SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1117 10 - 16 Nisan 2017
Siber güvenliğin kalbi her zaman ağ duvarı Dikey çözümleri ve sektörel uzmanlık gücü ile SonicWall, 2017 yılında BTvizyon toplantıları ile Anadolu’daki kurumları güvenlik gereklilikleri ve güncel riskler konusunda daha da bilinçlendirecek.
Dünyada Bir İlk’e Daha İmza Atıyor Akıllı kimlik ve ödeme özelliklerini NFC teknolojisi ile bir araya getiren ilk ulusal mobil cüzdanı BAE’de hayata geçiyor
Sayfa 8
SAYI
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr
1117 10 - 16 Nisan 2017
Sayfa
9
Suistimallere karşı denetim amaçlı veri analizi Kurum ve şirketler karapara aklama, yolsuzluk, rüşvet ve suiistimallerin önüne veri analiz çözümleri ile geçiyor.
Sayfa
9
Sayfa McAfee için yeni dönem McAfee; Intel ve uluslararası yatırım şirketi TPG’nin işbirliği ile 4,2 milyar dolar değerindeki yatırım anlaşmasının tamamlanmasıyla bağımsız bir şirket olarak faaliyetlerini sürdürecek.
3
Sayfa
10
Ayhan Sevgi BAE’nin mobil cüzdanına Cardtek imzası Cardtek, Emcredit ile gerçekleştirdiği işbirliğiyle Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal mobil cüzdan çözümü empay’i hayata geçirdi
İstanbul’un dünyaya açılan dijital kapısı
İstanbul’da inşası devam eden yeni havalimanı önümüzdeki yıl faaliyete geçecek. Yeni çağın tüm gerekliliklerinin yerine getirildiği ve dünyanın ilk “Dijital Havalimanı” olma özelliğini taşıyan havalimanın teknoloji altyapısının kurulum çalışmaları da hızla devam ediyor. Bu kapsamda 26 farklı BT paketi hayata geçiriliyor.
Sayfa
13
DOSYA:
Mobil İş ve OT/VT Mobil teknolojiler ve OT/VT teknolojileri entegre olarak iş süreçlerindeki verimliliği artıyor. Bu konudaki gelişmeler dosya sayfalarımızda.
Aclas LS2 Barkodlu Terazi 6-15 / 15-30 Kg
www.bilkur.com.tr
BThaber
GÜNDEM
10 - 16 Nisan 2017
3
İstanbul’un dünyaya açılan dijital kapısı İstanbul’da inşası devam eden yeni havalimanı önümüzdeki yıl faaliyete geçecek. Yeni çağın tüm gerekliliklerinin yerine getirildiği ve dünyanın ilk “Dijital Havalimanı” olma özelliğini taşıyan havalimanın teknoloji altyapısının kurulum çalışmaları da hızla devam ediyor. Bu kapsamda 26 farklı BT paketi hayata geçiriliyor. Dünyanın en büyük havalimanı İstanbul’da inşa ediliyor. Üç pisten aynı anda Ayhan Sevgi iniş ve kalkışların yapılabileceği havalimanından dünya genelinde 350 noktaya uçuşlar gerçekleştirilecek. Yaklaşık 100 bin kişiye yeni iş olanağı oluşturacağı ekosistem ile de 1.5 milyon kişiye gelir kaynağı oluşturacak olan yeni havalimanının 2018 yılı içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor. Yeni çağın tüm gerekliliklerinin yerine getirildiği ve dünyanın ilk “Dijital Havalimanı” olma özelliğini taşıyan havalimanın inşası ve faaliyete geçmesiyle birlikte işletmesi İGA Konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilecek. Devasa bir kampüs içinde yer alan havalimanının teknoloji altyapısının kurulumu da hızla devam ediyor. İGA havalimanları inşaatı CIO’su Ersin İnankul, gerçekleştirilen projeler ve yapılan çalışmalar konusunda sorularımızı yanıtladı:
İGA havalimanları inşaatı CIO’su Ersin İnankul İstanbul’un yeni havalimanı, oldukça iddialı teknoloji projelerini bünyesinde barındırıyor. Bu konuda nasıl bir yapı kuruyorsunuz? Havalimanı kapsamında pistlerin ve terminal ana binasının yanında 130'a yakın destek binası yer alıyor. Tabii bunun yanında bir veri merkezi binamız da var. 3500 metrekarelik bu
için de mobil uygulamalar geliştiriyoruz. Havalimanı yönetim sistemleri konusunda ne tür çalışmalarınız var?
veri merkezimiz, havalimanı içinde yer alan ilk TIER 3 sertifikasına sahip dünyadaki ilk veri merkezi olacak. Haziran 2017’de açılacak olan bu veri merkezimizde sistemlerin kurulumlarına başlıyoruz. Veri merkezinin kapasitesi 12 bin metrekareye kadar çıkabilecek bir yapıda. Bu veri merkezi üzerinden tüm havayolu şirketleri de hizmet alabilecek. Biz bu veri merkezini bir teknoloji üssü olarak da görüyoruz. Türkiye'nin en akıllı binasını oluşturuyoruz. Biz BT bölümü olarak şu anda 48 kişilik bir ekibiz. Bu ekibin içinde farklı ülkelerden arkadaşımız var ama çoğu Türk mühendislerinden oluşuyor. Toplam 26 BT paketine ait tasarım, ilgili iş ortaklarının seçilmesi, ihale şartnamelerinin oluşturulması, uygulamaların takip edilmesi gibi çalışmaların hepsi bu ekip tarafından yapılıyor. Ekibimiz hızlı büyüyor. Tabii bir de bizim alt yüklenicilerimiz var. Bunların sayısıyla birlikte BT olarak toplamda 850'nin üzerinde bir insan kaynağımız olacak. Bu 26 paketin oluşturulması çalışmalarına yapısal kablolama ile başlıyoruz. 4.500 km bakır, 2.000 km fiber kablo kurulumu yapılacak. Terminal binası ve diğer binalarda 700'e yakın haberleşme odası oluşturuyoruz. Switch'lerin yer aldığı bu 700 oda ve iki tane de büyük sunucu odası ile bütün kampüs ağına hizmet vereceğiz. Toplamda 80 bin portluk bir yapıdan bahsediyoruz.
Güvenlik yaklaşımlarınız konusunda bilgi verebilir misiniz? Ağ altyapısı tarafında bir üst katmana çıktığımızda bu yapıda 3 bine yakın cihaz yer alıyor. Siber güvenlik bizim için en önemli paketlerden bir tanesi. Bu proje ile birlikte aslında Türkiye'deki ilk siber güvenlik şartnamesini yazmış olduk. Siber güvenlik konusunda birçok devlet kurumunun çalışması var ve biz bunların hepsi ile görüşerek, bir kurumun siber güvenlik açısından nasıl korunması gerektiğinin topolojisini çıkardık. Daha sonra da 110 sayfalık bir şartname yazdık. Bu şartnamenin içinde 24 farklı kalem yer alıyor. Bir diğer önemli konuyu da fiziksel güvenlik sistemleri oluşturuyor. Havalimanının çevresi 24 km'lik çit ile korunacak. Bu çitin güvenliği radar sistemleri, kamera sistemleri ve analitik yazılımları ile sağlanacak. Onun dışında havalimanı kapsamında 9 bine yakın kamera yer alıyor. Bu kameraları, yolcunun havalimanına girişinden uçağa binene kadar tüm hareketlerini izleyebilecek şekilde yerleştiriyoruz. Ayrıca bu kameraların izlenmesi için 800 metrekarelik bir operasyon merkezi oluşturduk. Personel, parmak izi ve göz retinasını okutarak girişlerini yaparken, yolcular da yüz tanıma sistemleri ile takip edilecek. Ayrıca dünyada ilk olarak, tüm uçakların yerdeki hareketlerini
yönetmek üzere sanal kule projesini hayata geçiriyoruz. Dijital havalimanı konseptini kullanıyorsunuz. Bu konsept içinde neler var? Bir sonraki adımda, havalimanı yolcularının memnuniyetine yönelik sistemleri kurguluyoruz. Yolcularımız, havalimanına gelmeden önce İGA'nın uygulamaları üzerinden evden çıkıştan, uçağa biniş kapısına gelene kadar tüm süreçleri takip edebilecek. Bu arada biz onlara kampanyalarla ilgili mesajlar da gönderebileceğiz. Yolcularımız, bagaj teslim de dahil olmak üzere tüm süreçlerde hiç kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan ve hiçbir sıraya girmeden tüm işlemleri kendisi yapabilecek. Biz bu sistemin altyapısını yapıyoruz ve bunu da havayolu şirketlerinin kullanımına sunuyoruz. Havalimanında 100’e yakın havayolu şirketi yer alacak. Ayrıca Türk pasaportu olan dış hat yolcularımız, biyometrik uygulamalar ile pasaport kontrol aşamasında herhangi bir memur ile muhatap olmayacaklar. Bu açıdan bakıldığında da dünyadaki en akıllı havalimanlarından bir tanesini inşa etmiş oluyoruz. 18 bini kapalı olmak üzere toplam 40 bin araçlık bir otoparkımız mevcut. Ödeme sistemleri tamamen dijital bir ortama taşınırken, otoparkta aracının yerini bulamayan yolcuların sorunlarını çözmek
Havacılık tarafında bir yandan yolcuların kullanımına yönelik sistemler yer alırken bir yandan da arka planda çalışan uçuş sistemleri, kaynak yönetim sistemleri ve tüm sistemleri entegre eden platformlar bizim tarafımızdan geliştiriliyor. Bu konuda firmalarla entegrasyon ve detay dizayn çalışmaları başladı. Yaptığımız çalışmalara baktığımızda aslında bir entegrasyon projesini hayata geçiriyoruz. 72 adet sistemin, 101 arayüz ile haberleştiği ve mili saniyelerle işlemlerin gerçekleştiği bir havalimanından bahsediyoruz. Farklı kamu kurumları ile entegrasyonlarınız oluyor. Bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz? Gümrük, emniyet gibi birçok konuda farklı bakanlıklarla entegrasyon çalışmalarımız devam ediyor. Örneğin pasaport sistemini emniyetin istediği şekilde dizayn ediyoruz. Bunların yanı sıra yolculara uçuş bilgilerinden gidecekleri lokasyona ait hava durumuna kadar çeşitli bilgilerin yer alacağı 4 bine yakın Uçuş Bilgi Monitörleri’nin kurulumu yapılacak. Kameralar üzerinden yoğunluk analizleri yapılıp, yolcuların izleyeceği en kısa güzergahlar belirlenecek. Bu havalimanında biz BT açısından merkezi yönetim modelini hayata geçiriyoruz. Tek bir merkezden tüm kampüsün yönetildiği bir yapı oluşturduk. Tabii böyle bir kampüsü yönetmek için 2.400 metrekarelik bir operasyon merkezi oluşturduk. Bu operasyon merkezinde yaklaşık 44 kişi aynı anda çalışacak. Her birim kendileri ile ilgili sistemlerin monitör edilmesini sağlayacak. Burada güvenlik, hava operasyonları, BT, mekanik - elektrik servisleri gibi yapılar bu merkez tarafından izlenecek Devamı 4. Sayfada =>
4
BThaber
GÜNDEM
ve yönetilecek. Bu kapsamda İGA çağrı merkezi hem iç hem de dış kullanıcılara hizmet verecek. Bunun dışında herhangi bir kriz esnasında değerlendirmelerin yapılacağı bir merkezimiz olacak. Peki bir felaket durumuna karşı sistemlerinizi nasıl yedekleyeceksiniz? Terminal binasının içinde 600'er metrekarelik iki tane sunucu odamız yer alıyor. Bu iki sistemin yedeği veri merkezi olacak. Aynı zamanda İstanbul dışında da finansal ve kritik verilerimizin korunduğu sistem merkezimiz olacak. Havaalanı kapsamında toplam kaç kişiye hizmet vereceksiniz? İGA çalışanlarının yanı sıra havayolu şirketleri, kargo merkezi, alışveriş merkezleri, oteller vb. gibi tüm unsurların teknoloji altyapısını biz sunacağız ve kampus dahilinde yaklaşık 35 – 40 bin kullanıcıya hizmet vereceğiz. Havalimanı
10 - 16 Nisan 2017
genelinde, kablosuz network kapsamında, tek bir SSID yayını yapacağız ve konuklarımız IGA kimliği üzerinden internete erişecekler. Böylece herkes kendi erişim noktasını kurmayacak ve bir Wi-Fi kirliliği de olmayacak. Bizim kurduğumuz altyapı üzerinden telekom operatörlerinden aldıkları hizmetlere ulaşabilecekler. Nesnelerin interneti konusunda ne tür uygulamalarınız var? Yenilikçi bir yaklaşım açısından önemli gördüğümüz bir konu da nesnelerin interneti (IOT) olacak. Bu alanda yoğun çalışmalarımız var. Dünyada havalimanı özelinde bitirilmiş bir IOT projesi yok. Gerçekleştireceğimiz “Akıllı havalimanı” kapsamında devreye alacağımız, bir havalimanı için bir ilk olacak, IoT ortamı ile tüm havalimanında bulunan, sisteme anlamlı veri sağlayabilecek aygıtlar, sensörler, güvenlik kameraları
Boeing ile işbirliği gelişiyor
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ve Boeing, 787 Dreamliner irtifa dümeni üretimi kontratını, kapsamını genişleterek uzattıklarını açıkladı. Boeing ile TUSAŞ arasındaki bu anlaşmayla TUSAŞ, Boeing 787 uçağında önemli bir uçuş kontrol parçasının üretimine devam ediyor. İki kurumun endüstrideki bu işbirliği, Boeing’in Türkiye havacılık ve uzay endüstrisi ile ilişkisini daha da ileriye taşıdığı gibi, 787 programının performansını ve karşılanabilirliğini de destekliyor. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, “TUSAŞ, uluslararası havacılık projeleri kapsamında küresel düzeyde rekabetçi ve önemli bir ortak.
Umuyorum ki, bu anlaşma ile halihazırda sürdürdüğümüz ilişkimiz güçlenerek yeni bir ivme kazanacak” dedi. Uçağın arka yatay stabilizesine konumlandırılan irtifa dümeni, uçağın tırmanış ve alçalmasını kontrol ediyor. 787 programının başlangıcından beri irtifa dümenlerini üreten TUSAŞ da 2013 yılında bu alanda Boeing’e doğrudan tedarikçi oldu. TUSAŞ ile sektörel ilişkilerini güçlendireceklerini vurgulayan Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın da, “Boeing’in kalite standartları, zamanında teslimat ve karşılanabilirlik hedeflerini gerçekleştirmede TUSAŞ yakın çalıştığımız bir tedarikçi oldu” dedi.
ve bilgisayar çevre birimleri ortak bir platformda toplanacak. Havalimanına özgü; BHS (Baggage Handling System), LET (Lift, Escalator and Travelator), EDS (Explosion Detection System), X-Ray’ler gibi kritik sistemlerin operasyonel sürekliliğinin sağlanması, KPI’larının (Key Performance Indicator) izlenmesi, enerji ve çalışan verimliliğinin takibi için havalimanı akıllı hale getirilecek. Ayrıca dünyada bir ilk olarak “Follow the Greens” uygulamasını hayata geçireceğiz. Bu konsept ile tekerin piste değdiği andan itibaren uçağın yeşil “pist çıkış” ve “taxi yolu orta çizgisi” ışıklandırması ile park yerine götürülmesini gerçekleştireceğiz. Böylece özellikle gece ve görüşün az olduğu ortam koşullarında güvenli ve hızlı bir operasyon elde edilmiş olacak. Bu sistem, dünyada örneği olmayan bir bilişim entegrasyonuyla, RMS (Resource Management System) ve A-SMGCS (Advanced-Surface Movement
Guidance and Control System) teknolojileriyle entegre edilerek, doğru kaynağın, doğru yer hareket verisi ile zamanında hizmet verilmesini sağlayacak. Yeni havalimanının teknolojik altyapısı pek çok BT projesinin entegrasyonundan oluşuyor. Bu projelerde iş ortaklığı stratejiniz nedir? Yerli firmaların buradaki konumu hakkında bilgi verir misiniz? Bu proje ile birlikte Türkiye’nin teknoloji resmi de ortaya çıkıyor. Toplamda 15’e yakın alt yüklenicimiz olacak ve bunların hepsi de Türk firmalarından oluşuyor. Biz bu konuya oldukça önem veriyoruz. Bu know-how’ın Türkiye’de oluşmasını çok önemsiyoruz. Bu çalışma aslında klasik BT projelerine benzemiyor. Çünkü klasik yapıda örneğin bir ERP projesi bir yıl kadar sürer. ERP projesi bizde sadece 26 paketten bir tanesi. Biz BT bölümü olarak Türk mühendislerin katkılarıyla
oluşturduğumuz know-how ile birlikte dünyanın en büyük ve Türkiye’nin en akıllı binasını yapıyoruz. Bulut yaklaşımınız nasıl olacak? Biz hem son kullanıcılarımıza bulut üzerinden hizmet vereceğiz hem de IoT platformunu tamamen bulut ortamında konumlandıracağız. Ama genel olarak dünyanın hiçbir yerinde havalimanı sistemleri tamamen bulut ortamında olmaz. Çünkü düzenlemeler buna izin vermiyor. Burası dijital havalimanı olduğu için aynı zamanda bir teknoloji merkezi de. Bu havalimanına aynı zamanda “hub” diyoruz. Bunu dememizin sebebi transit yolcuların çok fazla olması. Aynı zamanda biz bu binayı bir teknoloji hub’ı da yapmak istiyoruz. Onun için Fast Direct, siber güvenlik, IoT, Follow the Greens, MSI konsepleri ya da sanal kule gibi dünyada ilk kez uygulanacak yenilikçi yaklaşımlar burada uygulanacak.
