Sınırları aşan erişim! EX750 Dual Band Wifi Range Extender Detaylar için :
www.btburada.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1110 20 - 26 Şubat 2017
Sayfa
4
Sayfa
3 Akıllı şehirler daha da akıllanıyor Vodafone, “Akıllı Şehir Yol Haritası Raporu”nun ardından Türkiye’nin ilk “Akıllı Şehirler Online Platformu”nu da hizmete sundu.
Sayfa
8
Dijital dönüşüm Ankara Zirvesi’nde ele alındı
Handan Aybars
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü’nün katılımıyla gerçekleştirilen Microsoft Ankara Zirvesi’nde kamunun dijital dönüşüm yol haritası ele alındı.
Yazılımlar,milli gelirde nasıl bir yere sahip?
Sayfa
2016 yılı sonunda GSYH hesaplamalarında revizyona giden TÜİK'in yaptığı değişiklik kapsamında ‘Kendi hesabına geliştirilen yazılımlar’ da sisteme eklendi. Girdi olarak değerlendirilen ‘Ar-Ge’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamaları yatırım harcaması kategorisine alındı. Bu eklemelerin Türk yazılım sektörüne, bu konudaki Ar-Ge çalışmalarına ve Türk yazılım sektörünün çözümlerini kullanan Türk şirketlere nasıl yansıyacağı ise görüldüğü kadarıyla zaman içinde netlik kazanabilecek.
22
Hedef; 5G’de küresel bir yetkinlik merkezi olmak 5G teknolojilerinin geliştirileceği Mükemmeliyet Merkezi, Başbakan Binali Yıldırım’ın da katılımıyla açıldı.
Dünyanın Dünyanın Dünyanın En En En Hızlı Hızlı Hızlı *** Analitik Veritabanı ileTanışın Tanışın Analitik Analitik Veritabanı Veritabanı ileileTanışın
Bellek-içi ve SQL Tabanlı Analitik Veritabanı ile Işık Hızında Performansa Ulaşın! * TPC-H Benchmark testlerine göre EXASOL en yüksek skora sahiptir. http://www.exasol.com/en/in-memory-database/tpc-h/
724
+90 542 717 35 57
www.karadan smanl k.com.tr
Sayfa
11
DOSYA: Kamuda BT Yönetişimi Dijital dönüşüm, kamu kurumlarının da gündeminde yer alıyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
BThaber
GÜNDEM
20 - 26 Şubat 2017
3
Yazılımlar, milli gelirde nasıl bir yere sahip? 2016 yılı sonunda GSYH hesaplamalarında revizyona giden TÜİK'in yaptığı değişiklik kapsamında ‘Kendi hesabına geliştirilen yazılımlar’ da sisteme eklendi. Girdi olarak değerlendirilen ‘Ar-Ge’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamaları yatırım harcaması kategorisine alındı. Bu eklemelerin Türk yazılım sektörüne, bu konudaki Ar-Ge çalışmalarına ve Türk yazılım sektörünün çözümlerini kullanan Türk şirketlere nasıl yansıyacağı ise görüldüğü kadarıyla zaman içinde netlik kazanabilecek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) Handan Aybars hesaplamalarında revizyona gitti. TÜİK'in bir süredir üzerinde çalıştığı revizyon paralelinde yapılan duyuruda, ESA-95'den ESA2010'a ve SNA- 2008'e geçişle güncellenen GSYH verilerinin 2009 bazlı olacağı vurgulandı. Ayrıca tüm ülkelerde temel değişim nedenlerini oluşturan başlıklar da, 'Ar-Ge' ve 'Silah Sistemleri' harcamalarının yatırım harcaması olması, sigortacılık sektörü hesaplama yönteminin değiştirilmesi, Merkez Bankası'nın çıktı hesabının değiştirilmesi olarak sıralandı. TÜİK’in yaptığı değişiklik kapsamında ‘Kendi hesabına geliştirilen yazılımlar’ sisteme eklendi. Girdi olarak değerlendirilen ‘ArGe’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamaları yatırım harcaması kategorisine alındı. Milli gelir hesaplamasında parametre değişiklikleri ve 'Kendi hesabına geliştirilen yazılımların da milli gelir hesaplama sistemine dahil edilmesi' sonucunda bu kavramı biraz açmak gerekiyor. Genel tanım olarak ‘Kendi Hesabına Geliştirilen Yazılımlar’ temelde; “şirketlerin ve kuruluşların kendi ihtiyaçlarını karşılamak, yani bünyelerinde kullanılmak üzere kendi çalışanları tarafından geliştirilen yazılımlar” olarak tanımlanabilir. KPMG Türkiye BT Danışmanlığı Hizmetleri Lideri Tanıl Durkaya, ülkemizde özellikle bankaların, finans kuruluşları ve orta-büyük ölçekteki kuruluşların kendi kaynakları ile kendi kullanacakları yazılımları geliştirdiği örneğini paylaşıyor. Bu yazılımların milli gelir hesaplama sistemine katılmasına bakıldığında ise gelir artırıcı bir yönü öne çıkıyor. Zira bu tür yazılımların geliştirilmesi, kuruluşların personel, altyapı ve Ar-Ge giderlerini arttırırken, buna karşın yazılım lisans ve lisans bakım giderlerini de azaltıyor. Bu denge ışığında, Tanıl Durkaya’ya göre, milli gelir
hesaplamasında, bugüne kadar dahil edilmediği için, geliri arttırıcı bir etki göstereceği öngörüsü söz konusu. Bu karara hem Türk yazılım sektörü hem de Türk yazılımlarını kullanan şirketler açısından baktığımızda ise bazı ihtiyaçlara da dikkat etmek gerekiyor. Zorunluluk, zamanla oturacak Tanıl Durkaya’nın tabiriyle Türk yazılım sektörü tanımlamasına esas olarak “Satmak amacıyla yazılım geliştiren kuruluşlar” olarak bakarsak, kendi hesabına geliştiren yazılımların GSMH’ya eklenmesinin bir etkisi olacağı öngörülmüyor. Aynı şekilde, kendisi geliştirmediği sürece Türk yazılımlarını kullanan şirketlerin de etkilenmesi olası görünmüyor. Burada Tanıl Durkaya, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Netice itibarıyla, bu bir hesaplama yöntemi olduğundan, en büyük etki de bu zamana kadar “Kendi Hesabına Geliştirilen Yazılım”ların maddi değerlerini daha açık ve doğru hesaplanarak kaydedilmesi zorunluluğu getirecek. Bu konuda bir hazırlığı olmayan şirketler için detaylı analiz ihtiyacı gündeme gelebilir.”
Yazılımda Ar-Ge sınırları “Sade bir yurttaş olarak, evinizin bahçesinde, kendi tüketiminiz için yetiştirdiğiniz domates, biberin pazar fiyatlarına göre toplam değeri milli gelir hesaplarına dahil edilmez. Şirketin kendi ihtiyacı olarak geliştirdiği yazılımın değeri de bu anlayışla milli gelire dahil edilmiyordu. Son kararla değişen bu oldu. Yeni hesaplama yöntemiyle, bilişim sektörünün büyüklüğü ve milli gelir daha yükselmiş görünür” açıklamasını yapan BThaber gazetesi yazarı Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu, ekledi: “Yeni hesaplama yönteminin doğru veya yanlış olması iddia edilemez. Önemli olan uluslararası standartlara, somut olarak da AB hesaplama yöntemiyle uyumlu olup olmadığıdır.” Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu, kamunun ilgili birimleri ile yaptığı görüşmelere istinaden, konuyla ilgili şu detayları paylaştı: “TÜİK Duyurusunda (http:// www.tuik.gov.tr//duyurular/ duyuru_3244.pd): (S. 2:) "Girdi olarak değerlendirilen ‘AR-GE’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamalarının
yatırım harcaması olması" ve biraz altında "Kendi hesabına geliştirilen yazılımların sisteme eklenmesi," deniyor. AB standartlarını belirleyen European System of National and Regional Accounts’un (ESA) “Sık sorulan sorular” belgesinde (http:// ec.europa.eu/eurostat/documents/737960/738004/ ESA2010-FAQ.pdf/fea21e81a2cb-421a-8b9e-41aae7d02a14, S.1) ise sadece şu ifade var: Research and development expenditure is counted as investment. Expenditures on research and development (R&D) have the nature of an investment and contribute to future economic growth. This is the major improvement introduced by ESA 2010. Yani, "Kendi hesabına geliştirilen yazılımların sisteme eklenmesi," diye bir ifade yok. Eurostat belgelerinde de bu ifade yer almıyor. Sadece, AR-GE harcamalarının yatırım girdisi sayılabileceği ifade ediliyor. Dolayısıyla, TÜİK’in yeni yönteminin AB uyumlu olması için, her tür yazılım geliştirmenin bir AR-GE faaliyeti olduğu
kabul edilmesi gerekir. Oysa, Sanayi Bakanlığı bir 2013 belgesinde (https://biltek. sanayi.gov.tr/ARGE%20 Merkezleri%20Dkmanlar/ HAKEM%20DE%C4%9EERLD%C4%B0RME%20 KILAVUZU.pdf) hangi tür yazılımın Ar-Ge olarak kabul edilebileceğini belirtmiş (s. 11). Yani, bir şirket, örneğin, kendi çalışanlarının maaş bordrosu için bir yazılım geliştirirse bu Ar-Ge olarak kabul edilemez. Yeni ARGE yasasında da her türlü yazılımın AR-GE faaliyeti olarak kabul edileceği belirtilmiyor. Zaten böyle bir iddia, AR-GE tanımında uluslararası standardı belirleyen Frascati Kılavuzu ile ters düşer. Dolayısıyla, bir şirketin kendi kullanımı için geliştirdiği her yazılımı AR-GE gibi kabul edip, harcamaları yatırım olarak hesaba katmak, AB standartları ile uyumlu görülmüyor. Bana verilen bilgiye göre, TÜİK’in GSYİH’da en az %3 sıçrama yaratacağını tahmin ettiğim bu yeni hesaplama yöntemini Eurostat şu anda inceliyor ve Haziran ayında bir karar verecek.”
4
BThaber
E-TOPLUM
20 - 26 Şubat 2017
Akıllı şehirler daha da akıllanıyor
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı M. Sinan Kızıldağ Vodafone, “Akıllı Şehir Yol Haritası Raporu”nun ardından Türkiye’nin ilk “Akıllı Şehirler Online Platformu”nu da hizmete sundu. Deloitte Türkiye ve Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) desteğiyle www.sehirsizin.com adresinden kullanıma açılan platformla, akıllı şehirleri
oluşturma süreçlerinde bireylerin görüşlerinin alınması hedefleniyor. Vatandaşlar ile belediye arasındaki iletişimi artıracak platformla vatandaşların ihtiyaç ve beklentileri daha sistemli takip edilecek. Vatandaşlar, yaşadıkları şehirle ilgili söz sahibi olabilecek, site
Gençler meslek sahibi oluyor
Çağrı merkezi hizmet sağlayıcısı Teleperformance ile İşkur Uşak İl Müdürlüğü, istihdama katkı sunmak üzere işbirliğini hayata geçirdi. Söz konusu protokol, Teleperformance Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Korhan Göksu ile İşkur Uşak İl Müdürü İlhan Temel tarafından 9 Şubat’ta Uşak'ta imzalandı. Etkinlikte konuşan Teleperformance Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Korhan Göksu, Türkiye'deki uzun soluklu yatırımlarında Uşak'ın oynadığı role dikkat çekti ve şöyle devam etti: "2007 yılında açtığımız Uşak lokasyonumuzda, 2010 yılından itibaren İşkur Uşak İl Müdürlüğü ile birlikte gençlerimize uluslararası bir kariyer fırsatı sunmak üzere teorik ve pratik personel eğitim programları sunuyoruz. Eğitimlerimiz; halkla
ilişkiler kavramları, iletişim süreçleri ve türleri, telefon ile iletişim, diksiyon, bilgisayar kullanma, toplumsal düzen, müşteri memnuniyeti, müşteri ilişkileri, müşteri ile etkin iletişim gibi alanlarda yetkinlik kazandırmak üzere tasarlandı. Sadece Uşak'ta Teleperformance eğitimleriyle 2014'ten bugüne bin 600'ü aşkın kişiye istihdam yarattık ve bin 200'e yakın kişi Teleperformance’a katıldı. Bu yıl da eğitimlerimizin kapsamını genişleterek, toplam 400 kişiye iş imkanı sunmayı planlıyoruz. Protokol uyarınca, iki grup halinde 60 kişiye vereceğimiz eğitimler ile 2017 alımlarımıza başladık. Bu kişiler, işbaşı eğitim programıyla müşteri hizmetleri görevlisi/ asistanı olarak yetiştirilecek. Önümüzdeki dönemde bu eğitim programlarımızı artırmaya devam edeceğiz.”
üzerinden fikir ve önerilerini paylaşarak dönüşüme destek verebilecek. Vatandaşların kendi şehirleri için ürettikleri fikirler de TBV uzmanları tarafından değerlendirilerek ilgili belediyelere iletilecek. Belediyeler bu platformdan fikir alabilecek. Başta belediyeler olmak üzere tüm kamu kurumlarının dijitalleşmesi gerektiğine dikkat çeken Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı M. Sinan Kızıldağ, şunları söyledi: “Nüfusun artmasıyla, çok farklı kişiler, beklenen hizmetler ve yaşlanan altyapı gibi karmaşık bir ağı yöneten yerel yöneticiler, şehirlerindeki verileri analiz etmek, sorunları tahmin etmek ve kaynakları koordine etmek için daha etkili yöntemler arıyor. Bu doğrultuda, belediyelerimizin akıllı şehirleşme sürecini hızlandırmaya olanak
sağlayacak ‘Akıllı Şehir Yol Haritası’nın ardından, ‘Akıllı Şehirler Online Platformu’nu hayata geçirdik. Bu platformla akıllı şehirleri hayata geçirirken, bireylerin görüşlerini alarak onların ihtiyaç haritasını belirlemek ve buna uygun çözümler oluşturmak mümkün olacak. Platform sayesinde, akıllı şehirleşme konusunda tüm tarafları bir araya getirerek, vatandaşlarımızın istek ve ihtiyaçlarına uygun, onların hayatını kolaylaştıracak çözümleri bir sistem entegratörü olarak iş ortaklarımızla hayata geçirmek istiyoruz.” “Akıllı Şehirler Online Platformu” ile vatandaşlar, belediyelere seslerini duyurabilecek. Vatandaşların fikirlerini sunduğu ve ilgili kanallara ilettiği bir yer olması hedeflenen platform, belediyelere de vatandaşlarla
buluşup, istek ve beklentilerini takip ederek onlara en iyi kalitede hizmet sağlama imkânı sunacak. Her il için ayrı sayfası olan sehirsizin. com platformu ile tüm belediyeler kendi şehirleri için fikirleri görebilecek, il bazında Akıllı Şehir Yol haritaları hazırlanacak. Herkesin erişimine açık ve kullanımı da ücretsiz olan “Akıllı Şehirler Online Platformu”nu ziyaret eden bir kullanıcı, şehir seçimi yaptıktan sonra içerikleri inceleyip anketlere katılabiliyor. Platforma üye olan kullanıcı, sunulan fikirleri beğenip beğenmeme, yorum yapma, sorun ya da fikir yazma gibi fonksiyonlardan yararlanabiliyor. Kullanıcının paylaştığı sorun, çözüm önerisi ve fikirler incelendikten sonra önce uzmanlara, ardından ilgili kurumlara iletilirken, başarılı fikir sahipleri ödüllendiriliyor.
Kamu, güvenliği ele aldı Kaspersky Lab, Türkiye’de faaliyet gösteren 260 kuruluşu temsilen, BT alanında 380 karar vericinin katıldığı II. Siber Güvenlik Zirvesi’ni Ankara’da düzenledi. Etkinlikte, mevcut siber tehditler, 2017 güvenlik eğilimleri ve kurumsal bazda atılması gereken adımlar ele alındı. Açılış konuşmasını Kaspersky Lab Kurucu ve CEO’su Eugene Kaspersky’nin yaptığı etkinlikte, iş dünyasını, kamu ve siber güvenlik kurumlarını temsilen Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Altyapı Sistemleri ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Sistem Yönetimi Takım Lideri Özmen Akbulut, Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Sistem Yönetimi Daire Başkanı Fatih Uluçam, Sabancı Holding BT Müdürü Levent Polat, Bilgi Güvenliği Derneği Genel Sekreteri Mehmet Ali İnceefe ve Arkas Holding Bilgi Güvenliği Uzmanları Ateş Yamacı ile Emrah Fidan konuşmacı olarak yer aldı. Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Altyapı Sistemleri ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Sistem Yönetimi Takım Lideri Özmen Akbulut, “Ankara, sunduğu hizmetler ve barındırdığı bilgiler açısından devletin de beyni konumunda ve bilgi güvenliği konusunda
ciddi çalışmalar yapılmakta. İnanıyorum ki bu etkinlik sayesinde katılımcılar birçok alanda farkındalık ve birçok problemle ilgili çözüm yolları konusunda fikir sahibi oldular” dedi. Kaspersky Lab Kurucusu ve CEO'su Eugene Kaspersky de konuşmasında “Gelinen noktada siber saldırılar büyük bir tehlikeye dönüştü. Somut bir siber-terörizm tehdidi ile karşı karşıyayız. Dijital altyapımızdaki siber güvenliği iyileştirmek için çok çalışmamız gerek. Türkiye'de bu konuda yüksek bir farkındalığın olmasından ötürü memnunum” yorumunu yaptı. Kaspersky Lab Türkiye Genel Müdürü Sertan Selçuk ise “2017 yılının bilişim yılı ilan edilmesiyle birlikte, üniversitelerle ve geleceğin BT uzmanlarıyla çalışmak gibi birçok projeye katkıda bulunmak için hazırız” bilgisini verdi. Etkinlikte ele alınan konular arasında hükümetlerin ve büyük
şirketlerin güvenliği, hedefli saldırılara karşı korunma, tehdit istihbaratı ile Türkiye'de siber güvenlik bilinci yer alırken, birçok vaka incelemesi de katılımcılarla paylaşıldı. Zirvede ele alınan bir konu da kritik altyapılarda bilişim teknolojileri oldu. Geçtiğimiz yıl Türkiye'de 2 binden fazla online endüstriyel cihazın bulunduğu, bunların ve bağlantılı olmaya başlayan diğer cihazların, hacker saldırıları ve yetkisiz erişim karşısında risk altında olduğu, bu nedenle özel korumaya ihtiyaçları olduğu üzerinde duruldu. Zirvenin son bölümünde yapılan panel oturumunda sağlık sistemlerinde bilişim teknolojilerinin önemine değinen Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Sistem Yönetimi Daire Başkanı Fatih Uluçam, “Kamu kurum ve kuruluşlardan ilgililerin etkinlikte olmasıyla bilgi alışverişinde bulunma imkanı sağlanmış oldu” dedi.
Edge ağınız için tasarlandı.
Gerçek zamanlı performans için mükemmel.
