BThaber Sayı 1094

Page 1

CoMoSeF ile toplu ulaşım akıllanıyor Otokar, KoçSistem ve İSBAK oluşturdukları bir konsorsiyum ile akıllı otobüs ve akıllı ulaşım konusunda AB destekli önemli bir Ar-Ge projesine imza attı. Sayfa11

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ

Sayfa

6

Açık kaynak üretkenliği artırmak için büyük fırsat Kamu Açık Kaynak Konferansı’nda PARDUS Projesi, açık kaynak dünyasındaki gelişmeler ve kamuda açık kaynak kullanımı ele alındı.

Sayfa

Analitiğin önemini fark etmekte gecikmeyin!

10

Dr. Tülin Güzel

Sayfa

14

Veriyi depolamaktan bir adım öne geçmek, analitiği kurumsal ihtiyaçlar paralelinde kullanarak doğru zamanda doğru kararları alabilmek, kurumsal devamlılık adına bir gereklilik.

www.bthaber.com.tr

1094 31 Ekim - 6 Kasım 2016

Hazırlık bitti, şimdi uyum zamanı

7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu”nda öngörülen şartlara uymayan şirketleri, ihlalin tipine göre ihlal başına 5 bin TL’den başlayıp 1 milyon TL’ye kadar çıkabilen para cezası ile 1-4.5 yıl arası hapis cezası bekliyor.

Handan Aybars

Sayfa

3-4

Değişim hızı bulutla yol alacak Autodesk Global Satış ve Hizmetler Başkan Yardımcısı Carpenter’a göre, bulut bilişim tüm sektörler için birçok başlıkta değişim demek.

Callan Carpenter

Sayfa

15 DOSYA: 20

AKILLI ŞEHİRLER Şehir yaşamına rahatlık ve konfor katması beklenen teknoloji dünyasındaki gelişmeler dosya sayfalarımızda.



BThaber

E-TOPLUM

31 EKİM - 6 KASIM 2016

3

Hazırlık bitti, şimdi uyum zamanı Handan Aybars

7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında şirketlere uyum çalışmaları için verilen altı aylık süre 7 Ekim itibariyle doldu. Bireysel ve kurumsal farkındalığın gelişmesi, kimlere ait, hangi verilerin nasıl saklandığı ve saklanması gerektiği konusunda bir strateji artık şart. Zira yasada öngörülen şartlara uymayan şirketleri, ihlalin tipine göre ihlal başına 5 bin TL’den başlayıp 1 milyon TL’ye kadar çıkabilen para cezası ile 1-4.5 yıl arası hapis cezası bekliyor.

Avrupa Birliği (AB) direktifleri paralelinde kişisel verilere dair çerçeve bir düzenlemeyi hedefleyen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girerken, şirketlerin kanuna uyumlu hale gelmesi için verilen süre 7 Ekim’de sona erdi. Yani, yükümlülüklere uyum sağlamayan şirketleri idari ve cezai yaptırımlar bekliyor. Veri işleme; yasada açıkça tanımlanmış teknik bir terim ve verilerin elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veri üzerinde her türlü işlemi ifade etmek için kullanılıyor. Kanunda kişisel veri ise kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanıyor. Bu anlamda, herhangi bir bireyi tanımlayabilecek unsurların tamamı kişisel veri olarak görülecek, her olay özelinde ilgili kişisel veri kapsamı genişletilebilecek. Burada en önemli konu herhangi bir şekilde kişisel veri toplayan,

Ahmet Sağlu

işleyen ve saklayan tüzel ve gerçek kişilerin, kendi işleyişleri açısından bu tanımları yapmaları, bunu yaparken de hukuki anlamda uzmanlardan görüş almaları. Detayları EY Türkiye Vergi ve Hukuk Bölümü Şirket Ortağı Ahmet Sağlı ve EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Direktörü Ümit Şen anlatıyor: Yasa çerçevesinde kişisel verileri nasıl korumak gerekiyor? Ahmet Sağlı: Kişisel verilerin korunması aslında veri güvenliğiyle uğraşan profesyoneller için tanımı basit, fakat uygulamada birçok zorluğu beraberinde getiren bir konu. Bir kurum nezdinde düşünüldüğünde; güvenliğinin sağlanmasına yönelik önlemlerin alınabilmesi için öncelikle kişisel veri olarak nasıl bir veri kümesine sahip olunduğunun anlaşılması, bunun gerek iş yapma şekilleri gerekse ilgili bilgi sistemlerindeki işlenme ve depolanma unsurları açısından bir envanter mantığında yönetilebilmesi faydalı olur. Hangi veri unsurun nasıl ve hangi önlemlerle korunabileceği kararı sağlıklı olarak ancak bu şekilde verilebilir. Kanun’a uyum ve veri güvenliği konusunda mevcut durumda denetimlerin yaptırılması kişisel veri sorumlusunun görevlerinden biri. Bu anlamda, özellikle kurumlarda önümüzdeki dönemde bu alanda iç denetim ve/veya dış denetim çalışmalarının yapılmaya başlanacağını öngörebiliriz. Ancak Kişisel Verilerin Korunması Kurumu altında Kurul’un da teşkiliyle, önümüzdeki dönemlerde uygulamalara yönelik tariflerle birlikte denetim gereksinimleri açısından ek yükümlülükler getirilebileceği tahmin edilmekte. AB’deki örnekleri incelediğimizde, özellikle belirli ülkelerde sektörel bazda denetim yükümlülüklerinin mevzuatta yer aldığını

kurumsal mimari ve süreç modelleme ne kazandırır? bütünsel mimarinin görselleştirilmesi etki analizi ve risklerin tespiti kurumsal stratejiler ve süreçlerin uyumu

Kasım 3 eğitim seminerimiz ücretsizdir Perşembe 13:30 - 17:30 Point Hotel Barbaros LCV: (212) 232 47 20

mind2biz.com.tr

mind2biz

mind2biz


4

BThaber

E-TOPLUM

31 EKİM - 6 KASIM 2016

kurumsal öncelİkler belİrlenmelİ Şirketler, uyum yükümlülüklerini belirlemeden önce neler yapmalı? Ahmet Sağlı: Aslında en doğru yöntem öncelikle tüm kişisel veri toplama, işleme ve saklama yapısının anlaşılması, kanun beklentileri açısından eksikliklerin tespit edilmesi ve 7 Ekim 2016 tarihinde yürürlüğe giren kanun hükümlerinin öncelikli olarak değerlendirilmesi olacak. Söz konusu eksikler tespit edildiğinde, kişisel veri envanteri eşliğinde ilgili süreçlerin buna göre yerine getirilmesi,

ve bunun düzenli olarak uygulandığını görüyoruz. Kişisel verileri korumak adına hangi sektörler ve hangi ölçeklerde şirketler, ne gibi önlemler almak ve bunları kontrol etmek zorunda? Ahmet Sağlı: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu; Türkiye’de yine kanunda tanımı yapılan kişisel verileri tamamen ya da kısmen otomatik olarak veya bir veri kayıt sisteminin parçası olarak toplayan, işleyen, saklayan tüm tüzel ve gerçek kişiler için geçerli. Mevcut haliyle herhangi bir sektör ya da ölçek sınırlaması olmayıp, kişisel verileri toplayan, işleyen saklayan tüm tüzel ve gerçek kişiler kanuna tabi. Bununla birlikte kanun; bankacılık, sigorta

kişisel veri işlenmesi ile ilgili şirket için gerekli yetkilendirmelerin yapılması ve bir yandan da bu verilerin güvenliğinin sağlanması adına önlemlerinin ele alınması gerek. Temel olarak şirket ve kurum organizasyonu içerisinde farklı birimlerin bir araya gelerek ortak bir çalışma yapması ve her birimin gerekli katkı ve desteği vererek sorumluluk alması önemli. Bu bağlamda, şirket ve kurumların hukuk birimleri başta olmak üzere, kişisel veri işleme süreçleriyle ilgili bilgi teknolojileri, insan kaynakları, satış ve

ve emeklilik, ilaç firmaları ve hastaneleri içeren sağlık, telekomünikasyon, enerji ve perakende gibi kişisel verilerin yoğun işlendiği sektörleri yakından ilgilendirmekte. Kişisel veri toplayan tüm tüzel ve gerçek kişiler, kanunda belirtilen tanımlar ve istisnalar çerçevesinde öncelikle kişisel verilerin tanımını yapıp tespit ederek, bunların veri kayıt sistemlerine girişi, işlenişi ve depolanması amacıyla ilgili kişisel veri sahibinin açık rızasını da alacak şekilde gerekli iş akışlarını ve işlemleri yerine getirmek durumunda. Bu iş akışları, aynı zamanda kişisel veri envanterinin oluşmasına yardımcı olması amacıyla önemli. Zira, kişisel veri işleyen tarafından hangi kategorilerde kişisel verilerin işlendiğinin, bunların yurtiçinde ve yurtdışında kimlerle paylaşılmasının

pazarlama gibi birimlerin oluşturduğu bir çalışma grubunun oluşturulması özellikle uyum sürecinde faydalı olacak. Kanun tarafından getirilen idari para cezaları ve cezai müeyyideler düşünüldüğünde; şirket ve kurumlarda yönetim kurulları başta olmak üzere yönetim kadrolarının tüm uyum sürecinde sevk ve idareden sorumlu olması ve şirket genelinde bu konuda farkındalığı artırıcı çalışmaların yapılmasını sağlamaları, ileride doğabilecek sorunları engellemek açısından önemli.

öngörüldüğünün ve kişisel veri güvenliğine karşı alınmış önlemler gibi bilgilerin kanun kapsamında kurulan Kişisel Verilerin Korunması Kurumu nezdinde kayıt ettirilmesi zorunlu. Devamında, söz konusu verilerin gerek şirket içinde gerekse üçüncü taraflarla paylaşımı sırasında gizlilik ve bütünlük açısından güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemlerin teknolojik yatırımlarla desteklenecek şekilde alınması da önemli. Kamu ve özel sektörde bu verileri korumak adına uygulama ve gerekliliklerde nasıl bir süreç var? Ümit Şen: Özel sektörde şirket ve kurumların kişisel verilerin işlenmesi ile ilgili tüm süreçleri kanuna uyumlu hale getirmeleri esas. Kanun

7 Ekim 2016 tarihi itibariyle tüm hükümleriyle yürürlükte olduğundan bu süreçlerin şirket ve kurumlar tarafından ivedilikle yerine getirilmesi gerek. Esasen, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin uyum gereksinimleri açısından kanun nezdinde kamu sektörü açısından da farklı bir beklenti var. Buradaki en önemli konu, belirli kamu kuruluşlarında çok önemli kişisel verilerin saklanması ve işlenmesi. Burada tüm kimlik ve adres bilgileriniz, sahip olunan gayrimenkullere ilişkin tapu kayıtları, çalışma ve emeklilik hayatınıza dair bilgiler, tüm sağlık kayıtlarınız ve sahip olduğunuz taşıtlara ilişkin bilgiler gibi bir kişisel veri sahibini tanımlayabilecek veri kümesi bulunmakta. Bu anlamda kamu kuruluşlarının da kanuna uyum konusunda belirttiğimiz çalışmaları yürüteceği, yürütmesi gerektiği değerlendirilmekte. Bununla birlikte, kanun ile ilgili olarak ileride düzenlenecek ikincil mevzuat ile söz konusu bilgilerin bir kısmı kanun kapsamında istisnalara girebilir ve kişisel verilerin kanunda tarif edildiği gibi açık rıza alınmadan işlenmemesi gerektiğine dair hükümlerin bu tür verilere uygulanmaması gündeme gelebilir.

cezaİ sürece dİkkat! Şirketleri ne gibi yaptırımlar bekliyor? Ümit Şen: Kanunda getirilen yükümlülüklere uyulmaması durumunda bazı yaptırımlar öngörülüyor. Kanunda Suçlar ve Kabahatler başlıklarında ortaya konduğu şekilde belirli maddelerin ihlal edilmesi aydınlatma yükümlerine uyulmaması, kişisel veri güvenliği için yeterli önlemlerin alınmaması, Kurul’un kararlarına uyulmaması ya da belirlenecek sicile kayıt olunmaması gibi durumlarda 1 milyon TL’ye kadar idari para cezası öngörülmüş durumda. Ancak bunun ötesinde, kanunda belirtilen şekilde kişisel verilerin işlenmesine ilişkin şartlar ortadan kalktığında bunların silinmesi, imha edilmesi ya da anonimleştirilmesi hükmüne aykırı davrananlar hakkında ve kişisel verilerin işlenmesi ile ilgili cezalar bakımından Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerine atıf yapılmış ve hapis cezası ile sonuçlanabilecek cezai müeyyideler öngörülmüş durumda.

Verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi başlığında bireylerin farkındalığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ümit Şen: Bu konu özellikle yoğun şekilde kişisel veri işleyen şirket ve kurumların en önemli gündem maddelerinden biri. Nitekim ilgili olabilecek diğer yasal mevzuat hükümlerinin saklı kalması koşuluyla kanuna göre kişisel verinin işlenmesine ilişkin amaç ortadan kalktığında ya da ilgili kişinin talebi üzerine bunların silinmesi, yok edilmesi ve anonim hale getirilmesi gerek. Kanunda da ifade edildiği şekilde, ikincil mevzuatın düzenlenmesi beklenmekle birlikte, bahsettiğimiz bir envanter çalışması olmadan hangi verinin hangi kayıt sisteminde saklandığını tespit etmek ve bilmek her defasında ciddi bir çalışma gerektirecek. AB direktifleri bu yasal çerçevede nasıl bir yere sahip? Ahmet Sağlı: AB, dünyada çok uzun süredir kişisel verilerin korunmasına yönelik düzenlemelerin olduğu bölgelerin başında. AB, 30 yılı aşkın bir tarihçeyle birlikte 1995’ten beri bu konuda direktiflere sahip ve bunların ülke yasal düzenlemelerine sirayet eden uygulamalarla ciddi şekilde incelenmesi gereken bir konumda. Bizim kanunumuzun da AB direktifleriyle paralellik taşıdığını göz önüne alırsak, AB’deki geçmiş ve mevcut uygulamaların tüm yönleriyle ve örnekleriyle ele alınması ülkemizdeki uygulamalara kılavuzluk etmesi açısından da önemli.


FARKLIYIZ STOK

UZMANLIK

DENEYİM

STOK

FARKLI

TESLİMAT GENİŞ BAYİ AĞI

STOK

GÜÇLÜ

KATAN

HIZLI

DENEYİM

FARKLI

GÜVEN

DEĞER

GÜÇLÜ

GÜVEN

)

DEGER K ATAN DAGITIC INIZ )

www.sedna.com.tr


6

BThaber

E-TOPLUM

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Açık kaynak, üretkenliği artırmak için fırsat Haber Merkezi Kamu Açık Kaynak Konferansı KAK’16, TÜBİTAK ULAKBİM önderliğinde 19-20 Ekim tarihinde 2. kez Ankara’da gerçekleştirildi. TED Üniversitesi Kolej Yerleşkesi’nde, 17-18 Ekim’de başlayan kursların ardından, KAK’16 düzenlendi. Konferansta bu yıl; PARDUS Projesi, açık kaynak dünyasındaki gelişmeler ve çözümler, kamu açık kaynak kullanım ve uyarlama öyküleri, ülkemizde yürütülen faaliyetler, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı konuları, seminerler ve çalıştaylar eşliğinde ele alındı. Konferansın açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin, “Açık Kaynak ve Özgür Yazılımı neden önemsiyoruz?” sorusunu gündeme getirip sözlerine şöyle devam etti: “Bu konuda kısa ve uzun vadeli hedeflerimize bağlı olarak iki neden sıralanabilir. Kısa vadeli nedenler, yani acil ihtiyaçlarımızdan biri; siber güvenlik sorunumuzdur. Açık kaynaklı yazılımlar, yazılımın içindeki her bir satırı

desteğini almayı, kamunun bu anlamda rol üstlenip öncü olmasını dilediklerini ifade eden Ergin, “Türkiye’nin teknolojik atılımında kamunun oynayacağı çok önemli roller var. Ekosistem derken kastımız, orta öğretimden başlıyor. Üniversiteler, özel sektör, STK’lar, gönüllüler, kamu ve tüm topluluğun katkısıyla yürüyecek çalışmalardan bahsediyoruz. KAK’a ısrarla devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.

inceleyebildiğiniz için kapalı yazılımlardan daha güvenli. Silahlı Kuvvetlerimizin PARDUS ve açık kaynak tercihlerindeki ana neden lisans bedeli olmaması değil, açık kaynaklı yazılımların daha güvenli oluşudur. Uzun vadeli ve stratejik hedef ise; bilişimde üretici olma, yazılıma katkıda bulunma imkânıdır. Kaynak kodlarının açık olması; bize yazılıma katkıda bulunma fırsatını sağlıyor. Bu şu demek; bilişim alanında tüketici olmaktan çıkıp üretici olma yolunuz açık. Bilişim alanında üretici olabilmenin en hızlı, en

Endüstri 4.0 sürecinde dönüşüm ekosistemi oluşmalı ‘Endüstriyel Dönüşüm Paydaşlar Toplantısı’, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV) tarafından, KOSGEB ve TÜBİTAK’ın iş birliği ve Denizbank’ın ana sponsorluğunda 20 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin öncelikle düşük ve orta teknolojiye dayalı sanayi yapısından kurtulması gerektiğini söyleyerek “Bugün üretim yapımız; orta düşük ve düşük teknolojik bir üretimi sağlıyor. Dolayısıyla yüksek teknolojinin, ihracatımız içindeki payı çok düşük seviyede” dedi. Sanayi 4.0 devrimi sürecinde Türkiye’nin stratejik bir dönüşüm yapması ve endüstriyel dönüşümün ekosistemini oluşturması gerektiğine işaret eden Çelik, “Sanayi 4.0 dijitalleşmeyi getiren bir devrim, buna sessiz ve kayıtsız kalmamız mümkün değil. Özellikle küçük işletmeler için teknolojik ekosistemin oluşturulması şart görünüyor” açıklamasını yaptı. KOSGEB Başkanı Recep Biçer, KOSGEB’in, KOBİ’lere ArGe ve inovasyon konularında destek verdiğine dikkat çekerek “KOBİ’lerimizin uluslararası rekabette ayakta kalabilmelerinin yolu ArGe, yenilikçilik, markalaşma ve

teknolojiden geçmekte. ‘Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı’ kapsamında, bugüne kadar 3000’i aşkın işletmeye toplamda 321 Milyon TL’den fazla destek sağlandı. KOSGEB olarak KOBİ’lerin hızla değişen dünyaya ayak uydurmalarına yardımcı olacak bu enstrümanlarla her zaman yanlarındayız” dedi. Toplantının ardından TOSYÖV’ün bünyesinde bulunan firmaların Ar-Ge ve inovasyon kapasitelerini artırmak amacıyla, TBD ile TOSYÖV arasında iş birliği protokolü gerçekleştirildi. Protokolü; TOSYÖV Başkanı Nezih Kuleyin ile Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı İlker Tabak imzaladı. Protokol ile; KOBİ’lerin ‘bilişim-sanayi iş birliğine’ katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla TBD’nin bilgi ve birikimi, teknolojik altyapısı KOBİ’lerin hizmetine sunulacak. TBD ve TOSYÖV, KOBİ’lerin bilişim teknolojileri kullanarak verimliliğini artırmak amacıyla eğitim, bilgilendirme ve etkinlikler düzenleyecek, ortak projelere imza atacak. TBD ve TOSYÖV; TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı, KOSGEB ve ilgili bakanlıklar da dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası tüm hibe projelerinin hazırlanması ve fonlanan projelerdeki faaliyetlerin gerçekleştirilmesi konusunda da öncelikli iş birliği ortağı olacak.