4.5G hizmeti bir yaşında
Türkiye’yi hızlı internetle tanıştıran ve 1 Nisan 2016 tarihinde hizmete giren 4.5G teknolojisi bir yaşında. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, mobil cihazlarda internet hızını 12 kat artıran 4.5G’nin bir yılda vatandaşlardan büyük ilgi gördüğünü belirtti. Dr. Ömer Fatih Sayan, 4.5G’nin ulaştığı nokta, yerli üretim ve 5G hedefleri hakkında şu bilgileri aktardı: “Yılsonunda 51,6 milyon abone 4.5G’ye geçti. Toplam mobil abone sayısının 75 milyon olduğu düşünüldüğünde, bunun önemli bir başarı olduğu görülmekte. Aktif 4.5G kullanıcı sayısı, yani uyumlu SIM kartı ve cihazı olan 4.5G aboneleri de 2016 sonunda
19,2 milyona ulaştı. 4.5G hizmeti, mobil internet kullanımını da etkiledi ve 2016 yılı sonunda mobil genişbant abone sayısı 51.7 milyona ulaşırken, bunların 32.8 milyonu da 4.5G kullanıcısından oluşmakta. Mobil abonelerin neredeyse 3'te 2'sinin 4.5G hizmeti almaya başladığı tespit edildi. Rakamlar, aylık mobil internet kullanımının geçen yıl 1.3 GB iken, şu an kişi başına ortalama 2.2 GB'a ulaştığını göstermekte. Cihazı ve SIM kartı uyumlu 4.5G abonelerinde mobil internet kullanım oranı 5.4 GB'a ulaşmış durumda. Fiber yatırımlar sonucu geçen yılsonu itibarıyla fiber altyapı miktarı 290 bin km’yi aştı. Geçen yıl Nisan ayında BTK olarak yaptığımız 4.5G ihalesinde
yer verdiğimiz yerlilik şartı ile ülkemizin yerli ve milli bir altyapıya kavuşması için çalışmalar hızla sürüyor. Ana hedef; 4.5G ile başlayan yerli üretim ile 5G’de de öncü ülkelerden olabilmek ve 5G’ye yerli imkânlarla geçebilmek. 5G'de yerli ve millilik oranını yükseltmek için 4.5G'de yerlilik oranını artırma konusunda tüm paydaşlar yerlilik oranlarına özen göstermekte. 4.5G'ye toplam 1 milyar 561 milyon 454 bin TL yatırım yapıldı. Ülkemizin mobil haberleşme şebeke ekipmanlarında dışa bağımlılığı ve cari açığının azaltılması noktasında ULAK projesi ile ilk defa tamamen yerli ve milli imkanlar ile 4.5G baz istasyonunun tasarım ve üretimi gerçekleştirildi. GSMA Dünya Mobil Kongresi’nde işletmecilerimiz ile ana yüklenici firmamız arasında 3 işletmeci ile 250’şer baz istasyonu için satın alma anlaşmaları imzalandı. 5G konusunda BTK tarafından kurulan “Yeni Nesil Mobil Haberleşme Teknolojileri Türkiye Forumu (5GTR)” çalışmalarını hızla sürdürmekte. 5G konusunda öne çıkan Kore ve Japonya gibi ülkelerle işbirliği anlaşmaları da yapıldı.”
6
BThaber
E-TOPLUM
Dolmuşu “keşfettiler”
GS’li dolmuş şöförü Karıncaezmez Şevki 1918-2000
Uber’in benzeri Lyft, Chicago ve San Fransisco’da dolmuşçuluğa başlıyor. Adı: Shuttle. Bu kadar jenerik bir isim yerine, daha yaratıcı bir isim bulabilirlerdi. Örneğin: Dolmush. Çünkü tanımladıkları hizmet, aynen bizim dolmuş: Tanımlı bir güzergahı kullanan müşterileri bir araca doldurup, yol boyunca inenin yerine yenisini alarak güzergahı tamamlamak. Twitter’da yorum yapan Amerikalılar, “İyi ama, bu bir otobüs” dediler. Bir bakıma haklılar. Dolmuş kavramının olmadığı bir kültürde, ona en yakın kavram, otobüs. Twitter’da Washington DC’den
10 - 16 Nisan 2017
Edip Emil Öymen edip.oymen@gmail.com
yazan Friedman, “Silikon Vadisi’nin, Türk dolmuş sistemi benzerine girişim sermayesi akıtması şaşılacak şey” diye yazdı. İzmir’den Ian Collins, “Burada gerçekten işleyen sistem, dolmuştur” dedi. San Fransisco’dan Isobel Carr, “Otobüs değil. İstanbul’daki dolmuş bu. Müthiş bir şeydir” dedi. Yabancılara Türkiye’yi tanıtan bilgiler atan HowInTurkey’de ise “Dolmuşa nasıl bineceğinizi öğrenmelisiniz” başlığı altında dolmuş/minibüs anlatıldı. Bizim emektar dolmuştan iki farkı var: Bu shuttle için ceptelde bir uygulamayla “yer ayırtmak gerekiyor.” Eh, bu da paylaşım ekonomisinin “yeni iş modeli” diye göklere çıkartılır muhakkak. Ve bir de, “sağda ineyim” denilemeyecek. Belli duruş noktalarında indi bindi... Hmmm... otobüse benziyor gerçekten! Ama galiba Lyft Shuttle’da ayakta yolcu olmayacak?
İzmir’in yeni köprüsü Inhabitat’ta
İzmir’in kuzey kıyısında Bostanlı semtinde kıyıda yapılan Günbatımı Platformu ve Yaya Köprüsü, uluslararası tasarım yayını Inhabitat’ta 30 görselle “göz kamaştırıcı” olarak tanıtıldı. İzmirli Stüdyo Evren Başbuğ (steb) ekibinin bu ahşap ürünü, güneşin denize battığı bir açıdan körfeze bakıyor. Bostanlı deresinin denize çıktığı yerde, kıyı yürüyüş alanını 46 metrelik bir köprüyle derenin üzerinden geçiriyor. Çok estetik, örnekleri
“ancak” bilgi toplumu ülkelerinde görülebilecek bir tasarım zerafetiyle yapılan sakin bir ahşap enstalasyon (konumlandırma) gibi. Proje çerçevesinde İzmir Belediyesi 37 bin metrekare alanda çevre düzenlemesi de yaptı. İşlevsiz kalan eski sanayi binalarını “yıkmadan,” onlara yeni işlevler kazandırmak, bilgi toplumlarına özgü korumacı bir içgüdü. Örneğin, New York’un turistik olmayan, “manzarasız” Batı Kıyısı’ndaki
tren hattı, zamanla işlemez hale gelmiş ve öylece kalmıştı. Aydınlar koruyalım derken, belediye yıkalım dedi. Sonuçta, “yeniden tanımlayalım” diyenler galip geldi. Hat, 2.3 km uzunlukta ahşap bir yürüyüş parkına dönüştürüldü. O kadar cazip oldu ki turistler görmeye gelmeye başladılar. Burası, Paris’teki 5 km’lik metruk viyadükten yaratılan yürüyüş parkının (Coulée verte René-Dumont veya kısaca Promenade plantée) New Yorkçası oldu. Bu hat 1859-1969 döneminde kullanılıp terk edilmişti. 1993’te yürüyüş parkı olarak düzenlendi. Yine Paris’te 1852-1934 döneminde kullanılıp terk edilen 32 km bir tren hattı daha var (Chemin de fer de Petite Ceinture). Burasını da yürüyüş parkına dönüştürmek istiyorlar ama maliyet yüksek. Hattaki boş istasyon binalarını yıkmadılar, kültür mirası olarak koruyorlar.
Bitcoin’e iki olumlu haber Bitcoin alışverişi için “taş ve tuğla” bir banka şubesi Viyana’da, popüler alışveriş caddesi Mariahilfer Strasse’de açıldı (yandaki resim). Zaten Avusturya’da 19 yerde bitcoin ATM’si var. Ve Japonya, 1 Nisan “şakası” gibi, bitcoin’i resmi ödeme yöntemi olarak kabul etti. Bu iki gelişme, bitcoin’i endişeli bir merakla izleyen milyonları biraz ferahlatabilir. Türkiye’de de bir bitcoin ATM’si, İstanbul’da Atatürk Havalimanı Dışhatlar terminalinde gidiş yönünde Kasım 2013’te açılmıştı. Ama kısa bir süre sonra ATM’nin bu özelliği kaldırıldı. Bitcoin konusu ise medyanın hep ilgisini çekti. Zamanla ilginç haberlere tanık olduk. Marmaris’te Emniyet Taksi, Bitcoin kabul etmeye başladı. Haber Alman medyasına kadar ulaştı. BloombergHT TV’de canlı yayında bitcoin cüzdanı şifresi karekod formatında basılarak, bir izleyiciye 5 TL
tutarında Bitcoin transferi yapıldı. Bitcoin kabul eden kebapçılar, kafeler, dükkanlar, ve bir de dövmeci medyaya yansıdı. Ancak, Ağustos 2016’da Bitcoin’in Türk Lirası ile alım-satım işlemi yapılabildiği tek nokta olan BTCTurk’ün banka hesapları kapatıldı. Bitcoin’in medya değerinin yüksek olduğu olduğu 2013’te Güney Kıbrıs’taki Nicosia (Lefkoşe) Üniversitesi, öğrencilerinin Bitcoin’le ödeme yapabileceklerini duyurdu. Hatta Dijital Para Birimi yüksek lisans programını uzaktan öğretim (MOOC) sistemiyle İngilizce olarak açtı. Bu program halen faal. Stanford Üniversitesi de “Bitcoin Mühendisliği” dersini 2016’da başlattı. New York Üniversitesi (NYU) ve Duke (Kuzey Carolina) da katıldı. Dünyada en çok Bitcoin ATM’si ABD’de. Şimdilik sayı 708. Kanada ikinci sırada (148). İngiltere (60), İspanya (34), Finlandiya (21), İsviçre
(18) diye giden bir liste var. Ayrıca, İsviçre demiryolları (SBB) bin kadar istasyona, Bitcoin kabul eden yeni bilet otomatları yerleştirdi. ABD Menkul Kıymetler Borsa Komisyonu (SEC) Bitcoin’e Amerikan borsalarında işlem izni vermiyor. Bizde de BDDK şunu diyor: “Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen
ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir.” (25.11.13) Öte yandan Coinmarketcap,
Bitcoin’in şimdiki piyasa değerini 17 milyar 134 milyon 813 bin 039 dolar olarak açıkladı. 100 kripto para içinde Bitcoin en değerlisi. İkinci sıradaki Ethereum’un değeri 4.5 milyar dolar. Bu arada, Dünya Ekonomik Forumu blogu, Bitcoin’in fiyatının altın fiyatını ilk kez 3 Mart’ta yakaladığını açıkladı. Bitcoin o gün 1,241 dolara yükselmiş.
8
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
10 - 16 Nisan 2017
Güvenliğin başlangıç noktası ağ yapısı Eskiden ağ duvarı (firewall) sadece zarfın üzerindeki adrese bakar, içine Handan Aybars bakmaz, geçiş kararı da buna göre verilirdi. Oysa bugün geldiğimiz noktada bütünleşik tehdit yönetimi (UTM) ve yeni nesil ağ duvarı tanımı var. “Artık ağ duvarları zarfı alıp içine bakıyor” örneğini veren SonicWall Türkiye Ülke Satış Lideri Özben Miçooğulları, ağ duvarlarında farklı önlemleri kurguladıklarına işaret etti. Örneğin anti virüs artık sadece bilgisayarlarda değil, gateway, yani ağ duvarları üzerinde de olmalı. Kapıları pencereleri korumak tamam, ama bu risk dünyasında koridorları da kontrol etmek gerek. Yeni nesil ağ duvarları bunu sağlıyor ve Özben Miçooğulları’nın dikkat çektiği gibi, eskiden her bir adım için farklı güvenlik çözümleri konumlandırılırken, bugün hepsi bütünleşip UTM yapısına kavuşuyor, çoklu güvenlik servisini tekilleştiriyor. Pazarınızda Türkiye, nasıl bir konuma sahip? Türkiye pazarında her yıl yüzde 50 gibi istikrarlı büyüme sergiliyoruz. Ekip üyeleri güvenlik konusunda deneyimli ve birçok güvenlik ürünü ile çalışmış insanlardan oluşuyor. Böylece 2017 yılında da istikrarlı büyümenin devam etmesini bekliyoruz. EMEA bölgesindeyiz ve 2 Ekim’de ilk bayi toplantımızı yaptık. 15 Temmuz girişiminin ardından kısa bir zaman geçmişti, ama Türkiye pazarına biz de şirketimizin yabancı yöneticileri de inanıyor. Türkiye, EMEA’da çok önemli. Yabancı bölge yöneticilerimiz Türkiye’ye gelerek bayilerimiz ve distribütörlerimizle tanışıyor. Bu da Türkiye pazarını ne kadar önemsediklerinin göstergesi. Nasıl bir kanal yapınız var? SonicWall 25 yıllık bir güvenlik firması ve yüzde 100 kanal odaklı. Distribütörler ve bayiler ile gelişiyoruz. Gold ve Silver olmak üzere yüzlerce bayimiz var. SonicWall markasının geri gelmesi ile beraber, yeni kanal programımızın duyurusunu da yaptık. Yani Dell kanal programlarından ayıldık ve SonicWall kendisi için ayrı bir kanal programını 1 Şubat itibariyle hayata geçirdi. Siber güvenlik odaklı kanal ortaklarının diğer BT başlıklarındaki kanal ortaklarından ayrılması önemliydi. Böylece SecureFirst
Dikey çözümleri ve sektörel uzmanlık gücü ile SonicWall, 2017 yılında BTvizyon toplantıları ile Anadolu’daki kurumları güvenlik gereklilikleri ve güncel riskler konusunda daha da bilinçlendirecek.
SonicWall Türkiye Ülke Satış Lideri Özben Miçooğulları programını hayata geçirdik. Dolayısıyla yeni bayileri aramıza kattığımız bir dönemdeyiz. Kadrolarımızın güvenlik başlığında uzman olması bizim için çok önemli. Mart ayı sonu itibariyle küresel bazda hayata geçirdiğimiz SonicWall University ise kendi içimizde ve bayilerimiz için bir eğitim programı. Böylece Gold ve Silver partnerlik seviyelerini sertifikalandıracağız. Kanal programımız çok yeni ve uçtan uca hızlı değişim var. Kayıt olup bayimiz olan firma, belli şartları gerçekleştirmesinin ardından, Gold ve Silver bayi olabiliyor ve ‘university’ yapısı bu anlamda önemli. Bayimiz ürünü ve çözümü ne kadar iyi biliyorsa, müşterisine de o kadar güçlü destek sunabilir. Bu eğitimler, Türkiye faaliyetlerini nasıl etkileyecek? SonicWall, Anadolu’da çok güçlü. Siber güvenlikte misyonumuz Türkiye’nin her köşesinde insanları siber güvenlik konusunda bilinçlendirmek. Anadolu etkinlikleri önemli ve BTvizyon etkinliklerine bu amaçla katılacağız. Birçok farklı ilde büyük kurumlarla çalışıyor, oradaki müşteri ile tanışıyor, bunun çok önemli olduğunu biliyoruz. Bize gelen bilgileri insanlara aktarmak misyonumuz. Anadolu’daki yetkin iş ortağı sayımızın artmasının bu gelişimde payı büyük. Bu nedenle sadece müşteri değil, bayilerle de yakın çalışmaya önem veriyoruz. İşbirlikleriniz küresel ve yerel bazda nasıl şekilleniyor? Küresel bazda birçok firma ile anlaşmamız var. Böylece birçok firmanın ürününü bizim üzerimizden alabiliyorsunuz
ve bazı güvenlik servisleri için bir pazar sunuyoruz. Çünkü biz firewall’uz ama bilgisayara antivirüs almak istiyorsanız bu ürünün bizim ağ duvarı çözümümüzle daha etkili sonuçlar verdiğini belirtiyoruz. Yerelde de çalışmalarımız var ve Türkiye’de yazılım firmalarını desteklemeye önem veriyoruz. 5651 sayılı yasa odaklı raporlama ve analitik yazılımlarımızı geliştirdik, bunları SonicWall ile daha iyi çalışabilecek hale getirdik. Yani Türkiye regülasyonlarına özel bir uygulama yaptık. SonicWall olarak fayda sağlayacak yazılımları da buradaki şirketlere yazdırıyoruz. SonicWall bu yönüyle kendisini geliştiricilere açıyor, API’lerini paylaşıyor, bu da dikey sektörel çözümleri beraberinde getiriyor. UTM konusunda kurumsal farkındalığı nasıl değerlendiriyorsunuz? Küresel bazda kurulu 1 milyondan fazla firewall’umuz, bunları kullanan milyonlarca insan var. Tüm bu dağılım, istihbarat ağı oluşturuyor ve bu da proaktif olmayı sağlıyor. Sistemin bulut tabanlı olması süreci hızlandırıyor. Bir tehlikenin parmak izini herkese gönderiyoruz ve bu da herkesin farkındalığını artırıyor. Bu dev bir firewall ağı ve bunu yapabilen çok az üretici var. Bu da küresel bazda o kadar çok ajana sahip olmanız demek. Sandbox’ı bir servis olarak vermeye başladık. Diğerlerinden farklı olarak, 3 farklı Sandbox engine kullanıyoruz. Bu da kurumsal riski en aza indirme gücü demek. Multi-sandbox teknolojimiz küresel bazda bizi farklı kılıyor. Türkiye pazarında eksikler sizce neler? Türkiye’de de geldiğimden beri dikkatimi çeken ve eksik olan bir konu SSL trafiği. Gartner’a göre bu, toplam web trafiğinin yüzde 60’ı. Web trafiğinin yüzde 60’ı şifrelenmemiş biçimde ve eğer firewall’unuz yeni değilse, trafiğin yüzde 60’ına kör bakıyorsunuz. Bu çok ciddi bir tehlike ve Türk firmalarında bunu çok görüyoruz. Şirketler gerekli önlemleri almalı. SSL deşifreleme ciddi firewall performans gerektiren bir teknoloji ve işlem hızınız yüksek olmalı. SonicWall’da
kullandığımız işlemci seti bunu yapabilmeyi kolaylaştırıyor ve kendimize patentli RFDPI teknolojisi de veriler akarken paralel işlem yapmayı mümkün kılıyor. Bu patentli teknolojimiz ve kendimize özel bir çip seti kullanıyoruz. Çünkü firewall gücü için altyapının önemli olduğuna inanıyoruz. Bu iki unsur sayesinde çok iyi performans ve kişiselleştirme imkanını sunuyor, bu konuda firmaları bilinçlendirmeye çalışıyoruz.
