BThaber Sayı 1111

Page 1

OpenScape Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr 27 Şubat

017

- 5 Mart 2

Sayfa

4

Sayfa

3 Türkiye için yeni veri köprüsü 17 ülkeyi birbirine bağlayan denizaltı veri hattı projesi SEA-ME-WE 5 faaliyete geçti.

Sayfa

8

BTK’dan tüm geliştiricilere çağrı Bilişim Zirvesi tarafından gerçekleştirilen Teknoloji Platformları etkinlikleri 2017’ye Ankara’da başladı.

Sayfa

10

İnovasyonun temelinde açık kaynak var! Açık kaynak kodlu yazılımlar, zorlu bir süreçten geçtiler ama kendilerini kabul ettirdiler.

Handan Aybars

Kullanıcı deneyimi gözardı edilemiyor! Geleneksel hale gelen UXistanbul buluşması, kullanıcı deneyimini (UX) oluşturma, geliştirme, sürekli analiz ederek kurumsal yenilenmeyi hayata geçirme adına yine önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Sektörde farkındalık yıllar içinde öylesine gelişti ki, UX istihdamında ve bu konuda arayışta istikrarlı bir artış var.

Sayfa

15 22

DOSYA:

Dijital İşler Dijital Kazançlar Girişimcilik kabuk değiştiriyor, birçok başarı hikayesi ile pekişen destekler bu alanda gelişim fırsatlarını güçlü kılıyor. Daha fazlası dosyamızda…


CP-2140

Barkod Yazıcısı

BİLKUR ARGOX BARKOD ÜRÜNLERİ TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜDÜR. Bilkur Bilgisayar San. ve Tic. Ltd. Şti.

Fulya Mah. Öztürk Sok. Akabe Ticaret Merkezi No:1B Şişli/İSTANBUL Tel: +90 212 212 6014 - Faks: +90 212 275 1582 bilkur@bilkur.com.tr


BThaber

GÜNDEM

27 Şubat - 5 Mart 2017

3

Kullanıcı deneyimi gözardı edilemiyor! Geleneksel hale gelen UXistanbul buluşması, kullanıcı deneyimini (UX) oluşturma, geliştirme, sürekli analiz ederek kurumsal yenilenmeyi hayata geçirme adına yine önemli bir araştırmayı ortaya koydu. Sektörde farkındalık yıllar içinde öylesine gelişti ki, UX istihdamında ve bu konuda arayışta istikrarlı bir artış var. UXservices’in Arçelik işbirliği ile gerçekleştirdiği, bölgenin ve Handan Aybars Türkiye’nin ilk uluslararası kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik konferansı UXistanbul, sektör uzmanlarını bir araya getirdi. Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de gerçekleşen, açılış konuşmalarının ardından farklı başlıklarda paralel oturumlarla devam eden etkinlik, yurtdışından katılımcıları da bir araya getirdi.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan UXservices Yönetici Ortağı Barış Sarıalioğlu, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen etkinliğin Türkiye ve bölge için önemine dikkat çekti. Geleneksel bir yapıya kavuşan etkinliğe işaret eden Barış Sarıalioğlu, yine geleneksel bir kimlik kazanan ‘Türkiye Kullanıcı Deneyimi Raporu’nun 2016-17 edisyonuna dair bilgiler de paylaştı. Gelinen noktada, sürekli artan rekabet koşullarına uyum adına, kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik alanlarına

yatırım yapmak iş dünyası tarafından gereklilik olarak algılanır hale geldi. Rapora göre, halen 77 farklı sektörde UX profesyoneli arayışı var. Türkiye’deki şirketlerin yarısından fazlasının kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik odaklı çalışmalarda farklı ölçeklerde dış kaynak kullandıkları da görülüyor. “Bu oran geçtiğimiz yıllara göre artmakla beraber, aynı aktiviteleri iç kaynaklar ile karşılama eğiliminde olan şirketlerin oranının azaldığını da gösteriyor” bilgisini veren Barış Sarıalioğlu’na

göre, bu azalışın temel sebebi şirketlerin bu başlıkta çalışmaları bütünüyle dış kaynaklar ile hayata geçirme eğiliminden ziyade, bu alandaki yatırımlarının artması ile kendi kaynaklarının yetersiz hale gelmesi. Aktif CV sayısı 8 binleri aşıyor Bu arada rapor, tasarımlara ilişkin nihai kararı verme sürecinde şirketlerin üst yönetimlerinin oldukça aktif rol oynadığını da gösteriyor. “Ama geçen yılki araştırma ile kıyasladığımızda, UX’ten sonra

tasarım kararında kullanıcıların payında yükseliş var” diyen Sarıalioğlu, şu bilgileri paylaştı: “Araştırma ile gördük ki, UX alanında aktif CV sayısı 8 bin 430. Bu kadar kişi sayısı çıkmasını beklemezdik, ama görülüyor ki, UX ilgisi çalışılan kurumlarda giderek artıyor. Şirketlerde artık kullanıcı deneyimi uzmanları var ve bu da güzel bir gelişme. Şirketlerin yüzde 60’ı ise bu konuda dışardan hizmet alıyor. Bu arada şirketler UX yatırımı yapıyor, ama yüzde 52’si yatırımın geri dönüşünü ölçümlemiyor.”

Anketten detaylar… •

Anket sonuçlarına göre, şirketlerin bir bölümü UX konusuyla sadece ‘ilgili’ olmakla yetiniyor. Ama yüzde 70’ten fazlasının bu alana yatırım yaptığı da görülüyor. Bir önceki yılın araştırması ile kıyaslandığında, UX olgunluk basamaklarında yükseliş var. Yani istikrarlı bir gelişim yıldan yıla kendini gösteriyor. Şirkette UX odaklı çalışmalarda temel sorun, yüzde 33 ile alan

bilgisi yetersizliği. Bunu yüzde 24 ile zaman kısıtı, yüzde 15 ile işgücü yetersizliği, yüzde 11 ile de bütçe sıkıntıları izliyor. Bu noktada kullanıcı deneyimi alanındaki farkındalık geliştikçe, şirketlerde alan bilgisine sahip uzmanların sayısının da artması bekleniyor. Ayrıca şirketlerin UX odaklı olgunluğunun gelişmesi, söz konusu bu dört temel sorunun azalmasını da

sağlayabilecek. UX tasarımı odaklı gelişim, bu konuda uzmanlığa sahip kişilere yönelik ihtiyacı ve bu yetkinliğe sahip kişilerin istihdamında artışı beraberinde getiriyor. Her ölçekte şirket, rekabette geri kalmamak için UX ve tasarım uzmanlarını istihdam etmeye ağırlık veriyor. Ancak araştırmaya göre, bu konuda hala alınacak mesafe var. Önceki yılın araştırması

ile kıyaslandığında, UX yatırımı yapmayan şirketlerin oranında yüzde 20’lik azalma, bu başlıktaki ilgiyi ve potansiyeli de ortaya koyuyor. Bu sonuçlar ışığında, önümüzdeki dönemde UX yatırımı hiç yapmayan şirket sayısındaki istikrarlı azalışın devamı bekleniyor. Anket sonuçlarına göre, şirketlerin yarıdan fazlası UX odaklı çalışmalarında farklı seviyelerde

dışkaynak desteği alıyor. Önceki yıllara göre artan bu dışkaynak kullanımı karşısında, aynı çalışmaları iç kaynaklarla yapma eğiliminde olan şirketlerin azaldığını gösteriyor. Ancak dikkat: Bu azalma, UX odaklı dışkaynak eğiliminden ziyade, bu alanda kurumsal yatırımların artması, bunun sonucunda da şirket içi kaynakların yetersiz kalmasından kaynaklanıyor.

UX’İ İçselleştİrmek, fark yaratıyor anlayarak modelleme yapmak, kullanıcı deneyimini ürün tasarımı aşamasında sürece entegre etmek. Yani ürün üretim hattından çıktığında değil, işin en başında bunu yapmak bizim için kullanıcı deneyiminin de temeli. (Soldan sağa) Arçelik Kıdemli Uzmanı Duygu Aşureciler, Arçelik Temin Ürün Direktörü Evren Albaş, Arçelik Temin Ürün Direktörlüğü Ar-Ge Yöneticiliği Tasarım Takım Lideri Fatih Arslan

Arçelik’te UX odaklı çalışmaları Arçelik Temin Ürün Direktörü Evren Albaş ile konuştuk: Kullanıcı deneyimi takibi çalışmalarınızda ve ürün geliştirme süreçlerinizde nasıl bir yere sahip? Bünyemizde birçok farklı marka ve birçok ürün var. En önemli hedefimiz müşteri memnuniyeti sağlamak. Bu amaçla

ürünlerimizi müşterilerle buluşturduğumuz bayilerimizde, ürünlerimize servis sağladığımız tüketici hizmetleri çalışmalarında bu konuda birçok çalışma yapıyoruz. Kullanıcı deneyimi ile yapmak istediğimiz; aslında müşterinin hem beklentisini hem de bir ürünü kullanmaya başlamadan önce ne gibi talepleri olacağını önceden

Her bir ürün gamının kapsadığı ürünlerde bunu hayata geçirmek nasıl bir süreç? Kullanıcı deneyimi uzun soluklu bir yolculuk ve organizasyonda içselleştirilmesi gereken bir kavram. Bu Arçelik’te tüm üst yönetimin sahiplendiği bir olgu ve şirket içinde bu yönde bir kültür oluşmuş durumda. Pazarlama bölümümüzün altında ‘kullanıcı içgörü araştırmaları’ isminde, işi tamamen bu olan bir

bölümümüz var. Dolayısıyla ürünü tasarlarken kullanıcı deneyiminin ne olacağını düşünmeye başlamadan önce, kullanıcı içgörülerini alarak yaptığımız çalışmaları tüm ürün gruplarımıza yaygınlaştırıyoruz. ArGe laboratuvarlarımızda kullanıcı alışkanlıklarını izlediğimiz özel test alanlarımız var. Geçen sene 300’den fazla farklı kullanıcıyı bu çalışmalarımız için test alanlarımıza çağırdık, onlara ürünlerimizi kullandırdık ve yaptıkları değerlendirmeleri tasarımlarımıza girdi olarak aktardık. Böylece kullanıcı- ürün tasarımı odağında işbirliği ortamını yaratmış oluyor, üretim sürecimize bu bilgileri doğrudan dahil ediyoruz. Kendi modelimizi her bir

ürün gamı için uyguluyor, günün değişimleri, tüketici eğilimleri gibi unsurlarla bunu sürekli geliştiriyor, sürekli yaşayan bir yapıyı hayata geçiriyoruz. 2017 yılında UX odaklı öncelikleriniz neler olacak? Odakladığımız unsur; ürünün sadece fonksiyonu değil, aynı zamanda kullanıcı ile duygusal bir bağ da kurması. Bu anlamda ürünlerin hem formlarını hem kullanıcı arayüzünü oldukça fazla sorguluyor, bu konuda bu sene bazı özel çalışmalar yapmayı da düşünüyoruz. UX odağında bunlar gündemimizde. Aynı zamanda mutfak özellikle kullanıcı alışkanlıklarını anlama odaklı çalışmalarla gündemimizde.


4

BThaber

E-TOPLUM

27 Şubat - 5 Mart 2017

Türkiye için yeni veri köprüsü 17 ülkeyi birbirine bağlayan denizaltı veri hattı projesi SEA-ME-WE 5 faaliyete geçti.

Türk Telekom iştiraklerinden Türk Telekom International’ın tek Türk şirketi olarak yer aldığı dünyanın en önemli ve yüksek kapasiteli denizaltı veri hattı konsorsiyumlarından SEA-ME-WE 5 projesi tamamlandı. Projenin lansman toplantısı Türk Telekom ve Türk Telekom International’ın ev sahipliğinde, konsorsiyum üyesi 19 operatörün üst düzey yöneticilerinin katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirildi. Türk Telekom International’ın Marmaris’te inşa ettiği istasyonun da dâhil olduğu bu dev proje ile 17 ülke, fiber hat ile denizaltından birbirine bağlandı. Batı Avrupa’dan Orta Doğu ve Güney Doğu Asya’ya uzanan ilk fiber denizaltı bağlantısı olmasının yanı sıra en kaliteli ses ve veri trafiğinde en az gecikme oranı ile dikkat çeken SEAME-WE 5, toplam 20 bin kilometrelik hat uzunluğuna sahip. Global Carrier Awards 2016’da “Yılın Projesi” ödülüne layık görülen SEA-ME-WE 5’ın tamamlanması ile birlikte Türkiye; hızla artan veri ihtiyacını 24Tbps başlangıç kapasitesi ile karşılayabilecek bir alt yapıya sahip oldu. Projenin tamamlanmasıyla Türkiye’yi bölgede bir dijital üs haline getirmek üzere önemli bir adım daha attıklarını dile getiren Türk Telekom International Grubu İcra Kurulu Başkanı Mehmet C. Toros konuyla ilgili şunları söyledi: “Türk Telekom’un iştiraki olarak, Grubumuzun Türkiye’nin kıtalararası bir veri köprüsü olma konumunu güçlendirme stratejisi

doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyor; yurt içinde ve yurtdışında yaptığımız yatırımlarla altyapımızı sürekli güçlendiriyoruz. Bu amaca hizmet eden faaliyetlerimiz içinde yer alan SEA-MEWE 5’e 2015 yılında üye olduk. Konsorsiyumda ülkemizi temsil eden tek şirket olarak, geçtiğimiz yıl Marmaris İstasyonunu inşa ettik ve Türkiye’yi 17 ülkeyi birbirine bağlayan 20 bin km uzunluğundaki fiber ağa entegre ettik. Başarı ile tamamlanan bu proje vesilesi ile Türkiye’yi bölgesel bir dijital üs haline getirmek üzere önemli bir adım daha atmış

veri ihtiyacını en yüksek seviyeden karşılayabilecek altyapı da inşa edilmiş oldu. Böylelikle müşterilerimizin yüksek kapasiteli veri iletişimi ve altyapı ihtiyaçlarına en iyi çözümleri sunacağız.”

ve ülkemize ekonomik açıdan da yeni fırsatlar yaratmış olmaktan gururluyuz.” Hedef: Türkiye’yi bölgenin veri üssü yapmak

İstanbul’da yapmaktan çok memnunuz. 17 ayrı ülkeye mensup konsorsiyum üyelerinin ortak çabaları sayesinde bu devasa altyapı projesini, büyük bir başarı ile tamamlamış bulunuyoruz. Telekomünikasyon sektöründe bir kilometre taşı oluşturan SEA-ME-WE 5 daha fazla ticaret ve ekonomik büyüme için fırsat yaratacak; ülkeler ve farklı kültürler arasındaki bağları güçlendirecek. SEAME-WE 5 projesi, modern teknolojisiyle Asya'dan Batı Avrupa'ya uzanan rota üzerinde eşsiz bir iletişim kalitesi sunacak.”

Türk Telekom’un uluslararası toptan ses ve veri altyapı satış ve pazarlama faaliyetlerinden sorumlu şirketi olarak bir diğer hedeflerinin de Türk Telekom’un vizyonuna hizmet ederek Türkiye’yi bölgenin veri üssü yapmak olduğunu söyleyen Toros sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin dünya ile dijital iletişimini de güçlendiren SEA-ME-WE 5 ile hızla artan

SEA-ME-WE 5 Yönetim Komitesi Başkanı Linette Lee: “SEA-ME-WE 5, Telekomünikasyon sektöründe bir kilometre taşı” SEA-ME-WE 5 Yönetim Komitesi Başkanı Linette Lee projenin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “SEA-ME-WE 5 projesinin tamamlanmış olmasından ve bu kutlamayı



6

BThaber

E-TOPLUM

Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com

Amerika Patent Devletleri

ABD’nin 1977-2015 arasındaki 38 yılda kazandığı patent sayısı 3 milyonu geçiyor. Onun arkasından gelen Japonya’nın 1 milyonu aşkın patenti var. Almanya 365 bin 627 ile üçüncü sırada. Güney Kore 166 bin 353 ile dördüncü. Taiwan 162 bin 732 ile beşinci. İngiltere 140 bin 227 ile altıncı. Fransa 139 bin 866 ile yedinci. ABD içindeki farklar: En fazla patent sahibi eyalet California: 638 bin 358. Bunun nedeni çok açık. Dünya çapında üniversiteleri, araştırma merkezleri, Silikon Vadisi, daha ne olsun? New York’tan çıkan patent sayısı 222 bin 328. Burası da Cornell, Columbia, State (NSU), City (CUNY), Syracuse üniversiteleriyle, şirketleriyle... Her bin kişi başına hangi

27 Şubat - 5 Mart 2017

eyaletler patentte önde? Birinci sırayı Massachusetts alıyor 19.4 ile. Harvard ve MIT’den başlayarak 30 devlet, 94 özel üniversite/yüksek okullu “eğitim düzeyi yüksek” bir eyalet. Son PISA’da bu eyalette öğrencilerin fen ortalaması 529 oldu. ABD ortalaması 496’da kaldı. OECD ortalaması 493’tü. TR 425. Matematikte bu eyaletin gençleri 500 ortalama tutturdular. ABD ortalaması 470. OECD ortalaması 490. TR 420. ABD’de her bin kişi başına 18.8 patentte ikinci sırayı alan eyalet Connecticut. New York ile Mass arasında sandviç bu küçük eyalette 34 devlet ve özel üniversite/ yüksek okulu. Brown ve Yale gibi dünya çapında üniversiteleri. 1771’de Scoville’de kurulan ve halen çalışan, ABD’nin en eski halk kütüphanesiyle övünürler. 1764’te yayına başlayan, yine ABD’nin en eski gazetesi Hartford Courant da halen yayınlanıyor. Boş laf değil, sabırla çalışıp bilgi üreten kazanıyor.

