Profesyonel Kulaklık Sistemleri
Yüksek Performansı ile pratik çözümler...
Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat: 6 No: 22 Şişli, İSTANBUL T +90 212 252 2222 Pbx | +90 850 460 2222 www.ce-sa.com.tr | info@ce-sa.com.tr
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1113 13 - 19 Mart 2017
Sayfa
9
StartersHub XO girişimcileri bekliyor StartersHub tarafından başlatılan StartersHub XO girişim destek programı, IoT, büyük veri ve fintech konularına odaklanıyor.
Sayfa
3
Sayfa
10
İSBAK ve Netaş’tan akıllı şehir için işbirliği “İstanbul, Akıllı Şehir” projesi için çözümler geliştirilmesi, Ağ Yönetim ve Operasyon Merkezleri kurulması ve işletilmesi amacıyla protokol imzalandı.
Sayfa
18
İstihdam piyasası kendini yeniden tanımlıyor Verimli ve kalıcı bir çalışma modeli halini alan “esnek işgücü” yapısı, Endüstri 4.0’ın İK dünyasındaki yansıması niteliğinde.
Handan Aybars
Türkiye, yazılımda gücünü gösteriyor ama… Türk yazılım sektörünün gücü, İstanbul'un bu anlamda bölgenin merkezi olma potansiyeli açık bir gerçek. Ama bu konuda net başarılar için gerek kamunun gerekse özel sektörün belli adımları atması, girişimcilerin de belli gereklilikleri bilerek ilerlemesi şart.
Sayfa
11 16
DOSYA:
Bilişim Teknolojileri Yönetiminde Dışkaynak Kullanımı Yeni teknoloji eğilimleri, dışkaynak modelini de yeniden şekillendiriyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.
BThaber
GÜNDEM
13 - 19 Mart 2017
3
Türkiye, yazılımda gücünü gösteriyor ama… Türk yazılım sektörünün gücü, İstanbul'un bu anlamda bölgenin merkezi olma potansiyeli açık bir gerçek. Ama bu konuda net başarılar için gerek kamunun gerekse özel sektörün belli adımları atması, girişimcilerin de belli gereklilikleri bilerek ilerlemesi şart. TETSOFT, 2016 yılında heyetler eşliğinde Azerbaycan ve İran ziyaretlerini Handan Aybars gerçekleştirdi. Bu heyetlerin hazırlığı ve gerçekleşmesi ise yaklaşık altı aylık çalışmanın sonucu oldu. Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Üyesi ve TET Yazılım-Bilişim İhracat Komisyonu Başkanı Selahattin Esim, “Bilgi ve birikimlerimizi daha etkili kullanmak için gerçekleştirdiğimiz bu heyette, orta vadede öngördüğümüz, BT sektöründe İstanbul’un inovasyon merkezi olması ile Azerbaycan’ın Rusça konuşan coğrafyada pazar potansiyeline sahip olmasını aynı paydada birleştirerek, iki ülkenin dünya BT pazarından daha fazla pay almasını hedefledik” bilgisini verdi. Bunun için Azerbaycan’la ticaret ve yatırım konularında ortaklıklar kurarak, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, İran ve Kırgızistan gibi Hazar Bölgesi’ndeki ülkelerde işbirliği olanaklarını değerlendirme mesajları da verildi. İran’a yönelik heyette ise öncelikli hedef; yeni dönemde hızla büyüyen ekonomide BT sektörüne yönelik talebin Türk yazılım ve bilişim şirketleri tarafından karşılanması oldu. Zor bir pazar olan İran’ın son yıllarda hızla büyüyen ekonomisini ve BT sektöründe oldukça büyük pazar potansiyeline sahip olmasını değerlendirerek, İran’da kamu ve özel sektörde BT ihtiyaçlarına çözüm ortağı
Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Üyesi ve TET Yazılım-Bilişim İhracat Komisyonu Başkanı Selahattin Esim olmayı hedeflediklerini vurgulayan Selahattin Esim, İran heyetinde Türk firmaların B2B görüşme rekoru kırarak, toplamda 130’un üzerinde görüşme yaptıkları bilgisini verdi. Esim ile elde edilen sonuçları, Türk yazılım sektörünün potansiyelini ve bu potansiyeli değerlendirmek için yapılması gerekenleri konuştuk: Söz konusu ülkelere düzenlediğiniz heyetlere katılan şirketlerin size geri dönüşleri nasıl oldu? Türk firmalar, Azerbaycan heyetinde uzun soluklu bir stratejiyle bu ülkede yatırım yapıp, yazılım geliştirerek, Azerbaycanlı kardeş firmalarımızla Rusça konuşan coğrafyalara daha kolay giriş yapabileceklerini gördüler.
Türk şirketlerin geri dönüşleri özellikle büyük bir pazar olan İran ayağında çok olumlu oldu. Şirketler, gelen taleplere göre kendi taraflarında yapmaları gerekenleri ve birçok büyük projede belli bir noktaya gelip, burada sıçrama yapılamadığını gördüler. Türk yazılım ve bilişim sektörü bu ülkede çok iyi bir geleceğe sahip, ama firmalarımızın bıkmadan usanmadan işi takip etmeleri gerek. Bu heyetlerde 2017 planlarınız ve rotanız hangi önceliklere göre şekilleniyor? TET bünyesinde kurmuş olduğumuz Smart Cluster (Akıllı Kümelenme) konsepti ile yazılım sektörü olarak bugüne kadar kaçırmış
Bu adımlar İçİn daha fazla gecİKmeyelİm! 1. Devletin kendi bünyesinde yazılım üretmesine son vererek, özel sektöre güvenmesi ve bu tür projelerin stratejik sektör olarak belirlenen bilgi teknolojileri sektörüne verilmesi. 2. Yerli mallarına verilen yüzde 15 fiyat farkından faydalanabilmesi için
yazılım sektörünün ürettiği ürünlerin mal ve ürün üretiminden farklı olduğunun ve bunun için bir üretim hattı gerekmediğinin kabul edilmesi ve genelgelerle bu durumun düzeltilmesi. 3. Bilişim müteahhidi firmaların devlet tarafından desteklenmesi ve
büyük projeler verilerek uluslararası piyasada kullanabilecekleri referansları olmasının sağlanması. 4. Türkiye’de uluslararası piyasalarda olduğu gibi kamu ve özel sektör projelerinde yatırım değerinin yüzde 3’ü oranında bir bütçenin bilgi teknolojilerine ayrılması.
olduğumuz trendlerin yerine, gelecekte çok önemli bir pazar oluşturacak olan IoT, M2M ve Akıllı Şehirler projelerine odaklanmayı sağlamaya çalışıyoruz. Bunun için nesnelerin birbirleriyle konuşabilecekleri bir ortak platform geliştirmek için çalışma başlattık. Ülkemizde ilk defa dile getirdiğimiz ‘Coopetition’, yani dayanışmalı rekabet kavramı belli bir matematiğe dayanıyor. Ekonominin babası olarak görülen Adam Smith “Her insan kendi çıkarını düşünür ve ona göre hareket ederse toplumun refahı da aynı şekilde artar” görüşü yıllarca ekonomi teorileri üretilmesine ışık tutmuştu. ‘Beatiful Mind’ filmiyle tanınan matematik dâhisi John Nash’in 21 yaşında hazırladığı doktora tezi "Oyun Teorisi", ona uzun yıllar sonra, 1994'te Nobel Ekonomi Ödülü kazandırdı. Nash ise “Her insan hem kendi çıkarını hem de ait olduğu grubun menfaatlerini düşünür ve ona göre hareket ederse toplam refah artar” görüşünü ortaya koydu. TET bünyesinde geliştirdiğimiz Smart Cluster konseptinde bu matematiği kullandığımızı sonradan fark ettik. Sektörümüzde potansiyel pazarlar olarak Suudi Arabistan-Katar, MalezyaEndonezya, Cezayir ve ABD’yi belirledik.2017 yılında firmalarımızı bu ülkelerden birine veya ikisine götürmek için çalışmalarımız sürüyor. Bu heyetlere katılan Türk şirketlerini, yurtdışına açılıma bakışlarındaki değişimi ilk heyetten bugüne nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu heyetler sonrası yaptığımız anketlerde şirketlerimizin özgüveninin arttığını ve eksikliklerini yerinde gördüklerini tespit ediyoruz. Mesela bir firma, birkaç dilde hazırlanmış canlı bir sunumu olursa, ürünlerini daha hızlı anlatabileceğini gördüğünü belirtmiş. Başka bir firmamız, bu heyet için yaptığı hazırlıklar dahilinde
ilk kez İngilizce bir web sayfasını yayına aldı. Faydalar sadece ihracat faaliyetleriyle sınırlı olmuyor. Katılımcı firmalarımız birbirlerinin ürünlerinin, çözümlerinin daha detaylı farkına varıyor, aralarında ortak projeler geliştirebiliyorlar. Benzer konularda yaşadıkları deneyimler hakkında detaylı görüşme imkanı bulup, olumlu etkileşimler sağlayabiliyorlar. Firmalar bu heyetlere katılmayarak büyük olanaklar kaçırıyorlar. Açıkça söyleyebilirim ki, normalde kendi başlarına yapmakta zorlanacakları tanıtımı, konaklamayı, B2B görüşmelerini ve pazara giriş olanaklarını yerinde görme fırsatını çok uygun bir bedel ödeyerek gerçekleştirmiş oluyorlar. Örneğin, İran Azerbaycan heyetimizde firmalarımızın tüm bu hizmetler için ödediği tutar yaklaşık 2 bin dolar oldu. Tabi şunu unutmamak gerek, biz TET olarak gerekli platformu hazırlıyoruz, ama satışı gerçekleştirecek ve ilişkileri takip edecek olan kendileri. TETSOFT olarak Türk yazılım sektörünün dünyada kaçırılan trendler göz ardı edilirse ancak üç maddeye dayanan bir strateji ile kendisine dünya pazarında yer bulabileceğine inanıyoruz: Üçüncü ülkelerde işbirliği, bizim bu ülkelerde yapabileceğimiz yatırımı ve son olarak, inovasyon alanında yapacağımız işbirlikleri. Sektörümüz, ne yazık ki bilgi ekonomisi trendini kaçırmış olan ülkemizde bilginin gerçek değerini bulamamasından dolayı maddi problemlerle ve yazılım üzerinden yapılan ve maddi karşılığı olmayan yoğun taleplerle uğraşmaktan, ihracat yapmaya odaklanamıyor. Bu heyetlere katılan firmalar inanılmaz bir tecrübe ile geri dönüyorlar. Bizim de amacımız zaten onların önünü açmak ve ihracat konusunda destek olmak. Ekonomi Bakanlığı bürokratlarımızla bu konuda yakın çalışıyoruz ve Bakanlığımız her zaman destek veriyor.
Devamı 4. Sayfada =>
4
BThaber
GÜNDEM
2015 yılından bugüne yaptığınız çalışmalar ve düzenlediğiniz yurtdışı heyetler, Türk yazılım sektörüne neler kattı? Sektörel gelişimin gerek bu yıl gerekse orta vadede nasıl bir eğilim sergilemesini bekliyorsunuz? Türk şirketlerin özgüvenlerindeki artış ve gidilen ülkelerde satış yapabilmenin mümkün olması sektöre olumlu bir ivme kazandırdı. Mesela ABD heyetinden sonra dört firmamız bu ülkede ofis açtı ve çalışmalara başladı. ABD’ye yatırım hamlesi için başlatılan Select USA kampanyası verilerine göre, Türk yazılım ve bilişim sektörü ABD’de en çok yatırım yapan ikinci sektör konumunda. Sektörün en zayıf tarafı herkesin bireysel hareket etmesi ve çalışmaların bir nevi gizlenmesi. TET olarak
13 - 19 Mart 2017
Türk firmalarının Coopetition (dayanışmalı rekabet) mantığı ile yeteneklerini arttırmaya çaba gösteriyoruz ve bu konuda epey ilerleme sağladığımızı söyleyebiliriz. Sektörün ihracatı bu yıl ve orta vadede giderek artacak. Bunun için devletimizin kurmuş olduğu TET Hizmet İhracat Birliği, sektörün ihracat konusunda muhatap alması gereken tek resmi girişim, ama sektörün halen bir bölümünün bu konuda bilgisi olmadığını görüyoruz. Böylece enerji yanlış mecralara akıp heba oluyor. Ayrıca, 2016 yılında Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen Gamescom fuarına da Ekonomi Bakanlığı desteği ile milli bir standla katıldık. Oyun sektörünün çok hızlı ilerleyeceğini öngörüyoruz. Türk yazılım sektörünün gelişimi için gerek özel sektörün gerekse kamunun neler yapması lazım?
Yurtdışında Türk yazılımı nasıl bİr değere sahİp? Türk yazılım sektörü uygun fiyata kaliteyi üretebiliyor. Firmalarımız çok güzel çözümler üretebilme yeteneğine sahipler. Ulaşabildiğimiz coğrafyalarda kültürel farklılıklara çok hızlı adapte olabiliyor. Güvenlik açısından riskli ülkelerde bile cesurca projeler yapabiliyorlar. Bir diğer özellikleri ise hızlı çözüm sunmaları ve yazılımlarını yerel kanunlara hızlı adapte edebilmeleri. Yurtdışında
öne çıkan yazılım çözümleri veya ürünleri şöyle sıralayabiliriz: • • • • • • • • • • •
Akıllı şehircilik Akıllı ev IoT çözümleri Savunma sanayii Yeni nesil ERP E-devlet çözümleri Multimedya, media streaming Bankacılık Sağlık Güvenlik Image Processing.
İstanbul, fark yaratacak İstanbul’un yakın gelecekte bilişim ve yazılımda ticaret merkezi olması öngörülüyor. İşte İstanbul’un gelecek 20 yılda bölgenin iş merkezi ve üretim üssü olmasını sağlayacak dinamikler: • İstanbul’a yapılacak olan yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli 3. Havalimanı. • İstanbul’a yapılan 3. Köprü üzerindeki tren yolunun Kazakistan, Bakü, Tiflis, Kars, Erzincan üzerinden tarihi ipek yolunu tekrar 3. Havalimanına bağlaması. • Hem doğu – batı,
Kaçırmış olduğumuz bilgi ekonomisi trendini aradaki mesafeyi kapatarak yakalayamasak bile bir nebze iyileştirmemiz lazım. İktisadi çözümlemenin ilk adımı bilginin bir iktisadi değerinin bulunduğunu anlamak. Bu değer; bireylerin, bilginin bulunmadığı bir duruma göre daha yüksek gelir elde etmelerini sağlayan kararlar almalarına yardımcı olmakta. Bunun içinde telif hakları yasasının ve patent haklarının gelişmiş ülkelerdeki seviyelere getirilmesi lazım. Bilginin çalınması veya kopyalanması sonrasında yıllar süren mahkemelerde, bilgi hırsızlığını yapan kazançlı çıkıp fikri üreten kaybediyorsa burada bir yanlış var demektir. Milli bilişim sektörünün gelişimi için start-up ve KOBİ’lerin güçlenmesini sağlayacak hisse
•
•
• •
•
hem kuzey – güney doğrultusunda doğal köprü, ana piyasalara verimli ve maliyet-etkin çıkış kapısı. Avrupa’da doğu ve batıyı birbirine bağlayan önemli bir enerji terminali. Toplamda 25 trilyon dolar GSMH üreten çok sayıda piyasaya kolay erişim. 50 milyonu geçen internet kullanıcısının olması. Devletin internet üzerinden sunduğu e-devlet hizmetlerin yaygınlaşması. Yüzde 50’si 27 yaşın altında olan nitelikli ve
opsiyonu, crowdfunding, melek yatırımcı gibi finansman modellerinin hukuken tanınmasını sağlamak için çalışmalar yapmalı. Ülkemizin yeterli sermaye birikiminin olmadığı, tasarruf oranlarımızın da büyüme hedeflerimiz için yeterli sermayeyi karşılamaktan uzak olduğu bilinmekte. Bu durumda, 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için, işletmelerin büyümelerinin önündeki finansmana erişim engelleri ortadan kaldırılmalı. Sektörün bu konuda değişik finansman modellerini öne sürüp, bunların bankalar nezdinde veya halka açık finans kaynakları oluşturma modelleri ile sermaye akışını hızlandırması gerek. Yerel yazılımın ucuza alınmak istenmesi ülkemizde ne yazık ki sektöre patinaj yaptıran bir alışkanlık. Özellikle kamu
genç nüfusun yapacağı inovasyon. • 2015’te 50 milyar TL’yi geçmesi beklenen e-ticaret uygulamalarının başarısı. • Türk firmaları ile üçüncü ülkelere yönelik birlikte çalışma potansiyeli. • Özellikle THY’nin direkt uçuş noktalarının artmasından dolayı Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 3 ve 5 saatlik uçuş mesafesindeki 1,5 milyar müşteriye kolay erişim.
tarafında haksız bir rekabet söz konusu. Belediyelerimiz kendileri proje üretme işine girerek özel sektörün önünü kapatıyorlar. Yerli firmalar ucuz fiyatlarla projeleri almaya zorlanıp her gün yapılan akıl almaz değişiklik talepleri ile firmalar zor durumda bırakılıyor. Ayrıca firmalar bu değişiklik taleplerini akıl almaz kısa sürelerde karşılayamadığında, ihale yasaklılığı gibi firmanın sonunu getirebilecek yaptırımlarla karşılaşabiliyor. Bu alan özel hukuka girdiği halde, idari hukuk kapsamında işlem yapılıyor. Sonrasında ise yüz bin dolara yerli firmaya yaptırılmak istenen iş, şartnamelerde referansın büyüklüğü yerli firmaların karşılayamayacağı seviyelere çekilerek, 5 milyon dolara yabancı firmalara verilebiliyor.
