BThaber Sayı 1104

Page 1

Sayfa

10

Yazılımda hedef, potansiyelİ giderek büyüyen İran pazarı Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, İran’a ihracat yapmak amacıyla yazılım ve bilişim alanında faaliyet gösteren üyeleriyle Tahran’ı ziyaret etti.

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

Sayfa

Vergi yükü hafifletilmeli

3

TELKODER, her yılın sonunda yaptığı analizle açıkladığı “Elektronik Haberleşmede Aile Giderleri Raporu”nu paylaştı.

Sayfa

Yatırımların bu yıl sonuca ulaşması umut ediliyor

4

Türkiye, Gelir İdaresi Başkanlığı ile bağlantılı yeni nesil ödeme kaydedici POS A.Ş. Genel Müdürü cihazlara geçiş yapacak. Feridun Yuğaç

Sayfa

Farkındalık geliştikçe, çeşitlilik de artacak

8

Aksoy Bilişim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Aksoy

Aksoy Bilişim; önde gelen mobil aksesuar markaları ile pazarda sahte ürünlerin hakimiyetini en aza indirmeyi hedefliyor.

1104 9 - 15 Ocak 2017

Handan Aybars

Sayfa

11

İK yönetimini yeniden tanımlanmanın vakti geldi Endüstri 4.0 ile birlikte bilişim teknolojileri tüm iş süreçlerinde yerini alıyor ve İK’nın bunun dışında kalması da beklenemez. Çünkü bu yeni devrim; kurumlarda tüm çalışan ve yöneticileri, doğal olarak istihdam politikalarını yakından ilgilendiriyor. Bu gelişimin yol haritasında temel adres ise İK birimi.

Dünyanın Dünyanın Dünyanın En En En Hızlı Hızlı Hızlı *** Analitik Veritabanı ileTanışın Tanışın Analitik Analitik Veritabanı Veritabanı ileileTanışın

Bellek-içi ve SQL Tabanlı Analitik Veritabanı ile Işık Hızında Performansa Ulaşın! * TPC-H Benchmark testlerine göre EXASOL en yüksek skora sahiptir. http://www.exasol.com/en/in-memory-database/tpc-h/

724

+90 542 717 35 57

www.karadan smanl k.com.tr

Sayfa

10

Tehdİtler kat be kat büyüyor! Yeni yılda yeni nesil tehditler bizleri bekliyor. Uzmanlar, günümüzün en yaygın ve ciddiye alınması gereken tehditleri ve bu tehditlere karşı alınabilecek yöntemleri belirledi.



E- TOPLUM

Vergi yükü hafifletilmeli Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), 2016 yılında bir sabit telefon ile genişbant internet aboneliği bulunan, her bireyi cep telefonu hattı sahibi olan 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama haberleşme giderinin yaklaşık 237 TL olduğunu açıkladı. TELKODER’in her yılın sonunda yaptığı analizle açıkladığı “Elektronik Haberleşmede Aile Giderleri Raporu”na göre Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin haberleşme gideri yıllık bazda ise 2 bin 844 TL’ye ulaştı. Bu rakamın 763 TL’sini ise devlete ödenen vergi oluşturdu. 2015 yılında 2 bin 695 TL olan bir ailenin yıllık haberleşme giderinin yüzde 5,56 arttığı görüldü. Yüksek vergi politikalarının etkisi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) yayınladığı veriler ile TELKODER’in yaptığı genel sektör değerlendirmesi ile bir sabit telefon ve bir genişbant internet aboneliği olan, her bireyinin cep telefonu sahibi olduğu 4 kişilik bir aile, aldığı haberleşme hizmetleri için ayda ortalama 237 TL harcadı. “Elektronik Haberleşmede Aile

Giderleri Raporu”na göre sabit telefona aylık ortalama 24,2 TL ödeniyor. Aynı raporda, üç GSM operatörünün abonelerinin ortalama aylık ödemeleri de 26,7 TL’ye ulaştı. Sabit internet bağlantısı içinse aylık ortalama 42,6 TL ödeniyor. Bu giderlerin hepsine yüzde 18 KDV’nin yanı sıra, mobil telefon için yüzde 25, sabit telefon için yüzde 15 ve internet bağlantısı için yüzde 5 Özel İletişim Vergisi’ni (ÖTV) de eklemek gerekiyor. Devlete ödenen 63,6 TL aylık vergi eklendiğinde, tüm bireyleri cep telefonu sahibi olan dört kişilik bir ailenin ortalama haberleşme gideri ayda ortalama 237 TL’ye, yıllık bazda da 2 bin 844 TL’ye ulaşıyor. TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, bu verileri şöyle yorumladı: “Günlük yaşamın vazgeçilmezi olan haberleşme hizmetleri, maalesef yüksek vergi politikaları da eklenince aile bütçelerini zorluyor. 2017 yılında hem serbestleşmenin hızlandırılarak rekabetin arttırılması hem de bu vergi yüklerinin hafifletilmesi hususunda devletin gerekli yaklaşımı göstereceğine inanıyoruz.”

e-Dönüşüm hızla büyüyor

Türkiye’de 2005 yılında e-İmza Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle başlayan e-Dönüşüm süreci, 2016 yılı başında e-tebligat, e-reçete, e-arşiv, e-fatura uygulamalarının zorunlu hale getirilmesi ile hız kazandı. E-imza ile ihaleye katılım, dava açma, defter tutma, patent, ikametgah taşıma, bilet kesme, işyeri adresi değiştirme, tüketici hakem heyetlerine başvurma, ilaç alma, belge ve bilgi saklama, borç bildiriminde bulunma, davalara çağırma gibi birçok işlem kolayca yapılabiliyor. İthalat uygulamaları, evrak belge yönetim sistemi, hastane belge yönetim sistemi, marka ve patent uygulamaları, kayıtlı elektronik posta (KEP) işlemleri gibi e-Devlet kapısına eklenen yeni hizmetler ve çipli nüfus cüzdanlarının

devreye girmesiyle e-imzanın kullanım alanları da artacak. Bu beklentiyi dile getiren E-Tuğra EBG Yönetim Kurulu Başkanı N. Hüseyin Kuran, sözlerine şöyle devam etti: “Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) faaliyet raporlarında sadece e-defter ve e-fatura kullananların toplamı 2015 yılı Eylül ayı sonunda 20 bin civarındayken, 2016’nın aynı döneminde bu rakam 52 bin 214’e ulaştı. İnternet kullanıcı sayısı arttıkça, e- imza üretimi de artıyor. 2016 yılı Eylül ayı sonu itibariyle e-imzada 2 milyon 42 bin 51 sayısına ulaştık. Pazarımız her yıl ortalama yüzde 4.2 seviyesinde büyüyor. Bu büyümeyi ve yeni uygulamaları dikkate aldığımızda, 2017 yılında 3 milyon elektronik sertifikaya ulaşacağımızı öngörüyorum. Sürecin verimli işleyişine destek olabilmek için e-imza üretim merkezlerimizin sayısını 40’ın üzerine çıkardık. Önümüzdeki dönemde de yeni şubeler açacak, ayrıca birçok ilde e-devlet uygulamaları konusunda verdiğimiz eğitim seminerlerini sürdüreceğiz.”

3

Yazılı bildirim, garanti sağlıyor

Bankalar, GSM operatörleri, internet ve uydu servis sağlayıcıları gibi kurumlardan alınan hizmetlerden vazgeçmek ya da değişikliğe gitmek istendiğinde, bu talebi ilgili kuruma yazılı olarak bildirmekte fayda var. Hukukçular da çağrı merkezleri aracılığıyla yapılan bildirimlerin bağlayıcı olmayabileceğini, tüketicilerin zor durumda kalmamaları için başvurularını somut delile dayandırmalarını öneriyor. Konuyla ilgili bilgi veren Avukat

Cevat Kazma, “Telefondan yapılan bildirimlerin kayda geçmemesi ya da dikkate alınmaması gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Tüketici, aldığı hizmeti iptal ettirdiğini düşünürken, karşısına çıkan borçla icra dosyasıyla karşılaşabiliyor” dedi. Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 23. Maddesi’ne göre, fesih bildirimlerinin kağıt üzerinde ya da veri saklayıcısı ile satıcıya ya da sağlayıcıya yöneltilmiş olması gerektiğini vurgulayan

Avukat Kazma, tüketiciler için en sağlıklı yolun yazılı bildirimler olduğunu ifade etti ve ekledi: “Fesih bildirimiyle ilgili yaşanabilecek problemlerde, tüketicinin elinde belge olmaması halinde sunacağı hiçbir delil de olmayacak. Bu bildirimlerin e-posta, iade-i taahhütlü mektup ya da noter aracılığı ile yapılması da önemli. Böylece tüketicinin elinde somut bir delil olacak ve olası bir mağduriyet bu sayede giderilebilecek.”

Gaziantep’te örnek uygulama

Enerjisa’nın dağıtım şirketlerinden Toroslar EDAŞ, elektrik dağıtımını üstlendiği altı kentten biri olan Gaziantep’te 2016 yaz döneminde ‘Akıllı Şehir’ örnek uygulamasına başladı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı ile koordineli olarak yürütülen ve ‘KRİTA’ (Akıllı Şehirlerde Kritik Altyapıların Yönetimi Projesi) adı verilen proje, yeni nesil enerji sistemlerinin tanıtılacağı bütüncül yapısıyla ‘Akıllı Şehir’ projeleri arasında öncü olacak. EPDK Ar-Ge fonuyla yürütülen ve 2018 Haziran’ında tamamlanması hedeflenen proje, 3.6 milyon TL’ye mal olacak. Proje kapsamında, 2014 yılında Uluslararası Park ve Rekreasyon Yönetim Federasyonu (IFPRA)

tarafından en özellikli park ilan edilen ve içinde kafe, restoran, oyun alanları ve tematik bölümler bulunan 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı’nda yeni nesil enerji sistemlerine ilişkin uygulamalar yapılacak. Bu uygulamalar, elektrik altyapısını iyileştirme ve yenileme çalışmaları, park alanında güneş enerjisi üretim sistemlerinin, enerji depolama pilot sisteminin ve elektrikli şarj altyapısı kurulumunu içerecek. Bu sistemlerin yanında park alanı içerisinde gürültü ve hareket sensörlerine sahip akıllı aydınlatma uygulaması da kullanıma sokulacak. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Enerji yönetimi, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji alanında birçok projeye

imza atan belediyemiz, yenilenebilir enerjide güneş, rüzgar ve biyogaz kaynaklarından enerji üretimi için projelerine hız verdi. ‘Akıllı Şehir Gaziantep’ projesi, kentimizi ileriye taşıyacak, bu konuda Türkiye’nin ve dünyanın diğer şehirlerine örnek olacak” dedi. Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Murat Pınar ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu projede icat çıkaran arkadaşlarımızla çalıştık, belediyemiz de bu projede yer aldı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da projeyi destekledi. Ar-Ge çalışmaları için ayrılan yıllık 8 milyon TL’lik bütçenin üçte biri ‘Akıllı Şehir Gaziantep Projesi’ için kullanılacak. Şebekemizin iyileştirilmesi için son teknolojinin kullanıldığı akıllı şebeke projelerimiz ile hizmet kalitesinde gelişmiş ülke standartlarını getirmeyi hedefliyoruz. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştireceğimiz, sektöre ve uluslararası çalışmalara örnek nitelik taşıyacak KRİTA projemiz ile bölge sakinlerine en yeni nesil enerji teknolojilerinin kullanım imkanı sunulacak.”


4

BThaber

E-TOPLUM

9 - 15 Ocak 2017

Yatırımların bu yıl sonuca ulaşması umut ediliyor

POS A.Ş. Genel Müdürü Feridun Yuğaç Türkiye, 1 Ocak 2018 itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile doğrudan bağlantıda olan yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara geçiş yapacak. Binlerce esnafı ilgilendiren bu değişim ile yaklaşık 1,8 milyon yazarkasanın yerini yeni nesil yazarkasalar alacak. Kullanıcılarına zaman ve maliyet avantajı sunacak yeni nesil yazarkasa yatırımı, kayıtdışı ekonomiyle mücadele açısından da önem taşıyor. Ancak yeni nesil yazarkasalara geçiş tarihinin bir kez daha ertelenmesi ise bu alanda yatırım yapan ödeme kaydedici cihaz sektörünün projelerinin yavaşlaması ve perakendecilerin yatırımlarını bekletmesi sonuçlarını doğuruyor. Zira 2015’te, yeni nesil yazarkasalara geçiş için son tarih olarak 1 Ocak

2017 açıklanmışken, 2016 yılı içerisinde bir yıl daha erteleme gelmişti. Yeni nesil yazarkasalar, sürekli GİB sunucusuna bağlı olmaları itibarıyla, yapılan tüm işlemlerin kayıt altına alınıp analiz edilmesini sağlıyor. Yeni nesil yazarkasaların tüketiciye avantajıysa, katma değerli uygulamaları destekleyecek dijital altyapılara sahip olmaları ve hedef kitleye odaklı pazarlama ve indirim gibi olanaklardan faydalanma imkânı sunmaları. Uygulamalarda istikrara ihtiyaç var POS A.Ş. Genel Müdürü Feridun Yuğaç, 2016’nın ilk altı ayında 13 bin yeni nesil yazarkasa kurulumunu gerçekleştirdiklerini belirterek, “Çeşitli nedenlerle yeni nesil yazarkasaya hemen geçmek durumunda olan müşteriler vardı. Bu işletmelerin yazarkasa dönüşümlerinin büyük çoğunluğunu ilk altı ayda tamamladık. Ancak 2016’nın ikinci yarısında erteleme kararı gelince, perakendeciler beklemeye geçti, cihaz üreticileri de bu erteleme ile yaptıkları yatırımlar ve ellerindeki stoklar nedeni ile zor duruma düştü” yorumunu yaptı. 2012’den beri sürecin içinde olduklarını, alınan kararların

ve yayınlanan talimatların birçok defa değiştirilmesinin ise tüm planlamaların yeniden yapılmasına yol açtığını belirten Feridun Yuğaç, şu yorumu yaptı: Bir erteleme daha olmamalı “Konuyla ilgili süreçlerde sürekli güncellemeler yapılması bizleri olumsuz etkiliyor. Belirlenen kriterlere göre çalışmalarımızı yapsak da, konuyla ilgili yeni değişikliklere karar veriliyor. Bu nedenle işi en baştan ele almak zorunda kalıyoruz. Değişim sürecinin 1 Ocak 2017’de resmen başlayacağı ifade edildiği için 45-50 bin adet makine hazırlattık. Dışarıdan bunların yedek parçaları alındı, sürece yönelik ekipleri kurduk, teknik serviste uzman bir kadro oluşturduk, istihdam yarattık. Yeni nesil yazarkasalara geçiş sürecinin sürekli ertelenmesi yatırımı da azalttı. Perakendeci bu belirsizlik nedeniyle hemen yatırıma geçmek istemiyor. Ödeme zorluğu da ekonominin genelini etkiliyor. 2017’de GİB’in bir erteleme daha getirmeyeceğine yönelik beklentilerimiz var. Bu konuda Başkanlığımızla görüşmeler yapacağız. Takvim belirli bir düzende netleşir ve resmileşirse iyi bir yıl geçireceğimizi düşünüyorum.”

Yerli yazılım sektöründe potansiyel büyük

Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder Yazılım sektörü, 2016 yılındaki tüm olumsuzluklara rağmen büyüme hızını kesmedi. ERP ve paket programların yanında, e-Dönüşüm uygulamaları

da yazılım sektörünü atağa geçirdi. Yazılım sektöründe ekonomideki büyümenin üstünde büyümenin devam edeceği beklentisini dile getiren Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, “Tüm sektörlere kaldıraç etkisini yapan yazılım sektörü, bugünün ve geleceğin sektörü. 2017 yılındaki ticari yazılımların payının 6 milyar TL’yi geçeceğini öngörüyoruz. E-dönüşüm odaklı hizmet veren 60 özel entegratör şirket ile ERP yazılımı yapan ve paket programı satan yaklaşık bine yakın firma, bu pastadan pay alacak” beklentisini dile getirdi. Önder, beklentilerini şöyle anlattı:

“Kamu; milli yazılım konusunda arama konferansları yaparak, yetenekli firmaları ve ekosistemleri tespit ediyor. Devlet kurumları ve özel sektör tercihini bu yönde kullanırsa, yerli yazılım sektörü bir basamak daha yukarıya çıkacak ve gelecek dönemde yerli yazılım şirketlerini daha fazla uluslararası arenaya taşıyacak. Biz de Web ERP, Cloud ERP, Mobil ERP konularında sektörümüze liderlik etmeyi sürdürüyoruz. 2016 yılında yüzde 25 büyüdük. 2017 yılında da en az yüzde 25 büyüme hedefliyoruz. Uyumsoft ERP ise 10’dan fazla ülkede kullanılıyor.”

