SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1093 24 - 30 Ekim 2016
Kamuda e-dönüşüm hızlanıyor
Sayfa
10
Bilişim Yıldızları parlıyor Türkiye Bilişim Derneği’nin İstanbul Şubesinin Organize ettiği Bilişim Yıldızları Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu.
Sayfa
Tüm sektörlerde bilgiye erişim kolaylaştırılıyor
13
Serdar Ak
Sayısal verilerin giderek arttığı günümüzde küçük veya büyük bütün işletmelerin en büyük ortak sorunlarından birisi de nitelikli bilgiye ulaşmak.
Sayfa Dell ve EMC
24
birleşti. Peki şimdi ne olacak?
Dell EMC Başkanı David Goulden, iki firmanın birleşmesinden sonraki izlenecek yol haritasını açıkladı.
David Goulden
Sedef Özkan
Sayfa
4
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı ‘2017-2019 Orta Vadeli Programı’nda; Harcama Programları’nın özellikle büyümeyi destekleyecek kamu altyapı yatırımlarında, teşviklerde, bölgesel kalkınmada, eğitim alanında ve Ar-Ge desteklerinde kullanılacağı kaydediliyor. Teknolojik gelişme ve yerli üretimin artırılmasında kamu alımlarının etkin bir araç olarak kullanılacağı ifade ediliyor. Sayfa
15 22
DOSYA:
VERİ YEDEKLEME VE DEPOLAMA Kurumların en değerli varlığı olan verilerin yedeklenmesi ve depolanması konusundaki gelişmeler dosya sayfalarımızda.
BThaber
E-TOPLUM
24 - 30 EKİM 2016
3
‘Veri Paylaşım Protokolü’ ile daha hızlı karar alınacak Sağlık Bakanlığı ile SGK arasında sağlık uygulamaları ve ödemelerinde veri havuzunun daha hızlı ve daha güvenli kullanımını amaçlayan ‘Veri Paylaşım Protokolü’ 13 Ekim tarihinde imzalandı. ‘Veri Paylaşım Protokolü’ törenine; Sağlık Bakanlığı adına Müsteşar Prof. Dr. Eyüp Gümüş SGK adına da Başkan Dr. Mehmet Selim Bağlı katıldı. Müsteşar Gümüş, imzalanan protokol ile her iki kurumun sağlık uygulamaları ve ödemelerinde kullanmış oldukları veri havuzunun daha sağlıklı ve daha güvenilir olacağını belirterek “Daha önceden karşılıklı yazışmalarla ‘manuel’ ortamda uzun sürede ulaşılan verilere anlık erişebilme imkânımız olacak. Sağlık hizmetlerinin mevzuata uygunluğu anlık olarak değerlendirilebilecek ve bu sayede hatalı uygulamaların önüne geçilecek” açıklamasını
yaptı. Geri ödemelerde ve faturaların incelenmesinde ‘manuel’ olarak yapılan takip ve işlemlerden oluşabilecek sorunların ortadan kalkacağına işaret eden SGK Başkanı Bağlı da, “Protokolle kurumlarımız daha hızlı ve daha doğru karar verme imkânı yakalayacak. Her iki kurumun kapsamlı istatistiki bilgi almasında, risk analizlerinin tespitinde ve harcama
kalemlerinin detaylandırılmasında dolayısıyla sağlık politikalarının ve ödemelerinin geliştirilmesinde bu bilgilerin çok faydalı olacağı düşünüyoruz” şeklinde konuştu. İmzalanan protokol ile olası hatalar ve aksaklıkların önüne geçilebilecek. İşlem sürelerinin kısalmasıyla da; hastaların her türlü sağlık hizmetine erişiminde kolaylık sağlanacak ve hasta memnuniyeti artacak.
YFYİ’den Silikon Vadisi’ne ODTÜ TEKNOKENT’in 15 Ekim’de 12.’sini düzenlediği ‘Yeni Fikirler Yeni İşler (YFYİ ) Hızlandırma Programı’ ödül töreninde kazananlar belli oldu. Mart ayından Mayıs ayının ortasına kadar başvuruların kabul edildiği hızlandırma programına 1.500’ün üzerinde başvuru yapıldı. Teknoloji odaklı birçok projenin yer aldığı ödül töreninde başarılı olan projeler, ODTÜ TEKNOKENT’in Silikon Vadisi’nde bulunan ‘T-Jump SF Hızlandırma Merkezi’ne gidecek ve melek yatırımcılarla buluşacak. Törende; Elginkan Vakfı’nın 100 bin TL’lik büyük ödülünü Isıteks grubunun geliştirdiği gümüş nanotel kaplamalı tekstil ürünü kazandı. ‘Yeni Fikirler Yeni İşler Hızlandırma Programı’nın ödül töreninde, katılımcılar 10 kategorideki ödüller için projelerini görücüye çıkardı ve
kazanan projeler, 25 bin TL ile 100 bin TL arasındaki ödüllerin sahipleri oldu. Ayrıca, kazanan tüm proje ekipleri, ODTÜ TEKNOKENT’in San Francisco’daki Silikon Vadisi’nde bulunan T – Jump SF Hızlandırma Merkezi’nde 4 haftalık kampa katılmaya hak kazandı. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, törende yaptığı konuşmada, “12 yıl önce başladığımız bu serüvende, 8 binden fazla başvuru aldık. Girişimci gençlerimizin ülkemizin aydınlık yarınlarına sahip çıkacağına inanıyorum” dedi. ODTÜ TEKNOKENT Genel Müdürü Mustafa İ. Kızıltaş da, ODTÜ TEKNOKENT’in faaliyetlerine başladığı ilk günden itibaren Türkiye’deki girişimcilere inandığını ve milyar dolarlık teknoloji şirketi çıkarma hedeflerini mayıs ayında gerçekleştirdiklerini
belirtti. Kızıltaş, “2005’te öğrenciler için iş fikri yarışması temasında düzenlediğimiz ‘Yeni Fikirler Yeni İşler’ artık, dünya çapında faaliyetlerine devam edecek teknoloji şirketi nasıl oluşturabiliriz düşüncesiyle düzenleniyor. Bu yüzden YFYİ artık bir yarışma değil, bir hızlandırma programı” açıklamasını yaptı. Sözlerine Yeni Fikirler Yeni İşler’in ülke ekonomisine sağladığı katkılarla devam eden Kızıltaş, “Bu 12 yıllık süre içerisinde 200’den fazla proje şirketleşerek ekonomiye katıldı, 1.000’in üzerinde kişinin istihdamı sağlandı. Bugün, ODTÜ TEKNOKENT’in fiziki olanaklarını geliştirmek için 80 milyon TL yatırımla iki bina yatırımı daha yaptık. Bilimin ve teknolojinin daha çok desteklenmesiyle ülkemizin kalkınacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
4
BThaber
E-TOPLUM
24 - 30 EKİM 2016
Kamuda e-dönüşüm hızlanıyor Sedef Özkan Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı; bütçe sürecini başlatan ve 2015-2017 dönemini kapsayan ‘Orta Vadeli Program’ (OVP), Türkiye ekonomisinin daha rekabetçi ve yenilikçi bir zeminde, 2023 hedeflerine ulaşmak için gerekli atılımı gerçekleştirmek üzere tasarlandı. Büyüme performansını yükseltirken cari işlemler açığını düşürmeye devam etmek, enflasyon hedefine ulaşmak ve böylece makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmek OVP’nin temel amacını oluşturuyor. Yeni bir kalkınma hamlesi için ülkemizin ihtiyaç duyduğu yapısal reformlar OVP döneminde hayata geçirilecek. Bu kapsamda, 10. Kalkınma Planı’nda yer alan öncelikli dönüşüm programları çerçevesinde hazırlanan eylem planları uygulamaya konulacak. Bu eylem planlarının düzenli takibiyle gerçekleşme düzeyi artırılacak. OVP’nin makroekonomik çerçevesi, dış dünyadan kaynaklanan riskler ve fırsatlar dikkate alınarak hazırlandı. OVP’nin amaçları doğrultusunda; yatırım ortamının iyileştirilmesi, mali piyasalarda ürün ve hizmet çeşitliliğiyle derinliğin artırılması, kamu gelir ve harcamalarının kalitesinin yükseltilmesi ve işgücü piyasası, eğitim ve yargı sistemi, kayıt dışılık, devlet yardımları, iyi yönetişim, yerel yönetimler ve bölgesel gelişme alanlarında başlatılan yapısal dönüşüm ve reformların tamamlanması ön plana çıkıyor. Bu doğrultuda 10. Kalkınma Planı’nda yer alan 25 öncelikli dönüşüm programı OVP döneminde etkin bir şekilde uygulanması hedefleniyor. ‘Yeni Bilgi Toplumu Stratejisi’ uygulanmaya başlanacak Programda; sanayi sektöründe üretimde verimliliği artırmaya yönelik politikalar yoluyla toplam faktör verimliliğinin büyümeye katkısının artırılması ve üretim faktörleri
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı ‘2017-2019 Orta Vadeli Programı’nda; Harcama Programları’nın özellikle büyümeyi destekleyecek kamu altyapı yatırımlarında, teşviklerde, bölgesel kalkınmada, eğitim alanında ve Ar-Ge desteklerinde kullanılacağı kaydediliyor. Teknolojik gelişme ve yerli üretimin artırılmasında kamu alımlarının etkin bir araç olarak kullanılacağı ifade ediliyor.
Kamu malİ yönetİmİ ve denetİmİnde kullanılan BT altyapısı bütünleşİk hale getİrİlİyor ‘Makroekonomik Politikalar’da ‘Maliye Politikası’ alt başlığında; “Harcama programları özellikle büyümeyi destekleyecek kamu altyapı yatırımlarında, teşviklerde, bölgesel kalkınmada, eğitim alanında ve Ar-Ge desteklerinde kullanılacak şekilde önceliklendirilecektir” ifadesi yer alıyor. Diğer yandan kamu harcamalarının etkinliğinin artırılması amacıyla kamu mali yönetimi ve denetiminde kullanılan bilgi teknolojileri
açısından daha dengeli bir büyüme yapısına geçiş sağlanması planlanıyor. 2013 ve 2014 yıllarında negatif olan toplam faktör verimliliğinin büyümeye katkısının, program dönemi süresince hızla yükselmesi öngörülmekte. ‘Makroekonomik Politikalar’da ‘Büyüme’ alt başlığında; Bilgi ve İletişim Teknolojileri kullanımının yaygınlaştırılmasıyla özellikle hizmetler sektöründe yüksek katma değerli üretim ve ihracatın artırılmasının sağlanacağı, ‘Yeni Bilgi Toplumu Stratejisi’nin uygulanmaya başlanacağı kaydediliyor. Altbaşlıkta şu noktalara işaret ediliyor: ArGe tabanlı, yenilikçi, çevre dostu ve yüksek katma değer yaratan üretim yapısı desteklenecek, elde edilecek ürünlerin ticarileştirme ve markalaştırma süreçlerine işlerlik kazandırılacak ve bu alanlardaki mikro reformlar hızlandırılacak. İmalat sanayi başta olmak üzere yeni yatırımların
altyapısının bütünleşik hale getirileceği kaydedilmekte. Teknolojik olarak öne çıkan maddeler şöyle sıralanıyor: Kamuda e-dönüşüm hızlandırılarak hizmet maliyetlerinin azaltılmasıyla birlikte hizmet kalitesi de artırılacak. Kamu Ar-Ge harcamalarının tahsisinde, özel kesim yatırımlarının yüksek dış ticaret açığı verdiğimiz sanayi kollarında üretime yönlendirilmesine öncelik verilecek. Tarımsal destekleme amacıyla yapılan transferler; etkinlik,
gerçekleştirilmesi, ihracatın artırılması ve teknolojik gelişme için mevcut teşvik politikaları etkin şekilde uygulanacak, ihtiyaçlara göre yatırım teşvik sistemi gözden geçirilecek. Yatırımcılara ve işletmelere yönelik bürokratik ve hukuki süreçler iyileştirilecek, uluslararası standartlara ve en iyi uygulamalara göre mevzuat güncellenecek. Doğal kaynak zenginliğinin ve tarımsal ürün çeşitliliğinin, teknoloji yardımıyla üretime ve rekabet avantajına dönüştürülmesine yönelik politikalara ağırlık verilecek. Doğal kaynaklar etkin kullanılacak, atıklar ekonomiye kazandırılacak. Teknolojik gelişme ve yerli üretimin artırılmasında kamu alımları etkin bir araç olarak kullanılacak. KOBİ’lerin Ar-Ge, yenilik ve ihracat yapabilme kapasiteleri geliştirilecek, markalaşmaları, kurumsallaşmaları ve yenilikçi iş modelleri geliştirmeleri etkin bir şekilde desteklenecek.
verimlilik ve katma değerin artırılması hedefi çerçevesinde gözden geçirilerek gerekli düzenlemeler yapılacak. Sosyal amaçlı programların etkinliği değerlendirilecek, bu alanda kamu, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki eşgüdüm geliştirilecek ve mükerrerlikler önlenecek. Sağlık hizmet sunucularının geçmiş davranışlarını dikkate alan denetim modelleri geliştirilecek, risk analizi ve veri madenciliği alanlarında yazılım, donanım ve eğitim altyapısı güçlendirilecek.
Girişimcilik ekosisteminde hizmet ve destek sağlayan tüm kurum ve kuruluşların kurumsal kapasiteleri ve iş birliği düzeyleri artırılacak. Organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, küçük sanayi siteleri ve endüstri bölgeleri uygulamaları geliştirilecek; kuluçka ve iş geliştirme merkezlerinin nicelik ve nitelikleri artırılarak etkin bir şekilde hizmet vermeleri sağlanacak; kümelenme desteklenecek. Çevre dostu yaklaşımların barındırdığı yeni iş imkânları, gelir kaynakları, ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik fırsatlar değerlendirilerek yeşil büyüme desteklenecek. Özel sektör imalat sanayinde makine teçhizat yatırımlarının artırılması amacıyla kredi kolaylıkları sağlanacak. Kentsel dönüşümde katma değer yaratan sektörlerin, yaratıcı endüstrilerin, yüksek teknolojili, çevreye duyarlı yenilikçi üretimin ve enerji verimliliğinin desteklenmesine önem verilecek.
Bilişime öncelik verilmekte Programda; kamu yatırımlarında, KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) modeliyle yürütülenler dâhil, eğitim, sağlık, içme suyu ve kanalizasyon, bilim-teknoloji, bilişim, ulaştırma ve sulama sektörlerine öncelik verileceği belirtilmekte. Ayrıca ekonominin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulmasına yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin ve yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesini destekleyen vergi politikalarının uygulanacağı, vergi sisteminin; teknolojik ve uluslararası gelişmelerle birlikte ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayacak şekilde geliştirileceği kaydedilmekte. Program, şu maddeleri de içeriyor: KİT’ler, teknolojik altyapılarını ve ArGe faaliyetlerini geliştirerek katma değeri yüksek ürünlere odaklanacak, yerli enerji kaynaklarından faydalanacak ve ihracata yönelik yeni fırsatları değerlendirecek. İthalata bağımlılığı ve teknoloji yoğunluğu yüksek olan sanayi girdilerinin yurt içinde üretilmesini sağlayacak yatırımlar desteklenecek. Kamu alımlarında yurt içinde üretilen ve yerli girdi kullanan ürünler tercih edilecek. Tüketime yönelik ihraç ürünlerinde özgün tasarım faaliyetleri özendirilecek, nitelikli tasarımcı yetiştirilmesi sağlanacak, patent tescili ve uluslararası marka oluşturulması desteklenecek, tanıtım ve pazarlama konusundaki destekler ihracatçıların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilecek. e-Ticaretin, ihracat artışına katkı yapması ve tüketim malı ithalatını artırmaması için gerekli mekanizmalar geliştirilecek. KOBİ ve girişimcilerin finansmana erişimini kolaylaştıracak alternatif finansman yöntemleri geliştirilecek. Sanayide yapısal dönüşümü gerçekleştirmek ve işgücü piyasasının niteliğini artırmak amacıyla başta araştırma alanında olmak üzere yurt dışından nitelikli işgücü göçünün hızlandırılması sağlanacak.
6
BThaber
E-TOPLUM
24 - 30 EKİM 2016
Havelsan, Quantum 3D’yi bünyesine kattı Haber Merkezi Havelsan’ın Quantum 3D’yi bir yıllık satın alma süreci, Amerikan bürokrasisinden alınan onayla tamamlandı. Kaliforniya’da konuşlu, kamu ve özel sektör için lider eğitim ve simülatör sağlayıcısı Quantum 3D, alınan onayların ardından uçuş simülatörlerinin işletme varlıklarıyla Havelsan’a güç katması bekleniyor. Havelsan bu satın almayla; hem görüntü üreteçlerini özgün olarak sağlama imkânına kavuştu ve hem de Quantum3D ile ABD’nin yerel firmalarından birisi oldu. Havelsan’ın yeni iştiraki Ouantum 3D, ürünlerinin fikri mülkiyet haklarını, üretim hatlarını muhafaza ederek
Havelsan, Amerika’da yerleşik simülatör teknolojileri geliştiricisi Quantum 3D’yi resmen devraldı. Böylece Havelsan, küresel rekabet için de avantaj sağlayacak. Milpitas - Kaliforniya ve Orlando -Florida’daki ofislerinde faaliyete devam edecek ve dünya çapında pazarlara satışa hazır ticari ürünler geliştiren üretim ağırlıklı bir şirket olacak. Mevcut Quantum 3D ürünlerinden gerçek zamanlı görsel simülasyonlar için ödüllü MANTIS yazılımı, Indepence IDX görüntü jeneratörleri ve GeoScapeSE serisi dünya çapında görsel veri bankası ürünleri, önceden olduğu gibi Quantum 3D markası altına pazar aramaya devam edecek.
Bu yeni ABD konuşlu yapı, Quantum 3D adını kullanarak mevcut deneyimli çalışanlarıyla yoluna devam edecek. Bu satın alma Türkiye’de bir ilk niteliğinde Havelsan Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Öztekin, “Amerika’daki bu fırsatı görerek stratejik planlarımız çerçevesinde harekete geçtik. Yaratılan sinerjinin katma değerinin yüksek olacağı inancındayım” dedi. Havelsan Genel Müdürü Ahmet
Havelsan Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Öztekin Hamdi Atalay da “Bu satın alma Türkiye’de bir ilk niteliğinde. İlk kez bir Türk şirketi yüksek teknolojili böyle bir satın alma gerçekleştirdi. Silikon Vadisi’nde yaşanan teknolojik gelişmelere erişimimiz ve bu gelişmelerin
Havelsan ürünlerinde kullanımı böylece kolaylaşacak. Yüzde yüz ABD markası olarak tanınan Quantum 3D şirketinin Havelsan ile birlikte dünya çapında güçlü bir sinerji yaratarak tüm dünyada adından söz ettirecek bir şirket olacağına inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. Quantum3D CEO’su Pratish Shah, Quantum3D’nin simülasyon teknolojileri ve çözümleri alanında yenilikler yaratan, sektörde lider, uzun ve zengin bir geçmişi olduğunu ifade etti. Shah, “Şirketin yeni sahibi Havelsan ile Quantum3D ekibi, ödüllü MANTIS Görüntü Oluşturucu, hava, kara, deniz, bakım eğitim platformları ve hizmetleriyle sektöre öncülük etmeye devam edecek” şeklinde konuştu.
ICDDA; savunma ve havacılık sektörünün buluşma noktası e-İmza kullanıcı sayısı çipli kartlarla katlanacak Türkiye’de gelecek üç yıl süresince çipli kimlik kartlarına da tamamen geçilmiş olması planlanıyor. Nüfus cüzdanı yerine geçecek olan bu yeni kartlar, vatandaş için güvenlik ve kolaylık getireceği gibi, bürokrasiyi en aza indirecek. Yeni kimlik kartları ile birlikte e-İmza dönemine geçiş de hız kazanacak. FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, “Ülke çapında kullanımı 2 milyonu geçen e-İmza uygulamasının sağladığı kolaylıklardan, artık bireyler de faydalanabilecek. Böylece hem usulsüzlükler asgariye inecek hem de yılda 6 bin ağacın kesilmesi engellenecek” bilgisini verdi. Çipli kimlik kartları ile e-devlet hizmetlerine internetin bulunduğu her yerden erişilebilecek. Kimlik beyanı gerektiren otel, banka, okul gibi kurumlarda kolaylık sağlayacak kart, emniyet, noter gibi kamu işlemlerinde bürokrasiyi ortadan
kaldıracak. Seyahat belgesi olarak da kullanılabilecek bu yeni kartlar, biyometrik veri kaydı özelliği ile sahtecilik ve dolandırıcılık nedeniyle oluşabilen mağduriyetlerin önüne geçecek. Koray Gültekin Bahar, beklentilerini ve stratejilerini şöyle anlattı: “Ülke çapında kullanımı 2 milyonu geçen e-İmza uygulamasının kolaylıklarından, artık bireyler de faydalanabilecek. Beklentimiz; nihai olarak 50 milyona yakın kişinin e-İmza uygulamasını kullanacağı yönünde. Böylece hem yetersiz kimlik doğrulamasından kaynaklanan usulsüzlükler asgariye inecek hem e-Dönüşüm alanında önemli bir adım atılacak. Yeni kimlik kartlarını alan vatandaşlar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirilmiş firmalar aracılığıyla e-İmza özelliğini aktive edebilecek.”
Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İş birliği Günleri 2016 ( ICDDA’16 ), Savunma Sanayi Müsteşarlığı himayelerinde ve OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) ev sahipliğinde, 1113 Ekim’de 3. kez Ankara’da düzenlendi. Savunma ve havacılık sektörlerinin dünya çapındaki dev firmalarının, sektörün Türk firmalarıyla tanışması ve ikili iş görüşmeleri yapması için organize edilen ICDDA’16 / Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri 2016’nın açılışı; Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, ve OSSA Koordinatörü Hilal Ünal’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Savunma ve havacılık alanında yurt dışından çeşitli kümelerin de tam kadroyla ICDDA’daki yerini aldığı organizasyona yoğun ilgi oldu. Alpay konuşmasında, “Ülkemizin havacılık ve uzay alanında son yıllarda kat ettiği mesafe göz önüne alındığında Türkiye dünyada önemli bir oyuncu haline geldi” ifadesini kullanarak şunları kaydetti: “Özel sektör üreticilerimizin kamuyla birlikte iş birliklerini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Türkiye, teknolojiyi kullanan anlayıştan teknoloji üreten anlayışa geçti ve hedeflerini sürdürülebilir sanayi ve teknolojik yetkinlik üzerine kurdu. Sektör açısından yan sanayinin çok
Yardımcı sanayİ İle büyüyoruz Muharrem Dörtkaşlı konuşmasında, TAI olarak halen 1500 civarında yerli firmadan malzeme, ekipman, hizmet tedariği ve alt yüklenici olarak hizmet almakta olduklarını kaydederek şu bilgileri verdi: “Yardımcı sanayi ile büyüyoruz. 12’si stratejik olmak üzere 100 yerli alt yüklenici firmada 900’ün üzerinde tezgâh kullanılmakta. OSSA bizim en önemli ortağımız ve yerli yardımcı sanayi firmalarımızın yaklaşık yüzde 45’i OSSA üyesi. OSSA üyesi firmalarımızdan son 2 yıl içerisinde 20 tanesinin Airbus, 12 tanesinin Boeing onayına sahip olduklarını belirtmek isterim. Bu firmalarımızdan 9 tanesi de yurt dışına Boeing’e, Arirbus’a direkt iş yapabiliyor.” “ICDDA; Doğu ile Batı’yı,
önemli olduğunun farkındayız. Biz uçağı yapabiliriz ama uçağın üstündeki kompozit malzemeyle de onun içindeki karbon elyafa da her detaya inmek zorundayız ki gerçek bir sektörden söz edilebilsin. Türkiye’nin sanayisine, yan sanayisine ve KOBİ’lerine
Güney ile Kuzey’i bir araya getiren savunma ve havacılık sektörünün bir buluşma noktası haline gelmiştir” ifadesini kullanan Halil Ünal da, “Bu yıl daha güvenli yaşam alanları yaratmak amacıyla ‘Anayurt Güvenliği’ konusuna önem verdik. Etkinliğimizde 33 ülkeden 200 firmadan 2 bin katılımcı bulunmakta. 2 ve 3. günlerde 5.300 kadar ikili iş görüşmesi planlamış bulunmaktayız. En büyük destekçilerimiz; Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Ekonomi Bakanlığı, Savunma Sanayi İhracatçı Birliği, Ankara Kalkınma Ajansı, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi, TAI, ASELSAN, HAVELSAN, Roketsan, FNSS, ayrıca değişik ülkelerden gelen Boeing, Airbus, Skorsky’dir” açıklamasını yaptı.
tereddütsüz güveniyoruz. Buradan savunma ve havacılık alanındaki önemli firmaları Türkiye’ye yatırım yapmaya davet ediyorum. Türkiye’de yerli ve yabancı yatırımcı ayırımı yoktur. Yerli yatırımcının yararlandığı her fırsattan yabancılar da yararlanabilir.”
8
BThaber
E-TOPLUM
24 - 30 EKİM 2016
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
Robotlar yeni köleler mi?
İnternet kapatma bedeli ABD düşünce kuruluşu Brookings’in Başkan Yardımcısı Prof. Dr.Darrell West, internete hükümetlerce yapılan müdahale ve kapatmaların ülkelere ve dünyaya maliyetini hesapladı: Yılda 2.4 milyar dolar sadece geçen yılda. Türkiye’nin 2015’teki kaybı 35.1 milyon dolarla sınırlı kaldı. West, hesabını şu 3 veriye dayandırıyor: (1) MIT ekonomistleri Erik Brynjolfsson ve JooHee Oh; Google, Facebook, Twitter, YouTube, WhatsApp, Wikipedia (ABD) gibi parasız hizmetlerin, ABD’nin GSYH’sine % 0.23 katkı yaptığını hesapladılar. (2) Harvard ekonomisti John Quelch, internetin istihdama ve hizmetlere “çarpan etkisi”ni 1.54 olarak hesapladı. Bu hesabı 2009 yılına ait ve eski. Ama elde, başka hesap yok. (3) İnternet ekonomisi – GSYH ilişkisi oranları da, Boston Consulting Group’un taa 2011 yılından kalma verisine
dayanıyor. Türkiye için “İnternetin 2011’de Türk ekonomisine katkısı 22 milyar TL, yani GSYH’sinin % 1.7’si,” demişti. Acaba şimdi kaç? West, bu kısıtlara rağmen konuyla ilgili 6 kriter hesapladı. En önemlisi, GSYH üzerindeki etkisi: Örneğin geçen yıl Hindistan 70 gün kapatmış. Maliyet 968 milyon dolar olmuş. Ama Fas 182 gün kapattığı halde maliyet 320 milyon dolarda kalmış. Kapatma sonuçları, internetin ekonomideki önemine ve etkisine göre değişiyor. Türkiye 2.75 gün (Ankara Gar saldırısından sonra) kapatmış, 35.1 milyon dolar bir kayıp yaşamışız. Acaba aynı hesap bizim 2008-11 YouTube yasağı için yapılsaydı, ortaya nasıl bir rakam çıkardı? O dönemdeki zararımız acaba kaç TL olmuştu? Ve acaba, bu tür yenilikçi hesapları neden bizim iktisatçılarımız yapmayı akıl edemez? Darrell Hoca’nın formülü işlerine yarar umarım? https://t.co/0eerhM4UjD
Tekno başkandan editör Başkan Obama, görevden ayrılmasına bir kaç ay kala, bilim ve teknoloji projelerine 300 milyon dolar “daha” ayırdı. Bunun yarısı, akıllı şehir projelerine gidecek. 70 milyon doları Alzheimer, Parkinson, depresyon vb araştırmalarına, 50 milyonu daha da hızlı internet için ufak uydu teknolojisi geliştirmeye harcanacak. 16 milyon da ilaç Ar-Ge’sine: Nokta atış yöntemiyle, kanser hücresi neresiyse tam oraya ilaç yollamak... Obama, bu yeni fonları 13
Ekim’de “Beyaz Saray Bilim ve Teknolojide Uç Sınırlar” (The White House Frontiers) Konferansı’nda açıkladı. Yer: ABD’nin en uzman teknik üniversiteleri arasındaki Carnegie Mellon (Pittsburgh). Konferansın yer seçiminde okulun büyük bilimsel önemi kadar, Uber’in sürücüsüz araçlarını Pittsburgh caddelerinde denemeye başlaması da etkiliydi her halde? Obama, bilim ve teknolojinin en ileri sınırındaki konuları, Wired
Dizi yaratıcısı HBO, Taht Oyunları ve Lost’u çok aşan yeni bir diziyi dünyaya yayınlıyor: Westworld. Konusu, Amerikalı romancı Michael Crichton’ın aynı isimli romanından 1973’te çekilen filmden esinlenen yenilikçi bir versiyon. Dizinin senaryosu Jonathan ve Lisa Nolan’ın. Yönetmen ise, Star Trek ve Yıldız Savaşları Güç Uyanıyor vb filmlerin yönetmeni J.J.Abrams. Bu isimler, ABD görsel eğlence sanayiinde önemli. Bir bilim kurgu fantezi dizisi yarattılar. ABD’de 2 Ekim’de başlayan dizi 10 hafta sürecek. Ön bilgiler sayesinde ABD’de ilk gösterildiği gece 3.3 milyon kişi izledi. Bizde de yayınlanıyor. Dizide müşteriler ve insanlardan farksız robotlar bir tema parkında (Western stilinde) beraberler. Robotlar, müşterilerin akla hayale gelmeyecek veya gelecek bütün fantezilerini tatmin için varlar. Parktaki tema western olduğu için, müşteriler, insandan
farksız robotları “öldürebiliyor.” Ama robotlar, o an ölseler bile, akşam park görevlileri tarafından toplanıp, parkın yönetildiği “yerdelen”e taşınıyor. Yerdelen, yerin 100 kat altına inen süperüber bir ileri teknolojik üretim merkezi. Yöneticisi Anthony Hopkins. Bütün robotların (bindikleri atlar dahil) 3D imal edildiği, tamir ve bakımının yapıldığı, yazılımlarının yüklendiği bir üs. Kovboy müşteri, robotları “öldürebiliyor” ama kovboy robotların silahı müşteriye işlemiyor. Öyle bir teknik düzen kurulmuş ki müşteri, robota istediğini yapsın. Bu parkta insanlar bütün hayvani, en ilkel duygu ve davranışlarını ortaya koymakta özgür. Eski yüzyıllarda insanlar, yaptıkları hareketlerin sosyal ve hukuksal boyutlarını zerre kadar düşünmeden davranabiliyordu. Onları belki frenleyen tek şey dinsel ahlaktı. Zamanla hukuk diye bir kavramın
dergisinin Kasım sayısına “misafir editör” olarak taşıyor. Bu dergi, en az 30 yıldır bilim ve teknolojideki en “uç sınır” yenilikleri sosyal boyutuyla ele alan yetkin bir yayındır. Wired, şimdiye kadar ilk kez bir Başkan’ı dergiye “misafir editör” olarak davet etti. Obama, Kasım sayısını tanıtan videoda yer aldı https:// youtu.be/7qsmUSPLZqo. Ayrıca, şu konulardaki düşüncelerini de anlattı: Yapay zeka, istihdamı ve ulusal güvenliği nasıl etkileyecek? Devletin işleyişi teknolojiyle nasıl
daha iyileşebilir? Sürücüsüz araçları nasıl benimseyeceğiz? Uzay çalışmaları, bürokrasiyi nasıl aşacak? Hükümet, bu konulara nasıl daha fazla bütçe ayırabilir? Eh, bilgi toplumunun Başkan’ı elbette bir küresel teknoloji dergisine “sembolik” editör olur ve vizyonunu, bütün dünyanın izleyeceği videolarda anlatır.
ortaya çıkarak yüzyıllar boyunca ince ayar evrimleşmesiyle bugün insanlar “istedikleri” gibi davranamıyor. Çünkü davranışlarının yaptırımı var. Westworld’de ise yaptırım sıfır. Müşteri en ahlaksız, en canice dürtülerini özgürce yaşayabilir. Batılı eleştirmenler, dizinin yenilikçi yaratıcılığını takdir etmekle birlikte, ırkçı, ayırımcı, hukuku yok sayan bencilliğine, şiddetine dikkat çektiler: Robotlar, kölelik dönemindeki kölelerdi aslında. Beyaz “sahipler” köleyi mal gibi alıp satar, ona istediğini yapardı. Dizi sanki köleliğin (robotun), müşteri (sahip) için ne kadar da yararlı (!) olduğunu mu gösteriyor? Öte yandan, tecavüz, öldürme, aşağılama gibi eylemlerin insanlara özgü olduğunu, robotun ruhsuz bir yazılım olduğunu tartışanlar da var. Dizide ise, robotların yazılım hataları sonucunda “ruh kazanıp” onlara yapılanların intikamını alacağına dair ipuçları bulunuyor.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Haber Merkezi Türkiye Bilişim Derneği’nin İstanbul Şubesinin Organize ettiği Bilişim Yıldızları Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi’nin organize ettiği Bilişim Yıldızları Yarışması’nın final gecesi ve ödül töreni gerçekleşti. 14 Ekim Cuma günü Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsünde gerçekleşen bu özel gecede, davetlilere muhteşem bir Türk Sanat Müziği Konseri de sunuldu. Sadece genç bilişimcilerin ve girişimcilerin değil aynı zamanda kamu kurumları ve belediyelerin de Yenilikçi Projeleriyle katıldıkları yarışma, bilişimde değişim, yenilik ve dönüşüm yaratmayı hedefleyen özel kategoriler ile organize edildi. İnovasyon konulu 2016 Bilişim Yıldızları Yarışması’nda Girişimci ve Kurum Ödülleri çevre, verimlilik ve sosyal sorumluluk olmak üzere üç farklı kategoride sahiplerini buldular. Ayrıca halk oylamasında en yüksek skoru elde eden proje sahibi “Halkın Birincisi” özel ödülünü almaya hak kazandı.
24 - 30 EKİM 2016
Bilişim Yıldızları parlıyor Yarışmada ödüle layık görülen projeler Öğrenci Kategorisi n Körler İçin Erişilebilirlik Navigasyonu - Sosyal Sorumluluk n yemekaskisi.com - Sosyal Sorumluluk n anaokuletkinlikleri.com - Verimlilik n marmaradergi.com - Verimlilik n lisansustutecrubem.com - Verimlilik Girişimci Kategorisi n heat.com.tr - Çevre n reengen.com - Çevre n muzikilan.com - Sosyal sorumluluk n tvv.gen.tr - Sosyal sorumluluk n kitapi.net - Sosyal sorumluluk n deskgate.com - Verimlilik n flexapp.com - Verimlilik n skyatlas.com - Verimlilik Kurumsal Kategorisi n etgigrup.com - Çevre
n izmirkuzey.khb.saglik.gov.tr - Çevre n fatih.bel.tr - Çevre n smarttek.com.tr - Sosyal sorumluluk n sar3d.suleymanpasa.bel.tr - sosyal Sorumluluk n elektronet.com.tr - Sosyal sorumluluk n paytr.com - Verimlilik n ego.gov.tr - Verimlilik
Fintech’ler ile işbirlikleri gelişmeli Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY, finansal teknoloji organizasyonu Innovate Finance ile birlikte hazırladığı ‘Sermaye Piyasaları: İnovasyon ve FinTech Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Dünyanın önde gelen yatırım bankaları ve FinTech yetkililerinin yanı sıra düzenleyici kurum ve girişim sermayedarlarının görüşlerini kapsayan rapora göre; inovasyon uzun vadeli fırsatların değerlendirilmesinde kritik önemde. İnovasyon ve işbirliğini ön planda tutan yatırım bankaları da büyüme, optimizasyon ve sürdürülebilirlikte birçok fırsat yakalama potansiyeline sahip. Rapora göre; özsermaye kârlılık oranlarının küresel olarak gerileme gösterdiği bir ortamda yatırım bankalarının FinTech şirketleri ile işbirliklerini güçlendirmeleri, gelişmelerine ve kârlılıktaki düşüşü frenlemelerine destek olabilir. Yatırım bankacılığı gelirleri 2015 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 4 gerilerken, en büyük 14 küresel yatırım bankasının ortalama özsermaye kârlılık
oranı 2014’deki yüzde 7,8 seviyesinden 2015’te yüzde 6,3’e indi. Yatırım bankaları için özsermaye maliyeti de yüzde 10 - 12 arasında bulunuyor. Fırsat başlıklarını gözden kaçırmamak gerek Yatırım bankaları için kısa vadedeki fırsat alanları olarak robotik işlem otomasyonu, ileri analitik, dijital dönüşüm ve işlem/hizmetlerde dış kaynak kullanımı gösteriliyor. Katılımcılara göre; yapay zekâ, akıllı sözleşme ve blockchain (şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık veri tabanı) gibi teknolojiler de uzun vadede ezber bozucu değişimleri beraberinde getirecek. Bu alanlarda yatırımların geri dönüşünün zaman alacağına işaret edilen raporda; FinTech şirketleri ve yatırım bankaları arasındaki işbirliğinin yapısal ve operasyonel maliyetleri azaltabileceği, düzenlemelere uyumluluğu artırabileceği ve ürün/hizmetlerde inovasyonu destekleyebileceğinin altı çizildi. FinTech şirketleri ve sermaye piyasaları şirketlerinin işbirliğinin yarattığı büyüme
fırsatlarına işaret eden EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef, raporla ilgili şu detayları paylaştı: “Finansal teknolojinin bireysel finansal hizmetlerde yükselişi ile sermaye piyasaları ve FinTech şirketleri arasındaki işbirliği fırsatları da hızla büyüyor. Yatırım bankaları FinTech sektörü ile işbirliği yapma ihtiyacının farkına varırken, yeni teknolojilerin beraberinde getirdiği avantajlardan faydalanıyorlar. Yatırım bankalarının yapısal maliyetler, düzenleme reformu ve sermaye yeterliliği gibi konuların üstesinden gelmeye çalıştığı bir dönemde inovasyon da ikinci plana atıldı. Ancak sektör, sunduğu fırsatlar itibariyle inovasyonu göz ardı edemeyecek durumda. Düzenleyici kurumlar da yatırım bankacılığında sorunların aşılmasında FinTech çözümlerini gittikçe daha fazla destekliyor. Yatırım bankaları için inovasyon artık kaçınılmaz hale geldi. Bankaların bir günde değişmesi beklenemez ama şimdiden alınan kararlar, bankaların geleceğini şekillendirecek.”
n infoline-tr.com - Verimlilik Halkın Favorisi Ödülü n sar3d.suleymanpasa.bel.tr - Sosyal sorumluluk En İyi Mobil Onur Ödülü n 3b.bagcilar.bel.tr - Sosyal sorumluluk En İyi Yaratıcı Onur Ödülü n kadikoy.bel.tr - Verimlilik Küresel Onur Ödülü n globax.com.tr - Sosyal sorumluluk
Küresel tedarik ağında Türkiye’nin payı artmalı Türkiye’den daha fazla firmanın Boeing’in küresel tedarik zincirine dahil olması için fırsat sağlamak ve havacılık sektörünün gelişimine katkı amacıyla Boeing, SAHA İstanbul Savunma, Havacılık Uzay Kümelenmesi Derneği ile işbirliği içinde İstanbul’da Boeing-SAHA İstanbul Havacılık Tedarikçi Zirvesi düzenledi. Hâlihazırda Boeing tedarikçisi olmayan 100’den fazla şirketin de katıldığı zirvede Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın Işıl, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı İSO Meclis Başkan Vekili Hasan Büyükdede ile THY Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil konuşmalar yaptı. Boeing Tedarik Yönetimi, Uçak, Yapısal ve Malzemeler Başkan Yardımcısı John Byrne, sivil havacılık pazar görünümü hakkında bilgiler verirken,
Boeing ile çalışmak ve tedarikçi olmak için gereken kriterleri de anlattı. Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın Işıl, “Türk havacılık sanayi, Boeing ile işbirliği sayesinde önemli gelişmeler kaydetti. Boeing ve SAHA tarafından birlikte düzenlenen bu etkinlik, mevcut ve potansiyel tedarikçilere, Türk havacılık sektörünün Boeing’in tedarik zincirindeki rolünü artırmak amacıyla gelecekteki kazankazan fırsatlarına yönelik bilgi edinme imkânı sunuyor.” dedi. SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede ise “SAHA İstanbul Kümesinin Havacılık ve Uzay ile ilgili konularda üretim yapan firmaları ile Boeing yetkililerinin bir araya gelmeleri, Boeing firmasına iyi bir tedarikçi zinciri oluşmasını sağlayacak. Türk sanayicilerinin Boeing için üretim yapması, hem Türkiye hem dünya pazarında uçak endüstrisi ile ilgili alanlarda kendilerini geliştirmelerinin önünü açacak” bilgisini verdi.
