IP Systems Solution Partner
BUSINESSPARTNER
Santral sistemlerinde profesyonel çözümler...
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
Sayfa
Hack’n Break girişimcileri, yatırımcılarla buluşturdu
6
Dr. Faruk Özlü
Teknoloji, tasarım, eğitim, çevre ve toplum konularına odaklanan Hack’n Break İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleştirildi.
1089 26 Eylül - 2 Ekim 2016
Kişisel bilgilerin kontrolü kimde olmalı? Aylin Ünal Helsinki
Sayfa
Sayfa
3-4
10
e-Devlet ve siber güvenlik birbirinin ayrılmaz parçaları 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı ile Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı tanıtıldı.
Sayfa
IBM Türk’te yeni dönem
12
Defne Tozan
IBM Türk yönetimi uzun bir aradan sonra tekrar bir Türk yöneticiye emanet. IBM Türk Genel Müdürü Defne Tozan, IBM’in Türkiye ve dünyadaki hedef ve stratejilerini anlattı.
Teknolojinin ve internet kullanımının arttığı günümüzde artık, ‘özgün ve güvende’ kalabilmek hiç de kolay değil. Biz istesek de istemesek gündelik hayatımızın akışı içerisinde bize ait bilgiler, haberimiz ve müsademiz olmadan birileri tarafından toplanıyor, kullanılıyor. Peki biz özünde sadece bize ait olan bu bilgileri nasıl koruyabiliriz? Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de düzenlenen MyData 2016 konferansı işte bu sorulara cevap aradı. Sayfa
15 DOSYA: 20
Kamuda Verİmlİlİk İçİn Bulut Bİlİşİm Bulut bilişim, kamu dünyasında da kabul görmeye başladı. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
Hazırlayan: Sedef Özkan
BThaber
GÜNDEM
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
3
Kişisel bilgilerin kontrolü kimde olmalı?
Aylin Ünal / Helsinki Temel yaklaşımı; ‘bireylerin kendileri ile ilgili toplanan veriye ulaşma hakkını savunmak’ olan MyData’da ana fikir de bireylerin kendi verileri üzerinde kontrollerini sağlamak olarak özetleniyor. Üç gün süren konferansta tartışılan başlıca konu ise talepkar ekonomik bir sistemin içinde kişisel mahremiyetin nasıl korunabileceği oldu. Temel vurguyu da şöyle özetlemek mümkün: ‘Benimle ilgili bilgiler bana aittir ve bu bilgilerin yeri geldiğinde kimler tarafından kullanıldığını sormak, başkaları tarafından paylaşımına izin vermek ya da vermemek de benim elimde.’ Sorular hızla doğru yanıtlarını bulabilmeli Etkinlik kapsamında Amerikalı gazeteci, köşe yazarı ve ‘Intention Economy’ kitabının yazarı Doc Searls, konuşmasına ‘Mahremiyet,
Projeler bİrbİrİnİ kovaladı Konferansın en ilgi çeken bölümlerinden biri de Ultrahack’tı. Dünyanın çeşitli yerlerinden hacker’ların katıldığı hackathon’un temel çerçevesi ‘geleceğin kişisel veri yönetimi’ oldu ve bu başlık altında ulaşım, kamusal hizmetler, finans, perakende ve sağlık alanlarında yarışmacılar fikirler ürettiler. Toplam 24 takımdan 80 hacker 48 saat boyunca projeleri için çalıştı. Birincilik ödülünü ‘Mobility Profile’ isimli Android uygulaması kazandı. Kullanıcının takvimi ile
yeni bir kültürel fenomen mi?’ sorusuyla başladı. Öncelikle mahremiyetin tanımını yapan Searls’a göre, mahremiyet kişinin kendini kapatması değil, kendisiyle ilgili seçtiği belirli alanların açıklığını kontrol altına alması. Searls, bireylerin kendi verileri üzerindeki kontrollerin, aynı zamanda
bağlantılı olan uygulama, kullanıcısının yürüdüğü, gezdiği rotaları düzenleniyor ve ona yeni rota seçenekleri de sunuyor. Kişinin bütün bilgileri bu uygulama üzerine kaydedilirken, aynı bilginin ikinci defa kaydedilmesine de gerek kalmıyor. Bu sırada kullanıcının rotasına ilişkin bütün bilgiler online bir ortamda değil, kişinin kendi telefonda toplanıyor. Her yıl düzenlenen ve dünyanın her yerinden hacker’lara açık olan Ultrahack’te Türkiye’den de bir takım görmek, heyecan verici olabilir.
onları güçlü kılacağına inanıyor. Finlandiya Ulaşım ve İletişim Bakanı Anne Berner de konuşmasında özel sektörde ve kamuda toplanan verilerin kişilere açık olması gerektiğini, bunun için özel sektörle işbirliği içerisinde bulunulmasının
Devamı 4. sayfada
4
BThaber
E-TOPLUM
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Bİlgİ herkese açık olmalı İlk olarak 2004 senesinde İngiltere’de kurulan bir vakıf olan Open Knowledge International, ilerleyen yıllarda dünyanın çeşitli yerlerine yayıldı. Open Knowledge Sweden’ın kurucusu ve Genel Başkanı Serdar Temiz, sorularımızı yanıtladı: m Open Knowledge International nedir? Prensiplerini ve yapısını anlatır mısınız? Open Knowledge; herkesin hiçbir teknik ve yasal kısıtlama olmadan bilgiye ve verilere, özellikle makinede okunabilir halde erişebilme hakkını savunuyor. Bunun bir ayağı ekonomik gelişmeyi yeni ürünlerle sağlamak ve devleti dijitalleştirmek iken, bir ayağı da devleti ve kurumları şeffaf ve hesap verebilir hale getirmek. Mesela hava durumu veya şehir içi ulaşım ile alakalı birçok uygulama olmasının temel nedeni, hava durumu ve ulaşım verilerinin herkese açık tutulması.
Baştarafı 3. sayfada önemli olduğunu vurguladı. Bireylerin bilgi edinme hakları çerçevesinde, kamu ya da özel sektöre merak ettikleri herhangi bir konu üzerine soru sorma hakları var ve bu çerçevede kendisine soru yöneltilen kurumun da bireyi bilgilendirmesi gerek. Örneğin; ‘İstanbul’un hava kalitesi nedir?’ sorusu karşısında birey bilgilendirilmeli, aynı şekilde, birey GSM operatöründen, numaralarını şu ana kadar hangi kurumlara verdiğinin listesini istediğinde bu listeye ulaşabilmeli. Parlak bir gelecek, güçlü bireylerin eseri olacak Orange Labs Gelecek Teknolojiler Müdürü Valerie Peugeot’nun konuşması ise üç günlük konferansı özetler nitelikteydi. Peugeot, söz konusu durumun, yani bireyin kendi verisi üzerindeki kontrolsüzlüğünün en nihayetinde ekonomik sistemin bir sorunu olduğunun altını çizdi. Veri üzerinde bireyin
kontrolünü kazanmasının ise ancak kitlesel bir hareket ile mümkün olabileceği beklentisini dile getiren Valerie Peugeot, şu vurguyu yaptı: “Demokrasi, yani bireylerin birey olmaktan gelen kişisel haklarına saygı duymak fikri, öncelikle şirketlerde başlamalı. Kamu ve özel kuruluşlar biliyorlar ki, gelecek veride. Bireylerin bilinci ve katılımı ile bu gelecek parlak. Kişiler, kendi verileri üzerinde kontrol sahibi olduklarında, yeri geldiğinde bu verilerin başkaları tarafından kullanım haklarını sorgulamaya başladıklarında, bireyler de şirketler ve kamusal alan karşısında daha kuvvetli olacak. Güçlü bireyler, parlak bir gelecek yaratacak.”
Fotoğraflar: Daniel Schildt
m ‘Makinede okunabilir’ tanımını açar mısınız? Devletler ve kurumlar, kimi zaman verileri istedikleri gibi kısıtlayıp, bilgiyi kendi istedikleri gibi halka sunabiliyorlar. Böylelikle biz bu sunulan bilgileri, dayandıkları esas verilerini bilmeden, kontrol etmeden, sırf o kurum sunuyor diye ‘doğru’ kabul ediyoruz. Bu hareket, o verilerin kısıtlamasız ve sınırlamasız, halka bilgisayar kodlarında işlenebilecek şekilde açık olmasını istiyor ki, bir araya gelen yazılımcılar, matematikçiler, hikaye anlatıcıları, gazeteciler ve ilgili birçok kişi, o verilere bağlı değişik bilgilere erişebilsinler. Bir raporun dijital olarak, PDF halinde halka sunulmasından ziyade, o raporun bilgiye dönüştürdüğü verilerin orijinalinin halka açmasıdır önemli olan. m Buna örnek verebilir misiniz? Devleti ‘açık kaynak kodlu işletim sistemi’ olarak görmek istiyoruz. Böylece sadece vatandaşın devletin kararlarından etkilenen ya da yönetimi 5 yılda seçen olarak değil, yönetime sürekli katılabilen karar alıcı olmasını istiyoruz. Android’in bu kadar başarılı olmasında esas
Open Knowledge Sweden’ın kurucusu ve Genel Başkanı Serdar Temiz sebep, API’lar ile yazılımcıların ve firmaların onların platformlarında çalışabilecek uygulamalar geliştirmeleri. Siz platformu sağlarsınız, gerisini vatandaşlar ve piyasa getirir. Buna ‘verilerin özgürleştirilmesi’ de diyebiliriz. Mesela; her bir vekilin eğitim durumu, memleketi ve mal bildirimi vekil sayfasında mevcut. Eğer bu bilgiler, uygun teknik yapı ile yazılımcılara açılırsa, örneğin eğitim durumu lise olup, vekil olan kişilerin şehirlere göre dağılımına bakıp başka yorumlar çıkarabiliriz. Bunu vatandaşlara sunulan tüm bilgilere, raporlara yayarsanız, birçok farklı veriyi bir şekilde karşılaştırarak, birleştirerek kullanabiliriz. Hava durumunu hava kalitesi bilgisi ve köprüden geçen araç sayısı ve türüne göre birleştirerek verirseniz, belki çeşitli saatlerde İstanbul’daki havanın sıcaklığı, nemi, kalitesi ve araçlar arasında bir ilişki bulabilirsiniz. Fransa’da insanların su faturalarını sisteme yüklemeleri istendi ki, değişik belediyelerdeki su fiyatlarını karşılaştırarak bir anlam çıkarabilsinler. Bir başka merkezi kampanya olan ‘Gizli Kontratlara Yeter’ ise devletin tüm kontratlarını halka açmasını istiyor. FIFA skandalı, eğer kontratlar halka açık olsa idi, olabilir miydi? m Open Knowledge Sweden, Open Knowledge International’ın İsveç ayağı. Projelerinizden bahseder misiniz? Bizim ile merkez arasında memorandum var, ancak bu gönüllü bir bağlılık, ama yasal olarak biz İsveç’te yerel ve farklı bir organizasyonuz. Bu uluslararası yapıda 2 yıl içerisinde organizasyonun
en üst seviyesi olan Chapter seviyesine bunca farklı ülke arasında geldiğimiz için de gururluyuz. FragaStaten gibi, özetle ‘devlete sor’ diyebileceğimiz bir çalışmamız var. Bilgi edindirme kanununa dayanarak, vatandaşların bilgi alma hakkını kolaylaştırıp bir çatıda topladık. Vatandaşlar devlet kurumlarına soruları varsa, burada sorup, sistemin kurumlara soruyu göndermesini ve sorulara verilen cevapların da bu sitede kanunda belirtildiği üzere açık olarak yayınlanmasını sağlıyor. Böylelikle, hem bilgilerin hem de cevap verme frekansının detaylarını sitede görebilirsiniz. Bunu biz İsveç’in TÜBİTAK’ına benzer bir kurum olan Vinnova’dan 10 bin avro destek alarak yaptık. Bir başka projemiz de ‘Açık e-Devlet Servisleri’ araştırma projesi, Avrupa Birliği’nden (AB), ayrıca Yunanistan, İspanya, İngiltere, Hollanda ve İsveç’ten devlet, özel sektör ve derneklerin işbirliği olan bir konsorsiyum olarak 600 bin avroya yakın destek alıp yapıyoruz. http://clarity-csa. eu/ sitesinden raporlarımıza ve yazılarımıza ulaşabilirsiniz. Ayrıca ‘Open Data Awards’ isimli, bu alanda çalışan kişi ve kurumları ödüllendirmek ve çabalarını takdir etmek amacı ile bir yarışma organize ettik. 2016’da başlıyoruz ve ilk ödülleri Aralık ayında vereceğiz. ‘Open Data Index’ isimli, dünyadaki ülkeleri her sene açık verilerine göre sıraladığımız projenin İsveç verilerini yapıp, başka ülkelerde de gözlemci statüsünde görev alıyoruz. İsveç’teki Wikimedia ve İsveç Kraliyet Akademisi ile ortak projeler yaptık. Açık innovasyon, veri gazeteciliği, açık bilim, açık dizayn gibi ilgili birçok konuda seminerler, eğitimler ve toplantılar organize ediyor veya edilmesine destek sunuyoruz. Kısa bir süre sonra, bu alanda sertifikalı eğitimleri hem özel sektöre hem devlet kurumlarına sunacağız. Gazeteciliğin de bir sonraki aşaması veri gazeteciliği. m Türkiye’den sizinle iletişime geçen oldu mu? Dernek olarak, kurumsal bağlamda hayır, olmadı. Macaristan’dan dahi dijital medya için davet geliyor, ama Türkiye’den gelmiyor.
6
BThaber
E-TOPLUM
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Hack’n Break girişimcileri, yatırımcılar ve sektörün önde gelenleriyle buluşturdu Bir hafta boyunca süren ve katılımcılara rekabet dolu anlar yaşatan Hack’n Bülent Nevres Break’te tasarım ve yeni fikir geliştirmeye yönelik maratonlar, çeşitli atölyeler, eğitimler, teknoloji girişim sunumları ile sosyal ve kültürel aktiviteler de yer aldı. Türkiye ve Avrupa’dan çeşitli sivil toplum kuruluşları, teknoloji grupları, mentor ve yatırım ağları tarafından aktif olarak desteklenen etkinlikte nesnelerin interneti (IoT), elektrikli araçlar, akıllı evler, akıllı şehirler, lojistik, sanal ve artırılmış gerçeklik, sinir bilim, robotik, tarım, yiyecek ve içecek teknolojileri, oyun, finans, büyük veri, bulut bilişim gibi inovasyona dayalı çözüm desteğine ihtiyaç duyulan çeşitli alanlarda çalışmalar gerçekleştirildi. Etkinlik, 27 Ağustos Cumartesi günü düzenlenen konferansla sona erdi. 27 Ağustos Cumartesi günü düzenlenen konferans ile son buldu. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden’in protokol konuşmalarını yaptığı konferansın davetlileri arasında İzmir Valisi Erol Ayyıldız Urla Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Ege İhracatçılar Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk de yer aldı. “Ülke olarak, açık inovasyon felsefesini yaygınlaştıracak işler yapmalıyız” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü konuşmasına başlarken ülkemizin içinden geçtiği sürece dikkat çekerek, son dönemde gerçekleşen terör olaylarında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, şehit ailelerine ve milletimize başsağlığı dileklerini iletti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Teknoloji, tasarım, eğitim, çevre ve toplum konularına odaklanan Hack’n Break 20 – 27 Ağustos tarihleri arasında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleştirildi.