Başkanın Gözüyle Terör için çözüm de bilişimde Yeni yılın ilk saatleri ve hemen akabinde akşamında iki terör saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Bu yazı gazetemizde yayımlandığında umarım başka terör haberleri duymamış oluruz. Sn. Başbakan ve iki önemli Bakanı , İstanbul Valisi ve BTK Kurul Başkanımız Bilişim Zirvesi’16 için İstanbul’da bizlerleydi. Kendileri ile sabah çayımızı yudumlarken az da olsa sohbet şansı oldu. Fakat sabahın erken saatlerinde başlayan etkinlik telaşı ve koruma polislerinin ortama verdiği yüksek gerilim nedeniyle bu belki de ülkenin en önemli insanlarına istediğim mesajları yeteri kadar iletemedim. Birçoğunu benden daha iyi bildiklerine eminim ama BThaber Gazetesi’nin bu tür önemli insanlara gittiğini ve okunduğu bilerek mesajımı buradan yazmak istiyorum. Sayın Büyüklerim, terör karşısında durabilmenin en etkin çözümü bilişimde yatmaktadır. Milli birlik ve beraberlik ne kadar önemliyse, bilişim de bu konuda aynı önemdedir. Neden mi? Açıklamaya çalışayım. Yeni teknolojiler yüz okuma tekniği sayesinde artık sokakta yürüyen kişilerin kimliğini tespit edebilmektedirler. Hatta kişinin üzerinde varsa tehlikeli yük de tespit edilebilmektedir. Önceden belirlenen bir alana bir eşya bırakıldığında veya mevcut bir eşyanın alınması da anlaşılmakta olup, bir sokağa yabancı ya da davranışları garip biri girdiğinde de uyarı sistemleri çalışmaktadır. Elbette emniyet güçlerinin önemi ve gerekliliği ortadadır ama onlarca emniyet görevlisinin takip etmekte zorlanabileceği bir davranış akıllı kameralarla çok hızlı ve kolay tespit edilebildiği düşünülünce yatırımın görece daha fazla teknolojiye yapılması aşikardır. İletişimin denetlenmesi, adli bilişim - forensic, veri kurtarma ve siber güvenliğin önemini burada tekrar etmeye gerek yok. 2000’li yılların başında siber saldırılar elektrik santrallerini susturabilir, nükleer santralleri patlatabilir diyordum. İran’a nükleer santral siber saldırısı çoktan gerçekleşti. Dünya’nın her yerinde elektrik santrallerine saldırılar devam ediyor. Son zamanlarda devletin ve özellikle BTK’nın konuya verdiği önemi görmemek mümkün değil ama ne kadar yeterli bilemiyorum. Bilişimde ne kadar güçlü iseniz bütün bu terör ve siber saldırılardan uzak kalırsınız. İki konu daha var gündemimde. İlki, USOM ekipleri oluşturulurken üniversite mezunu olma şartı kaldırılması. Üniversite eğitimi mesleki çok şey öğretmeyebilir ama ciddi bir beyin jimnastiğidir, kendini iyi geliştirmiş kişileri ayrı tutarsak bu jimnastikten yoksun olup yani üniversite eğitimi almadan dünya görüşü kazanmak zor bir süreçtir. Böylesi bir konuda bu kararı beğenmedim. Diğer bir yandan, ben uzun zamandır markaların etkinliklerinin ve bayi toplantılarının genel etkinliklerden farklı olduğunu, sektöre faydanın Bilişim Zirvesi ve Bilişim Kurultayı gibi genel katılımlarla sağlanabileceğini söylüyorum. Bu duruşuma destek beklerken, devlet kurumu görünümlü özel bir Ankara Ar-Ge firması kendi etkinliklerini yapmaya başladı. Anadolu’yu dolaşıyor, Ar-Ge çalışmalarını anlatıyor. Ben bu çalışmanın bu güzide ve çok değerli şirketin kendi stratejisi olduğunu sanmıyorum. Çünkü onlar benden daha iyi biliyorlardır ki, kendi yaptıkları etkinliklere yine kendi ekosistemlerinden katılımcı gelir, tabana inemez, sektöre seslenemez. Aynı PARDUS’un bir türlü yaygınlaşamaması gibi pasif kalır, elcümle sektörün desteği alınmadan arpa boyu yol alınamaz. Bu fakiri dinlesinler, yol yakınken dönsünler, bu konuların tabana sunulabileceği etkinlerde yer alsınlar. Etkinlik kalitesi katılımcı niceliği ile değil niteliği ile ölçülür. Mutlu ve güvenli günler dilerim

Murat Göçe

m uratg o ce @ b thab e rs i rke tle ri .co m


NetApp’ın flaş teknolojisi Sabiha Gökçen’i uçuruyor Yaklaşık 30 milyon kişiyi dünyanın birçok bölgesine ulaştıran İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, NetApp’ın flaş teknolojisini temel alan depolama çözümlerini kullanarak hızına hız katıyor. Stratejik konumu, fonksiyonel mimarisi, ulaşım olanakları ve yolcu dostu kullanım alanlarıyla Türkiye’yi dünyaya bağlayan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, verilerinin depolanması ve yönetimini daha da hızlandırmak için NetApp’ın yüksek performanslı flaş teknolojisini tercih etti. Hizmete girdiği 2001 yılında yaklaşık 47 bin kişiyi yurtiçine ve yurtdışına yolcu eden Sabiha Gökçen Havalimanı, 2016 yılında yaklaşık 30 milyon kişiyi ağırlamaya hazırlanan büyük bir yapıya dönüştü. Ortaya çıkan bu iş yükünün yarattığı devasa verinin depolanması ve iş sürecinin kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi için çok daha güçlü ve hızlı bir depolama altyapısına ihtiyaç duyuldu. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Yat. Yap. ve İşl. A.Ş. (İSG) bu ihtiyacını karşılamak için veri depolama, yedekleme ve yönetimi alanında dünyanın lider şirketlerinden NetApp’ın All Flash FAS ürün ailesi içerisinde yer alan AFF 8040 Metro Cluster çözümünü kullanmaya başladı.

NetApp’ın hayata geçirdiği proje ile ilgili değerlendirmede bulunan İSG IT Direktörü Gürkan Altıner, “Yaptığımız işin bir gereği olarak 7x24 sürdürülebilir bir sürece sahip olmamız gerekiyor. Bu sürdürülebilirliği sağlamak için ürünlerinin kaliteli olması ve daha az desteğe ihtiyaç duyması nedeniyle NetApp’ı tercih ettik. Kurduğumuz yeni sistem sayesinde verilerimizi her açıdan kontrol edebiliyor ve böylece kesintisiz hizmeti mümkün hale getiriyoruz. Yaptığımız iş en küçük bir gecikmeyi bile tolere edebilecek bir iş değil. Sistemin flaş tabanlı olması nedeniyle hızlı tepki alıyoruz. Bu da iş süreçlerimizde en küçük bir gecikmenin dahi yaşanmasının önüne geçmemizi sağlıyor. Büyümemizin getirdiği veri artışı devam ettikçe NetApp ile çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kurdukları sistem ile ilgili konuşan NetApp Türkiye Kanal Takım Lideri Agah Murat Arkalı ise şunları söyledi: “Veri miktarı arttıkça flaş ile optimize edilmiş, ölçeklenebilir ve tamamlanmış zengin verilere sahip platformlar, kurumsal depolama alanında hayati bir rol oynuyor. Kurumlar, flaş kullanmanın toplam sahip olma maliyeti ile ilgili sunduğu avantajdan faydalanırken aynı zamanda karma iş yükü yoğunluğunu en uygun şekilde kontrol edebilen bir altyapıya kavuşuyor. Yüksek flaş optimizasyonu yapılmış güçlü portföyümüz ile Türkiye’nin en önemli havalimanlarından biri olan Sabiha Gökçen’in gücüne güç, hızına hız katmış olmaktan gurur duyuyoruz.”

advertorial

NetApp’ın bu yeni çözümü sayesinde birinci sınıf performans ile endüstrinin en iyi veri yönetimi tek bir çözümde bir araya getirildi. All-flash depolama teknolojisi ile sunucu verimliliği arttırılarak iş süreçleri ciddi şekilde hızlandırıldı. Eskiyen verileri kusursuz bir şekilde flaş üzerinden diske taşıyabilme kapasitesine de kavuşan havalimanı yatırım karlılığını da arttırmış oldu. Ayrıca ürün ile birlikte gelen Flash Bundle paketi sayesinde operasyonel maliyetler de düştü. All Flash FAS sistemlerinde kullanılan Flash Bundle paketindeki yazılımlar, ihtiyaç duyulan düşük toplam sahip olma maliyeti ile verilerin yönetilmesini sağlayan performans ve kapasiteye sahip esnek bir ortamı sunuyor. Flaş teknolojisi ile bir araya gelen yazılımlar, depolamada gerekli olan hızları karşılamak için güçlü bir yaklaşım ortaya koyarken bu yolda performans ve verimliliğin önündeki engelleri de ortadan kaldırıyor.


6

BThaber

E-TOPLUM

9 - 15 Ocak 2017

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Yılın kitabı: Sevgili Veri

Hızımız 4.0’a yetecek mi? İnternet hızını dünya çapında ölçen Ookla/SpeedTest’e göre Türkiye’nin 2016 ortalama hızları: Sabit genişbantta ortalama indirme 14.51 Mb. Bu hızla dünyada 81’inci sıradayız. Sabit yüklemede 4.04 Mb. Bu hızla dünyada 110’uncu sıradayız. Mobil indirmede 31.01 Mb. Dünyada 16’ıncıyız. Mobil yüklemede 3.40 Mb. Dünyada 9’uncu sıradayız. *ABD’deki durum: Sabit genişbantta ortalama indirme 54.97 Mb. Yükleme 18.88 Mb Mobilde indirme 19.61 Mb. Yükleme 7.94 Mb. SpeedTest, bütün ülkeleri sıralayan bir liste sunmuyor. ** Akamai’nin 2016 Üçüncü Çeyrek Raporu’nda Türkiye’nin durumu: IPv6 kullanımı listesinde 263 ülke içinde 0.0% ile 90’ıncı sıradayız. Sırbistan’la Ermenistan arasında. Birinci sıradaki Belçika’da kullanım oranı % 50.3. İkinci sırada Yunanistan % 30. Üçüncü İsviçre % 29.6. Dördüncü Almanya % 25.1. Beşinci

ABD % 24.3 diye gidiyor. IPv6 kullanmaya başlayan bu ülkeler Sanayi 4.0 ve IoT uygulamalarında şimdiden avantajlı durumdalar. YASAD Başkanı Doğan Ufuk Güneş: “IPv6’ya geçtiğimiz bugün sonsuz sayıda cihazı internete bağlayabilir hale geliyorsunuz. IoT değil, IoE (internet of everything) dönemindeyiz. Bilgi ekonomisini ve girişimcilik ekosistemini iyi anlamamız lazım. Türkiye’nin çıkış yakalayacağı bir alan varsa bu, yazılımdır. Kesinlikle yazılımın stratejik sektör olarak kabul edilmesi, eğitim sisteminin yazılıma göre güncellenmesi ve çerçevenin buna göre düzenlenmesi lazım. Liselerde, melsek liselerinde bu dönüşümü yapamazsak vallhi de billahi de bin yıllık bir treni kaçıracağız.” (29.04.16)

New York’ta yaşayan İtalyan tasarımcı Giorgio Lupi ile Londra’da yaşayan Amerikalı Stefanie Posavec, 52 hafta (bir yıl) boyunca birbirlerine posta kartı postaladılar. Bir an için burada duralım: Ne yaptılar, ne yaptılar? Birbirlerine posta kartı postaladılar. (“Bizim” burada olağan soru: Hala posta kartı var mı? Posta var mı?) Bu iki hanımın yaptığı, bir veri/ bilgi tasarımı projesiydi aslında. Verinin milisaniyede dünyayı dolaştığı bir düzende, birbiriyle “kaplumbağa postası” ile yavaş veri ilişkisi kurmak. (Aslında ona kaplumbağa demezler, sümüklüböcek derler, ama “bizde” yarattığı olumsuz duygu nedeniyle öbürünün adını verdim). Ne işe yaradı bu postalaşma? Kendilerini “enformasyon tasarımcısı” olarak tanımlayan bu grafik sanatçılar, gündelik yaşamlarını birbirlerine elle

Trafik levhası geyik Norveç’in ormanlık dağ yollarında, araçların önüne çıkıveren geyikler yüzünden trafik kazalarının fazla olduğu bir bölgeye dev bir geyik heykeli dikildi. 10 metre yükseklikte paslanmaz çelikten heykel, pırıl cilalandığı için ayna gibi parlıyor. Sürücülerin dikkatini, yola çıkabilecek geyiklere çekmek için yenilikçi bir sanat eseri. Norveç’te bir trafik sorunu yok. Zaten nüfus az. Hele kırsal kesim ıssız. Ama başkent Oslo’yu, kuzeydeki önemli liman Trondheim’a bağlayan yol işlek. Geyik kazaları da bu yoldaki ormanlık bir bölgede yoğun. Ülkenin doğasını korumak,

zerre zarar vermemek ise ulusal bir bilinç. Geyiği bol StorElgen’de sürücülerin dikkatini çekmek için bu heykeli Norveç’li tasarımcı Linda Bakke yaptı. İnşaat, ülkenin yapı sihirbazı Snøhetta’nın eseri. Bir dev geyik heykeli de Kanada’nın kuş uçmaz kervan geçmez Saskatchewan eyaletinde, “Geyik Çenesi” (Moose Jaw) kasabasında, turistik amaçlı yapılmıştı. Fiberglas heykelin yüksekliği 9 metre 80 santimdi. Norveç’li geyik, ondan 20 santim daha boylu oldu: Bir dünya rekoru! Üstelik, laf olsun diye değil, bir toplumsal sorumluluk duygusuyla.

ABD’de bir milli parkta da, orman yangınlarına karşı duyarlılığı artırmak için “ormancı” kılığında bir ayı heykeli var. Çizgi roman karakteri gibi resmedilmiş. Paçasından iki yavrusu çekiştiriyor. Minnesota eyaletinde International Falls’daki 9 metrelik heykelin adı Smokey, “boz ayı” demek. Ama “yangın dumanı” sözcüğünü de fonetik olarak çağrıştırıyor. Çanakkale’deki Truva Atı’mız ise 12.5 metre yüksekliğiyle bu üçüne de tepeden bakar. Ustası Çanakkaleli Ahmet Karadeniz, Kaz Dağları‘ndan 25 metreküp çam ağacı getirerek bu heykeli 1975’te yapmıştı.

çizdikleri semboller, şekiller, renklerle anlattılar. Ortaya çıkan 104 kart ve öyküsü o kadar ilgi çekti ki Londra’da çağdaş sanat sergileriyle tanınan Somerset House ve daha sonra Bilim Müzesi’nde sergilendi. 2015 ve 16’da iki önemli tasarım ödülü kazandı. Princeton Üniversitesi Mimarlık Yayınevi ve Penguin, kitap olarak basmaya karar verdi. Ortaya “Sevgili Veri” çıktı 300 sayfa. Sanki bir çocuk kitabı kadar renkli, basit çizgili, hiç de ciddi bir konu içermiyormuş gibi görünen tasarımıyla bu A4 boyutundaki kitap, içeriği nedeniyle New York’taki Museum of Modern Art (MoMA) tarafından kalıcı olarak sergilenmeye layık bulundu. Kitap, MoMA’ya alındı! Bu başarı öyküsü bize ne diyor? Veri analizi denilince akla sadece dijitalleşme mi

gelmesi gerek? Oysa veri/bilgi analizi analog da olabilir... di, ama artık analog “herşey” demode! (Aslında, bize öyle geliyor). Benzer bir başka analog başarı daha var, güncel: Siz bunları okurken 8 Ocak’ta Altın Küre Ödülleri verilmiş olacak. “La La Land” (Aşıklar Şehri) 7 dalda aday gösterilmişti. En iyi aktör Ryan Gosling, en iyi aktris Emma Stone, en iyi senaryo ve en iyi yönetmende Damien Chazelle, en özgün müzik, en özgün şarkı (City of Stars). Film, bütün canlılığı bir yana, çok çok “renkliydi.” Yani perdeden renk fışkırıyordu. Neden? Meğerse analog çekilmiş (artık “kullanılmayan” CinemaScope tekniğiyle). Dijital dijitalleşme diji diye sayıkladığımız şu dönemde, yaratıcı bir yönetmen, filmini dijital değil sinemaskop çekince aniden fark yaratabiliyor. Oscar’a giden yolda Altın Küre.