Alexa cinayet tanığı mı? Ev sahibi, o gece eve Bay A ve Bay B’yi maç seyretmeye davet etmiş. Ev sahibi, geç saatlerde yatmaya giderken, A ve B hala maç seyrediyormuş. Ev sahibi daha sonra uyandığında ne görsün? Bay A, banyonun içinde ölü. Boğazı sıkılmış... Polis, ev sahibini cinayetle suçlayıp tutuklamış. Misafir Bay B, maçtan sonra evine gitmek için ayrıldığını söylüyor. Tanığı var: Eşi. Evde geride kalan Bay A’ya ne olduğu belli değil. Buraya kadar “sıradan” bir polisiye olay. Cinayeti kim işledi? Ne zaman? Nasıl? Neden? Polis nasıl delil bulacak? Ama... Evde, Amazon’un sesli komutla çalışan Echo adlı “kişisel asistanı” (!) var. Bu cihaza “Alexa?!” diye seslenince cihaz “uyanır” ve her türlü akıllı-akılsız soruya cevap verir. Alexa, kendisine konuşulmasını hep beklediği için 7 mikrofonuyla sürekli dinler. Uyandırma komutu alınca bunu Amazon sunucularına iletir. Alexa’ya verilen komutların ne süreyle kaydedildiğini Amazon açıklamıyor. Cihaz, son bir dakikanın kaydını saklar, sonra siler diye tahmin eden hukukçular var. Sunucu da siliyor mu? Yoksa, Amazon sunucusunda (bulut denilen, kimbilir hangi sunucuda) bu

Bir “başka” robot: Maeve (Westworld)

kayıt hep duruyor mu? Polis, cinayet zanlısının evindeki Echo’ya el koydu. Sonra da Amazon’a “Sizin buluttaki şu kayıtları görelim” dedi. Amazon, vermem dedi. Polis yine istedi. Amazon yine olmaz dedi. Şimdi polis,

Amazon’daki kayıtları nasıl alacak, o raunda hazırlanıyor. Amerikalı hukukçular, polisin ilk iki talebinin hukuken belirsiz olduğunu, üçüncü talebin daha odaklı olacağını söylüyor. Biz de merakla bekliyoruz. Acaba Alexa, “olayı” kaydetti mi?

Şeylerin bağlantı kabusu Shodan adlı arama motoru, “şeylerin internetine bağlı şeylerin” durumunu gece gündüz 7/24 izliyor. IPv4 ile işleyen 4 milyar cihazı, IPv6 ile işleyen daha az sayıda cihazı gözlüyor. Hangisi normal çalışıyor, hangisinin zayıf kapısı var, hangisi haklandı, buna bakıyor. IoT rakamları akıl-havsala ötesine geçmeye başlamışken (bunlar, henüz “kolay” günlerimiz) birbiriyle konuşa konuşa ortaya nasıl bir keşmekeş çıkabileceğinin işaretleri de geliyor. Shodan, son yıllarda dikkat çeken IoT zaafları arasına şunları serpmiş: Bir nükleer reaktör. Lawrence Livermore Ulusal Lab/Berkeley siklotronuna saldırı. Houston’da bir su arıtma tesisi. Elektrik santralleri. Açık denizde petrol arayan platformlar. Hatta, bir ölü yakma merkezi

(krematoryum). Shodan’ın hayat felsefesi şu: “İnternete bağlanan herşey haklanabilir. Nokta.” Bu durumda Shodan, iki tarafı keskin bir kılıç. IoT zafiyetini haber verdiği anda, “kötüler” bu bilgiyle o cihaza saldırabilir. Shodan, sadece navigasyon sağlayıcı. O navigasyonu hırsız da kullanır, katil de kullanır, yol arayan namuslu vatandaş da... Bilgiyi de öyle veriyor ki dünyadaki enlemi-boylamına kadar ayrıntılı. Sonra bu bilgiyi, Google Maps’ten arayıp, hop diye buluyorsunuz. Kolay! Bu tehditten sonra şimdi IoT ile ilgili yeni büyük rakamlara korkuyla bakabiliriz: Gartner’ın yeni hesabına göre 2020’ye kadar dünyadaki IoT cihaz sayısı 20.4 milyarı

bulacak. 2017’de sayı 8.4 milyar olacak. 2016’da 6.38 milyarmış. 2020’de en çok kullanılacak IoT cihazları tüketici cephesinde: 12.8 milyar. Gartner, IoT harcamalarının artacağını da hesapladı: 2020’de 2.9 trilyon doları bulacak diyor. (Forecast: Internet of Things — Endpoints and Associated Services, Worldwide, 2016). En fazla donanıma gidecekmiş (964 milyar). Türketici kullanımına 725 milyar dolar. International Data Corporation (IDC) de kendi hesabını yeni yayınladı. Harcama, 2014’te 655.8 milyar dolardan, 2020’de 1.7 trilyon dolara çıkıyor. (Worldwide Semiannual Internet of Things Spending

Shodan’ın IoT haritası

Guide). IDC diyor ki: “2016’da dakikada 4,800 cihaz internete bağlanırken, 2025’te dakikada 152 bin cihaz bağlanacak.” Bu hıza pararel olarak IPv6 kullanımı da yavaş yavaş artıyor. ABD’de 2016’da yüzde 26 oldu: 10 milyon kişi. Ama yüzde 48.3’le Belçika birinci. Türkiye 87’inci sırada yüzde 0’la. IPv6 adres sayısı 340 trilyon trilyon trilyon

(undesilyon) olacak. Artan bağlantılara rağmen ABD’nin en büyük 10 şehrinde yapılan incelemede 178 milyon IoT cihazının haklanmaya “hazır” durumda olduğu, geçen hafta San Fransisco’da yapılan RSA Sibergüvenlik Konferansı’nda açıklandı. Sadece Los Angeles’te 3 milyon “korunmasız” cihaz saptanmış. Acaba bu kadar aymazlık nasıl mümkün?



8

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 Şubat - 5 Mart 2017

BTK’dan tüm geliştiricilere çağrı Haber Merkezi Bilişim Zirvesi tarafından gerçekleştirilen Teknoloji Platformları etkinlikleri 2017’ye Ankara’da başladı. “Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0” ana temasında 21 Şubat günü gerçekleşen etkinlikte iş dünyası, devlet, siyasiler, akademisyenler, girişimciler ve yatırımcılar bilişim dünyası profesyonelleriyle buluştu. BThaber Gazetesi ile Bilişim Zirvesi Şirketinin tecrübeleri ile çalışılan platform etkinlikleri, içerik ve organizasyon olarak köklü yayıncılık, pazarlama ve etkinlik güçlerini bir araya getirerek özgün ve zengin içeriğiyle Endüstri 4.0 dalgasını yakalamanın ipuçlarını ve kamuya yansımalarını masaya yatırdı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Kurul Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu etkinliğinde, kamunun uzun yıllar yazılım ve donanım alanında sektörün öncülüğünü yaptığını, son yıllarda ise özel sektörün

katkısının öne çıktığını söyledi. Yerli, milli üretim ve bunların kullanımı konusunda Türkiye'nin henüz başlangıç aşamasında bulunduğuna işaret eden Sayan, kurum olarak bu alandaki çabaları desteklemek için çeşitli düzenlemeler yaptıkları anlattı. Endüstri 4.0'ın bilgiyi, yüksek teknolojiyi bugüne kadarki en yüksek oranda üretimin odağına yerleştirdiğini vurgulayan Sayan, bu süreçte haberleşme altyapısının öneminin daha da artacağını dile getirdi. Bilgi teknolojileri ve iletişim sektöründe üretim yapan kişi ve firmalara da çağrıda bulunan Sayan, "BTK olarak herkesi davet ediyorum. Hiçbir aracı olmadan gelin fikrinizi bize anlatın, sunun. Biz aracılarla uğraşmak istemiyoruz. Herkesin gelip bize fikrini anlatmasını istiyoruz. Bir fikirle bize gelenlerin önünü açacağımızı garanti ediyorum. 'Ben de varım, benim de bir fikrim var, ben de üretmek istiyorum' diyen arkadaşları bekliyoruz" diye konuştu.

BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe ise “Kamunun Endüstri 4.0’a Bakışı” başlıklı konuşmasında “Dijitalleşmenin 4. dalgası olan Endüstri 4.0, herşeyi birbirine bağlamakla kalmıyor aynı zamanda yapay zeka temelli yepyeni tasarım, planlama, arge, üretim, tedarik, kalite, süreç yönetimi, otonom sistemler, hizmet ve müşteri deneyimini de beraberinde getirerek 4. dalga dijital ekonominin temellerini atıyor. Endüstri 4.0 Geleceğin işletmelerini yapılandırıyor. İşletmeler üretim sanayinde genel işletme süreçlerinden

başlayıp üretimi kontrol eden süreçlere kadar farklı fonksiyonları yerine getiriyor. Zaman planlarına uyum, üretimde kalite ve maliyet kurumlar için en kritik faktörler” şeklinde konuştu. Platform’da Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, SGK, Adalaet Bakanlığı, Altındağ Belediyesi kurumlarından daire başkanları ve genel müdürlerin dikkat çekici paylaşımları yer alırken, Türk Elektronik Sanayicileri Derneği ve Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanları da

görüşlerini tüm paydaşlara ilettiler. Etkinliği sponsor olarak Norton, BI Teknoloji, Bimser Çözüm, Panasonic Business, Totolink, Arena Value, CLPA, Mitsubishi, Pikare ve Quadro firmaları destekledi. Destekleyen firmaların sunumları, paylaşımları ve tanıtım alanında sergiledikleri çözüm ve ürünler ile katılımcılar Kamuda BT ve Endüstri 4.0 konusunda içeriksel anlamda doyurucu bir etkinlik günü yaşadılar. Ankara Teknoloji Platformu etkinliği ile ilgili ayrıntılı bilgileri gelecek sayımızda okuyabilirsiniz.

Dell EMC yeni rotasını belirledi! Haber Merkezi Teknoloji şirketleri içinde dünyadaki en büyük birleşmelerden birini gerçekleştiren Dell ve EMC, Şubat ayı ile birlikte Türkiye’de de tek çatı altında faaliyet göstermeye başladı. Şirket bundan sonraki faaliyetlerini İş Kuleleri’nde yer alan eski EMC ofisinde sürdürecek. Dell EMC Türkiye Genel Müdürü Sinan Dumlu, yeni birleşme sonrası ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Dell EMC’nin dijital dönüşüm rotası hakkında da bilgi veren Sinan Dumlu, “Dünyadaki şirketler bölünürken, biz gelmiş geçmiş en büyük birleşmeyi gerçekleştirdik” dedi. Dell Technologies şemsiyesi altında Dell EMC, Privotal, RSA Secureworks, Virtustream ve VMware’in yer aldığını belirten Sinan Dumlu, VMware dışındaki diğer şirketleri Dell EMC’nin temsil ettiğini kaydetti. Tüm bu

şirketleri bir legonun parçası olarak tanımlayan Sinan Dumlu, tüm bu şirketlerle birlikte dijital değişimi yeniden tanımladıklarını kaydetti. Dijital değişimin rotasını değiştirdiklerini dile getiren Sinan Dumlu, gelecek 15 yılın teknoloji dünyasının unsurlarını şöyle tanımladı. İşletme odaklı, bağlılık ve içgörü sistemleri, bulut temelli uygulamalar, veri ve analitik akışları, nesnelerin interneti. Öte yandan Dell EMC, Türkiye’deki CIO’ların dijital dönüşüm yolunda karşısına çıkan zorlukları ve çözüm önerilerini de açıkladı. Dell EMC’nin IDC ile birlikte yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de sektöründe lider her 4 kurumsal işletmesinden üçü, 2017 yılında dijital dönüşümü en önemli iş önceliklerinden biri olarak görüyor. Buna karşın CIO’ların önünde dijital dönüşümü gerçekleştirmelerini

engelleyecek unsurlar bulunuyor. Yetişmiş iş gücü. Araştırmaya katılan CIO’ların yüzde 88’i know-how ve teknik yetenek eksikliğinden yakınıyor. Türkiye’de teknik ve tecrübe anlamında yetişmiş eleman bulma sıkıntısının en önemli engel olduğunu belirtiyor. Yeni teknolojilere gösterilen direnç. Her iki CIO’dan biri çalışanların yeni teknolojilere karşı direnç gösterdiğini belirtiyor. Direnç gösteren çalışanlar BT ekiplerinden olmakla birlikte diğer departmanlardan da olabiliyor. Yeni teknolojilerin kullanımının yetirince yaygınlaşmaması. Bulut bilişim, büyük veri gibi teknolojilerin yaygın olmadığı için standart hale gelememesi ve sunulan çözümlerin sektörel derinliğe inememesi CIO’ların yüzde 38’i tarafından negatif

etkenlerden biri olarak görülüyor. Yasal yükümlülükler. Özellikle düzenlemelerin yoğun olduğu bankacılık ve kamu gibi sektörlerde yeni nesil teknolojilerin adaptasyonu zorlaşıyor. Bu durum her dört CIO’dan birinin önündeki engellerden biri olarak göze çarpıyor. Dell EMC olarak dijital dönüşüme ve geleceğe hazır olmak isteyen şirketlere uçtan uca çözüm sunarak yalnızca inovasyona odaklanmalarına fırsat sunduklarını dile getiren Dumlu, “Dünya çapında yaptırdığımız araştırmaya göre, işletmelerin neredeyse yarısı dijital girişimlerin 3 ila 5 yılı içinde işlerini elinden

Dell EMC Türkiye Genel Müdürü Sinan Dumlu almasından endişe ediyor. Günümüzde işletmelerin bu endişelerden arınmalarının yolu dijital dönüşüm yolunda başarıya ulaşmalarından geçiyor” dedi.



10

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 Şubat - 5 Mart 2017

İnovasyonun temelinde açık kaynak var! Açık kaynak kodlu yazılımlar, zorlu bir süreçten geçtiler ama kendilerini kabul ettirdiler. Ayhan Sevgi Artık pek çok şirket bu platformu bir şekilde kullanıyor. Özellikle teknoloji tabanlı iş modeli geliştiren ya da geliştirmeye çalışan start-up’lar teknoloji altyapılarını açık kaynak tabanlı oluşturuyorlar. RedHat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin, sorularımızı yanıtladı: • Açık kaynak kodlu yazılımların gelişim sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Açık kaynağı savunanlar, yazılımın üretildikten sonra bunun ücretsiz olarak dağıtılması gereken bir meta olduğuna inanıyor. Zaman içinde bu aktivist gruplar biraraya geliyor ve bir yandan da bu yazılımların geliştirilmesine destek oluyorlar. Tabii yazılımlar geliştikçe kurumların daha çok ilgisini çekmeye başladı. Ticari işletmeler bu yazılımları hem kurulum hem de kullanma süreçlerinde mutlaka bir desteğe ve danışmanlığa ihtiyaç duyuyorlar. İşte bu noktada RedHat gibi firmalar, bu destek ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla bunu bir iş modeline dönüştürdüler. Yazılımın yine lisansı yok, yazılımı kullanmak kolay ve ücretsiz ama siz yazılımı kendi ticari işletmenizde kullanmak istediğinizde destek ihtiyacınızı RedHat’ten karşılayabiliyorsunuz. Yazılım derken tabii çok geniş bir aileden bahsediyoruz. Bunların en ünlüsü Linux işletim sistemi. Tabii bugün piyasada bilinen birçok açık kaynak projeleri de var. Dünyada, açık olmasından dolayı üzerinde en çok inovasyonun sağlandığı platform diyebiliyoruz. Çünkü pek çok start-up bugün bu platformlar üzerinden yazılımlarını geliştirebiliyor. • Start-up’lar neden tercih ediyor? Bu iş modeli, önceleri şüpheyle bakılmasına ve lisanslı yazılım üreticilerinin hedefi haline gelmesine

Günümüz start-up’larının büyük bir çoğunluğu hem maliyet hem de daha geniş kesimlerin katkısından faydalanmak için teknoloji altyapılarında açık kaynağı tercih ediyor.

• RedHat olarak Türkiye’de nasıl bir ekosisteme sahip bulunuyorsunuz?

• Bugün açık kaynak kodlu altyapılar oluşturmadan dünya devi bir şirket haline gelebilmek imkansız mı?

RedHat yazılımlarının sonuçta çok daha fazla geniş bir kitleye ulaşması ve bunun için de belirli iş ortaklarınızın olması lazım. Ayrıca uygulama tarafında da bir ekosisteme ihtiyacınız var. Bizim de kendi danışman ve destek uzmanlarımız var ama bunların tüm Türkiye’ye erişebilmesi mümkün değil. Onun için de birtakım iş ortaklıklarına ihtiyaç duyuyoruz. Anadolu’daki kuruluşlarda da açık kaynağa yönelim artıyor ve burada da iş ortaklarımız önemli bir görevi üstleniyorlar.

İmkansız değil ama zor. Açık kaynak kodlu bir altyapı oluşturmadan büyümek zor bir durum. Çünkü cebinizde çok büyük sermayeler olmadan bir işe girişiyorsunuz ve bu konuda farklı denemeler yapmak zorundasınız. Açık kaynak kodlu yazılımlara çok geniş bir kesim tarafından katkılarda da bulunuluyor.

Böyle bir görüşün ortaya çıkacağını pek sanmıyorum. Çünkü ne yaparsanız yapın bir yerde mutlaka destek hizmetlerine ihtiyacınız oluyor. Bugün RedHat içinde açık kaynak fanatiği sayılabilecek düzeyde çok iyi mühendisler yer alıyor. Bu mühendislerin en büyük motivasyonu, kendi yaptığı yazılımı paylaşmak. Bunlar hem yazıyor hem de başkalarının yaptıklarına katkıda bulunuyorlar. Eğer destek hizmeti iş modeli olmazsa bu işin devam ettirilmesi çok zor. Sonuçta bu insanlar da hayatlarını bir şekilde idame ettirmek

• Türkiye’den açık kaynağa katkıları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de açık kaynağa ciddi bir ilgi ve katkı var. Grupları biraraya getiren ve onları yönlendiren ekipler var. Bu konuda yeterli düzeyde olduğumuzu söyleyemem ama açık kaynağa sağlanan katkı hızla artıyor. Bizim de bu ekiplere katkımız her geçen gün artıyor.

rağmen başarılı oldu. Bugün artık bu üreticilerin hepsi bu modeli kabul etmiş durumda. Bugün herkes inovasyon diyor ve inovasyonu destekleyen en büyük etken açık kaynak. Google, Amazon, Uber gibi dünya devi haline gelmiş şirketlerin teknoloji altyapılarına baktığımızda açık kaynağı görüyoruz.

• Açık kaynak kodu, “Yazılım paralı olmamalı” temelinde aktivist bir yaklaşım olarak ortaya çıktı. Bugünlerde yine benzer bir yaklaşımla “Destek hizmetleri paralı olmamalı” gibi bir görüş ortaya çıkabilir mi?

ve bu çözüm Türkiye’de de hızla yaygınlaşıyor.

