BThaber Sayı 1087

Page 1

IP Systems Solution Partner

BUSINESSPARTNER

Santral sistemlerinde profesyonel çözümler...

Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

6

TechAnkara Hızlandırıcı Programı başladı Ankara Kalkınma Ajansı, girişimcilik ekosisteminin ve bileşenlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını hızlandırıyor.

1087 5 - 18 Eylül 2016

IoE ve Endüstri 4.0’ı es geçme lüksümüz yok!

Sayfa

10

İran ile bilişim fırsatları İran’da, Türkiye’den ve dünyadan bilişim şirketleri ile yatırımcılar biraraya geldi.

Sayfa

Derdiniz kredi olmasın

12

Yılmaz Sonışık

Farklı finansal hizmet sunumları ve düzenleyici kurumların farkındalığı ile birlikte tüketicinin kredi olanakları artıyor.

Haber Merkezi

Sayfa

2-3

‘Internet of Everything’ (IoE) Teknoloji Platformu’nda, IoE ekseninde ürün ve hizmet geliştirmeden, yaratıcılığı kullanmaya ve değişen risk algısına kadar birçok başlık detayları ile tartışıldı. Endüstri 4.0’ın önemli bir ayağını IoE oluşturuyor ve Türkiye’nin Endüstri 4.0 trenini kaçırma gibi bir lüksü yok. Sayfa

15 DOSYA: 22

GüvenlİkTE Yenİ Teknİkler ve Çözüm Yolları Bilişim güvenliği alanında yaşanan son gelişmeler dosya sayfalarımızda.

Hazırlayan: Haber Merkezi


Enerji sektörü Vodafone ile yarına hazır Deha Biodizel, Vodafone’un Locate hizmetini kullanarak araçlarını uydu üzerinden takip etti. Bu sayede hem iş sürecini hızlandırdı hem maliyetlerini %20 azalttı.

Vodafone

“Vodafone’la Türkiye’de ilk kez araçlarımızı öyle büyük yatırımlar yapmadan takip edebiliyoruz.”

Nihal Sözbir Karakuş Deha Biodizel Genel Müdürü

İşOrtağım Vodafone Locate, cep telefonları üzerinde GPS aracılığıyla yurtiçi ve yurtdışında konum belirleme özelliği ile lokasyon bilgisi sunabilen web ve mobil tabanlı hizmettir. Kurumsal ve faturalı aboneliği olan firmalar bu servisi kullanabilir. GPS teknolojisi konum belirleme özelliğini kullanabilmek için firmaya kayıtlı faturalı kurumsal GSM hatlarının 2G ve 3G servislerinin açık olması gerekmektedir. Yurtdışında kullanım için roaming özelliğinin de açık olması gerekir. Detaylı bilgi için: Vodafone Cep Merkezleri ve vodafone.com.tr


BThaber

GÜNDEM

5 - 18 EYLÜL 2016

3

Endüstri 4.0 ve IoE’i es geçme lüksümüz yok! Haber Merkezi 2016 yılının beşinci Teknoloji Platformları toplantısı ‘Internet of Everything’ (IoE) başlığında 25 Ağustos Perşembe günü Hilton İstanbul Bomonti’de gerçekleştirildi. IoE ekseninde ürün ve hizmet geliştirmeden, yaratıcılığı kullanmaya ve değişen risk algısına kadar birçok başlık etkinlikte katılımcılarla paylaşıldı. IoE Teknoloji Platformu toplantısının açılış konuşmasını yapan BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, zengin katılımcı ve sponsor yapısı çerçevesinde IoE’nin potansiyeline dikkat çekti. Her yıl 5 milyar mikro işlemci üretildiğini, ama bunların sadece yüzde 10’unun bilgisayarda kullanıldığı bilgisini veren Murat Göçe, geri kalan mikro işlemcilerin adresinin ise bu etkinlikte kapsamlı biçimde ele alınacağını vurguladı. IoE başlığında güvenlik ve altyapının önemine dikkat çeken Göçe, şu uyarıyı yaptı: “İnternet altyapısı, yeni teknolojileri kaldıracak güçte değil. Birçok meslek IoE ile ortadan kalkacak ve eğitim yapısını bu eksende geliştirmek şart.” Göçe, yıllar içinde etkinlik başlığındaki değişimi ise şöyle tanımladı: “Eskiden etkinlik sayısı azdı. 2014 yılından itibaren bünyemizdeki markalarla siyasi gündeme ve zorlu ortama rağmen etkinliklerimize devam ediyoruz. Ancak 2012 yılından beri firmalar kendi toplantılarını düzenliyor ve bu önemli bir sorun. Aynı zamanda faydası da yok. Bu nedenle gelin beraber bu çalışmaları yapalım. Markalara çağrımız; daha düşük bütçelerle birlikte çalışmak. Kasım ayında düzenleyeceğimiz Bilişim Zirvesi’ne 3 binden fazla katılımcı bekliyoruz. “Dijital Evrim ile Endüstri 4.0” ana çatısı altında yurtiçinden ve

yurtdışından katılımcılarımız ve konuşmacılarımız olacak, zengin bir içerik katılımcılarla buluşacak.” Veriyi işlemede IBM felsefesi IoE Teknoloji Platformu’nda Göçe’nin ardından söz alan isim IBM IoT MEA Satış Lideri Dr. İzzet Yılmaz Önel oldu. Dünya ilginç bir yere gidiyor, teknoloji hızla gelişiyor, yazılım ve kodlama üzerine gelişim ön planda. Bu tespitlerini, yazılım ve gömülü sistemlerin önemine dair örnek olarak gösteren Dr. İzzet Yılmaz Önel, böylece miktarı git gide artacak verinin yapısal olmadığına işaret etti. Bunları işleyip anlamlar çıkartacak yaklaşımlar ise kavramsal yaklaşım olarak tanımlanıyor. Farklı sektörlerde bu yaklaşımı kullanarak üretimi ve süreçleri iyileştirdiklerini söyleyen Önel, sektörel bazda eğilimleri şöyle anlattı: “Yazılım ve verinin değerlendirilmesi önem kazanıyor. Sigorta ve otomotiv gibi birçok sektörde bu yenilikler daha da ön plana çıkıyor. Yani ürünler karmaşıklaşıyor ve bunların tasarımında tam uyum için IBM Continuous Engineering devreye giriyor. Bu yaklaşım, küresel bazda ürün ve hizmet çeşitliliğini destekliyor. İhtiyaç yönetimi, tasarım, modelleme, test, sertifikasyon, sahada çalışma ve verinin toplanması, bu verinin analizi, geri beslemenin yorumlanması, ihtiyaç güncellemesi ve müşteri beklentilerine yanıt verebilmek IBM’in bu yaklaşımı ile mümkün oluyor.” Sadelik ve farklılık fark yaratıyor “IoT’nin Müşteri Deneyimi Üzerine Etkisi” sunumuyla The Peppers & Rogers Türkiye Genel Müdürü Selim Uçer, gelinen

noktada artık herkesin IoT, büyük veri gibi başlıkları konuşur hale geldiğine işaret etti. “Eskiden markalar konuşur insanlar dinlerdi, ama şimdi tüketici konuşuyor ve önümüzdeki dönemde nesneler de konuşmaya başlayacak” sözleri ile ayrıma dikkat çeken Selim Uçer, böylece büyük verinin etkin kullanımının önem kazanacağını söyledi. Şirketlerin değer önerilerini değiştirebilmeleri için de bunun büyük bir fırsat sunduğuna değinen Selim Uçer, bu tabloda sadeleştirmenin ve rekabette farklılaşmanın önemli olduğunu belirtti. Deneyim ve ürünle farklılaşma konusunun şirketlerin önceliği olması gerektiğinin altını çizen Uçer, değişimi şöyle detaylandırdı: “Sayısı giderek artan tüketiciler; hız ve kişisel sunum istiyor. Bu tabloda IoT; deneyimle farklılaşmayı sağlıyor, müşteriyi tanımayı kolaylaştırıyor, tüm ürün sürecinin şeffaflığı artıyor, omnichannel cihaz içindeki teknoloji ile mümkün olurken, kullanım bilgisi ve kişinin kullanım alışkanlıkları da takip edilebiliyor. Teknolojide iki kritik konu var. Birincisi servis geliştirme, yani veriyi anlamlı ve kullanılabilir bir aksiyona dönüştürmek. İkincisi, servis geliştirmek için büyük veri analitiği yapmanız ve bu konuda uzman olmanız lazım. Büyük veri başlığında, önce veri ortamını kurmanız, sonra bunu bir kurum kültürüne getirmeniz gerek.” Güvenliğin çerçevesi genişleyecek IBM partnerı Ayrotek’ten Teknik Danışman Onur Dişanlı, IBM bakış açısıyla IoT teknolojilerine dair detayları paylaştığı sunumunda, bu başlıkta beklentilerini, IBM stratejisini ve öncelikleri anlattı. Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı, “Herşeyin Devamı 4. sayfada


4

BThaber

E-TOPLUM

5 - 18 EYLÜL 2016

Baştarafı 3. sayfada

İnterneti” başlıklı sunumunda Fujitsu çözümleri hakkında bilgiler verdi ve şu uyarıları paylaştı: “Saldırı ve sızmalara maruz kalan cihaz sayısı artıyor. IoT cihazlarla sızma olabilir ve Linux açıklarını kullanan daha akıllı script’ler var. Kolayca decode edilebilen cihaz iletişimlerinin yanında, yeni bir kavram olan ‘ThingsBOT’ hayatımıza girecek ve sensörler üzerinden bu uygulamalar kendini gösterecek.” “Bulut Bilişime Kurumsal Bakış” sunumuyla Dia Yazılım Genel Koordinatörü Süha Onay, girişimciliği destekleme kültürü ile Türkiye’de KOBİ’lerin bu destekten nasıl yararlanabileceğine değindi. Girişimci ve KOBİ’lere yönelik türlü destek yapılarına rağmen, düşünen değil yapanın kazandığına dikkat çeken Süha Onay, “Daha az ithalat ve başarılı girişimler için cesaret önemli. Buradaki uygulama ihtiyaçlarını çözme konusunda biz de destek sunuyoruz” dedi. Süha Onay, bu ihtiyaçları ve önerilerini şöyle anlattı: Bulut, ülke ekonomisine birçok başlıkta katkı demek “İnternet odaklı yazılımlar gerekiyor ve biz, e-Devlet ve CRM tarafında bu hizmetleri Dia bulutundan sunuyoruz. Bu daha düşük maliyet, daha düşük enerji kullanımı ve daha az maliyetle veri güvenliğini beraberinde getiriyor. Girişimcileri destekleyen bu yapı, ülke ekonomisine de fayda sağlıyor. İki temel konuda; enerji ve teknolojide dışa bağımlıyız. Oysa bulut bilişim kullanımı, kurumsal enerji tasarrufu sağladığı gibi, sunucu ve ekipman yatırımı ve yenileme maliyetlerini de en aza indiriyor. 1.7 milyon girişimci KOBİ var ve sadece 100 bin girişimci KOBİ’nin bulut kullanımı, enerji, donanım, yatırım maliyeti gibi başlıklarda önemli bir avantaj demek. Sonuçta enerji ve teknolojide dışa bağımlılığı bulut bilişim ile azaltabiliriz. Keşke kamu da bulut bilişim kullanımını teşvik etse.” ‘Tüketmeden önce üretmeyi öğrenme’ çağındayız Teknoloji Platformu’nda günün ilk yarısı, ‘Akıllı Cihazlar Devrimi’ başlıklı panelle noktalandı. GelecekHane Kurucusu Halil Aksu’nun moderatörlüğünde üç genç isim, giyilebilir teknolojiler üzerine maker Afra Sönmez, Okan Üniversitesi VDC Öğretim Üyesi Gizem Renklidağ ve Raspberry Pi Türkiye Lideri Ramazan Subaşı, kendi çalışmaları hakkında bilgi

Dia Yazılım Genel Koordinatörü Süha Onay verirken, maker hareketinin potansiyeli konusunda da detayları anlattı. “Akıllı her şey internete bağlanıyor ve biz de daha yaratıcı çalışmaları hedefliyoruz” diyerek GelecekHane yapısını anlatan Halil Aksu, ekledi: “8 ana kategoride 24 trend takip ediyor, iş ve özel hayatı etkileyecek bu eğilimlerle ilgili araştırmalar yapıyoruz. Canlı-cansız her şeyin internete bağlanacağını düşünüyoruz. Tüketmekten ziyade, üretmeye ve bu algıyı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.” Panelde söz alan Ramazan Subaşı, Raspberry Pi yapısının gelişimini, Cambridge’de fon oluşmasının ardından, yeni çağın eğitimi odaklı BT cihazının yapılışını anlattı. “35 dolara bilgisayar sunan Raspberry Pi, bir mini canavar” tanımını yapan Subaşı, şöyle devam etti: “Sonra daha da ucuzunu yapmak gündeme geliyor ve daha küçük, 5 dolarlık Raspberry Pi 0 isimli bilgisayar ortaya çıkıyor. Bu tarz ürünler hep vardı, ama bunlar hem daha ucuz hem de son kullanıcılara yönelik. Türkiye’de Pardus ARM ve Pardus Bulut çalışmaları da var Raspberry Pi odaklı. Bu açık kaynak deneme platformu. Prototip ve yetkinlik için bundan yararlanılabilir.” Gizem Renklidağ, reklam ve sanatın birbirinden ayrıldığını belirterek başladığı konuşmasında, görsel sanatların son zamanlarda interaktiviteden bahseder olduğuna işaret etti. “Görsel yerine, görünce etkileşime geçen yapılar önem kazanıyor” diyen Gizem Renklidağ, ekledi: “IoT başlığında mekaniğe elektronik eklenmesi, etkileşimi de sağlıyor, teknoloji böylece sanata da giriyor. Yenilikçi deneyimlerin adresi sanat ve maker hareketinde yer alanlar da tüketmeden önce üreten insan olmaya önem veriyor.” Yaptığı çalışmaları ‘giyilebilir elektronik’ olarak tanımlamayı tercih ettiğini vurgulayan Afra Sönmez, bunun gerekçesini, “Akla akıllı saatler geliyor, ama bizim yaptığımız çalışmaya elektronik tekstil veya dikilebilir teknoloji demeyi tercih ediyoruz”

Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı sözleri ile anlattı. Odaklandığı başlıkları katılımcılarla paylaşan Afra Sönmez, ABD’li şarkıcı Katy Perry’nin giydiği, her şeyin yazılıma bağlı olduğu CuteCircuit kostümünü, Lady Gaga’nın en büyük müşterisi olduğu, İngiltere merkezli Studio XO’nun mühendislik yetkinliklerine dair detayları katılımcılarla paylaştı ve kendi çalışmalarını şöyle anlattı: “Önce ‘speaker pillow’ geliştirdim ve çocukluğumdan beri çok sevdiğim dikişi böylece teknolojik bir yastıkla buluşturdum. Dantel tekniği ile LED ördüm ve Electra, giyilebilir teknolojiler başlığında son projem oldu. N’olur bu işle ilgilenin.” Oyunun kuralları değişiyor Bosch Türkiye IoT ve Sanayi 4.0 Koordinatörü Mustafa Ayhan, “Akıllı Yaşamda Veri Yönetimi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sanayi 4.0 vizyonunun temelinde insan olduğunu belirten Mustafa Ayhan, “Sanayide artık kas gücü değil, beyin gücü ön planda. 2011 yılında Almanya’da Sanayi 4.0 kavramının ortaya atılması ile birlikte kendi fabrikalarımızda dönüşümlere başladık ve özellikle üretim alanında ciddi kazanımlar elde ettik. Bu konuda elde ettiğimiz tecrübeyi tüm ekosistemimize de aktarıyoruz” dedi.“Oyunun Kuralları Nesnelerin İnterneti ile Değişiyor” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Intel Türkiye IoT ve Gömülü Sistemler Teknik Çözümler Müdürü Cem Vedat Işık da konuşmasında şu bilgileri verdi: “Günümüzde artık sensör maliyetleri yarı yarıya düştü. Bant genişliği ve depolama maliyetlerinde de ciddi düşüşler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu da nesnelerin interneti kapsamında yer alan ve alacak cihazların maliyetlerine doğrudan etki ediyor. Bu değişimler iş yapış şekillerini, modellerini ve süreçlerini doğrudan etkiliyor. Büyük veri destekli otonom araçlar, yapay zeka ile öğrenen makineler, modelleme ve simülasyon, gelişmiş hizmet modeli, üç boyutlu baskı, artırılmış sanal gerçeklik, drone’lar, hızlı genişband gibi faktörler dijital dönüşümün