6
BThaber
E-TOPLUM Acaba hangisi doğru?
*Anadolu Ajansı kaynaklı bir haber (09.02.17):
2015’in üçüncü çeyreğinde 261 bin 337 km olan fiber uzunluk, geçen yılın aynı döneminde yüzde 9 arttı. Böylece, ülkenin 284 bin 44 km ulaşan fiber uzunluğu, 67 bin 161 km olan karayolu ağını dörde katladı. 4.5G hizmetinin yaygınlaşmasıyla baz istasyonlarındaki trafiğin taşınması için daha fazla baz istasyonunun fiber hatlarla bağlanmasına ihtiyaç duyulacak. http://www.milliyet.com.tr/ turkiye-nin-fiber-optik-agi-ekonomi-2393265/ *İktisatçı Güven Sak’ın Dünya gazetesinde 20.02.17 yazısından: Memleketin toplam karayolu ağı 1,1 milyon km, fiber optik
13 - 19 Mart 2017
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
kablo ağı ise 240 bin km. http://www.dunya.com/koseyazisi/bit-endeksinde-57den70e-geriledik/350623 *TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak’ın Anadolu Ajansı kaynaklı açıklaması (16.02.17) Arıak, Türkiye’de 260 bin km fiber altyapı bulunduğunu ve bunun yetersiz olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki 21 milyon haneye fiberin ulaşması için 1 milyon km daha, yani 5 kat daha fazla fiber altyapı kurulması gerekiyor” ifadesini kullandı. 5G teknolojileri ve 4.5G’den 5G’ye geçişe ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, GSM baz istasyonlarının fiber internet kablolarıyla birbirine bağlı olduğunu, milyonlarca GSM hattının bu şekilde çalıştığını bildirdi.
Robotların 500 yılı Londra Bilim Müzesi’nde robotların 500 yıllık tarihi sergileniyor. Oysa tarih daha eskiden başlamalıydı: Abbasiler Dönemi’nde (750-1258) Bağdat’ta El-Cezeri’nin Fil Su Saati ilk robot sayılır. Çünkü su gücü ve basınç etkisiyle otomatik çalışıyordu. Yarım saatte bir, zil sesiyle zamanı haber veriyordu. Popüler bilim yazarı Steven Johnson, bu saatten “ileri mühendisliğin oyuncak hali” diye söz ediyor. Robot sözcüğünü ilk kez 1920’de Çek yazar Karel Capek, bir tiyatro oyununda kullanmış. Sözcük, Slav dillerinde “çalışma” anlamına. Sergide yine yer almayan, ama videosu gösterilen bir robot daha var: Kısmet (İngilizcesi Kismet). Adı gerçekten “bizden” gelen bu robotu, şimdi MIT hocası olan Cynthia Breazeal 1993-2000 arasında geliştirmişti. Diğerlerinden farkı, Kismet’in yüz ifadesi ve beden dili olmasıydı. Gözlerinde, iki gözünün arasında ve burnundaki 4 kamera ile 3 mikrofon, Kismet’in “gözü ve kulağıydı.” Cynthia’ya göre, eğer robotlar insanlarla çalışacaksa, insana özgü sosyal davranışlara da sahip olmalıydılar. Kismet, bu anlamda ilk insansı sosyal robot sayılıyor.
Kismet Robot, MIT
Taa eski çağlardan beri “kendi kendine hareket eden nesneler” konusuna hep merak vardı. İslam’ın ve sonradan Avrupa’nın otomasyon icatlarından bu yana, mekanik ile organiği bağdaştırma çabası, nihayet bugünkü teknoloji ve dijitalleşme sayesinde bin yıl
gecikmeyle gerçekleşmeye doğru gidiyor. Aristo’nun Politika adlı eserindeki robot tanımı sanki bugün için: “Kendi işini yapabilecek ve başkalarının isteğini önceden sezebilecek veya o isteğe uyabilecek bir makine.” (Ersin Uysal çevirisi, 2010).
Seçimde büyük veri etkisi? İngiltere’nin AB üyeliğine devam – tamam referandumuna giden kampanyada, seçmenleri “yönlendirmek” amacıyla Cambridge Analytica adlı bir Amerikan şirketi, büyük veri kullanarak psikolojik bir operasyon yaptı mı? Aynı şirket, ABD Başkanlık Seçimi kampanyasında Trump’ın seçilmesini sağlamak amacıyla benzer bir operasyon yaptı mı? İngiltere Hükümeti, bu iddiaları Brexit konusunda resmen soruşturmaya başladı. Hükümet tarafından kurulan, vatandaşların veri güvenliği ve mahremiyetinin korunmasını denetleyen Information Commissioner’s Office’ın konu hakkında soruşturma açtığını Guardian ve Observer gazeteleri açıkladılar. Aylardır bu konudaki tahmin ve şehir efsaneleri şimdi artık medyanın ve hukukun araştırma konusu oldu. Belki savcıların konusu da olabilecek?
Observer gazetesinin ön sayfasından başladığı ve içerde iki tam sayfaya yayılan büyük haber analizinde aktardığına göre Cambridge Analytica (CA), web sitesinde şunları yazmış: “220 milyon Amerikalı için 100 değişken üzerinden 5 bin veri noktası topluyoruz. Bu bilgiyi, hedef kitlenin davranış eğilimleri açısından inceliyoruz. Davranışlarını tahmin etmeye çalışıyoruz.” Bu yenilikçi, masum (?) yöntemin, öteden beri ve halen de kullanılmaya devam edilen fokus grup uygulamasından tek farkı, sayıların çok çok fazla olması. Kişisel verilerin mahremiyeti konusu burada işe karışıyor. CA, acaba bir suç işledi mi? İşlediyse, bu nasıl kanıtlanacak? Ya da kanıtlanamayacak? Hukuk, teknolojinin arkasından nefes nefese koşmaya, onu yakalamaya çalışıyor, ama nafile dünya.
CA’nın bağlantıları ilginç. Belki en önemlisi, Trump’ın en cömert sponsoru milyarder Robert Mercer’in, şirkette büyük hissedar olması. CA kurucusu Nigel Oakes da 1980’lerin pek ünlü reklam şirketi Saatchi&Saatchi tezgahından yetişmiş. Oakes, 1990’larda Strategic Communication Laboratoires (sonradan CA doğuyor) adlı bir şirket kurarak, yabancı hükümetlerin algı operasyonları için psikoloji öğretilerini “satmaya” başlamış. Endonezya, Pakistan, Yemen, İran, Karayib odaklı projelerde çalışmış. 2015’te Rusya’nın Ukrayna ile ilgili algı operasyonlarını zayıflatmak amacıyla NATO ile 750 bin dolarlık bir sözleşme imzalamış. 2014’te CA, ABD Vergi İdaresi’ne yaptığı beyanda, America Inc. adlı kurumdan 1 milyon dolar bağış aldığını açıklamış. Kurumun başkanı, Trump’ın Cumhuriyetçi
Trump’ın Kongre nutku: 61 dakikada 51 yalan (28.02.17)
Partisi’nin aşırı muhafazakar Çay Partisi platformu aktivistlerinden. Ve mutlu son: Trump kampanyası, CA bütçesine 5 milyon Sterlin “bağış” yapmış ki, CA bu parayla seçmenleri Trump’a oy vermeye ikna etsin.
Gerçekten de milyonlarca seçmen, “seçilemez” denilen Trump’a oy verdi. Seçimde Rusya’nın etkisi var mı derken, şimdi de büyük veriyi Trump lehine kullanarak seçmeni etkileme girişimi gündeme geldi.
Kodak Alaris İş Ortaklarını Portekiz’de Bir Araya Getirdi
K
odak Alaris 2017 İş Ortakları Zirvesi 1 ve 2 Şubat’ta Lizbon, Portekiz'de
gerçekleşti. Davetli iş ortakları Kodak Alaris Information Management bölümünden Satış, Pazarlama ekipleri ve üst düzey yönetim üyeleri ile iletişim kurma fırsatı buldu. Kodak Alaris Yönetim Kurulu Başkanı ve Information Management Genel Müdürü Sayın Rick Costanzo, "Veri kaosunun hakim olduğu bir Çağ’da bulunuyoruz, müşterilerimizin dijital dönüşümü hızlandırmasına, karmaşıklığı ortadan kaldırmasına ve bilginin gücünü ortaya çıkarmasına yardımcı olmak için müthiş fırsatlar görüyoruz" dedi. "İş Ortaklarımız kritik bir rol oynamaktadır. Onlar ekibimizin genişletilmiş tarafı. Bu nedenle, bu tür etkinlikleri düzenlemek ve 2017 ve sonrası için vizyon, strateji ve
(soldan sağa ) Kodak Alaris EAMER Satış Direktörü Gerry Kelliher, Limeks Genel Müdürü Şükrü Kuloğlu,
Limeks İş Geliştirme Direktörü Mustafa Yenigün, Kodak Alaris Yönetim Kurulu Başkanı Rick Costanzo
Ortadoğu ve Afrika bölgesinde (MEAF) bulunan Ankara merkezli Limeks Ofis Dijital Arşiv Teknolojileri firması 2016 yılı için ‘’En İyi Katma Değer Distribütör’’ ve ‘En İyi Stratejik İş Ortağı’’ olmak üzere üç ödülden ikisini almaya layık görüldü. Ülkemizin 2016 yılında geçirmiş olduğu zorlu dönemlere rağmen firmamızın göstermiş olduğu bu performansa katkısı olan müşterilerimize ve iş ortaklarımıza desteklerinden dolayı bir kez daha sonsuz teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz.
advertorial
ürün yol haritamızı paylaşmak bizim için çok önemlidir."
8
BThaber
E-TOPLUM
13 - 19 Mart 2017
KVK başlığında tüm detaylar bu raporda buluşuyor CIO Grup bünyesinde oluşturulan Kişisel Verilerin Korunması (KVK) Grubu, düzenlediği dört toplantı sonucunda KVK konusunda bir rapor hazırladı. Rapor temele KVK için neler yapılması gerektiğini detayları ile ele alan bir yol haritası. Rapora http://www.ciogrup. com/2017/03/kisisel-verilerinkorunmasi-raporu-2017.html adresinden erişmek mümkün ve raporu hazırlayan isimler de Adem Türkmenoğlu, Aydın Yıldırım, Mustafa Özen, Önder Karademir, Özgür Günyel, Serhat Özeser ve Serkan Durukan olarak sıralanıyor. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu proje yönetimi ve proje süreçlerini detayları ile ele alan raporda, şirket içi veri envanter çalışması ve alınması gereken önlemler de paylaşılıyor. Raporda da dikkat çekildiği gibi, Avrupa Birliği’nin (AB) 95/46/EC Direktifi’ne uygun şekilde kişisel verilere ait düzenleme 7 Nisan 2016 tarihi itibariyle kanunlaşarak yürürlüğe girdi. Hedef; hem özel sektör hem kamu sektöründe kişisel verilerin işlenmesi ve korunmasının süreçlerinin belirlenmesi ve çıkarılacak yükümlükler ile düzenlemek. Kişisel verilerin korunması, teknolojinin ilerlemesi ile birlikte her yerden ve
farklı aramalar ile verilerin güvenliğinin gerekliliğini hukuki çerçevede sağlamanın önemini artırırken, bunun devlet tarafından güvenli bir hale getirilmesi de önem kazanıyor. Bu noktada, raporda da belirtildiği üzere, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu da gücünü Anayasa’nın Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması başlıklı 20. maddesinden alıyor. Bu maddeye eklenen ek fıkraya göre “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini
talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” Kanunla sağlık ya da iletişim verilerimiz üçüncü kişilere uygunsuz olarak verildiğinde, sorumluları muhatap alabileceğiz. Bu noktada kanun; kişisel verilerin işlenmesini sınırlamaya yönelik olmadığını her yerde belirtmekte. Kişisel verilerin işlenirken kanun, korunmasını ve gizliliğinin sağlanmasını beklemekte, gerektiğinde
silinebilir ve anonim hale getirilmesinin sağlanmasını da beklemekte. Gelinen noktada, bilişim teknolojileri ile bilgilerin, veri eşleştirme ve veri madenciliği gibi ileri teknolojik imkânların farklı analizlere tabi tutularak, yeni veriler üretmesini sağlayacak yetkinliği de arttı. Araştırmada da belirtildiği üzere, kişisel verilerin önemi hakkında toplumsal bir çalışma gerek. Sosyal medya kanalları da önemli bir yol alacak ve bu konuda birçok kurumun, bilgilendirme anlamında çalışmaların içinde olması gerek. Çünkü yine araştırmada işaret edildiği gibi, kişisel veri bugüne kadar hiçbir bireyin öncelikli
konusu olmamaktaydı. Fakat bu kanunla daha da öncelikli bir hal alması sağlanarak, kişilerin işlenen verilerinin sorgulanmasının gerekliliği de ortaya çıktı. Kişisel verilerin farklı ülkelere aktarımı da önemli bir nokta. Kişisel verilen yurtdışına çıkarılması için kişinin açık rızası gerektiğine işaret edilen raporda, söz konusu açık rızaya ek olarak, verinin aktarılacağı yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması veya verinin aktarılacağı yabancı ülkede yeterli korumanın bulunmaması durumunda Türkiye’deki ve ilgili yabancı ülkedeki veri sorumlularının yeterli korumayı yazılı olarak taahhüt etmeleri gerekecek. Raporda belirtildiği üzere, bulut sistemleri ile yurtdışında verinin barındırılması konusu da bu çerçevede değerlendirilecek. Bu arada, kanuna göre Kişisel Verileri Koruma Kurulu kurulacak ve kurul, bu Kanunla ve diğer mevzuatla verilen görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında, bağımsız olarak yerine getirecek ve kullanacak. 2016 Aralık ayı itibariyle kurulmuş ve atamaları yapılmış olan kurul dokuz üyeden oluşacak ve beş üyesi TBMM, iki üyesi Cumhurbaşkanı, iki üyesi Bakanlar Kurulu tarafından seçilecek.
