olmak üzere tüm BT varlıklarındaki verileri kalıcı olarak kaldırır. Etkili veri silme yazılımı kullanmak, kuruluşunuzun tüm depolama ortamını güvenli şekilde yeniden kullanmasına, satmasına veya geri dönüştürmesine imkan tanır. Bu konuda geliştirdiğimiz Prowipe yazılımı ile bilgisayardan, dizüstü bilgisayarlardan ve sunucu cihazınızdan sürücülerden verileri güvenle siler. KVKK ve ISO27001 standartlarına uyumlu rapor hazırlar. Silme raporunu PDF, XML gibi çeşitli formatlarda kaydedebilir. Ayrıca, rapor düzenini gereksinimlere göre kişiselleştirme imkanı da vardır.”
DDoS saldırıları, araştırmalara konu oluyor DE-CIX Frankfurt, uluslararası bir bilim ekibi ile birlikte, DDoS saldırılarının etkisini analiz eden, kritik sonuçlarla birlikte emniyet güçleri tarafından alınan önlemlerin sonuçlarını da içeren bir çalışmaya imza attı. Bu çalışma için spesifik olarak bir ölçümleme altyapısı kurulurken, şirketin kendi sistemine saldırıda bulunmak üzere DDoS servis sağlayıcılardan (booter web sitelerinden) DDoS saldırılar satın alındı. Araştırma ekibi, DDoS saldırılarına karşı emniyet tarafından 2018 yılı Aralık ayında
alınan tedbirleri de analiz etti. Bu bağlamda, 15 booter web sitesi FBI ve Hollanda polisi tarafından internetten alıkonuldu, ama kalıcı bir başarı da sağlanamadı. Projeye dahil olan kurumlar ise DE-CIX, BENOCS GmbH, Brandenburg Teknik Üniversitesi Cottbus-Senftenberg, Twente Üniversitesi ve Saarbrücken’ta bulunan Max Planck Enstitüsü olarak sıralandı. DE-CIX Araştırma ve Ürün Geliştirme’den sorumlu Dr. Christoph Dietzel, şu bilgileri verdi: “DE-CIX Frankfurt tarafında yürütülen analizlere
göre, internet üzerinde binlerce hedefe yönelik DDoS saldırıları herhangi bir zamanda olabiliyor. Bir saldırı trafiğinin sadece yüzde 20’si Frankfurt’taki Internet Değişim Noktası’ndan geçiyor. Sonuçta, gözlemlediğimiz 311 Gbps’lik bir saldırı, hedeflenen noktada 5 kat daha büyük ve aslında gerçekleşen trafik de 1,555 Tbps dolaylarında. Yani hedeflenen noktada gerçekleşen trafik, çoğunlukla bizim ölçümlerimizin gösterdiğinden daha büyük olabilir. Bu tarz saldırılar, hem finansal zarara
hem kurumun itibar kaybına neden olabilir.” Öte yandan, Booter web siteleri, online hizmet sağlayıcılar gibi davranıyor ve birkaç tıklama ve biraz parayla internet kullanıcılarının bilinen internet platformlarına karşı gerçekleşen saldırıların uygulayıcısı olmalarını mümkün kılıyor. Bu kolaylık yüzünden internet hizmetleri sürekli DDoS saldırılarının tuzağına düşürüyor. Saldırıların hedefi ise internet hizmetlerinin ve web sitelerinin erişilebilirliğini altüst etmek.