IBM IoT MEA Satış Lideri Dr. İzzet Yılmaz Önel temelini oluşturuyor. 2016 – 2020 dönemi, IoT harcamalarının çok büyük bir sıçrama yapacağı dönem olacak. Nesnelerin internetine yatırım yapan şirketlere baktığımızda bunların yüzde 94’ünün yatırımlarının karşılığını aldığını görüyoruz. 2020 yılında her dört kişiden biri işini robotlara devrederken, 2019 yılında sadece üretimden doğan veri miktarı 25 ZB’yi bulacak. Veri analitiği ile elde edilecek olan yıllık bakım tasarrufunun ise 62 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.” Bu dönemde karşılan zorluklara da değinen Işık, bunları şöyle sıraladı: Eski yapının korunması, güvenlik, güvenilirlik, birlikte çalışabilirlik, BT ile nesnelerin internetinin entegrasyonu, tutarsız ve dağınık veri. Işık, bunun için uçtan uca hazır, eksiksiz ve esnek yapılara ihtiyaç olduğunu kaydetti. PTC Türkiye, Yunanistan ve İsrail Bölge Satış Müdürü Dr. Bilgehan Baykal da sunumunda şu bilgileri verdi: “Gelişmiş ülkeler artık verimliliklerini artıramaz hale geldiler. Bunun yolunun dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0’dan geçtiğinin farkına vardılar. Bu dönüşümü üç aşama olarak görmek gerekiyor. Anlamak, gelişmek ve başarmak. Tabii Türkiye olarak 2023 hedeflerimiz var ve bu hedeflere ulaşmak için ülke olarak üretkenlik anlamında çok ciddi yol almamız gerekiyor. Büyük kuruluşlar bu konuda adımlar atmaya başladılar. KOBİ olarak adlandıracağımız işletmelerin de bu konuya el atmalarının zorunlu olduğu bir döneme giriyoruz.” Mühendislik ve yazılım iç içe girdi Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen “Hayalimizdeki Akıllı Ürünler Belki 2020’den Daha da Yakın” başlıklı panelin moderatörlüğünü Dr. Bilgehan Baykal gerçekleştirdi. Katılıcılardan IBM IoT MEA Satış Lideri Dr. İzzet Yılmaz Önel, “Günümüzde hemen hemen tüm tesislerde SCADA sistemleri kullanılıyor. Veri üretiyoruz ama bu verilerin analiz edilmesini göz ardı ediyoruz. Günümüzde mühendislik ve yazılım iç içe girdi ve bu

IBM partnerı Ayrotek’ten Teknik Danışman Onur Dişanlı yazılımların yönetimi de artık önemli hale geldi” dedi. Dijitalis Kurucusu Tolga Yanaşık da “Endüstri 4.0’a geçiş konusunda katetmemiz için gereken daha çok yol var. Örneğin, veriyi analiz edecek yapılara henüz yeterince yatırım yapılmıyor. Akıllı üretimin aklı, tüm süreçleri optimize etmekten geçiyor” dedi. Fujitsu Türkiye Satış Öncesi Destek Direktörü Emin Çalıklı da konuşmasında, “Dönüşüm süreci hala pek çok kurum tarafından anlaşılmış değil. Endüstri 4.0 büyük bir fırsat ama bu potansiyeli henüz değerlendiremiyoruz. Gelecekte tek merkezden iletişimin olduğu sistemler gündeme gelecek ve büyük ölçüde bunları hizmet olarak satın alacağız” dedi. Zorlu Holding Enerji ve Bilgi Teknolojileri Müdürü Bora Selcanoğlu da konuşmasında şu bilgileri verdi: “Endüstri 4.0’ın en büyük yansımalarının olacağı alanlardan bir tanesi enerji. Hem farklı kaynaklardan gelen verilerin toplanması ve analiz edilmesi ile birlikte önümüzde yeni ufuklar açılacak. Diğer taraftan bu gelişmelerin akıllı ev konusunda da önemli gelişmelerin önünü açacağını düşünüyoruz.” Standartlar oluşmalı Panelin ardından söz alan Quadro Genel Müdürü Serkan Gezici, nesnelerin internetinin sağlık, askeriye, endüstri, otomotiv, tarım gibi pek çok alanı etkilediğini belirterek, bu konuya en çabuk uyum sağlayan sektörün otomotiv olduğunu kaydetti. Hem sanayi hem de kişisel yaşam alanlarında çok ciddi değişimlerin ortaya çıkacağını kaydeden Gezici, nesnelerin interneti konusunda standartların önemli olduğunu ve konunun hızla gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı. Etkinliğin son konuşmacısı olan Sinpaş REIT Sinpaş GYO Bilgi Teknolojileri Müdürü Hakan Cem Topal da Türkiye inşaat sektörünün dünyada ikinci büyük pazara sahip olduğunu, BT ile inşaat sektörünün biraraya gelerek dünyaya yayılan çözümler geliştirebileceğini söyledi.



6

BThaber

E-TOPLUM

5 - 18 EYLÜL 2016

RASAT, yörüngede 5. yılını tamamladı Haber Merkezi Türkiye’de tasarlanıp üretilmiş olan ilk yerli gözlem uydumuz RASAT, Dünya etrafında 26 bin 724 tur attı. 11 milyon metrekarelik alanı tarayan RASAT, bin 800 şerit görüntüyü yer istasyonuna aktardı. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY) tarafından, Kalkınma Bakanlığı desteğiyle Türkiye’de tasarlanıp üretilmiş olan ilk yerli gözlem uydusu olan RASAT, tasarım ömrü 3 yıl olmasına rağmen yörüngede 5. yılını başarıyla tamamladı. TÜBİTAK UZAY’ın, BİLSAT Uydusu’ndan sonra sahip olduğu ikinci uzaktan algılama uydusu olan RASAT, 17 Ağustos 2011 tarihinde Rusya’dan fırlatıldı. Güneş’e eş zamanlı dairesel yörüngede, 700 km irtifada bulunan RASAT Uydusu, 7,5 m siyah-beyaz, 15 m çok bantlı uzamsal çözünürlükte süpürçek (pushbroom) kameraya sahip. Yeniden ziyaret zamanı ortalama dört gün olan, üç eksende

kontrol edilebilen RASAT’ın her bir çerçeve görüntüsünün boyutları 30 km X 30 km ve 960 km uzunluğuna kadar şerit görüntü alabiliyor. Türk mühendisler tasarladı RASAT Projesi kapsamında, uydu montaj, entegrasyon ve

test laboratuvarları büyütüldü; uydu tasarım, üretim ve test konularında 100’den fazla uzman yetiştirildi. Tamamı ülkemizde Türk mühendisler tarafından tasarlanıp üretilen milli gözlem uydumuz RASAT ile Türkiye, uydu teknolojisinde söz sahibi bir ülke konumuna

gelirken, TÜBİTAK UZAY da, bir uydu projesinin baştan sona gerçekleştirilmesini sağlayabilecek sistem tasarımı ve entegrasyon yeteneklerine sahip olduğunu gösterdi. RASAT, geliştirilen Yüksek Performanslı Uçuş Bilgisayarı (BiLGE), 100Mbps hızında X-bant Verici

ve Gerçek Zamanlı Görüntü İşleme (GEZGİN-2) ekipmanları ile yerli uçuş ve yer istasyonu yazılımlarını başarıyla çalıştırarak uzay tarihçesi kazandırdı. Böylelikle, TÜBİTAK UZAY, sadece sistem seviyesinde değil alt sistemler kapsamında da yetkinliğini ortaya koydu. İlk yerli gözlem uydusu olan RASAT’ın yörünge özelliği sayesinde Dünya’nın her yerinden görüntü alınabiliyor. RASAT Uydusu’ndan indirilen ham görüntüler geometrik ve radyometrik düzeltmelerin ardından koordinatlandırma işlemleri yapılarak GEZGİN Portalı’na aktarılıyor. RASAT görüntüleri haritacılık, afet izleme, ormancılık, kentsel planlama gibi alanlarda kullanılıyor. www.gezgin.gov.tr adresinden GEZGİN Portalı’na bağlanarak; Çizimle arama, sınırlara göre arama, yer ismine göre arama, koordinat bilgisi girilerek arama, dosya yükleyerek arama özelliklerini kullanarak istenilen alana ait görüntüleri hızlı ve kolay şekilde indirebilir.

TechAnkara Hızlandırıcı Programı başladı Ankara Kalkınma Ajansı, girişimcilik ekosisteminin ve bileşenlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını Ankara’nın sosyo-kültürel, beşeri ve fiziki altyapısını da dikkate alarak geliştiriyor. Sürdürülebilir kalkınmaya girişimciliğin geliştirilmesi yoluyla da ivme kazandırılması ve Ankara’nın teknoloji markası TechAnkara’nın güçlenmesi amacıyla, Ankara girişimcilik ekosistemine özgün bir model kazandıracak yeni bir girişim hızlandırıcı programı Ankara Kalkınma Ajansı tarafından geliştirildi. Ankara’nın teknoloji tabanlı girişimcileri için modellenen TechAnkara Hızlandırıcı Programı; 5. TechAnkara Proje Pazarı’nın dereceye giren projeleri için başlatıldı. 100 yenilikçi proje sahibi girişimcinin yatırımcılar ve işadamlarıyla buluştuğu 5. TechAnkara Proje Pazarı, 24 Aralık 2015 tarihinde Ankara’daki 5 teknoloji geliştirme bölgesi, 8 organize sanayi bölgesi, TTGV, TÜBİTAK, Borsa İstanbul, ATO ve ASO ile ortaklaşa gerçekleştirildi. 2015 TechAnkara Proje Pazarı’nda yer alan projeler, 19 değerlendirme komitesi üyesi tarafından değerlendirildi, değerlendirme

‘TechAnkara Hızlandırıcı Programı’na katılmaya hak kazanan proje ve gİrİşİmcİler 2015 TechAnkara Proje Pazarı projeleri arasından ilk 10’a girerek TechAnkara Hızlandırıcı Programı’na katılım sağlayacak proje ve firmalar şu şekilde sıralanıyor: • ‘Acısız Nokta Atış Yapan Akıllı Lazer Epilasyon Cihazı’ projesi / Mavilab Lazer • ‘Grafen ve Grafen Katkılı Yeni Ürünlerin

sonucunda 10 proje dereceye girdi. 2015 TechAnkara Proje Pazarı kapsamında dereceye giren girişimcilerin teknolojilerinin ticarileştirme potansiyellerinin artırılması ve potansiyel yatırımcılarla buluşturulmasına yönelik olarak teknoloji ve projeye özgü bir mentorlük programıyla ikili iş görüşmelerinin de organize edileceği bir yurt dışı programı gerçekleştirilecek. Başta Avrupa olmak üzere küresel pazarlara erişim kanallarının proje bazlı tanımlandırılacağı programda; girişimcilere stratejik ortaklık imkânları sunulacak ve Avrupa’daki yüksek teknoloji

Ticarileştirilmesi’ projesi / Nanografi • ‘Holografik Ekran İçinde 3 Boyutlu Eğitim’ projesi / GFDS • ‘Kişiye Özel Protezler’ projesi / BTech • ‘Minimum Maliyet Maksimum Verim Eksenli Ortam Isıtıcıları’ projesi / Bülent Sayar • ‘Otonom Hareket Destekli Lojistik Taşıma Robotu’

yatırım olanaklarını daha iyi anlamaya yönelik tecrübe kazanımı sağlanacak. İleri teknolojiye odaklı destek modelleri geliştiriliyor 2016 yılı hedefi; bilim, teknoloji, Ar-Ge ve girişimcilikte Avrupa lideri olan Berlin EkoSisteminin paydaşlarıyla sürdürülebilir ticari ve bilimsel iş birlikleri oluşturmak olan yurt dışı program, her firmanın kendine has inovasyon kabiliyeti gözetilerek tamamlanacak. Programın son aşaması; küresel düzeyde en yenilikçi şehirlerden

projesi / Milvus Teknoloji • ‘Sanal Gerçekliğe Dayalı 3 Boyutlu PACS’ projesi / Sisoft. • ‘Savunma Sanayine Yönelik Mekanik Parçaların Vakum Alçı Kalıba Döküm Yöntemi ile Üretimi’ projesi / MMS Savunma • ‘Virtual Balance (Sanal Denge)’ projesi / Limatek • ‘Yüksek Çözünürlüklü Lazer SLA 3D Yazıcı’ projesi / Roboton

biri olan Berlin’de Berlin Partner, Berlin Cleantech, Berlin Teknik Üniversitesi, Berlin Yunus Emre Enstitüsü, Gemba Startup Technology gibi öncü paydaşların katılımıyla Tech Startup Fair’de gerçekleştirilecek. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, TechAnkara Hızlandırıcı Programı’na katılım sağlamaya hak kazanan girişimcileri tebrik ederek programın teknoloji ticarileşme ve değerlemenin yol haritasını girişimcilere uygulamalı olarak çizeceğini belirti. Şayık, “Artan küresel rekabet sonucunda ülkemizin rekabetçiliğinin güçlendirilmesi

için yenilikçilik özelliği olan mal ve hizmet üretimi önem kazandı. Emek yoğun ve düşük teknolojili alanlardan katma değeri yüksek alanlara geçiş yapmamız kalkınma ekonomimizin temel katalizörü olacak. Bugün dış ticarette daha yenilikçi ve teknoloji yoğun ürünlerin payı artarken emek yoğun ürünlerin payı azalmakta. Rekabet gücünü; Ar-Ge, inovasyon, markalaşma ve tasarım gibi alanlarda konumlandırmak gerekiyor. Daha fazla üretmeye değil daha fazla katma değeri olan ileri teknolojiye odaklı destek modellerimizi geliştiriyoruz. İnovasyon ve katma değeri yüksek yerli çözümler üreten firmalarımızın da en büyük sorununun, ürettikleri ürünleri ticarileştirme ve pazara erişme sorunu olduğunu tespit ettik. Bu kapsamda ilk 10’a giren firmalarımızın ticarileşme faaliyetlerine hizmet edebilecek TechAnkara Hızlandırıcı Programını başlattık. Bu program ile teknoloji odaklı girişimcilerimizi teorik bilgiyle donatmayı değil, uygulamalı olarak yatırımcıya ve müşteriye erişim deneyimini yaşatmayı, süreç boyunca mentorlük ile desteklenerek somut sonuçlar elde etmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.