Bakanı Dr. Faruk Özlü, konuşmasının devamında “Bu kampta yenilikçi iş fikirlerine, patent ve buluşlara sahip olan birçok firma, girişimci ve akademisyen arasında bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleşti. Bu tarz etkinliklerin önümüzdeki dönemlerde hızla artacağına yürekten inanıyorum. Ülke olarak, açık inovasyon felsefesini yaygınlaştıracak işler yapmalıyız. Çünkü bilim ve teknolojide insanlar ve kurumlararası etkileşim ne kadar artarsa, yeni bir bilgi ve ürün çıkarmak da o kadar kolaylaşır. Bu bağlamda, birbirimizin zihninden, aklından, bilgi ve tecrübesinden yararlanmamız gerekiyor. İşte açık inovasyon tam da buna imkan tanıyor. İşbirliğini ön plana çıkaran açık inovason modelinde tek tek bireylerin veya kurumların sahip olduğu kapasiteyi aşmak mümkün hale geliyor. Bu bağlamda tüm herkesin riskleri ve kazançları paylaştığı bir ekosistem inşa edilebilirse en nihayetinde kazanan insanlık ve bilim olacaktır. Bu temele dayanarak, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleşen bu etkinliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlik üniversitenin merkezi rolüne, firmalar, girişimciler ve akademisyenler arasındaki etkileşimin önemine vurgu yapıyor. Benzer etkinliklerin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edeceğine tüm kalbimle inanıyor, bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi. “Türkiye’deki bütün mühendislik öğrencilerinin yolunun bu kamptan geçmesini arzu ediyoruz” İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof Dr. Mustafa Güden yapmış olduğu açılış konuşmasında “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen açık inovasyon kampı Hack’n Break’e ev sahipliği yapmış olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu yıl kampa 750 öğrenci katıldı. Bunların birçoğunu kendi startupları olan girişimciler oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda bu
sayıyı 4000-5000’lere çıkarmayı hedefliyoruz. Hatta Türkiye’deki bütün mühendislik öğrencilerinin yolunun bu kamptan geçmesini arzu ediyoruz. Etkinlik kapsamında 60 eğitimci, 22 konuşmacı yer alırken, 16 konferans ve 95 aktivite gerçekleştirildi. Tüm bunlar bir gönüllülük esasına dayanılarak yapıldı. Bu bağlamda, organizasyonda emeği geçen herkese, başta etkinliğin küratörleri Zehra Doruk ve Murat Küçükgirgin olmak üzere, tüm sponsorlarımıza, katılımcı, eğitimci ve öğrencilerimize sonsuz teşekkür ederim.” dedi. Konuşmacılardan Vestel İcra Kurulu Üyesi ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan Cengiz
Ultav; sürdürülebilirlikte eğitimin, insan ilişkilerinin ve networkün önemine değinerek, teknolojinin reel dünyayla yüzleşme döneminde olduğunu ve bundan 5-10 yıl sonra bunların iç içe geçerek son derece dinamik bir ortam oluşturacağını söyledi. Ufuk Batum’un “İnovasyon ve Teknoloji’de Türkiye’nin Durumu ve Gelecek Beklentileri” başlıklı konuşmasının ardından Doğan Taşkent moderatörlüğünde Tayfun Uğur, Zafer Babür, Ömer Çeliker, Adnan Kurt, Ömer Erkmen tarafından İnovasyon’un Dünü ve Bugünü tartışıldı. Enerjisa’dan Gül Erol tarafından etkinliğe katılan gençlere Kuluçka Merkezi projesi hakkında çalışmaya başlayacakları teminatı verildi. Uygar Özesmi (Change. org) sosyal inovasyon ve “Türetim Ekonomisi” hakkında katılımcılara bilgi verdi. Hülya Ululsoy (İZKA), Berna Şamıloğlu Acar-Lale Kof Karan (Acar Karan), Ümit Gökbayrak (Hürriyet), Barış Yesügey (Google), Mert Umut Özkaynak (TEMSA), Yekta Özözer, Ali Rıza Ersoy (Siemens), Emre Özbek (Kovvan), Kozan Demircan, Zeynep Zorlu (TRPE) , Uzm. Dr. Kerem Dündar da konferans konuşmacıları arasında yer aldı.
8
BThaber
E-TOPLUM
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Ekosistem nasıl bir şey?
HaberTurk,18.09.16
Ah trafik, vah trafik... Bir vali: Çift katlı yol şart (28.01.1994) * Aynı vali: Bütün boş araziler otopark haline getirilmeli. Arazilerin sahiplerine 1 ay içinde arazilerini otopark yapmaları için tebligat yapalım. Eğer istemezlerse 1 yıllık kira bedelini bankaya yatırarak biz çalıştıralım (10.02.94) * Bir başka vali: Trafik yoğunluğunu önlemek için plakası 1-2 olanlar Pazartesi, 3-4 olanlar Salı, 5-6 Çarşamba, 7-8 Perşembe, 9-0 olanlar Cuma günü köprülerden geçmeyecek. Bunun üzerinde çalışıyoruz (25.10.02) * Daha başka bir vali: İstanbul plakalı araçlara özel vergi konulmalı (02.11.03) * Bir bakan: Atatürk Havalimanı yer altından 2 km bir yatay asansörle Yeşilyurt kıyısına bağlanacak. Proje uyarınca Yeşilyurt’a deniz otobüslerinin toplanacağı büyük bir iskele yapılacak. Yolcular deniz otobüsüyle 15 dakikada Bostancı veya Kadıköye ulaşacak. Bu mega bir projedir. Şu anda etüd çalışmalarını
yapıyoruz (02.02.94) * Bir mimar: Otopark sorunu Haliç’in Unkapanı ve Atatürk Köprüleri arasındaki kısmının dibine inşa edilecek oto mega parkla çözülebilir. İki katlı otopark 50 bin araç alabilir (10.03.94) * Aynı mimarın projesi: Marmara Denizi’nin üzerine, TuzlaDarıca bölgesinde TEM ve E-5’ten ayrılarak Avcılar’da yeniden E-5 ve TEM’le buluşan 33 kilometrelik bir viyadük yapılacak. Geçiş Anadolu tarafında karadan ayrıldıktan sonra Büyükada açıklarında Balıkçı Adası’na, buradan da Yassıada ve Sivriada’lara basarak karşıya geçecek (06.03.00) * Yeni bir bakan: Tek plaka-çift plaka veya şehir merkezine paralı giriş konuları büyükşehir belediyelerinin alacağı kararlar. Bazı günler tek, bazı günler çift plakaların trafiğe çıkması durumunda, hem ticarette aksama olacağını hem de parası olanın ikinci bir araç alarak her gün trafiğe gireceğini düşünüyorum. (12.09.16)
İnternete Herzog yorumu Alman “filozof” yönetmen Werner Herzog, internetin dünü bugünü yarınına dair bir film yaptı. Adı bir tuhaf: Lo and behold: Reveries of the Connected World. İngilizcesi bile yoruma açık, gizemli. Türkçesi belki şöyle olabilir: Bak ve gör (öğren, ibret al): Bağlantılı dünyaya dair bir hayalleme. Werner Herzog’u bilmeyen, hatırlamayan için ipucu: Aguirre, Fitzcarraldo, Kaspar Hauser gibi “klasik” eserlerin yaratıcısı. Fitzcarraldo (1982) için 300 tonluk bir gemiyi
Amazon’da bir tepeden aşırıp, nehrin öte yanına indirmişti. Dijital hile yoktu o dönemde, Herzog bu film için 2 yılını Amazon’da geçirdi. Yeni filmin senaryosu ona ait. Ama esas Elon Musk, Sebastian Thrun (Stanford hocası, Google X, Udacity uzaktan eğitim girişimcisi), Bob Kahn (Vinton Cerf’le TCP/IP icat eden mühendis), Ted Nelson (hypertext mucidi), Leonard Kleinrock (UCLA’dan ilk “internet” mesajını 1969’da yollayan
Boston Consulting Group’a göre, “1 mil kareye düşen teknoloji şirketi sayısı bakımından, MIT Bölgesi dünyanın en yenilikçi 1 mil karesi.” Yani 2.5 km2. Konumuz Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve etrafında oluşan kümelenme. BCG haklı. Ama bu “medyatik” hesap yanıltıcı. Çünkü MIT binaları 6.5 km2 alan kaplıyor. Buradaki binalara yakınuzak komşu binalarda azı-çoğu 450 teknoloji şirketi var. Amazon’dan Yahoo’ya, Novartis’ten Pfizer’a, Baxter’e, Oracle’a, Google’dan Shell’e NASA’ya upuzun bir liste. Sadece “bizde” adı bilinenlerin yanında, bir de ABD’de tanınan girişim sermayesi şirketleri, enerji, startup’lar... Kümelenme (hub) dediğimiz durum. Yandaki kroki bunu ne kadar gösteriyor bilemiyorum. Boston’u ortadan kesen Charles Nehri’nin kuzey kıyısında 2 km boyunca uzanan MIT, geriye doğru dar açılı bir üçgen. Ve etrafında özel sektör şirketleriyle. En az 50 biyotek ve 30 bilişim şirketiyle MIT arasında bir sokak, bir kaç sokak yakınlık var. Eskiden sanayi bölgesiymiş buralar. Sanayinin yapısı değiştikçe şirketler başka yerlere gitmişler, binalar boşalmış. Yeni sanayi taşınmış. Ama bu durum, şu demek
bilimci) gibi internetin altyapısıyla ilgilenmiş kişilerle söyleşileri belgesel nitelikte. Başkaları da var... Filmin tuhaf adının nereden geldiğini öğreniyoruz bu arada: 1969’da Prof. Kleinrock, “login” sözcüğünü yazmaya çalışırken, sadece “lo” yazdığı sırada sistem “çökmüş.” Teknoloji kültürü tarihinde iyi bilinen bu öyküyü bizzat o kişiden dinlemek, işte belgesel bu! Film boyunca Herzog’un
Bordo renkli MIT’in yakın komşuları
değil: Şirketler MIT’e komşu oldu. Olay bitti... Hayır, Boston’da MIT ile komşu olmasa da MIT ile içiçe çalışan başka kümelenmeler de var. Liman bölgesindeki Innovation District, yüksek binalarda 1.5 km2 laboratuvar ve çalışma alanı yaratıyor. (Eski BTK Başkanı Tayfun Acarer’in bilgece sözlerini hatırlayalım: “Bilişim Vadisi’nin illa iki tepe arasında bir vadi olması gerekmiyor. Şehir merkezinde iki tane kule de bu iş için uygun olabilir.” (11.05.12) Üniversite-sanayi işbirliğinin yeni adı üniversite-sanayi içiçeliği. Bu, yenilikçi bir ekosistemin adı: Massachusetts eyaletinde Harvard, MIT, Boston, Northeastern, Tufts gibi tanınmış 30 devlet ve 94 özel üniversite/yüksek okulun katkısıyla. Burada sıralamak mümkün değil, başka “refah” öğelerini de eklersek, geriye kalıyor insan
faktörü: Irk, dil, din, şekil, boy, renk fark etmeyen bir yetenek kümelenmesi. Türbanlısından minik şortlusuna, sakallısından sarışın dazlağına, kulağı küpeli bıyıklısından vücut hatlarını çizen body giyimlisine, Çinlisinden Hindlisine kadar her çeşit insan içiçe. Gözle görülen bir özgürlük havası. Kimse kimseye akıl öğretmiyor. Höt zöt yok. Beyin gücünü işe, ürüne, hizmete, paraya dönüştürmek için çalışan kaç onbinlerce zihin... İşte ekosistem bu... Kanadalı iktisatçı Richard Florida’nın 3T’si işliyor: Teknoloji desen bol bol. Yetenek (Talent) desen, aynen. Tolerans (hoşgörü, aldırmama) ise en zor bulunan, parayla satın alınamayan bir zihin yapılanması, ki burada o da bol bol. Sadece burada da değil, bu tür işlerin yapıldığı diğer yerlerlerde de. İnovasyon için sadece para teşviki yetmiyor. Evet, gerekli. Ama yetmiyor.
Alman aksanlı tok sesiyle yorumlarını duyuyoruz: “İnternet iyi mi kötü mü? Bu özellikler insanlara aittir. İnternet sadece teknolojidir.” Herzog’un geçen ay ABD’de gösterime giren bu şiiresel eseri, hem internetin sağladığı nimetleri alkışlıyor, hem yan etkilerini (bağımlılık, radyasyon, zorbalık, spam, nefret söylemi, vb) yeriyor, robot otomasyonuna da kuşkuyla bakarak... İnşallah bizde de gösterilir.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Haber Merkezi 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı ile Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı Tanıtım Toplantısı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın katılımıyla 9 Eylül tarihinde Ankara’da düzenlendi. Sektörün tüm oyuncularının yoğun ilgi gösterdiği toplantıya, Bakan Arslan’ın yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, TÜBİTAK Başkanı Arif Ergin, UDHB Haberleşme Genel Müdürü Mustafa Koç ve BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan da katıldı. Türkiye’de ilk defa ve milli kaynaklarla hazırlanan 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı’nın 18 ayda tamamlandığına dikkat çeken Arslan, çalışmalar sonucunda ‘ETKİN e-Devlet ile toplumun yaşam kalitesini artırmak’ vizyonu ortaya konularak, 4 stratejik amaç, 13 hedef ve 43 eylemden oluşan strateji ve eylem planının ortaya çıktığını ifade etti. Arslan, “Belirlenen amaç, hedef ve eylemler doğrultusunda; Türkiye’nin dijital dönüşümüne yön verme, sosyal, ekonomik, çevreci gelişimine ivme kazandırma, Türkiye’nin 2023 ulusal hedefleri doğrultusunda gerekli kabiliyetleri oluşturma ve ülke refahı için kaldıraç etkisi yaratma sağlanacak.