PA-100

Windows CE El Terminali

BİLKUR ARGOX BARKOD ÜRÜNLERİ TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜDÜR. Bilkur Bilgisayar San. ve Tic. Ltd. Şti.

Fulya Mah. Öztürk Sok. Akabe Ticaret Merkezi No:1B Şişli/İSTANBUL Tel: +90 212 212 6014 - Faks: +90 212 275 1582 bilkur@bilkur.com.tr


8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

9 - 15 Ocak 2017

Farkındalık geliştikçe, çeşitlilik de artacak Aksoy Bilişim, mobil cihaz aksesuarlarında küresel bazda önde gelen Handan Aybars markalarını 2009 yılından beri Türkiye’ye taşıyor. Halen 20’yi aşkın markanın Türkiye distribütörlüğünü üstlendiklerini, bunlar içinde İtalyan SBS’nin de yer aldığını belirten Aksoy Bilişim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Aksoy, tüm mobil cihazlar ve tabletler için geliştirilen yüzlerce farklı aksesuarın ülke genelinde bin noktaya dağıtımını yaptıklarını vurguladı. “Aksoy Show Mobile” aracının da Türkiye’deki satış noktalarını dolaşıp bayilere yeni ürünleri tanıttığını söyleyen Osman Aksoy’a göre, Türkiye pazarında aksesuar farkındalığı henüz emekleme aşamasında. Bu konuda bayilerin bilgilenmesi, beraberinde tüketici bilincinin gelişmesi ise her türlü mobil cihaz için Türkiye’yi benzersiz bir pazar haline getirecek. Aksoy ile hedeflerini ve stratejilerini konuştuk: SBS ile işbirliği nasıl gelişti? Hedefim; tablet ve cep telefonu için aksesuarları ithal etmek, söz konusu markaların distribütörlüğüne sahip olmaktı. Farklı olanı, belki biraz daha pahalısını hedefledik ve ilk adımı da cep telefonuna bağlı ahizeler ile attım. Bunlar benim ilk bulduğum ve Türkiye’ye getirdiğim üründü ve 1 yıl içinde 150 bin adedi aşkın satış yaptık ve pazarda belli bir noktaya geldik. Çalıştığımız müşteriler de ‘şu markalardan şu fiyat aralığında şu tarz ürünleri getir’ önerilerini yapmaya başladılar. Satışta farklı yöntemler uyguluyor,

Aksoy Bilişim; küresel bazda önde gelen mobil aksesuar markalarının Türkiye distribütörlüğü ile pazarda sahte ürünlerin hakimiyetini en aza indirmeyi hedefliyor.

Aksoy Bilişim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Aksoy süreci bir zincir olarak ele alıyoruz. Bizim üzerimizdeki bayinin, yani alıcının, sonrasında satıcının, sonuçta da müşterinin mutlu olması lazım. Araştırdık ve bu işlerin de artık moda sektörünün değişim hızına benzer bir yapıya kavuşması ışığında, bu strateji ile üretim yapan İtalyan SBS firması ile görüştük, Türkiye distribütörlüğünü aldık. SBS’nin özelliği nedir? Fiyat yapısı orta segmentteki

birçok marka ile aynı, ama kalitesi çok daha yüksek olan bir marka. Şirket, İtalya’daki deposunda birçok ürünün stoğunu bulunduruyor ve bu da büyük bir üretim kapasitesi ve güç demek. Türkiye distribütörlüğünü aldığımız SBS, Avrupa’da en hızlı büyüyen markalardan biri. Hedefimiz; Türkiye’de cep telefonu satılan tüm noktalarda SBS markasını müşterilerle buluşturmak ve bunu operatör bağımsız yapmak.

Ekonomiye ilaç sağlık yatırımları olacak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, tıbbi cihaz üreticilerine "Bugüne kadar görülmemiş bir teşvik olacak" müjdesini verdi. Dr. Hakkı Gürsöz, 678 sayılı KHK kapsamında çıkacak olan Tıbbi Cihaz Üretiminde Yatırım Teşviğine ilişkin Uygulama

Yönetmeliği odaklı şu bilgileri verdi: “Türkiye'de teknoloji tabanlı ve inovasyon bakış açısına sahip yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcıya sesleniyoruz. Uygulama yönetmeliğini çıkarırken, her bir girişimci sanayici ile ayrı ayrı görüşeceğiz. Çünkü amacımız

ihtiyaca uygun ve esnek, terzi işi, faydalı bir destek yaratmak. Teşviğin verilmesini müteakip, bizim de girişimciden Ar-Ge'ye yüzde 3 pay ayırması ve ihracat yapması yönünde taleplerimiz olacak. Ancak bu şekilde kamu ve özel sektörün anlamlı bir işbirliği olur ve ekonomiye bir dinamik kazandırırız."

İtalyan şirketin Türkiye pazarından beklentileri neler? 2016 yılı başından beri en çok yatırım yaptıkları ülke Türkiye. Daha uygun maliyetli ve kâr marjlı ürünleri Türkiye pazarına sunup, yani satan kişi olan operatör bayilerine kazandırmak ise öncelikleri. Bayiler için öncelik; operatör bayileri arasında en çok kazancı getiren olmaktır ve bu mantık Avrupa’da yoktur. Ama Türkiye yapısı ile bunu biraz olsun Avrupa’ya öğrettik. Bu nedenle gelin ben marjımı düşüreyim, uzun vadede kazanç hedefimizi sağlam yapalım, bayilerimizi doyuralım, onlar müşterilerine daha kaliteli ürün satsın. Tüm operatörlerin bayilerinin ürün ve hizmet kalitesi standardı, müşteri odaklılık bu noktada önem kazanıyor.

Satışlarınızda ağırlık hangi bölgelerde? Türkiye çapı diyelim, ama yaz döneminde odağımız biraz Marmara bölgesinden çıkıyor ve yazlık bölgelere yöneliyor. Küresel sipariş ağımızı da mevsime göre böyle değişikliğe tabi tutmaya önem veriyoruz. Mobil cihaz üreticileri kendi aksesuarlarını üretip tüketiciye sunuyor zaten. Samsung’un küreselde bazı markaları var ve bunlar Samsung Mobile Accessories Partnership Program (SMAPP) olarak geçiyor. SMAPP bünyesindeki markaların da Türkiye distribütörlüğünü aldık ve böylece Samsung Türkiye ile çalışmaya başladık. Samsung Türkiye’nin birçok mağazasına bu ürünlerin tedariğini gerçekleştiriyoruz.

Kanal yapınızda kimler var? Operatörlerin bayileri, zincir teknoloji marketleri, teknoloji harici hipermarketler, operatör bayileri, ufak bilgisayar mağazaları diyebiliriz. En çok para harcanan teknoloji başlığı artık cep telefonu ve bilgisayar mağazaları da ürün çeşitliliği sağlamak için bu ürünlere ilgi gösteriyor. Cep telefonu aksesuarlarında kâr fırsatı yüksek ve bu nedenle birçok farklı bayi yapısı da aksesuar satmaya başladı. Benzin istasyonlarındaki marketler bunun bir örneği.

Satış yapınız nasıl şekilleniyor? Farklı bir yapı ile yol almak ve bayiye farklı bir servis verebilmek için mobil bir showroom yaptım, bunun için bir kamyonet aldım ve “Aksoy Show Mobile” hayata geçti. Bayiyi showroom içine aldığımız zaman, içerdeki satış yetkilisi arkadaşımız elindeki barkod okuyucu ile bayinin askılarda görebileceği ürünler arasından siparişlerini alıyor, kurduğumuz akıllı sistemle aynı anda sipariş bizim depomuza geliyor ve saat 17:00’ye kadar olan siparişler aynı gün çıkıp ertesi gün teslim ediliyor. Ürünleri alıp bunun mağaza konseptinde askıda nasıl duracağını göstererek bayinin daha çok hayal kurabilmesini sağlıyorum. Perakende sektöründe doğru ürün konumlandırma önemli. Bağlantılı dünya da size farklı seçenekleri hayata geçirme imkanı sunuyor.

TİTCK Tıbbi Cihaz ve Kozmetik Ürünler Başkan Yardımcısı Dr. Ali Sait Septioğlu da mevzuattaki düzenlemelerle sektörün ve ekonominin gelişmesini amaçladıklarını ifade etti. TİTCK İlaç Kurumu Şube Müdürü İsmail Başyayla ise uygulama yönetmeliği başta olmak üzere mevzuatla sağlık yatırımlarını artırmayı kolaylaştırmak için çalıştıklarını vurguladı.

Teşvikle ilgili olarak Opak Lens Yönetim Kurulu Başkanı Erol Harbi de, "Teşvik kapsamında kalkınmada öncelikli illerimizden birinde gözlük camı, lens ve solüsyonlarına ilişkin üretim yatırımı yapacak, bu üretimi de Türk Cumhuriyetleri, Avrupa, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerine satacak altyapı ve kurumsal kapasiteye sahibiz" bilgisini verdi.



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

9 - 15 Ocak 2017

Yazılımda hedef, potansiyeli giderek büyüyen İran pazarı Haber Merkezi Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (Turkish Electro Technology-TET), yazılım ve bilişim sektöründe yatırım görüşmeleri yapmak, kalkan ambargo ile küresel ekonomide etkinliğini ve hacmini artıran İran’a ihracat yapmak için yazılım ve bilişim alanında faaliyet gösteren TET üyesi 12 firmayla Tahran’ı ziyaret etti. Aralık ayında Pardis Teknopark’ta düzenlenen iş forumuna katılan heyet, kamu ve özel sektörden İranlı yetkililerin katılımıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi.

TET Yönetim Kurulu Üyesi, Bilişim Yazılım İhracat Komisyonu Başkanı Selahattin Esim

Ayrıca İran bilişim sektörü temsilcileri ve müşteri firmalar ile B2B görüşmeleri gerçekleştirildi. Orta vadede İstanbul’un bilişim sektöründe ticaret ve inovasyon merkezi olacağı beklentisini dile getiren TET Yönetim Kurulu Üyesi, Bilişim– Yazılım İhracat Komisyonu Başkanı Selahattin Esim, yazılım ve bilişim sektöründe 2023 ihracat hedeflerine ulaşabilmek için İran’ın öneminin büyük olduğunu vurguladı. İran ziyaretinde öncelikli amaçlarının; hafifleyen ambargo şartları sonrası hızla

büyüyen İran ekonomisinde bilişim sektörüne yönelik oluşan talebin Türk yazılım ve bilişim şirketleri tarafından karşılanması olduğunu ifade eden Esim, beklentilerini şöyle dile getirdi: “Bu ziyaretimizde uzun soluklu işbirlikleri gerçekleştirebileceğimizi gördük. Tüm dünyanın olduğu bir pazar yerinde Türk bilişim sektörünün de olması gerektiğini düşünerek bu heyeti gerçekleştirdik. Birçok firmamız ısrarla bu heyete katılmaları gerektiğini vurgulamamıza rağmen, olumlu geri dönüş yapmadılar. İran’da Türklere

karşı inanılmaz bir sevgi ve saygı var. Firmalarımız görüşme rekoru kırarak, bu ülkeye gelmekle ne kadar doğru bir adım attığımızı teyit etti. Orta vadede öngördüğümüz bilişim sektöründe İstanbul’un inovasyon merkezi olmasını ve İran’ın son yıllarda hızla büyüyen ekonomisini ve bilişim sektöründe pazar potansiyeline sahip olmasını aynı paydada birleştirerek, İran’da kamu ve özel sektördeki BT ihtiyaçlarına çözüm ortağı olacağız. Yapılan iş bağlantılarının firmalarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Tehditler kat be kat büyüyor! Yeni nesil tehditlerle mücadelede ağ ve uç nokta güvenliğine yönelik çözümler sunan Sophos’un güvenlik uzmanları, yeni yılda yeni nesil tehditlerin oluşturduğu ekosisteme ışık tutarken, bu tehditlerden korunmak için uygulanabilecek yöntemler konusunda tavsiyelerde de bulundu. Sophos uzmanlarına göre günümüzün en yaygın ve ciddiye alınması gereken tehditleri şöyle sıralanıyor: • Merkezi internet altyapısının zaafları ortaya çıkacak: İnternetin kurulduğu ilk yıllarda temelini oluşturan ve artık internetle tamamen bütünleştiği için değiştirilmesi neredeyse imkansız olan çok sayıda yaşlanmış protokole ihtiyaç duyuyor. Bu protokollere yapılacak bir saldırı internetin önemli bir kısmını devre dışı bırakma riskini beraberinde getiriyor. Önümüzdeki dönemde temel internet altyapısını hedef alan benzer saldırıların çeşitlenmesi ve yaygınlaşması bekleniyor. • Nesnelerin internetine bağlı cihazları kullanan tehditler yaygınlaşacak: Önümüzdeki dönemde siber saldırganların internete bağlı nesneleri, yazılımlarının sık

güncellenmemesi ve potansiyel güvenlik açıklarının daha anlaşılır olmasından dolayı daha yoğun bir şekilde hedefleyeceği düşünülüyor. • Sistem açıkları odağı, yerini hedeflenmiş sosyal saldırılara bırakacak: Siber saldırganlar sadece sistemlerin değil, insanların da zayıf yönlerini bulmakta başarılı. Kullanıcıyı merak ve paniğe sürükleyerek alelacele sistem açığına neden olacak davranışlara sevk etmek en sık görülen yöntemler arasında. Yeni dönemde bu yöntemlerin başarısını artıracak yeni taktiklerin ortaya çıkması bekleniyor. • Finansal servisler yine temel hedef: Phishing (oltalama), whaling (balina avcılığı) gibi zahmeti az, getirisi çok olan saldırı teknikleri yaygınlaşmaya devam

edecek. Bunun yanı sıra Şubat ayında Bangladeş Merkez Bankası’nın SWIFT sistemlerine yapılan saldırı ve 81 milyon dolarlık vurgun sadece kişisel veya kurumsal hesapların değil, bankacılığın temelini oluşturan sistemlerin de hedef alınmaya başladığını gösteriyor. • Fidye yazılımları gelişecek ve çeşitlenecek: Fidye yazılımlarının eline düşüp fidye ödeyerek kurtulan kullanıcılar, aynı yazılımın bir süre sonra sistemlerini tekrar esir aldığına ve yeniden fidye istediğine dair şikayetlerde bulunuyorlar. Bir diğer yeni nesil fidye yazılımı, sisteme bulaşan fidye yazılımını iki kişiye daha bulaştırmanız ve bulaştırdığınız kişilerin fidye ödemesi karşılığında dosyalarınızı bedava kurtarmayı vaat ederek çaresizliğinizi saadet zinciri benzeri bir yapı kurmak için kullanıyor. • Reklamlar siber tehditleri yaygınlaştıracak: Çevrimiçi reklamlar ve reklam ağları üzerinden zararlı yazılım dağıtımına aracılık edilmesine ‘Malvertising’ deniliyor.

2016, bu tarz tehditlerin arttığı bir yıl oldu. En yaygın örnek ise tıklama sahteciliği, yani herhangi bir tüketici

ilgisine dönüşmemesine rağmen reklama tıklanmış gibi gösteren ve reklamverenden para alan yapılar.