RedHat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin zorundalar. Bugün çok büyük şirketler bile bu teknolojileri kullanıyorlar ve bir şekilde destek hizmetlerine ve danışmanlığa ihtiyacı var. • Güvenlik yaklaşımları konusunda bilgi verebilir misiniz? Açık olmanın getirdiği birtakım avantajlardan bir tanesi de güvenlik. Birçok grup tarafından desteklenip test edildiği için lisanslı yazılımlara oranla daha güvenli bir ortam içeriyor. Aynı zamanda devletler için de ciddi bir güvenlik potansiyelini içeriyor. Bu nedenle eDevlet Stratejileri Eylem Planı da açık kaynak kodunu teşvik ediyor. • RedHat’in Türkiye’ye bakışı nasıl? RedHat, iki yıldan fazla

bir süredir Türkiye’de bulunuyor. Fakat 1990’lı yılların ortalarından bu yana Türkiye’de RedHat müşterisi olan kurum ve firmalar var. Dolayısıyla Türkiye, RedHat için çok önemli bir ülke. Dünyaya paralel olarak Türkiye pazarında da büyümemizi sürdürüyoruz. Türkiye’deki büyük kuruluşların ve uluslararası şirketlerin büyük bir çoğunluğu RedHat müşterisi. Dolayısıyla böyle bir pazara zaten uzak kalamazsınız. Yakın bir geçmişe kadar Türkiye’de en çok bilinen konu Linux idi. Şu an ise çok daha geniş ve farklı ürün ailelerine yönelim var. RedHat’in Türkiye’de Linux dışında üzerinde yatırım yaptığı iki ana konu var. Birincisi bulut altyapısı, diğeri ise orta katman çözümler. JBoss, bu alanda oldukça yaygın olarak bir çözüm ailesi

• Peki bu konuda yeteri düzeyde kalifiye eleman var mı? Türkiye’de yetişmiş insan kaynağı açısından ciddi derecede bir boşluk var. Teknoloji bu kadar hızlı yayılmaya başladığı zaman eldeki kaynaklarla bu gelişmelere yetişemiyorsunuz ve yeni insan kaynaklarına ihtiyacınız artıyor. Aslında bu durum dünya genelinde geçerli ama gelişmiş ülkeler, oluşan açıklarını diğer ülkelerden gelen yetişmiş elemanlarla kapatmaya çalışıyorlar. Bu ülkeler, çeşitli teşviklerle kalifiye elemanları kendilerine çekmeye çalışıyorlar. Tabii bizim genç beyinlerimiz de sırf macera olsun diye gitmiyorlar. Genç girişimcilere, start-up’lara hayallerini süsleyecek teşvikler veriyorlar. Devlet bunun bir ayağını oluşturuyor ama tüm kesimlerin bu konuya el atması gerekiyor.



12

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

27 Şubat - 5 Mart 2017

KÜRESEL ALGORİTMALARIN BİREYE VE TOPLUMA ETKİSİ OLUMLU MU OLUMSUZ MU OLACAK?

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

Algoritma, bir problemi çözmek veya bir görevi yerine getirmek için gerekli adımların toplamıdır. Dijital dünyamızda, etrafımız algoritmalarla kuşatılmış durumda. Aradığımız bilgiyi verirken Google bir algoritma kullanıyor. Facebook reklamları veya içerik ve haber akışını algoritmalarla belirliyor. İnternet mesajlarımız nereye gideceğini algoritmaları sayesinde biliyor. Siri’nin bizimle “konuşmasını” bir algoritma sağlıyor. Kimilerine göre algoritma çağında yaşıyoruz (http://bit. ly/2kDJeF4) ve makine öğrenmesi teknolojisi ile ileride algoritmalar çok daha gelişmiş ve yaygınlaşmış olacak

(http://stanford. io/2lnvraa). Hatta, kendi kendini tekrar programlayan algoritmalar ortaya çıkmaya başladı (http:// bit.ly/2lcTs19). Yani, ileride algoritmaların belki çoğu yine algoritmalar tarafından geliştirilecek. Matematiksel olduğu

için, algoritmaların nötr ve objektif olduğu, doğru sonuç verdiği sanılır. Öte yandan, kapalı kutu olan algoritmaların yanlı veya hatalı olabileceğinin çok sayıda örneklerini son bir yılda yaşadık (http:// bit.ly/2lR1r7c). Altı ay önce çıkan, Amerika’da en çok satan listesine

giren ve çok yankı yaratan “Weapons of Math Destruction” (yazarı: Cathy O’Neil) kitabı, yaşamımızda yer alan algoritmaların yarattığı ciddi tehdit ve sakıncaları anlatıyor. Bir yandan çok yararlı ve gerekli olan algoritmalar, diğer yandan ciddi bir

tehlike olabiliyor. Bu çelişkili durumu daha iyi anlamak amacıyla Pew Araştırma Merkezi, Elon Üniversitesi ile beraber, çok etraflı ve geniş kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Uzmanlara, bilim insanlarına, şirket yöneticilerine ve devlette konunun önderlerine, “önümüzdeki on yılda algoritmaların toplum ve bireye net etkisi pozitif mi, negatif mi olacak?” sorusu yöneltildi. Verilen 1,302 yanıtın sonuçları geçtiğimiz ay açıklandı (http://pewrsr.ch/2kPgJFk): pozitif etkileri daha ağır basacak diyen %38, negatif etkiler daha ağır basacak diyen %37, pozitif etki ile negatif etki eşit ağırlıkta olacak diyen %25. Yani, sonuç tam olarak ortada!

ULUSAL ENDÜSTRİ 4.0 KONUSUNDA FARKINDALIK YARATMA GİRİŞİMLERİNDE YAPILAN YANLIŞLAR Endüstri 4.0’ın çıkışını tetikleyen Çin rekabeti değil, dijital teknolojilerin eriştiği düzeydir.

Sanayicilerimizin yaşamakta olduğu genel sıkıntıları ve endişeleri, Endüstri 4.0 teknolojileri giderir mi? Kimi Endüstri 4.0 savunucularının bu soruya verdikleri yanıtların yanlış olduğu kadar, Sanayi Devrimi’nden sonra yaşanan Dijital Devrim’i de ülke olarak ıskalamamıza neden olacak şekilde ters teptiğine tanık oluyorum. Sanayicilerimizin sıkıntılarından biri, Çin’den gelen ürünlerin daha ucuz olması. Çünkü, bizde işgücü daha pahalı. Bu sıkıntıyı gidermek için “Endüstri 4.0 sayesinde, insanı sistemden çekerek insansız fabrika yaratılacak” deniyor. Bu sadece belki büyük sermayeye cazip gelebilir. KOBİ’ler buna kuşkuyla

bakıyor ve kendi işi için geçerli olamayacağını düşünüyor. Ayrıca, Endüstri 4.0 sayesinde sanayicimizin Çin rekabetinden kurtulacağı ima ediliyor. Bunu desteklemek için, Almanya’yı Endüstri 4.0 stratejisini geliştirmeye iten unsur olarak Çin rekabeti olduğu iddia ediliyor. Oysa, Almanya Çin’e karşı değil, ortak girişimler içerisinde. Çin, Ar-Ge ve inovasyona dayalı çok boyutlu ve başarılı Endüstri 4.0 stratejisini Almanya ile ortak yürütüyor (http:// bit.ly/2lT7Xal). Ayrıca, Çin, Almanya’dan teknoloji değil, teknoloji firması satın alıyor. Dünyanın 3. büyük robot imal eden Kuka’yı Almanya’dan satın aldı Çin. Gerçekte,

“Endüstri 4.0 işsizlik yaratır” endişesine karşı, tam tersine istihdamın artacağı iddia ediliyor. Şimdi hiç bilmediğimiz iş alanlarının açılacağı, ekonomi büyüyeceği, dolayısıyla işsizlik azalacaktır deniyor. Hatta Almanya’da Endüstri 4.0 sayesinde %6 istihdam artışı öngörüldüğü belirtiliyor. Bunlar hiç inandırıcı olmuyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun – ki Endüstri 4.0 kavramını savunur – yaptığı araştırmaya göre, Almanya’yı ve Türkiye’yi de içeren 15 büyük ekonomide, 2020 yılına kadar 7,1 milyon iş kaybı olacağı, 2,1 milyon yeni iş alanı açılacağı tahmin ediliyor. Yani, net 5 milyon yeni işsiz yaratılacak. Ayrıca, Almanya’nın istihdam durumunda ne olacağı konusundaki ciddi araştırmalar da %6 istihdam artışı olacağını desteklemiyor (http://bit. ly/2lXLmcb). Olsa olsa, Endüstri 4.0 teknolojilerini ihraç etme stratejisi

nedeniyle Almanya’da fazla işsizlik yaratmayacağı iddia edilebilir. Bu da teknolojiyi ithal eden Türkiye ve iş dünyamız için geçerli olamaz. Topluma cesaret ve moral vermek için olsa gerek, Türkiye’nin Endüstri 4.0 teknolojilerini uygulamaya koymak için potansiyeli olduğu ve iyi bir konumda olduğu da sık ileri sürülen iddialardan birisi. Toplum buna inanıp koltuklarını kabartma ihtiyacında olsa da, inanılmaz olduğunun farkında. Dünya Ekonomik Forumu’nun ve Uluslararası Telekomünikasyon birliği’nin, ülkelerin özellikle bilgi teknolojileri ile ilgili “karne”lerinde Türkiye’nin 60., 70. sıralarda olduğunu, eğitim başarısında çok gerilerde olduğumuz gerçeği var ortada. Bu gerçekler moral bozmamalı ve ne yapmamızı belirlemeli ama bu gerçekleri görmemezliğe gelerek pembe tablolar çizmek de amaca hizmet etmiyor. Yukarıdakilere rağmen, Türkiye’de Endüstri 4.0 kavramının kullanılmasında

son bir yıldır üssel bir artış olmasını nasıl açıklayabiliriz? Gartner’ın Hype Döngüsü kuramının bunu açıkladığını daha önce burada yazmıştım (http://bit. ly/2loH1kT). Endüstri 4.0 üzerine bir panel organize eden Antalya Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar’ın açış konuşmasında dediği gibi Endüstri 4.0 gibi etrafta bol sözü edilen “afili kelimelerin altını doldurmuyoruz.” Sadece afili bir slogan olarak defalarca yüzeysel olarak tekrarlanınca, farkındalık yaratıldı sanılıyor. On yılı aşkın bir süredir, birkaç yıl öncesine kadar, inovasyon kelimesi dillerden düşmüyordu. Bu “afili kelimeyi” de

tekrar tekrar kullanarak bir yere gidemedik ve hala, inovasyon konusunda dünyada, 128 ülke içinde 42. sıradayız. Dijital Devrimi kaçırmamak için post-gerçek (http:// bit.ly/2lY0lmp) hayaller yaratmak, Endüstri 4.0’ı bir sihirli değnek gibi sunmak değil, gerçekçi ve ciddi bir yol haritası geliştirmek gerekir. Bunun için Çin’in, özellikle Shenyang bölgesindeki çok boyutlu girişimleri ve projeleri (http://bit. ly/2lT7Xal) dikkatle incelenmeli. Umarım, Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanı Faruk Özlü, Endüstri 4.0 platformunu ve misyonunu bu anlayışla, hem çok boyutlu hem de tüm paydaşlarla oluşturur.



14

BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

27 Şubat - 5 Mart 2017

Bulut ilgisi, güvenlik riskleri ile beraber geliyor Intel Security, “Bulutlu Gökyüzünde Güven İnşa Etmek” isimli yıllık bulut güvenliği raporunun ikincisini yayınladı. Küresel bazda 12 ülkeden 2 bini aşkın BT uzmanının katılımıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre; buluta güven artıyor. Öyle ki uzmanların yüzde 62’si müşteri verilerini genel bulutta saklıyor. Ancak, yetersiz siber güvenlik uzmanlığı yüzünden uzmanların yüzde 49’u bulut kullanımını yavaşlattıklarını, yüzde 52’si de bulut uygulamalarından yayılan zararlı yazılım tespit ettiklerini bildiriyor. Genel bulut servislerinin algısı gittikçe güçleniyor. Çoğu kurum genel bulut servislerinin en az özel bulut kadar güvenli ve toplam

sahip olma maliyetinin daha uygun olduğuna inanıyor. Artan güven, ayrıca şirketlerin üst yönetimlerinde risk ve tehditlerin daha iyi anlaşılmasıyla birlikte, gittikçe daha fazla kurum hassas verilerini genel bulutta saklamaya başlıyor. Genel bulutta saklanan veriler arasında müşterilere ait kişisel bilgiler ilk sırada ve araştırmaya katılanların da yüzde 62’si genel bulutu bu doğrultuda kullandıklarını belirtiyor. Buna karşılık, güvenlik yetkinliklerinin sınırlı olması bulut yayılımını etkiliyor. Araştırmaya katılan kurumların neredeyse yarısı, siber güvenlik alanındaki yetersizliklerin bulut servisine geçişi ve bu servislerin kullanımını yavaşlattığı, muhtemelen Gölge BT faaliyetlerinin artmasına

da neden olduğu kanısında. Kurumların yüzde 36’sı ise bu alandaki yetersizliğe rağmen bulutu kullanmaya devam ettikleri bilgisini veriyor. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 15’i ise güvenlik yetkinliklerinde yetersizlik olmadığını belirtiyor. Özel bulut kullanan kurum sayısı geçen bir yılda yüzde 51’den yüzde 24’e düşerken hibrit bulut kullanımı ise yüzde 19’dan yüzde 57’ye yükseldi. Hibrit mimarisine geçiş, veri merkezlerinin gelişmesini ve yüksek derecede sanallaştırılmış, bulut tabanlı altyapıyı gerektiriyor. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 52’sinde veri merkezi sunucuları sanallaştırılmış durumda, yüzde 80’i konteyner kullanıyor ve şirketlerin büyük çoğunluğu da gelecek iki yılda

tamamen yazılım odaklı veri merkezlerine geçişi hedefliyor. Intel Security’den bulut kullanımına yönelik öneriler ise şöyle sıralanıyor: • Siber suçlular; özel, genel ya da hibrit fark etmeksizin kolay buldukları hedeflere saldırıyorlar. Kurumun tüm servislerinde görünürlük sağlayan, entegre ve uçtan uca güvenlik çözümleri ise tehditleri önlemek için en iyi yol. • Tüm kullanıcı bilgileri, saldırılara en açık alan. Bu nedenle şirketlerin kimlik doğrulama için farklılaştırılmış şifre, çok faktörlü doğrulama ve mümkünse biyometrik şifreleme gibi uygulamalardan yararlanması gerek. • Veri kaybı önleme,

şifreleme ve buluta erişim güvenlik aracısı (CASB) gibi güvenlik teknolojileri yeterince kullanılmıyor. Oysa bu araçların mevcut güvenlik sistemine entegrasyonu, görünürlüğü artırıyor, gölge servislerin tespitini kolaylaştırıyor ve tüm ortamlarda kullanılan ya da saklanan hassas verinin otomatik korunmasını sağlıyor. Kurumların bilgi güvenliğinde risk yönetimi ve risk azaltma yöntemlerini geliştirmeye ihtiyaçları var. Maliyetleri azaltmak ve esnekliği artırmak için bulut servislerine geçişi teşvik ve siber güvenliği proaktif yönetmek üzere “Önce Bulut” stratejisini benimsemek önemli.

5G için geç kalma lüksümüz yok Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), Türkiye gündeminde olan 5G teknolojileri ve 4,5G’den 5G’ye geçiş konusunda açıklamalarda bulundu. GSM baz istasyonlarının fiber internet kablolarıyla birbirine bağlı olduğunu ve milyonlarca

GSM hattının bu şekilde çalıştığını belirten TELKODER, bazı engeller sebebiyle henüz yüzde 100 güçlü 4,5G altyapısı sağlanamadığına işaret etti ve 2020 için planlanan 5G’ye geçiş sürecinin iyi planlanmasının gerekliliğine değindi. Türkiye’deki 260 bin km

uzunluğundaki fiber altyapının yetersiz olduğu ve 21 milyon haneye fiberin ulaşması için 1 milyon km daha, yani 5 kat daha fiber altyapı kurulması gerektiği bilgisini veren TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, şu detayları paylaştı: “5G; telekomünikasyon sektörü ve Türkiye’nin

geleceği için kritik önemde. 5G teknolojilerinin yerelleşmesi yönündeki çalışmalar kadar, fiber altyapı kurulumunun da milli mesele olarak algılanması gerek. Yasalarla belirlenmiş tesis paylaşımı kuralları uygulanmıyor, İstanbul

Belge yönetimi değişiyor Etkinlik bilişimi odaklı teknoloji ve çözüm sağlayıcısı ABBYY, FineReader 14 programı ile, optik karakter tanıma (OCR), pdf’lerle gelişmiş çalışma ve belge karşılaştırma özelliklerini buluşturan masaüstü yazılımının yeni sürümünü duyurdu. Bu sürümle ofis profesyonelleri, tek sezgisel uygulamayla düzenleme, dönüştürme, yorum ekleme ve belgeleri karşılaştırma gibi görevleri yönetip uygulayabilecekler.

Üç sürüm halinde pazarda yerini alacak FineReader 14, taranmış veya dijital olarak oluşturulmuş herhangi kağıt temelli belge

ve pdf’le çalışmak için gerekli özellikleri de sunuyor. ABBYY FineReader 14’ün yeni özelliklerinin bazıları şöyle sıralanıyor: Pdf’lerin ve taranan belgelerin yüksek hassasiyetle ‘düzenlenebilir’ formatlara dönüştürülmesi, Pdf düzenleme ve ortak çalışma, farklı formatlarda belge karşılaştırması, Pdf araçlarında kapsamlı OCR entegrasyonu ve 190’dan fazla OCR dili. ABBYY FineReader 14; küresel bazda Standard, Corporate ve Enterprise olmak üzere üç sürüm halinde satışa sunuluyor, Türkçe arayüz ve tanıma dili desteğini de içeriyor. Detaylar www. abbyy.com/tr-tr/finereader/ sitesinde.

Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere yerel yönetimler, işletmecilerin fiber yatırımlarını engelliyor. Bu uygulamaların önüne geçilmesi gerek. Hükümetimiz daha güçlü bir Türkiye için yüzde 100 güçlü fiber altyapı için beklenen mevzuat değişikliklerini hayata geçirmeli.”


BThaber 27 Şubat - 5 Mart 2017

Dijital İşler, Dijital Kazançlar

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Handan Aybars

Ekonominin en dinamik kanadı Girişimcilik, artık ‘Bir fikrim var’ olgusundan, yabancı bir çalışmayı usturuplu biçimde araklamaktan, ‘Türkiye’nin Facebook’unu yaratma’ idealinden çıktı desek abartmış olmayız. Çünkü teknolojik kaynaklara erişimi geçmişe kıyasla çok daha kolay ve hesaplı olan girişimciler,

kendi fikirlerini özgürce hayata geçirme imkanına sahip. Bu özgürlüğün ve ortaya koyduğu sonuçların farklı destek yapıları ile, ayrıca kamunun ilgisi ile buluşması da bir gereklilik. Böylece kartopu misali, her bir girişim hamlesi bireysel bir başarı elde ettiği gibi, ABD, İrlanda,

Hindistan örneklerinde olduğu gibi ülkenin GSMH’sinde, istihdamında, küresel gelişmişlik endeksindeki sıralamasına da etki etme gücüne sahip. İşte bu nedenle girişimci fikrini oluşturup hayata geçirme yolculuğuna çıkarken, bu yolda desteklere de erişebilmeli.