Klasik ve birleşik BT için mikro veri merkezi çözümleri Gecikme, bant genişliği ve kapasite sorunlarını hızlı bir şekilde çözün. Tek bir paket içerisinde sunulan veri merkezi çözümlerimizin uygulanması hızlı ve yönetilmesi kolaydır ve edge uygulamalarınız için ihtiyaç duyduğunuz bilgi işlem ortamını sunar.
schneider-electric.com.tr ©2015 Schneider Electric. Her Hakkı Saklıdır. Tüm ticari markalar, Schneider Electric Industries SAS veya bağlı şirketlerine aittir. 998-19123031_GMA-US_A
6
BThaber
E-TOPLUM
İşte, katma değerli ihracat
İzmir Haber Ekspres,09.02.17
Türkiye'nin 2016'da 17 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının yaklaşık 1 milyar dolarını gelinlik, abiye ve damatlık oluşturdu. Gelinlikte kilogram başına ihracat değeri 100-200 dolarlara kadar çıktı. Şu anda gelinlik, abiye ve damatlıkta Türkiye, İtalya'dan sonra dünya ikincisi. (İzmir Haber Ekspres,09.02.17) Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler, gelinlik ihracatının hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı içinde ayrım yapılmadan değerlendirildiğini, ayrıca Rusya, İran ve Irak gibi ülkelerle yapılan bavul ticareti nedeniyle net ihracat rakamını elde edemediklerini söylüyor. Şöyle bir çözüm bulmuşlar: “Gelinlik, damatlık ve abiyede 1 milyar dolara yaklaşan ihracatı net ortaya çıkarmak için bu ürünlere yeni NACE kodları verdik. Önümüzdeki sene bu
20 - 26 Şubat 2017
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
yeni kodlarla ihracatı net olarak göreceğiz. Savunma sanayisi ve mücevher ihracatından sonra en büyük katma değeri sağlıyoruz. Gelinlik sektörü, katma değeri arttırıyor, işçiliği ön plana çıkartıyor, bizi rakiplerimizin iki adıma önüne geçiriyor.” “Özgün tasarım konusunda son 10 senede ciddi mesafeler aldık. Artık üniversitelerimizden güçlü bir tasarım ordusu geliyor. Firmalar tasarımın katma değer anlamına geldiğini anladı. Gelişen tasarımlarımızla artık müşterilerin istediğini yapmıyoruz. Müşteriler bizim ortaya koyduğumuz tasarımları alıyor. Dünyada gelişen moda akımları tasarımcılarımız tarafından çok yakından takip ediliyor ve ona göre koleksiyonlar ortaya konuyor. İşte o koleksiyonlar satıldığı zaman vazgeçilmez hale geliyorsunuz. Nasıl İtalya'ya gidip yeni tasarımlar alınıyorsa artık Türkiye'ye gelip, tasarımlar aranıyor.”
Sağdan sağdan geliyor Fransa’da 7 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı İkinci Tur Seçimi’nde aşırı sağcı Marine Le Pen’in “önünü kesmek” için diğer adaylar şimdiden fazla mesai yapıyor. Ne var ki diğer adayların hiç biri, bir Le Pen değil. Eski başbakan Fillon’un, eşine usulsüz biçimde 900 bin euro “sekreterlik maaşı” ödediği ve benzer başka ödemeler yaptığı anlaşıldı. Bir diğeri (Macron) eski sosyalist ekonomi bakanı ama CB adaylığına “ne sağcıyım ne socu” diyerek “Fransa’yı 5 yılda yeniden düzene sokmak” katılıyor. Kendisinden 24 gösterilen “ne sağcı-ne solcu” faaliyetinden sorumluydu. yaş büyük lise öğretmeniyle Fransız Parlamentosu’na 22 Macron’un “like” sayısı 158 evli olduğu halde, üstelik yaşında seçilen (en genç MV) başka biriyle sanki eşcinsel bir bin. Jean-Luc Mélenchon, yeğen hanım, Fransa’nın en ilişkisi de olduğu iddiaları var. sosyalist geçmişi olan, halen gözde turistik yörelerinden Avrupa Parlamentosu MV, Eski CB Sarkozy aleyhinde, Vaucluse (Avignon, Orange, şimdiki kampanyaya “Fransa yine finansal usulsüzlükler Carpentras, Cavaillon) Teslim Olmaz” (La France yüzünden dava açıldı. Le bölgesini temsil ediyor Ulusal insoumise) sloganıyla katılan Pen de korumasına usulsüz Cephe için tek başına. “akil adam”, Facebook’ta: ödeme yapmakla suçlanıyor 648 bin. bu arada. Yine de adaylar Vardon, diğer bazı adayları arasında siyasal ajandası en “müslüman sempatizanı” Le Pen’in, 23 Nisan’da tutarlı olan da o. Trump’ın göstermek için onlara yenilikçi yapılacak Birinci Tur’da Fransa şubesi kendisi. 144 isimler taktı: Bilal Hamon, birinci geleceği, ama maddelik seçim bildirgesinin Ali Jüppe, Ferit Fillon, Cemal ikinci turda gelemeyeceği ilk maddesi “Fransa’nın Macron... Takviye olarak tahmini yaygın. Bu tahmini egemenliğine geri dönüş.” Fachosphère (Faşo Dünyası) çürütmek için sosyal medya Önce Fransa! diye bilinen Fdesouche.com kampanyasının başında ve Reinformation.tv de Le Philippe Vardon var. Bu bey, Geçen sonbahardan beri Pen destekçisi. Brexit, Trump, Güney Fransa’da, müslüman Le Pen’i Facebook’ta ve sonra Frexit? 11 Şubat göçmenlerin en yoğun “beğenenlerin” sayısı itinalı yaşadığı Marsilya ve yöresinde Cumartesi gecesi Paris’in bir istikrarla artıyor. Günde “sorunlu” göçmen banliyösü kışkırtıcı kampanyaları, 1,500 kadar. Haftada Seine-Saint-Denis’de cami işgalleri, eylemleriyle 14 bin kadar. Ayda 27 Bobigny’de yine olaylar çıktı. tanınmıştı. Le Pen’in bin kadar. Şimdilik Şubat Fransa, huzursuz ve güvensiz yeğeni, Marion Maréchalortası rakamı 1.2 milyon. bir şekilde seçime doğru Le Pen’in MV seçilmesini Mütevazi rakamlar ama hep ilerliyor. sağlayacak propaganda artış yönünde. Ona rakip
Reklam konusu Trump İçi çikolatalı, dışı hindistan cevizli İsveç ürünü Delicato’nun yeni reklam sloganı: “Hergün 13.2 milyon* İsveç vatandaşı Delicato yemektedir.” Cümlenin ortasındaki * işareti, reklamın altındaki cümleye işaret ediyor: “Bu bir alternatif veridir.” Çünkü İsveç’in nüfusu zaten 10 milyonu henüz geçti. DDB Stockholm imzalı bu reklam Facebook’ta ve İsveç dergisi Focus’ta yayınlandı. Unilever bünyesindeki Dove temizlik ve hijyen markası Times ve Guardian gazetelerinde yayınladığı büyük reklamında şu sloganları kullandı: “Yeni Dove
deodorant zeka düzeyinizi (IQ) 40 puan artırır. Kablosuz internet WiFi hızınızı artırır. İki yıl önce kaybettiğiniz çorabınızı bulmanızı sağlar.” Bu cümlelerden sonra #AlternativeFacts hashtag’i geliyor. Ogilvy London’ın yaratıcı reklamı. ABD’de “37.5 Technology” adlı yatak çarşafı, nevresim, şilte, uyku markası, Trump’a özel yastık, çarşaf ve yorgan üretti (!). Şu mesajla Beyaz Saray’a gönderdiler: “Bu takım, size güzel bir uyku sağlayacak. Buna ihtiyacınız var. Erken yatmak isteyeceksiniz. Sabah
3’te uyanmayacaksınız. Tweet atmaya gerek görmeyeceksiniz.” Patentli bu sisteme göre şilteye yerleştirilen partiküller, eğer vücut sıcaklığı artarsa ısı atmayı sağlıyormuş. Ya da vücut sıcaklığı düşerse yataktaki sıcaklığı koruyormuş. Bu akıllı yatakta yatıp uyursa, Trump’ın uykusu düzene girecek, dünya da onun gece yarısı tweetlerinden kurtulacakmış. Stockholm’deki Round & Round reklam şirketi ABD’den İsveç’e “kaçmak isteyen” reklamcıları davet eden bir site açtı: http:// thegreattrumpescape.com/
sitesi, adı üstünde, Trump’tan Büyük Kaçış adını taşıyor. Bunu ciddiye alıp gerçekten 800
Amerikalı reklamcı başvurmuş. Şirket de cidden bazılarını işe almaya karar vermiş.
8
BThaber
E-TOPLUM
20 - 26 Şubat 2017
Dijital dönüşüm Ankara Zirvesi’nde ele alındı Haber Merkezi
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu’nun ev sahipliği, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü’nün katılımıyla gerçekleştirilen Microsoft Ankara Zirvesi’nde kamunun dijital dönüşüm yol haritası ele alındı. 15 Şubat’ta gerçekleştirilen zirvede, kamuda dijital dönüşümü tetikleyecek bilişim teknolojileri çözümlerinin yanında, siber güvenlik, inovasyon, yapay zeka, nesnelerin interneti ve bulut bilişim gibi konular mercek altına alındı. Binin üzerinde bilişim profesyonelini bir araya getiren ve Ankara JW Marriot Otel’de düzenlenen etkinlikte Microsoft Ortadoğu ve Afrika Başkanı Ali Faramawy'nin yanı sıra, Kamu Sektöründen Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Erkan, Microsoft Türkiye CTO’su
Onur Koç ve Microsoft Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç sunumları ile kamunun dijital dönüşümünü ele aldı. Konuşmasında sürdürülebilir ekonomi ve toplumsal refah için toplumların sürekli gelişmesi ve yenilik yaratması gerekliliğine işaret eden Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, şöyle devam etti:
“Türkiye, Dünya Ekonomi Forumu’nun 2016 Küresel Rekabet Raporu’na göre 140 ülke içerisinde 51’inci sırada. 2023 hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin en büyük 10 ekonomi arasında yer alması hedefine ulaşmamız için inovasyon ve Ar-Ge’ye odaklanmamız gerek. Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmalarına göre, 2020’ye kadar 4,5 milyon kişi işlerini robotlara devredecek.
Güvenlikte riskler hızla çeşitleniyor Cisco’nun Yıllık Siber Güvenlik Raporu’na (ACR) göre, 2016 yılında güvenlik ihlali ile karşılaşan kurumların en az üçte biri, yüzde 20’nin üzerinde müşteri, fırsat ve gelir kaybı ile karşı karşıya geldi. Bu kurumların yüzde 90’ı ise saldırıların ardından BT ve güvenlik işlevlerini birbirinden ayırarak, çalışanlar için güvenlik eğitimlerini artırarak ve risk azaltma teknikleri ile savunma teknolojilerini ve süreçlerini iyileştiriyor. Cisco ACR’nin ‘Güvenlik Kapasitesi Karşılaştırma Çalışması’ kapsamında yaklaşık 3 bin güvenlik direktörü (CSO) ve 13 ülkeden güvenlik operasyon liderleri ile görüşüldü. Sonuçlara göre, reklam destekli yazılım ve SPAM e-posta gibi ‘klasik’ saldırı yöntemlerinin yükselişte olduğunu gösteriyor. Küresel azda
artan SPAM hacminin önemli bir bölümü ise büyük ve gelişen zombi ağları ile yayılıyor. Konu güvenlik olduğunda, şirketler de bütçe kısıtlamalarını, sistemlerin uyumsuzluğunu ve eğitimli çalışan eksikliğini, güvenlikte konumlarını geliştirmede temel engeller olarak tanımlıyor. Güvenlik birimlerinin de giderek daha karmaşık ortamlara dönüştüğünü gösteren rapora göre, bu nedenle güvenliğin etkinliği de riske giriyor. Öte yandan Cisco, oluşan bir risk ile tehdidin fark edilmesi arasındaki zaman aralığı olan, saldırganların operasyonel alanını sınırlama ve izinsiz girişlerin yarattığı hasarı en aza indirmede kritik önem taşıyan “tespit süresini” (TTD) kısaltma yönündeki gelişmeleri de takip ediyor. Öyle ki
Cisco, 2016 başlarında ortalama 14 saat olan TTD değerini, yılın ikinci yarısında altı saate kadar düşürdü. 2017 Yıllık Siber Güvenlik Raporu’nda altı çizilen başlıca ölçeklerden birinin “tespit süresi” yani kötü amaçlı faaliyeti bulmak ve etkisini azaltmak için gereken süre olduğunu belirten Cisco Türkiye Güvenlik Ürünleri Satış Yöneticisi Mutlu Güngören de, “Yeni bir ölçek olan “evrilme süresi” ise tehdit aktörlerinin kimliklerini maskelemek için saldırılarını değiştirme hızını gösteriyor. Rapor bulgularından edinilen bunun gibi diğer ölçümler ve kurumlarla tehdit savunma mekanizmalarının otomasyonu ve entegrasyonu için yapılan çalışmalarla finansal ve operasyonel riski en aza indirme ve işleri büyütme
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteği ile meslek okullarında Türkçe IoT eğitimlerinin verilmesi, bu alanda eğitmenlerin ve öğrencilerin yetişmesi için çalışmalara başladık. 2020 yılında her bireyin ortalama 5 adet internete bağlı cihazı olacak. Veri tüketimi ve üretimi katlanarak artacak. Yazılımlarımız ve teknolojik çözümlerimizle şirketlere bu alanda güç katmayı, yapay zekayı herkesin kullanabileceği bir teknoloji
haline getirmeyi istiyoruz. Akıllı bulut platformumuza yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bugün Microsoft bulut bilişim çözümlerimizle 141 ülkede, 5 kıtada 24 veri merkezi ile 1 milyardan fazla kullanıcıya ve 20 milyondan fazla şirkete hizmet veriyoruz. Türkiye’de de gerek kamu gerekse özel sektörde başarılı bulut projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Yayınladığımız Güvenlik Raporu’nda Türkiye yüksek riske rahip ülkeler arasında. Ulusal güvenliğin korunması için kamu kurumları ile yakın çalışmaya devam edeceğiz. Ülke olarak uçtan uca ciddi bir tehdit ile karşı karşıyayız. Dünya ekonomisinin yüzde 25’inin 2020’ye kadar dijital olması bekleniyor. Bu noktada kamu kurumlarının sunacağı teknolojik çözümlerin çok kıymetli olacağına inanıyoruz.”
konusunda onlara daha çok yardımcı olabiliriz” bilgisini verdi. Raporda öne çıkan sonuçlar şöyle sıralandı: Güvenliği ihlal edilen şirketlerin yüzde 22’si müşteri kaybetti. Bunların yüzde 40’ı müşteri tabanının en az yüzde 20’sini kaybetti. Yüzde 29’u ise gelir kayıpları yaşadı. Bu grubun yüzde 38’i gelirinin en az yüzde 20’sini kaybetti. Güvenliği ihlal edilen kurumların yüzde 23’ü iş fırsatlarını kaçırdı. Yeni saldırı metotları, kurumsal hiyerarşi modelini benimsiyor: Bazı zararlı reklam kampanyalarında, orta kademe yöneticiler gibi davranan aracılar kullanılarak kötü amaçlı faaliyetler maskeleniyor. Karşı taraf daha hızlı hareket edebiliyor, tespit edilmekten kaçınabiliyor. Çalışanların kullandığı, yeni iş fırsatlarına yönelme ve verimliliği artırma amaçlı üçüncü parti
bulut uygulamalarının yüzde 27’si yüksek risk kategorisinde sınıflandırıldı. Kullanıcı izni olmaksızın reklam indiren eski model reklam amaçlı yazılımlar başarısını (!) sürdürdü ve incelenen şirketlerin yüzde 75’ine virüs bulaştırdı. Angler, Nuclear ve Neutrino gibi, 2016 yılında değişen alt edilmiş büyük istismar kitlerinin daha az kullanılmasıyla ortaya çıkan sakin dönem, bu sefer de daha küçük aktörlerin boşluğu doldurmasıyla sona erdi. Güvenlik uyarılarının sadece yüzde 56’sı incelenirken, doğru uyarıların ancak yarısından azına çözüm bulunuyor. Şirketler, ellerindeki araçlara güvenseler de, karmaşık durumlar ve yetersiz insan kaynağı gibi zorluklarla mücadele ettiklerinde, saldırganlar ortaya çıkan bu zaman ve alan boşluğundan faydalanıyor.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 Şubat 2017
Tüm iletişim kanalları tek ekranda buluşuyor Mekân bağımsız çalışma eğilimin arttığı günümüzde çalışanlar her yerden ve kolayca iletişim kurmak istiyor. KOBİ’ler ve büyük ölçekli kurumlar ise maliyetlerini azaltıp rekabette öne geçmenin yollarını arıyor. Bu noktada tümleşik iletişimin yarattığı fırsatlar öne çıkıyor. Yüksek seyahat masraflarından tasarrufu mümkün kılan tümleşik iletişim, fiziki olarak birbirine uzak çalışanlara aynı ortamı paylaşma konforu sunuyor. Tümleşik iletişimin şirketlere ve çalışanlara sunduğu faydaları Enkonet Kurucusu ve Genel Müdürü Erol Özcan ile konuştuk: Enkonet’in müşterilerine sunduğu avantajlardan bahseder misiniz? Enkonet İletişim; yüksek teknolojiye sahip ürün ve hizmetlerin satışı ve satış sonrası desteğini sağlayan, istikrarlı büyüyen ve kendini sürekli geliştiren, uçtan uca iletişim sistemleri sunan bir telekomünikasyon şirketi. Günümüzde kurumlar, iş süreçlerini verimli hale getirebilmek için mobiliteye önem veriyor. Nesnelerin interneti, mobilite, bulut gibi kavramlar iş dünyasına dahil oluyor ve iletişim modelleri de bu değişime ayak uyduruyor. Şirketler ve çalışanlar; IP telefon, e-posta, anında mesajlaşma ve mobil iletişim gibi farklı yöntemleri tek noktada topluyor ve kullanıyor. Tümleşik iletişim, web tabanlı yönetim arayüzünü ve tak-çalıştır cihaz yönetimi yeteneklerini kullanıcılarına
Tümleşik iletişimin ayrıcalıklarını müşterilerine değer katmak için sunan Enkonet İletişim, ihtiyaçlara özel çözümler sağlayarak katma değer yaratıyor. sunuyor. Bu sayede sunucu, telefon ve ağ geçidi gibi cihaz ayarlarını kolayca yaparak sistemi kısa sürede çalışır hale getirebiliyor. Tümleşik iletişim çözümleri halihazırda kullanılan uygulamalarla entegre edilebiliyor. Böylece kurumlar ilave maliyetlerle yüzleşmek zorunda kalmıyor. Şirketlerin tek merkezden hızlı ve kolay iletişim sağlamalarını mümkün kılıyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda sunduğumuz sesli yanıt, IVR, çağrı merkezi, IP telefon çözümleri, esnek çalışma ortamının yaratılmasına olanak tanıyor. Çözümlerin yanı sıra, satış sonrası süreçlerde de müşterilerimize destek sağlıyoruz. Sade ve kolay yönetilebilir bir sistem altyapısıyla farklı iletişim modellerini bir araya getirmeyi başaran şirketler, maliyet, iş gücü ve zaman tasarrufu sağlayarak avantajlar elde ediyor. Sağladığınız diğer hizmetler hakkında bilgi verir misiniz? Uçtan uca ürün ve servis sağlama hedefimiz ile müşterilerimize, kurumsal iletişim sistemleri ve çözümleri yanı sıra komple taahhüt, Scada ve otomasyon sistemleri satış, kurulum ve bakım hizmeti, acil anons ve profesyonel
seslendirme sistemleri, aktif network ürünleri ve çözümleri, yapısal kablolama ürün ve hizmetleri, CCTV kapalı devre sistemleri, otopark giriş çıkış ve bariyer, turnike kartlı geçiş ve güvenlik sistemleri kurulumu ve bakımı, Exproof GAZ/ALEV dedektörleri, yangın algılama ve söndürme sistemleri kurulum ve devreye alma, Interaktif otel, hastane IP/SMA TV çözümleri, Digital Signage, omurga ve kenar switch, server, storage ve wireless çözümleri, Samsung, Philips, LG marka LCD, LED ve endüstriyel ekranlar, yurtdışı ve yurtiçi montaj ve teknik servis gibi hizmetleri de sağlıyoruz.
