Sınırları aşan erişim! EX750 Dual Band Wifi Range Extender Detaylar için :
www.btburada.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1112 6 - 12 Mart 2017
Sayfa
10
Katma değer, gerçek anlamına kavuşuyor Katma değerli sunum stratejisini benimseyen Tesan, dağıtıcısı olduğu markalar ve iş ortakları ile 2017 yılında da büyüme bekliyor.
Sayfa
12
Sayfa CIOTurkey çalışmalarına başladı
3
Farklı sektörlerden BT yöneticilerinin yer aldığı CIOTurkey, “Türkiye’de Teknolojinin Geleceği” sloganı ile çalışmalarına başladı.
Sayfa
12
Handan Aybars
Felaket geliyorum demez! Clonera tarafından yapılan araştırmaya göre; Türkiye’de her 3 şirketten biri son bir yıl içinde en az bir dijital felaket yaşamasına rağmen, felaketlere karşı hazırlıklı değil.
Gündemi baştan sona 5G belirledi
‘Mobil telefon sektörü’ buluşmasından çok daha fazlasını bir kez daha ortaya koyan MWC 2017’de 5G ve IoT odaklı yenilikler ön plana çıktı. Bu yönüyle otomotivden konuta ve kamu hizmetlerine, sektörler arasında bir buluşma halini alan MWC 2017 ile bağlantı gücü ve hız kadar, bu gelişimi destekleyen güvenlik teknolojileri, ağ yapıları, bulut bilişim gibi başlıklarda yenilikler de katılımcılara tanıtıldı.
Dünyanın Dünyanın Dünyanın En En En Hızlı Hızlı Hızlı *** Analitik Veritabanı ileTanışın Tanışın Analitik Analitik Veritabanı Veritabanı ileileTanışın
Bellek-içi ve SQL Tabanlı Analitik Veritabanı ile Işık Hızında Performansa Ulaşın! * TPC-H Benchmark testlerine göre EXASOL en yüksek skora sahiptir. http://www.exasol.com/en/in-memory-database/tpc-h/
724
+90 542 717 35 57
www.karadan smanl k.com.tr
Sayfa
15 20
DOSYA:
Bulut Triosu: SaaS PaaS IaaS Bulut bilişim IaaS, SaaS ve PaaS hizmet modelleri ile hızla yaygınlaşmasını sürdürüyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
Vodafone’dan işletmelere 10 numara tarife Şimdi siz de, “İyi ki Vodafone’a geçmişim” demek için Red Business 10 Tarifesi’ne gelin, ay sonu sürpriz faturayla karşılaşmayın. Vodafone İş Ortağım’la işinizi yarına hazırlayın.
Arayın, gelelim: 0850 542 42 42 Vodafone
10 Tarifesi
Kısa bir süre için 1000 DK 1000 SMS
10 GB “Artık rahatça internete giriyoruz, bol bol konuşabiliyoruz, ay sonu faturayı aştık mı diye düşünmüyoruz.”
Ali Sungurlu Zuhal Müzik Genel Müdürü
5 hat ve üzeri alım ve 12 ya da 24 ay kalma sözünüze.
Kurumsal abonelere sunulan Red Business 10 2017 Tarifesi’nin kampanyasız fiyatı 115 TL’dir. 45 TL fiyatı, 5 hat ve üzeri alımda ve 12 ya da 24 ay taahhüt verilmesi durumunda sunulmaktadır. Vergiler dahildir. 10 GB yurtiçinde geçerlidir ve devretmez. Kampanya, 31.03.2017’ye kadar geçerlidir. Vodafone’un kampanya ve tarife özelliklerinde ve ücretlendirmesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen usullere uygun olarak değişiklik yapma hakkı saklıdır. Detaylar: vodafone.com.tr/redbusiness
BThaber
GÜNDEM
6 - 12 Mart 2017
3
Gündemi baştan sona 5G belirledi ‘Mobil telefon sektörü’ buluşmasından çok daha fazlasını bir kez daha ortaya koyan MWC 2017’de 5G ve IoT odaklı yenilikler ön plana çıktı. Bu yönüyle otomotivden konuta ve kamu hizmetlerine, sektörler arasında bir buluşma halini alan MWC 2017 ile bağlantı gücü ve hız kadar, bu gelişimi destekleyen güvenlik teknolojileri, ağ yapıları, bulut bilişim gibi başlıklarda yenilikler de katılımcılara tanıtıldı. GSMA Mobile World Congress (MWC), 27 Şubat-2 Mart Handan Aybars 2017 tarihleri Barcelona arasında bir kez daha Barselona’da Fira Gran Via’da. ‘The Next Element’ mottosuyla mobil dünyanın paydaşlarını bir araya getirdi. 5G ve IoT odaklı yeniliklerin başı çektiği etkinlikte, mobil dünyanın temsilcileri, BT sektörünün küresel markaları kadar, otomobil şirketleri gibi reel sektör temsilcileri de yerlerini aldı. Böylece sektörel geniş bir etkinliğe imza atılırken, zirve de her yıl olduğu gibi binlerce şirketin yine 100 binin üzerinde ziyaretçi ile buluşma noktası oldu. (Ancak gerek ziyaretçilerin gerekse katılımcı yerliyabancı şirketlerin internet bağlantısı konusunda şikayetlerine de bilfiil şahit olduk.) MWC 2017 ile ilgili detaylar, zirveyi yeni müşterilerle bağlantı kurmak kadar, var olan müşterilerle buluşma noktası olarak da tanımlayan Türk şirketlerle röportajlarımız gelecek hafta yine BThaber’de olacak. Bu hafta ise makul bir özetle MWC 2017’de öne çıkanlar gündemimiz… • Vestel, Venus V3 5570’lerle yaptığı akıllı telefon duvarı ile Guinness rekoru kırdı. MWC’deki standında 504 Vestel Venus
• Akıllı araçlarıyla Ford’dan Peugeot’ya birçok otomotiv şirketinin yerini aldığı zirvede, Nokia standı da yepyeni 3310 ile tanışmak, ‘Snake’ oynamak isteyenlerle doldu. Şirket, yaz döneminde dijital sağlık odaklı Withings markalı
telefonla dünyanın en büyük telefon duvarını inşa eden Vestel’in inşa ettiği bu duvar, dünyanın en büyük akıllı telefon duvarı olarak Guinness Rekor’u kırdı. Türk Telekom ve Boni’nin eseri ‘Sesli Adımlar’
projesi de MWC’den ödülle döndü. • Zirve kapsamında Türkiye’nin yanında İngiltere, İsrail, Fransa, Ürdün, Kore ve İspanya standları ile ülkelerin BT şirketleri zirvede yerlerini aldı.
ULAK’ta İmzalar atıldı Türk Telekom, iştiraki Argela’nın da dahil olduğu ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından hayata geçirilen, Türkiye’nin ilk yerli LTE baz istasyonu projesi ULAK’ta satışa ilişkin işbirliği sözleşmesini MWC 2017’de imzaladı. 27 Şubat’ta düzenlenen imza törenine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDHB) Müsteşarı Suat Hayri Aka, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, UDHB
Müsteşar Yardımcısı Galip Zerey, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, Savunma Sanayi Müsteşarı (SSM) Müsteşar Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Murat Şeker’in yanı sıra Türk Telekom adına ise Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Doğan katıldı. Argela, Aselsan ve Netaş’ın yer aldığı ULAK projesinde dördüncü nesil mobil iletişim teknolojilerine
sahip LTE teknolojili yerli baz istasyonları, hem mobil operatörlerin hem de kamu güvenliği kapsamında görev yapan kurumların kullanımına sunulacak. Zirvede konuyla ilgili yapılan açıklamada Aselsan tarafından baz istasyonlarında kullanılmak üzere geliştirilen ilk yerli anteni de en kısa zamanda Türk Telekom şebekesinde test etme ve ULAK’ın ilerleyen süreçte LTE-A şebekesinde kullanımının yaygınlaştırma hedefi üzerinde duruldu.
ürünlerin artık Nokia markası ile pazarda olacağı bilgisini de verdi. • Nokia gibi ses getiren bir dönüşe imza atan BlackBerry de Çinli TCL ile BlackBerry KeyOne’ı tanıttı, dokunmatik ekranın yanısıra kendisinin en popüler cihazlarının klavye özelliğini buluşturdu. Kamera sistemi ile öne çıkan Huawei P10, Sony’den Xperia XZ Premium mobil telefon odaklı yeniliklerde öne çıkarken, bu yılki zirvede yeni bir Galaxy telefon yerine Galaxy Tab S3 ürünü tanıttı. • 5G odaklı tüm bu yeniliklere ve ortaya çıkan potansiyele karşılık, gerek tüketicilerin bu konuda doğru bilgilendirilmesi gerekse ülkelerin bu konuda atması gereken adımlar üzerinde durulan toplantılarda, ‘bağlantılı bir dünyanın’ ihtiyaçları üzerinde duruldu.
4
BThaber
E-TOPLUM
6 - 12 Mart 2017
Kamuda Endüstri 4.0 sesleri yükseliyor Ankara’da gerçekleştirilen Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu’nda kamunun yeni teknolojik döneme ait yol haritaları ele alındı.
Haber Merkezi
Bilişim Zirvesi tarafından 2006’dan bu yana her yıl Ankara’da gerçekleştirilen Teknoloji Platformları etkinliği bu yıl 21 Şubat Salı günü Sheraton Oteli’nde yapıldı. “Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0” ana temasıyla gerçekleştirilen Teknoloji Platformu’nun açılış konuşmasını gerçekleştiren BTHaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, günümüzde tüm süreçlerin dijital yapıya geçtiğini belirterek, kamu kurumlarının da bu konuda önemli atılımlar yaptıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini kaydetti. Teknoloji Platformu’na konuk konuşmacı olarak katılan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan da, şunları kaydetti: “Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerinde kamu her zaman başı çekti. Son yıllarda özel sektörün de bu alanda ciddi adımlar attığını görüyoruz. Bu gelişmede ArGe teşviklerinin önemli bir rolü oldu. Biz bu konuda üzerimize düşen görevi yapmaya ve bu konuyu daha ileri seviyelere taşımaya kararlıyız. Yerli ve milli üretim konusunda işin henüz başlangıç
aşamasındayız. Geçtiğimiz yıl 4.5G ihalesinde şartnamesinde koyduğumuz oranlar, bizim bu konudaki kararlığımızın bir göstergesi oldu. Endüstri 4.0 döneminde artık bilgiyi üretimin odağına koyuyoruz. Lokomotif bir sektör olarak bilişimin farkındalığını hep beraber diğer sektörlere de aktarıyoruz. Dijital gelişmelerin farkında olmayanlar ne yazık ki küçülecek ve yok olacaklar. Bu bakış açısına tüm kamu
kuruluşlarının sahip olduğunu ama bu bakış açılarının nasıl harekete geçirileceği konusunda alınması gereken uzun bir yolun olduğunu düşünüyorum. İşte bu noktada bilişim teknolojileri sektörünün de tecrübelerine ihtiyaç duyuyoruz. Yeni teknoloji ve ürün geliştiren herkesi, arada hiçbir aracı olmadan gelip fikirlerini bize açmasına davet ediyoruz.” Daha sonra söz alan BI
milli ve yerli olması, bu teknolojilerin Türk mühendisler tarafından geliştirilmesi gerekiyor. Biz 15 Temmuz öncesinde bu konuda çok kötü bir sınav verdik. Bu konuda çok büyük zararlar gördük ve artık çok hızlı bir şekilde toparlanmamız gerekiyor. Dijital dönüşüm ile birlikte biz güvenilir kadroları yetiştirmek zorundayız. BThaber ve Bilişim Zirvesi’nin bu etkinlik ile kamu ve özel sektörü biraraya getirmesi, farkındalık çalışmaları açısından oldukça önemli. Etkinliğe katılımın yoğun olması, kamu yöneticilerinin etkinliğe ilgisi dijital dönüşüme olan inancın da bir göstergesi.”
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Sıddık Yarman Türk Elektronik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Sıddık Yarman da, “Endüstri 4.0 Stratejileri, Kapsama Alanları ve Standartlar” başlıklı sunum gerçekleştirerek, dijital dönüşüm ve siber güvenlik çalışmaları konusunda bilgi verdi.
‘İnsan kaynaklarımızı acİlen yenİden yapılandırmalıyız’ Türk Elektronik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Sıddık Yarman, dijital devrime ve dünyaya ayak uydurabilmek için çok ciddi miktarda kalifiye iş gücüne ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Türkiye’nin 2030 yılına kadar yaklaşım 65 bin bilişim uzmanına ihtiyacı var. Dijital dönüşüm süreçlerinde siber güvenlik kavramı oldukça önem kazanıyor. Artık ülkeler arasındaki rekabet ve savaş siber alana kaymış durumda. Her kurumun kendine ait bir güvenli iletişim altyapısının olması gerekiyor. Kripto algoritmalarının mutlaka
süreçlerinin ve ürünlerinin bilişim teknolojileri ile desteklendiği, nesnelerin interneti kavramının geliştiği bu yeni dönemde amacın sadece işletme maliyetini düşürmek olmadığını belirterek, şu bilgileri verdi: “Birçok kurum dijital olgunlaşmayı hafife alırken, var olan birçok belirgin fırsatı da kaçırıyor. Maliyet ve zaman tasarrufu sağlayan operasyon süreci, geliştirilmiş üretkenlik ve artan üretim hızı, yüksek doğruluk ve kalite, kağıt ve kalemden vazgeçme, iş süreçlerini yerinde iyileştirme, makinaların çalışmama süresini ve standart bakım ihtiyacını azaltma, tahmine dayalı bakım planlaması ile rekabet avantajları ve verimlilik artışları sağlanıyor” dedi.
BI Technology Danışmanlık ve Destek Direktörü Emre Çabuk Technology Danışmanlık ve Destek Direktörü Emre Çabuk, “Dijital Dönüşüm: İnsan, Teknoloji, Veri” başlıklı sunumunda, dijital dönüşüm süreçlerinde büyük verinin önemi konusunda bilgi verdi. Emre Çabuk, açık veri ve her verinin birbirleriyle konuşabildiği yeni nesil analitik yaklaşımları konusundaki gelişmeleri de değerlendirdi.
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Ülke Müdürü Ali Oktay Ortakaya Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Ülke Müdürü Ali Oktay Ortakaya, “Endüstri 4.0 Çağında Mobilite” başlıklı sunumunda, üretim
Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak “Bir Tsunami Geliyor: Endüstri 4.0” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak da, dijital dönüşüm sürecindeki gelişmelerin yansımaları konusunda bilgi verdi. Teknoloji Platformu etkinliğinin ikinci bölümünde “Endüstri 4.0’ın Kamuya Yansımaları, Kamu Yeni Döneme Nasıl Hazırlanmalı? Başlıklı bir panel gerçekleştirildi. PTC Türkiye, Yunanistan ve İsrail Bölge Satış Müdürü Dr. Bilgehan Baykal’ın moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı
BThaber
E-TOPLUM
6 - 12 Mart 2017
olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkan Vekili Adile Yamaç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Bilişim Ağları ve Sistem Daire Başkanı Sibel Aslan ile Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Bilgi Sistemleri ve Siber Güvenlik Daire Başkanı Dr. Yenal Arslan katıldılar. Kamu kurumlarının dijital dönüşüm stratejileri ve bu yönde yaptıkları çalışmaların ele alındığı panelde, kurumların önümüzdeki dönemlerde yapmayı planladıkları projeler hakkında da bilgi verildi.
Küresel hukuk kanun tasarıcısı, aktivist eylem tasarımcısı, inanç danışmanı, nostaljik mimari, sitogenetik doktoru tele cerrah, genetik danışmanı, kişisel eczacı, yeniden vahşileştirici, iklim düzenleyici, dikey çiftçi, sanal öğretmen, avatar geliştirici, dijital imaj danışmanı, kişisel marka yöneticisi, kişisel içerik yazarı, sanal gerçeklik mimarı, robot ve yapay zeka terapisti, kişisel film animatörü, mutluluk tasarımcısı, yapay organ imalatçısı, yaşam sonu terapisti, hafıza geliştirme cerrahı, uzay turizm rehberi, uzay hukukçusu, uzay kolonisi sosyoloğu, veri merkezi teknisyeni, dijital duyu geliştiricisi, robot tamircisi, kişisel veri düzenleyici, dijital veri çöpçüsü, asteroid madencisi, exo biolojisit, uzay pratisyen hekimi, sürdürülebilirlik danışmanı, alternatif enerji geliştiricisi, kaya gazı mühendisi, çöp tasarımcısı, kayıp tür canlandırıcısı, basitleştirme uzmanı, drone sürücüsü. “Sanayi 4.0, CC Link
İstanbul Academy Direktörü Levent Karadağ Panelin ardından söz alan İstanbul Academy Direktörü Levent Karadağ, “Kamuda Endüstri 4.0 Meslek Politikası” başlıklı sunumunda, Endüstri 4.0’ın yapıtaşlarını oluşturan teknolojileri; otonom robotlar, simülasyon, bulut bilişim, büyük veri ve analitik, artırılmış gerçeklik, siber güvenlik, üç boyutlu üretim, yatay ve dikey entegrasyon ile endüstriyel nesnelerin interneti olarak sıraladı. Endüstri 4.0’ın yakıtının veri olduğunu kaydeden Levent Karadağ, yeni oluşabilecek meslekleri şöyle sıraladı:
CLPA Türkiye Ülke Müdürü Tolga Bize Teknolojisi ve eF@ ctory” başlıklı bir sunum gerçekleştiren CLPA Türkiye Ülke Müdürü Tolga Bizel,
Sanayi 4.0’ın gerekliliklerini yerine getirmek için kamu, özel sektör ve kamuoyunun ortak bir uygulama ve geliştirme planı üzerinde anlaşmış olmalarının önem kazandığını belirterek, şu bilgileri verdi: “Ülkemizin yapabilecekleri göz önüne alınarak, eldeki kaynakların gerekirse kamu tarafından hareketlendirilmesinin olumlu etkiler yaratacağını düşünüyoruz. Bu yeni sanayi evresinde mevcut üretim gücümüzün güvenli bir şekilde korunması ve geliştirilmesi için destek ve teşvikler oluşturulmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Türkiye’nin çok güçlü bir üretim kapasitesine sahip olduğu gerçeğinden hareketle yüksek potansiyelinin doğru kullanılabilmesi için özel sektör ve yeni pazarlara yönelik yeni kamusal planların yapılmasını ve farkındalığın artmasını çok önemsiyoruz. Bu noktada, Sanayi 4.0 konusunun Türkiye’deki geleceği, izlenmesi gereken stratejiler, kamunun bu süreçteki rolü ve yeni teknolojilere yaklaşımı konularının tartışıldığı bu etkinlik çok değerliydi. Ele alınan konuların yanı sıra kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirmiş olması açısından da önemli bir etkinlikti.”