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
e-Devlet ve siber güvenlik birbirinin ayrılmaz parçaları
Hazırlanan strateji ve eylem planı ile 2019 sonunda dijital dönüşümde önemli bir aşamaya gelinmesi amaçlanmakta” dedi. Bakan Arslan, e-Devlet Kapısı kullanıcı sayısının 30 milyona ulaştığını, hizmet veren kurum ve kuruluş sayısının 263, kamu kurum ve kuruluşları tarafından sunulan hizmet sayısının bin 572, mobil hizmet sayısının 421, belediye hizmet sayısının bin 27 olduğunu açıkladı. Arslan, e-Devlet ile temel hedeflerinden birinin hizmetleri, bütünleşik hale getirerek kırtasiyeciliğin ve özellikle kamu hizmetlerindeki bürokratik engellerin ortadan
kaldırılması olduğunu ifade etti. 15 Temmuz’dan itibaren kamu kurumlarımıza yapılan siber saldırılar 2,5 kat arttı Bakan Ahmet Arslan, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nın amacının, siber güvenliğin, ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğu anlayışının tüm kesimlerde yerleşmesini sağlamak olduğunun altını çizdi. Arslan, büyüyen ve gelişen sektör çerçevesinde amaçlarının kamu kurum ve kuruluşlarının eşgüdüm içinde üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel
Anons yayını, satışlarda artış sağlıyor Mağaza içi satışları etkileyen anons hizmetiyle fark yaratan SMG’nin profesyonel seslendirme sanatçılarından oluşan ekibi tarafından seslendirilen anonslar, kendi özel yazılımları sayesinde, markanın istediği noktada, sıklık ve zamanda yayına alınıyor. “Mağazaya gelen müşteriyi o anda ikna edip satın almayı gerçekleştirmesi için en etkili yol anonstur” diyen SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, şu bilgileri verdi: “Mağaza içinde kullanılan kampanya anonsları satışları artırmayı hedefler. Duyurulması istenilen metinler müşterilerimizden bize geldikten sonra, hemen ekibimiz tarafından seslendirilmesi yapılıyor. Ardından müzik departmanımızdaki DJ’lerimiz ve müzisyenlerimiz tarafından düzenlenen anonslar
istenilen sıklıkta ve tarihte yayına alınıyor. Seslendirilen anonsların arka planına müzik ya da sesler ekleyebiliyoruz. Markanın hazır anonslarını da yayına alabiliyoruz. Ayrıca firmaların santralleri için yönlendirme anonsları da hazırlayabiliyoruz. Her bölgenin iş dinamikleri ve müşteri kitlesi farklı. Bu nedenle her mağaza veya AVM’yi farklı bir radyo istasyonu gibi düşünerek ayrı olarak yönetiyoruz. Böylece mağazaya özel kampanya anonsları hazırlayabiliyoruz.
Kendi yazılımımızla örneğin 5 anonsu, her 10 dakikada 1 kez, her birini 1’er kez olmak üzere çal komutunu verebiliyoruz. Ya da 3 anonsu, 3 ay boyunca sadece Salı ve Perşembe günleri, öğlen 14:00’te arka arkaya çalmasını sistemde sağlayabiliyoruz. Ayrıca ‘anonsu açılıştan 10 dakika sonra, kapanıştan 15 dakika önce çal’ şeklinde tanımlayabiliyoruz. Stok bazlı anons yayını da yapıyoruz. Özel yazılımımız sayesinde bütün bu işlemleri hızlı bir şekilde yapabiliyoruz. Çalışma saatleri dışında personel için duyuru, bilgilendirme anonsları da yapılabilir. Müşterilerimize kullanıcı adı ve şifreyle kullanabilecekleri bir panelle istedikleri zaman istedikleri mağazada kendi seslerini kaydedip duyuru yapma imkanı sağlıyoruz.”
sektörle ortak hareket etmeleri olduğunu kaydetti. Sanal ortamda kötü niyetli kullanımlar sonucunda siber güvenlik konusunun sadece bireylerin değil, kurumların, ülkelerin ve uluslararası kuruluşların en önemli gündem maddelerinden biri haline geldiğini söyleyen Arslan, “Daha önceleri bireysel olarak yapılan saldırıların yerini günümüzde örgütlü saldırılar aldı ve her geçen gün sayıları artmakta. 15 Temmuz darbe girişiminden itibaren kamu kurumlarımıza yapılan siber saldırılar 2,5 kat arttı. Şu anda bir yılda ortalama 90 milyon siber saldırı teşebbüsü yaşanmakta.
Giderek artan siber saldırıların ekonomiye verdiği zarar çok yüksek. ‘Forbes Business’ın araştırmasına göre, bu saldırıların ülkelere yıllık maliyeti toplamda 400 milyar dolar. 2019 sonrasında ise bu maliyetin 2 trilyon dolara erişmesi beklenmekte. Siber güvenlik konusuna daha çok önem vermemiz, farkındalığı artırmak gerektiği bilincindeyiz. Çalışmalarımızı bu yönde yürütüyoruz. e-Devlet ve siber güvenlik birbirinin ayrılmaz parçaları. Kurumlar arasındaki uyum çok önemli” şeklinde konuştu. Özel sektör çözümlerinin tüm dünyaya yayılması hedefleniyor TÜBİTAK Başkanı Arif Ergin TÜBİTAK’taki dönüşümü hızlı bir şekilde gerçekleştirmek için gayret sarf ettiklerinin altını çizip “Hazırlanan 43 eylem maddesinden sadece birisinde TÜBİTAK doğrudan görev alıyor. Ana hedefimiz açık kaynak kodları yaygınlaştırmak. Ülkemizde filizlenecek özel sektör çözümlerini tüm dünyaya yaymak istiyoruz” dedi. UDHB Haberleşme Genel Müdürü Mustafa Koç da konuşmasında, “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nda farkındalık oluşturmaktan çok kurumlarda altyapı kurulması hedeflendi. Amaç; siber güvenliğin ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğunun anlaşılması” açıklamasını yaptı.
StartersHub, Smart Moderation’a yatırım yaptı StartersHub, Startupbootcamp Istanbul hızlandırma programına katılmış olan Smart Moderation’a 2.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı. Facebook ve Instagram’da istenmeyen yorumları otomatik olarak gizleme hizmeti sunan Smart Moderation; aralarında BMW, The Next Web, France 24 ve The University of Arizona gibi markaların ve Türkiye’deki ünlü sanatçılarında yer aldığı bin 200 sosyal medya profilini yönetiyor. Halihazırda günlük 1,5 milyonun üzerinde yorumu yöneten Smart Moderation’un mobil uygulaması Eylül ayında içinde beta olarak
AppStore’da yerini aldı. Smart Moderation, geliştirdiği bu yapay zeka yazılımıyla, sosyal medya profillerinden yayımlanması sakıncalı olan ve marka itibarına zarar veren SPAM reklam, küfür, hakaret içeren kullanıcı yorumlarının ve trolling saldırılarının gerçek zamanlı olarak otomatik gizlenmesi hizmeti sunuyor. Smart Moderation ile Facebook’ta Sayfa, Reklam, Canlı Video ve Yorum Modülü; Instagram’da ise Profil ve Reklamların altına yazılan bu tip yorumlar silinebiliyor. Smart Moderation, otomatik gizleme seçeneği ile 7/24 risk koruma da sağlıyor.
SIQURA VE SUNELL VİDEO İZLEME SİSTEMLERİ İLE
Standımıza bekliyoruz SALON
10 STAND B-420
Gelişmiş video izleme çözümlerinin global tedarikçileri olan SIQURA ve SUNELL markalarını EFB Elektronik güvencesi ile hizmetinize sunuyoruz. Güçlü stoklarımız ve satış sonrası desteğimiz ile her zaman yanınızdayız.
SIQURA FULL HD BOX CAMERA • SFP Fiberoptik Kablo Bağlantısı (Singlemod/Multimod) • Akıllı Video Analiz Desteği (Sabotaj, Hat Belirleme, Hareket Algılama, Alan İhlali) • Yüksek Riskli Çevre Güvenliği • Ethernet Over Coax Opsiyonu SN: BC840-PID-SFP
SUNELL 3MP 12X SMALLEST IR PTZ • Entegre Video Analiz Desteği (Sabotaj, Hat Belirleme, Hareket Algılama, Alan İhlali) • Yeni Nesil Akıllı Gece Görüş (100 m) • PoE+ Bağlıyken Bile -40 Derecede Çalışma • IP66 Su Geçirmezlik • Dar Alan Isı Dağılımı (Turbofan, Dairesel Hava Kanalı, Kolay Kurulum) SN: IPS56/30CDR/ZSD12
FULL MEMBER
FULL MEMBER EFB Elektronik İthalat İhracat Üretim Tic. Ltd. Şti. Halide Edip Adıvar Mah. Sultan Sok. Mavi Plaza No:22 D:11/22A 34381 Şişli - İstanbul T. +90. 212. 222 92 50 pbx F. +90. 212. 222 92 89 E. info@efb-elektronik.com.tr
Alt yapımızda Alman kalitesi var!
www.efb-elektronik.com.tr
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
IBM Türk’te yeni dönem Haber Merkezi
IBM Türk’ün yeni Genel Müdürü Defne Tozan
IBM Türk’ün yeni Genel Müdürü Defne Tozan, IBM Türkiye’nin hedef ve önceliklerini paylaşmak üzere 8 Eylül’de bilişim basını ile bir araya geldi. 28 yıllık IBM kariyerinde kamu sektörü ve telekomünikasyon endüstrisinde çeşitli yöneticilik görevleri üstlenen Tozan, Genel
Müdür görevinden önce ise IBM Global Teknoloji Hizmetleri Ülke Müdürü olarak, Global Teknoloji Hizmetleri organizasyonunu yeniden yapılandırdı. Haziran ayında yeni görevine başlayan Defne Tozan ile birlikte IBM Türk, Michel Charouk ve İsabel Gomez Cagigas’ın ardından tekrar bir Türk yöneticiye emanet edilmiş oldu. Defne Tozan, yaptığı
basın toplantısında, önceki yabancı genel müdürlerin dönemlerine göre daha açık bir iletişim politikası izleyeceğinin sinyallerini de verdi. Veri, bulut bilişim, mobil çözümler ve sosyal mecralar ile güvenliğin IBM’de ön planda olduğuna konuşmasında vurgu yapan Defne Tozan, “Bilişsel (cognitive) odaklı yatırımlarımız 10
yıl önce başladı. Şu an programlanabilen, öğrenen, hızlı veri işleyebilen ve sonuç üretebilen sistemler önceliğimiz” bilgisini verdi. IBM Watson’ın önce sağlık sektöründe çalışmaya başladığını, onkolojinin ilk sırada yer aldığını da belirten Defne Tozan, bunu finans ve perakende sektöründe uygulamaların başladığını söyledi. Watson arayüzlerini bulut yapısında kullanıma sunduklarını, önceliklerinin oe bulut üzerinden bilişsel çözümler olduğunu vurgulayan Defne Tozan, bu konuda Türkiye’nin konumunu şöyle anlattı: “Türkiye’de sağlık ve finans sektörlerinde Watson çözümleri kullanılıyor. Bu konuda Türkiye’de farkındalık var. Herkes dijital dönüşümü konuşuyor. Zorunlu olarak bu konuda yatırımlar yapılacak. İş modeli baştan şekilleniyor, çünkü rekabet değişiyor. Paylaşım ekonomisi, dijitalleşme gibi adımlar bazı sektörlerde iş yapış şeklini de değiştiriyor.” Göreve gelmesi ile birlikte IBM Türk müşterilerine ek olarak, iş ortakları ile de görüşmeler yaptığı bilgisini veren Tozan, Quantum ve blockchain’i ‘geleceğin trendleri’ olarak gösterdi. Öyle ki Tozan, blockchain’i “İnternetten sonraki en büyük dönüşüm olacak” sözleri ile tanımladı ve ekledi: “IBM; blockchain’i, bulut blockchain kurulmasını destekleyecek. Bu konuda ciddi yatırım yapacağız ve Türkiye’de de artık bu konuda çalışmamız olacak.” IBM’in IoT konusuna da büyük önem verdiğinin altını çizen Tozan, IBM ekosistemi hakkında şu detayları paylaştı: “İş ortakları ile küresel bazda herkes birbirini tamamlıyor. Ekosistemle büyüyoruz ve Watson ile bulutta bunu açıyor, birçok startup’la da çalışıyoruz. Geleneksel iş ortaklarımız da var ve iş ortağı geliştirme programı çerçevesinde onların yetkinliklerini geliştirmelerini sağlıyoruz. Türkiye’de siber güvenlik ve analitik son 3 yıldır öne çıkıyor. Türkiye’de merkezde ise müşteri ihtiyaçlarına yanıt vermek ve iş ortakları ile verimli işbirliği var.”