Enkonet Kurucusu ve Genel Müdürü Erol Özcan
Tümleşik iletişim çözümlerinin iş süreçlerine katkısı nedir? Araştırma şirketi e-Marketer’ın yayımladığı rapora göre, 2018 yılında dünya nüfusunun yüzde 48,2’si internete erişebilecek. Yeni nesil cihazlar ve internetin giderek yaygınlaşması, kurumların iş yapış şekillerini değiştiriyor. Kurumlar kendi sistemlerine en uygun çözüm ve hizmetleri tercih ederek, iş süreçlerini daha basit ve kullanışlı şekilde yönetebiliyor. Farklı networkleri, cihazları ve uygulamaları kullanımı kolay tek çatı altında birleştirip, iş birimlerinin zengin ve anlamlı bir iletişim deneyimi
kazanmasını sağlayan kurumlar, rekabet ortamında daha hızlı hareket edebiliyor. Kurumların etkili ve tasarruflu çalışmalarına olanak sağlamak için sunduğumuz yenilikçi çözümler ve güçlü işbirlikleri sayesinde avantaj yaratıyoruz. Enkonet, Unify çözümleri ile çoklu ağları, cihazları ve uygulamaları tek bir platformda birleştirerek kurumların verimli ve kesintisiz görüşmeler yapmalarını sağlıyor. Kurumların iletişim kurma ve birlikte çalışmalarında, kolektif çabayı artıran, iş akışlarına enerji veren ve iş performanslarını artıran Unify; ürün güvenilirliği, yenilik, açık standartlar ve güvenlik konularında güçlü bir mirasa
sahip. Amacımız; ihtiyaçları ve beklentileri doğru tespit ederek, en uygun, kaliteli ve güvenilir çözümü hızlı bir şekilde müşterilerimize sunmak. Mobilite tümleşik iletişim çözümlerinin kullanımını nasıl etkiliyor? Dünya çapında yapılan son araştırmalara bakıldığında, 2021 yılına kadar, “Nesnelerin İnterneti” bağlantılı cihazların sayısının yıl bazında yüzde 23 oranında büyüyeceği ve 28 milyar cihazın birbirine bağlanacağı öngörülüyor. 2020 yılında ise işgücünün yüzde 50’sinin esnek çalışma sistemine geçeceği ve toplantıların yüzde 94’ünün internet ortamından yapılacağı ifade ediliyor. Kurumların gelişen teknoloji koşullarına hızla adapte olmaları verimliliği artırırken, maliyetten tasarruf elde edilmesini sağlıyor. Tümleşik iletişim, kurumların ve bireylerin çalışma şeklini yeniden tasarlayarak, sesli iletişimle birlikte, görüntü, konferans, durum bilgisi, anlık mesaj, faks, e-posta ve sosyal medya gibi iletişim yöntemlerinin bir arada kullanılmasını mümkün kılıyor. Çalışanlar, nerede olurlarsa olsunlar, birbirleriyle hızlı irtibat kurup, işlerini sonuçlandırabiliyor. Müşteri sadakati de en üst seviyeye çıkarılabiliyor. Müşterilerimize sunduğumuz kurumsal iletişim, ses ve video konferans çözümlerimizle seyahat masraflarını azaltıyor, zamandan tasarrufu mümkün kılıyoruz.
Basistek, büyüme hızını artırmayı hedefliyor
2016 yılı içerisinde beklentilerin üzerinde büyüme sergileyen Basistek, 2017 hedefleri ışığında yatırımlarına hız veriyor. BT altyapı yönetimi ürünlerinin yanında Information
Management&Governance, Big Data ve Enterprise Security ürünlerine de yatırım yapacak Basistek, bu amaçla kadrosunu da güçlendiriyor. Ali Doğru, Elif Serttaş ve Tuba Ergün’ü ekibine
katan Basistek, iş ortaklarının sayısını da arttırıyor. 2017’de de 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında hizmetlerini sürdürecek olan Basistek,
şirketlere bilgi güvenliğinin sağlanması konusunda yüksek seviyede öncelik veriyor. Bu başlıkta artan ihtiyacı dikkate alan şirket, bilgi güvenliği alanında danışmanlık faaliyetlerine hız veriyor. Bu yönde kadrosunu genişleten Basistek, 2017’de firmayı yeni bir seviyeye taşımayı hedefliyor. Bilgi Güvenliği Operasyon Merkezi kavramının en önemli bileşenlerinden biri olan Bilgi Güvenliği Kayıt ve Olay Yönetimi, gizli verinin korunması adına çok önemli hususlardan biri olan Veri Güvenliği ve geliştirilen uygulamalarda ortaya çıkabilecek zafiyetleri en aza indirgemek için önemli bir kavram olan Uygulama Güvenliği ve Güvenli Kod
Geliştirme alanlarında firmaların ihtiyacını karşılıyor. Basistek’in hizmet alanları arasında yer alan büyük verinin saklanması ve korunması, bilginin HewlettPackard Enterprise IM&G çözüm ailesindeki ürün danışmanlık hizmetiyle analiz edilmesini, yönetilmesini ve sınıflandırılmasını sağlıyor. Şirket, büyük veri analizi ile konvansiyonel izleme yöntemlerinden farklı olarak, problem olarak nitelendirilmeyen bilgileri de toparlıyor. Yani belirli koşullarda oluşan alarm verileri değil, ayrıca sistemlerin birbiri ile ilişkileri, standart log’lar, iş servis ilişkileri gibi büyük miktarda veri toplayarak analiz edebiliyor.
BThaber 20 - 26 Şubat 2017
Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Ayhan Sevgi
Kamuda dijital dönüşüm dönemi Endüstri 4.0 ile devam dijital dönüşüm süreci özel sektör şirketleri kadar kamu kuruluşlarını da etkiliyor. E-dönüşüm çalışmalarını hızla sürdüren kamu kurumları, bu yeni sürece hazırlıklarını sürdürüyorlar. Uzmanlara göre, özel sektör ile kamu kuruluşlarının dijital dönüşüm süreçleri arasında çok da büyük farklılar yok. Kamu kurumlarının
iş süreçlerinin büyük bir çoğunluğu diğer kurumların iş süreçleriyle kesişiyor. Örneğin kurumlar vatandaş verileri konusunda MERNİS altyapısını kullanıyorlar. Dolayısıyla bir kurumda başlayan dönüşüm süreci diğer kurumları da tetikliyor. Ortak veri kullanımı ve veri transferinin kurumlar arasında yoğun olarak kullanılmasından
dolayı iletişim altyapıları ve bu yapıların güvenliği önemli bir rol üstleniyor. Yeni nesil teknolojileri konuştuğumuz bugünlerde, kamu kurumlarının gündeminde de bu teknolojiler var. Siber güvenlik, bulut, açık kaynak, nesnelerin interneti, büyük veri ve analitiği gibi konulardaki yatırımlar artarak devam ediyor.
BThaber
Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu
20 - 26 Şubat 2017
DOSYA
13
Dijital dönüşümde yerli teknolojinin katkı payı artmalı Kamu kurumlarına Endüstri 4.0 kavramı üzerinden iki noktadan bakılabilir. Biri endüstrinin ve teknolojinin geliştirilmesine destek olması, diğeri ise sosyal ve ekonomik olarak sunduğu hizmetler. Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı Huzeyfe Yılmaz, bu hizmetler doğrultusunda 2011 yılında ortaya atılan Endüstri 4.0 kavramının aslında çok daha öncesinde, mobil cihazların ortaya çıkmasıyla başladığını belirterek, “Çünkü hedef kitlemiz olan gençler ve spor camiası, önce bizim için bir mobil istemci haline gelmiş, büyük bir ağ oluşturmuştu. Bu nedenden ötürü bu ağı düzgün kullanabilmemiz ve istemcilerimizin ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyordu” dedi. Kamu kurumlarının hedef kitlelerine en hızlı ve kolay ulaşımın mobil cihazlar üzerinden olduğu aşikâr. “Bakanlığımız gibi diğer kamu kurumları da bu durumu gördüğü gibi, her cihazı bir istemci gibi kendine entegre edebilmeye ve hizmet erişim noktasını artırmaya çalışıyor” diyen Huzeyfe Yılmaz, şunları kaydetti: “Benzer şekilde taşraya yayılmış ağını; merkezi yönetim sistemleri oluşturarak yönettiğini, taşrada yapılan işlemleri otomatikleştirme çalışmalarının gün geçtikçe arttığını görebiliyoruz. Bu şekilde hatalı veri payı en aza indirebilmektedir. Bu da hizmetin daha geniş kapsamda, şeffaf
ve hızlı verilebilmesini sağlamaktadır. Kamu kurumlarına Endüstri 4.0 sürecinde büyük bir görev düşmektedir. Kapsamı bu denli büyük değişikliklerin gerçekleştirilmesi için devlet desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle yapılacak yatırımlar, altyapı için insan gücü açısından eğitim ve üniversitelerin desteği, teknolojik oluşumların temsilcileri ile bilgi alışverişi yapılarak, Endüstri 4.0 dönüşümünde stratejilerin belirlenmesinde büyük destek sağlayacaktır. Ülkemizde de son yıllarda artan yerli yazılım ve yerli teknoloji trendi devam ettirilerek bu dönüşümlerde yer kazanması yine kamu kurumlarının desteği ile olacaktır.” Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın BT temelli çalışmaları Kurum olarak, sporu yaygınlaştırma, spor kompleksleri oluşumları, gençliğe yönelik yatırımların devam ettiği gibi bilişim alanında da yatırımlara devam ettiklerini kaydeden Huzeyfe Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Teknolojik gelişimleri yakından takip etmekte, bu gelişmeleri çalışmalarımızda nasıl yansıtacağımızı sürekli incelemekteyiz. Geçen yıllarda başlanan Kredi ve Yurtlar Kurumu için KYKNET projesi, spor ve sporcu entegrasyonunu yürüten DİNAMİK projesi artık olgunlaşma sürecine girdi. 2016 yılında Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında, parmak izi sistemi tamamen kullanıma açılmıştır.
2,5 milyona yakın indirildi. Aynı zamanda oyunlardaki İslamofobi farkındalığına da dikkat çekmeye çalışarak oyunlardaislamofobi. com isimli web sitesini de yayına açtık. Mobil ve sosyal uygulamalarla desteklenecek olan ‘Sporcuların Harbi’ projesi ile gençlere, savaş yıllarında sporcuların ve sporun gelişimini ve ayakta kalmasını anlatacak çalışmalarımız olacak. Çizgi film projeleri de bu çalışmaları izleyecek.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı Huzeyfe Yılmaz Artık yurtlardaki parmak izi cihazları ile öğrenciler, kendilerine yapılan yiyecek yardımı ücretlerini parmak izlerini kullanarak harcayabilmekte, giriş çıkışlarını parmak izi sistemi ile yapabilmektedir. Öğrenci davranışları, karar destek mekanizmaları ile izlenerek, öğrencilerin ihtiyaçlarının ne doğrultuda olduğunu incelenebilmektedir. Gençlere en etkili erişim yollarından birinin dijital medya olduğunu görüyoruz. Bizde bu sebeple oyunlar, videolar ve animasyonlar ile farklı yollardan da etkileşim sağlamaya ve farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Yerli oyun sektörünün gelişmesini de desteklemeye çalışıyoruz. Çanakkale Savaşı’nı anlatan Nusrat mobil oyunu
Sporda E-Dönüşüm kapsamında başlattığımız DİNAMİK projemizde; artık federasyonlar ve sporcular entegre çalışmaya başladılar. Sicil Lisans Modülümüzü 2016 yılının başında açtık. Sporcu lisansları artık tek yerden ve daha kolay çıkartılabilmektedir ve daha kolay ulaşılabilmektedir. Bu yıl içerisinde e-lisans çalışmasını da tamamlayarak sporcuların lisanslarını çok kısa bir süre içerisinde online olarak alabilmelerini de sağlayacağız. Kurumumuz 2016 yılı sonunda, Bulut Disk Projesi ile yerli bulut çözümü projelerine de adım attı. Yabancı ‘drive’ uygulamalarına alternatif olarak, kurumsal çalışmalarımızın daha güvenli ve yerli bir bulut mimarisinde muhafazasının yaygınlaştırılması hedefleniyor. Dosya arşivi ve dosya paylaşımının bulut altyapısına taşınarak, kurumsal bulut ihtiyacımızın çözülmesi hedefleniyor.”
Güvenlik en önemli parametre haline geldi Endüstri 4.0, çağımızda teknolojinin çok hızlı gelişmesinden ötürü günümüze kadar endüstrideki gelinen son nokta. İnternetin çok yaygın kullanımı itibariyle artık bir sınıflandırma yapma gereği olarak ortaya çıkıyor. Bimser Ürün Yöneticisi Göksel Çetin, bunları mekanik devrimi, elektrik devrimi, otomasyon devrimi ve internet tabanlı otomasyon devrim olarak sınıflıyor. “Önümüzdeki yıllarda büyük veri analizi ve analiz, artırılmış gerçeklik (sanal gerçeklik), eklemeli üretim (3D boyutlu üretim), bulut teknolojisi, siber güvenlik, nesnelerin interneti (IoT), yatay ve dikey yazılım entegrasyonları, simülasyon ve akıllık robotlar gibi Endüstri 4.0 için yapılan dokuz aşamalı kategorizasyonlardan bir tanesinin ön plana çıkacağı aşikardır” diyen Göksel Çelik, şunları
kaydetti: “Kamu kurumlarının yeni teknoloji stratejilerinin içerisinde her türlü veriye hızlı şekilde ulaşılabilir olmak ile bu verilerin analiz edilebilir altyapıda olması gerekiyor. Dijitalleşmeye yakın olan kurumlar kamu varlıklarının dijital ortamda yönetebilir, doküman yönetimini kolaylıkla sağlayabilir, kağıtsız ofis bilincini benimseyebilir ve IoT kapsamındaki e-arşiv uygulaması ile kurumsal hafızasını daha kolay yönetebilir olmalıdır. Aynı zamanda kamu kurumları bulut teknolojisini de kullanarak gerek duyulduğunda diğer kamu kurumlarından da etkin bir şekilde faydalanabilir. Siber güvenlik altyapısı hizmetleri ile de internet üzerinden gelecek olan saldırılara karşı verilerinin güvenliğinin sağlanması
konusunda önlem alabilirler. Önümüzdeki günlerde BT tabanlı güvenlik yatırımların hızlandırılması en önemli parametrelerden biri olacaktır. Bu kapsamda siber güvenliğin sağlanması için gerekli donanımsal ve yazılım yatırım süreçlerinin hızlandırılması gerekmektedir. Kamu envanter bilgilerinin dijitale ortamda takip ve analiz edilebilir duruma getirilmesi ve böylece varlık ömrü tayinlerin hızlı bir şekilde yapılarak gereksiz harcamaların önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Ömrünü dolduran veya verimsiz kullanılan ekipmanların belirlenmesi gerekmektedir. Kamu kurumları bulut üzerine kurulacak nesnelerin interneti altyapısı ile birbirleriyle haberleşecek duruma getirilmeli, ihtiyaç duyulan
Bimser Ürün Yöneticisi Göksel Çetin bilgiye, analize veya dataya tek bir merkezden yetkisi dahilinde erişebilmelidir. Bu bilgiler ihtiyacın durumuna göre tepeden konsolide edilebilmelidir.”
14
DOSYA
BThaber
Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu
20 - 26 Şubat 2017
Kamu kurumları yatırımlarını kablosuz teknolojileri, IoT ve güvenlik alanında yoğunlaştıracak
Zyxel Marka ve Pazarlama Müdürü Özden Aliyagiç Uyar Sanayi devrimiyle başlayan ve bugün 4.0 haline gelen Endüstri 4.0, fiziksel üretimden beyinsel üretime geçmenin gereklerini ortaya koyan bir sistem. Endüstri 4.0’la birlikte artık her şey kablosuz haberleşme sistemleri üzerinden olacak ve dijitalleşecek. Teknoloji dünyası yeni kavramları çıkartıp gündemini bunlarla zenginleştirme konusunda en hızlı davranan alanlardan biri. Bu yılın moda kavramı da IoT ve 4.5G teknolojilerini arkasına alan Endüstri 4.0 kavramı. Endüstri 4.0 adından da anlaşılacağı üzere 4. Sanayi Devrimi olarak kullanılıyor. Ancak teknoloji dünyası internet ve bağlı cihazlar kavramlarıyla bunu yeni nesil bir devrime dönüştürmeyi başardı. Zyxel Marka ve Pazarlama Müdürü Özden
Aliyagiç Uyar, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Endüstri 4.0 terim olarak dördüncü sanayi devrimi anlamına geliyor. İlk sanayi devrimi su ve buhar gücü ile üretim mekanizmasının üzerine kuruluyken, onu ikinci sanayi devrimi olan elektrik enerjisi yardımı izledi. Daha sonrasında ise üçüncü sanayi devrimi olan dijital devrim gerçekleşerek elektronik kullanımı arttı. Teknolojik temeller siberfiziksel sistemler ve internet ağını barındırıyor. Uzmanlara göre Endüstri 4.0 yani diğer adıyla dördüncü sanayi devrimi, 10 ile 20 yıl içinde entegrasyonunu tamamlayarak firmalar tarafından uygulanabilir hale gelecek. Kamu tarafına baktığımızda ise özel sektörle ciddi bir benzerlik görüyoruz. Tüm dünyada, internete bağlı cihaz sayısı ve internet servislerinin kullanım oranları ciddi bir artış gösteriyor. Şirketlerin iş akış şemaları ve iş yapış biçimleri teknoloji sayesinde hızlı bir dönüşümden geçiyor ve küçük şirket, büyük şirket arasındaki fark hızla eriyor. Özellikle teknolojik gelişmelerin desteği sayesinde tüm dünyada girişimcilik de hız kazanıyor. Ekonominin temel sürükleyicisi olan küçük ve orta ölçekli firmalar da teknolojik gelişmelerden hızla faydalanmaya başlamış durumdalar. Kamu kurumlarının da bu dönüşümü göz ardı etmesi beklenemez.” Gelişen teknolojiler ile birlikte kablosuz teknolojilerin önemi, internet altyapısı ve doğru network kullanımı ön plana çıktı. İşletmelerde olduğu gibi kamu kurumlarının da öncelikle UTM firewall kullanarak yerel ağlarını ve kablosuz iletişim trafiğini koruma altına almaları gerektiğini kaydeden Özden Aliyagiç Uyar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Mobil araçlar, bilginin istemeyerek de olsa paylaşılmasına neden olabilir. Mobil kaynaklı virüsler ve kötü yazılım içeren uygulamalar, kamu kurumlarının bilgi ağlarını etkileyebilir ve kişisel ya da kurumsal bilginin çalınmasına veya ifşa edilmesine olanak tanır. Çalışanların akıllı telefonlarını kullanarak şirket ağlarına bağlanmaları, tedbir alınmadığında, bilgi güvenliğini tehdit eder. Bir UTM firewall ile gerçek zamanlı olarak iş ile alakalı akıllı telefon trafiği kapsamlı bir şekilde optimize edilebilir. Kurumlar, akıllı telefonların kullandığı birleşik ses ve veri iletişim uygulamalarını da kontrol altına almak zorundadır. UTM güvenlik ürünlerinin sunduğu uygulama tabanlı bant genişliği yönetimiyle sistemdeki ‘throughput’ yoğunluğu ve gecikmeye duyarlı uygulamalar da kontrol altına alınabilir. Tabii burada güvenlik konusu da devreye giriyor. Kablosuz teknolojiler üzerinden ciddi siber saldırı tehlikesi ile de karşı karşıya firma ve kamu kurumları altyapılarını güncel tutmalı ve iş ortaklarını konunun uzmanı şirketler arasında seçmeliler. Ayrıca kurumların teknolojiden etkin biçimde yararlanarak büyüme ve gelişmelerine yardımcı olacak bir dönüşüm sürecine ihtiyacı var. E-dönüşüm süreci ile tüm ölçekteki kamu kurumlarının kaliteli ve uçtan uca danışmanlık, hizmet ve çözümler sunacak şekilde daha yetkin hale getirilmesi hedeflenmeli. Kamu kurumları Endüstri 4.0 çağıyla beraber yatırımlarını kablosuz teknolojileri, IoT ve güvenlik alanında yoğunlaştıracak. Zira gelişen dünyanın tüm yeniliklerine uyan vatandaşlar gibi kamu kurumları da bu teknolojilerle dost çalışmalar sürdürmek durumunda. Siber güvenlik, kendi içerisinde çok
farklı saldırı vektörleri içeren ve buna göre hazırlanmış çok farklı savunma mekanizmalarının birlikte değerlendirilmesini gerektiren kapsamlı bir konu. Bununla birlikte; günümüzde kötü niyetli yazılımlar, DDoS saldırıları ve phishing saldırıları halen en popüler saldırı türleri arasında. Buradan hareketle ilgili yatırımların bu alanlarda olacağını söyleyebiliriz. Her zaman dillendirilen milli işletim sistemi, milli veri merkezi ya da milli güvenlik yazılımları çok önemli olsa da asıl önemli olan tüm kamu kurumlarının ortak bir platformda çalışabilmesi. Birbiriyle doğrudan haberleşebilen ilgili verileri birbirinden zahmetsizce alabilen kısaca ortak bir milli ağ üzerinde konumlanmış kamu kurumları vatandaşın kolay kullanımı ve bilgilerin güvenliği için daha büyük önem ar ediyor. Ayrıca tüm bu kurumların tek noktadan yönetilebilir olması da yine vatandaşlarımızın kullandığı e-devlet uygulamaları tarafında çok önemli. Biz Zyxel Türkiye olarak özel sektörle olduğu kadar kamuyla da çok önemli projelere imza atmış bir şirketiz. Güvenlik ve yapılan sözleşmelerin ihalelerin gizliği nedeniyle hangi kurumlarda projelerimiz olduğunu söyleyemesek de birbirinden işlevsel ağ ürünlerimizin birçok kamu kuruluşunun kablosuz ağ altyapılarında kullanıldığını belirtebiliriz. Zyxel ürünlerinin özellikle eğitim kurumlarında yoğun olarak kullanıldığını söylemek mümkün. Biz her zaman kamu kurumlarımızın yanında olacağız. Zira bu ülkenin vatandaşları olarak verilerimizin güvende olduğunu bilmek çok güzel. Bu güveni sağlayacak markalardan bir tanesi olarak da kamuda projelerimiz tüm hızıyla sürmeye devam edecek.”