BOYSWEB Ürün Yöneticisi Göksel Çelik Etkinlik kapsamında ikinci panelden önce gerçekleştirilen son sunumu Bimser Çözüm’den BOYSWEB Ürün Yöneticisi Göksel Çelik, yaptı. “Sanayi 4.0’da Kurumsal Varlık Yönetimi” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Göksel Çelik, toplam verimli bakım yaklaşımıyla kurumların elde edeceği avantajları şöyle sıraladı: Personelin işletmeye kolay entegrasyonu, bakım maliyetlerinde azalma, envanter / Yedek parça stok maliyetlerinde azalma, ekipman satınalmalarında azalma, işgücü verimliliğinde artma, işgücü maliyetlerinde azalma, garanti kapsamındaki işlerin düzenli
5
takibi ile servis maliyetlerinde azalma, hızlı, doğru raporlama ve karar destek bilgisi üretmesi, arızaya müdahale süresinde azalma, bakım kontrollerinin iyi yapılması sonucu daha kaliteli üretim, bakım maliyetlerinin azalmasından dolayı ürün maliyetlerinin düşmesi, bakım ekiplerinin planlı ve kontrollü yönetilmesi, denetimlerde bakım açısından şirketin, olumlu vizyon sunması. Kamuda BT Yönetişimi ve Endüstri 4.0 Teknoloji Platformu’nun son oturumunda “Yeni Nesil Teknolojilere Kamunun Bakış Açısı” adlı panel yer aldı. Danışman Sedef Özkan’ın moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Ülke Müdürü Ali Oktay Ortakaya, Sağlık Bakanlığı Bilgi Sistem Daire Başkanı Fatih Uluçam, Adalet Bakanlığı Sistem ve Bilgi Güvenliği Şube Müdürü Yunus Emre Tiraz ile Altındağ Belediyesi Bilgi İşlem Şube Müdürü M. Erkan Uçaner katıldılar. Kamu kurumlarının yeni nesil teknolojilere bakış açıları ve sağladığı katma değerlerin konuşulduğu panelde, bu konuda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.
‘Dünya ekonomİsİ yenİ bİr boyuta ulaştı’ “Bir Tsunami Geliyor: Endüstri 4.0” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak şu bilgileri verdi: “İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarı’nda zikredilen ve daha sonra bir sanayi modernleşmesi projesi olarak duyurulan Endüstri 4.0 paradigması bugün bir tufana dönüştü. Dünya
ekonomisi, yapay zeka, büyük veri analitiği ve bulut teknolojileri ile yeni ve devasa bir boyuta ulaştı. Dünyanın gündemine akıllı evler, akıllı fabrikalar, akıllı belediyeler ve akıllı şehirler kavramları oturdu. Bu yeni sistemde teknoloji, ekonominin temel taşlarını sürekli değiştiriyor. Teknoloji şirketleri tek tek eski dönemin milyar dolarlık dev şirketlerinin önüne geçiyor.”
6
BThaber
E-TOPLUM ITU MIS 2016
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından hazırlanan Bilgi Toplumu Gelişmişlik İndeksi 2016’da 175 ülke arasında 70’inci sıraya indik. Geçen yıla göre bir sıra daha alttayız. Ama 2007’de 56’ıncı sıradaymışız. Demek ki 10 yıldır geriye geriye... Konu hakkında iktisatçı Güven Sak’ın yorumu (Dünya,20.02.17): “Türkiye, yeni sanayi devriminin farkındaymış gibi konu üzerine konuşuyor ama ortada ses var görüntü yok. Ben yöneticilerimizin halen dünyanın nereye doğru gitmekte olduğunu tahayyül edebildikleri kanaatinde değilim doğrusu. Tahayyül edebiliyor olsalardı, burada olmazdık. İlk olarak, Türkiye, aleme nizam verme konusunda büyük mesafeler aldığını
6 - 12 Mart 2017
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
iddia ettiği 2007-2016 döneminde, Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) endeksinde 56’ncı sıradan 70inci sıraya gerilemezdi. İkinci olarak ise, yöneticilerimiz ekonomimizin doğru yolda olduğunu anlatmak için her ağızlarını açtıklarında, akıllarına 21’inci yüzyılın 17’nci yılında hala köprü ve havaalanı projeleri gelmezdi. Ama geliyor. Biz daha dünyanın nereye doğru gitmekte olduğunu tahayyül bile edemediğimiz için, anlatacak başka bir hikayemiz, yeni çağa ait bir başarı öykümüz, ne yazık ki, halen yoktur.” “20’nci yüzyılda karayolu yapmak sanayi için ne kadar önemliyse, 21’inci yüzyılda artık cam liflerden yol yapmak sanayi için o kadar önem taşıyor. Son 10 yıldır sağa sola beton dökmek için harcadığımız enerjinin onda birini fiber optik kablolama için harcasaydık şimdi yeni sanayi devrimine daha bir hazır olurduk... 2007’den 2016’ya dünyanın en büyük şirketleri listesi değişiyor. Ama Türkiye’de bir şey değişmiyor. 20’nci yüzyıl bitiyor. 21’inci yüzyılın ilk 16 yılı da bitiyor. Biz hala bildiğiniz inşaatları yapmakla öğünüyoruz.”
Taht’tan Grönland kırsalına...
Taht Oyunları (Game of Thrones) dizisinin Jamie Lannister karakteri (Nikolaj Coster-Waldau), sırtına Google Street View kayıt cihazını takarak Grönland’da dolaştı. Amaç: Küresel ısınmanın, bu buz ülkesini nasıl çöle çevirmeye başladığını dünyaya göstermek. Kendisi Danimarkalı, eşi Grönland’lı Nikolaj, aynı zamanda Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi. Ve elbette “hepsinden” önemlisi, bitmez tükenmez Taht Oyunları’nın ana karakterlerinden. Küresel ısınmanın, böyle önemli bir sanatçının gözünden
kaydedilmiş tahribatı, her hangi bir Google görevlisinin belki daha profesyonel çekiminden çok daha fazla ilgi çekecektir. Trump’ın “küresel ısınma uydurma bir şeydir” demesine karşılık Birleşmiş Milletler, Google aracılığıyla dünyaya “Küresel ısınma gerçektir” demiş oluyor. Danimarka’ya bağlı, özerk statüdeki Grönland, küresel ısınmadan gerçekten en çok etkilenen bir bölge. Buzullardan denize yılda 300 milyar ton su eridiği saptanmış. Karadaki buzullardan geriye kara toprak kalıyor. Ağaç falan da yetişmeyen bu coğrafya
Demokrasi karanlıkta ölür Trump’ın, ciddi medyayla sürekli gerginlik yaratmasına karşı Washington Post (WaPo) ve New York Times (NYT) bu durumu kibar ve anlamlı bir şekilde protesto ettiler. WaPo, gazete logosunun altına, “Demokrasi karanlıkta ölür” diye yazdı. NYT ise, “Gerçek, zordur” diye yazdı. NYT’nin sloganının Türkçe’de fazla bir anlamı yoksa da, gazete demek istiyor ki: Gerçekleri bulmak, yayınlamak, zordur. Kolay olan, yalan söylemek, aldatmak, sallamaktır. WaPo’nun harika sloganını meğerse “sahibi” Jeff Bezos, taa geçen yıl Nisan’da bir mülakat sırasında, öylesine, üzerine vurgu falan yapmadan, doğal bir şekilde söyleyivermiş. 7 Nisan 2016’da, daha Trump henüz resmen aday değilken, ama başkanlığa talipken Bezos şöyle konuşmuş: “Ben, demokrasinin karanlıkta öldüğüne hep inandım. Bazı kurumların, aydınlığın sürmesini sağlamak
adına önemli rolleri var. Bence WaPo, bu iş için önemli bir konumda, başkentin ortasında yer alıyor.” Gazetenin editoryal kadrosu, Trump’ın başta WaPo olmak üzere ciddi ve saygın medyaya sürekli saldırmasına karşı, Bezos’un bu sözünü hatırlayıp, gazetenin adeta sloganı haline getirmeye karar vermiş. NYT ise benzer amaçla ama farklı bir dille “Gerçek, aramakla zor bulunur” sloganını gazetenin adının altına yerleştirdi. Bir de 30 saniyelik siyah-beyaz reklam filmi hazırladı. Film, Oscar Töreni sırasında reklam aralarında yayınlandı. Filmde “Gerçek...” sözcüğüyle başlayan cümleler birbirini izliyor: “Gerçek, şimdi her zamankinden daha önemli. Gerçek şu ki ulusumuz şimdiye kadar olmadık şekilde bölünmüş durumda. Gerçek şu ki, alternatif gerçek denilen şey düzpedüz yalandır. Gerçek şu
ki, kadın hakları demek, insan hakları demektir. Gerçek şu ki, sınırlarımızı korumak zorundayız. Gerçek şu ki göçmenlik politikası, müslümanları yasaklamak için bir bahanedir. Gerçek şu ki, Rusya ile olan durumumuzu soruşturmalıyız. Gerçek şu ki, devlet sırlarını açıklamak gerçek bir skandaldır.” Bazısı Trump’ın iddiaları, bazısı ciddi saygın medyanın iddiaları, ama hepsi “tarafların gerçeği.” Ciddi medya, böylesine içinden çıkılmaz bir sosyolojik bataklığa düşmüş durumda. NYT, protestosunu sadece online değil, baskı gazeteyle poster olarak da yayınladı. Trump’ın BBC, CNN, Guardian, NYT gibi ciddi medya kurumlarını Beyaz Saray’dan “kovması” üzerine Associated Press haber ajansı ve TIME dergisi Başkanlık Brifinglerini boykot ettiler. TIME, Trump’ın adaylarıyla ilgili skandallarla, “Neye bakıyorsunuz? Görülecek bir şey yok” sözcükleriyle alay ederken, Trump’ı kaos ortasında gösterdi.
resmen çölleşyor. Dünyanın damında çöl... Bu arkadaşın iki hafta önce YouTube’a konulan dağ tepe yürüyüş videosunu 50 bin kişi tıklamıştı. Ama Grönland’daki durumun acilliğini anlatan bir başka belgesel, bir yıldır orada durduğu halde 423 kişi tıklamıştı. Belki de belgesel 1.5 saatlik olduğu için?.. Dünya alem, Grönland’daki çevre felaketinden ziyade, Nikolaj Beyin bu konudaki beyanatına daha çok önem veriyor. Nikolaj yerine, Kate Moss veya Amal Clooney yürüseydi, 50 bin değil, 150 bin kişi izlerdi. Belki daha çok...
Web Güvenliği, Veri Trafiği İzleme ve Kontrol Tek Bir Platformda
Allot Secure Service Gateway SSG600 & SSG800 DDOS Koruma SSL Inspection Anti-Malware
« All in One Appliance »
Web Filtreleme
Mükemmel Fiyat / Performans Secure Service Gateway
Traffic Kontrolü
Allot
Alternatif
Görselleştirme ve Kontrol
Güçlü Web Güvenliği ve & DDoS Koruma
Allot, tüm kullanıcılar ve uygulamalarınız için gerçek zamanlı trafik izleme, kullanım raporlama ile birlikte yygulama performansı, web erişimi, kullanıcı deneyimi kalitesi ve web tehditlerinin görselleştirilmesini ve tüm veri trafiğinin kontrolünü sağlar. Allot ile tüm kritik uygulamaları %100 garanti altına alabilir, düşük önemdeki uygulamaları limitleyebilirsiniz.
Allot, kötü amaçlı yazılım, kimlik avı ve diğer web tehditlerini uygulama performansına ve kullanıcı verimliliğine zarar vermeden algılayıp bloke ederek bulut (web) uygulamalarının iş değerine ulaşmanıza ve en üst düzeye çıkarmanıza yardımcı olur. Allot ayrıca ağ performasınızı etkilemeden DDoS ve BOT trafiğini algılar ve filtreler.
Ölçeklenebilir, Düşük Yatırım Maliyeti ve Yüksek Performans
Internet, WAN ve LAN Kontrolü Aynı Anda
Allot Secure Service Gateway, yatırımınızı koruyan ve tek bir cihazda 22 adet 1G/10G SFP+ portu destekleyen Intel tabanlı mimarisi ile birden çok fonksiyonu destekler. 500Mbps ile başlayarak 30Gbps’e kadar yükseltebilirsiniz, bugün 1G UTP portlar ile başlayıp yarın 10G Fiber portlara geçebilirsiniz.
Trafiz İzleme & DPI
Çok sayıda 1G ve 10G portu Harici Bypass Üniteleri ile birlikte destekleyen ve 30Gbps trafiği kontrol edebilen SSG Platformları ile aynı anda Internet Trafiğinizi, tüm WAN Bağlantılarınızı ve lokal ağınızı %100 görselleştirebilir ve kontrol altına alabilirsiniz.
Güvenlik
Marketteki En İyi DPI Gerçek Zamanlı Veri Trafiği İzleme Büyük Veri Analizi
Kontrol
Güçlü Web Güvenliği Güçlü DDOS Koruma Riskli Uygulamalara Blok
Uygulama ve Kullanıcı Bazlı Granüler QoS Kontrolü
Yüksek Performanslı Donanım DPI Performansı Web Security Performansı Kullanıcı desteği Port Kapasitesi
SSG 800 30Gbps 1.2Gbps 100.000 22x 1G/10G SFP+
SSG 600 12Gbps 600Mbps 20.000 10x 1G/10G SFP+
information solutions for your business veri merkezi | ağ | trafik yönetimi | bilgi güvenliği | performans yönetimi | görselleştirme ISB Bilişim Teknolojileri A.Ş.
İçerenköy Mah. Çayır Cad. No 3 Özce Center Kat 8 PK 34752 Ataşehir tel +90 (212) 428 47 47 fax +90 (212) 428 47 48 web www.isb.com.tr e-mail info@isb.com.tr
8
BThaber
E-TOPLUM
6 - 12 Mart 2017
Güvenlikte derinlemesine analiz... Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ve BlackBox Siber Müdahale Ekibi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Sı̇ber Terörle Mücadele: Tehditler ve Önlemler Ulusal Konferansı’ düzenlendi. Elektronik ortamları kullanan teröristlerin faaliyetlerini daha iyi anlama, terör ile daha etkili mücadele için yeni sistemler, çözüm ve yöntemler geliştirme, bu konuda mücadele verenlere yardımcı olabilecek yeni fikir, mekanizma veya organizasyonlar ortaya koyma, bilgi birikimini ve yeteneği artıran çalışmalara destek, erken uyarı sistemlerinin geliştirilme yöntemlerini ele alırken, bu alanda yapılabileceklerin ortak akılla tespiti ve nihayetinde, terörle ortak mücadeleye destek ise konferansın önceliği oldu. Sürdürülebilir sistemler geliştirebilmek gerek Siber terörün farklı boyutlarının ele alındığı ve üç gün süren etkinlikte, Türkiye’ye yönelik siber tehditlerin artışı ışığında siber saldırılara karşı etkin mücadele için milli ve yerli ürün geliştirmenin, bunların kullanımının önemine vurgu yapıldı. Bu yolda yüksek bilgi birikimine sahip uzmanlara ihtiyaç duyulduğuna da dikkat çekildi. Üniversiteözel sektör-kamu-STK işbirliğiyle sürdürülebilir siber güvenlik ekosistemleri oluşturmanın gerekliliğine vurgu yapılırken, bu konuya destek veren sektörlerin desteklenmesinin önemine işaret edildi. Konferansta ele alınan bilgiler doğrultusunda elde edilen Konferans Sonuç Bildirgesi çıktıları ise şöyle sıralandı: 1. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın terörle etkin mücadele için seferberlik ilan etmesi ve toplumun tüm kesimlerini mücadeleye çağırması yerinde bir karar. Toplumun tüm kesimlerinin buna destek vermesi ile terörün her türlüsüyle daha etkili mücadele edilmeli. 2. Siber terörün boyutu ve kapsamı düşünüldüğünde; suç, ceza, hukuk, algı ve
dili oluşturulmalı.