8

BThaber

E-TOPLUM

5 - 18 EYLÜL 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Web’in yine yıldönümü

WIPO GII 2016 Uluslararası patent ve fikri hakları koruma kurumu WIPO, Cornell Üniversitesi ve Fransa iş yönetimi okulu INSEAD tarafından hazırlanan Küresel İnovasyon İndeksi 2016’da Türkiye 42’inci sırada yer aldı. Geçen yıl 58’inci sıradaydık. Bir yıl içinde 16 sıra birden yükseldik. (Global Innovation Index) 2012’den beri yükseliyormuşuz: 74 > 68 > 54 (2014). Ama 2015’te 58’e inmişiz. Şimdi ise oradan ok gibi 42’ye çıkmışız. Bu, ciddi açıklama ve yorum gerektiren, hem de olumlu gelişmeye medyadaki iktisatçılarımızdan sadece Güven Sak değindi. Ama bu yükselişe şaşmadı, nedenini araştırmadı. Herkesin yapabileceği “genellikte” bir yorumla yetindi: “Türkiye, kendi meselelerine gömülmüş, küresel gündemden kopuk bir ülke filan değildir. Küresel gündemle birlikte değişmeye çalışan bir ülke konumundadır...Türkiye, küresel inovasyon yarışının dışında kalmış değil, ancak yarışta kimsenin eli de armut toplamıyor.” (Dünya,22.08.16) Öte yandan şu tweeti de attı: “Türkiye’nin inovasyon sürecinin küreselleşmesinden ekmek yeme

ihtimali yerlerde sürünüyor.” (23.08) Ünlü iktisatçımızın bu iki zıt görüşü dışında, 58’den 42’ye fırlamamıza dair başka bir yorum göremedik. GII’de geçen yılki ve bu yılki durumumuza bakarsak, “bir yılda” ne değişmiş? İnovasyon Girdisi’nde 71’inciymişiz, 59’a çıkmışız. İnovasyon Çıktısı’nda 46’ıncıymışız, 37’ye çıkmışız. İnovasyon Etkinliği oranında 23’üncüymüşüz, 13’e çıkmışız. Bütün bunlar nasıl olmuş? Bir uzman anlatırsa, biz de öğreniriz. Bu arada, TÜİK Dış Ticaret İstatistiklerinde (Haziran 2016) imalat sanayi ürünlerinin, toplam ihracattaki payını %94.3 olarak açıkladı. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3.5, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı %33.4. Bu arada, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ithalatı içindeki payı %20,4 oldu. Netaş CEO’su Müjdat Altay durumu özetliyor: “Yüksek teknoloji ürünlerde ithalatımız, ihracatımızın 5 buçuk katı. Orta yüksek teknoloji ürünlerinde ithalatımız, ihracatımızın 2 katı.” (12.Teknoloji Ödülleri Töreni, 31.05.16)

VR, kozmetik tanıtıyor Güney Kore’li Innisfree adlı kozmetik şirketi, ürünlerindeki hammaddeyi Jeju adlı bir adadan sağlıyormuş. Günümüzün eğilimine uygun olarak organik, doğal, katkısız maddelermiş bunlar. Kore’nin güneyindeki en büyük ada olan Jeju, aynı zamanda Çinli turistlerin en rağbet ettiği turizm adreslerinden biriymiş. Innisfree “iki” veriyi bir araya getirip mükemmel yenilikçi bir uygulama yapmış: Çinlilere Jeju ürününü Şanghay Disneyland’da

satmak. Pardon? Şanghay’da Disneyland mı var? Evet var. 16 Haziran’dan beri! Innisfree orada kendisine ofis aramış, bulamamış. Ya da “bulmuş” da, senaryo gereği “bulamamış” gibi yapmış. 4 metreye 4 metre bir dükkancık tutmuş. Neden senaryo gereği? Çünkü Innisfree, Jeju Adası’ndan bu ham maddeyi nasıl topladıklarını, nasıl işlediklerini bir VR uygulamasıyla anlatıyor.

Web yıldönümleri arka arkaya geliyor. Daha 2014’te, www’nin icadının 25’inci yılıydı (1989). Şimdilerde ise “ilk” web sitesinin açılmasının 25’inci yılı (1991). Bu ilk siteyi, www mucidi Tim Berners-Lee, 23 Ağustos 1991’de açtı. Tim’le birlikte CERN’de çalışan Amerikalı fizikçi Paul Kunz, ABD’e döndükten sonra 12 Aralık 1991’de oradaki ilk web sitesini Stanford Üniversitesi’nde açtı. Bu bilgileri 1991’de Türkiye’de bilmiyorduk. Çünkü Türkiye’de ilk internet bağlantısı 12 Nisan 1993’te ODTÜ Bilgi İşlem Dairesi ile ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF) arasında sağlandı. Bizde İnternet Günü olarak her yıl kutlanıyor. İlk web sitelerimiz ODTÜ ve Bilkent’teydi. Ama bu bilgileri de bugün biliyoruz. Bağlantının ertesi günü 13 Nisan 1993 tarihli Hürriyet’te bile buna dair bir haber çıkmamıştı. Zaten bir kaç gün sonra 17’sinde Cumhurbaşkanı Özal aniden ölüverdi, gündem tamamen değişti. Türkiye’de bilgisayarın nimetlerinin farkına varan, bunları eğitimde kullanmanın önünü açan Özal, ne yazık ki interneti göremeden gitti. Yaşasaydı, interneti ekonomik kalkınma için en dinamik biçimde kullanırdı mutlaka. Zaman kaybetmezdik.

Zaman kazanırdık. Çünkü bizde internet sözcüğünün tek tük kullanılmaya başlanması 1994’ü buluyor. Hürriyet gazetesinde 19 Ocak 1994’te Mustafa Kutlay, “Monitör” adlı bir köşe hazırlamaya başladı. Bilgisayar ağırlıklı yazılarında kısa sürede, bugünkü internetin babası olan “telefon ve modemle Bilgisayarlı Bilgi Bankası’na

bağlanma” uygulamalarını tanıtmaya başladı: “Bilgisayarınız varsa ilk yapmanız gereken yatırım kesinlikle bir modem olmalı. 100 Dolarlık bir harcama ile bilgisayarınızı odanızdan çıkartıp tüm dünyaya açmanız işten bile değil. Modeminiz varsa BBS’e bağlanarak binlerce insanla mesajlaşabilir, bilgi ve program alışverişi yapabilirsiniz. 1,400 baud hızında bir modem 1 Megabyte dosyayı 1 saatte çekiyor. 14,400 baudluk bir modemle süre 8-9 dakika.” Kutlay’ın yayınladığı listeye göre Türkiye’de 32 tane BBS vardı. 8 tanesi Ankara’da, 20 tanesi İstanbul’daydı. Demek ki 1993 boyunca ilk internet meraklıları ortaya çıkmış, ilk BBS’ler hizmet sunmaya başlamıştı. 1994 Şubat’ında Byte dergisi yayınlandı. İnternet denilen “şey” dar bir ilgi alanından, kamuoyunun dikkatine doğru medya gündemine girmeye başladı. 1994’te kurumlara ve firmalara internet hesapları verilmeye başlandı. İlk internet servis sağlayıcısı “tr.net” hizmete girdi. Gütenberg’in matbaasını Osmanlı Türkleri 273 yıl gecikmeyle kör topal benimsemişken internet kullanımına geçiş daha hızlı oldu (Dip not: İstanbul, Selanik, Halep’te Yahudi, Rum, Ermenilerin 14941729 arasında 37 matbaası zaten vardı).

Üstelik, pasif bir uygulamayla da değil, müşteriyi bir bisiklete oturtarak: Kafasına VR cihazını takıyor. Müşteri pedal çevirirken adanın “üzerinden uçuyor,” sonra adanın sahiline iniyor, denizin içine giriyor. Rengarenk balıklar, turkuaz bir su. Nefis. Müşteri böylece Innisfree’nin işlemlerine tanık oluyor. Bir ürünün tanıtımı daha nasıl yapılır ki? Şanghay Disneyland’daki bu uygulama o kadar dikkat çekmiş ve beğenilmiş ki şimdi bunu Hong Kong, Endonezya, Singapur, Vietnam ve elbette ki

ABD’e de taşıyayacaklar. Innisfree’nin referansları sağlam: Marie Claire dedi ki: “Bu ‘cool’ uygulamayla

oraya uçmuş oldunuz... ELLE dedi ki: Şimdiye kadar gördüğünüz en mükemmel deneyim, inanın bana!



10

BİLİŞİM DÜNYASI

BThaber

5 - 18 EYLÜL 2016

İran ile bilişim fırsatları Tanyer Vakili İran’da, Yazılımcılar ve Teknoloji İhracatçılar Birliği (Iran’s Union of Software Exporters’ - “U.I.S.E” ) tarafından bu yıl ilk kez düzenlen, İran’dan ve dünyadan bilişim şirketleri ve yatırımcıların bir araya gelmesi ile gerçekleşen konferans, “ICT Investment and Business opportunities in Iran” adı altında gerçekleştirildi. 12 ülkeden 19 şirketin katıldığı, Gitex ve CeBIT temsilcilerinin hazır bulunduğu üç günlük konferansta, U.I.S.E Başkanı sayın “ Mohammad Reza Talaee “nin açılışını yaptığı ve “Iran in MENA and Region’s IT” başlığı altında sunduğu konuşmada, kalkan ambargo ile birlikte İran’ın bölgede bir teknoloji gücü olabileceğini söyledi. Bu kapsamda, İran’daki bilişim firmalarının, komşu ülkelerdeki firmalar ile rekabet haline girmektense, ortak çalışma, ortak projeler ve karşılıklı güven ile, bölgesel firmaların küresel şirketlerle daha sağlam şekilde rekabet edebileceğinin altını çizdi. İran’ın 80 milyonluk bir pazar olduğunu ve tek başına Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’nın 400 milyonluk nüfusunun beşte biri olduğunu söyledi. Son olarak, yabancı şirketlerin İran’da yatırım yapmasını, bütün bölgede satış yapabilmesini ön görerek yapması gerektiğini ekledi. Konferansta, İran ICT Başkanı Yardımcısı Amir Hussein Devanin de bir konuşma yaptı. Başkan yardımcısı, İran’ın 5 milyon dolarlık yatırım ile tamamı bilişim teknolojileri ve bilişimle donanmış bir elektronik şehir düzenlemeye çalıştığını, ayrıca ülkedeki 35 teknoparkın ortaklaşa faaliyet

gösterebileceği bir IOT teknopark inşaatının, Tahran’ın 40 km batısındaki Karaj şehrinde başladığını söyledi. İran Meclisi’nin İslami Araştırma Merkezi’nin Başkanı Dr.Kazem Jalali, artık elektronik ticaretin normal ticaretin yerine alması gerektiğini ve İran‘ın bu konuda öncü ülkelerden biri olduğunu söyledi. 13 sene önce yasalaşan elektronik ticaret yasası’nın 2002 yılında yürürlüğe girdiğini, ve bankalar dahil, bu konuda İran’ın güçlü bir altyapısı olduğunu ve e-ticaret hacmini yükseltmek için yerli ve yabancı şirketlerin yatırıma açık altın fırsatlar olduğunu altını çizdi. Kazemi, İran da e-sağlığın da en az e-ticaret kadar cazip bir yatırım fırsatı olduğunu söyleyip, İran devletinin elektronik sağlık dosyalarını hayata geçirmek adına yoğun şekilde çalıştığını söyledi. Bu konuda dünyadaki her ülkenin yaşadığı çelişkiler olduğunu ve bir vatandaşın sağlık geçmişini, tedavi şartlar ve sürecini, kişisel bilgilerini ve hususi verilerinin koruma altına alıp, sağlık önlemlerini, sağlık tedavi süresince, acil durumlar ve sağlık araştırmaları durumlarında yasal olarak kullanabileceğini ekledi. Konferansta ayrıca, Kültür Bakanı Fahimi, İran Yatırımcılar

ve Sermaye Dernek Başkanı Dr Mosevian, Dijital Media ve ICT Dernek Başkanı Young B. Choi, Güney Kore ICT Araştırma ve Geliştirme Merkez Başkan Yardımcısı Martina Lubon, CEBIT yetkililerinden Dr. Vincent Olatuji ve Nijerya ICT Başkanı da birer konuşma yaptılar. Konferansta ayrıca, İran’da yatırıma hazır olan projelerin listesi, dış yatırımcıların İran’da yatırım yapma adına yasaları, projeler için bütçe hazinesi ve uluslararası fonlardan yararlanma, özelikle de İran’da proje yapmanın ve ucuz ama kaliteli iş gücünden yararlanmanın getirdiği fırsatlardan bahsedildi. Etkinlikte ayrıca, 80 milyon nüfus sahip İran’da yılda 230 bin mühendisin mezun olduğu belirtildi. Verilen bilgilere göre İran’da 76 milyon kayıtlı cep telefonu sahibi bulunduğu ve bu rakamın yüzde 72’sinin akıllı telefon kullandığı belirtildi. U.I.S.E yetkilileri, bu birliğin yakın gelecekte, benzer etkinlikleri İran-Türkiye şirketlerinin yakınlaşması için Türkiye’de de organize etmeyi planladığını ve bu konuda ön çalışmalarda faaliyet göstermek isteyen Türkiye’deki firmaların çalışmaya davet edildiğini kaydettiler.

Veri kaybı, müşteri kaybı demek KOBİ’lerin yüzde 60’ı düzenli veri yedeklemesi yapmıyor. Dış kaynaklı veri kaybında ise her 3 veriden 1’i müşteri bilgileri. Bu tür bir kayıp, sadece şirketi ve çalışanları olumsuz etkilemekle kalmıyor; müşterileri de önemli zarara uğratıyor. Buna karşılık, şirketler Ofisim.com’a üye olarak, verilerine üst düzey güvenlik seviyesinde erişebiliyor. İş sürekliliğini eksiksiz şekilde sağlamak da önemli ve Ofisim. com CEO’su Serdar Turan, şu bilgileri verdi:

“Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yüzde 60’ı düzenli veri yedeklemesi yapmıyor. Dış kaynaklı veri kaybında ise kaybedilen verinin yüzde 36’sı müşteri bilgileri. Kurumsal verilerini korumayan şirketler, müşteri bilgileri ve finansal verilerini de kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu tür bir kayıp, sadece şirketi ve çalışanları olumsuz etkilemekle kalmıyor, müşteri bilgileri ve finansal verilerin de kaybıyla müşterileri de zarar uğratıyor. Zarar

gören verilerin tekrar geri getirilememesi durumunda şirketler, ticari faaliyetlerini sonlandırmaya kadar gidebilecek riskler ile karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle kurumlar, iş süreçlerine göre yedekleme sistemleri kurmalı ve günlük olarak kontrollerini yapmalı. Kurumlar ve şirketler, bu temel ihtiyaçlarla veri depolama çözümlerinde uygun maliyetli, güvenilir, hızlı ve esnek çözümlere odaklanıyorlar.”


2015 Yılı ilk 500 Bilişim şirketi satış gelirlerine göre

49'uncu sırada ve

Sistem Entegratörü kategorisinde

11’inci sırada yer almıştır.

20'nci hizmet yılını kutlayan Destek A.Ş., bilişim dünyasında yeni nesil BT çözümleri ile gelişmeye ve büyümeye devam ediyor.

Başarımızda katkısı olan Destek Ailesine, Değerli Müşterilerimize ve İş Ortaklarımıza

TEŞEKKÜR EDERİZ

www.destek.as destekbilgi

@Destekbilg


12

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

Hangikredi. com, 2006 yılında kuruldu ve bünyesinde Kariyer.net, Handan Aybars Sigortam. net gibi alanında önde gelen web platformlarını barındıran iLab Holding tarafından 2010 yılında yüzde 100’ü satın alındı. 2011 sonundan itibaren 1, 5 yıllık geliştirme çalışmaları oldu. Hangikredi. com Genel Müdürü Yılmaz Sonışık, “Odağımız sadece müşteri ve tüm yatırımlarımız da bu yönde ilerliyor” bilgisini verirken, burada birçok hizmeti sunduklarını vurguladı. Yılmaz Sonışık, detayları şöyle paylaştı: m Hangi ürünler burada yer alıyor? Yurtdışındaki modellerde, öncelikle ya kredi ya sigorta ile başlıyor, yani finans ürünlerinden birini seçiyorlar. Yurtdışında genelde sigorta daha çok tercih edilir. Türkiye’de ise kredi önde. Türkiye’de kredi konusunda arz ve talep yüksek. Oysa yurtdışında arz bu kadar yoğun değil ve kredi verme süreçleri de daha zor. Örneğin emeklilere kredi vade sınırı Türkiye’de 60 aydan 36 aya düşünce, emekliler ciddi sıkıntı yaşadı. Belli bir risk primi ile kredi alıyorsunuz ve emekli maaşınızla aldığınız bu krediyi maksimum 36 ayda ödeyemezsiniz. m Bu açıdan baktığınızda, hizmet sunduğunuz başlıklarda beklentileriniz neler? BDDK tarafından yakın vadede atılacak adımlar var. Aksiyon başlıklarının birincisi ihtiyaç kredisi taksitlerinin 36 aydan 48 aya çıkartılması ve kredi kartı taksit limitinin yükseltilmesi. Cari açığı frenlemek için harcamaları sınırlama çabasıyla satın alma opsiyonlarını daraltmışlardı. Bunun sonunda cari açıkta olumlu gelişmeler görüldü.