BThaber 24 - 30 EKİM 2016
BİLİŞİM DÜNYASI
11 Güvenlikte Güç Elinizin Altında
OKI Avrupa Genel Müdürü Terry Kawashima
Juniper Networks, ürün portföyünde yer alan Junos Space Yönetim, Otomasyon ve İzleme Platformu’nun “Security Director” modülünü gelişmiş yeni grafik ara yüzü ile müşterilerinin kullanımına sundu. Yeni Security Director modülü: Aynı anda ve çok
OKI’den yeni baskı çözümleri Farklı büyüklükteki işletmelerin ve ofislerin, gelişmiş baskı Bülent Nevres özelliklerinden Milano yararlanabilmelerini amaçlayan OKI, bu doğrultuda yeni ürün ve çözümlerini Milano’da düzenlediği bir etkinlikle görücüye çıkardı. Şirketin yeni baskı çözümlerinde, büyük boyutlu dosyaların hızlı bir şekilde ağ üzerinden aktarabilmesini sağlayan Gigabit Ethernet, mobil cihazlardan doğrudan baskı almaya olanak sağlayan AirPrint, mobil cihazlarla bulut üzerinden mobil baskı alınabilmesini mümkün kılan Google Cloud Print 2.0 uyumluluğu gibi çeşitli yenilikçi özellikler bulunuyor. Yeni baskı çözümlerinde isteğe bağlı olarak kartlı baskı alma, gizli yazdırma ve IPSec gibi güvenlik özellikleri de unutulmamış. Bu sayede kullanıcılar gizli kalması gereken dokümanlarını güven içerisinde yazdırabiliyorlar. Etkinliğin açılışında konuşan OKI Avrupa Genel Müdürü Terry Kawashima, OKI tarafından 3 yıl once belirlenen strateji doğrultusunda hem profesyonel baskı, hem de ofis çözümleri pazarlarında genişlemenin sürdüğünü, bu stratejinin bir parçası olarak OKI ve iş ortakları tarafından yeni ofis ürünleri ve çözümleri geliştirildiğini söyledi. OKI ürün ve çözümlerinin güvenli, kolay, akıllı sözcükleri ile tanımlanabileceğini
OKI, küçük işletmelerin ve bireysel kullanıcıların da dijital dünyanın avantajlarından yararlanmasını sağlayan yeni ürün ve çözümlerini Milano’da düzenlediği “Akıllı Renkli Çözümler” toplantısı ile tanıttı. vurgulayan Kawashima şöyle devam etti: “OKI’nin gelişmiş teknoloji ve başarısını A4 ürün yelpazesine taşıdık. Artık tek fonksiyonlu yazıcılarımızda da akıllı cihazlarımızda bulunan özellikler var olacak. Bu arada, profesyonel baskı ve ofis çözümleri fırsatlarını kovalama yolculuğumuz devam ediyor. OKI’nin yazıcı kolunun en güçlü yönlerinden bir tanesi benzersiz LED baskı sistemimizdir. Bu sistem sektördeki en iyi renkli baskı kalitesini ve en etkili çok yönlü ortam işleme esnekliğini sunmamızı sağlıyor.” OKI Europe Ltd. Pazarlama Başkan Yardımcısı Tetsuya Kuri ise yeni ürün yelpazesi hakkında şunları söyledi: “Yeni ürün portföyü, yazıcıların işletmeler ve kuruluşlar için neler yapabileceğine yönelik algıları değiştirmek amacıyla tasarlandı. Müşterilerimizi markalarını güçlendirmelerine, zaman ve para kazanmalarına ve üretkenliği artırmalarına yardımcı olacak bu uygun maliyetli cihazların potansiyeline yeni bir gözle bakmaya teşvik ediyoruz.” Yeni ürün yelpazesinin başlangıç seviyesinde uygun maliyetli C332dn
ve MC363dn modelleri bulunuyor. Bu modeller olağanüstü ProQ2400 baskı kalitesine ek olarak sınıflarındaki en yüksek hızları sunuyor. MC363dn çift taraflı fotokopi, faks, tarama ve baskı fonksiyonları sağlıyor. İş akışlarını dijitalleştirip modernleştirerek daha hızlı büyümek isteyen işletmeler için sunulan yeni C542dn ve çok fonksiyonlu MC573, dokunmatik ekran teknolojisi ve akıllı baskı dünyasını bir araya getiriyor. Özelleştirilebilir 7 inç ekranlar ve OKI Smart Extendable Platformu (sXP), ile mevcut baskı zincirlerine bağlanmak ve belge yönetim yazılımlarına erişmek mümkün hale geliyor. Her iki modelde de 30/30 ppm hız ve 1200 x 1200 dpi baskı kalitesi sunan üstün özellikler bulunuyor. OKI’nin açık platformu sXP ve entegre SENDYS Explorer yazılımı ise, OKI’nin akıllı MFP’lerini sağlık, perakende ve profesyonel baskı pazarı gibi birçok endüstride dijital iş akışlarını hayata geçirmek için ideal hale getiriyor. Küçük boyutlu MFP’ler, örneğin klinik ortamlarda belgelerin oluşturulduğu noktalarda veya mağazalardaki satış noktalarında her türlü belgeyi hızlı ve kolay bir şekilde taramayı sağlıyor.
sayıda Juniper SRX cihazını yönetebilme
Ücretsiz olarak 60 gün deneme sürümü ile kullanılabilen platform, yöneteceği cihaz
İnteraktif özellikler
sayısına göre kalıcı
Yeni güvenlik politikaları
olarak da lisanslanabiliyor.
Aynı anda ve çok sayıda yeni nesil firewall fonksiyonlarına sahip Juniper SRX cihazını yönetebilen modül ile birlikte tehdit analizi ve filtreleme kontrolü yapılan veri trafiğine ilişkin olarak, log takibi, filtreleme kurallarını interaktif olarak değiştirmek, kullanıcı ve uygulama bazlı güvenlik politikaları belirlemek gibi birçok fonksiyon artık çok kolay. Appliance ve Virtual Appliance şeklinde pazara sunulan ürün istenirse diğer modülleri ile beraber tüm JunOS işletim sistemi ait cihazları yönetme kabiliyetine de sahip.
Yıl sonuna kadar yüksek indirim oranı ile kampanyada olan ürün hakkında daha detaylı bilgi almak için BNTPRO ile iletişime geçebilirsiniz.
www.bntpro.com
(0216) 577 02 68
satis@bntpro.com
Security Director’ın mobil uygulamasını Apple App Store ve Android App Store’dan indirebilirsiniz.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
Gayrimenkul pazarında kararı alıcıların vermesi gerek, ama ilan sahibi satıcının ‘Benim Handan Aybars şu kadar TL’lik dairem var’ şeklinde ilan çıkması, alıcı ile ufak ölçekli pazarlıklar dışında bir karar imkanının sunulmaması pazarı tek taraflı hale getiriyor. Tapu.com kurucusu ve CEO’su Emre Erşahin’e göre, temelde yeterli sayıda bilinçli alıcı arasında rekabetle, söz konusu gayrimenkulün fiyatını oluşturmak mümkün. “Bir evin fiyatına satıcı karar vermemeli. Zaten bu nedenle gayrimenkul fiyatları bazı kesimlerce inandırıcı bulunmuyor” tespitini yapan Emre Erşahin’e göre, buna karşılık açık artırma ise dünyanın en eski satış yöntemi. Tüm alıcıların rekabetle fiyatları vermeleri, fiyat oluşturması her gün faizde, hisse senedinde, petrolde süregelen bir döngü. Yani her türlü serbest piyasada alıcı ve satıcıların teklifleri var. “Bu noktada Tapu.com’un amacı; alıcı ve satıcılar arasındaki fiyat teklifleri ile denge bulunması, bunun için de alıcıların konuşabilmesi” yorumunu yapan Emre Erşahin, stratejilerini ve pazarı şöyle anlattı: m Finans kurumları ile nasıl bir bağınız var? İş modelimizin oturması ve gelişimi için portföylere alıcı arıyoruz. Bu yapıyı, acilen satma ihtiyacı olan finansal kurumlarla başlattık. Bu bizim portföy stratejimiz oldu. Çünkü başta bankalar ve varlık yönetimi şirketleri olmak üzere çeşitli kredi riski taşıyarak ellerinde çözemedikleri borçlarından dolayı tapu kalıyor ve BDDK düzenlemesi uyarınca bu tapularını satmakla yükümlüler. Aksi halde, onların sermaye rasyosunu etkileyecek şekilde karşılık ayırmaları gerek. Ama bankaların gayrimenkul pazarlama yetkinlikleri yok. Bir taraftan da bankalar bunu bir itibar meselesi olarak görüyor. Çünkü bankaların üzerine kalmış tapu, sonuçta kredinin ters gitmesinin işareti olarak görülüyor. Tapu.com’da da bankalardan başladığımız noktada itibar koruması ile ilgili önemli bir vaadimiz var ve bankalarla ilişkimiz de şirketi bile kurmadan, bunu nasıl yapabileceğimiz odağındaydı. Bu modelin
24 - 30 EKİM 2016
Tapuyu online açık artırma ile almak, pazarı geliştiriyor Tapu.com yapısının temel hedefi alıcı ve satıcıları bir platformda buluşturup, fiyat teklifleri ile doğru bir denge oluşmasını sağlamak. yurtdışındaki örneği olan Auction. com, 2008’de ABD’de mortgage krizinde mortgage firmalarının eline likidite sağlayacak araç oldu. Yani sadece gayrimenkul odaklı bu model bizim icadımız değil, Türkiye’nin regülasyonları, yapısı, bankacılık kuralları da farklı. Bizim şirket değerlerimizi oluşturan en önemli unsur ise tüm bu mevzuatlar arasında bu işin hayata geçirilebilmesi için yöntem bulmuş olmamız. Bankların isimlerinden bahsetmediğimiz için bu portföyleri pazarlanabilir hale getiriyor ve bilinçli alıcı adayı yaratıyoruz, bu da rekabet oluşturuyor, bu rekabetle fiyatlar yükselmeye başlıyor, finansal bir kurum en azından zararını kapatma imkanına sahip oluyor. Tüm paydaşların burada olması, fiyat dengesinin sağlanması demek. m Bankaları bu yapıya nasıl çektiniz? Bazı banka ve varlık yönetim şirketleri ile anlaşmamız var ve bunlara yenileri eklenecek. Bir internet girişimi olduğunuzda, bazı adımları süreç içinde konumlandırırsınız, ama biz bankaların karşısına ilk çıktığımızda eksik bir nokta bırakamayacağımız için hazırlığımız da biraz daha uzun oldu. Bankaların bu süreçte her türlü sorusuna gerek hukuki gerek teknik altyapı odaklı ciddi bir hazırlık süreci ile yanıt verdik. Bizi farklı kılan bir özellik fiyat dengemiz, ikinci konu da veri ve şeffaflık. Bir tapu için 16 ayrı teklif alabiliyoruz. Ayrıca, bizden önce kurumsal müşterilerimizin elinde yıllarca beklemiş olan tapuları, biz birkaç ay içinde satıyoruz. Yaptığımız satışların yüzde 21’ini ise satışa çıktıktan sonraki 15 gün içinde yapmış oluyoruz. Bu, gayrimenkul için oldukça yüksek bir hız. m Neden? Çünkü bu, pazardaki bir
açık. Fiyat dengesi yaratabilmek için alıcı adaylarının sonsuz bilgiye sahip olması lazım. Zaten gayrimenkulde, özellikle ilancılıkta çözemediğimiz bir konuydu bu. Emlakçı o evin ne zaman yapıldığını, deprem yönetmeliğine uygunluğunu, iskan projesine uygun olup olmadığını bilmiyor. ‘Değerleme raporu çıkarılamaz’ denilerek, insanlar tapudan geri dönüyor. İşte bu gibi durumlarda veri ve emlak hakkında şeffaflık oldukça kısıtlı. Bu nedenle de ikinci önceliğimiz değerleme raporsuz mal kabul etmememiz. Değerleme raporu 10 küsür sayfalık bir çalışmadır ve tüm detayları içerir. Bizim de değerleme raporuna dayanarak finansal sektörden işe başlamamızın dayanak noktası budur. Bilinçli alıcı yaratmak için malzeme yaratmak gerek ve bu malzeme de değerlendirme raporu ile başlar. m Tapu.com’a yatırımcı ilgisi yoğun, değil mi? İlk yatırım turunu Earlybird Venture Capital liderliğinde tamamlayan Tapu.com’un diğer yatırımcıları arasında Aslanoba Capital’ın kurucusu Hasan Aslanoba, Can Yücaoğlu, ayrıca Seha İşmen Özgür ve Banu Küçükel var. İş planını inşa ederken, yatırımı alarak şirketi kurduk ve şirketi melek yatırımcılarımızla beraber oluşturduk. Sonrasında, işlerin beklediğimizden iyi gitmesiyle beraber 1 yıl içinde aynı yatırımcılardan yine destek de aldık. m Bağlantılarınıza neleri eklemek gündeminizde? Bazı bankalar ve varlık yönetim şirketleri var, inşaat sektörü ile de ileri aşamalarda bağlantı kuracağız. Tapu.com’un finansal sektörle işe başlamasının ve
HİZMET İÇİN KÖPRÜ OLUYORUZ “Mobil cihazla giriş çok olduğu için öncelikle bir uygulama geliştirmek istiyoruz. İngilizce siteyle yurtdışına da açılmak gündemimizde. Mütekabiliyet yönetmelikleri uyarınca bazı adımlar atmak gerek, yani siteyi İngilizce’ye
çevirmekten çok daha fazlası var. Yabancıların Türkiye’de gayrimenkul edinme ilgisi var ve bizi arayarak bu yapıya katılmak isteyenler de oluyor. Hizmet için köprü oluyor, taraflar arasında güveni oluşturmak için sorulabilecek
her türlü soruya doğru yanıtlar verebilmeye önem veriyor, mevzuatı biliyor ve yenilikleri de takip ediyoruz. Sitemize artık ayda 250 bin kişi geliyor ve bu kişilerin yüzde 27’si, her ay takipte kalarak, sitemizi ziyaret ediyor. ”
m Bir kişi ya da kurum, gerekli belgeleri alarak Tapu.com’da satış yapabilir mi? Ellerinde gayrimenkul değerleme raporu bulunması şartıyla, şirket ve bireyler de platformumuzdan satış yapabiliyor. Sistemimiz, hem gayrimenkullerin piyasa değerini bulmasına hem de hızlıca satılmasına yardımcı oluyor. Bu sayede özellikle nakit ihtiyacı olan satıcılar için önemli bir fayda sağlanıyor. m Emlakçılarla bağlantınız var mı? Zincir emlakçılar bizimle nasıl çalışabileceklerine daha karar vermediler. Şeffaflık herkesin ihtiyaç duyduğu bir konu ve biz network’lerle çalışmaya açığız.
Tapu.com kurucusu ve CEO’su Emre Erşahin portföy stratejisinin önemli bölümü de bu sektörlerin hız ihtiyacına yanıt vermek ve bu strateji tutmuş gözüküyor. Örneğin bankalardan yeni yeni paketler alıyoruz. Bu paketlerin her birinde 20’li 30’lu adette gayrimenkul portföyü var. Bu gayrimenkullerin her birini sistemimize ekleyip numaralandırıyor ve her bir tapuyu satışa sunuyoruz. m Gayrimenkuller ağırlıklı olarak hangi şehirlerden? Konut, ticari mülk, arsada tüm Türkiye’de daha da çok İstanbul’un dışından yönelim var. Finansal kurumların ellerindeki portföyü alırken, seçim yapma imkanımız yok. Gelen portföyler tüm Türkiye’den. Çok fazla satış yaptık ve bankalar bize yeni iller verdikçe, onlara da yöneliyor ve operasyonu satışa çevirmeye odaklanıyoruz. Kullanıcılar tercihlerini belirtebiliyor ve bu tercihlere uygun gayrimenkul gelmesi halinde ‘Alarm’ durumu bu kullanıcı için aktif oluyor. Bankadan gayrimenkul portföyü almak ve bunları sisteme eklemenin yanında, müşterilerden gelen CRM verilerini de bankaya iletiyoruz. Böylece onlar da ellerindeki verileri değerlendirmiş oluyor, hangi şehirde ne tür gayrimenkul ilgisi olduğunu görebiliyor.
m Alıcı bilgileri nasıl doğrulanıyor? Tapu.com’a gelen kişilerden bir bilgi almıyoruz ve bir e-posta bıraktığı zaman üyemiz oluyor. Sonra bir açık artırmaya katılmak istediğinde, ki bu katılım ücretsizdir, o zaman TC numarasını ve cep telefonunu onaylaması gerekiyor. Bu bilgilere bakma ve saklama hakkına sahip değiliz, sadece verilen bilgilerin doğruluğunu kontrol etme hakkımız var. Tüm bu bilgilerle kişi açık artırmaya girdiği zaman, bu artırmada kim ne telif vermiş, süreç nasıl işlemiş gibi bilgileri pratik bir zaman çizelgesi olarak görüyor. Bir ‘teklif ver’ butonu var ve kişi teklif verme niyetindeyse, bir kredi kartı ekranı açıyor, kişinin kartından bir ön provizyon alacağımızı söylüyoruz. Bu bir tahsilat değil, limite koyulan bir blokaj. Bu provizyon, insanların açık artırmayı sağlıklı ve doğru tamamlaması açısından önemli. Açık artırma sonunda, satıcı bu kişiye satışı onayladığı, yani banka alıcıya onay verdiği zaman banka ‘Onayla’ butonuna bastığında kredi kartı tahsilatı dönüyor ve biz, söz konusu kişilerle tapu devrine kadar evrakları, ödemeleri hazırlıyoruz. Altyapımız da ödeme kuruluşları ve onların müşterisi olarak ilişkilerimizi yürütmekte son derece uyumlu. İşlem kirliliğini böylece en aza indiriyoruz.
‘Gayrİmenkul fİyatları İnandırıcı değİl’ şeklİnde bİr yorumunuz vardı. Neden ve İnandırıcı olmasını ne sağlar? Gayrimenkul piyasasında alıcıların seslerini duyurabildiği, teklif verebildiği hiçbir ortamı yok. Bizim ortaya çıkma sebebimiz de bu, yani gayrimenkulde fiyat dengesini oluşturabilmek. Alıcıların tekliflerinden satıcılar haberdar olmadığı için fiyat dengesinin oluşabileceği, alıcıların konuşabileceği bir platform yaratmak istedik.
Sadece satıcıları konuşturan platformlar, fiyatların şişmesine neden oluyor. Oysa gayrimenkulde alıcıların karar vermesi gerek. Fiyatların inandırıcı olmamasının sebebi, alıcılarla beraber fiyat oluşmaması, sadece satıcıların pazarlık payını öngörerek ilerlemesi. Açık artırma da, dünyanın en eski satış yöntemi ve piyasada alıcıların teklifleri de olmalı.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
24 - 30 EKİM 2016
13
Tüm sektörlerde bilgiye erişim kolaylaştırılıyor Sayısal verilerin giderek arttığı günümüzde küçük veya büyük bütün işletmelerin en büyük ortak sorunlarından birisi de nitelikli bilgiye ulaşmak. Bir taraftan Word, Excel, PDF dokümanları, diğer taraftan CAD dokümanları ve elektronik postalar derken aradığımızı kısa sürede bulmak giderek zorlaşıyor. Harita destekli kurumsal arama motoru GEODI ve sahadan veri toplama uygulaması MOBIDI ile karar alma süreçlerinin hızlandırıldığını vurgulayan DECE Yazılım Genel Müdürü Serdar Ak, şu bilgileri verdi: “DECE Yazılım, harita destekli kurumsal arama motoru GEODI ve sahadan veri toplama uygulaması MOBIDI ile tüm sektörlerde bilgiye erişimi kolaylaştırıyor ve karar alma süreçlerini hızlandırıyor. Günümüzde üretilen veri miktarı her geçen yıl katlanarak artıyor ve bunun yüzde 70’lik büyük bir bölümü -Word, Excel, PDF, DWG, NCZ, e-Posta, Sosyal Medya gibiyapısal olmayan verilerden oluşuyor. Yazılımlarımız doğrudan bu veriler üzerinde çalışarak, ek veri girişi gerektirmiyor. Çözümlerimiz zaman tasarrufu, süreçlerde hızlanma, müşteri ve çalışan memnuniyeti olarak fayda sağlıyor.” Veri güvenliği sağlanıyor Firma ürünlerinden GEODI’nin her türlü içeriği aynı zamanda harita üzerinde de gösterdiğine dikkat çeken Ak, “Bir dokümanda veya e-posta içinde ‘Ankara’ kelimesi geçmesi, haritada ‘Ankara’ yazısı üzerine tıklayarak ilgili dokümana ya da dokümanlara ulaşabilmeniz için yeterli. Benzer şekilde yer isimlerini, parselleri, şantiyenizdeki mahalleri, müşterilerinizi de harita üzerinde görebilirsiniz. İçeriklerin üzerine istediğiniz notu alabilme, başka yazılıma ihtiyaç duymadan görüntüleyebilme, web ve mobil kullanım imkânlarıyla her sektörde bilgiye erişim, arşivleme ve yedekleme sıkıntılarına kesin bir çözüm sunuyor” açıklamasını yaptı. Ak, günümüzde veri güvenliğinin en önemli
konulardan birisi olduğuna dikkat çekerek GEODI’nin kurumların sunucu veya bilgisayarlarında çalıştığını ve verilerin hiçbir şekilde dışarıya çıkmadığını vurguladı. Tüm kurum ve firmalar için sahadan nitelikli bilgi toplamanın en kritik konulardan biri olduğunu bildiklerini söyleyen Ak, sözlerine şöyle devam etti: “MOBIDI çözümü, saha ekipleri olan aklınıza gelebilecek tüm sektörlere çözüm sunuyor. O anda
internet olmasa da çevrimdışı çalışabilen; konum, not, ses, video ve fotoğraf toplayabilen çok esnek bir çözüm. Sahada çalışan; Zabıta, Park Bahçeler, Fen İşleri gibi belediye birimleri ile şantiye ekipleri, satış ekipleri, arıza ve kontrol ekipleri gibi birimlerin hemen kullanmaya başlayabileceği bir uygulama. MOBIDI ile uzak şantiyelerinizi, fabrikalarınızı, çalışma sahalarını günlük hatta saatlik olarak izleyebilirsiniz. Bakım, temizlik veya keşif
ekiplerinin yaptıkları işi çok daha kolay kaydetmelerini sağlayabilir ve dilediğiniz raporları alabilirsiniz.” Sincan, Altındağ ve Meram Belediyeleri başta olmak üzere, ülke genelindeki birçok belediye ile Karel ve Tepe Servis gibi seçkin firmaların MOBIDI ve GEODI kullandığını belirten Serdar Ak, her iki çözümün de ücretsiz deneme sürümlerininwww.dece.com. tr internet sitesinden ve mobil marketlerden indirilebileceğini sözlerine ekledi.