İnternet ve Yerel Ağ Güvenliğinde
Güçlü yazılım, Yüksek İşlem Performansı
Zyxel Zyxel
Artık kurumların karmaşık güvenlik sorunları, Zyxel Yeni Nesil USG Serisi ile çözüme kavuşuyor. İnternet üzerinde zararlı tehdit sayısının artmasına karşı, Zyxel internet ve yerel ağ güvenliğinde güçlü yazılım, yüksek işlem performanslı USG serisi ile kapsamlı bir koruma sağlarken, spam ve sosyal ağ sitelerinden kaynaklanan üretkenlik düşüşlerini engelliyor. Verimli, kazançlı, Gbps hızında işlem gücü ile şirketlerin güvenliği artıyor. Endişeler Zyxel USG Serisi ile ortadan kalkıyor!
27 yıllık ağ teknolojileri uzmanlığı, üstün fiyat ve performansıyla Zyxel Yeni Nesil USG Serisi ile tanışın, farkı yaşayın.
www.zyxel.com
16
DOSYA
BThaber
Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu
20 - 26 Şubat 2017
Endüstri 4.0 sürecinde en büyük görevlerden biri de kamuya düşüyor Endüstriyi hammadde veya yarı işlenmiş maddeden kullanıma uygun bir şey üretmek olarak yorumlarsak, endüstrideki devrimleri de teknolojideki gelişimin üretime yansıtılması ve üretimde verimliliğin artırılması olarak görebiliriz. 1780’li yıllarda mekanik üretimde su ve buhar gücü kullanımının Birinci Endüstri Devrimi,1870’li yıllarda elektrikli motor kullanımının imalatta iş bölümü ve seri üretimi ortaya çıkarmasını İkinci Endüstri Devrimi ve 1970’li yıllarda bilgisayar teknolojisinin kullanımı ile imalatta otomasyona geçişin Üçüncü Endüstri Devrimi olarak tarihte yerini aldığını görüyoruz. Tarihsel gelişime baktığımızda endüstrideki gelişimin öncelikle üretimde sağlandığını, teknolojideki gelişimin imalata yansımasının ise 1780’li yıllardan itibaren yaklaşık 100’er yıllık aralarla devrim niteliğinde gelişmeler olarak tarihe geçtiğini görüyoruz. Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank’in verdiği bilgilere göre, bugün sözünü ettiğimiz dördüncü devrim ise internet teknolojisindeki hızlı gelişimi içeriyor ve bizler bu sefer sanayideki devrim periyodunun kısaldığını görüyoruz. Daha önce yaklaşık 100’er yıllık periyotlarla gerçekleşen devrimlerin dördüncü evrede internet teknolojisinin hızlı gelişimi ve yaygınlaşması ile 40-50 yıllık bir periyoda indiğini görüyoruz. Endüstri veya Sanayi 4.0 devrimi kapsam olarak siber fiziksel sistemleri, yani bilgisayar ağlarını, internete dayalı üretim sistemlerini kapsıyor. İki önemli bileşeni var.Biri yeni nesil donanım ve yazılım, diğeri de nesnelerin interneti. Yeni nesil yazılım ve donanımın kamu kurumlarına doğrudan yansıyacağını kaydeden Emin Bank, “Yani tüm yazılım ve donanımın belli bir süre içerisinde yenileneceğini öngörebiliriz. Zira, yeni nesil donanımın düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, ancak bir o kadar da yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar olması, bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin kaynak ve bellek kullanımı açısından tutumlu olması bir avantaj olarak değerlendirilecektir. Endüstri 4.0 devriminin diğer bileşeni olan nesnelerin internetini ise, üretimde insanı neredeyse tamamen devreden çıkaracak bir gelişim olarak değerlendirebiliriz. Bu gelişimin üretim kurumlarında
Netcad Kurumsal Temsilcisi Dr. Emin Bank önemli istihdam azalmasına sebep olacağı muhakkaktır. Üretim kurumlarının nesnelerin interneti uygulamalarına geçtiğinde kamu kurumlarının görevleri gereği yaptıkları izleme ve kontrol görevlerinde de değişiklik olacağı muhakkaktır” dedi. Kamu kurumlarını ilgilendiren en önemli konulardan birinin siber güvenlik konusu olacağını hatırlatan Emin Bank, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönem bu konuya verilen önemin artacağını ve yatırımların çoğalacağını öngörebiliriz. Zaten son birkaç yıldır hükümet düzeyinde bu konunun ele alındığını ve önemli bir gündem olarak üzerinde çalışıldığını görüyoruz. Robotik sistemlerin üretimde etkin kullanılması ile istihdamın azalacağı kaygısı var. Ancak üçüncü sanayi devriminde otomotivde otomasyon artarken işsizliğin artmadığını, hatta yeni iş imkanlarının doğduğunu görüyoruz. Dördüncü sanayi devriminde de sensör teknolojisi, internet ağları, yeni nesil bilgisayar ve donanımların yeni istihdam fırsatları doğuracağını öngörmemiz yanlış olmayacaktır. Endüstri 4.0 sürecinde en büyük görevlerden biri de kamuya düşüyor. Böylesine büyük dönüşümlerin
devlet desteğiyle gerçekleştirilmesi büyük önem taşıyor. Hükümetler gerek yaptıkları yatırımlar gerekse üniversiteler, endüstri temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve düşünce kuruluşları ile yaptıkları iş birlikleri sayesinde Endüstri 4.0 stratejilerinin ve süreçlerinin gelişimini hızlandırıyor. Belirlenen stratejilerin başta mesleki ve teknik eğitim olmak üzere kamunun çeşitli noktalarına entegre edilmesi de kamuya düşen sorumlulukların başında geliyor. Özellikle ArGe çalışmalarına yoğun destek içeren stratejilerin belirlenmesi ve altyapı desteği de Endüstri 4.0 dönüşümünde hükümetlerin üstlenmesi gereken bir sorumluluk olarak vurgulanıyor. Şirketimiz Netcad’in kamuya yaklaşımları konusuna değinecek olursak, firmamızın kamuda ciddi bir kullanıcı kitlesi olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki bugün Türkiye’nin 81 ilinde tüm kamu ve merkez teşkilatlarında Netcad kullanılıyor. Bu oldukça yüksek bir rakam. Peki bu kurumlar Netcad ile neler yapıyor diye düşünebiliriz. Hızlıca örnek vermek gerekirse KGM yol projelerinde, DSİ baraj projelerinde, Tarım Bakanlığı Toplulaştırma ve Mera Yönetimi işlerinde, TKGM tüm kadastro yapım ve kontrol işlerinde,
Bakanlıklardaki plancılar planlama işlerinde, Kamulaştırma ve Emlak birimleri kamulaştırma işlerinde çok büyük oranda Netcad çözümlerini kullanırlar. Ayrıca Ülkemizde üretilen halihazır haritaların çoğu yine Netcad ile yapılır. Bunlar bizim için çok değerli referanslar olmakla birlikte bunlarla yetinmememiz gerektiğini ve daha yapacağımız çok şey olduğunu farkındayız. Bu heyecan bizim için en büyük motivasyon diyebilirim. Bunların haricinde Netcad şu anda 3 adet yabancı ortaklı Ar-Ge projesinde yer alıyor. Bunlardan biri ASUA, kısaca şehir yönetiminde gelişmiş sensörlerin kullanımı. Biz burada bir şehirdeki tüm sensör verilerini okuyan bir kural motoru ile verileri işleten ve gerektiğinde ilgili kişi ve kurumlara ikaz/ bilgi mesajları ileten bir platform sağlıyoruz. Aynı zamanda konumsal verilerin görselleştirilmesi ve karar destek amaçlı kullanımı için de çözümler sunuyoruz. Gerek kamuya gerekse belediyelere bu platformu sağladığımızda akıllı uygulamalar için önemli bir platform sunmuş olacağız. Özetle Endüstri 4.0’ın sadece üretim sistemlerinin gelişmesini değil, kişi ve kurumların yaşam biçimlerini de değiştirecek bir devrim olduğunu söyleyebilirim.”
Türkiye’de Coğrafi Verilerin % 85’i Netcad ile Üretiliyor
M
ekânsal tabanlı mühendislik ve Coğrafi Bilgi Sistemi alanlarında mekânsal planlamadan arazi düzenlemesine, alt yapıların oluşturulmasından üst yapılara kadar yerleşim alanlarının tasarlanması ve yönetilmesine yönelik geliştirdiği yazılımlarla Türkiye’nin en yaygın kullanılan yazılımı olan Netcad, coğrafi veri ihtiyacının önemine dikkat çekiyor. Sektördeki verinin neredeyse %85’ini oluşturan NETCAD’in İş Geliştirme Grup Yöneticisi Eda SUNER ile konunun ayrıntılarını görüştük. saymak gerekirse NETCAD, veri üretiminde Orman ve Su İşleri Bakanlığında 1749, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında 3284, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığında 1306, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığında 920, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında ise 792 lisans ile on binlerce kullanıcı tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Oldukça yüksek rakamlardan bahsettiniz, bu kadar kişi NETCAD ile hangi işlemleri yapıyor?
Evet vurguluyorum çünkü Türkiye genelinde coğrafi tabanlı veriye ihtiyaç var. Bu verilere sadece verinin üretildiği kurumlar değil, tüm kamu kurumları ve özel sektör firmaları ihtiyaç duyuyor. Bir yatırım veya proje yapmadan önce karar aşamalarında, planlamada ve yeni yapılanmada kullanılması gereken tüm veriler ülkemiz için oldukça önem taşıyor. İhtiyaç duyulan bu coğrafi verileri biraz açabilir misiniz? Elbette. Parsel, plan, tarım mera alanları, orman sınırları, sit sınırları, turizm bölgeleri, altyapı / içme suyu-kanalizasyon, yol gibi verilerin hepsi bu tanıma giriyor. Aslına bakarsanız ülkemizde bu verilerin hepsi var. Birçok kere üretildi ve üretilmeye de devam ediyor. Ama yönetemediğimiz ve paylaşamadığımız için bu verilere ulaşamıyoruz. Düşünün ki aynı kurumun farklı bölge/il müdürlüklerinde hatta aynı Bölge/ il Müdürlüğünde bulunan farklı kişiler bile ayrı standartlarda veriler üretiliyor. Bu da bir süre sonra yönetilemez, bir arada görülemez ve takibi yapılamaz hale geliyor. Bu noktada kamu kurumlarının özel sektör firmaları ile ilişkisi de oldukça önemli. Çünkü her firma kendine özgü bir çalışma yapıp standart dışı veri teslimatları yapıyor. Bu da gelen farklı nitelikteki verilerin kontrolü ve onaylanmasını bir hayli zor hale getiriyor. İşte tüm bu sebepler yüzünden verilerimizi göremiyor, paylaşamıyor ve takip edemiyoruz. Peki bu veriler nasıl üretilebilir ve daha önemlisi nasıl sürdürülebilir, güncel tutulabilir ve paylaşılabilir? Öncelikle kamu kurumlarının taşra teşkilatlarınca üretilen bu verileri standart bir hale getirmesi gerektiğine inanıyorum. Standart veri üretimi ile standart veri yapısında teslimatlar, kurumların kendi verilerini merkezileştirmesi için bir zorunluluktur. Bu anlamda standartların mevzuatlar ile yayınlaması ve teknik şartnamelere bunların eklenmesi gerekir. Genelde veri üreticisi olan taşra teşkilatının teknoloji ve eğitim ile desteklenmesi, taşra ile merkezin veri paylaşımı yapabilmesi için gerekli altyapının kurulması gerekir. Böylece standart olan verileri merkezi veri tabanında toplamak yönetmek ve paylaşmak mümkün olacaktır. Aslında NETCAD işte tam da burada devreye giriyor. Coğrafi veri üretiminde sektöre yön veren 10 temel Bakanlık ve Taşra Teşkilatında yaklaşık 9285 lisanslı kullanıcımız var. Hızlıca
Peki bu veri standartlarını belirleyerek veri üretimini gerçekleştirdikten sonra ne yapılmalı? Tabii ki de paylaşmak ve yönetmek. • Taşra-Merkez İlişkisini yönetmek; Verileri merkezi yapıda bütünleşik olarak yönetmek ve her daim güncelleyerek yaşatılan verinin analizlerini yapmak NETCAD masaüstü ve web çözümleri ile en uçtan/taşradan merkeze kadar mümkün. • Yönetici konsolları oluşturmak; Üretimden yönetime geçildiğinde “yöneticilerin” güncel veriye erişim taleplerini anında karşılamak gerekiyor; bizler esnek ve hızlı bir çözüm oluşturmak için NETCAD NETIGMA altyapısı ile yönetici konsolları oluşturulabiliyor, grafik ve raporlar ile özet ve doğru bilgiye ulaşabiliyoruz. Harita desteği sayesinde de raporları veya sorguları görsel olarak çok daha anlaşılabilir biçimde alabiliyoruz. NETIGMA NETCAD’in kendi geliştirdiği web bazlı bir platform. Tüm kurumsal çözümlerimizi bu platformda yapıyoruz bu da kullanıcılarımıza hem kolaylık hem zaman ve hem de maliyet kazandırıyor Özetlemek gerekirse, kurumların bağlı, ilgili, ilişkili, taşra kuruluşlarını takip edebilmek için bütünleşik yaşayan bir çözüme ihtiyaçları var. Ne mutlu ki NETCAD ile standartlarını oluşturan, yöneten ve takip eden kurumların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ancak daha gidilecek çok yol var. Ankara’ya yapılan ulaştırma yatırımları, Bayburt’ta bulunan mera alanları veya İstanbul’daki orman kadastro alanları gibi sonuç raporlarının çoğalmasını ve bu sonuçları elde edecek kurumların artırılmasını hedeflemeliyiz. Çünkü bunları hayata geçiren kurumlar güncel veriye anlık olarak erişebiliyor, taşra teşkilatlarında üretilen verilerden haberdar olabiliyor ve yönetebiliyor. Aynı zamanda coğrafi arşivlerini oluşturarak kurumsal hafızalarını teknoloji ile birleştirebiliyorlar.
advertorial
Her platformda ülke çapında bir coğrafi veri ihtiyacı olduğunu vurguluyorsunuz, sizce bu ihtiyaç neden var?
KGM Yol Projelerinde, DSİ baraj projelerinde, Tarım Bakanlığı Toplulaştırma ve Mera Yönetimi işlerinde, TKGM tüm kadastro yapım ve kontrol işlerinde, Bakanlıklardaki plancılar planlama işlerinde, Kamulaştırma ve Emlak birimleri kamulaştırma işlerinde çok büyük oranda NETCAD çözümlerini kullanırlar. Ayrıca Ülkemizde üretilen halihazır haritaların çoğu yine NETCAD ile yapılır. Taşra teşkilatlarınca yerinde üretilen bu veriler Bakanlık merkezlerinde oluşturduğumuz web bazlı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile ülke boyutunda yönetilir, arşivlenir ve yetkili kurumlarca kolayca paylaşılabilir. İlk söyleyeceklerim bunlar ama tabii ki bu örnekleri artırmak mümkün. Yani bu verilerin neredeyse % 85’i NETCAD teknolojileri ile üretiliyor diyebiliriz. Tabii ki bu veri standartlarını NETCAD ile belirlemekten daha kolay bir çözüm düşünülemez.
