BThaber Sayı 1085

Page 1

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1085 22 - 28 Ağustos 2016

Strategic Partner

KASIM TITLE SPONSOR

BADGE SPONSOR

ENDORSING ASSOCIATION

SUPPORTING ASSOCIATION



Türk oyun geliştiricileri, dünya pazarına açılıyor ODTÜ TEKNOKENT, TOGED ile birlikte, 17-21 Ağustos tarihleri arasında Almanya’nın Köln şehrinde gerçekleştirilen Avrupa’nın en büyük oyun fuarı ‘Gamescom’un ‘partner’liğini üstlendi. Selahattin Esim

Sayfa 10

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

Her şey temiz ve çevreci teknoloji için…

5

Zeynep Okuyan

1085 22 - 28 Ağustos 2016

CIO’lar Dijital Dönüşümü konuştu

Dünyanın en geniş katılımlı çevreci fikir yarışması ClimateLaunchpad 2016’nın katılımcı ülkeleri arasında Türkiye de yerini aldı.

Sayfa Arkadin,

8

çözümlerini yeniden yorumluyor Türkiye’de 2010 yılından beri faaliyet gösteren Arkadin, ses, video, web ve bütünleşik iletişim çözümlerini buluta taşıyor.

Sayfa

Frederic Zalma

Uyduda artık bu ücretler yok

14

Yusuf Ata Arıak

TELKODER, uydu terminallerinden alınan telsiz ruhsat ve kullanım ücretlerinin kaldırılması hakkındaki kararın yürürlüğe girdiğini duyurdu.

Sayfa Türkiye Bilişim Derneği ve BThaber tarafından ortaklaşa düzenlenen Alp Yaşar Terlemez

Vizyon toplantılarının altıncısı düzenlendi. Bu yılki toplantının konu başlığı 3 CIO ise “Dijital Dönüşüm ve Bulut Stratejileri” oldu.

201 2



BThaber

E-TOPLUM

22 - 28 AĞUSTOS 2016

3

CIO’lar Dijital Dönüşümü konuştu Alp Yaşar Terlemez Şirketlerin bilişim yöneticilerini bir araya getirerek sektörle ilgili bilgi ve tecrübe paylaşımı için verimli bir ortam sağlayan CIO Vizyon Toplantıları bu yıl da büyük bir ilgi ve katılımla gerçekleştirildi. QlikView ve Intel Security sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte Dijital Dönüşüm konusu tartışıldı. Bu yılki toplantının konu başlığı ise “Dijital Dönüşüm ve Bulut Stratejileri” olarak belirlendi. Günümüz dünyasının vazgeçilmez bir kavramı olan Dijital Dönüşüme şirketler nasıl hazırlanıyor, yol haritaları nasıl şekilleniyor, CIO’lar bu süreçlerde ne gibi zorluklarla karşılaşıyor ve Dijital Dönüşümün avantajlarının ne olduğu ile ilgili sorular sektörün en profesyonel ve yetkili üyeleri tarafından tartışıldı. Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Tosunoğlu tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından etkinlik kapsamında çeşitli sunumlar da yapıldı. Bunlardan en ilginç olanı ise bu yılki toplantıya farklı bir bakış açısı katmak ve bilişim kavramını alışılmışın dışında yorumlamak amacıyla toplantıya davet edilen, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın “Beyin, Bilinç, Yaşam” başlıklı sunumu oldu. Beyin artık bir enformasyon makinesi olarak algılanıyor Sunum kapsamında değişen beyin teorisinden bahseden Prof. Dr. Kılıç, bu yeni teoriyle birlikte yaşam algımızın değiştiğini ve artık teknolojiye çok daha farklı bir bakış açısıyla baktığımızı vurguladı. Prof. Dr. Kılıç “Biz artık beyni eskiden olduğu gibi yüz milyar nöronun oluşturduğu bir et parçası olarak algılamıyoruz. Beyin artık iki üzeri 100 milyar olasılık içeren bir enformasyon makinesi olarak algılıyoruz. Bu bakış açısıyla birlikte beyin artık sadece vücudun dengesini sağlayan bir işlem merkezi olmanın çok daha ötesine geçerek zihin yaratan bir organ olarak tanımlanıyor” şeklinde konuştu. Bu yeni bakış açısı çerçevesinde beynin hangi matematiksel modelle zihin yarattığını açıklamayı hedefleyen İnsan Connectom Projesi’ne de değinen Prof.

Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi ve BT Haber Şirketler Grubu işbirliğiyle düzenlenen CIO Vizyon toplantılarının altıncısı düzenlendi.

Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Tosunoğlu Dr. Kılıç, bilim insanlarının son yıllarda bu projeyle birlikte yaşamın matematiksel bir sistem olarak ortaya koyulup koyulamayacağını sorguladıklarını belirtti. Var olan her şeyin enformasyon olarak bir karşılığı olduğunu anlatan Kılıç, beynin de bu bilgileri işleyerek yaşamı anlamlandıran bir enformasyon mekanizması olduğunu ifade etti. 1867 yılında Maxwell tarafından ortaya koyulan ve teorik fizikçiler tarafından da sorgulanan “Bilgi enerjiye dönüşebilir mi?” sorusunun, geçen yıl Avrupa Bilim Sanat Akademisinde en çok konuşulan konular arasında yer aldığını söyledi. Maxwell’in 1867’de yaptığı deneyle bunun mümkün olabileceğini gösterdiğini belirten Kılıç, bu fikrin Japonya’da bu yıl yapılan bir deneyde bir soğutucu sistemin enerjisinin üretilmesinde kullanıldığını sözlerine ekledi. İş birimleri ve BT arasındaki veri işlemeye yönelik sorunları adresliyoruz Etkinlik kapsamında bir sunum gerçekleştiren QlikView Türkiye Danışmanlık Destek Direktörü Emre Çabuk, Dijitalleşen dünyada veri konusunu anlattı. Dijitalleşme konusu

açıldığında herkesin veri kısmına odaklandıklarını belirten Emre Çabuk, QlikView olarak konuya bakış açılarının, verinin bilgiye dönüşmesi sırasında, veri akışının bilgi teknolojilerinden iş birimleri yönünde gerçekleştirilmesi ve verinin iş birimleri tarafından bilgiye dönüştürülmesi olduğunu söyledi. Bunun arkasında yatan nedeni açıklayan Emre Çabuk, iş birimlerinin gündelik hayatta kullandığı kolay teknolojilerin iş ortamlarında da olmasını istediğinin altını çizdi. Bilgi teknolojilerinin genelde merkezi bir yapı istemesinden dolayı erişim izini ve yetkilendirmeler konusunda iş birimleriyle genelde bir çekişme içinde olduklarını ve burada oluşan sorunların çözümlenmesini adreslediklerini ifade etti. Bilgi kullanarak iş birimleri ve bilgi teknolojileri arasında bir sinerji üretmeyi hedeflediklerini belirten Çabuk, Dijitalleşmeyle birlikte bu sorunların aşılabileceğini vurguladı. QlikView olarak verinin asıl sahibinin BT tarafından ziyade iş birimleri olduğunu belirten Emre Çabuk, kendilerinin veriyi birleştirerek iş birimlerine ulaştıran bir platform sağladıklarını sözlerine ekledi. Emre Çabuk, sunumunu

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç Qlik Sense ürünü üzerinde gerçekleştirdiği bir demo ile sonlandırdı. Güvenlikte ezber bozuluyor CIO Vizyon Toplantısı’nda “Güvenlikte Ezber Bozuluyor” başlıklı bir konuşma yapan Intel Security Türkiye & Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar, organizasyonların güven içinde yenilik yapmaları, çalışmaları ve büyümelerinin bir zorunluluk olduğunu belirtti. Özar, güvenlik stratejilerinin başarılı uygulamaları için siber güvenlik alanında yetişmiş insan gücünün önemini vurguladı. İlkem Özar, konuşmasında dijital dönüşümün günümüzde her işletmenin vazgeçilmez bir parçası olduğuna dikkat çekti ve şu ifadeleri kullandı: “Müşteriler artık zaman ve konumdan bağımsız olarak tüm iletişim kanallarından anında hizmet almak istiyorlar ve bu da dijital dönüşümü kaçınılmaz hale getiriyor. Finanstan üretime, pazarlamadan insan kaynaklarına kadar geniş bir niteliğe sahip bu değişim süreci kurumların tüm işleyişine etki ediyor. Öyle ki bazı kurumlar dijital dönüşümü doğru yönetebilmek için organizasyonlarında Dijital Dönüşüm Lideri pozisyonu atıyorlar. Benzeri şekilde

güvenliğin de merkezi şekilde yönetileceği organizasyonlar oluşturulmalı ve bu yönde adım atan kurumların sayısı artmalı.” Büyük bir yapıyı dijital dünyaya adapte ettik Albayrak Holding’in 79 aktif şirketten oluştuğunu anlatan Albayrak Holding CIO’su Erdal Nalbant “Dijital Yolculuk” başlıklı sunumunda bu büyük yapının yaşadığı dijital dönüşüm sürecine değindi. Albayrak Holding’de bilişim altyapısının holding bünyesindeki Albil Merkezi Hizmetler isimli şirket tarafından üstlenildiğini söyledi. BT tarafında yaptıklarını iş birimleriyle örtüştürmeyi hedeflediklerini belirten Nalbant, BT bölümlerinin günümüzde artık gelirlere de katkı yapacak aksiyonlar almalarının istendiğinin altını çizdi. Holding bünyesinde gerçekleştirdikleri bina otomasyonları ve merkezi personel kontrol sistemi gibi projelerle elde ettikleri tasarrufların oldukça fazla olduğunu ifade etti. Bunun yanında 2013 yılında aldıkları stratejik kararla bütün medya sunucularını buluta taşıdıklarını ifade etti. Bu sayede holding bünyesindeki medya şirketlerinin erişilebilirliğinin oldukça yükseldiğini de sözlerine ekledi. Hizmet kalitemizi dijital dönüşüm ile artırıyoruz Doğtaş ve Kelebek Bilgi Teknolojileri Müdürü Yavuz Selim Hindistan, şirket bünyesinde yaşadıkları dijital dönüşüm hikâyesini anlattı. Şirket olarak kendi müşterilerine verdikleri hizmetin kalitesini yükseltmeyi amaçlayarak dijital dönüşüm yolculuğuna çıktıklarını ifade eden Yavuz Selim Hindistan, katma değeri olan verileri toplamak ve anlamlandırmak için tüm bayilerinde hızlı ve esnek çalışan bir platform kurduklarını belirtti. Uygulamaya soktukları uygulamayla, müşteri ihtiyaçlarının not edildiği tüm formların tablet ve bilgisayar üzerinden işleme koyularak dijitalleştirildiğini söyleyen Hindistan, şu anda Hizmet olarak Yazılım (SaaS) modeliyle kullandıkları Minerva sistemi ve özelliklerinden bahsetti.


4

BThaber

E-TOPLUM

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Genç istihdamının artırılması için Ankara girişimcilik ekosistemi geliştiriliyor Ankara Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan ve Avrupa Birliği Sedef Özkan Katılım Öncesi Yardım Programı (IPA) ‘İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı’ (İKG-OP) kapsamında desteklenen ‘Genç İstihdamının Artırılması için Ankara Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi Projesi’ hayata geçiriliyor. Ankara’da genç istihdamının artırılmasını hedefleyen projenin ana eylemleri, girişimcilik ekosisteminin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için bu ekosistemi besleyen unsurların desteklenmesine odaklanıyor. Böylece Ankara’nın sahip olduğu yetişmiş insan kaynağı profili katma değer yaratacak girişimcilik alanlarına yönlendirilerek genç istihdamının artırılması

‘Genç İstihdamının Artırılması için Ankara Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi Projesi’, sözleşmelerin imzalanmasının ardından resmi olarak başladı. sağlanacak. Projenin açılış toplantısına, Ankara Kalkınma Ajansı’nı temsilen ilgili birim başkanları ve uzmanlardan oluşan bir heyet katıldı. Toplantı, tarafların tanışması ve proje uygulama sürecinde ana sorumluluklar ve temel idari konuların konuşulmasının ardından tamamlandı. Proje kapsamında gerçekleşecek olan birçok faaliyet Ankara’nın girişimcilik ekosisteminin uluslararası

Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık ölçekte dinamizm kazanması amacıyla tasarlandı. Projenin en önemli çıktılarından biri olan Girişim Destek Ofisi ve Kuluçka Merkezi, Ankara Kalkınma Ajansı bünyesinde kurulacak. Merkez ilk olarak Ankara’nın ve Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini ihtiyaçlar kapsamında analiz ederek özgün eğitim programları, rehberler, internet portalı gibi girişimcilerin kullanımına sunulacak araçlar geliştirecek. Türkiye’de ilk

kez bu derinlikte yapılacak olan analiz sonuçları neticesinde Ankara’da başta teknoloji odaklı olmak üzere girişimciliğin yol haritası çizilecek. Genç istihdamının girişimcilikle artırılması kapsamında farkındalık oluşturmak amacıyla da Ankara’daki üniversite öğrencilerine birer haftalık eğitimler organize edilecek. Projede öne çıkan amaçlardan biri; Ankara’daki girişimcilik ekosisteminin kültürel ve sosyolojik

yapısının da önemsenerek özgün modeller ortaya çıkarmak. Bu kapsamda, girişimcilerin ihtiyaçlarına yönelik mentorler yetiştirilerek bir mentor havuzu oluşturulacak. Ayrıca, ekosistemin en önemli ihtiyaçlarından biri olan teknoloji ticarileştirme konusunda eğitimler düzenlenerek mentorlük ile birlikte girişimcilere eş zamanlı sunulacak. Projenin başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, projenin Ankara ekonomisi ve Ankara’da yer alan girişimcilik ekosisteminin tüm paydaşlarını kapsayacak şekilde ilerlemesini temenni ettiğini kaydetti. Şayık, projenin iş fikri olan ancak bunu henüz ticarileştiremeyen ve yönlendirmeye ihtiyaç duyan genç girişimci adayları için son derece önemli olduğunu vurguladı.

‘Bilişimle Girişimci Kadın’lar geliyor! ‘Bilişimle Girişimci Kadın’ projesi başlangıç toplantısı, 2 Ağustos tarihinde Türkiye Bilişim Derneği’nde düzenlendi. ‘Bilişimle Girişimci Kadın’ (BGK) projesi; Ankara Kalkınma Ajansı’nın ‘Sosyal Sorunların Çözümünde Yenilikçi Yöntemler Mali Destek Programı’ kapsamında desteklenmeye değer görüldü. Türkiye Bilişim Derneği Ankara Şubesi ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ile ortaklaşa yürütülen proje, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından finanse ediliyor. ‘Bilişimle Girişimci Kadın’ (BGK) projesi başlangıç toplantısında, TBD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi, BGK Proje Yöneticisi Dr. Nergiz Ercil Çağıltay projenin amacını; çeşitli nedenlerle iş hayatından uzaklaşmış olan meslek sahibi kadınların sahip oldukları meslek bilgilerini katma değere dönüştürmek için bilişim teknolojilerini kullanarak eğitilmesi ve desteklenmesi olarak açıkladı.

Çağıltay, “BKG projesi, 1.7.2016 tarihi itibarıyla resmi olarak başladı ve 12 ay sonra tamamlanması bekleniyor. Proje çerçevesinde; bgk.org. tr portali üzerinden, bir meslek sahibi olan ancak emeklilik, evlilik, çocuk sahibi olmak gibi çeşitli nedenlerle iş hayatından uzaklaşmış kadınların bu bilgi birikimlerini sermayeye dönüştürebilmeleri için gerekli eğitimler, sertifikasyon

programı ve e-ticaret sistemini içerecek olan bütünleşik hizmetler sunulacak. Kurulacak e-Öğrenme platformuyla; açık kaynak olarak herkesin erişebilmesini sağlayacağız” şeklinde konuştu. Kadınların bilgilerini pazarlayabilecekleri e-Ticaret ortamı oluşturuluyor TBD’nin hedeflerinden birinin; bilişim teknolojilerini toplumun tüm kesimlerine

yaymak olarak aktaran TBD Ankara Şubesi Başkanı Selçuk Kavasoğlu, iş hayatından uzaklaşmış kadınların BGK sistemiyle bilgi birikimlerini e-Ticaret ortamı üzerinden duyurabilmelerine yardımcı olmak istediklerinin altını çizerek “Böylelikle bu kişilerin bilgiye dayalı hizmetlerini ilgili pazara sunarak talep sahipleriyle bir araya gelmeleri ve bağımsız olarak ticari

kazanç elde edebilmeleri mümkün olacak. Kadınların bilgilerini pazarlayabilecekleri bir ortam oluşturmak istedik. 12 ay sürecek projenin 3. ayında teknik personel de alacağız” dedi. Kavasoğlu, “Mimari proje çizimi, akademik danışmanlık, psikolojik danışmanlık, çeşitli konularda eğitim verme gibi konuların yanı sıra farklı projelerde yazılım desteği sağlama gibi konularda da kadınlarımıza herhangi bir yerden ve istedikleri zaman dilimlerinde bilgi birikimlerini sermayeye dönüştürme olanağı sunulacak. Böylelikle ilgili konularda kadınlarımızın bilgiye yönelik beşeri sermayelerini pazarlayabilmeleri ve aile ve ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlamaları mümkün olabilecek” açıklamasını yaptı. Projeyi; Dr. Nergiz Ercil Çağıltay’ın yanı sıra BGK Proje Koordinatörü Suna Sarıoğlu ve BGK Proje Yöneticisi Nurcan Özyazıcı Sunay yürütüyor.


BThaber

E-TOPLUM

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Avrupa Birliği tarafından fonlanan, Avrupa Birliği İnovasyon Handan Aybars ve Teknoloji Enstitüsü tarafından organize edilen ve küresel bazda 2015 yılından bu yana düzenlenen ClimateLaunchpad Yarışması, üçüncü yılında kapılarını Türkiye’yi temsil edecek iş fikri başvurularına açtı. 10 Ağustos’taki Türkiye finalinin ardından dünya finali ise 7 Ekim’de Estonya’nın başkenti Talin kentinde yapılacak. EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Zeynep Okuyan, “ClimateLaunchPad; henüz fikir halinde ama potansiyeli yüksek olan projelere, hayata geçebilmeleri için bilgi ve finansman desteği sunuyor” dedi. EY’nin bu

Her şey temiz ve çevreci teknoloji için… Avrupa Birliği İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü tarafından organize edilen, dünyanın en geniş katılımlı çevreci fikir yarışması ClimateLaunchpad 2016’nın katılımcı ülkeleri arasında bu yıl Türkiye de yerini aldı. yarışmadaki katkısı ise katılımcı ekiplere, kurumsal iş dünyası hakkında fikirler vererek ürünlerini pazarın ihtiyacına göre güncellemelerine imkan sağlamak. Bu sayede üretilecek temiz teknoloji ürün veya hizmetinin pazardaki açıklara, problem veya eksiklere en doğru biçimde yanıt vermesi sağlanabilecek. “Bu arada, birçok ülkede yapılan bu yarışma, Türkiye’de ilk defa düzenlendi” bilgisini veren Zeynep Okuyan, sorularımızı yanıtladı: n ClimateLaunchPad yarışması hakkında bilgi verir misiniz? ClimateLaunchPad yarışması, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında düzenleniyor. Yarışmaya

‘Çevrecİ BT’ başlığında farkındalığın artması İçİn özel sektörün ve kamunun ne gİbİ adımları atması gerek? Gelişmiş ülkeler, pek çok konuda olduğu gibi, bilişim teknolojileri konusunda da gelişmekte olan ülkelerin önünde ilerliyor. Türkiye de bu sıralamaya paralel olarak yerini alıyor. Ülkemizde TÜBİTAK gibi farklı farklı kuruluşların desteği ile ilginç ve yaratıcı projeler oluşabilmekte, fakat tabi ki

Türkiye henüz bu sene katılmış olmasına rağmen, 30 ülkenin katılım sağladığı yarışmada gelen başvuru sayısıyla ilk 5’ e girmeyi başarmış durumda. Bu güçlü başlangıcın Türkiye’de programın bilinirliği arttıktan sonra ileriki yıllarda da katlanarak devam edeceğini söyleyebiliriz. n EY bu yarışmada nasıl bir görev üstleniyor? Nasıl bir rehberlik süreci izleniyor? EY, etkinliğin ana sponsorlarından biri olarak eğitim programında yarışmacı gruplar ile bilgi birikimi ve iş dünyasındaki güncel deneyimlerini paylaşıyor. Ayrıca ülke finalistlerinin belirleneceği final gününde EY, ‘Sorumlu Ortak’ seviyesinde katılım göstererek jüri

EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Zeynep Okuyan

bunların sayıları artabilir. Farkındalığın artırılması konusuna gelince; kaynak artırımı ile ilgili yarışma programlarının sayısının artması daha fazla kişinin bu alana ilgisini uyandıracak. Bunun, oluşan fikir birliği sayesinde daha iyi projelerin doğmasına imkan sağlayacağına inanıyoruz.