olay yönetimi, istihbarat, siber terör ekonomisi, siber terör örgütleri ve arkasındaki güçler, motivasyon kaynakları, uluslararası işbirliği, kullanılan yöntemler, mücadele metotları gibi hususların da detaylı ele alındığı daha kapsamlı ve odaklı konferanslarda tartışılıp, problemlere daha etkin çözümler aranmasının faydalı olacağı, alt maddelerde belirtilen hususların özellikle karar vericilerin ortak çözüm geliştirmelerinin yerinde ve etkili olacak. • Strateji ve eylem planlarında genel olarak pasif yaklaşım temelli planlar yapılmış, aktif veya proaktif yaklaşımlardan söz edilmemiş ise de pasif yaklaşımların, aktif ve proaktif yaklaşımlarla desteklenmeli. • Siber güvenlik ekosistemi oluşturma çabalarına ek olarak terör ve suçla mücadele için “siber terör ve suçla mücadele ekosistemi” oluşturulmalı. • “Büyük çaplı terör saldırıları ve veri sızdırma/ hırsızlığı” uluslararası çözüm bulunması gereken bir problem ve bununla mücadele için ortak yollar geliştirilmeli. • Siber terörün kişilere, toplumlara, uluslara veya dünyaya dolaylı ve doğrudan zarar verdiği ve kayıplar oluşturduğu farkında olunarak önlemler alınması, • Olası saldırıların veya siber terör eylemlerin
•
•
•
•
•
altyapıların bugünden kurgulandığının farkında olunarak çözümler geliştirilmeli. Can ve mal kayıplarına yol açan terör eylemlerin altyapılarının siber ortamların kullanılarak teröristlerce desteklendiğini unutmadan çözümler geliştirilmeli. Güven ve itibar kaybı, kamusal imaja lekeleme, yurtiçi ve yurtdışı ilişkilere zarar verme, ekonomik kriz, hükümetlere, kurumlara ve devlete güvensizlik gibi olumsuzluklar oluşturduğu bilinciyle çözüm üretilmeli. Siber terörle etkin mücadele ve etkili sonuç için olay öncesi, olay zamanı ve olay sonrası aşamalarının tamamında etkin olunması, buna yönelik çalışmalar ve çözümler gerekiyor. Etkin stratejiler geliştirmek için “sistem dinamikleri” ve “stratejik düşünme ve öğrenme” yaklaşımlarıyla yeteneklerin geliştirilmesi önemli. Siber alanın güvenliğini sağlamak için geliştirilecek siber terör stratejisi ve eylem planları, mücadelede izlenecek stratejilere daha büyük bir bakış açısı ile devletlerin, kurumların ve bireylerin siber terör tehditleriyle mücadelede, stratejiler geliştirirken “stratejik düşünme ve öğrenme” yaklaşımı kullanılmalı,
“sistem dinamikleri yaklaşımı ile stratejik düşünme ve öğrenme” yeteneklerinin geliştirmesi gibi hususlarla stratejiler, politikalar, yapılanmalar ve çözümlerle etkin mücadele yapılabileceği unutulmamalı. 3. Mücadelede; fikir, ürün, teknik, teknoloji, uygulama veya yetenek geliştirme, mevcut saldırıları, tehdit ve tehlikeleri belirleme ve analiz etme kapasitesine sahip olmanın önemli olduğu ve buna yönelik çalışmalar, çalıştaylar, seminerler, odak toplantılar yapılması, teşvik veya destek verilmesinin daha etkin mücadeleye katkı sağlayacak. 4. Siber saldırı, siber suç, siber terör, siber savunma, siber terörizm, siber casusluk, siber savaş, siber olay, siber ekonomi, siber silah, siber korsan gibi kavramların doğru anlaşılması ve terim birliğinin sağlanması gerek. Bu tanımlamaların sağlıklı yapılamamasından dolayı “siber saldırı”, “siber terör”, “siber savaş” ve “siber terörizm” tanım ve terminolojilerinin karıştırıldığı, sonuçta doğru kararların üretilmesi için kavramların doğru tanımlanması gerektiği için TDK’nın bu tanımları ülkeye kazandırması gerekiyor. 5. Uluslararası terim ve terminolojilere bakıldığında, ülke siber terör tanımlarının ortak olmadığı, ülkelerin siber terörle ortak mücadele edebilmeleri için, bu terimlerin ortak olarak tanımlanması ve kullanılması için uluslararası ortak terör
6. Terör örgütlerinin siber ortamı; saldırı yapma, zarar verme gibi faaliyetler yanında eleman ve taraftar temini, haberleşme, eğitim sağlama, kazanç temini, istihbarat sağlama, propaganda yapma, algı ve yönlendirme çalışmaları yaptıkları bilinmekte. 20162019 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nda, siber suçlarla mücadele başlığı altında bu konuya yer verilse de, siber terörle daha etkin mücadele için “siber terörle mücadele ulusal strateji ve eylem planı” hazırlanması veya daha önce taslak olarak hazırlanan ve Başbakanlığa gönderilen “Siber Suçlarla Mücadele Ulusal Strateji ve Eylem Planı” dokümanının hayata geçirilmeli. 7. Siber suçlarla ve terörle mücadelede proaktif yöntemlerin kullanılması, yerli ve milli çözümler üretilmesi, uluslararası markalara sahip olunması, üretilen verilerin anonimleştirilip araştırmacılar açılması, bu alanda çalışan şirketlerin veya girişimcilerin özel olarak desteklenmeli. 8. Üniversite ve araştırma kurumlarının bu konuya daha çok yönelmeleri, tezler, makaleler, bildiriler, projeler ve kitaplar üretilmesi için yeni çözümler geliştirmeleri, üniversite yönetimlerinin bu konuya özel önem vermeleri ve araştırmacılara destek olmalı. 9. Kamuoyu farkındalığı oluşturmak için bilgilendirici ve farkındalık artırıcı kamu spotları hazırlanması ve paylaşılmalı. 10. Siber terörle mücadelede yeni yöntemlerin geliştirilebilmesi ve araştırmacıların desteklenmesi için ortak ve sürdürülebilir araştırma ve test merkezleri kurulması ve kaynakların israf edilmemeli. 11. Açık veri, açık platform, açık bilim gibi bilimsel yaklaşımlar dikkate alınarak, ortak açık veriler üretilmeli, açık platformlar oluşturulmalı ve araştırmacılara sunulmalı, 12. Gençlerin ilgisinden faydalanılacak açık kaynak geliştirme platformları kurulmalı, açık kaynaklı projelerin geliştirilebileceği ortamlar oluşturulmalı ve kullanıma sunulmalı.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
6 - 12 Mart 2017
Katma değer, gerçek anlamına kavuşuyor Türkiye bilişim sektöründe 35’inci yılını kutlayan Tesan İletişim, Handan Aybars ürünleriyle yüzde 100 kablosuz çalışan ilk ve tek kamera sistemi yapısı Netgear ile gerçekleştirdiği anlaşma ile switch ve kablosuz ağ yapısında çözüm yapısını genişletti. Tesan İletişim Genel Müdürü Rüştü Arseven, Netgear’ın distribütör olarak seçiminde Tesan İletişim’in güçlü bayi altyapısının önemli bir etken olduğunu belirtirken, yine Tesan’ın teknik işgücünün de seçim konusunda etkili olduğunu sözlerine ekledi. Basın toplantısı sonrası Rüştü Arseven sorularımızı yanıtladı: 2017 yılı hedefleriniz ve beklentileriniz neler? Video konferans, güvenlik kamera sistemleri ve son olarak Netgear distribütörlüğü ile bu yıl çok ciddi bir büyüme bekliyoruz. Network ürünlerinde büyüme beklentimiz en az yüzde 30. Küresel markaların distribütörr olarak bu pazarda Tesan’I tercih etmesinin temel nedeni; gerçek anlamda katma distribütör olmamız. Distribütörü olduğumuz her markanın bizmle olan ilişkisi çerçevesinde gösterdiği özenin aynısını biz de gösteriyoruz. Temel stratejimiz bu. Dolayısıyla bayilerimize ve iş ortaklarımıza esas faydayı daha geniş kanalda katma değerli ve entegre yapıları sunarak yapıyoruz. Birincisi, bir kuruluşun tüm ses ihtiyaçlarını, IP telefon, kulaklık, sesle
Katma değerli sunum stratejisini benimseyen Tesan, dağıtıcısı olduğu markalar ve iş ortakları ile 2017 yılında da büyüme bekliyor.
ilgili altyapı ürünleri gibi tüm başlıkları tamamlıyoruz. İkincisi veri tarafında ihtiyaç olan veri yedekleme sistemlerini, ağ güvenliği sistemlerini, yasal gereklilik olan log’lama programlarını da sunuyoruz. Bir sonraki adım olan ‘yönetim’ tarafında iki tür ürün var. Örneğin bir binanın tüm güvenlik kamera sistemlerini bizden alabileceğiniz gibi, video konferans sistemi kurmak istyorsanız bunları da Tesan’dan temin edebilirsiniz. Bunların yanında altyapıda kabinet, switch, kablo, KGK, tüm bunların montajı gibi tüm başlıları da sunuyoruz. İş ortakları bu entegre yapıyı benimsiyor değil mi? Bizim temelimiz bu yapıya dayanıyor. Hedef kitlemiz KOBİ’ler ve bu entegre yapı iş ortaklarımız için de katma değer demek. Yıllardır sektörü yenilikler konusunda bilgilendirmeye hep önem verdik. Bu önerilerimize kulak
verenler şirketlerini büyütme imkanı buldu, Misal IP'yi öğrenmek için yıllar önce Türkiye’de bir IP PBX şirketine ortak olduk. Onlarla 200’ün üstünde proji yaptık ve böylece IP işini öğrendik, teoriyi pratiğe dökme imkanımız oldu. Arkasından güvenlik sistemleri geldi. IP’yi, yani işin altyapısını bilince yeni ürün ve çözümlerle çok kolay uyum sağlıyoruz. Eğer gücünüzü ve kapasitenizi, ekonomik yapıyı biliyorsanız, hesabınızı iyi bilmeniz gerektiii de anlamanız lazım. Konuya ne kadar hakimseniz bu anlamda gerçekten başarılı olursunuz. Bunun için nasıl bir kurumsal yapılanmanız var? Tesan’da bir satış ekibi var. Bu arkadaşlar bölgesel anlamda paylaşım yapıyor ve bu satış ekipleri kendi içlerinde ürün grupları bazında yetkinliklere sahipler. Yani ekipte bazıları ses ürünlerinde, bazıları güvenlik kamera sistemlerinde, bazıları veri
cözümlerinde uzmanlık sahibi. Müşterinin ağırlıklı olarak konsepti neyse buna bağlı olarak arkadaşlarımızı görevlendiriyoruz. Yani lokasyon önemli değil. Anadolu’da da çalışan arkadaşlarımız olduğu gibi, İstanbul merkezden de arkadaşlarımız giderek söz konusu bölgede çalışma yürütebiliyor. Bu satış ekibinin hemen arkasında ürün yönetimi ekibi ve her markanın arkasında bir ürün yöneticisi var. Bu yöneticilerin bazıları birden fazla markaya da bakabilir, ama temelde her ekibin kendine özgü deneyim ve uzmanlığı var. Onların yanında teknik ekip var ve onlar da proje için doğru ürünleri seçmek, bunları konumlandırmak, kurulum süreçlerinde bizzat destek vermek, sistemin ilk açılışında yer almak gibi görevleri üstleniyor. İş ortaklarımıza eğitim fırsatları sunarken, kullanıcılara da eğitim veriyoruz. Çünkü ilgili kişilerin aldıları çözümü doğru kullanabilmesi gerek. Tüm bunları bir bütün haline getirdiğiniz zaman, dev bir orgnazisayon haline geliyoruz. Bu noktada ‘katma değer’den kastımız bu yönüye bir ürün sunmaktan çok daha fazlası. Hepimizin ortak noktası ekonominin büyümesi beklentimiz, ama teknolojik altyapımız da bu gelişime uyum sağlayabilmeli. İşte
bu nedenle ülke genelinde KOBİ’lerin bilgilendirilmesi şart. Sunumunuzda üzerinde durduğunuz ‘peşin ithalat stratejisi’ ne boyutta bir kur riski yaratıyor? Tüm stoklarımızı TL olarak tutuyoruz. Yani aldığım tarih itibariyle depoma o günün kuruna bağlı giriş yapıyoum. Biz ürünün fiyat listesini döviz cinsinden yazıyoruz. Ama buada misal kurda düşüş varsa ben de TL olarak zarar ediyorum. Ama Türkiye’de bu riski göze almak zorundasınız. Aksi halde sistemi yönetmek zorlaşıyor. Tahsilatımı da tüm iş ortaklarımdan TL olarak tahsil ediyorum. Muhasebe sistemi bütünüyle TL üzerinden ilerliyor. Yine sunumunuzda, ‘markaların ülke ofisi gibi çalışmak’ tanımını yaptınız. Distribütörü olduğunuz markalar buna nasıl bakıyor? Markalar buna çok olumlu bakıyor. Sonuçta Türkiye’deki hedefler küreselin üstünde oluyor. Bu nedene bu yapıyı iyi yönetmeye çalışıyor, sonuçta gerçekten bir ülke ofisi gibi çalışıyoruz. Mesela kadromuzda SonicWall sertifika eğitimini verebilen yetkinlikte arkadaşlarımz var. Oysa bu eğitimleri daha önce yurtdışından alıyoduk. Yani Türkiye’ye bir eğitmen gelirdi, en fazla 10-15 kişi bu zorunlu eğitimleri alırdı. Bugün ise bu eğitmleri verebilecek yetkinlike arkadaşımız Tesan içinde çalışıyor. Sonuçta distribütörü olduğumuz şirketlere kıyasla burada daha proaktefiz.
Mobil Teknolojiler Günü için geri sayım
Univera Genel Müdürü Cüneyt Ersin Univera’nın her yıl düzenlediği Mobil Teknolojiler Günü, bu yıl 16’ıncı kez teknoloji
kullanıcıları ve üreticilerini buluşturacak. Etkinlik dijital projelerle operasyonlarını yöneten şirketlere ev sahipliği yaparken, şirketler de satış operasyonlarını, satış kanallarını nasıl yönettiklerini ve elde ettikleri faydaları katılımcılarla paylaşacak. 19 Nisan’da İstanbul’da düzenlenecek etkinlik ile ilgili detaylı bilgi ise www. mobilteknolojilergunu.com sitesinde yer alıyor. Univera Genel Müdürü Cüneyt Ersin, şu bilgileri verdi: “Univera olarak 25’inci yılımızı kutluyoruz. Son
yıllarda geliştirdiğimiz ve genişlettiğimiz çözümlerimiz, hızlı tüketim sektörünün yanında, otomotiv, perakende, inşaat, enerji, ilaç, tarım ve daha birçok farklı sektörün ihtiyaçlarını karşılıyor. Mobil Teknolojiler Günü de hem firmaların ihtiyaçlarını anlamak için bire bir görüşmeler yapabildiğimiz hem firmalara yeni çözümlerin sunulduğu farklı deneyimleri dinleyebildikleri bir ortam sunuyor. Tüm bilgi teknolojileri, satış, saha, depo, üretim operasyonları profesyonellerini bekliyoruz.”
CİHAZLARINIZ DAYANIKLIYMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR OLABİLİRLER Mİ?
Kullandığınız cihazlar dayanıklıymış gibi görünüyor olabilirler. Peki çalışma hayatının tehlikeli sularında hayatta kalacak kadar dayanıklılar mı? Dayanıklıymış gibi görünebilen standart dizüstü bilgisayarlar ve mobil cihazların aksine, Panasonic Toughbook ve Toughpad yelpazesi gerçekten dayanıklıdır. Görünüşe aldanmayın. Panasonic Business ile sağlam bir adım atın.
www.toughbook.eu
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
CIOTurkey çalışmalarına başladı
Farklı sektörlerde BT yöneticiliği yapan bir grup gönüllünün beş aylık çalışmasının neticesinde, Türkiye’de özgün ve yeni bir sosyal organizasyon, “Türkiye’de Teknolojinin Geleceği” sloganı ile BT sektöründe yerini aldı. Gelir amacı taşımayan, ülkemizdeki BT yöneticilerini bir araya getirmeyi ve Türkiye’de BT sektörüne yön verici gönüllü çalışmalarda bulunmayı hedefleyen CIOTurkey’den yapılan bir açıklama ile organizasyonun kuruluş amacı duyuruldu: “Hayatın her alanında teknolojinin yer alacağı bir geleceğe doğru yol alıyoruz. Ülkemizi bu yolculukta daha ileriye taşımak, BT yöneticilerinin bir görevi olmalıdır. Bu düşünce ve inanç ile teknolojinin dünyaya yön verdiği bir dönemde, ülkemizde teknolojiye yön vermek amacıyla bir araya geldik.” CIOTurkey Yönetim Kurulu; Has Gıda BT Müdürü Ali Çağatay Sözer, Kiğılı CIO’su Gürkan Taşkıran, Türkiye Sigorta Birliği BT
Müdürü Mustafa Özen, Bank Mellat BT Müdürü Ferhat Kaysı, Hotiç CIO’su Harun Aksöz, MV Holding BT Müdürü Ethem Topgül ve Steigenberger Otel BT Müdürü Serkan Yücesan’dan oluşuyor. Yönetim kurulunun faaliyetlerini ve organizasyonun, ilke ve prensiplerine uygun işleyişini denetleyen beş kişilik bir denetim kurulu bulunuyor. Denetim Kurulu, İbrahim Etem Menarini İBT Müdürü Tolga Tırpan, Torun Metal BT Müdürü Mehmet Avşar, Samsung MIS Kıdemli Müdürü Aleksi Komorosano, AvivaSA Emeklilik ve Hayat CDO’su Emek Akbal ve Dorak Holding BT Direktörü Baki Çubuk’tan oluşuyor. Şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyen CIOTurkey organizasyonunda, yönetim ve denetim kurulları aday üyeler arasından, üyelerin oyları ile 1 yıllık görev süresi için seçiliyorlar. Birçok STK ile iletişim halinde olan CIOTurkey, işbirliği içerisinde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmeyi de hedefliyor.