5 - 18 EYLÜL 2016

Derdiniz kredi olmasın Farklı finansal hizmet sunumları ve düzenleyici kurumların farkındalığı, beraberinde tüketicinin imkanlarını artırırken, Hangikredi.com’da birçok başlıkta kaliteli ve güncel sunumları beraberinde getiriyor. Ama ekonominin sıcak parayla canlanması lazım. Gerek Merkez Bankası gerek BDDK ve ekonomi kurmaylarının yaptığı açıklama; mevzuat bazlı sıkıntıları aşacakları ve bankaların kredi fonlamasında rahatlaması için bazı aksiyonlar alacakları yönünde. Bunun örneği faiz indirimleri. Organik trafiğimiz 10 Ağustos’tan itibaren konut kredisinde 5 katına çıktı. İhtiyaç kredisi de durmadı ve aynı dönemde o da 1.5 katına ulaştı. Normalde ihtiyaç kredisi ile ilgili açıklama yok, ama insanlarda arayış var ve başvurular da arttı. Bu artışı ve tüm trafiği gözlemleyebiliyor, sitede tüm ziyaretçilerin hareketlerini ölçümlüyoruz. m Bu size neler katıyor? Bizi bankalardan ve benzer platformlardan ayrıştıran unsur ölçümleme yetkinliğimiz. Her şeyi ölçümleyerek ve analiz ederek ilerliyoruz. Misal, en doğru faizi, en doğru ihtiyaçları ziyaretçilere sunabilmek için yeri geldiğinde bankalara dönüp diyoruz ki, ‘Tüketici eğilimlerinde bu başlıklar öne çıkıyor, buna dikkat edin’. Bu bilgilendirme sonrası söz konusu ihtiyaca yönelik Hangikredi.com’a özel ürünler çıkartabiliyorlar. Böylece biz bankanın ürününü sunmakla kalmıyor, içlerindeki bir birim gibi onların satış-pazarlama ve CRM süreçlerinde görev üstleniyoruz. m Bu görev yapısı nasıl bir çerçeveye dayanıyor? BDDK’nın Destek Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında, biz bankanın pazarlama birimi gibi çalışıyoruz. Bu da bizi,

Hangikredi.com Genel Müdürü Yılmaz Sonışık yaptığımız işte banka kadar yükümlü kılıyor. Mesela konut kredisinde bizim üzerimizden başvuru yapıyorsunuz ve web servis entegrasyonu ile güvenli kanallar üzerinden bankanın sistemine entegrasyon sunuyoruz. Müşteri temsilcileri otomatik olarak bu verileri edinerek, müşteriyi arıyor ve tekliflerini sunuyor ya da sizi, size en yakın şubeye yönlendiriyorlar. Her bir banka kendi içinde bu süreci izlerken, biz ise tüm bankalara eşit mesafede durarak bu hizmeti sunuyoruz. Bu da güçlü veri tabanımıza dayanıyor. Bu süreçte en önemli unsur müşteri ve müşteri memnuniyeti için bankalara öneriler de yapıyoruz. m Bu yapıyı tüketici nezdinde farklı kılan özellikleri neler? Birincisi, normalde siz bir kredi ile ilgili detayları aramak istediğinizde sitede veya şubede zaman harcıyorsunuz. Hangikredi.com yapısında ise müşterinin tek yapması gereken vade ve tutarı girip, sonra tüm bankalarda bunun taksit

PARAMETRELER YAKIN TAKİPTE “2016 yılının ikinci yarısındaki gelişmeler ışığında, hem konut kredisinde hem ihtiyaç kredisinde canlanmanın güçlenerek devamını bekliyoruz. Şu an için yüksek maliyetli prestijli konut projeleri satış kapsamında müşterilerine sesleniyor. Emlak Konut ve GYODER’in yaptığı kampanyalarla yaklaşık 5 milyar TL’lik

konut satılması planlanıyor. Ama şu an Türkiye’deki asıl müşteri kitlesine hitap eden gayrimenkul projesi pek yok. Bunu da düşününce, uzun vadede yıllık yüzde 9’lara inen faiz oranı, konut projelerine bağlı kalmadan istediği evi almayı sağlayarak, çoğu kişiyi kiracılıktan ev sahipliğine dönüştürecek. Biz de yılın kalanında bu konuda çok

mesai harcayacağımızı düşünüyoruz. Hükümetin son zamanlarda birçok başlıkta attığı adımlar sektörel etkilerini gösteriyor. Bunların esas olumlu etkilerini ise 2017’de göreceğiz. Takipte birçok parametre var ve bunların hepsi 2017 yılına yön verme gücüne sahip. Hangikredi.com’un performansı da bunların seyrine bağlı olacak.”

ve geri ödeme miktarını, ne kadar dosya masrafı olduğunu görmesi ve bunları anında karşılaştırabilmesi. Mobil sitemiz var. Vade değişimi ile sonucu görmek sadece birkaç saniye. Tüm işlemler, en güncel banka verileriyle yapılıyor ve bu verilerde güncellemeler de sürekli yapılıyor. m Bankaların, kendi kanal stratejileri ışığında bu yapıya bakışları nasıl? Normal şartlar altında o bankanın uygulamasını indirip, böylece sadece o bankanın verisini görebilir, uygun bulursanız başvurunuzu yaparsınız. Bizim sistemde hepsini karşılaştırdıktan sonra karar verip dijital sonlandırmayı gerçekleştirebiliyorsunuz. Böylece bankalar belli ürün ve hizmetlerini sadece kendi platformlarında tüketiciye sunmakla kalmıyor, bizim gibi bir iş ortağının üstünden sunarak kanal sayılarını artırıyorlar. Neredeyse tüm bankalarla iş ortaklığımız var, çalışmadığımız bir banka olsa da müşterilerimizin çıkarları doğrultusunda faiz oranlarını sunmaya özen gösteriyoruz. Türkiye pazarına yeni finansal girişler oldukça, bu iş ortakları da artacak. m Hizmet yelpazesini genişletme hedefi var mı? Yeni kategoriler düşünülüyor, ama önemli olan yaptığınız işte en iyisi olmak. Kredi tarafında en iyisi olduğumuza inanıyor, hem müşteri hem bankalar açısından en iyi hizmeti sunabilmek için mümkün olan en iyi kadroyu kurmaya ve

GELİR MODELİNDE FARKLILAŞMA “Bankaların yeni müşteri kazanımı için ayırdıkları bir pazarlama bütçesi vardır. Bankalar bizi bu noktada değerlendiriyor, ‘bana bu rekabet ortamında müşteri yarattığın için sana başvuru başına şu kadar öderim’ diyor, ama bu, kredinin veya sigortanın içinden verilen bir pay değil. Yani tüketiciler bizden başvurdukları zaman ekstra bir ücret ödemiyorlar kesinlikle, tam tersine şubeden daha düşük faiz oranına ulaşıyorlar. Rekabet ortamında bankaların maaş müşterilerine yönelik özel faiz oranları verip, dijital kanallardan daha iyi tekliflerle müşteri edinmesi gündeme gelebiliyor. Böyle bir imkan yaratabildiğimiz için bankanın maaş müşterisi şunu bilmeli: Buradan hizmet aldığı zaman kredinin maliyeti kendisi için daha ucuz olacak. Çünkü banka için şube içindeki kredi sunum maliyetini devre dışı bırakıyoruz. Nitekim biz de sitede kişinin maaş bankası olup olmadığını sorup, buna göre teklif gelmesini sağlıyoruz.”

sürekliliğini sağlamaya özen gösteriyoruz. Kullanıcı testleri yapıyoruz ve ekibimizde 3 tane UX odaklı çalışan arkadaşımız var. Müşteriye en iyi hizmeti en kolay, hızlı ve doğru sunabilmek önemli. m Peki ya sigortada ve internet hizmetlerinde durum ne? Hizmetimizin ana odağı kredi ama sigortada da üç kategoride hizmet veriyoruz: Zorunlu trafik sigortası, kasko ve özel sağlık sigortası. Bu başlıkta grup şirketi Sigortam.net ile iş ortaklığı yapıyoruz. Ekosistem yaratmak ve geliştirmek önemli. İster kredi, ister sigorta, ister internet tarifeleri olsun, hizmeti en iyi sunanları platformumuz üzerinde toplayıp onları müşteri ile buluşturuyoruz. İnternet tarifeleri başlığında ADSL, fiber gibi ayrımlarımız kadar, şirketlerin paket halinde sundukları ürünleri de içeriyoruz.




15 BThaber

DOSYA

Güvenlikte Yeni Teknikler ve Çözüm Yolları

5 - 18 EYLÜL 2016 www.bthaber.com

Sütü üfleyerek içen, yoğurdu adam gibi yer! Haber Merkezi Bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasına paralel olarak siber saldırılar da artıyor. Artık bu saldırılar, farklı duygulardaki bireylerin kendilerini tatmin etmek için yaptıkları saldırıların çok ötesine geçti. Eğer bir bilgisayar kullanıcısıysanız artık karşınızda muhtemelen sizden daha akıllı, daha bilgili ve de kurumsal saldırı yapıları

bulunuyor. Tabii bu yapıların birinci amacı da para kazanmak yani sizin veya işletmenizin cebini, kasasını boşaltmak, varlıklarını ele geçirmek. Verilerin, bir kurumun en değerli varlığı haline geldiği günümüzde saldırı ve “soygun” yöntemlerinin de sürekli arttığını aklımızdan çıkarmamalıyız. Güvenlik konusunda birinci yaklaşımımız farkındalık olmalı. Eğer bir kurumsanız bu farkındalık en

alt seviyeden en üst seviyeye kadar tüm çalışanlarda olmalı. İkinci adım, güvenlik stratejisini oluşturmaktan geçiyor. Sonraki adımlar, danışmanlık hizmeti almak, uygun ürünleri seçmek vs. Bu yazdıklarımızı hemen hemen her platformda dile getiriyoruz. Zaten sizler de bunları birçok kez konunun uzmanlarından duymuşsunuzdur. Hatta, güvenlik yatırımını yaptığınızı düşünebilir, kendinizi güvende

hissedebilirsiniz. Ama öyle umulmadık bir zamanda, umulmadık bir açıktan darbe yiyebilirsiniz ki yaptığınız tüm çalışmalar boşa gidebilir. Her geçen gün farklı hikayeler duyuyoruz ki ağzımız açık kalıyor. Hem de bu olaylar, hiç de umulmadık kurumların başına geliyor. Artık, teknoloji oldukça güvenlik sorunumuz da olacak. Bunu kesin olarak önlemenin yolu yok. Tek yol, her an tetikte olmak…


16

DOSYA

BThaber

Güvenlikte Yeni Teknikler ve Çözüm Yolları

5 - 18 EYLÜL 2016

Siber suçluların iş alanı genişliyor Aslında her şeyin giderek dijitalleşmesiyle birlikte siber suçluların iş alanları da genişlemiş oldu ve genişlemeye devam ediyor. Giderek daha zekice ve daha yetenekli yazılımlarla sistemlerimize sızmaya ve paraya dönüşme imkanı yüksek işler yapmaya odaklanıyorlar. Hazırladıkları yazılımları bulaştırmak için de, son dönemde ağırlıklı olarak, bizatihi kullanıcının kendisini kullanıyorlar. Phishing yani oltalama olarak tanımlanabilecek metodlarla bilgisayar, tablet ve akıllı telefon kullanıcılarını ilginç mesaj ve e-posta eklentileriyle meraklandırıyorlar, tıklatıyorlar ve böylece virüsleri sisteme sızdırtıyorlar. Kullanıcıları kandırarak virüs bulaştırmak artık en yaygın bulaştırma şekline dönüştü.

Siber suçlular, giderek daha zekice ve daha yetenekli yazılımlarla sistemlerimize sızmaya ve paraya dönüşme imkanı yüksek işler yapmaya odaklanıyorlar. Hazırladıkları yazılımları bulaştırmak için de son dönemde ağırlıklı olarak, bizatihi kullanıcının kendisini kullanıyorlar.

Kurumlar da muzdarip Şirketler de Cryptolocker yazılımlarından hayli muzdarip. Kullanıcılar, kendilerine gelen virüslü mesajları veya kişisel mailleri işyerindeki bilgisayarında açtığında, virüslü dosya işyerindeki sistemlere bulaşıyor. Böylece bireysel gibi görünen saldırı, kurumsal bulaşmaya dönüşüyor. Şirket verilerinin şifrelenmesi, genellikle daha geniş kayba neden oluyor.

En büyüt tehdit korunmamak! Burada şunu söylemek gerekir; en büyük tehditlerden biri aslında virüsler değil, en büyük tehdit korunmamak. Saldırılar her zaman olacak, bitmesi mümkün değil. Ancak bunlara hazırlıklı olmak ve göğüsleyebilmek önemli. Maalesef Türkiye’de bu konuda sıkıntılıyız. Türkiye’de interneti kullanma alanı, baskın şekilde sosyal medya ve online oyunlar üzerine yoğunlaşıyor. Fakat kullanıcıların önemli bölümü ve özellikle de gençler, yeterli dijital koruma yöntemi uygulamadan siber dünyada yol alıyor. Durum böyle olunca, yoğun kullanımla birlikte siber tehditlere uğrama konusunda ön saflarda yer alan bir ülke haline geliyoruz. En popüler saldırı türü fidye yazılımları Şifre-fidye yazılımı olarak bilinen Cryptolocker tarzı yazılımlar, hem Türkiye hem de tüm dünyada en öne çıkan saldırı biçimi oldu. E- posta kutunuza telekom operatörlerinden gönderilmiş gibi görünen sahte online fatura geliyor veya kargonuz var diyerek bir güncelleme formu gönderiliyor. Siz merak ederek, ilgili mesajdaki eklentiyi açıyorsunuz ve bir anda siz farkında olmadan Cryptolocker yazılımı bilgisayarınıza bulaşıyor. Kısa süre sonra verileriniz şifreleniyor ve ulaşılamaz hale geliyor. Ardından da ekranınızda bir mesaj açılıyor ve belli miktarda para ödemezseniz - ki bu genellikle 400 ile 3 bin Euro arasında değişebiliyor – verilerinize bir daha ulaşamayacağınız aktarılıyor.

yayınladı. Bu şifre çözücü hayli ilgi gördü ve kısa süren içinde binlerce kişi tarafından indirildi. Eğer bilgisayar sisteminizdeki dosyalarınız TeslaCrypt fidye yazılımın yeni türevleri (V3 veya V4) tarafından şifrelendiyse ve şifrelenmiş dosyalarınız .xxx, .ttt, .micro, .mp3 gibi uzantılar aldıysa, şu ücretsiz şifre çözme aracı, dosyalarınıza ulaşmak adına yardımcı olabilir: http:// download.eset.com/special/ ESETTeslaCryptDecryptor.exe

ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu Saldırıların neredeyse yarısı fidye yazılımlarından oluşuyor Cryptolocker tarzı yazılımlar yeni değil ancak son yıllarda olağanüstü artış olduğunu söyleyebiliriz. Hatta son 1 yılda zararlı yazılımların neredeyse yüzde 50’si bu tarz şifre-fidye yazılımlarından oluşmaya başladı. Çünkü siber suçlular, bu yöntemin işe yaradığını fark etti. Herkesin mutlaka değerli datası, fotoğrafları, kaybetmek istemeyeceği dosyaları var, özellikle de şirketlerin. Üstelik söz konusu zararlı yazılımı bulaştırmak da zor olmaktan çıktı. Şaşırtan ve harekete geçirten bir mesajla kullanıcı, virüsü kendi eliyle sistemine bulaştırıyor.