üyeliği rolü ile programı destekliyor. ClimateLaunchPad yarışması, EY için normal iş akışının ve faaliyet alanı olan büyük kurumsal firmaların desteklenmesine ek olarak, yeni girişimlerin fikirlerinin desteklenmesi ve iklim değişikliğiyle mücadeleye küçük ve orta ölçekli işletmelerin de dahil edilmesi için önemli bir platform. n Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişimde çevresel öncelikler de artık ön planda. Bu eğilimi ve Türkiye’ye yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçen sene Eylül ayında Birleşmiş Milletler Konferansı çıktılarının küresel olarak benimsenmesi ve Aralık

5

ayında Paris’te uzlaşıya varılan İklim Değişikliği Anlaşması’nı takiben, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda küresel bir ajanda ortaya kondu. Önümüzdeki yıllarda hem ulusal ölçekte hem de özel şirketler ve diğer paydaşlar, belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni (SKH) destekleyecek ve küresel ısınmayı 2°C sınırının altında tutma hedefine katkı sağlayacak şekilde iş planlarını, yatırım ve faaliyetlerini şekillendirecek. Türkiye kalkınma planında 2023 yılına kadar enerjinin yüzde 30’unun yenilenebilir kaynaklardan sağlanması planlanıyor. Ülkemizin güneş, rüzgar ve akarsu potansiyeli düşünüldüğü zaman, planlanan kömür santralleri yerine, yenilenebilir kaynaklara yoğunlaşmak, düşük emisyonlu ve temiz teknoloji ile büyüme yolunda en doğru strateji olacak. Türkiye’de ise bu yatırım potansiyeli halihazırda var. n BT başlığında çevreci üretim ve geliştirmelerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bu çabaların Türkiye’deki geleceğine yönelik beklentiniz ne? Küresel olarak uzlaşıya varılan anlaşmaların en önemli sonuçlarından biri, ilgili alanların finansmanı ile ilgili oluyor. Bu bağlamda, bilişim teknolojileri altında çevreci üretim ile araştırma ve geliştirmeler için ayrılan kaynakların artması sonucunda bu alanın genişleyeceğini söyleyebiliriz. İş dünyasında sürdürülebilirliğin önemi ve etkisi her geçen gün artıyor ve bu trend ülkemizde de aynı şekilde seyrediyor. Türkiye’de faaliyet gösteren firmalar, sürdürülebilirlik alanında bölge coğrafyasındaki diğer ülke firmaları ile karşılaştırılarak ele alındığında, başarılı ve konuyu erken benimsemiş bir noktada bulunuyor diyebiliriz.

En büyük siber saldırıları Amerika, Rusya, Almanya’dan Siber güvenlik kuruluşu Arbor Networks, dünya çapında 330 ağ operatöründen gelen verileri Atlas ismini verdiği platform üzerinden anlık olarak izliyor. Bu yolla “online hizmetleri engelleme”ye yönelik siber tehditlerin (DDoS saldırılarının) anında tespit edebilmesini sağlıyor. Atlas üzerinden Türkiye

verilerine bakıldığında, 2016’nın ilk altı ayında 110 binden fazla saldırı yaşandığı tespit edildi. Haftada 18 bin siber tehdidin gündeme geldiği Türkiye’de, bu dönemde yaşanan en büyük saldırı ise saniyede 213 Gb’a ulaştı. Türkiye’ye yapılan saniyede 10 Gb’ın üzerindeki büyük boyutlu saldırıların

Amerika, Rusya, Almanya ve yine Türkiye’den kaynaklandığı gözlendi. Atlas, son 18 ayda dünyada haftalık ortalama 124 bin güvenlik olayı yaşandığını kayıt etti. Platform, yalnızca 2016’nın ilk yarısında saniyede 100 Gb’ın üzerinde hıza ulaşan 274 siber saldırı tespit ederken, bu sayı

2015’in aynı döneminde 223’tü. Saniyede 200 Gb’ı aşan daha yoğun saldırılar ise 2015’in ilk yarısında 16 iken, 2016’nın ilk yarısında 46’ya yükseldi. ATLAS verileri, saldırıların yalnızca sayıca değil, boyut olarak da arttığını ortaya koydu. Arbor Networks Türkiye Müşteri İlişkileri Yöneticisi Melih

Artar, “Atlas, hemen yanı başlarında ve dünya genelinde ne olup bittiğini anlamak isteyen siber güvenlik ekiplerine müthiş bir değer sunuyor. Atlas programı şirketlerin kendi ağlarının yanı sıra tüm dünyada olup bitene ilişkin ‘öngörü’ sahibi olabilmelerini mümkün kılıyor.” dedi.


6

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Anlamlı bilgi elde etmek için ‘Büyük Veri Denizi’ni okuyun! Sedef Özkan SAP Çözüm Satış Yöneticisi Ogan Özdoğan, ‘Büyük Veri Denizi: Veri Yönetimi Hakkında Her Şey’ kitabını yayımladı. Sektördeki özgün ve Türkçe kaynak eksikliğini göz önünde bulundurarak büyük veri ve veri yönetimi alanlarında yazmaya karar verdiğini söyleyen Ogan Özdoğan yaşadığı süreci şöyle paylaştı: “Kavram olarak 2003 yılında ortaya atıldığından bu yana sürekli büyümeye ve kullanım alanı yaygınlaşmaya devam eden büyük veri kavramı (big data), bilişim sektöründe çalışan ve sektöre ilgi duyan herkesin ilgi alanına girmeye başardı. Tüm dünyada hacmini ve çeşitliliğini her geçen sene üstel olarak artırmaya devam eden veri, büyük veri

SAP Çözüm Satış Yöneticisi Ogan Özdoğan kavramının doğmasına sebep oldu. Türkiye’de de merakla takip edilen ve kullanım alanını sürekli genişleten bu kavramla ilgili uzun süredir teknik çalışmalarım devam ediyordu. Bunun sonucu olarak Elma Yayınevi aracılığıyla ‘Büyük Veri Denizi: Veri Yönetimi Hakkında Her Şey’ isimli kitabımı yayımladım. Kitabımı bütün kitabevlerinde ve çevrimiçi olarak internet sitelerinde bulabilirsiniz. Bu kitabı yazmamdaki en büyük motivasyonum bilişim sektöründeki paylaşım ve bilgi üretimi algısını artırabilmekti.” Büyük veri gözlerimizin gördüğü her yerdedir Büyük veri kavramını irdeleyen Özdoğan, “İnsanoğlu eski çağlarda elindeki bilgiyi duvarlara resimler yaparak, yazıtlara kendi alfabelerince yazıp çizerek muhafaza etmeye çalıştı.

Analog dönem matbaanın bulunmasıyla hız kazandı. Sonra hayatımıza 0’lar ve 1’ler hükmetmeye başladı. İşte bu dijital dönem, bizi büyük veriye kadar taşıdı. Bugün her birimiz pek çok farklı uyarandan yönetemeyeceğimiz, takip etmeye ömrümüzün yetmeyeceği kadar veri alıyoruz ve kendimiz de bir o kadar veri üretiyoruz. Peki, nedir bu herkesin dilinde dolaşan büyük veri kavramı?” sorusunu gündeme getirerek şu yanıtı verdi: “Büyük veri gözlerimizin gördüğü her yerdedir. Ürettiğimiz veriler nehir, aktığı deniz ise büyük veridir. Bindiğimiz uçakta, uğradığımız bankada, kullandığımız arabada, genlerimizin araştırılmasında ve hastalıkların tedavisinde, kısaca attığımız her adımda ve atan her nabızda bulunmakta. Ömrümüzden geçen her saniye veri üretilmekte. Bu kadar yoğun veriye nasıl hükmedebilir ve kendimiz için anlamlı bilgileri nasıl elde edebiliriz? Hayatımıza böylesine etki eden büyük veri kavramını öğrenmek mi istiyorsunuz? O zaman bu kitap tam size göre! Yaşamımızın her noktasında ürettiğimiz büyük verinin nasıl analiz edildiğini ve yönetildiğini, örnekleri ve yarınki rolüyle birlikte bulacaksınız. Geleceğin en önemli mesleklerinden veri uzmanlığı nedir ve veri uzmanı kimdir sorularına da yanıt alacaksınız.”

Hibrit mimariler hakkındaki gerçekler Şirketler bulut teknolojilerini birçok farklı gerekçeyle tercih etse de, hibrit mimarilerin nasıl olması gerektiği konusunda bir fikir birliği pek yok. Bu da yanlış bilgilerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Amazon Web Services Türkiye Kurumsal Lideri Mert Doğu’nun da belirttiği gibi bulut bilişime geçenler artan hız, düşen maliyetler ve küresel erişim gibi avantajlardan yararlanıyor. Ancak etkin ve verimli bir bulut uyumu da zaman alan bir süreç. Yani buluttan yararlanırken, var olan sistemleri işler halde tutmak ve yatırımlardan maksimum faydayı elde etmek gerekliliği öne çıkıyor ve bu da hibrit mimarileri beraberinde getiriyor. Hibrit mimarilerde yanıltıcı olan üç efsane ise şöyle sıralanıyor: Hibrit, kalıcı bir hedeftir: Ciddi miktarda eski sistemlere sahip büyük şirketler, muhtemelen yıllara yayılan bir süreçte hibrit bulut mimarileri kullanacak. Yani her şirketin buluta geçiş süreci birbirinden farklı olacak ve herkes kendisi için uygun hızda ilerleyecek. Hibrit, uygulamaları fiziksel altyapı ile bulut arasında sorunsuz taşımayı mümkün kılar: Birçok şirket, fiziksel altyapısını yönetmek için gereken donanıma sahip olduğu gibi, veri merkezlerinin sahip olmadığı özellikler için de buluta geçiyor. Uygulamaların fiziksel veri

Amazon Web Services Türkiye Kurumsal Lideri Mert Doğu merkezleri ile bulut arasında sorunsuz çalışmasını mümkün kılacak şekilde planlanması, buluttan elde edilecek faydayı, fiziksel veri merkezinin özellikleri ile sınırlar. Hibrit, uygulamaları sorunsuz şekilde çeşitli bulut tedarikçileri arasında dağıtmayı mümkün kılar: Şirketler, iş ihtiyaçlarını karşılamak için farklı bulut çözümlerinden faydalanıyor. Burada, çeşitli altyapı hizmetlerinin yanı sıra şirket veri merkezinin dışında ağırlıklı olarak AWS’de çalışan paket çözümlerin kombinasyonu söz konusu. BT yöneticileri de karşılaştıkları sorunlar karşısında en iyi çözümü sağlayan yapıyı seçmeli.

Elektrik dağıtım hizmetleri için mobil uygulama Uludağ Elektrik Dağıtım, yeni mobil uygulamasını hizmete soktu. Kullanıcılar u yeni uygulamayla birlikte, abonelikleri ve yaşanabilecek elektrik kesintileriyle ilgili olarak hızlı bir şekilde bilgi alabilecekler. Güney Marmara Bölgesi’nde 2.7 milyon müşteriye elektrik dağıtım hizmeti veren Uludağ Elektrik Dağıtım (UEDAŞ), yatırımlarında teknolojiyi devreye alarak yeni mobil uygulamasını hayata

geçirdi. Mobil uygulamada; ‘Aboneliklerim, Planlı Kesintiler ‘Başvurularım’ ‘Anlık Kesintiler’ ‘Anketler’ ‘Müşteri İşlemleri Yetkilisi’ bölümlerinden oluşuyor. Oluşturulan kayıtlar bilgi sistemi üzerinden anında sisteme kaydedilerek sahaya aktarılıyor. Planlı Kesintiler bölümünden planlı bakım, onarım çalışmaları nedeniyle yapılacak kesintilerden 48 saat öncesinde haberdar olunabiliyor.

Konuyla ilgili bilgi veren UEDAŞ Genel Müdürü Mesut Efe, mobil uygulama ile kullanıcıların UEDAŞ’a istediği her yerden rahatlıkla ulaşabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Kullanıcılar, buradan sistemde kayıtlı adresleri, o an bulundukları bölge veya farklı bir adres için elektrik kesintisi, aydınlatma, arıza kaydı ve acil durumlar konusunda kayıt oluşturabiliyor. Mobil

cihazlardan oluşturulan kayıtlar anında Çağrı Merkezine ve saha ekiplerine iletilerek arızanın hızlı bir şekilde giderilmesi sağlanıyor. Müşteriler yaptıkları şikayet ile ilgili son durumu cepten, web sitesinden ve Çağrı Merkezinden kolaylıkla öğrenebiliyor” dedi. Efe, uygulama sayesinde kullanıcıların planlı kesintiler, anlık kesintiler ve abonelikleri ile ilgili bilgilere rahatlıkla

ulaşabildiğini aynı zamanda müşteri İşlem yetkilileri ile de iletişim kurabildiğini belirterek; “Müşterilerimize kolaylık sağlamak için başlattığımız bu uygulama ile Müşteri İlişkileri Yetkilisi bölümünden tüm istek, öneri ve şikayet bildirimlerini anlık olarak bizlere iletebilecek” diye konuştu. Efe, uygulamanın Android ve iOS işletim sistemine sahip telefonlarından indirebileceğini sözlerine ekledi.



8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Arkadin, çözümlerini yeniden yorumluyor Alp Yaşar Terlemez Sesli ve görüntülü iletişim sistemleri, şirketlerin iş yapış biçimlerini kökten değiştiren oldukça hayati mekanizmalar olarak karşımıza çıkıyor. Birçok kurum hem hızlı iş yapabilmek hem de fiziksel olarak bir araya gelerek toplantı yapmanın maddi yüklerinden tasarruf edebilmek için sesli ve görüntülü iletişim sistemlerine yöneliyorlar. Özellikle ağ teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte iyice çeşitlenen, hızı ve kalitesi artan iletişim sistemleri, son dönemde ekran paylaşımı, anında içerik paylaşımı, aynı doküman üzerinde eşzamanlı olarak çalışabilme imkânı gibi seçenekler şirketler için bu sistemleri vazgeçilmez hale getiriyor. Fransa menşeili bir marka olan Arkadin, entegre ses, web, video ve bütünleşik iletişim çözümleri sunuyor. Toplantı ve Konferans çözümleri alanına odaklanıyor. 7/24 müşteri desteği ile bu teknolojileri harmanlayarak, şirketlerin bu alanda ihtiyaç duyduğu hizmetleri kendi bakış açısına göre yorumluyor ve sunduğu hizmeti “İşbirliği Çözümleri” kavramıyla tanımlıyor. Arkadin Türkiye Müdürü Frederic Zalma, şirketin dünya çapında 32 ülkede toplamda 53 ofisle 37 bin müşteriye hizmet verdiğini

Türkiye’de 2010 yılından beri faaliyet gösteren Arkadin, ses, video, web ve bütünleşik iletişim çözümlerini buluta taşıyor. belirtiyor. Telekomünikasyon ve konferans sektörlerindeki geniş deneyimlerini kullanan şirket, kullanıcılara maliyet açısından verimli konferans ve işbirliği çözümleri sunmanın yanında en çok sıra dışı müşteri hizmetleriyle öne çıkıyor. Öyle ki çalışanlarının yüzde 70’lik bir bölümü doğrudan müşteri ilişikleriyle ilgili hizmet veriyor. Frederic Zalma Arkadin’in hizmetlerini anlatırken şunlara değiniyor: “ Arkadin 2001 yılında Fransa’da kurulan bir şirket. İş kolu olarak telekonferans sistemleri üzerine çalışıyoruz. Bu alanda kendi tasarladığımız bir altyapıya sahibiz. Teknolojimiz sayesinde dünyanın her yerinde, telekonferans, web konferans ve tümleşik iletişim alanında bulut tabanlı iş birliği çözümleri

Arkadin Türkiye Müdürü Frederic Zalma sunuyoruz. Arkadin olarak müşterinin isteklerine göre telefon üzerinde VoIP, web konferans ve ekran paylaşımı, uzaktan iş görüşmeleri için video konferansın yanında, tümleşik iletişim alanında da Lync, Skype for Business ya da Cisco Jabber üzerinde hizmet sağlayabiliyoruz. Müşterilerimize ister kendi altyapımız üzerinden isterlerse de ana ortaklarımız olan Cisco Webex ve Bluejeans ve Microsoft üzerinden de çözümler sunabiliyoruz. Sadece teknoloji sağlayan bir şirket değil aynı zamanda hizmet sağlayan da bir şirketiz. Müşterilerimiz bizden aynı zamanda hizmet ve destek de alabiliyorlar. Örneğin yeni bir çözüm alan müşterilere bu teknolojinin uygulanması konusunda eğitim ve destek veren

bir departmanımız da mevcut. Aynı zamanda kullanıcılarımıza 7/24 canlı destek sağlamanın yanında, müşterinin kendi ağ altyapısıyla yüksek entegrasyon gerekli olan sistemler için profesyonel destek de veriyoruz. Bunun yanında kendi altyapımız ve müşteri altyapısıyla beraber SIP Trunking gibi çözümlerimiz de mevcut”. Frederic Zalma, müşterilerin kendilerinden bir dış kaynak olarak hizmet alabileceklerini ve teknik tarafı tamamen kendilerinin yönettiği çözümler sunabildiklerini ifade ediyor. Türkiye’deki genel eğilimin, müşterilerin kendi altyapılarını kurmak istediği yönünde olduğundan bahseden Zalma, bu noktada hem yeni teknolojilerin takibi hem de donanımların taşıyabildiği kapasitede anlamında sıkıntılarla karşılaşıldığını söylüyor. Bunun yanında tüm personelin bu teknolojilerin kullanımını öğrenmesi de başka bir zorluk olarak işletmelerin karşısına çıkıyor. Kendilerinin ise bu hizmeti bulut tabanlı sağladıkları için kapasite anlamında neredeyse limitsiz olduklarına değinen Frederic Zalma, her türlü teknik sorun ve eğitim anlamında da müşterilere kesintisiz destek verdiklerine vurgu yapıyor.

Yazılım ve hizmet sunumu Türkiye’de yaklaşık 35 şirketle çalıştıklarını belirten Frederic Zalma, sadece bir yazılım sağlayıcısı değil aynı zamanda hizmet sağlayıcısı olduklarının altını çiziyor. Bu şirketlerin arasında büyük orta ya da küçük boyutlu şirketler yer alıyor ve Arkadin olarak şirket boyutu fark etmeksizin özelleştirilmiş çözümler sunabiliyorlar. KOBI tarafında Cisco Webex ya da masaüstü üzerinden video konferans gibi çözümlere yönelik talebin daha yoğun olduğunu belirten Frederic Zalma, büyük ölçekli şirketlerin tümleşik iletişim sistemlerini tercih ettiklerini belirtiyor. Toplantının çeşidine göre çözümlerinin ve hizmetlerinin şekillendiğini ifade eden Zalma, örneğin şirket yöneticilerinin yaptığı büyük kapsamlı sunumlar ya da canlı eğitim gibi faaliyetler fark etmeksizin özelleştirilmiş çözümler sunabiliyorlar. Arkadin, 2013 yılında Japon Telekom operatörü NTT tarafından satın alındı. NTT’nin bütün iletişim ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik stratejisi kapsamında önemli bir konumda bulunan Arkadin, MPLS network, donanım, SaaS ve bulut servislerine yönelik ihtiyaçlar oluştuğunda NTT kapsamında çözüm setleri sunabiliyor.

BKM Express Dark Passage Türkiye’yi temsil edecek Haber Merkezi Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı BKM Express’in ana sponsoru olduğu Türkiye’nin en köklü elektronik spor kulübü Dark Passage’ın League of Legends (LoL) takımı, League of Legends Şampiyonluk Ligi’nin en büyüğünü belirleyen Türkiye Büyük Finali’nde kupanın sahibi oldu. BKM Express. Dark Passage, Türkiye’yi temsil etmek üzere Brezilya’da gerçekleşecek Uluslararası Wild Card turnuvasına katılma şansı kazandı. Türkiye’de eSpor’un en görkemli etkinliği olarak gösterilen League of Legends Türkiye Büyük Finali, 13 Ağustos’ta Ülker Sports Arena’da 12 bin izleyicinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Büyük heyecana sahne olan finalde BKM Express.Dark Passage, SuperMassive takımını mağlup ederek, 3-0’lık net bir skorla şampiyonluğa ulaştı. Konuyla ilgili açıklama yapan BKM Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Yazıcıoğlu şunları söyledi: “Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı BKM Express olarak Türkiye’de hızla gelişen elektronik sporlara destek olmak amacıyla Dark Passage’ın League of Legends takımının ana sponsoru olduk. eSpor’a gönül veren binlerce oyun tutkununun buluştuğu League of Legends Türkiye Büyük Finali’nde son derece keyifli bir mücadele izledik. Elektronik spor dünyasında Türkiye açısından büyük bir önem taşıyan bu etkinliğin

şampiyonu olarak, ülkemizi Brezilya’da gerçekleşecek Uluslararası Wild Card turnuvasında temsil edecek BKM Express.Dark Passage takımını kutluyoruz. Dijital teknolojilerle iç içe yaşayan genç nüfusumuzun elektronik

sporlara yatkınlığı ışığında eSpor meraklısı kitlelerin tıpkı internet ve mobil ödemelerde olduğu gibi eSporda da hız ve kalite talep ettiklerinin farkındayız. E-spor alanına verdiğimiz destekle hem oyunculara hem de izleyicilere

BKM Express’in sunduğu güvenli, hızlı ve kolay ödeme çözümlerini tanıtmayı hedefliyoruz.”



