BThaber Sayı 1109

Page 1

OpenScape Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr

SAYI

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

1109 13 - 19 Şubat 2017

Sayfa

4

Sayfa

3 Karnemiz ne iyi ne kötü Accenture, bu yıl ikincisi hayata geçirilen Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

Sayfa

8

KOBİ’ler bulut ile tanışıyor

Arena Bilgisayar, KOBİ’lerin dijital dönüşümünü sağlayacak yeni platformu Bulutum.com’u tanıttı.

Katma değerli servisler Fintech sektörüne yön verecek

Sayfa

10

Alper Akcan

Mikro Ödeme -3Pay’i 2014 yılında satın alarak Türkiye pazarına adım atan Wirecard, yeni hedef ve stratejilerini açıkladı.

Ekonomiyi yeniden tanımlama zamanı Dijital evrimleşme süreci ile birlikte ekonomik yapı da yeniden şekilleniyor. Geçtiğimiz yıl bolca konuştuğumuz Endüstri 4.0 artık “reel” ekonominin önemli taşlarından biri haline geldi. 2017, Endüstri 4.0 için teknoloji yatırımlarının hayata geçeceği bir yıl olacak. Bu yıl Kasım ayında gerçekleştirilecek olan 17. Bilişim Zirvesi’nin ana teması da “REkonomi” olacak. Sayfa

11

DOSYA:

Kurumsal içerikler, dijital dönüşümün de önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.



BThaber

GÜNDEM

13 - 19 Şubat 2017

3

Ekonomiyi yeniden tanımlama zamanı Haber Merkezi 2017 Kasım’ında bilişim sektörünü, kamuyu, yerli ve yabancı sektör uzmanlarını bir araya getirecek olan 17. Bilişim Zirvesi, bu yıl da birçok güncel başlıkta paralel oturuma ev sahipliği yapacak, bir kez daha BThaber gazetesinin yayıncılık, M2S’in de araştırma ve pazarlama güçlerini buluşturacak. “Her yıl olduğu gibi, bu yıl da zirvede ezber bozmak ana hedefimiz” bilgisini veren Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun, hem 2017 yılı Bilişim Zirvesi’ne dair sorularımızı yanıtladı hem de sektörün gelişimi odaklı beklentilerini paylaştı:

Dijital evrimleşme süreci ile birlikte ekonomik yapı da yeniden şekilleniyor. Geçtiğimiz yıl bolca konuştuğumuz Endüstri 4.0 artık “reel” ekonominin önemli taşlarından biri haline geldi. 2017, Endüstri 4.0 için teknoloji yatırımlarının hayata geçeceği bir yıl olacak. Bu yıl Kasım ayında gerçekleştirilecek olan Bilişim Zirvesi 17’nin ana teması da “REkonomi” olacak. artırılmasına yönelik projeler gerçekleştirmesi. 2000 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen uluslararası Bilişim Zirvesi – ICT Summit etkinliği, Türk iş dünyasının teknoloji ile etkileşiminin bugününü ve geleceğini konuşturan ülkemizin ve bölgenin lider iş ve işbirliği etkinliği.

2016 yılında düzenlenen Bilişim Zirvesi ICT Summit; anafikri, konuşmacıları ve paralel oturum başlıkları gibi birçok konuda yenilikleri ortaya koydu. Sektörün bunlara geri dönüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Başbakan Binali Yıldırım’ın da katılmış olduğu Bilişim Zirvesi 2016'da amacımız dijital evrimin yol haritasını sektör paydaşları ve hayatında bir şekilde bilişimin yer tuttuğu tüm birey ve kurumlarla birlikte oluşturmaktı. Yola çıkış noktamızı; hep beraber Endüstri 4.0 dalgasını yakalamanın ipuçlarını belirlemek olarak tanımladık ve bu hedefi yerine getirdik. Endüstri 4.0, her şeyi birbirine bağlamakla kalmıyor, yapay zeka temelli yepyeni tasarım, planlama, Ar-Ge, üretim, tedarik, kalite, süreç yönetimi, otonom sistemler, hizmet ve müşteri deneyimini beraberinde getirerek, 4. dalga dijital ekonominin temellerini atıyor. “Dijitalleşmenin en önemli yansıması, endüstrilerin dönüşümünü tetiklemesi ve yakınsaması ile olacak” diye söze başladık ve 2016 zirvemizde, gelişmiş ülkelerin ve küresel şirketlerin gündemindeki Endüstri 4.0’ı, ‘endüstriyel internet’ olarak da tanımladık. Dijital dönüşümde model değişiyor. Bu sebeple ana temayı oluştururken dijital dönüşümden öteye geçtik, “Dijital evriliyoruz” dedik. “Dijital Evrim ile Endüstri 4.0” ana teması ve “Kaçış Yok” mottosu ile gerçekleşen zirvede, 17 farklı konulu konferans platformlarında, 150'ye yakın

2017 yılında zirvenin anafikri, mottosu ne olacak? Bunu seçerken ne gibi gelişmeler, sektör temsilcilerinden size yapılan hangi geri dönüşler etkili oldu?

Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan Aksun panel, söyleşi ve sunumda 240'ın üzerinde konuşmacı ve 3 bin 803 katılımcı, deneyim ve vizyonlarını paylaşmak, ama temelde geleceği konuşmak üzere bir araya geldi. Beklentileriniz nasıl şekillendi? Gerek konuşmacılar gerek panel yöneticileri gerekse yüzde 62’si üst ve orta düzey yönetici olan zirve katılımcılarından yüksek oranda beğeni aldık. Eleştiri elbette vardı. Az sayıda da olsa gelen bu eleştiriler, zirvenin yeterliliği ya da faydası konularında değil, etkinliği kongre merkezinde yapıyor olmanın zorluklarıyla alakalıydı daha çok. Etkinlik mekanının ikram konusunda uyguladığı fiyat politikası gibi nedenler, az sayıda katılımcı tarafından bize ulaşan olumsuz şikayetleri oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda, ülke ve sektör ekonomisinin de pozitif yönde değişimine inanarak, sponsor firmalarımızdan daha fazla destek alarak, bu konuyu da

kendi sorumluluğumuza alarak çözebilmek arzusundayız. Ama vurgulamak isterim ki, 16 yıllık tecrübeye sahip olan Bilişim Zirvesi etkinliğimiz hiçbir zaman katılımcılarına ziyafet çekebilecekleri, ard arda eğlence show’ları izleyebilecekleri bir ortam vaat etmeyecek. Bilişim Zirvesi etkinliklerinin 16 yıldır olduğu gibi, bundan sonra da amacı; bilişim teknolojilerinin tüm sektörler tarafından kavranması, yeni teknolojilerin iş dünyasında içselleştirilerek, yansımaların ve verimliliğin

Ülke ve halk olarak teknoloji ve bilişime yatırım yapma, uyum sağlama, uygulama ve kullanma başlıklarında çok başarılı ve hızlıyız. Hal böyle iken, dünyada yaşanan her gelişme bizde de yansımasını oluşturur. Son dönemin en güncel konularından giyilebilir teknolojiler, IoT, gömülü sistemler, M2M gibi konuları hızla gözden geçirdiğimizde görürüz ki, bu teknolojileri dünya ile aynı anda konuşmaya, araştırmaya ve hatta kullanmaya başladık. Yeni teknolojileri kullanarak üretim yapma konusunda da eskiye nazaran çok iyi durumdayız. Ana tema konumuzu belirlerken, gerçekten güncel ve önemi olan konuları gözden geçirmekle işe başlıyoruz. Firmalar ve bireyler olarak olmazsa olmazlar, az bilinenler ya da yeni olduğu

2017 yılına yönelİk hedef ve stratejİler "Her yıl olduğu gibi, 2017 yılında da büyük titizlikle hem sponsor firmalarımızı memnun etmek hem de katılımcıyı bilgi anlamında doyurmak ve beğenilerini kazanmak en büyük isteğimiz. Böyle bir ortamda onlarca yıl aynı isim ve marka ile,

her ne kadar yenilikler katılıp döneme ayak uydurulan gelişmelerle zenginleştirilmiş olsa da, her yıl benzer formattaki etkinliklerinizi gerçekleştiremezsiniz. Her şeyin başında sağlam, kaliteli hizmet, süreklilik, memnuniyet ve samimiyet geliyor."

için bilinmeyen ya da yanlış bilinen kavramları gündeme alıyoruz. Bu çalışmalar sektör içi, sektör dışı ve STK’lardan oluşan yöneticilerden seçilmiş bir kurul oluşturularak ortaya konuluyor. Kendi geliştirdiğimiz bir teknoloji, ürün ya da çözüm yok. Bu nedenle kendi ürünümüzü ön plana çıkartacak, rakipleri ile kıyaslayacak, zaten çözümlerimizi satmakta ya da kullanmakta olan ürünü tanıyan katılımcıları toplayarak yapmaya çalıştığımız bir pazarlama söz konusu değil. Hal böyle olunca, misyonumuz olarak oturmuş olan tarafsız bakış açımız ile gündemi takip etmek ve gündemi oluşturanları dinleyerek, çalışmamız doğru konuyu seçmemizde en büyük etken oluyor. ICT Summit – Bilişim Zirvesi’17’de ise “Yıkıcı ve Yenilikçi Dijital Ekonomi” ana temasını işleyeceğiz. “Yıkıcı” ifadesi ile nasıl “Yenilikçi” kavramlar oluştuğunu, tüm konularımızın temelinde olan ekonomi tepe başlığında yine tüm sektörleri kucaklayacağız. Bunu da literatüre yeni bir kelime sağlayacağımıza da inanarak “REkonimi Başlıyor!” mottosu ile 2017 Kasım’ında gerçekleştireceğiz. Kullanılmış, tüketilmiş, katlanmış, kesilmiş ve hatta buruşmuş bir kağıttan dahi oluşabilen muhteşem origami, sadece katlama hareketleriyle nasıl şahane objeler yaratabiliyorsa, benzer parçalardan nasıl bütün bir model oluşturuluyorsa, “Yıkıcı” (ezberbozan) kelimesinin gücüne ve sonuç faydasına da inanmak gerek. 2016 yılındaki geniş ölçekli katılımları ışığında, kamunun Bilişim Zirvesi ICT Summit’e yönelik ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? 17. Bilişim Zirvesi’ne yine üst seviye katılım bekliyoruz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı başta olmak üzere pek çok bakan, müsteşar ve elbette BTK Başkanı’nın yanımızda yer alacağını söyleyebiliriz. Önceki yıllarda da çok sayıda etkinliğimize Başbakan Binali Yıldırım teşrif etmişti. Bu yönüyle Bilişim Zirvesi etkinlikleri, kamunun konuya verdiği ağırlığı ve pozitif bakış açısını sektöre gösteriyor.


4

BThaber

E-TOPLUM

13 - 19 Şubat 2017

Karnemiz ne iyi ne kötü Accenture, Vodafone, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ile beraber bu yıl ikincisi hayata geçirilen Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışması sonuçlandı. Accenture Dijitalleşme Endeksi, şirketlerin dijital yeteneklerini ‘Dijital Strateji’, ‘Dijital Hizmetler’ ve ‘Dijital Operasyonel Yetkinlikler’ olmak üzere üç boyutta ve 10 temel kritere göre ele alıyor. Şirketler, geçtiğimiz seneki çalışmada bu 10 kriterin altında 91 göstergeye göre değerlendirilmişti. Bu yıl ise dijital dünyadaki gelişmelere paralel bazı değişiklikler yapıldı ve geçen yılın endeksinde yer almayan yeni göstergeler eklenerek, şirketler 119 göstergeye göre değerlendirildi. İncelenen göstergelerdeki artışa rağmen, Türkiye ortalaması geçen yıla oranla 1 puan artışla yüzde 61’e yükseldi. Accenture Dijitalleşme Endeksi 2016 sonuçlarına göre Finansal Hizmetler yüzde 81 puan ile dijitalleşme performansı en yüksek sektör olurken, onu Hizmet Faaliyetleri, Perakende Ticaret ve Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti ve Onarımı sektörleri takip etti. Endekse katılan şirketler arasında yüzde 81 ve üzeri puan alan ve ’Dijitalleşme Öncüleri' olarak belirlenen şirket sayısı da bu yıl artış göstererek 23 oldu. Geçtiğimiz yıl 14 şirket ’Dijitalleşme Öncüsü’ olabilecek performansı göstermişti. Doğru dijitalleşme, kârlılıkta artış sağlıyor Accenture Dijitalleşme Endeksi 2016 çalışmasında, dijitalleşmenin şirketlerin kârlılığı üzerindeki etkisi de analiz edildi. Buna göre, maksimum 100 puanlık Accenture Dijitalleşme Endeksi skorundaki her 10 puanlık artış, Türkiye’de bir şirket için ortalama olarak yüzde 1’lik ek Faiz ve Vergi Öncesi Kâr (FVÖK) marjı anlamına geliyor. Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışmasında Türkiye’nin önde gelen sektörlerinin dijital dönüşümdeki mevcut durumunun tespit edilerek gelişim alanlarının ortaya

koyulması ve bu sektörlerin dijital dönüşümüne katkı sağlanarak ülkenin büyümesine ve kalkınmasına destek olunması hedefiyle yola çıktıklarını belirten Accenture Türkiye Genel Müdürü Dilnişin

Bayel, “Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz Accenture Dijitalleşme Endeksi’nin şirketlere dönüşüm yolculuğunda yol göstereceğine, dolayısıyla da Türkiye ekonomisinin büyümesine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi. Bayel, Accenture’ın dijital dönüşüm ve yazılım geliştirme üzerinde uzman Fransa merkezli teknoloji danışmanlık şirketi OCTO’nun yüzde 47,4 hissesini, markalara mobil kullanıcı deneyimleri konusunda hizmet veren ve İngiltere’nin en büyük bağımsız kreatif ajansları arasında gösterilen Karmarama’yı da satın aldığı bilgisini vererek, “Accenture küresel ağının yeni satın alımlarla dijital dönüşüm, yazılım, veri yönetimi gibi stratejik alanlarda uzmanlığını güçlendirmesi, Accenture Türkiye olarak sunduğumuz hizmetlerin zenginleşmesine katkı sunacak” dedi. Dijitalleşme çabalarında artılar ve eksiler Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı

Engin Aksoy, “Özel ya da kamu, kurumlara dijitalleşme yolculuğunda rehberlik ederken, fırsatları ve riskleri de değerlendirip iş sürekliliğinin sağlanmasına yardımcı oluyoruz. Yarına Hazırım Platformu ile

Temmuz 2014’ten bu yana toplam 45 bin işletmenin Dijitalleşme Endeksini hesaplayarak ihtiyaçlarını tespit ettik, işletmelerin Dijitalleşme Endeksini yüzde 48’den yüzde 53’e çıkardık. Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksini yüzde 75’e çıkarmak için çalışıyoruz” bilgisini verdi. Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı; “Dijitalleşme, ülkemizin küresel rekabetçilikte etkin bir ekonomiyi gerçekleştirmeye yönelik hedeflerini doğrudan etkiliyor. Bu sonucu bilimsel veriler ile de kanıtlamış olması bile tek başına, bu raporun katma değeri” yorumunu yaparken, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Köksalan ise “Bilimsel yöntemlerle geliştirilen ve titiz bir saha çalışmasıyla uygulanan bu dijital endeks, katılan şirketlerin dijitalleşmede bulundukları noktayı ölçerek bu konuda gelişmeleri için gerekli bilgileri sağlamakta” bilgisini

verdi. Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker de “İkincisi tamamlanan dijital endeks çalışması, araştırmaya katılan şirketlerin sınav notunu açıklamakla kalmayıp,

şirketlerin dijitalleşme çabalarındaki güçlü ve zayıf yönleri ile gelişim alanlarını saptamalarında ve dijital dönüşüm yol haritalarını hazırlamalarında yol gösterici bir kılavuz niteliği taşımakta” yorumunu yaptı. Müşteri sadakatini koruyabilmek gerek Accenture Dijitalleşme Endeksi’ne göre Türk şirketleri, küresel eğilime paralel olarak şirket içi operasyonlarını dijitalleştirmeye, müşteriye dokunan hizmetleri dijitalleştirmeye oranla daha fazla ağırlık veriyor. Şirketlerin iç operasyonlarını dijitalleştirme puanları yüzde 69 iken, müşteriye dokundukları dijital hizmetlerde endeks puanları yüzde 52. Accenture Dijitalleşme Endeksi’nde ‘Bilgilendirme/Cezbetme’, ‘Satış/Sevkiyat’, ‘Kullanım’ ve ‘Satış Sonrası Servis’ olmak üzere dört aşamada incelenen müşteri yaşam döngüsüne göre ise ‘Satış/’Sevkiyat’, çalışmaya katılan şirketlerin dijitalleşme

alanında en düşük performansı gösterdiği evre. Türkiye’de müşterilerin yüzde 85’i memnun kalmadığı servis sağlayıcısını kullanmayı bırakıyor. Bu oran dünyada yüzde 64 iken, gelişmekte olan pazarlarda yüzde 79. Dolayısıyla, Türk şirketlerinin müşteri yaşam döngüsü boyunca dijital yetkinlikleri doğru kullanarak rekabet avantajı yakalayabilecekleri ortaya çıkıyor. Güvenlikte eksikler var Accenture Dijitalleşme Endeksi 2016, Türk şirketlerinin dijitalleşmenin önemli ayaklarından biri olan kurumsal güvenlik uygulamaları ve hassas verilerin korunması konularında kritik iyileştirme alanlarının olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 27’si disk şifreleme, yüzde 12’si felaket kurtarma, yüzde 30’u da kimlik ve erişim yönetimi çözümlerini kullanmıyor. Çalışmaya katılan şirketlerin sadece yüzde 55’i kendilerini dijitalleşme sürecine tümüyle hazır hissediyor ve dijitalleşme trendi ile ortaya çıkan yeni fırsatlara ve risklere karşı hazırlıklı olduğunu kabul ediyor. Dijital dönüşüm sürecinde karşılaşılan zorlukların başında ise sırasıyla; çevik karar alma süreçleri, regülasyonlar, şirket kültürü ve finansal kaynak tahsisi yer alıyor. Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışmasında şirketler, dijitalleşme seviyelerinin belirlenmesinde 3 temel kriterde değerlendiriliyor: Dijital Strateji, Dijital Hizmetler, Dijital Operasyonel Yetkinlikler. Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışmasına göre, Türkiye’de şirketlerin atması gereken adımlar şöyle sıralanıyor: 1. Nerede olduğunuzu tespit edin ve dijitalleşme stratejinizi oluşturun. 2. Dijitalleşme için temelleri doğru atın. 3. Dijitalleşmeyi kullanarak şirketinizi farklılaştırın. 4. Doğru yönetişim yapıları ile gelişiminizi sürekli izleyin. 5. Makro bazda yapılması gerekenlerin önemini göz ardı etmeyin.