DECE Yazılım Genel Müdürü Serdar Ak
Backup 12 CONTROL YOUR DATA DESTINY TM
Verilerinizi Dünyanın En Hızlı Yedekleme Çözümü ile Koruyun!
Bulut ve Web Konsolu YEN‹
Fiziksel, Sanal, Bulut Ortamlar, Uygulamalar, Mobil Cihazlar YEN‹ ve ACRON‹S’e ÖZEL
Acronis Instant RestoreTM
Bare Metal Kurtarma
YEN‹
YEN‹ ve ACRON‹S’e ÖZEL
VMware vSphereReplikasyonu
Acronis vmFlashback
YEN‹
YEN‹
H›zl› Sonuçlar
Microsoft ‹fl Uygulamalar› Korumas›
Acronis Universal Restore
Acronis Bulut Depolama
Güvenli Çözüm
Kriptolu Veri Depolama
Acronis Backup 12 deneme sürümünü www.acronis.com adresinden hemen indirin, dünyan›n en h›zl› yedekleme çözümü ile tan›fl›n!
®
MICRO
Haber Merkezi
14
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
24 - 30 EKİM 2016
Tehditler her noktadan, an be an büyüyor Intel Security, siber güvenlik alanındaki araştırmalara yer verdiği McAfee Labs Tehdit Raporu: Eylül 2016 kapsamında 2016 yılının ilk altı ayına ilişkin verileri yayınladı. Rapor, sağlık hizmetlerinde artan fidye yazılım tehdidini değerlendirirken, veri kaybı vakalarına yönelik “kim ve nasıl” sorularını araştırdı, siber güvenlikte makine öğrenimi uygulamasının pratik açıklamalarını sundu ve fidye yazılımdaki artışı, mobil uygulamalara yönelik kötü amaçlı yazılım, makro kötü amaçlı yazılım ve diğer tehditleri inceledi. Intel
Security, 2016 başında hastanelere yönelik fidye yazılım saldırılarının arkasındaki fidye yazılım ağlarını ve fidye ödeme yapılarını araştırdı. Sağlık hizmetleri, halen fidye yazılımların hedeflediği sektörler arasında küçük bir yer tutsa da, McAfee Labs bu tür saldırıları düzenleyen geniş çaplı ağların sağlık kurumlarına yönelik saldırıları hızla artıracağını tahmin ediyor. Intel Security McAfee Labs Tehditler Raporu’na göre, siber saldırılara en açık sektörler veri kaybı konusunda nispeten daha az hazırlıklı olan sağlık ve üretim sektörleri. Perakende ve
finans şirketleri ise yaşadıkları siber saldırı sıklığı nedeniyle geniş çaplı koruma sistemleri ve stratejileri uyguluyor. Araştırmaya katılan firmaların yüzde 25’inden fazlasının çalışan veya müşteri verilerinin paylaşımını veya bu verilere erişimi izlemediği, her iki kullanımı da gözetim altında tutan şirketlerin oranının ise sadece yüzde 37 olduğu tespit edildi. Bu rakam, büyük şirketlerde ise yüzde 50’lere yükseliyor. Araştırmaya göre, veri kayıplarının yaklaşık yüzde 40’ı taşınabilir bellek gibi fiziki medya araçlarıyla sağlanırken,
kurumların sadece yüzde 37’si bu tür olaylara yol açabilecek medya bağlantılarını gözetim altında tutuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 90’ı bulut koruma stratejileri uyguladıklarını belirtse de, yalnızca yüzde 12’si buluttaki verilerinin faaliyetlerini güvenle takip edebildikleri kanısında. McAfee Labs’in küresel tehdit istihbarat ağı, 2016’nın ikinci çeyreğinde, her bir dakikada 316, saniyede ise 5’ten fazla yeni tehdidin ortaya çıktığını belirledi. Son dönemde en hızlı artışlar fidye yazılım, mobil uygulamalara
yönelik zararlı yazılım ve makro zararlı yazılımlarda gözlemlendi. Rapor döneminde 1.3 milyon yeni fidye yazılım da tespit edildi. Bu, McAfee Labs’in şimdiye dek saptadığı en yüksek rakam. Geçtiğimiz yılda fidye yazılımlar toplam yüzde 128 oranında arttı. Buna paralel olarak, fidye yazılımlarla yaratılan maddi kayıp da önemli boyutlara ulaştı. Bir diğer yüksek artış oranı ise mobil uygulamalara yönelik zararlı yazılımlar alanında. Bu dönemde, mobil uygulamalara yönelik yaklaşık 2 milyon yeni zararlı yazılımın ortaya çıktığı tespit edildi.
Sigorta sektörü kendini BT ile yeniden tanımlıyor SAP’nin Ovum Research ile hazırladığı “Küresel Sigorta Endüstrisinde Teknolojik Dönüşüm” raporunda sigorta şirketlerinin teknoloji alanında ne gibi çalışmalara odaklanmaları gerektiği üzerinde duruluyor. Raporda, teknolojiyle desteklenen “hizmet olarak sigorta” çözümleri ile sigorta şirketlerinin rekabet güçlerini koruyabilmek için proaktif davranıp müşterilerine risk yönetimi konusunda yardımcı olmaları da öneriliyor. Rapora göre; sigorta şirketlerinin, kapsamlı bir “risk yöneticisi” rolünü üstlenip bireysel ihtiyaçlar ve tercihlere göre hizmetler ve çözümler sunmaları, müşterilerinin hayatlarında daha aktif rol oynaması gerek. Bu değişimin gelecek 5 - 10 yıl içinde gerçekleşeceğine işaret edilen raporda, üç kritik etkenin öneminin artacağı da vurgulanıyor: Dijital dönüşüm, bulut bilişim ve IoT. Riski daha doğru tahmin etmek için dijital teknolojilerin ürettiği
büyük veriden yararlanabilecek olan şirketler, bu bilgileri müşterileri için güvenilir bir danışman olmak, onları olası sorunlarla ilgili önceden uyarmak için kullanabilecek. Yavaş ve ağır işleyen BT modelleri yerine, daha hızlı ve esnek olan bulut mimarisi kullanılabilecek. Şirketler, neredeyse gerçek zamanlı olarak yeni özellikleri ve fonksiyonları devreye sokarak müşteri taleplerine hızlı bir şekilde yanıt verebilecek. IoT teknolojisi sayesinde de bireysel poliçe sahiplerine, risk seviyelerine göre özelleştirilmiş poliçe oluşturma özgürlüğü kazandırılabilecek. SAP Türkiye Stratejik Endüstriler Satış Direktörü Bülent Karal, araştırma sonuçlarını şöyle yorumladı: “Dijital dönüşüm, sigortacılık sektörünü şekillendirirken, Türkiye’deki sigorta şirketleri bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyor. ‘Dijital Sigortacılık ve Omnichannel’ alanında sigorta şirketlerinin müşteri deneyimini farklı kanallarda müşterinin izini
kaybetmeden yönetebileceği ve müşteriye kendisini özel hissettireceği uygulamaları hayata geçirdiğini görüyoruz. Bunu yaparken de müşterilere doğrudan ulaşmaktansa, acente, broker ve aracı kurumlarla birlikte dijitalleşen stratejileri benimsiyorlar. IoT ve büyük veri konularında karşılaşılan en sıcak konulardan biri sahte hasar ve suistimal ile mücadele projeleri. Sektörde gözlemlenen yüksek hasar frekansı ve yüksek hasar/ prim oranları, Türkiye’deki sigorta şirketlerini proaktif olmak, tespit edici ve önleyici mekanizmaları birlikte kullanmak yönünde motive ediyor. Bulut bilişim ise sigorta şirketlerinin ilk etapta arka ofis çalışmalarında ve insan kaynakları uygulamaları alanında daha çok değerlendirdikleri bir konu. Kişisel bilgilerin korunmasına dair kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte bu alanla ilgili konulara Türkiye’deki sigorta şirketleri daha dikkatle yaklaşmaya başladılar.”
Fırsatları gözden kaçırmayın Dijital pazarlama servis sağlayıcılarından Related Digital Group bünyesinde faaliyet gösteren euromessage, Ekim ayında markaların pazarlama faaliyetlerine katkı sağlayacak özel fırsatları paylaştı. 15 ülkede bin 500’ü aşkın markaya pazarlama kanallarının etkin kullanımı alanında danışmanlık ve hizmet sunan euromessage, özel günlerden ilham alarak tasarlanan iletişim çalışmalarının
başarıya etkisine de dikkat çekiyor. Bu noktada, e-posta, mobil ve sosyal medya kanallarında etkileşimi artırmak üzere Ekim ayındaki özel günlerin başında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geliyor. Markaların hedef kitlelerini iyi tanıyarak özel günleri değerlendirmesi gerektiğini belirten euromessage Ülke Müdürü Murat Erdör, şu bilgileri verdi: “Markaların paydaşlarıyla
kurduğu bağların güçlü olması için özel günlerin birleştirici gücünü kullanmak önem taşıyor. Ancak bunu yaparken markaların doğru kitleye, doğru zamanda ve ilgi çekici bir içerikle ulaşması şart. Örneğin spor gündemi üzerinden kurulan bir iletişim stratejisinde markalar sezon boyunca düzenli olarak iletişimi sürdürmeli ve gündemle paralel yaratıcı içeriklerle paydaşlarına ulaşmalı.”
Makinelerin takibini sensörler yapacak Bosch’un liderliğinde 7 şirket, Endüstri 4.0’a yönelik geleceğin sensör sistemini geliştirmek üzere AMELI 4.0 isimli projede işbirliği yapıyor. Bu sensör sistemi; makineleri takip ediyor ve çalışmalarında meydana gelen sapmaları anında tespit ediyor. Sistem sayesinde fabrikalar, makinelerin planlanmayan arızalarını önleme konusunda adım atabilecek, şirketler bakım aralıklarına bağlı kalmak yerine, bakıma ihtiyaç olduğunda ekipmanlarına müdahale edebilecek. Bu yaklaşımın; makinelerin bakım, inceleme ve tamir maliyetlerini yüzde 30 azaltması bekleniyor. AMELI 4.0: Endüstri 4.0 ile ilgili olarak Alman şirketlerinin pazardaki konumunu arttırmayı hedefliyor. Bu nedenle proje, Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı (BMBF) tarafından “IKT 2020 - İnovasyon İçin Araştırma” programının bir parçası olarak 3,84
milyon avro finansman ile desteklendi. AMELI 4.0 projesi; sensör teknolojisi, sistemler ve makine mühendisliği, makinelerin durum takibi, enerji dönüşümü ve miktoteknoloji gibi alanlarda küresel liderler olan enstitüleri ve endüstri ortaklarını bir araya getiriyor. MEMS sensörleri alanında pazar lideri Robert Bosch GmbH, projeye liderlik ederken, projenin diğer ortakları Siemens AG, Hahn Schickard Gesellschaft, Fraunhofer Institute for Production Systems and Design Technology IPK, Binder-Elektronik GmbH, Schaudt Mikrosa GmbH ve Stackforce GmbH. Öte yandan ‘AMELI 4.0’ adı, Endüstri 4.0’da durum takibine yönelik mikro elektro mekanik sistemin kısaltması. 2015 Aralık’ında başlatılan projenin, 2018 yılının sonunda sonuçlanması hedefleniyor.
15 BThaber
DOSYA
Veri Yedekleme ve Depolama
24 - 30 EKİM 2016 www.bthaber.com
En değerli varlığın sigortası…
Ayhan Sevgi Günümüzde veriler, kurumların en değerli varlığı haline geldi. Birçok kanaldan akan veri karşısında, geleneksel depolama yöntemleri artık yetersiz kalıyor. Bu verileri, eğer varsa ilgili sektörü bağlayan düzenlemeler çerçevesinde depolamak, olası her türlü sıkıntıya karşı yedeklemeleri yapmak, felaket kurtarma gibi buzdağının görünen yüzündeki sıkıntılara ek olarak ortaya çıkabilecek diğer risklere karşı da korumak şart. Her an her yerden verilere ulaşılabilmenin iş hayatı açısından öneminin arttığı günümüzde kurumlar, doğal olarak ihtiyaçları doğrultusunda düşük maliyetle yüksek performanslı sistemlere ulaşmanın olanaklarını arıyorlar. Artık yöneticiler de yapacakları yanlış bir yatırımın, olası bir felaket durumunda kendilerine bedelinin çok ağır olacağının farkındalar. Çünkü bu kayıp sadece maddi bir bedel olmayacak, iş ve prestij kaybı daha büyük zararlara yol açacaktır.
Dosya Sponsoru Sayfa
15 22
16
DOSYA
BThaber
Veri Yedekleme ve Depolama
24 - 30 EKİM 2016
Agilis, BT sistemlerinin dönüşümünü hızlandırıyor Günümüzün popüler konularından birisi olan dijital dönüşüm, beraberinde bilişim teknolojilerinin de dönüşümünü getiriyor. Uç nokta sunucu mimarisine dayalı 2. platform uygulamalarından mobil cihazların artışı, bulut uygulamalarına geçiş, iş uygulamalarından beklentinin anlık ve kesintisiz hale gelmesi ile birlikte 3. Platform uygulamalara geçiş hızlandı. Fakat uygulama özelinde sunucu, veri depolama ve hatta ağ bileşenleri barındıran geleneksel veri merkezleri, 3. Platform uygulamaların gereksinimlerine yetersiz kalıyor. Dijital dönüşümün desteklediği 3. Platform uygulamalarına geçiş ile birlikte BT birimleri de bu bağlamda iş süreçlerine dahil olmuş, şirketler için stratejik bir iş ortağı haline geldi. Dijital dönüşüme paralel olarak işletilmesi gereken BT dönüşümü, veri merkezlerinin modernizasyonunu, “on-demand” BT servis ihtiyalarının otomasyonunu ve bunlara paralel olarak tüm BT süreçlerinin ve çalışanlarının dönüşümünü barındırıyor. Agilis, sürekli değişen, gelişen ve bir o kadar karmaşık hale gelen BT sistemlerini Dell EMC ile geliştirilen iş birliği sayesinde hem modernize edebiliyor hem de daha basit bir hale getirebiliyor. Bu dönüşüm sürecinde veri merkezlerinin modernizasyonu kapsamında “all-flash” veri depolama sistemleri, “hyper converged” mimariler, yazılım tanımlı ağ bileşenleri veri depolama sistemleri hatta uçtan uca yazılım tanımlı veri merkezi mimarileri bir süredir kullanılmaya devam ediliyor. Tüm bu modernizasyonun yanı sıra özel, genel veya hibrit bulut sistemlerinin yaygınlaşması da çözümlerin bulut ile birlikte çalışabilirliğini gerektiriyor. Yapısal ve yapısal olmayan verilerin büyümesi, yeni teknoloji ile üretilen veri depolama sistemleri daha küçük alanlarda daha yüksek kapasiteler barındırıyor ve daha yüksek performans değerleri sunuyor. Büyük veri, performans ihtiyacı duyan sistemler, modernize edilen veri merkezleri, entegre veri yedekleme ve güvenlik sistemleri gerektiriyor. Herhangi bir felaket sonrasında işkritik uygulamaların sıfır veri ve zaman kaybı ile geri dönüş sağlamasından, veri büyümesine, yaşlandırmaya kadar farklı ihtiyaçlara farklı çözümlerle cevap verilebiliyor. Veri yedekleme ihtiyaçları artıyor İhtiyaca yönelik BT sistemlerinin farklılaşması, şirket içi sistemlerin sanal veya fiziksel kullanımı, hibrit bulut çözümlerinin kullanımı ve hatta direkt bulutta doğan ve yaşayan uygulamaların kullanımı veri yedekleme ihtiyaçlarını beraberinde getiriyor. Günün sonunda her sistem için iki kritik değer olan RTO (Recovery Time Objective) ve RPO (Recovery Point Opjective) hangi veri kaynağının ne şekilde korunacağını
adresliyor. Bu iki değer bir felaket anında ne kadar sürede sistemi tekrar çalışır hale getireceğimizi ve geri dönüş durumunda ne kadar eski verinin tolere edilebileceğini belirtiyor. Bu iki verinin uygulama bazlı değerlendirilmesi sonrasında sıfıra yakın durumlarda erişilebilirlik çözümleri, dakikalar durumunda replikasyon (replication) ve snaphot (anlık görüntü) çözümleri, daha yüksek zamanlar düşünüldüğünde de yedekleme ve arşiv çözümleri devreye giriyor. Sürekli kullanım ve veri hareketliliği sağlayan erişilebilirlik çözümü, istenilen ana geri dönüş kolaylığı, yerel veya uzak noktaya veri gönderimi sağlayan replikasyon çözümü, ortamın ihtiyacına paralel yedekleme çözümleri, performans ve kapasite sağlayan “all-flash” ve hibrit veri depolama sistemlerinden, yedeklenen veya arşivlenen ikincil verilerin saklanacağı veri depolama sistemlerine kadar katmanlanmış veri depolama çözümleri, yapısal veya yapısal olmayan verilerin belirlenen politikalara göre ikincil veri depolama sistemlerine veya bulut ortamına gönderimini sağlayan arşivleme çözümleri Agilis çözüm portföyünde yer alıyor. Uç kullanıcı ve hatta küçük işletmelerin kendi içinde barındırdıkları sunucuların yedeklenmesi için bulut yedekleme çözümü ile bulut üzerinde çalışan CRM, Office 365 ve GoogleApps uygulamalarının yedeklenmesini sağlayan çözümlerimiz de bulunuyor. Ransomware atakları evrimleşerek, uç nokta verilerini şifrelemekten yola çıkarak ortama yayıldığında veri depolama sistemlerini, veri yedekleme sistemlerini keşfeder ve keşfettiği bu veri kaynaklarına erişerek atakta bulunur hale geldi. Bu nedenle artık veri kaynaklarının güvenlik sistemleri ile daha proaktif olarak korunması ve olası gerçek
verinin bir zarara uğraması durumunda
AGİLİS Teknoloji Çözümleri CEO’su Aykut Aydoğdu ortamdan izole edilmiş bir veri yedekleme sisteminden tüm sistemin geri dönüşünün sağlanması gerekmektedir. Ortamdan iole olarak çalıştırılabilir yedekleme sistemleri çözümlerimiz arasında yer alıyor. Başta belirttiğimiz gibi tüm bu dönüşüm süreci veri yedekleme sistemlerinin daha hızlı, daha güvenli ve sağlam, daha efektif ve bulut ile entegre olabilmesini gerektiriyor. Yedekleme ortamının çeşitliliğine göre kullanacağımız buluta entegre çözümlerimiz yedeklenen, arşivlenen ikincil verilerin ve hatta gerçek ortamda bulunan birincil verilerin kendi ortamınızdan farklı bir bulut ortamında saklanmasını, barındırılmasını sağlıyor. Dünya genelinde üç ayrı bölge, 18 ayrı
ülkede 250’den fazla çalışanı bulunan firmaların 2.200 BT karar vericisi ile yapılan bir araştırma sonucu veri koruma hakkındaki olgunluğun hala gerektiği noktalarda bulunmadığını gösteriyor. Bu araştırma sonucunda profilin yüzde 89’u eğrinin altında kalmakta ve sahip oldukları yedekleme ve arşivleme çözümleri hakkında güvende hissetmedikleri veya geri dönüş konusunda şüpheli olduklarını belirtiyor. Çin’den Meksika’ya, Hindistan’dan Kanada’ya 18 farklı ülkede durum böyle iken bir çözüm sağlayıcı olarak Türkiye’de de durumun çok farklı olduğunu düşünmüyoruz. Ransomware atakları da bunu bize net bir şekilde göstermektedir. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde şifrelenen verisini para karşılığı geri döndüren birçok işletmenin bundan bir ders alıp çözüm üretmediği gibi defalarca aynı durumda kalarak büyük tutarlarda paralar ödediği herkes tarafından konuşulur hale geliyor. Olası felaketler ve ataklar sonrasında oluşacak veri, iş ve para kaybının dahi bu konuda çözüm üretmeye zorlayıcı olmadığı ülkemizde iş alanlarına paralel regulasyonların çıkarılması ve devreye alınması gerekiyor. Veri koruma çözümlerini satın almış ve kullanmakta olan firmalar bu çözümleri efektip kullanma ve yönetme konusunda yetkin IT yöneticileri çalıştırma konusunda da bütçe kısıtlarına takılıyor. Bu noktada yazılımdan donanıma, kurulumdan destek, danışmanlık ve bu ortamların izlenip yönetilmesine kadar tüm ihtiyaçlara karşılık gelebilecek yönetilebilir hizmetlerimiz devreye giriyor. Bu hizmetler aracılığı ile müşterilerimiz yatırım bütçelerini, işletim bütçesi olarak kullanabilir hale gelerek büyük bir avantaj sağlamaktdır. Ayrıca konusunda uzman, güvenilir danışman olarak tüm iş yükünü bize devredebiliyor.