14
BThaber
GÖRÜŞ
TEKNO-POLİTİK
OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
KÜRESEL İNGİLTERE VE AVRUPA PARLAMENTOLARINDA ENDÜSTRİ 4.0 TARTIŞMASI TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLABİLİR Birleşik Krallık hükümeti, AB’den çıkma (Brexit) yönünde halk oylaması sonrasında, ayrıca dijital teknolojilerin de ortaya çıkardığı bir ihtiyaç olarak, bir sanayi politikası uygulama düşüncesi içerisindeydi. Bu nedenle, önce Eylül başında, parlamento üyeleri için Endüstri 4.0 üzerine bir bilgi notu hazırladı. Arkasından, Eylül ortasında, parlamentoyu Endüstri 4.0 üzerine bir genel görüşmeye davet etti (http://bit.ly/2ckJXfe). Parlamenterler bir yandan ülke sanayisinin rekabet gücü için Endüstri 4.0 kavramı içinde yer alan teknolojilerin öneminin farkında olduklarını, diğer yandan da bu teknolojilerin yaratabileceği işsizlik gib toplumsal sorunların endişesini yaşadıklarını dillendirdiler. İşsizlik nedeniyle, bireyin ve toplumun yaşayabileceği sorunları İşçi Partisi milletvekillerinin vurgulamış olması doğal. Fakat, Muhafazakar Parti milletvekilleri de bu konuda duyarlı olduklarını belirttiler. Hatta, dijital çağda ortaya çıkan iş modelleri ve teknolojileri nedeniyle yaratılabilecek işsizlik sorunu için ilginç bir örneği, Muhafazakar
Parti’den Kevin Hollinrake verdi: Uber. Bu şirket, tek bir otomobil sahibi olmadan dev bir taksi işletmecisi olabildi. Taksi hizmeti vermek isteyen otomobil sahipleri ile bu hizmeti talep edenleri buluşturan Uber, taksiciler arasında işsizlik yaratmaya başladı. Ayrıca, ileride Uber, sürücüsüz otomobiller sahibi olarak daha da yaygın bir işsizlik sorunu yaratabilir iddiasını ileri sürdü Hollinrake. Birleşik Krallık’dan önce, geçen sene Avrupa Parlamentosu (AP) da bu konuyu ele almış ve AP Araştırma Birimi, Eylül 2015’de parlamenterler için bir bilgi notu hazırlamıştı (http://bit. ly/1Ms6C1N). Daha sonra, yine AP’nin talebi üzerine, ayrıntılı analiz ve öneriler içeren bir rapor Mart 2016’da yayımlanmıştı (http://bit.ly/1QRykFi). Bu öneriler özetle şöyleydi: eğitim ve dijital
teknolojilerde araştırma için kaynak; özellikle hedef alınması gereken KOBİ’lerde farkındalık yaratmak, kümeleşmeyi ve ortak girişimi desteklemek; Endüstri 4.0 ürün ve hizmetleri için pazar belirlemek ve geliştirmek; sibergüvenlik ve veri korumaya yönelik standartlar geliştirmek; paydaşlar arasında görüş ve başarı örnekleri paylaşımı için platformlar kurmak; üye ülkeler arasında da benzer paylaşımların gerçekleşmesini sağlamak; AB’nin Ufuk 2020 (Horizon 2020) hedefleri ile uyumlu desteklerle kurumların katılımını sağlamak. Şu anda Türkiye’de Endüstri 4.0, büyük ölçüde firmaların insiyatifine bırakılmış görünüyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, ilk kez bu konuya Ağustos ayındaki İstanbul
ULUSAL E-TİCARET DESTEKLENECEK AMA VERİLERİN DOĞRULUK PAYI? Ağustos ayında, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi e-ticaretin destekleneceğine ilişkin iki açıklama yaptı (http:// bit.ly/2cDcJJi, http://bit. ly/2debAqg). Amazon, Alibaba gibi uluslararası e-ticaret sitelerinde yer almayı teşvik edeceklerini açıkladı. Böylece, ihracatımızın da olumlu etkileneceği düşünülüyor. Bakan Zeybekçi iki açıklamasında da,
şu verileri aktardı: E-ticaretin toplam ticaretten aldığı pay, Türkiye’de %1.5, gelişmekte olan ülkelerde ise %6-7. Oysa, TÜBİSAD’ın Haziran’da açıklanan raporuna göre (http://bit. ly/2d6ctCr), Türkiye’de e-ticaretin toplam ticaretten aldığı pay 2014 yılında %1.6 düzeyindeyken, 2015 yılında %2’ye yükselmiştir. Bakan Zeybekçi’nin
verdiği %1.5 mi, yoksa TÜBİSAD’ın araştırma raporundaki %2 mi doğru? İkisi arasındaki %25-30 farkın bir açıklaması var mı? İlginç olan, Zeybekçi ilk açıklamasını yaptıktan sonra, Doğruluk Payı sitesinde bu farka dikkat çeken güzel bir analiz yayımlanmıştı (http:// bit.ly/2cKMZs3). Buna rağmen, bakan ikinci açıklamasında bu analizi dikkate almamış ve
yine ayni rakamları kullanmıştır. Kamuoyu ile paylaşılan verilerin güvenilirliğini sağlamak önemli. Dolayısıyla, Bakan Zeybekçi’den ya farkı açıklamasını ya da verdiği rakamı düzeltmesini bekleriz. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelere göre neden e-ticaret alanında bu kadar zayıf olduğumuzun da açıklanması beklenir.
Sanayi Odası toplantısında değindi. Endüstri 4.0 adı altında yer alan teknolojilerden haberdar olduğunu, bu konuya öncelikli olarak önem verdiğini ve bir yol haritasını yakında hazırlayacaklarını belirtti. Sözlerini “… sanayicilerimize, özellikle de İstanbul Sanayi Odası’na çok güvendiğimizi tekrar ifade etmek istiyorum” diye tamamladı. Endüstri 4.0 sadece sanayicilerimizin ilgili teknolojileri satın alıp fabrikalarına koymasından ibaret değildir. Ülkemizde hala çok yetersiz olan ArGe, inovasyon ve eğitim
ile toplumsal boyutların da ele alınması gerekir. Belki açıklanacak yol haritasında bunları göreceğiz. Fakat, hükümet politikalarına katkı koyması beklenen Endüstri 4.0 Platformu da (http:// www.endustri40.com/) konuya sadece şirketler perspektifinden yaklaşıyor. Endüstri 4.0 konusunda TBMM’de bir genel görüşme yapılması için Başbakan Binali Yıldırım’ın, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın ve BST Bakanı Faruk Özlü’nün TBMM başkanı İsmail Karaman ile beraber bir girişimde bulunması ülkemizde bir ilk olur ve çok yararlı olur.
BİREYSEL
YENİ BİR TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE DOĞRU MU? Sadece insanların yapabildiğini sandığımız birçok işi yapabilecek teknolojiler hızla geliştikçe, ortaya çıkacak işsizlik gibi sorunlar, ekonominin en güncel iki konusundan birisi haline geldi (öbürü de, gelir dağılımındaki büyüyen uçurum). İşsizlik hangi alanlarda ne kadar olacak? Geleceğin bireyi hangi beceri ve bilgi ile donanmış olmalı? Bunlar gibi günümüzün popüler soruları üzerine çeşitli sezgisel öngörüler ortalıkta geziyor. En azından iki yönde etraflı araştırma yapılmalı diye düşünüyordum. Birincisi, günümüz dünyasının farklı yörelerinde ampirik gözlemler yapmak. İkincisi, Sanayi Devrimi’nden sonra 19. yüzyılda yaşananlar ile karşılaştırmalı bir analiz yapmak. İşte tam da bu ikisini yapan kitabı, The Economist dergisi yazarlarından Ryan Avent’in yazdığını kendisi ile yapılan bir söyleşide okumuştum (http:// theatln.tc/2chxBDM). Bu satırların yazıldığı sıra, “The Wealth of Humans: Work, Power, and Status
in the 21. Century” başlığı ile çıkan bu kitabı henüz okumadan burada duyurmak istedim. Artacak işsizlik karşısında, 19. Yüzyılda gecikmiş bir Toplumsal Sözleşme yapılmıştı. Gecikmeli olduğu için kitleler uzun süre sefalet yaşamıştı. Avent’e göre, yakın bir gelecekte yeni bir Toplumsal Sözleşme gereği ortaya çıkacak. Bu sefer, geçmişten öğrenerek, bir gecikme yaşanmaması sağlanabilir. Ülkemizde, Endüstri 4.0 heveslisi iş dünyamızın ve başta Çalışma Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, hükümetin şimdiden dikkate alması gereken bir konu.
15 BThaber
DOSYA
Kamuda Verimlilik için Bulut Bilişim
26 EYLÜL 2 EKİM 2016 www.bthaber.com
Kamuda güvenli ve sürdürülebilir ‘bulut’, Türkiye’nin bölgede önünü açabilir Şirketlerde olduğu gibi kamuda da bilgi teknolojilerine harcanan kaynakların, iş önceliklerine ve gereksinimlerine uygun olarak yönlendirilmesi ve yönetilmesi çok kritik bir konu. e-Dönüşümü sürdüren kamu kurumlarının en güvenli Sedef Özkan şekilde vatandaşlara ulaşması ise büyük önem taşıyor. Veri yoğunluğu yüksek olan ve ağır iş yükleri altında çalışan kamu sektörü, bugün dijital çağda inovasyonun öncüsü olabilecek konumda. Yenilikçi sistemler, artık kamu kurumlarının ve çalışanlarının da en büyük sorunlarına çözüm getiriyor. Bu nedenle kurumlar, geleneksel iş yapış
şekillerinden yenilikçi ve zamana uyum sağlayan bir yapıya doğru evriliyorlar. Kamu, hâlihazırda bir önyargı söz konusu olsa da değişimin gerekliliğinin farkında. Türkiye’de kamu sektörü bulut hizmetlerini deneyimlemeye yeni başlıyor; bu noktada da ‘sürdürülebilirlik’ ön plana çıkıyor. Kamu kurumları bulut bilişimi; kaynak tasarrufu, düşük maliyet, esneklik ve çeviklik avantajlarından faydalanmak amacıyla dışarıdan servis veren firmalar üzerinden almaya başladı. Kullanım açısından geniş veri güvenliği, sınırsız depolama kapasitesi, dosya formatı uyumu, minimum sistem
gereksinimleri, anında güncelleme gibi artılardan kamu, bulut bilişime yöneliyor. Düşük maliyet ve ücretsiz edinim de elbette diğer tercih nedenleri. Kamu; ‘Bulut Bilişim’ ile iş gücü kaybı ve maliyetlerin azaltılmasının yanı sıra, yüksek verimlilik ve esneklik kazanıyor. Ayrıca ‘bulut’; ürün ve hizmetlerin pazara hızla çıkabilmesi açısından büyük bir fırsat yaratıyor. Diğer yandan ‘Bulut Bilişim’de karşılaşılan en büyük problem ise güvensizlik. Bu nedenle gelecekte ‘bulut bilişimde güvenlik’in en çok yatırım yapılacak konulardan olacağı öngörülüyor. Firmalar; tehditlere
karşı sürekli çözümler üretmekte. AB ‘Bulut Bilişim’e ciddi yatırımlar yapıyor ve kamu kurumlarını bu alanda teşvik ediyor. Türkiye’de beklentiler; bulut teknolojilerinde devletin yeni mevzuatlar oluşturması, regülasyonlar getirmesiyle, sektörün gelişmesinin önünü açacağı yönünde. Kamuda bulut bilişim uygulamalarının artırılması, Türkiye’nin bölgede, hem ekonomik hem de stratejik etkinliğinin artmasında kritik bir rol oynayabilir. Tüm bu açılımlar; yakın gelecekte Türkiye’deki kamu kurumlarının bulut bilişime daha fazla yatırım yapacaklarına işaret etmekte.
16
DOSYA
BThaber
Kamuda Verimlilik için Bulut Bilişim
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Bazı cihazları satın almak demode oldu Teknolojinin çok hızlı geliştiği bir dönemde bazı teknolojik cihazları satın almak artık çok demode bir kavram. Diğer servislerde olduğu gibi as-a-service, yani kullanacağın kadar öde mantığıyla bunlara sahip olmaları hem teknolojiyi daha hızlı takip etmelerine hem de yönetimsel ve bakımsal maliyetlerden kurtulmalarına yardımcı oluyor. BT Eğitim/Morten Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları, bu
alanlarda yaptıkları çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “Biz bu noktada Cisco’nun HCS (Hosted Collaboration Solution) sistemini kamu kurumlarının hizmeti sunuyor ve bu konuda kurulum ve destek hizmetleri veriyoruz. Kamu kurumlarının büyük bir bölümü çok şubeli yapılardan oluşuyor. Elbette bu büyük yapıların kendi bünyelerinde bir telefon santrali bulundurmaları gerekiyor. Fakat
Devletin regülasyonlar getirmesi sektörün önünü açar Bulut teknolojilerinde devletin yeni mevzuatlar oluşturması, regülasyonlar getirmesinin sektörün daha da gelişmesinin önünü açacağını belirten Fortinet Bölge Direktörü Derya Aksoy, şunları kaydetti: “Regülasyon kurumlarının yaptığı düzenlemelerle, bulut içerisinde önemli bir yer tutan güvenlik ve mahremiyet ile ilgili endişeler ortadan kaldırabileceği gibi bu platformlarda güvenlik çözümlerini vazgeçilmez bir bileşen yapacaktır. Şu ana kadar yapılmış düzenlemeler bulut sistemleri açısından önemli olsa da ülkemizde bu yöndeki çalışmaların devam etmesi gerekiyor. Ayrıca bilişim güvenliği yetkililerinin (CISO) temelde aynı olan 4 endişelerinin de giderilmesi gerekiyor: Bulut uygulamalarının güvenliği, gelişmiş
ısrarcı tehditler, olay yönetimi ve standartlara uyumu kapsayan bu endişeler ise tamamen Fortinet’in de bir vizyonu olan Security Fabric mimarisi ile karşılanabilir. Bu yaklaşım; güvenlik donanımını, yazılımını ve iletişim protokolünü tek bir çatı altında toplayarak bulut ve IoT dünyasında yaşanabilecek siber saldırılara karşı kesintisiz, kapsamlı bir koruma ortaya koyar. Kamuda gerçekleştirdiğimiz projelerle, her geçen gün artan ve çeşitlenen güvenlik tehditleri ve ağ güvenliği yönetimindeki karmaşaya karşı, yüksek performanslı, maliyet avantajlı ve kolay yönetilebilir sistemleri kamu kurumlarına tanıtmayı ve tüm iş süreçlerinde gereken güvenlik adımlarını kolaylaştırmayı hedefliyoruz.”
Kurumlar değişimin gerekliliğinin farkında Kurumlar, geleneksel iş yapış şekillerinden yenilikçi ve zamana uyum sağlayan bir yapıya doğru evriliyorlar. Hâlihazırda bir önyargı söz konusu olsa da kurumlar değişimin gerekliliğinin farkındalar. İş sürekliliği sağlamak ve süreçleri tam kontrol edebilmek için yenilikçi teknolojilerden yararlanılması gerekiyor. Hangi ölçekte olursa olsun, kurumların kendi ihtiyaçlarına özel çözümler için sürdürülebilir bir destek almalarının şart olduğunu belirten Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit, şunları kaydetti: “Yatırım maliyetlerinin minimuma indirilmesi ve tekrarlanmaması açısından bu destek önemli. Büyük fırsatlar sunan bulut bilişim çözümlerini kurumlar iş
süreçlerine entegre ederken, sürdürülebilir olmasına dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2004 yılında geliştirdiği NAS işletim sistemi DiskStation Manager’ın (DSM) tanıtımını yapan Synology, sezgisel ve kullanıcı dostu arayüze sahip bu işletim sistemiyle birlikte, NAS sistemlerinin karmaşık ve yönetilmesi zor sistemler olduğu yönündeki algının da kırılmasını sağladı ve kişisel bulut hizmetlerinden daha fazla kişinin yararlanmasına ön ayak oldu. Synology’nin yenilikçi ve hibrit bulut teması, daha güçlü bir veri koruması ve mükemmel erişilebilirlik özelliklerini bir araya getiriyor. Ürünlerimiz, kamunun can damarı olan verileri güvenli bir şekilde kayıt altında tutuyor.”
telefon santrali dediğimiz zaman önce bir sahip olma maliyeti, ardından da işletme bakım maliyetleri geliyor. Cisco’nun HCS sistemi, hem cihaz yatırımını ortadan kaldırdığından hem de kurumların kendi bünyelerinde bu işten anlayan bir teknik personel bulundurmadan santrali kolayca yönetmelerini sağladığından öncelikle kamu kurumları üzerindeki BT yatırım yükünü büyük bir oranda
hafifletiyor. Bu maliyet avantajı telefon cihazlarının kiralama yoluyla temin edilmesi ile çok daha avantajlı hale gelebiliyor. Günümüzde kamu kurumları için öncelikli bir nokta güvenlik. Cisco HCS şifreli ses ve video iletişimi sunduğu için kamu kurumlarının güvenli bir iletişim ağında çalışmasını sağlar. Bu sanal santral sisteminin bir diğer önemli avantajı ise felaket kurtarma gibi acil durumlarda ortaya çıkıyor.”