6 - 12 Mart 2017
Büyüme 2016 da hız kesmedi
Logo Yazılım’ın FAVÖK’ü (Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr), yüzde 60 artış göstererek 86 milyon TL oldu. Net kârını yüzde 14’lük artışla 45 milyon TL’ye çıkartan Logo, geçtiğimiz yıl satın aldığı Romanya’da yerleşik Total Soft şirketi hariç, yüzde 27 gelir büyümesi gerçekleştirdi. ArGe yatırımlarının toplam gelirlere oranı ise yüzde 35 oldu. 2016’da hedeflerini iki kez yukarı yönde revize ettiklerini, buna rağmen yılı hedefler doğrultusunda tamamladıklarını belirten Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu, sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: “Gelirlerimiz son 5 yılda 6 katına çıktı ve kârlılığımız daha fazla arttı. 800’den fazla iş ortağımız ve 5 bin kişinin üzerindeki ekosistemimizle KOBİ’lere dokunabilmek, en önemli gücümüz. Kullanıcı
deneyimini en üst düzeye çıkaran 3 Serisi ürünlerimizi pazara sunduk. Yine geçen yıl lansmanı yapılan, hibrit altyapı üzerinde çalışan yeni nesil ürünlerimiz de kullanıma sunuldu. Satın alınan yeni ürünlerin geliştirilmesi ve Logo ekosistemine entegre edilmesi için ArGe yatırımlarını hızla hayata geçirdik. 2015’te satın alıp 2016’da olgunlaştırdığımız CRM, iş akışı, tedarik zinciri yönetimi gibi tamamlayıcı ürünlerimizin yoğun talep göreceğine inanıyoruz. 2016’da yeni bir ortaklığa imza atarak, ticari bilgi platformu FIGO’yu kurduk. Amacımız, şirketlerin risk değerlendirmesi, sigorta, finansman ve tahsilat gibi ticari faaliyetlerini kolaylaştırmayı öngören katma değerli hizmetlere erişimini sağlamak. Romanya’nın kurumsal uygulama yazılımları firması Total Soft’u bünyemize
katarak bu pazarda önemli fırsatlar yakaladık. Gelirlerinin yaklaşık yüzde 25’ini diğer Avrupa ülkelerine ihraç eden Total Soft, Logo için Avrupa’ya açılan bir kapı. GSF Software Labs LLC ile ortaklık ile Hindistan'da faaliyet gösterecek bir yazılım firmasının kurulması çalışmalarını tamamladı. Kasım ayında nitelikli kurumsal yatırımcılara yapılan hisse satışıyla, halka açıklık oranımız yüzde 25’ten yüzde 61’e yükseldi. Hisselerin yüzde 85’ten fazlasını yabancı yatırımcılar satın aldı.” Öte yandan, Logo Yazılım geleneksel iş ortakları toplantısını, Türkiye genelindeki 800’e yakın bilişim profesyoneli ve yurtdışındaki paydaşlarının katılımıyla Antalya’da gerçekleştirdi. “Yeniliklere Uyum” temasıyla düzenlenen toplantılarda Logo’nun 2017 hedefleri paylaşılırken, ArGe çalışmaları ile çözüm kümesine eklenen yeni ürünler hakkında bilgiler verildi. Açılış konuşmasını yapan Logo Yazılım İcra Kurulu Başkanı M. Buğra Koyuncu, “Trendler ve kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda ürünler geliştirip, yeni teknolojilere paralel ürünler üretiyor, satın almalar yoluyla çözüm kümemizi sürekli zenginleştiriyoruz. Katkılarından dolayı tüm iş ortaklarımıza çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Felaket geliyorum demez! Felaket kurtarma ve iş sürekliliği şirketi Clonera Bilişim Hizmetleri tarafından yürütülen araştırmaya göre; Türkiye’de her 3 şirketten biri son 1 yıl içinde en az bir dijital felaket yaşamasına rağmen, felaketlere karşı hazırlıklı değil. Çalışmaya katılan, ortalama 50 sunucuya sahip yaklaşık 200 şirketin yarısından fazlası, BT sistemlerini son 6 ay içinde test etmemiş. Yarısının da felaket kurtarma ve iş sürekliliği çözümü yok. Clonera, www. felaketlerolur.com adresinde “Türkiye’deki BT sistemleri
felaketlere hazır mı?” başlıklı bir anket düzenledi. Farklı sektörlerden BT yöneticilerinin verdiği yanıtlar da şirketlerin dijital felaketlere karşı hazırlık seviyesi konusunda önemli detaylar içeriyor. Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerde görev yapan toplam 430 BT yöneticisinin yanıtlarından derlenen rapora göre, son 1 yılda her 3 şirketten biri dijital felaket yaşarken, her 2 şirketten birinin felaket kurtarma çözümü ve felaket senaryosu yok. Rapor, her 4 şirketten birinin felaket kurtarma testi yapmadığını
ve çözümlerinin etkili olup olmadığını bilmediğini de gösteriyor. Her 3 şirketten ikisi ise mevcut sisteminin kendilerini felaketlerden koruyacağına inanmadığı kanısında. Hizmetlerinin kesintiye uğramaması için bir çözüm kullanmayanların yüzde 65’i felaket kurtarma çözümlerinin maliyetinin yüksek olduğu yanılgısına sahip. Sonuçlar, dijital felaket yaşayan şirketlerin yüzde 65’inin sistemlerini yedekten geri döndürebilse bile uygulamalarını sürdüremediğini, yüzde 8’inin sistemlerini hiç
geri getiremediğini, her 4 şirketten birinin de sisteminin en az yüzde 10’unu kaybettiğini gösteriyor. Rapordaki bir önemli sonuç da son 1 yıl içinde dijital felaket yaşayan şirketlerin yalnızca yüzde 3’ünün iş süreçlerinin doğal afetler nedeniyle kesintiye uğramış olması. Buna karşılık, iş kesintilerinin büyük bir çoğunluğu kullanıcı hatası, sistem arızası, siber saldırı ya da güç kesintisi sebebiyle oluşuyor. Clonera Genel Müdürü Evren Ballı, araştırma sonuçlarını şu
sözlerle değerlendirdi: “Rapor gösteriyor ki, kurumlar felaket kurtarma ve iş sürekliliği konusunda gerekli önlemleri almıyor. Küresel araştırmalara göre, son 5 yılda dünyadaki her 3 şirketten biri dijital felaket yaşadı. Bu şirketlerin yüzde 93’ü 5 yıl içinde yok oldu. Felaketler nedeniyle şirketlerin yaşadığı operasyonel kesintilerin maliyeti 3,5 milyon doların üstünde. Dijitalleşen dünyada felaket kurtarma ve iş sürekliliği çözümleri ise şirketler için hayati önem taşıyor.”
BThaber
www.bthaber.com.tr
Bulut Triosu: SaaS
DOSYA:
PaaS IaaS
6 - 12 Mart 2017
Ayhan Sevgi
Kesintisiz, esnek ve ölçeklenebilir teknoloji hizmetleri… Yeni nesil teknolojiler kapsamında yer alan büyük veri, nesnelerin interneti, bulut teknolojileri, mobilite, sanal gerçeklik ve güvenlik gibi alanlardaki gelişmeler hızla sürüyor. Artık bu teknolojileri birbirlerinden bağımsız olarak düşünmek imkansız hale geliyor. Bütün teknoloji alanlarında olduğu gibi bulut bilişim de kurum ve şirketlere önemli maliyet avantajları sağlamanın yanı sıra kurum ve şirketlerin,
bu alanda uzman kuruluşlardan daha kaliteli bilişim hizmetlerinin alınmasına olanak sağlıyor. Esnek ve ölçeklenebilir teknolojilerin sunulduğu bulut tabanlı hizmetlere şirketler açısından kayıtsız kalmak artık imkansız hale geldi. Kullanımı KOBİ’ler düzeyinde artan, büyük kuruluşların ise ağırlıklı olarak hibrit modelini seçtiği bulut hizmetleri günümüzde üç farklı hizmet türü olarak alınabiliyor. Bulut tabanlı
yazılım ve uygulamaların internet üzerinden ulaşıldığı Software As A Service (SaaS), bilişim altyapısının kullanıldığı Infrastructure As A Service (IaaS) ve tüm bulut hizmetlerini kapsayan Platform As A Service (Paas) hizmet modelleri ile kullanıcılara farklı boyutlarda ya da bütünleşik hizmetler sunuluyor. Dünyada artan bu eğilimler artık Türkiye’ye de yansımış ve her geçen gün kurumların daha çok ilgisini çekmeye başlamış durumda.
16
DOSYA
BThaber
Bulut Triosu: SaaS PaaS IaaS
6 - 12 Mart 2017
Esneklik ve ölçeklenebilirlik tercih sebebi Finansal ve iş gücü ihtiyacı açısından yeni iş modelleri şirketlere ciddi avantajlar sağlıyor. Yazılım geliştirmenin en önemli kriteri olan “kesintisiz erişim gereksinimi”, maliyet açısından küçük şirketlerin kendi BT altyapılarına yatırım yapmalarının önünde bir engel teşkil ediyor. Bu nedenle ülkemizde ağırlıklı olarak KOBİ kategorisindeki şirketler bu modelleri daha hızlı benimsiyorlar. İnnova İş Geliştirme Grup Yöneticisi Sezgin Aslan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’deki büyük yapıdaki şirketler bu BT iş modellerine veri güvenliği açısından henüz çok sıcak bakmasalar da belli bir oranda yönelimin başladığı da görülüyor. “Bulut bilişimin en önemli bileşenleri olan SaaS, PaaS ve IaaS tercihlerinde Türkiye olarak henüz Avrupa ülkeleri ve ABD ile aynı seviyelerde değiliz” diyen Sezgin Aslan, şunları kaydetti: “Bu ve daha büyük ölçekteki şirketlerin kendi işlerine odaklanabilmeleri için, sadece üretim açısından bu
altyapı hizmetlerini kullanmaya daha fazla teşvik edilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bunun için, sektör bazında gerekli düzenlemelerle destek verilebilir. Türkiye'de şirketler, bulut bilişimi öncelikli olarak başlangıç maliyetlerinden ve erişim problemlerinden arınmak için kullanmak istiyorlar. Bunun dışında bulut çözümlerinin esnek ve ölçeklenebilir olması da tercih sebeplerini etkiliyor. Birçok şirketin temel beklentileri arasında güvenlik açıklarının kapatılması, kesintisiz çalışma ve mahremiyet yönünden üst seviye bir hizmet almak ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye’de operatörlerin sunduğu veri merkezi çözümlerine de ciddi bir ilgi olduğunu görüyoruz. Özellikle büyük çaptaki firmalar veri merkezi hizmetlerinde ana sorumluluğu da bu operatörlere vererek SLA karşılığı hizmet almak istiyor. Bu da BT altyapısı için gereksinim duyulan tüm ses, veri ve
BT altyapı çözümlerini tek bir noktadan tedarik etme fırsatını da getiriyor.” Türkiye ekosisteminde öncelikle KOBİ niteliğindeki firmaların bu geçişi sağlamalarının daha kolay olduğu görüşünde olan Sezgin Aslan, şu bilgileri verdi: “Burada şirketlerin yapması gereken aslında çok basit. Yatırım maliyeti açısından bir ürünün kullanım ömrü şirkete göre değişir. Yaklaşık 4-5 yıl gibi bir süre koyduğumuzda, bu süre için toplam sahip olma maliyetlerini mutlaka hesaba katarak yatırım yapmaları, yatırımın geri dönüş süresini göz önünde bulundurmaları gerekir. Ayrıca güvenlik, kesintisiz erişim ve esneklik açısından SaaS, PaaS, IaaS modellerinden hangisini kendi kurum kültürlerine daha uygun görüyorlarsa onu tercih etmeliler. Kamu açısından regülatif konular sözkonusu olduğundan, burada daha hızlı yol alabilmenin yolu, ilgili düzenleyici kurumlardan ve
süreçlerin kolaylaştırılması için gereken düzenlemelerin yapılmasından geçiyor. Bulut bilişim açısından, bu tür yapıların daha fazla yerelleştirilmesi gerektiği görüşündeyim. Çünkü küresel anlamda hizmet veren servis sağlayıcıların veri merkezleri dağıtık yapıda olabiliyor. Ayrıca bu servis sağlayıcıların veri merkezleri için, bulundukları ülke ve bölgeye göre farklı yasal düzenlemeler söz konusu olabiliyor. Bu nedenle karar aşamasında bu noktalar mutlaka gözden geçirilmeli. Bant genişliği, bulut bilişimde çok büyük önem arz ediyor. Şirketlerin bu tür bir yatırıma girmeden önce çalıştıkları operatör alt yapılarını veri transferi ve kapasitesi açısından mutlaka gözden geçirmeleri gerekiyor. Türk Telekom iştiraki İnnova olarak bu alanda müşterilerimizle bir iş ortağı olarak yakın işbirliği yapıyor, faaliyet alanlarına ve hedeflerine göre bu alandaki ihtiyaçlarını titizlikle tespit ediyor, onlara en uygun modeli sunmak için uçtan uca çözümler geliştiriyoruz.”
IaaS ve SaaS hizmetlerine olan talep hızla artacak Ülkemizde özellikle bazı sektörlerin başı çekmesiyle popülerliği artan IaaS ve SaaS hizmetlerine olan talebin giderek artacağı öngörülüyor. Günümüzde kurumlar ve şirketlerin operasyonel maliyetlerini göz önünde bulundurmaları sebebiyle hem yerli hem yabancı bulut servis sağlayıcıları kendilerine müşteri bulabiliyor. Ayrıca Türkiye’de servis sağlayıcıların kendi oluşturdukları bulut tabanlı hizmetler de talep görmektedir. Kurum ve kuruluşlar için en önemli konu, iş kritik ihtiyaçlarına cevap verebilecek, 7x24 kesintisizlik sağlayabilecek, operasyonel ve yönetimsel esneklik avantajı getirebilen bulut tabanlı hizmetlerdir. Kurum ve kuruluşlar çoğunlukla 7x24 hizmet esasına dayalı olarak çalışıyor ancak iş kritik sistemlerin takip ve yönetimi sadece mesai saatlerinde yapılıyor. Bulut tabanlı hizmetler ise 7x24 takip ve yönetim esasına dayandığından kesintisizlik, iş sürekliliği, felaketten kurtarma gibi konularda çok büyük faydalar sağlayabiliyor. Proline Çözüm Mimarı, Birim Yöneticisi Ö. Cem Güneyli’nin verdiği bilgilere göre kurum ve kuruluşların, özellikle altyapı ve paket yazılım ihtiyaçları IaaS ve SaaS türündeki bulut hizmetleri ile karşılanabiliyor. İhtiyaç duyulan altyapıyı kurmak ya da buna kaynak sağlayıp, barındırmak yerine bulut tabanlı IaaS hizmetleri tercih ediliyor. Altyapıya sahip olmak, barındırmak, bakımını sağlamak her zaman doğru çözüm olmayabiliyor. Bu işler için gerekli ilk yatırım, insan ve operasyon kaynakları, var olan kaynak miktarının üzerine çıktığında bulut teknolojileri daha fazla ilgi görüyor. IaaS kapsamında kurum ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu sanal sistem altyapıları
yönetim, bakım ve destek hizmetleri ile birlikte verilebiliyor. SaaS kapsamında; kurum ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu yazılım çözümleri bulut üzerinden, kullanıma hazır olarak sunuluyor. İlgili yazılım çözümü için altyapı, operasyon, yönetim, bakım ve destek hizmetlerinin tamamı SaaS kapsamında karşılanıyor. “Kurum ve kuruluşlar için maliyetleri kesin ve öngörülebilir olan bulut tabanlı hizmet almak, lokal olarak eşdeğer bir sistem sahibi olup, bunu barındırmaya çalışmaktan çok daha kolay olmaktadır” diyen Ö. Cem Güneyli, şu bilgileri verdi: “Kurumların bulut tabanlı hizmetleri istedikleri an alıp, ihtiyaca yönelik olarak arttırıp veya azaltıp, istendiğinde iptal etme hakları bulunmaktadır.
Önemli bir diğer detay ise bulut hizmetlerini insan kaynağı gerektirmeden alabilmeleridir. Geliştirilen ve geliştirilecek olan yazlım ve servislerin bulut teknolojilerine uygun olarak belli bir model üzerinden geliştirilmesi önemli konulardan biridir. Bu yazılımlar sonrasında da bulut teknolojileri ile entegre olabilmelidir. Müşteriye verilen ve lokalde kullanılacak olan bir yazılımın bulut entegrasyonunun olması o anda ya da ileride yedekleme, kesintisizlik, felaketten kurtarma gibi konularda bulut tabanlı hizmet sağlanabilmesi için kritik önem taşımaktadır. Servis sağlayıcıların ve BT şirketlerinin yazılım odaklı çözüm geliştirmeleri,
donanımı baz almamaları gereklidir. Kurum ve kuruluşlar ise maliyet hesaplarını mutlaka barındırma, operasyon ve bakım hizmetleri ile beraber hesaplayarak bunu bulut tabanlı hizmetler ile kıyaslamalıdır. Bu şekilde kurum ve kuruluşlar kendilerine en uygun yararlılık ve maliyet ile ihtiyaçlarını karşılayabilir. Buradaki en önemli sorun kurum ve kuruluşlardan gelen talepler ile ilgilidir. Kurum ve kuruluşlar ihtiyaçlarını doğru ölçekleyerek, erişilebilirlik, iş sürekliliği, yedekleme, felaketten kurtarma gibi konuları da göz önünde bulundurarak, bulut tabanlı hizmetlerin getirdiği faydaları çok daha net biçimde fark edebilirler.”