Çeşİtlenen rİsklere karşı önlemler •

Katmanlı güvenlikten entegre güvenliğe geçin: Tüm bileşenlerin uyum içinde çalıştığı yeni nesil entegre güvenlik yapısına yönelmek ideal bir çözüm. Bu sayede, örneğin uç nokta güvenliğinin devrede olmadığı durumlarda, ağ güvenliği üzerinden olası bir tehdidin önüne geçebilirsiniz. Yeni nesil güvenlik çözümlerinden yardım alın: Fidye yazılımlarının yaygınlaşması ve tehditlerin çeşitlenmesi, uç nokta güvenliğini her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Bu noktada Sophos Intercept X gibi yeni nesil güvenlik çözümlerini değerlendirebilirsiniz. Güvenliğinizi ‘risk tabanlı’ olarak önceliklendirin: Hangi sistemlerin değerli ve risk altında olduğunu tespit ederek, önceliklerinizi buna göre belirleyin. Bunu yaparken, risklerin hızla değiştiğini bilerek, bu riskleri hızla algılayacak ve buna göre önlem alacak pratik araçlara öncelik verin. Temel ve tekrarlayan

süreçlerinizi otomatiğe bağlayın: Sürekli benzer raporları hazırlamakla ve birbirinin aynısı güvenlik yönergelerini takip etmekle zaman harcamayın. Bu tür süreçleri otomatiğe bağlayın ve zamanınızı daha önemli, daha verimli işler için harcayın. Sosyal saldırılara karşı hazırlıklı ve tecrübeli bir ekip oluşturun: Kullanıcılarınızı siber güvenlik konusunda bilinçlendirmeye önem verin ve her grubu, karşılaşabilecekleri riskler konusunda bilgilendirin. Bu bilgileri daima güncel tutmayı da unutmayın. Savunma amaçlı koordinasyonunuzu geliştirin: Bir saldırı durumunda, organizasyonunuz sistem yöneticinizden kullanıcılarınıza kadar koordineli bir şekilde saldırıya karşılık verebilmeli ve ekiplerinizle işbirliğinde bulunabilmeli, hatta geniş ölçekli saldırılarda gerekirse diğer kurumlarla ve devletle de koordine olmaya hazır olmalı.


11 BThaber

DOSYA

KURUMSAL İK 4.0

9 - 15 Ocak 2017 www.bthaber.com

İK yönetimini yeniden tanımlanmanın

zamanı geldi Handan Aybars

Endüstri 4.0 ile birlikte bilişim teknolojileri tüm iş süreçlerinde yerini alıyor ve İK’nın bunun dışında kalması da beklenemez. Çünkü bu yeni devrim; kurumlarda tüm çalışan ve yöneticileri, doğal olarak istihdam politikalarını yakından ilgilendiriyor. Bu gelişimin yol haritasında temel

adres ise İK birimi. Endüstri 4.0 sürecinde şirketlerin tüm çalışanlarının bu sürece hazırlanmalarına yardımcı olmayı hedefleyen dosyamızda İK’nın sorumluluklarını, atması gereken adımları ve unutması gereken, bugünler için ‘demode’ hale gelen başlıkları ele aldık.


12

DOSYA

BThaber

kurumsal ik 4.0

9 - 15 Ocak 2017

İnsan kaynakları birimlerindeki öncelikli değişimler Endüstri 4.0, tüm sektörlerde üretimde dağıtıma, pazarlamadan satışa tüm adımları değiştirdiği gibi, kurum içi yapılanmalarda da köklü yenilikleri beraberinde getiriyor. Bu yeniliklerin merkezinde ise kaçınılmaz olarak insan kaynakları departmanları var. Konuyla ilgili yapılan birçok araştırma da İK birimindeki değişimi ve teknolojik eğilimlerin ağırlığının arttığını ortaya koyuyor. Endüstri 4.0 ile gücünü hissettirecek Z kuşağı da cabası. Bu açıdan baktığımızda, İK birimindeki öncelikli değişim ‘tüketicileşmeyi İK’ya yansıtabilmek’, yani çalışanın evinde sahip olduklarına ofiste de sahip olma eğilimi olarak öne çıkıyor. Çünkü evde kişisel cihazlar internete bağlı ama iş ortamında hala idealden uzak bir yapı var. En azından çalışanların şikayetleri bu ve zaten bu nedenle işyerinde mutsuz çalışan sayısı pek yüksek. İşte bu nedenle İK biriminin, çalışan deneyimini geliştirmek için sürekli Ar-Ge yapması da şart. ‘Maaş kapısı’ algısından kurtulmak gerek İkinci unsur, performans yönetim döngüsünü yeniden inşa etmek. Konuyla ilgili araştırmalar, bu konuda şirketlerin farkındalığının 2016 yılında kendini gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle 2017 yılında performans danışmanlığı kavramının iş hayatında yerini alacağı üzerinde duruluyor. Yani misal, herkesin katılacağı eğitimler organize etmek yerine, her bir ‘yetkin’ çalışanın daha iyi olması için neler yapılabileceğine, performans artışı için söz konusu her bir çalışan için nasıl yöntemler izlenmesi gerektiğine odaklanmak, kurumsal performansın temeli olan İK performansının istikrarlı gelişimi adına kritik öneme sahip. Üçüncü madde birbirinden ayrı ekipleri bir ‘ekip ağında buluşturmak’. Statik hiyerarşi yerine, ekipler arasında bağların kurulması, varolan bağların güçlendirilmesinin önemine işaret eden araştırmalara göre, işe alımdan performans yönetimine birçok İK görevinin ilk çıkış noktası her bir çalışan, yani ekipler ve buna uygunluk değil. Bu da yetmezmiş gibi çalışanlar arasında İK’nın görevi öncelikle ‘maaş ödemelerini yapan birim’ olarak algılanıyor, ama şirketin duruşunda belirleyici olan çalışanlara veya ekiplere fazla odaklanmadığı eleştirileri geliyor. Bu nedenle İK birimlerinin odaklandığı başlıklarda ağır ama emin adımlarla kendini gösteren değişim var. Bireylerden ekiplere kayan önceliklerde ekipler arasındaki işbirlikleri, birlikte nasıl kurumsal fayda ortaya koyabilecekleri de böylece önem kazanıyor.

Kuralları ‘insani’ bir yapıya kavuşturun Dördüncü başlık, üretimde robotları kullanımı gibi adımlarla bilişimin gelişiminden korkmak yerine, teknoloji ile işbirliğini sağlayacak yöntemlere eğilmek. Bu tarz bir işbirliğinin gerek bireylere gerek kurumlara fayda sağlayacağı son yıllarda sıkça dile getiriliyor. Üretim süreçlerinin yanında, İK süreçlerinde de aday bilgilerinin İK bilgi sistemine girilmesi ile istihdam, atama ve terfi gibi süreçlerde çok daha doğru kararlar alınabildiği görülüyor. Genel kanı, İK süreçlerinde, bu gibi yapay zeka (AI) ögelerinin kullanımının katlanarak artacağı yönünde. Beşinci başlık, kuralların gücünü ve kuralcılığı tüm süreçlerde en aza indirmek. Kurallar insani yargıların üstünde olup standartlar yaratır, ama insanlar da insani yargılara, özellikle de kendilerininkilere inanıp güvenme eğiliminde. Kurallar bir temel oluştursa bile iş süreçlerindeki etkisinin, insani analitik yetkinliğini ezmeyecek biçimde kurgulanması işte bu nedenle önemli. Bunun için de kurum içindeki tüm departmanlara yeni bir yol haritası çizme görevini üstlenen İK’nın kuralları en aza indirmek, kurumsal işleyişi olumsuz etkilemeyecek veya kurum içinde anarşiye yol açmayacak yöntemleri geliştirebilmesi 2017 yılı ile birlikte önemli bir gündem maddesi olacak. İK politikanız durağan değil dinamik olsun Altıncı başlık, İK operasyonlarının yenilenmesi. Belirttiğimiz gibi, İK birimi ‘maaşların adresi’ olarak görülen, bu yönüyle çalışanların gözünde hak ettiği değeri bir türlü bulamayan bir

departman. Oysa İK yöneticilerinin amacı stratejik bir iş ortağı haline gelebilmek. Son yıllarda bu konuda olumlu adımlar atıldığı, sektör bazında başarılı örneklerin ortaya çıktığı görülüyor. 2017 yılında bu eğilimin devam etmesi, İK birimlerinin bilfiil İK başlığına yenilikler katması, böylece ilerleyen süreçte hizmet bazlı bir birim olarak İK’yı yönetecek yeni İK profesyonellerinin ortaya çıkması hiç de şaşırtıcı olmayacak. Yedinci unsur, gizlilik ve veri sahipliği konusu ve genel kanı, 2017 yılında bu konuda tartışmaların, ortak yol bulma çabalarının artacağı yönünde. Şirketler, çalışanlarının iş süreçlerinde kullanabilmeleri için onlara gerçek zamanlı birçok veriyi sunmaya özen gösteriyor, bu sunumun kurumsal sürdürülebilirlik açısından önemini de biliyor. Ancak hangi veriye kimin sahip olması gerektiğine yolun en başında karar verebilmek şart. Yani ‘herkes için tüm verilerin kapılarını açmak’ ilk etapta mantıklı olsa da, bunu bir strateji ile yapmak gerek. Çünkü her farklı birimin çalışanları veri paylaşımına sıcak bakıyor tamam, ama elde edilecek faydaların da net olmasını bekliyor. Doğru İK uygulamaları ile entegrasyon korkutmasın Sekizinci başlık, ofise dönüş, ama bireysel tercihleri ve ihtiyaçlar ile tasarlanıp mesai saatlerini geçirecekleri ofis alanları tercih sebebi. Burada da sorumluluk İK’da ve herkesi mutlu edecek bir ofis konsepti olmadığı açık bir gerçek. Ama yaratıcılığı ve esnekliği sağlayabilmek adına teknolojik yeniliklerden faydalanabilmek mümkün. Bu noktada İK’nın yıllardır

başa çıkmayı pek beceremediği bireyselleşme gücünü koruyor. İK; ofis kurgusunda eşitlik, şeffaflık ve şıklık öncelikleri ile hareket ederken, bu belirttiğimiz değerlerin bireysel yaklaşımlarda her zaman yerini bulamadığını da bilmeli. Dokuzuncu sırada uygulamalar arasındaki rekabet var. Geldiğimiz noktada işe yarar İK teknoloji çözümlerinde artış var, ama İK teknoloji şirketlerinin sayısı hala sınırlı. Büyük ölçekli İK sistemleri de herkesin erişebildiği yapılar değil. Bunlara sahip olup kurum içinde konumlandırmak hem pahalı hem de zaman alan bir iş. Daha modern İK çözümleri de bu köklü yapıların içine girebilme çabasında. Buna karşılık, kurumsal İK birimleri risk almayı asla istemiyor, BT departmanları da çok fazla farklı uygulamayı kurum BT’sinde barındırmak ve yönetimsel risk üstlenmek istemiyor. Gerekçeler farklı olsa da tercihler bunlar, ama şu da bir gerçek ki geldiğimiz noktada İK birimlerinde de süreç yönetimi için temel İK sisteminin üstünde farklı İK çözümleri konumlandırılıyor. Böylece asıl soru işareti; hangi çözümleri tercih etmek ve analitik için farklı sistemlerden doğru verileri nasıl entegre etmek gerektiği halini alıyor. Onuncu ve son başlık, kendi kurum kültürünüze uygun, İK politikanızla bağdaşan yeniliklere de imza atmayı bilebilmek. Yıllık izinlerden kurum içi eğitimlere, koçluk eğitimlerinden hedef odaklılığa, birçok geleneksel iş hayatı uygulamasında eski devrin bittiğini, yenilikler ortaya koyabilmek gerektiğini kabul etmek gerek. İşte bu nedenle İK biriminin işi artık hiç olmadığı kadar çok.



14

DOSYA

BThaber

kurumsal ik 4.0

9 - 15 Ocak 2017

Tüketici için yaptıklarınızı çalışanlarınız için de yapın Endüstri 4.0; kurumsal İK organizasyonunu yeniden yapılandırırken, değişen tüketici algısına uyumlu üretim modellerini iç tüketici, yani çalışanlar için de kurgulamak gerektiğini bilmek gerek. Bu süreçte İK-Endüstri 4.0 uyumunda da doğru ve kuruma özel bir planlama ve yol haritası çıkış noktası. Zaten araştırmalar da bunu gösteriyor, çalışan bağlılığı ile müşteri deneyimi arasındaki korelasyona işaret ediyor. Yani İK departmanı, müşteri deneyimi ile ilgili atılan adımları kendi müşterileri olan çalışanları için de kurgulamayı denese hiç fena olmaz. Temelde pazarlama ve operasyon süreçlerinde öne çıkan kurumsal müşteri deneyimi tasarımının temellerini alıp, İK uygulamalarına şablon kılmak ilk adım olarak alınabilir. Müşteri deneyimi stratejisini alıp çalışan deneyimi için kurgulamak söz konusu olduğunda ilk adımlar doğal olarak ihtiyaç tabanlı segmentasyon, istekleri ve ihtiyaçlarına göre çalışanları kümelere ayırmak. ‘Bunu zaten yapıyoruz’ diyen İK yöneticilerine, yaptıklarının görev, departman, iş birimi veya lokasyon gibi başlıklarla standart gruplama olduğu gerçeğini hatırlatalım. Geldiğimiz noktada müşteri deneyimi tasarımının temeli nasıl kişinin yaşı, eğitim durumu, geliri gibi demode veriler olmaktan çıktıysa, Endüstri 4.0 gibi dinamik bir dönemde İK için de farklı bir tasarım inşa etmek şart. Kadro yönetiminde algı değişimi Yani kişinin eğitim durumu, deneyimi önemlidir tamam, ama artık öncelik ‘her bir çalışanın’ motivasyon kaynağı ve hedefleri olmalı. Tüm çalışanların şirkette aynı gelişim fırsatlarından, ödüllerden yararlanmak istemesi de yeni bir şey değil. Ama günümüzde bu isteğe yanıt olarak İK da her bir segment için farklı deneyimler tasarlayıp sunabilmeli. İK birimleri bununla da kalmamalı, segmentasyon stratejisini bir kez yazıp bırakmak yerine, değişim hızı paralelinde bu stratejiyi yenilemesi gerektiğini bilmeli. Müşteri deneyiminden İK’ya aktarılabilecek özellikler bu kadar da değil. Şirketin müşteri kazanmak ve kazandığı müşteriyi korumak için geliştirip sürekli yenilediği bir politikası vardır, en azından olmalıdır ya, işte bunu iç müşterilerin yönetimi için de kullanmayı İK’nın bu devirde bilmesi gerek. ‘Müşteri hayat dönüsünü yönetmek’ nasıl kulağımızın git gide alıştığı bir kavram haline geldiyse, benzer bir stratejiyi çalışanlar için de kurgulamak önem taşıyor. Bu

kurgu için de işe alımdan eğitime, ücretlendirmeden sunulacak ek değerlere, sürekliliği olan eğitim ve geliştirme çalışmalarından ödüllendirmeye, performans planlamadan yorumlara, terfi, emeklilik veya rotasyonlarda yararlanılabilecek bir yol haritası, tüm bu başlıklar ve daha fazlasını kapsayarak, şirket içinde üretim ve müşteri ilişkilerinde sürekliliği olan gelişimi şirket içinde çalışanlara da yansıtabilmek anlamını taşıyor. Mutlu çalışan, mutlu müşteri kadar gerekli Tüm bu belirttiğimiz İK adımları, sonuçta çalışan gözüyle bakabilme yetkinliğine sahip olabilmeyi, bir nebze empatiyi gerektiriyor.