1 milyar e-arşiv fatura düzenlendi E-dönüşüm sektöründeki yatırımlarla Türkiye dijitalleşiyor. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) 2016 yılı verilerine göre, yıllık düzenlenen e-fatura adedi 170 milyon 673 bin 313, e-arşiv fatura adedi ise 1 milyar 5 milyon 239 bin 719 oldu. Zarf sektöründe 20 seneyi aşan tecrübesiyle Doğan Zarf da e-dönüşüm alanında hizmet veriyor. GİB’den aldığı onaylarla Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri olarak e-fatura, e-defter ve e-arşiv hizmetleri sunmaya başlayan şirket, hizmet ve çözümleriyle müşterilerine ve ülke ekonomisine katkıda bulunacak. Zarf sektöründe 35 ülkeye hizmet veren Doğan Zarf, e-dönüşüm sürecinde yeni bir şirket ile bu alanda faaliyet gösterme kararı aldı. Doğan
Zarf bünyesinde faaliyet gösteren Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri; uzman kadrosu, Ar-Ge gücü ve teknolojisi ile e-fatura, e-defter ve e-arşiv alanında fırsatlar sunuyor. Doğan E-Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Doğan, “Zarf sektöründe 20 yılı aşkın süredir çalışmalarımızı yürütüyoruz. Güçlü yerli sermayemiz sayesinde bu alandaki yatırımlarımızı ve tecrübemizi e-dönüşüm alanına taşıyarak, sektörün öncüsü olmayı hedefliyoruz. E-fatura, e-defter ve e-arşiv çözümlerimiz ile müşterilerimize ve ülkemize katkı sağlamak üzere yola çıktık. Müşteri memnuniyetimizi güven ile harmanlayacak ve yenilikçi teknolojilerimizi kullanıma sunacağız” dedi.
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
13 - 19 Mart 2017
9
StartersHub XO girişimcileri bekliyor sunacak. iyzico, StartersHub XO girişimlerine "iyziStart" paketini sunuyor. StartersHub XO’ya seçilen girişimler ise şöyle sıralanıyor: Asiston for Residents: IP güvenlik kameraları ile yüz veri analizi ve yüksek doğruluk oranıyla tanıma sağlayan akıllı güvenlik asistanı. Onlock: Fiziksel bir anahtar gerektirmeksizin kolay ve güvenli giriş yetkisi paylaşımı ve kilit sistemi. Fatura Finansman: KOBİ’ler için alternatif finansman çözümleri sağlayan finansal teknolojiler şirketi.
Erken aşama teknoloji girişimlerine yatırıma ek olarak, iş ve teknik konularda eğitimler, sektöründe lider firmalarla iş bağlantıları, uzman mentorluklar ve ihtiyaç duydukları tüm alanlarda destek almalarını sağlayan StartersHub, Mart ayında StartersHub XO isimli yeni bir girişim destek programı başlattı. Program IoT, büyük veri ve finansal teknolojiler (FinTech) konularına odaklanıyor. StartersHub, İstanbul Levent’teki merkezinde 2 Mart’ta düzenlediği Seçim Günü
(Selection Day) etkinliğinde, ön elemeden geçmiş aday girişimcileri mentorlarıyla bir araya getirerek programa kabul edilecek girişimlerini belirledi. 13 Mart itibariyle başlayan programda girişimler, aylık hedeflerle gelişmelerini hızlandıracak ve hedeflerini başarıyla tamamlayan girişimler de bir sonraki aşamaya devam edebilecek. Program kapsamında 20 bin dolar ön sermaye alan girişimler, 6 aylık programı başarıyla tamamladıklarında StartersHub’dan 250 bin dolara varan ek yatırım
almaya hak kazanacak, ulusal ve uluslararası müşterilere ve yatırımcılara erişim de sağlayabilecek, program sonunda düzenlenecek tanıtım gününde (Demo Day) girişimlerini girişim sermayesi fonları, melek yatırımcılar ve kurumsal yatırımcılara tanıtabilecek. Girişimciler StartersHub’da paylaşımlı ofis alanına ve donanım prototipleme lab'lerine erişim fırsatına sahip olacak. Girişimler StartersHub'ın sunduğu faydalara ek olarak program partnerlarının da sunduğu çeşitli desteklerden faydalanabilecekler. Yeni program İş Bankası, Microsoft, Intel ve Gedik Yatırım işbirliği ile yürütülüyor. Ayrıca Arçelik, Başakşehir Living Lab, Marsh, Acıbadem Sigorta, Munich Re, Cardtek ve iyzico da programa destek veren diğer firmalar. Farklı sektörlerden kapsamlı destek İş Bankası mentorluk programı ile girişimcileri destekleyecek ve kurumsal müşterileri ile girişimcileri bir araya getirerek, ürün geliştirmeleri ve testleri için özel bir ortam yaratacak. Girişimler, iş fikirlerinin uygun olması halinde işbirliği fırsatlarını değerlendirmek üzere İş Bankası iştiraklerine erişebilecek. Gedik Yatırım, sermaye piyasaları özelinde eğitim ve mentorluk desteği sunacak, regülasyona tâbi konularda girişimcilerle iş ortaklığı kuracak. Gedik Yatırım, yatırımcı kimliği ile özellikle finansal teknolojilerde faaliyet gösteren girişimler için programda önemli bir yere
sahip. StartersHub XO girişimcileri, Microsoft’un kurumsal müşterileri için hazırlanan online markette yer alma ve teknoloji eğitimlerinden yararlanma fırsatı yakalayacak, Microsoft mentorları girişimcilere destek sunacak ve Microsoft ürünlerini ücretsiz kullanabilecekler. Microsoft, girişimciler için özel bir tanıtım günü de düzenleyecek ve B2B iş yapan girişimler fikirlerini kurumsal müşterilerine sunacak. Intel, özellikle donanım geliştiren girişimciler için ücretsiz test kartları, ürünleri yeterli olgunluğa geldiğinde müşteri karşısına çıkacakları etkinliklerin düzenlenmesi, Intel'in sahip olduğu donanım geliştirme uzmanlığından faydalanmak için doğru mentorlarla eşleşmesi gibi destekler sunacak. Arçelik, proje kapsamında IoT ve akıllı ev teknolojilerine odaklanan girişimlere destek olacak. Yazılım mimarisi, donanım altyapısı gibi teknik konuların yanında, pazarlama ve şirket stratejileri konularında da mentorluk hizmeti verilecek. Girişimcilerin küresel mentorluğunu üstlenen Munich Re ise FinTech girişimcileri için Almanya'da tanıtım günü düzenleyerek, girişimcileri Alman yatırımcı ve müşterilerle buluşturacak. Başakşehir Living Lab, ürünlerin sergilenmesi ve pilot bölge olarak ürünlerin test edilmesi için girişimcilere ortam sağlayacak. Marsh, Acıbadem Sigorta ve Cardtek de kendi sektörlerinde eğitim ve mentorluk desteği
Ingenious Connected Devices: Global çapta bağlantılı ürünler yaratan IoT şirketi. Nkolayofis: Bulut tabanlı ofis yönetim uygulaması. Ottoo: Sürücü emniyeti ve araç güvenliği için tasarlanmış akıllı asistan. Paymes: Sosyal medya ağları, Messenger ve WhatsApp üzerinden alışveriş deneyimi sağlayan platform. SafeConnect: Havayolu ulaşımında bağlantı uçuş risklerini tahmin eden uygulama. Servo Kiosk: Plaza ve kampüs gibi alanlarda hızlı, kolay ve keyifli yemek deneyimi sunan kiosk çözümü. Smart Mosque: Camilerin ısıtma, soğutma, aydınlatma ve temizleme işlemlerini kontrol eden akıllı robot. Stardust Project: Hadoop ve büyük veri yöntemleriyle verinin analiz edilmesi, raporlanması ve işlenmesini sağlayan esnek işletme platformu. Taglette: Dokunmatik ekranlı akıllı telefonlarda kullanılabilen yeni nesil mobil cüzdan ve ödeme teknolojileri sağlayıcısı. Mobile Ultrasound: Taşınabilir ultrasound teknolojisi şirketi. Nobium: Ürün pazarlama ve müşteri analizi için geliştirilmiş çözüm.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
13 - 19 Mart 2017
İSBAK ve Netaş’tan akıllı şehir için işbirliği İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştiraki İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri AŞ. (İSBAK), Netaş ile “İstanbul, Akıllı Şehir” projesi için çözümler geliştirilmesi, Ağ Yönetim ve Operasyon Merkezleri kurulması ve işletilmesi amacıyla, Barselona Mobile World Congress’te (Dünya Mobil Kongresi) bir işbirliği protokolü imzalandı. 28 Şubat’ta İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Muhammed Alyürük ile Netaş CEO'su C. Müjdat Altay tarafından imzalanan protokol; akıllı şehir çözümleri için ortak projeler geliştirilmesinin yanında bu projelerin omurgasını oluşturacak ağlar için Ağ Yönetim ve Operasyon Merkezleri kurulması ve bunların işletilmesini içeriyor. Akıllı şehir çözümleri ile IoT alanında teknik bilgi paylaşımı da yapılacak. 2016 yılında Dünya Küresel Şehirler Endeksi’nde 29. sıradan 25. sıraya yükselen İstanbul’un; 2024 hedeflerinin gerçekleştirilmesiyle bu sıralamada ilk 5 içerisinde yer alması için çalışmalarına hız veren İBB ve İSBAK
ile birlikte “İstanbul, Akıllı Şehir” projesine yönelik ortak çözümler geliştireceğiz. Netaş olarak, büyükşehirlerin sorunlarının yüksek teknolojili altyapılarla çözülebildiğine inanıyoruz. Şehirlerde artan nüfusun ortaya çıkardığı sorunların tek çözümü şehirlerimizi daha akıllı hale dönüştürmek.” Kârını 91 milyon TL’ye ulaştırdı
AŞ, Entegre Akıllı Şehir Yönetimleri ile şehrin hizmet ve kalite çizgisini yukarı taşıyan çalışmalara imza atıyor. Yaratıcı projelerle 2023 vizyonuna katkı sağladıklarını belirten İSBAK Genel Müdürü Muhammed Alyürük, “Bu doğrultuda, İstanbul’u 2024 odak şehir hedeflerine ulaştıracak ortak ve vizyoner bir Akıllı Şehir Projesi’ne ulaşmak için deneyimli ve uzman kurumlarla güç
birliği yapıyoruz. Akıllı şehir konseptini İstanbul’da her alanda yaygınlaştırmak için çalışmalarımızı ve işbirliklerimizi sürdüreceğiz” dedi. Netaş CEO'su C. Müjdat Altay, işbirliği ile ilgili şu bilgileri verdi: “Köklü bir teknoloji şirketi olarak Akıllı Stadyum, Akıllı Mahkeme, Akıllı Sınıflar gibi önemli projelere imza attık. Bu kez de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği kapsamında İSBAK
2016 yıl sonu finansal sonuçlarını açıklayan ve 91 milyon TL Faiz Amortisman Vergi Öncesi Kâr (FAVÖK) açıklayan Netaş, bu alandaki marjını da yüzde 9.4’e yükselttiğini bildirdi. Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, elde edilen sonuçları şu sözlerle değerlendirdi: “Zorlu pazar koşullarına rağmen FAVÖK’ümüzü 73 milyon TL’den 91 milyon TL’ye yükselttik. FAVÖK marjımızı ise 200 baz puanın üzerinde arttırarak yüzde 9.4’e çıkarttık. Bu olumlu sonucu mümkün kılan temel etkenlerin başında, sahip olduğumuz Ar-Ge yeteneği ve
birikimi geliyor. 700’ü aşkın mühendisin yer aldığı ArGe merkezimizde, 2016’da yaptığımız çalışmalarla 4.5G projesine imza atarken, siber güvenlik gibi alanlarda milli teknoloji çözümleri ürettik. Dünyanın en büyük operatörlerine yaptığımız yazılım ihracatıyla bu alandaki liderliğimizi sürdürüyoruz. 2016’da yaptığımız 118 patent başvurusu ve Avrupa Ar-Ge kurumlarında aldığımız etkin görevlerden memnuniyet duyuyoruz. Servis organizasyonumuzu da günümüz koşullarına ve müşteri ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden yapılandırmamız verimlilik ve dinamizmimizi yükselterek neticelerimize olumlu yansıdı. Bu kapsamda servis portföyümüzdeki “Yönetilebilir Hizmetler” ve “Katma Değerli Servis Çözümleri”nin ağırlığını arttırdık. 2016’nın bir diğer başarısı, uluslararası pazarlardaki çalışmalarımız sonucunda aldığımız sipariş miktarındaki yüzde 220 artış. Bu Netaş’ın bölgesel genişlemesinin hızlanarak devam ettiğinin göstergesi.”
Türkiye, dijital dönüşümle kazanacak Microsoft Kurumsal Çözümler Zirvesi’nde büyük veri, yapay zeka, akıllı sistemler, IoT, üretkenlik çözümleri, iş analitiği gibi konular ele alınırken, Microsoft Dynamics 365 lansmanı da gerçekleştirildi. Bu yıl beşincisi düzenlenen ve 28 Şubat’ta katılımcılarını İstanbul Swiss Otel’de buluşturan zirvede Microsoft'un dijital dönüşüm stratejisi ile uçtan uca bulut tabanlı akıllı iş çözümleri ve sektörün önde gelen kurumlarının üst düzey yöneticileri ile bu dönüşümü nasıl gerçekleştirdikleri ele alındı. Zirvenin açılış konuşmasında, sürdürülebilir ekonomi ve toplumsal refah için toplumların sürekli gelişmesi ve yenilik yaratması gerekliliğine değinen Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, “Dijital dönüşüm kaçınılmaz bir gerçek ve Microsoft
CEO’su Satya Nadella’nın da söylediği gibi, artık her şirket bir yazılım şirketi” diyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, Dünya Ekonomi Forumu’nun 2016 Küresel Rekabet Raporu’na göre 140 ülke içerisinde 51’inci sırada. 2023 hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin en büyük 10 ekonomisi arasında yer alması hedefleniyor. Bunun için inovasyon ve ArGe’ye odaklanmamız gerek. İnovasyonda 2014’te 56, 2015’te 60’ıncı sırada yer almamız, bu alanda ne yazık ki eksiklerimiz olduğunu gösteriyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteği ile meslek okullarında Türkçe IoT eğitimlerinin verilmesi, bu alanda eğitmenlerin ve öğrencilerin yetişmesi için çalışmalara başladık. Bu yıl IoT, yapay zeka, bulut ve siber güvenliği odak alanlarımız olarak belirledik. 2020 yılında her
bireyin ortalama 5 adet internete bağlı cihazı olacak. Veri tüketimi ve üretimi katlanarak artacak. Veri en değerli sermaye, onu doğru yöneten şirketler de en akıllı kurumlar olacak. Yapay zekayı herkesin kullanabileceği bir teknoloji haline getirmek istiyoruz. Eğitimde öğrencilerin bu
alanda yetiştirirken, startup’lar arasında da yapay zeka projelerine destek olacağız. Akıllı bulut platformumuza yatırım yapmaya ve bu alanda büyümeye devam edeceğiz. Bugün Microsoft bulut bilişim çözümlerimizle 141 ülkede, 5 kıtada 24 veri merkezi ile 1 milyardan fazla kullanıcıya ve 20 milyondan
fazla şirkete hizmet veriyoruz. Türkiye’de de gerek kamu gerekse özel sektörde başarılı bulut projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Tüketen bir toplumdan üreten, yerel yazılım şirketleri ve teknolojik çözümleri ile farklı coğrafyalara teknoloji ihraç eden, örnek bir ülke olmayı ümit ediyoruz.”
BThaber
Ayhan Sevgi
www.bthaber.com.tr
Dışkaynak Kullanımı
DOSYA:
Bilişim Teknolojileri Yönetiminde
13 - 19 Mart 2017
Asıl işinize odaklanın...