kestirme, en güzel yolu; açık kaynaklı yazılımlardır. Türkiye’de bu anlamda atılması gereken çok adım var. TÜBİTAK olarak biz Türkiye’nin bir üst gelir grubuna geçmesi için üzerimize çok şey düştüğünün farkındayız, bu amaç doğrultusunda çalışıyoruz, tüm desteklerimizi ve çalışmalarımızı bu hedefe yönelik olarak yapılandırıyoruz. Açık kaynaklı teknolojiler bize bilişimde üretkenliğimizi ve katma değerli ürünlerimizi artırmak için büyük fırsatlar sunmakta.” Bilişim üreticisi olabilmek için TÜBİTAK dışında kamunun

‘Açık Kaynak’ı yaygınlaştırmak için önemli adımlar atılıyor Sağlık Bakanlığı’nda ‘Açık Kaynak’ kullanımına verdikleri önemden bahseden Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “Büyük beklentilerimiz var. Bu konuda bilinç ve aydınlanma gerekli” dedi. Havelsan Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, yazılımı Türkiye’nin geleceği için en önemli üretim sahası olarak gördüğünü belirterek “Yazılım; Türk insanının tabiatına uygun bir iş. Havelsan olarak biz de katkı sağlıyoruz. Milli işletim sistemimiz

PARDUS’u yaygınlaştırmak gibi bir derdimiz var. Bunun için bir ekip oluşturduk. Bu konuda bir ekosistem oluşturma yükümlülüğü bulunuyor. Bireylerin ve şirketlerin ekosisteme dahil olması için standardizasyon çok önemli. Her şeyin başı farkındalık” şeklinde konuştu. Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, “Maliyet etkin e-Dönüşüm sağlama yükümlülüğümüz bulunuyor” ifadesini kullandıktan sonra “e-Devlet; hizmeti coğrafi konumdan bağımsızlaştıran bir çözüm. Açık kaynak kodlu hizmetleri birbirine entegre devam ettiriyoruz. Kurumları açık kaynak kodlu veritabanı kullanmaları için cesaretlendiriyoruz. Açık kaynak ekosistemini oluşturmaya yönelik adımlar atıyoruz” açıklamasını yaptı. Fatih Projesi kapsamında 400 bin öğretmenin eğitim aldığına dikkat çeken MEB YEĞİTEK Daire Başkanı Yakup Yüksel, PARDUS ‘Etkileşimli Tahta Arayüz Projesi’ (ETAP) için “Her geçen gün geliştirdiğimiz bir konu” ifadesini kullandı.

Yazılım güvenliği ve standartları Tekirdağ’da masaya yatırıldı Uluslararası Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Konferansı (UBMK) Tekirdağ’da, ‘Yazılım Güvenliği ve Standartları’ ana temasıyla, 20 Ekim tarihinde Namık Kemal Üniversirtesi’nde düzenlendi.30. kez düzenlenen Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanları Toplantıları’nın, bu yıl, üretilen yararlı sonuçların tüm akademisyenlere aktarılmasının daha uygun olacağı değerlendirildiğinden, Uluslararası Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Konferansı (UBMK) olarak gerçekleştirilmesine karar verildi. Bu karar gereği, UBMK’2016 ilk kez İTÜ, Gazi Üniversitesi ve Namık Kemal Üniversitesi iş birliğiyle düzenlendi. UBMK’ 2016 ile; araştırmacıların, bilgisayar mühendisliği bölüm başkanlarının, bilim insanlarının, öğrencilerin, uzmanların, ilgili toplulukların, oda üyelerinin, dernek ve kurum temsilcilerinin, bilgisayar bilimi ve mühendisliği konularında karşılaşılan problemlere ortak akıl ile çözüm önerileri geliştirmeleri, en iyi uygulamaları ve güncel gelişmeleri paylaşmaları, yeni fikirler ve çözümler

geliştirmeleri için eşsiz bir ortam oluşturulması hedeflendi. Konferansta; Gebze Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Soğukpınar ‘Ülkemizde yazılım mühendisliği güvenliği’, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu ‘Ülkemizde bilgi güvenliği mühendisliği’’, Fırat Üniversitesi’nden Prof. Dr. Asaf Varol ‘Ülkemizde adli bilişim mühendisliği’, Oracle’dan Sedat Zencirci ‘Bulut bilişim güvenliğinde yeni eğilimler’, Microsoft’dan Dr. Erdal Coşgun ‘Bilgi güvenliğinde güncel makine öğrenmesi yöntemleri’, Yaşar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz ‘Adli bilişimde yeni eğilimler’ ve

Atılım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Yazıcı ‘Ülkemizde bilgisayar, bilgisayar bilimleri ve yazılım mühendisliği eğitimleri’ konularında katılımcılara bilgi birikimlerini ve deneyimlerini aktardılar. Konferansta; 19 Mayıs Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sedat Akleylek başkanlığında, ‘Kriptografi ve ağ güvenliğinin uygulamalı ve teorik yönleri’ konusunda çalıştay düzenlendi. 370 katılımcının ve 69 bölüm başkanının bulunduğu konferansta; 3 farklı oturum gerçekleştirildi. Konferans Bildiriler Kitabı ve diğer ayrıntılar www.ubmk.org adresinden takip edilebilir.



8

BThaber

E-TOPLUM

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Tasarımın Türkiye tarihi yazılacak Üçüncü Tasarım Bienal’i, tasarıma kavramsal ve zihinsel bir bakış getiriyor. Tasarımın “işe” yaraması için nasıl bir zihinsel yapı gerekiyor? Nasıl düşünmeliyiz? Bu, ancak İKSV’nin öncülüğünde sorulacak bir soruydu. Bir ay sürecek Bienal’de o kadar çok yaratıcı, yenilikçi fikir, ürün var ki.

Tasarım istiyoruz ama... Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi: “Fasoncuyduk, bu anlayışla bunu (ekonomik büyümeyi) bu kadar başardık. Bundan sonra ihracat rakamları, tasarımla artacak. Tasarımını, dizaynını başkalarının yaptığı, patenti başkalarına ait olan, markası başkalarının olan, tüketim alışkanlıkları başkaları tarafından belirlenen, dağıtım kanalları başkaları tarafından kontrol edilen, hammadenin ve enerjinin başkalarınca hükmedildiği, finans piyasalarının ve kaynaklarının başkalarının olduğu bir atmosferde bunları başardık... Dünyada bizim kontrol etmediğimiz, hakim olmadığımız her şeyi kontrol edebilmek, bir şekilde kontrolünde etkin, etken olmaktır. Edilgen bir ekonomi değil, etken bir ekonomi haline gelmektir. Öyle bir coğrafyanın öyle bir ecdadın torunlarıyız ki dünyada bizden daha şanslı bir ülke yok.

1.5 milyarlık nüfusun orta yerinde tüketim alışkanlıklarını biz belirleyebiliriz.” (Türkiye Tasarım Haftası, 20.10.16, Milliyet) ** Ali Saydam, Yeni Şafak, 20.10.16: “Açılış, sergi ve ödül töreni hayli heyecan vericiydi. Şimdi sıra, Türk gibi heyecanla başlanan bu tür işlerin tabiri caizse İsviçreli gibi soğukkanlı bir ısrarcılık ve sağlam stratejik hedeflere kilitlenerek bitirilmesinde.” ** Burak Büyükdemir, Dünya, 18.10.16: “Türkiye’de girişimciliğin önündeki en önemli engel gayrımenkul sektörü. Herkes inşaata yatırım yapıyor. İnternet gitişimleri, yatırımcı bulmakta zorlanıyor. Girişimlerin % 50’si ilk yıl içinde kapanır. Riskli bir yatırımdır ama Türkiye’nin geleceğini kaybetmemek için yüksek teknolojiden vazgeçmemek gerek.”

Biyoteknolojik tasarımcı Orkan ABD’deki üniversitelerde parlayan yıldızlarımızdan Orkan Telhan: Bilkent’ten New York Devlet Üniversitesi’ne (SUNY), MIT Mimarlık’a, şimdi de University of Pennsylvania’da Gelişmekte Olan Tasarım Uygulamaları Bölümü hocalığına... İKSV Tasarım Bienali’nde StudyoX’teki bu en en en yenilikçi sunumun kahramanı, ne yaptığını kendisi anlatsın: “Mikrobiyal Tasarım Stüdyosu, genetiği değiştirilmiş

organizma tasarlamak, üretmek ve test etmeye yarayan düşük maliyetli, ağa bağlı ve otomatik olarak çalışan, tezgah üstü bir biyoüretim makinesi... Bienalde her gün genetiği değiştirilmiş farklı bir maya ile Türk Simiti yapılacak. Bu 30 Günlük Simit Diyeti, yaşamı içerden tasarlayarak kontrol etme arzusu ve gerçeğine getirilmiş bir yorum.” “Yeni nesil bir tasarım platformu olan Mikrobiyal Tasarım Stüdyosu mikrobiyal organizmaların tasarlanabilirliğini

Bienal’den geriye kalacak en somut, katma değeri en yüksek şey, Türkiye’de Tasarımın 200 Yıllık Tarihi Üzerine Bir Araştırma - Tasarım Kronolojisi olacak. Bu yokuş yukarı görevi üstlenen uzmanlar, akademisyenler, profesyoneller bir kaç yıl içinde, inşallah 2018 Bienali’ne yetişecek şekilde bir “imece belge” ortaya çıkartmak istiyorlar. Bu belgede ambalajdan aydınlatmaya, grafikten müziğe, sanayi yapılarından seramiğe konular listesinde ülkemizde tasarımın “T”si nerede, ona bakacaklar. Bu, şimdiye kadar bizde yapılmamış bir yenilikçi iş. Çünkü ülkemizde tasarım denilince akla hemen sadece grafik, moda, biraz mimari geliyor, o kadar. Bunlarda da estetik tasarım, zaten eğer işveren müşteri bu konuya olumlu bakıyorsa mümkün. Aksi halde, tasarımın estetiği olmadan da ortaya ürün/hizmet çıkıyor.

1873 Viyana Sergisi’nde Osmanlı Mahallesi çünkü. İzmir’de Alsancak ve Basmane istasyonlarını da yine Levanten sermayesi inşa ettirdi. Osmanlı’da bunları gerçekleştirecek sanayi ve bilgi yoktu.

kalıyoruz. Ancak, “tasarım” diye bir kavram bize, Sanayi Devrimi’yle, Avrupa’dan damla damla gelmeye başladı. Devrim sürecinde, o zamana kadar görülmemiş mallar, ürünler, hizmetler birbirini izler olmuştu. Osmanlı, ekonomik ve kültürel yapısı nedeniyle bu devrime uzak kalarak, katılmadan, sadece ürünlerin net alıcısı, net müşterisi oldu. Devrimin simgesi buhar makinesi bile Osmanlı’da, Avrupa’dan yaklaşık 50 yıl sonra 1846’da Feshane’de kullanılmaya başlandı.

“Osmanlı üreticisinin gerçekleştirdiği işler ne salt sanat, ne salt zenaat, ne de gerçek anlamda sanayiye dair olmuş, mevcut imkanlar dahilinde üretilenler genellikle bunların hepsinden birer parça içermiştir.” (Bkz: Osmanlı Saraylarında Sanayi ve Teknoloji Araçları, 2004).

Oysa Osmanlı döneminde 600 yıl boyunca eşsiz güzelliklerin, mükemmel estetik yaratıcılıkların örneklerine bugün de hayran

Anadolu’da ilk demiryolu bile İstanbul’da değil, İzmirAydın arasında (1856-1866 Abdülmecit-Abdülaziz dönemi) yapıldı: İzmir’de yaşayan İngiliz Levanten işadamları, Ege ovalarında yetiştirdikleri ürünü İzmir’e daha çabuk ve sağlıklı ulaştırmak istiyordu

Tasarım diye bir kavramın bizim kültüre “icat” sözcüğüyle girmeye başlaması 1871 Alamet-i Farika (Arma, damga, işaret) Nizamnamesi’nden ve 1880 İhtira Beratı uygulamasından sonra pek yavaş, ve ancak Cumhuriyet’le hızla gelişti.

keşfe çıkıyor. Tasarımcıların maya ve bakterilere yeni DNA’lar katmasına, farklı organizma türlerini bir araya getirerek sentetik ekolojiler yaratmasına ve bunları çeşitli koşullarda geliştirerek gıda, mimari, moda ve ürün tasarımı gibi alanlarda kullanılabilecek yeni biyoürünler meydana getirmesine olanak sağlıyor... Binenal için bu platformdan yararlandık ve Türkiye simitlerini temel alan özel bir beslenme programı tasarladık. İstanbul’daki çeşitli kaynaklardan edinilen farklı tür yabani mayaları vitamin, aroma ve koku oluşturabilen standart laboratuvar kültürleriyle

karıştırdık. Mikrobiyal Simit Diyeti her gün benzersiz bir simit sunuyor ve mikrobiyal bağırsak florasını farklı bir

şekilde algılayarak, yalnızca kilo kontrolü için değil, içimizdeki kültürü çeşitlendirmek üzere değerlendirmeyi öneriyor.”



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Analitiğin önemini fark etmekte gecikmeyin! Büyük veri gizemli bir dünya. Veride öngörüsel analitik ise Handan Aybars önemini artırıyor. IoT ve M2M gibi kavramlar da büyük veri algısını değiştirecek. Önemli olan verinin çeşitliliği, hacmi, büyüklüğü değil, bu verilerin kuruma nasıl fayda sağlayacağı ve AIMS Genel Müdürü Dr. Tülin Güzel, “Biz öncelikle kurumların iş hedef ve ihtiyaçlarına yönelik bir analitik strateji oluşturuyoruz ” açıklamasını yaptı. Şirketlerin raporlama, basit analizlerden öngörüsel analizlere geçtikçe buzdağının görünmeyen yüzünü keşfetmeye başladığını anlatan Dr. Tülin Güzel, oysa yüklü yatırımlar yapılarak verilerin toplandığı, depolandığı, güvenliğinin ve bakımının aksatılmadığı bir dünyada analitiğin öneminin fark edilmesi gerektiği kanısında. “Tüm yatırımın esas geri dönüşü sağlanan noktası analitik” tespitini paylaşan Dr. Tülin Güzel, sorularımızı yanıtladı: m AIMS Analitik Bilgi Yönetimi Çözümleri olarak sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi verir misiniz? AIMS bünyesinde yazılım, eğitim, danışmanlık ve destek başlıklarında çözümler sunuyoruz. Şirketlerin kendi ihtiyaçlarına uygun ve devamlılıklarını sağlayacak çözümlere bilfiil kendilerinin karar verebilmesi de odağımız. 1998 yılından beri terzi usulü analitik yaklaşımımız var. Bu yönümüzle, müşterilerimize vizyon katıyoruz. 2000 yılında Türkiye’de ilk veri madenciliği eğitimini sunan şirketiz. O günden bugüne eğitim hep önceliğimiz. Türkiye’de analitik dünyanın şekillenmesi için 1998 yılından beri çalışmalar yürütüyoruz. Söz konusu dönem büyük veri farkındalığının zayıf olduğu, örneklemle veri madenciliği uygulamalarının öne çıktığı, ama tüm veriyi analiz etme

Büyük Veri kavramının ön plana çıktığı günümüzde analitik rekabet hızla artıyor. Kurumların doğru zamanda doğru kararlar ve aksiyonlar alabilmeleri için analitik dönüşüm bir gereklilik.

Verİnİzİ tanıdığınız kadar güçlüsünüz! İşbirliği sürecinde şirketin öncelikleri belirleyici. Bu da AIMS’in yol haritası nezdinde iş sürecini belirliyor ve analitik yol haritası tasarımında tüm başlıklar şekillenmiş oluyor. Analitik yol haritası tasarımında ilk adımdan itibaren kullanılan bir proje yönetim metodolojisi var; ‘Cross Industy Standard Procesing Data Mining’, yani ‘CRISPM’. İlk aşamada iş ihtiyaçlarını anlamak, iş

olgusunun olmadığı bir dönemdi. SPSS’in istatistik analiz çözümleri ön plandaydı ve 1999’da SPSS, dünyanın ilk veri madenciliği çözümü Clementine’ı satın aldı ve büyüme kendini gösterdi. Bu başlıkta ikinci dönüm noktası Amerika’da 11 Eylül 2001 saldırısı oldu. FBI, topladığı yüklü veriyi analiz etmede eksik kaldığını bu saldırı ile kabullendi. Yani veriyi depolamak değil, analizin gerekliliği anlaşıldı. 2009 yılında IBM, ‘SPSS firmasını satın aldı. Biz SPSS Turkiye adı altında 2009’dan 2012 yılına kadar distribütör olarak çalışmaya devam ettik. Sonra da yeni çözümleri portföyümüze eklemeye başladık ve IBM Çözüm ortağı olduk. m Nasıl bir strateji ile bunu yapıyorsunuz? Kurumlara diyoruz ki;

hedeflerini, veri madenciliği ve veri analitiği hedeflerini belirlemek, bunları netleştirdikten, yani iş hedef ve ihtiyaçlarını tanımladıktan sonra veriyi anlamak var. Böylece analitik yol haritası tasarımından veriyi anlama sürecine geçiş oluyor. Örneğin, eğer kurumsal veri, bazı iş ihtiyaçlarına ve analitik hedeflere yanıt vermiyorsa, bunları yeniden şekillendirmek gerekir. Bu

“Eğer karar süreçlerini yönetemiyor ve belli zamanda kararlar alamıyorsanız bunun maliyeti sizin için çok büyük olur.” Aynı bir sörfçü gibi dalgalara karşı hareket etmek yerine bu dalgalara uyumlu hareket etmesi iş dünyasına da başarı getirir. Bu yatırımın geri dönüşü de temelde ayakta kalabilmek. Aksi halde, şirketin yok olması kaçınılmaz. Şirketlere süreci ve yapılması gerekeni bu şekilde anlatıyoruz. Zira sonuç net. 1998 yılından bugüne kurumsal hayatta farkındalık büyük ölçüde oluştu. Burada önemli olan, doğru zamanda alınan doğru kararlar ve bunları uygulamaya geçirebilmek. Biz de kurumlarda hem analitik anlamda doğru zamanda doğru kararlar alınmasını sağlıyor hem de bunların aksiyona çevrilmesi tarafında danışmanlık hizmeti sunuyoruz.

süreci ‘analitik modelleme’ izliyor. Bundan sonra analitik modellerin test edilme ve sistemle entegrasyonu aşaması var. Bu da analitik karar mekanizmasının devreye sokulması demek. Çok kapsamlı bir metodoloji olan CRISPM, AIMS’e tüm bunları sunuyor. Tüm veri tabanları ile entegre olabilen bu yazılım, işlevselliği ve kurumsal zihniyet değişimini de beraberinde getiriyor.

m Süreçler nasıl işliyor?