16

DOSYA

BThaber

Dijital İşler, Dijital Kazançlar

27 Şubat - 5 Mart 2017

BAZI OLUMSUZLUKLAR ARTIK ENGEL OLMAKTAN ÇIKARILMALI

Armut.com Kurucu Ortağı Başak Taşpınar Değim Dijital girişimciliğin dünyada ve Türkiye’de geçmişe göre çok fazla kişiyi etki alanına aldığı bir gerçek. Geldiğimiz noktada girişimciliğin kalkınmayı ve ekonomik büyümeyi de harekete geçirdiği önemli bir gerçek.

Ancak Armut.com Kurucu Ortağı Başak Taşpınar Değim’in de dikkat çektiği gibi, girişimciye sadece para kaynağı sağlayarak destek olunamayacağı da önemli bir nokta. “Önündeki tüm engelleri de ortadan kaldırılmak ve teşvik etmek gerekiyor” önerisini yapan Başak Taşpınar Değim, şu pürüzlere değinmeden geçmedi: “Ülkemizde mevcut hukuk sisteminden kaynaklanan şirket açma-kapama sürecinin zorluğu, fikri mülkiyet haklarına gösterilen yasal korumanın yetersizliği, kredi maliyetlerinin yüksek oluşu gibi bazı olumsuzluklar dijital girişimler için önemli engeller arasında.”

artması ve girişimci adaylarının özendirilmesi şart. “Girişimci kültürü ve kod yazma alışkanlıklarını ise daha ilköğretim döneminde kazanan kuşaklar yetiştirmeliyiz” diyen Değim, şu yorumu yaptı: “Son dönemde basından da takip ettiğim kadarıyla bu konuda ülkemizde güzel gelişmeler yaşanıyor. Bu alanda çocuklara yönelik sosyal sorumluluk projeleri hayata geçiriyor. Bu tarz gelişmeler umut verici. Ayrıca, üniversiteler ve eğitim kurumları, şirketler ve sanayi kuruluşları ve meslek örgütleri de bu vizyona katkı sağlamak için ortak çalışmalar yürütmeliler.”

Umut verici gelişmelere rağmen… Gelişen dijital girişim ekonomisinin girişimciliğe motivasyon olarak, Türkiye’ye ise ekonomik katkı olarak yansıyacağı beklentisini dile getiren Başak Taşpınar Değim’e göre, bu yüzden dijital girişimcilerin sayısının

İhtiyaçları anlayan bir ekip Aynı fikirle yola çıkan girişimciler arasında bile gerçek tüketici ihtiyacını anlayabilenler, gerçek bir sorunu çözebilenler ve işini hep daha iyi yapmak için çok çalışanlar başarılı olabiliyor. Doğru iş sonuçlarını ortaya

koyabilmek ve hedef odaklı büyümek için her zaman tüketici davranışını iyi analiz edebilmek, son teknoloji ve yenilikleri kullanıcılarla buluşturabilmek şart. Girişimcilik tekil bir kavram gibi gözükse de, Değim’in de dikkat çektiği gibi, başarı için iyi bir ekip olmak ve müşterinin ihtiyaçlarını anlayarak ürünü geliştirmek çok önemli. “Girişimin dijital bir iş modeline sahip olması da girişimci ve ekibinin teknolojiyi iyi bilmesini gerektiriyor” diyen Başak Taşpınar Değim, “Türkiye’de başarılı olmuş ve belli bir iş modelinin doğruluğunu kanıtlamış girişimlerin dünyaya açılmaması için bir neden yok. Girişimcinin yerel olarak çözdüğü sorun, dünyada farklı ülkelerde de çözülmeyi bekliyorsa, başarı kaçınılmaz. Öncelikle girişim ekosisteminin gelişmesi ve güçlenmesi gerek. Buradaki en önemli adımın ‘işbirliği yapan paydaşların sayısının ve işbirliği niteliğinin artması’ olduğunu düşünüyorum” dedi.

GİRİŞİM EKOSİSTEMİ TÜRKİYE’DE DE BÜYÜYECEK

Türkiye'de dijital ekosisteme entegre olmaya çalışan girişimleri sayısal olarak değerlendirdiğimizde, yurtdışındaki pazarlara göre düşük oranlarla karşılaşıyoruz. Bunun temel nedeni; fikir aşamasından hizmet sunumuna kadar geçen sürede girişimlerin ihtiyaç duydukları yönetim ve bütçe destekli ürün geliştirme, pazarlama, satış gibi süreçlerde ihtiyaç duydukları desteğe birçoğunun erişememesi. Türkiye'de dijital girişimleri destekleyen yatırım fonları ve melek yatırımcıların sayısı artmakla beraber, girişimcilerin ürün ve hizmetlerini sunabilecek aşamaya gelebilmeleri, ayakta kalmaları ve sürdürülebilir başarı elde etmeleri önünde aşmaları gereken zorluklar var. Dünya genelinde tüm girişimlerin yüzleştiklerine benzer olmasına karşın, StartersHub Yönetici Direktörü Çiğdem Toraman’ın da dikkat çektiği gibi,

yurtdışında 10 yıl kadar önce kurulan bazı girişimlerin Türkiye'nin değerli bazı şirketlerinden daha yüksek pazar değerine ulaşabilmiş olmalarını sağlayan ülkelerin girişim destek politikaları, özel ve kamu fonlarının bütçe büyüklükleri, pazar derinlikleri ve büyüklükleri gibi birçok neden var. “Türkiye'de sayıları hızla artan girişimler başarıyla çözüm ürettikleri sorunların üstesinden etkin ve verimli bir şekilde geldikçe, ülkemizde de örnek verdiğimiz yurtdışındakilere benzer girişimlerin sayılarının artacağı ümidini taşıyoruz” beklentisini dile getiren Çiğdem Toraman, girişimciliği ve gerekliliklerini şu sözlerle anlattı: Prensipler hep aynı “Girişimcinin bir fikri olması şart; ancak belirttiğiniz gibi bu yeterli değil. Girişim bir sorunu çözmek için sunduğu çözümle inovasyon

StartersHub Yönetici Direktörü Çiğdem Toraman yapıyor, fayda sağlıyor ve tüm bunları rekabetçi fiyatlar, verimlilik, ölçeklenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile gerçekleştirebiliyorsa Türkiye'de

İŞİN SIRRI SABIRLI VE AZİMLİ OLMAKTA SAKLI Kurumunda dönüşüm yaratan girişimciler veya kendi işini kurmak isteyen girişimciler için dijital dünyada inanılmaz çözümler var. Geleneksel girişimciliğin malzemeleri, yerini akıl ve fikir işlerine bırakıyor. Eskiden bir girişime başlamak için yüksek kira ödeyeceğiniz bir mağaza, teknolojik altyapı, deneyimli teknik eleman ve sermaye ihtiyacı on binlerce liralarla ölçülüyordu. “Oysa şimdi paylaşımlı ofisler, bulut teknolojisi, ‘kullandığın kadar öde’ mantığıyla çalışan dijital

altyapı, dijital pazarlama yetenekleri girişimcilerin düşük bedelle işe başlamasını sağlıyor” analizini paylaşan Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi Uzmanı Yelda İpekli’ye göre, gelişime bu denli açık olan ve girişimci sayısının her geçen yıl arttığı dijital mecrada yer almanın önünde de engeller olabiliyor elbette. Bunun da en başında yatırımcı bulma sıkıntısı var. Bunun yanında, belirsiz bir ortam da söz konusu. “Bu hem avantaj hem dezavantaj olabiliyor. Yenilikleri ortaya koymak

için risk alabilmek gerekiyor. Çok fikir sadece akılda kalabiliyor bu nedenle” saptamasını yapan Yelda İpekli, bir girişim fikrinin hayata geçmesi için izlenmesi gereken stratejiyi şöyle anlattı: “Bir fikrim var demek tabi ki yetmiyor. Dijital girişimci öncelikle sabırlı, azimli olmalı. Ticari zekaya sahip olmalı, müşteriyi-pazarı iyi bilmeli. Hayal gücü yüksek ve iş bitirici olmalı. İç ve dış motivasyonunun yüksek olması gerekiyor. Yatırımcılar, öncelikle fikrinizi

veya global pazarlarda başarılı olma şansı elde edebilir. Fikirden pazar araştırması, rekabet analizi, çözümün tanımlaması, projelendirme, proje yönetimi, geliştirme, testler, pazarlama gibi süreçlerde konunun uzmanlarından görüş ve destek alan girişimler başarılı olabiliyor. StartersHub olarak gerek yerel gerekse dahil olduğumuz uluslararası network kaynakları sayesinde, uzman mentorlerimiz ve sektör profesyonelleri ile girişimlere katkı sağlıyoruz. Unutulmamalı ki, dijitalleşen iş halen geleneksel iş prensipleriyle yapılıyor. Sadece işin tüketiciye erişimindeki platform değişmiş durumda. Yeni ekonomi, beraberinde yepyeni bir ekosistem ve iş görme biçimleri, olanakları getirdiyse de parlak bir fikrin başarılı olma şansı, bu süreçlerdeki strateji, planlama ve uygulamaya bağlı.” gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğinize de bakar. Ve en önemlisi, doğru zamanda doğru yerde olunmalı. Bazen bu bile tek başına en önemli neden olabilir bir girişimin hayat bulması için.” Kamu önemli çalışmalara imza atıyor Başbakan Binali Yıldırım yakın zamanda "Dijital Kalkınma Seferberliği" başlatmıştı. Bunu değerli bulduğunu dile getirerek, kamu tarafında bu yönde ciddi çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Yelda İpekli’ye göre, bunun yanında iş dünyası ve sivil toplum da elini taşın altına koymuş durumda. Melek yatırımcı ağları, sosyal buluş


D İ J İ TAL DÖ NÜŞ Ü M P LAT F O R M U

İŞ AKIŞINI PLANLA

DOKÜMANLARINI YÖNET

FORMUNU YARAT

Tecrübeli iş analistlerimiz her zaman yanınızda.

İş akışı ile bütünleşik çalışan doküman yönetimi ile dokümanlarınız elinizin altında.

İhtiyacınız olan web arayüzlerini kod yazmadan tasarlayın.

İŞ AKIŞINI TASARLA

UYGULAMALARINLA ENTEGRE ET

ÇALIŞMAYA BAŞLA

İş Akışlarınızı MS Visio benzeri arayüzümüzde tasarlayın, çalıştırın, isterseniz Outlook eklentimiz içinden başlatın, onaylayın.

API ve Web Service kütüphanesi ile her türlü entegrasyon çok kolay.

Kullanıcı dostu arayüzleri ile kısa sürede çalışmaya başlayın.

www.paperwork.com.tr


18

DOSYA

Dijital İşler, Dijital Kazançlar

BThaber

27 Şubat - 5 Mart 2017

İŞ DÜNYASINA YÖNELİK FİKİRLERE ÖNEM VERMEK GEREK Türkiye’de girişimcilik oldukça yol kat etti. Ancak girişimin başarılı olabilmesini sağlamak ve girişime yenilik katabilmek için madalyonun öbür tarafına da bakmak gerekiyor. Bu tespiti yapan Radore Genel Müdürü Sadi Abalı, yorumunu şu sözlerle detaylandırdı: “Tespitlerimden biri şu: Gençler gerçekçi bütçelerle yola çıkmıyor. Bütçelerin içerisinde kendi maaşları dahil, bu iş için alacakları hukuki destek de önemli. Zira Kişisel Verilerin Korunması Kanunu pek çok zorunluluğu beraberinde getiriyor. Girişimcilerin emeklerinin karşılığını alabilmeleri için çok detaylı bütçe yapmaları ve bu noktada 6 ay veya 1 sene kâr etmeyecekleri gerçeğini en baştan kabul etmeleri gerekiyor. Türkiye’de girişimciliğin önündeki en büyük problem sermaye yetersizliği. Girişimler, çok küçük sermayelerle oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan nakitsizlik çoğunlukla başarısızlığı beraberinde getiriyor. Mevcut girişimler de daha çok B2C olarak kurgulanıyor. Aslında B2B, yani iş dünyasına hitap eden, şirketlerin işlerini hızlandıran, süreçlerini yönetmesini sağlayan altyapılara da ihtiyaç var. Bunlar aslında web tabanlı ‘olmayan’ şekilde bulunuyor. Bunların web tabanlı, ticari yazılımlarla entegre ve ticari yazılımların da web tabanlı olduğu süreçlerini, şirketlerin çok kolay tanımlayabileceği uygulamalara da ihtiyaç duyuluyor. Ama baktığımızda, çok basit seviyelerde olduğunu ve şirketler tarafından da maalesef tercih edilemediğini görüyoruz. Sadece bireysel kullanıma yönelik değil, iş dünyasına yönelik fikirlere de önem vermek gerek. Türkiye bir KOBİ pazarı olduğuna göre, bu alanda geleceğin parlak olduğunu düşünüyorum.” “En az 5 yıllık iş planınız olsun” Girişim fikriyle yola çıkılan süreçte başka görüşleri de dikkate almak ve onları değerlendirmek önemli. Peki ne yapmalılar? Bu sorunun yanıtını Sadi Abalı şöyle veriyor: “En az 5 senelik, iyi bir iş planı! Çoğu girişimci 5 sene sonrasını tahmin edemeyeceğini düşünüyor ancak önümüzdeki 5 yıl için

Radore Genel Müdürü Sadi Abalı mutlaka bir tahmin, en azından atılan adımların bir rasyonalitesi olması gerek. Tamamen doğaçlama işlerin başarılı olma şansı çok yüksek değil. Girişimci olma yetisine sahip olmak önemli. Türkiye’deki genel yatırımcı/girişimci karakteri dijital girişime de yansıyor. Kendi işini iyi biliyor olabilirsin ama girişimciliğin insan yönetiminden müşteri bulmaya, hukuksal ve finansal süreçlerden operasyona kadar pek çok kolu bulunuyor. Girişimcilik, bu süreçleri yönetme becerisini de gerektiriyor. Bu örnekten hareketle cesaret, işbirliği ve ortaklık yürütme becerileri, girişimci için olmazsa olmaz özellikler.” “Neden girişimci olmak istediğinizi iyi bilin” Yatırım destek ekosistemi konusunda önemli ilerleme kaydedildi. Yani Sadi Abalı’nın tabiriyle ‘yatırım sağlamaya hazır daha çok yatırımcı var’. Ancak konuşulan rakamların, yatırım için ayrılan bütçelerin çok düşük ve yatırımların lokal olduğu görüşünü dile getiren Sadi Abalı, fikirlerin Türkiye sınırları dışına taşması gerektiğinin altını çizdi. Nesiller arasındaki dijital girişimcilik yetkinliği farkını da Sadi Abalı şöyle anlattı: “Yeni neslin bu konuda çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman İTÜ’de yapılan girişimcilik yarışmalarında

jüri üyesi olarak bulundum. Yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı yaptığım İTÜ Mezunları Derneği’nde başlattığımız bir çalışma vardı; farklı bölümlerden öğrencilerin de katılabildiği bir girişimcilik dersi açmıştık. Ders kapsamında yapılan proje yarışmalarının jürilerinde yer aldım ve gördüm ki, çok güzel fikirler ve okulda bu fikirlerin gelişmesi için çok iyi bir ortam var. Üniversiteler buna gittikçe daha fazla önem veriyor. Şirketler ve yatırımcılar da girişimciler için teşvik unsuru olabilir. Örneğin Radore Veri Merkezi olarak yıllık değeri 85 bin dolar olan Start-up Pack ile son bir yılda 40'ın üzerinde girişimciye, 3,5 milyon dolardan fazla destek verdik. Radore de bir zamanlar start-up’tı. Dolayısıyla girişimcileri çok iyi anlıyor ve onlara elimizden gelen tüm desteği vermeye çalışıyoruz. Girişimci olma isteğinin altındaki neden iyi irdelenmeli. Yani girişimciliğin motivasyonu sabah 09:00’da işe gitmek istememek, kimsenin buyruğu altında çalışmamak olmamalı. Girişimler daha kapsamlı düşünülerek yapılmalı. Son Türkiye verilerine göre, girişimci olup da başarılı olan şirketlerin sayısı yüzde 10’u geçmez. Neden geçmediğinin altındaysa fizibilite olmaması, ekonomik konjonktürün doğru tahmin edilememesi, insan yönetiminin zayıf olması, müşteri bulmada zorluk, çabuk pes etme gibi unsurlar var.”



20

DOSYA

BThaber

Dijital İşler, Dijital Kazançlar

27 Şubat - 5 Mart 2017

DİRENMEK, DEĞİŞEN İŞ DÜNYASINA KARŞI DURMAKTIR “Günümüzün müşteri odaklı rekabetçi ortamında değişen koşullara, zamanında uyum sağlamak, şirketler için artık hayati derecede önemli oldu. Dijital dönüşümün bir parçası olan elektronik arşiv ve doküman yönetim sistemleri firmaların maliyetlerini düşürürken, hızlı, proaktif ve müşteri odaklı olmalarını desteklemekte. Müşteriler bilgi altyapısı sağlam, değişimlere hemen uyum sağlayabilen, istendiğinde gerekli bilgiyi paylaşabilen firmalarla çalışmayı tercih etmekte. Çalıştıkları firmaların, değişen koşullar sonucunda, oluşan yeni ihtiyaçlarına hemen cevap vermelerini beklemekte. Fakat dijital dönüşümü kabul etmeyen, elektronik ortamda doküman arşiv ve yönetim çözümü olmayan firmaların, değişen müşteri taleplerine uyum sağlaması ve zamanında cevap vermesine imkan yok. Biz PaperWork®

çözümümüzle dijital dönüşüm alanında, gelişmiş yazılım teknolojisinin getirdiği düşük işletim maliyet avantajı sayesinde, her ölçekteki firma tarafından uygulanabilir olmasını sağlamaya çalışıyoruz. PaperWork’ün esnek iş akış çözümü, süreçler üzerinde tam bir hakimiyet kurmanızı sağlar. Doküman yönetimi ve iş akışını bütünleşik olarak sunan çözümümüz ile değişen rekabet koşullarına hızlıca uyum sağlayabilirsiniz. Gelişmiş entegrasyon yapısı her türlü ERP, CRM gibi uygulamalardan veri alıp iş akış sistemimiz içerisinde onay işlemlerinden geçirebilirsiniz. Böylelikle tüm işinizi dijital ortamda gerçekleştirebilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken, dijital dönüşüm süreç uyarlamalarında yaygın olarak gözden kaçan aşağıdaki hataların yapılmaması: TANIMSIZ HEDEFLER: Hedefler önceden tanımlanmazsa, yalnızca

para boşa harcanmakla kalınmaz, aynı zamanda iş kaybı ve kâr kaybı da yaşarsınız. DOKÜMANTE EDİLMEYEN İŞLEMLERİ OTOMATİKLEŞTİRME: Süreci oluşturan görev ve aşamaları bulmaya, girdi ve çıktıları tanımlamaya yardımcı olacak uzmanlığı bulmanız gerekir. Süreçlerin düzenlenmesi ve tutarsız sonuçlardan kaçınmaya yardımcı olması nedeniyle, süreçlerin dokümantasyonu daima otomasyondan önce gelmeli. VERİMSİZ SÜREÇLERİ OTOMATİKLEŞTİRME: Süreç optimizasyonu, darboğazları tanımlamaya ve ortadan kaldırmaya ve gerçekleştirilen işlemleri artırmaya yardımcı olacaktır. Süreçleri test etmek, doğrulamak ve iyileştirmek için standartları ve prosedürleri oluşturmaya dikkate edin.