Yüksek Hızda Trafik Kontrolü

Allot Service Gateway 9500

Kanıtlanmış Çözüm

Allot’un DPI, Gerçek Zamanlı Trafik İzleme ve Kontrol çözümleri Türkiye’de 10 yıldan uzun süredir finans, kamu, telekom, üniversiteler tarafından kullanılmaktadır. Allot ile trafiğinizin boyutu ne olursa olsun, kaç adet şubeniz ya da kullanıcınız olursa olsun, tüm uygulamaları gerçek zamanlı olarak izleyebilir ve kontrol edebilirsiniz. Müşterilerimiz 1.000 şubeyi tek bir noktadan izleyebiliyor, tüm uygulamaları dakikalar için ayrıştırarak kontrol altına alabiliyorlar. Nasıl yaptıklarını öğrenmek istiyorsanız bize ulaşmanız yeterli.

140 Gbps | 24x 10G SFP+ | Harici Bypass

140 Gbps Trafik Kontrolü

Güçlü DPI, Kontrol ve Gerçek Zamanlı İzleme

Ölçeklenebilir Yatırım Maliyeti

Internet, WAN ve LAN Kontrolü Aynı Anda

Allot SG9500 toplam 140 Gbps trafiği yüksek performans ile yönetebilir. Yüksek performansı ile servis sağlayıcılar, finans kuruluşları ve kamu kurumları için ideal çözümdür. Cluster olarak kullanıldığında 1 Tbps trafiği yönetebilir.

Allot SG9500’e 10Gbps başlangıç lisansı ile yatırım yaparak kullanmaya başlayabilir, trafiğiniz arttıkça yatırım yaparak 140Gbps trafiğe kadar genişleyebilirsiniz.

Allot veri trafiğini Layer7 seviyesinde her bir uygulama, protokol ve kullanıcı için ayırmakta ve gerçek zamanlı olarak izlenmesini ve kontrol edilmesini sağlamaktadır. Allot ile binlerce veri hattını tek bir noktadan, sadece merkezde yatırım yaparak kontrol edebilirsiniz.

Çok sayıda 10G portu destekleyen ve 140 Gbps trafiği kontrol edebilen SG-9500 platformu ile aynı anda Internet Trafiğinizi, tüm WAN Bağlantılarınızı ve lokal ağınızı %100 görselleştirebilir ve kontrol altına alabilirsiniz.

DDoS Engelleme

Allot Service Protector eklentisi ile aynı Allot SG-9500 ile yüksek hızlarda DDoS engelleme yapabilirsiniz.

Trafiz İzleme & DPI

Yüksek Performans 140 Gbps 24x 10G SFP+ 4 Milyon Abone 48 Milyon Flow

Marketteki En İyi DPI 1000+ Uygulama Tanıma Gerçek Zamanlı Veri Trafiği İzleme Harici Bypass Ünitesi

Kontrol Uygulama ve Kullanıcı Bazlı Granüler QoS Kontrolü

information solutions for your business veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.

İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir tel +90 (212) 428 47 47 fax +90 (212) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr


6

BThaber

E-TOPLUM STEM eğitimi komada

Posta,02.02.17 2016’da KPSS kapsamında yapılan Öğretmenlik Alan Bilgisi testi (ÖABT) sonuçlarına göre öğretmenlerimiz STEM alanında 50 soruya verdikleri doğru yanıtlara göre şöyle sıralanıyor: Biyoloji: 17.0 Kimya: 16.5 Fen Bilim: 16.4 Fizik: 15.3 Matematik: 9.9 STEM-dışı konularda da durum farklı değil. Öğrencilerle birlikte öğretmenler de “yetersiz eğitim tuzağı” içindeler. Öte yandan 237 sayfalık MEB 2017 Performans Programı’nda FATİH Projesi hakkındaki beklentiler: FATİH Projesi aracılığıyla tüm öğrencilere eğitimde fırsat eşitliği sağlanacaktır. Uzaktan eğitim yöntemlerinin dezavantajlı kesimler ile eğitim çağı dışında kalanların kaliteli eğitim imkânlarına erişmesinde etkin bir araç olarak kullanılması

13 - 19 Şubat 2017

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

sağlanacaktır. 2017 yılında internet altyapısı ile tablet/ etkileşimli tahta kurulumu için ayrılan para: 990 milyon 632 bin 558 TL. Hedeflenen okullardan internet altyapısı, tablet veya etkileşimli tahta kurulumu tamamlanma oranı: 2015’te % 72. 2016’da % 73. 2017’de % 75. İnternet altyapısı yenilenen okul/kurumlara çekilen uç sayısı: 2015’te 400 bin. 2016’da 410 bin. 2017’de 202 bin. Öğrenci ve öğretmenlere dağıtılan toplam tablet bilgisayar sayısı: 2015’te 700 bin. 2016’da 600 bin. 2017’de150 bin. Okullara kurulan etkileşimli tahta sayısı: 2015’te 101 bin 644. 2016’da 245 bin 723. 2017’de yüzbin. FATİH Projesi kapsamında eğitime alınan öğretmen sayısı: 2015’te yüz bin. 2016’da 294 bin 416. 2017’de 233 bin 640.

Trump’la trajik komedi Alman Der Postillon şaka-haber sitesi, IKEA’nın, Trump’a Meksika sınırına çeksin diye sunta bir duvar önerisi yaptığını açıkladı (!). Sınırı örtmek için 471 bin 612 levha gerekiyormuş. Bunun üstüne 313 bin 329 koli dikenli tel. 3 milyon 772 bin 896 vida. Ve bir adet tornavida. Fatura 9 milyar 999 milyon 999 bin 999 dolar. Beton duvarın gerçek maliyetinden çok daha ucuza. IKEA’nın bu “duvarının” adı da IKEA ürünlerinin adlarına benziyor: Börder Wåll. Bu konuda yapılan bir başka hesaba göre eğer IKEA’nın en sade masasından 500 bin tanesinin üst kısmı duvar niyetine kullanılsa, daha da ucuza geliyormuş. Ama IKEA’nın yukardaki “paketine” her şey dahil -dikenli tel, vidalar ve bir adet tornavida. Ayrıca IKEA 5 yıllık garanti de veriyor. Hem de yüksekliği 10 metre, uzunluğu 3 bin 144 km olan “duvarı” takmak için 2 kişi yetiyor. Trump’ın seçilmesiyle yenilikçi espriler roket hızıyla arttı. Hollanda “kaynaklı” (!), aynen Trump’ın ses tonu ve ifade biçimiyle, “Eğer Amerika birinci olacaksa, Hollanda ikinci olsun” şeklinde harika bir video YouTube’a çıktı. Ardından

Belçika, İsviçre, Danimarka, Litvanya, Almanya, Portekiz için de benzer şaka videolar yayınlandı. Hepsi, kendi memleketiyle ince ince dalga geçiyordu. Hatta Kazakistan (!) için dahi benzer bir video var. Hele Almanya (!) videosundaki sözler ve görüntüler! “Almanya son 100 yılda iki kez iki dünya savaşına ev sahipliği yaptı. Bunlar, dünyanın en iyi savaşları oldu. İkisini de biz kazandık. Bunun aksini söyleyen, yalancıdır. Yalan haberdir. Nokta... Eğer kırmızı düğmeye basıp Almanya’ya nükleer bombayı yollamak istersen, sana haritada yerimizi gösterelim”. Video, Almanya’yı değil, İtalya’yı göstererek bitiyor! Trump’ın tuhaflıklarıyla dalga geçmek işin yaratıcı kısmı. Ama işin bir de ciddi, çok ciddi kısmı var: Yalan haber. Bu iş sürüyor. ABD’nin

saygın siyasi fikir dergisi The Atlantic’deki bir başlık, düşündürücü: Siz daha bir şey görmediniz, esas 2020’yi bekleyin. 2020 dediği, bir sonraki seçim. Şimdiki seçimde “bu halde” olan yalan haber sorunu acaba 4 yıl sonra ne halde olacak? İngiltere Parlamentosu, yalan habercilik konusunda komisyon kurmaya karar verdi. Kaynaklarını ve işleyiş biçimini inceleyecekler. Fransa’nın ciddi gazetesi Le Monde,bu sorunla başaçıkmak için Les Décodeurs (Kod Çözücüler) adlı bir ekip kurdu. Ekip, 600 web sitesinin yalan ve sahte haber ürettiğini saptadı. Gazete Les Décodeurs başlıklı bir arama motoru penceresi açtı. Buraya bir sitenin adını yazdığınızda yalan haberci mi, doğru haberci mi size söylüyor.

Konser salonuna algoritma Hamburg’da, limandaki eski bir antrepo, süper-mega bir konser salonları merkezine dönüştü nihayet. İnşaat 2005’te başlamıştı. İsviçre’li star mimarlık şirketi Herzog & de Meuron (Beijing 2008 “Kuş Kafesi” Olimpiyat Stadı vb) imzalı 843 milyon dolara mal olan rüya gibi bir proje. 1960’lardan kalma kırmızı tuğla dev antreponun üzerine gümüş renkli bir ada gibi ikinci bir yapı oturttular. Hamburg’un içinden geçen Elbe Nehri üzerindeki bu yapıya Elbphilharmonie adı verildi.

8 metre yükseklikte. 2 bin 150 kişilik ana konser salonu deniz seviyesinden 50 metre yükseğe kuruldu. Tüm içi, akustik için alçı taşı fiberleriyle milimetrik olarak donandı.

Konser salonları, denizden 37 metre yukarda, antreponun damına çelik çıkmalarla oturtuldu. 12 bin 500 ton

ağırlıktaki bu kısıma 82 metre uzunluğunda kavisli bir yürüyen yolla çıkılıyor. Plaza denilen ortak alanda tavan

Yapının büyüklüğü bir yana, esas ilginçlik, yenilikçi mühendislik uygulamasında: Antreponun üzerine yapılan “çıkma” her bir tanesi algoritma ile hesaplanıp, 600 derecede pişirilerek ayrı ayrı imal edilen toplam 21 bin 500 metrekare (10 bin tane) özel camla kaplandı: Üç futbol sahası... Camların

eni boyu farklı. Yüzeyi farklı. Bazısı 3x5 metre büyüklükte. Ortalama ağırlıkları 1.2 ton. Üçlü izolasyon uygulanan camlar, Kuzey Denizi’nin 150 km esen fırtınalarına dayanacak güçte yapıldı. İçlerine ufak yansıtıcılar yerleştirildi ki yazın camların aşırı ısınması önlenebilsin. Almanya’nın en aristokrat en burjuva şehri Hamburg’un 2,150 + 550 + 150 kişilik üç konser salonu + 250 odalı otel + 45 daireli “rezidans” + 500 arabalık otoparkı oldu yeni kompleks.


CİHAZLARINIZ DAYANIKLIYMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR OLABİLİRLER Mİ?

Kullandığınız cihazlar dayanıklıymış gibi görünüyor olabilirler. Peki çalışma hayatının tehlikeli sularında hayatta kalacak kadar dayanıklılar mı? Dayanıklıymış gibi görünebilen standart dizüstü bilgisayarlar ve mobil cihazların aksine, Panasonic Toughbook ve Toughpad yelpazesi gerçekten dayanıklıdır. Görünüşe aldanmayın. Panasonic Business ile sağlam bir adım atın.

www.toughbook.eu


8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

13 - 19 Şubat 2017

KOBİ’ler bulut ile tanışıyor büyüyor Haber Merkezi

Arena Bilgisayar, KOBİ’lerin dijital dönüşümünü sağlayacak yeni platformu Bulutum.com’u tanıttı. KOBİ’leri dijital dünyaya taşıyacak olan bulut teknolojisi, bilişim ve BT altyapısı alanında ilk yatırımı yüzde 80 düşürecek. Sektörde ilk kez KOBİ’ler teknoloji giderlerini yıllık olarak değil kullandığı gün ve kişi sayısı kadar ödeyecek. İşletmelerdeki çalışan sayısı değiştiğinde aylık ödemeleri de değişecek. Bulutum.com platformu, Arena Genel Müdürü Okay Nasır, Arena Genel Müdür Yardımcısı Serkan Kutlu ve Arena Yazılım ve Güvenlik Grup Müdürü Musa Haşap’ın katıldığı toplantıda tanıtıldı. Bulutum.com, Türkiye’de ilk kez global bulut çözümlerini yerel çözümlerle bir arada tek elden ve global çözümleri Türkiye’ye entegre ediyor. Bulut hizmetleri satan bir sanal alışveriş portalinin çok ötesinde; satış öncesi ve sonrası destek sağlayan, eğitim veren, ödeme-yönetim kolaylıklarıyla iş ortaklarının iş hacmini artıran, maliyetlerini düşüren bir üyelik platformu olarak çalışıyor. Arena Genel Müdürü Okay Nasır Bulutum.com ile hedeflerini şöyle açıkladı: “Türkiye’de genç girişimcilerin ve KOBİ’lerin dijital dönüşüme ayak uydurmadan ticaret hayatına devam etmesi çok zor görünüyor. Tüketicilerin

Start-up bilememecesi, bulamamacası! de işletmelerin de beklentileri değişiyor, gelişiyor. Teknolojinin işletmeler için bir tehdit değil fırsat olduğunu düşünüyor, bunun için üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’de her işletmenin teknolojiye kolaylıkla ve tek elden ulaşması için üzerimize sorumluluk alıyoruz. Bulutum.com ile girişimcilerin ve şirketlerin işlerine odaklanmalarını ve daha az harcayarak daha çok teknolojiye ulaşmalarını sağlayacağız.” 700 bin KOBİ’yi hedefliyor Türkiye’de 2.2 milyon KOBİ olduğunu belirten Arena Genel Müdür Yardımcısı Serkan Kutlu, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de işletmelerin 1.5 milyonunda 1 adet bilgisayar bulunuyor. Ancak, Bulutum olarak biz, gerçekten fark yaratacağımız 1-100 bilgisayarlı küçük ve orta ölçekli işletmelerden başlayarak büyük ölçekli işletmelere kadar

700 binden fazla işletmeye en uygun çözümü sunuyoruz. İlk etapta hitap edeceğimiz 200-400 bin arasında KOBİ olduğunu tahmin ediyoruz.” KOBİ’ler bilişime ne harcıyor? Bulut hizmetlerinin Türkiye’de 2016 itibariyle 100 milyon dolarlık bir pazar oluşturduğu biliniyor. Söz konusu pazarın 2017’de 120 milyon dolara çıkacağı, birkaç yıl içinde ise katlanarak büyümesi bekleniyor. KOBİ’lerin en önemli giderlerinin başında bilişim hizmetleri geliyor. Bulutum.com, BT ve bilişim altyapısına yönelik ilk yatırım giderlerinden tasarruf sağlıyor. Serkan Kutlu, “Bulutum.com ile KOBİ’lerin bu giderinin yıllık 2-3 bin dolara düşecek. Bu sayede genç girişimciler ve KOBİ’ler ellerindeki fonu yeni buluşlar veya işlerini büyütmek için kullanabilecekler” dedi.