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

ODTÜ TEKNOKENT, Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) ile birlikte, 17-21 Ağustos tarihleri arasında Almanya’nın Köln şehrinde gerçekleştirilen Avrupa’nın en büyük oyun fuarı olan ‘Gamescom’un bu seneki ‘partner’liğini üstlendi. Gamescom’da, Türkiye’nin ‘partner’ ülke olmasına katkı sağlayan Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği de, (TET) Türk oyun sektörünün geliştirilmesi ve tanınırlığının artırılmasını hedefliyor. Dünyada 100 milyar dolara yakın gelir elde eden oyun sektörü, mobil teknolojilerin gelişmesi ve her an oyun oynayabilme imkânının da sunulmasıyla birlikte istikrarlı bir ivme kazandı. 2016 yılı sonunda yüzde 8,5 büyümenin öngörüldüğü oyun sektöründe, Türkiye’nin payı henüz çok yüksek olmasa da Türk oyun geliştiricilerin pazara sunduğu oyunlar büyük ilgi görüyor. Son yıllarda yerel oyunların uluslararası başarıları ve kazanımları artarken ihracat oranı da dikkat çekici bir hızla yükseliyor. Oyun sektörüyle ilgili gelişmelerin paylaşıldığı, dünyanın birçok oyun geliştirici şirketinin katıldığı ve Avrupa’nın en büyük oyun fuarı olan Gamescom’a, her yıl 100’e yakın ülkeden 700’den fazla oyun firması katılıyor. Firmaların en popüler

Haber Merkezi Samsung Electronics Türkiye “Dünyaya ilham ver, geleceği tasarla” vizyonu doğrultusunda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetici Geliştirme Merkezi ile geliştirdiği insan kaynakları eğitim projesi ile çalışanlarını geleceğin pazarlama dünyasına hazırlıyor. 12 Ağustos günü Samsung Electronics Türkiye ve İstanbul Bilgi Üniversitesi yetkililerinin katılımı ile eğitim hayatına başlayan Samsung Pazarlama Okulu’nun amacı, çalışanları, kişisel ve mesleki olarak ilerlemek için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerle donatmak. Açılışa, Samsung Electronics Türkiye ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin yetkililerinin yanı sıra, projenin ortaya çıkışından bugüne kadar en büyük destekçisi ve takipçisi olan Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim, İstanbul Bilgi Üniversitesi

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Türk oyun geliştiricileri, dünya pazarına açılıyor oyunlarını sergiledikleri ve kullanıcılarla buluşturdukları Gamescom fuarına bu yıl ODTÜ TEKNOKENT ve TOGED’in girişimleriyle, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Elektrik, Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ve Ankara Kalkınma Ajansı destekleriyle Türkiye ‘partner’lik etti. Fuara, ODTÜ TEKNOKENT bünyesinde bulunan 20 firma da katıldı. Türkiye Pavilyonu olarak fuar alanında önemli yere sahip olan firmalar, tüm dünyadan katılımcılara projelerini ve ekiplerini sunma fırsatı buldu. ODTÜ TEKNOKENT, Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle henüz şirketleşmeyen ancak iş fikrini sunan bazı firmaların da Gamescom’da yer almasını sağlayarak bu firmaların şirketleşmelerinin de önünü açıyor. Oyun sektörümüzün desteklenerek ihracata teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz Gamescom Fuarı’na Türkiye’nin partner

TET Yönetim Kurulu Üyesi ve TET Yazılım-Bilişim İhracat Komisyonu Başkanı Selahattin Esim

ülke olarak katılımını değerlendiren TET Yönetim Kurulu Üyesi ve TET YazılımBilişim İhracat Komisyonu Başkanı Selahattin Esim, “2023 yılında 150 milyar

dolar hizmet ihracat hedefine katkı sağlamak için sektörlerin yurt dışı tanıtım ve iş geliştirme faaliyetlerine desteğimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda her yıl 100’e

Samsung Pazarlama Okulu açıldı

Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Çağrı Bağcıoğlu ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ege Yazgan da katıldı. İşin beyni “Pazarlama” Pazarlamanın, Samsung Electronics Türkiye’nin beyni konumunda olduğunu belirten Samsung Electronics Türkiye

İnsan Kaynakları Direktörü Meriç Tunç, kişilerin kendilerini gerçekleştirebilecekleri ortamı yaratmaya yönelik İnsan Kaynakları vizyonu çerçevesinde hayata geçirilen proje ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Samsung olarak, bir şirketin çalışanlarından ibaret

olduğuna inanıyor ve İnsan Kaynakları projelerimizi, çalışanlarımızın sahip olduğumuz değerler arasında ilk sırada yer aldığının bilinciyle geliştiriyoruz. Şimdi de, kültür, liderlik ve gelişim konularında İnsan Kaynakları departmanımız tarafından yürütülen projelerimize bir

yakın ülkeden 350 bin civarında kişinin ziyaret ettiği ve sektörün tüm önemli paydaşlarının bir araya geldiği Gamescom, oyun sektörü açısından çok önemli bir platform olarak öne çıkıyor. Bugün oyun sektörü dünya genelinde müzik ve sinema gibi iki önemli eğlence endüstrisini de geride bırakarak dev bir endüstri haline geldi. Türkiye’de önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte ise sektörün 2 milyar dolarlık hacme ulaşması bekleniyor. Bu nedenle dünyada hızla büyüyen bu sektörde önemli bir aktör olabilmek adına oyun sektörümüzün desteklenerek ihracata teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Hedeflere ulaşma anlamında TET olarak bu önemli organizasyonda Türkiye’nin bu yıl ‘partner’ ülke olmasını çok önemsiyoruz ve burada yaratılan sinerjiyi Türkiye’deki sektör temsilcilerimizin dünya ile olan entegrasyonu açısından da çok değerli buluyoruz” açıklamasını yaptı. TET, ihracatın artırılması çalışmaları çerçevesinde; bilimsel inceleme ve araştırmalar, yayınlar, ihracatçılarımızın yurt dışında tanıtılmaları, fuar organizasyonları, bilimsel toplantılar düzenlenmesi gibi temsil ettikleri sektörün gelişmesine yönelik çalışmalarda bulunmakta.

yenisini daha eklemenin heyecanını yaşıyoruz. Pazarlama alanında beceri ve yetkinlikleri arttırmak üzere İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetici Geliştirme Merkezi’nin değerli katkıları ile hayata geçirdiğimiz Samsung Pazarlama Okulu sayesinde, Kurumsal Pazarlama, Ürün Pazarlama, Ticari Pazarlama, B2B Pazarlama gibi fonksiyonlarda görev yapan yaklaşık 65 çalışanımıza ulaşacağız. 7 ay sürecek bu programda, yaklaşık %8’ini üst düzey yöneticilerimizin oluşturduğu çalışanlarımız, Nesillerin Dili & Gelecek Pazarlar, Temel Pazarlama Süreci, Dijital Pazarlama, Pazarlama Analitikleri, Romi Çalıştayı, CRM, Pazarlama Simülasyonu ve 1 seçmeli dersten oluşan bir eğitime katılacaklar. Bu programın, çalışanlarımıza hem kişisel hem de kariyer gelişimi anlamında sağlayacağı başarının yanı sıra şirketimize de katkısının büyük olacağı görüşündeyim”



12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 AĞUSTOS 2016

İlk yarıyılda satış gelirleri yüzde 35 arttı

Netaş CEO’su C. Müjdat Altay

Netaş, 2016 yılının ilk 6 aylık finansal sonuçlarını açıkladı ve şirketin yılın ilk yarısındaki satış gelirleri 453 milyon TL’ye ulaştı. 2016’nın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre brüt kârını yüzde 65 artırarak, 31 milyon TL’den 52 milyon TL’ye yükselten şirketin FVAÖK kârlılığı yüzde 173 büyüyerek 28.5 milyon TL oldu. Netaş CEO’su C. Müjdat Altay,

elde edilen verileri şu sözlerle değerlendirdi: “Bir yandan dünya ile eşzamanlı 4.5G ve siber güvenlik teknolojilerini geliştirirken, ülkemizde ve bölgede katma değeri yüksek çözüm, yazılım ve servislerden oluşan entegrasyon projeleri ile dijital dönüşümün temelindeyiz. Amacımız; Türkiye’nin bilgi toplumuna

Verileriniz göz göre göre kaybolmasın EMC Corporation, işletmelerin 2014 yılından bu yana geleneksel veri kayıplarındaki en önemli etkenleri azaltmayı başardığını, ama aynı yıldan itibaren veri kaybı yaşayan işletme sayısının da yüzde 13 arttığını duyurdu. Küresel bazda 2 bin 200 işletmenin katılımıyla gerçekleşen EMC Küresel Veri Koruma Endeksi 2016’ya göre, yeni veri kayıpları nedeniyle ortalama 914 bin dolarlık kayıp yaşanıyor. Araştırmada öne çıkan başlıklar ve önlem önerileri ise şöyle sıralanıyor: Yıkıcı saldırılara karşı önlem: Araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 36’sı içeriden ya da dışarıdan yapılan saldırılara karşı güvenlik açığı olduğu için veri kaybına uğruyor. En iyi

korunan sistemlerde dahi sızıntılar yaşandığı göz önüne alındığında, şirket ağının dışında tutulan yedekleme çözümü ile saldırılar sonrasında hemen geri dönüş sağlanabiliyor. Buluttaki veriyi korumak: Araştırmaya göre, her iki şirketten birinin buluttaki bir saldırıya karşı koruması, bulut üzerinde silinme dolayısıyla oluşabilecek veri kaybına karşı

önlemleri yok. Çünkü bulut sağlayıcının tüm güvenlik önlemlerini alacağı düşünülüyor. Ancak veri koruma stratejisi oluştururken, bulut ekosistemini de şirket içerisindeki veriler gibi düşünerek kurgulamak gerek. Flash ortamında depolanan verinin korunması: Araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 73’ü var olan veri güvenlik çözümlerinin Flash depolama ile elde edilen daha hızlı performans ve yeni yeteneklerine yeterli korumayı sağlayabileceğine güvenmiyor. EMC ise Flash teknolojilerini kullanan yedekleme çözümü ProtectPoint ile en yüksek performans taleplerini başarıyla karşılayabiliyor.

Emojilerin gücü adına… Duyguları takipçilere anlatmakta bir vazgeçilmez hale gelen emojiler, kurumsal iletişimde de önemli potansiyele sahip. CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan Becer’in de belirttiği gibi, emojiler insanların sevinçlerini, üzüntülerini, kızgınlıklarını, şaşkınlıklarını dile getirmede büyük kolaylık sağlıyor. Yaratılan bu samimiyet ile dünyada birçok firma, müşterisiyle arasındaki bağı kuvvetlendirmek için ilişkilerinde emojileri kullanmaya başladı bile. Günün ortalama dokuz saati bilgisayar ve telefon başında geçiriyoruz. Bu sürenin en az iki saati ise sosyal medyada ve bu da emojilerin öne çıkmasını sağlıyor. Yapılan araştırmalara

göre, emoji kullanımı bir yılda dünya genelinde yüzde 775 artış gösterdi. 2016 yılında ise her ay yüzde 20 artış sergiledi. Dünyada 10 şirketten altısının sosyal medya paylaşımlarında emoji kullandığının açıklandığı araştırmayı örnek gösteren Ramazan Becer, şu detayları paylaştı: “Bazı şirketler yenilikleri iyi tanıyor ve ona ayak uydurmakta zorluk çekmiyorlar. Hatta markalar, sosyal medyalarında belirli emojileri kullanarak hedef kitlesini bile belirleyebiliyor. Türkiye’de ise durum biraz farklı. Türkiye’de şirketler sosyal medya tarzını hala tam çözmüş değil. Emojilere, yani eğlenceye yer vermeyi tercih etmiyor, daha

CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan Becer geleneksel tarzda, kurumsal kimliklerinin dışına çıkmadan müşteriyle resmi bir iletişim kuruyorlar. Oysa markalar, artık her stratejiyi öncelikle sosyal mecrayı düşünerek uygulamalı. Zamanla Türkiye de bu duruma alışacak.”

dönüşümünde rol alırken, yüksek teknoloji ihracatımızla ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak. Bölgemizde başta Cezayir olmak üzere, Bangladeş, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelerde dijital dönüşüm projeleri gerçekleştirirken, son 10 yılda yaptığımız toplam 400 milyon dolarlık yazılım ihracatı ile 5 kez

ülkenin Yazılım İhracatı Şampiyonu olmaktan gurur duyuyoruz. Yine son 10 yılda TL bazında 10 kat, dolar bazında ise 5 kat büyüyerek satış gelirlerimizi 100 milyondan 1 milyar TL’nin üzerine çıkarttık. Bu sonuçlar, 2023 için hedeflediğimiz ‘Türkiye’nin teknoloji markası’ olmak yolunda emin adımlarla ilerlediğimizi gösteriyor.”

İnternetin görünmeyen yüzüne dikkat! Sosyal medyadaki her yorum, haber sitelerinde okunan her yazı, izlenen her dizi sanal dünyada kişisel iz bırakıyor ve bu izlerin daha sonra karşımıza nasıl çıkacağı belirsiz. Bu da siber güvenlikle ilgili temel önlemleri gerekli kılıyor. KPMG Türkiye Bilgi Teknolojileri Danışmanlığı Şirket Ortağı Tanıl Durkaya’ya göre, dijital değişim rüzgarında bilgi güvenliği için aynı hızda çözümler bulunamıyor. Durkaya, bunu şu sözlerle örnekledi: “Dijital; elektronik haberleşmenin DNA’sında var. Sosyal medyanın yaygınlaşması ve devlet tarafından pek çok e-dönüşüm projesinin devreye girmesiyle insanlar hem özel hayatlarını hem vatandaşlık işlemlerini internet üzerinden yönetmeye başladılar. Bu dönüşüm kurumlara da bulaştı. Bugün internet trafiğini takip edip anlamlandırabilmek için hem kurumlar hem devletler ciddi yatırımlar yapıyor.” Yöntemlerinizi güncelleyin İnternetin ‘derin internet’ olarak tanımlanan görünmeyen bir yüzü olduğunu hatırlatan Durkaya, “Bunu; farklı sunucu yöntemlerinin kullanılarak herkesin erişimine açık olmayan özel ağlarda barınan sitelerin olduğu, bildiğimiz internetten farklı bir dünya olarak tanımlayabiliriz” dedi ve şöyle devam etti: “Savaşların bile siber dönüşümü tartışılırken, herkesin en büyük yanılgısı, verimsiz yöntemlerle siber saldırılardan korunmaya çalışmak. Kimin ne tür bir teknolojiye sahip olduğunu ve bu teknolojinin sizi

KPMG Türkiye Bilgi Teknolojileri Danışmanlığı Şirket Ortağı Tanıl Durkaya zedeleyip zedelemeyeceğini bilmeniz mümkün değil. Asıl tehlike; belki de çoktan yaşanmış ancak henüz farkına varmadığınız olayla yaşanmış olabilir. Son dönemlerde sık sık gündeme gelen siber saldırıların sonuçlarını bugün yaşamaya devam ediyoruz. Yakın zamanda ifşa edildiği iddia edilen internet bilgilerinin kim tarafından ne zaman ve hangi yöntemlerle ele geçirildiği kanıtlanmadı. Bu gibi saldırıları önleyecek teknikleri, sorumluları tespit edecek altyapı ve farkındalığı oluşturmak önemli. Kurum ve kuruluşlar, ‘Dijital dönüşüm yolunda ilerlerken, bu rüzgârı arkamıza almak için neler yapmalıyız?’ sorusundan hareket etmeli. İnternetin görünmeyen yüzü olduğu unutulmamalı, ‘deep web’ üzerinde oluşan içerikleri de anlık olarak tespit etmek için eş zamanlı, kapsamlı ve gereksiz içeriklerden arındırılmış çözümler seçilmeli.”



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Uyduda artık ruhsat ve yıllık kullanım ücretleri yok

Tüm konuşmalar artık yazılı metin halinde Interpress, yüzlerce kanalı aynı anda takip ederek konuşmaları anında metin haline dönüştürebilen bir yapay zeka sistemini hayata geçirdi. Sistem, yüksek performanslı konuşma tanıma (speech to text) özelliği ile televizyon ve radyo yayınlarını otomatik olarak yazılı metne dönüştürüp, kullanıcılara ilgili bölümü anahtar kelime bazında internet üzerinden ulaştırıyor. Interpress ve Türk mühendislerin işbirliğiyle hayata geçirilen sistem, CPUGPU heterojen hesaplama, derin yapay sinir ağları (deep neural networks), göreceli uyarım (relative stimulation) gibi yeni yüksek teknolojileri temel alıyor.

Küresel standartlarda medya yayınlarında konuşma tanıma sistemleri için yüzde 85 doğruluk ‘yüksek başarı’ olarak kabul edilirken, Interpress’in kurduğu bu yeni sistemse uygun koşullarda tanıma doğruluğu açısından yüzde 95’in üzerine çıkıyor. Tüm sistemin yapay zekası yaklaşık saniyede 80 trilyon matematiksel işlem (teraflops) yapma kapasitesine sahip ve toplam 37 bin adet işlemci çekirdeği üzerinden çalışıyor. Sistem Türkçe’nin yanı sıra İngilizce’yi de destekliyor. Interpress Genel Müdürü Ömer Özkan, sistem hakkında şu bilgileri paylaştı: “Ar-Ge’ye önemli kaynak ayırıyoruz. Yoğun çalışmalarımızın sonuçlarından

PMI Summit için geri sayım PMI Türkiye, geleneksel olarak her yıl “PM SUMMIT” başlığında geniş katılımlı Proje Yönetimi Zirvesi düzenliyor. Bu yıl 14-15 Ekim 2016 tarihlerinde İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan zirvenin teması “Dijital Dünyada Projeler” (Projects in Digital World). Bu zirve teması ile sürekli gelişen teknolojileri, günlük ve iş yaşamındaki alışkanlıkların tamamen dijital ortamlara taşındığı, yeni nesil çalışma şekillerinin etkilerini ve başarılı proje örneklerini katılımcılarla paylaşmak ise temel hedef. PM Summit 2016 İstanbul’da savunma, sanayi, uzay, bilişim ve teknoloji, inşaat, enerji, finans ve sanat

sektörlerinden alanında uzman konuşmacı katılımcıların konu ile ilgili tecrübelerini paylaşacağı, hem akademik hem iş dünyasına dönük konuşma, panel, çalıştay ve atölye çalışmalarının yer alacağı programlar olacak. Zirve ile ilgili detaylı bilgiler www.pmi.org.tr/summit/ istanbul/ adresinde yer alırken, zirvenin temasına uygun hazırlanan ankete katılmak ve çekilişle davetiye kazanmak içinse adres www.pmi.org.tr/ yeni-dunyanin-profesyonelleriicin-cagri-pm-summit-dijitaldunyada-projeler/. Bilet satın alma, sponsorluk ve konuşmacı talepleri için de merve.tan@pmi.org.tr adresinden bağlantıya geçmek mümkün.

olan yeni yapay zeka sistemiyle televizyon ve radyoda haber üretim oranlarımız ile görüntü ve ses kalitemizi ciddi şekilde artırdık. Bu sistemin medya sektörüne de ciddi katma değer üreteceğini düşünüyoruz. Televizyon ve radyo yayıncı kuruluşların ellerindeki arşivleri bu sistem ile yazıya dönüştürerek anahtar kelime araması yapılabilir hale getireceğiz. Bu teknolojiyle medya kuruluşları Video Arama (Video Search), Video SEO (Search Engine Optimization), Altyazı Oluşturma (Captioning) imkanına sahip olacak. Bu sistemi tüm televizyon ve radyo yayıncı kuruluşlarına yakın zamanda tanıtmaya başlayacağız.”

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), uydu terminallerinden alınan telsiz ruhsat ve kullanım ücretlerinin kaldırılması hakkındaki Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe girdiğini duyurdu. Genişbant uydu internet terminallerinden alınan ruhsat ve yıllık kullanım ücretleri; uydu internet hizmetinin yaygınlaşması önünde engeldi. İnternet erişimi için diğer alternatif hizmetlerden alınmayan, sadece uydu hizmeti için alınan bu ücretlerin aylık ücretin yüzde 10’unu oluşturduğunu belirten TELKODER, bunun da uydu internet abone sayısının artmamasının nedenleri arasında olduğunu ifade etti. TELKODER, yapılan değişiklik ile 10 bin abone ve 25 milyon TL büyüklüğündeki uydudan genişbant internet erişimi pazarının, 1 yıl içinde 20 bin aboneye ve 50 milyon TL’ye ulaşmasını beklediklerini, ilerleyen yıllarda bu pazarda daha büyük artışlar olacağını öngörüldüklerini vurguladı. 2012 yılından beri bu konuda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve BTK nezdinde sıkı bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan

TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, şu bilgileri verdi: “Bu kararla Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde sunulan hizmetlerden herkes eşit yararlanma fırsatı bulacak, internet kullanımı artacak ve yurt genelinde yaygınlaşacak, kablo ile erişimin mümkün olmadığı bölgelerde yüksek hızlı uydu internet bağlantısı kısa sürede kurularak, makul ücretlerle son kullanıcılara sunulacak. Yüksek hızlarda ve ekonomik olarak sağlanan uydu internet, ADSL, fiber ve mobil internet gibi diğer internet hizmetlerini tamamlayıcı bir hizmet olacak.”

Emlak dünyasında tüm katlar cepte Mobil iletişim platformu Hotbird, popüler tematik konularda hazırladığı mobil uygulamalar serisine REbird ile emlak dünyasını dahil etti. Sigorta dünyası için SigortaBird, turizm için TurizmBird, eğitim için EduBird, otomobil için AutoBird uygulamalarını hazırlayan ve servise sunan Hotbird, REbird ile tüm sektörü ve emlak-inşaat konusuyla ilgili kişileri cep telefonu üzerinden bir araya getirmeyi hedefliyor. REbird uygulaması iOS ve Android telefonlara ücretsiz yüklenebiliyor. Hotbird kurucu ortağı ve CEO’su Naci Baltacı, “REbird

ile hem sektördeki tüm firmalara hem milyonlarca emlak sahibi ve emlak sahibi olmak isteyene somut yararlar sunmayı hedefliyoruz” derken, firmaların sadece REbird içinde sunacakları özel indirim fırsatlarının da ilgi göreceğine inandıklarını belirtti. Baltacı, hazırladıkları tematik servislerde, konusunda en iyilerle içerik partneri olarak çalıştıklarını, REbird için de emlak sektöründeki başarılı bir girişim olan Kadınca Emlak ile içerik sağlayıcı olarak çalışacakları bilgisini ekledi.


15 BThaber

DOSYA

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016 www.bthaber.com

Endüstri 4.0 artık gerçek anlamda başlıyor Çevremizdeki birçok cihaz ve eşya nesnelerin interneti sayesinde birbirleriyle iletişime geçebilme özelliği kazanırken aynı zamanda günlük yaşamımızı da kökünden Alp Yaşar Terlemez değiştiriyorlar. Artık sensörler ve kablolu - kablosuz bağlanabilirlik özellikleriyle donatılmış nesneler her yerde. Uzmanların tahminlerine göre 2020 yılına geldiğimizde tam 50 milyar makinenin “çevrimiçi” olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam, Facebook’un aylık aktif kullanıcı sayısının 30 katı. Belki de insandan çok makinenin çevrimiçi olduğu bir günü bile görebileceğimiz söyleniyor. Geliştirilen yeni cihazlar son kullanıcılara çeşitli kolaylıklar sağlarken, iş yapış şekillerini değiştiriyor, üretim bantlarını yeniden şekillendiriyorlar. Günümüzde, önceden hiç görülmemiş bir hızla gelişen cihazlar arası etkileşim ile Endüstri 4.0 devrimi yaşanıyor. Bu devrimde ise veriyi doğru analiz eden, kullanıcı arayüzü ve deneyimine odaklanan şirketler öne çıkıyor. Dördüncü sanayi devrimine hem şirketlerin, hem de bireylerin hazır olması gerekiyor. İleride işletmeler, sektör ya da coğrafya ayrımı yapmadan, çok daha dijitalleşecek. Robotlar daha marifetli ve mobil bağlantılı hale gelecek, çevreyi daha iyi algılayacak. Yalnızca fabrika imalathanelerinde değil, depolarda, antrepolarda ve perakende satış yerlerinde boy göstermeye başlayacaklar.