BThaber
Bulut Triosu: SaaS PaaS IaaS
6 - 12 Mart 2017
DOSYA
17
Kullanıcılar daha verimli ortamlarla buluşuyor Bulut bilişim son 10 yılda tüm dünyada çok büyük bir ivme ile büyüdü ve bundan sonra da büyümeye devam edecek. Dia Genel Müdürü Süha Onay’ın verdiği bilgilere göre, SaaS olarak başlayan bu süreç sonrasında özellikle yazılım geliştirici firmalara daha nitelikli hizmet verebilmek üzere PaaS ve IaaS olarak gelişti. PaaS ile yazılımlar daha verimli olarak platform servislerini, IaaS ile de daha verimli olarak sistem altyapılarını kullanım imkanı yakaladılar. Süha Onay, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “AWS örneğinden yola çıkarsak
eğer bir yazılım geliştirici veritabanı olarak Postgresql kullanıyor ise sadece Postgresql veritabanı hizmetini servis olarak AWS'den alırsa bu bir PaaS hizmeti olarak nitelendirilir. Eğer yazılımın çalıştığın sanal makinaların (VM) hizmetlerini AWS'den alırsa bu bir IaaS hizmet olarak değerlendirilebilir. Bu yazılım firması ürününü aylık kiralama modeli ile bu altyapı üzerinden müşterisine kullandırıyor ise bu da SaaS hizmeti olarak değerlendirilir. Özellikle yazılım geliştiren firmalar tarafında ilgi her geçen gün artıyor. Çünkü hiçbir firma
donanım tedariği veya sonrasında bu donanımların konfigürasyonu ve kurulumu sorunuyla uğraşmak istemiyor ve ister hizmetini SaaS olarak versin isterse vermesin, bu tarz bulut hizmetlerini tercih etmeye başlıyor. Türkiye'de de yazılım sektöründe ilgi giderek artıyor. Fakat yazılım sektörü özel sektörden ziyade daha çok devlet, askeri yazılım sanayisine hizmet verdiği ve bu sektörlerde veri gizliliği çok önemli bir noktada olduğu için bulut triosuna geçiş daha uzun süre alacaktır. Dia Yazılım olarak hem AWS'den IaaS hem
Digital Ocean'dan PaaS hizmeti alıyor hem de kendi bulut altyapımız üzerinden müşterilerimize hizmet veriyoruz. E-Devlet hizmetlerinde regülasyon gereği şirket verilerinin Türkiye'de yer alması gerekiyor. Bizim gibi e-devlet hizmeti veren bulut yazılımların verilerini Türkiye'de tutmaları zorunluluğu bulunuyor. Türkiye sınırları içerisinde ise bulut triosu alanında hizmet alınabilecek ve rekabet ortamının yaratılmasının Dia gibi bulut yazılım geliştiriciler için önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum.”
Üç servisin bütünleşik kullanıldığı platformlar tercih ediliyor Bulut bilişimin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi anlamda yaygınlaşmasıyla beraber kurumlar bu üç servis modelinin (SaaS, PaaS, IaaS) faydalarını ve özellikle hangi alanlarda ne katkı sağladığını benimsediler. Ilginin her geçen gün aratarak devam ettiğini belirten Oracle ECEMEA Bölgesi Bulut Hizmetleri Satış Danışmanlığı Müdürü Emrah Uysal, “Özellikle Türkiye’de sıkı olan regülatif kurallara rağmen çoğu kurum bulut bilişime nerden başlamalıyım,
hangi katmanlarda bu servislerden yararlanırım ve ne gibi kazanımlarım olur arayışındalar. Bir çok kurumun çeşitli iş ortaklarıyla bu konular üzerine danışmanlık aldıklarını gözlemliyoruz” dedi. Kurumların, SaaS,PaaS veya IaaS özellinden değil bu üç katmanı bütünleşlik olarak kullanabilecekleri entegre çözümler aradıklarını kaydeden Emrah Uysal, şunları söyledi: “Örneğin bir insan kaynakları uygulamasını buluttan sağlayan bir
kurum bu sistem ile entegre bir Paas veya Iaas servisi isteyebiliyor.Türkiye pazarına baktığımızda kurumlar artık üç servis modeline de aşinalar ve eksiksiz bir bulut çözümü arayışındalar. Yalnızca bu üç servis modeli değil kendi veri merkezlerindeki sistemler ile buluttan aldıkları hizmetleri entegre yönetebilecekleri hibrit yapıda bir çözüm ve bu çözümü sağlayabilecek bir kurumla çalışmayı tercih ediyorlar. Bundan üç yıl ve daha öncesininde bu konuyu konuşuyor olsaydık
gerçekten bulut bilişim sadece bir kavram gibi görünebilirdi ancak artık bulut bilişim yaşamımızın bir parçası ve faydaları herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bu yüzden özellikle üniversitelerden başlanarak bulut bilişim nedir, neler yapılabilir konularının incelenmesi ve eğitimi yaygınlaştırılmalı görüşündeyim. BT yöneticileri buluta bir trend veya bir rüzgar olarak bakmamalı ve kurumları için büyük kolaylık ve fayda getirdiğini benimsemeli.”
Yerel üreticilere destek artmalı Kurumların ve şirketlerin SaaS, PaaS ve IaaS hizmetlerine karşı ilgilisi günden güne artmakla beraber bilişim dünyasında bu yapılar kendilerine ciddi anlamda yer bulmaya başladılar. Ülkemize baktığımızda küresel üreticilerin yanında yerel üreticilerin de bulut bilişim üzerine yoğun çalışmalar yaptıklarını belirten Arena Yazılım ve Güvenlik Departmanı Müdürü Musa Haşap, “Bu durum ülkemiz açısından beklentilerimizi yükseltiyor ve bu ürünleri Türkiye pazarına sunabilmek için yaptığımız yatırımların ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteriyor. SaaS uygulamaları için yerel ve küresel üreticiler, ihtiyaca yönelik çok daha fazla uygulama geliştirmeli ve bu ürünleri kullanıma sunmalıdır. IaaS içinse ülkemizde veri merkezi firmalarının yatırımlarına devam etmesi ve hizmet kalitelerinin global firmalar düzeyine çıkartmaları gerekmektedir. Bunun için yerel veri merkezi hizmeti sunan firmalar mutlaka desteklenmelidirler” dedi. Ürünlerin kullanım kolaylığı, her yerden ve her zaman erişilebilir olmalarının kullanıcıları bulut bilişime yönelttiğini kaydeden Musa Haşap, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Sağladığı maliyet avantajı ve güvenilir
altyapıları nedeniyle genellikle tercih sebebi olmaktadır. Günümüz de bulut üzerinden çalışan uygulamaların çoğalması ve aslında kullanıcıların tüm isteklerine cevap verebiliyor olması önemli. Karşımıza çıkan taleplerde öne çıkan başlık ürün destek konusu. Küresel ve yerel üreticilerin, şirketlere sağladığı bulut çözümlerinde, müşteri memnuniyeti, kesintisiz çalışma prensipleri nedeniyle teknik ekip kadroları ve Ar-Ge kadrolarına yaptıkları yatırımları görüyoruz. Bilişim teknolojileri, dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok hızlı bir şekilde değişiyor. Ürünlerin kullanımı, tasarımları, altyapıları hatta müşterilerimizin ihtiyaçları ve ürünleri kullanım alışkanlıkları dahi çok hızlı bir şekilde değişiyor. Bu bağlamda bu ürünleri üretenlerin ya da Türkiye
pazarına sunan bu şirketlerinde bu değişimde geri kalmamaları gerekiyor. Bu şirketlerden beklentimiz bu değişime adapte olmaları, gelişmeleri ve ihtiyaçlara çözüm olabilecek bilgiyi devamlı olarak takip etmeleridir. Küresel üreticilerin yanında yerel üreticilerin daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Software, Platform ya da Altyapı yapıları hizmet
şekilleridir. Ancak bu hizmetin altyapısını ve müşteriye kadar uzanan hizmet devamlılığı için yatırımların durmadan devam etmesi gerekiyor. Görüştüğümüz yerel üreticilerin geliştirdikleri ürünleri ve çözümleri gördükçe bulut bilişimin geleceğine pozitif bakabiliyoruz. Bizlerde bu yönde çalışmalarımıza ve yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.”
18
DOSYA
BThaber
Bulut Triosu: SaaS PaaS IaaS
6 - 12 Mart 2017
İş sürekliliği konusunda önemli avantajlar sunuluyor Bulut bilişimin tek başına bir teknoloji olmadığını, sadece bilişimin farklı bir konseptte sunulduğunu kaydeden Fujitsu Türkiye Çözüm Mimarı Turgut Haspolat, “Buna bağlı olarak bulut bilişimi; bir sağlayıcı aracılığı ile bilişimin hizmet olarak kullanılması şeklinde tarif edebiliriz. Aslında birçok bulut bilişim sağlayıcısının sunduğu hizmetleri dikkate aldığımızda hem kişisel hem de kurumsal düzeyde ‘Hizmet olarak Yazılım-(SaaS)’ kullanımı ön planda iken, uygulama geliştiricilere ‘Hizmet olarak Platform-(PaaS)’ özellikle test ve izleme ihtiyaçlarında daha yakın gelmektedir. Sanırım şu an en çok dikkat çeken; kendisine atanmış sunucular, esnek veri depolama alanı ve yüksek ağ erişim imkânları ile ‘Hizmet olarak Altyapı (IaaS)’ paketidir” dedi. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de KOBİ’lerin yüzde 8’i bulut bilişim hizmetlerinden faydalanmaya sıcak bakmıyor, yüzde 36’sı mevcut BT sistemlerini değiştirmek istemiyor, yüzde 29’u buluta geçişin ek maliyet yaratmasından çekiniyor, yüzde 40’ı ise işletme verilerini bulut üzerinde depolama konusunda güvenlik endişesi duyuyor. Türkiye’de özellikle IaaS paketinde kurumlar, verilerinin kendi bünyesinde barındırdığı gibi güvenli olamayacağını düşünüyor. Bunu psikolojik bir yanılsama olduğunu kaydeden Turgut Haspolat, şunları kaydetti: “Özellikle kurumlardaki veriler, birçok güvenlik açığı ile barındırılmaktadır ve çalışanların çoğu veri güvenliği bilincinden yoksundur. Birçok şirket ve kurumun bilgi güvenliği standartlarından yoksun bir şekilde
veri barındırdığını düşündüğümüzde, şu kesin ki bulut bilişim mimarisinde veriler; mevcut bulunduğu ortamlardan çok daha güvenli, bütünlüğü koruma altında, tutarlı, yedekli ve esnek arşiv hizmetleri ile erişim performansı yüksek bir şekilde barındırılmaktadır. Elbette bulut bilişim altyapı, deneyimli insan gücü ve bakım maliyetleri açısından BT harcamalarında ciddi tasarruf sağlamaktadır. Söz konusu bu tasarruf şirketlerin büyüyen iş ihtiyaçlarında esnek olabilecek, değişen iş ihtiyaçlarında ise yeni yatırımlar yapabilmelerini sağlayacak büyüklükte olabilmektedir. Bulut bilişimin bu yeni paradigması zaman içinde olgunlaşan yeni teknolojik süreç ve platformlar ile şirketlerin iş-odaklı modellerinin değişmesini sağlamaktadır. Bununla beraber kurum ve organizasyonlar bu yeni iş modeli ile bilişim hizmetlerinin süratle, verimli ve maliyet etkin bir şekilde yerine getirilmesine konsantre olmakta ve bu talebin kaç sunucu, hangi yetkinlikteki BT uzmanı ile yapılacağı, lisans ihtiyacı olup olmadığı ve ne kadar sürede yerine getirileceği konuları ile artık ilgilenmemektedirler. Bu sayede talep edilen BT hizmetleri, daha ölçülebilir ve hesaplanabilir bir şekilde yerine getirilme kapasitesi artırılmış olacaktır. Aslında kullanılan kaynaklar aynı olacaktır. Değişen şey ise BT hizmetinin, internet üzerinden daha ölçülebilir, hızlı, maliyet etkin ve güvenli bir şekilde verilmesidir. Özellikle kullanıcılarına 7/24 kesintisiz hizmet vermeyi hedeflemiş şirketler yüksek erişebilirlik ile yönetilebilir hizmetleri tercih etmektedirler. KOBİ’ler ise söz konusu bulut triosu yanında
bulut üzerinden bütünleşik iletişim araçlarını (web konferans, anlık iletişim, işbirliği vb.) gün ve gün tercihlerine eklemektedir. Ayrıca domain kaydı oluşturma, SSL ve e-ticaret eklentileri, web sitesi oluşturma araçları, web sunucu yedekleme, içerik yönetimi, mobil optimizasyon araçları, arama motoru optimizasyon araçları, web sunucu güvenliği ve sistem sağlık durumu izleme araçları özellikle KOBİ’lerin bulut hizmeti olarak en çok tercih ettikleri hizmetlerdir diyebiliriz.” Birçok paydaş için özellikle özel bulut mimarisinin, hizmet devamlılığı kapsamında kritik görevler için yüksek derecede kontrol gerektiren kurum verilerinin güvenliği ve uygulamaların birbirleri ile uyumluluğu açısından en uygun çözümlerden birisi olduğunu kaydeden Turgut Haspolat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna paralel iş sürekliliği konsepti ise kurumun kritik iş süreçlerinin devamlılığını sağlamak için potansiyel tehditleri ve bu tehditlerin iş süreçlerine olabilecek etkisini ortadan kaldırmaya yönelik gerekli teknolojik tasarımı ortaya koyan bütünsel bir süreçtir. Aynı zamanda iş sürekliliği planlaması; potansiyel tehditler, denetim ve test sonuçları ile ortaya çıkan değişiklikler kapsamında zamanla gelişen sürekli bir döngüdedir. Bu nedenle kurum politikaları, standartları ve değişen süreçleri iş süreklilik planına sürekli entegre edilmelidir. Fujitsu olarak özellikle kritik veriler ve görev-kritik iş uygulamalarının hassasiyeti kapsamında müşterilerine açık platform ve sistemler ile bütünleşik çözümler sunmaktadır. Biz inanıyoruz
ki söz konusu çözümler kapsamında sunulan teknolojilerin başarılı bir şekilde uygulamaya alınmasındaki en büyük değer, kapsamlı bir iş ihtiyacı stratejisi, mimarisi ve süreç planlamaları tanımlanması gerektirecektir. Teknolojilerin tek başına bir değer oluşturmayacağı aşikardır. Bu nedenle iş stratejilerinin tanımlanmasında profesyonel hizmetlerin ve hizmet hayat döngüsü boyunca da yönetilebilir hizmetlerin önemini vurgulamak isteriz. Fujitsu söz konusu hizmetlerde öncelikle kendi sistemlerinde edindiği tecrübeler ile bu ekosistemde katkı oluşturmaya devam etmektedir.” Verilerinin kendi ortamlarında (korumaları altında) değil de bulut bilişim sağlayıcılarında barınmasının daha güvensiz olacağını düşünen hala birçok kişi ve kurumun olduğunun altını çizen Haspolat, “Aslında bu teknolojik değişime karşı psikolojik bir direnç göstermektedir. Tabi bulut bilişim paradigma değişimi aynı zamanda kültürel bir değişim gerektirir ki bunun zaman alması da muteberdir. Güvenliğin en önemli bileşeni, güvenlik hatası veya felaket durumlarında bile sistemin ayakta kalmasını sağlayacak sistem dayanıklılığıdır. Veri güvenliği mimarisinin temel hedefi iş sürekliliğini garanti altına almaktır. Bu garantiyi sağlamak için hem donanım altyapısının kesintisiz çalışması hem de veri erişilebilirliğinin herhangi bir bozulma olmadan kesintisiz sağlanmasıyla mümkün olur. Dolayısı ile bulut bilişimde güvenlik kaygılarına karşı özellikle veri güvenlik politikaları ile bir güvence katmanı oluşturulmalıdır” dedi.
Şirketlerin iş yükü azalıyor Bulut çözümler ve firmaların bulut teknolojiler ile ilgili pozitif deneyimleri, yeni tercih edecek firmalar için de ön ayak oluyor. Ölçeklenebilir yapıda olan bulut SaaS servislerinde bakım ve takip maliyetleri ile ilk yatırım maliyetinin çok daha uygun hale geldiğini kaydeden İdeaSoft Yazılım Genel Müdürü Seyhun Recep Özkara, şunları kaydetti: “İlk yatırım maliyeti ve temel sorumluluklarını almakla uğraşmamaları temel gerekçelerin başında geliyor. Bu yapıya geçişte şirketler sözleşmeler ile sunucu ve fiziki maliyetler, sistem yazılımları, güncelleme, yedekleme, sistem güvenliği gibi son derece önemli konuların sorumluluğu üstlenmek zorunda kalmıyor. Ölçeklenebilmesi ve planlanabilmesi sebebiyle, şirket büyüdükçe tekrar baştan bir yatırım gereksinime ihtiyaç duyulmuyor.
E-Ticaret altyapı sağlayıcısı İdeaSoft Yazılım olarak 10 senedir SaaS hizmeti sunmaktayız. Son 4 yılda bu SaaS servisler bulut mimarileri üzerinden sağlanmakta. İlgi her geçen gün artarken güven de artmaktadır. İnsanların SaaS’a ve bulut çözümlere ilgisini ‘Verilerim güvenli mi? Sistem 7/24 çalışıyor mu? Bu sistem işimin aksamasına sebebiyet verir mi?’ gibi sorulara sağlanabilen güven belirliyor. Örneğin 2010 yılında firmalar yazılım benim olsun, benim data merkezimde ya da ofisimde dursun diye düşünürken, şimdi bunun sürdürülebilir olmadığını gördüler ve beklentileri servis ve sistemlerin devamlı olmasına doğru yöneldi. Kurumsal firmalar bu konuda danışmanlık ve destek alırken, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ise SaaS servisi sunan firmalar bu süreci üstleniyor.”