IoT ve M2M’deki gelişim, SonicWall için ne gibi fırsatları beraberinde getirecek? Tüm cihazlar internete bağlandığı için bu cihazların güvenliği sağlanmak zorunda. SSL VPN bu alanda kullandığımız çözümlerden biri. Bu, firewall kutumuzdan bağımsız bir çözüm. Firewall üzerinde de bu hizmeti verebiliyoruz ama özel olarak SSL VPN çözümlerimiz de var. Bunlar dışardan nesneler veya insanların kendi network’üne güvenli bağlanmasını sağlıyor. Dışardan merkeze güvenli bağlantıyı sağlıyor ve araya sızmaları engelliyoruz.
SonicWall, Türkİye pazarını nasıl değerlendİrİyor? ABD ve Avrupa’dan farkımız ve eksiğimiz; hizmete, kuruluma, konumlandırma ve bakıma yeterli ilgi gösterilmiyor. İnsanlar SLA kapsamını yeterince bilmiyor, danışmanlığın önemini tam anlamıyorlar. Oysa güvenlik, bu anlamda çok önemli bir sektör. Siz doğru hizmeti vermez, doğru bakımı yapmazsanız en iyi güvenlik ürünü bile güvenli olmaz. Bir sunucu veya bilgisayar
her durumda çalışır. Ama işin içine güvenlik ürünleri girdiği zaman, bakımın ve doğru kurulumun önemi artıyor. Siber saldırılar ve 15 Temmuz girişimi ile siber saldırılar ciddi oranda arttı. Böylece insanların güvenliğe daha çok önem vermeye başladığını bilfiil görüyoruz. Siber güvenlik önlemleri arttı, tatbikatlar yapılıyor. Böylece insanlar, güvenlik kadar güvenliğin bakımını da önemsemeye başladılar.
Bİlİşİmde kesİntİsİzlİk esas! “Çeşitli sektörlere ve bölgelere siber güvenlik vizyonunu yaymak için bir plan çıkardık. Şubat ayında Akademik Bilişim etkinliğinde bulunduk. Üniversitelere gittik, çünkü SonicWall’un çok sayıda üniversite müşterisi var. Sağlık sektöründe HIMSS etkinliğinde bulunacağız. Onlarca hastane ve kamu hastaneler birliği müşterilerimiz var. Bölgelerdeki devlet hastanelerinin genel sekreterlik üzerinden bağlanmasını sağlayan birlikler karşısında genel sekreterliklerinin de ciddi bir network ihtiyacı var. 89 kamu hastane birliğinin 50’ye yakını ihale yaptı ve bizim 15’e yakın kamu hastanesi birliği müşterimiz var. Böylece UTM başlığında sektör bazında uzmanlıklarımızı daha da geliştirme imkanı buluyoruz. Çünkü her sektörün yapısı kadar, ihtiyaçları da birbirinden farklı. Ama hepsinin ortak noktası erişim paralelinde
güvenliği de sağlama ve bunu garanti etme ihtiyacı. Bu dengeyi sektöre özel çözümlerle sağlıyoruz. Eğitim, sağlık, kamu gibi paydaşı çok olan sektörlerde bu dengeyle ilerliyoruz. Sektöre özel erişim kuralları belirlenmesi gerekiyor ve bunu yapabilmeniz için de yeni nesil bir firewall olmanız lazım. Sigorta sektörü ve sektörün farklı ürün ve branşlarındaki paydaşları ile de çalışıyoruz. Bankalar ve telekomünikasyon firmalarıyla bağlantılarımız da güçlü. Sonuçta tüm bu sektörlerin ihtiyaçları farklı ve bunların hepsini karşılıyoruz. BTvizyon toplantıları ile bölgelere gidip insanlara güvenlik anlamında yapılabilecekleri anlatmayı hedefliyoruz. Yani dikey sektör uzmanlığının yanında bölgelerde etkinliğimizi pekiştiriyoruz. Bir çözüm sunmadan önce insanlara ihtiyaçlarını göstermeye, danışmanlık desteği sunmaya öncelik veriyoruz.”
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
10 - 16 Nisan 2017
9
Suistimallere karşı denetim amaçlı veri analizi Kurum ve şirketler karapara aklama, yolsuzluk, rüşvet ve suistimallerin önüne veri analiz çözümleri ile geçiyor. Günümüzde hızla artan verilerin okunması ve analizinde veri analiz Ayhan Sevgi sistemlerinin kullanılması kaçınılma bir hal alıyor. Bu analizlerin aynı zamanda denetim fonksiyonları ile entegre edilmesi kurum ve şirketlerde önemli verimlilik avantajları sağlıyor. MED YMM ve Bağımsız Denetim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Med Idea, temsilciliğini yaptığı Kanada kökenli CaseWare Analytics ve Audicon firmalarının veri analizi ve denetim çözümleri sağlıyor. Kurum ve şirketler için kara para aklama, yolsuzluk, rüşvet ve suistimalleri önleme çözümleri sunduklarını kaydeden Med Idea kurucuları Özgür Demirdöven ve Kaan Demirdöven sorularımızı yanıtladı: Med Idea hakkında bilgi verebilir misiniz? Med Idea, Kanadalı CaseWare Analytics firmasının temsilciliğini alarak iki yıl önce faaliyet geçti. Daha sonra CaseWare çözümlerinin SAP ile entegrasyonunu sağlayan Alman Audicon firmasının temsilciliğini aldık. CaseWare, dünyada 130 ülkede yaklaşık 500 bin kullanıcının veri
analiz ihtiyaçlarına 16 dilde yanıt veriyor. Veri analiz kapasitesi ve devamlı veri izleme araçları ile alanında öncü çözümlerden biri olan CaseWare hem kamu hem de özel sektörde kullanılıyor. Gelir idaresi başkanlıkları, gümrük idareleri, iç ve dış denetim firmaları ile kurum ve şirketlerin iç denetim ve bütçeleme departmanlarında kullanılıyor. Veriyi bozmadan, mili saniyeler içinde analiz yapabiliyor. Hesap uzmanları, muhasebeciler, denetçiler, finans sektöründeki tüm yöneticiler için özellikle geliştirilmiş bir sistem. Veriyi işlerken aynı zamanda korunmasını da sağlıyor. Birçok farklı formattan veriyi okuyabiliyor. Ayrıca Oracle,
SAP gibi çok farklı platformlar ile entegre olabiliyor. Görsel özellikleri ile kullanıcıların çok rahatlıkla analiz yapabilmelerine olanak sağlıyor. Denetim amaçlı veri analizi ne tür faydalar sağlıyor? Bu yazılımlar dünyada bilgisayar destekli denetim araçları olarak kullanılıyor. Şirket ve kurumlarda suiistimalleri önleme, kara para aklama, kredi kartları üzerinden yapılan suistimallerin önlenmesi, veri kalitesinin artması, bordroların denetimi, bütçe denetimi gibi birçok alanda fayda sağlıyor. Örneğin gelir idareleri, mükelleflerin beyannamelerindeki yanlışlıkları tespit etmek ve analizleri
yapabilmek için kullanıyorlar. Çok büyük veri yığınlarındaki verilerin anlamlandırılması, analiz edilmesi oldukça emek ve zaman isteyen bir konu. Bu konuda yazılım, kullanıcıların iş süreçlerini hızlandırıyor. Büyük verilerin analizini içinde gömülü olan raporlama teknikleri ile gerçekleştiriyor. Destek hizmetleri konusunda nasıl bir stratejiniz var? Casware, yazılımlarına sürekli yatırım yapıyor. Geniş bir uzman kadrosunu bünyesinde barındırıyor, dünyada ise bu alanda bizim gibi uzman şirketlerle çalışıyorlar. Oluşabilecek sorunlara anında yanıt verebilecek bir yapıya
sahibiz. Kamu ve finans dışında hangi sektörlere yönelik çözümleriniz var? Her sektöre hitap ediyoruz ve ayrıca sektörlere özel çözümlerimiz de var. İnşaat, lojistik. Sigorta, turizm gibi sektörlere farklı çözümlerle gidiyoruz. Monitoring yazılımımız, sürekli denetim fonksiyonuna sahip. Şirketler genelde mizanlar, bilançolar, raporlar çıktıktan sonra geriye bakarlar. Bu durum da arada bir aydan bir yıla kadar sürebilen boşluklar oluşturur. Herhangi bir olumsuz duruma karşı aksiyon alınması için bazen gecikilmiş olur. Suistimaller ise bazen iki yıllık bir süreçte tespit edilebilir. Sürekli denetim yapan bu Monitoring çözümü ile yöneticiler herhangi bir suiistimal durumunda anında uyarılıyor. Hedefinizde hangi ölçekteki şirketler var? Her ölçekteki şirketler bu yazılımı kullanabilir. Bir ölçek kıstası yok. Şirket ve kurumlar isterlerse bir kullanıcı ile başlayıp daha sonra bu sayıyı artırabilirler. Suistimallerin oluşma ihtimali olan her kurumun bu çözümlere ihtiyaçları var. Sonuçta şirketlerin, kurumların kaynaklarının israf edilmesinin önüne geçiliyor.
McAfee için yeni dönem McAfee; Intel ve uluslararası yatırım şirketi TPG’nin işbirliği ile 4,2 milyar dolar değerindeki yatırım anlaşmasının tamamlanmasıyla bağımsız bir siber güvenlik şirketi olarak faaliyetlerine devam ediyor. Şirket, bu yeni yapılanmayla teknolojilerin, insanların ve kurumların birlikte çalışabilmesine imkan verecek yeni hedeflere odaklanıyor. Yeni yatırımcı ortaklarıyla McAfee, siber güvenlik sektörünün büyüme potansiyelini daha iyi yönetmek adına pazar odaklı çalışmalarına ağırlık verecek, platformunu güçlendirecek
ve yeni finansal, operasyonel ve teknolojik yatırımlar gerçekleştirecek. Bu arada, Intel Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Christopher Young, CEO olarak yeni McAfee’nin liderliğini üstlenecek. TPG Ortağı Bryan Taylor ise şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi. İnovasyon, güven ve işbirliği esastır McAfee, bağımsız bir kurum olarak faaliyetlerine devam edecek. Öte yandan şirket, TPG’nin yaptığı bir anlaşmayla yatırımcıları
arasına özel sermaye yatırım şirketi Thoma Bravo’nun da katıldığını açıkladı. Intel, McAfee şirketindeki yüzde 49’luk hissesini korumaya devam ediyor. McAfee CEO’su Christopher Young, “Net bir hedefle bağımsız bir şirket olarak yola çıkan McAfee, siber tehditlere karşı insanları, teknolojiyi ve kurumları birleştirecek güce sahip” derken, Intel CEO’su Brian Krzanich ise “Güvenlik, Intel için önemini koruyor ve McAfee’nin hissedarı ve iş ortağı olarak şirketimiz, buluttan milyarlarca bağlantılı bilişim cihazına dek tüm ürünlerimize sektör
lideri güvenlik ve gizlilik yetkinliklerini entegre etmeye devam edecek” şeklinde konuştu. Şirket bu dönüşümüyle inovasyon, güven ve işbirliği odaklı yeni bir vizyon belirledi. McAfee bugün sektörün en yetenekli siber güvenlik profesyonellerinden oluşan 7.500 kişilik bir grubu temsil ediyor. 1.200’ü aşkın güvenlik teknolojileri patentine sahip olan McAfee, ürünleriyle de sektörün öncüleri arasında yer alıyor. McAfee aynı zamanda dünyanın lider siber tehdit istihbarat kaynağı McAfee Labs’in
sahibi. Gelinen noktada McAfee’nin ödüllü ürünleri ve çözümleri, dünyanın en büyük bankalarının yüzde 87’si, Fortune 100 şirketleri ve 250 milyondan fazla tüketiciyi kapsayan günlük 3.7 milyardan fazla uç noktayı koruyor. Sektörün prestijli teknoloji iş ortaklığı programı olan McAfee Güvenlik İnovasyon Birliği, küresel çapta 135’i aşkın iş ortağını bir araya getiriyor. McAfee Data Exchange Layer (DXL) ise kullanıcılar arasında gerçek zamanlı etkileşim sunan ve endüstri tarafından şekillendirilen bir iletişim platformu.
10
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
10 - 16 Nisan 2017
BAE’nin mobil cüzdanına Cardtek imzası Cardtek, Dubai Ekonomi Departmanı’nın (DED) iştiraki Emcredit ile gerçekleştirdiği işbirliğiyle Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal mobil cüzdan çözümü empay’i hayata geçirdi. Güvenli mobil ödeme platformu empay, Dubai’nin Akıllı Devlet Girişimi’nin bir parçası olarak devlet daireleri, ticari bankalar, döviz büroları, perakende sektörü, eğitim kurumları ve ulaşım şirketleri dahil olmak üzere birçok hizmet sağlayıcıyı, tüketicilerin pek çok farklı hizmete kolayca erişebileceği ve tek bir mobil cüzdan platformu üzerinden ödeme yapabileceği ortak bir platformda buluşturacak. Böylece Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki tüketiciler, perakende ödemelerini ve para transferlerini yapabilecek, elektrik, su, gaz hizmetlerini, iletişim faturalarını ve okul ücretlerini tek bir mobil cüzdandan ödeyebilecekler. Yaşam kalitesi artacak Bu ortaklığın Birleşik Arap Emirlikleri’nde ödeme sistemleri açısından hayatı oldukça kolaylaştıracağına ve ülkenin ekonomik gelişimi için yeni fırsatlar ve faydalar sağlayacağına değinen Cardtek CEO’su Ayşe Nil Sarıgöllü, “Emcredit ile bu işbirliği uluslararası çapta en başarılı uygulamalar arasında
şimdiden yerini aldı. empay ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan yaklaşık 8 milyon kişinin yaşam kalitesi artacak, ödeme işlemleri ve resmî işlemler çok daha kolay ve güvenli biçimde yapılabilecek” dedi. Emcredit Limited CEO’su Muna Al Qassab ise “empay ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan insanlara finansal ve finansal olmayan işlemlerini gerçekleştirebilmeleri için akıllı ama basit yollar sunacak yenilikler yaratacağız” şeklinde konuştu. Akıllı bileklikler üzerinde özel bir NFC modülüyle çalışan empay projesi sayesinde her türlü akıllı telefondan mobil ödeme yapılabilecek. Projede TSM (güvenilir servis sağlayıcı) altyapısı ve dijital cüzdan platformu da Cardtek tarafından sağlanıyor. Projenin buluttaki
yönetimi de Cardtek tarafından gerçekleştirilecek. Cardtek, bu ortaklık çerçevesinde, Emcredit’e ödeme altyapısıyla mobil sektör bilgisini, işletimsel hizmetleri ve gelecekteki gereksinimleri destekleyecek ürün iyileştirmelerini de sağlayacak. NFC teknolojisinden yararlanan bu çözüm, mobil cihazların yanı sıra giyilebilir cihazlarda da kullanılabilecek. Cardtek ve Emcredit işbirliğiyle kurulan bu ödeme sistemi platformundan 3 yıl içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan yaklaşık 8 milyon kişinin yararlanması planlanıyor. NFC modülü yüklü mikro SD kartların dağıtılmasını takiben Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ödemelerin yüzde 17’sinin empay ile yapılması öngörülüyor.