16

DOSYA

BThaber

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Endüstri 4.0 bir devrim değil, evrim Akıllı cihazların çift yönlü olarak haberleşebilmesi, yeni bir kavram değil. Keza akıllı kontrolörler, robotik uygulamalar, akıllı sensörler, büyük veri, bulut bilişim, siber güvenlik gibi teknolojiler de uzunca zamandır sanayinin ve hayatın birçok alanında var. “1968’de Schneider Electric ilk Programlanabilir Lojik Kontrolörü (PLC) icat etti. Günümüzde ise nesnelerin interneti entegrasyonu ile fabrikalarda imalat süreçlerinin toplam değerler zincirini optimize ederek, Endüstri 4.0 akıllı imalat konseptine öncülük ediyoruz” bilgisini veren Schneider Electric yetkilileri, şu detayları paylaştı: “Geleneksel müstakil sistemler gerçek zamanlı olarak birbirileri ve insanlar ile haberleşebilmekte, büyük veri analizleri ve otomatize karar mekanizmaları ile artık optimize edilmiş süreçlerden söz edebiliyoruz. Uzaktan izleme ve kontrol ile nesnelerin otomasyonu uzun zamandır olan kavramlar. Nesnelerin interneti konsepti ile ortaya çıkan temel fark; internete bağlı olup veri üreten cihazların miktarı. IP altyapı

özelliğinin maliyetlerinin oldukça düşmüş olması, her türlü cihazın internete bağlanabilir olmasının önünü açtı. 2020’ye kadar internete bağlı 50 milyar nesne olacağı öngörülmekte.” Tüm bu nesnelerin biribirine bağlı olma durumu, muazzam bir veri havuzunu oluşturmakta, bu verilerin analizi doğrultusunda da akıllı kontrollörler sayesinde verilen gerçek zamanlı kararlar ile imalat süreçlerinden tedarik zincirine, enerji dağıtımından bina yönetimine sonsuz bir yelpazede verimlilik, esneklik ve minimum hata elde edilmekte. Endüstri 4.0 ise bir işletmede tedarikten imalata, satıştan sevkiyata hatta satış sonrasına toplam değerler zincirinin tek çatı altında gerçek zamanlı büyük veriye dayanarak optimize edilmesi. Bu sayede işletmeler maliyet avantajının yanısıra, esnek ve minimum hatalı imalat imkanı elde etmekte. Hatta optimizasyon tek bir işletme ile sınırlı olmayıp, birbiri ile çalışan iş ortaklarının aynı omurga üzerinde

buluşarak birlikte sağladıkları hizmette verimliği arttırabilecek. Bu anlamda Endüstri 4.0; üretim teknolojileri ile bilişim teknolojilerinin birleşmesinden doğan verimlilik, konvansiyonel iş süreçlerinin dijital iş süreçlerine dönüşmesi ve sadece üretim aşamasını değil, tedarikten satış sonrasına kadar tüm süreçlerini kapsamakta. Schneider Electric yetkilileri, kurumsal çözümlerinin buradaki payını ve İK odaklı ihtiyaçları şöyle anlattı: “Donanım anlamında Endüstri 4.0 yaklaşımımızın temelini; ethernet tabanlı, siber-güvenli bağlanabilir ürünler oluşturuyor. Hedefimiz 2020 yılına kadar 5 milyon IP atanabilir cihazı sistemlere entegre etmek. Bu doğrultuda, öncü olacak Endüsrti 4.0’a uygun Hız Kontrol Cihazları, PLC’ler, kontrol panelleri geliştiriyoruz. 2015’te lansmanını yaptığımız Altivar Process hız kontrol cihazları içerdiği kontrol fonksiyonları ve kendiliğinden bakım özellikleri ile akıllı cihazlara örnek gösterilirken, dahili Ethernet ve webserver ile her türlü otomasyon

sistemine entegre edilebilmekte. e-PAC M580 ise kontrolör ethernet omurgası ve siber güvenlik özelliğiyle Endüstri 4.0 teknolojilerine öncülük eden ürünlerden. Yeni geliştirdiğimiz Masterpact MTZ kesicimiz, bağlanabilir olma özelliği, gerçek zamanlı izleme ve kumanda özellikleri ile operasyonda güvenliğin çıtasını yükseltmekte. Endüstri 4.0 yaklaşımında ethernet tabanlı, akıllı ürünlerin yanısıra, akıllı sistemler ve yazılımlar da önemli. MachineStruxure ile makinelere, PlantStruxure ile hibrit otomasyon sistemlerine, Foxboro ile gelişmiş otomasyon sistemlerine yazılım sağlıyoruz. Endüstri 4.0 dönüşümünün ülkemiz sanayisi açısından önemli olduğuna inanmakla beraber, bu dönüşüm için akıllı cihaz ve sistemler kadar, yetkin insan kaynağının da çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda eğitim kurumları sanayi işbirliğinin öneminin bilincide olup, birçok platformda eğitim ve işbirliklerimize aralıksız devam ediyoruz.”

Tüm veriler, birlikte anlam kazanıyor Akıllı robotlar, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim Endüstri 4.0’ın en büyük bileşenleri. Günümüzde dakikada 4 bin 800 adet yeni ‘nesnelerin interneti’ aygıtı bağlantılı hale geliyor. 2025 yılına kadar bu sayı 150 binin üzerine çıkacak. 2020 yılına kadar 30 milyar bağlantılı aygıt olması ve üretilen verilerin yüzde 40’ının bağlantılı sensörlerden gelmesi bekleniyor. Nesnelerin interneti, günümüz teknoloji dünyasının en önemli gündem başlıklarından ve birçok kurum tarafından orantısız yatırım yapılmaya devam ediliyor. Son kullanıcıların günlük yaşamından tarım alanlarına, otomotiv endüstrisinden enerji tüketimine kadar yüzlerce kullanım alanı mevcut. IBM de bu alanda birçok farklı kurum ve kuruluşla birlikte çalışmayı sürdürüyor. IBM Türk İş Analitiği Ülke Lideri Nicholas Anderson’ın dikkat çektiği gibi, nesnelerin interneti operasyonel performans ve müşteri deneyimini geliştirmeye yardımcı oluyor. Dünya genelinde yüzlerce mağazası olan bir perakendeci bakım ve enerji verimliliğini geliştirmek için varlıklarını ve tesislerini izleyerek genel tesis harcamasında yüzde 5’lik tasarruf yapıyor. Bunun yanı sıra, nesnelerin interneti, müşteri deneyimini geliştirme adına da önemli bir rol oynuyor. Nicholas Anderson, eklemeden geçmedi: “Bu başarıların her birinin temelindeki en önemli

IBM Türk İş Analitiği Ülke Lideri Nicholas Anderson

etken nesnelerin interneti verilerinin çok yoğun olması ve daha başarılı kararlar almak için diğer verilerle birlikte bunların anlam kazanabilmesi.” Her şeyin içinde olan sensörler ve bağlanırlık sayesinde, toplanan bilgileri taramak ve her şeyin güvenli ve verimli bir biçimde yürümesinin devamlılığı için değişen koşullara müdahale etmek için gerçek zamanlı analitik araçlarına ihtiyaç var. Gerçek zamanlı analitik ve veri alımı için “her an etkin” altyapı şart. “Temelinde nesnelerin interneti, bir veri zorluğudur ve nesnelerin internetinin değeri, verilere uygulanan kognitif yeteneklerden ve analitikten gelir” saptamasını yapan Anderson, şöyle

devam etti: “Kognitif IoT kuruluşların bağlı aygıtlar, sensörler, makineler ve diğer kaynaklardan gelen verilerden bir şeyler öğrenmesini sağlar ve iş operasyonlarına, müşteri deneyimlerine, ürünlere ve kişilere zeka katar. Kişilerin bağlama ve deneyime dayanarak fiziksel çevremizi anlaması ve algılayabilmesi gibi kognitif IoT teknolojisi de kuruluşların aynısını yapmasını sağlar. Bu da iş performansını yükseltir ve kişilerin deneyimlerini geliştirir. IBM 2008 yılında oluşturduğu “Akıllı Dünya” vizyonuyla ulaşımı, şehirleri, binaları akıllı hala getiriyordu. 2015 yılının sonunda ise “Watson IoT” adı

altında nesnelerin interneti çözümleri için özel bir iş birimi oluşturuldu. Münih’te bulunan laboratuvarlarda IBM müşterileri için çalışmalar yapılıyor. Akıllı Dünya konseptiyle yaşaması daha kolay bir dünya hedefleniyor.” Nesnelerin interneti, mobil cihazlarla ofis dışında çalışma trendleri ve çalışanların kişisel tercihi olan cihazlarda çalışmalarını sürdürmesi ile kurumlar için güvenlik de yeni bir boyut kazanıyor. Son kullanıcıların güvenlik önlemleriyle önüne geçemediği tehditler, ağa bağlanıldığında hem kişisel, hem de kurumsal verileri riske atıyor. “IBM Security ile IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV), Şubat ayında 28 ülkeden ve 18 sektörden 700’ü aşkın üst düzey yöneticinin katıldığı “Üst Düzey Yöneticilerin Güvenliği, Yönetim Kurulundan ve Üst Düzey Yöneticilerden Siber Güvenlik Bakış Açısı” adlı bir araştırma yayınladı” diyen Anderson, şu sonuca dikkat çekti: “Araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 94’ü şirketlerinin gelecek iki yıl içerisinde önemli bir siber güvenlik olayı ile karşı karşıya kalmasının mümkün olduğunda inanıyor. En hassas müşteri ve personel verilerinden bazılarını, kurumsal finans işlerini yönetmeleri ve banka bilgilerine erişim yetkisine sahip olmaları nedeniyle pazarlama, insan kaynakları ve finans birimleri siber suçlular için başlıca hedefler.”


Netcad, Geleceğin Akıllı Kentleri için Altyapı Sağlıyor İlerleyen teknoloji ve artan ihtiyaçlar günümüz dünyasını da hızla şekillendirmektedir. Eskiden sadece insanlara bağımlı olan cihazlar, bugün birbirleriyle iletişim kurabilmekte ve nesnelerin interneti algısını oluşturmaktadır. Hızla yayılan bu algı da beraberinde birlikte çalışabilirlik ihtiyacını getirmektedir.

rehberi, ulaşım ve evrensel faktörlerin uzaktan denetimi gibi konular da günlük hayatımızı kolaylaştıracaktır. Ancak, gerçek hayatta birbiri ile ilişkili olan bu konuları bir arada ele alacak, farklı kaynaklardan gelen verileri ilişkilendirerek yönetecek ve gerektiğinde birlikte işleyerek akıllı kararlar alabilecek bir sistem bulunmamaktadır.

2015 yılında bir Avrupa projesi olarak başlayarak Romanya, Belçika, Avusturya, İspanya ve Türkiye’yi bir araya getiren ve koordinatörlüğü Netcad Yazılım A.Ş. tarafından yürütülen ASUA projesi, gelişmiş sensör sistemlerinin bağlantı kurabileceği farklı ortam ve koşullardaki cihazların yönetimi için çözümler sunmayı hedeflemektedir. Proje kapsamında mevcut sistemlere yeni sensörlerin eklenmesi ve gelişmiş birlikte çalışabilirliğin sağlanması için esnek ara yüzlerin tasarlanması amaçlanmaktadır.

Bu amaçla ASUA projesi; veri iletişimi, otonom sensör kontrolü, düşük sensör enerji tüketimi, güvenlik, veri işleme ve görselleştirme, büyük veri gibi konularda etkin çözümler sunmak ve bu çözümleri birbirleri ile entegre ederek tek merkezden yönetecek bir sistem oluşturmak için atılmış bir adımdır. Yani evet, ASUA’da hedef bu teknolojilerin birlikte çalışabileceği bir platform oluşturmaktır.

2017 yılı sonunda tamamlanması planlanan projenin ayrıntılarına ilişkin Proje Yöneticisi Serdar SULTANOĞLU ile konuştuk. Öncelikle bunun çok kapsamlı bir proje olduğunu söyleyelim, peki nasıl başladı bu süreç, neden böyle bir projeye ihtiyaç duyuldu? Akıllı kent sistemlerinin değeri, yeni sensörlerin akıllı sistemlere entegre edilmesi ile her geçen gün artmaktadır. Eklenen her yeni sensör diğer cihazlarla ya da hali hazır sistemlerle uyumuna bakılmaksızın sisteme dâhil edildiğinden, bu sensörlerin yönetimi ve bakımı da büyük bir problem haline gelmektedir. ASUA projesi tam da bu noktada devreye girmektedir. Projenin ana hedefi, modern kent otomasyon uygulamaları ve gereksinimlerini desteklemek için gerekli bilgi ve iletişim teknolojilerini geliştirmek ve güçlendirmektir. O zaman bu projenin hedefi sensörlerin birlikte çalışabilirliğini sağlamak diyebilir miyiz? Evet, hedeflerinden bir tanesidir diyebiliriz. Akıllı kent sistemleri; trafik yönetimi, akıllı evler, kent

Projenin Hedeflerinden bahseder misiniz? Az önce de dediğim gibi projenin en önemli hedeflerinden biri, modern şehirlerin kent otomasyon uygulamalarını tam potansiyele çıkaracak yeni hizmet ve teknolojileri araştırıp geliştirerek sunmaktır. Geleceğin teknolojik ve akıllı kentlerinin inşası için gerekli araştırma ve geliştirmelerin yapılmasında diğer Avrupa ortakları gibi bizler de ülkemizi temsilen bu projede yer alarak, sadece Avrupa’ya değil ülkemiz şehirlerine de akıllı kent sistemlerinin getirilmesine öncülük etmek niyetindeyiz. ASUA, sadece proje ortaklarının değil belediyeler, devlet kurumları, teknoloji sağlayıcıları gibi farklı pek çok paydaşın işbirliği içerisinde kullanıcısı olacağı bir projedir. Bu nedenle, bahsedilen diğer paydaşların proje çıktısının asıl kullanıcıları olacağı da düşünüldüğünde, böyle çok uluslu bir konsorsiyumun içerisinde olmanın önemi daha iyi anlaşılabilir. Türkiye’de de, sürdürülebilir kalkınmanın gereği olarak, enerji tasarruflu ve çevre dostu akıllı kent çözümlerine olan ihtiyacın gün geçtikçe artacağını göz ardı etmemek gerekir. Özellikle büyük şehirlerimizdeki yapılaşma, trafik, park yeri gibi sorunlarla mücadelede teknolojik çözümlerin gerekliliği ve proje sonuçlarından elde edilecek bilgi, deneyim, kazanım ve teknolojilerin bu alanlarda kullanabileceği gerçekçi bir beklentidir. Proje sonucunda ortaya çıkacak ürünlerin harita tabanlı bir sistemde tutulması ve sensörlerden gelen canlı verinin kent bilgi sistemleri ile bütünleşik çalıştırılabilmesi, Netcad’in birlikte çalıştığı belediyelere sunduğu hizmetlere yeni bir boyut katacaktır. Bunun da ötesinde Netcad, sadece Avrupa

ülkelerine değil ülkemiz şehirlerine de akıllı kent sistemlerinin getirilmesine öncülük edecektir. Peki, biraz da bu çok uluslu projedeki ortakların iş bölümlerinden bahsedebilir misiniz? Sizin bu süreçteki görev ve sorumluluklarınız neler? ASUA konsorsiyumu, araştırma enstitülerinden akademik alana kadar büyük firmalar ve kobileri kapsayacak şekilde geniş bir yelpazeye sahiptir. ASUA, beş farklı ülkeden toplamda dokuz ortak barındırmaktadır. Projeye Türkiye’den Netcad ve Karel firmaları katılmaktadır. Netcad, konsorsiyum lideri olarak projenin hedeflerine ulaşması sorumluluğunu taşımaktadır. Bu yönetimsel rolünün yanı sıra, teknolojik olarak da projenin çok temel bileşenlerinin geliştiricisi durumundadır. Başta uluslararası standartlara uyumlu sensör iletişim altyapısı, harita tabanlı veri görselleştirme, gerçek zamanlı ve tarihsel veri analiz uygulamaları olmak üzere bu uygulamalar, projenin sunucu tarafındaki çözümlerinin merkezinde yer alacaktır. Karel’in araştırma ve geliştirme faaliyetleri ise akıllı sensörler ve bağlı oldukları ağ geçitleri arasında iletişim teknolojileri ve kent otomasyon sistemleri ile entegrasyona hazır çözümler geliştirme üzerinde yoğunlaşacaktır. Avrupalı diğer ortaklar ise daha çok donanım ve ağ teknolojileri alanında faaliyet göstereceklerdir. Son olarak, bu projenin ekonomik ve ülkesel kazanımlarının neler olduğundan bahsedebilir misiniz? Bu ve benzeri projelerde geliştirilen teknoljiler gelecekte kent yaşamını devrimsel olarak değiştirecektir. Değerli bilgiye ulaşım kolaylaşacak, daha doğru kararlar, daha az enerji harcayarak, daha hızlı şekilde alınabilecektir. ASUA projesi ile sensör teknolojileri uygulamaları alanında çalışmak, kent bilgi sistemleri alanında birçok ürünü olan diğer Türk şirketleri için de yeni iş fırsatları ortaya çıkaracaktır. Bunun yanı sıra, ortaya çıkarılacak ürün üzerindeki bileşik telif hakları kapsamında yaratılacak artı değer (üretim, pazarlama ve destek) ülkemizin girdi hanesine yazılacaktır.

advertorial

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte sensör cihazlarındaki çeşitlilik ve yetenekler de her geçen gün artmaktadır. Bu cihazların otonom olarak birlikte çalışabilmesi sağlandığında mevcut süreçler daha verimli, doğa dostu, düşük maliyetli çözümlerle işletilebilecektir. 27 yıllık deneyimiyle yazılım dünyasındaki birçok gelişimin öncülerinden olan Netcad, 2015 yılında başlayan ve beş ülkenin ortaklığıyla gerçekleştirilen “Kent Otomasyonu için Geliştirilmiş Sensör Algılama Projesi” (ASUA= Advanced Sensing For Urban Automation) ile geleceğin kentleri için altyapı sağlamaktadır.


18

DOSYA

BThaber

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Artık ‘Nesnelerin İnterneti’nin asıl başladığı noktadayız Nesnelerin interneti son yıllarda sadece bilişim odaklı platformlarda değil, her türlü platformda öncelikli tartışılan konulardan birisi oldu. Bugün ise yıllardır tartışılan olası dönüşümlerin asıl başladığı noktaya geldik diyebiliriz. Bir vizyon olarak gelişen ve bir çok firma tarafından prototiplerle şirket içi süreçlerde uygulamaları yapılan bu konsept aslında endüstriye getirebileceği yeni soluk anlamında kendini ispatladı. Nesnelerin İnterneti kavramı üzerine değerlendirmelerde bulunan Detaysoft İş Geliştirme Yöneticisi Hüseyin Dereli şunları söyledi: “Nesnelerin interneti konsepti her geçen gün büyümeye devam ediyor ve önümüzdeki beş senenin rakamları oldukça iştah açıcı olacak. Her firma bu büyümeden faydalanmak için ya kendi ürün ailesini akıllı hale getirmek istiyor ya da önceliklerine göre süreçlerini bu akıllı ve birbiri ile iletişim halinde olan cihazlarla donatmak istiyor”. İçinde bulunduğumuz dijital dönüşümün bir parçası olarak nesnelerin interneti için asıl başlangıç noktasında olduğumuzun altını çizen Hüseyin Dereli, nesnelerin yıllardır internete bağlı ve belirli verileri sensörler vasıtasıyla kayıt altına alabildiklerini, fakat tek başına bunun büyük bir anlam ifade etmediğine değindi. Dereli: “Günümüzde donanım anlamındaki gelişmeler, internet üzerindeki bilgi ağının büyümesi, yazılım alanında yapay zekâ uygulamalarının

altın çağına doğru yaklaşması, insan bilgisayar etkileşimindeki yenilikler, veri depolama, işleme ve haberleşme hızındaki artışlar, bulut bilişimdeki patlama, üç boyutlu yazıcılar, artırılmış gerçeklik ve benzeri gelişmeler nesnelerin internetine büyük bir katkı sağlıyor. Bu katkıyı önümüzdeki yıllarda endüstride çok daha fazla görmek mümkün olacaktır. Endüstri 4.0 kavramı da aslında direk olarak bu teknolojilerin birlikte yaşatacağı değişimleri vurguluyor” şeklinde konuştu. Yakın geçmişte yeni kurulan veya küçük ölçekteki şirketlerin çok hızlı şekilde büyüyerek, yıkılamaz sanılan büyükleri devirmesi, onları çeşitli alanlarda çaresiz bırakması gibi durumların yaşandığından bahseden Dereli, yeni iş modelleriyle piyasaları altüst eden bu şirketlerin sayısının her geçen gün arttığını söyledi. ABD’de 2001 yılında pazar değeri açısından en büyük beş şirketten sadece bir tanesinin şu anda hala bu listede yer aldığını ve o şirketin de bilişim şirketi olduğunu belirtti. Dereli, bugün itibariyle bu ilk beş şirketinin tamamının bu yeni teknolojilere uzun yıllardır yatırım yapan, hepimizin bildiği bilişim devleri olduğunun altını çizdi. Hüseyin Dereli’ye göre bu devler dünya üzerindeki girişimcilik ekosistemlerinin büyümesini de sağladı. Bunun sonucu olarak da, kendilerine benzer daha fazla şirket piyasaya adım attı. Enerji, imalat, sağlık ve perakende

Endüstri 4.0 kavramından en hızlı etkilenen sektörler olduğunu söyleyen Dereli, dünya üzerindeki uygulamalara bakıldığında sektör bazında bunu kısıtlamanın çok doğru olmadığına değindi. Dereli sözlerine şöyle devam etti: “Akıllı nesneler ve bunların birbirleri arasındaki iletişimin ağı kullanılarak, verimsiz noktaları ortaya çıkarmak, zamandan tasarruf sağlamak, maliyetleri düşürmek, iş gücünü verimli olarak yönlendirmek, geriye dönük yaklaşımla hataları oluşmadan önlemek, verimli üretmek, değişime hızlı adapte olmak ve daha da ötesi için her alandaki karar mekanizmalarının bu vizyona sahip olması gerekiyor. Elbette tüm süreçlerde bunu bir çırpıda gerçekleştiremezsiniz. Ayrıca kullanım alanlarını hayal etmek de ilk aşamada kolay olmayabilir. Ancak kayıt altına alınacak her veri noktasının ileride önemli analizlere olanak sağlayabileceği gerçeğinden yola çıkarak, altyapıyı oluşturmak oldukça önemli. Piyasada bu amaçlar için ortaya çıkmış ve olgunlaşmış birçok platform mevcut. Ayrıca, güvenlik konusu da büyük önem arz ediyor ve bu platformlar endüstri standartlarında güvenlik sağlıyorlar. Şirketlerin sahip olduğu nesnelerin sayısında ve türünde zamanla oluşacak büyük artışla birlikte güvenlik açıklarının ortaya çıkmaması için şirketlerin güvenlik konusunda da titizlikle çalışması gerekiyor. Aksi takdirde güvenlik açıkları devasa boyutlarda

Detaysoft İş Geliştirme Yöneticisi Hüseyin Dereli zararlara sebep olacaktır”. Firmaların sürdürülebilir kalabilmesinin anahtarının adaptasyon olduğuna dikkat çeken Hüseyin Dereli, bu adaptasyonu sağlamak adına Endüstri 4.0’a yani dönüşüme kulak vermenin gerekliliğinin altını çizdi. Detaysoft’un, bu dönüşüm sürecinde donanım ve yazılım anlamında güvenli ve ölçeklendirilebilir bir altyapı sağlayarak müşterilerine rehberlik ettiğini belirten Dereli, bunun yanı sıra yapılan süreç analizleri ile birlikte ortaya gerçek anlamda ihtiyaçların karşılık bulduğu yeni nesil çözümler çıkmasına da olanak sağladıklarından bahsetti.