Kamu bulut bilişim servisleri 100 milyonlarca bölge insanına ulaşabilir Kamuda bulut bilişim uygulamalarının artırılması, Türkiye’nin bölgede, hem ekonomik hem de stratejik etkinliğinin artmasının önünü açar. “Bu noktada bölge ülkelerini bir rakip değil bir pazar olarak görüp aslında oluşturulacak kamu bulut bilişim servislerinin 80 milyona değil, 100 milyonlarca bölge insanına servis vereceğini göz önünde bulundurmak çok önemli” diyen NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç, şu bilgileri verdi: “Özellikle bulut teknolojilerinde servis sağlama hizmetleri için devletin yeni mevzuatlar oluşturması ve güvenlik, verinin kimin sahipliğinde olacağı gibi konuların hızlıca netleştirilmesi gerekiyor. Ayrıca Türkiye’de yapmamız gereken, gelecekte BT’yi şirketlere veya kamu kurumlarına göre düzenlemek değil, BT’nin ve yeni teknolojilerin kurumları
yönlendirmesine izin vermek olmalı. Teknolojinin ekonomik bir kalkınma aracı olabilmesi için, kamu kurumlarından üniversitelere kadar iş birliği halinde çalışmalı, yasal düzenlemelerden özel eğitim olanaklarına kadar geleceğe dönük adımlar atmalıyız. Şirketlerde olduğu gibi kamuda da bilgi teknolojilerine harcanan insan, teknoloji ve finansal kaynakların, iş önceliklerine ve gereksinimlerine uygun olarak yönlendirilmesi ve yönetilmesi çok kritik bir konu. Veri yoğunluğu yüksek olan ve ağır iş yükleri altında çalışan kamu sektörü, bugün dijital çağda inovasyonun öncüsü olabilecek konumda. Kolaylıkla kurulabilecek ve uygulama gereksinimleri büyüdükçe sorunsuz ve kesintisiz şekilde ölçeklendirebilecek yenilikçi sistemler, artık kamu kurumlarının ve çalışanlarının da en büyük sorunlarına çözüm getiriyor.”
Kamu, buluta daha fazla yatırım yapacak Günümüzde hızlı ve kesintisiz iletişimin sağlanması, firmalar ve kamu kurumları için geçmişe oranla çok daha önemli. Her geçen gün yenilikçi uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu süreçte dönüşüme ayak uyduramayan kurumların iş süreçlerinin sekteye uğradığını gözlemlediklerini belirten Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, şunları kaydetti: “Yeni teknolojilere geçişte yaşanılan aksamalar, kurumların rekabette geride kalmalarına neden oluyor. Bu dezavantajların önüne geçilebilmesi açısından, değişen dünyadaki gelişmeleri
yakından takip etmek ve yeni teknolojileri iş süreçlerine entegre etmek kaçınılmaz bir hâl aldı. Yakın bir gelecekte Türkiye’deki kamu kurumlarının ve KOBİ’lerin bulut bilişime daha fazla yatırım yapacaklarını öngörüyoruz. Unify olarak, donanım ihtiyacını en aza indiren, çalışan verimliliğini artıran ve maliyetleri azaltan tümleşik iletişim çözümleri sunuyoruz. Özellikle dağıtık yapılardaki kamu kuruluşları için merkezden yönetilebilen, sanal, çok kullanıcılı, birden fazla kurum tarafından kullanılmaya uygun çözümler üretiyoruz.”
18
DOSYA
BThaber
Kamuda Verimlilik için Bulut Bilişim
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Kamuda, bulut özelinde daha fazla proje göreceğiz ‘Bulut’ adı geçtiğinde birçok kişi ve kurumda, verilerinin nerede saklanacağına ve güvende olup olamayacağına dair endişeler söz konusu. Bu endişeler, internetten alışveriş hayatımıza girdiğinde kredi kartı verilerinin korunması konusunda da yaşanıyordu. Süreç içerisinde artan güvenlik önlemleri, insanların e-ticaret sitelerine güven duyması ve kullanım alışkanlıklarının gelişmesiyle birlikte, e-ticarette de artış gerçekleşti. Benzer bir gelişim sürecinin bulut çözümleri pazarı için de yaşanacağı kanaatindeyim. Türkiye, genellikle bu gibi çözümlerde Amerika ve
Avrupa ülkelerini birkaç yıl geriden takip ediyor. “Bulut çözümlerinin ülkemizde geleceği noktayı şimdiden öngörebilmek için bu çözümlerin Amerika ve Avrupa ülkelerindeki yazılım pazar payı yüzdelerine dikkat etmek gerekiyor” diyen Acron Bilişim ERP Uygulamaları Direktörü Bora Gür, şunları kaydetti: “Özellikle Amerika’da bulut ERP çözümlerinin pazar payını hızla arttırdığını gözlemliyoruz. Bu gelişimin, önümüzdeki yıllarda Türkiye pazarında da yaşanacağını düşünüyoruz. Acron Bilişim olarak ana iş ortağımız olan SAP’nin bulut çözümlerini müşterilerimize
Bulutta önyargıları kırmak için faydalar örnekleriyle sunulmalı Kamudaki merkezi veri tabanı yönetimiyle ilk web tabanlı uygulaması Say 2000’i Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü ile beraber çalışarak hayata geçirdiklerini ve o tarihlerde de merkezi veri tabanına ya da web tabanlı uygulamalara önyargı ve şüpheyle bakıldığını belirten Oracle Türkiye Teknoloji Satış Direktörü ve Genel Müdür Yardımcısı Cem Şatana, şu bilgileri verdi: “Oysa ‘Say 2000i’den günümüze, kamu ve özel kurumlardan binlerce uygulama merkezi, web uygulaması haline geldi. Bulut için de şu anda aynı durumu görüyorum. Biraz temkinli bir yaklaşım var ancak önümüzdeki yıllarda bulutun ne kadar etkili ve avantajlı olduğunun anlaşılacağını ve seyir içinde birçok kurumun bunu tercih edeceğini düşünüyorum. Önyargıları kırabilmek için yapılacaklar arasında; doğru servis, hizmetler için bulutu pozisyonlamak ve faydalarını bizzat örnekleriyle sunmak bulunuyor. Bulut her derde devadır diyemeyiz; bazı uygulamalar veya bazı kurumlar kendi dahili bulut süreçlerini yaratarak bu
sisteme geçiş yapabilecekken, bazıları tamamen dışarıdaki genel hizmetlerden yararlanacaktır. Her iki ortamı sunabilen firma sayısı şu an oldukça az ve uluslararası üretici firmaların birçoğu genel anlamda bulutu desteklese de hizmetleri henüz az sayıda olanlardan bazıları bulut hakkında kâbus senaryoları üretip yanlış yönlendirme yapabiliyor. Kamu sektörünün iç süreçlerini yönetebilecek ve aynı zamanda dijital vatandaşa hizmet sağlamaya yönelik e-devlet uygulamalarını destekleyebilecek her türlü ürünümüzü bulut üzerinden hizmet olarak verebiliyoruz. Somut örnek vermem gerekirse; verinin depolanması, yönetilmesi, yedek alınması, üzerinde herhangi bir uygulamanın çalıştırılması gibi konular bulut hizmetlerimiz kapsamında. Bunlara ilave olarak, donanım ve teknoloji altyapı hizmetlerini, kendi veri merkezlerimizden ‘Public IaaS’ olarak sağladığımız gibi, henüz yeni duyurusunu yaptığımız ‘Oracle Cloud Machine’ ile de kullanıcının veri merkezine yerleştirilen donanım altyapısı, IaaS ile de destek vermekteyiz.”
sunuyoruz ve bu çözümler arasından kamu özelinde, insan kaynakları uygulamalarını öneriyoruz. Veri güvenliğini sağlamak için uygulamaların sadece belli bölümlerini kamu kurumlarının hizmetine sunabiliyoruz. Kişilerin özlük bilgileri gibi kişisel verilerini lokal sistemler üzerinde saklayarak; diğer insan kaynakları çözümlerini bulut üzerinden müşterilerimizle paylaşıyoruz. Kısa süre önce bankacılık sektöründe sıkça görülmeye başlanan bu model, şimdi artık yavaş yavaş kamuya da açılıyor. Bakanlıkların da ayrıca, kendi iç yapılarında kullandığı
bulut çözümleri söz konusu; Merkezi Nüfus İdaresi, UYAP, Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim gibi sistemler, bakanlıkların Özel Bulut hizmeti olarak kullandıkları çözümler olarak öne çıkıyor. Veri güvenliğini sağlayabilmek için kamu kurumları servis sağlayıcılar tarafından sunulan bulut hizmetleri yerine, kendi özel bulut sistemlerini oluşturarak kullanmayı tercih ediyorlar. Biz de kamuya önerdiğimiz çözümler çerçevesinde, kendileri için oluşturulmuş bulut sistemleri üzerinde farklı uygulamalar geliştiriyoruz.”
En çok güvenlik için yatırım yapılacak Tüm dünyada büyüme eğilimi gösteren bulut bilişim sistemlerinin Türkiye’de de benzer bir büyüme içerisinde olduğu aşikar. Ülkemizde gelişen internet altyapısıyla birlikte veri transferi daha da hızlanıyor ve bant genişliği sıkıntısı da ortadan kalkıyor. Bu gelişimin bulut bilişimin gelişiminin de önünü açacağını kaydeden Teknoser Kamu Satış Müdürü Emrah Çıtak, şunları kaydetti: “Bulut bilişim, bildiğiniz gibi bilgiye her yerden ve her an erişebilme kolaylığıyla internet üzerinden sunulan çok yönlü ve hızlı gelişen servis araçlarından biri. Fakat bu yeni teknoloji servisi birçok faydasının yanı sıra; göz ardı edilmesi halinde büyük kayıplara neden olabilecek riskleri de içeriyor. Bulut çözümleri genelinde, küresel çapta yoğun olarak tartışılmakta olan ‘Bulut üzerinde bulunan bilgilerin sahibi kim? Kişisel verilerin korunmasından kim sorumlu? Kayıp ve zararların telafi edilmesi mümkün mü?’ gibi birçok sorunun yanıtı literatür ve mevcut uygulamalar içinde aranarak; bulut bilişimde verilerin
güvenliği ve gizliliği konusunda toplumda bilinçlenmenin arttırılması hedefleniyor. Ayrıca kullanıcı bilincinin daha da artırılmasının da bu pazarın daha fazla büyümesinin önünü açacağını düşünüyoruz. Teknoser olarak bulut bilişim sektörünün güvenlik tarafında yaşanacak her türlü zafiyetler için yetkin teknik kadromuz ve satış öncesi birimlerimizle kamu sektöründe faaliyet gösteren kurumlara demo ve analiz çalışmaları (POC) yaparak, hem oluşabilecek riskleri hem de avantajları sunumlar eşliğinde anlatıyoruz. Çalışanların ve yazılım şirketlerinin bulut bilişimi daha da benimsemesiyle bu teknolojiye geçiş çok ciddi anlamda artacaktır. Buluta geçiş sürecinde özellikle kullanıcıların iyi bilgilendirilmesi gerekiyor. Kurumların bulut bilişimin avantajları ve iş hayatına yaptığı katkılar hakkında daha fazla bilgilendirilmesi pazarın daha çok hareketlenmesini sağlayacaktır. Gelecekte ise bulut bilişimde güvenliğin en çok yatırım yapılan ve önem verilen konu olacağını düşünüyoruz.”
Kamu, bulut hizmetlerini deneyimlemeye yeni başlıyor Bulut hizmetleri internet altyapıları üzerinden sağlanan hizmetler olduğu için kamunun bu hizmetleri kullanımdaki en büyük çekincesinin güvenlik olduğunu belirten Turkcell Kurumsal Satış Grup Başkanı Tuğrul Cora, şu bilgileri verdi: “Bu nedenle öncelikli olarak kamunun iletişim altyapısını daha hızlı ve güvenli hale getirmek için çalışıyoruz. Güvenli ve hızlı iletişim altyapılarıyla sağlanan bulut hizmetleri de kamu tarafından
daha hızlı kabul görüyor ve kullanımı genişliyor. Bilginin çok hızlı büyümesi, e-devlet projeleri ve vatandaşların elektronik hizmetlere olan talebinin artması kamuda bilgi teknolojileri altyapı ihtiyaçlarını artırıyor. Bu talebi de en düşük maliyetle, esnek olarak ve güvenli biçimde karşılamanın yolu da bulut hizmetleri kullanımından geçiyor. Bu noktada bulut hizmetleri kamu sektörünün gelecekteki en önemli kullanım kaynaklarından olmaya aday.
Turkcell olarak biz de hazırlıklarımızı ve yeni yatırımlarımızı bulut bilişimde artacak bu ihtiyaca paralel şekilde planlıyoruz. Kamuda gerçekleştirdiğimiz erişim ve altyapı yedekleme projeleriyle kamu kurumlarının kendi çalışanlarının yanı sıra diğer kamu kurumlarına ve vatandaşa elektronik ortamda sağladıkları hizmetlerin ulaşılabilirlik seviyelerini arttırıyoruz. İhtiyaç duyulan bant genişliklerini kendi altyapımız üzerinden ekonomik bir şekilde
karşılayıp, gerekli ve acil durumlarda esnek operasyon yapımızla kamu müşterilerimizin her zaman yanında yer alıyoruz. Ankara’da bulunan Olağanüstü Durum Merkezi’mizle de hizmet verdiğimiz kamu kurumlarının verilerinin deprem, sel gibi felaketlerden etkilenmeksizin korunması konusunda bir çözümümüz bulunuyor. Bu sayede her koşulda iş sürekliliğinin devamının sağlanmasına yardımcı oluyoruz.”