öngörüsel analitikler. Analitik CRM, Analitik Fraud Yönetimi, Dinamik Talep Tahmini, vb. uygulamalarla şirketlere değer katıyoruz. Öngörüsel analiz yöntemlerinin üzerine gelen tahmin modellerinin karar alma mekanizmasına entegre edildiği ‘prescriptive’ taraf var. Bir üst noktada kendi kendine öğrenen, cognitive çözümlere geçiliyor. Bu noktada IBM Watson çözümleri devreye giriyor. Tüm sektörlerde bu bakış açısıyla çözümler sunuyor, böylece hemen hemen tüm sektörlerin dilini konuşabiliyoruz. Ama sektörel deneyimden ziyade, şirketi ve onun ihtiyaçlarını konuşmayı öncelikli buluyoruz. Zaten terzi usulü yapımız da burada devreye giriyor.

Geçmiş veriye bakarak, neler olup bittiğine dair sorulara cevap aldığımız noktaya odaklanıyoruz. Böylece raporlar ve bölümlere dair detaylar oluşturuluyor. Bugün akıllı BI dediğimiz yapı yerine, basit analiz yöntemleri devreye giriyor. Neler oluyor, riskler ve önlem almanın maliyeti nedir, doğru aksiyonlar nelerdir gibi sorulara yanıt verebiliyoruz ve karşı tarafı bilgilendiriyoruz. Basit analiz yöntemleri ile merkezde yapısal olan ve yapısal olmayan veri devreye girebiliyor, performans kriterleri ile çalışma ön plana çıkıyor. Bu süreçte şirkete, sektörüne, ihtiyacına uygun bir modelleme yapılıyor. Yani her kurum için tekil bir çalışma hayat buluyor. Bizim daha da etkin olduğumuz alan ise veriden gerçek değeri alabilme noktası,

İK projemİze sonuna kadar İnanıyoruz “Hedefimiz; bu analitik dünyayı büyütmek, farkındalığı daha da geliştirmek ve İK odaklı sosyal sorumluluk projemizi daha da yaygınlaştırmak. Analitik yetkinliğine sahip İK, sadece Türkiye’de değil, aslında küresel bazda sınırlı. Bu yıl istatistiğe gönül verenler için ‘mesleğe kazandırma projesi’ adı altında bir sosyal sorumluluk

projesini hayata geçirdik, tüm Türkiye’yi kapsayan çalışma yürüttük. Son sınıf öğrenciler ve yeni mezunları bu yapıya dahil ettik, görüşmeleri Ankara ve İstanbul ofislerimizde yaptık. Bir eleme sonrası sınavımızı yaptık, şimdi onların eğitimlerine başlıyoruz. İş garantisi değil, ücretsiz ve kapsamlı bir eğitim sözü veriyoruz. Projemize

inanıyoruz ve buna ilerleyen yıllarda devam edeceğiz. İlk çalışmanın ardından, şirketlere istatistik dünyasına hakim olan İK’ya yönelik ihtiyacı göstermek, bu süreçte desteklerini almak hedefimiz. 2017 ve 2018’de bu bakış açısıyla projemiz daha da gelişecek. Çünkü analitik uzmanlar yetiştirmek zorundayız ve her sektörün bu konuda ihtiyacı büyük.”

Dr. Tülin Güzel AIMS Genel Müdürü


BThaber

31 EKİM - 6 KASIM 2016

BİLİŞİM DÜNYASI

11 Juniper SSL VPN ürünlerini Pulse Secure ile değiştirme zamanı geldi.

CoMoSeF ile toplu ulaşım akıllanıyor Haber Merkezi Büyük şehirlerde yaşanan hızlı nüfus artışı, “Akıllı Şehirler” ve “Güvenli Ulaşım” kavramlarını da beraberinde getirdi. Otokar, KoçSistem ve İSBAK, nesnelerin interneti dönemine ülkemizde öncülük edecek akıllı ulaşım teknolojisi projesi CoMoSeF’i (Co-Operative Mobility Services of the Future) tamamladı. 4 yılda geliştirilen proje ile akıllı otobüsler birbirleriyle, yol kenar üniteleri ve trafik sinyalizasyon sistemiyle konuşacak. CoMoSeF ile sürüş kalitesi artarak, trafikte maksimum güvenlik sağlanacak. Şehir içi ve şehirlerarası otobüslerin birbirleriyle, yol kenarı üniteleri, trafik sinyalizasyon sistemleri ve diğer araçlarla konuşarak sürüş kalitesini artırarak, trafikte maksimum güvenlik sağlayacak sistemin tanıtım toplantısında konuşan Otokar Genel Müdür Yardımcısı Murat Ulutaş, “Teknolojilerin artık kendi içlerine enerji üretmelerinin yerine, reel dünya ile buluşma noktasında Otokar, KoçSistem ve İSBAK’ın sahip olduğu ortak vizyon, ulaşım sektöründe teknoloji alanında güçlendirmeyi hedeflediğimiz noktalar, bizi CoMoSeF gibi önemli bir projede bir araya getirdi. 4. sanayi devriminin, nesnelerin internetinin adını sıkça duymaya başladığımız bu dönemde CoMoSeF gibi projeler Türkiye’ye daha fazla katma değer üretmekle kalmayacak, devler liginde ülkemizin konumunu güçlendirecek” açıklamasını yaptı. KoçSistem Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok, şunları kaydetti: “Bundan 4 yıl önce, Avrupa Birliği Akıllı Trafik Sistemleri Aksiyon Planı ve Hedef 2023 Ulusal Aksiyon Planı’nı destekleyen Akıllı Trafik Sistemleri’ne yönelik geleceğin hizmetlerinin yaratılması amacıyla hayata geçirilen CoMoSeF

Akıllı otobüslerİn hayatımıza katkıları

Otokar’ın Sakarya fabrikasında tanıtılan CoMoSeF kapsamında çalışılan senaryolar şöyle: Yol Durumu Bilgisi: Sistem, yol kenarı ünitelerinden aldığı bilgiyi araçlara ileterek buzlu yol, bozuk yol, kapalı yol, kaygan zemin gibi uyarıları sürücüye bildiriyor. Trafik Kazası Bilgisi: Sürücülere trafik kazasının büyüklüğünü, yönünü ve kaza mahalline olan mesafeyi bildiriyor. Yol Çalışması Bilgisi: Sürücülere yol çalışması bilgisini ve yol çalışmasına kalan mesafeyi aktarıyor. Trafik Yoğunluğu Bilgisi: Sistem araç yönüne göre trafik yoğunluğu bilgisini sürücülere bildiriyor. Çarpışma Uyarısı: Sistem diğer araçlardan aldığı bilgiler doğrultusunda kavşağa yaklaşan araçlarda çarpışma olasılığı varsa sürücüleri

projesinde KoçSistem olarak, bilgi teknolojilerini ulaşım sistemlerine entegre ederek bugün ulaşım sektörünün dijital dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Teknoloji firmalarının otomobil üretme çalışmaları yaptığı günümüzde, otomotiv firmalarının da bilgi teknolojilerine yakınsamasını çok önemsiyor ve şirketlerin geleceğin teknoloji şirketleri olmaları için itici bir güç olarak konumlanıyoruz. CoMoSeF Projesi, bu anlamda da çok önemli bir proje; çünkü doğru vizyon, strateji ve iş ortakları ile otomotiv sektörünün bilgi teknolojilerinin kullanımıyla nasıl bir noktaya gelebileceğinin somut başarı hikayesidir.” İBB İSBAK Genel Müdür Yardımcısı Dr. Fatih Gündoğan toplantıda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin

uyarıyor ve mesafe bilgisi veriyor. Öncelikli Araç Uyarısı: Sistem; itfaiye, ambulans, polis ya da çekici/kurtarıcı gibi araçların vermiş olduğu öncelikli araç yaklaşma uyarısı doğrultusunda sürücüleri bu araçlara trafikte öncelik verilmesi amacıyla uyarıyor. Hız Sınırı Uyarısı: Aracın bulunduğu yoldaki hız sınırının aşılması halinde sürücüler uyarılıyor. Ayrıca bulunan bölgede yeşil dalga sistemi varsa yeşil dalga hız bilgisi sürücülere iletiliyor. Sinyalizasyon Bilgisi: Sinyalizasyon sistemlerinden alınan bilgi sürücülere iletiliyor, trafik ışığı değişim süresi araç içi bilgilendirme ekranında görülebiliyor. Trafik ışığı kırmızı yanıyor ve araç hareket halinde ise yeşil ile geçilebilecek ideal ortalama hız bilgisi de sürücüye iletiliyor.

Akıllı Şehir İstanbul Vizyonunu yöneten İSBAK’ın sürdürülebilir ve daha yaşanabilir şehirler için geliştirdiği ulaşım, enerji, çevre, gibi konularda inovatif çözümlerini ele aldı. Gündoğan sözlerine şöyle devam etti: “İSBAK olarak; her geçen gün daha da büyüyen, karmaşık bir hale gelen şehirlerin etkin ve inovatif bir yaklaşımla yönetilebilmesi için akıllı çözümler geliştiriyor, başta İstanbul olmak üzere tüm metropollerde yaşam kalitesini artırmaya yönelik projelerimizi uygulamaya geçiriyoruz. CoMoSeF projesinin Türkiye koordinatörü olarak; akıllı ulaşım sistemleri alanında sahip olduğumuz deneyimi insan ve çevre odaklı çözümlere dönüştürürken, gezegenimizdeki karbon ayak izimizi de küçültüyoruz.”

Kullanmakta olduğunuz SA2500, SA4500 ve SA6500 ürünlerini yeni nesil PSA ürünüyle değiştiriyoruz.

BNTPRO, Türkiye’deki tek Pulse Secure Yetkili Destek ve Eğitim Merkezidir. Bütün Pulse ürünleriyle ilgili (SA - MAG PSA) danışmanlık, üretici support yenilemesi, teknik destek ve SLA almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. satis@bntpro.com

(0216) 577 02 68

Ağa Güvenli Erişim Uzaktan erişim pazarında dünya lideri olan Pulse Secure, küçük, orta ve büyük ölçekli kurumsal firmalar ile servis sağlayıcılara yönelik uzaktan erişim ve güvenlik çözümleri sunmaktadır. Şirketler, SSL VPN çözümü ile ağlarına bağlanmak isteyen çalışanlarının, danışmanlarınının ve müşterilerinin, zaman ve mekandan bağımsız olarak, herhangi bir cihaz üzerinden güvenli bir şekilde erişimlerine imkan veriyor. Ağ erişim kontrolü (Network Access Control NAC) teknolojileri ile de şirket ağının güvenliğini en üst seviyeye çıkarırken ağa erişimi kontrol altına almayı sağlıyor.

www.bntpro.com


12

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

31 EKİM - 6 KASIM 2016

ULUSAL YAŞANMIŞ EN BÜYÜK DDOS SALDIRISI ÜZERİNE UDH BAKANLIĞI, BTK VE ENDÜSTRİ 4.0 SAVUNUCULARI NE DER?

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

Dünyada şimdiye kadar yaşanmış en büyük sibersaldırı, 21 Ekim Cuma günü gerçekleşti. Hedef, ABD’deki DNS sunucusu Dyn şirketiydi. (Ayrıntılar için Türkçe kaynaklar: http://bit.ly/2ezML6q, http://bit.ly/2eu8SgQ). Bu şirketten hizmet alan, Twitter’dan CNN’e kadar çok sayıda site etkilendiği için, Türkiye’de de kendini hissettiren bu dev saldırının ülkemizi yakından ilgilendiren 3 boyutu daha var. Birincisi, bu saldırının internete bağlı nesneleri de bot olarak kullanarak, adeta bir zombi ordusu yarattığı anlaşılıyor (http:// nyti.ms/2eww76N). Bu nesneler arasında, etrafımızda gördüğümüz güvenlik (MOBESE) kameralarından hemen hepimizin elindeki cep telefonlarına kadar, kullandığımız çok sayıda internete bağlı aygıtlar var. Bu aygıtların yararını ve keyfini yaşıyoruz ama bunların kötü amaçlı yazılımlarla bir botnete çevrilip, bir siber saldırıda kullanılmasını önleyecek güvenlik sistemi ya yok ya da yetersiz. Ulaştırma,

yurttaşları ve ilgilileri “duyarlı” olma çağrısının ötesine gitmesi beklenir. Belki ve umarım bu yazının yazıldığı günden sonra daha etraflı, toplumda farkındalık yaratıcı ve bilgilendirici bir açıklama ile beraber ulusal stratejinin yeniden ele alınma önerisi BTK’dan gelir. Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın Eylül’de açıkladığı (http:// bit.ly/2eu9kvb) “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi 2016-2019” (http://bit. ly/2cyIKh0), internete bağlı nesneler ile ilgili hiçbir güvenlik eylemi veya stratejisi içermiyor. Dolayısıyla, daha yeni açıklanmış olan ulusal stratejinin hızla yenilenmesi gerekir. İkincisi, 21 Ekim saldırılarının etkisi Türkiye’de de görüldükten hemen sonra, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başkanı Ömer Fatih Sayan’ın bir açıklama (http://bit. ly/2ezVaa9) yapması olumlu. Fakat, bu açıklamanın sadece

Üçüncüsü, bu yılın moda kavramı haline gelen Endüstri 4.0 ile ilgili. Nesnelerin interneti Endüstri 4.0 içindeki en önemli teknolojidir. Bu konuyla ilgilenenler artık gerçek dünya ile yüzleşmeye başlamak zorunda. Sadece tüketicileri ilgilendiren nesnelerin interneti değil, endüstriyel nesnelerin interneti de tehdit altında. Üstelik tehdit sadece internete bağlı nesnelere karşı saldırı (http://bit. ly/2es3Ukz) ile sınırlı değil. Tehdidin daha büyüğü, bu nesneleri botnet olarak bir saldırıya alet etme potansiyeli ile ilgili (http://bit.ly/2f5vwwK). Endüstri 4.0 ile ilgilenen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün bu saldırının ortaya çıkardığı

KÜRESEL OBAMA’NIN GÜNDEMİNDE YAPAY ZEKA, SİNİR AĞLAR GİBİ KONULAR DA VAR

“Barack Obama, Nöral (Sinir) Ağları, Sürücüsüz Otomobiller ve Dünyanın Geleceği.” Bu, teknoloji dünyasının saygın ve önde gelen dergisi Wired’ın Ağustos ayında Obama ile yaptığı – ama Kasım

sayısında çıkacak - uzun söyleşiyi içeren yazının (http://bit.ly/2erbSuM) Türkçe’ye çevirdiğim başlığıdır. Ayrıca, Wired dergisinden gelen teklifi “tereddütsüz” kabul ederek, Kasım sayısının misafir editörü olmuş Obama. Böylece, hem o sayıda yayımlanacak yazılara karar vermiş hem de bir giriş makalesi yazmış (http://bit. ly/2d6jDGd). Ortadoğu’da savaş, kendi ülkesinde Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri ortasında acaba “dijital çağ önemlidir,

kaçırma lüksümüz yok” gibi alıştığımız beylik laflar mı etmiş diye merak ettim. İlgiyle okuduğum söyleşi ve makalesinde çok önemli konulara değindiğini, biraz fazla iyimser olmakla beraber, dijital çağın somut gerçekleri ve tehditleri ile de yüzleşebildiğini gördüm. Örneğin, yapay zeka ve büyük veri uygulamalarında, kapalı kutu niteliğindeki kompleks algoritmaların ortaya çıkarabileceği sorunları iyi anlamış görünüyor. Zaten, bu konuda 2014 yılından bu

yana raporlar üreten bir çalışma grubu kurmuş olduğunu Mayıs’da yazmıştım (http://bit. ly/2ekbnSi). Teknoloji, özellikle yapay zeka nedeniyle artacağı öngörülen işsizlik konusunda somut bir politika öne süremiyor Obama, ama bu konuda sadece iş ve teknoloji dünyası ile değil, toplumla da tartışarak çözüm ve politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurgulaması önemli. Hiç değilse “nasıl olsa, herkese bir iş bulunur” diye kestirip atmamış.

gerçekleri dikkate almasını bekleriz. İronik olan, saldırının hedefindeki Dyn şirketinin İnternet Analiz direktörü Doug Madory’nin, saldırıdan iki gün önce, 19 Ekim’de Dallas’da DDoS üzerine bir sunum yapmış olmasıdır (http://on.mash. to/2ezYAd4). Siber savunma konusunda da uzmanlık iddiası olan Dyn şirketinin saldırılar üzerine yaptığı açıklamasında (http://bit. ly/2etlYef) bir şaşkınlık

dikkat çekici. Ülkemizin siber güvenlik ile ilgili kurum ve kuruluşlarında benzer bir şaşkınlık olması yadırganamaz. Yeter ki, konu ciddiye alınsın ve havada kalacak iddialar ileri sürülmesin. Ülkemizin ilk siber güvenlik stratejisi hazırlandığında UDH bakanı olan Başbakan Binali Yıldırım’ın dikkatini sadece Ortadoğu’daki cepheye değil, her an ciddi patlamanın olabileceği siber cepheye de vermesi beklenir.

BİREYSEL İNSANLIĞA KARŞI TEKNOLOJİ Dijital çağı en iyi anlatan kitap olarak daha önce dikkate getirdiğim (http://bit. ly/2eAIHmi) “The Second Machine Age” yaşamakta olduğumuz dijital teknoloji patlamasını anlatıyor. “Neden şimdi” sorusunun yanıtını iki gerçeğe bağlıyor: bilgisayarlarda üssel güç artışı (Moore Kuramı) ve var olan çok sayıda yapıtaşlarının yaratıcı birleştirilmesiyle ortaya çıkan yenilikler (rekombinan inovasyon) nihayet bir teknolojik patlama ortaya çıkardı. Yapay zeka uygulamalarından, genetiği değiştirmeye (genome editing) kadar, insanı bilişsel ve biyolojik olarak doğrudan hedef alan teknolojilerdeki üssel gelişmenin yarınını görebilmek zor. Fakat, bu teknolojilerin sadece kendi içsel dinamikleriyle deterministik olarak gelişmediğini de bilmemiz gerekir. Trilyonlarca dolar harcanıyor “akıllı” aygıtlar ve genetiği “daha iyi” biyolojik şeyler yaratmak için. İşte, teknolojideki bu devrimsel gelişmeler olurken, artık insan sadece izleyici ve kullanıcı olarak kalamaz. Teknolojinin esiri veya parçası durumuna düşmeden, teknolojiyle beraber daha mutlu ve güzel yaşamak için, geleceğin şekillenmesine

müdahale etmeliyiz. Fütürist Gerd Leonhard’ın Eylül’de yayımlanan “Technology vs Human” başlıklı kitabında, önümüzdeki seçenekleri ve ihtimalleri sıralıyor ve artık bir seçim yapmak zorunda olduğumuzu belirtiyor. “Öyle bir noktaya geldik ki, üssel gelişen teknolojileri insancıllaştırmak (humanizing) için gerekli insan-merkezli politikalar ve standartlar, dijital etik, toplumsal sözleşmeler ve küresel anlaşmalar yapmak, nükleer silahların yaygınlaşmasını önleyen antlaşmalar kadar önemli” diyor (elimdeki e-kitap olduğu için sayfa numarası veremiyorum ama Chapter 12’nin başlarında). Bu amaca yönelik olarak “Global Digital Ethics Council” (Küresel Dijital Etik Konseyi) kurulmasını öneriyor. İnsanlığın radikal bir eşik noktasında olduğunu gösteren, daha güzel ve insanca bir gelecek için yapılması gerekenleri sıralayan, önemli bir kitap.