Nesnelerin interneti hayatımızı radikal bir şekilde değiştiriyor Bir süredir hayatımızda olan nesnelerin interneti kavramının endüstri ile buluşmasının ardından sık sık bahsi geçen Endüstri 4.0’ın, gerçek anlamda hayatımıza girdiğine değinen Tesla Teknoloji Genel Müdürü Serkan Gezici, bu teknolojik gelişimle birlikte en radikal değişikliklerin yaşanacağını vurguladı. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ının internet bağlantısına sahip olması, gelişmiş algoritmalar ile büyük verinin süper bilgisayarlar tarafından işlenmesi, Dijitalleşme süreçleri ve giyilebilir cihazlar gibi pek çok yenilik yaşamın birer parçası haline geliyor. Serkan Gezici sözlerine şöyle devam

etti: “Çok uzak değil beş sene sonra, yapay zekâ uygulamaları genelleşecek. 50 milyara yakın gömülü sistem ve mobil cihaz internet ile bağlantılı bir şekilde günlük yaşamın rutinleri arasında yer alacak. Böyle bir ortamda iş dünyası da Endüstri 4.0’a uyum sağlamak için kabuk değiştirecek. Ülkemizdeki teknolojik gelişimler ve uygulamalar da dünya geneline hızlı bir şekilde uyum sağlıyor. Bu nedenle yakın gelecekte ülkemizdeki iş kollarında da yeni anlayışlar oluştuğunu göreceğiz”. Akıllı şehirler, akıllı binalar ve akıllı cihazlar gibi kavramlarla şekillenen yeni bir akıllı dünyanın

içinde olduğumuza vurgu yapan Serkan Gezici, Tesla Teknoloji olarak Türkiye’de geliştirdikleri akıllı giyilebilir teknoloji ürünlerini içeren Quadro markasına da değindi. İki yıl önce ürettikleri “Quadro Akıllı Yüzük” isimli ürünlerinin, NFC teknolojisini kullanarak akıllı evlerin bina, daire, otopark, pencere sistemlerine güvenli anahtar yüzük ile giriş çıkış /açma kapama yapılabildiğini ifade etti. Serkan Gezici sözlerine şöyle devam etti: “Şimdilerde hayal edilen ve beklenenler bunların çok çok ilerisinde. Afet ve Acil durum yönetimlerinin de yapılacağı bu yeni düzeyde kişi başına yedi

cihaz düşmesi bekleniyor. Bu durumda çok fazla veri ortaya çıkacak. Bu verilerin doğru ve zamanında işlenebilmesi aslında en hassas konulardan birisi. Eğer bu sağlanamazsa akıllı şehirlerin güvenlik yönetimleri başta olmak üzere pek çok konuda kriz olması muhtemel. Bu nedenle de en çok üzerinde durulan ve planlanan konulardan birisi de verinin işlenmesi teknolojileri üzerine. Akıllı trafik ışıkları, otopark haritaları, sensörlü sokak ışıklandırmaları, enerji kullanımı gibi pek çok detaylı konu bu teknolojiler ile yönetilebilirken kullanıcılar için büyük kolaylıklar sunacaklar”.


BThaber

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Güvenlik konusunu farklı katmanlarda ele almak gerekli Nesnelerin interneti kavramının üretim sektöründeki isminin Endüstri 4.0 olduğunu söyleyen NetCAD Yazılım Proje Yöneticisi Serdar Sultanoğlu, bu sayede insanların devrede olmasını gerektiren bazı süreçlerin makineler ve yazılımlar tarafından yürütülebilmesinin mümkün olacağını ifade etti. Bu sayede üretim sistemleri, birbirleri ile gerçek zamanlı olarak iletişim kurabilecek, iş süreçleri hızlı ve hatasız olarak işleyebilecekler. Bu bağlamda akıllı şehirlere değinen Serdar Sultanoğlu, akıllı şehirlerde de yine otonom olarak işleyen sistemlerin, iş ihtiyaçlarına çözüm olacağının altını çizdi. Bu çözümleri çeşitli örneklerle ifade eden Sultanoğlu, yangın olduğunda itfaiyeye otomatik olarak bildirim gitmesi, gidilecek yolun trafiğin az olduğu yollardan seçilebilmesi, bir su borusu patladığında kaynak vananın otomatik olarak kapatılması ve barajdaki su yüksekliğinin belli bir miktarı aştığında kapakların otomatik olarak açılabilmesi gibi otomasyona dayalı çözümlerin sağlanabileceğini söyledi. Buradaki örnek senaryoların tamamen hayal gücü ile sınırlı olduğunu söyleyen Sultanoğlu, kritik olan noktanın bu sistemlerin birbirleri ile konuşabileceği standartların oluşması ve bu standartlara üreticilerin uyum sağlaması olduğuna dikkat çekti. Nesnelerin internetinin bu kadar geniş kapsamlı bir teknolojik eğilim olarak etkilemeyeceği iş alanının çok fazla olmayacağını söyleyen Sultanoğlu, bu alana yatırım yapan yazılım ve donanım firmalarının üretimlerini bu teknolojilerle destekleyen sanayi kuruluşlarının rakiplerine göre önde olacaklarına değindi. Verinin önemine dikkat çeken Sultanoğlu şunları söyledi : “Veri her zaman önemli. Veriyi daha akıllı ve hızlı toplamak, sensör verileri ile çalışmanın önemini daha da artıracaktır. Bu açıdan nesnelerin internetinin çok önemli ve gelişen bir teknoloji olacağına inanıyorum. Bu verilerin güvenliği de önemli bir konu. Güvenlik konusunu farklı katmanlarda ele almak gerekiyor. Örneğin ağ güvenliği farklı bir uzmanlık, sunucu güvenliği ayrı bir uzmanlık alanıdır. Ağ tarafında kullanılan cihazların sınırlı kaynaklara sahip olmasından dolayı cihazların akan veri güvenliği ile ilgili yapabileceği pek bir şey yoktur. Cihazlar arası ya da cihazlardan ağ geçitlerine ve sunuculara doğru oluşan veri trafiğinin kontrol altında tutulması ve zararlı içeriklerin önlenmesi için sağlam protokollerin ve ağ yönetim araçlarının kullanılması gerekli. Sunucu

tarafında internete bağlı olan nesneler ile iletişimlerde her zaman kimlik doğrulama ve yetkilendirme süreçlerinin çalıştırılması yetkisiz erişimleri engelleyerek veri güvenliğini artırıyor. Ayrıca sunucu yazılımlarının güvenlik saldırılarına (DDoS, CSRF vs..) karşı da önlem alması gerekli. Bu alanda TS/ISO 15408 Ortak Kriterler (Common Criteria) ve The OWASP Application Security Verification Standard (ASVS) standartları yaygın olarak kabul edilmiş standartlardır”.

NetCAD Yazılım Proje Yöneticisi Serdar Sultanoğluv

DOSYA

19


20

DOSYA

BThaber

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Veri analizi ve kullanıcı deneyimi ön plana çıkıyor Nesnelerin interneti (IoT) alanındaki ilk örneklerden bahseden DİA Genel Koordinatörü Süha Onay, ilk uygulamaların araç takip sistemleri ile ortaya çıktığına değindi. Süha Onay sözlerine şöyle devam etti: “Araçlara yerleştirilen gömülü cihazlar, GPS ve araç beyni gibi ekipmanlardan aldığı verileri üzerinde bulunan GPRS modemler vasıtası ile daha önceden cihaz konfigürasyonun tanımlanmış bir sunucu bilgisayarına anlık olarak göndermesi IoT teknolojisinin ilk örneklerindendir. Yıllardır kullanılan bu yöntem ile anlık olarak araçların veya ekipmanların hangi konumda nasıl hareket ettikleri takip edilebiliyor, araçlar istenirse uzaktan yönetilebiliyor. Günümüzde bunun çok daha gelişmiş ve çok daha küçük cihazlar üzerinden yine bir iletişim hattı kullanılarak herhangi bir verinin toplanması amaçlı kullanılan birçok örneği bulunuyor. Örneğin marketlere yerleştirilen buzdolaplarının açılış ve kapanış

DİA Genel Koordinatörü Süha Onay saatleri, açık kalma süreleri, hangi ürünlere ait buzdolapların daha çok açık kaldığı yani müşterinin hangi ürünler önünde daha çok düşündüğü gibi veriler toplanabiliyor. Sadece veri toplamakla kalmayıp bu cihazlar üzerinden buzdolaplarının

sıcaklıklarının ve çalışma parametrelerinin değiştirilmesi de sağlanabiliyor. Burada ortak olan nokta IoT ile akıllı cihazların kontrol edilebilmesi ve veri toplanası.” Birçok farklı nesnenin (buzdolabı, torna, masaüstü lambası vb.) çok

basit arayüzler vasıtası ile kontrol edilebilmesi ve bu cihazlardan alınan verilerin analiz edilebiliyor. Süha Onay, IoT ile arayüzlerin kullanılabilirliği noktasında UI/UX uzmanları ile farklı biçimlerde olan verinin basit yazılımlar ile analiz edilmesinin ön plana çıkacağını söyledi. Bu alanda başarılı olan şirketlerin nesnelerin interneti teknolojisinde de öne geçeceğinin altını çizdi. Onay “Burada bahsettiğimiz cihazları bir üretim atölyesinde veya fabrikasında yer alan akıllı üretim cihazları olarak düşündüğümüzde de Endüstri 4.0’a adım atmış oluyoruz ve IoT ile Endüstri 4.0’ı ilişkilendirmiş oluyoruz. Ülkemizin de Endüstri 4.0’da geri kalmaması için bulut bilişim, UI/UX ve veri analizi konusunda uzman şirketlere yatırımı desteklemesi önemlidir. Dia Yazılım olarak amacımız IoT teknolojisinin bulut bilişim ayağında ürünlerimiz ile firmalara destek olmaktır” şeklinde konuştu.

Veriyi hızlı ve doğru işleyen kazanacak Endüstri 4.0 dönüşümü; rekabet avantajını, daha az maliyetli işgücüne sahip fabrikalardan, BT ve operasyonel teknolojilerin sentezini gerçekleştiren akıllı üretim tesislerine taşıyor. Bu sayede firmalar daha yüksek katma değere sahip ürünleri daha düşük maliyetler ile üreterek rekabet avantajı sağlıyorlar. Nesnelerin interneti teknolojisi, iş dünyasında, çalışanları, varlıkları, altyapıları, makineleri ve ürünleri birbirine bağlayarak ve bunlar arasındaki iletişimi sağlayarak dijital dönüşüm sürecindeki firmaların sinir ağı haline gelecek. Bu beklentiyi dile getiren KoçSistem Grup Müdürü Okan Tezer’e göre, akıllı ve bağlı ürünler ile firmalar ürünlerinden topladıkları veriler ile sürekli iyileşen kalite ve satış sonrası gelir modelleri oluşturabilecekler. Yakın gelecekte hızla artan veri, işlem gücü ve kolaylaşan bağlantılar ile nesnelerin interneti, firmaların operasyonlarında daha fazla yer tutacak. Üretim, operasyon ve ürünlerden toplanan veri miktarının artması ile analitik ve iş zekasının önemi artacak, dokunmatik mobil cihazlar ve arttırılmış gerçeklik gibi gelişmiş insan-makine arayüzleri çalışan verimliliğini üst düzeye çıkaracak. Gelişmiş robotik ve 3D yazıcılar gibi otomasyon teknolojileri ile dijital bilgilerin fiziksel dünyaya daha kolay aktarımı yeni ürün çalışmalarının

hızlanmasına izin verecek. Okan Tezer, beklentilerini şöyle anlattı: “Dijital dönüşümün gereklerini yerine getirerek Endüstri 4.0’a ayak uydurmuş yeni firmaların piyasaya çıkması beklediğimiz bir durum. Bununla birlikte, pazardaki mevcut oyuncuların da kendilerini dijital olarak yenileyerek hayatlarına devam edeceğini öngörüyoruz. Endüstri 4.0 ile çalışma modelleri ve iş tanımları yeniden belirlenecek. Bu da yeni iş ihtiyaçlarını beraberinde getirecek, daha nitelikli çalışanlar ön plana çıkacak. KoçSistem olarak, akıllı şehir kavramını, bilgi teknolojilerinin kullanımı ile insanların hayatını kolaylaştıracak, yaşam kalitesini artıracak uygulamalar bütünü olarak görüyoruz. Artan nüfus; güvenlik, trafik yoğunluğu, çevre temizliği, enerji verimliliği ihtiyacı gibi konuları beraberinde getiriyor. Bu sorunların çözümü için en temel nokta BT’nin ve dolayısıyla nesnelerin interneti teknolojisinin kullanımı.” Nesnelerin interneti uzun vadede tüm iş alanlarını etkileyecek. Enerji sektöründen sağlık kurumlarına, tekstilden üretim firmalarına kadar farklı alandaki şirketler bu alana yatırım yapabilirler. Çünkü Okan Tezer’in de işaret ettiği gibi nesnelerin interneti, teknolojiyi, sağlanan hizmetin herhangi bir aşamasında kullanan bütün şirketleri kapsayan bir devrim.

KoçSistem Grup Müdürü Okan Tezer Yakın gelecekte ise özellikle üretim, enerji ve ulaştırma sektörlerinde en çok fırsatı barındırdığını söylemek mümkün. “Veriyi zamanında ve doğru işleyen her iş birimi çok kazançlı çıkacak” yorumunu yapan Tezer, güvenlik konusunda şu bilgileri verdi: “KoçSistem gibi, donanım, hizmet ve servisleri entegre bir şekilde sunabilen şirketler, en önemli değeri oluşturan ve diğer tüm firmaların dönüşümüne öncülük edenler olacak. Nesnelerin interneti ile kişilerin ve firmaların bütün özel verileri artık izlenebilir ve yönetilebilir hale geliyor. Bu; kurumlara rekabet, şahıslara yaşam kalitesi avantajları sağlasa da aynı

zamanda kötü niyetli saldırıların riskini arttırıyor. Verinin güvenliği için haberleşmenin her katmanında veri güvenliği sağlanması hedefleniyor. Veri taşıma (transport) katmanında yaygın olarak kullanılan SSL’e göre avantajları olan TLS (Transport Layer Security) & DTLS (Datagram Transport Layer Security) standartları şifrelemeyi sağlamak için kullanılmakta. Uygulama katmanında ise veriye erişim ve dağıtımının yönetimi için rol ve yetki politikaları önem kazanmakta. Bizler de verinin güvenliği ve yönetimi ile ilgili OneM2M gibi IoT mimarilerinin gerektirdiği güvenlik standartlarına uygun çözümler üretiyoruz.”


BThaber

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016

DOSYA

21

Sektörler arası veri transferini mümkün kılıyoruz Fujitsu’nun “İnsan Odaklı Toplum” vizyonu ile çok önceden şimdilerde Endüstri 4.0 adını alan çalışmalarına başladığını söyleyen Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı, bu yeni üretim devriminde kendilerini farklı kılan en önemli faktörün Fujitsu’nun da bir üretici olmasından kaynaklandığını belirtti. Emin Çalıklı sözlerine şu şekilde devam etti: “Bizim anlayışımıza göre Endüstri 4.0, üretimde kullandığımız robotlarla insanların en üst düzeyde iletişime geçebildiği ve işbirliğine girebildiği bir bakış açısı sunuyor. Daha önce hiç olmadığı kadar çok bilginin çeşitli sensörlerle toplanabildiği ve çözümlenebildiği bir ortamda üretim sonuçlarını artırabiliyor. Gelecek dönemde, M2M (Makineler Arası İletişim), Endüstriyel internet, Akıllı sistemler ve yaygın bilişim gibi birçok kavram daha da yaşamımıza girecek ve iş yapış yöntemlerimizde değişiklikler getirecek. Bunu yaparken sadece üretim aşamasında eriştiğimiz gelişim değil, robotların da bu devrime uygun yapılandırılmasını sağlıyoruz. Bu amaçla robot üreticileriyle bir araya geldik. Geçmişte sadece yüksek

iş gücünü ortadan kaldıran robotlar kullanılırken şimdi çok daha küçük ebatlı işleri de devredebildiğimiz robotları devreye alabiliyoruz. Üretimde bir diğer farklılığımız ise sektörler arası veri transferini mümkün kılıyoruz. Farklı alanlarda üretim yapan fabrikaların verilerini entegre ederek toplamda daha üst ve detaylı üretim seviyelerine çıkarabiliyoruz. Endüstri 4.0’ın kullanıcıya doğrudan faydasını incelediğimizde en önemli çıktılarının maliyet düşüşü, termin zamanındaki kısalma ve kişiye özel üretim imkânı diyebiliriz”. Fujitsu olarak akıllı şehirlerin planlanmasında ve oluşturulmasında aktif olarak yer aldıklarını söyleyen Emin Çalıklı, yaşlanan nüfusun kaliteli yaşamının devam ettirilmesi, artan trafik, küresel ısınma ile birlikte daha sık karşılaştığımız doğa olayları gibi pek çok başlıkta çözüm sunduklarını belirtti. Bu çözümlerde doğa ve kaliteli yaşam arasındaki dengeyi gözeten enerji ve kaynak yönetim sistemleri kurduklarını da söyledi. Bu bağlamda trafik kontrol, sağlık takip sistemleri, otopark yönetimi, enerji üretim ve dağıtım kontrolü gibi pek çok

konuda çalıştıklarını sözlerine ekledi. Emin Çalıklı ayrıca şunları söyledi: “Fujitsu’da ürettiğimiz sensörler ile fabrikalar ve uçaklar gibi saat bazında kritik bakım ve parça değişimini kolayca takip edebiliyoruz. Bu yönde çeşitli parametrelerde üretilen sensörlerin öne çıktığını görüyoruz. Bu sensörlerden derlenen verilerin bir çözüme ulaştırılması hususunda entegre çözümler üreten firmalar ile karşılaşacağımıza inanıyorum. Bunun yanında nesnelerin interneti alanında, çözümlerini en kolay şekilde adapte edebilen ve özelleştirilmiş yapılar yerine entegrasyonu kolay altyapılar sunan şirketler kesinlikle daha öne çıkacaktır. Fujitsu olarak 2015 yılında UBIQUITSWARE isimli altyapıyı duyurduk. Sensörlerden gelen bilgiyi anlamlı hala getirip ağ geçitlerini destekleyecek yapıyı kurduk. Dolayısıyla küresel bir dil haline gelen “Veri” yi standartlaşmış bir şekilde kullanabilmenin önünü açtık”. Veri güvenliği konusuna da değinen Emin Çalıklı şunları söyledi: “Nesnelerin interneti başlığı altında en fazla tartışılan konuların başında veri güvenliği geliyor. Çalıştığınız kurumun

Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı stratejik önemdeki verilerinin yanlış kişilerin eline geçtiğinde olacakları hayal edebilir misiniz? Günümüzün iş koşullarında bilgisayarımız ile dünyanın herhangi bir yerinden işimizi yönetmek üzere mobil bağlantılar kuruyoruz. Güvenlik kontrolünün bizde olmadığı LAN sistemlere, telsiz ağlara bağlanıyoruz. Fujitsu’da güvenliğin terminalden veri merkezine kadar korunduğu çözümler sunuyoruz.”