Günümüz rekabet ortamında şirketler, asıl işlerine odaklanmak, mevcut kaynaklarını daha verimli kullanmak ve maliyet avantajı sağlamak amacıyla bazı işleri için dışkaynak modeliyle hizmet alma yolunu tercih ediyorlar. Dışkaynak modelinin tercih edildiği alanlardan bir tanesi de bilişim hizmetleri. Son yıllarda hızla yayılan bu model ile şirketler teknoloji altyapılarının yönetilmesinin bir kısmını ya da tamamını alanında uzman şirketlere bırakıyorlar. Sadece mevcut donanımların ve ağ altyapılarının bakımı değil, depolama ve yedeklemeden veri yönetimi ve iş uygulamalarının yönetimine, çağrı
merkezinden pazarlama ve müşteri hizmetlerine kadar pek çok süreç için işin uzmanından hizmet almayı tercih ediyoruz. Son dönemlerde sıkça konuştuğumuz dijital dönüşümün önemli ayaklarından bir tanesini de dışkaynak hizmet modeli oluştururken, veri merkezleri, bulut bilişim aslında dışkaynak kullanımının en önemli alanlarını oluşturuyorlar. Bilişim altyapısı ve yönetimi açısından üçüncü bir firmadan hizmet alma yolunu benimsemekle ilk adım atılmış olmasına rağmen en önemli adımlar daha sonra geliyor İhtiyaçların ve alınacak hizmetin kriterlerinin belirlenmesi bence işin
asıl önemli kısmını oluşturuyor. Tabii hizmet alınacak firmanın uzmanlığı, yaklaşımı ve iki tarafın benzer iş kültürlerine sahip olması da önemli etkenler arasında yer alıyor. Bilişim teknolojileri ve altyapıları artık şirketler için hayati öneme sahip. Moda ya da sadece analiz yapmadan maliyet avantajı sağlasın diye bilişim hizmetlerini dışarıdan alma modeline geçmek şirketler açısından intihar da olabileceğini unutmamak gerekir. Sırf bilişim altyapılarında dışkaynak modeline geçeceğim diye altından kalkamayacağı taahhütlerin altına giren ve bu yüzden de batan şirketlerin var olduğunu çok yakından biliyorum.
12
DOSYA
Bilişim Teknolojileri Yönetiminde DışKaynak Kullanımı
BThaber 13 - 19 Mart 2017
KURUMSAL RİSK DEĞERLENDİRMESİ KRİTİK ÖNEMDE
EY Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Emre Beşli Bilgi teknolojilerinde dış kaynak kullanımı uzun süredir BT kaynak planlamasının önemli bileşenlerinden biri haline geldi. BT alanında yeterli insan kaynağını temin etmek ve bu yetkinlikleri sürekli olarak bünyede muhafaza etmek oldukça zor. Bu tespiti yapan EY Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Emre Beşli’ye göre, bu durumda dış kaynak kullanımı kaçınılmaz
oluyor. “Biz de EY Danışmanlık bölümü olarak müşterilerimize özellikle mimari tasarım, kalite kontrol ve program yönetimi gibi katma değeri yüksek alanlarda dış kaynak hizmeti sağlıyoruz” diyen Emre Beşli, sözlerine şöyle devam etti: “Öte yandan, müşterilerimizin dış kaynak kullanımından kaynaklanan risklerini yönetmeleri için danışmanlık hizmeti de sağlıyoruz. Özellikle bu ikinci konu son dönemde kurumların ciddi anlamda ihtiyaç duydukları hizmetlerin başında geliyor. Dış kaynak kullanımı yaygınlaştıkça, firmaların risk değerlendirmelerinin yapılması, doğru firmaların seçimi, sözleşmelerinin hazırlanması, hizmet seviyelerinin belirlenmesi ve bunların düzenli olarak ölçülmesi ve takip edilmesi gibi konular öne çıkıyor. Piyasada hizmet veren firmaların geçmiş performansları, ortaklık yapıları, finansal durumları, personel kalitesi ve sürdürülebilir bir iş modeline sahip olup olmadıkları gibi belirli faktörler nedeniyle bu işin çok ciddi olarak ele alınması gerekiyor. Ayrıca, dış kaynak kullanımının kurum kültürüne ve organizasyonel dönüşüme etkileri de kaçınılmaz. Bunların da kurum içerisinde iyi yönetilmesi gerekli. Önümüzdeki dönemde danışmanlık hizmetlerimizin işin teknik boyutunun yanı sıra organizasyon ve yönetişim alanlarına da yoğunlaşacağını düşünüyoruz.”
Şirketler ana faaliyet alanına yoğunlaşıyor Bilişim teknolojilerinin iş süreçlerinde etkisini artırmasıyla birlikte birçok kuruluş BT hizmetlerini alanında uzman şirketlerden dışkaynak modeliyle alma yolunu tercih ediyor. Şirketler, stratejileri doğrultusunda bu hizmetlerin ya bir kısmını ya da tamamını dışardan alıyorlar. VAS Bilişim olarak bu yönde BT hizmetleri sunduklarını kaydeden VAS Bilişim Satış Müdürü Günay Kaya, şu bilgileri verdi: “BT dünyasında dışkaynak kullanımı, ana iş faaliyeti BT dışında olan şirketler için ciddi önem arz ediyor. Özellikle dünyanın ekonomik dengelerinin sarsıldığı son yıllar da her ölçekte şirketin dışkaynak kullanımına yönelmesindeki en büyük sebepler maliyeti minimuma indirerek verimliliği maksimuma çıkarma isteği. Dışkaynak kullanımı maliyet ve verimlilik alanında şirketlerin elini rahatlatarak ana iş faaliyet konuların da daha hızlı adımlarla ilerlemelerini sağlamaktadır. Konusun da uzman olmayan firmaların satış odaklı yaklaşımlarının hizmet verilen şirketlerin sermaye, zaman ve güven kaybı yaşamasına sebep olmaktadır. Şirketlerin bu süreçte çalışacakları iş ortaklarını seçerken yetkinliklerini iyi analiz etmeleri ve deneyimlerini incelemeleri çok önemlidir.” “Uzman kadromuzun yönetimiyle müşterilerimizin operasyonel yüklerini azaltarak iş süreçlerini daha verimli, ölçülebilir ve sürdürebilir hale gelmesini amaçlıyoruz” diyen Günay Kaya, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dışkaynak hizmetlerimiz kapsamında, müşterilerimizin çağrıları için ilk temas
noktası olan destek ekibimiz, 7/24 esasına göre çalışıyorr. Gelen çağrılar, telefon veya uzaktan bağlantı yöntemi ile analiz edilir ve ilk müdahale yapılarak problem çözülür. Bu şekilde çözülemeyen problemler ise ilgili saha servislerine yönlendirilerek gerekli müdahale yerinde gerçekleştirilir. Destek ekiplerimiz tüm müşterilerimizin BT altyapısını izleyerek ve yöneterek tüm süreçlerde proaktif olarak yer alıyor. Bu kapsamda, son kullanıcı destek, BT altyapı izleme ve işletim, proje analiz ve yönetim, personel bulundurma hizmetleri sunuyoruz.”
VAS Bilişim Satış Müdürü Günay Kaya
14
DOSYA
BThaber
Bilişim Teknolojileri Yönetiminde DışKaynak Kullanımı
13 - 19 Mart 2017
Öngörülmeyen maliyetler ve işgücü verimsizliğine karşı dışkaynak…
Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman Günümüzde bilgi teknolojileri çok karmaşık bir hale geldi ve çok hızlı da yenileniyor. Bu karmaşık ortamın işletilmesi ve yönetilmesi, aynı zamanda güncel teknolojinin takip edilmesi çok zor olduğu kadar maliyetli de. İşletmeler BT alanında dışkaynak kullanarak güncel teknolojileri takip edebilmekte, operasyonel BT maliyetlerini düşürmekte ve esas işletme hedefine odaklanarak kendilerine rekabet avantajı sağlamaktalar. Dışkaynak hizmeti alma konusunda firmaların öncelikle ihtiyaçlarını net olarak ortaya koyarak işe başlamaları gerektiğinin altını çizen Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü AtakanKaraman,” Şirketler, teknoloji ihtiyaçlarını seçerek dışkaynak satın almalarına yönelmeliler” dedi. Atakan Karaman, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bir kurum e-dönüşüm projesini dışkaynak olarak satın almak yerine kendi içinde çözmeyi tercih edebilir. Fakat bu durumda öngörülemez maliyetler ve iş gücü verimsizliğiyle baş başa kalması olasıdır. Uzman bir iş ortağının sunacağı maliyet avantajı ve uzmanlıktan faydalanmak ise kurumlara gider kontrolü ve hızla kendi işlerine odaklanma kolaylığı sunar. Şirketlerin öncelikle dışkaynak kullanımı konusunda bir stratejilerinin olması gerekir. Bu stratejide, hangi konularda, nasıl, ne zaman ve hangi şartlarla dışkaynak kullanılacağı belirlenmelidir. Strateji oluşturulduktan sonra bir konuda dışkaynak kullanımı kararı verirken ihtiyaçların net olarak belirlenmesi gerekir. Dışkaynak
kullanım ihtiyacını doğuran sorun talep net olarak belirlenmelidir. İhtiyaç netleştirildikten sonra bir teklif isteği oluşturulmalı ve teklifler toplanmalıdır. Tekliflerin değerlendirilmesi sırasında hizmeti verecek şirketin mutlaka referansları ile görüşülmeli ve ondan sonra karar verilmelidir. Her zaman en ucuz kaynak, en doğru dış kaynak olmayabilir. Tedarikçileri değerlendirirken fiyatın yanı sıra tedarikçinin ve alınacak hizmetin şirkete katacağı toplam değere odaklanılmalıdır. Tabii son aşama sözleşme, belki de en önemli konudur. Bu konuda yetkin birisinin sorumluluğunda sözleşmenin hazırlanmasında fayda olacaktır. Sözleşme içerisinde hizmet seviyelerinin yazılmış olması ve bu seviyelerle ilgili periyodik geri bildirimlerin yazılmış olması gerekir. Hizmet alınmaya başladıktan sonra tedarikçi ile iyi bir iletişim sistemi oluşturulmalı düzenli olarak toplantılar yaparak alınan hizmetin sözleşmede belirtilen şartlarda verilip verilmediğinin kontrol edilmesi gerekmektedir.” Anadolu Bilişim Hizmetleri olarak, bilişim teknolojileri alanında bir şirketin ihtiyaç duyabileceği her konuda dışkaynak hizmeti sağladıklarını belirten Atakan Karaman, şunları kaydetti:. “Anadolu Bilişim’de bu çerçevede müşterilerimize altyapı hizmetlerinin yanı sıra iş sürekliliği plan, prosedürlerinin oluşturulması ve test edilmesi hizmetlerini de sunuyoruz. Gerekli tüm planlar ve prosedürler müşterilerimizle birlikte oluşturularak her yıl en az bir defa testleri
yapılmaktadır. Bu testler sayesinde müşterilerimiz olağanüstü durumlara karşı kendilerini daha güvende hissediyorlar. Biz, Anadolu Bilişim Data Center’da fiziksel güvenliği binanın yapısal durumu, güvenlik tedbirleri, deprem sabitlemeleri ve içeriye girişteki yetkilendirme protokolleri ile sağlıyoruz. Her müşterinin ihtiyacı farklı. Dolayısıyla dış kaynak kullanımının kapsamı kurumların yapısına göre değişiklik gösteriyor. Anadolu Bilişim olarak sektörde ilk olan birçok uygulamayı hayata geçirdik. 2011 yılında kurulan ve uluslararası Tier-III standartlarına uyumlu Anadolu Bilişim Data Center’da ISO 9001 Kalite Yönetimi Sistemi, ISO 20000 BT Hizmet Yönetim Sistemi ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikaları ile dünya standartlarına denetlenebilir ve ölçümlenebilir bir hizmet ortamı sunuyoruz. Ayrıca kritik iş süreçlerini yönetmek için kesintisiz hizmet garantisi sunduğumuzu
belgeleyen PCI DSS sertifikamız bulunuyor. Bu dört standarda aynı anda sahip olan bilişim firması olarak müşterilerimize dünya kalitesinde bulut bilişim ve veri merkezi hizmetleri sağlıyoruz. Anadolu Bilişim Data Center, Uluslararası Tier III standartlarına uyumlu bir veri merkezi olarak tasarlandı. Veri merkezi altyapımızın ve bu altyapı üzerinde yer alan uygulamaların bakım ve yönetiminde mühendislerimizin uzmanlığı ve çözüm odaklı yaklaşımları ön plana çıkıyor. Müşterilerimizin aldığı hizmetlerin 7 gün 24 saat boyunca kesintisiz, performanslı ve güvenli bir şekilde çalışmasını garanti altına alıyoruz. Akıllı bina konseptiyle tasarlanan merkezimiz, 7 aşamalı güvenlik sistemiyle kurumlar için son derece güvenli bir barınak oluyor. Üç ayrı noktadan ve üç ayrı operatörden fiber optik kablo ve uydu bağlantısı ile desteklenen altyapıya sahip veri merkezinde bulunan tüm sistemlerin özel yönetim sistemi sayesinde 7 gün 24 saat boyunca takip edilebiliyor. Sunucu barındırma, sanallaştırma, veri yedekleme, veri kurtarma, olağanüstü durum merkezi (ODM) hizmetleri, işletim sistemleri yönetimi, fiziksel altyapı hizmetleri, yönetilebilir güvenlik hizmetleri, saha hizmetleri, veri tabanı yönetimi, farklı teknoloji platformlarında mesajlaşma ve video konferans hizmetleriyle şirketleri dijital çağa taşıyoruz. İyi tanımlanmış bir proje yönetimi metodolojisini benimsiyoruz. Sürekli ve tutarlı biçimde başarılı proje üretmek için bu yaklaşımın gerekli olduğuna inanıyoruz. Doğru metodoloji, hem bir projenin gerçekleşmesine yetecek kadar güçlü ve esnek, hem de müşterinin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gelişmeye açık olmalı. Bu düşünceden yola çıkarak geliştirdiğimiz proje yönetimi metodolojimiz; Tanımlama, Planlama, Gerçekleme ve Kapatma olmak üzere birbirini besleyen dört aşamadan oluşuyor.”
Hizmet alan ile hizmeti veren arasında kesintisiz iletişim Firmalar hangi konuda olursa olsun, dışkaynak kullanım hizmeti almaya başladıklarında karşılaştıkları sorunları iletecekleri bir merci olmasını talep ederler. Hizmet veren firma çoğunlukla, ilgili hizmetin icrasında görevli kişilerin telefon bilgilerini, şirket içindekilere iletir ve bütün problemler telefon ile toplanmaya başlar. Sonuçta, sorumlu kişiler ortaya çıkan ihtiyacı çözmeye çalışırlar.
Burada olması gereken müşterinin kontak kuracağı bir yapının varlığıdır. Hizmet veren firma bunu sağlamakla yükümlüdür. Şirketler bunun adına Çağrı Merkezi, Servis Masası, Etkileşim Merkezi gibi isimler verebilir. Kelime anlamı olarak farklı şeyler ifade ediliyor olsa da temelde bu yapının görevi, müşteri ile hizmet veren firmanın birbirleriyle iletişiminin sağlıklı yürütülmesidir.
16
DOSYA
BThaber
Bilişim Teknolojileri Yönetiminde DışKaynak Kullanımı
13 - 19 Mart 2017
Dijital sermayeyi felaketlerden korumanın yolu… Türkiye’deki şirketlerin dijital felaketlere hazırlıklı olup olmadığını anlamak amacıyla gerçekleştirilen ankete göre, Türkiye’deki her üç şirketten biri dijital felaket yaşıyor. Hizmetlerinin kesintiye uğramaması için bir çözüm kullanmayanların yüzde 65’i ise felaket kurtarma çözümlerinin maliyetinin yüksek olduğu yanılgısına sahip. Clonera tarafından hazırlanan rapora göre, her iki şirketten birinin felaket kurtarma çözümü ve felaket senaryosunun olmadığı görülüyor.