İnternet değişim noktasında bölgenin merkezi İstanbul İnternet trafiğinin tüm dünyada artışı ve çok daha sofistike uygulamaların hayata geçmesi ile kullanıcılara ulaşan içeriğin kalitesi ve ağ saldırılarına karşı içeriklerin en güvenli biçimde aktarılabilmesi gittikçe önem kazanıyor. Bu yoğun trafikte internet değişim noktasındaki peering (eşleştirme), network’lerin ortak bir platform üzerinden trafik değiş tokuşu yapmasını sağlıyor. Böylece trafiğin izlediği rota kısalırken, internetteki içeriği dağıtan ve o içeriği son kullanıcıya taşıyan ağlar arasındaki mesafe de minimize ediliyor. Verinin yurtdışındaki sunuculara gidip geri gelmesi nedeniyle oluşan gecikme süreleri en aza iniyor, içerik çok daha hızlı şekilde ve çok daha iyi bir kalitede son kullanıcıya ulaşıyor. 60 ülkede binin üzerinde operatör, internet servis sağlayıcısı ve 10’dan fazla veri merkezi ile birlikte çalışan internet değişim noktası hizmet sağlayıcısı DE-CIX, geçtiğimiz yıldan beri Türkiye pazarında faaliyet gösteriyor. Türkiye’de
5 veri merkezi ve 20’ye yakın network ile birlikte çalışan DE-CIX, kesintisiz, kaliteli ve güvenli internet deneyimini sağlamayı hedefliyor. DE-CIX’in Türkiye pazarındaki önde gelen iş ortaklarından Zenium’un İstanbul’daki veri merkezi İstanbul One’da 28 Mart’ta düzenlenen workshop’ta, Zenium Türkiye Ülke Müdürü Aslıhan Güreşçier ve DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü Bülent Şen medya temsilcileri ile bir araya geldi. Türkiye’nin internet değişim noktası hizmeti veren tek resmi kuruluşu DE-CIX’in, başta peering (eşleştirme) ve karadelik (Blackholing) olmak üzere sunduğu teknolojiler ve gerek son kullanıcı gerek kurumlar tarafında sağladığı avantajlar hakkında düzenlenen workshop’ta Bülent Şen, şu bilgileri verdi: “Türkiye, internet değişim noktası konusunda büyük adımlar atılabileceğine inandığımız bir pazar. Gerek nüfusu gerekse internet kullanımındaki yoğunluk, oluşan trafiğin en güvenli ve yüksek
performanslı biçimde yönetilmesi ihtiyacını beraberinde getiriyor. Biz de operatörlerin kesintisiz, güvenli ve yüksek kaliteli bir trafik akışı yaratmalarını ve böylece son kullanıcılara en üst standartlara uygun internet deneyimi sunmalarını sağlıyoruz. Türkiye, stratejik konumu itibariyle bölgesinde çok önemli. Hedefimiz; bu değişimde İstanbul’u internet değişim noktası hizmetleri açısından Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri için ‘dijital bir üs’ olarak konumlandırmak. İstanbul’da verdiğimiz internet değişim noktası hizmeti ile müşterilerimiz verinin tamamen Türkiye’de kalmasını sağlayabiliyor. Sunucuların ayrı ayrı internet servis sağlayıcılarına bağlanması yerine, tek bir veri merkezine bağlanmasını mümkün kılıyoruz. Peering hizmetimizle, bağlantı karmaşasının önüne geçiyoruz ve ağlar arasındaki mesafeyi minimize ettiğimiz için hem daha kaliteli ve yüksek performanslı bir internet deneyimi sunuyoruz hem de hizmet sağlayıcıları için ağ trafiği maliyetini azaltıyoruz”.
12
BThaber
BİLİŞİM DÜNYASI
10 - 16 Nisan 2017
BT distribütörlerinin Şubat cirosu 215 milyon dolar Gelir (ABD Doları) 350.000.000 300.000.000 250.000.000
200.000.000 150.000.000 100.000.000 50.000.000
0
Aylar bazında USD cirosal dağılım (KDV hariç) *Erol Kuseyri
Cirosal büyüklüklerine göre ilk 15 kategori.. BT distribütörlerinin ilk 15 kategorisi incelendiğinde en yüksek ciroyu yapan ilk 5 kategorileri Dizüstü Bilgisayarlar, Akıllı Telefonlar, Masaüstü PC’ler, Disk Arrays ve Toner’ler olarak sıralandı.
TÜBİSAD’ın öncülüğünde oluşturulan BT distribütörlerinin kanala sattığı ürünler baz alınarak hazırlanan “CONTEXT Türkiye Distribütör Paneli” raporuna göre 2017 Şubat ayında 215 milyon dolarlık ciro elde edildi. 2016 Şubat ayında bu ciro 248 milyon dolar idi. Yıldan yıla karşılaştırıldığında BT distribütörleri kurların da etkisi ile yüzde 13,2’lik bir daralma ile 2017 Şubat ayını kapatmış oldu.
Sıralamada görünen “Diğer” kategorisi çoğunlukla BT dışı kategorilerini kapsamaktadır. “Diğer” kategorisi birçok kategorinin birleşmesinden de oluşabilir. Örnek: Drone veya Küçük Ev Aletleri gibi BT dışı ürünleri gösterebilir.
CONTEXT küresel BT pazar verileri CONTEXT’in dünya genelinde topladığı distribütör panellerindeki verilere bakılarak ve Euro baz alınarak oluşturulan Top10 ülke sıralamasında Türkiye 202,6 milyon Euro ile 9. sırada yer alıyor. Yıldan yıla şubat ayı karşılaştırması yapıldığında birçok ülkede BT pazarının pozitif yönde değiştiğini görüyoruz. 2017 Şubat ayında panele üye olan tüm distribütörlerin toplam cirolarının 5.3 milyar Euro seviyesine geldiğini ve geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 artış ile kapattıklarını görüyoruz. s
Kategoriler
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15
Taşınabilir Bilgiayarlar Akıllı Telefonlar Masaüstü Sistemler Diğer Disk Dizileri Toner Tablet PC İşlemci Mürekkep Kartuş ve Tankları Sunucular (PC/Mac) Sabit Disk Sürücüleri (HDDs) Ekranlar Ağ Anahtarları Ofis Uygulamaları Çok Fonksiyonlu Lazer Yazıcı
İlk 15 Kategori Toplam Toplam Panel Cirosu Kategoriler/Toplam Ciro
2017 Şubat ayında 15 kategorinin toplam ciroya oranı yüzde 78,5 olarak gerçekleşti. Bu kategoriler 2,5 milyon dolar ve üzeri ciroları kapsamaktadır.
Büyüme ivmesi yakalayan kategoriler … Cirosal anlamda büyümeler incelendiğinde özellikle PC bileşenlerini oluşturan kategorilerde (Oyun Aksesuarları, Web Kamera, Fare, Hopörler, Klavye gibi) ciddi büyümelerin gerçekleştiği görülmektedir. Muhtemel oyun sektöründeki dünya eğilimlerinin etkisi
2016 Şubat (USD) $54.720.332 $62.231.218 $12.455.439 $8.640.666 $9.059.266 $6.259.528 $6.680.027 $6.567.205 $3.574.986 $5.253.504 $6.243.483 $5.418.982 $4.920.592 $2.627.231 $2.595.106 $197.247.566 $247.922.837 79,6%
2017 Şubat (USD) $53.365.366 $42.961.427 $10.896.427 $9.132.220 $7.626.297 $6.471.407 $5.536.856 $4.927.300 $4.921.126 $4.850.116 $4.332.281 $4.314.760 $4.089.556 $3.009.699 $2.637.603 $169.072.441 $215.112.190 78,6%
adlandırdığımız ve Türkiye’de ara toptan kanalının da 1 içinde yer aldığı “Küçük 2 ve Orta Ölçekli Bayiler” 3 grubuna yapılan satışlarda 4 ciddi artışlar gözlemlenmiştir. 5 6 Bu durum bir anlamda, 7 daralan ve zorlaşan piyasa 8 koşullarında üreticilerin 9 daha çok yaygın kanala 10 yöneldiğini göstermektedir. Özellikle distribütörlerin B2B * Diğer Batı Avrupa Ülkeleri : Hollanda, Yunanistan, Lüksemburg, İzlanda, Malta, … gibi ülkeler sitelerindeki vade farksız ** Diğer Ülkeler: Brezilya, Norveç, Portekiz,üye Finlandiya, Danimarka, Belçika, İsveç,satışlar Çek Cumhuriyeti, Baltık Ülkeleri CONTEXT Paneline olan distribütörlerin yaptığı satışlar ve bayi odaklı ürün tedariğinin etkisi olduğu da YoY 2016 Şubat 2017 Şubat söylenebilir. s Kategoriler s
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16
2016 ŞUBAT 2017 ŞUBAT YoY (Euro) (Euro) Değişim Almanya 994.156.848 € 1.046.548.140 € 5,3% İngiltere ve İrlanda 887.841.490 € 926.858.196 € 4,4% İtalya 465.222.462 € 456.143.521 € -2,0% Fransa 420.984.384 € 420.658.565 € -0,1% Rusya 336.032.172 € 397.596.467 € 18,3% Diğer Batı Avr.Ülkeleri* 276.374.245 € 309.273.012 € 11,9% İspanya 277.790.578 € 294.790.276 € 6,1% İsviçre 177.882.242 € 206.590.456 € 16,1% Türkiye 224.255.876 € 202.604.861 € -9,7% Polonya 197.397.010 € 200.090.406 € 1,4% Diğer Ülkeler** 834.132.406 € 854.269.911 € 2,4% 5.092.069.713 € 5.315.423.813 € 4,4% Ülkeler
SAN Sunucular Sunucu Kabinet Server Aksesuarları Oyun Aksesuarları Grafik ve Tasarım Yazılımı Web Kameralar Diğer Elde Taşınabilir Cihazlar Yazılım Geliştirme Araçları Yönetilen Hizmetler Fare Hoporlör (AV/PC) Anakartlar Taşınabilir İşistasyonları Ağ Yönetim Yazılımları Klavye ve Tuş Takımları Kasa ve Diğer Aksesuarlar
YoY Değişim -2,5% -31,0% -12,5% 5,7% -15,8% 3,4% -17,1% -25,0% 37,7% -7,7% -30,6% -20,4% -16,9% 14,6% 1,6% -14,3% -13,2%
(USD) $8.679 $54.105 $99.422 $68.076 $580.234 $65.061 $308.637 $46.423 $518.758 $1.036.425 $319.128 $763.450 $337.683 $808.359 $831.495 $202.697
(USD) Değişim $259.043 2884,7% $208.097 284,6% $347.897 249,9% $223.419 228,2% $1.341.360 131,2% $148.795 128,7% $701.432 127,3% $101.727 119,1% $1.118.828 115,7% $2.165.135 108,9% $663.642 108,0% $1.491.179 95,3% $616.769 82,6% $1.346.423 66,6% $1.371.473 64,9% $320.363 58,1%
Büyüme sağlayan kategoriler olduğunu düşünüyoruz. CONTEXT’in Küresel Oyun Raporu incelendiğinde oyun amaçlı dizüstü bilgisayarlar ile ciddi PC aksesuar satışının da olduğu bilinmektedir. Kurumsal kategorilerdeki büyümelerin etkisi ise proje Bayi Kanal Dağılımı
2016 Şubat
Küçük ve Orta Ölçekli Bayiler Retail Bayileri Kurumsal Bayiler Telekom Toplam Ciro
$103.167.924 $102.797.269 $40.968.891 $988.754 $247.922.837
bazlı olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan ciroların kanal bazında dağılımları… Distribütörlerin kanala yapılan satışları incelendiğinde “SMB” olarak Cirosal YoY Cirosal 2017 Şubat %dağılım Değişim %dağılım 41,6% $117.942.440 41,5% $68.545.018 16,5% $27.888.076 0,4% $736.655 $215.112.190
54,8% 31,9% 13,0% 0,3%
14,3% -33,3% -31,9% -25,5% -13,2%
*CONTEXT Türkiye Yöneticisi
BThaber 10 - 16 Nisan 2017
Handan Aybars
Mobil İş ve OT / VT
DOSYA:
www.bthaber.com.tr
Birçok başlıkta verimliliğin temeli
Kurumsal iş süreçlerinin tüm departmanlar bazında takibinde OT/VT çözümleri büyük öneme sahip. Öyle ki, geldiğimiz noktada sadece büyük ölçekli şirketler değil, KOBİ'ler de bu yatırımları hayata geçiriyor, mobil teknolojilerdeki gelişim sayesinde kurumsal işleyişte takip avantajı, risk yönetimi, kurumsal farkındalığın gelişimi gibi avantajlar kendini göstermekte gecikmiyor. ABD merkezli araştırma şirketi VDC
Research'ün konuyla ilgili küresel araştırmasına göre, OT/VT teknolojilerine yönelik harcamalar istikrarlı artışını sürdürecek. İstihdam ve operasyonel verimlilik, müşteri memnuniyeti, iş alanını genişletme fırsatı gibi avantajlar ise bu yatırımlarda yine başrolde olacak. Son kullanıcılarda 2D barkod uyumunun gelişmesine yönelik beklentiye dikkat çekilen araştırmanın da dikkat çektiği gibi, iş gücünün mobil hale gelmesi mobil
tarama ve baskı çözümlerine yönelik talebin gelişmesini sağlayacak. İzlenebilirlik odaklı kurumsal ve yasal gereklilikler de veri toplama çözümlerine yönelik ilgiyi pekiştirecek. Tarama çözümlerinden etiket baskı çözümlerine, tüm bu OT/VT yapısında omnichannel uygulamalarına yönelik ilginin artması da beklentiler arasında. Sözün özü; OT/VT çözümlerinin kapsadığı uygulama ve teknolojilerin gelişimi hızla devam edecek.
Silver Sponsor
14
DOSYA
BThaber
Mobil İş ve OT/VT
10 - 16 Nisan 2017
Şirketler için artan bir değer: Mobil iş ve OT/VT neden oldu” diyen Mobilist Bilişim Kurucu Ortağı Ufuk Arslan, şunları kaydetti: “Akıllı telefonların da eş zamanlı olarak yaygınlaşması ve fiyat avantajı sağlaması sebebi ile buradaki ihtiyaç Android başta olmak üzere akıllı telefonlara kaydı. Akıllı telefonların çok daha az maliyet ile sahadan görüntü alabilmesi, 1D/2D barkod ve QR kod okuyabilmesi, RFID ve NFC teknolojilerini kullanabilmesi, GPS yardımı ile cihaz ve çalışan takibi ile WiFi/3G ile sürekli çevrim Mobilist Bilişim Kurucu Ortağı içi olması gibi tüm Ufuk Arslan özellikleri bünyesinde barındırması sayesinde Türkiye’de bilişim teknolojileri hızlı tüketim ihtiyacının getirdiği yatırımları hızla artıyor. Firmaların dinamizmi firmaların hızlıca dijital dönüşüm hedefleri kazanabilmesini sağlamaktadır. Bu doğrultusunda gerçekleştirilen nedenlerden ötürü mobil İş ve OT/ teknoloji projeleri, son yıllarda sektör VT konusunun rekabetçi piyasa bağımsız olarak önem kazanıyor. ortamında şirketler için gittikçe artan “Son dönemde ise özellikle kur bir değer olduğunu görüyoruz.” baskısıyla beraber el terminallerindeki Mobilist olarak kuruluşlarından bu fiyat artışları ile bu terminallere yana kurumsal firmaların mobil olan talebin düşmesine bağlı olarak ihtiyaçlarına en uygun çözümleri ithalatın azalması ve stok yetersizliği ürettiklerini kaydeden Ufuk Arslan, sektörde farklı arayışların çıkmasına açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Şu ana kadar yaptığımız projelerde şirketlerin iç süreçlerinde gözle görülür hızlanmalar olduğunu gördük. Özellikle her yerden erişilebilir olan sistemler sayesinde bilgisayar açıp VPN ile bağlantı yapma gereğinin ortadan kalkması, mesai dışı saatler başta olmak üzere iç süreçlerin ilerlemelerinin hızlanmasını sağlıyor. Bu alanda yapılan yatırımlar ile saha ekiplerinin merkezdeki bilgiye anında erişimini sağlayarak, bilgiye erişmek için ofise ulaşım gerekliliklerini ortadan kaldırıyoruz. Firmalar için bilgiye ihtiyaç duyulan yerde ve ihtiyaç anında erişim imkanı sağlayarak, aksiyonun anında ve yerinde alınmasını sağlıyoruz. Firmalarda bu kapsamda, bir teknik servis ekibinin yedek parça stok durumundan bir satış ekibinin sipariş rakamlarına erişmesine, çalışanın o sene içerisinde kalan izin miktarından onay süreçlerine kadar farklı alanlarda süreç ve verimlilik artışı sağlıyoruz. Buradaki en dikkat edilmesi gereken nokta ise güvenlik konusu. Firmaların gizli bilgilerinin internet ortamından dışa açılmasını gerektiren bu sistemlerde çözümlerin güvenliğinin de doğru yöntemler ile sağlanması gerekiyor. Bu konuda IBM ile yaptığımız iş ortaklıklarımız ile sağladığımız ‘IBM MobileFirst’ altyapı hizmetleri sayesinde firmaların
arkada kullandıkları sistemlerden bağımsız olarak, sadece ihtiyaç duyulan kadar bilginin endüstri standardı olmuş güvenlik katmanları ile dışa açılmalarını sağlıyoruz. Bu sayede tüm firmaların aklında en büyük soru işareti olan güvenlik kaygısını da dünya standartlarına uygun olarak gidermiş oluyoruz.” Bu alanda şu ana kadar firmalara on-prem lisanslama ile sundukları M-tranet ürününü IBM’in de katkılarıyla SaaS modeli ile de sunmaya başladıkları bilgisini veren Ufuk Arslan, “Bu şekilde orta seviye işletmelerin mobil iş ve OT/VT sistemlerine kolay ve ekonomik olarak sahip olmalarını hedefliyoruz. Firmalardan gelen talepler ve mevcut müşterilerden aldığımız geribildirimler ile M-tranet ürünümüzü modüler yapıda geliştirerek müşterilerimize sunmaya devam ediyoruz. Ayrıca Ar-Ge faaliyetlerimiz kapsamında, nesnelerin interneti ile OT/VT süreçlerinin otomatikleştirilmesi üzerine çalışmaktayız. Bu çalışmalar kapsamında, saha ekiplerinin cihazların yanına gitmeden, cihazların arıza kayıtlarını buluta göndermesi gibi konularda iş süreçlerinin verimlilik artışı üzerine çalışmalarımız 2017 yılı içerisinde müşterilerimiz tarafından kullanılmaya başlayacaktır” dedi.