MES üreticileri biraraya geldi

Üretim Yönetimi Sistemleri (MES) Üreticileri ve Hizmet Sağlayıcıları, 18 Ocak Çarşamba Günü Düzenlenen 2. Kurul Toplantısı’nda biraraya geldi. MES üreticileri ve hizmet sağlayıcıları, ikinci kurul toplantısı ile tekrar bir araya gelerek pazarın

Başkanın Gözüyle

geliştirilmesi ve farkındalık çalışmaları konusunda bilgi alışverişine devam ettiler. MES Üreticiler Kurulu’nun ikinci toplantısı, Armolis’in ev sahipliğinde Divan Fenerbahçe Faruk Ilgaz tesislerinde gerçekleşti. Toplantıya Armolis

yöneticileri ile birlikte Dassault Systemes, Ege Bimtes, Gemba, İletişim Yazılım, Projesis, Robosoft, Trex ve Trinoks firmalarını temsilen kurumların üst düzey yöneticileri katıldı. Toplantıda, kurumlardaki MES konusundaki farkındalık, Endüstri 4.0 konusundaki hazırlıklar, bilgi düzeyi, MES çözümlerinin kapsamı, MES proje sürecinde yaşananlar ve çözüm önerileri ile ilgili ortak akıl geliştirildi. Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü Göker Sarp, MES üreticileri ve hizmet sağlayıcılarının, kurul toplantıları ile periyodik olarak bir araya gelmeye devam edecekleri bilgisini verdi.

Araştırma şirketi M2S’in gerçekleştirdiği 49-250 çalışanlı KOBİ araştırma sonuçlarına göre toplam KOBİ sayısı 30 bine yakın, bunların yüzde 62’sinde 50-99 kişi çalışıyor. TUİK 2016 araştırma sonuçlarından aldığım bilgiye göre de toplam işletme sayısı 2 milyon 677 bin. Bunun yüzde 99.8 KOBİ. Buna karşılık istihdamın yüzde 73.5’unu, maaş ve ücretlerin yüzde 54.1’ini, cironun yüzde 62sini oluşturan da bu grup. Ekonomik faaliyetlerin istatistiki sınıflamasına (NACE Rev.2) göre 2014 yılında KOBİ’lerin; yüzde 39,2’si toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı, yüzde 15,4’ü ulaştırma ve depolama, yüzde 12,4’ü ise imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteriyor. Üretim sanayindeki girişimler teknoloji düzeylerine göre sınıflandırıldığında, yüzde 59,7’si düşük teknoloji kullanıyor. KOBİ’ler Ar-Ge harcamalarının yüzde 17,7’sini gerçekleştiriyor. Girişimin ana faaliyetine göre, KOBİ’lerin ihracatının yüzde 59,3’ü ticaret sektöründe, yüzde 36’sı ise sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler tarafından yapıldı. Yine M2S araştırmasına bakıyoruz, bu şirketlerin yüzde 64’ünün 2016 BT bütçeleri 50 bin TL’nin altında. Tablo çok açık, ülke ekonomimizin önemli bir kısmını KOBİ’ler oluşturuyor ve bu işletmelerin kullandıkları teknolojilere baktığımızda pek iç açıcı bir durumla karşılaşmıyoruz. Bu kadar düşük teknoloji kullanan, üretimin dışında kalan, eğitim ve vizyon eksiği KOBİ’lere mi destek vermeli, yoksa gençlerin öncülüğünü çektiği, yeni teknolojilerin, müthiş fikirlerin ortaya atıldığı start-up’ları mı? Aynı paralelde beni oldukça güldüren “Bilişim Ülkesi”, “Bilişim Toplumu” lafları var ki, burada kopuyorum. Abiyene tabirle “mal ortada”, bu yapıdan bilişim toplumu çıktı diyelim, üretimi kim yapacak? Türkiye halkının bilişimci olduğunu gözünüzün önüne getirin, ne görüyorsunuz? Bana kalırsa birşeyleri seçmek zorunda değiliz, önemli olan ağırlığın nereye verileceği. Biran evvel can çekişen KOBİ’lere el atmalı, onları teknolojiye yakınlaştırmalı, finans sorunlarına çözümler üretilmeli, vizyon verilmeli, yol haritası sunulup üretime yönlendirilmeli. Değerli dostum Rüştü Arseven’in dediği gibi, Dijital Dönüşüm KOBİ’lerden başlamalı. Diğer yandan yeni fikirlerin doğması için gençlere ortamlar sağlanmalı, küçük bütçelerle desteklenmeliler. Son 10 yılda ülkeden çıkabilen birkaç güzel proje için gaza gelip ülkenin omurgasını oluşturan KOBİ’ler unutulmamalı. Melek yatırımcı gibi henüz 3-5 kişi dışında yatırımlarını göremediğimiz gruplara bel bağlanmamalı. Hali vakti yerinde olanlar, kelepir start-up bulup kısa zamanda zengin olacağım hayallerinden vazgeçip ülkemin insanı KOBİ’lere ortak olmalı, yatırım yapmalı, ülkeye faydası olmalı. Ha bu tablo karşısındaki bizim sosyal medya İnfluencer’larının mesajlarına kapılmadan gençlere destek olalım ama içinde bulunduğumuz gerçeklerden de çok uzaklaşmayalım derim. Bu görüşlerimin çok tepki alacağını biliyorum, kızanlara son sözüm. Burası San Francisco değil, burası KOBİ dünyası, buradan çıkış yok. Kaldı ki dünya merkez bankalarının yeni stratejisi piyasadaki paraları çekmek. Pek yakında yeni fikirlere öyle milyon milyar yatırımlar görmek hayal olacak. Özetle Midyat’taki pirinç için evdeki bulgurdan olmayalım, önce omurgayı düzeltelim, sonra burnumuzu düzeltiriz. Güvenli günler dilerim

m uratg o ce @ b thab e rs i rke tle ri .co m


MIRACLE

Koleksiyonu

Sevgililer Gününüz Pırlantalı Olsun ! Ariş Pırlanta Sanatı

Ariş Pırlanta

Ariş_Pırlanta

#benimmucizem

0 545 915 01 02

www.arispirlanta.com


10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

13 - 19 Şubat 2017

Katma değerli servisler fintech sektörüne yön verecek

Wirecard Türkiye CEO’su Alper Akcan Türkiye’nin en başarılı ödeme sistemleri start-up’larından Mikro Ödeme -3Pay’i 2014 yılında satın alarak Türkiye pazarına adım atan fintech şirketi Wirecard’ın Türkiye CEO’su Alper Akcan, Fintech sektörü ve Wirecard

Türkiye özelinde, geçtiğimiz yılı, gelecek dönemi, regülasyon sürecini ve olası riskleri mercek altına aldı. Alper Akcan, geçtiğimiz dönemi ve 2017’yi değerlendirirken; “2016 bizim açımızdan önemli

bir yıldı. E-para lisansını aldığımız, regülasyonun pazar tarafından öğrenildiği, operatörler ve bankalarla birlikte yakın çalıştığımız bir yıl oldu. Bunun yanı sıra, Fintech kavramının da daha fazla öne çıktığı bir yıl olarak da tanımlanabilir. 2017’de daha fazla sektörel büyüme olacağını, lisansın getirdiği kurallarla birlikte, pazarın gelişeceğini ve ilerleyeceğini de düşünüyoruz. Dijital içerik ve oyun pazarı, 2017’de de ana odak alanlarımız arasında olacak. Gıda sektöründeki harcamaların da internet ve mobil uygulamalar üzerinden yapılması, 2017’de üzerinde duracağımız noktalar arasında. Ek olarak sınır ötesi ticaret de çok önem verdiğimiz bir alan; özellikle yurt dışına

PwC Türkiye, Opsago’yu satın aldı PwC Türkiye, ilk defa yerel bir şirket satın alması yaparak, Opsago Yönetim Danışmanlığı’nı bünyesine kattı. Tedarik zinciri ve satış operasyonları alanında başarılı çözümleri olan Opsago Yönetim Danışmanlığı’nın PwC bünyesine katılması ile 100’ü aşkın uzman ekibe ulaşan PwC Yönetim Danışmanlığı bölümünün operasyon tarafını güçlendiren PwC Türkiye, geniş bir yelpazede sunacağı hizmetleri ile danışmanlık hizmetlerinde Türkiye’de büyüme hedefini yakalayacak. Türkiye’nin en büyük özel sermaye fonları ile çalışan Opsago Yönetim

Danışmanlığı, bu fonlar tarafından satın alınan portföy şirketlerinin değerini artıran ve bu şirketlerin operasyonel birleşme süreçlerine destek veren bir kurum. Bu satın alma ile Opsago butik hizmet anlayışı ve yetkin kadrosu ile PwC Türkiye’nin küresel birikimi ile buluşuyor. Opsago Genel Müdürü Kıvanç Emiroğlu ise PwC Türkiye Yönetim Danışmanlığı Lideri olarak danışmanlık bölümünde strateji, operasyon ve teknoloji yönetiminden sorumlu olacak. PwC Türkiye Başkanı Halûk Yalçın, “Bu satın alma bizim ülkemize, PwC Europe ve PwC Global yapısının da bizlere

ve Türkiye’ye olan güveninin göstergesi” derken, PwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hüsnü Dinçsoy ise “Danışmanlık Hizmetleri, PwC Europe’un önemli yatırımlar yaptığı, her sene çift haneli büyüme rakamları kaydettiği bir alan. Opsago’nun bünyemize katılması bu nedenle değerli bir adım” yorumunu yaptı. PwC Türkiye Yönetim Danışmanlığı’nın yeni lideri Kıvanç Emiroğlu da, “Opsago’nun operasyonel alandaki uzmanlığını PwC'nin gücüne katarak, operasyonel mükemmellik anlayışını kurumlar için bir prensip haline getirmek ana hedefimiz” bilgisini verdi.

Büyümede istikrar devam edecek

Eray Teknoloji Genel Müdürü Yakup Demir Yaklaşık 30 yıldır yazar kasa POS, market, mağaza, restoran otomasyon sistemleri ve yazılımları, terazi, termal

yazıcılar, dokunmatik POS terminalleri, yeni nesil ÖKC’ler, ticari ve muhasebe paket yazılımları gibi ürünlerle geniş bir müşteri portföyüne seslenen Eray Teknoloji, 2016 yılını değerlendirirken, 2017 yılı beklentilerini de paylaştı. Eray Teknoloji Genel Müdürü Yakup Demir, “Geçtiğimiz sene başında yazar kasa ithalatçısı Mikrosaray’ın çoğunluk hissesini satın aldık. Dolayısıyla üretim sektörüne girdik. Yine geçtiğimiz yıl, 15 yıldır Ankara’da faaliyet gösteren Boylam Yazılım'ı satın aldık ve hızlı satış modülünü geliştirip piyasaya sürdük”

bilgisini verdi. Satışları veya gayri safi iş hasılatı 150 bin TL’den az olan mükellefler için yeni nesil ÖKC kullanma zorunluluğunun 1 yıl daha uzatılması, hem dünya hem Türkiye’de yaşanan gelişmelere rağmen, uzun vadeli stratejilerle büyümeye devam ettiklerini vurgulayan Demir, bir önceki yıla göre yüzde 30 oranında büyüme kaydettiklerini söyledi ve ekledi: “Bu büyümenin sürdürülebilir olması için gerekli hazırlıklarımızı yaptık ve uygulamaya geçtik. Hedefimiz, 2017 yılında da yüzde 30 büyümek.”

hizmet ve ürün satmak isteyen firmalarımıza, hedef pazarlara uygun ödeme çözümleri sunuyoruz ve bu pazarlardan ödeme almalarını sağlıyoruz. Fintech’in geleceğinde, sınır ötesi ticaret özelindeki ödeme kolaylıkları önemli, bir yer tutuyor” dedi. Alper Akcan, farklı ödeme sistemi seçenekleriyle fintech alanında daha zengin hizmetler sunulduğunu belirtirken, “Türkiye, kredi kartı penetrasyonunda Avrupa’da birinci konumda. Türkiye’de, Avrupa’da pek yaygın olmayan taksitli ödeme sıkça kullanılıyor. Türkiye’de yapılan işlemlerin ve e-ticaretin çok büyük bir kısmı ise yalnızca kredi kartları üzerinden gerçekleştiriliyor. Kredi kartlarının Avrupa’da

kullanımı ise yüzde 30 civarında. Türkiye’de, Avrupa’dan daha başarılı olan bir mobil ödeme pazarı var diyebiliriz. Mobil operatör faturasından tahsilat oldukça dikkat çekici noktalarda. Mobil ödemede yıllık 500 milyon TL gibi bir rakam söz konusu. 9 yıllık tecrübemizle ortaya koyduğumuz farklı çözüm seçeneklerimiz var. Geçtiğimiz sene lanse ettiğimiz e-posta veya SMS ile ödeme alma ürünü, bunun en önemli örneklerinden bir tanesi. Bu sistemle, ödeme için ilgili kişinin cep telefonu numarasına bir de SMS gönderebilir ya da kendisine bir e-posta gönderebilir. Gelen e-posta veya SMS içindeki bir linkten erişilecek siteye, kart bilgileri ile ödeme kolayca gerçekleştirilebiliyor” dedi.

Tedarikçilere dijital değişim çağrısı Siemens Türkiye’nin geleneksel hale gelen Tedarikçi Günü, 6’ncı yılında satın alma ve satış profesyonellerini bir araya getirdi. “Değişimi Dijitalizasyonla Yönet” ana teması ile Conrad Otel’de gerçekleştirilen Tedarikçi Günü’nde üst düzey yöneticiler birikimlerini katılımcılarla paylaştı. Etkinlik kapsamında düzenlenen “Siemens 2020 Hedefleri” konulu panel, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye CFO’su Thomas Kolbinger ve Siemens Enerji Bölüm Başkanı ve İcra Kurulu üyesi Oğuz Tezel’in katılımı ile Siemens Türkiye Tedarik Zinciri Yönetimi Bölüm Direktörü Tuğrul Günal moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Siemens Türkiye İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, tedarikçilerle birlikte yapılan ‘dijitalleşme’ panelinde bu alanda atılması gereken adımları ele alırken, Siemens Türkiye Ulaştırma Bölüm Direktörü Cüneyt Genç de “Türkiye’de Ulaşım Pazarı ve Gelişmeler” başlıklı sunumunda tedarikçilerin ulaştırma sektöründeki mevcut durumunu katılımcılarla paylaştı. Siemens Türkiye Çevre, Sağlık ve Güvenlik Yöneticisi Timuçin Tormaç

ve Siemens Türkiye İş Mükemmelliği Yöneticisi Derya İren de, “Siemens’te Çevre, Sağlık, Emniyet ve İş Mükemmelliği” isimli panelde, Siemens Türkiye’nin çalışan sağlığı, iş güvenliği ve kalite standartlarına verilen önemin altını çizdi. Etkinliğe konuk konuşmacı olarak katılan Pegasus CEO’su Mehmet Nane de, “Pazarlama Stratejileri, Markalaşma, Kurumsal Yapıda Başarı” başlıklı konuşmasıyla kendi deneyimlerini katılımcılara aktardı. Siemens Türkiye Tedarik Zinciri Yönetimi Bölüm Direktörü Tuğrul Günal, Türkiye’deki satın alma ve tedarikçi yapısının dünya standartlarına gelmesinin Siemens Türkiye için önemine işaret ederken, “Türkiye’deki KOBİ’lerin yüksek standartlara sahip olması ve dijitalleşmeye ayak uydurabilmeleri ülkemiz için büyük önem taşıyor. Siemens AG 2016 mali yılında dünya genelinde 39,6 milyar avroluk toplam satın alma hacmine imza attı. Türkiye’deki tedarikçilerin ve KOBİ’lerin Siemens AG’nin küresel tedarikçisi olabilmelerine yardımcı olabilmek ve bu pastadan aldığı payı artırmak ana hedeflerimizden” dedi.


BThaber 13 - 19 Şubat 2017

YENİ DÜNYANIN İÇERİK DÖNÜŞÜMÜ

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Dijitalleşme sürecinde içerik yönetimi Devasa boyutlarda ama bugüne kıyasla çok düşük kapasitelere sahip olan anabilgisayarlar ile başlayan dijitalleşme evrimi bugün çok farklı bir boyut kazanmış durumda. Bugün konuştuğumuz sürecin temelinde artık donanımlar ve kapasiteler neredeyse yer almıyor bile. Yazılımlar, uygulamalar, veriler, içerikler ve tüm

bu unsurlara erişebileceğimiz hizmet modellerini konuşuyoruz. İnternetin, mobil bilgisayarların, cep telefonlarının yaygınlaşması ile birlikte artık her taraftan veri ve içerik alıyoruz. Çok yakın bir gelecekte veri ve içerik aldığımız cihazların çeşidi ve sayısında da önemli derecede bir artış tartışılmaz bir gerçek. Bu verilerin

anlamlı veriye dönüşmesi, aldığımız ve ürettiğimiz içeriklerin yönetilmesi dijital dönüşüm sürecinin temel taşlarından bir tanesi olacak. Rekabet ortamında bir adım öne geçmek için dijitalleşme adımlarını atacak olan kurumların ilk yatırımlarından biri de bu yöndeki teknoloji ve hizmetleri bünyelerine katmak olacak.