Bulaştıktan sonra değil, bulaşmadan önlem alınmalı Şifrelendikten sonra dosyaların kurtarılması çok zor. Bu nedenle önceden önlem almak büyük önem kazanıyor. Burada; dosyaları düzenli olarak başka bir harddiske yedeklemek, güncel bir güvenlik yazılımı kullanmak ve her gelen mesajı açmamak gibi temel önlemler, büyük kayıpların yaşanmasını önler. Şifre çözücü yayınladık Bu arada elbette umut verici gelişmeler de olmuyor değil. İki ay kadar önce ESET, Crytpolocker’in bir türü olan TeslaCrypt’in güncel türevine karşı bir şifre çözücü

Saldırılara karşı nasıl korunmalı? Antivirüs şirketlerinin işi, değişen ve gelişen saldırılara karşı savunma mekanizmaları geliştirmek. Bu konuda da gayet başarılı olunduğunu düşünüyorum. Eset’e baktığımızda; öncelikle güçlü Ar-Ge yapısı öne çıkıyor. Eset’in 5 kıtaya yayılmış 9 ayrı araştırma merkezi var. Bu merkezlerde ve Eset’in Bratislava’daki genel merkezinde, tüm dünyada ortaya çıkan yeni virüsler tespit ve analiz ediliyor ve hemen buna uygun bir savunma hattı oluşturuluyor. Tüm Eset kullanıcılarının sistemleri de yeni tespit edilen virüslere karşı güncelleniyor. Fidye yazılımları için de aynı konu geçerli. Eset olarak BT sistemleri kullanan herkese yönelik korunma çözümleri sunuyoruz. Eset NOD32, Eset Smart Security ürünlerimizle bireysel kullanıcıları, Eset Mobile Security ürünümüzle mobil cihaz kullanıcılarını ve Eset Kurumsal Çözümlerimizle de kurumsal yapılara koruma sağlıyoruz. Güvenlik yazılımlarımızda yer alan Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Koruması, Botnet ve Kimlik Avı Koruması, İstismar Önleyici, Güvenlik Açığı Kalkanı ve Gelişmiş Bellek Tarayıcısı gibi yenilikçi ve özgün uygulamalar, zararlı yazılımların mükemmel düzeyde algılanmasına yardımcı oluyor ve böylece kullanıcıları tüm dijital tehditlere karşı koruyor.




Depart Kurumsal & Loomis Türkiye İşbirliği Bilişim sektöründe değerli iş ortaklarına katma değerli ve yenilikçi kurumsal çözümler sunmaya devam eden “Depart Kurumsal A.Ş, Tente Global Grup şirketlerinden olup “Dijital Görüntüleme ve Bilgilendirme Sistemleri, Mobil Sistemler OT/VT, Tablet PC Çözümleri, İş Yazılım ve Çözümleri, Enerji Depolama Sistemleri “ürün gruplarında hizmet vermektedir. Depart Kurumsal ile Bixolon Mobil Yazıcılar Grubu’nda işbirliğine imza attıklarını dile getiren Loomis Türkiye Bilgi İşlem ve Operasyon Yöneticisi Burak Şardağ, Bixolon SPP- R300 serisi yazıcıları kullanım sonrasında önemli ölçüde zaman tasarrufu sağladıklarını önemle vurguladı. Burak Şardağ, bu konuda sorularımızı yanıtladı:

“BIXOLON MOBİL YAZICILARIMIZ HIZI, GÜVENİLİRLİĞİ ve KULLANIM KOLAYLIĞI AÇISINDAN BİZE ZAMAN TASARRUFU ve KATMA DEĞERİ SAĞLADI”

Loomis Türkiye

“HEDEFİMİZ PERAKENDEDE DAHA FAZLA BÜYÜMEK!” ı Burak Bey, öncelikle bu keyifli söyleşi için şimdiden teşekkür ederiz. Bize biraz sektör geçmişinizden ve Loomis’teki görevinizden bahsedebilir misiniz? Ben, Loomis’in Bilgi İşlem ve Operasyon Yöneticisi olarak görev yapıyorum. 3 yıldır Loomis Türkiye ailesindeyim. Daha önce perakende üzerine çalışıyordum. ı Müşteri profiliniz hakkında bilgi verir misiniz? Sizin de bildiğiniz gibi, yaptığımız iş “değerli lojistiği”. Müşteri profilimizi ise bankalar, perakendeciler, kuyumcular ve hatta yakıt firmaları oluşturuyor. Sektör olarak değerlendirdiğimizde, örneğin bankacılık stabil bir sektör. Ama perakendeye baktığımızda, organik olarak kendi içinde çok hızlı büyüyen bir sektör. Bu nedenle bizim hedefimiz perakendede daha fazla büyümek... ı Loomis’in olmazsa olmazları nelerdir? Bizim 3 temel değerimiz var. Önce insan, insandaki değerimiz ve bu değerler doğrultusunda sektörde örnek bir işveren olmak. Ardından servis kalitesi

geliyor. Biz hep bu yaklaşımla hareket ettik. Bir de dürüstlük var elbette... Bu noktada, bizim şirket içinde önemli bir kuralımız var; ya açıkla ya da yapma! Kısaca açıklayamayacağın hiçbir şeyi yapma!.. ı Loomis Türkiye, 2016 yılında “Yılın Filo Yöneticisi” töreninde iki ödül birden aldı. Size bu başarı ödüllerini ne getirdi? Türkiye’de 78 bin kilometre karayolu olduğunu düşünürseniz, 1.6 milyon kilometre çok uzun bir yol... Biz, Türkiye’de 81 il ve yaklaşık 1600 ilçeye hizmet veriyoruz. Bu ilçelerin tamamına her hafta gidiyoruz. Ve biliyorsunuz ki, Türkiye’de karayolu taşımacılığı çok riskli. Bu noktada, teknolojik olarak öne çıkmak şart... Bu nedenle araçlarımızı tamamen yeniledik. Filo yaşımız şu anda ortalama 2.7 ve bütün araçlarımızda bir hız limiti var. Ayrıca, araçlarımızın tamamında güvenlik kamera sistemleri var. Artık sürücülerimizin yaptığı hataları canlı

olarak kontrol odamızdan izleyebiliyoruz. Kendimizi öne çıkarmak durumundayız. Bu tabii müşterilerimizin gözünde bizi farklı bir konuma getiriyor. Bize bu ödülleri kazandıran da budur...

“BIXOLON mobil yazıcılarımızla 30 saniyede irsaliye kesebiliyoruz” ı Bixolon SPP- R300 fiş etiket yazıcılarının, özellikle hangi süreçlere katkı sağladığı ve uygulama alanı hakkında bilgi alabilir miyiz? Bixolon mobil yazıcı tarafında yaklaşık 6 ay süren bir test dönemimiz oldu. Ürünlerini test ettik; sonuç son derece başarılıydı. Bu ürün bizim için büyük bir fark yarattı. El terminali olarak kullandığımız cihazlardan bu ürüne geçerek, artık fişleri elektronik olarak kesiyoruz. Bu kestiğimiz elektronik fişler, öncelikle bize çok büyük bir zaman kazandırıyor. En basit örnekle, bir irsaliyeyi elde 1 dakikada

kesiyorsak, bunu Bixolon ile 30 saniyede yapabiliyoruz... Biz zamanla yarışıyoruz ve bu ürün bize korkunç bir zaman tasarrufu yaptırdı.. ı Depart ile ilk tanışmanızı ve yaptığınız özel işbirliğini anlatır mısınız? Depart Kurumsal Satış Yöneticisi Celal Çiftçioğlu ile 2014 yılında tanıştık. 2015’te ilk sözleşmeyi yaptığımızda, bu kadar büyük rakamlar hedeflemiyorduk. 2 yılda almayı taahhüt ettiğimiz adeti, bir baktık ki 8 ayda 300 adet üzeri mobil yazıcı almışız. Temin tedarik sürecinde hiçbir sıkıntı yaşamadık. Birbirimize karşılıklı güvendik, güzel bir işbirliği yaptık. Sonuçtan çok memnunuz. Bugün sektörünün en aktif şirketlerinden biri olarak kabul edilen Loomis Türkiye; Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Muğla, Samsun, Sivas, Tekirdağ, Trabzon ve Van’ın da aralarında bulunduğu 33 şehirde faaliyet gösteriyor. Para ve değerli eşya taşıma, işleme, sayma, ayrıştırma paketleme ve kasalama hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri, değerli küçük paket taşıma hizmeti, uluslararası hizmetler ve mücevher fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma ve kasalama hizmetleri vermenin yanında alternatif hizmetler adı altında akıllı kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü sunuyor. 200’den fazla zırhlı araç, 700’ün üzerinde profesyonel kadrosu ve 38 şubesi ile bugün Türkiye’nin %90’ına hizmet vermeye devam ediyor. Kısa vadeli hedefleri farklı şehirlerde şube sayısını ve zırhlı araç sayısını arttırmak olan Loomis, son derece büyük hacme sahip Türkiye nakit döngüsünün en önemli oyuncularından biri olarak faaliyetlerine devam etmektedir.


20

DOSYA

Güvenlikte Yeni Teknikler ve Çözüm Yolları

BThaber

29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016

HER ÖLÇEKTE ŞİRKETİN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİ Siber saldırılar tüm sektörleri tehdit etmesine rağmen, araştırmalar bu risklere sektörlerin gerekli önleyici tedbirleri almakta yavaş kaldığını göstermekte. Siber saldırı riskleri, sektörel değil işletme ölçeklerine göre değerlendirildiğinde ise önümüzdeki tablo biraz daha ciddileşmekte. Bilgi hırsızlığı, bilgi sistemlerine yönelik sabotajlar, çalışanın bilinçsiz sosyal medya kullanımı, mobil güvenliğin yönetilmemesi, siber riskleri her ölçekten işletmenin yöneticisi için bir endişe noktası haline getirdi. Bu saptamayı yapan Logo Siber Güvenlik ve Ağ Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Murat Apohan, gereklilikleri ise şöyle anlattı: “Bu durumun çözülebilmesi ve yönetilebilmesi için öncelikli şart elbette riskin teşhis edilmesine yardım edecek araçların varlığı. Hemen ardından da olası saldırıların aktif bir savunma ile engellenmesi geliyor. Bu noktada, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek siber güvenlik çözümleri ile kurumsal yapılarda çözüm oluşturacak siber güvenlik çözümleri birbirinden belirgin biçimde farklılık gösteriyor. Bu durumda lisans modelleri, teknolojiler, ürün yaşam döngüsü yönetimi oldukça farklılaşmaktadır. Bu

Logo Siber Güvenlik ve Ağ Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Murat Apohan farklılaşmayı yönetebilmek için çevik ve güçlü ürün yönetimi ve Ar-Ge gerekiyor.” Şirketler ve markalar açısından bakıldığında siber tehditler, pazardaki repütasyonlarına yönelik direkt tehditler olarak görünüyor. Repütasyon ise insan kaynağı kalitesi ve invoasyon yeteneği ile birlikte şirketlerin stratejik üç bileşeninden biri. “Bu, elli çalışanlı bir şirket için ne kadar gerçekse 2000 çalışanlı bir şirket için de o kadar gerçek ve güncel bir durum. Ancak elli çalışanlı bir işletmenin birçok farklı siber güvenlik paketinden

hangilerine ihtiyacı olduğunu saptaması, kalabalık IT departmanlarıyla desteklenen dev şirketlerin ihtiyaçlarını saptaması kadar kolay olmayabiliyor” diyen Dr. Murat Apohan, atılması gereken adımlar hakkında şu bilgileri verdi: “Bu anlamda küçük ve orta ölçekli işletmelerin, rafine ve konsolide siber güvenlik çözümlerine yöneldiğini söyleyebiliriz. Üreticinin proaktif davranarak ürün geliştirme aşamasında küçük bir işletmenin ihtiyaçlarını enterprise yapıların ihtiyaçlarından ayırması, günümüz dünyasına bir zorunluluk haline gelmiştir. Küçük işletme sahiplerinin ve yöneticilerinin siber güvenlik konusundaki endişelerini resmi karmaşıklaştırmadan giderebilmek üzerinde düşünmek siber güvenlik argesinin önemli bir kabiliyeti olmadığı sürece bu işletmeler risklere açık yaşamaya devam edecek ve repütasyondan insan kaynağına dek pek çok değerini tehlikede hissedecektir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yani alt toplamda sektörlerin siber alanda korunabilmesi için, kullanım ve yönetim açısından rafine, ihtiyaçlara çözüm üretme açısından zengin çözümlerin uygun kanallar üzerinden bu yapılara sağlanması en büyük gerekliliktir.”


BThaber

Demokrasi ve Bilişim

5 - 18 EYLÜL 2016

DOSYA

21

Siber saldırılar artık cebimizi hedef alıyor Siber güvenlik gün geçtikçe ciddiyeti artan bir konu. Hem kullanıcılar hem de kurumlar açısından bakıldığında siber güvenlik sorunlarının neden olduğu zararların boyutu, verinin ve bilginin değeriyle doğru orantılı olarak artıyor. Artık neredeyse her bir bireyin dijital ortamda veri sahibi olduğu günümüzde herkesin siber güvenlikle ilgili belirli ölçeklerde tedbir alma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Siber saldırganlar birçok farklı yöntemle kurbanlarına yaklaşarak kişisel verilerden finansal verilere kadar birçok özel veriyi ele geçirmeye çalışıyorlar. İlk zamanlarda kişisel tatmin gibi motivasyonlarla hareket eden siber suçular gün geçtikçe daha çok parasal motivasyonla hareket etmeye başladılar. Artık kurumların yanında son kullanıcılar da para sızdırmayı hedefleyen saldırılara maruz kalarak ya kredi kartı bilgilerini kaptırıyorlar ya da fidye yazılımları gibi programlarla verileri kilitlenerek tekrar açılabilmesi için para ödemek zorunda bırakılıyorlar. Bunun yanında son yıllarda ünlü insanların kişisel cihazlarından özel hayatlarına yönelik fotoğraf ve videoların çalınması olayı da kişisel bilgi güvenliğine dikkat edilmediğinde ortaya çıkacak sonuçların ne kadar sansasyonel olabileceğine dair önemli bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanında siber saldırganların son dönemde tercih ettikleri en popüler saldırı yöntemlerine bakıldığında ise fidye yazılımları, olta saldırıları, online bankacılık ve kredi kartı dolandırıcılıkları, mobil tehditler ve zararlı yazılımlar gibi birçok

saldırı çeşidi ev kullanıcılarını hedef alan tehditler olarak öne çıkıyorlar.