Analitik vizyon, geleceğin yol haritasını çiziyor

Dr. Tülin Güzel AIMS Genel Müdürü

AIMS, 5 Kasım’da İstanbul- Kozyatağı Hilton’da “360° Analitik Vizyon 2016” çalıştayını düzenledi. Açılış konuşmasını AIMS Genel Müdürü Dr. Tülin Güzel’in yaptığı çalıştayda, ‘IBM Vizyonu ile Analitik Dünyanın Gelişimi’ konulu oturumda IBM MEA ve Türkiye- Analitik Çözümler yöneticisi Stasa Podgorsek katılımcıları bilgilendirdi. ve Türkiye- Analitik Çözümler yöneticisi Stasa Podgorsek katılımcıları bilgilendirdi. Bir bilim dalı olan analitiğin, doğru strateji ile kullanımı kurumsal faydanın da anahtarı. Bu nedenle analitik yapılanmasını bu çerçevede kurgulamanın önemine vurgu yapılan çalıştayda, kurumsal önceliklere göre tasarlanabilir bir analitik yapı kurulması gerekliliğine işaret edildi. Her sektörden her ölçekte şirkete analitiği anlatma ideali ile yol alan AIMS, etkinliğe katılım oranlarının yıldan yıla artmasıyla birlikte çok daha güçlü bir farkındalığa imza atıyor. Başarılı analitik yapılanmalara imza atan ve böylece analitik karar verme mekanizmasını yapılandıran farklı sektörlerden yöneticiler de “Kurumlarda Analitik Dönüşüm Uygulamaları” oturumunda deneyimlerini paylaştı. Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı

Analitik yetkinlik, kazananı ve kaybedeni belirleyecek Yüklü ve sürekli artan veriye sahip enerji, üretim, finans, telekom, havacılık sektörlerine yönelik uygulamalar etkinlik kapsamında katılımcılarla paylaşıldı. Kurumsal olan, müşterisi ve geniş hizmet ağı olan her şirketin öngörüsel adımlar atabilmesinin gerekliliğine odaklanılan çalıştayda, kazanmak veya kaybetmede belirleyici olan unsurun alınan kararlar olduğuna dikkat çekildi. Analitik rekabet gücü olan şirketlerin ayakta kalacağına işaret edilen etkinlik sunumlarında, önemli olanın da ‘kurumun analitik olarak rekabet edebilir hale gelmeyi isteyip istemediği’ unsuru olduğuna değinildi. Şirket ölçeğinin bu karar noktasında önem taşımadığını vurgulayan etkinlik katılımcılarına göre, geldiğimiz noktada her şirket analitik rekabet edebilir hale gelmek zorunda.

Alpaslan Çakar, AKEDAŞ Genel Müdürü Medine Tanış, Türkiye İş Bankası Müşteri Analitiği Birim Müdürü Murat Kaya Beşiroğlu ile Vodafone Türkiye İK Analiz Müdürü Fatih Mehmet Subaşı’nın konuşmaları, her sektörde doğru veri analitiğinin ne derece kritik önemde olduğunu gösterdi. “Finans Sektöründe 360°

Analitik Vizyon”, “Telekom, Havacılık, Üretim, Enerji Sektörlerinde Analitik Vizyon Uygulamaları”, “Perakende Sektöründe 360° Analitik Vizyon”, “Çözüm Bileşenlerimiz & Teknolojimiz” konulu oturumlar da 360° Analitik Vizyon 2016 kapsamında farklı deneyimlerin paylaşılması fırsatını katılımcılara sundu.

ADVERTORIAL

B

üyük veri ve analitik, günümüzde her sektörde şirketin ayakta kalmasının anahtarı. IBM’in Premier çözüm ortağı AIMS, 360° Analitik Vizyon Çözümleri ile Akıllı Karar Mekanizması oluşturuyor. Zira dalgalı bir denizi aratmayan piyasa koşullarında ayakta kalabilmek ve başarı elde etmek için aynı bir sörfçü gibi dalgalar ile eş zamanlı hareket edebilmek, beklenmeyen dalgaları faydaya dönüştürebilmek şart. Bunun kurumsal hayattaki yansıması ise şirketlerin verilerini bilgiye, bilgiyi stratejiye dönüştürme yetkinlikleri. Bu gerçeği kurumlara anlatan, onların dönüşümlerinde yol gösteren AIMS, 5 Kasım’da İstanbul- Kozyatağı Hilton’da “360° Analitik Vizyon 2016” çalıştayını düzenledi. Açılış konuşmasını AIMS Genel Müdürü Dr. Tülin Güzel’in yaptığı çalıştayda, ‘IBM Vizyonu ile Analitik Dünyanın Gelişimi’ konulu oturumda IBM MEA


14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Değişim hızı bulutla yol alacak Autodesk Global Satış ve Hizmetler Başkan Yardımcısı Carpenter’a göre, bulut bilişim tüm sektörlerde iş yapış biçimlerinden süreç yönetimine, istihdam ihtiyaçlarından gelişim eğrilerine birçok başlıkta değişim demek. Bu gerçeği reddetmek ise pek hayırlı olmayacak gibi gözüküyor. Autodesk University Extention İstanbul 2016 (AUx İstanbul) ile 600’ün üstünde Handan Aybars tasarımcı, mimar ve farklı sektörlerden profesyonelleri ikinci kez İstanbul’da buluşturdu. AUx İstanbul 2016’ya katılan profesyoneller, Autodesk’in üst düzey yöneticilerinden şirketle ilgili en güncel duyuruları dinlemenin yanı sıra, tasarım ve teknoloji dünyasına ilişkin eğilimler ve projeler hakkında da bilgi edindi. Autodesk’in üst düzey yöneticilerinin konuşmalarıyla başlayan etkinlik, üretim, inşaat ve diğer sektörlere odaklanan paralel oturumlarla devam etti. Sunumunun ardından bir görüşme yapma fırsatı bulduğumuz Autodesk Global Satış ve Hizmetler Başkan Yardımcısı Callan Carpenter, görüşmemizde de bulut bilişimin önemine, sektörlerde iş yapış şekillerini değiştirdiğine işaret etti. İşte detaylar:

konusu olduğunda, tüm bu başlıklar arasında hiç olmadığı kadar güçlü bir bağ var. İnşaat şirketine gidin, mimar ve inşaatçı arasında her zaman bir rekabet vardır. Son model otomobil tasarlayan tasarımcı ile bunun işlerliğini üstlenen mühendis arasında da... Çünkü eskiden herkes birbirinden farklı diller konuşuyordu. Tüm tarafların farklı öncelikleri vardı, ama geldiğimiz noktada imalat sanayiinden bir şirketin çalışanları, aynı masanın etrafında oturup verileri ve hedeflerini konuşabilir. Yani tek bir kişi değil, tüm birimler ve tüm çalışanlar bu yeni bilişim dünyasının içinde ve kişiler arasında boşluk yok. Fikir paylaşımı; ürün, hizmet veya çözümde katma değer ve

m Küresel bir değişimden bahsettiniz ve tüm sektörler bu değişime bağlı. Peki ya ülkelerin, sektörlerin bu değişim konusunda farkındalığı ne seviyede?

m Peki ya buna direnç gösterenler? Her zaman her konu ve sektörde yeniliğe karşı direnç gösterilir. Çünkü en zor iş değişimdir. Ben sana bir parça teknoloji, bir yazılım veya 3D baskı cihazı satabilirim, ama bunlar, esas çözümün yüzde 20’sidir. Kalan yüzde 80 ise insanlar ve verimli işbirliği. Geçen 5 yılda Autodesk danışmanlık yapısının da yönetimini üstlendim. Yaptığımız iş; temelde değişim yönetimini konumlandırmak. İnsanlara eski alışkanlıkları ile kullanacakları yeni teknolojileri vermekten ziyade, değişen tedarik ve ihtiyaç zincirini anlatmak, yeni teknoloji ile bunları işler hal getirmek için yöntemler düşünmek zorundasınız. Benim de görevim bu yeni dönem mühendisliği konusunda fikir vermek, bu yolculukta onlara rehber olmak. m Değişim yönetimi konusunda stratejiniz ve öncelikleriniz neler?

Callan Carpenter

Farkındalık her ülke ve sektörde aynı değil, ama önemli bir gelişme sergilediğini kabul etmek gerek. Gittiğim her coğrafyada bu gelişimi görüyorum, ama herkesin gerekli tüm parçaları doğru biçimde bir araya getirdiğinden emin değilim. ‘Future of Making Things’te çoklu teknoloji akışları ile farklı fikirlerin bir araya gelmesi, vizyonumuzun gelişimi için önemli. Tasarım, üretim ve kullanım söz

gerçek inovasyonu beraberinde getirme potansiyeline sahip. Tasarım, inşa ve kullanım arasındaki köprüleri kurup geliştirdikçe, gelecek vizyonunda önemli bir adım atılmış oluyor.

Tüm bunlar sektöre ve ülkeye göre değişiklik gösteriyor. Ama ortak gerçek; büyük bir teknoloji devriminin varlığı. Örneğin BIM (Building Information Modeling), inşaat sektörü ve mühendislik başlığında ezber bozuyor ve bu yapıda gelişimin sonu yok. ABD’de, İngiltere’de, Singapur veya bir Kuzey Avrupa ülkesinde büyük bir inşaat projesi yapacaksanız, BIM’i bilmeniz gereklilik. Yani BIM’i reddederek rekabet edemezsiniz. Ama

İK İhtİyaçları BIM’de nasıl şekİllenİyor? “Autodesk University Las Vegas 2016, Kasım ayında düzenlenecek ve ilk gün, davetlimiz olan yönetici oturumunu yöneteceğim. Seçtiğimiz yöneticileri her yıl bir araya getiriyoruz ve bu yılın konusu “Future of Work”. İşgücümüz nasıl, hangi açılardan değişecek, eğitim başlığında ve yetkinliklerde nelere ihtiyaç var gibi konuları ele alacağız, çünkü geleceğin iş yapısı ve istihdamını bu dijitalleşme paralelinde geliştirmek gerek.

Hatta sadece üniversiteler değil, liselerde, ortaokul ve ilkokullarda da bu konuda eğitimler verilmeli ki hem farkındalık oluşsun hem yetkinlikler gelişsin. Autodesk, 2008 küresel kriz döneminde, gerileyen gelirlere rağmen aldığı kararla üniversitelere yazılım sunumlarından vazgeçmedi. Her öğretmen ve öğrencinin küresel bazda çözümlerimize ulaşabilmesinin önemini biliyorduk ve bunu, öğrenci versiyonu ile değil, tam

kullanıcı sürümüyle yapıyoruz. Öğrencilere verdiğimiz eğitim ve sunumlarla, üniversiteden çıktıklarında 3D tasarımı, tüketici ve şirket beklentilerini, onları nasıl dinleyip geliştirmeler yapacaklarını biliyorlar. Şirketler de bu yetkinliğe sahip gençleri bünyelerine katmaya sıcak bakıyor. Türkiye’de de eğitim bizim için önemli bir başlık ve eğitimin yanında, öğrencileri hedefleyen tasarım yarışmalarını da hayata geçiriyoruz.”

örneğin Japonya, BIM’e uyum konusunda nispeten daha yavaş. Japonya farkı bir inşaat kültürü ve ekosistem barındırıyor. Bu nedenle Japonya’da bir şirket, BIM kullanması konusunda üzerinde baskı hissetmiyor. Ama Vietnam, Singapur, Kanada gibi ülke dışında projelere adım atınca görüyorlar ki; rekabette BIM belirleyici. İşte bu nedenle herkesi yenilikler konusunda doğru biçimde eğitmeye önem veriyoruz. Sunumumda da gördünüz, Autodesk çözümü tanıtmadım, bu değişimin gerçek olduğunu anlamaları ve onları motive etmek için bilgi verdim. ‘Disruption’ hem risk hem fırsatları beraberinde getirir. Siz hangisini istiyorsunuz, önemli olan bu. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz, Intel’in eski CEO’su Andrew Grove, ‘Only the Paranoid Survive’ isimli bir kitap yazmıştı. Bu sağlıklı bir paranoya ve anlamı şu: Yeniliklere açık değilseniz, pazarınızı veya müşteri ihtiyaçlarınızı değiştiren unsurların farkında değilseniz, bu değişimin avantajını da başkası alır. İşte bu nedenle paranoyak olmanız lazım. 30 yıldır pazardayız ve sektörümüzde eski tarz iş yapan rakiplerimizden yana kaygımız yok. Onları çok iyi tanıyoruz. Bizi tedirgin eden ise garajda bir araya gelen 5 girişimcinin ilginç ve yaratıcı bir fikir etrafında toplanması, bu fikir ile geleneksel iş yapış şeklini değiştirme potansiyeli. Bulut bilişim büyük bir değişime fırsat veriyor, rekabet yapısını, iş yapış şeklini değiştiriyor. Etkili ve tamamlayıcı bir paranoya, her sektörde kendini göstermeli. m Bulut bilişimde gelişimi nasıl görüyorsunuz? Bugün Ar-Ge’mizin çok önemli bir bölümü bulut bilişim odaklı. Bundan 4-5 yıl önce bulut bilişimden bahsettiğimiz müşteriler ilgilenmiyorlardı. Ertesi yıl ziyaret ettiğimizde ‘tamam gelin anlatın bari 5 dakika’ demeye başladılar. Üçüncü yılda ise gittiğimiz müşteriler bizi dinlemeye başladıkları gibi, güvenlik öncelikli olmak üzere soruları da arttı. Bugün geldiğimiz noktada müşterilerimiz bizden hep yenilikler bekliyor, özellikle bulut bilişim başlığında daha hızlı olmamızı istiyor. Örneğin küresel finansal sistemde tüm bankalar bulut ağ yapısı ile birbirine

eğitim fırsatı “ABD’de inşaat sektöründeki birçok başlıkta sendikalar yaygındır. Bunlar üstü başı beton ve demir tozu kaplı, kafasında bareti ile belli bir yaşa gelmiş adamlar. Biz sendikalarla işbirliği yaparak 1 milyon inşaat sektörü çalışanına BIM’i öğrettik ve verdiğimiz tabletlerle onlar da aynı veriye ulaşabilir hale gelmekle kalmadı, sorumlulukları paylaşmak ve iş süreçlerini yönetmek çok daha verimli hale geldi. Bu çalışmaya bayıldılar, çünkü sendikalar da üyelerine gerçek bir değer sunabilir hale geldi, dijital dönüşüm sürecinde sendika üyeleri için katma değer oluşturdu. Bu işbirliği ile taraflarda BIM hakimiyeti olduğu için tüm çalışanlar aynı dili konuşuyor, sendika sayesinde işçiler kişisel bir değer oluşturma fırsatı elde ediyor.”

bağlı durumda. Bu nedenle bulut konusunda güvenlik endişesi olan müşterilerimize şunu söylüyoruz: Sıkıntılar var tamam, bunları kabul ediyorum, bazı ülkelerde bant genişliği de sorun olabiliyor, ama bence bulut bilişim, bu gibi sıkıntılara farklı açılardan yerinde çözümler sunma potansiyeline sahip. Burada önemli olan sizin nasıl düşündüğünüz. m Düşünüş şekli nasıl bir fark yaratıyor? 1903 yılında Wright kardeşler, tasarladıkları ilk uçak modeli ile yerden biraz yükselip kısa mesafe gidebildiler. Birisi bu çabaya bakıp ‘siz delisiniz, bu uçağın birçok eksiği var, ayrıca havaalanlarımız yok, risk yüksek, o yüzden unutun gitsin’ diyebilirdi. Ama bir başkası, bu çabalara baktı ve yıllar sonra havada seyahat trafiği potansiyelini gördü. Bulut bilişime de böyle bakmamız gerek. Hem de sadece veri depolama için değil… İnanıyorum ki, güvenlik gibi bilişim odaklı problemlerin çözümünde de bulut bilişim belirleyici olacak. Çünkü bir zamanlar havayolu ulaşımı nasıl yaratıcı bir fikir idiyse, birileri havalimanlarını inşa edip geliştirdi, birileri daha konforlu koltukları kullanıma sundu, birileri yemek servisinin daha da etkili olmasını sağladı. Bu gelişim uzun bir süreç, ama buna değer. Sonuçta bulut bilişim de hayatımızı benzer biçimde değiştirecek. Ayrıca uçaktan çok daha hızlı bir devrim hayata geçecek, mekanik gelişimden daha hızlı bir süreç olacak.


15 BThaber

DOSYA

31 EKİM 6 KASIM 2016

Akıllı Şehirler

www.bthaber.com

Yaşam alanlarının IQ’su yükseliyor

Dosya Sponsoru Sayfa

15 20 Akıllı evlerle başladık, misal kombiyi mobil cihazdan kontrol edip kış günü sıcak eve varmanın mutluluğunu yaşamak ilk adımlardan biri oldu. Ama bireysel fayda yerine daha da bütüne bakan bilişim şirketleri, kamu otoritesi Handan Aybars ve yerel yönetimler, bireylerin beklentilerine de yanıt vermek adına akıllı şehirlere yönelik çalışmalarını hızlandırıyor. Örneğin Avrupa kentlerindeki akıllı şehir yapıları farklı başarı hikayelerini

bünyesinde barındırıyor, sadece şehrin yaşayanları için yenilikler sunmakla kalmıyor, yerel yönetimin ölçüm, gözlem, takip gibi başlıklarda birbirine bağlı verilere ulaşabilmesini, böylece proaktif davranabilmesini de sağlıyor. Gelinen noktada yapılabilecek çok şey var, ama asıl önemli olan şehre ve altyapısına, ihtiyaçlara en uygun yapıyı oluşturup hayata geçirmek ve güvenliği de kapsamlı biçimde ele alma yeteneğinin

akıllı şehrin tüm paydaşlarında pekişmesi. Zira, 21 Ekim’de sadece Dyn şirketinin popüler sosyal medya ağlarına verdiği hizmetler DDoS saldırılarının hedefi olmakla kalmadı. Siber saldırıda haklayıcılar, kamera ve yazıcı gibi internete bağlanabilen ev cihazlarını da kullandı. Yani haklayıcıların silahı evin demirbaşı buzdolabı, sabahın köründe hayat kurtaran kahve makinesi, soğuk günlerin ısınma kaynağı kombiler

oldu bu sefer. Bireysel güvenlik farkındalığının buzdağının görünen yüzü halini aldığını bir kez daha ortaya koyan bu son saldırı, akıllı binalardan oluşan, birbirine ve merkeze bağlı akıllı şehirlerle birlikte risklerin kat be kat çeşitlenmesi anlamına geliyor. İşte bu nedenle şehri akıllandırırken, üst seviyede ve bütünsel bir güvenlik politikası kurgulamak, bu kurguyu sürekli güncellemek de şart.