20
DOSYA
Bulut Triosu: SaaS PaaS IaaS
BThaber
27 Şubat - 5 Mart 2017
Ortak paylaşımlı bulut platformları… Dünyada bulut teknolojilerinde önemli gelişmeler ve giderek artan bir kullanım söz konusu. Bulut tabanlı mobil, CRM ve büyük veri uygulamaları bulut pazarına bir ivme kazandırsa da sanal gerçeklik ve nesnelerin internetinin yaygınlaşması ile bulut hizmetlerinde de buna paralel büyük bir büyüme beklenmekte. Buna yönelik olarak farklı katmanlardaki yetkinlikleri olan IaaS, Paas, SaaS özelindeki şirket ve girişimler arasında ortaklıklar, endüstri şirketleri arasında bilgi ve yeteneği arttırmaya yönelik ortak paylaşımlı bulut platformlarının geliştirilmesi söz konusu. Türkiye pazarının bu konularda gelişmeye ve bu süreçte öğrenmeye devam ettiğini kaydeden KoçSistem Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok, şu bilgileri verdi: “Bu sene de Türkiye’de bulut bilişim gündemdeki yerini koruyor. Buluta olan ilgi doğal olarak SaaS, PaaS ve IaaS katmanlarını doğru orantılı etkiliyor. Dünyada büyük şirketlerle birlikte bulut kullanımı orta ölçekteki şirketlere de yayılmakta. Türkiye pazarındaki büyük şirketler teknolojiyi dünya ile aynı anda yakalamaya çalışıyorlar, pazarda avantaj yakalamak için teknolojinin önemli bir kaldıraç olduğunun farkındalar. IaaS katmanı teknolojiyi takip eden bu şirketler tarafından aktif kullanılıyor. Sektörde SaaS ve PaaS katmanlarında gelişme devam etmekte, bu alanda tecrübeler ve başarı hikayeleri arttıkça bu teknolojilerin katma değerlerinin daha iyi anlaşılacağını ve şirketlerin bu avantajları kaçırmayacaklarını düşünüyoruz. Bulut teknolojileri dijital dönüşümün en önemli bileşenlerinden biri. Geçtiğimiz dönemlerde bulut kullanımının maliyet avantajı üzerinde durulurken bugün değişen teknoloji ve iş yapış şekilleri ile bulut teknolojileri kilit bir role sahip. Müşterilere doğru zamanda doğru ürünü sunma gereksinimi ve giderek artan çok katmanlı rekabet ortamı, dinamik olarak ihtiyaçlara göre şekillenebilen, büyüyebilen ve yönetim hizmeti alınabilen bulut teknolojisini ön plana çıkarıyor.” Önümüzdeki yıllarda mega eğilimlerin tümünün bulut tabanlı yapılardan oluşacağını
kaydeden Barış Öztok, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu teknolojiler birbirleriyle etkileşime geçerek ve birbirlerinin büyümesini destekleyerek gelişmeye devam ediyorlar. Dolayısıyla nesnelerin interneti, büyük veri, mobilite gibi üzerinde iş modelleri oluşturulan konseptler de bulut avantajını ön plana çıkarıyor. Ayrıca bulut platformları üzerinde müşterilere sunulan uygulamalar, gerçek zamanlı veri analizine de imkan sağlıyor. Diğer önemli bir etken ise güvenlik uygulamaları. Giderek artan siber güvenlik tehditlerine yönelik şirketlerin verilerinin korunması için özel, paylaşımlı ve hibrid bulut sistemleri hem altyapı hem de yönetim açısından güvenlik avantajları sağlıyor. Biz KoçSistem olarak, 2010 yılından beri bulut teknolojilerinin doğru bir şekilde anlatılabilmesi ve kullanımının yaygınlaşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, bulut teknolojileri ile ilgili güvenlik, hız ve kesintisizlik gibi müşteri taleplerinin karşılanabildiği görülmekte. Ayrıca kurumsal şirketlerle başlayan bulut hizmetleri kullanımının farklı sektörlerde yayıldığını gözlemliyoruz.” Yaşanan gelişimlerle birlikte kullanım oranlarının arttırılması için, sadece IaaS değil, aynı zamanda PaaS ve SaaS katmanlarındaki başarılı kullanım senaryolarının artmasının faydalı olacağı görüşünde olan Barış Öztok, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam bu noktada yazılım ve uygulama geliştiricilerin dijital dönüşüm ekseninde yeni dünyaya uyumlu, teknolojinin avantajlarını hem kullanan
hem de sunan projeler yapmalarını bekliyoruz. Tabii ki teknolojiyi hizmet modeli ile sunan KoçSistem gibi köklü bulut hizmeti sağlayıcılarına da büyük bir görev düşüyor. KoçSistem olarak kurumların verimliliğini arttırarak, ihtiyaçlarını adresliyor, bulut bilişim kullanım senaryolarını kurumlar için doğru bir şekilde kurguluyoruz. Ayrıca bulut tabanlı teknolojideki bu değişimlerin, şirketlerde finansal fayda sağlayacak ve doğru ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılması gerekiyor. Bu kapsamda doğru iş ortağı ve girişimci ile işbirliği içerisinde çalışılması önemli bir konu. Her yeni teknolojide yaşadığımız süreç bulut bilişim için de geçerli, kullanım alanları öncelikle sınırlı iken, adaptasyonun artması ile birlikte yeni kullanım alanları, yeni avantajlar, farklı uygulamalar ortaya çıkmaya başlıyor. IaaS yapıları ilk olarak maliyet avantajı ile öne çıkan ve en kolay adaptasyon sağlanan katman oldu. Yazılım alanında ise, ürün geliştirme çalışmalarının SaaS yapılarına uygun olacak şekilde yapılması gerekiyor. Bu da yazılım geliştiren birçok şirket için yeni yetkinlikler edinmek anlamına geliyor. PaaS hizmetlerinin ise kurumlara analitik, IoT, entegrasyon gibi farklı alanlarda sağlayabileceği katkılar düşünüldüğünde, katma değerlerinin doğru ve açık bir şekilde aktarılmasının önemi anlaşılıyor. Bu sebeplerle bulut teknolojilerinden tam anlamıyla fayda sağlayabilmek için önümüzdeki dönemlerde SaaS ve PaaS katmanlarına odaklanıyoruz.”
22
BThaber
BTnet.com.tr
6 - 12 Mart 2017
Microsoft All-in-One Keyboard Microsoft tarafından geliştirilmiş olan All-inOne Media klavyesi; akıllı TV’ler, oyun konsolları ve elbette bilgisayarlar için başarılı bir çözüm sunuyor. Microsoft’un son klavyesi All-in-One Media Keyboard, pek çok farklı platformda çalışma yeteneğine sahip. Microsoft’un hepsi bir arada klavyesi, kişisel bilgisayarlarda kullanılabildiği gibi, oyun konsolları ve akıllı
televizyonlarda da başarılı bir şekilde çalışmaktadır. Akıllı televizyonlar için ideal çözüm Günümüz teknolojisi sayesinde bilgisayarlardan yaptığımız pek çok işlemi televizyonlar üzerinden de gerçekleştirebiliyoruz. Hal böyle olunca, bir web tarayıcısında arama yapmak, sosyal medyada yeni gönderiler paylaşmak bir uzaktan kumanda ile pek de mümkün olmuyor. Bu noktada Microsoft’un medya klavyesi mevcut sorunun tam da çözümü olarak karşımıza çıkıyor. Klavye üzerinde bulunan farklı tuşlar sayesinde televizyonunuzun ekran parlaklığı, gece modu, sesi vb. gibi dinamik özellikler kontrol edilebiliyor, anlık değiştirilebiliyor. Sade ve dayanıklı yapısı ile Microsoft’un ev kullanımı için dekoratif bir çizgi yakaladığını belirtmekte fayda var. Dayanıklı materyal, hızlı tepkime Microsoft, All-in-One Keyboard için masaüstü kullanımının dışında daha dinamik bir ev kullanımına odaklanmış. Bu sebeple klavye, alışılmış diğer masaüstü klavyelerden bir hayli hafif. Bir materyalin hafif olması pek çok kez dayanıklılığının düşük olmasına yol açar. Ancak Allin-One Media Keyboard için durumun böyle olduğunu söylemek doğru olmaz. Zira Microsoft’un klavyesinin bir diğer özelliğinin de dayanıklılık olduğu belirtiliyor. Bunun yanında All-inOne Media Keyboard’un yumuşak bir tuş takımına ve hızlı tepki verme özelliğine sahip olduğunu ekleyelim. Oyun konsolları ve akıllı televizyonların yanında Windows işletim sistemi haricindeki kişisel bilgisayarlarda da çalışan All-in-One Keyboard’u Mac OS platformunda kullanma imkanı bulduk. Tuş kombinasyonu noktasında sıkıntı yaşamayacağını düşünen kullanıcılar için tavsiye edilebilecek bir klavye. İki adet pil ile çalışan klavyenin büyük oranda başarılı bir çevre donanımı olduğu söylenebilir.
Dijital Dönüşümün Her Noktasında Çözümevi
Hızlı, yalın ve akıllı kurumsal işletme yapısı
Başarıya ulaştıran insan kaynağı yaklaşımı
Fark yaratan müşteri etkileşimi
Daha iyisi, Daha ilerisi için
Askent Sokak Kosifler İş Merkezi No: 3/B A Blok Kat: 5 İçerenköy, Ataşehir - İstanbul
+90 216 467 1458 +90 216 302 8583
info@cozumevi.com
24
BThaber
BTnet.com.tr
Tüm ihtiyaçlar tek Canon’da buluşuyor
Canon, yeni ‘dördü bir arada’ yazıcısı PIXMA G4400 modelini tanıttı. Küçük işletmelerde ve ev ofislerde kullanım uygunluğu ile yeni yazıcı, yüksek hacimli belge baskısında mürekkep tüketimini azaltıyor. PIXMA G4400, yeniden doldurulabilir mürekkep tanklarının kullanıldığı Canon’un Orijinal Kesintisiz Mürekkep Besleme Sistemi (Continuous Ink Supply System - CISS) ile çalışıyor. Renkli mürekkep şişesi setiyle 7 bin sayfaya veya siyah mürekkep şişesi setiyle 6 bin sayfaya kadar olmak üzere toplam 13 bin sayfalık çıktı sayısıyla sayfa başına düşük maliyet sunan yazıcıda, baskı kalitesi de yüksek. Pigment siyah mürekkep net metinler, boya renkli mürekkepler de belge ve fotoğraf baskılarında canlı renk tonları sunuyor. PIXMA G4400 yazıcıda ölçekli kopyalama, faks çekme ve tarama işlemlerinde kullanılmak üzere 20 yapraklık bir Otomatik Belge Besleyici var. Bu belge besleyici, çok miktarda belgelerin hızla ve kolayca kopyalanmasını ve taranmasını sağlıyor. Yazıcıda FINE teknolojisine sahip dayanıklı bir yazıcı kafası sistemi, ayrıca mürekkep besleme silindirlerine hava girişini durduran teknoloji de kullanılıyor. PIXMA G4400 yazıcıda mürekkeplerin takılması, bağlanması ve mürekkebin doğru doldurulduğunun onaylanması için rehberlik sunan bir tam noktalı LCD ekran donanımı da var. Kablosuz baskı için PIXMA G4400 yazıcı Wi-Fi bağlantısı kapasitesine sahip. Apple Airprint, Android için Mopria, Windows 10 Mobile desteğiyle veya Canon’un iOS ve Android cihazlar ile uyumlu ücretsiz PRINT uygulaması aracılığıyla kablosuz baskılar alınabiliyor. Yazıcı, bağlantı kurulan bir cihaza doğrudan tarama göndermeye imkan sunuyor. PIXMA G4400 modeli, Canon’un Easy-PhotoPrint+ uygulamasıyla da uyumlu. Tabletlerden veya bir web tarayıcısından erişilebilen yazılım, fotoğraflara ulaşarak, yaratıcı projeleri yazdırmadan önce düzenleme imkanı veriyor. Canon’un My Image Garden yazılımı yüklü olan yazıcı, fotoğrafları kolayca organize edip baskı almayı kolaylaştırıyor.
Avnet ve IBM’den IoT çözümleri için işbirliği Avnet, IoT çözümlerinin piyasaya daha hızlı sunulmasını sağlamak amacıyla IBM ile işbirliği gerçekleştirecek. Bu kapsamda şirket, IBM'in Münih’te hizmete aldığı küresel Watson IoT Merkezi bünyesinde faaliyet gösterecek Watson Nesnelerin İnterneti (IoT) Ortak Laboratuvarı'nı kurmak için Technology Solutions liderliğinde IBM ile işbirliği yapacak. Laboratuvarda, dünyanın dört bir yanından müşteriler Watson IoT'nin işletme avantajlarını ve bilgi işlemin gücünü ortaya koyan prototipler ve çözümler oluşturmak için Avnet ve IBM IoT uzmanlarıyla iletişim kurabilecek. Laboratuvarda uygulamalı öğrenme aracılığıyla IoT teknik uzmanlıklarını geliştirebilecekler. Ayrıca, Avnet ve IBM müşterilerine ortak iş fırsatı olanakları da sunacak. Ortak laboratuvar, müşterilerin IoT ile "olası teknolojileri" hayal edebilmesine, yeni işletme modelleri oluşturmasına ve sektör zorluklarına karşı yenilikçi yaklaşımlar keşfetmesine olanak sağlayacak. Laboratuvara ek olarak, Avnet ve IBM, IBM Watson IoT ve IBM Bluemix platformlarıyla çözüm geliştirme sürecini hızlandıracak IoT teklifleri geliştirmek için de aktif bir işbirliğini sürdürüyor.
6 - 12 Mart 2017
Drone Yarış Ligi Haziran’da başlıyor
Sigorta ve finans şirketi Allianz, Drone Yarış Ligi (DRL) ile uzun süreli küresel bir ortaklığa imza attı. DRL pistinin isim sponsoru olan Allianz, drone yarışlarını dünya çapında hızla büyüyen bir izleyici kitlesiyle buluşturmayı hedefliyor. Allianz Dünya Şampiyonası 2017 serisi, Haziran ayından itibaren altı yarıştan oluşacak ve 75’den fazla ülkede yayınlanacak. Drone’ların saatte 150 km’yi aşan hıza ulaşacağı yarışlar için Miami, New Orleans, Atlanta, Boston, Münih ve Londra’nın simge mekanlarında kurulacak üç boyutlu pistler, dünyanın en iyisi olmak için yarışacak 16 drone pilotunu
buluşturacak. Drone Yarışları; usta pilotların yönetimindeki dört pervaneli drone’ların, üç boyutlu kulvarlarda saatte neredeyse 200 km’ye varan hızlarda yarıştırıldığı yeni bir spor dalı. Taktıkları FPV (birinci kişi görüntüsü) gözlükleri ile pilotlar, drone’un üzerindeki kameradan gelen anlık görüntüleri izleyerek drone’un görüş açısını yakalayabiliyor. DRL CEO’su ve Kurucusu Nicholas Horbaczewski, “Allianz’ın kapsamlı ve uzun vadeli desteği ile drone yarışlarını dünya genelinde izleyicilere ulaştıracağız” derken, Allianz SE Global Pazarlama ve Dağıtım
Kanalları Başkanı Jean-Marc Pailhol da drone’ların sigorta işinin önemli bir parçası olduğuna dikkat çekti. Allianz’ın DRL ile işbirliği; drone endüstrisinin tüketicileriyle iletişim kurmasına olanak sağlayacak. Havacılık sigortası ürünlerinde uzmanlaşan Allianz Global Corporate & Specialty, özel ve ticari operatörler, üreticiler, onarım hizmeti sağlayıcılar, uçuş okulları ve eğitim tesisleri için çeşitli drone sigortası ürünlerini halihazırda sunuyor. Drone’lar, Allianz için mülk hasar değerlendirilmesi ve tarım sigortaları için de önemli rol oynuyor.
Endüstriyel IoT alanında işbirliği
IBM ve Bosch, kullanıcılarının IoT cihazlarını etkin bir şekilde güncelleyebilmesi için Bosch IoT Suite servislerinin açık standart tabanlı IBM Bluemix ve IBM Watson IoT platformunda kullanıma sunulması amacıyla endüstriyel
IoT alanında işbirliği yaptı. Bu kapsamda Bosch, Bluemix üzerinde ve IBM Watson IoT Platformuyla entegre olarak gelişmiş cihaz yönetimi ve bulut tabanlı yazılım güncellemeleri için "Bosch IoT Rollouts" servisini kullanıma
sokuyor. İki şirketin müşterileri IBM Cloud aracılığıyla bu servise erişebilecek. IBM Cloud, ağa bağlı cihazların güncellenmesi ve endüstriyel IoT'de sürekli inovasyonda önem taşıyan ölçek, esneklik, gizlilik ve güvenlikle de destekleniyor. Bu kapsamda, örneğin otomobil üreticileri, milyonlarca aracın yazılım güncellemelerini, aracın bir atölyeye gitmesine gerek olmadan güvenli ve etkili bir şekilde programlayabilecek, bunları organize edebilecek. Öte yandan, IBM ve Bosch, IoT'nin açık standartlar ve açık kaynak aracılığıyla başarı vizyonunu paylaşarak, Eclipse Vakfı ve Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu ile aktif bir şekilde de çalışıyor.