16
DOSYA
BThaber
Mobil İş ve OT/VT
10 - 16 Nisan 2017
Kurumsal operasyon hızı daha da artıyor operasyon verimliliğinde gözle görülür ve artış sağlandığına işaret ediyor. Gerçek zamanlı veriye herhangi bir yerden mobil olarak erişebilme imkanı işletmelerin hata oranını azalttığı gibi, operasyon hızını da artırıyor. “Geleneksel OT/VT çözümleri lineer barkodlar üzerine kurulu iken, artık günümüzde iki boyutlu barkodlar ve RFID çözümleri mobilitenin her gün gelişen teknolojik imkanları ile bir araya geldiğinde kurumun çok daha etkin ve çok daha verimli bir şekilde işlemesine katkıda bulunuyor” sözleri ile bu başlıktaki gelişime değinen Daron Ermen, 2017 yılı hedef ve stratejilerini şu sözlerle anlatıyor:
Sedna Genel Müdürü Daron Ermen Günümüzün en hızlı gelişen teknolojilerinden biri kuşkusuz mobilite. Kurumsal işletmeler artık mobil cihazları iş süreçlerinin tüm aşamalarında farklı uygulamalar için yoğun olarak kullanıyorlar. OT/ VT çözümleri eskiden sadece büyük
işletmeler tarafından tercih edilirken, günümüzde küçük ve orta ölçekli işletmeler de mobil teknolojileri ve OT/VT çözümlerini kullanmaya başladılar. “Bu ilginin artarak devam edeceğini ve mobilite çözümlerinin firmalara sağladığı ölçülebilir faydalar
görüldükçe, yenilikçi teknolojilere daha fazla yatırım yapılacağını düşünüyorum” diyen Sedna Genel Müdürü Daron Ermen, şirketlerin OT/VT ve mobilite çözümlerini iş süreçlerinde etkin bir şekilde kullanmaya başlaması ile öncelikle
Giyilebilir el terminalleri önem kazanıyor “Gerek endüstriyel gerekse kurumsal mobilite çözümlerinde işletim sistemi olarak Android her geçen gün daha fazla yaygınlaşmaya başladı. Öte yandan, 2D barkod okuyucular da her geçen gün artan bir hızla yaygınlaşıyor. Bu nedenle yeni nesil el terminallerinde ağırlıklı olarak iki boyutlu barkod okuyucu ve Android kullanımının tercih edileceğini öngörmekteyiz. Bir diğer yaygınlaşan teknoloji ise giyilebilir el terminalleri. Özellikle depo alanında her iki elin de kullanılabilmesine olanak sağlayan giyilebilir cihazlar kullanıcıların verimini artırdığı gibi operasyonu da hızlandırmakta.”
İş sürekliliğinde ‘kesintisizlik’ esas Özellikle ülkemizde artmakta olan işgücü maliyetleri ve verimlilik ihtiyacına, zorlaşan rekabet koşullarının da eklenmesiyle, mobil iş ve OT/VT’ye olan ilginin kurumsal tarafta arttığını söylemek mümkün. Operasyonel verimlilik söz konusu olduğunda, OT/VT anlamında altyapının olması, kurumlar için artık olmazsa olmaz durumda. “Uzun yıllardan beri kurumların ürünlerimizi kullanarak yaptığı yatırımlar hem kazanç ve tasarruf hem de rekabet avantajı elde etmelerini sağlıyor” diyen Zebra Türkiye Ülke Direktörü Can Tolu, bunun hem globalde hem de Türkiye’de böyle olduğuna işaret ediyor ve ekliyor: “Türkiye’de her yıl hatırı sayılır bir büyüme söz konusu. Her ne kadar küresel kullanım oranlarıyla karşılaştırılınca ciro anlamında istenen seviyede olmasak da, OT/VT sistemlerine olan rağbetin günden güne arttığını söylemek yanlış olmaz.”
Can Tolu’nun verdiği bilgiye göre, her şeyden önce Zebra’nın sunduğu çözümler bir işletmenin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanıyor. Yani Zebra’nın ürünleri kurumsal kullanıma yönelik. Tolu, “Bunun OT/VT’de şu anlama geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz: Basit anlamda üzerinden para akan sistemlerin yarı yolda kalmaması ve iş sürekliliğinin kesintiye uğramaması”diyor. Geniş bir ürün yelpazesi Söz konusu ‘istenmeyen durumlar’, hem bazı teknik eksikliklere hem de dış ortam veya kullanım şartlarına bağlı olabilir. Dolayısıyla tüm ürünler; zorlu ortam şartlarına, darbe ve düşmelere dayanıklı ve çözümün gerektirdiği teknik özelliklere 4G, WiFi, BT, NFC gibi komponentlere sahip. Çözümler, özellikle işletim sistemleri konusunda da modern işletim sistemleri ile güvenliği kanıtlanmış Zebra eklentilerini beraber kullanarak sunuluyor. Can Tolu’nun dikkat
çektiği gibi, Zebra’nın, en küçük işletmeden, en modern ERP/MRP gibi karar destek sistemlerini kullanan dev işletmelere kadar, büyük küçük her ölçekteki kurum ve farklı bütçeler için alternatifleriyle beraber en geniş ürün yelpazesine sahip olduğunu söylemek mümkün. “Bunun haricinde, bizi farklı kılan en önemli özelliklerimizden biri de ürünlerimizin satışta kalma süresi” bilgisini veren Can Tolu, şöyle devam ediyor: “Yani 3 ila 5 yıl boyunca, kurumlar cihazları aynı özelliklerde satın alabilir ve ortalama 5 yıl da satıştan kalktıktan sonra almış oldukları cihazlarla ilgili servis hizmeti alabilirler. Kurumlar yine kullanıcı hatalarını da kapsayan ve değişik geri dönüş süre garantileri ile 3 veya 5 yıllık servis paketleri de edinebiliyorlar. Zebra zaten termal etiket yazıcı konusunda bilinen bir marka ve dünyada pazar lideri. Geçtiğimiz dönemde Symbol markasını da bünyesinde barındıran
Motorola Solutions firmasını satın alarak, sadece termal yazıcı ve bağlı aksesuar ve yazılım ürünlerinde değil, endüstriyel mobil bilgisayar, barkod okuyucu ve RFID sistemleri konusunda da pazar lideri haline geldi. Dolayısıyla ürün gruplarımızı aslında temelde iki gruba ayırıyoruz. Bunlar akıllı tanımlama sistemleri (AIT), ki burada mobil de dahil olmak üzere çeşitli ölçeklerde pozisyonlanabilen endüstriyel termal ve termal transfer etiket ve kart yazıcıları, lokasyon çözümleri, bağlı tasarım yazılımları ve sarf malzemeleri var. Diğer grup ise Kurumsal Mobilite Grubu (EVM). Bu grupta da endüstriyel mobil bilgisayarlar, 1D ve 2D barkod okuyucular, RFID sistemleri ve bunlara bağlı yazılımlar sunuluyor. Ayrıca tüm ürün grupları için servis ve yönetim paketleri de çözümlerimiz arasında. Kurumların tüm süreçlerini kontrol etmelerini sağlayacak çözümlere yatırım yapmaya devam edeceğiz.”
18
DOSYA
BThaber
Mobil İş ve OT/VT
10 - 16 Nisan 2017
Bağlar ‘iş ortağı’ seviyesine yükseliyor
Perkon Proje Satış Müdürü Oğuz Güçarslan Mobil iş ve OT/VT başlığında her geçen gün artan ilginin yanı sıra, bunun ciddi bir mobil strateji olarak karşımıza çıkması çok önemli. Bu saptamayı yapan Perkon Proje Satış Müdürü Oğuz Güçarslan, kurumların mobil iş stratejileri oluşturduklarına, BT yöneticileri veya liderleri dışında bunun için
ekip meydana getirdiklerine işaret ediyor. Her geçen gün artan oranda gelişen bu ilginin doğru yönetilmesi, çalışılan iş ortaklarının uzun vadede ve geniş perspektifte projelere bakması da önemini her geçen gün artırıyor. “Bu bağlamda mobil projelerinde müşteri-satıcı ilişkisini, iş ortağı noktasına getiren kurumların uzun vadede daha doğru adımlar attığını görüyoruz” değerlendirmesini yapan Oğuz Güçarslan, bu alandaki yatırımların sağladığı faydalardan ilkinin rekabet avantajı olduğuna dikkat çekiyor. “Dünyaya baktığımızda, özellikle gelişen pazarların olduğu ve genç nüfuslu ülkelerde mobil yapı, iş modelinden hemen sonra konuşulan parametre” yorumunu yapan Oğuz Güçarslan, “Hızlı olmanızı sağlayan, veriye süratle ulaştığınız, hızlı kararlar almanıza olanak tanıyan altyapılar da rekabette sizi bir adım öne taşıdığı için tercih nedeni oluyor” yorumunu
paylaşıyor. Bununla beraber, OT/ VT dikeyinde artan projeler, sahada esnek çözüm taleplerini getiriyor. Bu noktada iş uygulamaları için yeni platformlar, Android ve Windows 10 ile daha esnek çoklu uygulama desteğini sağlamakta. Tek cihazda birden fazla uygulamanın çalıştığı, müşteri temaslı, esnek mobil çözümler de hızla artmakta. “Bizlerin bu noktada müşterimize sağladığı en büyük avantaj ise doğru çözüm için iyi bir rehberlik” diyen Oğuz Güçarslan, kurumsal stratejilerini ve hedeflerini şu sözlerle anlatıyor: Yaygınlık daha da artacak “Projenin geneline bakarak, müşterilerimize en doğru ve efektif çözümü sunuyoruz. Burada Perkon’u güçlü kılan detay, birçok markanın distribütörü olması ve bu güçle farklı ihtiyaçlar için farklı çözümleri sunabilmesi. Ayrıca Türkiye’de ortaya koyduğunuz projeler kendi
içinde coğrafi olarak dahi farklılık gösterebilirken, projelerinizde esnekliği elden bırakmamalısınız. Bunun dışında, yakın dönemde müşterilerimize toplam satınalma maliyetlerini görebildiği analizler, PoC için uygun ortamlar ve özellikle de finansal olarak farklı ödeme, kiralama ve buyback satış modellerini sunuyor olmamız diğer güçlü yanlarımız. 2017 de ilk hedefimiz daha yaygın olmak. Daha çok noktada bulunup, işletmelere süratli yanıtlar vermek, ihtiyaçlarını daha da iyi görmek ve analiz etmek. Bu nedenle gerek bölgesel gerekse geniş kapsamlı toplantılar yapılıyor, yenileri de planlanıyor. En önemli ilkemiz, yaptığımız için arkasında olmak. Bunun yanında güçlü bir servis yapısı, geniş çözüm ortağı ağı, zamanında teslimat için stok, en iyi fiyat ve mükemmele yakın bir teknik bilgi ve kadro bir araya gelince, ortaya Perkon çıkıyor.”
Fiziksel sınırların ötesinde büyüyen bir iş dünyası var artık
Teknoloji, BT uygulamaları, mobil cihazlar ve erişim altyapılarındaki gelişmeler sayesinde günümüzün iş yapış biçimleri ciddi biçimde değişti ve durmaksızın değişmeye devam ediyor. Özellikle akıllı cihazların yaygın kullanımı ve cihazların birbirleriyle entegre çalışması, ofis ortamının fiziksel sınırlarıyla çevrili olan iş hayatı anlayışını ortadan kaldırdı. Dünya üzerinde mobil işgücünün toplam işgücüne oranının 2020 yılında yüzde 42 seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor. Ancak, Karel Stratejik Planlama Lideri Gökhan Yazıcı burada önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Bugünün iş dünyasında çalışanların, her türlü akıllı cihazla, her türlü uygulamaya her yerden erişmeleri, bu sayede kendi mobil çalışma ortamlarını yaratmaları tek başına yeterli değil. Gökhan Yazıcı’ya
göre, şirketlerin başarıları, DNA’larını dijital dönüşüme ne ölçüde adapte edebildikleri, sundukları ürün ve hizmetlerin müşterilerin değişen dijital beklentilerini ne ölçüde karşıladıkları ile ölçülüyor. Bu yüzden şirketler mobil-iş kavramını varılacak nihai adres olarak değil, kendilerini pazarda ileriye fırlatacak bir araç, bir tür hızlandırıcı güç olarak değerlendirmeli. Hizmet kalitesi ve çalışan memnuniyeti artıyor Öte yandan, mobil-iş kavramının özü olan dijital dönüşüm, her kapıyı açan sihirli bir anahtar değil. “Bir süre rekabet avantajı yaratsa da, şirketlerin uzun vadede sürdürülebilirlik için müşterilerine daima daha iyi ürün ve hizmet sunabilmeleri, bunu yaparken maliyetlerini aşağı çekmeleri gerekiyor” hatırlatmasını yapan
Gökhan Yazıcı, mobil-iş kavramının öneminin de burada ortaya çıktığını belirtiyor. Zira, mobilitenin sağladığı faydaların başında üretkenlik ve verimlilik artışı geliyor. Çalışanlar her yerden ve her zaman iş uygulamalarına ve kurum kaynaklarına erişip işlerini yapabiliyorlar. Diğer bir avantaj ise esnek çalışma imkanı. “Çalışanlar mesai saatlerinin dışında da çalışabildikleri için zaman planlarını kendi istedikleri gibi yapma esnekliğine sahip olabiliyorlar” bilgisini veren Gökhan Yazıcı’ya göre, bu da çalışan memnuniyetini arttırıcı bir rol oynuyor. Hizmet kalitesindeki artış, sağlanan bir diğer fayda olarak karşımıza çıkıyor. “Kritik bir soru ya da problem nedeniyle size ulaşması ve destek alması gereken müşterileriniz, siz ofis dışındayken de size erişip yardım alabiliyorlar” diyen Yazıcı, bu açıdan değerlendirildiğinde, mobilitenin
Karel Stratejik Planlama Lideri Gökhan Yazıcı müşteri memnuniyetini de artırdığını rahatlıkla söyleyebileceğimize dikkat çekiyor. Uçtan uca güvenlik olmadan olmaz Bir diğer önemli konu ise mobilitenin getirdiği güvenlik riskleri. Mobil çalışanların firmaya ait gizli bilgilere ofis dışından erişmesi, gizli bilgilerin izinsiz kullanımı veya yetkisi olmayan kişiler tarafından kopyalanabilmesi dikkat edilmesi gereken konularda sadece birkaçı. Yazıcı, “Bu riskin en aza indirilmesi için şirketin sisteme entegre mobil cihazlarını doğru yönetmesi, gerekli önlemleri ve kontrolleri yapıyor olması gerekiyor” uyarısını yaparken, bu amaçla geliştirilmiş olan mobil cihaz yönetim çözümlerinin kullanılmasının güvenlik riskinin azaltılmasını sağladığına işaret ediyor.
20
BThaber
KARİYER
Siber Güvenlik Akademisi işbaşında
Forcepoint tarafından geliştirilen siber güvenlik çözümlerinin, Forcepoint müşterileri ile kanal iş ortakları tarafından daha etkin kullanılması için düzenlenen Forcepoint Türkiye Siber Güvenlik Akademisi başladı. Akademinin birinci yarıyıl programı 31 Mart’ta başladı ve 14 Temmuz’da sona erecek. Eğitim programı ile siber saldırılardan gelişmiş kalıcı tehditlere, Sandboxing’den siber savaşlar ve ‘sıfırıncı gün’ ataklarına kadar birçok güvenlik başlığı, konuların uzmanları tarafından anlatılacak. Forcepoint ürün özelliklerinden daha iyi yararlanılması amacıyla tasarlanan eğitim programında, dünya çapında kabul görmüş son kullanıcı deneyimleri de var. Gerçek dünyadan senaryolar eşliğinde teorik ve pratik çalışmaları içeren eğitim metodolojisi, kapsamlı bilgi ve deneyimi katılımcılara ideal bir zaman aralığında tutarlı biçimde sunabilme önceliğiyle tasarlandı. Eğitim programı boyunca farklı zamanlarda sunulacak bilgileri katılımcılar Forcepoint Siber Güvenlik ürünleri ve çözümleri konusunda talep yaratmak adına da kullanabilecek. Eğitim hakkında detaylı bilgiye www. forcepoint.com/tr adresinden, 0216 250 35 00 numaralı telefondan ve Forcepoint Türkiye Facebook hesabı https:// www.facebook.com/ForcepointTR ile ulaşmak mümkün.