12

DOSYA

BThaber

YENİ DÜNYANIN İÇERİK DÖNÜŞÜMÜ

13 - 19 Şubat 2017

İlk adım iş süreçlerini yalınlaştırmak

Serdar Urçar - Mentor ve Melek Yatırımcı Birçok kurum ve kişi tarafından dijitalleşme, ya da dijital dönüşüm kağıt bazlı süreçten, elektronik iş

akışı bazlı süreçlere geçiş olarak algılanıyor. Aslında dijitalleşme hem müşteri ve çalışan deneyimini hem de iş süreçlerini dönüştürmeyi ve dijital bazlı yeni iş modelleri ortaya koymayı kapsıyor. Burada kağıt bazlı süreçten, elektronik sürece geçiş iş süreci mükemmelliği bağlamında önem kazanıyor ve dijitalleşme projelerinin ana bileşenlerinden birini oluşturuyor. Dijitalleşmenin ilk adımı da iş süreçlerini gözden geçirerek yalınlaştırmak ve gereken noktalarda yeniden tasarlamak diyebiliriz. Yani önce süreç dijitalleşmeye uygun hale getiriliyor, ondan sonra da kağıda bağımlılık ya sıfırlanıyor, ya da minimuma indiriliyor. Aslında süreç mükemmelliği, birçok büyük kurumun çok uzun sürelerdir radarında olan ve hem iç

kaynaklarla,hem dış kaynaklarla ele alınan stratejik konulardan bir tanesi. İçinde bulunduğumuz dönemde bu süreç yenilenmesi ve verimliliğini dijital araç ve gereç kullanmadan istenilen noktaya getirmek olanaksız. Bu kapsamda birçok şirkette strateji ve süreç danışmanlığından yararlanıldığını ve işin yazılım tarafında hem var olan yazılımların, hem de dış yazılım ve servislerin kullanıldığını gözlemliyorum. Bir yandan da gitgide artan bir hızla konuya spesifik bulut yazılım (SaaS) çözümlerinin olumlu değerlendirildiğine ve kullanılmaya başlandığına şahit oluyorum. Dijitalleşme projelerine ayırılan kaynağın en az yüzde 25'inin süreç mükemmelliği ve dijitalleşmesine gideceğini tahmin ediyorum.

Öte yandan kamunun e-fatura, KEP ve benzeri inisiyatiflerinin süreç dijitalleşmesinde kesinlikle tetikleyici ve teşvik edici bir rol oynadığına inanıyorum. Sonuçta her boydan kurum ve kuruluş, devlet sistemlerine uyumlu olmak, hem fiziksel, hem de sanal dünyada beraber çalışmak zorunda. Dolayısı ile kamunun dijitalleşmesi, kurumsal dijitalleşmeyi sürükleyen ana etmenlerden biri ve öyle olmaya devam edecek.

Entegrasyon ve yönetilebilirlik sağlanamayınca amaçtan uzaklaşılıyor Kurumlar kendi içlerinde birçok değerli veriye sahiptir, fakat bu veriler farklı birimler arasında karmaşık yapılar yüzünden ulaşılamaz ve böylelikle fayda sağlanamaz duruma geliyorlar. Verilerin bir kısmı hali hazırda dijital ortama taşınmış veya dijital kanalar (e-posta, video, web sayfası v.b.) aracılığıyla oluşturulmuş olsa dahi bunların birbiriyle entegrasyonu ve yönetilebilirliği sağlanmadığı takdirde amaca hizmet etmiyor. Dijitalleşme hem tüm verilerin dijital ortama taşınması hem de bu verilerin yönetilebilir ve ulaşılabilir olması süreçlerinde devreye giriyor. İyi yönetildiği takdirde dijitalleşmenin firmalara sayısız faydası bulunuyor. Brother Türkiye Pazarlama Müdür Yardımcısı Gülşah Akbaytürk’ün

verdiği bilgilere göre belge yönetimi, arşivleme, bilgi yönetimi, vaka ve süreç yürütme gibi konularda dijitalleşmenin getirdiği gelişmeler firmalara; artan verimlilik, hesap verilebilirlik, görevlerin zamanında tamamlanması, süresi geçmiş görevlerin kontrol altına alınması ve tüm şirket süreçlerini tek bir noktadan izleyebilme gibi olanaklar sağlayacak. Bu da beraberinde maliyetlerin ciddi oranda düşmesine, hatta rutin faaliyetlerin eskiye oranla daha kısa sürmesine yol açacak. Şirketlerin bu konudaki bilinçlenme oranının her geçen gün arttığını belirten Gülşah Akbaytürk, şunları kaydetti: “Artık kendi ihtiyaçlarını daha iyi analiz eden ve yatırımlarını bu doğrultuda optimumda tutan bir tüketici kitlesiyle karşı karşıyayız.

Sağlayıcılar olarak bizim üzerimize düşen görev ise tüketiciyi bu konuda doğru yönlendirmektir. Firmaların aylık baskı ihtiyacını, yazıcının konumlandırılacağı departmanı, kaç kişinin kullanacağını göz önünde bulundurup en iyi çözümü sunmak gerekmektedir. Örneğin yalnızca A4 baskı alan bir kuruma A3 yazıcı önermek doğru değildir. Dediğim gibi firmaların eskiye oranla daha bilinçli yatırımlar yapması dijitalleşme ve e-dönüşüm alanındaki gelişmelere kayıtsız kalmayacakları anlamına gelmektedir. Kurumlar bağlamında düşündüğümüzde bilgi teknolojileri denildiğinde içerik kuşkusuz en temel unsurdur. Bütünleşik içerik yönetimi için e-dönüşüm kaçınılmazdır. Yapısal olmayan içeriğin yaratılması, yakalanması ve yönetilmesinin

2017’de kurumlar için öncelikli olacağını düşünüyoruz.” Özellikle doküman yönetimi konusunda kamunun ciddi yatırımlarının bulunduğuna dikkat çeken Gülşah Akbaytürk, “Son birkaç yılda e-arşiv gibi zorunlu uygulamaların beraberinde getirdiği hareketliliği kendi sektörümüzde hissetmekteyiz. Bu hareketliliğin ivmelenerek artacağını ön görüyoruz. Bizim ürün gamımızdaki yüksek hızlı kurumsal seviye tarayıcılar kamu tarafındaki beklentilerle birebir örtüşmektedir. Ürünlerimizin endüstri standartlarındaki uygulamalarla uyumlu olması ve teknik özellikler bakımından kullanıcının birçok ihtiyacına cevap vermesi bağlamında kamu kanalındaki pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz” dedi.

Kurumsal yapılar değişiyor

Limeks İş Geliştirme Direktörü Mustafa Gökhan Yenigün

Dijitalleşme kapsamında oluşan içerik dönüşümleri kurumsal yapıları en çok verimlilik artışı, maliyet düşüşü, analiz ve sürdürülebilirlik başlıklarında etkilemektedir. Analog ortamdan dijital ortama aktarılan veriler bilgiye erişimi kolaylaştırdığı için süreçler hızlanıyor. Veri tabanlarında saklanan veriler kurumsal ölçeklendirme için önemli olan iş zekası uygulamalarına veya veri madenciliğinden beslenen

farklı uygulamalara zemin hazırlıyor. Limeks İş Geliştirme Direktörü Mustafa Gökhan Yenigün’ün verdiği bilgilere göre, şirketlerin bu konuda yatırım eğilimi kurumsal yapının büyüklüğüne, uzmanlık alanına ve vizyonuna göre farklılık gösterebiliyor. Bir tarafta sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz edebilen firmalar risk alarak orta ve uzun vadeli Ar-Ge yatırımlarını yaparak

öncü oluyor, diğer tarafta kısa vadeli ihtiyaçlara çözüm oluşturan bir eğilim gözlemlenebiliyor. 2017 yılında e-dönüşüm çatışı altında e-arşiv, Ebys ve e-faturanın öncellikli yatırımlar olmasını beklediklerini kaydeden Mustafa Gökhan Yenigün, kamunun e-dönüşüm odaklı zorunlulukları bu kapsamdaki projelerin hacmini artıracağını düşünüyor.


BThaber

YENİ DÜNYANIN İÇERİK DÖNÜŞÜMÜ

13 - 19 Şubat 2017

DOSYA

13

Dijitalleşme, kurumsal baskı eğilimlerini değiştiriyor Günümüzde birçok kurum, büyük verinin de etkisi ile çok miktarda değerli veriye sahip hale geldi. Güçlenen dijital teknolojiler sayesinde dijital veriler; e-postalar, videolar ve web sayfaları aracılığıyla dağılırken fiziksel halde tutulması zorunlu olan belgeler de çevreci teknolojiler ile en verimli şekilde arşivlenebiliyor. Dijitalleşme sonucu kurumsal baskı sektörü de değişiyor. HP Türkiye Baskı Sistemleri Kategori Müdürü Derya Özbek’in verdiği bilgilere göre, kurumsal içerik yönetimi çözümleri, kurumların iş hedeflerine ulaşma yolunda içeriklerine daha kolay ulaşma imkanı sunuyor. Bu da maliyetleri büyük ölçüde düşürüyor. Günümüzdeki rekabetçi iş ortamlarının etkisi ile sadece dünyada değil ülkemizde de şirketler artık maliyetlerini düşüren, ancak bunu yaparken verimliliklerini de arttıran yöntemlere daha fazla

eğiliyor. Bu kapsamda Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge başta olmak üzere tüm dünyada verimli, çevre dostu ve tasarruf sağlayan kontratlı baskı hizmetlerinin büyümesini beklediklerini belirten Derya Özbek, şunları kaydetti: “Kurumsal işletmeler ortalama üç yıllık bir baskı anlaşması ve yeni ürün ailemiz sayesinde kaliteli baskıyı en ekonomik şekilde alırken bu sürede gerekebilecek her türlü teknik destek, yazılım çözümü ve sarf malzemesi için HP’den tam destek alıyorlar. Böylelikle sarf malzemesi stok yönetimi ya da baskı sürekliliği gibi konulara zaman ayırmaya gerek duymadan sadece gerçek işlerine odaklanabiliyorlar. Son birkaç yıldır her ölçekten şirket rekabet, sürdürülebilirlik, karlılık ve büyüme hedefleri doğrultusunda BT içerisinde kurumsal dönüşüm yatırımlarını artırmaya başladı.

Artık BT yöneticileri de kurumsal dönüşümün bir lüks değil bir gereklilik olduğunu düşünüyor. 2017 ve ilerleyen yıllarda bu nedenle BT içerisinde bu yöndeki yatırımların payını artacağını düşünüyorum. Özellikle baskı alanında; içerik üretimi ve arşivleme için çevre dostu ve verimli cihazlar ofislerde daha fazla yer bulacaktır. Kamunun da her alanda olduğu gibi bu alanda da öncü rol üstlenmesi kurumlarda farkındalığı arttıracak bir unsur olacaktır. Kamu sadece verilerin dijitale aktarılması konusunda değil aynı zamanda ofis içerisinde çevreci ve verimli baskı cihazlarının kullanımı konusunda da teşvikte bulunmalı diye düşünüyorum. Çünkü dijitalleşme ne kadar gelişirse gelişsin kurum içerisinde kağıt baskısının ortadan kalkması şu an için mümkün görünmüyor. İnternet haberciliğinin

basılı gazeteleri, e-kitapların fiziksel kitapları ortadan kaldırmadığı gibi verilerin dijital alana aktarılması da kurumlarda kağıt baskıyı ortadan kaldırmayacaktır. Burada uygulanması gereken en doğru strateji, içerikleri dijitale aktarırken, çevre dostu ve verimli baskı cihazlarının kullanımın da teşvik edildiği bütünsel bir içerik yönetim yaklaşımıdır.”

Kurumsal içerik akışları ile gelen verimlilik

Xerox Türkiye Kurumsal Satış ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gençtürk Dijitalleşme, günümüzde şirketlerin nasıl çalıştığını etkileyen bir faktör ve şirketlerin üretkenlik odakları arasında çok merkezi bir konum edinmiş durumda. Artık bir kurumların, kağıt bazlı iş süreçlerini dijital çözümlere entegre ederek otomotize ettiklerini kaydeden Xerox Türkiye Kurumsal Satış ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gençtürk, şunları kaydetti:

dijitalleştirerek, kurumsal içerikleri ve doküman iş akışlarını gözardı edilemeyecek oranda iyileştirebiliyor. Söz konusu adımlar ile üretkenlikte gözle görülür artışlara ulaşılıyor. Kurumsal içerik dönüşümünü dijitalleştirebilen şirketler, müşterilerle irtibat kurmanın yeni ve farklı yollarını da öğrenmiş oluyor. Bunların yanında daha iyi bilgi akışı, masraf kontrolü ve belge koruması da sağlanıyor.

“Bilgi ve doküman paylaşımı için bulut sistemleri ve güvenli mobil baskı sistemlerini kullanabiliyor. İş süreçlerini

Dijitalleşme, şirketlere içerik dönüşümü ve yönetiminde büyük kolaylıklar sağlasa da hala birçok

şirket bu avantajdan yararlanmıyor ya da yararlanamıyor. Dokümanlar ve içerikler dijital ortamda yer alsa da belli bir düzende ve sınıflandırma altında saklanmıyorsa, o dokümanlardaki istenen içeriklere ulaşmak kolay olmuyor. Herhangi bir sistematiği olmadan saklanan içeriklerin etkili bir şekilde kullanımı da ne yazık ki mümkün olmuyor. Türkiye’deki şirketler dijitalleşen iş süreçlerine sahip olsalar da tanımlanmamış ve sınıflanmamış bilgi ve dokümanlardan dolayı maalesef iş süreçlerini verimli bir şekilde yönetemiyor. Xerox, Yönetilen Baskı Hizmetleri adı altında her ölçekten şirketin ofislerinde kullandıkları marka bağımsız tüm ofis cihazlarını yöneterek onlara bu konuda yardımcı oluyor. Şirketlerin bilgi ve dokümanlarını güvenli bir şekilde yönetmelerini, diğer kişi ve kuruluşlarla paylaşmalarını sağlıyor. Şirketlerin yeni nesil mobil çalışma şekillerine adapte olmasını, bilgi ve dokümanlarının bulut ortamlara taşımasına yardımcı oluyor. Dijital arşivleme, sınıflandırma, doküman içerik analizi gibi hizmetlerle de kurumsal büyük veriyi oluşturan bilgi ve dokümanların işlenebilir, analiz edilebilir ve ilişkilendirilebilir hale

gelmesi mümkün oluyor.” Şirketlerde içerik dönüşümü, en öncelikli yönetilmesi gereken konulardan biri. Mevcut müşteri tabanını koruma, yeni müşteriler kazanma ve operasyonel verimlilik yaratmada başarılı olmak ve rekabet gücünü artırmak için dijitalleşmeyi iyi kavramak gerekiyor. Bu analizlerin sonucunda da şirket ihtiyaçlarına en uygun içerik dönüşümü odaklı yatırımı yapmak büyük önem arz ediyor. Başta mobil teknolojiler olmak üzere büyük veri, müşteri ilişkileri yönetimi, temassız, mobil ödeme sistemleri, insansız kasa, e-ticaret, nesnelerin interneti, sosyal medya, dijital pazarlama, yapay zeka gibi teknolojiler, yatırım yapılan uygulamaların başında geliyor. Gökhan Gençtürk, “Dijitalleşme stratejisi belirlemeyen, süreçleri uygulamayan ve yeni nesil teknolojilere yatırım yapmayan şirketler büyük rekabet ortamında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor. Dijitalleşme stratejilerini kurumsal içerik yönetimi hedefleri ile birleştire, hem kısa hem uzun vadeli hedefler belirleyen ve bunlara paralel olarak 5-10 yıllık uzun vadeli yatırımlar yapan şirketler ise her daim bir adım önde oluyor” dedi.