GGSoft Yazılım / PaperWork Satış Direktörü Tolga Eşiz İNSAN FAKTÖRÜNÜ UNUTMAK: Çalışanlarınıza değişikliği kabul etmesi için sebepler verecek programlar da geliştirebilirsiniz. İnsanları yeni bir şekilde çalışmaya motive ederek, otomasyonun sonucunu büyük ölçüde artırabilirsiniz.”

GİRİŞİMCİ, FİKRİNE SONUNA KADAR İNANMALI

Faselis CEO’su Aydın Sün Türkiye dijital girişimler konusunda potansiyeli yüksek olan bir ülke. Türk insanının kıvrak zekası, Türkiye’deki olumsuz şartlar veya imkansızlıkların etrafından dolaşma gerekliliği ile birleştiğinde, dünya çapında çözümler ortaya çıkabiliyor. Fakat Faselis CEO’su Aydın Sün’ün de dikkat çektiği gibi, girişimcileri ve fikirleri destekleyen yatırımcı ortamı ne yazık ki yeterli değil. Türk yatırımcıların kaynaklarının zayıf olması da girişimlere gerekli desteği vermelerine engel oluyor. “Öte yandan,

yabancı yatırımcıların da hukuk sisteminin evrensel normlarda işlemediği bir ülkeye yatırım yapmak istememesi anlaşılır. Fakat bu, Türk girişimcileri için olumsuz bir durum” saptamasını paylaşan Aydın Sün’e göre, kamunun girişimler üzerindeki etkisi ise oldukça olumsuz. Bir girişim başlattığınızda, şirket kurma maliyetleri oldukça yüksek. “Çalıştıracağınız personel için kamuya ödeyeceğiniz tutarlar da öyle” diyen Aydın Sün’ün dikkat çektiği bir başlıkta da girişimci daha para kazanmadan devlete yüksek tutarlar ödemek zorunda kalıyor. Ayrıca KOSGEB gibi kaynaklara erişim çok sınırlı. “Kredi Garanti Fonu’nun ise şeffaf bir yapısı yok” eleştirisini yapan Aydın Sün, bir girişim fikrinin gelişebilmesi için gereken adımları şöyle paylaştı: “Bir fikri hayata geçirmek için öncelikle girişimcinin o fikre tüm hücreleri ile inanması gerek. Girişimci risk alabilmeli. “Benim şöyle süper bir fikrim var ama birisi yatırım yapsın, ben de maaşlı işimden ayrılıp o fikri hayata geçireyim” demekle girişimci olunmuyor. Eğer o

süper fikre inanıyorsanız, tek işiniz o fikir haline gelmeli ve birisi size inanıp yatırım yapmadan çok önce siz o fikri hayata geçirmeye başlamalısınız. Bir girişimin dünyaya açılabilmesi ise tamamen farklı bir konu. Türkiye’de pek çok girişim, yabancı bir projeyi kopyalayıp Türkiye’ye adapte etmek üzerine kurulu. O zaman da ‘dünyada gerçeği varken, niye sizi tercih etsin?’ durumu doğuyor. Eğer bir fikri dünyaya açmak istiyorsanız fikriniz önemli bir ihtiyacı karşılamalı, orijinal olmalı ve en önemlisi, o pazardaki global rakiplerle rekabet edecek düzeyde ve kalite olarak çok yüksek olmalı.” Eğitim sistemi değişmeli Yatırım destek ekosistemine baktığımızda, Sün, “Yurtdışındaki yatırım ekosistemini gördükten sonra Türkiye’de yatırım desteği adına pek de bir şey yapılmadığını düşünüyorsunuz” çıkarımını paylaştı. Bu noktada, Sün’e göre, kamu tarafında öncelikle dijital girişim için bir tanımlama yapılarak, bu tanıma uyan firmalara özel imkanlar sunulmalı. Bunların başında

da söz konusu firmaların, ölçeklerine bakılmadan Ar-Ge desteklerinden yararlandırılması geliyor. Ayrıca dijital işler yurtdışına da çok rahat hizmet satışı yapabilmekte. “Ancak yurtdışına verdiğiniz hizmetin faturasını Türkiye’den kesiyorsanız, yüzde 18 KDV’sini cebinizden ödemeniz gerekiyor” bilgisini veren Aydın Sün’e göre, bu hata ortadan kaldırılmalı. Aydın Sün, önerilerini şöyle sıraladı: “Kamu risk sermayesi piyasasını güçlendirebilmek için melek yatırımcılık konusunda olduğu gibi çeşitli yöntemler izlemeli ki yabancının pek girmediği risk sermayesi pazarında Türk firmalarının ellerindeki sermaye güçlensin ve daha fazla girişime yatırım yapabilsinler. Dijital girişim ancak özgürce, çizilmiş kuralların dışında düşünebilen kişiler tarafından oluşturulabilir. Bunu yapabilmek için de Türkiye’nin ezberci, kuralcı, bilimsel yaklaşımdan uzak, araştırma merkezli olmayan eğitim sistemini değiştirmek gerekir.”

TÜM ADIMLARI ‘KÜRESEL’ DÜŞÜNEREK ATMAK GEREK Girişimcilik Türkiye’de her geçen yıl daha fazla öğreniliyor ve anlaşılıyor. Ancak daha büyük bir ivmeye ihtiyaç var. Çok daha hızlı hareket etmemiz ve katma değeri yüksek girişimler çıkartmamız gerekiyor. “Önümüzdeki yıllarda sadece ülke içinde değil, tüm dünyada başarılı olabilecek girişimlerimizin sayısını arttırmamız gerekiyor. Bunlara “katma değeri yüksek” veya “yüksek etkili” girişimler diyebiliriz” detayını paylaşan Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir’e göre, dijital girişimcilikte daha yolun başında olduğumuzu söyleyebiliriz. “İstanbul’u dünyanın en önde gelen girişimcilik merkezlerinden birisi haline

Etohum Kurucus Burak Büyükdemir

getirmek için çalışmalıyız” önerisini yapan Burak Büyükdemir, detayları şöyle anlattı: “Diğer ülkelerden girişimcilerin Türkiye'de şirket açmalarının ve burada çalışmalarının önünü açmamız gerek. Bu, girişimcilerimizin bakış açılarını değiştirecek ve rekabet güçlerini arttıracak. Dünyada başarılı şirketler kurmak için sadece teknoloji sektöründe değil, diğer alanlarda da bu konuda tecrübeli girişimcilere ve yöneticilere ihtiyaç var. Girişimcilerimizin kendilerini eğitmeleri ve diğer ülkelerdeki girişimcilerle rekabet edebilir düzeye gelmeleri gerekli. İnternet girişimcilerinin

sadece Türkiye pazarına değil, dünya çapında ürünler geliştirerek yabancı yatırımcıların ilgilerini çekebileceklerini düşünüyorum. Yapılacak iş modelinin müşterinin hangi sorununu çözdüğü önemli. Pazar rekabetinin ve ekibin iş planında olmazsa olmaz unsurlar. Finansal tahminleri tutarlı yol haritalarına sahip olmalılar. İş planının sayfa sayısından çok, içeriğinin doyurucu olmasını tercih ediyor, girişimin yarattığı katma değer üzerinde duruyoruz. Girişimcilerin bu noktalara hakim olması ve yatırım almadan önce bu hazırlıkları yapması, gireceği sektöre hakim olması önemli.”


MERKEZİ YÖNETİM ÖZELLİĞİ

NORTON Internet Security Ürünlerinde

Norton Security Deluxe Tüm aygıtlarınızda bulunan verilerin tamamını korur. Tek bir abonelik ile birden fazla PC, Mac, akıllı telefon ve tableti korur. Kullanıcı dostu web portalı ile korunan tüm aygıtları yönetmenizi sağlar. Kötü amaçlı programlara ve diğer çevrimiçi tehditlere karşı korur. Kimliğinizi ve çevrimiçi işlemlerinizi güvende tutar.


22

DOSYA

BThaber

Dijital İşler, Dijital Kazançlar

27 Şubat - 5 Mart 2017

YAZILIM İHRACATINDA BAŞARI HİKAYELERİ ÖRNEK ALINMALI Geçen yıllarda TÜBISAD tarafından yapılan bir araştırmada, bir kişiyi iş hayatına kazandırmak için yapılması gereken yatırım miktarının sanayi için 70 bin dolar, hizmetler için 50 bin dolar, bilişim için ise sadece 5 bin dolar olduğu belirtiliyor. Bu açıdan bakarsak, yeni mezunlarımızın, BT sektörüne kendi girişimlerini yaparak girmelerinin önündeki tek engelin işe yarayacak bir fikir, çözüm ve ürün olduğu düşünülebilir. Yani gençlerimiz, sektörümüzde kendi yatırımlarını yapmaları için, sadece kendi hayal güçleri ile kısıtlı. İrlanda’nın ortalama 4 milyon nüfus, 35 bin BT çalışanı ile, 1.92 milyar dolar bilişim sektörü ürün ve servis ihracatı yaptığı, İsrail’in ortalama 7 milyon nüfus, 25 bin BT çalışanı, 1 milyar dolar ihracat geliri yarattığı bir sektörden söz ediyoruz. Ülke nüfusundan gidersek, 70 milyon nüfus ile, BT ürün ve servis ihracında İsrail ile aynı değeri yaratabilsek, 10 milyar dolar ek milli gelir işten değil. Bu bilgileri veren Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, şu detayları paylaştı: “Kalkınma planlarına BT sektörünü koyan hükümetler, Ar-Ge faaliyetleri için sadece devlet teşviği ile kalmamış, üniversitelerin ilgili birimlerinin kurulması

için gerekli yatırımları yapmış, özel firmalara vergi avantajları gibi kolaylıklar sağlayarak ülkelerine çok sayıda yabancı yatırım da almış durumdalar. Öte yandan, ürünlerin uluslararası pazarda tanıtılması ve ihracatın desteklenmesi için milli bir stratejinin olması önemli. Yazılım ihracatını geliştirmek ve yabancı yatırım almak için İrlanda’daki IDA (Industrial Development Authority), Hindistan’daki NASSCOM (Nat. Ass. of Software and Services Companies) bazı devlet kurumlarına örnek. Dolayısı ile, genç girişimcilere daha çok devlet desteği, vergi muafiyeti, ilk yatırım desteği gibi konularda, devletten daha çok destek beklenebilir.” Ticari bilgiler de eğitimlere eklenmeli Ekibini kurup, fikrini hayata geçirmek üzere yazılım üretmeye başlayan gençlerin başarılı olmaları için en önemli eksikleri tecrübe ve ticaret hayatı hakkındaki bilgi birikimi. Bunun için de kendilerine “gri saçlı” bir büyüklerini danışman olarak alabilirse, başarıya daha hızlı ulaşmaları mümkün olabilir. İhtiyaca yönelik iyi bir çözüm, hayatı kolaylaştıran bir mobil uygulama iyi fikirlerin başlangıç noktası olarak belirlenmeli. “Sanayiüniversite işbirlikleri geliştirilmeli,

üniversitelerde sektörün başarılı girişimcilerinden daha çok konuşmacı olarak yararlanılmalı, ilgili bölümlerin son sınıflarına, sadece network, siber güvenlik, yazılım gibi teknik konuları değil, iş hukuku, ticaret kanunu, borçlar kanunu gibi ticari bilgilerin de ele alındığı girişimcilik programları eklenmeli” önerisini yapan Levent Turan, şöyle devam etti: Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklar daha da artırılmalı “Hindistan, İrlanda ve İsrail’ in başarısının altında yatan faktörleri incelediğimizde, üç ülkenin de milli bir vizyon çerçevesinde planlı çalışmalarının en öncelikli etken olduğunu belirtmiştik. Bununla birlikte, üç ülkenin de farklı stratejiler belirlediğini gözlemliyoruz. Yazılım uzmanlarımızın diğer ülkelerde çalışarak deneyim ve bilgilerini artırmaları için ülkeler arası anlaşmalar yapılmalı. Hedeflenen deneyimleri elde eden bu insanların geri gelerek bu alanda katalizör etkisi yaratmaları sağlanmalı. Vergi teşviği, istihdam garantisi, taşeronluk anlaşmaları ile, daha çok yabancı bilişim yatırımcısının ülkemize gelmesi teşvik edilmeli. “Bilişim Vadisi” gibi oluşumlar için yapılan çalışmalar

Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan hızlandırılmalı. Resmi her seviye uluslararası ziyarette, bilişim sektörüne vurgu yapılarak, ikili bilişim anlaşmaları yapılmalı. Otomotiv sektörü gibi ortaklık anlaşmaları ile başlayan yabancıyerli firma evliliklerinden, yıllar sonra yerel yazılım ve servis ürünleri ortaya çıkabilir. Yazılım sektöründe, ihtiyaçların ulusal kaynakları destekleyecek şekilde karşılanması halinde, gerek üretim süreçlerinde gerekse üretim sonrası destek hizmetlerinde istihdam önemli ölçüde artacaktır.”

FİKİRDEN ÜRÜNE, UZUN İNCE BİR YOL Dijital çağda, farklı ürün ve çözümleri en kısa sürede ve çoklu kanal yapısıyla pazara sunabilme kabiliyeti, bütün şirketler için kaçınılmaz bir gereklilik halini aldı. Sektörden bağımsız olarak sürdürülebilir bir biçimde büyümek için geleceğin ihtiyaçlarını şimdiden öngörebilmek kadar, gereken adımların zamanında ve hızla atılabilmesi büyük önem taşıyor. Bu yüzden, özellikle teknoloji geliştiren firmalar için Ar-Ge ve inovasyonun kritik başarı faktörü olduğunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz. “İster kurum içi girişimcilik olsun,

ister bir fikirle yeni yola çıkılıyor olsun izlenecek yöntem aslında aynı; her yeni fikrin iyi bir fikir olmayabileceğini kabul etmek ve çabuk pes etmemek” tespitini paylaşan Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım, bu yorumunu şu sözlerle detaylandırdı: “Günümüzde yeni bir fikir, artan müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde kaliteli ürün veya hizmete dönüşebiliyorsa, daha da önemlisi kullanıcısının hayatında bir biçimde fark yaratıyorsa pazarda kendine yer bulabiliyor. Bu nedenle öncelikle,

yeni fikrin ürüne veya hizmete dönüşmesi halinde yaratacağı katma değeri öngörecek mekanizmaların oluşturulması gerekiyor. Ürün ve hizmet yol haritalarının çok dikkatli oluşturulması, bunu yaparken büyük resmin gözden kaçırılmaması ve çok seri aksiyon alınması ayrıca önemli. Ancak, sürdürülebilir başarı için bunlar da yeterli değil. Girişimcilere Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin şirketteki tüm iş süreçlerini ilgilendiren ve kapsayan stratejik bir faaliyet alanı olarak tanımlanmalarını önemle tavsiye

DİJİTALLEŞMEDE TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT VAR Dijitalleşme, büyüyen bir dalga. Şirketler yazılım ve sistemleri kullanmaya başladıkça dijitalleşti. Dijitalleştikçe de işlerini daha kolay, daha hızlı ve daha az maliyetle yapmaya başladı. Böylece bir sonraki adımda karşılaşacakları problemleri de dijital olarak çözmeyi talep ettiler ve dalga dalga büyüyen bir pazar oluştu. Kolay İK Kurucu Ortağı Çağlar Yalı, bu gelişim sürecini anlattıktan sonra ekledi: “Buradaki en önemli nokta, önyargılardan uzak durmak. Şirketlerin dijitalleşme adına bir kere adım atıp sistem ve süreçleri kullanmaya başlaması, rekabet koşullarından dolayı diğer şirketleri de etkileyecek ve bir döngü oluşturacak.

Böylece maliyetleri düşüren, süreçleri sistematik hale getirenler fark yaratacak. Bu nedenle dijitalleşme adına Türkiye’nin önünde çok büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum.” Çağlar Yalı’ya göre, dijitalleşme yolunda yapılacak yeniliklerle ilgili bir taraftan olumlu gelişmeler yaşanırken, diğer taraftan da bazı engeller söz konusu. Bunlardan en büyüğü, şirketlerin satın alma alışkanlıkları. Dünya genelinde giderek büyüyen bir yazılım trendi var. “Ülke olarak henüz bu trendi yakalayamasak da, Kolay İK gibi bu işi yapmaya gönüllü şirkeler giderek artıyor” saptamasını yapan Çağlar Yalı’ya göre, bu nedenle ülkemizdeki

iş yapma alışkanlıkları, yönetici, patron ve sektördeki çalışanların dijitalleşmeye karşı koyduğu dirençler kırılabilirse, sürecin daha hızlı işleyeceğini düşünmek mümkün. Bir girişimcinin stratejisinde çıkış noktası ‘Bir fikrim var’ söylemi, tek başına kesinlikle yeterli değil. Çağlar Yalı, bu yorumunu şu sözlerle açıkladı: Kurumsal fonlar artmalı “Yurtdışına açılmak ve başarılı olmak için, günlük problemleri çözebilecek ekibe ve öğrenme hızına sahip olmak gerekiyor. Problemleri öngörebilen veya daha önce tecrübe eden bir kurucu ekibin olması mümkün değil. Dolayısıyla her zaman beklenmeyen problemler yaşanabilir.

ediyoruz. Karel, konusunda yetkin ve sistematik Ar-Ge birimine sahip bir teknoloji şirketi. Her yıl, üretimden satış cirosunun yaklaşık yüzde 10'unu Ar-Ge faaliyetlerine ayırıyoruz. Bilkent CyberPark’ta faaliyet gösteren, toplam 167 kişinin çalıştığı Karel Ar-Ge Merkezi, haberleşme elektroniği, askeri elektronik ve endüstriyel elektronik alanlarında özgün bir konuma sahip. Kuruluşumuzdan itibaren Ar-Ge gücünü en önemli katma değer olarak gördük, süreklilik arz edecek şekilde bu yönde yatırımlarımıza devam ettik.”