Zyxel’in yeni Genel Müdürü Timuçin Aksoy Zyxel, Avrupa bölgesindeki yeni yapılanması sonucunda Türkiye Genel Müdürü olarak Timuçin Aksoy’u göreve getirdi. Mart 2017 tarihi itibariyle operasyonu devralan Aksoy, Zyxel’in Türkiye’deki kanal operasyonunu yöneten ekibe liderlik edecek. Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel Yöneticiliği Bölümü’nden mezun olan Aksoy, FujitsuSiemens, Motorola, Dell ve Cisco gibi birçok uluslararası şirkette farklı kademelerde yönetici olarak görev aldı. Zyxel bünyesine katılmadan önce Aksoy, Ruckus Wireless’ta Türkiye Ülke Müdürü olarak görev yapıyordu.
10 - 16 Nisan 2017
Vodafone ile küresel kariyer fırsatı
Vodafone, “Discover Genç Yetenek Programı” ile yüksek potansiyele sahip gençleri Vodafone’a kazandırmaya devam ediyor. 2008 yılından beri yürütülen program kapsamında bu yıl rekor başvuru alındı. Geçen yıl 7 bin 100 kişinin başvurduğu “Discover Genç Yetenek Programı”na bu yılki başvuru sayısı ise yüzde 100’ün üzerinde artışla 16 bin 268 oldu. Nisan’da değerlendirmenin ardından belirlenecek 42 genç, Temmuz itibariyle Vodafone’da çalışmaya başlayacak. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Pınar Kalay, program ile ilgili şu bilgileri verdi: “Yeni mezun işe alımlarımızı, Vodafone’un küresel bazda uyguladığı ‘Discover Genç Yetenek Programı’ ile gerçekleştiriyoruz. 2008’den
bu yana her yıl katlanarak artan başvuru sayısı ve genç yeteneklerden aldığımız geribildirimler, ‘Discover Genç Yetenek Programı’ ile gelecek neslin liderlerini yetiştirmeye devam etmek için bizleri motive ediyor. Program ile yeni mezunlara Vodafone’da hem tam zamanlı çalışma hem farklı iş kollarını deneyimleme imkanı sağlanıyor. Üniversite 4. sınıf öğrencileri ve en fazla bir yıl tam zamanlı iş tecrübesi olan yeni mezunların katılabildiği programda adaylar, birçok eğitim-gelişim programları ile desteklenirken, Vodafone’un yerel ve küresel kariyer olanaklarından da faydalanıyor. Orta ve üst kademe yöneticilerden aldıkları mentorluk sayesinde teknolojiyi, telekomünikasyon sektörünü ve şirket organizasyonunu
tanımaları sağlanıyor. 3 hafta süren ve ağırlıklı dijital deneyim ile zenginleştirilmiş oryantasyon programının ardından, 6 aylık dönemler boyunca 2 farklı rolde rotasyonlu çalışan adaylar, Vodafone mağazalarında satış danışmanlığından çağrı merkezinde müşteri temsilciliğine, tüm müşteri temas noktalarında uçtan uca tecrübe ediniyorlar. 2 yıl süresince Vodafone Türkiye’de çalışmalarını takiben tercih eden ve değerlendirme merkezinde başarılı olan Discover’lar, “Global Columbus Programı” ile Vodafone’un faaliyet gösterdiği farklı bir ülkede 2 yıl süreyle çalışma olanağı buluyor. Bu sürenin sonunda Vodafone Türkiye’nin ya da herhangi bir Vodafone ülkesinin sunacağı yeni kariyer olanaklarından faydalanabiliyorlar. Yurtdışı çalışma olanakları Columbus Programı ile de sınırlı değil. Tüm Vodafone çalışanları gibi, Discover’lar da Vodafone Türkiye’de ilk 1,5 yıllık çalışma sürelerini tamamladıktan sonra farklı Vodafone ülkelerindeki çalışma olanaklarını değerlendirebiliyor ya da ortalama 3 ay süren proje bazlı kısa dönemli çalışma imkanlarından faydalanabiliyorlar. Vodafone Türkiye’nin “Discover Genç Yetenek Programı” kapsamında şirket bünyesinde 150 genç aktif olarak çalışıyor.”
Girişimciler, Londra’da yatırımcılarla buluşacak İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle ŞEHİR Teknoloji Transfer Ofisi öncülüğünde kurulan INVEST ISTANBUL, 20 başarılı girişimciyi Kasım ayında Londra’da yatırımcılarla buluşturacak. İstanbul Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve Özyeğin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin proje ortağı olduğu, İTÜ Çekirdek, Girişim Fabrikası, Koç Üniversitesi Girişimcilik Araştırma Merkezi ve StartesHub’ın desteklediği INVEST ISTANBUL, her yıl Avrupa’nın bir kentinde Türk girişimcilerle uluslararası yatırımcıları buluşturmayı planlıyor. Bu yıl Londra’da
yapılacak London Demo Day için başvuruları almaya başlayan INVEST ISTANBUL’a yenilikçi teknoloji ve hizmet modeline sahip girişimciler, teknoloji sahibi akademik girişimciler ve KOBİ’ler ile kadın girişimciler başvurabilecek. Bu arada, 20 Nisan’a kadar yapılacak başvurularda kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılacak. Detaylı bilgiye www. investistanbul.eu sitesinden ulaşmak mümkün. INVEST ISTANBUL’un yenilikçi teknoloji ve yurtdışında ölçeklenebilecek inovasyon içeren girişimleri küresel bazda tanıtarak, değer yaratmayı hedefleyen ve kâr amacı gütmeyen bir platform olduğunu belirten
ŞEHİR Teknoloji Transfer Ofisi Direktörü Önder Yılmaz, “Her yıl Avrupa’nın farklı bir kentinde girişimci-yatırımcı demo günü organize etmeyi planlıyoruz. İlk yatırımcı günümüzü Londra’da yapacağız. Başvuruları almaya başladık ve bunlar arasından seçilecek 30 başarılı girişimci için yabancı ve ülkemizdeki tecrübeli eğitmenler ve mentorlarla Londra pazarına hazırlayacağımız 6 haftalık hızlandırıcı eğitim programı düzenleyeceğiz. Tamamen ücretsiz bu eğitim sonunda en iyi 20 startup‘ı seçerek, Kasım ayında onları Londra’da risk sermayesi ve melek yatırımcılarla buluşturacağız” dedi.
22
BThaber
KARİYER
Çeklerinizi tek tıkla sorgulayın Mikro Yazılım, Tam Faktoring ile gerçekleştirdiği işbirliği sayesinde KOBİ’lerin iş yapışlarını büyük ölçüde kolaylaştıracak bir uygulama hayata geçiriyor. Mikro Yazılım ve Tam Faktoring arasında yapılan işbirliği sonucunda, KOBİ’ler kullandıkları Mikro Yazılım programı üzerinden tek tıkla ellerindeki çekleri sorgulayıp işlerini sağlama alabilecekler.Tam Faktoring, ticari alacaklara istinaden güvenilir çeklere karşılık KOBİ’lerin alacaklarını temlik alıyor. Bu yeni hizmet ile müşterilerden aldığı faturalı çekleri risklilik bakımından sorgulayarak saniyeler içerisinde ön onay veriyor. Mikro Yazılım kullanıcıları, Türkiye’de bir ilk olan Tam Faktoring’in “Tam’a Sor” uygulaması ile kullandıkları Mikro Yazılım programı üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde çek sorgulaması yapabilecek, sorgulama sonucunda ellerindeki çekin risk durumunu ve finansmana uygunluğunu görebilecekler. Böylelikle KOBI'lerin finansmana erişimleri kolaylaşacak. Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Tomuş, geliştirilen işbirlikleri ve fırsatlar ile ilgili olarak şunları söyledi: “Türkiye’de KOBİ’lerin sağlıklı büyümesinin önünde en temel sıkıntısı tahsilat. Piyasalar çekle dönüyor. Mikro Yazılım olarak biz de sağladığımız işbirliği ile müşterilerimizin program aracılığıyla ellerindeki çeklerin riskini ölçme olanağı sağlıyoruz. Bu sayede KOBİ müşterilerimiz en büyük sıkıntıları olan tahsil edilemeyen alacaklarının önüne geçmiş olacaklar. Mikro Yazılım kullanıcısı KOBİ’lerin sağlıklı büyümelerini sağlamak en önemli hedeflerimizden birisi.” Tam Faktoring Genel Müdür Yardımcısı Hakan Karamanlı ise şunları söyledi: “Tam Faktoring dijital altyapısını kullanarak esnaf ve KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarını hızlı ve kolay bir şekilde karşılamayı hedefliyor. Bunu sağlayabilmek için veri analitiği teknolojileri kullanarak geliştirdiğimiz, dünya çapında ödüller alan bir kredi değerlendirme uygulaması kullanıyoruz. Mikro Yazılım ile yaptığımız işbirliği ile bu altyapımızı KOBİ’lerin erişimine sunarak risklerini daha iyi yönetebilmelerine ve finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına olanak vermeyi amaçlıyoruz.”
Eleman.net, bayilik sistemi ile büyüyecek
Eleman.net, Türkiye genelinde bayilikler vermeye başladı. Eleman.net Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, firmaların yüzde 80’inin eleman ihtiyacını internet üzerinden karşıladığına dikkat çekti ve “Türkiye’de toplam 2 milyon 400 bin firma olduğu düşünüldüğünde, bu firmaların 1 milyon 800 bini bayilerimizin potansiyel müşterisi konumunda diyebiliriz. Halen 250 bin üye firması olan Eleman.net’in yeni bayilik sistemi ile bu potansiyeli çok daha iyi bir şekilde değerlendirebileceğine inanıyoruz” dedi. Eleman.net, bayilerin bulunduğu bölgelerde etkinliklerle firmalara ulaşılmasına yardımcı oluyor. Ürün ve hizmetlerle ilgili tüm operasyonların yanı sıra müşteri memnuniyetine yönelik çalışmalar, reklam desteği ile doküman ve promosyon ürünleri de yine Eleman.net tarafından sağlanıyor.
10 - 16 Nisan 2017
TBD’de yeni yönetim işbaşında TBD Başkanlığı döneminde E-Devlet ve E-Türkiye, 6. Çerçeve Programı’na tam katılım, Teknopark Yasası, 1. ve 2. Bilişim Şuralarının gerçekleştirilmesi konularında çalışmalar yaptı ve E-Dönüşüm İcra Kurulu'nda 4 yıl üye olarak bulundu. Aktepe, 2010-2012 yılları arası TOSYÖV Genel Sekreterliği, 2012- 2014 arasında TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.
Rahmi Akteke Türkiye’de bilişim sektörünün gelişmesine önemli katkılar yapan ve 12 bini aşan üye sayısıyla en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Bilişim Derneği’nde (TBD 31’inci seçimli Olağan Genel Kurulu’nda İlker Tabak, başkanlık görevini Rahmi Aktepe’ye devretti. TBD’nin yeni Genel Başkanı seçilen Rahmi Aktepe, “Türkiye’nin gündemi bilişim olsun istiyoruz” dedi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda (BTK) gerçekleşen Genel Kurul’da TBD’nin yeni Genel Başkan Aktepe olurken, oybirliği ile seçilen yeni Yönetim Kurulu da şu isimlerden oluştu: Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Emre Alkın, Globalnet Genel Müdürü Ertan Barut, Başar Bilişim Eko Sanayi Dergisi Genel Müdürü Nuray Başar, Fokus Akademi Genel Müdürü Lütfi Özbilen, Vodafone Türkiye Kamu Satış Kıdemli Müdürü Ceyda Süer, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Adem Şahin, Datamind Kurucu Ortağı Hakan Tarhan, Atasay Kuyumculuk Bilgi Sistemleri Direktörü Ahmet Tosunoğlu, ASELSAN Uydu Görev Yükleri Programı Müdürü Ali Yazıcı, SMT Bilgi ve Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Yener, Verimlilik Genel Müdürlüğü Genel Müdürü Anıl Yılmaz ve Hacettepe Teknokent Genel Müdürü İlyas Yılmazyıldız. Cumhur Ercan, Vural Rıza İbrişim ve Üveyiz Ünal Zaim Denetleme Kurulu’nda göreve gelirken, Onur Kurulu’nda ise Kemal Karakoçak, Selçuk Kavasoğlu,
İlker Tabak, Ali Yazıcı ve Mehmet Yılmazer yer alıyor. Rahmi Aktepe, 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi Matematik Bölümü’nden mezun oldu ve yüksek lisansını AİTİA'si İşletme Bölümü’nde tamamladı.1978 yılında Devlet Demir Yolları Bilgi İşlem Merkezi'nde Programcı olarak işe başladı. Daha sonra Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nda Bilgi İşlem Merkez Müdürü, Muharebe ve Elektronik Daire Başkan Yardımcısı görevlerini üstlendi. Gümrük Müsteşarlığı'nda Muharebe ve Elektronik Daire Başkanlığının kurulmasını gerçekleştirdi ve aynı daireye Daire Başkanı olarak atandı. Gelir İdaresi Modernizasyon çalışmalarını başlattı, bu kapsamda Gümrükler Modernizasyon Projesi’nin geliştirmesine önemli katkılarda bulundu. Aktepe, Gümrük Müsteşarlığı Müsteşarlık Müşavirliği görevinden 2009 yılında emekli oldu. Türkiye Bilişim Derneği'nin 3 dönem Yönetim Kurulu Başkanı olan Rahmi Aktepe, 16 yıl TBD Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı ve TOBB Bilişim Sektör Kurulu’nun oluşumunu gerçekleştirerek, aynı sektör kurulunun başkanlığını 8 yıl sürdürdü. TBMM Bilgi ve Bilgi Teknolojisi Çalışma Grubu’nun kurulmasında önemli katkıları olan Aktepe, Çalışma Grubu üyeliğini 5 yıl sürdürdü. Türkiye Bilişim Vakfı’nın kurucu üyesi olan Aktepe, aynı zamanda vakfın Yönetim Kurulu Üyesi olarak 10 yıl görev yaptı. Aktepe,
Teknolojiyi ‘üreten ülke’ olmalıyız Türkiye’nin bütün olumsuzluklara karşın sektörde önemli bir ivme yakaladığını dile getiren Aktepe şunları söyledi: “Bilim, teknoloji ve özellikle bilişim teknolojisi üretmek zorundayız. Türkiye’nin yükselmesi için insana yatırım yapmalıyız. Bilim ve bilişim burada öncelikli bir rol üstlenmekte. Ülke olarak nerede olduğumuzu görmemiz ve bunun için bugünden yarına değişen kararlar yerine, tutarlı, şeffaf ve hesap verebilirlik düzeyi yüksek bir iklim yaratmalıyız. Bunun için öncelikli alanlarımız üç ana eksende toplanmalı. Birincisi, ülke olarak bir vizyon sahibi olmamız gerek. İkincisi, bu vizyonu hayata geçirebilmek için nitelikli insan gücünün yaratılması, üçüncüsü de bilim ve teknolojiyi katma değer oluşturacak şekilde üretime dönüştürebilmek. Kamu ve özel sektörün yanı sıra STK’lar artık 3’ncü sektör. TBD gibi STK’ların gücü, demokrasinin gücünü ve kalitesini de artırmakta.” BTK Başkanı Dr. Ömer Sayan da Genel Kurul’da yaptığı açılış konuşmasında, “BTK olarak ‘yeni merkezimizi yılın 365 günü nasıl bilişim merkezi haline getirebiliriz’ diye çalışıyoruz. BTK Akademi’yi kurduk ve siber güvenlik, bilişim, kodlama konularında halk eğitim merkezi olacak şekilde planlamalarımızı yaptık. Türk Dil Kurumu (TDK) ile bilişim terimleri sözlüğü için çalışmalarımız var. Hacettepe, ODTÜ ve Bilkent’i 5G test alanı yapıyoruz” bilgisini paylaştı.
Türk�ye’n�n En Güçlü Teknoloj� Dağıtım Ş�rket� Arena, HP Türk�ye'den “2016 Yılı; En Yüksek C�ro Yapan Dağıtıcı Ve En Yüksek C�ro Büyümes� Gösteren Dağıtıcı” Ödüller�n� Aldı!