14

DOSYA

BThaber

YENİ DÜNYANIN İÇERİK DÖNÜŞÜMÜ

13 - 19 Şubat 2017

Çalışanların zamanının yarısı bir içeriği aramakla geçiyor

İnnova İçerik ve Süreç Yönetimi Çözümleri Grup Yöneticisi Ebru Yazıcı. Firmaların gündelik işlerinde kullandıkları farklı sistemlerden üretilen veriler içerisinde, ihtiyaç duydukları bilgilere ulaşmaları için uzun sorgulama süreçleri gerekiyor. Birçok şirket, mobil cihazlarının da içerik yönetimi süreçlerine dahil olmasını istiyor. Veriye hızlı, etkin ve doğru erişim; dijitalleştirme kapsamında kurumsal içerik

dönüşümünü etkileyen en temel nedenler arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalar, çalışanların zamanlarının yarısına yakınını, uygun içerik aramak ya da bulamadığı bir belgeyi, içeriği yeniden oluşturmak için harcadığını gösteriyor. İnnova İçerik ve Süreç Yönetimi Çözümleri Grup Yöneticisi Ebru Yazıcı’nın verdiği bilgilere göre yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan Semantik Entegre Arama teknolojileri; kullanıcıların ihtiyaç duyduğu bilgi ve belgeye, bütünleşik sistemler üzerinde yapısal ve yapısal olmayan veri üzerinde mantıksal ve ilişkili arama yaparak hızlı bir şekilde erişim sağlayabiliyor. Dijitalleşmenin ilk basamağı olan verinin dijitalleştirilmesi ve entegre sistem kullanımı; kurumların hizmet kalitesini artırırken, veriye hızlı ve mekan bağımsız erişim sayesinde verimlilik ve rekabet güçlerini de ciddi oranda yükseltiyor. Günümüzde şirketlerin bu alana

yatırım yapmasını teşvik eden iki temel nedeni ihtiyaç ve zorunluluk olarak sıralayan Ebru Yazıcı, şunları kaydetti: “Kurumsal süreçlerini dijitalleştiren birçok şirket, ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla farklı otomasyon çözümleri kullanıyor. Özellikle operasyon, muhasebe, satış/pazarlama ve kurumsal içerik depolama faaliyeti için çözümler, yaygın olarak kullanılıyor. Teknolojik gelişmeler, nesnelerin interneti (IoT), yapay zeka teknolojileri ve içerik yönetimi uygulamalarının yaygınlaşması ile farklı sistemlerin ürettiği verilerin ilişkilendirilmesini ve bilgiye tek yerden erişimi, kurumlar için gereksinim haline geldi. Bunun için geniş kapsamlı entegrasyonlar yapılması ihtiyacı doğdu. Yeni ihtiyaçları karşılayarak ve dijitalleşmeyi devam ettirerek güncel piyasa koşullarında rekabet gücünü arttırmak isteyen şirketlerin önünde iki seçenek öne çıktı: BT

çözümlerinin yönetimi, entegrasyonu ve işletilmesi için kendi operasyon ekipleri kurmak ya da güçlü çözüm ortakları ile işbirliği yaparak bu hizmetleri satın almak. İnnova, Documents İnnova çözümünün esnek altyapısı sayesinde SAP, Kayıtlı Elektronik Posta (KEP), kurumsal ERP uygulamaları, MS Exchange ve Active Directory gibi entegrasyonları kolayca gerçekleştirerek kurumlara bu süreçte profesyonel destek sağlamaya devam ediyor. Dijitalleşmeyle birlikte sistemlerin yapısında oluşan bu değişimler; stratejik yönetim, gelecek vizyonu belirleme, rekabet gücünü ve karlılığı artırmada şirketlere yol gösteren vazgeçilmez bir unsur oldu. Şirketler hızla değişen ihtiyaçlarını karşılamak için birçok yazılım kullanıyor. Bu bağlamda 2017 yılında bu sistemlerden elde edilen bilgi kaynaklarının daha iyi yorumlanmasını, analizini ve raporlanmasını sağlayan çözümlerin öncelik kazanacağını öngörüyoruz.”

Dijitalleşme sürecinin en önemli aşaması içerik dönüşümü

itelligence Türkiye, Profesyonel Hizmetler ve Analitik Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdürü Serdar Mermer İçinde bulunduğumuz dijital çağda geleneksel olan her şey değişiyor. Hem toplumu hem de ekonomiyi etkiliyor. Dijital dönüşüm, yaşamın gerçeği haline geldi. Akıllı cihazlar, akıllı binalar, akıllı şirketler, artık hayatımızın doğal bir parçası… Yeni teknolojilerle birlikte yakın zamanda gelişen sınırsız ağ erişimi, azalan donanım giderleri ve yeni nesil üretim olanakları sayesinde ister makina ya da nesnelerden, isterse de müşteri ya da tedarikçilerden olsun, sınırsız miktarda gerçek zamanlı veri, bir diğer deyişle “büyük veri” üretiliyor. Böylece yalnız şirketlerin değil,

aynı zamanda değer zincirinde yer alan bütün iş ortaklarının süreçleri değişiyor, yeni iş yapış modelleri ortaya çıkıyor. Bu noktada gündeme içerik, büyük veri ve doküman yönetimi gibi uygulamalar geliyor. Kamudan bankacılığa, eğitimden sağlığa kadar birçok sektörde ihtiyaç duyulan bu uygulamalar; belgelerin elektronik ortamda paylaşılması, mobil cihazlardan kullanılması, elektronik imza altyapısının kurulması gibi birçok alanda kullanılarak şirketlere kolaylık sağlıyor. Böylece maliyetler düşüyor, hata riski azalıyor, performans ve müşteri memnuniyeti artıyor. Ayrıca kapsamlı arşiv taraması ve raporlamanın yanı sıra mobil cihaz entegrasyonuyla süreçler hızlanıyor. itelligence Türkiye, Profesyonel Hizmetler ve Analitik Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdürü Serdar Mermer’e göre, günümüzde dijitalleşmenin artık tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldiği, dolayısıyla dijital dönüşüme ayak uyduramayanların çağın gerisinde kalacağı hemen hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Bu nedenle iş süreçlerinde yaşanan değişimin yanı sıra iş modellerinde de önemli değişimler söz konusu. Bu kapsamda gerek özel sektörde gerekse kamu kurum ve

kuruluşlarında önemli adımlar atılıyor, yatırımlar yapılıyor. Örneğin 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı’na göre; devlet politikalarının gündeminde kamu kurum ve kuruluşlarının kurumsal süreçlerinin elektronik ortama taşınması ve organizasyon yapılarının güncellenmesi yer alıyor. Zamanla tüm şirketlerin yeni iş modellerinin önemini algılayacağını ve benimseyeceğini belirten Serdar Mermer, şunları kaydetti: “Dijital dönüşüm artık hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Başta bireyler olmak üzere, tüm kurumlar, bu dönüşümün bir parçası olarak aktif rol üstleniyor. Bu sürecin en önemli aşamalarından biri içerik dönüşümü. Bu, içinde yaşadığımız teknolojik gelişimin paralelinde her an yenilenen bir döngü. Dolayısıyla rekabette bir adım öne geçmek isteyen, dijitalleşme yolunda ilerleyen şirketlerin tamamının içerik dönüşüm yatırımlarına öncelik vermesi gerektiğini düşünüyoruz. itelligence olarak, birçok farklı endüstride faaliyet gösteren kurumların dijital dönüşüm yolculuğuna eşlik ederken, dönüşümden doğan somut faydalara bizzat şahit olduk. Bugün, SAP çözümleri arasında yenilikçi özellikleriyle ön plana çıkan S/4HANA çözümü sayesinde somut

olarak gıda sektöründeki veri transferinde yüzde 95’e yakın, enerji sektöründe öngörü kapasitesinde yüzde 34 ve son dönem perakende sektöründe yaşanan dijitalleşme ile e-ticaret ve perakende sektöründeki raporlama hızında yüzde 99 oranında artış yaşandığını gördük. Almanya Endüstri 4.0 ile bu alanda dijitalleşmenin nereye varabileceğini bizlere gösterdi. Dijital dönüşüm için atılan adımların ve yatırımların iyi değerlendirilmesi ve doğru bir yol arkadaşı ile bu yolculuğa başlanması, tüm kurumların başlıca önceliği olmalı. Ülkemizin e-devlet politikaları kapsamında küresel ölçekli dijital dönüşüm ve kamu yönetimi reform çalışmaları devam ediyor. Bu anlamda firmalara kolaylık sağlayacak değişiklikler söz konusu. 2016-2019 Ulusal e-Devlet Stratejisi ve Eylem Planı’na göre, geçmiş dönem e-devlet politikalarının gündeminde, kamu kurum ve kuruluşlarının kurumsal süreçlerinin elektronik ortama taşınması ve organizasyon yapılarının güncellenmesi yer alırken, son yıllarda kamu sektöründe karar alma ve uygulama süreçlerinde devletin diğer aktörlerle olan ilişkilerinde daha katılımcı, şeffaf ve bütüncül bir yaklaşımın izlenmesi için önemli adımlar atılıyor.”


BThaber

GÖRÜŞ

13 - 19 Şubat 2017

15

IOT ve bilgi avcılığı Kuşkusuz, birçok firma müşteri davranışlarını anlama konusunda kör olmaya devam edecek. Bununla birlikte, müşterisini iyi tanıyan, müşteriyi merkez alan ve doğru teknolojileri benimseyen firmalar ise başarılı olacak. *Hakan Uluğ

IOT nin temel değeri veriden kaynaklanmaktadır. IoT sensörlerinden lokasyon, nem, sıcaklık, yoğunluk ve hız gibi milyonlarca veri alırız. Ama nasıl ki ham petrolün değerini ortaya çıkarmak için rafineride işler ve ortaya gerçekten kullanabileceğimiz benzin, mazot gibi materyaller çıkarırız, IoT sensörlerinden gelen veriler de, amaca yönelik olarak işlendiğinde gerçekten değerli hale gelirler. IOT teknoloji ve iş tarafından bakıldığında çok önemlidir. Teknoloji açısından yenilikçiliğin öncüsü rolündedir. İş tarafında ise dönüşümün en etkin silahıdır. Bir IoT çözümü, kuruluşun mevcut iş yapış şeklini geliştirmesine olanak sağlar. İş veya işletme türüne göre optimizasyonu sağlar, verimliliği artırır ve işin kalitesini artırabilir. IoT bir anlamda büyük bir veri madenidir ve toplanan veriler içinde lokasyon önemli bir veridir. Bu veriyi zaman ile birlikte analiz etiğimizde, bir şeylerin nerede ve ne zaman bulunduğu bilgisine ulaşırız. Lokasyon verisinin analizi, işletmelerin ve

bireylerin daha bilinçli karar almalarını sağlar. En iyi rotanın belirlenmesi ve sonucunda zaman ve akaryakıtdan kazanç sağlanması en basit örnek olarak verilebilir. Kablosuz konum ve izleme teknolojilerinin, II. Dünya Savaşı yıllarında geliştirilen radardan, günümüzde yoğun olarak kullanılan GPS’e kadar gelen uzun bir geçmişi vardır. Fakat IoT dünyası, daha ucuz, tümleşik ve iç mekanda kullanılabilecek, konum ve takip sistemleri talep etmektedir. Zaman içinde, iç mekan çözümleri için wi-fi ve bluetooth teknolojileri ön plana çıkmıştır. Perakende sektöründe konum bilgisi Günümüz dünyasında müşteri bilgisi artık kıymetli bir varlık. Özellikle perakende sektöründe müşterinin profili, davranışları ve alışkanlıkları çok büyük değer taşıyor. Büyük zincir mağazalar bu bilgiyi kullanarak müşteriyi yönlendirebiliyor ve çok büyük karlar edebiliyor. Ama bu veriyi ele geçirmek hiçte kolay değil. Artık mağaza girişine sayaç koyup, bugün kaç müşteri ziyareti aldım verisi çokta değerli değil.

Aynı müşteri kaç defa gelmiş, hangi stantları gezmiş, hangisinde daha çok zaman harcamış, mağazaya beraber giren kaç müşteri var, vitrinden mi etkilenip mağazaya girmiş gibi veriler daha değerli. İşte burada bu veriyi nasıl toparlayacağız sorusu akla geliyor. Bu veriyi toplarken, müşterinin rahatsız edilmemesi, kişisel bilgilerine erişilmemesi , hissetirilmemesi ve veri toplama aygıtlarının maliyetinin düşük olması gerekiyor. Günümüzde herkesin artık bir akıllı telefonu var. Gün geçtikçe insanlar telefonlarında daha çok veriye ulaşmaya çalışıyor yani birçok kullanıcı artık online. Mobil veri, kablosuz bağlantı teknolojilere göre nispeten pahalı. Bu nedenle insanlar daha çok kablosuz internet erişimini tercih ediyor. Yapılan araştırmalara göre, insanların yüzde 82 si, telefonlarının Wi-Fi özelliği açık dolaşıyor. İşte bu ufacık bir bilgi bize yol gösteriyor. Yüzde 82 çok yüksek bir oran. Akıllı telefonlar Wi-Fi bağlantı yapmasa bile devamlı çevresindeki erişim noktalarına benzersiz mac adresleri ile bağlantı sağlamak için

sinyal gönderiyor. İşte bu fırsattan yola çıkan avcılar, bu bilginin çok daha fazla değerli olduğu AVM’lerde bilgi avcılığına soyunmuş durumdalar. Bu verinin analizi ve işlenmesi bizi büyük veri çözümlerine götürüyor. Örneğin bir alışveriş merkezi, müşterilerine Wi-Fi hizmeti sağlayıp, müşterisini kendi veri ambarına kaydedebilir ve yukarıda saydığımız analizleri çok rahat yapabilir. Mağaza önlerindeki trafiği periyodik olarak analiz edip, kiraları buna göre belirleyebilir. Basit gibi görünen bu datanın analizi sonucunda, yapabileceklerimiz hayallerimiz ile sınırlı. Öyleyse hayal edelim. • Mağazamda kaş kişi var? • Mağazamın önünden kaç kişi geçmiş? • Vitrinde hangi ürünün karşısında daha çok insan beklemiş? • Mağaza içinde hangi reyonlar ilgi görmüş? • Bir müşteri kasada ortalama ne kadar süre harcamış? • Kasa sırasında belli adetten fazla müşteri var ise yeni kasa açılması. • Müşteri trafik akışına göre, mekan

düzeninin ayarlanması. Aslında hala müşteriyi gerçek anlamda tanımıyoruz, cinsiyetini, adını ve soyadını bilmiyoruz. Yukarıda saydığımız analizler için, herhangi bir client yazılım kurmadık, sadece müşterinin mobil telefonunun benzersiz mac adresini takip ediyoruz. Bir sonraki aşama, ziyaretçimizin telefonuna mağazamızın uygulamasını kurdurmak veya halen kurulu olan bir uygulamayı kullanarak iletişimi sağlamak. Bu aşamada, mağazayı ziyaret eden müşterimize, uygulama aracılığı ile kişiye özel kampanyalar/ teklifler yapabilir ve satışı artırabiliriz. Müşterinin kral olduğu çağdayız. Firmaların hayatta kalabilmesi ve gelişmesi için müşterini daha iyi tanıması, onlara doğru zamanda, doğru yerde ve doğru ürünü sunması gerekmektedir. Kuşkusuz, birçok firma müşteri davranışlarını anlama konusunda kör olmaya devam edecektir. Bununla birlikte, müşterisini iyi tanıyan, müşteriyi merkez alan ve doğru teknolojileri benimseyen firmalar başarılı olacaktır. IoT ve büyük veri analizini bu teknolojilerin en temel noktasında olacak ve gittikçe önemini artıracak. *Burganbank Network ve İletişim Birim Yöneticisi




18

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

13 - 19 Şubat 2017

İkinci el kimse için dert olmasın Aracını satmak isteyen kişi Bibip.com sitesinde birkaç pratik Handan Aybars bilgiyi verip gerçek piyasa değerinde aracının fiyatını öğrenebiliyor. “Gerçek piyasa değeri; bizim geliştirdiğimiz bir program ve neredeyse her gün piyasadaki 300 bin aracın piyasa hareketlerini inceleyerek, her marka ve modelin gerçek satış fiyatını tahminliyor, istatistiki ağırlıklı ortalama alıp satış fiyatını belirliyor” açıklamasını yapan Bibip.com Kurucu Ortağı Sinan Barutçuoğlu, yaptıkları testlerle yüzde 85 doğru fiyat verdiklerini gördüklerini söyledi. “Yani fiyat tahmininde sapma minimumda. Bu bizim için önemli bir değer” yorumunu yapan Sinan Barutçuoğlu, ortağıyla mühendislik geçmişi ve 20 yılı aşan iş deneyimleri ile sanayi, finans ve telekom sektörlerinde önde gelen şirketlerde gerek yurtiçi gerekse yurtdışı operasyonlarda yöneticilikler üstlendiklerini vurguladı. E-ticarette ikinci el başlığındaki potansiyele odaklandıklarını söyleyen Sinan Barutçuoğlu, 2016 Kasım’ında tüm fonksiyonları içeren web sitesi ile şirketi kurduklarını ifade etti. Girişimin temelinde ise ‘lean startup’ metodu var. “Yani hedeflediğimiz minimum işletilebilir kapsamı oluşturmak ve bunu çok hızlı hayata geçirmek, ölçmek, test etmek, değerlendirmek, gerekli değişiklikleri yaparak bu döngüyü sürekli kılmak önceliğimiz” açıklamasını yapan Sinan Barutçuoğlu, ikinci el otomobil pazarında online deneyimin genel çerçevesini ve hedeflerini paylaştı: Süreç, satıcı için nasıl işliyor? Satıcı plakasını ve aracının modelini sisteme girdikten, araç durumu bilgisini verdikten sonra bir fiyat alıyor ve bu fiyat seviyesini kabul ederse, ücretsiz ekspertiz randevusunu hemen sistemimizden alabiliyor. Kişiye bir ekspertimizi yönlendiriyoruz ve böylece aracın durumuna bakan ekspert, kati fiyatı veriyor. Bu fiyat satıcı için uygunsa,