Verİ yedekleme İhtİyaçları artıyor Agilis’in veri depolama ve koruma çözümlerinde iş birliği yaptığı Dell EMC Türkiye Kanal ve Orta Ölçekli İşletmeler Satış Müdürü bu konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bulut teknolojileri maliyetten erişim kolaylığına, yedekleme rahatlığından mobil bütünleşmeyle sağladığı çeşitli avantajlar nedeniyle kurumsal bilişim dünyasındaki birçok diğer çözümde olduğu gibi veri depolamada da gittikçe daha yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Şirketler bulut bilişime geçiş süreçlerinde yol alırken işleriyle ilgili gerçek zamanlı, kritik önem taşıyan kararlar almak için büyük veri işlemlerinin sağladığı
değerlerden yararlanabiliyor. Bu sayede mevcut BT ortamlarının karmaşıklığını azaltmanın yanında, sundukları hizmet düzeyini geliştirecek fırsatlara da sahip olabiliyor. Kurumların depolamak durumunda olduğu veri miktarı, gün geçtikçe, çok hızlı bir ivmeyle artış gösteriyor. IDC’nin gerçekleştirdiği Dijital Evren araştırması yıllık veri miktarının 2020’de 130 Exabyte’dan 40,000 Exabyte’a 300 katı oranında artacağını öngörüyor. Üretilecek bu verilerin yaklaşık yüzde 90’ını yapılandırılmamış büyük veri oluşturacak. Bu da veri yedekleme konusunda gelişimin hızlanacağını gösteriyor.”
Dell EMC Türkiye Kanal ve Orta Ölçekli İşletmeler Satış Müdürü Erkut Göktan
Storage Solutions
SIMPLE
PERFORMANCE
SCALE
AFFORDABLE
Data Protection Solutions
EFFICIENT
CLOUD-ENABLED
RELIABLE
Agilis Teknoloji Çözümleri ve Bilişim Hizmetleri İçerenköy Mh. Eski Üsküdar Yolu Cd. Aydoğan Apt. No:14/28 34752 Ataşehir İstanbul Türkiye T: +90 216 577 47 46 | F: +90 216 577 47 50 www.agilis.com.tr | info@agilis.com.tr
FLEXIBLE
18
DOSYA
BThaber
Veri Yedekleme ve Depolama
24 - 30 EKİM 2016
Hem bireysel hem de kurumsal çözümler Bulut bilişim (Cloud computing), veri yedekleme konusunda maliyet, erişim kolaylığı, yedekleme rahatlığı ve mobil entegrasyon açısından önemli bir gelişim sağlıyor. WD, bulut depolama sistemi ile kullanıcıların en büyük endişelerinden biri olan, veri güvenliğini sağladığı gibi, NAS yoluyla veri paylaşımını kolay hale getiriyor. Böylece kullanıcılar, verilere her yerden erişim sağlıyor. Tüm verilerin sanal bir sunucuda depolanmasıyla, internete bağlanılabilen her yerden verilere ulaşma imkanı veren bir sistem olan bulut bilişim ile WD hem bireysel, hem de kurumsal çözümler sunuyor. Verilerin, bulut bilişimde sanal sunucuda saklanması, verilerin güvenliği için büyük bir avantaj sağladığı gibi, veri depolama sürücüsünün çalınma, bozulma ya da kaybedilme ihtimaline karşı da koruma sağlıyor. Aynı zamanda her yerden bağlanabilme imkanı sunduğundan, cihazınızı sürekli yanınızda taşımanıza gerek kalmıyor. Bulut depolama aynı zamanda kullanıcı yetkilendirmesi ve şifreleme seçenekleriyle de güvenliği ve verilere ulaşılabilirliği artırıyor. WD, kurumsal çözümleriyle, şirketlerin hem maliyetini azaltıyor, hem de veri depolama ve veriye erişim sürecini efektif hale getiriyor. WD bulut depolama sürücüleriyle, verilere her yerden ulaşmak
mümkün olduğu gibi; dosyaları düzenleme, kaydetme ve paylaşma süreci hızlı bir şekilde gerçekleştiriliyor. WD bulut çözümleri, hem PC hem de MAC uyumlu olmakla birlikte, kullanıcı izinleri ve yetkilendirmeler ile belirli dosyalara sadece belirli kullanıcıların ulaşmasına imkan veriyor. Verinin her geçen gün çoğaldığı günümüz iş yaşamında, şirketlerin veri yedekleme ve depolama konusunda son derece titiz ve dikkatli davranmaları bir gereklilik oldu. Veri yedekleme ve depolama konusunda şirketlerin kendi planlarını oluştururken izlemeleri gereken yöntemler öneriyoruz. Bu yöntemlerden birincisi daima ellerinin altında bir harici disk bulundurmaları; çünkü değerli bilgilerin en az iki kopyasının bulunması gerekir. İkincisi, yedekleme yazılımı kullanarak, sürecin otomatik olarak ilerlemesini sağlamak ki bu şekilde yedekleme yazılımı ayarlandıktan sonra, otomatik olarak yedek alır. Üçüncüsü, kopyaları farklı yerlerde muhafaza etmek; şirketler daima yedeğin yedeğini bulundurmalı ve bu kopyaları farklı yerlerde tutmalıdır. Dördüncüsü ise, yedekleme planlarını test etmek; yedekleme yazılımı, dosyaları kaydederken karşılaştığı sorunların kaydını tutar ve bu sorunları gözden kaçırmayarak, olası veri kayıplarının önüne geçilebilir.
WD Türkiye Markalı Ürünlerden Sorumlu Ülke Müdürü Belma Oğur
Kurumsal çözümlere yaklaşım olumlu Türk şirketlerinin WD’nin kurumsal çözümlerine yaklaşımı son derece olumlu. Kurumsal ürünlerimiz her geçen gün daha fazla talep görüyor çünkü şirketler veri yedekleme ve depolama konusunda bilinçleniyor. Özellikle WD My Cloud Pro ve Expert serilerimiz şirketlerin farklı kapasite ihtiyaçlarına göre tasarlanmış çözümler. Türk şirketleri, iş hayatının neredeyse tamamen dijital platformlara taşınıyor olmasından dolayı en değerli varlıklarından olan verilerini yedeklemek ve depolamak için her geçen gün daha fazla kaynak ayırmaya devam ediyor. WD ürünlerindeki teknoloji, şirketin katma değer sağlayacak yan teknolojilere yatırım yapmasıyla sürekli ileriye taşınıyor. Depolama
ürünlerinin kullanımını kolaylaştıran yazılımlar özellikle önem verilen bir konu ve bu alanda çeşitli satın almalar gerçekleştirildiği gibi, sürekli olarak da AR-GE çalışmaları devam ediyor. Veri depolama ve yedekleme söz konusu olduğunda, bulut teknolojisi de devreye girdiği için tüm ürünlerimiz bulut ile kolaylıkla senkronize olacak şekilde ve minimum efor ile otomatik yedekleme yapacak şekilde tasarlanıyor. Ek olarak, ürünlerimizde veri güvenliği açısından önem taşıyan şifreleme de bulunuyor. WD, veri yedekleme ve depolama konusunda dünya lideri bir firma olarak, bu konuda teknolojiye önderlik yapmaya devam ediyor.
BREAK THE STATUS QUO:
THINK BIG. START NOW.
Are you ready to optimize your applications and storage for the digital era? Brocade Gen 6 Fibre Channel storage networking solutions are the modern way to turn your network into a platform for innovation. And now, with the Brocade Analytics Monitoring Platform, you can get more insight into application performance than ever before. Start your transformation today.
Learn More Email: emea-info@brocade.com Tel: +90 212 340 76 61 Visit: www.brocade.com
Š 2016 Brocade Communications Systems, Inc. All Rights Reserved.
20
DOSYA
BThaber
Veri Yedekleme ve Depolama
24 - 30 EKİM 2016
Sistemi sorunsuz taşımanın dayanılmaz hafifliği İster donanımınızı değiştirin, bakım veya yükseltme gerçekleştirin, isterseniz sadece yedeklerinizi test ediyor olun. Taşınma işlemleri her zaman sıkıntılıdır. Eski sistemdeki veriyi okumak ve yeni sisteme taşımak genelde bir çeşit dönüştürme işlemi gerektirir. Ancak bu işlem sistem kaynaklarının tüketilmesine neden olur. Ayrıca işlem sırasında herhangi bir anda sorun çıkabilir. Sanal makinede sorun oluştuğunda fiziksel makineye geri dönebiliyor olmanız önemli. Bununla birlikte sanal taşıma işlemleri kapalı kalma zamanı gerektirebilir ve verinin büyüklüğüne göre iş yoğunluğu fazla olan firmalar için bu durum sorun oluşturur. Dünyanın önde gelen yedekleme ve iş sürekliği yazılımı StorageCraft, yeni ‘VirtualBoot for vSphere’ teknolojisiyle sanal ortama taşınma işlerini çok daha kolay ve hızlı gerçekleştiriyor. Artık StorageCraft yedek dosyaları sadece birkaç tıklama ve minimum kapalı
Las Vegas’da gerçekleştirilen VMworld konferansında tanıtıldı. StorageCraft’, burada ‘Best of VMworld 2016 Gold Award’ ödülüne layık görüldü ve bu ödülü almaya hak kazanan tek yedekleme firması oldu. VirtualBoot for vSphere Nasıl Çalışıyor? Bu yeni özellik, StorageCraft ShadowProtect SPX ürününün bir parçası. VirtualBoot for vSphere;
kalma zamanı ile VMWare ESXi platformuna taşınabiliyor. Üstelik dönüştürme için bekleme yapmadan veya ek bir cihaz kullanmadan. Sistem taşıma yönteminizi değiştirme vakti! Sisteminizi artık ESXi’ye
taşınmak için yeni bir yöntem var. StorageCraft, yedek dosyaları doğrudan VMware ESXi üzerinde hızlıca çalıştırabilmenizi sağlayan patentli ‘VirtualBoot for vSphere’ teknolojisini duyurdu. Bu yeni özellik ilk defa bu yılın Ağustos ayında
• ShadowProtect yedek imajlarını doğrudan ESXi üzerinde sanallaştırır, • Fiziksel veya başka hipervizör üzerinde çalışan sanal makineleri çok kısa sürede temelli olarak ESXi üzerine taşır, • Üretim sistemleri üzerinde kolayca testler gerçekleştirebilmenizi sağlar. Taşıma işlemi tamamlandığında sanal makine, StorageCraft yedek imajından tamamen bağımsız çalışabilir duruma gelir.
Platform bağımlılığı ortadan kalkıyor Günümüzde her kurumun ve bireyin beklentileri değişlik gösteriyor. Yeni nesil veri depolama çözümleri, bireylerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde geliştiriliyor. Tek bir platforma bağımlılık ortadan kalkıyor. Bağımsız platformlar ile çalışabilen yüksek performanslı veri depolama ürünlerinin daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Kurumlar kullanmakta oldukları BT yapılarında herhangi bir değişiklik yapmak istediklerinde, birtakım güçlükler ile karşılaşıyorlar. Bu zorlukların aşılması için kendi sistemlerine uygun, kolay şekilde entegre edilebilecek çözümleri tercih etmeleri gerekiyor. Ayrıca, bulut uygulamalarıyla da senkronize şekilde çalışabilen NAS ürünlerinin ön plana çıktığını söylemek mümkün. Synology olarak, kullanımı kolay ve yüksek performanslı ürünlerimizi sunmanın yanında çözümlerimizi, BT yapılarına kolayca entegre edebiliyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızı sürekli geliştirmeye devam ediyoruz. Çalışmalarımızı sürdürürken en önem verdiğimiz noktalardan biri, kullanıcılarımızın nelere ihtiyaç duyduklarıdır. Müşterilerimizin geri dönüşlerini haftalık olarak merkezimize aktarıyoruz. Kurumların yüksek performanslı, güvenilir, daha fazla kapasiteye sahip, kullanıcı dostu ve verimli cihaz ve çözümleri tercih ettiklerini söyleyebiliriz. Ek olarak uygun maliyetli, daha az güç tüketimine sahip, ölçeklendirilen
ve değişen ihtiyaçları adresleyen hızlı ve esnek çözümlere odaklanıyorlar. Özellikle veri yedekleme, güvenilirlik, esneklik, ölçeklendirebilirlik, kolay kullanım, yüksek ulaşılabilirlik, uzaktan erişebilirlik avantajlarına odaklanılması gerektiğini düşünüyoruz ve bu önerilerimizi müşterilerimize belirtiyoruz. Birbirine yedekli olan ürünlerimiz arıza durumunda bile veri güvenliğini ve kesintisiz çalışma olanağı sağlıyor. Aynı zamanda ürünlerimiz en iyi fiyat-performans dengesini sunuyor. Dünya çapında yakaladığımız başarının arkasında bu faktörlerin yattığını dile getirebilirim. Saklanan verinin güvenliği Saklanan verilerin güvenliğinin sağlanması en güncel konular arasında yer alıyor. Herkesin her yerden internete erişim sağlayabilmesi, güvenlik ihtiyaçlarını da beraberinde getiriyor. İş süreçlerinde veya kişisel bilgi kayıplarında büyük sıkıntıların yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bu tür olayların önüne geçebilmek için her zaman güncel sürümlerin kullanılmasının gerektiğini düşünüyoruz. Kullanıcıların, satın alacakları hizmet veya çözümlerde öncelikli olarak güvenlik uygulamalarını araştırmaları gerekiyor. Kullanıcı giriş, çıkış izinlerinin belirlenebildiği ve SLL şifreleme özelliği ile verilerinin
güven altında tutulmasını sağlayan NAS cihazları ile işletim sistemi bağımsız uygulamalar çalışılmasını mümkün kılıyoruz. Kullanıcılarımıza yüksek düzeyde veri koruma imkânı tanıyoruz. Sunduğumuz yüksek güvenlik uygulamalarıyla, veriler şifreledikten sonra koruma altına alınıyor ve bu veriler genel bulut dahil her cihazdan güvenilir şekilde depolanıp, istenildiği zaman erişilebiliyor. NAS cihazlarımız, desteklediği 802.1X protokolü ile her zaman yüksek kontrole olanak sağlıyor. SLL stratejisi sayesinde en yüksek düzeyde güvelik sunan NAS ürünlerimiz, zaman ve enerjiden de tasarruf edilmesine imkan tanıyor Güvenlik uygulamalarımız sayesinde aktarılmak veya depolanmak istenilen veri boyutları belirlenerek, mobil cihazların depolama veya internet kotalarından da tasarruf sağlanmış olunuyor. Sunduğumuz güvenlik derecelerini kullanıcılar kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirleyip, yönetebiliyor. Kullanıcılar isterlerse tek bir cihaza veya birden çok cihaza yedek alıp, Snapshot uygulamamız sayesinde birçok kopya oluşturabiliyor. Ayrıca kopyası alınan verilerin hangilerinin şifreli olup olmayacağını da kendileri belirleyebiliyor. Kullanıcılarımızın iş süreçlerinde esneklik, tasarruf ve yüksek performans elde etme olanağı sunarak katma değer yarattığımızı düşünüyoruz.
Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit
TÜM TASARIMLARINIZ İÇİN ÜRETİLMİŞ ETKİLEYİCİ DEPOLAMA TAŞINABİLİR DEPOLAMA
GÜVENİLİR VE SEVİLEN TAŞINABİLİR DEPOLAMA. YENİDEN OLUŞTURULAN TASARIM. My Passport, sevdiğiniz devasa miktarda fotoğrafı, videoyu ve müziği depolamak için güvenilir bir taşınabilir disktir. Çok çeşitli, canlı ve keyifli renkleri olan şık tasarımı ile avucunuza rahatlıkla sığar; böylece değerli içeriğinizi gittiğiniz her yere kolayca götürebilirsiniz.
Otomatik Yedekleme
İçerisindeki WD Backup yazılımı ile sisteminizdeki fotoğrafları, videoları ve belgeleri otomatik olarak My Passport'a yedekleyin. Kendi takviminize göre planlayın. Saati ve sıklığını seçmeniz yeterlidir.
Parola Koruması
WD Security yazılımına sahip yerleşik 256 bit AES donanım şifreleme özelliği içeriklerinizin özel ve güvende tutmanıza yardımcı olur. My Passport'unuz kaybolursa parola girme ekranında belirecek olan bir "bulunduysa iade edin" mesajını kolayca ekleyebilirsiniz. Sizin gibi yüksek zekalı insanlar bile kazara eşyalarını unutabilir.
WD Güvenilirliği
WD dayanıklılık, darbe toleransı ve uzun süreli güvenilirlik için diskleri zorlu gereksinimleri karşılayacak şekilde üretir. Ayrıca 2 yıllık sınırlı garanti ile güvenilir My Passport cihazını destekliyoruz.
MY PASSPORT RENKLERİNİN CANLILIĞI
Renkli bir dünyada yaşıyoruz, renkli rüyalar görüyoruz. Keyfinizi artıracak, eğlenceli ve çok çeşitli renkler ile yeniden tasarlanan My Passport, aynı zamanda içeriğinizi yedekleyerek sizi koruyacaktır.
KENDİNİ İFADE ET My Passport'un şık ve canlı tasarımı çok sayıda çarpıcı ve güzel renkte gelir; böylece kendi eşsiz ve kişisel tarzınıza uygun olanı seçebilirsiniz.
KULLANIMI KOLAY Kutusundan çıkardığınız anda kullanıma hazırdır ve bu sayede dosyalarınızı aktarmaya, anılarınızı kaydetmeye ve yedeklemeye hemen başlayabilirsiniz. Verilerinizi korumanıza yardımcı olmak için WD Backup ve WD Security yazılımları da dahildir.
22
DOSYA
BThaber
Veri Yedekleme ve Depolama
24 - 30 EKİM 2016
Performanslı ve sorunsuz fiber depolama ağlarına giden yol Fiber depolama ağlarının artan hızları ile doğru orantılı olarak her geçen gün daha fazla sayısa uygulama, daha performanslı sunucular ve daha yüksek kapasiteli depolama sistemleri bu ağların bir parçası oluyorlar. Bu durum, depolama ağlarının izlenmesini her geçen gün zorlaştırırken, üzerinden akan veri miktarının artmasından dolayı daha da önemli hale getirmekte. Depolama ağlarında lider bir konuma sahip Brocade, bir sene önce Analytics Monitoring Platform (AMP) adı altında sunmaya başladığı çözüm ile depolama ağlarını izleme ve yönetim imkanlarını bir adım daha ileriye taşıdı. Brocade Analytics Monitoring Platform’unun kalbinde, uygulama ve volume seviyesinde, Gen5 16Gb ve Gen6 32Gb depolama ağları üzerinde
performansı ölçen, akan trafiği analiz eden bir cihaz yatmakta. Gen5 ve Gen6 ürün ailesinin içerisinde barındırdığı Fabric Vision teknolojisini yardımıyla, sunucuSAN-depolama sistemleri üzerine herhangi bir yük getirmeden ve tamamen transparant olarak performans ve analitik verisi toplanmasını Analytics Monitoring Platform çözümü sağlamaktadır. Bu toplanan verilerin AMP tarafından işlenmesi ile ortaya çıkan bilgiler ışığında, depolama ağları üzerinde potansiyel sorunlara daha onlar ortaya çıkmadan müdahale etmek veya ani sorunların çıkması durumunda da, sorunun kaynağını en kısa sürede belirlemek mümkün olmaktadır. Analytics Monitoring Platform tarafından sunulan Gen5 ve Gen6 fiber ağlarına entegre olan sorun
giderme ve izleme kabiliyetleri sayesinde, 1) Uygulama, sunucu, depolama sistemi seviyesinde performans SLA’lerin gerçek zamanlı takibi, 2) BT altyapısının uçtan uça (Sunucu-fiber ağ-depolama sistemi) pro-aktif olarak izlenmesi, 3) Fabric Vision teknolojisi ve AMP çözümünün entegre çalışması ile üretilen alarmlar sayesinde problemlerden kullanıcıların derhal bilgilendirilmesi ve sorunlara ani müdahale imkanı, 4) Uygulamaların geçmiş ve şimdiki performanslarının karşılaştırılarak büyüme trend analizi sağlanmakta, plansız kesintilerin süresini ve sayısını en düşük seviyede tutulabilmekte. Bu sayede kurumsal firmaların prestij ve para kaybetmesinin önüne geçilmekte.