+90 212 364 64 64 | musterrhhzmetlerr@arena.com.tr | www.arena.com.tr
EĞİTİMLER
ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R 13 Nisan 2017 3. Çağrı Merkezi Teknoloji Zirvesi Adile Sultan Sarayı - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.cagrimerkeziteknolojizirvesi. com 19 Nisan 2017 VMware NSX Roadshow Swissotel Bosphorus - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://teamme.com.tr/VMware-nsxroadshow
25 Nisan 2017 Siber Güvenlik ve Felaket Yönetimi Teknoloji Platformları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr 11 Mayıs 2017
Siz de Eğitim ve Etkinliklerinizi Burada Ücretsiz Paylaşabilirsiniz!
e-gameshow Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.e-gameshow.com 24 Mayıs 2017 2.Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.akillisehirlerkonferansi.com
Y U R T İ Ç İ
13 Nisan 2017 VMware NSX Roadshow Wyndham Grand - Ankara AYRINTILI BİLGİ: http://teamme.com.tr/VMware-nsxroadshow
19 Nisan 2017 Mobil Teknolojiler Günü Sheraton Grant İstanbul Ataşehir İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.mobilteknolojilergunu. com 27 Nisan 2017 ManageEngine User Conference 2017 Point Otel Barbaros, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.vitel.com.tr/uc2017/ 16 Mayıs 2017 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr 25 Mayıs 2017 Dijital Evrim Teknoloji Platfomları İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
14 - 15 Nisan 2017 Dinamikler 2017 Proje Yönetimi Kongresi Hilton Kozyatağı Otel - İstanbul AYRINTILI BİLGİ: http://www.dinamikler.org
19 Nisan 2017 BASID - Data Center Konferans Projesi Hilton İstanbul Bomonti Hotel AYRINTILI BİLGİ: www.datacenterturkiye.com
6 Mayıs 2017 JavaDay İstanbul 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.javaday.istanbul
18 Mayıs 2017 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr 6 Temmuz 2017 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
bthabersirketleri.com/EgitimEtkinlikDuyuru 12 Temmuz 2017 Bilişim 500 Ödül Töreni İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisim500.com
14 Eylül 2017 BTvizyon Adana Toplantısı Adana AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr 22-23 Kasım 2017 Bilişim Zirvesi 2017 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr
3 Ağustos 2017 BTvizyon Çanakkale Toplantısı Çanakkale AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
26 Eylül 2017
Dell EMC World 2017 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.emc.com/en-us/microsites/ dellemcworld/index.htm
Dijital Ekosistem: IoT ve M2M İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.teknolojiplatformlari.com.tr
5 Ekim 2017
BTvizyon Erzurum Toplantısı Erzurum AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
12 Aralık 2017 BTvizyon Girne Toplantısı Kıbrıs AYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr
E T K İ N L İ K L E R 8-11 Mayıs 2017
22 Ağustos 2017
Y U R T D I Ş I
23-25 Mayıs 2017
CommunicAsia2017 Marina Bay Sands, Singapur AYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com
BThaber
GÖRÜŞ
10 - 16 Nisan 2017
25
Endüstri 4.0’a merhaba derken siber güvenlik… Burak Bozkurtlar Dijital dönüşüm ile beraber hayatımıza dahil olan yeni terimler ise bilgi güvenliğidir. Bilgi güvenliği terimini bu denli kıymetli kılan ise elbette ki kişisel verilerdir. Kişisel veri nedir ve neden bu kadar önemlidir diye sorulduğunda öğreneceğimiz tek bir gerçek vardır; kişisel veri, hakkımızda işlenmiş ve kullanıma hazır veri, yani bilgidir. “Bilgi Güçtür” sözü ise son zamanlarda giderek popülerlik kazanırken, bilginin kıymeti de her geçen gün artmakta, bilgi güvenliğinin önemi anlam kazanmaktadır. Bu doğrultuda strateji belirlenirken her kesimin bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç “Ulusal Siber Güvenlik Stratejileri 2016-2019 ” başlığı ile ilgili kurum tarafından yayınlanmış; Ek-A, Ek-B ve Ek-C’de belirtilen kamu kurumları, özel kurumlar , sivil toplum kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin sorumlukları belirtilmiş, bizlerden de destek istenmiştir. Bireysel ya da kurumsal olarak yapılması gerekenlerin, “Milli Bilişim Seferberliği” başlığı altında ivedilikle hayata geçirilmesi ve ülkemizin tüm kesimleri tarafından da desteklenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Ancak, bilgi güvenliği başlığı altında, özel iştiraklere ve/veya kamuya ait kurumların “hemen adapte olalım” telaşı yüzünden, yanlış veya tam anlamıyla güvenli diyebileceğimiz bir çözümden bahsetmek için oldukça erken olduğunu da düşünmekteyim. Verilerimize kimler erişiyor? Öncelikle işlenmiş veriye bilgi diyelim. Daha sonra da verilerimizin neler olduğunu ve nerelerde kimler tarafından erişilebilir olduğunu tahmin etmeye çalışalım. Örneğin, bir interset sitesinden alışveriş yapıyorsunuz ve kredi kartı ile ödemenizi tamamlıyorsunuz. Sipariş ettiğiniz ürünün kargo süreçlerini de takip edebiliyorsunuz. Düşünsenize, milyonlarca insan aynı siteden alışveriş yapıyor. Üstelik üyelik sözleşmesi sırasında “kişisel verilerinizin işlenmesi konusunda” izin de verdiniz (Ancak burada kişisel verinin tam olarak bir tanımı yapılmış değil). Kişisel veri olarak kabul gören artık ne ise siz bu verileri verdiniz. Tabi bu arada bankalarda bizlerden istenen ve imzaladığımız “kişisel verilenizi pazarlama, reklam ve benzeri başlıklarda kullanılmak üzere” diyerek izin veriyoruz. İyi de bu konunun hukuksal olarak birçok defa yok hükmünde sayılması gerçeği de var. Şöyle ki; mahkeme ilk olarak vatandaşın kişisel verisini
ne derce bildiğine yani ehliyetine bakmaktadır. Sonra da kanundaki kişisel verinin tanımına bakmaktadır. Neticede anonimleştirilememiş ama sızma endişesi olan bir konuyu vatandaşın bilmek için yeterli bilgiye sahip olmadığına hükmedebilir. Peki sizler gibi milyonlarca insanın kişisel verisi olarak tabir edilen verilere kimler ne zaman erişebiliyor? Bilgisi sizlerde olacak mı? Kişisel verilerin olduğu sunuculara kim ne zaman nerede ve ne için ulaşmış? Bilgisi bize de verilecek mi? Elbette ki hayır. Üstelik bu konuda yeterli bir denetim de yok. Ancak kurumsal tarafta bir çoğumuzun da bildiği ve hatta kurulumu sırasında aktif rol aldığı audit gibi detaylı loglama yapan ürünler piyasada cirit atmaktadır. “Kim? Nerede? Ne zaman? Ne yaptı?” gibi soruların aslında sunucu tarafında ya da aktif dizinde yer alan bir kullanıcı tarafında denetim anlamına geldiğini biliyoruz. Hakikaten faydalı bir platform olduğunu da inkar etmiyoruz. Aynı zamanda Veri Kaybı Önleme (Data Loss Prevention - DLP) platformlarının da yine bilgi güvenliğini sağlamak için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca DLP VE Audit; Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri (BGYS) standartları için gerekli olan uluslararası akreditasyon sağlayan ISO27001, BS10012 gibi belgelerin alımında vazgeçilmez, olmazsa olmaz başlıklardır. Hassas verilerin sınıflandırılması, korunması, tanımlanması ve kriptoloji uygulanması da bu platformların ne derece vazgeçilmez bir çözüm olduğunu da belirtmek isterim. Nasıl bir çözüme ihtiyacım var? DLP sayesinde hassas verilerinizi sınıflandırırsınız. Kanunda hassas veri tanımı yapılmıştır. Buna göre kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, biyometrik verisi veya haklarında verilen ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri özel nitelikli kişisel veri sınıfına girmektedir. Bu verilerin, başkaları tarafından öğrenildiği takdirde ilgili kişinin mağdur olabilmesine veya ayrımcılığa maruz kalabilmesine neden olabilecek nitelikte veriler olmaları dikkate alınmakta, bu sebeple bu tür veriler hassas veri olarak kabul edilmektedir. Pekala bu verilerin başkaları tarafından erişilebilir olup olmadığını, erişildiğinde bana ait veriye bakılıp bakılmadığını ya da başka bir yere kopyalanıp kopyalanmadığını
denetleyebileceğim, güvenebileceğim ya da anlık olarak izleyebileceğim bir çözüm var mı? İşte burada DLP ve AUDIT çözümleri devreye alınabilir. DLP hassas verilerinizi sınıflandırırken uç noktalardan dahi hassas veri olarak sınıflandırdığımız ne varsa kurum dışına çıkmasını engeller ve yetkili kişiler arasındaki veri akışını oldukça başarılı bir yöntemle şifreleme (encrypt) ve çözümleme (decrypt) ise yalnızca yetkili kişide olarak hassas veri yetkisiz kişilerce ve izinsiz olarak alınmamış olur. Audit ise burada” Kim? Nerede? Ne zaman?” gibi soruları sorar ve yanıtlarını da sistem yöneticisi dahil herkesi denetlerim mantığı ile cevaplayıp bilgi güvenliği tarafında vazgeçilmezlik hissi uyandırır. Üstelik yukarıda belirttiğim daha birçok uluslararası standartlar da bu tip güvenlik yazılım ya da donanımlarını desteklenmektedir. Şimdi ben çıkıp sizlere desem ki, “Sistem Yöneticisi dahil herkes denetlenir cümlesi oldukça iddialıdır”. Şöyle ki; eğer ben sistem yöneticisi isem, istediğim an sisteme girerek istediğim veriyi alır ve ardımda hiçbir iz bırakmam. Bu iz, Audit konularında detaylı olarak kayıt edilse bile sistem yöneticisi isterse “root yetkisinin bana verdiğine dayanarak” diyerek suçu başkasının üzerine bile yıkabilirken bu yıkım işlemleri sistem yöneticisi dahil herkesin bir hacker tarafından riske edilmesi anlamına gelir. Bu arada; hiçbir yönetici, bilişimcilere güvenmek ya da teslim olmak zorunda değildir. Merkezi kontrol sistemleri sayesinde kurumunuzun siber güvenlik tarafında ne durumda olduğunu anlık ya da alarm durumlarında öğrenebilirsiniz. Teknik terimleri bilmeseniz bile konunun algoritmasını bilen sizler olduğunuz için detay ve önlemleri fark etmeniz için bir çok öneriyi de hayata geçirebilirsiniz. Kimler denetlenebilir, kimler denetlenemez? Şu anda denetim kurumları arasında yer alan BTK, BDDK, vb. kurumların bilgi güvenliği standartları için tüm belgeleri olsa bile hiç kimse şunu söyleyemez ve “Sistem Yöneticisi Dahil Herkes Denetlenebilir” diyemezler. Çünkü henüz ülkemizde kullanılan böyle bir çözüm yoktur. Peki bu işin çözümü yok mudur? Yani bize sunulan çözümler arasında mı yok? Yoksa hakikaten dünya da mı yok? Sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Elbette ki dünyada hassas veriye önem verenler var ve bu önemi “FIVE EYES” başlığı
altında kabul eden ve stratejik ortaklığa giden ülkeler var. Yani geliştirdikleri teknolojileri kullanan hangi ülke varsa, o ülkeye ait verilerin depolandığı ve gerektiğinde FIVE EYES üyesi olan ülkeler ile paylaşıldığını zaten bir çoğumuz biliyor ve FIVE EYES üyelerinin de sistem yöneticilerini denetlemek adına tamamen kendilerine özel bir terminoloji ile çalışıp çabaladıklarını da biliyoruz. Aslında bize ait milli diyebileceğimiz bir standart için hakikaten milli diyebileceğimiz bir teknolojiye sahip olmalıydık. Şimdi ise teknoloji, bu standart da bu denilerek hareket ediyoruz. Hal böyle olunca “bilişimden yalnızca bilişimci anlar”, “yönetici de işini yapsın” denilerek garip bir yapıda siber güvenlikten bahsediyoruz. Son olarak, Risk Management Forum’da gerçekleşen ve sektörün öncülerinin konuşmacı olduğu Siber Risklerin Yönetimi etkinlik notlarında görüldüğü üzere, sigorta firmaları bilgi güvenliği üzerine poliçe düzenleme arayışındalar. Ancak ne yazık ki dünyada bilinen ve hackerlara karşı yüzde 100 garantili bir ürün bulunmamaktadır. Özellikle endüstri 4.0 ile bahsi geçen dijital dönüşüm kapsamında, daha çok dikkatimizi çeken “nesnelerin interneti” standartları da yeni yeni belirlenirken, yazılım geliştiricileri ile yatırımcıların bir araya gelerek; endüstri 4.0’a yakışan güvenlik önlemlerini de alabilirler düşüncesindeyim. En azından fikir verebileceğini düşündüğüm geliştiricilerin de etrafındayken, sanırım endüstri 4.0 başlığı ile her siber güvenlik çözüm önerisi de aynı başlangıç çizgisinden yarışa başlama şansını elde edecektir. Ülkemizde geliştirme ve denetim mekanizmaları yok değil. Ancak daha çok katılım ile, daha hızlı ve çok güçlü bir mekanizma geliştirmemiz, kurgulamamız gerekmektedir. BThaber’de ilk yazımın yayınlanması ve siz değerli okuyucular ile bir an bile olsa aynı cümleler içerisinde aynı mantığı solumak bile benim adıma oldukça heyecan vericiyken, sizleri daha fazla yormadan bir sonraki yazımda DLP, AUDIT ve BGYS üzerine daha fazla detay vererek tamamen bizlere ait standartlar ile yazılım ve teknoloji ihracatı yapan bir ülke konumuna gelmek adına sürekli paylaşımcı olacağımı da bu vesile ile belirtmek isterim. Unutmayın; bilgi güçtür ve bilgi paylaşılınca güzeldir burak@cybertech.istanbul
26
BThaber
MEKTUP
10 - 16 Nisan 2017
Okuyalım, okutalım!