20
BThaber
BThaber
30 EYLÜL - 6 EKİM 2019
17 - 23 ŞUBAT 2020
Aperta Projesi: Türkiye'de açık verinin depolanması ve paylaşılması için yapılan çalışmalar *Hakan Bayındır
Dünyada akademik araştırmaların en fazla kabul gören çıktıları bilimsel makalelerdir. Bu makaleler birden fazla bilim insanı tarafından yazılmakta, aynı şekilde birden fazla bilim insanı tarafından irdelenmekte ve bu süzgeçlerden geçtikten sonra yayınlanmaktadırlar. Bu makaleler daha sonraki araştırmalara, makalelere, patentlere ve ürünlere temel oluştururlar. Bu şekilde bilimsel araştırma ve gelişim döngüsü devam etmektedir. Bununla beraber, makaleler sadece buz dağının görünen kısmını oluşturmaktadır. Makaleler bilgi, emek ve en önemlisi makaleyi oluşturma süresince toplanan ya da üretilen veriden oluşmaktadır. Son yıllarda, bugüne kadar görünmez olan, veri de aynı şekilde önemsenmeye başlanmıştır. Makaleleri oluşturan veri de aynı şekilde incelenmekte, doğruluğu sorgulanmakta ve diğer araştırmalarda kullanılmak üzere talep görmektedir. Veri ve açık verinin araştırmalardaki önemi Verinin son zamanlarda bu kadar önemli hale gelmesinin sebepleri çeşitlidir. Bunlardan ilki toplanan veri boyutunun büyümesidir. Araştırmalar ilerledikçe ve karmaşıklaştıkça, daha doğru sonuçlara ulaşabilmek daha fazla veri gerektirir hale gelmiştir. Aynı şekilde, gelişen teknoloji de daha fazla verinin toplanmasını
ve işlenmesini mümkün hale getirmiştir. Teknolojinin son zamanlardaki gelişimi, Amazon ve Google gibi devlerin bulut bilişime yapmış olduğu yatırımlar ile gerekli hesaplama ve depolama kapasitesine erişimi kolaylaştırmış ve ilgili maliyetleri oldukça düşürmüştür. Bu faktörler birleştiğinde daha fazla verinin toplanması, depolanması ve işlenmesi için kusursuz fırtına denilebilecek bir dinamik ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber, toplanan verinin artması ve daha derinlemesine işlenebilmesi, aynı veriden daha fazla bilgi üretilebilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum verinin tek kullanımlık bir yığın olmaktan çıkmasına ve birden fazla araştırmada, birden fazla şekilde ve birden çok disiplinde kullanılabilmesinin önünü açmıştır. Bu yeniden kullanım hem araştırma maliyetini düşürmekte, hem de araştırmacılar arası işbirliğinin kolaylaşmasını ve hızlanmasını sağlamaktadır. Bütün bu gelişmelerin sonucunda; veri, araştırmaların incelenmesi sırasında ve daha sonrasında diğer araştırmalarda da kullanılabilmek için talep edilen bir meta haline dönüşmüştür. Verinin, araştırmanın aksine, görece ham olması ve yayına hazırlanmamış olması; saklanması ve paylaşılmasını zorlaştırmaktadır. Verinin açık olarak ve sınırsızca paylaşılması her zaman mümkün olmasa da, bu şekilde paylaşılan veri miktarı her geçen gün artmaktadır. Dünya genelinde verinin açıkça paylaşılabilmesi, incelenebilmesi ve alıntılanabilmesi için belirli platformlar geliştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. Bu platformlara araştırma verisi yönetimi (Research
Data Management - RDM) yazılımları denmektedir. Dünya genelinde bu tip yazılımlar hızla geliştirilmekte ve ülkeler tabir yerinde ise en gelişkin ve popüler platforma sahip olmak için birbirleri ile yarışmaktadırlar.
başta TÜBİTAK projelerinden üretilen yayınların depolanması planlansa da Aperta’nın asıl hedefi kullanıcıların araştırmaları sırasında ürettikleri ve/veya kullandıkları verileri depolamak ve paylaşmak.
Türkiye'deki açık veri çalışmaları: Aperta ve Araştırma Verileri Yönetimi Eğitim Portalı Türkiye de bu dönüşüm ve değişim sürecinde yerini alabilmek ve sağlamlaştırabilmek için kendine ait bir araştırma verileri yönetimi platformu ve bir bilgilendirme portalı geliştirmektedir. Aperta (Latince'de Açık, Görünür anlamında) adındaki bu araştırma verileri yönetimi platformu, Türkiye'deki açık bilim için en büyük veri depolarından biri olma gayesi taşımaktadır.
Açık verinin yaygınlaşması sadece verinin paylaşımı için ilgili platformların geliştirilmesi ile mümkün değil. Araştırmacıların ve konu ile ilgili kişilerin verinin hazırlanması, paylaşılması ve uygun şekilde lisanslanabilmesi için doğru bilgiye erişmesi ve konu hakkında farkındalığı son derece önemlidir. Bu nedenlerden dolayı açık veri konusunun doğru anlaşılabilmesi ve araştırmacıların bilinçlendirilebilmesi için TÜBİTAK ULAKBİM'in geliştirdiği bir Araştırma Verileri Yönetimi Eğitim Portalı, Aperta'ya eşlik ediyor. acikveri.ulakbim.gov.tr adresinden ulaşılabilen bu portal; araştırma verisi, açık veri, açık bilim ve bu üçgenin içerisinde kalan bütün konular hakkında gerekli cevapları vermeyi ve araştırmacıları verilerinin hazırlanması ve ileriki araştırmalar için kullanılabilir hale gelmesi konusunda eğitmeyi hedefliyor. Araştırmacılar son derece detaylı şekilde hazırlanmış bu portaldan ilgili soruları alabilecekleri gibi belirtilen kategoriler ve birbirine bağlı konular hakkında bilgi alabiliyorlar.