Brocade Ülke Müdürü Feyyaz Atalay
Verinin emniyeti, güvenliği ve gizliliğinin sağlanması Verinin hızla büyümesi, stratejik öneminin artması ile birlikte kurumlar veri depolama ve veri yönetim ihtiyaçlarını daha etkin biçimde karşılamak için buluta yöneliyor. Küçük orta ölçekli işletmelerden büyük ölçekli kurumlara uzanan geniş bir yelpazede, bulut kullanımı artan bir ivme ile yaygınlaşmaya devam ederken, bulut ortamını kullanmaya başlamış kurumların birçoğu ise geçen zamanla birlikte giderek daha fazla iş yükünü hibrid bulut mimarisine transfer ediyor. Bulut cephesinde yaşanan bu hızlı değişim bilişim endüstrisinde yenilikçi yaklaşımları ortaya çıkarıyor, veri koruma çözümleri bu bağlamda en yeni gelişmelerin yaşandığı alanların başında geliyor. Günümüzde veri bir kurumun en önemli varlığı olduğundan dolayı çeşitli felaketlere, veri kaybına karşı korunması gerekiyor. Diğer yanda dijital-gerçek zamanlı ekonomide hem çalışanların hem kurumun verimliliği açısından veriye her zaman, kolay ama kontrollü bir biçimde erişimin sağlanması da çok önemli. Bugün çoğu kurum fiziksel sunucular, birkaç değişik tipte sanal sunuculardan, buluttan oluşan karma ortamlara sahip. Böyle bir ortamda bulut servisleri bulut servisleri kurumlara esneklik, ölçeklenebilirlik ve önemli ölçüde maliyet avantajları sağlıyor ancak birden fazla lokasyonda saklanan
Acronis Türkiye Müdürü Nihat İmşir verilerin -kurumun veri merkezi, fiziksel ve sanal sunucular, bulut, ağa bağlı cihazlarda, mobil cihazlareksiksiz biçimde korunması, kontrollü biçimde erişilmesi açısından BT birimleri de sıkıntıda yaratabiliyor. Bulutta yaşanabilecek sorunlar ve hibrid bulut mimarisi
Nokta çözümler belirli bir tipteki ya da hacimdeki iş yükleri için, örneğin sadece fiziksel ya da sanal sunucuların yedeklenmesi gibi, uygun olabiliyor. Ancak söz konusu karma ortamlarda tek bir platformda birleştirilmiş yönetim ve kontrol imkanları olmaksızın eksiksiz bir veri koruması sağlamak, herhangi bir nedenle yaşanacak kesinti durumunda yedeklerden sistemleri hızlıca geri yükleyerek, iş ortamının devamlılığını sürdürmek kolay olmaz. Sadece bulut depolama kullanılması ise veri erişimi, veri koruması ve yedeklemesini karmaşıklaştırır, zira veri 3.parti tarafından yönetilen, ağ üzerinden erişilen uzak bir noktada depolanmıştır. Eğer veriler lokal, uzak noktalar,PC’ler sanal sunucular gibi birden fazla lokasyonda saklanıyorsa, bu durumda hibrid bulut çözümü tercih edilmelidir. Farklı noktalarda otomatik olarak yedeklenecek verilerle kurumsal varlıklar güven altına alınır. Kurulacak komple bir veri koruma platformu verileri her türlü veri kaybına karşı koruyacaktır. Verinin olası kazalara, kullanıcı özensizliğine ya da doğal afet durumlarına karşı korunması, bir müşterinin mobil uygulamasından bulut servisine, veri merkezindeki sanal sunucuya emniyetli bir şekilde taşınması, güvenliğinin sağlanması ve uygun biçimde yedeklenmesi de bir diğer önemli
nokta. ayrıca hibrid ortamlarda veri meraklı gözlere karşı kriptolanmalı, kurumsal verilerle bütünleşen çalışan ya da müşteri kimliklerinin gizliliği, regülasyon standartlarına uygunluk sağlanmalı. Acronis, hibrid bulut ortamında eksiksiz bir bulut veri koruması sağlamak üzere kolay kullanımlı, birleştirilmiş tek bir yönetim platformu sunuyor. Birleştirilmiş hibrid bulut veri koruma platformu ile kurumların dijital, bilgiye dayalı ve entellektüel varlıkları için kolay kullanımlı, kapsamlı ve uygun maliyetli veri koruması sağlıyor. BT birimleri web ya da lokal konsol aracılığı ile on-premise fiziksel sanal ortamlarda, uzak lokasyonlarda ya da bulutta yer alan verileri kolaylıkla ve en hızlı biçimde yedekleyebiliyor, gereken durumlarda ise yine hızlı bir biçimde felaket durumlarından eksiksiz biçimde geri dönülmesini sağlıyor. Bu teknolojinin sunduğu tüm özellikleri içeren Acronis Backup 12 pazardaki diğer çözümlerden farklı olarak kurumsal verilerin bugünün hibrid bulut ortamlarına-bulut, onpremise, fiziksel ve sanal ortamlar, uzak sistemler ve mobil cihazlaryedeklenmesine ve korunmasına imkan veriyor. Acronis, bulut yedekleme çözümlerinin servis sağlayıcılar için hazırladığı sürümleri ile ise servis sağlayıcıların da müşterilerine eksiksiz veri koruması sunmasını hedefliyor.
Fiziksel veya sanal işletim sistemlerinizi VMware ESXi platformuna taşımanın yollarını arıyorsanız, buldunuz!
Sistemi Sorunsuz Taşımanın
Dayanılmaz Hafifliği
Dünyanın önde gelen yedekleme ve iş sürekliği yazılımı StorageCraft, yeni ‘VirtualBoot for vSphere’ teknolojisiyle sanal ortama taşınma işlerini çok daha kolay ve hızlı gerçekleştiriyor. Artık StorageCraft yedek dosyaları sadece birkaç tıklama ve minimum kapalı kalma zamanı ile VMWare ESXi platformuna taşınabiliyor. Üstelik dönüştürme için bekleme yapmadan veya ek bir cihaz kullanmadan. Sistem Taşıma Yönteminizi Değiştirme Vakti! Sisteminizi artık ESXi’ye taşınmak için yeni bir yöntem var. StorageCraft, yedek dosyaları doğrudan VMware ESXi üzerinde hızlıca çalıştırabilmenizi sağlayan patentli ‘VirtualBoot for vSphere’ teknolojisini duyurdu. Bu yeni özellik ilk defa bu yılın Ağustos ayında Las Vegas’da gerçekleştirilen VMworld konferansında tanıtıldı. StorageCraft’, burada ‘Best of VMworld 2016 Gold Award’ ödülüne layık görüldü ve bu ödülü almaya hak kazanan tek yedekleme firması oldu.
YEDEKLEME
YÖNETİM
ÇOĞALTMA
FİZİKİ
SANAL
BULUT
StorageCraft Türkiye İstanbul Ayazma Cd. No: 37 PapirusPlaza Kat:8 34406 Kağıthane Tel: 212 251 51 80 info@storagecraft.com.tr
Ankara Öveçler, 74. Sok. AbcPlaza No:9 D:5, Çankaya Tel: 312 473 20 74
KURTARMA
24
BThaber
GÖRÜŞ
24 - 30 EKİM 2016
Dell ve EMC birleşti. Peki şimdi ne olacak? David Goulden Dell EMC Başkanı
Resmi olarak açıklandı. Dell ve EMC, Dell Technologies çatısı altında birleşti. Müşterilerimizin hızla gelişen dijital dünyada başarılı olmalarına yardımcı olmak üzere sektörün en kapsamlı yetkinliklerini bir araya getirerek, yeni bir çağın başlangıcına öncülük edecek yeni bir şirket oluşturduk. Müşterilerimizin pazarlarında Uber, Airbnb ya da Tesla gibi kendi sektörlerinde teknolojiyle farklılaşan markaların gerisinde kalmamaları için hızla yeni akıllı ürünler ve tüketici seviyesinde uygulamalar oluşturması gerekiyor. Dell Technologies de tüm bunları mümkün kılmak için gerekli temel teknolojileri ve hizmetleri sunuyor. Yeni Dell EMC Altyapı Çözümleri Grubu’na (ISG) liderlik etme fırsatı bana verildiği için daha gururlu olamazdım. Enterprise Hybrid Cloud (EHC) ve Native Hybrid Cloud (NHC) çözümlerimizle kullanıcılarımızın, dijital dönüşümünü mümkün kılacak en önemli çözümlere sahibiz. Bunların hepsi, sektörün önde gelen yakınsanmış altyapıları, sunucuları, depolama çözümleri, veri koruma ve siber güvenlik teknolojilerinden oluşan modern bir veri merkezi üstüne kuruldu. Sadece bu birleşmeyi gerçekleştirirken değil, aynı zamanda heyecan verici geleceğimizi özenle çizerken de çok çalıştık. Önümüzdeki haftalarda, aylarda ve çeyreklerde, bu çabalarımızın meyvelerini zengin ürün portföyümüze yayılan ve çoğu durumda birbirini tamamlayan iddialı yeni ürün planları olarak göreceksiniz.
Bu ürün planları, sadece Dell EMC’yi kapsamakla kalmıyor Dell Technologies’in de geneline yayılıyor. Örneğin VMware ve Virtustream ile hibrit bulutta, VMware ile yakınsanmış ve hiper yakınsanmış altyapıda, Pivotal ve VMware ile hizmet platformunda ve son olarak RSA ve Secure Works ile siber güvenlikte devasa fırsatlar görüyoruz. Gelecekteki pazar konumumuzun gücünü size anlatmak için şunu diyebiliriz ki bir araya gelen Dell EMC Altyapı Çözümleri birimimiz, aşağıdaki alanlarda sektörün lider sağlayıcısı olmayı hedefleyecek: - Dünya çapında kurumsal depolama sistemleri - Dünya çapında özel ve genel bulut altyapısı - Dünya çapında entegre sistemler - Kuzey Amerika ve AsyaPasifik-Japonya’da sunucu hacmi - Dünya çapında özel üretim yedekleme cihazları - Dünya çapında tüm flash dizinler Bu alanların, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile dijital bir gelecek oluşturmada temel olduğuna inanıyoruz. Üstelik şüphesiz son üç yılda 12,7 milyar doları aşan ve ileride daha da fazla olacak birleşik Ar-Ge yatırımımız, müşterilerimizin, Dell ve EMC’nin gerçekten “birlikte daha iyi” olduğu iddiamızı kanıtlayacağına inandığımız en çağdaş yeniliklerden fayda sağlayacağına söz veriyoruz. Ticari dönüşüm BT ile başlar Belirttiğim gibi Dell EMC’nin birincil amacı, müşterilere her tür dijital iş dönüşümünde temel olan hayati adımlarda yardımcı olmaktır. Ama bu dönüşüme yatırmak üzere kaynak yaratmak için sıklıkla öncelikle BT’nin dönüşmesinden başka çare yoktur. İlk adım, mümkün olduğunca verimli bir şekilde maksimum performansı ve ulaşılabilirliği sağlamak için
altyapıyı modernleştirmektir. Bu da en son flash tabanlı ve yakınsanmış (bilgi işlem ve depolama) teknolojileri kullanılarak yapılır. İkinci adım tamamen hizmet sunumunu otomatikleştirmek ile ilgilidir. Veri merkezindeki her şey self-servis ve sorunsuz şekilde çalışmalıdır, bu da ortamı hem daha verimli hem de daha güvenli hale getirir. Bu şekilde mevcut BT ortamlarını “Hizmet olarak BT” platformuna çevirerek veri merkezi içinde genel bulut benzeri bir deneyim sağlar. Ve son olarak tüm BT’nin işletim modeli ve organizasyon yapısı dönüşmelidir. Hizmetler ve hizmet seviyeleri iyi tanımlanmalı ve maliyetler işletme için şeffaf olmalıdır. BT birimi, tam olarak bir hizmet sağlayıcısı olarak çalışmalıdır. Çoğu büyük kurumun CIO’ları arasında bu 3 adımlık Modernleştir, Otomatikleştir, Dönüştür stratejisinin ortak bir nokta olduğunu gözlemledik. Aynı zamanda küçük-orta ölçekli işletmelerde çalışan ve BT dönüşüm yolculuklarının farklı aşamalarında olan birçok CIO olduğunu fark ettik. Her ne kadar sorunlar ve zorluklar benzer olsa da kaynaklar, beceriler ve
ihtiyaçlar büyük farklılıklar gösterebilir. İşte bu noktada Dell’in ticari müşterilere ve KOBİ’lere yardım konusundaki geçmişe dayalı uzmanlığı rakip tanımıyor. Ama mevcut BT ortamlarını dönüştürmek hikâyenin sadece ilk yarısı. Diğer yarısı gerçekten dijital bir dönüşümü etkilemek için radikal olarak daha büyük veri setleri ve daha fazla kullanıcı için tasarlanmış buluta özel uygulamalar oluşturmayı kapsıyor. Buluta özel geliştirilen uygulamalar, yeni müşteri deneyimleri ve akıllı ve birlikte çalışan yeni ürünler sunarak işinizi dönüştürmeyi vadediyor. Bulut tabanlı uygulamaları desteklemek de genelde yazılım tanımlı ve endüstri standardında sunuculara dayalı yeni bir platform ve yeni bir mimari gerektiriyor. CIO’lar, bunu hayata geçirmek için büyük zorluklarla karşılaşıyor. Bugün işi yürüten geleneksel uygulamaları desteklemeye devam ederken, bir yandan da dijital dönüşüm çabalarını desteklemek için BT dönüşümünden elde edilen kazancı kullanmaları ve bu iki dünya arasındaki uçurumu da kapatmaları gerekiyor. Dell Technologies’in, temel altyapıyı sağlayan Dell
EMC birimi ile bu zorlukları aşmada müşterilerimize yardımcı olmak için benzersiz bir konumda olduğuna inanıyoruz. Müşterilerin dijital çağda başarılı olması için geliştirildi Hali hazırda önümüzdeki haftalarda ve aylarda açıklayacağımız çok sayıda heyecan verici projemiz var. Büyük haberler için Ekim’in ortasında gerçekleşecek Dell EMC World’u takip edin. Ama o zamana kadar beklemeye gerek yok. Bugün itibarıyla kurumsal müşterilere Dell ve EMC ürünleri genelinde birleşmiş bir veri merkezi desteği deneyimi sunan yeni Dell EMC ProSupport One hizmetinin duyurusunu yaptık. Bu, sınıfının en iyisi müşteri deneyimi kalitesini korurken ve geliştirirken, müşterilerimize tüm Dell EMC veri merkezi ortamını kapsayan kusursuz hizmet sağlama yolculuğumuzdaki ilk adım. Önümüzdeki haftalarda daha fazla bilgi paylaşmayı ve de Dell EMC’nin müşterilere şu anki durağanlıklarından sıyrılmaları ve dijital geleceklerini kucaklamaları için getirecekleri somut değeri sergilemeyi dört gözle bekliyorum.
no7.com.tr
26
BThaber
BTnet.com.tr
24 - 30 EKİM 2016
HP’den KOBİ ve büyük şirketlere yönelik yeni ürünler
Akıllı aracınız aklını yitirirse… Geleneksel araçlara kıyasla çok daha fazla elektronik bileşene sahip olan sürücüsüz araçlar sensör, radar, GPS haritalandırma ve yapay zekâ gibi teknolojiler ile kendi kendine yol alabiliyor. Ama bu teknolojiler ve güvenlik önemleri, günümüzün araçlarında yer alan dahili elektronik sistemlere entegre edilirken, kablosuz bağlantı ve üçüncü parti servislerle iletişim için internete ihtiyaç duyuluyor. İşte böylece sürücüsüz araç sahiplerini ilgilendiren ciddi tehlikeler gündeme geliyor. Uzaktan erişim yöntemi ile sürücüsüz araca erişebilecek haklayıcılar, sistemleri ele geçirebilir, mahremiyetten ticari veri hırsızlığına, hatta insanlara ve eşyalara karşı fiziksel hasarların ortaya çıkabileceği riskler gündeme gelebilir. Fortinet’in Bölge Direktörü Derya Aksoy, bu risklere karşı şu uyarıları yaptı: “Araç içi ağların hepsi aynı şekilde oluşturulmuyor. Bu nedenle saldırganlar, daha az savunma barındıran eğlence sistemleri gibi servislerde açık arayabilir ve bunları kullanarak araç içi ağ üzerinden daha kritik sistemlere erişim sağlayabilirler. Bilişim teknolojileri, öngörülemeyen durumlarda başarısız olmaya daha fazla meyillidir. Sürücüsüz bir araçta Wi-Fi sisteminin kesintiye uğratılarak sürüş sistemlerinin çalışamaz
hale getirilmesi tolere edilebilir bir durum değil. Sürücüsüz araçlara yönelik fidye ve casus yazılımlar ile yapılabilecek saldırılar da ciddi riskler doğurabilecek. Araç içi bilgilendirme ekranını kullanarak bir haklayıcının, aracı bloke ettiğini ve tekrardan normal şekilde çalışabilmesi için fidye istediğini düşünün. Ayrıca aracınız üzerinden sizinle ilgili veri ve bilgileri elde etmek de onlar için cazip olabilir. Sürücüsüz araçlar büyük miktarda veri toplar ve hakkınızda çok şey bilirler. Bu bilgilerin içerisinde en çok gittiğiniz yerler, seyahat güzergâhınız, yaşadığınız yer, nerede neler satın aldığınız, sizinle kimlerin seyahat ettiği bilgileri de bulunur. Bu detayları bilen haklayıcılar, bilgileri suç çetelerine satarak evinize hırsızlık için girmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle üreticilerin, internet güvenlik endüstrisi ile ittifak içine girmesi herkesin yararına olacak. Ayrıca üreticiler, araçlarındaki ağ bağlantılarının sağlamlığını garantiye almak için araçlarının satıldığı her yerde teknoloji ve iletişim tedarikçileri ile birlikte çalışmalı. Düzenleyici kurumlara da bu konuda önemli görev düşüyor. Etkili güvenlik teknolojilerinin bu sistemler içerisinde kullanılmasının düzenleyici kurumlar tarafından zorunlu hale getirilmesi gerek.”