Yepyeni bir haftadan merhaba sana, Bu hafta mektubuma her zamankinden daha da harika bir haberlea başlıyorum. Zira Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı sosyal bağış hareketi başladı. Aralarında Koruncuk Vakfı, Bilim Kahramanları Derneği, Darüşşafaka Cemiyeti, KAÇUV, Hayata Destek Derneği, WWF, TEMA, TEGV, KEDV, ÇEKÜL, AÇEV, AKUT, TOÇEV, Tohum Otizm Vakfı ve ASHOKA olmak üzere 15 STK’yı tek platformda toplayan MarjinalSosyal’in önderliğinde başlatılan Sosyal Bağış Hareketi, bireysel bağış ve sivil toplum kuruluşu bilincini artırmayı hedefliyor. “Biriniz Hepimiz İçin” sloganıyla başlayan “Sosyal Bağış Günü” de her ayın ikinci Perşembe günü gerçekleşecek. Sosyal Bağış Hareketi sosyal medya hesapları her daim takibimizde olsun: facebook.com/ sosyalbagishareketi, instagram. com/sosyalbagis, twitter.com/ BagisHareketi. Gelelim haftanın bir diğer kamu spotu haberine, sağlığa. 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle kansere karşı savaşan besinlerle ilgili bilgi veren Acıbadem Altunizade Hastanesi Onkoloji Diyetisyeni Dilşat Baş. bazı besinlerin kanser hücrelerini vücuttan uzaklaştırma konusunda vücudun iç dinamiklerine daha fazla destek verdiklerine dikkat çekerek, “Bu dost besinlerin faydalarından yararlanmak için onlara soframızda düzenli olarak yer vermeliyiz” demiş. İşte önleyici ilaçlarımız: Kükürtlü sebzeler, yani brokoli, lahana, karnabahar, bürüksel lahanası, pazı, turp çeşitleri, şalgam, hardal yeşillikleri, su teresi, yabani havuç, kurubaklagiller, yani kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek ile soya fasulyesi, üzümsü meyveler yani çilek, böğürtlen, ahududu, yaban mersini, dut, üzüm, kızılcık, kiraz ve vişne, dost baharatlar yani
tarçın, karanfil, fesleğen, kimyon, kakule, nane, kişniş, biberiye, sarımsak, zencefil ve zerdeçal, karotenoid içeren besinler yani balkabağı ve tatlı patates, ayrıca havuç, kayısı, mısır, domates, yeşillikler, şeftali, nektarin, portakal ve karpuz, üstüne bir de balık, ayrıca likopen içeren besinler yani domates ve greyfurt, kayısı ve karpuz, doğal prebiyotikler yani enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz, soğan, sarımsak, muz, yer elması,
hindiba, buğday kepeği, tam tahıllı ürünler ve kuru baklagiller, sert kabuklu kuru yemişler yani pek sevdiğimiz ceviz, fındık, fıstık, badem, brezilya fıstığı ve kaju fıstığı, tüm bunların hepsinin üstüne de yeşil ve siyah çay. Formülümüz sağlık için bunlar olsun her zaman. Bireysel enerjimizi aldık madem, o vakit geçelim enerji içeriğime…. Enerjisa’nın ‘Tasarruf Modu’ uygulaması, banner reklam yayınlarının gerçekleştiği tüm cihazlarda enerji tasarrufu sağlıyormuş. Uygulamayla sitede kalınan süre boyunca cihazların işlemcisini yoran servisler durduruluyormuş. Enerjisa’nın #enerjnikoru hareketi ile kampanya döneminde hem markanın web sitelerinde hem
erişimi yüksek mecralarda uygulanan Tasarruf Modu uygulaması ile toplam 25 milyon görüntülenme üzerinden 5 milyon tekil kullanıcıya erişilmiş. Haberlerim bu kadar da değil… Konecranes, Türkiye'deki atıktan-enerjiye (WTE) ve biokütle uygulamaları için özel tasarlanmış kaldırma ve malzeme elleçleme teknolojilerini piyasaya sunuyormuş. AtıktanEnerji üretimi, kentsel atıkların yakılması ile ortaya çıkan ve genellikle elektrik ve buhar formundaki enerji oluşturma süreciymiş. Türkiye’nin liselerarası ilk ve tek kodlama festivali CodeFest, Üsküdar Amerikan Lisesi (ÜAL) tarafından ikinci kez düzenlenmiş. Toplam 28 okuldan 100’den fazla liselinin katıldığı CodeFest’te; Kadıköy Doğa Koleji ve Akım Koleji’nin kodlama takımı ‘Skaksjks’, 6 soruyu çözerek birinci olmuş. Gençlerin başarılarıyla ödüllere de geçeyim. Vestel, Manisa Çalışma ve İş Kurumu koordinatörlüğünde, bu yıl 10’uncusu düzenlenen Manisa İstihdamda Buluşma Günleri’nden 3 ödülle dönmüş. 2016 yılı kapsamında ‘En Fazla İstihdam Sağlayan İşletme’, ‘En Fazla Kadın İstihdamı Sağlayan İşletme’ ve ‘Kontenjan Fazlası En Çok Engelli İstihdamı Sağlayan İşletme’ ödüllerini alan Vestel, ekonomiye ve insana sağladığı katkıyı bir kez daha göstermiş. Schneider Electric de etik iş uygulamaları standartlarının
belirlenmesi ve geliştirilmesinde küresel lider olan Ethisphere Enstitüsü tarafından Dünyanın En Etik Şirketleri’nden biri seçilmiş. ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu üyesi Furkan Yılmaz sağolsun yazmış, 2016-2017 eğitim öğretim döneminde ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu olarak NASA tarafından düzenlenen uluslararası bir organizasyonda yer aldıklarını söylemiş. NASA tarafından düzenlenen ve 5 yıldır 100’den fazla şehirde gerçekleştirilen, yılda 10 bin teknoloji meraklısını buluşturan NASA SPACE APPS CHALLENGE etkinliğinin bu yılki Ankara ayağını ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu ve NASA ortaklığıyla 29-30 Nisan’da Next Level sponsorluğunda Next Level AVM’de kapalı bir mağazada gerçekleştirecekler. Etkinlik 161 ülkede eş zamanlı ve 48 saat
kesintisiz gerçekleşecek. Hedef ise NASA’nın dünya ve uzayda önemli gördüğü sorunların çözümüne katkıda bulunacak teknolojistleri, bilim adamlarını, tasarımcıları, sanatçıları, eğitimcileri, girişimcileri, yazılım geliştiricilerini ve her yaştan öğrenciyi buluşturup, onların web sitesi, mobil uygulama, elektronik alet, robot, giyilebilir teknoloji ürünü ya da henüz
fikir aşamasında olan bir yeniliği dünyanın gelişimi için sunması. Haftaya noktayı bir kitapala değil, devasa bir kütüphane ile koyuyorum. 53. Kütüphane Haftası kapsamında, 29 Mart’ta 81 İlde, saat 12.30 - 13.00 arasında, illerin en merkezi noktalarında, kütüphane iç mekânlarında, kütüphane bahçelerinde, okullarda, okul bahçelerinde, üniversite kampüslerinde, 30 dakika sessiz kitap okuyarak gerçekleştirildi. Ama acı gerçek: IPSOS KMG’nin 2016 yılında 34 ilde 13 bin 799 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarını içeren ‘Türkiye’yi Anlama Kılavuzu’na göre toplumun yüzde 39 hiç kitap, yüzde 47’si hiç dergi okumuyor, En sık yapılan aktivite yüzde 85’le televizyon izlemek. Oysa okul kütüphanesindeki kitap sayısı arttıkça, öğrencilerin matematik başarılarının da artma eğiliminde olduğu net. Bir acı gerçek daha: Milli Eğitim Bakanlığı Personeli arasında “kütüphaneci kadrosu” hala yer almamakla beraber, özel eğitim kurumları hariç Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi okullarında çalışan kütüphaneci sayısı sıfır. Yani 18 milyona yakın öğrencinin yüzde 70’i kütüphanesiz bir eğitimle karşı karşıya. Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Aydın İleri, konuyla ilgili çok kapsamlı bir metin iletmiş, benim yerim malum sınırlı, ama sözün özü; eğitimde fırsat eşitliğinin temelinde okul kütüphanesi var ve müfredatı destekleyen, öğrencinin, öğretmenin edebi ve bilimsel kaynaklara basılı ve dijital olarak eşit ve parasız erişebilecekleri, uzman kütüphaneci personelin hizmet sunduğu kütüphaneler, bilgi ve belge merkezleri tüm öğrencilerin, eğitimcilerin hakkı. Söylemesi bizden olsun, okudukça ülkenin büyüyeceği gerçeğini unutmayalım. Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle buluşalım haftaya,
REKLAM SATIŞ GRUBU YIL 22 SAYI 1117
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr
www.bthaber.com
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr
10 - 16 Nisan 2017
www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber
Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr
Editör
Görsel Yönetmen
Handan Aybars handana@bthaber.com.tr
Tuğçe Erarslan tugcee@bthaber.com.tr
Online Editör
Video Editör
Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr
Efe Çevikoğulları efec@bthaber.com.tr
Bültenlerinizi
bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz
Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l
Abone ve Dağıtım btabone@bthaber.com.tr
Satış Grubu Kutay Göçe Karolin Özçelik Abdurrahman Koyuncu Funda Koyuncu (Ankara)
Reklam Rezervasyon info@bthaber.com.tr Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL Telefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi: Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-Ankara Telefon: (0312) 258 64 24 / Faks: (0312) 258 63 02
Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.
ISSN 1300-6495 BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER
Istanbul’s digital gate opening to the world
The world’s largest airport is being built in Istanbul. The three landing fields will be used at the same time and 350 points around the world will be reached from the airport. The new airport, which will generate 1.5 million people income by generating approximately 100 thousand new jobs. The new airport is planned to be operational by 2018. Suitable to all of the requirements of the new age, the first “Digital Airport” of the world will be operated by the IGA Consortium after the construction and becoming operational. The installation of the technological infrastructure of the airport, which to be located on a massive campus, is also continuing. Ersin İnankul, IGA’s CIO of the construction of airports, mentioned on the projects and work done: “There are approximately 130 support buldings near the landing fields and the terminal main building of the airport. There is also a data center building of course. This 3,500 square meter data center will be the first data center in the world to have the first TIER 3 certificate in an airport. We have started the installation of the systems in this data center
which will be opened in June 2017. The capacity of the data center can go up to 12 thousand square meters. All airline companies through this data center can also be serviced. We see this data center as a technology base. We are building the smartest building of Turkey. As IT department, we are a team of 48 people. We have friends from different countries in this team, but most of them are Turkish engineers. A total of 26 IT packages including designs, the selection of related business partners, the creation of tender specifications, followup applications are all carried out by this team. Our team is growing fast. Of course, we also have sub-contractors. With them, we will have over 850 human resources in total in IT. We start with the structured cabling for the creation of these 26 packages. 4,500 km of copper and 2,000 km of fiber cable installation will be done. We have close to 700 communication rooms in terminal buildings and others. We will serve the entire campus network with 700 rooms and 2 large server rooms where the switches are located. In total, we are talking about a structure with 80 thousand ports.
When we go up to the upper layer on the network infrastructure side, there are 3 thousand devices in this structure. Cyber security is one of the most important packages for us. With this project, we actually wrote the first cyber security specifications in Turkey. There are a lot of government agencies working on cyber security and we talked to all of them and figured out the topology of how an institution should be protected from the cyber security point of view. Then, we wrote a 110 page specification. There are 24 main topics in this document. Another important issue is physical security systems. The circumference of the airport will be protected by a 24 km fence. This fence’s security will be provided by radar systems, camera systems and analytical software. Apart from that, there are 9 thousand cameras within the airport. We are placing these cameras in such a way that the passengers can be watched from the entry point to the airport to boarding. We also built an 800 square-meter operation center to monitor these cameras. The staff will enter their fingerprints and eye retina, while passengers will be monitored with face
recognition systems. Also in the world for the first time, we are dreaming about a virtual tower project to manage all the aircraft movements on the ground.” In the next step, Ersin İnankul, who stated that systems aiming airport passengers’ satisfaction will soon be structured, continued his words: “Our passengers will be able to follow all the processes from departure from their houses to arriving at the airport and the boarding gate through the applications of the IGA. In the meantime, we will be able to send them messages about the campaigns. Our passengers will be able to do all the work themselves, without any need of help from anyone and without standing in any queue in any process, including luggage delivery. We build the infrastructure of this system and offer it for the use of airline companies. Nearly 100 airline companies will be at the airport. In addition, our international passengers who have Turkish passports will not be contacted by any officers during the passport control phase, thanks to biometric applications. From this point of view, we are building one of the smartest airports in the world. We have a car park
with a total of 40 thousand vehicles, 18 thousand of which are closed. We are developing mobile applications to solve the problems of passengers who can not locate the car in the parking lot while the payment systems are to be moved to a completely digital environment. One thing we consider important in terms of an innovative approach is the internet of things (IOT). We have extensive work on this area. There is no IoT project finished specifically for the airport in the world. We will implement a “smart airport” concept, a first for an airport; with an IoT environment, sensors, security cameras and computer peripherals and devices that can provide meaningful data to the system throughout the airport will be in one platform. Airport specific systems providing operational continuity of critical systems like BHS (Baggage Handling System), LET (Lift, Escalator and Travelator), EDS (Explosion Detection System), X-Rays and monitoring Key Performance Indicators (KPIs) as well as energy and employee productivity will make the airport smart. We will also be the first to implement the ‘Follow the Greens’ application in the world. With this concept, we will realize that the aircraft will be taken to the parking lot with the green ‘runway exit’ and ‘taxi way middle lin’' lighting from the moment the tires touch the landing field. This will ensure a safe and fast operation, especially at night and in low visibility conditions. This system will be integrated with RMS (Resource Management System) and A-SMGCS (Advanced Surface Movement Guidance and Control System) technologies through a unique informatics integration system to provide accurate movement recording and timely services.”
Data analysis for audit purposes against abuse
Today, the use of data analysis systems in reading and analyzing rapidly increasing data is becoming inevitable. Integrating these analyzes with audit functions provides significant productivity advantages for organizations and companies. MED YMM and Independent Audit Company, Med Idea provides data analysis and audit solutions for Canadian based CaseWare Analytics and Audicon companies. Stating that they offer solutions for money laundering, corruption, bribery and fraud for companies, Med Idea founders Özgür Demirdöven and Kaan Demirdeven gave the following information: “Med Idea was launched two years ago, taking the distributorship of the Canadian CaseWare Analytics Company. Later, we got the representation of the German Audicon company, which provides the integration of CaseWare solutions with SAP. CaseWare responds to the data analysis needs of nearly 500 thousand users in 16 languages on 130 countries around the world. CaseWare, one of the leading solutions in the field with its data analysis capabilities and continuous data monitoring tools, is
used in both public and private sectors. It is used by departments of income administration, customs administrations, internal and external auditing firms, internal auditing and budgeting departments of institutions and companies. This software is used as computer aided audit tools in the world. Companies and corporations are benefiting from it in many areas such as prevention of fraud, money laundering, abuse of credit cards, increase of data quality, auditing of pay rolls and budget control. We address each sector and also have specific solutions for the sectors. We go to different sectors like construction, logistics, insurance, tourism with different solutions. Our monitoring software has continuous monitoring function. Companies usually look back after the trial balances, balance sheets and reports are created. This creates gaps that last for a month to a year. Sometimes, it is too late to take action against any negative situation. Abuses can sometimes be detected over a period of two years. With this monitoring solution, which is constantly auditing, managers are immediately alerted in case of abuses.”
Cyber security’s heart is network firewall In the past, the firewall only looked at the address on the envelope, it did not look inside and the passing decision was made accordingly. Today, however, there is an integrated threat management (UTM) and a new generation network definition. SonicWall Turkey Country Sales Leader Özben Miçooğulları, who gave the example of “Now, the network firewalls take the envelopes and look inside,” pointed out that they were devising different measures on the network firewalls. For example, the antivirus should now be on the gateway, meaning network firewalls, not just on the computers. It is okay to guard the doors and windows, but you have to check the corridors, as well, in this risky environment. The new generation of network firewalls does
this; as Özben Miçooğulları pointed out, different security solutions were positioned for each step in the past, today, they all integrate into UTM, singularizing multiple security services. Özben Miçooğulları continued as the following: “SonicWall is a 25 year security firm and 100% channel focused. We are developing with distributors. We have hundreds of distributors including gold and silver ones. Along with the return of the SonicWall brand, we also made announcements about our new channel program. So, we departed from Dell’s channel programs and SonicWall launched a separate channel schedule starting from February. It was important for the cyber security channel partners to separate from channel partners in other IT topics. So,
we launched the SecureFirst program. Therefore, we are in a period of adding new distributors to our system. It is very important for us that our staffs are experts in security. At the end of March, SonicWall University, which we launched on a global basis, is a training program for ourselves and our distributors. Hence, we will certify Gold and Silver partnership levels. Our channel program is very new and there is a rapid change from end to end. The company that registered and became our distributor can become Gold and Silver distributor after realizing certain conditions and the ‘university’ structure is important in this sense. When our distributor knows the product and solution well; it can provide strong support to the customer.”
Energy savings in combi boilers and air conditioners is not a dream Increasing natural gas and electricity bills, especially in winter time, is actually a general problem in the country. Cosa co-founder Dr. Emre Erkin stated that: “My partner Cem’s (Gül) house being away from the city center, unconfortable heating and high natural gas bills and the motivation to launch our own business together caused us to develop Cosa in ITU Energy Technocity, Turkey’s first energy themed technocity. As Dr. Emre Erkin noted, Cosa is a new generation of technology; beyond a smart room thermostat, which allows you to manage and monitor home energy from a mobile phone, recognize the person and the house, and even has the infrustructure to manage different devices in the future. The clearest benefit Cosa offers to consumers is savings. However, as Dr. Emre Erkin pointed out, there are
many benefits and comfort benefits of managing the combi boilers remotely. Cosa, for example, allows the combi boiler to work so that the house is kept at the set temperature. With the ‘home’, ‘sleep’ and ‘outside’ options, comparing to the thermostats, which are often difficult to use, it offers an easy to use interface. On top of that, many smart features can improve comfort conditions. “Now that we do not have to make any adjustments on the combi boiler, we can intervene from our mobile phone when we have a stiation regarding the combi boiler.” Said Dr. Emre Erkin and according to the information given by him, Cosa is compatible with all combi boilers with on / off control room thermostat input. In addition, Cosa, with its Open-Therm (automatic control system),
provides a fast solution for maintenance, repair and malfunctioning related to heating-cooling systems. Dr. Emre Erkin gave the following information: “At the time we offered Cosa to the market, we were one of the firsts in Turkey in the smart thermostat market and perhaps one of the top five in the world. Domestic investors were primarily concerned with this developing sector, both because we were the first in Turkey and because Cosa was designed especially for combi boilers and houses in Turkey. Revo was interested with Cosa when it was still in R&D processes and made investment decisions immediately after it was offered to the market. At the moment, a new investment tour will take place and foreign investors will join us. We are making preparations for it.”
GLOBAL ManageEngine KIDEMLİ DANIŞMANLARINDAN
KAÇIRILMAYACAK EĞİTİMLER! ManageEngine AD Ürünleri 14:30 - 15:00 15:00 - 15:30 15:30 - 15:50 15:50 - 16:20 16:20 - 16:50 16:50 - 17:10 17:10 - 17:30 17:30 - 17:40
Harish Sekar ManageEngine ADSolutions Teknoloji Danışmanı
Vivin Sathyan ManageEngine ADSolutions Satış Öncesi Danışmanı
ManageEngine Service Desk Plus 14:15 - 15:15 15:15 - 15:35 15:35 - 16:30 16:30 - 16:50 16:50 - 17:30
AJANDA
17:30 - 17:40
08:30 - 09:00 09:00 - 09:15
Kumaravel Ramakrishnan ITSM Ürün Yöneticisi
09:15 - 09:40 09:40 - 09:55 09:55 - 10:10 10:10 - 10:25 10:25 - 10:40 10:40 - 10:55 10:55 - 11:10 11:10 - 11:25 11:25 - 11:40 11:40 - 12:00 12:00 - 12:30 12:30 - 13:30
Priya Kumaresh SDP Destek Ekibi Yöneticisi
ManageEngine ITOM 13:40 - 14:30 14:30 - 14:50 14:50 - 15:50 15:50 - 16:10 16:10 - 17:10 17:10 - 17:30
Suresh Bagavathy ManageEngine Kıdemli Teknik Danışman
ManageEngine User Conference 2017’de Neler Bulacaksınız?
ManageEngine Desktop Central 13:30 - 14:10 14:10 - 14:30 14:30 - 15:10 15:10 - 15:30 15:30 - 16:30 16:30 - 16:40
Leonard Jayakumar ManageEngine Kıdemli Teknik Danışman
Jagan Pandurangan Satış Öncesi Danışmanı & Uygulama Yöneticisi