20
DOSYA
BThaber
Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu
20 - 26 Şubat 2017
Kamu Dijital Servis yapısı kuruluyor
BI Technology Danışmanlık ve Destek Direktörü Emre Çabuk Buhar gücünü kullanarak başlayan endüstri devrimi, elektrik, makineleşme ve robot sistemlerle günümüze kadar geldi. Endüstri 4.0, robotlar, makineler gibi sistemi oluşturan bileşenlerinin kendi içlerindeki otomasyonun ötesinde sistemin tüm parçalarının birbirleri ile entegre olması ve veri alışverişinde bulunabilmesine olanak sağlayan bir kavram. Akıllı robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti gibi teknolojilerin öncülük ettiği ve insansız üretim yapan karanlık fabrikalardan, ihtiyaç halinde sipariş verebilecek buzdolabına, araç kullanım alışkanlıklarınıza göre riskinizi doğru bir şekilde ölçebilen sigortacılık uygulamalarına kadar çok farklı örnekler günlük hayatımıza girmeye başladı. Şu anda sanayide ve tüm kurumlarda iş yapış şekillerini değiştirebilecek Endüstri 4.0çağına hızlı bir giriş yapmış bulunuyoruz. “Kamuda Endüstri 4.0 kavramının yansımasının dolaylı ve doğrudan olacak şekilde iki farklı yönden değerlendirmek gerekir” diyen BI Technology Danışmanlık ve Destek Direktörü Emre Çabuk, şu bilgileri verdi: “Dolaylı yansıması ilgili yasal düzenlemelerle bu teknolojilerin kullanılmasını, üretilmesini, kamu, özel sektör, üniversite iş birliğinin sağlaması yönünde olacaktır. İlgili kamu kurumlarının verimlilik, büyüme, yatırım, istihdam gibi öne çıkan başlıklarda sektörün gelişme gösterilebilmesini ve ekonomiye katkı sağlayabilmesini destekleyen teşviklerin oluşturulması için detaylı çalışmaları ve gelişmeleri yakından takip etmeleri gerektirmektedir. Tüm cihazların birbirleriyle konuşabildiği bir dönemin bizleri beklediğini düşünerek küresel güvenlik, gizlilik gibi konularda standartların belirlenmesi ve denetlenmesi ilgili kurumlardan beklenecek konular arasında yer
almaktadır.” Geçmişten günümüze gelen her endüstri devrimi içinde bulunduğu koşullar içerisinde verimliliği artırmayı ve ekonomiyi büyütmeyi ve rekabette üst sıralara çıkmayı amaç edinmiştir. Kamu kurumları açısından bakıldığında ülkemizin sanayi büyüme rakamlarını bir üst seviye taşımak öncelikli hedefini teşkil ediyor. Yeni teknolojik yatırımlarında bu amaçlara hizmet etmesi kamu kurumlarının teknolojik altyapılar kurmak, iş süreçlerini analog bir yaklaşımdan tam entegre çalışan dijital bir yaklaşıma taşımak vatandaşa verilen hizmetler açısından ilk öncelik sırasında yer almaktadır. Ancak kamu kurumlarının özel sektöre yol göstermesi ülkenin kalkınmasında atlanmaması gereken bir konu olacaktır. Bu yol gösterme teknolojik yatırımlara yapılacak teşviklerle mümkün olabilir. Tabi bu yatırımlar sadece yeni teknolojileri kullanmak için olmamalı, bu teknolojileri üretmek için de olması gerekir. Endüstrideki bu teknolojik devrim istihdam üzerinde başlı başına bir strateji ve uzun soluklu plan yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Akıllı robotlar/fabrikalar istihdamda iş gücü ihtiyacını azaltacak gibi bir düşünce ortaya çıkarsa da büyüme hedeflerine varıldığı noktada toplam istihdam edilen iş gücü ihtiyacının artacağı tahmin edilmektedir. Emre Çabuk, “Ancak daha nitelikli, eğitim ve bilgi düzeyi yüksek bir iş gücü ihtiyacı olacağı çok nettir. Teknolojik devrime ayak uydurabilecek bilgi seviyesinde bir istihdam için kolları şimdiden sıvamak gerektiği görüşündeyim. Bu önemli noktayı Milli Eğitim Bakanlığı da görerek tüm dünyada çok önemsenen çocuklara kodlama eğitimi 2017-2018 eğitim müfredatında konuya değinmiştir” diyor. Endüstri 4.0 kavramını oluşturan
başlıklardan büyük veri ve analizi, akıllı robotlar, nesnelerin interneti, siber güvenlik, bulut yaklaşımlar ön plana çıkıyor. Kamu kurumlarında bazı teknolojilerde destekleyici ve denetleyici bir rol üstlenirken bazı teknolojileri direkt olarak kullanan tarafta olacaktır. Ancak teknolojinin adı ne olursa olsun tüm başlıkların temelinde tek bir kavram var o da veri. Kurumlar ister akıllı robotlar ile üretim yapsın, ister sensörler ile tüm cihazlar birbirine bağlansın Endüstri 4.0’ın istenilen başarıya ve büyümeye ulaşması için veri yönetimi, analizi için doğru yatırımlar ve teknolojiler seçmek zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Emre Çabuk, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Endüstri 4.0 ile sistemlerde üretilen verilerin hacmi, çeşitliliği, hızı ve doğruluğu tüm zamanlardan daha fazla artacağı kaçınılmaz bir gerçek ve ne tür bir yatırım yapılırsa yapılsın temelinde veri merkezli bir yatırımın bulunması şartı öncelik taşımaktadır. Kamu kurumlarının ülkenin mevcut durumunu ve farklı pazarlardaki durumları analiz edip karşılaştırmalar yapabilmek ve bilgiye dayalı politikalar ve stratejiler üretmek için sektörlerden ve piyasalardan çok çeşitli bilgiler toplaması gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz dönem çeşitliliğin durmadan arttığı, veri hacimlerinin hiç olmadığı kadar yüksek değerlere ulaştığı bir dönem. Toplanan bu verilerin anlamlandırmak, yeni stratejileri oluşturmak, sektöre yön vermek ve veride gizli kalan hikayeleri görebilmek artık çok zor olmaktan ve yoğun iş gücü ve zaman alan konular olmaktan çıktı. Devir veriyi toparlamak için vakit harcama devri değil, veriyi analiz etmek için vakit harcama devridir. Artık bir rapor için dakikalarca bekleme, akıllara gelen soruların cevaplarını alabilmek için aylarca bekleme dönemi kapandı. Teknolojik gelişmelere akıl katılarak
oluşan Endüstri 4.0 da veri analizleri de akıllı yazılımlarla desteklenmesi gerekiyor. Akıllı görsellerin olduğu, veriye dokunarak detaylara inilen, istenilen bilgiyi tüm ilişkileriyle sunabilen, tespit edilen bulguların paylaşılmasını sağlayan, bunları birkaç dokunuşla mobil ortamda da sunabilen, hızlı ve kolay bir şekilde veriye eriştirebilen ve amaca uygun hazırlayabilen teknolojilere yatırımlar önem kazanacaktır. Kurumlar arası teknoloji iş birliği gerçek zamanlı veri transferine olanak verebilecek bir altyapıda olmalıdır. Hayatımızda internetin her şeyin önüne geçtiği bir dönemde yoğun veri transferini karşılayacak bant genişlikleri en önemli teknolojik iş birliği yapılması gereken bir başlıktır. Bu altyapılar kullanılarak bazı ülkelerde uygulanmaya başlayan ‘Kamu Dijital Servis’ yapısı kurumlara veri sağlayan, veriyi merkezileştiren yapıların kurulması ile birlikte veriye erişimi kolaylaştırmak amaçlanmıştır. Farklı kurumlar aynı verileri kendi amaçları için farklı yerlerde farklı formatlarda alıp analize hazır hale getirmek için büyük eforlar harcıyorlar. Halbuki açık veri yaklaşımları ile hem kamu kurumları hem vatandaşlar hem de akademisyenler veriye erişerek tek bir platformdan veri analizlerini yapıp diledikleri soruların cevabına kolayca ulaşabilmektedir. Endüstri 4.0 ve dijital dönüşümde ne üretiliyorsa ve nerede üretiliyorsa üretilsin her zaman karşısında bir kullanıcı olacaktır. Yani yapılan bütün bu atılımlar insan içindir. Kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamayan bir dönüşüm hikayesi başarısız bir dönüşüm hikayesi olmaya mahkumdur. Kurumların iş birliği insan, teknoloji ve veri üçlüsünde içinde değerlendirilmesi gerekir. BI Technology olarak sunduğumuz veri analitiği ve veri keşfi çözümlerimiz dijital dönüşüm ile birlikte kamu kurumlarında ön plana çıkmaya başladı. Tüm sektörlerde olduğu gibi kamuda da verinin değerinin anlaşılması ve merakın artması teknolojilerimize olan yatırımları artırdı. BI Technology olarak kamuya sunduğumuz hizmet ve ürünlerimizi sadece kurum içinde kalacak şekilde değil, vatandaşın kullanabileceği kolaylıkta, hızlı ve performanslı çözümler olarak konumlandırıyoruz. Birçok ülkede başlayan herkesin veri analisti gibi çalışıp verileri rahatlıkla analiz edebileceği bir yaklaşım olan açık veri yaklaşımlarını Türkiye’de de gerçekleştirmek istiyoruz. Kurumların açıkladıkları göstergelere kolay ve görsel bir araçla tek bir yerden ulaşıp, karşılaştırmalı, coğrafi ve ileri seviye analizleri ister bilgisayarlardan ister mobil cihazlardan yapabilmelerini sağlayabiliyoruz.”
BThaber
Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu
20 - 26 Şubat 2017
DOSYA
21
Kurumlar, Sanayi 4.0 stratejilerini belirlemeli
CLPA Ülke Müdürü Tolga Bizel Sanayi 4.0 olarak da adlandırılan yeni sanayi evresinin, hem üretim hem de tüketim alışkanlıklarında farklılıkları beraberinde getirecek. İş modellerine dijitalleşmeyi getiren bu gelişim, üretim teknolojilerindeki değişikliklerle birlikte doğrudan ekonomiyi, çevreyi, istihdamı, kamuyu ve dolayısıyla toplumun tüm kesimlerini etkileyecektir. Sanayi 4.0 ile ürün ve hizmet geliştirme süreçleri, anlık olarak müşteriye özel ürün geliştirmeyi mümkün kılacak şekilde değişiyor ve müşterilerin de sürece dahil olduğu bir açık inovasyon ağı kuruluyor. “Bu noktada Sanayi 4.0’ın en öncelikli ve hassas unsurlarından birinin insan kaynağı olduğunu söyleyebiliriz” diyen CLPA (CC Link Partner Association) Ülke Müdürü Tolga Bizel, şunları kaydetti: “Özellikle genç ve dinamik bir nüfusa sahip ülkemizde, geleceği inşa edecek gençlerimizi Sanayi 4.0’ın gereksinimleri doğrultusunda yetiştirmemiz son derece önem kazanıyor. Böylelikle yeni dünya düzeninin farklı ihtiyaçlarına cevap verebilecek iş gücüne sahip olma fırsatını değerlendirebilir ve oluşan yeni iş olanaklarıyla gençlerimize istihdam imkanı sunarak ekonomiye katma değer sağlayabiliriz. Dolayısıyla kamu kurumlarının belirleyeceği Sanayi 4.0 stratejileri kapsamında, eğitim sistemine yeni sanayi evresine uygun parametreler eklenmesinin faydalı olacağı görüşündeyiz. Aynı şekilde özel sektörün de çalışanlarını yeni yetkinliklerle donatması gittikçe daha fazla önem kazanıyor. Günlük yaşantımızı etkileyen hizmetleri, sistemleri, çözümleri
düzenleyen ve yöneten kamu kurumlarının teknolojik gelişmeler ışığında gerekli altyapıyı sağlayabilmelerinin de daha değerli hale geleceğini öngörüyoruz. Bilgi teknolojilerinin çok daha yoğun olarak kullanılmasıyla performans ve verimlilik artışı sağlayabilecek uygulamaların geliştirilmesi ve mevcut uygulamaların bu doğrultuda iyileştirilmesi son derece önemli olacaktır görüşündeyiz.” Sanayi 4.0’ın gerekliliklerini yerine getirmek için kamu, özel sektör ve kamuoyunun ortak bir uygulama ve geliştirme planı üzerinde anlaşmış olmalarının önem kazandığını dile getiren Tolga Bizel, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin yapabilecekleri göz önüne alınarak, eldeki kaynakların gerekirse kamu tarafından hareketlendirilmesinin olumlu etkiler yaratacağını düşünüyoruz. Bu yeni sanayi evresinde mevcut üretim gücümüzün güvenli bir şekilde korunması ve geliştirilmesi için destek ve teşvikler oluşturulmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Türkiye’nin çok güçlü bir üretim kapasitesine sahip olduğu gerçeğinden hareketle yüksek potansiyelinin doğru kullanılabilmesi için hem insan gücüne hem de özel sektör ve yeni pazarlara yönelik yeni kamusal planların yapılmasını çok değerli buluyoruz. Ayrıca uzun yıllardır kamu tarafından desteklenerek bugünkü gelişim seviyesine ulaşan KOBİ yapılanmalarının korunmasının yanı sıra, büyük işletmelerin Sanayi 4.0’a adaptasyonu konusunda planlanan çalışmalara KOBİ’lerin de eklenmesi
gerektiği görüşündeyiz. Türkiye ekonomisinin itici gücü KOBİ’lerin, gelecekte daha da önem kazanacak küçük, verimli ve dinamik üretim merkezlerine dönüştürülmesi ve global dijital üretim zincirine bağlanmaları konusunda gerekli adımların atılmasının yoğun rekabet ortamında ülkemiz için olumlu sonuçlar yaratacağına inanıyoruz. Yüksek üretim kabiliyeti olan Türkiye’nin robotlu otomasyon sektöründe de oldukça büyük bir potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz. Bu üretim kabiliyetin sürdürülebilir olması için rekabet edebilir olmak, rekabet edebilmek için de üretim kalitesini artırırken maliyetleri düşürmek gerekiyor. İnsanla birlikte çalışan robotlu sistemler tüm bu gereklilikleri bir arada sunabilecek ideal çözümlerden biri olarak nitelendirilebilir. Robotları kullandığımız işler genelde insanların bir zaman sonra yapmaktan sıkılabildikleri tekrarlayıcı veya insan eliyle sağlanamayacak hassasiyetlere ihtiyaç olan işler olarak karşımıza çıkıyor. Bu işlerde robotların rol alması, ilgili departmanlarda çalışanların üretim hattında farklı bir bölüme transfer edilerek yeni bir görev alabilmelerini sağlıyor. İşletmeler yetişmiş insan gücünü kaybetmek istemedikleri için birçok fabrikada bu tür uygulamaların yapıldığını görüyoruz. Ayrıca robotların sağladığı kapasite artışı ve hız sayesinde büyüyen işletmelerde farklı fırsatların da ortaya çıkabileceğini söyleyebiliriz. Dünya ekonomisi üzerinde söz sahibi olan güçlerin gelecek vizyonlarına baktığımızda; bilim ve teknolojiye hakim, yeni teknolojiler üretebilen ve bilinçli kullanabilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir yapıdan söz edebiliriz. Dolayısıyla yatırımların da ağırlıklı bir şekilde robotlar, makinalar ve tüm bu sistemler arasında kesintisiz haberleşme sağlayan açık ağlar üzerine olacağı görüşündeyiz.” Kurumlarda, yapıların derin farklılıklar içeriyor gibi görünmesine rağmen aslında benzer süreçlerin yaşandığını belirten Tolga Bizel, şunları kaydetti: “Her kurum yapısı gereği kendi kuralları içinde hareket ediyor olsa da tüm kurumların ortak paydası olan insan kaynağından en verimli şekilde yararlanmaları gelecek için bir avantaj sağlayabilir. Dolayısıyla her kurumun kalifiye insan kaynağına karşılıklı olarak erişebiliyor olması, Sanayi 4.0 süreciyle birlikte yaşanacak dijital dönüşüm için oldukça gerekli diye
düşünüyoruz. Bu noktada güncel gelişmelerin geçmişte olmadığı kadar esnek bir teknoloji içereceğini söyleyebiliriz. Üretim süreçlerindeki ağırlığı hızla değişen dijital teknolojinin yeniden geliştirilmesi için yeterli zaman olmadığından tam bir takım oyunu oynanması gerektiği görüşündeyiz. Bu çerçeveden baktığımızda, kurumlar arasında benzer çalışmaların kullanılarak zaman kazanılmasının ve hedeflerin ortak bir şekilde kurgulanması için acilen bir işbirliği geliştirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. CC-Link Partner Association, Sanayi 4.0 sürecinde kesintisiz haberleşmeyi sağlayan CC-Link açık otomasyon ağı teknolojilerinin desteklenmesini ve teknik olarak geliştirilmesini sağlamayı amaçlıyor. Bu doğrultuda CLPA’nın dünya genelinde 2 bin 300’den fazla üye şirketi bulunuyor. CLPA olarak bir ülkenin iktisadi ve sosyal kalkınma gerçekleştirebilmesi için en büyük gerekliliğin yatırım olduğu bilincindeyiz. Özellikle bazı büyük kamu yatırımları özel sektörü de destekliyor ve önünü açıyor. Kamu yatırımları arasında da en başta alt yapı yatırımlarının CC-Link için önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bu yatırımlar mevcut teknolojiyi daha da geliştirmek ve katma değerli projelere imza atmak konusunda bizleri teşvik ediyor. Bu yatırımlara örnek olarak İstanbul’un ulaşımda kritik önem taşıyan projesi Marmaray’ı verebiliriz. Marmaray’da; havalandırma, ışıklandırma, voltaj kontrol sistemleri gibi pek çok sistem CC-LINK ile kontrol ediliyor. İstasyonlar arasında bir fiber haberleşme protokolü kullanılıyor ve her server PLC’ler ve kontrol odalarıyla CC-Link sayesinde haberleşiyor. Dolayısıyla aslında CCLink’in hepimizin hayatının içinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Geleceğin haberleşme üzerine kurulacağını düşündüğümüzde şimdi ve gelecekte Sanayi 4.0’ın ihtiyaçlarının desteklenmesi için CCLink büyük önem taşıyor. Şu anda fiilen en büyük bant genişliğine sahip ve gigabit hızlarında çalışan tek açık endüstriyel ethernet protokolü olarak öne çıkan CC-Link sayesinde, büyük miktarda veri, bilinen endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kat daha hızlı ve doğru bir şekilde yönetilebiliyor. Bu noktada, önceliği insan konforunu sağlamak olan kamu yatırımlarının hedeflerine ulaşmasında, CC-Link alt yapısıyla kurulan otomasyon çözümlerinin yüksek katma değer sağlayacağını söyleyebiliriz.”
22
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
20 - 26 Şubat 2017
Hedef; 5G’de küresel bir yetkinlik merkezi olmak
Türk Telekom’un araştırma ve geliştirme alanında faaliyet gösteren iştiraki Argela tarafından tasarlanan ve milli 5G teknolojilerinin geliştirmesi için faaliyet gösterecek 5G Mükemmeliyet Merkezi; Başbakanı Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan’ın katılımları ve Türk Telekom CEO’su Paul Doany ile Argela CEO’su Bülent Kaytaz’ın ev sahipliğinde Ankara’da açıldı. Türkiye’nin
ilk 5G mükemmeliyet merkezi niteliğinde olan ve dünya standartlarında bir laboratuvar olarak tasarlanan merkez, Türkiye’nin 5G üzerine teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülke olması yolunda önemli bir adım olarak tanımlanıyor. Merkez, Argela çatısı altında, 5G teknolojilerini geliştirmenin yanında, bu teknolojileri ticari kullanıma sunmayı ve ihraç etmeyi de hedefliyor. 5G Mükemmeliyet Merkezi; ABD’de Silikon Vadisi’nde bulunan Open Networking Lab. ile işbirliği içinde çalışıyor ve çift yönlü teknoloji transferi de söz konusu olacak.