Endüstri 4.0 ile birçok yeni iş kolu ortaya çıkacak Endüstri 4.0 kavramını endüstri bilişim teknolojilerinin bir araya gelmesi olarak tanımlayan Tesan Genel Müdürü Rüştü Arseven, yeni nesil cihazların, günümüzün klasik ürünlerinden farklı olarak daha düşük maliyetli, küçük, minimum enerji tüketimi olan, az ısınan, uzun süreli çalışmaya dayanıklı özelliklere sahip olduğunu ifade etti. Bu donanımların çalıştığı işletim ve yazılımların da, hafıza kullanımı açısında son derece minimize edilmiş değerlerle çalışabilmesi de kaçınılmaz. Rüştü Arseven, tüm bu donanımsal gereksinimlerin yanı sıra nesnelerin internetinin tanımlamasını ise şöyle yapıyor: “Nesnelerin interneti olarak gündemimize oturan temel kavramı, canlı veya cansız kaynakların, elektronik devreler, sensörler ve nano teknolojik ürünler vasıtasıyla birbirleriyle iletişime geçmesi, yani yönetilebilir veri aktarması olarak özetleyebiliriz. Nesnelerin interneti (IoT) terimi ilk olarak 1999 yılında İngiliz Fütürist Kevin Ashton tarafından kullanılmış ve orada IoT’un M2M (makineler arası iletişim) alanının ötesine geçeceğine dikkat çekilmiştir. İnternete bağlanabilenlerin yanı sıra, RFID (radyo

frekanslı tanımlama), NFC (yakın alan iletişimi) ve QR kodlar dâhil birbirleriyle iletişime geçerek bilgi üretebilen tüm cihazların yer aldığı ağı kapsayan nesnelerin interneti (Iot), önümüzdeki süreçte firmalar için anlaşılması kolay stratejiler sunan bir kavram olarak önemini artıracaktır”. Dördüncü Endüstri Devrimi ile şüphesiz birçok yeni sektör açılırken, değişime ayak uyduramayan çoğu sektörün de kaybolmasına şahit olacağız. Yeni endüstriye ayak uyduramayan ülkeler, şirketler, çalışanlar da dâhil olmak üzere her şey bu durumdan olumsuz etkilenecek. Arseven bununla ilgili olarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Endüstri Devrimlerinin gelişimi ile önce kol gücü ile çalışanlar, sonra teknisyenler işlerini kaybetmeye başlamıştı. Yeni devrim en çok mühendisleri tehdit etmektedir. Ancak açılacak yeni iş kolları bu negatif etkiyi kısa sürede tersine çevirebilir. Dolayısıyla bugün adını koyamadığımız birçok işkolu da önümüzdeki kısa sürede gündemimizde yerini alacaktır. Yeni teknolojiye yatırım yaparak çalışan üreticilerin günlük hayatımızı kolaylaştıran ürünlere yönelmesi,

enerji tasarrufu ve alternatif enerji kaynaklarına yönelmemize de kapı açacaktır. Tabii ki her geçiş döneminde olduğu gibi bu süreçte de ilk yatırım maliyeti ve süreç yönetimi açısından bazı sıkıntılar söz konusu olabilir”. Nesnelerin internetinin en önemli ve stratejik kullanım alanlarının başında akıllı kentlerin geldiğini söyleyen Rüştü Arseven, bu kavramın ulaşım, güvenlik ve sağlık hizmetlerinde çok geniş bir kullanım alanı bulmasının günümüzde birçok ülke ve şehir tarafından güncel yatırımlarının bu noktaya odaklanmasına sebep olduğunun altını çizdi. Son dönemde bu konudaki öncü şehirlerde, ilk aşamadaki yatırımın 25 milyar doları aştığını da sözlerine ekledi. Geleceğin akıllı kentlerinde her şey az ya da çok olarak yazılım kodları içereceğine de dikkat çekti. Bu sistemler için sensörler ve ağ geçitleri, kontrol cihazları gibi çeşitli donanımların kullanılacağını söyleyen Rüştü Arseven, bu yüzden akıllı kentlerin mimarisinde kullanılan bu yazılımların ve donanımların sürekli gözlem altında tutulması ve ekosistem içinde siber güvenlik kültürünün oluşturulmasının önemine dikkat çekti.

Tesan Genel Müdürü Rüştü Arseven Aynı hassasiyetin veri merkezleri için de çok kritik olduğunu belirtti. VPN olarak bilinen özel sanal ağların, IPsec olarak bilinen ve IoT kent şebekesinin farklı parçaları arasındaki veri alış-veriş halindeki verilerin “kimlik doğrulama”, “yetkilendirme” ve “şifreleme” gibi süreçleri yürüten, İnternet Protokol Güvenliği’ni (IPSec) kullandığını söyleyen Arseven, şifrelemenin, VPN’lerin sunması gereken en temel özellik olduğunu da sözlerine ekledi.


22

DOSYA

BThaber

Nesnelerin İnterneti

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Akıllı şehirler 1,5 trilyon doları aşan bir pazar yaratacak Bugün dev makineler ile internetin buluşması sayesinde Endüstriyel İnternet Devrimi yaşanıyor. Bu değişimi “Verimlilik Devrimi” olarak adlandıran General Electric Dijital Türkiye Genel Müdürü Uygar Doyuran, internet sayesinde tüketicilerin, bankacılık, eğitim, e-ticaret gibi farklı alanlarda pek çok değişikliğe tanık olduğunu ifade etti. Sanayi tarafına bakınca, endüstriyel şirketler için farklı beklentilerin ve zorlukların olduğu bir dönem karşımıza çıkıyor. Endüstri şirketleri üretim sürelerinin kısalması, fiyat baskısı ve özelleştirilmiş ürün talepleri konusunda artan taleple karşı karşıya. Dördüncü Sanayi Devrimi’nin sadece üretim araçlarının otomasyonu ile sınırlı olmadığına dikkat çeken Uygar Doyuran, aynı zamanda bu sistemler aracılığıyla her geçen gün daha çok insanın birbirine bağlanarak iletişime geçtiğini söyledi. Uygar Doyuran sözlerine şöyle devam etti: “2020’de tam 50 milyar makinenin “çevrimiçi” olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam, Facebook’un aylık aktif kullanıcı sayısının 30 katı. Belki de insandan

çok makinenin çevrimiçi olduğu bir günü bile görebiliriz. Dolayısı ile Dördüncü Sanayi devrimine hem şirketlerin, hem de bireylerin hazır olması gerekiyor. Bu sene sonuçları açıklanan 5. GE Küresel İnovasyon Barometresi araştırmasına katılan yöneticilerin yüzde 86’sı, Türk yöneticilerin ise yüzde 79’u gelecek 10 yılda ileri üretim tekniklerinin sanayi sektöründe radikal bir dönüşüm yaratacağına inanıyor. Bu da ülkemizde iş dünyasının endüstri 4.0’a geçişin önemine dair farkındalığını gözler önüne seriyor. Araştırma, aynı zamanda şirketlerin iş modellerinin de değişeceğine dair veriler sunuyor ve dijital devrimin çalışma ortamını değiştirmesini bekliyor. Türk yöneticilerin yüzde 53’ü nitelikli çalışanlara talebin artacağını, yüzde 51’i yeni işlerin ortaya çıkacağını belirtirken, yüzde 40’ı dijital devrimin esnek çalışma yöntemleri yaratacağını söylüyor. Diğer taraftan, yaratıcılık, analitik beceri, sorun çözme becerisi yöneticilerin çalışanlarda aradığı en önemli özellikler olarak ortaya

Veri üretimi tırmanacak Son 20 yılda internete ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak veri üretim hızı oldukça arttı. Hatta veri depolama sistemleri üreticisi Seagate’in Türkiye Sorumlusu İlknur Baydak’ın verdiği bilgilere göre, 2016 yılında dünya, depolayabileceğimizden çok daha fazla veri üretecek. Araştırmaların da bu artışı açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan İlknur Baydak, IDC’nin küresel araştırma sonuçlarını örnek gösterdi: “2013-2020 yılları arasında

üretilecek veri miktarı 44 Zettabayt’a ulaşacak. Bu rakam, şimdiye kadar üretilen tüm verilerin 10 katı büyüklüğünde.” 4. Sanayi Devrimi olarak tanımlanan Endüstri 4.0 ile birlikte, Baydak’a göre, gelecek 5 yılda 50 milyar makine birbirine bağlanacak, sanayide ve günlük hayatta, her an her saniye veri üretilecek. Böylece makineler arası iletişimin artmasının da etkisiyle, üretilecek veri miktarı da tahminlerin kat be kat üzerine çıkabilecek.

çıkıyor. Dolayısıyla, genç kuşaklar, dijital sanayi devrimini yakından takip ederek, kurumların ihtiyaçlarına paralel olarak bir kariyer oluşturmalı ve bu özelliklerde kendilerini geliştirmeliler.” Akıllı dijital teknolojiler hemen hemen sınırsız bir potansiyele sahip ve şehir yöneticileri de bunu fark etmeye başlıyor. Dünyada pek çok uluslararası kuruluş, ülke ve kent yönetimi akıllı kent yatırım ve girişimlerini teşvik ediyor. 25’ten fazla dünya şehrinin, 2025 yılına kadar “akıllı” şehre dönüşmesi bekleniyor. Bu da 2020 yılına kadar değerinin 1 trilyon 565 milyar doları bulması öngörülen bir pazar yaratacak. Yüzlerce kentte farklı alanlarda ve farklı düzeylerde akıllı yönetim sistemleri uygulanıyor. Bu sayede gittikçe artan şehirleşme oranlarına rağmen daha sürdürülebilir bir çevre sağlanabilmesi mümkün olabilir. Türkiye’de üretim sektöründe dijital dönüşüm için farkındalığın arttığını gözlemlediklerini ifade eden Uygar Doyuran, bunun önemli olduğunu ama artık harekete geçmenin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Her fabrikanın kendi resmini çekip, analizini yapıp, durumunu tekrar gözden geçirmesi ve dijitalleşme yol haritasını çizmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu kapsamda KPMG 2015 yılında yayınladığı Global İmalat Sanayi Raporu’a değinen Doyuran, küresel bir ölçekte üretim endüstrisindeki bütün oyuncuların hem fikir olduğu konunun inovasyon ve ürün geliştirmenin giderek hızlanması ve bu rekabette boy gösteremeyen işletmelerin geleceğinin parlak durmadığı şeklinde olduğunu belirtti. Raporun sektörde uzun vade beklentisi endüstrinin Endüstri 4.0 doğrultusunda bir dönüşüm

GE Dijital Türkiye Genel Müdürü Uygar Doyuran geçirmesi ve bu dönüşümü tamamlayabilen işletmelerin yeni iş kolları ve pazarlar doğurması olarak belirtiliyor. Raporun anketine göre işletmelerin yüzde 48’i gelecekteki büyüme ve inovasyon hedefleri için yeni üretim teknolojilerinin ilk üç stratejilerinde yer aldığını gösteriyor. Uygar Doyuran, GE’nin 2011 yılından beri dijital endüstriyel şirket olmak yolundaki vizyonunu geliştirerek, 2015 yılında ise tamamen dijital endüstriyel bir şirkete dönüştüğünün altını çizdi. Kendilerini dijital endüstriyel bir şirket olarak konumlandırdıkları için GE Digital iş kolunu hayata geçirdiklerini söyleyen Doyuran, “Akıllı ve daha mükemmel” fabrikalar ile üretim sürelerini kısaltmaya, kesintisiz üretime, düşük maliyet oranları ile yüksek verimlilik sağlamaya odaklandıklarından bahsetti. En önemli ve en güçlü dayanaklarının ise Predix platformunun hayata geçirilmesi ve yazılımcıların kullanımına sunulması olduğuna dikkat çekti.

Verimlilik artışı garantileniyor Her geçen gün etki alanını genişleten Nesnelerin İnterneti teknolojileri, iş kollarını kökünden değiştiriyor ve yeni iş kolları yaratıyor. Üretim, lojistik, bakımonarım hizmetleri, kaynak ve kapasite planlama ve pek çok iş kolunda Nesnelerin İnterneti’nin getirdiği etkiler görülmeye başladı. Nesnelerin İnterneti, günlük yaşamda, ulaşım, enerji, sağlık hizmetleri, çevre, perakende ve endüstriye kadar birçok sektöre değer katıyor. Türk Telekom iştiraki İnnova, Nesnelerin İnterneti

alanında geliştirdiği çözümlerle farklı sektörlerin ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlıyor. Nesnelerin İnterneti ile dijitalleşmeye doğru yol alan kurumlarda anlık takip, analiz ve hızlı karar mekanizmaları sayesinde sunulan ürün ve hizmetlerde yatay ve dikey entegrasyon, operasyonel maliyetlerde düşüş, verimlilik artışı ve hizmet kalitesinde yükseliş öngörülüyor. Kurumlar ve müşterileri için büyük avantajlar sağlayacak bu değişim, Nesnelerin İnterneti’nin öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor.



24

BThaber

BTnet.com.tr

22 - 28 AĞUSTOS 2016

ABD’deki otellere sanal saldırı

Hayalet Avcıları, Dell’le yeniden canlandı 80’li yılların en efsane filmlerinden birisi olan Hayalet Avcıları, Dell teknolojileri ile yeniden hayatımıza girdi. En son görsel efekt tekniklerinin kullanıldığı filmde, binin üzerinde Dell Precision iş istasyonu ve grafik işleme süreçleri için Dell PowerEdge sunucular kullanıldı. Melissa McCarthy, Kristen Wiig, Kate McKinnon, Leslie Jones ve Chris Hemsworth gibi yıldız oyuncuları bir araya getiren film, 1984 yılında çekilen orijinal filmin vizyona girdiği günden bu yana büyük bir ilerleme gösteren görsel efekt teknolojileri ile dikkatleri üzerine topladı. Filmin görsel efektlerini hazırlayan Sony Pictures Imageworks, Intel işlemcilerin yanı sıra Nvidia K2200, M4000 ve 24GB M6000 Quadro grafik kartları ile çalışan 1.000’i aşkın Dell Precision iş

istasyonu kullandı. Proje, İntel işlemcilerle birlikte çok aşamalı Dell PowerEdge sunucular kullanılarak hayata geçirildi. 120 uzman sadece Slimer için çalıştı Ghostbusters’ın Görsel Efekt Süpervizörü Pete Travers; “Tüm dünyayı yeni fikirler ve karakterlerle tanıştıran orijinal ‘Ghostbusters’ filmi proton demeti, Ecto 1 ve Slimer gibi kavram ve karakterlerle popüler kültürün ortak dilinin bir parçası olmuş durumda. En yeni modern teknolojileri kullanarak bugünün izleyicisinin beklentilerini karşılarken, orijinal filmin bu öğelerine de sadık kalmamız gerekiyordu” dedi. Travers sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Film için görsel efektleri yaratmamız gereken zaman dilimi göz önüne alındığında, birkaç yıl önce, bugün işlem

gücü ve depolama hacminde sahip olduğumuz muazzam büyüme olmadan bunu gerçekleştirmemiz mümkün değildi. Teknolojideki ilerlemeler yeni olanaklar sunmaya ve hayal gücünü beslemeye devam ediyor. Bunu başarmanın ve efsanevi hikâyeye ve karakterlere yeniden hayat vermenin yolu, güçlü teknolojilerin yardımıyla modern dijital bilgisayar grafik tekniklerini kullanmaktan geçiyordu.” Ekibin, filmin orijinalinde kukla olarak yaratılan Slimer’ın dijital olarak yeniden yaratıldığını vurgulayan Travers’ın verdiği bilgilere göre, Slimer’ın şişkin ve yağlı cildini, hayaletimsi görüntüye uyarlayan animasyonlar hayli zorlayıcıydı. Toplam 120 VFX sanatçısı, uzun bir zaman dilimi süresince yalnızca Slimer’a yeniden hayat vermek için çalıştı.

Geçtiğimiz hafta ABD’deki otellere büyük bir sanal saldırı gerçekleştirildi. En az 20 büyük otelin etkilendiği saldırıda, saldırganların kredi kartı gibi önemli müşteri bilgilerini ele geçirdikleri tahmin ediliyor. Starwood, Marriott, Hyatt ve Intercontinental gibi HEI grubuna bağlı otellerin etkilendiği saldırıda özel bir kötücül yazılım kullanılmış. Yazılım tamamen otellerdeki kredi kartı bilgilerin çalmaya yönelik olarak hazırlanmış.

Ödeme sistemlerinde yaklaşık iki ay önce tespit edilen yazılım, restoran, bar, lobi ve Spa salonlarında kullanılan sistemleri etkilemiş. Yazılımın sistemde yer aldığı sürece kaç kişiyi etkilediği konusunda kesin bir bilgi olmasa da bu süre zarfında kredi kartıyla 10 bine yakın işlem yapıldığı tahmin ediliyor. Konuyla ilgili emniyet birimleri haberdar edilmiş ve etkilenen otellere yeni ödeme sistemleri kurulmuş.

Samsung, IFA’da yeni akıllı saatini duyurmaya hazırlanıyor Samsung, Berlin’de düzenlenecek olan tüketici elektroniği fuarı IFA’nın başlamasından bir gün önce yeni akıllı saati Gear S3’ü duyurmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl Gear S2’yi yine aynı fuarda duyuran şirket, yeni modeliyle eskisinden çok daha iyi bir başarı bekliyor. Ortada dolaşan söylentilere göre Gear S3’ün üç

farklı modeli olması bekleniyor. Daha önceki spor ve klasik modeline ek olarak üzerinde daha fazla düğmenin olduğu bir model daha eklenecek gibi gözüküyor. Samsung, Gear S3 ile her geçen gün daha da olgunlaşan akıllı saat pazarındaki payını daha da yükseltmeyi gözüne kestirmiş gibi gözüküyür.

Ford, sürücüsüz otomobile doğru emin adımlarla ilerliyor 2021 yılında sürücüsüz otomobillerini piyasaya sunmayı planlayan Ford, bu hedef çerçevesinde şirket satın alımlarına başladı. Bu hafta düzenlenen bir basın toplantısında Ford CEO’su Mark Fields, makine öğrenimi konusunda öncü şirketlerden birisi olan SAIPS’i satın aldıklarını duyurdu. Ford, aynı zamanda sürücüsüz otomobillerdeki sistemlerin insanlar gibi öğrenebilmesi için bu alanda faaliyetleri bulunan Nirenberg

Neuroscience ile de işbirliğine gittiğini açıkladı. SAIPS, imaj ve video ileme algoritmaları, giriş

sinyallerinin işlenmesi ve sınıflandırılması gibi otomotiv sektörü açısından çok büyük önem taşıyan teknolojiler

üzerinde çalışıyor. SAIPS’in bu alandaki uzmanlığı Ford’un sürücüsüz otomobillerindeki sensörlerden alınan verilerin işlenmesi ve sanal sürücünün kullanımına sunulmasını sağlayacak. SAIPS aynı zamanda anormalliklerin tespit edilmesi, nesnelerin kalıcı takibi ve diğer birçok konuda çalışıyor. Nirenberg ile olan işbirliği ise her ne kadar bu teknoloji retina ile ilgili rahatsızlıkların tedavisi için amaçlansa da sürücüsüz otomobillerin sanal

sürücüsünün görüş kabiliyetini geliştirmesi hedefleniyor. Ford bu gelişmelerin yanında aynı zamanda üç boyutlu haritalar alanında çalışmalar yaptığını ve bu üç boyutlu haritaların sürücüsüz otomobiller için çok önemli olduğunu da duyurmuştu. Bu satın almanın ve diğer işbirliklerinin Ford’un sürücüsüz otomobilleri planlanandan daha önce sunmasına katkıda bulunup bulunmayacağını ileride hepimiz göreceğiz.



26

BThaber

BTnet.com.tr

22 - 28 AĞUSTOS 2016

BEDAŞ’tan İtfaiyeye ‘WhatsApp’, hastanelere ‘VIP Hat’

Sony’den ‘Profesyonel Çözüm Günleri’ etkinliği Sony, güvenlik kamerası, konferans kamerası ve sunum çözümü gibi görüntüleme sistemlerindeki ürünlerini iş ortaklarına ve son kullanıcılara tanıttı. Sony Profesyonel, C&E (kurumsal ve eğitim) iş grubunun çözümleri dâhilinde, eğitim ve iş hayatına yönelik projektörlerden kurulum ekipmanlarına, görüntülü konferans sistemlerinden PTZ kameralara kadar çok sayıda işlevsel çözüm, Sony iş ortaklarının ve son kullanıcıların beğenisine sundu. Sony Professional Türkiye ofisinde tanıtılan ürünler, birbirine entegre olarak kullanıma hazır bir şekilde sergilendi. Sunulan çözümler arasında yer alan Sony PWA-VP100 Vision Presenter, fotoğraf, video hatta canlı yayın gibi farklı tipte ortamları birleştirerek tüm içeriklerin bir arada sunulabilmesine imkân veren bir teknoloji. Kablosuz fare ve Android veya iOS tabanlı bir tabletle kolayca kullanılabilen

ve Türkiye’de ilk kez sergilene akıllı çözüm, proaktif olarak yönetilebiliyor, izleyicilerle etkileşime geçebiliyor ve sezgisel, kusursuz, ilgi çekici sunumlar yapılması sağlıyor. Düşük çalıştırma maliyetleri, minimum bakım ve esnek kurulumla 6 bin lümenlik parlak görüntüler sağlayan fosfor lazer ışık kaynaklı projektör VPLFHZ65 WUXGA, Sony’nin yeni ultra yakın atımlı kurulum lensi VPLL-3003, eğitim ve bilgi ekranı uygulamaları için 4K görüntü kalitesi sunan yeni interaktif dokunmatik ekran çözümü Sony FW-55XD8501, Sony Profesyonel Çözüm Günleri’nde sergilenen görüntüleme çözümleri kapsamında büyük ilgi gördü. Etkinlikte, Sony’nin konferans ve güvenlik kameraları da tanıtıldı. Özellikle güvenliğin büyük önem teşkil ettiği kurumlar tarafından ilgi gören, yıldız ışığında bile görüntü alınmasını sağlayan 4K güvenlik kamerası NC-VB770, 35 mm Tam Kare Exmor CMOS sensöre

sahip. Kamera, ISO 409600’ün sağladığı ultra yüksek hassasiyet sayesinde 0,004 lüksten bile daha düşük aydınlık seviyelerinde ayrıntılı bir şekilde 4K/30 fps renkli videolar kaydedebiliyor. Ayrıca, etkinlikte tanıtılan diğer teknolojilerden Entegre video güvenlik kamera çözümü ile Sony güvenlik kameralarını BRAVIA ile doğrudan izleme ve kaydetme olanağı sağlanıyor. Sony Profesyonel Çözüm Günleri’nde tanıtılan teknolojilerden öne çıkan bir diğer çözüm ise PTZ konferans kamerası. Sony SRG-300SE kamera, uzaktan kumanda edilebiliyor ve kayıt özelliğinin yanında, görüntüyü seçilen ağdan canlı olarak yayınlayabiliyor ve görüntülü konferansları da destekliyor. PTZ işlevi, SRG-300SE kamera lensini konuşan her kişiye uzaktan odaklayabilmenin yanında, dahili mikrofon girişi ve hat girişi aktarılan görüntüye odadaki ses sisteminden gelen sesi ekleyebilmeyi sağlıyor.