16

DOSYA

BThaber

Akıllı Şehirler

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Kentlerde değişim, işbirliğini gerekli kılıyor Dünyanın her yerinde şehirler hızlı bir büyüme trendi içinde. Öyle ki, 2050 yılına kadar küresel kent nüfusunun yaklaşık 2,5 milyar kişi artması bekleniyor. Kentleşmedeki bu hızlı büyüme, iş dünyası, bireyler, kamu ve toplum için hem fırsatlar hem de riskler taşıyor.

Küresel akıllı şehir pazarının 2020 yılında 1,3 trilyon dolarlı büyüklüğe ulaşacağı tahmini yapılan EY’nin ‘The Power of Three for smarter, more resilient cities’ raporunda, ‘Üçlü Güç’ tanımı yer alıyor. Yani girişimcilerin, şirketlerin ve kamunun birlikte çalışması, etkili bir işbirliği ile şehirlerin dönüşümünün sağlanabilmesi hedef olmalı. Akıllı, sürdürülebilir çözümler kentsel gelişimde kamunun ve iş dünyasının işbirliğinde öncelik. Şehir sakinlerinin de altyapı ve dijital dağıtım kanalları ile şehirlerine sürekli bağlı olduklarından emin olması önem taşıyor. Yine EY’nin “Real estate disruption: challenges and opportunities in a rapidly changing world” çalışması da gayrimenkul piyasasındaki üç temel değişim noktasını teknoloji, demografik ve küreselleşme olarak tanımlıyor. Bu üçlü aslında hep gündemdeydi, ama son dönemde birbirleriyle etkileşime geçtiklerini de göz ardı etmemek gerek. Teknoloji; gayrimenkul piyasasının önemli bir başlığı ve EY çalışmasına göre, birçok unsur

Üç aktörün bu dokuz soruya yanıtları belİrleyİcİ KAMU 1) Büyük veri ve çevik gelişim, kamu hizmetlerinin sunumunda ve devamlılığında nasıl bir role sahip? 2) Akıllı altyapı karar alma süreçlerinde kaliteyi geliştirecek kurumsal adımlar neler olabilir? 3) Gerçek zamanlı veri; fiyatlamada ve ücretlendirmelerde nasıl bir fayda sağlar? İŞ DÜNYASI 4) Akıllı varlıklarla en üst seviyede yatırım geri dönüşü (ROI) elde etmenin yöntemi nedir? 5) Planlama süreçleri ve düzenlemelerde ne gibi spesifik değişimler, iş dünyasının da şehirler için akıllı çözümler geliştirmesini

gelişimde öne çıkıyor: Örneğin; e-ticaretin mağaza içi alışverişlerin payını azaltması, sanal gerçeklik gibi teknolojilerin de fiziksel mağazaları ‘deneme merkezlerine’ dönüştürme ihtimali, 3D baskının kullanım alanlarının genişlemesi, IoT ve M2M

teşvik edebilir? 6) Akıllı girişimlerin öncelikli yatırım ve finansman sorunları neler olabilir? GİRİŞİMCİLER 7) Vatandaşlarının şehirlerinin altyapısı ve sosyal sistemi ile ilgili öncelikli talep ve beklentileri neler ve var olan yapı ile boşluklar özellikle nerelerde kendini gösteriyor? 8) Erken dönem girişimler, büyümek için risk sermayesi şirketleri gibi finans kaynaklarını nasıl etkileyebilir? 9) Akıllı şehirlerde konumlandırılması gerçek bir potansiyel taşıyan ne gibi teknolojiler ön plana çıkacak?

ile daha fazla verinin oluşacak olması gerçeği karşısında kentlerde veri merkezi kurulumlarının şehirlerin de yeniden tasarlanmasını sağlama ihtimali gayrimenkul pazarında değişim potansiyeli taşıyan temel teknoloji başlıkları.

Çerçeve netlik kazanıyor Türkiye İMSAD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri gibi üyeleri ile birlikte emisyon salınımını 2030 yılına kadar yüzde 40 azaltma sözü verirken, konferans çerçevesinde “Sürdürülebilir Yapılı Çevreye Geçiş Sürecinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı çalıştay da inşaat sektörü için kamu, sektör, üniversite ve STK’ları bir araya getirmeyi zorunlu kılan referans yol haritasını

Türkiye İMSAD organizasyonuyla gerçekleştirilen SBE Konferansları serisinin İstanbul ayağı SBE16 İstanbul Konferansı, inşaat, sürdürülebilirlik ve çevre konuları ile akıllı bina kavramının da temellerinin netleşmesini sağladı. ortaya koydu. Schneider Elektrik Akıllı Şehirler Global Direktörü Gordon Falconer da akıllı şehir inşa

etmenin en ideal yolu olan ‘boş sayfa’ yaklaşımını açıkladı. Buna göre, ‘akıllı şehir’, kavramı

Akıllı ve doğaya uyumlu olmak şart! SBE16 İstanbul Konferansı çerçevesinde yapılan, Enerji ve Çevre Bakanlıkları, sektör temsilcisi STK’lar ve şirket temsilcilerinin katıldığı çalıştayda “Sürdürülebilir Yapılı Çevreye Geçiş Sürecinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ele alındı. Çalıştayda öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı: Bütünleşik tasarım: Konut, bina ve çevre için bütünleşik tasarım yöntemlerinin uygulanmasının ve üniversitelerde eğitim programının önemi vurgulandı. Mevzuat: Mevzuatlarda yapılması gereken değişiklikler değerlendirilirken, yapı yasasının acilen çıkarılması gerektiği üzerinde duruldu. Sürdürülebilir yapılı çevre

sertifikasyonu (Bina-çevredenetim): Kentlerin çevreyle dost gelişimi adına konunun sadece bina olmadığı, ulaşım, iletişim, kültürel aktiviteler sosyal yaşam dahil bütünsel bakış açısının önemi vurgulandı. Malzeme sertifikasyonu: 2015 Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi için izlenecek yöntemler ele alınırken, bu amaçla yeni yapıların sıfıra yakın enerji tüketen yapılar olması gerekliliği vurgulandı. Sübjektif değerlendirmelerin önüne geçilebilmesi için malzeme sertifikasyonunun önemine dikkat çekildi. Finansal araçlar geliştirilmesi: Binalarda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımıyla

ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ölçme, değerlendirme ve doğrulamayla ilgili bir yönetmelik çıkarılması gerektiğine, enerji verimliliği projelerinin hızlanması için devlet desteğinin önemine dikkat çekildi. Binalarda Enerji Verimliliği – Yenileme – Kapsamlı Renovasyon: Binalarda enerji verimliliğini artırıcı projelerin finanse edilmesi için mevcut araçlar yeterli olsa da, belirli sorunlar nedeniyle istenen sonuca ulaşmak zor ve mekanizmanın hızlanması için de çözümler belirlendi. Kentsel dönüşüm ile ilgili yapı sektörüne ait sistemsel sorunlar: Kentsel dönüşüm konusunda yapı sektörüne ait sistemsel sorunlar ve çözüm önerileri belirlendi.

şehir gelişimi için önemli olan birtakım temel unsurları içeriyor. Bu açıdan, öncellikle akıllı şehir kavramının tanımını yapmak ve şehri oluşturmak için planlama ilk adım olmalı. İkinci adım ise akıllı şehir teknolojileri. Bir akıllı şehir inşa etmek için ideal olan ‘boş sayfa’ yaklaşımı zor ve işin sırrı da kamu tarafından geliştiricilerin teşvik edilmesi. Yeniden oluşan şehirler ‘Akıllı’ ifadesi; mevcut sistemler üzerinde işletim ve kontrol stratejilerinin geliştirilmesi anlamına gelirken, bu da mevcut sistemleri bertaraf ederek yenisini oluşturmak veya mevcut altyapıya bir sensor eklemekten ibaret değil. Gerçek anlamda ‘akıllı şehir’, yetersiz veri akışı olan mevcut sistemi “büyük veriler” sağlayacak biçimde yenileyerek şehirleri yeniden oluşturma hedefini taşır. “Ticari binalar bu sistemin nasıl olduğunu gösteren somut örnekler” diyen Gordon Falconer, ekledi: “Bu binalarda toplam enerji tüketiminin yüzde 70’ini oluşturan ısıtma-havalandırmasoğutma (HVAC) ve aydınlatma sistemleri, akıllı sıfatı ile yüzde 30 oranında azalır. Benzeri somut örnekler ile şehri akıllı hale getirmek kolaylaşacak.”


L I K

A

T E N

Ö Y IK

T A LI

Z İ M

TE

İ İM

E R V

E Ç

ATIK TOPLAMA KONTROL SİSTEMİ

Bölgesel Atık Analizi

Araç Yönetimi

Konteyner Yönetimi

Maliyet Hesabı

Atoxis(Atık Toplama Kontrol Sistemi) coğrafi bilgi sistemi tabanlı bir analiz ve yönetim mekanizmasıdır. Konteyner ve çöp toplama araçlarının etkin kullanılması ile analiz ve planlamalara olanak sağlar. Harita üzerine konumlandırılan koordinatlı konteynerler ve çöp toplama araçlarının kontrolü ile bize sorun yaratan kritik noktalarda karar mekanizması sağlar. twitter.com/basarsoft

facebook.com/basarsoft

www.basarsoft.com.tr


18

DOSYA

BThaber

Akıllı Şehirler

31 EKİM - 6 KASIM 2016

GÜVENLİ VE AKILLI ŞEHİRLER UZMANLIK ALANIMIZ Akıllı şehirleri; güvenli binalardan otomasyon destekli enerji kaynaklarına, ulaşımdan kamu güvenliğine kadar birçok fonksiyonu barındıran insan ve altyapı odaklı şehirler olarak tanımlayabiliriz. Bir şehrin akıllı olabilmesi için dört temel üzerine inşa edilmeli: Veri, altyapı, sensör ve enerji. Bu dört temel unsur dışında bir şehrin akıllı olabilmesi için ayrıca Akıllı Devlet, Akıllı Eğitim, Akıllı Güvenlik, Akıllı Enerji, Akıllı Altyapı, Akıllı Ulaşım, Akıllı Sağlık, Akıllı Bina, Akıllı Teknoloji, Akıllı Vatandaş olmak üzere 10 farklı dikey segmentin de o şehirde var olması gerek. Kısacası bir şehir, bahsetmiş olduğumuz dikeylere ait çözümlere ne kadar sahipse, o derece akıllanmış oluyor. Geleneksel devlet anlayışının geride kaldığı artık herkesin malumu. Vatandaşların istedikleri bilgilere istedikleri zaman, istedikleri kanaldan ulaşabildikleri bir yapıya doğru dönüşen devlet kavramı yerel yönetimler tarafından da benimsenmekte. Bu çerçevede artık sadece devletlerin vatandaşları ile ilişki kurduğu bir ortamdan, karşılıklı iletişimin kurulduğu ve toplanan verilerin analiz edilip işlenerek vatandaşlara daha iyi hizmet götürmek için kullanıldığı bir yapıya geçilmekte. Kentsel dönüşüm

Proline Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Serhan Ünalan projelerinin hızlı bir şekilde başladığı ülkemizde, yeniden yapılanan şehirlerimizin güvenli ve akıllı şehirlere geçiş sürecinde özellikle yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. Yapılacak yatırımlar ve uygulanacak doğru stratejilerle Türkiye’deki şehirlerin ‘akıllı şehir’ konseptini başarı ile uygulayacak potansiyele sahip olduğu ortada. Dünyada pek çok yer büyük

bir hız ve değişimle şehirleşirken, şehirleşme olgusu özellikle dünyanın gelişmekte olan ülkeleri için ekonomik ve sosyal ilerlemenin bir simgesi olarak kabul edilmekte. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise Türkiye’de genel şehirleşme oranı %92.1 olup, nüfusun yaklaşık %70’inin de şehir merkezlerinde yaşadığı göz önüne alındığında, bu durum birçok altyapı sorunu ile birlikte güvenliği de gündeme getirmekte. Günümüzde çevre kirliliğinin azaltılmasından suçların çözümlenmesine, hatta suçun oluşmadan engellenmesine, kurumlar arasındaki bilgi paylaşımından vatandaşların bilgilendirilmesine, ulaşım problemlerinden enerji şebekelerine kadar pek çok alanda “akıllı şehir yönetim sistemlerine” ihtiyaç duyulmakta. Türkiye’deki akıllı şehir farkındalığı ciddi ivme kazandı ama daha atılması gereken pek çok adım var. Zira akıllı şehrin olmazsa olmaz çıktılarından birisi “Açık Veri” konsepti ve bu henüz tam anlamıyla hayata geçmedi. Sürekli inovasyona inanan bir şirket olarak stratejik Ar-Ge yapılanmamızı “Akıllı Devlet”, “Akıllı Şehir”, “Güvenli Şehir” ve “Güvenli Alan” konseptleri doğrultusunda yürütüyoruz. 2016

yılının ikinci çeyreğinde Proline olarak “Güvenli ve Akıllı Şehirler” kavramının temel bileşeni “Akıllı Güvenlik” alanında “Akıllı Güvenlik Yönetim Sistemi” (iSIM – Intelligent Security Information Management) yazılımının lansmanını Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda gerçekleştirdik. Tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilen, alanında Türkiye’de tek olan ve mevcut sistemlerle entegre olabilme kabiliyetine sahip yerli yazılımımız ile şehirler “Güvenli ve Akıllı Şehirler” kriterlerine uygun güvenlik seviyesine yükselirken, tek bir noktadan merkezi yönetim de sağlanıyor. Tüm dünya için her geçen gün daha fazla önem kazanan “Güvenli ve Akıllı Şehirler” yapılarının tek bir merkezden etkin ve verimli yönetimi için bir ilki gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Bu çözümümüz ile Katar’ın başkenti Doha’yı “Akıllı ve Güvenli Şehirler” kriterlerine uygun güvenlik seviyesine taşıdık. 200 km’nin üzerinde fiber optik altyapı üzerine güvenlik kameraları, sensörler ve video analitik sistemler içeren güvenlik çözümünü, komuta & kontrol merkezinde çalışan akıllı yazılımlar ile destekleyerek, 2015 Ekim’inde Katarlı yetkililere başarıyla teslim ettik.


Güvenli ve Akıllı Sehirlerin Arkasındaki Türk Teknolojisi

/ProlineBilisim

Türkiye - Katar - Pakistan

www.pro-line.com.tr


20

DOSYA

BThaber

Akıllı Şehirler

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Taraflar, verimli işbirliğini kurgulamalı Şehir hayatında nüfus yoğunluğunun artması, bu yoğunluğun ihtiyaçları ve kamusal gereklilikler ışığında bilişim altyapısının giderek daha güçlü ve kapsamlı biçimde şehirden bilgileri toplayıp paylaşma imkanı sunması, yönetimlerin proaktif davranabilmesini de sağlıyor.

Akıllı ev konsepti birkaç yıldır hayatımızda ve bireysel teknoloji farkındalığı, bu konseptin gelişmesini, yayılmasını sağlamakla kalmıyor, kamu kanadında yerel yönetimlerin akıllı binaları bir kent bütününe dönüştürmek adına yapısal çalışmalara imza atmasını sağlıyor. Bu yönüyle baktığımızda aslında ‘akıllı ev’ konsepti de ‘akıllı şehir’ farkındalığının gelişimi ile daha zengin bir anlam kazanıyor. Sonuçta örneğin bir ev için yapılacak BT yatırımının bir şehir konseptinde hayata geçirilmesi, birçok başlıkta maliyet avantajı sağlayacağı gibi, etkin ve verimli BT kullanımının da anahtarı olabilecek. İşte bu nedenle yerel yöneticiler; başarısını kanıtlamış yöntemlerle, kesintileri en aza indiren ve herkesin refah düzeyini yükselten, sürdürülebilir bir uygulama bütünü ile büyümeyi ve kalkınmayı yönlendirebilen kent yapıları için akıllı ev geliştirenlerle işbirliğini pekiştirmeli. Bu noktada, küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de yerel yönetimlerin daha esnek çalışabileceği, kendi kaynaklarıyla yatırımlarını planlayıp hayata geçirebileceği kanunların, devlet tarafından hazırlanması önem kazanıyor. Daha doğrusu, yerel yönetimler kaynaklarını akıllı kentler için yatırımlarda değerlendirirken,

standartlar önemlİ, çünkü… - Etkili şehir yönetimini sağlayacak performans ölçümü mümkün oluyor. - Kamu ve birey arasında gerçek anlamda etkili bir köprü oluşmasını sağlıyor. - Kamu ve yerel yönetimler, her şehir için sürdürülebilir planlamalar yapma, bunları takip etme ve gerekli durumlarda yenileme imkanına kavuşuyor.

devletin de bu süreçleri denetlemesi ve yatırımların etkinliğini ölçümlemesi önem kazanıyor. Eğitimle temeli atın Devlet, kamu güvenliği, eğitim, enerji ve trafik temelde akıllı kent konseptinin öne çıkan başlıkları olarak değerlendirilirken, tüm bu başlıklarda bireysel farkındalık ve beklentilerin de istikrarlı bir gelişim sergileyeceği sektör uzmanlarının hemfikir olduğu konu. Kamunun, kamu güvenliği sistemlerini daha da güçlendirecek ve proaktif adımları mümkün kılacak çözümlere açık olması, bunları uygun metotlara varolan yapıda konumlandırması da içinde bulunduğumuz dönemde bir gereklilik olarak algılanıyor. Bu açıdan baktığımızda, eğitim teknolojisinde yenilikleri konumlandırmak, geleceğin akıllı şehirlerinin sayıca artmasının temeli. Bir tarafta da enerji ve sınırlı kaynakların verimli kullanımının gerekliliği var. Bilişim odaklı gelişimin şehirlere yansıması adına, akıllı ağ yapılarını kurgulayan teknolojilerin desteğiyle yerel yönetimler ve bunlara bağlı çalışmalar yürüten şirketler, kent sakinlerinin ihtiyaç duyduğu bilgi ve denetimi sunarken, tasarruf odaklı davranış eğilimlerini desteklemeli, maliyetleri azaltma yolunda da yine teknolojik yetkinliklerini kullanabilmeliler. Trafiği bilişimle yönetin Trafik sistemlerinin de şehrin vazgeçilmezi, ama aynı zamanda derdi olduğunu unutmamak gerek. Kent kalabalığı ve sonu gelmeyen trafik çilesini, bu çilenin gerek bireylerde

gerek kentlerde gerekse çevrede yarattığı olumsuz etkileri göz önüne alınca, yine BT odaklı ilkelerle yol haritası çizmek gerektiği görülüyor. Bu yol haritası kurgusu, tüm taraflar için fayda anlamına geliyor. Zira geldiğimiz noktada temel sorun yol yapmak değil, varolan yolları en etkili biçimde kullanabilmek. Ağ yapılarının git gide akıllanması, konut başlığında birçok hizmetin izlenmesi ve denetlenmesi sürecinde sensörleri ve analitik araçları da daha işlevsel kılıyor. Bu işlevsellik, beraberinde optimizasyon, kesinti gibi olası sorunları önlemek veya en azından daha hızlı çözüm ortaya koymak gibi avantajları yerel yönetimlere sağlıyor. Yerel yönetimler, çevresel etki değerlendirmeleri ve çevreci uygulamalar için de bu verileri değerlendirebiliyor. Standarda uygunluk başlıkları İşte tüm bu başlıkları göz önüne aldığımızda, akıllı şehir konsepti ‘sürdürülebilir’ ve ‘izlenebilir’ bir yapıyı ortaya koyuyor. Bu hedefe bağlı olarak gerekli adımları atan şehirler, doğal olarak sanayi, üniversite, devlet ve finansal kurumlar gibi paydaşlarla etkin bir çalışmayı ortaya koyabiliyor. Zaten bu nedenle akıllı şehir yapısı artık akıllı ekonomi, mobilite, çevre, insan, yaşam, yönetim ve denetim gibi başlıkları buluşturmakla kalmıyor, “Toplumun Sürdürülebilir Kalkınması; Şehir Hizmetleri ve Yaşam Kalitesi İçin Göstergeler” başlığını taşıyan ISO 37120 standardı ile tanımlanıyor. Şehirlerin bu standardı kullanmasının farklı kriterleri ve yöntemleri, öncelik tercih edebilme fırsatları var. Örneğin; hizmet performansını ve yaşam kalitesini değerlendirerek ya da şehir bütçesine öncelik vererek bu standardı kullanabilen şehirlerin yanında, işletim şeffaflığını artırarak da bu belirttiğimiz standardı fiiliyata dönüştürebilmek mümkün. Bu standardı kullanırken, açık veri ve uygulamalarına destek vermenin, ayrıca altyapı yatırımlarında kamu ve özel finansman için kaldıraç sağlamanın da kullanım yöntemleri arasında olduğunu unutmamak gerek.