Aperta, dünyadaki en gelişmiş platformlardan biri olan ve CERN tarafından geliştirilen Zenodo platformundan evrildi. Zenodo'nun ve türevlerinin popülaritesinden dolayı, platformun bir sonraki sürümü CERN, TÜBİTAK ULAKBİM, Caltech, Northwestern University, Uni Bonn gibi büyük ortakların oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından geliştiriliyor. Bu platform makale, metin, video, ses, veri arşivleri gibi birçok türdeki kaydı depolayabiliyor, aranır ve alıntılanabilir hale getiriyor. Sağladığı topluluklar desteği ile konu veya araştırma ekiplerine özel koleksiyonların oluşturulmasına ve aranmasına izin veriyor. Yazılım açık kaynaklı olarak ve son derece özgürlükçü bir lisans ile geliştiriliyor. Bu sayede rahatça uyarlanabilmesi ve yaygınlaşabilmesi hedefleniyor. Yazılım açık veri öncelikli ve odaklı olsa da diğer erişim türlerine de (sınırlı, ambargolu) destek veriyor. Aperta'da ilk
Sonuç olarak Türkiye, dünyada büyük bir hıza ulaşmış olan araştırma verilerinin açık hale getirilmesi, paylaşılması ve doğru şekilde yeniden kullanılabilmesi ile ilgili değişime seyirci kalmayarak, kendi yerini sağlamlaştırmak ve konudaki lider ülkelerden biri olmak için konuyu yakından takip edip gerekli adımları atıyor. *Başuzman Araştırmacı - TÜBİTAK ULAKBİM Ağ Teknolojileri Birimi.
22 KARİYER İstanbul Havalimanı’nda üst düzey atama IST Bilişim Genel Müdürü ve İGA Havalimanı İşletme Grubu Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ersin İnankul, Dijital Hizmetler ve Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine atandı. İGA Sistem, İcra Kurulu Üyesi olarak görevini yürütecek olan İnankul, İstanbul Havalimanı’nda yolculara sunulan havalimanı deneyiminin ticari açıdan da farklılaşması için çalışmalarını sürdürecek. İnankul, dijital havalimanı konseptinin önemli bir parçasını oluşturan yeni nesil akıllı ticaret platformlarının İstanbul Havalimanı’nda konumlandırılmasına liderlik edecek. Lisans eğitimini Erciyes Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde tamamlayan Ersin İnankul, sırası ile ODTÜ’de bilişim ve yurtdışında finans eğitimi aldıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde MBA yüksek lisans programını tamamladı. İnankul, TAV bünyesinde çeşitli pozisyonlarda yurt içi ve yurt dışında birçok havalimanında görev aldıktan sonra 2015 Mart ayı itibarı ile İGA bünyesinde profesyonel kariyerini sürdürme kararı aldı. İstanbul Havalimanı’nın inşaat aşamasından tam kapasite operasyona geçme sürecinde aktif rol oynayan İnankul, havalimanında proje yönetimi, teknolojik altyapı tasarımı ve özel havalimanı sistemleri geliştirme konularında görevler üstlendi.
Çalışanlar, robotlar ile esas verimi yakalıyor Son iki senedir robotik süreç otomasyonu uygulamasını kullanan Albaraka Türk, son 6 ayda çalışanlarını tekrar eden işleri otomatize edebilecekleri birer RPA (Robotic Process Automation) uzmanına dönüştürdü. Böylece Albaraka Türk çalışanları, tekrarlı operasyonel işleri robota devrederek, katma değerli işlere odaklanarak verimliliklerini artırma fırsatı yakaladı. Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, “Aslında robotlar kimsenin ekmeğini elinden almıyor, aksine daha iyiyi hedefleyen ve daha verimli çalışmak isteyen herkesin ekmeğine yağ sürüyor” dedi. Robotik Süreç Otomasyonu eğitimi alan ve kurum içinde ‘Şampiyon’ olarak nitelendirilen Albaraka Türk çalışanları, bir takım olarak hareket ederek birimlerinin dijitalleşme süreçlerinde aktif rol alıyor. Bu yeni organizasyon modeli ile birlikte Albaraka Türk’te 2019 sonu itibariyle 5 robot, 25 farklı birimde 70 farklı işi düzenli olarak gerçekleştiriyor. 2020 yılı sonunda ise bu şekilde toplam 100 bin saatlik iş gücü kazanımı öngörülüyor. Albaraka Türk, bu süreçte robotik kodlamaya ilgi duyan tüm çalışma arkadaşlarını eğitim sürecine dahil etti.