5G’de lider üretici olunacak 5G Mükemmeliyet Merkezi’nin açılışında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, 2015 yılında 4G ile zaman kaybetmemek için 5G’ye geçme kararı verdiklerini, ara kademe olarak 4.5G ile işe başladıklarını belirterek, 5G’ye hazırlık çalışmalarını da mükemmeliyet merkezinde başlattıklarını söyledi. Başbakan Binali Yıldırım, “5G Mükemmeliyet Merkezi’nde yapılacak çalışmalar, teknoloji testleri ve bunlardan elde edilecek sonuçlarla, ülkemiz uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olacak ve Türkiye, yakın gelecekte
Türkiye’nin ilk dijital enerji santralı
GE ve GAMA Enerji, Türkiye’nin ilk dijital enerji santrali için anlaşma imzaladı. Bu anlaşma ile Türkiye’de ilk defa bir enerji santralinde verimliliği ve üretkenliği artıran endüstriyel bulut yazılım uygulamaları kullanılacak. GE, GAMA Enerji’nin Kırıkkale ilindeki 840 MW kurulu gücündeki İç Anadolu Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’nde GE’nin endüstriyel internet işletim sistemi Predix’in gelişmiş dijital çözümleri olan Varlık Performans Yönetimi (APM) ve Operasyon Optimizasyonu (OO) kurulumu gerçekleştirecek. Bu
dijital çözümlerin 2017’nin ilk çeyreğinde devreye alınması planlanıyor. Söz konusu anlaşma, emre amadelik ve performans garantisi kapsamında iki GE 9F.05 gaz türbini ve bir GE D11 buhar türbinine yönelik planlı ve plansız bakım hizmetleri sağlamak üzere GE ve GAMA Enerji arasında geçtiğimiz yıl yapılmış olan uzun dönemli sözleşmeye dayanıyor. Bu hizmetler, dijital çözümlerle bir araya gelerek, bakım planlamalarının verimli ve güvenilir bir biçimde yapılabilmesi amacıyla, santral operatörlerine arızaları daha ortaya çıkmadan
öngörmek ve tanılamak için daha fazla içgörü sağlayacak. Böylece çözümler, hem emre amadelik hem santralde yürütülen operasyonlardan istikrarına imkan veriyor. GE, 15 yıllık anlaşmanın bir parçası olarak performansın arttırılması ve bakım aralıklarının uzatılması için özelleştirilmiş santral çözümleri arasında yer alan Fleet360* platformunu devreye alıyor. GAMA Enerji’nin santralinde hayata geçirilmesi planlanan Varlık Performans Yönetimi ve Operasyon Optimizasyonu yazılım uygulamaları, gelişmiş öngörülebilirlik sayesinde yüksek güvenilirlik ve emre amedelik, doğru performans izleme ve tahmin becerisi, santral yetkinliğinin daha iyi izlenmesi yoluyla planlama optimizasyonu ve daha verimli santral planlama için daha düşük üretim maliyetleri ve varlık üretimi tahmin yetkinliği gibi çeşitli operasyonel faydalar sunuyor. Doğal gaz Türkiye’de elektrik üretimi açısından yüzde 33’lük payı ile ilk sırada yer alıyor.
5G teknolojilerinin lider üreticilerinden biri olacak” dedi. Türkiye’nin teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülke olmasına katkı sağlamak üzere önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini dile getiren Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany; “Bu merkez, Türkiye’nin 5G’ye geçişinde ihtiyaç duyacağı teknolojilerin geliştirilmesine ev sahipliği yapacak. Bu alanda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi, ülkenin ekonomik refahı ve kamu kurumlarının güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Bu amaçla, dünya 5G standartlarını belirleyen konsorsiyumlarda da aktif görev alarak Türkiye’yi temsil ediyoruz” bilgisini verdi. Doany, sözlerine şöyle devam etti: 5G odaklı projelere destek “5G Mükemmeliyet Merkezi, milli 5G teknolojilerini geliştirmenin yanı sıra, siber güvenliğinin ve iletişim altyapılarının millileştirilmesi için de hizmet verecek. Merkezimiz, uluslararası teknoloji şirketleri için rol model, üniversiteler ve öğrenciler için cazip bir araştırma sahası olacak. Argela
mühendislerinin yanı sıra 13 farklı üniversiteden 30’dan fazla öğretim üyesinin işbirliği ile faaliyetlerini sürdürecek olan merkez, 5G üzerine projesi olan girişimci, öğrenci ve akademisyenlere, projelerini 5G altyapıları üzerinde test ederek geliştirme imkânı da sunacak. Argela tarafından devlet kurumları ve bakanlıklar için ulusal ve güvenli bir altyapı tasarlıyoruz. Akıllı şehirlerin, akıllı belediyelerin, akıllı hastanelerin ve akıllı havaalanlarının olduğu bir döneme geçiş yapıyoruz. İştiraklerimiz ile birlikte şehirlerin, binaların, nesnelerin ve hizmetlerin “akıllı” hale gelmesi için, gerekli olan milli şebekeleri biz geliştiriyoruz.” Özgün ve güvenli çözümler Merkezde ilk etapta ağ altyapısını millileştirmek üzere geliştirilen MİLAT, milli baz istasyonu ULAK, programlanabilir radyo erişim ağı ProgRAN, entegre kamu iletişim platformu Argela EKİP ve ağların performansının analizi ADLS – LTE Bonding (birleştirme) yetenekleri, gerçek sistemler üzerinde çalışacak şekilde ziyaretçilere gösteriliyor.
Herkese uygun yatırım platformu
Uluslararası tasarım ve marka deneyim ajansı I-AM, Garanti Bankası’nın yatırım portalı Paragaranti’yi kullanıcı profillerinin ihtiyaçlarına uygun biçimde yeniledi. I-AM’in proje ekibi tarafından, mevcut ve hedef kullanıcılar ile gerçekleştirilen görüşmeler ve marka tarafından yapılan pazar araştırmaları sonucunda, yatırım portallarının birbirine çok benzer yapıda olduğu ve bu portalların içerik açısından genellikle finans uzmanlarına yönelik olduğu belirlendi. Yatırımlarını en basit seviyede gerçekleştiren kullanıcılara yönelik pazarda ihtiyaç ışığında yenilenen Paragaranti için beş farklı yatırımcı profili ortaya çıkartılarak, bu kullanıcıların beklentileri ve ihtiyaçları araştırıldı. Farklı risk eğilimi ve bilgi seviyesine sahip
profillerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde tasarlanan Paragaranti’ye farklı fonksiyonlar da dahil edildi. Giriş seviyesinde kullanıcılara farklı yatırım ürünlerinin aynı zaman periyotundaki getirilerini karşılaştırma, ayrıca herhangi bir yatırım aracının grafiğindeki dalgalanmalara açıklamalar getiriliyor. Paraoyun’da ise kullanıcıya 100 bin TL değerinde sanal para tanımlanıyor. Kendi portföyünü bu sanal para ile yöneten kullanıcılar, yatırımlarının geri dönüşleri ile seviye atlayabiliyor. Ayrıca kullanıcıların takip ettikleri yatırım ürünlerini filtreleyerek grafiklerini kişiselleştirebilecekleri; dolar, euro, altın ve diğer yatırım ürünleri ile ilgili hemen aksiyon almalarını sağlayan bir yapı da Paragaranti’ye eklendi.
Tüm İşletim Sistemleri ve Cihazlar için
Dünyanın 1 Numaralı Güvenli Uzak Erişim ve Destek Çözümü
Tek bir ekrandan tüm platformlara teknik destek. Tüm destek oturumlarının kaydedildiği cihaz tabanlı tek uzak destek & erişim çözümü.
BOMGAR KURUMSAL UZAK DESTEK SİSTEMLERİ İLE GÜVENDE OLUN Uzaktan destek için güvenli bir platform olan Bomgar ile sunuculara, masaüstü bilgisayarlara, notebooklara, akıllı telefonlara, POS cihazlarına, Telnet/SSH ile erişilebilen tüm bilgisayar tabanlı sistemlere bulunduğunuz yere ne kadar uzak olursa olsun, port açmadan, firewall engeliyle karşılaşmaksızın etkileşimli veya etkileşimsiz (başında biri olmadan) bağlanabilir ve teknik destek sağlayabilirsiniz.
Bomgar tüm destek oturumlarını video olarak size ait olan Bomgar cihazı üzerinde saklayabilme özelliğiyle sistem yöneticilerine daha yüksek derecede kontrol imkanı vererek destek faaliyetleri hakkında gözlem ve raporlama yapmalarını sağlar.
Entegrasyon
Platform Desteği
Güvenlik
On-Premise çalıştığından en yaygın uzaktan destek güvenlik tehditlerinden bile etkilenmezsiniz.
ITSM platformları ve iş akış sistemleri ile stratejik bir şekilde entegre olabilen bir çözüme sahip olursunuz.
Jump Teknolojisi
Toplam Maliyet
Servis ve Destek
Merkezi tek bir çözümle tüm PC’lere, sistemlere ve cihazlara güvenli bir şekilde bağlanabilirsiniz.
PC’lere, sunuculara, network cihazlarına nerede olurlarsa olsunlar başında biri olmadan erişebilirsiniz.
Tam güvenlikli bir çözüme sahip olurken SaaS uzak bağlantı çözümlerinin bitmek bilmeyen aylık ücretlerinden kurtulursunuz.
İhtiyaç duyduğunuz her an erişebileceğiniz global ve yerel Bomgar destek ekiplerinden dilediğiniz anda destek alabilirsiniz.
information solutions for your business veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.
İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir tel +90 (212) 428 47 47 fax +90 (212) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr
24
BThaber
BTnet.com.tr
Radore’den girişimcilere destek
Veri merkezi Radore, Start Up Paketi ile girişimcilere destek vermeyi sürdürüyor. Son bir yılda 40'ın üzerinde girişimciye, 3,5 milyon dolardan fazla destek veren Radore, yeni girişimcilere de kapılarını açıyor. “Start Up Paketi” kapsamında Zeo, Kolay İK, Simlex, Bumerangla, Gamehub, Jetract, Parkkolay ve Stajim.net gibi girişimler kurulum aşamasında ve kullanım süreci boyunca Radore’den profesyonel destek aldılar. Girişimlere ücretsiz olarak sunulan Start Up Pack’in 85 bin dolarlık hizmetleri dahilinde girişimler, #radoreyesor ile sistem ve ağ başta olmak üzere ihtiyaç duydukları her konuyu sistem yöneticilerine sorarak çözüm elde edebiliyor. Radore,
kendi bulut platformunda girişimlere özel 5 sunucuyu yapılandırabilecekleri kaynakları ücretsiz sunuyor. Sunucu kiralamada Dell fırsatı Ayrıca projelerini, kendilerine ait paylaşımsız sunucularda barındırmak isteyen kullanıcılar, Radore’nin sunucu kiralama (dedicated server) kampanyasıyla aylık kiralama ücreti 515 TL olan çift işlemcili Dell PowerEdge R410’u, KDV dahil 399 TL’ye edinebiliyor. Gelişmiş işlem gücüne ve yüksek performansa sahip Dell PowerEdge R410’a yıllık kiralamada avantajlı fiyat sunulurken, ayrıca 100 Mbit/s internet erişimi de ücretsiz olarak veriliyor. Yapılandırılabilen, paylaşımsız ve kotasız internet erişimli (100 Mbit/s) hizmet, son teknoloji ürünü sunuculardan oluşuyor. Olası donanım problemlerine karşı tüm sunucular garanti kapsamında ve mesai saatleri içinde 4, mesai saatleri dışında 6 saat içinde garantili donanım değişikliği yapılabiliyor.
20 - 26 Şubat 2017
Üretim hattınızı kesintisiz ve kolayca takip edin
Tezmaksan, kendi geliştirdiği yazılım ile makinelerin ömrünü ve verimliliğini artırıyor. Türk mühendisleri tarafından oluşturulan ve ‘Kapasitematik’ adını taşıyan sistem; şirketlerin makineleri uzaktan takip ederek anlık çalışma verilerini
ve tarihsel istatistiksel verimlilik analizlerini kullanıcı ve işletme sahiplerine iletiyor. Kapasitematik uygulamasını makinelerinde kullananlar, internet bulunan her yerden cihazlarına uygulamayı indirerek makinelerinin ne durumda
olduğunu analiz edebiliyor. Kapasitematik ile makinenin çalışmaya ne zaman başladığı, ortam sıcaklığı, ortamda bulunan nem oranı, parça üretimine dair kalite kontrol bilgileri, arıza durumları, makinenin ne kadar verimli kullanıldığı gibi bilgilere internet üzerinden anında ulaşılabilmek mümkün. Endüstri 4.0 kapsamındaki proje ile uzaktan erişim yaparak makinelerin verileri tek merkezde toplanıyor ve bu veriler rapora dönüştürülüyor. Uzaktan izleme ve verimlilik raporlama sistemi olan 'Kapasitematik' sayesinde CNC kullanıcıları ve işletmeler, mevcut makinelerini ölçüp, tarihsel trend analizlerini görebiliyor.
4K yayında tercih Sony oldu
Üretim bantlarında hız ve verimlilik bir arada Açık endüstriyel ethernet protokolü CC-Link, “Kesintisiz Açık Ağ” (The Non-Stop Open Network), Sanayi 4.0’a uyumlu dijital fabrikaların hayata geçirilmesinde kritik rol oynarken, verimli fabrika ve proses otomasyonu sağlamada kontrol ve üretim verilerini yüksek hızda iletiyor. Geleneksel endüstriyel kontrol ağları ile az sayıda üreticiye ait saha cihazlarının kurulumu yapılabilirken, CC-Link gibi açık ağlarla bu sayı yaklaşık 300’e ulaşabiliyor. CCLink’in “Kesintisiz Açık Ağ” (The Non-Stop Open Network) özelliğine dikkat çeken CLPA (CC Link Partner Association) Ülke Müdürü Tolga Bizel, sistemin sanayide verimlilik artışına imkan sunan özelliklerini şu sözlerle anlattı: “CC Link teknolojisinde, esnek üretim ve kolay bakım amacıyla çevrim süresine etki etmeden istasyonlar bypass edilebiliyor. Böylelikle master
istasyon üzerinde network’ün tam olarak oluşturulması mümkün oluyor ve gerçek istasyonlar zaman içinde ya da ileri bir tarihte network’e eklenebiliyor. Bu istasyonlar, network durdurulmadan ya da reset’lenmeden etkinleştirilebiliyor. Ayrıca network’ün reset’lenmesini gerektirmeyen otomatik geri dönüş fonksiyonu, network çalışırken tüm network cihazlarının değiştirilebilmesine imkan tanıyor. Hata düzeltildiğinde bağlantısı kesilen istasyon, otomatik olarak tekrar veri hattına bağlanabiliyor. Böylelikle yerel enerjinin kesilmesi ya da makineye bağlı yerel network istasyonlarının gücünü kesen güvenlik anahtarının devreye girmesi durumlarında da network resetleme gerekliliği ortadan kalkıyor. Bu özellik sayesinde, üretim kayıplarının önüne geçilebildiği gibi ek yazılım geliştirme ve devreye alma zamanından da ciddi oranda tasarruf sağlanıyor.”
BBC Studioworks Londra'nın merkezinde, White City'de bulunan ve kısa süre önce yenilenen tesislerindeki Television Centre stüdyolarında IP üzerinden 4K yayın için Sony'yi seçti. Renkli görüntülerle yayın yapmaya odaklanan tesiste yer alacak
üç yeni stüdyo arasından stüdyo TC1 (10.800 fitkare), sitcom ve eğlence programlarından büyük ölçekli canlı prodüksiyonlara kadar farklı içerikler üreten yayıncılar ve bağımsız prodüksiyon şirketleri tarafından kullanılacak. BBC Studioworks'e 4K kapasitesini kazandırmak ve Television Centre tesisini Birleşik Krallık'ın en güncel ve esnek stüdyo alanı haline getirmek için 8x HDC-4300 3x XVS anahtarlayıcı dahil 22 adet Sony stüdyo kamerası ve OLED ekranlar dahil 200'den fazla monitör seçildi. Sony teknolojisi hepsi bir arada çözüm paketinin yanında, açık standart yaklaşımından dolayı da tercih edildi. Sony'nin IP
çözümü, Television Centre stüdyolarının altyapısıyla uyumlu çalışıyor ve iş akışlarında aksaklığa yol açmadan HDR'a giden yolu açıyor. Sony'nin IP Live Prodüksiyon Sistemi'ni kullanan Studioworks, kaliteli 4K ve HD videonun yanı sıra ses senkronizasyon sinyalleri de yayınlayabiliyor ve verileri standart IP ve ağ altyapısı üzerinden gerçek zamanlı kontrol edebiliyor. Sony bu teknolojiyi Mayıs 2017'de piyasaya sunacak, tesis ise Eylül 2017'de açılacak. Proje kapsamında yer alan ürünler 3 XVS Anahtarlayıcı, 4K seçenekleriyle 8 x HDC-4300, 14 x ek stüdyo kamerası, 200'den fazla monitör ve canlı sistem yöneticisi yer alıyor.
BThaber
BTnet.com.tr
20 - 26 Şubat 2017
Oltalanma riskine karşı eğitim şart
Sophos Bulut Güvenliği Grubundan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bill Lucchini Ağ ve uç nokta güvenlik çözümleriyle bilgi sistemleri güvenliğinde çalışmalar yürüten Sophos, Sophos Phish Threat isimli güvenlik çözümünü kullanıma sundu. Sophos Phish Threat; şirket çalışanlarından bilgi sızdırmaya yönelik gelişmiş oltalama (phishing) saldırılarını taklit eden simülasyonlar yardımıyla son kullanıcıların karşılaşabilecekleri tehditler ve alabilecekleri önlemler konusunda bilinçlenmelerini sağlıyor. Bu yolla kullanıcıların tuzağa düşmelerini önlerken, benzer tehditlere karşı koyabilmek için gereken becerilerin kazandırılmasında zaman ve maliyet avantajı sağlıyor. Oltalama saldırıları, birçok kurumda güvenliğin en zayıf halkasını oluşturan kullanıcı davranışlarını hedef alıyor ve kullanıcıları kendi istedikleri gibi davranmaya ikna ederek sistem açıkları oluşturmayı amaçlıyor. Bu riske karşılık, kullanıcıları bu konuda eğitmek üzere kurgulanmış geleneksel çevrimiçi eğitim programları ise içeriklerinin akademik dili, sürekli gelişen tehditleri içerecek biçimde düzenli güncellenmemesi ve bilgi güvenliğinin diğer bileşenlerini kapsamaması nedeniyle ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabiliyor. Sophos Phish Threat ise kullanıcıların eğitimine dair tüm süreçleri otomatik hale getirirken, tehdide maruz kalma potansiyeli yüksek kullanıcılara dair analizler gerçekleştirerek, bunları görsel raporlar halinde sunabiliyor. Diğer Sophos güvenlik çözümleriyle birlikte Sophos Central üzerinden yönetilebilen Sophos Phish Threat saldırı simülasyon ve eğitimi platformu, Sophos’un senkronize güvenliğe yönelik
sunduğu çözümlerin yeni parçasını oluşturuyor. Sophos Bulut Güvenliği Grubundan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bill Lucchini, söz konusu riskler ve sundukları çözüm hakkında şu bilgileri paylaştı: “Siber saldırganlar, bilinçsiz ve dikkatsiz kullanıcıları oltalama yoluyla ağlarına düşürmek için genellikle e-posta mesajlarını kullanıyorlar. Bugün bu yöntemin kurumsal sistemlere fidye yazılımlarını bulaştırmak için kullanılan en yaygın yöntemlerden biri olduğunu gözlemliyoruz. Bugüne kadar kullanıcıların bu gibi tuzaklara düşmesini önlemek için kullanılan yöntemler istenen sonuca ulaşmada yetersiz kalıyordu. Sophos Phish Threat sayesinde bilgi sistemleri yöneticileri, artık söz konusu tehditlere karşı koyabilmek için mevcut güvenlik çözümleriyle uyum sağlayabilen çok değerli bir araca sahipler. Yalnızca insana özgü zafiyetleri belirlemekle kalmayıp, bu zaafların giderilmesi için çözüm de sunabilen Sophos Phish Threat sayesinde, kurumlar yeni nesil tehditlere karşı koyabilmek adına önemli bir avantaj yakalayacaklar.” En güncel tehditlere tam uyum Sophos; Phish Threat teknolojisini 2016 yılının sonlarında penetrasyon testi ve risk değerlendirmesi alanında danışmanlık hizmetleri sunan Silent Break Security’den satın alarak Sophos Central güvenlik platformuna dahil etti. Sophos Phish Threat, bilgi sistemleri yöneticilerine günümüz oltalama saldırılarını taklit eden gerçekçi simülasyonlar hazırlama ve korunma yöntemlerine dair eğitimler planlama imkanı sunuyor. Böylece son kullanıcılar oltalama saldırılarının neye benzediğini ve tuzağa düşmemek için neler yapmaları gerektiğini uygulamalı olarak öğrenebiliyor. Değişen tehdit ekosistemiyle birlikte yeni saldırı teknikleri gündeme geldiğinde, Sophos Phish Threat test altyapısı bu yeni yaklaşımlara uyum sağlayacak şekilde sürekli güncelleniyor. Eğitimler gerekirse dünya çapındaki diğer ofislerde uzaktan uygulanabildiği gibi, eğitimin içeriği farklı coğrafyaların ihtiyaçlarına göre özelleştirilebiliyor.