Önceki modellere kıyasla ciddi anlamda daha hızlı ve dayanıklı olan, modern ofislere kolayca sığan yeni HP ScanJet tarayıcılar, isteğe bağlı mobil beceriler sunmasının yanı sıra hızlı önlü arkalı tarama, daha yüksek miktarda görev döngüsü, yüksek kapasiteli otomatik belge besleyici ve üstün kağıt işleme özellikleriyle üretkenliği artırıyor. Yeni ScanJet tarayıcılar ilk kez isteğe bağlı Wi-Fi aksesuarı sunuyor1. Wi-Fi aksesuarı tarayıcının ofisin her yanından bağlantı kurup belge taramasını kolaylaştırıyor. Bu da tarayıcıyı sağlık, bankacılık, sigortacılık ve hukuk sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler için ideal bir seçim haline getiriyor. ScanJet tarayıcılar HP JetAdvantage Capture uygulamasından da faydalanıyorlar. Bu uygulama, bir mobil cihazdaki dijital dosyaların kaydedilmesini, depolanmasını ve dağıtılmasını kolaylaştırıyor. Ayrıca yeni cihazlar kullanıcıların tarayıcıya dahil yazılımlar, tam özellikli TWAIN ve ISIS® ile belgeleri doğrudan uygulamalara taramalarını sağlıyor. Yeni kağıt beslemeli tarayıcılar ek maliyetsiz 3 yıllık garanti ile birlikte geliyor. Duyurulan yeni tarayıcılar şöyle: •HP büyük şirketler için
iki yeni tarayıcısını duyurdu: HP ScanJet Enterprise Flow 5000 s4 ve HP ScanJet Enterprise Flow 7000 s3. Her iki tarayıcı da Wi-Fi aksesuarıyla Wi-Fi direct özelliği etkin olarak geliyor ve bu sayede mobil iş akışı sağlıyor. Tarayıcılar, katlanmış A3 baskıları, bir baskı taşıyıcısına ihtiyaç olmadan tarayabiliyor. Her iki tarayıcı da, neredeyse tüm belge tiplerinin kolaylıkla taranmasını sağlayan HP EveryPage teknolojisi ile donatılmış bulunuyor. Bu sayede farklı ağırlık ve boyuttaki kağıt yığınları bile kolayca taranabiliyor. HP ScanJet Enterprise Flow 5000 s4 dakikada 50 sayfa/100 görüntüye kadar tarama yapabiliyor2 ve günde 6.000 sayfalık tarama görevleri için öneriliyor. HP ScanJet Enterprise Flow 7000 s3 ise dakikada 75 sayfa/150 görüntüye kadar
tarama yapabiliyor ve günlük 7.500 sayfalık tarama görevleri için öneriliyor. HP ScanJet Enterprise Flow 5000 s4 2.650 TL + KDV ve HP ScanJet Enterprise Flow 7000 s3 3.300 TL + KDV fiyatına sahip. •İş akışı becerileri ile donatılmış, güvenilir bir tarayıcıya ihtiyaç duyan küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik HP ScanJet Pro 3000 s3, dakikada 35 sayfa/70 görüntüye kadar2 tarama yapabiliyor ve mobil cihazlara tarama yapma özelliği sunuyor. Yüksek miktarda görev döngüsü ile donatılmış olan tarayıcı HP’nin Wi-Fi etkin ve USB 3 işlevselliği sunan en uygun maliyetli tarayıcısı olma özelliğine sahip. Tarayıcı, HP EveryPage teknolojisinden de faydalanıyor. 1700 TL + KDV fiyatına sahip. •HP, maliyet konusunda hassas KOBİ’lere 1250 TL+KDV gibi bütçe dostu bir fiyatla, giriş seviyesi tarayıcı HP ScanJet Pro 2000 s1’i sunuyor. Tarayıcı, büyük projeleri dakikada 24 sayfa/48 görüntüye varan hızlarda dijitalleştirebiliyor2. Tek geçişli önlü arkalı tarama özelliği sunan tarayıcı günlük 2.000 sayfaya kadar tarama yapma ihtiyacı bulunan müşterilere öneriliyor.
Masaüstünde renkler ve netlik!
Bu yıl 25. kuruluş yılını kutlayan Casper, geçtiğimiz aylarda kullanıma sunduğu Excalibur dizüstü oyun bilgisayarı ailesinin masaüstü sürümlerini de pazara sunuyor. Casper Excalibur ailesinin yeni üyesi E800 farklı donanım ihtiyaçları için tasarlanan modelleriyle performans tutkunlarının beklentilerini karşılıyor. E800 modellerinde tercihe bağlı olarak Nvidia Geforce GTX 1080, 1070 veya 1060 ekran kartı, 6. nesil Intel 6700K OverClock işlemci, Balistix
Elite Bellek, Super SSD, sessiz ve verimli PSU, sıvı soğutma teknolojisi, ışıklı oyun klavyesi ve fare, oyun kullanımı için tasarlanmış anakart gibi özellikler bulunuyor. Excalibur’un özelliklerinden biri, bilgisayarın camdan yapılmış yan panelleri ile şeffaf tasarımı ve böylece tüm donanımın dışarıdan görülebilmesi. Sıvı soğutma sistemi çalışırken, farklı renkte ışıklarla renkli boru sisteminin gözlemlenmesi de farklı bir deneyim demek. Kasanın içini aydınlatan LED’ler 7 farklı renkten oluşuyor ve istendiği zaman tek tuşla değiştirilebiliyor. 4 adet 120 mm LED Kasa fanı ile soğutmaya destek sağlanırken, 7 adet genişleme yuvası, LED kontrol düğmesi, 2 adet USB 3.1, 2 adet USB 2.0 gibi çıkışlar da cihada yerini alıyor. Intel’ın en yeni 6. nesil Core i7 6700K işlemcisini kullanan E800 ailesi, Intel Turbo Boost teknolojisiyle,
gereken anda işlemci hızını overclock ile otomatik olarak 4 GHz’den 4.20 GHz’e yükseltilebiliyor. E800 ailesinde bulunan ve seçimli olarak satın alınabilen 16 GB (2x8) ve 32 GB (4x8) Balistix Elite 2666Mhz DDR4 belleklerin üzerindeki alüminyum soğutucu modüller sayesinde bellekler kendi kendini soğutabiliyor. Sıcaklık sensörüne de sahip olan bellekler DDR3’e göre yüzde 50’ye kadar daha fazla bant genişliği sunarak, çok daha hızlı veri transferi ve üst düzey bir performans sağlıyor. SSD seçeneği sayesinde verilere 10 kat daha hızlı erişim sağlayan masaüstü ailesinde kullanılan 700W Bronze ve 850W Gold güç kaynakları akıllı fan kontrol devresi sayesinde en zorlu oyunlarda bile sessiz bir ortam ve yüksek verimlilik sağlıyor. Çoklu soket yapısına sahip olan güç kaynakları uzun vadede yapılacak geliştirmelere de uygun.
28
BThaber
KARİYER
24 - 30 EKİM 2016
Türkiye, girişimciliği ‘gelenekleri aşarak’ desteklemeli İnovasyon ve endüstriyel tasarım çözümleri şirketi Alfanorm’un Başkanı ve tasarım mimarı Ateş Öztan, Türkiye’de girişimciliğin önündeki en önemli engelin; aile ve sosyal çevrenin “garantili bir işe girme” baskıları ve girişimci olmak isteyen bireylere maddimanevi destek verilmemesi gibi “geleneksel kültür” odaklı engeller olduğuna dikkat çekti. Tüm tarafların dahil olacağı sürdürülebilir girişimcilik politikalarının belirlenmesinin ve eğitim sistemine gerekli modüllerin eklenmesinin önemine dikkat çeken Öztan, “Toplumsal bilinçlenme için kamuoyunun seferber edilmesi, girişimcilik hareketinin sürdürülmesi ve dünya ile eş zamanlı rekabet edebilirliğe ulaşılması çok önemli” yorumunu yaptı. Öztan; Türkiye’de girişimciliğin önündeki 10 engeli şöyle sıraladı: 1.Aile ve sosyal çevrenin “garantili bir işe girme” yönlendirmeleri ve baskıları. 2.Girişimci olmak isteyen
bireylere ailenin ve sosyal çevrenin maddi ve manevi destek vermemesi. 3.Eğitim sisteminin genel olarak teorik olması ve saha çalışmalarının sınırlılığı. 4.Sanayicinin girişimcilere pratik yapma olanağı vermemesi ve stajların kağıt üstünde yapılması. 5.Finans siteminin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, projeye kredi verme isteğinin yeteri kadar gelişmemesi. 6.Devlet desteklerinden yararlanmada bürokratik engellerin fazlalığı. 7.Girişimcilerin pazarlama, iletişim, işletme bilgilerinin ve yönetimsel becerilerinin zayıflığı. 8.Fikir sahibinin fikrin ticarileşmesinde farklı disiplinlerden uzmanlarla bir arada çalışma ve işbirliği yapma anlayışının yeteri kadar gelişmemesi. 9.Girişimcilerin özellikle uluslararası rekabette çabuk pes etmeleri. 10.ABD ve AB ülkeleri gibi büyük ekonomilerle rekabet gücümüzün düşük olması.
İşNet’in genel müdür yardımcılığına Aytül Sepetçi atandı Türkiye bilişim pazarında, kurumsal iletişim ve haberleşme hizmetleri sunan İşNet’in yeni Genel Müdür Yardımcısı Aytül Sepetçi oldu. 1999 yılından bu yana şirketin çeşitli bölümlerinde çalışan Sepetçi, son dört yıldır da direktör olarak görev yapıyordu. 1992 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun olan Aytül Sepetçi, 1998 yılında Marmara Üniversitesi’nin Aytül MBA programını tamamladı. İş hayatına 1997 Sepetçi yılında Toprak İlaç’ın üretim planlama bölümünde başladı. 1999 yılında Pazarlama Uzmanı olarak başladığı İşNet’te sırasıyla Pazarlama Müdür Yardımcısı, Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürlüğü ve son olarak da Satış, Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Direktörlüğü görevlerini yürüttü. 29 Eylül 2016 tarihinde de İşNet’in Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi. Sepetçi yeni görevinde; İşNet bünyesindeki direktörlüklerin tümünden sorumlu olacak.
ETA MELCO’nun Türkiye operasyonlarını Ufuk Bayam yönetecek Mitsubishi Electric Corporation ortaklığı ile kurulmuş olan ve Türkiye’de Mitsubishi Electric asansörleri ve yürüyen merdivenlerinin tek yetkili satıcısı konumundaki ETA MELCO’nun yeni Genel Müdürü Ufuk Bayam oldu. 19 yıldır ETA MELCO bünyesinde görev yapan Bayam, son 6 yıldır da firmanın Satış ve Pazarlama Müdürü olarak çalışıyordu. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Ufuk Mühendisliği Bölümü mezunu olan ve yine aynı Bayam üniversitede İşletme ve Makine Mühendisliği Master programını tamamlayan Ufuk Bayam, iş hayatına Mercedes Benz’de başladı. Ardından Mitsubishi Electric asansörleri ve yürüyen merdivenlerinin Türkiye’deki tek yetkili satıcısı ETA MELCO bünyesine katılan Bayam, 19 yıl boyunca çalışmalarının yanı sıra gerek satış gerekse idari ve teknik konularda yurtiçi ve yurtdışı eğitimlerini de tamamlayarak Genel Müdür olarak atandı.
Analitik becerilerde ve sözel yeteneklerde eksikler var Telekomünikasyon ve iletişim teknolojileri alanında kariyer yapmak isteyen yeni mezunları değerlendirmek üzere Assessment Systems tarafından 4 yıldır düzenli olarak gerçekleştirilen genel yetenek testi sonuçları incelendi. Buna göre, genç yeteneklerin çoğu, testin sözel yetenek ve analitik düşünme boyutlarında sınıfta kalıyor. Assessment Systems tarafından yeni mezunlar, yüksek lisans öğrencileri ve üniversitelerin 4’üncü sınıf öğrencilerine uygulanan testte adaylar; sözel yetenek, sayısal yetenek, dikkat ve analitik düşünme açısından değerlendirildi. 2013 - 2016 yılları arasında yapılan çalışmada yaklaşık 3 bin adayın genel yetenek testi sonuçları kullanıldı. Eğitim durumu fark yaratmıyor Yıllar bazında sonuçlar incelediğinde; hem erkek hem kadın adayların sözel yetenek puanlarında azalma görülürken, sayısal yetenek puanlarında artış var. Sonuçlar, adayların eğitim durumlarına göre incelendiğinde ise adayların sözel yetenek, sayısal yetenek, dikkat ve analitik düşünme boyutlarındaki ortalama başarısı farklılık göstermiyor. Yani adayın yüksek lisans, lisans, ön lisans ya da lise mezunu olması, adayın testteki başarısını etkilemiyor. Cinsiyete göre sonuçlarda ise adayların 4 boyuttaki başarısının
farklılık göstermediği, testteki tüm boyutlarda kadın ve erkek adayların ortalama başarısının birbirine oldukça yakın olduğu görülüyor. Analitik düşünme boyutu ise hem kadın hem de erkek adayların tüm yıllarda en az başarılı olduğu boyut. 4 yıllık test sonuçlarını değerlendiren Assessment Systems CEO’su Levent Sevinç, şu bilgileri paylaştı: “Sektöre başvuru yapan yeni mezunların sözel puanlarındaki azalma eğilimi, sektör için tehlike oluşturabilir. İletişim teknolojileri sektöründeki İK profesyonellerinin bu konuda dikkatli davranmasını öneriyorum. İK profesyonelleri, sözel yetenek boyutunda her yıl bir önceki yıla göre daha az başarılı bir aday grubu ile
E T K İ N L İ K L E R 7-10 Kasım 2016
WebSummit / Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/
karşılaşıyor. Bu da, özellikle sözel yetenek gerektiren pozisyonlar için sorun yaratabilir. Türkiye genelinde sektör farkı gözetmeden gerçekleştirdiğimiz başka bir araştırmada da gençlerin analitik düşünme boyutundaki başarısının son yıllarda azaldığını görmüştük. İletişim teknolojileri sektörüne başvuran adayların bu boyuttaki ortalama başarısının yıllara göre farklılık göstermemesi, Türkiye genelindeki eğilim düşünüldüğünde, olumlu sayılabilir. Ancak adayların diğer boyutlara oranla bu boyutta daha az başarılı olması, sektör için risk olabilir. Günümüzde analitik düşünme yetkinliği birçok pozisyon için kritik.”
Y U R T D I Ş I
14-15 Kasım 2016
NetApp Insight Berlin 2016 Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.netapp-insight.com/
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 3 Kasım 2016 Kurumsal Mimari ve Süreç Modelleme Ne Kazandırır? Ücretsiz Eğitim Semineri Point Hotel Barbaros AYRINTILI BİLGİ: www.mind2biz.com.tr 9-12 Kasım 2016 16.MÜSİAD EXPO CNR EXPO Yeşilköy-İstanbul AYRINTILI BİLGİ: musiadexpo.com/tr
Y U R T İ Ç İ
9-12 Kasım 2016 3.High Tech Port by MÜSİAD CNR EXPO Yeşilköy-İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://hightechport.com/ 19 Kasım 2016 Sabancı Üniversitesi SUCOOL & INOVENT Demo Day 2016 Karaköy Minerva Palas AYRINTILI BİLGİ: sabancidemoday2016.eventbrite.com
22-23 Kasım 2016 Bilişim Zirvesi’16 Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: http://www.bilisimzirvesi.com.tr 29-30 Kasım 2016 2. Global SatShow Haliç Kongre Merkezi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: globalsatshow.com/ 15 Aralık 2016 BTvizyon Toplantıları Girne AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
BThaber
KARİYER
24 - 30 EKİM 2016
29
İş hayatında güvence yok
Ulaşımda geleceği tasarlama dönemi Geleceğin ulaşım çözümlerinin “Maker ruhu” ile tasarlanacağı TEMSA Maker Laboratuvarı açıldı. Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, Maker hareketinde de öncü olduklarını belirtirken, “TEMSA, geleceğin Smart Mobility standartlarını ve çözümlerini geliştireceği önemli bir laboratuvarı hayata geçirmiş oldu” dedi. TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, “TEMSA Smart Mobility vizyonu doğrultusunda oluşturduğu teknoloji programları; ‘Akıllı Otobüsler’, ‘Elektrikli Otobüsler’ ve ‘SMART 2020’ ile yol alırken TEMSA’da tüm çalışanlar ‘yenilikçi - teknolojik denemelerini’ TEMSA Maker Lab. ile tamamen kendilerine ait olan ve kendilerinin
yaşatacağı TEMSA Maker Laboratuvarı’nı devreye alabilecek” bilgisini verdi. TEMSA İnovasyon ve Ürün Müdürü Mert Umut Özkaynak da, TEMSA Yenilikçilik ve Girişimcilik (YG) ekibinin tüm dünyada hızla yayılan Maker Hareketini TEMSA’da hayata geçirerek “Maker ruhu”nu Smart Mobility vizyonuna yansıtabilmeyi amaçladıklarını belirtti. Ayrıca YG ekibi tarafından hayata geçirilen TEMSA Dijital YG Platformu’nun tanıtımı da yapıldı. Fikirlerin ve projelerin toplandığı ve yürütüldüğü, iş birliklerinin hayata geçirildiği YG Platformu; Twitter, Facebook gibi sosyal platformların özelliklerini barındırıyor. Kullanıcılar ev veya iş yerindeki bilgisayarlardan, TEMSA’da
belirli yerlerdeki kiosk’lardan veya mobil uygulamadan ulaşabilecekleri platformda; profil oluşturabiliyor, fotoğraf ve video paylaşabiliyor, diğer kullanıcıları ve fikirlerini takip edebiliyor. TEMSA Maker Lab. proje önerileri ve yönetimi de YG Dijital Platformu’nda kurulan TEMSA Maker Lab. portalı ile gerçekleşecek. Bu platformda sanal gerçeklik uygulamalarının önemli bir yer alacağı beklentisiyle TEMSA, konusu sanal gerçeklik olan “Geleceğin Ulaşımını Sen Şekillendir” isimli Açık İnovasyon Yarışması’nı tüm dünya ile paylaştı. Dünyanın ilk Open Bus uygulamasının geliştirilmesi bu yarışma ile başlarken, TEMSA, yenilikler geliştirmeye açık ve kapalı inovasyon platformları ile devam edecek.
Eğitim yatırımları hız kesmiyor Mikro Yazılım, “Eğitim Yılı” olarak anons ettiği 2016 yılında, online eğitim platformu Akademikro’ya yaptığı yatırımın ardından, yılın son çeyreğinde sınıf içi eğitimleri de başlatarak yatırımlarına devam ediyor. Mikro Yazılım’ın ağırlıklı olarak iş ortaklarına yönelik başlattığı sınıf içi eğitimleri genel olarak şu konu başlıklarını kapsıyor: Etkili iletişim teknikleri, müşteri hizmetlerinde kalitenin artırılması, müşteri memnuniyetinin artırılması, başarılı ilişki yönetimi ve kazan-kazan stratejisinin benimsenmesi. Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş, sundukları eğitim desteğini şu sözlerle anlattı: “2016 yılı özellikle eğitime
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Brüksel’de açıklanan bölgesel raporuna göre; 2001’den bu yana bölgede 230 milyonluk toplam nüfus içinden yaklaşık 80 milyonu orta sınıfa katılırken, emtia fiyatlarındaki düşüş ve Avrupa Birliği (AB) ile Rusya Federasyonu’ndaki yavaş büyüme, pek çok kişinin doğru işler bulmasını, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlere erişmesini zorlaştırıyor. Bu arada, kayıt dışı veya güvencesiz işlerde çalışan ve toplam çalışan nüfusun üçte birine denk gelen 37 milyon kişi ile Doğu Avrupa, Türkiye ve Orta Asya’daki sosyal güvenlik sistemleri, giderek artan biçimde risk altına giriyor. Rapor hakkında bilgiler veren UNDP Avrupa ve BDT Bölgesel Bürosu Direktörü Cihan Sultanoğlu, “Bölgede pek çok ülke, geçmişte görece iş güvencesine, sosyal hizmetlere ücretsiz ve evrensel erişime ve daha az cinsiyet eşitsizliğine sahipti.
Ama kırılganlık ve dışlama yükselişe geçince, dünyanın diğer kısımlarındaki ülkelere benzemeye başlıyorlar” dedi. Cihan Sultanoğlu, “Dünyadaki pek çok ülke, hiç kimsenin geride bırakılmamasını tavsiye eden Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için çalışıyor. Eğer en çok dışlanan ve kırılgan olan grupların kapsanması konusuna yatırım yapabilirsek, bölgede 2030’a kadar hedeflere ulaşılması ihtimalini artırırız” yorumunu yaptı. Rapor, sosyal sigorta kapsamının ve işçi haklarının daha güvende olduğu kayıtlı istihdamı teşvik etmek için bölgede hâlihazırda yüksek olan işgücü vergilerinin azaltılması çağrısında bulunuyor. Yine rapora göre, sosyal bakım hizmetleri ve ev işi yüklerinin hafifletilmesi, kadınlar için eğitim, istihdam ve gelir elde etme fırsatlarını artırabilir. Böylece ekonomik büyümenin hızı artabilir ve herkes için refah seviyesi yükselebilir.
İK’da yenilikler paylaşılacak İnsan kaynakları uzmanları, 26 Ekim’de Arkadin’in düzenleyeceği webinar’da bir araya gelecek. Bu webcast’te İK liderlerinin çalışanlarına ve iş ihtiyaçlarına uygun biçimde nasıl Dijital Çağ ile öne geçebilecekleri ele alınacak. “Mutlu çalışan mutlu müşteri” felsefesi ışığında doğru işbirliği (collaboration) kültürünün işi daha yaratıcı kılacağı ve büyümesini
sağlayacağı gerçeğine dikkat çeken Arkadin, ayrıca, 6 temel İK zorluğunun teknoloji tarafını ve İK liderlerinin bunlar üzerinde nasıl ilerlemesi gerektiğine de etkinlik kapsamında odaklanacak. Kayıt ve detaylar ise http://event. onlineseminarsolutions.com/r. htm?e=1276992&s=1&k= C10CE1EB68A72 B26A3181F066A BE3DB5 adresinde yer alıyor.