BThaber 17 - 23 ŞUBAT 2020
İTÜNOVA TTO’da görev değişimi
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) teknoloji transfer arayüzü olarak hizmet vermek amacıyla Ocak 2014’te kurulan İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi’nde (TTO) yeni dönem başladı. 2014 yılından bu yana İTÜ’nün Teknoloji Transfer Ofisi İTÜNOVA TTO’da Genel Müdürlük görevini üstlenen Dr. Ercan Çitil, İTÜNOVA TTO’ya Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. İTÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin yeni Genel Müdürü ise
Ekrem Özcan oldu. ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümü mezunu olan Ekrem Özcan; mezuniyet sonrası Aselsan'da, Temsa’da ve Turkcell'de görevler aldı. İTÜ Otomotiv Teknolojileri Ar-Ge Merkezi (OTAM) Genel Müdürü ve TOSB İnovasyon Merkezi Genel Koordinatörü görevlerini de yürütmekte olan Özcan’ın girişimci geliştirme, pazarlama stratejileri ve işletme üzerine yayınlanmış 5 kitabı bulunmakta.
Nurcan Bıçakçı Arcan’a SAS’ta yeni görev
2017 yılından bu yana SAS Orta Doğu, Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Pazarlama Direktörü olarak görev yapan Nurcan Bıçakçı Arcan, 2020 Ocak ayı itibarıyla SAS Orta ve Doğu Avrupa, Rusya, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Pazarlama Direktörü olarak atandı. Arcan, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Oxford Brookes
Üniversitesi’ndeki Executive MBA programını tamamladı. Çalışma hayatına Pricewaterhouse Coopers’ta başlayan Arcan, ardından Turkcell ve Türk Telekom Grubu’nda pek çok kademede pazarlama ve iş geliştirme görevlerinde bulundu. Bilişim sektöründe pazarlama alanında 15 yılı aşkın bir deneyime sahip olan, SAS’ın Türkiye ekibinde 2014-2015 arasında pazarlama müdürlüğü görevini yerine getiren Nurcan Bıçakçı Arcan, 2015 itibarıyla şirketin Orta Doğu, Afrika ve Türkiye’deki pazarlama faaliyetlerinin başına getirilmişti. Takip eden iki yılın ardından, 2017’de SAS Orta Doğu, Türkiye ve Doğu Avrupa Pazarlama Direktörü olarak atanan Arcan, 2020 Ocak ayında, SAS ekibinde Orta ve Doğu Avrupa, Rusya, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Pazarlama Direktörü olarak görevine başladı.
KARİYER 23
BThaber 17 - 23 ŞUBAT 2020
Eğitim araçları arasında VR da var
Küresel hizmet sağlayıcısı ISS, eğitim materyalleri arasına sanal gerçeklik teknolojisini (VR) ekledi. ISS bu yeni sistem ile eğitimlerden alınan bilgilerin kalıcılığının artmasını, çalışanlarının
Roche Diagnostik Türkiye’de görev değişimi
gelişime ihtiyaç duyan alanlarının tespitini ve raporlanmasını, yeni neslin eğitim bağlılığını artırabilmeyi ve eğitim verimliliğinin üst düzeye çıkarılmasını amaçlıyor. ISS’te sanal gerçeklik teknolojisinin içine hizmet verilen tüm alanların, kullanılan ekipmanların ve kişisel koruyucu donanımların 3D çizimleri eklenerek, çalışanların kendilerini her gün görev yaptıkları alanlarda hissetmeleri sağlanıyor. Hazırlanan eğitim senaryosu, oyunlaştırma tekniği kullanılarak simülasyon haline de getiriliyor. ISS’te sanal gerçeklik teknolojisi başlığında hizmete özel kritik kontrol noktaları simülasyonun arka planına kodlanarak personelin eğitimi alması sağlanırken, gelişim ihtiyacı duyulan alanlar da tespit ediliyor.
2009 yılından beri Roche Diagnostik bünyesinde farklı görevlerde bulunan Daniel Weber, kariyerine Türkiye’nin Satış Sonrası Destek Direktörü olarak devam edecek. 1 Ocak itibariyle Roche Diagnostik Türkiye’nin Satış Sonrası Destek Direktörü olarak göreve başlayan Weber, Tulln Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü mezunu. Roche Diagnostik Avusturya’da Uygulama, Müşteri İlişkileri Yönetimi ve Pazarlama alanlarında birçok farklı sorumluluğu ve projeyi yürüten Weber, 2015’ten bu yana Satış Sonrası Destek Direktörü olarak görev yapıyordu.
Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.