26
BThaber
KARİYER
Erdem Holding’de yeni görevlendirme Erdem Holding Bilgi ve İletişim Teknolojileri Direktörlüğü görevine Özalp Ahmet Tık getirildi. Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği, İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü CPIM programı, Bilgi Ahmet Tık Üniversitesi MBA mezuniyetleri olan Özalp Ahmet Tık, 1999 yılında Genpa’da İnternet Uygulamaları Geliştirme Uzmanı olarak iş hayatına başladı. Erdem Grup bünyesinde Analist Yazılım Uzmanı, Yazılım Geliştirme, Proje Yönetim ve Yazılım Satış ve Geliştirme alanlarında çalışmalar yürüten Özalp Ahmet Tık, 2009 Ocak -2017 Şubat arasında Genpa’nın Bilgi ve İletişim Teknolojileri Müdürlüğü’nün yanı sıra Erdem Grup şirketlerine Bilgi Teknolojisi ve Sistem Alt Yapıları danışmanlık görevlerini yürüttü.
Veriden ve analizinden korkmayın
6 - 12 Mart 2017
Dijital Manga işbaşında
AvivaSA İnsan Kaynakları Direktörü Burak Yüzgül Emeklilik ve hayat sigortası şirketi AvivaSA, 2016 Temmuz ayında başlattığı Dijital Dönüşüm Programı’nı kültürel boyutta da destekliyor. Bu kapsamda şirket genelinde tüm departmanlardan gönüllülük esasına dayalı oluşturulan 30 kişilik Dijital
Dönüşüm Sözcüleri oldular hem Kadir Has Üniversitesi “Dijital Medya Uzmanı” sertifikası almaya hak kazandılar. Dijital Dönüşüm sözcüleri, şirketimizin dijitalleşme ve pozitif işyeri kültürü oluşturma sürecinin aktif sözcüleri olarak; dijital dönüşümün, üst yönetim ile departmanlar arası iletişiminde yardımcı olma ve kurum içinde farkındalığın artırılması ve desteklenmesinde görev alacaklar. Manganın, aktif sosyal medya kullanımı ve içerik üretimiyle, AvivaSA markası hakkında iletişim ortamı oluşturulmasına katkı sağlamasını hedefliyoruz. Dijital Manga, Dijital Garaj’da yapılacak çalışmalarda, şirket içi yenilikçi fikir ve çözümlerin yaratılmasında da aktif rol alacak” dedi.
Girişimcilikte Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var
Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany Sabancı Üniversitesi ve SAS, veri bilimi alanında çalışan farklı sektör ve uzmanlık seviyelerinden kişileri 17 Şubat’ta Data Scientist Meetup etkinliğinde bir araya getirdi. Karaköy Minerva Palas’ta gerçekleştirilen etkinlikte, Hepsiburada.com Chief Data Scientist unvanıyla görev alan İsmail Parsa, Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı Direktörü Prof. Burçin Bozkaya ve SAS’ta analitik danışmanlık yapan Tuba İslam konuşmacı oldular. ABD’de farklı şirketlerde tecrübe sahibi olan İsmail Parsa, konuşmasında katılımcılara üniversite eğitiminden sonra mutlaka bir yüksek lisans derecesi alma, bu geçişte de 1-2 yıl tecrübe edinmeleri tavsiyesinde bulundu. Müşteri segmentasyonunun önemine ve modelleme aşamalarında fark yaratan safhalara işaret eden Parsa, “Modelinizin başarısını ölçemezseniz sınırlı kalırsınız” dedi. Burçin Bozkaya ise SAS’ın analitik sponsoru olduğu ve MIT iş ortaklığıyla kurulan Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Konulara hem mühendislik hem de iş bakış açısıyla yaklaştıklarını belirten Bozkaya, tahminlerde yüzde 95 ve üstü oranlarda başarı sağladıklarını ifade etti. Burçin Bozkaya, “Veriyle her türlü analizi yapmaktan korkmayan ve buna iştah duyan bir yapınız, bilgisayar ve programcılık konularına merakınız olmalı. İstatistik temeli olmadan ilerleme sağlamak zor olur. İş problemleri ile ilgili bakış açınız da önemli. Büyük veri, katma değer sağlamada kullanılmalı” yorumunu paylaştı. Tuba İslam ise “Çok farklı disiplinlerden genç arkadaşlarımız veri bilimi alanında kariyer yapmak isteyebiliyor. Bu da bizi sevindiriyor” dedi.
Kültür Dönüşüm Programı ekibi “Dijital Manga” göreve başladı. AvivaSA İnsan Kaynakları Direktörü Burak Yüzgül dijital dönüşüm sözcülerine, “dijital dünyada pazarlama stratejileri”, “sosyal mecralarda itibar ve kriz yönetimi”, “kullanıcı odaklı çözüm dizaynı” ve “içerik üretimi” gibi konularda dijital medya eğitimi verdiklerini belirterek, “Dijital Dönüşüm Sözcüsü olmak için başvuran 100’den fazla AvivaSA çalışanını, önceden belirlenen seçim kriterlerine göre değerlendirdik ve 30 çalışanımız, Dijital Manga programına katılmaya hak kazandı. ‘Dijital Dönüşüm Sözcüsü’ adayları, 6 günlük teorik eğitim ve 2 günlük atölye programını tamamlayıp, hem AvivaSA’nın Dijital
Dünya Melek Yatırım Forumu, 13 - 14 Şubat tarihinde İstanbul’da Swissotel The Bosphorus’ta gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk kez düzenlenen Forum’da, ana konuşmacı olarak yer alan Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany,
kurumların melek yatırımcılar ve girişimcilerle işbirliklerinin gerek yerel ekonomilerde, gerekse küresel piyasalarda olumlu etkilerine dair bilgiler paylaştı. Doany şunları söyledi: “Melek yatırımcılar ve kurumsal yatırımcılar, yenilikçi fikirlere yaptıkları yatırım ve sağladıkları desteklerle yeni iş alanlarının doğmasında ve yaratılan ek istihdamla ülke ekonomisinin gelişiminde önemli rol oynuyorlar. Hükümetin girişimcilik ekosisteminin gelişmesi adına attığı adımlar ve sağladığı vergi teşvikleri ile Türkiye, cazip bir girişimcilik merkezi olma yolunda ilerliyor. Melek yatırım ağları ve kurumsal yatırımcılar, girişimlerin yenilikçi fikirlerini
hayata geçirilebilmeleri için ihtiyaç duydukları sermaye ve bilgi birikimine; sermaye sahiplerinin de yatırım yapmak için cazip iş fikirlerine ulaşmaları açısından ülke ekonomisinde çok önemli bir yere sahip. Kendi kişisel tecrübemden yola çıkarak kurumsal yatırımcılara en önemli tavsiyem; açık fikirli olmaları ve daha az bildikleri alanlara yatırım yaparak yeni bakış açıları ile büyümeye odaklanmaları. Girişim hızlandırma programımız Türk Telekom PİLOT sayesinde 2013’ten beri birçok yenilikçi iş fikrine sağladığımız nakit desteği ve yönetimsel bilgi birikimi ile ekosistemin gelişmesine katkıda bulunuyoruz.”
Robot programlaması için eğitim zamanı geldi Universal Robots, otomasyonda karşılaşabilecek sorunların enaazaltılmasına yardımcı olmak için online eğitim modülleri geliştirdi. Modüller herkese açık ve ücretsiz olacak. Programı daha etkili kılmak için hazırlanan etkileşimli simülasyonlar da var. Eğitim programı ile insanlarla işbirliği yapan robotun (cobot) kurulumu ve programlaması gerçek robot parçaları kullanılmaksızın sanal ortamda gerçekleştirilebiliyor. “Cobot” konseptini öğrenmek isteyenler Universal Robots Akademisi’ne giriş yaparak temel programlama becerilerini sunan bilgileri alabilecek. Universal Robots kurucusu ve CTO’su Esben
Østergaard, bu kapsamda bir robot eğitim müfredatının sektör için önemine işaret ederek, şu bilgileri paylaştı: “Robot okuryazarlığını ve “cobot”ların hayatımıza girişlerini hızlandırmayı artırmak hedefimiz. Çünkü üretim sektöründe, elimizdeki tüm imkanlarla kapatmamız gereken ve giderek büyüyen bir yetenek boşluğu var. Bu kapsamda tecrübe yaratmayı kolaylaştırma ve robotlarımıza erişim önemli bir adım.” Online eğitim modülleri İngilizce, İspanyolca, Almanca, Fransızca ve Çince olarak, UR robotları için gereken temel programlama eğitimlerini oluşturan 6 e-öğrenme modülünü içeriyor.
Universal Robots, yeni akademi modüllerinin yanında şirketin destek sitesinden ücretsiz simülatör ve diğer online kaynaklara erişim imkanı sunuyor. Böylece öğrenciler herhangi bir kullanıcı lisansına sahip olmadan bilgileri indirerek kullanabiliyor.
BThaber
KARİYER
6 - 12 Mart 2017
İlk mezunlar verildi Netaş’ın Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) işbirliğiyle 2014 yılında başlattığı “Netaş-BAU Techno Academy Bilgisayar Mühendisliği Tezli Yüksek Lisans ve Doktora Programı” ilk mezunlarını verdi. BAU akademisyenleri ve Netaş mühendisleri tarafından hazırlanan programdan multimedya teknolojileri ve güvenlik alanlarında çalışmayı hedefleyen Netaş Ar-Ge
mühendisleri yararlanıyor. Programa 39’u yüksek lisans, 7’si doktora için olmak üzere toplam 46 Netaş çalışanı kayıt yaptırdı. Bu eğitimde derslerin içeriğinden tezlerin konusuna kadar her aşaması üniversite ve sanayinin birlikte şekillendirdiği bir yüksek lisans ve doktora programı uygulaması yürütülüyor. Bu uygulama ile eğitim araştırmacının ofisine getiriliyor, araştırmacı personelin eğitim düzeyi artırılıyor ve araştırmacının
eğitimine maddi destek sağlanıyor. Programla, üniversite-sanayi işbirliğinin artırılması ve ortak projeler yapılması, bir model oluşturularak diğer ArGe merkezlerine de örnek olunması hedefleniyor. Ayrıca, Netaş’ın hem yüksek lisans ve doktoralı öğrenci ve mezun çalışan sayısı, hem de yeni teknolojilerde tüm dünyaya satılabilir teknolojik katma değerli ürün çıkarma yeteneği artırılıyor. Uygulamayla, Türkiye’nin kalifiye insan kaynağının yükseltilmesine de katkı sağlanıyor.
Girişimciler için fırsatlar Birleşik Krallık’ta
Dijital ekonominin öne çıkan isimleri, Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı tarafından düzenlenen ve Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası (BCCT) tarafından desteklenen, ‘2017 Birleşik Krallık Teknoloji Yatırım Konferansı’nda bir araya geldi. Katılımcılar doğrudan yatırımla işlerini Birleşik Krallık’ta genişletmenin yolları ve ülkenin teknoloji ekosistemi ile yazılım sektörünün potansiyeli konularında bilgi aldı.
Konuşmacılar da Birleşik Krallık’ta teknoloji firması kurabilmek için gereken araçlar, bölgelerin gizli potansiyeli, kurumsal yükümlülükler, vize işlemleri gibi konularda detaylar paylaştı. Etkinlikte bir konuşma yapan Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Birleşik Krallık’ın Türkiye için ikinci büyük ihracat partneri olduğunu hatırlatarak, Birleşik Krallık’ta farklı sektörlerden 200’ün üzerinde Türk şirketinin toplam 10
milyar sterlinin üzerinde yatırımı olduğunu söyledi. Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı’nın (DIT) teknolojiye özel önem verdiğini vurgulayan Moore, Türkiye’den gelen yatırım projelerinin de yüzde 50’sinin teknoloji sektöründe olduğunu belirtti. Birleşik Krallık’ın teknoloji odaklı yatırım yapmayı hedefleyen Türk girişimcilere kapılarının hep açık olduğunu dile getiren Moore, geçtiğimiz yıl DIT’ın destek verdiği, Türkiye’den Birleşik Krallık’a yatırım projelerinin 20 milyon Pound’u aşarak 300’den fazla iş imkânı sağladığını belirtti. BCCT Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Uğur da konuşmasında özellikle yurtdışına açılmak isteyen girişimcilerin yararlanabileceği uluslararası fonları ve görüş alabilecekleri internet kaynakları hakkında bilgiler paylaştı.
Allianz Türkiye’de atama Allianz Türkiye kadrosuna 2013 yılında katılan Bilgi Teknolojileri Direktörü Kaan Günay, 1 Şubat 2017 itibarıyla Allianz Türkiye Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Günay, Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Gürkan'a bağlı olarak çalışacak. Kaan Günay; Allianz Sigorta ve
Yapı Kredi Sigorta birleşme döneminde altyapısal olarak sistemlerin entegrasyonunu, örnek uygulamaları ve büyük veri altyapısını hayata geçirdi. Kaan Günay, Allianz Grubu’nda Mimari ve Teknoloji Standartları Grubu liderliği, Güney ve Doğu Avrupa Teknoloji Yöneticileri İletişim ve İşbirliği Çalışma Grubu lideri, Global Kıdemli Bilgi
Teknolojileri Liderleri ekibi üyesi olarak da farklı sorumluluklar almaya devam ediyor. Günay, Marmara Üniversitesi Almanca Enformatik bölümü lisans ve ABD’de Baltimore Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Yüksek Lisans mezunu. Kariyerine 2000 yılında Wincor Nixdorf’ta ürün uzmanı olarak başlayan Günay, 2005 yılında Deloitte
27
Online sınıflar etkili biçimde buluşuyor
Ücretsiz öğrenim platformu Khan Academy Türkçe, farklı işbirlikleri ile daha fazla öğrencinin eğitim desteğinden yararlanmasını hedefliyor. Bu kapsamda, halen 74 ülkede 21 farklı ana dilin desteklendiği Voscreen uygulamasının İngilizce eğitim videolarında Khan Academy içerikleri de kullanılıyor. Voscreen uygulaması farklı seviyelerde İngilizce bilenlere yönelik kelime haznesi ve telaffuz konusunda hızlı gelişimi destekleyen bir yöntemle çalışıyor. Maksimum 15 saniyelik İngilizce video içeriklerinden oluşan sistemde, videoda izletilen sahnede konuşulan cümlenin hangisi olduğu soruluyor. İki platform arasındaki işbirliği ile Khan Academy Türkçe içerikleri de 15’er saniyelik kesitler halinde düzenlenerek, İngilizce öğrenenlere sunuldu. Khan Academy Türkçe ile yapılan bir uygulama ile İngilizce kesiti yayınlanan videonun yönlendirmesi khanacademy.org.tr adresindeki Türkçe ders videosuna yapılarak, kullanıcının içeriğin tamamına ulaşması ve ders desteği olarak yararlanması için imkan sağlanıyor.
Türkiye’de Bilgi Teknolojileri ve Güvenlik Bölümü’nde finans ve telekomünikasyon sektörlerine hizmet verdi, Deloitte Kanada’da bilgi teknolojileri ve güvenlik riskleri konularında çalıştı. 2010 yılında Accenture Teknoloji Danışmanlığı’nda Müdür olarak görev yapan, 2011 yılında Kıdemli Müdür olan Günay, 2013 Şubat’ında Bilgi Teknolojileri Direktör Vekili olarak katıldığı Allianz Türkiye’de 2014’ten bu yana Bilgi Teknolojileri Direktörü olarak görev yapıyordu.
Kullanıcılar Khan Academy platformunda yayınlanan derslerin hem İngilizce hem Türkçelerini izleyerek dil becerilerini geliştirebiliyor. Khan Academy Türkçe; 350’den fazla gönüllüsü, özel sektör temsilcileri ile işbirlikleri, pilot okulları, gönüllü öğretmenleri ve ücretsiz dijital kütüphanesi ile Türkçe eğitimde fırsat eşitliğine katkı sunuyor. Kâr amacı gütmeyen bir platform olan Khan Academy Türkçe’nin hazırladığı ders videoları, bilgiye ulaşmak isteyen her bireyin kullanımına açık olduğu gibi, Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan işbirliği kapsamında Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA) da yayınlanıyor, Türkiye’deki tüm okullara ulaşıyor. Bugüne kadar Türkçeleştirilen 5 binden fazla ders videosuna ve 100 binden fazla alıştırmaya www.khanacademy.org. tr ve tr.khanacademy.org adreslerinden hiçbir ücret ödemeden ulaşılabiliyor. SAT sınavının da tek resmi ücretsiz hazırlık kaynağı olan Khan Academy, dünyaca ünlü müzelerin yanı sıra NASA, Pixar ve birçok uluslararası şirketle yaptığı işbirlikleriyle kütüphanesini genişletiyor.
Kaan Günay
EĞİTİMLER 13 -14 Mart 2017
ETKİNLİK TAKV!M!