‘‘Silver Peak İle Kesintisizlik Esas’’ WAN optimizasyon çözümü için Silver Peak’i tercih eden Evyapport, hat kapasitesinde yüzde 90’ların üstünde artış elde etti ve internet erişiminde tam performansa sahip oldu. Evyap Holding’e ait bir liman işletmesi olan Evyapport 265 bin m2 alanda konteyner istiflemesi yapıyor. Kuruluşunun ilk yıllarında Evyap Holding’in hammaddesinin ticaretinin yapılması ile ilgili faaliyet gösteren işletme, ilerleyen yıllarda büyüdü ve farklı müşterilerle de çalışılmalar yapılmaya başlandı. Evyapport’un bir tanesi iskele olmak üzere iki adet rıhtımı bulunuyor. Yani, aynı anda 7 küçük gemi ya da 3 büyük ölçekli geminin yanaşmasına uygun bir kapasite söz konusu. Bu da 600 bin TEU’ya varan işlem hacmi kapasitesi ile Türkiye’nin dördüncü büyük limanını beraberinde getiriyor. Kesintisizlik esasıyla her limanda olduğu gibi 7/24 hizmet veren Evyapport, bu yönüyle birçok sektöre kıyasla çok daha dinamik bir yapıya sahip.

Bilgi Sistemleri Müdürü: Ahmet SÖYLETİR

Tüm işlemlerde hız katlanarak arttı Bu bilgileri paylaşan Evyapport Bilgi Sistemleri Müdürü Ahmet Söyletir, 2015 yılı başında Evyap Holding ile birlikte bir kolokasyon projesi gerçekleştirdiklerini, böylece tüm sunucuları farklı bir veri merkezinde konumlandırdıkları bilgisini verdi. Bu sürecin paralelinde, liman otomasyon yazılımının yenilenmesi odaklı bir proje de yürütülüyordu. Sunucuları farklı veri merkezine alınca, yani limandan uzaklaştırınca ve yazılımı devreye alınca, performans kapasitesinin gücünü etkin kılmak için bazı adımlar atıldı. Bu amaçla yapılan ‘hat kapasitesini artırma’ çalışmalarını farklı projelerle destekleme kararı ise Evyapport’u Silver Peak çözümü ile tanıştırdı. Süreci Ahmet Söyletir, şu sözlerle anlattı: “Bir WAN optimizasyon çözümü ile ilerlememiz gerektiğine karar verdik. Farklı şirketlerle bu amaçla görüştük, ama mevcutta danışmanlığını aldığımız Telcoset sayesinde tanıştığımız Silver Peak ile yürüttüğümüz 1 aylık demo sürecinde hat kapasitesinin performansının yüzde 90’dan fazla arttığını deneyimleme şansımız oldu. Bu da kullandığımız liman otomasyonu yazılımından, tüm internet çıkışlarına kadar son kullanıcıların tüm işlemlerinin çok daha hızlı yapılabilmesini sağladı. Bunlar bizim için yatırım adına motive eden sonuçlar oldu. Ayrıca Vitel ile görüşmelerimiz sırasında sürekliliği kritik olan hizmetlerimizin, yani liman otomasyonu yazılımının performansının düşmemesi için neler yapabileceğimizi de sorguladık, bunun çözümünün de Silver Peak’te olduğunu gördük. WAN optimizasyonu konusunda tecrübemiz vardı, ama bu konuda kullandığımız diğer çözümlerle kıyasladığımızda, Silver Peak fiyat ve performans konusunda gerçekten ciddi farkları bize sundu.”

Fikir paylaşımı ve destek, faydayı beraberinde getirdi Elde edilen kapsamlı fayda, Silver Peak çözümü ve Vitel-Telcoset işbirliği başlığında Evyapport’ta etkilerini göstermekte gecikmedi. Ahmet Söyletir, eklemeden geçmedi: “Aslında demoya başlamamızla birlikte canlı kullanıma da başladığımızı söyleyebiliriz. Hizmetlerimizi önem sırasına göre sınıflandırdık ve demo sürecinde Silver Peak üzerinden test etmeye başladık. Bu test sürecinde elde ettiğimiz verimlilik bizi memnun etti ve Temmuz 2015’te yedekli sistemlerimizi de satın alarak, canlı kullanıma başladık.” Avantajlı çözüm ve karşılıklı güven, Evyapport’ta bundan sonraki uygun projelerde de işbirliği beklentisini beraberinde getiriyor. “Hiçbir zaman ‘ürünü sattık, iş bitti’ mantığı ile yaklaşmadılar, tersine, ‘daha fazla ne yapabiliriz’i birlikte ortaya çıkartmaya çalıştık” yorumunu yapan Ahmet Söyletir, Silver Peak’in birden fazla lokasyonda çalışan firmalar için önerebileceği, ciddi performans sağlayan, maliyetleri düşüren bir çözüm olduğunun da altını çizdi. Gerek kurulumlarla gerek süreç boyunca fikir paylaşımı ve destek süreci ile Evyapport birçok başlıkta faydaya sahip oldu.

Performans artışı yüzde 90’ları aştı Yatırımla elde edilen faydaları Evyapport Bilgi Sistemleri Donanım ve Altyapı Yöneticisi Özgür Can, şu sözlerle anlattı: “Demo sürecinin ardından Temmuz 2015’te canlı sistemi devreye alınca, bizim için iş sürekliliğinde temel oluşturan tüm servislerimizi Silver Peak üzerinden geçirmeye, liman otomasyon sistemi, internet hizmeti gibi tüm hizmetlerimizi Silver Peak yapısı üzerinden kullanmaya başladık. Demo sürecinde bize fayda sağladığını düşündüğümüz birçok unsurun, canlı kullanıma geçtikten sonra ciddi bir performans artışı ile bize birçok başlıkta fayda sağladığını, yüzde 90’ların üzerinde performans artışını bilfiil deneyimledik. Örneğin ‘kritik hizmet’ seviyesindeki çalışmalarımızdan olan internet hizmetinde çıkışlarımızı veri merkezinden sağlıyoruz ve gördük ki, Silver Peak, rakip çözümlere kıyasla 30-40 kat fazla bağlantı sayısı sağlıyor. Bu da internet hizmetimizin yüzde 90’ların üstünde performans artışı sağladığını gösterdi. Bu arada, WAN optimizasyonu devreye alırken sadece hat maliyetini de düşünmemek gerek. Bunun yanında, son kullanıcılara sağladığı performans artışı gibi kriterleri de hesaba katarak, gerçek anlamda bir ROI hesaplaması yaptığınızda, fayda/maliyet açısından yüksek seviyelere ulaştığımızı görebiliyoruz.”


22

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

31 EKİM - 6 KASIM 2016

QlikView Türkiye markası ‘BI Technology’ oldu

Cardtek, Hindistan’da RuPay için kolları sıvadı Haber Merkezi Cardtek, Hindistan’ın yeni ödeme standardı RuPay için qSparc Temassız Level 2 Kernel sertifikasyonunu tamamlayan ilk şirket oldu. Bu sertfikasyon esnek yapısıyla, tablet, park cihazları, dış ödeme cihazları, transit doğrulayıcılar gibi farklı noktalara kolayca adapte edilebiliyor, EMV ve mobil ödeme işlemleri için ödeme noktası sağlayıcılarının kolay ve sorunsuz geçiş yapmasına olanak sağlıyor. NPCI (Hindistan Ulusal Ödeme Kurumu) tarafından yönetilen yurtiçi kart programı RuPay, Hindistan Rezerv Bankası’na yerel, open loop, çok yüzlü ödeme sistemi sunmasını sağlamak için geliştirildi. RuPay, Hindistan’daki tüm banka ve finansal kurumların elektronik ödeme işlemlerini kolaylaştırıyor. Şimdiye dek bu pazara Ön Ödemeli Kart Yönetimi, EMV RuPay Temassız Level2 Kernel, Open Loop

Transit Ödeme Sistemi ve Instant Card Issuance gibi yenilikçi hizmetler ve ürünler sunan Cardtek, bu sistemin çözüm ortaklarından biri olarak Hindistan’ın open loop transit projesinde de aktif rol oynuyor. Öte yandan, 25’i aşkın ülkede 150’den fazla müşterisine çözümler sunan Cardtek, RuPay ile 2016 yılındaki 9’uncu temassız L2 Kernel sertifikasyonunu da tamamlamış oldu. Cardtek Genel Müdürü Erdal Yazmacı, şu bilgileri verdi: “L2 Kernel sertifikasyonu; potansiyel riskler göz önüne alındığında oldukça zorlu bir süreçti. NPCI ve Hindistan merkezli FIME ile işbirliği içinde bu zorlukları aştık. Bu alandaki deneyimimizle ödeme noktası ve transit çözüm sağlayıcıların Hindistan standartlarına hızla ve kolaylıkla uyum sağlamaları için hizmet verdik. Böylece onları da dünyanın en yüksek potansiyelli pazarlarından birine giriş yapmaları için desteklemiş olduk.”

QlikView Türkiye, 2009 yılından bugüne kadar Qlik şirketinin Türkiye’deki tek distribütörü olarak gösterdiği faaliyetlere BI Technology marka adı altında devam edecek. İş zekası çözümleri deyince ilk akla gelen isimlerden biri olan ve bu alanda 20 yıllık bilgi birikimi ve deneyime sahip olan BI Technology, 2012 yılından bu yana pazarda QlikView Türkiye marka adıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Qlik şirketinin Türkiye’deki

tek distribütörü olması ve sadece Qlik çözümünü pazara sunmasından dolayı QlikView Türkiye marka adını kullanan şirket, bundan böyle BI Technology markasıyla anılacak . Bununla birlikte şirket, Qlik şirketinin Türkiye’deki tek distribütörü olarak faaliyetlerine aynı şekilde devam edecek. Bu değişikliğin arkasında; Qlik şirketinin son yıllardaki hızlı büyümesi, buna bağlı olarak yeniden

yapılanması ve gelişen stratejilerine uygun olarak BI Technology’nin global pazarda sadece QlikView ve Qlik Sense platformlarının merkezde olduğu sektörel ve harita, sosyal medya, büyük veri uygulamaları gibi fonksiyonel tamamlayıcı ürünlerin farklı global firmalar tarafından pazara sürülmesi ve 20 yıllık iş zekası deneyimine sahip olan BI Technology’nin bu firmaların da temsilciliğini yapması etkili oldu.

Panorama’nın yetkinliğine küresel onay Univera çözüm platformu Panorama, dünyanın birçok yerinde firmalara danışmanlık hizmeti veren Promotion Optimization Institute (POI) tarafından gerçekleştirilen araştırmada üst sıralarda yerini aldı. Mobil iş çözümleri başlığında kendi yazılımları ile hizmet sunan Univera, 2016 Temmuz’unda yayınlanan “Perakende İçin Çözüm Üreticileri 2016” araştırmasında çözüm üretici olarak yer aldı ve birçok kriterde, rakiplerinin önüne geçti. Rapora göre; Univera çözümleri sektör beklentilerin üzerinde. Özellikle tüm sahayı tek bir

sistem üzerinden görüp, takip edebilme ve gelişmiş raporlama özellikleri ile raporda öne çıkan Univera, çözümlerinin esnekliği, kullanıcı deneyimleri ve tam bir çözüm olma konularında da yetkin. Rapor ile ilgili olarak Univera Genel Müdürü Cüneyt Ersin şu bilgileri verdi: “Çözümlerimizi geliştirmek ve tüm dünyada kullanılan yazılım olmak için önemli adımlar atıyoruz. POI gibi kurumlarla da çalışarak, özellikle yurtdışı pazarında sektör ihtiyaçlarını analiz ediyor ve Ar-Ge çalışmalarımızda

Univera Genel Müdürü Cüneyt Ersin bu analizleri kullanıyoruz. Bu sayede sektörler için ihtiyaç odaklı en optimize çözümleri ve projeleri üretebiliyoruz.”

Siber saldırıların güncel olaylarla bağlantısı kurulabilecek Online sansür, online taciz, siber saldırılar, şiddet ve nefret içerikleri ile mücadele etmeye odaklanan ve Google’ı da bünyesinde barındıran Alphabet’in bir kuruluşu olan Jigsaw, yeni bir Dijital Saldırı Haritası yayınladı. DDoS saldırılarının dünya çapında anlık takibi ve analizini sağlayan Dijital Saldırı Haritası, saldırganların eğilimlerinin anlaşılabilmesine, ülkelere göre ayrıştırılarak gerçekleşen olaylarla bağlantılarının kurulabilmesine imkan sunacak. Harita, anlık

saldırı verilerini ise Arbor Networks’ten alıyor. Yeni sistem mimarisi tüm bu verileri toplu işlemeden gerçek zamanlı akışa taşıyarak, verilerin güncel ve olabildiğince doğru olmasını sağlıyor. Sistem, Jigsaw kullanıcıların şimdiki ve geriye dönük DDoS saldırı eğilimlerini keşfedebilmelerine, ülkelere göre saldırıları görebilmelerine ve gerçekleşen ilgili olaylarla bağlantı kurmalarına imkan sağlayan bir veri görselleştirmesi sunuyor. Arbor Networks Türkiye

Müşteri İlişkileri Yöneticisi Melih, bu yapıyla ilgili şu bilgileri verdi: “DDoS saldırıları boyut, sıklık ve karmaşıklık açısından endişe verici bir orana gidiyor. Dijital Saldırı Haritası, ATLAS’ta mevcut olan zengin veri kümesinin yalnızca küçük bir bölümünü temsil eder ve Jigsaw’daki mühendisler tarafından görselleştirilerek herkesin DDoS saldırılarını küresel ölçekte veya ülkeden ülkeye görebilmesine olanak verir. Jigsaw, insanları DDoS tehdidi ile ilgili bilgilendirmek konusunda önemli bir görev üstlendi.”



24

BThaber

BTnet.com.tr

Test merkezimizin bugünkü konuğu Toto Link’in kablosuz yönlendiricisi N600R. Cihazı kutusundan çıkardığımızda ilk dikkatimizi çeken cihazın şık bir görünüme sahip olması ve üzerindeki 4 adet anten oldu. Kapsama alanının geniş ve performansının yüksek olması için Toto Link cihazı üzerinde 4 adet anten olacak şekilde tasarlamış. N600R’nin arka tarafında 4 adet Ethernet ve bir adet WAN bağlantı noktası bulunuyor. Adaptör girişi de Ethernet bağlantı noktalarının hemen yanında. Cihazın açma kapama düğmesi bulunmuyor. Cihazın sol tarafında sıfırlama ve WPS tuşu, sağ tarafında ise Turba özelliğini açıp kapatmayı sağlayan bir anahtar düğmesi bulunuyor. Cihazın ısınmaması ve hava akışının sağlanması için her iki tarafında ve ön - alt kısımlarında hava delikleri var. Toto Link, N600R’yi özellikle geniş kapsama alanı ve yüksek performans ihtiyacı olan kullanıcılar için tasarlamış. 802.11n standardına sahip cihaz 2.4

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Geniş kapsama alanı, yüksek Inceleme performans: Toto Link N600R BTnet

GHz frekansında çalışıyor ve 600 Mbps’ye kadar bağlantı hızı sağlıyor. Cihazın kapsama alanı turbo özelliği ile daraltılıp genişletilebiliyor. Daha fazla kapsama alanına ihtiyaç duyan kullanıcılar Turbo düğmesini

açarak kapsama alanını genişletebiliyorlar. N600R’nin üzerinde bulunan 4 antenin her birisi 5 dBi. 64/128 bit WEP, WPA/WPA2, WPAPSK, WPA2-PSK şifreleme yöntemlerini destekliyor. Cihazın kurulumu ve

Panasonic’ten Otomotiv Mobil Test Çözümü Panasonic, otomotiv sektörüne yönelik yeni nesil test çözümünü Frankfurt’ta Automechanika Fuarı’nda tanıttı. Panasonic Otomotiv Mobil Test Çözümü (AMTS), otomotiv sektörünün verimli araç üretimi ve etkinleştirilmesi için ihtiyaç duyduğu teknolojilerle kurumsal BT ortamına sorunsuz entegrasyona yönelik kurumsal özellikleri buluşturuyor. Panasonic Toughpad FZ-M1 tablet temelinde çalışan AMTS, 7 inç kapasitif çoklu dokunmatik ekran, NFC temazsız kart okuyucu, entegre yüksek güçlü kızılötesi ve 2D bir barkod okuyucuya sahip. Tümü, AMTS’nin özel olarak tasarlanan tutma noktasında yer alıyor ve üretim ortamında mobiliteye destek veriyor. Çözüm; değiştirilebilir, koruyucu montaj girişi sayesinde araç test edilirken direksiyona ya da gösterge paneline takılabilecek şekilde tasarlandı. AMTS ayrıca önemli uygulama ve işlevlere kolay erişim için programlanabilir dört kısa yol tuşunu da barındırıyor. AMTS; otomotiv

üreticilerinin ihtiyaç duyduğu bağlantı özelliklerine sahip. Bunların arasında USB iletişimine olanak tanıyan çift dayanıklı bağlantı noktası ile bir VCI cihazından şarj imkânı sunan, araç içi korumalı ODB de var. Bu özellikler sayesinde direksiyonun solda ve sağda olduğu farklı araçlara yönelik ergonomik

çözüm ortaya çıkıyor. Panasonic AMTS, otomotiv test süreçlerinin işlem ve verimlilik gereksinimleri için Intel® CoreTM m5-6Y57 vPro işlemci ve Intel® HD grafik özelliklerine sahip. Windows 10 Pro işletim sistemiyle birlikte gelen Panasonic AMTS Windows 7 Professional sürümüne düşürülebiliyor

kullanımı oldukça basit. Tüm ayarları herhangi bir web tarayıcı üzerinden yapabiliyorsunuz. N600R’yi ilk çalıştırdığınızda kablosuz şifresi bulunmuyor. Doğrudan bağlanıyor ve arayüzünü açtığınızda ilk

olarak kablosuz bağlantı şifresini değiştiriyorsunuz. Bu işlemi yaptıktan sonra isteğinize göre diğer ayarları yapabiliyorsunuz. Arayüz üzerinden sistem durumunu görebiliyor, sol taraftaki menüyü kullanarak işletim modunu seçebiliyor, ağ ve diğer ayarları yapabiliyorsunuz. Cihazın güncellemelerini de yine bu menü üzerinden yapabiliyorsunuz. Toto Link ihtiyaç duyulabilecek tüm ayarları modem arayüzü üzerinden sağlamış. Toto Link N600R geniş kapsama alanı ve yüksek performans ihtiyacı duyan kullanıcılar için mükemmel bir seçim olarak karşımıza çıkıyor. N600R’nin satış fiyatı ise KDV dahil 118 TL. Fiyat / performans açısından baktığımızda da cihaz iyi bir seçim.