BThaber
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R
20 Şubat 2020 BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
14 Nisan 2020 360 CIO ZİRVESİ İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.360cnp.com
Y U R T İ Ç İ
3 Mart 2020 IT FORUM TUKEY İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.itforumturkey.com
16 Nisan 2020 BTvizyon Malatya Toplantısı Malatya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
10 Mart 2020 19 Mart 2020 GOSB Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
21 Nisan 2020
Cloud Talk Global İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.cloudtalkglobal.com/istanbul/tr/
11 Haziran 2020 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
2 Nisan 2020 BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
9 Temmuz 2020 Bilişim 500 Ödül Töreni 2020 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 1 Mart 2020 AI in Healthcare Qatar 2020 Doha, Katar AYRINTILI BİLGİ: www.keynotic.com/AIHQ/
Y U R T D I Ş I
14-19 Mart 2020 CloudFest 2020 Rust, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cloudfest.com/
15-18 Mart 2020 O’Reilly Strata Data & AI Conference San Jose, ABD AYRINTILI BİLGİ: conferences.oreilly.com/strata-data-ai/ stai-ca
16-20 Mart 2020 Design Thinking and Innovation Week Londra, İngiltere AYRINTILI BİLGİ: futurelondonacademy.co.uk/en/course/ design-thinking-and-innovation
17-20 Mart 2020 The International Security Conference Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.iscwest.com/
BThaber
24 MEKTUP
17 - 23 ŞUBAT 2020
Göbeklitepe, tasarımda koleksiyon oluyor!
Yeni hafta ile merhaba, Hele de soğuk günlerin vazgeçilmezi olan çorba ile açılışı yapıyorum bu hafta. Yemeksepeti kullanıcıları 2019’da 5,5 milyon çorba siparişi vermiş. Her yöre ve ülkeden 2 bin 800’ün üzerinde çorba çeşidi bulunan Yemeksepeti’nde, restoranların yüzde 75’inin menüsünde çorba var, ama en sevilen de açık ara Mercimek çorbası. Kullanıcıların birleştiği bir diğer ortak lezzet Ezogelin çorbası da ikinci sırasında. Gelelim yöresel çorbalara… Gaziantep’in efsanesi Beyran bu başlıkta ilk sırada. Onu; Adana’nın Yüksük çorbası ve Tokat’tan Toyga çorbası 2019’daki sipariş sayıları ile izlemiş. Konu çorba oldu mu, bu saydığım alışkanlıklarımızdan pek vazgeçmiyoruz ve dünya çorbalarına karşı mesafeliyiz. Gelelim yılın gurur veren projelerine… Ankara Kalkınma Ajansı’nın kurduğu Sosyal Sorumluluk Platformu'nda yer alan "Kendini Keşfet” projesi kapsamında sponsorluk imza töreni gerçekleştirilmiş. "Kendini Keşfet“ projesi ile interaktif bir eğitim ile dezavantajlı ve şiddete maruz kalan 20 kadının, kendi varoluşlarını ve potansiyellerini fark etmelerine yardımcı olmak, kadınların özgüvenli, çözüm odaklı, mücadele verebileceklerinin farkına vararak sevgiyle yaklaşımlarını taze tutmalarını sağlamak hedefleniyor. Platform, aslında 11 konu başlığı altında STK’lar tarafından projelendirilen çeşitli toplumsal sorunlara çözüm önerilerini sponsor ve gönüllüleri ile buluşturan bir yapı. Detaylar
YIL 25 SAYI 1256
17 - 23 ŞUBAT 2020
http://www.sosyalsorumluluk. org.tr/ sitesinde. Çalışanına değer veren, ödülsüz kalmaz. DHL Global Forwarding Türkiye de başarılı İK uygulamaları ve kurum kültürüyle Top Employers Institute tarafından “2020 Yılı En İyi İşveren (Top Employer)” sertifikasına layık görülmüş. Siber saldırı simülasyonu teknolojileri ve sürekli güvenlik doğrulaması yaklaşımıyla BT güvenliğine yeni bir boyut kazandıran Picus Security ise ABD merkezli siber güvenlik mecrası SC Media tarafından Analiz ve Test Kategorisi’nde 2019 yılının ‘Yenilikçi Şirketi’ seçilmiş, SC Media’nın 2019 Yenilikçiler e-kitabında da yerini almış. Sanatsal gündemim yoğun bu hafta. Dassault Systèmes, Paris’teki Atelier des Lumières dijital sanat merkezinde, dünyanın her yerinden toplumu olumlu yönde etkileyen yenilikleri sergileyen bilimsel ve teknolojik bir sanal gerçeklik deneyimi olan “Museum of Innovation”ı tanıtmış. Güneş enerjili otonom insansız hava araçları ve sürdürülebilir enerji üretiminden 3D yazıcıyla organ üretimine ve sanal ameliyatlara kadar bu yeni 3D deneyimi, yepyeni projeleri herkesin keşfetmesi için de bulunmaz fırsat. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB), tasarruf ve yatırım bilincini aşılamak amacıyla düzenlediği 6. Kamera Elinde Geleceğin Cebinde Kısa Film Yarışması için başvurular devam ediyor. Yetkin jüri, bugünden
Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber Abone ve Dağıtım
btabone@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr
yapılan yatırımlarla geleceğe sahip çıkmayı ve yön vermeyi hedefleyen en iyi filmleri seçecek. Son başvuru tarihi 6 Mart. Filmin senaryosunun esası şu kelimeler: Bütçe, Birikim, Yatırım, Hedef, Gelecek, Finansal planlama, Emeklilik, Risk, Portföy, Yatırım vadesi (kısa, orta, uzun), Pay (hisse), Borçlanma aracı, Tahvil/bono, Kira sertifikası, Yatırım fonu, Bireysel emeklilik, Aracı kurum, Portföy yönetim şirketi, Banka, Yatırım danışmanı. Yarışmaya katılmak isteyenlerin, işte bu 20 kelimeden en az 10 tanesini kullanarak çektikleri 3 dakikayı aşmayan filmlerini www. kameraelindegelecegincebinde. com sitesi üzerinden doldurdukları formla birlikte elden, iadeli taahhütlü posta veya kurye/kargo aracılığıyla sitede belirtilen adrese teslim etmesi yeterli. Yine TSKB desteği var. Bu sefer de İKSV işbirliğiyle İstanbul Müzik Festivali kapsamında hayata geçirilen Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu üçüncü yılında destek arayan genç kadın müzisyenlerin başvurularını bekliyormuş. Başvurular 13 Mart’a kadar destekbasvuru@iksv.org adresinden gerçekleştirebilecek. Ayrıntılı bilgiler de müzik.iksv.org sitesinde. Şanlıurfa Turizmi Geliştirme tarafından İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) işbirliğinde düzenlenen ‘Göbeklitepe Doğal Taş Ürünler Tasarımı Atölyesi’, Şanlıurfa’da gerçekleştirilmiş. Arkeoloji
Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr
Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Görsel Yönetmen Sena Çakıroğlu senac@bthaber.com.tr
adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
alanında bilinen tüm tezleri altüst eden Göbeklitepe’nin tasarım aracılığıyla Türkiye'ye ve dünyaya tanıtılmasının, Göbeklitepe için bir koleksiyon değeri yaratılmasının hedeflendiği atölye çalışmasında, bu kültürel mirastan esinlenilerek özgün tasarımların geliştirilmesi de amaçlanıyor. Özgün ve ihracat potansiyeli yüksek ürün tasarımlarının geliştirilmesini hedefleyen Göbeklitepe Tasarım Atölyeleri, ‘Göbeklitepe Tasarım Koleksiyonu’ kapsamında Türkiye’nin önde gelen tasarımcılarının katılımıyla farklı alanlarda gerçekleştirilmeye devam edecekmiş. Haftaya noktayı, yaz günlerine dair bir etkinlikle koymak hepimize iyi gelecek. Dünya Çevre Günü etkinlikleri kapsamında ‘Kentte Ekolojik Yaşam’ temasıyla gerçekleştirilen ve bu yıl dördüncüsü düzenlenecek Kadıköy Çevre Festivali’ne başvurular başlamış. “Atıksız Yaşam” sloganıyla 5 - 7 Haziran 2020 tarihlerinde Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda gerçekleşecek festivale katılımcı olmak için son başvuru tarihi ise 2 Mart. “Atıksız Yaşam” içeriğinin öne çıkarılacağı festivalde, günlük tüketim alışkanlıkları, al-kullanat sistemi ile dünya kaynaklarını hızla tüketirken büyüyen atık sorunu, atıksız - sıfır çöp yaşamı, sürdürülebilir bir geleceğin nasıl inşa edilebileceği tartışılacak. Festivalde stant açmak, etkinlik düzenlemek isteyenlerin http:// cevrefestivali.kadikoy.bel.tr/ adresindeki formu doldurarak başvuru yapması yeterli. Haftaya yine buradayım,
BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Arif Şuekinci
Online Editör Atılay Aşkale atilaya@bthaber.com.tr
Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken
Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Venture investments will continue to grow In the ‘Venture Pulse’ research prepared by KPMG for every quarter of the year, global venture investments for the third quarter of 2019 were analyzed. Accordingly, venture capital investments decreased globally in the third quarter compared to the second quarter, but investments in Europe and the USA remained strong. In the third quarter of 2019, venture capital has invested 55.7 billion USD with 4 thousand 154 transactions in the world. Although the figure decreased a little compared to the second quarter, the lion’s share went to the USA with 2,265 agreements and 28.1 billion USD. Europe broke a record with an investment of 9.79 billion USD in three months, while venture investments in Asia fell slightly to 14.9 billion USD. KPMG Turkey Mergers and Acquisitions Services Leader Gökhan Kaçmaz listed the global trends to be followed in 2020 as: “Although there is a significant amount of liquidity in global venture capital markets, investors are expected to be more careful when making their investments. Fintech, transportation, healthtech and biotechs are the areas where global venture investments are popular and artificial intelligence will be a critical focus in the technological vertical. Global economic and geopolitical uncertainties are