Girişimciler buluşacak
yatırım yaptığımız bir yıl oldu. Online eğitim platformumuz Akademikro’yu baştan aşağı yenileyerek yepyeni bir online eğitim, sınav ve sertifikasyon programı başlattık. Yılın son çeyreğinde eğitim konusundaki
iddiamıza, sektörün önemli isimlerinden bir eğitmenle sınıf içi eğitimleri başlatarak devam ediyoruz. Eğitim programlarımız ile en büyük hedefimiz, hizmet kalitesindeki farkımızı ortaya koymak.”
Her yıl Kasım ayında 160 ülkede kutlanan ve girişimcilik adına dünyadaki en büyük seferberlik kampanyası olarak tanımlanan Global Girişimcilik Haftası (GGH), bu sene 14 - 20 Kasım arasında gerçekleşecek. GGH’nın genel koordinasyonunu ise 2016 yılında Endeavor Türkiye ve Uluslararası Girişimcilik Merkezi üstleniyor. 2015 yılında düzenlenen GGH Türkiye kampanyasında 300’e yakın paydaş desteğiyle 41 ilde 400 etkinlik düzenlenmiş, bu etkinliklerle 192 bin kişiye ulaşılmıştı. Detayların www. globalgirisimcilikhaftasi.com sitesinde yer aldığı etkinlik
kapsamında gençlere girişimciliği bir kariyer seçeneği olarak sunmayı hedefleyen GGH, yerel ve uluslararası ekosistemde yer alan önde gelen STK, üniversite, girişimci, yatırımcı, öğrenci, yerel yönetimler, devlet kurumları, özel sektör temsilcileri ve medya gruplarını bir araya getiriyor. GGH 2016 Türkiye kampanyasında da bu kurumlar arası gerçekleşen işbirliği ile 50’ye yakın ilde paneller, konferanslar, oturumlar, çalışma atölyeleri, fikir yarışmaları, eğitim programları, web buluşmaları vaka çalışmaları, film gösterimleri ve şenlikler düzenlenecek.
MEKTUP
BThaber
Yeni haftadan merhaba, Kış günlerine geri sayımda güçlü bir bağışıklık sistemi ile sağlığını korumak isteyenler, beslenmede doğal probiyotik kaynaklarına daha fazla yer ayırmalı. Bu hatırlatmayı yapan Dr. Sinan Akkurt, “Geleneksel Türk mutfağında fermantasyon yöntemi ciddi yere sahip” derken yapmamız gerekeni şöyle özetliyor: Fast food ve paketli gıdalar yerine ev yapımı geleneksel yiyeceklere yönelmek. Yani yoğurdu evde mayalamak, sirke yapmak, turşu kurmak… Üşenmeyelim, her şey sağlık için… Altınokta Körler Derneği İstanbul Şubesi tarafından 15 Ekim Dünya Beyaz Baston Günü kapsamında bir yürüyüş düzenlendi. Dernek ve Cevahir AVM arasındaki kısa mesafede kitap okuyan gönüllüler, gözleri kapalı şekilde AVM’ye yürüdü. Gönüllülerin refakatçisi ise görme engelliler oldu. Bu arada, tasarım ve marka deneyimi ajansı I-AM, ziyaretçilerine duyma ve görme engellilerin hayatının bir simülasyonunu deneyimletmeyi hedefleyen “Turkcell Diyalog Müzesi” projesi çerçevesinde “Karanlıkta Diyalog” ve “Sessizlikte Diyalog” deneyim alanlarının fuaye tasarımını üstlendi. Demos Fuarcılık tarafından 4 –7 Mayıs 2017 tarihleri arasında Ankara Altınpark Fuar Alanı’nda Engelsiz Yaşam ve Medikal Ürünler Fuarı düzenlenecek. Fuar; engelli, yaşlı, bakıma muhtaç kişilerin, hayatlarını normal ve konforlu şekilde sürdürmelerine kolaylık sağlayan ürün, hizmet ve teknolojilere ulaşmalarına aracılık eden bir platform olacak. Slogan da net: “Engelsiz Yaşam Herkesin Hakkıdır.” Dünyanın en önemli organizasyonlarından Sürdürülebilir Yapılı Çevre Konferanslar Serisi (The
personel istihdamında ise sektör genelinde birinci sıraya yükselmiş. Topluluk yönetim platformu olarak büyüyen ve tamamladığı Microsoft Ventures Accelerator programının ardından, Uber’ın yatırımcılarından olan Techstars’tan yatırım alan Raklet; dünyanın teknoloji öncülerine ev sahipliği yapan Websummit konferansında internet teknolojisinin devleriyle bir araya gelecek. Avrupa’nın bu önemli teknoloji konferansı, 150 ülkeden 50 binin üzerinde katılımcı, 15 binden fazla şirket ve 7 binin üzerinde CEO’yu buluştururken, kişilerin ve kurumların bilgilerini güncel tutabilmelerine, platform üzerinden e-posta ve SMS gönderebilmelerine, aidat ve bağış toplayıp etkinlikler düzenleyerek bilet satabilmelerine imkan sağlayan Raklet de, 60’tan fazla ülkede kullanılan platformu hakkında bilgiler paylaşacak. Bu arada, Türkiye’nin uluslararası arenadaki en önemli koşu etkinliği ve dünyada kıtalararası koşulan ilk yarış olan Vodafone İstanbul Maratonu, 13 Kasım Pazar günü 38’inci kez düzenlenecek. Katılan dostlara şimdiden başarılar… Haftayı bir sergi haberi ile tamamlıyorum: Mavi Senfoni’nin de aralarında bulunduğu Burhan Doğançay’ın eserlerinden oluşan özel bir sergi, 18 Kasım’a kadar Yıldız Holding Seminer ve Sergi Salonu’nda sanatseverleri ağırlayacak. Ressam Doğançay’ın birbirinden değerli 19 resminin yer aldığı serilere ek olarak Kurdeleler serisinden bir Aubusson duvar halısı ve Yahşi Baraz objektifinden on sekiz tane portre ve atölye fotoğrafları ile 1977 yılından bir adet sergi afişi de yer alıyor. Bu sergi vesilesiyle dilerim görüşme imkanı da buluruz. Benden bu haftalık bu kadar, yeni haftada buluşmak dileğiyle,
30
24 - 30 EKİM 2016
Engelsiz yaşam, herkesin hakkı
Sustainable Built Environment Conference Series) Türkiye ayağı olan SBE16 İstanbul Konferansı’nın açılış konuşmasını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar yaptı. Hinginar, “Plansız kentleşme ve sanayileşme, başta iklim değişikliği olmak üzere tüm canlıların yaşamını giderek daha olumsuz etkilemekte. Tüm ülkelerin ve sanayicilerin strateji belirlemede dikkatli olmaları gerek. Aralık 2015’te Paris’te gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde alınan kararlar önemli. Sera gazları emisyonunu azaltıcı sorumluluklar, Türkiye inşaat sektörü açısından büyük önem taşıyor” diyerek bizim bir temennimize de vurgu yapmış: “Önümüzdeki dönemde sıfır veya sıfıra yakın enerjili binalar, yeşil binalar giderek zorunlu hale gelecek.” Mitsubishi Electric, bir ilke imza atarak hibrid sistemleri iklimlendirme sektörüne kazandırmış. “Hybrid City Multi
2016
www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
343 projenin katıldığı 2016 Yılı Avrupa Girişimciliği Teşvik Ödülleri yarışmasında, İzmir Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) “Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı Projesi” kısa listeye seçilen projeler arasında yer almış ve büyük ödüle aday gösterilmiş. Ayrıca İZKA’nın projesi “Kaynak etkinliğinin ve çevre dostu (yeşil) pazarların gelişiminin desteklenmesi kategorisinde” ilk iki projeden birisi olmuş ve Türkiye’den seçilen proje olarak “National Winner (Ulusal Birinci)” ünvanını almış. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan “Ar-Ge Merkezleri Performans Endeksi” sonuçlarına göre, dünyaya “Güvenli ve Akıllı Şehirler” alanında çözümler ihraç eden Türk teknoloji şirketi Proline, içinde bulunduğu bilgisayar ve iletişim hizmetleri sektöründe en iyi performans gösteren ikinci Ar-Ge merkezi oldu. Aynı dönemde Ar-Ge
REKLAM SATIŞ GRUBU
YIL 22 SAYI 1093
24 - 30 EKİM
Sistemler” ile yüksek enerji tasarrufu ve ideal konforun yanı sıra kolay ve düşük maliyetli montaj avantajı var. Mekan ısıtmasında enerjinin su kullanılarak aktarıldığı, ısı geri kazanımlı, eşzamanlı ısıtma ve soğutmayı sadece iki borulu bir altyapı ile sunabilen “Mitsubishi Electric Hybrid City Multi Sistemler”, hem karbon salımının hem de işletme giderlerinin azaltılmasına katkı sağlıyor. Bir yarışma haberim var sana: Microsoft tarafından dünya çapında düzenlenen Excel yarışmasının Türkiye ayağı başlıyor. Finalin 25 Kasım’da yapılacağı yarışmada Türkiye birincisine dizüstü bilgisayar hediye edilecek. Dünya birincisi ise Seattle’da Microsoft kampüsüne ziyaret ve Excel mühendisleri ile tanışma fırsatı yakalayacak. Yarışma ile ilgili detaylar www. excelbendensorulur.com adresinde. Avrupa çapında toplam
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr
Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr
İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe
Abdurrahman Koyuncu Seda Aslantaş Karolin Özçelik Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
E-transformation is accelerating in public Announced by Prime Minister Binali Yıldırım, ‘2017-2019 Medium-Term Program’ Expenditure Programs are said to be used especially for public infrastructure investment to support growth, incentives, regional development, in education and R&D. Public procurement is stated to be used as a tool for technological developments and boosting domestic production. Prepared by the Ministry of Development; covering the period 2015-2017 and starting the budget process, ‘Medium Term Program’ (OVP) has been designed to achieve 2023 targets and in the grounds of Turkey’s more competitive and innovative economy. OVP’s basic purposes are while upgrading the growth performance, decreasing the current account deficit, reaching the inflation target and thereby to strengthen macroeconomic and financial stability. Structural reforms that our country needs for a new development initiative will be implemented during the OVP period. In this context, 10th Action Plan’s priority transformation programs and action plans will be implemented. The level of realization of this action plan will be increased with regular monitoring. OVP’s macroeconomic framework was prepared taking into account the risks and opportunities arising from the outside world. OVP’s purposes are improving the investment environment, increasing the depth of the financial markets in product and service diversity, improving the quality of public revenue and expenditure and the labor market, education and the judicial system, informality, state aid, good governance, local authorities and the completion of structural transformations and reforms launched in regional development areas.
In this context; 25 priority transformation programs of the 10th Development Plan are aimed to be effectively implemented. ‘New Information Society Strategy’ will begin to be applied In the program; increasing the contribution of total factor productivity to growth and moving to more balanced growth structure in terms of production factors are planed through policies for increasing productivity in manufacturing industry. The negative contribution to growth of total factor productivity in 2013 and 2014 is projected to rise rapidly during the program period. In ‘Macroeconomic Policies’ – ‘Growth’ sub-title, it is said that via the widespread use of Information and Communication Technologies, especially services that provide a high value-added production and exports will be increased and the ‘New Information Society Strategy’ will begin to be implemented. The following points are noted in the title: the production structure that is R&D-based, innovative, environmentfriendly and creating high added value will be supported and commercialization and branding process of products will gain functionality and micro reforms will be accelerated in these areas. Existing incentives policies to be implemented effectively
for increasing exports, technological development and the realization of new investments, especially in the manufacturing sector; and investment incentive system will be revised according to the needs. Bureaucratic and legal processes for investors and businesses will be improved; legislation will be updated in accordance with international standards and best practices. Policies on transforming natural resource wealth and diversity of agricultural products into production and competitive advantage via technology support will be focused on. Natural resources will be used efficiently; waste will contribute to the economy. Public procurement will be used as an effective tool for technological developments and increasing domestic production. SMEs’ R&D, innovation and export capacities will be developed and their branding, institutionalization and innovative business model developments will be supported effectively. Institutional capacities and cooperation levels of all agencies and organizations that provide services and support in the entrepreneurship ecosystem will be increased. Organized industrial zones, technology development zones, industrial zones and small industrial site applications will be developed; incubators and business development centers will be enabled to increase quantity and quality of effective services; clusters will be supported. New business opportunities with environment-friendly approach, income sources and opportunities for the development of products and technologies will be supported as well as green growth. Credit loans will be more easily granted in order to increasing investment in machinery and
equipment in the private sector manufacturing industry. Industries that create added value in urban transformation, creative industries, high-tech and environmentally sensitive production and energy efficiency will be supported. IT is prioritized In the program; it is stated that in public investments; PPP (Public Private Partnership) model, education, health, drinking water and sanitation, science and technology, information technologies, transportation and irrigation will be given priority. In addition, R&D activities towards carrying economy to an internationally competitive structure and the tax policies supporting the production of high value-added products will be implemented and the tax system will be developed to meet the emerging needs of technological and international developments. The program includes the following topics: KIT’s will focus on high valueadded products by developing the technological infrastructure and R&D activities; they will take advantage of domestic energy resources and evaluate new opportunities for exports. Investments that will provide high technology industry inputs creating import dependency to be produced in the country will be supported. Domestically produced products using domestic inputs will be preferred in public procurements. Original design activities will be encouraged in export products for consumption, qualified designers will be trained, patent registrations and international brand creations will be supported, promotion and marketing supports will be developed according to the needs of exporters. Necessary mechanisms for e-commerce to contribute to the increase in exports and not increase the consumption product import needs will be developed.
Alternative financing methods will be created to facilitate access to finance for SMEs and entrepreneurs. In order to perform structural transformations in industry and to improve the quality of the labor in the market especially in the field of research, skilled labor migration from abroad will be accelerated. IT ınfrastructure used in public financial management and audit becomes integrated In ‘Macroeconomic Policies’ – ‘Financial Policy’ sub-title, it says: “Spending programs will be prioritized particularly in public infrastructure investment areas to support growth, incentives, regional development, education and R&D support.” On the other hand; it is stated that the IT ınfrastructure used in public financial management and audit will become integrated in order to increase the effectiveness of public spending. Technological highlights are as the following: The quality of service will increase in the public by accelerating e-transformation and decreasing service costs. The allocation of public R& D spending will be in favor of industries of high foreign trade deficit in private sector investments. Transfers that are made for the purpose of agricultural support will be revised within the framework of increasing efficiency, productivity and added value. The effectiveness of social programs will be evaluated, in this area, the coordination among the public sector, private sector and NGOs will be developed and duplication will be avoided. Supervision models considering the past behaviors of health care providers will be developed; software, hardware and training infrastructure will be strengthened in the field of risk analysis and data mining.
Havelsan incorporated Quantum 3D
Stars of Informatics shine Awards were given to the owners in the Stars of Informatics Competition organized by Informatics Association of Turkey, Istanbul Branch. The final and the award ceremony of Stars of Informatics Competition, organized by Informatics Association of Turkey, Istanbul Branch took place recently. Held at Bahçeşehir University Beşiktaş Campus, the special night hosted a magnificent Turkish Classical Music Concert for its participants. The competition hosted not only young ICT professionals and entrepreneurs, but
also the public institutions’ and municipalities’ professionals’ innovative projects. The competition was categorized by special targets such as change in informatics, innovation and transformation. 2016 Stars of Informatics Competition awarded the projects in three different categories such as Environment, Efficiency and Social Responsibility. In addition, the project owner who obtained the highest score in public voting was awarded a special prize titled “Favorite of the People”.
Here are the projects awarded in the competition Student Category - Accessibility Navigation for the Blind – Social Responsibility - yemekaskisi.com - Social Responsibility - anaokuletkinlikleri.com - Efficiency - marmaradergi.com – Efficiency - lisansustutecrubem.com - Efficiency Entrepreneurship Category - heat.com.tr - Environment - reengen.com - Environment - muzikilan.com - Social Responsibility - tvv.gen.tr - Social Responsibility - kitapi.net - Social Responsibility - deskgate.com - Efficiency - flexapp.com – Efficiency - skyatlas.com - Efficiency Corporate Category - etgigrup.com – Environment - izmirkuzey.khb.saglik.gov.tr – Environment - fatih.bel.tr – Environment - smarttek.com.tr - Social Responsibility - sar3d.suleymanpasa.bel.tr -Social Responsibility - elektronet.com.tr - Social Responsibility - paytr.com – Efficiency - ego.gov.tr – Efficiency - infoline-tr.com - Efficiency Favorite of the People Award - sar3d.suleymanpasa.bel.tr - Social Responsibility Best Mobile Honorary Award - 3b.bagcilar.bel.tr -Social Responsibility Most Creative Honorary Award - kadikoy.bel.tr - Efficiency Global Honorary Award - globax.com.tr - Social Responsibility
HAVELSAN officially took over Quantum 3D, an American simulator technologies developer from the USA. Thus, Havelsan will gain advantage in the global competition. Havelsan’s yearlong purchase process of Quantum 3D was completed with an approval from the American bureaucracy. Stationed in California, the leading public and private sector training and simulator provider Quantum 3D is expected to add power to Havelsan for flight simulators. With the purchase, Havelsan has the opportunity to provide both image generators originally and became one of the United States’ local companies thanks to Quantum 3D. Havelsan’s new subsidiary Quantum 3D will keep its production lines and intellectual property rights and continue activities
in Milpitas - California and Orlando -Florida and develop commercial products ready for sale to markets worldwide and maintain being a manufacturer company. Award-winning MANTIS software for Quantum 3D real-time visual simulation, Indepence IDX image generators and GeoScapeSE series of visual database products will continue to seek markets under Quantum 3D
brand as before. This new USA stationed structure will continue to lead the way with existing experienced employees using the Quantum 3D brand name. HAVELSAN Chairman Yüksel Öztekin stated that: “In line with our strategic plan, we took action seeing this opportunity in the USA. I believe the created synergy will have a high added value.” Havelsan General Manager Ahmet Hamdi Atalay expressed that: “This acquisition is a first in its kind in Turkey. For the first time, a Turkish company made such a high technology company purchase. Our access to technological developments in Silicon Valley will facilitate our development of Havelsan products. I believe this 100% US brand known as Quantum 3D will create a globally powerful synergy together with Havelsan.”
From YFYI to Silicon Valley METU Technopolis organized the 12th of ‘New Ideas New Businesses (YFYI) Acceleration Program’ award ceremony on October, 15th and the winners were announced. Applications were accepted from March until the middle of May and over 1500 applications were received. Many technologybased projects were presented in the program and the successful ones will be able to visit ‘T-Jump SF Acceleration
Center’ of METU Technopolis located in Silicon Valley and meet with investors. At the ceremony; Elginkan
Foundation’s great prize of 100.000 TL was given to silver nanowire coated textile product developed by Isıteks Group.
Decisions will be made quickly via ‘Data Sharing Protocol’ ‘Data Sharing Protocol’ was signed by Ministry of Health and Social Security Institution with the aim of using data pool fast and securely for the health applications and payments. ‘Data Sharing Protocol’ ceremony hosted Ministry of Health Undersecretary Prof. Eyüp Gümüş on behalf of the Ministry and SGK President Mehmet Selim Bağlı. Undersecretary Gümüş stated that the signed protocol by two institutions will make the data pool usage faster and more reliable in health
practices and payments and added: “We will have the instant access opportunity to the data we used to manually ask for in mutual correspondences. The health care’s legislation compatibility will be evaluated instantly and mistakes will be provided before they happen.” Reimbursements and invoices were manually issued in the past and via this protocol, the possible problems will be eliminated according to SGK President Bağlı and he added: “Thanks to the protocol, our institutions will catch the
opportunity to make decisions faster and more accurately. Both institutions will benefit from the data in getting comprehensive statistical information, analysis of this information in determining the risk for the development of health policies and the detailing expenditure items.” With the signed protocol, potential errors and disruptions can be prevented. By shortening the processing time; it will ensure ease of access to all types of health care for the patients and will increase patient satisfaction.
Dataloggc DL-AXIST Androod El Termmnall
5" HD Dokunmattk Ekran MIMO Teknolojjssyle Üstün WW-FF Bağlantısı "SoftSpot" Teknolojssyle Kolay Barkod Okuma NFC / RFID Teknolojjss 1D / 2D Barkodları Okuma
www.bilkur.com.tr www.datalogic.com
Bilkur Bilgisayar San. ve Tic. Ltd. Şti. Fulya Mah. Öztürk Sok. Akabe Ticaret Merkezi No:1 B Şişli / İSTANBUL Tel: +90 212 212 60 14 - Faks: +90 212 275 15 82
www.bilkur.com.tr