Bunları aşma hızı, şirketin büyüme hızını da belirler. Eğer sorunlar yeterince hızlı aşılabiliyorsa, yurtdışına açılmanın önünde hiçbir engel olmaz. Öte yandan, farklı bir ülkeye gitmek, bir bilgi dağarcığı ve yeni öğrenme süreçlerini beraberinde getiriyor. Bu sürece hızlı uyum sağlayabilecek bir ekip varsa, kesinlikle başarı da ardından gelir.” Türkiye genelinde ve girişim dünyasındaki yatırım miktarları, istenen oranda sonuç alınamadığı için, büyük bir risk taşıyor. Yatırım miktarlarının düşük kalması, ülkemizden büyük projeler çıkması ve dünyaya açılması olasılığını azaltıyor. Bu nedenle kurumsal fonların artması ve kendi uzmanlık alanlarındaki girişimlere yatırım yapması gerektiği yönünde fikrini paylaşan Çağlar Yalı’ya göre, bu noktada kamuya da önemli görevler düşüyor.



24

BThaber

BTnet.com.tr

Aksigorta’dan Robot Dönüşüm Projesi

Aksigorta Bilgi Teknolojileri ve Dijitalleşmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Metin Demirel Aksigorta’nın Robot Dönüşüm Projesi ile hayata geçirilen sanal çalışanlar 8 kat fazla hizmet üretip 7/24 hizmet veriyor. Poliçe üretimi, hasar dosyası açılması gibi 7 farklı süreci yürüten sanal çalışanlar, projenin başladığı 2016 Eylül’ünden bu yana 20 bin poliçe düzenlenmesi ve 5 bin hasar dosyası açma işlemini gerçekleştirdi. Mevcut çalışanların ise işleri arasından operasyonları çıkararak, onları daha katma değerli işlere yönlendirmeyi amaçlayan proje ile çalışan verimliliğinin yanı sıra müşterilere sunulan hizmetin kalitesi artıyor.

Her bir robotun bir iş yapabilme özelliğine sahip olduğu projede sanal çalışanlar, teknolojiden bağımsız birçok uygulamaya entegre edilebilirken, uygulama aşamasını çok hızlı gerçekleştirebiliyorlar. Tekrarlayan işleri tamamlamak için daha az kaynak ihtiyacı duyan sanal çalışanların, ilerleyen süreçte hasar ve üretimde daha da yaygınlaştırılması, finans ve tahsilat bölümlerinde de aktif hale getirilmesi planlanıyor. Sabancı Holding’in Aksigorta’daki ortağı Ageas’ın “Robot Dönüşüm” projesine de öncülük ettikleri bilgisini veren Aksigorta Bilgi Teknolojileri ve Dijitalleşmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Metin Demirel, “Bu proje ile son teknolojiyi kullanarak hem müşterilerimize verdiğimiz hizmeti mesai saatleri ile sınırlamıyor ve 7/24 hale getiriyor hem de çalışanlarımızın üzerindeki operasyonel yükü alarak onların birikimlerini, uzmanlıklarını daha çok yansıtabilecekleri pozitif müşteri deneyimi yaratacak işlere yönlendiriyoruz” bilgisini verdi.

27 Şubat - 5 Mart 2017

Ev satmak, bir dert olmaktan çıkıyor

Evtiko Kurucu CEO Sina Afra 2016 Eylül’ünde Sina Afra önderliğinde Can Günay ve Aziz İhsanoğlu tarafından, yerli ve yabancı yatırımcıların katkıları ile kurulan Evtiko, teknoloji altyapısı ile gayrimenkul sektörüne farklı bir bakış açısı getirmeyi amaçlıyor. Şu anda 50 milyon TL’lik değerlemeye sahip olan şirket, Rocket Internet

ve kurucusu Oliver Samwer, Avi Alkaş, Esin Güral’ın da içinde olduğu bir yatırımcı grubundan yatırım aldı. Mülk sahiplerinin evlerini birkaç adımda, 72 saatten başlayan süre içerisinde, kolayca satabilmesine olanak sunan Evtiko’ya satılmak istenilen evle ilgili bilgiler internet sitesindeki form doldurularak veya çağrı merkezi üzerinden iletiliyor. Bu bilgiler, kullanılan güncel veri algoritmaları ve SPK lisanslı gayrimenkul uzmanlarının yerinde incelemesi ile 48 saat içinde bir teklif veriliyor. Satıcı kabul ederse, en erken 3 gün içinde olmak şartıyla, evin boşaltıldığı gün ödemesinin tamamını alıyor. Evtiko, bu yönüyle evini satmak isteyenlerin teklif almak için ilk adresleri olmayı hedefliyor. Emlak sektöründeki diğer

bileşenlerle de işbirliğine gidecek olan Evtiko; emlak şirketleri, emlak ofisleri ve ilan siteleriyle ortak çalışacak. Evtiko; İstanbul’un ardından, yılsonunda Avrupa’ya açılmayı da hedefliyor. Türkiye’de geleneksel yöntemlerle bir evin satılması ortalama 109 gün sürüyor. Evtiko ise ev sahiplerinin anlaşma sonrasında 30 gün içinde dilediği zaman evi boşaltabilmesine ve aynı gün ödemesini almasına imkan sunuyor. Evtiko ayrıca ev satarken karşılaşılan problemleri çözüyor, doğru alıcıyı bulmak, pazarlık süreçlerine girmek, potansiyel alıcılara evi gezdirmek gibi sorunları ortadan kaldırıyor. SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanlarının değerleme çalışması ve veri algoritmaları ile hazırlanan raporlar neticesinde de en adil teklif sunuluyor.

Tasarımı siz belirleyin

Kesintisiz ve limitsiz yüksek hızlı internet Tooway markası altında her yıl yenilenen ve güncellenen özellikleriyle internet ürün paketi sunan Eutelsat, 2017 için makul bir fiyata yüksek hızlı kesintisiz ve limitsiz internet erişimi arayan bireysel ve kurumsal müşteriler için Tooway Open'ı Türkiye pazarına sunuyor. Fiyatları 55 TL’den başlayan ve 5’den 30 Mbps’e kadar hız seçenekleri olan Tooway Open ürün ailesinde internet kotası bitse bile, aboneler internet hizmet kullanımına devam edebiliyor. Kurulumu kolay Tooway Open ürün ailesi şu ürünlerden oluşuyor: Tooway Open 5: İnterneti ara sıra kullanımlar için uygun bir çözüm.

Tooway Open 10: Kullanıcılar sorunsuz ve hızlı biçimde sosyal ağlara bağlanabilecek, fotoğraflar paylaşabilecek, internet üzerinden müzik dinleyip, VoIP ile sesli görüşmeler yapabilecek. Tooway Open 15: Tüm ailenin kullanımı için uygun fiyatta internet sunuluyor. Tooway Open 20: Çeşitli cihazları bağlayın, video izleyin, dosyaları hızlı indirin ve yükleyin. Tooway Open Max: Kurumsal kullanıcılar için tasarlanan, optimal bulut kullanımı için hızlı indirme/ yükleme sunan Open Max ile "sürekli internet ve e-posta" avantajlarından yararlanmak mümkün.

Sherpa, kendi geliştirdiği DaaS (Design as a Service) iş modeli ile müşteri memnuniyetini artırdı. Sherpa Başkanı Yakup Bayrak, yeni hizmet modeli Design as a Service ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bir UX Design Stüdyosu olarak, faydasını anlatmanın oldukça zor olduğu bir hizmeti sunuyor ve tek sermayemizin ‘zaman’ olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. DaaS fikri de UX’i ve onun faydalarını proje sahiplerine aktarmaya çalışırken bize en çok yönetilen soruları aramızda tartışırken ortaya çıktı. Müşterilerimiz bize ne kadar finansal kaynak harcayacaklarını ve bizden bunun karşılığında

ne alabileceklerini biz daha çalışmaya başlamadan bilmek istiyor. DaaS, bu soruyu anlamlı kılan model. Gün, ‘yatırımı nasıl yapmalı, ölçümlemeli ve optimize etmeliyiz?’ sorularını doğru yanıtlayabilecek çalışma modellerini ve iş ortaklarını bulma günü. Burada, özellikle ‘tasarımı dijital ekranların daha güzel gözükmesi olarak’ değerlendiren zihinlerde yıkılması çok zor engeller mevcut. DaaS’ı lanse ederken, tasarım stüdyolarının gelişiminin önündeki en büyük problem olan ‘sürekli ve müşteriye göre değişmek zorunda kalınan iş modeli’ sorunsalına yenilikçi çözüm getirmeyi hedefliyoruz.

Müşterilerimiz DaaS ile, tasarım yeteneğimizi hangi koşullarda, ne kadar süreyle ve ne düzeyde erişebileceğini, aldığı hizmetin nasıl kayıt altında tutularak dönemsel olarak kendisine raporlanacağını bilmekte. DaaS, müşterinin hizmet beklentisine göre düşük, orta veya yoğun eforda çeşitlenebilmekte, her sektördeki ve boyuttaki işletmeye göre alternatifler sunabilmekte. DaaS ile amaç; müşterinin, “Şu işim için nasıl bir bütçe ve ne kadar zaman harcamam gerekir?” sorusunu bırakıp, yerine ‘Senin için hangi şartları sağlarsam benim UX Design iş ortağım olursun?’ sorusunu dile getirebilmesi.”



26

BThaber

BTnet.com.tr

Akıllı sürüş teknolojisi için işbirliği

Bosch Rexroth ve Audi, yeni kaynak teknoloji çözümü odaklı kapsamlı işbirliği kararı aldı. Bu kapsamda Audi, otomobil gövde üretimi için Bosch Rexroth'un birleşik kontrolörlerini kullanacak. Yeni birleşik kontrol sistemi; kaynak kontrolü ile kaynak tabancasının doğrudan tahrik sistemini birbirine bağlayacak. Bu çözüm, doğru güç kullanımını artırıp, çevrim süresini kısaltarak daha yüksek süreç performansı sunacak. Audi'nin direnç nokta kaynağı teknolojisi bölüm yöneticisi Guenther Widmann, “Pilot proje ile üç yıldır Bosch Rexroth'un birleşik kontrolörlerini entegre kaynak tabancası sürücüsüyle birlikte kullanıyorduk. Süreç geliştirme üzerinde Rexroth ile çalışarak, basit bir fikri seri üretim yapabilecek sisteme dönüştürebildik. Bu çözüm, hiçbir kısıtlama olmadan ileri teknoloji, yüksek kaynak kalitesi ve ekonomik verimliliğin buluşması oldu” dedi. Sistem sağlayıcısı Bosch Rexroth; transformatör tedarik ediyor, eğitimler veriyor ve sahadaki müşteriye hem devreye alma hem

operasyonlar süresince destek sunuyor. Yeni kaynak teknolojisi ise modern otomobillerin hafif yapısı ile ortaya çıkan ihtiyaçları karşılıyor. Alüminyum, yüksek çekme dayanımlı çelik, plastik ve diğer malzemelerin artan kullanımı, ‘otomobil gövdelerinin yapımında kullanılan malzeme sayısının yükseldiği’ anlamını taşıyor. Bu durum güvenli bağlantı noktaları oluşturmayı zorlaştırdığından, kaynak noktalarının iyileştirilmesi için daha yüksek teknolojiye ihtiyaç duyuluyor. Bu kapsamda Bosch Rexroth, ürün ve uygulama alanındaki deneyimleri ışığında güvenli kaynak denetimi PSI6000 ve akıllı tahrik sistemi IndraDrive Cs'den oluşan yeni bir çözüm sundu. Bu çözümde kaynak tabancasının tahrik kontrolü, robottan çıkıp doğrudan kaynak kontrolüne geçiyor. Orta frekans dönüştürücü ve entegre bir süreç izleme özelliği olan Rexroth kaynak sistemi PSI6000, test çevrimlerini genişleten, yüksek bir kaynak nokta kalitesi sunuyor. Böylece operasyon maliyeti azalırken, üretim sistemi de daha esnek hale geliyor.

27 Şubat - 5 Mart 2017

İyi sürücüler kazansın!

Groupama, güvenli ve kurallara uygun sürüşü teşvik etmek adına kasko müşterileri için ‘Kaskopilot’ mobil uygulamasını hayata geçirdi. Akıllı telefonlara ücretsiz olarak indirilebilen uygulama, GPS yardımı ile Groupama’dan kasko poliçesi olan müşterilerin sürüş alışkanlıklarını analiz edip puanlıyor ve onlara e-para kazandırıyor. GPS üzerinden gidilen mesafe,

ortalama hız ve seyahat haritası gibi bilgileri görüntüleyip sigortalıya raporlayan uygulama, detaylı analiz çıkarıyor. Ani fren, ani hızlanma, viraj hızı, sürüş hızı ve yol tahmini faktörlerini dikkate alarak sürücüye ait profil skoru oluşturan Kaskopilot, 100 puan üzerinden skora göre puanlama yapıyor, 3 aylık periyotlardaki sürüşleri baz alarak 75 ve üzeri

Hız, fark yaratıyor

Hopi ile alışveriş zamanı

Alışveriş uygulaması Hopi, Eğlence Fabrikası ile işbirliği

kapsamında Avrupa’da bir ilke imza atarak üyelerine, Paracık ile iTunes kodu alma imkânı sağlıyor. Kampanya kapsamında kullanıcılar, Hopi’lerinden Eğlence Fabrikası’nın “Hemen Satın Al” butonuna tıklayarak fiyat aralığı 10 TL ile 250 TL arasında değişen kodları Paracıklarıyla satın alabiliyor. Hopililer, Paracıklarıyla aldıkları iTunes kodlarını Apple kimliklerine yükleyebiliyor. Detaylı bilgi için hopi.com.tr sitesini ziyaret etmek mümkün.

skorları ödüllendiriyor. Groupama’dan kasko poliçesi olan, poliçe vadesi bitiş tarihine 1 ay kalmış ya da poliçe başlangıç tarihinden en fazla 1 ay geçmiş olmak şartıyla, Kaskopilot kullanan iyi sürücüler 1 yıl içerisinde Kasko poliçe tutarlarının toplam yüzde 25’ine kadar e-para kazanabiliyor ve Groupama sanal kartlarına topladıkları e-paraları internet üzerinden yaptıkları tüm alışverişlerde anında kullanabiliyorlar. Uygulama ile sürücünün hangi noktada aşırı hızlandığı, nerede ani fren yaptığı gibi verileri harita üzerinde görebiliyor. Güvenli ve iyi sürüş için gerekli ipuçlarını öğrenen ve sürüş skoru üzerinden geri bildirim alarak, sürüş yeteneklerini geliştirebilen sürücüler, sürüş performansları karşılığında ödüllendiriliyorlar. Kaskopilot uygulaması; servis avantajlarını da ücretsiz sunuyor. Sigortalı, uygulama sayesinde hasar ihbarı yapabiliyor, tek tuşla çekici, ambulans gibi asistans hizmetlerinden de faydalanabiliyor, en yakın Groupama anlaşmalı servis ve acente bilgilerine uygulama üzerinden anında ulaşabiliyor. Groupama kasko poliçesi olan müşteriler Kaskopilot mobil uygulamasını AppStore ve Google Play Store’dan ücretsiz yükleyebiliyorlar.

Japonya’nın perakende zincirlerinden Miniso, ürün yelpazesini yönetebilmek ve fiyat değişiklerini anında gerçekleştirebilmek için Sensormatic’in elektronik fiyat etiketi çözümlerini tercih

etti. Kullanılan elektronik etiketlerle fiyatlar birkaç saniye içinde güncelleniyor, stok takibi kolaylaşıyor, elle yazılan ya da basılan kağıt etiketler bitiyor. Uygulama, fiyatların merkezden anlık

olarak değiştirilmesine olanak verirken, fiyat yenilenmesi için kullanılan işgücünde de tasarruf sağlıyor, kampanya ve promosyonların fiyat etiketlerinde anlık görüntülenmesine olanak sunuyor, satışları artırıyor. Sensormatic Pazarlama Direktörü Pelin Yelkencioğlu, “Kârlılığın öne çıktığı rekabet koşullarında, fiyatları doğru yöneten kazanır” derken, hızlı fiyat değiştirmek kadar, raftaki fiyatların her zaman kasa ile aynı olması gerektiğine değinerek, müşteri hassasiyetinin yüksek olduğu bu alanda güven oluşturmanın önemini vurguluyor.



28

BThaber

KARİYER

Proje yönetimi profesyonelleri Dinamikler 2017’de

Adı İstanbul Proje Yönetimi Derneği (İPYD) ile özdeşleşen Dinamikler 2017 - 18. Uluslararası Proje Yönetimi Kongresi, 13 - 14 Nisan tarihlerinde İstanbul Hilton Kozyatağı Oteli’nde gerçekleştirilecek. Farklı sektörlerden 300’ü aşkın proje yöneticisi ve üst düzey yöneticiyi buluşturacak olan kongrenin ana oturum konuşmacıları arasında Korn Ferry CEO’su Şerif Kaynar, BKM Genel Müdür Yardımcısı Celal Cündoğlu, Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, BetaKorp Kurucusu ve İş Modeli Stratejisti Baran Korkut olacak. 12 genel ve paralel oturumun gerçekleştirileceği kongrede, 40’ın üzerinde konuşmacı farklı alanlarda edindikleri proje yönetimi tecrübelerini paylaşılacak. Microsoft ve Yapı Kredi’nin ana sponsor olarak destek verdiği kongre hakkında detaylı bilgilere www.dinamikler.org adreslerinden ulaşılabilir.

Reklamcılığın geleceği yeni nesle emanet Günümüzde teknoloji ve yeni jenerasyonun yetkinlikleri sayesinde reklamcılık sektörü önemli değişiklikler yaşıyor. Bunun sonucunda problem çözmede grup adaptasyonları ve hareket kabiliyetleriyle fark yaratan Y kuşağını, el, göz, kulak ve motor beceri Union İstanbul Ajans Başkanı senkronizasyonu Mehmet Erkmen konusunda yetkin Z kuşağının desteklemesiyle reklam sektöründe yenilikçi işler ortaya çıkıyor. Reklamcılık anlayışında çok şeyin değiştiğini belirten Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, “İnsanların değişen ihtiyaçlarıyla gelişen yeni nesil pazarlama stratejileri bu değişimi etkileyen en önemli unsulardan. Bunları göz önüne aldığımızda reklamcılık sektöründe X kuşağı diye tabir edilen deneyimli insanları, en son bilgi ve beceri ile kendini geliştiren Y ve Z kuşakları yoğun şekilde destekliyor” dedi. Erkmen, şöyle devam etti: “Reklamlarda markanın duruşuna ve karakterine dikkat çekiliyordu. Fakat Y ve Z kuşağının tüm sektörleri etkilemesiyle reklamcılık sektörü de değişti ve çekim dakikaları saniyelere düştü. Markaların da dikkat çekmek için diğer markalardan daha kreatif bir düşünceye sahip olması, bu dönüşümde markaların ve reklamcıların cesaretli olması gerek.”