expected to be high for investors due to the trade war between Brexit, China and the USA and the US Presidential election to be held in late 2020. We expect continued appetite for investment in game, payment systems, marketplace applications and cyber security initiatives in Turkey.” Prominent topics in research such as increasing investments in cybersecurity and vulnerability in Asia are listed as: - The sectors that attract the most investment in Europe such as automotive, mobility and fintechs, health technology, biotechnology and cyber security are fast growing sectors. Venture capital investments in cyber security companies have been preparing to exceed the 6.4 billion USD record in 2018, reaching 5.8 billion USD globally since the beginning of the year. The increase in the trend related to technological innovations in sectors in all regions of the world and the increase in cyber security risks accordingly indicate that the investments in this area will continue to grow. - Investments in Asia in terms of volume and transaction decreased to 14.9 billion USD by 10 billion USD compared to the same period of the
previous year. However, the total number of transactions in the region has increased from 839 to 922. Despite the decrease in investment volume, the increase in the number of transactions shows that investors’ interest in the region continues. Venture investments in Asia are expected to remain fragile due to the trade war between the USA and China. - Global Fintech companies received high investments in the third quarter of 2019. Transportation also attracted the most investments globally. In China, Didi Chuxing has been invested 600 million USD by Toyota, CHJ Automotive has been invested 530 million USD and Hellobike 400 million USD. When we look at the general Asian situation, it is seen that the Indian company Ola Electronic Mobility has been invested 490 million USD in the same quarter. The German transport application FlixMobility in Europe received the highest investment in the third quarter of 2019. - Some high profile American ‘Unicorn’ companies such as Beykon Meat, Lyft, Peloton, SmileDirectClub, Uber and Zoom were offered to the public in 2019. The first technology company to be
offered to the public after Spofity was Slack. - According to Startup.watch data; a total of 30 initiatives in Turkey received over 36 million USD in venture capital investment in 2019. Dream Games, which is a venture of former Peak Games employees, received a seed investment of 7.5 million USD in November 2019 with the participation of Balderton Capital in the leadership of Makers Fund and in this period, this has been the largest venture capital investment actualized in Turkey. - Earlybird, which joined two of Turkey’s leading venture capital investments Picus Security (5 million USD) and oBilet (5 million USD) in 2019, shows its desire towards the Turkish ecosystems. 2.1 million USD investment made to Mutlubiev by Maxis and Collective Spark has been one of Turkey’s leading transactions. Dekopasaj received 1.87 million USD investment from Galata Business Angels, Collective Spark and an anonymous angel investor in September 2019. Turkish marketplace initiatives are expected to become more prominent with the ongoing investment motivation in this area.
Comdata approved as an R&D Center Comdata, which offers customer experience products and services to more than 80 brands, which is the leader in its sector in outsourcing business processes, has been approved by the Ministry of Industry and Technology as an R&D center. Comdata IT Director Ragıp Atik emphasized that R&D
center approval is an important development for Comdata’s digitalization steps and call center industry. He stated that: “Worldclass studies are carried out in the field of customer satisfaction in the call center sector. We also implemented our R&D center project in order to carry out further studies with the global
vision of Comdata Group, service experience and technology power in 23 countries.” He continued as: “With our R&D center; we will continue our studies on software in the fields of RPA, big data, artificial intelligence. As part of BPO services, we will continue to develop products and solutions that put artificial intelligence
at the forefront. While we are registered as an R&D center, we will also deepen on the innovative products we have developed for our group companies operating in 23 countries. Designing new products and services based on technology to be used in both domestic and foreign markets will be our main focus.”