Yeni nesil tehditlere karşı koruma Yeni nesil tehditlerle mücadelede ağ ve uç nokta güvenliğine yönelik çözümler sunan Sophos, uç nokta güvenliğinde yeni bir yaklaşımı gündeme taşıyan ve tüm üreticilerin mevcut güvenlik çözümleriyle uyumlu çalışabilen yeni çözümü Sophos Intercept X’i kullanıma sundu. Sophos Intercept X, “zero day” saldırı teknikleri de dahil olmak üzere sistemi tehdit eden gizli ve açık tüm risklere karşı koruma sağlıyor. Bu yeni çözüm; bilgisayardaki tüm dosyaları şifreleyerek erişilemez hale getiren fidye yazılımlarını da anında tespit ederek ortadan kaldırıyor. Sophos Intercept X, yeni nesil tehditlerle mücadelede gerekli olan dört kritik güvenlik bileşenini bir araya getiriyor: İmza gerektirmeyen tehdit ve açık tespit sistemi: Zararlı yazılımlara ve siber saldırılara fırsat vermeyen gelişmiş koruma sistemi, genel sistem taramasına ihtiyaç duymaksızın daha önce karşılaşılmamış yeni saldırı teknikleri ve belleğe

yerleşen inatçı tehditler de dahil olmak üzere tüm güvenlik tehditlerine karşı koruma sağlıyor. CryptoGuard: Fidye yazılımlarına göz açtırmamak üzere kurgulanan bu teknoloji, dosyaların istem dışı şifrelenmesine yönelik herhangi bir aktiviteyi anında tespit ederek tehdidi ortadan kaldırıyor ve olası zararların önüne geçiyor. Ayrıca yazılımın ağ üzerindeki diğer bilgisayarlara bulaşmasını önlüyor ve şifrelenen dosyaları eski haline getiriyor. Detaylı saldırı analizi: 360 derece görsel analiz teknikleriyle saldırının kaynağı, hangi sistemleri tehdit ettiği, nerede durdurulduğu ve bundan sonra benzer saldırılara karşı nasıl önlem alınabileceği detaylı olarak görüntüleniyor. Sophos Clean: Bu küçük ve becerikli yazılım, sistemin derinliklerine gizlenen, tespit edilmesi zor inatçı tehditleri ve casus yazılımları bularak bunlara dair tüm izleri ortadan kaldırıyor.



26

BThaber

KARİYER

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Aracını paylaş, kazan ve kaynaş Paylaşım ekonomisi odağındaki çalışmaları ile Garajyeri’nin hedefinde bu sefer plaza çalışanları var. Bu kapsamda Garajyeri, “Aracını mesai arkadaşınla paylaş” diyerek çalışanlarına ek gelir imkanı sunmak isteyen şirketlere kapılarını açıyor. Şirket içi iletişimi geliştirip çalışanların birbiriyle kaynaşmasına fırsat sunan Garajyeri ile çalışanlar; iş arkadaşlarına kullanmadıkları araçlarını kiraya vererek ek gelir elde edebilecek. Kişilerin boşta duran araçlarını kiraya verip ek gelir elde etmelerini

sağlayan platform, günlük ortalama 10 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor. Garajyeri, plaza çalışanlarını hedeflediği bu çalışmayla, beyaz yakalılara ek gelir sağlamanın yanı sıra kendi aralarında iletişimi arttırmayı da hedefliyor. Garajyeri CEO’su Arda Aşkın ise “Plazalarda binlerce kişi çalışıyor ve günümüzde kişilerarası iletişim, iş rutini içinde geri plana atılıyor. Duygusal olarak insanlara değmeyen girişimler kaybediyor. Biz ise kazandırıyor ve insani bir takım olguları ön plana çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Samsung Electronics Türkiye’nin yeni Strateji Direktörü Can Kuterdem

Stratejik planlamanın deneyimli ismi Can Kuterdem, Samsung Electronics Türkiye’nin Strateji Direktörü olarak yeni görevine başladı. Kuterdem, 1999 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2001 yılında North Carolina Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisansı’nı tamamladı, 2009 yılında Duke Üniversitesi’nden MBA derecesini aldı. Can Profesyonel kariyerine 2001’de North Carolina’daki Kuterdem Alpha Gamma Technologies’de Çevre Mühendisi olarak başlayan Kuterdem, 2009-2012 arasında Boston Consulting Group’un New York ofisinde Danışman ve Kurumsal Gelişim Üyesi olarak görev aldı. 2012 yılında Seul’a yerleşip, Samsung Global Strateji Grup bünyesine katılan Kuterdem, Samsung’un holding çatısı altında Proje Yöneticisi, İş Geliştirme Müdürü ve Yeni İş Uygulamaları Grup Lideri sorumluluklarını üstlendi. Stratejik planlama, yönetim danışmanlığı, kurumsal gelişim ve rakip analizi konularında uzman olan Kuterdem; İngilizce, İtalyanca, İspanyolca ve Korece biliyor.

NetApp’ta CIO görevine Miller getirildi NetApp’ta William H. Miller’ı Bilgi Sistemleri Yöneticisi (CIO) görevine getirildi. Miller, NetApp’ın BT organizasyonuna liderlik edecek, şirketin dönüşüm sürecine destek verecek ve gelişmiş ticari stratejileri ileriye taşımak, teknoloji alanında girişimlerde bulunmak amacıyla diğer kuruluşlar ile çalışacak. Son olarak Broadcom Corporation’da Kıdemli Başkan Yardımcısı ve CIO William H. görevlerini üstlenen Miller, Broadcom’dan önce Miller ise siber güvenlik, BT endüstrisinde stratejik ürün konumlandırmaları, faturalandırma ve kurtarma sistemlerine odaklı danışmanlık hizmeti veren Sabal Systems’ı kurdu. Miller, aynı zamanda küresel bazda özel ve kamu alanında 20 binden fazla müşteriye BT hizmeti sunan Harris Corporation’da da CIO’luk yaptı. Miller ayrıca Central Florida Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi dekanına, California Los Angeles Üniversitesi’nde Bilişim Sistemleri Birliği’ne, California Irvine Üniversitesine ve Information Management Forum’a danışmanlık da yapıyor.

Kocabaş, MediaMarkt’ta Satın Almadan Sorumlu CPO Philips’te satış ve pazarlama yönetimi alanında farklı pozisyonlarda görev alan Faruk Kocabaş, Media Markt Türkiye’ye Satın Almadan Sorumlu CPO olarak atandı. Faruk Kocabaş, 1998 yılında Satış ve Pazarlama Müdürü olarak başladığı Philips’te sırasıyla Tüketici Pazarlama Müdürü, Amsterdam’da Avrupa Bölge Satış Direktörü, Lifestyle Tüketici Ürünleri Türkiye Satış Direktörü Faruk ve Televizyon Birimi Ülke Genel Müdürü Kocabaş pozisyonlarında görev aldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Kocabaş, Satın Almadan Sorumlu CPO olarak ekibe liderlik edecek.

Dr. Erkul, Kasım seçimlerine hazırlanıyor Avrupa’nın bilişim politikalarına yön veren Avrupa Bilişim Dernekleri Konseyi’nde (CEPIS) Türkiye’yi 6 yıldır temsil eden ve iki yıl önce de Başkan Yardımcısı olarak seçilen Dr. R. Erdem Erkul, yeni dönemde de bu göreve aday. Avrupa Bilişim Dernekleri Konseyi’nde (Council of European Professional Informatics Societies–CEPIS) 6 yıldır TBD’yi temsil eden ve son iki yıldır Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Dr. Erkul, Kasım ayında yapılacak yeni dönem seçimlerine hazırlanıyor. Türkiye’nin Avrupa dijital pazarında yer alması için AB kriterlerini yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Erkul, “Türk şirketlerinin Avrupa’daki pazar payının artması, bilişim sektöründeki gelişmelerden haberdar olabilmesi için ülkemizin CEPIS’te temsil edilmesi önemli” dedi. AB’nin bilişim ve yazılım sektörünü bir merkezde toplayarak tek dijital pazar hedeflediğini vurgulayan Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı İlker Tabak da Türkiye’nin CEPIS’te temsil edilmesinden sonra Konsey’de Türk bilişim sektörünün çalışmalarının örnek alındığı bilgisini verdi.

Dr. R. Erdem Erkul Merkezi Brüksel’de bulunan CEPIS, 1989’dan beri faaliyet gösteriyor. Avrupa genelinde ulusal bilişim derneklerinin kurumsal üye olduğu CEPIS’in temel amacı; Avrupa’da bilgi toplumumun gelişimini teşvik etmek. Konsey, sayısal ortamdaki hukuk ve güvenlik konularının yanı sıra çeşitli sertifikasyon programları ile “Dijital Avrupa”yı oluşturmayı hedefliyor. CEPIS; Avrupa Bilgisayar Yetkinlik Sertifikası (European Computer Driving License – ECDL) ve Avrupa Bilişim Uzmanları Sertifikası (European

E T K İ N L İ K L E R 7-10 Kasım 2016

WebSummit / Lizbon, Portekiz AYRINTILI BİLGİ: https://websummit.net/

Certification of Informatics Professionals – EUCIP) programlarından da sorumlu. Dr. Erkul, Avrupa’nın bilişim politikalarına yön veren CEPIS’te temsil edilmenin Türkiye için önemine işaret ederek, şunları söyledi: “Türkiye olarak dijital teknolojiye her geçen gün daha fazla para ödüyoruz. Avrupa dijital pazarında yer almamız için AB kriterlerini yerine getirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan AB, son dönemde bilişim sektöründe büyük cezalar uygulamaya başladı. Türk şirketlerinin Avrupa pazarında korunması, pazar payını artırması, bilişimde uygulanacak cezalardan haberdar olması için ülkemizin CEPIS’te temsil edilmesi önem kazandı. Türkiye’nin bilişim ve yazılımda atılımları Avrupa’nın da yönünü ülkemize çevirdi. Türkiye, bilişimde öncü davranarak son yıllarda çoğuna 10 bini aşkın kişinin katıldığı 14 farklı etkinliğe imza attı. Özellikle TBD’nin planlama, raporlama ve uygulamaları Avrupa tarafından bilişimde uygulanıyor. Bilişim alanında etkin ve nitelikli insan gücü için de CEPIS’te temsil edilmemiz önemli”

Y U R T D I Ş I

14-15 Kasım 2016

NetApp Insight Berlin 2016 Berlin, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.netapp-insight.com/

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 1 Kasım 2016 Yazılımda; Ar-Ge, Ar-Ge Merkezi Kurulumu ve Yeni Mali Mevzuat ByOtell İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.etkinproje.com/ 3 Kasım 2016 Kurumsal Mimari ve Süreç Modelleme Ne Kazandırır? Ücretsiz Eğitim Semineri Point Hotel Barbaros AYRINTILI BİLGİ: www.mind2biz.com.tr

Y U R T İ Ç İ

9-12 Kasım 2016 16.MÜSİAD EXPO CNR EXPO Yeşilköy-İstanbul AYRINTILI BİLGİ: musiadexpo.com/tr 9-12 Kasım 2016 3.High Tech Port by MÜSİAD CNR EXPO Yeşilköy-İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://hightechport.com/ 19 Kasım 2016 Sabancı Üniversitesi SUCOOL & INOVENT Demo Day 2016 Karaköy Minerva Palas AYRINTILI BİLGİ: sabancidemoday2016.eventbrite.com

22-23 Kasım 2016 Bilişim Zirvesi’16 Haliç Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: http://www.bilisimzirvesi.com.tr 29-30 Kasım 2016 2. Global SatShow Haliç Kongre Merkezi, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: globalsatshow.com/ 15 Aralık 2016 BTvizyon Toplantıları Girne AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.


no7.com.tr


28

BThaber

KARİYER

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Yıldız Kuluçka, tüm süreçte girişimcileri destekleyecek Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Yıldız Teknopark bünyesinde yer alan ve Türkiye’nin en kapsamlı kuluçka merkezi olarak tanımlanan Yıldız Kuluçka ile teknoloji tabanlı iş fikirlerine sahip ve bu fikirleri bir projeye dönüştürebilen girişimcilerin ihtiyaçlarına yanıt vermeyi hedefliyor. Yıldız Kuluçka’nın açılışı, 20 Ekim’de Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde gerçekleştirilirken, birçok fon yöneticisi, melek yatırım ağları, bireysel yatırımcılar, özel sektör temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve 100’den fazla girişimci de bir araya geldi. Girişimcilere iş fikri aşamasından şirketleşmeye, ticarileşmeden yatırım almaya kadar olan süreçte ofis, altyapı, atölye, laboratuvar, eğitim ve mentörlük hizmetlerini

sunan kuluçka ve hızlandırma programı Yıldız Kuluçka’da halen 90’dan fazla girişimci yenilikçi iş fikrini hayata geçirmeye çalışıyor. Ulusal ve uluslararası hibe desteklerden faydalanan projelerin yer aldığı merkezde NASA tarafından da kullanılacak olan ve yatırım alan “Dokunma

Hissine Sahip Yapay Deri” ve birçok ödül alan “Damar Görüntüleme Spreyi” gibi birçok çalışma var. Kuluçkada yer alan girişimcilerin yüzde 60’ı medikal, makine imalatı, elektronik, enerji, gıda sanayi ve kimya gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor ve yenilikçi bir ürün ya da donanım

üretmeyi hedefliyor. Açılışla girişimcilerin kullanımına sunulan yeni kuluçka alanında iş fikri olup şirket kurma aşamasına gelmemiş girişimciler için ön kuluçka, iş fikirlerini geliştirerek şirket kurma aşamasına gelmiş girişimciler için kuluçka ve başarılı devam eden girişimciler için de kuluçka sonrası destekleri sunma imkanı var. Ayrıca bir süre önce KOSGEB tarafından 3,85 milyon dolar desteğe hak kazanan, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi ortaklığında ABD Silikon Vadisi’nde kurulacak olan Uluslararası Kuluçka Merkezi’nin merkez ofisi de bu alanda bulunuyor.

Kaynak eğitimi tüm detaylarıyla simülatörde

Sertifikalar sahiplerini buldu Uyum Akademi tarafından düzenlenen Uyumsoft webERP ve i-Dönüşüm eğitimlerine katılarak başarılı olanlar sertifikalarını 14 Ekim’de Uyumsoft merkez binasında yapılan bir organizasyon ile aldı. Bir ay süresince, uzaktan eğitim ve Uyumsoft’un YTÜ Teknoparkı’ndaki merkez binasında yapılan eğitim kapsamında webERP için genel sistem tanımları ve parametreler,

finans iş süreçleri, satış ve satınalma iş süreçleri, yetkilendirme işlemleri, rapor alma işlemleri gibi geniş kapsamlı bir eğitim gerçekleştirildi. Eğitim sonunda başarı gösteren katılımcılara, aldıkları eğitime göre webERP Danışman Sertifikası, ERP Satış Yöneticisi Çözüm Ortağı Sertifikası, ERP Satış Yöneticisi Sertifikası ve i-Dönüşüm Satış Takım Lideri & i-Dönüşüm Satış Uzmanı Sertifikası verildi.

Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, portföyüne Vrtex® Mobile Kaynak Eğitim Simülatörü’nü kattı. Her ortamda maliyetsiz ve teknolojik kaynak eğitimi imkanı sunan ürün, kolay taşınabilir yapısı ve kullanım seçenekleriyle kaynak eğitiminde ekonomik çözüm sunuyor. Geleneksel kaynak eğitimini desteklemek ve geliştirmek için tasarlanan Vrtex Mobile, sanal gerçeklik kaynak maskesi ile

kullanıcılara gerçekçi kaynak banyosu görüntüsü ve ark sesleri eşliğinde, kaynak becerilerini güvenli ortamda test etme imkanı veriyor. Vrtex Mobile, öğrencilere ve operatörlere edindikleri kas refleksi ve tecrübeyi gerçek kaynak uygulaması alanında kullanabilmelerini de sağlıyor. 2,4 x 2,4 x 2,4 metre kurulum alanına ihtiyaç duyan Vrtex Mobile’ın üzerinde 17 inç LCD dokunmatik ekranlı monitör, sanal kaynak maskesi, gazaltı kaynak torcu, elektrot pensesi, 3 adet kaynak malzemesi (kupon) ile 2 adet eğitmen kitabı, 3 adet de proje çalışma kitabı var. Ürün, Türkçe ve İngilizce başta olmak üzere 12 dil desteğini sunuyor.

Çalışanlar hastalanmamak için bitki çayına güveniyor Avansas.com’un satış verilerine ve saha araştırmalarına göre, hastalıklardan korunmak isteyen çalışanlar bitki

çaylarına rağbet gösteriyor. En çok tercih edilen bitki çaylarını ıhlamur, adaçayı, kuşburnu ve ekinazya oluştururken,

atıştırmalıklarda da kuru üzüm, kuru kayısı, fındık ve badem gibi enerji veren kuruyemişler yükselişte. Son dönemde popülaritesi

artan cranberry, kaju, pikan cevizi gibi farklı yemişlerin bulunduğu karma ürünler de çalışanların tercihlerinde üst sıralarda.