27 Şubat - 5 Mart 2017

Erdal Güner, Accenture Digital Türkiye Lideri oldu

Erdal Güner Accenture, küresel bazda 36 bini aşkın çalışanıyla hizmet veren Accenture Digital’ı

Ekim 2014 yılında Türkiye’de de faaliyete geçirmişti. Accenture Digital’in yeni Türkiye Yönetici Ortağı ve Lideri ise Erdal Güner oldu. Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, iş hayatına yönetim danışmanı olarak başlayan Erdal Güner, kariyerine önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarında devam etti. 2004 yılında Londra’da bankacılık ve sigorta sektörlerinde strateji danışmanlığı yapan

Güner, 2012 yılına kadar başta İngiltere olmak üzere Almanya, Hollanda ve Güney Afrika ofislerinde çok uluslu büyük banka ve sigorta şirketlerinin çeşitli dönüşüm ve strateji projelerinde görev aldı. 2012 yılında Türkiye’ye dönerek Accenture Finansal Servisler Yönetim Danışmanlığı Birimi Liderliği’ne atanan Güner, Türkiye’nin önde gelen bankaları ve sigorta şirketlerinde yönetici ortak olarak strateji ve dijital dönüşüm projelerini yönetti.

Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması başlıyor Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın üçüncüsü için ön kayıt dönemi başladı. Geleceğin inşaat mühendislerini teşvik etmeyi amaçlayan yarışmaya katılmak isteyen üniversite takımlarının 3 Mart’a kadar ön kayıtlarını tamamlamaları gerekiyor. Üçüncü yılına giren Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın ön kayıt dönemi www.daskbinatasarimi.com adresinde başladı. DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’na üniversitelerin inşaat fakülte ve bölümlerinde lisans seviyesinde eğitim gören öğrencilerin çoğunluğunu oluşturduğu beşer

kişilik takımlar halinde başvurulabiliyor. Yarışma üç aşamada yapılacak. İlk aşamada Proje Ön Şartnamesi’ne uygun şekilde tasarlanan bina projeleri ön elemeden geçecek. İkinci aşamada ön elemeden geçen projeler, DASK tarafından sağlanacak malzemelerle Teknik Şartname’ye uygun bir şekilde bina model maketine dönüştürülecek. Son aşama ise İstanbul’da düzenlenecek final. Finalde, bina model maketlerinin şartnameye uygunlukları ile tasarlanmış ve analiz edilmiş oldukları depremleri simüle eden sarsma masası üzerindeki performansları değerlendirmeye tabi tutulacak. Üç kuvvetli yer hareketinden herhangi

birinde yıkılmadığına karar verilen binalar arasında Nihai Yıllık Kazancı (NYK) en yüksek olan tasarım ve uygulamayı yapan takım yarışmanın birincisi olacak. Yarışmada birinci olan üniversiteye de deprem sarsma masası hediye edilecek. DASK Koordinatörü İsmet Güngör, şunları söyledi: “Deprem tehlikesine karşı en etkili çözümün güvenli binaların inşası olduğuna inanıyoruz. Kurum olarak misyonumuz da ‘güçlü bina, güçlü güvence’ anlayışını temel alıyor. Geleceğin inşaat mühendislerinin konuyla ilgili daha iyi yetişmelerine ve deprem mühendisliğine özendirilmesine katkılar sağlayacağına inandığımız yarışmamız, geleneksel niteliğe kavuştu.”

Yeni “Airpreneurs” programı başlıyor

Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın Havacılık ve uzay sektörü şirketi Boeing, Türkiye Girişimcilik Vakfı ile birlikte gençleri havacılık alanında daha girişimci kılmak ve bu alanda yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla “Airpreneurs” programını geliştirdi. Söz konusu program;

Ankara Bilkent Üniversitesi, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Elazığ Fırat Üniversitesi, Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi olmak üzere 7 ayrı üniversitede gerçekleştirilecek. Programın lansmanı ise 18 Şubat’ta Ankara Bilkent Üniversitesi’nde yapıldı. Program, “hackathon” olarak adlandırılan yuvarlak masa workshop’larıyla yeni fikirleri geliştirmek amacıyla öğrencilerin fikirlerini yarıştırabilecekleri her branştan öğrenciler için hazırlandı. Program sonunda iki kişi, konferanslar ve havacılık sektörlerinden yatırımcılarla bir araya gelme imkanı tanıyan iş

ağı Startup Turkey’e katılma hakkı kazanacak. Türkiye Girişimcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, “Airpreneurs programıyla üniversite gençliğinin havacılık alanına katkılarını genişletmeyi ve onları bu alanda daha aktif kılmayı amaçlıyoruz. Program gençler için önemli bir kariyer seçeneği de yaratacak” dedi. Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın da, “Daha çok gencin bilgilerini ve donanımlarını cesaretleriyle birleştirmesini istiyoruz. Boeing; Airpreneurs programı ile pek çok üniversite öğrencisine ulaşarak, Türk havacılık sektörünün büyümesine ve gençlerin bu sektöre olan ilgisinin artmasına katkıda bulunmayı amaçlamakta” dedi.


X-3200 Barkod Yazıcısı

CP-2140 Barkod Yazıcısı

EZ-1105 PLUS Barkod Yazıcısı

PA-100 Windows CE El Terminali

DL-AXIST Android El Terminali

QD-2430 2D (Karekod) Barkod Okuyucu

ZJ-8330 Masaüstü Fiş/Pos Yazıcı

PP7 Masaüstü Fiş/Pos Yazıcı

XL-2000 Masaüstü Barkod Okuyucu

www.bilkur.com.tr

Bilkur Bilgisayar San. ve Tic. Ltd. Şti.

Fulya Mah. Öztürk Sok. Akabe Ticaret Merkezi No:1B Şişli/İSTANBUL Tel: +90 212 212 6014 - Faks: +90 212 275 1582 bilkur@bilkur.com.tr


30

BThaber

KARİYER

ThoughtWorks Türkiye ekibi genişliyor Türkiye’de 2014 yılından bu yana şirketlerin ihtiyaçlarına özel yazılım çözümleri ile iş inovasyonu, teknik çözüm gelişimi ve dijital strateji hizmetleri sunan ThoughtWorks, Türkiye’deki yönetim ekibini güçlendirdi. ThoughtWorks Türkiye lider takımı sektörün deneyimli isimlerinden Güvenç Güngör, Erkan Binici, Ercan Tanrıbak’tan oluşturuldu. ODTÜ mezunu olan, kurumsal kaynak planlama, e-ticaret ve oyun sektöründe çok kullanıcılı, çok platformlu yazılım çözümlerinin geliştirilmesinde aktif rol alan Güvenç Güngör, Mynet’in platformunu gelişimi ve işletmesinden sorumlu oldu, İngiltere’nin perakende oyun oynatıcısı Rank Group’da yeni nesil projeler geliştirdi. Güngör, ThoughtWorks Türkiye ofisinde Proje ve Operasyondan sorumluluğunu üstlenmeden önce Mynet Oyun Grubu Direktörü olarak görev yapıyordu. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olan Erkan Binici ise Koçbank, Alcatel, Avea, TEB gibi şirketlerde yazılım alanında çalışmalarının ardından 3 yıl boyunca Borsa İstanbul’da yazılım mimarisi ve altyapı ekiplerini yönetti. Bilgisayar mühendisliği alanında yüksek lisans derecesine sahip olan Binici, ThoughtWorks Türkiye projelerinde teknoloji çözümlerinin oluşturulması ve yönlendirilmesinden sorumlu olacak. Ercan Tanrıbak da, 1995 yılından bu yana Superonline, Thomson Reuters, Koç Sistem, Probil, HP gibi şirketlerde yurtiçinde ve yurtdışında müşteri hizmetleri, satış ve pazarlama alanlarında üst düzey yönetici olarak çalıştı. Tanrıbak, 22 yıllık deneyimini bundan sonra ThoughtWorks Türkiye Satış ve Pazarlama ekiplerinin yönetimine aktaracak.

Türk Telekom International’a iki atama Türk Telekom’un uluslararası toptan ses ve veri faaliyetlerinden sorumlu iştiraki Türk Telekom International’ın üst düzey yönetiminde iki atama gerçekleştirildi. Sektörde 28 yıllık tecrübeye sahip olan ve 2003 yılından bu yana Türk Telekom’da Satış, Pazarlama, Toptan Satış alanlarında Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulunan Mehmet Candan Toros, Türk Telekom International Grubu İcra Kurulu Başkanı olarak atandı. Türk Telekom Teknoloji Grubu bünyesinde 2014 yılından bu yana Çekirdek ve Taşıyıcı Şebeke Direktörü olarak görev yapan Yusuf Kıraç ise Türk Telekom International Grubu Genel Müdürü oldu. 1988 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi’nden mezun olan Mehmet Candan Toros, 2012 yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Master Programı’nı tamamladı. Telekomünikasyon sektöründe 28 yıllık profesyonel deneyime sahip olan Toros, 2003 – 2007 yılları arasında Türk Telekom'da Pazarlama ve Teknoloji, 2007-2012 arasında ise Uluslararası ve Toptan Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı/Başkan olarak ülke genelinde ADSL ve geniş bant altyapısının kurulması, yaygınlaştırılması ve satışı fonksiyonlarını yönetti. 2010–2015 yılları arasında, Türk Telekom International Yönetim Kurulu Üyesi olan Toros, aynı zamanda Türk Telekom'da Sektörel İlişkiler ve Proje Koordinasyonundan sorumlu olarak görev yaptı. Son olarak Türk Telekom International Grup CEO’luğu görevine vekâlet eden Toros, Aralık 2016 itibariyle Türk Telekom International Grubu İcra Kurulu Başkanı olarak atandı. Hacettepe Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümü mezunu olan Yusuf Kıraç ise Siemens ve Nokia Siemens’te 12 yıl üstlendiği görevlerin ardından 2008 yılında NGN Grup Müdürü olarak Türk Telekom’a katıldı. 2010 yılında Network Direktörlüğü görevini üstlenen Kıraç, 2014 yılından bu yana Türk Telekom Teknoloji Grubu’nda, Çekirdek ve Taşıyıcı Şebeke Direktörü olarak görev yapıyordu. Kıraç, başta ETNO (Avrupa Telekomünikasyon Şebeke Operatörleri Birliği) olmak üzere telekomünikasyon alanında standartları belirleyen birçok uluslararası teknoloji konsorsiyumunun yönetiminde de yer aldı.

27 Şubat - 5 Mart 2017

İK’da saygı esas

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal Kariyer.net, 22. İnsan Kaynakları Zirvesi’nde İK’da dijitalleşme trendlerini paylaştı. Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal konuşmasında, dünyada ve Türkiye’de insan kaynaklarında dijital davranış ve uygulamaları değerlendirdi. İnsana Saygı Ödül töreninde ise 227 firma İnsana Saygı Ödülü’ne, 13 firma da İnsana Saygı Özel Ödülü’ne layık görüldü. Fatih Uysal, endüstri 4.0 devrimi için şirketlerde

dijital kültürün yerleşmesi gerektiğine işaret ederken, “Dijitalleşmeye uyum sürecinde çalışanlar, şirketlerin önünde ilerliyor. Bu nedenle daha verimli bir çalışma atmosferi yaratabilmek için şirketler de süreçlerini hızla dijitalleştirmeli” dedi. Uysal, “İşe alım süreçlerinin sağlıklı yürüyebilmesi için adayların başvurularına hızla yanıt vermek ve süreçten onları haberdar etmek çok değerli. Bu süreci iyi yöneten firmalar kurumsal itibarlarını da artırıyorlar” yorumunu yaptı. Zirve kapsamında Kariyer. net tarafından 16 yıldır gerçekleştirilen “İnsana Saygı Ödülleri” de sahiplerine verildi. Ödüller, iş başvurularını en hızlı ve en yüksek oranda yanıtlayan firmaların yanında, en çok başvuru alan ve en çok istihdam yaratan firmalara sunuluyor. En Çok Başvuru Alan Firma Ödülü’ne İstanbul’da “Koton Mağazacılık” layık görüldü. En

Çok İstihdam Yaratan Firma Ödülü’nü İstanbul’da “Pronet Güvenlik”; Anadolu’da ise “Rönesans Holding” aldı. En Popüler Firma Ödülü’ne “Türk Telekomünikasyon”, En Çok Aday İnceleyen Firma Ödülü’ne “Turkcell” layık görüldü. En İyi Tasarımlı İlanın Ödülü’nü “Doğuş Otomotiv” alırken, En İyi Videolu İlan Ödülü’nü ise “Perfetti Van Melle” aldı. Bu yıl ilk kez verilen HR Venue Özel Ödülü’nü “Kuveyt Türk” alırken, Katma Değerli Ürünler Özel Ödülü’nün sahibi ise “Decathlon” oldu. Danışmanlık firmaları ise kendi kategorilerinde değerlendirildi ve En Çok Başvuru Alan İK Danışmanlık Firması “Adecco” oldu. Adecco ayrıca En Çok İstihdam Yaratan İK Danışmanlık Firması ve En Popüler İK Danışmanlık Firması olarak seçildi. En Çok Aday İnceleyen Danışmanlık Firması Ödülü’ne ise “Civitas İnsan Kaynakları Danışmanlığı” layık bulundu.

Dil eğitimi için gençlere yurtdışı fırsatı Vodafone’da

Vodafone Türkiye'nin gençlik markası Vodafone FreeZone ana sponsorluğunda StudyExpo Fuarcılık organizasyonuyla düzenlenen StudyExpo Yurtdışı Dil ve Yaz Okulları Fuarı, yabancı dil ve yaz okulları alanında faaliyet gösteren

50’yi aşkın okulu öğrencilerle buluşturuyor. 25-26 Şubat’ta İstanbul Harbiye Hilton, 28 Şubat’ta Ankara Sheraton, 2 Mart’ta İzmir Hilton ve 4 Mart’ta İstanbul Kozyatağı Hilton’daki fuarlarda, öğrenciler yurtdışındaki dil ve yaz okulları

Güvenlikte paylaşım esas halini alıyor Cyber Threat Intelligence (CTA), kâr amacı gütmeyen bu oluşumun ilk başkanlığına Michael Daniel’ın getirildiğini açıkladı. Kurucu üye şirketler Fortinet, Intel Security, Palo Alto Networks ve Symantec de bu oluşuma Check Point Software Technologies Ltd. ve Cisco’nun katıldığını duyurdu. Bu altı kurucu üye; kullanılabilir tehdit verilerini paylaşarak yeni ve otomatik tehdit istihbaratı paylaşım platformuna katkıda

bulunacak ve siber saldırganlara karşı CTA’nın koordineli çalışmalarını geliştirecekler. Kurulduğu 2014 yılından itibaren tehdit istihbaratı paylaşımı yapan CTA, Michael Daniel’ın başkanlığa getirilmesi ve yönetim kuruluna Check Point, Cisco, Fortinet, Intel Security, Palo Alto Networks ve Symantec şirketlerinin kurucu üye olarak girmesi ile bağımsız bir organizasyona dönüştü. Daniel, özel sektörden

ile görüşerek bilgi sahibi olabilecek. Fuara İngiltere, ABD, Kanada, İrlanda, Güney Afrika, Fransa, Avustralya, Yeni Zelanda, Malta, Almanya, Fransa, İspanya, İsviçre, İtalya, Rusya ve Japonya gibi ülkelerden seçkin dil okulları katılacak. “Kişisel Gelişim ve Kariyer Seminerleri”nin de verileceği fuarda, çeşitli etkinlikler ve ödüllü yarışmalar düzenlenecek, katılımcı okullar tarafından indirim ve promosyonlar sunulacak. Ziyaretin ücretsiz olduğu fuar ile ilgili bilgi ve online davetiye için www.studyexpo.com.tr adresi ziyaret edilebilir.

kamuya kadar stratejik siber ortaklıkların ve programların oluşturulması ve diğer ülkelerin etkili güvenlik çözümlerini kurması konusunda CTA’ya uzmanlık katacak. Koordineli bilgi paylaşımına ek olarak, CTA siber güvenlik uzmanlarının kurduğu birlik olması açısından da bir ilk. Sektör liderlerinin tek platformda temsil edildiği CTA, endüstrinin en iyi uygulamalarını şekillendirmeye ve en etkili güvenliğinin sunulmasına yardımcı olmayı hedefliyor.


EĞİTİMLER 3-4 Mart 2017

Cuma - Cumartesi

25 Şubat 2017 Cumartesi

Kadın Yönetici Olmak

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

Y U R T İ Ç İ

Yer : Kadıköy / İstanbul

Bilişimciler Sahnede Yer : Kadıköy / İstanbul

Ayrıntılı Bilgi: ist@tbd.org.tr

Ayrıntılı Bilgi: ist@tbd.org.tr

4-5 Mart 2017

Cumartesi - Pazar

Çocuklar için Kodlama Eğitimi

2-3 Mart 2017 VIII. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı Milli Reasürans – İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.btyd.org.tr

23 Mart 2017 BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

9 Mart 2017

9-10 Mart 2017

8. Ulusal Proje Meslek Konferansı Ankara Mövenpick Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.tpyme.org/ulusal-projeyoenetim-meslek-konfer

Doğu Anadolu 1.Bilişim Buluşması Elazığ Akgün Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.dbb2017.com

14 - 15 Nisan 2017

6 Nisan 2017 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Dinamikler 2017 Proje Yönetimi Kongresi Hilton Kozyatağı Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.dinamikler.org

Yer : Kadıköy / İstanbul Ayrıntılı Bilgi: ist@tbd.org.tr

19 Nisan 2017 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grant İstanbul Ataşehir İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu. com

16 Mayıs 2017

Siz de Eğitimlerinizi Burada Paylaşabilirsiniz! handana@bthaber.com.tr

BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

6 Temmuz 2017 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

22 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

5 Ekim 2017 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

25 Nisan 2017 Siber Güvenlik ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com

14 Eylül 2017

com 11 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr

24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com

3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

26 Eylül 2017

BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

22-23 Kasım 2017 Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

E T K İ N L İ K L E R 27 Şubat - 2 Mart 2017

Mobile World Congress Barselona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com

Y U R T D I Ş I

19-23 Şubat 2017

HIMMS 17 ABD / Orlando AYRINTILI BİLGİ: www.himssconference.org

20-24 Mart 2017

CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home

23-25 Mayıs 2017

CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.