20
DOSYA
Kamuda Verimlilik için Bulut Bilişim
BThaber
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Tek bir ‘Kamu Bulutu’ kurulmalı Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı olarak, kullanım açısından geniş veri güvenliği, sınırsız depolama kapasitesi, dosya formatı uyumu, minimum sistem gereksinimleri, anında güncelleme gibi artılarının ve ekonomik açıdan, düşük maliyet ve ücretsiz edinim gibi artılarının var olması, ‘Bulut Bilişim’e yönelmemizdeki en önemli etkenler arasında yer almakta. Tüm bu saymış olduğum artılar; kamuda verimliliği arttırmak açısından oldukça önemli işlevler. Başka bir bakış açısıyla, ‘Bulut Bilişim’ ile iş gücü kaybı ve maliyetlerin azaltılmasının yanı sıra, yüksek verimlilik ve esneklik kazandığımızı biliyoruz. Ayrıca en önemli hususlardan birisi olan veri güvenliğinin optimum seviyede sağlanması, sunucuların kolayca takip edilebilmesi, ölçümleme ve raporlama kolaylığı, yazılımların kolayca kurulumu, taşınabilmesi ve kaldırılması, yazılım güncellemelerinin kolayca yapılabilmesi gibi özelliklerinin bulunması, kamu kurumlarının ‘Bulut Bilişim’i tercih etme aşamasında, oldukça ikna edici özellikler. Yapmış olduğumuz incelemelerde, Avrupa Birliği’nin ‘Bulut Bilişim’e ciddi yatırımlar yaptığı ve kamu kurumlarını bu alanda teşvik ettiği görülmekte. Örneğin İngiltere 15.5 Milyon Sterlin, Almanya 100 Milyon Euro, Danimarka 44 Milyon Euro, İtalya 4 Milyon Euro gibi tutarlarında bütçe oluştururken, Fransa bakanlıklar arası kullanacağı ve kullandığın kadar öde şeklinde bir bütçe oluşturmuş durumda. Önceliğimiz milli ve yerli uygulama ya da yazılımlar Gelişmiş ülkelerde örnekleri görüldüğü gibi, ülkemizde de kamu kurumları olarak kendi bilişim gereksinimlerimizi tek bir ‘Kamu Bulutu’ kurarak karşılayabilmemiz gerektiğini düşünmekteyiz. Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı bünyesinde kamu sektöründe teknoloji kullanımını temelinden değiştirerek kamu sektörünün özel sektör arkasından geldiği inancını yıkılabileceğimizi düşünüyoruz. Tüm ülkeyi kaplayan, birbiriyle daha iyi etkileşimde bulunan kamu kuruluşları çok daha az maliyetle çok daha hızlı servis verme imkânına sahip olacaktır. Ayrıca ülkenin her yerinde verilen servisin kalitesinin ve standardının aynı olmasını da sağlayacağız. Uygulamaya geçmek için tüm dönüşümler titizlikle irdelenmeli ve eldeki veriler gözden geçirilmeli, gerekli hazırlıklar yapılmalı. Daha sonra hazırlanacak proje çerçevesinde ekonomisi de göz önüne alınarak bu sisteme geçiş yaparken pilot uygulamaya, dokümantasyona önem vermeliyiz. Bizler de bu alanda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kurum dosya depolama işlemlerini bulut mimarisine taşıyarak, kurum çalışanlarımızın gerekli ve önemli dosyalarına zamandan ve mekândan bağımsız, güvenli bir şekilde erişmelerini sağlamayı planlıyoruz. Özellikle günümüzde veri güvenliğinin çok önemli hale gelmesinden dolayı 3. parti yazılımlarla yapılan büyük dosya transferlerini de bu platform üzerinden gerçekleştirerek verilerimizin güvenliğini sağlamayı amaçlıyoruz. Bu konuda önceliğimiz milli ve yerli uygulama ya da yazılımlar
Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Huzeyfe Yılmaz tarafında. Gerekli etüt çalışmaları tamamlanmış olup yakın zamanda bulut bilişim mimarisini kullanarak bu projemizi hayata geçireceğiz. Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı olarak e-Devlet projelerimizi hayata geçirerek vatandaşlarımızın hızlı bir şekilde hizmetlerimizden faydalanmasını sağladık. Ayrıca bilişim sistemlerimizde sanallaştırma teknolojisini azami derecede kullanarak hem donanım ve enerji maliyetlerini düşürdük hem de kullanım ve yönetim kolaylığını sağlamış olduk. İlerleyen zamanlarda kullanıcı bilgisayarlarını da bu şekilde bulut mimarisine dahil ederek enerji tasarrufu, donanım ve yazılım maliyetlerini asgari düzeye indirmek ve yönetim konusunda avantaj sağlamak da planlarımız arasında bulunuyor. Karşılaşılan en büyük problemden birisi: Güvensizlik Paydaşlarımızın çekinceleri arasında ‘Bulut Bilişim’in sabit internet bağlantısı gerektirmesi, düşük hızlarda düzgün çalışmaması, uygulamanın yavaş çalışması, güvenlik açıkları, sistem güncellemeleri, deneyimsiz bulut operatörü gibi durumlar bulunmakta. Ancak gerekli dönüşleri alarak yapılacak düzenleme ve güncellemelerle bunlar aşılamayacak engeller değil. Problemler çözüldükçe daha fazla kamu kurumunda kullanılacağı düşüncesindeyiz. Artan yoğunluk ve farklı kullanım şekillerinden kaynaklı farklı sıkıntılar karşımıza çıkacaktır. Burada önemli olan husus ise çözümlerin ivedilikle araştırılıp uygulanması olur. ‘Bulut Bilişim’ alanında karşılaşılan en büyük problemden birisi de güvensizliktir. Paydaşlarımızın da çekinceleri bu yöndedir. Kullanılan sistemin internet üzerinden olması sistemlerinizi de haliyle hedef haline getirebilmekte. Fakat bu tehditlere karşı önlemler tabii ki alınabilir. Kaynak sunucularınızın ve sistem altyapısının kendi öz kaynaklarınızla sağlanması veri güvenliğinde biraz bu anlayışı yıkmakta ve paydaşların yaklaşımını olumlu hale getirmekte. Ayrıca internet üzerinden sistemlere gerçekleştirilen bağlantılarda da güvenli yöntemleri tercih ettiğimiz zaman bu riskler minimuma inecektir.
BThaber
BTnet.com.tr
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
21
Autodesk abonelikle kullanım modeline geçti Haber Merkezi
Penta ve Arcserve yeni işbirliklerini duyurdular Teknoloji dağıtıcısı Penta, veri koruma alanında faaliyet gösteren Arcserve ile yeni bir işbirliğine imza attığını duyurdu. Penta Teknoloji Merkezi’nde Arcserve Türkiye İş Geliştirme Müdürü Kamil Dukul ve Penta Satış&Pazarlama Direktörü Necmi Ön katılımıyla düzenlenen toplantıda iş birliğinin detayları aktarıldı. Bu yeni işbirliği ile kurumsal teknolojiler alanındaki çözümlerini genişletmeyi hedefleyen Penta, sanal ve fiziksel ortamların şirket yerelinde veya bulut üzerinde yedeklenmesini sağlayan karma yapıdaki ortamlar için geliştirilmiş, imaj ve uygulama bazlı yedekleme ve replikasyon çözümü Arcserve ürünlerini de kullanıcılarına sunacak. Türkiye pazarında aktif bir stratejiyle yeniden büyümeyi hedefleyen Arcserve ise Penta’nın dağıtım altyapısını kullanarak bu hedeflerine ulaşmayı planlıyor. Arcserve’in Türkiye pazarındaki hedefi ise ciro olarak beş yıl içinde beş kat büyümek. Penta’nın Satış Pazarlama Direktörü Necmi Ön şunları söyledi: “Uçtan uca çözüm sunma stratejimizin en önemli yapı taşlarından biri olan Yedekleme ve İş Sürekliliği
konusunda Arcserve ile tek dağıtıcısı olarak başlattığımız işbirliğinin, pazarda çok olumlu etkiler yaratacağına inanıyoruz. Sanal, bulut temelli ve fiziksel sunucuların, yedekleme ve iş sürekliği süreçlerini tek bir arayüz üzerinden gerçekleyebilen esnek yapısı, anlık replikasyon, sektörün en performanslı tekilleştirme desteği ve rekabetçiliği ile Arcserve, hızla pazar payını arttırıyor. Katma değerli dağıtıcılığı yeniden tanımlayan Penta Teknoloji, Arcserve ile iş ortaklarına fark yaratan çözümler sunma yolundaki önemli bir hedefini daha gerçekleştirmiş oldu.” Arcserve İş Geliştirme Müdürü Kamil Dukul ise işbirliğini şöyle özetledi: “Türkiye’deki büyüme hedeflerimize paralel şekilde mevcut kanal ağımızın güçlenmesine yönelik Penta Teknoloji ile önemli bir adım attık. İş Ortaklarımız ve müşterilerimize en iyi hizmeti sunabilmek, artan piyasa ihtiyaçlarına anında cevap verebilmek için, kanal odaklı satış stratejimize uygun olarak Penta Teknoloji ile imzaladığımız yeni distribütörlük anlaşmamız bizim için çok önemli.”
Autodesk, sektör gereksinimlerine özel geliştirilen ve temel Autodesk yazılımlarını içeren yeni Sektörel Çözüm Paketleri’ni duyurdu. Şirket, bahsi geçen sektörel çözüm paketlerinin pazara sürülmesiyle tasarım ve yaratım uygulamalarının satışını sonlandırarak tamamen abonelik yöntemiyle kullanıma geçiş yapıyor. Autodesk’in yetkili dağıtıcısı Penta Teknoloji’nin gerçekleştirdiği basın toplantısında Autodesk’in mimari-mühendislik, ürün tasarımı ve medya-eğlence olmak üzere üç farklı alandaki yeni çözüm paketleri duyuruldu. Autodesk ürünlerine yönelik yeni abonelik modelinin de anlatıldığı toplantıda ayrıca yeni çözüm paketlerinin içerikleri ve kullanıcılara sundukları avantajlar katılımcılara aktarıldı. Penta Satış ve Pazarlama Müdürü Arda Serim’in açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte Penta Pazarlama ve Satış Destek Müdürü Abdullah Doğan, Pazarlama Yöneticisi Didem Akyol, Mimari Sektör İş Geliştirme Yöneticisi Kıvılcım Tezan Ocak ve Üretim Sektörü İş Geliştirme Yöneticisi Selim Ertuğ Tuğran da çeşitli sunumlar gerçekleştirdiler. Aboneliğin ve dijitalleşmenin bilişim dünyasında geldiği noktaya dikkat çekilen toplantıda aktarılan bilgilere göre Penta Teknoloji ve
Autodesk arasındaki iş birliğiyle üç farklı sektörel çözüm paketi kullanıcılara sunulacak. Mimari, Mühendislik ve İnşaat Çözüm Paketi, yapı tasarımı, altyapı ve inşaat için gerekli BIM araçlarını tek bir sette kullanıcılara sunuyor. Çözüm paketinin içindeki başlıca ürünler ise Revit, AutoCAD and AutoCAD Civil 3D olarak öne çıkıyor. Ürün Tasarımı Çözüm Paketi ise ürün ve fabrika tasarımı için gerekli tasarım ve mühendislik araçlarının toplandığı bir paketten oluşuyor. Inventor Professional, AutoCAD, Navisworks Manage, Fusion 360 gibi bulut tabanlı tasarım araçları kullanıcılara sunuluyor. Medya ve Eğlence Çözüm Paketi’yle de görsel efekt ve oyun geliştirme profesyonellerini hedefleyen şirket, Autodesk’in Maya ve 3ds Max gibi üç boyutlu animasyon araçlarını bir arada sunuyor.
Sektörel çözüm paketleri üç aylık, yıllık veya daha uzun süreli esnek abonelik seçenekleri sunuyorlar. Bunun yanında bulut hizmetleri, teknik destek ve yazılım yönetim araçlarıyla hizmetin devamı sağlanıyor. Simülasyon ve veri yönetim araçları gibi çözüm paketinde bulunmayan farklı uzmanlık yazılımları için de gereksinim oluşması halinde, müşterilerin tekil ürün ve bulut hizmetlerine abone olabilecekleri de duyuruldu. Autodesk, bahsi geçen sektörel çözüm paketlerinin pazara sürülmesiyle tasarım ve yaratım uygulamalarının satışını sonlandırarak tamamen abonelik yöntemiyle kullanıma geçiş yapıyor. Bununla birlikte, bakım anlaşmalı kalıcı ürüne sahip iş ortaklarının sözleşmelerini yeniledikleri süre boyunca güncel sürüme erişim hakkı korunacak.
#VikiPera Projesi hayata geçti Pera Müzesi’nin web ansiklopedisi Vikipedi iş birliğiyle gerçekleştirdiği dijital proje #VikiPera hayata geçirildi. #VikiPera ile yaklaşık 50 katılımcı, Pera Müzesi’ndeki Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar ile Osman Hamdi Bey koleksiyon sergilerindeki eserler hakkında içerik hazırladı. Ziyaretçiler, sergide yer alan kare kodlar aracılığıyla Vikipedi içeriklerine erişim sağlayabilecekler. Pera Müzesi ve yerel Vikipedi oluşumu Wikimedia Topluluğu Kullanıcı Grubu Türkiye (WMTR) iş birliğiyle
Türkiye’de gerçekleştirilen #VikiPera projesinin yarışma ayağı sonlandı. Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar ile Osman Hamdi Bey koleksiyon sergilerinde yer alan eserler hakkında kapsamlı içerik oluşturulmasına dayanan proje ile Türkiye’deki Vikipedi yazarlarının Pera Müzesi’nde yer alan eserler hakkında içerikler oluşturarak bu dijital sanat projesine katkıda bulunmaları sağlandı. Yarışmaya katılan tüm katılımcılara küçük Pera Müzesi hatıraları hediye edildi. Proje dahilinde katılımcıların oluşturduğu içeriklere sergi
katından da ulaşılabilecek. #VikiPera projesi kapsamında izleyiciler, Pera Müzesi’nde sergilenen Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar ve Osman Hamdi Bey sergilerinde yer alan eserlerin Vikipedi içeriğine, karekod uygulaması aracılığıyla sergi galerisinden de erişim sağlayabilecek. Ziyaretçiler, eserlerin künyesine eklenecek karekodu telefonlarından okutarak doğrudan Vikipedi sayfasında bulunan içeriğe yönlendirilecek. Böylece eserler ile ilgili en tarafsız bilgiye müze ziyareti sırasında da ulaşılabilecek.