Bunun yanında rapor, her dört şirketten birinin felaket kurtarma testi yapmadığını ve çözümlerinin efektif olup olmadığını bilmediğini gösteriyor. Araştırmaya katılan her üç şirketten ikisi, mevcut sisteminin kendisini felaketlerden koruyacağına inanmadığını söylüyor. Clonera olarak bütünleşik servislerle, müşterilerinin BT hizmetlerini paylaşarak ya da üstlenerek, ana işlerine odaklanabilmelerine olanak tanıdıklarını belirten Clonera Genel Müdür Yardımcısı Uğur Uçanok, şu
bilgileri verdi: “Gerçek bir felaket kurtarma için gerekli olan iş etki analizlerinden felaket kurtarma testine kadar, sürecin her aşamasında tüm kaynakları ile hazır olan Clonera'nın sunduğu servislerden yararlanmak üzere, işlerini Clonera'ya devreden BT yöneticileri; operasyonel işlerinden kurtularak kurumlarının verimliliğini artırmak, iş süreçlerini iyileştirmek ve vizyonlarını uygulamak üzere zaman kazanıyor. Deneyimli ve yetkin insan kaynağı, 7/24 Level 2’den başlayan destek
hizmeti, ITIL Framework’u, ISO 27031 Süreç Danışmanlığı, yüksek teknoloji ve uluslararası iş ortaklıkları ile kurumların iş sürekliliğine odaklanan Clonera’nın sunduğu hizmetler aşağıdaki ana başlıklarda toplanıyor: Müşterilerimizin lokasyonunda veya Clonera’nın sunduğu veri merkezlerinde, marka bağımsız olarak BT hizmetlerini uçtan uca yönetiyoruz. Farklı seviyelerde sistem ve altyapıya sahip müşterilerimizin network, güvenlik, altyapı, yedekleme, iş sürekliliği, felaket kurtarma işlemlerini, SLA bazlı olarak yönetiyor ve raporluyoruz. Kurumlar rekabette öne geçebilmek ve müşteri memnuniyetini sürdürebilmek adına işlerini veri ile yönetiyorlar. Bu verilerden edinilen bilgilerle oluşan dijital sermayenin değeri her geçen gün daha da artıyor. Dijital sermayesini korumak isteyen ve iş sürekliliğine önem veren kurumların felaket kurtarma yatırımı yapmaları gerekiyor.
Clonera Genel Müdür Yardımcısı Uğur Uçanok Felaket kurtarmanın karmaşık süreçleri ve yüksek maliyetleri nedenleriyle bu konudaki yatırımlarını erteleyen firmalar için bir günde kurulabilen, kolay işletilebilen, uygun fiyatlı, esnek bir çözüm olan Clonera’yı tasarladık. Clonera bünyesinde sunduğumuz servislerle, kurumların BT departmanlarının iş yükünü paylaşarak ya da üstlenerek, uluslararası standartlarda ve en son teknolojiyle yönetilmesini sağlıyoruz. Teknolojik altyapı, bilgi, deneyim ve uzman insan kaynağımızla, kurumların BT hizmetlerini güvence altına alan gerçek bir felaket kurtarma ve iş sürekliliği çözümü sunuyoruz.
18
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
13 - 19 Mart 2017
İstihdam piyasası kendini yeniden tanımlıyor Expertera, şirketleri ve şirketlerin ihtiyaç duydukları konulardaki Handan Aybars uzmanları bir araya getiren bir platform. Hedef ise dünyadaki bilgi, tecrübe ve uzmanlığın, uzmanlığa ihtiyaç duyan şirketlerle çok daha verimli ve seri bir şekilde bir araya gelmesi. Profesyoneller artık daha özgür ve esnek çalışmayı tercih ediyor, ilgilendikleri ve uzmanlık alanlarına uygun projelerde yer almak istiyorlar. “Teknolojik gelişmeler sayesinde artık ofis dışında çalışma imkanları mevcut” hatırlatmasını yapan Expertera CEO’su Alp Sezginsoy’un paylaştığı bilgilere göre, bu konuda en hızlı gelişen ABD’deki bağımsız çalışan oranı yüzde 40’a yaklaşıyor ve bağımsız çalışanların neredeyse yüzde 80’i bu modeli geleneksel istihdam modellerine tercih ediyor. Bir tarafta da şirketlerin neredeyse yüzde 80’ i kısa dönemli, proje-bazlı çalışan sayılarını arttırmayı planlıyor. Expertera olarak, esnek çalışma modellerinin küresel bazda benimsenmesi ışığında yurtdışına açıldıklarını söyleyen Alp Sezginsoy, İTÜ GATE Uluslararası Hızlandırma Programı’na seçildiklerini, Amerika ve Orta Doğu’daki müşteri sayılarını da artırtmayı hedeflediklerini vurguladı. Alp Sezginsoy, istihdam piyasasındaki değişimle ilgili sorularımızı yanıtladı: Expertera’nın kuruluş amacı ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz? Expertera ile geleceğin iş modeli olan esnek işgücü devrimini hayata geçiriyoruz. 2013 yılından bu yana şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda, belli süreler ve belli bütçeler çerçevesinde talep edilen uzmanlığa hızlı erişim sağlayan global bir uzmanlık platformu olarak faaliyet gösteriyoruz. Bu alanda inovasyon yaratan bir kuruluş olarak Türkiye’de faaliyet gösteren ilk ve tek kuruluşuz. Tüm EMEA coğrafyasında, AvrupaOrtadoğu ve Afrika pazarında bir rakibimiz yok. Expertera her sektörden firmanın en üst düzey uzmanlık ve bilgi birikimine erişmesini, bu uzmanları ihtiyacı kadar kendi işgücü olarak olarak değerlendirmesini sağlıyor. Böylelikle firmaların en iyi iş kararlarını almalarını ve en iyi şekilde sonuçlandırmalarını
Profesyoneller ve şirketler açısından verimli ve kalıcı bir çalışma modeli halini alan “esnek işgücü” yapısı, Endüstri 4.0’ın İK dünyasındaki yansıması niteliğinde. Expertera, bu gelişim ile küresel çalışmalara imza atıyor.
sağlıyoruz. Burada anahtar kelime ‘ihtiyaç kadar’dır. Firmaların kendi alanlarında en iyi uzmanlarla sürekli olarak tam zamanlı çalışmasına ihtiyaç da yok, olanak da yok. Müşterilerimiz, platformumuza esnek sürelerde ve bütçelerde projeler oluşturuyor, biz de saatlik, günlük, haftalık, aylık ya da proje bazlı uzmanlı erişimi sağlıyoruz. Expertera’nın müşterilerini dünyanın önde gelen kurumsal şirketleri, yatırım fonları, danışmanlık firmaları ve hızla büyüyen KOBİ’ler oluşturuyor. Expertera’nın uzmanlık platformunda tüm sektörlerden ve coğrafyalardan neredeyse 15.000 uzman bulunuyor. Buna ilaveten farklı işbirliklerimiz sayesinde yurtdışında 50.000 seçilmiş üst düzey uzmana da erişim sağlıyoruz. Uzman platformumuzun yaklaşık yarısı yabancı uzmanlardan oluşuyor. Hedefimiz, şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda dünyanın en iyi uzmanlığına erişim sağlamak ve bu sayede ulaşmak istedikleri hedefe daha hızlı varmalarını sağlamak. Müşterilerimize talep ettikleri uzmanlığa oldukça hızlı – 4 ila 72 saat içerisinde – erişim sağlarken, madalyonun diğer yüzünde uzmanlarımız da seçtikleri projelerde yer alma, kendi istekleri ölçüsünde özgür çalışma, networking fırsatları yakalama ve tabii uzmanlıklarını gelire dönüştürme imkanı buluyor. Esnek işgücü çalışma modeli nedir? Mevzuat bazında gerek işverene gerek çalışana ve iş arayana ne gibi faydalar sunuyor? Misal, freelance çalışmadan ne gibi farkları var? Esnek işgücü modelini; daha genel bir ifadeyle ‘talep üzerine’ olarak ifade edebileceğimiz ‘on demand’
devrimin iş dünyasına geçişi olarak düşünebilirsiniz. Bilgi paylaşımın demokratikleştiği, firmaların dışarıda bulunan uzmanlık kaynaklarına ihtiyacı kadar eriştiği, uzmanların daha esnek bir şekilde çalışabildiği ve kendi kariyerlerini kendilerinin inşa edebildiği bir çalışma modeli. Önümüzdeki 20 yıla nasıl ki Endüstri 4.0 devriminin damgasını vurmasını bekliyorsak, bu yapısal dönüşümün ayrılmaz bir parçası da tüm uzmanlık alanlarında esnek işgücü olacak. Bunu ‘İş 3.0’ ya da yurtdışında bilinen tanımıyla ‘future of work’ olarak tanımlamak da mümkün. Esnek işgücü modeli firmalara ve uzmanlara fayda sağlıyor. Firmalar talep ettikleri proje bazlı uzmanlığa hızlı erişim imkanı sağlıyor, kendi bünyelerinde sürekli bulunduramayacağı en iyi uzmanlıktan yararlanıyor, maliyet avantajı sağlıyor ve zamandan kazanıyorlar. Uzmanlar ise yeni bağlantılar oluşturma, tecrübelerini gelire dönüştürme ve sektörlere katkı sağlamanın yanı sıra, büyük ve önemli projelerin mimarı olma fırsatını yakalıyor. Uzmanlar çok farklı projelerde çalışma ve networking fırsatlarından yararlanabiliyor. Kariyerlerine diledikleri gibi yön verebilen uzmanlar, zamanlarını da kendi istedikleri gibi değerlendirebiliyor. Hangi sektörlere, hangi başlıklarda hizmet veriyorsunuz? Tüm sektörlerde çalışıyoruz. Fakat son dönemde en çok öne çıkan perakende, teknoloji, telekomünikasyon ve endüstriyel ürünler sektörleri. Bu şirketlere esnek, proje-bazlı birlikte çalışabilecekleri uzmanlar sağlıyoruz. Projeler şirketlerin ihtiyacına göre saatlik, günlük, haftalık, aylık veya proje bazlı
olabiliyor. Deneyimli operasyon ekibimiz sayesinde uzmanlık ihtiyacını kısa sürede çözüme kavuşturuyoruz. Bugüne değin 150’yi aşkın sektörde bini aşkın uzman eşleştirmesi gerçekleştirdik. Sunduğumuz hizmetlerden tekrar yararlanan şirket oranı ise yüzde 90’ın üzerinde. Türkiye, Amerika, Avrupa ve Orta Doğu’dan müşterilerimizin yüzde 90’ı bizi tekrar kullanıyor. Projelerde müşterilerden aldığımız ortalama memnuniyet notu ise 10 üzerinden 9.2 Size kayıt olan uzmanlarda aradığınız özellikler neler oluyor? Uzmanların profilleri, faaliyet gösterdikleri alana bağlı değişkenlik gösteriyor. Expertera’nın havuzunda yer alan sektör uzmanlarının ortalama iş tecrübeleri 15 yıl. Danışmanlık, pazarlama, insan kaynakları gibi fonksiyonel uzmalıklarda ise bu oldukça farklılık gösteriyor. Bizim için en önemli kriter; ihtiyaç duyulan uzmanlık alanında uzmanın “top-talent” denilen, en kaliteli, nitelikli işgücünün içinde olması. Bu kriter, sektör uzmanları için 10 yıl ve üstü deneyim ile başlarken, fonksiyonel uzmanlar için 5-6 senelik deneyim olabiliyor. İş deneyimi kadar uzmanın eğitimi, sektörü, pozisyonu ve fonksiyonu da önem taşıyor. Proje bazında uygun uzmanı seçmek için nelere dikkat ediyorsunuz? Süreç nasıl işliyor? Şirketler Expertera’ya platform üzerinden ya da e-posta ve telefonla ulaşıyor. Sadece bazı beta müşterilerimizin kullandığı online platformumuzu ise yakında tüm müşterilerimize açacağız ve uzman taleplerini oradan girebilecekler. Operasyon ekibimiz doğru uzmanları bulmak için algoritmalar içeren veritabamızı tarıyor, gerekirse ek araştırma yapıyor. Potansiyel uzman adayları detaylı ön incelemeden geçiriliyor ve sadece projeye uygun olduğu belirlenen uzmanlar ilgili şirkete sunuluyor. Sunulan şirket hangi uzmanla çalışmak istediğini belirttikten sonra ekibimiz süreci organize
ediyor. Teknik altyapımız ve operasyon ekibimiz sayesinde bu süreç çok hızlı ilerliyor. Projelerin yüzde 80’inde 72 saat içerisinde doğru uzmanları sağlayabiliyoruz. Proje sonrasında hem şirketten hem de uzmandan geri bildirim notu alıyoruz. Bugüne değin bini aşkın uzman eşleştirmesi sonrasında aldığımız memnuniyet notu 10 üzerinden 9.2. En çok aranan, ihtiyaç duyulan uzman profilleri neler? Müşterilerimiz ağırlıklı olarak Türkiye ve yurtdışındaki önde gelen kurumsal şirketler. Aralarında holdingler, yerel ve küresel şirketler, özel sermaye fonları, danışmanlık şirketleri, orta ölçekli şirketler ve KOBİ’ler var. Dolayısıyla iş dünyasının tamamımı kapsayan bir yelpazeye hizmet sunuyoruz. İhtiyaç duyulan uzmanlık profillerine baktığımız zaman, belli bir ağırlıktan ziyade iş dünyasının temposuna ve trendlerine uygun biçimde hızlı değişkenlik görüyoruz. Birkaç ay önce talep edilen ağırlıklı uzmanlık profilleri, belli bir zaman sonrasında bambaşka alanlara kayabiliyor. Örneğin şu sıralar yurtdışında iş geliştirme, küresel pazara açılma konusunda ve teknik uzmanlıklar için yoğun talep alıyoruz. KOBİ’lerin finansal sistemlerini yönetme konusunda da şu sıralar aldığımız talepler yoğun. Hedef ve planlarınız neler? 2016 yılında iki misli bir büyüme kaydettik ve Garanti Partners ile İTÜ Gate gibi önde gelen hızlandırma programlarına seçildik. 2017’de daha da güçlü bir büyüme hedefimiz var. 2017 yılında yurtdışına açılmayı planlıyor, farklı pazarları değerlendiriyoruz. Satış ve pazarlama faaliyetlerimizi hızlandırmak da hedeflerimiz arasında. Doğrudan satış, dijital pazarlama ve içerik pazarlamayı daha da öne çıkaracağız. Teknolojik altyapımızı zenginleştirmeyi hedefliyoruz. Öneri motorları ve makine öğrenimi sistemleri ile hem uzman eşleştirmesini hızlandıracağız, hem müşteri deneyimini geliştireceğiz. Farklı işbirliklerini geliştirmek de planlarımız arasında. Sektörel kurumlar, üniversiteler ve profesyonel ağlarla işbirliklerimizi geliştirmek istiyoruz.
20
BThaber
BTnet.com.tr
İş verimliliğinin temelinde yazıcılar var
Epson’un bağımsız araştırma şirketi Coleman Parkes’e yaptırdığı çalışmaya göre, kurumsal teknoloji yatırımlarında yazıcılar büyük önem taşıyor. Toplam 14 ülkede, 10-250 çalışana istihdam sağlayan şirketleri temel alarak 2 bin 400 kişiyle internet üzerinden yapılan görüşmelerle gerçekleştirilen araştırmaya göre, ‘yüksek iş verimliliği için yazıcılar kritik önem taşımakta’ diyenlerin oranı yüzde 76 oldu. Araştırma kapsamındaki şirketlerin yüzde 87’si özel sektörden ve yüzde 13’ü kamu kurumlarından. Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Macaristan, Romanya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç, İsveç, Güney Afrika, İsrail ve Yunanistan’da gerçekleştirilen araştırmada öne çıkan diğer sonuçlar şöyle sıralanıyor: Şirket başına düşen ortalama yazıcı sayısı: 6.4 Günlük ortalama basılan sayfa sayısı: 29 En çok basılan dokümanlar: Fatura ve kontratlar Dijital yerine matbu malzeme üzerinde çalışmayı tercih edenlerin oranı: Yüzde 52 İşyerine yeni teknoloji yatırımı yapmak için ilk üç sebep: Stratejik kararlar (%50), mevcut ürünlerin iyileştirilmesi (%48), mevcut ürünlerin bozulmuş olması (%46).