Fidye yazılımları cihazları ve dosyaları kilitliyor Fidye yazılımları, kullanıcıların dosyalarını ve cihazlarını şifreleyip, bunlara tekrar ulaşabilmek için kişileri ücret ödemeye zorlayan zararlı yazılımlar. Türkiye’de en fazla görülen çeşitlerine bakıldığında ise Cryptolocker karşımıza çıkıyor. Genellikle sahte e-postalar üzerinden kullanıcılara yollanan sahte faturalara saklanıyorlar. Genellikle bir exe dosyası olan bu sahte faturalara tıklandığında kullanıcının cihazı kilitleniyor ve şifreleniyor. Kullanıcı bir kilit ekranıyla karşılaşıyor ve bu kilidin açılması için şifre çözücü programı satın almak zorunda bırakılıyor. Cryptolocker ise kişilerin ya da kurumların cihazlarıyla birlikte dosyalarını da ayrıca şifreleyerek erişilemez hale getiriyor. Kullanıcılar ise karşılaştıkları kilit ekranında yönlendirildikleri noktalara ödeme yapmak zorunda bırakılıyor. Kaspersky Lab’ın 2016 ilk Çeyrek kötü amaçlı yazılım raporuna göre, bu çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 14 oranında bir artışla 2 bin 900 yeni fidye yazılımıyla karşılaşıldı. Olta saldırılarıyla hesap bilgileri çalınıyor Phishing, yani olta saldırısı olarak da adlandıran siber saldırılar hem ev kullanıcılarını hem de kurumları tehdit eden bir başka siber saldırı biçimi. Bu saldırılar tamamen karşıdaki kişiyi aldatma esasına dayanan bir yöntem. Saldırının amacı ise hedefteki kişinin şifrelerini ve kullanıcı hesaplarını ele geçirmek. Kötü

niyetli kişiler kurumların adını kullanarak hazırladıkları e-postalarla, kullanıcıları sahte sitelere yönlendiriyorlar. Orijinal siteyi taklit eden bu sahte siteleri gerçeğinden ayırmak için kullanıcıların çok dikkatli olması gerekiyor. Çoğu zaman kullanıcılar orijinaliyle neredeyse aynı arayüzü kullanan bu sitelerin farkını anlayamıyorlar. Bu sahte siteye kendi hesaplarına eriştiklerini zannederek kullanıcı adı ve şifrelerini girdikten sonra ise bu siber suçluların eline geçiyor. Bu yöntem Türkiye’de özellikle kullanıcıların banka hesapları ya da sosyal medya profillerini ele geçirmek için kullanılıyor. Finansal motivasyonla hareket eden siber suçluların sıklıkla başvurdukları kredi kartı dolandırıcılıkları kullanıcılar için oldukça önemli maddi zararlarla sonuçlanabiliyor. Özellikle herkesin ilgi gösterdiği ürünler için çeşitli kampanya, fırsat ve indirimler içeren sahte sipariş sayfalarına yönlendirilen kullanıcılar sahte alışveriş siteleri üzerinden alışveriş yaptıklarını düşünerek kredi kartı bilgilerini kaptırıyorlar. Özel günlerde yollanan promosyon mesajlarının yönlendirdiği e-ticaret sayfalarının orijinal sayfa olduğundan emin olunması kullanıcıları birçok tehlikeden koruyor. Sahte uygulamalarla mobil cihazları hedef alıyorlar Mobil cihaz kullanımı arttıkça mobil tehditler giderek daha tehlikeli hale geliyor. Mobil cihazların işlem kapasitesinin artmasıyla her yıl milyonlarca mobil uygulama kullanıcılar tarafından indiriliyor. Özellikle Android platformundaki güvenlik problemlerinden dolayı birçok zararlı yazılım mobil cihazlara indiriliyor. Akıllı telefon kullanımının oldukça yaygın olduğu ülkemizde de zararlı mobil yazılımların görülme sıklığı giderek artıyor. Özellikle çok indirilen mobil uygulamaları taklit etmeye çalışan siber saldırganlar

öncelikle uygulama platformlarının denetimsizliğinden sonrasında da kullanıcıların dikkatsizliğinden faydalanıyorlar. Örneğin çok rağbet gören bir uygulamanın adına çok benzeyen bir isimle uygulama markete sundukları zararlı yazılım kullanıcılar tarafından indirildiinde akıllı telefondaki birçok bilgi ele geçirilebiliyor.

Sosyal mühendislik yöntemi tehlike saçıyor Facebook, YouTube, Twitter gibi sosyal ağların kullanımının artışıyla hayatımıza giren bir başka siber saldırı yöntemi ise sosyal mühendislik olarak karşımıza çıkıyor. Yine kişisel bilgileri hedef alan bu saldırı çeşidiyle siber suçlular, kullanıcıların sosyal ağlar üzerinde paylaştıkları bilgileri topluyorlar ve bu bilgileri kullanarak dolandırıcılık faaliyetleri yapmaya çalışıyorlar. Bunun yanında sosyal paylaşım sitelerindeki hesapların ele geçirilmesi banka hesaplarının ele geçirilmesinden daha kolay olduğundan siber saldırganlar için cazip hedefler olarak öne çıkıyorlar. Saldırganlar kişininm hesabını ele geçirdikten sonra arkadaş listesindeki kişilerle aynen kişinin kendisiymiş gibi temas kuruyorlar. Dolandırıcılar ele geçirdikleri hesabı kullanarak inandırıcı bir senaryoyla bir şekilde güvenlik açısından kritik bilgileri (kart bilgisi, şifre, telefonunuza gelen Mobil Onay Kodu, ürettiğiniz tek kullanımlık şifre vb) almaya çalışıyorlar. Sonrasında ise bu bilgileri maddi kazanç elde etmek amacıyla kullanıyorlar.İnternet ortamında bir kişinin kendisini tanıttığı kişi olduğundan emin olmak son derece zor olduğundan, kullanıcıları bu alanda büyük tehlikeler bekliyor. Sosyal ağlar üzerinde mümkün olduğu kadar az bilgi paylaşmak kullanıcıların bu gibi saldırılardan korunmasına yardımcı oluyor.


22

DOSYA

BThaber

Güvenlikte Yeni Teknikler ve Çözüm Yolları

29 AĞUSTOS - 4 EYLÜL 2016

Yeniliklere kurumsal uyum, güvenli biçimde hız kazanmalı Dijitalleşmeyle birlikte siber güvenlik tehditleri, saldırıların büyüklüğü ve sıklığı günden güne artış gösteriyor. Fidye yazılımları, DDoS saldırıları, mobil uygulamalardaki yazılım zafiyetleri, bulut sistemlerine yapılan saldırılar, zor tespit edilen dosyasız zararlı yazılımlar, hedefli zararlılar, IoT araçlarının haklanması gibi birçok saldırı tipi gelişti ve bu çeşitliliğin artacağı da öngörülüyor. Intel Security Türkiye Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar, “Türkiye’deki kurumların da bu tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını gözlemliyoruz. Bu saldırılar, kurumlar için maddi zararın yanı sıra önemli derecede itibar kaybına da neden oluyor. Siber suçların Türkiye’ye yıllık maliyetinin resmi rakamlara göre GSYİH’nin yaklaşık yüzde 0.07’si oranında olduğu hesaplanıyor. Açıklanmayan olaylarla beraber, bu yüzdenin daha da yüksek olduğu tahmin ediliyor” bilgisini paylaştı. Güvenlikle ilgili tehditlerin büyüklüğü ve sıklığı arttıkça, kurumsal farkındalık da artıyor. Kurumlar, olası bir güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarında, sadece maddi açıdan zarar görmeyeceklerini; kurumsal itibarlarının da zedelenebileceğini biliyorlar. İlkem Özar, karşılaşılabilecek sorunları şöyle anlattı: “Kurumların temel sorunlarından biri, siber güvenlik uzmanı olarak istihdam edilebilecek uzman sayısının yetersiz olması. Daha yetkin bir siber güvenlik iş gücüne duyulan ihtiyaç tüm dünyada giderek artıyor. Intel Security ve Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) tarafından ortak hazırlanan ‘Hacking the Skills Shortage’ isimli rapora göre 2015 yılında sadece ABD’de siber güvenlik alanında 209 bin pozisyon boş kaldı. Üstelik siber güvenlik pozisyonlarının yaklaşık yüzde 15’inin 2020

Intel Security Türkiye - Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar yılına kadar dolmayacağı tahmin ediliyor. mobil kullanımla ilgili güvenlik eksiklikleri de kurumlara ait verilerin paylaşılmasına neden olmakta. Dizüstü bilgisayarlar, cep telefonları, tabletler kullanarak işlerimizi internete bağlanabileceğimiz her yerden, her an yapabiliyoruz. Ancak, eğer güvenlik eksikse, kontrol edilen bir e-posta, indirilen bir dosya ya da tıklanan bir bağlantı, hem siz hem de çalıştığınız kurum hakkında önemli bilgilerin paylaşılmasıyla sonuçlanabiliyor. Hizmet verdiğimiz kurumların çalışanları, mobil cihazlarıyla ofis dışında güvenli olmayan bir ağa bağlansalar bile, Intel Security’nin entegre güvenlik platformu sayesinde ağdaki güvenlik korumasından yararlanmaya devam edebiliyorlar.” Teknolojinin hayatımızda ve iş yapma biçimlerimizdeki yeri artıkça, güvenlik riskleri de buna paralel olarak artıyor. Siber saldırıların amaçları değişiyor ve çeşitleniyor. Her saniye 5 yeni kötü niyetli yazılımın ortaya çıktığını görüyoruz. Bireysel olarak teknolojiye kolay uyum sağlıyoruz, ancak bunu kurum düzeyinde de gerçekleştirebilmek önemli.

“Bu konuda gereklilikleri uzun zaman önce gördük ve bu vizyonumuzu paylaşmaya devam ediyoruz” yorumunu yapan İlkem Özar, çalışmalarını şöyle detaylandırdı: “Olası riskleri azaltmak için, tüm kurumlar güvenlik durumlarını düzenli olarak gözden geçirmeli, güncel güvenlik teknolojilerini kullanmalı, siber güvenlik konusunda yetenekli ve deneyimli uzmanlarla çalışmalı. En önemli konu ise, güvenlik konusunda tutarlı bir strateji oluşturulması ve operasyonların bu stratejiye uygun güvenlik kurallarınca sürdürülmesi. Kurumların, çalışanlarına düzenli eğitim vermesi ve ofis sistemleri kadar ev sistemlerinin de korunması önemli. Mobil cihazların ve bulut platformlarının da güvenliğinin en iyi şekilde sağlanması gerekli. Sunduğumuz entegre güvenlik sistemleriyle farklı büyüklükteki kurumlar daha fazla tehdidi, daha hızlı ve daha az kaynak kullanarak çözebiliyor. Veri Koruma ve Şifreleme, Veritabanı Güvenliği, Uç Nokta Koruması, Ağ Güvenliği, Güvenlik Bilgi ve Olay Yönetimi (SIEM), Sunucu Güvenliği ve Web Güvenliği ürünlerimiz bulunuyor.”



24

BThaber

BTnet.com.tr

5 - 18 EYLÜL 2016

Güneş enerjisini ucuzlatacak buluş Xerox PARC’ın geliştirdiği sıvı alaşımdan çip basan baskı cihazı, güneş enerjisi panellerinin daha uygun maliyetlere üretilebilmesini sağlayacak. Xerox’un ArGelaboratuvarı Xerox PARC, baskı cihazlarında kullanılan mürekkepler gibi sıvı formda olan ve basıldığında katılaşarak elektronik bir devre işlevi görecek çipler üreten bir baskı cihazı geliştirdi. ARPA-E’nin Mikro Ölçekte Optimize Edilmiş Güneş Pilleri Programı (MOSAIC) kapsamında güneş enerjisi panellerinin daha verimli, hafif ve uygun maliyetli bileşenlerden üretilmesinde kullanılacak. Günümüzde güneş paneli üretiminde geleneksel silikon sistemler kullanıldığını ve bu yöntemin oldukça masraflı olduğunu söylüyor. Teknoloji portalına göre bu uygulama

şekli kablo döşeme ve tesisat kurulum işlemlerinden dolayı önemli ölçüde gider yaratıyor ve güneş panellerinin yaygınlaşmasını önlüyor. Xerox PARC’ın teknolojisinin ise daha büyük ölçekte enerjiyi daha az malzeme, daha uygun maliyet ve daha verimli bir şekilde üretebildiğini söylüyor. Basılı elektronikler (printed electronics) konusu üzerinde

uzun yıllardır çalışan Xerox PARC’ın sıvı bir alaşımdan elektronik devre basabilen baskı cihazları, kağıdın üzerine mürekkep basma teknolojisine benzer bir modelle çalışacak. Bu yazıcıda kullanılacak sıvı mürekkep, elektronik devreleri oluşturacak sıvı formdaki çipler olacak. İçinde kum tanesi büyüklüğünde milyonlarca çip bulunan bu sıvı alaşım, hafif ve katlanabilir yüzeylerin üzerine kusursuz bir şekilde basılarak, güneş enerjisi üretecek milyonlarca minik solar hücrelere dönüşecek. Sıvı alaşım yazıcıları ile basılacak elektronik devrelerin kullanılacağı güneş enerjisi panelleri ile çok daha fazla miktarda enerji daha ucuz, daha uzun ömürlü ve kolayca üretilebilecek.

Mobil cihaz yönetimi kolaylaşıyor VMware, cihazların hızlı bir şekilde düzgün ve sorunsuz çalışması için tasarlanan basit bir mobil cihaz yönetimi (MDM) bulut çözümü AirWatch® Express’i kullanıcılara tanıttı. AirWatch Express; cihazların uygulamalar, e-posta ve WiFi ayarlarının yapılmasını kolaylaştırırken, veri şifrelemesi ve güvenliği etkin hale getiriyor. AirWatch Express, VMware AirWatch ile aynı platform üzerine inşa edilmiş, uygun maliyetli bir MDM

sunuyor. VMware Uç Nokta Bilişim Ürün Pazarlamasından Sorumlu Başkan Yardımcısı Blake Brannon, “AirWatch Express, teknik bilgi ya da ek BT ekibe gerek olmaksızın, kurumları daha fazla mobil işgücünü destekleyecek şekilde güçlendiriyor” yorumunu yaptı. AirWatch Express kapsamlı kurulumlara ya da eğitimlere ihtiyaç duyulmayan, uygun maliyetli ve sezgisel çözüm olduğu gibi, bulut tabanlı çözüm sezgisel bir MDM

deneyimi sunuyor ve iOS, macOS, Android ve Windows 10 sistemleri ile uyumlu çalışıyor. AirWatch Express; akıllı telefon, tablet ve dizüstü bilgisayarlarını iş amaçlı kullanan çalışanların oluşturabileceği güvenlik risklerini ön planda bulunduruyor. AirWatch Express, kurumsal mobilite programına giriş niteliğinde ve daha ileri düzey kullanım vakalarında bir başka AirWatch çözümü ile mevcut çözümlerini yükseltebiliyorlar.

IBM’den Güney Kore’ye yeni veri merkezi IBM Güney Kore’de yeni bir bulut tabanlı veri merkezi açtığını duyurdu. IBM ve SK Holdings işbirliğiyle açılan yeni bulut tabanlı veri merkezi Güney Kore’nin Seul kentinde hizmete girdi. Bu yeni veri merkezi ile ülke çapında bulut altyapısının genişletilmesi ve kullanıcıların isteklerinin karşılanması hedefleniyor. IDC’nin verilerine göre 2015 yılında 445 milyon dolar büyüklüğünde olan Güney Kore’deki bulut bilişim pazarı 2019 yılında 1 milyar

dolara ulaşacak. Kore’deki bu yeni merkez ise IBM’in Asya Pasifik Bölgesi’ndeki dokuzuncu ve tüm dünyadaki 47. bulut tabanlı veri merkezi olacak. IBM ve SK Holding’in bölgedeki bulut tabanlı hizmetleri için bir kaldıraç etkisi yaratacak olan bu veri merkezi aynı zaman Koreli şirketlerin ve girişimlerin de dijital dönüşümlerini inovasyonlarını ve küresel genişlemelerini hızlandırmaları amaçlanıyor. IBM’in bulut tabanlı veri

merkezleri ağı kullanıcılara küresel olarak erişim imkânı tanırken aynı zamanda verilerin yerel olarak da saklanabilmesini mümkün kılıyor. IBM’in standartlaştırılan pod tasarımı doğrultusunda modellenen yeni veri merkeziyle Kore’ye binlerce fiziksel sunucu kapasitesi sağlamanın yanında, gömülü sistemler, sanal sunucular, depolama, güvenlik ve ağ hizmetleri olmak üzere geniş bir bulut hizmet altyapısı sunacak.