Belirttiğimiz adımlarla hazırlanan bir İK yönetim yol haritasında uygulamada değişikliklere elverişli esnek bir yapı kadar, kurumsal politikalar, programlar ve prosedürlerle çalışan bağlılığını artıracak bir çalışan deneyimi oluşturmak hiç de imkansız değil. Şirketin kendine has marka değerleri de en iyi müşteri deneyimini kazandırmakla kalmamalı, çalışanları için de bir değer noktası olabilmeli. Yani şirkeler markalarının önceliklerini ve fark yaratan unsurlarını İK yönetimi için de tasarlayabilmeli. Nasıl mı? Örneğin markasında otomasyon ve hızı öne çıkartan bir şirket, İK politikasında da çalışma ortamı, performans değerlendirmeleri gibi başlıklarda teknolojiyi yerinde kullanıp hızlı kararlar alabilmeli. Yani marka

olarak tüketiciye sunduğu değerleri, çalışanlarına da sunması gerektiğini bilmeli. Belirttiğimiz tüm bu gereklilikler, çalışanların bireysel kazanımları ile yetkinliklerinin artmasını, kendilerine olduğu kadar çalıştıkları şirkete güvenlerinin de pekişmesini sağlama gücüne sahip. Bu da çalışan sirkülasyonu ve demode İK uygulamaları ile ilerlemek yerine, gerçek anlamda şirket kültürüne uyumlu bir istihdam yapısını, en doğru yeteneklere sahip olabilmeyi ve bunları tutabilmeyi, yeni istihdam fırsatları için de tercih edilen bir kurumsal İK kültürü demek. Şirket mutlu, müşteri kazanım ve bağlılığı için uygulanan yöntemlerin doğru kurgusu ile çalışan bağlılığı da net ve sağlam, bu devirde daha ne olsun…


kurumsal ik 4.0

DOSYA

15

Endüstri 4.0 için pazarlama stratejiniz, İK için de rehberiniz olsun! 1. Şirket olarak müşteri kazanmak adına yaptığınız rekabeti istidam için de yapın: Web ortamında ve sosyal ağlarda müşteri deneyimi takibi, müşteri yorumlarına

yanıt gibi adımları çalışanlarınız için de uygun bir modelle kurgulayabilirsiniz. Çünkü onlar da web’de ve yaptıklarını, beklenti ve sıkıntılarını sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar. 2. Kullanıcı arabirimlerine daha fazla önem verin: İşe başvuran kişilere farklı, yeni form yapıları sunun ya da örneğin video görüşmesi veya web sohbette bir şirket çalışanı ile sohbet etmek gibi imkanlar sağlayın. Müşteri hizmetlerinde git gide daha çok kullanılan bu yöntemler, özellikle zamanı geldiğinde Z kuşağına istihdamda elinizi güçlendirebilir. 3. İnsani özelliklerinizi kurumsal niteliklerle buluşturun:

Teknoloji iyidir, ama yerinde ve doğru kullandığınız sürece... Örneğin web sitenizde farklı stok fotoğraflar kullanmak yerin, gerçek ofisinizden gerçek çalışanlarınızın fotoğraflarını

kullanın. Şirket sitesinde ‘vizyon’ ve ‘misyon’ bölümündeki uzun metinler yerine, şirket çalışanlarının söz konusu şirkette çalışma deneyimlerini yazmalarını, hatta bunları video ile kurumsal sitenize koymayı tercih edin. 4. Kurumsal mesajınızı vermek için çalışanlarınızın marka değerine önem verin: Çalışanların öne çıktığı sosyal paylaşım ağları tam da burada önem kazanıyor. Çalışanların kişisel sosyal medya hesapları onların markası ve onların şirket ürünleri, şirket hakkında yorumları, bir şirket etkinliğinden paylaştıkları fotoğraflar şirket kültürünün ofis dışında görülmesi demek. Sözün özü,

şirketin istihdam kültürünü anlatan içerikler için çalışanları eğitmek, sahip oldukları araçları doğru kullanabilmelerini sağlamak önemli. 5. Bağlamsal reklam fırsatlarını

korumak için kullanmak hiç de akla zarar bir yöntem değil. Yani temas noktalarının her birine uygun içerikleri yerleştirerek, çalışanların şirket kültürlerini, ücret ve diğer sunumlardaki

istihdam için de kullanın: Pazarlamada kullanılan yöntemleri İK için de kullanmak söz konusu olduğunda, bağlamsal reklam yöntemleri önem kazanıyor. Bırakın insanlar iş deneyimleri hakkında konuşsun, potansiyel istihdam kaynaklarınızın da sorularını yanıtlasın.

politikalarını kıyaslamalarına imkan verebilirsiniz. 7. İşe alımda ‘influencer marketing’ yöntemlerini kullanın: TV’de olduğu gibi, artık sosyal ağlarda da reklam görmek istemiyoruz, bunları pas geçmenin yollarını kullanıyoruz. Ama bir tarafta da yorumuna güvendiğimiz, ‘influencer’ olarak tanımlanan etki gücü yüksek insanlar var. İK birimleri de aynı şirketlerindeki pazarlama birimleri gibi, kendi ihtiyaçları için doğru insanları kullanabilir, şirketin istihdam için öne çıkan özellikleri ve artı değerlerini bu kişilerin paylaşmasını sağlayabilir, misal İK sektörünün önde gelen blogger’ları ile ihtiyaca uygun içerikler geliştirip, kurumsal kredibiliteyi pekiştirebilirler.

6. Temas noktalarına stratejik bir bakış açısıyla yaklaşın: Bir tüketici farklı temas noktaları ile satın alma kararı verir, reklamları görür, online aramalar yapar, tanıdığı tanımadığı kullanıcıların yorum ve deneyimlerini rehber alır. Benzer bir süreç artık istihdamda da var. Bu noktada pazarlamada kullanılan farklı kanalları, istihdam kazanmak ve




18

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

9 - 15 Ocak 2017

Hedef ALS’den sorumlu yeni genleri saptamak Barrow Neurological Institute (Barrow Nöroloji Enstitüsü) ve IBM Watson Health, ‘Lou Gehrig hastalığı’ olarak da bilinen Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) ile bağlantılı yeni genleri saptayan çalışmalarının sonuçlarını duyurdu. Bu sonuçlar, ALS odaklı araştırmacılara bu hastalıkla mücadele için yeni ilaç hedeflerinin ve tedavilerinin geliştirilmesine dair öngörüler sağlıyor. Söz konusu keşif, beynin gizemli yönlerini açığa çıkarmak ve bilim insanlarına daha önce hiç bilinmeyen veriler sağlamak amacıyla, yapay zekânın en

ileri biçimi olan IBM Watson ile gerçekleştirildi. Barrow Nöroloji Enstitüsü, Gregory W. Fulton ALS Araştırma Merkezi yöneticisi ve ALS araştırmacısı Dr. Robert Bowser, “ALS, açığa çıkarılması bakımından en karmaşık hastalıklardan biri ve tedavisi yok. IBM Watson for Drug Discovery çözümünün kullanılmasının, ALS için yeni ve daha etkili tedaviler belirlememize olanak tanımasını umuyoruz” dedi. İlaç geliştirme adına hız sağlıyor ALS; istemli kas hareketlerini

kontrol eden hücrelerin öldüğü, felce ve nihayetinde ölüme yol açan ilerleyici ve dejeneratif bir hastalık. ALS’nin nedenleri henüz bilinmiyor ve FDA onaylı tek bir ilacı bulunuyor. Çoğu insan, semptomların başlangıcından itibaren 3-5 yıl içinde ALS’den hayatını kaybederken, her yıl yaklaşık 6 bin kişiye ALS tanısı konuyor. Watson for Drug Discovery, aylar içinde insan genomu içerisinde yer alan yaklaşık bin 500 genin tamamını sıraya koydu ve hangi genlerin ALS ile ilişkili olabileceği hakkında tahminlerde bulundu. Daha sonra Barrow ekibi, Watson’ın

Bütünleşik Akıllı Şebeke Operasyon Sistemi hayata geçirildi

Trakya bölgesinin elektrik dağıtım şebekesi operatörü TREDAŞ, elektrik kesintilerini minimize ederek müşteri memnuniyetini artırma hedefiyle GE ile işbirliği yaptı. Bu kapsamda GE Enerji Bağlantıları Şebeke Çözümleri işkolu, TREDAŞ’ta teknolojik altyapıyı güçlendirip, operasyon yönetimini tamamen merkezileştirerek, enerji kesintilerini en aza indiren operasyon merkezini hayata geçirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın da katıldığı törenle hizmete açılan Operasyon Merkezi, Türkiye’de Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS), Uzaktan Kontrol ve Gözleme Sistemi (SCADA), Dağıtım Yönetim Sistemleri (DMS) ve Kesinti Yönetim Sistemleri’nin (OMS) tamamını entegre biçimde sunan ilk referans proje oldu. GE ile TREDAŞ arasındaki sözleşme Operasyon Merkezi’ne ek olarak, altı yıl

boyunca bakım ve destek sağlanmasını ve 32 dağıtım merkezinin yenilenmesini de kapsıyor. Kesintisizlik esastır GE’nin TREDAŞ’ta kurduğu SCADA ile Dağıtım ve Arıza Yönetimi Sistemi; Çağrı Merkezi, Coğrafi Bilgi Sistemi ve sahadaki mobil uygulamaları Operasyon Merkezi’nde bir araya getirerek 732 adet merkezi uzaktan kontrol ederek enerjilendirebiliyor. Dağıtım trafoları uzaktan izlenip arıza oluştuğu anda tespit edilerek, işgücü yönetim sisteminden otomatik iş emri oluşturuluyor. Bu işlem de en fazla 5 dakikada tamamlanıyor. İzleme sistemi ile birkaç aboneyi etkileyen küçük arızalar haricinde, tüm arızalardan oluştuğu anda haberdar olunuyor ve bunlara hızla müdahale ediliyor. GE Türkiye’nin TREDAŞ Operasyon Merkezi ile

sunduğu stratejik hedefler ise tüketici enerji kesintilerinin azaltılması, gelişmiş optimizasyon ve analiz teknikleri uygulayarak teknik ve teknik olmayan kayıpların azaltılması, verilen enerji ile tüketici talebini karşılamak ve tüketicilere toptan elektrik taahhüdü ve elektrik temini ile ilgili sözleşme yükümlülüklerinin kontrolü amacıyla elektrik dağıtımının kontrol edilmesi, ayrıca arıza halinde elektrik şebekesinin otomatik restorasyonu ile tedarik sürekliliğinin arttırılması olarak sıralanıyor. GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy, “Yaklaşık 20 bin km2 genişlikteki alana elektrik dağıtımını gerçekleştiren TREDAŞ ile işbirliği yaparak merkezi otomasyon sistemine geçişi sağlamaktan gurur duyuyoruz” derken, TREDAŞ İcra Kurulu Başkanı Hikmet Sezer de TREDAŞ’ın Türkiye’de bu kapsamda bir Operasyon Merkezi kuran tek elektrik dağıtım şebekesi operatörü olduğuna dikkat çekti. Sezer, “Merkez; tüm dağıtım sisteminin otomasyonla yönetilmesi, elektrik kesintilerinin azalması ve müşteri memnuniyetinin artmasını sağlayacak. Bu merkezle enerji kesinti süreleri minimize edilerek, 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet, kaliteli enerji sunulacak, birçok sanayi kuruluşu kesintisiz elektrik hizmeti ile daha verimli üretim gerçekleştirebilecek” dedi.

kanıta dayalı tahminlerini inceledi ve hastalıkla bağlantılı olduğu kanıtlanmış ve ilk 10’da yer alan genlerden sekizini buldu. Ayrıca bu çalışma, ALS ile bağlantılı beş gen buldu. Dr. Bowser da, “Bin 500 proteine ve gene ayrı ayrı bakmak çok zamanımızı alırdı. IBM Watson for Drug Discovery ise güçlü veri tabanı sayesinde başka şekilde elde edemeyeceğimiz yeni ve özgün bilgileri bize sağladı” dedi. Pazara yeni sunulan Watson for Drug Discovery; araştırmacıların, yeni ilaç hedeflerini ve alternatif ilaç endikasyonlarını belirlemesine

yardımcı olmayı hedefleyen bulut tabanlı bir sistem. IBM Watson Health için PharmaD Sağlık Yöneticisi Yardımcısı Dr. Tina Moen, “Geleneksel araştırma yöntemleri, veri bilim insanlarının ve araştırmacılarının, dünya çapına yayılmış olan ve şu anda sayısı milyarları bulan belge arasından ilgili öngörüleri bulmasına ve bunlara ayak uydurmasına yardımcı olma konusunda hızla yetersiz hale geliyor. Watson for Drug Discovery ise ilgili şirketlere, ilaç keşfine giden yolları çok daha hızlı saptamasına yardımcı olabiliyor” yorumunu yaptı.

Ekonomik yükselişin temelinde yerli ürün kullanımı var Sürdürülebilir etik satınalma yaklaşımı çerçevesinde satınalma mesleğini daha güçlü hale getirme hedefi ile ulusal ve uluslararası platformlarda satınalma mesleğinde kurumsal referans olma vizyonuyla Satınalma Yöneticileri ve Profesyonelleri Derneği’nin (TÜSAYDER) düzenlediği 6. Satınalma ve Tedarik Yönetimi Zirvesi’nin bu yılki konusu “Güçlü Türkiye için Yerli Yerinde Satınalma” oldu.Zirve, 500 satınalma profesyonelini bir araya getirdi. Zirve boyunca, yerli satınalmanın gerekliliği, satınalmayı yerlileştirirken tedarikçilerin yeteneklerinin bu süreçte nasıl geliştirilebileceği ve rekabetçiliklerini nasıl artıracaklarını, yerlileştirmenin neden satınalma KPI hedefleri arasında olması gerektiği, yerli üretimin nasıl desteklenerek küresel hale getirilebileceği başlıkları uzman konuşmacıların yorumları ile paylaşıldı. Zirve kapsamında Purchasing Excellence Türkiye 2016 – “En İyi Yerlileştirme Projesi” ödül töreni de gerçekleştirildi. Törende Bankalararası Kart Merkezi (BKM), Türkiye’nin Ödeme Yöntemi “TROY” Projesi, Havelsan “AW139” Helikopter Simülatörü Entegre Eğitim Merkezi Projesi ve FNSS Savunma Sistemleri de “Samur” Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü Projesi ile ödül kazandı. Birlikte küreselleşelim TÜSAYDER Başkanı Gürkan Hüryılmaz, konuşmasında döviz dalgalanmasının ekonomiye

etkisi ışığında zirve için aylar öncesinden seçilen “Güçlü Türkiye için Yerli Yerinde Satınalma” konusunun ne kadar önemli olduğunun görüldüğüne dikkat çekti. “Zirvede satınalma yaparken, sürdürülebilir bir hareketle ülke ekonomisine nasıl bir katkı sağlayabilir, yerelleştirmeyi nasıl yapabilir, tedarikçiyi nasıl küresel hale getirebiliriz konularını dikkate alarak, satınalma profesyonellerini bir araya getirerek anlatmak istedik” diyen Hüryılmaz, “Konuyla ilgili yaptığımız çalışmada satınalma yöneticisinin neler bilmesi gerektiğini belirledik. Sadece büyük firmaların değil, küçük firmaların da satınalma konusunda bilinçlenmesini hedefliyoruz. Amacımız birlikte küreselleşmek” yorumunu yaptı. Turkish Technic Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel ise konuşmasında, “Türkiye kalkınma sürecinde istediği şeyi yapabilir. Tedarikçilerimizi yerli ürüne özellikle itibar etmeli, alacakları üründe eksiklikler varsa onu giderme ve geliştirme yönünde tedarikçiyi yönlendirmeli” yorumunu yaptı. BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Satınalma Müdürü Birol Kanbir ise, Türkiye genelinde satınalma konusunda bilinç geliştirmek ve kalite oluşturmak istediklerini vurguladı. Kanbir, kendi projeleri ile dört yıldır kullanımda olan ‘BKM Ekspres’ projesini yüzde 100 yerli yazılımcılarla ve yazılım şirketleriyle geliştirdiklerini de anlattı.


BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ

9 -15 Ocak 2017

19

İş yapış biçimleri köklü bir değişim içinde ‘IoT ve M2M Hazırlık: Gömülü Sistemler’ oturumu, Bilişim Zirvesi kapsamında ele alındı. Sektör uzmanlarının katıldığı oturumda Peppers & Rogers Group Türkiye Genel Müdürü Selim Uçer, ‘IoT’nin Müşteri Deneyimi Üzerine Etkisi’ sunumuyla açılışı yaptı. Peppers & Rogers hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Selim Uçer, IoT yapısı, bu konudaki farkındalık ve taşıdığı potansiyel hakkında katılımcıları bilgilendirdi. ‘IoT ve Mobil Bizi Geleceğin Bağlı Dijital Dünyasına Nasıl Taşıyor?’ başlığında bir konuşma yapan Doktar Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Tanzer Bilgen, kullanıcıların farkındalığı ve kullanım alışkanlıkları ışığında tüm sektörlerde IoT ve mobilite odaklı bir değişimin gerekliliğine işaret ederek, reel sektörün de üretim optimizasyonu adına IoT odaklı çalışmasının

önemine dikkat çekti. Veri, analitik sistemlere doğru aktarılmalı Proline Sistem Çözümleri Mimarı Birim Yöneticisi Cem Güneyli ise ‘Nesnelerin İnterneti ile Depolama Mimarisinin Etkileşimi ve Değişimi’ başlıklı sunumunda şu bilgileri paylaştı: “Günümüzde kullanılan sistemlerdeki veriye erişim mimarisi ya yaygın kullanımın bir örneği olan tek noktadan yedekli ya da nadir kullanımı ile öne çıkan çok noktadan yedekli olarak şekilleniyor. Verinin depolama mimarisi de tek katmanlı veya nadir kullanımı ile çok

geliyor. Böylece ticarette dışarıda kalma riski aşılırken, roaming’in kalkması da hem iş dünyası için kolaylık hem de turizmin canlanması demek.

katmanlı olarak öne çıkıyor. IoT ile oluşacak ve barındırılacak olan verinin analitik sistemlere sunumu ise en temel konu. Üretilecek verinin tipi en yaygın beklentiler ışığında ya sensör tarzında, küçük boyutlu ancak çok

sayıda dosyadan oluşan veriler olacak ve bu tarz veriler için genel olarak rastgele erişim söz konusu. Üretilecek ikinci tür veriler ise medya tarzında, büyük boyutlu sayısı az olan veriler olacak ve bunlar için genel olarak sıralı erişim söz konusu. Sonuç olarak; IoT ile depolama mimarisi temelden bu ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde kaçınılmaz olarak değişecek. Yapılacak yatırımların devamlılığının sağlanabilmesi için bu süreçte kendini hazırlamak isteyen şirketler paralel erişime, dağıtık altyapılara, arşivleme çözümlerine, türe göre önceliklendirme çözümlerine, veriyi etkili

işleme ve barındırma çözümlerine öncelik vermeli.” Bağlantılı cihazlar artacak UtopicFarm Ajans Başkanı ve IoT Akademi Direktörü Yiğit Kalafatoğlu ise ‘Peşimizdeki Gelecek: Nesnelerin İnterneti’ sunumu ile değişen tüketici deneyimini ve bunun pazarlama aktivitelerine etkilerini ele aldı. IoT ve Endüstri 4.0 hakkında bilgiler paylaşan Yiğit Kalafatoğlu, “Adını ne koyarsak koyalım, 2020’ye kadar 212 milyar cihazın internete bağlı olması ve bu ekosistemin 1,9 milyar dolar değerinde bir pazar yaratması bekleniyor” dedi. Kalafatoğlu, sunumunun ardından ‘Nesnelerin İnterneti ile Pazarlama Marketing 4.0’ panelini yönetti. MobilKoloni ve IoT Akademi Kurucusu Sunay Şener, Nomad Commerce Kurucusu ve IoT Akademi Eğitmeni Umut Gökçen Yılmaz ve Codemodeon Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yağız Hatay’ın katıldığı panelde bireylerin mobilite ile değişen hayatının ticari hayatı ve her sektörde her ölçekte şirketin üretimden müşteri ilişkilerine tüm adımlarını nasıl yenileyeceği konusu ele alındı. Pazara dahil olma fırsatını es geçmeyelim İletişim arasından sonra Tages CEO’su Leyla Arsan, ‘Avrupa Sayısal Tek Pazarı ve Türkiye için Önemi’

başlıklı konuşmasında şu bilgileri paylaştı: “Sayısal tek pazar; Avrupa ekonomisine 415 milyar avro katkıda bulunabilir, istihdam, büyüme, rekabet, yatırım, inovasyon, yeni pazarlar, yeni iş yapma biçimleri, start-up’lar için yeni fırsatlar gündeme gelebilir. AB verileri ortak koruma kurallarında bir an önce uzlaşma, IoT için yeni e-privacy kuralları ve Trans-Labelling, telekom kurallarında reform, telif hakkı kurallarını yeni teknolojilere göre iyileştirme ve basitleştirme, online alışverişler için tüketici kurallarını sevkiyat ve vergi düzenlemeleri gibi başlıklarda basitleştirme, dijital beceri ve öğrenmeyi

Depolama kapasiteleri değişecek Seagate Technology Kıdemli Ülke Müdürü İlknur Baydak ise ‘Endüstri 4.0 / IoT sonrası Veri Üretiminin Geleceği’ sunumu ile daha çok cihazla daha çok verinin birleşeceği bir dönemde “Yeni veri çok farklı ve yapısız veri, BT’yi temelden değiştiriyor” saptamasını paylaştı. Mobile doğru hareketin, verinin de yerini değiştirdiğine dikkat çeken İlknur Baydak, “Bağlantılı cihazlar, aktarılan depolama kapasitesinin sonrakini sınırını çizecek” dedi. Bu etkinliğe noktayı ‘Dijitalleşmede Gömülü Sistemlerin Rolü; Gömülü Sistem Geliştirme Stratejileri, Yerli Üretimin Artırılması ve Teşvikler’ paneli koydu. Novida Stratejik Yönetim Hizmetleri Kurucusu ve CEO’su Işık Deliorman Aydın’ın yönettiği panelin katılımcıları ise Morten Bilgi ve İletişim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları, MV Holding Bilgi İşlem Müdürü Ethem Topgül, PTC Türkiye, Yunanistan, Orta Doğu, İsrail ve Güney Afrika’dan Sorumlu Teknik Satış Müdürü Mete Ömerali

artırma, Avrupa Bulut İnisiyatifi gibi yapılarda kararlar önem kazanıyor. Bunların Türkiye için önemine baktığımızda ise pazar olmak değil, pazara dahil olmak, bu kapsamda dijital yapılar ve mevzuatlara dahil olmak gündeme

ve BrandIT kurucusu ve Genel Müdürü Özgür Aslan oldu. Katılımcılar, gömülü sistemlerin farklı sektörleri nasıl değiştireceğine odaklanırken, bu konuda kamunun atması gereken adımlara da dikkat çektiler.


20

BThaber

BTnet.com.tr

İş sürekliliği için proaktif koruma

Fujitsu; Avrupa, Ortadoğu, Hindistan ve Afrika’da (EMEIA) yeni bir siber güvenlik çalışmasına imza atarak, küresel entegre güvenlik çözümüyle, işletmelerin yeni siber saldırılara karşı direncini artırmalarına yardımcı oluyor. Bu kapsamda Fujitsu; müşterilerine siber saldırılara karşı erken uyarı, savunma ve koruma sağlayacak küresel önceliklerini belirleyerek, EMEIA bölgesinde ek küresel güvenlik hizmetleri sunacak. Şirket, herhangi bir çevrimiçi tehdit veya saldırıdan kurtulmaya yardımcı olmak adına sürekli müşteri gözetimini

sağlayarak, müşteri varlıklarını korumayı ve iş sürekliliğini hedefliyor. Fujitsu Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEIA ile Amerika Bölgesi Başkanı Duncan Tait, “Gelişmiş siber güvenlik işimiz, müşterilerimizin iş sürekliliğini sürdürebilmelerini sağlamak için ne gerekiyorsa yapmaya odaklı” bilgisini verdi. Fujitsu; halen İngiltere, Almanya, Finlandiya ve İspanya’daki Güvenlik Operasyon Merkezlerinden (SOC) yönetilen güvenlik hizmetleri sunarken, EMEIA bölgesinde yer alan küresel siber güvenlik alanlarındaki ürün yelpazesini genişletiyor. Böylece şirket, sadece Japonya’da olan daha geniş güvenlik çözümleri yelpazesini EMEIA pazarına da sunmayı, İngiltere ve Almanya’daki SOC’lerini İleri Siber Tehdit Merkezleri haline getirmeyi hedefliyor. Öte yandan, Fujitsu bu adımı ile SURIENT markası altında EMEIA bölgesinde piyasaya sürülen fiziksel veri merkezi güvenlik çözümleri ürün yelpazesini de genişletiyor.

Konaklama sektörü SnapShot ile analitiğe doyuyor

Doğrudan satışları artırmaya yardımcı olan yazılım çözümlerini otellerle buluşturan Protel Online, küresel bazda 2 binden fazla otel tarafından tercih edilen SnapShot’ı Türkiye’de kullanıma sundu. Opera ve Suite8 Otel Yönetim Sistemi ile entegre çalışan analitik programı SnapShot, kullanışlı ve sade yapısı ile otel analizi yapmayı sağlıyor. Büyük ölçekli zincir oteller kadar bağımsız konaklama tesisleri tarafından da kullanılabilen SnapShot,

işletme ile ilgili verileri anlaşılır raporlar halinde incelemek, otel yönetim sisteminde biriken tüm veriyi toplu ve işlenmiş halde görmek isteyen yöneticilere önemli faydalar sağlıyor. Çözümün bir diğer avantajı da otellerin kendi bölgelerinde bulunan ve aynı yıldız sayısına sahip diğer otellerin online satış rakamlarını inceleyebilmelerine imkan vermesi. Google Analytics, STR, TripAdvisor, OTA Expert ve sosyal medya gibi farklı kaynaklardan gelen verileri görsel ağırlıklı bir arayüz üzerinden kolay ve anlaşılır şekilde kullanıcılara sunan SnapShot ile değerlendirme puanlarına kadar otelle ilgili tüm veriler incelenebiliyor. Opera ve Suite8 entegrasyonu sayesinde ise tesisin doluluk oranından, gelir ve ortalama oda fiyatına kadar birçok istatistik ve bilgi tek ekrandan takip edilebiliyor.

9 - 15 Ocak 2017

KOBİ’ler kağıt kullanımını en aza indirmek istiyor Xerox’un ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa’dan bin 21 KOBİ ile gerçekleştirdiği araştırması ile bu yıl Vodafone ve TÜSİAD’ın Türkiye’deki KOBİ’lere yönelik yaptığı araştırma paralelinde, KOBİ’lerin dijitalleşme çabalarını ve yaşadıkları sorunları ortaya koyuyor. Araştırmaya göre; KOBİ’lerin yüzde 80’i faturalama, yasal belge oluşturma ve finansal raporlama gibi işler için kağıt kullanmaktan memnun değil. KOBİ’lerin yüzde 46’sı iş süreçlerini dijitalleştiremedikleri için kağıt kullandığını, bunun hem zaman kaybına yol açtığını hem şirket kazançlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor. Kağıt bazlı işlemler yüzünden en çok zaman kaybeden ülkelerin başında yüzde 51 ile Almanya geliyor. Onu yüzde 50 ile ABD, yüzde 43 ile İngiltere, yüzde 37 ile de Fransa izliyor. Türk KOBİ’lerinin de tercihi aynı Türkiye’deki KOBİ’ler için de benzer bir durum geçerli. Vodafone’un TÜSİAD işbirliği ile gerçekleştirdiği ve 81 ilden 37 sektörden 22 bin işletmenin katıldığı Yarına Hazırım Platformu’ndan elde edilen verilere göre, Türkiye’deki KOBİ’lerin ortalama dijitalleşme skoru Temmuz 2014’ten itibaren yüzde 48’den yüzde 53’e yükseldi. Ancak finansal yetersizlikler sebebiyle işletmeler istedikleri oranda dijitalleşmeye gidemiyor. Türkiye’deki 22 bin işletmenin sadece yüzde 40’ı

ortalama dijtalleşme skorunun üzerinde. Xerox Türkiye Genel Müdürü Burak Özer, yaptığı değerlendirmede, “Dijitalleşmeye giden yolda KOBİ’ler için en önemli faydayı ve maliyet avantajlarını sağlayacak doğru modellemeler kurgulanırsa, teknoloji yatırımı yapmadan dijitalleşmelerini sağlayacak Yönetilen Baskı Hizmetleri gibi servisler öne çıkacak” dedi. Üretkenlik, öncelik olarak öne çıkıyor Xerox’un bağımsız araştırma şirketi Coleman Parkes’a yaptırdığı araştırma, KOBİ’lerin önceliğinin ‘üretkenlik’ olduğunu ortaya koyuyor. KOBİ’lerin yüzde 28’i üretkenliği artırmak adına doküman işlemlerini dijitalleştirme yolunda gerekli adımları atmış durumda. Yüzde 12’si 1 ila 3 yıl içerisinde dijitalleşme sürecine gireceklerini belirtiyor. Katılımcı ülkeler arasında Fransa dijitalleşmede

yüzde 33’lük oranla lider. ABD’li KOBİ’lerin ise yüzde 41’i doküman iş akışlarında dijitalleşme temellerini daha yeni attıkları bilgisini veriyor. Elde edilen sonuçlar, KOBİ’lerin üretkenliği artırmak için dijitalleşmenin yanında üç ana unsura yoğunlaştıklarını da gösteriyor: Mobilite: KOBİ’lerin yüzde 23’ü 2017 yılı sonuna kadar mobil cihazlarını iş süreçlerine tamamen entegre etmeyi planlıyor. Güvenlik: KOBİ’ler için bilgiyi korumak önemini artırırken, katılımcıların yüzde 56’sı sanal güvenlik prosedürlerine yazıcılarının güvenliğini de dahil ediyor. Yönetilen Baskı Hizmetleri: Şirketlerin yüzde 66’sı her ay baskı işlemleri için bin doları aşan harcamalar yapıyor. Yönetilen Baskı Hizmetleri kullanan şirketler ise baskı masraflarında ciddi tasarruf elde ettiklerini bildiriyor.

iPhone 7 satışları Apple’ı üzdü Çıktığı günden bu yana pek çok eleştiri alan serinin yedi numaralı oyuncusu iPhone 7’yi sevenleri kadar sevmeyenleri de var. Açıklanan son veriler ise Apple’ın iPhone 7 satışlarında hedefine ulaşamadığını gösteriyor. AppleInsider tarafından yapılan haber, iPhone serisinin dünü ile bugünü arasındaki farkları gözler önüne seriyor. Galaxy S7 ve Google Pixel gibi iPhone 7’ye kıyasla daha güçlü donanımlara sahip olan telefonlarla rekabet içerisinde olan Apple’ın mevcut son çeyrek rakamlarının iPhone 6s’in 2015 son çeyreğine dahi yetişemediği belirtilen bilgiler arasında. Son çeyrek mali raporlarının çıkmasına yaklaşık bir ay var. Ancak rapor öncesinde yapılan özel

araştırmaların sunduğu rakamlar iPhone 6’dan itibaren yeni model iPhone satışlarının ivmeli düşüşünü gözler önüne seriyor. iPhone 7 için talebin bu denli az olması Apple’ın üretim

sürecinde bazı daralmalara gideceğini gösteriyor. Öyle ki Apple’ın iPhone 7’nin seri üretimini yüzde 10 oranında azaltarak yoluna devam edeceği tahmin ediliyor.


BThaber

BTnet.com.tr

9 - 15 Ocak 2017

Samsung 2017 model Galaxy A serisini tanıttı

Yeni Galaxy A serisine ait cihazların tüm özellikleri netliğe kavuştu. Zarif, güçlü ve kullanışlı özelliklerle yenilenen Galaxy A serisi 3 ayrı modelle farklı kullanıcı isteklerini karşılayacak. A3, A5 ve A7 isimleriyle seriye devam edecek 2017 model cihazlar, mavi sis, şeftali bulutu, siyah gökyüzü ve altın kum gibi farklı renklerle raflardaki yerini alacak. IP68 su ve toz mukavemetine sahip olacak telefonlar USB-C arayüzü ile hızlı şarj imkanı sunuyor. Metal gövdeye sahip yeni modellerin dayanıklılık konusunda bir hayli iddialı olması da gözlerden kaçmıyor.

sahip. Bununla birlikte A7 kullanıcılara 32 GB dahili hafıza ve 3 GB RAM hafızası sunan Samsung, 3600 mAh batarya ile günlük kullanımda şarj sıkıntısı yaşatmaktan sakınıyor.