Pazartesi - Salı
Dijital Dünyada Liderlik Eğitimi Yer : Kadıköy / İstanbul Ayrıntılı Bilgi: ist@tbd.org.tr
E T K İ N L İ K L E R 9 Mart 2017 8. Ulusal Proje Meslek Konferansı Ankara Mövenpick Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.tpyme.org/ulusal-projeyoenetim-meslek-konfer
6 Nisan 2017 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
16 Mart 2017 Perşembe
Tasarım Faaliyetlerinin Getirdiği Mali Avantajlar ve Destekler Eğitimi Yer : İstanbul, Hilton Bosphorus Otel Ayrıntılı Bilgi: egitim@m2s.com.tr
25 Nisan 2017 Siber Güvenlik ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com
12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com
14 Eylül 2017 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
22-23 Kasım 2017 Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
Y U R T İ Ç İ
9-10 Mart 2017 Doğu Anadolu 1.Bilişim Buluşması Elazığ Akgün Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.dbb2017.com
14 - 15 Nisan 2017 Dinamikler 2017 Proje Yönetimi Kongresi Hilton Kozyatağı Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.dinamikler.org
16 Mayıs 2017 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
25 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
26 Eylül 2017
23 Mart 2017 BTvizyon Antalya Toplantısı Ramada Plaza Hotel - Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
19 Nisan 2017 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grant İstanbul Ataşehir İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu. com 18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
6 Temmuz 2017 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
22 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
5 Ekim 2017
BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
E T K İ N L İ K L E R 20-24 Mart 2017
Siz de Eğitimlerinizi Burada Paylaşabilirsiniz!
CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home
Y U R T D I Ş I
23-25 Mayıs 2017
CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com
handana@bthaber.com.tr Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri handana@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
30
BThaber
MEKTUP
Yepyeni bir haftadan merhaba, Bu haftaya da sağlıkla, sağlıklı içecek kefir ile başlıyorum. Biliyorsun ben kefir içmeyi severim, sağlığa iyi geldiğini bilfiil yaşadığım için çevreme de tavsiye etmekten yorulmam. Ama şimdi paylaşacaklarım, nelere iyi geldiğini görmek adına benim için de önemli detayları içeriyor. Kökeni Kafkaslara dayanan ve ilk kez Türkler tarafından yapılan süt içeceği, kefir tanelerinin, sütte laktik asit ve etil alkol fermantasyonunu gerçekleştirmesiyle oluşuyormuş. Zengin içeriğinden ve bağışıklıktan hücre yenilenmesine faydalarından dolayı kefire beslenmede mutlaka yer vermek gerek. Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, bir bardağı ortalama 100 kalori olan kefirin, protein, vitamin ve mineral deposu olduğunu ve düzenli olarak tüketilmesi gerektiğini belirtmiş. İşte sağlam gerekçeler: Bağışıklığı kuvvetlendiriyor, mide ülserini önlemede etkili, sindirimi kolaylaştırıyor ve kemikleri güçlendiriyor, hücreleri yeniliyor, kan şekerini dengeliyor ve mide gazını azaltıyor, üstüne bir de depresyondan koruyor. Dilersen git marketten al, ama evde de hazırlamak oldukça pratik. Merak edersin, işte tarif: 1 litre sütü kaynat ve aman metal olmayan bir kapta oda sıcaklığına getirilen süte kefir tanelerini ilave edip tahta kaşıkla iyice karıştır. Kabın üstünü bez ile kapat, karanlık bir yerde sütü beklet. Ortalama 48 saat sonra süt pıhtılaşınca, bu mayalanmış sütü plastik süzgeç ya da tülbentten geçirerek kefirini de elde et. Süzgeçte kalan kefir tanelerini tekrar maya olarak kullanabilirsin. Babamın ısrarlı
Güvenliği anlamak için bu filmi izleyelim
tavsiyesi sayesinde müdavimi olduğum kefiri tüketmek gördüğün gibi binbir derde deva. Haftaya böyle faydalı ve pratik bir bilgiyle başladıktan sonra gelelim matematiğin nimetlerine… Matematiğin eğlenceli ve yaratıcı dünyasını çocuklarla buluşturan Harika Matematik Sergisi, 2017 turnesine Sultangazi'den başlamış. Geçtiğimiz yıl Türkiye’yi dolaşıp çocuklara matematiği sevdiren interaktif gezici serginin yüklendiği Harika Matematik Tırları, 3 ay sürecek turne boyunca 22 ilde binlerce çocukla buluşacak. Minik Eller Büyük Hayaller Platformu kapsamında çocukları destekleyen QNB Finansbank ana sponsorluğunda ve IEG işbirliği ile hayata geçen proje çocukların matematiğin temellerini eğlenceli ve interaktif şekilde öğrenmesine yardımcı oluyor. Hayatın her alanında var olan matematiğe ilgiyi artırmak adına gerçekten ‘harika’ bir çalışma. Sırada yaratıcılık var… Çünkü dijital ortamdaki ödeme sistemlerindeki güvenlik tehdidini ortadan kaldıracak çözüm Cardtek’ten gelmiş: Tokenization ürünü. Ödemelerde kullanılan kredi kartı ve banka hesapları gibi hassas bilgileri, işlemden sonra geride iz bırakmayacak
şekilde koruyan “Tokenization” sistemi üzerinde geliştirilen çözüm, güvenlik sorununu en aza indirmeye aday. Tokenization ne dersen; kredi kartı ya da banka kartlarındaki verinin yerine geçen bir değer, deşifre edilemeyen bir token verisi. Kart sahipleri de hassas veriler yerine simge haline dönüştürülmüş verileri cihazlarında saklayarak, istedikleri yer ve zamanda dolandırıcılık riskinden korkmadan kartlarını kullanabiliyor. İnternet üzerinden satış yapan firmalar gibi sembolü talep eden farklı yerlerin her birine, aynı kart için farklı semboller oluşturularak, orijinal veriye ulaşmak imkânsız hale getiriliyor. Veri güvenliğinin kırılması sorununa özgün bir çözümün yanında, satıcılar da atanan semboller aracılığıyla müşterilerinin satın alma geçmişlerini analiz ederek kendi bağlılık programlarını bile yürütebiliyor. Gelelim haftanın başarı hikayelerine… TeknoSA, Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği’nin (AYD) Akademetre Research Company işbirliğiyle her yıl düzenlediği “AVM’lerde En Beğenilen ve Tercih Edilen Perakende Markaları” araştırma sonuçlarında öne çıkmış. Tüketicilerin beğenileri ile belirlenen sonuçlara
göre TeknoSA, “Teknoloji Perakende” ve “Anchor Mağaza” kategorilerinin bu yıl da birincisi olmuş. Yine aynı araştırmadan öne çıkan bir başarı ile devam edelim. Her yıl gerçekleştirilen “Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları” araştırması, AVM’lerin yaygın olduğu 14 ilde, 16 yaş ve üzeri binden fazla kişiyle yapılan yüz yüze görüşmeler sonucunda gerçekleştiriliyor ve perakende sektörüne ilişkin 15 kategoride ödüller sahiplerini buluyor.
Araştırma kapsamında, teknoloji üreticisi kategorisinde Türk halkının en beğendiği marka da Samsung Electronics olmuş. SAP Türkiye İnsan Kaynakları ekibi tarafından yürütülen çalışmalar ise ‘Global SAP Sağlık Elçileri Ağı’ tarafından birincilik ödülüne layık görülmüş. Çünkü net bir gerçek var: İnsanların zihinsel ve fiziksel sağlığı, iş hayatlarında mutlu ve başarılı
6 - 12 Mart 2017
olmaları için de en önemli etken. İşte SAP Türkiye de bu bakış açısıyla yıl boyunca çalışanları için hayata geçirdiği sağlık uygulamaları ile Global SAP Çalışan Sağlığı Yönetim Ekibi (SAP Global Health Team) tarafından SAP’nin dünya genelinde 60’ı aşkın ülke ofisi arasında yapılan değerlendirme sonucunda küreselde en iyi takımı olarak belirlenmiş ve SAP Sağlık Elçisi olan SAP Türkiye İK Direktörü Hande Genç’e SAP Sağlık Ödül’ü verilmiş. Ankara Sanayi Odası (ASO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı ve 53. Yıl Ödül Töreni’nden de Yiğit Akü’ye En Çok Katma Değer Vergisi Yaratan Sanayi Odası Üyesi Ödülü verilmiş. Anlayacağın yenilik, inovasyon, Ar-Ge ve yüksek katma değer odaklı çalışmak Yiğit Akü örneğine olduğu gibi başarılı sonuçları da beraberinde getiriyor. Mektubumu da güvenlik odaklı bir içerikle, üstüne bir de pek sevdiğimiz ama uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan bir aktörle bitiriyorum. Zira HP, Christian Slater’ın rol aldığı küresel kampanyası ile güvenliği yeniden şekillendiriyor. Slater’ın rol aldığı, HP Studios’un internet üzerinden yayınlanan The Wolf isimli kısa film serisi, kurumsal ağların nasıl saldırıya uğrayabileceğini ve şirketlerin kendilerini korumak için neler yapması gerektiğini net biçimde ele alıyor. Film serisinin fragmanını izlemek ve paylaşmak için www. hp.com/TheWolf adresini ziyaret edebilirsin. Seride Slater, açıkları, koruması zayıf yazıcılar ve PC’leri kullanarak bir şirkete sistemli siber saldırı gerçekleştiriyor, filmde göreceğin gibi pek de keyifleniyor. Farkındalık haberle artmazsa, bari bu filmle artar umarım. Bu haftaya noktayı koyuyorum, yine buluşmak dileğiyle,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1112
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
6 - 12 Mart 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
The agenda was set by 5G from beginning to end MWC, which provided much more than a ‘mobile telephone sector’ meeting, showed 5G and IOT focused innovations for 2017. In this respect, innovations in topics such as automotive sector and public services as well as connection power and speed, security technologies, networking, cloud computing, etc. were introduced with MWC 2017, which became a common meeting for related sectors. The GSMA Mobile World Congress (MWC) is again in Fira Gran Via in Barcelona from February 27th to March 2nd, 2017. ‘The Next Element’ motto brought together the stakeholders of the mobile world. The 5G and IOT focused innovations have taken the leading place and the representatives of the mobile world, the global brands of the IT sector, as well as real sector representatives like automobile companies participated at the event. Thus, while the sector has achieved to organize a wellorganized event with a wide range of activities, thousands of companies and more than 100 thousand visitors as every year. (Please note, however, that we have witnessed complaints about the internet connection of participating domestic and foreign companies.) The details of MWC 2017 and our interviews with Turkish companies, who also define the summit as a meeting point with existing customers as well as potential customers, will be mentioned in BThaber again next week. This week, here is our agenda with the summary and highlights of MWC 2017: •
Vestel broke the Guinness record with the Venus V3 5570 smart phone wall. At the stand at MWC, Vestel built the world’s largest telephone wall with the 504 Vestel Venus phone, and this wall built by Vestel broke the Guinness Record as the world’s largest smartphone wall.
•
•
•
The project ‘Voice Steps’ by Türk Telekom and Boni also won the award from MWC. The UK, Israel, France, Jordan, Korea and Spain stands and the IT companies of those countries took place at the summit along with Turkey. At the summit where many automotive companies •
from Ford to Peugeot took their place with intelligent vehicles, the Nokia stand was filled with those who wanted to meet the brand new 3310 and play ‘Snake’. The company also gave information that the digital health focused Withings products will be on the market with the Nokia brand in the summer. Performing a comeback like Nokia, the BlackBerry introduced the BlackBerry KeyOne with the Chinese TCL, bringing together the touchscreen as well as the keyboard features of its most popular devices. The Huawei P10, which stands out with its camera system, Sony’s Xperia XZ Premium mobile phone focused
innovations, and this year’s top introduced Galaxy Tab S3 instead of a new Galaxy phone were introduced at the event. The meetings were focused on the needs of a ‘connected world’ as well as all innovations with 5G focus and the potential and what countries need to be informed about this and what steps countries should take in this direction.
The agreement is signed for ULAK Türk Telekom signed a cooperation agreement in MWC 2017 for the sale of
Turkey’s first domestic LTE base station project, ULAK, which includes Argela and the Undersecretariat for Defense Industries. The signing ceremony held on February 27th hosted the Undersecretary of the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications (UDHB) Suat Hayri Aka, the Chief Advisor to the President. Dr. Davut Kavranoğlu, Deputy Undersecretary of UDHB Galip Zerey, Head of Information Technologies and Communications Authority (BTK) Dr. Ömer Fatih Sayan, Deputy Undersecretary of Defense Industry (SSM) Celal Sami Tüfekçi, ASELSAN Chairman Mustafa Murat Şeker, as well as Technology General Manager Cengiz Doğan on behalf of Türk Telekom. Supported by Argela, Aselsan and Netaş, LTE technology based domestic base stations with fourth generation mobile communications technologies will be available for use by mobile operators as well as public safety agencies. The testing of the first domestic antenna developed by Aselsan for use in base stations in a Türk Telekom network as soon as possible and the goal of extending the use of ULAK in the LTE-A network in the future were also focused on in the summit.
Added value reaching up to its real meaning Tesan Communications, celebrating its 35th anniversary in the Turkish IT sector, has expanded its key and wireless network structure with the agreement made with Netgear, the first and only camera system structure with 100 wireless products. Tesan Communications General Manager Rüştü Arseven stated that Netgear’s distributor selecting process of Tesan Communications depended on its strong reseller infrastructure and also the technical side of Tesan. Rüştü Arseven recorded the following related to the subject: “With video conferencing, security camera systems and finally with Netgear
distributors, we expect a very serious growth this year. Growth in network products is expected to be at least 30%. The main reason why global brands prefer Tesan as their distributor is that we are really an added distributor. We show the same kind of care that every brand we have as a distributor
shows in the context of the relationship with us. That is our basic strategy. Therefore, we are doing this by offering value added and integrated structures in the larger channel to our dealers and business partners. First of all, we complete all the needs of an organization, such as all audio needs, IP phones,
headphones, audio-related infrastructure products. Secondly, we also provide data backup systems, network security systems and log-on programs which are legal requirements. There are two types of products on the ‘management’ side, which is the next step. For example, if you want to install a video conferencing system, as well as you can get all the security camera systems of a building from us; you can get them from Tesan. In addition to these, we also supply all kinds of infrastructure such as cabinet, switch, cable, UPS, all of them. SMEs are our target and this integrated structure means added value for our business partners. For many years, we
have always paid attention to informing the sector about innovations. Those who listened to our proposals had the opportunity to enlarge their companies; years ago we became partners in an IP PBX company in Turkey to learn IP. We had over 200 projects with them, we learned the IP business and we were able to put the theory into practice. Security systems followed. We know IP very well, that is, the infrastructure of the business, and we adapt very easily to new products and solutions. If you know your power and your capacity to make it economical, you also need to know that you need to know your account well. You can only be as successful as you know what you are dealing with.”
Disasters do not knock on the door! According to the research carried out by the disaster recovery and business continuity company Clonera Informatics Services, one out of every three companies in Turkey is not prepared for the disasters, despite having at least one digital disaster in the past year. More than half of the nearly 200 companies with an average of 50 servers participating in the study have not tested their IT systems in the past 6 months. The half has no solution for disaster recovery and business continuity.
Clonera, at www.felaketlerolur. com, conducted a survey titled “Are IT systems in Turkey ready for disasters?” The responses given by IT managers from different sectors also provide important details about companies’ level of readiness against digital disasters. According to a report compiled from the replies of 430 IT executives working in companies operating in Turkey, one out of every three companies in the last 1 year had a digital disaster, and one out of every two companies does not have a disaster recovery solution and
disaster scenario. The report also shows that one out of every four companies did not do a disaster recovery test and that they do not know if their solutions are effective. Two out of every three companies believe that the current system will not protect themselves from disasters. 65% of those who do not use a solution to prevent their services from being disrupted have the misconception that the cost of disaster recovery solutions is high. The results show that 65% of companies experiencing digital disasters cannot sustain their
applications even if they can return their systems’ backup, 8% have never recovered their systems, and one out of every four companies has lost at least 10% of their system. Another important result is that only 3% of companies experiencing digital disasters in the past year have been disrupted due to natural disasters. In contrast, a large number of business interruptions are caused by user error, system malfunction, and cyber-attack or power cuts. Clonera General Manager Evren Ballı evaluated the results of the research with the
Growth did not slow down in 2016
Logo Software’s profit before interest amortization and tax increased by 60% and reached to 86 million TL. The net profit rose 14% to 45 million TL, with the exception of Total Soft, a Romanian-based company that was bought last year, a 27% revenue growth.
The ratio of R&D investments to total income was 35%. Logo Software CEO M. Buğra Koyuncu, who stated that they revised their targets twice in 2016, despite the fact that they have completed the year in line with their targets, evaluated the results with the following words: “Our income has gone up 6 times in the last 5 years and our profitability has increased more. We have more than 800 business partners and we
can touch the SMEs with our eco-system over 5 thousand people, it is our most important power. With the highest quality of user experience, we started offering our 3 Series products to the market. We also introduced our new generation products, which were launched last year and working on hybrid infrastructure. R&D investments have been quickly actualized for the development of new products purchased and integration into the Logo ecosystem. We believe that
our complementary products, such as CRM, workflow, supply chain management, which we bought in 2015 and mature in 2016 will create intense demand. By signing a new partnership in 2016, we established the commercial information platform, FIGO. Our goal is to provide access to value-added services that make it easier for companies to conduct business activities such as risk assessment, insurance, financing and collection. We have acquired
following words: “The report shows that the institutions are not taking the necessary measures for disaster recovery and business continuity. According to global research, one out of every three companies in the world in the last 5 years has experienced a digital disaster. 93% of these companies have disappeared within 5 years. Operational interruptions that companies suffer from disasters cost over 3.5 million USD. Disaster recovery and business continuity solutions in the digitalizing world are vital for companies.”
significant opportunities in this market by adding Total Soft, the enterprise application software company of Romania. Total Soft, which exports about 25% of its revenues to other European countries, is a gateway to Europe for Logo. In partnership with GSF Software Labs LLC, they have completed the establishment of a software company to operate in India. In November, with the sale of shares made by qualified institutional investors, our free float ratio increased to 61% from 25%. Foreign investors bought more than 85% of the shares.”