İstihdamda yaprak kıpırdamadı! Eylül 2016 dönemine ait İstihdam Endeksi verilerini açıklayan Kariyer.net’te Eylül ayında toplam 11 bin 734 yeni iş ilanı yayınlandı. Yayınlanan yeni iş ilanı sayısı Ağustos ayına göre yüzde 20 düşüş sergilerken, geçen yılın Eylül ayına göre de yüzde 8 oranında düşüş oldu. Endeks verilerine göre, Eylül’de yayınlanan toplam 49 bin 449 iş ilanı sayısı, 2015’in Eylül ayına kıyasla yüzde 4 oranında azaldı. Toplam iş ilanı sayısında da geçen aya göre yüzde 8 azalma oldu. Kariyer. net’te Eylül ayında yayınlanan yeni iş ilanları ile de yaklaşık 40 bin kişi yeni iş fırsatı yakaladı. İstihdam Endeksi verilerini değerlendiren Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, “Eylül ayında yıllık izinlerin uzun bayram tatiliyle birleşmesi küçük bir oranda durağanlığa neden oldu. 2016 yazını genel olarak inişli çıkışlı geçiren istihdam piyasasının tatillerin sona ermesi ile yeniden hareketlenmesini bekliyoruz. 2016 yılının son çeyreğinde istihdamda olumlu bir hareket bekliyoruz” dedi. Verilere göre, başvuru yapılan ilan sayısında geçen ay ikinci sıraya gerileyen tekstil sektörü Eylül ayında tekrar birinci sıradaki yerini aldı ve 4 bin 689 başvuru yapılan ilan sayısına ulaştı. Tekstil sektörünü sırasıyla yapı (4.506), sağlık (4.144), üretim (3.996), hizmet (3.691), bilişim (3.327), otomotiv (3.313), ticaret (3.257), elektrik ve elektronik (2.254) ile gıda (2.031) sektörleri izledi. Sağlık sektörü ise başvuru yapılan ilan sayısı geçen yılın Eylül ayına oranla yüzde 18 artışla lider sektörler arasında geçen yıla oranla en çok artış gösteren sektör oldu. Eylül verilerine göre; İstanbul genelinde toplam 32 bin 512 ilan yayınlanırken, İstanbul’u sırasıyla Ankara (5.693), İzmir (3.892), Bursa (3.593) ve Kocaeli (3.056) izledi. İş ilanı sayıları geçen yıla oranla İstanbul’da, Ankara’da ve Kocaeli’de düşüş gösterirken, Bursa’da yüzde 5, İzmir’de ise yüzde 3 arttı. Eylül ayında en çok ihtiyaç duyulan pozisyon 6.882 ilan ile yine Satış Temsilcisi oldu. Bunu Mühendis (4.493), Muhasebe Elemanı (2.318), Teknisyen (1.000), Satış Müdürü (909), Mağaza Müdürü (863), Tekniker (832), İnsan Kaynakları Uzmanı (642), Çağrı Merkezi Elemanı (569) ve Sekreter (520) ilanları takip etti. Bu arada, geçen yılın Eylül ayı ile kıyaslandığında Muhasebe Elemanı pozisyonuna olan ihtiyaç yüzde 7 arttı.



30

BThaber

MEKTUP

Yeni bir haftadan merhaba, Haftaya örnek olmasını dilediğim bir haberle başlıyorum. Procat, sosyal sorumluluk projesi olarak, TİDER’in 38. Vodafone İstanbul Maratonu kapsamında katıldığı “Adım Adım - İyilik Peşinde Koş” hareketine destek olmuş. İsraf, yoksulluk ve işsizlik ile mücadele için TİDER’in yanında yer alacak olan şirket, ülke genelinde açılacak yeni “Destek Marketler” ve Destek İK Platformu için kaynak da yaratacak. Bu arada Adım Adım; 2008 Mart’ında yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu. Başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi sporlar aracılığıyla sosyal sorumluluk projelerine kaynak ve tanıtım desteği sağlayan Adım Adım Oluşumu, 2016 itibariyle 13 bin gönüllü koşucu ve 111 bin bağışçı aracılığıyla bünyesinde yer alan STK’lara 14,5 milyon TL kaynak aktarmış. 3D yazıcılar sayesinde çocuklar, hayallerindeki süper kahramanları gerçeğe dönüştürebiliyor. PlayLab Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi’nin birlikte gerçekleştirdiği etkinliğe özellikle ailelerin ilgi göstermesi bekleniyor. 13 Kasım’da Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilecek “Kendi süper kahramanını kendin tasarla” etkinliği ile ilgili detaylı bilgi playlab-tr.com adresinde. Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası Ticaret Bölümü 21 Gün 37 Derece İş Topluluğu’nun davetlisi olarak Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonu’nda

31 EKİM - 6 KASIM 2016

Teknoloji, eşitliği sağlar

gençlerle bir araya gelen Erbakan Malkoç’un hikayesi, yaratıcı fikirlerin neler başarabileceğini gösteriyor. 11 nüfuslu bir ailenin üyesi olarak Ardahan’da doğan Malkoç, 14 yaşında 20 metrekare büyüklüğünde bir atölye kurmuş, 2000 yılında dünyanın en iyi otomobillerini değiştirip 2-3 katına sahiplerine geri satan bir mucit olmuş. En iyi otomobilleri alıp tasarımını değiştirip dünyaya yeniden satma hedefiyle Malkoç, teknoloji ve vizyonla bir başarı hikayesine imza atıyor, değil mi? Teknoloji, eşitliği sağlar. Türkiye Vodafone Vakfı’nın Habitat Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiği “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında Mardinli kız çocuklarına kodlama eğitimi verilmiş. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü vesilesiyle düzenlenen eğitimde, yaşları

2016

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

daha az su tüketmeye ve çevreye duyarlı olmaya davet etmiş. Soğuk günlerin ısıtıcılarından klimalar da tasarruf özellikleri ile öne çıkıyor. Misal, Bosch Vertu DC Inverter Klima B1ZMI12922; Wi-Fi özelliğine sahip, böylece uzaktan kontrol imkanını sunan “V tasarımlı” yeni klimalar, teknolojik özellikleriyle tasarruflu kullanım sunuyor, kış günü ekonomik, temiz, konforlu ısıtma sağlıyor. Gelelim ödülümüze… Arçelik, Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliğinde Türkiye Tasarım Haftası kapsamında düzenlenen Design Turkey Tasarım Yarışması’nda ödülleri toplamış, ‘Üstün Tasarım’da iki ödülle bu alandaki iddiasını göstermiş. Arçelik ayrıca ‘İyi Tasarım’ kategorisinde de dört ödüle layık bulunmuş. Arçelik’le devam edelim: Şirket, 7’incisi Romanya’nın Bükreş

REKLAM SATIŞ GRUBU

YIL 22 SAYI 1094

31 EKİM - 6 KASIM

7-14 arasında değişen kız çocuklarına programlamaya giriş, uygulama yapmak, hikâye oluşturmak ve oyun yapmak gibi konularda bilgi verilirken, eğitimlere katılan kız çocuklarının birçoğu da ilk kez bilgisayarla tanışmış. Girişimcilik ve yaratıcılık, desteğini almakta gecikmiyor. Bunun son örneği olarak BIC Angels, eğitim sektörüne yeni bir soluk kazandırma hedefiyle yola çıkan Lala’ya 3.6 milyon TL değerleme ile yatırım gerçekleştirmiş. Lala’nın uzun dönem hedefi ise bir öğrencinin hem akademik hem kişisel gelişimini takip etmek. Bu vizyonla neden olmasın… Sıra çevresel gündemde… Sürdürülebilirlik ilkesini tüm iş süreçlerine entegre eden Geberit, Dünya Tasarruf Günü’nde doğal kaynakları optimum kullanarak, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için herkesi

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Bülent Nevres bulentn@bthaber.com.tr

Editörler Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Sedef Özkan (Ankara) sedefo@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Görsel Tasarım Nevzat Karataş nevzatk@bthaber.com.tr Mukadder Keskingözler mukadderk@bthaber.com.tr

İş Geliştirme Müdürü Günay Kaya Satış Grubu Kutay Göçe

Abdurrahman Koyuncu Seda Aslantaş Karolin Özçelik Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

şehrinde düzenlenen Eurocloud yarışmasında “Best Business Impact Provided by Cloud Services” kategorisinde Yedek Parça Tahminleme Projesi ile birincilik ödülünün sahibi olmuş. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilecek 3. İstanbul Tasarım Bienali, “Biz İnsan Mıyız? : Türümüzün Tasarımı: 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl” başlığı altında “insan” ve “tasarım” arasındaki ilişkiye odaklanacak ve 20 Kasım’a kadar devam edecek. Bu yıl ilk defa düzenlenen “Yaratıcı Mahalleler Programında” Karaköy ve Eminönü mahallelerinde “Yüzyıllık Markalar”dan Tarihi Cağaloğlu Hamamı da “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken 1000 Yer”den biri olan tek Türk Hamamı olarak Eminönü bölgesini temsil edecek. Bu arada, GezginFoto ve Fibona Academy işbirliği ile gerçekleştirilen Instagram Fotoğraf Yarışması sonuçlandı. GezginFoto Dergisi tarafından 11’incisi düzenlenen yarışmada 15 Ekim tarihine kadar #bencesonbahar hashtagi ve @ fibonaacademy, @gezginfoto etiketleri ile gönderilen fotoğraflar arasından seçim yapıldı ve Elvan Alver’in fotoğrafı birinci seçildi. Haftaya noktayı Erman Arslan ve Syed Zaheer’in kitabı “Practical Oracle E-Business Suite” ile koyuyorum. EBS ‘in son güncellemesi 12.2 için yazılmış ilk ve tek kitap olma özelliğini taşıyan bu çalışma, New York merkezli bir yayıncı olan Apress tarafından yayınlandı. Kitabın resmi web adresi www.apress. com/9781484214237. Dopdolu bir gündemle buluşmak dileğiyle,

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

In parallel with European Union (EU) directives, targeting a regulatory framework for personal data Personal Data Protection Act, entered into force in April 7th, 2016 and ended the period to comply with the law for companies. Hence, the companies which are not compatible are expected to face with administrative and criminal sanctions. Data processing is a term to refer to all kinds of operations such as obtaining technical terms and the data clearly defined by law, recording, storing, maintaining, modifying, reorganization, disclosure, transfer, acquisition of, classification and prevention of usage. Personal data is defined as the data related to an identified or identifiable person in the law. In this sense, all the elements identifying a person can be regarded as personal data and at each individual event, the scope of personal data might be expanded. The most important issue here is the corporates and individuals collecting, processing and storing personal data to be obliged to make the definition for them and while doing that taking legal consultation. EY Turkey Tax and Legal Department Company Partner Ahmet Sağlı provided the following information: “Protection of personal data is actually a simply defined however difficult to practice issue for professionals dealing with data security. When considered in the angle of an institution; in order to take measures to ensure the security; they must understand what kind of a data set is available and manage it in the inventory logic terms both

Preparations completed, time to adapt!

in the business methods and processing as well as storing. How to protect data elements with what measures could only be decided after that evaluation. One of the tasks of the personal data responsible is to check the current situation on compliance to law in data security. In this sense, we foresee that the internal and external audits will begin especially in corporations in the coming period. However, Personal Data Protection Agency is expected to bring additional obligations in terms of audit requirements for applications in the future. When we examine the examples in the EU, we see that it is practiced regularly especially as the sectoral legislation and audit requirements in certain countries. Protection of Personal Data Law applies to all companies

and individuals who collect, process and store personal data defined in the Turkish law fully or partially as a part of a recording system without any sectoral and size limits. However, the law is closely related to sectors such as telecommunications, energy and retail containing banking, insurance and pension, health including drug companies and hospitals where there is intensive processing of personal data. All parties collecting personal data must make the definition of the personal data in the framework of law definitions and exceptions and carry out processes such as data recording, processing and storing with the individuals’ consent. These processes are also important to help the formation of personal data inventory. After all, registration of the information

such as data processing categories, prediction of with who the data will be shared in the country and abroad, measures taken for data protection in the scope of the Personal Data Protection Law is an obligation. Further on, it is important that the necessary precautions being taken with the help of technological investments in order to ensure security and integrity of the data while sharing within the company and with the third parties.” EY Turkey Consultancy Department Director Ümit Şen stated that: “All processes related to the processing of personal data must be compliant with the law in private sector companies and institutions. October 7th, 2016 is the effective date of the law with all the provisions, thus all requirements must be fulfilled immediately by the

companies and institutions. Indeed, the law requirements related to the processing of personal data are a bit different for the public sector. The most important issue here is that the storage and processing of personal data in certain public institutions. All identity and address information, owned land and real estate records, information about your work and retirement life, all medical records and vehicle records are available here as a data set. In this sense, the public institutions also must carry out the mentioned work in compliance with the law. However, the secondary legislation related to the law to be prepared might have some exceptions and some personal data might be discussed to be recorded and processed without the need of any consents.”

Global approval to Panorama’s competency Univera solution platform Panorama took its place in the top row in the research carried out by Promotion Optimization Institute (POI), providing consulting services to companies around the world. Providing services in mobile business solutions

title with their own software, Univera was in the “Solution Manufacturers of Retail 2016” research published in June 2016 as a solution manufacturer and got ahead of its competitors in many criteria. According to the report; Univera solutions

are above the industry expectations. Especially seeing all the sites through a single system, with the ability to follow the reports and advanced reporting features; Univera shines out and it is competent with the flexibility of the solutions, the user’s

experience and providing a complete solution. Regarding the report, Univera General Manager Cüneyt Ersin gave the following information: “We are taking important steps to improve our solutions and software used all over the world. Working closely with

organizations such as POI, we are analyzing the needs of the sector in the overseas market and we use this analysis in our R&D activities. In this way, we are able to produce the most optimized solutions and projects focused on the needs of the sector.”



Don’t be late to realize the importance of analytics! Big data is a mysterious world. Predictive analytics in data is getting increasingly important. Concepts such as IoT and M2M will change the perception of big data. So, large data should not be segmented as flowing or not flowing, structural or non-structural. AIMS General Manager Dr. Tülin Güzel stated that at this point: “We are looking at all of the big data and define it; we look at the overall data.” The data held by the companies on a global basis is considered to be used by only 15%, thus this is only the tip of the iceberg according to Dr. Tülin Güzel, she also thinks that heavy investments should be made where data is collected, stored and maintained in a world where the security is ensured and the importance of analytics should be acknowledged. She added stating that; “The main point of return of all investments is the analytics.” “We offer software, training, consultancy and support solutions within AIMS. Our focus is to make companies decide for themselves to actually provide the appropriate solution to their needs and continuity. Since 1998, we have tailor-made analytical approach. With our direction, we add vision to our customers. In 2000, the first company offering data mining education in Turkey was us. From the beginning, education is always our priority. We’ve been working since 1998 for the formation of the analytics world in Turkey. The mentioned period was a time of poor awareness on big data, data mining application standing out with sampling and no data to analyze all cases. SPSS’ ‘Clementine’ statistical analysis was in the forefront and in 1999, SPSS bought the first data mining solution and the growth

followed. In this title, the second turning point occurred in the September 11th, 2001. The FBI also was inadequate in analyzing the data collected and accepted this fact with this attack. So it was understood that the important thing is not storing the data but the analysis. In 2009, with the development, IBM made the decision to purchase ‘Clementine’ solution. We continued to work as a distributor from 2009, until 2012. Then, we started to add new solutions to our portfolio. We have every title related to analytics. Therefore, leaving the distributorship, we passed to the partner structure. Since then, our solution partner Penta is our distributor. We reach directly to the end user as a bridge between IBM and the solution partner.”

CoMoSeF makes public transportation smarter Rapid population growth experienced in the big cities brought together the “Smart Cities” and “Safe Transportation” concepts. Otokar, KoçSistem and İSBAK completed the smart transportation project CoMoSeF (Co-Operative Mobility Services of the Future) which will lead our country into the IoT era. The smart busses developed in 4 years will communicate with roadside units, traffic signaling systems and each other. CoMoSeF will increased ride quality and ensure maximum safety in traffic. Otokar Deputy General Manager Murat Ulutaş gave a speech in the launch meeting of the new system that will enable busses to communicate with each other, roadside units, traffic signaling systems and other vehicles and increase the ride quality while providing maximum safety in the traffic and gave the following explanation: “Instead of technologies producing energy to themselves, meeting the developments with the real world; Otokar, KoçSistem and İSBAK came together for such an important project, CoMoSeF, with the common vision of strengthening transportation

sector with technology.” KoçSistem Deputy General Manager Can Barış Öztok said that: “Today, technology companies are working on producing cars; thus we care a lot about automotive companies being close to information technologies and we are situated as a driving force for them to be the future technology companies.” İBB İSBAK General Manager Dr. Fatih Gündoğan stated that: “As İSBAK; we are developing intelligent solutions in order to manage the city effectively and innovatively which is growing more and more every day and put our projects into practice to improve the quality of like in all metropolitan cities, especially in İstanbul.” Introduced in Otokar’s Sakarya factory, here are the studied scenarios related to CoMoSeF: Road Condition Information: The system alerts the drivers for icy road, bad roads, closed roads and slippery surfaces based on the information received from roadside units. Traffic Accident Information: The size of the traffic accident, the distance to the scene of the accident and the direction is reported to the driver.

Road Work Information: The road works and the distance to the road work is reported to the driver. Traffic Congestion Information: According to the direction of the vehicle, the traffic information is reported to the driver. Accident Warning: Based on the information received from other vehicles, the drivers are reported any cases of possible accidents in crossroads. Priority Vehicle Warning: The system alerts the drivers on fire, ambulance, police and tow truck vehicles and warns to give priority to these vehicles in traffic. Speed Limit Warning: If a driver exceeds the speed limit on the road, the system gives a warning. Also, if there is a green wave system in the area, the speed limit information is reported to the driver. Signaling information: Information received from the signaling systems are transmitted to the driver, the traffic light changing seconds can be seen in the screen. If the traffic light is red and the vehicle is moving; the ideal speed information for green light is reported to the driver.

QlikView Turkey brand changed to BI Technology QlikView Turkey will continue its activities as the sole distributor or Qlik since 2009 under BI Technology brand name. Being one of the first names that come to mind in business intelligence solutions and having 20 years of knowledge and experience in this field, BI Technology continues its operations in the market since 2012 with the

brand name; QlikView. Being the sole distributor of Qlik in Turkey, the company had been using the QlikView brand name; however they will be mentioned as BI Technology from now on. The company will continue to operate in the same way as the sole distributor of Qlik in Turkey. Behind this change; there is the rapid growth of Qlik

in recent years, consequent restructuring and the company’s having other products in the maps, social media and big data fields with Qlik Sense platforms as well as other global companies and BI Technology’s becoming a representative of new brands as well with its 20 years of business intelligence experience.



DH-60

Mobile Computer

• Muhteşem f�yat • Muhteşem kal�te • B�lkur’da Cradle �le b�rl�kte

www.bilkur.com.tr

www.datalogic.com

B�lkur B�lg�sayar San. ve T�c. Ltd. Şt�. • Fulya Mah. Öztürk Sok. Akabe T�caret Merkez� No:1B Ş�şl�/İSTANBUL Tel: +90 (212) 212 60 14 - Faks: +90 (212) 275 15 82


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.