En yeni Venus Z10
Vestel, Mobile World Congress’teki (MWC) standında Venus akıllı telefonlarını, tabletlerini, Ultra HD televizyonları, akıllı ev ürünlerini, WeWALK akıllı bastonu ve interaktif ekranlarını sergiledi. Venus ailesinin en yeni üyesi Z10, 5.2” 1920x1080 Full HD IPS Ekranı ile daha canlı, dolgun ve parlak ekran deneyimi, geliştirilmiş kamerasıyla kaliteli fotoğraflar ve metal tasarımı ile şık bir görüntü sunuyor. Venus Z10, gelişmiş 8MP ön kamerası, 13MP dual tone true flaşlı arka kamerasının sağladığı kaliteli çekimlerin yanında, PDAF, OIS ve EIS teknolojileri ile hareketli objelere hızlı odaklanıp, el titremelerini algılayarak çok daha net çekimler sunuyor. Venus Z10’daki 8 çekirdekli 64 Bit Qualcomm işlemci, yüksek performans gerektiren birçok uygulamanın başarıyla çalıştırılabilmesini sağlıyor. Komple metal ve diamond cut cam birleşimi tasarımı, 2.5D cam teknolojisi ve parmak izi okuyucu özelliği de şıklığı ve ergonomiyi buluşturuyor. Venus ailesinin üyeleri 2017 itibarıyla 3 farklı segmentte satışa sunulacak. Giriş segmentindeki ürünler Venus E serisi, orta segmentteki ürünler Venus V serisi, üst segmentteki ürünler ise Venus Z serisi olarak tanımlanacak.
13 - 19 Mart 2017
Biyometri ve güvenlikte bütünsellik
İTÜ ARI Teknokent’te faaliyet gösteren Ölçsan, biyometri konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Ölçsan’ın kendi geliştirmiş olduğu yüz tanıma platformu ile entegre kimlik doğrulama ve ekran güvenliği ürünü olan K!M EagleEYE ise yüz tanıma özelliği sayesinde kullanıcıların bilgisayar ve uygulamalara güvenli erişimlerini sağlıyor, bilgisayar önünden kalkıldığında ya da yetkisiz bir kişi ekrana baktığında
bilgisayarın kendisini kapatmasını sağlıyor. Sistemin çalışmasını sağlayan parmak izi, parmak damar izi yanı sıra iris okuyucu ve webcam desteği de sunduklarını, artan güvenlik ihtiyacına karşı K!M EagleEYE’ın komple çözüm sunduğunu belirten Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal, şu bilgileri verdi: “K!M EagleEYE ürünü ile parmak damar izi, iris ve yüz tanıma konusunda dünyanın en doğru sonuçlarını veren
sistemlerinden birini hayata geçirmiş olduk. K!M EagleEYE’ın benzer parmak damar izi tarayıcıları ya da Web kamerası ile kişilerin kimlik doğrulamasını gerçekleştiren sistemlerden en büyük farkı canlı öğeleri algılama ve analiz edebilme yeteneği ile ekran güvenliği fonksiyonunun eklenmiş olması. Bu sayede sistem; örneğin sahte ve canlı parmak ya da bir fotoğrafı hemen tespit edebiliyor ve otomatik olarak güvenlik önlemlerini alıyor.”
Hedefte mobil bankacılık müşterileri var
Eset, 48 ülkede mobil bankacılık müşterilerini hedef alan Android truva atı tespit etti. Google Play’de “Good Weather” isimli hava durumu tahmin uygulaması olarak kendini gösteren bu zararlı yazılım, Türkiye’den de 22 bankanın müşterilerini hedeflemiş durumda. Eset’in ‘Trojan.Android/Spy.Banker. HU‘ ismiyle etiketlediği truva atı, Good Weather'ın zararlı hale dönüşmüş şekli. Zararlı yazılım, uygulamanın orijinal halinden edindiği hava durumu tahmini özelliklerini korusa da, bulaştığı cihazları uzaktan kilitleyebiliyor, SMS mesajlarına
erişebiliyor ve cep telefonu üzerinden kullanılan mobil bankacılık bilgilerini çalmaya odaklanıyor. Google Play üzerinden indirilebilen bu uygulamanın iki sürümü tespit edildi ve Eset’in uyarısı ile uygulamalar Google Play’den kaldırıldı. Ancak buna rağmen binlerce indirme yapıldı ve ilk tespitlere göre 48 ülkede 5 bin kullanıcıya ulaşılmış durumda. Bu 48 ülkenin arasında Türkiye de ‘en çok hedef olmuş ülke’ olarak öne çıkıyor. Analizlere göre, 22 Türk bankasının müşterileri hedef alınmış ve Türkiye’den 2 bin 144 indirme tespit edilmiş.
Uygulama kullanıcı tarafından yüklendikten sonra hava durumu görünümlü ikon önce kayboluyor. Etkilenen cihazın ekranında, kullanıcıdan yönetici haklarını talep eden bir mesaj görünüyor. Kullanıcı bu mesajı onaylayarak zararlıya kilit ekranı parolasını değiştirme ve ekranı kilitleme yetkisi vermiş oluyor ve bu yetkilerle zararlı uygulama, SMS mesajlarına da ulaşabilir hale geliyor. Bu arada, Eset analistlerinin incelemelerine göre, bu bankacılık truva atının, online sunulan bir kaynak kodunun değiştirilmiş sürümleri var. Bu kaynak kodunun, online ortamda herkese açık ve ulaşılabilir halde sunulduğuna dikkat çeken Eset Güvenlik Uzmanı Lukas Stefanko, “Android bankacılık zararlısını yaratmak için kullanılan araçların günümüzde çok kolay ve ücretsiz erişilebilir olması, kullanıcıların daha dikkatli olmaları ve önlem almaları gerektiğini gösteriyor” dedi.
22
BThaber
BTnet.com.tr
Hızın adı LTE5366
Zyxel, Mobile World Congress (MWC) 2017’de LTEMobil Erişim ve bina içi kapsama çözümlerini sergiledi. Bu ürünlerden LTE5366 ise 802.11ac Wave 2 Wi-Fi teknolojisine sahip ilk LTE kapalı ağ geçitlerinden biri. LTE5366 ev ya da ofislere ultra hızlı mobil genişbant bağlantısı sağlarken, kurulduğu noktalardaki kablosuz performansı ve kapsama alanını da genişletiyor. Kategori 6 uyumluluğu ile LTE5366, kategori 4 modellerine göre iki kat daha hızlı ve sabit hat ethernet’ten daha iyi olan, kullanıcılara yüksek hızlı internet sunarak 300Mbps'ye varan veri indirme hızlarını sağlıyor. Zyxel LTE5366, LTE, DCHSPA +/HSPA/UMTS ve EDGE/GPRS/GSM protokolleri ile uyumlu ve kullanıcıların çeşitli mobil genişbant hizmetlerine bağlanmalarına imkan veriyor. LTE5366, modüler "4G LTE-A CAT9 HomeSpot-II" ve kompakt "LTE CAT4 Kapalı Yönlendirici" ile birlikte Zyxel’in bu yıl piyasaya sunacağı üç yeni modelden biri.
İK süreçlerinde bulut farkı
Bulut tabanlı İK ve personel yönetim sistemi Kolay İK ile Multinet Up arasındaki entegrasyon tamamlandı. İzin, eğitim, bordro, harcama, zimmet ve özlük bilgileri gibi konuların yanı sıra, artık yemek kartı işlemleri de Kolay İK üzerinden yönetilebiliyor. Kolay İK sisteminden, Multinet Up entegrasyonu ile şirketler, aktif olarak kullandıkları tüm yemek kartlarını görüntüleyebiliyor, bu kartlara ait isim, numara ve bakiyeleri kontrol edebiliyor. Sistem üzerinden kart yükleme işlemleri kolayca yapılırken, işe yeni başlayanlar için kart talebi ve işten ayrılanlar için de kart iptalleri otomatik talep oluşturularak Kolay İK portalı üzerinden gerçekleştirilebiliyor.
13 - 19 Mart 2017
Kamyonlarda da “karakutu” zamanı geldi
TIRPORT’un, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun desteği ile yürüttüğü projede, uçaklardakine benzer, tüm seyir güvenliğini kayıt altına alacak ve araçtaki gerçek zamanlı bilgilere anlık ulaşılmasını sağlayacak Araç Güvenlik Sistemi (AGS) isimli “Karakutu”lar kamyon ve araçlarda kullanıma hazır. Trafiğe kayıtlı yaklaşık 850 bin kamyon ve TIR’ın olduğu Türkiye, bu yönüyle Avrupa’nın en büyük kamyon pazarı olma özelliğine de sahip. TIRPORT ise kamyonlara özel geliştirdiği, yüksek teknoloji gömülü Karakutusu ile; yük verenlerle yük taşıyan kamyonları ve üzerlerindeki yükü sigortalayan sigorta şirketlerini gerçek zamanlı ve konum tabanlı güvenlik zinciriyle birbirine bağlıyor. TIRPORT tarafından geliştirilen bu sisteme, sigorta firmaları oldukça sıcak bakıyor. Normal bir kamyonun trafik sigortasının 5-6 bin TL’lerde olduğu pazarda, karakutu ile sigorta primleri düşecek, yük ve yol güvenliği de artacak. AGS’li “Karakutu”ların özellikleri şöyle sıralanıyor: • Seyir halindeki kamyonlar, gerçek zamanlı ve konum tabanlı olarak dijital haritalardan izlenebiliyor. Duraklama, yavaşlama, hızlanma gibi bilgiler, konum tabanlı olarak sisteme kaydediliyor.
Aracın kayıtlı bilgisi üzerinde, geçmişte hangi noktayı hangi hızla geçtiği, kamyonun nerede, ne kadar beklediği, sistemden görülebiliyor. Tüm bilgiler, bünyedeki GSM ve GPS modülleriyle anlık olarak bulutta tanımlanan güvenli veri tabanına aktarılıyor. • Entegre Bluetooth sensörler sayesinde dorselerdeki ürünlerin gerçek zamanlı izlenmesi, gereken ısı ve basınç durumu gibi bilgileri anlık olarak takip edilmesi mümkün. Tanımlanan standartların dışında bir durumda ürün ve taşımadan sorumlu şirketler, otomatik olarak sistem üzerinden ikaz edilebiliyor. • TIRPORT AGS’nin, karakutusuna HD çekim yapabilen 4 kamera eklenebiliyor. Bu kameralarla, seyir hali önden ve arkadan kayıt altına alınabildiği gibi, dorse-kabin içi de görüntülenebiliyor. Bu bilgiler, bünyedeki diskte 30 güne kadar muhafaza ediliyor. Ayrıca, yükün sahibi ve lojistik firması, istediği kamyonun seyir bilgilerini online olarak cep telefonu üzerinden izleyebiliyor. • Entegre G-Sensör (Darbe Sensörü) sayesinde, araç çok ani bir fren yaptığında veya kazaya
uğradığında, kara kutu son 1 dakikaya ait seyir bilgileri ile kaza anından sonraki 30 saniyelik görüntüleri, anında bulut ortamındaki güvenli platforma gönderiyor. Bunun yanında, yükün sahibi olan şirketi, taşımayı yapan lojistik firmasını ve o yük ile aracı sigortalayan sigorta firmasını anlık ileti ile anında ikaz ediyor, cep telefonuna gelen link tıklatıldığında ise kazanın dinamik raporu ve kaza anında kaydedilen tüm görüntüler izlenebiliyor, seyir bilgilerine ulaşılabiliyor. • Yük veren, kamyoncu ve sigorta firması bir platformda güvenlik çemberine alınıyor. Sigorta firması kazadan haberdar olmak için önüne kaza raporlarının gelmesini beklemiyor. İşlemler için zaman kazanıyor, gerçek-sahte kaza ayrımı yapılabiliyor. • Kara kutu olan araçlarda, sigorta riskleri minimize oluyor. Sigorta firmalarından, her yıl sahte kaza raporları ile çalınan on milyonlarca liralık hasar ödemesi cepte kalıyor. Yine lojistik firmalarından çeşitli sahtecilik oyunlarıyla (sahte plaka-ruhsat vb. evraklı kamyon) çalınan yükler için ödemek zorunda kaldıkları tazminatlar son buluyor.
24
BThaber
KARİYER
Microsoft Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanlığı görevine Ebu Ltaif getirildi Microsoft'a 2004 yılında katılan Ebu Samer Ltaif, Orta Doğu ve Afrika (MEA) bölgesinin başkanı olarak atandı. Ltaif, son olarak Microsoft Körfez Bölgesi Genel Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Samer Ebu Ltaif, Microsoft'un Körfez Bölgesi’ndeki varlığını güçlendirmesinde ve şirketin bin 400'den fazla kanal ortağından oluşan ekosistemini geliştirmesinde kilit rol oynadı. Samer Ebu Ltaif'in görevinin önemli Ebu Samer Latif bir bölümü bölgedeki hükümetler, işletmeler, geliştiriciler KOBİ’ler genelinde dijital dönüşüm gündemini yürütmek olacak. Ebu Ltaif, başkanlık görevini bölgeye 13 yıl başkanlık eden Microsoft Kurumsal Başkan Yardımcısı Ali Faramawy'den devralıyor. Faramawy de yeni kurulan Microsoft Gelişen Pazarlar Dijital Dönüşüm Organizasyonu Başkanlığı görevine getirildi.
STEM eğitimlerinde detaylar
İstanbul Gedik Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi; farklı alanlarda kendilerini geliştirmek isteyen kişilere, nitelikli iş bulma olanakları sağlayan yenilikçi programlar düzenliyor, kurumların taleplerine uygun, donanımlı, kalifiye elemanlar yetiştirecek eğitim programları sunuyor. GÜYEM 2017 Bahar döneminde hem çocuklara hem yetişkin ve profesyonellere yönelik birçok eğitim programı yürütülüyor. Çocuklara yönelik eğitim programları kapsamında İngilizce ve STEM aktiviteleri yer alıyor. Mart ayı ortasında başlayacak STEM eğitimleri 4-8 yaş arası (Jr. Stem A), 9-13 yaş arası (Jr. Stem B) ve 14 ve üstü yaş grupları için (Sr. Stem) programlarını kapsıyor. Aynı eğitimde STEM eğitimi verecek “Eğitmenlerin Eğitimi” programı da var. Detaylı bilgi için 444 5 438 numarasını aramak mümkün.
13 - 19 Mart 2017
Yanlış alanlarda arayış
Eleman.net’in verilerine göre, kadınlar en çok eğitim sektöründeki iş ilanlarına başvuruyor. Buna karşın, kadınlar için en çok ilan yayınlayan sektörlerde eğitim, hizmet / işletme servisi, gıda ve mağazacılık / perakendecilik sektörlerinin ardından dördüncü sırada yer alıyor. Eleman.net Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, kadınların istihdama katılmak istediklerine, ama doğru alanlarda iş başvurusu yapmadıklarına dikkat çekti. Gökhan Duyarlar, iş arayanların yüzde 44’ünü kadın adayların oluşturduğunu belirtirken, 2016 yılında Eleman.net üzerinden işe yerleştirilen kadın adayların yüzde 22 arttığına dikkat çekti. Kadınlar
yüzde 11,3 ile en çok eğitim sektöründe iş ararken, kadınlar için en çok iş ilanı yayınlayan sektör ise hizmet/ işletme servisi. 2016 yılı verilerine göre, OECD ülkeleri arasında kadınların istihdama katılım oranının en düşük kaldığı ülkenin Türkiye olduğunu belirten Duyarlar, “Yüzde 83,9 ile en yüksek oran İzlanda’da iken, Türkiye yüzde 31,1 ile son sırada. OECD ortalamasının neredeyse yarısına karşılık gelen bu oran, istihdam seferberliği başlatılan ülkemizin bu konuya daha çok odaklanması gerektiğini gösteriyor. Türkiye'deki kadın istihdamına genel olarak baktığımızda, işgücüne katılımın arttığını ancak yeterli iş olanağı sağlanamaması
nedeniyle kadınlardaki işsizlik rakamlarının da 2015 yılına göre daha yüksek olduğunu görüyoruz. TÜİK'in Kasım 2016 istihdam rakamlarına göre, kadınlarda işgücüne katılanların sayısı 468 bin kişi artarken, sadece 110 bini istihdam edilebilmiş. Eleman.net verilerinin de işaret ettiği gibi, kadınların en çok iş başvurusu yaptıkları sektörler ile kadınlar için en çok ilan yayınlayan sektörler tam örtüşmüyor. Piyasanın ihtiyaçları ile adayların beklentileri farklı olunca, bu durum istihdam rakamlarına da yansıyor” bilgisini verdi. KOBİ’ler özelinde mavi yakalı ve ara kademe çalışanlara odaklanan Eleman.net’in verilerine göre, halen iş arayan kadınların yüzde 31,8’i üniversite, yüzde 28,7’si lise mezunu. Yüzde 33’ü 2630, yüzde 27’si 20-25 yaş aralığında olan kadınların en çok iş başvurusu yaptıkları sektörler eğitim, hizmet / işletme servisi, mağazacılık / perakendecilik, gıda ve inşaat olarak sıralanıyor. Muhasebe, eğitim, sekreterlik, satış ve çağrı merkezi en çok başvurulan bölümler olarak öne çıkıyor. Kadınlar için en fazla iş ilanı yayınlanan bölümler ise güvenlik, satış, muhasebe, temizlik ve gıda.