22
BThaber
KARİYER
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Sosyal fayda odaklı girişimler bekleniyor! Sosyal etki odaklı girişimci ve kurumları buluşturan Impact Hub Istanbul’da 5 gün sürecek Unreasonable Labs Türkiye’nin hızlandırma programı 1-5 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. Impact Hub Istanbul Türkiye’de sosyal inovasyon ekosisteminin gelişmesi için projeler ve programlar geliştirirken, 20162017 dönemi için planlanan küresel programlardan Unreasonable Labs Sosyal Fayda Odaklı Girişim Hızlandırma Programı da farklı alanlardan mentorlar ve fikir önderleri ile programa kabul edilen girişimleri bir araya getirip, sosyal fayda odaklı, sürdürülebilir, nitelikli ürün ve servisler ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Impact Hub İstanbul Unreasonable Labs Sosyal Fayda
Odaklı Girişim Hızlandırma Programı; başvurularda toplumsal veya son kullanıcı nezdinde bir problemi çözen, kurucusu veya fikir sahibinin inandığı ve odaklı çalıştığı ürün veya servisleri seçmeye özen gösteriyor. Fark yaratan sosyal fayda odaklı girişimcileri destekleme amacıyla kurulan Unreasonable Institute’un uluslararası bir inisiyatifi olan Unreasonable Labs’i tamamlayan girişimciler, dünya çapındaki Unreasonable Institute ve network’ünün bir parçası olacak. 5 gün olarak planlanan Unreasonable Labs programı, kısa ve yoğunlaştırılmış hızlandırma programı, başlangıç ya da fikir aşamasındaki girişimlere ve girişimcilere ürün veya servislerini hedef kitleleri
üzerinde test etme, geri bildirim alıp, iş fikirlerini geliştirmelerine destek sağlayacak. Programla ilgili ayrıntılar www. unreasonableinstitute.org/ accelerator/turkey-2016/ sitesinde yer alırken, başvurular için de www.f6s. com/unreasonablelabturkey/ apply?subject=Unreasonable +Istanbul+Interest adresini ziyaret etmek mümkün.
Kıtalararası çalışma fırsatı çok yakın Geçtiğimiz yılın sonunda Türkiye lansmanını yaparak çalışmalarına başlayan Crossover, yetkin insan kaynağının uzaktan çalışabilmesine olanak sağlayan WorkSmart yazılımıyla kişilerin iş verimliliğini arttırırken, takım arkadaşları arasındaki mesafe sorununu ortadan kaldırıyor, kişinin yaşadığı yeri değiştirmeden hak ettiği geliri elde etmesini sağlıyor. Çalışanların
anlık performanslarının ölçülmesini ve işverene serbest çalışma saatlerinin tüm detaylarıyla raporlanmasını mümkün kılan WorkSmart, böylece kişilere Türkiye’nin herhangi bir yerinden Amerika’daki bir teknoloji şirketinde yönetici olarak çalışabilme fırsatını sunuyor. Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, 2015 Kasım’ında
E T K İ N L İ K L E R 5-6 Ekim 2016
OKI lansmanı /Milano, İtalya AYRINTILI BİLGİ: www.oki.com/en/
başladıkları Crossover Türkiye operasyonunda kısa zamanda başarı elde ettiklerini ve pek çok başarılı profesyoneli kadrolarına dahil ettiklerini belirtti. Halen, özellikle Java teknolojilerinde işe alımların hızla devam ettiği bilgisini veren Sinan Ata, “Amerikalı şirketlerin talebini karşılamak için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
Y U R T D I Ş I
17-20 Ekim 2016
VMworld 2016 Europe Fira Gran Via, Barselona AYRINTILI BİLGİ: vmworld.com/en/europe/index.html
14-15 Kasım 2016
NetApp Insight Berlin 2016 Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.netapp-insight.com/
7-10 Kasım 2016
WebSummit / Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 29 Eylül 2016 BTvizyon Toplantıları /Adana AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 6 Ekim 2016 BTvizyon Toplantıları / Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr 7-9 Ekim 2016 Maker Faire Istanbul/İTÜ Taşkışla AYRINTILI BİLGİ: www.makerfaireistanbul.com/
Y U R T İ Ç İ
14-15 Ekim 2016 PM Summit Istanbul 2016 İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.pmi.org.tr/ 22-23 Kasım 2016 Bilişim Zirvesi’16 Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: http://www.bilisimzirvesi.com.tr 9-12 Kasım 2016 16.MÜSİAD EXPO CNR EXPO Yeşilköy-İstanbul AYRINTILI BİLGİ: musiadexpo.com/tr
9-12 Kasım 2016 3.High Tech Port by MÜSİAD CNR EXPO Yeşilköy-İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://hightechport.com/ 29-30 Kasım 2016 2. Global SatShow Haliç Kongre Merkezi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: globalsatshow.com/ 15 Aralık 2016 BTvizyon Toplantıları Girne AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
24
BThaber
KARİYER
Accenture Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Dilnişin Bayel oldu Accenture Türkiye Genel Müdürlüğü görevine, 7 Eylül 2016 tarihi itibarıyla, Accenture bünyesinde 13 yıldır görev yapan, Accenture Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Yönetici Ortağı Dilnişin Bayel getirildi. Bayel’in görevi devraldığı ve 2008 yılından beri Accenture bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görev alan, Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Endüstri Liderliği Dilnişin Baye sorumluluğunun yanı sıra 2011 yılından beri Genel Müdürlük görevini üstlenen Tolga Ulutaş ise yeni iş fırsatlarını değerlendirmek üzere Accenture’dan ayrıldı.
eFinans’ın yeni Genel Müdürü Okan Murat Dönmez e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter ve KEP için çözümler sunan eFinans’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Okan Murat Dönmez, Genel Müdürlük görevine atandı. Dönmez, TED Ankara Koleji’nin ardından 1998’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. Dönmez, 1999-2012 yılları arasında Garanti Bankası’nda sırası ile Teftiş Kurulu, KOBİ Okan Murat Dönmez Bankacılığı Pazarlama bölümlerinde çalıştıktan sonra, çeşitli şubelerde müdürlük görevinde bulundu. 2012-2013 yılları arasında Ticari ve KOBİ Bankacılığı Pazarlama Bölüm Başkanı olarak Finansbank’ta göreve başlayan Dönmez, Eylül 2013’te eFinans Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi ve son olarak da eFinansGenel Müdürlüğü’ne atandı.
Basistek’te atamalar Elif Serttaş, Eylül ayı itibari ile Basistek’te Big Data Ürünlerinden Sorumlu Satış Müdürü olarak göreve başladı. İstanbul Aydın Üniversitesi İngilizce İşletme mezunu olan, CA, BTbilgi ve Natek gibi firmalarda çeşitli satış ve pazarlama bölümlerinde çalışan Elif Serttaş’ın uzmanlıkları arasında satış, ürün pazarlama ve danışmanlık bulunuyor. Elif Serttaş, Big Data başlığında, Elif Serttaş bankacılık ve sigortacılık sektör müşterilerinin stratejilerine en uygun ürün ve çözümlerinin satış ve pazarlamasından sorumlu olacak. Tuba Ergün de Basistek’te Proje Yöneticisi olarak göreve başladı. Endüstri Mühendisi olan Tuba Ergün, İstanbul Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptıktan sonra 1998’de Ak Yatırım Menkul Değerler’de iş hayatına başladı. İş Geliştirme, Proje Yönetimi, Alternatif Dağıtım Kanalları Yönetimi, Satış&Pazarlama alanlarında Tuba Ergün deneyimleri bulunan Ergün, son olarak Data Market Bilgi Teknolojileri’nde Kurumsal Performans ve Pazarlama Yöneticisi olarak görev yaptı.
Tüm hisseleri itelligence AG satın alıyor itelligence AG, itelligence Türkiye’nin tüm hisselerini devraldığını duyurdu. itelligence Türkiye’ye ait hisselerin itelligence AG’ye devredilmesine ilişkin satın alma sözleşmeleri 6 Eylül‘de sonuçlandı. Bu sözleşmelerin önümüzdeki günlerde yürürlüğe konması bekleniyor; itelligence AG böylece itelligence Türkiye’nin tek hisse sahibi olacak. Yeni CEO olarak ise Dr. Abdülbahri Danış atandı. itelligence Türkiye’de Şubat 2012’de Satış Direktörü olarak göreve başlayan Dr Abdülbahri Danış, Temmuz 2014’ten bu yana Satış ve Profesyonel Hizmetler Genel Müdürü olarak satış ve proje ekiplerine liderlik yapıyordu. Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü‘nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan Danış, aynı üniversitede pazarlama alanında doktorasını yaptı. İş hayatına 1997‘de Shell’de başlayan Danış, 1998 – 2009 arasında çeşitli görevler üstlendiği SAP Türkiye’de en son Stratejik Müşteriler Yöneticisi olarak görev aldı ve bunu takip eden yıllarda Türk Hava Yolları’nda SAP projelerinden sorumlu Başkan Yardımcısı pozisyonunu üstlendi. Danış, son olarak Temenos’ta Ülke Müdürü ve MENA bölgesinden sorumlu Satış Müdürü görevlerinde bulundu.
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
Robotlarla işi ve hayatı paylaşmaya hazır olmalıyız Düşünce kuruluşu GelecekHane, robotların hayatımıza etkilerini ve gelecek robotları araştırdı ve konuyla ilgili bir rapor hazırladı. GelecekHane’nin kurucusu, fütürist Halil Aksu, teknolojik gelişimlerin ve ekonomik baskıların ilerleyen süreçte robotların yaygınlaşmasına sebep olacağını vurgulayarak, “Günlük hayatımız ve iş dünyası bundan etkilenecek. Robotların gelişim sürecinin sonucunda herkes işinde ve hayatında yaşayacağı değişiklikleri gözden geçirmeli. İş ve üretim süreçlerine dahil edilen robotlar fabrikaların üretim kapasitesini artırıyor, günlük hayatta kolaylıklar sunuyor. Gelecek, geçmişe benzemeyecek” yorumunu yaptı. Bu kapsamda iş dünyasını ‘Robottan anlayan personeliniz veya yapay zekâ uzmanınız var mı? Arasanız, bulabilecek misiniz? Bulsanız, ona verebileceğiniz faydalı bir işiniz olacak mı?’ gibi sorulara cevap bulmaya çağıran Aksu, raporda öne çıkan ve yaygınlaşacak olan robot türlerini
de açıkladı. Buna göre, yakın gelecekte yaygınlaşması beklenen robot türleri: Fabrikaların vazgeçilmezi endüstriyel robotlar, İnsana benzemesi ile ilgi gören Humanoid / Android robotlar, Hizmet sektörünü hızlandıran ve geliştiren servis robotları, İş hayatında iletişimin hızlanmasını ve kolaylaşmasını sağlayan Tele-Görüntü Robotları, Sosyal hayatı dönüştüren sosyal robotlar, Popüler gelişmelerden sürücüsüz araçlar, Bilgi işleme kapasitesi ve hızını
artıran yazılım robotları, Askeri, tıp / medikal, cinsellik ve daha pek çok farklı alanda kullanılan diğer robotlar. Bu gelecek beklentisi ışığında, mavi yakalıların da yeni yetkinlikler edinerek, yeni meslekler kazanmaları ve geçimlerini sağlamaları gerekecek. Bireyler de robotlarla yaşamaya alışacak. Öncelikle üretim ortamlarında, sonra iş yerlerinde, okullarda, hastanelerde, evlerde robotlar hayatın olağan bir parçası haline gelecek. Aynı bulaşık makinası veya akıllı cep telefonu gibi…
Kodlama eğitimlerinin sonu yok Yaz tatilinin bitmesi ve okulların açılması paralelinde, çocukların ilgisini çekecek atölyelerin yer alacağı “Silikon Vadisi Kanyon’da – Kodlama Atölyesi” de 2 Ekim’e kadar Kanyon’da yerini alacak. Etkinlik alanındaki teknoloji vadisinde çocuklar, keşfederek paylaşma duygusunu teknoloji ve üretkenlikle birleştirecekleri aktivitelerle
buluşacak. Bu çalışmada kullanılan tüm yazılım ve
donanımlar özgür yazılım ve açık donanım kaynaklarından faydalanarak hazırlandı. Çocuklar da öğrendikleri ve kullandıkları tüm oyun ve uygulamalara sonradan erişebilecekler ve kendi remixlerini üretebilecek hale gelecekler. Etkinliğe katılmak için 0212 317 53 00 ve 0212 317 53 30 numaralı telefondan rezervasyon yapmak yeterli.
İnovasyon, işbirliğini de gerekli kılıyor Akademik dünyanın desteğiyle inovasyon süreçlerini hızlandırmak amacıyla 5-9 Eylül 2016 tarihleri arasında, Almanya’nın Potsdam şehrinde gerçekleştirilen 21. SAP EMEA Akademik Konferansı’nda duyurulan işbirliği ile Berlin ve Potsdam’da bir akademik inovasyon ağı kuruldu. Bu kapsamda SAP Üniversite İşbirliği Programı (SAP University Alliances), yeni nesil inovasyon süreçlerini hızlandırmak için, Hasso Plattner Enstitüsü (HPI), Potsdam Üniversitesi ve SAP Innovation Center Network
(İnovasyon Merkezi Ağı) ile işbirliği yaptı. SAP, üniversitelerle yaptığı işbirlikleri ile 103 ülkede 3 bine yakın eğitim kurumuna kapılarını açıyor. Akademik inovasyon ağı ve Next-Gen Projeleri ile akademisyenler, üniversite öğrencileri ve genç yeteneklerin dijital işletmeler için önem taşıyan beceriler geliştirmeleri ve akademik dünyayla profesyoneller arasında köprü oluşturulması amaçlanıyor. Üniversiteler arasında akademik inovasyon ağının kurulmasını hedefleyen
işbirliği ile Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki SAP müşterileri, akademik inovasyon ağıyla, dünyanın önde gelen üniversitelerinin liderliğinde, dijital dönüşümden yararlanabilecek, öğrencilerle bağlantı kurabilecekler. Üniversitelerle ortak kurulacak inovasyon ağı ve Next-Gen projelerle, prototip tasarım ve uygulamalar, SAP HANA Bulut Platformu aracılığıyla ve yakında Apple iOS işletim sistemiyle de dijital çağa uygun olarak dönüştürülebilecek.