İkinci el araç pazarında köprü görevi üstlenen Bibip.com; bireyler arası, yani C2C yapısında birkaç pratik işlemle araç satış ve alımında kolaylıkları sunuyor. satış aracılığı sözleşmesi imzalıyor ve ilanı tekrar ücretsiz olarak çıkıyoruz. Bu arada ekspertlerimiz profil olarak satış sonrası geçmişi olan, yani değişik marka ve modelde teknik destek personeli olarak çalışmış ve galeri geçmişi, satış deneyimi sahibi ve bu yönüyle ekspertlerimiz, alıcı ve satıcıda güven oluşturuyor. Bu yapının olumlu yanı, satılana kadar aracın satıcıda kalması. İnternetten kendisi satmayacaksa, o zaman aracı alacak ya bir ikinci el pazarına ya takas acentesine gidecek. Bu acenteler ‘senden yüzde 15-20 altına değerde bu aracı alırım’ ya da ‘aracı buraya bırakırsın, takas halinde haber veririm’ diyebiliyor. Oysa biz ‘aracın sende kalsın, alıcı çıkınca seni arayacağız’ diyoruz. Alıcı çıkınca, aracı teslim almaya gittiğimizde kabul ekspertizi ile aracı ilk görüşümüzden sonra değişen bir şey olup olmadığına bakıyoruz. Eğer yoksa, satış için alıcıya götürüyoruz. Diğer ‘C’ tarafında, alıcı kanadında akış nasıl? Alıcı, portalımızda sadece 6 yaşını ve 120 bin km’yi

Bibip.com Kurucu Ortağı Sinan Barutçuoğlu geçmemiş, büyük hasarı yani değişen parçası olmayan araç kriterlerinde ilanlarla karşılaşıyor. Araçların detayına girdiği zaman ekspertiz raporlarını görebiliyor, araçla ilgili teknik bir soru işareti kalmıyor. Araçların standart çekimlerinin yanında, bir de araç üzerindeki kusur haritasını görüyor. Araç üzerinde mavi ile işaretlenen bölümlerde yakın çekimde ufak bir çizik bile net görülüyor. Alıcı beğendiği araçları ‘favori’ olarak işaretleyebilir ya da alım noktasına gelebilir. Bu noktada hemen kişisel bilgilerini sisteme giriyor, kredi kartı ile bize ön hizmet bedelini yatırıyor, bir satış

Kamu kanadından beklentİler... Noterlerin haftada 7 gün çalışması, satış işlemlerinin online platforma taşınması, noterde sürprizle karşılaşılmamak için özellikle başka şehirlerden gelen alıcılar için araç sicil sorgularının önceden online yapılabilmesi önemli. Bu operasyonel süreçte finansal olarak da öngörülerimiz var. Birincisi, bu ciddi finansmanı döndürmesi gereken bir model. İade garantisi veriyoruz ve satıcılarımıza ‘Belirlediğimiz gerçek fiyattır, ama bir sorun olur ve 30 günde satamazsak, belli bir muafiyetle bu aracı satın alma garantisi vermek istiyorum’ diyor, halen bunu

kontenjanlar dahilinde yapıyoruz. Ama daha fazlası için destek gerek ve devlet teşvikleri önemli. Şu anda destekler Ar-Ge projeleri odaklı. Oysa e-ticaretin ve ikinci el araç pazarının potansiyeli çok yüksek. Yılda 800 bin-900 bin adet arası sıfır araç satılırken, 4,5 milyon adet ikinci el araç satılıyor. Burada kayıtdışı işlemlerle vergi gelirinde kayıp oluyor. Oysa bunu e-ticaretle yaparsanız, her şey online ve faturalı, gerçek değerinde ve devletin gelir elde edip kayda alması mümkün. Kamudan beklentimiz, bu başlıkta teşviklerin açılması.

rezervasyonu yapıyor. Biz de satış rezervasyonunu yapan müşterimizi arıyor, aracı göstermek ve memnun kalırsa noter satışına geçmek için zaman ve adres belirliyor, aracı satıcısından teslim alıyoruz. Satıcıya da aracı teslim alırken bloke çekimizi veriyor, aracı kişinin vekaleti ile birlikte teslim alıyoruz. Aracı götürdüğümüz alıcı test sürüşü yapabiliyor ve eğer umduğu gibiyse notere gidip

Peki ya hedef kitleniz? Beyaz yakalı çalışanlar, yani gün içinde bu gibi alım-satım detayları ile uğraşacak vakti olmayan, tercihen bu hizmete online ulaşmak isteyenler. Aksi halde, tüm bu süreçler için işten izin almanız, hafta sonunuzu ilan arayıp ikinci el pazarlarına giderek geçirmeniz, devir işlemleri için yine hafta içi notere gitmeniz gerek. Online yapı bu adımları kolaylaştırıyor. Biz vekaletle hizmet veriyoruz. Yani satıcı, araç tesliminde bize vekaletini sunuyor ve onun adına hafta içi süreci yönetebiliyoruz. Bu yapıda geleneksel algının değişmesi doğal olarak zaman alacak. Bu nedenle destek hattımız bizim için önemli. Sitemizde satın alma kararı verenler

“PAKET HİZMETLERİMİZ DE OLACAK” “Satıcı için İstanbul merkez olsa bile, alım konusunda talep yaygınlığı ile Anadolu’nun bütünü hedefimiz. 2017 hedefimiz, bin araç satışı. İkinci yarıyılda gerçek bir platform algısını pekiştirmek için hedef kitlemizin yoğun vakit geçirdiği AVM’lerde irtibat ofisleri kurmayı planlıyoruz. Bu noktalarda ekiplerimiz iş modelimizi anlatıp, belki ekspertiz randevu taleplerini alacak. Gerçek piyasa değeri üzerinden fiyatladığımız araçlar üzerinden her satışta satıcıdan yüzde 3, alıcıdan yüzde 3 komisyon

satışı gerçekleştiriyoruz. Aksi halde, alıcıya kaparosunu iade ediyor, aracı satıcıya teslim ediyoruz. Noter satışı sonrası, tamamen online işlem yapan müşteriler için 5 gün iade garantisi veriyoruz. Biz de aracın ekspertiz durumu değişmemişse, bin km’den fazla da kullanılmamışsa 5 gün içinde iade alıyoruz. Ancak birincisi, bu aracılık hizmeti için sizden aldığımız hizmet bedelini iade etmiyoruz. İkincisi, bu aracı misal 3 gün sonra getirdiyseniz, suistimali engellemek için bu araçtan 3 günlük kullanım bedeli alıyor, kalan miktarı alıcıya iade ediyoruz. Üst seviyede hizmette tüm detayları düşünmemiz gerektiğinin farkındayız.

almak gelir modelimiz. Bu bedel, hele takas gibi yapılarla kıyasladığımızda, hem alıcı hem satıcı için makul bir oran. Bu katma değerle sunduğumuz hizmetimizi yılın ikinci yarısından itibaren paket hizmetlerle çeşitlendirmeyi düşünüyoruz. İhtiyaç ve önceliklerle alıcı ve satıcı için uygun paketlerimizi tasarlayıp sunacağız. Kasko, sigorta, bakım, küçük tamirat, araç süsleme, finansal hizmetler, yaz ve kış lastiği gibi başlıklarda işbirlikleri için araştırma ve çalışmalarımız sürüyor.

bile bir danışmanla detayları telefonda konuşabilmek, bu yapının erişilebilir olduğunu görmek istiyor. Anadolu’dan alıcı ve satıcıların gelmesi ise bizi çok memnun ediyor. Bu hizmet yapısı onların ilgisini çekiyor. Ekspertiz ekibimiz İstanbul’da olduğu için şu anda satıcılardan İstanbul’da araç kabul edebiliyoruz. Ama alıcılar için Türkiye’nin her yanına ulaşabiliyor ve satış yapabiliyoruz. Hedefimiz; İzmir, Bursa, Ankara, Antalya gibi büyük iller başta olmak üzere diğer illere de bu yapıyı yaymak. Çünkü İstanbul’un kalabalık bir şehir olması ile özellikle küçük iller, istedikleri araçları İstanbul portföyünde bulabileceklerini biliyorlar. Gelen alım talepleri ile bunu net biçimde görüyoruz.



20

BThaber

BTnet.com.tr

SHINE LITE, Türkiye pazarında yerini aldı

Tasarımında cam ve metali buluşturan Alcatel akıllı telefon SHINE LITE, bu kapsamda dayanıklı metal çerçeveyi 2.5D camla birleştiriyor. Kıvrımları kolay tutuş sağlarken, tüm özelliklerini 7,45mm ince gövdede toplayan akıllı telefon cebe ya da çantaya sığabilecek boyutlara sahip. Şubat ayı itibariyle 999 TL’den satışta olan SHINE LITE’ın özelliklerinden biri, kullanıcılara sayısı beşe

varan farklı uygulamalar için parmak izlerini atama ve akıllı telefon bekleme modundayken bu uygulamaları anında açabilmelerine imkan vermesi. Parmak izi özellikleri Safebox ile kullanıcının kişisel bilgilerini de koruyor. Bu ek güvenlik katmanı, hassas nitelikteki fotoğraflar, videolar ve belgelerin sanal bir kasada saklanmasını sağlıyor. SHINE LITE, arkasında bulunan 13MP, çift tonlu flaş lensi ile doğal aydınlatmalı ve çarpıcı görüntüler üretiyor. 5MP flaşlı ön kamera ise özçekimler için öne çıkıyor. Faceshow özelliği özçekimleri kısa sekanslarda bir araya getirerek ilginç videolar oluşturuyor. Splitcatcher ise kullanıcıların farklı parçalardan fotoğraf kolajları oluşturmalarını sağlıyor. Alcatel’e özgü Gesture Shot özelliği sayesinde kullanıcı “V” işaretini yaparak anında fotoğraf çekebiliyor.

Emlakçılara mobilden destek

2016 yılı sonunda yayına başlayan EmlakCep; gayrimenkul danışmanlarının yeni işlem fırsatlarını takip edebildikleri, etkili bir müşteri takip ve sosyal ağ uygulaması. Ağırlıkla ilan sitelerinin yer aldığı gayrimenkul sektöründe, gayrimenkul danışmanlarının ilan yayınlama dışında ihtiyaç duydukları müşteri takibi ve mesleki iletişime odaklanan EmlakCep, bu özelliği ile sadece emlakçılara değil

ev arayanlara da kolaylık sunuyor. Uzun yıllar emlak ve internet sektöründe çalıştıktan sonra EmlakCep’i kuran Önder Çoban, “Uzun yıllar çalıştığınız bir alanda bile müşteri olmadan, sıkıntıları ve dolayısıyla fırsatları göremiyorsunuz” yorumunu yaptı. EmlakCep, emlakçılara coğrafi sınırlara bağlı kalmadan birbirleriyle haberleşme olanağı sunuyor. İzmir’den Adana’ya, İstanbul’dan Antalya’ya nerede olursa olsun, emlakçılar meslektaşlarına ulaşıp, ellerindeki gayrimenkulleri ya da müşteri taleplerini paylaşabiliyor. Türkiye’nin önde gelen uygulama geliştirme şirketlerinden KukaApps ile işbirliği içinde çalıştıklarını belirten Önder Çoban, gayrimenkul danışmanlarının tercih ettiği bir iş çözümü ve iletişim ağı olmayı hedeflediklerini vurguladı.

13 - 19 Şubat 2017

IoT de kapsama altında Fortinet, nesnelerin internetinin (IoT) etkisi ile sayısı sürekli artan siber saldırılara karşı işletmeleri korumak için Fortinet Security Fabric mimarisini genişletti. Bu kapsamda Security Fabric mimarisi, IoT cihazları ile karmaşık hale gelen siber saldırılara karşı başarılı savunma yapmak için gereken görünürlük, entegrasyon, kontrol ve altyapı sağlıyor. IoT ve bulutun devasa alanını başarılı biçimde savunmak adına işletmelerin tüm altyapıyı kapsamlı görünürlük, segmentasyon ve uçtan uca koruma sunacak biçimde ölçekleyebilen bir Security Fabric uygulaması gerekiyor. Fortinet, Security Fabric vizyonu ile AmaçTabanlı Ağ Güvenliği sunuyor ve bu sayede şirketler, iş ihtiyaçlarını insan müdahalesi olmadan senkronize ağ

güvenlik aksiyonlarına dönüştürerek IoT stratejilerini ve operasyonlarını otomatik uygulayabiliyor. İşletmeler, IoT tehditlerine karşı altyapılarını güçlendirmek için stratejik ağ güvenliğinde şu üç özelliğe dikkat etmeli: 1. Öğrenme: Fortinet Security Fabric’in temelini oluşturan FortiOS, tüm güvenlik donanımları ve kurumsal ağ bileşenlerine tam bir BT farkındalığı ve görünürlüğü getiriyor. Böylece BT, IoT cihazlarını ve altyapıları içerisinde kritik noktalarda trafiği yönetebiliyor. 2. Segment: Fortinet’in Dahili Segmentasyon Güvenlik Duvarı, işletmelerin ağlarını ve cihazlarını dahili olarak segmente etmelerine

imkan veriyor. Böylece BT, belirli cihaz türlerine ve ağ erişim gerekliliklerine göre katmanlı güvenlik politikaları uygulayabiliyor. 3. Koruma: Fortinet’in Security Fabric mimarisi, IoT tehditlerine senkronize yanıt verilebilmesi için gerekli özelliklerin, IoT güvenlik vakaları ve tehdit istihbaratı ile ilişkilendirmesini mümkün hale getiriyor. Ayrıca tehditleri sınırlamak için saldırıya uğramış IoT cihazlarını ağ içerisinde çoklu noktalarda karantina altına alarak veya düzelterek, zararlı trafiğin kritik BT sistemlerine veya kurumsal verilere hiçbir şekilde ulaşmamasını sağlıyor.

Bütünleşik kablosuz, yazıcılı, internet ağ geçidi ve denetleyicisi

Xentino tarafından tasarlanıp üretilen ve Simet’in dağıtıcılığını yaptığı HSP500 ile küçük ve orta ölçekli işletmeler, internet erişim hizmetini misafirlerine güvenilir

olarak ve sorunsuzca kullandırabiliyorlar. Restoran, pastane, hastane, mağaza, otel ve dükkanlarda kullanılabileceği gibi otobüs, taksi, tren, feribot gibi hareketli durumlarda da

kullanılabilen HSP500, erişim denetimini kolaylaştırıyor ve yasal zorunlulukları sağlama konusunda yardımcı oluyor. Ürün, PPPoE, DHCP, Statik ve 3G/4G gibi her tür internet erişim omurgasına bağlanabiliyor. Üzerinde entegre olarak bulunan yazıcısı ile zaman, bant genişliği gibi farklı kısıtların bulunabileceği bilet basabilen yapıda, bilet üzerindeki QRCode ile mobil cihazlar, bu kodu okutarak internet erişimini kolayca edinebilir. Aynı cihaz SMS doğrulaması yöntemi ile de çalışabiliyor ve Türkiye için özel geliştirilmiş vatandaşlık No kontrolü ile doğrulama da yapılabiliyor. Cihaz üzerinde bulunan kablosuz AP fonksiyonu ile doğrudan başka bir AP cihazına ihtiyaç duymadan bağlantı verilebiliyor. Küçük bir işletme için kablosuz AP, router, HotSpot Controller, Ticket Printer gibi ayrı ayrı cihazların yaptığı işlerin tamamını tek bir cihazdan elde etmek mümkün.