Genç yetenekler işbaşında
“Dünyaya ilham ver, geleceği oluştur” vizyonuyla, faaliyet gösterdiği birçok alanda Samsung, genç yetenekleri bünyesine katmak için ilki 2015 yılında gerçekleşen işe alım programı “Discover Samsung”un 2017 sürecini başlatıyor. “Discover Samsung” ile kariyerine ilk adımı atacak yetenekleri deneyim ve Samsung’da iş fırsatları bekliyor. 21 Mart’a kadar başvuruların alınacağı
programa, üniversitelerin 4. sınıfında okuyan ve 2017 yılı Haziran döneminde mezun olabilecek adaylar başvuru yapabilecek. www.discoversamsung. net linkinden programa başvuru yapan gençler, online ortamda katılacakları sınavlar ile ilk aşamayı tamamlayacaklar. İkinci aşamada Samsung’u tanıyıp yöneticilerle tanışacakları bir gün geçiren yetenekler,
bir sonraki aşamada Samsung yöneticileri mentörlüğünde projelerini geliştirecekler. Finalde ise projelerini Samsung üst düzey yöneticilerine sunacak olan gençler, ödül olarak Samsung’da işe başlama şansı yakalayacaklar. Discover Samsung programı ile ilgili bilgi için www. discoversamsung.net adresini ziyaret etmek mümkün. Samsung Electronics İnsan Kaynakları Direktörü Meriç Tunç, programın genç yeteneklere iş hayatına başlarken ihtiyaç duydukları rehberliği ve deneyimi sunduğunu belirtirken, “Geleceği tasarlamak ve ilham vermek, tutku ile çok çalışmayı gerektiriyor. ‘Discover Samsung’ programını bu cesarete ve yeteneğe sahip genç yetenekler için tasarladık” dedi.
26
BThaber
KARİYER
Türlü türlü mobbing var Mobbing genellikle işverenler tarafından, İş Kanunları’nın işçiyi koruyan tazminat ve işe iade hükümlerinden kurtulmak için işçiyi istifaya zorlamak şeklinde sistematik olarak uygulanıyor. Bu süreçte mobbing’e maruz kalan Altuğ Özgün işçi, çoğu zaman psikolojik zararlar görüyor. Avrupa ve Amerika’da hukuk literatürüne giren mobbing uygulamalarına karşı yaptırım yolları 1990’lı yıllardan itibaren düzenleniyor. Türkiye’de ise son dönemde Türk Borçlar Kanunu’nda yapılan değişiklikle mobbing mağdurlarının açtığı emsal davalar ve yürütülen farkındalık çalışmalarıyla mobbing hakkında bilinç yaygınlaşıyor. Mobbingi işyerlerinde çalışanlara karşı psikolojik terör olarak tanımlamanın doğru olacağını kaydeden Avukat Altuğ Özgün ve Avukat Cihan Altuntuğ, her uygunsuz davranışın da mobbing kapsamına girmeyeceğini hatırlatıyor ve şu bilgileri veriyor: “Ülkemizde yaygın olarak kullanılan mobbing’in, çalışanların kendilerine karşı haksızlık olarak yorumladıkları her durumda dile getirdikleri bir isnat olarak dikkat çekiyor. Bu konuda çalışanların özellikle düşük performans gösterdiklerinde yöneticilerinin kendilerine düşük puan vermesi, fazla mesaiye kalmaları, yoğun iş yükü, yöneticinin bir iki kez kendilerini ikaz etmesi, işyerinde dedikodu olması veya yöneticinin çalışanın ismini hatırlamayıp selam vermemesi bile çalışanlar tarafından mobbing olarak değerlendiriliyor. Çalışanlar bu davranışlara karşı işverenler aleyhine mobbing tazminatı davaları açmaya başladı. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtildiği gibi bir eylemin psikolojik taciz olarak kabul edilebilmesi için, bir işçinin hedef alınarak gerçekleştirilmesi, belli bir süreye yayılması ve bu durumun sistematik bir hal alması gerekir. Belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Psikolojik tacizin nedenleri farklılık göstermesine karşın, amaç çoğu kez işçinin işyerinden ayrılmasını sağlamaktır.” Ters mobbing’in hukukta yargı kararı yok İş dünyasında astların da üstlerine karşı mobbing uyguladığını belirten Özgün ve Altuntuğ, ters mobbing olarak tanımladıklarını bu davranışların mobbingin hiyerarşik olarak yer değiştirmiş hali olduğunu belirterek, şu bilgileri paylaşıyor: “Klasik mobbingde çalışanlar yöneticiler tarafından tehdit edilirken, ters mobbing’de yöneticiler yönetmekle yükümlü oldukları ekip üyeleri tarafından tehdit ediliyor. Yöneticilerin insan yönetimi konusunda yıllık hedeflerinin olduğu ve çalışanların haklarının gelişmiş olduğu global ve kurumsal şirketlerde ters mobbing’in görülme ihtimali artıyor. Ters mobbing’in sebepleri olarak kişisel anlaşmazlık, ast-üst arasında kimyasal uyumsuzluk, ayak kaydırıp yöneticinin yerine atanma isteği, departmandaki veya ülke başında daha önce görev alan önceki yöneticinin özlenmesi, kişisel egolar ve tatminsizlik, çalışan tarafından yöneticinin adil davranmadığının düşünülmesi, terfi ve ödül isteği, sonradan gelen yöneticiye karşı kendi konumunu güçlendirme, lobicilik veya yönetici tarafından yapılan mobbing’e karşı cevap vermek olarak görülüyor.” Ters mobbing’in hukukta henüz bir yargı kararına konu olmadığını ifade eden Cihan Altuntuğ ve Altuğ Özgün, ama çalışanların ferdi veya toplu halde bu tip psikolojik tacizleri yöneticilerine karşı gerçekleştirebildiğini kaydediyor. Ters mobbing’in ispatının çok zor olduğunu belirten Özgün ve Altuntuğ, tanık ifadelerinin yetersiz kalması, hatta davacı aleyhine gelişmesi nedeniyle kötü niyetli çalışanların amaçlarına ulaştığını vurguluyor. Altuntuğ ve Özgün, şirketlerdeki ihbar hatlarının iyi niyetli olmayan çalışanlarca manipüle edilebileceğini belirterek, şunları söylüyor: “Şirketlere özellikle ihbar hatlarının kötü niyetli çalışanlar tarafından susitimal edilmesinin engellenmesi için mekanizmalar kurmak ve soruşturmaların Uyum Yöneticileri ve diğer şirket yetkilileri tarafından hem çalışan hem yöneticilerin korunması saikiyle önyargısız yapılması için özen gösterilmesi gerek. Bu önlemler ters mobbing’i büyük ölçüde engelleyecektir.”
13 - 19 Mart 2017
Kadınlar iş hayatında daha da büyüyor
Vodafone, çalışan kadınların ve gelişmekte olan pazarlarda yaşayan kadınların güçlendirilmesine yönelik “Vodafone ReConnect” ve “Vodafone Connect” isimli iki ayrı programı duyurdu. Ağırlıklı olarak ailevi nedenlerle uzun yıllar iş hayatından uzak kalan ve tekrar çalışmak isteyen kadınlar için geliştirilen “Vodafone ReConnect” programı ile 3 yıl içinde 26 ülkede bin kadına ulaşılması hedefleniyor. Vodafone’un 2 yıl önce tüm dünyada kadın çalışanları için geliştirdiği zorunlu minimum doğum izni uygulamasının tamamlayıcısı olarak gösterilen “Vodafone ReConnect” programı, Vodafone’da yönetim ve liderlik rollerini üstlenen kadın çalışan oranının artırılmasına yardımcı olacak. Program ile kariyerine ara vermiş 500’e yakın kadın 3 yıl içinde yönetici pozisyonunda işe alınarak,
Vodafone’un bu dönemde dışarıdan yapacağı tüm yönetici işe alımlarının yaklaşık yüzde 10’unu oluşturacak. Vodafone, kariyerine ara vermiş 500’e yakın kadını da diğer pozisyonlar için istihdam edecek. Vodafone’un KPMG işbirliğiyle yürüttüğü araştırmaya göre, tüm dünyada kariyerine ara vermiş ve yaşları 30-54 arasında değişen 96 milyon kalifiye kadın çalışan var. Bu kadınların yaklaşık 55 milyonunun orta ve daha üst düzey yöneticilik deneyimine sahip olduğu görülüyor. KPMG araştırması, bu kadınların iş hayatına dönmesinin ekonomik boyutunu da ortaya koyuyor. Buna göre, kariyerine ara verdikten sonra yönetici olarak iş hayatına dönen kadınların ekonomik faaliyete sağlayacağı ek katkının yılda 151 milyar sterlin, hane gelirine sağlayacağı kümülatif katkının ise yılda 419 milyar sterlin olacağı tahmin ediliyor. “Vodafone ReConnect” programı kapsamında, kariyerine ara vermiş kadınlar arasında farkındalığı artırmak ya da bu kadınlarla temas kurmak için işe alım destek faaliyetleri; profesyonel becerilerin tazelenmesi ve geliştirilmesi, kadınların iş hayatına dönüş konusunda hazırlanması için eğitim ve işe intibak programları; yöneticilerin işe alınması için bilinçaltı önyargı eğitimi gibi etkinlikler gerçekleştirilecek. Diğer yandan, çalışan kadınların yaşadığı baskıları
azaltmak üzere tasarlanan çalışma süreleri doğrultusunda, esnek çalışma seçenekleri ve işe aşamalı geri dönüş (örneğin ilk 6 ay haftada 4 gün) gibi imkânlar da yer alacak. Vodafone Grubu, 2025 yılına kadar 50 milyon kadını daha mobil teknolojilerle tanıştırmayı hedefliyor. Bu programlar, Vodafone Türkiye’nin “Önce Kadın” programı ya da Vodafone Grubu’nun M-Pesa mobil para servisi gibi mevcut girişimlerinin üzerine inşa edilecek. Bugün 700 bini aşkın üyesi olan Vodafone Önce Kadın programı, kadın girişimcileri yeni pazarlar ile buluşturuyor. Yaklaşık 10 yıl önce piyasaya sunulan Vodafone M-Pesa mobil para servisi ise çeşitli banka işlemleri, mikro krediler, tasarruflar ve sigorta ürünleri için 11 milyonu aşkın kadın tarafından kullanılıyor. Vodafone Grubu Ticari Operasyonlar ve Strateji Dünya Başkanı Serpil Timuray, yeni “Vodafone Connect” programı hakkında şöyle konuştu: “Mobil teknolojiler kadınlara çevrelerindeki dünyayı öğrenme, iş kurma, kendilerini ve çocuklarını eğitme, sağlık danışmanlığı ve desteği alma, geleneksel bankacılık hizmetlerinin sınırlı olduğu ülkelerde finansal güvenceye sahip olma gibi imkânlar sunuyor. Vodafone olarak, dünyanın dört bir yanında kadınlara potansiyellerini tam kullandırma konusunda önemli bir rol üstlenmeye devam edeceğiz.”
WWF-Türkiye’de yeni yönetim
Türkiye’deki çalışmaları 41 yıllık bir geçmişe dayanan WWFTürkiye’nin yeni Genel Müdürü Aslı Pasinli oldu. Uluslararası bir şirkette altı yıl yöneticilik yapan Pasinli, son 15 yıldır da girişimciliği, sosyal çalışmaları ve ticari hayata aktardığı doğa dostu uygulamalarıyla tanınıyor.
Yeni dönemde ekolojik ayak izini küçültmeyi amaçlayan kompost üretimi, naylon torba kullanımının azaltılması gibi çeşitli çalışmalara yer vereceklerini söyleyen Pasinli, belediyelerin ve özel sektörün iş yapma biçimini daha çevre dostu yapma sürecinde
bu kurumlarla işbirliklerini artırmayı hedeflediklerinin altını çizdi. WWF-Türkiye’nin yeni Yönetim Kurulu’nda iş dünyası, akademi ve çevre kuruluşlarının tanıdığı Nafiz Karadere, Nişvan Kabakçı, Attila Köksal, Nilüfer Oral, Ayşegül Yürekli Şengör ve Nergis Yazgan yer alıyor. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu Aslı Pasinli, yüksek lisansını (MBA) Illinois Üniversitesi’nde yaptı. Altı yıl boyunca Türkiye, Amerika ve Avusturya’da çalışan Pasinli, son 15 yıldır aralarında Yeşil Nesil Restoran Sertifika Programı’nın da bulunduğu sosyal projelere imza attı.
EĞİTİMLER 13 -14 Mart 2017
ETKİNLİK TAKV!M!