Gökyüzü tüm derinliği ile karşınızda Teleskop, mikroskop ve dürbünleriyle tanınan Celestron’un giriş seviyesi teleskobu Inspire 80 AZ, hızlı kurulumu sayesinde pratiklik sunarken, uzak mesafe odağıyla fark yaratıyor. Uzun netleme mesafesine sahip teleskop, katlanabilir aksesuar tepsisi ile kullanıcıya kolaylık sağlıyor. Celestron Inspire AZ teleskopa entegre akıllı telefon adaptörü, gözlemlerini fotoğrafa aktarmak isteyen fotoğrafçılara kolaylık sağlarken, teleskop, asimetrik tasarımıyla hafif ve dengeli bir duruşa sahip. Eyüboğlu’nun distribütörlüğünü yaptığı Celestron’un Inspire 80 AZ

Samsung Galaxy A3 Samsung Galaxy A3, HD Super AMOLED 4.7 inç genişliğinde sahip. 1.6 GHz saat hızındaki işlemciye sahip olan A3’te 2 GB’lık RAM bulunmakta. 8 MP ön ve 13 MP arka kameraya sahip olan yeni A3’ün 2350 mAh batarya ile satışa çıkacağını söylemekte fayda var. Android 6.0.1 kurulu olarak gelen A3, 16 GB dahili hafızaya sahip. Samsung Galaxy A5 Samsung Galaxy A5 ise, Full HD çözünürlükte Super AMOLED teknolojisinden yararlanan 5.2 inçlik ekrana sahip. 3 GB RAM ile gelen A5, 1.9 GHz’te çalışan işlemcisi ve 32 GB dahili depolama alanı ile A3 modelini bir nebze gölgede bırakıyor. 3.000 mAh bataryaya sahip cihaz serinin diğer ürünleri gibi Android 6.0.1 kurulu olarak geliyor. Samsung Galaxy A7 5.7 inçlik Full HD ekranıyla büyük ekran severlerin tercih edeceği model olan A7 serinin amiral gemisi rolünü üstleniyor denilebilir. 16 MP ön ve arka kameraya sahip olan A7, A5 ile aynı kameraya

21

DST

modeline Hobix mağazası, hobix.com.tr internet sitesi ile seçkin kırtasiye, teknoloji marketleri ve

kamp malzemeleri satan mağazalardan 1.499 TL tavsiye edilen satış bedeli ile ulaşabilmek mümkün.


22

BThaber

KARİYER

9 - 15 Ocak 2017

Eğitimde sosyal medya ve mobil ön planda olacak

Enocta Ürün ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Tok E-öğrenme şirketi Enocta, 2017’nin e-öğrenme trendlerini değerlendirdi. 2017-2021 yılları arasında e-öğrenme sektörünün yüzde 11 oranında büyümesi bekleniyor. E-öğrenme alanındaki trendleri ise sosyal medya ve mobil cihazlar şekillendirecek. Uluslararası e-öğrenme şirketi Docebo’nun ‘2017 E-Learning Trends Raporu’na göre, e-öğrenme sektöründeki ve dünya genelindeki trendlerde sosyal medya ve mobilleşme öne çıkıyor. 2016-2021 döneminde oyun bazlı öğrenme, oyunlaştırma ve giyilebilir teknolojilerin e-öğrenme alanında önemli değişimler yaratması da bekleniyor. Enocta Ürün ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Tok, rapor verilerini değerlendirirken, kurumsal hedefleri hakkında da şunları söyledi: “E-öğrenmede küresel bazda iki noktaya odaklanılacak: İçerik ve birey. Bu yüzden en iyi eğitim ve gelişim planı çok katmanlı, esnek bir öğrenme ekosistemi yaratmak, öğrenene nasıl akıllı bir tüketici olacağını göstermek, gereken kişisel eğitim ortamını oluşturup sürekliliğini sağlamak gibi kritik faydalar sunabilmeli. Bu konuya daha çok eğileceğiz. Kısa ama çabuk öğrenme materyalleri, teknoloji çağının ve Endüstri 4.0’ın getirdiği sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini en iyi oyunculardan oluşan ekosistemi hayata geçirerek, ölçeklenebilir ve ekonomik şekilde kurumlarda kullanılması için çaba sarf edeceğiz. Değişen müşteri ihtiyaçları ile farklı segmentteki müşterilerin teknolojik çözüm ihtiyacı için yalın ve pratik teknolojik eğitim yönetim sistemlerinin gelişimi için çalışmaya da devam edeceğiz.”

Dijital veriyi ‘doğru’ okuyabilmek şart

A’dan Z’ye girişimciliğin detayları

2014 yılında 4 bilgisayar mühendisi tarafından kurulan Pisano, ‘1 Genç 1 Girişim’ projesini hayata geçirdi. Lise öğrencilerine yönelik proje, 6 hafta boyunca ücretsiz olarak, Türkiye’nin farklı noktalarındaki başarılı öğrencileri hedefledi. Pisano Zorlu Ofisi’nde verilen eğitimler sonunda proje sunumları arasından seçilen en başarılı 3 öğrenci ise yarıyıl tatilinde Pisano’da staj imkanı kazandı. Eğitim programında gençler; iyi bir girişimci olmanın gerekliliklerini ve temel bilgilerini öğrenirken, şirket kurulumundan ürünün pazarlanmasına kadarki tüm aşamaları, uygulamalı projelerle deneyimleme imkanı buldular. Lise öğrencileri arasında yapılan anket ise öğrencilerin sektör bazlı beklentilerini yansıttı: Perakende: Gençler mağazaların Türkiye’nin her iline eşit dağılmadığını düşünüyor, çözüm olarak ise çevrimiçi mağazacılığın geliştirilmesini istiyorlar. Gelecekte ise perakende sektöründen Türkiye ile sınırlı olmayan bir ürün stoğu bekliyorlar. Restoran: En çok içecek fiyatlarının yüksekliğinden yakınan gençler, gelecekte restoranlardan dijital menü gibi teknolojik çözümler bekliyor.

Otelcilik: Gençler otelcilik sektöründen doğayla iç içe bir deneyim, misafirlerine farklı kültürel ve eğlenceli aktiviteler sunmalarını istiyorlar. Akaryakıt sektörü: Anket sonuçlarına göre gençler akaryakıt sektörünü hem benzin hem market hizmeti olarak çok pahalı buluyor, ama bu pahalılığın neden kaynaklandığını da biliyor. Çözüm ise alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek.

isteği, parası olan olmayan herkesin eşit şekilde tedavi olabilmesi. Marketler: Tüketiciler için her yerden ulaşılabilir olmaları market sektörünün en sevilen özelliği. Gelecekte ise uzun kasa kuyruklarına çözüm olacak teknoloji bekleniyor. İnşaat sektörü: İnşaat sektöründen yana temel beklentiler doğaya zarar vermeden şehir planlamasına uygun yapıların yapılması, fiyatların daha uygun olması ve dayanıklı yapıların sayısının çoğalması. Ulaşım: Fiyatlardan ve kalabalıktan şikayet eden gençler, çözüm olarak toplu taşımaya yönelmeyi ve hava taşımacılığının geliştirilmesi, sektörün mobil uygulamalar konusunda kendini geliştirmesi gerektiğini söylüyorlar. Bankacılık: Gençler için yapılan

Alışveriş merkezleri: Alışveriş merkezlerini oldukça işlevsel bulan gençlerin isteği ise fazla dar alana hapsedilen mağazaların daha geniş ve havadar alana yayılması, yapay ışık yerine gün ışığının içeriye girebildiği yapılar. Sağlık sektörü: Gençlerin öncelikli

kampanyaların arttırılmasını ve bu kampanyaların daha geniş kanallarda duyurulması gerektiğini düşünüyorlar. Geleceğin bankacılığından ise öncelik daha güvenli çevrimiçi alışveriş deneyimi ve daha kullanışlı mobil bankacılık.

21 binden fazla kişi dijital dünya ile tanıştı

Yandex, farklı kaynaklardan sürekli akan veriyi doğru okumanın önemini vurgulamak, ayrıca dijital analitik odaklı ürün ve hizmetlerini paylaşmak üzere bir seminer düzenledi. Kolektif House Levent’te yapılan Yandex’le Dijital Analitik Semineri’nde, sektörde önde gelen şirketlerde ve ajanslarda görev yapan 50’den fazla teknoloji çalışanı bir araya geldi. Etkinlikte Yandex’in Moskova merkezinden gelen konuşmacılar da

yer aldı. Yandex Metrica Ürün Sorumlusu Barış Mert Gezer, kullanıcıların internet deneyiminin gelişmesine yardımcı olan servisler sunduklarını, bunların başında da web analiz aracı Metrica’nın geldiğini belirterek, özellikle tıklama ısı haritasının Metrica’nın en önemli özelliklerinden olduğunu söyledi. Gezer, Metrica ile kullanıcıların site üzerinde tıkladığı tüm alanları bir ısı haritası olarak gözler önüne serdiklerini belirtti.

Türk Telekom’un kurumsal sosyal sorumluluk projesi İnternetle Hayat Kolay, 2016 yılında 10 binden fazla kişiye daha eğitim vererek 3 yılda 21

binden fazla kişiyi internet okuryazarı yaptı. Projede hedef; 2017 yılı sonuna kadar toplam 30 bin kişiye ulaşmak. Türk Telekom; Habitat Derneği ve Birleşmiş

Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle hayata geçirdiği proje ile kalkınmada öncelikli 50 ilde 35 yaş üstü yetişkinlere verilen internet eğitimlerinin kapsamını 2016’da genişletti. Proje ile bedensel ve işitme engellilere, denetimli serbestlik mahkûmlarına, muhtarlara ve taksi sürücülerine de eğitimler verilmeye başlandı, taksi sürücülerine navigasyon gibi mobil uygulamalarla ilgili özel eğitimler de sunuldu. Proje ile 300 gönüllü eğitmen, 2 bin 400 eğitim seansı gerçekleştirdi. Şırnak, 2 bin 305 kişiye verilen eğitimlerle en fazla eğitim verilen iller arasında ilk sırayı alırken, bin 130 kişi ile Nevşehir, bin kişi ile Ordu, 900 kişi ile Bingöl ve 850 kişi ile Bartın onu izledi.



24

BThaber

KARİYER

9 - 15 Ocak 2017

Kitlesel fonlama, derneği ile büyüyecek TBMM’ye sunulan Kitlesel Fonlama kanun teklifinin ardından, Kitlesel Fonlama Derneği de kuruluşunu tamamladı. Kitlesel fonlama sisteminin girişimciler için alternatif fon imkanı yarattığını belirten Kitlesel Fonlama Derneği Kurucu Başkanı Savaş Ünsal, şu bilgileri paylaştı: “Yeni kanun teklifinin gündeme gelmesi ve ülkemizde ‘kitlesel fonlama’ platformlarının sağlıklı işleyişinin başlamasıyla, bugün 60 milyon dolar olan yatırım fonlarının, 3 yıl içinde 250 milyon dolarlık toplam fonlama hacmine ulaşacağını öngörüyoruz. Derneğimizin misyonu; az sayıda ve genellikle ‘ödül’ bazlı olan crowdfon.com, BiAyda.com, FonlaBeni. com, FonGoGo, ArıKovanı, Buluşum gibi kitlesel fonlama platformlarına yenilerinin eklenmesini sağlamak. Girişimci ekosisteminde alternatif fon imkanı sunacak platformların çoğalması ve kullanımları için gerekli düzenlemelerde kamu kuruluşlarına yardımcı olmak da hedefimiz. Bu konuda gerek girişimcilere gerek platformlara tanıtım, işleyiş, eğitim desteği verebilmek istiyoruz. Hedefimiz ise Türk girişimcilerinin, kitlesel fonlama platformları aracılığı ile 2023’te 1 milyar dolar fon kaynağına ulaşmalarını sağlamak.” Kitlesel fonlama sisteminin, girişimcilerin projelerini veya şirketlerini hızla hayata geçirmelerinde önemli rol oynayabileceğini belirten Kitlesel Fonlama Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan da “Yeni kanun tasarısı, İTÜ Çekirdek ve diğer kuluçka merkezlerinde yetişen yüzlerce girişimcinin daha hızlı biçimde gerekli fonlara ulaşmasını sağlaması açısından önemli. Özellikle teknoloji alanında girişimcilerin önünü açacak bu sistemin, teknoparklar tarafından etkin bir araç

olarak kullanabileceğini düşünüyoruz” dedi. Derneğin kuruluş aşamasını tamamlaması, yeni yönetim kurulu ve organlarının belirlenmesi ile sektördeki aktif kitlesel fonlama platformlarının, girişim yatırımcılarının, teknopark ve kuluçka merkezlerinin, yatırım ve girişim bankalarının, öncü özel sektör firmalarının, yarı resmi kuruluş ve STK’ların derneğe üye olmak için beklemeye geçtiğini belirten Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreter Hulusi Berik ise “Bu kuruluşlara resmi davet mektubu yollayacağız ve sektörün ilgili kuruluşlarını aynı çatı altında toplayacağız. Ocak ayı içinde yeni kanun tasarı hakkında sektörün görüşlerini belirlemek için Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Akın Rota ve avukatımız Ela Cenudioğlu liderliğinde bir çalışma grubu oluşturduk. Amacımız; en kısa sürede ilgili partilerin katılımıyla kitlesel fonlama sisteminin etkin şekilde başlamasına ve yaygınlaşmasına katkı sağlayabilmek” bilgisini verdi. Kitlesel Fonlama Derneği’nin Yönetim Kurulu ve organları şöyle sıralanıyor: Savaş Ünsal Yönetim Kurulu Başkanı Crowfon.com Kurucusu Kenan Çolpan Yönetim Kurulu Başkan Yrd. İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Hulusi Berik Yönetim Kurulu Başkan Yrd ve Genel Sekreter Keiretsu Forum Istanbul, Kurucu Ortak Akın Rota Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Arkan&Erkin Kumusal Finans, Ortak Doğan Taşkent Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Melek Yatırmcılar Derneği Danışma Kurulu Üyesi

Yeni dönem hızlandırma programına başvurular başladı

Girişimcilerin sürdürülebilir ve ölçeklenebilir teknoloji girişimleri başlatmalarına destek veren KWORKS Girişimcilik Araştırma Merkezi’nin düzenlediği KWORKS Hızlandırma Programı için 31 Ocak 2017 tarihine kadar http://

kworks.ku.edu.tr adresinden başvuru yapılabilecek. Yeni dönemde destek yapısını daha da güçlendiren KWORKS, program süresince girişimlerin ihtiyaç duyduğu birçok alanda sunduğu danışmanlık ve altyapı hizmetleriyle programa seçilen ekiplerin yanında

olacak. Girişimler; aralarında Finansbank, IBM, GE, iyzico, Kolektif House, Microsoft, Moroğlu & Arseven, Paraşüt, Plusclouds, Radore, SHERPA, Userspots ve Zaxe’nin de bulunduğu çözüm ortaklarının sunduğu desteklere de erişim imkanı yakalayacak.

Basistek’te atama Ali Doğru, 2016 Aralık ayı itibari ile Basistek Bilgi Teknolojileri’nde “Teknik Çözümler ve İş Geliştirme Müdürü” olarak göreve başladı. 19 Mayıs Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği

E T K İ N L İ K L E R 19 Ocak 2017 BTvizyon Bursa Toplantısı Divan Bursa Otel AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

23 Şubat 2017 Yeni Dünyanın İçerik Dönüşümü Sheraton Ankara Hotel & Convention Center AYRINTILI BİLGİ: http://www.teknolojiplatformlari. com.tr

mezunu olan, Telpas, Vodafone Telenity ve son olarak HPE’de 2,5 yıl boyunca Satış Destek Danışmanı olarak çalışan Ali Doğru, müşterilere Teknoloji Danışmanlığı hizmeti de vermekte.

Y U R T İ Ç İ

9 Şubat 2017

23 Şubat 2017

BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları Sheraton Ankara Hotel & Convention Center AYRINTILI BİLGİ: http://www.teknolojiplatformlari. com.tr 23 Mart 2017

9 Mart 2017 BTvizyon Tekirdağ Toplantısı Tekirdağ AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: http://www.btvizyon.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 8 Şubat 2017

DataCentre Summit Londra, İngiltere AYRINTILI BİLGİ: www.datacentresummit.co.uk

20-24 Mart 2017

CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: http://www.cebit.de/home

Y U R T D I Ş I

27 Şubat - 2 Mart 2017

Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com

19-23 Şubat 2017

HIMMS 17 ABD / Orlando AYRINTILI BİLGİ: http://www.himssconference.org

23-25 Mayıs 2017

CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: http://www.communicasia.com

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.