BThaber

BTnet.com.tr

13 - 19 Şubat 2017

Norton’a ikinci kez ‘En İyi Koruma Ödülü’ Symantec Corporation’un Norton güvenlik çözümleri, gelişmiş siber saldırıları durdurma konusunda, Av-Test‘nin önde gelen ödüllerinden “En İyi Koruma 2016” ödülünü üst üste ikinci kez kazandı. Symantec, iş ve tüketici kategorilerinde iki yıl üst üste bu prestijli ödülü kazanan ilk şirket oldu. AV-TEST CEO’su Andreas Marx yaptığı açıklamada, “Başka hiçbir şirketin sağlayamadığı bir başarıya imza atan Norton’un güvenlik çözümleri aynı anda iş ve tüketici koruması kategorilerinde en yüksek korumayı sağladı. Ayrıca Norton Security, 2016 test serilerinde de özellikle rakip çözümlerle kıyaslandığında etkileyici güvenlik korumasını kanıtlamış oldu” dedi. AV-TEST’in altı testinin hepsinde Norton Security her sanal saldırıyı engellerken, Norton’a en yakın rakip marka dahi sıfırıncı gün tehditlerinden çoğunu en az iki kez kaçırdı. Güvenlik çözümlerine yapay zeka desteği Symantec Security Teknolojisi Başkan Yardımcısı Adam Bromwich, “Siber suç artışının hızı ve kapsamına karşı, Symnatec’in ilk önceliği devamlı olarak çözümlerimizi

yenilemektir. Bu yıl kullanıcılarımızı en son saldırı tekniklerinden korumak için gelişmiş öğrenme teknolojisini ve çok yönlü sıfırıncı gün korumasını piyasaya sürdük. Büyük veri ağımızı yapay zeka yetenekleriyle bir araya getiren çözümlerimiz, kullanıcılarımızın güvenliğini sağlamaya yardımcı oluyor” dedi. Dünyada iş zekası için geliştirilmiş en büyük çaplı sivil tehdit savunması olan Symantec, 175 milyon tüketici ve girişimciyi, 163 milyon e-mail kullanıcısını, 80 milyon web kullanıcısını koruyor ve her gün ortalama 8 milyar civarında güvenlik talebini çözümlüyor. Symantec’in amiral gemisi bireysel çözümü Norton Security, AV-Testleri’nin tüm koruma kategorilerinde, iki yıl üst üste, sıralamaya giren 20 ürünü ezdi geçti. Norton, kullanıcıların bağlantıları ve özel bilgilerini günümüzün en saldırgan tehditlerinden ve fidye yazılımlardan koruyor. Çok katmanlı koruma teknolojileri sayesinde yüksek riskli dosyaları iş zekası ve sıfırıncı gün korumayla önceden tanımlıyor ve sıfırıncı gün tehditlerini makine performansını yavaşlatmadan durduruyor.

21

Mobil cihaz harcamalarında tasarruf imkansız değil Opinion Matters araştırma şirketi tarafından Panasonic adına Birleşik Krallık, Fransa, İspanya ve İsveç’teki bin şirketten BT satın alma profesyonelleri ile görüşmeyle hazırlanan çalışmaya göre, şirketler sürdürülebilir mobil cihaz stratejileri ile mobil cihazlar için yaptıkları yıllık harcamalardan ortalama yüzde 30 oranında tasarruf elde ediyor. Satın alma profesyonelleri, sürdürülebilirlik kriterlerinin de ışığında mobil cihaz alımlarını titizlikle değerlendirerek, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, hibrit cihazlar ve el terminallerinin kullanım sürelerini neredeyse iki yıl kadar uzatabildikleri bilgisini

veriyor. Araştırmaya göre, bu stratejinin uygulanmasında temel faktörler kurumsal sosyal sorumluluk ve çevre tabanlı endişelerin yanısıra finansal boyutta yerini alıyor. Araştırmada, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, hibrit cihazlar ve el terminali cihazlarının yanı sıra bu cihazların aksesuarlarının kullanım sürelerinin artırılmasıyla, toplam sahip olma maliyetinden tasarruf sağlamak, sürdürülebilir bir strateji düşünülürken başvurulan en önemli faktörler. İşletmelerin, bir strateji uygulamaları ile en çok üzerinde durduğu tasarruf alanları arasında yeni cihazlar

için yapılan harcamaların azalması (%42), pil harcamalarının azalması (%38), cihazların daha iyi şekilde geri dönüşümü (%37) ve cihazların toplam sahip olma maliyetlerinin azalması (%37) yer aldı. BT satın alma profesyonellerinin yüzde 97’sindan fazlası, sürdürülebilir mobil BT anlayışının iş öncelikleri için yüksek önemde olduğunu belirtiyor. Bugüne kadar şirketlerin yüzde 95’i dizüstü bilgisayar, hibrit cihaz, tablet ve el terminalleri için Sürdürülebilir Mobil Cihaz Stratejisi benimserken, bu şirketlerin yüzde 64’ü de bu stratejiyi son üç yılda uygulamaya başladı.

Enerji maliyetlerinizin kontrolü elinizde

İncelik, performansla buluşuyor

Casper, Nirvana F serisi 2017 serisinin F300 dizüstü modelinde yüksek performans için en güncel yedinci nesil Intel işlemciyi barındırıyor ve seride 8 GB RAM, 256 GB SSD depolama, metal tasarım, Full HD ekran ve ışıklı klavye gibi özellikler de var. Bilgisayarda 13.3inç Full HD ekran, 17 mm incelik ve 1.3 kg ağırlık gibi özellikleriyle Casper Nirvana F300, inceliğin hafiflik ve performansla buluştuğu bir dizüstü bilgisayar. Ekran seviyesinde 83 Desibel güce sahip Dolby Digital de kullanıcıya güçlü

ses sistemi sunuyor. Bilgisayarda 13.3 inç büyüklüğündeki Full HD ekran, en küçük detayların bile aktarılabilmesini sağlıyor. LP DDR3 (Low Power) RAM’ler ise daha az enerji tüketiyor. Düşük seviyede enerji tüketen bu RAM’ler sayesinde bilgisayar da tek şarj ile uzun süre kullanılabiliyor. 1.3 kg ağırlığa ve 17mm’lik inceliğe sahip Casper Nirvana F300, yüksek performansa da sahip. Casper Nirvana F300’de standart olarak yer alan ışıklı klavye özelliği sayesinde karanlık ortamlarda da kolay kullanım sunuluyor. Dış etkenlere, çizilme ve darbelere dayanıklı olan, üzerinde 2 adet USB 3.1 USB portu bulunan bilgisayarda 1 adet USB 3.1 Type C portu sayesinde farklı portlara dönüşüm sağlanabiliyor.

Nesnelerin interneti (IoT) gündelik hayatta önemli değişiklikleri beraberinde getiriyor. Araştırmalara göre, bugün internete bağlı olan 10-11 milyar cihaz, 2020 yılında 50 milyar seviyelerine ulaşacak. Bu da 2003 yılında dünyadaki kişi başına düşen birbirleriyle bağlantılı cihaz oranı 0,08’in, 2020 yılında 6,48’e ulaşacağını gösteriyor. IoT sayesinde, zamandan ve yerden bağımsız olarak nesneleri her yerden yönetebileceğiz. Yaşam

kalitesini tepeden tırnağa değiştirme potansiyeline sahip bu teknoloji konusunda Cosa Kurucu Ortağı Dr. Emre Erkin, beklentilerini şöyle paylaştı: “IoT sayesinde yaşam alanlarımızı, özellikle evimizi, yer ve zaman bağımsız avucumuzdaki akıllı cihaz ile yönetebileceğiz. Türkiye'nin ilk enerji temalı teknokentinde geliştirdiğimiz Cosa akıllı oda termostatı, doğalgaz faturalarında yüzde 31, elektrik faturalarında ise

yüzde 40 tasarruf sağlıyor. Çünkü kombinin ve elektriğin bu şekilde yani akıllı bir oda termostatı ile kullanılması önemli bir ısı, yakıt ve enerji tasarrufu sağlıyor. Uzun vadede hedefimiz; bu akıllı teknolojiler sayesinde enerji maliyetlerimizi sıfıra indirebilmek. Enerji maliyetini nasıl sıfıra indirebiliriz sorusunun en net yanıtı “güneş enerjisi”. Bunun yanı sıra rüzgar enerjisi, jeotermal enerji gibi kaynakları da sayabiliriz.”


22

BThaber

KARİYER

13 - 19 Şubat 2017

İK süreçleri bütünüyle yenileniyor

Dijitalleşme ve yeni neslin kendine has özellikleri, insan kaynakları alanında değişiklikleri beraberinde getirirken, İK profesyonelleri için de yeni uygulamalar 2017'de yaygınlık kazanacak. Yeni nesil işgücünde yetenekleri bulmak, kuruma kazandırmak ve kalıcı olmalarını sağlamak, klasik İK araçlarını kullananlar için 2017'de de zorlayıcı olacak. Bu nedenle, İK profesyonellerinin yeniliklere açık olması büyük önem taşıyor. Assessment Systems CEO'su Levent Sevinç, bu kapsamda İK odaklı yeni belirleyicileri şöyle anlattı: 1. Çalışan deneyimini iyileştirmek: Yurtdışında yapılan bir araştırmaya göre, adayların yüzde 60’ı işe alım sürecinden memnun kalmıyor, bunların yüzde 72’si de sosyal medyada bu deneyimini paylaşıyor. Bu noktada müşteri deneyiminin iyileştirilmesine odaklanan şirketler, çalışanlarının da işle ilgili deneyimlerinin iyileştirilmesi için İK profesyonellerini görevlendirecek. 2. Kişiselleştirme: Çalışılan fiziki ortamla ilgili düzenlemeler, kişiselleştirilmiş çalışma alanı oluşturmak öne çıkacak. Bu arada kişiselleştirme, sadece ofis ortamı için değil, çalışana

sunulan tüm olanaklar için de ele alınması gereken bir konu ve 2017’de söz konusu esneklik, birçok alanda sergilenecek. Yetenek olarak kabul edilen çalışanlara yönelik ayrıcalıklar ve bunu çalışan bazında ihtiyaçlara paralel yapmak ise bunun ilk akla gelen örneği. 3. Dijitalleşme: İK alanında çalışanlara yönelik geliştirilen mobil uygulamalar, çalışanın kolayca İK ile ilgili bir işlemi yapmasına olanak veren uygulamalar yaygınlık kazanacak. Örneğin; yeni işe giren ve oryantasyon sürecindeki çalışanların bilgi edinme ihtiyacını kolaylaştırmaya yönelik ya da ilk defa yönetici olmuş çalışanlara zorlandıkları konularda mentorluk hizmeti sunan chatbot’ların kullanılması gibi hizmetler önem taşıyacak. 4. Performans değerlendirmede yenilikler: Bu konuda öne çıkan başlıklar; performans değerlendirme sürecini gelişim amaçlı gerçekleştirmek ya da çıktılarını terfi, ücret artışı gibi alanlarda kullanmadan, sadece çalışanın gelişimi için kullanmak odaklıydı. Ancak bu konuda iki adım atıldı. Bunların ilki performans değerlendirme sistemini derecelendirme

mantığından arındırmak. Diğeri ise çalışana gerçek zamanlı veriye dayalı olarak ve anlık-düzenli, yazılı ve hatta online geribildirimler vermek. Performans değerlendirmenin gelişim odaklı hale gelmesi ile şirketler, çalışanlarına gelişimleriyle ilgili rehberlik sağlayabiliyor. Bir unsur da gelişim önerilerinin kurumun yetkinlikleriyle ve ilgili davranışsal göstergelerle örtüşmesi. 5. İşe alımda dijitalleşme ve veri temelli yaklaşımlar: İşe alım süreçlerinde dijitalleşmenin sağladığı olanaklardan ve veri temelli yaklaşımlardan faydalanmak önem kazanıyor. Dijitalleşme, adaylar hakkında daha fazla ve gerçek zamanlı veri toplamayı mümkün kılıyor. Önemli olan ise bu veriyi etkin ve hızlı analiz edebilmek ve işe alım süreçlerinin verimliliğini artırabilmek adına kullanabilmek. Dijitalleşme ve paralelinde büyük veri kullanımı, işe alım sürecinde aday arama ve değerlendirme sürecini daha etkin, verimli ve hızlı hale getiriyor. 2017'de İK bölümlerinde verileri derleme, analize hazır hale getirme ve analiz ederek modeller oluşturma işlerini yürüten teknik kişilerin görev üstlenmesi de öne çıkacak.



24

BThaber

KARİYER

13 - 19 Şubat 2017

Dijital dünyayı tüm detayları ile öğrenin IAB Türkiye’nin dijital sektördeki insan kaynağı açığının giderilmesine katkı hedefiyle tasarladığı ve 2012 yılından bu yana altı kez düzenlenen “Dijital Pazarlama İletişimi Sertifika Programı”, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliği ile yedinci kez gerçekleştirilecek. 25 Şubat – 27 Mayıs arasında 12 hafta sürecek olan program, aynı zamanda Türkiye’deki IAB Avrupa onaylı ilk ve tek sertifika programı. İçeriği sektördeki yenilikler ve ihtiyaçlar paralelinde hazırlanan ve bu yılki kampanyası Publicis Yorum tarafından “Dijitale de bekleriz” başlığıyla tasarlanan Dijital Pazarlama İletişimi Sertifika Programı, dijitali işine entegre etmek veya kariyerine bu alanda devam etmek isteyen sektör profesyonelleriyle yeni mezunları hedefliyor. Bugüne kadar 141 mezun veren programda katılımcılar, alanında uzman sektör profesyonelleri ve akademisyenlerden eğitim alıyor, networking imkânı da buluyor. Bu bağlamda dijital dünya, display reklamcılıktan sosyal medyaya, içerik pazarlaması ve native reklamlardan online videoya, oyuniçi reklamlardan arama motoru reklamcılığı ve performans pazarlamasına, programatikten veri analizine, e-posta pazarlamasından mobile kadar geniş bir kapsam derslerde ele alınıyor. Programın dersleri her Cumartesi günü Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü İdari Bilimler Binası’nda, 9.30 – 16.30 saatleri arasında yapılacak. Katılım bedeli 3.750 TL+KDV (%8) olan programda IAB üyelerine ve Boğaziçi Üniversitesi mezunlarına yüzde 15, aynı kuruluştan katılan 4 kişi ve üzeri katılımda da yüzde 20 indirim sağlanacak. Detaylar ise www. iabdijitalpazarlamailetisimi.org/ adresinde yer alıyor.

Reklamcılar Derneği’nin ve Reklamcılık Vakfı’nın yeni yönetimleri belirlendi

itelligence Türkiye’nin İK ve İdari İşler Direktörü Selin Bakaçhan oldu

Selin Bakaçhan

SAP danışmanlık şirketi itelligence Türkiye’nin İnsan Kaynakları ve İdari İşler Direktörü, 2 Ocak 2017 tarihi itibarıyla Selin Bakaçhan oldu. İnsan kaynakları alanında 10 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Bakaçhan, yeni görevinde itelligence Türkiye’nin tüm insan kaynakları ve idari işler süreçlerinden sorumlu olacak. İK alanında birçok sertifikaya sahip olan Selin

E T K İ N L İ K L E R 15-16 Şubat 2017 Turkey DNS Forum 2017 Conrad Istanbul Bosphorus Hotel, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.turkeydnsforum.org/

9 Mart 2017 BTvizyon Tekirdağ Toplantısı Tekirdağ AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

23 Mart 2017 BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

4 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com/

Bakaçhan, Adler’ın Profesyonel Koçluk Sertifikası’na da sahip. Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü mezunu olan Bakaçhan, Ergo Emeklilik’te başladığı kariyerine, Garanti Emeklilik ve Hayat’ta Ücretlendirme ve Yan Haklar Müdürü, Cigna Hayat’ta İnsan Kaynakları Müdürü, Fiba Emeklilik ve Hayat’ta İnsan Kaynakları ve İdari İşler Müdürü olarak devam etti.

Y U R T İ Ç İ

21 Şubat 2017 Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları Sheraton Ankara Hotel & Convention Center AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr 9 Mart 2017

2-3 Mart 2017 VIII. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı Milli Reasürans – İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.btyd.org.tr

9-10 Mart 2017

8. Ulusal Proje Meslek Konferansı Ankara Mövenpick Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.tpyme.org/ulusal-projeyoenetim-meslek-konfer

Doğu Anadolu 1.Bilişim Buluşması Elazığ Akgün Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.dbb2017.com

13 Nisan 2017

6 Nisan 2017 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

16 Mayıs 2017 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com

Siber Güvenlik ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr 18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

15-16 Kasım 2017 ICT Summit Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 27 Şubat - 2 Mart 2017

Nil Bağcıoğlu Reklamcılar Derneği’nin 33. Genel Kurulu ve Reklamcılık Vakfı’nın 27. Olağan Genel Kurulu’nda 23 Ocak’ta yapılan seçimlerle yeni yönetim kurulları belirlendi. Reklamcılar Derneği 15. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Nil Bağcıoğlu, Reklamcılık Vakfı 13. Dönem Başkanı ise Lize Karaboğa oldu. Nil Bağcıoğlu, başkanlığı devralırken, Lize Karaboğa da vakfın üye tabanını genişleterek projelerin daha çok sektör insanına ulaşmasının sağlayacaklarını söyledi.

Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com

Y U R T D I Ş I

19-23 Şubat 2017

HIMMS 17 ABD / Orlando AYRINTILI BİLGİ: www.himssconference.org

20-24 Mart 2017

CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home

23-25 Mayıs 2017

CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.