Pazartesi - Salı
Dijital Dünyada Liderlik Eğitimi Yer : Kadıköy / İstanbul Ayrıntılı Bilgi: ist@tbd.org.tr
E T K İ N L İ K L E R 23 Mart 2017 BTvizyon Antalya Toplantısı Ramada Plaza Hotel - Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
19 Nisan 2017 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grant İstanbul Ataşehir İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu. com
16 Mart 2017 Perşembe
Tasarım Faaliyetlerinin Getirdiği Mali Avantajlar ve Destekler Eğitimi Yer : İstanbul, Hilton Bosphorus Otel Ayrıntılı Bilgi: egitim@m2s.com.tr
16 Mayıs 2017 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
25 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
26 Eylül 2017 BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Y U R T İ Ç İ 14 - 15 Nisan 2017
6 Nisan 2017 BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
25 Nisan 2017 Siber Güvenlik ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
6 Temmuz 2017 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
22 Ağustos 2017 Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
5 Ekim 2017
Dinamikler 2017 Proje Yönetimi Kongresi Hilton Kozyatağı Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.dinamikler.org
27 Nisan 2017 ManageEngine User Conference 2017 Point Otel Barbaros, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.vitel.com.tr/uc2017/
24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com
12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com
14 Eylül 2017 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
22-23 Kasım 2017
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 20-24 Mart 2017
Siz de Eğitim ve Etkinliklerinizi Burada Paylaşabilirsiniz! bthabersirketleri.com/EgitimEtkinlikDuyuru
CeBIT Hannover, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home
Y U R T D I Ş I
8-11 Mayıs 2017
Dell EMC World 2017 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emc.com/en-us/microsites/ dellemcworld/index.htm
23-25 Mayıs 2017
CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com
30
BThaber
MEKTUP
Düşen cemreler sonrası bahar günlerinden merhaba, Bahar diyerek başladım, ama acı bir gerçekle devam etmek durumundayım. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) araştırmasına göre; Türkiye’de tasarruf oranı yüzde 24.8, hane halkının tasarruf oranı ise yüzde 9.4. Tasarruf oranlarının bu denli düşük seviyelerde olması maalesef kazançla doğru orantılı ama bir taraftan da tasarruf konusunda yeterli bilinç de yok. Bu nedenle yastık altı birikimle ev sahibi olmak, Birevim Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi’ye göre pek mümkün değil. 160 aya varan taksit imkanıyla Birevim, peşinat ödemeden ev sahibi olunması hedefiyle, bireylerin küçük birikimlerini ülke ekonomisine kazandırmayı amaçlıyor. Ev sahibi olma hedefiyle tasarruf alışkanlığını edinebilirsek ne ala… Gerçekleri, bir inovasyon ve yatırım desteği haberim izlesin. Akıllı telefonlara yerinde tamir hizmeti sunan İTÜ Çekirdek girişimlerinden olan, İsa Uysal tarafından 2016 Ocak ayında kurularak hizmet vermeye başlayan Ceptetamir.com, ilk kez melek yatırımını yapacak olan Burak Menteşe‘den 2 milyon TL değerleme ile yatırım almış. Bu yatırımla beraber Cepte Tamir, B2B anlaşmalarına hız verip, ekibini genişleterek, İstanbul’un tamamına hizmet sunmayı amaçlıyor. Halihazırda müşterileri arasında Back-Up, BKM Express, Markafoni gibi markalar olduğu için bu hedefe ulaşmak da sadece zaman meselesi, değil mi? Yaratıcılıkta bir haberim daha var: Birçok sektörde vazgeçilmez halini alan mobil uygulamalar, yapı sektöründe de kendini gösteriyor. Mobil uygulama geliştiren Sistem Alüminyum da teknik katalogları kullanan teknisyenlerin ve mimarların
Ambalajın kaynağı okyanus plastiği
ağır ve kalın basılı katalogları taşımalarına gerek kalmaksızın, diledikleri an ve yerde ürünlerle ilgili teknik bilgilere erişimini kolaylaştırıyor. AppStore ve Play Store’dan indirilebilen Sistem Alüminyum Mobil Uygulama, ilk açıldığında kısa bir animasyonla kullanıcıyı karşılıyor. Kullanıcı uygulamayı cep telefonu veya tablet gibi taşınabilir bir cihaza indirdikten sonra da menüden kataloglar sekmesini tıklayıp, dilediği katalogu cihazına indirebiliyor, dilediği zaman ve yerde cihazından teknik kataloglara erişim sağlayabiliyor. Kullanıcı faydası ve beraberinde çevresel hassasiyet odaklı bu yaratıcılığı pekiştirelim o vakit. Dell, yenilikçi ve doğa dostu yaklaşımının sonucu olan, teknoloji sektörünün ilk okyanus plastiği ambalajının sevkiyatına başladığını duyurmuş. Dell, sürdürülebilir tedarik zinciri stratejisini geliştirerek Dell XPS 13 2'si 1 arada ürününün yeni ambalaj tepsisinde kullanılmak üzere kanal ve kumsallardan toplanmış plastikleri geri dönüştürmüş. 2017 yılında okyanus plastikleri pilot çalışması ile az değil, 7 bin 250 kg plastiğin okyanusa girmesi engellenecek. Çevrecilik hayatın her adımında yerini alıyor, işte bir örnek. GSK Türkiye Antalya Bölge
Müdürü Ayhan Aytar’ın genç yaşta hayatını kaybetmesinin ardından, GSK çalışanları da ekip arkadaşlarının anısını yaşatmak üzere Antalya’da 700 fidanlık bir ağaç dikim etkinliği düzenlemiş. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün desteğiyle hayata geçirilen etkinlik, Orman Bölge Müdürü Mustafa Türk ve GSK Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Dr. Emin Fadıllıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilmiş. Çevresel adımlar, kayıpların verdiği acıları da bir nebze olsun azaltabiliyor. Fayda yüklü adımlara devam… Nuh'un Gemisi Çocuk Terapi ve Aile Danışmanlığı Merkezi'nde gelişimsel olarak zorluk çeken ve özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için SPLAY - Special Education & Play adlı oyun grubu uygulaması başlamış. SPLAY, bir yandan gelişimsel olarak zorluk çeken çocukların bire bir aldıkları eğitimi tamamlarken, sosyal ortamlara uyumlarına da destek oluyor. Çevremizi bilgilendirelim ki ihtiyacı olanlar bu fırsattan yararlanabilsin. Çünkü Nuh'un Gemisi Çocuk Terapi ve Aile Danışmanlığı Merkezi Kurucusu Mine Nişlioğlu’nun da belirttiği gibi hedef; ailelerin ekonomik gücünü zorlayan eğitim sürecini biraz olsun kolaylaştırmak, gelişimsel
bozukluğu olan çocukların, onları 'geleceğe hazırlayan ve sosyal beceriler geliştirmelerini sağlayan bir ortamda' oyunlarla öğrenmelerini sağlamak. Detaylar için www. nuhunmerkezi.com sitesi seni bekliyor. Yaratıcılıkları ödüllerle zenginleştirelim. Vestel, Venus V3 5570’lerle yaptığı akıllı telefon duvarı ile Guinness rekoru kırmış. Barselona’da Mobile World Congress’deki (MWC) standında 504 adet Vestel Venus telefonla
dünyanın en büyük telefon duvarını inşa eden Vestel, böylece rekorlar kitabında yerini almış. Türk Telekom da MWC kapsamında gerçekleştirilen Glomo Ödülleri’nde (Glomo Awards-Global Mobile Awards) “Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık için En İyi Mobil Kullanım” kategorisinde finale kalan ‘Sesli Adımlar’ projesi ile birincilik ödülünü elde etmiş. Türk Telekom’un 170’ten fazla proje arasından birinciliğe layık
13 - 19 Mart 2017
görülen ‘Sesli Adımlar’ projesi, işitme ve görme engellilerin kapalı alanlarda yardıma ihtiyaç duymadan özgürce hareket edebilmeleri amacıyla geliştirildi. Bu kadar da değil… Turkcell ise MWC kapsamında düzenlenen Glomo Ödülleri’nde Suriyeli mültecilerin Türkçe öğrenme, iletişim ve bilgiye ulaşma alanlarındaki ihtiyaçlarına çözüm sunmak için geliştirdiği “Merhaba Umut” uygulamasıyla “Sosyal ve Ekonomik Gelişim” kategorisinde “Olağanüstü ya da İnsani Durumlarda Mobil İletişim” ödülünü almış. Vodafone Vakfı da ülkesinden ayrılan Suriyelilere yönelik çalışmalarıyla Mobil İletişim Sektörüne Önemli Katkı Ödülü’ne layık bulunmuş. Vodafone Vakfı’nın da içinde yer aldığı beş operatör; kamplara ekipmanların hızla dağıtılması, özel acil servislerin ve yardım hatlarının sevki, kişiselleştirilmiş mobil aplikasyonlarla sağlanan inovasyon, insan hakları destek hattı ve konaklama yardım hizmetleri gibi kriterlerde değerlendirilerek sağladıkları fayda ile bu ödülü kazanmış. Küresel gurur olan bu başarıların ardından, haftayı bir sergi haberi ile tamamlıyorum. Pera Müzesi, Bosna-Hersek sanatının 20. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli temsilcilerinden Mersad Berber’in “Bir Bosna Alegorisi” sergisi ile 7 Mayıs’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. 2012 yılında hayatını kaybeden sanatçının Bosna’nın masalsı manzaralarına yaptığı seyahatlerin etkisinden, Srebrenitsa’nın karanlık çukurlarına uzanan geniş bir yelpazedeki eserleri ön plana çıkıyor. Gündemimizde yerini alsın. Bu hafta da bu kadar, yeni bir mektupla buluşmak dileğiyle,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1113
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
13 - 19 Mart 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Turkey is strong in software, however... The power of the Turkish software industry is an obvious fact, as well as Istanbul having the potential to be the center of the region in this sense. However in this regard, the public sector, the private sector, and entrepreneurs need to take certain steps by knowing certain requirements for clear success. TETSOFT organized Azerbaijan and Iran delegations in 2016. The preparation and realization of these delegations was the result of about six months of work. Selahattin Esim, Chairman of the Association of Electrical and Electronics Exporters’ Association (TET) and Chairman of the TET Software and Information Export Commission said that: “In these delegations organized in order to use our knowledge and experience in a more efficient way, by combining the possibility of İstanbul becoming an innovation center in the medium term and Azerbaijan’s possession of the market potential in the Russian-speaking geographical region, we aimed for these two countries to have a bigger share of the IT market in the world.” For this aim, by establishing partnerships in trade and investment with Azerbaijan, messages were also sent to evaluate cooperation possibilities in countries in the Caspian region, such as Russia, Kazakhstan, Turkmenistan, Iran and Kyrgyzstan. The primary goal for Iran was the IT demands in this rapidly growing economy to be met by Turkish software and information companies. Selahattin Esim emphasized that Iran, which is a difficult market, has a great market potential in the IT sector and we are aiming to be a solution partner for the IT needs in public and private
sector in Iran by considering the rapidly growing economy in recent years. He gave the information that Turkish companies had over 130 B2B meetings; breaking the record in the Iranian delegation. We talked about the results obtained, the potential of the Turkish software sector and what needs to be done to assess this potential with Esim: How was the companies’ feedback that participated in the delegations organized for the fore mentioned the countries? Turkish companies believed that they could invest in Azerbaijan with a longterm strategy and develop software, thus easily making business with Russianspeaking companies through our Azerbaijani sister companies. The return of Turkish companies was particularly positive in Iran, which is a particularly large market. According to incoming requests, companies have come to
a certain point on many major projects, seeing no jump start there. The Turkish software and IT sector has a very good future in this country; however our companies need to follow the business without being overwhelmed. Through which priorities are your 2017 plans and route shaped in these delegations? With the Smart Cluster concept we have established in TET, we are trying to focus on the IoT, M2M and Smart Cities projects, which will form a very important market in the future, instead of the trends we have missed so far in the software industry. For this, we started to develop a common platform where things can talk to each other. For the first time in our country, ‘Coopetition’, the concept of uncompromising competition, is based on certain mathematics. Adam Smith, considered as the father of the economy,
sheds light on the economic theories being produced for years, “If every man thinks about his own interests, and acts accordingly, the welfare of the society grows in the same way.” The “Game Theory”, a doctoral thesis prepared by John Nash at the age of 21, a mathematician known by the “Beautiful Mind” movie, earned him the Nobel Prize for Economics in 1994 after many years. Nash stated that: “If every man thinks about his own interests and the interests of the group he belongs to, and acts accordingly, the total prosperity increases.” We later realized that we used this mathematics in the Smart Cluster concept we developed in the TET. We have identified Saudi Arabia-Qatar, MalaysiaIndonesia, Algeria and USA as potential markets in our industry. We are working to bring our companies to one or both of these countries in 2017. How do you evaluate the change in the approach of Turkish companies participating in these delegations from the first delegation to this very day? After these delegations, we realize that in our surveys the companies increase self-confidence and they see their deficiencies. For example, a company stated that if they had presentations prepared in several languages, they could explain their products faster. Another company launched an English web page for the first time in preparation for this delegation. Benefits are not limited to export activities alone. Our participating companies come to a more detailed understanding of each other’s products and solutions, and can develop common projects in
cooperation. They have the opportunity to have detailed discussions about the experiences they experience in similar subjects and to provide positive interactions. Companies miss great opportunities by not participating in these delegations. I can clearly say that they are able to realize the opportunity to see the market introduction possibilities, the accommodation and the B2B negotiations which they normally would not have been able to do on their own, at a very reasonable price. For example, in our Iranian - Azerbaijani delegation, companies paid about 2 thousand dollars for all of these services. However we should never forget that we are preparing the necessary platforms as TET, but they are going to make the sale and follow the connections themselves. As TETSOFT, we believe that if the trends of the Turkish software industry are overlooked in the world, we can find a place in the world market with a strategy based on three things: cooperation in third countries, the investment we can make in these countries and finally cooperation in the field of innovation. Our industry unfortunately cannot focus on exporting because of the fact that in our country which missed the trend of information economics, information cannot find its true value and therefore deals with financial problems and intense demands made by software and financial problems. The companies that join these delegations come back with an incredible experience. Our goal is to pave their ways and support them for export. We work closely with the bureaucrats of the Ministry of Economy and our Ministry always supports this issue.
Employment market redefines itself The “flexible workforce” structure, which is an efficient and lasting working model for professionals and companies, is a reflection of Industry 4.0 in the HR world. With this development, Expertera is carrying out global projects. Expertera is a platform that brings together companies and the experts in the fields that companies need. The goal is to bring together the world’s knowledge, experience and expertise in a more efficient and rapid manner for companies which need expertise. Professionals now prefer to work more freely and flexibly, and they want to be involved in projects that are relevant to their areas of expertise. According to information shared by Expertera CEO Alp Sezginsoy, who reminded that “technological developments now made it possible to work outside the office”, the fastest growing rate of independent employees in the USA is approaching 40% and nearly 80% of independent
region, Europe-Middle East and Africa markets. What is the flexible workforce model? What benefits does it provide to employers, employees and jobseekers on a regular basis in terms of the legislation?
employees prefer this model to traditional employment models. On the one hand, nearly 80% of companies plan to increase short-term, project-based employee numbers. As Expertera, Alp Sezginsoy said that flexible working models are being launched abroad on a global basis, emphasizing that they are electing İTÜ GATE International Acceleration Program and aiming to
increase customer numbers in America and the Middle East. Alp Sezginsoy answered our questions about the change in the employment market: Could you tell us about the aim of establishment and objectives of Expertera? With Expertera, we are passionate about actualizing the flexible workforce revolution, the future
business model. Since 2013, we operate as a global expertise platform that provides quick access to the expertise demanded within the framework of certain times and budgets in line with the needs of the companies. We are the first and only company operating in Turkey as an organization that creates innovation in this field. We do not have a competitor in the entire EMEA
The flexible workforce model can be seen as the ‘on demand’ revolution reflected upon the business world. It is a working model in which information sharing is being democratized, companies have access to outside sources of expertise, experts are able to work more flexibly and build their own careers themselves. If we expect the next 20 years to be shaped by the Industrial 4.0 revolution, an integral part of this structural transformation will be a flexible workforce in all areas of expertise. It is also possible to define this as ‘Business 3.0’ or ‘future of work’ as it is known abroad.
StartersHub XO waits for the entrepreneurs In addition to investing in early stage technology initiatives, StartersHub launched a new venture support program, named StartersHub XO, in March, providing trainings in business and technical matters, business contacts with leading companies in the industry, expert mentors and support in all areas they need. The program focuses on IoT, big data and financial technologies (FinTech). StartersHub selected initiatives to be accepted to the program by bringing together past candidate entrepreneurs with their mentors at the Selection Day event in Istanbul, Levent, on March 2nd. Initiatives on the program starting on March 13th, initiatives that will accelerate the development with monthly targets and successfully complete the goals will continue to the next stage. Entrepreneurs who have 20
thousand USD preliminary capital within the scope of the program will be able to access to national and international customers and investors who will be entitled to receive additional investment up to 250 thousand USD from
StartersHub when they successfully complete the 6-month program and introduce their projects to the funds, angel investors and institutional investors in the Demo Day to be organized at the end of the program. Entrepreneurs
will have access to the shared office space and hardware prototyping labs at StartersHub. Initiatives, in addition to the benefits offered by StartersHub, will also benefit from a variety of support offered by the program partners.
The new program is being implemented in cooperation with İşbank, Microsoft, Intel and Gedik Investment. In addition, Arçelik, Başakşehir Living Lab, Marsh, Acıbadem Insurance, Munich Re, Cardtek and iyzico are also supporting the program.
MERKEZİ YÖNETİM ÖZELLİĞİ
NORTON Internet Security Ürünlerinde
Norton Security Deluxe Tüm aygıtlarınızda bulunan verilerin tamamını korur. Tek bir abonelik ile birden fazla PC, Mac, akıllı telefon ve tableti korur. Kullanıcı dostu web portalı ile korunan tüm aygıtları yönetmenizi sağlar. Kötü amaçlı programlara ve diğer çevrimiçi tehditlere karşı korur. Kimliğinizi ve çevrimiçi işlemlerinizi güvende tutar.