32

BThaber

MEKTUP

En sonunda bahar günlerinden merhaba, Yaratıcılık ve hayvan sevgisinin buluşması ile açılışı yapıyorum: Evcil hayvanların ihtiyaç duyduğu ürünleri satışa sunan petbesinleri.com.tr, 10 bin üye sayısına ve aylık 3040 bin ziyaretçiye ulaştı ve yardıma muhtaç hayvanlara destek oluyor. Sosyal e-ticaret anlayışıyla çalışan bu yapıda 10 tondan fazla mama yardımı yapılmış, kupon bağışlarıyla birçok hayvan da tedavi olmuş. Mama Yardımı ise petbesinleri. com.tr üzerinden kullanıcıların diledikleri miktarlardaki kedi ve köpek mamasını tüm Türkiye'deki herhangi bir barınağa göndermesi demek. Bu arada, petbesinleri. com.tr’nin Mama Yardımı sekmesindeki ürünler maliyeti fiyatına satışa sunulduğu gibi, kargo masrafları da ücretsiz karşılanıyor. Emeği geçen herkese helal olsun. Biliyorsun, tüm bu daraltan gündeme rağmen İstanbul Beykoz’da 70 metrelik kuyuya düşen ve 10 küsür gün sonra kurtarılan Kuyu köpek, çalışmalara destek veren Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi FRC Robotik Takımı’nın emeğiyle kurtarıldı. Gençlerin rasyonel bilimlere ilgisi ve yaratma yetkinliği bununla da sınırlı değil. Tayvan’da 23 ülkeden 247 projenin katıldığı Taiwan International Science Fair'de Türkiye’yi temsil eden Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencisi Alara Güler, “TohumBot” adını verdiği "Tarımsal Uygulamalar için Düşük Maliyetli Yarı - Otonom Mobil Robot” projesiyle dünya ikincisi olmuş. Özellikle küçük ve orta ölçekli insansız bahçe tarımı alanlarında kullanılacak TohumBot, aynı işi daha az insan gücü, maliyet ve zamanda gerçekleştirerek tarım sektöründe verimi arttıracakmış. Geleceğe umutla

27 Şubat - 5 Mart 2017

Girişimle kazanmanın tam zamanı

bakmamızın sebebi işte bu gençler, haksız mıyım? Yaratıcılık ve fayda odaklı içeriklerim bu kadar da değil … Türkiye’de halen 13 şehirde kullanılabilen toplu taşıma uygulaması Moovit, Android ve iOS cihazlardan erişilebilirlik özelliği ile görme engelli kullanıcıların toplu taşıma araçları ile daha kolay seyahat etmelerine yardımcı oluyor. Kullanıcılar yol boyunca Canlı Yol Tarifi, durakları yaklaştığında İnme Zamanı Bildirimleri, ‘durağa geldik’ bildirimleri gibi Moovit’in tüm özelliklerinden faydalanabiliyormuş. Sırada çevresel gündemim var. Zorlu Enerji, güneş enerjisi alanında yenilikçi çözümler sunmak için First Solar şirketi ile özel bir işbirliği gerçekleştirmiş. Bu kapsamda Zorlu Enerji, First Solar'ın performansı yüksek ince film fotovoltaik (PV) güneş panellerinin 26 ülkedeki satışında beş yıl boyunca tek yetkili distribütör olacakmış. Bu kurumsal adımı, biraz da bireysel farkındalık ile geliştirsek hiç fena olmaz. Çünkü tahmin edeceğin gibi, yaşam alanlarına gün ışığı ve havalandırma sağlayan pencereler, enerji verimliliği için de önemli. Pencere ve Kapı Sektörü Derneği’nin (PÜKAD) araştırması bunu gösteriyor: Türkiye, enerjisinin yüzde 30’unu binaları ısıtmak için kullanıyor. Sırf bu veri bile

enerji tasarrufunda pencerenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Pencere seçimi önemli, çünkü binalardaki enerji kaybının en büyük sebeplerinden biri de yanlış pencere kullanımı. Öyle ki, bu nedenle enerji kaybı yüzde 15’lere varıyor. Bu nedenle doğru tasarım, doğru seçim ve doğru kurulum çok önemli. Bu haftaya yaratıcılık ile başladım, şimdi de bu yaratıcılığın ödülünü nasıl bulduğuna bakalım dilersen. Alcatel cihazlarının lisans sahibi TCL Communication ile uzun vadeli işbirliğine hak kazanan, mobil teknolojiler

başvuru arasından seçilen en iddialı 8 start-up ise Skyboy, Comet, Blacknut, V-cult, Homido, Sensego, Feeligo ve Calea. Bu yıl ikinci kez açıklanan Startup 100 Listesi; girişimcilik ekosistemini desteklemek, başarılı örnekleri öne çıkarmak ve yenilerini teşvik etmek amacıyla hazırlanıyor. Bulut bilişimde Bulutistan, Startup100 Listesi'ne girmeyi başarmış. 100 prestijli şirket arasında yer alan Bulutistan, İstanbul'da düzenlenen törende Startup100 Ödülü'nü almış. Bulut tabanlı insan kaynakları ve personel yönetim

alanındaki en iddialı 8 startup açıklandı. Bu açık inovasyon programı ile TCL, cihazlarındaki kullanıcı deneyimini zenginleştirmeyi ve startup’lara uluslararası alanda etkinlik, küresel ortaklık ve müşteri ağı, TCL Grup içerisinde çeşitli iş birimleri ile doğrudan ortaklık fırsatları gibi avantajları sunmayı amaçlıyor. TCL’nin 2014 yılından bu yana hızlandırdığı startup havuzuna girmek isteyen 80’den fazla

sistemi Kolay İK da Endeavor Türkiye TOBB Genç Girişimciler Kurulu’nun desteğiyle oluşturulan “Startup100 Listesi’ne 10’uncu sıradan girmiş. StartUp 100 Ödülleri listesinde yer alan Expertera ise Türkiye’de geleceğin iş modeli olan esnek işgücüne öncülük ediyor, dünyanın önde gelen kurumsal şirketleri, yatırım fonları, danışmanlık firmaları ve hızla büyüyen KOBİ’lere her alanda uzmanlık

çözümleri sunuyor. Dünyaca ünlü Fast Company dergisi, ‘Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri 2017’ listesini açıklamış. Türk girişimci Hamdi Ulukaya’nın ABD’de kurduğu Chobani doğal gıda firması da, listenin ‘Gıda ve Sosyal Fayda’ kategorilerinde 1 numaraya yerleşmiş. Chobani, dünyanın dört bir yanından binlerce şirket arasından seçilen 50 şirketlik listede ise dokuzunculuğu elde etmiş. İşte yaratıcılığın küresel olduğu gerçeğine en güzel ve güncel örnek bu olsa gerek. Arçelik de dünyanın en saygın tasarım ödüllerinden IF Design’dan bu yıl 4 ödülle dönmüş. Arçelik, IF Design 2017’de Grundig Delisia El Blenderi, Beko Cosmos Gardırop Tipi Buzdolabı, Grundig Fourever 3K Buzdolabı ve Grundig Fourever 4K Flush Handle Buzdolabı ürünleriyle 4 ödül almaya hak kazanmış. Bu haftanın ağırlıklı gündemi yaratıcılık oldu madem, noktayı da yine bir başarı hikayesi ile koyuyorum. Dünyada hızla yaygınlaşan “kitlesel fonlama” sistemine katılan oyuncu - yazar yaratıcı drama lideri Edibe Alsancak, yeni şiir kitabı “Müstehzi Mahal”in yayın finansmanını CrowdFON.com üzerinden gerçekleştirmiş, hatta kitap, CrowdFON’da en çok fonlanan edebiyat yayın projesi olmayı başarmış. CrowdFON’u bünyesinde barındıran GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CrowdFON ortaklarından Gökhan Duyarlar, “Tüm çabamız yeni fikirlerin ihtiyaç duyduğu fon desteğine hızlı ve etkili bir şekilde ulaşabilmesi” demiş. Bu temenni dilerim yerini bulur. İyi bir hafta dilerim, yine bu sayfalarda buluşalım,

REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1111

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

www.bthaber.com

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

27 Şubat - 5 Mart 2017

www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Editör

Görsel Yönetmen

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr

Online Editör

Video Editör

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr

Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)

Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Everyone is aware that this job is not possible without ‘UX’ UXistanbul, the first international user experience and usability conference of the region and Turkey, was organized by UXservices in collaboration with Arçelik and brought together industry experts. Following the opening speeches, the event continued with activities and parallel sessions and brought participants from abroad together at Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel. The Managing Partner of UXservices, Barış Sarıalioğlu, who made the opening speech of the event, paid attention to the importance of the event for Turkey and the region as being the third one this year. Barış Sarıalioğlu pointed out that the event has achieved a traditional structure, also shared information about the 2016-17 edition of the ‘Turkey User Experience Report’. At this point, investing in user experience and usability areas are now perceived as a necessity by the business community in the name of adapting to ever-increasing competition. According to the report, there is still an UX personnel search in 77 different sectors. It is also seen that more than half of the companies in Turkey use outsourcing at different scales when they focus on user experience and usability. According to Barış Sarıalioğlu, “this rate is increasing each year and it shows that the proportion of companies that are inclined to meet the same activities with internal resources decreases.” The main reason for this decrease is companies’ own resources becoming insufficient as the investments in this area increases more than the tendency to meet the needs via outsourcing. Active resume number exceeds 8 thousand Meanwhile, the report also shows that the top management of the companies plays a very active role in the process of final decision on the designs. “But compared to last year’s survey, there is an increase in the share of users in the design decisions after UX,” said Sarıalioğlu, sharing the

Traditional UXistanbul meeting revealed an important survey to create a new user experience (UX), to constantly analyze and develop the institutional innovation. Awareness in the industry has developed so much over the years that there is a steady increase in UX employment and in the quest for this issue. following information: “As we have seen in the survey, the number of active resumes in the UX field is 8 thousand 430. We did not expect so many people to come up, but it seems that the UX interest is increasing in the institutions. Companies now have user experience specialists, which is a good development. 60% of companies are receiving services from outside. Meanwhile, companies invest in UX, but 52% do not measure return on investment.” Details from UXservices Managing Partner Barış Sarıalioğlu… •

According to the results of the survey, some of the companies are only interested in being “interested” in UX. However, it is also seen that more than 70% invested in this area. Compared to the previous year’s survey, there is an increase in UX maturity levels. In other words, there is a stable development each year. The main problem with the UX focused work at the companies is inadequate knowledge of the field with 33%. This is followed by 24% with time constraints, 15% with labor shortages, and 11% with budget constraints. At this point, as the awareness of user experience evolves, it is expected that the number of experts with field knowledge will increase. In addition, the development of companies’ UX focused maturity could also reduce these four fundamental problems. UX design driven development is accompanied by an increase in the need for people with expertise in this area and the employment of people

with this competency. At every scale, the companies focus on recruiting UX and design experts to stay in the game. However, according to the survey, there is still way to go in this issue. • Compared to the previous year’s survey, a 20% decrease in the percentage of companies that do not invest in UX also reveals the extraordinary and potential in this title. In light of these results, the steady decline in the number of companies that have never invested in UX in the coming period is expected to continue. According to the survey results, companies are receiving outsourcing support in different levels for their UX focused work. In the face of this outsourcing increase compared to previous years, it shows that the companies that tend to do the same work with internal resources are decreasing. Note, however, that this decline is largely driven by the UX focused outsourcing trend, which is due to an increase in institutional investments, resulting in inadequate internal resources. Internalizing UX makes a difference We discussed UX focused work with Arçelik Procurement Director Evren Albaş: How important is user experience for your work and product development processes? We have many different brands and many products within. Our most important goal is to provide customer satisfaction. For this purpose, in our dealers who we connect our customers with our products through, we are doing a lot of work on consumer services. What we want to do with user experience, in fact, is to model what the customer expects and

what needs to be done before starting to use a product, thus integrating the user experience into the process of product design. So it is not based on the output of the product line, it is also based on the user experience for us to do it at the beginning of the work. How do you do that with different products and different brands covered by each product range? This is a process with continuity. The user experience is a concept that needs to be internalized in a long term journey and organization. This is a phenomenon that all top management in Arçelik owns and there is a culture within the company. Under our marketing department, we have a chapter called ‘user insight surveys’. So before we start thinking about what the user experience will be when designing the product, we spread the work we have done with user insights into all our product groups. For example, last year we worked in 52 product groups within the scope of our work in small household appliances. So almost every week over the course of the year we have been working on a product, focusing on the user experience. In addition, we have a lot of extensive work done in the same way from white appliances to TVs. In our R&D laboratories, we have special test areas where we monitor user habits. Last year more than 300 different users were invited our test areas, we let them use our products and transfer their evaluations into our designs as input. In this way, we are creating a collaborative environment in user-product design focus. We do not only produce a product and take the experience of the user; we also directly incorporate this information into our production process. That is to say, there is always a dynamic structure. Yes. We apply our own model

for each product range, constantly improving it with elements such as change of day, consumer tendencies, and we are processing a constantly living structure. We have a process that begins with user insight survey. After that, we have a multi-stage user experience test based on the product and the stage of the product. We also follow a 5-stage user experience maturity model within the institution. This is an approach we have implemented as a corporate strategy. How do you see the impact of this trend of UX focused works on domestic and overseas consumer loyalty? Our brands, especially in Europe, are at the top levels. We see our own product groups very fortunate in terms of understanding and modeling the user experience. There is a vast interaction between those. Our products are physically touchable the user, giving out visual and audible warnings, and understanding the user’s product habits in this sense gives us a very rich content. In this sense, our products analyze both the quality of the design and the richness of the data set to match the user’s expectations with the functions that the product must perform when we start to use the model to visualize the impression that you will wake up before you start using the product. By reflecting these to our products, when they want to buy a new product, we focus on getting them to choose us again. What will be your UX focused priorities in 2017? What we focus on is not only the product function but also establishing an emotional connection with the user. In this sense, both the forms and the user interface of the products are under a dense questioning, and we are also thinking about doing some special work regarding this issue this year. These are on our agenda for UX. At the same time, the kitchen will be especially focused on for understanding user habits.


There is open source on the basis of innovation! The vast majority of today’s start-ups choose open source in technology infrastructures to take advantage of both cost efficiency and wider contribution. Open source software is passed through a tough process, but they are accepted. Many companies are now using this platform in some way. Especially the startups that are trying to develop or develop a technology-based business model are forming open-source based technology infrastructures. RedHat Turkey General Manager Haluk Tekin stated that:

“Open source advocates believe that software is a commodity that must be distributed free of charge after it is produced. Over time, these activist groups come together and support the development of this software. As the software is developed, of course, it begins to attract the institutions’ attention. Businesses need this software to provide support and consultation both during installation and use. At this point, companies such as RedHat have turned it into a business model in order to meet these support needs.

The software does not have a license yet, the software is easy to use and free, but you can still get support from RedHat if you want to use the software in your own commercial business. When we say software, we are talking about a very large family. The most famous of them is the Linux operating system. Of course there are many open source projects known on the market today. In the world, because of its openness, we can say that it is the platform where innovation is provided the most. Many start-ups can develop their

software on these platforms today. This business model succeeded despite the fact that some people perceived it with suspicion at first and it became the target of licensed software makers at first. Today, all of these manufacturers have accepted this model. Everyone calls it an innovation today, and the biggest factor supporting innovation is open source. When we look at the technology infrastructures of companies like Google, Amazon and Uber, we see open source.”

Cloud attraction comes with security risks Intel Security has released the second annual cloud security report titled “Building Confidence in Cloudy Sky”. According to the results of the survey conducted with more than 2 thousand IT specialists from 12 countries on a global basis; confidence in the cloud is increasing. So much so that 62% of the experts keep customer data in the general cloud. However, due to insufficient cyber security expertise, 49% of experts report that they are slowing down the use of the cloud, and 52% report that they are detecting malware from their cloud applications. The perception of general cloud services is getting stronger. Most institutions believe that public cloud services are at least as secure as private cloud and more

cost effective. Increased confidence, as well as a better understanding of the risks and threats in the senior management of companies, is increasingly storing more and more corporate sensitive data in the general cloud. Among the data stored in the general cloud, personal data belonging to the customers are in the first place and 62% of the survey participants use the general cloud in this direction. In contrast, limited security capabilities affect cloud expansion. Almost half of the participating institutions believe that the shortcomings of cyber security have led to slowing down the transition to cloud services and the use of these services, possibly leading to an increase in Shadow IT activities. 36%

of the institutions know that they continue to use the cloud in spite of the insufficiency in this area. Only 15% of those surveyed say there is no shortage of safety competencies. The number of private cloud users has dropped from 51% to 24% in the past year, while the use of hybrid clouds has increased from 19% to 57%. The transition to hybrid architecture requires the development of data centers and high level virtualized, cloud-based infrastructure. Data center servers are virtualized in 52% of the companies participating in the survey, 80% are using containers, and the vast majority of companies are aiming to move to completely software-centric data centers over the next two years. The

suggestions for using cloud from Intel Security are listed as the following: • Cybercriminals are attacking targets that are easy to find, whether they are private, public or hybrid. Integrated and end-to-end security solutions that provide visibility in all of the enterprise’s services are the best way to avoid threats. • All user information is the most open area for attack. For this reason, companies need to take advantage of applications such as differentiated passwords, multi-factor authentication and biometric encryption, if possible, for authentication. • Security technologies

such as data loss prevention, encryption and cloud access security tool (CASB) are not used enough. However, the integration of these tools into the existing security system increases visibility, facilitates detection of shadow services and provides automatic protection of sensitive data used or stored in all environments. • Institutions need to improve risk management and risk mitigation methods in information security. It is important to adopt the “First Cloud” strategy to promote transition to cloud services and to proactively manage cyber security to reduce costs and increase flexibility.

We do not have the luxury of being late for 5G We do not have the luxury of being late for 5G The Association of Freelance Telecommunication Operators (TELKODER) shared information on the 5G technologies on the agenda of Turkey and the transition from 4,5G to 5G. Indicating that GSM base

stations are interconnected by fiber internet cables and that millions of GSM lines work this way, TELCODER pointed out that some of the obstacles have not yet provided the strongest 4.5G infrastructure and it is necessary to plan the 5G transition period planned for

2020 thoroughly. TELKODER President Yusuf Ata Arıak, who informed that the fiber infrastructure of 260 thousand km in Turkey is inadequate and that 1 million km of fiber infrastructure -5 million times more- is needed to reach 21 million houses, shared the following details:

“5G is critical for the telecommunications sector and the future of Turkey. As well as the work on the localization of 5G technologies, the installation of fiber infrastructure needs to be perceived as a national issue. Regular facility sharing rules are not enforced, local

governments, especially the Istanbul Metropolitan Municipality; prevent the fiber investments of the operators. These applications need to be avoided. For a stronger Turkey, our government should change the legislation in an expected way for 100% strong fiber infrastructure.”



Sİber dünyada güvende mİsİnİz? Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya’da siber güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyan tüm sektörler için etkin ve yenilikçi çözümler üretiyoruz.

/ProlineBilisim

Türkiye - Katar - Pakistan

www.pro-line.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.