26

BThaber

MEKTUP

Oyun dünyası artık herkesin hayatında

Yeni haftadan selamlar, Mektubuma yine sağlık odaklı bir haberle açılış yapıyorum. Bu haftaki tavsiyem kuşburnu. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili de kış döneminde güçlü antioksidan yapısıyla öne çıkan kuşburnunu doğru demler ve abartmadan tüketirsek sağlığımıza birçok faydası olacağını belirtmiş. Günde iki fincan kuşburnu çayı ve bir yemek kaşığı şekersiz kuşburnu marmeladı beslenme planlarımızın bir parçası olmalı. Çünkü kuşburnu bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kabızlığı önlüyor, kötü kolesterolü düşürüyor, kansere karşı koruduğu gibi kanın pıhtılaşmasını sağlıyor, üstüne bir de cildi güzelleştiriyor. Daha ne olsun… Ekleyeyim: Dizde sıvı kaybı ve kireçlenmeye faydalı ve akabinde gözleri de koruyor. İçmezsek bizim ayıbımız… Sen pek seversin online alışverişi… Yeni nesil teslimat sistemi Pit Start’ın Kurucusu Deniz Cem Altaca, tüketicileri e-ticaret sitelerinden alışverişe iten sebepleri sıralamış. Bu noktada zaman tasarrufu, evden çıkmadan oturduğumuz yerden alışveriş yapma rahatlığı, yorulmadan ayağımıza gelen hizmet, ürün çeşitliliği, ürünler ile ilgili yorumları görebilme, ürün karşılaştırmaları, teslimat kolaylığı gibi unsurlar bizi doğal olarak online alışverişe çekiyor. Avantajlı fiyatlar, indirim seçenekleri yakalamak, aynı gün teslimatla ürünlere hemen kavuşabilmek, bir de kalabalık alışveriş merkezlerinde vakit yitirmeme kolaylığı var. İşte bu nedenlerle, giderek daha çok insan alışverişini online yapıyor. Bu konudaki veriler de bu yorumumu doğruluyor. Hepsiburada, Türk halkının 2016 online alışveriş tercihlerini açıklamış. Buna göre, internetten alışverişte teknoloji ürünleri ön plana çıkarken akıllı telefonlar ilk

sırada. 2016 boyunca internet üzerinden en çok satın alınan ürünlerde bebek bezi ve el halteri, yani dambıl gibi ürünlerin ilk 10 içine girmesi ise enteresan. Aslında git gide ‘her şeyi’ internetten alma alışkanlığının gelişiminin göstergesi… Sıra bu haftanın çevresel gündeminde. Açılışı tüm şirketlerde özendirici olmasını dilediğim bir haberle yapıyorum. Madem eğitim şart, çevre de buna dahil. Enerjisa, “Enerjini Koru” tasarruf kampanyasına çocuklar için hazırlanan Enerjimi Koruyorum mobil oyunu ile devam ediyormuş. Enerjisa’nın çizgi karakteri Pozitip ile oyunun kahramanı olan çocuklar, enerji verimliliğini öğreniyor. Enerjisa, ‘Dünyanın Enerjisini Ben Koruyorum!’ sloganıyla ilköğretim çağındaki çocuklar için 2010 yılından itibaren hayata geçirdiği ‘Enerji Verimliliği Eğitimleri’ sosyal sorumluluk projesi ile bugüne kadar 520 okuldan yaklaşık 250 bin öğrenciye ulaşmış. Şimdi de Enerji Verimliliği Eğitimlerini, hazırlanan bu mobil oyun ile tüm çocuklara anlatmayı hedefliyormuş. Bu özendirici olmasını dilediğim haberin ardından, yine çevre ama bu sefer acı bir gerçekle karşındayım. Zira sulak alanların kaybı sadece canlıların yaşamını tehlikeye atmıyor, doğal afetlere

de davetiye çıkarıyor. WWFTürkiye, sel ve kuraklık riskine karşı sulak alanların artan önemine dikkat çekiyor. WWFTürkiye, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde sulak alanların afetleri önleyici özelliklerine dikkat çekmiş. WWF-Türkiye Doğa Koruma Yetkilisi Eren Atak da suyun verimli kullanılması, özellikle sulak alanları besleyen nehirlerde su kalitesinin korunması ve havza ölçeğinde planlama yapılması gerektiğine dikkat çekmiş. Bizler söylemiş olalım… Bu gerçekler sonrası, iyisi mi biraz gezelim. Dünyanın önde gelen seyahat ve konaklama ürünü tedarikçilerinden MetGlobal Şirketler Grubu’nun seyahat sektörü profesyonellerine teknoloji ve rezervasyon çözümleri sunan markası HotelsPro, otel bilgilerinin daha hızlı aratılabilmesini ve daha hızlı rezervasyon yapılabilmesini sağlayan yeni arayüzünü acentelerin kullanımına sunmuş. Yenilenen HotelsPro. com, teknolojisi ve acentelere sunduğu yeni arayüzü ile daha zengin görsel ve bilgi içeriğine ulaşılmasına, üstüne bir de adres tabanlı arama gerçekleştirebilmesine imkan veriyor. Mitsubishi Electric, endüstriyel robot teknolojilerine yön verecek mühendislerin yetiştirilmesi

için üniversitelere Robot Eğitim Merkezi kurulmasına destek oluyor. Öyle ki, Mitsubishi Electric tarafından Doğuş Üniversitesi işbirliğiyle kurulan Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi’nde teorik derslerinin uygulamasını gerçekleştiren öğrenciler, daha önce dans ettirdikleri robota şimdi de insanla karşılıklı satranç oynatmayı hedefliyormuş. Sırada ödül, daha doğrusu ödül odaklı bir haberim var.

Dünyada 45 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Türkiye merkezi IAB Türkiye’nin düzenlediği MIXX Awards Türkiye 7

13 - 19 Şubat 2017

yıldır dijital dünyanın nabzını tutuyor malum. Bu yıl teması #BenimDünyam olan MIXX Awards için başvurular başlamış ve 24 Şubat’a kadar da devam edecek. MIXX Awards’ta; “Marka Yöntem ve Araçları” ve “Marka Strateji ve Hedefleri” ana başlıkları altında toplam 27 kategori var. Yarışmanın kuralları, değerlendirme ve ayrıntılı bilgi için yenilenen MIXX Awards Türkiye web sitesi www. mixxawards-tr.org ziyaretini bekliyor. Samsung Electronics, 16. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında, sanal gerçeklik ve interaktif hikâyeler sergisi !f Yarın’ın resmi sporsoru olmuş ve Samsung Gear VR deneyimi ile seyircileri sanal gerçeklik dünyasına davet ediyormuş. 17-26 Şubat tarihlerinde Bomontiada Alt Sanat Mekânı’nda deneyimlenebilecek sanal gerçeklik ve interaktif hikâyeler sergisi !f Yarın kapsamında seyirciler, son yılların ses getiren çalışmalarını Samsung Gear VR deneyimi ile ücretsiz izleyebilecek. Küratörlüğünü, yönetmen ve MIT Media Lab araştırmacılarından Deniz Tortum’un üstlendiği Sanal Gerçeklik ve İnteraktif Hikâyeler Sergisi’nde son yılların en iddialı 13 eseri bir araya geliyor. Sinemaseverler; “Ben, Philip” ile bilimkurgu yazarı Philip K. Dick’in suretinin kullanarak yaratıldığı Phil isimli Android’in gözünden geleceğe bakabilecek. Felluce’de sokaklarında çekilmiş ilk 360 derece VR deneyimi “Felluce Kuşatması”nı izleyebilecek. “Göçebeler” ile göçebe toplulukların günlük yaşamlarına tanıklık edebilecek. “Hayvanların Gözünden” ile ormandaki 4 farklı canlı türünün gözünden ormanları keşfedebilecek. Daha fazlası için www.ifistanbul.com sitesine baksan fena olmaz, ne dersin. Bu hafta da bu kadar olsun, yeni bir gündemde buluşalım,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1109

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

13 - 19 Şubat 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

It is time to redefine the economy Along with the digital transformation process, the economic structure is being reshaped. Industry 4.0 has become one of the major factors of the “real” economy. 2017 will be a year in which technology investments for Industry 4.0 will be actualized. The main theme of the ICT Summit‘17, which will be held in November this year, will be “REconomics”. The 17th ICT Summit, which will bring together experts from the informatics industry, the public, the domestic and the foreign sector in November 2017, will host parallel sessions this year in many up-to-date topics, once again the publication of BThaber newspaper and the research and marketing powers of M2S will be combined. Stating that “As it is each year, our main goal is to go beyond the ordinary at the Summit this year.”; Neslihan Aksun, General Manager of Informatics Summit, informed us about ICT Summit’17 through our questions as well as sharing the sector’s developmentoriented expectations: The ICT Summit of 2016 demonstrated many innovations regarding the main idea, speakers and parallel session topics. How do you assess the feedback of the sector regarding to those innovations? Prime Minister Binali Yıldırım also participated in the ICT Summit 2016 and our aim was to create a digital evolution road map together with all the stakeholders and all the individuals and institutions involved in the informatics society. Our starting point was defined as stating the hints of catching the Industry 4.0 wave. Industry 4.0 does not just connect everything together, it grounds the foundation of the fourth wave of digital economy, bringing with it new artificial

intelligence-based design, planning, R&D, production, procurement, quality, process management, autonomous systems, service and customer experience. We started the words by saying that: “The most important reflection of digitalization is that the industry will trigger and embrace the transformation,” and we have also described Industry 4.0 on the agenda of developed nations and global companies at the 2016 ICT Summit as ‘industrial internet’. The model changes in digital transformation. For this reason, we have gone beyond digital transformation when we have created the main theme; we said “We are digitally evolving”. The summit was realized with the motto of “Digital Evolution and Industry 4.0” and the motto of “No Escape”. 240 speakers and 3,803 exhibitors share their experiences and visions in the 17 different thematic conference platforms and nearly 150 panels, basically everyone came together to talk about the future. How did your expectations shape? We have received high praise from the attendees of the summit, who were the speakers and the panel managers, 62% being the top and middle level managers. There was also criticism, of course. These criticisms were more relevant to the difficulties of doing the event at the congress center, not in terms of qualification or utility. The reasons of the criticisms were like the price policy of the congress center and the negative complaints came only from a few participants. In the coming years, we would like to believe that the country and the sector economy will change positively, and we will be able to get more support from our sponsors and solve this problem with our own responsibility. But I would like to emphasize that our ICT Summit event, which has 16

years of experience, will never promise an environment in which participants will be able to feast and watch entertainment shows once

systems, M2M, are began to be talked, researched and even used at the same time as the world. We are in a very good position to

embrace all sectors in the economic environment, which is the basis of all our topics, and see how “destructive” concept can form “innovative” ones. We will do this in November 2017 with the motto of “REconomics Begin!” by believing that we will provide a new word in the literature. It is necessary to believe in the power of the “destructive” word, and the consequent benefit of it, just as the wonderful origami can create magnificent objects with used, consumed, cut and even wrinkled paper folding movements. In the light of the largescale participation in 2016, how do you evaluate the interest of the public to the ICT Summit?

and for all. Just like in the ICT Summit events for 16 years, the aim is the realization of information technologies by all sectors, the internalization of new technologies in the business world, and the realization of projects to increase the projections and productivity. The International ICT Summit, which has been held annually since 2000, is the leading business and cooperative event of our country and the region, which makes the present and future of the interaction of the Turkish business world with technology. What will be the motto of the Summit in 2017? In choosing this, what are the effective improvements and feedbacks from the sector representatives? As a country and people; we are very successful and fast in investing, adapting, applying and using technology and informatics. While this is the case, every development that takes place in the world is reflected on us. We have recently seen the most up-todate topics such as wearable technologies, IOT, embedded

make production using new technologies, relatively to the past. While setting the main theme, we are starting to look at what is really upto-date and important. For companies and individuals, we are getting to know concepts that are not necessary, little-known or new or unknown. These studies are being put forward by forming a committee that is selected from the sectoral, non-sectoral and NGO management levels. There is no technology, product or solution we developed. For this reason, marketing is not a matter for us to put our own products on the forefront, competing with competitors, trying to collect participants who know and sell the product or using our solutions. For this being the case, the most important factors when we choose the main theme of the event are listening to the agenda and following the agenda with our neutral point of view, as it being our mission. At the ICT Summit’17, we will address the main theme of “Destructive and Innovative Digital Economy”. We will

We are expecting a higher level participation in the 17th ICT Summit. We can say that there will be many ministers, undersecretaries and, of course, the President of the BTK, besides the Minister of Transport, Maritime and Communications and the Minister of Science, Industry and Technology as participants. In previous years, Prime Minister Binali Yıldırım participated in our event. In this direction, the ICT Summit event demonstrates the importance given by the public to the sector and the positive point of view. What are your goals and strategies for 2017? As it is every year, it is our greatest desire to satisfy both our sponsor companies with great meticulousness in 2017 as well as to satisfy our participants with information and win their appreciation. In such an environment, you cannot perform your activities in a similar fashion every year, even though the innovations have been enriched with the same name and brand for decades. The success is only possible with solid and quality service, continuity, satisfaction and sincerity, to start with.



Turkey’s report card is neither good nor bad! and Trading and Repairing of Motor Vehicles. Among companies participating in the index, the number of companies rated at 81% and above and designated as ‘Digitalization Pioneers’ increased to 23 this year. In the past year, only 14 companies had shown the performance to be the ‘Digitalization Pioneer’.

The Accenture Digitalization Index study, which is carried out by Accenture, Vodafone, Bosphorus University, Middle East Technical University and Turkish Informatics Foundation (TBV), have concluded this year. Accenture Digitalization Index, which hosts Turkey’s leading large companies, evaluates companies’ digital capabilities in three dimensions, namely ‘Digital Strategy’, ‘Digital

Services’ and ‘Digital Operational Competencies’ and according to 10 basic criteria. Companies have been assessed according to 91 indicators under these 10 criteria in the last year’s study. This year, some changes were made in parallel with developments in the digital world, and new indicators were added that were not included in the index of last year, and the companies were

evaluated according to 119 indicators. Despite the increase in the observed indicators, the Turkish average increased by 1% to 61%. According to the results of Accenture Digitalization Index 2016, Financial Services was the sector with the highest digitalization performance with 81%, followed by the Service Activities, Retail Trade

According to the Accenture Digitization Index, Turkish companies are more focused on digitalizing in-house operations in parallel to global trends, rather than digitalizing services that touch the customers. The index scores of the companies’ internal operations are 69% while the index scores of the digital services that impact customers are 52%. The customer life cycle is examined in four stages in the Accenture Digitization Index as ‘Information/Attractiveness’, ‘Sales/Delivery’, ‘Usage’ and ‘After Sales Services’; and ‘Sales/Delivery’ has the lowest performance in digitalization of the companies participated in the survey. 85% of customers in Turkey stop using the service provider they are not satisfied with. This percentage is 64% in the world while it is 79% in

emerging markets. Therefore, it can be seen that Turkish companies can gain a competitive edge by using digital competencies right through the customer’s life cycle. Accenture Digitalization Index 2016 reveals that Turkish companies have critical improvement areas in the corporate security practices and protection of sensitive data, which are the important pillars of digitalization. For example, 27% of companies surveyed do not use disk encryption, 12% disaster recovery, and 30% identity and access management solutions. Only 55% of companies participating in the study feel they are fully prepared for the digitalization process, and that they are prepared for the new opportunities and risks arising from the digitalization trend. There are agile decision-making processes, regulations, corporate culture and financial resource allocation at the list of the difficulties encountered in digital transformation process. In the Accenture Digitization Index study, companies are assessed in three key criteria for determining their level of digitization.

SMEs digitally transform with cloud Arena announced Bulutum. com, its new platform that will provide digital transformation of SMEs. The cloud technology that will carry SMEs into the digital world will drop the first investment in informatics by 80%. For the first time in the sector, SMEs will pay for the technology expenses by the number of days and people, not annually. Monthly payments will also change when the number of employees in the business changes. Bulutum.com platform was

introduced in a meeting where Arena General Manager Okay Nasır, Arena Deputy General Manager Serkan Kutlu and Arena Software and Security Group Manager Musa Haşap participated. For the first time in Turkey, Bulutum. com integrates global cloud solutions with local solutions. Beyond being a virtual shopping portal that sells cloud services; the platform works as a system that provides pre-sales and after-sales support, training, payment-management

facilities, increases the business volume of business partners and reduces the cost of membership. Arena General Manager Okay Nasır explains his goals with Bulutum.com: “It seems very difficult for young entrepreneurs and SMEs in Turkey to continue their commercial life without keeping up with the digital transformation. The expectations of the consumers and the enterprises are changing and developing. We think

that technology is not a threat to businesses but an opportunity; we are trying to do whatever we can for it. In Turkey, we take responsibility for each and every operator to easily and technologically reach technology. With Bulutum.com, we will enable entrepreneurs and companies to focus on their business and spend less time trying to reach more technology.” Stating that there are 2.2 million SMEs in Turkey,

Arena Deputy General Manager Serkan Kutlu said that: “There are one computer in 1.5 million of the enterprises in Turkey. However, as Bulutum, we will make a difference, starting with small and medium sized enterprises with 1-100 computers and going up to large scale enterprises providing the most suitable solution for more than 700 thousand companies. We estimate that there are between 200 and 400 thousand SMEs to address in the first place.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.