26
BThaber
MEKTUP
Güz günlerinden merhaba, Yeni haftaya güzel bir haberle başlıyorum: Brisa’nın Türkiye Resmi Partneri olarak desteklediği Solar Impulse programıyla ilgili hazırladığı sosyal medya videoları Facebook üzerinden yayınlanmaya başlamış. Brisa, bu videolarla yürüttüğü sosyal medya iletişimi ile Solar Impulse örneğinden yola çıkarak, gençlerden teknoloji meraklılarına ve temiz enerji kullanımını takip etmek isteyenlere yaratıcı düşünceyle sürdürülebilir yaşamın kurulabileceğine yönelik farkındalık yaratmayı hedefliyormuş. Bu vesileyle, çevreci vurgumu açılışta yapmış olayım ve adresleri de ekleyeyim: https://www.youtube.com/ watch?v=EUFw2uQmOHo ve https://www.youtube.com/ watch?v=fedUk9kJqe8 Gurur veren haberlere devam edelim. Önde gelen girişimcilerimizden Hakan Baş, Wired UK tarafından dünyanın en etkili 100 ismi arasına seçilmiş, geçen 5 yılda kurduğu başarılı girişimlerle Baş, listenin 86’ıncı sırasında yer almış. Bu arada, Vodafone Grubu’nun Afrika, Ortadoğu ve Asya Pasifik (AMAP) Bölge CEO’su Serpil Timuray da, ABD merkezli Fortune Dergisi’nin 2016 yılında ilk kez hazırladığı “En Güçlü Kadınlar Uluslararası Listesi”nde 23’üncü sırada yer almış ve Fortune dergisi Timuray’ı “Global Fortune 500 şirketlerinde çalışan en önde gelen Türk yöneticilerden biri” olarak göstermiş. Gurur veren başarılara ara verip, kurumsal gurur haberlerine geçiyorum. Burada da örnek alınması gereken bir çaba var. Çünkü Arçelik’te 200’den fazla çalışanın son 4 yıldır yararlandığı yelken eğitimleri, Elazığ Bölge Müdürlüğü tarafından Elazığ’a taşınmış. Eğitim için 2 yelkenli eğitim teknesi, karayoluyla Elazığ’a ulaştırılarak Hazar
19 - 25 EYLÜL 2016
Kurumsal yaratıcılık geliştirilmeli
Gölü’ne indirilmiş. Hazar Gölü’nde bu yelken eğitimleri 3 hafta sürmüş. Arçelik de bu projeyle, su sporlarının gelişmesinin sadece denizlerle sınırlı kalmadığını, Elazığ Hazar Gölü gibi birçok elverişli, farklı noktaların olduğunun altını çizmiş. Mevsim geçti dememek lazım, çünkü canın evde renk istediğinde uygulaması da var artık. Filli Boya ve Fawori’nin geliştirdiği “En Yakın Bayi” uygulaması ile en yakın bayiye ulaşmak çok pratik. Birkaç tıkla en yakın bayinin harita üzerinde görülebildiği, adres ve telefon bilgilerine ulaşılabildiği uygulamada seçilen bayiye yol tarifi de alınabiliyor. Uygulamaları ücretsiz olarak iOS ve Android’den indirmek mümkün, aklında olsun. Sıra çevreci haberimde, aslında kısa metrajlı çağrımda… Yeşeren kalemleri, güzel enerjine kullandıktan sonra toprağa dikiyorsun. Sonrasında çevrende, ortama oksijen sağlayan bitkiler yetiştiriyorsun. Ben bu kadarını söyleyeyim, sen de bu
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1089
26 EYLÜL - 2 EKİM 2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
ipuçları sonrası detayları http:// kalemleryeseriyor.com/ sitesinden takip et. Gelelim başarı haberlerine ve doğal olarak da ödüllere… Citrix, Gartner Inc. tarafından hazırlanan 2016 Magic Quadrant raporunun Liderler kategorisinde gösterildi. Bu raporda konu edilen Citrix NetScaler da dünyanın en büyük kuruluşları, bulut barındırma sağlayıcıları ve telekomünikasyon şirketleri için çözüm sunan bir ADC. Türk Telekom ise Hindistan’da düzenlenen “Küresel Bilgi Teknolojileri Mimarisi Mükemmeliyet Ödülleri”nde, siber tehditlere karşı ilk kez geliştirilen ve müdahale sürelerini saatlerden dakikalara indiren “Siber Tehditlere Karşı Otomatik Koruma Projesi” ile ödüle layık görülmüş. Akkök Şirketler Grubu’nun kendi içinde en başarılı uygulamaların belirlenmesi için
bu yıl ilkini düzenlediği “Yıldız Akköklüler Ödüllendirme Süreci”nin kazananları, 7 Eylül’de ödüllerini almış. Operasyonel Mükemmellik, İşbirliği Geliştirmek, Girişimcilik ve İnovasyon ile Sürdürülebilirlik alanlarında seçilen en başarılı 7 projenin ödüllendirildiği yarışmaya, grup şirketlerinden toplam 51 proje katılmış. “Operasyonel Mükemmellik” alanında DowAksa çalışanlarının “Karbon Elyaf Hatlarında UTFM Banyo Montajı” projesi ile Aksa Akrilik ekibinin “Polimerizasyon Ünitesinde Kapasite Artışı” projesi ödülü aldı. “Sürdürülebilirlik” alanında Akmerkez ekibinin “İklimlendirme Sistemi Enerji Verimliliği Arttırma” projesi ve Akiş GYO’nun “Yaşam Akademisi” projesi var. “İşbirliği Geliştirme” alanında da “Ortak Satınalma Platformu” projesi ile Akkök ekibi, “Girişimcilik ve İnovasyon” alanında “Filament” projesi ile Aksa Akrilik ekibi ve “Sanal Santral Kapasite İhalesi” projesi ile Akenerji ekibi kazananlar arasında. Kurumsal yaratıcılık adına çok güzel bir adım, herkesten bekliyoruz tabi…
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr Alp Yaşar Terlemez Alpt@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
Satış ve İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495
SES de İngiltere’nin önde gelen tasarım okullarında okuyan uluslararası öğrenciler arasında yapılan ilk endüstriyel yerel uydu anteni tasarımı yarışmasının kazananlarını açıklamış. Yarışmanın amacı; ‘Hem kullanışlı hem de estetik’ mottosu ile sektördeki yerel uydu antenlerinin görsel görünümüne dikkat çekmek ve endüstriyel tasarımın, uydu antenlerini çeşitli ortamlarda ne kadar iyi ön plana çıkarabileceğini göstermekmiş. Birinci olan tasarım “Dragon”, Londra Imperial College öğrencisi Çinli Shudong Deng imzasını taşırken, ikincilik ödülünü de “Çiçek Açma” konseptiyle Londra Kraliyet Sanat Koleji’nden İngiliz bir öğrenci Robert Edwin Rouse, üçüncülük ödülünü ise Pratt Enstitüsü’nden Amerikalı öğrenci Julian Goldman “Calla” tasarımıyla kazanmış. SES de bir sonraki adım olarak, sektördeki ortaklarıyla birlikte kazanan tasarımları baz alan işlevsel prototipler üretmek için çalışacakmış. Haftaya noktayı, kitapla, daha doğrusu kitap okumayı her durum ve ortamda kolaylaştıran bir cihazla koyuyorum. E-kitap şirketi Kobo, üç modeline iki yeni model daha eklemiş. Kobo Aura ONE, 7,8” genişliğinde büyük ve net ekranı, 2 metre derinlikte 60 dakikaya kadar su geçirmezlik özelliği ve 6 bin e-kitaba kadar depolayan 8 GB belleğiyle mis bir e-kitap okuma deneyimi sunuyor. Kobo Aura ise kompakt, konforlu ve hafif tasarımına ek olarak, 2 aya kadar dayanıklı pil ömrü ile okuyanların ilgisini çekmeye hazır. Vaktim yok deme bahanesi kalmasın, herkes okusun… Bu hafta da bu kadar olsun, yeniliklerle yine burada olacağım,
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
You should have the control of your own personal data MyData’s basic approach ‘defending individuals’ right to access the data collected about themselves’ is summarized as ensuring control over individuals’ own data. The main issue discussed at the three-day conference was how personal privacy can be protected in a demanding economic system. The main emphasis is summarizes as the following: ‘the information about me belongs to me and it is my right to ask when and by whom it is used and whether to share it or not.’ Questions should be answered in no time Within the event, the American journalist, columnist and author of ‘Intention Economy’ Doc Searls began his speech with the ‘Privacy, is it a new cultural phenomenon?’ question. Searls primarily made the definition of privacy as not being kept close but controlling the openness of the selected areas. Searls believes that having control over their data makes individuals stronger. Finnish Transport and Communications Minister Anne Berner stated in his speech that the data collected in the private and public sector should be open to people and it is important to have cooperation with the private sector for this objective. Within the framework of the right to receive information; individuals have every right to ask questions on any subject in public or private sector
As the technology and internet usage increases day by day, it is not easy to remain ‘unique and safe’. Whether we like it or not, the information belongs to us is being collected and used without our prior notice or permit. So, how can we protect the data that originally belong to us? MyData 2016 conference organized by Open Knowledge Finland (OKFI) in Finland’s capital, Helsinki, with the support of Ministry of Communications and Transportation tried to answer this question from August 31 to September 2.
and the institutions must give the needed information. For example; the individual should be informed about the air quality in Istanbul, same as learning which institutions has the access to her/his phone number from the GSM operator. Orange Labs and Director of Future Technologies
Valerie Peugeot’s speech was summarizing the threeday conference. Peugeot said the situation, individuals’ not being able to control their own data, is actually a problem of the economic system. Individuals’ gaining control over their own data would only be possible via mass movement according to
Valerie Peugeot; she also made the following statements: “Democracy, meaning respecting the personal rights of individuals, must start actualizing within the companies. The public and private organizations know that the future lies in the hands of data. With the awareness and participation
of individuals, the future is bright. People, when they have control over their own data and they begin to question the use of this data by others; individuals will be stronger in the face of companies and public institutions. Powerful individuals will create a bright future.”
StartersHub invested in Smart Moderation StartersHub invested in Smart Moderation who participated in Startupbootcamp Istanbul acceleration program for over 2.5 million USD valuation. Offering services automatically hiding unwanted comments on
Instagram and Facebook, Smart Moderation manages 1,200 social media accounts including BMW, The Next Web, France 24 and The University of Arizona as well as famous artists in Turkey. Currently, managing
over 1.5 million comments, Smart Modration’s mobile application took place in AppStore as a beta version in September. Smart Moderation offers auto-hiding services for SPAM advertisements, profanity
and insult comments and trolling attacks which are inconvenient and damaging the social media profile reputation via its developed artificial intelligence software in social media. Via Smart Moderation, such
comments on Facebook Pages, Advertising, Live Video and Commentary Modules and on Instagram profiles and advertisements can be deleted. Smart Moderation provides 7/24 risk protection with auto-hide option.
Hack’n Break brought together entrepreneurs with investors and industry leaders E-Government and cyber-security are inseparable 2016-2019 National e-Government Strategy and Action Plan and the National Cyber Security Strategy and Action Plan Presentation Meeting was held on September 9, in Ankara with the participation of Transportation, Maritime Affairs and Communications Minister Ahmet Arslan. All the players in the sector showed great interest to the meeting and there were the Minister Arslan, Food, Agriculture and Livestock Minister Faruk Çelik, Family and Social Policies Minister Fatma Betül Sayan Kaya, TÜBİTAK President Arif Ergin, UDHB Communications General Manager Mustafa Koç and BTK Chairman Dr. Ömer Fatih Sayan among the participants. Arslan stated that being prepared for the first time in Turkey with national resources; 2016-2019 National e-Government Strategy and Action Plan was completed in 18 months. He also added that as a result of the studies, “EFFECTIVE e-government to improve the quality of life of society” vision was put
forth and the strategy and action plan with 4 strategic objectives, 13 goals and 43 action emerged. Arslan expressed that: “Specified goals in line with objectives and actions will lead to Turkey’s digital transformation, improve social, economic and environmental development of Turkey, generate the necessary capabilities in accordance with the 2023 national targets and provide the ability to create leverage for prosperity in Turkey. With the prepared strategy and action plan, by the end of 2019, it is intended to reach an important stage in the digital transformation.” Minister Arslan announced that the e-Government Portal user number reached 30 million, serving institutions 263, services offered by public institutions 1,572, mobile services 421 and municipality services 1,027. Arslan stated that one of the main objectives of the e-government services is making paperwork and bureaucratic obstacles disappear by integrating all the services.
Focusing on technology, design, education, environment and social issues; Hack’n Break was held on August 20 - 27 in Izmir Institute of Technology. Hack’n Break lasted for a whole week and marathons, various workshops, trainings, technology presentations; social and cultural activities took place at the event in order to develop new designs and ideas and gave the needed excitement to its participants. Supported by various NGOs from Turkey and Europe, technology groups, mentors and investment networks actively; the event hosted many projects and workshops on fields such as IOT, electric vehicles, smart homes, smart cities, logistics, virtual and augmented reality, neuroscience, robotics, agriculture, food and beverage technologies, gaming, finance, big data, cloud computing which need innovation-based solution support. The event ended on August 27 with a conference. Science, Industry and Technology Minister Dr. Faruk Özlü and Izmir Institute of Technology Rector Dr. Mustafa Güden gave speeches to the conference participants including Izmir Governor Erol Ayyıldız, Urla District Governor Murat Sefa Demiryürek, Urla Mayor Sibel Uyar, and Chairman of Aegean
Exporters’ Association Sabri Ünlütürk. Science, Industry and Technology Minister Dr. Faruk Özlü stated in his speech: “In this camp, knowledge and experience were shared among companies with innovative business ideas, patents and inventions and academics, as well as entrepreneurs. I strongly believe that the number of this kind of events will rapidly increase in the coming period. As a country, we must work on promoting open innovation philosophy. Because the more interaction takes place between people and institutions in science and technology, the easier it gets to create a new knowledge and product. In this context, we need to take advantage of each other’s mind, knowledge and experience.
That’s exactly what open innovation enables. In the open innovation model that emphasizes on cooperation, it becomes possible to exceed the capacity of individuals and institutions. In this context, if an ecosystem where everyone shares all the risks and benefits can be built; it will ultimately enable humanity and sciences win all together. On this basis, this event held in Izmir Institute of Technology is very important in my opinion. This event highlights the role of universities as a center and the importance of interaction among companies, entrepreneurs and academics. I strongly believe that the number of these events will continue to increase in the coming period and I would like to thank everyone involved in this organization.”
later opening or 15 minutes before closing time. We are also making stock-based announcements. Thanks to our special software, we can do all these operations very quickly. Informative announcements for the personnel can be
prepared and set to go after working hours. Our customers are able to record new announcements with their own voices via the panel we provide for them with a user name and a password, as well.”
In-store announcements increase sales Announcements voiced by SMG’s professional voice artists positively affect instore sales and thanks to its special software, they can be broadcasted anywhere and anytime that the brand likes. “The most effective way to persuade the customer walking in the store to buy is the announcements.” according to SGM Chairwoman Gül Gürer Alimgil. She also gave the following information: “The campaign announcements used in the stores aim to increase sales.
The announcement texts that our clients come to us with are immediately performed by our experienced team. Then, the announcements are issued by our DJs and musicians in our music department and recorded in accordance with the required frequency and time. We can add background music or sounds to the voiced announcements. We can get the already prepared announcements of the brand broadcasted, as well. We can also prepare a guidance announcement for company switchboards. Each region has
different business dynamics and diverse customer base. Therefore, we perceive each mall or store as a different radio station and manage separately. Thus, we are able to prepare store-specific campaing announcements. In our special software, for instance we can set 5 different announcements to be live once every 10 minutes. Or, we can set only 3 announcements to go live on Tuesdays and Thursdays for 3 months, at 2:00pm. In addition, we can set announcements to go live for instance 10 minutes