26

BThaber

BTnet.com.tr

5 - 18 EYLÜL 2016

Samsung’un TV’leri onayı aldı

Gigabit Toplumu için kodlama eğitimi Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat, çocuklara yönelik kod eğitimi için önemli bir projeye imza atıyor. Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında, sürdürülebilir kalkınma alanındaki başarılı çalışmalarıyla tanınan Habitat Derneği’nin işbirliğiyle hayata geçirilecek “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında, İstanbul, Samsun, İzmir, Kayseri ve Mardin olmak üzere 5 ilde yaşları 7-14 arasında değişen çocuklara kodlama eğitimi verilecek. Eğitimler, her ilde yüz çocuğun katılımıyla gerçekleştirilecek hackhaton’lar ile sona erecek. Vodafone’un Türkiye için hedeflediği Gigabit Toplumu’na giden yolda önemli bir adım olacak “Yarını Kodlayanlar” projesiyle, 2 ayda toplam bin çocuğa ulaşılması hedefleniyor. Vodafone’un Türkiye için hedeflediği Gigabit Toplumu’na ulaşılmasında önemli rol oynaması beklenen proje, Türkiye Vodafone Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Süel ve Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır’ın katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Yarını Kodlayanlar” projesindeki eğitimlerde, dünyanın en iyi teknik üniversitesi

Arçelik ve Vestel OLED TV alanında sıkı bir rekabete giriştiler. İki marka da eş zamanlı olarak yaptıkları duyurularda Türkiye’nin ilk yerli OLED TV’sini ürettiklerini iddia ettiler. Son kararı ise tabi ki tüketici verecek. Tüketici elektroniği alanında Türkiye’nin çıkardığı en güçlü markalar arasında olan Arçelik ve Vestel, OLED TV konusunda yarışa girdiler. İki şirket de yaptıkları eş zamanlı duyurularla Türkiye’nin ilk yerli OLED TV’sini ürettiğini iddia ediyorlar. Yeni çıkacak TV’lerin her biri, piksellerin bağısız birer ışık

olarak tanınan Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) çocuklara yönelik geliştirdiği “Scratch” programı kullanılacak. Proje için özel eğitim alan 25 gönüllü eğiticinin yönetiminde gerçekleştirilecek 4 saatlik kodlama eğitimlerinde Programlama Nedir, Algoritma Öğreniyorum, Scratch’e Giriş, Scratch Hesabı Oluşturmak, Scratch’e İlk Adım, Scratch Stüdyosu, Dans Uygulaması, 10 Blokla Uygulama Yapmak, Kendi Orkestram, Karakterimi Hareketlendiriyorum, Özel Taşlar (Fonksiyonlar), Konuşma Balonları, Sahnelerle Hikayemi Oluşturuyorum, Labirent Oyunu, Helikopter Oyunu, Uygulamaya Eklentiler Yapmak gibi konular ele alınacak. Proje süresince, çocuklardaki gelişim ve dönüşüm Algoritma Beceri Testleri ile ölçümlenecek. “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında ücretsiz düzenlenecek eğitimler, kodlamaya ilgi duyan, 7-14 yaş aralığındaki her çocuğa açık olacak. Eğitimlerin sonunda her ilde 100 çocuğun katılımıyla birer hackhaton da düzenlenecek.

Samsung Electronics’in tüm 2016 model UHD TV’leri, Avrupa’daki BT ve tüketici elektroniği şirketlerince oluşturulan ortak bir kurul olan Digital Europe’tan (DE) ultra yüksek çözünürlüğü ifade eden ‘UHD TV’ belgesini almaya hak kazandı. Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü Mert Gürsoy, “Üzerinde UHD logosunu da taşıyacak olan bu yeni Digital Europe belgesinin, müşterilerimize UHDTV satın alırlarken ekstra güven vereceğine eminiz” dedi. 62 kurumsal üye ve 37 ulusal ticaret birliğinden oluşan DE, Avrupa’da dijital teknoloji endüstrisini temsil eden en etkili kurullardan biri olarak kabul ediliyor. DE tarafından belirlenen zorunlu standartları karşılayan 2016 SUHD TV serisinden 7 serisi UHD TV’lere kadar tüm

Samsung TV’ler, artık üzerlerinde Avrupa UHD TV logosunun yanı sıra Tüketici Teknolojileri Derneği CTA’nın onay etiketini de taşıyacak. DE; belgelendirme

Çoklu kamera ile canlı prodüksiyon Sony MCX-500 “canlı prodüksiyon cihazı”, küçük ölçekli çoklu kamera sistemlerine ihtiyacı duyan kullanıcılara hitap ediyor. Dört kanallı bir video anahtarlayıcısı olan MCX-500; kullanıcılara 4x 3G-SDI, 2x HDMI ve 2x CVBS dahil dokuz giriş arasından seçme imkanı tanıyor. Cihazda başlık yerleştirme için ekstra RGB girişi de bulunuyor. MCX-500’e bağlanabilen cihazlar arasında, XDCAM veya NXCAM gibi profesyonel video kameralar ve tüketici video kameraları bulunuyor. Diğer işlevleri arasında PinP ve Keyer yerleştirme işlevleri, çeşitli geçiş efektleri, XLR dahil dört kanallı video, beş kanallı ses girişleri ve maksimum çok yönlülük için SDI veya HDMI’dan gömülü ses yer alıyor. Ayrıca MCX-500, Sony’nin yayın video

anahtarlayıcısı MVS serisinden alınan, yayın kalitesinde renk anahtarı algoritması gibi özelliklere de sahip. Çeşitli iş akışlarına uyacak şekilde tasarlanan cihaz, harici bir kayıt cihazı olmadan AVCHD formatında canlı görüntüleri (PGM) kaydedebiliyor; bu da kullanıcıların kayıt biter bitmez video kaydını düzenleyebilmesini

OLED TV’de rekabet tavan yaptı

kaynağı olarak çalıştığı OLED teknolojisini kullanıyor. Eylül ayında kullanıcılarla buluşması beklenen OLED TV’ler hakkında son kararı tabi ki tüketici verecek. OLED TV’lerin özellikleri ise şu şekilde: Arçelik OLED TV: Yeni Arçelik OLED TV, Organik LED ve 4K Picture Perfection Teknolojisini içeriyor. Ayrıca 65 inçlik ekrana, 6,5 mm inceliğe ve metalik tasarıma sahip. OLED teknolojisi sayesinde sonsuza yakın kontrast

için bir pikseli, ‘özel olarak tüm ekranla aynı parlaklık ölçeğini sunabilen asgari görüntü çözünürlük unsuru’ olarak tanımladı.

değerleri elde edilebiliyor. 4K Picture Perfection Teknolojisi ile geliştirilmiş Ultra HD çözünürlüğe sahip Arçelik OLED TV, aynı zamanda HDR, Wide Color Gamut, Micro Dimming özelliklerini de içinde barındırıyor. Arçelik OLED TV, 3D Sound teknolojisine de sahip olacağı belirtiliyor.

Vestel OLED TV: Vestel ise yeni ürettiği yerli OLED TV’sini 2 – 7 Eylül 2016 tarihleri

arasında Berlin’de gerçekleşecek, Uluslararası Elektronik Ürünler ve Teknolojileri Fuarı IFA’daki standında tanıtmaya hazırlanıyor. Vestel OLED TV, fuarın ardından Vestel satış noktalarında tüketicilerle buluşacak. 65 inç boyutundaki Vestel OLED TV, içerdiği Pixellence teknolojisiyle birlikte 3840x2160 piksel UHD çözünürlük, dâhili 4K uydu alıcısı, akıllı TV, Bluetooth, Dahili Wi-Fi ve dahili karasal dijital artırıcı gibi özelliklere de sahip.

veya dağıtabilmesini sağlıyor. Ayrıca “USTREAMTM” entegrasyonu ile kullanıcılar canlı etkinliklerden kayıtları internet üzerinden yayınlayabiliyor. Harici bir PC veya tablet ile uzaktan kumanda GUI’sini kullanma seçeneği, az sayıda kişiyle canlı kayıt için kullanım sunuyor. MCX-500’ün Ocak 2017’de piyasaya sürülmesi planlanıyor.



28

BThaber

KARİYER

5 - 18 EYLÜL 2016

Girişimde başarı için bu adımlar rehberiniz olsun

Hedef farklı da olsa; herkesin aklı hep tatilde Kariyer.net’in, çalışanlara ve işverenlere yönelterek yaklaşık 55 bin yanıt aldığı “Yaz tatili planları” anketinin sonuçları açıklandı. Sonuçlar, çalışanların yıllık izinlerini prosedürler uygun olduğu müddetçe yoğun olarak yaz aylarında kullandıklarını gösteriyor, ancak ankete katılan çalışanların yüzde 18’inin çeşitli nedenlerden dolayı yıllık izin kullanamadıkları da ortaya çıkarıyor. Çalışanların tatil planlarını yaparken öncelikleri ise ‘çalıştıkları kurumun yıllık izin prosedürleri’. Bu noktada, işverenlere sorulan “Çalışanlara yönelik yıllık izin kullanımı ile ilgili bir prosedürünüz var mı?” sorusunu yanıtlayanların yüzde 37’si “Hayır, diledikleri gibi kullanabiliyorlar” yanıtını verirken, yüzde 29’u “Çalışanın pozisyonuna göre değişebiliyor”, yüzde 20’si “Evet, birer haftalık periyodlarda kullanabiliyorlar”, yüzde 10’u “Evet, iki hafta kesintisiz izne çıkıyorlar”, yüzde 4’ü de “Yarısını yaz, yarısını kış aylarında kullanıyorlar” yanıtını verdi. Bu sonuçlar ışığında, şirketlerin yüzde 63’ü çalışanlarının yıllık izin kullanımlarına yönelik prosedürler uygularken, prosedürün içeriği kurumdan kuruma değişiklik gösterebiliyor. Çalışanlara yöneltilen

“Yaz tatilini kaç gün kullanıyorsunuz?” sorusuna yanıtlayanların yüzde 32’si “1015 gün” yanıtını verdi. Soruya cevap verenlerin yüzde 25’i “1 hafta” derken, yüzde 18’i “2 farklı zamanda birer hafta”, yüzde 18’i “Maalesef iznim yok”, yüzde 7’si de “Hafta sonu ile bağlayarak 4-5 gün” yanıtını verdi. Yaz döneminde birçok sektörde işlerin yoğunluğunun azalması ve çalışanların yazlık bölgelere giderek, şehrin karmaşasından uzaklaşmak istemeleri yıllık izinlerin yaz döneminde planlanmasına sebep olurken, anketi yanıtlayanların yüzde 18’i çeşitli sebeplerle izin kullanamadıkları için yaz döneminde de çalışmaya devam ettiği yanıtını verdi. Çalışanlara yöneltilen ve sonunu tamamlamaları istenen “Benim tatil planım…” cümlesinde anketi yanıtlayanların yüzde 28’i “Deniz, kum, güneş” dedi. Çalışanların yüzde 25’i “Doğa ile iç içe tatiller”, yüzde 18’i “Yeni tatlar yeni kültürler tanımak” ve yüzde 15’i de “Tarihi ve turistik geziler” yorumunu yaptı. Yanıtını “Kişisel gelişim ve eğitim programlarına katılmak” olarak tamamlayanların oranı ise yüzde 14.

Comparex Turkey Microsoft Satış Direktörü Erkman oldu Berrak Erkman, Comparex Turkey Microsoft Satış Direktörü olarak görevlendirildi. University of Essex Uluslararası İlişkiler bölümünden yüksek lisans derecesini alan, iş hayatına ise Microsoft Turkey’de Müşteri Hizmetleri Temsilcisi olarak başlayan Berrak Erkman, kariyerinde bilişim sektörünün Berrak önde gelen firmalarında Microsoft Ürün Erkman Müdürlüğü, Ürün Grup Müdürlüğü ve Kurumsal Satış Direktörlüğü gibi görevleri üstlendi.

Girişimcilik ve yaratıcılık, ekonomiyi canlandırmada önemli bir role sahip. Bu yolda gerekli olan risk alabilme, esneklik, yaratıcılık gibi yetkinlikler ise belirleyici önemde. İnovasyon ve endüstriyel tasarım çözümleri şirketi Alfanorm’un Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüksek Mimar Ateş Öztan, girişimci olmak isteyen ya da girişimciliğe henüz yeni adım atmış kişilere rehberlik edecek noktaları şöyle açıkladı: 1.İş kolunuzu doğru analiz edin: Başarılı bir işletme sahibi olmak, iyi bir iş fikrini ve pazarı doğru analiz etmeyi gerektirir. Girişimde bulunacağınız iş kolunu ve sektörü doğru analiz edin. İş planınızı mevcut gerçekler ve olasılıklar

üzerinden yapın. 2.Kuluçka merkezlerinden yararlanın: Kuluçka merkezleri; girişimcileri ve genç şirketleri yetiştirmek için özkaynak sağlayan şirket, üniversite ya da diğer kuruluşlar. Özellikle ofis ortamı, danışmanlık ve nakit yatırımları için bu merkezlerden yararlanmak gerektiğini bilin. 3.Sınırlarınızı bilin: Kendinize güvenin ama sınırlarınızı da bilin. Güçlü ve zayıf yanlarınızı masaya yatırın. Kişisel ve mesleki eksikleri geliştirme yönünde adımları atın. 4.Maddi getiriye odaklanmayın: Sadece maddi getirisini düşünerek bir işe adım atmayın. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek ürün veya hizmetler geliştirmeye

odaklanın. 5.Zamanı doğru yönetin: Zamanını iyi yönetemeyen bir girişimcinin başarılı olma olasılığının da düşük olduğunu unutmayın. 6.Özgün olun: Taklit edenin bir değerinin olmadığını bilin. Bunun yerine, düşünmeye ve yeni çözüm yolları bulmaya odaklanın. 7.Teknolojiyi takip edin: Teknolojideki gelişmeleri yakından takip edin. Ürün ve hizmeti de müşteri ihtiyaçları ve gelişen teknolojiler yönünde geliştirin. 8.Rol modellerin deneyimlerini okuyun: Başarılı rol modellerin, kendinizi de içinde bulacağınız başarı ve başarısızlık hikayeleri, size yol gösterir.

Gelecek nesil üyeleri buluştu Aile şirketlerinin kurumsallaşmasını, kârlı ve sürdürülebilir büyümesini destekleyerek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunma hedefiyle çalışmalar yapan TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Gelecek Nesil Komitesi’nin düzenlediği etkinlikte, sektörlerinde önemli çalışmalara imza atan şirketlerin, alanlarıyla ilgili aktif görev almaya hazır gelecek nesil temsilcileri bir araya geldi. 150’ye yakın üye

aile şirketi ile toplamda 450 üyesi olan TAİDER tarafından düzenlenen etkinliklere aile şirketi sahibi ailelerin 18-40 yaş arası ve henüz üst yönetimi devralmamış üyeleri katıldı. 19 Ağustos’ta Bodrum’da düzenlenen etkinliğin içeriği; birlikte çalışmanın, yaratmanın, yakın ilişkiler kurmanın önemi odağında tasarlandı. Uluslararası Aile İşletmeleri Ağı/Family Business Network International (FBN-I) tarafından İsveç’te gerçekleşen

E T K İ N L İ K L E R 17-20 Ekim 2016

VMworld 2016 Europe Fira Gran Via, Barselona AYRINTILI BİLGİ: www.vmworld.com/en/europe/ index.html

Gelecek Nesil Zirvesi’nden aktarımların da paylaşıldığı etkinlik, açık alan teknolojisi yöntemiyle gerçekleşen çalışmayla sona erdi. Öte yandan, 21-22 Ekim tarihlerinde İstanbul InterContinental Otel’de gerçekleşecek 4. TAİDER Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nin gelecek nesiller özel programında tekrar bir araya gelecek olan üyeler, iletişim ve girişimcilik üzerinde düzenlenecek oturumlarda da paylaşımlarda bulunacak.

Y U R T D I Ş I

7-10 Kasım 2016

WebSummit Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 6-7 Eylül 2016 7. İstanbul Finans Zirvesi İFS’16 Conrad İstanbul Bosphorus AYRINTILI BİLGİ: www.istanbulsummit.com/ program/?lang=trk 29 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları Adana AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 6 Ekim 2016 BTvizyon Toplantıları Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

Y U R T İ Ç İ

7-9 Ekim 2016 Maker Faire Istanbul İTÜ Taşkışla AYRINTILI BİLGİ: www.makerfaireistanbul.com/ 14-15 Ekim 2016 PM Summit Istanbul 2016 İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.pmi.org.tr/

29-30 Kasım 2016 2. Global SatShow Haliç Kongre Merkezi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://globalsatshow.com/ 15 Aralık 2016 BTvizyon Toplantıları Girne AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

22-23 Kasım 2016 Bilişim Zirvesi’16 Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: http://www.bilisimzirvesi.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.