25
Küresel Ku-band ağı için anlaşma
Uydu operatörü SES S.A., denizcilik ve kara sektörlerine küresel uydu iletişim servislerinin önde gelen sağlayıcısı Satcom Global'in SES için çok önemli bir ortak olacağını açıkladı. SES’in farklılaştırılmış mobilite çözümü, Satcom Global'in
deniz, kıyı ve kara müşterisine, sorunsuz, güvenilir ve yüksek hızlı bağlantı sağlayan Kuband VSAT hizmeti Aura’nın önemli bir bölümünü oluşturacak. İki kurum arasında yapılan sözleşme kapsamında Satcom Global, SES'in uydu filosuna
ve yüksek verimli iş yüklerine uygun gelecek nesil hibrid uydularına kesintisiz erişim sağlayabilecek. SES, çoklu uydu erişimini ve servis entegrasyonu çözümlerini mümkün kılan sağlam bir yer hizmetleri ağı altyapısı da sunacak. SES’in, Satcom Global’e sunacağı açık ve ölçeklenebilir bir VSAT platformu, özelleştirilebilir, her zaman geniş bantlı bağlantı sunma esnekliği sağlayacak. SES’in başlangıçtaki yatırım maliyetini en düşük seviyede tutarak, yüksek değerli performans sunması ile Satcom Global, gecikme olmadan, müşterilerine sunduğu hizmetleri ölçeklendirebilecek.
10TB’lik diskler satışta
Seagate, dahili disk portföyündeki tüm ürünlerinin kapasitelerini 10TB’a kadar artırdı ve bu yeni 10TB’lık diskleri Türkiye’de satışa sundu. Konuyla ilgili düzenlenen etkinlikte konuşan Seagate Türkiye Yöneticisi İlknur Baydak, bilgisayarlar için BarraCuda ve FireCuda, NAS sistemleri için IronWolf, görüntüleme ve video kayıt sistemleri için de SkyHawk güvenlik disklerini kapsayan Guardian Serisi’nin farklı kullanım alanlarının üretimde göz önünde bulundurulduğunu söyledi. Baydak, 10TB’lık kapasiteye ulaşan yeni disklerle kişisel
ve kurumsal dijital veriyi muhafaza etmenin ve yönetmenin kolaylaşacağını, yeni disklerin kapasitelerinin dışında, özelliklerinin ve hızının da avantaj oluşturacağını ifade etti. “Maalesef henüz her veriyi saklayamayacağımızın farkında değiliz. Bu yüzden hem bireysel hem kurumsal kullanıcılara veri diyeti önermeye başladık” yorumunu yapan Baydak, yakın gelecekte özellikle kurumların bu diyet programını uygulamak zorunda kalacağına işaret etti. Şu an için Seagate BarraCuda Pro ve IronWolf Pro diskleri için 2 yıl ücretsiz veri
kurtarma hizmeti vereceklerini belirten Baydak, bu hizmet sayesinde diskin içinde yer alan verilerin mekanik bir arıza ya da herhangi bir kazaya karşı güvence altına alınacağına işaret etti. Seagate’in dizüstü ve masaüstü bilgisayar için geliştirdiği BarraCuda ve FireCuda diskleri, 2,5 ve 3,5 inç olmak üzere iki farklı boyutta satışa sunuluyor. FireCuda ise Seagate’in hibrit diski. Sabit disk ve SSD’nin bir araya gelmesiyle (HDD+SDD=SSHD) oluşan disk, flash teknolojisi sayesinde hızlı performans sergiliyor. NAS çözümleri için üretilen IronWolf diski, çoklu sürücü sistemlerinde titreşimi azaltmak için RV (döngüsel titreşim) sensörlerine sahip. Bu sensörler, NAS sistemlerinin performansını ve ömrünü artırıyor. Gelişmiş güç yönetimi ile enerji tasarrufu sağlayan disk, 3,5 inç boyutlarında. Yıllık 180TB’lık iş yükü oranı sunan IronWolf’un 1TB’dan 10TB’a kadar kapasite seçenekleri mevcut. Bu disk 1 ila 8 yuvalı NAS’larda kullanılabiliyor. 7/24 izleme ortamları için ideal hale getirilen SkyHawk diskler, 64 adet HD kamerayı destekleyen bir yapıya sahip. Diskin 1TB’dan 10TB’a kadar kapasite seçenekleri var.
26
BThaber
KARİYER
20 - 26 Şubat 2017
Yeni nesil liderler yetişiyor
Vodafone Türkiye, Discover Genç Yetenek Programı ile gelecek neslin liderlerini yetiştirmeyi hedefliyor. Bu yıl üniversiteden mezun olacak 4. sınıf öğrencileri ve en fazla bir yıl tam zamanlı iş tecrübesi olan yeni mezunların katılabileceği programda adaylar, 3 hafta sürecek oryantasyon programına dahil oluyor, ardından Vodafone’da altı aylık dönemler boyunca iki farklı rolde rotasyonlu çalışarak farklı iş kollarında deneyim elde ediyor. Vodafone’un 2008 yılında başlattığı bu programla Vodafone bünyesinde 150 genç çalışıyor. 3 Ocak itibarıyla kariyer.
net üzerinden başlayan bu yılki başvurular, 12 Mart’ta sona erecek. Nisan ayı sonuna kadar sürecek değerlendirme sonunda seçilen adaylar, Temmuz itibariyle Vodafone’da çalışmaya başlayacak. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Pınar Kalay, “Program adaylara özel bir gelişim programına katılmanın yanında, Vodafone’daki ikinci yıllarını tamamlayan ve Global Columbus Programı’na katılmaya hak kazanan gençlere iki yıl süreyle 20’den fazla Vodafone ülkesinden birinde çalışma imkanı sunuyor” bilgisini verdi.
İstihdam katlanarak artacak
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu Turkcell Grubu, sektörün gelişen ihtiyaçları, 4.5G ile müşterilerinin artan talepleri, veri odaklı yatırım vizyonunun sonuçlarını desteklemek ve insan kaynağını güçlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda 2017’de 250’si GNÇYTNK programında geleceğin lider adayı olmak üzere 2 bin 300 kişiyi daha istihdam etmek gündemde. Turkcell, bu yatırımlarla artan iş hacmini karşılamak için çalışan sayısını yükseltmeyi hedefliyor. Sektörün gelişen ihtiyaçları
paralelinde yeni iş kolları da 2017 istihdam hedeflerine yön veriyor. Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, şunları söyledi: “2017’de aramıza katılacak 250’si geleceğin lider adayı olmak üzere 2 bin 300 yeni arkadaşımızla insan kaynağımızı daha da güçlendireceğiz. Daha yüksek müşteri memnuniyeti sağlamak, teknolojinin sadece tüketeni değil üreteni olmak, geleceğin liderlerini yetiştirmek gibi önceliklerimiz var. En büyük değerimiz insan kaynağımız.”
Eğitimde işbirliği öne çıkıyor
Mikro Yazılım ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi; ortak bilimsel araştırma ve çalışmalar yapmak, meslek içi eğitimlerdeki birikimlerini birleştirmek ve sonuçlarını paylaşmak odaklı olarak bir işbirliği protokolü imzaladı. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Lefkoşa Kampüsü’nde düzenlenen eğitimde; Mikro Yazılım Destek
ve Satış Sonrası Hizmetler Departmanı’ndan İlker Bekdemir, 2 tam gün olarak verilen eğitim kapsamında, Bilgisayarlı Muhasebe ve Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü öğrencilerinin hem eğitim hem iş hayatı için kazanımlar edinmesine destek olabilecek Mikro Yazılım ürünlerini ve özelliklerini uygulamalı olarak anlattı.
Eğitime; Muhasebe ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Ağa, Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Erbuğ Çelebi ve Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet Erülgen katıldı. Öte yandan, imzalanan işbirliği protokolü, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Destekli Muhasebe Bölümü ile Mikro Yazılım arasındaki bilimsel etkinlikler, araştırma, meslek içi eğitim konularındaki anlayışlarını, eğitmenleri, çalışanları ve öğrenciler arasındaki ilişkileri teşvik etmek, mevcut olanları geliştirmek ve işbirliği çalışmalarının sonuçlarının ortak kullanımını sağlamak, bunları yayımlamak, tarafların bilimsel organizasyonlardaki deneyimlerini birbirlerine aktarmak öncelikleri ile oluşturuldu.
Markum’un Pazarlama Direktörü Özkömürcü oldu 50 bini aşkın müşterisiyle Türkiye’nin en büyük hosting şirketlerinden biri olan Markum’un yeni Pazarlama Direktörü Haydar Özkömürcü oldu. Pazarlama, iş geliştirme ve dijital kanallardaki birikimini
Markum’a aktaracak olan Haydar Özkömürcü, Markum bünyesindeki görevinin yanı sıra yine Markum ailesinin yeni üyesi Teknik Data’nın pazarlama süreçlerinin de sorumluluğunu üstlenecek.
Haydar Özkömürcü,
Ofis ortamı, erişim imkanını da sağlamalı
VMware tarafından yayınlanan “VMware State of the Digital Workspace” raporuna göre, dijital çalışma alanı konusunda başarılı adımlar atan EMEA bölgesindeki işletmelerin yüzde 51’i daha hızlı gelir akışı yarattı. Bin 200 işletme ve BT yöneticisi ile yapılan araştırmaya göre, dijital alanlarını dönüştürenlerin yüzde 57’si mobil iş güçlerinin verimliliğini, yüzde 54’ü kullanıcı memnuniyetini, yüzde 47’si de cihazların ve uygulamalarının güvenliğini arttırdıkları bilgisini verdi. Katılımcıların yüzde 49’u dijital çalışma alanı ile ilgili başarılı çalışmaları sonrası toplam yönetim
maliyetlerinde iyileşme elde ederken, yüzde 52’si toplam maliyetlerde iyileşme sağladı. Yatırımların geri dönüşünde ise bazı faktörlerin bir araya gelmesi öne çıktı. Bu faktörlerden önde gelenleri ise uygulamaların daha hızlı yayına alınması (yüzde 34), masaüstü ve mobil cihazlarda güvenliğini arttırılması (yüzde 29) ve son kullanıcı tarafında verimliliğin artışı (yüzde 28) olarak sıralandı. VMware EMEA Son Kullanıcı Bilişim Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ian Evans, sonuçları şöyle değerlendirdi: “Endüstri, kurumsal mobilite alanında yeni bir safhaya ilerliyor. Bu safhada, iş yerleri artık son kullanıcılar için sundukları tüm kaynak ve uygulamalara, tüm bağlantılı cihazlardan erişim imkanı sağlamak zorunda. Bu rapor, iş ve BT liderlerinin dijital çalışma alanlarının kurumlara sağladığı faydayı kabul ettiğini gözler önüne sererken, VMware Workspace ONE ise tüm endüstrilerdeki müşterilerin dijital
dönüşümlerine yardımcı olan basit ve güvenli bir platform.” Güvenlik risklerine karşı çözüm Bu arada, iş liderleri dijital çalışma alanları ile ilgili uygulamaları etkileyen bazı faktörlerle karşılaşıyor. EMEA bölgesinde dijital çalışma alanlarının yaygınlaşması önündeki en büyük engeller ise güvenlik endişeleri (yüzde 43), bütçe sorunları (yüzde 38) ve bu alanda kalifiye eleman eksikliği (yüzde 25) olarak sıralanıyor. Katılımcıların yüzde 46’sı için dijital çalışma alanları, uyumluluk ve güvenlik risklerine karşı bir çözüm. Güvenlik ve uyumluluk araçları dışında EMEA bölgesindeki önde gelen teknoloji liderleri, mobil cihaz yönetim yazılımlarını (yüzde 38) ve çalışma alanı yönetim yazılımlarını (yüzde 35), dijital çalışma alanları için gerekli bileşenler olarak görüyor. Kimlik yönetim yazılımları da yüzde 37 ile listede üst sıralarda.
BThaber
KARİYER
20 - 26 Şubat 2017
Yenilikçi fikirler, (yine) platformda buluşuyor Teknoloji ve yenilikçilik odaklı fikir sahipleri, ODTÜ TEKNOKENT bünyesinde T-BİGG programıyla, TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) Programı kapsamında sunulan 150 bin TL’lik desteğine kazanma fırsatını elde edebilecek. ODTÜ TEKNOKENT de T-BİGG programıyla, girişimcilere verdiği 1. Aşama desteklerle girişimcilerin iş fikirlerini uygulanabilir iş planlarına dönüşmesine, ardından bu iş planlarının ticarileşmesine destek oluyor. Program kapsamında ticarileşme, katma değer yaratma ve nitelikli istidam yaratma potansiyeli olan iş fikirleri belirlenerek 1. Aşama mekanizmalarından yararlanacak girişimci adayları seçiliyor. 1. Aşama’da yer almaya hak kazanan girişimci adayları ön kuluçka programına kabul edilirken, bu süreçte başarılı bir girişimin kurulması sırasında ihtiyaç duyulabilecek girişimcilik, muhasebe, finans, iş geliştirme, müşteri ve pazar analizleri gibi çeşitli alanlarda eğitimler uzman eğitmenler tarafından sağlanıyor. Süreç kapsamında ODTÜ TEKNOKENT mentorluk havuzunda yer alan başarılı iş adamları, üst düzey yöneticiler, girişimciler ve benzeri pazar ve sanayi deneyimine sahip kişiler tarafından teknik, ticari ve idari boyutlarda mentorluk ve danışmanlık hizmetleri de veriliyor. Girişimci adaylarının iş fikirlerinin doğrulanması amacıyla bir eğitim kampı düzenlenirken, değerlendirmede başarılı bulunan ve Aşama 2’ye uygun görülen girişimci adayları ve iş fikirleri belirlenerek TÜBİTAK’a bildiriliyor. TÜBİTAK değerlendirmesi ile 2. Aşama’ya geçmeye hak kazanan girişimciler ayrıca, ODTÜ TEKNOKENT’in San Francisco’da yer alan T-Jump hızlandırma merkezinde eğitim alma şansı elde
ediyor. Bu doğrultuda başvuru koşullarını sağlayan girişimcilere, küresel bazda etkili hızlandırma programlarına başvuru desteği de sağlanıyor. T-BİGG programı 2017 yılı başvuruları 1 Mart’a kadar tbigg.com sitesi üzerinden kabul ediliyor.
27
British Council ile İngiltere’de eğitim fırsatı British Council tarafından düzenlenen ‘İngiltere’de Eğitim Günleri’, 25 Şubat’ta İstanbul'da, 27 Şubat’ta Ankara’da katılımcılarını ağırlayacak. İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan üniversite yetkilileri ile birebir görüşme fırsatı sunan etkinlik, üniversiteyi yurtdışında okumayı isteyen öğrencilere en doğru bilgiyi edinme fırsatı sunuyor. Etkinlik boyunca düzenlenecek seminerlerde
ise Birleşik Krallık’ta eğitim ve yaşamla ilgili pratik bilgilerin yanı sıra burslar ve mesleki alanlara yönelik detaylı bilgiler verilecek. Etkinliğe katılmak isteyenler, web üzerinden sosyal medyada British Council’ı takip ederek sürpriz hediyeler de kazanabilecek. British Council’ın küresel bazda olarak yürüttüğü “Student Insight Survey” araştırması, yurtdışında
okumak isteyen öğrencilerin beklentilerini ortaya koyuyor. Araştırmanın 2016 yılı Türkiye verilerine göre, öğrencilerin yüzde 27.1’i kariyer imkanlarını zenginleştirmek, yüzde 22.2’si yabancı dil bilgisini geliştirmek için yurtdışında eğitim görmek istiyor. Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 21.1’i bu deneyimi önemsediği için yurtdışında okumak istediğini belirtiyor.
28
BThaber
KARİYER
Bilişimle ilgilenen gençlere açık çağrı Başta elektrik, elektronik ve haberleşme, bilgisayar kontrol mühendisliği öğrencileri olmak üzere bütün mühendislik öğrencilerinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yapan Dokuz Eylül Üniversitesi IEEE Öğrenci Kolu Computer Society, düzenlediği eğitim ve seminerlerin yanı sıra şimdi de IEEE Türkiye Computer Society’nin IEEE Türkiye CS Kongresi ‘17 etkinliğine de evsahipliği yapacak. Bu kapsamda 24 -25 -26 Mart tarihlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği’nde IEEE Türkiye Computer Society Kongresi ’17 etkinliği düzenlenecek. "Institute of Electrical and Electronics Engineers" (Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü) IEEE ise küresel bazda 150 ülkede toplam 400 bine yaklaşan üyeye sahip. IEEE DEU Öğrenci Kolu tarafından ilk kez düzenlenecek IEEE Türkiye Computer Society Kongresi (CSCON) etkinliği ile hedef; bilişim ve yazılım sektörüne ilgi duyan öğrencilere bilgi vermek ve öğrencileri bu sektörlerde yönelebilecekleri farklı alanlarda verilen eğitimlerle teknik yönden geliştirmek. IEEE Türkiye Computer Society Kongresi ’17, bilgisayar bilimleri ile ilgilenen tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık ve bu kapsamda teknik eğitimler ve konferanslar katılımcıları bekliyor. Etkinlikte IEEE Türkiye Computer Society’nin çeşitli okullardan gelen yaklaşık 300 üyesi okulda ağırlanacak, konferanslara ve IEEE Türkiye Computer Society eğitmenlerinin eğitimlerine katılma imkanı bulacak.
Forcepoint’te iki atama Güvenlik yazılım şirketi Forcepoint’in Pazarlama Bölge Müdürlüğü görevine 1 Şubat 2017 tarihi itibariyle Emre Onat getirildi. İstanbul Üniversitesi İngilizce Ekonomi bölümü mezunu olan Emre Onat, aynı üniversitede İşletme İktisadi Enstitüsü’nde Executive MBA programını tamamladı. Emre Onat Kariyerine 2005 yılında Electrolux Türkiye’de Finansal Analist olarak başlayan Emre Onat, 2006 yılında Microsoft Türkiye’de Kurumsal Vatandaşlık Birimi Pazarlama Koordinatörlüğü görevine getirildi. 2007 yılında Microsoft Körfez Bölgesi Dubai ofisinde Kurumsal Vatandaşlık Pazarlama Koordinatörlüğü görevine devam eden Onat, 2009 yılında Alcatel -Lucent İngiltere ve İrlanda’da Pazarlama ve Proje Müdürü olarak görev yaptı. Emre Onat, 2010 yılında Hewlett-Packard Enterprise Türkiye’de Pazarlamadan Sorumlu Operasyon Müdürü olarak atandı. Üç yıl boyunca bu görevde çalıştıktan sonra, yine aynı şirkette bu kez Yazılımdan Sorumlu Pazarlama Müdürü olarak görev alan Onat, son olarak Hewlett-Packard’da Güney Avrupa’da Güvenlik Ürünlerinden Sorumlu Pazarlama Grup Lideri olarak görev almıştı. Öte yandan, Forcepoint Türkiye’nin Satıştan Sorumlu Mühendislik Müdürlüğü görevine Aralık 2016 tarihi itibariyle Murat Bayraktar getirildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik & Haberleşme Mühendisliği bölümü mezunu olan Bayraktar, aynı üniversitenin Nükleer Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı. 1997-2010 arasında faaliyet gösteren Netron Bilgi İletişim Teknolojileri’nin kurucularından olan Murat Bayraktar, 2011-2013 arasında Telcoset İleri Teknoloji’de İş Geliştirme Direktörü olarak çalıştı. Bayraktar, 2013–2015 yıllarında Bilge Adam bünyesinde “Sistem ve Network Birim Müdürü” pozisyonunda görev yaptı, ardından Infonet’te İş Geliştirme ve Teknoloji Direktörü olarak çalıştı ve firmanın Vendor İlişkileri Sorumlusu olarak da görev yaptı.