Jabra’nın yeni kulaklığı Halo Smart Türkiye’de Dünyanın önde gelen kulaklık üreticilerinden Jabra, yeni kulaklığı Jabra Halo Smart’ı Türkiye’de satışa sundu. Moda, teknoloji ve özel yaşam trendleri önde tutularak tasarlanan Jabra’nın yeni kulaklığı kullanıcılara telefon görüşmeleri ve müzik arasında hızlı ve kolay bir geçiş sağlıyor. Mikrofonu rüzgar sesini karşı tarafa iletmeyen kulaklık aynı zamanda Siri ve Google Now’a

tek tuşla erişim ve titreşimli arama bildirimi gibi gelişmiş özellikler sunuyor. Halo Smart, 17 saate kadar telefonla görüşme, 15 saate kadar da müzik dinleme süreleri vaat ediyor. Jabra’nın yeni kulaklığını bu ayın sonundan itibaren MediaMarkt, Vatan Bilgisayar, Teknosa ve Turkcell bayilerinde satışa sunulacak. Kulaklığın fiyatı ise 297 TL olacak.

BEDAŞ; hizmet bölgesi olan İstanbul Avrupa Yakası’nda meydana gelen anlık arıza ve kesintilerinden hızla haberdar olmak için hastaneler başta olmak üzere kamusal alanda hizmet veren kurumlara, bekleme süresi olmaksızın BEDAŞ’a ulaşabilecekleri VIP Hat uygulamasını başlattı. İstanbul Avrupa Yakası’ndaki 80 itfaiye merkezi ile de özel bir WhatsApp grubu oluşturuldu. İstanbul’un Avrupa Yakası’na elektrik dağıtım hizmeti veren Boğaziçi Elektrik Dağıtım (BEDAŞ), iletişim ağını genişletmeyi sürdürüyor. Tüketicilerden gelen soru ve talepleri daha hızlı yanıtlamayı hedefleyen BEDAŞ; özel hastaneler, devlet hastaneleri, sağlık merkezleri, belediyeler, İBB Beyaz Masa, itfaiye ve telekomünikasyon servis sağlayıcılarına; Alo186 Çağrı Merkezi’ne hızlı erişim sağlayabilmeleri için VIP Hat tanımladı. BEDAŞ, yatırım kapsamında gerçekleştirdiği planlı kesintileri de en az 48 saat öncesinden e-posta yoluyla bu kurumlara bildiriyor. İBB Beyaz Masa’ya ait 100 merkez, 25 belediye, 160 hastane ve 25 ilçe sağlık merkezine, e-posta yoluyla planlı kesintiler hakkında bilgilendirme yapılıyor. BEDAŞ’ın, teknolojinin tüm olanaklarını kullanarak, halka kaliteli ve kesintisiz enerji vermek için uyguladığı diğer hizmetleri şöyle: İtfaiye ve muhtarlar WhatsApp’ta: BEDAŞ, olası arızalara hızla müdahale edebilmek ve hizmet bölgesi içerisinde yer alan itfaiye merkezleriyle iletişim kurmak için WhatsApp grubu oluşturdu. WhatsApp grubuna İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan 80 itfaiye merkezi üye. BEDAŞ daha önce muhtarlar için de WhatsApp grubu kurmuş ve yetki alanlarındaki arızaları öncelikli olarak bildirmeleri için VIP Hat hizmeti başlatmıştı. Muhtarlar ile oluşturulan WhatsApp grubunda 385 muhtar bulunuyor. Planlı kesintiler 48 saat önce cebinizde: bedas.com. tr adresinde yer alan formu dolduran tüketiciler, planlı bakım ve onarım faaliyetleri sırasında gerçekleşecek elektrik kesintilerinden en az 48 saat önce SMS yolu ile bilgi alabiliyor. BEDAŞ, Destek Hesabı

ile 7/24 Twitter’da: Elektrik dağıtımı sektöründe, tüketici deneyimini sosyal medyada yeniden şekillendirmeyi hedefleyen BEDAŞ, sektörde bir ilke imza atarak Kasım 2015’te Twitter Destek Hesabı açmıştı. BEDAŞ Destek Twitter Hesabı, İstanbul’un Avrupa Yakası’ndaki elektrik abonelerinin taleplerini ve sorularını 7/24 anlık olarak yanıtlıyor. BEDAŞ kurumsal sosyal medya hesapları ile de şirket haberlerini, duyurularını, kurumsal sosyal sorumluluk projelerini ve gönüllülük esası ile yürüttüğü çalışmalarını paylaşıyor. BEDAŞ 186 mobil uygulaması Android Ve iOS’ta: Tüketicilerin özellikle planlı ve anlık kesintiler hakkında hızlı bilgi almasını sağlamak için geliştirilen Android ve iOS tabanlı BEDAŞ 186 Mobil Uygulaması, harita üzerinden kullanıcının kendi bölgesini etkileyen planlı bakım ve yatırım çalışmalarını anlık olarak görmesini mümkün kılıyor. Kullanıcılar, üyelik sistemi sayesinde 186 Çağrı Merkezi’ni aramaya gerek duymadan elektrik kesintisi, sokak aydınlatma, sayaç arıza, kesme-açma ihbarı ile tehlikeli durum için ihbar bırakabiliyor, başvuruda bulunabiliyor. İhbarın son durumu başvurularım bölümünden anlık takip edilebiliyor. Uygulamada yalnızca kaçak elektrik kullanımına dair ihbar, üyelik gerektirmeden yapılabiliyor. İlk altı ayda 1 milyon 600 bin çağrı karşılandı: BEDAŞ var olan iletişim kanalarını da güçlendirmeye devam ediyor. BEDAŞ Çağrı merkezi tüketicilerin soru ve taleplerini kesintisiz olarak karşılamak için çalışıyor. Çağrı Merkezi, 2016 yılının ilk yarısında ayda ortalama 1 milyon 600 bin çağrıya yüzde 95’lik oranda cevap verdi. 2015 yılında ise 17 milyon 597 bin çağrı karşılanmıştı. Yüzde 96.2’lik bir oranla çağrı karşılayan 186 Çağrı Merkezi, hala tüketicilerin en yoğun kullandığı destek hattı olarak öne çıkıyor. bedas.com.tr yenilendi: BEDAŞ’ın yenilenen kurumsal internet sayfası ile de anlık bilgi ve hızlı ulaşım deneyimi hedefleniyor. Başvuru süreçlerini de kolay anlaşılabilir infografiklerle sunan bedas.com. tr, görme engellilere özel olarak tasarlanmış bir arayüze de sahip.



28

BThaber

BTnet.com.tr

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Logitech G’den usta oyunculara özel fare Logitech, eSpor oyuncularının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yeni ürünü Pro Gaming’i tanıttı. Metal yaylı tuş sistemi, dahili hafızası ve gelişmiş oyun sensörüyle Pro Gaming; hafif, dayanıklı ve erogonomik tasarımıyla turnuva profesyonellerinin gözdesi olmaya hazırlanıyor. Tasarımı G100’e benzeyen fare, oyunculara farklı bir deneyim sunuyor. eSpor oyuncularıyla çalışmanın kendileri için çok faydalı olduğunu belirten Logitech Oyun Birimi Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Ujesh Desai, oyuncuların beğenilerine göre G100 ve

ve hafifliğinin yanı sıra en zorlu oyun testlerinden geçer not aldı. Sağ ve sol tuşları, 2 sene boyunca günde 10 saat oyun oynamaya eşdeğer 20 milyon tıklamayla test edildi. Ayrıca mouse’un üst yüzeyi, tutuş ve dayanıklılığı artıracak özel bir maddeyle kaplandı.

G303’ün en iyi özelliklerini Pro Gaming’de birleştirdiklerini söyledi. Gelişmiş Optik Oyun Sensörü Pro Gaming, gelişmiş PMW

3366 sensörüyle oyuncular için daimi ve üst seviye hassasiyet sağlıyor. 200-12.000 DPI’Iık yüksek ve geniş çözünürlük aralığındaki sıfır yumuşatma veya filtreleme özelliğiyle, her hızda isabetli ve güvenilir

tıklama performansı sunuyor. Metal yaylı sistem, sağ ve sol tuşların gerginliğini ayarlayarak tıklamayı kolaylaştırıp, oyun esnasında doğru ve ışık hızında tepki verilmesine imkân tanıyor. Pro Gaming, rahat tutuşu

Sürücüsüz Oyun Turnuvaları İçin Dahili Bellek Logitech Gaming Software (LGS) sayesinde DPI, tuş ve ışık ayarları, Pro Gaming Mouse’un dahili belleğine kaydedilerek, istenilen her yere herhangi bir sıkıntı yaşanmadan taşınabiliyor.

Kağıt kapasitesi ve diğer özellikleri ile göz kamaştıran beşli

Aksa’dan ses yalıtımlı jeneratörler Jeneratör firması Aksa, ses yalıtım kabinli jeneratörleri ile gürültü kirliliği yaratmadan, enerji ihtiyacına çözüm buluyor. Elektrik kesintileri sırasında devreye giren jeneratörlerin çıkardıkları yüksek ses gürültü kirliliğine yol açıyor. Jeneratörün motor performasını etkilemeden sessiz jeneratör üretmek ise uzmanlık gerektiriyor. Aksa Jeneratör, geliştirdiği kabinli sessiz jeneratörleri ile gürültü kirliliğinin önüne geçmeyi hedefliyor. Aksa Jeneratör, doğalgaz yakıtlı jeneratörlerdeki 64 – 66 dB (desibel) ses seviyesiyle enerji kesintisi sırasında gürültü kirliliğinin önüne geçiyor. Diğer

jeneratörlere göre daha az maliyetle elektrik enerjisi sağlayan doğalgaz yakıtlı jeneratörler, sessizliğinin yanı sıra çevreci yönüyle de dikkat çekiyor. Aksa Jeneratör, üretimde çıkan ambalaj atıklarını ve motor testlerinde çıkan atık yağları ayrı toplayarak lisanslı geri dönüşüm tesislerinde yeniden kullanıma kazandırıyor. Aksa Jeneratör’ün bünyesinde yer alan 4 ve 1050 arasında kW güce sahip marin jeneratörleri deniz seyahatlerinde enerji ihtiyacını karşılıyor. Düşük yakıt tüketimi ile de ön plana çıkan Aksa Marin Jeneratörler, özel ses izolasyon kabini sayesinde sessiz ve konforlu bir seyir imkanı sunuyor.

Canon, yeni nesil çok işlevli yazıcıları imageRUNNER ADVANCE C5500 Serisi’ni tanıttı. Yeni cihazlardaki 6 bin 350 adetlik kağıt kapasitesi, kağıt yenileme işlemleri sırasında kaybedilen zamanı en aza indiriyor. Canon’un beş seçenekten oluşan renkli A3 çok işlevli cihazları imageRUNNER ADVANCE C5535, imageRUNNER ADVANCE C5535i, imageRUNNER ADVANCE C5540i, imageRUNNER ADVANCE C5550i ve imageRUNNER ADVANCE C5560i. Akıllı belge iş akışları ile kurumsal verimliliği artıran seri, daha ileri düzeyde baskı yönetimi ve kullanım kolaylığı kapasitesi sunmak için yeni bir imageRUNNER ADVANCE ortak platformu ile Avrupa’da 1 Eylül itibarıyla yerini alacak. Yeni cihazlar; her kullanıcının ve iş biriminin ihtiyaçlarına uygun şekilde özelleştirilebilen, geniş ve hassas bir renkli dokunmatik ekranla sezgisel kullanıcı deneyimi sunuyor. Universal Login Manager yazılımı, kullanıcı tabanlı kimlik doğrulaması ile toplam çıktı görünürlüğü sağlıyor. Bu şekilde belge üretim sürecindeki toplam maliyetin kayda değer ölçüde azaltılmasına yardımcı oluyor. uniFLOW ile çıktı yönetimi ve akıllı tarama çözümleriyle entegre olarak daha fazla

kontrol imkanı sunuyor. Hızlı tarama kapasitesi ile kağıt bazlı veriler kolayca yakalanabildiği gibi, cihazlar belgeleri tarayıp Arama Yapılabilir PDF, Microsoft® Word ve Microsoft® PowerPoint dosyalarına dönüştürebiliyor. 150’ye kadar orijinal belgeyi tutabilen tek geçişli çift taraflı döküman besleyici, belge yoğunluğu yüksek işletmeler için sorunsuz dijitalleştirme işlemi sağlıyor. 6 bin 350 sayfalık kağıt kapasitesi, kağıt yenileme işlemleri sırasında kaybedilen zamanı en aza indirirken, durum bildirimleri ile cihaz performansı her zaman izlenebiliyor. Yeni imageRUNNER ADVANCE’in

akıllı, uyarlanabilir teknolojisi, yazılımı her zaman güncel tutuyor. Canon’un cihaz yönetimi araçları, cihaz filosunun tamamında merkezileştirilmiş denetim sunuyor ve tüm cihazların güncellenmesini, pasif ünitelerin uzaktan kapatılmasını, ölçüm okumalarının alınmasını, adres defteri ve yazıcı sürücülerinin tüm filoda ve uzaktan yönetilebilmesini sağlıyor. Canon’un Yönetilen Baskı Hizmetleri (MPS Managed Print Services) ile birlikte çalışan bu yönetim sistemi, baskı altyapısı ve bu altyapıyla bağlantılı iş süreçlerinin sürekli optimize edilmesi sayesinde tasarruf da sağlıyor.



30

BThaber

KARİYER

22 - 28 AĞUSTOS 2016

Bilgi ve İletişim Hizmetleri Genel Müdürü Rasim Karas Vodafone’da Bilgi ve İletişim Hizmetleri Genel Müdürlüğü görevine Rasim Karas getirildi. Karas, Vodafone’un 8 ilde bulunan çağrı merkezlerinin yönetiminden sorumlu olacak. Vodafone Türkiye bünyesine Temmuz 2011’de Tedarik Zinciri Direktörü olarak katılan Karas, şirkette KKTC Telsim Genel Müdürlüğü ile Online, Alternatif Rasim Karas Satış ve Servisler Direktörlüğü görevlerinde de bulundu. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu olan Karas, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde İşletme (MBA) ve Endüstri Mühendisliği alanlarındaki eğitimin ardından, kariyerine 1993 yılında Frito-Lay Gıda’da başladı. Aralık 2000’de Danonesa Tikveşli’de Satın Alma Müdürü olarak göreve başlayan Karas, Danone Tikveşli Gıda ve İçecek’in Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı ve İcra Kurulu Üyeliği görevlerinde de bulundu.

Radore’nin Genel Müdürü Sadi Abalı Türkiye’nin önde gelen BT şirketlerinde genel müdür ve telekomünikasyon iş birimlerinden sorumlu direktör pozisyonlarında görev yapan Sadi Abalı, Radore’ye Genel Müdür olarak atandı. 19872002 yılları arasında Siemens Business Services ve Siemens Nixdorf şirketlerinde bankacılık, imalat sanayi, perakende, Sadi Abalı telekomünikasyon ve kamu sektörleri için büyük BT sistemlerinin entegrasyonundan ve “IT outsourcing” projelerinden sorumlu iş birimlerinin direktörlüğünü üstlenen Sadi Abalı, 2002-2013 arasında Orange Business Services’te Ülke Müdürü olarak görev yaptı. 2013-2016 yılları arasında Finansbank ve Cybersoft’un elektronik vergisel çözümler ve servisler sunan yan şirketi eFinans’ı kurarak, şirketin yönetimini üstlenen Abalı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde elektronik ve haberleşme mühendisliği alanında yüksek, Marmara Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı yaptı.

Sertaç Şener, Hopi Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı oldu Alışveriş uygulaması Hopi’nin Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Sertaç Şener oldu. Şener, bu görevinde pazarlama, dijital pazarlama, marka ilişkileri, CRM ve kampanya yönetiminden sorumlu olacak. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü mezunu olan Sertaç Şener, iş hayatına 2000 yılında Nokia Sertaç Şener Türkiye’de başladı ve uzun yıllar Nokia’nın hem bölge hem Türkiye pazarlama ve satış ekiplerinde farklı görevlerde bulundu. 2010 yılında Avea’da Marka İlişkileri Direktörü olarak çalışan Şener, 2011 yılında Nokia Türkiye’ye Pazarlama Direktörü olarak döndü. 2014 yılında Nokia Türkiye Genel Müdürü olan Şener, son olarak Microsoft’ta Mobil Cihazlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordu.

Eğitimlerde sanal gerçeklik etkisi Turkcell’in her yerden ulaşılabilen eğitim platformu Turkcell Akademi, 360 derece videoyu da kapsayan sanal gerçekliği eğitim platformuna dönüştürdü ve çalışanları için hazırladığı kurum içi eğitimlerini artık sanal gerçeklik (virtual reality) ile vermeye başladı. Turkcell Akademi sanal gerçeklik eğitim platformunda çalışma prensiplerinden mağazalara, ürün ve servislerden çağrı merkezine kadar birçok konuda videolu eğitim yer alıyor. Böylece Turkcell çalışanları, işe başladıkları andan itibaren kurum içindeki eğitimlerini sanal gerçeklik teknolojisi ile alacak. Turkcell bu teknolojiyi ilk kez, yeni işe aldığı çalışanları için hazırladığı ‘’GNCYTNK Oryantasyon Programı’’nda kullandı. Sanal gerçeklik teknolojisi ile gerçekleştirilen Turkcell’deki ilk eğitime Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça,

Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Seyfettin Sağlam ve Turkcell Akademi Grup Başkanı Banu İşçi Sezen katıldı. Ahmet Akça, 26 bin kişi arasından seçilerek bu başarıya imza atan gençleri tebrik ederken, Kaan Terzioğlu ise 2030 yılına kadar sanal gerçeklik, yapay zeka ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin mobil platformlarla buluşmaya başlayacağını vurguladı. Yeni ve farklı eğitim mecralarını çalışanları ile buluşturduklarını dile getiren Banu İşçi Sezen ise “Samsung ile işbirliğine giderek donanım desteği sağladık. Böylece sanal gözlüğü bir eğitim platformu haline dönüştürerek dünyada bir ilke imza attık’’ bilgisini verdi. Sanal gerçeklik teknolojisini ilk kez geçtiğimiz günlerde yapılan ‘’GNCYTNK Oryantasyon Programı’’nda kullandıklarını belirten Sezen şöyle devam etti:

E T K İ N L İ K L E R

“İşe alımlarını yaptığımız 165 GNCYTNK için bu yıl ‘’Turkcell’li Olmak’’ isimli özel bir oryantasyon programı hazırladık. Bu program ile Turkcell vizyonu, ana stratejileri ve davranış modelinin bizzat Turkcell’e değer katan liderler tarafından genç yeteneklere aktarılmasını ve teknolojinin deneyimlenerek yaşanmasını amaçladık. Programın en önemli parçasını oluşturan sanal gerçeklik eğitim filmimiz sayesinde fiziki şartlar göz önüne alındığında günlerce sürecek Turkcell müşteri deneyim noktaları ve Turkcell teknolojilerinden oluşan tanıtım turunu 360 derece çekilen 5 dakikalık video ile deneyimleme imkanı sunduk. Böylece aramıza yeni katılan çalışanları, sanal ortamda Turkcell’in mağazasını ve çağrı merkezini ziyaret ederek müşteri deneyimi yaşarken, çekim noktası ve teknoloji merkezlerini de deneyimleme fırsatı buldu.”

Y U R T D I Ş I

7-10 Kasım 2016 WebSummit Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 25 Ağustos 2016 Teknoloji Platformları - IoT ve M2M-Büyük Veri ve Bulut İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

Y U R T İ Ç İ

1 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları Erzurum AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 29 Eylül 2016

22-23 Kasım 2016 Bilişim Zirvesi’16 Haliç Kongre Merkezi İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Toplantıları Adana AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.


BThaber

KARİYER

22 - 28 AĞUSTOS 2016

31

Güvenlik için yarışalım! Siber güvenlik alanında yüksek gelir imkanı sunan bir kariyere ilk adımı atmak oldukça zor. Zaten bunun da bir sonucu olarak, sadece Türkiye’de değil, küresel bazda yetkin güvenlik elemanı ihtiyacı gün geçtikçe büyüyor. Kaspersky Lab ise 18-30 yaş arası üniversite öğrencileri ve genç profesyoneller için Talent Lab Yetenek Laboratuvarı yarışmasını başlattı. Hedef; önemli siber güvenlik sorunlarını yarışmacıların teknik ve yaratıcı yetenekleri ile çözebilmek. Yarışmanın üç galibi olacak. Birinciyi; daha sonraki eğitimleri için 10 bin dolar bekliyor. ‘Güvenlik yeteneği’ ise tüm masrafları Kaspersky Lab tarafından karşılanarak SAS 2017’ye davet edilecek. ‘Yaratıcı yetenek’ kazananı ise Cannes Lions 2017’ye akademi biletiyle katılmaya hak kazanacak. 50 finalistin hepsi Kaspersky Lab ve Yetenek Laboratuvarı ortaklarından ek ödüller kazanacağı gibi, uzmanlardan profesyonel rehberlik ve uzun vadeli kariyer fırsatları da ödüller arasında. Dünyanın her noktasından başvuruya açık olan yarışmaya academy. kaspersky.com/talentlab adresinden ulaşılabilir. Başvurular 15 Kasım’a

kadar yapılabilecek ve 15-30 Kasım arası online değerlendirme sürecinin ardından, 1 Aralık’ta da finalistler duyurulacak. En başarılı 50 başvuru finale girmeye hak kazanırken, final ise Şubat 2017’de Prag’da yapılacak. Eğitimler birçok başlıkta toplanıyor Yetenek Laboratuvarı’nın teknik değerlendirme kriterleri arasında, antikötü yazılım araştırması, siber güvenlik sonuçlarını geliştirme, mobil güvenlik, siber fiziksel sistemler, IoT, çocukların çevrimiçi güvenliği ve güvenlik farkındalığı gibi alanlarda uygulamalı görevler var. Teknik olmayan değerlendirmeler ise katılımcıların tüketici pazarlaması, web içerik analizi, kavramsal tasarım ve eğlenceli eğitim gibi konularda çalışmalarını içeriyor. Tüm alanlar Kaspersky Lab koçları tarafından da izlenecek. Bu girişimle eğitim faaliyetlerine devam eden Kaspersky Lab’in Kaspersky Academy departmanı BT güvenliğindeki genç yetenekleri destekleyen proje dizilerinden oluşuyor. Şirket, genç yeteneklere fark edilme ve siber güvenlik alanındaki bilgi ve becerilerini geliştirme imkanı sunuyor.