30

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Gurur veren bir haberle açılışı yapıyorum: Işık Üniversitesi, Geleceğin Çembersel Çarpıştırıcısı (Future Circular ColliderFCC) projesi için Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’ne (CERN) katılımcı olmuş. Işık Üniversitesi, bu işbirliği ile dünyanın önde gelen üniversiteleriyle aynı platformda araştırmalar yapacak. MIT, Oxford, Cambridge gibi üniversitelerin yanı sıra alanlarında önde gelen Avrupa, Amerika ve Asya üniversitelerinden 2 bin 500 çalışanın, 12 binden fazla araştırmacının olduğu CERN’de çok sayıda Nobel ödüllü fizikçi de araştırmalarına devam ediyor, malumun. Sözün özü, proje ile Işık Üniversitesi de dünyanın en önemli buluşlarını gerçekleştirmeye katkı sağlama fırsatına kavuşacak. Devamında yine iyi haberleri paylaşmak istediğim bir gündemde sıra: Endeavor girişimcisi olabilmek için aday olan reeder, Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’ne tek aday olarak katılıyor. Endeavor Türkiye, reeder’i Boston’da gerçekleştirilecek Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’ne tek aday olarak belirlemiş. reeder’in kurucuları Uygar Saral ile Sezen Sungur Saral, küresel iş dünyasının temsilcilerine, markanın hikayesini ve vizyonunu anlatacaklar. Yine bu sayfalarda güzel haberleri paylaşırım umarım. Endeavor demişken, 64’üncü Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’ne seçilen, senin hastası olduğun Merged! ve 1010!’un yapımcısı Gram Games’den yeni bir oyun haberini vermem gerek sana: Six! AppStore’da oyun severlerin beğenisine sunulan Six!’te amaç,

5 - 18 EYLÜL 2016

Girişimlerimiz ile varız

tuğlalarla örülmüş kulenin tepesindeki altıgen bloğu, tuğlaları patlatarak kenarlardan düşürmeden aşağıya indirmek. Six!, zaman ve hak sınırı olmadan, ister birkaç dakika için istersen saatler boyu eğlence için emrinde. Kısa tanıtım videosu da burada: www.youtube.com/ watch?v=8KvDZL9ULSk. Gelelim etkisi azalsa da acısı gönlümüzde olan sıcaklar ve korkulu rüyamız su ihtiyacında. Bir damla suyun dahi servet sayılacağı günlere yaklaşırken, TÜİK istatistiklerine dikkat: Ulusal ölçekte su kayıp oranı yüzde 43,6 iken, oluşan kayıpların ülke ekonomisine yıllık maliyeti de 6 milyar TL’den fazla. Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesinde, Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği (AKATED) tarafından

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

büyük ödülün sahibi olmuş. Vodafone, ‘360 derece Müşteri Sadakati’ dalında Platinum Ödülü almış. Bu ödüle layık görülmesinde “Avantaj Cepte” mobil uygulaması, “Vodafone Red”, “Vodafone FreeZone” ve “Vodafone KaraKartal” platformları ile “Esnaf” programının başarısı rol oynamış. Arvato Türkiye de Stevie Awards’ta 60 ülkeden katılan ve 15 farklı kategoride yarışan 3 bin 800 şirket arasından sıyrılıp farklılaştırılmış hizmetler (BPO) kategorisinde Altın Ödül ve Yılın Yönetim Ekibi kategorisinde Bronz Ödül kazanmış. Bu arada, Türk Telekom’un görme engelliler için 2014 yılında geliştirdiği ‘Sesli Adımlar’ projesi, bu yıl 7’inci kez sahiplerini bulacak Ethical Corporation 2016 Sorumlu İş

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1087

5 - 18 EYLÜL

düzenlenecek Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu ve NODIG TURKEY (Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Kongresi) ile INFRATURK (Altyapı İnşaat Teknolojileri Makine ve Malzeme Fuarı) Türkiye’de altyapı teknolojilerinin ve su yönetiminin önemi konusunda farkındalık yaratması adına önem taşıyacak. MCI Grup tarafından organize edilen fuar, 20-23 Ekim arasında Kocaeli Uluslararası Fuar Merkezi’nde, takibimizde olsun. Sıra yeni nesil için atılan adımlarda… Vodafone Türkiye, Sadakat Pazarlamacıları Derneği tarafından her yıl ABD’de düzenlenen ve dünyanın en iyi müşteri sadakati ödülleri arasında yer alan Loyalty360 Ödülleri’nde

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

Satış ve İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

Ödülleri’nde “Sürdürülebilir İnovasyon” dalında finale kalmış. Sesli Adımlar; görme engellilerin havalimanı, alışveriş merkezi, hastane, tatil köyü gibi büyük ve kalabalık alanlarda yardıma ihtiyaç duymaksızın aradığını bulmasını sağlıyor, dilerim yeni bir mektubumda daha büyük bir başarı haberini de paylaşırım seninle. 2016 EISA’da (Avrupa Görüntüleme ve Ses Birliği) değerlendirmeye alınan Fujifilm X-Pro2 fotoğraf makinesi ve FUJINON XF100400mmF4.5-5.6 R LM OIS WR lens, birincilik ödülüne layık bulunmuş. Haftaya noktayı önce bir sergi ile koyacağım. Anel Grup tarafından desteklenen Galeri 5, 16 Kasım’a kadar Kıvılcım Güngörün’ün ‘Gelişi Güzel’ başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Şehrin yapay, sıkışık, geometrik formlarıyla doğanın dağınık, asimetrik ve öngörülemez halinin çelişkisi üzerine kurgulanan sergiyi görmek lazım. Serginin fragmanı burada: https://youtu.be/Qu5XZDnr6w. Haftanın finali ise Gözde Kural’ın yazıp yönettiği ve dünya prömiyerini bu yıl 40’ıncısı düzenlenecek olan Montreal Film Festivali’nde yapacak “Toz”un fragmanı. İstanbul’dan Afganistan’a bir yol hikayesini anlatan “Toz”un başrollerinde Öykü Karayel, Beran Soysal ve Muhammed Cangören var. Filmde, Afganistan sinemasının oyuncuları Abdul Qadir Farookh, Haji Gul Aser ve Masud Ahmadi de yerini alıyor. https://youtu.be/Qu5XZDnr6w fragman adresi, takip edelim. Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle yine buluşalım,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

The 5th Technology Platforms meeting of 2016 ‘Internet of Everything (IoE) was held on Thursday, August 25th in Hilton Istanbul Bomonti. Many titles such as the development of products and services on the IoE axis, using creativity and changing risk perception were shared with the participants in the event. Delivering the opening speech of the IoE Technology Platform meeting BThaber Corporate Group President Murat Göçe drew attention to the IoE potential in the framework of sponsors and participants. Each year, 5 billion microprocessors are produced, but only 10% of that is used in computers said Murat Göçe and emphasized on that the rest of the microprocessors are addressed extensively in this event. Stating that security and infrastructure are significant in IoE, Göçe made the following warning: “The internet infrastructure is not strong enough to support the new technologies. Many jobs will be eliminated with IoE and it is a requirement to improve the educational structure in line with this information” Göçe described the title change of the events over the years: “In the past, there were only a few numbers of events. Since 2014, we continue organizing our events with the brands we own despite the political agenda and challenging environment. However, since 2012, the companies are organizing their own conferences and this is an important issue. It is also not very beneficial. Therefore, come and work with us to do this work together. Our appeal to the brands is working together on a lower budget. The ICT Summit to be held in November expected to host more than 3 thousand participants. We will host speakers from Turkey and abroad on “Digital Evolution with Industry 4.0” with rich content.” IBM philosophy in data processing In the IoE Technology Platform, after Göçe; IBM IoT MEA Sales Leader Dr. İzzet Yılmaz Önel took te floor. The world is moving towards an interesting place, technology is developing rapidly; software and coding development issues are significant. Showing

We cannot afford to bypass Industry 4.0 and IoE

these findings as examples of the importance of software and embedded systems, Dr. İzzet Yılmaz Önel pointed out that the increasing data will not be structural. The approaches processing and extracting meanings are defined as defined conceptual approaches. Önel said that different sectors improved production processes using this approach and told about industrial trends: “Software and evaluation of data are gaining importance. These innovations are even more important in many sectors such as insurance and automotive. So the products are getting complicated and for full design compliance, IBM Continuous Engineering gets into the picture. This approach supports a variety of products and services on a global basis. Needs management, design, modeling, testing, certification, field work and data collection, analysis of data, interpretation of feedback, needs update and responding to customer expectations are possible with IBM’s approach.” Simplicity and uniqueness create a difference With his presentation “IoT

Impact on the Customer Experience”, The Peppers & Rogers Turkey General Manager Selim Uçer pointed out that everybody is speaking about titles such as IoT and big data. “In the past, brands would speak and people would listen but now consumers speak and in the coming period even things will speak.” Said Uçer and claimed that effective usage of big data will gain even more importance. In order to change the value proposition, it is a great opportunity for companies according to Uçer. He also expressed that simplicity and differentiating in competition are significant. Experience and differentiation with products should be a priority for companies as stated by Uçer, he gave details as the following on the change: “Increasing numbers of consumers desire speed and personal offers. IoT provides differentiation through experience, facilitates customer identification, increases the transparency of the entire production process, via Omni-channel technology, usage information and people’s usage habits can be tracked. There are two critical issues in technology.

First is service development, which is transforming data into meaningful and usable action. Second is making big data analysis to improve service and being an expert on this subject. In the large data title, you need to set up the data environment first, and then you have to bring it to the corporate culture.” Rules of the game are changing Bosch Turkey IoT ve Industry 4.0 Coordinator Mustafa Ayhan made a presentation titled as “Data Management in Smart Life”. Stating that there is human on the basis of Industry 4.0, Mustafa Ayhan stated that: “The industry does no longer care about muscle power but brain power. In 2011, with the emerging of Industry 4.0 concept in Germany; we have begun to transform our own factories and we have made significant gains in production. We are transferring the experience gained in this regard to our entire ecosystem.” Presenting a speech titled “The Rules of the Game are changing with the Internet of Things”, Intel Turkey IoT and Embedded Systems Technical Solutions Manager Cem

Vedat Işık gave the following information: “The sensor costs decreased 50% in our day and age. The bandwidth and storage costs also experienced a serious decline and continue to decrease. It has a direct impact on the cost of devices in the Internet of Things scope. These changes are directly affecting the way of doing business, models and processes. Factors such as big data-aided autonomous vehicles, learning machines with artificial intelligence, modeling and simulation, advanced service model, three-dimensional printing, augmented virtual reality, drones, fast broadband are the basis of the digital transformation. 2016 - 2020 period will be the period that IoT spending will drastically increase. Looking at the companies that invest on Internet of Things, we see that 94% received the return on investment. One out of every four people in 2020 will be transferring their work to the robots; the amount of data resulting only from production in 2019 will be around 25 ZB. The annual maintenance savings that would be achieved with data analytics is estimated to be 62 billion USD.”



Don’t worry about loans

RASAT completed 5 years in the orbit Designed and produced in Turkey, our first domestic observation satellite RASAT travelled around the world 26 thousand and 724 times. Scanning an area of 11 million square meters, RASAT transferred 1.800 strip images to the ground station. Supported by TÜBİTAK Space Technologies Research Institute (TÜBİTAK UZAY) and Ministry of Development, designed and produced in Turkey, our first domestic observation satellite RASAT completed 5 years in the orbit even though its design lifetime was 3 years. Turkish engineers’ design In the scope of the RASAT project, the satellite assembly, integration and testing laboratories were expanded and more than 100 experts were trained on satellite design, production and testing. Turkey became a significant country in satellite technology with our national

observation satellite RASAT designed and produced by Turkish engineers in Turkey; while TÜBİTAK UZAY proved itself with its system design and integration skills to complete a satellite project. RASAT brought in a space history to Turkey by running the domestic flight and ground station software successfully with developed High Performance Flight Computer (BiLGE), 100 Mbps X-band Transmitter and Real-Time Image Processing (GEZGİN-2) equipment. Thus, TUBITAK UZAY revealed its competence not only in system level but also in sub-systems. First domestic observation satellite RASAT can obtain images from anywhere in the world thanks to its orbit feature. The raw images downloaded from RASAT satellite are transferred to the GEZGİN portal right after the geometric and radiometric correction processes are done.

Different financial service offers and awareness of regulatory authorities increase the possibilities for consumers and Hangikredi. com (whichloan.com) brings quality and contemporary presentations in many titles. Hangikredi.com was founded in 2006 and bought by iLab holding which has leading web platforms such as Kariyer.net and Sigortam. net in 2010. By the end of 2011, for a year and a half, they went through a development phase. Hangikredi.com General Manager Yılmaz Sonışık said that they offer various services here and added: “Our focus is our customers and all investments are made in this direction. In the models abroad, people primarily begin with either a loan or insurance service, so they choose one of these financial products. Insurance is generally more preferred abroad. Turkey’s priority is loans. The supply and demand on loans are significantly high in Turkey. However, the supply is not so intense overseas and granting processes are more difficult. For example, loan term limit for the retired declined

from 60 to 36 months in Turkey, and they had serious troubles. You receive a loan with a particular risk premium and you cannot pay this loan with your salary in 36 months. There are steps to be taken in the near future by BDDK. One of the action titles are raising the installment terms for loans from 36 months to 48 and the credit card installment limits. They narrowed the purchase options for curbing the current account deficit with an effort to limit the spending. As a result, the current account deficit experienced positive developments. However, the economy should rebound

with cash money. The Central Bank, BDDK and economic experts make announcements regarding overcoming the troubles based on legislation and the actions that will be taken on banks credit funds facilitation. The example would be the interest rate cuts. Our organic traffic is 5 times higher in housing loans since August 10th. Consumer loans did not remain the same time and increased 1.5 times. Normally, there are not announcements on consumer loans, but people are in search and applications have increased. We observe the increase and the traffic and measure the movements of all visitors in the website.”

Competition is at peak for OLED TV Arçelik and Vestel are engaged in a tight competition in OLED TV field. In the announcements they both made, two brands simultaneously claimed that they produce Turkey’s first domestic OLED TV. The final decision will, of course, be made by consumers.

Arçelik and Vestel are among Turkey’s strongest brands in the electronics field, and they are in a race now in the OLED TV field. The two companies also claim that they produce Turkey’s first domestic OLED TV with the simultaneous

announcements. Each produced TV will be using the OLED technology working with light sources not connected to pixels. The final decision will be made by consumers on OLED TVs which are expected to meet the consumers in September.

TechAnkara Accelerator Program began Ankara Development Agency improves its projects on entrepreneurial ecosystem and components taking into account Ankara’s sociocultural, human and physical infrastructure. With the objective of the improvement of entrepreneurship for lending sustainable development impetus and strengthening Ankara’s technology brand TechAnkara,

a new entrepreneurship accelerator program providing a unique model to Ankara entrepreneurship ecosystem was developed by Ankara Development Agency. Modeled for Ankara’s technologybased entrepreneurs, the TechAnkara Accelerator Program was initiated for the winning projects of 5th TechAnkara Project Market.

100 innovative project owner entrepreneurs meet investors and businessmen at 5th TechAnkara Project Market and it is co-organized by 5 technology development zones in Ankara, 8 organized industrial zones, TTGV, TÜBİTAK, Borsa Istanbul, ATO and ASO on December 24, 2015. The projects included in 2015 TechAnkara Project Market were evaluated by 19

members of the evaluation committee and 10 projects were selected at the end of the evaluation process. In the scope of 2015 TechAnkara Project Market, a program abroad with business meetings on project based mentorship programs will be organized for top projects and entrepreneurs in order to increase their commercialization potential

and to bring them together with potential investors. In the program, the access channels to global markets especially Europe will be defined and entrepreneurs will be offered opportunities for strategic partnerships and gain experience that will provide a better understanding of the possibilities of high-tech investments in Europe.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.