20 - 26 Şubat 2017
E T K İ N L İ K L E R 21 Şubat 2017 Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji Platformları Sheraton Ankara Hotel & Convention Center AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr 9 Mart 2017 8. Ulusal Proje Meslek Konferansı Ankara Mövenpick Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.tpyme.org/ulusal-projeyoenetim-meslek-konfer 6 Nisan 2017 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
27 Nisan 2017 Siber Güvenlik ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
26 Eylül 2017 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Y U R T İ Ç İ
2-3 Mart 2017 VIII. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı Milli Reasürans – İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.btyd.org.tr
9-10 Mart 2017 Doğu Anadolu 1.Bilişim Buluşması Elazığ Akgün Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.dbb2017.com
14 - 15 Nisan 2017 Dinamikler 2017 Proje Yönetimi Kongresi Hilton Kozyatağı Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.dinamikler.org com 11 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com 22 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
5 Ekim 2017
9 Mart 2017 BTvizyon Tekirdağ Toplantısı Tekirdağ AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
23 Mart 2017 BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
19 Nisan 2017 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grant İstanbul Ataşehir İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu. com 16 Mayıs 2017 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com
14 Eylül 2017 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
15-16 Kasım 2017
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
ICT Summit Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 27 Şubat - 2 Mart 2017
Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com
Y U R T D I Ş I
19-23 Şubat 2017
HIMMS 17 ABD / Orlando AYRINTILI BİLGİ: www.himssconference.org
20-24 Mart 2017
CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home
23-25 Mayıs 2017
CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
30
BThaber
MEKTUP
Yepyeni bir haftadan merhaba, Haftaya birçok başlıkta gurur veren bir haberlerle başlıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığında yürütülen Gelecek Turizmde 4’üncü döneminde İzmir’in Foça ilçesinden “Dört Mevsim Foça” projesine; fon, eğitim, planlama, iletişim, danışmanlık ve teknik destek verecekmiş. Projeyle temel geçim kaynağı turizm olan Foça’da, turizmi dört mevsim sürdürebilmek hedefleniyormuş, işte budur. Gelecek Turizmde’nin 4’üncü döneminde desteklediği projeler arasında bir tek Foça da yok, Denizli-Buldan’da “Kuşlar Sizi Çağırıyor” ve AntalyaDemre’de “Likya Yolunda Bir Tarih Molası” projeleri de cabası. Bu vesileyle Gelecek Turizmde ile ilk üç dönemde neler yapıldığına baksak hiç fena olmaz. İlk dönemde, Bursa’nın 2000 yıllık tarihi Misi Köyü’nde, 15 yıl öncesine kadar yöre halkının en önemli geçim kaynağı olan ipekböcekçiliği zanaatı yeniden canlandırılırken, Mardin’deki İpekyolu Misafir Evi’nin kurulmasıyla 22 yataklı iki pansiyonda kadınlara istihdam olanağı sağlandı. İzmir’in Seferihisar ilçesinde kadınların öncülüğünde yöreye özgü birbirinden farklı tatların marka haline getirilmesi ve tanıtılması ile bölge turizminin gelişimine katkıda bulunuldu. Projenin ikinci döneminde; Şanlıurfa'da 12 bin yıl öncesine dayanan geleneksel taş işçiliğinin gelecek kuşaklara aktarılması ve gençlere yeni iş alanlarının oluşturulması hedefiyle taş işçiliği atölyesi hayata geçirildi. 6’sı kadın 21 kişi taş işçiliği eğitimi aldı. Anadolu’daki ilk şehir devleti olan Malatya Arslantepe Höyüğü’nün tanıtılması ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınması için çalışmalar başlatıldı. Safranbolu’nun kültürel mirasını
Foça, Buldan ve daha fazlası…
yansıtan hediyelik eşyaların tasarlanması için yerli-yabancı turistlere anketler düzenlendi. Anket sonuçları ile Derin Sarıyer danışmanlığında düzenlenen tasarım yarışması sonucunda seçilenler, yerel esnaf tarafından üretilerek raflarda yerini aldı. Üçüncü dönemde ise senin pek sevdiğin lavantanın üretiminin yüzde 93'ünü oluşturan Isparta’nın Kuyucak Köyü’nde kırsal turizmin canlandırılması ve lavantadan elde edilen ürün çeşitliliği sağlanarak, yöre halkının turizmden gelir elde etmesi hedeflenmiş. Bu kadar da değil… Türkiye’deki 10 önemli kelebek alanı arasında gösterilen Adana’nın Saimbeyli ilçesinde, kelebek gözlemciliği ile ekoturizmin geliştirilmesi ve bölgenin tabiat parkı statüsüne alınması için de faaliyetler yürütüldü. Balıkesir’in Edremit ilçesinde ise zeytinyağı ile yapılan yöresel lezzetleri marka haline getirerek, gurme turizmine destek olmak ve yöre kadınlarının bu alanda istihdam edilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütüldü. Yetmez ama budur… Yine gezginlere seslenen bir haberim var: Bosch Ev Aletleri katkılarıyla, National Geographic tarafından çekilen “İklim Meselesi” belgeselinin sitesi iklimdegisikliginedurde.com’da yer alan Bosch ile “Hayalindeki Dünyayı Yarat” yarışması, yaratıcı katılımcılarını bekliyor. Başvuruları 20 Şubat’a kadar
olan yarışmanın katılımcıları, National Geographic kaşifleriyle Tanzanya’daki büyük göçü tam yerinde canlı canlı görme şansı yakalayacak, daha ne olsun... Sahalardan ofise geçelim ve birçok çalışanın tercihi Ofix. com ile devam edelim. Hele de soğuk günlerde ofislerin tüm ihtiyaçlarını internete taşıyan Ofix.com, kurumsal müşteri hizmetleri ve Ofix kargo seçenekleri ile yüzde 98 müşteri memnuniyetine ulaşmış. Sana çok yerinde bir teklifim var: Tohum Otizm Vakfı ve Nar Gourmet işbirliği ile hazırlanan “Tohum Kutusu”nu satın alarak,
com adresinden “Tohum Kutusu”nu satın alabilirsin. Tohum Kutusu’ndaki ürünleri de saymasam olmaz: Çilek reçeli, mandalina marmeladı, karışık akide şekeri, Türk siyah çayı ve çeşnili zeytinyağı. Hem yiyelim hem de bir hayrımız dokunsun. Bu hafta güzel haberlerimin sonu yok. Silikon Vadisi merkezli girişim sermayesi fonu 500 İstanbul’un Yönetici Ortağı Rina Onur Şirinoğlu, Türkiye’nin bölgenin teknoloji üssü olmaktan daha büyük hedefleri gerçekleştirebilecek potansiyeli barındırdığını söylemiş. Milyar dolarlık girişimler çıkarabilmek
otizmli çocukların erken tanısının konulması ve özel eğitim ile topluma kazandırılmasına destek olabilirsin. Nar Gourmet de Tohum Kutusu’nun satışından elde edilecek gelir ile Tohum Otizm Vakfı Eğitim Burs Fonu’na katkı sağlayacakmış. Güzel bir hediye almak, üstüne bir de otizmli çocukların erken tanısının konulması, özel eğitim ile topluma kazandırılmasına destek olmak için www.nargourmet.
için hedefin Türkiye ile sınırlı kalmaması gerektiğini de vurgulayan Şirinoğlu, “Hedef 7,5 milyar insan olmalı” demiş, NASDAQ’da halka açılan veya değeri 1 milyar dolar üzerinde olan teknoloji şirketi üretme ve çıkış sağlama alanında dünya listelerinde yer alan Tel Aviv örneğini paylaşmış. Girişim Bankacılığı’ndan Melek Yatırım Platformu’na kadar
20 - 26 Şubat 2017
birçok yenilikçi programla start up’ları destekleyen Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) başlattığı Fintech Future Four Programı sonuçlanmış ve finale kalan 8 projenin jüri önünde final sunumunu yaptığı programın kazananları belli olmuş: ZEK.Aİ, Miks, Chatbank ve SoolX. 28 yıldan bu yana dünya genelinde hukuk firmalarının yeterliliklerini analiz eden “The Legal 500” listesinin son versiyonu şirket içi hukuk departmanlarını değerlendirmeye almış. Aksigorta Hukuk Müşavirliği de “GC Powelist: Turkey” adıyla yayınlanan, Türkiye’nin en etkili ve yenilikçi şirket içi hukuk birimlerinin belirlendiği listede yerini almış ve sigorta sektörünü temsilen önemli bir başarıya imza atmış. Sıra kitap bölümümde… Sinpaş GYO’nun ilki geçen yıl yayınlanan ‘Markalar Nasıl Büyür’ kitabının ikincisi piyasaya sunulmuş. Byron Sharp ve Jenni Romaniuk tarafından kaleme alınan ‘Markalar Nasıl Büyür 2’, Sinpaş GYO’nun bugüne kadar yayınladığı 10’uncu kitap ve satın alma davranışlarının temel prensipleri, markanın büyümesi ve geliştirilmiş pazarlama üretkenliği için tutarlı yol haritası oluşturan temel prensipler anlatılıyormuş. Edinelim… Mekân ve sanat ilişkisinin insan ruhunu yenileyen ve geliştiren tarafına değinen bir proje ile bu haftaya noktayı koyuyorum. “Seni ne rehabilite eder?” resim ve fotoğraf çalışmalarından oluşan karma sergisi 29 Nisan’a kadar BUDE Psikoterapi Merkezi’nde. Eserleriyle katılan sanatçılar Aslıhan Kaplan Bayrak, Birim Aksüyek, Emine Akbucak, Enis Malik Duran, H. Avni Öztopçu, Hayri Ağan ve Öznur Eren, detaylar ise http://bude. com.tr/iletisim/ adresinde. Bu haftalık bu kadar olsun, umarım yine keyifli bir gündemle buluşmak dileğiyle,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1110
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
20 - 26 Şubat 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
What kind of place does software have in national income?
At the end of 2016, the ‘self-developed software’ was added to the system within the scope of the change made by TÜİK to the revision of GDP calculations. Spending on ‘R&D’ and ‘Weapon Systems’, which used to be evaluated as input, is taken into the category of investment expenditure. It will be clear from over time how this change will be reflected in Turkish software sector, R&D studies in this subject and Turkish companies using Turkish software sector solutions. The Turkish Statistical Institute (TÜİK) has revised its Gross Domestic Product (GDP) calculations. In line with the revision of TÜİK has been working on for some time, it is emphasized that the updated GDP data will be 2009 based on the transition from ESA-95 to ESA-2010 and SNA-2008. In addition, the main causes of change in all countries are listed as ‘R&D’ and ‘Weapon Systems’ expenditures becoming investment expenditures, the change of calculation method of the insurance sector and the change of the output of the Central Bank. Within the scope of the change made by TÜİK, ‘Self-developed software’ was added to the system. Spending on ‘R&D’ and
‘Weapon Systems’; used to be evaluated as input, is taken into the category of investment expenditure. Parameter changes in national income calculation and ‘Including self-developed software in national income calculation system’ needs to be explained further. In general terms, ‘Self-developed software’ can be defined as “software that is developed by companies’ and organizations’ employees to meet the needs of their own and to be used in their organizations.” KPMG Turkey IT Consultancy Services Leader Tanıl Durkaya shared the example that banks, financial institutions and medium-sized institutions in our country develop their own software with their own resources. Looking at the inclusion of this software in the national income calculation system, an income increasing aspect emerges. Because the development of such software increases the staffing, infrastructure and R&D costs of organizations, it also reduces software license and license maintenance costs. In this equilibrium, according to Tanıl Durkaya, in the calculation of the national income, it is anticipated that it will have an increasing effect on income be-
cause it is not included so far. If we look at this decision both in terms of Turkish software sector and companies using Turkish software, we need to pay attention to some needs. Obligation will be adopted over time As Tanıl Durkaya’s definition of the Turkish software sector is based on the definition of “organizations that develop software to sell,” it is not anticipated that adding self-developed software to GNP will be an effect. Likewise, companies that use Turkish software are unlikely to be affected unless they develop it themselves. Tanıl Durkaya makes the following assessment: “As a result, since this is a calculation method, the greatest impact is that, the material values of “Self-developed software” will have to be recorded more clearly and accurately. For companies that do not have a preparation in this regard, the need for detailed analysis may come into question.” R&D limits in software “As a simple citizen, the total value of tomatoes and peppers grown in your garden for your consumption is not included in the national income
calculations according to the market prices. The value of the software developed by the company for its own needs was not included in the national income. It was this that changed with the final regulation. With the new calculation method, the size of the informatics sector and the national income will seem to increase.” wrote BThaber newspaper writer Dr. Osman Coşkunoğlu and he added: “There is no statement in the new R&D regulation regarding all kinds of software to be accepted as R&D activities. This is in contradiction with the Frascati Manual, which sets the international standard. Therefore, the criteria set out in the Ministry’s 2013 guideline should still apply.” Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu shared the following details regarding the subject, in consultation with the relevant departments of the public: “In the TÜİK announcement (http://www.tuik.gov.tr// duyurular/duyuru_3244.pd): (S. 2:) The issues of “The spending of ‘R&D’ and ‘Weapon Systems’, which are used to be evaluated as input, is taken into the investment expenditures category” and “Inclusion of self-developed software to the
system” are mentioned. In ESA FAQ document (http:// ec.europa.eu/eurostat/documents/737960/738004/ ESA2010-FAQ.pdf/fea21e81a2cb-421a-8b9e-41aae7d02a14): (S. 1:) There is only this statement: Research and development expenditure is counted as investment. Expenditures on research and development (R&D) have the nature of an investment and contribute to future economic growth. This is the major improvement introduced by ESA 2010. Hence, there is no statement as “Self-developed software is added to the system.” This can only be the result of evaluating any kind of software development as an R&D activity. However, the Ministry of Industry has stated in the 2013 document which types of software can be regarded as R&D. (p. 11) (https:// biltek.sanayi.gov.tr/ARGE%20 Merkezleri%20Dkmanlar/ HAKEM%20DE%C4%9EERLD%C4%B0RME%20 KILAVUZU.pdf) So, if a company develops a software for its staff, it cannot be accepted as R&D. It is also on the agenda that Eurostat will review the new TÜİK method and make a decision in June.”
Smart cities are getting smarter citizens produce for their own cities will be evaluated by TBV experts and sent to related municipalities. The municipalities will be able to get ideas from this platform. M. Sinan Kızıldağ, Vice President of Vodafone Turkey Executive Committee, noted that all public institutions, especially municipalities, should be digitalized, said:
Vodafone launched Turkey’s first “Smart Cities Online Platform” after the “Smart City Roadmap Report”. With the support of Deloitte Turkey and Turkish Informatics Foundation (TBV), via the platform accessed through www.sehirsizin.com website, it is aimed to take the views of individuals in the process of creating smart cities. The
needs and expectations of citizens will be monitored more systematically with this platform that will enhance communication between citizens and the municipality Citizens will be able to speak about the city they live in and they will be able to support the transformation by sharing ideas and suggestions on the site. Opinions that
Basistek aims at increasing the growth rate In 2016, Basistek, which has grown over expectations, accelerates its investments in line with 2017 targets. Basistek will invest in Information Management & Governance, Big Data and Enterprise Security products as well as IT infrastructure management products. By adding Ali Doğru, Elif Serttaş and Tuba Ergün to its team, Basistek also increases the number of business partners. In 2017, Basistek, which will continue its services under the Protection of Personal Data Act No. 6698, gives priority to companies in ensuring information security at a high level. Considering the growing need in this field, the company accelerates consultancy activities in the field of information security. Basistek, which has expanded its staff in this direction, aims to move the company to a new level in 2017. The company aims to meet the needs of companies in the fields as one of the most important components of the Information Security Operations Center concept:
“With increased population, local managers who manage a complex network of very different people, expected services and aging infrastructure are looking for more effective ways to analyze data in cities, predict problems and coordinate resources. In this direction, our municipalities have the ‘Smart Cities Online Platform’ after the ‘Smart City Road Map’ which will enable them
to speed up the process of smart urbanization. With this platform, it is possible to take the opinions of individuals and determine their needs map and create appropriate solutions. Through the platform, we want to actualize solutions with our business partners as a system integrator, bringing all parties together in smart urbanization and adapting to the demands and needs of our citizens and making their lives easier through these solutions.” With the “Smart Cities Online Platform”, citizens can have their voices heard by the municipalities. The platform, where the citizens present their ideas and communicate with the relevant channels, will meet the citizens and provide them with the best quality services
by following the requests and expectations. With the sehirsizin.com platform, which has a separate page for each province, Smart City Road maps will be prepared for all municipalities to see ideas for their cities. A user who visits the “Smart Cities Online Platform”, which is open to everyone and free to use, can review content and participate in surveys after selecting a city. The user who is a member of the Platform can take advantage of functions like liking, commenting, writing ideas or problems. Successful opinion holders are rewarded when the problem shared by the user, the solution proposals and ideas are examined and then communicated to the experts and then to the relevant institutions.
Young people are taking up professions
Information Security Registration and Event Management, one of the most important issue in terms of protection of confidential data: Data Security and an important concept for reducing the weaknesses that may arise in developed applications: Application Security and Secure Code Development. The storage and protection of big data, which are parts of Basistek’s services, enable analysis, management and classification of information through product advisory services at the HewlettPackard Enterprise IM&G solution family. Unlike conventional monitoring methods with big data analysis, the company is also gathering information that is not considered as a problem. That is, it can analyze not only the alarm data generated in certain conditions, but also the big amounts of data such as systems related to each other, standard logs, work service relations.
Teleperformance, a call center service provider, and İşkur Uşak City Directorate have allied to offer employment opportunities. The protocol was signed in Uşak on February 9th, by Korhan Göksu, the Deputy Director of the Human Resources of Teleperformance Turkey, and İlhan Temel, İşkur Uşak City Manager. Speaking at the event, the Deputy Director of the Human Resources of Teleperformance Turkey, Korhan Göksu remarked on Uşak’s role in these longterm investments in Turkey: “We offer theoretical and
practical personnel training programs in order to offer an international career opportunity to our young people together with İşkur Uşak City Directorate since 2010 in our Uşak location, opened in 2007. Our trainings include concepts of public relations, communication processes and types, communication with telephone, public speaking, computer usage, customer satisfaction, customer relations and effective communication with the customer. Only in Uşak, with the training of Teleperformance,
since 2014, jobs have been created for more than 1,600 people and nearly 1,200 people joined Teleperformance. We are planning to expand the scope of our trainings this year and offer jobs for 400 people according to the protocol. We started training with 60 people in two groups and started our hiring process for 2017. These people will be trained as customer service specialist / assistant with onthe-job training program. In the coming period, we will continue to increase these training programs.”