İstihdam piyasasında Temmuz küçülmesi Kariyer.net, Temmuz 2016 dönemine ait İstihdam Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, Temmuz’da yayınlanan toplam 53 bin 582 iş ilanı sayısı 2015’in Temmuz ayına oranla yüzde 4, bir önceki aya göre ise yüzde 10 düşüş gösterdi. Temmuz ayında Kariyer. net’te 11 bin 383 yeni iş ilanı yayınlanırken bu sayı da 2015’in Temmuz ayına oranla yüzde 22, bir önceki aya kıyasla ise yüzde 28 düşüş sergiledi. Öte yandan, Temmuz ayında yayınlanan iş ilanları ile yaklaşık 40 bin kişi iş fırsatı yakaladı. Temmuz ayı İstihdam Endeksi verilerini değerlendiren Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, “2016’nın ilk altı ayı 2015’in aksine hareketli geçerken, Temmuz başındaki bayram tatili ve sonrasındaki olaylar istihdam piyasasında etkisini hissettirdi. Temmuz ayının son haftası ve Ağustos ayının ilk günlerinde ise ilan sayılarında tekrar yukarı yönlü bir toparlanma görülüyor” yorumunu yaptı. Tekstil sektörü Temmuz

ayında da birinciliğini bırakmayarak 5.191 başvuru yapılan ilan sayısına ulaştı. Bunu sırasıyla Yapı (4.953), Üretim (4.510), Hizmet (4.107), Sağlık (4.091), Bilişim (3.660), Otomotiv (3.619), Ticaret (3.483), Elektrik & Elektronik (2.469) ve Turizm (2.220) sektörleri takip etti. Geçtiğimiz yıla kıyasla başvuru yapılan ilan sayısında artış gösteren iki sektörden biri yüzde 6 ile Sağlık olurken, diğeri ise yüzde 4’lük artışla Hizmet oldu. Kariyer.net İstihdam

Endeksi Temmuz ayı verilerine göre İstanbul Avrupa yakasında 19.224, Anadolu yakasında 15.875 olmak üzere İstanbul genelinde toplam 35.099 ilan yayınlandı. Lider İstanbul’u sırasıyla Ankara (6.143), İzmir (4.104), Bursa (3.783) ve Kocaeli (3.358) illeri takip etti. İş ilanları sayıları geçtiğimiz yıla oranla İstanbul’da düşüş gösterirken; Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli’nde %1’lik artış gösterdi. Sağlık; geçtiğimiz yılın Temmuz ayına oranla Hatay’da %16, Kayseri’de %14 ve Samsun’da %10’luk artış gösterdi. Temmuz ayında en çok ihtiyaç duyulan pozisyon 7.290 ilan ile Satış Temsilcisi oldu. Bu pozisyonu sırasıyla Mühendis (5.171), Muhasebe Elemanı (2.541), Teknisyen (1.146), Satış Müdürü (995), Mağaza Müdürü (908), Tekniker (869), İnsan Kaynakları Uzmanı (710), Stajyer (628) ve Çağrı Merkezi Elemanı (621) ilanları takip etti.

Havada yetkinlik için işbirliği, ikinci dönem mezunlarını verdi Türk Hava Yolları, Boeing ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ); birlikte hayata geçirdikleri “Hava Taşımacılığı Yönetimi Yüksek Lisans Programı”nın ikinci dönem öğrencileri olan 25 Türk Hava Yolları yönetici adayını İTÜ

Ayazağa Kampüsü’nde gerçekleştirilen bir törenle mezun etti. Hava Taşımacılığı Yönetimi Yüksek Lisans Programı; 2013 yılında Türk Hava Yolları, Boeing ve İTÜ ortaklığında, ülkenin hızla büyüyen havacılık sektörüne

yön vermelerini ve küresel havacılık sektöründe etkin bir role sahip olmalarını sağlamak üzere, Türk Hava Yolları’nın gelecek vadeden yöneticilerine ve yönetici adaylarına liderlik ve yönetim becerileri kazandırma hedefiyle

başlatıldı. Program, Türk Hava Yolları’nın 35 yönetici adayından oluşan ilk dönem öğrencilerini geçtiğimiz yıl mezun etti. Programın Massachusetts Institute of Technology, İngiltere’deki Cranfield Üniversitesi ve

British Columbia Üniversitesi ile akademik ortaklığı da bulunuyor. Bunun yanı sıra, Boeing Ticari Uçaklar Network ve Filo planlama grubu ile Ekonomik Analiz grubu uzmanları da program çerçevesinde eğitimler veriyor.


32

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Bu sayfalarda daha önce ön lansmanının GSMA’da yapılması vesilesiyle paylaştığım kamu spotu tadında bir haberi yinelemek istiyorum ki, teknolojisever insanlar bir de mevzuya diş temizliğinden bakmayı öğrensin: Akıllı diş fırçası Oral-B Genius, Türkiye’de de tanıtılmış. Hareket Sensörü ve Pozisyon Algılama Teknolojisi ile iki önemli yeniliğe imza atan Oral-B Genius, Oral-B App 4.1 uygulaması ile ideal diş fırçalama deneyimi sunarken, 12 güne kadar hiç şarj etmeden kullanım imkanını da veriyormuş. Daha ne olsun… Yine bilgilendirme ihtiyacı ile bir haber sunuyorum sana: HSBC Grubu’nun 17 ülkeden 18 binin üzerinde kişinin görüşünü alarak gerçekleştirdiği “Emekliliğin Geleceği: Nesiller ve Hayat Yolculuğu” araştırmasına göre; bireyler, emeklilik ile ilgili tavsiye için profesyoneller yerine maalesef aile ve arkadaşlarına danışıyormuş. Bu danışma da ilerleyen yıllarda finansal kararlara ilişkin pişmanlıkları beraberinde getiriyormuş. HSBC Grubu’nun raporunda, emeklilikteki finansal şartların iyileştirilmesi için atılabilecek dört adım şöyle sıralanmış: Tüm emeklilik giderlerinizi gözden geçirin, birikim yapmaya erken başlayın, profesyonel danışmanlık alın ve son olarak, acı ama gerçek, finansal iniş-çıkışlara hazır olun. Bu öğretilerin bir örneğini yıllardır hayata geçiren Visa, son olarak da Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) işbirliği ile hazırlanan “Sporcular için Pratik Para Becerileri” isimli finansal eğitim programı ile sporcuların kişisel finans ve bütçe yönetimi konusunda bilgi sahibi olmalarını ve sahip oldukları maddi kaynakları en verimli şekilde kullanmalarını destekliyormuş. Yani anlayacağın finansal işlemler hakkında doğru bilgiler herkesin ihtiyacı. Gelelim sevindirici bir çevresel başlığa… Geçtiğimiz haftalardaki bir mektubumda Kaş’ın betona

22 - 28 AĞUSTOS 2016

“Dördüncü Sanayi Devrimi” şimdi Türkçe

boğulma ihtimaline karşı isyanımı seninle paylaşmıştım. Güzel haber, tüm bu itirazlar ses getirdi. Kaş’ı yapılaşmaya açacak yeni Çevre Düzeni Planı da Antalya 4. İdare Mahkemesi’nin aldığı kararla iptal edildi. Böylece Kaş’ın rotasını sürdürülebilir turizme çevirmenin tam zamanı. DenizBank, kültür ve sanatı toplumun geniş kesimleri ile buluşturma misyonu doğrultusunda, 2. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması’nı TÜRSAK Vakfı işbirliğinde, bu yıl kapsamını daha da genişleterek hayata geçiriyor. Yarışma kapsamında; senaryo alanındaki desteği artırmak adına bir panel ve özel ödül organizasyonu gerçekleşecek. Ayrıca 2016’da vizyona giren yapımlar arasından seçilecek ‘En İyi İlk Film’e Özel DenizBank ödülü verilecek. İlk uzun metraj film senaryoları ile başvuru yapacak tüm senaristlere açık olan yarışma için son başvuru tarihi 9 Aralık. Detaylar tursak.

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

100” listesine girmiş. Sina Afra’nın yeni girişimi ise Evtiko. Takibe devam… Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Stevie Awards 2016’da güvenlik şirketi Pronet, Yılın Müşteri Hizmetleri Ekibi kategorisinde altın ödüle layık görülmüş. Ama bu kadar da değil… Pronet, aday olduğu diğer kategorilerde de Elektronik Sektöründe Yılın Şirketi, Yardımcı Uygulamalar ve Servisler: Pronet Panik Butonu Uygulaması ve Mobil Uygulamalar: Pronet Panik Butonu Uygulaması ile 3 altın, Yeni Ürün Yazılımı-Güvenlik Çözümü: Phantom Call, Yılın PR Kampanyası: Panik Butonu Uygulaması ve Yılın Teknoloji PR Kampanyası: Panik Butonu Uygulaması ile 3 bronz ödül daha kazanmış. Yine güzel ve insanın risklere karşı içini rahatlatan bir haberim var: BEDAŞ; hizmet bölgesi İstanbul Avrupa Yakası’nda meydana gelen anlık arıza ve kesintilerinden hızla haberdar

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1085

22 - 28 AĞUSTOS

org.tr sitesinde ve Mart 2017’de finalistlerin duyurulmasının ardından, ödül töreni Mayıs 2017’de gerçekleştirilecek. Konumuz bir kez daha yaratıcılık. Tüketim çağında üretimi desteklemek, yaygınlaştırmak ve bunu kutlamak için ‘maker’lar panayırda buluşuyor. Dünyaya yayılan #makerhareketi, bildiğin gibi birçok ülkede düzenlenen panayırlarla yaygınlaşıyor. 7-9 Ekim arasında da İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde düzenlenecek İstanbul Maker Faire’de sanat, mekatronik, elektronik promaker ve outdoor alanlarında ilginç robotlar, drone’lar, 3D yazıcı teknolojileri, elektronik icatlar sergilenecek, seminerler ve atölyeler düzenlenecek. Takvimlerimizde yerini alsın. Yaratıcılık ve başarının başarılı birleşiminde sıra. Hem girişimci hem yatırımcı kimliğiyle tanınan Sina Afra, dijital dünyayı şekillendiren dünyanın en önemli 100 kişisinin yer aldığı “Wired

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış ve İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

olmak için hastaneler başta olmak üzere kamusal alanda hizmet veren kurumlara, bekleme süresi olmaksızın BEDAŞ’a ulaşabilecekleri VIP Hat uygulamasını başlatmış, 80 itfaiye merkezi ile özel bir WhatsApp grubu oluşturulmuş. Biliyorsun, BEDAŞ’ın BT odaklı yatırımlarına, yenilenen sitesinden iOS ve Android uygulamalarına kadar birçok çalışmasına daha önce de yer vermiştim, yenilikler olsun seni yine bilgilendireceğim. GittiGidiyor.com çalışanlarından, kadınların iş dünyasındaki önemine dikkat çeken bir tiyatro oyunu var sırada. GittiGidiyor’un çalışanları “Yayında mıyız?” isimli tiyatro oyununu sergiledi. Kadın çalışanlar için çalışmalar yapan GittiGidiyor’un WIN Grubu (Women’s Initiative Network) tarafından hazırlanan ve kadınların iş dünyasındaki yeri ve önemine vurgu yapan oyunu büyük beğeni toplamış. Amaç kadın çalışanlar ile ilgili farkındalığı artırmak. Yetmez ama budur… Biraz da okuyalım… D&R’ın Nisan ayında Türkiye’ye getirdiği e-kitap devi Kobo ile son dönemde e-kitap okuma oranı da yükselmiş. Öyle ki, D&R Nisan ayından bu yana 5 bin 214 Kobo e-kitap okuyucu cihaz satışı yaparken, Nisan-Temmuz arasında 75 bin 188 adet de e-kitap satmış. Her platform, okumak için fırsat demek bizim için, değil mi? Haftaya noktayı yine bir kitapla koyuyorum: Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), Davos’un kurucusu ve lideri Prof. Klaus Schwab’ın “Dördüncü Sanayi Devrimi” eserini Türkçe’ye çevirterek, ülkemizde de yayımlanmasını sağlamış. Dördüncü sanayi devriminin ne olduğu, neler getireceği, bizi nasıl etkileyeceği ve onu ortak yarara çevirmek için yapılabilecekler bu kitapta. İçinde bulunduğumuz dönemi anlamak ve anlamlandırmak için edinelim, okuyalım. Bu hafta da bu kadar olsun, yeni bir gündemle haftaya bu sayfalarda buluşalım,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Bringing together ICT managers and providing a fertile environment for sharing knowledge and experience related to the industry; the CIO Vision Meeting was held with great interest and participation this year. The event was sponsored by QlikView and Intel Security and Digital Transformation was discussed. This year’s meeting topic was “Digital Transformation and Cloud Strategies”. The sector’s most professional and competent members discussed how companies are preparing for digital transformation how road maps are shaped, what kind of difficulties are faced by CIOs and what would be the advantages of Digital Transformation. Informatics Association of Turkey İstanbul Branch President Ahmet Tosunoğlu delivered the opening speech and various presentations were made afterwards. The most interesting of those belong to Bahçeşehir University Faculty of Medicine Dean Prof. Türker Kılıç invited to the meeting to add a different perspective to this year’s meeting and to interpret the informatics concept in an unorthodox way titled “Brain, Consciousness, Life”. The brain is perceived as an information machine In his presentation, Prof. Kılıç talked about the changing theory of brain and stressed that our perception of life changed and we now see technology with a very different perspective. Prof. Kılıç stated that: “We do not perceive brain anymore as a piece of meat created by a hundred billion neurons. We now perceive it as an information machine including 2 over 100 billion possibilities. With this point of view, the brain is not just defined as a process center enabling body balance but also an organ creating mind.” With this new point of view, Prof. Kılıç mentioned about the Human Connectom Project aiming at explaining with which mathematical model the brain creates mind and he stated that the scientists now question whether life can be explained via a mathematical system with this project. Kılıç mentioned about everything that exists has a response as information and brain is an information

CIO’s discussed Digital Transformation The sixth of CIO Vision meetings co-organized by Turkey Informatics Association and BThaber was held recently.

mechanism making sense of life by processing this information. Revealed by Maxwell in 1867 and questioned by theoretical physicists; “Can you transform information into energy?” question was among the highly discussed topics at the European Academy of Science and Art last year. Stating that Maxwell showed that it was possible via his experiment carried out in 1867; Kılıç said that an experiment was realized this year in Japan using this idea in generating energy of a cooling system. QlikView Turkey Consultancy Support Director Emre Çabuk made a presentation during the event and talked about the data in this digitalized world topic. Whenever the digitalization issue is mentioned, everyone is focuses on data said Emre Çabuk and added that as QlikView, their approach to the subject includes data flow actualizing from information technologies towards business units while data transforming into information and the data being transformed into information by business units. Explaining the reason behind; Emre Çabuk highlighted that business units would like to have easy technologies that they use daily in the business environment. He stated that

due to the generally central structure of the information technologies; they are in a constant quarrel with business units on permissions and authorizations and QlikView addresses those problems to create solutions. Expressing that they aim to create a synergy between business units and information technology using information; Çabuk stressed that overcoming these problems is possible with digitalization. As QlikView believes, the owner of data is business units rather than IT and they offer a platform combining data and conveying it to business units. Emre Çabuk ended his presentation with a demo of Qlik Sense product. The routine is broken in security Speaking in the CIO Vision Meeting, Intel Security Turkey & Azerbaijan Regional Director İlkem Özar with a speech title of “The routine is broken in security” stated that organizations’ working, making innovations and growing securely is a must. Özar stressed upon the importance of trained manpower in the field of cyber security for the successful implementation of the security strategies. İlkem Özar drew attention to digital

transformation in her speech pointed as an indispensable a part of every business today and added: “Customers now want to get immediate service from all communication channels regardless of time and location, and this makes digital transformation inevitable. This process of change with a wide quality from finance to manufacturing, from marketing to human resources has an impact on the processes of all institutions. Even some institutions are hiring Digital Transformation Leaders in order to manage digital transformation accurately. Similarly, the security should be managed by established organizations and the number of institutions should increase which take a step in that direction.” We adapted a great structure into the digital world Albayrak Holding CIO Erdal Nalbant mentioned about a great structure’s digital transformation process in his speech titled “Digital Journey” reminding that Albayrak Holding consists of 79 active companies. He stated that the IT infrastructure of the company is taken over by Albil Central Services. According to Nalbant, they aim to overlap

their actions in IT side with the business units and stated that in our day and age IT departments are asked to take actions to contribute revenues. Besides; by the strategic decision taken in 2013, they carried all the media servers to the cloud. This means that the availability of media companies in the holding structure was highly increased. We are increasing our service quality by digital transformation Doğtaş and Kelebek Information Technologies Manager Yavuz Selim Hindistan told the story in which they went through digital transformation within the company. As a company, they aimed at improving the quality of the services they provide to its customers and took the digital transformation journey according to Yavuz Selim Hindistan. They also established a rapid and flexible platform in all distributors to collect value adding data. Thanks to the application they put it into practice, all forms of customer needs are noted on computers and tablets and being digitally processed and Hindistan stated that they use SaaS software as a service and talked about Minerva system and its features.


Turkish game developers expand to the world market METU TECHNOPOLIS partners Europe’s biggest game fair ‘Gamescom’ held in Cologne, Germany on August 17-21 along with Turkey Game Developers Association (TOGED). Electronics and Electrical Services Exporters’ Association (TET) contributed Turkey’s partnership at Gamescom and aims at developing and increasing recognition of Turkish gaming industry. Earning revenues close to $ 100 billion in the world; gaming industry gained steady momentum with the development of mobile technologies and the possibility of playing games anywhere, anytime. The gaming industry is expected to grow 8.5% by the end of 2016. Turkey’s share is not very high yet but the games offered to the market by Turkish game developers attract great interest. The export ratio increased remarkably in recent years along with international success and achievements of local games. Gamescom hosts more than 700 gaming companies from 100 countries each year and it is Europe’s biggest gaming exhibition where the developments related to the game industry are shared with the participation of the world’s game developers. Turkey became a partner of the Gamescom exhibition where companies display their most popular games, thanks to contributions of METU TEKNOPOLIS, TOGED, Turkey Exporters Assembly, Electrical, Electronics

and Services Exporters’ Association, Prime Ministry Investment Support and Promotion Agency of Turkey and Ankara Development Agency. 20 companies participated in the exhibition from METU TEKNOPOLIS. The companies in the Turkey Pavilion got the chance to display their projects and teams to the participants and the world. METU TEKNOPOLIS enables some idea initiatives to join the Gamescom with the support of Ankara Development Agency and paves the way of those ideas and enterprises.

Everything is for clean and green technology… Organized by the European Union Institute of Innovation and Technology, the world’s largest environmental ideas competition ClimateLaunchpad 2016 hosted Turkey as well as a participating country this year. Funded by the European Union and organized by the European Union Institute of Innovation and Technology, ClimateLaunchpad Competition has been held since 2015 on a global basis and this year, the competition opens its doors for ideas that will represent Turkey. The Turkey finals are in August 10 and the world finals will be carried out on October 7. The competition will be held in Estonia’s capital city Tallinn. EY Turkey Climate Change and Sustainability Services Leader Zeynep Okuyan said that: “ClimateLaunchpad offers support and finance to the ideas with high potential in order to be brought to

life.” The contribution of the EY in this competition is providing support for participating teams by giving ideas about the world of corporate business and enabling them the opportunities to update products for the needs of the market. This would provide the produced clean technology products or services in the open market to be a solution to the current problems. Zeynep Okuyan added: “By the way, the competition is being held in many countries but this year is a first in Turkey. ClimateLaunchpad competition is carried out among the European Union (EU) countries. Although Turkey has only participated in the competition this year, we managed to be in top 5 with the number of

applications received among 30 countries. We can say that once the awareness of this competition increases, the program will gain a stronger momentum in the years ahead.”

BKM Express.Dark Passage will represent Turkey Turkey’s first digital wallet BKM Express Turkey is the main sponsor of the leading electronic sports club Dark Passage’s League of Legends (LoL) team and owned League of Legends Champions League Turkey’s Grand Final Championship Cup. BKM Express.Dark Passage will take place in International Wild Card tournament in Brazil to represent Turkey. E-sport’s most spectacular event in Turkey,

the League of Legends Turkey Grand Final was held with the participation of 12 thousand spectators in the Ülker Sports Arena on August 13. A great excitement was felt as the BKM Express.Dark Passage defeated SuperMassive team and won the championship by a net score of 3-0. BKM Digital Solutions Vice President Serkan Yazıcıoğlu made a statement on the subject:

“We are aware of the fact that the young population who is interested in electronic sports as they live hand in hand with digital technologies demands speed and quality in their internet and mobile payments. With the support we give to the e-sports field, we aim at introducing BKM Express solutions regarding secure, fast and easy payment solutions to the players and audience.”

No more licenses and annual usage fees in Satellite Competitive Telecommunication Operators Association (TELKODER) announced that the regulation on abolition of user fees on satellite terminals is now published in the Official Gazette and entered into force. The license and the annual usage fees of

broadband satellite internet terminals were obstacles in front of the expansion of satellite internet services. The fees charged for satellite take up 10% of monthly wages and this is one of the reasons why the satellite internet subscribers are not increasing, according to TELKODER.

TELKODER emphasized on that with the new regulations they expect satellite broadband internet market to reach 20 thousand subscribers and 50 million TL and more increase in the following years. Since 2012, Ministry of Transport, Maritime Affairs and

Communications and BTK supports TELKODER to work on the issue, TELKODER Chairman Yusuf Ata Arıak gave the following information: “With this decision, everyone will benefit equally from the services offered in the Turkey’s digital transformation process and

internet usage will increase as well as satellite internet where cabling is not possible and the internet will be offered to the end users with reasonable prices. High speed and economical satellite internet will be a complementary service to ADSL, fiber and mobile internet services.”




KAS

İSTANBUL / TÜRKİYE


KAS

İSTANBUL / TÜRKİYE


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.