Equipped technology camp will prepare young people for their future careers Cyber Heroes Training Camp of Cyprus has been completed. In the scope of the project carried out by Youth Office, Turkey Strategic Technology Transformation Research Center (TÜSİDAM), IntelProb and Denizler IT, young people who obtained the right to participate in the camp after the online exam taken in December 2019, completed the three-day training camp. With the camp organized in two groups, the first group completed their training on February 4-56 and the second group on February 7-8-9. The camp was carried out in two groups in 2 laboratories created in the Lapta Technology Youth Camp of the
Youth Office. The trainings were held in coordination with the expert cyber security consultants of IntelProb and the Youth Department of Denizler IT with the support of TÜSİDAM. Handson trainings on ‘cyber security’ were given to young people attending the three-day camps. In addition to the hands-on trainings, the attendees who had the opportunity to reinforce the trainings they received during the day in the camp laboratories in the evening, participated in the CTF competition with the teams they established on the last day of two 3-day camps and had the chance to apply what they learned in the camp on the
Simulation Systems. Youth Department Manager Hasan Eren said that: “Having such a well-equipped technology camp for the first time in TRNC will enable young people to introduce new professions and offer opportunities to those who want to have a career in this path.” TÜSİDAM representative Eren Atik stated that: “We will continue to support young people who want to pursue a career in Cyber Security.” Denizler IT Director and Project Coordinator Lisani Deniz made the following statement: “We completed the 3-day camp, which was the second step of the Cyber Heroes of Cyprus
project, very beautifully and efficiently. Following the first step of the project consisting of training seminars and the exam, we com86 young people. They crowned the training with a CTF competition upon the training they received from IntelProb cyber security experts. We will take the third step of the Cyber Heroes Project of Cyprus, Online Training and 5-day Cyber Security Specialization Training, which will be open for those who succeeds in the online exam to be held at the end of June. Thus, we will prepare them for the internationally valid Cyber Security Specialist Certification Exam.”
Developing smart systems is the way to repel cyber attacks The ‘Information Technologies and Communication Authority (BTK) National Cyber Incidents Response Center (USOM) Opening Ceremony’ and Safe Internet Day event was held at BTK on February 10 with the participation of President Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan made the assessment as: “We cannot move to 5G without installing the domestic 5G technology infrastructure.” In his speech, President Erdoğan pointed out the necessity of conducting infrastructure investments in the most effective and efficient way and said: “Our goal is not to leave a single place in our country that does not fall within the scope of the communication infrastructure. Turkey’s first domestic base station and national base station ULAK has produced for this purpose. Today, there are approximately 190 thousand base stations in our country. The number of base stations used by ULAK is around a thousand. Although there is a 3,400 ULAK order given by our various operators, it is obvious that there is still a long way to go in this regard. I invite all our mobile operators to use the local
and national base station of our country ULAK more effectively.” Erdogan said that while they were holding the 4.5G tender in 2016, they gradually brought a 30%, 40% and 45% locality requirement, but with 23%, we are still far from these locality rates. In mobile technology, which is a critical area, we have to reach higher localization rates in 5G. We should also be ready for the technology of the future as soon as possible, by carrying out a comprehensive study related to all sectors that 5G will affect. We cannot move to 5G without installing the domestic 5G technology infrastructure. For this, all our institutions and companies must act effectively and quickly.” Aiming to become a country which do not only consume, but also designs, develops, produces and markets technology to the world, Erdoğan expressed that: “We started the National Technology Step for this purpose. We mobilize all our opportunities to develop domestic and national innovative technologies in a way that will embrace all institutions and individuals in our country, especially the public. Technology
has a beneficial aspect to humanity as well as an aspect that makes crime an industry. In the past, simple purposes and cyber-attacks by highly skilled people have now reached the level of states. This situation causes cyber-attacks to be carried out with a very strong infrastructure and strong staff, thus becoming target-oriented and much more destructive. Turkey is among the countries most targeted cyberattacks in recent years. The number of cyber-attacks against our country, which did not reach 9 thousand in 2016, has exceeded 136 thousand last year. The more important the security of our borders is, the more important the security of our electronic systems and the data stored there. We have entered a period in which all kinds of technological products, especially artificial intelligence supported unmanned aerial vehicles and robotic systems, will gain more place in our lives. We should give more importance to the security aspect of this business, otherwise we will not prevent our country from turning into a technology dump and we will deliver all our critical systems
to others.” Erdoğan added that: “Data becomes as important as oil. Trying to provide data security with foreign solutions is equivalent to entrusting border security to foreign soldiers. We accelerate domestic and national solution studies on data security. Turkey is unable keep all Turkey’s data in Turkey. For this, we must absolutely streamline the data centers of the public and private sectors. I expect our relevant institutions to quickly complete their work on this issue. The way to repel attacks used with smart systems is to develop and use smarter systems. Trying to resist cyber-attacks with conventional systems is like stopping the bullet with paper. We are now entering a period where technology dominance can penetrate every system and every element that produces and uses it. For this purpose, as the Presidency, we have published the ‘Information and Communication Security Circular’. We attach importance to the implementation of this circular, which is binding for our institutions and public officials, with all elements.”