26

BThaber

MEKTUP

Yeni yıldan merhaba, Yeni yıl, biraz olsun teselli ile gelir dedik, ama tam yılbaşı gecesi yaşananlar yılın kalanı için içimizi karartmayı maalesef başardı. Dileriz tüm sorunlar bu kadarda kalır, başka üzücü haberler almayız. Bu sıkıntılı gündemde bir nebze olsun nefes alabilirsek ne ala… Açılışı, bu soğuk günlerde kıyas kabul etmeyen bir soğuk sunan kutupla yapıyorum. Zira Türkiye’nin bilimsel çalışmalar yürüten ilk ve tek kutup araştırma merkezi olan İTÜ PolReC, 2017 Antarktik sezonunu açıyormuş. Bu kapsamda İTÜ PolReC, Türkiye’nin Antarktik Bilim Üssü inşasının altyapılarını oluşturmak üzere farklı kurumlardan 4 Türk bilim insanını daha Antarktika’ya gönderecekmiş. Soğuktan sıcağa, geze geze gelelim. Gazeteci Hasan Söylemez, Türkiye’yi yanına hiç para almadan bisikletle sekiz ay boyunca 10 bin km dolaştı, yolda sosyal sorumluluk projeleriyle birçok insanın hayatına dokundu, televizyon programları yaptı, kitap yazdı ve şimdi de dünyada bir ilki gerçekleştirmek üzere bisikletle Afrika’ya gidiyor. Söylemez, bisikletiyle Fas’tan başlayarak Afrika kıtasındaki 6 ada ülke dahil 54 ülkede yaklaşık 60 bin kilometre pedal çevirip belgesel çekecekmiş. Ocak 2017’de başlayan yolculuk en az üç yıl sürecek. Söylemez, “Hayallere Yolculuk’’ adını verdiği belgesel projede Afrikalılara ‘’En büyük hayalin ne?’’ sorusunu soracak, anlatılanlar fotoğraf, video ve yazılarla belgelenecek, hem İngilizce hem Türkçe olarak televizyon kanalları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyayla paylaşılacak. Delta Bisiklet ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek projeye Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve TİKA da diplomatik

9 - 15 Ocak 2017

Bisikletle tüm Afrika

destek verecek. www.facebook. com/hasannsoylemez/, www. instagram.com/hasansoylemez/ ve twitter.com/hasansoylemez linklerinden takibimizde olsun. Gezdik dolaştık, şimdi de karnımızı doyuralım. Yurtdışı operasyonlarında emoji ile pizza siparişi, drone ile teslimat gibi uygulamalara imza atan Domino’s Pizza, geçen yaz Türkiye’de tanıttığı, tüm dijital platformlarda kullanılabilen Tek Tıkla Sipariş özelliğini Facebook Messenger’da da hayata geçirmiş. Aç kalmak bu devirde mümkün değil anlayacağın… Zorlu sene bitti, yeni yıl da zorlu başladı. Ama umut etmeden kalan 360 küsür gün de geçmez. O yüzden umut yüklü bir haber vereyim. Alman Kültür Merkezi (Goethe-Institut İstanbul) tarafından, destekleyici “göç ve

uyum programı” çerçevesinde ilk olarak Mardin’de hayata geçirilen “Uçan Kütüphane”nin ikincisi, 26 Aralık’ta İstanbul’da Sultanbeyli’de açılmış. Çocukların eğitimlerine ve hayal dünyalarına adanan “Uçan Kütüphane” bölgeden bölgeye uzanıp Suriye ve Türkiye’den çocuklara edebiyat, sanat, film, eğlence ve umut taşıyor. “Uçan Kütüphane” projesi kapsamında; her şehirde yüzlerce çocuk ve gence, uzman eğitmenler ve gönüllüler tarafından haftada 5 gün boyunca hizmet sunuluyor. Biraz da çevreden bahsedelim. Schneider Electric, su

yetkin olunca, tasarruf adına önemli bir fırsat da gündeme geliyor bence. Tabi işin bu tarafı biraz da kullanıcı bilincine bağlı. Bilinç demişken, yerinde bir tasarruf haberi vereyim sana. Turkcell, altyapısında kullandığı ürünleri yenileyerek geniş frekans spektrumunu müşterilerine en yeni teknolojileri destekleyen ekipmanlar ile sunuyor. Çevre dostu olan bu dönüşüm projesi kapsamında yılda 73 milyon kWh enerji tasarrufu sağlanarak ülke ekonomisine de katkıda bulunulacak. Gelelim karamsarlığımızı biraz

endüstrisine 30 yıldan uzun zamandır hizmet sunan su dağıtım şebekesi yönetimi yazılımı Aquis’in yeni sürümünü sunmuş. Aquis 7.0, daha hızlı performans ve yükleme süresi, gelişmiş sistem günlüğü, güçlendirilmiş arama işlevi, daha iyi kullanıcı deneyimi ve mühendislik çalışmalarını kolaylaştırıcı geliştirmeleri içeriyor. Arka planda teknoloji

daha azaltmak adına, haftanın ödüllerine… İkinci el alışveriş yapma kanalı letgo, ODTÜ’nün Genç Girişimciler Topluluğu tarafından verilen Kristal Ağaç Ödülleri’nde Yılın Dijital Girişimi seçilmiş. İnnova ise HPE (Hewlett Packard Enterprise) tarafından iki önemli ödüle layık bulunmuş. “HPE Yazılım Yılın İş Ortağı” ve “HPE Aruba Telekom Yılın En iyi İş Ortağı” ödüllerini alan

İnnova, bu iki ödülle birlikte son beş yılda aldığı ödül sayısını da 52’ye yükseltmiş. PR ve iletişim alanında Avrupa’daki en prestijli ödül programı olarak görülen European Excellence Ödülleri’nde eBay’in Türkiye markası GittiGidiyor da Blog Kategorisi’nde beş finalist arasına girme başarısını gösteren tek Türk şirketi olmuş. Uzman bir ekip tarafından hazırlanan içerik platformu blog.gittigidiyor. com, alışverişte rehber içerikleriyle öne çıkıyor. Bu haftaya noktayı, herkes için 360 derece iletişimi mümkün kılan bir yapı ile koyuyorum: Piar İletişim; girişimlerin ve KOBİ’lerin iletişim ihtiyaçlarına anında, güvenilir ve profesyonel bir çözüm sunmak üzere Türkiye’nin ilk online PR mağazası Piar Dijital’i açmış. Online mağaza, dediğim gibi 360 derece iletişim hizmetlerini, hem de iletişim paketi alternatifleriyle sunuyormuş. Bu arada, isteyen kurumlar kendilerine özel tasarlanmış paketler de yaratabiliyormuş. Yani iş hedefleri ve bütçelerine en uygun paketle start-up ve KOBİ’ler güçlü iletişim desteğiyle hedef kitlelerine etkili biçimde ulaşıp rekabet avantajını pekiştirebilecek. www.piardijital. com adresinden ulaşılabilen bu yapıda sunulan temel hizmetlerin yanı sıra şirketler, Piar Dijital iletişim danışmanlarına platform üzerinden ulaşarak tüm ihtiyaçları ile ilgili bilgi de alabiliyor. Piar İletişim Ajans Başkanı Selin Batı Oran da “Kaliteli bir PR hizmeti almak herkesin hakkı ve bizler de sektördeki bu açığı görüp, ihtiyaca yönelik esnek paketler geliştirdik. Tüm firmaların bu hizmetlerden faydalanmasını ve birlikte bu platformu daha da zenginleştirmeyi arzu ediyoruz” demiş. Bu hafta da bu kadar, gündemde iyi haberlerle buluşabilmek dileğiyle,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1104

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

9 - 15 Ocak 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

It’s time to redefine HR management With Industry 4.0, IT is taking place in all business processes and cannot be excluded from HR; because this new revolution is closely related to all employees and managers and naturally employment policies in institutions. HR unit is the main address in this improvement’s road map. In our file aiming to help all employees of the companies prepare for Industry 4.0 process, we discussed the responsibilities of the HR, the steps to take, and the headlines that have become ‘outdated’ for today, which should be forgotten. Industry 4.0, as well as changing the production distribution of all sectors, all steps from marketing to sales, also brings fundamental innovations in the internal configurations. The center of these innovations is inevitably formed by the human resources departments. In many related researches state that the importance of the change in the HR department and the technological trends increases. In addition, the generation Z will be more powerful with Industry 4.0. When we look at the situation from this perspective, the priority change in the HR departments stands out as a tendency to ‘reflect consumerism to the HR’, that is the tendency of the employees to have everything they have at home at the office, as well. At

home, personal devices are connected to the internet; however the structure at the office is still far from the ideal. At least this is the complaint of the employees and the number of unhappy employees in the workplace is very high. That’s why the HR department must be constantly doing R&D to improve work experience.

participate in, focusing on what needs to be done to ensure that each ‘competent’ employee to be better, what kind of methods to follow for each employee in order to improve performance are critically important for the stable development of HR performance which is the base of the corporate performance.

The perception of ‘the source of salary’ must be gotten rid of The second factor is to rebuild the performance management cycle. Researches on the subject reveal that the awareness of companies in this regard is manifested in 2016. For this reason, the concept of performance consulting will take place in business life in 2017. In other words, instead of organizing trainings that everyone will

The third point is to “bring together separate teams” in a team network. According to researches emphasizing on the importance of linking teams and strengthening existing ties rather than static hierarchy, the initial outcome of many HR tasks from recruitment to performance management is not each employee, teams or compliance. Besides, the HR’s job is primarily perceived as a ‘payroll department’

and employees criticize the department for not focusing on employees or teams. For this reason, there are changes in the headings focused by the HR units; they started taking slow but sure steps. Cooperation among teams, priorities moving from individuals to teams and how to bring about institutional benefit are gaining importance. Make the rules more ‘human’ The fourth topic is to lean towards the methods that will cooperate with technology, instead of being afraid of the

development of informatics such as the use of robots in production. It has been frequently mentioned in recent years that this type of cooperation will benefit both individuals and institutions. In addition to production processes, it is seen that more accurate decisions can be taken in processes such as employment, appointment and promotion by entering candidate information into the HR information systems in HR processes. The general belief is that during the HR processes, the use of such artificial intelligence (AI) will increase exponentially.

Tax burden should be reduced The Association of Freelance Telecommunication Operators (TELKODER) announced that in 2016, a monthly average communication cost of a family of 4, each with a fixed telephone and a broadband internet subscription, is approximately 237 TL. According to TELKODER’s annual report on “Family Expenses on Electronic Communications”, the communication expense of a family of 4 reached 2,844

TL on an annual basis. 763 TL of this amount is the tax paid to the state. Being 2 thousand 695 TL in 2015, the annual communication cost of a family increased by 5.56%. The impact of high tax policies According to the data published by the Information Technologies and Communications Authority (BTK) and TELKODER’s

general sector evaluation, having a fixed telephone and a broadband internet subscription, a family of 4 with a mobile phone each spent an average of TL 237 per month. According to the “Family Expenses on Electronic Communications Report”, an average monthly fee of 24,2 TL is paid for the fixed telephone. In the same report, the average monthly payments of the subscriptions of three GSM operators reached 26,7 TL.

For fixed internet connection, 42,6 TL per month is paid. In addition to 18% VAT, special communication tax of 25% for mobile phones, 15% for fixed telephones and 5% for internet connections are paid as a part of these expenses. When 63,6 TL monthly tax paid to the state is added, the average communication fee of a family of 4 with mobile phones for each reaches 237 TL per month and 2 thousand 844 TL per year on an annual basis.

TELKODER Chairman Yusuf Ata Arıak commented on this data: “Communication services are indispensable for everyday life, however unfortunately after adding the high tax policies, it becomes a big burden on the family budget. We believe that in 2017, both the liberalization and the competition will be accelerated and the government will take the necessary approach to reduce these tax burdens.”



The potential is huge on domestic software sector

The target in software is the Iranian market with growing potential for the information sector. Esim also mentioned about the expectations as:

commercial software in 2017 will exceed 6 billion TL. E-transformationfocused 60 private integrator companies and almost 1,000 companies that sell ERP software packages will get a share from this cake.” Önder also stated his expectations:

The software sector, despite all the negatives in 2016, did not stop its growth. In addition to ERP and package programs, the e-Transformation applications also supported the software industry. Uyumsoft President Mehmet Önder expressed his expectation that the growth in the software sector will continue to grow over the growth of the economy and stated: “The software sector, which is the leverage for all sectors, is the sector of today and the future. We predict that the share of

“The government conducts search conferences on national software, identifying talented firms and ecosystems. If government agencies and the private sector prefer this way, the domestic software sector will go up one step further and move domestic software companies to more international arenas in the coming period. We continue to lead the industry in Web ERP, Cloud ERP and Mobile ERP. In 2016, we grew by 25%. We also aim to grow at least 25% in 2017. Uyumsoft ERP is used in more than 10 countries.”

Turkish Electro TechnologyTET visited Tahran with 12 TET member software and informatics companies in order to make investment negotiations in the software and IT sector and to export to Iran, increasing efficiency and volume in the global economy after the embargo period. The delegation participated in a business forum held in Pardis Technopark in December and held bilateral business talks with the Iranian officials from the public and private sectors. In addition, B2B negotiations with Iranian IT sector representatives and customer companies were conducted.

Selahattin Esim, Chairman of TET Management Board, Member of InformaticsSoftware Export Commission, expressed the expectation that Istanbul will be a center of trade and innovation in the IT sector in the medium term and emphasized that the importance of Iran is big in order to achieve 2023 export targets in software and IT sector. The primary purposes of Iranian visit are explained by Esim as the Iranian economy growing rapidly after the embargo conditions and the increasing demands should be met by the Turkish software and information companies

“We have seen that we can make long term collaborations in this visit. We realized this delegation by thinking that the Turkish information industry should also be in a market place where the whole world is. Despite our efforts on convincing many companies to attend this delegation, we did not receive many positive feedbacks. There is an incredible love and respect for the Turks in Iran. Our companies have broken the record of negotiations, confirming how right we are to come to this country. We will be the solution partner for the public and private sector IT needs in Iran by combining the facts that Istanbul is the innovation center in the information sector and the rapidly growing economy of Iran, as well as the market potential in the information sector. I hope that the business connections that are made will be good for our companies and for our country.”

As awareness increases, diversity will increase, too development of consumer awareness together will make Turkey a unique market for all kinds of mobile devices. We talked about Aksoy’s goals and strategies:

Aksoy Bilişim has been carrying global brands in mobile accessories to Turkey since 2009. Stating that they have the distributorships of more than 20 brands in Turkey and that Italian SBS is included, Aksoy Bilişim Chairman Osman Aksoy emphasized that hundreds of different accessories developed for all mobile devices and

tablets have been distributed to a thousands of sales points throughout the country. “Aksoy Show Mobile” car is moving across Turkey and introducing new products to the sales points and distributors and according to Osman Aksoy, the accessory awareness in the Turkish market is still in its infancy. In this regard, informed distributors and the

How did cooperation with SBS develop? My goal was to importing accessories for tablets and mobile phones, and to have the distributorship of such brands. I aimed at the different one, perhaps a little more expensive one, and I took the first step with the mobile phone handlers. These are the first things I have found and brought to Turkey, and within a year I have sold over 150 thousand pieces and we have reached a certain point on the market. The customers we work with started to make suggestions on kinds of products in a certain price range from specific brands. We

apply different methods on sales and we consider the process as a chain. We need to make the dealers, buyers, sellers and customers happy. We researched and we got the distributorship of Italian SBS Company as this sector is now in a structure similar to the pace of change in the fashion sector. What is the nature of SBS? The price structure is the same as many brands in the middle segment; however the quality is much higher. The company has a lot of products in its warehouse in Italy, which means a huge production capacity and power. SBS, which we have the distributorship for Turkey, is one of the fastest growing brands in Europe. Our target is to bring the SBS brand to customers in all points where mobile phones are sold in Turkey and make it independent of the operator.

What are the expectations of the Italian company from the Turkish market? Turkey is the country where they invested the most since the beginning of 2016. The priority is to bring more affordable and profit margined products to the Turkish market and is to enable operator distributors making more profit as the sellers. The priority for distributors is being the most earning among the fellows and this logic does not exist in Europe. But with the structure of Turkey, we have taught it to Europe a little bit. For this reason, I will reduce the margin, make our long term profit target stronger, satisfy our distributors and make them sell better quality products to their customers. Product and service quality standards of all operator distributors and being customer focus are gaining importance at this point.



Yeni Nesil ve Yerli Firewall estek H ik D att n ı ek

estek Hattı D T ik

Tek n

Adres : Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknopark No:609 Gebze 41480 Kocaeli Türkiye Telefon : +90 262 679 82 90 Faks :+90 262 679 80 80 E-Posta :info@berqnetworks.com Logo Siber Güvenlik ve Teknolojileri A.Ş., Logo Yatırım Holding’in birkuruluşudur.

tı at

IPS/IDS 5651 Yasaya Uygun Raporlama VPN HotSpot Web Filtreleme Uygulama Kontrol

nik Destek H Tek

0 26 679 2 88 8 8


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.